www.seyfihoca.com
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
SEYFİHOCA'NIN YDS SÖZLÜĞÜ NO 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52
KELİME much loose spacious beyond belief confirm make do residential vigilant accessible unfavourably speculative expose surpass vulnerable to expect towering airframe fibrin disturbing aim cage ever since castle by heart zealous odour foe constipation sell out manifestation obstinately fierce union predict cute stick proud (of) ingredient occupy contrarily lethal incomprehensible deliberately aware of sth persevering deduce sensitive shift crew coincidence seismic in love with
Versiyon 2.0
ANLAM çok gevşek ferah, geniş (roomy) inanılmaz doğrulamak, desteklemek (with sth) elde olanla idare etmek (= survive, get by with, eke out, subsist) yerleşim yeri, yerleşim uyanık, gözü açık ulaşılabilir olumsuz bir şekilde söylentilere dayalı olan (1) açıklamak, arz etmek (reveal) (2) (tehlikeye vb) maruz bırakmak üstün olmak, aşmak bir şeye karşı savunmasız, hassas ummak, beklemek çok yüksek, saygı uyandıran uçak iskeleti lifli protein rahatsız edici hedef, gaye, amaç, nişan almak kafes, hücre, hapishane …den beri şato, kale, hisar ezbere, su gibi çok hevesli, arzulu (enthusiastic, passionate, keen) koku ***odourless: kokusuz X (aromatic: hoş kokulu) düşman, muhalif (enemy, antagonist) kabızlık tükenmek (bilet, kaset, kitap, .. vb) gösterge, belirti, kanıt inatçı bir şekilde (1) azgın (2) çetin (rekabet) sendika önceden tahmin etmek şirin, sevimli dal, sap, çubuk, değnek, baston (1) gurur duyan, onurlu (2) kendini beğenmiş, kibirli içerik, katkı, muhteva, öğe, unsur (1) işgal etmek (2) yerleşmek aksine, tersine ölümcül anlaşılmaz, karışık (ununderstandable, unintelligible) kasıtlı bir şekilde …ın farkında azimli, sebatkar, yılmaz, ayak direyen (persistent, steadfast) çıkarsama yapmak hassas yer(ini)değiştirmek, değiştirmek mürettebat, tayfa, ekip, grup çakışma, tesadüf, rastgelme, rastlantı depremle ilgili aşık olmak
1
14.5.2013
www.seyfihoca.com
53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107
bewildering previous run out of destroy reputedly self-sufficient force as a result intertwine prolific at length silver-clad exactly erode drop out require disrupt serve renowned so much as precipitious on a diet another defeat inevitably reckon stray waterproof spread inexhaustible continually priceless even so prove to be compromise apologetic susceptible to intolerable immigrate journal frivolous scan surge of growth ineffectual witness pass up clay take along rotten discredit invalid stem infrastructure hold election disparate
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
afallatıcı, şaşırtıcı önceki ...i tüketmek, bitirmek, ..siz kalmak (= deplete, exhaust, use up) yıkmak, yok etmek, mahvetmek şöhretli bir şekilde kendine yeten, başkasına muhtaç olmayan (self-contained) zorlamak sonuç olarak birbirine geçmek (1) üretken kişi (resourceful) (2) meyve veren, bereketli (fertile) uzun uzadıya (indetail)/ (in length uzunluk bakımından) 40% gümüş ve 60% bakırdan oluşan tam olarak kemirmek, aşındırmak, oymak okulu bırakmak, kaydını sildirmek gerektirmek (= call for) bölmek, araya girmek, engellemek hizmet etmek, görev yapmak ünlü, meşhur (famous, well-known) …kadar çok (1) uçurumlarla dolu, yalçın (dağlık yerler vb) (2) aceleci, telaşlı diyette başka bir (+tekil) yenmek, bozguna uğratmak (beat) kaçınılmaz bir şekilde hesaba katmak, tahmin etmek (1) başıboş aylak kimse (2) sokakta yaşayan kedi, köpek vb su geçirmez yaymak, yayılmak ***widespread: geniş çaplı, yaygın tükenmez (= infinite, limitless, bountiful) sürekli bir şekilde paha biçilmez böyle olsa bile olduğu ortaya çıkarmak uzlaşmak; tehlikeye atmak üzgün, pişman (diffident, remorseful, sorry) kolay etkilenen, hassas (vulnerable to) tahammül edilmez (unbearable) göçmek, hicret etmek, göç etmek makale sulu, ciddiyetsiz C (earnest, serious) incelemek, gözden geçirmek büyüme hamlesi etkisiz, sonuçsuz şahit olmak uzatmak, vermek, reddetmek, kaçırmak kil, çamur, toprak yanında/beraberinde götürmek çürük gözden düşürmek (1) geçersiz (2) kötürüm, sakat ağaç gövdesi *** stem from: --- den kaynaklanmak altyapı seçim düzenlemek tamamen farklı
2
14.5.2013
www.seyfihoca.com
108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162
glory quiet unmistakably embassy iII-defined leave out winding thrill be based on have a look at below defect key resources cover gift trait tail untimely entire stream race adapt due to at all costs ornamental litter sudden hollow tender potential airways possess battle overriding expansive pet give up widowed register send out for sign out of doors make for polish on account of how long increasingly sentence so to sth impressive shrink crowded with extend lunar orbiter skyscraper distress
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
şan, şeref, şöhret, ün (1) sessiz, sakin (peaceful, serene) (2) quiet (about) mütevazi karıştırılması imkansız bir şekilde elçilik kötü tanımlanmış dahil etmemek, hariç tutmak virajlı yol heyecan …e dayalı olmak hızla bakmak altında bozukluk, kusur, hata, sakatlık *** speech defect konuşma özrü önemli kaynaklar örtmek, kapatmak, (ihtiyac)karşılamak hediye, armağan, ihsan, hibe kişisel özellik; karakter niteliği, kuyruk vakitsiz, yersiz, olmadık zamanda (at an awkward time) tüm, bütün (= whole) akarsu, dere, çay, ırmak, akıntı (1) ırk (2) yarış bir şeye uyarlamak, uydurmak (adjust) …den dolayı, yüzünden her ne pahasına olursa olsun süslü (decorative, ornate) çöp (trash, garbage, rubbish) hemen, ani kovuk, oyuk, boş, anlamsız yumuşak potansiyel solunum yolları sahip olmak, mal etmek muharebe, savaş en öncelikli, en önemli muhabbeti bol ev hayvanı vazgeçmek, bırakmak (abandon, abort) dul kaydetmek, kütüğe yazmak …için çağırmak imzalamak, imza atmak açık alanda yapılan etkinlik e doğru gitmek, yürümek cilalamak, parlatmak …den dolayı, yüzünden ne kadar süre aratn bir şekilde cezaya çarptırmak etkili, büyüleyici kısalmak, küçülmek, çekmek kalabalık uzatmak ay görünge aracı gökdelen, yüksek katlı bina elem, acı, ıstırap, keder
3
14.5.2013
www.seyfihoca.com
163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217
substantial former light up implicate refinement abolish be over bruised destiny extravagant remember or else immobilize elusive upwards chain unmistakably municipality be composed of wake up prepared to imprisonment volunteer prevent decrease depress traitor end up in unless stuff put total trust in sth committed to nomadic battle authoritarian infectious persecutor rightfully admission in gear similar to pop disaster suffer from sth intrepid trust elaborate plant satisfactorily timid expire productively imperceptible massacre bet
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
bir hayli, epeyce önceki (iki şeyden bahsederken ilk söylenen kişi veya şey) ...i aydınlatmak, çoşmak, yakmak (sigara) (bilhassa suça) bulaştırmak saflaştırma, arıtma yürürlükten kaldırmak bitmek (= finish, end) morarmış (göz, cilt vb) kader müsrif, parasını çarçur eden (spendthrift) X (thrifty, economical) hatırlamak yoksa, aksi takdirde hareketsiz/sabit kılmak ince, hassas (mana vb) (hard to pin down, indefinable, indescribable) yukarıya doğru zincir, bağ, dizi, silsile açık bir şekilde belediye …den oluşmak uyanmak …e hazır olmak hapse atmak (incarceration) gönüllü, ücret almadan yardım eden engel olmak, mani olmak azaltmak, eksilmek, küçültmek üzmek, canını sıkmak vatan haini (betrayer) X loyalist (hapishane, hastane vb bir yerde) son bulmak, sonuçlanmak …medikçe, …mezse madde, asıl, esas, eşya, ev eşyası tam olarak güvenmek kendini adamış, bir şeyin uğruna çalışan göçebe, bedevi (itinerant, travelling) savaş, meydan savaşı otoriter, zorgulu (strict, dictatorial) C (lenient) bulaşıcı (hastalık ) (contagious, communicable, transmittable) zalim, işkence den kimse, zorba haklı olarak, haklı yere X wantonly: durduk yere, sebepsiz yere kabul etme viteste …e benzer patla(t)mak, patırtı, patlama, popüler felaket (=calamity, catastrophe) …den ızdırap çekmek korkusuz, cesur güvenmek ayrıntılı, detaylı bitki, fabrika, santral tatmin edici bir şekilde korkak, çekingen (yiyecek, ilaç vb için) son kullanma tarihi gelmek, miadı dolmak verimli bir şekilde görülmez, algılanması güç soykırım, katliam (genocide) bahse girmek, iddiaya girişmek
4
14.5.2013
www.seyfihoca.com
218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272
unfavourable apart from sour intimate disappearance make room for on holiday fracture pervasive relative fed up our uppermost layer deny spectacle all in all bring in legible obsession take advantage of perplexed in social terms identify with whom hereditary take part in immune (to) put over brain disorders sake hitchhike translucent mourning curious hypothesize obliged (to) wipe via in haste give rise to lesion contrary to vastness in use artifacts fertilize fluid sign off qualify in pain at one’s best replace (with) strike maladjusted under pressure
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
olumsuz …den başka ekşi, acı tadı bozulmuş (unpleasant) samimi, yakın (= friendly) ortadan/gözden kaybolmak (vanish) yer açmak tatilde kırılmak, çatlamak; çatlak yaygın, kolayca yayılan, istila ve nüfuz eden (virüs, tümör vb) göreceli, nispeten bıkmış, gına getirmiş, yorulmuş bizim en üst tabaka inkar etmek görülmedik şey, ilginç durum herşeye rağmen kazanç getirmek okunaklı, kolayca okunabilir takıntı -istifade etmek, yararlanmak (make use of ) şaşırmış, şaşkına dönmüş (puzzled, bewildered) sosyal açılardan teşhis etmek, kimliğini belirlemek, sınıflandırmak ki onunla kalıtsal (innate, congenital, inherited) katılmak (participate in, join in ) bağışıklık kazanmış, muaf açıkça ifade etmek, anlatmak, açıklamak (= explain, get across) beyin hastalıkları hatır, uğur, menfaat, çıkar otostop yapmak yarı geçirgen madde yas, keder (lamentation) ***mournful yaslı, yas tutan (1) ilginç, merak konusu, tuhaf (strange) (2) meraklı (inquisitive) hipotezde bulunmak (1) zorunlu, mecbur (2) minnettar (indebted to, grateful) silmek, süpürmek yolu ile, …üzerinden, vasıtasıyla telaşla sebep olmak, yol açmak (= cause, bring on, unleash) doku bozulması, yara, bere …ın aksine/tersine (= unlike, in contrast to) genişlik, enginlik kullanımda insan yapımı nesneler (toprağı vb) verimli hale getirmek, verimli kılmak sıvı, akışkan madde, akışkan bitirmek, oturumu kapatmak, yayına son vermek yetenek kazandırmak acı içinde en iyi formunda (1) eski yerine koymak (2) --- ile değiştirmek vurmak, çarpmak, grev çevresiyle uyumsuz (disturbed, estranged) C (well-adjusted) baskı altında
5
14.5.2013
www.seyfihoca.com
273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327
at (one's) service compassionate warm-blooded transient combination privately infirmity bring up so little cultivate drive off collaborate impressive debt notorious have on hand exact result out of control for good perfectionism enable go after landlady commission shy result irrigation intrigue concept of evolution tasteful anxiously embark on/upon multiple destructive related to substantial regulate bulky link amusing lose count of negligible contribute to sth define filthy depart donate noble afford mighty establish caring enterprise sheer benefit
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
birinin hizmetinde merhametli (merciful) sıcak kanlı geçici, muvakkat (temporary, fleeting, transitory) birleşme özel olarak zayıflık, dermansızlık, hâlsizlik (çocuk) büyütmek (=raise), gündeme getirmek, istifra etmek çok az ekim dikip yapmak, yetiştirmek araba ile hızla uzaklaşmak iş birliği yapmak, beraber çalışmak etkileyici borç adı kötüye çıkmış (infamous) elinde olmak, sahip olmak tam sonuç kontrol dışı sürekli olarak mükemmeliyetçilik olanak/imkan vermek peşinden gitmek, kovalamak ev sahibesi kurul, görevlendirmek utangaç sonuç sulama ilgi çekmek, merak uyandırmak evrim kavramı (1) zevkli, zevkine düşkün kişi (2) zevkle yapılan/hazırlanan (desen vb) endişeli bir şekilde bir işe girişmek, başlamak çoklu, muhtelif, çok tahrip edici (X constructive) …ile ilgili çok önemli, önemli ölçüde düzenlemek hantal, çok yer kaplayan bağlantılandırmak eğlendirici (entertaining, humorous) sayısını unutmak çok az miktarda, önemsiz (zarar vb) …e katkı sağlamak tanımlamak (= describe) kirli, pis, kokmuş bir yerden ayrılmak, kalkmak (para, kan vb) bağış yapmak (contribute) asil altından kalkabilmek, gücü yetmek güçlü, kuvvetli, muhteşem, kadir kurmak, tesis etmek, yerleştirmek duyarlı (sensitive, considerate, loving, affectionate) girişim, teşebbüs, işletme, , kuruluş sırf, safi, katıksız (sheer luck! , a sheer waste of time ! etc.) fayda, yarar
6
14.5.2013
www.seyfihoca.com
328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382
lively unilateral customary scare compatible wheat basic ruthless expression merchandise consequence destructive span for the sake of proportion trembling cautiously resistance passionately dismissal confidential divide stand up against persuade drive through straightforward fall short pitiful go down fulfil slippery extraction push into awkward human traits drastic change in trouble stir object identically minuscule similarly pessimistic work back stubborn lower annoying section longing major chaos obey heat stroke conform to/with inadequate
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
canlı tek taraflı (bir tek gözde ağrısı/böbrek sancısı gibi) geleneksel (traditional) korku, endişe, telaş uyumlu buğday temel (essential, fundamental) (1) acımasız, merhametsiz (cruel, merciless, callous) ifade, açıklama mal, ticari eşya, piyasaya sürmek sonuç (= result) yıkıcı, tahrip edici (damaging) süre, mesafe; sürmek, kapsamak ... ın hatırına oran ***in proportion to ---e oranla titrek, titreyen dikkatli bir şekilde direnç ihtirasla, tutkuyla dikkate almama, işter çıkarma (1) gizli (secret, private (2) güvenilir (intimate, reliable) bölmek …e karşı durmak/koymak/direnmek, ikna etmek araba ile içinden geçmek anlaşılması kolay, basit yetersiz gelmel/kalmak, yetmemek acıklı, hazin durum (2) merhametli, şefkatli (merciful) azalmak, aşağıya inmek (görev, sorumluluk vb) yerine getirmek, icra etmek (carry out) kaygan (yol) çıkarma sokuşturmak; içine doğru ilerlemek (1) sakar, beceriksiz (clumsy, inelegant) (2) tuhaf, garip, acayip insani özellikler çarpıcı değişim başı belada karıştırmak, kışkırtmak karşı çıkmak aynı şekilde, tıpatıp aynı çok küçük, ufacık, minnacık benzer şekilde kötümser (X optimistic) set work back, put work back = işi geriletmek inatçı azaltmak, düşürmek sinir bozucu bölüm hasret çeken, özlem çeken (wistful) ana, temel kaos, karışıklık itaat etmek, kurallara uymak sıcak çarpması …e uymak/uyum sağlamak yetersiz
7
14.5.2013
www.seyfihoca.com
383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408 409 410 411 412 413 414 415 416 417 418 419 420 421 422 423 424 425 426 427 428 429 430 431 432 433 434 435 436 437
artificial vertical haphazard we paralyse common cold use up speedily quarrel at odds with scary pull together slip negligence focal point without doubt friction pesticide invader plagiarist play down (to) lexical elderly feed by the name of principal captive cut free from interact until quite recently challenge seek detect resolve unbearable deceive measurement soundproof in fashion end up with at close quarters associate with prompt run down by all means disruptive arrogant take into account restrict keep on priest ordinary unique commissioner joint
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
yapay dikey rasgele, tesadüfi biz felce ugramak, kötürüm kalmak nezle, soğuk algınlığı kullanıp bitirmek , tüketmek (= deplete, consume, exhaust supply) hızlıca kavga, çekişme, kavga etmek anlaşmazlığa düşmüş olmak, uyuşmamak korkunç, korkutucu bir araya getirmek kaymak *** slip of the tongue: dil sürçmesi ihmalkarlık odak noktası kuşkusuz sürdünme, sürtüşme haşere ilacı istilacı başkasının fikirlerini ya da eserlerini çalıp kendinmiş gibi yayınlayan önemsememek, hafife almak kelimelerle ilgili yaşlı beslemek ...adında (1) esas, temel, ana (2) müdür tutsak, esir kesip kurtarmak etkileşimde bulunmak oldukça yakın bir zaman kadar zorluk, aşılması güç engel aramak, araştırmak, bulmaya çalışmak tespit etmek, belirlemek çözmek, karar vermek, azmetmek katlanılmaz, dayanılmaz (baskı, sıcaklık, soğuk vb) (intolerable) aldatmak ölçüm ses geçirmeyen moda bir şeyle sonuçlanmak çok yakın ile ilişkili olmak ani, çabuk arabayla ezmek, eleştirmek (= reproach, reprimand), kötüye gitmek herşeye rağmen, her halükarda engelleyici, rahatsız edici ukala, kendini beğenmiş dikkate almak, hesaba katmak kısıtlamak, sınırlamak yapıp durmak , ...e devam etmek (= carry on, go on, move on) papaz sıradan, alışılagelmiş (commonplace, mundane, average) tek, biricik, yegane, eşsiz, emsalsiz komisyon üyesi (1) eklem, mafsal (2) ortaklaşa yapılan (mutual)
8
14.5.2013
www.seyfihoca.com
438 439 440 441 442 443
for certain in turn worry about expand ridicule happen
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
kesin olarak sırayla …hakkında kaygılanmak genişletmek alay etmek olmak, meydana gelmek
444 negotiable
tartışmaya açık (open to discussion) (2) devredilebilir, satılabilir, ciro edilebilir mal (transferable) (3) geçilebilir (yol vb) (passable, navigable)
445 446 447 448 449 450 451 452 453 454 455 456 457 458 459 460 461 462 463 464 465 466 467 468 469 470 471 472 473 474 475 476 477 478 479 480 481 482 483 484 485 486 487 488 489 490 491
…ile ilgili olarak ...doğrultusunda, …ya uygun olarak arzu etmek, istemek başlamak (start) *** commencement speech açılış konuşması seçmek, ayırmak, seçkin, güzide göz önünde bulundurma/düşünülmesi gereken husus ilgilendirmek, alakadar etmek gelişmek, geliştirmek araçtan inmek (=disembark) gülünç, saçma, manasız, tuhaf (absurd, luducrious, nonsensical) ihlal etmek yetersiz (=inadequate) uygun yorumlama/k, fikir, eleştirme/k işten atmak, sepetlemek bitki, fidan, fide, imalathane, atölye gevşek, sıkıca bağlanmamış, gevşemiş X tight dayanışma emretmek …üzerinde anlaşamamak sınıf, rütbe, mevki, makam, derece ikiz gönüllü çit, parmaklık, siper, istihkam sonraki rastgele kaçınılmaz önermek pahalı, maliyeti çok (1) karmaşık, gelişmiş (2) kültürlü içine dalmak/düşmek ima etmek kazanmak, elde etmek, edinmek davranmak, tedavi etmek ilgilenmek, göz kulak olmak (=take care of) ikna edici (forceful, convincing, persuasive) tesadüf şişirilebilir (bot, balon) (hot-air ballon) eski, yaşlı dökmek, akmak, boşaltmak, yağmak gönülsüz, isteksiz (reluctant, unwilling) ameliyat yeri, yarma, kesme bir şeyi bir şeye maruz bırakmak niyet aşırı fedakar, kendini başkaları için yıpratan (altruistic) üzgün boş
with reference to in accordance with feel like commence select consideration concern develop get off ridiculous violate insufficient convenient comment sack plant loose cooperation order disagree on sth rank twin voluntary fence the latter at random inevitable suggest costly sophisticated plunge into imply gain treat look after compelling coincidence inflatable ancient pour half-hearted incision subject sth to sth intention self-denying upset empty
Versiyon 2.0
9
14.5.2013
www.seyfihoca.com
492 493 494 495 496 497 498 499 500 501 502 503 504 505 506 507 508 509 510 511 512 513 514 515 516 517 518 519 520 521 522 523 524 525 526 527 528 529 530 531 532 533 534 535 536 537 538 539 540 541 542 543 544 545 546
occasionally a few capability simulate careless rampant motion regularly rival self-confident chaotic refute take advantage of unite collapse insane require nonsense emotion sewage level rapidly supposing (that) create valuable make most of lasting irresistible self-taught seek treatment dissimilar make off remembrance retrospective go about onwards without delay blunt rise in drug addiction fuselage on the improve evaporate evolve ornate put off on (one's) way origin divorced differentiate if only permanently branch primary interest subsequent preceding
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
ara sıra birkaç (+çoğul) yetenek taklit etmek *** simulation: taklit dikkatsiz yaygın hareket düzenli bir şekilde *** on a regular basis: düzenli bir şekilde rakip, rekabet etmek kendinden emin, kendine güvenen (self-assured) karmakarışık, altüst (disorganised, disorder, messy) çürütmek (fikir) ..den yararlanmak birleştirmek çökmek, yıkılmak, göçmek deli, çılgın, çıldırmış, aklını kaçırmış gerektirmek (necessitate) saçma coşku, heyecan, his, duygu atık su seviye hızlı bir şekilde farzet ki … sa yaratmak değerli en iyi şekilde faydalanmak (make the best of) kalıcı, sürekli karşı konulmaz, dayanılmaz derecede cazip okul okumamış ama kendi kendine öğrenmiş (self-educated) tedavi peşinde koşmak farklı (different) sıvışmak, kaçmak. anma, hatırlama, yad etme (commemoration) geçmişe dönük, geçmişe yönelik X prospective (söylenti)yayılmak, dolaşmak …itibaren (+yıl) hiç vakit kaybetmeden açık sözlü, dobra (straightforward, direct, outspoken), kör (bıçak vb ) uyuşturucu bağımlılığındaki artış uçak gövdesi, gövde iyileşmekte buğulaşmak, buharlaştırmak evrim geçirmek, gelişmek süslü (ornamental) ertelemek (=pospone, adjourn, delay, defer, hold off, suspend) ...e doğru giderken köken boşanmış ayırt etmek, seçmek, farklı olmak keşke…se/sa kalıcı bir şekilde dal, branş temel ilgi daha sonra gelen, sonraki önceki, evvelki (previous, foregoing, former)
10
14.5.2013
www.seyfihoca.com
547 548 549 550 551 552 553 554 555 556 557 558 559 560 561 562 563 564 565 566 567 568 569 570 571 572 573 574 575 576 577 578 579 580 581 582 583 584 585 586 587 588 589 590 591 592 593 594 595 596 597 598 599 600 601
desolate on the decrease advance clarity coast upward inquire characterize adequately injurious (to) survive by any means on the increase / decrease adjacent to prematurely inflict damage effect on sth weaken precede overwhelming destiny assign to bring up declaration fortify postpone staggering shade oppress elect insulting underpaid polar distant virtually conservative retail enforce in favour of curve literary effective curator possess although urgently apparent supply measles for ages for sure by chance in time deny combat combine
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
mutsuz, kederli (inconsolable, depressed, unhappy) (2) terkedilmiş azalan, düşüşe geçmiş ilerlemek açıklık aracın yukarı doğru kendi hızıyla gitmesi soruşturmak, sorguya çekmek belirgin özelliği olmak, simgesi olmak yeterli bir şekilde (sufficiently) zararlı hayatta kalmak ne pahasına olursa olsun artışta / azalışta bitişik, komşu, hemen yanındaki (adjoining, neighbouring) erkenden, zarar vermek …üzerinde etki zayıflatmak, zayıf düşürmek …den önce gelmek çok büyük, ezici kader, kısmet görevlendirmek, görev vermek (1) çocuk büyütmek (2) kusmak (3) ortaya (konu vb) atmak bildirim, beyanat takviye etmek, sağlamlaştırmak, kuvvetlendirmek (strengthen, enrich) ertelemek (put off) şaşırtıcı gölge, gölgelik zulmetmek (persecute) seçmek, karar vermek hakaret edici düşük ücretli kutupsal uzak (far) nereyedse, hemen hemen muhafazakar, tutucu, gelenekçi (traditionalist) perakende (yasa, kural) yürürlüğe koymak ...den/dan yana olmak eğim, eğmek edebi etkili sanat galerisi/müze/kütüphane görevlisi sahip olmak …e rağmen, fakat acilen, acil olarak belirgin, aşikar sağlamak, stok, arz, kaynak kızamık uzun bir süre kesin olarak şans eseri zamanla / zamanında yalanlamak, reddetmek, inkar etmek savaşmak birleştirmek, bağdaştırmak
11
14.5.2013
www.seyfihoca.com
602 603 604 605 606 607 608 609 610 611 612 613 614 615 616 617 618 619 620 621 622 623 624 625 626 627 628 629 630 631 632 633 634 635 636 637 638 639 640 641 642 643 644 645 646 647 648 649 650 651 652 653 654 655 656
on television by far fissionable compound graduate get by under arrest pigeon inflate make a recovery from make contact with species commute preferable fatigued within forty years come at depth know chiefly deplorable violation boring blizzard contaminated publish relentless remind planetary incredible adhesive lease endangered species gamble failed stable obvious nevertheless disarmed listless intriguing encounter conscience reserve outdo give back from the outset on the outskirts intact gadget isolate put out of pickled auxiliary soldier unsound
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
televizyonda şimdiye kadar ki, gelmiş geçmiş bölünebilir, parçalanabilir bileşim, karışım mezun olmak; lisans mezunu geçinebilmek, idare etmek göz altında, tutuklu (in detention ) güvercin, kumru, ahmak, enayi, budala şişmek, şişirmek iyileşmek temas kurmak tür ev/iş arası gidip gelme tercih edilebilir yorgun (exhausted) 40 yıl içerisinde üstüne yürümek, saldırmak derinlik bilmek temelde, başlıca kederli (woeful, lamentable) ihlal etme, çiğneme (kural, yasa) sıkıcı tipi, şiddetli kar fırtınası kirlenmiş, pislenmiş (su vb) (kitap, kaset vb) yayımlamak amansız, insafsız, acımasız hatırlatmak, anımsatmak gezegenlerle ilgili inanılmaz (unbelievable) yapıştırıcı kira sözleşmesi, kiralama, kira süresi nesli tehlike altında olan tür kumar oynamak arızalı sabit, değişmez, dengeli, istikrarlı açık, belli, göz önünde yine de, ancak silahsızlandırılmış umursamaz, kayıtsız entrikalı, dolaplı, karmakarışık karşılaşmak vicdan ayırmak, tahsis etmek birini geride bırakmak, sollamak, ekarte etmek (surpass) geri vermek, (para vs)faiziyle vermek en başından itibaren kenarlarında sağ salim, hasar görmemiş aygıt izole etmek, (iki şeyi vb) birbirinden ayırmak, tecrit etmek dışında bırakmak, hariç bırakmak, dahil etmemek turşulanmış, turşusu kurulmuş yardımcı asker mantıksız
12
14.5.2013
www.seyfihoca.com
657 658 659 660 661 662 663 664 665 666 667 668 669 670 671 672 673 674 675 676 677 678 679 680 681 682 683 684 685 686 687 688 689 690 691 692 693 694 695 696 697 698 699 700 701 702 703 704 705 706 707 708 709 710 711
edible affair insignificant physical examination expense under the impression of oppose at ease in the same time dairy confident (of) lovely obligatory plot bound (for) range from…to… rebel transmit clear out exposure to heat admission ready for sth compel reinforce out of print as bad as pond association jubilant indication promote over prolonged periods slavery print intention point executive regret reach up successively concerning urgent witchcraft for the time being remote scarce adverse appalling space suit counterpart measure balance blame take into consideration smallish
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
yenilebilir iş, mesele, hadise, şahsi iş (1) ehemmiyetsiz, önemsiz (2) anlamsız, manasız fiziksel muayene masraf izlenimi edinmiş karşı koymak, dayatmak, direnmek rahatı/keyfi yerinde aynı sürede süthane, süt dükkanı emin sevimli, hoş zorunlu, mecburi (compulsory) X (voluntary) olay örgüsü, konu, plan; komplo bir yere gitmesi planlanmış (otobüs, uçak vb) …ile…arasında değişmek asi, isyankar, isyan etmek (1) göndermek, iletmek (mesaj vb) (2) (hastalık vb) bulaştırmak boşaltmak, temizlemek ateşe maruz kalma girme, giriş, izin verme, giriş izni …için hazır zorlamak, mecbur bırakmak (force, oblige) pekiştirmek, takviye etmek baskısı bitmiş …kadar kötü ufak göl, gölcük, havuz ilişki neşe dolu, çok sevinçli gösterge terfi etmek, tanıtmak uzun dönemler boyunca kölelik basmak niyet (1) anlam, mana ***pointless: anlamsız (2) (zamanda/mekanda vb) nokta yönetici, idareci pişman olmak …e ulaşmak/erişmek ardışık bir şekilde hakkında, …ile ilgili olarak acil (pressing) cadılık şu anda (1) uzak, ırak (2) ıssız, ücra nadir, seyrek, az bulunur (1) olumsuz, ters, zıt (etki vb) (unfavourable) (2) düşmanca (hostile) korkunç, ürpertici (awful, terrible) (appealing cezbedici) uzay kıyafeti karşılığı, dengi (1) ölçü, ölçmek (2) tedbir, önlem (precaution) denge, dengelemek, eşitlemek suçlamak, itham etmek dikkate almak, gözönüne almak ufakça, küçükçe, küçücük, ufacık
13
14.5.2013
www.seyfihoca.com
712 713 714 715 716 717 718 719 720 721 722 723 724 725 726 727 728 729 730 731 732 733 734 735 736 737 738 739 740 741 742 743 744 745 746 747 748 749 750 751 752 753 754 755 756 757 758 759 760 761 762 763 764 765 766
densely child-bearing age exceptional stealthily across the continent aimless make out (for) defiantly how lessen competitive look into contagious complement innumerable come before invigorated incapable of occasion charge in person any congenital disorder give out landmass on the alert highly exhausting outwards fall out digest disillusioned over-sensitive to dramatic appliance prone to break up pinpoint pretension embrace tuition take into account colleague dense at variance rejection owe accommodate handsome lively stupid indeed go without colleague lean
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
yoğun bir şekilde çocuk doğurma yaşı sıra dışı, olağan üstü (extraordinary) hırsız gibi, sinsi bir şekilde (sneakily (snikili) kıta çapında amaçsız, gayesiz, başıboş (pointless, meaningless) sökmek, anlamak, çıkarmak meydan okurcasına nasıl, ne kadar (+sıfat/zarf) azaltmak (diminish) rekabetçi (=rival) incelemek, araştırmak (= investigare, explore) bulaşıcı (= communicable, transmittable) tamamlamak sayısız (countless) huzuruna/önüne çıkmak, daha önemli olmak, daha önce gelmek yeniden kendine gelmiş, enerjisine yeniden kavuşmuş …yapmaya mukdedir olan, gücü yeten (1) özel olay, önemli gün (2) durum, hal yük; ücretlendirmek; suçlamak; saldırmak şahsen, bire bir herhangi bir doğuştan olan/gelen hastalık yaymak, duyurmak, bitmek, yorulmak kara kütlesi, toplu kara tetikte oldukça yorucu (strenuous, wearing, very tiring) dışarıya doğru anlaşmazlığa düşmek, kavga etmek hazmetmek, sindirmek hayal kırıklığına uğramış (disappointed, disheartened) …e aşırı duyarlı (1) tiyatro ile ilgili (2) çok muazzam, çok büyük (ilerleme artış vb) (striking, drastic) alet, cihaz, ev eşyası, uygulama duyarlı, eğilimli, yatkın, savunmasız ayrılmak, parçalanmak, dağılmak iğne ucu, ufak şey, kesin tespit etmek gösteriş, caka, fiyaka yapma (1) kucaklamak (hug, cuddle) (2) (fikir, din vb) benimsemek öğrenim ücreti, okul parası hesaba katmak, göz önünde bulundurmak meslektaş yoğun (X sparse=seyrek) uyuşmayan / uymayan reddetme borçlu olmak misafir ağırlamak (put up) yakışıklı neşeli, hayat dolu aptal gerçekten de ...sız idare etmek/yapmak meslektaş, mesai arkadaşı yağsız, sıska, zayıf ama diri
14
14.5.2013
www.seyfihoca.com
767 768 769 770 771 772 773 774 775 776 777 778 779 780 781 782 783 784 785 786 787 788 789 790 791 792 793 794 795 796 797 798 799 800 801 802 803 804 805 806 807 808 809 810 811 812 813 814 815 816 817 818 819 820 821
in place of discuss about mandatory controversial at large impulsive uncultured estate stress obtrusive at the age of mill disseminate misty means anniversary sustenance heavily purified uninhabitable in pursuit of reluctant leave so. alone certain compared to tsunami trash palatable native to upgrade strength apply sth to sth in danger of rule out obsessive jealous of populate pay attention to discontinue experience recruit native in addition to announce at the point of mine on a cruise orientate shorten agreement out of order degrade dramatic in theory within the capabilities of so
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
...ın yerine tartışmak (argue) zorunlu, mecburi (compulsory, imperative) x (optional) tartışmalı (konu) (disputable, debatable, arguable, questionable) serbest, kaçak, uzun uzadıya, genel olarak tepkisel kültürsüz, tahsilsiz, cahil (uncultivated, boorish, unsophisticated) mülk, mal, malikane, konak (1) buhran, bunalım, stres (2) vurgulamak (emphasize) (1) göze batan, çok çabuk farkedilen, bariz (2) yılışık, sırnaşık .... yaşında fabrika, imalathane, değirmen, darphane (fikir, bilgi) saçmak, yaymak sisli (hazy, foggy) araç, vasıta (by means of=aracılığı ile) her yıl tekrarlanan, yıldönümü sürdürme yoğun bir şekilde temiz, saflandırılmış, arıtılmış yerleşime müsait olmayan, hayatın imkansız olduğu yer (Ay gibi) ...ın peşinde gönülsüz birini rahat/yalnız bırakmak belli, bazı (=some); kesin (=definite) …ile karşılaştırıldığında denizdeki deprem dalgası çöp (garbage) lezzetli, leziz, nefis yöreye has/özgü (bilgisayar gibi makineleri) güncellemek, modelini yenilemek kuvvet, güç, dayanıklılık bir şeyi bir şeye uygulamak …tehlikesi içinde ihtimalini ortadan kaldırmak, hükümsüz kılmak saplantılı, takıntılı kıskanç yaşamak ...e dikkat etmek devam etmemek (= quit, cease) (1) tecrübe (2) tecrübe etmek, yaşamak (3) olay, vukuat askere almak/kaydetmek doğal, doğuştan, ırsi, mahalli, yerli …e ek olarak anons etmek, ilan etmek (give out, declare) …mek üzere, …noktasında mayın, maden, benimki, diş minesi deniz yolculuğunda yönlendirmek, yöneltmek kısaltmak anlaşma bozuk, dağınık küçültmek, değersizleşitrmek ani, belirgin, çarpıcı teoride …ın yetenekleri çerçevesinde
