i
ill Pmii
\mWi
Hn is
h
m
ITARSiZMtlT
Imkansizi islemek!
TARIHI EEHBIi:
T 1
If
11/
ll 01 11
**kH««
a II
1
11
—
*
IMGE ibevi
|
Peter Marshall
Anar§izmin Tarihi tmkansizi htemek
C^eviren
Yavuz Alogan
I
IMGE kitabevi
Igindekiler
&
Te§ekkur
11
Giris
13
BOLUM 1
BIR: Teoride Anarjizm
Anar§i lrmagi
2Toplum
ve Devlet
3 0zgurlukve
BOLOM
iKI:
E§iilik
Anar$izmin Onculeri
4 Taoizm ve Buddhizm
....23
25 37 71
93 95
5Grekler 6 Hiristiyanhk
113
7 0rtacag
139
8
153
tngiliz
Devrimi
9 Fransiz Ronesansi ve Aydinlanma 10 tngiliz Aydinlanmasi
123
171
199
K
Anar$iz*nin Tarihi
ISOI
I
I
l-imihiz
A man
I
213
Ikiyuk Liberterler
IK,.:
215
iberterleri
l.iberterleri
229
3 Ingiliz l.iberterleri
243
12 I
DM
14
I
American
BOLUM DORT: 15 William
16
267
Liberterleri
Klasik Anarsist Dusuniirler
Godwin: Diizen Asigi
Max Stirner:
Bilincli Egoist..
...
279 281 319
17 Pierre-Joseph Proudhon: Yoksullugun Filozofu
339
18 Michael Bakunin: Ozgurluk Fanatigi
377 439
19 Peter Kropotkin: Evrimci Bir Devrimci
20 Elisee Rectus: Ozgurliigun Cogralyacisi 21 Errico Malatesta: Devrimin Etektrikcisi
22 Leo Tolstoy: Barisin Kontu
23 Amerikan 24
Emma
Bireycileri ve Komunistleri
Goldman: En Tehlikeli Kadin
479 487 509 537 553
25 Alman Komunistleri
571
26 Mohandas Gandi: Kibar Devrimci
587
BOLUM
597
BE§:EylemdeAnarsizm
34Asya
599 619 629 649 663 685 695 715
BOLUM ALTL Modern Anarsizm
737
35 Yerti Sol ve Kai si-Kiiltur 36 Yeni Sag ve Anarko-Kapitalizm.
739 765
27 Fransa 28
Italya
29 Ispanya 30 Rusya ve Ukrayna. 31
KuzeyAvrapa
32 Birlesik Devktler
..
33 Latin Amerika
tqindehiler
37 Modern Liberterler
775
38 Modern Anarsistler 39 Murray Bookchin ve Ozgurttigiin
803 823
B0LUM
YED1: Anarsizmin Mirasi
Ekolojisi
851
Araclar.....
853
41 Anarsizmin Gecerliligi
871
40 Amaclar ve
Secilmis.
Dizin
Kaynak^a
905 941
Te§ekkur
&
Bu
eserin ge^itli bolumlerine iliskin
yonimlanndan oturu, Hei-
ner Becker, John Clark, John Crump, Caroline Cahm, David Go-
od way, Carl Levy, merhum Geoffrey Ostergaard, Hans Ramaer ve Vernon Richards' a te$ekkur ediyorum. Tom Cahill ve Graham Kelsey, bana malzeme saglama inceligini gosterdiler. Yillar once anarsist fikirler tarihine duydugum ilgiyi John Burrow'a borgluyum. Vurgulanni ya da yorumlanni her zaman paylasmasam da, Paul Avrich, Daniel Guerin, James Joll, Jean Maitron, Max Nettlau ve George Woodcock 'un anarsizm tarihine iliskin oncu eserlerinden cok yararlandim. Kitabin yayima hazirlanisj sirasinda Philip
Gawyn
Jones'un yaptigi editoryal lavsiyeler her
zaman zekice ve
isabetli
olmugtur.
Gerek National Library of Wales'in, gerekse British Library'nin yoneticilerine ve Coleg Harlech, University College of North Wales ve University of London'vn kutuphane gdrevlilerine, arastvrmalanmi kolayla§tirdiklan icin tesekkur ediyorum.
"Anarsizm" denilen imkansiz bir sey uzerinde yaptigim galisma, cocuklarim
Dylan ve Emily'i sasirtmi$, ancak
lemde yapici anarsinin
ikisi
de ey-
esinleyici bir ornegini vermisjerdir.
Ada-
konusunda uyanmami saglayan ilk kisiye, annem Vera'ya minnettanm, Kardesim Michael bana her zaman destek let
ve
esitlik
Anarsizmin Tarihi
12
olmusitir Ozellikle, bu
uzun arastirma boyunca beni
siirekli ce-
saretlei!dirdi£i vc
etmeliyim.
Ona
yardimci oldugu icin jenny Zobel'e tesekkur neler borclu oldugumu sadece o bilir. Nihayet,
dostlarun Uichard Feesey, Jeremy Gane, vid Lea
bana
Graham Hancock, Da-
vcjohn Schlapobersky, bu gorevi tamamlayabilmem
farkli
icin
bicimlerde destek olmusfardir.
Peter Marshall,
Temmuz
1991
Giri§
Anarsi terordur; uygarligi yikmak isteyen ve bunun icin
bomba
umutsuzlann ogretisidir. Anarsi kaostur; kanunun ve diizenin cdkiiigu, insamn yikici tuikulan gemi aziya aldigi zaman ortaya sikar. Anarsi nihilizmdir; butun ahlaki degerlerin terk edilmesi ve akhn alacakaranhgidir, Bu, yargi? kursusuniin ve hukumetlerin kabusu olan anarsi hayaletidir. Halk arasinda ve gunluk dilde anarsi, yikim ve itaatsizlik, ama aym zamanda rahatlafirlatan
ma
ve ozgurliik olarak anlasilir. Anar^ist sozcugii genellikle,
vandal, ikonoklast {put kinci), vahsi, kaba, kabadayi, esekansi,
engerek, insan yiyen dev, gulyabani, yaban
ayisi, zebani, sirret ya
da biiyucU gibi sdzciiklerle anihr. 1 Anarsjst, Joseph Conrad' in
The Secret Agent (Gizli Ajan-1907) bashkh romaninda, gelecek kusaklar icin hukumetleri ve uygar toplumu yikmayi amaclayan bir fanatik olarak olumsuzlestirilmistir.
Anarsizmden kotu soz edilmesi ozgurliik idealinin, en
da
ise tehlikeli bir
bir
ler,
hk
yanda
iyi
sasirtici degildir.
saf
hayal olarak reddedilmesi olagandir. Anarsist-
gostermeyen asinyanda saf hayalciler Baskan Theodore Roose-
yikici cilginlar, hicbir esneklik
yanlilan, tehlikeli terorisUer olarak, die
ve incelikli azizler olarak reddedilirler. velt
l
Onun
durumda utopyacihk, en kotu durum-
ge^en Bkz
yiizyilin
sonunda
.soyle diyordu:
Roget'i Thesaurus, Penguin,
"Anarsizm insan
Ha rmonds worth, 1965,
s.
165.
tu-
Anar$izmin
14
rime
Tarifii
islenen bir suctur ve butiin insanhk anarsistlere karsi
kiir^i
birlesmclidir." 2
Ashnda, anarsistlerin sadece kucuk si rati:
j
i
tain bir
olarak terore basvurmus ve
bir aztnhgi
bunu da
unmtsuztuk doneminde, pek cok
ve siyasal
gerceklestirmistir.
ci traveller
le anilsa da, tarihsel
devrtmci bir
1890'larda ya^anan
bombalama
gosterisli
Cogu kez
siddetle birlik-
olarak anarsizm oteki siyasal ogretilerden
cok daha az siddet kullanmis, daha cok, fasistlerle otoriter komuiiisilerin yuruyus, kolundan cikanlan zayif bir genclik hareketi olarak gorulmustur. $iddet uzerinde hicbir tekeli
yoktur ve
ulusculara, halkcilara ve monarsistlere ktyasla daha bartsci ol-
mustur. Aynca Godwin, Proudhon, Kropotkin ve Tolstoy gibi dusiinceli ve barisci insanlan kapsayan bir gelenek, yapisi geregi terorist ve nihilist olarak
reddedilemez. Klasik anarsist dusunur-
arasinda sadece Bakunin yikmanin siirsetligini kutsamis ve
ler
digcr pek cok dustinur ve sanatci gibi, yeniyi yaratmak icin once eskiyi
yikmanin gerekli oidugunu dusunmustur, toplumun basat dili ve kulturu iktidardakilerin degerle-
Bir rini
ve fikirlerini yansitma egilimi gosterir. Anarsistler sabit du-
suncelerin kurdugu tiranhgin herkesten gok kurbani olmuslar ve
Thomas
Paine'in
sip kalmislardir.
"dunyanm
Bastille'i"
dedigi §eyin icinde siki-
Ancak, yoneiicilerin neden anarsiden korktuk-
lanni ve kendi yonetimlerinin temellerini sorguladiklan icin on-
gormek istediklerini anlamak kadim Grekce'de yer alan avapxta
lan neden yikici fanatikler olarak kolaydir. "Anarsi" sozcugii
(anarcho) sozcugiinden
gelir.
Sozciik anlami "lidersiz"dir,
genellikle "yoneticisiz" olarak cevrilir ve yorumlanir.
Bu
ama
sozciik,
bast ru] an itibaren yoneticilerin kendi uyruklanna, yonetimleri-
nin sotia ermesi halinde buyiik bir kansiklik ve kargasalik dogacagtni anlatmalan icin kullamlmistir. Yeats'in yazdigi gibi, "Her
scy dagihr; merkez tutunamaz; olur."'
Aym
durumun, ni
One
Dunyaya sadece
sekilde, yasalann savunuculari da
kansiklik,
siiriiyorlardi.
asm
anarsi
hakim
"hukuksuz"
bir
serbestlik ve siddet anlamina gelecegi-
Bu durumda yasalan
bilen hukiimetlerin
diizen ve siikunu saglamalari zorunluydu.
Ancak cesur ve bagimsiz 2
Alum, James D. Forman, Anarchism:
Wans, N*w York, 1975, 3
diisunurler, Devletlerin ve hiikii-
s.
Political Innocence or
5ocm! Violence,
4.
William Hutler Yeats, "The Second Coming", Collected Poems Macinillan, 1950,5.211.
of
W.
B. Yeats,
Girij
15
metlerin adaletsizligi teorik olarak korumayi amaclarken, aslinda
sadece baski ve
esitsizligi surdurmus olduklanni giderek anlamaya basladilar. Hukuk, mahkemeler, hapishaneler ve ordu gibi
baski araclan olan Devlet, toplumsal duzensizligin caresi degil
bashca nedeni olarak goruldu. Ortodoks olmayan bu diisunurler, daha da ileri giderek, yoneticileri olmayan bir toplumun kaotik bir kuralsizhk
sunun en
durumuna dusmeyecegi, tarn aksine, insan varoluformunu iiretebilecegi gibi yadirgatici bir
arzulanabilir
go rus olusturdular. "Dogal durum" ya da hukumetsiz toplum, Hobbes'un herkesin herkese karsi savastigi surekli bir savas kabusunu degil,
daha cok
barisci ve iiretici bir
yasam kosulunu
gerektirir.
da bu yaklasimin Locke'un dogal durumuna daha
Aslm-
yakm oldugu
Bu durumda insanlar, doga yasasmm sinirlan ve "yeryuzunde ortak bir gu?, aralarmi bulacak bir otorite olrnaksizin akla uygun" bir yasam icinde, "kendi eylemlerini gerceklestirebilegoriiliir.
cekleri
mukemmel
bir ozgurliik"
durumunda
bir arada yasaya-
caklardi. 4 Anarsistler sadece, Locke'un, boyle bir
ma
ve
edinme zevkinin
ister
durumda
yasa-
istemez belirsiz ya da uygunsuz
olacagi gorusiinu reddederler.
Kendi tarzinda ilk anarsist olan ve on dokuzuncu yuzyilda yazan Pierre-Joseph Proudhon su paradoksu ortaya atti: "Anarsi Duzendir," Bu paradoksun devrimci anlami, yoneticilerde giinun hirinde yonetimden uzaklastinlabilecekleri korkusu uyandirarak, miilksuzlere ve diisiinen insanlara ise gunim birinde kendi-
yonetecek kadar ozgiir olabilecekleri numiize kadar yankilanmistir. lerini
umudunu
vererek gu-
Tarihsel anarsist hareket yirminci yuzyihn iki buyiik devri-
mi, Rus ve tspanyol devrimleri sirasinda en yiiksek noktaya ulasti
Rus devrimi sirasinda anarsistler "Butiin Iktidar Sovyetlere"
slogamna gercek anlamint vermeye calistdar ve pek cok bolgede, ozellikle de Ukrayna'da komunler kurdular. Ancak Bolsevikler kendi iktidarlanni yogunlastirdikca zemtn kaybetmeye basladilar.
Kiztl
Ordu 'nun basmda olan
Trocki, Nestor
Makhno'nun 6n-
derliginde Ukrayna'da suren anarsist hareketi ezdi ve 1921'de denizcilerle iscilerin
4
Kron^tad Isyani olarak bilinen en buyuk
liber-
John Locke, "An Essay Concerning the True Original, Extent and End of Civil Government" (1690), Of Civi? Government, Two Treatises (Dem, 1936), II.
Kitap.bol. 4, 19,5. 118, 126.
Anarsizmin Tarihi
I<>
ayaklanmasmi
iit
bastirdt.
Bilincn en buyrik anarsist
deneyim 1930'larda Ispanya'da
gcKcklesii. Ispanyol lc Savagi'nm baslannda, ozelhkle Endiilus ve Valensiya'daki koyliiler binlerce koyde atesli bir kolektifter se-
bekesi kurdular.
Inciter,
tspanya'mn en sanayilesmis bolgesi olan
Katalonya'da ozyonetim ilkeleri temelinde kurulan
isci kolektif-
Homage To
aracthgiyla sanayi kurulustannt yonetiyorlardt.
leri
Catalonia (Katalonya'ya Selam, 1938) bashkh kitabiyla George
Orwell buradaki devrimci aimosfere [endirme birakmistir. Ancak ve
iligkin olaganiistu bir deger-
fasist Itaiya ve
Almanya'nin Franco
onun jsyancilanrun yamnda mudahale etmesi ve
Sovyetler
Birligi'nin Komiinistler aracihgiyla yapilan silah ikmalini giderek
azaltmasi,
bu deneymnin yenilgiye ugramasina
nistler ve anarsistler
yol acu.
Komu-
1937'de Barselona'da birbirleriyle savastilar
ve kisa sure sonra Franco galip geldi. Milyontarca Ispanyol anarsisti
yer altma cekildi ya da yolunu kaybettt. Ikinci
Dunya
Savasi uluslararasi anarsist hareketin dagilma-
sina yol acti ve en fedakar unsurlar kiicuk dergiler cikaran ve
gecmis zaferlerden sdz eden cevrelere indirgendi. Sadece Gandhi'nin sivil itaatsizlik stratejisi fngilizleri Hindistan'dan basardi.
Onun
lum vizyonu
kovmayi
ozerk koyier temelinde yerinden ydnetimli topliberter bir pirilu
Woodcock
tasiyordu. George
1960'lann basinda anarsizm tarihini yazdigmda, anarsist hareketin
amacint kaybettigi ve bundan boyle anarsist idealin esas ola-
rak "kendi
durumumuzu yargilamamiza
ve hedeflerimizi gorme-
mize" yardimct olabilecegi gibi uzucu bir sonuca vardi. 5 Tarihci
James
Joll
da kisa sure sonra agit niteliginde bir not dustu ve
anarsizmin "ciddi bir siyasal ve toplumsal guc" olarak basaristzhga ugradigim ilan
etti.
Bu arada sosyolog
sizmin "zaten basaristzhga Olaylar kisa
stire
koydu. Bir degerler ve degildi; bir
Irving Horowitz, anar-
mahkum otdugu"nu
icinde fikirler
one
siirdu. 6
bu yargilann yanhshgini ortaya volkani olarak anarsizm, tukenmis
sadece uykudaydt. Ahmislar, benzersiz ve daha daginik
formda olmakla
birlikte dikkat cekici bir
canlanmaya tamk
oldu, Yeni Sol'un pek cok temasi -yerinden yonetim, isci dene5
George Woodcock, Anarchism:
A
History of Libertarian Ideas and Movements
(1%2) Penguin, Ha rmonds worth, 1983, T
6
James
s.
450.
The Anarchists (1964), 2, baski Methuen, 1979, Horowitz, der., Tht Anarchists, s. 588, Dell, New York, 1964. Joll,
s.
ix;
Irving
L
Giri?
17
katihmci demokrasi- merkezi anarsist goru$lerdi.
timi,
E.
P.
Thomson gibi olgun Marksistler oncii partilerin otoriter taktiklerinden kopmak icin kendilerine "liberter" sosyalist demeye baslatopluluk ve haz temelinde bir karsi-kulturiin
dilar. Bireysellik,
"gelismesi, ozbilincli bir bilgiyi degilse de, derin bir anarsist duyarhligi ifade ediyordu. ImkSnsizi istemek bir kez
daha gercekci
hate geldi.
Monolitik kurumlann bireyi onemsememesinden, kariyerisi siyasetcilerin ici
bos hilekarligindan ve calismanm
monoton-
gri
bikan orta simf genclik, Londra, Paris, Amsterdam,
lu gun dan
Berlin, Chicago,
Mexico
Buenos Aires ve Tokyo'da
City,
anarsi-
nin kara bayragini yukseltti. 1968'de gerceklesen ogrenci isyanlan liberter bir esin tasiyordu. Paris'teki sokak afislerinde, "ger-
imkansizi
"yasaklamak yasaklanmistir" ve "hayal
cekci
ol,
gucu
iktidara" gibi paradoksal sloganlar yer aliyordu.
lar
iste,"
Durumcu-
gundelik hayattn butunuyle donugturulmesi icin gagn yapi-
daha sonra Kabouter hareketleri, Bu donemde gerceklesen kendiliginden ayaklanmalar ve catt§malar merkezi modern devyorlardi. Hollanda'da Provo,
yaratici catt§ma gelenegini surdiirduler.
letin
ne kadar kinlgan olabilecegini gosterdi, Tarihciler not dustiiler. Daniel Guerin'in canh L'Anarchisme;
De
la doctrine
a Vaction'u (Anarsizm, Bir Eylem Doktrini, 1965)
1960'larda dogan liberter duyarhligi
hem
yansitti
hem
de
gelis-
mesine yardimci oldu. Kitap, cok satanlar arasinda yer aldi ve pek cok dile cevrildi, Guerin, cagdas diinyanm ihtiyaclarma ayak uyduramayanin anargizm degil, Devlet komunizmi oldugu sonu-
cuna vanyor ve kehanetinin 1968'de Prag ve
Paris'te
gelen olaylarla dogrulandigini hissediyordu. 7
Joll,
meydana
anarsizmin
hala canh bir gelenek oldugunu, sadece psikolojik ya da tarihsel
konu olmadigini kabul etmek zorunda -kaldi. 8 Woodcock da anarsizmin can cekismektc oldugunu ilan etmekie biraz aceleci davrandigtm itiraf etmek zorunda kaldi. Ashnda anargizm, can gekismek soyle dursun, "kendi kullerinden dogan bir Anka ku-
bir
su" haline gelmisti. 9
7
Bki. Daniel Guerin, "Postscript: tice,
8
May
1965, Monthly Review Press,
Joll, age,
s.
1968", Anarchism from Theory to Prac-
New York,
1970,
s.
156.
262; ayrica Bki. "Anarchism a Living Tradition", Anarchism To-
Aper &JamesJoll, Macmillan, 1971, s, 212-25. Woodcock, The Anarchist Reader, Fontana, 1977. s. 55; ayrica Bki. day, der. David E.
9
Jitsm'in ikinci
basimina yazdigi onsoz,
s,
7-8.
Atiarc-
Ana r? \zm in
18
Tarihi
umudu
Yetmisli yillarda gundelik hayati donusttirme
ancak anarsist
yoktu,
Avrupa ve Kuzey Amerika'da yasanan pek 90k komiinal yasam deneyiminde kendini aciga vurdu, Bu dene-
Anonim
yimlerde
Devlet icinde ozgiir mintikalar yaratmaya cah-
denetimi ve ozyonetim hareketi erken anarko-sen-
Isci
Stldi.
etki
dikalizm ilkelerini yansitryordu. Bans ve kadin hareketleri anar-
hakimiyet ve hiyerarsi elestirisinden ctkilenmis, dogrudan eylem ve katihmci demokrasiye yapilan anarsist vurguyu cesilli sist
derecelerde benimsemistir. Yesiller hareketi, ekonomtde yerinden yd neti m uygulama, kisisel vc siyasal iktidan dagitma arzusunda anarsisttir. Anarsistler, egitim, semlikalar, topluluk planla-
masi ve kultur alanlannda
Dana
olmuslardir.
elkili
militarize,
merkezi ve dtsa kapah hukumetlere yonelik yeni egilim, otoriteye tneydan okuyan, kendini dusumnede israrci olan insanlann karsi- hareketi ni yaratmistir.
Mevcut
oloriter sosyalisi rejimlerde,
daha
fazla
ozyonetim
ve temel ozgurliikler konusunda yaygin bir talep vardir. Eski
Sovyeder bir kez
Birligi'nin
bagimsiz cumhuriyetlerinde devletin
daha giindeme giriyor
ve Kropotkin okuyortar.
w gene
radikaller ilk kez
May is JWJ'da Qn'de
rolii
Bakunin
ogrencilerin bas-
latukian gosteriler, tanklar devreye girmeden once, siddet icer-
meyen dogrudan eylemin
imkanlanni gosierdi ve ozerk
yaratici
sendikalarla anarsist cizgide ozyonelim cagnlanna yol Batida, sageta yer alan sist
pek to k
dusiinurlere yonelmistir,
bir harekei
"
ki$i
de esinlenmek
acti.
icin anar-
Anarko-kapitalizm" taraftan yeni
olusmustur Bu harekei ekonominin diizensiz bicim-
de islemesini ve ekonomiye devlei mudahalesinin kaldirdmasini istemektedir.ijam bir basan kazanamasalar da, Basbakan Margaret
Thatcher Britanya 'da "D evletin sinirlanni geri cekmeye " cah-
$trken,
ABD'de Balkan R onald Reagan esas olarak
kastnd an htaku met destegini ceken"
isuyorduj Bu
likirleri
daha da
ileri
kisi
"i
olarak
goturen
nsanlann ar -
haurlanmak
Liberter
Parii
1980'lerde Birlesik Devletler'in en buyiik ucuncii partisi oldu.
Bu kiiabm amaci, cok
nu
fikir
cagdas. sorunlar ve konularla
ilgili
pek
ve deger sunan derin bir anarsist gelenegin var oldugu-
gostermektir, Pek cok anarsizm arastirmasinda yaptldtgi gibi,
anarslzmin tarihsel onemini ve ge^erliligini kanitlamak
icin
Marksist ve liberal elestirmenlere saldtran, kihk degistirmis bir
propaganda formu olmak
gibi bir niyeti yoktur.
Ne de David
Girij
Miller'in
son caltsmasinda yapildigi
19 gibi, bir ideoloji
olarak yani_
toplumsal bir grubun ctkarlanni ifade eden kapsayici bir doktrin 10 olarak anarsizme iliskin bir degerlendirme sunmaktadir.
Anar$izmin
Tarihi,
oncelikle anar^ist fikir ve hareketlerin
kokenlerini ve gel isi mini tarihtir. Belirli
gunumuze kadar
izleyen
el est ire 1
bir
dusunurleri ele ahr, ancak onlarin eserlerini ken-
simrh metinler olarak gormez. Dusunurleri ve eserlerini* daha genis kapsamh gelenegin yam sira, ozgul tarihsel ve kisisel disiyle
baglamlarma veriest irmeye cahsir. Ku§kusuz, boyle bir cahsmaya nereden baslamak ve nelere yer vermek gerektigi tartisitabilir. Bir anarsizm cahsmasinm, kendi tarzinda
ilk anar^ist
olan Pierre-Joseph Proudhon
ile
bas-
lamasi ve kendisine anarsist diyen sonraki dusuniirlerle smirh
tutulmasi gerektigi one surulebilir. Boyle bir cahsma, genellikle ilk biiyiik anar^ist •SITa
yasadigt
dusu ntir olarak kabu l_ed ilen Godwin'i n yam siddeti cagnstirmast yuzunden demekte duraksayan Tolstoy'u muhtemelen
donemde sozcugun
kendisine anarsist
dislayacak ve onemli tekil diisunurlerin, sozgelisi, hayactnin so-
nuna dogru anarsizmden sapan Proudhon'un, ancak olgunbk donemlerinde anarsizm bayragini yiikselten Bakunin'in ve Kropotkin'in yasadiklan belirli donemlerle simrh olacaktir, Genelde, dissal yonetimin ve devletin butun formtanni reddeden, toplumun ve bireylerin bunlar olmadan da dureceklerine inanan
kisiyi anarsist olarak
yuksek bir deger olarak goren ve smirlamak iste-
yanda, bir
liberter, ozgiirlugu
yonetimin
yetkilerini asgari guvenlik ihtiyaciyla
yen
islevlerini sur-
lammhyorum, 6te
kisidir. Anarsist ile liberter arasindaki cizgi
oldukca incedir
ve bu iki terim gecmiste sik sik birbirinin yerine kullanilmi§ur,
Ancak butun ana r s is tier liberter ken, b iitun ltbe rterier anarsist degildir. Gene de, hepsi ayni klana baglidir, atalan aymctir ve birbirlerine benzerler,
Bazen de kendi aralannda
yaratici birlik-
ter olustururlar.
Bu cahsmada, Encyclopaedia
Britanniai'ya yazdigi (1910)
unlu anarsizm makalesinde, anarsist "egilim "i kadim dunyada yasayan Lao Tzu'ya kadar gerilere goturen Kropotkin'in verdigi ornegi izledim. 11 Anarsist gelenegin mesru taleplerini saptamak 10
Bkz. Duvid Miller, Anarchism, Dent, 1984,
11
Peur Kropotkin, "Anarchism" Encyclopaedia Brilannicu C1910>, Anarchism and Anarchisi Communism itinde yeniden basilmistir, der. Nicolas Walter, Frcedon Press, 1987, $. 10.
Anarsizmin Tarihi
20 istiy orum, ciin ku
anarsizm on dokuzuncu yiizyilda ansizin, sa-
dece btrilen kendilerine anarsist demeye karar verdiklerinde ortaya
Murray Bookchin'in
ci kmadi.
'dzgurliik mirasi" dedigi sey i
aciga cikarmak ve gecmisteki bas at otoriter kithur tara hndan ustii
ortulen ya da bagka kilik lara soku lan bir
kurmak
gismi yeni den
bertcr d usimce ciz-
li
istiyorum. 12 Oncelikle diisunurleri ete
atiyorum: Derin bir anarsist duyarlihgi ifade eden Shelley gibi
Franz Kafka,
sairler,
B.
Traven ve Ursula
K.
LeGuin
istemeyerek attanmis; anarsist sanatin zengin
ctlar
gibi
roman-
damanna
sa-
dece deginilmislir. 13 Bu secimi yaparkcu beni guduleyen, esas olarak anarsist
felsefenin genisligini
vt
derinligini gosterme,
anarsist gelenegin birinci smif dii$unurler yaratmadigina dair
yaygm
onyargiyt ortadan kaldirma isiegi oldu.
Demek tarihi
ki,
Anarsizmin Tarihi bir anarsist dusunce ve eylem fikirleri tarihset ve
olmayi amachyor. Kiiap, diisunurleri ve
loplumsal baglamlanna yerlestinneye cahsirken, zengin, derin ve' ozgun bir fikirler ve degerler yapisi olarak anarsizmin kaydettigi gelisim tizerinde duracak.
he in de
Bu yaklasim, konunun hem tarihsel Bu kitap propa-
olarak ele alinmasmi gerektiriyor.
felsefi
ganda amaciyla yazilmad\, am.uk anarsizme duydugum sempati, hi? kuskusuz kendi panltisini kiiaba kaiacaktir. tif
Bir anarsizm calismasi, ozgiirluk durtusiinun sadece kolekdeneyimimizin onemli bir parcasi nlmadigini, derinden hisse-
dilen insani bir ihtiyaca da yanit vcrdigini gosterecektir. Ozgiir
ozgun
luk,
dusunce
ve
yaialicilik
^
Ayni
zorunludur.
igin
za man da dogal bir arzudur, ciinkii lucbir hayvanin kafese gir-
rhekten hoslanmadigmt ve butiin biltncli varhklann kendi arzuLarmi ozgurce tatmin elmekten hoslandiklanni gorebiliriz Anar-
'
.
gi zm,
dogada gdrdiigunu toplumsal hayatin icinde
fumda d2y6netimin gerceklesme si
\end ini duzenie yisini
icin
arar;
top-
yapilan cagn, doganin
ve orgutleyistnt yansuir..
,
Anarsizm, muhalitleri tarahndan cocuksu ve sacma olmakla elestirilmistir. Otoriter Marksistfer
rruinizm"in oteki ardi cderler. 14 12
bir
Lcnm'i lekrarlayarak, "sol ko-
"coatkluk hastahgi" olarak goz
Bu konuda, uygarhgin amak
icgudiisel durtulerin
Bki. Murray Bookchin, The Ecology off reitlmn: the Emergence and Dissolution of Hierarchy,
13
formlanm
Cheshire Books, Palo Altn, I'WI,
Oteki anarsist yazarlar iem Bkz. Mithael tic ",BIacfe
14 Bki. V.
I
hoi. vii.
Si-iivriM-r.
"
Iric
Anarchist Aesthe
Rose, 1,1979, s 7-21.
Lenin, "Left-Wing" Communism. An In'mifilr Disorder (1920),
Girij
21
bigimde baskilanmasi temelinde var olabilecegine inanan ortodoks Freudcularla ayni goriistedirler. Anargisder, tam da one suruldugu gibi, ataerkil otoriteye duyduklan olanca nefreti devagir
Bu yuzden, ciddi bir ahlaki ve toplumsal (elsefe, kdtu bicimde ?6zulmu§ bir baba katli arzusuna indirgenmis ya da bebeklik nevrozunun bir tedavi formu olarak kucumsenmiglete yansitirlar.
lir, Bu yakta^im daha da ileri giderek anarsizmin felsefi ozden yoksun oldugunu ve yaptigi ^agrmin temetde duygusal oldugunu iddia eder. Bu elestiriler dogru olsaydi Bertrand Russell ve Noam Chomsky gibi bu ytizyihn en iyi beyinlerinin, vardigi sonu^lan acik^a onaylamasalar da anarsist felsefeyi neden bu kadar ciddiye aldtklanni a?iklamak zor ohirdu. Aynca, ozgul tarihsel kosullara akilci ve anlamh bir yanit vermese de, anarsizmin bu yiizyil-
da ozellikle Ispanya'da yarattigi biiyuk etkiyi a^iktamak da zor olurdu.(t)topyaci ve atavik otmaktan uzak olan anarsizm, tan-
min hakim oldugu toplumlann yam sira iteri derecede sanayilesmis toplumlarda da dogrudan dogruya bireylerin ve toplulukla-
nn yiiz
yiize geldikleri sorunlarla bogusmaktadir/) Anarsizmin hala suren cazibesini, ruhumuzun derinliklerin-
de yatan
hem
akilci
hem
de duygusal itilimlere kalici bigimde
uygun olusuna atfetmek miimkundur. Anarsizm, felsefe
olmanm yam
sira bir
kurumlara ve pra tiki ere
tutum, bir hayat
iliskin carpici bir
bir
toplumsal
tarzidir.
Mevcm
0zumlemeyi
temsil
eder ve ayni zamanda radikal bicimde doniisturulmus bir top-
lum umudu
butim dissal kisulamalardan ve daolumsuz varolus anlaminda^hem de uyum icinde varolusu kutsayan olumlu ozgur varolus saglar. Ozellikle,
yatilmis otoriteden ozgtir
tam
bir
anlammda
buyuleyici bir kisisel ve toplumsal ozgurliik ideatini
savunur. Tarihsel bir hareket olarak gelecekteki basarisi ne olursa olsun, anarsizm insan deneyiminin temel bir parcasi olarak kaiacaktir, ciinku ozgurluk durtiisu
en derin ihtiyaclannuzdan
ve ozgur bir toplum vizyonu en eski ruyalanmizdan biridir. Bu
ruyalann
ikisi
de asla tam olarak baski altina alinamaz; her
ikisi
de biitun yoneticilerden ve onlann Devletlerinden daha uzun yasayacaktir.
BOLUM
B1R
Teoride Artar§izm
<&
Yonetilmek, ne hakki ne kerameti ne de
iffeti
olan yaratiklar tara-
jindan izlenmek, soru$tuiiilmak, gozetlenmek, yimlcndirilmek, yasalara uydurulmak, diizene sohulmak, kapatdmak, teikinlere ve va-
azlara tnaruz kalmak, denetXenmeh, yorumlanmak,
degerhndirilmeh, sansure ugratilmak ve komuta edilmektir... Yonetilmek, fetjinm her hareketinde, her eyleminde ve yaptigi her ijlemde,
nii/us soyimma tabi tutulmasi, vergidamga lanmasi, fiyatlandirrimasi, degerlendirdmesi,
mimlenmesi, haydedilmesi,
lendirilmesi,
patentinin ahnmast, yetkilendirilmesi, (avs'tye edilmesi, ihtar edilmesi,
ve duzeltilmesi
men
musaadeye
edilmesi,
tabi kihnmasi,
dogruyola sohulmasi
ardamma geXir. Hukumet, haraca baglamak,
etmek,jidye ddemeye mecbur birakdmak, sotnurulntek,
terbiye
tekelle$tiril-
mek, gasp edilmek, baski altma ahnmak, gizenilile^tirilmek, soyul-
mak anlamina if in
gelir; butun bunlar kamu yarari ve halhm fifearlan Daha sonra, ilk direni$ beltrtisi ya da $ikayet sozciibash altma almir, para cezasma carpttnltr, horgoru-
yapdtr.
gitnde, kisi
lur, tedirg'm eddir, lur,
takip eddir, apar topar ahntp gotiirulur, dovu-
bogularak idam eddir, hapse
lammr, yargdamr, hukum
giyer,
atiltr,
vumlur, makineli tujekle
surgune gonderilir, kurban
(i
lay oiilir, ktzdirihr ve
onuru
Jtinlir.
adaleti de ahlaki
PIERRE-JOSEPH
edilir,
hucuk dujurulur,
MiiiNr, ihanete ugratdir ve ttstime ustluk bir de
Huhiimet
da budur}
PROVDHON
i$te
budur; onun
at
insan ancak kcndisi kadar ozgur insanlann arasinda getxehten
ozgur olur.
MICHAEL BAKUNIN
& Her Devlet
ya da birden foh ST1RNER
blr despot izmdir, bir
MAX
despottan olusur.
Anar§i Irmagi
&
Anarsi, genellikle hukumetsiz toplum, anarsizm ise a mac lay an
ceklesmesini
toplumsal
"Anarsi" sozcugu, kadim Grek
(anarkhos) sozcugiinden
felsefe
olarak
ger-
tammlamr.
doneminde kullamtan avctpX^Ot
gelir; C(V
(an) oneki "siz
sonekine denk duser, applet (arkhos) sozcugu "lider",
bunun
11
ise
daha sonra "hwkumdar/yonetici" antamina
ya da
"siz"
once askeri
gelir.
Ortacag
Latincesinde sozcuk anarchia haline geldi. Erken ortacagda ise "oncesiz" varltk olarak Tannyi betimlemek icin kullanildi; ancak
daha sonra, ba^langictaki Grek
siyasal tanimini
Gunumiizde anarsizm sozcugu, kurumsal kumet olmaksizin yasayan
bir insanin
yeniden kazandi.
bir otorite ya da
Basindan itibaren anarsi sozcugu,
icin kullanilir.
hu-
durumunu betimlemek
hem kansikhk
durumuna iliskin olumsuz bir yonetime gerek duymayan bir topluma ilis-
ve kaosa yol a^an yonetimsizlik
anlam,
hem
kin olumlu
de artik
bir
anlam
ta$ir.
Anarsizmin tarn bir tanimini yapmak
yaniltici olur, cunkii
dogasi geregi anarsizm antidogmatiktir. Belirli bir
nu temel alan
sabit bir doktrin yapisi
sunce akimi ve
stratejiyi
yansitan bir felsefedir.
dunya gorusu-
sunmaz. Pek cok
farkli
du-
kapsayan, karmasik ve ince bir zekayi
Ashnda anarsizm,
surekli degisen, yeni
kaynaklarla beslenen, pek cok akmti ve girdaptan olusan,
ama
Anarsizmin Tarihi
26
dahna genis ozgtirluk okyaniasuna dogru akan bir irmak gibidir. Anarsizmde pek cok farkh akim olsa da, anarsistler bazi temei varsayim ve merkezi temalan paytasirlar, Anarsist felsefenin derinliklerine daldigiruzda, genellikle insan dogasina iliskin belirli
mevcut diizene
bir gorits,
iliskin bir elestiri, ozgiir bir top-
lum vizyonu ve bu topluma ulasmak icin bir yontem bulursunuz. Bulun anarsistler di§sal hiikumetin ve Devlet'in mesrulu-
gunu reddederler ve dayatilmis
mahkum
hakimiyeti
siyasal otoriteyi, hiyerarsiyi ve
ederler. Bir anarsi
e5it bireylerin gotiullii birliklerinden
durumu, yani
ozgiir ve
olusan, merkezi olmayan ve
kendi kendisini yoneten bir federasyon kurtnaya cahstrlar, AnaTsizmin nihai hedefi, biitun insanlarm kendi potansiyellerini tam olarak gerceklestirmelerine izin veren ozgiir bir toplum yaratmaktir,
Anarsizm baski ve haksrzitga karsi ahlaki bir protestodan dogdu. Hk insan toplumlan bik yonetmek isteyenlerle yoneul-
meyi reddeden ya da bizzat kendisi yonetmek isteyenler arasinda
tamk oldvt. Ilk anarsist, otekinin baskisibuna baskatdiran iik kisiydi. Bu kisi, nasil bir bi-
surekli bir mucadeleye
ni hisseden ve
cim abrsa
alsin
otorheden bagimsiz dusunme hakkini savun-
makla kalmadi, aym zamanda otoriteye meydan okudu. lnsanlik tarihinde gerek diisiincede gerekse davranista saptanabilir bir egilim olarak
anarsizm binlerce yd oncesinden gu-
numtize kadar
Kropotkin
izlenebilir,
bulundu: "Uygarhk ven
iki
tarihi
boyunca,
bir keresinde su
iki
egilim arasinda catisma olmu§tur:
yal ve federalist; otoriter ve liberter."
1
gozlemde
gelenek, birbirine ters
Roma
dri-
ve Halk; etnper-
Anarsizm bu sonuncu ge-
lenegin parcasidir. Bu, hakimiyete karsi cikan, 6 zy one limit top-
lumu norm
olarak, otoriter ve hiyerarsik
kurumlar yaratma yo-
nelitnini sap ma olarak goren bir gelenektir.
Anarsizm,
ister buyucli, rahip, fatih, ister asker, sef
ya da
hiikumdar olsun, ikddar arayisindaki azinhklar karsismda insanlann kendi kendilerini yonetme talebinde bulundu klan yerlerde
bicimlenmeye kabile,
basladi. Anarsist
koy toplulugu, bagtmsiz
ruhun,
yazili tarih
boyunca, ktan,
sehir, lonca ve sendikalarda olus-
lugu gorulebilir. Anarsist
duyarhhk
iik
Peter Kropotkin, The Slate:
Freedom
Press, 1969,
s.
55.
kez kadim Qn'deki Taoisder arasinda Its
Historic Role (1897),
rjev.
Vernon Richards.
Anar$i Irmagt
27
goriiimus ve o zamandan beri bizlerle birlikte olmustur. Klasik
Grek dii§uncesinde belirgin bicimde temsil edilir. Hiristiyanhk doneminde anarsizmin mesaji, ortacagin biiyiik koylu isyanlarmda dogrudan siyasal bir ifade kazandi. Ingiliz Devrimi sirasmda ortaya cikan asin Sol hizipler, ozellikle Kazicilar ve Bagirganlar (Ranters)*
kiide
derin bir anarsizm ruhuyla doluydular. Aynt se-
New
on yedinci yuzyilda
England'da yapilan canh kasaba
mitinglerinde de anarsizm ruhu vardi.
Gene de bu disavurumlar, deyim yerindeyse anarsizm in rihoncesine
aitti.
Anarsizmin tutarh
derek gelisen bireyci anlanuni Aydmlanma'mn toplumsal
me
inanciyla
bir
birlestiren
ta-
bir ideoloji, Ronesans'in gi-
ideoloji
olarak
ilerle-
gelismesi
icin
Modem
formuyla anarsizm,
k is men merkezi Devletlerin ve ulusculugun
ytikselisine, k ism en
feodalizmin cokmesi gerekiyordu.
de sanayilesme ve kapitalizme bir tepkt olarak on sekizinci
yiiz-
sonunda ortaya cikti. Boylece anarsizm hem sermayeyi hem de Devlet'i yikmak gibi ikili bir meydan okuma ozelligi kazandi. Ancak kisa siire icinde, iki cephede, bir yanda mevcut Devlet duzenine ve kiliseye karst, ote yanda olusum halindeki sol hareket icindeki otoriter egilimlere karsi mticadele etmek zorunda kaldi. On dokuzuncu yuzyilda solun ugrastigi pek cok goriis ve mucadelenin parametrelerini Franstz Devrimi'nin olusturdugu ku§ku goturmez, Anarsist duygular ve orgutlenme Devrim sirasinda cesitlt bdlge ve belediyelerde gorulebilir, Ancak "anarsist" terimi, federalizmi ve hiikumetin onadan kaldinlmasim savunan yilin
asm
sans cwlottes'lara (baldin ciplaklar) ve enrage'lere (kudur-
muslar) said tra n Jakob enler ve jirondenler tarafindan bir sovgu olarak kuflanildi. Anarsizmin gercek babasi, finda bulunmaktadir.
Bu
kisi, siyasal
Kanalm
oteki tara-
hiikumetin "vahsi makine-
si"nin kaldinlmasim sabirsizltkla isteyen, anarsist ilkeleri ilk kez
acikca ifade eden William
On anarsist
Max
Godwin
idi. 1
dokuzuncu yuzyilda buyiik bir anarsist teori akimma ve bir hareketin gelisimine tamk olundu. Alman filozof
Stirner,
hem
hiikumeti
hem
de Devlet'i kati bicimde redde-
den uzlasmasiz bir bireycilik formu olarak anarsist diyen ilk kisi *
Dusmankrmin tafatli
2
ise,
gelistirdi.
Kendisine bilincli
bir Franstz, Pierre-Joseph Pro-
verdigi isim: Ranters (Bagivganlar). Rant,
ve heyecanh bicimde
konusmak anlamina
The Anarchist Writings of William Godwin, Peter Marshall, Freedom Press, 1986, s. 92.
yuksek
sesle, sa-
gelir ((.n,).
der. ve giri; b6](imutnti
ya2an
Anar$izmm
28
Tarihi
udhon oldu ve dogal duzeni ancak yapay hukumeti olmayan toplumun
let arayisi gibi,
hon su
"Insamn
gerceklestirebilecegini savundu.
toplum da anarside diizen
e$itlikte
bir
ada-
arar" diyordu. 3 Proud-
sloganlan olusturdu: "Anarsi Duzendir" ve "Mtilki-
tinlii
yet Hirsizhktir"
Rus devrimci Michael Bakunin, anarsizmi, "kabaca gelistiasm sonuclara vardirilmis. Proudhonizm" olarak beam4 led!. Bakunin, sozcugiin iki anlammi (yaygm ve karmasik dev-
rilmis ve
ayaklanma ve bunu izleyecek istikrarh bir toplumsal
rimci
ozgiirtuk ve
ka mal
etti.
dayam§ma duzeni) kullanarak Eylemde anar§inin karizmatik
"anarsi" terimini halbir ornegini veren Ba-
kunin modern anarsist hareketin kendi kimligini olusturmasma da yardimci oldu. Bakunin'in aristokrat yurttasi Peter Kropotkin, yuzyihn ikinci yarisinda, bilimsel ilkeler temelinde sistemlt bir toplumsal felsefe halinde geli§tirdigi
meye
anarsizmi daha ikna edici hale getir-
cahsti. Bakunin'in, yapilan i§e
gore servet dagilimim ongo-
ren kolektivizmine, daha komunist bir goriinus vererek incelik kazandirdi. Kropoikin'in mekanik yaklasimma tepki gosteren Italyan Errico Malatesta toplumsal
mucadelede iradenin onemini
vurgulayarak anarsizm e buyuk bir degisiklik getirdi. Bu donemde Amerika'da ya^ayan Benjamin R. Tucker de Proudhon'un iktisat teorilerini benimsedi,
ancak asm bireyci bir tutum
aldi.
Tolstoy siddeti cagn§tiran bir terim oldugu icin kendisine acikca anarsist demediyse de, Devtet ve mtilkiyete karsi Isa'nin
temelinde anar§ist bir
ogretileri
elestiri
gelis^irdi,
Boylelikle
anarsjst hareket icinde etkin bir bans.gi gelenegin getisimine yar-
dimci oldu. Yirminci yiizyilda yut katarken, daha
sizm
ile
Emma Goldman
yakm
bir
onemli bir feminist bo-
donemde Murray Bookchin
anar-
toplumsal ekoloji arasinda carpici bir baglanti kurdu.
daha yakin donemlerin anarsist dusunurleri daha cok anarsist fikir ve degerlerin uygulanmasiyla ilgilenmiskrdir. Ikinci Dunya Savasi'ndan once Rus Devrimi ve Ispanyol Cumhuriye-
Ne
ti
var
ki,
anarsizmin sinandigi biiyuk birer sahne oldu. Daha sonra ama tamamen yok olmadi; sadece hareketin
anar§i akimi dindi, 3
Selected Writings of Pierrt-Jostph Proudhon, der. Steward Edwards, Macniil-
4
Michael Bakunin, Oeuvres,
lan, 1970,
s.
252.
s.
89. der. J.
Guillaume,
P, V.
Stock, Paris, 1910, IV.
Anar$i Irmagi
29
demografik bilesimi daha orta sinif hale geldi ve altmislardan baren Veni Sol, karsi
kiiltur,
iti-
bans, feminist ve Yesil hareketleri
bash anarsist temalann cogunu benimsedi. Ancak anarsizm genis bir irmak olsa da, icindeki pek cok farkh akimi ayirt etmek mumkundur. Anarsistler ailesini bolen,
belli
esas olarak, insan dogasi, strateji ve gelecekteki orgutlenmeyle
ancak
sur,
Ana aktm toplumsal
farkh gorti^lerdir.
ilgili
akimm onemli
anarsistlerden olu-
bir parcasini bireyciler olusturur. Esas
olarak iktbadi orgutlenme lektivistler,
konusunda aynlan, karsilikcilar, kokomunistler ve sendikalistler, toplumsal anarsistler
arasinda yer ahrlar. Bazilan, ornegin manevi ve
kendi fikirlerine gore, digerleri, sozgelisi
ler,
felsefi anarsist-
pasifist anarsistler
stratejilerine gore grupla^urilabilirler.
Toplumsal anarsistler ve bireyciler genelhkle birlikte cahsirancak vurgulan farkhdir. Bireyciler zorunlu ortak cahsmayi
lar,
toptumun grup tiranhgtna Ole yanda, toplumsal anarsistler, bireycilerden olusan bir toplumun atomist olacagmi ve rekabet ruhunun karsihkh yardimlasma ve genel dayani^mayi lahrip tehlikeli bulurlar ve kolektivist bir
yol
acacagmdan endise
ederler.
Bu tiirden aynhklar, her iki kanadin, toplulugu tahrip etmeksizin azami olcude ozgurluk saglamaya
edebilecegini diisunurler.
cahsan komunal bireycilik anlayisinda birlesmesini engellemez. Farkh anarsizm aktmlan arastndaki sintrlar belirgin degildir;
ashnda bu akimlar genellikle birbirine kansir. Karsi hkcilik,
kolektivizm, Ierini
komuntzm
ve taleplerini en
dernekler ve bolgeler
ve sendikalizm, tipki kendi ozgul istekiyi
sekilde karsilamayi amaclayan farkh
gibi,
ayni toplum icinde pekala yan yana
var olabilirler, Hicbir anarsist gelecek kusaklar icin karsi cikila-
maz
bir reeete
Manevi
olusturmaya kalkismaz,
anarsistler, insanlan esas olarak di^sal
hiikumet enolmaksizin kendilerini yonetecek yetenekte manevi varhklar olarak gdrurler. C°gu, insan elinden ctkmi§ yasalan, oncelikle geli
doga yasalan ve Tannnin yasalan karsisinda yukumlulOk lehine reddeder; baztlan daha da ileri giderek, insani ya da ilahi hicbir
yasanm
oriamda yasamak ister, Genelhkle oldugunu dusunurler. Manevi anarsizm belirli bir ogreti ya da mezheple baglantih degildir, ancak bu gorusun savunuculan orgutlu dini ve hiyerarsik kiliseyi gecerli olmadigi bir
insani durtiilerin iyi ve yararh
tamamen redded erler. Tolstoy ve Gandhi
gibi
pek cok manevi
anarsist bansci
Anar$izmin Tarihi
30
man^lara baghdtr. Bari§gi anarsistler siddede karsilassalar
bile
fi-
hukumeti 6rgoriir ve olarak Randolph Boifadeleri gutlu siddelin en yuksek saghgidir" goriisunu benimserler. On"savas Devlet'in ume'nin ziksei siddet kullanmayi reddederler: Devlei'i ve
larin sozlugiinde Devlet, yasallastinlmis saldirganhgi; savas, kitlesel katliami; askere
alma, koleligt; ve asker, kirahk
katili ifade
eder. §iddet yoluyla banjci ve ozgur bir toplum kurmanin
imkansiz oldugunu one surerler, cunku araclar amaclann dogasini ister istemez etkileyecektir. gibi,
Bu yiizden, Bart de
Ligt'in dedigi
5 "siddet buyiiduk^e devrim kiiculur." Bansci anarsistlerin
sectikleri taktikler, §iddet
nis ve
icermeyen dogrudan eylem, pasif direboykol, gosteri ve isgal gibi eytem-
sivil itaatsizliktir; grev,
lere girisirler,
Dusiinmeden yapilan her eylem
keyfi gorulse de,
felsefi
anarsizm, militanlar tarafmdan genellikle kiicumsenir. Butiin anarsistler genel
anlamda
felsefidirler;
ancak
felsefi anarsisi
deni-
len kisUer genellikle evrensel ilkelerin arayisi i^inde herhangi bir pratik eyleme girismeksizin anarsist sonuclara varan dusuniirler-
Godwin gibi felsefi ana rustler, dogrudan eylemden uzak durma egiltmindeydiler. Ancak on dokuzuncu yuzyilm buyiik dir.
anarsist
-Proudhon,
dusuniirleri
di
Kropotkin-
Bakunin,
kendi
uygulamaya cahstilar. Anarsizmde, orgutlenme yontemi olarak federalizmi, iktisailke olarak karsilikfihgi ve hedc! olarak anarsiyi savunan sap-
farkh anar§izm cizgilerini
lanabilir bir
fiilen
toplumsal harekei olarak ortaya cikan (Avrupa'da
1840'lardan itibaren)
ilk
akim Proud honizm'dir, Karsi like ill gin
vazgecilmez onculii, toplurmm Devlet mudahalesi olmaksizin birbiriyle serbest sozlesmeler yapabilen bireyler
tarafmdan orgut-
lenmesiydi. Karsilikcilar, mevcut Devlet ve sermayenin yerine,
yasamak
icin gerekli olan ihtiyac maddelerini
linde degis tokus. eden ve bir halk
bankasmdan
emek deger temeserbest kredi sag-
layan bireylerden olusan bir kooperatil toplum onerdiler ve boyle bir
toplumu yaratmaya
calistilar.
Bireyler ve kiicuk gruplar
gene de kendi cahsma araclarma sahip olacaklar ve bu araclarla gercekle§tirdikleri uriinii alabileceklerdi. Mutuality (karsihkh ol-
ma) temelinde kurulan demekler,
bir itrunu
uietmek
icjn gerekli
olan ortalama calisma siiresine gore degerlendirilen bir temiyle, 5
uygun
Bare de Ligt, The <;ev.
Honor
emek
sis-
bir ahsveris tarzinm gerceklestirilmesini saglayaConquest of Violence: An Essay on
Tracey, giris Aldous Huxley, Routledge, 19
War and J7, s. 75.
Revolution,
Anar$i Irmagi
31
caklardi,
Daha
genis, bir oleekte, karsilikcilar yerel
deralist bir sisiem
icinde birbirlerine
topluluklann
baglanmasim
fe-
onerdiler.
Boylece toplum yerel, bolgeset, ulusal ve uluslararasi diizeyde, e§giidumu konseyler tarafmdan saglanan isci dernekleri ve ko-
munlerden olusan genis
Bu kon-
bir federasyon haline gelecekti.
seylerin uyeleri, parlamentolarm aksine,
temsilcilerden degil,
herhangi bir yuriitme gucu olmayan ve aninda geri cagnlabilecek delegelerden olusacakti. Herhangi bir merkezi otoriteye bagli
olmayan konseyler, aralartndaki esgudiimu
lik
asgari bir sekreter-
hizmetiyle saglayan yaptlardan ibaret olacakti.
Karsihkcihk sadece uyeleri tarafmdan
ilk
Uluslararasi
Isci
Birligi'nin
benimsenmekle kalmadi; 1871
Paris
(UtB)
Komiinu
sirasinda pek cok devrimci kendisini karsthkci olarak tanimladi.
dogrudan saldirmadigi
Sinif sistemine
bagimsizhktarma sanayi
is?i
icin karsihkcihk,
smifindan daha
fazla
kendi
deger veren
zanaatkarlar, sanatkarlar, ^arsi esnafi ve kiicuk fiftcileri tezbedi-
yordu
Cok gecmeden UIB'nin federalist kanadmdaki delegeler Proudhon'un karsihkci iktisadi doktrinini kolektivizm ydnunde gelistirdiler. Bu terimi ilk kez Bakunin, Bans ve Ozgiirluk Ligasi'nin 1868'de Bern'de toplanan tkinci Kongresinde kullandi. Kolektivistler, Devlet'in ortadan kaldinlmasi ve ekonominin ortak mulkiyet altinda ve ureiici derneklerinin denetiminde orgutlenmesi gerektigine inaniyorlardi,
Ozel mulkiyeti sadece
ki^isel
emegin iirunuyle simrlamak istiyorlar, ancak topragin ve butiin diger tireum araclarmm ortak mulkiyet altinda olmasi gerektigini one surijyorlardt. Genelde kolektivistler ozgiir bir uretici
tiretimi ve dagitimi orgutlemek i^in ve tuketici dernekleri federasyonu isterler. 5u
sosyalist ilkeyi savunurlar: "herkescen yetenegine gore, herkese
yaptigi
is
kadar." Bu anarsist kolektivizm formu,
emek
hareketi
icindeki, herhangi bir devrimci gecis
olmaksizm ozgur
bir
hukumeti ya da diktaiorluk toplum yaratmak isteyen i§cilerin yam sira
koylulere de hitap ediyordu. Bakunin'den cok sonra neredeyse
butun Ispanyol
anarsistleri kolektivist oldu.
Birinci Enternasyonal'in 1870'lerde
yok olu§undan sonra,
Avrupa'daki anar§ist hareket komunist bir ycine
sapti. Komiianarsizm arasmdaki farkhhk onceleri pek belirgin degilhatta "kolektif sosyalizm" cogu kez "otoriter olmayan komti-
nizm di,
ile
Anctr$izmin Tahiti
32
nizm"
ile
ayni anlamda kullamliyordu. Bununla birlikte anarsist
komunistler, tipki Kropotkin gibi, uretim araclarmin
yam
sira
emegin urunlerinin de oriak olmasi gerektigine inaniyorlardi. Her birinin yaptigi is herkesin yaptigi 15k sannalandigi icin herhangi bir kisinin harcadigi emegin tain degerini hesaplamak fiilen imkansizdi. Bu nedenle anarsist ko munis tier, liyat ve (icret sistemi ortadan kaldirihrken, ekonomiyi butun toplumun yonetmesini
istediler.
Kolektivistlerin isci kolektifini
toplumun temel birimi
ola-
rak gordtikleri yerde, komunistler, biitun nufusun -ureticilerin
yam
sira tuketiciler- olusturdugu komiinu temel ahrlar. §u ilkeyi ekonomide adaletin tanimi olarak benimserler: "Herkesten yetenegine gore, herkese ihtiyaci kadar." Ozgur bir komunist toplumda angaryamn anlamh cahsmaya donustiirulebilecegine ve
herkes icin goreli bir bolluk olabilecegine guvenirler. Iktisadi iiiskiler,
sonunda dayani§ma ve
kar^ihkli yardimla§maya
duyu-
lan dogal insani sempauleri ifade edecek ve ozgecilik kendiligin-
den ortaya cikacaktir. Anarsist komunistler, insanin, butun potansiyelini ancak toplum icinde gerceklestirebilen bir toplumsal varhk oldugunu vurgulayarak, insan dogasi konusunda bireycilerinkinden farkli bir gorusii savunurlar. Bireyctlerin, bireyin ve kisisel ozerkligin
egemenliginden soz
ettikleri yerde,
isbirtigi ihtiyacini vurgularlar.
komunistler,
Insanlar arasi
dayamsma
uygun
iliskinin,
ve
ne
kadar aydmfartmis olursa olsun bir ozcikar
iliskisi degil, bir semoldugunu one surerler. Anarko-sendikalizm onlann karsihkh yardimlasnia konusundaki goriislerini paylasir, Bu yaklasimm kokleri, iscilerin ozgurlesmesinin bizzat iscilerin gorevi olmasi gerektigini savunan Birinci Enternasyonal'e kadar izlenebilir. Ancak saptanabilir bir trend olarak bu hareket, yuzyihn sonunda, ozellikle Fransa'daki 010 rite r sosyalizmin kullandigi yon te ml ere tepki duyan, parlamenter siyasetleri ve Devlet'i atiarsisi tarzda reddeden iscilerin baslattigi devrimci sendika hareketinden cikip gelisti. Genelde sendikalizm "eylem yoluyla propaganda"yi savunanlann dtirtule-
paii iliskisi
rini
yeniden yonlendirdi; hukiimetin ve Devlet'in olmadigi
esit
ve ozgtir bir topluma iliskin en pozitif anarsizm fikirlerinin co-
gunu benimsedi. Anarko-sendtkalizmi savunantar, sendikalann ya da liklerinin, etkinliklerinin
i$?i bir-
onemli bir parcasim olustursa da sade-
33
Anar$i Irtnagi
ce kendi uyelerinin kosullarmin ve ucretlerinin iyilestirilmesiyle
yetinmemelerini li
ve toplumsal
cekteki
isterler.
Bu
orgtitler
olmanm yam
daha pozitif bir
rol
edinme-
sira egitsel bir islev gormeli, "gele-
toplumun en verimli tohumlarmi, genelde sosyalizmin
ilkogretim okulunu" olusturaiahdrrlar, 6 Eski toplumun kabugu icinde geli§en isci birlikleri, bir genel grev araciligiyla devrim gerceklestiginde, iscilerin gerekli toplumsal
meye
doniisumu
tistlen-
hazir olmalanni saglayacak ozyonetim birlikleri gelistirme-
lidirler.
Bu
birlikler, gelecekteki
toplumun
bir
modeli olmanin
yam sira,
devrimin araclan olarak da dusunulmelidir. Sendikalizmin en yapici evresi, ozellikle Fransa ve ttalya'da
1894'ten 1914'e kadar yasandi; anarko-sendikalistler Rus Devri-
mi'nde de onemli
bir rot oynadilar.
Ne
var ki Birinci Dtirtya Sa-
vasi'ndan sonra anarko-sendikalizm, ozellikle Ispanya'da ve kis-
men
Latin Amerika'da yolunu kaybetmeye basladi. Isci hareke-
tinin yeterince orguilu olmadigi ve
siddetli
oldugu
rarasi hareket,
btr
stmf miicadelesinin
sert ve
Ancak
ulusla-
yerlerde gel ism e egilimi gosterdi.
1922'de Almanya'nm
kongrede yeniden bir araya
geldi.
Berlin kentinde toplanan
Kendisine Ulnslararasi
lsci
Birligi adim verdi ve ilkeler bildirgesinde su gorusleri savundu:
Devrimci Sendikalizm her
turlfi iktisadi
ve toplumsal tekelin ka-
tarh dusmamdir. Tantn ve fabrika isciterinin herhangi bir huku-
mete ya da siyasal partiye bagimhhktan tamamen kunutmus ozgur bir konseyler sistemi temelinde olujturduklari iktisadi
komunler
ve yonetim organlart araciligiyla bu tekeli ortadan kaldirmayi amaclar. Devlet ve parti siyasetterine karsi emegin iktisadi orgtit-
lenmesini savunur; insanlann yonetilmesine karsi, nesnelerin yonetilmesini saglar.
Sonug olarak,
siyasal iktidann fethini degil
Devlet'in toplumsal hayattaki het tiirtu islevine son verilmesini he-
def olarak benimser.
Bu
hedefler, anarko-sendikalizm in elde kalan
son kalesinde,
ls-
panyol Devrimi sirasinda Ispanya'da sinanacakti. Burada sendikalistler Katalonya'daki sanayi kuruluslanni devraldilar ve onlan etktn ve uretken bi?tmde yonetecek yetenekte olduklanni kanitladilar,
Pek cok
anarsist, tarihsel
onemine ragmen anarko-sendika-
Rudotf Rocker, Anarcho-Syndkalism, Seeker
& Warburg, 1938,
s.
89.
34
Anar$izmin Tarihi
lizmin, sinif miicadelesini vurgulamakla birlikte cok dar bir oz-
toplum vizyonuna sahip oldugumj one surmuskrdir. Anarko-sendikalizm, bir yanda, if sorunlan iizerinde yogunla^ir ve herhangi bir sendika gibi daha iyi ucretkr ve kosullar icin verigiir
ten gunluk
miicadekkre kotayca hapsolabilir. Ote yanda, toplumsal devrimin baslangici olarak genel greve utopyaci bir guven duyar. Her seyden once, butiin toplumun degil, ilkesel olarak sadece ureticikrin kurtulusuyla ilgiknir. Bireyci anarsizm, anarsizmin en uzla§masiz formudur. Toplumsal bakimdan, bireycikr, toplumu organik bir butun olarak degil, ayri ve egemen bireylerden olusan bir topluluk olarak gortirler. Ahlaki bakimdan, bireyciligi yuksek deger olarak kutsar ve bireyin topiuluk icinde eriyip gideceginden korkarlar. tktisadi bakimdan, her bireyin kendi emeginin urunlerini serbestce tasar-
ruf edebilmesint isterler, Bireyci anarsizm klasik liberalizme cok yakindir; onun ozel mulkiyet ve iktisadi degifim aniayisinm yam sira, kisitlamanin
yoklugu olarak ozgiirluk, faziktin odiilu olarak adakt tanimlanda payla^ir, Asltnda bireyci, hicbir hukumet ya da Devkt for-
m
muyla bagdasmayacak olcude liberal bir birey egemenligi anlayigeliftirir. Her kisinin kendi bedenini ve mulkunu kapsayan ihlal edikmez bir alana sahip oldugu dusuniilur. Bu ozel alana
51
yapilacak herhangi bir mudahale, saldin kabul edilir: Vergikndirme, asker alma ve hukuk gibi baski aygitlanna sahip olan Devlet en buytik saldirgandir. Bireylerin, kendi bolgelerindeki
egemenler olarak karsi karsiya gelecekleri, kendi aralarmdaki iliskileri gonullu sozlesmekrk duzenkyecekkri soyknebilir. Anarko-kapitalizm bireyci anarsizmden cikip gelisen yeni bir akimdir. Ozel mulkiyet varhgini
surdururken hukiimeti ortadan kaldirmak ve ekonomide tam bir laissez-faire uygulamak ister. Bu gorusu savunanlar, bireyin egemenligini vurgular ve giin-
hukumet mudahalesini reddederier. Hukiunet hizmetlerinin ozel girisimcikre devredilmesini oneririer. Belediye binalan, caddekr ve parklar gibi sembolik kamusal delik hayata her turlu
mekanlar bile ozel mulke donusturulecektir. Anarko-kapitalizm, son zamanlarda ABD'de moda olmustur. Bu ulkedeki Liberter Parti
pek cok anarko-kapitalisi gorusu savunmaktadir. Buytik
Britanya'da da Muhafazakar Partinin sag kanadi
aym
dilk konus-
maktadir. Butiin anarsistler baskalan tarafmdan yonetihnek isteme-
Anarsi Irmafci
35
kolektivistler ve kodikkri icm bir olcude bireycidirkr. Ancak piyatoplumsal sorunlann bireysel bir temelde ya da
miinistler
Mevcut goriinmez eliyk coziilemeyecegmi savunurlar. icin, otekurmak toplum bir adil yerine ve toplumu degistirmek birksmenin ve birlikte cah§mamn zorunlu oldugu-
sanin
ki insanlarla
nu one
siirerler.
biraz dachilli anarsizm akimlan birbirine ortak hedek ya da olanlar ban^ci bicimde Kati ha yakmlasmistir olanlar arasinulasmak igin asgari diizeyde siddete tzin verecek felsefi yaklasimlara daha Militanlar vardtr. farkhtiklar da sahici
Son zamanlarda
kan.1
eksUreldirler ve
komunistler bireycilere
dayamsmanm
Ancak farkh akimlar ayri kollara aynlmaonemini "Sifatsiz mislar ya da mezhepkr halinde katilasmarmslardir. okuyusu karsisinda anarsizm" anlayisi ucuncii bin yilin meydan hatirlatirlar.
genis. bir
cephe olusturma baglaminda yeniden tartisdmaktadir.
cesitli Az sayida inatci fanatik disinda anarsistlerin cogu, degil gibi kanyon akimlan, kopruknemeyecek kadar derin birer
Ashnda bazilan, farkh vurgularm birer ifadesi olarak gorurler. ozyonetim istergundelik hayatta kendilerine bireyci, if yerinde bir toplum ken sendikalist ve mallarm ortaklasa payla^ildigi edeceklerdir. Farkh felsefi yi 5 icinde komunist demeyi kabul ragmen, anar^istler, varsayim, strateji ve toplumsal tavsiyelere ara-
i
birksirler. Devktsiz ve hukumetsiz, ozgiir bir toplum arayisinda
ozgurliik denizine Genis anarsi irmagi icinde hep birlikte buytik
dogru akarlar.
2
Toplum
ve Devlet
Anarsistler toplum lar,
ile
Devlet arasinda belirgin bir ay rim yapau-
Bir gonullu birlikler toplami olarak gordukleri topluma de-
ger verirken, baskici bir yasal diizen tasanmini siirdurmeyi amac;layan
yapi olarak Devlet'i reddederler. 1 Anar§ist-
bolirli bir
toplumun uzerinde yer alan ve bir kenara atibir yuk olarak resmetse. de, daha yakin zamanlarda Gustav Landauer gibi bazilan, Devlet 'in insanlar arasinda kurulan belirli bir ihski oldugunu ve toplumla ortustiigunu vurguUmislardir. lerin
cogu
labilecek
Dev'et'i
muazzam
Topium Anarsist ifin toplum,
manlar
Thomas
Paine'in yazdigi gibi, butiin za-
icin "bir nimet" ve insanhgin ta?idigi iyi olan her seyin,
yardimlasma, sempati, dayamsma,
isbirligi, karsilikh
inisiyatif
ve
kendiligindenligin toplandigi bir depodur. 2
Guerin
gibi, anarsist "bir
Bu yuzden, Daniel butun olarak toplumu reddeder" 3 de-
Bki. Ernest Barker, Principles oj Social and Pohlical Theory, Oxford University Press, 1967,
Thomas
Paine,
sworth, 1976,
s.
s,
3,
Common Semt, 65.
Guerin, Anarchism,
s. 13.
der. Isaac
Kramnick, Penguin, Harmond-
Anar$izmin Tarihi
38
mek cok
yanhsnr. Sadece
asm
bireyci Stirner, Devlet'in
yam
sira
topluma da saldinr, hatta insanlann hedeflerine birlikte ulasabilecekleri bir dernek ya da "benciller birtigi" kurulmasini ister.
Godwin, toplumu sadece
bir "bireyler toplami" olarak gorebili-
yordu, ancak "lnsan turiintin en arzulanabiftr durumu, bir top-
Ium
halidir" 4
derken anarsistlerin buyiik
bir
bolumu adina ko-
nusuyordu.
insamn toplumsal ve siyasal orgutlenoldugunu ve tarihin buyiik bir bolumiinde insanlann huktimeti ve yasalan olmayan bir toplumda bansci ve uretken bir tarzda orgutlendiklerini one siirerler. Aslinda pek cok topfumda, toplumsal dlizen Devlet'in geli§mesiyle Anarsistler, Devlet'in
mesinde yeni
bir gelisrne
ters orantili olarak var olur.
Htcbir baski gucti ve hicbir toplumsal denetimin olmadigi bir
toplum anlaminda saf
muhtemelen
anarsi,
hicbir
zaman var
olmamistir, Devletsiz toplumlar ve koylii to pi u ml an bile toplumsal
denetim araglan olarak onaylama ve onaylamama, her seyin
kar§ihkh otmasi ve dislama tehdidi gibi yaptmmlara basvururlar.
Ancak modern
antropoloji, organik ya da "ilkel" toplumlarda si-
nirh bir giic yogunla$masi oldugunu dogrular. Eger otorite varsa,
devredilmis ya da nadiren dayatdmisttr ve pek <;ok toplumda
komuta ve itaat iliskisi olmamistir. homo sapiens olarak ortaya cikistndan bu yana,
zorla kurulan hicbir Insan, bir
kabaca uc gruba aynlan Devletsiz topluluklar halinde yasamisttr: Siyasal
uzmanlasmanm nadiren
gdriildtigu ve hicbir resmi lider-
ligin (prestijli bazi bireyler aracthgiyla) lar;
sefin yogunlasmis
olmadigi bassiz toplum-
gucu denetlemedigi ve kahtsal
prestfjinin
genelbkle comertlige bagli oldugit sefhkler; ve karizmatik buyiik
adamm
kendine dusen paylan toplum yaranna kullanmak
topladigi buyiik a dam sistemleri. Antropologlar yerel
anarsi
tiplerini
betimlemislerdir. Bunlar bahgivanlardan
kirsallara, marginal bolgelerde
kucuk grupbrdan
iizere
pek cok farkh ve
yasayan Pigmeler ve Inuitler gibi
Niierya'daki Tiv ya da
Dogu Hindistan'daki
Santallar gibi buyiik kabiletere kadar degisik ozellikler gosterir. 5 4
Godwin, Anarchic!
5
Bkz. Taylor, Community, Anarchy and Liberty,
Writings,
s.
89, 50
through Complexity", Anarchy
hism and
in Action,
Stateless Societies", Anarchy, 58,
ve Societies and Social Mythes",
Ward, Freedom
Press, 1987,
s.
A
s.
s.
6-10;
Ward, "Harmony
44-52; John Pilgrim, "Anarc-
Arahk 1965,
s.
353-68; "Primiti-
Decaite of Anarchy, 1961-70, der. Colin
59-71; Harold Barclay, People Without Go-
Toplum
v<*
Dt
39
viel
Ancak insanlar bu topluluklarda kirk ya da elli bin ytl yasarms bu toplumlann neredeyse hepsi son iki ytizytl icinde Devletler tarafindan ozumlenmis ya da yikilmistir. Bu organik toplumlann pek cogu kuskusuz modem liber-
olsalar da,
Bunlar genellikle yaslilara gosterilen
terlere kisith gorunecektir.
muamele ve
farkh
cinsiyetc inkle nitelendirilirler. Insanlann uy-
duklan guclu kolektif ahlaki ve dini sistemleri ve toplumsal baskilann
laki
yam
vardir.
Guclu ah-
dogaustu yaptmmlar her
sira
toplum karsiti davranisi baski alttna ahr. Ancak bunlar, biitun simrlamalarma ragmen bir "dogal durum"da kacimlmaz olarak ortaya cikan Hobbescu evrensel savas karabasamnin sadece bit efsane oldugunu ortaya koyarlar. Yonetici ve onderler biciminde hiyerarsisi
olmayan
bir
toplum, utopyaci bir ruya degil insanh-
gin kolektif deneyiminin butunleyici
bir par^asidir. Anarsistler,
bu organik toplumlann kadim isbirligi ve karsihkh yardimlasma druntiilerini modern anlamda bireysellik ve kisisel ozerklikle birlestirmek isterler.
A$in bireyciler disinda iyisini
saglayan dogal
anarsistler,
durum
toplumu insanlar
olarak gortirler
lum, en az duzeyde mudahale edildigi zaman en le^liren ve tin
kendi
kendisini dtizenleyen bir
icin
en
Onlara gore topiyisini gercek-
olusumdur. Htikume-
yerine neyin gecirilecegi soruldugu zaman, anarsistler genel-
likle
su yaniti verirler: "Kanserin yerine neyi gecirirsiniz?" Pro-
udhon daha
kesin bir yamt veriyordu: "Hicbir seyi":
Toplum sonsu2 harekettir;
orsu
kurmak ya da ona
kazandtrmak gerekmez. Kendi sahnimmi
belirli bir
kendisi yaratir ve
kendi kendisini kurar. Orgutlu bir toplum yasa koyuculara
tempo daima tie
ka-
dar az ihtiyag duyarsa yasalara da o kadar ar ihtiyag duyar. Bir an
kovani igin drilmcek agi neyse, yasalar da toplum icin odur; sadece
an tan yakalamaya
yarar. fi
Boylece anarsistler mevcut dinscl ve siyasal le akildisi
engelledigine inamrlar. vemmcrtt:
An Anthropology
& David Tail, der. 6
kurumlann
Kendi aygitlanndan vazge^en toplum
.i/Anrtrchism,Jahn £r Averill, 1982 vejohn Middleton
Tribe Without
Rufm, Routledge
& Kegan Paul,
Proudhon, ahnu. Rocker, Nationalism and Culture, Freedom 231.
genellik-
ve dogadisi olduguna ve duzenli bir toplumsal hayati
1958, Press, 1947,
s.
Anar$izmin Tarihi
40
kendi yararli ve yaratici cizgisini bulacaktir. Toplumsal duzen
melde ancak
kisilerin ve
mulkun
te-
guvenligini saglamak icin hu-
kum siirebilir. Toplum ve Devlet arasindaki by temel aynm anar$ist dusuyam sira liberal diisunurler tarahndan da savunulmustur. Locke, insanlan dogal durumda ozgiir ve esit olarak resmetti. Doga! durumda ya$ayan insanlann hayati, dogal haklann nurlerin
doga yasalannca dUzenleniyordu. Locke'un Devletten bagimsiz olarak var olan dogal duzen nosyonu, klasik liberal laturedigi
issez-faire
savunusuna teorik zemin
lerden sadece, dogal
durumda
saglar.
Bu nosyon,
anarsist-
insanin canim, ozgurlugunii ve
malini koruyacak yasalarm ve sinirh bir hukumeiin olmadigi kosullarda insan hayatmin belirsiz ve zor olabilecegi
konusunda daima toplum halinde yasadtklan ayni gorustedirler, ancak hukumetin po-
ayrdir. Anarsistler insanhgin
konusunda Locke
ile
tansiyel toplumsal catismaya care olacak yerde dirdigini
O
one
bu catismayi
az-
surerler.
halde anarsistler, insanlann bans, ozgurluk ve guven
icinde bir arada yasayabileceklerine inamrlar. Toplumsal anarsistler
gonullu
isbirligini giiclendirecek
dogal dayanismaya
onem
verirlerken, bireyciler akilci ozcikar temelinde gonullu sozlesmeler
yoluyla
Hatta,
isleri
dogal
duzenlemenin.
durumda
bir
mumkun
hayatta
olduguna inamrlar. kalma mticadelesi goren
Sebastien Faure gibi az sayida anarsisc, yasalann, efendilerin ve
baskmin olmadigi kosutlarda, "yasamak icin verilen korkung mucadele"nin yerini "verimli bir anlasma"mn alabilecegine inanir. 7
Bu durumda komunistlerin
ve Easistlerin as Ian gibi kukre-
yen Leviathan'i bir yana, liberal gece bekcisi Devlet'e yoktur. Dogal diizen kendtliginden hukum sUrebilir.
bile ihtiyac
Dogal Diizen Anarsizmin temel varsayimlanndan birine gore, doga en iyi gelisimi kendi haline birakildigi zaman gosterir. Bir Taoist alegorr soyle der:
Atlar kuru yerde yasar, ot yer ve su icerler. Sevindiklerinde boyun-
lanm
birbirine surterler. Otkelendiklerinde arkalarim
Sebasu'en Faure, La rts,
1895,
s.
217.
Doukur
doner ve
bir-
universtlU, la philosop flit- libertaire, Savine, Pa-
Toplum ve Devlet birine gifte atarlar. 5imdiye kadar onlara
mizaclan otmustur. Ancak
gem
41
yon veren sadece kendi
ve dizgin vuruldugunda, ahnlarma
metal plaka konuldugunda, kotu kotu bakmayi, isirmak icin basla-
nni cevirmeyi, geme ve dizgin ere direnmeyi ogrenirler. Ve boyle1
ce atlann dogalan
bozulmu§
olur.
8
hukmeden yoAncak onlar dogaya
Aynisi insanlar icin de gecerlidir. Miidahaleci ve
uyumu
neticiler dogal
ve dengeyi bozarlar.
ters dustukleri, dogal enerji
akismi engellemeye calistiklan za-
man, toplum icinde sorunlar ortaya
ctkar. Artarsistin, ozgurlu-
gun, tek basina olmantn yararlanna olan giiveninin temelinde bir tiir kozmik iyimserlik vardir. Dogal yasalar, insanlann mudahatesine gerek olmaksizin, kendiliginden duzeni saglayacaktir.
Doga anlayi§lan bakimindan
anarsistler,
toplumun dogal
zeminini, tarihsel olarak "simdiki halde ya da oldugu gibi" (natura rtafurata) degil, felsefi olarak "olabilecegi halde" (natura na-
turans)
gorme
egilimindedirler. Tipki
dogayi sabit bir
durum
Hera k kit os
gibi, onlar
da
olarak degil, daha dtnamik bir slirec ola-
rak gdrurler: Ayaklanmzi ayni irmaga asla iki kez sokamazsimz. Tutucu du§unurlerin doganm en iyi "var oldugu haliyle", yani tarihin simdiye kadar ortaya koydugu §eylerle ifade edildigine
inandiklan yerde,
ilerici
dusuniirler dogaya kendi potansiyelini
gerceklestirmesi acisindan bakarlar. Anarsistlerin cogu da,
ilerle-
meyi gercekle^tirmek icin en iyi yolun dogayi kendi yararh gidisattna terk etmek olduguna inanir. Dogamn yaranna duyulan bu giiven ilk olarak kadim Cin'de, Taoistler arastnda ortaya cikar. Erken Grek dusunurleri, ozellikle Stoik'ler de insanlann dogayla uyum icinde yasamalan halinde her seyin miikemmel olacagini dusuniirler, Orta^agda doga, en alt formdan en yuksek forma -Mutlak Varhk ya da Tanrt- kadar uzanan hiyerarsik bir duzen icinde birbirine bagh sonsuz sayida halkadan olusan bir Buyiik Varhk Zinciri olarak kavramyordu. Woodcock, anarsistlerin, insanin dunyadaki yerine ili§kin goru§leri bakimindan Buyuk Varhk Zinciri'nin degisik bir yorumuna inandiklanni one surmustiir. 9 Aslmda, bir Varhk Zinciri
olarak evren anlayigi ve
ler -bolluk, sureklilik, layisti.
bu anlayi§in temelini olusturan
ilke-
derecelenme- derin bicimde tutucu bir an-
Aynca, Varhk Zinciri'nin hiyerarsik kozmogonisi, ortada
S
Omang
9
Anarclust Reader,
Tzu,
<;ev.
Herbert A, Giles (1889), Allen s.
16.
& Unwin,
1980,
s.
98-9.
42
Anar$izmin Tarihi
insanm yer akhgi, canavardan meleklere kadar dereeelenisiyte don em in toplumsal hiyerarsisini yansitryordu. Bu yaklasim on sekizinci yuzyilda,
toplumun orgutlenmesinde
hicbir iyilesme-
nin olamayacagi ve Papa'nm aldtgi kararlann "her
zaman dogru"
oldugu inancina vardi. 10
Aslmda ilerici dusiinurler, ancak on sekizinci yuzyihn sonuna dogru, duragan Varhk Zinciri nosyonu yerini daha evrimci bir doga anlayistna biraktigi zaman, modern uygarhgm eksikliklerini
canlandirmak
basladilar,
icin
dogaya
Ilkelci (prtmitivist)
bir denektasi olarak
basvurmaya
Rousseau, daha dogal bir hayat
tarzi gelistirmemiz gerektigini one surerek, Avrupa uygarhginin yapayhgina tepki gosterdi. Insamn dogal iyiligi hukumet ve siyasal kurumiar taraftndan bozulmustu. O halde dogal insanm gelismesini saglamak icin hukutneti ve siyasal kurumlan yeniden yaratmak gerekiyordu.
Anarsist dusuncede guglu bir ilkelci
damar oldugu kusku
hem tarihin en iyi doneminin Devlet'in kurulusundan onceki donem olduguna duyulan inane bakimindan kronolojik bir form, hem de modern uygarhgm kazanimlangoturmez. Bu yaklasim,
nm
kotu oldugu
ftkri
bakimindan
kiilturel bir
form kazanir. Bu
inanctar, ilkel hayat olarak tahayyul edilen seyin basitlik ve inceliginin kutsanmasmda birlestirilebilir. Ne var ki cogu anarsist ka-
donemt aramaz; bunun yerine yeni bir ozbiBu yiizden anarsistler ge?miste kalan daha muelu bir hayat tarzmdan esinlenerek ve gelecekte yeni ve daha iyi bir hayat tarzi umarak hem ilkelci hem de ilerici bir tutum ahriar. Bu nokta, Godwin'in her seyden once on sekizinci yiizyihn yip aitm cag denilen lincli
ozgurltik gagi araytsi icindedir.
sonundaki anarsist
fikirlere acikhk kazandiran eserinde belirginDogayi natura naturans, olabilecegi halde goriir. Ahlaki ve toplumsal ilerleme imkanma duydugu giiveni asla kaybetmez. dir,
Bir ateist olarak, gercegin hei seye giicu yettigine ve evrensel ol-
duguna inamyordu. Yashhk doneminde, butun evreni ayakta tutan ve ona uyum kazandiran gizemli ve yararh bir giicten soz etmeye basladi. Proudhon da evrensel dogal yasaya inamyor ve derin bir adalet duygusunun insana ickin oldugunu dusunuyordu: "o [insan], bireyi asan ahlaki bLr 10
kodun
ilkelerini
kendi icin-
Bki. Arthur O. Lovejoy, Hie Great Chain of Being (1936;, Harvard University Press,
Cambridge Mass., 1971,
s.
196-7.
Toplum
de
tasir...
43
ve Drvlfi
Bunlar onun ozunu ve bizaiihi toplumun oziinu olus-
ruhunun
turur. Bunlar insan
toplumsal lestirilir..."
iliskiler
karakteristik
kahbmi olusturur ve
sayesinde her gun arindirihr ve
mukemmel-
11
Bakunin dogaya ve topluma daha diyaleklik
bir tarzda baki-
yor ve degisimin zitlann uzlasmasiyla gerceklesecegini dusuniiyordu: "dogal guglerin uyumu, ancak hayatm ve hareketin gercek kosulunu olusturan surekli bir mucadelenin sonucu olarak
Dogada oldugu gibi toplumda da, mucadelenin olmadigi duzen, olumdur." Ancak doga, dogal yasalara uygun biCimde, bilincsiz bit tarzda davramr. Bununla birlikte, evrensel diizen dogada ve toplumda var olur, Akil yurutme gucune sahip olan insan bile "dogal giiclerin birlik ve eyleminin maddi uruortaya cikar,
nu"dtir. lz
Kropotkin, sadece Proudhon gibi ahlak duygusunun i?sel olduguna degil, doganin esas olarak karsihkh yardimlasmayla daha yuksek ve daha karmasik formlara evrilecegine de inamyordu. Malatesta
ise
Kropotkin'in
asm
iyimsertigini sorguladi ve
anarsinin "Doganin uyumsuzluklanna karsi insan toplumu icinde verilen mucadele" oldugunu one surdu. Ancak "dogal insan hemcinsleriyle surekli bir catisma durumundadir" dese de, toplumsal dayanigmanm ve uyumun miimkun olduguna inamyordu. 13 Murray Bookchin ve John Clark gibi modern teorisyenler, ortaya gesitlilik icinde birligin, karmasikhga ragmen uyumun uygulanabilecetopluma ozgur bir ilkelerin koydugu ekolojik gini gostermeye, anarsizm
maya
ile
ekoloji arasinda bir baglanu kur-
gahsarak Kropotkin'i izlediler.
Boylece butun anarsistler, Devlet ve htikumetin yapay kisitlamalan ve dayatilmis otoritenin baskisi olmadigi taktirde insanlar
arasinda bir cikarlar
uyumunun
olusacagina inamrlar.
En
acikca kendi cikarlanni kollamalan halinde en aza indirecek birlikler kurabileceklerine gatismayi insanlann ne olursa olsun anarsistler kendiliginden Kanaatleri giivenirler.
atesli bireyciler bile,
diizene inamrlar. Ortak ihuyaclar konusunda, insanlann kendi-
ve otoritenin herhangi bir dayatma-
lerini orgiitleyebileceklerine
stndan gok daha etkin ve yararh oldugunu kamtlayacak 1
Proudhon, Selected Writings,
12
Bakunin on Anarchy,
13
Errico Malatesta.
1977.
s.
267, 277.
Hb
s.
s.
bir top-
249.
271.
Life
and
Ideas, der.
Vernon Richards, Freedom
Press,
Ana rjtzm in
44
TariJii
lumsal diizen yaratabileceklerine guvenirler. H I'niudhon'un gozlemledigi gibi,'ozguriiik duzenin krzi degil anasidir.
Ancak
butitn anarsistler Devlet'in
kaldtnimasmi
top lumsal duzenin nihai olarak galip geleceginc
i
ister
ve
nam darken, bu
giivenlerini farkh onciillere ve modellere dayandinrlar. 15 Stirner
ve Tucker gibi bireyciler,
Adam
Smith'tn, gizli hir
el,
ozel cikan
genel yarara dontisturecek ve cikarlann birbirine denk dusmesini saglayacaktir seklindeki iktisadi goriisiinu geli$tirdiler, Iktisadi faaliyet sayisiz
karan ve islemi gerektirdigi
icin,
tek bir birey
ya da bireyler grubu tarafmdan basanh bicimde diizenlenemez ya da yonlendirilemez. Bu yuzden ekonomiyi kendi haline birak-
mak
gerekir. Sonuc, kendi kendini duzcnleyen bir iktisadi
uyum
sistemi olacaktir. Saint-Simon'un unlu deyisiyle, "nesnelerin yo-
netimi" eninde sonunda "insanlann yonetimi"nin yerini alacaktir.
Godwin, kendi uyumtu ozgur to plum modelfcni, evrensel uyum icinde olan akhn hakimiyetine dayandirEgitim ve aydinlanma yoluyla insanlar, daha akilci olacaklar,
ahlak yasalanyla di.
evrensel gercekligi ve ortak ctkarlanni taniyacaklar ve buna uygun bicimde davranacaklardi. Herkes gercegin sesini dinleyecekti, Proudhon insanlann ister istemez birbirine bagimh olduklanm, e§giidumlu iradeleriyle ekonomik cikarlanm gerceklestireceklerini dusunuyordu. Bakunin, insanhgi yonetmek icin vicdan ve akhn yeterli olduguna inaniyordu, Bununla birlikte kendisi, insan bilincinin ve toplumun tarihsel olarak diyalektik bir tarzda gelisimini
resmedecek kadar Hegelci
idi.
Giderek farkhlasan
ihti-
yac ve cikarlan ancak kendiliginden halk orgutlenmeleri karsilayabilirdi.
Hem
Kropotkin
hem
de Tolstoy, kendi toplumsal
uyum
modellerini, kabile orgutlenmeleri ve koylere iliskin gozlemleri-
ne dayandirdilar. Bu tiirden topluluklann, gelenek ve gonulluluge gore, yasalar ve
leme tarzlanndan
hukumet olmaksizm kendi hayatlanm diizenetkilendiler. Bu arada Kropotkin, anar§izmi
topluma ve dogal tarihe
iliskin bilimsel arastirmalara
maya ve bunun, dogal ve toplumsal yasalarla 14
Bkz.
uyum
dayandir-
icinde yasa-
benim makalem, "The Natural Order of Anarchy", The New InternatiJubat 1979, s. 20-1; ve Ward, "The Theory ol Spontaneous Order",
onalist,
Anarchy 15
in Action,
s.
28-38.
Bki. April Carter. The Political Theory of Anarchism, Routledge Paul, 1971,
s,
78-9.
&
Kegan
Toplum ve
ma ti.
arayismda akilci bir
felsefe
45
Devh'i
olusturdugunu kamtlamaya gah§-
Insanlar diyordu, otoriter ve kapitalist Devletler tarafmdan
baskilanmis ve carpittlmts dogal bir anlayis ve gelistirmi§lerdir.
Ozgur
bir
isbirligi
icgudusu
toplumun kendiliginden duzeni
icin-
de, bunlar yeniden olusacak ve guclendirilecekti,
Devlet ve
Devlet,
5500
yil
Hukumet
once Mistt'da ortaya
ve
ctkti. Cinlilerin
Romah-
lannki gibi buyiik imparatorluklar, beltrgin dissal sintrlan ol-
maksizm
yiikseldiler ve coktuler,
Dunya niifusunun buyiik
bir
boliimu klanlar ya da kabileler icinde yasamayi surdiirdu. Hayatlan, adetler ve tabularla diizenlendi; duzeni siirduren ve onlan bir arada tutan yasalan, siyasal yonetimleri,
ma h kerne leri
ya da
polisleri yoktu.
Devletle birlikte iktisadi esitsizlik de ortaya cikti. Ozel mul-
toplum az sayida
kiyet ve simf iliskileri, ancak
edinilen bir fazla uretebildigi
zaman
gelisti.
da savascimn destegini kazandigi zaman,
ki§i
Zengin,
belirli
tarafmdan
samamn
ya
bir bolgede yuk-
kurum olarak Devlet de olusmakorumak icin yasalar cikanldi ve si-
sek otorite olma iddiasmda bir
ya ba§ladi. Ozel mulkiyeti
lahh adamlardan olusan ozel bir grupla takviye edildi, Boylece Devlet, Locke'un tahayyul ettigi gibi, hayati
hat kilmak icin bir
sozlesme yapan
daha
gtivenli ve ra-
hukumet olusturma amaciyla toplumsal
iyi niyetli
ve akilci insanlar tarafmdan
bir
degil, top-
lumsal ^atisma temelinde kuruldu,
Kropotkin, Devlet'in kokenleri uzerine yaptigi incelemede,
Roma Imparatorlugu'nun
bir Devlet
hirlerinin ve ortacag sehir
oldugunu, ancak Grek
se-
cumhuriyetlermin Devlet olmadigini
one surer. Kropotkin'e gore, Avrupa uluslartnda Devlet ancak on yuzytldan sonra, ozgur kasabalar ve bu kasabalar arasinda
alttnci
kurulan federasyonlar biciminde ortaya ctkmi§ur, Bu surec, top-
luma hakim olan
lortlar,
avukatlar ve rahiplerden olusan bir
"Uclii Ittifak"la sonuclandi. 16
Daha sonra
bunlara, Devlet'i guc-
lendirmeye ve merkezilestirmeye devam eden ve serbest inisiyatifi
ezen kapitalistler
kattldi.
Bu sure
icinde halk isbirligi
yapma*
ya ikna edildi ve gonullu kolelige giderek ahsttnldi. Anar^istlertn cogu
16
Kropotkin, The
State,
s.
bu 31.
tarih anlayisini genel hatlanyla kabul
Anar$izmin
46
Toplum daima kutsamrken,
eder.
pay
bir iisiyapi
Tarifii
toplumdan ayn,
Devlet'in
oldugunu hepsi kabul
O bir baski
eder.
toplumsal kotiilugun bashca nedenlerinden
biridir.
ya-
araci ve
Bu nedenle
Rousseau'nun one surdugu, Devlet halkin Genel traifade edebilir seklindeki idealist gorusii reddederler. Dev-
anarsistler, desi'ni let'i
ulusun ruhunun i fade si olarak gormeye caiman Hegelct Devlet'in kendi parcalannin
bir
mistisizmin zerresini tasimazlar.
toplammdan daha buyiik
bir ahlaki
Onun
turduguna inanmazlar.
varhk ya da
siyasal yapi olus-
crplak giicunii gozlerden gizleyen
gizemlilestirici seremonileri ve rituelleri incelerler.
timini
hakh cikarmak
icin yurtseverlige ve
Azmlik yone-
demokrasiye hitap
edisini sorgularlar. Devlet'i belirli alanlarda bir sempati ve isbirligi
merkezi olarak gorebilen
liberal iddiayi
Ote yandan, anarsistler
mesru
fiziksel gtic
Max
da kabul etmezler,
Weber'in
belirli bir
bolgede
kullanimi tekeline sahip oltna iddiasinda bu-
lunan bir yapi olarak Devlet tanimini kabul etmekte higbir sakinca gormezler. Devlet dis, isgalciye ve ic muhaliflere karsi kendisini
savunmak
icin,
sahip oldugu zor kullanma tekelini ordu ve
polis aracihgiyla kullanir, Belirli bir bolgenin yiiksek otoritesi
komuta etmek ve onlann itaat tamamen mesru bir hakka sahip oldu-
olarak Devlet, kendi yurttaslanna etmelerini saglamak icin
gunu
iddia eder.
zaman zenginler ve zaman hakim elitin ^lkarlarma uygun du^ecek sekilde yapddigi komisunda sosyalistlerle aym gorustedirler. Godwin, tipki Marx gibi, zenAnar§istler
aym zamanda
Devlet'in her
gucluler tarahndan denetlendigi ve yas alarm her
daima "dolayh ya da dolaysiz olarak Devlet'in yasa koyucusu" olduklannt ve hukumetin toplumdaki iktisadi esitsizliginlerin
gin surmesini sagladigini gormiistur. Kropotkin, Devlet'in
kadim hem de modern tekeller
tarihte,
hem
daima "hakim azinhklar lehine
olusturma araci" oldugunu one
surdii. 17
Anarsistler,
Devlet'in kaldinlmasiyla birlikte daha buyiik bir esitligin nihayet
kazamlacagmi dusuniirler, ancak ozel mulkiyeti temel a Ian laissez-jaire'dtn gonullu komunizme kadar degisen cok farkh iktisadi sistemler onerirler.
Kuskusuz Devlet ile hukumet arasinda bir farkhlik vardir, Belirli bir bolgede, hukumetler gelip giderken, Devlet oldugu gi17
Godwin, Anarchist Communism, s. 9.
Writings,
s.
89; Kropotkin, Anarchism and Anarchist
Toplum ve Devlet kahr.
bi
47
Hukumet, Devlet'in icinde yer alan ve yasalan cikarmak mesru otoriteye sahip oldugunu iddia eden bir oraym zamanda Devlet aygillanni yonetir ve denetler. Hu-
icin gerekli
gandtr;
kumet, Iktidan uygular ve kullamrken, anayasa ya da adetlere belirli prosediirleri izler. Tucker, Devlet'i, belirJi bir bolgede kurulan "yonetim tekeli" ve hukumeti "bireyin ozel ala-
dayanan
nina bir saldin" olarak tan lmt amis tir. 18
Ancak anarsisderin cogu Devlet ve hukumet
terimlerini,
sanki bunlar toplumdaki siyasal otoritenin toplandigi tek bir yeri
anlatvyormus
ler
gevsek bicimde kullanirlar. Butun anarsist-
gibi,
Devlet'e karsi cikarlarken, bir ktsmi, gegis
donemi
form olarak hukiimetin varhgma
yifiaulmis bir
icinde za-
izin
vermeye
Avrupa'daki utus-devletler modern formlannt kazanmaya basladiklan bir sirada, Godwin esas olarak hukumetin kohazirdir.
hakkinda yaziyordu. Insanlann onceleri karsihkh yardimlasma amaciyla bir araya geldiklerini, ama "az sayida kisinin hatalarmin ve sapkinhgt"mn bir hukumet formu icinde kisitlantulukleri
ma
ihtiyacma yol actigini one
siirdii. Ancak hiikumetin adaletortadan kaldirmayi amaclarken yarattigi sonu?, toplulugun baski gucunti yogunlastirarak ve miilkiyette esitsizligi arti-
sizligi
rarak adaleisizligi siirdurmek olmustu. Hukumetler bir kez kurutduklannda halkin dinamik yarattcthgini ve kendiligindenligini engellerler:
Onlar "toplumda var olan canlihga
el atarlar
ve
onun
hareketini
durdururlar." Egilimleri yolsuzlugu surdurmektir. Bir zamanlar
hakh ve
yararli
gorulen her seyi, gelecek kusaklar icin gercekles-
tirmeyi vaat ederier. lnsanin genel egilimlerini tersine gevirirler ve
cektigimiz acilan surdurijrler ve bize
dogru bakmayi
ogretirler. Bizi,
mukemmellik
icin geriye
degisim ve iyiiesmeye degil kamu-
sal refah araytsina yoneltirler,
ancak burnt atalanmizin kararlanna cok az saygi duyarak yaparlar, sanki insan zihninin dogasi daima yozlasmak ve
asla
ilerlememekmis
gibi davramrlar. 19
Oie yanda, bireyci
Stirner, kotulugun nedeni olarak Devlet iizerinde odaktandi. "Her Devlet bir despotizmdir, bir ya da birden
V»>k l« 1 I
'
.'>
despottan olusur," 20 lucker, instead of a Book,
Amaclarmdan s.
dodwin, Anarchist Writings,
Max
Stirner,
The Ego
Keadtr icinde,
s.
240.
biri
de bireyi smirlamak,
21-3, s.
90.
& Us Own, ^ev. Steven T. Byington
(1907), Anarchist
Anar$izmin Tarihi
48
denetlemek ve ona boyun egdirmektir. Biitun anarsistler ler.
Godwin ve
Proudhon insanin
Stirmer kadar tutarlt degildir-
oldugunu "hukumet for-
insani yonetmesinin kolelik
dogruladi, ancak paradoksal bi^imde anarsiyi,
mu"nda
hukiimdann ya da
bir
mmladi. Hatta federalizm
mun
bir
egemenin yoklugu olarak
icindeki "bashca harekete gecirici ve kapsayici
oldugu
ta-
iizerine yazdigi gee bir eserde, toplu-
yonetmen"
De vie tie olumlu bir yon buldu. 21 Bununla birlikte, hukumet" in cehskili bir terim oldugunu kabul etti ve
icin
"anar§ik
hukumet
ile
biirokrasiye ili§kin en lanetleyici betimlemelerden
birini yapti:
Yonetilmek,
tie
hakki ne kerameti ne de
iffeti
olan yaratiklar tara-
findan iztenmek, sorusturulmak, gozetlenmek, yonlendirilmek, yasalara
uydurulmak, dtuene sokulmak, kapanlmak, telkinkre ve
vaazlara
maruz kalmak, denetletimek, yorumlanmak, degerlendikomuta edilmektir.,, Yonetilniek,
rilmek, sansure ugraulmak ve
kisinin her harekeiinde, her eyleminde ve yapugi her i$krnde,
mimlenmesi, kaydedilmesi, nufus sayimina lendirilmesi,
cabi tutulmasi, Vergi-
damgalanmasi, fiyatlandmlmasi, degerlendirilmesi,
patentinin almmasi, yetkilendirilmesi, miisaadeye tabi kilinmasi, tavsiye edilmesi, ikaz edilmesi,
masi ve diizeltilmesi anlarmna terbtye edilmek, fidye
men
gelir.
edilmesi, dogru yola sokul-
Hukumet, haraca baglanmak,
odemeye mecbur birakilmak, somuridmek, akma ahnmak, gizemlilesti-
tekellestirilmek, gasp edilmek, baski
rilmek, soyulmak anlamina gelir; butun bunlar
halkin cikarlan icin yapihr,
Daha
kamu yaran
ve
sonra, ilk direnis betirtisi ya da
sikayet sozctigunde kisi baski altina almir, para cezasina ^arptinlir,
hor goriilur, tedirgin
rulttr,
edilir, takip edilir, a par
dovulur, bogularak idam
neli tQfekle taranir, yargilamr,
kurban
cuk
edilir, satilir,
diisfiriilur,
budur; onun
Bakunin, en
edilir,
hapse
hukum
topar almip gotu-
atihr, vurulur, tnaki-
gtyer,
surgune gonderilir,
ihanete ugratilir ve ustune iistluk bir de ku-
alay edilir, kizdinhr ve orturu ktnlir.
adateti de ahlaki
mukemmel
retoriklerinden birinde,
21
Proudhon, Selected Writings,
22
Proudhon, General Idea of the Revolution alma, Gueriri, Anarchism, s. 15-16.
s.
Hukumet
iste
da budur! 22
toplumun ken-
89 110. ,
in the Nineteenth
Century (1851),
Top lum ve Devlet diliginden hayatim ezdigi icin Devkt'i
zaman
her
49
mahkOm
etti.
Ama
o da
tutarh degildi. Birinci Entemasyonal'de Bakunin ve
taraftarlan
"sosyalist
esanlamhsi olarak, "yeniden
kolektif'in
olusturulan Devlet", "yeni ve devrimci Devlet" hatta "sosyalist
Ancak buradaki
Devlet" terimlerini kullandilar. riter sosyalistler ni fark
belirsizligin oto-
ve Marksistler larafmdan istismar edilebilecegi-
edenler, mevcut Devlet'in yerine gecirmek istedikleri se-
tammi olarak federasyon ya da komiinler dayantfmasim onerdiier. Bakunin, I869'da toplanan Basel Kongyin daha dogru bir
konusmada loplumsal servetin kolektiflestirilmeetti. Bu sozlerle, "mulkiyetin
resi'nde yaptigi
sinden yana oldugunu acikca ifade
onay mercii ve yegane garantoru olan adli ve siyasal Devlet'in orlaclan kaldmlmasiyla, su anda mulk sahibi olan herkesin muik-
Daha sonraki orgutlenme forBakunin komiinler dayani$masmdan yanaydi, ciinku bu tiirden dayant$ma, "toplumun tepeden tirnaga orgtitstizlestirilmesi"ni kastediyordu.
muna
gelince,
lenmesi"ni gerektirecekti. 13 Bazi anarsisclerin
hukumet
ile
Devlet'i birbirine kart^urma-
lan,
en acik bicimde Malatesta'da gorulur. Anarchy (1891) bas-
bld
brosiirunde Devlet'i soyle tanimladi:
i
kurumlann toplami [Bu
Siyasal, yasa koyan, adli, askeri ve mali
kurum
sayesindel icislerinin yonetimini, kisisel davrantsin deneti-
ntini, kisisel
guvenlik sorumlulugunu halktan alarak, gasp ya da
yoikilendirme yoluyb baskalanna ^;l
yapma ve gerektiginde
lura
verir;
herkes ve her sey igin ya-
kolektif zor kullanarak insanlan
uymaya mecbur etme
bu
yasa-
yetkisi edinir.
Ancak Malatesta, bu anlamda Devlet sozcugumin hukumet anlamina geldigini ya da ba§ka sekilde belirtmek gerekirse, "hukuinciiii cisimlestirdigi
durumun
ki?i disi,
da ekledi. Devlet sozctigu genellikle bclirli bir
soyut ifadesi" oldugunu
belirli bir
bolgede toplanan
insan toplulugunu betimlemek ve bir ulkenin yiiksek
yonetimini kastetmek amaciyla kullamldigt icin, "Devlet'in ortad.ui kiiklinlmasi" ifadesini iMi'iiti
Krojioikin .'
l
,'
I
"daha acik ve daha somut olan, huhii-
oriadan kaldtrilmast terimi"yle degistirmeyi tercih
Kiikiinin,
hem
iijir. s.
hiikumetin
hem
Irccdom
I'rc:."*,
24
de Devlet'in ortadan kaldi-
fil
MiiLiTsia, Anitrcltv,
etti.
1474. s
1.1-14.
Anar$izmit\ inula
50
rilmasiyla ilgileniyordu. Anarsizmi "hukimnKi/ Sosyalizm sistemi" olarak, "toplumun hukumetsiz tasawut idildigi btr hayat ve
davranis ilkesiya da teorisi" olarak tamrnlndi leri
''
IVvlet'tn
\Wh
uzerine yaptigi calismada {The State.
koken-
Kropotkin, Dev-
let ile hiikumet arasinda aynm yapti. Onav-ig yliirlerini ve onlann hiikumet kurumlanni meclisleri, scviliui-j y;ugiv1an ve sivil
otoriteye
bagh askeri
metlerin
aym
giicleriyle birlikle
kotu oldugunu
olciide
iwdugu
bittun hukuAruak Devlet
ii,in
dii^uniiu'z.
ortaya cikuginda, sadece hiikumet gibi toplumun uzerinde yer
varhguu degil, "bdlgesct bir yogunla$mit ve toplumun pek $ok ya da butun i}levlerinin birkat; ki$inin elinde yogunla$ma$i"m da gerektiriyordu. Devlet, toplumun uyeleri arasinda a Ian bir iktidarm
Devlet'in
olusumundan once var ohnayan
kurulmasi anlamina
hazi yeni iliskilerin
misyonu, "insanlarm
gelir. Devlet'in tarihsel
dolaysiz bicimde bir araya gelmelerini onlemek, yerel ve bireysel
engellemek, var olan ozgiirlukteri ezmek,
inisiyatifin gelismesini
onlann yeniden yesermesini onlemek ve boylece lann iradesine tabi kilmak"
Bu yuzyilda
kitleleri
azmhk-
idi. 26
anarsist Devlet elestirisi
daha da karmasiklas-
misur, Gustav Landauer, "Devlet, bir durum, insanlar arasinda
davranis kahbidir; onu baska iliskiler kura bicimde davranarak yikanz" demektedir. "Yasal Devdiizeni, ancak insanlar kendi aralarmdaki mevcut baglantiyi
belirli bir iliski, bir
rak, farkli let
organik bir topluluk icinde kurulan bir baglanuya donusturdukleri zaman gecmiste kalabilir," 27
Daha yakm zamanlarda Murray Eookchin, Devlet'in sadece kurumlar takimi degil, aym zamanda zihin durumu, "gercekligi diizenlemek icin telkin edilmis bir
bir burokratik ve baskict bir
zihniyet" oldugunu, ikna edici bicimde one siirmustur.
Bu
yiizyil
icinde liberal demokrasilerde Vahsi guc kullanma kapasitesi
st-
nirtandirtlmissa da, Devlet saygi uyandirarak ve tebaasina gucsuzliik
vam
duygusu vererek
giiclu bir psikolojik etki
zorlasmis ve Devlet
toplum arasindaki
ile
lasrmstir ki, artik "Devlet, siyasal 25
ysratmaya de~
etmekiedir. Aslmda, onurt sinirlanm belirlemek giderek ?izgi oylesine bulanik-
kurumlann toplumsal kurum-
Kropothin's Revolutionary Pamphlets, der. Roger N. Baldwin (1927), yeni bsk.
Benjamin Blom,
New
York, 1968,
s.
46, 284,
26
Kropotkin, The State,
27
Gustav Landauer, alum, Martin Buber, Paths ton, 1958,
s,
46,
s.
10, 52. in
Utopia, Beacon Press, Bos-
51
Toplum ve Devlet larla,
baskici islevlerin
bolusumcu
islevlerle,
vuksek duzeyde ce-
idari ihtizai islemlerin duzenleyici islemlerle ve nihayet smifin 23 gelmistir. haline yaclarla melezlef tirilmesi"nin bir urunu
Liberal
Demokrasi
konusunda aynlirlar. Liberaller, zorlayici bir yasal diizen olarak Devengellenmemis bir let'in, yuntas ve insan haklanm korumak, ekonomisi olan toplumdaki anlasmazhk ve catismalan cozumleAnarsistler, liberal ve sosyalist muttefiklerinden Devlet
mek
ichi gerekli
oldugunu savunurtar. Liberal diisunur
Hobhouse'un yazdigi
L. T.
gibi:
Devlet'in zorlama iskvi bireysel zorlamayi asmaktadir ve kusku-
suz, zorlama Devlet'in icinde yer alan bir bireyler gerceklestirilir. Ifade
grubu tarafindan
ozgurlugu, kisinin ve mulkiyetin guvenli|i,
gercek bir sozlesme ozgiirlugu, toplanma ve drgutlenme haklan ve nihayet Devlet'in tekil iiyelerin inatcihgi ylizunden bozguna ugratilmamasi gereken ortak hedefleri gerceklestirme gucii bu aracla saglamr. 2 ^
Ote yanda, anarsistler, modern liberterlerin savunduklan en askisigari duzeyde "gece bekcisi" Devlet'in bile zengin ve kudretli ayricahklave cikarlarmi ler tarafindan deneilenecegini, onlann rim korumak icin kullamlacagmi savunurlar, Bireysel haklan
korudugu ne kadar iddia edilirse edilsin, hiikumet daima "hakim simflann elinde halk uzerindeki iktidan surdurmenin 30 Devlet, saghkli bir istikrar saglabir araci" haline gelecektir. maktan cok, olumlu degisimi engeller; diizeni saglayacak yerde
catisma yaratir;
ticari girisimi
yatifi lalirip eder.
giiclendirmeye cahstigi yerde
inisi^
Guvenlik sagladigim iddia eder, ama sadece
endiseyi artmr. Anarsistler, temsili demokrasinin, monarsi, aristokrasi ya
da despotizme tercih edilebilir oldugunu hissetseler de, ozunde baskict oldugunu dusumirler. Demokratik Devlet teorisinin ikiz dayanagim -temsil ve cogunluk yonetimi- curuturler. Her sey28 29
30
Bookchin, Ecology of Freedom, s. 94, 124. Norgate, tarihsii, s. 146-7. L. T. Hobhouse, Liberalism, Williams Kropotkin, Paroles d'un revolt;, Marponet Flammarion, Paris, 1885,
&
s.
34.
Anar^izmin Tarihi
52
den once, hie kimse bir baskasini gercekten temsil edemez ve bir baskasimn yetkilerini devralmak hnkansizdir. Ikinci olarak, co-
gunlugun azinhgi -bu azinhk tek kisiden ibaret olsa biie- yonetme hakki, azinhgin ?ogunlugu yonetme hakkindan daha fazla degildir. Godwin'e gore, oy vererek dogru olam bulmak, "akil ve adalete yapilan agir bir hakaret"tir. 31
Hukumeun
bireyi ve
omm
mulkunu, cogunlugun iradesini yansittigi icin koiuyabilecegi dusuncesi bu nedenle agikca adaletsiz bir diisuncedir. Anarsistler Hobbes, Locke ve Rousseau tarafmdan neredeyse kutsal sayilan liberal toplumsal sozlesme teorisini de reddederler.
Onlara gore, hichir hukumet kendisine nza gostermeyen
olamaz ve
bir birey uzerinde yetki sahibi lara bireysel olarak
nza gosterecegini
kah bireyci Lysander Spooner,
ABD
bir kisinin
ummak
butun yasa-
sacmadir. Ameri-
Anayasasi'ni cozUmleyerek
Devlet'in sozlesme teorisinin yanltshgim ortaya cikardi, Herhan-
hukumet kurmak icin bir sozlesme yaptigina dair hicbutamadi ve oy verme ya da vergi odeme uygulamalan-
gi birinin
bir kanit
m sozle ifade edilmemis bir rizanm sacma oldugunu one surdu. $u sonuca akhn genel
ve
me
ilkeleri
dikkate ahndiginda
degildir; hie kimseyi
gormenin
kaniti olarak
vardi: "Ac^ktir ki, ...
hukuk
Anayasa, bir sozles-
baglamaz ve gecmisie de baglamamisur;
ve Anayasa uyannca davraniyormus gibi yapan herkes dir ve onlara hirer gaspci olarak
gaspci-
...
davranmak, herkesin sadece
hakki degil, ayni zamanda ahlaki gorevidir". 31
Butim
anarsistler bireyler arasi sozlesmeler
konusunda ayni
Godwin butun sozlesme
bicimlerini red-
gorUsti paylasmazlar. detti,
ciinku bunlar genellikle gecmisteki budalahgtn gelecekteki
bilge lige
hakim
kitinmasiyla sonuglamyordu. Bir eylem hakhysa,
gerceklestirilmelidir; degilse,
ondan sakinilmahdir. Aynca
sozlesme yukumlulugune ihtiyac yoktur, Ote yanda,
hem
bir
Proud-
hon hem de Kropr^tkin, sozlesmeleri Devletsiz bir anarsist toplumda insanlar arasmdaki sorunlan duzenlemek icin yapilan gonul'u anlasmalar olarak goruyorlardi. Ancak bu turden sozlesmeler yasal olarak zorunlu tutulamayacagi ve yapunmtara
baglanamayacagi
den cok,
icin,
goreneksel anlamda baglayici sozlesmeler-
birer niyet deklarasyonu gibidirler. Insanlar
bu
sozles-
melere sadece pragmatik nedenlerle uyarlar. Bir birey yaptigi 31
Godwin, Anarchist
Writings,
32
Lysande: Spooner,
No
s,
114.
Treason (1870), aimti, Miller, Ana: chism,
5.
37-8.
53
T opium ve Devlet
sozlesmeleri surekli ihlal ederse, kisa sure icinde anlasabilecegi
insan bulamayacaktir. Anarsistler liberal demokrasinin ve temsili hukiimetin do-
gasina iliskin hayatlere kapilmadilar. Proudhon, 1848 Devrimi sirasinda bir sure Ulusal Meclis'te yer aldigmda, uzun suredir
kuskulandigi sey dogrulanrms. oldu: "Parlamenter Sina'ya ayak bastigim anda kitlelerden koptum, Insan korkusu otoriteye mensup olan herkesin hastahgidir; iktidarda olanlar icin halk, dusmandir." 33 Bu yiizden Ptroudhon "Genel Oy Hakki Karsidevrimdir" diyor ve mucadelenin siyasal arenada degil iktisadi arenada verilmesi gerektigini israrla belirtiyordu. Bakunin asla temsilci olarak bir parlamentoya girmedi ve bir siyasal partiye katilmadi.
Basindan beri sunun farkindaydi: "Her kim siyasal iktidardan soz ederse, hukmetmekten soz etmis olur," Ve "Her turlu siyasal orgutlenme,
ozgurlugun
mahkumdur."
34
Ispanyol
inkan I?
oldugu
i<;in
sona
ermeye
Savasi sirasinda anarsistler, Fran-
co'nun isyancilanna karsi savasmak icin bir sure cumhuriyetci htikumete katildilarsa da tarihsel anarsist hareket goreneksel siyasetin ortadan kaldinlmasini lutarh bigimde savunmu§tur. Populer sloganlan suydu: "Kime oy verirseniz verin daima huku-
mete gider" ya da "Degismesi
igin
oy verdiginiz bir seyi yasadisi
halegetirirler."
Modern
liberal Devlet'in,
son
yuzyihn toplumsal muca-
iki
sonucu olarak, kendi yumaslan icin refah ve egikaldigi kusku gotiirmez. Nicolas Walter zorunda saglamak tim gibi bazi anarsistler, bunim Devlet kummlarinin kotii otmadigini cunku o tori ten in baska kurumlar tarafmdan kullanilmasina delelerinin bir
meydan okuduklan ve arzulanabilir gerceklestirdikleri zaman yararh bir
bazi toplumsal etkinlikleri ifleve sahip olabildiklerini
one surmuslerdir, "Boylece kurtanci Devlet'e ve refah Devlet'ine, ozgurluk icin calisan Devlet'e ve esitlik i
Bununla sinirlamak ve
ba§hca gorevi daima ozgurlugu surdurmek olmustur. Yardimsever .bir
birlikte, Devlet'in esitsizligi
yuze sahip olabilmesine ragmen, Refah Devlet'i, kayit, dUzenleme ve gozetim aracihgiyla kendi tebaasinin hayati (izerindeki denetimini sikilastirarak kisitlayici olabilir, Bu Devlet nobran ve Ana rckist Reader icinde,
111.
33
Proudhon,
34
Bakunin, age,
35
Nicolas Walter, About Anarchism, Freedom Press, 1969,
all tin, s,
s.
109. s.
10,
Anar$izmin Tarihi
54
George Woodcock'un one surdugu bu Devlet, "daha acik bicimde totaliter herhangi bir sistem
abartili bir biirokrasi yaratir. gibi,
kadar usta bir baski ve lir.
36
siki bir
diizenleme araci" haline gelebi-
Tek basina insanlan mudu etmeyi basaramaz ve sahte
guvenlik saglayarak karsiiikh yardimtasina pratigini
bir
zayiflatir,
Kaynaklart en fazla ihtiyac duyanlara yonlendirmeyerek israf eder. Anarsistler,
kimin ihtiyac duyduguna karar veren Devlet'
vergi odeyecek yerde, toplutuk orgutlenmelerine gontillu bagista
butunarak ya da katilarak muhtaclara dogrudan yardim etmeyi tercih ederler.
Liberal Devlet'e kar§i iet'e
one surulen argtimanlar
sosyalist
Dev-
de uygulamr, hatta fazlasiyla, Anarsistler, demokratik sosya-
servet boltisumunu ve refahi saglamamn en olduguna dair iddialanm reddederler. Sosyalist Devlet, uygulamada, topluluk hayatini bogan genis bir burokrasi uretme egilimindedir. Hizmel etme iddiasinda olduklan insanlann gikarlistlerin, Devlet'in, iyi araci
lanndan cok kendi cikarlanna gore yoneten yeni bir burokratlar eliti yaratir.
Yaptigt yardimi
kesme
tehdidiyle ya da kendi yan-
daslanni odullendirerek bagimlihgi ve niillu dernekleri ve
da toplumu, toplumsa! surtiye doniisturur.
uyumu
tesvik eder.