15
14.5.2013
www.seyfihoca.com
822 823 824 825 826 827 828 829 830 831 832 833 834 835 836 837 838 839 840 841 842 843 844 845 846 847 848 849 850 851 852 853 854 855 856 857 858 859 860 861 862 863 864 865 866 867 868 869 870 871 872 873 874 875 876
dedicate to sustain reputable recreational restrictive get through cliff distinctive often commercially pharmacist attempt say cultivate unpreventable over the years attack in the wake of inhospitable pleasure extreme fall asleep evolutionary fauna limit enormous account for prescribe arrest demonstrative extinct closure certain respond to for instance eager element auction off flame call off solvable allow delighted expansion put down addicted to impact thick immortalize old-fashioned wise cavity call for comparatively sustained
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
kendini adamak (devote to) sürdürmek, desteklemek saygıdeğer, tanınmış eğlendirici, dinlendirici sınırlayıcı, kısıtlayıcı başarmak, atlatmak, içinden geçmek, telefonla ulaşmak uçurum, sarp kaya, falez herkesten farklı, kendine has özellikleri olan, özel (unique) sık sık ticari olarak eczacı (chemist) teşebbüs, çaba söylemek tarım yapmak, tarlayı vb sürüp ekmek kaçınılmaz, önüne geçilmesi imkansız yıllar boyunca saldırmak, saldırı arkasından yaşanmaz, oturulmaz zevk, sefa, sevinç, memnuniyet aşırı, uç noktada uyuya kalmak evrimle ilgili yaşayan hayvanların tümü, fauna sınırlamak kocaman açıklamak (=clarify), hesabını vermek, bütünün parçasını oluşturmak reçete yazmak tutuklamak, durdurmak (1)duygularını gizlemeyip açığa vuran kişi (2) inandırıcı (delil vb) nesli tükenmiş (hayvan vb) (1) kapanış (2) iflas belli, bazı, kesin …e cevap/tepki vermek örneğin (for example ) istekli öğe, unsur açık artırma ile satmak alev, ateş, gayret, şevk, hiddet, öfke iptal etmek çözülebilir izin vermek mutlu (pleased, elated, enchanted) genişleme (isyan v.b.'ni) bastırmak, yere koymak, yazmak tiryaki, bağımlı (obsessed with) etki, çarpma (+on) kalın ölümsüzleştirmek démodé, eskide kalmış akıllı, mantıklı boşluk (nasal cavity=burun boşluğu) çağırmak, gerektirmek nispeten devamlı, sürekli
16
14.5.2013
www.seyfihoca.com
877 878 879 880 881 882 883 884 885 886 887 888 889 890 891 892 893 894 895 896 897 898 899 900 901 902 903 904 905 906 907 908 909 910 911 912 913 914 915 916 917 918 919 920 921 922 923 924 925 926 927 928 929 930 931
premises within reach for a change shameful inseparable close in at any time afterwards distribute epidemiologist button wonder tasteful accurately look back on in case of turn away genuine originate from/in/with sth particular indelicate on the hour beyond the limits despite the fact that sociable fade off envious (of) live up to (expectations) accessible at once blurry recessive evaluate justice irreversible overlook leisure sense of balance course dedication on good terms with descendant soaked proportionally predictable hotly disputed component from the start trial as of ground rules indigestible diverse present problem cut down on
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
mülk, bina ve müştemilatı ulaşım alanı içerisinde değişiklik olsun diye utandırıcı, yüz kızartıcı (disgraceful, dishonourable) ayrılmaz sarmak, kuşatmak her an daha sonra dağıtmak, paylaştırmak salgın hastalıklar uzmanı düğme merak etmek zevkine düşkün doğru bir şekilde (=exactly, precisely) geçmişe/i bakmak, düşünmek …durumunda geri çevirmek, savmak, başka tarafa döndürmek hakiki, gerçek, samimi, içten ...dan/de/ile başlamak; kaynaklanmak özel, şahsi, özgü, önemli, ayrıntılı, etraflı kaba, inceliksiz, yakışıksız (improper, unseemly, impolite) saat başı sınırların ötesinde …e rağmen (=although) sosyal , cana yakın solmak, gittikçe zayıflamak kıskanç (jealous of) beklentiye cevap vermek ulaşılabilir, erişilebilir (approachable, easy to get to) derhal bulanık (görüntü) (1) çekinik (gen) X dominant (2) gittikçe gerileyen (ekonomi vb) değerlendirmek adalet, hak, dürüstlük geri dönüşümsüz, kurtarılamaz (hasar, zarar vb) tepeden bakmak kaygızıslık, işsizlik, boş vakit/zaman denge duyusu gidişat, izlenen yol, kurs kendini adamak ...ile iyi ilişkiler içerisinde torun sırılsıklam olmuş (soaking, wet, sopping, saturated) orantılı bir şekilde tahmin edilebilir hararetle tartışılan unsur, parça, bileşen başından itibaren deneme, duruşma ...den itibaren, itibarı ile temel kurallar hazmı kolay olmayan, hazmedilemeyen (stodgy) (2) anlaşılmaz farklı, çeşitli problem oluşturmak …i azaltmak
17
14.5.2013
www.seyfihoca.com
932 933 934 935 936 937 938 939 940
exchange by coincidence do without coward consume factual mold pride air bubble
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
karşılıklı değişmek, takas yapmak tesadüf eseri, tesadüfen ...sız idare etmek korkak, ödlek, alçak, yüreksiz tüketmek gerçeklere/olgulara dayanan küf; kalıp; şekil vermek, kalıba sokmak gurur hava baloncuğu
941 draw
(1) (resim vb) çizmek (2) (perde vb) çekmek, kenara almak (3) (sonuç) çıkarmak (***draw a conclusion) (4) bir maçın berabere bitmesi
942 943 944 945 946 947 948 949 950 951 952 953 954 955 956 957 958 959 960 961 962 963 964 965 966 967 968 969 970 971 972 973 974 975 976 977 978 979 980 981 982 983 984 985
dayanıklı (= long-lasting) cimri hiç zaman kaybetmeden uymama, itaat etmeme karmaşıklık (gemi vs)yön/rota değiştirmek ilerlemek, devam etmek, sürdürmek verimli, üretken (productive) süphelenmek etrafında dolaşmak, gezinmek mevsimine uygun defolu, kusurlu, hatalı (defective, flawed) patlak verme, ortaya çıkma sahne, manzara, (hayattan)gerçek olay yemek tarifi, tarife, reçete borcu olmayan sert bir şekilde sorumsuzluk seyretmek, durup bakmak ...yerine getirerek karışıklık, düzensizlik, yığın kaba, pürüzlü (= coarse, bumpy) eğlence, dinlenme hissis, uyuşmuş soluk almayı kolaylaştıran ilaç birlikte herhangi bir işte mükemmel olan (brilliant at) geçen 10 yıl boyunca kıtlık, açlık ilk defa yenilemez (yemek)(uneatable) bunu yerine (1) hakiki (2) samimi, içten istekli (= eager, keen, zealous) süpheli vicdanlı / çok çalışkan ve sorumluluklarını ihmal etmeyen gözetlemek, gözlemlemek acı, dayanılmaz, keskin, sert ara, aradaki zaman, (in the meantime=bu esnada/arada ) işlem, olay, süreç, ilerleme, (bir malzemeyi) işlemek yardımcı enzim istifa etmek, emekli olmak deniz yolculuğu yardım etmek
durable stingy in no time non-compliance complexity come about proceed fertile suspect go around seasonal faulty outbreak scene recipe out of debt firmly irresponsibility look on in fulfilment of mess rough recreation numb decongestant together excellent (in/at) over the past decade famine for the first time inedible instead genuine willing suspicious conscientious observe bitter meantime process coenzyme step down voyage help
Versiyon 2.0
18
14.5.2013
www.seyfihoca.com
986 987 988 989 990 991 992 993 994 995 996 997 998 999 1000 1001 1002 1003 1004 1005 1006 1007 1008 1009 1010 1011 1012 1013 1014 1015 1016 1017 1018 1019 1020 1021 1022 1023 1024 1025 1026 1027 1028 1029 1030 1031 1032 1033 1034 1035 1036 1037 1038 1039 1040
colossal a variety of + isim tolerant sincere comparison in debt optimistic innovative experimental prejudice measure thereby response reciprocal obsolete conducive (to) ancient as far as cause competition corporation jump to a conclusion disturbance whether cardiac submissive decision effortlessly involvement anticipate melt care about fundamentally despair demanding resistant to blush pilgrim disturb in particular prevailing economic view fill in back up infancy extend barely strengthen of age in vain doubtful vivid conduct necessary fall through favour
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
iri, büyük, kocaman (gigantic, enormous, huge) çeşitli hoşgörülü, dayanıklı samimi karşılaştırma borçlu iyimser X (pessimistic) yenilikçi deneysel ön yargı (bias) ölçmek, önlem, ölçüm böylece (= thus) karşılık, cevap karşılıklı (mutual) modası geçmiş vesile olan, yardımcı olan, istenilen sonuca ulaşmayı sağlayan şey antik, eski …dığı kadarıyla, kadar uzak neden, sebep, vesile (1) rekabet (2) yarışma şirket erken (iyi düşünmeden) sonuç çıkarmak rahatsızlık …ıp…ımadığı kalple ilgili itaatkar (obedient) karar zahmetsizce dahil olma, karışma önceden tahmin etmek erimek, buzları çözülmek umursamak, önemsemek emel olarak umutsuzluk, ümitsizlik, hayalkırıklığı yorucu …e dirençli (utancından)kızarmak, mahçup olmak hacı, yolcu, seyyah rahatsız etmek özellikle hakim ekonomik görüş doldurmak (form, belge) (= complete, fill out) birini desteklemek, arka çıkmak = (sustain, uphold) bebeklik, çocukluk, başlangıç uzatmak hemen hemen hiç güçlendirmek reşit olmuş, 18 yaşından büyük X under age: reşit olmuş boşu boşuna şüpheli canlı, akılda kalıcı, net (1) (deney, bilimsel çalışma vb) yürütmek (2) icra etmek davranış gerekli başarısız olmak, suya düşmek lütuf, kerem, inayet, iyilik
19
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1041 1042 1043 1044 1045 1046 1047 1048 1049 1050 1051 1052 1053 1054 1055 1056 1057 1058 1059 1060 1061 1062 1063 1064 1065 1066 1067 1068 1069 1070 1071 1072 1073 1074 1075 1076 1077 1078 1079 1080 1081 1082 1083 1084 1085 1086 1087 1088 1089 1090 1091 1092 1093 1094 1095
on purpose by whom regardless of network constructive conclude erupt memorial repeatedly state inestimable well-built refund strain stipulate with the idea that collectively at death invaluable military physician indicative (of) by law precise stress celebrity coherent search human evolution hybrid select appetite on condition that very little pattern get back thorough timber distrust content with send off apprehensive (about/for) convert incident salute mystery frantic failure susceptible advance diary merciless potent/potential additional cost-effective
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
kasten ki onun tarafından irrespective of --- e rağmen, --- e bakılmaksızın ağ yapıcı sonlandırmak patlamak anıt tekrar tekrar durum, hal, vaziyet, ifade etmek çok fazla, tahmin edilemeyecek kadar çok iri yapılı parayı iade etmek ipi fazla germek, zorlamak, kasmak ön şart koşmak …fikri ile topluca ölünce, ölürken paha biçilmez askeri hekim gösterge, alamet, işaret (suggestive of) kanunen eksiksiz, yanlışsız, tam vurgulamak ünlü tutarlı, anlaşılır araştırmak, aramak, üstünü aramak insan evrimi melez (crossbreed, mixture) seçmek iştah …ması şartıyla çok az kalıp dönmek, geri dönmek geçici, kesin olmayan kereste, tahta, kalas güvenmemek, güvensizlik memnun (satisfied with / happy with) oyundan atmak, postalamak endişeli, gergin (nervous/worried) dönüştürmek olay, vaka, hadise selamlamak (greet) gizem çıldırmış (hysterical, anxious) başarısızlık savunmasız, hassas ilerleme, terfi, yükselme, terakki günlük acımasız (1) güçlü, kuvvetli, (powerful) (2) etkili, tesirli (ilaç vb) ilave, ek karlı, emeğin karşılığı verebilen (iş vb) (gainful, lucrative)
20
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1096 1097 1098 1099 1100 1101 1102 1103 1104 1105 1106 1107 1108 1109 1110 1111 1112 1113 1114 1115 1116 1117 1118 1119 1120 1121 1122 1123 1124 1125 1126 1127 1128 1129 1130 1131 1132 1133 1134 1135 1136 1137 1138 1139 1140 1141 1142 1143 1144 1145 1146 1147 1148 1149 1150
reflect recognisable portable neighbourhood capacious insist on saw mammals dispute object in part overhang social protection reflect out of reach vessel suppose stability environmental deterioration itching plurality come to peer over the last century hypocritical suicidal decomposers alternately in the case of begin with sth epidemic let in intelligence bring out wear out commence It is up to you confidential choke on food nest infested (with) conscious (of) prejudiced follow through insurance policy intentionally in short one-sided conception sensation bare incidental in recent years recognize plentiful
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
yansıtmak, aksetmek (1) meşhur (2) tanınabilir, teşhis edilebilir portatif, taşınabilir muhit, mahalle geniş, ferah (roomy, spacious) ısrar etmek testere, bıçkı memeliler tartışmak, münakaşa etmek itiraz etmek, reddetmek kısmen üstünde bulunmak, üzerine sarkmak sosyal koruma yansıtmak ulaşılamayan X (within reach ulaşılabilir mesafede olan) damar, gemi, kap sanmak istikrar, denge çevresel kötüleşme kaşıntı çokluk ayılmak, kendine gelmek akran geçtiğimiz yüzyıl boyunca iki yüzlü (double-faced) intiharla ilgili ayrıştırıcılar sıra ile, nöbetleşe ...olması durumunda …ile başlamak salgın hastalık içeri sokmak/almak, aldatmak (1) zeka, akıl (2) haber ajansı yayımlamak (= publish), piyasaya sürmek aşınmak, eskimek, yıpranmak başlamak (= begin, start) sana bağlıi sana kalmış gizli boğaza yiyecek kaçması yuva, kuş yuvası, (böcek vs)yuvası istila olmuş, musallat olunmuş (fare, köpek balığı vb ile) farkında, bilincinde (aware of) ön yargılı, fikr-i sabit sahibi (biased, bigoted, opinionated) başladığı bir işin sonunu getirmek, bitirmek sigorta poliçesi kasıtlı bir şekilde özetle (in brief / in summary ) tek taraflı, ön yargılı (prejudiced, biased, opinionated) kavrama, idrak, fikir, kavram his çıplak, yalın tesadüfi (coincidental) (2) küçük önemsiz (minor) son yıllarda tanımak (= be familiar) bol, bereketli, çokça
21
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1151 1152 1153 1154 1155 1156 1157 1158 1159 1160 1161 1162 1163 1164 1165 1166 1167 1168 1169 1170 1171 1172 1173 1174 1175 1176 1177 1178 1179 1180 1181 1182 1183 1184 1185 1186 1187 1188 1189 1190 1191 1192 1193 1194 1195 1196 1197 1198 1199 1200 1201 1202 1203 1204 1205
sluggish conditional mystery situate reinstate produce patiently magical starve to death feed adrift conscript opponent likely more slow down sensible make up of rule include distinction implement likely barren responsive withdraw issue inhabitable abbreviate garbage as long as without warning underline cluster numerous nervous in place of correlate huge humble perpetrator restrain impenetrable underground auditorium solid theme take pleasure in nap make sure of percentage make recovery equal to centre around range of sizes
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
halsiz, bitkin, yorgun (lethargic, listless, weary, slothful) koşullu gizem, sır (enigma) konuşlandırmak, yerleşmek, yerleştirmek (locate) görevine iade etmek üretmek sabırla, sabırlı bir şekilde (uncomplainingly) sihirli açlıktan ölmek beslemek, yem vermek, büyütmek suda sürüklenen (floating) zorla askere almak rakip X (proponent) muhtemel, olası, makul, uygun daha fazla yavaşlamak mantıklı …den oluşmak kural; yönetmek; hükme varmak dahil etmek, içermek (consists of, incorporate) x exclude ayrım, fark uygulamaya koymak (kanun vb.) muhtemel, olası (= possible) kurak, verimsiz (infertile, arid) duyarlı, hemen karşılık veren geri çekilmek, para çekmek konu, sorun, sayı yerleşmeye müsait yer ya da zemin (1) kısaltmak, özetlemek (2) (matematikte) sadeleştirmek çöp, değersiz eşya, döküntü …dığı sürece, kadar uzun uyarmadan altını çizmek, önemini belirtmek küme sayısız, sayıca pek çok gergin (sınav öncesi vb..) …ın yerine ilişkilendirmek kocaman, büyük mütevazi, alçakgönüllü, sade (cürüm/cinayet/suç vb) işleyen, fail sınırlamak (1) nüfuz edilemeyen (invincible, impervious, impermeable) (2) balta girmemiş orman yer altı, gizli, metro konferans, gösteri salonu katı, sert (=concrete, firm) konu, mevzu, makam, tema zevk almak kısa uyku, şekerleme …den emin olmak yüzde iyileşmek …e eşit etrafında yoğunlaşmak ebat çeşitliliği
22
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1206 1207 1208 1209 1210 1211 1212 1213 1214 1215 1216 1217 1218 1219 1220
bring up to comment on patient fall on the same date cancel incur indiscriminately enterprising one sand grain enthusiasm consolidation avid wisely ignoring
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
…e bahsetmek yorum yapmak (interrupt) hasta; sabırlı aynı tarihe denk gelmek iptal etmek maruz kalmak, uğramak, hedef olmak ayrım gözetmeksizin girişimci, yenilikçi (innovative, creative) bir, biri, birisi, bir kişi kum tanecikleri coşku, heyecan, şevk, gayret, istek sağlamlaştırma, takviye etme hevesli, istekli (keen, ardent) akıllıca göz ardı etmek, görmezden gelmek
1221 course
(1) gidişat, ilerleme (zaman/mekan içinde) *** in the course of ---nın esnasında (2) (nehir için) akış yönü (3) öğrenim, kurs
1222 1223 1224 1225 1226 1227 1228 1229 1230 1231 1232 1233 1234 1235 1236 1237 1238 1239 1240 1241 1242 1243 1244 1245 1246 1247 1248 1249 1250 1251 1252 1253 1254 1255 1256 1257 1258 1259
göstermek, ispatlamak, kanıtlamak zerre ya da molekül kadar küçük (istenilmeyen bir şeyi) atmak, israf etmek alışkanlık içine dökmek/boşaltmak sesli bir şekilde izleme, gözetleme gitmek, hareket etmek ters bir şekilde etkilemek gereksiz ek olarak toplum kulak rahatsızlıkları yetenekli , kapasiteli önceden, evvelce, vaktinden önce tehdit edici (threatening, intimidating) kenar semtlerde (1) uçuş (2) uçak (airplane aeroplane) bir hafta daha para birimi (1) geliş(tir)mek (develop) (2) (Biyolojide) evrim geçirmek tutsak bir şeyin aşırı fazla olması dörtte bir, çeyrek rahatsız edici (distracting ) (2) üzücü, endişelendirici (worrying) birbirini/birbirine (1) köylü (2) köy yaşamı ile ilgili (rural) (3) yapmacıksız, sade, basit zehirlilik kürtaj, çocuk aldır(t)ma, düşük öngörmek (1) tam, tamamıyla (2) mutlak, sonsuz aksırmak, hapşırmak düzenli bir şekilde, sabit bir şekilde varsayım (=postulate) gizlice uygun (= suitable) gelin göze ilişmek (catch sight of )
demonstrate minute throw away in the habit of pour into loudly screening depart adversely affect superfluous additionally community ear disorders capable of beforehand menacing in the suburbs flight a further week currency evolve in captivity an excess of + isim quarter disturbing one another rustic toxicity abortion foresee absolute sneeze steadily assumption discreetly appropriate bride catch a glimpse of
Versiyon 2.0
23
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1260 1261 1262 1263 1264 1265 1266 1267 1268 1269 1270 1271 1272 1273 1274 1275 1276 1277 1278 1279 1280 1281 1282 1283 1284 1285 1286 1287 1288 1289 1290 1291 1292 1293 1294 1295 1296 1297 1298 1299 1300 1301 1302 1303 1304 1305 1306 1307 1308 1309 1310 1311 1312 1313 1314
get behind in tune time-saving so long as divorce fatal on sight for give rise to many lay down rather than whichever unnatural bring up with play up observe prestigious sagacious shortcoming victorious lazy self-indulgent accept that oily opaque escalate emphasis on involving failure hyperthermophilic partial perennial in haste strenuous wealth ancestor in addition to prior (to) entirely widely appreciate storage invent desire trade union take away process article pools in opposition to unmanageable efficacious manual aspire to
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
desteklemek, arkasında olmak sesi güzel vakit kazandıran X time-consuming …dığı sürece (= as long as) boşanmak, boşanma öldürücü, vahim, mahvedici görür görmez çünkü, için, …den dolayı (for some reason) sebep olmak çok, bir çok, pek çok kural koymak, yere bırakmak şekerleme yapmak …den ziyade hangi…sa…sın doğal olmayan/yapay (man-made, artificial) …ile büyümek, …ile yetişmek abartmak, vurgulamak, yaramazlık yapmak gözlemlemek, uymak, riayet etmek prestijli, saygın, itibarlı (reputable, respectable) akıllı, bilge (knowledgeable, wise) kusur, eksik, noksan zafer kazanmış, muzaffer tembel bencil, rahatına/keyfine düşkün kabul etmek (1) yağlı (greasy) (2) yağcı, yağ çeken, yalaka mat, ışık geçirmez X (transparent) gittikçe kötüleşmek, hızlıca yükselmek/artmak …e vurgu ...dahil başarısızlık aşırı sıcak ortamda yaşayabilen kısmi her yıl kendini yenileyen bitki (annual) aceleyle yorucu (tiring) zenginlik, servet, varlık ata --- e ilave olarak, --- nın yanısıra --- den önce tamamen = completely geniş çapta, oldukça takdir etmek depolama, depo, ambar, bellek icat etmek (make up) (1) istek, arzu (2) istemek, arzu etmek (wish) sendika paket yaptırıp götürmek, alıp götürmek süreç makale, eşya su birikintisi, havuz, küçük göl …e karşı olarak, …ın aksine kolay idare edilemez, kolayca başa çıkılmaz (uncontrollable) etkili ve verimli(= efficient, productive) (1) elle yapılan (2) el kitabı, kılavuz bir şeyi başarmayı ümit etmek, umutlanmak
24
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1315 1316 1317 1318 1319 1320 1321 1322 1323 1324 1325 1326 1327 1328 1329 1330 1331 1332 1333 1334 1335 1336 1337 1338 1339 1340 1341 1342 1343 1344 1345 1346 1347 1348 1349 1350 1351 1352 1353 1354 1355 1356 1357 1358 1359 1360 1361 1362 1363 1364 1365 1366 1367 1368 1369
innate restoration horrified in error bankrupt immune enhancement casually impracticable decline deduction train excessive discrete ignorant currently that is unattended peak abusive bring forth enormous focus on sth subject collide stage in a mess accuracy conventionally workable phenomenon predispose undertake probable suspicious of incomparable annual rate navigational illegitimate gorgeous disastrous weird take pride in consecutive obstruct in connection with nutritious offspring weirdness feasible grab wet compete uneasy pave the way for foot-and-mouth disease
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
doğuştan gelen eski haline çevirme korkmuş hatalı (at fault ) batmış, iflas etmiş bağışıklık gelişimi günlük, sıradan, havadan sudan saçma, mantık dışı (not viable, impractical, impossible) kibarca reddetmek, istememek, tümevarım, sonuç (conclusion) eğitmek, öğretmek aşırı (=extreme) ayrı, farklı cahil şu anda yani sahipsiz, sahibi ortada gözükmeyen (eşya, çocuk vb) zirve kaba, küfür dolu, ağzı bozuk (insulting) sebep olmak, meydana getirmek çok büyük, muazzam (=huge, massive) …e odaklanmak konu çarpışmak, toslamak, karşı gelmek (1) sahne (tiyatro) (2) aşama, merhale pislik içinde doğruluk, kesinlik geleneksel olarak pratik, uygulanabilir olay, hadise, olağanüstü olay/kimse ...e önceden hazırlamak, ...e yatkınlaştırmak. üstlenmek, yüklenmek muhtemel şüpheli eşsiz, rakip tanımaz, (unrivalled, unparalleled, unsurpassed) yıllık oran deniz ya da uçak yolculuğu ilgili, deniz ya da uçakla ilgili yasal olmayan, gayrı meşru zarif, güzel, hoş (insan, yemek, kıyafet vb) korkunç, felaket (catastrophic, ruinous, calamitous) tuhaf, garip, acayip …ile gurur duymak artarda engellemek, tıkamak …ile bağlantılı olarak besleyici döl, evlat, ürün, mahsül, zürriyet tuhaflık esnek, uygun (practicable, reasonable, viable) kapmak, el koymak (snatch) ıslak, nemli, yaş rekabet etmek, yarışmak ***competition müsbaka, yarış huzursuz …için yolu hazırlamak şap hastalığı
25
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1370 1371 1372 1373 1374 1375 1376 1377 1378 1379 1380 1381 1382 1383 1384 1385 1386 1387 1388 1389 1390 1391 1392 1393 1394 1395 1396 1397 1398 1399 1400 1401 1402 1403 1404 1405 1406 1407 1408 1409 1410 1411 1412 1413 1414 1415 1416 1417 1418 1419 1420 1421 1422 1423 1424
bind take up (with) ugly move in edge crown hold on deceptive warrant undermine additionally territory compile secure thin for whom rectangle in brief dawn revolve initially glorify residence implicit on time grace primarily qualitative hang knight enhance eccentric in the manner of admiration for put pressure on make sense of keep abreast of secret alien to play out unforgivable get over in practice neglectful foodstuff major successively remarkably replace gradually overturn save appealing universe edit
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
bağlamak, birleştirmek almak, kaplamak (zaman, yer) çirkin eve taşınmak, yerleşmek kenar; üstünlük taç, hükümdarlık, zafer tacı beklemek (telefonda), sebat etmek aldatıcı (= delusive) gerekli kılmak, hak etmek, gerektirmek altını oymak, sabote etmek, tehlikeye atmak ayrıca, bunun yanı sıra, buna ilaveten (furthermore, moreover) arazi, toprak, bölge, mıntıka, memleket birikmek, biriktirmek güvenli ince …ki onun için dikdörtgen kısaca şafak, seher, başlangıç (1) dönmek (2) döndürmek, çevirmek başlangıçta, ilk etapta (at first) yüceltmek, övmek (praise) kalacak yer, ikamet imalı, üstü kapalı X (explicit) zamanında zariflik, zerafet, kibarlık, incelik, nezaket başlıca; esas olarak nitel, nitelik olarak asmak, yapıştırmak silahşör, şovalye, asilzade artırmak, çoğaltmak, geliştirmek tuhaf, acayip (odd, peculiar) …tarzında …için hayranlık üzerine baskı uygulamak …i anlamak, anlam vermek yeni gelişmeleri öğrenmek, olup biteni öğrenmek gizli yabancı, alışılmamış (unfamiliar) tamamlanmak, bitmek, tükenmek, oynamak affedilmez aşmak, üstesinden gelmek pratikte ihmalkar gıda maddesi/ürünü ana, esas, büyük, çok önemli, ciddi artarda dikkate değer bir şekilde yerine geçmek yavaş yavaş, kademeli olarak alt üst etmek biriktirmek, kurtarmak (1) cazip, çekici (attractive, tempting) evren bir kitabı basılabilir hale getirmek, editörlük yapmak
26
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1425 1426 1427 1428 1429 1430 1431 1432 1433 1434 1435 1436 1437 1438 1439 1440 1441 1442 1443 1444 1445 1446 1447 1448 1449 1450 1451 1452 1453 1454 1455 1456 1457 1458 1459 1460 1461 1462 1463 1464 1465 1466 1467 1468 1469 1470 1471 1472 1473 1474 1475 1476 1477 1478 1479
derive from paw glue rare caution conceit inhabitant bill militancy by which income mutual scarcely plain-spoken expectation in accordance with tense reside a series of strikes scholar hesitation out of danger pointless timeless colorectal cancer allow for barely lose count of obscurely commuter gain convince so to do sth pediatrician troop glad racism rusty put forward suffocating first and foremost deduct thoughtful satisfying antibody immense desirable no less than look for sth storey not only…but also… state-funded but for independence both…and… sticky
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
…den türemek pençe, pençe atmak tutkal, zamk, yapıştırıcı ender uyarı, dikkat kibir, gurur, kendini beğenmişlik ikamet eden, sakin, yerli gaga; fatura; kanun teklifi; kağıt para militanlık, mücadelecilik ki onun ile/ki onun vasıtası ile gelir, kar, kazanç karşılıklı, müşterek neredeyse hiç açık sözlü, özü sözü bir (outspoken, candid, frank, blunt) beklenti --- e göre (according to) gergin ikamet etmek, yerleşmek bir dizi grev bilgin, âlim, ilim adamı duraksama, tereddüt emniyetli saçma, manasız sonsuz, ebedi (eternal, everlasting) kolon kanseri göz önünde bulundurmak, hesaba katmak (1) hemen hemen hiç, neredeyse hiç (2) güçlükle (hardly, scarcely) sayısını unutmak muğlak bir şekilde ev ile iş arasında mekik dokuyan/gidip gelen kazanmak (= acquire) birini bir şey yapmaka ikna etmek çocuk doktoru küme, sürü, müfreze, askeri birlik memnun, hoşnut ırkçılık, milliyetçilik (nationalism) paslı ileri sürmek (= suggest, propose, put forth, propound, advance) boğucu ilk olarak çıkarmak, sonuç çıkarmak, indirme düşünceli, nazik (1) tatmin edici (2) doyurucu (yemek) antikor, hastalıkla savaşan kan öğesi çok büyük arzu edilir, istendik en az aramak kat, binanın katlarından herbiri sadece…değil…da devlet destekli olmasa, olmasaydı bağımsızlık, özgürlük hem…hem de… yapışkan
27
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1480 1481 1482 1483 1484 1485 1486 1487 1488 1489 1490 1491 1492 1493 1494 1495 1496 1497 1498 1499 1500 1501 1502 1503 1504 1505 1506 1507 1508 1509 1510 1511 1512 1513 1514 1515 1516 1517 1518 1519
remove narrow casually support on account of smash ceremony experiment undeservedly feasible loyal intent (on) ask for breed basically in addition to temple as for as such emphasize yours recollect clear away ensure instrumental vague trap steady content with over time endeavour agriculture crucially adverse schedule totally inaccessible arbitrary herb in terms of innovative
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
yok etmek, ortadan kaldırmak dar sıradan bir şekilde desteklemek --- den dolayı, --- nın yüzünden (cam, kapı vb) paramparça etmek, kırıp parçalamak tören deney hak etmediği şekilde uygulanabilir sadık hevesli, istekli (keen on, eager for) ricada bulunmak, bir şey istemek yavrulamak, tür, cins, ırk temelde, esasen (= essentially) ..e ek olarak tapınak, mabet, şakak …e gelince, ile ilgili olarak bu yüzden vurgulamak seninki/sizinki hatırlamak ortadan kaldırmak, temizlemek birini temin etmek/emin kılmak, birine garanti vermek aracı/yardımcı olan belirsiz, muğlak, anlaşılmaz tuzak, tuzağa düşürmek istikrarlı, devamlı --- den memnun zamanla uğraşmak, çabalamak tarım, ziraat, çiftçilik önemli bir şekilde ters, olumsuz program, çizelge, tarife tamamen erişilmez keyfi, rasgele, isteğe göre (random) şifalı ot/bitki …ın açısından/bakımından yenilikçi
1520 tough
(1) sert, katı, dayanıklı madde (2) (yiyecek vb) çiğnenmez, iyi pişmemiş (3) (insan için) çetin, dayanıklı, çok hayat tecrübesiyle yoğrulmuş
1521 1522 1523 1524 1525 1526 1527 1528 1529 1530 1531 1532 1533
söz konusu değil yoksun, mahrum asıl, gerçek, esas yaygın ara sıra, nadiren (infrequent) kafası karışmış en geç ...e gözkulak olmak belli, belirli, özel, titiz …den kaynaklanmak zeka; istihbarat sonsuz görevlendirmek, yetkili kılmak
out of the question devoid (of) intrinsic widespread occasional confused at the latest keep an eye on particular emerge from intelligence infinite entitle
Versiyon 2.0
28
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1534 1535 1536 1537 1538 1539 1540 1541 1542 1543 1544 1545 1546 1547 1548 1549 1550 1551 1552 1553 1554 1555 1556 1557 1558 1559 1560 1561 1562 1563 1564 1565 1566 1567 1568 1569 1570 1571 1572 1573 1574 1575 1576
wary dependent ban on seriously comprise sparsely fully protected on the phone gradual flexible regrettable attract certainty surrender in pain halt charitable fabulous lawyer contact with slippers disdainful reaction tale interchangeable (with) stare vanish remark miner moody property attend look in self-governed caution black-glazed complete knowledgeable external trust genius in conclusion quality
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
açık göz, ihtiyatlı, uyanık bağlı yasaklamak, menetmek ciddi bir şekilde içermek, kapsamak, oluşturmak seyrek bir şekilde (X densely) tam olarak korunan telefonda konuşmak, telefona sahip olmak dereceli olarak, yavaş bükülebilir, eğilebilir, esnek, uysal acınacak, üzücü, keder verici (It is regrattable that ----- .) cezbetmek (= appeal to) (attract so to sth) kesinlik teslim olmak X surround acı içinde durdurmak hayırsever, yardımsever büyüleyici, muhteşem (magnificient, amazing, wonderful) avukat (solicitor) birisi ile kontak/temas kurmak, irtibata geçmek terlik hor gören, küçümseyen tepki öykü, masal, hikaye birbirinin yerine geçebilir gözünü ayırmamak 1- ortadan kaybolmak 2-yok olmak (1) söylemek, belirtmek (2) düşünce, fikir madenci morali bozuk, keyifsiz özellik, mal-mülk katılmak, devam etmek; ilgilenmek (+to) uğramak, ziyarette bulunmak özerk, bağımsız uyarmak siyah sırlı bitirmek, son vermek, tüm, bitmiş bilgili harici, dış güven, itimat, güvenmek, itimat etme dahi sonuç olarak nitelik, vasıf, özellik, hususiyet
1577 develop
(1) geliş(tir)mek, genişle(t)mek, ortaya atmak (teori, fakir vb) (2) (foto) film banyo ettirmek (3) (vücudun ürettiği bir hastalığa) yakalanmak “develop cancer”
1578 1579 1580 1581 1582 1583 1584 1585 1586 1587
dikkatle incelemek, araştırmak birinin kişisel eşyaları (possessions) büyük, iri, kocaman çıkarmak ile benzerlik göstermek kurmak (=establish), oluşturmak meslek eğlimli, meyyal, yatkın (inclined to, apt to , likely yo) hayal kırıklığına uğratmak, yarı yolda bırakmak uzun uzadıya
scrutinize belongings massive extract bear resemblance to set up vocation prone (to) let down at length
Versiyon 2.0
29
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1588 1589 1590 1591 1592 1593 1594 1595 1596 1597 1598 1599 1600 1601 1602 1603 1604 1605 1606 1607 1608 1609 1610 1611 1612 1613 1614 1615 1616 1617 1618 1619 1620 1621 1622 1623 1624 1625 1626 1627 1628 1629 1630 1631 1632 1633 1634 1635 1636 1637 1638 1639 1640 1641 1642
in connection with illiteracy evaluate sparingly rare retain valid glance improve conceal wide-ranging the same as correspond to interstellar comfortably responsible take into consideration avoidable look out if fortify conceited exist fall in sth call in extensive considerably content statue in the suburbs launch sedate multinational companies with restraint cut back on make sense prevailing set fire to edible break through of which awful mention palm dire under the disguise of highly prized purposeful for which claim performance soundly apparently himself plead
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
....ile bağlantılı olarak cahillik, cehalet değerlendirmek (assess) tasarruflu bir şekilde nadir elinde tutmak, alıkoymak geçerli, muteber, yasal, meşru göz atmak/gezdirmek, bakıvermek geliştirmek, iyileştirmek (= enhance) gizlemek geniş kapsamlı …ile aynı bir şeyle uymak, uygun düşmek, tekabül etmek (agree, match) yıldızlar arası rahat bir şekilde sorumlu hesaba katmak, göz önünde bulundurmak kaçınılabilir dikkatli olmak, gözetlemek ..se/sa, şayet, eğer, ..ıp..ımadığı tahkim etmek, sağlamlaştırmak, güçlendirmek kibirli (vain, arrogant) var olmak, mevcut hale gelmek …de düşüş çağırmak, telefonla görüşmek yoğun, kapsamlı (comprehensive, thorough, intensive) önemli ölçüde, oldukça içerik; memnun yasa, kanun, tüzük, kural, kaide, hukuki varoşlarda başlatmak, (kampanya)açmak (1) sakinleştirmek, yatıştırmak (2) sakin, soğukkanlı (composed) çok uluslu şirketler kendini tutarak azaltmak, kesmek mantıklı olmak, anlamlı olmak hakim, baskın, yaygın (dominant, prevalent, common) ateşe vermek yenilebilir, yenebilir (engelleri/kuşatmayı) yarıp geçmek, büyük bir bulus veya ilerleme yapmak, ki onun/onların kötü, korkunç bahsetmek aya, avuç içi, kiriş (1) korkunç, berbat (2) (ihtiyaç için) şiddetli, büyük --- maskesi altında çok değerli amaçlı, kasıtlı …ki onun için iddia etmek performans makul bir şekilde görünüşe bakılırsa o kendisi yalvarmak , rica etmek
30
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1643 1644 1645 1646 1647 1648 1649 1650 1651 1652 1653 1654 1655 1656 1657 1658 1659 1660 1661 1662 1663 1664 1665 1666 1667 1668 1669 1670 1671 1672 1673 1674 1675 1676 1677 1678 1679 1680 1681 1682 1683 1684 1685 1686 1687 1688 1689 1690 1691 1692 1693 1694 1695 1696 1697
national campaign drive into benefit from reconcile cautious impurity incorporate surgical instruments creative solely including conserve comprehend quest ravage inflammatory oncology crushed in turn break into flare up look down rudimentary reckon sweet partial against the rules in accordance with but take up hence in due course fall prudent at a stretch strictly worthwhile successively deliver grave bumpy codon given in excess of selective preservative comprehensibly bounce reservoir degeneration recession deepen exoplanet meanwhile divide
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
ulusal kampanya araba ile içine girmek …den faydalanmak uzlaşmak dikkatli, uyanık saflığı bozan şey, yabancı madde birleştirmek, dahil etmek cerrahi araçlar yaratıcı sadece dahil (bozulmaktan, çürümekten)korumak anlamak, kavramak, kapsamak arama, arayış, araştırma tahrip/harap etmek; yerle bir etmek iltihaplı tümör bilimi un ufak edilmiş, ezilmiş sırayla zorla soygun amacıyla girmek (=break into, burgle) alevlenmek, parlayıvermek, parlamak tepeden bakmak, hor görmek, küçümsemek ilkel, basit (elementary, fundamental) düşünmek, zannetmek (= figure out) tatlı, hoş kısmen kurallara karşı ..ile uyum içerisinde fakat, …ın dışında (zaman) almak, (yer) kaplamak, (hobiye) başlamak bu yüzden zamanla düşüş, yağış, sonbahar tedbirli, ihtiyalı (cautious) hiç durmadan katı bir şekilde yapmaya değer, zahmetine değer ardışık bir şekilde teslim etmek, dağıtmak (1) ciddi, vahim (2) mezar engebeli, pürüzlü (arazi, yol vb) dizgi (biy.) belirli, belli (örn: belli bir gün) …den fazla ayıran, seçici (discriminating, choosy) koruyucu ablaşılabilir bir şekilde çarpıp geri gelmek su havzası yozlaşma, aslını kaybetme durgunluk (ekonomi) derinleştirmek, derinleşmek güneş sistemi dışı gezegen bu esnada bölmek, bölüştürmek, paylaştırmak
31
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1698 1699 1700 1701 1702 1703 1704 1705 1706 1707 1708 1709 1710 1711 1712 1713 1714 1715 1716 1717 1718 1719 1720 1721 1722 1723 1724 1725 1726 1727 1728 1729 1730 1731 1732 1733 1734 1735 1736 1737 1738 1739 1740 1741 1742 1743 1744 1745 1746 1747 1748 1749 1750 1751 1752
arable medical science primitive depend on fix thus run through fiscal conclusive get over decent so that evergreen suburban join national income indebted (to) come through tough lay out each self-educated starving in common with assume objectionable vacant for a change jaw beverage industry induce captivating sparse logical out of doors household tasks suspiciously defend expectancy scaling consequence in view of disinfected refine ambassador against give off circulate associate get down flexibility well-being impermeable alter snobbish
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
verimli (toprak) tıp bilimi ilkel …e bağlı olmak (= rest on) onarmak, belirlemek, takmak bu yüzden, böylece gözden geçirmek, prova etmek (=rehearse) delip geçmek, tüketmek mali kesin, net (irrefutable, convincing, definite) üstesinden gelmek, iyileşmek, kurtulmak (= recover, overcome) (1) terbiyeli, yakışık alır (2) uygun, makul (3) nazik, ince, kibar …sın diye yaprak dökmeyen iğne yapraklı ağaç (coniferous) X (decidous) dış mahalle, banliyö, varoş, gecekondu katılmak, iştirak etmek milli gelir minnettar, müteşekkir yaşamak, sağ olarak çıkmak, sonuca ulaşmak (1) sert (2) zor (iş) tasarlamak, hazırlamak, sermek her bir okul okumamış fakat kendini iyi yetiştirmiş kişi açlıktan ölmek üzere olan, çok acıkmış ortak varsaymak sakıncalı, müstehcen (offensive) boş bir değişiklik olsun diye çene, kıskaç, çene çalmak içecek endüstrisi ikna etmek, sebep olmak büyüleyici (enchanting, fascinating) seyrek mantıklı açık alana ilişkin ev işleri şüpheli bir şekilde savunmak, korumak, beklenti pullanma sonuç, netice (result) göz önüne alındığında, ..den dolayı (germ-free, sterile, sanitary, hygienic) arıtmak, saflaştırmak elçi, sefir …e karşı (koku/duman)yaymak, çıkarmak dolaşmak, dolaştırmak, deveran etmek (vücuttaki kan vb) ilişkilendirmek (with) -den aşağı inmek esneklik iyi olma hali, iyilik nüfuz edilemez, aşılmaz (impenetrable, impervious, impregnable, invincible) değiştirmek, başkalaş(tır)mak züppe, küstah
32
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1753 1754 1755 1756 1757 1758 1759 1760 1761 1762 1763 1764 1765 1766 1767 1768 1769 1770 1771 1772 1773 1774 1775 1776 1777 1778 1779 1780 1781 1782 1783 1784 1785 1786 1787 1788 1789 1790 1791 1792 1793 1794 1795 1796 1797 1798 1799 1800 1801 1802 1803 1804 1805 1806 1807
gap abundance whom commit crime border within prime discontent install alternatively vaccine abundance rest capture intensive occasional how few regenerate take pleasure in adore go (up) against privacy depend a novel product without doubt indispensable penalize irreversibly disputable around the globe indirectly environmental-friendly outing participate in everyone’s slope zone disfigure monarch in trouble represent take a look at sth fold over offer wary in vain crucial monitor up to junk approach absolute exceptionally still-habitable in no time
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
boşluk, fark bolluk kimi, kime suç işlemek sınır içerisinde, kapsamında hazırlamak, zenginleştirmek hoşnutsuz, memnnuniyetsiz kurmak alternatif olarak aşı bolluk, bereket rahat, istrahat, dinlenme, dinlenmek zaptetmek, zorla ele geçirmek yoğun ara sıra ne kadar az yenilemek den hoşlanmak/zevk almak (derive pleasure from) çok sevmek, tapmak ...e karşı olmak yalnızlık, dokunulmazlık, gizlilik güvenmek, dayanmak, bağlı olmak yeni bir ürün şüphesiz vazgeçilmez, çok önemli ceza vermek, cezalandırmak (punish) geriye dönüşü olmayan bir şekilde tartışılır, kesin olmayan (arguable, controvertible, questionable) dünya çapında dolaylı bir şekilde çevre dostu gezi, gezinti katılmak, iştirak etmek (take part in, join, attend) herkesin eğilmek, meyletmek, alçalmak bölge, mıntıka.(iklim vs)kuşak şeklini bozmak, biçimsizleştirmek hükümdar, kral, kraliçe, imparator başı belada temsil etmek, simgelemek (=embody) …e göz atmak katlamak sunmak, teklif etmek uyanık, açıkgöz, tetikte, tedbirli boşuna önemli denetlemek, kontrol etmek, izlemek …e kadar (up to now) hurda, döküntü, değersiz eşya yaklaşım tam, kesin olağanüstü bir şekilde hala yaşanabilen hemen, derhal, kısa sürede
33
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1808 1809 1810 1811 1812 1813 1814 1815 1816 1817 1818 1819 1820 1821 1822 1823 1824 1825 1826 1827 1828 1829 1830 1831 1832 1833 1834 1835 1836 1837 1838 1839 1840 1841 1842 1843 1844 1845 1846 1847 1848 1849 1850 1851 1852 1853 1854 1855 1856 1857 1858 1859 1860 1861 1862
efficiently assert prize region throw by way of satisfaction almost perform ultimately whirl expose sth to sth by hand recklessly arrange shut down lean reluctance aggressive eventuality measurable stationary under its own statutes promising in recent months appointment encounter breed in the meantime sardine gradually take over differ symptom custom spoiled invade indicative contagious impetuous subtle work for insert infant display excretion especially store in that breathtaking option beam on sale propose discharge
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
verimli ve etkili bir şekilde iddia etmek, ileri sürmek ödül, mükafat, ikramiye, değer vermek bölge atmak, fırlatmak …vasıtası ile, aracılığı ile tatmin, memnuniyet neredeyse yapmak, icra etmek, (rol)oynamak sonunda, nihayetinde (1) hızla dönmek (2) girdap maruz bırakmak elle, elini kullanarak dikkatsiz bir şekilde düzenlemek kapatmak eğilmek, yana yatmak, dayanmak gönülsüzlük (= unwillingness) saldırgan, kavgacı beklenmedik anda oluşan olay ölçülebilir sabit, hareketsiz kendi mevzuatları kapsamında umut vaateden son aylarda (1) atama, tayin (2) randevu (rendezvous) karşılaşmak, yüz yüze gelmek (face) (1) (hayvan için) doğurmak, yavrulamak (2) hayvan yetiştirmek bu arada sardunya aşamalı olarak, kademeli olarak ele geçirmek, yönetimi/kontrolü ele geçirmek (=seize) farklılaşmak semptom, belirti (hastalık vb için) gelenek şımarık (mischievous (misçivıs) istila etmek (=annex, occupy) gösterge bulaşıcı (hastalık) (infectious, communicable, transmittable) fevrî, tez canlı, aceleci (1) güç algılanan ya da ince (mana, ima vb) (2) kurnaz, zeki …için çalışmak eklemek, ilave etmek, yerleştirmek bebek, küçük çocuk göstermek, sergi *** on display sergide idrar özellikle (= particularly) depo, depolamak şöyle ki, çünkü nefes kesici (tremendous, awe-inspiring) seçenek (= choice) kiriş, direk, kalas, ışın, parıltı satılık önermek, teklif etmek (= offer) taburcu etmek, salmak
34
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1863 1864 1865 1866 1867 1868 1869 1870 1871 1872 1873 1874 1875 1876 1877 1878 1879 1880 1881 1882 1883 1884 1885 1886 1887 1888 1889 1890 1891 1892 1893 1894 1895 1896 1897 1898 1899 1900 1901 1902 1903 1904 1905 1906 1907 1908 1909 1910 1911 1912 1913 1914 1915 1916 1917
revolution climax exchange raise make up for pretentiously on its way bring through collapse appeal naughty respect under discussion dismiss underneath backward broaden disturb my shrubby delicate at short notice in pieces adequate distract sub-surface despise butter aware of present fascinate exceeding worship its pesticidal honorary degree hand over occupy infant attentive (to) escort hatred thanks to critic steep military recurrence compulsory who germ infer surgical site daughter-in-law war-stricken chilly
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
devrim doruk, tepe, düğüm noktası takas etmek, değiş tokuş etmek (swap) kaldırmak, yükseltmek, (bina)dikmek telafi etmek gösterişli bir şekilde yolda hayatını kurtarmak, kendine getirmek (1) (bina vb için) çökmek (2) bayılmak yalvarmak, rica etmek, rica, yalvarış yaramaz (mischevious) saygı göstermek, hürmet etmek tartışılmakta ilgilenmemek, işten çıkarmak altında, aşağısında, gizlice, alt mevkide geri kalmış, geriye doğru genişletmek rahatsız/taciz etmek, endişelendirmek benim çalı gibi, ağaçsı (1) hassas, narin, kolayca incinen (insan için) (2) dikkat isteyen ince gelecekte kısa zaman içerisinde paramparça yeterli (sayıda/miktarda) dikkatini başka yöne çekmek yüzey altı aşağılamak, hor/küçük görmek tereyağı farkında, bilincinde (conscious ) sunmak; mevcut; hediye büyülemek, hayran bırakmak aşırı, çok fazla (excessive) tapmak onun haşarat oldürücü fahri, onursal derece devretmek, havale etmek, teslim etmek işgal etmek bebek, çocuk, bebeklere özgü (1) dikkatli, uyanık (vigilant) (2) nazik, düşünceli (considerate) eşlik etmek, refakat etmek nefret, öfke, kin, düşmanlık …sayesinde eleştirmen dik, sarp, yalçın, aşırı, çok yüksek askeri yeniden olma, nüksetme zorunlu kim, kimi, kime, ki o/onu/ona mikrop, esas, temel, asıl dolaylı çıkarım yapmak ameliyat bölgesi gelin savaşın vurduğu/etkilediği soğuk (cold, frigid)
35
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1918 1919 1920 1921 1922 1923 1924 1925 1926 1927 1928 1929 1930 1931 1932 1933 1934 1935 1936 1937 1938 1939 1940 1941 1942 1943 1944 1945 1946 1947 1948 1949 1950 1951 1952 1953 1954 1955 1956 1957 1958 1959 1960 1961 1962 1963 1964 1965 1966 1967 1968 1969 1970 1971 1972
handy immature pearl sorrow witness coincide with intervene at ease like in this way scatter board without warning preferably distinct conservationist dubious torch equally well-off peel in demand insect target exotic dangerous reasonable accurately abundant liable (to) release someone on bail container sin come down chronic disease choke controversy reserve matter such …that learn malicious unquestionable slide few and far between reveal entrapped consist of adjust surmise senescence vehemently commendable immediate instance
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
kullanışlı, yararlı olgunlaşmamış inci, değerli/kıymetli şey acı, derin üzüntü, keder, yas tutma (1) şahit olmak (2) tanık, şahit, görgü tanığı tesadüf etmek, aynı zaman denk gelmek araya girmek rahat, huzurlu gibi, örneğin böylece, bu şekilde saçmak, serpmek tahta, levha, masa, (yönetim)kurulu ansızın (all at once at once ) tercihen belirgin; farklı çevre korumacı şüpheli, inanmayan (insan için), olması muhtemel olmayan (unlikely) meşale, el feneri eşit bir şekilde hali vakti yerinde (kabuk)soymak, kabuk revaçta böcek, haşere hedeflemek yurt dışından, ihraç (foreign) (2) sıradışı (unusual) tehlikeli makul, akla yatkın, sağduyulu doğru, hatasız, eksiksiz bir şekilde (precisely, correctly) bol (= plentiful, ample, bountiful) savunmasız, hassas birini kefaletle serbest bırakmak kap günah, günah işlemek inmek, aşağı inmek, itibarını yitirmek geçmek bilmeyen hastalık nefes alamamak, boğulmak anlaşmazlık, fikir ayrılığı (ilerisi için)saklamak, ayırmak sorun; madde; sorun olmak öylesine … ki öğrenmek art niyetli, kötü niyetli (hateful) kesin, net (undeniable, indisputable) kaymak, kayıp gitmek, sıvışmak kırk yılda bir (once in a while) açığa çıkarmak, gün yüzüne çıkarmak (disclose, display) tuzağa düşmüş ibaret olmak, meydana gelmek uyarlamak özetlemek yaşlılık, ihtiyarlık şiddetli bir şekilde övgüye değer (1) derhal, acele, çabuk (2) (akraba için) en yakın örnek, misal, numune
36
14.5.2013
www.seyfihoca.com
1973 1974 1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020 2021 2022 2023 2024 2025 2026 2027
expert in sth bustling tiresome yet absolutely fade through reputation for on the outskirts as to rigorous task in the act blame someone/something for commission essentially vocational significant advice install derelict just applaud tell off disadvantage effort condemn deceptive treatment formalize previously mandate obscure globe quarterly preventive effect diverse have an effect point out take in truthful about even inspire knowledge calculate flourish respectively on a large scale debris beware effect wetland related to appearance smog
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
…de uzman işlek, yoğun (liman, cadde vb) yorucu (wearisome, strenuous) henüz; fakat kesinlikle sol(dur)mak, soluklaş(tır)mak vasıtası ile, aracılığı ile …için şöhret şehrin eteklerinde --- e dair (regarding concerning) (1) gayretli (2) zahmetli görev suçüstü den dolayı birini suçlamak para ile eser yaptırmak temelde, esasen mesleki (= occupational) (1) önemli, kayda değer (2) manalı, anlamlı tavsiye tesis etmek, kurmak, yerleştirmek harabe, köhne bina vb (ramshackle, dilapidated) sadece, sırf, henüz alkışlamak, onaylamak, beğenmek azarlamak, fırça çekmek dezavantaj çaba kınamak, ayıplamak yanıltıcı, aldatıcı (misleading) tedavi, davranış resmileştirmek önceden yetki; gerektirmek, icap ettirmek muğlak, belirsiz küre, dünya üç haftada bir yayımlanan/ödenen (dergi, vergi, faiz vb) önleyici etki çeşitli, farklı (= different; various) etkilemek, üzerinde etkisi olmak (impact on ) işaret etmek (= denote), göstermek, dikkati çekmek, belirtmek anlamak, aldatmak, kısaltmak (1) sadece doğruyu söyleyen (2) gerçeklere uygun, doğru (söz) düz, pürüzsüz, adil, eşit (just) ilham vermek bilgi hesaplamak serpilmek, büyümek, gelişmek sırasıyla, her biri ayrı ayrı olarak geniş ölçekte, büyük çapta enkaz, moloz, kalıntı -den sakınmak, uzak durmak etki sulak alan (1) akraba (2) ilgili görünüm hava kirliliğine sebep olan dumanlı sis
37
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2028 2029 2030 2031 2032 2033 2034 2035 2036 2037 2038 2039 2040 2041 2042 2043 2044 2045 2046 2047 2048 2049 2050 2051 2052 2053 2054 2055 2056 2057 2058 2059 2060 2061 2062 2063 2064 2065 2066 2067 2068 2069 2070 2071 2072 2073 2074 2075 2076 2077 2078 2079 2080 2081 2082
shape constrict conceive concerned (about) at an advantage indulgence frightening angular fold justifiable hurricane harm him objection tutor impersonal over-fishing labour-saving machine on fire former photosensitive crucial factor for infer send out preservation chop forgiving severe recount as yet tricky at the age of advisable pawn take office take for obsessive confide in delight progressive in reality round outgoing before poisonous tenderness sacred labour vertebrate in order that collar recovery denial by dint of corresponding (to)
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
biçim, şekil, suret, hayal, görüntü sıkmak, engellemek, sınırlandırmak gebe kalmak endişeli (worried about / anxious about) avantajlı şımarma, şımartma korkutucu (= terrifying) (1) köşeli, açılı, sivri (2) bir deri bir kemik, sıska (skinny, bonny) kat, katman, tabaka, katlamak, kıvırmak doğrulanabilir, ispatlanabilir (iddia, savunma vb) kasırga zarar, ziyan, hasar, kötülük, fenalık onu, ona itiraz özel öğretmen/hoca, öğretmen sizli bizli hitap tarzı X personal aşırı balık avlama emek tasarrufu sağlayan makine alevler içinde önceki, eski ışığa karsı hassas …için önemli faktör sonuç çıkarmak, anlam çıkarmak dışarı göndermek, (koku , duman , ışık vs.) yaymak (= give off, emit, dağıtmak koruma kesme, et dilimi, ruhsat, mühür bağışlayıcı, affedici (magnanimous, pardoning, merciful) şiddetli, sert, katı, vahim, ciddi anlatmak, hikaye etmek, aktarmak şimdilik zorlu, hileli yaşlarında, yaşında makul, mantıklı (sensible, wise) rehin, rehin almak göreve gelmek, görevi devralmak için yapmak, için almak takıntılı sır söylemek/vermek zevk, neşe, sevinç, haz, keyif ilerleyen gerçekte yuvarlak, toparlak, halka/çember biçiminde dışa açık, sosyal insan (sociable, extroverted) …den önce, ….meden önce zehirli şefkat, merhamet, anlayış (affection) kutsal, mukaddes, saygıdeğer iş, emek, iş gücü, zahmet omurgalı …sın diye (= so that) (1) yaka (2) tasma iyileşme, geri kazanma inkar aracılığıyla uyumlu, mutabık (matching)
38
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2083 2084 2085 2086 2087 2088 2089 2090 2091 2092 2093 2094 2095 2096 2097 2098 2099 2100 2101 2102 2103 2104 2105 2106 2107 2108 2109 2110 2111 2112 2113 2114 2115 2116 2117 2118 2119 2120 2121 2122 2123 2124 2125 2126 2127 2128 2129 2130 2131 2132 2133 2134 2135 2136 2137
correspond with lack of diversity heavy end up (at) indivisible instantaneous permit so to do sth refer to in (one's) opinion conceal only tactful outright impress huge amounts of sth execute disorder weigh up nasty title trigger off advertise agree to do sth storm go away except era contradict either in person in the nick of time supervise questionable typically beam initiate rectangular conflagration manuscript raw sibling source permanent congratulate die of evidence for sth threat condition each other heal dietary measures ability barrier now and again air sacs
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
birisi ile yazışmak çeşitlilik yokluğu ağır sonunda bir yere varmak bölünmez (sayı, hücre vb) derhal, çabuk, hemen (on the spot, immediate, instant) izin vermek atıfta bulunmak (≈ allude to) ...ın fikrine göre gizlemek, saklamak (hide) sadece düşünceli, nazik (1) açıkça, dobra (2) tam, eksiksiz tesir etmek, izlenim bırakmak büyük miktarlarda idam etmek, yerine getirmek, yönetmek rahatsızlık, kargaşa, düzensizlik ölçüp biçmek, düşünüp taşınmak (1) kötü, berbat, iğrenç (2) baş belası, çekilmez başlık tetiklemek reklam yapmak yapmayı kabul etmek fırtına çekip gitmek, ayrılmak ...den başka; ...in/ın dışında; ...hariç çağ, devir, dönem, tarih çelişmek, aykırı olmak, aksini iddia etmek ikisinden herhangi biri bizzat son anda denetlemek, nezaret etmek, yönetmek, şüphe uyandıran, tartışılabilir genellikle ışın, ışık, kiriş başlamak, başlatmak, önayak olmak dikdörtgen şiddetli çatışma, karşılaşma el yazması, el yazması kitap/belge (1) çiğ, pişmemiş (et) (2) ham, işlenmemiş (maden) kardeş kaynak, memba kalıcı, uzun süreli tebrik/takdir etmek …den ölmek … için kanıt tehdit (= menace) durum, koşul birbirini, birbirine iyileş(tir)mek, şifa vermek/bulmak beslenme ile ilgili önlemler yetenek engel at times from time to time zaman zaman hava kesecikleri
39
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2138 2139 2140 2141 2142 2143 2144 2145 2146 2147 2148 2149 2150 2151 2152 2153 2154 2155 2156 2157 2158 2159 2160 2161 2162 2163 2164 2165 2166 2167 2168 2169 2170 2171 2172 2173 2174 2175 2176 2177 2178 2179 2180 2181 2182 2183 2184 2185 2186 2187 2188 2189 2190 2191 2192
in touch with bear blight unique unpredictable on the agenda sculpture futile key factor lethal exclude be linked to advances in sth gain experience admit that extremely rigid join break out legion at peace / war move off with essay take sth into account repulsive safety requirements correspond embarrassed craft inflame reply identify as yet remorseful out of breath appeal trader response in captivity less than proclaim by all accounts on occasions promote his tamed originally fruitless deficient routine consequtively imminently bring forward trivial remedy
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
... ile temas halinde ayı; dayanmak, katlanmak; taşımak hasara sebep olmak, kötü etkisi olmak, eşsiz, yegane tahmin edilemez (= unforeseeable) gündemde heykel ***sculptor: heykeltırtaş boşuna, beyhude kilit faktör öldürücü (silah, gaz vb) hariç tutmak, dahil etmemek ile bağlantılı olmak …de ilerlemeler tecrübe kazanmak kabul etmek aşırı bir şekilde katı, sert, eğilmez, şiddetli, sabırsız katılmak patlak vermek (savaş, salgın) asker grubu, lejyon savaşta / barışta …ile uzaklaşmak/kaçmak makale, deneme, müsvedde, örnek dikkate almak iğrenç, tiksinti veren güvenlik gereksinimleri karşılıklı yazışmak yerin dibine girmiş, utanmış hüner, marifet, hile, el sanatı, esnaf tutuş(tur)mak, öfkelenmek, alevlenmek cevap vermek belirlemek, tespit etmek; teşhis etmek şimdilik, şu an için vicdan azabı çeken, pişman (regretful, penitent) nefes nefese cezbetmek tüccar tepki, cevap esaret altında …den daha az ilân etmek; resmen duyurmak insanların söylediklerine bakılırsa bazen, zaman zaman (1) terfi etmek, makamını yükseltmek (2) reklam yapmak onun, onunki evcil hayvan ilk başta, ilk önceleri (initially, at first) beyhude, boş yere (in vain, futile) eksik, yetersiz mutat, hergünkü, rütin ardarda eli kulağında öne sürmek, ileri almak, arzetmek ıvır zıvır, önemsiz ilâç, çare, çözüm
40
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2193 2194 2195 2196 2197 2198 2199 2200 2201 2202 2203 2204 2205 2206 2207 2208 2209 2210 2211 2212 2213 2214 2215 2216 2217 2218 2219 2220 2221 2222 2223 2224 2225 2226 2227 2228 2229 2230 2231 2232 2233 2234 2235 2236 2237 2238 2239 2240 2241 2242 2243 2244 2245 2246 2247
novel decisively counterpart suppress wish command amount stark integer in search of oath go astray alike prevalent hear initiate come away inclusive (of) handle retain pharmaceutical inversion pile however combine with spark charm seafood messy patch per person on the phone in order guide herbicide in for something ferocious look out for warn diagnose concern about sth thermal blanket chance unforeseen clot sensitive startle on guard dizziness catch sight of grasp come from raw material baseless on a diet
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
yeni, roman kararlı bir şekilde emsal, eşdeğer, muadil (duygularını, bağışıklık sistemini vb) baskılamak istemek, dilemek emretmek, kumanda etmek, celp etmek miktar çıplak, yalın, sade (gerçek vb) tam sayı ...peşinde yemin, and, yemin etmek (1) (hayvanlar için) sürüden ayrılmak (2) (insan için) sapıtmak benzer, eşit, farksız olagelen, süregelen, hüküm süren, yaygın (dominant, common) duymak başlatmak, önayak olmak (start, commence) -den/-dan ayrılmak dahil eden, içeren X (exclusive of) sap, tutamaç, yönetmek, ele almak tutmak, alıkoymak, muhafaza etme ilaçla ilgili tersine çevirme dosyalamak ancak, ne kadar..sa..sın …ile birleşmek kıvıcım, zerre, çok küçük şey çekicilik, cazibe, hoşa gitme deniz ürünü dağınık yama, parça, yamalamak kişi başına telefonda / telefonu yanında düzenli, tertipli rehberlik etmek ot öldürücü başına kötü bir şey gelecek olma azgın, vahşi (fierce, vicious) ...e dikkat etmek, ...i gözetmek uyarmak (hastalık vs)teşhis etmek …hakkında endişelenmek ısı tabakası şans, tesadüf, kısmet, talih, kader öngörülmemiş pıhtı hassas, duygusal (1) korkutmak, ürkütmek (2) şaşırtmak, affalatmak nöbette baş dönmesi kısaca görmek (1) (bir nesneyi) kavramak (2) (bir konuyu) kavramak, anlamak …den gelmek ham madde asılsız, temelsiz (iddia, teori vb) perhizde, diette, rejimde
41
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2248 2249 2250 2251 2252 2253 2254 2255 2256 2257 2258 2259 2260 2261 2262 2263 2264 2265 2266 2267 2268 2269 2270 2271 2272 2273 2274 2275 2276 2277 2278 2279 2280 2281 2282 2283 2284 2285 2286 2287 2288 2289 2290 2291 2292 2293 2294 2295 2296 2297 2298 2299 2300 2301 2302
indication of sth handle crawl take back borrow unyielding certain resolution fraudulent take one’s mind off flee staff grow tired of in progress introvert petition deficiency provided (that) exciting crude sterilization organize management in place of edition detect in a way publicly probable antigenic mortality rates prediction in sight introverted permissive marvellous keep pressure on sth lead to allege that revival incompetent bullfight pleasantly perilous respective launch by far benevolent pioneer dull illustrate engage scratch concerned with criticize
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
…ın göstergesi başa çıkmak, üstesinden gelmek emeklemek sözünü geri almak, geri adım atmak ödünç almak çabuk yılmayan, gevşek olmayan kişi (firm, adamant) kesin çözüm, karar sahtekar, dolandırıcı kafayı dağıtmak kaçmak, sıvışmak personel --- den yorulmak ilerlemekte içine kapanık dilekçe, rica, istirham yetersizlik, eksiklik …ması şartıyla heyecanlandırıcı ham (petrol vb) (unrefined, raw) (2) kaba, inceliksiz (rude, impolite) mikroptan arındırma düzenlemek yönetim idare --- nın yerine (instead of) baskı, basım meydana çıkarmak, işin aslını ortaya çıkarmak (discover, notice) in some way; in one way or another; this way or that way; şöyle veya böyle, bir şekilde alenen, herkesin içinde muhtemel bağışıklık cevabına sebep olan madde ölüm oranları tahmin görünürde, görünebilir (visible) içine kapanık X (extroverted) müsmahakar, hoş görülü (tolerant, non-judgemental, lenient) muhteşem, harika (wonderful) üzerine baskı yapmak sebep olmak (= bring about) iddia etmek yeniden canlanma beceriksiz, kabiliyetsiz boğa güreşi hoş bir şekilde tehlikeli sırayla başlatmak şu ana kadar ki cömert, yardımsever (generous, compassionate) öncü, yol açan, öncülük eden (forerunner) (1) kasvetli (2) geri zekalı resimlemek, örneklerle anlatmak meşgul olmak, nişanlı olmak (1) kazımak, tahriş etmek (2) tırmalamak …ile ilgili eleştirmek, tenkit etmek
42
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2303 2304 2305 2306 2307 2308 2309 2310 2311 2312 2313 2314 2315 2316 2317 2318 2319 2320 2321 2322 2323 2324 2325 2326 2327 2328 2329 2330 2331 2332 2333 2334 2335 2336 2337 2338 2339 2340 2341 2342 2343 2344 2345 2346 2347 2348 2349 2350 2351 2352 2353 2354 2355 2356 2357
fall in with emphysema investigate labour-saving subsequent cut off from edge nobody’s rewind in equilibrium in relation to rotation chain of events aspire retire irrelevant in the context of hemisphere influence stationery stiff hound out few peoples sort out in action bubonic plague at hand on entering presume betray wing reliance at present at odds with under age insoluble low out hasty famous for suspend grand bizarre placid describe exception in aid of soak campfire well-behaved pace in cash seek matchless as for
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
arkadaşlık etmeye başlamak, kabul etmek anfizem, ciğerlerde hava kalması araştırmak iş gücü tasarrufu yapan (makine vb) takip eden, sonra gelen koparmak kenar, sınır, hudut hiç kimsenin geri sarmak denge içinde ile ilgili olarak kendi etrafında dönme olaylar zinciri şiddetle arzu etmek, çok istemek (* I’ve always aspired to be a singer) emekli olmak alakasız, ilgisiz …bağlamında yarımküre, beynin yarısı etkilemek kırtasiye sert, katı dışarı atmak, kovmak çok az (+çoğul) halklar sınıflandırmak (=classify), çözümlemek çalışır durumda hıyarcıklı veba çok yakında, eli kulağında girince sanmak ihanet etmek, hainlik yapmak kanat, kol, cenah, yan oda güvenme, bel bağlama şu an --- ile arası bozuk olmak reşit olmayan X (grown up yetişkin ) çözülmez üfleyerek söndürmek telaşlı ünlü askıda , muallakta bırakmak, okuldan uzaklaştırma büyük, şahane, gösterişli, muhteşem tuhaf, acayip (strange, weird) sakin, sessiz, asude (serene, peaceful) (2) halim selim, uysal tanımlamak, tasviretmek, anlatmak istisna --- nın yararına ıslatmak, sırılsıklam etmek kamp ateşi terbiyeli adım, tempo, yürüyüş, rahvan gidiş nakit ile ödeme aramak, araştırmak eşsiz, tek, yegane (unparalleled, unique) --- e gelince, söz konusu --- olunca
43
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2358 2359 2360 2361 2362 2363 2364 2365 2366 2367 2368 2369 2370 2371 2372 2373 2374 2375 2376 2377 2378 2379 2380 2381 2382 2383 2384 2385 2386 2387 2388 2389 2390 2391 2392 2393 2394 2395 2396 2397 2398 2399 2400 2401 2402 2403 2404 2405 2406 2407 2408 2409 2410 2411 2412