Go-
karsthkh yardimlasmayi zayiflatarak, sonun,is?i
Ancak
ve polisle desteklenen yalniz bir
sosyal demokrailann liberter ve mer-
kezi olmayan bir sosyalizm
formunu benimsemeleri halinde
federasyon ve dernek ilkelerini benimset-
anarsistler, gontillu
mek, bu yonde cesaret ve
giic
kazandirmak
icin onlara katilabi-
lirler.
Marksist Devlet Anarsistler dir.
ile
Mevcut
rumakla
Marksistlerin ilk bakista pek cok ortak yanlan var-
Devlet'i ayncalikli ve zengin
olanlarm cikarlarmi ko-
esit bir toplum Marks is t-Leninis tier arasmdaki en buyuk anlasmazhk, Devlet'in toplum icindeki rolune iliskindtr. Konu, on dokuzurtcu yuzydda Marx ile Bakunin arasmda biiyuk bir anlasmazbga ve sonunda Birinci Enternasyo-
Nihai hedef olarak ozgiir ve
elestirirler.
vizyonunu
paylasirlar.
Ancak
anarsistler
ile
nal Isci Birligi'nin dagilmastna yol acti.
Engeis, 36
Ailenin,
Ozel Mulkiyetin
ve
Devlet'in
Woodcock, "Tradition and Revolution", The Raven,
II,
1988,
Kokeni'ndz s.
104,
Toplum
(1884) tipki Kropotkin
ve Devlet
55
gibi, Devlet'in
insanhk tarihinin yakin
zamanlannda ve toplumdan ayn bir yonetim aygiti olarak dogdugunu one siirdu: "o halde devlet, sonsuz bir gecmisten bu yana var olmamisur. Devlet ve devlet iktidan hakkmda hicbir fikri olmayan devletsiz toplumlar olmustur." Devlet ancak toplumun simflara bolunmesiyle gelismi? ve bir siniftn digeri uzerindeki
hakimiyetini muhalaza eden bir baski mekanizmasi haline gel-
ozgurluk
misti. Kapitalist Devlet sadece rntilk sahiplerine
yor,
toplumun
yordu.
Ne
boyun
geri kalanina, iscilere ve koylulere
var ki Engeis kendi
kusagmm
sagli-
egdiri-
uretimin gelisimiyle
kacmilmaz bicimde yok olacagt bir evreye yaklasmakta olduguna guveniyordu. O gun geldiginde, simflarin ve Devlet'in
urettmi ozgur ve ejit uretictler birligi temelinde yeniden orgiitk-
yecek olan toplum, butun Devlet mekanizmastni, amikalar muzesine, ciknk ve bronz baltamn
Marx ve
ait
oldugu yere,
koyacak".-* 7
yanma
Engeis, hasimlanni baski alttna almak ve uretimi yeni-
den orgiitlemek igin proletaryanin Devlet'i ele gecirmesinin zorunlu oldugunu dusunurterken, proletaryanin bir sintf olarak kendi iistunlugunu ortadan kaldiracagt ve toplumun "her bir
ki-
sinin ozgiir gelisiminin herkesin ozgur gelisiminin kosulu haline geldigi bir birlik" olusturacagt bir lardi, 38
donemin
gelecegini
umuyor-
Engels'in Antt-Dufmng'teki iddiasi, Devlet'in cesitli alan-
mudahalesinin gereksiz hale gelecegi ve boylece kisilerin yonetim inin yerini nesnelerin yonetimine birakacagiydt. Surec lara
9 itinde "Devlet 'ortadan kaldtrdmayacak', s.dnumlmecekti."^
toplumun kurulmasindoneminde Devlet'in gerekli oldugunu one siiriiyordu. Bakunin ve anarsistler Paris Komiinu'nun verdigi dogrudan demokrasi orneginin ozgiir bir toplum Engeis, bununla birlikte, komunist
dan once gecisset
bir sosyalizm
modeli sagladigtm iddia ederlerken, Engeis soyle diyordu: Anarsistler
konuyu tepetaklak
yasal devlet
57
ediyorlar. Proletary a devriminin, si-
orgutunun yok olujuyla baslamasi gerektigtni
Engeis, "The Origin of the Family, Private Property and the State",
& Engeis, $ehtte& Works, Lawrence & Wishart, 38
Marx
&t Engeis,
The Communist Manije slo,
sworth. Penguin, 1967,
39
ilan edi-
Alinit, Lenin,
s.
1968,
5.
Marx
589,
Harmond-
der. A. J. P. Taylor,
105.
The State and Revolution (1917), Pekin, 1965,
s.
19.
Anar$izmin
56 yorlar
...
Ancak boyle
bir
anda
Tar'thi
devleti
yok etmek, muzaffer prok-
taryantn hentt2 fethettigi iktidan, sayesinde savunacagi, kapitalist
hasimlannin iistesinden gelecegi ve iktisadi tophi msal devrimi gerceklestirebilecegi
Lenin,
Marx ve
yegane organizmayi yikmak
olacaktir.., 40
Engels'in Devlet konusundaki goruslerini gelistir-
di.
Genel bir
ilke olarak, "biz Marksistler, Devlet'in
ve
tamamen
karsiyiz" diyordn. 41 Agustos 1917'de, Botseviklerin
iktidan ele gecirmelerinden
her turtusune
hemen once yazdigi Devlet ve Devrtm hemen ardindan Devlet'in nasit
baslikh brosurde Lenin, zaferin
sonumlenmeye baslayacagint betimleyerek, proletarya devrimine li§ kin "en stirsel ve yan anarsist degerlendirme"yi yapti. 42 Ashnda Lenin, Devlet sorununun yaklasan devrimin en onemli sorunu oldugunu dustinuyordu. Plekhanov'un Anar$izm ve Sosyalizm i
(1894) baslikh brosurimU yorumlarken, onu "anarsizme karsi acil, en yakici ve siyasal bakimdan en onemli so-
mucadelede en
runu, yani devrimin devletle
nu"nu tamamen goz
iliskisini ve
genelde devlet soru-
ardi etmekle elestirdi.*3
Daha da ileri gidetoplumunun zorlamaya ya da dar anlamda uzmanlasmaya ihtiyac duymaksrzm i^lemesinin komiinizmde rek,
modem
mumkun
sanayi
olacagim iddia ederek, bir fabrikamn orgutlenme
bakimmdan
ister
tar2t
istemez otoriter olduguna inanan Engels'ten ay-
nldi.
Ancak Marksistler ve
anarsistler
bu istenen durumun gerkonusunda derin bir an-
cektestirilmesi icin kullanilacak araclar
lasmazhga dustuler. Marx, geci§ niteligindeki bir sosyalist do"proletarya diktatorlugU"ne ihtiyac oldugunu one surdii
nemde
ve bu yaklasvm, o
onemli
zamandan ben Marksist- Leninist ortodoksinin Ancak anarsistler ile Marksistler
bir parcasi haline geldi.
arasindaki farkhhk basit bir taktik sorun
onemli teorik farkhhklar onemli bir
tarihsel
boyut
olmanm
Marx'in Bakunin
i^erir.
tasiyor,
Engels,
"On
International Publishers,
New
Socialist Tradition,
s.
York, 1972. in
our Revolution, ahntt, Alexander Gray,
469.
42
Robert Conquest, Lenin, Fontana, 1972,
43
Lenin, State and Revolution,
s.
and Anarcha-
by Marx, Engels, Lenin, der. N. Y. Kolpinsky,
Lenin, The Tasks of (he Proletariat
The
tartismasi
Stirner'e, Feise-
the Occasion of Karl Marx's Death", Anarchism
syndicalism.' Selected Writings
41
ile
ancak onemli teorik kaygilarta
da korukleniyordu, Marx, Alman Weolojisi'nde 40
otesindedir ve
124.
s.
85.
57
Topiitm ve Devlet
fenin 5e/aleti'nde Proudhon'a saldirdi. ligi
Onlan
diyalektik maddeci-
anlamamakla sucluyordu. Marx'in, HegeVin
cevirmeye ve kapitalist
vermeye cahstigi
celik
konumunu
ters
ekonomiye burjuva Devlet karsismda onyerde, anarsistler, Devlet'i ekonomi uze-
rinde belirleyici bir gii? olarak gormekte israr
etliler.
Devlet oria-
olgunlasmasmi
kosullarin
dan kakhrilmadan once iktisadi beklemek gerektigini kabul edecek yerde, devrimci iradenin yaratici guciine giiveniyorlardi. Marx ayni zamanda anarsistlerin dayatilmis otoriteyi reddetmelerine de karsi cikti; otorite formunun komunist toplumda degisecegini dusuniiyor, ancak nin tamamen
otorite ilkesi-
ortadan kaldinlmasina karsi cikiyordu. Devlet
gecirmenin sadece devrimi savunmak
iktt-
icin degil, uretici
danni
ele
giicter
uzerinde yeni toplumsal denetim turlerini geliscirmek igin
de gerekli oldugunu dusunuyordu. Marx'in gozunde anarsistler tutarh bir smif cozumlemesi gelistirmeyi basaramadilar; ya Stirner gibi bireyci bir
tutum ah-
yor, koylulugu savunurken Proudhon'un yaptigi gibi "kuctik burjuva" bir yaklasimi benimsiyor ya da Bakunin gibi tanimlan-
mamis sine
bir
"halk"m ya da "lumpen proletarya "nin
"oportunist" ve
yaratici enerji-
"voluntarist" bir inane besliyorlardi,
Bu
elestiride kuskusuz bir dogruluk payt vardi. Marksistlerin aksine
Zengin ile oldugunu farkhhklar bakimindan yoksul arasmda guc ve servet ancak begoruyor, ile ayni safta kabul ediyor, kendilerini "halk" Proudhon, vermiyorlardi. lirli bir sinifa benzersiz bir tarihsel rol anarsistler ozgul bir sinifsal tabana sahip degildiler.
kariyerine esas olarak koylulukle ilgilenerek basladi; isci stmfinin siyasal yetenegine iligkin dtisuncelere son vermek isdyordu.
Bakunin zaman zaman "isci sinifi" ve "proletarya" soylemini kullandi, ancak kimtn devrimci isci oldugunu belirtmek zorunda kaldigi zaman, egitimsiz kent proletaryasmdan ve koyltilerden soz etti. Tipki Marx gibi proleterlerin devrime goturecegini
dusunmesine ragmen, koyluliigiin devrimci potansiyelini vurgulamaya devam etti. Aynca, mulksuzlerin ve varis olmayanlann, zincirlerinden baska kaybedecekleri bir seyteri otmadigi icin
ayakUnacaklanni dusundu.
Marx
anarsisderi ozellikle iktisadi ve kulturel duzeyde mii-
cadeleyle yetindikleri,
i^ci sinifinin siyasal
gerekliligini
kavrayamadiklan icin
formda
Marx
mak
bile
iktidan fethetmesinin
elestirdi. Siyaset,
parlamenter
icin ilerletici olabilirdi; goreneksel siyaseti a?-
icin siyasal araclar
kullanmamn mumkun oldugu gorusunti
Anar$izmin Tarihi
58
goz onunde
bile
tuttu.
Enternasyonal'in Cenevre Kongresi'ne
gonderdigi "Talimadar"da, Proudhoncutara karsi
cikti: isci sinifi
"devlet iktidannin uyguladigt genel yasalar" aracihgtyla reformla ri
kazanabilir ve "i§ci sinifmin bu yasalara uymasi devlet iktida-
nm
giiclendirmez. Tarn aksine, onlar simdilik kendilerine karsi
kullantlan riir.'"
bu
iktidan, kendileri icin bir arac haline donustu-
H Bakunin'den soz ederken
asagilayici bir tutumla soyle di-
yordu: "bu dangalak, ashnda her sinif hareketinin ve her
zaman
bir siyasal hareket
oldugunu
bile
ister
istemez
anlayamiyor." 45
Ozellikle Bakunin'i, "Tophimsal devrimin temeli iktisadi kosullar degil, iradedir,"
Marx, Stirner, alttan almiyor ve
du. 47
yuzunden kmiyordu. 46 Proudhon ve Bakunin ite tliskilerinde
inanci
"asla
en asagilayici ve hiikmedici" tavrini takimyor-
Bunu yaparken, sadece kendi toplumsat ve
siyasal
dusun-
cesindeki otoriter egilimi degil, kendi kisiliginin otoriter yanini
da aciga vuruyordu. Ostelik Birinci Enternasyonal'in olilmune yol acan antianarsist manevralan, Marksistlerin deneiimindeki
gelecek Enternasyonallerin de kati ve monolitik olmasini sagladi
ve bizzat Marksizm'in hicbir muhalife tahammul edemeyen dog-
matik
bir ogreti halinde katilasmasina neden oldu. Bu siirece en cok katkida bulunan Lenin oldu. Anarsistlere en cok devrimde Devlet'in rolu konusunda itiraz etti. Onlartn sa-
dece Devlet'i ortadan kaldirmak istedikleri icin degil, bunu bir
gecede yapabileceklerine inandiktan icin de hatah olduklanni
one surdu. Lenin devralman burokratik askeri Devlet mekanizmasini "ezmek" gerektigini dusumiyordu. Ancak bu, Devlet ikti-
dannin
t
a
mamen
ortadan kalkmasi anlamina gelmiyordu, ctinku
donemi icinde kendi diktatorlugunu uygutarken, proletaryanin bu mekanizmayi kullanmasi zorunluydu. Tipki Marx gibi
gecis
Lenin de, "demokratik merkeziyet£ilik"e inaniyordu; bu yuzden, kar$idevrimci gUcleri onlemek ve "burjuvazinin direnigini ez-
mek" 44
icin Devlet iktidanni
Marx, "Instructions", The
guflendirinek ve merkezile$tirmek
First International
Harmondsworth, Penguin, 1974, 45
After, der.
s.
David Fernbach
&
Lenin, Anarc-
46.
Bkz. Marx, "Conspectus of Bakunin's Sialism and Anarchy", The First ternational
47
and
89.
Marx'tan, Paul Lafargue'a, 19 Nisan 1870, Marx, Engels
hism and Anarcho-syndicalism,
46
s.
and After
Paul Thomas, Karl 1980,
s.
351.
ifinde,
s,
In-
334.
Marx and
the
Anarch ists, Routledge
&
Kegan
Paul,
Toplum ve
59
Devlet
zorunluydu. 48 Lenin, Rusya'da iktidan ele gecirmesinden Devlet'in tir.
sonumlenmesini
49 Bolseviklerin
s on ra
Ekim 1917'de
Lenin, Sovyetlerin
hemen once
istedigi icin ikiyuzlulukle
gucunu
Partisi eliyle hiyerarsik ve
suclamms-
iktidan ele gecirmelerinden
zaytflatmaya, "oncu" Komiinist
merkezi bir komuta yapisi kurmaya
basladi. Sol
Komunizm, Bir Cocukluk Hastahgi (1920) bashklt
hsmasmda,
anar§istleri ve sosyalist devrimcileri,
devrimin
ca-
ertesi
gunii Devlet'i kaldirmak isteyerek sergiledikleri cocukca "opor-
tunizm" yuzunden azarladi. Bolsevizmin, "anargizm kokan ya da ondan odiinc bir seyler alan ku$uk burjuva devrimc iltgi"ne karsi mUcadele icinde nasil "celiklestigi"ni anlatti. Bu kiicwk burjuva devrimciligi devrimci asinhga kolayca sapabiliyor, ancak "sebat,
orgutlenme, disiplin ve kararkhk yetenegi" tasimiyordu. Asltnda Lenin, anarsizmin "isci sinifi hareketinin oportunist gimahlarinin sik rastlanan bir cezasi" oldugunu ilan cileri'nin
etti.
Dunya Sanayi
I?-
ve Rusya'daki anarko-sendikalist egilimlerin, Sovyet
Komunizm hatalan"m
sisleminin yonetimi konusunda "Sol
sur-
durmeleri kargisinda dehgete kapiliyordu. 50
Ancak merkezi lestirilmis ve guclendirilmis Devtet'ine ve ragmen Lenin, gene de Deviet'in sonumlenmesinin komiinizmin nihai hedefi olduguna kesinlikle inaniyordu. 1920'de DevJet konusunda yaptigi bir komismada, Devlet mekanizmastm (ya da "sopa"sini) sermayenin iktidanni yikmakta olan siniftn eline vermenin zorunlu oldugunu israrla belirtirken, "bu mekanizmayi hurdaya cikaracaklan" ]>ii zamanm gelecegini de belirtiyor, "o zaman geldiginde, ne Vvlei ne de somuru olacakur" diyordu. 51 anarsist muhalefeti tasfiye etmesine
1
Lenin'in nihai ideali ne olursa olsun, "Proletaryanm Dikta-
Komunist Partiye duydugu gUsonunda sadece Partinin diktatorlugiine degil, tek bir ada-
inrlugti"nu yonetecek oncii bir vcii,
Sovyetler
ititn,
Birligi'nde
Stalin'in
diktatdrlugiine
yol
a<;ti.
Aynca bu yuzyilda Cin, Kuzey Kore, Vietnam ve Kuba gibi diger lu'lli ba^h Marksist- Leninist devrimlerde uygulanan "demokratik lurrkeziyetciuk"
de pradkte
elitist
bir partinin
denetiminde,
yiikwk duzeyde hiyerarsik ve otoriter Devletlerle sonuclanmigin
I
etiin.
Itkz.
mi
M
I
I
The State and Revolution,
Conquest, Lenin,
I'nin, "Left- Wing"
s.
s.
63, 71,
63, 71.
Communism. An
Infantile Disorder,
cnin. The State (1929), Peking, 1965,
s,
24-5.
s.
16-17, 94.
Anar$izmin Tarihi
60 tvr.
Boylece Bakunin'in bir
"lsci
Devleu"nin yeni
bir "kizil burju-
konusunda yapugi muthi? uyanlar trajik bicimde dogrulanmis oldu. Bu yuzyilda ortaya cikan Komiinist vazi"ye yol agacagi
Devleiler, anarsbtlerin bir "Halk Devleti" ya da bir "Devrimci
Hukumet"in, sadece mevcut tiranhgi siirdurmekle kalmayacagi, ayni zamanda geni$letecegi konusunda duyduklan korkuyu yeterince kanitlamistir.
Yasalar
Liberaller gibi anar§istler de Devlet'i aslinda yasal bir
salan da bu
kurumun eylem
tarzi olarak gorurler. 52
kurum, ya-
Devlet yasal
diizeni zorlayict bir dlciide surdijrmek igin tasarlanmistir. Ba§hca
organlari -yasama, yargi ve yiirutme- yasalan olu$turmak,
rumlamak ve uygulamaktan sorumludur. Kesin
mak
bir
yo
tarum yap-
gerekirse, yasa, hiikurnet tarafmdan yapilan ve Devlet tara-
fmdan uygulanan
bir
yonetim kurahdir.
Tolstoy, yasalan, canli bir bicimde, "yoneten insantarm, 6r-
gutlu siddet araclanyla itaat etrneyenleri carpmak, ozgurluklerini
almak, hatta katletmek icin olusturduklan kurallar" olarak beamier. 53 Yasalar, arzulanmrza bakilmaksizm
ranmamizi ya da saglamak
icin
belirli bir
bicimde dav-
belirli
dav rams, biciminden kacinmamizi
ozgurliigumuzu
dogru yolda
kisitlar; yasalar, bizi
uygulamak icin kullandtgi yontemler baski yontemleridir: Yasamn nihai giicu Devlet'in baski guctidur. Hobbes'un tanimladigi gibi, Leviathan'in otoritesi nihai olarak kibca dayamr; ya da modern e$iti olan, polis copuna ya da askerin silahina. Aslinda Tolstoy'un gozlemledigi gibi, hukumetin karaktertstik ozelligi, "hziksel ceza vermek ve kendi karariyla cinayeti uygun bir eylem haline getirecek bir hak tutan yuksek citler gibidir, Devlet'in yasalan
iddiasmda
onun,
bulunmak"tir. 54
tfadesini
reddeden
Devlet'i
hukuk kuratlannda bulan en
anarsistlerin,
baskici yanini da
reddetmeleri kacinilmazdir, Jean Grave'm s62leriyk, "anarsi ne iyi
yasalann ne de
iyi
hvikumetlerin olabilecegini, ne de yasalann
tarn olarak uygulanabilecegini kanttlar
...
insan yapisi olan yasal
52
Bki. Barker, Principles of Social and Political Theory,
53
Tolstoy, "The Slavery of
54
Tolstoy, "Patriotism
s,
227,
Our Times", Anarchist Reader,
and Government", The Works
mer Maude, Henry Frowde, 1904, XL VI,
I, s.
250,
s.
118.
of Leo Tohtoy,
<;ev.
Ayl-
Toplum ve Devlet kurallar
tamamen
61
keyfidir." 55
Biitun anarsistler icinde yasalan en erken ve en
sen bicim-
de elestiren Godwin oldu. Ilk olarak, insan yapisi yasalann gereksiz oldugunu, ciinku
gu"nu one
surdti.
"degi§mez aklin gercek yargic olduevrensel adalet kurallanni aklin
Insanlar,
algiladigi sekitde bildirmekten ve
yorumlamaktan daha
fazlasini
yapamazlar. Ikincisi, yasalann ba§hca zayifhgi, genet kural olarak ta§idiklan staiudur. Birbirinin ayni olan iki eylem yoktur ve yasalar, anlamsiz bicimde, insan eylemlerinin
bir olciiye indirgemeye causer ve tipki
Grek
pek cogunu ortak
efsanesindeki, uzeri-
ne yatanlann kesilip kisaltilarak ya da cekilip uzatilarak uyduruldugu Procrustes yatagi gibi bir Lslev gortirler. Ocuncusu, yasal kurallar
kacintlmaz bicimde bu kurallari koyanlann cikar-
lanna uyacak §ekilde diizenlenir ve aslmda "ustun tiranlarin
olanlann nzasim ve
ta
ittifakini
vet anla§masi"ni ifade ederler. 56
kumet
gibi insan zihnini
sayesinde satin aldiklan bir
En
alt-
rtis-
onemlisi, yasalar da,tipki hii-
duragan bir durumda sabitler ve onun
dogal egilimi olan sureksiz flerlemeyi engeller,
Godwin, yasalann tehdit olarak kullandigi ya da zorla uycezamn -kotu olana isteyerek kottiluk yapilmasi- insan davramsini diizeltmek icin uygun bir yol olmadigindan emindir,
guladigi
Insan icinde yasadigi ortamvn iininu oldugu icin, yapugi seyden sorumlu oldugu kesin olarak soytenemez. Bir katil isledigi sucl.m otiiru elindeki
han^erden daha
fazla
suclanamaz. Onlar,
icin-
yasad\ktan kosullann tutsagi olduklan icin ozgiir iradeye sa-
ili-
Bu nedenle, ister i§lenen sucun karsiligi olarak, ornek ya da reform niyetine verilsin cezamn hicbir ahlaki HiTrkvt'si olamaz. Her lurlu ceza, "ustii kapali bir budalalik itira1
1
1
tlcgildirler.
>
3
isici"
aslinda, islenen
Ir'ibi, .tktli ii. i
sucun kendisinden daha kotudiir, £unku
iknanin yeterli oldngu yerde zor kullanir, Zor, ktmseyi ik-
i
itkunez ya da kimsede saygt uyandiramaz; sadece zihni bozar
onu kullanana yabancilastinr, Godwin, tipki hiikurnet gibi yasalann da sadece zararh oliii:tkla kalmadigmi ayni zamanda gereksiz oldugunu dusuniir. hiplmn karsui eylemier icin buldugu care, sucun hiikumetteki vi-
ki^jyi
vi-
liuikniis miilkiyetteki nedenlerini
'i'i
Jr. in di.ivi', I
>i
i
AimiJinm. 'rii
i
i
Anarchic, son but.
Liit i^i n it icin
.iiilwin,
ses rtioytns, Stock, Paris, 1899,
Hkz Thorn Holterman
Molllit':ll; Bliitk
Anai ihht
Wri(inj,'j.
Rose, 1984 s.
yok ederek ve egitim
94, 98.
6t
Hcnevan Maarsweeh,
s. I
araci3.
Yeni
aw and
Anar$izmin Tarihi
62
hgiyla insanlann ozel ctkarlanndan cok
tophimun yaranm du-
siinmeye yonelmelerini tesvik ederek suclan azaltmaku. Kotu ahskanliklar ilkesel olarak yanhs oldugu icin, aydinlanma, insan-
lan
faziletli
kitmaya yetecektir.
Godwin,
ozgiir bir
toplumda
bile siddet
kullanan insanlan
gecici olarak kisitlamak gerekebilecegini kabul edecek kadar ger-
ancak bu insanlara daima kibar davranilmali ve itiiimkun oldugu kadar topluluk icinde tumlmalan saglanmahydi. Angek^iydi,
lasmazliklar, mahkemeler ya da profesyonel avukatlarla degil, her vakanin ozgul kosullanni goz onunde tutan halk jurileriyle
cozumlenebilirdi. "§undan daha acik bir dustur yoktur: 'Her da-
Hedef daima sucluyu bulmak cozmek olmahdir. Son olarak Godwin, jurilerin karar almaktan cok tavsiyede bulunmalan gerektigine inanir. Yasalarm yerine kamuoyu gucuniin gecirilmesi toplumdisi eylemleri denedemek icin yeterli olacaktir. Ve toplum bir kez "adalet va kendisi icin bir kural
getirir.'" 57
degil cattsmayi
kurallan"m cam olarak anladiginda, yasalar gereksiz olacaktir. Godwin'den sonra yasalann en ikna edici anarsist elestirisiKropotkin yapti. Devlet'in icindeki buttin yasalar, diyordu, daima ayncalikh smiflarin cikarlan dikkate ahnarak yapilmistir. Yasalann koklerini once ilkel bosinanclara, daha sonra fatihlerin ni
cikardiklan kararnamelere kadar gerilerden izledi. tnsan ri
iliskile-
ozgiin olarak adet ve goreneklerle duzenleniyordu, ancak ba-
sat
azmhk bu
yasalan
adetleri
kullandi.
kendi cikarlanna gore degistirebilmek icin
Boylece yasalar "rahibin yaptinmina gore"
onun hizmeiine verildi." 58 Kropotkin insanhgi duzene sokmak icin var olan milyonlar-
olustu ve "savascmin sopasi
ca yasayi
tic
temel kategoriye ayirdi: mulkiyetin korunmasi, hu-
kumetlerin korunmasi, kisilerin korunmasi.
Birincisi
iscinin
emeginin uruniinu edinmeyi ya da tekelciler arasindaki anlasmazliklan cozmeyi amaghyordu; aslmda bu yasalar insan emeginin haksiz bicimde edinilmesini gtivence altma almaktan baska
amac tasinuyordu. Ikinci kategoriyi olusturan anayasal hukuk, neredeyse tamamen mulk sahibi siniflann cikarlarim korumaya hizmet eden yonetim mekanizmasini surdurmeyi amach-
bir
yordu. Ucuncii kategori, kisilerin korunmasi, en onemlisiydi, ciinku bu tiirden yasalar Avrupa tophamlannda giivenligin sur57
Ag*,
58
Kropotkin, "Law and Authority", Revolutionary Pamphlets,
5.
74, 95, s.
205.
Toplum
ve Devlet
63
durulmesi bakimmdan vazgecilmez gomnuyordu. Bu yasalar, insan topluluklan icin yararh olan adetlerin cekirdeklerinden hareketle gelistirildi, ancak htikumdarlar tarafindan kendi hakimiyetlerini
hukuk
kutsallasttrmak amaciyla benimsendikleri icin, oteki
kategorileri kadar yararsiz ve asagilayici hale geldiler.
Kropotkin, sucun bashca destekcilerinin aylakhk, yasalar ve otorite
oldugunu one
te ikisi
miiikiyete karsi islenen suclar oldugu icin,
Ancak mevcul suclann yaklasik tic"gunumuzde
surdii.
az sayida ayncaliklt kisinin elinde olan mulkiyet, gercek kaynagina yani topluma dondugti zaman bu suclar ortadan kalkacak ya da ciizi miktarlarla sinirlanacak" idi.^ Kropotkin, hala toplum karsiti olan ve siddete basvuran bu insanlan cezalandirma-
nin uygun olmadiginda israr eder, ciinku cezanin agirltgi sucun miktarmi azaltmaz. Rus ve Fransiz hapishanelerinde yasadigi dencyimlerden soz ederken, hapishaneleri fiziksel enerjiyi oldiir-
mckle, bireysel iradeyi tahrip etmekle ve toplumu serbest birakimahkuma "vebah" gibi davranmaya tesvik etmekle sucluyor-
l;m
dli.<">
Hapishaneleri iyilestirmek mumkun degildir. Hapishaneler trlormdan gecirildikce igrenclesir: Modern cezaevleri ortacag /ijidanlarindan cok daha kotiidur. Toplum karsiti egiiimleri ted;»vi eimenin en iyi yolu insana anlayisla yaklasmaktir. Kropotkin si sonuca vanr: i
Siy^tsa)
orgutu olmayan ve bu nedenle bizler gibi kolayca ayartila-
mayan
insanlar gayet
iltic talihsizdir; care
veya
p,.u
bir
iyi
anlamislardir
onu dovmek,
hapishanede
ki,
"suflu" dentten insan sa-
zincire
vurmak ya da
oldurmek
degil,
en
bir dara-
kardesce
yaklasimla, esitlik temelinde davranarak ona yardimci olmak, ha-
y;Uim durust insanlar arasinda gecirmesini saglamaktir. 61
An.irsisiler,
hukiimetin, yasalann ve iniilkiyet esitsizliginin ol-
madij*i bir
toplumda yasayan bireyler arasinda daha buyiik bir
vikar
uyumu
vj
Ancak herkesin derhal sodavranmaya baslayacagim, bir daha hicbir anlas-
olacagiru dusunurler.
ruriilii liiciinde
Kti.j.i)ikiii, In
Russian and French Prisons (1887), Anarchist Reader i^inde,
s.
1M 124.
f.i>
Aj;<.
(I
Kin|>iPtkiii. "| ilw l>k.-
•.
(
i .iilim,
and
Atitliorily", Anarchist Re
"Ktt piiiluii
and
I
iiw".
Anuk Jiiwi and aw, I
s
s.
116.
119-40,
Aynca
Anar$izmin Inula
64
mazhk
ya da
catismamn olmayacagmi du^unmezler. Godwin ve
Kropotkin, yasalann giicu yerine,
hkh kmamayi
kamnoyunun
ctkisini ve kar§i-
tavsiye ederler. Kuskusuz, kiirmwyu tiranhgvnin
yasalardan kaynaklanan baskimn yermi .ilmasi gibi bir olasilik vardir.
mu
Ancak Godwin
ve Kropotkin
olarak kirtamaya izin verirlerken,
Mr topMmsal denetim iiis;ini;irm nasi]
for-
davranma-
lan gerektigine bizzat kendilerinin karar vmnclcri gerektiginde israr ederler.
Gene, toplum
karsiti bireylerin iyilcsiirilmcleri
talar olarak goriildukleri bir
gereken has-
toplumda, psikolojik maniplasyon,
hapsedilmekten daha baskici ve tiraiua
nlabilir,
Psikiyatrinin,
muhalifleri yeniden bicimlendirmek icin kullanilmast otoriter
toplumlarda kotu bir sohret kazanmistir. Slirner sorunu
bicimde koyar:
"lyilestirki aratlar
landirmamn oteki yuziidur,
ozlii bir
ya da iyilestirme sadece ceza-
iyile$tirmc tcorisi cezalandirma teori-
eylemdc dogruya karsi bir giinah goruyorsa, birincisi onu kisinin ketuihine karsi isledigi bir giinah, sine paralel gider; ikincisi bir
kendi saghgindan bir sapma olarak alir."" Kisisel ozerklige ve bireysel ozgurliige onem veren anarsistlopluluk igindeki toplum karsiti uyenin gerek fizikse) olarak cezalandirilmasimn gerekse maniputatif bicimde iy i lectin lmesinin tasidigi insanlikdisi niteligin oteki sosyalistlere kiyasla daha ier,
cok farkindadirlar. Suclulara tigini dusuniir,
akilci ve dostca davranilmasi gerek-
onlarm insanhgina ve
bireyselligine saygi goste-
rilmesini isterler.
Ulus-Devlei Ulus- Devlet,
modern
siyasal
orgudenmenin normu ve yurttas
dakatinin bashca hedefi haline getmistir. Devlet bir ulusun digi kimligin bekcisi olarak gorulur ve
kazarian
somurge
Devletlerini
insanlan
kurmak
icin
degismez
mucadele
sa-
tasi-
kendi bagimsizhklanni
bicimde
ederler.
kendi
UIus-
Ancak kendi Devleti
olmayan pek cok ulus da vardir ve pek cok Devlet birbirinden
Bu nedenle Ulus ve Devlet sozciikleri Bunun arzulanmasi da gerekmez, Basmdan
farkh uluslardan olusur.
esanlamh
degildir.
itibaren anarsistler, Ulus-Devletler'in
62
Stirner,
The Ego and
Its
Own,
s.
91.
mesrulugunu sorgu la miliar
Toplum ve Devlet
65
ve bunlann olusmasina guclu bicimde direnmislerdir. 63
Ne
var
ki ulusculugun ve yurtseverligin guclu duygusal cazibesini goz
ardi etmemisler ve bazilan, ozellikle
Proudhon ve Bakunin bun-
lara kargi koyamamislardir.
Anar§istler, tipki
kadim
Stoikler gibi her
zaman kozmopolit
ve enternasyonalist bir bakis acisina sahip olmusJar ve kendilerini "dtinya yurttasi" olarak gormuslerdir. lu§ miicadelelerini si
daha gen is
Genelde ulusal kurtu-
bir ozgiirluk mucadelesinin parca-
olarak desteklemisler, ancak Devletci ozlemlere ve ulusculara
ozgii sadakat leri
duygularma
karsi cikmislardir. Ozellikle yonetilen-
yonetenlerle ozdesleyen ve onlara
elegtirmislerdir.
itaat asilayan yurtseverligi
Ulus-Devletler arasmdaki du^manligin savasla-
nn bashca nedenlerinden
biri
oldugunu dusunurler.
Godwin, insanlan kendi ulkelerini sevmeye ve "bireylerin kendi
kisisel
varhklanni toplulugun varhgt icinde var etme"ye,
sanki bireysel varolus soyut bir varlikmis gibi tesvik eden Rous-
seau ve benzerlerine karsi cok elestireldi. Kislnin kendi ulkesini sevmesi, "yiginlan, kendi sahtekar tasarimlannin kor araclan haline getirmek amaciyla
den seyi
biridir" diyordu.
sahtekarlann kullandigi o sahte hayaller-
Bu yaklasim,
"sevgili benliklerimiz"
iilke icin
kazamm
icin kazanilmis gibi
olan her
dUsunmemizi
aynca, "cevremizdeki ulkelere yonelik bir
saglar. Yurtseverlik
nefret ve acimasizlik
ruhu"na yol
acar.
Godwin, dar yurtseverliEn cok muhtag olan-
gin yerine evrensel yardimseverligi ogretd:
ve hak edenlere, kendi kisisel baglanulanmiza bakmaksizin yardim etmeliyiz. Tarafsiz gozlemciler gibi davranmah ve aile, kabile, ulke ya da irk baglariyla yonlendirilmemeliyiz. Buyuk lara
imparatorluk ve yasama gucu olan birlik
manhk
Eikirleri "askeri
kahra-
gunlerinin barbarca kahntilan" oldugu icin, Godwin,
Ulus- Devlet 'in yerine federe bolgelerden olusan ve merkezi ol-
mayan bir toplum istiyordu. 64 Godwin gibi Tolstoy da yurtseverligi kararli bicimde kinadi. Yurtseverligi, hukumetle aynlmaz bigimde baglantih goriiyordu. Hukumeti destekleyen ve savasi besleyen yurtseverligin "ham, zararh, utanc verici ve kotu bir duygu ve dahasi ahlakdisi" oldugunu ilan etti. Cimku yurtseverlik, insanin kendisini "vatanin 63
Bkz. Geoffrey Ostergaard, "Resisting the Nation-State:
The
Pacifist
Anarchist Traditions", 71ie Nation -State Tfif Formation of Modern der.
64
Leonard Tivey, Martin Robertson, Oxford, 1981,
Godwin, Anarchist
Writings,
s.
104, 164.
s.
171-95.
and
Politics,
66
Anar$izmin Tarihi
oglu ve kendi hukumetinirt kolesi" olarak gormesini sagliyor ve
onu "kendi aklma ve vicdanina
ters diisen
du.*° Insanlann, ne herhangi bir
sadece
eylemier"e yoneltiyor-
vatanm ne de Hukimietin
degil,
Tanrmm
ogullan olduklanni anlayabilmeleri halinde, birbirinin ne kolesi ne de diismani olacaklanm dusiinuyordu. gibi
Ne var ki butun anarsistler yurtseverligi Godwin ve Tolstoy saktnmadan mahkum etmediler. Proudhon hie kuskusuz bir
Fransiz uluscusuydu. Yaslandikca, sadece Fransiz devrimci gelenegini degil, Fransiz halkim ve Belirgin bicimde antisemitik
bu halkin mirasim da
kutsadi.
Bununla birlikte, federalizmin uluslat arasindaki dusmanhgt sona erdirecek ve imparatorluklan cozecek tek yanit oldugunu one siirdu. Tipki Rousseau gibi o da, bir ulusun topragi ve mifusu ne kadar cok olursa, tiranlik tehliidi.
kesinin o kadar biiyuk olacagmi hissediyordu.
Bu nedenle Birleaynlmasi gibi bir so-
sik Devletler ve Kanada'nin Ingiltere'den
murgesizlestirme
siireci icin cahsti. Cezayir'in kendisini bir "Afrikah Fransa" olarak yapilandiracagi giinun gelecegini umuyordu. 66
Bakunin anarsist olmadan once uluscuydu. Uluscu onyargilar besliyor, ozgiirltik askini
ve icten Slavlan kutsuyor ve militaCermenleri lanetliyordu. Marx'in otoriter olmasini, bir Alman ve bir Yahudi olmasina baghyordu. Ne var ki Bakunin'in Polonya ulusculuguna ve Panslavizm'e verdigi erken destek, Rus rist
imparatorlugunun dagilmasi ve onun somurgelestirdigi halklann ozgur kalmasi icin duydugu arzuyla guduleniyordu. "Her turlu baskiya karst her ulusal ayaklanmayi guclii bir sempati"yle karsthyor ve her halkin "kendisi olma hakki"na sahip oldugunu ilan ediyordu. Bakunin'e gore "hie kimse, kendi kilik kiyafetini, kendi adetlerini, dilini, fikirlerini ya da yasalanni
dayatma hakkina
sahip degildir."* 7
Bakunin, ulusun "dogal bir olgu" olduguna ve her ulusun ozgur gelisme hakkina tartismasiz bicimde sahip olduguna inaniyor, ancak ulusculugu, dislayici bir egilime sahip oldugu ve "evrenselligin
gucu"nden yoksun oldugu
icin
mesru
bir siyasal ilke
olarak kabul edilebilir bulmuyordu. 68 Ince bir zekayi yansitan 65
Tolstoy, "Patriotism
66
Proudhon,
67
Bakunin, age
68
Bakunin, alinti, Socialism and Nationalism, Spokesman, Nottingham, 1978, s. 42.
alinti,
and Government"
Gutrin, Anarchism
op. at,
icinde,
s.
s.
252.
68.
der. E,
Cahm
&
V. C. Fisera,
67
Toplum ve Devlet
uc Lip yurtseverlik arasinda ayrim Bu tipteki yurtseverlik "toplumsal olarak kabul edilmis mirasa ya da hayatin geleneksel oruntusune, icgudusel, mekanik, elestirel olmayan bir baghlik"tir. Ancak
yurtseverlik cozumlemesinde, yapar. Birincisi, "dogal "dir.
bu
tip yurtseverlik
toplumsal
dayamsmamn
bir ifadesi
olmakla
birlikte, insanhgin evrimiyle ters orantthdir. lkincisi "burjuva" yurtseverligidir; amaci, Ulus- Devlet 'in gucunii, yani "ulusun
butun ayncahklarinin dayanagi"ni ko-
icindeki somuruculerin
rumaktir. Ucuncusu "proleter"dir. Bu, yurtseverligin gercekten kabul edilebilir olan yegane bicimini olu§turur; ulusal farkhhklari
ve Devlet simrlarmi onemsemez ve butun dunyayi kucak-
lar."»
Bu nedenle Bakunin,
"genis, kardesce bir insanhk birligi"
istiyor ve federalizm ilkestni bir
butun olarak dunyayi kapsaya-
cak sekilde genisletiyordu. Butun uluslar federasyonuna gecis olarak bir Birlesik Avrupa Devletleri oneriyordu, "Avrupa ailesi" icindeki farkh halklar arasinda bir
yolu buydu,
Ne
ic
savasi
onlemenin yegane
var ki, diisundugu "Birlesik Devletler" merkezi-
lesmis, burokratik ve askeri bir federasyon degil, ayrtlma hakki-
na sahip uye uluslann icinde orgutlendikleri bir federasyondu. Bakunin, gercek enternasyonalizmin kendi kaderini tayin hakkina dayandigini savunuyordu: "her birey, her dernek, konrun ya da eyalet, her bolge ve ulus, sozde tarihsel iddialara ya da kom-
§usunun uygunluguna bakilmaksizin, kendi kaderini
tayin etme,
da birlesrneme, kimi istiyorsa onunla ittifak kurma ya da herhangi bir ittifaktan ayrtlma hakkina mutlak
otekilerle birle§me ya
anlamda sahiptir." 70 Fetihlerin, tarihsel ve cografi bozulmamn urunu olan uluslann varligma ancak bu sekilde son verilebilirdi. Ne var ki Bakunin, uzun vadede, ulusal sorunun toplumsal devrim karsisinda
ikincil
olduguna, toplumsal devrimin bir diinya
devrimi olmasi gerektigine inaniyordu.
Hir,
Rudolf Rocker, Nationalism and Culture (Ulusculuk ve Kul1937) bashkli kapsamh cahsmasinda Ulus-Devlet'i en kes-
kin bicimde
mahkum
etmistir. Rocker'e
gore ulus, Devlet'in ko-
keni degil, iirunudur: "Devlet'i yaratan ulus degil, ulusu yaratan Devlettir." Bu nedenle ulus, Devlet olmadan var olamaz. Ancak 69
The
Political Philosophy of
moff. Fret Pressi,
70
Bakunin,
New
Bakunin: Scientific Anarchism, der. G.
York, 1953,
alinti, GwSriri,
Anarchism,
Bolum s.
6-7.
lki,
kisim x-xi.
P.
Maxi-
68
Anar$izmin Tarihi
Rocker bir kutture ve topraga yerel baghhk duygulanni inkar etbirligin, karsdikh bir iliskinm dogal sonucu" olarak, ortak bir dil ve belirli hayat ko§ullan tarafindan bir araya mez. "Toplumsal
getirilen bir halk ile
"yapay bir siyasal iktidar mil cadet esi"nin
urumi olan ulus arasinda aynm yapar. 71
Bir halk daima dar sinirlan olan bir topluluktan ibaretken, bir ulus genellikle ortak bir Devlet'in cercevesine az ya da cok siddet iceren araclarla si-
kistmlmis butun bir ker, ulusculugu,
gun organik
farkli halklar dizisini kapsar.
Boylece Roc-
yapay engeller yaratmaya cahstigi ve toplulu-
birligini
Proudhon'dan
bozdugu
giiclu
icin
mahkum
eder.
bicimde etkilenen Gustav Landauer
ulusculuk
ile anarsizmi birlestirmek gibi ilginc bir girigimde buIundu. Rocker gibi o da "Tophiruk"u "Devlet "in karsisma koydu; Devletci bir toplumda halk kendisini gercek bir topluluk organizmasi icinde bir arada bulmaz. Topluluk, Devlet'in yam stra ve disinda var olur, ama hemiz tarn olarak gercekles^irilmernistir.
Bu nedenle ozgur "her zaman temsil
bir topluluk yeni bir seyin
edilmis,
kurucusu
degil,
gomulmus
ve tahrip edilmis olsa da Devlet'in yam sira var olan bir seyin gercek lestirilmesi ve yeniden yapilandinlmasrdir. 72 Bu toplulugu, kisiler ve aileler birliginden,
ge§itli
toplufuklar, birlikler icindeki topluluklar haline
gelecek sekilde getistirmek zorunludur. Landauer'e gore, "Devlet" olmasa da halkm "uluslugu" devam eder. Ulus olmak, halkm kendi hayat tarzmda, dilinde, geleneginde, ortak bir ge?mise iliskin anitannda ve gercek bir komunal hayat olusturma cabasinda birlesmesinden ibarettir. Ardin-
dan su gorus gelir: "butun halklann bolgesel topluluk ruhundan yeniden dogu^u disinda hicbir gey kurtutusu saglayamaz." 73 Ancak Landauer, eski komunal gelenekleri canlandirmak ve Devlei'i dagitmak isterken, dar bir anlayisa sahip degildi. Rocker'm "halk"
kavrammin
baslica ozelliklerinin Landauer'in "ulus" kav-
raminda bulundugu gorulur. Landauer'e gore ulus yapay bir butun degil, topluluklardan olusan bir topluluktur. Aynca bireysadece kendi ulusuyla ozdeglenmemeti, onu genisleyen insani cemberin bir halkasi olarak gormelidir.
Boylece anarsistler,
ister
liberal,
sosyal
demokrat,
ister
Marksist formda olsun, en tutarlt ve ozenli Devlet elestirisini ge71
72
Rudolf Roc ke r, Nat \ona\ism and Cultu re, s 200- 1 Gustav Landauer, ahnti. Ward, Anarchy in Action,
73
Landauer, ahtm, Buber, Paths
.
in
Utopia,
s.
49.
s.
11.
Toplum ve Devlet listirmiglerdir.
dan kaldirmak
69
Onlara gore, Devlet adaletsizligi ve zulmii ortaistese bile, yapabilecegi tek sey bunlan daha da
agirlagtirmaktir.
SavasUra ve ulusal du^manhklara yol acar; yara-
ve bagimsizligi ezer. Hukumeiler ve hukumetlerin kendi iradeleri sayesinde dayattiklan yasalar da ayni derecede gereksiz ticiltgi
ve zararhdir. Ayni zamanda dogal duzene duyduklan giiven, anarsistlerin, toplumun dayatilmis otorite ve dissal zorlama olmaksizin gelisecegine inanmalanna yol acar. Insanlar mudahalenin en az oldugu kosullarda en iyi gehgimi gosterirler; Devlet ol-
madan,
inisiyatif gelistirebilecek,
gonullu anlasmalar yapabile-
cek ve karsihkli yardimlasma saglayabileceklerdir. Kadim isbirligi oriVntulerini modern bireysellik duygusuyla birlestirerek tam olarak gerceklesmi$ bireyler haline gelebileceklerdir. Anarsist Devlet elegtirisi, sadece siyasal felsefenin pek cok temel varsayi-
mini sorgulamakla kalmaz, ayni zamanda Ball uygarhginin otoriter oncullerine
de meydan okur.
3 Ozgurluk ve
E§itlik
&
Anar§izm kendi basina rak
asm
bireycilikten
Toplumsal bir hareket
bir felsefedir.
komunizme kadar cok
ola-
genis bir yelpaze
butun anar§istler bazi ortak gorusleri Mevcut duzene ili$kin bir ele§tiri, bir ozgiir toplum bir toplumdan digerine ge?is ydmemi sunarlar. En
iginde gelismis. olsa da, payla§rrlar.
anlayi§i ve
onemlisi, daha genis bir ozgurluk ve
esitligi
gerceklestirmek i?in
butun baskici bicimlerini reddederler. Siirec i?inde temel ahlaki ve siyasal felsefenin pek ?ok temel ilkesini aydinlatirlar. Her zairtan tutarli olmasalar da, Fransiz Devridissal otoritenin
mi'nin baslamgi
buyuk ozgurluk ve
esitlik ideallerine' ill skin naif
ya da basUle§tirilmis. bir gortise sahip olmakla suglanamazlar.
Mutlak ozgurlugu, anarsistlerin yiiksek dukiari merkezi gorus olarak
gormek
ideali
ve bagli
ol-
olagandir. Sebastian Faure
yimiili yillarda s6yle yaziyordu: "Anarsist doktrin tek bir soz-
cukle ozetlenebilir: ozgurluk." 1 Herbert Read'e g&re ozgurluk,
"butun
degerlerirt degeri"dir. 2 Anarsbtler
ozgurtugu insanligin
hayatinda ve ilerleyisinde surekli ve zorunlu bir faktor, insanlaS^baslian Faure, "Anarchie", Encylopldir Anarchhle, Paris, larihsiz. Bkz.
Anthony
Arblaster,
"The Relevance of Anarchism",
Tlit Soda?is( Register,
1971,5.198. Herbert Read, Chains of fireedom". Anarchy '
& Order,
s.
1M.
72
Anar$izmin Tarihi
nn onsuz gercek boyutlanna ulasmalan imkanstz olan esas dogruluk olarak gorurler. Amerikali bireyci Josiah Warren, su sozleri yazarken anarsistlerin cogu adina konusmaktadir: "tnsan miknatisin kutbu ya da t
suyun seviye arayisi gibi ozgurlugu arar ve opium, her uyesi gercekten ozgiir olana kadar sukun bulamaz." 3 Filozoflann da gayet iyi fark ettikleri gibi, ozgurluk nosyo-
nu kavramsal
bir labirent olabilir ve onun farkh anlamlanni dikkate almak gerekir. Anarsistler insan ozgurlugunii, kisitlanma-
dan ozgurluk bicimindeki olumsuz anlamda lerin gogu, ozgurlugu, kisinin diledigini
gorurler. Anarsist-
yapmak ve
butiin potan-
siyelini gerceklestirmek icin
ozgur olmasi bicimindeki olumlu anlamda da gorurler. 4 Ancak ozgurluk daima uclu bir ihskidir ve sadece bir sey yapmak icin bir seyden ozgurlugu degil, ayni zamanda belirli aracilardan ozgurlugu gerektirir. 5 Kendi orneklerinde anarsistler belirli bir siniftn ya da elitin degil, butiin insan-
hgm
ozgurluguyle
kisinin
ilgilenirler. Herkesin ozgiirliigunu her bir ozgurliigunun zorunlu kosulu olarak gorurler. Baku-
nin'in dedigi gibi, "lnsan
ancak
esit
derecede ozgur insanlar ara-
sinda gercekten ozgiirdur." 6
Herbert Read, toplumsal orgutlenmede ifadesini bulan siyaolarak "ozgurluk" ile insanm kendiliginden ve yara-
sal bir ideal tici
nm
bicimde kazandigi "ozgurluk" arasmda aynm yapar. 7 Bu aytarn tamina Ingilizlere ozguyken, anarsistlerin ?ogu, libertas
sozciigune
Romahlann
re bicimlenmis halk
verdikleri cumhuriyetci bir anayasaya go-
hukumeti anlamim reddeder. Onlarm bash-
ca kaygisi, dissal siyasal otoriteden ozgurhiktur. Locke'un yaptigibi, Devlet'in bireysel ozgurlugu korumak icin gerekli
gi
oldugunu kabul etmezler. Rousseau'nun, kisinin kendisi icin yaptigi yasalara mesru olarak itaat edebilecegini one suren insan 3
Alimi, Kenneth Rexroth, Century, Seabury Press,
4
Communal ism: From
New York,
1974,
Olumlu ve olumsuz ozgurluk aynmt
s.
its
Origins to the Twentieth
236,
icin Bkz. Isaiah Berlin,
of Liberty, Clarendon Press, Oxford, 1958. Paul
Thomas,
Two Concepts
anarsistlerin esas
olarak ozgurliigun olumsuz anlatmyia ilgilendiklerini one surer. Bkz, Paul Thomas, Karl Marx and the Anarchists, s. 8. 5
Bkz, Gerald C.
porary
MacCalham, Jr., "Negative and Positive Freedom", ContemAnthony de Crespigny Alan Wertheimer,
&
Political Theory, der.
Nelson, 1971,
s.
107-26.
6
Bakunin, "Revoutionary Catechism" {1866), Bafeunin on Anarchy, der. Sam Dolgoff (Allen Unwin, 1973), s. 76, 261
7
Read, Anarchy
&
& Order, age,
s,
23.
Ozgiirluk vc
73
Jijiilib
haklan nosyonunu da ayni sekilde reddederler. Anar§iselerin, bireyin Devlet hukukuna itaat ederek kendi "yiiksek benligi"ni gerceklestirebilecegini dustmen Hegel'in "zorunlu yucelim" kavramiyla yaptigi idealist ozgurluk tanimiyla da
Tarn aksine
iliskileri
anarsistler, sahici ozgurliigun
yoktur.
ancak Devletsiz
toplumda kazanilabilecegine inanirlar, Bu nedenle geleneksel yokluk ve giivensizlikten ozgurluk, yam sira liberal ifade, diisunce, orgutlenme ve hareket ozgurlugu olarak benimserler. Ikiisadi ozgurlukten soz ettikleri zaman, hem bir
sosyalist ozgurlukleri,
Devlet'in iktisadi denetiminden liberal
anlamda ozgurlugu, hem
de iktisadi zorluklardan sosyalist anlamda ozgurlugu kastederler.
Ote yanda birkac kisinin somiirmek ve komuta etmek
icin
sahip oldugu sozde "ozgurluk" baskiya yol actigi icin arzulanabilir bir ozgurluk formu degildir. Onlar ozgurliigun en tutarh ve
mantikh savunuculandirlar. Bazi anarsistler Rabelais'in dusturunu benimserler: "Ne
yorsan onu yap!" Faure, "istedigini degil ni ve kendisine
uygun
isti-
de sadece hosuna gide-
yapan insan, ozgiir degildir" der. 8 sonuclan ne olursa olsun kisinin ne is-
olani
Ancak az sayida anarsist, tiyorsa onu yapmasi gerektigine
inanir. Elisee Reclus, anarsizm-
de "kisinin kendi anlayisma gore eyleme hakki", "kisinin kendi istedigini" yapma hakkrgdrur, ama hemen ekler: "butun kolektif
9 islerde kendi iradesini baskalannin iradesiyle birlestirerek."
Godwin de benzer bicimde, ozgurluk ile yetki arasinda aynm yapar. Genelin mutluluguna katktda bulunmak gibi surekli bir gorevimiz oldugu icin hosumuza gideni yapma konusunda olumlu bir hak sahibi oldugumuz gorusiinu reddeder. Simrlanmadan ozgurluk
(anlagilabilir
nedenler di$mda) en onemlisidir, ancak
"ahlaki bagimsizlik" daima zarar verir. 10
Bu nedenle ahlaki kisitolmamiz gerekir. Godwin'in konumu, Spinoza'nm ozgur insani sadece aklm emirlerine uyarak yasayan insan olarak tanimlamasmi andirir. Bakulamalardan
nin daha
degil, siyasal kisitlamalardan ozgiir
ileri
giderek, dogal yasadan mutlak bagimsizlik fikrinin
"cilginca bir 5a?mahk," metafizikcilerin kafasindan cikan bir dusiince oldugunu one surer: "mutlak anlamda kendine yeterli 6z-
8
Sebastian Faure, Authority
et
liberie,
Aux Bureaux de
la
Revolte, Paris,
1891, sayfa numarasi yok.
9
Elisee Reclus, Involution, la revolution, el Vidial anrtrchiste. Stock, Paris,
10
Godwin, Anarchist
1896,
s.
143. Writings,
s.
158.
74
Anar$izmin Tarihi
gurluk, kisiyi var icin
oldugu
gibi
ohnamaya mahkum
Bakunin
eder." 11
Marx
ve Engels
de ozgurluk, kendi benliklerimiz dogal yasa bilgisini temel alan dene-
icin
ve dissal doga tizerinde, bir timi gerektirir.
O halde anarsistler sadece kendileri icin mutlak ozgurluk isteyen ahlakdist kisiler degildirler. Onlar, Dostoyevski'nin Yeralti Adann
gibi, bedeli ne olursa olsun ve nereye goiururse gotursun bagimsiz oima hakkina inanmazlar ya da en buyuk iyiligin, "kisinin kendi ozgiir ve dizginsiz iradesi, ne kadar vahsi olursa olsun
kendi kaprisi, zaman zaman cilginhk raddesine varan kendi fantezisi..." 12 oldugunu da savunmazlar, Ozgurlugu bu sekilde ta-
mamen
kisisel olarak
gormek, baskalarmi somurmeye ve ezmeye
yol acan bencillik turunun
hakh cikartlmasi olarak gorulur. Ornegin Malatesta, kisinin akhna eseni yapacak kadar ozgiir olma arzusunun anarsist olmaya yetmedigini one surdu: "Sinirsrz ozgurluk ozlemi, insanhk sevgisi ve herkesin esit ozgurlukten yararlantnasim gerektiren bir arzusuyla dengelenmezse, ne kadar olursa olsun, asla anarsist olmayan, kisa sure icinde ancak
gticlti
tirana doniisen isyancilar yaratabilir." B Malatesta, insanlarm dogustan uyumlu olmadtklarma ve loplum icinde bir arada yasamalarmin ozgurlugun simrlanmasmi gerektirdigine,
somurucu ve
cunku baskalanmnkiyle bagdasmayan arzularimizdan fedakarhk etmek zorunda oldugumuza inamyordu. Kisinin istedigini yap-
ma
gucti olarak ozgurluk istiyordu;
ancak bunun "baskalanmn
ozgurluguyle smirli olan, herkes icin ve her seyde ozgurluk" olmasi sartiyla. 14 esit
En asm
bireyci anarsist olan
men reddetmez ve rekli
olduguna
Max
Stirner bile ahlaki tama-
oteki akilct bencillerle gonullu isbirliginin ge-
inanir. Anarsistler,
disandan dayatilan baglayici
ahlaki kurallan reddederlerken, belirli bir ahlaki
formun
siyasal
otoritenin yerini almasini isterler. Kropotkin icsel ahlak duygu-
muzu ozgur
bir toplumun sinin olarak gordu ve ahlaki ilkelerin insanhga rehber olmasi icin insan yapisi yasalann yerini almasi gerektigini one surdu. Kararh bireyci Benjamin Tucker bile, ahlaki yasayi
"Kendi
isine
bak"a indirgediyse de, ahlaki
1
Bakunin on Anarchy,
12
Fyodor Dostoyevsky, Notes From Underground,
s.
13
Malatesta, Life and Ideas,
14
Age,
53,
kodun
257.
raondsworth. Penguin, 1977,
s.
bir
s.
s.
24.
33-4.
cev. Jessie
Coulson, Har-
75
Ozg&rluk ve E$itUk gerekliligi uzerinde israr etti. 15
Bu durumda kisinin kendisi icin belirledigi ahlaki kurallan benimsemesi anarsizmle tutarsiz degildir. Hukiimet kendi yasalariyla, zor kullanma tehdidiyle ozgurlugumuzu krsitlar, ama kisi kendisine kural dayatirsa, zorlanmis degil, gonullu davranmis olur. Akhn yonetimi anlaminda ozgurluk kabul edilebilir. Tucker'in yazdigi gibi, "Birey kendini yonetme hakkina sahipse, butun dissal hukumetler tiranhktir." 16 Kisinin baskalan tarafindan degil de kendisi tarafindan yonetilmesi fikri anarsistlerin ozyo-
netim savunusunda dolayh olarak anlatilmistir, Anarsist argiimanm toplumsal ozgurlugu one ^lkarmasinin temelinde, yasala-
nn yoklugunun ahlaki bir kaos ya da kartsiklik durumuna yol acmayacagi gorusii yatar, cunku insanlann kendilerini yonetme yetenegi vardir.
Bununla
birlikte, kisinin
kendisine getirdigi kisitlamalarla
kendisini yonetmesi anlaminda akilci ozgurlugun herhangi bir
bicimde dayatilmasmi kabul etmezler. Toplulugun iradeye itaate zorlamasi soz
konusu
kisiyi
genel
degildir; anarsistler, Rousse-
au 'nun "ozgurluge zorlama"mn mumkun oldugunu one suren zararli paradoksuna katilmazlar. 17 Ote yanda Kant'in, kisinin kendisi icin serbestce secmis, oldugu kurallan kendisine dayatmasi olarak ozerklik anlayisini kabul edeceklerdir. Anarsistin kisisel ahlaki vurgulamasi, kuskusuz gecmis degerlere baghlik
anlamma gelmez. Kropotkin, gecmisteki
isbirligi
ve karsihkh yardimlasma oruntulerinin degerini goriir, ancak
bunlan modern anlamda
bireycilikle birtestirmek ister. Anarsist-
cogu, tipkr Nietzsche ve
lerin
topluma yeni
bir ahlak
Emma Goldman
getirmek
icin, iyi
gibi, ozgiir bir
ve kotunun mevcut
ta-
nimlannin otesine gecen askin bir deger isterler. 18 Stirner dismda butun klasik anarsistler, insan yapisi yasalan reddederlerken, dogal yasanin gucunu, hukiimeiin ve insan yapisi
1
5
yasalann yoklugunda toplumsal Benjamin
R.
birligi
Tucker, imtead of a Book By a
saglamamn
Man Too Busy
to
bir yolu
Write One.
A
fragmentary Exposition of Philosophical Anarchism called from the Writings of Benjamin R. Tucker, editor of Liberty, 1. bsk, Benj. R. Tucker, New York, 1897, I(>
1' I
/
s.
15.
rt#\s. 13. 1
hi i
Jacques Rousseau, Social Contract and Discourses, der. G. D. H. Cole,
IViu. 1973,s. 177. in
Hk i ilia.
Hmma
Goidman, Anarchism and Other Essays, 5. 194; R* d Shutman, Wildwood House, 1979, s. 354.
der. Aiix Kates
Emma Spe-
Anar%izm\n Tarihi
76
olarak kabul ederler. Godwin, evrenin evrensel yasalarla yonetildigine ve dogrunun daima yanhsa
iisttin geldigine inamyordu. Ahlakin pozitif kurumlardan bagimsiz oldugu kanisindaydi. Bir mutluluk ve haz dengesi elde etmek icin yaratacagi etki ne olur-
sa olsun, bir "degtstirilemez dogru" arayisi vardir. 19
Proudhon
da butun anarsi davasint, dogadaki varolusa ve kendi ahlaki duygusuyla aciga vurdugu dolaysiz adaletin insani dogasi iizerinde temellendirdi.
Bakunin kendisine "bilimsel" anar$ist dedi ve dogal yasamn ozgurtugumuzun temeli oldugunu one siirdu. Potansiyelimizin tam gelismesinden ibaret olan ozgurlugu, "kendi dogamiztn yasalan tarafmdan bize dayaulaniar dismda hicbir kisulama tammayan ozgurlugu" kutsadi. Ancak Bakunin'e gore, bunlar gercek
kisulamalar degildir, ctinku "bu yasalar, disimizda, yanimizda ya da iistumtizde yer alan bir yasama gucii tarafmdan bize dayatdmaz; bize ickindirler, dogustan edinilmislerdir, varhgimizin temelini olustururlar, entelektuel ve ahlaki didirler; o halde, bir
olmanm yam
sira
mad-
simr getirecek yerde, onlan ozgurlugumu-
ztin gercek kosullan ve gercek nedeni olarak dusunmeliyiz." 20
Kropotkin de anarsizmin modern bilim yontemini temel alistedi. Dogayi ve toplumu ayni yasalarm, ozellikle de hayvanlara hem de insanlara toplumsal bir i<;gudu veren ve
masini
hem
onlann var olma miicadelesini surdurmelerini ve ahlaki bir duygu gelistirmelerini saglayan toplumsallasma yasalannin yonettigine inamyordu. Malatesta, anarsizmi "bilimsel" kilma girisimlerini, ozgur iradeyi inkar ettigi icin elestirse de, "dogaya oldugu kadar topluma da hakim olan biiyiik dayanisma yasasi"ni tammaktaydi. 21 Anarsistlerin leri
mutlak ozgurlugu
ideal olarak
benimsemedik-
anlastlmis olmah. Mutlak ozgurliik fikri yasadigimiz butun
toplumsal ve fiziksel smirlamalar dikkate almdiginda, kesin bir kullanmak gerekirse, sacmadir. Tanimlanabilir simriar ol-
ifade
madan
yapilacak bir ozgiirluk tammi, bo? ve anlamsizdir. Boyle
bir "ozgurluk" var olsa bile, Kafka'nin Jafo'sundaki
Bay K'nin
in-
onu yalniz biraktiklan zaman anlamsiz ve umutsuz "dokunulmazhga" benzeyecek-
sanlar kendisiyle iliskilerini kesip yasadigi 19
Godwin, Anarchist
20
Bakunin, Marxism, Freedom and Press, 1984,
21
s.
Writings,
s.
17.
Malatesta, Life and Ideas,
s.
23.
65. (h< State, der.
K.
J.
Kenafkk, Freedom
77
Ozg&rliik ve Ejidifc tir 22
Ozgurlugun
anarsistler icin yiiksek bir ideal olup olmadigi
da sorgulanrm§tir. Malatesta'nm yazdigi
mak ister istetnez bazt arzulanmizi lamda ozgurluk mutlu ve zemeyebilir." 21
Ek
gibi, bir
toplumda yasa-
frenleyecegi icki, "mutlak an-
gtivenli bir ortak varolus
olarak,
ozgurlugu
ilkesel
sorununu co-
olarak olumsuz
bi^imde, kisitlamadan ozgurluk olarak tammlayanlar
icin,
onun
yiiksek bir deger olabilecegini diisiinmek zordur. Ozgelisimin
zorunlu bir kosulu olarak
bile ozgiirluk, bir amac. olarak degil,
bir arag olarak degerlidir.
Ornegin Godwin, yurttas haklanmn eden bir arac olarak istenebilir ol-
belirli bir kisilik tipini tesvik
dugunu one
siirdu: "Bir
ozgurluk durumunda deger verilen he-
men
her seyi olusturan comertlik, enerji ve sebat otmaksizin insani bir dissal ozgurluk durumunda farz etmemiz halinde, ozgur 24 fazla degeri olmayan bir durumdur," Gene, anarsistlerin yonetimi yeniden bicimlendirmek icm yasa ve cezalandirmanm yerine, kamuoyunu, kinamayi ve toplumsal baskiyi kullanmaya hazir olmalari, ozgurluge her seyin
olmak
iizerinde deger vermediklerini gdsterebilir,
Makul
bir argtiman
toplumda herkese azami diibirilerinin ozgurlugu nu ktsttlar.
biciminde bile kinama, anar§ist bir zeyde ozgurluk saglamak
icin
En yiiksek duzeyde bireysel gelisimi en buyiik komunal birlikle birlesiirmek isteyen Alan Ritter, en yiiksek hedeflerinin "komunal bireysellik" oldugunu ve bu nedenle gercek anlamda "liberi
or lor" den
soz edilemeyecegini one siirmustur; on 1 arm
"dogrudan dogruya amacta
rizin"i
tcrizmdir. 25
Mk
diilia
Hu isiiu't
)\it
O halde ozgurluk
degil,
liber te-
amac olarak
liber-
degil bir arac ola-
degerlidir.
gorii§ anar^ist
etse
ozgurluk anlayisindaki onemli bir unsuru
de yeterince kapsayici degildir. Stirner, Tucker ve
fiziksel
Ancak bu
bize anarsistlerin ozgurlii-
ve toplumsal simrlanni kabul ettiklerini ve kisisel
ozgurlugun kacinilmaz olarak baskalarmm ozgurlugunu bir .'
l'i;inz
Kafka, The Castk (1926), ?ev. Willa
swnrih. Penguin, 1966,
s.
M:iLilcMii, life and Ideas, s. 48. (ndwin, Anarchist Writings, s.
!'•
Alan Kiuer, Anarchism:
l
I9H0.S. 3,24,38.
A
&
bi-
Edwin Muir, Harmond-
105.
'I
1
di-
bireyci anar^istler, ornegin, toplulugu bireyselligin destek-
lrnincsi olarak gormezler. l>tin
bir
"
dolayh etkide"
159.
Theoretical Analysis,
Cambridge University
Press,
Andr$izntin Tarihi
78
cimde engelledigini anlamis olduklanni ci if in
baskasmm,
ister istem'ez
haurlatir. Kati bir birey-
kendi ozgiirlugiine yonelik su-
bir tehdit olusturmasi gerekir,
refeli
Kendi "ozel alan"im istila edecek ve onu bir saaiin dislisine indirgeyecek kisderden korkan Godwin su sonucun zorunlu ol-
dugunu
dusiinur: "l$birtigi teriminin anlatiigi her sey, belirli bir
,26 Proudhon, Bakunin ve Kropotkin gibi daha kolektivist anarsist dusunurler, toplumsal varliklar oldugumuz icin, kendimizi ancak baskalanmn arasmda gerceklestirecek
olcude
'
kotuliikttir.
kadar ozgiir olabilecegimize inaniyorlardi, Onlara gore bireysellik,
Proudhon'un belirttigi gibi, baskalanmn benliginde tanir." 27 Bu ne-
karsihkli farkmdaliga dayanir.
birey "kendi benligini
denle insanlar tehdide degil yardima ihtiyac duyarlar. Anarsistler ozgurltigu potansiyel bicimde keyif olarak ya§arlar,
Malatesia, "isbirligi yapan herkesin ozgurliigu
arasindaki sevgi"yi bagdajtiran bir anarsist oldu.
Onun
t
insanlar
lie
opium oztemi nedeniyle
ozgurluk soyut bir hak degil, eyleme
icin
imkanidir. Tecrit edilmis birey giicsuzdiir; "insanin kendi etkinligini
ve inisiyatif gucunu ifade edecek bir arac bulmasi kendi
benzerleriyle isbirligi" sayesinde gerceklesir. 28 Anarsistler, kisisel ve toplumsal ozgurltigu
yuksek
degilse de merkezi bir ideal olarak kutsarlarken,
bir ideal
bunun kolayca
gerceklesemeyecegini kuwetle fark ederler. Ozgur bir topluma
giden yolu tikayan giiclu toplumsal,
kultiirel
ve psikolojik engel-
Randolph Bourne, sadece savasin Devlet'in gidasi oldugunu kaydetmekle kalmaz, bir suru iggudusuniin bireyi itaat ve uyuma yonelttigini de kaydeder; cunkti "Uyum sagladiginizda giiclti oldugunuzu hissedersiniz, suriinun dismdaylerin farkindadirlar.
saniz kendinizi terk edilmis ve caresiz
hissedersiniz."
Devlet
-"butun suriinun orgutlenmesi"- bu durtulere dayanir ve onlann dikkatle kullamlmasini saglar," 29 Anarsistler, Erich
Fromm'un
pek cok insamn ozgiirlukten korktugunun da farCiinku ozgurluk sorumluluk gerektirir; bu yuzden-
belirttigi gibi,
kindadirlar.
dir ki insanlar
ekonomik guvensizlik ve toplumsal huzursuztuk
zamanlannda, ne dusunmelerint ve ne yapmalanm kendilerine soyleyecek giiclu bir lider ararlar. Modern toplum icinde tecrit 26
Godwin, Anarchist Writings,
27
Alinti, Ritter,
Anarchism,
s.
27.
28
Malatesia, Life and Ideas,
s.
25, 87.
29
Randolph Bourns, "The
s.
77, 171.
Stale" (1919), alma, Anarchist Reader,
s.
101.
Ozgiirluk ve
79
Ej/tlife
edilmis koksuz birey ler o tor iter orgutlere ya da Devlet' e adanirlar ve boyun egerler. Tipki Tannnm otoritesine isyan ettigi icin Cennet Bahcesi'nden kovulan Adem gibi, modern insan da henuz kazandigi ozgurlugii bir beddua gibi anlar; "o artik cennetin
tath koleliginden ozgtirdur, a ma kendini yonetecek, kendi bireyselligini gerceklestirecek
Gene
anarsistler,
kadar ozgiir degildir," 30
boyun egmis
kisinin kendisine
boyun
eg-
direne nasil kolayca katildigim gosteren Wilhelm Reich'in icgo-
de degerlendirirler. Modern yurttasm mutlak gucsuzlu-
rtilerini gti,
icse lies tiril mis itaatkarhk
acar
ki, kisi
mazosizmine cogu kez oylesine yol kendi yasam enerjisini cticelestiren ajanla kendisini
ozdesjestirmeye baslar. Etienne de
gomillu bir kole haline
la
getir, Ustelik,
Boetie'nin isaret ettigi gibi,
modern insanm kadim
ata-
toplum ve kulturumuze ili^kin deneyimi, "kendi benliginde dogaya karsi ve kendi benliginin dtsmda toplumsal sefaerkil ve otoriter
lete karsi
zirhlanmastm" tesvik eder; bu da "caresizlige, siddetli
bir otorite Ozlemine,
sorumluluk korkusuna, mistik tutkulara ve
chisel sefalete" yol acar. 31
Gene de itaat ve bagimhhk psikolojisine, uyumlu yurttaslann bicimlenmesinde Devlet'in ve kultiirun yarattigi guclu etkiye yaptiklan butiin degerlendirmelere karsin anarsistler, buinsanlann nihai olarak Kristal Saray'i yikma, kendilerini fiziksel kelepcelerden ve yanilsamamn zihinsel zincirlerinden iliskin
liin
kurtarma yetenegine sahip olduklanna inamrlar. Herkesi dayatilmis otoritenin butiin formlanndan ozgurlesmeye caginr ve bin'yin kendisini aktif bicimde gerceklestirmesini saglayacak kaihir
o^gur olmasmi
isterler,
ham bir ozgurluk anlayisma sahip Aynca, ozgiir bir toplum yaraima ozlemleritiiit gecmisteki gibi utopyaci bir dus olarak goriilmesi artik geri-kinez. Malatesta, yuzyihn donumUnde soyle diyordu; "Ozgul Anarsistlerin naif ya da
(ilm:id)klari aciktir.
butun insan hayati dis dogaya karsi bir mucadeledir ve adim uyum saglamak, dogal bir yasamn tistesinden gel-
ohirj»k
Iut
ileri
rnckiir."^ Kithk sonrasi goreli bolluk
toplumumuzdaki nesnel
ko^ullar bize, iktisadi zorunlulugun tarihsel alanindan ozgurluk iihininii
gecme imkani (en azmdan -nun m,
Ml
I
II
Williclm Re
rit
I
i
flte tli.
Ftar of freedom. Rout ledge The Funtfi™
l«H2.(iiii> I.'
Muliitrvlj.
I
\\t
Batida) saglamak tadir, Insan-
tmd
Ideas, ^ 47.
of the
& Kegan Paul, i960,
Orgasm, Noonday Press,
s.
New
28.
York,
Anar$ izm in
80 lik tarihinde ilk
artik akilla
Tnrilii
kez ihtiyaclanmizi sececek kadar ozguruz. Arzu
denetlenmesi gereken bir kolelik bicimi olarak goru-
ciinku arzunun serbestt;e kars,ilanmast buyuk olcude mumkundur. Aslinda Bookchin, gunumtizde insanlann kendilelemez,
"ozgiir bir doga"yt yeniden yaratacak,
rini ozgurlestirirlerken,
onun
bilinc
ve 6 zn el lik yonunde evrilme egihminin gerceklesme-
sine yardimct olacak
konumda olduklanni one
siirmektedir. 33
Insanin ozgurluk ihtiyacimn, yarattciligin ve gi
ic
huzurun ozunu olusturdugunu butun
bunun
getirdi-
siyasal doktrinler
icinde en derin bicimde hisseden yalnizca anarsizmdir. Anar-
sizm, kisisel ozgurluk idealini, baskalannin ozgurltigunu smrrla-
mayan giir
bir ozerklik
yapilarim
formu olarak savunur ve insanlann kendi oz-
insa
edecekleri
huktimetsiz bir ozgur top him
insanlann sadece birbirlerinden ozgiir olmakkalmayacaktan, btrbirlerine yardimci olabilecekleri ve butun
onerir, Anarsistler, la
hayat formlart icinde butun potansiyellerini gergeklestirebilecekleri bir
zamanin gelecegine
inanirlar.
Otorite
Anarsizmin ozgtirlugu nihai hedef olarak benimsedigini soyle-
menin
bir diger yolu,
onun
otoriteye karsi
oldugunu savunmak-
George Woodcock, "Butun anarsistler otoriteyi reddederler" demektedir. 34 Pek 90k anarsistin bunu bir dava olarak benimsen digi kesindir. Kendisine ant io tori ter" diyen Bakunin "her otoriur.
tenin mutlak reddi"ni savunurken, teyi
butun yonleriyle yikmak"
Kropotkin anarsizmin "otoriicin
cahstigini
one
stirdu. 35
Malatesta da anarsiyi "otoritesiz orgutlenmis toplum" olarak
mmlar. Oioriteden
kasti, "iradesini kisiye
kin zamanlarda, Colin
Ward
anarsist bir
dayatan
guc/'ttir. 36
toplumun
ta-
Ya-
"otorite ol-
maksizin kendisini orgutleyen bir toplum" oldugunu soylemistir 37
Anarsizmin otorite 33
karsiti olarak
Murray Bookchin. "Thinking Ecologically: Generation, 18, 2,
Man
1987,
5.
tantmlanmasi, Devlet'in
A
Dialectical
Approach", Our
36.
34
Woodcock, Anarchism (1. bsk.), s. 7. Aynca Bkz. Gerald Runkle, Anarchism Old and New, Delta, New York, 1972, s. 3.
35
Bafeunin on Anarchy, al",
s.
77; Kropotkin, "Anarchism: Its Philosophy
Revolutionary Pamphlets,
s.
36
Malatesta, Li/( and Ideas,
s.
24.
37
Ward, Anarchy
s.
1 1
in Action,
137.
and
Ide-
Ozgiirliih
belirli bir
veEfHlik
81
bolgede yiiksek otorite olarak tammlanmasindan kay-
naklanir ve butun anarsistler Devlet'e karsi olduklan icin otori-
Ne
teye de karstdtrlar.
var ki otorite daha temeldir ve varolusu
Devlet'in kurulusundan oncedir. Aynca, anarsiyi bir otorite yok-
lugu olarak tantmlamak yaniltict
mak
gerekirse, belirli bir otorite
olabilir, ciinkxi
formu icermeyen
kesin konusbir
toplumun
neredeyse anlasilamaz oldugu gorulecektir. 38
Bununla
herhangi birinin emir vermek ve itaat istehakka sahip oldugunu reddetmeleri anlamin-
birlikte,
mek gibi mesru
bir
da butiin anarsistlerin siyasal otoriteye karsi olduklanni soyle-
mek
dogrudur. Robert Paul Wolffun dedigi
yonetme hakki oldugu
rite dir,
icin," Devlet' i
gibi,
"Devlet oto-
reddeden anarsizm,
bireyin tek basina kendi ahlaki kisit lama Ian mn yargici oldugu ozerklikle tutarh olan yegane siyasal doktrindir. 39 Anarsistler ay-
m
zamanda,
Max
Weber'in "gecerli kurallarm 'hukuksalhgina
inane ve bu turden kurallar geregince otorite tilenlerin
konumuna
yuksel-
emir verme hakki" 40 olarak tannnladigi yasal otoriteyi
de reddederler. Komunisc anarsistler daha
ileri
giderek, "iktisadi
otorite" dedikleri seyi de reddederler; Faure'nin belirttigi gibi,
"Otorite iki ilkesel forma burunur: siyasal form, yani Devlet; ve iktisadi form, yani ozel mulkiyet." 41
Ne
var ki anarsistler,
kadim geleneklere ve gelenegi savu-
nanlann mesruluguna inanci temel alan geleneksel otorite konusunda bu kadar net degildirler. Ornegin Kropotkin, adetlerin insani sorunlan duzenlemek icin olusturulan insan yapist yasalardan once geldigini tekrar tekrar vurguladi ve bu adetlerin gelecekte soz konusu yasalann yerini alacagiru diisundu. Proudhon bile toplum icinde karsi ciktigi ataerkil otoritenin ailede gerekli oldugunu kabul etti. Anarsistler aym zamanda, karizmatik otoriteden yani olaganustii bir kisinin ornek karakterinden etkilenme egilimindedirter. Godwin, Shelley' e zeki bir yol gosterici olarak gorundti ve bu rolu reddetmedi. Bakunin, kuskusuz
mu-
bunu yoldaslanni etkilemek
i?in
azzam 38
bir karizmaya sahipti ve
Bki, Michael Taylor, Community, Anarchy and sity Press, 1982,
39
s.
Robert Paul Wolf, Jn York, 1976,
s.
De/c-rtcc-
0/ Anarchism,
Max Weber, Economy and Society, Press, New York, 1968, 1, s. 215.
4
Faure, Autoritf"
ciHt mourantc-
Cambridge Univer-
Harper Colophon Books,
New
18.
+0
1
Lifcerty,
24.
et
libera, sayfa
et I'anarchie,
der. G.
Roth
&[ C.
Wiuick, Bedminster
numarasi yok; aynca Bki, Jean Grave, La So-
Stock, Paris, 1893,
s.
8,
Anar$izmin Tarihi
82
kullandi. Kropotkin'in cevresine yaydigi aziz aurasindan etkile-
nen pek cok
ki?i vardi
ve bu ktsder onu izlemeye hazirdi. Baku-
nin bir yana, hepsi bir lidere
dusunmeden
itaat
etme ya da onu
kolece taklit etme tehlikesini goruyordu.
Anarsizmin her anarsistlerin sadece
tip otoritenin
mesrulugunu dislamadigi ve
"dayatilan otoriie ya da otoriieryanizm"e
one surulmiistur. 42 Gene, liberterierin baskici kurumlardaki "komuta-otorite"yi reddettikleri, ancak bir kisinin baskasimn kendisi uzerinde yaratabilecegi etkiyi isteyerek meskarsi ciktiklan
rulastirdigi "inanr;-otorite"yi kabul
etmeye
istekli
olduklan one
surulmustur. 43
Bu gorusQ destekleyen
bazi bulgular vardir. Bazi anarsistler
zayiilatdmis otorite formlarint kabul etmislerdir. Bakunin,
bili-
min yonetimini reddederken, ustun ya da teknik bilginin otoritesini kabul eder. Ne var ki teknik uzmanhgm otoritesini kabul ederken, bir uzmanin tavsiyesinin ancak gonullu nza temelinde kabul edilmesi gerektigini
oldugunda
bir
tavsiyesine gore testa
da
israria belirtir:
ayakkabicmin
Ayakkabi soz konusu
otoritesini kabul ediyorsam,
davranma karanm ona
degil,
bana
aittir.
onun Mala-
getirme konusunda daha buyiik
belirli bir gorevi yerine
bir antayis. ve yetenege sahip olan kisinin kendi gortisunu
daha
kolay kabul ettirmeyi basarmasimn ve kendi uzmanhk alaninda kendisi kadar yetenekli olmayanlara yol gosterme hakkma sahip
olmasinin kacimlmaz olduguna inanir. Pek cok anarsist, pozitif hukukun yoklugunda, baskalanmn davramstm etkileme araci olarak kamuoyu baskisi ya da toplumsal
baskt biciminde bir tur
kinamanm
dir.
Bu turden kinama, insanlan
tigi
icin
son derece otoriter
etkili
olacagi gorusunde-
bir tehditle kar?i karsiya birak-
Ashnda Godwin, kamu
olabilir.
otoritesinin olmadigt bir toplumda, "gene! denetim"in, "kamci
ve zinciiden daha az dayamlabilir olmavan" bir guc saglayabilecegini yazdi. 44 Bakunin de "saygi duvabilecegimiz... yegane buyflk ve kudretli otorite(nin) kolektii ve
kamusal ruh" oldugunu
one surmu§tur. 45 41
William MtK^fcher, Libertarian Though! land Press, 1987,
in :he
Nineteenth Century, Gar-
s. vi-vii.
43
Richard De George "Anarchism and Authority", Anarchism, (Nomas, XIX),
44
Godwin, An Fnquiry Concerning
New York liniveisity
Press, 1978,
565.
45
Bakunin Oeuvres,
III,
69n.
s.
101.
Political Justice,
G, G. Robinson. 1793,
11,
83
Ozgiirluk ve E$ithk
Daha yakin zamanlarda, Giovanni yeti"nin,
nzanm yam
Baldelti "otorite
hakimi-
sira uzmanltgi da temel almasi halinde ka-
46 bul edilebilir oldugunu one siirerek Bakunin'i izlemistir. David uygulamaiktidar Wieck, daha da ileri giderek, kisder uzerinde 47 masi halinde yetkilendirilmis otoriteyi savunmusiur. Alan Rit-
ter de, herkesle payla§ilmasi, "icten, ozel ve icsel [olmasi] ve ya-
verememesi" halinde mesra oldugunu iddia 48 ederek otoriteyi anarsist bir tarzda hakh gikarmaya cahsmistir, baskici olmamasi, ve "zorlayici Ve Miller, anarko-komunistlerin
sal turde emirler
islevsel
bakimdan
ozgiil
olmasi ve
belirli bir
yerelde kolektif ola-
rak gerceklestirilmesi ya da Ozel bir ilgi alanmi paylasmasi" ha49 linde bir otorite formunu kabul edeceklerini One surer.
Ancak butun bunlardan hareketle, sSzde aksini iddia etmelerine ragmen butun anarsistlerin ashnda belirli bir otorite formunu kabul ettikleri sonucunu cikarmak yanlis olacaktir. Ornegin, Bakunin' in yiiksek bilginin otoritesini savunmasim, Godwin, ozel yargi hakkinin
ihlali
olarak aforoz ederdi. Usttin bilgi-
ye sahip olan birine guven duymak, Godwin'e gore otoritenin en zararh bicimidir, cunku bagimsiz diisunceyi engeller ve bir bagimhlik ruhunu tesvik eder. Gene Godwin, kamuoyu etkisinin hukukun tiranligma tercih edilebilir oldugunu kabul ederken,
"baskimn aksine
kisiyi
ikna edemeyecegini, uzlastiramayacagmi, tarn
zihnini kendisini istihdam edenlere kar§i yabanci-
onun
lastiracagini"
hakh olarak ve
israria belirtir. 50 Insanlar bir bireye
tavsiye ve ihtarda bulunabilir,
ancak o bireyin baskalanmn niye-
kendi niyetine gore davranmasi gt-rekir. Genelde anarsistler fiziksel guc. kullanimim ya da bilincsizce degisen inane ve eylemlerle maniple etmeyi reddederler. Herhangi birinin emir verme ve ba§kalarma itaai ettirme hakkint tine gore degil
reddederler. Siyasal ve burokratik otoriteye karsi gyyet ele$tireldirler
ve kiicuk, kuralsiz gmplarda bile hukmedici ^derler hali-
ne gelmek istemezler. Bunun yerine, kendi anarsist inane ve uygulamalan icin akilci argumanlar olusturarak ikna yoluyla baskalarmi etkilemeyi tercih ederler. Baziian
de gecici bir
liderlik
formunu kabul
edebilir,
uzmanhk temelinama cogu lidersiz
48
Baldelli. Si>cial Ana.chism, Penguin, Hatmondsworth, 19~l,s. 93. David Wieck, "The Negativity of Pauxchism", Reinventing Anarchy. $ 140. Ritter, "The Anarchist Justification ot Authority", Nomas, XIX, s. 13ti
49
Miller, Anarchism,
50
Godwin,
46 47
Giovanni
s.
5V
Political Justice
(1793)
II,
70S.
Anar$izmin Tarihi
84
gruplara inamr ve patronlara ya da ustalara ayiracak zamanlan yoktur, Anarsistler pratikte gonullu olarak karizmatik liderleri izlemis olsalar da,
bu turden
bir tiderlik
fonnunun
tastdigi tehli-
ke lertn farkindadirlar.
Michael Taylor, bir kisiye ikna edki nedenlerle seyi yaptiramiyorsak otorite kullaninz, der. 51
belirli bir
Ancak bu sozlerde
ikna ile otoritenin kan§tinldigi goriilur. Otoriteyi iknadan ya da etkilemekten ayiran sey, otoritenin mesruluk iddiasidir. Butun
mesruluk iddiasini reddederler. Otorite daima acikca tanimlanmi? bir hiyerarsi icinde uygulamr. Bu hiyeanarsistler otoritenin
verme ve itaate zorlama hakkina sahip olduklanni du§unurler. Klasik anarsist dusiiniirler arasinda, "gorarside iistte olanlar emir
runmez diktatorluk" ve
topluluklar araciligiyla maniplasyo-
gizli
na basvurmaya haztr olan tek
Butun
ki§i
anarsistler, otoritenin
Bakunin
idi,
butun formlanm reddetmese-
yukandan dayatihyorsa, kuskuyla karonun topliim icindeki etkisini en aza indirmeye cahBunun kar$isrna, herkesin katihrm saglanarak da olsa, bir
ler de, otoriteyi, ozellikle
Silarlar Sirlar.
ve
"anarsist otorite"yle
cikmak
yalistlerden ayiran,
tam olarak
istemezler. 52 Anar^istleri oteki sos"antiotpriter"
gels'in aksine, uretimi ve dagitimi otorite
nin
mumkun
olduguna
inanirlar.
olmalandir,
Anarsistler
olmaksizin, ozgurce anlasma ve gonullu
En-
olmaksizin orgutlemeicin,
zorlama
temelinde ger-
isbirligi
ceklestirilen orgutlenme, otoritenin yegSne ilacidir. anarsistler, otoritenin belirli bir
nunda azami
Bu amacla merkeze bagh olmamasmt ve so-
olcjude dagittlmasini isterler.
Iktidar
Otorite iktidann bir disavurumudur,
Iktidann en dir. Iktidar
ve
itaat
cisi,
iyi tanimi,
ama onunla ozdes
degildir.
kismin kendi iradesini dayatma yetenegi-
otoriteden farkhdir; ctinku ikincisinin
komuta etme
ettirme hakkina sahip oldugunu iddia ettigi yerde, birin-
zor kullanarak ya da zor kullanma tehdidiyle itaate zorlama
yetenegidir. Siyasal otoriteye sahip
olmayan
bir
toplum baskici
iktidar iliskilerine sahip olabilir.
Anarsistler, genelde sadece iktidann yozlastrrdigina ve 51
Taylor, Community, Anarchy, and Liberty,
52
Ritter,
s.
23.
"The Anarchist Justification of Authority",
s.
138.
mut-
Ozgurluk ve
85
Efitlth
lak iktidann mutlak bicimde yozlastirdigina degil, iktidann
uygulayiciyi
hem de
hem
kurbani tahrip ettigine inanirlar. Anarsistler
iktidann curutucu yapismin farkindadirlar. Yogunlasmis iktidaya da yoneticilere iktidar vermekte duraksamalarmin temelinde bu farkindahk yatar. Devlet, toplumun geri kalan kismtndan, iktidara sahip kiicuk bir ra yonelttikleri elestirinin, liderlere
elitten ibarettir.
nemde
Bu yiizden
anarsistler, siyasal iktidann ktsa do-
merkezsizlestirilmesini ve
gu kadar dagitilmasini
Ancak
uzun donemde
mumkun oldu-
isterler.
iktidar sadece siyasal degildir. Bertrand Russel
"istenen sonuclann uretilmesi" olarak tanimlar. 53
lumda, bu anlamdaki hr ve genellikle
iktidar,
aym anda
Mevcut
onu top-
her yerde bulunur, yayi-
gizlenir. Insanlar tizerindeki iktidar, bireyleri et-
kileme anlaminda ya da bu etkilemenin gerektirdigi orgutlenme tipi olarak sintflandinlabilir. Bir birey, kendi bedeni iizerinde
kurulan dogrudan icin
fiziksel iktidarla
(ordu ve polis); ikna edilmek
ku 11 am Ian odullendirme ve cezalandirmayla
lenmeler);
fikir
(iktisadi orgut-
ya da propaganda yoluyla (okutlar,
kiliseler, si-
yasal partiler) etkilenebilir. Aslinda orgutler arasmdaki aynmlar,
bunlann her biri aym anda farkh iktidar formlanni kullandiklan icin, her zaman belirgin degildir, Toplumun icinde, aym zamanda, geleneksel iktidar (adetleri temel alan kadim bir form); yakin zamanda kazanilmis iktidar (Devlet'in baskici iktidanni ya da "ciplak" askeri iktidan
mel alan hukuk
gibi); ve
te-
devrimci iktidar (bir parti ya da gnibun
bunlann her ucunu mahkum etseler Kropotkin gibi bazilan, birincisini en az kotii olarak, Bakunin gibi digerleri ise sonuncusunu bir kitlesel ayaklanma formu olarak benimserler. Ancak butun anarsistler, Alex Comfort'un iktidan) vardir. Anarsistler de,
dedigi gibi, psikopat liderlige yol acan her iktidara karsidirlar.
Comfort soyle
liirlu
merkezilesmis
der: "Iktidann derecesi biiyu-
diikce ve yonetenlerle yonetilenler arasmdaki ucurura genisle.
onu kotuye kullanmak isteyecek kilnezdinde daha da artar ve kisiden beklenebilecek tepki
dikce, yapilan i$in cazibesi ler
azahr." 54
Murray Rothbard gibi "anarko-kapitalistler" bile, piyasa temelli bir toplumda bireylerin esit pazarlik yapmalarmi saglayacak olcude iktidara sahip olacaklanni farz eder.
A N^w5otia!
Analysts, Basic Books, 1940,
53
Bertrind Kusset Power:
54
Alex Comfort, Authority and Delinquency
,
Kegan
Paul, 1950,
s.
75,
in the
Modem
State,
s.
35,
Routledge &r
Anar$iztnin Tarihi
86
Anarsistler baskalan uzerindeki iktidara karsi cikarlarken,
kendilerine uyguladiklan ozdisiplin, ozydnetim ya da qzbelirle-
nim bicimindeki
iktidara her
zaman
karsi cikmazlar, Yonetenler
ve yonetilenler arasinda esitsiz iktidar dagihmini vert alan Bookchin, kurtuhis hareketlerinin dilini 6 dune almis ve toplumun
daha zayif
iiyelerinin
"yetkilendirilmesi ni savunmu§tur. 55 ,,
anarsistler sadece Devlet ve la degil,
da
toplumdaki
hukumet bicimindeki
Ve
siyasal iktidar-
iktisadi iktidar ve ailedeki ataerkil iktidarla
ilgilenirler.
Anarsistler, baskici ve karsiliksiz olan her turlu iktidara, ozellikle zor
kullanmayi ve
iki taraf
arasinda cati$mayi gerekti-
ren hakimiyet anlamindaki iktidara karsi cikarlar.
Ancak baska-
Ianni etkilemeye cahsirken bazen bir iktidar formuna basvurur-
Godwin ve Kropotkin, yanlis yapanlan duzelttnek hukukun yerine kamusal kmamaya basvurulmasim isterler.
Aslinda,
lar,
icin
Tucker,
etigi,
"kendi isine bak" seklinde ifade edilen salt ahlaki
hukuka pekala indirgeyebilir, ancak "akhn gucunu, ikna gucunii; ornegm gucunu; kamuoyunun gucunu; toplumsal dislamanin gucunu; basktlanmamis iktisadi guclerin gucunu; daha
umutlann gucunu..." kutlanmaya gorunur ve
ikincisi, hie
hazirdir. 56
Bu
iyi
iki ilke celiskili
ku?kusuz, baskici bir guc formunu ge-
rektirir,
Kisinin kendisi uzerinde iktidar
kurma arzusu
tumla tarn olarak bagdas/inlabilir, Ancak Paul lirctigi gibi,
anargist tu-
Goodman'm
be-
insanlar disandan yoneltilen ya da zorlanan "iktidar"
olmaksizin gayet mutlu bicimde yasarlar, Aynca insan etkinliklerinin
cogu odullendirme ya da cezalandirma biciminde
dissal gu-
dulemeieri gerektirmez. 57 Anarsisder, otoriter yetistirme tarzi ve egiiimin ya itaatkar
ya da buyurgan tipte insanlar urettiginm farkindadirlar. Alfred Adler'in gozlemledigi gibi, "kolelesmis birey,
lanna gore yasar ve bu bir
konum
tip
ba§kalanmn kural-
neredeyse zorlamah bicimde kolece
arar." 5B Anarsistler,
baskalan uzerinde iktidar kurma
arzusunun insanlann ortak egilimi oldugunu, Hobbes ve Adler 55
Bkz. Bookchin, "The Power to Create, The Power to Destroy", Toward an Ecological Society, Black Rose Books, Montreal
56
57
System,
58
& Buffalo,
1980,
Bl,
1
Tucker, Instead of a Booh, s. 59. Bkz. Paul Goodman, People or Personnel; Decent raiding and (he Mixed
Random House, New York, Human
Alfred Adler, Understand! ng
1965,
s.
175-89.
Nature, alinti, Russell, Power,
s.
17.
Ozgitrluk ve
ile
birltkte
87
£'•.(( til;
kabul ederler. Firsat dustugunde, sadece eski kolele-
rin efendi hatine
gelmeye cahsmakla kalmayacaklarinm, ezilen
insanlann da kendilerinden zayif olanlar uzerinde hakimiyet
kurmaya cali§acaklarmm
Ancak
farkindadirlar,
bu
anarsistler,
egiiimin insan dogasinda dogustan var oldugunu degil, daha cok otoriter ve hiyerarsik nurler.
toplumumuzun
Miimkiim olan yegane insan
bir
urunu oldugunu dusuemir ver-
iliskisinin, birinin
digi otekinin itaat ettigi, birinin baskin ciktigi otekinin yaltak-
landigi
dagilimi ler,
oldugu goriisunu reddederler. Iktidann esusiz
iliski
hem
yoneteni
hem
de yonetileni
kolelestirir, Anarsist-
efendilerin, hizmeikarlarm, liderlerin ve taraftarlann, yone-
tenlerin ve yonetilenlerin olmayacagi bir
gagm
gelecegini umar-
lar.
Bu nedenle, anarsisder
esas olarak, orgutlerin ve bireylerin
halkin hayati uzerinde iktidar
kurma
tarziyla itgilenmislerdir.
Gecmi$te anarsistler birbiri iizerinde iktidar kurmayi reddettiler, ama gene de doga uzerindeki iktidar ve dene ti mi artirmanin gerekli
oldugunu diisunduler. Kropotkin sadece kitaplanndan
ne Ekmegin Fethi ismini vermekle kalmadi, tipki
Marx
dustriyel ilerlemenin "doganin fethi"ni gerekli kildigini da
surdu, 55
Buna
karsi n
Mai a testa, dogal uyum
anlayisi
biri-
en-
gibi,
one
yuzunden
Kropotkin'i elestirmekten geri durmadi ve insanlann "Doganin d its man gucleri"ni dizginlemek icin birlesmeleri gerektigini
Hatta daha da
rarla belimi.
uyumsuzluklanna
karsi insan
ileri
is-
giderek, anarsiyi, "Doganin
toplumu icinde verilen mucadele"
olarak tammladi, 60
Ne (.c
var
daha yakin zamanlarda, anarsistler giderek sade-
ki,
insanlar arasinda iktidann esitsiz dagilimiyla degil, insanin
doga uzerindeki iktidanyla da ilgilenmeye baslamislardir, Aslinda Murray Bookchin, insanin doga uzerindeki ytktci hakimiyctmin kokenini, insanin insan ve erkegin
kadm
uzerindeki
hakimiyetine kadar izler ve hiyerarsinin kaldinlmasini
ister.
61
liookchin, Batidaki tarihsel anar^ist gelenekten koparak, insani
doganin biltunleyici bir parcasi olarak goren organik bir anlayis Benzer bir toplumsal ekoloji cercevesi icinde cah-
^clistirmistir.
vau John Clark da, butun anarsist elestirinin, "evrensel 02gercekKropotkin,
Mmual
Aid:
A
Factor of Evolution, Penguin, Harmondsworth,
1919, s 233. M:tlau'sla,
I ife
and
\deas,
s.
35, 267.
Hkz. Rook^hin. Ihe Eeo]ogy oj Yrcedom.
Anar$izmin Tarihi
88
lestirim" hedefine ulasmayi engelleyen
"butun hakimiyet formla-
oldugunu one sUrmustur. S2 Bir felsefe olarak anarsizm, butUn otorite ve iktidar fbrmlarmi cdzmeyi arzular ve mtimkunse bunlarm tamamen ortadan kaldinlmasma cahsir. Butun anarsistler Devlet ve hukumet bigimindeki siyasal otoriteyi reddederler ve cogu da olaganUstu binnin
bir elestirisi"
reylerin ahlaki otoritesini reddeder. Bazilan
uzmanhgm
otoritesi-
ne izin verirken, bunun sorumluluk ve rizayi temel almasi
butun insantann kenalmalan ve diledikleri gibi davranmalan ve uzmanlara bagh olmamalandir. Iktidarm simdiki esitsiz dagihmi veri alindiginda, anarsist-
gerektigini vurgularlar. Ideal olan gene de di kararlanni bizzat
dagihmmi tercih ederler. Bireyin kendisi olma hakkmi tanirlar, ama nihai olarak hie kimsenin kendi iradesini baskalanna dayatmasmm mumkun olmadigi ya da bumin arzulanmadigi bir durumu tercih Ier,
iktidarm daha
esit
iizerinde bir iktidara sahip
ederler. Anarsistler,
min
daha yakin zamanlarda geleneksel humaniz-
otesine gee miller ve doga iizerindeki iktidara da son veril-
mesini istemislerdir. Bir anarsi durumunda, ne Devlet ne de zor ve siyasal uzmanlasma yogunlugu olacaktir. 63 Insanlar hakimiyetin olmadigi, hiyerar$ik
Ve
olacaklardir.
olmayan
bir
toplumda
e§il ortaklar
pratikte gerceklestirmek imkflnsiz olabilse de,
nihai hedef, dayatilmis otorite ve baskict iktidarm tam yoklugu-
nu kazanmak
olacaktir,
Esitlik
Demokratik e§illigi
ideali oteki siyasal idea lie rden ayiran,
ozgurluk
ile
anlamda demokracesitlilik gibi amaclan
birlestirme cabasidir. Anarsistler genis
tiktirler. Demokrasinin, ozgurluk, e§itlik, oldugu konusunda Etlatun'la ayni goriistedirler ve sogu buna,
tipki Fransiz devrimcileri gibi kardesligi ekleyecektir.
gurliik
ile esitligin
birbiriyle
bagdasmazhgi,
Ancak
nin beylik gorusudur. Anarsistler, cogunlugun tiranligmin ve
radanltgm zaferinin ville
vej.
S.
oz-
liberal siyasal teori-
tasidigi potansiyel tehlikelerin
si-
De Tocque-
Mill kadar farkindadirlar, Bireyi topluluga
gommek
ya da butun toplumu ortak bir gri birorneklik standardinda duz62
John Clark, The Anarchist Moment, Black Rose Books, Montreal, 1984, 15.
63
Bkz. Taylor, Liberty, Anarchy and Community,
s.
80-1.
s.
89
Ozgurliik ve Esitlik
lemek butun
istemezler, Ister tek kisi ya da bir grup, ister "halk"
okun,
Abraham Lincoln'un yonetimi" tammina uygun ol-
yoneticileri reddederler. Huktimet,
"halkm, halk tarafmdan, halk icin
sa bile kabul edilemez. Bununla birlikte, sosyalistlerin ve liberal-
ozgurluk ve
lerin aksine, sahici bir
esitlik
cozUnvune utasmaya
olduguna inamrlar,
cahsirtar ve herkesin egit bir ozgurluk hakki
kanun oniinde esitlik olarak kavraminin otesine gecerler. Kanun onunde
Anarsistler liberallerin
lan egitlik
adaletsizligin
anladikesitligin
sonu anlamina gelmedigini, ciinku haksiz yasalar
butun insanlara esit bir adaletsizlikle muamele edilecegiAynca toplumda eger yapisal esitsizlikler varsa, yasalann uygulanmast da esitsiz olacaktir: Bir yasa zenginler icin, bir digeri yoksullar icin. Irtsan yapimi yasalan kisisel bzgUrluge altinda
ni sbylerler,
mUdahale olarak gordiiklerine gore, her minin yetersiz kalacagi aciktir.
tUrlU yasal esitlik kavra-
Kisinin becerilerini gelistirmesi icin hrsat esuligi doktrinine gelince, anarsistler, herkesin esit ozgelisim hakkina sahip olmasi
gerektigini inkar etmezler. Ancak, hrsat esitligi ilkesinin temelde
tutucu oldugunu, cunku kendi degerler hiyerarsisine sahip olan mevcut toplumun ancak gelistirmeye deger buldugu beceri ve yeieneklerin geli^imine
ftrsat
uygulanmasi meritokrasi esitsizlikleri artiracaktir.
yonetilen bir
Bu
ilkenin
toplum yaratarak da
onemlisi, boyle bir toplum, antago-
rekabetci toplum modelini temel ahr. Boyle bir toplumda
nist,
yansmda kaybedenler kazananlardan daha
zenginlik ve statu
gok
ile
En
verdigini kabul ederler.
olacaktir,
O halde,
genelde anarsistler kanun oniinde
sat esitligi gibi liberal listler gibi, iktisadi
esitlik
ya da
fir-
kavramlarin otesine gecerler. Tipki sosya-
ve toplumsal esitlige baghdirlar, Ancak farkh
anarsist du?imurler, esitligi ozgurlukle
cok
farkli tarzlarda bir-
lestirmeye cahsirlar.
Ornegin Godwin, insanligm ortak bir dogaya sahip olduguna inaniyor, cinsel ve irksal esitligi savunuyor, ancak biitun insanlara esit davranilmasi gerektigini dtisunmuyordu. Adaleti fayda olarak tanimtadigi ve adaletin tarafsizhgi ilkesini benimsedigi insan mutlulugunu artirmasi muhtemel olanlara tercihti davranilmasini savundu: Sadece tek bir kisiyi kurtarabilecegim ivin,
yangmda, binlerce kisinin mutluluguna katkida bulunabileck bir profesoru hizmet?isinden once kurtarmam gerekir ve bu
bir t
hizmetci
annem
bile olsa
durum degismez.
90
Anar$iz>nin Tarihi
Ote yanda Proudhon, erkeklerin ve kadinlann esit hak ve gorevlere sahip olduklanni kabul ediyor, ancak cinsiyet cinsiyetle
kiyaslandigmda, kadmlann daha asagi olduguna inaniyordu. 64 adalet nosyonu, esit saygi fikrtni kapsiyordu, ancak emek
Onun stiresi
temelinde
esit
paylann mubadelesinde
tsrari, iktisadi esit-
hosgoruyle karsiladigtnt gosteriyordu. Otoriter komunizyonelik bashca elestirilerinden bin, bu yaklasimm kolelikte
sizligi
me
esitlige yol acmasiydt. Bireyci
Tucker, kas ve beyin ustunltigun-
den kaynaklanan iktisadi esitsizlikleri onaylamaya daha da istekIiydi. Mutlak esitligin saglandtgi o "giizel diinya"ya gelince, "orada kim yasayacak?" diye soruyor ve su karsihgi veriyordu: "Elbette ozgur insan degil." 65
Bakunin'in yaklasimi fiziksel
tamamen
ve toplumsal bakimdan
farkhydi. Butiin insaniarm
oldugunu dusuniiyor ve insamn ancak e$it derecede ozgur insanlar arasmda ozgiir olabilecegini soyliiyordu: "Her kisinin ozgurlugii ancak herkesin esit olesit
masi halinde gerce k lectin ebilir. ilkesel ve olgusal olarak, esitlik aracdigiyla gerceklestirilen ozgurluk, adalettir." 66 Ancak o da, yapdan ise gore kolektivist bir botusum ststemini savunarak, I
Proudhon
gibi iktisadi esitsizligi
onayhyordu.
Kropotkin, Bakunin'den bir adim daha ileri gitti. Onun insaniann esitligine olan inancmi paylasiyor, ancak komunist bir adalet tammini benimsiyordu: Herkesten yetenegine gore, herke-
Bunun esitsiz bir ilke oldugu komunizm sisteminde zorluklann ve
se ihtiyaci kadar.
gonullu
mu
acikttr, ctinku bir
odullerin bolusu-
farkh yetenek ve ihtiyaclara bagh olacaktir. Ihtiyaca gore adil
bolusumu ongoren komunist
fikir pratikte esit
paylardan cok
adil paylarla ilgilidir,
Malaiesta Kropotkin gibi, bir komiinistti, ancak kendi toplumsal ozgurluk tamminda esitlik ve ozgurlugu bir araya getir-
meye caltsti. Toplumsal ozgurlugu, "herkes icin esit ozgurluk, herkesin diledigini yapmasina izin veren, yegane kisitlamanm kacimlmaz dogal zorunluluktardan ve baskalarinm esit ozgtirlugunden
geldigi bir kosullar esitligi" olarak tanimladi. 67 Yakin zamanlarda Bookchin, herkesin temel ihtiyaglanm karsiladigi orga64
Alinti,
George Woodcock, Pierre-Joseph Proudhon: a Kegan Paul, 1956, s. 34.
A
Biographical Study,
Routledge
65
Tucker, Instead of a Book,
66
Bakunm, "Revolutionary Catechism", Bakunin on Anarchy,
67
Malatesta, Life and Ideas,
347,
s.
s.
49.
s.
76,
91
Ozg&rliik ve Esit hit
nik toplumlann uyguladigi "indirgenemeyen asgari duzey" kav-
rammdan esinlenmis, "eshsizlerin esitligi" icin cagnda bulunmustur. Bu yaklasim tam bir toplumsal esitlik ve iktisadi komunizm cercevesinde
insanlar arasinda olabilecek farkltliklan kabul
eder.
Genelde anarsistler ozgurluk ki
ile esitlik
arasinda hicbir celis-
gormez, bunlarm birbirini gticlendirdigme inamrlar. Son
iki
yuzyildtr, esitlik ilke sin i butiin insanltgi kapsayacak sekilde genisletmislerdir.
Ayni zamanda, bireysellige duyduklan
lak iktisadi esitlik cagrist
ilgi, mutyapmalanna engel olmustur. Herkesin
deger ve ihtiyaclanmn fark gdzetmeksizin dikkate alinmasim
vunurken,
esit
muamele ve
esit
sa-
paylar uzerinde israr etmezler.
John Rawls'in adaleti durustluk olarak tanimlama ilkesini benimserler. Buna gore, her bir kisi "herkesin dzgiirlugtiyle bagdasabilen en kapsamh esit ozgurluk hakki"na sahiptir. Bununla birlikte anarsistler,
ozgur
bir
toplumdaki her turlu
esitsizligin
gonullu anlasmamn sonucu olmasim bir kosul olarak eklerler. 68
Ancak, bir tilkenin yurttaslannin farkh hukiimet gorevlerinin itiraz etmediklerine inanan Rawls'i asarlar. Herkesin
varhgina cjif
bir
azami ozgurluk hakkina sahip olmasim ongoren bir ada-
let ilkesini
benimsedikleri i^m, butiin siyasal otoriteyt ozgurliige
yonelik mesru otmayan bir mudahale olarak reddederler. Tucker' in dedigi gibi,
kapsamda
"
ozgurluk te
esitlikle
bagdasabilen en genis
ozgiirlugii" ararlar, 69
(pH
John Rawls, "Justice as Fairness" Contemporary Pol
M
Tucker, Instead of a Book,
,
s.
132.
i
I
teal
Theory,
s.
193,
BOLUM
IKl
Anar§izmin Onculeri
& Sev ve diUdigini yap. ST.
AUGUSTINE
Butun insanlar ozgurlukten yanadir. Ozgurluh ugruna dunyamn
al-
tmi uitune getirecek olan, insandir.
GERRARD W1NSTANLEY
Yapay hiihumetin ashnda
mar
edilmesiyle
ilgili
iyi
oldugunu, benim kavgamin onun htis-
oldugunu bo$ yert soyleme bana. y'\n
$ey}
O je-
kendisidir htismar!
EDMl/ND BURKE
Toplum, ihtiyailantmzdan, huktimet rinrisi, sevgilerimizi birle$tirerek
lerimizi kistilayarah
ise
hotultigumuzden turer;
olumlu bicimde,
olumsuz bi$ imde mutlulugumuzu
risi ilisfciyi fejvife
geli$tirir. Bi-
eder, dteki jarkliliklan olusturur. Birincisi
komyucudur, Her Devlette toplum
bi-
ikincisi kdtuluk-
ikincisi
bir nimettir,
cezalandina.
ancak en
iyi
Devlette bile hukti-
met, zorunlu bir kotulukten bafka $ey degildir; en hotii halinde ise
katlamlmaz'bir $eydir.
THOMAS PAINE
Taoizm ve Buddhizm
&
bir fenomen oldugu du§iiancak kokleri Dogunun kadim uygarliklannin derinlikle-
Anarsizmin genel olarak yeni ve BatiU nitlur,
rine kadar uzanir, Anarsist duyarlihgin ilk a?ik ifadesi yakla§ik
MO 6. lir.
yiizyilda
kadim Cin'de yasayan Taoistlere kadar
Aslmda, bashca Taoist eser Tao
te
izlenebi-
ching en buyiik anar§ist
klasiklerden biri olarak gorulebilir. 1
O
sirada Taoistler,
hukukun
yasalajtinlmakta oldugu ve
hiikumetin giderek merkezi ve hiyerar^ik bir yapi kazandigi feodat bir
leyen
toplumda yajiyorlardi. Konfucyus bu geli§meleri destek-
hukuk okulunun
bas.
yfrini bildigi hiyerar§ik bir tneti
sozciisuydu ve her yurttasin kendi
toplum istiyordu. Taoistler
ise hiiku-
reddediyor ve herkesin dogal ve kendiliginden bir
uyum
Mudahale etmek isteyenler ile en iyisinin her seyi kendi ha line birakmak olduguna inananlar arasindaki catisma o zamandan beri surmu§tur, Taoistler ve Konfucyusculer kadim C*n kuttOrtiyle yogrulnmslardi Benzer bir doga anlayi§ini savunuyor, ancak ahlaki ve iginde yasayabilecegine inaniyorlardi.
I
Bki.John Clark, 'Mastei Lao and the Anarchist Prince", The Anaidiht Moment,
s.
165.
narak Journal
TaMzm ot
ve anar$iim konusund;> yapdan
sempozyumdan
all-
Chinese Philosophy 10'da (1933) yeniden basildi. Katkida
bulunaniaim tiimO. Taozim'in uygutanabil'r dugu konusu ida niutabiktir.
bii
anarjiim foimu olustur-
Anar$izmm
96
Tarihi
bicimde ayrihyorlardt. Her iki kesim de insan dogasina saygi duyuyor ve guveniyordu; Hiristiyan ilk gunah nosy onu, dusuncelerinde hicbir sekilde yer almiyordu. Insiyasal goruslerinde kesin
sanlann dogustan
iyi olduklarma inaniyorlardi, Bir cocugun kuyuya diistugunu goren herhangi birinin icgudusel tepkisi bu iyi-
acikca ortaya koyuyordu. Her iki kesim de Tao'yu ya da kadim insanlann tarzmi savundugunu iddia ediyor ve gontillu duzeni kurmaya cah§ryordu, Ancak Taoistler ilkesel olarak dogayla ilgilenir ve onunla ligi
ozdeslesirlerken, Konfucyusculer daha dtinyasal bir zihniyete sa-
hip tiler ve toplumda reform yap may 1 diisunuyorlardi. Konfucyusculer, go rev, disiplin ve itaat gibi "erkek" faziletlerini gele-
neksel olarak kutsarlarken, Taoistler yeni dusuncelere aciklik ve banscilik gibi "disil" degerleri benimsiyorlardi.
Cin kulturiinun bicimlenmesine Buddhizm ve Konfucyuskadar yardimci olmasina ragmen Taoizm, dogasi geregi as-
culiik
Cm
dusuncesinin su-
rekli bir ozelligi olarak var olmustur. Kokleri
Cin uygarligimn
la
resmi bir
kiilt
olmadi. Bununla birlikte
safagtnda olusan populer kulturde yatar, ancak felsefe, din, ilk el
MO
6. yiizyilda
bilim ve sihrin dikkat cekici bir bilesimi olarak
ortaya cikmis^tir.
Ismi "Buyuk Filozof" anlamina gelen Lao Tzu, Taoizmin
bashca savunucusu olarak kabul tinde soylu bir ailenin icinde
edindigi kahtsal
nesinin
muduru
konumu
edilir.
MO
dunyaya
604' te
Hunan
geldi. Bir
eyale-
soylu olarak
reddetti ve Loh'taki kraliyet kutupha-
oldu. Hayati
"Anlatilabilen Tao, sonsuz
Tao
boyunca sukunet yolunu
izledi.
degildir" diyordu. 2 Efsaneye go-
olmek icin c6lun iclerine dogru at stirerken, kuzeybati Cin'deki bir bekci tarafindan, gelecek kusaklara aktanlmasi icin re,
ogretisini
Ne Gucu)
kaleme almaya ikna
MO
3.
zel eserdir." 3
te
ching (Yol ve Yolun
yuzyila kadar yazilmadi. Cin bilgini Joseph Need-
ham'in deyisiyle bu
lumden
edilmi§ti.
var ki Lao Tzu'ya atfedilen Tao
Metin
eser, giir
"Qn dilinde yazilmis
en derin ve en
formunda yazilmis seksen
gii-
bir kisa bo-
olusur. Genellikle belirsiz ve paradoksal olmakla birlik-
&
u diing, (ev. Gia-Fu Feng Jane English, Vintage, New York, 1972, bol. 1 (bundan sonra metindeki her ahntidan sonra boliimler
2
Lao Tiu, Tao
3
Joseph Needham, Science and Civilization
parante2 ifinde belirtUecek).
Press, 1956,11,35.
in
China, Cambridge University
97
Taoizm ve Buddhizni te, li
anarsist ilkelerin sadece en erkcn degii, ayni
zamanda en
etki-
ifadesini sunar.
Taoizmin etik ve poliiigini, onun doga felsefesini anlamadan degerlendirmek imkansizdir, Tao te, ching, doganin Taosunu ya da yolunu kutsar ve bilge kisinin bu yolu nasil izlemesi gerektigini anlattr. Taoisi doga anlayisi, yln ve yang olarak ifade edilen kadim Cin ilkelerine dayantr. Bu ilkeler, kozmostaki biitun varhklan ve fenomenleri bicimlendiren ch'i'yi (madde-enerji) olu$turan, zit ancak birbirini lamamlayan iki gucii ifade eder. Yin, karanhk, soguk ve ahcihkla nitelendirilen yUksek disil giictur ve ay la ifade edilir; yang
oiusan
eril
onun parlakhk, sicakhk
ise,
ve etkinlikten
tamamlayicisidir ve gune^le dzdeslenir. Her iki gtig
bulun nesnelerin icinde oldugu
gibi erkeklerin ve
kadmlann da
icinde faaliyet halindedir.