for instance luxurious narrowly expensive imaginative arouse pull up vision tradition understand store celebrate cash achieve precious confidentially resurgent fill out take charge of set down (to) extend take part in prevalence at heart touchy apply versatile kidnap mild symptoms run in out of all proportion royal extravagance tax promise span spend on crash conclusively sample composed employ teach sth to so painstaking pretend magnet unbending instead of misunderstanding spring various territory recommend have an effect on at least rely heavily on sth
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
örneğin lüks kıl payı (She narrowly escaped death yesterday.) pahalı hayal gücü geniş (creative, inventive, ingenious) uyandırmak arabayı sağa çıkmak, yukarı çekmek, kaldırmak görüntü gelenek, görenek, rivayet anlamak depo, depolamak kutlamak, ilan etmek, tanıtmak para, nakit para, peşin para başarmak değerli gizli bir şekilde tekrar dirilen/canlanan, tekrar baş gösteren doldurmak (form, belge) devralmak (take over ) indirmek, yere koymak, yazmak, kaydetmek (1) (süre, vakit) uzatmak (2) binaya ek inşa yapmak katılmak, yer almak (= join in, participate in) yaygınlık içten, hakikatte, iç yüzünde alıngan, çabuk kırılan/darılan uygulamak; başvurmak (+for) çok yönlü çocuk kaçırmak, adam kaçırmak hafif hastalı belirtileri aday olmak orantısız bir şekilde kıralıyet savurganlığı vergi söz vermek süre, zaman; sürmek, kapsamak …e harcamak (1) kaza, şiddetli ses, iflas (2) yere düşme , çarpma kesin olarak örnek; örneklemek soğuk kanlı (cool) (1) işe almak (2) (metot, yöntem vb) uygulamak bir şeyi birine öğretmek zahmetli …mış gibi yapmak/davranmak mıknatıs boyun eğmeyen, eğilmeyen …ın yerine yanlış anlaşılma (misconception) (1) bahar mevsimi (2) su kaynağı çeşitli (=diverse, miscellaneous) bölge, arazi tavsiye etmek üzerinde etkisi olmak en azından bir şeye fazlası ile bağlı olmak
44
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2413 2414 2415 2416 2417 2418 2419 2420 2421
inject do harm to naughty reasonable exquisite more often scholarly reconciliatory dense
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
iğne vurmak, içeri sokmak --- e zarar vermek yaramaz, haylaz makul, mantıklı (logical, sensible) (1) enfes, mükemmel (manzara vb) (2) (acı ya da zevk) şiddetli, derin daha sık bilge kişi, alim (wise) barıştırıcı, uzlaştırıcı, ara bulucu yoğun
2422 accompany
(1) eşlik etmek, arkadaşlık etmek (escort) (2) beraber bulunmak ya da bir arada gözükmek (* Pain and fever accompany inflammatory diseases)
2423 2424 2425 2426 2427 2428 2429 2430 2431 2432 2433 2434 2435 2436 2437 2438 2439 2440 2441 2442 2443 2444 2445 2446 2447 2448 2449 2450 2451 2452 2453 2454 2455 2456 2457 2458 2459 2460 2461 2462 2463 2464 2465 2466
geçici değer kapsamlı bir şekilde çırak, şakirt, acemi öğrenci/er plan, proje önceden başarmak, elde etmek, ulaşmak sakat, özürlü (1) kraliyete ait (2) kralın soyundan gelen yüzmek ütopik iktidarsız, güçlü (powerless) mitolojik, efsanevi (legendary) beceri, yeti, istidat (talent, ability) yoksulluk, fakirlik, yokluk patavatsız, düşüncesiz cevaplamak yöre, civar, çevre, mahalle halkı püskürtmek, püskürmek göze ilişme/çarpma agresif hevesli, meraklı, tutkun kimse olumlu, yapıcı (positive, constructive) (2) uğurlu (auspicious) besleyici (gıda vb) (nutritious, wholesome) karışık, karmakarışık olgun, olgunlaş(tır)mak şiddetli, ateşli gümrükten kaçırmak, kaçakçılık yapmak daha ziyade; oldukça birini arabayla bir yere bırakmak yerleştirmek; yer zulme uğramış, baskı altında, ezilmiş bilhassa, özellikle ...e karşılık olarak (suya vs)dalmak, atlamak …in incelenmesi girmek, (miras vs. ye) konmak yükümlülük, zoorunluluk güvenmek akıllı, zeki, şık kısa, öz *** in brief kısaca, öz olarak formsuz nefesi/soluğu kesilmek hoşlanmamak
temporary worth comprehensively apprentice scheme in advance achieve disabled royal swim utopian impotent mythical skill poverty tactless answer neighbourhood erupt glimpse aggressive enthusiast favourable nourishing complicated mature vehement smuggle rather give someone a lift place oppressed above all in exchange of dive study of sth come into obligation rely smart brief unfit gasp dislike
Versiyon 2.0
45
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2467 2468 2469 2470 2471 2472 2473 2474 2475 2476 2477 2478 2479 2480 2481 2482 2483 2484 2485 2486 2487 2488 2489 2490 2491 2492 2493 2494 2495 2496 2497 2498 2499 2500 2501 2502 2503 2504 2505 2506 2507 2508 2509 2510 2511 2512 2513 2514 2515 2516 2517 2518 2519 2520 2521
deplete appreciate mobilize description vainly destroy regard defensive other than terminate formidable of whom seat take up settle sizeable show work up opposed mild on (that ) date then glide only if recommend emigrant familiar with sth think it just as discreet erode be caused by sth uphold adhere to with / by the help of come into definition associate go through traditional bits of tissue operating theatre on an expedition coverage Broadly speaking deliberate convincing widespread depression at a glance strike wherever enslave rank high
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
azaltmak, tüketmek (=diminish, use up) takdir etmek, beğenmek, sezmek harekete geçirmek tanımlama kibirli bir şekilde yok etmek ...olarak kabul etmek; ...gözü ile bakmak savunmacı …den başka (1) (sözleşme, kontrat vb) sonlandırmak, bitirmek (2) yok etmek (1) korkunç, ürkütücü (2) yenmesi güç, zor çetin ki onun/onların iskemle, sandelye, yer, mahal (zaman) almak, (yer) kaplamak, başlamak yerleşmek, yoluna koymak büyük, kocaman göstermek hazırlamak, gelişmek, planlamak muhalif (opposite, contrasting) ılımlı, ölçülü, kibar, mülayim o tarihte o zaman, daha sonra kaymak, uçmak, kayıp gitmek ancak eğer…sa tavsiye etmek, beğendirmek göçmen (migrant, expatriate) …e aşina düşünmek o, onu, ona tıpkı…gibi, tam …ki temkinli, dikkatli ve nazik, ölçülü (deniz/yağmur/rüzgâr ile aşınmak …den kaynaklanmak arka çıkmak, desteklemek bağlı olmak, itaat etmek yardımıyla ortaya çıkmak, başlamak, mirasa konmak, meydana gelmek tanım ilişkilendirmek gözden geçirmek, incelemek, acı sıkıntı çekmek, içinden geçmek geleneksel (= conventional, customary) doku parçaları ameliyat odası keşif gezisinde tv veya gazetede bir haberin yayınlanması Genel konuşmak gerekirse (generally, mostly) kasıtlı (intentional) ikna edici yaygın bunalım, depresyon bir bakışta vurmak, çarpmak, hücum etmek nereye/nerede…sa…sın köleleştirmek, esir etmek üst sırada gelmek
46
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2522 2523 2524 2525 2526 2527 2528 2529 2530 2531 2532 2533 2534 2535 2536 2537 2538 2539 2540 2541 2542 2543 2544 2545 2546 2547 2548 2549 2550 2551 2552 2553 2554 2555 2556 2557 2558 2559 2560 2561 2562 2563 2564 2565 2566 2567 2568 2569 2570 2571 2572 2573 2574 2575 2576
initiation startling improvement disgusting haemorrhage authentic strained widely core crack bring about cardiac output closely vary sight discard scared compare of much importance lead windy ailment perpetually cast illustrate address in pieces identical (to/with) deal with tremendously combat race immature cut out defective murder desert primitive in danger (of) in whose determination dominant awareness in aid of hopeless earnest dengue fever for short go over mutual fertile aspect now that on behalf of malnutrition
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
başlangıç, başlama ürkütücü iyileşme iğrenç, tiksindirici yoğun kan kaybı hakiki, orijinal (genuine, true, real) gergin geniş ölçüde esas, öz, ana çatlak, çatlamak sebep olmak (=cause) kalp debisi yakından, dikkatlice değiştirmek, farklı olmak görüş, bakış, manzara, fikir, görüş (işe yaramayan şeyi) atmak korkmuş karşılaştırmak, kıyas etmek çok öneme sahip kurşun; sebep olmak (+to) rüzgarlı hastalık sürekli olarak atmak, fırlatmak, atılmış tasvir etmek, resmetmek bir sorunla ilgilenmek, dinleyici kitlesine hitap etmek paramparça tıpatıp, benzer, hemen hemen aynı …ile baş etmek (= cope with), …ile ilgilenmek olağansütü bir şekilde dövüşmek, savaşmak, çarpışmak yarış, ırk; yarışmak çocuk tabiatlı, olgun olmayan insan kesip çıkarmak kusurlu, defolu (faulty, imperfect) öldürmek çöl, sahra, bozkır, terk etmek ilkel tehlikede ki onun…sı (1) azim, kararlılık (ambition) (2) inat (stubbornness, obstinacy) baskın (= overbearing, bossy) farkındalık ...e yardım olarak umutsuz ciddi, kararlı (serious, solemn) C (frivolous) Kemik kıran ateşi kısaltma (ODTÜ, NATO, TBMM vb ) gözden geçirmek, incelemek karşılıklı, ortaklaşa (reciprocal, joint) verimli yön, taraf, cihet …dığına göre, …dığı için …ın adına kötü beslenme
47
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2577 2578 2579 2580 2581 2582 2583 2584 2585 2586 2587 2588 2589 2590 2591 2592 2593 2594 2595 2596 2597 2598 2599 2600 2601 2602 2603 2604 2605 2606 2607 2608 2609 2610 2611 2612 2613 2614 2615 2616 2617 2618 2619 2620 2621 2622 2623 2624 2625 2626 2627 2628 2629 2630 2631
conclusive theory overwhelm go ahead criminal gangs shallow medication keep on the tip of one’s mind/tongue complain water supply network strange complaint revolution keep off scenic mourn gather bear out selectively relate deduct column unidentified brave acquire needle fall back on corrupt challenge suit fluid approval separate staple orbit tell carefully rank decent evidence a lot of complex polite at any rate badly in need of indignant rule of law pledge confide zoom in spite of figure exaggerated enforce perform
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
kesin teori (duygu, durum) kapılmak, etkisi altına almak önünde gitmek, devam etmek suç çeteleri (1) sığ, derin olmayan (2) yüzeysel, üstünkörü (superficial) ilaç tedavisi korumak, sürdürmek dilimin ucunda şikayet etmek su tedarik ağı tuhaf, garip, acayip şikayet ihtilal, isyan, devrim, inkilap, devir yaklaştırmamak, uzak tutmak (=keep out) güzel manzaralı, çok muhteşem (a scenic highway) yas tutmak, ağıt yakmak toplanmak, anlamak, sonuca varmak doğrulamak, teyit etmek seçici bir şekilde (1) rivayet etmek, anlatmak, aktarmak (2) ilişkili/alakalı olmak sonuç çıkarmak sütun, direk, (gazetede)sütun, fıkra tanımlanamamış cesur edinmek, kazanmak dikiş ğnesi, iğne başvurmak, müracaat etmek, sırtını dayamak rüşvetçi, ahlaksız aşılması güç zorluk yakışmak (kıyafetin vb.) sıvı onay (=endorsement) ayırmak, ayrı (1) bir yerde yetişen başlıca ürün (2) başlıca konu yörünge, yörüngede dönmek söylemek dikkatli bir şekilde sıra, rütbe, sırada gelmek uygun, elverişli kanıt çok (+isim) karışık, çapraşık, anlaşılması güç kibar , nazik her ne pahasına olursa olsun bir şeye/birine çok muhtaç olmak öfkeli, kızmış hukuk düzeni ciddi bir söz vermek, ciddi bir vaat güvenmek, sırrını açmak yakınlaşmak …e rağmen rakam, şekil abartılı X (plain) uygulamaya koymak (kanun) gerçekleştirmek, yapmak
48
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2632 2633 2634 2635 2636 2637 2638 2639 2640 2641 2642 2643 2644 2645 2646 2647 2648 2649 2650 2651 2652 2653 2654 2655 2656 2657 2658 2659 2660 2661 2662 2663 2664 2665 2666 2667 2668 2669 2670 2671 2672 2673 2674 2675 2676 2677 2678 2679 2680 2681 2682 2683 2684 2685 2686
make over the same underestimate purpose pro-worker settle down harmful adequately innovation consistent condensed bully for the sake of the more …the more abnormally distinguishing impassable abnormal enquire offending / offender fall into numb weigh ashamed (of) put out in charge of liable (for) more...than anti-inflammatory drugs in exchange for eradicate irregularity dazzling addiction to lest spine march poignant mean peer into sth shuffle honest nutrition steady tend dark matter lumpy indispensable quarellesome warrant as early as indiscriminate otherwise crafty unbearable
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
baştan sona yenilemek (shape up, change, rectify), devretmek aynı küçümsemek, önemsememek amaç, gaye işçi yanlısı yerleşmek, durulmak, uslanmak (=mature, come of age, ripen) zararlı yeterli bir şekilde (= sufficiently) yenilik, yenileşim tutarlı yoğunlaştırılmış (dense, compressed) (2) özetlenmiş, kısaltılmış (1) kabadayı, zorba (2) kabadayılık yapmak, zorbalık yapmak …ın hatrına ne kadar…o kadar… normal olmayan bir şekilde belirgin, dikkat çekici geçit vermeyen (dağlık bölge, arazi vb) normal olmayan araştırmak, sual sormak suçlu (criminal) içine düşmek, kendini içinde bulmak, bölünmek uyuşmuş (el, parmak vb) tartmak, düşünmek, aklında tartmak utanmış, bozarmış söndürmek (=extinguish) …den sorumlu sorumlu, mesul …den daha fazla iltahap önleyici ilaçlar in return for --- nın karşılığında, --- e karşılık olarak yok/imha etmek, mahvetmek (1) yolsuzluk, hile (2) düzensizlik göz kamaştırıcı bağımlılık, tiryakilik …r korkusu ile (= for fear that) omurga, belkemiği ilerleme, ilerleyiş, marşla yürümek dokunaklı, destansı demek istemek, anlamına gelmek, kastetmek …içine bakmak/incelemek karıştırmak (iskambil kağıtlarını); ayak sürüyerek yürüme dürüst, namuslu beslenme sabit, düzenli, değişmez meyletmek, eğilim göstermek kara cisim yumrulu, pütürlü, topak topak vazgeçilmez, yeri doldurulmaz kavgacı, ters, huysuz yetki, izin, ruhsat, teminat, yetki vermek …kadar erken rasgele, ayırt etmeden yoksa, aksi takdirde kurnaz, üç kağıtçı (shrewd, cunning) dayanılmaz
49
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2687 2688 2689 2690 2691 2692 2693 2694 2695 2696 2697 2698 2699 2700 2701 2702 2703 2704 2705 2706 2707 2708 2709 2710 2711 2712 2713 2714 2715 2716 2717 2718 2719 2720 2721 2722 2723 2724 2725 2726 2727 2728 2729 2730 2731 2732 2733 2734 2735 2736 2737 2738 2739 2740 2741
conclusively preserve do away with for the benefit of placement in other words subsidise feather attack as opposed to precarious phase self-assured convey gloomy necessarily stern component steadily from time to time applause peripheral in advance (of ) fragile closed predominant diminish misbehaved orphan on (one's) own neither…nor… uneven confidential volatile tiny take off alongside prove pleasure fortunately pledge feel oneself at home consequently get in touch with voracious successive intentional stimulate pretty guideline provisional lamb removal significant leap
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
kesin bir şekilde korumak, muhafaza etmek ortadan kaldırmak, yok etmek ....ın yararına yerleştirme bir başka deyişle mali destek sağlamak tüy, kuş tüyü, cins, tür saldırmak, saldırı (= assault) ...e karşı olarak (1) dayanıksız, güvenilmez (unstable) (2) tehlikeli (perilious) aşama, safha kendinden emin (self-possesed, self-confident) X timid nakletmek, aktarmak, açığa çıkarmak loş, karanlık, kasvetli illa ki, her zaman sert, haşin parça, unsur, eleman sabit bir şekilde, istikrarla (constantly) zaman zaman alkışlamak, beğenmek, takdir etmek diğerleri kadar önemli olmayan önceden kırılgan, narin (brittle, delicate, flimsy) kapalı baskın azalmak yaramaz yetim, öksüz kendi başına ne…ne de… eşit olmayan gizli uçucu (alkol) küçücük, mini uçağın kalkması, elbisesini çıkarmak yanında, bitişiğinde (beside, next to) kanıtlamak (=bear out); ortaya çıkmak zevk, keyif (= delight) neyse ki söz vermek kendini evinde gibi hissetmek sonuç olarak ...ile temas kurmak doymak bilmez ardışık kasıtlı, maksatlı (deliberate, purposeful) uyarmak, harekete geçirmek, canlandırmak güzel; oldukça (= quite, fairly) ilke, ana hatlar, yönerge geçici, sürekli olmayan (temporary, transient, transitory) (1) kuzu (2) kuzu eti ortadan kaldırma, yok etme önemli sıçramak, zıplamak, fırlamak, atılmak
50
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2742 2743 2744 2745 2746 2747 2748 2749 2750 2751 2752 2753 2754 2755 2756 2757 2758 2759 2760 2761 2762 2763 2764 2765 2766 2767 2768 2769 2770 2771 2772 2773 2774 2775 2776 2777 2778 2779 2780 2781 2782 2783 2784 2785 2786 2787 2788 2789 2790 2791 2792 2793 2794 2795 2796
receive simply settle on responsibility in the name of terminal entitle distressing ward luminous rise steadily pin fairly settlement discourage undergo demographic abuse call out at least any other main communicate lack tight realise assure give rise to hold onto grain compulsive artificial sweetener stand for strict policies exhausted under control warning pull out of catastrophe negligible considerately stamp reach likelihood on loan think up in fulfilment of confine to distinguishable hesitant (about) turn out in place of obvious prohibition on sth ample
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
almak, kabul etmek (1) basit bir şekilde (2) sadece, yalnızca (only, solely, merely) çözmek, halletmek sorumluluk ...adına / ...namına (1) ölümcül (hastalık) (perishing) (2) uçta/sonda bulunan, son, nihai yetki vermek, yetkili kılmak endişe verici bölge, mıntıka, koğuş, mahalle aydınlık, ışık saçan sabit bir şekilde artmak toplu iğne, pim, mil, askı iğnesi oldukça; adilce yerleşim; çözüm cesaretini kırmak maruz kalmak, uğramak, başından geçmek nüfus yapısal kötüye kullanmak yüksek sesle çağırmak, göreve çağırmak en azından herhangi bir başka baş, başlıca, en önde gelen bildirmek, haberleşmek, iletmek eksiklik, noksanlık, ihtiyaç sıkı, gergin, dar, sıkışık farketmek güvence vermek, teminat vermek sebep olmak tutmaya çalışmak, tutunmak tanecik; tahıl kontrolsüz, istem dışı yapay tatlandırıcı temsil etmek, simgelemek katı politikalar yorulmuş, bitkin düşmüş (fatigued, shattered, worn-out) kontrol altında uyarı …den çekilmek/çıkmak felaket, afet, facia, bela, musibet az, önemsiz düşünceli/nazik bir şekilde damgalamak, mühürlemek ulaşmak olasılık (= probability) ödünç olarak tasarlamak, kafa yormak, fikir üretmek ...in yerine getirilmesi ile ---ile sınırlamak, ile mahkum etmek (restrict to, limit to) fark edilebilir tereddütlü ortaya çıkmak ...ın yerine açık, bariz (clear, noticeable) X (obscure) …üzerinde yasak bol, bereketli (plentiful, abundant) C (insufficient)
51
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2797 2798 2799 2800 2801 2802 2803 2804 2805 2806 2807 2808 2809 2810 2811 2812 2813 2814 2815 2816 2817 2818 2819 2820 2821 2822 2823 2824 2825 2826 2827 2828 2829 2830 2831 2832 2833 2834 2835 2836 2837 2838 2839 2840 2841 2842 2843 2844 2845 2846 2847 2848 2849 2850 2851
domestic animal hope tissue rough clockwise run over Likewise be equipped with cease expel latter warehouse porous concentrate obscure endowed (with) constitution bleach take leave of in succession assembly procedure disagreeable in lost productivity cereal homesick write off stiffness stringy repeatedly blackmarket coral reef under the weather possess fundamentalist views at a loss mount exhaust supplement hang around with transfusion legislative influential communicable confiscation credibly unanimous in view of faith innovation minus complacent displeased catch up oxygen supply unique
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
evcil hayvan ummak doku (1) pürüzlü, kaba (zemin) (2) fırtınalı (deniz) (3) kaba, sert (insan) saat ibresi yönünde arabayla ezmek, üzerinden geçmek (prova) Buna benzer şekilde, Aynen bunun gibi (Similarly) …ile donatılmış olmak durmak, dinmek, kesilmek, kovmak sonraki x former ambar, depo, eşya deposu, depolamak gözenekli, geçirgen (poriferous) yoğunlaşmak, konsantre olmak (1) anlaşılması güç, kapalı (2) pek tanınmamış yazar, şair vb kendisine bahşedilmiş (akıl, para vb) (blessed with) bileşim, teşkil etme, anayasa, tüzük ağartmak, beyazlatmak izin istemek, veda etmek art arda montaj işlemi geçimsiz/huysuz kişi kayıp verimlilik açısından tahıl evini çok özleyen kişi (wistful, longing) borcunu silmek, iptal etmek, hurdaya ayırmak sertlik tel tel, lifli defalarca, tekrar tekrar (continually, constantly) karaborsa/vurgunculuk yapmak mercan kayalığı gününde değil sahip olmak (= own) köktenci görüşler kafası karışmış, ne yapacağını bilemeyen artmak, yükselmek tükenmek, bitmek, yormak ek, katkı, ilâve; takviye etmek birisiyle gezmek, dolaşmak, takılmak kan verme/nakli/aktarımı yasama ile ilgili nüfuzlu, sözü geçer, çevresi geniş (well-connected) bulaşıcı (hastalık) (transmittable, infectious) el koyma, müsadere inanılır bir şekilde (believably) oy birliğiyle, herkesin ortak kararı yüzünden, ...den dolayı; göz önünde tutarak güven, inanç, iman, sadakat, vefa yenilik, yeni bir şey icad etmek eksi, noksan, -sı yok/noksan, -sız halinden memnun, hoşnut (contented, satisfied) hoşnut kalmamış, memnun olmayan (discontented, unsatisfied) yetişmek, geri kalmamak oksijen kaynağı eşsiz
52
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2852 2853 2854 2855 2856 2857 2858 2859 2860 2861 2862 2863 2864 2865 2866 2867 2868 2869 2870 2871 2872 2873 2874 2875 2876 2877 2878 2879 2880 2881 2882 2883 2884 2885 2886 2887 2888 2889 2890 2891 2892 2893 2894 2895 2896 2897 2898 2899 2900 2901 2902 2903 2904 2905 2906
familiar (with) follow up represent irrefutable sedentary get away with seed successive secretive mentally preventive permit on a trip which inform corn import intoxication be involved in sth fancy resentful texture unwise comprehensive incorporate into come along undetectable antigen take apart participate in strict in sight crust approve unlawful removal sacrifice potentially circular emerge them cool vote for/against heredity termination laughter scuba diving violent in contrast to rainfall under the impression of miserly in case of persist registrar unlike
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
aşina, tanıdık (sorun) peşini bırakmamak , takip etmek (= look into) temsil etmek çürütülemez iddia ya da fikir oturmayı gerektiren, oturarak yapılan (iş) alıp kaçmak, paçayı kurtarmak (= break away from ), yanına kâr kalmak tohum, çekirdek birbirini takip eden, ardıl, art arda ağzı sıkı kişi zihinsel olarak önleyici izin vermek, müsaade etmek yolculukta ki o/onu/ona; hangi bilgilendirmek mısır ithalatı sarhoş olma; zehirlenme …e dahil olmak/karışmak hayal etmek gücenmiş, içerlemiş, alınmış doku akılsız kapsamlı birleştirmek, katmak, dahil etmek ortaya çıkmak, eşlik etmek, birlikte gitmek, ilerlemek belirlenemeyen antikor üretimine sebep olan madde sökmek, parçalara ayırmak …e katılmak/yer almak (=join in) sert, katı, sıkı görünürde kabuk uygun bulmak, onaylamak kanun dışı, yasak (unauthorized, against the law, illegitimate) (1) (leke vb şeylerin) çıkarılması, sökülmesi (2) (evin vb) taşınması adamak, kurban adamak potansiyel olarak dairesel, yuvarlak (round, globular) meydana/ortaya çıkmak onları, onlara (1) serin (2) soğuk kanlı (1) oy (2) oy vermek kalıtım bitiş, sona erme kahkaha, gülme tüplü dalış şiddetli, zorlu, sert (= destructive) …ın aksine yağmur ---ın etkisi altında cimri (mean, stingy, tight-fisted, penny-pincher) ..olması durumunda azmetmek, ısrar etmek kayıt işleri memuru …ın aksine
53
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2907 2908 2909 2910 2911 2912 2913 2914 2915 2916 2917 2918 2919 2920 2921 2922 2923 2924 2925 2926 2927 2928 2929 2930 2931 2932 2933 2934 2935 2936 2937 2938 2939 2940 2941 2942 2943 2944 2945 2946 2947 2948 2949 2950 2951 2952 2953 2954 2955 2956 2957 2958 2959 2960 2961
accomplish infect perception judge out of date recur mental functions sense on the contrary monopoly keep down sigh on sale per minute widow extensive priority nasal passion subversive deliberate please revelation import intricate in full swing go on sale reversible affection come with permanent give priority/precedence to far from temperate savage coincide with conclude petty conceivable come by remarkable hemisphere in need of awesome demanding some of short-term memory spina bifida coherent diversity soap take over look over dream (of) portion
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
başarmak (achieve) (yara vs)mikrop kapmak, bulaşmak algı yargıç, hakim, yargılamak tarih, geçmiş nüksetmek zihinsel işlevler hissetmek aksine tekel kontrol altında tutmak, bastırmak iç çekmek, ah etmek, inlemek indirimli (for sale satılık ) dakika başına kadın dul ***widower: erkek dul kapsamlı öncelik burunla ilgili tutku, ihtiras, kuvvetli his, hırs yıkıcı, tahrip edici, zarar verici kasıtlı (1) memnun etmek, tatmin etmek (satisfy) (2) Lütfen! açığa çıkarmak, ifşaat ithal etmek marmaşık, karışık iş çoktan yarılanmış bile satışa girmek değiştirilebilir, eski hâline dönebilir sevgi, şefkat gelmek sürekli, istikrarlı, kararlı, kalıcı (birine veya bir şeye) öncelik tanımak …den çok öte; tam tersine, aksine, bilakis ılıman vahşi …ile çakışmak/rast gelmek sonuçlandırmak, netice çıkarmak (1) küçük, önemsiz, ufak tefek (makam, sorun vb) makul, mantıklı (believable, plausible, reasonable) elde etmek, kazanmak, edinmek kaydadeğer, önemli yarımküre ..ihtiyacı var görkemli, nefes kesici (overwhelming, breathtaking) zor zahmetli iş …ın birazı/bazıları kısa süreli bellek ayrık veya açık omurga uyumlu, tutarlı / kolayca anlaşılır çeşitlilik sabun ****soap opera pembe dizi yönetimi devralmak, yerini almak göz gezdirmek, şöyle bir bakmak hayal kurmak oran, parça
54
14.5.2013
www.seyfihoca.com
2962 2963 2964 2965 2966 2967 2968 2969 2970 2971 2972 2973 2974 2975 2976 2977 2978 2979 2980 2981 2982 2983 2984 2985 2986 2987 2988 2989 2990 2991 2992 2993 2994 2995 2996 2997 2998 2999 3000 3001 3002 3003 3004 3005 3006 3007 3008 3009 3010 3011 3012 3013 3014 3015 3016
end up with chess negotiate on average census persuade beat pain for a variety of reasons seldom horrible weapon have confidence in sooty neat by comparison with far less misbehave relation with peculiar in response to miraculously out of sight on the tip of nowhere spotless ruler though medieval polluted confirm respiratory criminal noxious where eliminate avoidant personality disorder tenderly in detention subject to head towards delay representative alter merge nutritional in practice call for as viable episode ductile including in a moment enjoy
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
...ile sonuçlanmak satranç uzlaşmak ortalama olarak nüfus sayımı ikna etmek dövmek, vurmak, çarpmak, çırpmak ağrı, acı, sızı, elem, ıstırap çeşitli nedenlerden dolayı nadiren korkunç silah güvenmek isli, kurumlu temiz, derli toplu (oda vb) …ile karşılaştırıldığında çok daha az yaramazlık yapmak, kötü davranışlar sergilemek …ile ilişki tuhaf, acayip (odd, weird, strange) ...e cevap olarak mucize eseri gözden kaybolmak, görünmez ...ın ucunda hiçbir yer lekesiz hükümdar; cetvel …e rağmen, ..sa da ortaçağa ait kirli doğrulamak, teyit etmek (= verify) solunumla ilgili suçlu zehirli nereye, nereye, ki orada/oraya ortadan kaldırmak, yok etmek çekingen kişilik bozukluğu merhametli, yumuşak kalpli under arrest göz altında, tutuklu maruz kalmak ...e doğru yönelmek geciktirmek (=postpone, adjourn) temsilci, mümessil değiştirmek, üzerinde değişiklik yapmak birleşmek, bir araya gelmek (iki şirketin birleşmesi vb) beslenme ile ilgili uygulamada talep etmek, istemek (demand) ...dığı için, ...ken, ...dıkça, gibi, olarak uygulanabilir, varlığını sürdürebilir bölüm,a olay, vaka kolay bükülebilen (metal) ...dahil bir anda sahip olmak, hoşlanmak
55
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3017 3018 3019 3020 3021 3022 3023 3024 3025 3026 3027 3028 3029 3030 3031
most carry indifference to confess unexpectedly lose out deforestation overload complementary critic liquid desirable conventional influentially for sale
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
çoğu taşımak kayıtsız, ilgisiz olmak itiraf etmek beklenmedik bir şekilde kazanamamak, yenilmek, kaybetmek ormansızlaşma aşırı yükleme yapmak tamamlayıcı (unsur vb) (balancing, harmonising) eleştirmen, muhalif kimse sıvı arzu edilen (=attractive, charming) geleneksel, alışılagelen nüfuzlu bir şekilde satılık
3032 withdraw from
(1) (savaştan, seçimlerden vb) geri çekilmek (pull out of) (2) (bankadan, hesaptan vb) para çekmek
3033 3034 3035 3036 3037 3038 3039 3040 3041 3042 3043 3044 3045 3046 3047 3048 3049 3050 3051 3052 3053 3054 3055 3056 3057 3058 3059 3060 3061 3062 3063 3064 3065 3066 3067 3068 3069 3070
kısaca (kısaltmalar için) hemen, çabucak direnmek iletişim kurmak parlak süre, müddet, açıklık, zaman dilimi ışık tutmak ilk, başlangıç, …ilk harfi çok daha faz susamış işlemek, nüfuz etmek, (içeri)girmek art arda, peş peşe su yüzünde durmak, yüzdürmek (1) maço (2) engebeli, pürüzlü (dağ, arazi vb) dikkat çeken, fevkalade aşırı duygusal (emotional) gemi, tren, uçak vb. araçlara binmek için için yanarak sönmek adam, herif, yoldaş, arkadaş belgelemek çatışma; çatışmak, çelişmek cenaze töreni okur yazar olmayan basınç uygulamak öneri, tavsiye --- ile yargılamak (mahkemede) (try) göstermek, bildirmek, belirtmek (1) ateş, alev, yangın (2) parlamak canlandırıcı, serinletici (aperatif yiyecek, temiz hava vb) örneğin uyanmak (wake up uyanmak, uyandırmak ) kısırlık ==> infertility treatment tartışma cömert, fedakar, yardımsever kesmek, mahrum bırakmak bilgilendirmek, haber vermek sonuç, netice bağırsak
for short readily resist communicate bright span throw light on sth initial fewer thirsty penetrate consecutive float rugged outstanding sentimental board burn out fellow certify conflict funeral illiterate pressurize suggestion charge (with) indicate blaze refreshing for instance get up infertility discussion philanthropic/philanthropist cut off inform consequence gut
Versiyon 2.0
56
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3071 3072 3073 3074 3075 3076 3077 3078 3079 3080 3081 3082 3083 3084 3085 3086 3087 3088 3089 3090 3091 3092 3093 3094 3095 3096 3097 3098 3099 3100 3101 3102 3103 3104 3105 3106 3107 3108 3109 3110 3111 3112 3113 3114 3115 3116 3117 3118 3119 3120 3121 3122 3123 3124 3125
0 222 221 41 02
tomb just in all probability practitioner much as session speculate intelligible shake bitterly initially respective self-employed be on good/friendly terms with so. furious perceive immediately infinitely
mezar, kabir, anıt, mabet, defnetmek adil, hak hukuk bilen, eşit muamelede bulunan nerdeyse kesinlikle pratisyen …e rağmen oturum, duruşma, celse, toplantı tahminde bulunmak anlaşılabilir sallamak, titremek, sallanmak çok üzücü bir şekilde başlangıçta (= at first) sırası ile kendi işinin (şirket vb) sahibi, serbest meslek sahibi birisi ile iyi geçinmek kızgın, öfkeli algılamak hemen çok fazla
award foreign capital prognoses occur adversary fit in with adhesive look down on invest (in) those neutrality recognition commit mass track down ash district flesh forensic laboratory out of luck in the manner of vulnerable protectively astonishing treat glaucoma at times in a nutshell planet pad provide for delay explanatory in case of shareholder insurmountable
ödül yabancı sermaye hastalığın seyri ile ilgili tahmi olmak, meydana gelmek düşman, hasım, rakip (opponent, antagonist, rival) ...e uymak yapıştırıcı, tutkal, yapışkan küçümsemek (= undervalue, underrate, underestimate, discount, disdain) para yatırımı yapmak şunlar, insanlar tarafsızlık (impartiality) tanıma yapmak, işlemek, kendini adamak (+to) kütle izini sürmek, takip etmek kül bölge, mıntıka, yöre, mahalle, semt et, kas, şişmanlık adli tıp laboratuvarı talihsiz, şanssız ...tarzında savunmasız koruyucu bir şekilde şaşırtıcı, kayranlık uyandıran (amazing, astounding) (1) tedavi etmek *** treatment: tedavi (2) davranmak gözde karasu hastalığı bazen mümkün olan en az sözle gezegen küçük yastık, pamuk yastık, eyer ihtiyacını karşılamak ertelemek, geciktirmek, tehir etmek açıklayıcı durumunda hissedar aşılmaz, çözülmez (engel, problem vb)
Versiyon 2.0
57
www.dilsem.com
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3126 3127 3128 3129 3130 3131 3132 3133 3134 3135 3136 3137 3138 3139 3140 3141 3142 3143 3144 3145 3146 3147 3148 3149 3150 3151 3152 3153 3154 3155 3156 3157 3158 3159 3160 3161 3162 3163 3164 3165 3166 3167 3168 3169 3170 3171 3172 3173 3174 3175 3176 3177 3178 3179 3180
helmet out of season credibility interminable recover under the spotlight while impeccable formerly inhale moreover imagine approve inheritance abstain from allot manner in the circumstances go along with fall off desperate advise that (should) make away with intake radiant counterfeit homeland finite hostile to constantly ability kidnapper descend intervention wrap up shelter engage germ-proof huge slang deception essay undercarriage hazard scan assign fall short of (expectations) for many years to come come across outcome temptation demonstrate recommendation numerical data transmission