Ne
var ki Tao'nun kendisi tanimlanamaz. O, isimsiz ve
formsuzdur. Lao Tzu, tanimlanamaz olani tammlamaya cahsirken,
onu bos
bir tekneye,
kaynaktan denize dogru akan
bir lrma-
ga, yontulmamis bir tasa benzetir. Tao'nun dogal olani izledigini soyler. O, ev renin isleyis tarzi, her seye kendi varhgini kazandi-
ran ve ontari surduren doga duzenidir.
Buyuk Tao her yere
akar,
On bin sey ona baglidir; Amacina
hem
saga
hem
sola.
hicbir seyi geride birakmaz.
sessizce ulasir ve hicbir sey istemez. (34)
Needham onu
bir
guc olarak
degil,
dogal bukulme" olarak betimler,
Sonraki ananjistlerin cogu
"zaman ve uzay icinde
bir
ttir
4
gibi, Taoistler
de evreni surekli
durumudur; her sey Taoistler, ayni zamanda zit
aki§ halinde gorurler. Gerceklik surecin bir degisir, hicbir sey sUrekli degildir.
guclerin dinamik etkilesimi olarak diyalektik bir degisim kavraituna sahiptirler, Enerji yin ve
olarak akar. Taoistler ayni
yang kutuplan arasmda surekli
zamanda doganin
birligini ve
uyumu-
Doga kendine yeterlidir ve yaraiilmamistir; bilincli bir yaratici varsaymak gerekmez. Bu sadece Grek filozofu Herakleitos'u hatirlatan bir goru? degildir; modern fizikcilerin t-vrcn tammiyla da cakistr. Farkhhk icinde birligi, organik buyuincyj ve dogal duzeni vurgulayan modern toplumsal ekoloji Taotiu vurgularlar.
•t
/\gf. 11,37.
98 ist
Anar$izmin Tarihi
dunya gorusunii yansiur. Lao Tzu ve Taoistlerin tavsiye
kavramayi
mak
ettikleri doga yaklasimi onu Konfucyuscu, dogayi fethetmek ve kulEan-
gerektirir.
onu anlamaya ve tamamlamaya cahsir. Taodogaya gelenekset olarak "digil" yaklasimi, dusunce tarzlailk kez anaerkil bir toplumda gelismis olabtlecegini ortaya
isterken, Taoist
ist'in
rmm
koyar. Ilk bakista dint bir
tutum
gibi goriinse de,
ashnda bu
tarz,
Taoistler arasinda bilimsel ve demokratik bir bakisi tesvik edi-
yordu. Kendi onyargilanni dayatmadan dogayi gozlemleyebiliyor, anlayabiliyor ve boylece
onun
enerjisini yararh
bicimde yon-
lendirebiliyorlardi.
Taoistler esas olarak dogayla ilgilendiler, ancak evren anla-
toplum konusunda onemli sonuclara varmalanna yol acti. Bu sonuclar belirli bir etik ve siyasal sistem oiusturur. Mutlak yislan
Taoist degerler yoktur;
iyi ve kotu, tipki yin ve yang gibi birbiriyOnlann karsihkh iliskileri gelisme icin zorunludur kazanmak icin onun ziddiyla baslamak genellikle en
le iliskilidir.
ve bir seyi iyisidir.
Bununla
birlikte,
ten, dogal davranish,
Taoist ogreti icinde, alcakgonullu,
comert ve yansiz
Taoistler icin yasatna sanati, sadelikte, iddiaci ratici
ic-
bir bilge ki^i ideali olusur.
olmamakta ve
ya-
oyunda bulunmaktadir.
Taoist ogre tin in merkezinde wu-wei kavrami yer ahr. Bu sozcuk genellikle "hareket etmeme" olarak cevrilir. Ashnda
"anarsizm" vardir.
ile
"wu-wei" arasinda carpici
avapxTO
filolojtk benzerlikler
(anarkhos) sozcugiiniin Grekcede bir
dann yoklugu anlamina gelmesi
gibi,
hukum-
wu-wei de wei'den, yani
"dogal ve kendiliginden gelisime mudahale eden, yapay, uydurulmus harekef'ten yoksunluk anlamina gelir, 5 Siyasal bakis aci-
sindan wei otoritenin zorla kabul ettirilmesini
uygun
bir sey
anlatir.
yapmak, bu nedenle dogal kabul
Wu-wei'ye
dogal ve kendiliginden du2etie gottirur. Dayattlmis otoritenin formlanyla hicbir sey
yapmamak
edilir;
gerekir.
Tao te-ching zorun dogasi konusunda gayet actktir. Kendimizi ya da diinyayi iyilestirmek icin, ister fiziksel ister manevi olsun, zor kullanirsak sadece enerjimizi Uiketmis ve kendimizi za-
gue kaybi izler." (30) Savas agan, bunun sonucuna katlanacaktir: "siddet kullanan bir insan, kendisine yiflatmis oluruz; "zoru
Roger T. Ames, sophy,
s,
34.
"Is Political
Taoism Anarchism?", Journal
of Chinese Philo-
Taoism
99
ve liuddhizm
karsi kullanilan siddetle olecektir." (42)
Tam
tersine, teslimiyet
herhangi bir seyin ustesinden gelmenin cogu kez en iyi yoludur: "Gok kubbenin altmda hicbir sey sudan daha yumusak ve kendini teslim etmis degildir. Ama gene de saglam ve giiclu olana saldinda ondan daha
iyisi
onun esiti yoktur. Zayif olan yumusak ve esnek olan sen ve
yoktur;
giiclu olanin ustesinden gelebilir;
kati olanin ustesinden gelebilir." (78) Taoistlerin tavsiye ettikleri
nazik banscihk, savunmaci bir
boyun egme
tarzi degil, enerji-
nin yaratici ve etkin kullanimi icin yapilan bir cagndir.
Lao Tzu, "Eyleme gecmeden uygula. Bir sey yapmadan cabs" (63) der. Taoistler, wu-wei kavramiyla, tam ve stirekli hareketsizlik anlaminda eyleme gecmemeyi zorunlu gormekten cok, dogaya ters dusen etkinligi kinamayi amaclarlar. Ovdukleri sey aylaklik degil, caba, endise, kansiklik olmaksizin cahsma, esyatabiatma ters diismeyen, onunla uyum saglayan calismadir.
mn
Insanlann wu-wei'yi igtenlikle uygulamalan halinde, yapilan is zorlayici ozeltigini kaybedecektir. Bu durumda insanlar sadece
sonuclanm almakla kalmayacaklar, onun ozundeki degeri de edineceklerdir. Is, ondan veba gibi kacilacak yerde, kendiliginden ve anlamli bir oyuna donusturulecektir. "Eylemter gerceklestiritdiginde / Gereksiz konusmalar yapmayapilan isin yararh
dan/ "Yaptik!" diyecektir insanlar," (17) Taoistler, insanlann bu tavsiyelere uymalan halinde, uzun bir hayat yasayacaklanni, Fiziksel ve zihinsel saghk kazanacakla-
En temel inanclarindan biri sudur: "Tao'ya ters diisen her ne olursa olsun, uzun siireli olmayacaktir" (55); ote yanda, faziletle dolan kisi tipki yeni dogmus bir cocuk gibidir. rini
one
surerler.
Taoistler hayatlarmi
uzatmak
icin,
yoga benzeri tekniklere, hatta
simyacihga basyurdular.
Ne
var ki ogretilerinin merkezinde yer alan en onemli ilke,
"Diinya her seyi kendi haline birakarak yonetilir; mudahale ede-
inancma dayanir (48). Taoist wu-wei gortisunun en derin kokleri muhtemelen kadim C in'deki erken anaerkil toplumda yatar. Taoist ideal, insanlann yapay ve hiyerarsik rek yonetilemez"
bir ktiltur getistirirken kaybettikleri dogayla icgudiisel birligi ye-
kazanmaya calistiklart bir tanmsal kolektivizm formuydu. Koyluler pek cok bakimdan dogal bir bilgelik tasirlar. Zorlu cali>inalan, dogaya ters dusen bir etkinlikte bulunmalanm onler ve biikileri yetistirmek icin dogal surecleri anlamalarmi ve bu
nitlen
MiiTclerte
uyum
iginde olmalanni gerektirir. Bitkilerin en.iyi se-
100
Anar^iztnin Tarihi
dogalanm gerceklestirmelerine
kilde kendi
buyumeleri
zaman
izin verildigi
zaman
da kendilerine en az mudahale edildigi Taoistleri dayaulmis otoritenin biitun formtan-
gibi, insanlar
gelis;irler.
6
ni, hiikumet ve Devlet'i reddetmeye goturen iste bu icgudti idi. Bu aym zamanda onlan modern anarsizmin ve toplumsal ekolo-
jinin habercileri haline getirdi.
Taoizm'in, Devlet'i yapay bir yapi olarak reddetmedigi, onu aile tc
benzeri dogal bir
kurum
gibi gordugii
one surulmu§tur. 7 Tao
ching hig kugkusuz otoriter yonetimi reddederken,
man, daha
zaman
za-
yonetmeleri icin hukumdarlara tavsiyelerde bulunuyormus gibi de okunabilir: iyi
Bilge, insanlara yol gosterecekse, tevazuuyla
hizmet ecmeli.
Onlara onderlik edecekse, arkalanndan gitmeli. Boylece, bilge yonettiginde, insanlar
Bookchin, Taoi2tn'in bir
eltt
bunu
hissetme2ler.
tarafmdan koyliilerin
pasifligini bes-
lemek ve on Ian n secmelerini ve umut elmelerini engellemek
icin
kullanildigini iddia edecek kadar ileri gider. 8
Tao Tzu, onderlik sorununa deginir ve ger?ek bilgenin insanlann lizerinde degil onlarla birlikte eylemesini isier. En iyi hukumdar kendi halkini bansci ve uretken etkinliklerde kendi haline birakir. Onlarin rince
iyi
niyetine guvenmelidir,
guvenmeyene guvenilmez." (17)
kendi tarzlanm surdurmelerine izin
cunku
"Yete-
hukumdar insanlann verecek yerde onlara mudaBir
hale ederse, kanjikhklar cikacaktir: "Ulke kansikhklara ve kaosa
gomuldugunde/Yoresel yonetidler cikar ortaya." (18) Duzenli bir toplumda,
lnsan topragi
Toprak
izler,
gogti izler,
Gdk Tao'yu Tao dogal
izler.
olant
izler.
(25)
Ne
var ki, dikkatli bir okuma, Tao tc cfiing'in hukumdarlara Makyavelce tavsiyelerde bulunmakla ya da "yonetme sanati"yla itgilenmedigini gosterir. Tao'yu gercekten anlayan ve onu huku-
7
Needham, Science and Civilization in China, Ames, "Es Political Taoism Anarchism?", s. 35.
8
Bookchin, "Thinking Ecologically",
6
Bkz.
op.
cit, s.
II,
8-9.
70,
Taoizm ve Buddhizm
mete uygulayan
met ka
asla
ki§i
101
su kacmilmaz sonuca vanr
ki,
en
iyi
9
hiiku-
hukumet etmez. Lao Tzu, hukumetien kotulukten
bir seyin
gelmeyecegini diisuniir. Ashnda,
ilk
bas-
anarsist mani-
festo olarak betimlenebilecek goru^ler sunar:
Ne kadar cok yasa ve kisulama
okirsa,
O kadar yoksulla$ir insanlar. Ne kadar keskinse
O kadar sorunlu Ne kadar zeki
O
silahlar,
olur ulke,
ve hunerli olursa insanlar,
kadar yeni seyler cikar ortaya,
Ne kadar coksa hukumdarlar ve
kurallar,
O kadar cok olur hirsizlar ve haydutlar. Bu yuzden
bilge soyle der:
Hie eylemezsem duzeltirler insanlar kendi terini
Bans verirsem onlara,
dUriist olur insanlar.
Ben higbir sey yapmazsam, insanlar Hicbtr arzu beslemezsem
iyi
zenginlesirler.
ve sade bir hayata kavusur insanlar,
(57)
Tao
te
lumsal
ching'de yer alan bu olaganustu siirde, cok gercek bir topiliski vardir.
Bu, feodal duzenin, burokratik, savas halin-
de yasayan ve ticari nileligine yoneltilmis keskin bir elestiridir. Lao Tzu ozgul olarak mulkiyeti bir hirsizhk bicimi olarak gorur: "Avlu gorkemli bir duzen icindeyse, Tarlalan yaban'i otlar /Ve
tahil
lusumde
ambarlan bosahr." (53) Savasm nedenlerini arar: "Servetler
ler gelir." (9)
ve unvanlar
verilir,
biiriir,
esitsiz
bo-
arkasindan felaket-
Smiflan ve ozel mulkiyetiyle saldiran feodalizmin
kar§isina, insanlann dogayla
uyum
icinde sade ve icten hayatlar
yasadiklari, hukumetsi2, patriyarksiz ve smifsiz bir
toplumun
toplumsal idealini cikanr, Bu, mallann uygun teknolojinin yardimiyla uretildigi ve bolusuldugu, merkezi olmayan bir toplum olacaktir. Insanlar guclii olacaklar,
an cak guclerini gosterme
tiyaci hissetmeyeceklerdir; bilge olacaklar,
yacaklar; uretken olacaklar,
ama
ama
ih-
bilgiclik taslama-
kendilerini tuketircesine cahs-
mayacaklardir, Defier tutmaktansa halata dugiim atarak hesap
tutmayi tercih edeceklerdir; 9
Bkz. Clark, "Master Lao and the Anarchist Prince",
op. cit,
s.
186; Brian
Morris, "Lao Tzu and Anarchism", Freedom Anarchist Review, 42, 17, 22
Agustos 1981.
s,
14.
102
Anar$izmin Tarihi
Kucuk
liir
ulkede az insan ya§ar.
lnsandan on ya da yuz kere daha hizh caiman makineler olsa da,
bun Lira
ihtiyag duymazlar.
Insanlar
olumO
ctddiye alirlar ve cok uzaga sevahat ecmezler.
Tekneleri ve arabalan olsa da, kullanmazlar.
Zirhtan ve silahlan olsa da, gostermezler. Insanlar yazacak yerde, halata
dugum
Yiyecekleri bol ve iyidir, giysilert
atarlar.
uygun ama
sadedir, evleri guven-
lidir;
Kendi hallerinde mmludurtar.
Komsulanmn gozu onunde Ve horozlarm otu^u
yasasalar da,
ve kopeklerin havlayi^t her yerde duyulsa da,
Yaslamrken ve olurken, huzur
verirler birbirine. (80)
Taoistlerin anarsist egilimleri, yaklasik olarak
MO
369-286'da yasamts olan filozof Chuang Tzu'nun yazitannda daha da guclii bicimde gorulur. Eserleri, Tao'nun dogasini, insamn bir parcasi-
olusturdugu biiyuk organik
iil
siireci
acimlayan oyku ve mesel-
terden otusur. Belirli bir hukiimdardan soz etmez. Tipki Tao
U
formlanm reddedcr ve kendi kaderini bireyin ozgur varolusunu kutsar. Eserine hakim olan tlgiii kucuk bir oykude bulunur:
ch'mg gibi, butiin hukiimet belirleyen
ton atlarla
Atlar kuru yerde yasar, ot yer ve su icerler, Sevindiklerinde boyun-
larmi birbirine surterler. Oikelendiklerinde arkalarmi doner ve te atarlar.
cif-
§imdiye kadar onlara yon veren sadece kendi mizaclan
olmustur. Aneak
gem
ve dizgin vurulduguuda, alvnlanna metai
komddugunda, kolu kotu bakmayi, isirmak igin baslanni cevirmeyi, geme ve dizginlere direnmeyi ogrenirler, Ve boylece atlann dogalan bozulmu? olur. 10 plaka
Ailar icin gegerli olan insanlar icin de gecerlidir. Kendilerini bi-
raktiklannda, dogal bir
uyum
ve kendiliginden bir diize.n icinde
Ancak zorlandiklannda ve yonetildiklerinde dogalan bozulur. Sonus olarak prensler ve hukumdarlar, kendi halklanni yasarlar.
yapay yasalara
iiaai etmeye zorlamamah, onlan kendi dogal mizaclanna birakmahdirlar, tnsanlan insan yapirm yasa ve kurallarla
yonetmeye cahsmak, "kuyuyu denizle doldurmaya, bir irmayolunu kesmeye ya da bir sinegi dagla birlikte ucurmaya
gm 10
Chuang Tzu,
s.
98-9.
103
Taoizm ve Buddhizm
11 kalkismak kadar" sacma ve imkansizdir. Aslinda, varolusumuzun dogal kosullan, yapay yardimlan gerektirmez. Insanlar ken-
dilerini riyle
bansci ve uretici etkinliklere birakacaklar ve
hem
de dogayla
uyum
hem
birbi-
icinde yasayacaktardir.
Kalma Uzerine" bashkli denemesinde Chuang Tzu, yuz yil once, anarsist diisuncenin o zamandan beri ya-
"Yalniz lsa'dan
u
sanan tarih boyunca yankilanan temel onermesini ortaya koyuyordu: Insanligin kendi hatine birakilmasi gibi bir
sanhgi yonetmek gibi bir
durum
asla
durum olmustur;
in-
olmamisnr.
Dogat mizaci engetlenmedikce ve dogal erdemi terk edilmedikce insan, bir irmak gibi serbestce akar. Ama insanm dogal mizaci engellenmez ve dogal erdemi terk edilmezse, hukumete yer kahr
mi? 12
Bu nedenle Taoistler, bireylerin kendi hallerine birakiJacaklan hukumetsiz bir ozgur toplumu savundular. Ancak kendi cikarlannin geregini yerine getirirlerken, baskalarmin cikarlanni urtuimazlar. Tavsiye ettikleri, sessiz bir bencillik degildir. Kisisel lik
pesinde kosmak,
bir genel refah kaygisini gerektirir;
iyi-
kisi
ne kadar cok sey yaparsa o kadar cok seye sahip olur; baskalanna ne kadar cok ?ey verirse, kendi bollugu o kadar biiyuk olur. Taoist metin Huai Nan Tzu' da belirtildigi gibi, "lmparatorluga sahip olma"nm anlami "6zgerceklestirim"dir. "Ben
bagkalan
icin
kendimi gerceklestirirsem, imparatoriuk da beni gerceklestirir. Eger imparatoriuk ve ben birbirimizi gercekle§tirirsek, bifbirimi-
daima sahip oluruz." u
ze
Insanlar tiihai olarak bireydirler,
ama
ayni
zamanda
top-
lumsal varhklar, butuniin parcalandirlar. Taoistler, modern eki>lojinin bulgularim andinr bicimde, ne kadar bireysellik ve farkh
hk
varsa,
uyumun o kadar
buyiik olacagma inanddar. Kendili-
ginden toplum duzeni catismayi dvslamaz, ancak
namik
etkiksimini gerektirir. Boylece
beiimler:
le
11
rtgf,
s.87.
12
Agf,
s.
I
zit
)
guclerin di-
Chuang Tzu toplumu
106.
Almti, Amei, "Is Political Taoism Anarchism",
c>p
cil,
s
'id.
soy-
Anar$izmin Tarihi
104 Belirli
sayida aile ve bireyin belirli adetleri yerine getirmek icin uy-
Uyumsuz
duklan
bir anlasma.
turmak
i<;in birlesirier.
dag
lige sahiptir... Bir
tekil
tekil
damlalan sayesinde
dan goren
unsurlar
bir
butunu olus-
geni§tir,
Ve butun parcalan butun
a^isin-
14
Boylece Taoizm anarsist diisuncenin
Onun
bir bireysel-
pargalan sayesinde yuksektir. Bir irmak
kisi tarn bir insandir.
rinden birtni sundu.
uyumlu
Bu birligm distnda herkes ayn
ilk
ve en ikna edici ifadete-
ahlaki ve siyasal fikirleri kesinlikle
gorusunu teinel aliyordu. Taoist felsele (Tao misdk ogeler icerse de, dogaya yonelik erken Taocu yaklasim bilimsel bir tutumu ve demokratik duygulan gu?iendirdi. Dogadakt farkhhk i^inde birligi ve dontisumun evrenbilimsel bir diinya chia) ruhsal ve
tanidilar.
selligini
Etik
yakla^imlanyla,
bagtammda kenditiginden da v ran 151 ve
doganin daha genis
ozgelisimi gticlendtrdiler:
Ureterek sahip olma, kendini dayatmadan eyleme ve hukmetmeden gelisme. Siyasederinde, sadece hukumdarlari tebaalarmi kendi haline birakmaya zorlamakla ve Konfu$yuscu biirokratik ve hukuksal ogretiye karsi cikmakla kalmadilar, dogayla
uyum
icinde ozgiir ve isbirligi halinde bir toplum idealini savundular.
Taoizm koyluleri daha uysal ve
itaatkar hale getirecek sec-
kin bir zumre olusturmayi hedeflemedi. Taotstlertn toplumsal kokleri, genetlikle kiiguk orta sin iftan, feodal lortlar
cihci kitlesi arastnda yer alan bir
boyun egerek, dusuk
kesimden
gelir.
ile
koylti
Onlar gucliiye
profil vererek ve sadece kendi isiyle ugrasa-
rak zor zamanlarda nasil hayatta kahnacagina dair tavsiyeler sun-
makla da yetinmediler. Tarn aksine Taoizm, gegici iktidann, servei ve statuniin gercek niteligini biitun bunlan iffetsiz bulaca'k olctide kavramis olanlann felsefesiydi. Bir basartsizhk ya da din-
ginlik felsefesi olmaktan uzak olan Taoizm, kendi varhklanyla
tam
bir
uyum
icinde gelismek isteyenlere derin ve uygulanabilir
bir bilgelik sunar.
Buddhizm Taoistler
anarsizmin
onctileri
olarak
taninirlarken,
Budd-
hizm'deki liberter egilim o kadar belirgin degildir. Ornegin,
14
Ctnmtig Tzu,
s.
255-6.
Taoizm ve Buddhizm
Buddha'mn
ogretilerini Sinhala
105
ulus^ulugunun Buddhist ruhban
modern
tarafindan en ate§li bicimde desteklendigi
Sri
Lanka'ntn
muzaffer Devletiyle bagdasttrmak zordur, Ancak cagdas Taoizm' de (Tao chiao) ve orgutlu Hiristiyanhkta oldugu gibi, ku-
rumsallasmis. dinin carp it ma Ian ozgiin mesajt geezers izlestirmez, Sair
Gary Snyder "Buddhist anarsizm"de "ulusu sarsan" cevrim-
lere sahip
olumlu bir guc bulan tek
Buddhizm
kisi
olmamistir.
5
ozgiin bir Hint dini olarak, Lao Tzu'dan yaklasik
Buddha (aydinlanmis. kisi) olarak biGautama tarafindan MO on besinci yuzyilda kuBuddha bu diinyadaki kotuliiklerin nedenini kisinin ken-
bir yiizyil sonra yasayan ve
linen Sidharta ruldu. di
arzulanni
tatmin
etme cabasini cesaretlendiren cehalette
gordu. Ister sahip olma, ister servet ve guc bigiminde statu edin-
me
biciminde olsun, her
ve actlar
getirir.
Ancak
turlti
tutku kacimlmaz bictmde dertler
bir cikis yolu vardir,
Buddha'mn
ogrettigi
dort "Soylu Dogru" su sekilde ozetlertebilir: "(a) aci her yerde ve
her zatnan vardir; (b) acmin nedeni yanlis bicimde yonlendiril-
mis arzndur;
(c) iyilestirilmesi
mumkundiir;
(c) acilann
nedentn ortadan kaldirilmasiyla
sona ermesini saglayan, Sekiz Asamah
Soylu Yol olarak ifade edilen ozgelisim yoludur." 16
Bu durumda acilardan kaginmak
kendi benligi-
icin kisinin
ne hakim olmasi ve butun arzulan yok etmesi gerekir. Hayal dunyasi ya da maya icinde yeniden dogu^un bu acih gevrimin-
den kaginmak
icin ki^i,
aym zamanda, aydinlanma
cabasi goster-
meli ve aydinlanmah, kendisinin evrensel butiinun bir parcasi, Benligin icindeki benlik oldugunu anlamahdir.
Ancak
sansara'yi,
yani hayatin garkim terk eden ve nirvana'ya, yani hiclige ulasan ki^i
tam
bir kurtulu§u gercekle§tirmi§ olacaktir.
Baslangi^ta
Buddhizm
ilkesel olarak etik
yuz
zersizleriyle smirhydi. lsa'dan bes
yilmaya basladi ve kutsal yazdan,
yil
ve meditasyon eg-
once Hindistan'da ya-
rituelleri
reddederek Hinduizmden aynldi, Nihayet,
ve toplumsal sistemi biri
daha
akilci, for-
mellesmis ve skolastik (Theravada), oteki daha mistik (Mahayana) olan 15
iki
ayn kola boliindu. 1200'de Buddhizm, Hindistan'da
Gar>' Snyder, "Buddhist All Beings, der.
tion"
Lawrence
Anarchism", Ferlitighetti,
ilk bsk.
Journal for the Protection of
"Buddhism and the Coming Revolu-
bashkh makalesinin duzeltilmis versiyonunda. Earth House Hold
de yeniden yayun!anmi;tir'
New Directions, New York,
icin-
1969, Synder anar-
jizme yaptigi gondermeleri cikarmistir. id
Chrisimas Humphreys, Buddhism, Penguin, Har mo nds worth, 1971,
s.
75.
Anar$izmm
106
Tarihi
ortadan kalkmis, ancak Sri Lanka, Tibet ve Tayland'da yer-
fiilen
lesmisti.
Kurumsal Buddhism
esitsizliklerj
ve tiranhklan destekleme-
baglanmama, gonullu yoksufluk ve geleneksel zararsizhk uygu lam atari, giiglu bir liber ter duyarlihgi ifade eder. Snyder, Mahayana'nin geli§lirdigi prank meditasyon ye hazirken, Buddhistlerin
sistemlerinde bireyleri kendi "psikolojik saplantilan ve kultiirel
kosullanmalan"ndan ozgUrlestiren
giiglu bir arac
bulmustur. Ay-
zamanda Buddhist Tantrizm ya da Vajrayana'nm muhtemelen en mUkemmel ve en modem kadim gdrusti simduguna inamr. Bu go ruse gore, "tnsanm hayatt ve kaderi, ozdisiplinli ozgurfuk tginde gelismek ve aydvnlanmakur." 17 Ne var ki Buddhizm li.berteryantni en tarn bicimiyle Zen formu icinde gelistirmistir. 18 Zen Buddhizm, altinci yuzytlda Hindistan'dan gelerek Cin'de geli$u. Bunu izleyen bes yiiz yil boyunca Cinliler bu okula Ch'an dediler. Japonya'ya on ikinci yiizyilda uiasti ve burada Zen oarak bilindi, Burada bashca iki mezhep gelisti: Birincisi, kurucusunun "ani/sok" teknigine dayanan Rinzai ve ikincisi, daha yumusak bir teknigi temel alan Soto, ni
Zen'e dogru olarak "Buddhizm'in ilahlastinlmasi" denilmistir.
19
Kavramlara, kutsal metinlere ve rituele basvurmadan dog-
ru y a ve aydinlanmaya dogru dan ulasmaya cahsan, benzersiz bi-
gimde ikonoklastik (puikmci)
On
mi'nin,
Iki
Neden
sistemle^tirildigi yerde, rurler:
bir inanctir.
Zinciri'yle net bir
"Buddha sadece
Theravada Buddhiz-
bigimde duzenlendigi ve
Zen ustalan Buddha'da
On
Iki
Neden
ilk isyanciyi
go-
Zinciri'nin kasifi degildi"
demektedir Suzuki, "zindri eline akh ve bir daha asla onu kolelige bag la ma mas icin paramparca eiti," M Dini anduan dayanaktar da boylece yikilmis oldu. Zen'tn dort onetnli bildirgesi sunlardir: i
Kutsal metinlerin dijmda ozel bir iletim;
Sozcuklere ya da harfkic bagimlt olmamak;
Dogrudan insamn ruliuna hitap elmek; Kisinin
dogasim ve Buddha hgin kazamlisim gormek. 21
19
Snyder, "Passage to More than India" Earth House John Clark, yazartn yaptigi gorusnie. Humphreys, Buddhism, s. 179.
20
D.
21
Zm
17
18
"['.
Suzuki, Essays
in
Zen Buddhism,
Buddhism- Selected Writings of hor, NewYork, 1986, s. 39.
D
Hold,
First Series. 1949, T.
s.
105.
s.
111.
Suzuki, del. William Barrett, Anc-
Taoizm ve Buddhizm
107
Zen ogrencileri geleneksel olarak bir ogre men den ders almislarOgretmene genellikle usta denir, ancak bu sozcuk efendiden t
dir.
cok okul ogretmeni anlamma gelir. Gorevi, ogrencilerin giinluk algtlartn ve entelektuel ahskanhklarm di§ina cikmalanna yardimct olmaktir. Bu nedenle Buddhist kesi§ler, Hiristiyan rahipleri
gibi kisi ile
lerdir, lar,
Tann
arasinda arabuktcuhik yapmayan ornek
Yanlannda sopa
tasiyabiln-ler ve
ancak darbeler insanlan
al 15 tiki
kisi-
kullanmaktan kacinmaz-
an dusunme tarztndan uzak-
lastirmaya yarar. Terbiyenin ozellikle zorlu oldugu Rinzai oku-
lunda, disiplin oncelikle cocugun kisifigini ruhsal olarak gelistir-
mek
ve ahlaki giicunu artirmak icin kullamhr.
Boylece Zen
atesli bir vaftiz
sunar.
Ne
var ki ister kati ister
yumusak olsun bununla ogrencinin cehalet yuzunden kaybetmis oldugu baslangictaki ozgurluk durumuna dtindurUlmesi amaclanir. Basanh Zen uygulayicisi, ses, renk ve sekli denetler ve sonuna kadar
bildigi gibi yasar. Izledigi yolda
hayatmm
lumsal hayatin ve manastir
Resist erin giydikleri cuppeler ve
ona yardimci olan top-
kurallanni geride birakir.
onlan meditasyona gagiran can-
lar bile so nun da lskartaya gikanlacak merdivenlerdir.
Bir
ogretmen gidiiecek yolu
kendi segimini yapmah melidir.
Aydinlanma
i$aret etse de, birey nihai olarak
ve kendi yolculugunu tek
basma
bir baskasinin guciiyle degil,
siirdUr-
ancak kisinin
kendi cabasiyla kazamlabilir. Buddha soyle der; "Kendi selametiniz icin sebatla calistmz." 22 Boylece
sunu saglayacak herhangi kendisidir.
Bu
Buddhizm, birey in kurtulu-
bir otorite
tanimaz; o to rite birey in
gayet esitlikgi bir yaklasimdir: Herkes dolaysiz de-
neyim yohtyla ogrenerek tek ba^ina aydmlanabilir. Daiju, ^in'de ogretmen Baso'yu ziyaret ettigi ve ona aydinlanmak istedigini soyledigi zaman, Baso goyte dedi: "Sen kendi hazinene sahipsin.
Onu neden disanda
artyorsun?" 23
Cin'deki Ch'an Zen ustalan Buddha'yi izlemediler, ancak
onun arkadagtan olmak ve istediler.
Zen
bir
ne gelmemistir. liiri
evrenle ayni duyarh iliskiyi
deneyimdir ve
Onda
asla bir
bir kurallar ve talimatlar seti yoktur; bu-
zamanlarda amar; araclarm segimini
yuk
taraftarlardan biri
22
Humphreys, Buddhism,
23
Zen Flesh, Zen 39.
Sor.es,
kurmak
mezhebin doktrini ha li-
olan s.
belirler,
Cin'deki en
Wei Lang (Hui-neng
bii-
olarak da
76.
der.
Paul Reps, Penguin,
Harmonds worth, 1986,
s.
Attar $izmin Tarihi
108
"Baskalanna iletecegim bir hukuk sistemine sahip oldugumu sana soylersem, seni aldatmts olurum. Muritbilinir) soyle cliyordu:
lerim icin yaptigim tek sey, la
durumun
gerektirdigi
uygun
aractar-
onlan kendi baglanndan ozgurlestirmektir." 24
Amac, kisinin kendi dogasmi dogrudan gordugii ve onun dogadan ayri degil, organik bir butunun parkas oldugunu anladigi bir aydinlanma durumu yaratmaktir. Zitlar asihr. Kisi acik 1
ve sakin butunii hisseder. Ki§i goreneksel
iyi ve kotii tammlannm, ahlak kurallannm ve yasalartn otesine gecer. Zen'e sahipseniz, ne korku, ne kusku ne de siddetli bir istek duyarsimz. Basil,'
ozerk ve ozbelirlenimli bir hayat yasarsiniz: Ideal insan
sogukkanh ve sakindir,
aynlmaz;
faziletten
Nefsine hakim ve tarafsizdir, gunah islemez;
SukOnet ve sessizhk onun gozunu ve kulagini
agar;
Zihni yatay ve dikey olarak hicbir yere cekilmez. 25
Bu, bireyin nihai egemenligine inanan pek ?ok anarsistin paylastigi bir idealdir.
Do gal
d tiny a da hiyerarsi ve hakimiyete yer yoktur; hepimiz
ozgur ve esit doganz,
Buddhizm
icin
bu
esitlik
de toplumsaldir. Insanlar aydmtanma yetenegine hip olma anlaminda ruhsal olarak
esittirler.
hem esit
Zen
ruhsal
hem
diizeyde sa-
kesisleri top-
lumsal hayat lannda komiinal olarak yasar ve cahsirlar. Ogretmenler ve ogrenciler arasmda bile esit yukumlulukler ve esit
muamele olmahdir;
bazi
Zen mesellerinde denildigi
gibi,
"ne
is
ne de yiyecek vardir" her sey "herkesce" paylasihr. 26 Buddha, daha genis toplumdaki kast sistemini reddeder ve ozellikte Zen
Buddhizm
kisUere ozel saygi gostermez. Kyoto Valisi'nin bir Zen
ustasini ziyaret ettigi ve uzerinde
unvanimn yazih oldugu bir tur Zen ustasi Vali'yi kabul et-
ziyaretci pusulasi gonderdigi anlatihr.
mez.
Onu
ancak unvanimn yazdi olmadigi bir pusula gonderdi-
ginde kabul eder, 27
Zen Buddhist
ozgiirluk kavrami ayni
zamanda ruhsal ve
toplumsaldir. Ruhsal anlamda, ozgur doganz. Bizi kusatan citler
ve engeller varolusumuzun gercek kosullan 24
degil, cehaletimizin
The Sutra of Wei Lang (Hui-neng), almti, Humphreys, Buddhism 183.
25
Age,
26 27
Zen Flesh. Zen Bones,
s.
186.
Bki. age,
s.
40-1.
s.
75, 54.
ic.imie, s.
Taoizm ve Buddhizm eseridir.
109
Tensel tutku ve yanhs kullandan akildan yapilmis ceha-
let zincirleri islak etbiseler gibi
ustiimuze yapisir. Ancak Zen og-
re tmenlerin in hedefi baslangictaki ozgiirluk
memize yardimci olmakur. Zen zihnimizin ya ve sonsuz
meye
cahsir.
server ve statu diinyasindan bizi ozgiirlestir-
giic,
Ancak bunu
maz. Cinli Btiyiik usta vardir;
durumumuza don-
engellerini kaldirma-
sabit bir
Ummon'a
oruntu icinde yapmaya
calis-
gore, "Zen'de mutlak ozgiirluk
bazen inkar eder, bazen onaylar; her
ikisini
de zevkle ya-
par." 28
Zen gelenegindeki aittir.
belki de en antiotoriter ifade I-Hsuan'a
Metaforik bicimde konusurken soyle der:
Rastladigin herhangi bir seyi oldur. Eger rasclarean Buddha'yi da oldur. RastlaTsan eger, bir patriyarki ya
da
bir arhat'i (aziz) oldur.
Egei rasigeltisen ana babani ve akrabalarmt oldur. Ancak o zaman
dzgur
olabilir,
maddi
seylerin bagindan kurtulur,
mutlak ozgiirlu-
ge vehuzura ikavu$ursunj...
I-Hsuan sunu da ekliyordu: "Insanlara gosterebilecegim hicbir
numara
yok. Sadece hastahgi iyilestiriyor ve insanlan ozgurlesti-
riyorum,.," 29
Kendi selametimizi saglamaya cali^irken de ozguriizdur.
Zen
ozgiir irade
celiski
ile
belirlenimcilik (determinizm) arasinda hicbir
gonnez. Evrensel belirlenimctligin varligini ve butun so-
nuclann nedenleri oldugunu kabul eder. Bir insanm karakteri onun onceki dusunce ve eylemlerinin toplamidir. Hayatlanmiz ve butun varolusumuz karma tarafindan yonetilir, yani her eylemin bir karsihgt vardir. Ancak bugun gecmis tarafindan belirlenirken, gelecek ozgur olmaya devam eder. Yaptigimrz her eylem o sirada basimiza gelen seye ve herhangi bir anda basimiza gelen sey irademize baghdir. Boytece herkes kendi yaratisi olan karmamn sinirlan icinde ozgurdiir, Dogru dusunce ve eylem sayesinde kendimi de gist ire bilir ve kaderimi bi^imlendirebilirim.
Buddhizm kisisel aydinlanma ararken, bu diinyaya sirnni donmez, Bull'un unlti oykusunde, kendisini diinyasal benliginden kurtaran arayici sonunda hayat agacim bulmak icin tozlu giysileriyle
28 29
Pazar yerine doner. Gene, Zen'de kisisel ozerklik
Alinu, Suzuki, Zen Buddhism,
A 5our« Booh ton, NJ,
in
Chinese
l%3,s. 447.
s.
118.
Philosophy, Princeton University Press, Prince
Anar$iztnin Tarihi
110
vurgulamrken oteki ozerklikler ihmal edilmez. Mumon, Taoistler gibi su
tipki
yorumda bulunur;
Baskasmm oku
ve yayi
tie
savasma,
Ba^kasinm atina binme. Baskasmin kusurunu Baskasinin
tartisma.
kansma. 30
isitie
Ki§i ancak kendi selametini saglayabilir, ama baskalanni da du§unmesi gerekir. Zen Buddhizm kisinin kendi manevi cikartan igin
benimsedigi oteki dunyasal bir mistisizm degildir, simdi ve
buradaki butun varhklarla leriyle
konusurken dedigi
ilgilenir,
tildurmeye kar§i cikan ve butun
mak
isteyen
korumak
man
kiji,
Ogretmen Gasan'in ogrenci-
gibi:
bilincli
varhklann hayatim koru-
dogru yoldadir. Hayvanlan, hatta boeekleri
gerekir. Peki
zamani katledenlere,
serveti har
savurantara ve siyasal iktisadi tahrip edenlere ne demeli?
lara goz
bile
vurup har-
On-
yum mam ally 12. 31
Zen goreneksel
iyi
ve kotii tanimlannin otesine gegerken ve ce-
zorlanan higbir emir vermezken,
zalandirma tehdidiyle
ko-
an'larda ve oykulerde bazi ahlaki degerler olusur.
kendisi doganin degil insamn eseri olarak goruliir:
tuluk yoktur; kotiilukler insan yapisidir." 32
Kotulugun "Dogada ko-
Buddha'mn
ogrettigi
butun sezgili varhklara sevgiyle yakla§maktir. Hayat tek ve bolunmez oldugu icin, hayaun uyumunu her kim bozarsa, temel
ilke,
karsihginda aci ?ekecek ve kendi gelisimini engellemis. olacaktir, Bir baska varhgi incitirsem,
Zen Buddhizm
kendimi incitmis olurum.
ozel nuilkiyeti reddeder ve sahip
mini ruhsal geli§imi onleyen bir
bas. ka zincir
olma
ozle-
olarak goriir. Verir-
ken ve ahrken, alan minnettarhk duymamah; alan degil veren kendisine bu hrsat saglandigi icin miitesekkir olmalidir. Zen, ahsverisi ya da takasi degil, tisadi
ortamda yasamak
armagan
ister.
Ne
iliskilerini
temel alan bir
ik-
var ki en degerli olan, kimsenin
alamayacagi ya da calamayacagi do gal guzelliktir. Ozellikle
Zen formundaki Buddhizm,
30
Zen
31
Agf,
32
Suzuki, Zen Buddhism.
Flesh, s.
Zen Bones,
s.
128.
63. $..
258.
tipkt
Taoizm
gibi,
Taoizm giiclii bir liberter
Hem
ruh
tasir.
ve
Buddhizm
Hem
111
hiyerarsiyi
hem
de hakimiyeti
hem
de
herkesin kendi aydmlanmasini saglayabilecek yetenege sahip
ol-
reddeder.
ozdisiplinli
dugu nu savunur.
Hem
fahla ilgilidir. Batidaki
mun
degil, ayni
ozgurluk icinde gelisimi arar
kisisel ozerklikle
pek cok anar§ist
hem
de toplumsal re-
gibi, ki§iyi
zamanda organ ik doganin
sadece toplu-
bir pargasi olarak
gorur. Gomillu yoksulluk, merhametli zararsizhk,
Taoizm ve
Buddhizm'in biiyuk uygulayicilarmin hayatim ve guzelligini sevmek, ozgtir bir toplumun saglam ahlaki temelini saglar. En onemlisi, toplumsal ozgurluk anlayisi onlart, tarn olarak anlasil-
masi halinde mevcut Devlet'e ve Kiliseye yonelik derin bir tehdit olu^turan anar^ist duyarhhgm onemli bir kaynagi haline getirir.
5 Grekler
Anarsi sozcugii Greklerden gelmekle kalmadi, ba§indan itibaren,
durumunda hukumya§amanm hem ohimsuz hem de o him hi an la mini da or»lardan aldi, Ne var ki Grek siyasal felsefesinin ana akimi, adalet kcndiliginden ya da bas edilmez bir kaos
darsiz
ve uygar hayat arayisimn ancak Devlet'in sinirlan i^inde kazanilabilecegi fikrinden
kaynaklamyordu. Nitekim Platon'a gore de-
mukrasi daima "anarsik" olan adaletsiz bir hukumet formuydu,
Onun
ogrencisi olan Aristoteles de Devlet'in di^inda kalan her
scyden "kanunsuz
tehlikeli canavarlar" olarak soz ediyordu.
Ona
gore demokrasinin temel sorunu, "anar§i"ye kaymanin nasil on-
Ancak hem Piaton hem de Aristoteles, toplumsal korumak icin guclu yasalan olan hiyerarsik bir Devlet'e oldugunu du§unseler de, butun Grek dusiinurler bu ka-
Icnecegiydi. diizeni ihiiyaf
dar otoriter degildiler.
Pek cok Grek, insan yapisi yasalarla lar
ilahi
ya da dogal yasa-
arasinda ayrim yapti. Sofokles, buyiik isyan dramasi Antigo-
itc'clt:
(MO
441)
ikisi
arasindaki catismayi anlatti. Kreon, Tebai
lahuna
(rikvp
ycftcni
Antigone bu emre uymaz ve erkek kardesini simgesel bir
hain Polinikes'in defnedilmesini yasakladigi zaman,
lon-nle gomer.
$u sozterle Kreon'n asan doga yasasma basvurur:
Anai fizmin Tarihi
114
Bana bu fermam veren Zeus adalet
de insanlara boyle
Tannlann
degildi,
bir yasa yuklememisti.
altinda yer alan
Senin emirlerinde
de insan sozlerini tannlann yazilmami$, degismez yasalanndan us-
tun kilacak bir kudret bulundugunu sanmiyorum. Qvinku bu yasasadece dune ve bugune
lar
dirler ve
MO
tie
ait degiller;
onlar sonsuza kadar geeerli-
beri var olduklanni bilen yoktur. 1
zamandan
500 civannda ya§ayan
Efesli Herakleitos' un goru^leri, belir-
gin bicimde Cin'deki Taoistlerin goriislerini andinyordu. Dusiincesindeki mistik belirsi2lik nedeniyle "bilmececi" olarak tantnan
Doga
Herakleitos, Sokrates oncesi dusuruirlerin en onemlisiydi.
Ozerine adh eserinin giinumuze kalan bdliimierinden anlasildigt
kadanyla, aklin sagduyudan tistun olmasi gerektigini ve duyula-
nmizta algtladigimtz
istikrar
ve
gorunumunun
slireklilik
sahte
oldugunu one surer. Butun nesneler, "degi$meyen" tepeler bile surekh bir akrs halindedir. Herakleitos'un izleyicisi Cratilus
onun
ogretisini yayginlastirdt: "Ayni irmakta iki kez
yikanamaz-
sin."
Tipki Taoistler gibi Herakleitos da degisimi zitlann karsihkti
etkilesiminin yarattigi bir dinamik olarak gordli, "soguk olan
Butun zitlann kutupsal olduklan icin sonucuna vardi: "Cikis? ve inis, bir ve aymdir." 2 Degisim zitlann dinamik birligi sayesinde diyalekttk olarak gercektstmr, sicak olan sogur." birlestikleri
lesir.
Ancak her sey degisirken dogal
siirekli bir ate§" olarak resmetti. 3
de tutan, olaylann duzenli "akil" ya
bir
duzen de
vardir.
Dunya-
olcutere gore tutusan ve belirli olciilere gore sonen
yi, "belirli
Her
§eyi belirli bir diizen icin-
bicimde birbirini izlemesini saglayan
da "kader"dir. Herakleitos insanhk durumuna
iliskin,
unvanmin verilmesine yol acan kosahip olsa da, Ban geleneginde "siirekli
kendisine "aglayan filozof"
tumser
bir bakis acisina
degistm dogal Bir duzen icinde gerceklesir" sozleriyle ifade edi~ len anarsist inanci haber veren ilk filozoftur. degildi ve cagdaslanni 1
Sophocles, Antigone
Oates
&
kucumseyen
(MO
E. O'Neil, Jr.,
biriydi.
Ancak demokrat
Ona
gore, insanlan
441), Seven Famous Greek Plays icinde, der.
Modem
Library,
New York,
1950,
s.
202.
W.
J.
Anarsist
2
kahraman olarak Antigone ic_in Bkz. Henry Nevinson, "An AnarcFreedom, Duckworth, 1911, s. 209-14. Heradilus: The Cosmic Fragments, der. G. S. Kirk, Cambridge University
3
Age,
bir kadin
hist Play', Essays in
Press, 1970, s.
307.
s.
105.
115
Grekler
kendi
iyilikleri icin
hayvan
harekete gecirebilecek tek sey guctiir: "Her
otlaga sopayla suriilur." Qati^mantn dogruluk
olduguna
in amy or ve sava$i kutsuyordu. "Savas, her seyin habast ve her
seyin krahdir; bazilanni tann, baztlarini insan yapar; bazilanni 4 baglar, baztlanni cozer."
Bir liberter olarak Sokrates orneginin temelinde, kisinin otoriteyi sorgulamasi ve kendini
dusunmesi yer
ahr. Sokrates,
bireysel vicdanin yanilmaz bicimde hakh oldugunda, elestiri ve tartismamn toplumsal oneminde tsrar eder ve boylece dustince
ozgiirliigunun en erken savunusunu yapar. Bir birlikte
MO
elitist
yargilandigt sirada Atina Devletine cesaretle karsi
399'da
olmakla
403'te Atina'da zafer kazanan demokrasiye karsiydi-
ateisi
oldugu ve gencligi yoldan cikardigi
MO
cikti,
tcin baski altina
ahndi ve oltim cezasina carptmldi, "Sucu", otoritenin ya da cogunluk goriislerinin dayatmalarina aldirmadan, her §eye acik fiyak la? ma k ve halka mal olmus inane Ian aklin isiginda incelemek gerektigini soylemis olmasiydi. Sokrates, yasalarla ya§ayip yasalarla olmek gerektigini soylerken, yasalann yasa olkirlilikle
duklan
icin gerekli
oldugunu kastetmiyordu. Karakteristik
iro-
nisini surdtirerek, Atina Devletinin kendisine karsi yaptigi sucla-
mayi aciga cikarmak ve gercek niteligini ortaya koymak istedi. Platon'un Sav urt ma 'si nda a^ikliga kavus;turdugu gibi, Sokrates bireysel vicdanin UstUnliigu konusunda israrciydi. Hie kimse herhangi bir insani otorite tarafmdan yanlis oldugunu dusundugu bir §eyi yapmaya mecbur edilemezdi. Dogruya ulasmak icin zit fikirlerin
gatismast gerektiginden, ozgiirce tarti^manm
kamu-
sal degerini vurguladi. Sokrates sadece ozgiirce tartismayi ogre-
tim yontemi olarak secmekle kalmadi. $oyle dedi; "Benden giniz sorunlan her iyi
yoldur.
gun
karsi gortisler
Bu turden tanismalarla
one
test
isitti-
siirerek tarti^maniz
en
edilmeyen hayat yasan-
maya degmez." 5 Sokrates'in en parlak ogrencisi olan Platon, hocasimn tavsi-
yesine
uymayi basaramadi. Cumhuriyet
adli eserinde
mallann ve
kadinlann ortaklasilmasina yapilan ovgu daha sonraki bazi sosyalistleri esinlese de, Platon'un ideal Devlet'i, muhahzlardan ve askerlerden olusan kUcuk bir 4
toplumsal
Ahnti, Bertrand Russell, History of Western Philosophy, George Allen
win, 1962, 5
elitin yonettigi kati bir
s.
Alinti, j, B, Bury,
1920,
s.
34,
& Un-
60.
A
History "/ Freedom of Thought, Williams £x Notgate,
Anar$izmin Tarihi
116 hiyerarsiye sahiptir.
olmadigi la
tamamen
Aynca bu, dusiince ve eylem ozgurlugunun
totaliter bir Devlettir: Din, faydaci bir anlayis-
secilmiseir ve insanlara ceza ya da
olum korkusuyla
itaat etti-
rilmesi gerekir. Sokrates buyiik liberterlerden biri olarak goriiliirken, Platon, buyiik otoriter irmagin,
sine
gomulen kaynagmda Kiyaslamah
sonra pek cok
daha sonra Bati diisunce-
yer ahr,
tartisma
ozgiirlugu,
Sokrates' in
otumimden
okuiunun gelismesine yol acti. Bu oku Harm en onemlileri, hepsi bir kansikhk doneminde kisisel ruh huzurunu saglamayi amaclayan, Epikurciiler, Kinikler ve Stoacdar idi. Hepsi de Devlet'i pek hesaba katmayan asiri bireycilerdi; felsefe
Devlet otoritesinin uzerinde olan dogal bireysel otoriteyi kutsadilar. Sivil
toplumun otesinde,
nitelik
bakimindan evrensel
bir
diinya istiyorlardi. Plato n'un ve Aristoteles'in teorilerinin birkac iyilesme sagladigi yerde, onlar ogretilerini butun insanlara yaydilar ve
onlan kardes olarak kabul
Dorduncti ytizyilda
ettiler.
gosteren Aristippos
faaliyet
(d.
MO
430) hazzi en yuksek deger kabul eden Kyrenik ya da Epikurcu (Hedonist olarak da bihnir) felsefe okuiunun kurucusuydu. Sok-
karsihgmda ders veren ilk ogrencisiydi, ancak Sokyonetime ya da yonetici sinifa girmek istemedigini soyle-
rates'in para rates'e,
misti. Atina ve Aegina'da felsefe dersleri verdi,
Hayatinin biiyuk
bolumunu Sirakuza Tiram Dionisos'un sarayinda gecirdi ve burada sefih bir kisi olarak sohret kazandi. Bu deneyim sayesinbir
de, bilge k is in in Devlet ugruna kendi ozgurlugiinden as la vaz-
gecmemesini ogreimeye yoneldigi kusku goturmez. Kizt Arete onun ogretilerini benimsedi ve onlan kendi oglu Aristippos'a aktardi.
Ugiincu yuzyilin Kinikleri anarsizme daha yakindilar. Epikurciiler ya da Stoacilar gibi bir okul kurmadilar,
ancak iki temel Grek kavrarmm, Physis ve Nomos'u radikal bir tarzda yorumladilar, Bu sozcukler genellikle Doga ve Adet olarak cevritir. Physis, bir nesnenin dogal formunu, bir kisinin dogasint ya da seylerin dogal duzenini anlatir; Nomos
ise
gorenek, sozlesme ya da yasayi
anlatir.
Grek dUsunurlerin cogu bu
cahstt;
Srnegin Aristoteles seylerin dogal olusumunu yasalara
baglamak
istiyordu,
Ancak sadece
iki
kavrami bagdastirmaya
Kinikler,
Nomos'u Physis
lehi-
ne reddettiler; saf anlamda "Dogaya uygun" bicimde yasamak tiyorlardi.
Grek
polisi
gelenek ya da sozlesmeyi temel aldigi
is-
icin,
Kinikler yerlesik otoritenin kendi eylemlerinin sinirlannt dnce-
Grekkr
117
den belirleme hakkini reddettiler, 6 Yasalar insanlar tarafindan yapildtgi ve adetler ulkeden iilkeye degistigi icin, bunlann gegerli olmadigini savundular. Mahkemelerin yargtlama yetkisini reddettiler ve butun toplumsal yasalann, hiyerarsi ve standanlarm ahlaki temelden yoksun oldugunu one surdiiler. Kiniklerin esas kurucusu Antistenes idi
nah
bir
baba
(MO
Trakyah bir annenin ogluydu.
ile
444-370). Ati-
MO
426'da Ta-
nagra'da savasti ve Atina'da oldu. Sokrates'in arkadasiydi, ancak
emekci insanlar "Dogaya donme" arzusuyla
eski aristokrat cevresine strtini donerek,
onun
arasinda basit bir hayati tercih
etti.
duzenledigi a^ik hava loplantilannda, hukumetin, dzel nuilkiyetin, evliligin ve kurumsallasmis dinin kaldirilmasim vaaz etti,
"Keyiflenmektense delirmeyi tercih ederim" diyerek, duyulardan 7 gelen yapay hazlan kucumsedi.
Antistenes'in dgrencisi Sinoplu Diogenes, ogretileri ve
ginc hayat
tarzi
il-
sayesinde hocasmdan daha cok tanmdi. Dioge-
nes, upki Taoistler gibi, uygarligm yapay yiiklerini
mahkum etti,
yasamaya karar verdi ve kendisine "kopeksi" anlamina gelen "kinik" ismi taktldi, Butun adetleri terk ederek Bir "kopek" gibi
ve ihtiyaglarmi en aza indirgeyerek bir ficinin ya da "legen"in
(muhtemelen
gomulmesinde kullanilan buyuk
dlulerin
bir tek-
ne) iginde yasadigi soylenir. Biiyiik Iskender onu ziyarete gelip ne isterse verebilecegini soylediginde, "golge etme baska ihsan
istemem" diye karsdik beklemiyordu. Kolelik lar
verdi.
Bu
basit dilencl
kurumunu reddetmekle
kimseden saygi
kalmadi, hayvan-
dahil butiin canhlan karde? gibi gordiigunU ilan
etti.
Kendisi-
ni bir "diinya yurttasi" sayiyordu.
Diogenes modern anlamda bir "kinik" degildi, cunku arzudan ve korkudan kurtulusta ahlaki bir dzgurluk buluyordu ve erdemin niteligi konusunda derin endiseleri vardi. Kisi ancak tin ve servete kayitsiz kalarak gercek ozgurlugu bulabilirdi. Ancak
onu
basit ve zor bir hayata yonelten ogretisi sadece bireyi hedef-
lemedi; onemli toplumsal icerimleri de vardi.
lanndan fin
biri,
En
iinlu paradoks-
"paranin yuzeyini kaztmak" dedigi seydi. Bir sarra-
oglu olarak babastnm faaliyetini evrensel dl^ege aktarmak Grekce "para" sozcugti (nomisma) Nomos (adet) sozcu-
istedi.
gunden
turemisti.
Diogenes toplum standardmm yanhs oldugu-
6
Bki. D. Ferraro, "Anarch ism in Greek Philosophy", Anarchy, 45, Kasim
7
Ahnli, Russel, age,
1964,
s.
322-3. s.
241.
Anar$izmin Tarihi
118
nu
paranin yuzeyini kazima cagnsi, butun gecerJi
hissetligi icin,
adet, kura) ve yasalara karsi bir
lasim, tarn bir
saldmyi temsil ediyordu. Bu yak-
konusma ve eyleme
ozgurlugti talebiyle birlesiyor-
du. Kendi hayatinda, din, toreler, giysiler, haita yiyeceklerle
butun gorenekleri
reddetti.
buyuk onculerinden
biri
ilgili
Sonuc olarak Diogenes'in anarsizmin
oldugu dusunulebilir.
Stoacilar, Kiniklerin ogretisini benimsediler,
ancak uygarh-
gin yararlanni reddetmediler. Sokrates yasalann haksiz olabilecegini ve
smda
kamuoyunun
hi?bir
yanilabilecegini g6stermi§> ancak
alternatif yol
gosterici
sunmamisti,
ilke
akd
di-
Ancak
doga yasasinda butun insan adetlerinden ve yazili hukuktan once gelen ve ustun olan bir rehber buldular, Sivil tophi-
Stoacilar
mun
otesine, dogadaki
evrensellikler
dunyasma
bakiyorlardi.
Boylece, bireycilik, akdcihk, esitlik, enternasyonalizm ve
kozmo-
politizm ideallerini gelistirerek anarsist sonuclara vardilar. 8 Stoacdik,
Grek diinyasimn uzak bolumlerinde,
ozellikle Greklerin
ve
Oryamallerin kaynastigi Kticuk Asya'da taraftar buldu. Ikinci
yuzyikn egitim gormus Romalilanni cezbetti ve ozellikle evrensel
hukuk ve
yurttaslik fikirleri
bakimmdan Roma hukukunu
et-
kiledi.
Kropotkin, Stoacibgin kurucusu Kitiumlu Zenon'un
336-264) "kadim Yunan'da Anarsist felsefenin en su" oldugunu soyledi. 9 Zenon, Kibns'in Kitium
iyi
(MO
savunucu-
keminde
bir Fe-
dunyaya geldi ve Atina'da egitim gordti. Kiniklere baglanan Zenon esas olarak erdemle ilgilendi ve maddeci bir sagnikeli olarak
duyu felsefesini benimsedi. Doga yasalannin insan yapisi yasalardan ustun oldugunu ilan eiti. Daha sonra kendi hukumetsiz 6zgur toplum ideahni olusturarak, Platon'un Devlet komunizmine karsi cikti,
ym
Zenon'un baslangic ve van? noktasi dogadir. Tannyi, her
se-
en mukemmeli olan dogayla ozdesledi. Erdeme yol acan,
bi-
reyin iradesinin dogayla
uyum
icinde olmasidir. Bilge
kisi, tipki
Taoist gibi, olaylann nasil geli$ecegini goriir ve kendi iradesiyle olaylar
arasmda uyum
yat tavsiye eder.
saglar.
Ama bu
Zenon dogayla uyum
icinde bir ha-
hay at akla da uygun olmahdir. Soyle
der:
8
Bkz. D. Novak, "The Place of Anarchism in the History of Poiitkal Thought", The Review of Politics, 20, 3,
The Socialist 9
Tradition,
Kropotkin, Anarchism,
Temmuz
Longmans, 1963, s,
10.
s.
1958, 308; Alexander Gray,
28-9.
Grekler
Ama?, dogayla uyum
yam
119
tginde ya da baska deyisle, evrentn
kendi insani dogatruzla da
stra
uyum
dogasimn
icinde bir hayat olarak
tammlanabilir; her ?ey icin gecerli olan ortak yasalann, yani her
sarmalayan gercek aklm yasakladigi heT eylemden sakinan,
seyi
her seyin efendisi ve hakimi olan Zeus
ile
6zde§ bir hayat. 10
Dogal insan bireysel ve toplumsal bir varliktir. Stoaci doktrin kendine yeterli olma egilimi tasisa da, onlar insanm "dogal olarak toptum ve eylem icin yaratildigi"na inantyorlardi. 11 Zenon,
ozsavunma icgudtisunun yam sira, bizi bastoplumun yaran icin isbirligi yapmamizi saglayan bir de toplumsal icgudunun var olduguna inaniyordu. Haz ya da acidan ozgurluk bir avantaj olabilse de, bu bir iyilik bencillige yol acan
kalarryla birle§tiren ve
degildi; ctinku
gunu one
Zenon, erdemin arzulanabilir yegane
silren resmi Stoaci ogretiyi
iyilik
oldu-
benimsiyordu.
Insaniar kendi dogal icgtidulerini izlemeleri ve
aklm reh-
berligini benimsemeleri halinde, baskici
maksizin bans ve
kurumlara ihtiyag duyicinde yasayabileceklerdir. Zenon'un
uyum
CtttnJiunyennde, Diogenes Laerttus'tan bize kalan parcalara gore,
mahkeme, polis, ordu, tapinak, okul, para, hatta evlilik bile yoktur. En onemtisi, baskiya ihtiyac duyulmaz. tnsanlar butun yerkureye yayilan Devletsiz bir tarn ozgiirluk ve esitlik toplumunda kendi dogalarma uygun bicimde yasarlar. Devlet'e yoneltk lutumlari Stoacilarm siyasal felsefeye yap-
tiklan en
ozgun katkidir ve onlann
cikmalanni
anarsist onciiler olarak one
saglar. Bilge kisinin, "kendisini
engellememesi kosu-
luyla siyasal hayata katdacagi"m ogretiyorlardi, 12
mek
dogasmda
Devlet'in
vardir. Bir Devlet
Ancak
engelle-
adami kacmilmaz
bi-
cimde ya tannlan ya da halki kizdirmak durumundadir. Bu yiizden butun Devletler esit derecede kotudur. Bundan, insana akil bahsedildigi icin,
her
turlii
kar. Stoacilar
ve insan toplumsal icgudiilere sahip oldugu
Devlet'in gereksiz bir kotuluk oldugu
bu mantigi koleci Grek
sadece "barbarlar"i degil, insanligin
polisi ile
sonucu
ci-
smirh tutmadilar;
tamamim kapsayacak
sekil-
de genislettiler. Platon'un yabanciyi Devletten dislamak istedigi yerde, Stoacilar kendilerini 10
dunya
yurtta^i olarak goruyorlardi.
Diogenes Laertius, Lives oj Eminent Philosophers, cev. Classical Library, 1925,
11
Age.
12
Age
II, s.
225-9,
11,
195.
R,
D. Hicks, Loeb
Anar$izmin Tarihi
120
Godwin
ve Kropotkin gibi daha sonraki anarsistlere esin
kaynagi olan sadece Grek nirt
bugune kadar
den
birini olusturdu.
bildigi
felsefesi degildi.
Grek toplumu, dunya-
en dikkat cekici demokrasi ornekierin-
Makedonyah Philippos'un
fetihlerinden on-
ce Grekler, birbirleriyle baglantih pohslerdt yasayan kent sakin-
Genellikle "sehir-devlet'i" denilse de polls,
leriydi.
lamda
bir Devlet degildi. Polis belki
de en
iyi
modern
an-
sekilde "siyasal top-
ium" olarak tanimlanabilir. Siyasal olarak ozerk ve iktisaden kendine yeterli bir toplumsal varhk olusturuyordu.
Grek demokrasisi be$inci yiizydda Atina 'da zirveye ulasti. Bu demokrasinin biiyuk yasa yapicilanndan olan Solon, en iyi yonetilen kentin, "butiin yurttaslann, haksizhga ugramis olsalar
da olmasalar da, esit olarak izlendikleri ve adaletsizligin cezalandinldigi kent" les'in
oldugunu one surmtistu. Grek demokrasisi Perik-
rehberliginde dikkate deger bir dogrudan demokrasi for-
muna dogru rikles,
Peleponnessos
gelisti.
ihusamimn
erdigirtde, Atirta'nm
Savast'mn
ilk
yd)
sona
zirvesine ulastigi bir sirada, Pe-
Cenaze Toreni Hitabi'nda soyle diyordu:
tktidar bir
azmhgin
degil,
butun halkin elinde oldugu
i<;in
anaya-
samiza demokrasi deniyor, Ozel anlasmazhklan <;oziimletnek soz
konusu oldugunda, herkes yasalann oniinde li
gunda, o kijinin
oldugu
hip
bulundugu
e^iusr; bir kisiyi belir-
sorumluluk makamina getirmek soz konusu oldu-
bir kamtisal
belirii bir
yetenege siitece,
smifin uyesi olup olmadigina degil, sa-
bakilir.
Hie
kimse,
devlet
hizmetinde
yoksulluk nedeniyle siyasal belirsizlik icinde
tutulmaz. Siyasal hayatitmz ne kadar ozgur ve actksa, baskalanyla iiiski ...
icinde yajadigimiz gunluk hay at da o kadar ozgur ve agiktir.
Ilan
ediyorum
ki,
yurtta$lantmzin her
dogruluk yolwnu izlemekte, kendi
nu
biri,
hayatm her alaninda
kisiligine sahip
gikmakta ve bu-
olaganiistu bir incelikle ve olaganustu bir gayretle yapmakta-
dir."
Periktes'in halkm zamanda onu denetim al-
Thukydides zekasi ve durustlugii sayesinde, ozgiirlugune saygi gosterdigini ve ayru
ttnda tutabildigini gozlemledi: "Halk ona degil, o halka yol gosteriyordu." 13
Bununla
Thucydides, History
birlikte meclis (ecdesia) uyelerini of ihe
Ha rmonds worth, 1954,
s.
her za-
PeUponnesian War, cev. Rex Warner, Penguin,
117-19.
Grekler
man
121
hesaba katiyor ve kestnlikle onlartn onayiyla hareket edi-
yordu. Halki, kabul ettirmek istedigi her onleme oy vermesi icin ikna etmek zorundaydi. Besinci yuzyilm son ceyreginde, nufusu yaklasik otuz bin olan bir yurttaslar toplulugunda, tek bir gun
icinde
alti
bin kisinin mecliste hazir bulunabildigi saptanmistir.
Boylece Atina siyaseti "halkin herkesin tavsiyesine kulak verebildigi" kitlesel yurttas mitingleriyle belirleniyordu. 14 lanart meclisleri, le riyle
Duzenli top-
ddnusumlii Bes Yuzler Meclisi ve se cilm is
sistem, surekli bir burokrasinin
jit ri-
olusumunu engelleyecek
ve yurttaslann aktif katilimtnt tesvik edecek sekilde, bilincli olarak orgutlenmisti. Bu dogrudan demokrasi sureci pratikte yuri-
dogrudan eylem formu olarak gdruyordu. Atina demokrasisi Grekce autarkia (otarsi), tekil ozyeterlilik kavrammi temel ahyor, ancak bu kavram topluluk ya da yurttashk gorevj duygusunu gticlendirmeyi saghyordu. Cenaze Tore1:>
tasligt bir
ni Hitabi'nda Periktes soyle diyordu:
lAtinahnin] kimsenin bir digerinin hayatina hasetle bakmadigi
Igunluk hayaunda],
bizler, diledigini
yapan komsumuza ofkelen-
meyiz, saldirgan oimadikga eezalandinlmayanlarm asagdayici bakislarma da akhrmayvz. Ancak dzel ilisktlerimizdeki bu rahathk, biz led yasasiz yurttajlar haline getirmez. 16
Atina demokrasinin kuskusuz sinirlan da vardt. Nufusun gogun-
lugunu olusturan kadmlart, koleleri ve ulke icindeki yabanctlan kapsamtyordu. Ancak bu demokrasinin kolecilige "dayandigi"ni ve bu ytizden ge^ersiz oldugunu soylemek de yamlttcidir. Yurtlaslann
buyuk cogunlugu
elleriyle
cahsarak hayatlanni kazani-
yorlardi ve sadece ucte biri koleye sahipti. 17
Bununla
birlikte,
bu
olcwdeki kolecilik bile Atinahlann demokrasiyi tarn olarak anla-
madsklarmi
gosterir. Bir diger belirti, savasa
girmeye hazir olus-
lanydt. Atina demokrasisinin emperyal litrslan, nihayet
ucuncu
yuzyiltn sonuna dogru yikilmasmi saglayan Peleponnessos Savasj'na yol acti.
Grek
felsefesinin
ve Atina demokrasisinin liberter mirasi.
14
A. H. M.Jones, Athenian Democracy, Blackwell, Oxford, 1957,
15 16
Bkz Bookchin, Ecology of Freedom, s. 132. Thucydides, History of ihe Pehponnesian War;
17
Ekz. Martin Small, "Athenian Democracy", Artarcfiy, 45, 343.
s,
132.
alinn, Bookchin, op.
fit, s.
130.
Kasim 1964,
s.
Anar$iztnin Tarihi
122
butun eksikliklerine .ragmen etkisini siirdurmektedir ve Plalon'un ile Aristoteles'in agir basan varhgiyla golgelenmemelidir, Ki$isel kanaate sahip olma hakki ile dijsiince ve eylem ozgurlugu, ilk kez Grekler tarafindan savunuldu. Sadece doga
nek arasmda temet
bir
aynm yapmakla
ile
gele-
kalmadilar, insanligin er-
demli bir hayat surmesi icin gu?lu bir ortak kader duygusu da Butun bunlar anar^ist dusimceye gumus. bir tplik
gelisiirdiler.
gibi islenmistir. Adaletin evrensel bir ilke ler.
oldugunu kabul
Gulmeyi, dostlugu ve insani otan her seyi
sevdiler.
etti-
En
onemlisi, egitimin, insanhgt tek ba§ina ki§isel ve toplumsal 6z-
gurluge goturebilecek anlayi§i uyandiran bir arac oldugunu anladilar.
Hiristiyanlik
Hiristiyanhkla anar§izm arasmda baglanti
On dokuzuncu
haf gorunebilir.
kurmak
ilk bakista tu-
yuzyilm bilimsel mhuyla dolan
klasik diisunurlerin ?ogu ya ateisi ya da agnostikti. ler, tipki
cagin bos
Aydinlanma
man?
limindeydiler.
filozoflan gibi, orgutlu
ve cehaleiinin bir parcasi olarak Kiliseyi
Devletle
aym
Bu diisunur-
H iris try anhgi
?izgide
orta-
ku^umseme goriiyor,
egi-
rahibi
sava§ci ve kralla bir tutuyorlardi. Genellikle Hiristiyanhgin, teva-
dindarhk ve boyun egmeyi san kosart kolece bir ahlak ogrettigini dusundiiler. Otoriter bir baba figurii olarak geleneksel Tanri imgesinden nefret ediyor ve dunyasal otoriteyi beslemek zu,
i<;m
dogaustu bir otoriteye ihtiya? olmadigim dusunuyorlardi.
Kuskusuz bu
goriislerin Hiristiyanlik teori ve pratiginde bir
icmeli vardir. Tekvin insanin topraktan yaratildigim ve diger yaratiklar karsisinda kendisine bir otorite verildigini clu.
dogruluyor-
"tnsani kendi imgemizde, kendi suretimizden yaratahm; ve
onu, denizdeki bahklar, havadaki kuslar uzerinde ve sigirlar flzerinde ve yeryuziindeki butun canhlar uzerinde hakim kilalim... lk-reketli olsun, ?ogalsin
sim." (Tekvin
1:
ve yeryiizune dagilsm ve ona
hakim
ol-
26-8)
Cennet Bah^esi'nde benim senin yoktu; her sey herkes icin Ancak Tekvin'e gore itaatsizlik ilk gunah okm.
ortaklasaydi.
124
Anarsizmin Tarihi
Tanrinm
otoritesine isyan eden, iyi ve kotu bilgisinin
yiyen insan Bahce'den kovuldu,
mahkum edildi. Butun
aci,
agacmdan
mesakkat ve olumtiituge
doga bozuldu.
Insan dlismiis ve yoksun kalmis bir yaratik haline geldigi icin, ast davramslarim dizginleyecek guctii hukumdarlara ihtiyac
duydu. Boytece
Gunah, muspet hukukun simrlamasma
Ilk
ihti-
yac duyan hilekar ve zayif tnsan icin yasalan zorunlu hale getirdi. "O halde yaratici yasalara neden ihtiyac duydu?" diye sorar St. Paul, tumturakli bir tavirla. "Yasalar, insanoglu haddini astigt icin ilave edildi" (Galatyahlara
Mektup
3: 19).
Hiristtyanhk gelis-
gunahkar insanin hicligini ve Tanrmin her seye gucu yeterligini gittikce daha fazla vurgulamaya basjadilar, Bu trend, en kotu tiranm bile iktidann yoklugundan ya da anarsiden daha iyi oldugunu one siiren Calvin'de zirveye ulasti. Avrupah anarsistlerin cogu, Proudhon, Stirner ve Bakunin'i tikce bazi teologtar
izteyerek
Hiristiyanhgi reddetti.
Dayatilmis otoritenin siyasal
formlanna oldugu kadar dinsel formlarma da karsi
ciktilar ve KiDevlet arasindaki yaktn tarihsel baglantidan derin bir rabatsizlik duydular. Ancak bu, hepsinin ateist oldugu anlamina lise ile
gelmez, Anarsizmin sosyalizmden daha fazla ateist olmasi gerek-
mez. Ashnda, anarsizm ile din arasindaki iliski karmasikur ve anarsizmin cazibesi dinsel coskuyla felsefi ozeni pek cok bakim-
dan birlestirmeye cahsmasinda yatar. Aynca Hiristiyanhgin mirasi sadece baskici degildir. Bir yanda Roma'daki St. Paul Kilisesi'nden kaynaklanan tutucu, dinginci ve otoriter egilim; ote yanda, Kudiis'teki
Yakub
kilisesin-
den dogan, radikal, komunal ve liber ter egilim vardir. Pek cok anarsist bu ikinciye mensuptur. En tanmmisi Tolstoy'dur; ancak 1
Hiristiyanhgin radikal yorumunu temel alan sadece onun anarsizmi degildir. Ashnda, Jacques Ellul yakmlarda su gorusu one siirmustur: "Incildeki dusunce dogrudan anarsizme goturur ve
bu t
Hiristiyan dusjancesiyle
is iy asal
ko nu m 'du r
.
uyum
icinde olan yegane 'siyasal, an-
2
Eski Ahit'in siyasal iktidarla
ilgili
ogretisi, siyasal iktidar
kullamminin her zaman zararh oldugudur. Kutsal Metinler'in 1srail ve Judaea 'dak {Roma Imparatorlugu doneminde guney Filisi
tin -en.) krallarla ilgili degerlendirmeleri,
1
2
Bkz. Bookchin, Ecology of Freedom,
Jacques 24.
Ellul,
s.
yonetimlerinin
siste-
195.
"Anarchism and Christianity", Katallagetc,
7, 3,
19S0,
s.
14-
123
Htristiywihlt
matik bicimde kotti oldugunu gostcrir. Ornegin krala boyun egmeyi reddeden Daniel aslart cukuruua atihr. Eski Ahit'te siyasal iktidann fazla gecerli olmadigi gorutecektir,
Yeni Ahit'te
ise
Paul'un ozdeyisini buluruz:
"Tannmn
disin-
da otorite yoktur." (Romalilara Mektup 13: 1) Constantine'den itibaren Kilise Devlet teolojisini hakh cikarmaya cahsirken, Incil ve vahiy otoriteye tuiarh bicimde karsi cikar. lsa'nin
tutumu
ra-
dikal bicimde olumsuzdur. Muritlerine, ulusun krallanni taklit
etmemelerini tavsiye eder: "krallar ve valuer insanlar uzerinde hakimiyet kurmuslardtr; kendi aramzda boyle bir seye izin vermeyin." Ashnda tsa stirekti okrak siyasal otoriteyle inceden irtceye alay eder. Ornegin, "Sezar'a hizmet edin," dedigi zaman, genellikle anlasildigi gibi tebaanm kendi hukumdanna itaat etmesi gerekligini soylemez.
yaratan
kisi,
Bu
tavsiye vergilerle itgiliydi. Sezar parayi
dolayisiyla paranin efendisi oldugu icin, tsa
melen, bir Hiristiyamn ayni ilahi)
anda hem Mammon'a
hem de Tannya hizmet
muhte-
(servet ve hirs
edemeyecegini soylemek istiyordu.
Hiristiyanhktaki liberter trend
komunal olmustur.
lsa'nin
gonullu yoksullugu, zenginlere saldirmast (zenginin cennete gitmesi, "igne deligi"nden gecmesinden daha zordur) ve mallan paylagmasi (ozellikle ekmek ve bahklan) pek cok erken Hiristi-
yam
bir
komunizm formu uygulamaya
tiyan Kilisest'nin
komunal
esinlemistir. Erke'n Hiris-
hayati Paul'un papazhgi
boyunca var-
hgini surdiirdu. 3
Bu erken
Hiristiyan komunistler,
muhtemelen, mallan
or-
laklasan ve kendi aralannda kardesce bir sevgi yasayan bir Yahuili
mezhebiyle, Essenlerle baglantihydi. Ruhu bedenin hapisha-
nesinden kurtarmak diinyadan
ellerini
isteyert
bu
kisiler, cileci
olmakla
birlikte,
cekmediler. Evlilige ve kadinlarin "sehvet dus-
kunlugu"ne aldirmiyor, baskalarmin cocuklanna bakiyorlardi. Ancak dinsel torenleri kati bicimde uyguladiklan ve kendilerini bir ahlaki elit olarak gordukleri icin inazlar.
anarsizmin onculeri sayila-
4
Ilk Hiristiyan
muminlerin
bir
komunizm formu uyguladik-
larma ya da ortak kullamm hakkim benimsediklerine inanmak
Kin saglam gerekceler
vardir. Result erin Isleri'ndeki degerlendir-
Hlt
Kc iiiicth Rexroih, Communaihm: From
lurv.
s.
25.
(I ray. 'Mir.SixiuIisf
Tradition,
s.
35-8
in
Origin
to tht
Twentieth
Cm-
Anar$izmin Tarihi
126
me cok
aciktir: "ve
mallarmi mulklerini
sattilar ve
onlan butun
insanlara, her birinin ihtiyacina gore pay last irdilar. " (Resullerin
44-5) Gene Resullerin Isleri'nde su kayit yer ahr: "Ve oncogu tek ruh ve tek yurek olduklanna inandilar; iclerinden hichiri sahip olduklannin sadece kendine ait oldugunu soylemezIgleri 2:
larin
her seyde ortaktilar." (Resullerin Isleri 4: 32) Erken Hiristiyan pederler bu konuda cok aciktilar. Dorduncu yiizyilda Ambdi:
rose net bir ifadeyle soyle diyordu: "Doga, her geyi
butun
in-
sanlarm ortak kullanimi icin bahsetmistir... Bu nedente doga, herkes icin ortak bir hak iiretmistir, ancak lamahkarlik bunu pek az kisi icin bir te
hak haline
ve doganin birligiyle
yiz," sozteri
getirmistir."
uyum
Onun, "Tannnin
icinde, birbirimize
iradesiy-
yardim etmeli-
Kropotkin'i hatirlatir. 5
On ucuncu yuzyilda Thomas Aquinas, Hiristiyan ve Grek dusunce geleneklerini yeni bir tarzda birlestirmeye cahsarak Hiristiyan pederterin esas ogretisini ozetledi.
"kullamm" hakkini taniyor, ancak
Miilkiyetin kisisel
ihtiyac fazlasinin muhtaclara
payla§unlmasi gerektigine inaniyordu. Boylece, miilkiyet hakki-
nm
yonetimin ya da gorevlilerin hakki oldugu belirtilmis oluyor-
du. Servetin sahibi, insanhgin re
iyiligi icin
onu kendi
yargisina go-
paylastirmasi gereken bir yoneticidir. Sahip olunan seyler
sadece
kisisel zevk icin kullamlan ozel mulk degildir: "Quantum ad hoc non debet homo habere res exterior es ut propias, sed ut com-
munes." Bu nedenle served elinde tutan kisinin, kendi kisisel vic-
danina gore sadaka vermek gibi surekli bir gorevi vardir. Serve
kamu yaranna kullanihr. Mulkiyet feshedilemeyen bir hak degildir: Olum tehdidinin oldugu ya da ba$ka bir gecim kaynagmin bulunmadigi yerde, gerekli olanin ahnmasma izin verilir. Boyle eylem soygun ya da hirsizlik sayilmaz. Bu, daha sonra anar-
bir
sizmin babasi William Godwin'in benimsedigi bir gorustur.
Erken Hiristiyan Kilisesi'nin tutumu, genetde, komunizmi onaylamak degil, servetin kotuye kultanimini kinamaktir. Ancak erken Hiristiyanliktaki komunist gelenek bir efsane gibiydi ve anarsizmle sosyalizmin sonraki gelisimi uzerinde onemli bir etki yaratti,
Isa'nin ogretisindeki siyaset
ma dunyasinm surdurduler. 5
St.
karsm trend
gelisirken, gee Ro-
Kilise pederleri Hiristiyanligi Devtetten ayirmayt
Ancak Hiristiyanhk giderek toplumsal ve
Ambrose, The Duties of (he Clergy, Kitap
1, bol.
28.
siyasal te-
127
HmsUyanlik
rimlerle yorumlanir hale geldi. Besinci yuzyilda Augustus, City
of
God (Tannnin
Kenti) bashkh eserinde (413-26) tarihin Hiris-
tiyan esinli ilk siyasal utopyasim sundu. likte insan
Insanm diisusuyle
bir-
dogasinin yozlasmasini vurgulasa da, Augustus, kur-
tulusu gecmi§te var olan bir "altm cag"in a nisi olarak degil, gelecekte gerceklesecek tarihsel bir olay olarak tanimladi. Biitun siyasal iktidar bir baski
Connu oldugu
icin, siyaseti bir
kotuluk
olarak lanetledi ve baskmin ancak Tannnin kralliginin. kurulusuyla sona erecegini diisundu. 6
En baskin
ogretisi suydu: "Sevi-
niz ve dilediginizi yapiniz."
Augustus'un etkisi bazilanni siyasetten tamamen cekilerek manastir hayauna kapanmaya yoneltti; bazilanndaysa, bin yillik umuttan atesledi. Kiyamet ve Yeniden Dogus artik ruhsal metaforlar olarak degil, tarihin icinde, lar
yakmda meydana
gelecek olay-
olarak goruluyordu. Ozellikle haksizhga ugramis. ve yoksul-
Tannnin yeryiizundeki bin
la$mis insanlar,
yillik
kralliginin
gerceklesmek iizere olduguna giderek inanmaya basladilar.
Bu geli§im icinde one cikan etkin bir kisi Fioreli Joachim (y. idi. Cistersia'da kesi§lik yapan ve Calabria'da mun-
1145-1202)
zevi olarak yasayan Joachim, yillarca kutsal metinler uzerinde
cahstiktan sonra oldukca etkili bir kehanet sistemi gelistirdi. Ta-
bulduguna inaniyorumdusen uc Ucleme'nm uc koluna denk da, insanhk tarihini, Kutsal korku ve Eski Ahit'in Musevi Yasalan'na, caga ayirdi. Birincisi, Peder cagi; ikincisi duzenlenen yasalara gore koleligi temel alan ise lncil donemindeki Ogul cagi, inane ve evlada yarasir itaat cagiydi, Ucuncu cagin, Kutsal Ruh caginin gelisiyle birlikte, butun yasalar sona erecek, cunku butun insanlar Tannnin iradestne gore hareket edeceklerdi. Hem ruhsal hem de dunyasal butun usta-
rihin gidisatim
anlamasmi saglayan
bir anahtar
yordu. Apokaliptik lncil kitaplan iizerine yaptigi bir dizi
lar
ortadan kalkacak ve Sonsuz lncil -yeni bir anlayis-
vecekti.
Bu, Tannnin cocuklan
cagi, bir nese ve
dar surecekti.
esrime cagi olacakti. Bu
Bu
hukum
su-
icin bir sevgi ve ruhsal kurtulu§
durum Son
Yargi'ya ka-
yaklasan ozgurluk cagi vizyonu Ingiliz devrimi
sirasinda Bagirganlar tarafindan benimsendi. Monarsinin kaldi-
toplumu butunuyle donu§turecek kapsamh degisimin sadece ilk edimiydi. Fransiz devrimi sirasinda Britanya'da William rilmasi
Blake benzer bir mesaji vaaz ediyordu. 6
Eki. Frani
Neumann, The Democratic and
Press of Glencoe,
New York,
1957,
s.
6.
.
Authoritarian Stale,
The Free
Anar$iz*nin Tarihi
128
On
uguncti yuzydin baslarmda, Assisili Francis'in tarihsel
Isa'mn hayatina donus girisimi de devrimci i^erimlere sahipti. Bilindigi gibi, kendisi kusjlara vaaz verdi, giinese ilahi yazdi ve e§e-
giyle kardes
oldugunu
soyledi. Hiristiyan
ban$cihgmin sembolii
haline geldi. Vejetaryen olmasa da, hayvanlara
duydugu
sevgi,
varhgin birligine iliskin ana Musevi-Hiristiyan gelenegine genelde yabartci olan mistik bir farkindahgi yansitir. Cagda§lari onu $6yle tammlamislardir: "He men her yaratikta
sevinc bulur ve onlara baktigi ya da
i
ve drssal bir
dokundugu zaman, ruhu
yeryiizunde degil sanki cennette gibidir." 7 Su, kayalar, cicekler ve agaclardan da
aym
zevki ahrdi ve denildigine gore, esrik ne-
seyle dolu bir hayat yasadi. Francis'e gore
Tann dunyaya
ickindir
ve Testis, Isa aracihgryla insana yoldas olmustur, Francis ku^iik bir grupla birlikte (on birlerin kardesligi) tipki Isa gibi gonullu yoksulluk icinde
yasamaya
^alisti. Kisisel
kul-
lanim icin gerekli olan esyalafi da kapsayacak sekilde mulkiyete her turlu nosyortu reddetti. Sevgi baglanyla olusan ozgun
iliskin
mukemmel
grup
bir paylasim iliskisi i^indeydi,
ancak taraftarlan
Katolik Kilisesi'ne kabul edildiklerinde Fransiskenler de diger
gruplar gibi, yoksullugu, safhgi ve
itaati
temel alan hiyerarsik bir
manastir diizenine gectiler Bununla birlikte, Francis'in mistik
yoksulluk mesaji derin bir yikici etkiye sahipci: Kilise ve Dev-
ve servete boguldugunu a^iga cikardi ve yoksulun ancak topluluk sayesinde kurtulabilecegini gosterdi. Francis'in let'in gosteris
kisisel ornegini
izlemek isteyenlere Spiritualistler (Maneviyatci-
sonunda heretik (sapktn) olarak reddedildiler. vtcuncu yuzyihn sonunda Joachim' in ruhsal kurtulus cagimn lar)
denildi ve
On ge-
lecegine dair kehanederini yayiyorlardi. Spiritueller, ortacagda
Ozgur Ruh
Kardesligi, Taboritler ve
Hussiteler ve Reformasyon'un Anabaptistleri yillik
ile
gelisen bir bin
hareketin sadece bir koluydu. tngiliz Devrimi sirasinda
cumhuriyetci hareketin radikal kanadi icinde, ozellikle Kazicilar.
Bu gruplar Augustine'in "Seruhu neredeyse, kurtulus oradadir" (Korintoslulara Ikinci Mektup 2: 17) gibi melt nlerinden esinlendiler. Kiliseyi, Devlet'i ve butun dunyasal yasalari reddettiler, cunku Tannntn inayetine sahip olduklanni ve bu durumda gunah islemelerinin soz konusu olamayacagini hisve Bagirganlar arastnda ortaya
cikti,
viniz ve dilediginizi yaptmz" ve Paul'un "Rabbin
7
St.
Francis o/Assisst. His Life and Writing! as Recorded by His Contemporari-
es,
cev. L.
She rley- Price, A,
R.
Mowbray, 1959,
s.
145.
129
Hirisiiyaniik
Tannntn
sediyorlardt.
bahsettigi
aklm kendi eylemlerine
ce rehberlik ettigine inandtklart i^in her reddettiler. Isa'nm tkinci Gelisj'ni ve
luk ve tam bir
esitlik icinde
turlii
yeterin-
dunyasal yonetimi
insanlann kusursuz ozgur-
yasayacaklan yeryiizu cennetinin
ger^eklesmesini beklediler. Hiristiyanhk icindekt bu yeraltt kurtulus hareketi, on sekizinci yiizyilin
ye
cikti.
mevcut
sonunda William
Blake' in yazilannda tekrar yiize-
Blake de toplumsal ozlemlerini Incil diliyle ifade
tun insanlann Sonsuz
Incil'e
gore bagislama ve sevgiyle yasaya-
caklan ozgur bir Kudus toplumunu gecirmek
Tzu
etti;
Kilise'nin ve Devlet'in olusturdugu Babil'in yerine, bu-
gibi gercektigi zttlarm
istedi.
Tipkt Lao
karsihkh dinamik etkilegimi olarak
olmadan ilerleme olmaz." Ancak, daha Cennet ve Cehennemin Evlihgi'ni gerceklestirmeyi umut etti. Bu sentez, zihin ve beden, imgelem ve akil, vicdan ve arzu, zengin ve yoksul, insanhk ve doga arasinda bir goriiyordu.
yuksek bir
"
Karsitliklar
sentezi,
uzla^ma saglayacakti. Blake dini siyasetten ayirmadi: Ashnda soyle soruyordu
"Din ve Siyaset
Aym
§ey Degil midir?"; ve
israrla soyle diyordu:
"Kardeslik Dindir." Efsanevi toplumsal cennetten, Cennet Bahcesi'nden esinlendi. Orada erkek ve kadtn, ozel mulkiyet, sinifsal farkltlik
ya da insani otorite olmakstztn bir masumiyet ve butun-
luk icinde ya§iyordu. Kovulma'dan sonra insanhk act ve zorluklara
mahkum
edildi, Kilise ve
Devlet taraftndan ezildi, Lortun ve
zulmune ugradi, Doga ve Insan, Devlet ve T opium, Sermaye ve Emek, Kilise ve Hiristiyanhk arasmdaki celiskilerle parcalanmi? bir dunyaya ahsmak zorunda kaldi. Blake, iyimser bir tuKralin
runda, bu turden celigkilerin artik olmayacagi, yeni bir bin yilin baslayacagi bir dunyanin gelecegine inamyordu.
Sonraki anarsistler gibi Blake de otoriteyi adaletsizligin ba?lica
kaynagi olarak gordu: "Bir Tiran butun
en kotusudur." Insanm igindeki
ilahi
illetlerin
nedeni ve
potansiyeli engelleyen,
Devlet'in basktci yapilandir. Blake sadece "Herkes bir kraldan
demekle kalmiyor, aym zamanda soyle yaziyordu: Lortlar Kamarasi bana aptalca geliyor; bana insan hayatmtn disindaymis. gibi gorunuyorlar." Hicbir yasa her
nefret eder"
"Avam Kamarasi ve
durumu kapsayacak kadar
yeterli
olamayacagina gore, Devlet'in
yasa gikarma hakki olamazdi; "Asian ve oktiz icin tek bir yasa
<;i-
kanlmasi zulumdur." Ustelik, tipki Devlet'in toplum tcmde kan^iklik yaratmasi gibi, yasalar da sucu ve smirlarm agilmasim te$-
Anar$izmin Tarihi
130 \
I;
eder: "hapishaneler yasalann taslanyla, genelevler dinin bri-
Vet'eri
'le
insa edilir,"
Ashnda, bit sucu tek basma tammlayan,
in^anlan sue iskmeye kisktrtan ve onlara korkunc cezajar vaat eaen, yasalardir, der Blake. "Butun ceza yasalan smirlarm
asil-
masim ve boylece
acimasizligi ve cinayeti davet eder." Biiyuk bir
[better olarak, su
sonuca vanr: "Hukumetin saygin olmaktansa,
I
saygmhgini kaybetmesi daha Kiliseye gelince, Blake sergiler.
Modern
Kilise,
iyidir." 8
bu konuda da putkmct
ona gore,
"Isa'yi
bir
yaklagim
bas asagi carmiha ger-
lamamen reddeder,
mektedir." Siyasal ve dinsel otoriteyi
ctinkii
insanlar ttahi Imge'den yaratilmislardir ve kendilerini yonetebilirler.
Isyanci Isa'yi Eski Ahit'leki tiran
na koyar:
"Isa
Yehova Tannsinin
karsisi-
erdemliydi ve kurallara gore degil, kendi diirtule-
rine gore davrandi." Blake'e gore, insan
masum
ve dogal arzulari
yararh oldugu icin, karsisina cikanlan her engel zararli ve gereksizdir.
Ashnda onun anarsizm vizyonunun ozunde, "tncU
giinah-
lann bagislanmasidir ve hicbir ahlaki emir icermez" inanci yatmaktadir. Her bireyin, ozdenetimi tam olan bir toplumda, "kendi evinin krah ve rahibi" olacagi bir zamanin gelecegine inanir.
"Evrensel hosgoru olmadikca, ozgurlugiin ne anlami var?" 9 Hiristiyanhk, Blake'in cagda§i William Godwin'i de dolayli
bicimde etkiledi ve onun anarsizmin babasi olmasina yardimci oldu.
Godwin, gencliginde asm
teokratik bir Devlet'in "siyasal
ve gene de "bir tiran
Muhalif
bir Kalvinist idi ve bir
vaiz olarak egitildi. Gencliginde, Eski Ahit'teki
kanun koyucusu"
Tanrmin,
tipki
gibi davrandigi
olma hakki"na sahip olmadigi sonucuna
vardi. 10 Enquiry Concerning Political Justice'i (Siyasal Adalet
Uze-
rine Genel Bir Arastirma, 1793) yazdigi zaman, Fransiz filozof-
lannin etkisiyle
ateist
olmussa da, ahlaki ve
iktisadi
i
nan flan
genellikle erken Kalvinizm tarafindan bicimlendirilmi§ti, n
Aquhizmetkan olma nosyonunu komunist bir yonelimle gelistirdi: Kisi servet fazlasim en cok ihtiyac duyanlara dagitmahdir. Godwin'in anarsizmi ayrica, muhahfleinas'in yeryuziindeki iyiligin
8
William Blake, Complete Writings, Press, 1974,
s.
tier.
Geoffrey Keynes, Oxford University
689, 402, 400, 600, 158, 151, 393, 401; ayrica Bk2. Peter
Marshall, William Blade: Visionary Anarchist,
Freedom
Press, 1988,
s.
34-
42.
9
Blake, Complete Writings,
10
Godwin,
I I
Bkz. Peter Marshall, William Godwin, Yale University Press,
s.
615, 158, 395, 879, 413.
SfceltJifs of History, Six:
Londra, 1984,
s,
26-8.
Sermons
i<;inde, T.
Cadel, 1784,
s.
5, 20.
New Haven
&
131
Hiristiyanltk
rin
dinden
gel en kisisel kanaat
hakkini siyasal alana kati bicim-
de uygulamalanndan kaynaklandi.
On dokuzuncu
yuzyihn biiyuk anar$ist dusuniirleri, Proud-
hon, Stirner ve Bakunin, Aydmlanma'nin bilimsel ruhuyla doluydular ve Hiristiyanhgi mevcut otoriter kilise
ile
ozdeslediler,
Proudhon, Katolisizmin hiyerar?ik sekuler hiikumet sisteminin bir parcasi oldugunu gostermek istiyordu. Katolik Tanri butun diger otoritelerin temelini olusturan bir otorite olarak goniildugu icin,
hukumetler,
"Tannnm dunyayi duzene sokmak
icin kullan-
digi kirbaclar"dan ba§ka bir sey otmazdi. Ahlaki bakis bile
Proudhon, "Tann
tur" kanaatindeydi. revi
yata
Tann
fikrini
acismdan
tiranlik ve yoksulluktur; Tanri kotuluk-
Bu durumda, ozgur dusunen insamn
ilk
go-
zihninden kovmaktir. Bilgiye ve toplumsal ha-
Tannya ragmen ulastigimiza
gore, "Ileriye dogru attigimiz
her advm, Tannyi biraz daha yok eimemizi saglayan bir zaferdir." 12
Ancak Proudhon, militan bicimde
ragmen
antikatolik olmasina
giinaha iliskin Hiristiyan ogretisini insamn kotiiye
ilk
yonelik vazgecilmez egiliminm bir simgesi olarak yorumtadi ve
insamn
kotti egilimlerini kisulayacak bir toplumsal diizen kur-
maya cah§U. mis. gibi
soz
forrmmda
Ayrica, dogaya ickin adalet fikrinden ilahi bir ilkeyetti.
Bu
fikir,
onun
ahlaki goruslerine dogal
hukuk
noktasi sagladi ve bir tur kihk degis-
nitiai bir referans
tirmis Ilahi Takdir gorevi gordu.
Ote yanda
Stirner, Devlet ve ahlakin
yam
sira
Jannnin da
insanhgi korkutmak igin kullanilan bir hayalet oldugunu diisu-
nuyordu. Devlet'in
tipki Kilise gibi kutsal
lann sanki Tann buyruguymus
gibi
goruldugunii ve yasa-
sunuldugunu
israrla
one
surdu:
Kilisede oluniail gunahlar varsa, Devlette de buyuk suclar vardir;
birinde heretikter varsa, otekinde de kainkr vardir; birinde eklesiastik cezalar varsa, otekinde adli cezalar vard
sutlar;
orada engizisyon burada sorgulama vardir. tJevlet'in kut-
salhgi da Kiliseninki gibi
cokmeyecek midir?" B
Bakunin'e gelince, o da gencliginde ugra^u.
iy
orada gunahlar, burada
Ama
Tannmn
varligi
sorunuyla
sonunda "Ne Tanri ne Patron" sloganini benimse-
12
Proudhon, Selected Writings,
s.
156, 223, 221.
13
Stirner,
Own,
s.
239.
The Ego and
Its
Anarjizmm
132
yerek militan bir
ateist oldu.
Ona
Tarihi
gore, her eylemi yargilayan ve
sonsuz cezalandirmayla tehdit eden Hiristiyan Tann, otoritenin nihai semboluydii. Tipki Stirner gibi o da Tanrimn var olmadigini,
insanlann tapintnak icin lasarladiklan bir soyutlama oldugu-
nu onestirdu. Bakunin Hiristiyan Tann her
ogretisi
$eydir, ger^ek
hakkinda soyle dusimiiyordu:
dunya ve insan
luk, adalet, iyitik, guzellik, guc ve
higbir sey.
hay at, insan
lik,
kotiiluk, girkinlik, giicsilzluk ve olfimdur.
san
k6le,..
Tann, dogru-
ise yalan, adaletsiz-
Tann
efendidir, in-
H
Hiristiyanhk bunu butun diger dinlerden daha iyi anlamisti. Sonuc olarak o mutlak bir dindi ve yegane tutarh ve nianttksal kilise
Roma
Kilisesi idi,
Nietzsche gibi Bakunin de Tanrimn oldiigiinu ilan Hiristiyan degerleri asarak kendi degerlerimizi rektigini
one
cunku
tiydi,
surdii.
teorlde
hem
ve
Dinin yikilmasi ozgtir bir toptumun on§ar-
"Tanrifikri aktl ve adaletin terhi
san hurtulusunun en kararli ink&ndir ve
hem
etti
yaratmamiz ge-
anlamma gelir;
ister
o, in-
istemez insanhgin
de pratikte hdlele$tirilmesiyle sonuctamr.
"
Baku-
nin Hiristiyanhgi biiyuk bir coskuyla reddeder ve Tanrimn olu-
mumi
kiyas yoluyla aciklar:
"Tann
varsa, insan koledir; insan
Tann yoktur. Bu dongiiden kurtulabilecegini soyleyen herkese meydan okuyorum." Insan ozgurlugune tutkuyla bagli olan ve bunu insanhga duydugu saygimn mutlak kogulu olarak goren Bakunin, Voltaire'in Tannnin ozgur
olabilir ve olmahdir; o halde
varhgini onaylayan sozlerini tersine ^evirir: "Tann ger^ekten varsa,
onu yok etmek gerekir." ls Boylece
ilk isyanci
ve "alemlerin
kurtancisi" olarak gordiigu seytana ovguler duzer.
Bakunin'e gore, tipki Devlet'in burjuvazinin cikarlanni temsil
etmesi gibi, Kilise de ruhbanin cikarlanni temsil eder. Abartih
bir uslupla sorar:
"Canhyi cesete donusturmuyor mu, ozgurlugu
bir yana ftrlatip atarak tiranlar
ve somuruculer ad ma
sonsuz koleligini vaaz etmiyor
mu?
kitlelerin
Karanhgin, cehaleiin, yok-
sullugun ve sucun saltanatim surdiirmek isteyen, o amansiz
Kili-
se degil mi?" Boylece, Kilise ve Devlet'in ortadan kaldmlmasini, 14
Bakunin, God and the Slate hall S. Shatz,
15
New
Agt.s. 136, 138.
York,
in
The Essential Works of Ana nh ism, der. Mars1971, s. 135.
Eemam,
133
Hiristiyanhk
"toplumun ger^ek kurtulu§unun rak gordu. 16
Bu duygular,
ilk
ve vazgecilmez kosulu" ola-
ozellikle Katolik Kilisesi'nin tarn bir
hakimiyet kurdugu Latin ulkelerinde buyiik bir etki
panyol Devrimi'nin
ilk
donemlerinde pek cok
yaratti. 1s-
kiliseyi atese ve-
ren tspanyoi anarsistlerinin militan ateizminden kismen Bakunin'in
sorumlu oldugu kusku gouirmez.
On dokuzuncu
yiizyit anarsistlerinin hepsi ateist degildi;
dogrudan kendi Hiristiyan inan^lannAmerikah Adin Ballou, Practical Christian SociaItsm'inde (Pratik Hiristiyan Sosyalizmi, 1854) daha akilci bir yol izleyerek anarsist sonuclara vardi. Insan Tannya ve onun itahi hukumetine itaat etmekle yukumlu olduguna gore, ulkenin ve insanlardan olusan hukumetin yasalanna itaat etmekle yukumlii
bazilan
dan
felsefi
goruslerini
turetti.
degildir. Insanlardan olusan hukiimet, "insanin iizerinde seytani
ve fiziksel bir gii^le mutlak otorite" kuran insan iradesini yansi-
Oysa Tann kendi otoritesini hicbir yaratikla boliismez; o, mutlak egemendir. O halde insanin iradesi yaratilistan hicbir tir.
otoriteye sahip degildir ve "insana sadakat dogru degildir." Ballou, hukiimet "solda sifirdan baska nedir?" diye sorar.
Ballou kendisine anar§ist demediyse de, oy vermeye, bir
gorev yerini
siirekli isgal
belirli
etmeye, yasa cikanlmasma ya da
in-
sanlarin cezalandmlmasina karsi vaaz verdi. "Cogtmluklar ge nellikle budalaca ve tutarsiz kararlar alirlar," diyordu. "tktidar gucsiize yararh olacak yerde, kendisine sahip olani yoztastmr."
Gercek Hiristiyanin savasa direnmesini ve kendi ahlaki guciinti gelistirmesini istiyordu. yiik ligi
Ve "direnmeyenler"in toplulugun bu-
cogunlugunu olusturmalan halinde, savunanlann bogusmaksi2in hukum
meclisler aracihgiyla
kamu
"sevgi yasasim ve bilges\irecekleri"ni, gonullu
islerini yuriitebileceklerini
dusunii-
yordu. 17
En tamnmis onu
Hiristiyan anarsist, kuskusuz, Tolstoy'dur ve
yorumu olmusbutun insanlarla bans icinde ya-
anarsist sonuclara gotiiren, Incil'in radikal
tur. Tolstoy'a
gore
Incil, kisinin
§amasmi ogretiyordu. Buna gore insan ne
bir vaatte
bulunmah
ne de kotuluge direnmelidir. Tolstoy, biitun hukumetterin, yasalann, ordularm, hayati ya da mulkiyeti 16
Bakunin, Oeuvies (1910), IV,
17
Adin
Ballou,
der.
Leonard
New I,
HI, 143,148-9.
alinti,
korumak
Anarchist Reader,
s.
icin gosterilen 88.
Resistance and Government (1839), Pallrrns of Anarchy,
Krimerman
&
Lewis Perry, Anchor,
New
York, 1966,
s.
Anar$izmin Tarihi
134
biUiin cabalartn ahlakdisi oldugu
ve mulklerini siddet yoluyla
lari
kumet
sonucuna vanr: "Amaci insan-
savunmak olan herhangi
etkinligine katilamam; ne yargic olabilirim
Hu-
bir
ne de mahke-
melerde yer alabilirim; ne de insanlara mahkemelere basvurmalari ya da Devlet dairelerine girmeleri icin yardimda bulunabilirim,"
18
Tanrmm
Kralhgt Sizin l$inizdedir ve size ancak akhn
hi tsigi rehberlik edebilir.
hem
ila-
Bu nedenle hukumetler hem gereksiz
de zararhdir. Eger insanlar "Tannnin ogullan" olduklanni anlayabilseler-
diye yaziyordu Tolstoy, "ve boylece birbiri karsistnda ne kole
di,
ne de diisman olabilselerdi, Hukumetler denilen o hastalikh, gereksiz,
yipranmis ve zararh orgutlenmeler ve neden olduklan bu-
tun acdar,
ve isledikleri suclar sona
ihlaller, verdikleri zararlar
ererdi." 19 Tolstoy
uzun bir anarsist barisci gelenege esin kaynagi olurken, en buyuk muridi Gandhi, kendi sivil itaatsizlik ogretisini, siddet icermeyen dogrudan eylemin oldukca etkin bir formu olarak geli§tirdi.
hem
Tolstoy
Kiliseyi
hem de
Devlet'i reddetti ve gorusleri
yiizunden Rus Ortodoks Kilisesi'nden aforoz
Hennacy ve Dorothy Day ise, bu olma imkanini kesfettiler. 1933'te
edildi.
Ammon
yuzyil icinde Katolik anarsist
Katolik
l$$i'yi
kuran Dorothy
Day, Hiristiyan banscihgi ve anarsizminin en kararh savunucula-
nndan
btri oldu.
Tanrinm
otoritesi sayesinde
daha
iyi
bir isyanci
oldugu nu hissediyordu. Bu his onu, otorite kavramint, dogaustu alandan
olmadigi toplumsal alana yanks bicimde tastmaya ca-
ait
hsanlara karsi ctkmaya yoneltti.
Tannnin
otoritesine itaat etmeyi
ve Devlet'in otoritesini reddetmeyi secmenin celiskin ya da etik
oldugunu dusunmuyordu, cunku
disi riz
"bir Devlet'in ifinde dog
ve elimizden bir sey gelmez, oysa Tannyi kendi ozgtir irade-
mizle kabul ederiz." 20 Tolstoy ve Proudhon'dan etkilenen Doroty Day, toplumu merkezsizlestirmek, ozel ve
komunal mulkiyetin
gercekle§tiren ve ailelerden olusan bir topluluk anarsist Peter
Maurin ve Katolik
Pek cok insan Katolik is
Tolstoy,
A
Jjf i'ye
tti
Brief,
Press, 1974,
s.
icin
and What
1
Believe, cev.
Aylmer
531-2.
19
Tolstoy, Patriotism and Government, Works, XLV1,
20
Ammon Books,
kurmak
Grubu'yla birlikte cahsti.
tsci
gonullu yoksullukla ve mallanm or-
Confession. The Gospel
Maude, Oxford University
bir bilesimini
s,
261.
Hennacy, Autobiography of a Catholic Anarchist, Catholic Worker
New York,
1954,
s.
128.
135
Hirisliyanhk
taklasarak katihrken, kendisi sevginin her sey den daha cok ge-
oldugunu vurguladi: "Uzun yalnizhgi hepimiz tanidik ve
rekli
tek
cozumun
sevgi oldugunu, sevginin de toplulukla geldigini
ogrendik." 21
Onun Tann
Hennacy, "gercek isyanci Isa"dan esinlendi. layisi,
"bir
monark
an-
gibi itaat ettigim bir otorite degil, Isa'nm
Dagda Vaaz'inda olusturdugu leriyle celismesi halinde
bir iyilik ilkesi"
idi.
22
Devlet guc-
kendi ideallerini savunmayi surdurecek
ve Devlet'e itaat etmeyecekti. Hennacy, gonullu yoksulluk ve bariscthk temelinde, "kisinin kendi yureginde gercekle§tirecegi tek kisilik
devrim"i ovdu.
"Isa'nin,
Biraktigi
mirasi su
sozlerle
acikladi:
Aziz Francis'in, Tolstoy'un ve Gandhi'nin yolu, bizlere
dujmanimizi sevmeyi, adateti saglamayt, somiiruyu sona erdirmeyi ve siyasetcilerle hukumetlerden cok Tanriya guvenmeyi ogretir." 23
Hennacy, ozyasamoykusime yazdigi onsozde kendi ni ye Hiristiyan hk'ta
ilkeleri-
buldugu kaynagi en acik ve en dokunakh
sozlerle ortaya koydu:
Hiristiyan-anarsizm, tsa'nin Firavtmlara verdigi yaniti, ilk tasi gu-
nahsiz o!an atsin, sozlerini; Dagda Vaaz sirasinda yaptigi kdttiltige
verme ve
iyilikle karsilik
me
bir yanagina
tavsiyesini temel ahr.
gorevlileri igtn
vurana oteki yanagim
Bu nedenle, yasama,
gevir-
yargi ve yuriitme
oy vererek yOnetime kauldigimiz zaman, bu insan-
lan tas atan kendi
kolumuz
tialine getirir
ve Dagda Vaaz'i inkar
et-
mi§ oluruz. Hiristiyan'in sozltik anlami sudur: lsa'yi izleyen, kibar, iyi huylu, Isa benzeri dil
kis,i.
Anarjizm
olma hakkina
sahiptir.
iyilik
yolunda gonullu
ijbirtigidir
ve ar-
O halde bir Hiristiyan-anar^ist, oteki ya-
nagini geviren, tefecilerin masasini deviren ve nasil davranmasi ge-
duymayan
ki^idir.
Bir Hiristiyan -anarsist, kendi idealini gerceklestirmek icin
mermi-
rektigini soyleyecek bir polisin varligina ihtiyag
ye ya da oy pusulasina bagimh degildir; idealini, ^okmus, sa^km ve olflm halindeki dunya tim'le,
gunluk olarak
ile
yuz yuze
gergeklestirir.
geldigi
Dorothy Day, The Long Loneliness, Harper
22 23
Hennacy, Autobiography of a Catholic Anarchist, Age,
24
Age. Onsoi.
365, 368.
Kisilik
& Row, New York,
21
s.
Tek
Dev-
24
s.
130.
1952,
s.
286.
Anar$izmin Tarihi
136
Day ve Hennacy'nin
esas olarak eylemci olduklan yerde,
Rus
fi-
lozof Nicholas Berdyaev, tipki Tolstoy gibi, kurumsal ve kurtanci
olmayan
bir devrimci Hiristiyanhk
formu
gelistirdi.
Her
ikisi
de Tannnin Kralhgi'm toplumsal bir rejimden cok varolussal bir
durum
olarak goriiyor, ancak
yenbir sevgiden cok,
bu yak las ltn Berdyaev'de direnmeformu kazamyordu,
yaratici bir ozerklik
Berdyaev, ozgurlugu, "insanin bir kisilik olma, kisiligin karakter giicunu sergileme gorevi" olarak tanimladi. Ozgiir insan,
hem tir,
Devlet'i
hem
de toplumu asarak kendini yoneten bir varhk-
ciinku "toplumun ve bir halkin ozyonetimi, gene de kolele-
rin yonetimidir."
Ancak
ozgiir kisilik
kavrami Berdyaev
icin yal-
ntzca dinsel baglamda anlasilabilir: tsa sadece sevgiyle bagli olan
en ozgur insandi. "Tann, Sezar'in Kralhgi'nm ve nesnel diinyanin kolelestirici guciinden, kisiligin, doganin ve toplumun 6z-
gurlesmesinin teminatidir." i5 Berdyaev'in anarsizmi Incil'in ve Devlet'in bagdasmazltgint alir. Buradaki bagdasmazhk. The Realm of the Spirit and the Realm of Caesar (1946), yani ruhun alani ile Sezar'm alani arasindadtr. Incil etiginin, Devlet'in dayattigi etige daima karsi oldugu-
temel
nu
israrta belirtir. Devlet'in refahi
ma masumlann
Devlet'in kurtanlmasi icin tek bir insanin
munden daha
toplulugu temsil etmez ve dai-
olmesini gerektirir. Berdyaev, "Devlet'in yasalan,
olumu
masumun
feda edilmesini gerektirir,
bir Devlet'in ya da bir Imparatorlugun olu-
ortemli ve
daha
trajik bir olaydir" diye yazar. Ayri-
ca Kilise Devlet'in oylesine yakin bir ortagi olmustur bir
baska Kiliseye donusturmustur,
Kilise, Devlet'i
ki, Devlet'i
tamyarak bu
gucu benimsemisiir. Bu yuzden, "Egemenlik ve iktidarm Bu durumun caresi Devve siyasal otorite iddiasinda bulunan herhangi birinin ege-
isgalci
ilahi karakteri esitlik icinde var olur!" 2 * let'in
menligini reddetmektir. Direnisci
olmayan anarsisder Tolstoy ve Ballou
gibi,
Berdya-
ev de, Yeniden Dogus ve Isa'mn Tannsalhgi gibi Htristiyan kav-
ramlanni devrimci yonde
gelistirir,
Herhangi bir
araci olarak gormez: Efendi ve kole,
ruhsat hastahgin kurbanlandirlar. dir.
Kendi
fetsefi
cercevesine,
Onun
manevi insan
Nicholas Berdyaev, Slavery and freedom, cev. 1943), Patterns oj Anarchy icinde,
26
Berdyaev, alitm,
EIlul,
s.
degisimin
aym
ilgilendigi essiz birey"kisiligi"
temel ozelligimiz olarak ekler: Insan, izledigi 25
stntfi
yoneten ve yonetilen
E.
kavrammi
cizgi, dissal davra-
M. French, (Geoffrey
155, 159, 153.
"Anarchism and Christianity",
op.
cit, s.
22.
Bles,
137
H\ristiyanlik
nisi
ya da sahip oldugu gucler tarafmdan degil, niyet ve inancla-
nna gore
aciklanabilecek bir kisidir.
O
halde, Berdyaev'e gore
varolussal merkezi, gercek icsel kralhgi olusturan, direnmeyen
sevgiden cok yaratici ozerkliktir: "tnsandaki
grubun
toplumsal
kisilik,
belirlenimciligi vjzerinde kazantlan zafer...
dogaya ba-
gtmhhktan, topluma ve Devlet'e bagimhliktan ozgiirlesmedir." 27 tnsandaki kolelik, onun gunahi, onun kovulusudur. Insan
ozgOrlugun yam
sira koleligi
de
arar.
Ancak
ozgiir insan, "ken-
dinde var olmak", sadece sevgiyle bagh olan en ozgiir insan gibi
olmak
nelir.
icin,
lsa
efendi ve kolenin karsihkh iliskisini asmaya yo-
Gercekten ozgiir olan insan, kendini yonetmek icin psiko-
lojik ve fiziksel siddetten, Devletten ve
mamen
ozgur olan insandir. O, tarn
dismdaki "anin esrimesi" icinde gerceklesurir." 28
man"m
olmak
yaraticidir.
yaratici kisiligi, [ancak] ozgurtiigu,
getirerek
toplumsal baskilardan
bir kisi
"Kisiligi,
02gur ve
dogruyu ve sevgiyi
Nihayet Berdyaev,
ta-
zamamn
icin,
bir araya
"varolussal
za-
zamana karsi kazandigi zaferle belirlenen tarihirt sonunu, insanhgm tarn kurtulusu olarak tasarlar, Ktasik anarsist dusiinurlerin pek cogunun on dokuzuncu ytizyilda Hrristiyanliga karsi olmalanna ve Kilise ile Devlet aratarihsel
sindaki yakin tarihsel baglara ragmen, anarsizmin dine ve Hiristiyanliga yapisal olarak karsi olmadigi acikur.
min
onciiteri, ozellikle
Aslmda
anarsiz-
ortacagda ve Reformasyon doneminde
Hiristiyanhkta goriilen kiiciik liberter ve
komunal trendden
esinlendiler, Tolstoy gecmiste seckin bir Hiristiyan anarsist du-
sunurdu, ancak bu
ytizyil,
farkh geleneklerden gelen Hiristiyan
anarsizmin dikkat cekici bir gel is me kaydettigine tanik olmustur.
Aslmda
Hiristiyan anarsizmin, iki diisunce sistemini sentez-
lestirme girisimi degil, Incil'in
mesajim gerceklestirme
girisimi
oldugu one surulebilir, Ciaron O'Reilly yakin zamanlarda, tipki ortacagin mistik anarsistleri gibi, ozgur toplumun embriyo halinde daima var
rim yeniden
oldugunu one surmiistur: "Hiristiyan igin devbiciminde gerceklesmistir. Bu, gunahkar dun-
dirilis
degil sadece bu vaade uygun bicimde yasama meselesidir. Tannnin Kralhgi toplumsal organizma iginde var olur, bi2im rolumiiz bunu evrenset olarak ifade etmek-
yanin standartlarina
27
Berdyaev, Slavery and Freedom, Patterns of Anarchy itintk,
28
Age.
s.
160
5.
152.
Anar$izmin Tarihi
138 tir."
M Devlet'in ve Kilisenin otoritesini
Tannnm
otoritesini
tipki
lari,
karsi
doga yasalan
cikmak
reddetmek zorunlu olarak
reddetmek anlamtna gelmez. Tartnnm yasa-
yasamak ve insan
gibi,
yapisi yasalara
icin gerekli standardi saglayabilir. Ikincisini
etmek zonmda kalinz, ancak
kabul
birincisini gonullu bir segimle ka-
bul ya da reddedebiliriz. Isa'nin,
Romah
hukiimdarlarla
i$birligi
yapmayi ve Saddukilerden parasal cikar saglamayi reddederek ve insanlan ozgurlesmeye, gonullu birlik ve ortak mulkiyet temelinde topluluklar
olusturmaya tesvik ederek,
ornek verdigi kusku goturmez. ciku, sonra onlari bagisladi.
Isa, yanlis
Kendimize
kalici bir liberter
yapanlara once karsi
nastl
davramlmasini
isti-
yorsak baskalanna da oyle davranmamizi isteyerek, yasalarm
yaptinmini gerektirmeyen evrensel bir ahlaki ilke olusturdu, K6tiiluge
direnmeyerek, dieki yanagini gevirerek, ?iddete katilma-
ogretti. Hukumet en gelismis orgutlii siddet oldugu icin, Dagda Vaaz'in dogru okunusu, her turlii diinyasal huk time tin manuksal reddine yol acar. Oteki buyuk diinya dinleri gibi Hi-
mayi
ristiyanlik
da karma bir miras birakmistir, ancak sosyalizm icin
oldugu kadar anarsizm
icin
de biiyuk bir esin kaynagi olmustur
ve bu ozelligi hie kuskusuz gelecekte de stirecektir.
29
Ciaron O'Reilly, "The Anarchist Implication of Christian Social Alternatives,
II,
3,
1982,
s.
11.