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
miğfer sera, turfanda güvenilirlik sonsuz (endless, ever-lasting) iyileşmek, telafi etmek, kurtarmak gündemde, öne çıkan …ken, oysa, …e rağmen kusursuz, mükemmel evvelki, önceki nefes almak dahası tasarlamak, hayal etmek onaylamak miras, kalıtım, veraset (alkol, ilaç vb) --- den sakınmak/ uzak durmak (avoid from) ! tahsis etmek, ayırmak = allocate davranış, tutum (attitude) bu koşullar altında aynı düşüncede olmak, desteklemek düşmek, azalmak umutsuz, çaresiz (hopeless) (2) ciddi, vahim (serious, grave) öğütlemek, tavsiye et. ...i alıp götürmek, ...i yürütmek, ortadan kaldırmak yenen/içilen miktar (1) neşeli, neşe saçan (2) ışıklı, parlayan, aydınlık sahte (fake, forged, sham) memleket, ana yurt sınırlı, sonu olan, ölçülebilir düşman 1-sürekli 2- aralıksız kabiliyet, yetenek (skill) adam/çocuk kaçıran (abductor) inmek, azalmak müdahale, engelleme paketlemek, sarmak, bitirmek (konuşma, iş) sığınak, barınak uğraşmak, cezbetmek bakteriye karşı dayanıklı iri, büyük (enormous, immense) argo, argo deyim/tabir aldatma makale, fikre dayalı yazı iniş takımı tehlike, risk taramak görevlendirmek, görev vermek beklentiye cevap verememek gelecek yıllar boyunca -e rastlamak, ile karşılaşmak sonuç (=result) ayartma, baştan çıkarma, kandırma göstermek tavsiye, öneri sayısal, sayı ile ilgili (arithmetical, mathematical) veri nakli
58
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3181 3182 3183 3184 3185 3186 3187 3188 3189 3190 3191 3192 3193 3194 3195 3196 3197 3198 3199 3200 3201 3202 3203 3204 3205 3206 3207 3208 3209 3210 3211 3212 3213 3214 3215 3216 3217 3218 3219 3220 3221 3222 3223 3224 3225 3226 3227 3228 3229 3230 3231 3232 3233 3234 3235
haemochromatosis by all means relieved allowance manner inclined to immune system unintelligible meticulous get on with fever too much hazardous write up regional inhospitable recover from sth ray statement figure out at ease harshly in the open on the way descriptive perceptive arid absorbing practically take a nap interrelationship come along level permission addition at first appear hectic conductivity workaholic stunning out of work go off succinct wisdom bargain competent on average out of debt on the brink of consultancy usually whatsoever hydroelectric installation corruption
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
dokularda aşırı demirin biriktiği bir hastalık her ne surette olursa olsun rahatlamış, ferahlamış (reassured, comforted) izin verilen miktar tarz, tutum, davranış …e yatkın/eğilimli bağışıklık sistemi anlaşılmaz, mantıksız, sayıklar gibi (söz/cümle vb) titiz, işini özene bezene yapan, kılı kırk yaran ...ile geçinmek, …ile uyuşmak sıtma, ateş, aşırı heyecan/sinir çok fazla tehlikeli (dangerous, perilious) ayrıntılı yazmak, kaleme almak bölgesel konuksever olmayan kişi iyileşmek ışın, pırıltı (1) söz, ifade (2) demeç *** give statement: ifade vermek çözmek (= work out,), anlamak (= make sense of), hesaplamak, halletmek rahat (1) sert bir şekilde (2) kabaca açık alanda yolda tanımlayıcı, betimleyici (depictive, explanatory) algılayan kurak, çorak (barren) sürükleyici (roman, film vb (spellbinding, captivating, adventurous) hemen hemen, neredeyse şekerleme yapmak, uyumak karşılıklı ilişki … ile birlikte gelmek/gitmek düz, pürüzsüz izin, müsaade ilave, ek başlangıçta, ilk önce görünmek, belirmek, ortaya çıkmak heyecanlı, telaşlı, hareketli (program, ofis vb) iletkenlik işkolik, işine çok düşkün, kendini işine veren (dedicated) (1) çok çekici, hoş, güzel (2) afallatan, çok şaşırtıcı işsiz (off work izne çıkmış on leave ) (yemek, süt) bozulmak, (bomba) patlamak, (alarm) çalmak az ve öz, kısa ve öz akıl, ilim, irfan, bilgelik, hikmet, özdeyiş pazarlık yapmak, kelepir becerikli, yetenekli (capable, skilled, adept) X (inept) ortalama borçsuz …ın eşiğinde danışma, meşveret genellikle falan, filan, ya da her neyse hidroelektrik tesis rüşvet, yolsuzluk
59
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3236 3237 3238 3239 3240 3241 3242 3243 3244 3245 3246 3247 3248 3249 3250 3251 3252 3253 3254 3255 3256 3257 3258 3259 3260 3261 3262 3263 3264 3265 3266 3267 3268 3269 3270 3271 3272 3273 3274 3275 3276 3277 3278 3279 3280 3281 3282 3283 3284 3285 3286 3287 3288 3289 3290
0 222 221 41 02
seize constant take charge of in order of (age,height) litter reconstruct masterpiece fake crop towards out of order unstable add that give away subsequently retaliatory nearly miss ally avert run speed up the one all over the world unsuspecting valid planets about + rakam tentative opportunity outlet interior even sequence pursue variable chase suspicion attached nation-state
(1) baskınla ele geçirmek (raid) (2) (birinin kolunu vb) kavramak sürkli, sabit, değişmeyen ...ın sorumluluğunu almak (yaş, boy) sırasına göre çöp yeniden yapılandırmak şaheser, başyapıt sahte X (genuine) ekin, hasat, ürün, mahsül …e doğru bozuk kararsız, istikrarsız, değişken ilave etmek hediye etmek, sırrını söylemek takiben, ardından misilleme amaçlı (saldırı vb) neredeyse kaçırmak ittifak kurmak; müttefik (1) olmasını önlemek (2) başka yöne çevirmek (trafik akışını vb) koşmak, yönetmek, akmak hızlanmak, hızını artırmak o kişi, o şey tüm dünyada
out of fashion average vicious beside the point take after tidal pull extrovert by all means well-connected implicit allocation publish hammer reign if anything
modası geçmiş(ama kullanılıyor) ortalama uğursuz konu ile ilgisi olmamak X TO the point (birine)çekmek, benzemek med-cezir çekimi cana yakın , girişken her şeye rağmen, her halükarda çevresi geniş dolaylı, imalı tahsis etme, ayırma yayımlamak (=bring out) çekiç, tokmak saltanat, hakimiyet yine de
Versiyon 2.0
www.dilsem.com
geçerli gezegen yaklaşık geçici, kesin olmayan, deneme niteliğinde fırsat *** opportunist: fırsatçı çıkış yer,, indirim mağazası iç bile, hatta dizi takip etmek değişken kovalamak, peşine düşmek şüphe iliştirilmiş, yapıştırılmış (2) sadık, sadakatli (loyal, faithful) ulus devlet
60
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3291 3292 3293 3294 3295 3296 3297 3298 3299 3300 3301 3302 3303 3304 3305 3306 3307 3308 3309 3310 3311 3312 3313 3314 3315
spacecraft insomnia sufficiently legitimately healthy comparable to detrimental (to) conclusion human spirit vet properly hold out for example lay buried under hardly case compelling subjective in an instant protective lifetime flexibly revolting adversely in competition with
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
uzay aracı uykusuzluk hasyalığı yeterli miktarda meşru bir şekilde sağlıklı rekabet edebilir güçte ya da durumda zararlı (harmful) sonuç insan ruhu veteriner adam akıllı dayanmak, direnmek, uzatmak örneğin …altında gömülü olmak hemen hemen hiç hal, olay, vaka, hadise, durum kesin, çütürülmesi zor öznel hemen koruyucu yaşam süresi esnek bir şekilde tiksindirici, iğranç !, menfur (repulsive, disgusting) ters bir şekilde …ile rekabet içinde
3316 commit
(1) (intihara vb) kalkışmak, yeltenmek (2) (suç, cürüm) işelemek (3) (kendini işine, ailesine vb) adamak (devote)
3317 3318 3319 3320 3321 3322 3323 3324 3325 3326 3327 3328 3329 3330 3331 3332 3333 3334 3335 3336 3337 3338 3339 3340 3341 3342 3343 3344
yoğunlaşmak yürürlükten kaldırma reçete düşünmek, sanmak ihtiyaç sahibi çocuklar daha az, küçük uygulamak (güç, etki) doğrulamak (at, bisiklet vb) binmek teşvik etmek, kamçılamak başarı (= success) rastgele yapay, suni (non-natural, man-made) büyüme özel ile bağlantılı olmak raf uzunluk bakımından sera gazı üstün uygun, doğru, yerinde genç, taze, gençlere özgü (young-like, childish) turda, gezide (1) güvenli, emniyetli (secure) (2) güvenlik/para kasası petrol bulmak, şansı yaver gitmek düşkün, tutkulu efsane (myth) geçmişi gösteren sahne
condense abolition prescription consider needy children lesser exert verify ride encourage achievement randomly artificial growth exclusive connect with shelf in length greenhouse gas superior proper youthful on a tour safe strike oil fond of legend flashback
Versiyon 2.0
61
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3345 3346 3347 3348 3349 3350 3351 3352 3353 3354 3355 3356 3357 3358 3359 3360 3361 3362 3363 3364 3365 3366 3367 3368 3369 3370 3371 3372 3373 3374 3375 3376 3377 3378 3379 3380 3381 3382 3383 3384 3385 3386 3387 3388 3389 3390 3391 3392 3393 3394 3395 3396 3397 3398 3399
incident saturated until spinal cord excess bargain adopt fee mass anthropology unsightly space moving find out (about) craft take care of beneficial trade genetic make-up engrossed (in) offer cemetery deteriorate incredible the siege of Paris cruise in cash astounding in general as regards as yet enthusiastic (about) on strike inherit notorious put the blame on so. assassin put through drain drastic put on manipulate departure precipitation revolt against rebellious referee absorb inspect marginality incapable (of) mythological figure dominion be exposed to terrific
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
olay sırılsıklam (soaked, drenched) (2) bıkmış, doygunluğa ulaşmış (3) doymuş yağ (saturated fat) …e kadar omurilik fazla, fazlalık (1) pazarlık, anlaşma (2) pazarlık etmek (3) kelepir, ucuz eşya benimsemek; evlat edinmek ücret, bahşiş kütle, yığın, küme, kalabalık, kitle insanbilim, antropolji çirkin uzay, feza (1) hareket halinde (araba vb) (2) sürükleyici (roman, film vb) hakkında bir şeyler öğrenmek zanaat, el sanatı, tekne ...e bakmak, ...in bakımıyla meşgul olmak (= look after, care for) faydalı (= useful) (1) ticaret yapmak, alım satım yapmak (2) ticaret genetik yapı bir şeye dalmış, meşgul (immersed in, absorbed in) (1) teklif, teklif etmek (2) (imkan, fırsat vb) sağlamak, sunmak mezarlık (graveyard) kötüleşmek, kötüye gitmek (aggravate) inanılmaz Paris'in kuşatılması denizde yolculuk/seyahat etmek nakit olarak şaşırtıcı, hayretler içinde bırakan (beyond belief, astonishing) genel olarak …ile ilgili olarak şimdilik, henüz hevesli, istekli (keen on, eager for) grevde mirasa konmak, miras olarak almak (come into) adı kötüye çıkmış, kötü ünlü suçlamak, suçu üzerine atmak katil (slayer, murderer) (telefon) bağlamak suyunu çekmek/almak; yormak esaslı, ani, sert giymek (=wear), kilo almak ele yapmak, ustaca idare-yönetmek kalkış, hareket, ayrılma yağış; çökelti …e karşı isyan isyankar, asi (disobedient) hakem (1) emmek (▶ be absorbed in bir şeye yoğunlaşmış ) muayene etmek, denetlemek, yoklamak toplumun ana bölümünden uzak olma yeteneksiz, beceriksiz (incompetent) mitolojik şahsiyet egemenlik alanı …e maruz kalmak muhteşem
62
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3400 3401 3402 3403 3404 3405 3406 3407 3408 3409 3410 3411 3412 3413 3414 3415 3416 3417 3418 3419 3420 3421 3422 3423 3424 3425 3426 3427 3428 3429 3430 3431 3432 3433 3434 3435 3436 3437 3438 3439 3440 3441 3442 3443 3444 3445 3446 3447 3448 3449 3450 3451 3452 3453 3454
warm-blooded spend inundated serious go by buy on credit sufficiency punitive incidence of stroke put an end to sth shout behave diagnostic on the hour even though fluctuate patriotic come up with debate reliable mournful what's more backward celebration determine pressing at risk try out ignore followed by benign facilitate override marble set off out of the question colonial power passenger sceptical about solitary regretful deceased surgeon virtually startling utter individual in danger make a bare living conditionally with regard to look for firm as regards gesture
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
sıcak kanlı harcamak (para vb) sel baskınına uğramış, sular seller basmış ciddi geçmek (zaman vs), ...e göre davranmak ….kredi ile satın almak yeterlilik cezalandırıcı, uslandırıcı felç olayı, felç insidansı bir şeye son vermek bağırmak, haykırmak, feryat etmek davranmak, muamele etmek tanısal, tanı koyma ile ilgili saat başı …e rağmen, …e karşın, …sa da dalgalanmak, istikrarlı gitmemek, bir artmak bir azalmak vatansever X traitor (vatan haini) çözüm, fikir, alternatif üretmek (=suggest, contrieve, mastermind) tartışma, müzakere, mütalaa güvenilir yaslı, kederli (lamentable, despondent, deplorable) dahası geri, geri kalmış kutlama belirlemek acil, acele, ivedi (prompt, immediate) risk altında (at risk of sth= …ın riski altında) denemek, test etmek görmezden kalmak, kale almamak (take no notice) …tarafından takip edilen tehlikesiz, zararsız; iyi kalpli (X malign) kolaylaştırmak (= ease) önemli olmak, -e baskın gelmek mermer yola çıkmak (= set out, depart, set forth, start out) imkansız X (in question söz konusu ) sömürgeci güç toplu taşıt yolcusu şüpheci (cynical, disbelieving) yalnız, tek başına, münzevi pişman, üzgün (remorseful) merhum, mevta (dead, late, departed) X (alive) cerrah hemen hemen şaşırtıcı bireysel, kişisel tehlikede kıt kanaat geçinmek koşullu olarak …ile ilgili olarak aramak (= search for, go through, look out for, seek out, search out) (1) sıkı, katı (konuşma, karar vb) (definite, fixed) (2) güvenli, sağlam with regard to --- ile ilgili olarak jest, hareket, yüz/beden hareketleri
63
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3455 3456 3457 3458 3459 3460 3461 3462 3463 3464 3465 3466 3467 3468 3469 3470 3471 3472 3473 3474 3475 3476 3477 3478 3479 3480 3481 3482 3483 3484 3485 3486 3487 3488 3489 3490 3491 3492 3493 3494 3495 3496 3497 3498 3499 3500 3501 3502 3503 3504 3505 3506 3507 3508 3509
build up sullenly Oddly enough! rid so of sth bewildering on his way (to) persuasive damage restriction stifling magic offensive solution by no means charge out of luck repetitious fasten obedient gigantic before long watch out for veteran impurity joint prehistoric make into tireless wound be on the brink of sth at this rate food surplus painfully consideration on guard pleased expand relentless indigenous (to) infamous remarkable search for at any rate judicial on purpose offensively in common whisper misdirect experience in the hope of impetuous play a trick on humanity cover
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
birikmek (=accumulate) somurtkan bir şekilde Ne tuhaftır ki …! birini bir şeyden kurtarmak şaşırtıcı --- e doğru giderken, --- nın yolunda (eve, okula, vb ) ikna edici zarar, ziyan, zarar vermek sınırlama boğucu sihir, büyü (1) kırıcı, gücendirici (2) müstehcen (3) saldırgan çözüm hiçbir şekilde, asla yüklemek, itham etmek, suçlamak şanssız yineleyen, tekrarlayan, yineleyen bağlamak ==> fasten your seatbelts itaatkar devasa, kocaman (titanic, enormous) çok geçmeden …e dikkat etmek (= look out for) saf olmayan katışık madde müşterek, ortak tarih öncesi ...e haline getirmek , ...e dönüştürmek yorulmaz, yorulmak bilmez yara …ın eşiğinde/kıyısında olmak bu hızla yiyecek fazlası acı verici bir şekilde enine boyuna düşünme, dikkate alma; husus bekçilik yapan, nöbet bekleyen memnun, hoşnut genişlemek, genişletmek hummalı, aralıksız yöreye has (endemic to) X (exotic) adı kötüye çıkmış (notorious) dikkate değer, olağanüstü …için araştırma yapmak en azından adli, hukuki kasten, maksatlı saldırganca yaygın fısıldamak yanlışa yönlendirmek deneyim, tecrübe etmek, yaşamak …umuduyla patavatsız, duygularıyla hareket eden (impulsive) birine oyun oynamak insanlık kapsamak, kaplamak
64
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3510 3511 3512 3513 3514 3515 3516 3517 3518 3519 3520 3521 3522 3523 3524 3525 3526 3527 3528 3529 3530 3531 3532 3533 3534 3535 3536 3537 3538 3539 3540 3541 3542 3543 3544 3545 3546 3547 3548 3549 3550 3551 3552 3553 3554 3555 3556 3557 3558 3559 3560 3561 3562 3563 3564
have difficulty in doing sth so much missing anonymous immortal itself swollen by mistake spiteful also vehicle trace mentally handicapped indicate drastically with the exception of dispose tangible compression union location plentifully in opposition to forge sheep-shearing besides virtuous insecure self-perception envisage immovable conveniently amplification brittle earth-orbiting recede relocate concern over sth herself expeditionary unreliable non-fiction fairly indifferent deficit meal planning essential at first sight ultimate akin to gravity complications someone script contribution
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
bir şeyi yapmada zorluk yaşamak çok fazla kayıp anonim, halka mal olmuş, sahibi belli olmayan eser ölümsüz, ebedi, unutulmaz(kişi vs) o kendisi şişmiş, şiş yanlışlıkla kinci, kin güden ayrıca, dahası, da araç, makina, vasıta iz zihinsel engelli göstermek ani ve beklenmedik bir şekilde hariç atıp kurtulmak; elden çıkarmak somut, dokunulabilir, gerçek, hakiki sıkıştırma sendika, birlik mevki, yer bolca ...e karşı olarak taklidini yapmak, sahtesini çıkarmak koyun kırpma …ın yanında, …e ek olarak, ayrıca erdemli güvenlikte olmayan, emniyetsiz benlik algısı öngörmek taşınmaz, sabit, gayrı menkul (mal vb) uygun bir şekilde artırma (1) narin, hassas, kırılgan (fragile, delicate) (2) gevrek dünyanın yörüngesinde dolaşan geri çekilmek, caymak, vazgeçmek yerini değiştirmek, yerinden etmek (displace) …üzerinde endişe o kendisi savaşa gönderilen asker grubu güvenilmez kurgusal olmayan, gerçek oldukça (quite, rather) umursamaz açık (bütçe) öğün planlaması gerekli ilk bakışta en son, nihai, kesin, kati benzer, ona yakın (similar to) yerçekimi hastalıkta yeni sorunlar birisi el yazısı, belge, elyazması kitap katkı
65
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3565 3566 3567 3568 3569 3570 3571 3572 3573 3574 3575 3576 3577 3578 3579 3580 3581 3582 3583 3584 3585 3586 3587 3588 3589 3590 3591 3592 3593 3594 3595 3596 3597 3598 3599 3600 3601 3602 3603 3604 3605 3606 3607 3608 3609 3610 3611 3612 3613 3614 3615 3616 3617 3618 3619
craving for sth. trick decline profound influence ensure wealthy the other continual flour game park instantly profoundly aboard hydroponic farming internal genetic anomalies cast-in-place construction creep in confidence as though see meanwhile indifferent write out even after luggage resist to sth refer sincere lay move examination care fiction at once influential flow measure unreservedly in the course of pirate annual slavery issue deter (someone) from fascinating as a rule tolerate overcast so far differ expatriate collective optional able curb
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
bir şey için fazla istek duyma hile, tuzak, çeldirme ***play a trick on: kandırmak, kötü şaka yapmak azalmak, kibarca reddetmek, çöküş derin etki temin etmek, garantiye almak, sağlamak zengin diğer, diğeri sürekli un, un serpmek vahşi av parkı bir anda, anında derin bir şekilde, derinden (gemi, uçak, tren vb)toplu taşıttaki eşya ya da binmiş insan topraksız tarım iç, dahili genetik anormallikler yerinde dökme inşaat sürünmek, yavaşça hareket etmek güvenerek …miş gibi görmek, anlamak bu arada/sırada, aynı zamanda umursamaz tam olarak yazmak, kaleme almak …den sonra bile, …dıktan sonra bile bagaj direnmek atfetmek, kastetmek samimi, içten, candan sermek, yatırmak (1) hareket etmek, taşımak (2) (bir yerden bir başka yere) taşınmak sınav, muayene bakım, ilgi kurgu derhal, hemen (=instantly, promptly) nüfuzlu (nehir vb için) akmak *** overflow taşmak ölçü, ölçme, miktar, ölçmek tereddütsüz bir şekilde ...süresince korsan, yağmacı, soyguncu, çapulcu yıllık kölelik sorunu caydırmak, engel olmak (discourage) büyüleyici genel olarak/kural olarak hoş görmek, göz yummak bulutlu, kasvetli (dreary, gloomy, cloudy) şimdiye kadar farklı olmak, zıtlaşmak vatanından ayrılıp başka bir devlete yerleşen (emigrant, deportee) toplu seçmeli kabiliyetli (skilfull) sınırlamak, denetim/kontrol altına almak
66
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3620 3621 3622 3623 3624 3625 3626 3627 3628 3629 3630 3631 3632 3633 3634 3635 3636 3637 3638 3639 3640 3641 3642 3643 3644 3645 3646 3647 3648 3649 3650 3651 3652 3653 3654 3655 3656 3657 3658 3659 3660 3661 3662 3663 3664 3665 3666 3667 3668 3669 3670 3671 3672 3673 3674
affluent put sth on the market take part in quantitative proceed tremendous matter annihilate speech defect expectation steward in orbit maintenance once again retarded government funding pollute take action provoke rich qualified the former collapsible merit whose weave property captive bet in prison pose hazard sore disseminate concerning elimination inextinguishable appropriately abate massive beverage dimension estimate sporadic allusion thrifty feel up to probability applicable damage from sth predisposed deliver radioactive fall-out catch the attention of life span extort
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
zengin bir şeyi piyasaya sürmek rol almak nicel ilerlemek (1) muazzam, heybetli (enormous) (2) muhteşem, harika madde, cisim, öz, cevher, sorun, mesele tamamen yok etmek, imha etmek konuşma kusuru umut, beklenti kahya, idare memuru, host, garson yörüngede bakım bir kez daha zihinsel olarak geri kalmış kişi (“mentally retarded” diye kullanılır.) devletin maddi desteği kirletmek, pisletmek, zehirlemek adım atmak, eyleme geçmek kışkırtmak, tahrik etmek zengin yetenekli, ehil, nitelikli önceki katlanabilir (kanepe vb) erdem, meziyet kimin dokumak, ağ örmak mal, mülk tutsak bahse girmek mahkum tehlike oluşturmak ağrıyan, acıyan yer, acı içinde, hassa (bilgi, fakir vb) yaymak, dağıtmak hakkında ortadan kaldırma söndürmesi mümkün olmayan (yangın) (2) tükenmez umut/aşk) uygun bir şekilde zayıf düşmek, güçsüzleşmek, azalmak ço büyük içecek boyut, ebat tahmin etmek arasıra olan gönderme, atıf yapabilir durumda olmak/hissetmek olasılık (=likelihood) uygulanabilir …den zarar görmek meyilli, önceden hazırlanmış, eğilimli (inclined, prepared) dağıtmak, teslim etmek, konuşmak radyoaktif serpinti dikkatini çekmek yaşam süresi, ömür tehditle almak, zorla el koymak
67
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3675 3676 3677 3678 3679 3680 3681 3682 3683 3684 3685 3686 3687 3688 3689 3690
compared with requirement exclusive to warrior defeat decide at first sight lose one’s temper superficially understandably secular establishment venture dispute status in silence
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
…ile karşılaştırıldığında ihtiyaç, gereksinim herkese açık olmayan, özel (otel, tatil yeri vb) savaşçı yenmek, galip gelmek, yenilgi karar vermek at first glance ilk bakışta öfkelenmek, sinirlenmek yüzeysel olarak (X thoroughly) beklenen bir şekilde laik, dinle ilgili olmayan kuruluş, yerleşke riskli-tehlikeli iş/girişim; göze almak anlaşmazlık, karşı çıkmak konum, mevki, statü sessizce
3691 indulgent
bencil, kendi zevki peşinde (pleasure-seeking, selfish) (2) insanlara düşkün, şefkatli, hoş görülü (lenient, lax, permissive)
3692 3693 3694 3695 3696 3697 3698 3699 3700 3701 3702 3703 3704 3705 3706 3707 3708 3709 3710 3711 3712 3713 3714 3715 3716 3717 3718 3719 3720 3721 3722 3723 3724 3725 3726 3727 3728
akmak doğuştan gelen (innate, hereditary) (1) ölü, cansız (2) neşesiz, ruhsuz, donuk (ortam vb) …e dayanmak (tarih olarak), …den kalmak iyileşmek (get over ) düşmanca kendirden elde edilen bir uyuşturucu sona ermek karşılığında (in exchange for ) seçmeli baskı altına alınamaz ummak, beklemek kirlilik anlamlı, dokunaklı, duygulu sağ duyulu, nazik (tactful, prudent) demode(artık kullanımıyor) amaç; amaçlamak (= goal, end) …ar…maz bir yerde ikamet eden, halk (apartman, mahalle sakini vb) kırtasiye malzemesi batmak (deniz, su) tartışmak, iddia etmek tutsaklık, esaret gizli güç sahibi, medyum bu hızla zehir, zehirlemek laze ışını boşuna harcamak, israf etmek geri kalanlardan böyle, böylesine, öyle değerli, kıymetli, itibarlı köle, esir ortak tarih keşfetmek buğu, buhar, duman, sis reddetmek (=refuse, reject), sesini kısmak refah, sağlık, sıhhat, afiyet
flow congenital lifeless date (back) to make a recovery from hostile cannabis come to an end in return for elective irrepressible expect contamination expressive discreet out of date aim no sooner…than… resident stationery sink argue captivity psychic at this rate poison laser pulse waste from the rest such precious slave common history discover vapour turn down welfare
Versiyon 2.0
68
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3729 3730 3731 3732 3733 3734 3735 3736 3737 3738 3739 3740 3741 3742 3743 3744 3745 3746 3747 3748 3749 3750 3751 3752 3753 3754 3755 3756 3757 3758 3759 3760 3761 3762 3763 3764 3765 3766 3767 3768 3769 3770 3771 3772 3773 3774 3775 3776 3777 3778 3779 3780 3781 3782 3783
on behalf of come into force in general bandit talkative conquer fantastic valid movement fill their declare livelihood environment enclosed excessive once glacial auto-immune roar invest demoralised converse conceited exemplary hopefully monumental distressed highly selective pick up busy insightful put in mainland fearsome laundry overall contain fully have sth. to do with reputably in the circumstances somewhat as a whole at hand result in discover its objection scar crucial (to) versus (vs) accumulate surprisingly enough abrupt
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
--- nın adına/namına yürürlüğe girmek genel olarak haydut, eşkıya, kanun kaçağı konuşkan, geveze fethetmek, yenmek, elde etmek harika, büyüleyici (fabulous, tremendous, marvellous) geçerli (1) hareket (2) (edebiyatta vb) akım doldurmak onların ilan etmek geçim (geçim kaynağı) çevre, yöre, koşullar (1) ilişikte gönderilen (fotoğraf, belge vb) (2)örtülü, kapalı (covered) aşırı, abartılı (sayıda, miktarda) …den sonra, …dığı zaman buza/buzula ait doğuştan olan bağışıklık kükremek, kükreme yatırım yapmak morali bozuk (depressed, dejected) (1) karşıt, zıt (2) konuşmak kibirli, burnu havada örnek alınacak, mükemmel inşallah (with any luck) anıtsal, çok büyük, muazzam (colossal, enormous) (1) üzgün (upset, unhappy) (2) ızdırap çeken (in pain, tormented) oldukça seçici ilerlemek, arabaya almak, toparlamak meşgul, yoğun bir şeyi ya da kişiyi çabuk kavrayan kişi (perceptive, discerning) sarf etmek veya ayırmak (zaman,enerji vb.), içine yerleştirmek anakara korkunç; korkak kirli çamaşır, çamaşırhane genel olarak içermek (= include, involve) tamamen ...ile ilgili olmak saygıdeğer bir şekilde normal şartlar altında nispeten, oldukça, az çok, az buçuk bir bütün olarak el altında sonuçlanmak, neticeye ulaşmak keşfetmek onun itiraz yara izi çok önemli (vital, essential) karşı (A vs B) biriktirmek, birikmek İşin ilginç yanı ani, hemen (sudden)
69
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3784 3785 3786 3787 3788 3789 3790 3791 3792 3793 3794 3795 3796 3797 3798 3799 3800 3801 3802 3803 3804 3805 3806 3807 3808 3809 3810 3811 3812 3813 3814 3815 3816 3817 3818 3819 3820 3821 3822 3823 3824 3825 3826 3827 3828 3829 3830 3831 3832 3833 3834 3835 3836 3837 3838
mix up within 24 hours collaboration supportive compensate interview bolt pull down involvement serve up hardly perishable show off astonishing partially lucid survey obtain plough/plow amazing out of reach by far flood dull inadequacy considerably inhale monitoring ignorance put up civilization deputy saturated fats take no notice of formerly irreversible quake at present feel at first once goal tribal customs very distraction pair muddy milestone emergency in return for circulate keep out together with largely the result of striking
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
aklını karıştırmak, karıştırmak 24 saat içerisinde işbirliği (1) destek veren, anlayış gösteren (2) yardımsever, şefkatli telafi etmek röportaj yapmak, mülakat yapmak fırlayıp kaçmak, tabanları yağlamak aşağı çekmek, indirmek, yıkmak dahil olma servis yapmak, masa hazırlamak neredeyse hiç (= barely, scarcely) çabuk bozulan (yiyecek) gösteriş yapmak, hava atmak şaşırtıcı (= amazing) kısmen akıcı anket; anket yapmak, araştırmak elde etmek saban, saban sürmek, tarla sürmek şaşırtıcı, hayran bırakıcı (astonishing) ulaşılamayacak yerde şu ana kadar sel sıkıcı, donuk yetersizlik bir hayli, epeyce solumak, teneffüs etmek gözlem, gözetleme İhmalkarlık, cahillik inşa etmek, misafir etmek, değerini artırmak uygarlık, medeniyet vekil, milletvekili, mebus doymuş yağlar önemsememek (ignore ) eskiden, önceden tersine çevrilemez deprem şu anda hissetmek ilk etapta, ilk başta X (at last sonunda ) …dığı zaman, ..dıktan sonra amaç, gaye (aim) kabile gelenekleri çok, tam dikkat dağıtan/oyalayıcı şey çift, iki adet, evli çift çamurlu dönüm noktası; kilometre taşı acil durum ...e karşılık olarak dolaş(tır)mak, deveran etmek uzak durmak, yaklaşmamak (= keep off) …ile birlikte büyük ölçüde…ın sonucu çarpıcı
70
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3839 3840 3841 3842 3843 3844 3845 3846 3847 3848 3849 3850 3851 3852 3853 3854 3855 3856 3857 3858 3859 3860 3861 3862 3863 3864 3865 3866 3867 3868 3869 3870 3871 3872 3873 3874 3875 3876 3877 3878 3879 3880 3881 3882 3883 3884 3885 3886 3887 3888 3889 3890 3891 3892 3893
contest premature even without kidney lead from..to.. entertain frame dissatisfied emphatic tackle relate in a daze vaccinate attractively take off tuna submerge simple outstanding cure surround cheer up opinionated notable land on close bay be obliged to do wear enormously virtually ritual shortage pathogen empire statement successfully random have confidence in result densely populated personality makeover undermine prefer forthcoming by one account illuminating variation on a vast scale filter out out of work support on a cruise distracting neglect
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
yarışma (1) erken, vakitsiz (ölüm vb) (untimely) (2) erken doğan (bebek) …sız bile, olmadan bile böbrek bir yerden bir yere doğru gitmek eğlendirmek, keyiflendirmek çerçeve memnun kalmamış, hoşnut olmayan (disgruntled, discontented) vurgulu ele almak, çözmek, halletmek ilişkilendirmek hiç düşünmeden, avanakça aşılamak çekici bir şekilde havalanmak, (elbise vs)çıkarmak ton balığı bat(ır)mak, dal(dır)mak basit olağanüstü, harika (stupendous, exceptional, wonderful) iyileştirmek, tedavi etmek etrafını çevirmek neşelenmek, neşelendirmek ön yargılı (biased, prejudiced) dikkate değer …e iniş yapmak (sıfat) yakın koy, küçük körfez, bölme, ulamak yapmaya mecbur olmak takınmak(gözlük, kolye, kıyafet), giymek son derece, fevkalade hemen hemen, neredeyse (practically, nearly, almost) usül, kural, âdet, töre eksiklik, kıtlık, noksanlık hastalık yapan organizma imparatorluk ifade, beyan, söz başarılı bir şekilde rasgele, tesadüfi güvenmek (trust ) sonuç (outcome) yoğun nüfuslu kişiliğin baştan sona değişimi zayıflatmak, baltalamak, sabote etmek (weaken) tercih etmek yakınlaşmakta olan, gelmekte olan (Christmas vb.) bir rivayete göre aydınlatıcı, bilgilendirici (açıklama, örnek vb) değişiklik geniş ölçekte süzmek, sızmak işsiz desteklemek kısa deniz yolculuğunda dikkat dağıtan, konsantre bozucu (off-putting, disturbing) ihmal etmek (ignore)
71
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3894 3895 3896 3897 3898 3899 3900 3901 3902 3903 3904 3905 3906 3907 3908 3909 3910 3911 3912 3913 3914 3915 3916 3917 3918 3919 3920 3921 3922 3923 3924 3925 3926 3927 3928 3929 3930 3931 3932 3933 3934 3935 3936 3937 3938 3939 3940 3941 3942 3943 3944 3945 3946 3947 3948
goal keep up make out by the fact that infinite odourless lengthy touching existence angle reduce demolish put back utter excursion resolute relief ingredient puzzled talented gender sweat intrinsic others blanket amnesty loathe in the event of suggestive of daily capture contributing factor visual representation intense space partially top grade damage to sth straight criminal invisible pottery ultimate shortage strike focus on by mistake award sth to so reproduce deprive of sth get away with thunder trendy make a living pension pay attention to
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
amaç, hedef, gaye, murat devam etmek, ...e ayak uydurmak, ayak uydurmak bir şeyi/birini anlayabilmek/işitebilmek/görebilmek (=recognise) …gerçeği ile/tarafından sınırsız, sonsuz, sayısız kokusuz uzun uzadıya (at length) dokunaklı, hazin, acıklı var oluş, mevcut olma açı, köşe, görüş, yön azaltmak, indirmek yıkmak, harabeye çevirmek geri almak, geciktirmek, yerine koymak tamam, büsbütün; söylemek keşif gezisi kararlı, azim sağlam, dirençli rahatlama bileşen, unsur, parça kafası karışmış, şaşırmış yetenekli , maharetli cinsiyet terlemek içten gelen, özden kaynaklanan X (extrinsic) başkaları genel af nefret etmek (abhor, hate) ...ması durumunda manalı, imalı, insanın aklına bir şey getiren günlük olarak yakalamak, zaptetmek katkı sağlayan faktör görsel temsil yoğun uzak, boşluk, yer, alan kısmen yüksek puan …e hasar vermek doğru, düz, güzgün, muntazam suçlu görünmez (imperceptible, undetectable) toprak kaplar, çanak, çömlek; çömlekçilik nihai, son bir şeyin kıt olması (famine=kıtlık) (1) grev *** on strike: grevde (2) darbe, vuruş odaklanmak, yoğunlaşmak (concentrate on, centre on) kazara (by accident ) …e ödül vermek üremek, kopyasını yapmak …den mahrum bırakmak yanına kar karmak, sıvışmak gök gürlemesi popüler, trend olmuş geçimini kazanmak emekli maaşı/aylığı hesaba katmak (take into account, take into consideration)
72
14.5.2013
www.seyfihoca.com
3949 3950 3951 3952 3953 3954 3955 3956 3957 3958 3959 3960 3961 3962 3963 3964 3965 3966 3967 3968 3969 3970 3971 3972 3973 3974 3975 3976 3977 3978 3979 3980 3981 3982 3983 3984 3985 3986 3987 3988 3989 3990 3991 3992 3993 3994 3995 3996 3997 3998 3999 4000 4001 4002 4003
tear bid endangered cease on foot estimate plaintiff slide less administer restless/restive carry out result from impassive in/with regard to resist promptly desperate in abeyance composition so much more fragmentary strike up (against) fatal versatile pleased with for a spell upon the outbreak of in general exclusive sensibly migrate in common with contact with efficiency bleach reference expand spread into indefinite unreservedly whether…or… get through take down ourselves under no circumstances conclusive marginal throw out reverse show up term immigrant in order to forecast
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
yırtmak, parçalamak emretmek, söylemek, dilemek tehlikeye girmiş (hayvan soyu vb) durdurmak yürüyerek tahmin etmek davacı, mahkemede dava açan, müddei X defendant kaymak; düşüş, kötüleşme, azalma daha az yönetmek, idare etmek, icra etmek (1) sabırsız, yerinde durmayan (2) huzursuz, endişeli (çalışma, deney, anket vb) yürütmek, icra etmek (fulfil, conduct) …den kaynaklanmak (= stem from) kayıtsız, duyarsız (inexpressive, emotionless, indifferent) ...hakkında; ...a/e dair/gelince; ...ile ilgili dayanmak, ısrar etmek, direnmek derhal, hemen umutsuz beklemede karışım, beste, kompozisyon çok daha fazla bölük pörçük kurmak (dostluk), başlamak ölümcül (=lethal, deadly) çok yönlü, on parmağında on marifet, hamarat, elinden her iş gelen …den memnun, …den mutlu kısa bir süre …nın başlaması üzerine genellikle özel ve pahalı; hariç (+ of) mantıklı bir şekilde göç etmek birisiyle veya bir şeyle ortak noktası bulunmak …ile bağlantı verimli ve etkili ağartmak, beyazlatmak atıf, gönderme genişlemek, büyümek, nüfuz olarak artmak …e doğru yayılmak belirsiz tamamen, tereddütsüz bir şekilde …ıp…ımadığı; ister…ister… tamamlamak, sonuçlandırmak not etmek (= jot down, scribble), aşağıya indirmek kendimiz hiç bir koşulda, asla (on no account) kesin uç, marjinal (çöp vb) dışarı atmak ters, zıt, aksi, arka, geri, öbür çıkıp gelmek, ortaya çıkmak , belli olmak terim, tabir, söz, anlam, kavram göçmen …mek için (+V1) tahmin etmek, tahmin (= predict)
73
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4004 4005 4006 4007 4008 4009 4010 4011 4012 4013 4014 4015 4016 4017 4018 4019 4020 4021 4022 4023 4024 4025 4026 4027 4028 4029 4030 4031 4032 4033 4034 4035 4036 4037 4038 4039 4040 4041 4042 4043 4044 4045 4046 4047 4048 4049 4050 4051 4052 4053 4054 4055 4056 4057 4058
throne practically consistently seal climate picturesque rapid make out (to) impoverished invade saint once before forged at last thunderstorm disposable triumph be concerned about influence of sth on sth contrast between... and... graceful point of view enough … to V1 run on scare figure dizzy breast-feeding beneficial (to) decisive sufficiently copper-veined worthily at high altitudes magnet little turn out ornament diversely sense plausible decade least stream fine bring a little simultaneously distortion take no notice of frontier expenditure infrequently incomplete in practice
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
that, saltanat, hükümdarlık neredeyse, hemen hemen, pratik olarak tutarlı bir şekilde mühür; mühürlemek; kapamak iklim, have, çevre koşulları güzel görünüşlü, görülmeye değer (exquisite) hızlı sökmek, anlamak, çıkarmak yoksul (destitute, impecunious ) işgal etmek, istila etmek (attck, occupy) aziz, evliya daha önce bir kez sahte (sham, counterfeit, fake) nihayet, sonunda yıldırımlı fırtına tek kullanımlık (jilet vb) zafer; zafer kazanmak …hakkında endişelenmek bir şeyin bir şey üzerindeki etkisi ….ile..arasında tezat zarif, kibar (elegant, charming) görüş, bakış açısı …cak kadar yeterince devam etmek, sürmek korku, korkutmak (= frighten) (1) şekil (2) rakam, sayı (3) şahsiyet başı dönen emzirme faydalı, yararlı (useful for) kesin, net (conclusive) yeterli bir şekilde Bakırımsı bir dokusu/yüzeyi olan yakışır şekilde, yaraşır biçimde yüksek rakımlarda mıknatıs çok az olduğu ortaya çıkmak (+to be) (1) süs, süs eşyası (2) süslemek farklı bir şekilde (1) duygu **sensitive hassas, duygusal (2) mantık **sensible: mantıklı makul, akla yatkın, inandırıcı on yıllık süre en az ırmak (1) ince ince/küçük doğranmış (et, patates vb) (2) iyi, güzel (3) para cezası getirmek biraz (+sayılamaz) eş zamanlı olarak (= concurrently) bozma, tahrifat dikkat etmemek / umursamamak iki ülke arasındaki sınır, hudut harcama seyrek bir şekilde tam olmayan uygulamada
74
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4059 4060 4061 4062 4063 4064 4065 4066 4067 4068 4069 4070 4071 4072 4073 4074 4075 4076 4077 4078 4079 4080 4081 4082 4083 4084 4085 4086 4087 4088 4089 4090 4091 4092 4093 4094 4095 4096 4097 4098 4099 4100 4101 4102 4103 4104 4105 4106 4107 4108 4109 4110 4111 4112 4113
efficient both affordable conditionally dramatically post-war polio motorist constantly access to architecture prick correctly qualitative mushroom put pressure on fear decay on no account rehearse formulate evidently as little as enable perishable endeavour adventurous as soon as injustice assign concentrated indecisive on (that) date on the increase claim contest what withstand degree adjustment shrink acceptable intelligibility at best so as to perspire statue in case play a trick on insufferable resign advent overcome adoption sophisticated
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
yeterli, yetenekli, etkili, faydalı her ikisi de (+çoğul) ucuz şartlı olarak, belli şartlara bağlı çarpıcı/ciddi bir şekilde savaş sonrası çocuk felci şöför sürekli olarak …e erişim mimarlık, mimari, yapı, kuruluş delmek, delik açmak, batırmak doğru bir şekilde, düzgünce (accurately, precisely) nitel mantar zorlamak (urge force ) korku, yılgınlık, endişe çürü(t)mek, boz(ul)mak asla (under no circumstances) (oyun, piyes vs)prova etmek formülleştirmek, formüle dökmek açık ve şüphe götürmez bir şekilde, delillere dayanarak (obviously) kadar az imkan sağlamak, mümkün kılmak çabuk/kolay bozulan (yemek) çaba; çok büyük çaba sarfetmek (1)macera delisi, gözü pek (2)sürükleyici kitap, film vb (absorbing) …ar…maz eşitsizlik, adaletsizlik (inequality, unfairness) tayin etmek, atamak yoğunlaştırılmış, yoğun (intense) kolay karar veremeyen, tutarsız o tarihte artan, yükselişe geçmiş hak talep/iddia etmek, istemek yarışma, müsabaka *** beauty contest güzellik yarışması ne, şey, hangi dayanmak, katlanmak (= endure, bear ) derece düzeltme, intibak, uyma büzülmek, çekilmek, daralmak makul, Kabul edilebilir anlaşılabilirlik en iyi ihtimalle, taş çatlasa in order to --- mek için terlemek, ter dökmek heykel …r diye aldatmak (deceive) tahammül edilmez, katlanılmaz, çekilmez (davranış vb) istifa etmek, çekilmek, vazgeçmek yeni bir şeyin ortaya çıkması ya da başlaması yenmek, üstesinden gelmek benimseme, evlat edinme karmaşık; kültürlü
75
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4114 4115 4116 4117 4118 4119 4120 4121 4122 4123 4124 4125 4126 4127 4128 4129 4130 4131 4132 4133 4134 4135 4136 4137 4138 4139 4140 4141 4142 4143 4144 4145 4146 4147 4148 4149 4150 4151 4152 4153 4154 4155 4156 4157 4158 4159 4160 4161 4162 4163 4164 4165 4166 4167 4168
present constitutional sedimentary rocks divine endemic to alert master revenge bless amendment impractical look out hordes run up patriot compulsory to which make a decision leak autonomous cordial policy lease advocate cervical vertebrae marine sole hospitable irrelevant influence work out blame sb for sth wallet persuasive outer edge irritating satellite assets bureaucratic depth apologize outlet hilarious set fire to habitat essence malnutrition at birth announce that offensive acknowledge intuitive allowance involvement open up receipt
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
(1) sunmak (2) mevcut, var olan (existing) anayasal Tortul kayaçlar tanrısal, ilahi, mukaddes, kutsal, dini yöreye has uyarmak; uyanık (1) efendi, sahip (2) hakim olmak, bir şeyi detaylarıyla bilmek (govern) öç, intikam/hıncını almak kutsamak, takdis etmek, şükretmek değişiklik, (kanun vb) üzerinde değişiklik yapmak (alteration) uygulanamaz (= infeasible) dikkat etmek, sakınmak (insan) kalabalık, güruh, sürü göndere çekmek, artmak, borç altına girmek vatansever, vatanperver zorunlu, mecburi (obligatory, necessary, imperative) …ki ona karar vermek (1) (su, yağ vb) sızmak (2) (bilgi, gizli sırlar vb) medyaya sızmak özerk samimi, içten siyaset, politika, poliçe kiralamak avukat, savunmak, tarafını tumak boyuna ait omurga denizle ilgili tek, yalnız konuksever ilgisiz (1) etki (impact, effect) (2) etkilemek çözmek (=solve), hesaplamak (= figure out), bulmak, hâlletmek sorumlu tutmak, suçlamak cüzdan, para cüzdanı ikna edici dış kenar sinir bozucu uydu varlıklar bürokratik derinlik özür dilemek, gönlünü almak (sadece bir çeşit ürün veya sadece bir firmanın ürününü satan) şube şen, neşeli, güldürücü, komik ateşe vermek yaşama alanı öz, cevher, esas, asıl kötü beslenme, gıdasızlık, kötü beslenme doğum anında, doğarken duyurmak onur kırıcı, saldırı amaçlı kabul etmek iç sezilere dayanarak, içine doğarak cep harçlığı dahil olma, karışma (association, participation) açmak, deşmek, başla(t)mak alındı, makbuz
76
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4169 4170 4171 4172 4173 4174 4175 4176 4177 4178 4179 4180 4181 4182 4183 4184 4185 4186 4187 4188 4189 4190 4191 4192 4193 4194 4195 4196 4197
arduous on an expedition avoidance fiction yell specific tasks comparably replacement in comparison to be about to do unequally phenomenally successful lead rampant off-hand postulate reluctant complicate wrongly last eject considerably unlikely attribute to to date harsh constant how little minister
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
zor, zahmetli, çok çaba isteyen (demanding, laborious, onerous) keşif yolculuğunda kaçınma roman, masal, kurgu, hayal ürünü bağırmak, seslenmek, feryat etmek belirli görevler nispeten yerine geçme …ile karşılaştırıldığında …yapmak üzere olmak eşit olmayan bir şekilde olağanstü bir şekilde başarılı yol göstermek, önderlik etmek, (1) çok öfkeli (raging) (2) şahlanmış, şaha kalkmış (1) inceliksiz, kaba (discourteous) (2) ön hazırlıksız yapılan iş ileri sürmek isteksiz (unwilling) karıştırmak, muğlaklaştırmak hatalı olarak sürmek (zaman olarak) kovmak, atmak, defetmek bir hayli, epeyce olası olmayan bir şeyi başka bir şeye yormak, atfetmek bu güne kadar katı, sert, haşin değişmez, sabit, devamlı, sürekli ne kadar az papaz, rahip, vaiz, bakan, vekil, nazır
4198 tough
(1) sert, dayanıklı madde (2) (yiyecek vb) çiğnenmez, iyi pişmemiş (3) (insan için) çok hayat tecrübesi edinmiş, acılarla yoğrulmuş
4199 4200 4201 4202 4203 4204 4205 4206 4207 4208 4209 4210 4211 4212 4213 4214 4215 4216 4217 4218 4219 4220 4221 4222
ile ilişkili olmak yıkılamaz, yok edilemez (mikrop vb) ihmal edilebilir yerleşmek, ikamet etmek çabalamak, uğraşmak, didinmek rasathane, gözlem evi tıkaç, tampon, fiş (1) korkunç, akıl almaz (gruesome, heinous) (2) çirkin (unsightly) açığa çıkarmak, gün ışığına çıkarmak (reveal, display) iyileşmek (=get over, recover from) kendini kontrol edemeyen (obsessive) sakatlık, eksiklik, zarar, kusur fiziksel olarak inanmak ticari mal, ürün (1) yansıtıcı (2) duyarlı, hassas (responsive, sensitive) iki yakayı bir araya getirmek sorgulamak, soru …den biri (1) sicil, kütük (2) kaydetmek sıkıcı (dull, boring, wearisome) trafik sıkışıklığı yalan, uydurma, palavra, yalan aniden
be associated with indestructible negligible populate struggle observatory plug hideous disclose pull through compulsive impairment physically believe commodity reflective make ends meet question one of register tedious traffic congestion lie abruptly
Versiyon 2.0
77
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4223 4224 4225 4226 4227 4228 4229 4230 4231 4232 4233 4234 4235 4236 4237 4238 4239 4240 4241 4242 4243 4244 4245 4246 4247 4248 4249 4250 4251 4252 4253 4254 4255 4256 4257 4258 4259 4260 4261 4262 4263 4264 4265 4266 4267 4268 4269 4270 4271 4272 4273 4274 4275 4276 4277
inspirational whatever miserable concise dismissive slightly dwarf mediate underground curious about sth occurrence prolonged conceive extraordinary talent come in sensibly obstacle inadequately pay a compliment to vigorously deter preliminary as a result of contemporary attentiveness boastful wastefulness look down on why entirely overdose rise up against opportunity splendid pay attention to distinct bleeding link between sth and sth illusion confined to starve make do with nutrient accuse so of sth restricted (to) annually enlargement give off sue none abound characteristic (of) agents path
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
teşvik edici, özendirici (inspiring, encouraging, motivating) ne..sa..sın üzgün , neşesiz az ve öz (brief, terse, succinct) kale almayan, önem vermeyen (indifferent, unconcerned) azıcık, hafiften cüce X (giant) arabuluculuk yapmak yer altı …hakkında meraklı olmak vukuat, olay uzun süreli, uzun ömürlü (kullanım vb) prolonged usage tasarlamak, kanaatinde olmak (1) fevkalade, olağanüstü (exceptional) (2) tuhaf, alışılmadık yetenek, kabiliyet içeri girmek, ortaya çıkmak mantıklı bir şekilde engel (=impediment, barrier) yetersiz bir şekilde iltifatta bulunmak gayretle (diligently) caydırmak başlangıç niteliğinde, ön eleme …ın sonucu olarak çağdaş, aynı çağda yaşayan dikkat övüngen, kendini çok beğenen (arrogant, bragging) savurganlık tepeden bakmak, hor görmek neden, ki bu yüzden tamamen (completely) aşırı doz …e karşı isyan etmek fırsat görkemli, muhteşem …e dikkat etmek (1) farklı, ayrı, bağımsız (different) (2) açık seçik, net (clear) kanama …ile…arasındaki bağlantı hayal, hülya, kuruntu sınırlı açlıktan ölmek, ölesiye acıkmak elde olanla idare etmek (= survive, get by with) besleyici şey/besin/gıda suçlamak sınırlı yıllık olarak genişleme ısı/gaz/koku/ışık çıkarmak/yaymak dava açmak hiçbiri çok sayıda olmak, sayıca fazla olmak (birine ya da bir şeye ait) özellik, karakter (typical of) öğeler, unsurlar patika, keçi yolu
78
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4278 4279 4280 4281 4282 4283 4284 4285 4286 4287 4288 4289 4290 4291 4292 4293 4294 4295 4296 4297 4298 4299 4300 4301 4302 4303 4304 4305 4306 4307 4308 4309 4310 4311 4312 4313 4314 4315 4316 4317 4318 4319 4320 4321 4322 4323 4324 4325 4326 4327 4328 4329 4330 4331 4332
velvet once more take in impeach under the influence of income mischief explosive on behalf of naïve uncompromising unavoidable broad range of + sth convection estimation hostage nor slim explicit brilliant sort resume continent acquaintance constant variety practical gear reminiscent of confident evaporate serene wholly change over symptom under pressure enable so to do sth lecture pandemic interfere extension transplant preeminent preference for plot nature discourteous once in a while point out manned leave so. to his own devices surveillance system abolish put forth skilful
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
kadife, vurgun bir kez daha anlamak; aldatmak; kısaltmak; içeri almak suçlamak, itham etmek (accuse) ---ın etkisi altında gelir yaramazlık, haşarılık (misbehaviour) patlayıcı madde X (non-explosive) ...ın adına saf insan uzlaşmaya yanaşmayan kaçınılmaz (= inescapable) geniş yelpazede yayılım, taşıma tahmin rehine, tutsak ne de ince, narin, ince ve uzun yapılı apaçık, açıkça (unequivocal, unambigous) X (implicit) harika, yetenekli (talented) X mediocre (2) parlak (bright) tür, çeşit, nevi, soy, huy, karakter kaldığı yerden devam etmek kıta tanıdık, tanıdıklar sabit, değişmeyen değişiklik, çeşitlilik mantıklı, pratik dişli çark, takım, donanım andıran, hatırlatan, anımsatan (suggestive of) emin buharlaşmak sakin, huzurlu (tranquil, peaceful, quiet) X (bustling, hectic) tamamen, tümüyle, bütünüyle (entirely) yöntem değiştirmek, tarz değiştirmek hastalık belirtisi baskı/basınç altında imkan sağlamak, mümkün kılmak genel ders, vaaz/ders vermek yaygın, salgın (tüm ülkeyi, kıtayı ya da dünyayı kapsayan (hastalık) araya girmek, müdahale etmek uzantı nakletmek, nakil (doku, organ) seçkin, mümtaz (eminent, distinguished) …için tercih suikast, gizli plan, fesat, olay örgüsü doğa, tabiat, mizaç, huy, maya, hilkat kaba (impolite) once in a blue moon kırk yılda bir göstermek, işaret etmek içinde insane olan araç (uzay gemisi, denizaltı vb) birini kendi haline bırakmak gözetleme sistemi (toplumdaki tabuları) yıkmak, sona erdirmek (do away with) öne sürmek, ortaya atmak (put forward, bring up) becerikli , yetenekli
79
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4333 4334 4335 4336 4337 4338 4339 4340 4341 4342 4343 4344 4345 4346 4347 4348 4349 4350 4351 4352 4353 4354 4355 4356 4357 4358 4359 4360 4361 4362 4363 4364 4365 4366 4367 4368 4369 4370 4371 4372 4373 4374 4375 4376 4377 4378 4379 4380 4381 4382 4383 4384 4385 4386 4387
consistent with at any rate in the habit of not once vigorous denounce imperative command restrict available slaughter under pressure enlarge equip take on on air ban in fact have an affair with seat paradise remedy conspicuous make …on territory at all costs take over (from) as to involuntary precast construction admire me proportionate (to) collapse trace seal despair argument readily dairy farming artificial as well as survey on adorable magnificent punctual unemployment definitive opulent connection bleed exist confrontation with invalid create
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
…ile tutarlı/bağlantılı olarak herhalükarda ... alışkanlığı içinde bir kez bile …olmadı kuvvetli, şiddetli, güçlü, sağlam, etkin alenen kınamak, suçlamak zorunlu, emri vaki (overbearing, bullying) (2) çok önemli (crucial) talimat vermek sınırlamak mevcut, hazır, var (available to/for so) (1) kurban etmek, kesmek (2) öldürmek, cinayet işlemek (murder) baskı altında büyütmek, genişletmek donatmak ***equipment donanım, teçhizat üstlenmek, iş vermek, işe almak, bürünmek yayında (radyoda, televizyonda) yasaklamak, yasak (+on) aslında; gerçekten de birisiyle ilişki yaşamak oturacak yer sağlamak, koltuk cennet, cennet bahçesi ilaç, çare, deva, iyileştirmek, şifa verme göze çarpan, dikkat çekici bir konu üzerine/üzerinde …yapmak toprak, bölge, arazi ne pahasına olursa olsun devralmak (yönetim, idare, sorumluluk) …e dair, ile ilgili olarak istemdışı önyapımlı (prefabrik) inşaat çok beğenmek, takdir etmek beni, bana orantılı, uygun, mütenasip çökmek iz, izini sürmek mühür, damga, teminat, mühürlemek umutsuzluk, çaresizlik tartışma hemen mandıra tarımcılığı suni, yapay …(ın) yanısıra, ek olarak, ve de …üzerine anket hayran olunacak güzellikte, çekici (charming) (2) cana yakın, sevecen görkemli, muhteşem (splendid, tremendous, exquisite) dakik, vaktinde iş yapan, muntazam, şaşmaz (prompt) işsizlik kesin, eksiksiz (perfect, complete, conclusive) varlıklı, zengin (affluent, rich) X (impoverished) bağlantı kanamak, kanını dökmek/akıtmak var olmak karşı karşıya gelme geçersiz yaratmak
80
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4388 4389 4390 4391 4392 4393 4394 4395 4396 4397 4398 4399 4400 4401 4402 4403 4404 4405 4406 4407 4408 4409 4410 4411 4412 4413 4414 4415 4416 4417 4418 4419 4420 4421 4422 4423 4424 4425 4426 4427 4428 4429 4430 4431 4432 4433 4434 4435 4436 4437 4438 4439 4440 4441 4442
highly slice common securely fluent commonplace send for comprehensive censor emit come across participation place importance on sth on holiday cope with sth allege sustainable as if intolerant (of) carve turn off give way to give in scornful pleasant heart failure belated rubble after deadly manuscript acquisition deciduous eternal potent serve to superficial domestic out of control in tune jewel praise diminish go by as well sensible perimeter timely unceasing runner-up on the other hand subject amendment toss forget
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
epeyce, oldukça dilim, bölüm, parça, dilimlemek (1) ortak (2) sıradan, yaygın *** in common with --- ile ortak nokta güvenli bir şekilde akıcı yaygın, sıradan (ordinary, usual) çağırmak kapsamlı, detaylı sansür koymak, denetlemek dışarıya yaymak, salmak karşı karşıya gelmek (=encounter, bump into, run into) katılım …e önem vermek tatilde …ile başetmek ispatsız iddia etmek, ileri sürmek sürdürülebilir …miş gibi hoş görüsüz (1) (tahta vb) oymak (2) (et vb) kesmek kapatmak (= shut down, shut off, switch off, deactivate, disable) give rise to sebep olmak, yol açmak teslim olmak (= yield to, succumb to) hor gören, küçümseyen hoş, güzel (şey) kalp yetmezliği gecikmiş, geç kalmış (delayed, postponed) C (prompt, on time) enkaz, yığın (wreckage) …den sonra / …dıktan sonra öldürücü, tehlikeli, amansız el yazması, orijinal nüsha edinim geniş yapraklı ağaç, yaprak dökmeyen ağaç X(evergreen, coniferous) kalıcı, ebedi etkili, güçlü işe yaramak, faydalı olmak yüzeysel (1) evcil, eve ait (eşya vb) (2) milli, ülke içi (uçak seferi, gelenek vb) kontrol dışı ahenkli mücevher, cevher, ziynetli eşya övmek (glorify, compliment) azaltmak, eksiltmek, kısaltmak geçmek, geçip gitmek "dahi" anlamındaki de/da makul, mantıklı, aklı başında kişi (prudent, sane, wise) çevre, çevresi, sınır vaktinde, zamanında durmaksızın yarışmada ikinci gelen kişi öte yandan denek, konu; maruz kalmak (+to); özne yasa değişikliği atmak, havaya fırlatmak, saçmak unutmak
81
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4443 4444 4445 4446 4447 4448 4449 4450 4451 4452 4453 4454 4455 4456 4457 4458 4459 4460 4461 4462 4463 4464 4465 4466 4467 4468 4469 4470 4471 4472 4473 4474 4475 4476 4477 4478 4479 4480 4481 4482 4483 4484 4485 4486 4487 4488 4489 4490 4491 4492 4493 4494 4495 4496 4497
dramatically puzzlingly bold guide therefore heel whereby breakthrough valueless braggart daring considerate wait for restless silent chill invaluable properly eventually think over in conclusion humour completely enthusiastic about gossip purchase immense look over temper bribery appoint victim modest no matter vast decisive take one's mind off thorough skin in ink attacks of angina overt broadcast cave disclose dwindle do one’s best forgery unfortunate have a row with so. over sth. individual afford gaze wow official
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
ani ve belirgin bir biçimde şaşırtıcı bir şekilde cesur rehber, rehberlik etmek bu yüzden topuk ki bu sayede, ki bunun aracılığı ile atılım, büyük başarı değersiz ukala, kendini beğenmiş cesur (courageous, brave) düşünceli, nazik (thoughtful, tactful) beklemek, ümit etmek huzursuz sessiz, sakin soğuk hava, üşütücü serinlik paha biçilmez, çok değerli (priceless) düzgün bir şekilde sonunda, nihayetinde üzerinde düşünmek, düşünüp taşınmak (= consider, think out, contemplate) sonuç olarak (as a result) mizah tamamen hevesli dedikoducu satın almak (buy) kocaman, iri, çok geniş (enormous, huge, vast, colossal) incelemek, göz gezdirmek mizaç, huy, tabiat, huysuzluk, aksilik rüşvet *** offer bribes rüşvet teklif etmek atamak, tayin etmek, tespit etmek kurban, mağdur mütevazı (humble) (+Soru Kelimes) ..sa..sın geniş, engin, çok büyük, muazzam kararlı şaşırtmak kapsamlı, detaylı cilt mürekkeple boğaz iltihabı nöbetleri açık, belli (radyo, televizyon, hava durumu için) yayın mağara, oymak ifşa etmek, açığa çıkarmak azalmak elinden gelenin en iyisini yapmak sahtekarlık, kalpazanlık talihsiz, şansız (unlucky) birisiyle bir konuda tartışmak bireysel maddi gücü yetmek gözünü ayırmamak/alamamak söz vermek resmiemur, resmi, görevli
82
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4498 4499 4500 4501 4502 4503 4504 4505 4506 4507 4508 4509 4510 4511 4512 4513 4514 4515 4516 4517 4518 4519 4520 4521 4522 4523 4524 4525 4526 4527 4528 4529 4530 4531 4532 4533 4534 4535 4536 4537 4538 4539 4540 4541 4542 4543 4544 4545 4546 4547 4548 4549 4550 4551 4552
smooth cordial think out conduct horseshoe eager for diplomatic device stratospheric raise of whose steer in silence spore stationary bilateral evade eligible neglect annual consist of lose in proper domestic involuntary mutual merely in short soothing handicap forbid sufficient how many supply grow to maturity get on stagnant pedestrian exceedingly put into devil topic rigid residential blind further force regulation exceed eligible gather inexhaustible find out belly exposure to sunlight
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
pürüzsüz samimi, içten (sincere, genuine) (plan) tasarlamak, düşünerek çözümlemek yönetmek, idare etmek, yürütek at nalı hevesli (keen on) kurnaz, akıllı aygıt, cihaz, tasarlamak, planlamak aşırı derecede yüksek, stratosfer yükseltmek, artırmak ki onun/onların..sı dümen kullanmak, yön vermek sessizce bakteri sporu yerinden duran, sabit durumda olan iki taraflı (görüşme vb) kaçmak, kurtulmak (1) uygun, müsait (2) hak sahibi, haklı ihmal etmek (= ignore) yıllık, senelik, yıllık yapılan …den oluşmak (= be made up of, comprise) kaybetmek (lost in= …e dalmış/dalıp gitmiş) adam akıllı, doğru düzgün evcil, yurt içi (1) gönülsüz, isteksiz (2) istem dışı, gayri ihtiyari karşılıklı, ortaklaşa sadece (= only, solely) kısaca, özetle yatıştırıcı (comforting, calming) engelli, sakatlık, engel, mania yasaklamak (= ban, outlaw, disallow) yeterli (=adequate) kaç tane (1) tedarik etmek, sağlamak (2) kaynak *** supply of water: su kaynağı olgunluğa doğru büyümek binmek, geçinmek, anlaşmak (1)durgun, ilerlemeyen (ekonomi) (2)pislikten olayı akmayan, durgun (nehir/göl suyu) yaya açırı bir şekilde, fazlası ile (= extremely) koymak (use, practice, effect), yatırım yapmak şeytan, cin, zebani, kötü kimse konu, mevzu, madde, mesele sert, kaskatı yaşam/oturma için ayrılmış kör daha fazla zorlamak düzenleme aşmak (limit, sınır) uygun, seçilebilir, hak sahibi anlamak tükenmez, bitmez tükenmez öğrenmek, bulmak (=learn, identify, uncover, reveal) göbek güneş ışığına maruz kalmak
83
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4553 4554 4555 4556 4557 4558 4559 4560 4561 4562 4563 4564 4565 4566 4567 4568 4569 4570 4571 4572 4573 4574 4575 4576 4577 4578 4579 4580 4581 4582 4583 4584 4585 4586 4587 4588 4589 4590 4591 4592 4593 4594 4595 4596 4597 4598 4599 4600 4601 4602 4603 4604 4605 4606 4607
too proud of possessive struggle screen powder yield forceful apply for apart from prosecute knock retreat out of sight integrate into addict relentless representation upbringing regret private with respect to murder personage trustworthy disappointment fare break down guilty of stage accelerate celebrate inappropriate demand in a moment circuit attend single-handed make contact with introduce awful introduce sea fishery visible prey soon afterward numerous urge similar conduct give out with a view to too…to V1 prominent at last
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
çok gurulu olmak, gurur duymak sahiplikle ilgili mücadele etmek perde, ekran, paravana toz, pudra, barut vermek (ürün, sonuç), verim, gelir, kazanç zorlayıcı başvurmak (1) den başka (2) --- nın yanısıra dava etmek/açmak (1) devirmek (2) (kapı vb) çalmak geri çekilmek, geri adım atmak gözden uzak bütünleşmek, kaynaşmak, karışmak bağımlı (1) merhametsiz (2) amansız, hummalı, aralıksız devam eden temsil etme yetişme, yetişme tarzı (1) pişmanlık (2) üzüntü özel, hususi …ile ilgili olarak (1) öldürmek, cinayet işlemek (kill) (2) cinayet önemli ve ünlü insan güvenilir hayal kırıklığı (= letdown) (otobüs, uçak vb için) fiyat bozulmak, parçalanmak (=fall apart), moral olarak çökmek suçlu aşama, sahne hızlan(dır)mak (=speed up) kutlamak uygunsuz talep, talep etmek az sonar, birazdan dönme, dolaşma, devir, tur, akım iştirak etmek, katılmak kendi başına, kendi kendine, yardım almadan irtibata geçmek/bağlantı kurmak (get in touch with) (1) tanıştırmak (2) yeni bir icadı/fikri ortaya atmak korkunç, berbat takdim etmek, tanıştırmak, piyasaya sürmek balık avlama sahası görülebilir av, av hayvanı, kurban, avlanmak kısa süre sonra sayısız, çok sayıda (countless) teşvik etmek, ısrarla istemek benzer, aynı davranış, tavır; yürütmek, uygulamak, yapmak eskimek, bitmek, tükenmek ...amacıyla …mayacak kadar çok tanınmış, öne çıkan en sonunda
84
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4608 4609 4610 4611 4612 4613 4614 4615 4616 4617 4618 4619 4620 4621 4622 4623 4624 4625 4626 4627 4628 4629 4630 4631 4632 4633 4634 4635 4636 4637 4638 4639 4640 4641 4642 4643 4644 4645 4646 4647 4648 4649 4650 4651 4652 4653 4654 4655 4656 4657 4658 4659 4660 4661 4662
steam oblige right now inclusive infallible accompany dispute disappear from now on take care of rate intestinal on the whole mouldy compare go over docile infect regardless of navigator sandy pretentious forecast so break off mission to Mars intimate hold up intermittent pessimistic build in digest spectacular needless abandonment capture in the beginning pathetic make effort redundant acute inhabit relevant to wasteful blatant confidence in sth in the case of remote get rid of susceptible to intuitive quite in moderation pivotal exaggeration
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
buhar, buğu, güç, kuvvet zorlamak, mecbur etmek, gerektirmek tam şu anda kapsayan, her şey dahil kusur işlemeyen, hatasız (immaculate, impeccable) eşlik etmek (1) tartışmak, anlaşamamak (disagree) (2) anlaşmazlık (controversy) gözden kaybolmak şu andan itibaren ... ile ilgilenmek oran barsaklarla ilgili (hastalık vb) her şeye rağmen, tümüyle küflü, bozuk (decomposed, decaying, rotting) karşılaştırmak incelemek, kontrol etmek uysal (tame, domesticated) bulaştırmak …e bakılmaksızın seyrüseferci, denizci, rotacı (1) kum gibi, kumlu (2) kum sarısı (saç için) iddialı, gösterişli tahmin etmek dolayısıyla, böylece (nişan, nikah vb) bozmak, ayrılmak Marsa uçuş/araç (1) samimi (2) tanıdık, aşina geciktirmek (=delay), engellemek, silahla soymak kesik aralıklarla, ara sıra kötümser dahil etmek, içine yerleştirmek sindirmek, hazmetmek görkemli, harikulade boş yere, anlamsız (unnecessary, pointless) terketme yakalamak, ele geçirmek, tutsak etmek (apprehend) başlangıçta acıklı, dokunaklı, hazin, acındırıcı çaba göstermek gereksiz, fazla şiddetli, sert => acute pain (= severe) ikamet etmek, yaşamak ilgili, alakalı müsrif (1) küstah, yüzsüz (brazen, unashamed) (2) bariz, açık (flagrant) …e güven ...durumunda uzak (= distant) den/dan kurtulmak, bıkmak savunmasız, hassas, kolay incinebilir (vulnerable to) sezgisel oldukça ölçülü önemli abartı
85