Discipleship",
Ortagag
Mistik ve Binyilci Anarsistler Liberter du§unurler ve egilimler ureten yegane dinsel hareketter,
Taoizm, Buddhizm ve Hiristiyanhk med'in dogumundan hemen once,
degildi. Ortacagda,
MS
Muham-
487 dolaymda Iran'da
peygamber ortaya cikti. Zerdiist'un 151k ve karanhk kavramlarmi alan Mazdak, sosyalist ilkeleri olan dualist bir din vaaz etti, Butun insanlann esit
Mazdak denilen
bir
dogduklanna, ancak servetin ve kadinlann esiisiz dagihmi yiiztinden act cektiklerine inaniyordu. Savaslarm coguna bu e§itsizlikler
neden oldugu
sanlar mallanni ve
icin ozel mulkiyeti
ve
evliligi yasakladi. In-
kadinlan, tipki su, ates ve otlaklar gibi
paylasmahydilar. A>tii zamanda hayvanlara saygi gostermeli ve
onlan bogazlamaktan vazgecmeliydiler. Mazdak'in ideal! stoaci ve basit bir hayatti. Diinya zevklerinden uzak ve insanin kendisinden hosnut olacagi bir hayaii savundu. Mazdak'i izleyenler genetlikle zengin
kisilerdi. Ihtiyac
duy-
madiklanni yoksullara verdiler. Krahn devrilmesi i^in de cagn yaptilar, Kendi aralannda ozel mulkiyet soz konusu degildi ve 1
Bki. gas
Ahmad Amin,
Hatem
The
Dawn
tarafindan yapildi.
of Islam, Beyrut, 1969, Cev.
benim
ifin Bar-
Anarfizmin Tarihi
140
cocuklan babalanm tanimiyordu. 1 Binlerce kisi harekete katildi, ancak MS 523'te Krai Kubat bir katliam gerceklestirdi. Mazdak tutuklandi ve
MS
528 ya da 529'da idam
edildi. Taraftarlan fiilen
ortadan kaldinldi, ancak doku2uncu yuzydda Babik, hareketi
canlandirmak
icin
basanh
bir girisimde
bulundu. Mazdak'in bazi
ogreuleri daha sonra Ismailiye Hareketi'nde ve ozellikle Ihvan elSafa (Safhgtn Kardesleri) olarak bi linen etkin kulturel orgutlen-
mede
ifadesini buldu.
Bu
ogretiler
guney Irak ve Bahreyn'de
ilk
tslami sosyalist toplunru kuran El-Kuramit'i de etkilemis olabilir.
"Mazdak" sozcugu bugunun Ortadogusunda isyanci ve yob kisiferi anlatmak icin hala kullanilmaktadir.
gel-
meyen
Ortacag Avrupasinda, yerlesik tarla
hukiimdar-
Kitise, diinyasat
iktidan paylasmaya ve kendi dogmalanni dayatmaya baslar-
ken, Hiristiyanhk icinde genellikle huzursuztuk ve kithk zaman-
lannda devrimci hareket
hem
bir
form kazanan bir
Devlet'e
hem
yeralti hareketi gelisti.
Bu
de Kiliseye meydan okudu ve havari-
toplulugunu temel alan bir toplum kurmaya
cahsti. En radisapkmhk, Ozgur Ruh Heresisi olarak biliniyordu. Ozgur Ruh Heresisi, Catharist ve Albigensia sapkinhklanndan daha az bilinmesine ragmen, Ban Avrupa toplumsal tarihinde muhtemelen daha onemli bir yere sahipti. 2 Ozgur Ruh Heresisi, ortacagda varhgini surduren pek cok ler
kal
Hiristiyan binydci gruptan biriydi. Yeni Ahit'in Vahiy bolumiin-
den (20:4-6) esinlenen bu gruplar, Isa'nin yeryuziinde mesiyanik bir kralltk kurmak ve Son Yargi'dan once bin yd hukum surmek uzere dirilmesini, yani "ikinci gelisini" bekliyorlardi.
Ozgun og-
Son Yargi sirasmda Hiristiyan sehitlerin diger olulerden once dirileceklerini one siiruyordu. Ancak bu dgreti zamanla, aci ceken muminlerin kendi hayat sureleri icinde yeniden dirilecekleri seklinde yorumlanmaya baslandi. Kutsal dilencilerin yaydigi bu binyilci doktrin, bu dunyada, kolektif ve tarn bir selameiin mumkun olduguna inanmak isteyen koksuz Ban Avrupah yoksullari onemli olcude cezbetmistir. Harekete katilanlar, ozellikle toplumsal rolleri belli olmayan evlenmemis kadinlar ve dullardi. reti,
Saptanabilir bir sapkinhk olarak Ozgiir ikinci
Ruh
Heresisi on
yuzyilm sonuna dogru Islam lspanyasinda, ozellikle
la'daki mistik Sufi kardesligi arasinda onaya.cikti. iiyeleri, bir 2
Bki.
Sevil-
Mezhebin
efendiye koru korune itaatten vazgectikleri bir bas-
Norman Cohn, The
Pursuit of the Millennium: Revolutionary Milknari-
ans and Mystical Anarchists of Middle Ages, Paladin, 1984,
$.
148.
141
Orttfcdf;
langic
doneminin ardindan, her diinunun
ilahi bir
emir olarak
goruldugii tam bir ozgurlukten yararlamrlardi. Bu sapkmhk, on
uctincu yuzyihn sonuna dogru hizla biltun Hiristiyan Avrupaya
on dordvtncu yuzydda olgun
yayildi ve
bir gorus olarak ortaya
cikti.
Surec icinde Yeni-Platoncu metafizik cercevede uc ilkesel
doktrin
gelistirildi.
Bu
goriise
bagh
olanlar, ilk olarak,
"Tann
bir
ve butundur" ve "Yaratilmis her varhk kutsaldir" gibi inanclan
Zamanin sonunda her sey, tipki denize dusmus Tannnin varhginda ozumlenecekti. Ikinci olarak, odiillendirme ya da cezalandirma gibi bir olum sonrasi hayatin olmadigini dusunduler; cennet ve cehennem sadece ruhun bu dunyadaki hallerinden ibaretti. Ucuncu olarak, ki bu ahlaki ve siyasal sonuclan bakunindan en onemlisiydi, Tannyt bir kez taniyan kisinin zaten cennette oldugunu ve artik gunah isle-
benimsediler.
bir sarap damlasi gibi
yemeyecegini savundular: "Her yarattk kendi dogast icinde kutsanmistir."
Tannyla butunlesen
kisi,
biitun yasalarm, kiliselerin
ve ayinlerin tizerinde yer ahr ve her neyi istiyorsa Bazi gruplar,
bu
gOriisle
Adem
onu
yapabilir.
kultu arasinda baglanti kurdular
ve kendi uyelerini (Ademciler olarak bilinir) Ilk
Gunah
oncesi
masumiyet durumunda gorduler. On dorduncu yuzydda Alman mistik Meister Eckhart'in muridi ve eski cileci Heinrich Suso, yaklasik 1330 yilmda Koln'de bir Ozgur
Ruh
hayaletiyle
karsdasmasmi su sozlerle
kaydetti:
Nereden geliyorsun?, dive sordu Suso. "Hiclikten geliyorum." Soyle
bana,
bir
nesm sen?
Ne
istiyorsun? "Istemiyorum."
Bu
nereye gottiruyor? "Stnirsiz ozgtirluge." S6yle bana, simr-
rin seni siz
"Higbir sey."
mucize! Adin ne senin? "Bana lsimsiz Vahsi derler." Icgud0le-
ozgurluk nedir sence? "Bir adamin, kendi kaprislerine gore,
Tann
ile
kendisi arasinda
aynm yapmadan,
oncesiz ve sonrasiz ya-
Samasidir." 3
Onacag
mistisizminin bu
sapkm formu, huzursuz
bir entelijan-
siya olusturan kutsal dilenciler tarafindan yayildi. Taraftarlanna
mistik anarsistler denilmistir. Ashnda, Ozgur Ruh'un ustalan, lopyekun ahlakdisthklanyla butuu diger ortacag mezheplerinAge,
s. 1
77.
Anar$izmin Tarihi
142
den aynhyorlardi: "Ozgur insan ona zevk veren her seyi yapma hakkina gti'ne
sahiptir." Bir
baska
bagltyim ve kendi
goriisleri
dogamm
suydu:
butiin
"Doganm
Ozgurlii-
arzulanm tatmin ede-
Hi^bir vicdani sorun ya da vie dan azabi yagamamak setametin bir kanitiydi. Yerlesik ablak kurallanna kargi cikan bu rim.'"*
insanlar, kendilerini artik dinsel emirlerle, ahlaki kurallarla ya
da ler
sivil yasalarla
bagh hissetmiyorlardi. Ozel miilkiyeti reddetti-
ve servetlerini paylastilar. Rasgele cinsel iligkide bulundular
ve evlilik bagini reddettiler.
Ancak, kiginin kendisini tannlaslirmasina ve bireysel 6zyapuklan vurguya ragmen, onlan modern anlamda
giirluge
saymak zordur, ciinku
anar$ist
bir elit olusturuyorlar ve
mezhe-
bin dismdaki insanlan somiiruyor ve eziyorlardi. Kendilerini
baska Ian pahasma one cikaran ve goreneksel
kmnm disinda yasayan On
ve kotu tanim-
iyi
Nietzsche taraftarlanna daha yakmdirlar.
dorduncii yiizyilda yasamig bir kadin ustamn,
seyi "Tannyla bir" olan kisiye
gunu savundugu one
hizmet etmek
surulmiigtur.
Bu kadma
icin
Tannnm
her
yaratmis oldu-
gore, "Kutsal olan
her sey bir kisiye hizmet eder, biitiin insanlar ve biitun yaratiklar
dm
ashnda ona hizmet ve
yukiimludurler,
itaatle
"5
Bir bagka ka-
murit sunu ogretiyordu: "Tannyi hosnut etmek
yaratilmis. varhklara
icin, biitun
kendi iradene gore sana hizmet etnielerini
emredeceksin. " Simrsiz bir ustunluk tagidiklartni dusunuyor,
her seym ve butiin varliklarm kendi amaclanna hizmet etmek icin yaratildigma inamyorlardi. Pratikte,
hgm ve
siddet kullanarak soy gun
do land trie di gin,
yapmanm
dugunduler; "Goz neyi gorur ve gozune
hirsiz-
haksizhk oimadigini
kestirirse, el
onu almak-
taserbesttir." 6
13U'de
Paris' te
yargilanan ve yaktlan Marguerite Porete, ar-
dinda bir ortacag ustastnin hayatina
iliskin tek butunliiklii eser
olan Mirouer des sipmlcs dmes'i birakti. Porete, aydinlartmantn yedinci evresinde ruhun Tannyla biriestigini ve
gunahlardan arindigint
ogretti.
onun
inayetiyle
Kiliseye, rahiplere ve kutsal is-
lemlere hie gerek yoktu. Tannyla bir olan bu ruhlann, "hoglan-
diklan geylerden baska bir gey yapmamalan" gerek tigini
soylti-
yordu. "Eger yaparlarsa, kendilerini bans, ozgiirluk ve soyluluktan
yoksun
birakirtar.
4
Age.s. 178.
5
Ages.
179.
6
Age,
183.
5.
Ruh, hoglandigt
seyleri
yapana kadar mii-
143
Ortacag
kemmel
ona sitem editmez." Bu kenbaskalannm zaranna davranmayi
degitdir ve zevk aldigi icin
dini ahlakdisi kilma doktrini
da ogretir: "Bu ruhlar, yapilan ve yaratilan ve doganm gerektirdigi her seyi kullamrlar; uzerinde yurudukleri topragi kullandikca
huzura kavugur." 7 Bu, ahlaksizhgt haklt cikarmak ve ortacag koylii isyanlan sirasmda aciga cikan huzursuzluk turunu zihinleri
giiclendirmek icin kolayca kullanilabilen bir ogretidir.
Ozgur Ruh Heresisi, sadece ortacagm buyuk koylii isyanlannda ve tngiliz Devrimi sirasmda asm solda ortaya cikmakla kalmayan, aynt zamanda William Biake'tn yazilannda da goriilen gizli bir gelenek olusturdu. Ozgur ruh kulUinun, bireyin topyekun ozgiirlegmesini vurgulayan, evrensel bang ve sevgiye cagiran modern bir versiyonu 1960'larm karsi-kulturiinde de go rule bilir.
Bu turden Hberter inanclarm ortacag toplumu icerimler tasidigi aciktir.
nan derin
iktisadi ve
On
icin
devrimci
dorduncii yuzyihn ortalannda yaga-
toplumsal degisiklikler ciddi gerilimler ya-
ratiyordu. Koyluler arasindaki huzursuziuk, refah icinde ve go-
rece 5zgur olduklan yerlerde degil, daha cok, kuctik sivil ve eklesiastik lortlann kendi yargilama
haklarmi koylulerin zaran-
na genigletmeye ve resmilestirmeye cahstiklan yerlerde patlak veriyordu. 8 Higbir ^eyi olmayan koksiiz yoksullar arasinda Cen-
net Bahtesi'nin dogal adaletine doniis oziemi de vardi. giliz
Hussite Devrimi, 1525'te
man lesel
Ancak
tn-
koylulerin in 1381 tsyam, 1419-21'de Tabor-Bohemya'daki
Thomas
Koylii Isyam ve 1534'iin
Mitnzer'in otiderlik ettigi Al-
Munster Komunti
gibi
buyuk
kit-
ayaklanmalar genellikle celiskindi. Bu ayaklanmalardaki
anarsist kokleri aciga
cikarmak her zaman kolay
degildir. Binyi!-
umutlan guclendirdikleri kesin olsa da, genellikle gercekci ve smirk toplumsal bede fieri vardi. Yapuklan ozgiirliik cagnsi hie kuskusuz liberterdi, ama genellikle otoriter yonetimle ci
ve liberter
sonuclandi.
1381'de Ingiltere'de ger^eklesen Koylu
lsyani,
Essex ve
Kent'teki yeomanlartn gittikce agirlasan vergilere, ozellikle o
si-
rada yururliige konulan Kelle Vergisi'ne kargi kitleset protestosu olarak basladi. Soylulann, ya ve
onu Age,
$.
bir serfe
yeomanm
feodal statusiinii kaldirma-
donttsturmeye cahstiklarmdan korkuyorlardi.
184, 185.
Bkz. George H, Williams, The Radical Reformation, Wtidenfeld son, 1962,
s.
61.
&
Nicol-
Anar$izmin Tarihi
144
Papaz John Ball eski
esitlik ve
ozgurluk cagina olan inancim su
linlu misralarla dile getirdi:
Adem
ekti
Hawa bigti
O sirada soylu
beyler neredeydi?
Ayaklanmadan oncejohn
Ball,
Fransiz kronikci jean Froissart'm
kaydettigi devrimci bir vaaz verdi;
Her seyde ortakhk kurulana kadar
mez ve da, rte
gitmeyecektir.
O gun
lngiltere'de isler
yolunda gide-
geldiginde ne hainler kalacaktir orta-
de soylu beyler. Hepimiz bir araya gelip birle§eeegiz ve
pemizde
artik lortlar olmayacak. Boylesine kdlece yasamayi
edecek ne yaptik? Hepimiz
aym ana
te-
hak
ve babadan geliyoruz. Bizi
zorluklar icinde sahstmyor ve kazanci kendileri harciyorlar. Biz-
den den
lis tun
olduklanm gosterebtlmeleri
olabilir
Ozel miilkiyete ve olarak
icin
bundan ba$ka
bir ne-
mi? 9
hukumete
esitsizlige
saldirmasina ragmen John Ball ozel
saldirmadi. Insanlann Krala bajvurmalan ve
kendi koleliklerinden sikayetci olmalan gerektigini de soyler.
Ama aym zamanda soyle der: lecegitnizi ya
"ona, baska
tiirlu
de hareket edebi-
da kendi basimtzin caresine bakacagimizi soyle-
yin.
Kentteki isyancilar Maidstone'lu sectiler siyle
n
Wat
Tyler'i
yuzbasihga
ve Jack Straw'u da ustegmen olarak ataddar. Yuz bin
ki-
Londra'ya yuruduler, Essex ve kentteki kasabalan ve satola-
ele gecirdikten
sonra baskente yoneldiler. Oraya vardiklannda
Londra halki kent kapilannin kapattlmasini onledi ve onlarla birlestirdi, Essexliler, Krai inlert serbest
II.
giiclerini
Richard'tn Mile End'de, ha-
birakacagina ve nakit kira karsdiginda kisisel hiz-
met sistemine donulecegine soz vermesi tizerine geri donmeyi kabul ettiler. Ancak kentliler savasa devam ederek Savoy Sarayi'ni (kraliyet
basdanismani Gauntlu John'un evi)
Tapinagi'm atese verdiler, hapishaneleri acttlar
yiktilar,
Qohn
Bar
Ball'unki
dahit) ve Canterbury Piskoposu'nu oldurerek sarayini atese verdiler. Atinu,
A Radical Reader:
The struggle for change
Christopher Hampton, Penguin, 1984,
s.
51.
in
England, 1181-1914, der.
Ortaqag
Asm serbest
Sadece
talepleri yoktu.
ahm
145
emek, vergi indirimi,
Cicreili
satim, feodal hak ve yukumlulukiere son verilmesi-
ni istiyorlardi.
Gene
Krai Richard, Tyler ve Straw
araya geldi ve taleplerin cogurtu kabul
etti.
ile iki
kez bir
Smith fie ld'de yaptik-
lan ikinci toplantida Tyler, Kral'a soyle dedi: "Ingiltere'de artik
ne hainler, ne
serflik
ne de beylik olmahdir; butim insanlar 6z-
gtir olmahdirlar." 10 Richard'in
rin
ardmda, ozgurluk ve
online konulan bu sinirh taleple-
esiiligin altin
cagtmn tek
bir hamleyle
geri getirilmesine iliskin binydci bir anlayis yatiyordu.
rayi'mn
mal
yagmalanmaksmn
edilen,
Savoy Sa-
atese verilmesinde ve Jack Siraw'a
sonunda zengin ve ruhbamn (aman dileyenler dism-
da) kilictan gecirilecegine dair deklarasyonda ortaya cikan hep
bu
anlayistir,
Isyancdarm umutlan asla gerceklesmeyecekti, Smithfietd'de yapdan gorusmeler sirasmda, Londra Belediye Baskani William Walworth, Tyler'i yaraladi. Tyler'in St. Bartholomew Hastanesi'ne goturuldugunu ogrenen Belediye Baskani, onu surukleyerek disan cikardi ve basini kesti. Boylece Kral'in vaatleri gecersiz kaldt.
John
Ball ve
Jack Straw pek cok kisiyle birlikte idam edildi
ve isyan bastinldi.
Ancak bu, isyamn sonu
degildi.
John
Ball'un mesaji unutul-
madi: Ba$langicta butun insanlar ozgur ve e?it yaratildilar, Kotii insanlar yersiz bir
zulumle Tanrinin iradesine
getirdiler, ijimdi
dir tastdiklan
ma
Tannnin
ilk
kez kar$i gelerek
verdigi sure doldu. Insanlar
boyundurugu eger
isterlerse
kaldinp atabilir ve dai-
ozlemini cektikleri ozgurlugfl kazanabilirler.
metinlerdeki, bugdayi zararli otlan
ambannda
toplayan,
koktlnden sdkup yakan bilge
ailelerini cekip cevirmeli ve
vakti geldi. Zararh otlar,
Hepsi ve onlarla
iyi yfirekli
buyuk
serfligi
bunca sure-
O
halde, kutsal
mahsulu mahveden
aile reisleri gibi,
kendi
olmahdirlar; cunku hasat
lortlar, yargiglar
ve avukatlardir.
birlikte gelecegin toplulugu ifin zararh olabilecek
herkes yok edilmelidir.
zaman, buyukler
bir kez kesilip anldi-
ginda, butun insanlar ejit ozgurlukten, e§it mertebe ve iktidardan
yararlanacaklar ve her sey ortak olacaktir. 11
10
Age,
1
Alinti,
s.
62,
Rexroth, Commiitialism,
s.
69.
Anar$izmin Tarihi
146
WilUam Morris
sonra John Ball'un dujiinil
bes. yiiz yil
A Dream
of John Ball (John Ball'un Dusii, 1881) yeniden canlandirdi. lngiliz
Koytulerinin Isyani bir Altin Qag efcanesini temel ahyordu,
ancak 2a mania Isyanm kendisi bir efsane
niteligine
burundu.
Sozgeli^i 1990'da Londra'da Kelle Vergisi'ne kar^i patlak veren isyanlara katilan anarsistlerin bazilan, haksiz vergtlendirmeye karsi gercekle^tirilen II.
bu erken isyanin
bilincindeydiler.
Richard'in artci eylemine ragmen, Avrupa'daki krallar fe-
odalizmin gokusunii onleyemiyorlar, Kilise de yukselen Refor-
masyon
dalgasini durduramiyordu,
Ingiltere'deki Koylii
Isya-
ni'nin ardindan en biiyiik anarsist ayaklanma, bir sonraki yiizyil icinde, I419'da kilise nin
Bohemya'da
gercekle$ti.
Ayaklanmaya yol acan,
yolsuzluklanna karsi saldinya gecen lhmh bir reform-
cunun, Jan Hus'un idam edilmesiydi. Hus, papa ve piskoposlar olmadan Kilisenin daha iyi hizmet edecegini soyleyen Ingiltz Protestan John Wycliffe'i de savunmu§tu. Wycliffe dillere destan olan su sozleri soylemisti: Once, Tanrinin butun ntmetleri ortak olmahdir. Butuin kaniti $6yledir.
Her insanin Tannnin
iiitfuna
mazhar olmasi
san Tannnin Iiitfuna mazhar oiuyor
ise,
gerekir; eger in-
dtinyanin ve dunyadaki
her seyin efendisidir; o halde her insan, butun dunyanin efendisi olmahdir. Ancak insanlar kalabahk olduklan tcin ve her seye sahip
olmadiklan
silrece
bu
gerceklejtneyecektir; o halde her jey ortak
olmahdir.
Bohemya isyamni
izleyen kansikhklar sirasinda isyancilar, Prag
yakinlarmdaki bir tepenin lizerindeki §ehre Incil'de gecen Tabor adini verdiler ve kendilerine Taboritler (Taborlular) ladilar. Bir
anarko-komunist duzen kurmaya
demeye basBu duzen-
cali^tilar.
ne de insandan kaynaklanan bir inanflannm ve eylemterinin yegane kaynagi
de, ne ozel mulkiyet, ne vergiler otorite vardi. Incil'i
olarak gorduler. "Herkes bir arada, kardesce yasayacak, se bir digerine tabi olmayacak," dediler.
hie:
Halk demokrasisi
ken, Tanrimn yuksek otoritesini de kabul
ettiler;
kimister-
"Tann hiikum
surecek ve Kralhk yeryuzundeki insanlara teslim edilecek." 12 Onlar, Isa'nin tkinci Gelisi'nin (e§kiya kihginda) yak in olduguna
inanan 12
a§m
binyilcilardt.
Alum, Cohn, The
Butun yasalar kaldinlacak, secihni$
Pursuit ojthe Millenium,
s.
215.
Orta^ag
147
olan asla ofmeyecek ve kadinlar agnsiz cocuk doguracaklardi. Hatta bazilan binyil gelmis. gibi davranmaya basladi. Ormanlarda ciplak dolasiyor, §arki soyliiyor ve dans ediyorlar, Kovulus'tan
onceki
Adem
ve
Hawa
gibi
tam
bir
masumiyet durumunda
ol-
duklan ni dusunuyorlardi.
komunal sandiklar olu§turdular ve
Taboritler
kendi aralannda
esit
servetlerini
olarak paylastilar. Uyguladiklan ekonomiye
tuketim komiinizmi denilmesine kar§in, iiretimi toplumsallastirdiklarina dair bazt bulgular da vardir. 13
Ancak
iiretimi
buyuk
ol-
cekte orgutlemeyi basaramaditar ya da kent ve koy komunleri
arasinda etkin mal miibadelesini gercekle§tiremediler. Servetleri
komsu halklardan almaya baskdilar. Birkac yil tamamen cokmesine ragmen bu deneyim, ozgiirliigun,
tukendiginde, icinde
kizi degil anasi oldugu ilkesini temel alan bir icin yapilan ilk girisim olarak anilmi§tir. 14
duzenin
kurmak
toplum
Taboritler savasmaya hazirdi. Babil'deki Isa kar§itlanna sa-
vas acan savasci bir Isa'ntn ozlemini cek tiler ve soyle dediler:
"Butun
lortlar, soylular
ve govalyeler kesilecek, tipki haydutfar
ormanlarda yok edileceklerdir." 15 Ne var ki bu liirden $iddete itiraz eden bazilan, bir ban^ilar komiinii kurmak igin Peter Cheliicky'nin rehberliginde kirsal Bohemya'ya fekildtler, gibi
Chebiicky, Tanrimn hizmetkarlan denilen ki§ilerin kihg ta§imalanni ve "her
tiirlu adaleisizlik,
?iddet,
soygun ve cahsanlara
baskt" yapmalanni esefle karsihyordu. §oyle diyordu: "Boylece
butun kardegce sevgi kanla kirlendi ve bu gerilim kolayca melere yol ti
acti
cekis-
ve caniyane sonucjar yaratti." ^eytan onlari ayart-
ve kendilerini, rezaletler dunyasint arttmak ve dunyayi yargila-
mak icm lar:
Isa'nin gorevlendirdigi melekler gibi
gormeye
basladi-
sonuc, "pek c.ok cinayet ve pek gok insanin yoksullasmasi"
oldu. 16 Peter Chekicky, bashca eseri The Net of Faith' it (Inane Agi,
yaklafik 1450) Kilise ve Devi et ten olu§an "iki heyula"ya karsi ciku. Devlet'in ve siyasal iktidann ilk
gunahm sonucu
ve yeni-
surdurmek i^in zorunlu kotulukler olduguna inamyordu. Ancak gercek Hiristiyanlann den kurulmamis.
bir diinyada diizeni
CommMnalUm,
86.
13
Bkz. Rexrolh,
14
Age,
15
Almti, Cohn, The Punuil ojthe Millennium,
16
Peter ChelSicky, The Net 0/
s,
1925),
$.
91.
alinti.
Faifli,
s.
215.
Almanca'ya qtv, Carl Vogl (Munih,
Rudolf Rocker, Nationalism and Cutlure,
s.
109.
Anar$izmin Tarihi
148
kurdugu her toplumda bunlar gereksizdi;
sevgi ve
bans
yeterli
olacaku. ChelSicky'nin kurdugu topluluk dissal bir orgutlenme-
ye sahip degildi ve sadece sevgiyle, lsa ve havarilerinin omegini izleyerek varligim siirdurdti.
adim
de§ler
aldi.
Cok
Sonunda mezhep Moravyah Kar-
sonra Rudolf Rocker, Chelskky'nin Tols-
toy'un bir onciisu, Kropotkin'in ise anarsizmin habercisi olarak
ona tesekkur borclu oidugunu
soyledi. 17
Luther, Zwingli ve Calvin gibi buyiik reformculann ba$lattigi
Reformasyon, Kilise ve Devlet'in denetlemekte zorluk cektigi
gucleri serbest birakti. Reformasyon, hiyerar§ik feodal duzenin
haklar ve yukumlulukler §ebekesiyle birlikte parcalanmasryla cave ekonomiyi rekabete ve tefecilige
ki§ti
die basvurmalan, inane
acti.
Reformculann
In-
cikma konusundaki israrlan mua2zam sonuclar yaratti. Luther'in 1520'de uc biiyvik reformasyon metnini cikarmasmi izleyen uc yd icinde, Hiristiyanligm merkezinde radikat reformasyon denilen muaz-
zam
ve itahi takdirle selamete
Bu hareket, "Hiristiyan Hiristiyanhgini kurmak ve anndirmak igin mevcut kurum ve teolojik ogretilerden, farkh ama birbiriyle ili^lcili yonlerde radikal bir kopus" olarak nitelendirildi. 18 Bu yonler, gevsek bir hareket basladi.
restore etmek, yeniden
bir hareket olan Anabaptistler (yetiskin vaftizine inananlar), Spiritualistler (tanrisal
yakinhgi vurgulayanlar) ve Evangelik Akilci-
lar'dan olusuyordu. Kilisenin Devletten aynlmasini bir ilke ola-
rak benimsediler; Hiristiyan hayatina iliskin kendi versiyonlanni, misyonlar, sahadet ve hayirseverlikle
yasak disinda her
ttirlu
yaymaya
cahstilar ve
baski bicimini reddettiler. Yerlesik ahlak
kuraltanna ters dusen bir ozellik tasiyorlardi. Bu ozellik, en lhm-
h formunda merhametin yasalardan ustiin oidugunu vurguluyor, en belirgin formunda
ise kilise
hayatindaki butun orgiit ve du-
zenlemeleri reddediyordu.
On
altinci yuzyilda Anabaptistler,
pek cok bakimdan
kar-
Ruh
Kar-
des^e sevgiyi ve mallann paylasilmasim isteyen Ozgur desligi'nin ardillan olmuslardir. Devlet'i
onun
kuskuyla
karsiladilar,
kendileri gibi gercek Hiristiyanlan ilgilendirmedigini dii-
sundtiler, Devlette resmi gorev atmayi ya da Devlet
sarilmayi reddettiler. Binyilci olsalar da
lemeye
Tannnin
hazirdilar, Genellikle bansciydilar,
17
Rocker, age; Kropotkin, Anarchism,
s.
11.
18
Williams, The Radical Reformation,
s.
846.
ugruna silaha
Kralhgi'ni bek-
149
Ortaqag
Almanya'daki Koylu Isyam sirasinda Luther'e karsi cikan
Thomas Munzer'in tutumu
farkhydi. Koyliiler bagimsiz kuciik
toplum ve toprakHuzursuzlugun ki$-
ciftcilerden ve ozgur emekcilerden olusan bir
oriakhk haklannm
taki
iadesini istiyorlardi,
kirtilmasina dolayh olarak yardimci olan Luther, yeni serfligi ge-
hukumdarlan savunmaya basladi. "Sokaktaki adama yapmasi gerekeni yapnrmanin tek yolu," diyordu, "tipki haylirmekte olan
vanlarm
zincirler ve kafeslerle zaptedilmesi gibi, onlari yasalarla
ve kihcla dindarhga zorlamaktir." 19 1523'te ci
bir
Thomas Munzer,
orduyu
gizlice
Secilmisler Ligasi denilen devrim-
orgutlemeye basladi. Goruslerini apokalip-
Daniel Kitabi'na dayandirarak, §eytanin gucleri
lik
ler Ligasi
Bu sava?
ile
Secilmis-
arasmdaki savasin baslamak uzere oidugunu ilan binyili baslatacakti. Thuringia'daki
etti.
Mtihlhausen ?ehrini
alarak us haline getirdi ve koylulerden destek gordu. Engels'in,
Almanya'da Kdy\ik Savaslan'nda (1850) ovdugii Munzer Marksist devrimci bir aziz haline gelmrstir,
ama
usen'deki son giinlerinde mallann iein
cagn
gercekte sadece Muhlha-
esit paylasridigi bir
yapti ve 1525'te Frakenhausen'de koylu
nilgiye ugradigi
son savastan
topluluk
ordusunun
ye-
kacti.
Yenilginin ardindan gezgin vaizler siddet yanhsi binyilcila-
Asagi Ulkeler'de ve Giiney Almanya'da yaydilar.
rin metinlerini
Mtihlhausen'deki savastan kurtulan kitapci ve matbaaci Hans Hut,
hem John
Ball'un
hem
de Taboritlerin goruslerini yansitan
toplumsal devrim cagnsi yapti:
bir
"lsa,
butun giinahlan ceza-
landirmalan, butun hukumetleri tepelemeleri, butun mulkiyeti
komunlestirmeleri ve yeniden vaftiz edilmelerine izin vermeyenleri
oldurmeleri idn onlara, Anabaptistlere, kihc ve intikam duy-
j^usu verecek."
w Hut
tutuklandi ve idam edildi, ancak mesaji
Giiney Almanya'da hizla yayildi. Binyilci gruplar cogaldi. Cogu, biiiiin ayinleri
ve kutsamalan reddederek Icsel
[jik'a
gore yasa-
inaya ve mallanni ortaklasa kullanmaya basladi.
Ne
var
ki,
kuzeybati Almanya'da kiicuk bir eklesiastik kent-
dcvleti olan Munster'de yasayan radikal Anabaptistler, Jan Boc-
kclson'dan (Leydenli John) esinlenerek 1534'te bir Yeni
Kudus
Erkek ve kiz kardeslerini gvinahsiz ve
birbiri-
kurmaya iii
cahstilar.
severek, topluluk halinde yasamaya cagirdilar. Besin maddele-
1K
Alitui,
Rexroth,
.'.0
Alinti,
Cohn,
Communal ism,
T1i
s.
846.
Pursuit of the Millennium,
s.
255.
Anar$izmin Tarihi
150
dahil butun mallanni bir havuzda topladilar ve paradan vaz-
ri
gectiler. cil
Ancak ogre til erindeki
dismda butun kitaplan
otoriter egilimler
baskm
cikti: In-
yaktilar. Miinster seciimis bir
konsey
Ancak Bockelson itibar sahibi on iki kihukumet kurdu. Bu hukumet adma yeni
Larafindan yonetiliyordu,
siden olusan yeni bir
Bu
bir yasa cikardi.
yasa ihanetten ana babaya karsi gelmeye ka-
dar her kusur ya da hatayi buyiik bir sue kabul ediyordu. Kadin bollugu on Ian poligamiye yon el tons ti (Tekvin'deki su sozlere
dayanarak; "bereketli olun ve cogahn",
1:
22),
ama Bockelson
nayi olumle cezalandiran kati bir ahlaki zorla kabul
zi-
ettirdi.
Son Gunlerin Mesihi oldugunu iddia eden Bock ebon sonunda kendisini Tann Halkmin Krah ve Yeni Sion'un Hukumdan ilan etti. Insanlan gosteri ve festivallerle manipule etmede ustaydi ve uyguladigi programlar
pek az
direnisie karsila^tt. Hayat
giderek siirekli bir sevinc gosterisini andirmaya bastadi. Taboritlerin aksine Bockelson, sadece tuketimde degil iiretimde de ko-
munizm uygulamayi Bu basanda en
di.
uzun
sureli bir
ba§ardi ve lonca uyelerini ucretsiz cahstir-
belirleyici
olan topluluk duygusuydu, Ancak
ku$atma ve kithgin
zayiflattigi
Munster nihayet
1535'te diisiu.
Bu deneyim Anabaptistleri kararh banscilar haline getirdi. Dogu Avrupa'da topluluklar kurmayi surdiirduler, Ast-
Ozellikle
n
komuncti ve bansci olan Jacob Hutter, Moravsonunda sehuligine yol acan buyuk bir giic kazandi. HuiteChronicles' dn, Hutter grubunun 1528'de Austerlitz yakinla-
bir binyilci,
ya'da rite
nnda
bir
koye
nasil gittigi, "halkin online bir pelerin serdigi ve
herkesin, peygamberlerin ve havarilerin ogretisine (Isaya 23, 18; Resullerin Isleri 2, 4-5) uygun bicimde degerli esyalanni, muh-
taclann yasamasi icin gonullii olarak ve hicbir baski olmaksizin o pelerinin uzerine biraktigi" anlatihr. 21 Yorenin hukumdan on-
lann sigtndiklan yeri Viyana'ya karsi savunacagmi soylediginde, fu karsihgi verdiler: "Bizi korumak icin olsa bile kihca basvurmaktan soz ettigine gore, amk burada kalamayiz." Hutterci koloniler cok basanh oldular ve yoksulluga inanmalanna karsm, komunist ekonomilerinin etkinligi sayesinde zenginle? tiler. ltderler
Koloni uyeleri birbirini dindarca bir yaklasimla denetliyor ve evlilikler yashlann yardimiyla duzenleniyordu. 1622'de Kilise ve Imparatorluk, Moravyah soylulan, onlari mtilklerinden 21
Almti, Rexroth,
Communal ism,
s.
1
25.
kovmaya
151
Orlaqag zorladilar. Dagildilar ve
sonunda
Birlesik Devletler ve
Kana-
da'nm yolu'iu tuttular, Ortacagm koylu isyanlarmm tamamen liberter oldugu soylenemez. Feodal bagtardan kurtulmak istediler ve soylulann agir vergiler biciminde dayauiklan yeni serfligi reddettiler. "Genel
hukuk" uyannca sahip olduklan geleneksel haklan istediler, ama ayni lamanda ozgur emekciler olmayi istediler. Kendiliginden olusan
binyilci mezhepler, hosnutsuzluklartni ve ozlemleri-
insan yapisi yasalann yerine ilahi yasalan gecirme arayisina yonelttiler- Siyasal iktidar sahip lerinin iddialannin yam sira, can ni,
cekisen Kilisenin kurallanni da reddettiler. Ozgiir Ruh Kardeslibirlesildiginde, isgi gibi dalia ajin mezhepler, Tannyla bir kez olmayacagigecerli hicbir yasanin ter kutsat ister dunyasal olsun
Ozgurluna, kisinin ditedigi her seyi yapabilecegine inandilar. Spritualistlerin andirsa da, anarsizmi kutsanmasi gun bu sekilde
cogu pratikte kendileri gibi "inayete mazhar" olmamis kisileri kiicumseyen ve somuren sefihferdi. Yeryuzu cennetini gerceklestirmeye cahsan cesitli binyilci girisimlerde de ayni belirsizlik gorulur. Anarko-komiinist bir duzen kurmaya en cok yaklasanlar Taboritler oldu, ancak onlann
komunizmi de tuketimin Otesine gecmedi ve sonunda komsulanndan almaya basjadilar. Munster'deki Anabaptistler, kendi komunizmlerinde daha ileri gittiler, ancak sonunda bir teror rejimi kurdular.
luklannda
Ve sonraki Anabaptistler ban§ci cesitli
oldularsa da, toplu-
bicimlerde ho$gorusuzliik vardt.
Ortacagin
devrimci binyilcilan ve mistik anarsistlerinin mirasi, upki Hiris-
tiyanhgm kendisi
gibi karmasiktir.
Ingiliz
Buyuk
Devrimi
ortacag isyanlan belirgin bicimde liberter ve e§itlik?i 6z-
lemler ta?irken, bireye fazla icinde ger^eklesti. Herkes,
onem vermeyen
bir
dunya
Tanndan ba^layan biiyuk
goru§ii
Varhk
bir
toplumda kendine ait bir Tannnin yeryuzundeki temsilcisi olarak goriiluyor ve kutsal bir hakla hukmediyordu. Koylu toplulugu, kar^ihkli yardimlajmaya day amy or ve adederle bicirnleniyor, uyumsuzluga ve ozerklige pek az yer kahyordu. Kropotkin'in loncaZinciri halinde var olan hiyerar§ik bir
yere sahipti. Krai,
krini ovdugti ortacag kentlerinin bile kati kurallan ve yonetim
kodlan
vardi. Bireyin ozel
kanaat hakkina sahip ozerk bir
dugu, ancak Avrupa'daki Reformasyon ve Ronesans kabul
ile
kisi ol-
birlikte
edildi.
Bireysel
haklann bu yeni anlami on yedinci yuzydda
tere'de patlak
gurlejmek ve
veren
I?
iktisadi giivenlik icin ortaya
eklendi. Anar$ist
Ingil-
Sava§ ve Devrim srrasmda tiranhktan 6z-
duyarhhk
ilk
atdan eski taleplere
kez bu donemde belirgin bicimde
ayirt edilmi$tir.
Ortacagin toplumsal huzursuzluklar doneminde oldugu
gi-
bi,
Ingiliz Devrimi'nin karrgikliklan sirasinda da binydci mezhep-
ler
one ciku. Cumhuriyet^i hareketin asm
sol kanadini olu§tu-
ran, Kazicilar (Diggers) ve Bagirganlar (Runoffs) olarak bilinen
Anar$izmm
154
gruplar arasinda "Ozgur
canh
bir
donem
canlandigi, kisa sureli
ama
heye-
yasandi. Ozel mulkiyetin kutsalhgini benimseyen
ve parlamemoya
bu
Ruh"un
Tarihi
man?
besleyen anayasalct Duzleyicilerin aksine
gruplar, kendilerinin gercek Duzleyiciler (Levellers) olduklan-
m iddia ettiler ve siyasal esitfigin yam sira iktisadi esitlik talep etDaha
1
tiler.
once, de
komunist
teoriler
olmu§tu, ancak "evrensel
toptuluk kurulana kadar evrensel ozguriuk olamaz" gorii^unii ilk kez acikca ifade eden ki§i Kazicilann sozcusU Gerrard Winstanley oldu. 2 Onlara gore en onemli nokta, Devlet iktidannm mulkiyet sistemiyle olan nihai baglantisiydi. lngitiz
Devrimi, sadece mevcut Devlet ve Kiliseyi
degil, calismayi, cileciligi
ni de
yikmamn
ve disiplini vurgulayan Proiestan etiki-
sona erdirecek sekilde butun dunyayi
kun goruldiigu
bir zamandi.
altiist etmenin miimWinstanley ve Kaztcilar, "eski dtin-
yamn
simdiki durumu atese atilmis. bir kagit gibi yaniyor ve yok olup gidiyor" gortisundeydi. 3 Yeni bir hareketlilik ve ozguriuk
O zamana kadar akla gelmeyen bu kavram, butun efendilerin ortadan kaldinlmasi cagnsi icin gerekli kosullan hazirladi; kocasiz kadinlar bile opecekleri kisiyi vardi: "efendisiz insanlar."
secme hakkini
Gunah'tan once Cermet Bahtoplum efsanesi Norman Boyundurugu'ndan onceki Anglosakson ozguriuk efsanesiyle mudu bir beraberlik icintalep ediyorlardi. Ilk
cesi'ndeki e$it
deydi. Christopher Hill'in belirttigi gibi, Ingiliz Devrimi sirasin-
da dikkat cekici bir ozgiirluk enerjisi vardi: "Insanlar kendiierini ozgur hissediyorlardi: cehennemden, rahiplerden, dunyasal otoritelerin yaydigi
korkudan, doganin kor guglerinden ve bUyucu-
ltikten ozgur," 4
O man
sirada Ingiltere'nin gortinusteki istikrannm ardinda, or-
i§galctlerinden, gezgin emekcilerden ve serserilerden olusan
ofkeli bir yeralti dtinyasi vardi,
Pek cok gezgin kentten kente
diyor ve sonunda Londra'da toplaniyordu.
Bu
gi-
efendisiz erkek ve
kadinlar, gtivenhkten cok bagimsizhga, rahatliktan cok ozgilrlu1
Bkz. Christopher Hill, Hie World Turned Upside Doivn. Radical Ideas During the Revolution, Penguin, 1978, Ranters: Religious Radicalism
in
123; A. L. Morton, The World of the
s.
the English Revolution,
Lawrence
&
Wis-
hart, 1979, s 70-1.
2
The Works of Gerrard Winstanley, der. G. H. Sabine, Cornell University NY, 1941, (bundan sonra Works olarak gececek), s. 199.
Press, Ithaca,
IV
3
Gerrard Winstanley,
4
Cohn, The Pursuit o/(heMillenmiuin, Hill, The World Turned Upside Down,
True Levellers' Standard Advanced (1649), ahnti, s,
288.
s.
154.
Ittgiliz
155
Devrimi
ge deger veriyorlardi. Onlar, Richard Brome'un AJoviall Crew'de
(§en Kalabahk, 1641) romantik bir iislupla anlatttgt dilencileri
Brome'un onlardan soz edi$inde otantik anarsist
andinrlar.
bir
uni vardir: Ulkenin yegane ozgur insanlan;
Cezalandinlmaz yapttklan hi^bir
Ne
sey;
ne yasa
tanirlar,
ttaat ederler valiye, ne de ibadet ederler.
Kendi kadim gorenekleriyle ya^arlar Ya da olustururlar kendiierini yeni bastan. 5 Kazicilann ve Bagirganlartn taraftarlari bu saflardan
cikti.
Gerrard Winstanley'den esinlenen Kazicilar, Nisan 1649'da Surrey'de, Walton-on-Thames yakmlanndaki St. George Tepesi'nin issiz bir bolgesinde bir koloni
kurmaya
caltstilar.
Gerceh
Duzleyicilerin Yuksek Ahlaki ba^ligint tasiyan manifestolannda
soyle diyorlardi: "Dogrulukla cahsabilir ve yeryuzunu herkes
cevirmek
igin ortak bir hazineye riz."
6
icin gerekli temeli olusturabili-
Bastangicta yakla§ik kirk kisiydiler.
ekip bic tiler;
Huzur icinde topragi
bugday, cavdar ve havue
fasulye,
yetistirdiler.
Winstanley kisa sure icinde sayilannin binleri bulacagini dustiniiyordu. Baris^i
tutumlanna ve uretkenliklerine ragmen, sadece ruh-
ban, toprak sahipleri ve hukiimel gorevlilerinin degil,
mUlk
komsu
sahiplerinin de tacizine ugradilar. Fideleri ayaklar alunda
eigne ndi, aletleri ellerinden ahndi, derme catma kulubeleri yikildi.
Gene de
bir yil kadar dayandilar.
icin General Fairfax'in icin uzerlerine bir
huzuruna
Yaptiklanm aciklamalart
cikanldtlar.
Gozdagt vermek
boluk asker gonderildi, Cromwell onlann de-
neyimini derin bicimde yikici gormekte bir bakima hakkydi, ctinku Kazicilardan olusan karmakan^ik grup, kendi totaliter
yonetiminin temellerini tehdit ediyordu. Bununla birhkte Winstanley,
A Watch-Word
to the
City of London 'da (Londra Kentinin
uyanda bulunmustu: "Butun insanlar ozgurlugu savunmaktadirlar... Ozgur insan dtlnyayi altUst edecegi Parolasi, 1649) ?u
5
Age,
6
Bki. D.
s.
48.
W.
Petegorsky, Le/(-Wtng Democracy
jn ihc IJi^lish Civil
War;
A
Study of the Social Philosophy of Gerrard Winmanhy, Victor Gollanez, 1940, s. 161.
Anar$izmin Torihi
13b icin, hit;
kuskusuz dtismanlan da
Kazicilar
sonunda
olacaktu*." 7
surekli tacizden bikarak
St.
George Tepe-
si'nden (ya da radikal Protestan gelenek azizleri reddettigi icin,
kendi deyisleriyle, George Tepesi) indiler. Onlarm Gercek Dtizbuzdaginin sadece gorunen ucu oldugu soylenebitir,
leyicilik
Guneydogu
Ingiltere'nin cesitli yerlerinde benzer deneyler ya-
sandtysa da, hicbiri 1650'den sonra ayakta kalamadi.
8
Winstanley, Kazicilarm ozlemlerine teorik form kazandiran
en onemli
butun dUnyanin
kisiydi. Kazicilar ise "Ingiltere'nin ve
ezilen yoksul insanlan
ic;in
ve onlar adina" konusuyorlardi. 9 Wi-
ganh
bir kumas tuccarmin oglu olan Winstanley, Londra'da yapkumas ticaretinde basansizhga u gram is ve uc recti isci olarak cahsmak zorunda kalmisti. Mistik dinsel brostirler yazmaya basladi, ama hizla mistisizmden ilerici ve demokratik bir akilcilik tigi
Cagmm
sistemine gecti.
diger radikalleri gibi, o da toplumsal 6z-
lemlerini dinsel terimlerle ve guclu bir
konusma
diliyle ifade etti.
Ona
gore Isa bir ozgurhik semboluydU: "Gercek ozgiirliik," diyordu, "toplulugun ruhunda ve yeryuzu hazinesinde yatar ve her seyi kendi icinde yeniden olusturarak cevresine yayan gercek Isa
istebudur." 10
Kendisinden onceki Ozgur Ruh ustalan ve kendisinden sonraki Tolstoy gibi, Winstanley de,
Tannmn
kisisel bir ilah
ya da
Ustun Varhk degil, "biitUn insanlann icindeki ruh" olduguna mandi. Tannyi Akil ile ve Akh evrenin yasasiyla ozdesledi: "Butun yaratiklan yoneten Akil"dir ve "insanhgi anndtracak olan
ruh saf olur.
olan her kisi Tannmn Oglu disandan degil iceriden, kendi vicdanlanyla,
Aklm buyrugunda
11
akildir."
Onlar
artik
sevgi ya da akilla ydnetitirler. Winstanley'in Gercek Diizleyicilerin
AMarti'nda yazdigi
gibi,
"onu yaratan, onu kendi kendisinin
ogretmeni ve htiktimdan kilan akhn buyrugunda olan insanin. 7
Winstanley, The
Law
of Freedom and Other Writings, der. Christopher Hiil,
Cambridge University
Press, 1983,
s,
128 (bundan sonra Writings olarak
gececek).
8
Bki. Hill, "Introduction" nes, The Digger
9
Winstanley,
A
Winstanley,
Winstanley, Writings,
s.
30, Bkx, Leslie tarihsiz,
s.
S.
A. Jo-
7-8.
Declaration from the Poor Oppressed People of England, Haii-
ran 1649, Writings, 10
,
Movement 1649, Hyde Park Pamphlet,
s.
108.
A Watch-Word
to the City of
London, Agustos 1649, Writings,
s.
128. 11
Winstanley, The Saint's Paradke or the Fathers Teaching the only
on
to
Waiting Souls, 1648,
s.
78.
Satisfacti-
Ingtli2
bir ogre tm en in ya
dismdaki
artik kendi
157
Devrimi
hukumdarm
da
pesin-
den gitmeye ihtiyaci yoktur," 12 "Bunun dismdaki yoneten ve ogreten giic, once yuregin icinde, onu baskalarmdan duyulan kolece korkularla doldurarak, daha sonra bir baskasimn dissal gucuyle kisiyi hapsederek, cezalandirarak ve ezerek, bans ve ozgiirluk
ruhunu
budur; Eger insan tirse, dissal
13
Wins tan ley' in anarsizminin anahtan
Tannnm
verdigi akilla kendi kendisini yone-
zayiflatir.
yonetime
artik
gerek yoktur.
Butun insanlann birbirine bagimhhgindan etkilenen Winstoplumun icinde, .insanhgin
tanley su sonuca vanyordu: Akil,
ortak bekasi icin gerekli olan diizenin bir ilkesi olarak
bu nedenledir
ki akilci
ve
isler
varhklann yonetilmesi gerekme2,. Top-
lumsal catismanin bashca kaynagi, ele avuca sigmaz insan dogasi degil, ozel mulkiyettir,
Bu oncullerden hareket eden Winstanley,
erken brosurlerinde toplumsal ve siyasal duzene siz,
saldirdi, Devlet-
ordusuz ve yasasiz anarsist bir komunist toplum formunu
savundu. 14
George Tepesi' ndeki koloniyi kurmadan The
mulkiyet bul
iki
ay once basil an
New Law of Righteousness' ta (Dogrulugun Yeni Yasasi, etti:
bunu
ile
hiikumet arasinda yakin
"Topragin bir elden digerine satilmasi
v,e
1649)
oldugunu ka-
bir baglanti
satin alinmasi,
yonetim yasast haline getirme, oteki yaratiklann kendi analan olan toprakian beslenmelerini kisttlamaktadir." 15 Bir kez bir
giic sahibi olan ni
insanlann somuru ve baskiyi siddetlendirdikleri-
de anladi: otorite sahibi olan herkes baskalari karsisinda tiran kesihr; r;ok koca,
pek
ana baba, efendi ve yargig, kendi kanlari, ^ocuklan, hiz-
metkarlan ve tebaasi karsisinda, onlarin da kendisi gibi yaratiklar
oldugunu ve ozgurlugun hepsine
gunu
Mulk
esit dagitilmis bir
ayncahk oldu-
bilmeden, zalim hirer lort kesilirler. 16
sahipleri bir kez ortaya ciktiklannda, hiikumet ve yasalar
aracihgiyla kendi hakimiyeilerini kurarlar: 1
1
I
)
14
Winstanley, True Levellers' Standard, Writings, Age,
s.
s,
Bki. Hill, "Introduction", Winstanley, Writings,
Upside Down.
s.
15
Winstanley, The
16
Age,
s.
77.
78.
5.
s.
41; The
135.
New
Laiv of Righteousness, 1649,
s.
6.
World Turned
Anarsizmin Tarihi
158
Hiikumdariar topragin kendikrine
mulke
bir
Bertim ya da
att
oldugunu soyledikge,
Onun dedikce, ne siradan
belirli
insanlar ozgur
olacak, ne de Olke sorunlardan, zulumlerden ve sikayetkrden kurtulacak; her seyi Yaratan'in
akhna
siirekli eziyet edilecek. 17
onun yasal kurumlannm alt smiflan yerinde tutmak olduklan Winstanley icin aciku. Bu evrede Winstanley,
Devlet'in ve icin var
yegane cozumun ozel mulkiyeti kaldirmak olacagini, boylece hukiimeie ve kiliseye gerek olmayacagini one siirdii. Satmak ve satin
ahnak otmayinca, yargtglar ve avukatlar da gereksiz olacakHerkesin vaaz vermesine tzin verildigi takdirde, profesyo-
tardi.
nel ruhbana da ihtiyac kalmayacakti. Devlet, yasalardan ve ha-
pishanelerden olu§an baski aygulanyla birlikte kolayca sonumlenecekti: "Insani insana kole etmeye, hapsetmeye, kam^itamaya ya da asmaya neden ihtiyac duvalim?" 18 Hirsizligi gunah haline
oldugunu one surdu. Idam cezasmi Hayan ancak Tann verebilir ve alabilirdi; ciidam edilmesi cinayetti. Gunim birinde, "butun
getiren tek §eyin acgozliiluk kesinlikle reddetti:
nayet isleyenin
yeryiizunun ortak bir hazine haline gelecegi"ne inaniyordu.
gun
geldiginde insanlar birbirine yardim edecek ve zorunlu
O
isleri
zevkle yapacaklardt. "Kimse kimsenin iizerinde lort olmayacak,
herkes kendi kendisinin lordu olacak, kendi icinde var otan ve
onu yoneten, ashnda Tannnin ta kendisi e§idik yasasina uygun yasayacak." 19 Winstanley
kitlesel
olan, dogruluk, akil ve
ayaklanma ya da zenginlerin topraklan-
nin zapi edilmesi icin cagrida bulunmadi. Tarn bir barisci olma-
masma ve dogrudan men daima §iddete
eylemin a§in bir formunu savunmasina ragkar§i cikti.
Dlkenin yansinin ya da ucte
ikisinin yoksullarm bir arada cahsabilecekleri
bos topraklardan olustugunu hesapladi, Kendi ekmegini aim teriyte kazanmaya haztrdi ve George Tepesi'nde bir toplu yerlesim yerinin orgiitlen-
mesine yardimci oldu. Bu deneyimden hareketle, The Law of Fre-
edom
in
a Platform or True Magistracy Restored'da (Bir Platformda
Ozgiirluk Yasasi ya da Yeniden Diizenlenmis Dogru Yargiclik,
1652)
Ingiliz
toptumunun
bir ortak mulkiyet sistemi temelinde
yeniden orgutlenmesini saglayacak bir plan sundu. Christopher 1
Winstanley, Works,
18
Age,
19
Ahntt,
s.
bu cahsmaya "komunist bir toplulugun
Hill, s.
1
59.
283.
Woodcock, Anarchism,
s_
44.
Ingiliz
"
ariayasa taslagi
Devrimi
159
demist ir, ancak bunun daha cok komunist bir
Devlet taslagi oldugu gorulmektedir. 20 Ashnda Winstanley' in duiki evresi vardir, Erken cahsmalannda, anarsbt bir toplumu anlaiti, ancak George Tepesi'ndeki Kaztcilar kolonisi deneyiminden sonra, ozgur bir toplumun hemen mumkurt olabilecegine dair goru$lerini gozden gecirmeye bastad 11 Bir Platformda Ozgiirliik Yasasi'nda komunist toplumun yeni ve otoriter bir formunu ortaya koydu, Temel onculleri ayniydi. Dogada hareket ve karsriikh bagimhhk ilkesi olarak T army a,
suncesinin
i.
akhn ve adaletin guciine olan inanci hukuka uygun davrandiklanna dair icsel aydinlanma doktrinine bagh kalmaya devam etti. tnsanhgin dogal durumunu bir isbirligi hali ve ortak korunumla bir arada tutulan birlesjk bir toplum olarak goriiyordu. En insani meselelerde sevginin,
tamdi. Insanlann akilci ve dogal
onemlisi, ozgiirlugu hala her bireyin ozgur geli§imi olarak kutsu-
yor ve bunu iktisadi guvenligi saglayan yegane imkan olarak goriiyordu: "Gercek ozgiirluk, digt
insamn beslenme ve korunum
yerde olu§ur ve bu da,
topragin kullanilmasiyla
sagla-
mum-
kiindur." 12
Ancak George Tepesi'ndeki
Kaztcilar kolonisinin, ozellikle
dismda ise dusman miilk sahiplerikoyduklan deneyim onu insan dogasina iliskin yeni ortaya nin dusuncelere goturdii, Insan doga sayesinde toplumsal ve akilci kihnabilirdi, ancak mevcut toplumda insanm genellikle ele avuca sigmaz ve kafasi karisik oldugu gorultiyordu. Kazici acgozlulugu Winstanley'e dissal bir toplumsal denetim formuna ihtiyac koloni icinde Bagrrganlar'in,
oldugunu gosterdi. "Ihlaller olur ve bunlar cehaletten ve insandaki kaba hayal gucunden kaynaklanabilir," diyordu. Boylece bir insan toplulugunu duzene sokmak icin yasalara ve hukumete ihtiyac oldugunu hissetti. B George Tepesi'ndeki koloniyi bir arada tutma mucadelesi sirasinda Winstanley, Kazicilann "dogru hiikumefe degil, "yeryuzu hazinelerini yoksuldan" saklayan hukumete kar^i olduklarmi one surmeye ba^lami^ti. 2 ^ Daha da ilert giderek soyle dedi: "Hu20
Hill,
The World Turned Upside Down,
21
Bkz.
Edmund
Del!,
arlt rlv, IV, 138-9 ve Hill,
22
Winstanley, The
23
Age,
24
Winstanley, 5.
s.
170.
s,
134.
"Gerrard Winstanley and the Diggers", The
Law
The
WorU Turned
of Freedom, Writings,
s.
Upside Down.
s.
Modem Qu-
134-5.
295.
302.
A New-year's
Gift for the i'oilinntfiil
and Aimic, 1650, Wrilmgs,
Anar$izmin Tarihi
160
kumet yeryuziinun belirli
bilgece ve ozgtirce duzenlenmesi,
insanhgm
yasa ve kuratlann gozetimi altinda yasamasidir. Boylece o
ulkenin sakinleri dogduklan ve yeustikleri topraklarda bolluk ve
ozgur luk icmde bansci bi^imde yasayabilirler." 25 Da ha sonra ya-
barium korunmasi icin insanlann ve
salara olan ihtiyaci, "ortak
oteki yaratiklarm kendi eylemleriyle yonetildikleri bir kural" ola-
rak savundu. Halk mitisi biciminde bir ordu, yasalan uygula-
mak, "halkin kabahgi"na karsi toplumu korumak ve kralligin yol korumayi ya da geri getirmeyi isteyen herkese di-
actigi koleligi
renmek ve onlan yok etmek icin gerekli olacakti." 26 Winstanley bu kez ulkenin yiiksek yonetici kurulu olarak gosterecek yilhk bir parlamento onerdi ve yapay yasalardan olusan bir kanun metni hazirladi. Ozgurliik Yasasi'mn altbasligi, "Yeniden Diizenlenmis Dogru Yargicltk" idi ve en buyuk faaliyet
CromweU'e adandi. Winstanley,
Devletci olan general Olivier
Cromwetl'e,
nn lara
"
u Ike n n gucu i
si zi n
27
ellerinizde" diy ordu
yilhk olarak secilmesi gerektigini one surdii.
Yargi c la-
Her yurtias yasa-
gore cahsmak zorundaydi ve ancak ortak stoka katkida bulu-
nanlar on dan yararlanabilirlerdi. Yasatar 6c alma ilkesine -"goze goz"- gore duzenleniyor, ancak cezalandinci olmaktan cok duzeltici
bir
ozellik ta^iyordu.
emek ve kamu haklanmn
YapUnmlar, kamcilama, zorunlu
kaybedilmesiydi. Cinayet,
ahm
sat\m,
tecavuz ve daha sonra avukat ya da rahibin ticaret yapmasi gibi
durumlara uygulanmak kondu. Winstanley,
iizere,
olum
cezasi yeniden yururluge
babanin otoritesini gerekli gordu, "denetci"lerin (plancilar) ekonomiyi yonetmelerini ve yasalan aile icinde
uygulamalanni, "amirler"in suclulan dogru yola yoneltmelerini savundu. Dinsel inane ve
fikirlerin
tam ozgurlugune
izin verir-
ken, zorunlu ve genel egitimi savundu. Winstanley, insanlann
ozgurluge hazir olmadiklanna ve kendilerini yonetmeye basla-
madan once uzun rektigine
bir egttim ve hazirhk surecinden gecmeleri ge-
inanmaya
bast amis ti.
G&rii§lerinin en alt noktasmda, ozgurlugu
bu kez kendi
emeginin urunlerinden yararlanan, secme ya da temsilci olma yetenegine sahip,
aile icinde
kendisine hiztnet edecek gene erkek
ve kadin hizmetkarlan olan bir "ozgur insan"m dar anlamda 25 26
Age,
s.
374, 357.
27
Age,
s.
276.
Winstanley, The
Law
of Freedom, Writings,
s.
305.
ikti-
161
Jngilis Dtrvrimi
Ozgur luk
sadi ozgurlugii olarak tanimladi.
artik evrensel degildi.
Aciktir ki Winstanley 'in liberter dehasi o tuketici pratik komii-
nizm deneyiminden sonra onu terk etmisti. Yeni Dogruluk Yasasi ilk buy ilk anarsist metinlerden biriyse, hasin bir dille yazdmis olan Ozgiirluk Yasast da
ilk
Marksist sistem olarak okunabilir.
bunun, onerileri yerine getirecegi umuduyla Cromwell'e adanmis "mumkun olabileni savunan" bir dokiiman oldugunu one surmustur. Ancak CromwelPin gercek Duzleyicilerin davasint benimseyecegine Winstanley'in cidden inanmis oldugu soyleHill,
nemez 28 Komunist
iitopyasi dagildiktan sonra
Winstanley hicbir sey
yazmadi ve karanhklar icinde kayboldu; zengin bir ciftci, belki de bir Quaker olmustur, Bagirganlardan Lawrence Clarkson, daha sonra onu, Akhni baskalarmi yonlendirmek ve kisisel un pesinde kosmak icin kullanmakla sucladt: "yureginde kendine duydugu sevgi ve bos bir gurur vardi." Clarkson da Winstanley'in,
"sozde evrensel bir ruha sahip olan George Tepesi'nden
utanc verici cekili^i ve siradan bir servet avcisi haline gelisi"ni uziintuyle anar. 29
sist si
Winstanley ve Kazicilann liberter komunizmi erken anarfelsefi anarsizm sema-
ve sosyaiist hareketi etkilemedi. Akilci
Winstanley'inkine cok benzeyen William Godwin, History of
the
Common wealth
oj England (Ingiliz
De vie tier Toplulugu'nun onun ve Kazicilann
Tarihi, 1824-1828) bashkli devasa eserinde,
almaya degmez" diyerek goz ardi etti. 30 Sosyalistler onu ancak on dokuzuncu yuzyilm sonuna dogru kesfettiler ve Kazicilar ancak bu yuzyilda "bilinen en erken anarsist ogretilerini "dikkate
hareket" olarak kabul edildi. 31
Winstanley'in kuctimsedigi Bagirganlann
ise,
en
tutarli
li-
Ozgur Ruh Heresisi'nin gercek mirascilan oldugu
berterler ve
kanitlandi. Ingiliz Devrimi icinde ortaya cikan en anarsist bireyler onlardir.
Yerlesik ahlak kurallanna karsi cikarak
lardan ve kurallardan
tam
bir
ozgurlesme
butun yasa-
icin ugrastilar ve ser-
best aski savundular. Ozel mulkiyete saldirdilar ve
dinlmasmi 28 29
istediler, ister eklesiastik ister sivil
onun
kal-
otsun butun hu-
ThfWorld Twrncd Upside Down, s. 134. Lawrence Clarkson, A Single Eye All Light No Darkness One, 1650, Hill,
Morton, Die World
tif
30
Godwin. History
CummonweaUh
31
Woodcot'k, Anarchism,
t>(
the Ranters,
s.
41
s.
alinti,
134.
of fingland. H.
Cnlburn, 1824-8,
111,
82.
Anar$ izmin Tarihi
162
kiimet formlanni reddettiler, tnsanhgm, ozel mulkiyetin, simf
ayrimlannin ve insan i otoritenin olmadigi ozgun haline do nee egini
umdular.
Butim taraflardan zutiim gordukleri ozel bir dil gelistirdi ve gizli
icin,
propaganda
Bagirganlann cogu Ingiliz Devri-
yapti.
mi'nin "delilik simn"nda yer aldilar ve Cromwell doneminin agir
bash karanhgi iginde radikal cdginhklanyla mutlu oldular, Duzugramalarindan, Crom-
leyicilerin 1649'da Burford'da yenilgiye
well yonetimine so Ida n gelen en ciddi tehdidin boylece sona er-
mesinden sonra ortaya ciktilar. Bagirganlann en tamnmisjan, Abiezer Coppe ve Lawrence Clarkson idi. Bununla birlikte, Joseph Salmon ve Jacob Bauthumely ya da Bottomley de geride ba~ zi
yazilar birakmislardir.
Bagirganlar genellikle Quakerlar
gruptan digerine gecmis sal
otabilir.
Her
ile
iki
kanstinhr ve cogu bir
grup da tapinmanin
dts-
formlanna 6nem vermedi ve gercek dinin bireytn icindeki
aydmhk"ta buhmduguna
"derinlere yerlesmi§ ruh"ta ya da "icsel
ve yeni bir bans, ve ozgurluk cagini ba^latmak i?in sevgi gucil-
nun
yeterli olacagina inandi, Bir
9agdas olan
Thomas
Collier, Ba-
girganlann ve Quakerlann ogre tiler in in ozde§ oldugunu one dii:
"ne ruhun dismda
emirler;
siir-
ne bir kural olarak Kutsal Metin; ne
Isa;
ne arzulardan baska yasa; su
anm
disinda ne cennet ne
san, ne de insanin hayal ettigi §eyin dismda bir
OzgUr Ruh'un ustalan
gibi Bagirganlar
gunah
vardir." 31
da bir uir maddeci
panteizmi benimsediler: Tanri oziinde her yaratigin icindedir;
butim
yaratilan seyler birlesir; insan yureginin disinda ne cennet
ne de cehennem vardir. Bu nedenle Tannsi olan
pamaz. Eski
bir
ki§i
kotuluk ya-
bir
vecd done-
subay olan Joseph Salmon kisa
minde sun Ian kaydeder: Oniimde cennet kapiiannin a^ildigim ve yeni Kudus'iin (o parlakliga ve katle
muhte$em
Ruhumu
ilahi
guzellige burunmils olarak) tevazu ve sef-
kucakladigini
gordum
...
Sonsuzluk ucurumuna go-
muldugtimu, varliklann varhgina kavu$tugumu hissettim,
Ruhum
bolundii ve ilahi biitunlugun <;e$mesine ve uniTnanina bosaldi; saf hayattn arzulan, o
A
ummanin
32
Thomas
33
Joseph Salmon, Heights
Collier,
of the Ranters,
s.
icinde yok otup
33
gitti.
Loohing-Glasse for the Quakers, 1657,
94-5.
in
Depths (1651),
s.
15, almti,
s,
73.
Morton, The World
Ingiliz
Devrimi
163
Ne var ki, cogu Quaker ve Kazici onlann cok asm ve kavgaci olduklanni dusundfi. Winstanley'i kendi ideal toplulugundaki tembel ve "bencil nihlar"la basa cikmak icin bazi yasalann ve kurallann gerekli olduguna inanmaya yonelten, muhtemelen
George Tepesi'ndeki kolonide Bagirganlar ile yasadigt deneyimdi. 34 Quaker lideri George Fox, iclerinden bazilanyla hapishanede karstla§tiktan sonra, kendilerini Tanri gibi gordiiklerinden, "bagira cagira ve bo§ konu§iuklanndan, ucucu fikirlere kapildiklanndan ve kii fret tiki erinden" yakindi. Bir keresinde onlann, cok kaba olduklanni, sarki soylediklerini, ishk caldiktanni ve
dans ettiklerini gordu. 35 William Penn, daha da ileri gttli: Quakerlann arasindaki Bagirganlar, "her insanin bagimsiz olmasini ve baskalannin degil bizzat kendisinin belirledigi bir ilkeye gore istiyorlardi. 36
yasamasi"m
En onde giden Quakerlar boylesine
soka ugradiklanna gore, Muhalif papaz Richard Baxter'in, onla-
nn "Kufur
niteligindeki sefahat doktrini"ni lanetlemesi hie de
gore bu doktrin, onlan "Masum olan masumdur" (yasaklanmis olsa bile) g6ru§unu be-
sasirlici degildir, Baxter'a
igin her sey
nimsemeye
yoneltmisti. 37
Cagdasjarmi en fazla $a§irtan, onlann tamamen ahlakdisi
Lawrence Clarkson, Bagtrgan doneminde, butun geldigine gore, Tannnin onunde hicbir gunah
oluslanydi,
edimler
Tanndan
ediminin olamayacagma inandi. §6yle diyordu: "Basjangtcta gu-
nah yoktu. Ancak insan gunahin var oldugunu du§undukr;e, hie
yokmus
kimse, gunah
gibi
davranip armana kadar giinahtan
kurtulamaz; benim icin gunah olmayan, karanhk anlayis ictn gunahtir ve giinahsiz
olmak
icin
butun gunahlan, aynca butun
ya-
salan ortadan kaldtrmak gerekir." 38 $u inancini tekrarladi: "Tanri
her seyi
yaratmisti, oyle ki kotuluk sadece insanin dii-
iyi
^tincesinde vardi; hirsizhk, hitekarhk ve yalancihk gibi seyler
yokiu, bunlar hep daha sonra ortaya ciku; o halde yaratilan, bu
dunyada Benim ve 5enin lik,
gibi bir tore
geiirmemis olsaydi,
hirsiz-
hilekarlik ya da yalancihk gibi bir §ey de otmazdi; o halde
t-voard ve Gerrard Winstanley'in getirdikleri engel, toplumdan
H
Winsianley, Works,
r>
Alinti, (Lohn,
Id
s.
539.
The Pursuit of the Millennium, s. 289. William Perm, Preface to rov's Journal, 1, xix, ahnti, I
.',isidr
Poivn,
s.
(7
Almti, Cohn, The Pursuit i>f(he
(H
(
brkson,
ters, s
t
A
')+.
Hill,
The World Turned
253.
Single lye All
I
Millcriiiiiiin, s
ij^lit.
ugt,
.ilinci.
2^)
Mninin.
f li^-
Woild
of the
Ran-
Anar$izmin Tariki
164 silinip atilmahdir." 39
Clarkson sovgu, sarhosluk, zina ve
hkta hicbir kotuluk olmadigini one surdu: "Gunah
muhayyel
bir kavramdtr." 40 Kisinin
hirsiz-
tamamen
kendi benligini yuceltmesini
savundu; 5u ihu>amh Kralhga bak
Ne Tann kahyor ortahkta ne
Seytan;
Her
tkisi
de yalmz Benim hizmetkarim
lfte
boyledir o Ha^medl'nin hayati ve kurailan... 41
Clarkson "My one flesh" denilen bir Bagirgan grubuna
katildi.
Serbest aski uygulayan, icki ve solen alemlerinde kendini kaybe-
den bu grup en uzlasmaz ahlak
karsiti
mezhepti.
Ozgur Ruh'ta gorulen aym anarko-komunist tutumlar Bagirganlar arasinda da devam eder. Yeryiiziinun herkesin yararlanacagi bir hazine oldugunu ve herkesin tek bir para kesesine sahip olmasi gerekugini dusundtiler. Abiezer Coppe soyle dedi: "Tannnin yaraitigi her sey ortaktir! " 42 Bu sadece mtilkiyeti degil kadmlan da kapsiyordu. Samuel Sheppard'in, The Joviall Crew'or, Kalabahk ya da 5eytan Bagirgana Donusecek, 1651) kendi komiinizmlerini betimlerken sergiledigi Devil! turn'd Ranrer'inda ($en
bilincli hi civ
ozgun
bir ses verir:
...Hep ortaktir kadinlanmiz. Birlikte i^eriz, soveriz
hep
birlikte,
A^ihverse bir adamin pelerini, Par^alarlar ustlerindeki giysileri
Ve kendi komunizmlerinin Ne cehennem
39
isyanci
iceriz
Hem
mat. 43
Clarkson,
um,
5.
A
311.
40
Age,
5.
313.
41
Age,
s.
312.
42
Age,
s.
183.
43
Age,
s.
302.
der:
vardir olunce ne de dehset
Ne Ye cue ne de Me cue Ve yasarken bizler, hem yargica
ruhunu anlattrken soyle
hem juriye
Singh Eye, A]
hem
Light, a] inn,
...
Cohn, The Pursuit oj the Millenni-
Ingiliz
Dcviimi
165
monogam
Bagirganlar aslinda, miilkiyet evliliginin yerine
bir or-
takhgi gecirmeye calisan Puriten dinsel devrimin otesine gectiler.
Coppe, "o pis
ailevi
yukumluluklerinden vazgec" diye
sesle-
zinanm gunah olmadigini one suruyor ve kadinlann ortaklasilmasini savunuyordu. 44 Bagirganlar dogal davranmanin dogal insan icin bir hak oldugunu one surduler. niyor,
Do gum kontrolu olmadigi
bu ozgurluk
icin,
cagrisi
sadece
Ruh
Heresi-
erkekler igin gecerliydi. Bununla birlikte, Ozgur si'nin
onemli
bir parcasini olusturan
aynmi tanimaz
gorusiinii
pek cok kadin, ruh cinsiyet
hemen benimsedi. Quaker George Fox
soruyordu: "Isa'nrn ruhu erkek oldugu kadar
nusamaz mi?" 45 Winstanley
israrla
disi olarak
da ko-
su goriisu savunmustu: "Her
erkek ve her kadin sevdikleri kisiyle evlenecek kadar ozgur caklardir." 46
Ne
ola-
var ki Bagirganlar serbest askt savundular ve uy-
guladilar, kadin erkek iliskilerinde sahip olmayi reddetiiler, Sa-
raph, kadinli ve sarkih eglenceleri dillere
ler
dtistii.
Coppe, cin-
kudret oldugunu diisunuyordu: "sehvetli dpii$-
selligin ilahi bir
opulent kendinden
gecirir;
ve kucuk opucukler, beni tipki
ates arabalan gibi o ilahi asktn gogsune dogru yukselrir [o buyiik ihtisam, cennetin kralhgi]. 47
Bagirganlar, tensel haz
alma hakkina sahip, bagimsiz ve
ira-
di varhklar haline gelmeleri icin kadinlara essiz bir firsat sagladilar.
Hayati ve ozgtirtugu boylesine canh ve neseli bicimde olum-
layan Bagirgan ogretisinin pek gok kadini cezbetmesi sasirtici degildir. Bir
kadin Bagirgani diismanca betimleyen The Routing
oj the Ranters (Bagirgantann Yolu, 1650) onlann Diortizyan can-
bicimde
lihgint harika bir
anlatir:
Kanlarma ozgiirluk veren ve onun bizzat sececegi herhangi
bir er-
kekle birle^mesine serbest<;e nza gosterecek kocalan yuksek sesle over; Charterhouse -Lane'de Org, Viola, ilahi
muzik
Cembalo ve Ma$a calarak
yapar[;l bardaklari firlaup atar ve yerytizllnde tattigi
hazbrdan baska
bir
cennet olmadigini sdyler. Karsilajtigi insanla-
ra teklifstzce yaklajir, klarnet esliginde raks eder. 48
A
44
Abiezer Coppe,
4
46
George Fox, Gospel-Truth, 1656, s, 81, Winsianley, The Law oj Freedom, Writings,
47
Coppe, A Second Fiery Flying Roule,
48
The Routing oj um,
s.
297.
the
Second Fiery Filing Route
Ranlm
(1650),
s.
,
s.
1649,
s.
12.
388,
13.
alinti.
Colrn, The Pursuit of the Millenni-
Anar$izmin Tarihi
166
En unlu Ic
Coppe idi, Warwick bolgesinde
Bagirgan, 1619'da Warwick'te dogan Abiezer
Savas baslayinca iiniversiteden aynldi ve
Anabaptist vaiz olarak olarak cahsti. Biitun insanlarla, ozellikle yoksul ve sefil olanlarla bir oldugunu hissediyordu. Bir keresin-
de yolda yabanci ve perisan kihkh bir adatnla ve
vicdanmm
sesini din 1 eye re k sahip
nasil
karsdasugmi
oldugu her seyi ona nasd
tam yedi kez sapkasim ctkarip o dilencinin Sniinde naanlatir. Coppe elitist degildi ve en buyuk ayncahgin, verebilmek ve paylasabilmek oldugunu dusunuyordu. Ilk onemli eseri Some Sweet Sips of Some Spirituall Wine'da (Ruhsal $araptan Tath Yudumlar, 1649) resmi Hiristiyanhgi agir btcimde elestirdi. Ancak ona kotu bir sohret kazandtran kitap, 1649' da yazilmasina karsin, kralin idam edildigi 1650 ydinda basdan A Fiery Flying Roll (Ucan Ates Topu) idi. Bu kitap A Second Fiery Flying Roule (I kind Ucan Ates, Rulosu) ile birlikte ciltlenmisti. Kitabin ah bashgi soyleydi: "Tanndan Yeryiizunun Biitun Ululanna Bir Soz". Burada Coppe, sadece orgutlii dine saldirmakla kalmiyor, mulkiyetin ortak olacagi annmis bir toplum vizverdigini,
sd egildigini
yonunu da
ortaya koyuyordu. Duzleyicilerin hizmetkarlan ve di-
gerlerini kendi esitlik
onu
nosyonlanndan disladiklan yerde Coppe,
biitun erkekleri ve kadmlari kapsayacak sekilde genisklti.
da Kazicdar
gibi,
O
erken Apostolik Kiliseyi ve John Ball'un anlayi-
smi yansitan gonullu bir konuinizm formunu savundu:
"verin,
verin, verin, evlerinizi, atlarmizi, maltannizi, altimnizi, toprakla-
rmizi verin; kendinize hicbir sey ayirmadan verin
ki,
HER §EY
ortak olsun."^ 9
Bagirganlarm ^ogu gibi, Coppe de bir bansciydi ve "kihcla duzlemeyi ya da kazarak duzlemeyi" reddediyordu. 50 Eline kihc
almamakta ve
bir
damla kan dokmemekte kararhydi:
"bizler bir
sey ugruna savasmayi kuciimseriz; olene kadar haftanin her gu-
nu
icer
ve pazar yerinde fahi§elerle yatanz ve butun bunlari,
ezi-
len yoksuhin, kendisini kolelestirenin paras mi calmasi kadar
olumlu buluruz." 51 Zenginteri ve gucluleri uyarmaktan da
geri
kalmiyordu: "Krallar, Prensler, Lortlar, buyukler, en yoksul Koyliilerin
dnunde
yoksulu dolandirmakpisman olacaklardir." 52 "Igrenc
egilmelidirler; zenginler,
tan vazge^melidirler, aksi halde 49
Coppt, A Second Fiery Flying Roule,
50
A
51
Age,
52
A
Fiery Flying Roll, 1649, s.
s. 2.
5.
Second Fiery Flying
Roll,
s.
15,
s.
3-4.
167
tngihz Devi imi
yagmacmin, katilin, kotunun, tiranin vb. boynunu" bir vurusta ucurmak konusunda kararhdir. Ancak bu yapildigi takdirde, "uyuralu ve
esit
insan toplulugu" yeryiiziane gelebilecek, "evren-
sel sevgi, evrensel
bans ve kusursuz ozgurluk" gerceklesebilecek-
Coppe, biitun insanligin bir olduguna, erkek ve kiz kardeslerimizi tanimamiz gerektigine inanan bir Bagirganlar grubuna katildi. Gunahin oldugunu sevincle ilan ettiler, iyinin ve koititir.
53
nQn
oiesinde bir hayat icin cagn yaptdar: "Artik korkunc, berbat, kotuluk pesinde kosma, neyin gu-
tedbirsiz ve kibirli bir halde
nah oldugunu dusunme, giinahlar ve ihlaller sona erdi artik, mece ^ozuldu," 5 * Coppe vaaz vermekle yetinmedi, kendisini gercekustu
bil-
bir
sanat eserine doniistiirdu. londra'da, dislerini giardatarak ve
hesap gununun geldigini ilan ederek, guclu ve zengin kisilerin arabalanna saldirdi. Kendisini dinleyenlerin kulaklanni "<;inlat-
mak" liler
istiyordu.
Ancak bunun daima
yikici bir
amaci
vardi: "De-
gibi hoplayip, ziplayip dans ederek, Davutlarm kisir Basme-
yavasca ona iskence ediyorum; hizmetcilerinin onunalcaklan, utanmaz o 55 Kendine olan giiveni, verdigi mesajlarm, de rezil ediyorum." "evrensel sevgiyi tasiyan ve kusursuz ozgurliige hizmet eden [icindeki] en Yuce Tann"dan geldigine dair bir kanaate dayamlegi'ni sasirtiyor, rahatsiz ediyor,
asagdik, adi herifleri,
yordu. 56
Hukumet
ve Protestanhk
Kurumu
Coppe'yi zararsrz bir deli saymak
i?in
bu kadari fazlaydi. o ve beraberin-
yeterli degildi;
deki Bagirganlar, Cromwell yonetimi icin gercek bir tehdit olusturuyorlardi. Fiery Flying Roll'un yayimlanmasi ist,
Tannya soven ve melun
hukumetin "Ate-
fikirler"e karsi bir Parlamento Yasasi
Vikarmasina neden oldu. Parlamento tarafindan halkin gozii onunde yakilmaya mahkum edildiler. Coppe tutuklandi ve New-
onune cikardKendi kendine konu^uyor ve "sa-
gate hapishanesine konuldu. Sorgu Komitesi'nin
diginda deli numarasi yapti.
57 londa etrafa hndik kabuklan ve baska nesneler firlatiyor'du. Sozlerini geri almak zorunda birakildiginda, A Remonstrance of
the Sincere
and Zealous Protestation'u (Samimi ve Kararh Bir Pro-
iI
A Fiery Flying
H
Age,
55
A Second Fiery Flying
56
OnsGz,
57
Cohn, The Pursuit of the
s,
Roll,
s,
4.
7,
A
Roll,
Fiery Flying Roll,
s. s,
8. 3,
Mill oin turn,
s.
317.
Anar$izmin Tarihi
168
Copps Return to the Wayes ofTrutku (Coppe'un Dogru Yola Donusu, 1651) yazdi. Bagirganlann uslubumi en iyi sekilde kullanan Coppe, toplumsal mesajina sadik kahrken, ketidisine ydnettilert suclamalan yamtladi. 58 Ucan Ategten Top'un testo $ikayeti) ve
kanatlan tain olarak kinlraadi. inancini inkar ederken,
Gunah
diye bir seyin olmadigi
Tanrmin goziinde
biitun insanlann e$it
derecede giinahkar olduklanni ilan eder. Kendisi icin hicbir sey istemedigini soyler. "Topluluga gelince, Kutsal Metinler'de sozu
Apostolik kutsal Topluluk'tan baska Kigbir sey tani-
edilen,
mam... Tannnin Ogullan'nin muhtesem ozgurlugiinden baska
tanimam, ba$ka bir §eyin ozlemini cekmem. Tann her zamaninda yapar." 59 Coskulanna ve dzgunliiklerine ragmen Bagirganlar asla tu-
hicbir sey seyi
tarh ve orgutlu bir hareket geli$tirmediler. Genellikle bir duzine
ya da yirmi kisiden olusan gevsek birlikler ya da sempati grupla-
n alt
olugturdular. Esas olarak,
John
Ball'un ozlemlerini paylasan
tabakadan kent yoksullanndan destek gorduler. Bagirganlann
sayilan zamanla, ozellikle Londra'da
artti
ve en yiiksek noktada,
buttin tngiltere'de etkilerinin hissedilmedigi tek bir yer bile kal-
madi. Ancak onderleri, 1650'de ve 1651'de teker teker yok editdi;
bes yd sonra ciddi bir cokiis icindeydiler. Ancak etkileri ko-
kalkmadi, Bu etki 1676'da
lay kolay ortadan
Quaker Robert
bile,
saygideger
Anarchy of the Ranters and other Libertines (Bagirganlann ve Diger Sefihlerin Anarsizmi) bashkh bir saldin yayimlamasina yetecek kadar gu^luydii. Fox da Bagirganlann 1668'de
Barclay'in The
New
England'da faaliyet gosterdiklerini
Bagirganlann gercek
niteligi
maktadir. "Bagirgan" terimi, tipki anarsist teriminin
kullamhsi
gibi,
asm
bildirdi.
ve yarattiklan etki ha 13 tartisd-
gunumuzde
ve tehlikeli fikirleri betimlemek icin asagila-
yici bir tarzda kullanihyordu.
Zamanla Bagirganlar
"igten aydin-
lanmanin antitoplumsal her turlu disavurumu"nu temsil etmeye ballad dar. 60 Bir Bagirgan 'in ahlakdrsi bir haylaz olarak imgesi,
buyuk olcude, onu
"delitik
sinin"nda tutmak isteyen yerlesik
Protestanlik adtna faaliyet gosteren duygusal brosiir yazarlan ta-
rafindan 58
gelistirildi.
Marksist tarihci A.
Bki. "Girij", Coppe, Selected Writings, dtr.
1987,
Morton da Bagirganla-
Andrew Hopton, Aporia
Press,
s. 7.
59
Copps Return
60
J.
91.
L.
to the
C. Davis, Fear,
Wayes of Truth, 1651 s. 14. Myth and History, Cambridge University ,
Press, 1986,
s.
iugili^
169
Devrimi
benzer bicimde, Cromwell'in DUzleyicileri ezmesinden sonra "yenilmis ve simf disi" kalmt? gruplardan destek goren, "kafasi 61 kangik mistik anarsistler" dedi. Ancak Coppe ve Clarkson gibi
ra,
adamlar umutsuz degildiler ve kralin idamindan sonra
bir sure
esit biicin tngiltere'de gercek duzleyiciligin sahici bir ozgiir ve
reyler topluluguna yol acabitecegi goruliiyordu.
pek cok devrimde oldugu
Cromwell
gibi,
bu olayda da
iktidara gelmesine yardimct olan
Kullandiklan mistik
dil
askeri diktator
solu ezdi.
nedeniyle Bagirganlar,
ve coskulu bir saygtsizhk ve dunyasal bir
nu
asm
Daha sonraki
muhtesem
uyumsuzluk duygusu-
Joachim ile William Blake'i degil, modern anarko-komunizmi de birlestiren
ifade eitiler. Sadece Fioreli
koylu komunizmi
ile
zincirin bir halkasi oldular. Gecmisleri ortacagin Ozgiir
Kardesjigi'ne kadar uzaniyordu ve
bu
haber veriyorlardi.
61
Morton, The World of the Ranters,
s.
112.
yiizyilin
Ruh
kar§i4aiUurUnu
Fransiz Ronesansi ve
Aydmlanma
W
Antik?aga
ilgi
duyan Ronesansm ve ozel kanaat hakkini vurgula-
yan Reformasyotum sonuc^anndan bin, sekiiler meselelerde antiotoriter egilimlerin canlanmasiydi.
yarisinda, biitun
On
altinci yiizyilin ikinci
Avrupa ulkeleri iginde en
nurleri tireten iilke Fransa oldu.
Bunun
gu^lii liberter dusu-
Fransiz monarsisinin
merkezilestirici egilimlerine ve gu?lu bir Ulus-Devlet karsi bir tepki
olusumuna
oldugu kusku goturmez. Francois Rabelais
Fn
renkli ve kavgaci Fransiz liberteri benzersiz Francois Rabela-
is idi.
Tip ogrenimi ve
pratigi
yapan eski bir Fransisken ve Bene-
dikijn kesjsi olan Rabelais kesislerden ve skolastisizmden nefret t-ni.
Baseseri Garganlua ve Pantagruel'dt (1532-1564)
ytizyil liin
Fransasinin
dirtsel, siyasal,
on
altinci
hukuksal ve toplumsal kurum-
ve uygulamalanyla biiyuk bir keyifle ve inceden inceye dalga
Ki'Vii.
Eser,
mustehcen humor, keskin hiciv ve hayatin verdigi
hazlann harikulade bir kansirmni
igerir.
Rabelais'nin ciddi bir yarn da vardir. Anarsfet sonuclara
varmasmi saglayan
bir tur dogalci iyimserlige sahipti, tnsan do-
gasinin lemelde
olduguna, ancak egitim ve ortamla bozuldu-
iyi
172
Anar$iztnin Tarihi
guna
Yeteneklerimtzin tarn olarak gelismesini istiyordu,
inantli.
"cunkii, dogustan iyi olan, iyi egitim gormus, iyi bir
is tutmus onlan daima erdemli edimlere yonelten ve kotii ahskanhklardan uzak tutan dogal bir icgudii ve durtiiye sahip-
ozgiir insanlar,
tir,"
1
O
halde insanlann kendilerini sahip olduklan "onur" ya da
ahlaki duygulara birakmalan, herhangi bir dissal kural ya da yasaya ihtiyac duymaksizm davramslarim yonlendirmeleri igin yeterlidir.
Rabelais, Gargantua ve Pantagruel'in
kurulusunu
anlattigi
I.
Theleme Manastmnin ilkeleri ete kemige
kitabmda, bu soyut
burundiirdu. Gargantua, manastin, cdgin despot Picrochole'ye (Grekce "terslik eden" anlamina gelir) karsi savasta kendisine
yardim eden Peder John'a (Frere Jean des Entommeures: Istahh Pederjohn) verir. Peder John, kesislerin, hicbiri kendi kotuluklerinden kaynaklanmayan biitun kusurlarmi tasimaktadir. Cahil, ama ayni zamanda cesur, dUriist ve gucliidur. Ma-
pis ve obur,
nastin, bir kadinlar
luks
manastirimn tam karsisina, muhtesem ve
ama surlan olmayan
bir sayfiye evi gibi insa eder.
sozcUgu Grekce "istenc" ve "zevk" anlamina iyi
yetismis tiyeler istedikleri
tlfet,
yoksulluk ve
olabilir ra re ni,
ve
itaat
mukemmel
gelir.
zaman manastirdan
Theleme
Yetenekli ve aynlabilirler.
soz konusu degildir: Evlenebilir, zengin
bir ozgurluk icinde yasayabilirler. Yasala-
ve avukadara, siyasetcilere, krallara ve prenslere, dine, vaizleve kesislere, paraya ve tefecilere ihtiyaclan yoktur. Hayatlan"yasalara, yonetmeliklere ya da kuraltara gore degil, kendi
ozgiir isten? ve zevklerine gore," yasarlar. "Jais
Tek
bir kural vardir:
ceque voudras!" (Ne istiyorsan onu yap!). Rabelais'nin ideal toplulugu, Fourier'nin biitun arzulan
min etmenin olumlu ve
tat-
saghkli goruldiigu falankslarmi andinr.
Esas olarak bu, gtic ve servetten cok zeka ve bilgiyi temel alan bir
toplum isteyen Rabelais
gibi yeni
Ronesans aristokradarmin
iitopyasidir. Rabelais'nin isyani
daima bireysel ve dussel olmustur. Toplumun yapisina karsi bir eyleme doniismez. Tiranhgin butun formlanna karsi cikan Rabelais, gergek dunyada baris^i ve comert bir monarsiden baska bir sey beklemiyordu. $ovalyeligi andiran utopyasinda soylu erkekleri ve kadinlan ozgUrluge caI
Frangois Rabelais, Gargantua and Pantagntel, I (1534). Ceviri bana ait. Bkz. Matie Louise Bemeri, Journey through Utopia, Freedom Press, Londra 1982,5.141.
Franaz Rdnesansi
vr
Aydmlanma
173
girmis olabilir, ancak filozoflar butun' ozgiir erkek ve kadinlann dogustan soylu olduklanni on dokuzuncu yuzyila kadar kabul etmemislerdir. Bununla birlikte Rabelais, ozgurlugu gok canh ve neseli bir bicimde kutsadigi icin, liberier dusunce tarihinde
onurlu bir yeri hak eder. Etienne de
la*
Boetie
O sirada Fransa'da, ozgiir dogan insanlar koleligi neden bu kadar kolay kabul ediyorlar, diye soran ve Rabelais ile tanismayan bir yazar daha vardi. tsmi Etienne de ta Boetie idi ve 1530'da Kilise ve Devlet gelmisti.
ile
guglii
baglan olan bir yargicin oglu olarak dunyaya parlamentosunda {avukatlar
Hukuk okudu; Bordeaux
danisman oldu ve burada, zulme maruz kalan Protestan icin dinsel hosgoru cagnsinda bulundu. Bir sair ve klasikler uzmani, ayni zamanda btiyiik humanist Montaigne'in
meclisi)
Huguenotlar
arkadasiydi, Kisa hayatinda
la
Boetie, Katolik Kilisesi'nin sadik
kralm sadik bir tebaasi olarak goruldu, ancak gencliginde, 1571 ile 1573 arasinda buyuk liberter klasiklerden bin olan Discowrs de la Servitude Volontaire'i (Gonullii Kulluk Uzeri-
bir Uyesi ve
ne Soylev) kaleme
vunan
aldi.
Antik Yunan ve Roma'da ozgurlugu sa-
klasik yazarlara hayati
boyunca hayranhk duydugu kusku
goturmez, 1563'te olumiinden sonra, hayattayken yaymcihgini yapan Montaigne, "tiranlara karsi ozgurluk serefine" yazildigini kabul
ettigi
elyazmalannm yaytmlanmasi konusunda cok
ve iirkek davrandi.
Onu
olarak goz ardi
ancak
etti,
bir genglik cilginhgi, edebi bir la
tedbirli
deneme
Boetie'nln her sozcUgu inancla yaz-
etmekten de geri kalmadi. Ona gore la Boetie, Fransa'da dogacak yerde Venedik'in ozgur ortammda dogmayi tercih digini kabul
ederdi.
kez 1576'da Hollanda'da ortaya cikti ve Huguenotlar tarafindan Katolik rejime karsi propaganda malzemesi olarak kullanitdi. On sekizinci yuzyila, Rousse-
Denemenin tam versiyonu,
ilk
au tarafindan okunup Fransiz Devrimi'nin baslannda yeniden basilana kadar fazla dikkati cekmedi. O zamandan beri siyasal temel soruyu sordugu igin siyaset teorisinin kuciik bir klasigi olarak kabul edilmistir. Soru sudur: Insanlar si-
yukumluluge
iliskin
yasal otoriteye ya da
hukumete neden boyun egmelidirler?
La Boeue'nin yaniti sadece guclu bir ozgurluk savunusu icermekle kalmaz, ayni zamanda cesur manligi onu, hukumete
Anarfizmin Tarihi
174
hicbir sekilde ihtiyac olmadigi
sonucuna
gottirur.
Insanhk
icin
isienmesi gereken, butun insanlann btr kez daha ozgiir ve mutlu
olmalan icin hukiimetin ortadan kalkmasiydi. Ne var ki insanlar gonullu koleligi secmektedirler: "Insanlann ozgurlugu istememelerinin, istemeleri halinde ona sahip olmalan disinda baska
Bu mukemmel kazanimi, elde edilmesi 90k kolay oldugu igin reddediyor gibiler." 2 bir nedeninin olmadigi gorutur.
Uslup abartih ve tekrarlamah olsa da,
nmdaki
evreyi ayirt
tic
argumabolumde, huku-
la Boetie'nin
etmek mumkundur.
Ilk
metin var oldugunu, cunkii insanlann kendilerini yoriettirdiklerini ve itaat sona erdigi zaman dagildiklanni one surer. Sonraki bolumde, ozgurlugun dogal btr icgudu ve hedef oldugunu, kole-
doganm bir yasasi degil sadece bir aliskanhk oldugunu one surer. Nihayet, hukiimetin yonetimde cikan olanlar tarafindan muhafaza edildigt gosterilir. ligin ise
La Boetie goriislerini dogal hak teorisine dayandinr. "Eger doganin bize verdigi haklarla ve bize ogrettigi derslerle yasasaydik, dogal olarak ana babami2a itaat eder, akla bagh kahr ve kimsenin serfi olmazdik." 3 Ozgurlugun dogal olup olmadigim tartismaya gerek yoktur, curiku bu apacik ortadadir: Kisi ba$kalanni, onlara zarar
venneden kendi hizmetinde tutamaz. Bu,
ter at olsun,
hayvanlar icin de gecerlidir.
ister
fil is-
Hukumetle toplumsal sozlesme teorisini kabul etmemekle kendi hukumdarlanna itaat etmelerini gerektiren bir "sozlesme" varmis gibi davranmakta olduklanm one surer. Ancak bu itaat gonullu oldugu icin, boyle bir sozlesme yokmus gibi davranmalan ve kendi hukumdarlanna itaat etmemebirlikte, insanlann,
de esit derecede mumkiindur. Onemli nokia, insanlann butun siyasal iktidann kaynagini olusturmalandir. Bu durumda inleri
sanlann ikiidan hukumdarlara verebilmeleri ya da dilerlerse geri alabilmeleri gerekir.
Ashnda
la
Boetie siyasal
yukumlulugun donosyonunu ge-
gasini acikhga kavusturmakta ve halk egemenligi listirmektedir.
Denemesinde, tuluklerin
sokun
"bir
ettigi,
dan kalkmastyla butun 2
Etienne de Librairie
3
Age,
s.
la
daima hos ve buyuk bir iyiliklertn
yok olup
iyilik olan, orta-
giuigi,
butun tadmi
Boetie, Distours de la servitude volontaire, der.
Armand
55.
kez kaybedildiginde ardindan butun ko-
Colin, Paris, 1963,
s.
55. Ceviri
bana
ait.
Maurice Rat,
Framiz Rdnesansi
ve
Avdmlanma
175
ve cesnisini kolelik yuzunden k ay be dip yozlasan 6zgurluk"u kutsar.
4
Daha soma
tiranlan ve kotu prensleri, klasik anistirma-
larla dolu bos soylemleri
vardir:
Halkm
yuzunden
kinar.
kazananlar; ve kahtsal olarak edinenler. birinci tip tiran
ayni sonucu
rumunda di
Ona
secimiyle kralliga sahip olanlar;
oldugunu dusunmekle
En
gore uc
onu
katlamlabilir olanvn
Ve
her uc tipin de
birlikte,
verdigine inarur; Halki aldatirlar ve
tutarlar.
tip tiran
silah zoruyla
onu
kolelik du-
insanlar bir kez kolelestirildiklerinde, ken-
ozgurluklerini o kadar cabuk ve derinden unuturlar ki,
"uyanmalannin ve onu yeniden elde etmelerinin imkansiz oldugoruliir; oylesine serbestce ve hosnutlukta hizmel ederler ki,
gu
onlarin bu halini goren bin, ozgurluklerini kaybetmediklerini kat koleliklerini kazandiktanni rahathkla soyteyebitir.
1'
fa-
5
La Boetie'ye gore bu gonullu koletigin bashca nedeni ahskanhklardir: "Insanlann gonullu kultuk etmelerinin birinci nedeni, serf olarak
dunyaya gelmeleri ve
serf olarak yeti^tirilmele-
ridir." 6
Aynca, tiranligin destegi ve temeli silahlann gticii degil, hakimiyelin karh oldugunu goren bir grup insanin oz cikandir: "mal sahibi olmak icin hizmet etmek
isterler." 7
Sonuc sudur:
"Bu zavalhlar ttranin panldayan hazineterini gorurler ve onun ihtisamiyla gozleri kamasir; ve bu isigin cazibesine kapilarak ona her defasinda biraz daha yaklasirlar ve sonunda onlan yakacak 8 olan atesin icine atildiklanm gormezler." Ancak bir cikis yolu vardir,
gore,
Insanlar kendi
onu
geri almalari
la Boetie'nin
hukumdarlanna
iktidar verebildiklerine
da mumkundur. Fazla
dile
denemesinin butun yonelimi siyasal
getirmese de,
itaatsizligin ge-
rekliligini gostermektedir. 9
Makyavelli'nin acimasiz Devlet yonetme sanatini anlattigi Prens'inin (1532) uzerinden
di.
cok gecmeden,
iktisadi ve psikolojik
kullugun
Insanlar ozgiir dogarlar,
la Boetie,
gonullu
zeminini parlak btcimde kanitla-
ama hem
kendilerini
hem
de cocuk-
bu zincirlerden kurtulabilirler, gonullu koleler dunyadaki tiranla-
lanni zincire vururlar, tsteseler
ama
istemezler,
4
Age,
s.
57.
5
Age,
s,
63.
6
Ag, $. 72.
7
Age,
s.
87.
8
Age,
s.
92.
9
Bkz,
Nicolas
Sonuc
Walter,
olarak,
"Introduction", Discourse of Voluntary Servitude,
Anarchy 63, Mayis 1966,
s.
135.
Anar$izmin Tanhi
176 n,
koleleri
tiranlarin
cogaltmalarmdan daha gok
cogalttrlar,
Montaigne, la Boetie nin denemesindeki yikici mesaji dogru an1
onu gizlemeye cahsarak hata yapmistir. Bu ozgun eser herhangi bir siyasal dusiince gelenegine kolayca uydurulamaz. Yapttgi siyasal iktidar cozumlemesi sivil itaatsizlik kavraminm zeminini olusturur ve barisci gelenek icindeki onurlu yerini hak eder. Emerson bu eseri biliyordu ve yazan i^in bir sjir yazdi. Tolstoy denemenin onemini kavrayan ilk onemli anar§ist oldu ve onu Rus^a'ya <;evirdi. Max Nettlau yasalann ve hukiimetin olmadigi bir toplum tasawur eden erken duSiinurler listesine la Boetie'yi katmakta hakhdir. 10 O zamandan lamis, ancak
beri,
Gustav Landauer, Rudolf Rocker, Bart de Light ve Nicholas
Walter gibi anarsistler bu esere anar§ist dusjiince tarihi icinde onurlu bir yer vermislerdir. Deneme, daha yakm zamanlarda, ondaki
kisisel
inisiyatif
ve ilerleme vurgusunu degerlendiren
Murray N. Rothbard gibi Hak Discottrs de
\a
liberterlerini
de cezbetmistir. 11
Servitude'un derin bir anarslst duyarhlik ve yoneli-
mi a?tga vurdugu kusku goturmez, Gabriel de Foigny
On
yedinci yiizyilda Fransa'da
cesitli
bolgesel topluluklardan bir
ulus yaratma siireci hiz kazandi. Ozellikle XIV. Louis iilkeyi
monarkin
ktsiliginde
simgelenen guclti bir merkezi Devlel yone-
timinde birles.iirmek icm mucadele "L'etat, c'est
etti.
Gururla soyle diyordu:
moi" (Devlet benim). Ancak onun tarimin ihmaline,
koylulerin sefaletine ve cehatetine yol ac;an luks ve sava§ tutku-
su herkesi etkilemedi.
Radikal gorusleri dogrudan ifade etmek cok tehlikeli oldu-
gu
i^in liberter diisunurler, dussel bir
utopya yolculugundan ya-
rarlanarak mevcui toplumu elestirdiler, alternatif kurumlar ve
uygulamalar onerdiler. Gabriel de Foigny radikal
manin ve bagimsiz davranmamn ne kadar yet
iyi
bilen biriydi, 1630'da Ardennes'de
fikirlerle
tehlikeli
ugras-
oldugunu
ga-
dogdu ve Cordelie Ta-
rikaimin (Fransisken) manastirlanndan birine girerek Katolik vaiz oldu. 10
Max
Ne
var ki
uyumsuz davranislan papazhk rutbesinden
Nettiau, Bibliogmphie de I'anarchie, Stock, Paris, 1897,
Bkz. E. V. Zenker, Anarchism, Merhueri, 1898, 11
s.
$.
2; ayrica
15-16.
Bkz. Murray N. Rothbard, "Introduction". The Politics of Obedience. The Discourse of Voluntary Servitude. Free Life,
New
York, 1975.
Fran$}z Ronesorisi vr Avdtnltinma
yoksun kalmasina yol
acti.
tasmdi. Kiztara ve saraba
derde
lilerle basi
Din degislirerek Kalvinist Cenevre'ye
duskun oldugu
girdi. Bir
177
icin bir
kez daha yetki-
keresinde taptnakta hizmet verirken
kusmgu soylenir. Itibarli bir Fransiz ya da lsvicolma sansi azahrusken, L676'da Les Adventures dc Jacques Sadeur dans la dfcouverte de la Terrc Australe bashkh imzasiz bir metin yayimladi. Metnin kisaltilmis bir versiyonu, 1693'te sunagin uzerine re yurttas;i
A New
Discovery of Terra Incognita Australia (Bilinmeyen Avust-
ralya Kitasimn Kesfi) adiyta cevrildi. Eser hapse girmesine yol actiysa da, kefaletle serbest birakildi.
Cenevre'deki yetkililerin neden bu kadar bozulduklanni an-
lamak zor nin
te
degildir. Avustralya'da
me lie line
gecen utopyasinda Foigny
saldinr. Kitanin sakinleri
Tannya inamyor
di-
olsa-
onun adim anmazlar ve zamanlanni ibadetten cok memakul ve iyi insanlar olarak dunyaya gelirler. Hukumete olan ihtiyaclan dine olan ihtiyaclan kadar lar da,
ditasyonla gecirirler. Ozgiir,
azdir.
Ne
yazih yasalan vardir ne de kurallan. Ozel mulkiyet
yoktur. "Hermafrodit" Avustralyahlar arasmda cinsiyet bile artik gerekli degildir ve ailenin hicbir rolu yoktur. Kendisi de bir her-
mafrodit olan dussel gezgin Jacques Sadeur lerini bilmez.
onann
nasil uredik-
Soyle der:
Sadece onlarin birbirini igten duygularla sevdiklerini ve asla herhangi birini bir digerinden daha cok sevmediklerini gozlemtedim. Aralarmda ne bir kavga ne de bir dii^manlik gdrdugumu soy ley ebilirim,
Benim senin ayrimt yapmayt bilmezler ve
rupa'daki erkek ve kadtnlara ktyasla c;ok daha
iliskilerinde
mukemmel
bir
Avic;-
tenlik ve tarafsizlik vardir. 12
Egitim
ya^tndan otuz bes ya§ina kadar manastir benzeri ko-
iki
munal evlerde
yapihr.
Gunun
sel arastirmalarla, ikinci
munii kamusal ir;in
bahcecilik
ilk bolumunu okulda ya da bilimbolumunu bahcecilikle ve ucuncu bolu-
faaliyetlerle gecirirler.
dismda tanma
Sadece meyve yedikleri
ihtiyac duymazlar; giysileri olma-
digi ve
pek az esya kullandiklan
yoktur,
Toplum butunuyle
i^in endustriye
esitlik^idir. Bir Yasli
Sadeur' a soyle der: "Bizim icin her varhk ayni tarzda 12
yasamak ve
Gabriel de Foigny,
esitlik
A New
Age,
s.
196.
ayni kaygilan
bizim onurumuzdur." 13
Discovery of Terra (tKogniiu /tuslralis (1693),
ahrHi, Bemeri, Journey through Utopia,
i(
esittir;
de ihtiyaclan
Adam, Jacques
s.
I9"V
Anar$iztnin Tarihi
178
Ancak Foigny'nin en
ilginc ozelligi hukiimetsiz bir
tasarlayan ilk utopyaci olmasidir, Yash
Adam, anarsizm
toplum felsefesi
denebilecek bir yaklasimi su sozlerle aciklar:
Insamn Dogasi dogmak ve ozgur ya§amakti. Bu nedenle insana,
onun dogasim bozmadan boyun egdirilemezdi rine
...
Bir
insamn
dige-
boyun egmesi, insan Dogasmin boyun egmesi, insarun kendi
gozunde
bir tur kole haline gelmesiydi.
ve siddete yol acardi
ki,
bunu du$unmek
Bu kolelik oyle bir bile imkansizdi.
geli^ki
Ozgurlu-
gun insamn ozunu otu$turdugunu, insani tahrip etmeksizin 6zgurlugiin
ondan ahnamayacagini
ekledi... Bu,
insamn ba$kasinin arzu-
lanni yerine getirmedigi antamina gelmez, sadece baskalan zorladigi ya da emir verdigi icin gini gosterir.
Komuta onun
rettigini yapar;
akh onun
onun arzularim
icin igrenc bir sozcuktur;
yasasi, kurali
onu
yerine ge tinned i-
o aklmin em-
yegane rehberidir. 14
Ozgiirluk a^igi bu insanlann merkezi bir hukumeti yoktur ve
butun kararlar her bolgenin ya da mahallenin yerel meclisinde ahmr. Her sabah, o bolgenin uyeleri tarakendi hayatlanyla
ilgili
insanlann sabah konferanst igin toplandiklan oriak
findan,
mekana yiyecek
getirilir.
leriyle cati§mazlar,
vunmaya da
Onlar bansci insanlardir ve asla birbir-
ancak yabanci
hazirdirlar.
Ancak
isgalcilere karji ulkelerini sa-
savasta bile onderleri ya da ko-
muianlart yoktur ve kendi aralannda tartisma
Onlann toplumunda hukum
lenirler.
yapmadan mevzi-
siiren diizen ve
olarak akillannin "Dogal I§igi"ndan kaynaklanir. adil kilan, akla olan baghhklandtr.
Onlan
uyum
Onlan
birlestiren
esas
iyi
ve
bag bu-
dur." 15
Foigny'nin Avustralyalilan, akla olan bagliliklan, evrensel iyilikleri
ri'nin
ve kusursuz ictenlikleriyle Swift'in Gullivcr'm Seyahatle-
dorduncii bolumundeki Hoyunimleri andinr. Ashnda ara-
da oylesine btiyuk bir benzerlik vardir
ki,
Tory Dean'in Jacques
Sadeur'un dussel yolcutugundan esinlenip esinlenmedigi merak
konusudur. Foigny, kitabinm sonunda, Avustralyahlann erdem ve akh
ile
"sayesinde ancak hayvanlar gibi yasadigimiz"
Azman
bilgimiz arasinda bir de ktyaslama yapar. 16 Eger eseri kesfetmis-
14
Age,
s.
198-200.
15
Age,
s.
201.
16
Age.
Fransiz Rdnesansi ve Ayclmlanma
se,
Godwin de
yasal adalet
179
Avustralyaltlann hukumetsiz toplumlanndaki
uygulamasindan
si-
etkilenmis. olmahdir.
Fenelon Fransa'da kendi ahlaki ve siyasal goruslerini ifade etmek icin dussel yolculuk yontemini kullanan daha da unlii bir rahip vardi.
Bu
kisi,
Baspiskopos Francois de Salignac de La Motbe
Fenelon (1651-1715)
idi.
Didaktik romani Telemaque'i (1699)
XIV. Louis'nin torunu, gelecegin krali ve kendi ogrencisi olan
Burgonya Dukii
icin yazdi. Goruniisie Ulysses'in oglu Telemechus'un maceralanni anlatan roman, klasik mitotojinin dussel an-
latismi kutlanarak, siyaseti, ahlak, egitim ve dini tartisir.
Eserde, birincisi La Betique iitkesinde, ikincisi ise Salente
kentinde gecen
iki
iitopya vardir.
Hos ve sakin
bir yer olan La
Betique iilkesinde gunes daima parlar ve dogal bir bolluk vardir. Yurttaslar mallanni ortaklasa kullamrlar ve basit bir hay at yasarlar. Rabelais'nin Theleme Manastin'na kiyasla puriten bir yaktasim soz konusudur; yerliler bos zenginlige ve aldatici hazlara kargidirlar, Ayni zamanda, liberter ve bansci bir komunizm ortamtnda yasarlar ve hakimiyet alanlanni genisletmek istemezler.
En ufak
bir gurur, kibir ya da kottiluk belirtisi tasimazlar.
Salente kentinde, Telemachus'un arkadasi Mentor'dan yo-
netimi duzeltmesi istenir. Mentor sett onlemler ahr: Altin, yabanci mallar, hatta kadinsi muzik yasaklamr. Bu puriten egilim,
Fenelon'da da one cikar ve refahtn ancak arzularm tatmini
kisit-
lanarak gerceklesecegini one surer: "Insanlan aldatan zenginler
onlan yoksulla§tirdilar ve onlar olmadan yapmaya cesaret edemeyecekleri
i?ler
sayesinde buyuk bir servet edindiler.
!7
XIV. Louis'nin butun bunlan fazla eglenceli bulmadigi kusku goturmez; Fenelon sarayda gozden duser ve kendi piskoposluk bolgesine surUliir. Ancak Tilcmaque sonraki yuzyilda, filozollann roman kiligina buriinmus pek cok dinset ve siyasal tezlerine model olmu§iur. Aynca Gen? Godwin'i derinden etkilemistir. Godwin, An Enquiry Concerning Political Jwstice'inde (Siyasal Adalet Uzerine Bir Arastirma, 1793) ;oyle der: Insan
yangindan kendi dz anasim degil de Fenelon 17
gibi iyi yurekli bir
FrancoisdeSalignacdeLaMotheF£ne]on,TeU maqut'(16<>y),3timi.Gray, 1
The
Socialist Tradition,
s.
72,
Anar$izmin Tarihi
180 filozofu
kurtarmayi tercih edebitir, ciinku
o,
insan mutluluguna
katkida bulunan iistun bir yetenege sahiptir.
Aydinlanma Foigny ve Fenelon'un ortaya koyduklan eserde on sekizinci yuzyilm Fransiz Aydwlanmasina esin kaynagi olan curedi bir du-
sunce
kusku ve
turii bulabiliriz. Descartes'in sistematik
akilci
arastirma yontemini otusturmasindan sonra filozoflar, yerlesik kirlere
fi-
ve onyargilara meydan okumaya ve toplumu akhn isigm-
da coziiimlemeye basladiiar. Dogayi olcu, akh
ise
rehber olarak
benimsediler.
Insanin mukemmelligine duyulan inane,
Aydmlanmamn
bentmsedigi diinya gorusuniin merkezinde yer ahyordu. Filozoflar,
insan dogustan gtinahkar degildir, o icinde bulundugu ko-
sullann bir urunudur diyordu. Eger bu kosullan degistirirseniz,
onun tutumunu da en
iyi
degistirebilirsiniz.
O
yolu aydinlanma ve egitimdir.
Bunu gerceklestirmenin halde insan
mukemmel
ya da en azindan surekli iyilesmeye duyarh kthnabilir. Ayrica rih
ta-
gecmi§te de iierleme oldugumi ve gelecekte olmamasi icin
neden bulunmadigini gosterir. Ancak butun filozoflar insanin ilerici dogasina
higbir
hepsi anarsist sonuclara varmadi.
Locke'un
On
inanirlarken,
sekizinci yiizyilda Voltaire,
liberal fikirlerini Fransa'ya tasidi
ve tipki
onun
gibi,
hukumetin insan hayatmi ve mulkiyeti korumak icin zorunlu oldugunu dusundu. Kisisel yolsu2luklan ve monarsik despotizmi elestirmenin otesine gecmedi. Diderot, kamuoyu onunde Voltaire ile birlikte, kralm halkla loplumsal sozlesme yaptigi anayasal monarsiyi savundu. Hukumetin ve Devlei'in olmadigi bir toplu-
ma
iliskin goruslerini
kendine sakladi.
Aydmlanmamn
bir urunii
olmasina ragmen Rousseau, toplumsal ve ahlaki ilerlemenin gerceklesmesi icin akla ve bitime duyulan giiveni sorguladi. gore halk dogal olarak
iyi
Ona
olmasina karsm, mevcut kurumlar yu-
zunden bozulmustu. Ancak Rousseau, daha sonraki anarsistler gibi, buttm bu kurumlann ortadan kaldirilmasini degil, yeni bir toplumsal sozlesmenin yapilmasmi istiyordu. Jean Meslier ve
Morelly gibi pek taninmayan dusuniirler, filozoflar in mevcut
re-
jime yonelttikleri
Ne
elestiriyi
anarsizmin sinirlarma
tasiditar.
var ki ortaya koyduklan eserler az sayida kisiye ulasti ve yasa-
diklan
donemde
fazla etki yaratmadi.
Jean Meslier
Champagne' da ki £trepigny'nin
tasra
papazi olmasinin disinda
Jean Meslier hakkinda pek az sey bilinir. Yasadigi donemde ateist ve devrimci inanclarini yayimlamaya cesaret edemediyse de, goruslerini 1720'lerde bir Testament (vasiyetname) olarak yazdi.
Olumunden sonra (1729) dmlatmak
isiedi.
cevresindeki dindarlan bu sekilde ayYuzyilm ortalannda elyazmalannin cesitli ver-
siyonlan Paris'te elden ele dolasti. Ancak papazlik
kurumuna
duygulannin yer aldigi kisaltilmis bir versiyonu ilk kez Voltaire ve Holbach yayimladi. Metnin tamami 1864'e kadar kar§i olan
ortaya cikmadi. Meslier'nin, ofkeli, cilasiz ve
lafi
dolandirmayan
yazdigi Testament'i bir dizi "kanit"tan otusuyordu.
bir uslupla
Ancak bashk
mesajin dziinii vermektedir: "Jean Meslier'nin, insanligin hatalan, yanhs
yonde
gidi§ati
ve yonetimiyle
ilgili,
kutsal olan her se-
yin ve butun dinlerin beyhudeliginin ve sahteliginin acik ve bariz
kanitlanyla
gorulebilecegi
diisunce
ve
duygulanna dair
yazilar..."