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4663 4664 4665 4666 4667 4668 4669 4670 4671 4672 4673 4674 4675 4676 4677 4678 4679 4680 4681 4682 4683 4684 4685 4686 4687 4688 4689 4690 4691 4692 4693 4694 4695 4696 4697 4698 4699 4700 4701 4702 4703 4704 4705 4706 4707 4708 4709 4710 4711 4712 4713 4714 4715 4716 4717
five-fold rise vigorous crippled favourable notably mood disturbance tame illuminate generous out of danger look through time-consuming adjust heavens threaten convict compose molten marginally ambitious request forecast elegant sample rural even more push approach divert underlying property prices enthusiasm presuppose in response to get in descendant application redundant harbour can’t take one’s eyes off distribute reject curative resort brutal majority allocate comet by no means participation jack horizon spouse in relation of
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
5 kat ortaya çıkmak, artmak, yükselmek (1) gayretli, azimli, (2) dinç, enerjik felçli, kötürüm (paralysed) (2) engellenmiş, gerilemiş (ekonomi vb) olumlu, iyi özellikle ruh hali bozukluğu evcilleştirmek aydınlatmak, ışıklandırmak cömert tehlikesi geçmiş incelemek, gözden geçirmek vakit kaybına sebeb olan şey X time-saving ayarlamak, düzeltmek, ayar etmek gökyüzü tehdit etmek, korkutmak, yıldırmak mahkum, tutuklu oluşturmak, meydana getirmek *** be composed of --- den oluşmak erimiş marjinal bir şekilde (1) hırslı (2) iddialı rica etmek önceden tahmin etmek (predict) zarif, kibar, nazik, mükemmel örnek, numune kırsal daha da fazla itmek X pull: çekmek aklaşmak (trafik yönünü vb) saptırmak, başka yöne çevirmek altında yatan, belli başlı, esas gayrimenkul fiyatları coşku, istek sanmak …e tepki/karşılık olarak içeri girmek, (arabaya) binmek, seçilmek torun uygulama, başvuru gereksiz, lüzumsuz, fazla, ziyade (1) liman (2) barındırmak, sağlamak gözlerini birinden veya bir şeyden alamamak dağıtmak, bölüştürmek, taksim etmek red etmek (turn down) şifalı (1) son çare olarak bir şeye başvurmak (2) tatil yeri/beldesi zalim, acımasız (cruel, tyrant, merciless, vicious) çoğunluk tahsis etmek, ayırmak kuyruklu yıldız hiçbir şekilde, asla iştirak, katılım ***participatory: katılımcı kaldıraç, kriko ufuk, kapsam sınırı eş (karı veya koca) ile bağlantılı olarak
86
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4718 4719 4720 4721 4722 4723 4724 4725 4726 4727 4728 4729 4730 4731 4732 4733 4734 4735 4736 4737 4738 4739 4740 4741 4742 4743 4744 4745 4746 4747 4748 4749 4750 4751 4752 4753 4754 4755 4756 4757 4758 4759 4760 4761 4762 4763 4764 4765 4766 4767 4768 4769 4770 4771 4772
detrimental force out loyal to permanence bulky paralysed casual proponent reinforcement in the form of empower ordinary corrupt accurate prevail unstable relevant scarcely mindful (of) make up comply (with) dim biofeedback revenge overtake on the point of on average insight toxic compile carry away courageous assortment unlimited tricky cereal have something to do with up to this time except for take pride in based (on) domesticated smart only once dispatch by force particularly undeniable us define at the beginning muscular confront suppress in installment
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
zararlı zorla dışarı atmak/çıkarmak sadık, vefalı kalıcılık, daimilik iri cüsseli, hantal, çok yer kaplayan (unwieldy, cumbersome) felçli, kötürüm (crippled) (1) sıradan (2) havadan sudan (muhabbet vb) taraftar (supporter) X opponent (rival) takviye ... formunda / şeklinde yetkilendirmek sıradan, olağan, normal rüşvetçi, ahlaksız (dishonest, fraudulent) doğru, tam, eksiksiz (= precise) yaygın olmak, egemen olmak istikrarsız ilişkili, ilgili (X irrelevant) hemen hemen hiç (barely, hardly) düşünceli (watchful, wary) oluşturmak (=account for), uydurmak (=fabricate), telafi etmek (=compensate for) --- e uymak, --- e itaat etmek (abide by) loş (ışık) biyolojik geri bildirim intikam, intikam almak *** take revenge on: intikam almak (arabasıyla bir başka arabayı) sollamak ... mek üzere ortalama olarak kavrayış, anlayış, kavrama, anlama zehirli, zehirleyici (poisonous, venomous) derlemek alıp götürmek, kendinden geçirmek, büyülemek cesur (brave) karışım, çeşit sınırsız (unrestricted) hileli, tuzaklı tahıl, hububat …ile ilgisi/ilgili olmak bu zamana kadar ...den başka; ...in/ın dışında; ...hariç gurur duymak (be proud of ) ---e dayalı, ---- e dayanan evcil hayvan (1) şık (2) zeki sadece bir defa göndermek, yollamak (send, submit) zorla, güç kullanarak özellikle (= especially) inkar edilemez bizi, bize tanımlamak, nitelemek en başında (X at the end) kaslı (1) karşılaşmak, yüz yüze gelmek (2) confront about yüzleştirmek baskı altına almak taksitle ödeme
87
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4773 4774 4775 4776
fortunate wind up length primary education
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
talihli, şanslı (lucky) bitmek, bitirmek, sona ermek, boylamak, uzunluk ilköğretim
4777 overlook
(1) göz ardı etmek, görmezden gelmek (ignore) (2) (bir evin denize bakması, bir ofisin otoparka bakması gibi) --- e bakmak
4778 4779 4780 4781 4782 4783 4784 4785 4786 4787 4788 4789 4790 4791 4792 4793 4794 4795 4796 4797 4798 4799 4800 4801 4802 4803 4804 4805 4806
insan eliyle yapılmış (sanat) bir karara varmak incelemek, gözden geçirmek düzenlemek, ayarlamak böylesine bir hızla unutmak, ihmal etmek, çıkarmak acınacak bir şekilde meyletmek, eğilim göstermek (+to V1) ajans kauçuk meslekten olmayan/deneyimsiz kişi olay, vukuat atıfta bulunma üstün, hakim, baskın etrafında dolaşmak/gezinmek us, akıl, zihin, dimağ, beyin lale, lale fidanı vurgulu dayanılabilir özellikle çürütme (fikir) kan oluşturucu dokular (1) kiralamak (2) işe almak (employ) geniş yapraklı çok yönlü, maharetli yalan yanlış, hatalı (1) (ağaç) budamak (2) (saç) kırpmak, kesmek kaçınılmaz (inescapable, unavoidable) emir, düzen, sipariş
artefact come to a decision look through arrange at such a pace omit pitifully tend agency rubber layman occurrence attribution predominant move (a)round mind tulip emphatic bearable particularly refutation blood-forming tissues hire broad-leaved versatile inaccurate trim inevitable order
4807 raise
(1) artırmak, yükseltmek, kaldırmak (su seviyesini, maaşları vb) (2) (hayvan/insan) yetiştirmek, büyütmek (3) (sorun, konu, fikir vb) ortaya atmak
4808 4809 4810 4811 4812 4813 4814 4815 4816 4817 4818 4819 4820 4821 4822 4823 4824 4825
hassas bir şekilde sıkı sıkı kapatmak, mühürlemek yüzde 65 oranında işe başlamak, işe bakmak gözden geçirmek aç gözlü, gözü doymaz (insatiable, avaricious, gluttonous) birini soymak ***robbery: soygun gezide (iş, .. ) giriş, sunuş, tanışma, başlangıç uygulanabilir, geçerli ille ki, ille de, her zaman hijyen, sağlık koruması sabır, tahammül, metanet savaşın harab ettiği ülke acele etmek …den beri, ..dığı için, çünkü engelleyici, zorluk çıkarıcı ne zaman…sa…sın
sensitively seal off by 56 % get down to review greedy rob somebody of something on a trip introduction applicable (to) necessarily sanitation patience war-torn country hasten since obstructive whenever
Versiyon 2.0
88
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4826 4827 4828 4829 4830 4831 4832 4833 4834 4835 4836 4837 4838 4839 4840 4841 4842 4843 4844 4845 4846 4847 4848 4849 4850 4851 4852 4853 4854 4855 4856 4857 4858 4859 4860 4861 4862 4863 4864 4865 4866 4867 4868 4869 4870 4871 4872 4873 4874 4875 4876 4877 4878 4879 4880
bring into alignment with for the time being recall in hand in danger of they eminent restlessness compass storm work way through incorrect repugnant resource withdrawn get along with various polls resent from time to time inexcusable pay back maintain rude trail afloat laborious ascend (ısend) curriculum correct narrative daringly compatible pride and prejudice get rid of instruction skate steal distinguish fall into disfavour merge inner admission to hospital anxious about saddening compose advanced violently blanket laser beam on board consume extract harden decline get on someone’s nerves
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
…ile uyumlu hale getirmek şimdilik anımsamak, hatırlamak elinde ... tehlikesi ile karşı karşıya onlar meşhur, sözü geçen (prominent, well-known, renowned) huzursuzluk, içinin rahat olmaması X calmness pusula, çevre, alan, saha fırtına ***blizzard: kar fırtınası ilerlemek, süreçten geçmek yanlış, doğru olmayan (false, untrue) tiksindirici, iğrenç (obnoxious) kaynak içine kapanık (reserved, inhibited) anlaşmak, iyi ilişkide olmak, ile iyi geçinmek çeşitli anketler gücenmek, içerlemek, alınmak zaman zaman (at times ) affedilmez (unforgivable) geri ödemek, intikam almak sürdürmek, bakımını yapmak, iddia etmek kaba iz, patika su üstünde yüzen (adrift) yorucu, zahmetli (arduous, backbreaking, strenuous yukarı çıkmak, yükselmek, tırmanmak (go up / climb up) eğitim programı, müfredat doğru, yanlışsız anlatım, öykü, hikaye cesaretle uygun, yakışır, bağdaşan (well-matched, well-suited) gurur ve önyargı başından savmak, kurtulmak, ortadan kaldırmak (= throw away, dispose of) talimat kızakla kaymak, kayak yapmak çalmak, hırsızlık yapmak ayırt etmek gözden düşmek birleştirmek iç (X outer) hastaneye kaldırılma endişeli, kaygılı olma üzücü, kederli (upsetting) derlemek ileri şiddetli bir şekilde battaniye laser ışını güvertede / uçakta tüketmek elde etmek, çekip çıkarmak (bitkinin özünü çıkarmak gibi) sertleşmek, katılaşmak, pekişmek (1) azalmak, düşüşe geçmek (2) reddetmek (turn down) birinin cinlerini tepesine çıkartmak, çıldırtmak
89
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4881 4882 4883 4884 4885 4886 4887 4888 4889 4890 4891 4892 4893 4894 4895 4896 4897 4898 4899 4900 4901 4902 4903 4904 4905 4906 4907 4908 4909 4910 4911 4912 4913 4914 4915 4916 4917 4918 4919 4920 4921 4922 4923 4924 4925 4926 4927
from now on initiative peak consider respectful out of breath bring into instinct discrimination give up in conjunction with generate diligent notice graduate at large outrageous variable affectionate quantitative exchange instinctive homogenous in favour of astonishment pitiless influenza epidemic sanitary state assets turn out to be transient scholarship hers pile up lawless inextricable entire acknowledge blow up get up raid out of print affordable valuable wage vegetation
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
şu andan itibaren (from today onward ) girişken insan doruk, zirve *** at peak: zirvede, dorukta düşünmek, göz önünde bulundurmak saygılı (reverent) C (disrespectful) nefes nefese dahil etmek içgüdü (cinsiyet, ırk,) ayrımı/ayrımcılığı vazgeçmek (= abandon, forgo, quit, renounce) ....ile birlikte üretmek, ortaya çıkarmak gayretli, çalışkan, sebatlı, dikkatli farketmek üniversite mezunu, tahsilli, ihtisaslı (1) firari (2) detaylı olarak (in detail at length) (1) sıra dışı, tuhaf, garip (2) iğrenç, abartılı derecede çirkin değişken şefkatli, merhametli, sevecen (loving) nicel, sayısal, sayı ile ifade edilebilen takas etmek iç güdüsel homojen, eşit dağılmış, benzer ... ın lehinde şaşırtmak, şaşırmak (amazement, bewilderment) acımasız grip, salgın nezle salgın (hastalık vb) hijyenik, temiz, dezenfekte edilmiş (hygienic, disinfected) kamu varlıkları olduğu ortaya çıkmak geçici, kısa süren/süreli bilimsellik; burs onunki istif etmek, yığmak kanun dışı birbirinden ayrılmaz, iç içe geçmiş (undistinguishable) tüm, bütün kabul/itiraf etmek, bildirmek yavaya uçurmak yataktan çıkmak yasadışı işlere yapılan baskın (seizure) artık basılmayan, tedahülden kalkmak ucuz (reasonably priced, competitive) değerli ücret, kazanç bitki örtüsü, bitki hayatı
4928 train
(1) eğitmek, eğitim görmek (educate) (2) idman/antrenman yapmak (3) stajyerlik/çıraklık yapmak
4929 4930 4931 4932 4933 4934
şölen, ziyafet sağlam ve dayanıklı (resilient, enduring, robust) X (flimsy) falan, filan, ya da her kimse çevre koruma en fazla oluşturmak
feast hardy whomsoever conservation at the most constitute
Versiyon 2.0
90
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4935 4936 4937 4938 4939 4940 4941 4942 4943 4944 4945 4946 4947 4948 4949 4950 4951 4952 4953 4954 4955 4956 4957 4958 4959 4960 4961 4962 4963 4964 4965 4966 4967 4968 4969 4970 4971 4972 4973 4974 4975 4976 4977 4978 4979 4980 4981 4982 4983 4984 4985 4986 4987 4988 4989
quantity cross over the border access to disqualify advertise impertinent (to) owing to conifer take down trivial tide negotiate floristic readiness extremity recite discriminate (against) tapestry corrupt side-effect account contaminate submission avoidable anxiety calm plague turn in primary-care specialist terrified locate literal exactly somewhat slender severe adopted children aid materialise string drastic exhaustion refuse self-sufficient carry out cyclic variations falsehood release random nail in reply to repetitive minor in the country
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
miktar sınırı geçmek kabul edilme, giriş, geçit diskalifiye etmek, elemek, yetersiz görmek ilan etmek, tanıtmak, duyurmak ilgisiz (irrelevant) …den dolayı, sayesinde yaz kış yeşil olan kozalaklı ağaç (bina vs)yıkmak, yazmak, not almak önemsiz, ıvır zıvır gelgit, med-cezir uzlaş(tır)mak, arabuluculuk etmek çiçeklere ait hazır oluş, hazı olma aşırılık; uzuv ezberden okumak, anlatmak (ırk, yaş, cinsiyet vb) ayrımcılık yapmak duvar halısı rüşvetçi yan etki hesap, öykü kirletmek teslim etme kaçınılabilir, engellenebilir endişe, kaygı, kaygı, kuruntu sakin (1) veba (2) öldürücü salgın hastalık (3) (bela vb) musallat olmak iade etmek, geri vermek, yatmaya gitmek birinci basamak sağlık uzman korkmuş yerini belirlemek gerçek anlamda, mecazi olmayan X (metaphorical =mecazi) tam olarak oldukça, az çok, az buçuk ince, narin, uzun, zayıf, kuvvetsiz sert, şiddetli, vahim evlat edinilen çocuklar yardım etmek, desteklemek maddiyata dönüşmek ip, sicim, koşul, şart, sıra, dizi büyük ölçüde (dramatic, striking) bitkinlik, yorgunluk, tükenmişlik reddetmek (=turn down) kendine yetebilen, başkasına muhtaç olmadan yaşayabilen gerçekleştirmek, yapmak (=fulfill, perform) periyodik değişimler yanlışlık serbest bırakmak, salmak (let out) rastgele çivi, tırnak, toynak in an answer to cevap olarak, karşılık olarak (1) tekrarlayan (2) sıkıcı, rutin (monotonous) küçük, ufak tefek (= trifling) kırlık arazide
91
14.5.2013
www.seyfihoca.com
4990 4991 4992 4993 4994 4995 4996 4997 4998 4999 5000 5001 5002 5003 5004 5005 5006 5007 5008 5009 5010 5011 5012 5013 5014 5015 5016 5017 5018 5019 5020 5021 5022 5023 5024 5025 5026 5027 5028 5029 5030 5031 5032 5033 5034 5035 5036 5037 5038 5039 5040 5041 5042 5043 5044
peer heat vast minor back out unhealthy harvest in accord with mood whoever astounding informative catch a glimpse of hand in lavish abundant debate the others warfare constructive absorb idle layer aloud agree medieval independence mercy unreliable request envy run off persistent hinder vengeful appropriate (for) ingeniously indiscernible horn flee weary in a hurry react to sth surpass advertisement safely release fancy forcefully dominance over indeed progress chief haste recommendation
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
akran, emsal, eş, denk ısı çok büyük (= colossal, gigantic) (1) az (2) önemsiz, küçük *** minority azınlık sözünden dönmek, vazgeçmek sağlıksız hasat yapmak; hasat …ile uyum içinde ruh hali kim…sa…sın hayrete düşüren, şaşırtıcı aydınlatıcı, öğretici kısaca görmek elden teslim etmek (1) savurgan, tutumsuz (2) kuş sütü eksik (sofra) (3) lavish (on) cömert bereketli, bol (ample) tartışmak, tartışma diğerleri savaş, savaş hali yapıcı (eleştiri vb) (positive, helpful) X (destructive, negative) emmek, içine çekmek, yoğunlaşmak tembel, aylak katman, tabaka yüksek sesle, sesli olarak aynı fikirde olmak ortaçağa ait bağımsızlık acıma, merhamet güvenilmez rica etmek kıskanmak, imrenmek kaçmak (+with= ile kaçmak) devam eden; inatçı, ısrarcı, dayatan, direten engellemek intikamcı uygun, müsait, elverişli dahice güçlükle görülebilen ya da algılanan (imperceptible, unapparent) boynuz, borozan, korna, düdük kaçmak (escape) yorgun alelacele (hastily/hurriedly ) …e tepki vermek üstün olmak, geride bırakmak, üstün olmak reklam güvenli bir şekilde serbest bırakmak, salıvermek hayal kurma, kavram, hayale dalma zorlayıcı bir şekilde …üzerinde hakimiyet gerçekten, doğrusu, gerçekte ilerlemek ***in progress: devam eden, ilerlemekte olan şef, amir, reis, başkan, temel, ana hız, sürat, ivedelik tavsiye, öneri
92
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5045 5046 5047 5048 5049 5050 5051 5052 5053 5054 5055 5056 5057 5058 5059 5060 5061 5062 5063 5064 5065 5066 5067 5068 5069 5070 5071 5072 5073 5074 5075 5076 5077 5078 5079 5080 5081 5082 5083 5084 5085 5086 5087 5088 5089 5090 5091 5092 5093 5094 5095 5096 5097 5098 5099
absolute passionate by means of countless complete at low temperature sterile significance limitation on the strength of or hold a meeting swine flu remain acquainted with simultaneous appear acidification commercial excessively put up with vacation blow up far-sighted insatiable turn attention to keep up with masclunine disease in a bad temper do someone a favour wander involve transform fundamental from the point of view that excavate overall scream shore label commerce prevent so from sth capable of factual in charge of disdain turn on spare abandon on board obviously peerless mention not so much as
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
tam, kesin (▶ absolute darkness zifiri karanlık) tutkulu, ihtiraslı …vasıtası ile, aracılığı ile sayısız (= innumerable) tamamlamak düşük sıcaklıkta steril, çok temiz önem (=importance) sınırlılık ...a inanarak / güvenerek veya; yoksa, aksi takdirde toplantı düzenlemek domuz gribi kalmak, geriye kalmak aşina olmak, haberdar olmak (familiar with) (bir başka olayla) eş zamanlı meydana gelen … gibi görünmek asitleşme ticari aşırı bir şekilde tahammül etmek (=tolerate, endure, withstand) tatil şişirmek / patlamak (1) hipermetrop, yakını göremeyen, uzağı seçebilen (2) ileri görüşlü (1) gözü doymaz, doyumsuz, aç gözlü (2) obur, pisboğaz dikkati çevirmek ...e ayak uydurmak, ayak uydurmak (=catch up with, keep pace with) erkek, erkekçe, erkeksi, erkek gibi hastalık, maraz (illness, ailment) sinirli birine iyilik yapmak dolaşmak, gezinmek konu/yolu sapmak içermek, dahil olmak dönüştürmek esas, temel, zorunlu (essential) …bakış açısından kazmak, kazı yapmak (=dig out) toplam, her şey dahil çığlık, çığlık atma/k kıyı, sahil etiket, sıfat, lakap, marka ticaret, alış-veriş, ilişki kurmak …den engellemek …e muktedir olan, gücü yeten gerçek, gerçeklere dayanan sorumlu olmak küçümsemek, hor görmek açmak (radyo vs.) (= switch on) (x turn off, switch off) boş, yedek, esirgemek, öldürmemek terketmek binmiş (tren, uçak, vb. ) belirgin bir şekilde eşşsiz, emsalsiz, rakipsiz (matchless, unsurpassed, unrivalled) bahsetmek, kastetmek, değinmek …kadar çok değil
93
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5100 5101 5102 5103 5104 5105 5106 5107 5108 5109 5110 5111 5112 5113 5114 5115 5116 5117 5118 5119 5120 5121 5122 5123 5124 5125 5126 5127 5128 5129 5130 5131 5132 5133 5134 5135 5136 5137 5138 5139 5140 5141 5142 5143 5144 5145 5146 5147 5148 5149 5150 5151 5152 5153 5154
endure to what extent throughout stowaway temporary insulate (against) marginality solid shoot take on declare its neutrality above sea level disassemble uneasy give sth publicity get at poacher brisk count on favourably pedantic eruption handy compound work through colonize keep to accordingly in time complementary how often previously poem draw out ignorant (of) come up comparably treatable amuse maintain evident clue to negligent discouraging bring over wounded manufacturer conduction unusually invariably elective all odd decay get into
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
dayanmak, tahammül etmek ne dereceye kadar …boyunca gemiye kaçak binen yolcu geçici yalıtmak, (soğuğu/sesi vb) kesmek (hırkanın soğuğu kesmesi gibi) aşırı uç katı, sert, sağlam ateş etmek, (silahla)vurmak, öldürme (sorumluluk vb) üstlenmek, işe almak tarafsızlığını ilan etmek deniz seviyesinin üzerinde parçalamak (= take apart, dismantle) huzursuz açıklamak, duyurmak ulaşmak, erişmek, zarar vermek kaçak avcı çabuk ve aktif, çevik, kuvvetli (fast, vigorous) güvenmek, bel bağlamak (= rely upon, trust ) olumlu bir şekilde (1) lüzumsuz ayrıntılarda ısrar eden (2) bilgiçlik taslayan, ukala püskürme hazır, el altında, yararlı, becerikli bileşik, çok yönlü, birleşik düşünerek üzerinden geçmek koloni kurmak …e bağlı kalmak, sadık kalmak buna göre, bu bağlamda vaktinden biraz önce, /(on time tam vaktinde ) tamamlayıcı (unsur vb) ne kadar sık önceden, eskiden (formerly) şiir ***poetry: şiir sürüncemede kalmak, uzatmak, çekmek cahil, bilgisiz ortaya çıkmak, yükselmek, gündeme gelmek karşılaştırılabilir şekilde tedavisi mümkün eğlendirmek, güldürmek sürdürmek, devam ettirmek belli, açık (= clear, apparent) …e dair ipucu ihmalkar (neglectful, slipshod) cesaret kırıcı ikna etmek, karşıya geçirmek yaralı, dövüşte/savaşta yara almış imalatçı iletim olağan dışı bir şekilde her zaman seçmeli tüm (1) tuhaf (strange, weird *(wiyırd) (2) odd numbers tek sayılar (1, 3, 5 ..) çürüme, çürümek ...e girmek , arabaya binmek
94
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5155 5156 5157 5158 5159 5160 5161 5162 5163 5164 5165 5166 5167 5168 5169 5170 5171 5172 5173 5174 5175 5176 5177 5178 5179 5180 5181 5182 5183 5184 5185 5186 5187 5188 5189 5190 5191 5192 5193 5194 5195 5196 5197 5198 5199 5200 5201 5202 5203 5204 5205 5206 5207 5208 5209
publicity waterfall unprecedented outlook phenomenon alienate strategy for sth peasant detention set forth stressful manufacture officially incorporate into oblong sizeable hum erease as a rule discipline transmit non-toxic imply at most call attention to out of fashion tap into carved in stone beg impair rewarding initial firstly enough without fail interfere with settle bench impulsive primary ultraviolet fetch mature deterioration confident roughly by ear slightly misleading capillary network imagine indefinite do with reserved dominate
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
tanıtım, reklam şelale, çağlayan bu güne kadar görülmemiş, emsalsiz, eşi görülmemiş bakış açısı olgu, olay, fenomen yabancılaşmak …için strateji köylü, rençper, hoyrat kimse tutukla(n)ma, alıkon(ul)ma yola koyulmak, ileri sürmek, izah etmek gergin imal etmek resmen, resmi olarak dahil etmek (include, integrate) dikdörtgen kocaman, çok büyük mırıldanmak silmek, silip çıkarmak kural olarak, genel olarak branş iletmek, aktarmak zehirli olmayan (kimyasal madde, ilaç vb) ima etmek, kasdetmek en çok dikkat çekmek, vurgulamak (point out ) modası geçmiş yararına/çıkarına kullanmak taşın içine oyulmuş dilemek, dilenmek, sadaka istemek bozmak, zedelemek, fenalaştırmak tatminkar, memnun edici (iş vb) (satisfying, cost-effective) ilk, önceki ilk olarak yeterince hiç aksatmadan karışmak, müdahale etmek yerleşmek, çözmek, halletmek tezgah, sıra patavatsız (impetous, inconsiderate, tactless) temel, önceki, ana mor ötesi gidip getirmek olgun, olgunlaşmak kötüleşme kendinden emin kabaca, yaklaşık olarak kulaktan dolma, kulaktan kulağa birazcık, azıcık yanıltıcı kılcal damar ağı hayal etmek belirsiz, tanımsız …ile ilgisi olmak, …ile işi olmak çekingen, içine kapanık (aloof, reticent) (2) ayırtılmış (otel odası) egemen/hakim olmak; idaresi altına almak
95
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5210 5211 5212 5213 5214 5215 5216 5217 5218 5219 5220 5221 5222 5223 5224 5225 5226 5227 5228 5229 5230 5231 5232 5233 5234 5235 5236 5237 5238 5239
arise from sth recollect peaceful not only…but… circulation nearly impartial (to) death from sth that sardonic unrestricted destination look up privileged coach spin counter scar cruel adequate contract overbearing keen resentful emphatic directly ascribe sth to sth health insurance costs out of tune ever before
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
…den kaynaklanmak hatırlamak, aklına gelmek sessiz, sakin, huzurlu (serene, tranquil) sadece…değil…da (1) dolaşım (2) gazete tirajı, günlük satış oranı neredeyse tarafsız (unbiased) ...den ölmek bu, şu, o, ki o, ki, ..ması, ..dığı, ..cağı alaylı, alaycı hakaret dolu (sarcastic, biting, contemptuous) sınırsız varılacak yer bilgi aramak (sözlük, ansiklopedi vs.) imtiyazlı, ayrıcalıklı at arabası, yolcu otobüsü, antrenör (1) fırıl fırıl dönmek (2) (ip için) eğirmek karşı, karşı olmak, karşı çıkmak yara izi zalim yeterli (= sufficient) bulaştırmak (hastalık), sözleşme, kısalmak zorba, buyurucu (domineering, bossy, imperious) (1) hevesli, istekli (zealous, enthusiastic) (2) keskin (göz, kulak, koku vb) içerlemiş, kızgın vurgulu, önemli doğrudan doğruya birşeyi bir şeye bağlamak, atfetmek sağlık sigortası maliyetleri ahenksiz daha önce şimdiye kadar
5240 respectable
(1) saygıdeğer, hürmete layık (honourable, estimable) (2) şerefli, iyi şöhreti olan (reputable) (3) (kılık kıyafet için) düzgün, temiz
5241 5242 5243 5244 5245 5246 5247 5248 5249 5250 5251 5252 5253 5254 5255 5256 5257 5258 5259 5260 5261 5262 5263
aynı anda tamamen, adamakıllı, çok dikkatlice boyunca, esnasında hasta kimse, sabırlı, metanetli dürüst, samimi çiçek açmak, gelişmek, olgunlaşmak askıya almak, ertelemek sahtekarlık (= trickery, deception) eşit bir şekilde kurallar koymak uğruna, hatırına gereksinim yabancı yabancı şişman, obez bırakmak, tutmayı bırakmak, salıvermek ses telleri silmek yaratıcılık ima etmek, sezdirmek (1) huzur bozan (2) ders kaynatan (öğrenci) sıradan, aynı, farklı olmayan (ordinary, commonplace) mütevazi miktar
at the same time thoroughly during patient frank loom suspend fraud evenly set down rules for the sake of requirement alien alien obese let go of vocal chords erase creativity hint disruptive indistinct modest amount
Versiyon 2.0
96
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5264 5265 5266 5267 5268 5269 5270 5271 5272 5273 5274 5275 5276 5277 5278 5279 5280 5281 5282 5283 5284 5285 5286 5287 5288 5289 5290 5291 5292 5293 5294 5295 5296 5297 5298 5299 5300 5301 5302 5303 5304 5305 5306 5307 5308 5309 5310 5311 5312 5313 5314 5315 5316 5317 5318
unequivocal fix nerve at random investigate in public profitable carry on a lot lift in particular charming shape selfish deceit preface even before devaluation humid themselves lane leading economists ingest revenue neutralize melt encourage feast of music ours pioneer pace wilful obvious clearance typical selection interim mighty unappreciated account for effort science of optics cheat reign unethical because of eliminate turn over so…that in association with regrettable long before predator tie feature
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
açık, net (obvious) tespit etmek, kurmak, tamir etmek sinir, sinir teli rastgele (haphazardly ) araştırmak, incelemek (look into) alenen karlı, kar getiren (lucrative) (+Ving) devam etmek, ilerlemek (= keep on) çok kaldırmak, yükseltmek, feshetmek özellikle büyüleyici, muhteşem şekil, şekillendirmek bencil aldatma, kandırma, hile, yalan önsöz, giriş, mukaddeme …den önce bile,…maden önce bile para değerinin düşürülmesi nemli, yaş, ıslak, rutubetli kendileri patika, dar yol/geçit, dar sokak önce gelen iktisatçılar yutmak, mideye indirmek gelir etkisiz duruma getirmek erimek, eritmek cesaretlendirmek müzik şöleni bizimki öncü; öncü olmak, en iyisi olmak hız istekli açık, belli, belirgin (1) mağazayı boşaltma, malları elden çıkarma, tasfiye (2) izin, yeşil ışık tipik seçim geçici (başkan, başbakan vb) (1) güçlü (powerful, prodigious) (2) iri, kocaman (colossal, enormous) takdir edilmemiş açıklamak, izah etmek çaba, gayret optik bilimi aldatmak, kopya çekmek saltanat, hüküm sürmek, egemen olmak ahlaksızca, gayri ahlâkî …den dolayı ortadan kaldırmak, yok etmek (= eradicate) tersini çevirmek (=overturn), teslim etmek, döndürmek öylesine … ki ...ile beraber, ...ile birlikte üzücü, hoşa gitmeyen uzun zaman önce (1) yırtıcı ya da avcı hayvan X prey (2) yağmacı, çapulcu kıravat, bağlamak, düğümlemek özellik (= characteristic)
97
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5319 5320 5321 5322 5323 5324 5325 5326 5327 5328 5329 5330 5331 5332 5333 5334 5335 5336 5337 5338 5339 5340 5341 5342 5343 5344 5345 5346 5347 5348 5349 5350 5351 5352 5353
social order emergence verbal forgetful govern merry abandon vessel whole discretely sensible by-product with a view to her renovate generate adolescence on all fours polish secrete intelligent ambiguous condensation to the delight of so reinforce in that light recreation ignorance be satisfied with sth literature mischievous subsequently go on expensive
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
sosyal düzen ortaya çıkma sözlü unutkan yönetmek, idare etmek, hakim olmak neşeli, mutlu terk etmek, bırakmak (give up, forsake) gemi, tekne, kap, tas, çanak, damar, boru tüm, bütün (=entire) ayrı, farklı mantıklı yan ürün …mek için (+Ving) onun, onu, ona onarmak, yenileştimek, restore etmek meydana getirmek, üretmek gençlik, büyüme çağı(- yaş) dört ayak üzerinde cilalamak, parlatmak salgılamak zeki belirsiz, muğlak, net olmayan (vague, unclear, uncertain) yoğunlaşma, buğulaşma …ın keyfine güçlendirmek çünkü hafif eğlence, dinlenme aktivitesi cehalet …den tatmin olmak edebiyat, kitap, eser yaramaz (unruly) daha sonra devam etmek (= continue) pahalı
5354 distort
(1) (olayın aslını) çarpıtmak, farklı bir anlam yüklemek (misrepresent) (2) (şeklini/biçimini vb) bozmak, tahrif etmek (disfigure)
5355 5356 5357 5358 5359 5360 5361 5362 5363 5364 5365 5366 5367 5368 5369 5370 5371 5372
bir hayli uyarıcı kitlesel üretim yabancı, ecnebi aracılığıyla Yeniçeriler zehirle(n)me kalıp olmak, meydana gelmek ikisi de ….değil uykudan tamamen uyanmış batıl inanış …dığı zaman, ne zaman, ki o zaman zalim, acımasız (merciless, pitiless) tesadüf eseri (fluky, accidental, spontaneous) inşa etmek, yapılandırmak acımasız bir şekilde danışman
considerable stimulant mass production stranger by means of Janissaries poisoning pattern occur neither wide-awake superstition when tyrant coincidental construct brutally consultant
Versiyon 2.0
98
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5373 5374 5375 5376 5377 5378 5379 5380 5381 5382 5383 5384 5385 5386 5387 5388 5389 5390 5391 5392 5393 5394 5395 5396 5397 5398 5399 5400 5401 5402 5403 5404 5405 5406 5407 5408 5409 5410 5411 5412
illustrious carefree privacy by and large peace accord hard–working demand ritual concentration pole under + kral, komutan on the strength of conflict go for unsaturated fats priceless fair accelerate tenant in other words jaw ahead of lucid defect put pressure on distress muscle contraction rewarding elective pretentious in demand social withdrawal persist dismay join in mirthless rear relative your any
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
herkeslere örnek olan meşhur ve ünlü kişi vurdum duymaz (blithe, untroubled, happy-go-lucky) gizlilik herşeyi düşündüğümüzde barış anlaşması çalışkan (1) talep, istek (2) talep etmek, istemek ***in demand revaçta ayin ya da dinsel tören esnasında yapılan, töresel (ceremonial) yoğunlaşma kutup, direk, sırık …komutası/idaresi altında -e dayanarak (delil, teori, kanıt vb ) (1) çatışma, savaş (2) anlaşamama, tartışma ...i seçmek; ...i tercih etmek, beğenmek doymamış yağlar paha biçilmez (1) adil, eşit (2) açık tenli hızlandırmak, ivme kazandırmak *** accelerator gaz pedalı kiracı başka bir deyişle çene …ın önünde/ötesinde akıcı, açık, anlaşılır kusur, defo (= imperfection) …üzerine baskı yapmak (1) tehlike (2) acı, ıstırap kas büzülmesi karşılığını veren, ödüllendiren, tatmin edici seçmeli (ders vb) (optional) gösterişci, böbürlenen, tevazu sahibi olmayan X (modest, humble) revacta, popular sosyal kaçınma ısrarla devam etmek, inat etmek mutsuzluk, korku, endişe katılmak, …de yer almak neşesiz, keyifsiz arka taraf, cephe, sırt, yetiştirmek göreceli, nisbi senin/sizin herhangi bir
5413 acquire
(dil, miras, huy vb) edinmek, kazanmak (obtain, attain) (*She acquired a huge fortune.) (* I acquired Turkish but I learned English in school.)
5414 5415 5416 5417 5418 5419 5420 5421 5422 5423 5424 5425 5426
kolaylaştırmak bağımlılık yapan kırılgan fazla söze gerek yok, tabii ki açlık aşınalık birini bir şeyle suçlamak, itham etmek deniz altı rastsallık gibi davranmak, numara yapmak …ile…arasında ilişki yoksun olmak (lack of: …ın yokluğu) arasıra
ease addictive fragile needless to say starvation familiarly accuse (of) submarine randomness pretend relationship between... and... lack on occasions
Versiyon 2.0
99
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5427 5428 5429 5430 5431 5432 5433 5434 5435 5436 5437 5438 5439 5440 5441 5442 5443 5444 5445 5446 5447 5448 5449 5450 5451 5452 5453 5454 5455 5456 5457 5458 5459 5460 5461 5462 5463 5464 5465 5466 5467 5468 5469 5470 5471 5472 5473 5474 5475 5476 5477 5478 5479 5480 5481
wire ambition characteristics in charge of startling flatmate self-assertive go out fearful for even if close up government promptly yield stretch fraught procedure worthless terrible conduct disparaging show off innovate endemic in touch with religious shaft under guarantee custom on a large scale sheet habit concrete mad the rest of… according to link anxious for entitled (to) treasure in progress valley consistent (with) at least critical to rarely on my/his/her own circumstance hand in hand conquer stir up large-scale some giant urbanized
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
tel, kablo, telgraf, tel/kablo çekmek heves, arzu, istek, gaye, ihtiras, hırs özellikler ...den sorumlu şaşırtıcı, ürkütücü, hayrete düşürücü ev arkadaşı kendine aşırı güvenen (braggart, self-important) dışarı çıkmak, (ışık) sönmek, flört etmek --- için korkan/endişelenen …sa bile kapatmak, yakın çekim yapmak hükümet derhal, hemen verimlilik; ürün vermek; boyun eğmek (+to) (1) uzamak, uzanmak (2) germek (1) dolu, yüklü (burdened) (2) endişeli, kaygılı, gergin (troubled) yol, yöntem, usül, prosedür değersiz (valueless) X worthy korkunç davranış, tavır; uygulamak, yönetmek, iletmek olumsuz, yerici (eleştiri vb) (derogatory, insulting) hava atmak yeni bir şey icat etmek, yenilik getirmek (invent) ...e özgü/mahsus irtibat halinde dindar, dini bütün (pious, devout) dikey boşluk, yarık, çukur, kabza, sap garanti altında gelenek, görenek *** customs gümrük büyük ölçüde çarşaf, örtü, tabaka, yaprak, levha adet, alışkanlık, iptila (1) somut (tangible, solid) (2) beton deli, divane, çılgın, çıldırmış --- nın geri kalanı …e göre halka, bağ, bağlantı, bağlamak hevesli, istekli (1) hak etmiş (2) yetki verilmiş hazine devam etmekte olan vadi tutarlı , uyumlu en azından X at most …için çok önemli/hayati nadiren kendi başıma/başına durum kol kola fethetmek kışkırtmak, harekete geçirmek büyük ölçekli (X small scale) bazı, biraz dev (huge, massive) X (miniature, dwarf) kentleşmiş
100
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5482 5483 5484 5485 5486 5487 5488 5489 5490 5491 5492 5493 5494 5495 5496 5497 5498 5499 5500 5501 5502 5503 5504 5505
sedative yawn sentence ironic take place abuse yard establish mood consultation mummified remains proportional obey naked lurk make room for refusal horizontal alteration useful manufacture scope size seem
externally involve observation
teskin edici, yatıştırıcı (ilaç) esnemek (1) birini hapse/cezaya mahkum etmek (2) cümle (1) çelişkili (2) alaycı, istihzalı (sarcastic, mocking) meydana gelmek, gerçekleşmek suiistimal etmek avlu, yarda(ölçü birimi), iş yeri kurmak, karar vermek, belirlemek ruh hali, moral ***in a bad mood = morali bozuk olmak danışma, meşveret mumyalanmış kalıntılar orantılı uymak, itaat etmek çıplak gizlenmek, pusuya yatmak yer açmak reddetme yatay değişiklik faydalı, yararlı fabrikada üretmek kapsam, saha, faaliyet alanı (1) (insan için) kıyafet bedeni (2) ebat, boyut … gibi görünmek
dışsal olarak (1) dahil etmek (2) gerektirmek gözlem DEYİM
internal in the limelight ultimate ingenious inoffensive bind stimulate incurable caesarean explain take after liver in public
www.dilsem.com
(1) açık, kolayca görülebilir/duyulabilir/farkedilebilir (yalan, hata vb) (2) el ile dokunulabilir, ele gelen (tümör, yumru, şişlik vb)
5506 palpable 5507 5508 5509 5510 5511 5512 5513 5514 5515 5516 5517 5518 5519 5520 5521 5522 5523
0 222 221 41 02
ANLAM içsel çok ilgi ve dikkat çeken nihai, en son (= last, final, eventual) becerikli, maharetli kalp kırıcı ya da gücendirici olmayan bağlamak, sarmak, birleştirmek uyarmak, kamçılamak, teşvik etmek tedavi edilemez hastalık (fatal, immedicable, inoperable) sezeryan açıklamak benzemek (=resemble) karaciğer alenen, açıkça, ulu orta yerde
5524 assume
(1) elinde delil olmadan bir şeyin doğru olduğunu düşünmek veya kabul etmek, farz etmek (conclude) (2) (sorumluluk/vebal vb) üstlenmek, üzerine almak (take on) (* I temporarily assumed the responsibility for her)
5525 5526 5527 5528 5529 5530 5531 5532 5533
hapishane (jail) affetmek, mazeret bir anlamda (1) ısrarlı (2) inatçı, azimli (persevering) derin hali vakti yerinde lüks, zarif, gösterişli (luxurious, elegant) hassas, narin, ince kontrol altında
prison excuse in a sense persistent profound well-to-do posh delicate under control
Versiyon 2.0
101
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5534 5535 5536 5537 5538 5539 5540 5541 5542 5543 5544 5545 5546 5547 5548 5549 5550 5551 5552 5553 5554 5555 5556 5557 5558 5559 5560 5561 5562 5563 5564 5565 5566 5567 5568 5569 5570 5571 5572 5573 5574 5575 5576 5577 5578 5579 5580 5581 5582 5583 5584 5585 5586 5587 5588
by heard go against perpetual mediocre augment objective emotional measles exclusively natural remedy take measure amaze at will turn into coastal blackmail conceivable report rate bone replenishment make up to delightful with/in respect to significantly sink chronic along with sth stand for irreparable injure flawless utilize respective outrageous substance abuse highly innocent sail carry out imaginary recently verdict secret diplomacy progress make a full recovery refugee wave optional exchange rate do well ease side-effect uniformly foreseeable back and forth
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
ezbere (from memory ) - karşı gelmek/aleyhinde olmak (1) kalıcı, ebedi (2) aralıksız, bitmez tükenmez vasat, orta artırmak hedef, tarafsız duygusal (moving, touching kızamık, sadece, yalnızca doğal tedavi önmel almak hayran bırakmak, şaşırtmak istediği zaman dönüştürmek (= change into, convert) sahile ait şantaj yapmak hayal edilebilir rapor etmek oran, hız kemik yenilenmesi yalakalık yapmak zevkli, hoş --- nın açısından, ---- e bakımından (in terms of) önemli ölçüde (= considerably ) (1) batmak (2) lavabo, musluk taşı kronik, geçmek bilmeyen …ile birlikte temsil etmek, simgelemek (= signify, symbolize, represent) tamiri mümkün olmayan (araba, makina vb) yaralamak, zarar vermek, incitmek hatasız, kusursuz (immaculate, perfect) yararlanmak, faydalanmak kendi, herkes kendi, ayrı ayrı korkunç, müthiş, cüretkâr; terbiyesiz, rezilce madde bağımlılığı oldukça, epey (extremely) masum, suçsuz, günahsız, saf, temiz denize açılmak gerçekleştirmek, yapmak hayal ürünü (fictional, fantasy) son zamanlarda juri kararı, karar, hüküm gizli diplomasi ilerleme, ilerlemek tam olarak iyileşmek mülteci, sığınmacı dalga isteğe bağlı döviz oranı iyi gitmek kolaylaştırmak, huzura kavuşmak yan etki benzer bir şekilde önceden görülen ileri geri (hareket)
102
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5589 5590 5591 5592 5593 5594 5595 5596 5597 5598 5599 5600 5601 5602 5603 5604 5605 5606 5607 5608 5609 5610 5611 5612 5613 5614 5615 5616 5617 5618 5619 5620 5621 5622 5623 5624 5625 5626 5627 5628 5629 5630 5631 5632 5633 5634 5635 5636 5637 5638 5639 5640 5641 5642 5643
so far as reward extinction refrain at a loss / profit introspection declare arguable gossip hold clue mirror in fashion tasty crop reluctantly minuscule closely witty pitiable battlefield calendar residual on fire devastate throughout non-existent dementia regard courage blank in debt in proportion to prohibitive contingent pregnancy weather forecaster previous competitive dominate vital importance selective go for take pride in despite clarify thoughtless scholarship already meander emotional solely care for particular spiritual dare
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
…dığı kadarıyla (=as far as) (1) ödül (2) ödüllendirmek *** rewarding: tatmin edici (iş vb) yok olma, soyu/nesli tükenme kaçınmak zararına / karla içgözlem, içebakış ilan etmek, beyan etmek tartışmalı (far from certain, questionable, disputable) dedikodu, dedikodu yapmak ipucu taşımak ayna modaya uygun lezzetli mahsül gönülsüz bir şekilde very small, tiny, infinitesimal yakın bir şekilde nükteli, hazır cevap acıklı hazin, acınacak halde (lamentable, miserable) savaş alanı, mücadele alanı takvim (1) artık, arta kalan (2) kaza/hastalık/ameliyattan sonra kalan iz yanmakta olan (bina vb ) yıkmak, tahrip etmek (destroy) boyunca var olmayan, yok olmuş (absent) X (present) bunama, bunaklık …olarak görmek, düşünmek, kabul etmek cesaret, yiğitlik, mertlik boş, anlamsız (gözler, ifadeler vb) (uncomprehending, impassive) borç içinde ...ile orantılı olarak (1) yasaklayıcı, engelleyici (2) fahiş, aşırı fiyat -e bağlı (dependent, reliant) X (independent) hamilelik, gebelik hava tahmincisi önceki (1) rekabetçi (2) ucuz (reasonable, inexpensive) egemen/baskın olmak, hakim olmak, idaresi altına almak hayati önem seçici almaya gitme, -için dışarı çıkmak gurur duymak …e rağmen (fikir vs)açıklamak, aydınlatmak düşüncesiz, patavatsız, kaba (tactless, rude) bilimsellik, burs zaten, çoktan (1) dolambaçlı yol (2) avare avare dolaşmak duygusal yalnızca, sadece bakmak, ilgilenmek özel, önemli *** in particular: özellikle (1) ruhsal (2) manevi cesaret etmek, cüret etmek
103
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5644 5645 5646 5647 5648 5649 5650 5651 5652 5653 5654 5655 5656 5657 5658 5659 5660 5661 5662 5663 5664 5665 5666 5667 5668 5669 5670 5671 5672 5673 5674 5675 5676 5677 5678 5679 5680 5681 5682 5683 5684 5685 5686 5687 5688 5689 5690 5691 5692 5693 5694 5695 5696 5697 5698
erroneous give in suspension bridge contend bite cut down circumstance conversion humiliate zinc course of action revolutionary faithful to benefit eradicate spongy dismissal multinational task subculture profound vain transitory manage racist replica so-called self-sacrificing conditioned disused blessed (with) in a hurry as...as ever emphasize give back available traumatic disorderly turn up watchful as much as convertible expansive declare operate son-in-law notorious (for) garbage heaps traditional yawn reversal explore devoted (to) wipe out still
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
hatalı, kusurlu, yanlış (flawed) çökmek, yıkılmak, teslim/razı olmak asma köprü ileri sürmek ısırma, (böcek, yılan vs)sokmak kesip devirmek, azaltmak durum, vaziyet, -s koşul, şartlar dönüştürme aşağılamak, rezil etmek, utandırmak (embarrass) çinko eylem planı devrim niteliğinse, devmrim yaratan sadakatli, vefalı yarar, fayda, avantaj, çıkar, kar kökünü kazımak süngerimsi kovma, başından savma çok uluslu görev alt kültür derin boş, nafile, beyhude, faydasız, yararsız geçici, muvakkat (temporary, fleeting, transient) (1) başarmak, üstesinden gelmek (2) yönetmek, idare etmek ırkçı aslına çok benzeyen kopya sözde, sözüm ona fedakar, kendini başkasına adayan (self-denying, altruistic) koşullanmış terkedilmiş, metruk (abandoned, deserted, derelict) güzel bir nimete sahip (güzellik, ses, zeka vb) acele ile şimdiye kadarki kadar… vurgulamak, önemle belirtmek geri vermek, iade etmek mevcut, var olan incitici, yaralayıcı, travmaya neden olan (anı, olay, kaza, darbe vb) düzensiz (muddled, messy, disorganised) sesini açmak, çıkıp gelmek (= show up) dikkatli kadar çok dönüştürülebilir samimi, içten, konuşkan ilan etmek, açıklamak, söylemek işlemek, işlem yapmak, ameliyat etme damat kötü ünlü (infamous) çöp yığınları geleneksel esnemek tersine dönme keşfetmek kendini adamış (dedicated to) yok etmek, öldürmek (=destroy, slaughter, massacre, exterminate, get rid of) hala; yine de
104
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5699 5700 5701 5702 5703 5704 5705 5706 5707 5708 5709 5710 5711 5712 5713 5714 5715 5716 5717 5718 5719 5720 5721 5722 5723 5724 5725 5726 5727 5728 5729 5730 5731 5732 5733 5734 5735 5736 5737 5738 5739 5740 5741 5742 5743 5744 5745 5746 5747 5748 5749 5750 5751 5752 5753
inquiry into feature descend go off deaf in favour of challenge be conducted by suitable for take to in private dam determine hypothermia ferrous attachment on loan at such times distasteful in comparison with conspicuous disappointed flavour titanic independently exceptional considerable at a depth of fall into disrepute confer upon in tears take care of environment practically evident stable dig lock accept in the long run in error responsible attractive about which virologist falsify supernatural in which alarm bitterly cold mean congested distrustful conventional deprived (of)
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
araştırma, soruşturma, inceleme çehre, sima, özellik, vasıf alçalmak, inişe geçmek patlamak, (yiyecek vs)bozulmak sağır lehinde meydan okumak, iddia etmek …tarafından gerçekleştirilmek uygun, müsait (bir yere) gitmek, sığınmak, çıkmak (sahne) özel olarak baraj azmetmek, belirlemek, anlamak ısı kaybı/düşmesi hastalığı demirli eklenti, ek ödünç olarak, borç para / ödünç verilen (kitap, kaset ) böyle zamanlarda zevksiz ...ile kıyaslandığında dikkat çeken, göze çarpan hayal kırıklığa uğramış tat, lezzet, çeşni, üslup muazzam, devasa, çok büyük (gigantic, tremendous, giant) bağımsız bir şekilde istisnai, özel önemli/büyük ölçüde X (negligible) …derinliğinde gözden düşmek vermek, sunmak, bahşetmek ağlamaklı, ağlayan ilgilenmek (look after ) çevre 1-hemen hemen 2-uygun olarak, pratik olarak açık, bariz (obvious) (1) dayanıklı (zemin) (2) istikrarlı, iyi giden (ekonomi) kazmak kilitlemek kabul etmek, razı olmak uzun vadede yanlışlıkla sorumlu, mesul çekici, cazip ki onun hakkında virüs uzmanı (1) hesaplar üzerinde oynamak (2) sahtekarlık yapmak (fake) doğa üstü ki onun içinde, ki onda birini endişelendirmek, korkutmak feci derecede soğuk cimri (1) kalabalık (2) tıkanmış kuşkulu, şüpheyle bakan (disbelieving, suspicious) geleneksel mahrum, yoksun bırakılmış
105
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5754 5755 5756 5757 5758 5759 5760 5761 5762 5763 5764 5765 5766 5767 5768 5769 5770 5771 5772 5773 5774 5775 5776 5777 5778 5779 5780 5781 5782 5783 5784 5785 5786 5787 5788 5789 5790 5791 5792 5793 5794 5795 5796 5797 5798 5799 5800 5801 5802 5803 5804 5805 5806 5807 5808
solar and out of place centenarians mark fasten suitably moderate noteworthy metaphor unseasonable article on sth obstinate turn upon be intrigued by incessant interaction (with) contradictory consult on sth cosmic prevalent recall obtain reckless thrill postnatal treacherous rightly fear in answer to in tears brew complacent remain out of tune alert reliably erect appreciate fabricate homicide so…as… on the whole turn into sth hint coarse jeopardy lecture out of practice apparent by order of ripe headline have a look at resourceful
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
güneşle ilgili ve yanlış yere koymak yüz yaşından fazla yaşayanlar işaret, alamet bağlamak, (düğme vs) iliklemek uygun bir şekilde ılımlı dikkate değeri kayda değer mecaz, benzetme mevsimsiz, zamansız, yersiz …üzerine makale inatçı bağlı olmak, saldırmak …den kafası karışmak, şaşırmak aralıksız, sürekli etkileşim çelişkili, tutarsız, kendini yalancı çıkaran (inconsistent) …hakkında danışmak evrensel, kozmik yaygın hatırlamak edinmek, elde etmek, temin etmek dikkatsiz, pervasız (irresponsible, thoughtless) heyecanlandırmak, tesir etmek doğum sonrası, doğumu izleyen hain, dönek (perfidious, unfaithful, disloyal) (2) kaygan (yol) haklı olarak korkmak ...e cevap olarak gözyaşları içinde demlemek, için için kaynamak, fokurdamak halinden memnun kalmak, beklemek, arta/elde kalmak sesi bozuk uyanık, göz açık (attentive, watchful, vigilant) güvenilir bir şekilde dik, dikmek, bina inşa etmek takdir etmek, değer biçmek, --- den memnun olmak (1) uydurmak (make up) (2) (raf vb) monte etmek (put up) cinayet, adam öldürme ….kadar… (olumsuz cümle) genel olarak …e dönüştürmek ima etmek kaba, pürüzlü tehlike konuşma, konferans (+on) elini eteğini çekmek / antrenmansız olmak görünür, açık, besbelli, aşikar emriyle olgun (meyve) başlık, manşet, manşetten vermek göz atmak (take a look at ) maharetli, kabiliyetli
106
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5809 5810 5811 5812 5813 5814 5815 5816 5817 5818 5819 5820 5821 5822 5823 5824 5825 5826 5827 5828 5829 5830 5831 5832 5833 5834 5835 5836 5837 5838 5839
fit proposal continuously indisputable wastefully literary disputable crudely famine tonnage beloved painstaking in a jiffy device effectively cold-blooded sewage assertive enhancement episode self-possessed discreet lie in ambush share anyone infrared incidence slip into undertake grant realize
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
uymak, yakışmak, uygun, yakışır teklif sürekli bir şekilde tartışılmaz, kesin (undebatable, unquestionable) savurgan bir şekilde edebi, gösterişli tartışmalı ham bir şekilde kıtlık yük kapasitesi sevgili, hazret çok titiz, kılı kırk yaran (hair-splitting, meticulous, scrupulous) çok yakında aygıt, araç etkili bir şekilde soğuk kanlı (unemotional, premeditated) (olumsuz anlamda) lağım, kanalizasyon iddialı, hak savunan, kendine güvenen(pushy, self-confident, forceful) yükseltme, artırma, çoğaltma (improvement, enrichment) bölüm, vaka, nöbet (hastalık) vakur, ağırbaşlı, soğukkanlı (composed) temkinli, dikkatli ve nazik pusuya yatmak pay, paylaşmak, paylaştırmak herhangi bir kimse kızıl ötesi olay …içine doğru kaymak (zor ve üzün sürebilecek bir işi) üstlenmek, sorumluluğunu almak vermek, bahşetmek farkına varmak, gerçekleştirmek
5840 adopt
(1) evlat edinmek (take up) (2) (önlem, tedbir vb) almak (adopt measure) (3) (başkasına ait bir şeyi) benimsemek (dil, din vb)
5841 5842 5843 5844 5845 5846 5847 5848 5849 5850 5851 5852 5853 5854 5855 5856 5857 5858 5859 5860 5861 5862
saygılı bir şekilde kesin olmayan (sonuç vb) (obscure, equivocal) teşhis etmek, tanı koymak takip etmek (follow, chase) ***in pursuit of: ---nın peşinde sıçramak, zıplamak, sekmek yaymak, çıkarmak, saçmak (= give off, send out, emit, discharge, give out) tıbbi, şifalı …den kaçınmak (= abstain from, refrain from, keep away from) haklı çıkarmak, temize çıkarmak fermuar yaralı bir yerde su toplanması çok geçmeden, kısa süre önce=soon okur yazarlık dilim, bölüm, parça, kısım, kesim feryat figan, çığlık …i dört gözle beklemek ticari meraklı, ilgili (interested in) ikna etmek düzenli dehşet saçmak, yıldırmak, sindirmek belli belirsiz; kolay farkedilmeyen
respectfully inconclusive diagnose pursue skip give off medicinal avoid justify zip abscess before long literacy segment outcry look forward to commercial concerned (with) convince s.o. that in order terrorize subtle
Versiyon 2.0
107
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5863 5864 5865 5866 5867 5868 5869 5870 5871 5872 5873 5874 5875 5876 5877 5878 5879 5880 5881 5882 5883 5884 5885 5886 5887 5888 5889 5890 5891 5892 5893 5894 5895 5896 5897 5898 5899 5900 5901 5902 5903 5904 5905 5906 5907 5908 5909 5910 5911 5912 5913 5914 5915 5916 5917
comparatively illegal picky rely on under age fibre durable marine sustainability anxiety slight guarantee most of all assess greatly vulnerable to recognize pay a compliment to meeting point for yield incubation period remark development on account of frustrated at large bear post demonstrative improve addict widen bring down detest abstract setback make decision objectively progress per capita grant pneumonia accomplice hopefully hold extroverted pathway gossip swollen successful other pitiless mainly judge decipher
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
nispeten yasadışı, gayri meşru çok çabuk kavrayan, anlatılanları hemen kapan (öğrenci vb) (brilliant) güvenmek, bel bağlamak (= depen on, count on, have faith in) yaşı küçük lif, iplik, ince tel dayanıklı, sağlam (robust, tough, stable) X (flimsy) denize ait, bahriyeli sürdürülebilirlik kaygı, endişe azıcık, pek az, biraz, önemsiz, zayıf garanti etmek hepsinden öte değerlendirmek büyük ölçüde kolay incinir, hassas (daha önce gördüğü birini veya bir şeyi gördüğünde) tanımak iltifat etmek …için buluşma noktası (1) ürün meyve vermek (2) ürün kazanç kuluçka dönemi işaret etmek gelişme, gelişim ...den dolayı düş kırıklığına uğramış ve kızmış kaçak / çoğunlukla doğurmak, (meyve)vermek, ayı kazık, sütun, makam, polis noktası duygularını dışarı vuran geliştirmek, inkişaf etmek bağımlı, tiryaki *** drug addict eroin bağımlısı genişle(t)mek aşağı indirmek, düşürmek, yönetimi devirmek iğrenmek, tiksinmek, nefret etmek (1) makale özeti (2) soyut (intangible) X concrete (tangible) somut engel, aksilik, terslik karar vermek tarafsız bir şekilde ilerleme (= advancement) kişi başına vermek, bahşetmek (burs, bağış vb) zatürre suç ortağı (co-inspirator, partner in crime) inşallah tutmak içine kapanık olmayan kişi (sociable, outgoing) X (introverted) patika, yol dedikodu, dedikodu etmek şişmiş (swell=şişmek) başarılı başka acımasız, merhametsiz (merciless) çoğunlukla yargılamak şifresini çözmek
108
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5918 5919 5920 5921 5922 5923 5924 5925 5926 5927 5928 5929 5930 5931 5932 5933 5934 5935 5936 5937 5938 5939 5940 5941 5942 5943 5944 5945 5946 5947 5948 5949 5950 5951 5952 5953 5954 5955 5956 5957 5958 5959 5960 5961 5962 5963 5964 5965 5966 5967 5968 5969 5970 5971 5972
in contrast beneath notice self-centred mainstream skeleton make sense of dormant swift existing outspoken court mysterious flora lawn miraculous water vapour insulator vast well-fed preventably violence exploit whereas threat contemporary assist somebody in something improbable remotely hay fever non-parametric cubic centimeter enemy in debt emerging economies curable it happens to me that emit contradiction hardship explanatory human genome throw into binding hiker teem with life have an effect/impact on/upon harmony appropriate compulsively fall easy prey to at the time perceive tissue wall remind equitable
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
aksine önemsiz bencil (selfish, self-indulgent, self-seeking) pek çok kişi tarafından kabul gören inanış veya düşünce iskelet anlamak (understand ) (1) sönmüş (volkan) (2) kış uykusuna yatmış (hayvan) çabuk, acele var olan dobra, harbi, açık sözlü (straightforward, direct, candid) avlu, kort, mahkeme, duruşma gizemli bitkiler alemi çimenlik, çayır çimen mucizevi su buharı yalıtkan büyük, engin, muazzam (immense, tremendous, huge) iyi beslenen önlenebilir bir şekilde şiddet, tecavüz, saldırı, zorbalık sömürmek oysa, …e rağmen tehdit çağdaş birine bir konuda yardım etmek imkansız (unlikely, implausible) uzak bir şekilde saman nezlesi, bahar nezlesi değişkene bağlı olmayan santimetre küp düşman, hasım borç içinde gelişen ekonomiler tedavisi mümkün (hastalık vb) bana öyle geliyor ki (gaz, ısı, ışık vb.) yaymak, çıkarmak tezat, çelişki zorluk açıklayıcı, betimleyici (descriptive) insan gen haritası içine atmak/dökmek/boşaltmak bağlayıcı, uyulması zorunlu (compulsory, obligatory) kır yürüyüşü yapan kişi yaşam ile dolu olmak etkilemek, üzerinde etkisi olmak denge, muvazene uygun istemdişı bir şekilde …e kolay yem olmak o vakitlerde algılamak doku duvarı hatırlatmak makul, akla yatkın
109
14.5.2013
www.seyfihoca.com
5973 5974 5975 5976 5977 5978 5979 5980 5981 5982 5983 5984 5985 5986 5987 5988 5989 5990 5991 5992 5993 5994 5995 5996 5997 5998 5999 6000 6001 6002 6003 6004 6005 6006 6007 6008 6009 6010 6011 6012 6013 6014 6015 6016 6017 6018 6019 6020 6021 6022 6023 6024 6025 6026 6027
assert its authority citizen retail quantity consciously ceaseless inferior to irresponsible distinguished reject noticeable testimony merit try on base surprisingly anticipate familiar visualize fascinate fracture tentative comment deserve menial jobs insignificant naughty vandalize alive tranquil theirs assertively debris at liberty suppose (that) get across outside spherical taxpayer incalculable design synthetically nuclear power reliant on out of practice keep on eye on difference faint bring off on the point of branch spillage concept degenerate penalize
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
otoritesini ortaya koymak vatandaş *** Citizenship Vatandaşlık parakende satmak nicelik, çokluk bilinli bir şekilde aralıksız, durmadan (non-stop) aşağı, ikinci derece, rütbe, daha küçük sorumsuz (= carefree) seçkin, saygın, değerli reddetmek fark edilebilir (obvious) şahitlik, bildiri, açıklama, beyanat değer, kıymet, meziyet, fazilet (elbise) denemek, prova etmek taban, kaide, esas, temel, zemin şaşırtıcı bir şekilde sezmek, tahmin etmek, ummak aşina görselleştirmek büyülemek kırılmak, çatlamak (kemik, kolon vb) deneme niteliğinde yorum yapmak, yorum hak etmek, layık olmak erkeklere özgü işler önemsiz yaramaz (= mischievous, misbehaved) sebepsiz yere kırıp dökmek/yakıp yıkmak canlı, yaşayan, diri, hayatta sakin, huzurlu (restful, peaceful, calm) onlarınki iddialı bir şekilde enkaz, yıkıntı, harabe serbest, yapmaya izinli farzet ki … sa anlatmak; açıklamak (= put over) dış küre şeklinde vergi ödeyen ölçülemeyecek kadar büyük tasarlamak, dizayn etmek yapay olarak nükleer güç …e bağlı, …e güvenen antrenmansız göz kulak olmak fark (1) bayılmak (pass out) (2) solgun (ses, renk vb) başarmak, başarıyla yapmak, zorluğa rağmen başarmak (= pull off, attain) --- mek üzere olmak (be about to do) branş, dal (yere vb) dökülen şey, döküntü (su vb) kavram bozulmuş, yozlaşmış cezalandırmak (punish)
110
14.5.2013
www.seyfihoca.com
6028 6029 6030 6031 6032 6033 6034 6035 6036 6037 6038 6039 6040 6041 6042 6043 6044 6045 6046 6047 6048 6049 6050 6051 6052 6053 6054 6055 6056 6057 6058 6059 6060 6061 6062 6063 6064 6065 6066 6067 6068 6069 6070 6071 6072 6073 6074 6075 6076 6077 6078 6079 6080 6081 6082
officious historically provocative /provoking target nutritious reef notify pressure abominable probably currency intensively pavement go into effect cost live snore imitate in prospect beneficial effect break away from pick up engaging stories instantaneously set aside fame inflate gallon short-term unpardonable probability inefficiency three-dimensional chest contribute to pure radiation bend ripen proportion to turn in improbable specialize in sympathy entrance in ink harsh illicit convict of plausibly helpless reliable absorption inquisitive stroll transmission
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
iş güzar, çok bilmiş, herkesin işine burnunu sokan tarihsel olarak kışkırtıcı, tahrik edici, çileden çıkarıcı hedef, nişan, alamet besleyici, besin değeri yüksek (nourishing, wholesome) sığ kayalık, resif işaret etmek, dikkatini çekmek baskı, basınç ***under pressure: baskı altında iğrenç, tiksindirici (monstrous, detestable) muhtemelen (= possibly) döviz yoğun bir şekilde kaldırım (side-walk) yürürlüğe girmek yaşama mal olmak horlamak, horlama öykülemek, taklit etmek ufukta, görünürde, beklenmekte yararlı etki …den kaçmak, ilişkiyi kesmek kaldırmak, kazanmak, elde etmek sürükleyici hikayeler anlık, bir anda olan, aniden (immediately, instantly) bir kenara koymak/ayırmak ün, nam, şöhret şişirmek, zam yapmak 4.546 veya 3.785 litreye eşit sıvı ölçüm birimi kısa vadeli affedilmez (unforgivable) olasılık verimsizlik üç boyutlu göğüs katkıda bulunmak saf, berrak (su vb) ışıma eğmek, bükmek, kıvırmak olgunlaşmak …ile orantılı (yetkili kişiye) teslim etmek olası olmayan …de uzmanlaşmak anlayış gösterme, empati giriş mürekkeple acımasız, sert (= bitter, severe) (1) haram (2) yasak, yasa dışı …den suçlu olmak, mahkum olmak mantıklı bir şekilde çaresiz güvenilir emilim, emme meraklı (curious) ağır ağır dolaşmak (go for a stroll: dolaşmaya çıkmak) geçirme, iletme, yayma; yayın
111
14.5.2013
www.seyfihoca.com
6083 6084 6085 6086 6087 6088 6089 6090 6091 6092 6093 6094 6095 6096 6097 6098 6099 6100 6101 6102 6103 6104 6105 6106 6107 6108 6109 6110 6111 6112 6113 6114 6115 6116 6117 6118 6119 6120 6121 6122 6123 6124 6125 6126 6127 6128 6129 6130 6131 6132 6133 6134 6135 6136 6137
jail as + sıfat/zarf + as… anti-consumer how much plain common hollow so as to die out set out modest mostly value burn consecutively substance sturdy in love with hinder prisoner gemstone osteoclast diversion look into forceful sufficient appreciation eminent adamant more and more broad retire inaudible usefully move off ambiguous delicious completely mayor correct in pale peace and quiet belligerent antidote draw up competent lately tidy by accident relieved soil year by year respond harvest underline
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
hapishane, cezaevi, tutuk evi …kadar… tüketici karşıtı ne kadar çok (1) düz, sade (2) ova, düzlük ortak, yaygın oyuk, boşluk (ağaç kovuğu vb) *** hollow promise boş vaat …mek için (+V1) nesli tükenmek, yok olmak yola çıkmak (=set off) mütevazi (X arrogant, conceited) çoğunlukla kıymet, değer (1) yakmak (2) yanmak artarda madde dayanıklı ... e aşık (1) engel, mani (2) engel olmak, mani olmak mahkum değerli taş kemiği içten yine hücre yönünü değiştirme, sapma araştırmak, incelemek (1) güçlü, zorlu (2) etkili, ikna edici yeterli (adequate) takdir etme ünlü, seçkin (= prominent, renowned) (1)inatçı, çabuk pes etmeyen (unyielding, unwavering) (2) çok dayanıklı giderek daha fazla geniş emekliye ayrılmak duyulamaz, işitilemez (ses vb) yararlı bir şekilde harekete geçmek, kalkmak, uzaklaşmak anlaşılması güç, muğlak lezzetli (tasty) tamamen, bütünüyle (entirely) belediye başkanı/reisi …açısından doğru soluk, solgun, mat, donuk, açık(renk) huzur ve sükunet (1) kavgacı, hırçın (aggressive, quarrelsome) (2) savaş içindeki ülke panzehir (anti-toxic) düzenlemek, hazırlamak, yazmak becerikli, usta son zamanlarda düzenli, tertipli (orderly) kazara, tesadüfen rahatlamış toprak, ülke, memleket yıl be yıl yanıtlamak, cevaplamak hasat, ürün toplama altını çizmek
112
14.5.2013
www.seyfihoca.com
6138 6139 6140 6141 6142 6143 6144 6145 6146 6147 6148 6149 6150 6151 6152 6153
one to three recovery ward essential elsewhere genre not ... but… extinct work at by reason of jeopardize in the flesh out of place fuse ladder queue separate into
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
bir ila üç iyileşme koğuşu çok önemli (vital, crucial) başka yer(de) tür, çeşit, nevi (type, sort) …değil… nesli tükenmiş ... için emek harcamak, için çaba göstermek ...den dolayı tehlikeye atmak (endanger, imperil) bizzat yersiz / yeri yok birleş(tir)mek, kaynaş(tır)mak merdiven, el merdiveni kuyruk, sıra …e ayrıştırmak
6154 acute
(duyum ve düşünce için) keskin (keen, sharp) (2) aniden fenalaşan (hastalık vb için ) (3) şiddetli, ağrılı (severe)
6155 6156 6157 6158 6159 6160 6161 6162 6163 6164 6165 6166 6167 6168 6169 6170 6171 6172 6173 6174 6175 6176 6177 6178 6179 6180 6181 6182 6183 6184 6185 6186 6187 6188 6189 6190 6191
yorgun, bitkin, kayıtsız (exhausted) sel, taşkın, akın etmek, su basması haznedar, sayman, kasadar uygun olarak (suitably) tanıtmak, tanıştırmak, piyasaya sunmak yaşamı tehdit eden hastalık bir metni inceleyip üzerindeki yanlışları düzeltmek sıtma eş, akran, denk, uymak esrarengiz, mistik şimdiye kadar, o ana kadar …e kestirme yol (1) kötü huylu (tümör, kanser vb) (2) kötü niyetli firavun giderek, gittikçe haklı göstermek/çıkarmak karşılıksız görünüş bezelye sigorta işlevsel bozukluklar çift …kisvesi/görüntüsü altında sıradışı, nadir, alışık olunmayan kaçak avlanma televizyonda önemli, ciddi (crucial, essential) korumak olması muhtemel bir olay (yenilgi vb) (pending, coming up) ünlü, meşhur (notable) etkili …e karşı koruma sinsi, içten pazarlıklı (sneaky, sly) basitleştirmek, sadeleştirmek büyütmek çayır, otlak, mera (pasture) şüphelenmek
listless flood treasurer appropriately introduce life-threatening condition proofread malaria match mystified ever short cut to swhr malignant pharaoh progressively justify for nothing appearance pea insurance functional deficits couple under the pretence of unusual poaching on television momentous protect imminent reputable effective protection against sth insidious simplify magnify meadow doubt
Versiyon 2.0
113
14.5.2013
www.seyfihoca.com
6192 6193 6194 6195 6196 6197 6198 6199 6200 6201 6202 6203 6204 6205 6206 6207 6208 6209 6210 6211 6212 6213 6214 6215 6216 6217 6218 6219 6220 6221 6222 6223 6224 6225 6226 6227 6228 6229 6230 6231 6232 6233 6234 6235 6236 6237 6238 6239 6240 6241 6242 6243 6244 6245 6246
ordeal ancestor out of season lucrative relief deficient variety produce end up offset appetite ingeniously unconscious pessimism obligation exposure to under guarantee on foot sting persecute human hideously deputy at the most guess make a living vaguely reveal give birth to mere without delay relatively take back remnant determined it occurs to me that excavate turn back serve extravagant reduce ardent state in an effort to mode respectively consent solution delete interpretation desolate compensation for instant of all bargain prices
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
belâ, büyük eziyet/sıkıntı ata, cet turfanda karlı, kar getiren (profitable) rahatlama, ferahlama ***relief work: afet kurtarma ekibi yetersiz, eksik, noksan çeşitlilik üretmek, imal etmek kendini bir yerde/durumda bulmak, sonunda ... e/a varmak dengelemek, dengede tutmak/olmak iştah, arzu, heves dahice bilinçsiz kötümserlik ***pessimist: kötümser ***optimist: iyimser zorunluluk, mecburiyet …e maruz kalma garanti altında yürüyerek (by walk) (arı/akrep)sokmak, (iğne vs)batırmak zulmetmek, işkence/eza etmek insani, insanca, beşeri çirkin bir şekilde milletvekili, yardımcı en çok tahmin etmek geçinmek belirsiz bir şekilde açıklamak, ifşa etmek doğurmak, doğum yapmak sırf, sadece, daha, henüz, saf, salt hemen, gecikmeden (immediately ) nispeten, oldukça (= comparatively) eskilere götürmek, sözünü geri almak arta kalan, atık, bakiye kararlı bana öyle geliyor ki kazı yapmak geri dönmek/çevirmek hizmet etmek, (lokntada)servis yapmak müsrif , israfçı azaltmak ateşli, gayretli, hevesli (enthusiastic, passionate, fervent) ifade etmek; durum; devlet in an attempt to in order to --- mek amacıyla bir şeyi yapma biçimi/şekli/tarzı/yolu sırasıyla, her biri ayrı ayrı olarak (1) razı olmak (2) izin, rıza (permission) çözüm silmek, bozmak, (metinden)çıkarma yorum, çeviri ıssız, kuş uçmaz kervan geçmez (1) tazminat ödemek (2) telafi etmek çok kısa zaman, an, ani, acil, ivedi hepsinin içinde kelepir fiyatlar
114
14.5.2013
www.seyfihoca.com
6247 6248 6249 6250 6251 6252 6253 6254 6255 6256 6257 6258 6259 6260 6261 6262 6263 6264 6265 6266 6267 6268 6269 6270 6271 6272 6273 6274 6275 6276 6277 6278 6279 6280 6281 6282 6283 6284 6285 6286 6287 6288 6289 6290 6291 6292 6293 6294 6295 6296 6297 6298 6299 6300 6301
member lenient unnecessary be convicted of make sense of desire for relevantly deceive switch off weapon keep pace with confess on the grounds that by accident plenty of no longer look up to look forward metaphorical under the influence of pay off offend play down culprit sharp trade heighten multidisciplinary predict possession still loss of blood fade distress fluent see off right to the end of scale quote respectability memorize crop cultivation willing go down distinctly because graveyard kid condition endanger miracle likewise notice encouragement constitute
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
üye, aza merhametli, şefkatli (tenderly, merciful) gereksiz (= dispensable, superfluous) mahkûm etmek, suçlu bulmak anlamlı olmak, anlamak …için arzu ilgili bir şekilde aldatmak, dolandırmak kapatmak silah hızına yetişmek (=keep up with, catch up with) itiraf etmek, günah çıkarmak …ması gerekçesiyle kazayla bol miktarda artık (= no more) …e saygı duymak, hayranlık beslemek dört gözle beklemek mecazi anlamda ...ın etkisi altında borcunu ödeyip bitirmek, parasını verip kovmak (1) gücendirmek, kırmak (2) (hafif) suç işlemek küçümsemek, olduğundan daha önemsiz görmek (= downplay, understate) sanık, suçlu, ele başı (offender, perpetrator) keskin ticaret yükseltmek birden çok bilim dalını ilgilendiren önceden tahmin etmek/sezmek eşya, mal mülk durgun, sakin, hareketsiz, imbik kan kaybı solmak, sönmek mutsuz etmek, üzmek akıcı (dil vb) uğurlamak tam…ın sonuna kadar balık pulu, -s terazi pay, hisse, miktar, kontenjan, kota saygınlık ezberlemek, hafızaya almak ürün yetiştirme gönüllü , hevesli batmak, dibe inmek, düşmek, yıkılmak farklı bir biçimde …dığı için, çünkü mezarlık (cemetery) oğlak, çocuk, takılmak, şaka yapmak durum, hal / koşul, şart tehlikeye atmak mucize, harika, keramet benzer şekilde (1) ilan (2) fark etmek teşvik oluşturmak, teşkil etmek, tayin etmek
115
14.5.2013
www.seyfihoca.com
6302 6303 6304 6305 6306 6307 6308 6309 6310 6311 6312 6313 6314 6315 6316 6317 6318 6319 6320 6321 6322 6323 6324 6325 6326 6327 6328 6329 6330 6331 6332 6333 6334 6335 6336 6337 6338 6339 6340 6341 6342 6343 6344 6345 6346 6347 6348 6349 6350 6351 6352 6353 6354 6355 6356
obstruction fundamental controversy oral surgery prophet rehearsal equality close down faithful mortal conscientiously outside assistance thrive well by chance break out of quit decadently profit prosperous rejection with / in reference to immensely considerable inherit assessment malady stringent separation gap fall into disrepute without fail short-sighted permafrost vary intangible increase in sth pile foundation meet surgery dreadful hip fracture single beat around the bush harmonious pass out exploitation grateful precisely consistent results destination intimidated comprehensive range burial
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
engel, tıkanma temel, asıl, esas, öz, ana tartışma, anlaşmazlık ağız cerrahisi (1) peygamber (2) kahin prova eşitlik (parity, fairness) kapatmak (işyerini), faaliyetine son vermek (= stop trading) sadakatli, güvenilir (loyal, unfaltering) ölümlü, fani vicdanlı bir şekilde dış yardım gelişmek, serpilmek iyi tesadüfen …den kaçmak bırakmak, son vermek, vazgeçmek itibar kaybederek kâr, kazanç (= gain) (1) zengin, serveti bol (2) başarılı, işleri yolunda çok iyi giden ret, kabul etmeme (refusal) ile ilişkili olarak olağanüstü bir şekilde dikkate değer, önemli miras almak değerlendirme hastalık (kural) uyulması zorunlu ayrılma aralık, mesafe, görüş ayrılığı gözden düşmek aralıksız, fire vermeden (1) miyop, yakını görebilen, uzağı seçemeyen (2) dar görüşlü sürekli olarak donmuş olan tabaka değişmek, çeşitlilik göstermek (=differ, range) soyut (abstract) …de artış kazık temel (1) (ihtiyaç, talep vb) karşılamak (2) tanışmak (3) (bir yolcuyu) karşılamak ameliyat korkunç (frightful) kalça kırığı tek, bekar bin dereden su getirmek (1) uyumlu (tuneful) (2) içten, samimi (friendly, cordial) bayılmak (= faint, pass out, knock out, black out) sömürme, istismar minnettar (thankful) tam olarak (= exactly) tutarlı sonuçlar hedef, varılacak yer gözü korkmuş (inhibited) kapsamlı alan, bölge, mıntıka, poligon gömü, gömme
116
14.5.2013
www.seyfihoca.com
6357 6358 6359 6360 6361 6362 6363 6364 6365 6366 6367 6368 6369 6370 6371 6372 6373 6374 6375 6376 6377 6378 6379 6380 6381 6382 6383 6384 6385 6386 6387 6388 6389 6390 6391 6392 6393 6394 6395 6396 6397 6398 6399 6400 6401 6402 6403 6404 6405 6406
principally insist (on) host biased (against) repeat whistle for once arrogant restless by no means junction inaccessible but rather client at the present rate posit native in the hope of such as occasion threaten exhale useful regulation lung cancer violent exhaustive and then far-fetched mistrust shameless disposition decomposed incapable of keep ahead of resolve happen to so controversial in return intricate longevity consentient on opposition unusual on the whole devious make their way cross out and so innocent (of)
Versiyon 2.0
0 222 221 41 02
www.dilsem.com
başlıca, genellikle, özellikle ısrar etmek (persist in) ev sahipliği yapmak, konakçı ön yargılı, fikri sabit sahibi (prejudiced) tekrar etmek ıslık çalmak ilk defa kibirli huzursuz asla, hiçbir şekilde birleştirme, bitişme, kavşak, yol ayrımı ulaşılmaz, erişilmez (hem insan hem de nesneler için kullanılır) fakat daha ziyade müvekkil, alıcı, müşteri, yanaşma şu anki hızla önermek, var saymak, öne sürmek yerli .... umuduyla örneğin, gibi uygun durum, vesile, fırsat tehdit etmek (= menace) nefes vermek yararlı düzenleme akciğer kanseri şiddetli kapsamlı, geniş (comprehensive, elaborate, thorough) ve daha sonra uydurma, inanılması zor (unbelievable, improbable, implausible) güvensizlik yüzsüz, küstah (brazen, abashed, barefaced, insolent ) karakter, eğilim çürümüş (decayed, rotten) C (fresh) kabiliyetsiz, yeteneksiz (unskillful) önünde gitmek (1) çözmek (sort out) (2) karar vermek başına gelmek, tecrübe etmek tartışmalı karşılık olarak karmakarışık, dolambaçlı uzun yaşam …ile uyumlu olarak karşıtlık, muhalefet, zıtlık sıra dışı, alışılmamış (extraordinary, exceptional) genel olarak hilekar, düzenbaz (deceitful, wily, tricky) ilerlemek üstünü çizmek, silmek (delete) ve böylece masum
117
14.5.2013