Metinde, butun dinlerin sadece sahte olmakla kalmadiklan, uygulama ve kurumlannin da insanligin refahi icin bariz bicimde zararh oldugu gibi sarsici bir sonuca vanliyordu. Meslier, akil ve doga adina Hiristiyanhgm ve teizmin iddialarim reddetti. Tann yoktw ve olumden sonra ruhun yasamasi soz konusu degildi, Meslier'ye gore, elma yemek gibi basit bir itaatsizlik yuzunden hayatin butun olumsuzluklanna yol acan Ilk Gunah dusuncesini an lama k mumkun degildi, Meslier'nin "ateist olmaktan cok anarsist" oldugu soylenmistir. 18 Insanm dogal olarak, "bans, nezaket, esitlik, dogruluk ve adalet"e yoneldigini, "sorunlar ve anlasmazhklardan, diizen-
bazhk, adaletsizlik, sahtekarhk ve tiranliktan" nefret
ettigini
du-
Suniiyordn. 19 Peki neden, diye soruyordu, her insanin yuregin-
deki mutluluk arzusu husranla sonu?laniyor? Sadece bazi in-
komuta etme hirsi, bazilan da kutsallik iddiasi lasidiklan Sonuc olarak, biri siyasal, oteki dinsel olmak uzere iki guc
sanlar igin,
ortaya cikiyordu. Bunlar kendi aralannda bir anlasma yapukla\H
Claude Harmel, Histoire dt Vanarchie, Editions
Champ
Libre, Paris, 1984,
s .26.
14
Le Testament de Jean MesHer, der. Rudolf Charles,
1864,
1, s,
4,
R
('..
Mtijer.
Amsterdam,
Anar$iztnin Tarihi
182
nnda, siradan insanin kaderi belirlenmis oluyordu.
O halde mev-
cut hastahklann kaynagt Ilk Giinah'ta degil, Kilise ve Devlet'in "igrenc siyasal dokirini"nde yatiyordu.
Bazdari kendi adamlanna haksiz bicimde
hukmecmek
ister
ister;
layea
her
iki taraf
utasmak
tfirlu hile
da insanlan bastan cikararak kendi amacina ko-
igin sadece
zor ve siddet degil, ayni zamanda her
ve oyuna basvurur
...
ve bu araclarla bir taraf kendisini
onurlu ve saygideger ya da tanrisal hayranhk uyandiran line [getirmis] retli
...
kisiler ha-
ve oceki tarafin uyeleri kendilerini, zengin, kud-
ve ulasilmaz kisiler kilmislardir ve her
korkulacak ya da
ve bazi-
kazanmak
lan bos bir kutsallikla, hatta bazen tannsallikla sohret
itaat
iki taraf da,
kendilerini
edilecek kadar zengin, guclu, saygin ve ula-
jilmaz hale getirdikten sonra, kendi adainlarmi kendi yasalanna
alenen ve zorbaca bagimh kilmislardir. 20
Bu durumun sona ermesi icin Meslier, yoksullan ve ezilenleri, yeniden bans icinde ve erdemli bir hayat surebilmeleri igin, hem eklesiastik hem de siyasal pariileri toplumdan dislamaya cagirdi. Siradan insanlann kurtulusunun kendi ellerinde otdugunu soylemektedir. Yeryiiziindeki kotiilukleri ancak siddetli bir toplumsal
devrim kokunden sokijp rini
atabilirdi:
"yeryuzitnun butun buyukle-
ve butun soylulan rahiplerin bagtrsaklanna dolayip asarak
bogalim; o buyiikler ve soy hilar
ona eziyet etmekte ve onu
ki,
yoksul halki dolandirmakta,
sefalete suruklemektedirler." 21
Morelly Meslier bu turden ongortilu dusiinceler gelistiren tek kisi degildi.
Khnligi hala tam olarak bilinmeyen Morelly, 1753'te yazdigi
aile kurmadan once herhangi yapmayacak kadar basiretli davranan Adem ve Havva'nin orgutledigi ideal bir toplum tasarladi. Morelly'nin 1755'te isimsiz olarak ortaya cikan Code de la nature'ix (Doga Yasasi) ilk eserinde ustii kapah bicimde ortaya konulan toplumsal teoriyi karmasik ve tumturakh bir uslupla *isler. Ilk uc boltim, esitsiz mulkiyei iliskileri ve simfsal farkhliklar tasiyan mevcut ahlaki ve
BasiUade adli alegorik §iirde, bir bir hata
20
Age,
21
Alinti.Joll,
s.
6-7.
The Anarchists,
s.
14.
Fransiz Rdnesanst ve
siyasal sisteme saldinr ve
Avdwlanma
183
dorduncu bolum, Morelly'nin yasalara
kendi ideal modelini ortaya koyar.
ili§kin
Morelly'nin
noktasi sonsuz yasalarla yonetilen,
bas. Ian gig
siirekli bir ahlaki
duzen olusturan dogadir, Ne yazik
ki insanlar
doganin buyruklanni yerine getirmeye
razi olmamistardir; oyle
mukemmel
derslerinin gtindelik ah-
"doganin en basil ve en
ki,
lak ve siyasetle surekli olarak gelistigini gayet acik bir bicimde gorebilirsiniz." 22 Ozellikle, ozel miilkiyet sisiemi,
hiklerin temeli ve araci olan, dogadisi "sahip
butim kotuolma arzusu"nu ar-
tirrmstir.
Ancak bunun sonsuza kadar surmesi gerekmez. lnsan dogustan kotu ve kusurlu degildir, Dogal olarak sosyal ve reklidir,
Tann idi)
iyi yii-
ancak kendisini kusatan kurumlar tarafindan bozulur.
ya da Yuce Bilgelik (Morelly, Meslier gibi atesit degil, deist
insanda kendi varligini korumasi ifin bir 6z fikar duygusu
(amour propre) yaratmis, ancak mevcut kurumlar bu duyguyu
Ne var ki insan, ahlaki zaman sadece kendi ihtiyaclanni
ahlakdisi bir bencillige dontisiurmustur.
cazibeye sahiptir, ctinku her
tatmin edemez, kendtsine yardim edenlere karsi besler,
iyi
duygular
Mutlu olma arzusu temeldir ve eger "mutlu olmak
isti-
yorsaniz" iyilik yaparsimz. 23
Morelly, insanlann sadece doganin yasalanna itaat etmeleri,
kendi ozgiin biitunluk ve degerterine donmeleri halinde, hicbir
yapay yasanin zorunlu olmayacagi sonucuna vanr. Ve eger
in-
mevcut ozel miilkiyet sisieminin yerine komunal mulkigecirecek olurlarsa, kotuliik yapmak if in pek az neden kala-
sanlar yeti
caktir, cunkii
"Mulkiyetin olmadigi yerde, onun yol actigi zararh
hicbiri olmaz." 2*
sonuclann
Onerdigi yasalarda, ki§inin kendi kullanimi icin olanlar sinda, ister ihtiyac, ister zevk ya da gtinluk i?le bir §eyin ki^isel tigi
ve
sonucuna
kamu
ilgili
di-
olsun, hic-
mulk olarak herhangi birine ait olmamasi gerekHer yurttajin kendi yetenekleriyle edindigi
vardi.
pahasina muhafaza
ettigi
payi lopluma katmasini bekli-
yordu. Sonraki anarsistler gibi Morelly de insanlann dogustan
tembel olmadiklari, toplumsal kurumlar tarafindan tembellesti22
Morelly, Code de la nature, ou
uard Dolldans, 23
Agf,
24
Cade de
s.
Paris, 1910,
71. la nature, s. 30.
le
vtritabk esprit de ses
Onsoz,
lois
(1755), der. Edo-
Anar$izmin
184 rildikleri
sonucuna
TVirifii
vardi.
Kotulugtin ba§hca nedeninin
hukumet
degil ozel mulkiyet
oldugunu dusiinen Morelly komunizmin onciilerinden biriydi. Code de la nature'unun dorduncti boliimunde, "doganin amaclanna uygun bir Yasama Modeli" yani doganin yasalarma denk dii§ecek toplum yasalan olusturmaya cali^n, Onerdigi komiinist toplum, egitim, zorunlu emek ve
evlilikle ilgili kati
kurallan
olan, sert ve otoriter bir toplumdu. Aile, kentlerde ve eyaletlerde
orgutlenmis. kabilelerden olusan toplumsal bir hiyerar§inin
te-
meli olacakti. Ekonominin yonetimi sadece bir
muhasebe meselesi olacak, uyeleri periyodik olarak degisen asgari bir hukumet bulunacakti. Kapsamh bir planlama yapilacak ve yasalar felsefi ogretiyle desteklenecekti. Sonuc,
"mukemmel
bir
duzen" olacak-
Bu diizene kar§i cikanlar cezalandtnlacak ve en kotii suclan i?leyenler, sonunda kendilerine mezar olacak magaralara kapattlacaklardi. Komunizme ulasmak icin "ha$in" bir gecis. toplumu ti.
dusuntiyordu. Morelly, Franstz Devrirm'nin esitlikci ve komiinist kanadinin esin kaynagi oldu. "Esitlerin Komplosu"na onderlik eden
Grachius Babeuf, Code de la nature'un yazannin komplonun gercek lideri oldugunu iddia etti; her ikisi de, otoriteyi guvenlikle kanstirtyordu. Morelly'nin, kurumlar doganin amaclarma uydurulmabdir, gorusu bu konuda otantik liberter bir ozeltik ta§ir. Iyiligi te$vik edecek ve insanlan mutlu kilacak kojullarm yaratilmasina duydugu ilgi, Charles Fourier'yi andinr. Proudhon'un ondaki "hukumetin inkan" yaklajtmini ovmesi de nedensiz degildi. 25
Kropotkin gibi sonraki ana rko-ko munis tier, doganin yorumladiklan icin daha liberter so-
derslerini farkh bir tarzda
nuclara vardilar.
Denis Diderot Denis Diderot'nun oykusu de oldukca
itginctir.
diclionnaire raisonne des sciences, des arts ler,
et
Encyclopedic ou
des metiers'de (Bilim-
Sanatlar ve Zanaatlar Ansiklopedisi ve Aciklamah Sozlugu)
filozoflann pratik ve teorik bilginin yayilmasiyla
meye duyduklan guveni
asamah
ilerle-
payla$ti. Bilgiyi tutarli bir butiin olarak
yansitan Encyclopedic bir radikal ve yikici dusunce pinan oldu.
25
Almtijoll, The Anarchism,
s.
13.
Fmnsiz Rdneianw
ve Avtlinltmma
185
Diderot siyasal hayatinda monarsjyi, ancak daha aydmlan-
mis
bir
form i^inde benimsedi, Autonte
politique (Siyasal Otorite,
1751} ba§hkh eserinde kralin halkla sozlegme yapmasini, ona siirekli danigmasini ve onun cikanna uygun bicimde yonetmesini
savundu. Rus lmpara to rices t
fide, kilise
II.
Katerina icin yazdigi biyogra-
mallannin ulusallastmlmasini, ozgiir genel egitimi ve
dinsel konularda tam bir ho$g6riiyu tavsiye
rak mutlulugun biitun
iyi
etli.
Bir faydaci ola-
yasalann yegane temeli oldugunu one
surdu. Rousseau'rum genel irade nosyonunu benimseyerek, bireyin bir butiin olarak insanltgin cikanna
uygun davranmasini
sa-
vundu. Diderot ayni zamanda degisken bir diistinurdu ve zihnini her zatnan en onemli
Bu
felsefi
yiizden, kendisini en cok
sorunlar uzerinde toplayamiyordu.
dogma tik dusunceyi yikmasini
acik tartismayi tesvik etmesini saglayan diyalektik diyalog
zinda rahat
hissetti. Kati bir
deci olarak konusuyor,
belirlenimci (determinist) ve
ama Jacques
le
ve
tar-
mad-
fataliste (Kaderci Jacques,
1796) basjikh diyalogunda ahlaki belirtenimcilikle sorumlulu-
gun reddini bagdastirmakta zorlaniyordu. Jacques kadere inantr ancak ozgurmiis gibi davramr. Gene Diderot zaman zatnan insandaki hayvan icgudulerinin zapt edilmesi gerektigini hissediyor,
bazen de tutkularm
"bizi
her zaman dogru bicimde esinledi-
gi"ne ve bizi yoldan cikaranin zihin olduguna inanmaktan geri
kalmiyordu. 26
Cagdas toplum ve goreneksel ahlak uzerine diyalektik bir Nevcu de Rameau'da (Rameau'nun Yegeni, 1762'de
hiciv olan Le yazildi,
ancak 1823'e kadar yaytmlanmadi) ayni temayi
isjer.
Ra-
meau'nun yegeni bir muzisyen ve mutlulugun kijinin kendi dogasina uygun ya$amakla saglanacagina inanan ahlakdisi bir bireycidir. Esas olarak tensel hazlarla ilgilenir ve "erdemin buyusu"ne kayitsizdir. "Yasasin Suleyman'in bilgeligi" der. "En iyi §araplari ic,
en
lezzetli
yemekleri ye, guzel kadmlarla du§tip kalk,
yumu$ak yataklarda yat. Gerisine bo§ ver." 27 Bu hedonizme ragmen, Diderot erdemin kendi oduliinu de beraberinde getirdigine inanmaya devam eder. Tipki Morelly gibi, insan yapisi yasalann doga yasalanni yansitacagini umuyor2ft
Denis Diderot, "Passions", EncydoprAiti.
ulinri,
Charles Vereker,
fitch-Ccnfury Optimism, [.iverpiwl UiiivciMiv IVe^, 1
27
Didertu, "l.fgiilalioii",cp.
I'M
s.
I6H
EigJitf-
Anar$izmin Tarihi
186 du.
En
iyi
yasalar dogaya en
uygun
kamusal hem de ozel
bu onu hem
otanlardir, diyordu, ve
"insanin tutkularma karsi cikdarak degil, tam aksine
cikarlara uygulayarak ve tesvik ederek" ka-
zantlacaktir. 23
Diderot'nun kamusal tutumu buydu. Ozel hayat icin cok
daha radikal
fikirler gelistirdi. "Doga insana ba§kalarma hukmethakki vermedi" diyordu. Bir saka da olsa, kendisine bir monark ve yasa koyucu olma firsati verildiginde bunu reddetti. Ge-
me
leneksel On Ikinci Gece pastasindaki fasulye tanesi tic yd boyunca tesadufen ona rasdadi. Franstz adetlerine gore bu sans ona bir yasa sunma imkant veriyordu. Ilk tepkisi, insanlan bolme degil birlestirme istegini bir siirle dile getirmek oldu, Ozgurluk askini ifade ediyor ve insanlan kendilerini baskalanyla esit hisset-
meye cagmyordu:
Kadim dusturdur, bol ve yonet, Benim degil, bir tiranin i§i. Ben ozgurlugu severim, birlestirmek isterim
Ve
sizleri
arzum varsa eger Herkesin olmah o arzu. M bir
kazanmasi iizerine Diderot oyuvazgecmeye karar verdi. Boylece odiil ilk
Birbirini izleyen tic yil fasulyeyi
nun
gerektirdigi rolden
ve son kez reddedilmis oldu. Hatta Rabelais'nin dik bash kesisi gibi,
"herkes ne istiyorsa onu yapmahdir" gibi bir yasa cikarma
hakkindan
bile
feragat
etti.
Kusursuz anarsist duygularla, ne
kendisi ne de baskalan icin herhangi bir yasaya itaat isiedigini ilan etti.
Kamuoyu ugruna
insan
Asia kendi haklarmdan vazgecmek istemez!
Dogada ne efendi
Ne "Bir
yasalara
vardir ne de hizmetkar;
uymak
isterim ne de
uyulmasmi! 30
Babanm Cocuklanyla Konusmast" bashkh
ktsa bir
dykude
Diderot, aile reisine, "hie kimsenin yasalan ihlaline izin verile28
Diderot, Rameau's Ntphftv, D'Ldmfcfrt's Dream, cev. Leonard Tamcock,
Harmonds worth. Penguin, 1966, 29
Harmondswonh, Penguin, 1966, 30
s.
65.
Diderot, Rameau's Nephew, D'Alembert's Dream, cev. Leonard Tancock, s.
65.
Diderot, "Les Eleuth£romanes ou abdication d'un roi de
la feve," s.
202.
187
Franstz Rdnesanst ve AyilutUinma
mez"
suza kadar surecek
de
Ne
sozlerini soyletir. iyi
var ki anlatici olan ogul, "doga son-
yasalar yapmistir" diyerek kendi gorusun-
israr eder ve kisinin insan yapisi yasalara degil
lanna uymasi gerektigini one surer.
doganm
yasa-
Zor ahlaki sorunlarda
"dogal esitlik" anlayisinm rehberligine basvurur.
Daha sonra
ogul, baba otoritesine isyan eder ve baba toplantiya son verdi31 Diderot, ortaya ginde, "bilge kisi icin hicbir yasa yoktur" der.
iki goriisu de kabul ederken, ogula belirgin bir semAynca, ahlaki ve toplumsal ozgurlugu kendi cevre-
konulan her pati duyar,
sindeki entelektuel elitin disma yaymaya hazirdir.
Uzerinde daha rot, tipki
dusunulmiis bir baska metinde Dide-
fazla
Foigny ve Swift
gibi,
mevcut Avrupa uygarbgini, tropik
bolgede olusmus dussel bir toplumla kiyaslayarak eles^irdi. Louis- Antoine de Bouganville'in 1771'de diinyanin cevresinde yaptigi
seyahate iliskin anlatisinin
yayimlanmasmdan sonra Diderot,
Bougainville'in Tabiti'ye yaptigt ziyareti anlattigi. Supplement au
voyage de Bougainville (Bougainville'in Seyahatine Ek) bashkh
kurgusal bir deneme yazdi. Cesur mantigi onu anarsist fikirler gelistirmeye yoneltti, ancak ihtiyath davranarak metni yayimla-
maktan
mn
vazgecti. Tipki Voltaire'in hizmetcilerin
varligini tartismak
istememesi
gibi,
onunde Tann-
Diderot da kizinin kendi
yasamasmt istemedi. Supplement^, ancak Fransiz Devrimi'nden sonra, 1796'da gun isiahlaksal spekulasyonlannin etkisi altinda
gma cikabildi, Diderot, Pasifik'teki "ilkel" cenneti, sadece baskici dini ve savasci Devletleri olan Bati uygarhgina saldirmak icin degil, hu-
kumetin ve yasalann olmadigi
mak
icin
de kullandi.
Onun
bir anarsist
toplumu canlandir-
Tahitilileri vah?i degildirler; Hiristi-
yan uygarhgin ikiyuzliitugunu ve anlamsizltgini, kiyas yoluyla ve etkin bicimde mahkum ederler. Onlar "doganin saf icguduleri"ni izlerler, "benim" ile "senin" arasmda hicbir ayrim yapmazlar ler.
ve ne toprak ne de kadmlar uzerinde ozel miilkiyete sahiptirSerbest ask yasarlar ve terk etmek, ensest ve zina gibi
gunah ya da kiskanchk hakkinda hicYoksul sayisi cok azdir ve topraklar verimli-
sozciikleri bilmezler. Sue,
bir fikirteri yoktur.
Buna ragmen toplam emeklerini en aza indirgemi§lerdir, ciinku huzur icinde yasamaktan baska bir tercihleri yoktur. Budir.
31
Diderot, "Entretiens d'un pare avec ses enfants", les id^lles, Paris,
1773.
Conus morales
el
Nouvel-
IH8
Anarsizmin Tarihi
tun ada tek bir
aile,
her bir kulube buyuk bir binanin katlan
gi-
bidir.
Tahitililerin istekleri basiitir,
ancak bu basidik zorunlulu-
gun dayatmasindan degil, akilci bir tutumdan kaynaktamr. Tahitili Orou adayi ztyaret eden papazla yaptigt konusma sirasinda, doga ve akitdan soz eder ve tek ahlaki kurahn "genel iyilik" ve "ozel fayda" oldugunu one surer. 32 Ozgurluk aski onlann en derin duygusudur. Ancak bu, cinsel serbesti anlamina gehnez; is-
tenmeyen bebeklerden kacinmak icin, olgunla?madan once bulunma konusunda kati bir tabu vardir.
cin-
sel iliskide
Bougainville
ile Tahitili bir yash arasinda gecen diyalogda, yeni gelen Avrupahlarm onlann mutlulugunu bozduklarmi, kadinlar arasinda anlasmazlik ve utanc duygusu yarat-
Yash
Adam
tiklanni, beraberlerinde hastahk, sue, "yapay ihtiyaclar" ve "hayali
erdemler" getirdiklerini esefle kaydeder. 33 Batihlarm hirslan
ve savascihklan,
ama en cok baskici cinsel kuralfan onda ofke uyandinr. Ada tophimuyla bir tartisma strasinda Diderot araya girerek soyle der; "insanlar arasinda ahlak temelinde kurulacak sonsuz bir iliski sayesinde, din yasalan belki de gereksizlesir ve medeni hukuk belki de sadece doga yasalarmin ben im sen me sinden ibaret olur." §unu ekler: "Doganin yasalartna titizlikle uyan Tahitili, ideal
yasamaya herhangi
dir," 34 Butiin diyalog, si
yasalara ve
sar.
dogal
uygarhgm
Diderot'nun
bir
duzeni, insan yapi-
bozulmaya
tercih ederek kut-
getirdigi
sozciisti,
uygar hatktan daha yakin-
hukuku ve dogal
insani uygarlastirmak
mi yoksa onu kendi icgudulerine terk etmek mi gerektigi sorusunu soyle yanitlar:
Butiin siyasal, kamusal ve dinsel
kurumlan ele aim ve onfon bastan sona inceleyin. Eger yanilmiyorsam, insan turunutt bir yuzyildan digerine
bir
avue hitekarm ona
kilicla dayattigi
altinda ezildigini goreceksiniz. Isleri duiene
kan kisiden sakinin.
Isleri
rini sasirtarak kendisini
32
boyundurugun
sokmak
icin ortaya gi-
duzene sokmak, daima kisinin baskala-
onlann
efendisi haline getirmesidir ve Ca-
Diderot, "Supplement au voyage de Bougainville", Diderot: Selected Philosophical Writings, der. John Lough, Cambridge University Press, 1953 s
190.
33
Age,
s.
168, 169.
34
Age.
s.
197.
Fran&z Rjonesann labria halki dayatilmis
tek halkur.
ve
189
Ay(\m\anma
kanun koyuculara dalkavukluk etmeyen
35
Ve, "Calabria anarsisi"nin kabul edilebilir olup olmadigt soruldugunda, "onlann barbarltginin bizim kentliligimiz kadar kotu"
olmadigi konusunda bahse girmeye hazirdir.
Jean-Jacques Rousseau Diderot'nun en radikal goruslerini halka yayma konusunda
ihti-
oldugu yerde, Rousseau boyle bir kaygt tasimaz. Ustelik kendisi on yedinci ytizyilm en paradoksal yazarlarmdan biriydi.
yatli
Aydinlanmanin
bir urunii
ve onun
filozoflar
gntbunun
bir uyesi
otan Rousseau yalniz bir ki?i olarak yasadt ve Aydinlanmanin en temel bazi oncullerine saldtrdi. Kendi mantigini buyuk bir etki yaratacak §ekilde kullamrken, §6yle dedi: "dusiineh insan ahlaki bozulmus. bir hayvandir." Ve Romantizm ile birlikte anilan du-
yarhk kuttiinu tesvik
etti.
Bireyselligi kutsadi ve
kendi
kisisel ba-
gimsizhgim dogruladi, ancak otorite ozlemi de gekti. Erken yazilarmda buyuk bir liberter olarak gorulur, ancak son yazilarmda demokrasi temelinde anonim bir Devlet icin cagn yapar. degil. Vicdanin "ilahi bir icgiidu" olduguna inanan durust bir ahlakci olmasina karsm, cocuklanni yetimhaneye gonderdi, Dogal dinin siirsel bir savunucusu olmasma karsin, sitotaliter
Bu kadar
yasal kanaatleri
ugruna
tarn iki
kez dini inanclanni degistirdi.
Hayal giicu genis. bir yazar ve guclu bir
sm, Voltaire'in canatUe'sinin ya da Rousseau
ilk
dusunur olmasma kar-
ayaktakimimn
sesi oldu.
kez 1750'de, Bilim ve Sanatin Ahlaki Ethileri
Ozerine Sdykv'\z Dijon akademisinin oduliinu alarak onem kazandi. Bu eser cagdas ktilturun kapsamh ve sarsici bir elestirisi olarak kabul edildi.
Ancak butun sanat ve bilim datlanna
lik bir saldin degildir;
daha cok
yr3ne-
faydasiz bilgiye karsi bir erdein
savunusudur, Rousseau, iktidardakilerin ahlaki ve begeniyi yozlastirmak, ikiyuzlulugu tesvik etmek ve insanlan aldatmak icin sanat ve bilim dallannt kotiiye kullanma tarzlarmi elegtirir: Iktidar tek ba$ina bir yanda, bilgi ve anlayis tek ba$ina ote kisi her ikisine de yeterince itiraz etmeyecek, htikumdarlar nadiren buyuk eylemlerde bulunacaklar
yanda oldugu surece, bilge
35
Agf,
s,
203.
190
Anar$iztnin Tarihi
ve halk, simdiki kadar siradan, yozlasmis ve edecektir. M
Luks icinde yasayan, avare ve tutkulu
sefil
olmaya devam
entelektiieller ister is-
temez halki yozlastiracaklardir. Dijon akademisi icin hazirladigi, Esitsi^tgin Kokeni Ozerine Bir Soylev ni
( 1 754) baslikh. cali$mada Rousseau, goruslerinin esasiolusturan temayi, insanin kendi dogasmin ozunden trajik ko-
pusu temasmi
gelistirdi. "Insanin gercek dogasinda ozgun olan yapay olan arasinda tarn bir ayrim yapma"yt amachyordu; ancak tarihsel olgular sunmadigini, sadece "hipoteuk bir akil yurutile
me" ve "varsayimlar"
gelistirdigini acikca belimi. 37 Meslier ve
Morelly
gibi, insanin dogustan iyi oldugunu, ancak mevcut kurumlar tarafindan bozuldugunu one surer. Rousseau'ya gore, dogal durumda insan, dayani§ma icinde, bagimsiz ve kendine yeterIt
bir hayat surer.
Dogustan nazik ve
ahlaki ozelliklerden yoksun,
tamamen
sefkatli, entelektuel
ve
icgiidusel bir yaratikltr.
Ancak insanm akildan once iki ilkesi vardir: Biri, kendisini korumastnt, digeri ise bir baska duyarh varhgin cektigi acilar karsisinda tepki gostermesini saglar. Dogustan gelen bu sefkat duygusu, dogal durumda "yasalar, ahlaki kurallar ve erdem"in yerini tutar, 38
lir,
En onemlisi, insan serbest bir varhktir ve mukemmellesebiyani kendini geli§tirme yetenegine sahiptir. Daha sonra insa-
durumun disina nasil ciktigini anlatir. Bu durum onda hem de faziletler iiretir ve sonunda onu "hem hem de doga iizerinde bir tiran" haline getirir. Insan
nin dogal
hem
kotulukler
kendisi
kendi isteklerini karsilamak icin baskatanyla birlesmeye basladikca dogasi da degisir, cunkii "kolelik baglari ancak insanlarm karsihkli bagimhhgiyla olusur." 39 Isbirligi insanin cokiis
tohumkoruma arzusu 6z cikar duygusuna donusur. Bu sahte duygu her bireyi baskalanm degil sadece kendini du§unmeye yoneltir; gurur, hirs ve rekabet istegini guclendirir. Dulanni eker. Kendini
siinmek sorunlan daha da zorlastmr, cunkii "6z cikar duygusu36
Jean-Jacques Rousseau, "A Discourse on the Arts and Sciences" (1750), Th< Social Contract and Discourses, cev, ve giri| G. D. H. Cole, der. J. H. Brumfitt Hall, J. M. Dent, 1973, s. 26. John
37
Rousseau, "A Discourse on the Origin of Inequality" (1754), The Social
&
C
Contract and Discourse,
38
Age,
s.
68.
39
Age.
s.
55, 74.
s.
39, 45. 74,
Fransiz Ronesansi ve
na ve bu duyguyu dogrulayan
Aydmianma
fikirlerin
191
olusmasma neden
otur." 40
Rousseau'ya gore, insanhk tarihinde yasanan en onemli olay ve toplumsal esitsizligin baslica nedeni, ozel mulkiyeiin olusmasidir. Soykv'inin ikinci
bdlumu her zaman yankilanan su
sozlerle bas.lar: Bir parca topragi citle ceviren, "Burasi benimdir" diyen ve insanlarm buna inanacak kadar saf olduklanni dustmen ilk insan, sivil toplumun gercek kurucusuydu. Birinin cikip o kazikla-
sokecegi ve hendekleri doldurarak, insanlara, "bu sahtekaYi dinlemeyin; yeryuzu nimetlerinin hepimizin oldugunu ve topra-
n
gin hie kimseye ait olmadigini bir kez unutacak olursaniz
mah-
volursunuz" diyecegi ana kadar, nice suclar, savaslar ve cinayetler olacak, nice vahsetler
ve fetaketler yasanacak."* 1
Insanlar endiistriyi gelistirdikce, basit istekleri yeni ihtiyaclarla cogatdi.
Tanm
lastiran ve insan hgi
ve endustri insanlan ezdi: "insanlan uygarmahveden demtr ve tahildi," Mulkiyet, bir
kez kabul edildiginde, esitsizligin artis^na ve
ilk adalet kuralla-
bakimindan da feci psikolojik etkiler yaratti: "kendisini oldugundan farkli gostermek artik insanin cikarmaydi" Sonunda zengin kendi mulkiinden huzur rina yol acti. Gercegin gizlenmesi
icinde yararlanmak icin, yasalara gore yonetecek ustun bir guce, ihtiyac oldugunu one surdu. Boylece insanlar al"Herkes ozgurliigunun guvence altinda olacagi umuduyla kendi zincirlerine ko§tu; siyasal kurumlann sadece avantajlarmi algilamaya yetecek kadar akillan yardi, ancak tehlikeleri
bir
hukumete
datildilar:
M2
onceden gorebilmelerini saglayacak kadar deneyimleri yoktu. Yoksula yeni prangalar vuran ve zengine yeni bir guc kazandiran hukumetin ve yasalarm kokeni buydu, Bu kez uluslar kendi aralarinda bir dogal
durum
olus^urdular.
Rousseau, ozgurlugu "insanin en soylu ozelligi" olarak gor43 Insanlarm dogal bir du; o, "doganin insana bir armagani" idi.
one surerek koleligi mazur gosterenlere Rousseau tamamen icten bir ofkeyle §6yle
kolelik egilimi ta$idigmi kesinlikle karji gikti.
diyordu:
40
Age,
41
Age, s.76.
+2
Age,
s.
83, 86, 89.
43
Age,
s.
94-95.
s.
68,
Anar$izmin Tarihi
1**2
tutsakhgin yol
ac,ttgi
o iggudusel sabirsizltkla kafalartni icine kapa-
nUliklan kafesin parmakliklanna vuran ozgiir dogmus, hayvanlan
gordugum zaman; sadece kendi bagimsizliklarmi korumak i^in, a<;liga, atese, kitica ve olume gogiis gererek Avrupalinm zevklerini kiigiimseyen o ciplak vahsilere
bakugim zaman, ozgurluk
tarns ma-
sinin koleler icin olmadigini hissediyorum. 44
Boylece Rousseau, hukumetin, ozgtir insan tarafindan hayati da-
ha kolay kilma umuduyla olusturulmus yapay bir kurum oldugunu savunuyordu. Ancak hukiimet baslangicta keyfi bir giic ol-
madiysa da, sonunda, "en gucluniin, baslangicta sartanan yasasi" haline geldi. 45
olarak ta-
Daha sonra Rousseau, farkh hu-
kiimet formlannin, kendi kokenlerint, kurulduklan sirada bireyler
arasinda var olan farkh esitsizlik derecelerine borclu oldukla-
nni one surdu. Yasalann ve mulkiyet hakiannin olusturulmasi ilk evre, yargiclik kurumu ikinci evre, mesru iktidann keyfi iktidara dontisturulmesi iicuncu ve son evre
Rousseau 'nun toplumsal ne ile
i
esitsizlik
idi.
ve hukumetin kokenleri-
cozumlemesi parlaktir ve pek cok
lis kin
mulkiyet
anarsist,
hukiimet arasindaki yakin baglantt konusunda onu
izlemistir.
Ashnda Rousseau, le
fit rafla r'inda, "her sey radikal bicimde siyasebaghdir ve higbir halk kendi hukumetinin dogasimn gerektir-
diginden baska bir sey olamaz" diyordu. 46 Ancak insanm do gal
durumunu
yuceltmesine, "vahsi"
ile
"uygar" arasinda, ozellikle
birincisinin tek bastna nasil ya§ayacagini bilmesi, ikincisinin ise
"baskalarmm fikrine gore" nasil yasayacagini bilmesi bakmundan yaptigi olumlu karsilastirmaya ragmen, Rousseau genelde santldigi gibi, ilkel bir
doga durumuna donulmesini istemiyor-
du. 47 tkinci Soylev'inde, butun caglarin en mutlu ve en istikrarhsi
olan ideal insanlik
minde yasanmasi
durumunun ancak toplumun
gerektigini
one
siirdii,
insan yeteneklerinin kaydettigi gelisim, gi ile
6z ^lkar duygumuzun hircin
genclik done-
cunku bu donemde
"ilkel
faaliyeti
durumun
tembelli-
arasinda tam bir ara
dortem" olusturuyordu, 48 44
Age,
s.
93.
45
Age,
s.
96.
46
Rousseau, Confessions (1781-8). Oetwes completes, der, B. Gagnebin
Raymond,
Paris,
1959-70,
1,
404.
47
"A Discourse on the Origin oflnequality",
48
Age,
s,
82.
op. at,
s.
104.
& M.
Fransiz Ronesatisi vr A\iUnlanma
193
Godwin, Rousseau'nun icgoriilcriiun onemini anladi ve su onu ovdii; "nasil oiusmus. olursa olsun huktimetin insanliga tam bir yarar saglama yetenegi pek azdir." Ne yazik ki Rousseau, "cok kiicuk bir hata"yla, "hukumetin feshedilmesini muhtemelen izleyebilecek donem yerine, hiikumeii ve yasalan onceleyen done mi ovgu konusu" yapmisti. 49 Hukumetin ortadan katdinlmasini istemekten uzak olan Rousseau, halkm gercegi gordugii igin
iradesini ifade edecek ve halk egemenligini giivence altina alacak bir htikiimetin kurulmasi icin yeni bir toplumsal sozlesmeye ih-
oldugunu savundu. Mesru Devlet'm
tiyac
ye ve yurtta§m ona neden
olusturmaya
ler
cahsti.
itaat
ozelliklerini belirleme-
etmesi gerektigine dair gerekce-
Yeni bir ahlaki toplum icin yeni bir
ahlaki insan yaratmak istedi.
Rousseau
hie.
kuskusuz ozgurluge toplumsal hayatm temeli
olarak oncelik verdi ve pek cok eserde bireyselligi ovdii. 50 Egi-
tim konusundaki tezinin, Emiie'in (1762) daha basinda su unlii sozler yer ahr: "Doganin yaraticisinin elinden cikan her sey
insanin elinden cikan her sey yozdur." 51 rak,
cocugu yozlasmis toplum dan
tecrit
Bu duruma
iyi,
bir
ederek yetistirmek
if in
"diizenlenmisj ozgurluk" sistemi istiyordu. Rousseau 'ya gore egi-
timin amaci, merak uyandirmak ve akil yurutmek olmahdir ve
ogrenimi tesvik etmenin en
iyi
yolu yaparak ogrenmeyi sagla-
Godwin Ancak egitimdeki liberter hedeflerine ve ozerk birey yaratma arzusuna ragmen Rousseau otoriter araclara geri doner, Onun ideal ogretmeni tam yetkili bir kukla ustasidir; bilmesine imkan vermeden cocugu yonlendirir ve ona belirli bir diisiince tarzini dayatmaya cahsir. Sonunda Emile, ustasina psikolojik olarak baglanir ve ondan kurtulamaz. Ogretmen sonunda otoritesinden vazgecer ve sorumlulugu onun yeni e§ine -"^imdiden sonraki gozetmenin"- devreder, ama uysal gene cift ondan "tavsiyede bulunmasim" ve onlan "ydnetme"ye devam etmesini isve Kropotkin'i etkileyen mesaj buydu.
maktir.
ter.
49
52
Godwin,
Political Justice
sworth, 1976,
50
s.
(1798), der. Isaac Kramnick, Penguin,
Bk2. Ronald Grimsley, The Philosophy of Rousseau,
1973,
s.
Harmond-
496-7.
91, 115; Peter Gay,
Oxford University
Th« Enlightenment: An
Interpretation,
Press,
Wildwo-
od House, 1973,11,534, 51
Rousseau, Emile on de Vidutation (1762), Gamier- Flam marion, s.
52
35.
Age,
s.
628, 629,
Paris,
1966,
Anarsizmin Tarihi
194
Rousseau ahlak
siyaset arasinda
ile
yakm
bir baglanti goru-
yor ve toplumu bireyler araciligiyla, bireyleri de toplum aracihgiyla
incelemek gerektigine inaniyordu. Emile
ile
aynt
yil
yayim-
lanan Toplumsal Soz les tne 'sin de, insanlann birbirinin iradesine tabi
o I mad an ortak bir lopluluk icinde yasama nin avantajmdan
yararlanabilecekleri ve "her bir kisinin, kendisini herkesle birlestirirken, sadece kendisine itaat edebilecegi ve
kalabilecegt" bir yol
calisti, 53
bulmaya
onceki kadar ozgur
Bu paradoksa,
siyasal
mes-
ruhigu saglayacak bir anayasa temelinde hazirlanacak yeni bir toplumsal sozlesmeyle cozum buldu.
Rousseau'nun dusiincesindeki demokratik yon, halk egemenligini
savunmasmdan
yasama gucii onunla var
kaynaklanir. Halk
olur.
ilk
ve son mercidir;
Bu yon, Rousseau'nun halkin ken-
di siyasetlerini formullendirmesi ve kararlastirmasi
konusundaki
isrannda da goruliir. Egementik, devredilemez oldugu igin temsil edilemez; ozunde halkin iradesinde yatar ve bu irade temsile baglanamaz. Ya vardir ya
da yoktur; i kisinin arasi le,
bir
durum soz konusu
degildir.
Bu neden-
halkin vekilleri onun temsilcileri degildirler ve olamazlar: onlar
sadece gorevlidirler ve hicbir kesin edtmde bulunamazlar. Halkin
onaylamadigi her yasa gecersiz ve hukumsuzdtir -ashnda yasa degildir. Ingiltere halki
kendisini ozgur kabul eder; ancak
bir hatadir; onlar sadece
ozgur tir.
olurlar.
Secim
bu buyUk
parlamento uyelerinin segimi sirasinda
bittigi
anda kolelik
baslat,
Halk
artik bir hic-
Yararlandiktan ozgurluk aninin bu kadar kisa olmasi, ashnda o
ozgurltigu kaybetmeye mustahak olduklarmi goscerir, 54
Toplumsal sozlesme yapihnca birey butiin haklanni toplulugun butunune devretmekle yukumlu olur ve toplumun ortak ctkarlanni ifade edecek ve genel faydayi gercekle^tirecek "genel irade" nin yiiksek yonetimi altinda ortakhga katdir. Genel iradenin
kesin niteligi belirsizligini korur; bu herkesin iradesinden ya da ozel cikarlann
toplammdan daha fazla bir seydir ve insanlar orzaman olusur. Bu nosyondan ha-
tak ctkarlanni dikkate aldtklan
reketle Rousseau, halk egemenliginin Ii
53 54
hukum
surmesi icin gerek-
olan yolu kesfettigine inandi. Ancak Rousseau'ya gore, ortakltk Rousseau, The Social Contract, Age,
s.
240.
s.
174.
F rati
\z
Rones ansr ve Ay thnlanma
195
yasasi
anonim ve
musal
bir kisi" yaratiyordu. Pratikte bu, bireyin topluluga butti-
kolektif bir yapi, "ahlaki bir kisi"den cok "ka-
nuyle katilmasi anlamina geliyordu: her yurttas, butun dogal
haklanni (yasama ve mulkiyet hakki da dahil) "toplum"a devret-
mekle yukumlu
olacakti.
Rousseau, huktimeti, yurutmeyi saglayan ve geri cagrilabilir
komisyon
"bir
...
yurtta$lar
Egemen
ile
teliginde bir yapi" olarak tammlar.
sinden sorumludur.
Belirli bir
Bu
yapi,
hukumet
nusu nda do kt riner bir tutumu yoktu, formlann uygun oldugunu one surdu.
arasinda olusan araci ni-
yasalann yurutulme-
tipinin
uygufanmasi ko-
farkli ulkeler icin
Pratikte,
kucuk
farkh
Devletleri
tercih etti ve Polonya icin federal bir Devlet ve secilmis bir
mo-
nar§i onerdi.
Ne yi
var
ki,
Rousseau'nun Devletinin kisa sure icinde her
se-
kapsayacagi ortaya cikar. Bu Devlet, genel iradeyi yorumlayan
ve upki Emile 'in ogretmeni gibi, halkt kendisi icin
iyi
olana dog-
ru yonlendiren olaganiistu bir insan ya da bir grup insandan
olusan bir "kanun koyucu" taraftndan kurulacaktir. Aynca Rousseau, "Devlet buyiidukce ozgurluk kuculur" gorusunu one su-
cunkti bu
rer,
durumda hukiimetin daha
kati olmasi gerekir.
Ahlaki korumak icin sansiir uygulanacak ve Devlet'in uygarlik dininin maddelerine inanmadiklartni eylemleriyle ortaya koyanlara olum cezasi.verilecektir. "Despotluk sicak iklimlere, barbarhk soguk ulkeiere ve iyi yonetim lhmh bolgelere uygun duser" 55 dediginde Rousseau, Avrupa merkezli yaklasimini da ortaya koy-
mus
oiur. Esitlik
ve halk egemenligine iliskin butun kaygilarma rag-
men Rousseau'nun sanlar
onerdigi toplumsal sozlesme bir "ozgur in-
toplumu"na varmaktan
uzakttr, 56
Tarn aksine, acikca
kurma
tarifidir. Anonim Devlet iginde hicbir kismi topluma izin vermez ve azinhklar i^in hicbir guvence yoktur. Cogunluktan farkh olan bireyi uyum
mutlak ve her seye
giicii
yeten bir Devlet
saglamadigi icin utanc ve sucduluk duyacagi lam bir li'c
ittifak
bek-
Aynca, "Insan ozgur dogmustur; ve her yerde zincire vurul-
niiijuir"
ve "Ozgurlukten vazgecmek, insan olmaktan vazgec-
nickiir" gibi goriisleri cesaretle
savunan adam,
itaatsiz yurttasin
kendi cikanni anlamasim ve genel iradeye tabi kthnmasini saglaAp,
s.
20H-4, 210, 228
<.uy. Mir
; l
.n\ijihtitieni. II, s
Hi).
1
Anar$izmin Tarihi
06
ituk icin "ozgurluge zorlanacagi"ni one siirerek, balar kusagina gerekce saglar. 37
her $eyi tuketen ahlaki bir zoruntuluk, "herkesin kesin soz hakki" haline elegit,
bit tun bir zor-
Genet irade Rousseau'nun elinde her-
iyiligi icin
Bu, ozgur erkeklere ve kadinlara
gelir.
sadece Emile'e uygun bir loplum olacaktir.
Godwin'in gozlemledigi al'inde
gibi, "iistun dehast" Contrat soci-
(Toplumsal Sozlesme, 1762) ve Consideration sur
h
go-
vernment de Pologne'sinde (Polonya Hukumeti Uzerine Dusunceler,
1771) Rousseau'yu lerk etmigtir, 58 Buyuk liberter bireyci,
sonunda
demokrasinin bir savunucusu; Ba-
otoriter ve totaliter
kunin'in sozleriyle, "modern gericiligin gergek yaraticisi" haline geldi. 59
Rousseau'nun genel irade nosyonu, gercek lesmesi im-
kansiz btr soyutlamadir ve goriilmemis bir
gerektirir.
ittifaki
Devlet yonetiminin siirmesi icin siyasal sahtekarligi savunmakla
kalmaz, yazilan da hukuk kurallanna dair ovgulerle doludur. 60
Rousseau ozgurlugun kendisi icin her seyden daha degerli oldugunu tekrar tekrar belirtir. Ancak ozgurlukten ne anladigi pek belli degildir. En azindan tic, tur ozgurlukten soz eder -dogal, bireysel ve ahlaki ozgiirluk. 61
Dogal durumda insantar dogal
ozgurluge sahiptirler, yani birbirlerine bagimh degildirler.
Ama
heniiz ahlaki varhklar da degildirler ve gercek bir ozgurluk anlayisina sahip olamazlar. Rousseau sivil loplumda, ki§inin ozgiir
kalarak baskalanyla birlikte olabilecegi bir topfuluk formu kesfe-
umdu
debilecegini
ve
cozumun insamn
bizzat yaptigi yasalara
eimesinde olduguna inandi. Bu durumda bireysel ozgurluk
itaat
yapma hakki
yasalarca yasaklanmayan §eyi
haline gelir. Ahlaki
toplumda var olan ahlaki ozgiirluk de kendiliginden dayatdan yasalara itaattir- "kendimiz icin olusturdugumuz bir yasaya itaat
"62
Rousseau'nun ozgurliigu
ele
alts,
tarzi hie
57
Rousseau, The Social Contract,
58
Godwin,
59
Bakunin, alimi. Rocker, Nationalism and Culture, Bkz.
J.
Political Justice, op.
L.
s.
165, 170,
tit, s.
1
kuskusuz ince
bir
77.
497n. op.
til,
s.
162-3.
Aynca
Talmon, The Origins of Totalitarian Democracy (1952), Sphere,
1970,s. 3&-9.
60
Bkz. Judith N. Shklar, "Rousseau's Images of Authority" seau:
A Col Ice
Anchor,
I
ion of Critical Essays, der.
New York,
1972,
s.
341.
61
Bkz. John Plamenatz, "On
62
Rousseau, The Social Contract,
le
,
forvera d'etre libre' s.
178.
Hobbes and Rous-
Maurice Cranston 1 ,
s.
323-4.
&
R. S. Peters,
197
Franstz Ronesansi ve AvtiinUttima
zekayi yansmr, ancak otoriter
sofisi Itrin
ozgurluk
olarak kvhk degi§tirmelerine yol agar. Rousseau,
de bagimh
olmamn
asigt liberaller
hem
ozgur
hem
mantiksal bakimdan sacma, pratikte ise
imkanstz oldugunu anlayamadi. Nihai olarak anarsistlerden kopar,
cunku ona gore yasa
kolele^ttrici degil, ozgurle$tiricidir. Ba-
zi anar§istler ozgurlugii, kisinin
tutkulardan ve icgiidulerden oz-
gur olmasi ya da kendi kendisinin efendisi olmasi anlaminda bir 6z disiplin formu olarak tanimlayabilirler, ancak hicbiri onu, Devlet'in zorla kabul ettirdigi
yuksek
bir yasaya itaat olarak ka-
bul etmeyecektir.
Rousseau'nun ozgurluk aski
ile
kendi toplumuna ki^isel
is-
yani baglaminda gelistirdigi o to rite arzusunun olusturdugu para-
doksu anlamak mumkundur.
Isvicreli bir saatcinin
oglu olan Ro-
usseau, usak, sekreter ve yazar olarak gecirdigi ilginc hayati
boyunca,
ci grin dan
cikmis, gibi
gorunen
bir diinyada yalniz bir
modern anksiyeteyi ya$adi. Daima kisjsel bagimsizhgmi savunma egiliminde oldu, ama de net ley id bir baba figurune de ozlem duydu, Kendi toplumunun disma surulbirey olmantn yol actigi
mus, ve ona yabancda^mis.
toptum aradi, Rousseau miz cagdan. soz eder,
biri
gticlu
olarak gercek ten butunliiklu bir
ve zayif yanlanyla icinde yasadigi-
Ancak bu, kisjliginde ve dusuncesinde yer alan otoriter yonu mazur gostermez. Goriislerinde ve sozgeli§i kadinlan ele alis tarzinda guclu bir patriyarkal ve sovenist egilim ta§idigi aciktir.
Metres-hamilerinin hakimiyetine icerlemekle kalmamis, kendi hizmetci-metresine de cok kotu davranmis, kendi cocuklanyla birlikte
onun cocuklanni da yetimhaneye
n daima nusunu
"itaat
ele aldtgi
ken, sadece
biri,
bes kitabin dordii Emile'in egitimine aynlir-
daha sonra kendi uysal
yeti^tirilmesiyle ilgilidir. icin yaratildi"
"Kadin
hos,a
kizm kihnmak
hizmetcis'i olan
gitmek ve
tabi
ve "kendisini erkek idn kabul edilebilir hale getir-
melidir" diyor,
Ona
gondermi^tir. Kadinla-
etmesi gereken cins" olarak gordu. 63 Egitim ko-
bunun
bir
doga yasasi oldugunu dtisunuyordu. 64
gore, erkegin faal ve guclu oldugu yerde, kadin zayif ve
giicsuzdur.
Godwin sonraki Rousseau'dan riini'nin
6
)
M
yiiz cevirirken, Fransiz
Dev-
en kanli doneminde diktator Robespierre'in onu azizlik
Rousseau, "Discourse on the Origin Rousseau,
f'rnilf, s.
466.
i>l
[nn|iiiiliiy", s
70
I
OH
Anar$izmin Tarihi
mertebesine yukseltmesi sasiruci degildir. Bununla birlikte Rousseau, mulkiyet ile hukumet arasindaki yakm baglantiyi vurgu-
toplumsal esitsizlige saldirdigi, elitist kulturu elestirdigi, halk demokrasisi ve egemenlikle ilgilendigi, insankrin doguscan ladigi,
olduguna inandigi ve dogaya yakin basit bir hayaii ovdugu icmde onemli bir yeri hak eder. Bati uygarhginin yol actigi psikolojik bozukluklann, Ozellikle insanlan endiseli, huzursuz ve ikiyuzlu kilma tarzlannin tamamen farkmiyi
icin anarsist gelenek
daydi.
Insanhgin butun
potansiyelini
modern insanin hem kendi ksmasina dair
benligine
gerceklestirememesine,
hem
tarihin kaydettigi tizucti
de topluma yabancisonuclan ortaya koydu.
doganm
insanlan ozgur kildigini,
Rousseau, yazilan ve hayaiiyla,
fakat insantann birbirlerini kolelestirmeye hazir ladi.
Demokrasiye
oldugunu
kanit-
liberter ve otoriter yaklasimlar arasindaki, ni-
hayet on dokuzuncu ytizyilda sosyalist hareketin anarsist ve Devletci kanattara bolunmesine yol acan gerilimleri, Aydmlan-
manin
oteki yazarlanndan cok
daha
fazla aciga
vurdu.
Ingiliz
Ingiliz Devrimi'nin
nundan
Aydinlanmasi
1660'ta cokusu ve monarsinin restorasyo-
sonra, Britanya'da liberter teorinin geltsimi icin gerekli
iktidaolan toplumsal ve enielektuel zemin iyice daraldi. Krahn parlamenter nni sorgulayan 1688'in "§anh Devrimi"nden sonra
demokrasi kuruldu ve o zamandan beri varhgmi siirdurdu. Sagduyu ve ilimlihgm [ilozofu John Locke bu olayi temize gikardi ve liberal hukumet savunusunun temehni atti. Locke'a gore "dogal
bu yuzden,
bir
"mukemmel ozgurluk" du-
arasindaki kaba rekabet hayati bemulkiyet iliskilerini ise istikrarsizlastinr. Insanlar
rumudur, ancak lirsizlestirir,
durum"
esit insanlar
hayati, ozgurlugu ve mulkiyeti
rtiikumete ve yasalara ihtiyac
koruyabilmek
icin
duymuslardir. Bunlann icinde en
onemlisi mulkiyetti, ciinku Locke'a gore, hayat ve ozgurluk kisiBu yuzden mulsel mulkiyetin bir formu olarak da gorulebiiirdi. yapacak yasalan kiyetten guvenlik icinde yararlanmayi saglayan
kendi aralarmda bir toplumsal sozlesme yapmalarmi tavsiye etti. "Siyasal iktidan, mulhafif cekiyeti duzenlemek ve korumak icm 6lum cezasi ve daha icin uygulanmasi zalar ongoren yasalar crkarma ve bu yasalann 1 Locke, anbyorum." toplulugun gucunu kullanma hakki olarak
bir
1
hukumet kurmalan
Locke,
Two
icin insanlara
Treatises of Civil Government, 5
1
18
Anar$izmin Tarihi
200 scrvclin sadece
emekle
ancak mulk
yaratildigini kabul ediyor,
sa-
hiplerinin kendi hizmetkar ve kolelerinin emegiyle yaratilan ser-
koymalanni da mesru goruyordu. kutsal hakkmi savunan teoride bir ilerlemeyi temsil ediyordu. Ancak Locke, one surdugu goruslerle, ikvete
el
Bu gorus krallann
tidan toprak sahibi aristokrasiden almak isteyen olusum halindeki orta sinifin ideolojisini ozetlemis oluyordu.
mulk
sahipligini kutsal goren bir "sahip
olma
Ashnda bu,
ozel
bireyciligi" teori-
siydi. 2 Ideoloji, nihai ifadesini,
Avrupalilann) ozgiir ve
insanlann (daha dogrusu erkek dogduklanni, "hayati, ozguriiigu ve
esit
mutlulugu gozetme" hakkma sahip olduklarmi kabul eden 1776
Amerikan Anayasasi'nda
bulacakti.
Jonathan Swifi Locke, akil yurutme yoluyla klasik gelistirirken,
on
yazilannda anarsist
Tory ve
liberal
hukiimet savunusunu
sekizinci yuzyihn basin da Jonathan Swift, diissel fikirlerle
ugrasiyordu.
Anglo-lrlandah bir
bir Katedral Basrahibi olan Swift'i libercer bir diisuniir
olarak ele almak
bakrsta tuhaf kacabilir. Swift "ozgurIuk"le
ilk
esas olarak pariamenter bir monarside yasayan yurttaslarm duru-
munu
3
kastediyordu. Bu goriisu Locke ile payla§iyor, ancak oy hakkini sadece buyuk toprak sahipleriyle simrlamak istiyordu. Aynca Swift yazilannda cogu kez kinik bir merdumgiriz olarak gdriinur. Sozgeltsi, Ingiliz halkmin buyiik bir bolumunun "Doganin yerytizunde kaynasip durmalan yiizunden daima aci cektigi en zararli kucuk igrenc hasarat Irki" oldugunu soyluyordu. 4
Ancak
n
Swift insanliga yeterince deger vermemis, zaaf ve kusurlayuziinden onlari azarlamak icin vahsi bir alaycthga basvurmus
olsa da, hie kuskusuz, yazdi. Tiranhktan nefret
onlann aydmianmalan ve etti
peryalizmine her zaman karsi
cikti.
Avrapah gezginlerin yabanci lendirmelerinden 2
iyilikleri igin
ve ozellikle Irlanda'daki Ingiliz em-
esinlenen
diyarlara iligkin yeni deger,-
Swift,
8kz. C. B. Maepherson, The Theory of
Gulliver'm
Passive
Seyahatkri'nde
Indiviiiualism,
Oxford Uni-
Swift, der. A,
Norman Jef-
versity Press, 1962.
3
Bkz. Irvin Ehrenpreis, "Swift fares,
4
on Liberty (1952)",
Aurora, Nashville/Londra, 1970,
Jonathan
Swift, Gulliver's Travels
The Modern
Library,
New York,
s.
59-60.
and Other 1958,
s.
Writings, der.
101.
Rkardo Quintana,
AydinUinmiiH
Ingiliz
201
(1726), populer drjssel seyahat larzini kullanarak fantezi bir eser
cagmin degerlerine giddetle saldirdi. Middleton Murry, CuUivcr'm Seyahatkri'ni "bugime dek insanliga karsi gerceklestiyaratti ve
rilen
niteledi. 5 Gulliver
en vahsi saldin" olarak
basansiz gecmis
seyahatlerden sonra caginm hakim degerlerine sovtip sayarak giliere'ye donmiis, dus kinkhgi icinde bir aristokraiu.
In-
Swift kendi ulkesinin kotuluk ve budalahklanni elestirmek icin bir dizi iitopya ve karsi-titopya kullanir,
toplum
Soz
gelisi Lilliput'ta
ile siyasal gosteris sergileyenler arasinda kati bir
ayrim
vardir. Brobdingnag'ta Ulke sakinleri cok agir cabsirlar, istekle-
rin
cok
erdemlerin basit oldugu bir hayat surerler, Yasalan
az,
alfabedeki harflerin sayisim asmaz.
Ucan Laputa
adasiyla, dogru-
Ingiltere ve lrlanda hicvedilir.
dan
Ancak en reti
Hoyunimle-
ilginc seyahat IV. kitapta Gulliver'in
rin Ulkesine yaptigi seyahattir. Burada, yasalan,
ve sava^iyla
Avrupa Devletlerine
hukumeti,
karsi bir saldin basjatir,
tica-
Ge-
sona utopyaci oldugu, Swift'in ise olabildigince ironik ve belirsiz otdugu dusuniilmustur. Ancak Godwin bu anarsist arkadyadan derm bicimde etkilendi ve Swift'in, nellikle eserin bastan
"dogru siyasal adalet ilkeleri konusunda, gecmis ya da cagdas herhangi bir yazardan cok daha derin bir icgoru"ye sahip oldu-
gunu onesurdu. 6 Swift,
mus
Yahoo'lan anlatirken kuskusuz bazi insanlann bozul-
ve vahsi dogasini hicveder. Insan gorUnUmundeki bu
killt
yaratiklar paragoz, huysuz, inatci, kurnaz ve tutkuludurlar. Yiye-
cek ve parlak lar.
taslar icin
kavga eder, birbirleriyle
siirekli dalasir-
Sjddet iceren olumsuz diizensizlik ve kargasa anlaminda bir
"artar§i"
"dogal
Locke'un
icinde ya§arlar.
durum"una uygun
degil,
daha cok Hobbes'un
bir hayat surerler.
Swift, ktyaslama yoluyla
Hoyunimleri, akilci yaratiklan yo-
netmek icin akhn yeterli olduguna inanan onurlu atlar gibi sunar: "Doga ve Akil, akillt bir hayvan igin yeterli rehberlerdir; bi7 ze ne yapmamiz ve neden kacinmamiz gerektigini gosterirler." Ancak onlann akli, bir coziimleme araci ya da gozlemlenen olgulardan mantiksal sonuclar cikarma gucii degil, daha cok soguk bir sagduyu organi gibidir. Evrensel iyiligin ve miikemmel bir ictenligin sergilendigi bir toplumda yasarlar. Ayni zamanda 5
J.
Middleton Murray,
5wi|t,
6
Godwin,
7
Swift, Gulliver's Travels,
Political Justice G. ,
s.
Longman, Green
D
&r
<",<>..
I9(iti,
&r j, Robinson, 17H9 bhk..
202.
II,
s.
5.
209n.
Anar$izmin Tarihi
202
komimizmin akin caginda
ilkel
kumas kullandoganm her seyi
yasarlar; metal ve
mazlar, ihtiyaclan pek azdir, Temel diisturlan
kolayca tatmin edebildigidir. Halk, ahlaki kisitlama ve feragade denetlenir. Erkekler ve kadinlar, lhmhhgi, endustri, egzersiz ve
eden bir egitimden gecerler. Hoyunimler kendilerini yonetebildikleri
temizligi tesvik
ye, yasalara ve baskiya thtiyac
icin, siyasal otorite-
duymazlar. Hiikumet, boliisume
esgudum saglamak ve nuius artisim duzenlemek icin gun toplanan temsili ve periyodik
dort yilda
bir bes. ya da alti
bir
butun
ulus konseyine indirgenmi§lir. Butun kararlarda oybirligi sagla-
maya
calisirlar.
Konsey yasa cikarmaz, sadece
tesvik edici karar-
cunkii "tavsiye ve tesvik di§inda, akdci bir yaratigin nasd zorlanabilecegine dair herhangi bir anlayi§"a sahip degildirler; tar ahr,
zira hie
kimse akdci bir yarattk olma iddiasindan vazgecmedikce edemez." 8 Boylece loplum, yasalarla degil, herkesin
itaatsizlik
gonullu olarak kabul
bu
anar$ist
Herhangi
mak
ettigi
toplumu su bir
"akhn" emirleriyle yonetilir. Guliver
sozlerle yuceltir:
buyuk adam ya da onun yardakcisindan
icin rusvet verildigine,
cikar sagla-
yag gekildigine ya da pezevenklik
digine hie rastlamadim, Dolandineilik ya da zulme kar?i
edil-
korunma-
ya ihtiyacim olmadi. Burada ne bedenimi tahrip eden hekimler ne de
bahumi karartan
avukatlar; ne sozlerimi ve eylemlerimi izleyen
muhbirler ne de yalanci sahitter
var.
Burada ne ukalalar,
elestir-
menler, arkadan konusanbr, yankesiciler, haydutlar, ev husizlan, savcilar,
genelev patronlan, soytanlar, kumarbazlar, siyaseiciter,
ntiktedanlar, huysuzlar, gevezeler, tartismaeilar, tecavuzculer, katiller,
da
soyguncular, virtuozler var; ne de parti ve hizip liderleri ya
taraftarlan, ba^tan cikararak ya
da ornek olarak insanlan kotu
ahjkanhklara tesvik edenler var. Burada zindan, batta, daragaci, kirbaclama yeri ve teshir
aleti
de yok. 9
Bu anarsisl utopyamn oldukca olumsuz Toplum birimi guclu bi^imde patriyarkal
bazi yonleri de vardir.
ailedir ve ekonomi Yahoo larm emegine dayanir, Akilci Hoyunimler insan stcakhgi tasimazlar, tuikulan yoktur ve kesinlikle cilecidirler. Cinsel anlamda asik olmazlar ve cocuklanna karsi kayitsizdirlar. Ekonomi tas
devrinden kalmadir. Bilim ve teknolojinin gelismesinde kimseAgc,
s.
229.
Age,
s.
226,
Ingiliz
203
Ayditiitmmau
nin cikari yoktur: ulkelerinde ne tekerlek vardir ne de metal. Butun bunlara ragmen, Swift'in Hoyunimleri ideal varhklar olarak
sunmasinda muhtemelen sinsi bir alaycdik vardir. Ancak Gulliver ulkesi lngiltere'ye dondugunde, atinin kokusunu ve dostlugunu ailesine tercih eder ve Hoyunimler arasinda ogrendigi "mukemmel erdem dersleri"ni uygulamaya calisir. George Orwell, Swift'in zaman zaman "bir tur anar§isi" oldugunu ve Gulliverm Seyaha fieri 'nin IV. kitabmin bir anarsist toplumu anlattigini one surer. Ancak ona gore kitap, anarsist ya da barisci toplumda
iistu
kapah olarak var oldugunu iddia
ettigi
de canlandirmaktadir. Davramsin yegane hakemi, bazi durumlarda herhangi bir hukuk sisteminden daha az totaliter egilimi
kamuoyudur: "Insanlar 'yapmayacaksin' ile Sozde yonetildigi zaman ise herkes gibi dusunme ve
hosgorulii olabilen
yonetildikleri zaman, birey biraz dismerkezli davranabilir: 'sevgi'
ve 'akil"la
davranma cabasi gosterdigi icin stirekli bir baski altmda yasar." Hoyunimler hemen her konuda oybirligi aradiklan icin, dillerinde "fikir" sozcugu yoktur ve konusurken Earkh duygulan Orwell bunun "totaliter orgutlenmenin en yukone surecek kadar ileri gider. 10 Genel olaoldugunu sek evresi" saldirmak icin Hoyunim toplumu ve banscihga rak anarsizme ifade etmezler.
ornegini kullanir. Ancak Hoyunimler muhalifleri idam etmezler ve insanlan belirli bir dusunce ya da eyleme zorlamazlar.
akhn potansiyel tiranhgiyla ilgili goriisleri daha da anlamlidir. Hoyunimlerin akilci toplumunda ki^i^el huylara ya da tuhaf zevklere yer olmayacaktir. Kimse dilinin ucuna geleni soyleyemeyecek ya da kom§usuna, cehenneme kadar yolun var, diyemeyecektir. Ancak Orwell, Yahoo insanhgmin aksine, Orwell'in
Hoyunimlerin gercekten akil tarafmdan yonetildikleri noktasmi gozden kacirmaktadir. Onlara gore, akil ve duygu, vicdan ve arzu arasinda herhangi bir catisma yoktur, Dogruluk, evrensel ve apacik oldugu icin, saf anlamda akilci varhklar kacmilmaz olarak onu kabul eder ve ona
uygun bicimde davramrlar. Godwin
sonunda ayni noktayi isaret edecekti, konumu hie kuskusuz belirsiz ve paradoksaldir, Kendisi zaman zaman akilci bir anarsist gibi gorunen bir Tory ve
yiizyilin
Swift'in
bir Katedral Ba^rahibi'dir. Irlanda'ya yerle^en bir Ingiliz ailenin
10
George Orwell,
An Norman jeffares,
"Politics vs. Literature:
vels" (1950), Swift, der., A.
F.xaini nation of Gulliver's Trau\i. tit. s.
2
204
Anar$izmin Tatihi
oglu olan Swift, Irlanda'nin
ekonomik bagimsrzhgini istedi. Inonun gelismesi icin buyuk acilar "ozgurluge inanmazken otoriteyi kticum-
san lurunu kuciimsediyse de, Orwett, Swift'in
cekti.
seyen, aristokrasinin yozlasrrus ve rezil oldugunu apacik gorur-
ken aristokrat bakis acismi muhafaza eden bir Tory anarsisti"
dugunu
ol-
onun konumundaki belirsizligi gayet iyi Bununla birlikte, Swift'in Hoyunimkrin lilkesine ilis-
sdylerken,
yakalar. 11
kin anlattiklan, ne kadar kusurlu olursa olsun, gercekten liberterdir. Kendiligirtden isleyen hukumetsiz bir duzende "dogal du-
rum"
anlayisi, pekala
tinden cok daha dogru
Hobbes'un romantik evrensel savas mi-
Bu nedenledir ki, ilk buyuk anardusunur William Godwin, Hoyunimler'in Olkedne Seyahat'i "insan dehasinin en erdemli, liberal ve aydmlanmis orneklerinden bin" olarak betimlemistir. 12 olabilir.
sist
Edmund Burke En
edebi larihciler
diklan
bite,
anarsizmin uygutanabilirligini anlayama-
buytik yazarlann ozgur bir toplumu savunan eserlerinin olsa olsa ironik olmasi gerektigini degisik bicimlerde one icin,
Bu durum
siirerler.
Swift ve
Edmund Burke
Burke, Reflections on the Revolution
in
icin
de gecerlidir.
France (Fransa'daki Dev-
rim Uzerine Dusunceler, 1790) adh eserinde her turlu yenilige saldinstyla amlmisiir, ancak gen^liginde nt destekleyen ve iktisadi
Amerikan bagimstzhgireformu savunan liberal bir Whig of-
dugu
Aynca
genelltkle unutulur.
kendisi,
on sekizinci
yiizyilda
en guclu anarsist toplum tezlerinden birini ortaya koyan cation of Natural Society'yi (Bir
A
Vindi-
Dogal Toplum Savunusu, 1756)
yazmistir. Taoistler ve Fransiz filozojlanyla paylastigi baslangic
noktasi, "kendi haline birakildigi takdirde en
iyi
ve en
emin Reh-
ber" olan dogaya duyulan guvendir. 13
Dogal durumdaki insanlar, ozgun olarak, "oteki turlerden olan kardesleriyle tarn bir esitlik i^inde" ve tamamen vejetaryen olarak yasiyorlardi. Bu "dogal" toplum i^inde "dogal istah ve ic11
Age,
s.
12
Orwell,
202.
yansitan
aym
hem
Tolstoy'un
Al inn, William Godwin, age, Eki.
James
hem
anarsist bakis agisi"na sahip
A. Preu, The
s.
de Swift'in "otoriter
oldugunu da
49. Swift'in
Dean and
Godwin
ekler,
bir zihniyeti
age,
5,
203.
uzerindeki etkisi icin
the Anarchist, Florida State University
Press, Tallahassee, 1959.
13
Edmund
Burke,
A
Vindication of Natural Society, M, Cooper, 1756,
s.
3-4.
205
Ingiliz Aydinlarmutsi
guduleri"nin geregini yaptilar; "herhatigi bir olumlu kurum icinde" degildiler. Akilla yonetilen bu Lnsanlann dissal hukumete uV tiyaclan yoktu:
ve eylemeye sadece Akil ve
"Dusunmeye
Doga
Ne yazik ki insanlar dogaya rehberlik etmek icin ile baslarrz." yapay kurallar icat etmisler, dogaya ters dusen ve akh kisitlayan yasalarla bir arada tutulan bir siyasal toplum yaratmislardir. Din 14
ve hukumet yakindan baglanuh oldugu icin, hukumet bir kez gerekli goruldugunde, yapay bir dini ve "Kilise Yonetimi Adi Al15 tmda Eklesiastik Tiranhgi" da beraberinde getirmistir. yarattigim catisma toplumsal Burke, siyasal duzenlemelerin
duramda ordu kurmak imkansiz oldugu icin siyasal topfumun savaslardan da sorumlu oldugunu one surer, Nitekim, ve dogal
"Butun tmparatorluklar kanla birlestirilmistir. " lnsanligin yapay bicimde ayn gruplara bolunmesi kin ve anlasmazlik uretir. Ve dogal durumdaki insan kendi emegiyle orantili bir servet edinirken, hukumeti olan yapay toplum durumunda, degismez yasa sudur: "En cok emek harcayanlar en azindan yararlanirlar ve hie 16 emek harcamayanlar Zevklerin En Cogu'na sahip olurlar." Burke, farkli hukumet bicimlerint -despotluk, aristokrasi ve
demokrasi- inceler, ancak hepsini eksik bulur. Demokrasi tercih
butun hukumet lerin kendilerine destek saglaetmek zorunda kaldiklanni one sumak vanr: "Yapay Hukiimet'in ashnda sonuca anarsist Boylece su rer. onun Istismar edilmesiyle ilgili kavgamin benim oldugunu, iyi oldugunu bos yere soyleme bana. O sey! O sey'in kendisidir Istismar!" Butun yapay yasalan ve kilise ile Devlet'in ittifakini reddeden Burke, dokunakh ve guclu eserinin sonunda soyle der: edilebilir olsa da,
igin siklikla adaleti ihlat
"Onlarin 'Toplum Dusleri'ni, Din anlayislanyla birlikte terk et17 meli ve kendimiz icin mukemmel ozgurlugu savunmaliyiz." Burke, Fransiz Devrimi'nden sonra Tory olup her turlu ilerlemeye karsi gurlediginde, Dogal Toplum Savunusu'nu bir genclik cilginligi olarak reddetti.
Yorumcular bu kitapta Burke'un Bo-
lingbroke tarzi parodi yapmaya cahsugini one surerek ayni tutumu benimsemislerdir, Ancak Burke'un ironik maksattni kesfeden
Godwin onu
Justice'de.
ciddiye aldi.
An
Enquiry Concerning Political
(Siyasal Adalete tliskin Bir Arastirma,
14
Age,
s.
15
Age,
s.
13.
16
Age,
s.
90,
17
Age,
s,
67, 104.
5,8.
1793) siyasal
206
Anar$izinin Tarihi
topluma karsi cikan kendi goruslerinden pek cogunun rahatlikla Burke'un eserinde de -"mevcut siyasal kurumlann tasidigi kotuluklerin benzersiz bir
mantik gucu ve parlak bir belagatte
lendigi bir tez" I8 - yer alabilecegini kabul
etti.
sergi-
Sonraki ytizyil icin-
George Holyoake, Burke'un eserini The
de, radikal sekularist
Inherent Evils of all State Governments Demonstrated (Biilun Devlet
Yonetimlerinin Kanitlanmis Asli Kotulukleri, 1858} basligi
al-
tinda yeniden yayimladi. Editor, kitabm "bu gune kadar yazilmis en ciddi eserlerden biri" oldugunu coskuyla ilan etti ve bir ek ya2arak, Burke'un "Devlet yonetimleri kendi tebaasina gercek oz-
gurlugu asla vermeyecektir" sozleriyle ifade ettigi buyuk dogru"yu biraz daha acikhga kavusturmak icin, Pierre-Joseph
Proudhon ve Josiah Warren'e gonderme
Thomas
yapti. 19
Paine
1789'da Fransiz Devrimi'nin patlak vermesi Ingiliz tarthinin en
buyuk tamsmalarmdan rine Dusunceler, 1790)
am Godwin, Mary lerirt
geldi:
arastna bir
A
Thomas
Paine,
Thomas
Holcfort, Willi-
Wollstonecraft ve William Blake gibi radikal-
bomba
gibi dustU. Ilk yanitlar
Wo
1
1
stonecraft' tan
Vindication of the Rights of Men (Insan Haklart Savunusu,
1790) ve yazarm
A
kivilam oldu. Burke'un on ¥rance\ (Fransa'daki Devrim Oze-
birini tutusturan
Reflections on the Revolution
ilk
buyuk feminist olarak imlenmesint saglayan
Vindication of the Rights of
Women
(Kadin Haklan Savunusu,
1792). Wollstonecraft, insan zihninin toplumsai cinsiyeti olmadigmi, kadinlarm bagimsiz olmalan ve egitim gormeleri gerektigini siddetle savundu.
Ancak, mirasm yol
iktisadi esitsizliklere saldirmakla birlikte,
actigi farkhhklara ve
hukumetin dogai hak-
lan koruyacak sektlde reformdan gecirilmesini istedi. Paine de unlu Rights of Man'inde (tnsan Haklan,
1792) dogat haklar
dilini kullandi,
1791ancak Uberter duyarhhgi onu
anarsizmin sinirlanna
getirdi. Norfolk-Thetfordlu bir Quakenn oglu olan Paine, Sussex- Lewes' te vergi memuru olmadan once
Londra'da kticuk caph ticaretle ugra§ti. Quaker gecmisi hie kuskusuz sade uslubunu ve esitlikci duygulanni guclendirmenin yarn sira,
akd ve vicdamn insam dogruya ve erdeme goturen
18
Godwin,
19
Burke, The Inherent Evils of Co., 1858, Onsoz, s. iii, Ek,
Political Justice
(1789 bs), alt State s.
op. cit,
I.
"icsel
3n.
Governments Demonstrated, Holyoake £i
59-60.
isigi"na
guvenmesini de
207
Aydmlanmtiii
Ingiliz
sagladi.
"Ne kitap okudum ne de ba§ka-
lannm fikirlerin inceledim, Sadece kendim icin diisundum" diye ovunmekten hosUmirdi. 20 Insan in temelde iyi olduguna inaniyor ve diinyayi bir gozyasi vadisi degil, bir zevk bahcesi olarak goruyordu. Ki§isel ozgurluk her seyin uzerindeydi: "Bagimsizhk, be-
nim mutlulugumdur" diye yazar olgunluk doneminde, "ve insan ya da mevki aynmi yapmadan her seyi oldugu gibi gorurum; benim ulkem diinyadir ve dinim iyitik yapmaktir." 21 Paine ya§adigi sanayi caginin insamydi. Newton'un evrensel yasalarla yonetilen bir makine olarak dunya anlayismi benimse-
Aym
cozumsel yontemi topluma ve dogaya uygulayarak her ikisinin de akla gore yeniden duzenlenebilecegini dusundii. Yillarca nasil demir bir kopru insa etmeyi tasarladiysa, toplumu da di.
basil ve akilci ilkelerle yeniden tasarlamaya cah§ti. O bir mekanikci ve toplum muhendisiydi: "Arsimet'in mekanik gucler hakkinda soyledikleri" diye yaziyordu, "akla ve ozgiirlage uygu-
aym
lanabilir: Bir tabiliriz.
dayanak noktasi
bulabilirsek, diinyayi yerinden oyna-
nu
Lewes'teki i^inden ayrilan Paine, sansim
lumsai ve siyasal
Amerikan koloni-
Oraya vanr varmaz gunun topmucadelelerine atildi. Dogrudan ve saglam bir
denemeye karar
lerinde
verdi.
uslupla kadin ozgurle§mesini savunan ve Afrika koleligini ve hayvanlara kotu davranisi kmayan makaleler yazdi. 1775'te, ka-
dmlara uygulanan yasal ve toplumsai ayrimcihgin sona ermesi icin etkileyici cagnlar yapti:
En mutlu olduklan kisitlannus;
mutlak
ulkelerde bile kadinlarm mal bir
ufak bir disavurumu bile
ozgurluk ve
larla
sue;
isten(leri
say an fikir kolderi tarafindan yasa-
gasp
ediltni§;
hem
lan cikancilan olan yargiflat tarafindan her dir
edinme arzulan
hukUmranhkla onlara hukmeden ve en tiranlari
hem
de bas-
yandan kusaulmiflar-
tutumlarda ve yasalarda degisiklikler olsa da, derinlere
...
yerlesmis baskici toplumsai onyargilar her dakika ve her
gun
ka-
dinlarm yolunu kesmektedir. 23 20
Thomas
Paine, Rights of Man,
tier.
Henry
Collins,
Penguin, Harmond-
sworth, 1971,5.241.
21
Age,
s,
250,
22
Age,
s.
181.
23
Thomas
Paine,
tings oj
Thomas
II.
60,
"An Occasional Letter to the Female Sex" (1775), The WriPaine, der. M. D. Conway 6r C Putnam New York, 1906, .
208
Anarsizmin Tarihi
Ne
var ki Paine ancak bir sonraki yd, on. uc koloninin lngilte-
re'den tarn bagimsizhgim istedigi ilk eseri
(Sagduyu, 1776)
onem
kazandi. Ingiltere'nin
Common
Sense
ile
boyundurugundan
halk sava§iyla kunulmayi savundu ve boylece Amerika'nin bir ozgurlukler ulkesi ve Avrupah liranlann baskisi alunda yasayan halklara bir esin kaynagi olacagini
umdu, 5u cagn onun
nasyonatizmini ve ozgiirluk ask in 1 cok
enter-
iyi yansitir:
Insanlan seveceksin! Sadece zorbaya degil, zorbahgin her turlusu-
ne kar?) gikacaksin! Eski dunyamn her noktasinda zulum
var. Bii-
tun dunya ozgiirluk pesinde. Asya ve Afrika uzun suredir dzgurliikten
Avrupa ona bir yabanciymi? gibi bakiyor ve onu kendisinden uzak mtmaya calisiyor. O firariyi arani-
yoksun.
lngiltere
za alin ve vakit
gee;
olmadan insanhga
bir
sigmak hazirlayin. 24
Amerikan Devrimi deneyimi Paine'i 90k etkilemisti. Koloni hiikumetinin dagmlmasindan sonra ve yeni bir anayasanin hazirlanmasindan once Amerikan toplumunun duzenli yapisi ve adabi onu derinden etkiledi. Sagdwyu'nun iinlii girisinde toplum ile htikiimet arasinda aynm yapan gelecegin anar§istlerini andmr. Bu ikisinin sadece farkU olmakla kalmadigtni, kokenlerinin de farkh oldugunu dusiiniiyordu: Toplumu si
ihtiyaclanmiz, hukumeti ise kotuluklerimiz uretir. Birinci-
sevecenligtmizi birlestirerek
ikincisi ise rir.
kotulugumuzu
mutlulugumuzu olumlu bigimde,
kisitlayarak
onu olumsuz bicimde
gelisti-
Biri iliskiyi tesvik eder, digeri farkhhklar yarattr. Birincisi
koru-
yucu, ikincisi cezalandmcidir.
Her Devlette toplum
bir nimettir,
ama hukumet en
iyi
durumda
bile
zorunlu bir kotuluk; daha kotu durumdaysa katlantlmaz bir seydir; bir
hukumet yuzunden
aci cektigimiz
ya da MkUmetsiz bir iilkede ya-
sayabilecegimiz sefalete maruz kaldigimiz zaman, act
cekmemize ne-
den olan araci kendi ellerimizle yarattigimiz dustlncesi, basimiza gelen felakederi daha da agirlastmr.
kaybolan tnasumiyetin
Hukumet,
tipki bir elbise gibi,
bir nisanidir; krallarm saraylari cennet bah-
celerinin harabeleri uzerinde yukselir. Vic damn durtuleri acik ve bi-
ro tne ktir;
ona
karsi
konulmaz bicimde
itaat
edilmesi halinde, insa-
ntn baska bir kanun koyucuya thtiyaci kalmaz.-25 24
Paine,
Common
25
Age,
65.
s.
Sense,
s.
100.
209
tngiliz Aydiiiiiiuinuni
Ancak Amerikan
kolonistlerinin kendi islerini
hukumet olmak-
sizin bari§£i
bicimde orgutleme orncgine ragmen, Paine, yasama,
ozgiirluk ve
mutlu olma haklanni garanti
altina alacak bir ana-
halkm
yasa temelinde asgari bir hukiimetin kurulmasi i?in
bir
sozlesme yapmasi gerektigine inamyordu, Paine,
Amerikan Bagimsizlik Savasi'mn basanya ulasmasm-
dan sonra demir koprusiinu insa etme umuduyla dondii.
tngiltere'ye
1789'da Fransiz Devrimi'nin patlak vermes!, icindeki
devrimci co$kuyu yeniden canlandirdi ve Burke'iin kendi inanc;-
lanndan vazgecmesi, onu Rights of Man' (Insan Haklan) yazmaya yonelui. "Her seyin umulabilecegi bir Devrimler Cagi"nm i
26
b as. la digini diisu n u yo rdu
Fransa'daki Devrim Ozerine Diisunceler'inde Burke, hukumet ve toplumun, atalann bilgeligini temel atan, karmasik, kirdgan ve organik varhklar oldugunu ve ancak btiyuk bir tehlike kar§isinda engeltenebitecegini savunmustu, A priori siyasal teorile§tirmenin (Savunma'smda cesaretle gerfeklestirmi^ti) "sakar inceligi"ni kucumsedi ve bilginlerin soylunun ve ruhbamn himayesinden yararlanmamalan halinde, bilimin "hayvansi kalaba-
hklann toynaktan alunda cignenecegini" one surdu. 27 Paine "hayvanst kalabahklar" adina ve onlara hitap ederek
konustu ve Burke'un, "olunun, yasayamn hak ve ozgurlugu uzerindeki otoriiesi" icin bir dusuniir degildi ve
one surdugii mazereti reddetti. 28 Ozgun on sekizinci yuzyil siyasal dusiincesinin
Locke' tan kaynaklanan liberal kliselerini benimsedi.
n daha
liberter ve
demokratik y6nde
seyler soylemediyse de,
soyleme
Ancak
gelistirdi. Ozellikle
onla-
yeni
kusku gotiirmez bicimde
tarzi
Benimsenen siyasal soylem dilinin zarif ve antilmis oldugu yerde, Paine, fali$an insanlarm anlayabilecekleri, dogruyeniydi.
dan, acik ve sade bir iislupla yazmayi se?ti. "Bir sozcuk Bastib le'ine
nkilma"yi reddetti, uslubuyta basat kulturu, arguman-
hakim giicleri tehdit etti. 29 Insan Haklan'nm Birinci Bolumu esas olarak
lanyla da
Devrimi tarihinden ve Fransiz anayasasimn oJMan,
168.
26
Paine, Righfs
27
Burke, Reflections on the Revolution in France (1790), der. O'Brien, Penguin,
s.
Harmonds worth, 1969,
28
Paine, Rights of Man,
29
Bkz. Olivia Smith, The Politics of Language ford, 1984,
s.
139.
s.
bir Fransiz
Ingiliz anayasasiyla
s.
Conor Cruise
173.
64. 1
791- («['>.
Chmidon
Press,
Ox-
Anar$i;min Tarihi
210
kiyaslanmasindan
Paine burada temel olarak keyfi ve
ibarettir.
insan haklanni savunmaya cahsir. Kendi
kalitsal iktidara karsi
dogal haklar doktrinine, ozgtin e§itlik ve insanhgin seyi temel alir ve
bunlann
birligi
hakW'i ve
"entelektiiel
dedigi
ki§inin "bir
birey olarak kendi rahathgi ve mutlulugu icin gerekli olan her
yapma hakki"ni kapsadigim one surer. 30 Ancak Paine, Locdogal durumdaki bireyin bu haklardan gUvenli bicimde yararlanma guciine sahip olmadigini one surer. Bu nedenle bi-
seyi
ke
gibi,
haklarma sivil toplumun "ortak birikimi" cikmalanm ve bunlan koruyacak bir hukumet kur-
reylerin kendi dogal
icinde sahip
malanni tavsiye eder. Aslinda hukiimetin kendi basina hie bir hakki yoktur ve hukumet, yurttaslann daima ortadan kakhrabiIecekleri ya
da
geri alabilecekleri bir devredilmis
olarak gorulmelidir. Bir
halkm
otorite
hukumete
otoritesidir.
"sorumluluk"
olma hakki veren yegane HukOmetirt amaci "herkesin iyiligini" var
ya da "genel mutluluk"u saglamaktir. 31 Burke'tin
lantiyi
yorumundaki dogusuna gelince, Paine boyle bir bag"sadece tahrip etme yetenegi olan ve terbiye edilemeyen
bir
inatci
Kilisenin Devletle birlikte
ttir
hayvan" benzetmesiyle reddeder. 32
Bu gorusler on sekizinci yuzyila ait liberal hukumet savunusunun bir parcasini olusturdu. Ancak Paine, insan Haklan'mn II, Bolumu'nde bu yeni teorik zemini kendisini anarsizmin esigine goturecek sekilde parcaladi. I. Boltim'un sonunda su gercegi kabul etti; "Insan insanin dii§mamdir, ama ancak sahte bir hiikumet sistemi aracihgryla." 33 Sagduyu'nun baslannda toplum ile hukumet arasmda yaptigi ayrima geri doner ve $6yle der; lnsanlar arasmda
kumetin
hukum
suren bu duzenin buyuk bir boiumu
rinde ve insanm dogal yapisindadir, Bu,
hti-
Kdkeni toplumun ilkde-
etkisiyle gen;eklesmi§ degildir.
hukumetten once de vardi
ve htikumet i'ormalitesi kaldinlsa biie var olacakttr. Insanin insana ve uygar toplulugun butiin kesimlerinin birbirine bagimhhgi ve
onu
karjihkli gikarlan, yaratir
...
Ortak
bir
arada tutan buyuk baglantilar ztneirini
cikarlar, onlarin
kaygilanm denetim
altina sokar
ve yasalarmi olusturur; ortak kullanunin gerektirdigi yasalar hukii-
met yasalanndan daha biiyuk bir oneme 30
Paine, Rights 0/ Man,
31
Ages. 211,220, 232.
32
Agt,
s.
33
Age,
s.
109; 168'
s.
90.
sahiptir.
En
iyi
durumda
211
Ingiliz AydiiiJfiiwwsi
toplum, hukumete atledilen herncn her seyi bizatihi gercekle$ti-
Paine, Rousseau cu bir kanalda insanin dogustan
iyi
oldugunu,
ancak hukumetler tarahndan yoksun btrakildigim savunur: "Insan huktimetlerce yozlastmlmasaydi, dogal olarak insanin dostu olurdu."
O halde insan
Hukumet
dogasi tek ba§ma kdtii degildir.
denilen seyin biiyuk bir
boiumu "sadece
zorla ka-
bul ettirilen bir sey" olmakla kalmamts, hukiimetin yararh bularak yapabildigi her sey htikiimetsiz toplumun ortak nzasiyla
"Resmi hukumet ortadan kaldinldianda toplum harekete gecer. Genel bir birlik gerceklesir ve ortak cikar ortak guvenlik iiretir." 35 Gecmise donerek Ingiliz tagerceklestirilmistir. Aslinda, gi
rihindeki isyanlara ve kan^ikltklara bakan Paine, tipki
modern
bunlarm "hiikumei ihtiyaci"ndan kaynakhukiimetin, toplumu guclendirecek yerde
anar$istler gibi, butiin
lanmadigmi, "bizzat
onun boltinmesine sebep oldugu[rtu]
...
aksi halde var olmaya-
cak hosnutsuzluklara yol actigi"ni one surdti. 36 Ancak Paine,
uyumun
toplumsal
hiikurn stirdugu efsanevi altin cagin degil,
gelecekteki daha uygar
olarak sunu one
hukumet
siirer:
ihtiyaci o
toplumun ozlenvini ceker. Genel bir ilke "Uygarhk ne kadar mUkemmellesirse,
kadar azahr; ciinku toplum kendi
duzenledikce kendisini yonetir." 37 salan
dogamn
islerini
Toplumun butun buyuk
ya-
yasalan oldugu icin, Pain'e g6re uygar hayat pek
az yasayi gerektirecektir.
Ancak cagda$i William Godwin 'in
aksine, Paine, cesurca
surdurdugit akil yiirutmeyi, hukiimetin daima gereksiz bit kotiiluk oldugu seklindeki anarsist
sonuca kadar goturmedi. Insanm
dogal ihtiyaglan bireysel guclerinden daha biiyuk oldugu surece, (izgurliigun ve guvenligin saglanmasi icin hukiimetin gerekli
olacagini hissediyordu.
Bu yuzden, insanm dogal haklanni koru-
yatak pek az yasasi olan asgari bir hiikumet -bir "ulusal
birligi"
a^mayan- onerdi. Bu hukiimetin amaci, "bireysel olmanm yam sua kotektif olarak da herkesin kadar sinirh ve
basitiir.
iyiligf'ni
guvence
cmtihiiriyeigi ve temsili hukiimeti tercih etmi^ ve ll )'">
«> t/
V", A&.
s
IM^
s 2)0.
186
v IR7-IHH. Ay. ^ 87 Aj>i'.
1
altina alacak
Paine cogunlugun yonetimi temelinde
onu saglam
bi-
Anar$izmin Tarihi
Ill hir
(,'itnclc "
anayasaya baglamisti. Hatta Amerikan Anayasasi'm
DevSet'in siyasal inciH" olarak ovdii. 38
Ingiliz halkmi yeni bir toplumsal sozlesme olusturmak icin Amerikan ve Fransiz ornegini izlemeye ve anayasa temelinde sinirh bir htikutnet kurmaya cagiran Paine, boylece anarsist gele-
nekten nihai olarak kopmus oldu. Hatta lnsan Hak lan'nin so-
nunda, hiikumetin genclerin dgrenimine yardimci olmasmi ve artinmb veraset vergisi araciligiyla yashlara destek olmasini onerdi. Boylece hukiimete bolusurmi saglama roliinii vermis otu-
yordu.
Pa i ne'e tngiliz sosyalizminin babasi denilse de, ashnda kenkararh bir savunucusu oldu: Evrensel ve ozyok edecekti. Iktisadi e^itligi asla savunmadi ve Ozel mulkiyetin da una esitsiz kalacagini dusundti, Kapitalist dusiince tarzi, temsili hukumeii, yumaslann ortak oldugu sinirli bir sirket gibi savunmasma yol acti: "Her insan hukumetin bir ortagidir ve onu kendi isinin zorunlu bir pargasi olarak gorur, Onun cikanni kollar, cunkii bu kendi mulkunu etkiler." 39 Agrarian Justice (Tanmsal Adalet, 1797) bashkh son buyiik eserinde, disi ticari girisimin
gur
ticaret, savant
cagdasi
Thomas Spencer
gibi, topragin ulusallastinlmasini
tak mulkiyeti degil, kazancin yiizde
odeyecek di.
onunu toprak
kiiciik toprak sahiplerinden
ve or-
vergisi olarak
olusan bir toplumu oner-
Pain'in nihai gorusu, her yurttasin kendi becerilerini geli§tir-
mek
icjn esit ftrsata sahip
gimsiz
mulk
oldugu temsili ve cumhuriyetci bir ba-
sahipleri demokrasisiydi.
Paine, liberal teoriyi anarsizmin esigine kadar gelistirdi, an-
cak smin gecmedi. Aslinda, burjuva radikalizminin en buyiik sozciisu oldu. Yiikselen orta smifi Devlet'i monarsi ve aristokra-
siden devralmaya te§vik
rimlerinden esinlendigi
etti.
icin,
Ancak Amerikan ve Fransiz Devinsanlann kendilerini yonetme ye-
tenegine sahip olduklarint da kabul
sosyalizmin iginden cikip gelrstigi katkida bulundu.
18
Aj|C,
;
209, 210.
19
Age,
>
206.
etti
ve boylece anarsizmin ve
fikirler
ve degerler havuzuna
BOLUM UC Biiyiik Liberterler
Hitkumet salduganhgin saldirganlik dogurmasidir.
SPENCER
W hter
iyi ister kdtti
olsun, herkesin zchir ictigi yere Devlet denir;
Devlet, evrensel yava$ intihara hayat denilen yerdir.
FRJEDRICH NIETZCHE
W En
\yi
htikumet hie ydnetmeyen htikumettir.
HENRY THOREAU
Tar ill okumus herhangi
birinin
gdzunde
itaat sizl'th,
insana 6zgu
bir erdemdir, llerleme itaatsizlik sayesinde, itaatsizlik ve isyan
sayesinde gerceklestirilir.
OSCAR WILDE
Fransiz Liberterleri
Fransa'da liberter
ile
anar^ist arasindaki farkblik belirgin bicim-
de lammlanmadi ve bu terimler sik sik birbirinin yerine kullanildi. ri
De Sade
ve Fourier insan ozgiirlugunu genisletmek istedikle-
icin liber terdiler;
ancak Devlet'i lamamen ortadan kaldirmak
istemedikleri icin anarsisi degildiler.
De
Sade,
sonunda
asgari bir
Devlet istemesine karsin, Fransiz Devrimi sirasinda bir sure icin fikriyle ilgilendi. Fourier on dokuzuncu yuzyilm en ozgun utopyaci du§unurlerinden biriydt ve ozgiir toplum vizyonu daha sonraki pek gok anarsiste esin kay-
yasalann olmadig] bir toplum
nagi olurken toplumsal ekoJojinin de habercisi oldu.
Marquis de Sade Aydinlanmanin
atesledigi serbest arastirma
ruhu on
sekizinci
yuzyilm ikinci yarisinda mevcut toplumsal ve ahlaki yasalann giderek daha cesurca sorgulanmasma yol
dusuniir Marquis de Sade
idi.
bilinir.
mesi, genellikle
Iclerinde en cesur
Donatien Alphonse Francois de
Sade, sapikhgiyla hatirlamr ve sadizm
haz olarak
acti.
aomasiz ve anormal
bir
Aslinda Sade'm bir canavar olarak resmedil-
onun kitaplanni
asla
okumamis
cede erdemlilik taslayan puriten ahlakcilann
olan,
isidir.
asm
dere-
De
Sade'i
Anar$izmin Tarihi
216
hizh bir kazanova olarak gosteren imgesel portreler, edindigi sohret kadar kusurludur, Aslmda kendtsi, sansin, mavi gozlu, kuciik agizh, ufak tefek ve tombul bir adamdi.
De Sade'm
yazilan, 1957 gibi geg bir tarihte Fransiz
meleri tarafindan yasaklandi, Bunlara ulasmak
kolay degildir.
Bu durum bash basma
Sade sadece seytani bir isyanci bir
dusunurdii,
katki gayet
onem pek
Cinsel
iyi bilinir,
bilinmez.
mahke-
gunumuzde
bile
bir talihsizliktir, ciinku
degil, ayni
de
zamanda cok ozgiin
psikopatolojinin anlasdmasina yaptigi
ancak bir toplumsal filozof olarak
Onun
tasidigi
en cok sairter degerlendirmistir. Swinburne, ona "insanhgin sanh ve karsihk bekle-
meyen velinimeu" derken,
mus en
ozgiir ruh"
liberter dehasini
Apollinaire
oldugunu
onun "bugune dek
var ol-
ilan etu. 1
De Sade insanlann zorbahgini her seyden once hem kendin-
hem
de baskalarmda tamdi. Omni boyunca dinden nefret etmesine yol acan Cizvit egiiimini tamamladiktan sonra, cesitli asde
keri rutbeler aldi ve Yedi Yil Savaslan'na katildi,
Bu deneyim onu
saldin savasimn kararh bir muhalifi haline getirdi. Yirmi u? yasinda, Krai, Kralice ve yuksek Saray
mensuplannin huzurunda
evlendikten sonra, cinsel maceralan 1778'de hapse aulmasina
neden oldu,
De Sade
cinsel hazzin dustinulebilecek
butun bicimlerini
tarn bir vicdan rahathgiyla ke§fetmis olsa da, bilinen davranisi
(sadece bir hizmetgi kadinin dovulmesini ve
gesitli fahiselerle ya-
pilan sefahat alemlerini kapsar) aktif sadizmin klinik gostergele-
rinden onemli olcude aynhr. 2 1778'den itibaren, kendisine karsi hicbir yasal suclama
olmamasina karsin, omrunun geri kalan onunu kapatilmis olarak gecirdi. Hapishanede, kismen kendini hakh cikarmak icin, kismen de icinden dyle geldigi icin var gucuyle yazmaya basladi. Bu siire boyunca kansi onu cesaret ve sadakatle destekledi. otuz yedi yilimn
Fransiz Devrimi patlak verdiginde, de Sade, Bastille'in kotu sohretli
"Tour de
la
Liberte"sinde (Ozgurluk Kulesi) be? ytldir
tutulmaktaydi. Paris halkmin gerceklestirdigi baskindan on bir
gun once yedi mahkumla Meclis 1790'da, Hayirh
1
Alint], Geoffrey Gorer, der.,
her, 1965,5. 15-16.
2
Age,
s.
32.
birlikte
Cuma The
oradan
c-ikanldi.
Anayasal
(paskalya yortusundan onceki Cu-
Life
and
Ideas oj the Marquis de Sade, Pant-
217
Fransiz Liberloini
ma, en.) miinasebetiyle onu serbesi
birakti.
sin ozgtirlugu, 1788'de yazdigi Justine, ou tu'yii (Justine,
ya da
Erdemin Acilan)
Donemin
les
goreli ba-
malheurs de
bir sonraki yil
la ver-
yayimlama-
sini sagladi.
De Sade fiilen cumhuriyetcileri destekledi, devrimci "Section des Piques" (Mizraklt Alay) icinde cahsti ve bu grubun baskanhgina segildi. 1792'de Idee sur la mode de la sanction des loix bash kh bir brosur yazdi. Burada temsilcilerin gundeme getirdikleri butun yasalarm dogrudan dogruya halkm oyuna sunulmasi-
m onerdi. Onerisi, iktidann yozlastirma yeteneginin
farkinda ol-
masindan kaynaklaniyordu: "Insanlan inceledim ve onlan tamyorum. Kendilerine bahsedilen herhangi bir gugten vazgecmelerinin ne kadar zor oldugunu ve hicbir seyin verilen bir yetkiyi sinirlamaktan daha zor olmadigini biliyorum." 3 De Sade, 1791'de Parish Bit Yurttasm Fransa Krahna HitaXVI, Louis'yi "doga yasalanna gore ozgiir ve
bt'ni yazdi.
esit"
olan insanlann ona verdikleri yetkilere saygth olmaya gagmyordu. Cumhuriyetgi de Sade ironik bigimde kralcilara sempati duy-
dugu
daha tutuklandi. 1797'de Robespierre' in
iddiasiyla bir kez
devrilmesinden sonra serbest birakildi. Bunu izleyen yedi yilhk
ozgurluk doneminde, bir velle Justine,
ou
les
bomba
malheurs de
la
etkisi
yapan on
ciltlik
La Nou-
vertu suivie de I'histoire de Juli-
sa soeur'u (Justine'in Romani ya da erdemin acilan ve onun devami olarak Julliet'in tarihi) yazdi. 1801'de yeniden tutuklandi ve Napoleon'un bakanlan kitabin bulunabilen butun baskilanmn yok edilmesini emrettiler. Hicbir otoriter hiikumet despoette
tizm mekanizmalannin bu sekilde agiga gikanlmasma izin veremezdi. De Sade hayatinin geri kalan ktsmini gegirmek tizere bir akil hastanesine kapatildt.
yazdigi her seyin dortie
Daha gok
biri
Oyunlarmdan kisa oykulerine kadar Napoleon doneminde yakildi.
cinsellikten gok dinle ugrasugi gorulur.
mayan de
Sade'm yazilannda Ashnda ahlakdisi biri ol-
erotikasiyla hatirlansa da, de
Sade, sadece ahlaki sorunlan saplanti haline getirmek-
le
kalmamisti;
ci
dizgmi"ne
giiglii bir
saygi
vicdana da sahipti. "tnsanin yol gosteri-
gosterilmesini
istiyordu.
Iyi
ile
kotu
arasindaki farkm derin ve surekli bicimde farkindaydi; "kotuluk gulleri ve
co^kulan" hakkinda higbir yamlsama icinde
Age, s 51 Age,
s.
182.
degildi."1
218
Anar$izmin Tarihi
Blake ve Nietzsche
gibi, de Sade da iyi ve kouitiun mevcut nimlannin otesine gecmek ve kendi edk kodunu olusturmak
tais-
Ve haz deneyiminirt kendi dogamiza ve bir butun olarak dogaya uygun davrandigtmizi gosteren bir belirti oldugunu one tedi.
surerek, filozojlar gibi dogayi izlemeye cahsti: "Haz veren butun
eylemlerin
...
men dogaya de Sade
dogal ve dogru olmasi gerekir." 5 Kendisini tamaeden kisi en mutlu kisi olacaktir. Bu anlamda
terk
tutarli bir
hedonist
idi.
De Sade, kendi metafiziginde, Kilisenin tiranhgina ve
Hiristiyan doktrininin baskici dogastna butunuyle karsi cikan militan bir ateist ve felsefi bir maddeciydi. llahi ceza tehdidinde bulunan
Hiristiyan Tann, de Sade icin kabul edilemeyecek kadar ahlakdive alcaktir. Dogayi evrenin varhgini saglayan guc olarak Tann-
si
nm
yerine koyar,
Doganin
yazdannda butunuyle acik degilbir guc olarak gorunur: Doganin yasasi "baskalarmt kendiniz icin isiediginiz kadar mutlu etmek" olarak yorumlanir. Ancak doga, de Sade'm eserlerinde ozellikleri Sade'in
Doga, her seyden once comert
dir.
evreler halinde kotu niyetli bir
ne"-
donusmeye
baslar.
Oyie
ttir
ilaheye -"acimasiz iivey an-
doga yasasi "ne pahasma olursa biciminde yozlasir. 6 De Sade, sonunda ki,
olsun kendini hosnut et" doganin temelde yikici olduguna (yaratmanin amaci yok etme zevkini yasamaktir) ve ciirumeye yol acugina inanmaya basladi. Bu durumda kendi yikici icgudiilerini tatmin eden insan dogayi izlemis olur. Sadizmin metafizik ve ahlaki temeli budur: Baskala-
nna
aci vererek haz duymak, dogal ve dogrudur. Goreneksel anlamda ahlakli olmak, dogaya karsi cikmaktir; mevcut erdem bu durumda dogadisi ve yanhs egitimin sonucudur. Siyasal bakimdan, de Sade, Avrupa uygarhgmin temel onciil-
meydan okudu. Siyaset konusunda fazla fikri yoktu; siya"yalandan ve htrstan dogan bir bilim"dir, "insanlara kendile-
lerine set,
rini
aldatmadan
esitlerini
aldatmayi"
kitabinda toplumun mulkiyet temelinde
ogretir, iki
diyordu. 7
Her
antagonist simfa bo-
lundugunu vurgular. Proudhon'u andirarak,
miilkiyeti, "zenginin sue" olarak tantmlar. Mulkiyet hakkinin kokeni gaspa dayanir: "Bu hak kokeni bakimindan bir hirsizhk-
yoksula karsi
tir;
isledigi bir
o halde yasa, bu hak[mulkiyet hakki] hirsizhgi cazip kildtgi Age,
s.
177.
Age,
s.
97.
Age,
s.
105.
Franstz Libertcr\c "8 Dolaysiz icin hirsizhgi cezakvndinr.
r
219
i
deneyimden soz eden de
Sade, mahkemelerin zenginler lehine adalet dagitttgini bitiyordu:
halkm yasalan yasa koyuculann cikarlanndan ya da cikarlannm urununden baska bir sey degildir." 9 Uluslar arasmdaki sa"bir
vaslara gelince, bu, insanlarm tiranlartn cikarlan icin birbirlerini
bogazladiklan, izin verilmis bir cinayettir: "Kriic, kabahati olanin
cogu kez cehaletin ve aptalhgm kaynagidrr." 10 De Sade hayatmin farkli donemlerinde, siniflara bolunmus
silahidir,
ve adaletsiz mevcut toplumun yerine cesitli alternatifler onerdi, Fransiz Devrimi'nin patlak vermesinden once, 1788'de yazilan ve 1795'te yayimtanan Aline
Taome
et
Valcour'dt
kentinde yasanan bir utopyayi
pa'yi ziyaret
eden gene
bir
adam
Guney
anlatti,
Denizleri'ndeki
Krai Zame, Avru-
olarak sefaletin en buyiik nede-
ninin ozel mulkiyet, simfsal bolunmeler, din ve aile hayati oldugunu kesfeder. Boylece Devlet'in imalati denetlemesini ve butun halki istihdam etmesini saglayarak
mallan ve konforu
secer. Herkesin
bu hastahklardan kacinmayi esitlenir,
boylece ne hapisha-
ne ne de oliim cezasi kahr. Robespierre'in iktidara gelisine, Fransiz Devletinin gticlen-
mesine ve ardindan gelen terore tamk olan de Sade, Devlet'in
toplum icindeki rolune iliskin yeni gorusler edinir. 1794'te yazilan ve 1797'de yayimlanan Jul ieffe'de hukumet ve yasalar sorununu ele aldi ve en iyisinin anarsi oldugu sonucuna vardi. Iki Ualyan arasmda gecen bir konusmada, araya giren biri, Rousseau tarzi
toplumsal sozlesmeyi ozel cikarlara degil sadece genel
deye hizmet karsi £ikarak
ettigi icin
devam
$u konuda
ilk
tehlikelidir;
eder:
ve son kez ikna olalim
ki,
yasalar sadece yararsiz ve
yegane amactan, suclan cogaltmak ya da
halinde suclann cezadan lar
ira-
reddeder. Yasalann getirdigi kisitlamalara
muaf tutulmalanna
izin
gizli
kalmasi
vermekur. Yasa-
ve dinler olmasaydi insan bilgisinin uiasacagi ihtisamin derece-
sini hayal ettnek imkansizdir;
bu
aleak kisittamalar ikrlemeyi ina-
nilmaz bicimde kisitlamaktadir; bunlarm insana verdikteri tek
hizmet budur. 11
8
Age
s.
101.
9
Ages.
109.
10
Age.
105.
11
Ages.
s.
123-4.
Anar^izmin Tarihi
220
Tutkulann insanhk
icin yasalardan
daha
iyi
oldugunu savunur.
Aslinda guclu tutkulann hayatiyet kazandirmadigt bireyler sadece ortalama varhklardir: "Anar$i yuzyillanni diledighiiz herhangi bir iilkede
yasanan en guclu yasalhk yuzydlariyla karsilastinn. ki, en buyuk eylemler ancak yasalar sustugu zaman
Goreceksiniz
Bu durumda yasalan ortadan kaldirmamiz gerekir; duruma geri donerse, yasalann "guliinc boyundurugu" altinda olabileceginden cok daha mudu olacaktir, Adaleti saglamak icin kesinlikle yasalara ihtiyac yoktur, cunku doga ortaya cikar."
eger insan dogal
insan a kendisi icin adalet saglayacak kadar icgudiiyu ve gerekli giicu vermistir.
Doganm
yasa, "baskatan icin neye
her insamn yiiregine isledigi evrensel mal olursa olsun, tutkulanmizi reddet-
meden kendimizi tatmin etmemiz"dir. Eger bu baskasmt ezmek anlamina geliyorsa, ezilen baskaldirma hakkma sahip olacak ve
"komsumun tutkusundan korkmam gerekir," O halde anar-
ezeni durdurabilecektir. Sonuc olarak, degil
yasanm
adaletsizliginden
sizmin despotlukla
ilgisi
yoktur ve en
iyisidir:
Tiranlar asla anar$i iginde dogmazlar; onlarm yasalann golgesinde yukseldiklerint ya da otoritelerini yasalardan aldiklanni gorursu-
Bu yuzden yasalann hukum surmesi kotudur ya da
nuz.
yasalar
anarsiden daha degersizdir. Onerimin en gu^lii kaniti, bir luiku-
metin kendi anayasasini yeniden yapmak
istedigi
zaman, kendisini
anarsi icinde bulmasidir. 11
JulietWin son cildinde bu lema kapsamli bicimde yeniden ele nir ve bir
ali-
baska Italyan soyle der; "tnsani dogaya iade ediniz, ona
yasalarmizdan 50k daha
iyi
yol gosterecektir.
13
Bu Aydinlanma-
nm en cesur dusuniirlerinin birlestikleri sonuctur. Ancak de Sade bu noktada durmadi. Fransiz toplumunu niden bicimlendirmek gibi
acil bir siyasal
rak ve Fransiz Devrimi'nin otoriter bir yone dogru gitmekte
dugunu
dusiinerek, Philosophic dans
k
ye-
gorevin bilincinde olaol-
Boutioir'ma (Gelin Oda-
sinda Felsefe, 1795), "Fransiz, cumhuriyetci olmak istiyorsan
daha
fazla gayrei goster!" bashkli
siyasal bir "ozgur Devlet"
tutmak
uzun
istedigi bir Devlettir. Aslinda
12
Age.
s.
124-5.
13
Age,
s.
126.
bir soylev ekledi.
Burada
programi onerir. Bu, asgari duzeyde
daha erken
bir tarihte be-
Fransiz Libaiakii
nimsedigi
konumun
iki
Soylev, dini
221
bir sentezidir.
tamamen reddederek devam
eder. Hemsehrile-
rini "rezil Robespierre" in getirdigi "tannsal sacmahklar"in yen-
egkim sisteminin ogretecegi toplumsal kurallan gecirmeye caginr. Bu gorevi Devlet'e vermesine ragmen, yasal bir diizen olarak Devlet'in pek az gucu olacakti. Yeni bir toplum ne, bir ulusal
yeni ahlaki kurallar geltstirecek,
esitlik
bir Devlette cezayt gerektirecek hicbir
ve ozgiirlugu temel alan
sue olmayacakti. Geri ka-
lan yasalar "kisilikleri nasil olursa olsun buttin insanlann uyabilecekleri kadar
merhametli ve az sayida" olmahydi. 14
O
sirada
Fransiz hukumeiinin ozet mulkiyete saygi gosterdigini ilan et-
mesi
iizerine,
de Sade, yasalann sadece haydutu degil kendisini
soyduracak kadar dikkatsiz olan
kisiyi
de cezalandirmasini sa-
vundu,
De Sade daima suclann ihtiyaglar ve tutkular yuzunden isve bunlardan kacinmanm yasalann ihlalindeki cikarlann ortadan kaldinlmasiyla miimkun olabilecegini savundu. Sue i§lemek icin sue isleyenlere gelince, bu kisilere incelikle ve onurla yaklasmak ve onlari kazanmak gerekiyordu. En onemlisi, alum cezasi tamamen kaldinlmaliydt. Cinayet dehset verici olsa da, de Sade, bazi oldurme olaylannin bir ulkeyi savunmak icin le ndigini
gerekli olabilecegini ve bir cumhuriyette hosgoriiyle karsilanmasi
gerektigini kabul
bir etna ye tie
etti.
Ne
var
ki,
bir tutku cinayetinin dcii adli
ahnmamaliydi.
$ehvetin gudiiledigi suclara (tecavtiz, sapikltk ve ensest) ge-
de Sade "sorun, icimizde var olan o tutkulan bastirmaktan cok onlari bans icinde tatmin etme araclannt saglama sorunulince,
dur" der, 15 Bu nedenle, insanlann
min
edebilecekleri
komuta ve
itaai arzularint tat-
kamusat genelevlerin kurulmasini tavstye
Kamusal kargasahktan kactnmak icin dizginsiz cinsel ilissavunur: "Ona [insana] durmaksizin eziyet cektiren o tiran-
eder. kiyi
ea arzulan serbest birakin." 16 Fiziksel a^kin dogal bir tutku ola-
rak tatmini, evlilik baglanyla, sahte
iffeililikle,
hatta bencil ve
sadece tek kisiye yonelen askla -buna "ruhun cilginhgi" der-
baglanmamahdir. 17 Ve kendi tam
14
Agc,s. 131.
l?
Age,
16
Age,s. 135.
17
Agc,s. 136.
5.
134.
esitlik
doktrinine uygun ola-
222
Anar$izmin Tarihi
rak,
kadinlann
esit firsata
sahip olmalanni ve kendi arzulanni
tipki erkekler gibi tatmin etmelerini ister:
Ozgiir ki§i uzerinde hicbir sahip olma edimi uygulanamaz; bir kadina sahip
otmak
tipki kolelere sahip
letsizdir; biitun insanlar ozgiir
dogarlar,
ve
esit
olmak
gibi ada-
haklara sahip olarak
Bunu asla unutmayahm. Sonuc olarak bir cinsin tamamen sahip olmak gibi mesru bir hakki ola-
bir digerine
maz; ve hicbir cins ya da smtf
bir digerine ozel olarak sahip
olamaz, 18
De Sade'in silmi^ttr,
konusundaki tutumu genellikle yanhs anlaonemi anlayan ilk akiskanhk hayat icin neyse, $ehvet de oteki tut-
cinsellik
Kendisi, cinselligin ta§idigt buyiik
kistydi: "Sinirsel
kular karsisinda odur; buttin diger tutkulan destekler, hepsini guclendirir." 19
Ancak sadizm sadece
cinselligin bir kolu degildir.
Cok daha
genis olarak, "dismal dunyada gozlemcinin iradesiyle yaratdan degisikliklerden alman haz" olarak tanimlanmistir. 20
Buradaki onemli nokta, eylemin iradeyle gerceklesmesi ve baskasmda gorulebilir ve isititebilir degi^ikliklere yol ac.au her eylemin bir cinsel
haz bilesenine sahip otmasidir. De Sade, azattilmis
aci-
haz olarak anlama egihrnindedir, ancak esas olan acidir. tnsanlan hazla degil aciyla, yaratmayla degil yikmayla etkilemek daha yi
bu yapici sadist hazzin miimkun olmadigi anlamina gelmez. Ve de Sade'in iktidann amacimn haz otdugunu (ktkolaydtr, ancak
sinin kendi denetimindeki kisilere yaptinmlar
uygu lamas in dan onun, bu turden iktidan arayan ya da edinen herkesi kotu gormesini sagladt. Fransiz Devrimi'nden ve devrimcilerin "terdriinden" once soylulann asinhklarma tanik olan de Sade, insanlardaki hukmetibaret) gosterirken
benimsedigi
e^itlikci ahlak,
me arzusunun farkina vardi ve bu arzuyu toptumsal hasara neden olmayacak sekilde cinsel etkinlige yonlendirmek isiedi. lskence, cinayet ve kundakcihk fantezilerinde Sade'i izlemek son derece zor olsa da, en azindan bu turden arzularm varhgini kabul edecek kadar cesaret ve diirustluge sahipti ve onlan yucelt-
meye
calisti.
Gerek feminist Simone de Beauvoir, gerekse roman-
18
Age,
s.
135-6.
19
Age,
s.
146.
20
Age,
s.
156.
223
Fransiz Libertetloi
ci
Alain Robbe-Grillet, de Sade'in betimledigi cinsel vahsetin
olumlu kataruk
i§levini
kabul etmisterdir. 21
2amanda mulkiyet hakkma saldiran devrimci bir dtisunurdu. Asil mucadelenin halk ile hakim sinif -saray, aristokrasi ve ruhbanm yam sira, burjuvaziden olusuyordu- arasinda oldugunu gordu. Bu nedenle kendisine "ilk bilincli sosya22 Tutkulann serbest oyununu temel alan uyumlist" denilmi§tir. lu bir loplum projesi bakimindan Fourier'yi haber verdigi kusku
De Sade
ayni
gdturmez. 23 Wilhelm Reich
gibi, o da, baskilanmis cinselligin buyiik olciide zorbaca davranislara yol acabilecegini ve gercek bir demokrasinin cinsel kurtulusu saglamasi gerektigini anlamisti.
ter
Baskalan uzerinde simrsiz iktidara sahip olan insaniann, isister hapishaneler biciminde olsun hukmedece-
hukumetler
eden de Sade, onlara bu iktidann ve arzularm en iyi sekilde oyunla tatmin
gini ve i§kence yapacagini fark
veritmemesini
istedi
one surdu. Bu anlayis de Sade'in liberter fetsefesinin temelini olusturuyordu. Onun en buyiik tutkusu baskidan ozgiir edildigini
olmaktt.
Ashnda on dokuzuncu
yuzyil
donumunde
hicbir yazar,
geleneksel dinin ve goreneksel ahlakin ozgurliik fikriyle bagdas-
mazhgim daha
24 acik bicimde ifade etmemi?tir.
Charles Fourier Charles Fourier ayni zamanda Fransa'nin en liberter dusuniirlerinden biriydi. Sadece gene Proudhon'u etkilemekle kalmadi
de Besanconluydu) daha sonra -Kropotkin de Fourier'nin 25 Murray "Anarsi'nin onculerinden biri" oldugunu kabul etti.
(ikisi
,
Bookchin,
yakm zamanlarda onu, "butun
yasadigi cagin en liberter, en
ozgun ve
yaci dusOntirii" olarak betimlemistir. 21
26
gelenegin degilse de,
kesinlikle en yararh utop-
Fourier sadece gercekiis-
13 Marc 1988, s. 15. Michel Contat'la yaptigi gorusmede Robbe-Grillet onun "her bakmidan bir analyst" oidugunu Bkz. Guardian Weekly,
dogrular.
23
Gorer, The Life and Ideas of the Marquis de Sade, s. 142. Pierre Kolosowski, Sade man prodiain, Editions du Seuil, Paris, 1947,
24
Bki. Berne ri, Journey through Utopia,
25
Kropotkin, Anarchist Communism, s, 31. Bookchin, The Ecology of Freedom, s. 328, Ayrtca bkz. Edward Mason, "Fourier and Anarchism", The Quarterly Journal of Economics, XL, 11, 2, Subat
22
26
1928, 228-62.
s,
s,
34.
178,
Anar$izmin Tarihi
224
tucCileri etkilemedi, ogretileri,
altmislann ve yetmislerin karsi-
kiilturUnde de dolaysizca yankilandi.
Fourier 1772'de Besancon'da dogdu ve yerel akademide 6grenim gordu. Ogrenimini yanda birakarak, Hollanda, Fransa ve
Almanya'yi kapsayan sinda hapse
atildi
kurtuldu ve
vam
iki
yd askerlik
ve gayet
etti
ticari
seyahatlere cikti. Devrimci Teror sira-
ve az kalstn giyotine cikanlacakti. Son an da
iyi
Daha sonra ticari kariyerine dehakim olari yozlasmts
yapti,
tanidigi kendi cagina
uygarhgin yerini alacak gorkemli bir
tasari gelistirdi.
Bookchin, Fourier'nin pek cok bakimdan, radikal dusiince icinde yuzeye cikan en erken toplumsal ekolojist lemler. Fourier'nin evreni engin bir
Newcon'un
digi kesindir. lu cekicilik
eserini
oldugunu goz-
canh organizma olarak anla-
tamamlamak
icin
kendi "tutku-
yasasi"m onerdi. Bu yasaya gore yildizlar bile cinsel
egilimlere sahipti. Kendi "evrensel analoji teorisi"nde insani evreni n bir
mikrokozmosu olarak
sunar: Evren birlesik bir sistem,
onun merkezinde yer ahr. Bu nedenle insan dogadan ayn olmayip, onun butunieyici bir parcasidir. Aynca, dunyamn goruntir kaosunun ardinda, evrensel yasabir gizli ilisktler agidir ve insan
lann yonettigi
temel
bir
uyum
ve dogal
bir
diizen
vardir.
Evrensel yasalann kavranmasi, "insan turitnu bolluga, tensel hazlara ve kuresel birlige" goturecektir. 27 Fourier, Fransiz Devrimi'ni savunanlarm one surdukleri 6z-
gurluk, esitlik ve kardesligin cok otesine
gitti.
Iktisadi esiilik ol-
madikca toplumsal 62gurlugun anlamsiz oldugunu anlamisti. On sekizinci yuzyU filozoflan, ozgurliigu -"biitun yaraiiklann en onemli arzusudur"- ovmekte hakhyddar, ancak uygarlasmis toplumlarda ozgurlugun, eger siradan insanlar servetten yoksunsalar, bir
yandsamadan
ibaret olacagini unutmuslardi: "Ucretli si-
milar yoksul oldugunda, bagimsizhklan temelsiz bir ev kadar kinlgandir," 28 Fourier'nin utopyasimn, yeieneklerin ve yapdan 15 e
gore ahnan kargiligin esitsizligini kabul ederken, zenginlerin
ayncahklannin dereceti olarak esitlenmesini ve simf antagonizmine son verilmesini onerdigi kusku gortirmez.
De Sade
gibi,
sira kadinlara
27
Fourier de, haklar nosyonunu erkeklerin
Tht Utopian Vision 0/ Charles Fourier, der. Jonathan Beecher
envenu, Beacon Press, Boston, 1971,
28
Age,
s.
161.
yam
da uygutadi. "Toplumsal ilerleme ve degisim ka-
s.
1.
& Richard Bi-
225
Fransiz Libcticrh'i
dinlann ozgurluge yonelmeleri sayesinde gercekle§ir" ve kadinlann ayncaliklarmin artinlmasi biitun toplumsal ilerlemenin
mel nedenidir yan
Marx
ilk kisi
te-
onerme olarak ortaya koKadinlarm asagdanmasim ve
gibi gortisLeri, bir genel degil, Fourier'dir.
modern uygarhkta ev kolesi haline getirilmereddeden Fourier su gozlemde bulunur: "Bir kole asla, korii korune itaat ederek efendisini kurbamnin bir kole olarak dogdu-
engellenmesini ve sini
guna ikna
ettigi
zamanki kadar alcalamaz." Fourier'nin
esitlikci
ve liberter vizyonu hayvanlan da kapsar. Vejetaryenizmi tavsiye
etmez, ancak tahayyul
ettigi ideal
loplumda, "hayvanlara koui
davranan bir insan, hayvan olarak anilmayi, zulmettigi savunmasiz yaratiklardan
daha
fazla
hak eder." 29
Fourier'nin toplumsal cozUmlemesinde benimsedigi yon-
tem "mutlak kusku" ve "mutlak sapma"yi kapsiyordu. 30 Bu yontemin uzlasmaz bicimde uygulanmasi, onu, Bati uygavhgini ve kapitalizmi tahripkar bicimde sorgulamaya yoneltti. Yalancdtk ve sahtekarhkla garpitdan insansizlastinlmis piyasa iliskilerine,
onun cezalandinci ve
itici isleyisine, yarattigi
dus kinkligtna yonelltigi kabeti ve
is
etikini
elestiri
ruhsal ve cinsel
gercekten gucliidur. Serbest re-
temel alan butun bir iktisadi sistemi reddetti.
Fourier icin ozgurliik sadece serbestce secme degil, cah^maya psikolojik zorlanmadan da ozgiirluk anlamina geliyordu.
cut duzenin yerine
Bu Utopyada
"Uyum"
insanlar,
Mev-
dedigi hedonist bir iitopya onerdi.
emegi onaylayarak ve gonultii olarak be-
nimseyecekler, baskici cinsellik olmayacak, egitim ve hayat ko-
munal olarak duzenlenecekti. Tutku,
haz, bolluk ve ask,
bu ha-
yatin yeni ahlak dunyasinda kendi yerini bulacakti.
Her da
bir
Uyum
toplulugu, bir saraya yerlesmis bir Falanks ya
"falanster" olacakti.
Her Falanks kendisini yoneten ve kendi
ihtiyaclarim karsdayan i^birligi halinde bir isciler birliginden ibaret olacakti. Uyeler, dostlardan olusan guvenli gruplar ya da
kendiliginden bir araya gelen ve aktif rekabetle uy aril an bir gruplar dizisi icinde faaliyet gosterecekterdi. zip kilinacak ve farkli bireylere icin
Is,
olabildigince ca-
uygun gorevler
tahsis edilmesi
yuksek derecede isbolUmu uygulanacakti. Her
is
ortaklasa
yapilir ve mulkiyetten ortaklasa yararlandirken, uyeler, sermaye,
cahsma ve beceri bakimmdan yaptiklan 29
Age,
5.
196, 177,321.
30
Age,
s,
23.
kalkiyla orantih bir kar
Anar^izmin Tarihi
226
payi elde edeceklerdi. (^ahsmak herkes
if in
bir
hak
olacakti. Fo-
urier, bir temel ilke olarak bir "toplumsal asgari"yi, garanti edil-
mis
bir yillik geliri
mak
savunuyordu. Kisiyi toplumsal ozgurluge kat-
ve birlik iginde
gegitliligi
gelistirmek icin her
turlii
?aba
gosterilecekti. Esitsizlerin esitligi saglanacaku.
Fourier gerektiginde daha da devrimci oluyordu. Bir akilci olmasina ragmen, tutkulan baskdayan gagdas toplumun mekanik bicimde akla uydurulmastm reddetti. Tutkular dogaldi ve ifade edilmeleri gerekiyordu. Baskilama dinamiklerini kavradtgi i?in
onu psikanalizin onculerinden
biri
saymak
gerekir: "Bogu-
lan her tutku karst tutku uretir ve dogal tutku ne kadar yararhysa
bu
karst tutku da o kadar habtstir. Bu, biiturt cinnet
durumlan
icin gecerlidir." 31
Bireysel arzu ve
tutkunun tatmini, toplum icinde bozucu
ol-
mayip, genel yarara hizmet eder: "kendisini buyuk bir coskuyla hazza adayan kisi herkesin mutlulugu icin yuksek duzeyde yararh hale gelir." 32 Topluca The
New Amorous World (Yeni $ehvetDiinya) adiyla anilan not defterterinde Fourier, maddi ve psikolojik ihtiyaclann karsilanmast i^in bir "toplumsal asgari"nin li
yam
sira, bir
toplumsal
de "cinsel asgari" onerdi. Tarn bir chisel tatminin
uyumu
ve iktisadi refaht besleyecegini dusuniiyordu.
Kotu bularak ktnadigi yegane cinsel etkinlik turii, kismin istismar edildigi, incitildigi ya da kendi iradesine kar$i bir nesne gibi kullamldigi
iliski
turuydu. "$ehvetli anarsi" ancak
Uyum
icinde
hukum surebilirdi. 33 Fourier'nin imgesel dunyasi hie kuskusuz pek cok bakim-
dan
ancak Le Nouveau monde industriel el socieOrtakhk Dunyasi, 1829) en ozlu formullendirmesinde goruldugu gibi, pek cok celiski icerir. Kadinliberterdir,
taire'deki (Yeni Sanayi ve
lar patriarkal
kisitlamalardan ozgiirlesmektedirler,
ama
hala, er-
keklere ev icinde ve cinsel olarak hizmet etmeleri beklenir.
Gene, Fourier'nin
zarif cinsel ve
aristokrat zevkini yansitir. gorevliler hiyerarsisince
gastronomik hazlar tablosu
Oman "Ask
uygulanan "sehvet yasast" herkes
gecerli degildir, Cinsellige getirdigi tanim bir olciide 31
Ag*,
s.
bir
Bahcesi"ndeki aynntih icin
mekanik ve
353. Ayrica Bkz. Frank Manuel, "Charles Fourier: The Burgeoning
of Instinct", The Prophets of Paris, Harvard University Press, Cambridge, Mass., 1962.
32
Tlie
Utopian Vis ton ofCharks Fourier,
33
Age,
s.
169.
s.
43.
227
Franstz LibertciU'ti
faydactdtr.
psikolojisi naif ve dogmauktir.
Cocuk
gini inkar etmekle kalmaz, pis"
oldugu
i$in,
Cocuk
cinselli-
"Butun erkek cocuklarm ucte
onlann igrenc ve
pis isleri
yapmak
ciik gruplar" halinde orgutlenmeleri gerektigini,
ikisi
iizere "ku-
dogmatik
bir
bicimde one surer. 34 Kucuk kizlar kuskusuz boyle degildirler. Nihayet, "UyunV'da giindelik hayata iliskin duzenlemeler oylesine aynntih bicimde belirlenir
ki,
toplumun uyelerine
ser-
bestge hareket edebitecekleri ya da yenilik yapabilecekleri yer kalmaz, Mahremiyetten hoslananlar kendilerini rahat hissetmeyeceklerdir. Fourier $esidi zevklere cekici gelen isler ayarlayarak
guclendirmeye cahgirken, onerdigi hayat hie kuskusuz siki bir duzene sokulmustur. Horn iinal hayat oylesine orgiitlenir ki, baztlanna cennetten cok habireysel ozerklik ve 6z gercekle^tirimi
pishane gibi gorunebilir. Herkes ustanin elindeki kuklalar gibidir.
Fourier eserlerini zengin ve
gitclii kisilere
dagitttysa da fazla
ilgi gormedi. Gene de 1830'da Besancon yaktnlanndaki bir bolgede taraftarlarint kiicuk bir grup halinde bir araya getirmeyi baDaha sonra, gene Victor Considerant'm yardtmiyta sardt.
1832'de Saint- Simon'dan aynlan bazi kisileri de kazanarak bu kuguk Fourierist grubu bir harekete doniisturmeyi basardi. Son-
yd kucuk bir topiuluk kurulduysa da, ortaya gtkan yapi ktsa sure icinde coktti. Fourierist hareket, ancak onun 1837'de oluraki
munden sonra Avrupa
ulkelerinin cogunda ve Birlesik Devlet-
ler'de gelisim kaydetti. Fransa'da Considerant, Fourierizm'in bir "bansct demokrasi" hareketine donusmesine yardtmct oldu; ve
Monarsisi'nin son gunlerinde ve 1848 Fransiz gercek bir siyasal giic haline geldi. evresinde Devriminin ilk dahil otuz civarmda ktsa omurlu topQii\\g\ Amerika'da Brook hareket
Temmuz
iuluk kuruldu. Fourier'nin
[ikirleri
Carlik
Rusyasmda AleksanAncak topiu-
der Herzen ve Petrasevskiy Cevresi'ni de etkiledi.
luk lar basartstzliga ugradt ve devrimci mesajlan sulandinldi. Clene de Fourier, Britanya'da gelismekte olan kooperatif hareketi ozcllikle etkiledi.
Ne
var ki otoriter sosyalistlerin cogu, Fouri-
er'nin iitopyaci goriislerini, tipki
Marx ve
Engels'in yapttgi gibi,
"gercek bir §iirsellik kanah" acmasina ve burjuva toplumunu hk vetmesine karsin "fantastik bir proje" olarak goz ardi etmeyi surdurduler.-15
H
Age.s. 317.
}>
Age,
s
69.
228
Anat pizmin Tarihi
Otopyasimn siki bicimde diizenlenmis ve duragan ozellikleragmen, Fourier on dokuzuncu ytizyil Fransiz utopyacilanrun en liberteriydi. tgrene. cahsmayi anlamh oyuna donusturme rine
arzusu, cinselligi ozgurce tatmin etme cagnsi, toptumsal ve tinsel asgari sistler
uzerinde durmast ve organik kozmolojisi, hem anarde ekolojistler icin esin kaynagi olmaya devam et-
hem
mektedir.
12 Alman
Liberterleri
&
Almanya'da, Alman karakterinin dogal olarak otoriter oldugu ve Devlet'e taptigi efsanesini gecersiz vardir. Hegel,
t opium
ile
kdan
iki
dikkat cekici liberter
Devlet arasmda ay rim yap may 1 redde-
der ve yurttaslarin kendilerini ancak Devlei aracthgiyla gerceklestirebileceklerini
one siirerken, neredeyse cagda$i olan Wil-
helm von Humboldt, mesru Devlet eyleminin simrlarim iyice daraltti. On dokuzuncu yuzytlin son yansmda Friedrich Nietzsche de, gelisen Alman ulusculuguna ve Bismarck 'in git flu bir merkezi Devlet yaratma giri^imine tepki gostererek o gune kadar yaprinus, en etkileyici ve liberter dusunce tarihinde onemli bir yeri hak eden bireycilik savunulanndan birini gelistirdi,
Wilhelm von Humboldt Humboldt' un dayarur.
liberter
Ancak The
du^unur olarak edindigi $6hret
bir kitaba
Limits of State Act ion 'in (Devlet Eyleminin
Smirlan, 1792) anarsizme yakin olsa da, Humboldt sonuna kadar liberal kampta kaldi. 1 Eser, ancak 1854'te, The Sphere and
Dudes of Government (Hukumetin Alani ve Gorevleri) 1
bastigt al-
Bkz.John W. Burrow, "Introduction", Wilheim von Humboldt, The of State Action, Cambridge University Press, 1969, s xvii.
Limits
230
Anar$izmin Jarihi
ttnda Ingilizce yayimlandi.
Bu
On
kitap John Stuart Mill'i,
Liberty
(Ozgiirluk Ozerine, 1859) bashkh makalesinde goruldiigu gibi
onemli otciide
etkiledi.
Ne
Max
var ki anarsist tarihgi
Nettlau,
Humboldt'un eserinin "esas olarak anarsist fikirler ile otoriter onyarginm garip bir kansrmi" oldugunu soyledi. 2 Daha yakin zamanlarda Noam Chomsky, Humboldt'tan esinlenmis ve onun fikirleri aracihgiyla
yeni bir liberterler ve anarsistler kusagina ulas-
mistir. 3
Humboldt, Aydinlanmamn radikal mesajini,
ozellikle
de
Leibniz'in insanin kusursuzlugu teorisini, Rousseau'nun ahlaki
ozunu olusturdugu inancmi amac olarak davranma geregine yaptigi vurguyu ozumledi. Bunlara kadim Grek mo del in in tarn ve uyumlu insan kisiliginin ideallesozbelirlenimin insan saygmliginin
ve Kant'in her bireye asla bask bir ara? olarak degil bir
tirilmis bir
versiyonunu ekledi.
Humboldt'un baslangic noktasi yaratici bireydir ve nihai hedefi, cesitli durumlarda mumkun olan en genis ozgurltikle en buyuk bireyselligi gercekle§tirmektir. Bir toplumun yasama gucunts sadece bireyin kendiliguiden ve yaratici enerjilerinin olusturdu-
guna
inanir. Boylece ozegitim,
onun
siyasal teorisinin anahtar
kavramini olu§turur. 4
Humboldt
soyle yazryordu:
Insanin gergek amaei ya da belirsiz ve gegici arzulardan kaynaklan-
mayan, akhn sonsuz ve degismez emirlerinin ongordugu amag, sanin sahip oldugu gfiflerin tam ve tutarli bir butune ulasmak re
en yuksek ve en uyumlu bigimde
bir gelijim
imkamnin fingordugu
in-
iize-
gelisimidir. Ozgtirluk boyle
birinci ve vazgecilmez kojul-
dur. 5
BOylece en istenen durum, her bireyin "kendi selligi
icinde, kendi
enerjisiyle
mukemmel
birey-
kendisini gelistirmesi icin en
mutlak ozgurlukten yararlandtgi" durumdur. 6 Bu
ilke
her siyasal
sistemin temeli olmahdir. 2
Max
Nettlau, Bibliographic Ac [anarchic, Paris, 1897;
Franklin, 1968,
3
New
York, Built
31.
Noam Chomsky, Problem of Knowledge and Freedom, Fontana, 1972, 48-9; ve Guerin'in Anarchism'ine yazdigi Girls.
Bkz. s,
4
s.
5
Bkz. Burrow, "Introduction", The Limits of SlMe Action, Age, s. 16.
6
Age,
s.
20.
s. xviii.
A man I
Humboldt -<;i?ek
acan
bireyi ve
231
Liberie fieri
toplumu oiganik ve
estetik
bakimdan
bitkiler ve sanat eserleri gibi- ele ahrken, Devlet'in bir
makinenin parcasmdan baska bir sey olmadigini dusunuyordu. Daha sonraki anarsistler gibi, o da, Devlet ile to plum arasinda ya
aynm
da Devlet yapisi ve ulusal topluluk dedigi $eyler arasinda
yapar: "Ve kesin olarak ifade ettnek gerekirse, ikincisi -ulus uyelerinin ozgiir isbirligi- insanlarin
toplum icinde kendilerini olus-
turduklan zaman ozlemini cektikleri biitun bu faydalan giivence alt in a alir."
Daha sonra kucuk
cunku bu-
birlikler tavsiye eder,
yiik birliklerde kisi kolayca basit bir arac haline gelir: "Bir insan
kendi basma ne kadareylerse, kendisini o kadar
Humboldt'un bukumet
elestirisinin temeli,
gelistirir." 7
hukumetin
kisi-
sel cizerkligi ve inisiyatifi kisillamasidir:
Bir insanin serbest segiminden
kaynaklanmayan ya da sadece emir
ve rehberligin iirunu olan her sey, insanin varligina ulasmaz,
gergek dogasma yabanci kalmaya devam eder; insani enerjilerte degil, sadece rir.
mekanik
kisi
onun
o seyi gercek
bir kesinlikle yerine geti-
e
Ozgiirlugun
"cesitli
ve sinirsiz bir etkinlik imkani"
one siiren Humboldt, "insani enerjiler luk, kosullar ve
durumlar
i?in
ic.in
daba
daha zengin bir
oldugunu
biiyiik ozgur-
?esitlilik"Ie i(gi-
lendi.*
Yurttaslann refahim saglamaya cahgan ataerkil Devlet bu
nedenle zararhdtr. Tebaasma ^ocukmus gibi davranarak onlan
kendi deneyimleriyle ogrenmekten alikoyar, kendi birornek karakterini dayatarak ligini
onlann bizzat yasadiklan deneyimlerin
diisurur, inisiyatif ve bagimsizhklanni zayiflatir.
yapmaya yiflatir.
c^li^tikfa enerji tuketir, sempati ve
yardimlasmayi za-
Yurttaslarmin ahlakmi asla iyilestiremez, gunku
ahlaki kultur tek basina ve dolaysiz olarak
ruhun
dan kaynaklamr" ve "Insanin ozgurlugu
arttikca,
karsi
bir
nite-
Iyisini
i?sel
"
but tin
hayatm-
baskalanna
daha ozguvenli olur ve takdir yetenegi attar." 10 Gereksiz siyasal duzenlemeleri reddeden Humboldt anarsist
toplum imkani
7
Age,
s.
131,40.
8 °
Age,
s.
28.
Age,
s.
10, 11.
10
Age.
s.
63.
iizerine du^unceler gelistirir:
Anar$izmin Tarihi
232
Aydinlanmis insanlardan oilman bir topluluk hayal edersek -en
dogru drnekierle olusturulmus, en baglarla bir araya getirilmisliklerini
iyi
jekilde duzenlenmis ve siki
bu insanlarm kendi aralannda
giiven-
saglayacak gonullu soztesmeleri nasil olusturacaklarim da
kolayca hayal edebiliriz...
diizenlemesine
<;
ok da ha
Bu turden
aniastnaiar her turlii Devlet
fazla tercih edilir. 11
Humboldt'un, arkadashgt temel alan, her bireyin bagimsiz ama gene de toplumun bir parcasi oldugu ideal toplumu, liberter sosyalizmle benzerlik
ta$ir.
Onun
amaci, "en farkli bireysellik ve en
dzgun bagimsizhk"a izin verecek siyasal orgutlenme tiirunii tasarlamakti. Bu orgutlenme, "en derin farkhhklan tasiyan insanlardan olusan birilikler"in
esit
olarak bir arada var olmalanni
Bu ancak, "en mutlak ozgurlugun cozumiine yardimci olabilecegi bir sorun" idi, 12 Bununla birlikte Humboldt, yurttaslann korunmasi icin gece bekcisi Devlet'e ihtiyac oldugunu unutmaz, Bu rol esas olarak olumsuzdur: hem yabanci diissaglayacakti,
manlara
hem
Thomas
Paine gibi, o da Devlet'i zorunlu bir arag, "her
de
ic
muhaliflere kar$i guvenligi saglamak, Tipki
zaman
ozgurlugun kisitlanmasim saglamaya cahstigi icin, zorunlu bir kotuluk" olarak gdrur. B Devlet mtidahalesinin yegane gerek^esi, baskalannin zarar gormesini engellemektir. Bdylece Humboldt anarsizmin smirina kadar geldiyse de, sonunda liberal kampta kaldi. tasi
Tamamen
bagimsiz bicimde anarsist sonuclara varan yurt-
Friedrich Nietzsche igin ayni sey soylenemez.
Fried rich Nietzsche
Fasizmin mucidi olarak kazandigi hatah sdhrete karsin Nietzsche, Devlet'e saldirdigi, sistemleri reddettigi,
ne
gectigi, kisisel
buyuk
mevcui degerlerin
otesi-
ozgurluk ve bireyselligi co§kuyla ovdiigii
liberterler arasinda saydabilir, Liberter goriisleri,
icin
Avrupa
dusunce ve duyarhgint butunuyJe yeniden yonlendirmek yaptigi devrimci girishnin sadece bir parcasmi olu§turuyordu.
icin
Yiizyilm ddniimunde Nietzsche'nin bireycilik formu butiin
Avrupa'nin bo hem ve sanatci cevrelerinde pek cok taraftar kazandi.
Bu
goru$ler,
11
Age.
s.
91.
12
Age.
s.
130.
B
Age.
s.
131.
onun
bireyciligini fazla
epikurcu ve egoist
Alman bulan Kropotkin'in
den
bile
233
Liln:rhilti<
goziinu korkuttu. 14 Anarsist du§iinurler-
Emma Goldman onu
aileye kabul eui ve "devasa 13
akhna" ve
Rudolf Rocker de onun
siozgur birey anlayisina hayran oldu. 16 Heryasal iktidar ve kulttir cozumlemesine hayranlik duydu. bert Read, onu insanlarm evrinide bireyin oneminin bilincine
varmalarmi saglayan
ilk kisi
olarak kabul
etti,
17
Ancak
Nietzs-
che'nin yaratttgi etki anarsist entelekiuellerle sinirh kalmadi, h-
panyol Confederation National del Trabajo'nun (Ulusal
Isci
Kon-
Cederasyonu) kuruculanndan Katalan sendikact Salvador Segui
de onun mesajindan derin bicimde etkilendi.
C a g inin anarsistinin, dekadan, "toplumun cokmekte olan ta-
Nietzsche kendisine anarsist demedi. tipki Hiristiyan gibi bir
bakasimn sozcusu" oldugunu iddia etti, cunkii anarsistin baskalarma ve topluma karsi §ikayetteri zayifliktan ve dar bir 6c alma duygusundan kaynaklamyordu. 18 Bunun bazi anarsistlerin yam sira bazi sosyalistler icin de gecerli oldugu aciktir. Kirgin anar-
hakh bir ofkeyle haklanna saygi duyulmasini lalep ettigi zaman, gercek acilannm kendisi icin yeni bir hayat yaratmayi basaramamasinda yattigim goremez. Nietzsche, kendi haklanni savunan bu anarsistlere hayranlik da duymaktaydi: cogu anarsist, tamamen hak ettigi haklan savunmayi basaramaz, ciinku "bir hak bir tur iktidardir, ama onlar bu iktidan uygulayamayasist
cak kadar tembel ya da korkaktirlar." 19 Nietzsche keskin bir psikolojik zekayla, caginin anarsistinin
koydu:
ozelliklerini ortaya
Yihma, degistirme ve geli§me arzusu, olgunlasmis ve gelecege gebe (bilindigi gibi bu "Diyonizyan" bir terimdir) bir gu-
cun 14
i
fades i olabilir;
MIT 15
Press,
Emma New
Max
ayni
Nettlau'ya, 5
Mart 1902, i<;inde, der.
Cambridge, Mass., 1970,
Goldman, Anarchism and
York, 1969,
zaman da, mevcudiyet,
Anarchism and Revolution
Bki. Peter Kropotkin'den lected Witting! on
ama
s.
s.
A
hatta
Kropotkin, Se-
Martin A. Miller,
305.
Oilier Essay, der. Richard
Drinnon, Dover,
44.
16
Rudoll Rocker, Nationalism
17
Herbert Read, "The Philosophy of Anarchism" (1940), Anarchy
& Order,
s,
39-40.
18
Nietzche, Twilignt of the Idols and the anti-Christ, cev. R.
19
Harmonds worth, 1969, s. 86. Nietiche, "Maxims and Reflections", A Nie(?che dale, Penguin, Harmondswotth, 1977, s. 279.
J.
Hollingdale,
Penguin,
Reader, der. R.
j.
Holling-
234
Anar$izmin Tarihi butiin mevcudiyet ve
butun varhklar onu ofkelendirdigi ve ki$kirmgi icin ytkan, yikmasi gereken, yeterince gelismemis, yoksul ve ayricahksiz olanm duydugu nefret de olabi-
Burada Nietzsche muhtemelen, arkadast Richard Wagner'in tamdusunuyordu. Bakunin'in taraftarlan ile ozgurluk
digi Bakunin'i
ve adalei adina yikan ve sakatlayan teroristlerin nefmle gudulendikteri aciktir. Ne var ki anarsist dustinurlerin cogu, ozellikle
Godwin, Proudhon, Kropotkin ve Tolstoy, mevcut degerleri ve kurumlart yikma arzusu duyarken, kabina stgmayan bir cosku ve yasama giicuyle gudiilenmislerdi. Nietzsche edebi dekadansin, "bir atomlar anarsisi" butunsanat eserinin yerini akhgi zaman basladigim dusimdu. 21
Itiklu
Daha cocuk ya$tayken kendisi de bir dekadan oldugunu anlamis, ancak buna direnmisti. Eseri tutarh bir butiin olusturmaz, ashnda gercegi
carpittigt icin sistem
otusturmayi bilincli olarak
reddetmistir. Sistem olusturma istenci butiinluk gosterir,
degismez kanaatler
ise
yoksunlugunu
birer hapishanedir.
Nietzsche'nin yontemi bu nedenle deneyseldir; konulanna
Oslubu veciz sozlerden olusur; heyecanh ve iroPutkmcdara ozgu bir hararet icinde bilincli bicimde para-
teget yaklasir. niktir.
doksaldir. Dusuncelerini kana bulamak, bitginin anlasilmasi icin
yasatdmasi gerektigini gostermek ister. Nietzsche'nin sik sik yanhs yorumlanmasi bu yuzden sasirtici degildir. Ona yon el til en en ciddi sue la ma, Nazizmin oncitsu oldugudur. Bu suclama, muhtemelen, hayatimn sonuna dogru delirmeye basladigtnda eserlerini secerek derleyen kiz kardesinin ve
onun
bazi sozlerini ahp baglammdan tamamen kopararak yorumlayan Nazi ideologlannin eseridir. Nietzsche, ancak mesajt
buyuk olcude carpmldiginda
man
bir antisemtt, bir irkci ya
da bir Al-
ulusalcisi olarak goriilebilir. 22
Alman kulturuyle alay ediyor, ondan tiksiniyordu; dolayisiyla Alman ulusculuguna karsiydt ve Devlet'in halkm zehiri oldugunu dusunuyordu. Wagner ile bozusmasinm bashca nedenlerinden biri, kompozitorun antise20
Nietzche, The
Gay
Science (1882), almti, Walter Kaufinann, Nietzchc: Phi-
losopher, Psychologist, Antichrist, Princeton University Press, Princeton, N. J.,
1974,s. 375.
21
Nietzche, The Case ofWagnet (18S8), almti, Kaufmann,
22
Bkz. R.J. Hollmgdale.Nictsffic, Routledge
s.
731.
& Kegan Paul, 1973,
s.
194.
Alman mitizmi
idi.
235
Lihcitcrlfii
Nietzsche'nin "saristn hayvan" metaforu, Aryen Ger-
kullamlan bir model haline geldi, ancak kendisi trkci degildi, hatta irklann kartsmasim tavsiye ediyordu. Savasi ovdugii kesindir, ancak upki Blake gibi, fiziksel degil entelekttiel bir bogusma dusunuyordu. "Kamn gercegin en kotu ta-
men'in yuceltilmesi
ntgi"
icin
oldugunun farkmdaydi, 23 Ne var ki Nietzsche'nin kadmlara
rusleri fazla
yorum
iliskin
deh§et verici go-
gerektirmez. Bdyle Buyurdu Zerdiijt'te, "6te-
den beri kadinlann icinde," diye yaziyordu, "ayni anda hem bir kole hem de bir zorba gizlenmistir. Bu nedenle kadindan dost olmaz; o sadece aski
bilir." Bir
kadin, "savascmin eglenmesi icin"
egitilmelidir. "Baska turlusu delilik olur."
Aym
eserde Nietzsche,
yash bir kadina su ironik sozleri soyletir. "Kadina
mi
gidiyor-
" sun? Kirbacini yanindan eksik etme! 24
Proudhon ve Tolstoy gibi Nietzsche'nin de kadmlara yonetutumu esef vericidir, Ancak hep tekrarladigi geteneksel kadin diismanhgi, annesi, kiz kardesi, buyuk annesi ve iki teyzesinin hakimiyeti alunda gecen cocuklugunu haurladigimiz zaman lik
daha
iyi anla§ilir.
Avrupa kaphcalanni gezen gene
bir
bekar
ola-
rak hayatt hoppa kadtnlarla doluydu; ve hayatimn tek aski olan
Lou Salome
ile
yasadigt
iliski
basansizhkla sonuctanmisu. Gene-
liginde fahiselerden bile bile frengi kapmasi kadinlarla olan kar-
masik
iliskisini ortaya koyar.
Bu
hastalik
hayatimn son on yilm-
da detirmesine ve sonunda olumiine neden oldu. Buyuk fekefi
kadin dusmanintn, elinde kamgi tutan Lou Salome cektirmesi de ironiktir! Biitun
onun dir.
bu
antikahklar,
liberter icgortilerine hayranlik
Emma
tie
fotograf
Goldman'i
duymaktan ahkoyrnamistir.
Nietzsche felsefesinin en onemli onciilu, uzlasmaz ateizmKropotkin, Fourier'den sonra gelen Nietzsche'nin Hiristiyan-
25 "Tanhgin zayiflatilmasmda essiz bir rol oynadigim kabul etti. n 6ldu" sloganmi yaygmlastirmakla kalmadi, tek bir Hiristiyanm var oldugunu, onun da carmihta oldugunu soyleyerek dalgasmi
Bakunin gibi Nietzsche de, tevazu, merhamei ve dindarhk vurgusu nedeniyle geleneksel Hiristiyanhgtn, kole ahlakinin bir gecti.
formu olduguna inantyordu. En onemlisi, 23
Nietzche, Thus Spoke Zarathrusu, cev, R.
mondswonh,
1964,
24
Age,s,83,91,93.
25
Bki. Kropotkin'dsn tings,
s.
297.
s.
J.
Hiristiyanlik, tutkulaHollingdale, Penguin, Har-
116.
Max
Nettlau'ya, 5 Mart 1902, Kropotkin, Selected Wri-
Anar$izmin
236
n kokunden sokup atmaya Ne
calls tigi
Tarilii
icm dekadandi.
var ki Bakunin'in aksine Nietzsche, dogada hicbir dogal
yasa ve doga dan tiiretilebilecek hicbir deger olmadigini diisunuyordu. Doga tamamen keyfi ve rasdantisaldir; hiikmeden Sans Tannsidir.
Ashnda Doga oylesine
gore dunyadaki simrsiz
z a mart,
carpitilmistir ki, Nietzsche'ye
simrsiz
enerji dikkate ahndtginda, her seyin
mekan ve tukenmez
sonsuza kadar tekrarlanma-
mumkundur. Bu semada insan, ucuruma sarkmlmis bir halata tutunan "dusimcesiz bir rastlarm" olarak gorunur. Zihni ve bedeni bir varhgin ilk yoniidur. Ustun olan akil degil, insamn hem si
diisimcesini
hem
de eylemini belirleyen iradedir. Nietzsche nin 1
tarih anlayisinda kesfedilecek hicbir akilci oruntii ya
da ahlaki
a mac yoktur.
Nietzsche'nin sorunu, sansi ve sonsuz tekran temel alan tannsiz ve rastlanusal bir dunyada antam bulmakti. Ancak nihilist umutsuzluga sapmadi. Kendi hayatimtzda, hastalanmak mi yoksa seyahatlerle zindele$mek mi istedigimize, sitruyii izlemek
ve kahtsal inanctara gore davranmak mi, yoksa kendi hayatimizi ve degerlerimizi yaratmak mi istedigimize bizzat karar vermekte ozgiiir
oldugumuzu dusundu. Hiclikten gehp
hiclige gitmekte
olan bizler, gene de kendimizi yaratabilir ve cevremizdeki diinyayi bicimlendirebiliriz.
Dogada oldugu
gibi sanatta da insanlar kaostan duzen yaraNietzsche once hayat ve sanattaki duygusal unsura "Diyonizos" ve onun antitezine "Apollo" dedi. Grek trajedisini,
tabilirler.
Apollo'nun Diyonizos hasatimn, yani bireydeki "hayvan"in tistesinden gelen yarauci guciin sonucu olarak gordii. Diyonizos, irade gucunu temsil eder ve Nietzsche sozlugiindeki ubermensch'ie, irade gticiinu yucelterek yaraticiliga ulasan insanla esanlamli-
dir.^
Nietzsche'nin eserinde en karakteristik olan, bireyin kahtsal
deger ve inanclan atarak kendi deger ve inanclanni yaratmasi
konusunda rin
Tann
gosterdigt liberter isrardir. Stirner gibi o da, degerle-
ya da doga tarahndan vertlmedigini, insanlar tarafindan
yarattldigint kabul ediyordu:
Her insan kendi
diline sahiptir, Butiirt ahlak kurallan goreli
iyilik
ve kotiiluk
olduguna gore, ortak
oge irade giicudur: her loplum kendince kazanilmasi en zor degerleri olusturur.
26
Bkz. Hollingdale'in yorumu, Nietzche, Twilight of the
Idols, s, 108.
Alman
237
Libert e tic ri
Nietzsche sezgisel olarak, cogu ahlaki kurahn oziinde
kam
inti-
ya da icerlemenin yer aldigini dusundu. Bu kurallann ceza-
landirma vurgulan bu gercegi ortaya koyuyordu. Pek gok anaryasalann yerine gegirmeye cahstigi kamuoyunun,
§istin
ister
istemez bireyt kendisini gerceklestirmekten ahkoydugunu gor-
Bu kosullarda, komsusunu sevmesi genelhkle bencilligin tehlikeli formu, kendini yeterince sevmemenin sonucudur. Modern
du; "Kalabahktaki 'Sen' 'Ben' den daha eskidir." kisinin kendi bir
toplumunda,
kitle
"bir insan kendisini aradigi icin, bir digeri
kendisini kaybetmek istedigi icin
komsusuna
kosar." 27
Nietzsche, daha yuksek ve karma kultiirlerde, efendi ve kole
ahlaklannm
gelistigini ve
bunlarin genelhkle tek bir kiside
yan yana var oldugu nu savunur. Hiikmedenler, buyukluk ve guc
olma durumlanni yucelterek efendi
gibi riitbeleri belirleyen var
ahUakini belirlerler. Hukmedilenler, var
olmanm
yiikune katlan-
malanna yardimci olacak merhamet, tevazu ve sabn vurgulayan bir kole ahlaki yaratirlar. Efendi ve kote birbirine ters lak
tanimlanna
sahiptirler:
Efendiye g6re
"iyi"
dusen ah-
insan korku
kin eder; koleye gore "kotu"insan korku telkin ederken,
tel-
iyi in-
san zararsizdir. 28 Ancak Nietzsche bu ahlak tiplerini asabilecegimizi soyler; 6zgurlesmi§
kisi,
mevcut
nin otesine geger ve kendi tammlanni
iyi
ve kotii tanunlari-
yaratir. Nietzsche,
durust-
luk, cesaret, ozdisiplin, giic ve comertligi kendi ahlaki degerleri
olarak sap tar.
durtumuzun irade gucu oldugunu one yapmak bile cogu kez kihk degistirmis bir
Nietzsche, temel
surdu.
Dogru
olani
gucu kavrami en yanks anlaO, doga uzerinde ya da baskalan
irade giicudlir. Nietzsche'nin irade Silmis ogretilerinden biridir.
uzerinde guc kullanmayi degil, kisinin kendisi uzerinde
giic kul-
lanmasini ovdu. Irade guciinun baskalarma karsi kullanilmasiran zayiflik olacagim dusunuyordu: Ger^ekten gu^lu olan
kisi,
kendi kaderini belirlemek icin sadece kendisi uzerinde guc kulKisinin iiaat etmesi gereken tek kisi kendisidir ve buyuk guc kisinin kendi kendisinin efendisi olmasinda aciga ?ikar ve neseyle olculur. Bu nedenle irade gucu, bir "ozgurliik ifgudiilanir.
su," kisinin kendisini as mas l ve
mukemmellestirmesidir.
Nietzsche gelismis kisiye ubermensch demektedir. 27
Thus Spoke Zarathitslra,
28
Nietzche, Beyond 145-6.
s.
Bu lerim
86.
Good and
Evil
(1886), ahull. Hollingdale, Nietzche,
s.
Anarjizmm
238
Tarihi
genellikle "iistun insan" olarak cevrilir,
ancak daha dogru
ceviri
"ustinsan"dir. "Ustinsan" kendisiyle basa cikabilen ve kendi tra-
Onun en buyuk yaratisi Merhamet, bulanti ve korku olmaksizin dunyanin rastlantisal dogasiyla yiiz yiize gelebilmekte ve hayati butun acilanyla birlikte olumlayabilmektedir. Hobbes icin guc oziinde bir guvenlik araciyken, Nitzsche icm "insanm kendi iyiligini nihai amac olarak arzuladigi var olma durumu"dur. 29 Nietzsche'nin donu$turulmus insanlik ideali, merhamet ve teror duygularimn ustesinden gelen ve kendisinden bir sanat eseri yapan bireyin idealidir. "Neysen o olmahsin" sozu her bireyin kendi smirlanna ula§masi, butun potansiyelini bir yaratici de guciinii yaraticihga yiicelten insandir. kendisidir.
irade eylemi olarak gerceklestirmesi icin yapilan bir cagndir:
"neyseh o olmak" -yeni essiz, ben2ersiz, kendi
yasalanm kendisi
yapan, kendi kendisini yaratan kinder." 30 Ozgtirlesmis insan,
kendi gelisimiyle ilgilenen bir
egoisttir; talihsizlere
merhamet
nedeniyle degil, comertlik ve gucle dolu oldugu icin yardim eder. Ozgurluge, yaraticihga, neseye ve
kahkahaya deger
verir.
Tehlikeli bicimde yasar ve hayati Dionizyan bir tarzda onaylar.
Nihai
"sonsuz var olma sevinci"ni kendinde gerceklestir-
ideali,
mektir. 31
Nietzsche icin ozgiirluk "ozsaygi istenci"dir. Ozgurltik icin
ona ula§maktan daha onemli oldugunu,
verilen miicadelenin
ciinku insanin en
iyi
yanini ortaya cikardigini dusuniiyordu. Bu,
bireylerde ve uluslarda, "ustesinden gelinmesi gereken direnisle, iistte
di. 32
kalmanm
maliyetlerinin ustesinden gelmekle" Olculebilir-
Ozgiirluk kisinin sahip oldugu ve olmadigi, kisinin istedigi
ve kazandigt bir §eydir. Insan ozgurlugunii genisletmek asla so-
nu olmayan refah icinde
mucadele surecidir. Bu siirecte kisi, mutlu ya da olma arzusuna hakim olmaya cahsir. Siyasette ve sabir
natia Nietzsche, bagimsiz olma, ozgiir gelisme ve laisscz alter
(her turiu serbestlik, en.) isteginin tarn da kendileri icin "hicbir engelin c_ok gH^lu olamayacagi" kisiler tarafmdan en hararetli bi-
cimde
gelistirildigini gozlemledi.
Boylece Nietzsche ilerlemeyi
dogaya donus. olarak anladi, Ancak bu donus, gidis degil, "biiyuk gorevlerle 29
Kaufmann,
30
Nietzche,
Nietzche,
Twilight of the Idah,
32
Age.
92,
dogru
360.
TV Gay Science (1882), alinci, Hollingdale, Metzche, s. 96.
31
s.
s.
bir geriye
ugrasmak, onlarla oynamaya/irsat
s,
110.
Alman
239
LiherUrlrii
tamnmasi, yiiksek, ozgur, hatta korkunc dogaya ve dogalhga dogru, yukanya dogru bir
gtciis"tir.
ozyaratim ve ozbelirlenim, sansi
3i
Nietzsche icin ideal, tarn
bilincli
amaca donusturen,
"kendi kendisini ileriye dogru sevk eden bir tekerlek" olmaktir.
34 Zerdiist'un
sembolleri, en yiikseklerde ucan ve en alcaklar-
da surunen, giicun ve bilge ligin yaratiklan olan kartal ve
yilan;
dag basmda, kokleri yeryuzunun derinliklerine, dallanysa
issiz
gokyuzune uzanan
bir agac; ve guc,
denetim ve nesenin bir
bile-
simi olarak gtilen bir arslandir.
Butun bunlar dikkate ahndiginda Nietzsche'nin cagdasdanni sasirtici degildir. Avrupa kiiltur ve siyasasina yonelik elestirisi garazh hiddeti bakimindan emsalsizdir: kugiimsemesi
$u liizumsuzlara bakin he lei Mucitlerin eserlerini ve bilgenin ha2inelerini caiarlar: Kultur derier caldiklarma, her $eyi hastalik ve fe-
lakete ddnusLOrurler.
$u liizumsuzlara bakin
Hep
hele!
hastadir onlar, kendi safralanm
kusarlar ve gazete derier ona. Birbirlenni parcalayip yularlar ve
kendikrint bile sindiremezler.
5u liizumsuzlara hakin
hele! Servet edinir ve edtndikleri servetle
kendilerini daha da yoksullastinrlar. Gucii, Szellikle racini, bol parayi isterler,
bu
gucun
kaldi-
giicsilz insanlar!
$u urmamslarma, su gevik maymunlara bir bakin! Birbirlerinin flstiine
tirmaniyor, nasil da
camurlann ve ucurumlann
icinde de-
be lenip duniyorlar.
Hepst de tahta ulasmak igtn cirpiniyoilar: Sanki mutluluk o tahtm iizerinde
oturuyocmu^
liktir tahtin
gibi,
^ilgma donmu^ler! Oysa ?ogu kez pis-
uzerinde oturan ve pisligin iizerinde oturati da
taht,
35
Nietzsche, cagdaslannin benimsedigi yeni idoliin Devlet oldugu-
nu acik^a ortaya koyar, Dunyada hala halklar ve insan suruleri vardi, ama Avrupa 'da sadece Devletler vardi, Devlet'i hicbir anarsistin
reddedemeyecegi terimlerle tammladi:
Devlet? Nedir bu? Olur ?ey degil! §imdi kulaklannizi acm, size
halklann olumunden soz edecegim.
33
Age,
S,
34
Thus Spoke Zaralhruila,
35
Age.
s.
96, 101.
77,
s.
88.
gunku
Anar$izmin Tarihi
240
Devlet butun soguk canavarlann en sogugudur, Soguk bir bigimde yalan da soyler; agzindan su yalan dokulun "Ben, yani Devlet, halkin
Bu
kendisiyim."
ta
bir yalandir! lnsanlan yaratan, orilara inane; ve sevgi veren ya-
raticilardi:
Boylece onlar hayata hizmet
ettiler.
Insanlara tuzak kuran yikicilar vardir ki onlara Devtet denir: Elle-
rinde
Tek
kiEic,
ustlerinde ylizlerce arzu.
bir insanin hala var
oldugu yerde, insanlar
ve kotil bir g&z, adetlere ve yasaiara karsi bir
ondan
Devlet'i anlamazlar
gunah olarak gorup
nefret ederler. 3S
Nietzsche, devamla, Devlet'in gereksiz bir teat oldugunu soyler. "lyi
ve kotii, herkesin zehir igttgi yere Devlet
diyomm:
Iyi
ve ko-
tu herkesin kendini kaybettigi yerdir Devlet: Devlet evrensel ya-
vas intihara hayat denilen yerdir." O, "dlumiin vaizleri"ni cagi-
Yeryuzunde kendisinden buyiigunun olmadigini, "Tannnin otdugunu iddia eder. "Kurnaz bir Cehennem aygiti... ilahi onuru tuzaga diisururken sarki soyleyen bir nr.
diizenleyici parmagi"
oliim ati"ndan baska bir sey degildir. Kilise de bir Devlettir ve
Devlet "ikiyuzlii bir kopek "tir, ciinkii yeryvjzunun mutlak an-
lamda en ^nemli hayvani olmak Nietzsche
ele§tirisini
17
ister.-
Prusya Devleti
ile
simrh tutmadi,
ctin-
ku siyaset kavramtna ve siyasal partilere saldmyordu. Liberal kurumlann, bir kez olustuklannda liberal olmaktan ctktiklarim ve boylece ozgurltige daha cok zarar vermekten baska bir ise yaramadiklanni one siirdii. Ona gore liberalizm, "stiru hayvamna indirgenmek " anlamina getiyordu. 38
Kultur
Devlet arastndaki iliskiye gelince, Nietzsche bu
ile
ikisinin birbirine antagonist
oldugunu
israrta belirtti. Siyasal ik-
tidan kazananlar agir bir bedel oderler, ciinkii "iktidar aptalla}tinr." Kultur ve Devlet birbirinden gecinir; biri digeri pahasina semirir:
"Butun
biiyiik
anlamda
ktiliurel
kiiltiirel
biiyiik
cagtar siyasal cokus caglandir:
olan,
siyaset
djsi,
hatta
anti-siya-
saldtr."™
Nietzsche'nin e^itlikci olmadigi kesindir. "Kalabahgi" hor
gorur ve cagdaskrmi servet ve statu pesinde ko^tuklan 36
Age,
s.
75-6.
37
Age,
s.
75-6, 154.
38
Twilight of the Idols,
39
Age,
s.
60, 63.
s.
92.
icin lu-
Alman LibaUthii
zumsuz
bulur. Onlar,
241
maddi rahat ve haset
etiki
yuzunden
ki,
kapil-
Ne
var
gecmiste gercekten geli§mis pek az insanin var oldugunu
dii-
diklan cdkiis ve ofke tarafindan sonunda yozlastinhrlardi.
siirten
Nietzsche, bir aristokrat olmaktan cok bir
nek kanla
Kole
iliskili degildir.
gosterebilir.
bile isyan
elitist idi.
Yete-
ederek soylulugunu
Insanhk sonsuza kadar suclanamaz: Yeryuzunde 6z-
gur hay a tiara yonelebilen biiyiik ruhlara hala yer vardir. Nietzsche'nin (elsefesi, son cdzumtemede, bireyin kendisini yenileme-
saglayan bir oigurliik ve yaraticihk sarkisidir. Birey ve
sini
zaman
sinirsiz degerdedir:
"Oyle
ki,
hayati tekrar
yasamak
ister-
sin,"
Nietzsche'nin tigi
asm
mesiydi. Yasadigi
donemde
halinde ya da ciftler icin ki,
pek az yer btrak-
bireyciliginin topluluga
inkar edilemez. Kendi topluluk deneyimi bireyselligin ezil-
ancak dayanisma
ozgtir bir hayatin
mumkun
olabilecegini hissetti,
Ne
var
Nietzsche'nin doniisturulmus insanltk idealinin, Stirner'in
kendi ozel arzulannt yerine getirmek
icin bir araya
gelmis birey-
lerden olusan bir gonullu birlikten ibaret olan egoistler birligi gi-
sonucuna varmak uygun olmaz. Nietzsche'ye esil olamazlar, ancak bu, irklanna ve cinsiyetlerine bakilmaksizm insanlann, kendtlerini yaratmak ve toptumu yenilemek bakimindan e§it yetenekte ol-
bi var olabilecegi
gore insanlar birdmeklik anlaminda
madiklari
anlamma gelmez. Erkegi
entelektuel savasa, kadini ise
cocuk bakimina uygun bulabiliyordu, "ama her ikisi de birlikte dans etmeye uygun" idi. 40 Nietzsche icin dans, yaratici enerjinin formla birlesmesini, can cekisen kural ve duzenlemeler altinda kasvetli so yut la malar icinde var olarak
yasamayt reddeden her-
kese karst neseli bir olumlamayi ifade ediyordu.
Nietzsche 'den guclu bi?imde etkilenen Emma Goldman, hakh olarak, onun itbermensch'c (ust insan) inandigt icin yerilmemesi gerektigini one surdu: "O devasa akhn ytizeysel yorumculan, onun ubermensch anlayi§inm, ayni zamanda bir zayiflar ve koleler irki dogurmayacak bir toplum durumuna cagn i^erdigini anlayamazlar." 41 Goldman, onun "aristokrasi"sinin soy dan ya da servetten degil, ruhtan kaynaklandigini
belirtti;
"Bu ba-
kimdan Nietzsche bir anar^ist, butun gercek anar§istler de aris" tokrat idi. u Bu nedenle Nietzsche, kendi bireyselligini lam ola40
Thus Spohe Zarathmlra,
41
Emma Goldman, Anarchism and Other Essays,
42
Goldman, Living My
s.
Life,
227.
Alfred Knopf,
New
s.
44
York.
1
0(1,
I.
144.
242
Anar$izmin Tarihi
rak gercekle§tirmek, yerle?ik degerleri ve kabul edilmi?
fikirleri
yikmak ve giindelik hayati donusturmek isieyen herkese hala dogrudan ve etkileyici bicimde hitap etmektedir.
13 Ingiliz Liber terleri
<&
GiicUi bir liberal gelenegi olan Britanya pek cok biiyuk liber ter
dusunur
cikarmistir, Protestan gecmi^leri olan
otoriteden ku§ku Ian miliar ve ozel yargi hakkini
bu dusunurler savunmak iste-
mislerdir. Bireyselligi overler ve bireyin topluluk icinde kaybola-
cagmdan ya da tar.
baskici Devlet tarafindan bogulacagindan korkar-
Yasama, ozgurluk ve mulkiyet haklannm giivence altina
alinmasmda hukumetin olumsuz rolunii goren John Locke'u iz[erler. Adam Smith ile biriikte, butun insanlann kendi cikarlanni kollamalanna izin verilmesinin uzun donemde genel faydayla sonuclanacagina inamrlar, Biiyuk on dokuzuncu yuzyil liberterleri arasmda sadece
William Godwin liberalizmi anarsizme kadar genisjetmistir, Bununla
biriikte, iki filozof,
John Stuart
bireyi Devlet' e karsi ikna edici
Mill ve Herbert Spencer,
bicimde savunurken, sinirh bir
hukumete olan inanclanni da surdurmiiskrdir. Yuzyihn sonuna dogru William Morris, Edward Carpenter ve Oscar Wilde yazarlar ozel mulkiyeti kmadilar ve hukumetsiz bir ladilar.
dunya
gibi
tasar-
Orgutlu anargist hareketin kiyilannda kalmi$ olsalar da,
kissel ozgurluk kaygisim guzellik a$kiyla birlestiren liberter anliiyijlan, esinleyici
ve uzun erimli olmu$tur.
John Stuart John Stuart
Mill,
On
Mill
Liberty (Ozgurluk Uzerine, 1859)
bashkh
denemesinde, bireyselligin insan refahinin onemli unsurlartndan
oldugunu belirtti. Bunu gostermek icin, Alman liberteri Wilhelm von Humboldt'tan su ahntiyi yapti: "tnsanin amaci ... kendi guglerinin tarn ve tutarh bir butune, en yiiksek ve en uyumlu gebiri
tisimini saglamaktir" ve bireyselligin iki geregi "ozgurluk ve du-
rum
daha ileride, "bireyin egemenligi" sozti Amerikah" bireyci anarsist Josiah Warren'e tesekktir borglu oldugunu ifade ediyordu. 2 Mill buyiik bir liberter olmasma karsin demokrat degildi. gesitliligidir."
1
Mill,
igin "dikkate deger
Kitlelerin cehaleti karsisinda dehsete dustii ve sosyalizmin yol
cogunluk tiranhgindan korktu. Birinci Enternasyokonusunda Bakunin'i yanhs degerlendirdigi ve Emernasyonal sosyalizmin genet devrimci yikimla birles-
acabilecegi
nal'in butunliigu
Birinci
i
tirdigi gorulur. Sosyalistter icinde,
bir olcude
kendi sistemlerinde
esitsizligi
muhafaza eden Saint-Simon ve Charles Fourier'den en
fazla etkilenen sosyalist oldu. 3
Bununla
birlikte Milt, faissez-jWe'e tarn olarak
de degildi ve daha
bolusumu
adil bir servet
inanan
istiyordu.
En
biri
tanin-
mis formulunde, komunal bireyciligin anarsist hedefine cok yaklasti:
Gelecegin, uzerinde dusunmemizi gerektiren toplumsal sorunu, en
buyuk
bireysel
eylem 6zgUrlugtiri«n yeryuzundeki hatnmaddeler-
de ortak mulktyetle nasi! faydalanna
esit
birlescirilecegi ve herkesin ortak
emegin
katilumntn nasil saglanacagidtr.'1
Mill bireycilik ve toplumsal ozgurliagiin felsefi ve pratik savunu-
sunda onemli
bir rol oynamistir. Ozgiirliigu, fay da,
dogruluk ve
zemininde savundu. Hukumetin, cogunlugun ve du-
bireysellik
suncenin tiranhgina karsi ciku. Liberter diisuncenin buyiik klasiklerinden biri olan Ozguriitfe Uzerine adh denemesinde, dizgin-
1
John Swan Mill, On Liberty (1859), Utilitarianism, On Liberty, Essay on Bentham icinde, der. Mary Warnock, Fontana, 1970, s, 186.
2
Mill,
3
Bkz. Alan Ryan J.
4
Mill, Autobiography,
Autobiography (1873), Signet,
cum ley
i
S. Mill, s.
New York, 1964, s. 182-3, a Kegan Paul, 1974, s. 183.
Rout ledge
168.
Max
onaylayarak almtilar; op.
Nettlau, Bibliographic de Vanarchitfde bu c it, s.
225.
245
Ingiliz Libertcrkri
konusma ve diisunce ozgurlugiinu isnarla savundu. Godwin dusunmedi, angibi, dogrunun daima yanhsa ustiin gelecegini
siz
cak dogra arayismda en iyi yolun serbest arastirma oldugunu one surdu. Hie kimse yanilmaz degildir ve insanlar yasakladiklan bir fikrin dogru olup olmadigindan emin olamazlar, Ger^ek en cok farkh fikirlerin caiismasindan dogar. Ve ancak goruslerimizi savunarak ve aciklayarak "bir dogruya iliskin canh bir degerlenve dirme" yapabiliriz. 5 Mill, insanlarm otoriteyi sorgulamalan kendi baslanna dusunmeleri gerektigine inanan butiin anarsistlerin
yaninda yer
ahr.
hak eden yegane ozgurluk, baskalanyoksun birakmadikca ya da onlann ozgurluk cabalanni engellemedikce, kisinin kendi iyiligi icin kendi yolunu 6 izlemekte ozgur olmasidir." Vicdan, diisunce ve duyguyu, cesitH tatlarm pesinde kosmayi, ifade ve orgutlenme ozgurlugtinu bu Mill soyle der; "tsmini
ni ozgurliikten
zeminde savundu. KLsisel olarak ozgurlugu kisinin arzuladigi $e"her turlu kisitlayi yapmasi olarak, olumsuz tarzda tanimladi: ma, kisitlamamn
7 kendisi, bir kotuluktur."
Cogu
anarsistten da-
uyumunu saglama
ileri giderek, kamuoyunun ve insanlarm cabasinda ortaya cikan toplumsal baskinin, siyasal otoriteden
ha
daha baskici olabilen bir tiranhgin tehlikelerine isaret etti. Bireyovdti ve dismerselligi ve cesitliligi kendi basma bir yarar olarak 8 ve farkh "yasama deneyimleri"ni tesvik etti. arasinda bir eylemkri Kisinin kendi eylemleriyle otekinin "6z koruolsun, koleklif aynm yapan Mill, ister bireysel ister
kezliligi
ma"nm
kisiyi
yapmak
istemedigi bir seyi
yapmaya zorlamanin
ancak basyegane mesru nedeni oldugunu one niyetlendikcektirmeye act onlara kalanna zarar vermeye ya da olmak hepimizin leri zaman mudahale edilmelidir. Tek basma surer. Insanlara
hakkidir: "Kisi, kendi uzerinde, kendi bedeni ve zihni uzerinde
egemendir, "'* Mill insanlarm ozgiivenli ve akdci goruslere tepki
teneginde oldugunu one
surer,
verme ye-
Bu zeminde, "yararh amaglar
icin
getirebilmek olsa bile kendi insanlanni daha uysal araglar haline yapitabiinsanlarla kuguk ancak igin cucelestiren, buyiik islerin
5
On
6
Age.
s.
138.
7
Age,
s.
227.
8
Age,
s,
185.
9
Ages.
135,
Liberty,
s,
171. bk.
s,
180.
246
Anar$izmin
TariJii
dustmen bir Devlef'e karsi cdm. 10 ButUn hk uyandiran liberter goruslerdir. lecegtni
Mill goriiniiste neredeyse te, tipki
Humboldt
gibi liberal
tamamen
b.unlar hayran-
anarsist olmakla birlik-
kampta kahr. Kadinlarm oy hak-
kim savundu ve azinhklann oransal temsilini istedi. Asm duzenleme ve merkezilesttrmeye karsi cikti. Hukumeti sozlesmelerin duzenlenmesi ve kamusal islerin gercekiestirilmesiyle simrladi.
Ancak
temsili hukumetle ilgili goriislermi savunurken, cogul oylamayi savundu. Buna gore, egitimli olanlar cahil olanlardan daha fazla oya sahip olacaklardi. En onemlisi, "despotizm barbarhk
karstsmda mesru bir hiikumet tarzidir" diyerek ve boylece so-
murge yonetimtni hakh cikararak Rousseau 'yu MiH'in inane,
entelektuel
onun
elitin
bir anarsist olarak
yol
gosterici
ancak sik
riteye ihtiyac
rolune
duydugu
gorulmesini order. Dtisunce,
de ve bireysellik ozgiirlugunu savunurken bilir,
izledi. 11
buyuk
ifa-
bir liberter ola-
sik "entelektuel anarsi"den cok, entelektuel oto-
oidugunu vurgular. 12 Qogu kez insanlarm gonullu
olarak bilge gardiyanlardan olusan bir ebt taradndan ydnetildigi
mutlu
bir
elitist,
ondaki demokrati ve
toplumu resmetmistir. Uzun vadede,
Mill'in icindeki
iiberteri alt eder.
Herbert Spencer
Modern ketle
sosyolojinin babasi olan Herbert Spencer, MilI'den hare-
cok farkb
bir organik ve evrimci felsefe gelistirdi,
ama aym
bireysel ozgurluk kaygisini ve
asm hukumet korkusunu
Viktoryan siyasal dUsuncenin
iki klasigini olusturan, Social Sta-
paylasti.
(Sosyal Statik, 1851) ve The Man versus The State'ie (Insan Devlete Karsi, 1884) bireysetligi savundu ve Devlet'in mesru sinirlarmi onemli oleude simrladi. Onun Proudhon ve Bakunin ile tics
aym
sonuclara vardigini one suren Kropotkin'i; ve ozgurluk tani-
minin konuya
itiskin en onemli tanim oidugunu dusunen Goldman'i etkileyecek kadar liberterdi. 13
10
Age,
11
Agt.s. 136.
12
RyanJ.
13
Bki. Krgpotkin, Anarchism and Anarchist
s.
Emma
250.
5. Mill, s.
Goldman, "What
127. Kr.
I
Believe
Wildwood House. 1979, Vanarchie,
s.
225.
130.
S.
s.
11 ,
Red
Emma
Communism,
5,
286-322;
Emma
Speaks, der. Alix Kates Shulman,
35. Ayrica Bk2.
Max
Nettlau, Bibliographic de
Ingili^
247
Libcttnien
Spencer, ahlaki ve siyasal inaiiclarini, cagdasi olan Toplumfelsefesi zemininde gelistirmeye ca-
Darwinciler gibi bir doga
sal
listi.
Darwin'in dogal evrim teorisinin ve bu teoriden turettigi hayatta kalmasi" yaklasiminin top-
"uyum yetenegi en cok olanm
lumsal hayata uygulanmasinda basi cekii. Spencer'a gore, tipki dogada verilen var olma miicadelesinde "uyum yetenegi en cok olan" in hayatta kalmasi gibi, toplumda yasanan rekabet de en
olanm
"uyum
oriaya
cikmasini
yetenegi" kendi ortamlarma en
nimlarken, Spencer en yuksek
uyum
iyi
iyi
Ancak Darwin'in
saglayabiliyordu.
uyum
saglayanlan
ta-
yetenegine sahip olanlann
en basanh bireyler oidugunu diisunuyordu. Uyum yetenegi en yuksek olan tophimlar ise en iyi uyum saglayabilen bireylerden olusan topfumlardi. Spencer, toplumlarm tipkt canli organizmalar gibi isledigini de one stirdu. Toplumlar ne kadar karmasiklasirsa parcalann karsilrkli bagimhligi da o oleude artiyordu. Dogal bir ozeliik olarak kendi dengelerini sagladiktan icin, kendi uyelerinin daha ileri
dUzeyde evrim
icin miicadele etmelerine ihtiyac duyarlar.
cak miicadele ieodal toplumda askeri
bir
Spencer sanayilesmis toplumda rekabet ve
bu iormun
yerini almasini gerekli gortir.
An-
form kazamrken,
isbirligi
bilesiminin
Ayrica, evrimin ozel
ci-
karlan genel faydaya donusturerek bir tur "goriinmez el" gibi isledigini dusunur. 14 Evrimin uzun vadeli yonelimi egoizmden 6z-
dogrudur. Surec icinde toplumsal hayat, loplumsalla?en yuksek duzeye ulagmasiyla bireysellikte en buyuk geli-
gecitige
manm
simi saglayacaklir.
Cagdas antropolojiden hareket eden Spencer, tipki Kropotkin gibi, toplumlarm kendi islerini geleneklere gore ve ozgun olarak duzenlediklerini one surdu. 6te yanda, "Hukiimet saldirganhgin saldirganlik dogurmasidir." 15 Bir savas Devleti, sonunda
donusen bir sefin otoritesini sagladi. Bundan sonraki Devletler arasmda saldin savaslanmn ve Devletter icinde
bir krala tarih,
de simf savaslanmn
kaydmdan
ibaretti. Biitun ilerleme bireyle-
rin ozel amaclarma ulasmak icin gosterdikleri cabaya bagliyken, hukumetler daima toplumun gelisimini budamislar ve onun asla yukselmemesini saglamislardir. Hukumetler, Bentham'tn one sUrdiigii gibi, farkli haklan yerlestirecek yerde sadece mevcut
)
4
Bkz. Donald Macrae, Herbert Spencer'in The Giris, Pelican,
15
Ha rmonds worth, 1969,
Spencer, "The Sins of Legislators",
s.
s.
35.
112.
Man
versus the Swte'ine (1884)
248
Anarsizmin Tarihi
haklan, ozellikle de mulkiyet hakkmi tammislardir. Biitun bu goruslerden hareket eden Spencer, gercek liberalizmin gelecekteki islevinin "Parlamentolartn guciinu siniriamak" olacagi sonu-
cuna vanr. 16 Spencer, ancak kendi evrimci perspekufinden hareket ederek, tipki Mill gibi, "kendisine dogru ilerlemekte oldugumuz bu toplum fcrmu"nun, "hukumetin olabildigince kuciHttilecegi, ozgurlitgun ise olabildigince arunlacagi bir
form" oldugunu
onesurdti. 17
Spencer caginin sosyalizm ve liberalizmine karsi da esit derecede elestireldi. Cogunlugun tiranhgina, vasat olamn zaferine ve yonetimlerin etkisizligine yol actigi icin monarsik hiikumetten daha asagi gordiigu temsili
hukumete diismandi. Bu sadece
saglamak bakimmdan en iyi, biitun diger amaclar bakimindan en kotti hukumetti." 18 Bu nedenle parlamentolann gucu kisitlanmahydi: "Parlamentolann kutsal hakki, guntimuzun en adaleti
btiyiik siyasal
bos inanodir.
"
19
Marksist formunu H. M. Hyndman aracdigiyla tamdigi sosyalizme gelince, Spencer "her turlu sosyalizmin koleligi gerektirdtgi"ni ilan dir;
etti.
sosyalizmde
Koleligin ozu her §eyin
mulk
haline getirilmesi-
Devlet mulkiyetine girerler:
ise yurttaslar
Bu kosullar
altinda karar verme yetkisi, toplulugun kaynaklartm kendi elinde tutan, aldigi kararlan uygulamak ve diizen dedigi seyi
surdiirmek icin bir miktar gucii arkasma alan, derecelenmts ve
merkezilesmis bir resmi merciin despotizmi haline
marck, Devlet -sosyalizm
i
gelir.
Prens Bis-
egilimini gayet rahat bir bicimde actga
vurabilmektedir. 20
Spencer mevcut toplumlann "yan militan yan endustriyet" olduklanm, gercek ozgurlugun ise ancak gonullu isbirligi ve rekabeti temel alan bir endustri
nuyordu. Ne var 16
age,
17
"The Great ve,
s.
183
Londra
nism, op.
18
Political Superstition", Essays, Scientific, Political
& New York,
tit, s.
1892,
Man
III,
and Speculati-
42, ahnti, Kropotkin, Anarchist
Commu-
30.
Bkz. Spencer, "Representative
The
toplumunda var olabilecegini du§utoplumu zorunlu vsbirligi
ki sosyalistler askeri
versus the State,
19
"The Great
20
"The Coming Slavery",
s.
Government
Political Superstition", op. op.
-
What
271.
cit, s.
tit, s.
100, 107.
151.
is
ii
Good
for?" (1857),
249
Jngiitj Liln-Mr
temelinde yeniden yaratmak istiyorlardi. Bu yolu izlemeleri halinde, nihai sonuc, kadim Peru'daki kati ve zorba toplumun bir benzeri olacakti. 21
tiri,
Spencer'm mevcut liberalizme ve sosyalizme yonelttigi elestipki Mill'inki gibi, bireysel ozgurliik bakis acisindan yapd-
"Yasama Ostu" (1853) dedigi seye stirekli olarak kar§i cikti, Bu yiizden T, H. Huxley onu "Yo22 Yamt olarak Spencer, bu terimin netsel Nihihzm"le sucladr. kendisine degil, hit; okumadigi Humboldt'a uygulanabilecegini Siyasal teorisini olugtururken,
di.
iddia
etti.
kabetirt,
23
Bununla
gonullu
birlikte Spencer, laissez-faire'in. iktisadi re-
isbirligi
hi saglayacagi bir
toplum
Ancak Spencer
ve isbolumunun ozerkligi ve genel refaistedi.
bireyi Devlet'in karsisina koysa da, Devlet'in
ortadan kaldirdmasmi istemez. Kropotkin'in gozlemledigi gibi, hukumet konusunda kendi felsefi sisteminden cikanlabilecek
butun sonuglan onaylamaz. 24 Spencer'in bireyciligi The Proper Sphere of Government'ta (Hiikumetin Gercek Alam, 1842) for-
mal Lend irildi. Burada
tipki
Humboldt
ve Mill gibi, Devlet'in go-
revinin sadece kendi yurttaslartnin birbirine karsi
korunmasmda
yattigim one surdu, Devlet kendi yurttaslarmi, onlann guvenligini saglamak -hem dis dusmanhga hem de ic saldirganhga karsive sozlesmenin uygulanmastni saglamak icin yonetebilir. Ancak
bunun
otesine gecerek tarn ozgurluge hrsat vermemelidir. Islevi,
"insanlann dogal haklanni savunmak, kisiyi ve mulkiyeti korumak, gucluniin zayifa saldirmasini onlemek; tek sozcukle, adaleti
saglamak
,l
tir.
Z5
Spencer Devlet'i saldirganligin onlenmesinde ve adaletin
saglanmasmda "olumsuz bicimde
diizenleyici" bir yapt olarak (ki
on-
hukumet eylemi sadece mesru olmakla
kal-
daha etkin hale getirmek istiyordu. Proudhon'un aksine dan da soz eder) Spencer §u gorusu savunur:
Uygun 21
stnirlar icinde
Bk:, "Postscript", The
Bondage" U891), op 22
versus the Stale,
s.
184; ve
"From Fteedom
to
334.
Bkz. T. H. Huxley'in "Administrative Nihilism"!, Fortnightly Review, 1871, s.
23
Man
cit, s.
525-43.
Bki, Spencer, "Specialized Administration", 1871, The icinde,
s.
Man
versus The State
306.
24
Kropotkin, Anarchist Communism,
25
Spencer, "The Proper Sphere of Government",
s.
30. 11,
Huziran 1842.
Anarfizmin Tarihi
250 maz, biiyuk
bir
onem de
den olujan kurumlar ve rekli
\a$u
...
Sadece Devlet'in bireyier, bireyler-
sinitlar tizerindeki kisitlayici
guciinun ge-
oldugunu iddia eimekle kalmiyorum, onun ?imdikinden gok
daha etkin bicimde
isletilmesi,
daha da
ilerletilmesi gerektigini id-
dia ediyorum. 26
Hayaunm daha
sonraki donemlerinde Spencer, ahlaki yasanin,
yani "her insan bir baskasinin e§it haklanni ihlal
yapma ozgurlugune
diledigini
tiyla
sahiptir"
etmemek
anlayisini
sar-
temel
alan
"esit ozgiirluk yasasi"nin gelistirilmesinde Devlet'e daha olumlu bir rol verdi. 27 Spencer sosyalizmden uzaklastikca gercek anarsizmden de
uzaklasti. Devlet'in
asm
gucUnii cesurca elestjrmis. olabilir, an-
cak kendi gecmisine, orta
sinif tasra radikalizmine sadik kaldi. 28
"Yozlasma"ya, daha da kotiisu "komunizm ve anarsizm "e recegini hissettigi lir
sagfamak
i$;ci
icin yapilan
bunun da "anarsizme
gotti-
Emege esit gekomunizme gotUrdugunu,
suufi taleplerinden korktu.
her girisimin
ve vahsiler arasinda rasdanan kisitsiz hayat
mucadelesine d6nulmesi"ne yol acacagmi one surdu. 29 Spencer, hie kuskusuz kendi bireyciligi, iktisadi laissez/tiire'i,
Devlet gucitne
olan giivensizligi
bakmundan modern onun
anarko-kapitalistlerin habercisidir. Paylasmayan bireycilik siyasal dusiincesinin
son onculudur. 30 Butun o
ter ifadeierinden ottini
mukemmel
liber-
Spencer, nihai olarak modern anarsizm-
den cok erken sanayi kapitalizminin sozciisu olarak kahr. Londra'daki Highgate Mezarhginda Karl Marx 'in gorkemli bus til nun tarn karsismdaki miis.
mezanmn
ihmal edilmis ve yabani
otlarla ortul-
olmasi, tarihin kticiik bir ironisini yansitiyor olsa da, Spen-
cer' in liberter
vizyonu yasamaya devam etmektedir.
Edward Carpenter
On dokuzuncu
yuzyihn sonuna dogru Britanya'da anarsizm radi-
kal edebiyat cevreleri arasinda onemli bir etki yaratu. Ingiliz en26
"Specialized Administration", op.
27
Spencer, Socid ! 5l flties ,
28
Bkz.
29
Spencer, Principles of Ethics (1893 bsk.), para. 391, Spencer anarsizmi "Ra-
30
Bkz. David Wiltshire, The Social and Political Thought of Herbert Spencer, Oxford University Press, 1978, s. 13.
J.
Wi iam 11
&
nit, s.
288.
Norgate 1868, ,
s.
306
D. Y. Peel, Herbert Spencer: The Evolution of a Sociologist, 1971.
vacho! doktrini"yle
birlestirii.
Bkz. Kropotkin, Ethics,
s.
320
251
Ingilij LilwriiTkii
telektueller ve sanatcilar,
John Stuart
Mill ve Spencer'in eserle-
rinde bulunan liberal bireyci geleneluen kuskusuz etkilendiler,
ancak sermaye ve imparatorlugun zaferine gosterdikleri tepki onlan daha derin bir somiiru gozumtemesine ve daha radikal bir fare arayisina yoneltti. Kitada gittikce gelisen anarsist hareketin
koparttigi yaygara Ingiliz Kanah'nin oteki tarafma da ulasti ve
Prens Kropotkin gibi oldukca seckin anarsizm savunuculart Britanya'nin gorece hosgonilu siyasal atmosferine sigindilar.
Edward Carpenter kendisine
Sair
dukca
kisisel
yakindi.
anarsist
demediyse de,
ol-
formdaki liberter sosyalizm anlayisi anarsizme cok
O sirada Britanya'da bulunan
Kropotkin anarsizmin 6n-
de giden sozcusu durumundaydi ve Carpenter onun Freedom (Ozgurluk) adh gazetesine katkida bulunuyordu. Ancak sair onda "butun kdtulukleri tek bir sozctikte, 'hukumet' sozcugiinde toplayan cekici bir naiflik" buluyordu. Bununla birlikte, bu sozlerin sahibi olan
Henry W. Nevinson, Carpenter hakktnda soyle
"Miza? bakimindan ikna edici olmasa da, butun emirlerden, otoriteden ve hukijmet bicimlerinden tiksinen tarn bir anarsistti." Aynca "dissal yasa"nm daima sahte olmasi gerekyaziyordu:
tigine
inamyor ve sadece kendi kendini
sini taniyordu,
ifade
etmenin
icsel yasa-
31
Carpenter'in liberter sosyalizmimn anahtan kisisel duygulara
yonelik tutumunda bulunmaktadir: Erkeklerin ve
sevgili ve dost olabilecekleri bir
toplum
istiyordu.
Her
kadmlann kistde bu-
lunan ve "cinsellik okyanusu" dedigi seyin serbest birakilmasim istiyordu.
Bu
Love's
Bu amack, "Ara Cinsiyetin" yaratilmasi icin ugrasti. Coming of Age (Sevginin Olgunlasmasi, 1897) adh ese-
rinde ortaya cikan ve Bernard
Shaw
taratindan "sa?ma cinsiyet"
oiarak pesinen ku^umsenen, erkegi kadinla birlestiren yeni bir tipti.
Zamanin pek cok
anar^isti gibi
Carpenter de yeni
tipte in-
sanltk cagnsmi desteklemek i^in antropolojiye basvurdu ve lermtdiate Types
among
Primitive Folk (Ukel Irtsanlar
Trt-
Arasmda
Ara Tipler, 1914) baslikh bir toplumsal evrim incelemesi yazdt. Spencer' dan cok daha radikal olmakla birlikte, onun evrimci bakisini ve
toplumsal ilerfemeye duydugu inanci paylasti.
Modern il
uygariigin nedenlerine iliskin gozumlemesinde Car-
W
Nevinson, "Edward Carpenler", Great Democrats, der, A. Barratt Henry Brown (Nicholson & Watson, 1934), s. ill. Netilau da Bibliographic de i'anarcliif'sinde
eder.
{age,
220) r.nrpcnlri'in "snriiilKrnr lihcrtaire"inde soz
Ana r$ izm in
252 penter,
uygarhgm dogal insam
cesinde Rousseau ve Shelley'i
rumu insan dogasinin den kopararak her
Tarihi
yozlastirdigi ve parcaladigt dusiinizledi. Ozellikle
ozel miilkiyet kuparcahyor ve onu kendi benhginhastakga acik hale getiriyordu. Mtilki-
birligini
turlii
temel alan uygarhk, "kolelik, serflik ve iicretli emegi" beraberinde getiriyor ve bunlar, "bir smmn digerine hakimiyetinin ceyeti
formlan"ni olusturuyordu, Bu uygarhk, "yetkileri percinle-
sitli
mek
icin Devlet'i ve polisi yaratiyordu." 32 Mulkiyet kurumu, daha erken toplumun organik yapilanni tahrip ederek guclu bir merkezi hukumetin ortaya cikmasim saglamisti. Bu hukumet,
"insanin toplumsal hayatta kendi icsel ve merkezi denetimini kaybettigini ve bu
durumun
bir dissal denetimle sonuclandigmt
ortaya koyan kamt"i olusturuyordu. 33 hastahgin, yoksullugun, esitsizligin ve
Aynca sue da, toplumsal kisulamanm bir belirtisini
olusturmaktadtr. 34
Ama
her sey kaybedilmis degildir ve uygarhgi iyilestirmek
mumktindur. Her
kisinin kendisi gibi olanlann olusturdugu ge-
nel bir yaptyla organik bir baglanti icinde olmasi halinde, ciddi
uyumsuzluk olmayacaku. Carpenter, ozgur ve komunist bir toplumun, sadece "kihk degistirerek ve gecici olarak Icsel Hukumet ve Duzenin yerini almis olan" dissal hukumet ve yasalar olbir
maksizin da var olabilecegini dusunityordu. 35 Carpenter, Gandhi ve Herbert Read'den derin bicimde etki-
N on- Governmental Society (Hukumetsiz Toplum, 1911) bashkh eserinde tekrar bu temaya dondu, Kropotkin gibi, Carpenter da insan toplumlannin, yazih hukuk ve kurumlar olmadan diizen icinde ve yasama gucuyle varhklanni surdurebileceklermi dusunuyordw. Ashnda Carpenter geleneklerin yasalardan cok daha ustun oldugunu hissediyordu, Gelenek bireyler uzerinde baski uyguladigi zaman, bunu daha yumusak bir bicimde yapiyor ve toplumun genel hareketine uyum saglayabiliyordu. Eenen
"Yerli irklar" incelendiginde,
modern toplumdaki
rekabet ve en-
diselerin kendi haline birakilan insanlar icin
kacimlmaz olmadi-
"Hukumetsiz ozgur toplum"
canli ve organik ol-
gi goriiluyordu.
dugu 32
icin,
insana sadece elverisli olani saglayabilirdi:
Edward Carpenter,
Civilization: Jn
nenschein, 1897 bsk .),
33
age,
s.
31. Bkz.
Causes and Cure (1889) (Swarm Son-
s. 5.
Edward Carpenter, Edward Carpenter 1844-1929 (Dr
ams's Trust, 1970),
s.
20.
34
Age,
35
Carpenter, New-Governmental Society (A. C. Filfield, 1911),
s.
42. s.
214.
Willi-
Ingiliz
253
Lilii't'd'f'lt'M
mallann kendiliginden ve serbestcc uretilmesi gerceklesecek ve bunu, kuskusuz, kendiliginden bireysel
korku ve endi$eyi
degisim izteyecek
bir serbest
degil, hayat ve eneijinln ortak
-
butunlu-
36 gunit temel alan, kendine yeterli bir toplum.
1$,
zevk ve beceriye gore gonullu secimi temel alacak ve mulkiHukumetsiz bir toplum boylece ozgiir ve ko-
yet ortak olacakti.
miinal bir toplum olacakti.
Ancak Carpenter brosurlerinde bulgulara dayanan makul argumanlarla tezini savunurken de bir
sairdi, Shelley'in liberter
dunyasi gencliginde onun ideal! olmustu. Yirmi besinde Walt
Whitman
ile
karsilastiginda
cok mutlu oldu. Butun bu
etkilere,
derin bir Bhagavadgita okumasi eklendi. Carpenter, cinsel devri-
mi, dogrudan demokrasiyi, vejetaryanizmi ve banscthgi anlattigi,
olaganustu parlak bir
dille
yazilmis
Towards Democracy' si yle
(Demokrasiye Dogru, 1883) kendi ozgur diinya anlayigini ifade etmeyi surdurdu. Cagdaslan onun hakkinda ne diisunurlerse dtisunsunler, sjarkistm kesmeyi kabul etmedi: Ey ozgurluk, emsalsiz Ayaklarm topraga
guzel, senin kralligin kuruldu aruk!
bastt,
yuziin evlatlarimn, yildizlann arasinda
Ve senin evladin olan ben Gece giinduz senin o nese dolu sarkim soyluyorum. 37
Carpenter insanlan ezen ve onlan caresiz birakan mevcut uygarhgin yerine, herkesin bir kuliibeye ve yetecek kadar topraga sahip oldugu merkezsiz bir tarlalar ve atolyeler toplumunda basit bir hayat
surmek
istiyordu.
Ozgurluk geldiginde insanlar ulkele-
rini seveceklerdi:
O
zaman, hukumet ve yasalar ve polis yerlerini kaybederler
toprak kendi yasalarim resine
bakmaya
baslar.
verir;
Demoktasi
gozlerini
-
acmaya ve cev-
Ve vefastz piskoposlar, rahipler, generaller,
toprak sahipleri, kapitalistler, avukatlar, krallar, kraliceler, pa Iron lar
38 ve butun o nazik bos gezerler cabucak unutulup giderler,
An
Inquiry into (he Causes of
36
Bkz. Carpemer, Prison, Police and Punishment
37
Crime and Criminals (A. C. Filfield, 1905). Carpenter, Towards Democracy (1883), Allen &r tlnwin. 19)1,
38
Age,
s,
62.
s.
111.
Anar$izmin Tatihi
254
Boylece birey, kendisiyle, cevresiyle ve kendi dogal ortamiyla
uvum
icinde yasayacaktir. Carpenter aynca daha yiiksek bir bi-
formu
linc
umuyordu. Bu bilinc formu icinde, kiZaman"da evrensel Benligin olarak yasayacakti. Ancak bu Benlik, ifadesini ancak Degelistirecegini
sinin kendi benligi "Sonsuz Simdiki
parcasi
mokrasi'de, ikisi de
aym
kapiya cikan
esitlik
ya da ozgurliikte
bulacakti.
Carpenter
ve mistik degildi. Ogretmen olduk-
issiz bir sair
tan sonra tek basina yasayabilecegi kiiciik bir geliri oldu,
ama
o
evini insa ederek, toprakla ugrasarak ve sandalet imal ederek
kendi idealini gerceklestirmeye gah^ti. Kendisine takilan "Ingiliz Tolstoyu" ismini hak etmek ictn elinden geleni yapti, 39 Ve anarhareketin kiyilannda kalmasina, ozel mulkiyetin insanhgm cokusune hukumetten daha 50k yol actigini hissetmesine ragmen, yasalann olmadtgi merkezsiz toplum anlayisi tamamen sist
anarsisttir,
William Morris Sair ve sanatct olan
William Morris, Carpenter'in arkada?iydi.
Arkadasimn surdiirdugu hayat
onun
yarken, Carpenter de
15
tarzinin basitligine
hayranhk du-
ve insanlik askma saygi duyuyor-
du. 1880'lerde ve 1890'larda Demokratik Federasyon ve Sosyalist
Ancak Morris, Carpenter ite aym sonucvarmi§ olmasina ragmen, sosyalist harekete ve siyasal miica-
Liga'da birlikte oldular. lara
deleye daha dogrudan katildi,
Aym
zamanda,
fiziksel olarak cir-
kin ve duygusal olarak kisitlanmis modern uygarhga duydugu nefretten kaynaklanan
ozgun bir liberter sosyalizm formu geli§Amaci sadece guzel seyler degil, aym zamanda guzel bir toplum yaratmakti. Erken epik $iiri The Earthly Paradise'da
aylak sarkicisi" olarak ortacagi ideallestirmekten, Kelt ve
Nord
mitolojisi uzerinde calismaktan vazgecti ve anar$ist bir ozgur
toplum vizyonuna yoneldi. Morris, orta sinifa
dan once 39
Bkz.
mensup
bir "ates irmagi"ndan
Thomas
H. Bell,
bir Ingiliz olarak, sosyalist
gecmek zorunda
Edward Carpenter: The English
an Group, Los Angeles, 1932.
olma-
kaldigini soylu-
Tolstoi,
The
Libertari-
255
Ingiliz Libert rrlru
yordu. 40
Ancak onun sosyalizmi "ko^ullarda tarn esitlik" icin duydugu yogun bir arzuyla ba^ladi ve Morris sosyalizmin tarihi hakkmda pek bir sey bilmeden komunisi oldu. 41 Ruskin ona sa~ natin aslmda ki§inin cahsma zevkinin ifadesi oldugunu ogretmisti; adaletin ancak buttin insanhgin boyle bir cahsma zevki edinmesi halinde gerceklesecegine inandi. Kapitalizmde bu imkansiz oldugu sosyalist
yetkin bir dinsiz olan Morris, pratik bir
icin,
oldu ve yukanda
adi gecen Demokratik Federasyon'a
ve sonra da daha solcu olan Sosyalist Liga'ya katildi. Morris'in yazilannda guc^u bir liberter yan vardir. Kendisi hukumet ve siyasal otoriteye karst olan anar§ist davanm gayet
farkmdaydi. G. K, Chesterton onun bir tiir "Dickensci anarsist" oldugunu yazdi. Merkezilesmis. Devletten nefret ettigi ku§iyi
ku gotiirmez. 1887'de
mus
hazi
belirttigi gibi,
arkadaslanmizin
"Alman modeline gore oluskorkmadiklan Devlet
yeterince
mudahalesi ve merkeziligi karsistnda bir
Ingiliz'in duyabilecegi
butiin dehset"i ya§ryordu. 42
Bu nedenle,
siyasal
denemelerinden pek cogunun anarsist"Faydah Is. Faydastz
lere esin kaynagi olmasi saswtict degildir.
Ugrasa Karsi"da kafa emegi ile kol emegini ayiran ve isciyi basit bir makineye indirgeyen kapitalist isbolumune iliskin klasik bir suclama geli$tirdi. Kapitalizmi, "sozlegme toplumu", siniflari, kaba faydacihgi, kitlesel uretimi, makine hakimiyeti ve zorunlu
emegi yuzunden acik ve etkileyici sozlerle reddeder. Onun yerine, cazip olmayan islerde uygun teknolojinin cahsma suresini en aza indirdigi, kabul edilebilir ve gonullu cahsmayi savunur. "Gelecegin Toplumu" ba§hkh bir baska denemesinde Morris,
liberter idealini
daha biiyuk bir cesaretle
tasarladi.
43 defi "bireysel iradenin ozgiirlugu ve gelismiiMir.
Nihai he-
Mevcut
siya-
toplumun yerine, tipki Kropotkin gibi, kendi kendini yoneten bir komunler federasyonu ister. O zaman hayat, ktsttlamalardan annmis, basit ve dogal olacaktir. Bu toplum, sal
zengin ve yoksul ya da mulkiyet haklan ya da yasa ve yasallik ya
40
Alinti, E. P.
Thompson, William
Merlin Press, 1977,
s,
Morris; Romantic to Revolutionary, 2. bsk..
244.
41
Age,
s.
822.
42
Age,
s.
772.
43
William Morris, "The Society of the Future" (1887)-, William Morris, der. A.
Political Writings 0/
L Morton, Lawrence & Wishart,
1973,
5.
192.
Artar%izmm Tarihi
21t>
da ulusaihk sdzcukkrinin
me
anlammi bilmeyen
bir topium; yottetil-
bilincine sahip olmayan; esit kosullarm dogal
kimsenin topluluga hizmet
ettigi icin
oldugu ve hie
onu zedeieyecek
bir ikticiara
sahip kihnarak 6du!lendiri!medigi bir topium [olacaku] Basit bir hayat surme ve iktidan dogaya terk etme bilinci, gecmis caglarda, daha insani ve daha az mekanik olmak icin ve bu amac ugruna ozveride bulunma istegiyle kazamldi. 44
I
I
hopyaci romani News from Noiv/ttre'de (Hicbir Yerden Haberler, H89) Morris ozgur bir toplumun nasil olabilecegine dair en ikna degerlendirmelerinden birini sundu. Ingiltere'de devrim
eclici
siddetli bir ic savasa
ragmen
iki
evreden gegmis ve sonunda oz-
ve smifstz bir topium kurulmustur. Bir sure icin "Devlet sosyalizmi" proletaryaya ekmek dagitirsa da, nihayet bu "batakhk" giir
da sona karsi
erer."* 5
kurulan
Aynca, mucadelenin basinda mevcut hukumete
Kamu Guvenlik Komitesi de sonunda dagmhr.
Asm bicimde orgutlenmis bir hayat ve otoriter utopyalarm vazgecilmez unsuru olan merkezi kurumlann higbiri yoklur. Morris icin hukumetin gereksizhgi gun istgi kadar apacik bir donanmasi ve polisi olan, kendi cogunlugun tradesine teslim olmasi icin onu
gercektir: "Artik insan, ordusu,
esitkrinden olusan
zortayan aynntih bir hukiimet sistemine, kendi kafasi
ile tas
bir
dwvann aym anda ayni yen isgal edemeyecegini anlamasint saglayan benzer bir makineden daha fazla ihtiyac duymaz." 46 Parlamento binasimn oldugu yer gubre pazan haline getirilmistir, cunku artik parlamento binasina (Ust Simflann cikarlannm zarar
gormemesini saglamak
ihtiyac yoktur, zira
icin oturan bir tur gozetim komitesi) "butun halk parlamentomuzdur" E^it bir top-
lumda, hukumetin, yani zengini yoksuldan koruyan o "tiranhk mekanizmasi"nin modasi gecmistir. 47 Morris'in "iitopyaci romans"inda, hukiimet, ozel mulktyet, yasa, sue, evlilik, para ya da ahsveris yoktur. ler
lcisleri
bir
komunibarettir.
gen el nzayla belirlenen genel adetlere gore yurutulur.
Goriis aynhklarinin ortaya cikmasi halinde, 44
Age,
45
Morris,
News/rom Nowhere,
& Co.,
1907,s. 121.
46 47
Topium
federasyonundati (eski semt ve bdlgeler temelinde)
s.
Mote ya da komsu-
201.
Age,
s,
83.
Age.
s.
84, 83, 87.
or
An Epoch
of Rest (1890),
Longmans, Green
Jngilij;
lar
Libit tn in
meclisi toplamr ve el kaldirarak belli
ya vanlincaya kadar so run
257
i
knen genel
bir anlasma-
Cogutiluk kendi iradesini ne
tarttsilir.
kadar kucuk olursa oisun azinhga zorla kabul ettirmeye
calts-
maz. Nadiren de olsa anlasmaya vanlamamasi halinde, cogunluk stattikoyu kabul etmek zorundadir. Bu, Morris'in ideal toplulugunun gerceklik kazandigi bir Bu dunyada insanlar e$k kosullarda yasarlar ve bir ki-
dunyadir.
smin zarara ugramasinin
herkesirt zaranna otacagini bilirler. Bol-
luktan herkes yararlanir. Insanlar genis ve ferah mekanlarda yasarlar.
Fabrikalann yerini atolyeler almi§tir ve insanlar calisirken Kullanilmayan hicbir sey uretilmez ve elle yapdmasi
eglenirler.
olan
sikici
isler geli§tirilmis
makinelerle yapihr. Emegin yegane
odulu yasamak ve yaratmaktir. Boylece insanlann mutlulugu, "yapay baskimn yoklugu, herkesin en iyi yapabildigi seyi yapma ozgiirlugu, gercekten istedigi seyi kendi emegiyle iiretme bilgi-
sinden yararlanmasi"yla saglamr. 48 Dogayla
ama
nehrinde
somon babklan
win'in ozgur
uyum
icinde basit
hayatlan vardir. Tas koprulerle donatilan
giizel bir
sicrar.
toplumunu andirsa
Thames GodBu top-
Morris'in cizdigi tablo da, bir istisnasi vardir;
lumda, "mahkelemelerhi yerini alan, onlar kadar tiranca ve olabilecek
disi
diklari hicbir
hicbir
kamuoyu
yasasi
...insanlann
degismez goreneksel kurallar
seti;
akil-
yargilan-
insanlann zihin-
lerini ve hayatlanni cekip uzatan ya da kesip budayan hicbir
Procrustes yatagi" yoktur. 49 Anarsist fikirlerine karsin Morris'in Marksist bir hayalci ol-
dugu
soylenmistir. 50 Engels'i tamyor, Marx'i
okuyor ve
sinif
mu-
cadelesinin gerekliligini kesinlikle kabul ediyordu. Komiinizmi, doga kaynaklannin "butun topium tarafindan butunun yaran51 na" sahiplenilecegi tamamlayici sosyalizm olarak goriiyordu.
Ne
var ki
komunizme duydugu sempati
Kapital'i
okumaktan
bolumiinden hosknmis. olsa
kaynaklanmiyordu -kitabin
tarihsel
da, iktisat teorilerine iliskin
bolumler "kafa kan^ikhginin yol ac-
cekmesine neden oluyordu. 52 Bu sempati, tarih incelemesinden geliyordu ve onun kapitalist uygarhktan nefret etmetigi acilar"
48
Age, s 102.
49
Agf, s 64.
50
Bki. Paul Meier, William Morris. The Marxist Dreamer,
<;ev.
c, Harvester, Hassocks, 1978, 51
52
"Communism" (1893), Political Writings, "How I Became a Socialist? (1894). age, s. 242.
Morris,
11
s.
234.
Frank Gubb, 2
Anar}izmin Tarihi
2SS sini
saglayan ondaki sanat askt ve pratigi
kendisini bir sure Belfort Bax, H. M. gibi
idi,
Marx'a basvurdu ve
Hyndman
otoriter sosyalistlerle ayni cizgide
ve Andreas Scheu
gordu, cunku onceki
iitopyaci hayallerinzn tarn tersine "pratik" bir sosyalizm
formu Marksizm tarafindan "butimdeyim yerindeyse, ozgun bir sosyalist
istiyordu. O, kapitalizm elestirisi
lenmese" de guclendirilen,
du^unUrdu. 53 Morris, Kropotkin'i seviyordu ve merkezi olmayan toplum dustincesi Kropotkin'in Tarlalar, Fabrikalar ve Atdlyeler'dc tasarladigi basit,
topluma cok benziyordu. Carpenter'in kirsal bolgelerde komunal ve kendine yeterli bir hayat siirme girisiminden
de etkilendi. Morris, "benim anarsist dostlanm" dedigi kisilere daima sevecenlikle yaklasti. Ancak, Mill'den -onun niyetine ters duserek- nasd sosyalizmin gerekli oldugunu ogrenmisse, anarsistlerden de, gene onlarin niyetine tamamen ters duserek, anarsizmin imkansiz oldugunu ogrendigini soyleyecek kadar nuktedandi. 54 Anarsist grup (J ose ph Lane, Frank Kitz ve Charles
Mowbray'in onderliginde) 1888'de Chicago'da yasanan Haymarket Katliami'ndan sonra Sosyalist Liga'da cogunlugu ele gecirip siddet eylemlerini savunmaya basjadrginda, anarsistlerle anlas-
mazhga
diistu.
1890'lann basmda terorist ofke
kapladigmda Morris, o sirada
Liberty'i
biitiin
Avrupa'yi
cikarmakta olan anarsist
dostu James Tochattt'den, bu yeni anarsist katilleri lanimamasim istedi ve sunu ekledi: "Baskiyi yok etmeyi amaclayan bu turden (anarsist) itkelerin, domisturme araci olarak insanlartn rasgele bogazlanmasmi da kapsayabilmesini asla kabul edemem." 55
Morris'in anarsizme yonelttigi bashca teorik
sorunuyla ai'c
ilgiliydi. Sosyalist
gonderdigi 5 Mayts 1889
itiraz, otorite
Liga'mn yayin organt Commonwetarihli
mektupta, komunizme olan
inancini tekrarladi, ancak komunist toplumda bile bir tur otoritenin zorunlu olacagini one surdu, Otoriteden ozgurluk, insanin her kosulda diledigini yapma imkanina kavusmasi anlamina geliyorsa,
bu "toplumun mutlak inkandir" diyordu. Eger bu hak
yapma haklartna mtidahale etmedigiyapma hakki ise, bir tur otoritenin uygu-
"baska insanlann ayni seyi niz surece" dilediginizi
lanmasi zorunlu hale
gelir.
§u sonuca vanyordu: "Bireyler
53
Bkz. Thompson, William Morris,
54
Morris,
55
Morrh'tcn James TochaUi'ye. 21 Arahk 1893, Morris,
"How I Became S.
596.
s,
birbi-
770,
a Socialist?", Political Writings, alioti,
s.
242.
Thompson, William
259
Ingiliz Lil>crU'tlfti
rini
icin
zorlamtyor olsa da, bir yerde, onlan birbirini zorlama malar i zorlamaya hazir olan bir otoritenin olmasi gerekir; ve bu
otorite acikca kolektif olmahdir."
arzular, "kolektif" zi
topluma
ters
Aynca,
esit bir
toplumda bazi
kars liana ma zdi ve ba-
du^meden
durumlarda da "kolektif otorite bireysel muhalefeti baski alu-
na alacak"
idi,
56 tstedigi sey,
lam olarak insanlann her
istedikle-
yapmalan degildi; onlarin, toplulugun yaranni gozetmelerini ve buna uygun bicimde davranmalartnt istiyordu. Bu gorus, kuskusuz, ozgurlugun siyasal otorite formu icinbir olcude ktsitlanmasmin onu korumak icin zorunlu oldugude savunan Mill ve Spencer'a ailtir. Ancak Mill ve Spencer'in aknu
rini
sine Morris, karsihkb anlasma yoluyla insanlann kendi hayat-
lanm duzenleme yetenegine sahip olduklanna inamyordu. Aslinda Morris ile anar^istler arasmda cok az fark vardi. Anarsizme saldirdigi zaman belirgin bicimde Stirnerci ya da Nietzscheci tipAutonomie Club'inm te anarsist bireyciligi dusiinmektedir, Greenwich 'teki Kiralibakihrsa soylentilere uyesinin, Fransiz bir yikmaya cah§irken kendisini havaya ucurmasi tizerine, 27 Ocak 1894'te Justice ile yapugi bir gorusmede Morris, anarsistlere sadece amaca uygun olmayan ayaklanma yontemleri ylizunden degil, anarsizm "toplumu inkar etttgi ve insam yet Gozlemevi'ni
toplumun
disina
koydugu"
icin de kargt
oldugunu acikca
ifade
etti.
Ancak Kropotkin'in de aralarmda bulundugu pek cok anarsist
komunist boyle bir gorusii reddedecektir. Onlar, Morris'in
antisosyal bireycilik
sorunuyla
ilgili
kaygisini
paylasirlarken,
basa §ikma yolunun
uzun donemde bu turden insanlarla en baski degil ikna olduguna inanirlar. Aynca pek cok anarsist, Morris'in herhangi bir grupta "genel bir yonetim kurali"ntn ya iyi
da "ortak bir bag"m olmasi gerektigi, bunun "toplulugun ilk anda gonullu olarak benimsedigi vicdan" oldugu gorusiine de karsi degildir,
Ancak buna Morris
otorite derken, keyfi ya
olarak
hamu vicdamm"
57 Morris, gibi "otorite" demezler,
da akildisi bir seyi
degil,
"eylem kurah
kastettigini belirtmis ve "elbette olabildi-
gince az otorite uygulamahyiz" demistir. 58 Morris,
komunizme gecmeden once
57
Morr is, " Socialism a nd Ana re hism" (1889), A s«,s.213.
58
Age,
56
s.
214.
gecissel bir "kolektif
PotilUat Wii(in&.
s.
212-13.
Anavs izmin
260
formunun
otorite"
gerektiligini
Xaririi
duraksayarak da olsa kabul eder-
ken, 1888'de Georgie Burne-Jones'a yazdigi bir mektupta, tek ba§ina "oldukca kor bir hedef" oldugunu
Morris onun icin "Kapital izmin
belirtci.
bunun
Kizi
tiranligi gibi, bireyselligi
May
ezecek
olan bir Kolektivizmin tiranhgini da kabul etmezdi," demistir.
Devrim sonrasi toplumda, "toptulugun burokrasiye, kurul ve buro cokluguna ve donanimli bir resmi o tori leye diisme tehlikesi"nin
lamamen farkmdaydi. 59 Morris, Marx'in
tarih anlayisini
degerlendirerek kendi utopyaci hayallerine pratik bir ifade ka-
zandinnak istemis
olabilir,
ancak son cozumlemede,
oioriter sos-
yalizm ailesinden 50k, genis anar§ist ailesine mensuptur.
Oscar Wilde
Wilde
bir sair ve kitap tasarimcisi olarak Morris'e hayrandi.
devrimcisi Stepniak ikisinin ortak dostuydu. Sanaila lan ve guzel bir hayat yaratma arzulan ozgurltikle
ilgili
ilgili
Rus
kaygi-
goru§le-
rinin bashca esin kaynagini olu^turuyordu. tkisi de sanat icin sa-
nat anlayisimn yetersiz bir standart oldugunu anlami^u. Hayatin guzellestirilmesini istemek yeterli degildi, ciinku es let izmin siyasal
ve toplumsal bir baglamda olmasi gerekiyordu. Wilde, bir sa-
natcmm
kendisini ancak hiikumetsiz bir ozgur toplumda tarn
olarak ifade edebilecegi
sonucuna
vardi.
Wilde, cocuklugundan beri imgesel adalar tasarlamasma yol acan gucl« bir utopyaci duyarhhga sahipti. $6yle dusuntiyordu: Utopya'yi kapsamayan bir dunya haritasi, insanhgin her
zaman
uzertnde yasadigi bir ulkeye yer vermedigi icin bakmaya degmez.
Ve daha
iyi
bir ulke arayan insanhk orayi
gorunce
bir
an once
ulas.mak icin yelkenleri agar, Ilerleme Otopyalarin gerceklejmesidir.
60
Wilde'in ozgurliik aski, kendisini "ozgurliik sunaginda bir rahibe" olarak goren annesi tarafindan tesvik edtldi. 61 de, annesinin aksine, 59
May
insanm
Ne
var ki Wil-
cektigi acilarda soyluhik gormii-
Morris, William Morris: Artist, Writer, Socialist, 1 c, Blackwell, 1936,
altnti,
Edmund
Penning-Rowsell, TLS, 11 Agustos 1978.
60
Oscar Wilde, "The Soul of Man under Socialism", De Pro/unifo and Other Writings, der. Hesketh Pearson, Penguin, Harmonds worth, 1973, s. 34.
61
Richard Elltnan,
dear
Wilde,
Hamish Hamilton, 1987,
s.
9.
261
irigili^ Libirtirliti
yor, cirkinlik, aci ve
zorlamanm olmadigi
giizel bir
ya cahsiyordu, Oxford'da ogrenciyken "La beaute
hayat kurmaest parfaite"
(guzel olan kusursuzdur) ve "dujuncede ilerlemek otoriteye karsi
bireyciligin savunutmasidir
"
sonucuna
vardi. 62
Wilde, Oxford'dan ayrildiktan sonra Vera; or The Nihilist (1880) adh bir oyun yazdi. Kendisine sosyalist diyordu, ancak
oyundan
anlasildigi kadanyla, sosyalizmi esitlik olarak degil, ki-
Prens Paul soyle der:
siligin gelismesi olarak antvyordu.
"lyi de-
mokraside herkes aristokrat olmalidir. ,,f;3 Nihilistler iskenceden ve sikryonetimden nefret ediyor, evliligin kaldirdmasini ve emege
hakkmin
verilmesini talep ediyorlardi, Wilde onlari olabitdi-
gince otantik hale getirmek icin, Necayev'in nin'in yardimiyla yazdigi Bir bir
andi odunc
Devrimamn
muhtemelen Baku-
Kates izmt'nde gecen
aldi.
Daha sonra
ajitatorleri
§u sozlerle betimledi:
Toplulugun kendi halinde yajayan
stniftna ula$an ve
hosnutsuzluk tohumlan eken, mudahaleei, her
i§e
onun
kan$an
igine
bir ta-
kim. Ajitatorlerin boylesine mutlak bir bigimde gerekli olmalan-
nm nedeni budur. 64 $iddetten nefret ederken, igten devrimcilere hayranhk duyuyordn: "barikatlarda can veren o Isalar". Aynca, butiin isyanlarda
yararh bir egilim goruyordu. Tarih okuyan birinin gozunde itaatsizlik insanin ezgun erdemidir. Ilerleme itaatsizlik sayesinde, itaatsizlik ve isyan sayesinde ger^ekle$mi$tir. 65
Ancak Wilde'in
anarsist
duygulan
belirsiz bir ozgurliik ve itaat-
sizlik cagnsiyla sinirh degildir. Sozlerinin etkisini
artirmak icin
Chuang Tzu'dan bir cok ahnti yapar: "Insanhk kendi haline bvrakdmis, omi yonetmek gibi bir §ey asla soz konusu olmamisiir." Bu kadim Qnli bilgeye kendi yorumunu katan Wilde, soyle yazar:
62
Ages.
63
Agc,s. 116.
41.
64
"The Soul of Man under Socialism",
65
Age
s.
22.
op.
ci(, s.
23.
Anar$izmin Tarihi
262
Butun hukumet modelled yanhstir. Hepsi nin dogal ortammi degistirmeye bireye mudahale ederek
yaymaya
gunku
insa-
ahlakdistdirlar, cttnkii
saldirgan egoizm
en.
cahildirler, c,unku cgitimi
yetersizdir,
<;alisirlar;
formlanm
(iretirler;
cahsirlar; 6z yikimctlardir,
cud-
ku anar§i dogururlar. 66 Servet birikiminin kotulugun kokenini ohisturdugnnu, gucliiyu Siddete, zayifi sahtekarhga yonelttigini dusiinuyordu:
duzeni
rahattir,
"Doganin
kendini tekrarlar ve banscidir. Bikkmlik ve savas
sermayeyi temel alan yapay bir toplumun sonuclandir; toplum
cokusunu de beraberinde geiirir." 67 Wilde kendi dehasmi ilan etmekle kalmadi; 1894 bahahnda Fransa'da yaptigi bir goriisme sirasinda soyle dedi: "Saninm benimki Sosyalist olmantn otesinde bir sey. Bir tur anarsist olduguma inaniyorum. Ama elbette dinamit siyaseti cok sacma." 68 BunIan soylerken neden soz ettigini biliyordu. Kropotkin'le tanisti zenginlestikce kendi
ve
onun
hayatinin o giine kadar bildigi en
mukemmel
tan biri oldugunu dusiindu. Kropotkin,
Jsa'nm ruhuyla Rusya'dan ctkip gelen adam"
Man
Wilde, The Soul of
iki hayat-
"o guzel ve lekesiz idi, 69
under Socialism (Sosyalizmde tnsan
Ruhu, 1889) baslikh parlak denemesinde kendi anarsizm anlayisini ortaya koydu. Bu cahsma pek cok dile cevrildi ve ozellikle Carlik Rusyasi'nda etkili oldu.
Wilde c°k onceleri sosyalizmi benimsemis ve 1889'da Carpenter'm derledigi Chants of Labour
(Emek
Ilahileri:
Halkm
A Song-Booh
oj the People
§arki Kitabi) bashkli bir kitaba iliskin
degerlendirmesinde sosyalizme olan sempatisini acik^a ifade misti.
et-
Sosyalizmde yeni bir sanat motifi buluyor ve sanatm "son-
suz ken t" in in§asina yardimci olabilecegini umuyordu. Ancak sosyalizmi insani ve liberter kilmakla da ilgileniyor, "insanlan sosyalist
yapmak
hicbir seydir, fakat sosyalizmi insani kilmak
biiyuk bir seydir" diyordu. Iki
temayi tekrar ele
aldi. Ilk
yil
once
sonra buyiik denemesinde bu
Westm Luster' de yap ilan,
ba§ ko-
nusmacinm Bernard Shaw oldugu, sosyalizm konulu bir toplantidan esinlendi. Ancak Wilde 'in sosyalizmi Shaw'unkinden daha 66
Ahnu, George Woodcock, The Paradox 1949,
s.
of Oscar Wilde, T. V.
Bondman,
147.
67
Age
68 69
Ahim, Ellmann, Oscar Wilde, 'DeProlundis
11
VVj|d>,
s.
(1905),
273.
Dc Pro/undis and Other Writings,
s.
180.
263
Ingiii; Libertrilai
cunku bu sosyalizm olahildigince saf bir artar"Hukiimdan ayaktakimindan aytrmak gerekmez; her
farkh olamazdi, sizmdir:
70 turlu otorite esit derecede kotudur" diyordu,
Wilde paradoks havasiyla sosyalizmin sadece bireycilige goicin degerli oldugunu one surer. Bu da ancak sosyalizmin liberter olmasi halinde gerceklestirilebilir. Gelecegi goren keskin zekasiyla uyarir: "Sosyalizm otoriter olursa; Hukumetler turdugu
simdiki siyasal gucleri kadar iktisadi gugle de silahlanirlarsa; tek sozcukle, endustriyel Tiranlanmiz olursa, insanm son ilk
durumundan daha kotu
olacaktir." 71
Bu
yalizm, toplulugun sadece bir bolumii yerine
Wilde'a gore butun
hukumet modelleri
kole-
basansizdir ve sos-
demokrasi "halkin halk tarafmdan ve halk
anlamina
butununun
anlamina gelecektir.
lestirilmesi
yat
durumu
tiirden otoriter sos-
gelir.
Butun
icin zorlanmasi"
otorite ler esit derecede alcalticidir;
kullanani da ona maruz kalani da
alcaltir."
"onu
Otorite insanlan kul-
lanarak "asm beslenmis cok kaba bir barbarhk tuni" uretir. 72 Bu
nedenle Chuang Tzu'yla
mak gibi
bir sey"in var
birlikte, "insanligi kendi haline birakoldugu gortisunu tekrarlar ve Thoreau ile
en uygun hukumet bi^imi tarn bir htikumetsonucuna vanr. 73 Devlet, yonetecek yerde, emegi orgiitleyecek, gerekli mallann imalatmdan ve dagitirmndan sorumlu olacak bir "gonullu birlik" olmatiydi. Wilde biitun birliklerin tamamen goniillu olmalanni savunur. Insan itaat etmeyecek kadar ozgiir olmahydi. Wilde butun bu konularda Godwin'le ayni fikirdedir, ancak kabirlikte, " Sanat?] y a
sizliktir"
muoyunun
-"canavar ve cahil sey"- insan davranisini duzeltebi-
lecek herhangi bir degere sahip olmadigini kesin bir dille ilan ettiginde
onun
cizgisinden aynlmts olur. 7+ Insanlar ancak kendi
baslarma birakildiklan zaman
iyidirler.
Wilde, Nietzsche gibi zenginin yoksula acimasmin ve haytr isleri
yapmasmm
yoksulun da minnet duyma"Almak yalvarmaktan daha iyi-
yanlis oldugunu,
sma gerek olmadigini one surer: dir," 75 Ancak cogu bireycinin aksine, 70
"The Sou! of Man under Socialism
71
Age, 21.
72
Age,
s.
30-1,
73 74
Age,
s.
30,46.
Age,
s.
40.
75
Age,
s.
22.
,
ozel mulkiyetin kisiset ba-
age, s 46.
Anar$izmin Tarihi
264
gimsizhgin garantisi oldugunu dusunmez; Wilde'a gore dzel mulkiyet aslinda bireyciligi ezmektedir. Bu nedenle ozel miilki"Sosyalizm,
yet,
kamu sinin 76
komunizm
ya da her ne denirse o" tarafindan
serve tine domisturulmeli ve
maddi refarnm saglamak
isbirligi,
toplulugun her
iiye-
icin rekabetin yerine gecirilmeli-
Ozel mulkiyetin kaldirdmasiyla
birlikte artik evlilik
olma-
yacak, boylece ask daha gtizel ve harikulade olacaktir.
Uzun
dir.
donemde, maddi
seyler
onem
tasimayacak, igten olan ger^ek de-
gerini bulacaktir.
Siyasal otoritenin ortadan kaldinlmasinin saglayacagi bir
buyuk yarar daha vardir. Cezatandirma ortadan kalkacaktir. Zaman zaman sue islense de toplulugun surekli cezatandirma aliskanhgiyla dehsete dusuriilmesi dikkate almdtginda, bu buyiik kazammdir. Bashca sebebini olusturan mulkiyet ozen ve inortadan kaldinldiktan sonra sue diye bir sey olmayacaktir. Kendi i§ini serbestce secebilecek herhangi bir kisiyi zorlamak igin bir neden de olmayacaktir. bir
celikJe
Wilde'a g6re, kol emeginin itibanndan soz etmek sacmadir: "lnsan pis ve zor islerden daha
iyi seyler icin
yaratdmt§tir." 77 Zor
ve gelecegin koleleri olan makinelerle yapilmahdir. Boylece herkes bos zamamm verimH bicimde degerislerin <;ogu alcaltiadir
lendirebilecektir. Boylece yararlt seyler makineler, giizel seyler ise birey tarafindan yapdabilir.
Sanat
muazzam
bir deger tasi-
maktadir, cimku:
Sanat Bireyciliktir ve Bireyciiik altust edici ve parcalayici bir gftgtur.
Onun muazzam
degeri burada yatar. Altust etmege cahsttgi
sey, liirun tekduzetigi, adetlerin koteligi, aliskanligin tiranhgi ve
insamn makine duzeyine indirgenmesidir. 78 Wilde'a gore sosyalizm bir amaca ulasmak icin kullanilan bir aractir; hedef, kisiligin tarn geli§imidir.
Sanatctnin ancak huku-
metsiz bir toplumda gelisebilecegini savunur, ancak buradaki so-
run sadece siyasal otorite degildir. Wilde'a gore uc turlu despotluk vardir: "Beden iizerinde zorbahk uygulayan despotluk vardir.
Ruh
den
hem
iizerinde zorbahk uygulayan despotluk vardir.
Hem
be-
de ruh iizerinde zorbahk uygulayan despotluk vardir.
76
Age,
s.
20.
77
Age,
s.
32.
78
Age,
s..36.
265
Ingitiz Liht'Mi'i'lci'i
Hukihndar denir. lkincisine Papa denir, Ocunaisune Halk denir." 79 Bunlann iicu de yok edilmeliydi. Wilde, insam "kendisi olmaya" zorladigi icin Isa'ya hayranAncak toplumu yeniden kurma girisiminde bulunmadi ve in-
Birincisine ise
di.
act ve yalnizhk icinde birey olabilecegini vaaz etti. Wilde, insanm dogustan toplumsal oldugunu, hayattn ve sanatin
samn ancak
neseyi amacladigint savunur. Bu nedenle, savundugu yeni bireyciligin
Grek ve
Hiristiyan kultiirlerinin
en
iyi
yanlanm
birlesti-
ren bir "yeni Helenizm" oldugunu one surer. Sosyalizmi ve bilimi bunun yontemleri olarak goriir; yogun, biitunluklu ve
mukemmel nu
bir hayati hedefler. Basari, beraberinde
getiriyorsa basandir, ciinku
kendisiyle ve ?evresiy[e
uyum
haz duygusu-
"lnsan mutlu oldugu zaman,
icinde olur." 80
Wilde, anarsi idealinin uygulanamaz olduguna ve insan dogasina ters dustugune dair pek cok itiraza karsi koyar. Birincisi, insan dogasina iliskin gergekten bilinen tek fey,
onun
degistigi-
mevcut ko§ullar degistikce insan dogasi da degisecektir. Evrim hayaun yasasidir ve evrimin yonu bireycilige dogrudur. Ikinci olarak Wilde, kendi bireyciiik formunun bencil ya da yapdir ve
macik olmayacagini
behrtir.
lnsan dogal olarak toplumsaldir.
Bencillik kisinin diledigi gibi yasamasi degil, baskalannin da
kendisi gibi yasamalanni istemektir. Bencillik mutlak bir birorneklik yaratmayi amacjar, Bencil olmamak ise, "oteki insanlan 81 tnsan kendi haline birakmak, onlara mudahale etmemek"tir. gercek bireyciligi gerceklestirdigi zaman, duygudashk kuracak
ve bunu ozgurce, kendiliginden yapacaktir. Yoksullugun ve hastaligin olmadigi bir toplumda insan, baskalarimn keyifli hayatini seyre daldiginda sevin? duyacaknr.
Goreneksel ahlaka karsi cikmaya cesaret eden Wilde, escinsellik yuzunden hapse atddi. Hapishane yazarm saghgini boz-
duysa da, ruhuna dokunamadi. Bu deneyim sadece adli sistem ve hukumete iliskin gozumlemesini dogruladi. Daha sonra bir arkadasma, "pek cok hayat hapishanesinden, tas hapishaneler, tutku hapishaneleri, zeka hapishane leri, ahlak ve baska hapishanelerden" soz etmek istedigini yazdi. "Icsel ya da dissal butun nirlamalar hapishanedir" 79
Age,
s.
47.
80
Age,
s.
53.
81
Agf.s.^.
82
Wilde'daii
diyordu. 82
Cunningham Graham'a,
alinti,
Ellniaim. <>« ur W\\dt
,
s.
526.
si-
266
Anar$izmin Tarihi
Bu deneyim ayrica, Ingiliz dilinde yazilmis en dokunakh §iThe Ballad of Reading GaoV'u (Zindan Baladi, 1896) esinledi, $iirin bash formu duygu derinligini ifade eder. §air asik oldugu kadmi otdurdugu icin idam edilmek uzere olan bir askeri anlatir. Tema, bu acimasizligin yaygm oldugunu ortaya koyar ("her adam kendi a$kmi oldurur"), ancak Wilde katilin suclu bir toplum tarafindan cezalandinlmasini daha biiyuk bir acimasizlik olarak goriir. Kacimlmaz sonu anlattrken, mahkuma duydugu sempatiyi ifade eder: irlerden birini,
Bilirim ki her yasa
Insanin tnsan i?in yaptigi,
Karde^inin
Ve ju
eanma kasteden
kederli
ilk
insandan,
dtmyanin ba$langicindan
beri
Taneyi atip samatii kunarir
En kotu heveslerle. En rezil isler zehirli yaban
otlari gibi
Oceklenir hapishanede; Insanda
iyi
olan ne varsa
Tiikenir, solup gider lstiraptir
o yerde:
tutan parmaklikh agtr kapiyi,
Ve Utnutsuzluktur oranin Gardiyani 83
Wilde butiin liberterlerin en buyiigudur. Sanatin, yapisi geregi yikici oldugunu ve sanatcinin mevcut ahlaki normlara ve siyasal kurumlara karsi isyan etmesi gerektigini kabul etti, artcak sadece
komunal mulkiyetin
bireyselligin gelismesine izin verebilecegini
de gordu. Her kisinin kendi icgudulerini izleyerek kendisini miikemmellestirmeye cahsmasi gerektigini one surdu. Bu ancak ahskanliklar ve onyargdardan koparak, gundelik hayattn donustii-
mumktin
rulmesiyle
merkezine
olabilirdi.
San at i ve diisunceyi hayatin ba$kalarma icten bir
yerlestirdi ve gercek bireyciligin
sempatiyi beraberinde getirdigini anladi. Harikulade bir oyun ve
nukte duygusuna sahipti ve coskun bir du.
Sonuc
olarak,
sosyalizm turleri
yaratiti enerjiyle doluy-
Wilde'm liberter sosyalizmi butiin anarsizm ve icinde en cazip olanidtr. Bernard Shaw, cagdas
Fabian ve Marksci sosyalistlerin onun ahlaki ve toplumsal inanc-
ama son gulen daima Wilde olmustur. Hepsi unutulduktan cok sonra bile o hep hatirtanacaktir. larina guldiiklerini gozlemledi,
83
"The Ballad of Reading Gao!" (1896), The Works of Oscar Wilde, Collins, 1993,
s.
197.
Amerikan
Liberterleri
&
savunu-
Kuzey Amerika'da Devlei dusmanligi ve kisisel ozerklik Devletler sunun uzun bir gelenegi vardir; en onemlisi, Birlesik kanaat ozel Protestanin dunyanin en eski liberal demokrasisidir. parbir onemli kultiirunun ya da vicdan hakki Amerikan siyasal
konusma ozgiirlugu savunusutoplunun temelini otusturmustur. Bu aynt zamanda Amerikan aciklar. mundaki derin bireycilik duygusunu
casi haline gelmis, diisunce ve
Amerikan Bagimsizhk Savasi'ndan sonra, yeni cumhuriyetin otma gikurucu babalan, ozel mulkiyet, yasama, ozgur ve mutlu dusunduvermeyi hukiimete kisisel haklan komma gorevini bi
Ancak hukumet mudahalesini en az duzeyde lutma egiliminicin fededeydiler ve siyasal oioriteyi butiin bolgelere yaymak
ler.
sonra Konfederasyon ilkesini benimsediler. Devrimden hemen duzeyde bir asgari ve rasyon Esaslan, merkezi olmayan, liberter on yillarsonraki yetkileri ongorduyse de, hukumetin
hukumet
da amansiz bicimde guclendirildi. Common Kendilerine giivenen ulke sakinleri Tom Paine'in ki, "Her farkindaydilar Sense'im (Sagduyu, 1776) okumadan da devlette
ancak hukumet, en iyi durumda zoseydir." kotuluk, en kotu durumda ise katlamlmaz bir
toplum
runlu bir
kutsaldir,
Thomas Jefferson'a atfedilen su 6zdeyisj payla§iyorzaman"En iyi hukumet en kuciik hukiimettir." Bu ilke o
Genellikle lardi:
dan beri
Anarsistler ise, liberterler icin bir savas cighgi olmustur.
Anarsizmin Tarihi
268 en
iyi
bukumet
hie var
olmayan hiikumettir seklinde
bir degisik-
lik yapmislardir.
On dokuzuncu
Amerikan anarsizmi,
yiizyilda
esas olarak,
Josiah Warren, Stephen Pearl Andrews, Lysander Spooner ve
Benjamin Tucker sayesinde bireyd bir yonde gelisti. Onlar anarsizme yaklastrlarken, Emerson, Whitman ve Thoreau gibi yazarlar liberter ideali
en keskin bicimde ifade
Onlarm bagim-
et tiler.
siz
tutumu sonraki
ile
dogaya yakm yaratia hay at arayisindan olusan bifesim, gee
anarsistlere esin verdi ve "Askin Bireycilik"
yirminci yiizyihn karst-kulturunde ve Yesil hareketlerinde ifadesini
buldu.
Ralph Waldo Emerson Ralph Waldo Emerson,
New
England Transartdantatizm' inin
ki-
demli gurusuydu. Harvard Oniversitesi'ni bitirdikten sonra bir sure Devlet dairesinde cahstiysa da sonunda isten ayrihp Avrupa'ya
Orada
gitti.
Carlyl'in
yakm dostu
oldu.
Daha sonra Mas-
sachusetts^ dondii ve kisa sure icinde edebi-telseh bir ziimreyi
cezbeden "Concord Bilgesi" olarak kendisini kabul
ettirdi.
Con-
cord'da olaganiistu lirik bir duzyaztyla kendi lelsefesini -gercege sezgi yoluyla ulasmayt amaclayan- gelistirdi. Bireyin "ilaht yeterliligi"ne
inanarak koitilugun kacinilmaz ya da nesnel varhgmi
reddetti.
Emerson'un
liberal vizyonu, her
insanda "akil potansi-
yel olarak
mukemmeldir ve
rekli olan
her seye sahiptir" inancim temel
,,
"insan kendisini yonetmek icin gealir.
1
Aynca vicdan
kutsaldir ve bizi ahlaki gerceklige goturebilecek yeterliliktedir.
Emerson, "kendi kendini yargila
...
kendine saygi goster" diyor-
sonucu her insanin kendi icinde baskict ve gereksiz Devlet kurum-
du. Ogretisinin kacinilmaz bir bir Devlet olmasi gerekiigiydi;
Ian olusturacak yerde, akilci ve ahlaki varhklar olarak kendi bireysel karakterimizi geli§tirmeliydik. Ashnda, "Politics" (1845)
basltkh denemesinde radikal bir jeffersoncu olarak soyle diyordu: htikumet ne kadar kucukse, yasalar ve iktidar ne kadar azsa, o kadar
iyi
oluruz. Resmi
hukumetin yapacagi istismann
panzehiri.
Ralph Waldo Emerson, "Politics" (1844), The Complete Essays and Other
Writinp of Ralph Waldo Emerson,
New
son &r
W
der.
Brooks Atkinson, Modern Library,
430; Journals of Ralph Waldo Emerson, der, E. W. EmerM.Forbes, Houghton, Miftlin, Boston, 1909-14, III, 200.
York, 1940,
s.
269
Amerihan Libntirlai ozel
karakterm
etkisi,
bireyin gdismesidir
...
Devlet bilge insani
egitmek icin var olur ve bilge insanm ortaya cikisiyla birlikte Devlet sorta erer.
san Devlettir,
Karakterin olusmasi Devlet'i gereksiz
kilar, Bilge in-
2
Amerikaltlara, "htikumet gucu sona erdigi zaman, yollann nastl yaptlacagi,
mektuplann
nasil iletilecegi ve tapu senetlerinin nasil
guvence altina almacagi konusunda endrseye kapilmadan hukumetten vazgecme" tavsiyesinde bulundu. 3 1850'de kacak kolelerle ilgili bir yasa tasanst Kongre'den gectigi ve Baskan tarafindan da desteklendigi zaman soyle dedi: "Tanri adma, buna itaat etmeyecegim!" Anarsist Benjamin Tucker'in ahntilamaktan hoslandigi su saurian yazdi:
Kiiise
toplumsal deger oldugnnda
Aile ocagi Devletin yerini aldtgmda,
Miikemmel Devlet gkar
ortaya,
Kendi eyinde cumhuriyetci olan,
Emerson, zor kullanan hukumetin yerine her sehrin karar almak icin forum olarak toplayacagi halk meclisini onerdi. On yedinci yuzyil Ingilteresinde bu meclisler gayet iyi hizmet vermisti ve yine verebilirdi, Ancak Emerson'un liberterizminin sinirlan da
toplumun kurallarla baglt olmasi serbestce kabul edilbu kurallara itaat etmekle ya da bunlan ancak icerden degistirmeye ya da geri cekmeye cahsmakla yukumlii olduguna inantyordu. Emerson'un loplumsal gorusleri, her §eyin birligini vurgulayan Transandantal felsefesinin sadece kuciik bir bolumfinu olusturuyordu. Bu dunyada her sey evrenin bir mikrokozmosu ve
vardi. Bir
diginde, kisinin
"yeryiizuniin kendisi bir cig damlasi halinde"dir. Evren ayni za-
manda
bir Yiiksek Akil ya
fnsamn ruhu Ustun-Ruh icin, dissal bir otoriteye
bir yasa
yac duymaz.
O
3
ya da gelenege ihtiyac yoktur. Evrende
olduguna gore, insan insani yasalara ihtihalde birey kendi dogrudan deneyiminin rehber-
daha yiiksek
2
da Ostun-Ruh tarafindan duzenlenir, ozdes ve insan dogasi kutsal oldugu
ile
Journals, V, 302-303.
The Letters of Ralph Waldo Emerson, der. Ralph New York, 1939, 1, s. 412-3.
sity Press,
L.
Rusk, Columbia Univer-
Attarjttmiti Tarihi
270
ligine guvenebilir; dolayisiyla
Emerson'un 6zdeyi?i "kendine gu-
ven"dir,
Walt Whitman Watt Whitman, Emerson'un Concord'daki edebiyat cevresinin bir uyesi degildi, ancak Bilge, onun bir tur ruhsal akrabahk tasidigmi kabul etti. Leaves of Grass (Qmen Yapraklan, 1855) ba§-
hkh coskulu
siir
kitabinm
ilk baskisi yapildiginda,
onun
"btiyuk
oldugunu soyledi ve ona "ozgur ve cesur dtis;unce hazzi" diledi. 4 Tams/tiktan sonra da Emerson, Whitman'm yasastz dogastni ovmeye devam etti. Whitman'in gecmi^i Emerson'unkinden tamamen farkliydi. bir kariyerin baslangicmda"
On
bir yasinda
okulu terk
etti
ve cesitli islerde cahsti.
Zamanla
gecimini matbaacihk ve gazetecilikle kazanmaya basladi. Brooklyn'de cikan Demokrat gazete EagJe'in editoru oldu, ancak Ozgurluk hareketini destekledigi icin isten
atildi.
kendi gazetesi Freemarii ctkardi, ancak bir
yil
yazilan,
sonunda Leaves o/Grass'ta
liksiz siirinin ilk cildindeki
Bunun uzerine
icinde
iflas etti. Ilk
bir araya getirilen
on
iki ba§-
dikkat cekici ozgunlugu pek yansit-
maz, Whitman'in Amerikah erkek ve kadinlar tarafindan okunan dunyasal ve mistik olanin dikkat cekici bir kansimini amac-
s/iiri,
hyordu. Ancak bu
pek
iyi
Emerson'un onayi
s;iir,
bir
yana birakihrsa,
karsilanmadi.
Whitman'in butun eserlerinde likci duriii
giiclu bir
demokratik ve
esit-
ve duyarhlik vardir, Yeni Dunya'nin "demokratik or-
talama ve temel e$iilik" siirlerine ihtiyac
duydugunu
hissediyor-
du. 5 "A Thought by the Roadside" da (Yol Kiyisinda Bir Diisunce) soyle yaziyordu:
Kendi haklanm
icin
vazgecilmez oldugu kadar, ayni haklara sahtp
olan baskatan i^in de -baskalanna ayrn $ans ve haktan saglarken
bana zarar verse de- vazgecilmez olan
Whitman upki Emerson
gibi
buyuk
esitlik,
6
bir liberterdi.
Kendi sarkismi
soyledi ve ozgiirluk sitrlerinde kendi ki§iligini sergiledi. 4
Emerson'dan Walt Whitman's, 21 "Introduction", Walt
York, 1983,
Temmuz
Whitman, Leaves
all mi.
1855,
of Grass
Justin Kaplan,
(1862), Bantam,
s. xix.
5
Whitman, "A Backward Glance
6
"Thought", op
cil, 5.
223.
o'er
Ancak
Traveld Roads",
op.
cit, s.
451.
New
Amerikan
I
271
ibcttfilcri
duydugu
benligin kutsalhgini overken, yotdaslarma ifade
etti.
Boylece yoldashk
sevgiyi de
sevgisitii giiclu bir bireysellik
duygu-
suyla birlestirdi; $iirlerinin Amerikan bireyciligini vurgulamasim
ve ona yardimci olmasim -"sadece dogada,
buyuk
salan arasmda
bir ders
dtizleyici egilimlerine bir karst
oldugu
onun
genellesmis; ya-
icin degil,
denge oldugu
demokrasinin
icin de"- istedi. $ar-
"tarn gelismeyi saglayacak ve bireyleri
kismdaki buyuk dusunce,
kapsayacak cokluklar" olusturmakti, 7 Bir gazeteci olarak Whitman, gundelik siyasetin yozlastinci niteligini ilk elden biliyordu.
Kendisi de Devlet'in elinde act cek-
Savas sirasinda Washington'daki askeri hastanede hastabakici olarak hizmet etti ve Dmm-Taps'te (Trampet Sesleri, 1865) ti.
Ic
siradan askere duydugu sempatiyi ve savasa
ga vurdu. Daha sonra basladi.
Bu
is
Bakan'in
Icisleri
duydugu
nefreii aci-
memur
olarak ise
Bakanhgi'nda
onun varhgim
kesfetmesi ve "vulgar" bir
kitabin yazan olarak asagilamasina kadar surdu.
Boylece kirli
Whitman
sulannda yuzen
styasetcileri ve yargiclan
pislik", "kapitolu
"toplumun
bekleyen yarasalar ve ge-
gormek icin uygun bir neden elde etmis olAmerikah cahsan kadin ve erkeklere de bir tavsiyesi vardi:
ce kopekleri" olarak du, s
Devietlere ya da onlardan birine ya da eyaletlerden birine,
Cok
diren, az itaat
et,
kolelik demektir, Tarn kolelikte, ne ulus, ne Devlet ne de eyalet kahr,
Sorgusuz
itaat, tarn
Ozgiirluk ebediyen kaybolup gider. 9 Serbestce yiirumek ve kimseye itaat etmemek dismda ruhu tatmin edecek olan sizce nedir?" diye sordugunda, anarsistler adma konusuyordu? Ancak siirlerinden radikal bicimde demokratik "
toplum anlayisi yonu sunmadi.
bir
ciksa da, acik ve belirli bir ozgur
toplum
viz-
Henry David Thoreau Withman'in derinden hay rani lk duydugu Henry David Thoreau icin ayni §ey soylenemez. "Thoreau'da onu bana cok yakin kilan 7
"A Backward Glance", op. at,
8
"To the States", op
9
Age,
s. 7.
ctt, s.
224.
s.
452-3.
Anar$izmin Tarihi
272
Whitman, "onun yasasizhgindan -karsi cikiragmen segtigi yolda kararhhkla alevkrine cehennem §mdanbir sey var" diyordu
10 ilerleyisunden soz ediyorum."
Throeau, Emerson'un etkisinde kalmasma ragmen Whitmanvari bir dunyasallikla mistisizmi birlestirdi ve Transandantalizm'i
daha dogalci bir yonde
ele aldi.
Kendi inanchrmi sadece
aktarmakla kalmadi, onlara uygun bicimde eylemek icln mucadele de
etti,
Throeau, Concord'da dogdu ve gencliginin buyiik bolumiigecirdi. Daha sonra Emerson'u izleyerek Harward burada nu Universitesi'ne girdi, Ogrenimini bitirdikten sonra ogretmen ot-
Bu deneyim onun domodern uygarhktan cabucak bikli ve yeni
du, ancak bir sure sonra Concord'a dondii. gasina pek uymamisti, bir hayat tarzi
aramaya basUdi. Bir sure Emerson'un evinde
ve ogrenci olarak yasadi. Bu da
onu tatmin etmedi.
i§ci
1845'te basit
hayat konusunda unlii deneyimini gerceklestirerek, Emerson'un Walden Pond kiyilarmdaki topraginda kendisine bir kulube yapyasadi ve meditasyon yapti. Tarn iki yil, iki ay ve iki gun orada 1845 yihnda bir gece ti. Ama Devlet onu rahat birakmayacaktt. Bu kelle vergisi odemeyi reddettigi icin tutuklandi ve hapsedildi.
deneyim onu, "Hukumetle lliskilerde Bireyin Haklan ve Gorevgecirilleri" basbkli bir soylev yazmaya yoneltti. Metin, gozden halideneme dikten sonra, "Sivil Hukumete Direnis" bashkh bir Duty of Civil Disobedience (Sivil kitap ttaaisizlik Gorevi Uzerine, 1849) adiyla yayimlandi. Bu olacakti. Thoreau'nun liberter dusunceye en buyiik katkisi Thoreau'nun kelle vergisi odemeyi reddetmesi Amerika'nm Meksika'daki emperyalisi savasina karsi sembolik bir protesto ni
aldi
nibayet
ve
harekeiiydi.
On
the
Hukumeti kendi hukumeti olarak
degil, kolelerin
olarak gortiyordu. "Kisiyi haksiz yere hapseden bir
hukumeti hukumetin yonetiminde, hakh olanin gercek ahlaki ilkesine dayanarak hapisligi kabul
etti.
yeri hapishanedir"
11
Emerson hakh olarak Thoreau'ya "dogusun Protestan" diyordu. Muhalifler'in (Dissenters) ozel kanaat hakkina duyduklan inanci Locke'un tiranliga direnme hakkiyla birlestirdi. Bunlara, oldukca ki§isel ve etkin bir bireycilik formu ekledi ve aralarmda 10
All mi,
1959, 11
W. 5.
Harding,
A
Tliorctm Handbook,
New York
University Press,
201.
Henry David Thoreau, Carl Bode, Penguin,
"Civil
Disobedience", The Portable Thoreau, der.
Hannonds worth.
1979,
s.
122.
Amerikan iWrtet \er\
273
I
de hukindugu pek cok anarsist bu lormu gelistirdi. Throeau'nun anahtar ilkesi, kisinin kendi kanaatini ya da ahlaki duygusunu yasama hakkina kesinlikle sahip oldugudur: "Bana dusen yegane yukumluliik herhangi bir zamanda dogru oldugunu dusundu-
Gandhi
Martin Luther
ile
King'iti
ve liberteri etkileyecek olan
giim seyi yapmakur." 12
Godwin
Tipki
gibi o da,
bu
bireysel hakki insan yapisi yasa-
lann karsisina koydu. Kisi bir yasanin yanlis oldugunu diisunuyorsa, ona itaat etmekle yukumlu degildir; hatta ki§inin gorevi boyle bir yasaya itaat etmemektir. arasinda pek az
pisi yasalar
Bu nedenle ahlak ve
iliski vardir:
kadar adil kilmadi; ve yasalar ne kadar
insan ya-
"Yasalar insanlan zerre
iyi
hazirlanmis otursa ot-
sun, insan la nn onlara duyduklan saygi yiizunden her
gun
ada-
letsizlige yol acarlar." 13
Insanin sadece kendi vicdaniyla ayirt
ettigi
daha yuksek bir
yasaya uymasi gerektigine inaniyordu. Bu inane. Thoreau'yu dt$-
hukumeti reddetmeye goturdii. Boylece, Jefierhukiimet en kuctik hukumettir" formulunun otesine gecerek "en iyi hukurnet hie olmayan hukumettir" seksal otoriteyi ve
son'un "en
iyi
lindeki anarsist
sonuca
utasti. 14
Thoreau hukumetlere
yonelttigi
ilirazm diizenli ordulara kar§i da yapilabilecegini hissediyordu:
her ikisi de insanlan dusunce yetenegi olmayan makineler gibi
kendi bedenleriyle Devlet'e hizmet etmeye mecbur buakir. Ahlaki ve siyasal yukumluliik konusunda one surdugu go-
rusun otesinde, Thoreau'nun
sivil itaatsizlige iliskin
denemesin-
den cikan en onemli sonuc, ozgiirluk tutkusudur: "Zorlanmak icin diinyaya gelmedim" der. "Kendi tarzimda soluk alacagim." Hapisten cikar cikmaz yapttgi ilk
i§
"Devlet'in hicbir yerden go-
rutmedigi" yuksek bir tepedeki yaban mersinleri arasmda ytiru-
mek oldu. 15 Issizhgi
lugunda
bir
"mutlak
ozgiirliik",
modern kent uygarhginin yok-
vaha olarak kutsamasina yol acan da
du. 16 Thoreau
dunyanm ancak
issizlik i?inde
aym
durtuy-
korunabilecegine
onu siyasetin otesine "Toplumda yasanan devrimlerin ?ogu
inaniyordu. Savundugu toplumsal ekoloji, tasiyacak kadar radikaldi: bizi fazla ilgilendirmez
ve endiselendirmez;
12
Age,
13
Age.
It 15
16
"Walking" (1861), The PortabU Thoreau,
s.
ill.
Age,
s.
109.
Age,
s.
127, 130. s.
592.
ama bana lrmaklan-
Anar$izmin Tarihi
274
mizin yok olmakta ya da melez famin olmekte oldugunu soylerseniz, dikkat kesilirim." 17
Thoreau yurttaslanna soyte diyordu; Buna ozgur ulke mi diyorsunuz? Ozgurluk, Krai George'dan ozgur
olmak ve Krai Onyargi'nin
koleleri
olmak midir?
Siyasal ozgurlu-
giln, bir ahlaki
ozgurluk araci olmak dismda degeri nedir? Kole
ma
mu
ozgurlugu
Ovunuruz?
Bizler, ozgfirlttgun nihai
setciler ulusuyuz.
ol-
yoksa ozgtlr olma ozgurlugu mil, hangisiyle
Cocuklanmizm
savunusuyla ilgilenen bir siya-
<;ocuklan belki gergektert ozgur
olabilecekler. 18
Walden;
Woods 'da (Walden ya da Ormanda Hayat,
or, Life in the
1854), sanayilesmis kentte yasayan insanin "sessiz umutsuzlu-
gu"nu ya da yabancilasmasini, bir liretici ve tuketici olarak dogadan kopusunu betimledi. Kar ve giic. arayan modern insan yolunu kaybetmistir, Kolelik sadece Zend esirler biciminde olmadi, pek cok zeki efendi bir but-tin olarak toplumu kolele§tirdi. En kottisii insanlar
mun
listesinden
yrjnelttiler. Bu durugelmek idn Thoreau, Walden'deki got kiyisinda
kendi kendilerini kolelige
olabildigince kendine yeterli bir hayat tarzmi secti. Hayatin sa-
dece en temel gercekleriyle yuz yiize olmak icin ormanlara, basil,
bagimsiz, yuce gonullu ve gtivenli bir hayat surmeye
Thoreau
gitti.
issizhgi seviyordu. tlkel olana tutkundu. Bedeni-
nin tense 1 canhhgi ona haz veriyor (kadintan degertendirmekten
uzak otsa da) dogadaki canhhk onu buyuliiyordu. Tarn bir miin-
Thoreau
zevi olan
ilk
donmek
imgesel Kizilderililerden biriydi. Ukel ha-
butun kaAmerikan Kmlderililerinin kulturu onu buyulemis olsa da, zaman zaman, "dogaya kaba ve kusurlu davranmalan" onu ofkelendiriyordu. Maine'de yasadtgi mutsuz yat tarzma
zanimlanna
sirt
istemiyor, ancak Bati uygarhginin
ceviriyordu.
bir geyik avtni soyle hatirhyordu:
"O
sirada ve haftalar sonra,
kendi tabiatimtn, orman deneyiminin bu bolumu icin yeterince
islenmemis oldugunu hissettim ve hayatimizi tipki bir cicek ko-
panr
gibi
sefkat
ve incelikle yasamarmz gerektigini hatirla-
dim." ig Harold Beaver "The Transcendental Savage", TLS (6 Ekim 1978).
17
Alinti,
18
"Life
19
Ahnti, Alhert Keiser, The Indian in American Literature, Oxford University
Without Principle"
Press,
New
York, 1933
:
s.
(
1861), The Portable Thoreau,
227.
s,
650.
AmerihitH l.iWitcrleri
275
Boylece Thoreau sozde uygarh^m buriin kazanimlanni reddetmedi. Walden'de sadece "llkesiz Hayat"i kinamakla kalmadi,
"Yuksek Yasalar"a (bu, kitabinda
ma
cagnsi yapti. "Okuma"yla
bir
ilgili
taplann incetenmesini tavsiye
etti.
boliimun adiydi) gore yasa-
bolumde en eski ve en
iyi ki-
Bu kitaplann yazarlan, "her
toplumda gorulen, dogal ve karsi konulamaz, insanhgi krallardan ya da imparaiorlardan daha fazla eikilemis bir aristokrasi"dir. 20 Thoreau, ogrenmenin olmadigi, belirli bir tarzdan yoksun bir hayattan degil, basit bir hayattan yanaydt. Gokyiizu ve yeryiizu, uygarlik ve yaban, demiryolu ve gol arasinda bir yerde durdu; kayip Amerikan Kizilderililerinin ilkelliginde yucelen ve dogu mistisizminin "Yuksek Yasalan"na ulasmaya calisan Trans and an tal bir vahsi olarak kaldi. Kisiligindeki ikiligin gayet digi gibi
iyi
farkindaydt ve "daha yuksek, ya da denil-
manevi hayata yonelen
yanda
bir icgudu, ote
ilkel ve
vahsi olana yonelik bir baska icgudti" gelistirdi. "Ikisme de bu-
yuk
bir saygi
duyuyorum" diyordu. "Vahsi
olani da digeri kadar
seviyorum." 21 Ancak "uygarlik" ve "barbarlik" alternatiflerinin otesine gecerek, ikisinin yaratict bir sentezini olusturdu.
ve kulturde
hem
hem
kendisi
Thoreau biiyuk
de yu mas Ian icin en
bir isyanci
olmakla
birlikte,
Dogada
iyisini istedi.
isyam genellik-
Ancak onun bireyciligi kapitalizmin kabalasmis ve dar bireyciligi degil, modern uygarligin zorlayici kurumlan ve konformist davranisi karsisinda bireyselligi korumak isteyen bir bireycilikti. Ne toplumu reddetti ne de basle kisisel
terimlerle ifade
etti.
kalanyla birlikte olmayi. Civil Disobedience 'ta (Sivil ttaatsizlik)
"kotu bir tebaa olmayt ne kadar istiyorsam
iyi bir
komsu olmayi
da o kadar istiyorum" der. 22 Amerikan toplumuna, o toplumun gercek nitetigini kendi yurttaslanna a^iklamaya ^alisarak hizmet etti.
Thoreau, ticaretin ve mudahaleci Devlet gucuniin telash ve endiseli hayati yerine, koylerden olu^an merkeziyetsiz bir top-
lum
tavsiye
etti.
Insanlar
komsuluk
iyi
hayat surerlerse, gonullu oriintuler gelistireceklerdi.
isbirligi
O
iliskileri
iginde basit bir
yapabilecekleri gayri resmi
zaman
polise ve
orduya ihtiyac
kalmayacakti, ciinku hirsiztik diye bir sey olmayacakti. Boyle bir 20
Bkz Thoreau, Walden; 1960,
s.
or. Life in tht
74.
21
Age.s. 143.
22
"Civil Disobedience", op.
tit, s,
130,
Woods (1854),
Signet,
New
York,
Anar$iz>nin Tarihi
276
toplumun dar
da gerekmezdi. Tipki kendisinden Thoreau da, olanca entelektuel ve toptumsal potansiyelimizi gelistirmek igin bo? zamana ihtiyacimiz oldugunu soyledi: "Bu ... koylerin birer universite oldugu zamandir. Kolektif davrants, kurumlanmizin ruhutia uygundur goruslii olmasi
sonra gelen Kropotkin
...
gibi,
Soylulanmiz olacak yerde, soylu kdylerimiz olsun." 23 Thoreau, kolelik
kar§iti bir
kampanyaya
kisa sure katitmast-
ntn di§inda, herhangi bir orgutlii siyasal harekette yer alma
giri-
siminde buluntnadi. Ki^isel ozgurlugunu olaganttstii bir ktskanc-
korudu ve toplumla olan baglannin ve ona kar$i yiikumlulugimun "<;ok az ve ge^ici" oldugunu hissetti. Siyaset denilen seyin cok ytizeysel ve insanhkdisi oldugunu diisunuyordu. Oyle ki, "pratikte beni herhangi bir bicimde dikkate aldigini asla kabul edemem." 2 Ahlaki onemsizlestirdikleri, oy vermeyi sadece likla
' t
"ahlaki tonu cok zayif olan, ki
dama
ya da tavla gibi bir oyun, ahla-
soranlara ragmen bir dogru yanhs oyunu"olarak gordukleri
i^in siyaset ve siyasetcilerle alay etti. 2S
Thoreau bu "tek
ki§ilik
devrim"i uygularken, insanhkla
olan daha geni§ baglanni inkar etmedi. Isyan ve direnis eylemleri
yapmama konusunda soyle diyordu: "hayatiniz, makihukumet, savas ve sanayilesme makinesini durduracak bir kars>giic olsun." 26 Gandhi ve Martin Luther King'i etkilemesine ragmen Thoreau lam bir ban§ci degildi. Unlit isyanci kaptan John Brown'in zenci koleligine kar§i bir protesto olarak 1859'da ve isbirligi neyi,
Harpers Ferry'i ele gecirmesinden sonra yazdtgi
John Brown'da (Kaptanjohn Brown Icin Bir rudan eylemi savundu. in
Thoreau
A
Plea for Capta-
Itiraz,
1860) dog-
Devlet'in zorlayici niteliginin farkmdaydi. Vergi
tahsildannin kijiliginde
De vie tie
tanistigtni soyledi ve kendisine
dayatilan vergi faturasini reddettigi
zaman
Devlet'in kendisini
nedensiz yere taciz ettigini du$undu. Ancak zor kullanarak Dev-
yikmaya calt$madi. Sadece Devlet'e sadakat gostermeyi redonaylamadigi eylemlerde bulundugu icin geri cekildi, ondan uzak durdu. Asbnda Thoreau asamati gecisi savunuyordu. "Kendisine let'i
detti;
23
Walden, right
24
op.
cit, s.
78. Bki.
Man", Anarchy,
Walden,
op.
cit, s.
3,
Richard Drinnon, "Thoreau's Politics of the Up-
26, 1963,
25
"Civil Disobedience", op. d(,s.
26
Age,
s.
120.
s.
636, 653.
115
122-3.
Amerikan
hukumet
I
277
ibrmiliii
dist diyenlerin aksine, luikiinK-tin
liemen ortadan kalk-
hemen daha iyi bir hukumciin kurulmasini istiyorum," diyordu. Hukumet ten ve Devletien hoslanmiyor olabilirmasini degil,
di,
ancak
bu,
onunla
hicbir
ili§kisi
olmayacagi
anlarrtina
gelmiyordu: "Kendi tarzimda Devlet'e sessizce savas actyorum.
Gene de onu
bir
bicimde kullanacak ve ondan olabildigince ya-
rarlanmaya cahsacagim." 27 Savas finansmam saglamak icin vergi
odemeyi reddederken, yollar ve oku liar icin vergi ode me ye istekliydi. Hayranlik duydugu Grek Stoacilan gibt, kendisini siyasetin otesinde gordti. Devlet
onun bedeniyle
zihni daima ozgur olacakti; "Eger bir gucti ve hayalleri ozgurse
onu tama m e n
e ngelley e
dusiinceleri, hayal
akilsiz yoneticiler ve
...
m e zle
nasil ugra§irsa ugrassin,
adamin
.
r
reformcular
2S
Thoreau, bir anar§ist degil daha cok bir liberter olarak gorulmelidir, ciinku anarsistlerin nihai hedefi olan Devletsiz top-
lum gorusunii paylasirken, Devlet'in §imdiki haliyle kultanilmasini ister ve onun nihai olarak ortadan kalkmasindan once uzun doneminin gerekli olacagina inanir, Bununla birlikdunya ve merkezi olmayan bir toplumda kendi vicdanimn sesini dinleyen ve kendi kendini yoneten bireyler tasarlayarak modern anar$izmin dogusunu haber verir. Dogayi korudukca kendimizi de korumus olacagimizt kabul ettigi icin, bir haztrlik te,
ozgiir bir
toplumsal ekolojinin de onculerinden
27
Ages. Ill,
28
Age.
s.
133.
131.
biridir.
BOLUM DORT Klasik Anar^ist Du§unurler
&
Yazgtmtz, uluslann bir hukumetin
ya da ba$ka
bir ulusun
vesayetinde olmasmi artik gerektirmeyecek bir ideal kusursuzluk
durumuna
ula$maktir. Bu, huktimetin yoklugudur; diizenin en
yuksek
ifadesi olan anat$idir.
ELISEE RECLVS
Hukumet }arlatanhgi
bir kez ortadan kaldinldiginda, havrayi$i en
zctyifolan insanlar bile, hendilerini kotuye kidlanan dewlet
iwkkabazmtn
hilelerini sezecek
kadar
giXclu olabilitier,
WILLIAM GODWIN
Sosyalizm'tn olmadigi dzgHrluk, ayricalik ve adatetsizliktir
...
Ozgiirlugun olmadigt sosyalizm, kolelih ve vah$ettir.
MICHAEL BAKUN1N
Batun hakumetler
e$it 6[c tide. iy\ ve kotiidur.
LEO TOLSTOY 10
Kendi i$inize bahin,
BENJAMIN TUCKER
En
ideali anar$idir.
15 William Godwin: Duzen A§igi
&
WiHiam Godwin
anarsist ilkeleri a^ikfa ifade
Temel
An Enquiry Concerning
eseri olan
Adalet Ozerine Bir Inceleme, 1793) yasadigi
William
bir etki yaratti. Radikal dostu
eden
ilk ki$i oldu.
Political justice (Siyasal
donemde muazzam
Hazlitt, "Parliyordu" diye
yazdi,
Sohretin gok kubbesinde bir gtine? gibi; hig kimseden
soz edilmiyor, kimse
ozgiirlugun, dogrulugun ve adaklin S62
onun
ad(
kenin
cok uzakta degildi
felsefi
onun kadar
onun kadar aranmiyor ve izlenmiyordu ve
...
konusu oldugu yerde,
Bizim zamanimizda
rti?bir eser ul-
du§uncesine Siyasal Adalet Uterine inceleme kadar
buytik bir darbe indirmemisti, 1
Basbakan William n
uc. Ingili2
yan
Pitt
yazara kargi dava a?mayi dusiindu, ancak
altim eden bir kitap, barcayacak
kisiler arastnda fazla bir hasara
uc; silini bile
olma-
neden olamaz" gerekgesiyle
fikrinden vazge^ti. Aslmda, Political Justice (Siyasal Adalet) yari fiyatina satihyor ve isciler bi
kendi aralannda para toplayarak
kita-
satm ahyorlardi. trlanda ve Scotland'da kitabin korsan baskiWilliam
Hazlitt, TTte Spirit oj the
ford University Press, 1954,
s.
Age;
19-20,
or,
Contemporary
Portraits (1825),
Ox-
282
Anar$iztnin Tarihi
Ian elden ele dolasryordu, 1796 ve 1798'de Godwin genel istek uzerine kitabm daha ucuz baskilanni cikarmak zorunda katdi. Kitap sadece olusum halindeki i^gi hareketinin John Thelwall ve Francis Place gibi onderlerini degil, Wordsworth, Sou they ve Coleridge gibi anlasilmasi guc gene sairleri de etkiledi. 2
Godwin'in eserinin, felsefi agirltgina ve incelikli uslubuna ragmen kazandigi buyuk basari, 1 790'larda Britanya'nin devrime ne kadar yakin oldugunu gostertr. Ne var ki Pitt'in devrimci Fransa'ya ilan
ettigi savas, Ingiliz
yurtseverliginin kisa sure icin-
de bir hayalet gibi yiiksetmesine neden oldu. Pitt'in radikal onderleri sistematik bicimde cezalandirmasi ve 1794'te Susturma Yasalan'ni cikarmasi, reform hareketini sonunda bir kusak bo-
yunca susturdu ve parcaladi, Godwin, insan haklarmi ve radikal dosdarim bir dizi etkileyici brosiir yazarak cesaretle savundu, ancak yiizyilm donumuyle birlikte o da ozgiirluk davasiyla ayni mezara gomuldu. Fransiz Devrimi'nin girdabiyla yukseldi ve onunla birlikte yatisarak asagilara indi. De Quincey'in yazdiklankibar cevrelerde yer alan pek cok insan, Godwin'i "ayni yabancilasma ve dehsetle, bir gulyabani ya da kansiz bir
ria bakilirsa,
vampir
gibi" algiladi. 3
Ama
her sey kaybedilmedi. Gene Percy Bysshe Shelley 1812'de "anlatilmaz heyecanlar'la Godwin'in hala hayatta oldugunu kesfetti ve onun kiziyla kacip evlenmekle kalmadi, ayni za-
manda Godwin'in felsefesini misralara doken en buyuk anarsist Zaman zaman Ingiliz sosyalizminin babasi denilen Robert Owen, Godwin ile tamsir tanismaz dost oldu ve onu ken-
sair oldu. 4
di felsefe ustasi olarak kabul
etti.
1830'larda ve 1840'larda, ajitas-
yonlannin en yuksek noktasinda Owenciler ve Chartistler, Godwin'in eserlerinden ahnmis pek cok parcayi kendi yayin organlannda bastilar ve 1842'de Siyasal Adatet'm yeni baskisini yapti-
Godwin'in Devlet'in nihai olarak sonumlenecegi ozgur ve anlayi§i, erken Ingiliz sosyalist dusimurter, ozellikle William Thompson ve Thomas Hodgskin aracihgiyla Marksist lar.
esit
toplum
imgelemi rahatsiz etmeye basladi. 2
Godwin'in
yaratttgi etki
Yale University Press,
konusunda, Bki. Peter Marshall, William Godwin, Londra, 1984, bol. viii.
New Haven
&
3
Thomas de Quincey, Collided
4
Percy Bysshe Shelley'den William Godwin'e, 3 Ocak 1812, The Liters of Percy Bysshe SMley, der. Frederick L. Jones, Oxford University Press, 1964, I,
220.
Writings, der. David Masson, 1897,
111, s.
25,
William Godwin Duzrn
283
Assfci
Ilk bakista Godwin anarsizmin ilk ve en biiyuk filozofu oluygun bir aday gibi goruitmez. 1756'da Wisbech'te unvanina ma 'in baskenti) on uc cocugun yedincisi Cambridgeshire (Kuzey
olarak dunyaya geldi. Babasi bagimstz bir papazdi (minister/ Anglikan kilisesine bagh olmayan Protestan ya da Presbiteryen kilisesi papazi, en.).
William'in
dogumundan hemen sonra ku-
zey Norfolk'taki kuciik Guestwick koyiine tasindi. Ancak bu bolgede giiclu bir isyan gelenegi vardi. 1549'daki toprak kapatmalara karsi bir koylu isyani yasanmis, Ingiliz Devrimi sirasmda Dogu Anglikanlar, Bagimsizhk hareketinin omurgasim burada olusturmuglardi. Godwin'in babasi dinsel toplantilarda "Cromwell'in sandalyesi"nde oturacakti. liz
Soz konusu sandalyenin Ingi-
Devrimi'nin onderinden gelen bir armagan oldugu soyleni-
yordu. Ayrica Godwin, Ingiltere Kitisesi'ni ve onun iman kurallanMuhalifler'e (Dissenters) mensup bir ailede dunyaya reddeden ni
Ne pahasina olursa olsun ozel kanaat hakkim savundular. Muhalifler 1689'dan beri resmen hosgoriiyle karsdaniyor olsalar geldi.
da, kendi re
dogum
kayitlanna sahip olamiyor, ulusal universitele-
giremiyor ya da
kamu
gorevinde cahsamiyorlardi. Sonucta,
grup olusturdular ve tngiltere Devleti'ne siirekli muhalefet ettiler. Godwin ilk adimlanni bu gelenegin i^inde am. Biiyiikbabasi onde giden bir Muhalif papazdi. Babasi da bir papazdi ve Godwin hep onlar gibi olmak istedi. ayri ve farkh bir kultiirel
Cocuklugunda Godwin koyu bir dtndardt ve entelektUel bakimdan erken gelismisti. On bir ya^inda Norwich kentindeki bir din adamintn, Samuel Newton'un yanma ogrenci olarak gonderilmesine karar verildi. Bu donem Godwin'in hayatmi bi^imlendirecekti. Newton'un sen egitimi Godwin'in cezalandirma ve zorbahktan nefrei etmesini sagladi. Ancak Newton ayni zamanda
asm
bir Kalvinist,
siydi ve dindar
Robert Sandeman ogrerilerinin bir
Godwin
izleyici-
kisa sure icinde yeni ogretmeninin inan-
cim benimsedi.
Sandeman akla onem veriyordu: tnayet sadece cah§mak ya iman etmekle degil, gercekligi akilci bicimde algilamakla, da ile yanli§i ayirt etmekle kazanilabihrdi. Sandemancilar dogru Yeni Ahit'in ogretilerini kitabi olarak yorumladilar; kardes^e birbirlerini sevmeye ve servetlerini paylasmaya cahstilar. Ayni
zamanda demokratik ve cogunluk hakimiyetini
esitl ike iyd iter.
reddettiler,
hem
Hem
mutabakat adina
de mezhep
ici
kamu
ha-
Anarsizmin Tarihi
284
yatinin farkliliklarmi ortadan kaldirdilar.
Butun kadm ve erkekkurtanlma ve lanetlenme bakimindan esit olduklanm du-
lerin
siinuyorlardi.
Godwin, zamanla di ve insanin
masum
Kalvinist
ve
Tannyi gokyuzunden yere
mukemmel oldugu sonucuna
indir-
vardi, an-
cak Sandemancilann toplumsal ve iktisadi ogretilerinin biiyuk
bolumiinu benimsemeye devam etti, Erken Kalvinist doneminde asm Stoizmi ve ozel duygularm reddini benimsemekle bir
kalmadi, akilci dusuncenin insan eylemlerinin kaynagi oldugunu savunan Sandemancdigi da ozgul olarak savundu. Newton'un entelektuel ve duygusal serasim terk eden Godwin, on yedi yasinda, on sekizinci yiizyil Ingilteresinin en iyi yuksekogretim merkezlerinden biri olan, Hoxton'daki Muhalif Akademi'ye girdi. Burada, insan zihnini bos bir kagida benzeten
Locke'un psikolojisini ve dunyayi dogal yasalann ydnettigi bir
makine olarak resmeden Newtoncu bilimi ve erdemin kose taslan olarak yardimseverlik ve faydayi savunan, Hutcheson etikini temel alan bir egitimden gecti. Godwin aym zamanda, butun eylemlerin Onceden var olan nedenlerle belirlendigine dair bir "zorunluluk" inanci ve dissal dunyamn zihin larafindan yaratildigina dair "maddeci olmayan" bir inane olusturdu, Onun dii-
suncesindeki bu
iki
dayanak sonraki hayatinda pek az
degisikli-
ge ugradi.
Godwin, ogretmenlerin din ve siyaset konularmda asm libeolmalanna ve serbest arastirmayi tesvik etmelerine ragmen Hoxton'dan girdigi gibi cikti: Bir Sandemanci ve Tory olarak. Papaz olmaya cahsti, ancak guney Ingiltere'deki kirsal cemaatler tarafindan uc kez reddedildi. Bir yeniden degerlendirme ve kendini sinama doneminden gegti. Entelektuel gelisimi hizliydt, O ral
sirada
Amerikan Bagimsizhk savasi uzerine yapilan
siyasal tartis-
malar onu savasa karsi Whig muhalefetini desteklemeye yoneltti; Latin tarihcileri ve Jonathan Swift okuyarak birden cumhuriyetci oldu.
En cok Fransiz filozoflanndan nin dogustan
oldugunu
etkilendi. Rousseau'da, insa-
kurumlar tarafindan yozlastvnldigim, ozel miilkiyetin insanhgin cokiisii oldugunu, insanin 6ziyi
takat
gur dogdugunu fakat her yerde zincire vuruldugunu okudu, Helvettus ve d'Holbach'tan, butun insanlarm
esit oldugunu ve toplumun insan mutlulugu ifin bicimlendirilmesi gerekiigini ogrendi. Kitaplannm kapagim kapatliginda biitun diinya goriisu
William Godwin. Dtrzrn
285
.Asigi
Butun bunlar ondaki Kalvinisi insan anlayisini zayiflatti. Bir sure ateist degil, daha cok bir Socinus (Isa'nin kutsalligtni ve ilk giinahi reddeden) tarafian oldu. Papazhga pek uygun degismisci.
olmadigini anlayan Godwin, Londra'ya giderek ogretmenlik ve yazarhkla hayatini kazanmaya karar verdi.
Godwin kisa arahklarla, William Pitt'in hayatini anlatan bir eser, Whig davasmt destekleyen iki brosur, bir edebi oykiinmeler derlemesi ve uc kisa roman yazdi. Vaazlarmdan bir an once kurtulmak hevesiyle. Sketches of History (Tarih adi altinda bir secki yayimladi. Incil'deki
Eskizleri,
Tannnm
1784)
bir "teorik
devlef'te bir "siyasal yasa koyucu" gibi davrandigi, ancak "bir
ran olma hakki"na sahip olmadigi gozleminde bulundu, Lost'taki (Kayip
bu konuda Milton'un Paradise
anlatisindan derin bicimde etkilenmisti.
ti-
Godwin
Cennet) $eytan Seytan, daha
Buna gore
sonra yazdigina gore, kendi yaraticisina, yaratrrns oldugu asm esitsizligin yeterli bir nedeni olmadigi icin isyan eden "oldukca erdemli bir varhk"
idi.
Kovutduktan sonra da isyan etmeyi sur-
durmiistu, ciinku "zihnindeki akil ve adalet duygusu, kaba giic
duygusundan daha giicluydu." 5 Bu donemin en onemli siyasal eseri hie kuskusuz An Account oj the Seminary (Bir Uahiyat Okulu Degerlendirmesi, 1783) idi. Godwin, Grek, Latin, Fransi2 ve lngiliz dillerinde on iki 6grencinin egitilmesi icin Epson'da boyle bir okul acmaya niyeclendi. Okula hicbir ogrenci girmediyse de, bu tanitrm brosuru liberter ve ilerici egitimin
den
biri
en keskin ve
etkileyici degerlendirmelerin-
olarak etkisini surdurdii. Brosur, Godwin'in, cocuklann
sadece dogustan
masum
ogretmenlerin de on farm
ve
iyi yiirekli
belirli
olmakla katmadiklanna,
yeteneklerini gelistirmeieri, oa-
davranmalan gerektigine inandigini gosterir. Bu Tory ogrencisi ve Kalvinist papaz su sonuca varmisti:
lara iyi ve nazik
eski
Toplumun durumu, tarusma nin
bir digeri
kaynaklanmahdir; doga bizi ki,
goiiirmez bicimde yapaydir; bir insa-
tuerindeki gucu daima anlasmadan ya da fetihten esit kilmistir.
riukiimet daima yonetilenin ftkrine
kubbenin altindaki en ezilmis insanlarm
Kacmilmaz sonuc sudur
bagimh olmahdir. Gok bile
kendi dusunce
tarz-
lanni degi$tirmelerine ve ozgur olmalanna izin verelim. William Godwin, Sketches of History, In Six Sermons (T. Cadelt, 1784), s. 5, 20; Godwin, An Enquiry Concerning Political Justice, 3. b$k., G. G. J, Ro-
&
binson, 1798,
1,
323.
Anar$iztnin Tarihi
286
Hukumetin insanlan erdemli ya da mudu kilma gucu cok toplumun olgunluk doneminde
lir;
sinirh-
o ancak toplutmin bebeklik doneminde onemli seyler yapabi-
dir;
donuk eylemlerimizin
ise disa
sadece birkacim yonlendirebilir. Ancak ahlaki yaratihsimiz ve karakterimiz en cok ve belki de butunuyle egitime baghdir. 6
Fransiz Devrimi'nden bes
liadanm
yil
belirlemisti. Radikal
dosdugu onu daha sonra
ateist
ttilugunu kabul etmeye ikna
Erken eserlerinden
once Godwin, Siyasal Adalet'm ana oyun yazan Thomass Hokroft ile olmaya,
ve hukumetin ko-
evlilik
etti.
higbiri
ona
fazla
para kazandirmadigi
Godwin gecimini kazanmak amaciyla Grub Caddesi'ndeki
icin,
Whig
dergi burolannda calismak zorunda kaldi. Pitt hukumeti-
nin Irlanda ve Hindistan'da yaptigi baskiya dair yazilar yazdi.
Hollanda devrimine
iliskin bir tarih yazisinda,
Amerikan Devri-
mi'ni atesleyen "ozgurliik kivilcimi"nin yayilacagim 1787'de gor-
du ve
soyle dedi: "sal bir yeni cumhuriyet butun Avrupa'ya yayi-
lacakur." 7
1789'da Fransiz Devrimi'nin patlak vermesi beklenmedik
Godwin otuz uc yasmdaydi ve tipki William Wordsworth gibi "kalbi yuce ozgurliik duygu-
bir gelisme degildi.
Blake ve William
lanyla carpiyor"du. 8 Hareketsiz kalamazdi. cisi tereddiit
1791) birinci
Whig
Tom
Paine 'in yayin-
Godwin, Rights of Man'in (Insan Haklan, bolumunun basilmasina yardimci oldu. Bu arada
edince,
giirliik
mektup yazarak, soyle dedi: "Ozyetenek ve erdemden ba$ka hayran olunacak sey birak-
maz
Bir devlete yeterince ozgurliik verirseniz, o devlette kotu-
siyasetcisi Sheridan'a bir
...
lugun barmmasi imkansiz
olur." 9
Kizi Mary'nin daha sonra
aktardigi bir gozleme gore, Godwin'in
"mukemmel
ozgurliigun
oldugu yerde hicbir kotuluk var olamaz" inanci, "sisieminin temeli, butun insanhk ailesini birbirine baglamak istedigi adalet kcmerininkilidi"
idi,
10
Burke'un Reflections on the Revolution tj
in France'\
Ihr Anwchisl Writings of William Godwin, der. Peter Marshall,
1986,
I'ii-v;,
mundr
s.
140.
Bu brjlumun buyuk kismi
ilk
kez bu eserin
bolu-
yer aldi.
(niilivm. History of the Internal Affairs #f the United Provinces, 1787,
8
Al
9
Godwin'ilra Sheridan'a, age,
Mary
Freedom
giris
7
10
(Fran-
William Godwin,
\ln My, C.
Kegaiil-....!.
Kegan
5,
s.
332.
81.
Paul, William Godwin. His Friends
1876,1,76.
s.
77,
and Contempories,
William Godwin; Du^en Ajigt
Devrim Uzerine Dusunceler, 1790)
sa'daki
tetiklemi§ti,
ancak Godwin
almaya ve siyaset gil,
ilkelerini
yazmaya karar
eser
bir brosurler savasini
giiniin catismalannin uzerinde yer
saglam
bir temele yerlestirecek bir
verdi. Bir fitozof olarak, pratik aynntilari de-
Bu nedenle, yogunlas-
evrensel ilkeleri ele almak istiyordu.
maya, siyasal teoride en ti.
287
iyi
ve en liberal olani gelistirmeye
calis-
Goruglerini dikkatle siraladi, acik ve kesin bir uslupla yazdi,
Sonuc,
An
Enquiry concerning Political Justice, and
its
Influence on
General Virtue and Happiness (Siyasal Adalet Ve Genel
Erdem
ile
Mutluluk Uzerindeki Etkisi Uzerine Bir Inceleme, 1793) oldu. Godwin'in onsozde gozlemledigi gibi, eser kendi yolunu cizdi ve arastirmalan ilerledikce, fikirleri
daha "keskin ve olgun"
En buyiik mutluluk toplaminin uretilmesini hedef
hale geldi.
igi duygulan, minnettarhgi, vaatleri, yurtseverligi, haklan ve birikmis mulkiyeti reddeden bir adalet teorisi.
alan ve aile pozitif
gelistirdi.
man
Hukumete
iliskin goruslerinin
degismesi
zaman
za-
neden oldu. "Dogasi geregi hukumetin bireysel zihnin gelisimine ters dustugu (ark edilmedikce" eserin ana bolumune girmemeye karar verdi; "ancak... ilerledikce ortaya koydugu onermenin cok daha genis kapsamh oldugunu anladi ve carenin nitetigini daha farkh bicimde gormeye basladi," 11 Fransiz Devrimi'nin deneyimi en basit yapida bir hukiimeiin gerekli oldugu konusunda onu ikna etmis bulunuyordu, ancak cedil
hatalarina
sur manttgi onu insanhgin ancak hukumetin nihai olarak orta-
dan kaldinlmasiyla aydinlanabilecegini ve ozgur olabilecegini du§tinmeye yoneltti. Boylece Godwin, Paine gibi tngiliz Jakobenlerine gok yaklasti, ancak sonunda inanch ve acik sozlu bir anarsist, hukumetsiz toplumun ilk buyuk savunucusu oldu. Siyasal Adalet, Godwin'in bir anda sohreie kavu§masma neden olan tek eser degildi. L794'te Things as They are; or, The Adventures of Caleb Williams (Kendi Halinde §eyler ya da Caleb
Williams'in Seruvenleri) adh romanini yayimtadi. Burada, "hii-
kiimetin ruh ve karakterinin toplumun her bir gozenegine nasil
kacma kovalaBu kitap da btiyuk bir bageser olarak taninacakti. Sadece parlak bir sosyal gozlem urunii degil, modern varolusculugun kaygilarim haber veren ilk korku romani ve ilk zorla girdigini" gostermeyi amaclayan carpici bir
ma oykusu
anlatihr. 12
11
Godwin,
12
Godwin, Things der.
Political Justice,
t,
x.
as They Are' or
The Adventures of Caleb Williams (1794),
Maurice Hindle, Penguin, Harmondsworih, 1987.
s, 3,
Anar$izmin Tarihi
288
roman olarak da gorulebilir. Godwin'in Siyasal Adalet'i, Britanya'nin devrimci Fransa'ya savas ilan etmesinden on bes gun sonra yaymilandi. O sirada psikolojik
halk "insan zihninin
...
kendisine karsi silahlanmis butun onyar-
gilan"yla "tarn bir pantk" yasryordu. 13 Pitt'in
biiyuyen reform hareketini Holcroft,
Home
ezmek
icin,
hukumeti
hareketin
Tooke, Thelwall ve digerlerini Yuksek Iha-
Godwin, cok
net'ten tutukladi.
iyi
hazirlanmts Cursory Strictu-
(Gelisiguzel Yergiler, 1794) onlan savundu, Juri,
res'te
Godwin'in brosiirunun siz saydi.
gittikce
onderleri
yarattigi etkiden oturu,
kismen
suclamayi gecer-
Hukiimet bir kez daha, konusma, toplanti ve basin 6z-
gurluklerini kisitlamak icin, kotu sohretli Susturma Yasalan'na
basvurdugunda Godwin, gi,
keskin
1795)
ile
uslupla
bir
"Bir Dxizen Asigi" imzasiyla yayimladi-
yazilmis
Considerations
karsihk verdi. Brosiir ozunde
Pitt'in
{Dusunceler,
baski siyasetini ki-
ama ayni zamanda, yeni siyasal derneklerin, ozellikle de Londra Haberlesme Cemiyeti'nin konferanslar ve kitle gosterileriyle "sivil cekisme kazani"ni kaynatma yontemlerint elestiriyordu. H Godwin, zorluklarla kazamlan ozgurluklerin savunulmaniyor,
sinda her
zaman
reformun, en
iyi
gayretli ve
uzlasmaz olmustu, ancak gercek
sekilde kuciik ve bagimsiz cevrelerde egitim ve
aydinlanma yoluyla gerceklestigine inaniyordu. Bu cevreler, daha sonraki anarsistlerin "sempati gruplan"ni haber veriyordu.
Ne
var
ki,
cagdaslartnin kiskmici yontemlerine yonelitigi eles ti-
nier, Thelwall gibi
Jakoben ajitatorlerin siddetli saldirtlanna neden oldu. Bu arada Godwin, ilk buyuk feminist yazar Mary Wollstonecraft'la yakmlasmisti. Wollstonecraft unhi Vindication o/ the Rights of Womtm'da (Kadin Haklan Savunusu, 1792), akhn cinselligi olmadigmi ve kadinlann pasif ve pis ink metrester olacak yerde akilci ve bagimsiz varltklar olmalarmi savunmustu. Godwin cekingen ve zaman zaman bilgiclik taslayan biri olmasma
ragmen, Wollstonecraft onda yuksek dusunce gucuniin yam sira derin duygulan da olan bagimsiz bir ruh kesfetti. Kisa sure icinde sevgili oldular, ancak ayni mekam paylasmanin tehlikelerini gayet
iyi bildikleri icin
ayri
yasamaya karar
verdiler,
Wollstonecraft' in onceki iliskisinden gayri mesru bir kizi 13
Political Justice,
14
Godwin, Considerations on Lord Grenvilk's and 1795,
s.
21.
I,
xii.
Mr
Pitt's Bills, J.
Johnson,
vardi ve geg
on
Wtliinm Godwin; DtKCH Asip
289
sekizinci yuzyil Ingiliercsinin
kau toplumsal 6n-
yargilanmn ne kadar mustu.
Iki
kez intihar
oldugimu kendi deneyimiyle gorgirisiminde bulunmustu. Godwin'in cocugiiclu
guna gebe kaldiginda, bir kez daha topluindisi kalamayacagint hissetti ve Godwin'den kendisiyle evlenmesini istedi, Ve Godwin, Avrupali evlilik kurumunu "butun tekellerin en igrenci" olarak lanetlemis olmasina karstn
bu
istegi
kabul
etti.
Bu
ani do-
nus Godwin'in dusmanlarmi sevindirdi, tez canli ve kararsiz olduguna dair suclamalann guniimuze kadar yankilanmasina neden oldu. Ne var ki, iyi bir anarsist olarak Godwin, belirli kosullarm zorlamasiyla terk edilmeyecek hicbir ahlaki kural olmadigina inaniyordu. Bu durumda, bireyin mutlulugu acisindan hala ortadan kaldinlmasim istedigi bir
kuruma boyun
egdi. Evli-
lik tore n in den sonra, kendisini eskisinden daha fazla bagh his-
setmedigini soyledi,
Godwin, Hukiimet Teroru'nun surmesine ragmen dogrunun eninde sonunda yanhsin ve onyarginin karsisinda zafer kazanacagina inaniyordu. Siyasal Adalet'i dikkatle gozden gecirdi
onun insan eyleminin bir kaynagi olarak duygulann tasidigi onemi ve hazzm etikteki onemli yerini anlamasina yardimci oldu. Godwin de eserin basindan itibaren hukumetin kotiiluklerini gostererek ve mulkiyet konusunu ele alan bolumu acikhga kavusturarak goriislerini daha tutarh hale getirdi, Bu yiizden Kropotkin, Godve kitabin yeni baskisi 1796'da ciku. Wollstonecraft
win'in Ikinci Baskida
inanctannm cogundan vazgectigini dusu-
nen De Quincey'e katilarak hata yapti. 15 Yeni baski, birincisinin genel hatlanni muhafaza etmekle kalmiyor, Godwin'in anarsizmini daha kahci ve ikna edici bicimde acimhyordu. 1798'de yapilan Uciincu Baskida birkag
"ham ve cocuksu
ifade"yi cikardi
vebir "llkeler Ozeti" ekledi.
Godwin, Siyasal
Adalet'in ikinci baskisini
gozden
gecirir-
ken, egitim, gorgu ve edebiyat uzerine, The Enquirer (Arasnnci,
1797) adinda bir denemeler derlemesi olarak yayimlanan bazi
konusunda o zamana Godwin, egitim in amacimn sadece mutlulugu yaymak, eles tire ve bagimsiz bir zthniyet gelistirmek oldugunu one surmekle kalmaz, ayni zamanda, butun otoriter ogretim semasinin, cocukla-
ozgun dusunceler de
yazdi. Eser, egitim
kadar yazilmi? en dikkat cekici ve
ileri
bazi fikirleri icerir.
1
15
Bkz.
De Quincey,
Collected Writings, XI, 328; Kropotkin, Anarchism,
s.
12.
Anar%izmm
290
Tarihi
rin kendi hizlarmda ve kendi tarzlannda, isteyerek ogrenmelerine izin vermek iizere terk edilebilecegini de ortaya koyar. Arasttna'da Godwin'in iktisat uzerine goriisleri de me,vcut sisteme meydan okumaktadir. Ashnda, "Para Hirsi ve Bolluk"
emek deger teorisi temelinde ikna edici bir degerlendirme sundu, Bu degerlendirme, her turlu ilerlemeye karsi Essay on the Principle of Population (Nufus Ilkesi Uzerine Denebaslikh deneme,
me, 1798) baslikh tiradmi yazmasi oldu. Godwin'in kapitalist
icin
Malthus'a esin kaynagi
toplumda "Tkaret ve Meslekler" bas-
likh etkileyici ara?tirmasi da Chartistleri ajitasyonlannin en yuksek noktasina ulastiklan 1842'de onu yeniden basmaya yoneltti.
Wollstonecraft'la gecirdigi donetn Godwin'in hayatmin en
mutlu donemi oldu. Bu,
iki
buyiik radikal zihniyetin beraberii-
giydi. Erkeklerin ozgiirlugu ve
mucadete ayni kaynakta
kadinlann ozgiirlugu icin verdik-
Ancak bu donem trajik denebitecek kadar kisa omurlu oldu: Woltstonecraft kizlan Mary'i leri
birlesti.
dunyaya getirirken oldu. Godwin karisimn yazilartm derleyerek ve onun canh ve diiriist bir biyografisini yazarak teselli bulmaya calisu.
Ancak bu
biyografi,
tahmin edilecegi
tarafmdan "spekulatif sefahatin di. 16
Godwin
ilk ve
el
gibi,
antijakobenler
goz ardi
kitabi" olarak
en buyiik askini
asla
edil-
unutmadi. Yalniz bir
hayatin tehlikelerini gosterdigi ve aile
sonraki
romam
St Leon'da (1799)
ici duygulan ovdugu bir onu yeniden canlandirmak
icin elinden geleni yapti.
Godwin, gericitik dalgasmi durdurmak icin en iyisini, dingin ve etkileyici bir kitapta yapti. Thoughts. Occasioned by the Pe-
Dr Parr's Spital Sermon (Dufunceler. Dr. Parr'm Diismanca Vaazinin Incelenmesi Mtinasebetiyle, 1801) bashgini ta$iyan bu kitap, inanclanndan vazgecen yakin bir dosttan soz ediyordu. Bu kitapta, kendi adalet nosyonunu, aile i£i duygular iddiasim hakh bularak acikhga kavu$turma firsati buldu. Nufus artisini durdurmak icin getirilen ahlaki kisitlamanin gereksiz kotuluk ve sefalete neden oldugunu one siirerek bas muhalifi Malthus'un goriislerini curuttu. Ama bu bir fayda saglamadi, Godwin rusal of
alaya ahndi ve sonra sessizce unuiuldu. Yasadigi sure icinde bir
daha
asla o
kamusal imgelemi yakalayamadi.
Godwin'in hayatinm geri kalan bolumu uzucu bir yoksulluk ve karanhk oykusudur. tki gayri me§ru cocugu olan, kom^usu 16
T. j. Mathias, almti, Peter Marshall,
William Godwin,
s.
215.
291
William Godwin: Pujrri Asigi
Mary Jane Clairmon
ile
evlendi. Bir
yediye
le ferilerinin sayist
uyum
cdtti,
cocuklan oldu ve boylece
ai-
buyiik bir tutku ya da
Aralannda
Mary Jane, Godwin'in Coleridge ve Charles Lamb gibi yakin arkadaslanni ondan uzakla^tirdi. Gectmlerini saglamak icin bir Cocuk Kiituphanesi kurarak bir dizi mukemmel cocuk kitabi iireitiler, ama Godwin'in sorunlan ve
entelektuel bir
yoktu;
borclan asla tukenmedi. Bir hukiimet casusu, Godwin'in, kutuphanenin "demokrasi ve yardimlasma ilkelerinin evrensel duzeyde gerceklesebilmesi" icin bir hazirhk okulu olmasmi istedigini
dogru bicimde kaydetti. 17 Godwin beslemek zorunda oldugu agizlan doyurmak icin yazmaya devam etti, Chaucer'in hayatma iliskin mukemmel bir
oyunun yam sira felaket oyunlar da yazdi, "Yeni Duygu tnsam"nin eksiktiklerini gosteren ve yeni fabrika sistemine iliskin elestirilerini aciga vuran Fleetwood (1805) ve on yedinci yuzyilda gecen, delilige
iliskin carpici bir
degerlendirme iceren Mande-
ville (1817) gibiguclu romanlar da yazdi. Bas. muhalifi Malthus'a saldirmak icin bir kez daha nufus sorununu ele aldi (Of Populati-
on, 1820) ve
onun
felsefi ilkelerini,
arzi oranlannt giiclu
Godwin
bicimde
sessiz bir
nufus
artist
ve besin maddesi
ele§tirdi.
emekli hayati ya§iyordu. Ancak daha
gene ruhlar mesaji almakta gecikmediler. Ateizm uzerine bir brosur yazdtgi icin Oxford'dan atilan ve zengin bir baron olan babasi tarahndan reddedilen Percy Bysshe Shelley
admda
bir §a-
cebinde Siyasal Adalet ve imgelemindc atesli ozgurluk ve adalet vizyonlan ile 1812 yihnda Godwin'in hayatina girdi. Godwin ir,
ilk bakista yeni
ogrencisinden hoslandi ve
onun
Irlanda'da gelis-
mekte olan isyanla ilgili coskusunu anlamaya cahsti. Ne var ki Shelley, Godwin'in serbest aska iliskin teorilerini en iyi §ekilde uygulama cabasiyla on alti yasindaki kizi Mary'i ("gercek bir Wollstonecraft") kacirmaya kalkisinca, sempaii yerini ofkeye birakti, Ovey kizi Mary Jane de (Claire olarak da bilinir) onlara
kauldi ve Byron'dan Allegra adinda bir cocuk dogurdu. Mary da-
ha sonra,
biri
Frankenstein (1818) adim tasiyan etkileyici ro-
manlar yazdi. Shelley,
hem
kendisinin
hem
de Godwin'in savundugu,
miilk en cok ihtiyac duyanlar arasinda bo!u§turulmelidir, gorii-
sune uygun bicimde ve gelecekte kendisine buyuk bir miras ka17
Hukumet casusu
raporu, age,
s.
290.
Anar$izmin Tarihi
292 lacagi beklemisiyle,
Godwin'e surekli borclandi. Ote yanda, God-
muazzam bir entelektuel borcu vardi. Incil Milton icin ne idiyse, Godwin de Shelley icin oydu. Siyasal Adalet'm ogretisi, Ingiliz dilinde yazilmis. en buyiik devrimci siirlerin muhtesem ve dillere destan olan dizelerine donustu. Ashnda, Queen Mab win'e
(1812), The Revolt of Islam (1818), Prometheus Unbound (1819) ve Hellas'u (1822) Shelley anarsist ogretiyi acikca savundu ve
Godwinci ozgurluk,
esitlik
ve evrensel iyilik ilkelerini sistematik
bicimde ovdu. Philosophical Review oj Reform'da (Reform'un Felsefi Ele§li-
1820), daha da
risi,
ileri
karsi uyanlarda bulundu,
giderek "buyuk
onun
hukumet
surlari arasinda adil bir bilesim" onerdi ve tipki irlerin
felaketi"ne
yerine, "toplumsal hayatin un-
Godwin
gibi, sa-
ve filozoflann "diinyamn bilinmeyen yasa koyuculan" ol-
dugunu
ilan etti. 18 Shelley asla ele§Uriden
kacan
bir ogrenci
olmamasina ve giderek Platonizme kaymasina ragmen, Siyasal Adalet'm parlak vizyonuna sonuna dek sadik kaldi. Godwin anarsizmin buyuk filozofuysa, Shelley de onun sairiydi.
Godwin'in yashhk caginin en
Commonwealth idi.
Dort
ciltlik
etkileyici eseri. The History oj Toplulugu Tarihi, 1824-1828) bu kitapta imparatorlugun en g62de donemini
(Ingiliz Uluslar
ele aldi. Gorusderi kendisine
cok yakm olan Whitstanley ve Kazi-
pek az yer vermesine karsm, monarsinin kaldirdmasindan Cromwell'in hukumet darbesine kadar gecen bes yih, Ingiliz taricilara
hinin en sanh ni da, bazi
donemi olarak
yticeltti.
Aynca
durumlarda dogal adaletin
"belirli
masindan once topluluga butun
eski
I.
Charles'in idami-
yasalann olusturul-
haklannin iadesi" anlamina
geldigi gerekcesiyle savundu. "Direnis. bir
erdem oldugu" zaman,
boyle bir noktaya vanlabilirdi. 1 ^
Godwin,
felsefi
denemelerini Thoughts on Man'de (Insan
Uzerine Dusunceler, 1831) topladi. Bu denemeler,
hayaumn
so-
nunda hala Siyasal Adalet'm temel ilkelerini kararh bir tutumla savundugunu gosterir. Kendi metafiziginde Godwin, duygu ve heyecanlanmizm bizi serbest iradeye ve maddenin varhgina 18
SheWey'i Prose: or, The Trampel of Prophecy, der. D, L. Clark, Albuquerque,
1954,
s.
237, 252, 240. Godwin'in She! ley 'in siyasal felsefesi uzerinde yarat-
Bkz. Michael H. Scrivener, Radical Shelley. The Philosophical Anarchism and Utopian Though! of Percy Bysshe Shelley, Princeton Univertigt etki i<;in
sity Press, Princeton, NJ, 1982,
19
Godwin, History
of the
s.
8,
Commonwealth of England (1824-8),
I,
90;
II,
333.
William Godwin
l)u:<-n
Mip
293
inanmaya yonektigini kabul eder, am ak kati bicimde belirlenimseyi kapsadiciligi savunan bir "gerekirci", zihniti dunyadaki her da devam konusmaya olarak gim iddia eden bir "soyutlamaci" semkoleligin cok ozgurlukten eder. Siyasetinde, reformculann oy pusulasint savunduklartnt soyler. "Insanlar, kumeler ve yasalann baskistni ta§imayan birlesik yapilar halinde gecimlerini gayet iyi saglayabilirler" goriisundedir ve bunun ger-
bolii
olan
gizli
20 ceklesecegini hayal etmeye hazirdir,
Ashnda, Insan Uzerine Dusuncelei", tunimuzu olusturan tanbenzeri varhgin kazantm ve imkanlarma iliskin guclii bir 6vgudur. Uzun ve zor bir hayatm ardmdan Godwin'in, insanm mu-
n
kemmelligine olan inanci sarsilmadan kahr ve kitabim "insan anlayrsi ve insan erdemi,
kavramaya
bile cesaret
bundan
sonra, insan yiireginin simdilik
edemeyecegi seyler yapacaktir" inancini
21 guvenle ifade ederekbilirir. saglamasi gitlikce zorlasti ve gecimini yaztlanyla Godwin'in yedi yasinda kendisine bir yetmis. Grey Basbakan yeni Whig
emekli maa§i bagladigi zaman, duraksayarak da olsa bunu kabul Tesnfatci idi ve kendisine etti. Resmi unvani Buro Bekcisi ya da Yeni Saray Avlusu'nda gecici kanjisindaki Parlamento Binasi'mn bir
konut
Hayaumn son gunlerinde, ortadan kaldirmak kurumun bekciligini yapmasi Godwin'in karma-
verildi,
istedigi eski bir
hayaumn en buyiik ironisi oldu. Ancak oykusunde son bir donemec daha vardi. Ekim 1834'te buyuk bir yangin eski Westminster Sarayi'm yok etti. Godwin itfaiye ekipmanindan sorumluydu, ama yangindan once tiyatroya sivismisti. Kimse onu Guy
sik
Fawkes'in* yapamadigini yapmakla suclamayi dusunmedi! Godwin hayatmm son gunlerini kuciik bir emekli maa$iyla,
zengin anilari ve kizimn ziyaretNisan 1836 giinu yatagmda huzur oldu, Seksen yasma henuz basmi§u. Cenazesine az sayida
yasli kansi, garip kutiiphanesi, leriyle i<;inde
mutlu olarak
gecirdi. 7
dostu katildi ve arkasinda orgutlu bir hareket birakmadi. Son isgomiilmekti. Ilk tegi, buyiik aski Mary Wollstonecraft'm yanina
buyuk
anarsist ile ilk biiyuk feminist, hayaita
Guy Fawkes,
5
Kasim 1605
oldugu
gibi
gecesi Parlamento binasint havaya
olum-
ugurma
giri-
Siminde bulunmujtu (en.).
20
Godwin, Thoughts on Man, Wilson, 1831,5. 112-13.
21
Age,
5.
471.
his Nature, Production
and Discoveries, Effingham
294
Anar$iztnin Tarihi
de de
birlestiler
ve erkeklerle kadinlann tarn ozgiirlesmesi i?in
verilen ortak mucadelenin simgesi oldular.
Felsefe
Godwin'in bashca amaci siyasetin bagimh oldugu felsefi ilkeleri incelemek ve konuyu sabit bir temele yerlestirmekti. Yaklasimi tezler ve kamtlarla gelisen kati bir tumdengelim yontemini ternel ahyor ve kendisini olabildigince acik ve kesin bicimde ifade etmeye cah§ryordu. Dogrunun sakin dostuna hitap ederken, zaman zaman atesh bir soylem kullanmaktan geri kalmadi.
Temel eserinin uzun isminin (Siyasal Adatet ve Cenel Erdem He Mutluluk Uzerindeki Etkisi Uterine Bir Inceleme) gosterdig*i gi-
Godwin
bi,
esas olarak siyaset
ite
etik arasindaki iliskiyle ilgileni-
yordu. Daha sonra etik ilkelerini evren ve insan dogasma iliskin belirli bir anlayis iizerinde
temellendirdi.
Butun
anarsist diisii-
nurter icinde vardigi liberter sonuclann temelini olusturan felsefi
varsayimlan gosterme cabasinda en tutarh olan Godwin
idi.
Godwin'in baslangic noktasi, kendi deyisiyle evrenset belirlenimcilige ya da "zorunluluga" inanctir: Doga, zorunlu yasalarla yonetilir, Bireylerin hayatlannda oldugu gibi tarihte de hicbir sey baska
turlii
olamazdi. Nedenlerin ve sonuclann diizenli ardilhgi
bize gelecegi ortceden gorme, yargdarimizi ve eylemlerimizi bu-
na gore bicimlendirme avantaji saglar. Godwin ayni zamanda nedensetligin dogasini tarn olarak bilemeyecegimizi ve tier kestiri-
min sadece yuksek
olasdiga dayandigmi teslim eder. Godwin'in "zorunluluk" doktrini uzerine gelistirdigi bu
siinceler, ti.
lir
onu
"Din, insanligin onyargi ve zayifliklanna bir
sonucuna
dii-
olmaya yoneltkatkiMan ibarei-
Siyasal Adalet'i yazdigi sirada ateist
vardi. 22
Bununla
birlikte,
Godwin'in erken dinsel
inane Ian, ahlaki ve siyasal inanclanm belirgin bicimde etkiledi.
Onun
anargizmi, genel olarak, dinden ahlaki ve siyasal alana ka-
dar uzanan Protestan ozel kanaat hakkinui uygulanmasiydi. Baslangicta Kalvinizmin
Sandemanci versiyonunun
kalmasi, demokratik ve e§itlikci anlayi§inin
ve stoacihgim da tesvik
gibi
22
etkilerine
yam
maruz
sira akilcihgini
etti.
Godwin sadece birkac yil kadar ateist kaldi ve cogu anarsist bir tur kozmik iyimserlige inandi, Nasil ki doga kendi haline Pol idea justice, I
1.
bsk., 1793,
1,
11.
295
William Godwin: Diccn A$igi
birakildigmda en edildigi
iyi
zaman en
gelisimi saglarsa, top urn da en az I
mudahale
iyi gelisimi saglar. Coleridge'in etkisi
belirsiz bir teizm ttirunu
Godwin, iterlemis yasmda ve butun evrenin uyumunu saglayan ve surdiiren 23 guc"ten soz etmeye basladi.
altmda
benimsedi
bir "gizemli
Insan Dogasi
dogadan pek farkli olmayan insan dogasi zorunluluk yasalanyla yonetilir. Godwin, dogustan gelen fikirler ve icgiiduler te"Insanlann orisini reddeder ve bir bolum bashginda dedigi gibi, Dtssal
Karakteri, Icinde Yasadiklan Dissal Kosullardan Kaynaklanir" gortisunu benimser. Ne erdemli ne de kotii kisiler olarak doga-
nz, yetisme tarzimiza ve aldignniz egitime gore bicimlendiriliriz. Neredeyse tamamen icinde yasadigimiz ortamin urunleri oldu-
gu muz
icin, smifsal
zemini yoktur.
farkbhklar ya da koleligin hicbir biyolojik ki Godwin'e gore ortak bir dogaya ve tarn
Demek
Bu fiziksel esitlikten hareket eden Godwin, sonucuna vanr: Birbirimize esitligi gozeterek davranmab ve bizim icin istenir olanm herkes icin istenir oldugunu
bir esklige sahibiz.
ahlaki esitlik
kabul etmeliyiz,
Ancak Godwin insan dogasinm uysal oldugunu one surerken, belirli ozellikler tasidigim da kabul eder. Her seyden once sosyal varhklanz ve toplum bizim en iyi yetenek ve anlayislannuzi ortaya gikanr. Ayni zamanda, benzersiz bireyleriz ve kalababgin icinde kendimizi kaybetmemiz halinde gercekten mutlu olamayiz. Ikincisi, dogruyu anlama ve ona uygun davranma yetenegine sahip akilci varhklanz. O biiyuk neden sonu? zinciri icinde, bilincimiz gercek bir dir.
Ucuncusu,
hedef ve vazgecilmez bir baglanti-
bilincli zihinlere
sahip oldugumuz icin iradi var-
hklanz, yani eylemlerimizi sonuclanni ongorerek secebiliriz. Godwin'in bir baska bolum bashgmda belirttigi gibi, "Insanlann
Kendi Fikirlerinden Kaynaklanir." Godwin'e goen arzulanabilir durum iradi eylem alanini mumkun oldugu
lradi Eylemleri re
kadar genisktmektir.
Godwin zorunluluk
ve insani secim felsefesini akd yoluyla
bagdastinr. Her eylem bir guduyle belirlenirken, akil hangi gu23
Godwin, Essavj Nfvtr Before Published, 1873,
s.
87,
der. C.
Kegan Paul, H.
S.
King,
Anar$izmin Tarihi
296
duyle eyleyecegimizi secmemizi saglar.
Godwin, zorunluluk
doktrininin, ahlaki secimleri imkansiz hale getirmekten cok,
gercek nedenlerin gergek sonuclar urettigine ve yeni fikirkrin insanlann davrani§lanni degislirebildigine guvenmemizi saglayabilecegine inaniyordu.
Turumuziin dordiincu karakteristigi ilerici varhklar olmaGodwin, "insanin mukemmelligi"ne duydugu inanci,
mizdir.
iradi eylemlerimizin
fikirlerimizden kaynaklandigi ve yanhsm ustesinden gelmenin dogrunun dogasinda oldugu varsayimina
dayandtnyordu. Goriisunu Saglam
kiyaslama yaparak a^ikhyordu:
yurutme ve dogrulugun,
akil
zaman yanh$ akit
bir
yeterli
okude
birlestirildigi
karsisinda daima muzaffer olmasi gerekir. Saglam
yurutme ve dogruluk bu sekilde bir araya gelme yetenegine Dogrulugun her seye gucu yeter: Insamn kottllugu ve ah-
sahiptir:
iaki zayifligi
yenilmez degildir: Insan
baska sozlerle,
stirekli
mukemmel
olabilir ya
da
iierlemeye duyarh kilinabilir. 24
Kotuluk cehaktten ba§ka
bir sey olmadigi icin, egitim ve aydinlanma, bizi akilh, erdemli ve ozgur kilacaktir. Boylece icinde yasadigimiz ortamin uriinu olabilir, ama ayni zamanda ortamt degistirebiliriz.
Kendi kaderimizi, onemli olctide kendimiz
belir-
leriz.
Godwin'in insanm mukemmelligi gdrusiine ce§itli kirazlar ancak bunlar onun aciklamalanni genellikle gozden kaciran itirazlardi. Ilk olarak, Godwin'in mukemmellikle kastettigi, insanlann mukemmelhge ula$abtlecekleri degil, daha cok, yoneltildi,
kendilerini smirsiz bicimde geli§tirebilecekleridir.
win, kotulugun kudretinin, tutkunun cut
kurumlann agirhginm gayet halinde,
reler
gogu kez
iyi
kesintili
altiist edici
Ashnda God-
gucunun, raev-
farkmdaydi, Ilerlemenin evolacagini
ve bazi
zorunlu
evrelerden gecmesi gerekebilecegini vurguluyordu. Bir sonraki itiraz, ni ve
degismez ve evrensel bir dogru olmadigi-
dogrunun daima yanh§a
galip gelmedigini savunur, Godwin, Platonik bir tarzda degismez dogrulardan soz etmesine rag-
men mutlak dogruyu
degil,
"daha buyuk ya da daha az olasihk"i
kastettigini acikhga kavusturdu. Ayrica,
dogrunun kinlganhgini, onyargi ve ah?kanhgin gucunu yeterince biliyordu. Bununla bir24
Anarchist Writings,
s.
61.
297
William Godwin: Duza\ A$igt
likte
Godwin, tipkijohn Stuart
Mill gihi,
dogrunun kendi
m verebilecegini ve yanlisi bozguna ugratabilecegini
sava§i-
dusianuyor-
Du$unce ve ifade ozgurlugune iliskin etkileyici savunusunun temelini bu makul varsayim olusturuyordu, du.
Nihayet Godwin fazla akiki olmakla suclanmi§ur. Siyasal Adaht'in ilk baskisinda, bir eylemin dogrunun akilci algilanmasindan kaynaklanabilecegini one siirdugu ve iradeyi bu anlayisin son eylemi olarak betimledigi dogrudur. Ama ayni zamanda, tut-
kunun akildan aynlamaz oldugunu
ve
erdemi, ona yonelik
"ate^li bir a?k" duyulmadikca "buyuk bir gayretle destekleme"nin mumkiin olamayacagmi vurguladi, Sonraki baskitarda, duygulara daha cok yer verdi ve akhn bagimsiz bir ilke degil, pratik baki? acisindan sadece "bir kiyaslama ve farkli duygularm 25 Akd bizi eyleme yonlendidengelenmesi" oldugunu gosterdi. remese de izledigimiz cizgiyi duzenter ve sosyal durumumuzu iyilestirme cabatmzin nedenidir. Bu kolayca goz ardi edilemeye-
cek incelikli bir argtimandir. Etik insan dogasina iliskin bu saglam goruslerden hareketle kendi etik sistemini gelistirdi. Bunu en onemli konu olarak goruyordu. Ashnda hayatin icinde bir olcude ahlaki olmayan hic-
Godwin
bir secenek yoktu.
Bu
kural ales/in solunda ya da saginda oturma
secenekleri icin bile gecerliydi. Ayrica etik, siyasetin temehydi. Godwin, ahlaki "en biiyuk genel faydanm gozetilmesiyle be-
davrams sistemi" olarak tammlayan lam ve tutarh bir Kuralda degil daha cok eylemde faydacidir. Genel
lirlenen
faydacidir. 26
zaman zaman
ahlaki kurallann
psikolojik olarak ve pratik ba-
kimdan zorunlu oldugunu kabul ederken, uygulamada cok kati olunmamasi icin uyanda bulunur. Eylemler birbirinin aynisi olmadigi
icin,
"Her durum kendi kurahni getirir"den daha acik bir
25
Political Justice,
26
A nd K h
I
s
f
Wri
t
1
798 bsk.
in^s, s
,
1,
81
;
1,
xivi,
64 Mark Ph Up {Godw n 's i
.
.
Pol iliea [ Justice,
D uck worth,
83) yakin zamanlarda Godwin'in ahlaki felsefesinin bir melliyetgilik formu" oldugunu one surdu; ancak John P. Clark ve 1986,
s,
ke benim
yorumumu
desteklerler. Bki.
John
P.
"mukemDon Loc-
Clark, The Philosophical
Anarchism of William Godwin, Princeton University Press, Princeton, NJ, Kegan Paul, 1977, s, 110; ve Don Locke, A Fantasy of Reason, Routledge
&
1980,5. 172-3.
Anar$izmin Tarihi
298
dustur otamaz. 27 Bu nedenle adil insanin gorevi, sadece fayda kriterinin i$iginda bireysel
durumun
buiiin kosullarim dusiin-
Bu akit yiiriitme Godwin'i anarsist olmaya yoneltti, ctinku kavrama gucunun gerektirdiginin disinda kalan biiliin kural mektir.
ve yasalan reddediyordu.
Godwin
tammlarken hedonisuir: "Haz ve aci, arastirmamn temel konusunu olusturur." 28 Ozgiirliik, bilgi ve erdem bile Godwin icin kendi basina amaclar degil, mutlulugu kazanmak icin gerekli araclardir, Ancak mutlulugu hazla esitlerken, bazi hazlan digerlerine tercih mutluluk ve
iyi
olani
sefalet, ahlaki
eder. Entelektuel ve ahlaki hazlar fiziksel hazlardan tistundur;
ashnda Godwin
cinsel hazzi cok onemsiz bularak kiiciimser. Hazzin en yiiksek bicimi butOnun iyiliginden haz duyan yardimsever insanin hazzidir, Ancak Godwin daha yiiksek hazzin
daha aleak hazzi disladigini dusunmez ve en arzulanabilir durumun, butun haz kaynaklanna ulastiguniz ve "en ge$itli ve kesintisiz
mutiuluga" eristigimiz zaman gercekle§tigini dtisunur. 29
Godwin,
Bir faydaci olarak
adaleti "faydayla
bulusmus"
ola-
rak tanimlar ve "genel faydanin en buytik nicefikte iiretilmesi icin yeteneklerimi, kavrayisimi,
nm" sonucuna
guciimu ve
zamammt
kuilani-
vanr. M Godwin'in insanlann temel esitliginden
kaynaklanan ve erdemin diizenleyicisi olan birlestirdigi fayda anlayisi
Butun insanlann
onu
tarafsizlik ilkesiyle
bazi yeni sonuclara goturdti.
hak etmelerinden, onlara aym sonucu cikmaz. Adalet dagmhrken, kendimi tarafsiz bir gozlemci yerine koymah ve en degerli olan, yani genel fay day a en yiiksek katkida bulunma kapasitesine sahip olan lehine ayrimcilik yapmahyim. Bir yanginda, bir filozofu ya da bir hizmetciyi kurtarmak gibi kacinilmaz bir seceesit ilgiyi
sekilde davramlmasi gerekttgi
nekle yiiz
yuze gelirsem, filozofu secmeliyim. Hizmctcinin,
erkek kardesim, babam, kiz kardesim, ci
olan biri olmasi
rulukla
durumu
annem ya da bana yardim-
degistirmeyecektir. "Tarafsiz bir dog-
ahnan kararlann bozulmasinda
bizi
hakh cikaran 'benim'
zamirindeki sihir nedir?" diye sorar, 31
Godwin, yapugimiz goreve mudahale edebilecek minnettar27
Anarchist Writings,
28
Age,
s.
65.
29
Age,
s,
49.
30
Political Justice,
31
Anarchist Writings,
s.
1793 s.
95.
bsk.,
69.
1,
121, 88.
William Godwin;
Ilk,
dostluk, aile
sonucuna
ici
lismesi
299
ya da ozel duygukinn adalette yeri olmadigi
Dost ve akrabalan tercih etinek benim icin daha
vardi.
pratik olabilir, ancak tirmez.
thw» Ayp
bu onlara daha
fazla ilgi
gostermemi gerek-
Godwin ozel ve aile ici sevginin sempati duygulannm gebakimmdan onemini kabul ediyor ve bunlann "insan do-
gasindan ve
aile
kulturune bir tarz kazandirabilecek seylerden
oldugunu anhyordu. 32 Merhamet evde baslasa da, Godwin bunun orada sona ermemesi ve bize daima genel iyiligin ayrilmaz"
rehberlik etmesi gerektigini savundu.
Godwin'in fayda
ilkesini kati
bicimde uygulamasi, onu go-
rev ve haklar konusunu ozgtil bicimde ele almaya yoneltti. "Gorev"i "baskalarma yapmak zorunda oldugum muamele" olarak
lammliyordu;
o, bireyin
eylem
tarzidir ve bireyin "kendi kapast-
tesinin baskalan yaranna muinkiin olabilecek en iyi uygulanimi"ni olusturur. 53 Ne var ki bir eylemin gercekten erdemli olma-
uzun donemde yararh sonuclar yaratmasi gerekiyordu. Erdemin yol gosterdigi gorev, haklar si icin, iyi
niyetle yapilmasi ve
uzerinde ciddi icerimlere sahiptir. Amerikan ve Fransrz Devrimleri haklar
listesi
olustururken,
Paine (man Hafelan'ni, Mary Willstonecraft Kadin Haklan'ni ortaya koyarken, Godwin faydaci gerekcelerle devredilemeyecek hicbir hakka sahip olmadigimizi one surdu, Mulkumuz,
Tom
hayatimiz ve ozgurlugiimuz insanlik adina etde tuttugumuz emanetlerdir ve bazi kosullarda adalet, daha biiyiik fayda icin
onlan feda etmemizi gerektirebilir. Ancak Godwin, elkin ya da pozitif bir hak olarak istedigimizi yapma hakkinin savunulamaz oldugunu one siirerken, olumsuz ve pasif anlamda iki hakka izin veriyordu.
sumun
ihlal
En onemlisi
etmeyecegini
34 bir "ozel alan"drr.
ozel kanaat hakkidir.
umma
Bu hak, kom-
hakkina sahip oldugum
belirli
Godwin aym zamanda herkesin komsusun-
dan yardim gorme hakkini da tanidi. Boylece ozel kanaat hakki temelinde emegimin urunune sahip olmak benim icin nasil bir haksa, komsum da, eger ihtiyaci varsa benden yardim alma hakkina sahiptir ve ona yardimci olmak da benim gorevimdir. Ne
bu haklar daima edilgindir ve gucu, herhangi bir dogal hak nosyonundan degil, fayda ilkesinden tiirer: Bu haklann ihlavar ki
32
AhntL, Peter Marshall, William Godwin,
33
Anarchist Writings,
34
Age,
s.
70.
s.
75.
s.
204.
Anar$izmin Tarihi
300
daha
iyi sonuclar verecekse, baska haklarla degi§ ti rile b i lir Godwin'in ozel kanaat hakki savunusu akilci ilerleme tasanmimn merkezinde yer alir ve onu baskinin butun formlanni redli
der me ye goturiir. Insanlar daha akilci ve aydinlanmi§ hale geldikce, kendilerini yonetme,
boylece dissal kurumlan giderek
gecersizlestirme yetenegine sahip olacaklardir.
Ancak bu,
insan-
dogru olani ozgurce kabul ederler ve buna gore davranirlarsa gerceklesebilir. Bu nedenle baski daima yanhstir: Zihni ikna edelar
mez, ancak yabanctlastirabilir, Ashnda bu, daima "zimni bir budalahk itirah"dir. 35 Zor kullanan kisi, kendi gorusii giiclu oldu-
gu
icin muhalifini cezalandirdigini sanir,
gorusia zayif ve yeiersiz
oldugu
igin
ama
gercekte, kendi
zor kulianmakiadir. Dogru
daima kendi ikna edici gucunti de beraberinde getirir. Bu inane Godwin'in hukumet ve yasa ele§tirisinin temelini olusturur.
Godwin, benzer gerekcelerle ahlakin temelini vaatlerin itiraz eder. Vaader tek basina herhangi bir
olusturdugu gorusiine
ahlaki agirhk tasimazlar, cunkii bunlar adaleti saglama konusun-
da bir on yukumluhigu temel ahrlar. Herhangi bir
gim
icin degil, bir
hak oldugu
icin
yapmam
seyi, vaat etti-
gerekir.
Her durum-
da ban a yol gostermesi gereken, herhangi bir dissal kaygt degil, yasanan durumun icsel erdemidir. Niyet ilani antaminda bir vaat gdrece zararsizdir; bir vaat
de
olabilir;
belirli
kosullarda zorunlu bir kotiiluk
mumkun
ancak bunlann
mrz gerekir. Godwin soyle
oldugu kadar azmi yapma-
der: "gelecegtn bilge ligini
gecmi§in
budalahgtyla silahsizlandirmayi bana ogretecek olandan daha
dusunmek imkansizdir." 36 Bu sozlerden, butun yemin ve sozle$melerin ahlakdigi oldugu sonucu cikar. Godwin'in insan zihninin bagimsiz gelismesiyle ilgili kaygt-
kusurlu bir ilke baglayici
si
ve vaatleri reddetmesi dikkate ahndigmda, Avrupa'daki evlilik
kurumunu mahkum
mun
etmesi sasiruct degildir. Ilk olarak, bu kuru-
gerektirdigi ortak hayat, insanlan
geller,
anla§mazhga ve mutsuzluga
lesmesi
tamamen
kacmdmaz bicimde
en-
suriikler. Ikincisi, evlilik soz-
yandtici kosullarda bir araya gelinmesinden
sonra sonsuz bir baghlik andina yol acar. Bir yasa olarak evlilik
yasalarm en kotusudur; bir mulkiyet sorunu olarak
ele
ahndigin-
butun mulklerin en kotiisudur. En onemlisi, "bir kadmi tamamen kendime bagtamaya cahgttgim ve komsumun kendini kada,
35
Age,
36
Political ]ustke,
s.
79.
1793 bsk,,
1,
163,
William Godwin.
nttlamasini ve
butun
rece,
bunun
lhi;<>\
301
A$ip
meyvelerini toplamasim yasakladigim su-
37 Aydintekellerin en igrencini uygulamis olurum."
lanmis bir toplumda
iliskilerin rasgelc degil bir
Godwin
olcude surekli
olabilecegini
one
dinlmasmda
hicbtr kotuluk olmadigiria inamyordu.
siirmus. olsa da,
evliligin
onadan
kal-
Siyaset
Godwin lere
icin siyaset etikin bir uzanusidir ve kesinlikle etik ilke-
dayanmasi
gerekir.
Bu
itkeler evrensel
oldugu
icin,
"en
iyi
toplumsal varolus tarzi"m bu ilkelerden cikarsamantn mumkun oldugunu dusundu. 38 Dolayisiyla so rgu la nmasi gereken, "siyasal adalet"
Ne
idi.
var ki terim bir olcude yanhs anlasilmi^tir,
cunku
anlamda siyasal degil, toplumsal olduguna inanir; onun adil loplum dusuncesi hukumeti kapsamaz. En dnemli hedefi ozgiir ve gene de diizen i^inde bir toplum
Godwin
adaletin geleneksel
yaratmaku. Cesur mantigi onu, nihai olarak duzenin ancak anar-
sonucuna goturdu. Godwin de toplum ile hukumet arasmda aynm yapma konusunda dikkatlidir. Kropotkin ile birlikte §i
icinde saglanabilecegi
Butun
anarsistler gibi
insanlann her seyden once "karsihklt yardimlasma" amaciyla bir araya geldiklerini one surer. Paine ile birlikte, toplumun her du-
rumda
bir
inanir. Dogasi geregi insan toplumsal
nimet olduguna
bir varhkur;
toplum olmadan varhgmi surdiiremez. Ancak top-
lum anonim
bir kimlik ya
da genel bir irade yaratmaz, sadece bir
"bireyler toplami" olarak kahr.
Insanlann hukiimetin mudahalesini goriinuste zorunlu hate getiren bansci ve uretici etkinliklerine mudahale eden, "birkac kisinin hata ve dalaleti"
idi.
Ancak hukumet
adaletsizligi ortadan
kaldirmayi amaclasa da, yarattigi etki adaletsizligi bicimlendir-
mekte ve surdurmektedir. Toplulugun
giiciinu yogunla§urarak,
"biiyuk afetlere, baskiya, despotluga, savasa ve fethe" neden olur.
Toplumun zengin ve yoksula bolunmesiyle
birlikte,
zengin
"devletin yasa koyucusu" haline gelmis ve basktyi surekli bir
teme
sis-
ddnusturmustur. 39
Hukumet
ise
dogasi geregi zihnin gelisimini durdurur ve
hatalanmizi surekli 37
Age,
38
Age, 1,237.
39
Anarchist Writings,
II, S.
kilar.
850.
s.
50, 89.
Ashnda hukumet ve toplum
karsihkli
A nar$izm in
302
Tarihi
olarak birbirine ters diisen ilkelerdir; biri hep duragan iken, digeri surekli bir akis icindedir.
En
iyi
Devlet'te bile
huktimet bir
onu genel toplum barismm izin verdigi olcude kticultmek gerekir. Ancak Godwin uzun donem icin soyle kotiiluk otdugu icin,
der:
O hayirh donemi, siyasal luklerin bin yilhk liigu tastyan
ve ozii geregi her ttirlu kotu-
ve btittintiyle yok edilmedikge kendisinden kurtulma-
mumkun
nin
gorecek o
hukiimetin, insanhgin basina gelen kdtu-
nedenmi olusturan
olmadigi o vahset makinesinin ortadan kalktigim
bilgiti
insanhk dostlanna ne muilu!
^
Godwtn'in Hukiimetin ozgiin bir toplumsal sozle$meyle kurulabtlmesi halinde degildir. Bir
mazur gorulebilecegi
sozlesme olsa
biJe,
fikrini
reddetmesi
sa§irtici
geJecek kusaklar icin ve degisik
kosullarda baglaytci olamazdi. Ayni sekilde, acikca belirtilmemis
nza
her
fikri
zandiracakti,
tiirlii mevcut hiikumete tiranca bir mesruluk kaDogrudan rizaya gelince, hukiimet onay vermeyen
birey ij2erinde hicbir otorite kullanamayacagi icin, ayni olgude
sacmadir. Anayasalar da benzer itirazlara aciktir: Anayasalar sa-
dece insanlarm "en uzak atalannin diktasi"yla yonetildiklerini degil, siyasal bilginin geli^mesinin
de Onlendigini
gOsterir. 41
Aslmda Godwin, hukiimetin sadece fikren kuruldugunu O sadece zayif ve cahil olanin, onun degerine duydugu
dogrular.
giivenle desteklenir. Insanlar akillandikca hukiimetin temeli de zayiflayacaktir. §imdiki halde, dili"
insanhk
kitlesini "hilekflrlann saf-
haline getiren, toplumsal sistemin gizemli ve karmasik do-
gasidir,
ancak "hukiimet sarlatanhgi bir kez ortadan kaldinldi-
ginda, kavrayisi en zayif olan insanlar bile, kendilerini kotuye
kullanan devlet hokkabazmin hilelerini sezecek kadar g tic hi olaDemek ki Godwin, hukumetin "tamamen ortadan
biiecekler"dir.
kalkacagY'ni ve
bunun ardindan "zorlama olmaksizin
gerceklese-
cek genel refah"in gelecegini dusuntiyordu. 42 Yasalar da en az
dogrunun
hukumet kadar
insan zihninin dogasi ve
gelismesiyle tutarsizdir. Insanlar, sonsuz adaleti zaten
gerceklestirmis olan dogal yasayi
yapamaztar.
Toplum
40
Age,
s.
41
Age,
s.
93.
42
Age,
s.
91-2.
92.
iUn etmenin otesinde
bir sey
icinde insan yapisi yasalar olusturma anla-
303
William Godwin. Diizen A$igi
mindaki yasama, bu durumda ne gereklidir ne de
istenebilir:
Toplumun
islevleri ya-
"Degismez
akil
gercek yasa koyucudur
sanin yapilmasini degil, let
...
yorumlanmasmi
kapsar.""13 Ayrica, ada-
kurallannin tam olarak anlasilmasi halinde, toplumda yapay
yasalara ihtiyac olmayacaktir,
Godwin'in hukuk
elestirisi bir anar^ist
tarahndan one suru-
en keskin ele§tiridir. Liberallerin ve sosyalistlerin ozgurlugun korunmasi icin hukukun gerekli oldugunu savunduklart yerde, Godwin, bunlan kar§ihkh olarak bagdasmaz ilkeler lebilecek
olarak gorur. Insan yapisi butun yasalar dogalan geregi keyfi ve
kusaklann bilgeligini degil, daha cok "yuksek tiranlar"m iktisadi esitsizligi ve adil olmayan siyasal iktidan savunmalan icin yapilan bir "riisvet anlasmasi"m temsil eder. 44 "Her durum kendi kurahni getirir"den daha acik baskicidir, tddia edildigi gibi ge<;mis
bir dtistur
olamaz ve
yasalar, tipki
Proscmstes yatagi
gibi, insan-
larm coklu eylemlerini evrensel s tan dart lara indirgemeye cabs it. Yasalar kacimlmaz bigimde cogakhginda, giderek karisik ve betirsiz
hale gelirler ve uygulayicilan, surekli olarak durustlukten
uzak ve tiranca davranmaya te§vik ederler. Godwin'in Caleb Williams romaninin kahramam "Beni coldeki vahsi hayvanlara av et ki, bir daha otoritenin kanli ciippesine biirunmu? bir adamm kurbani olmayayim!" diye haykinr. 45
Yasamn uygulanmasi zalandirma
hem
ahlakdisi
luluk sistemi geregince,
icin
hem
daha
bir
yap ti rim olan
etkisizdir. tlk
ce-
planda, zorun-
varsaydigi eylemlerde hicbir ki-
"Katil,
bulunmaz."
fazla katkida
de
yasamn
sorumlutuk olamaz:
sisei
kacimlmaz
isledigi
cinayete hancerden
lkincisi, bir gorii?
eger dogruysa,
onu kabul ettirmek igin yapilan bask] zihni yabancila^tinr ve gereksizdir.
Ceza ya da
"iradi kotiituk"
cezalandirma amaciyla kuk
lamldiginda, barbarca; lslah etme ya da ornek olusturma amaciyla
kullanildigmda
ise
faydasizdir, 46
Godwin, hata yapanlarm
sadece gecici bir onlem olarak kisitlanmalan ve kendilerine olabildigince kibar ve incelikli bigimde davranilmasi gerektigi so-
nucuna vanr. Godwin, hukumeti ve yasalan reddederken, "anlama gucunun dikte ettirdigi" disinda her tiirlii otorite formunu mahkum 43
Agt.
*.
94.
44
Agt
s.
98.
43
Caleb Williams,
46
Anarchist Writings,
.
s.
218-9. s.
99-100.
Anar$izmin Tarihi
304 eder. 47
Godwin'e gore
zaman
at ettigimiz
itaatin
en kotti formu, ceza kaygisiyla
ita-
hayvan tarafmdan tehdit baskalarimn ustun bilgisine (bir ev in-
(orne-gin, vahsi bir
zaman) degil, cok fazla giiven duydugumuz zaman ortaya cikar, Bakunin ikincisini otoriienin en mesru formu olarak goriir, ancak Godwin'e gore itaatin en kotusu budur, cunkii bizi kolayca bagimh hale getirir, anlayi§imizi zayiflatir ve bizi uzmanlara edildigimiz
5a
ederken
bile)
saygi gostermeye tesvik eder.
Godwin 'in
diisunce ve ifade ozgurlugti savunusu, tngiliz di-
linde yaztlmis en ikna edici savunudur. Bir fikrin
butun
fikirler-
den ustun gorulmesi zararhdir, cunkii entelektuel ilerlemeyi engeller ve dogru ile erdem kendi savaslanm verme konusunda uzman otduklan icin gereksizdir. Bir gergegi otoritenin baskisiyla
kabul ediyorsam, o gercek biitun canlihgini, anlamini ve
gii-
cunu kaybeder ve kararsiz bicimde benimsenir. 6te yanda bir ilke saldmya aciksa ve buna ragmen butun itirazlarm listlinde oldugu gdruliiyorsa, guvenli bicimde benimsenebilir. Hicbir otorite yanilmaz degildir ve farkh goriislerin catismasindan cikan
dogru daha gucludur. Ne var
ki
Godwin, gercek hosgorunun,
sa-
dece hicbir yasanin dustinceyi kisitlamamasim degil, birbirimize
hosgoru ve comertce davranmamizi da gerektirdigini ekler. Godwin, kendi siyasal ilkelerini olustururken mevcut siyasal
uygulamalara unutulmaz bir
elestiri getirdi. tlk
planda, Rous-
seau'nun, bir biitun olarak toplumun kendi cikarimn bir geregi olarak
belirli siyasetleri
izleyecek ah la ki bir "birey" yaratmasi ge-
rektigi fikrini reddeder. Bir biitun olarak
toplumun san ve
refa-
hinin "anlasilmaz bicimde gercekdi§i" oldugunu ilan eder. Aslin-
da yurtseverlik ya da ulkemize
duydugumuz
sevgi, sahtekarlar
tarafindan "kendi hilekar tasarimlarmin kor araclan"ni cogalt-
mak icm
kullanilmi§tir. 48
Butun
siyasal sisiemler icinde en kotusu monarsidir. Yetisti-
rilme tarzi ve sahip oldugu ikttdar nedeniyle, "her kral icten ice bir despot" ve insan irkinin bir
dusmamdir, 49 Monarsi, served,
insan onurunun standardi ha line getirir ve insan Ian erdemlerine gore degil, unvanlanna gore degerlendirir. Ashnda o, insanin dogal esitligini
nu olan
bozan muclak
bir duzenbazliktir.
Feodalizmin
aristokrasi de, sahte kahtsal payeleri ve adil
47
Agt, 5.101.
48
Age,:;. 107.
49
AgC,
.
».
!
108.
urti-
olmayan
William Godwin: Duzcn Afigj
305
dagihmmi temel ahr. Halkin buyuk cogunlugunu yuk hayvamna ddnustiirtir. Ote yanda demokrasi en az kotu olan hu-
servet
kiimet sistemidir, clinkli herkese
esit
davramr, akil yiiruimeyi ve
bulunmayi tesvik eder. Ne var ki Godwin'tn cumhuriyetci ve temsili demokrasi savunusu oziinde olumsuzdur. Hukiimetin ve mulkiyetin dokunulmadan kalmasi halinde, tek basma cumhuriyet^iligin kotulugun kokune vuran bir care olmadigim one surer. Temsil ise ulusun en aydinlanmis bolumune hitap edebilir, ancak bu kesinlikle cogunlugun karar alma surecine katilamamast anlamina gelir. Temsilin bir geregi olan oy verme uygulamasi, tariismalan sinirlayarak ve karmasik anlagmazhk konulanm onay ya da onaylamamayi gerektiren basil formullere indirgeyerek dogal oltercihte
mayan
bir fikir birligi yaratir. Dikkatle
dusunme ve sogukkanh-
hkla gercegi izleme yerine, retorik ve demagojiyi tesvik eder. Ay-
nca butun
tart is. malar
"akil ve adalete pervasiz bir hakaret"le
yaralanir, ciinku kaldinlan ellerin sayilmasi
dogruya ulasilmasi-
ni saglamaz, 5()
Godwin'in yasadigi donemde, icin siyasal ozgurliigun
anarsist olarak
gizli
oy pek cok reformcu
bashca araclanndan biriydi. Ancak bir
Godwin, "kottilugun daha dogrudan ve acik
hi-
mayesi" olarak gordugu bu uygulamayi tarn olarak kavrayabilmis degildi. Ona gore oylamadaki gizlilik, niyetlerimizdeki iki-
yuzlulugu ve hilekarhgi arttinyordu. Oysa eylemlerimizin sebeplerini aciklayabilmeli ve baskalarimn elestirilerini gogusleyebitmeliydik.
Bu nedenle
gizli
oy ozgurlugun
degil, koleligin bir
semboliidur. Iletisim ozgurlugun oztidur; oy pusulasi sizlik
ise "belir-
ve kacamakh davranislartn ve sayisiz yalanin dogurgan
anasidir." 51
Temsili mectislerin bir diger
zayifligi,
kurgusal bir
ittifak
yaratmalandir. Godwin, insan anlayismm ve kisiliginin bozul-
masma, azinhgin cogunlugun kararlanni uygutamasindan daha dogrudan katkida bulunabilecek bir baska §ey olmadigim one siirer. Godwin'e gore, cogunlugun azinhgi, bu azinhk tek kisi bile olsa,
zorlama hakki, bir despotun azinhgi zorlama hakkindan
farkh degildir. Ulusal meclis her insani bir
baglanmaya tesvik ederken,
iki
sun kendi icinde boliinmesine yol 50
Age,
51
Age.s. 115.
s.
114.
mezhep ya da
partiye
meclisten olusan kurum, bir uluacar.
Gercek
oybirligi
ancak
Anar$izmin Tarihi
306
hukiimetsiz bir ozgiir toplumda gerceklesebilir.
Godwin siyasal birliklerin ve partilerin topluma ulasmak uygun araclar olmadiklanni acikca belirtir. Zanaatctlar reform icin parlamentoya baski yapmak uzere birlikler halinde orgtitlenirlerken, Godwin tehliketerden soz ediyordu. Oyeler parti
icin
hemen
ogrenir ve bagimsiz dusunceden vazgegerler. anlamda topluluktan yetki almis gibi davranmaya bile gerek gormeden iktidari kendileri i^in ele ge^irirler. Hukumete karsi one siiriilen goriisler bu ttirden birlikler icin de esit ilkelerini
Birlikler, genis
derecede gecerlidir ve dusmancadtr. Dogruya, gurultulu
tartly-
malar in yapitdigi kalabahk salonlarda ulasilamaz; dogru, sessiz dfisunceler iginde aciga
<;ikar.
Iktisat
Godwin, mulkiyet
iliskilerinden
vazgecmenin tek basina
yeterli
olmadigtni one surdu. Bu noktada liberal gelenekten kopar ve sosyalizmle
aym
siyasal adaletin
cizgide bulusur. Ashnda, mulkiyet
dokusunu tamamlayan
"kilittasi"
konusunun
oldugunu du-
sunur.
Godwin'in siyasal
goriisleri gibi iktisadi goriisleri de,
onun
etikinin bir uzantisidir. Rousseau'yia birfikte, servet tekeli kur-
mak
komsusunun zayifhgindan yararlanan ki§inin ilk sucu one surer. O zamandan beri mulkiyet ile hiikiimet ara-
icin
isledigini
sinda cok yakin bir baglanti olmustur, ciinku zengin, "devletin
dogmdan
ya da dolaylt yasa koyucusu"dur. Esilsiz bolusumun
ahlaki ve psikolojik sonu^lan
hem zengin hem
laket olmustur. Servet birikimi "kolece ratir,
ne
de yoksul icin
fe-
yaUaklanan bir ruh" ya-
servetin edinilmesi ve sergilenmesi evrensel bir tutku hali-
gelir, entelektiiel gelisimi
ve hazzi engeller. 52 Rekabeti tesvik
ederek toptumun butiin yapisini cok dar bir benciltik sistemine indirger. icin
Mulkiyet
amk
kendisi icin degil, sagladigi paye ve statu
arzulanmaktadir.
Godwin'e gore, yoksul dogmak kole dogmak demektir; yokbigimde kendi cabasma hapsedilmis ve baglan-
sul insan "garip
mis," "binlerce kotii ahskanhgin kolesi" haline gelmistir. Fabri-
mo no ton ugrastlar nedeniyle, iscileri birer makineye donustiirur ve her eehrede, ozellikle gocuklarda bir ka sistemi, endiseli ve
52
Ag€.
s.
89, 125.
William Godwin. Diijen A$igi
307
55 tiir "aptalca ve umutsuz bosluk" tirenr. Sanayi Devriminin act sonuclarmin farkinda olan Godwin, yeni imalat sehirlerinde, kirkina kadar yasamayi basaran iscilerin "Tuza banacak ekmek bu-
lamadiklan"m uzuntuyle soyler. Avrupa ulkelerindeki buyiik esitsizlikler ancak smif savaslanna yol acabilir ve yoksulu her seyi
"evrensel kaos"a indirgemeye kiskirur. 54
Godwin, mevcut mulkiyet
komunizm
iliskilerinin yerine bir gonullti
forrmi onerir, Baslangic noktast sudur: insanlar ortak
bir dogayi paylastiklan ifin tarafsiz bir adalet ilkesi oiusur.
keye gore, "dunyamn icin bir diger insan
iyi seyleri,
Bu
il-
bir insanin istedigini almasi
kadar gegerli bir hakka sahip oldugu ortak
bir stok olusturmaktadir." 35 Adalet,
her insani kendi mulkunu
emanet olarak gormeye ve ozgurlugun, bilginin ve erdemin artmasi icin en iyisini yapma yontemini dusunmeye zorlar. Godwin, paranm kendi ba$ina bir meta olmadigvm, sadece gercek metalann degisiminde bir arac oldugunu kabul eder. Hatah bicimde servet denilen sey, sadece, "toplumun kurumtan tarahndan belirli bireylere baskalanni kendi cikarlari ugruna ^ahfmaya zorlamalan icin saglanan bir guc"tUr. 56 Bu nedenle bir
Godwin bir insanin cahstigi ve bir baska insanm cahsmayarak onun emeginin meyveleri sayesinde gecindigi bir durumda hicbir adalet
goremez. Bedensel bakimdan uygun olan butun insan-
emek gecim bu kafinilmaz bicimde bos zamani artiracak ve herkesin kendi kavrama guciinii geligtirmesini ve yeni zevk kaynaklanndan yararlanmasini saglalann calismalan daha adil olacaktir. Az miktarda
araclannin saglanmasi i^in yeterli oldugu
icin,
yacaktir.
Godwin
nesneleri dort sinifa ayirarak cozumlemesini deringecim araclan, entelektuel ve ahlaki ilerleme araclan, pahah olmayan haz araclan ve luks araclan. Sonuncu smif, ilk iiculestirir:
nun
adil
hareketle rincisi,
bolusumiinun bashca engelidir. Bu siniflandirmadan Godwin, mulkiyet haklanm iic dereceye indirger. Bi-
"kullanimi bana
ail olan,
baska
turlia
edinilen yarar ve
hazza ktyasla daha buyuk bir toplam yarar ve haz saglayan, be-
nim
surekli hakkim"dir. Bu, ilk
uc nesne sin ifmi kapsar. Ikinci
dereceden miilkiyet, herkesin kendi endiistrisinin urunu uzerin53
Age,
s.
127.
54
Age,
s.
127, 126.
55
Age.s. 129.
56
Age,
s.
130.
Anar$izmin Jarihi
308
de sahip oldugu tasarruf hakkidir. Bu sadece olumsuz bir hak ve
bakima
bir
bir tur gasptir,
cunku
adalet beni, birinci dereceden
mulkiyete gore her uruniin ban a du send en fazlasini bolusturme-
Dorduncu simftan nesnelere denk
ye zorlar.
diisen iicuncii dereci karma yeti-
ce "bir baska insanin endustrisinin uruniinu elden si"dir. 57
emek
Bu, biitun degerler
tarafindan yarauldigi icin
haktan tamamen yoksundur ve dogrudan ikinci dereceyle
Godwin boylece
kapitalist birikimi
mabktim
eder.
celisir.
Olumlu
yanda, toplumun biittin iiyelerinin temel ihtiyaflarmin kar^ilan-
masi gerektigini one surer.
Komsumun
yardimi konusunda nasil
hakka sahipsem, o da ozel kanaat hakkina sahiptir. Ihtiyaclanmi karsilamak icin bana yardim etmek onun gorevidir, ancak bir
onun takdir yetkisini ihlal etmemek de benim gorevimdir. Bu anlamda mulkiyet "kutsal ve vazgecilmez ozel kanaat hakki"ni temel ahr. Faydaci gerekcelerle Godwin, istisna niteligindeki kosullarda, kendimi ve baska larini afetten kurtarmak icin komsumun mahni zorla almak zorunda kalabilecegimi de kabul eder. 58 Godwin'in mulkiyet konusunu ozgun ve derin bicimde ele ahsi,
erken sosyalist diisunurler iizerinde biiyuk bir etki
yaratti,
Insani ihtiyaclar, uretim ve sermayeye iliskin farkh goriisler ko-
nusunda sistematik olarak ya2an
onun somiiru ettiler,
hatta Siyasal Adalet'i cevirmeyi dusunduler. 59 Anarsist ge-
lenek icinde Godwin, mulk
ile
Proudhon'u onceler, Ne var
en
c;ok
aynm
yaparak
komunizm tasanminda
niifus artismda, tasarladigi komiinisi
toplumu
al-
edecek bir tehdit gormedi. C°g u anarsist gibi o da, dogal du-
zen ya da
uyuma umut
bir diizenleme gi
mulkiyet arasinda
ki goniillu
Kropotkin'e yakmdir.
Godwin tust
Marx ve En gels bulundugunu kabul
kisiydi.
ilk
teorisinin gelisimine kaikida
bagladi: "Insan
toplumunun dogasmda,
modeline gore yapilan miidahale en aza
indirildi-
zaman, her seyin kendi duzeyine ulasma, en uygun tarzda ge-
lisme egiliminde oldugunu gosteren bir ilke vardir." 60 gal kit hk
konusunda
hicbir
57
Age,s.l32, 134.
58
Age,
59
Bkz. Marx'ian Engels'e mektup, 17
s.
Aynca do-
bulgu yoktur; topraklann buyuk
135.
Man
1845,
VW/rii filing de Anarchic, Fritz Kater, Berlin, 1925,
alinti, s,
73.
Max
Netclau, Dcr
Rudolf Rocker, hak-
h olarak, Godwin'i "sonraki korniinist Anarjizm'in gercek kunicusu" olarak gordii.
60
Anarchist Writings,
s.
136,
William Godwin;
309
Diizcit A$\gi
kismi hala tarima acilmamt§tir ve mevcui lanm alanlanni tirmek de
dogum
mumkundur. Nufusun kontrolden cikmasi
iyiles-
halinde,
kontrol yontemleri kullamlabitir. Malthus, ku§kusuz bu
goruse kaulmiyordu ve Essay on tht Principle of Population (Niifus Ilkesi Uzerine Deneme, 1798) baslikh c^hsmasinda, nufusun besin maddelerinden daha hizh art ma k La oldugunu ve bu nedenle kotii
ahskanhklar ve sefaletin zorunlu engelleyiciler olarak var
olmaya devam etmesi gerektigini one laki kisitlama ya
siirdii.
Ancak Godwin, ah-
da tutumluluk doktriniyle karsi saldinya
gecti,
Malthus'un bulgulannin gecerliligini sorguladi ve hakli olarak insanlarm ne kadar az cocuga sahip olurlarsa hayat standardinin
o kadar
iyi
olacagint one siirdii.
Egitim
Godwin'e gore baslica reform
gun
diisunceleri
onu
liberter
araci egitimdir.
ve
ilerici
Konuya
iliskin oz-
dusiincenin buyuk oncu-
lerinden biri haline getirdi. Godwin, ozgurlugun egitimin,
min de ozgurlugun temeli oldugunu
belki
egiti-
de biitun diger
dusuniirlerden daha cok kabul eder, Egitimin nihai amacinin, bireysel anlaytsi gelistirmek ve
cocuklan ozgiir bir toplum yarat-
maya ve zevk almaya hazirlamak oldugunu savunur. Insan dogasma iliskin goruslerini muhafaza ederken,
kisi-
bakimindan egitimin hukiimetten dasahip olduguna inaniyordu. Cocuklar, "elimi-
liklerimizin bicimlenmesi
ha buyiik bir giice
ze verilmis bir tur
hammadde, kolayca
bir cevher" gibidirler. 61 bi,
Doganm
asla bir
sekil verilebilen,
esnek
ahmak uretmemesi
deha da dogustan gelmez, daha sonra kazanihr.
O
gi-
halde,
gencligin kotu ahskanhklari denilen sey, dogadan degil, egitimin
bozuklugundan kaynaklanir. Cocuklar diinyaya masum olarak gelirler; Guven, nezaket ve iyilik onlann mizacini olusturur. Yetiskinterin "rendeleyici mudahalesi"nden asla ozgur olmadiklan bir sirada, derin ve dogal bir
luk,
ozgurluk askma sahiptirler. Ozgur-
"anlama gucuniin okulu" ve "guciin anast"dir; ashnda
i;o-
cuklar okutdan cok, bos zamanlannda ogrenir ve gelisirler. 62
Godwin'e gore biitun egitim
Modem 61
Agc,s. 161.
62
Age,
s.
bir
despotizm formunu kapsar.
egitim sadece cocuklann yureklerini curutmekle kal-
144.
Anar$izmin
310
Tari/ii
maz, anlasilmaz jargonuyla akillanni da zayiflatir. Onlarin gercek kapasitelerini aciga cikarmak igin pek az caba harcar. Ulusal egitim ya da Devlet egitimi, pek cok ilerici reformcunun o buyiik
umudu, sadece sorunlarm daha da kstulesmesine yol
kamu kurumlari
gibi egitim
kurumu
acar.
ve "yanh$hgi kamtlanmis hatalar"i insan zihninde
nir
Sonuc
Butun
da, siireklitik fikrine dayasabitler:
olarak, Use ve universkelerde ogretilen bilgi, toplulugun
engellenmemis uyelerinin sahip olduklan bilginin gerisindedir. 63 Aynca, bir ulusal egitim sistemi hukumetin ay nasi ve araci
olmaktan kurtutamaz; bunlar, Kilise ve Devlet'inkinden daha tin bir ittifaki otusiurur,
ogretirler.
ce-
dogruluktan 90k mevcut yapiya saygiyi
Bu kosullarda ogretmenin,
olarak yeniden olusturmakla
bilginin temellerini stirekli
yukumlu
bir kole ve
kendi iradesi-
dayatan gencligin hazlanni ve feveranlanni sonsuza dek dene t ley en bir tiran haline gelmesi $a§irtici degildir. ni
Godwin, grup sisel
ici
egiiimin, yeteneklerin gelistirilmesi ve ki-
khnligin tesvik edilmesi bakimindan tek kisilik ogretime
kabut eder, Bu nedenle, mevcut topEumda en iyisinin kucuk ve bagimsiz bir okul oldugunu one surer. Ancak bu noktada durmayarak geleneksel egitimin temelleritercih edilmesi gerektigini
ni
sorgulamaya devam eder.
Ona gore egitimin amaci mutluluk uretimi olmahdir, Erdem muttulugun ozudur ve erdemli kisinin bilge kisi olmasi gerekir. Egitim, uygun bicimde denetlenen, aktif ve ogrenmeye hazir bir zihin gelistirmelidir.
Bunu saglamamn en
cocuklann kafasina sokmak
giyi
aciga cikarmak, zihinlerini
iyi
yolu, belirli bir bil-
degil, onlarin gizil yetenekferini
uyandirmak ve onlara dusunme
alis-
kanhgi kazandirmaktir.
O riist
halde, cocuklan egitirken, esitlikci, anlayisli, icten, du-
ve acik olmaliyiz. Sert gozetimciler ve oyunbozanlar olma-
mahyiz; genclerin asinhklan genellikle deha ve enerjinin erken gostergeleridir,
Oku ma
hevesini tesvik etmeli, ancak ne okuya-
caklanm belirlemeye cahsmamahyiz. En onemlisi, bilme
arzula-
nni, bilginin ustunlugunii gostererek canlandirmahyiz.
Ne
var ki
Godwin,
renmesi halinde, o
bir ogrencinin sadece arzuladigi i^in 6g-
muazzam
egitim aygitinin
tamamen ortadan
kalkabilecegini one surer. Boylece ogretmen ya da ogrenci gibi
fi-
gurler ortadan katkar; her bir kisi zorlukla karsilagtiginda daha 63
Age,
5.
146.
William Godwin.
Diwn
311
Afigi
bilgilenmek icin isteyerek birine danisacak, ancak kendisin-
iyi
den istemedigi bir seyi ogrenmesi beklenmeyecektir. Herkes rehberlik sunmaya ve bir digerini tesvik etmeye hazir olacaktir. Boylece zihin, kendi dogal egilimlerine gore gelisecek ve cocukkendi potansiyellerini tarn olarak gelistireceklerdir.
Iar
Ozgiir
Toplum
Godwin kendi ozgur toplum tasansmi sunmazken -bunu saydi kendi ilerleme tasansina ve dogruluk
nosyonuna
yap-
ters dii-
ozgur toplumun izleyebilecegi genel yonelimlerden bazdanni taslak halinde ortaya koyar. Ilk planda, ozgiirlugun kisiye bir yetki olarak verilmedigi, yani kisinin aklin ilkelerini hesaba
serdi-
katmadan
diledigi gibi
davranmasi olmadigi konusunda dikkatli-
bagimsizhk arasinda ayrim yapar: Dogal bagimsizhk, ve mantigin gerekleri dismda her tiirlu kisitlamadan ozgtir-
dir. Iki tur
"akil
luk" ki
bunu cok onemli
gorur; ve
daima zararh olan ahlaki ba-
gimsizhk. 64 Bireyselltgimizi geli§urmekte ve kendi mantigimizin gerekterini yerine getirmekte ozgiir olmamiz,
ama aym zaman-
baskalannm eylemlerini yargilamaya ve etkilemeye de hazir olmamiz onemlidir, Ahlaki geligme olmadan dissal ozgurluk fazda,
la
deger tasimaz. Ashnda, kisinin fiziksel olarak kolelestirilmesi
ve gene de bagimsizhk duygusunu korumasi, ancak kisitlanmamis. bir kisinin pasif
bicimde
itaat
ederek kendisini gonullu ola-
mumkundur, Godwin'e gore insan haklan, amac degil, insan kisiligini bilgehk ve erdemle
rak kolelestirmesi
kendi basina bir
gelistirmenin bir aracidir.
Godwin
kendisine anarsist demedi ve "anarsi" sozcugiimi,
kendi cagdaslan gibi olumsuz anlamda, siyasal adalet ilkelerini
benimsemeksizin hukumetin hemen dagmlmasina yol acabilecek siddet ve asin karisikhgm bir ifadesi olarak kullandi. Boyle bir giir
durumda,
bazi
kudurmus unsurlarm
kisisel guvenligi ve oz-
arastirmayi tehdit edebileceginden korkuyordu. Fransiz dev-
rimcilerinin
verdigi
ornek ona sunu gostermisti: Insanlann
"yonlendirilmemis tutkulan genellikle esulik noktasinda durmayacak, onlan iktidan
kapmaya
kiskirtacaktir." 65
Gene de God-
win, anar?izmin bu anlamdaki kotuluklerini de spot lu gun kotu64
Ap,
s.
1^8.
65
Age,
s.
161.
Anar$izmin Tarihi
312
despotizmi siirekhdir, oysa anarsi
liiklerine tercih eder. Devlet
gecicidir. Anarsi topluluk aracihgiyla enerji ve girisim gucti yayar,
insanlan onyargi ve kesin inanclardan kurtarir.
En onemlisi
"dogrulugun ve ozgurltigun carptttlmis ve muhtesem bir sureti"nt tasir ve en iyi insan toplumu formuna goturebilir.^ anarsi,
Godwin daima, toplumun buyuk
bir
bolumunun kendi ban$ci
ve iiretken orgutunii siirdurdugunu one surmustiir.
Godwin, karmagik yonetim aygitlan olan modern Ulusyuz yiize lopluluklardan olusan basitlegiirilmis ve merkezi olmayan bir toplum onerir. "Buyiik imparatorluk ve yasama birtigi" fikirleri "askeri kahramanhk gunlerinin barbarca Devlet'in yerine,
kalinulan"dir. 67
Komsular
birbirinin kaygilanni
en
iyi
bilen kisi-
ler
olduklan, ciddiyet ve adalet sinirh bir cevrenin ozelligi oldu-
gu
icin,
merkezi olmayan iktidar tercih edilmelidir.
O
halde in-
esgudiim saglamak ve toplumsal faydayi gtivence altina almak icin gonulhj bir bolgeler federasyonu (bir "kiiciik sanlar, tiretime
cumhuriyetler kon federasyonu") olu$turmalidirlar. Boyle bir cogulcu topluluk icinde Godwin, geleneksel Ingiliz
"semti" -sonraki anar§istlerin ozyonetim
komunu-
gibi kuciik
bir bolgenin (parish: Ingihere'de en kiiciik idari bolge, c.n.) te-
mel toplumsal birimi olu§turabilecegini one surer. Demokrasi dogrudan ve katihmci olacaktir, oyle ki, akhn sesi isitilebtlecek ve butiin yuritaslann soz hakki olacaktir. Merkezi olmayan boyte bir toplum pejoratif anlamda dar goruslu olma ihtiyaci duymaz, cunku Ulus-Devletler'in ve rakiplerinin ortadan kalkmasiyla birlikte
biitun insan turleri
"buyuk
bir
cumhuriyet" olustura-
caklardir.*3
Godwin,
bir gee is
donemi icinde esgiidurn sag lay an ge^ici cozmek ya da ya-
bir organin, bolgeler arasindaki anlasmazhklari
banci
istilaciyi
Bu nedenle lise
puskiirtmek icin gerekli o labile cegini kabul eder,
bolgelerin, ancak
cok
acil
durumlarda bir genel mec-
ya da federasyon kongresine delege gonderebileceklerini one
surer. Meclis surekli ya da ortak bir otorite
merkezi olusturmaz
ve burada cahsan gorevliler ucret almazlar, goniillu olarak desteklenirler.
Topluluk icindeki bireyler arasinda cikabilecek anla§mazlik66
Age,
s.
162.
67
Age,
s.
164.
68
Age.
s.
163-4,
William Godwin
Dficcii
313
A$\p
Ian ve haksiz durumlan ele almak icin ycrel duzeyde halk jurilecikarlarm i§igmda ozel ri kurulabilir. Bu durumda davalar genel kosullar dikkate alinarak gdrulur.
Ne
var ki
uzun donemde,
ge-
rek meclisler gerekse juriler butiin yetkilerini kaybederler ve bolgeleri ortak yarar icin isbirligi
yapmaya
tesvik
suclulardan hatalarmi terk etmelerini istemek
etmek ya da
yeterli olur.
Godwin, toplumsal sistemin basitlestirilmesi halinde, akhn sesinin i$itilecegine, mutabakatin saglanacagina ve dogal bir cisurecegine guvenir. Insanlar kendilerini yonetmeye ahstikca, biitiin zorlayici kurumlar gereksizlesecek ve gecmiste kalacakti. Hukiimet kendiliginden duzeni saglayan karlar
uyumunun hukum
anar§i
toplumuna
gayla
uyum
gececekti. Insanlar, acik aileler halinde ve do-
icinde, basit
ama
geliskin bir hayat sureceklerdi. Ev-
kaldinlacak ve yerini ozgur birle$melere birakacakti; her cocuk topluluk tarafmdan bakilacak ve egitilecekti. Bu ozgur ve esit toplumda, herkesin kendi entelektiiel ve lilik
ahlaki potansiyelini gelisdrme hrsati olacakti. Karmasik hukumet mekanizmasinm ortadan kaldtnlmasi, agin luksun sona er-
mesi ve
isin
herkesce paylasilmastyla birlikte, hayati siirdurmek
icin gerekli olan
emek miktan onemli olcude
win'in hesaplamalanna gore
cahsma
bir
azaltilacak,
muhtemelen gunde yanm
God-
saatlik
yeterli olacakti.
Sanayi Devrimi'ni asla kiicumsemeyen Godwin, agir isleri azaltmak ve hahfletmek icin teknolojiden -"cesitli fabrikalar, domakineleri, buharh makineler," hatta gtinun birinde oto69 matik saban- yararlanilmasim ister. Tolstoy'un aksine, gereksiz
kuma el
emegine saygi duymaz. Uygun teknoloji, sadece simdiki isbo-
lumunun
dayattigi zorunlu i§birligini azaltmakla kalmayacak,
bakimmdan cok degerbog zamam da artiracakti. Aynca bilim gtinun birinde madde karsisinda her bakimdan tistun olmasini ve haya-
insanlann kendi zihinlerini gelistirmeleri li
olan
zihnin ttn sel
uzamasini da saglayabilirdi. Godwin, nadir gorulen bir fiktrucus aninda, olumsuzlugun sirnnm cozulecegini de one su-
rer!
Godwin'in merkezi olmayan toplumu, sanayi oncesi Ingiltetopluluklanndan hie ku^kusuz esinlenmis olsa
re'nin organik da, saf
anlamda tanmsal
bir anlayisi ifade etmez.
Modern
tekno-
loji
ve btlimin potansiyel olarak ozgiirlestirici etkilerine olan gu-
69
Age,s. 172.
314
Anar$izmin Tarihi
veni, gecmise degil gelecege baktigmi gosterir.
Ashnda, on dokuzuncu ve yirminci yuzytllarda uretimin giderek merkezile?tigine tanik olunsa da, yeni teknoloji Godwin'in umdugu gibi monolitik endtistrilerin
yol acabiltr.
dagilmasina ve btiyuk kentlerin parcatanmasma
Bu konuda Godwin, Kropotkin'in
lar ve Atolyeler'ini
haber
Tarlalar, Fabrika-
verir.
Godwin, aynnulara girmemekle birlikte iscilerin kendi ?ikarlarmm ya da yeteneklerinin geregini yerine getirmeleriyle uretimin gonullu olarak orgijtlenecegini ima eder. Belirli bir issiirdurebilir, gunkii belirli becerileri olan insanlar uzmanlastiklan islerde zaman harcamayi tercih edebilirler.
bolumu varhgmi
Maddi mallann gonullu paylasimi saglanacakur.
Ureticiler uret-
en cok ihtiyaci olanlara verecekler ve komsulannin faztalanyla kendi zorunlu ihtiyaclanm karsilayacaklardir. Boylece mallar onlara ihtiya? duyanlara kendiliginden ge^ecektikleri fazlalan
dr. Ne var ki iktisadi iliskiler bolusumu temel alacakti.
Godwin ozgur
ve esit toplumda birey
ce baglanuyi dikkatle
mu
vahim
bir
gin"
yam
sira,
takas ya da degi?imi degil, serbest
ile
tammlama konusunda
grup arasmdaki kaygihydi.
Bu
in-
tutu-
bictmde yanlis anlasitmistir,
ciinkti "asm bireycili"komunal dayamsma" icinde yok etmek istemeklesuclanmisw. 70 Ashnda ikisini de yapmadi.
birey i,
Godwin'in, "her §eyi
isbirligi terimiyle
kotudur," diye yazdigi dogrudur. 71 i?btrligi,
anlatmak
bir olctide
Ancak onun mahkum
isbolumunun, kisitlanmts bir
birligin ya
ettigi
da iktidardaki-
lerin dayattigi birornek faatiyettir. Neden daima bajkalanna gore hareket eimemiz ve "dakik bir birorneklige" indirgenmemiz gerektigini anlayamiyordu. Bu nedenle, esit bir toplumda ortak ca-
hsma, ortak yemek ya da ortak stoklara gerek gormuyordu. Godwin'e gore bunlar, "du§tincenm fethi saglanmaksizin davramsi kisitlayan hatah araglar"
idi.
72
Godwin'e gore toplumun organik bir butun olusturdugu ve kendi bireylerinin topiarmndan bagka bir sey otmadigi dogrudur. Aydinlanrms kisiyi, haz ve acinin bireysel hesaplamasim yapan ve kendi eyleminin sonuclarmi dikkatle tartan bir kisi olarak res70
Bki. Clark. The Philosophical Anarchism of William Godwin, s. 312; Isaac Krammick, Introduction, Political Justice, Penguin, HarmondsworLh 1976
71
Anarchist Writings,
72
Age,s. 171, 172,
s.
52. s.
171.
William Godwin: Oiircir
315
A$i$,i
vurgumetti. Entelektfiel ve ahlaki gelisimde ozcrkligin degerini ladi; yaratici
dusiince icin hepimiz, serbesige diisunebilecegimiz
ihtiyac duyanz. Godwin kisinin kaybetmesinde hicbir devarligmda kendi benligini baskalarmin ger gormuyordu:
bir alana, zihinsel bir
uzama
Her insan kendi merkezine dayanmah ve kendi anlayis gucune basvurmahdvr. Her insan kendi bagimsizhgmi hissedebilmelidir ki, adalet ve dogruluk ilkelerini,
onlan kendi durumunun
ozellikleri-
ne ve baskalarmin hatalanna tehlikeli bir bicimde uydurmak zo73 runda kalmadan benimseyebilsin.
bu sekilde kabul edilmesi, Godonun anarsist toplumun-
Bireysel ozerklik ihtiyacimn
win'in bashca elestirilerinden bin, yani
kamuoyu tiranhgmm yasalarm tiranhgtndan daha tehlikeli olabilecegi dtisiincesi dikkate almdigmda daha iyi anlasdacakur. da,
Godwin kesinlikle, hatalan duzeltmenin ve komsulanmizin refahim gelistirmenin bir gorev oldugunu, her zaman tam bir ictendavranmamiz
likle
Ashnda, kamusal otoridavramsi duzeltmek igin
gerektigini savunur.
tenin yerini alacak "genel gozetim"in,
"kamci ve zincirden daha az kailamlabilir olmayan" bir gtic sag74 layacagmi one siirecek kadar ileri gider. Bu sozler oldukca hosgoriisuz bir hava tasisa da Godwin, dayatabireye zorbahk edecek ya da ona belirli fikir ve degerleri cak her
ttirlu
kolektif onletne toptan karsi
oldugunu acik^a
ifade
pknda, onun tavsiye ettigi ictenlik turu, komsulanm kui^guzarlara donusturmeyi degil, "birbirleriyle gercekten
etti. Ilk
ralci
dost" olmalanni saglayacak sekilde onlari her
kidan kurtarmayi amaclar.
miz her
turlti
Ikincisi,
ttirlu
gereksiz bas-
komsulanmiza yapabilecegi-
kmama onlann aklma bir basvuru olmah,
ilimli bir
tutumla ve §efkatle yapilmahdir. Uciincusti, Godwin insanlann olabirbirlerinin ozerkligini taniyacak akdci ve bagimsiz bireyler
caklanm
dtisunur:
"Benim
kom^um
beni serbestce ve kayitsizca degil, kendi gorusiime
ancak onun goriisune gore 75 gore davrandiguni da unutmamahdir." kinayabilir,
sal
Godwin kisisel ozerklige kesinlikle deger verirken, toplumvarlikbr oldugumuzu, toplumu olusturdugumuzu ve toplu-
73
Age, s 60-1.
74
Poiilical Justice,
75
Agf,
I,
333, 168.
1793 bsk., U,
s.
565.
Anar$izmin Tarihi
316
mun
en
ortaya gikardrgim tekrar tekrar vurgu-
iyi niteliklerimizi
Ashnda, ozerklik iie kolektiflik arasinda hi^bir gerilim gormez, cunkti "ozgurluk aski hie kuskusuz birlik duygusuna ve lar.
baskalan igin kaygilanmayi gerekliren bir afar." 76
Godwin 'in romanlan, asm
jik ve ahlaki tehlikelerini
kisilik
ozelhgine yol
yalnizhk ve tecritin psikolo-
gok canh bir bidmde
gosierir,
Onun
evrensel yardimseverlik anlayisimn temelini olusturan etik siste-
min
esin kaynagt insan sevgisidir.
Ashnda Godwin ozgur ve e§it bir toplumda insan lann da ha loplumsal ve daha bireysel olacaklanna inanir: "Her insan komsusuyla simdikinden bin kat daha fazla sevgi ve karsdikh nezaketle birlesecektir;
keme
ama
her insan tek basina dtisunecek ve
muha-
edecektir." Nihai olarak, birey ve
degildir,
cunku her
kisi
toplum birbirinin karsiti bireysel olarak <;ok daha gelismis ve lop-
lumsal olarak daha bilincli olacaktir; "dar bencillik ilkesi" ortadan kalkacak ve "herkes kendi bireysel varhgtm genel iyilik dusuncesi idnde kaybedecektir." 77 Godwin'in en biri, kisisel
ozerklik talebi
ile
gticjii
yanlanndan
toplumsal hayatin gereklerini bag-
da§nrma tarzidir. Ashnda Godwin'in anarsizmi, Stirner'in egoizmi ya da Proudhon'un rekabetciliginden 90k Kropotkin'in komunizmine yakindir.
Reform Arabian Fransiz Devriminin Terore donustugune tamk olan Godwin, toplumun ani ve siddetli donusumu anlaminda devrimi butun kalbiyle desteklemedi.
zunden
Devrim
bir tiranhgin sactigi dehset yu-
baslayabilir; ancak, ozellikle iktidan ele gerirenler baska-
lanni ceza tehdidiyle zorlamaya cahsirlarsa, devrimin kendisi bir tiranhga donusebilir.
Godwin jisi
kararli bir bansci degildi,
ancak ozgurlesme
strate-
siddei igermiyordu. Insan akhnin, bir saldirgam kihcmi bi-
rakmaya ikna edecek kadar gelismis oldugunu dusunniedi. Silahh miicadele bir "ic saldirgan"a karsi direnmek ya da isgalci bir despotu te,
puskunmek
butun ikna
icin
de gerekli
olabilirdi. 78
Bununla
c^abalan ve goruslerin bosa ciktigi bir
asgari diizeyde fiziksel 76
Anarchist Writings,
77
Agc,s. 173.
78
Ag
s.
birlik-
durumda, guc kullanimmi kabul ediyordu. Sonug
172-3,
317
William Godwin; Duztn /Wj£j
olarak
meye
aydmlanmis
kisinin gorevi siddei yoluyla devrimi ertele-
gahsntakti,
Boylece
Godwin
barikatlarda degil fikirlerde devrim istedi.
Degi§imi saglayacak uygun ara?, bilginin yayilmasiydi: "Insan zihnini etkileyecek
mesru
arac, zor degil, iknadir."
Toplumun
esitlenmesi herk~si zorla "ciplak ve vahsi bir esitlige" indirgemek digil, her k s A bilgelige yuksettmekti. Ne var ki Godwin'in 1
tavsiye ettigi re j
asamahdn fikir
ki,
b
1
m 1a
("guler yuztii ve selim iktidar!") oylesine
eytem demek biraz zor
olabilir.
79
uruldugu icin, insanlar akillandikca ve
temeiinde
Hukiimet
onun
ge-
reksiz bir kottil «k oldugunu anladikga, desteklerini asamalar halinde cekecekle ve hukumet zamanla sonumlenecekti. Bu suredn siyasal pa-tiler ya da birliklerce gerceklesurilemeyecegi -
a?ikti,
iogrulan soyleyecek,
Godwin,
ictenlikle
davranacak ve
boylece degisirnin katalizorii olabilecek anlayisli ve iyi niyetli inttiru,
kucuk ve bagimsiz
grubu"nun
prototipidir. Anar-
sanlar arar. Tavsiye ettigi yegane orgut gevre,
modern
anarsist "sempati
ilk ki§ist gelenek idnde Godwin "sozlu propaganda" yi savunan geregini yenilenme ahlaki once reformdan Siyasal si olmustur. vurgulayarak, "ozel olan siyasaldir" fikrini de cok onceden haber
vermis lir.
Godwin'in asamacthgi naif
bir diisunur olmadigini gosterir-
ken, pratikie izledigi siyasete tuiucu bir
yon kazandinr, Shel-
yalmlmis protesto eylemleri turunu ele$tirdi. ley'in Dogru yonde oldugu gorulen her hareketi belirti bir mesafeden desteklemenin dogru oldugunu dusiinuyordu. Kendi tarihsel kokatildigi
sullan icinde soyle diyordu: "Kendimi ilkesel olarak Cumhuriyetd, pratikte ise bir Whig olarak goruyorum. Ben bir filozofum, kisi; ve bu amaca okuyarak, ya80 1790'larda zarak ve biraz da konusarak ulasmak istiyorum." vazgecti. bir ara Parlamento'ya girmeyi dusunduyse de hemen
yani akilh olmayi arzulayan bir
Parlamento
iiyeligi
onun bagimsiz ligmi
kisitlayacak,
90k derin dusuncelere dalmaya uygun olan
eylemden
kisiligine ters duse-
cekti.
Godwin
yeterli bir praksis geli^tirmeyi
asamacthgi, kusaklan, etkileyici bir otorite v; ikt sadi esitsizligin feci 79 80
Agf, s 123,121. Alinti.
wniain Godwin,
s.
343.
basaramadi.
bidmde
Ihtiyatli
betimledigi siyasal
sonuclanna terk etmek zorun-
318
Anar%izmm
Tarihi
da kaldigmi gosteriyordu. Fikirlerin kosullar tarafmdan nasil bicimlendirildigirii
canh
tirmekten cok sadece
oldukca insanlarm akildigi
bir
bicimde kamtlarken, kosullan degisdegistirmeye cahsti.
fikirleri
Hukumet
var
tarn olarak akilci
otamayacaklan ve insanlar olarak kaldikca hukumetin de var olmaya devam edecegi
ikilemirtden kurtulmadi. Godwin'in sorunu reform meselesini
kurumlar duzeyinde,
fikirler
diizeyindeki kadar kavrayamamis
olmasiydi.
Toplumsal bes, Locke,
bir filozof olarak
Rousseau ve
Godwin, hig kuskusuz, Hob-
aym
ayardaydi. Felsefi anarsiztutarh ve derin savunucusu oldu. Kendi liberter sonuclainsan dogasina tliskin makul bir anlayistan hareketlc Mill'le
min en nni
dikkatli bir bicimde ortaya
koydu.
.Siyasetin etikten
ayrdamaya-
cagina inandi ve ikna edici bir adalet aniayisi olusturdu. Yasa, hukumet ve demokrasiye iliskin temel varsayimlara yonelttigi elestiriler icgoruyle
doludur. Saglam bir dogruluk anlayismdan
hareketle, en giiclu dusiince ve ifade ozgiiriugu
savunulanndan
birini gelistirdi.
Godwin mevcut tiranhklann yerine, ozgur ve esit bireylerin goniillu birlikterinden otusan basi ties tiril mis ve merkezi olmayan
bir
toplum onerdi. Egitim teorisinde, isteyerek ogrenmenin
yararlanni gosterdi. tktisatta, esitsizligin feci sonuclarmi kanitladi ve bir ozgur komunizm sistemi tasarladi. Godwin'in siyasal pratigi yetersiz olduysa,
bicimde uygulanmasiyla filozof olmasiydi.
bunun
rtedeni, evrensel ilkeleriii belirli
degil, ilkelerin kendisiyle ilgilenen bir
Bu ilkelerden
yaptigi cesur cikarsamalarla, ya-
sadigi cagin radikalizmini asan ilk btiytik anarsist
dusunur oldu.
Max
Stirner: Bilingli Egoist
<&
asm formunu savunur. SadeToplum, Insanhk ve Tann gibi butun soyut varhklan da reddeder. Ban felsefesinin butun akrici
Max
Stirner bireyci anarsizmin en
ce yardimseverligi degil, Devlet,
gelenegine isyan eder ve
deneyim tutkusunu
2aferine sarsilmaz bir rine
felsefi
soyutlama yerine dolaysiz
onerir. Eseri, Ahi], tlerleme ve
kisisel
Diizenm nihai
guven duyan Aydinlanmamn temel
ilkele-
cepheden bir saldindir. Stirner'in felsefe tarihindeki yeri, lasidigi anarsist staitisu
kadar tarusmalidir. Egoistin "her seye baskin olan, tek basma
zevk alma ve oynama amaci"ndaki saf estetik
islevi
yerine geti-
butun onermeleri tahrip ettigi icin, anarsist degil, daha cok nihilist oldugu one surulmustur. Camus, Stirner'in Tannya metafizik isyamm, bireyin mutlak olumlanmasi ve "cirenler disinda
1
oncusu olarak gordu. 2 Bazilan da bireyin ontolojik onceligine duydugu ilgiyi vurgulayarak, Stirner'i varolu§cu gelenege yerle§tirirler. Herbert Read kisstz
durumda gulen"
bir tur nihilizm
ona "en varolu§cu filozoflardan 1
R.
W.
3
diyordu.^
K. Paterson, Tkt Nihilistic Egoisc
Press, 1971,
2
biri"
s.
292-3.
Aynca Bkz.
s.
Mux
Slirrnr, Osfe-id
102, 127
Alben Camus, L'Hommir r&vo\l(, Gallimard, Herbert Read, Anarchy and Order, s. 165.
Pari:.,
1451
.
s.
8
I
University
Anar$izmin Tarihi
320 Stirner'in digi
mevcut degerlere ve kurumlara bastan sona
kesindir.
saldir-
bireyin benzersiz gercekligini
gibi,
onu Hegelci metafizigin buyuk laternasindan kurtarHiristiyan ahlaka yaptigi saldinda ve tam bireyin
kutsadi ve
maya
Kierkegaard
caltsti,
ozyuceltimi cagrisinda, Nietzsche'yi ve estetik varolusculugu andinyordu. Ancak eserinde nihilist ve varoluscu ogeler olsa da,
butun ahlaki ve toplumsal degerleri yikmaya cahsmadigi S timer sadece bir nihilist degildi. Kesin
konusmak
icin
gerekirse, bir
on varoluscu da
degildir, cunku daha yuksek ve daha iyi bir biyaratma girisimlerini reddeder. Stirner anarsist gelenege mensuptur ve bu gelenegin en ozgun ve yaratici dusunurlerin-
rey
den
Pek cok
biridir.
onun goriisterini sok edici ve uygvmsuz onun cesur mantigiyla uyusmakla yukum-
kisi
bulsa da, her [iberter ludiir.
Marx ve
man
Engels, Stirner'i yeterince ciddiye almislar ve AlSdeohjisi'nm biiyuk bir bdlumiinde, "Aziz Max", "Sancho"
bu dusuniirun insani cileden cikaran gdrtiscurutmeye cahsmislardir. 4 Aslmda Stirner, Marx ile pek cok noktayi, Marx 'in diyalektik yontemini, soyutlamatarim ve ve "Esstz" dedikleri lerini
"insani 6z"e iliskin
elestirisirti,
emek cozumlemesini,
statik
mad-
decilik reddiyesini ve toplumsal degisimde insan iradesine yaptigi
vurguyu
paylasir, Engels,
Marx'm
Stirner'in kitabim
okuduk-
tan sonra, egoizmi benhnsedigini ve gecici de olsa, "biz
aym
nisder de
komu-
sekilde egoizmden geliyoruz" dedigini teshm
eder. 5
Genellikle Benhk ve Mulkiyeti olarak cevrilen temel eseri Der Einzige und sein Eigenthum'da (1845) otorite karsismdaki bireyin en tutarh savunusunu yapar. Devlei ve toplumsal kurumlara iliskin arastmci bir elestiri sunar ve
ye
dayali
itiskiler
kuracak
yansacak bir "egoistler
ve
onlann yerine, sozlesme-
birbirleriyle
barisci
bicimde
birligi" dnerir. Stirner'in kisisel ozerklik
savunusu, sadece Benjamin Tucker ve Amerikah bireycileri degil, yasadigimiz yuzytl icinde Emma Goldman ve Herbert Read toplumsal anarsistleri de eikiledi. Kropotkin'in
gibi
onun
anti-
onda gordiigu ve "ahlakin yuzeysel inkan" deseye ayiracak fazla zamani yoktu, ancak sosyalist donemin-
sosyal saldinsma, digi
deki 4
Mussolini,
Bki. C.
J.
Lawrence 5
Stirner'in
"bireyin
Arthur, "Introduction",
& Wishart, 1970,
Alinti, Paterson,
Hi*
s.
Marx
dogal
&
23.
Nihilistic Egoist,
s.
117.
gucleri"ne
Engels, The
German
iliskin Ideology,
Max Stinia" ovgiisunii yeniden
Solun gerekse Sagm ya
devam
Max
moda
liilincti
haline gctirmtk
liberie rlerini
321
(:"j;iiist
istedi. 6 Stirner
gerek
esinlemeye ve cileden cikarma-
etmektedir. 7
ne kadar cesur
Stirner'in dusunceleri
o kadar lirkek
idiyse, hayati
da
1806'da Bavyera bolgesindeki Bayreuth'ta
gecti,
dogdu; gercek adijohann Kaspar Schmidt'tir. Ana babasi yoksuldu. Babasinin olumunden sonra annesi yeniden evlendi ve kocakuzey Almanya'ya
siyla birlikte
Sonunda
uth'a yerlesti.
delirdi,
stnda Berlin Oniversitesi'ne
gitti,
daha sonra tekrar Bayreile 1828 yillan ara-
Oglu, 1826
devam
Burada
etti,
gordii ve Hegel'in konferanslanm dinledi. yeri
ra,
dgrenimi
felsefe
Ancak akademik
kari-
pek parlak olmadi. Stirner, iki ayn iiniversitede kisa sure vakit gecirdikten son-
1832 yihnda
olarak
dondu
Berlin'e
Daha sonra on
basardi.
ve ogretmenlik sertifikasi almayi
sekiz ay kadar ucretsiz stajyer dgretmen
ancak Prusya hiikiimeti onu
calisti,
tain
gun ogretmen
olarak atamayt reddeui. 1837'de pansiyoncusunun kiziyla evlendi,
ancak
birkac.
ay sonra gene, kadin
dogum yaparken
ner'in munzeviligini ve egoizmini yalniz
kariyerine ve kotu talihine
oldii. Stir-
cocukluguna, basansiz
baglamamak zordur. Madam Gropiis buldugu boyunca Johann
us'un gene kizlar icin Berlin'de kurdugu akademide
zaman
donmeye
tali hi
Kaspar'tn duzenli bir
basladi. Sonraki bes yil
isi
lektuellerinin bazilanyla
oldu ve doneminin en
kayna§maya
basladi.
atesli
gene ente-
Kendilerine Die
Frelen -Ozgiir Olanlar- diyorlardi ve 1840'lann basinda Fried-
uzerindeki Hippef's Weinstube'de toplamyorlardi. Bruno Bauer ve Edgar Bauer grubun onde giden simalarrydi, ancak Marx ve Engels de zaman zaman onlara katihyorlardi, Engels, Arnold Rouge ile yaptigi bir ziyaret sirasinda gene Hegelcirichstrasse
ler
hakkinda edindigi izlenimleri bir eskiz olarak birakmistir. Bu
eskizde Johann Kaspar gurultulu bir tartismayi izleyen yalniz bir kisi
olarak betimlenmektedir.
Marx'in gazetesi Rhtin'tsche ZeitHtig'da, 1842'de yayimlanan "Egitimimizin Sahte Ilkesi"ni bu Stirner'in izlemekte
san"
donemde
yazdi.
Bu deneme
liberter cizgiyi gosterir. "Egitimli in-
"ozgiir insan" arasinda ay rim yaparak, birinci
ile
6
Kropotkin,
7
Bkz. John
James hism
oldugu
j.
in
Etflif s, s.
P.
338, Mussolini, abntijoll. The Antmhists,
Clark, Max's Stirner's Egoism,
Martin,
Men
Freedom
1'ress,
s.
durumda 155.
1976,
s,
87-90;
against the State: The Expusifors of individualist Anarc-
America, 1827-1 908, Ralph Myles, Colorado Springs, 1970.
s.
250.
322
Anar$izmin Tarihi
Insanhgm sahiplendigi
biiginin, Kilise, Devlet ve
lendirmek
icin kullanildtgmi, ikinci
lastirdigini
one
durumda
ise
kisiligi
bicim-
secmeyi kolay-
sitrdu:
Insanlarda ozgiirluk
fikrj
uyandinhrsa, ozgtir insan durmaksizin
kendisini ozgurlestirecektir; tarn tersine, eger insanlar sadece egitilirlerse,
kendilerini en yflksek duzeyde yetismts, zarif insanlar ola-
rak daima kosullara uyduracaklar ve ujakga yaltaklanan ruhlar halitide yozlasaeaklardtr. 8
buyuk Alman metafizikcinin felsefesini tartisuklan ve sonunda ona karsi ctktiklan icin Sol Hegelciler olarak tanmdilar. Johann Kaspar yegane tanmmis eseri Bmlik ve MulkiyeOzgtir Olanlar,
ti,
Ozgur Olanlar'in gortiskrine duydugu
Hegel'e ve
tepkiyle
yazdi, Eser felsefe tarihinde benzersiz bir yere sahiptir. Inisli ci-
kish ushtbu, tutkulu, dolambagli ve tekrarlarla doludur; anlami donuk ve celiskindir. Tipki bir muzik partisyonu gibi
genellikle
temalar sunar ve aym temalan baska bir bdliimde gelistirmek uzere terk eder; metnin butunu, tamamen kendisi olmaktan ve kendi hayatini kontrol altinda tutmaktan duyulan hazzm muzafyuceltilmestnden ibarettir. Aslinda bu Stirner'in asyasayamadigt bir duygudur. Stimer ditin gercekligi algilayisimizi etkileme ve dunyamizi sinirlama tarzina iliskin, neredeyse Wittgensteinci bir farkindahga sahipti. "Dil," diye yazar, "ya da 'soz' bize en siddetli zulmu fer bir edayla. la
yapar, cunkii,
butun
"Dil koleli^Vnin
bir sabit fikirler
tamamen
seyi kapsadigmi vurgular.
dusmez: "Dogrular,
ordusunu karsimiza diker."
insani bir yapi oldugunu, ancak her
Dogruluk
sozler,
dil
konusma
sunceleri sozcuklerle kaydedilir ve
dismda gerceklige denk
tarzlandir
...
insanin
dii-
bu nedenle sozcukler diger
nesneler kadar mevcuttur." 9 Dogrular dille ifade edilen tamamen insani yaratdar olduklan icin, tuketilebilirler: "Dogru oludur,
kullanabilecegim bir harf, bir sozctik ve bir malzemedir." 10 Andil ve onun sabit anlamlan tarafindan kolelestirilme
cak Stirner 8
Max
Stirner,
The False Principle of Our Education, Ralph Myles, Colorado
Springs, 1967,
s.
23.
Ego & His Own, cev. Steven Byington, Rebel Press, 1982, s. 346-7. Kitap, Byington tarafindan The Ego and His Own basligiyla cevrildi ve 1963'tc
9
Stirner, The
10
Age,
Libertarian s.
354.
Book Club
tarafindan yayimlandi.
Max Stirner.
imkanim kabul
323
Bilincli Egoist
eder, Bu, yeni bir seyi ifade
etmenin son derece
zor oldugunu ortaya koyar, Nihayet Stirner, anlatilmaz olanm, soylenemez ya da betimlenemez olanin karsisinda sozel guc-
suzluge indirgenir. "Ben"e "dusunulemez" ve "soylenemez" der:
"Benim, adlandmlamaz olanin, diisunceler alamnin karsisinda, 11 dtisiince ve zihin paramparca olur." verdigi sort derece saygiders Benlik ve Mtilfeiyeti'nin yazari, deger gene kizlar akademisinin sahibi
lendirmemek
icin
Max
Madam
Gropius'u endise-
Stirner takma adini benimsedi. Almanca
"Stime" "aim" anlamina gelir ve miistakbel filozof bu ismin, sadece cikik bir aim oldugu icin degii, kendisini "kafah" biri ola-
uygun oldugunu diisunuyordu.
rak gordugu icin de
yin yoluna cikacak her
turlii dini
ve
felsefi
Essiz bire-
inanca karsi cikmasi
ona hemen kdtu bir sohret kazandirdi ve aralannda Ludwig Feuerbach, Moses Hess, Marx ve Engels'in de bulundugu pek cok kisiyi
onun
goruslerini curiitmek uzere harekete gecirdi.
Stirner,
(baseser) yazarken
magnum opas'unu
Ozgur Olan-
guzel bir uyesiyle, Marie Dahnrtardt
lar'in zeki ve
Hayatinin en mutlu donemiydi.
Madam
ile
evlendi.
Gropius'un, o kibar ku-
rumda yuvalanmis dusiinurun yikici ve kiskirtici yazilannin farkmda olmadigi goriiluyordu. Gene de bu durum, urkek bir izlenim veren kazanmak
icin
satcilan,
B.
meye
sepetlemesini engeltemedi. Stirner, hayatim
Stirner'i
ismarlama yazilar yazmaya, bu arada
Ingiliz ikti-
Adam
Smith'in cilder tutan eserlerini cevir-
basladi. Basarisizliga
ugrayan bir mandira projesinin arYillar sonra Stirner'i ?ok egoist ve
dindan
J.
Say ve
karisi
onu
terk
etti.
sinsi biri olarak hatirlayacakti. Stirner hayatinin geri
mini yoksulluk icinde gecirdi ve iki kez borclan se di.
atildi.
Zaman zaman Barones von
Radikal
birlesince
felsefi
buyuk
fikirleri,
der Goltz'un salonuna katil-
ozellikle
bir saskinhga
kalan kis-
yuzunden hap-
neden
soguk
oldu,
dis
gortinusuyle
Bu donemde
yazdigi
yazatek eser, Geschichte der Reaction (Geridligin Tarihi, 1852) Stirner siradandi. 1856'da sona eren hayati kadar donuk ve
rmm
buyuk eserin yazari oldu; bu da hayatinin ve yasadigi cagin bogucu kosullartndan kacmak icin gerceklestirdigi umutsuz ama aym zamanda basansiz bir girisim olarak gorulmustur. tek bir
11
Age,
s.
143.
Felsefe
ancak Almanya'da 1840'larda
Stirner'in felsefesi
Hegelci din
baglammda
elestirisi
anlasdabilir.
Ruh'un gerceklesmesi ve acihmi olarak goren
gelistirilen Sol
Hegel'in,
felsefi
tarihi
idealizmine
kar§i cikan Sol Hegelciler, dinin bir yabancilasma
formu oldugunu ve bu yiizden muminin kendi arzulanabihr niteliklerini askin bir tannsalltga yansittigim one surdiiler. lnsan Tannnin imgesinde yarattlmamis, ancak Tann insanin ideal imgesinde yaratthmsSol Hegelciler bu yabancilasma nin ustesinden
getmek icin, edinmek" ve Tannya atfedtlen niteliklerin ashnda insani nitelikler oldugunu anlamak gerektigini one surduler. Aslmda bu nitelikler simdi de kismen anlasilmaktaydi, ancak tarn olarak anlasilmalan ancak donustiirulmus. bir toplumda tir,
insani ozti "yeniden
mumkun
olabilecekti. Boylece din elestirisi radikal bir
reform
cagnsi haline geldi. S timer, diyalektik Hegelci
tarzi gelistirdi
tez, antitez
ve
ve sentez dizisini kapsayan
onun yabancilasma ve uzlasma
temast-
benimsedi. Kendi egoizm felsefesini diinya tarihinin zirvesi olarak gortiyordu. Ashnda Stirner'e Hegekilerin sonuncusu ve ni
en mantikiisi denilmistir. Hegel'in "somut evrensel"inin yerine, "insanlik" ya da "sinifsiz to plum" gibi gen el nosyonlar
caltsmiyor, sadece
somut bireyin
koymaya
gercekligin e inamyordu. 12
Ancak Stirner, elestirilerinde Sol Hegelciler' den de ileri gitti, Feuerbach'm Tannya tapacak yerde insani "oz"u denemeli ve gerceklestirmeliyiz dedigi yerde, Stirner,
bu humanizm turiinun
kihk degistirmis. dinden ibaret oldugunu
ilan etti: "oteki
dunyayi
isteyen ve ozleyen Hiristiyan." 13 tnsani oz kavrami sadece soyut
dusiince oldugu icin, eylemlerimizi olcebilecegimiz bagimsiz bir standart olamaz. Insani oz, upki Tann, Devlet ve Adalet'e iliskin sabit fikirler gibi, "kafanin icindeki carklar"dan gild ir ve bir "hayalef'ten
daha
fazla gerceklige
baska bir sey de-
sahip olamaz. 14
Benzersiz bireyin onceligini ovmesine ragmen Stirner, metafizik
anlamda
bir tekbenci (solipsist) degildir. Dissal
ve oteki insanlarm bagimsiz varhgmi sey yapabilirim; ancak 12
"Kendim
icin
David McLellan, The Young Hegelians and Karl Marx, Praeger, 1969,
s.
119.
Egv& Its Own, s.
13
Stirner,
14
Age.s. 43,39.
Tin
dunyanin
pek az bu pek az sey her seydir ve baskalarinm tanir:
32.
New
York,
Mux Stirner. gucuyle
yapmama
325
iiil\i\i;U Jij;(>isi
izin verilen seydtri
daha
iyidir."
15
O halde ego
her seyi yaratmaz, her seyi kendi amaclanna yonelik araglar olarak gorur: "her sey olan ego degildir, her seyi yikan egodur. 16
Gene
Stirner,
zaman zaman baskalan
konusur, ancak sunulmesi gerekligidir: "Benim ratistymis. gibi
egonun mulkii ve yaonlann bu sekilde du-
sanki
kastelligi
icin sen, beslendighu ve karsih-
ginda senin tarafindan kullanildigim besinden baska hicbir geysin, Bir baskasiyla sadece tek bir iliskimiz vardir ve bu, kullandafayda ve kullanma ili$kisidir." 17 Ego, sadece gerceklik ya
bilirlik,
da gercekligin lamami olmadigina gore, gercekligin en yuksek duzeyidir. Butun varhklan ve geyleri kendi
Egonun gildir.
once
amaclan
tarn niteligi Stirner'in eserinde butuntiyle acik de-
Ego, form ya da oz tasimaksizin her
gelir;
tici hic"tir;
anlaminda
icin kulla-
ne bir nesne ne de bir
fikirdir.
tiirlu
Ashnda
varsayimdan
ego, bir "yara-
tek bir benlik degil, bir benlikler dizisidir: "Bosluk hiclik degilim, yarauci hiclik, yaratici olarak her seyi
yaratan higligim." 18
O
halde ego, var olan bir dizi benlik aracili-
Ne yazik ki Stirner yeterince acik ya egonun nasil bir dizi benlik haline Ne de kendi kendini yaratan ego kavra-
giyla var olan bir surectir.
da tutarh
degildir,
Kahci
gelebilecegini aciklamaz.
bir
mini, yine kendine ait olan, insanlarm dogustan zeki ya da aptal, sair ya
da mankafa olarak dogduklan iddiasiyla bagdastinr.
Ego, yaratici oldugu surece einzig -benzersizdir. Her birey tekil ve kryaslanamazdir: "Benim etim onlann eti debenim akhm onlann akli degildir," 19 Boylece Stirner tamamen atomcu bir benlik an lay 151 gel is in r. Ancak Rousseau gibi, insanin ozgun olarak bagimsiz oldugunu one surmez; "Ne yahtilmishk ne de yalnizlik; insanin ozgun durumu, toplumdur 10 Ancak toplum, bire... Toplum, bizim dogal durumumuzdur."
tamamen gildir,
t
yin kendisini gercekten kendisi olmaktan ozguriestirmesini gerektiren bir seydir.
Bu nedenledir
ki,
Marx ve Engels
ironik bi-
gimde ona "benzersiz" olma anlaminda "Aziz Max" demislerdir, Bir ate is 1 ve maddeci olarak Stirner, egonun sonlu ve gecici 182
15
Age,
s.
16
Age,
s.
182
17
Age,
s.
296-7.
18
Age,
s.
5,
19
Age, 5 138.
20
Age,
s.
305-6
Anarfizmin Tarihi
326
oldugunu dusuniir ve onu sik sik bedenle 6zdesledigi "Ben neyim?" sorusuna Stirner'in verdigi yanit sudur: nunsuzluk ve
mu, sel
"Bir ka-
ba§ibos. durtuler, arzular, istekler, tutkular
kaos ya da yol gosterici
isiksiz
goriilur,
olduguna gore, zeka ya da
yildiz." 21 Ayrica,
fikir
ucuru-
ego beden-
urunleri hicbir bagimsiz
varliga sahip olamazlar.
Bu yakla$im
Stirner'i
nominalist bir
konuma
goturiir; ger-
geklik sadece ozel seylerden ibaret oldugii icin, evrensel olani ya
da ler,
turleri reddeder, "Insan" gibi
soyutlamalar ya da genet fikirFeuerbach ya da Marx ne derse desin, sadece zihinde olan
kavramlardir.
Zaman zaman
madigtni kabul
Stirner'in, nesnel gercekligin var ol-
ancak bu, ego
ettigi goruliir,
icjn
kullanimlan
di-
sinda higbir degere sahip degildir. Stirner ilkesel olarak, sadece
bilinmekle kalmayan, canli olan varolu^sal gerceklik tipiyle de
il-
Kierkegaard gibi, gercekligin oznel oldugunu
gilenmektedir.
soyiemez, oznelligin ger^ekhkten daha onemli oldugunu iddia
n
eder.
Stirner,
Godwin'in aksine mukemrnelle§tirme yanlisi degil-
Ashnda ego §imdiki durutnun her aninda tamamen mukemmeldir: "Bizler tamamen mukemmeliz ve butiin yeryiiztinde giidir.
nahkar olan tek dir.
bir insan yoktur!" 23
Mumkun
olan sadece olan-
Gelismeyi vurgulamasi dikkate ahndiginda, bu yaklasim pa-
radoksal gorunebilir; ancak burada,
mukemmel egonun
nin ve baska seylerin kendi mulku olarak daha fazla
masi
halinde
gelisebilecegini
kastettigi
kendisi-
far kin da ol-
dusunuliirse
pek de
paradoksal degildir. Boylece ego kendi "kendiligi"ni (e'tgenherO,
kendinde olma duygusunu
muza
gore,
daha
gelistirebilir.
fazla bilgiye ve
"Mukemmel" oldugu-
farkmdahga neden ihtiyac duya-
nz, problemi gene de cozuhnemis. olur. Marx'in one surdugii gibi Stirner butiin
bunlardan yeni bir Tann olusturmus olmasa da
olumsuz ego tanimiyla neredeyse mistik bir hale burunur. Bu sadece soylenemez degil, ayni zamanda dusiinulemez, sadece akilci olmayan deneyim aracihgiyla kavranabilecek bir seydir. Kendi psikolojisinde Stirner, benligi, arzular, irade ve idrak olarak ayinr. Ancak egoyu parcalayacak olan, idrak ya da arzuta-
n yoneten bir yeti 21
Age,
22
Bkz. Clark,
23
Stirner,
s.
olarak iradedir. Benlik, bencil bir iradeden ha-
161.
Max Slim* r's
The Ego
&
f(s
Egoism,
Own,
s.
s.
359.
30.
Max Stirner:
Hilrmli
327
I:j;ois(
kendim icin her seyim ve yapanm. 24 Ancak irade, arzu ve idrak
reketle eyieyen bir butunliiktur: "Ben,
kendi cikanm
igin her seyi
arasinda bir denge olusturmaktan cok, nesneler, kisiler ve benlik
uzerinde iktidar kurmaya cahsir. Boylece Stirner, arzulann idrak uzerindeki giiclu etkisini vurgularken Freud'u, iradeyi egonun
en yuksek
yetisi olarak
Stirner
on
nun dogasmda
verir.
sekizinci yuzyil ahlakcilarimn psikolojik egoiz-
asm formda
mini en
betimlerken Adler'i haber
Kendi cikanni izlemek her egoOzgecitik tarn bir yamlsamadir. Ozgeci
gelisiirir.
vardir.
gortinen, aslinda bilincsiz, goniilsiiz bir egoisitir.
Agk
Asik olurum, cunkii ask beni mutlu
egoLzm tipidir: olurum, giinku ask benim verir.
icin dogaldir,
bile bir
kilar; asik
cunku ask bana zevk
Aymsi, yaraticihk, din ve dostluk icin de gecerlidir. Ne bu arguman bir patoloji olarak kahr ve ashnda hicbir ka-
25
var ki
mti yoktur, Stirner, insan davrani§mm evrensel oz gikarla tanimlanabilecegi inancina dair, iddia
dismda
hicbir kanit
sunmaz.
Stirner'e gore psikolojik egoizmin neticesi etik egoizmdir.
ozgur insan olma
Kisiye,
serefi
kazandiran irade gelisimine izin
verdigi icin bilincli egoizmin, ozgecilik
izmden daha
iyi
oldugunu gostermeye
kihgma buriinmus ego-
cahsir.
Etik
Kendi etiginde Stirner, egonun ahlaki duzenin yegane yaraticisi oldugunu one surer. Dogada kesfedilecek ne sonsuz ahlaki dogrular
ne de degerler
olarak ben
vardir: "kendi
kendimden baska
ahlakimin sahib i ve yaraticist
hicbir
kaynak tammam; ne Tann,
ne doga, hatta ne de insantn kendisi." 26 Kisinin kendisine karsi bile hicbir gorevi yoktur, cunkii
bu, egonun daha ust ve daha
Bu nedenle, ho§una gideni secmelidir; hayatzevk almak nihai amactir. Bu nedenle sorun, kisinin hayati
benliklere bolunmesi anlamina gelecektir. egoist tan
alt
yegane
iyi
nasil uzatacagi ya
olarak kendi
da kendi icinde dogru benligi nasil yaratacagi
degil, kendisini "nasil cozecegi, hayati
yacagi"dir. 27 tur. Bir
Onun
bir gicekten
sey yapiyorsa,
24
Age,
s.
162.
25
Age,
s.
291.
26
Age,
s.
205,
27
Age,
5.
320.
bilincli
daha
bunun nedeni
sonuna kadar fazla
o §eyi
nasil yasa-
ahlaka ihtiyaci yok-
yapmak
istemesidir,
Anar^izmin Tarihi
328
Eger konusuyorsa, baskalan degil,
bundan zevk
icin, hatta
dogruyu
ifade
etmek
icin
konusur:
aldigi if in
Kuslar gibi sarki soylerim
Kondugum
dalda;
l^imden gelen sarki Bedetini Oder her seyin, 28
Insan kafasindaki hayalet benzeri bir diger cark, kamusal alandaki ahlaki
dogruluktur. Hicbir dogal hak, hi^bir toplumsal hak,
hicbir tarihsel hak yoktur.
Hak sadece guctiir: "Ne kadar gutfuyhakh olursun." Bu tamamen ozneldir: "Neyin hakh olduguna kendi icimde karar veririm; benim di$imda hakh olan sen o kadar
hicbir gey yoktur." 29 Basat ahlak
bu nedenle en giiclu olanin deda ahlak karsrsinda hic-
gerleriyle donatilacaktir. Bireyin yasa ya
yukumlulugii yoktur; onun cikan kendi arzulannin serbestce tatmin edilmesindedir. Bilincli egoist boylece goreneksel olarak bir
tanimlanan
O
iyi
ve kottinun otesine gecer:
halde beni dogrudan ilgilendirmeyen her turlu kaygtdan uiak
dururum! Sen, en azindan
"iyi bir
gerektigini dujunursun. Peki
iyi
neden"in beni kaygdandirmasi
nedir, kotu nedir? Sadece
icim kaygilanan ben, ne iyjyim ne de kotu.
kendim
lkisi
de benim icin an-
ilgilendirir.
Benim kaygtm ne
lam tasimaz. Ilahi
olan Tannyt, insani olan insani
ilahi
ne de insanidir; ne dogru, ne
bir seydir; sadece
bana
aittir,
iyi,
ne
adil
ne ozgur ne de baska
genel degil dir; ben ne kadar essizsem
o da o kadar e^sizdir.
Benim
Ashnda
igin
kendimden daha onemli
Stirrter,
bir $ey yoktur! 30
kisinin "kendiligi"ni ozgurluk degerinin uzerine
yerlestirecek kadar ileri gider.
Kendi ozgiirlugunun toplum, devve daha giiclu olan herkes tarafindan kacinilmaz b icimde ktsitlandigmt bilir, ama gene de "kendiligi"nin kendisinden ahntet
masma
izin
vermez:
Kisi her
28
Age,
s.
296.
29
Age,
s.
189.
30
Age,
s. 5,
seyden degil, cok seyden ozgur olur
...
"ozgurluk sadece
Max Stirner
duller alanmda yasar!" Kendilik Itgim ve varolusitm,
giicumun
gur,
rum, Kendime
329
Ki/i;i()i JijjiMsi
ise,
lam aksine, benim butun var-
benim kcrrdimdir. Kurtuidugum seyden oz-
yettigine ya da nasil sahip
demlim
altina aldigima sahip olu-
olacagimi bilirsem ve kendimi baska-
lanna terk etmezsem, butun zantanlarda ve her kosulda, ben, ken-
dim olurum. 31
Egonun ustunliigunu vurgulayan ozgur ve
bilingli
Stirner, kisitlanmamis bireyin
secimini gerektiren bir ozgurluk anlayisi
gelisti-
devam eder; "Ancak kendimin efendisi oldugum zaman kendim olurum." 32 Stirner'in ozgurluk cozumlemesi etkiteyici rerek
ve derindir. Ozgurlugun kendtsini hedef haline getirmek, ilk planda, lir.
onu kutsallastirmak
Ikincisi, fiziksel
ve idealizme
cekmek anlamma
ge-
ktsitlamadan olumsuz ozgurluk, kisinin on-
yargi, adet ve gelenekten zihinsel ozgiirhjgunu
guvence
alltna
alamaz. Ucuncusu, Hegel'in savundugu olumlu ozgurluk formu -daha yuksek bir davaya hizmet eden- kisinin kendi gorevini kolece yerine getirmesinden farkh olmayacaktir. Stirner'in belirttigi gibi, butiin
bu
teorilerin
sorunu,
"belirli bir
ozgurluk arzu-
su"nu temel almalandir; oysa yegane ozgur olma imkani, kisinin ozfarkindahk, ozbelirlenim ve ozgur iradeye sahip olmasidir. 35 Ancak Stirner, bireysel ozgurlugti vurgulasa da, bu ozgurluk daima egoya, kisinin bencil arzulanni gerceklestirme aracina dir.
Bu nedenle
tabi-
kendiligi (eigenheit) ozgurlukten listun goriir.
Stirner su sonuca vanr: "her tiirlu ozgurluk, oziinde -kendini
ozgnrlestirme- kendiligimle
kendim
icin saglayabitdigim
kadar
ozgurluge sahip olabilmemdir." 34
Egonun sahip oldugu sey
mulkiyettir, Stirner'in dusuncesi-
nin merkezinde yer alan kavram
ancak ego her seye tin
bir
mulk
fiilen
sahip olmayla esitlenir,
sahibi adayi olarak bakar. Mtilkiye-
yegane simn sahip olanin guciidtir: "Mutkiyetin, onun nasil onun kendisinden alinmasina izin
elde edilecegini bilene ya da
vermeyene ait oldugunu diisuriUrum," 35 Ne var ki egoist, en onemli olan seyi, egoyu asla kaybedemez. Miilkiyet edinmek icin girdigi savasta ister basanh ister basansiz olsun, baska her 31
Age,
s.
157.
32
Age,
s.
169
33
Age.s. 159,
34
Age,
s.
167.
35
Age,
s.
191.
330
Aitar$izmin Tarihi
seye "giilumseyerek" ve "humorla" yaktasabiiir. JS Boylece ner,
Stir-
baskalarmm ve dunyanm azami derecede s6murulu§unu
vurgularken,
zaman zaman insan gucuniin
sinirlanni neredeyse
Stoaci bir tarzda kabul ettigini gosterir.
Siyaset
Cogu
anarsist, Devlet ile
toplum arasinda kesin
bir
aynm
yapar
ve ikincisinin barisci ve uretken geligimini saglamak icin birinci-
reddederken, Stirner, mevcut bicimiyle hem Devlet'i hem de toplumu reddeder, Devlet'in, benden sadakat ve tapinma talep eden bir "sabit fikir" oldugunu one surer. Pratikte, benim bireysini
selligime ve cikartanma
tamamen
karsidir.
Yegane amaci, daima
"bireyi sinirlamak, ehlilesiirmek, tabi kilmak;
onun su ya da bu boyun egmesini saglamaktir." 37 Ashnda o, "sinsi bir diken yiyen"dir ve "kendiligin dusmani ve katili" olarak varhgmi
genellige
surdurur. 3*
1
Stirner, Rousseau icin cok degerli olan egemenlik teorisi ve Toplumsal Sozlesme'de Devlet'i hakli cikaran hicbir sey bulmaz.
Devlet'in
egemen olanin
ve yasa cikarma
iradesini ifade ettigi icin
hakkma
mesru yonetim
sahip oldugunu iddia etmek, bireyin
egementik hakkina sahip oldugu gercegini, bu indirgenemez gercegi, gozden kacinr. Her bireyin aym iradeyi ifade ettigi gosterilebilse bile, Devlet'in dayattigt her yasa, iradeyi donduracak ve gecmisin gelecegi yonetmesine yol acacaktir. Cogunluk hakimiyetini temel alan demokrasiye gelince, muhalif azinhgm mutlak
konumunda olmasmi saglayacaktir. Egemenlik kacimlmaz bicimde hakimiyeti ve itaati gerektirdigi icin, Siirner, monarsideki
"ozgiir Devlet" gibi bir seyin olamayacagi
lumsal sozlesme teorisine iliskin bu
sonucuna
elestiri,
vartr.
hie kuskusuz,
TopGod-
wtn'in ele§cirisi kadar gucludur.
Ashnda Devlet, ayricahkh
mucadele icinde Bu nedenle emekci sinifi "bu Devlet'e, bu sahipler Devlet'ine, bu 'yurttas kralhgi'na dusman bir guc" otmaya devam eder. Devlet, aynt zamanda mesru bir guc olma iddiasindadir: "Devlet, bireyin uygulamamasi geresiniflara karsi
gelisen burjuvazi tarafindan denetlenir.
36
Age,
s,
356.
37 Age, $.277.
38
Age,
s.
224, 308,
Max Stirner.
331
tiiU)ii,li i'.gt>ii>t
uygular. Devlet'in davranisi siddettir, kendi §iddetiw Devlet sadece, yasalar siddetine ise 'sue' cter." bireyin ne 'yasa', biciminde emirler veren, topluma dayatilmis hukuksal bir tistya-
ken
'^iddet'i
pi degildir; tebaastnin te bir
bag
en mahrem
yaratir; o, "bir
iliskilerine
bagimhhk
nufuz eder ve sah-
dokusu ve
ve baglihk
sinir
sebekesidir; bir mensubtyet, insanlan bir arada tutan bir bagdir..."*
Stirner acikca, "Hicbir Devlet olmadtgi
zaman
ozgiir olu-
rum" der, "benim eylemlerime komuta etmek, nasd davranmam gerektigini soylemek ve bunu yonlendirecek bir yasa olusturmak 1 Devlet'e hie kimsenin us tune vazife degildir.'"* Ancak Stirner, yerde, donecek topluma olarak altematif yararh bir saglikh ve
mevcut toplumu, herkesten butuniin refahinin gozetilmesini
ta-
oncelilep eden basktci bir birlik olarak gorur. Bireyin ontolojik hicbir koruyabilecek ozgurliigu bireysel ahndiginda, gi dikkate
organik toplum yoktur. Bu nedenle tek yol, dogalan geregi bireye ters dti§en ve onu ezen mevcut toplumu ve Devlet'i donustiirmektir.
Insan dogasina ili§kin degerlendirmeleri dikkate ahndiginda Stirner, Hobbes gibi, toplumu herkesin herkese kargi savasi olarak gorur. Her birey kendi arzulanni tatmin etmeye cahstikca, al
kacindmaz bicimde baskalanyla causu. "Neye ihtiyacin varsa ve birakma! Boylece herkes herkese savas ilan eder. Neye sa42
Ancak Slirner'in inhip olacagima tek basima karar veririm." olarak anlamasi arayisi iktidar ve tutku bencillik, dogasini san Hobbes'un anlayisma yakin olsa da, onun vardigi sonuclara ters duser.
Hobbes
kudretli Devlet'in,
yasalanm uygulatmak ve
ele
avuca sigmaz insanhgi zapt etmek icin ancak kihc uzerinde durabilecegini soylerken, Stirner yeni bir
egemen
bireyler birligi
olusturmamn mumkun ve uygun olduguna inanir: Ikimiz, ben ve Devlet birbirimize diismaniz.
mu"nun
refahi, bir egoist
Bu "insan
toplu-
olarak beni ilgilendirmez; ona feda ede-
cegim hicbir sey yok; ondan sadece yararlanabilirim. Ancak ondan tam olarak yararlanabilmek icin onu kendi mulkume, kendi yaratima ddnustururum; yani Age,
s.
115-6,197.
40 Ag€,
s.
223.
41
Age,
s.
195,226.
42
Age,
s,
257.
39
onu imha ederim
ve
onun yerine
bir
Anarsizmin Tarihi
332
Egoistler Birligi olujtururum. 43
Kaynasmis, billurlasmis, sab it ve olu bir grup olarak eyleyen top-
lumun
aksine, egoistler birligi, karsilikh cikarlan belirleyen ken-
diliginden ve gonullu bir birliktir. Birey ancak boyle bir birlik icinde, sdz
konusu
birlik
ona sahip olmayacagi
k:in,
kendisini
benzersiz bicimde ortaya koyabilecektir; "siz ona sahip olursu-
nuz ya da onu kullamrsiniz. " 44 Kisisel ozgurlugii genisletecek olsa da, onun bashca hedefi ozgurluk degil kendiliktir, kigisel mulk sahipligini artirmaktir. Gonullu anlasma sayesinde, bireyin kendi gucunu artirmasinL saglayacak, birlesik gucle kisinin tek basina yapabileceginden da ha fazlasmi gercekle§tirecektir. birey ci bir
konumdan
toplumu yeni
bir
formda yeniden olusturmak
egoistler bir birlik icinde bir araya gelirler,
birle$menin kendi refahlan icin en
Adam
Asm
hareket eden S timer, boyle likte mevcut
iyisi
icin yikar. Bitirnfli
cunku "baskalanyla
olacagim" anlarkr. 45
Smith'in piyasa modeli toplumundaki gibi, bireyler, sade-
ce kendi arzutarim karsilayabildigi siirece isbirligi yaparlar. Stirner kendi 6z gikanni kollayan hesapgi birey anlayisinda
pek <;ok varsayimim paylassa da, onun siyasal benimsemez, Siyasal liberalizmin toplumsal esilsizlikle-
klasik liberalizmin teorisini ri
ortadan kaldirdigmi; toplumsal liberalizmin (sosyalizm) in-
sanlart mulksUzlestirdigini ve
humanist liberalizmin insanlan
tannsrz kildigim ilan eder, Bu hedefler bir olcude ilericiyken,
her uc ogreti de efendinin Devlet formunda yeniden yukselmesi-
ne izin vermi§tir. Stirner
kapitalizmi ve
onun arkasindaki
onaylamaz. Cileci ve mticadeleci dir:
Protestan
kapitalist, Stirner'e
etiki
gore degil-
"Durtnaksizin edinmek bize soluk aldirmaz, sakin bir ortam-
da zevk almamizi saglamaz: Sahip olduklanmiz bize rahat vermez."
Iscileri
kendilerine ve emeklerine yabancilastiran fabrika
sistemini siddetle
elestirir:
ti$tirdiginde, insanin
"Herkes kenditii
makinc
bir insan olarak ye-
gibi cahsjmasi tipki koletik gibi ki-
nanacakur." Emegin deger yarattigini kabul eder. Ancak rutin bir gorevi
mekanik bicimde yerine
getiren kisinin emegi "tek ba-
sina hicbir sey degildir, kendi ba$ina hicbir
amac
tasimaz, kendi
basina hicbir seyi tamamlamaz, sadece baskasi icin cahsir ve bas43
A&,
5.
179
44
^^(.
s
312.
45
Agn,
v
109,
Max Stirner.
333
Biltncli Egoist
kasi tarahndan kullanihr (somurulur)." 46
ger yabanctla§ma ve
yapdan
is
Ve Stirner dikkate desomurU fozumlemesini tamamlamak icin,
nasil ki kisinin
yaranna olmahysa, kismin kendi eme-
ginin meyvelerinden de ayni sekilde yararlanmasi gerektigini
one
surer.
Stirner "kutsal" ozel mulkiyet hakkini da reddeder. Proudhon'un miitkiyete "hirsizhk" demesinin mantikdisi oldugunu
hakli olarak belirtir. "Hirsizhk" kavrami, her seyden once "mul-
miimkundur. Bu yuzden Stirner, Proudhon gibi, sahip olmanin mulkiyete ters dustugunu soylemez, bu ikisinin cakistigina, cunku mulkiyetin kiyet" kavramvnin gecerlt gorulmesi halinde
"harcayabilecegim herhangi bir seye (nesne, hayvan, insan) nirsiz hakim'tyet" in bir ifadesi
sadece mulkiyeti me§rulastiran bir
si-
Bu bir hak degil, guctur ve bu yuzden ben "gu-
otduguna
inanir.
her mutku" edinme hakkina sahip olurum, 47 Ancak herkes kendisi iqin arzuladigi herhangi bir
ciira varsa
etmeye cah$irsa, bu caba Hayir, der Stirner.
esitsiz bir
Onun
seyi elde
toplumla sonuglanmaz mi?
onerdigi egoistler birliginde herkes
kendisi icin yeterli mulkiyeti saglayabilecek, boylece yoksulluk
ortadan kalkacaktir. Stirner
iscileri
kosullar saglamak icin grev
birlesmeye, daha
yapmaya
zor kullanmaya hazir olmalanni
ister.
iyi
ucret ve
te$vik eder; gerektiginde
Bu onu komunist yapmi-
yordu, cunku kendisi Weitling'in "baldin ciplak komuni2mi"ni,
kendi birey sel uyelerini bir butun olarak denetim bir
topluma yol acabilecegi
icin
alt in da
tutan
kucumsuyordu. 48
Liberal teorinin toplumsal sozlesmesini reddeden Stirner de egoistler arasindaki toplumsal iliskilerin temeli olarak sozlesme
nosyonuna ba^vurur. Ne var ki Stirner'in "sozlesme"si, baglayici olmayan gonullu bir anlasmadir. Egoistler kendi aralannda anlasmalar yaparak, kendi cikarlanni akdci bicimde hesaplamak icin bir araya gelirler. Stirner
bunun
ki^isel
ozgurlukten herhan-
gi bir ozveriyi
gerektirmeyecegini iddia ederken, sozlesmeye ka-
tdan taraftann
esit
pazarhk giicune sahip olacaklarmi, aksi halde
pazarhga girmeyeceklerini one
siirer.
Yetenegi temel alan bir
ilis-
ki fikri Stirner'in kavrayisint agar.
Bir
dugu
sucu
tarn ml ay an yasa ve
icin, egoist birliklerinden
46
A^f,
s.
119-20.
47
Age,
s.
256.
48
A^c,
s.
118.
sucluyu cezalandtran Devlet
ol-
olusan Devletsiz bir toplumda
Anarfiztnin Tarihi
334
suclular cezalandinlmayacaklardir. Stirner her turlu cezalandir-
ma
dusuncesini reddeder, Cezalandirma bir seyin kutsalligini
bozmanin
kar§ihgi olabihr, oysa Siriner'in
tasanmmda
olan herhangi bir sey yoktur. Stirner sucdular icin
kuisal
iyilestirici
araclarm kullanilmasi du$uncesini de reddeder, ciinkti bu ancak
cezalandirma run oteki yiizudiir. Ikincisinin bir eylemde do gru Riga karsi islenmis bir sue gordugu yerde, birincisi
bunu suciunun
kendisine karsi i^ledigi bir gun ah olarak goriir. Bu,
"iyilestir-
me"yi cezalandirmaya tercih eden pek cok anarsist tarafindan
gozden kacinlan bir
icgoriidur, "Sue"
ve
"
has tab k" nosyonunu
redd eden Stirner, hicbir eylemin gun ah olmadigim israrla tir.
belir-
Sadece bana uygun diisen ve diismeyen eylemler vardir. Stirner,
cezalandirma yerine, bireylerin yasalan kendi
el feri-
ne almalanni ve ugradiklan zarar kar$ihginda "tatmin" talep
et-
melerini onerir. 49 Bu dneri Stirner' in dusuncesindeki o to rite r egilimi ortaya koyar. Ote te
yanda
Stirner, bilingti egoistlerin sidde-
ba^vurmaktansa sozlesmeler yoluyla ban§ca an la§ malar yap-
malannin faydasmi sonunda goreceklerini savunur. Amac her seyden once hayattan zevk almakttr, Devlet'in hatta topiumdaki resmi
kurumlann ortadan
kalka-
cak ve yerlerini bir egoistler birligine birakacak olmasinin nedeni,
rm
guc ve yetenek bakimindan az cok esit olmamizdir, tnsanlatarn ve bilingli egoistler olmalan, hizmetkarlari ve efendi-
leriyle birlikte hiyerarsik bir
toplum
tireten esitsiz
guc dagihmi-
Bu nedenle Godwin'in one surdugii gibi, ozgur bir toplum kurmadan once uzun bir hazirhk ve aydinlanma doneminden gecmek gerekmez. tnsanlar her seyden na son vermek icin
yeterlidir.
once ne olduklarmi anlamak zorundadtrlar: "Sizin doganiz, her §eyden once bir insan dogasidir; larstniz.
siz
insan dogasindasiniz, insan
Dogal olarak boyle oldugunuza gore, aynca boyle olma-
niza ihtiyac yoktur." 50
"Herkesin herkese kar§i sava§i"nda, toplumu degi§tirmek ve serveti di,
yeniden bolusttirmek icin zor kullanmak gerekli
olabilir-
Zor, Devlet'ten ozgurlesmek icin de kuttanilabilirdi, Devlei
bireyin siddetine "sue" der ve "Devlet'in kendisinin uzerinde degil,
kendisinin Devlet'in uzerinde oldugunu dusunen birey, an-
cak sue isleyerek Devlet' in ustesinden 49
Age.
50
Age,s. 332.
s.
241.
gelir."
Ancak
tek yol
bu
Max Stirner. degildir;
335
Uilin
emegimizi gektigimiz zaman Devlet kendiliginden du-
secektir: "Devlet
cmegm
kdleligine
duyamr. Eger emek ozgur olur-
sa Devlet kaybolur." 51
Son cozumlemede yana
Stirner, bireyse! kendini kanttlama ve is-
unlu ovgusunde, siddel iceren ve yeni kurumlar
iliskin
olusturmaya calisan devrim anlayisimn otesine gecer. Bireyleri baskalan tarafindan yonlendirilmeyi ve yonetilmeyi reddetmeye
cagmr: Hedefim, kurulu duzeni yikmak degil onu asmak olduguna gore,
amacladigtm ve yaptigim
siyasal ve toplumsal degil, (kendimi
is,
ve sadece kendiligimi ydnlendirdigim surece) egoist bir amac ve eylemdir,
Devrim
kijiye an\a$ma\ar
yapmasim emreder; ayaklanma,
kisinin
hendisini yuksehmesini ve yucekmesini gerektirir, 52
Stirner baskalan n a karsi gu
kullanma iradesini
degil, kisinin
kendi uzerinde guc kullanmasim over. Herkesin kendi benzersizligine ^ekilmesi halinde, toplumsal catisma azalacak ve
s;id-
detlenmeyecektir. Insanlar temelde bencil olabilirler, ancak
s;id-
detten ve catismadan kacinmak ve kendi bencil ctkarlan ugruna sozlesjneye dayanan anlasmalar
yapmak
icin
de kendi bencillik-
lenne basvurmalart mumkiindur. Insanlan cikarci egoistler olarak goren Stirner'in sorunu, ozgiir bir
toplumda insanlann iktidan gasp etmeyeceklerini ve
anlasmazhklan cozmek
icin §iddete
ba$vurmayacaklarini hayal
etmenin zorlugudur. Ahlaki yukiimlulugun yaptmmi olmadan anla^malann isleyebilecegini dusunmek icin hicbir neden yoktur.
Hicbir
kista
onlem almadan bu turden anlasmalar yapmak
anlamsiz gorulecektir. Insanlar kalici bir
duklan
i<;in
e^itlige
ilk
ba-
sahip ol-
iktidar miicadelesinde bir ateskes yapilacagini soy-
lemek de pek makul gorunmemektedir. Nihayet, ozgur bireylerin gonullu
birligini
asm
bir egoist,
olusturmaktansa, Devlet
ikti-
darini ele gecirmeyi ya da ozgecileri kendi ama<;larina hizmet
edecek ^ekilde yonlendirmeyi kendi cikarina uygun Stirner'in
tnsan
bes'unki gibi, kendi 51
Bid., s.
116, 197,
52
Ag*,
J16
s.
dogasina
disk in
modelinin,
toplumunun yabancilasmis
bulabilir. tipki
Hob-
oznelligini yan-
Anar^izmin Tarihi
336 sittigi
gorulecektir, Stirner, kapitalist
ekonominin varsayimlarmi
insan varolu§unun her y online uyguladi ve kapitalist kurumlar-
da en kotu olam gundelik hayatin i^inde yeniden
Adam
cevirdigi
uretti.
Asltnda
Uluslann Zenginligi adh kitabini Almanca'ya
Stirner'in goriisu,
Smith'inkinden pek
farkli degildir
ve paylasmaz
bireycilik gelenegi icinde yer ahr. 5J
Son cozumlemede Stirner ahlakdisi egoizm doktrininde tumuhtemelen sessiz kaltr ve ba§kalartna karsi tarn bir umursamazlik icinde kendi cikarlannt kollardi. Stirner herkese egoist olma tavsiyesinde bulunarak bir ahlaki zemin arayistnda oldugunu da ortaya koyar. Tarn bir egoist baskatarh degildir. Tutarh egoist
larini kendisine karsi ozgeci bicimde eylemeye tegvik edebilir, ancak Stirner ba$kalarma sunu sorar: "Neden kendinizi merkez ve kendiniz i<:in temel so run h aline getirecek kadar cesur degilsi-
niz?" 54
Gene
Stirner,
butun nesnel degerleri reddedebilir, ancak
bazi degerleri, egoist olmalan halinde over.
oldugu soylenemez, ctinku bazi
nihilist
Bu nedenle onun
seyleri, ozellikle
bir
egoyu
ciddiye ahr.
"ben den tamamen farkb ve bana Ben oiarak" karsi kar§iya gelse de, bu yaklasun "bohicu ya da dusmanca" bir anlam tastmaz, 55 Gene, ask bencilce bir ali§veristir ve merhamet, acima ya da iyiligi degil "fcarsdifeti olma geregini (senden bana ne kadarsa benden Stirner' in egoisti, otekiyle,
kar$i olan bir Sen'e karsi bir
sana o kadar) temel almalidir. Hicbir sey 'bedava' degildir, kazanilabilir
ve
sattlabilir."
maktan ve Benlik
i(>
Ancak bu
kirtik goriis Stirner'i astk ol-
ve Miilhiyeti'm "Sevgilim Marie Dahnhardt'a"
etmekten alikoymadt. Sonraki yazdannda Stirner onerdigi
tthaf
egoistler birliginin yapay ve hesapci niteligini biraz hafife alir gibi
gorundu.
Onu cocuklarm
birlikte
oynayi$ma, dostlar ya da
bashca gudiileri haz olan asiklar arasmdaki
iliskiye benzetti, 57
Stirner'in cfirutucu bencilligi organik bir
lumu redde tines in i ligini
sagtar,
inkara goturmez. Sartre,
Mo*
varhk oiarak top-
ancak bireyi ovmesi baskalannin var-
"Cehennem
baskalandir" gortisu-
53
Bkz. Clark,
54
Stirner,
55
Age,
s.
179,209.
56
Age.
s.
310.
57
Bkz. Stimer, KU'mere Sehrijten und seine Entegnungen auj die Kritik seines
The Ego
Stirner'i Egoism,
&
Its
Own,
s.
1
Werltcs: 5.
164.
Der Ein^ige und
jcin
s.
57-8.
57-8.
Eigenthum, Schuster und Loetfler, Berlin, 1898,
Max Stirner. nu benimsemis
olabilir,
ancak Slimcr
icin
gibi, Stirner
baskalan, birlegerek
Emma
kendini gerceklestirebilecegi bireylerdir. lirttigi
337
Bilmiji J:^o^(
sadece "herkes kendisi
Goldman'in be-
icin,
arkada kalani
seytan alsin" teorisinin havarisi degildir,^
Marx
ve Engels "kavramlar hayati duzenlemelidir" soziine
inanan ve tarihe
idealist bir
yakla§um olan
Stirner'i Hegelciltkle
suclamakia hakhdtrlar. 59 Her yerde ustesinden gelinecek "kutsal"i ararken, loplumun maddi temelini gozden kactrdi. Bu du-
rum onu
Devlet'in
sonumlenmesi
icin bireyin Devlet ile olan ili§-
dair fikirleri degistirmenin yeterli olacagina
kisine
inanmaya
Aym
zamanda, insanbgi ozgurlestirmenirt sadece zihinyanilsamalan yok etmekle ilgili bir mesele oldugunu ima ede-
yoneltti. sel
"kmsal" olana saidinrken, Feuerbach'ta karsi cikngi seyi kendisi yapiyordu. Gene, soyutlamalan reddederken, kendi rek
"ego" kavrami bizatihi bir soyutlamadsr ve bireyin bir iligkiler
oldugunu anlayamaz, Nihayet Stirner, iscileri grev yapmaya ve emeklerinin iirununu talep etmeye zorlamada da yeterince ileri gitmez. Ancak, ne kadar dogru olursa olsun butun bunlar, seti
Marksistlerin yaptigi gibi, Stirner'i "bir kticiik burjuva utopyaci-
oiarak
si"
kucumsemeye ya da onu
fa^izmin habercisi gibi gor-
meye yetmez, Stirner uyumsuz ve rahatsiz bir varhkttr. Goriislerini en asiortaya koyarak ve tezlerini nihai sonuclarma kadar bicimde n gelistirerek
okurlannin psikolojik sukunetlerini ve ahlaki hos-
nutluklanni sarsar. Degeri, Devlet'in ve otoriter toplumun
gi-
zemlilestirilmesine ve seytestirilmesine nufuz etme yeteneginde
Komiinizmin
yatar, igci
bireyi ezebilecegt elestirisi isabetlidir ve bir
Devletinin liberal Devlet'ten daha ozgiir olamayacagmi hakii
belirtir. Bunun otesinde, "kafanm icindeki <;arklar"m bize hakim oldugunu parlak bicimde kamtlar: Soyutlamalann ve sa-
oiarak
bit fikirlerin zi
dusunce tarzimizi ve kendimize
iliskin goriislerimi-
nasd etkiledigini, hiyerars,inin koklerinin nasd "du^iincelcrin
hakim>yeli[Tie], z'thnin hdkimiyeti"ne kadar uzandigini gosterir. 60
Toplumsal peceyi kaldinr, soyutlamalara tapinci zayiflatir ve dunyamn bizzat olus/turdugumuz "hayaletler"le nasd dolu oldu-
gunu
gosterir.
Yabancdagmis bir dtinyada guclu bir birey savu-
59
Goldman, Anarchism and Other Essays, 5. 44. Marx & Engels, The German Ideology, s. 26. Own, 5. 96.
60
Ag«,
58
s.
74.
Karsi Jasiiriniz, The
Ego
& Its
338
Anar$iznrin Tarihi
nusu yapar ve
oznelligi her devrimci tasanmin merkezine yerle?Kendini kamtlama cagrisi §iddete ve zayifin ezilmesine yol acabilse de ve bitincli egoizmi insan deneyiminin butununu kaptirir.
sayamayacak kadar
sinirli olsa da, bize ozgur bir toplumun btitun bireylerin cikari igin var oldugunu ve ki$inin kendisini tarn olarak gercekle§tirmeyi ve zevk almayi amaclamasi gerektigini
harika bir bicimde hatirlatir. Kizlar akademisinin iirkek ve anla-
Silmaz ogretmeni, Bati geleneginin en kahci bicimde tedirgin edict dusiinurlerinden birine donusmu§tur.
Pierre-Joseph Proudhon: Yoksullugun Filozofu
Kendi tarzmda
ilk anarsist
olan Pierre Joseph Proudhon, anarsi-
nin kargasayta e^anlamh oldugunu dusiinen muhaliflerini ki$kirtmak icin "anar?ist" etiketini bilincli olarak benimsedi. Ona §6hret kazandiran Mulkiyet Nedir? (1840) bashkli ilk eserinde, Sainte-Beuve ve Flauben'te hayranhk uyandiran o etkiteyici ve klasik Fransizcasiyla paradoksal
konumunu
ortaya koydu:
mek
ki,
kamunun
ama bu sozcuk kamunun iyiiigi. De-
Cumhuriyetci,
"S12 bir cumhuriyetcisiniz." Evet,
kesin bir anlam ta^imiyor. Res Publica, yani
hukumel
her kimse,
iyiligint isteyen
bigimi ne
olursa otsun kendisine cumhuriyetci diyebilir. Krallar da cumhuriyetcidir.
Teki,
siz bir
demokrat misiniz?" Hayir, "Yoksa bir moTann korusun! 'O halde
nar$isimisinu;!" Hayir. "Bir Anayasalci?"
bir aristokrasi yanlisi olmalisiniz." Asia. "Bir
istiyorsunuz?" Pek degil.
"O halde
karma hukumet mi
nesiniz siz?"
Ben
bir anarsistim.
"Anhyorum. Hukumeti hicvediyorsunuz." Hie de degil. Uzerinde dusflnutmus ve ciddi inancimi itiraf ettim size. Guclu bir duzen taraftan
ben."
olmama ragmen, sozcugun
tarn anlamiyla bir anarsistim
1
Selected Writings 0/ Pierre-Joseph Proudhon, der.
beth Fraser, MacmiHan, 1969,
y 88 (bundan
Stewan Edwards,
sonra
cev. Eliza-
SW tilarak ge(ecek).
Anar$izmin Tariki
340
"Miilkiyet Hirsizhktir," "Anarsi Duzendir" ve tur" gibi unlii dusturlannin
"Tann
dokslan seviyordu, Siyasal diisunce tarihinin en nurlerinden biridir ve eseri cok
rumlara neden olmustur. biridir:
bir
gegiili
Aym zamanda
en dagimk yazarlardan
yigini,
on
bir cilt tutan defterler ve
lanmamis elyazmasi btrakmistir. Proudhon'u tarn olarak anlamak kolay ogretisini sindirmemis,
sunma
celiskili diisu-
ve birbiriyle celisen yo-
Kirktan fazla kitap yayimlamts, ardinda on
mektup
don
cilt
tutan
cok sayida yayim-
degildir.
argumanlarim sistemli ve
cabasi gostermemistir. Bir
sorunun her
iendirebiliyor,
ama hangi yam benimsedigi pek
dogruyu sanki
iki zit
boyunca defalarca
Kotultik-
da gosterdigi gibi Proudhon para-
Cogu kez
tutarli
bicimde
yanim deger-
iki
anlasilamiyordu;
arasindaki hareket gibi anhyordu. Kariyeri
fikir
degistirmesi eserinin anlamini daha da
beli rsi zles t i rm u? tir
Uslubu da bn sorunlara yardimci olmadi. En
iyi
durumda,
ama cogu kez dagihyor ve duzensizPolemikte saldirgandi ve ne zaman duracagmi btlemi-
actk ve etkileyici olabiliyor, lesiyordu.
yordu. Muhali fieri nin kafasim kartstiran ve elestirmenlerini saskina ceviren bilincli bir ironist idi.
On dokuzuncu
yuzyil ortalannda yasayan pek cok sosyalist
dusuntir gibi Proudhon da toplumsal teoriyi la birlestirdi.
Insan bilgisinin
felsefe, iktisat, siyaset, etik
ogiituldu.
n
Hukumet,
gorusler savundu.
hemen
spekulasyon-
felsefi
her alanina cesaretle daldi:
ve sanat, hepsi
onun degirmeninde
miilkiyet, cinsellik, irk ve savas uzerine asi-
Gene de bu hacimli ve
cesitli
cahsmalarin
ardinda, bask in bir adalet ve ozgtirtuk durtusu vardi.
Kendi yiizyihmii,
akil
ve bilimin toplumsal ilerlemeyi sagla-
yacagi ve insan ozgurlugunu artiracagi inancini paylasti. Dogayi
ve toplumu gelisim yasalannin yonettigini gordu ve birbiriyle
uyum
icinde yasamalan halinde insanlann ozgur o labile cekleri-
ne inandi. Bu durumda ozgtirtuk, zorunlulugun kabulu haline gelir; ancak kendi dogal ve toplumsal sinirlannin farkmda olan insan butun potansiyelini gerceklestirebilecek kadar ozgur olabilir.
Bu
bakis acismdan
Proudhon kendisini
"bilimsel" bir dusu-
nur olarak gordu ve siyaseti bilime ddnusturmek "butiin felsefe (sinin) stirekli bir uzlasma"
istedi.
Ancak
oldugunu dusunmesine ragmen, benimsedigi diyalektik yontem, ele aldigi celiskin fi-
341
Pierre-Joseph Proudhon: Yoksuihtgun Fihzofu
tatmin edici bir sonuca ulastirmayi basarama-
kirleri genellikle di.
2
Proudhon kendisini
genellikle yalniz ve
benmerkezci
bir
putktnci olarak sunar. 1848'de soyle yazdi: "Bedenim fiziksel
ama zihnim ba§ka yerde. Dusuncelerim beni oyle bir yere goiiirdu ki, cagdasjanmla neredeyse hicbir ortak nokta bulamryorum. " Kendisini, "cagindan aforoz edilolarak insanlann arasmda,
mis
biri" gibi
ya da partiye
dusunmekten hoslaniyor ve herhangi bir mezhep mensup olmadtgi icin gurur duyuyordu, 3 Ashnda
bu yaklasim dogru
bir
degerlendirmeden cok bir tavn yanstti-
yordu. Miilkiyet Ncdir?
1840'ta yayimlandiktan sonra
Proudhon
biiyuk bir itibar kazanmaya basladt. Marx, kitabt "etkileyici bir eser" olarak selamladi ve "ilk kesin, etkin ve bilimsel mulkiyei
incelemesi" oldugunu soyiedi. 4 Proudhon, Fransiz burjuvazisine proletarya devriminin butiin tehlikelerini kendinde cisimlestirmis. bir
de la terror (terov adami) olarak gorundu.
Vhomme
Fransiz
hareketi gelistikce, Proudhon'un yarattigi etki
isci
de one ml olcude i
artti. Fikirleri,
Fransiz
isci sinifinin Birinci
En-
ternasyonai'in kurulmasina yardimci olan kesimlerine hakim oldu ve 1871 Paris Komunu'niin en buyuk grubu Proudhoncular-
dan olustu. Bakunin'in Marx'tan kopmasiyla
birlikte, liberter
ve
Bu olayin ardmdan, merkezi Isvicre'de bulunan ilk militan anarsist grubun yayin organinda soyle denildi: "Anarsi, Bakunin'in icadi degildir... Proudhon anarsinin gercek babasidir." 5 Ve Bakunin, "Proudhon hepimizin 6 ustasidir" diyerek bu gercegi teslim eden ilk kisi oldu, Iktisadi mucadelenin siyasal mucadeleye onceligini vurgulayan ve isci stniftna kurtulusunun kendi elinde oldugunu soyledevletci sosyalistlerin yollan aynldi.
yen Proudhon, anarko-sendikahzmin de babast oldu. Proud2
Proudhon, 5ystirm o/ Etoiiomk Contradictions (I846J,
3
SW,
s.
oi
the Pliclosophy oj Poverty
1
55; Cmrcs-pondcntc, Paris,
231.
Pvoudhcn'dan Maurice 'e, 25 $ubat 1848,
SW,
s.
1874-5, VI, 313. 4
Marx,
T\te
Holy Family,
alitit],
Edward Hyains. 1'itrrt .fusfjiti John Murray, 1979. s. 40.
Pioudtion; His
Revolutionary Ufa. Mind and Works,
5
Bulletin de la Federation jurasif line,
19 (24
Histoire dw ftiOHvenienl anarchiste en France re, Paris,
6
1955,
s.
liyliil
1884). alum, Jean Maitron,
(1SS0-IOM),
Sm-ii'le Universitai-
32.
Alum, George Woodcock, "On Proudhon's 'Wlwl 106, Aralik 1969,s. 353.
is
f'to|ier(y'",
Anarehy
342
Anar$izmin Tarihi
hon'un
muritleri, Fransiz sendika hareketi Confederation Generale du Travail'i (Genel Isci Konfederasyonu) kurdular ve kendi Federation des Bourses du Travail'ini (Emek Borsaian Federasyonu) kuran Femand Pelloutier, isci simfini Proudhon'un
olusturdugu karsriikci cizgide egitmeye
Proudhon'un
etkisi
Fransa'yla
calrsti.
sintrh
kalmadi.
Fikirleri
1870'lerde Pi y Margall ve Ispanya'daki federalistlere ve Rusya'daki Narodnikler'e esin kaynagi oldu. Biiyuk Rus sosyahsti
Alexander Herzen yakin arkadasiydi. Tolstoy onun mulkiyet ve
hukumete dair goriisderinden etkilendi, onun la goriismek is ted i ve Proudhon'un Sava$ ve Bans'inin (1861) ismini odiinc, alarak kendi romaninda kullandi. Proudhon, Almanya'daki erken sosyalist hareket lizerinde muazzam bir etki yaratn; 1840'Iarda I_abu ulkede Proudhonizm'in en buyuk umudu olarak goruluyordu. Proudhon'un gorusderi Atnerika'da da, ozellikle Fourierci salle
Brook Farm'dan Charles Dana ve William B. Greene tarafindan tanitddi. Benjamin R. Tucker -Maima ama bilmeden Proudhoncu"- Proudhon'un "Ozgurliik Diizen'in Kizi Degil Anasidir" ozdeyisini kendi gazetesi Ubert_y'nin logosunda kullandi. Proud-
hon'un
fikirleri,
Birinci Dijnya Savasi'rtdan
sendikalist harekete
once Britanya'daki
hakim oldu. G. D. H, Cole'un tonca
sosyaliz-
mi yorumu onun onerileriyle biiyuk bir benzerlik tasiyordu. 7 Bu yuzyil icinde de Proudhon her zamanki kadar tartismali olmaya devam etmistir. Toplumu yoneten yasalan kesfetme girisimi ona sosyalizmin babasi olarak
un
kazandirdi. Fikirleri sos-
yalist yazarlar tarafindan
Ucuncii Dtinya'nm kalkinmakta olan ulkelerine uygun bulunarak beiiimsenmistir. 8 Kuciik mulk sahiplerini ve Fransiz cikarlanni lar
savundugu
icin Sag'daki uiuscu-
tarafindan da benimsenmistir. Sadece "on
dokuzuncu
yuzyil
karsi-devriirnnin ustalan"ndan bin olarak degil, "fasizmin habercisi"
olarak da selamlanmigtir. 9
Ne
var ki en cok, anarsist hare-
keti n babasi olarak hatirlanmaktadir. 7
Bk. Alan Ritter, The Political Thought of Phrre-Joscph Proudhon, Princeton University Press, Princeton, NJ, 1969, s. 198-9; Paul Avrich, "Proudhon and
America", Anarchist Portraits, Princeton University Press, Princeton, NJ, 1988, $.14-17.
8
Orn. Bk*, Rene Dumont, False Start
in
9
Bkz. Louis Diinier, Les Maifres de la
com re- revolution an XlXtme
Africa (1966). sitde, Paris,
Salwyn Schapiro, "Pierre-Joseph Proudhon, Harbinger of Fascism", American Historical Review, L. (1945), 714-37; Henri Bachelhn, P. J, Proud1907;
J.
hon, Socialist Notional, Paris, 1941 ve Ritter, Proudhon. ;
s.
7-8.
343
Pierre-Joseph Proudhon: Yoltvutluiyin Filozofu
Proudhon, Franche-Comte'un
Isvicrc
sinm yakinlanndaki
boliimunde, Besancon'da, bir meyhancci ve lu
imalatcisinm og-
lici
olarak dunyaya geldi. Ailesi kusaklar boyunca bu daghk bol-
gede yasayan dayanikli ve bagimsiz koylulerden olusuyordu.
Proudhon, "Jura'nin saf kirectasryla bicimlendigini" soyleyerek oviinurdu.. 10
Cocuklugunu kayip
bir attin cag olarak hatirliyor-
du. Bes yasindan on yasina kadar ailesinin ciftliginde yasadi.
hayat
tarzi,
Bu
dusiincesindeki gercekciligin temelini olusturdu ve
muhtemelen daha sonra su sozleri soylemesine yol acan atesli bireyciligini tesvik etti; "Yonetmek icin bana el atan her kim olursa olsun, bir gasp ve bir tirandir ve ben ona diisman derim." 11 Butiin bunlar, iffete
onem
yapan bagimh
gormesine yol acan
kisiler olarak
vermesine ve kadinlan ev
isi
piiriten ve ataer-
tutumlanni guclendirmis olabilir. Kesin olan sudur ki, kirsal kesimde yetismesi hayati boyunca topraga bagh kalmasina ve guclii bir toprak mistigi olmasma yol acmis; insana ancak kirsal kil
hayatin verebilecegi "o derin doga duygusu"nu kaybettigi icin
matem tutmasma
yol acan bir ekolojik
duyarhk gelistirmesini
saglamistir:
lnsanlar artik topragi sevmiyorlar. Toprak sahipleri
onu
satiyor, ki-
raya veriyor, parcalara aytnyor, kotii amaglarta kullamyor,
onun
uzerinden pazarlik yapiyor ve ona bir spekulasyon nesnesi gibi davrantyorlar. Ciftciler ona i^kence ediyor, ona ^iddet uyguluyor,
onu tuketiyor
ve sabirsiz kar arzularma
kurban ediyorlar. Onunla
asla btrlesmiyorlar.^^
on iki yasindayken babasinin Besancon'daki sarap mahzeninde cahsmaya basladi. Bu arada iyi bir akademik sohreti olan, sehrin en iyi okulu College de Besancon'dan burs kazandi. Ne yazik ki gahfmaktan cok biraya diiskun olan babasi, Proudhon on sekiz yasindayken iflas etti. Proudhon okutdan aynlmak Pierre-Joseph
ve hayatint kazanmak zorunda kaldi. 1827'de matbaaci ^iragi ol-
maya karar
verdi.
Proudhon'un bun dan sonra
bir
zanaatkar ola-
rak yasadigi hayat ona bagimsiz bir toplum anlayisi kazandinr-
ken,
kisisel
olarak
dene t ley ebildigi
bir
isje
ugrasmasi
yeni
fabrika sisteminin yaratugi yabancilasmayla tarn bir zithk olus10
Proudhon'dan Pierre Lerox'ya, 7 Aralik 1849, SW,
1
Concessions oja Revolutionary (1849), 1331 hsk
12
Justice in the Revohrfion
and
the
,
197
s
s.
Church (18W), SW,
H s
.>(>l
Anar$izmin Tarihi
344
turdu. Isi ona gahsacak zaman ve mekan da saghyordu. 1838'de sadece yeni bir topografi islemi geli$tirmekle kalmadi, gene graI
mer uzerine
bir
deneme de
yayimladi,
Proudhon'un cahstigi atolye yerel piskoposlugun yayinlanBu yayinlar kendi dins el spekulasyonlarim yap mas icin Proudhon'a esin kaynagi oldu. Baskalarinm yazdiklanni dizip basmakla kalmadi, kendi yazilanni da olusturmaya ba$ladi. Incil yorumlannin Ibranice baskisma kaikida bulundu ve ardindan bir Katolik ansiklopedisi icin yazilar yazdt. Incil, sosyalist h-
m basiyordu,
1
kirlerinin baslica kaynagi haline geldi. ttsine
iliskin
Bu arada
Hiristiyan ogre-
genis bilgisi inancini derinlestirecek yerde tarn
onu kararli bir anti-ruhban haline getirhiikmunu reddetti ve "Tann tiranlik ve yoksufluktur; Tann kotuluktur" sonucuna vardi. IJ Yerel sosyalisilerie iliski kurmasi bundan sonraki gelisimine katkida bulundu. Bu sosyalistler arastnda, mevcut uygarhgi bastersine bir etki yaraiti ve
dt.
Tannnin
ilahi
yuztinden reddeden hemsehrisi Charles Foude vardi. Fourier'nin buyiik eseri Le Nouveau monde industri-
kici ahlaki yasalari rier
el et societal re'in
(Yeni Sanayi ve Ortakhk DUnyasi, 1829) basi-
mina nezaret
ve bu eser
etti
onun
iktisadi goru^lerini
acikhga ka-
vusiurdu, Eser "insan irkini bolluga, duyusal hazlara ve kuresel birlige
yoneltme" amaci tasiyan
ideal topluluklardan ya
da
"fa-
toplumu savunuyordu. 14 Fourier, insanlann "Evrensel Uyum"a kavusmalan halinde, tutkulanni tatmin etmekte ozgiir olacaklanni, zihinsel sagliklanni yeniden kazanacaklarmi ve sucun olmadigi bir hayat sureceklerini savunuyordu. Proudhon tarn alu hafta boyunca bu "garip dahi"yi inceledi ve onun dogrudan adalet inancindan etkilendi. Ancak Fourier'nin falansterlerini ce>k utopik, serbest ask ovgusunu ise lansterler"den olusan bir
utanc vericibuldu.
Kendi yolunda gitmeye
karar veren Proudhon, Besanbutun Fransa'yi dola^arak cesitli islerYolu, kooperatif atolyeleri savunan i§gilerle iliski kur-
<;on'dan aynldi ve ydlarca
de
cah^ti.
dugu Lyon'a ve
nefret ettigi Paris' e dustii,
de Tocqueville'in bir gozlemini gayet re,
iyi
Bu Fransa
turu, Alexis
dogruluyordu. Buna go-
Fransa'da o sirada hiikum suren otorite, her turlu idari ayrin-
tiyi
kapsayan
13
Economic Con tradicr ions, SW,
14
nit*
kati kurallarla s.
"butun
iilke
yonetimini denetim.
223.
Utopian Vision 0/ Charles Fourier, der. Jonathan Beecher
envenu. Beacon, Boston, 1972,
al-
s.
1.
&
Richard Bi-
345
Pierre -Joseph Proudhim: Vo(-m /)•)* it filozofu 5
tmda tutan tek bir merkezi iktid;sr"dan lUuvili.Proudhon sonunda Besancou'a doiulu vc kiicuk bir matbaacihk firmasina ortak oldu. Ancak bir lasra matbaacisi olarak siradan bir hayat surmeye hie niyeti yokm; ya bir bilgin olacak ya da sinihna hizmet edecekti. 1838'de ogrenimini siirdurmek icin Besancon Akademisi'nden burs istedi, Kendisini "isci sinifi icmisci
de dunyaya gelen ve yetisen, akh ve kalbiyle bu sinifa mensup, onun gikar ve ozlemlerinin olusturdugu gelenek ve ortakhk" 16 Henri de Sainticinde yer alan biri olarak tammliyordu.
buyuk ve durumu"nu iyi-
Simon'un
vasiyetini tekrarlayarak, "sayisal olarak en
en yoksul
sinifin, fiziksel,
ahlaki ve entelektuet
17 Hem bursu hem de Sunday lestirmek istedigini soyliiyordu. Observer'm deneme yansmasi odiilunu kazandi. Denemenin
kahramani, Sabbath'in kurucusu Musa'dir. Musa, toplumu "dokuralmi icat degil gal yasa"yi temel alarak kuran ve bir hukuk
Proudhon kesieden buyuk bir toplumsal bilimci olarak anlatihr. saglayasamalanni icinde adalet ve esitlik insanlann bu basanyi, istedi. siirdurmek gelistirerek kurallar yan ahlaki Proudhon Mulkiyet Nedir? Birinci Incektne (1840) bashkh bir sonraki eseriui
Besancon Akademisi'nin saygtdeger
bilginleri-
Saygideger bilgin ve burgerler okuiki temel kaidesini, mulkiayncaliklanmn kendi kitabin duklan derin bir 50k gorduklerinde sorguladigmi hukumeti yet ve
ne ve burgerlerine ithaf
yasadilar. lthafin geri dir.
Bu
etti.
alinmasim
israria istemeleri jasirtici degil-
anlasilmasi guc yazar gok sonralart da aynntih ve en
onemlisi tarafsiz cdzu ml ernes iyle hatirlanacaku. Bu cozumlemehangi acidan de su hayret verici sonuca ulasiyordu; "Mulkiyet,
bakarsaniz bakin ve hangi ilkeyi temel alirsaniz aim,
geliskili bir
anlamina dtisuncedir! Mulkiyeti reddetmek otoriteyi reddetmek olmayan paradoksal az daha bareketle tammdan bu icin, geldigi bir sonuca, dogru hiikumet biciminin cmarsi
variyorum"
1
oldugu sonucuna
''
Proudhon kendi sordugu "Mulkiyet nedir?" sorusuna cesur Bu onun en bir paradoksla yamt verdi: "Mulkiyet Hirsizhkur". yayildi. kulaga kulaktan sonra gunden ve o unlu slogani oldu 15
Alexis de Tocquevilk,
New
York. 1Q55,
s.
Tlitr
57.
16
Alinu, Hyams, Proudhon,
17
Proudhon, What
18
Con/cssinos (1849),
is
Old Regime and the French Revolution, Anchor,
s.
29,
Property? (1840), 1841 bsk
SW,
s.
241.
,
s.
V
346
Anar$izmin Tarihi
Ancak Proudhon bu
ilkenin kendisine bir vahiy gibi geldigini ve en degerli diasuncesi oldugunu iddia euiyse de, Morelly gecen yuzyilda benzer bir goruju ifade etmis. ve Brissot, Fransiz Devri-
mi sirasinda bu goriisu
ilan
eden
ilk kisi
olmustu.
Ashnda Proudhon cok ozgtil bir mulkiyet anlayistna sahipti ve slogam da gorundtigu kadar devrimci degildi. Stirner hemen "hirsizlik" kavramimn ancak kisinin "mulkiyet" kavramim gegormesi halinde mumkun olabilecegine isaret etti. 19 Proudhon'un saldirdigi ozel mulkiyet degildi; aslmda aym eserde mulkiyeti kolektiflestirmek isteyen komunistlere ozgurluk dtismancerii
lan diyordu. Ilkesel oiarak karsi ciktigi, baskalanmn emegine irat biciminde el koyan, droit d'aubaine (firsat hakki) talep eden buyiik surece,
mulk sahtpleriydi. Bu evrede, "sahiplik" anlamini tasidigi mulk sahipliginin sagladigi ayncaliklann mulkten edini-
len getiri ya da yararlarla stnirli olmasi sartiyla, mulkiyetten ya-
naydi.
Mulkiyet
Proudhon sadece kapitalisdere degil, meydan okudu. Baski ve kolelik oia-
Nedir?'de
cagdasi olan sosyalistlere de
rak gordugu komunizme siddetle saldirdi. lnsanin kendi isini secmek istedigine inamyor ve komunist sistem "bireyin kolektife tamamen boyun egmesi ilkesinden hareket eder" diyordu. 20 Boy-
komunizm hem esitlik hem de Proudhon'un kendisine cok yakin buldugu vicdan ozerkligi ilkelerini ihlal ediyordu. Mulkiyet birikimi ile komunizmin olusturdugu iki ates aralece
smda
bir orta yol var midir?
Sermaye ve hukiimet ya da komuolmadan toplum var olabilir mi? Proudhon bu sorulara yanit buldugunu dusiindu. lnsanin insan uzerinde kurdugu otoritenin onun entelektuel gelisimiyle ters orantih oldugu kanaatindeydi. Kendi toptumundaki zor ve kurnazhgin adaletin nist bir devlet
etkisiyle sinirlandigina ve gelecekte esithgin zaferiyle nihayet or-
tadan kalkacagina inamyordu. §u sonuca vanyordu: Mulkiyet ve kralhk diinyanm baslangicindan bu yana cokus halindedir. Insan nasil esitlikte adalet anyorsa,
toplum da anarside du-
zen any or. Anar$i, hiikumdarin ya da
egemenin yoklugudur. Her gun biraz daha yakiasmakta oldugumuz hukumet bicimi budur, 21
&
19
Bkz. Stirner, The Ego
20
Alimi, Giicrin, Aitarchum,
21
Proudhon, What h Properly?, SW,
Its
Own, s.
s.
21,
21. s.
89.
Pierre-Joseph Prou dh on
Proudhon, bir dipnotta kabul
347
YtiltuiUu^un Filozofu
etligi gibi, "anarsi"
sozciigune ve-
olagan anlamin "ilkelerin ve yusalarm yoklugu" oldugunu ve bu sozcugun "duzensizlik"le esanlatnh kullamldigini gayet iyi rilen
biliyordu. n "Anarsi diizendir" paradoksunu, otoriter
ve e§itsiz servet basttca nedeni
hukumetin bolusumunun toplumdaki kansiklik ve kaosun
oldugunu gostermek
iein, bilerek
ortaya am. Boy-
lece tarihsel anarsist hareketin babasi oldu.
Mulkiyet Nedir? sorusturma tehdidi altindaydi, fakat Adalet Bakanltgi sonunda kitabin tehlikeli olamayacak kadar bilimsel
olduguna karar verdi. Ydmayan Proudlion, Mulk Sahibine Uyan, (1842) bashkh yeni bir incelemeyte gtirultulu saldinsim surdurdu, Ekonomik esitlik istiyor, yetenek ve dehaya sahip insanin onurlu bir tutumla bunu kabul etmesi gerektigini soyluyordu, Bu kez Proudhon'a karsi dava acildi, ancak juri tarafmdan kitabin siradan insanin anlayamayacagi kadar karmasik oldugu gerekcesiyle beraat ettirildi,
Toplumu bu kez
belirleyen yasalan kesfetmek isteyen
felsefe alanina gecti. Bir
Proudhon
sonraki buyiik eserinin basligt,
tnsanhkta Duzenin Yaraitlmasi Uzerine,
(1843)
idi.
Baslangic
Tzu ve Hegel'tnkini andinyordu. Evrenin ozune ntifuz edemeyiz, onu ancak akis halinde gozlemleyebiliriz. Doga ve toplumdaki surekli hareket bir "diyalektik diziler" formu kaza-
noktasi Lao
Bununla birlikte Proudhon, yaratiklarm sadece fikirlerden ibaret oldugu idealist bir dunya yorumu yapmadigt icin kendisini baski altinda hissedinir;
yatn
ztt giiclerin
uzlasmasiyla
isler.
yordu. "Ideorealist teori" dedigi seye gore, "varhgin gercekligi" mineral dunyasindan baslayip, bitki ve hayvan kralbklarindan
dogru giderek artis. gostermektedir. Bu gerceklik insan toplumunda en yiiksek noktaya vanr. Insan toplumu, "en ozgtir orgutlenme ve onu yonetenlerin keyfiligine en az hosgorii gosteren" toplumdur. "Insan din olmadan yasamaya yazgihdir" diyen Proudhon, disindaki din kabugu bir kez kaldmldigmda ahlaki yasanin sonsuza kadar ve mutlak oiarak yasamaya devam
ge<;erek insana
edecegini one surer. 23
Proudhon kendi
tarih
anlayisim da gelistirmeye basladi.
emegin toplum uzerindeki etkisini temel almahdir. Ancak butun olaylann dogada ve insanda ickin gen el yasalara tabi oldugunu kabul ederken, bazi
Ona
gore, bilimsel bir tarih arasurmasi
22
Age,
23
On
s.
89,
the Creation of Order in
Humanity (1843), SW,
s.
226. 227n, 224.
Anarsizmin Tarihi
348
olaylann kacimlmaz olmadigint, "gerceklesmelerme neden olan bireysel iradeye gore
cegini kabul eder.
sonsuz degis;ebilen" olaylann da var olabile-
Bu nedenle temel olgular
bir
neden sonuc
ar-
diihgina gore duzenlenirler, ancak tarihin gidisatmi bnceden go-
rebilmek pek mumkun degildir. Uzun donemde ilerleme ne kadar kacimlmaz olursa olsun, insanin bilincine, iradesine ve yaraticihgina da yer vardir;
"Dunyanin kaderini etkilemek
istiyor-
sak, kendi iizerimizde gali^mahyiz," 24
Proudhon 1844-1845 kisinda hukumet ve mulkiyete karsi muazzam saldinsmi yazmak icin Paris'e gitti. Latin Quarter'da, aralarinda Marx, Herzen ve Bakunin'in de bulundugu pek gok siyasal multeciyle tanisti, Hepsi Miilkiyet Nedir?'in adi cikmts yazanyla tanismak istiyordu. Tavan aralarmdaki odabir sonraki
lannda ve cale'ierde Hegel felsefesini ve devrimci kuyla tartistilar. Bakunin ve Herzen, Proudhon
onun
dostluk kurdular. Bakunin
taktikleri co§-
surekli bir
ile
ve gelisim
fikirlerini geligtirir
halindeki uluslararasi anar$ist hareket icinde yayarken, Herzen
de onlan Rus populizminin topragina
Marx
iliskileri
ile
ekti.
biraz sorunlu oldu. Marx, Miilkiyet Ne-
begenmis ve Proudhon ile Paris'te bir sure dostluk Daha sonra, bu donemde Hegel'i Proudhon'a tamtanin kendisi oldugunu iddia etti, Engels de Proudhon'un yazdarina "buyuk saygi" duydugunu yazdi. 25 Marx, Prodhon'u kendi ulus-
dir?'i onceleri
etmisti.
komunist gruplanna katmaya
lararasi
hukmedici
kisiligi
ve otoriter
icinde Proudhon'un
gozunden
du§tii.
toplum yasalannin ara$tinlrrtasinda hon'un su
sozteri yazmasiyla
Tann a§kma, butim lara
sona
apriori
ancak doktriner ve
iyi
kisa sure
Gelisiguzel yazismalan,
isbirligini
kabul eden Proud-
erdi:
dogmalan
yiktigimtz bir sirada, insan-
kendi gizgimizi telkin etmeye kalki$mayahm
butun golgelerini aydinlatma da
cahsti,
komunizmi yitzunden
fikrini
...
Dustincenin
gonulden alkisliyorum. Btrak
ve ditrust bir polemik yapahm. Bilge ve uzak goriislu bir
hosgoril ornegi vereiim, bir hareketin onderleri olmamiz, yeni bir
hosgorusuzlugu kifkirtmamiza yol acmasin. Soz konusu olan akil ve mantik dini de olsa, kendimizi yeni bir dinin havarileri gibi gorrrteyelim. 26
24
Confessions,
25
Marx, The Holy Family,
26
Proudhon'dan Marx'a, 17 Mayis 1846, Confessions, SW,
SW,
s.
237, 71. alinti,
Hyanis, Proudhon,
s.
40. s.
150-1.
Pierre-Joseph Proudhon
Marx
hie kuskusuz Proudhon'un
karsisinda ofkelendigi icin
Proudhon'un
yerine,
Viil,-Milli(£iin
irnali
349
Filozoju
husgorusuzluk suclamasi
mektubu yannlamamayi
secti.
Bunun
bir sonraki eseri, Ikiisacli Celiskiler Sistemi
ya da Sefaletin Felsefesi 1846 'da ortaya cikinca,
firsati
degerlen-
direrek, yazara kapsamli bir saldinyla tepki gosterdi. Kitabi oku-
duktan he men sonra, onun "bicimsiz ve
oldugunu yazdi ve
ozellikle
gosterisli bir
cahsmamn
cahsma"
"zayif Hegelciligi" ve
sahte "evrensel aktl" hipotezi uzerinde durdu. 27 Fransizca yazdigi
daha
olciilu bir yamtta,
Fehefenin Se/a efi'nde, Marx, ProudI
hon 'u insan dogasinm degismez bir 6z tasimadigmi, tarihin bir urunii oldugunu kavrayamayan bir ku^uk burjuva idealisti olarak resmetmeye devam etti. Marx'a gore, benimsedigi bireyci iktisadi model Proudhon'u tnsanligi ya da toplumu statik bir "nihai ozne" olarak gormeye yoneltmisti. 2B Bundan sonra Marx yazilannda Proudhon'a degismez bicimde "burjuva sosyalisti" ya
da "kiicuk koylii ve usta zanaatkarlann" di. 29
sosyalisti
demeye
basda-
Gortinuse bakdirsa Marx, Proudhon'un kitabmi ya anlaya-
mamis ya da kasten yanhs tanumi§tir. Proudhon ktiplere binmi§ci. Bir
sure kadar cevap yazmayi
diigunduyse de, sonunda guntugune bir not dusmekle (23 Eylul 1847) yetindi: "Marx sosyalizmin bagirsak kurdudur!" Yollann aynlmasi, Birinci Enternasyonal icinde Marx
ile
Bakunin arasin-
daki anlasmazhgm karar noktasinda, liberter ve otoriter sosya-
boliinmeye basladtktan bir snrada gerceklesti, Marx, Pro-
listlerin
udhon'a
savundugu, sendikalan ve parlamenter saldirmaya devam etti. Proudhon'u asla
sinif isbirligini
laaliyeti yasakladigi icin
bagislamadi,
onun
cunku Fransiz
Proudhon'un si'nin iki
gore,
buyiik
"diyalektikle sarhos"
Marx'tan Paris'teki ted
P. V.
Works, Lawrence
Bki.
Sholomo
Marx
oldugunu teslim
etti.
30
s.
Avineri, Karl Marx: Stxia\ and Political Thought, s.
Selec-
669.
Cambridge
71.
ve Engels, Selected Works,
s.
59, 260. lliskiye dair tek yonlu bir deger-
lendirme iq'm aynca Bkz. Taul Thomas, Karl Marx and the Anarchists.
30
tnsan-
Annenkov'a, 23 Araiik 1846, Marx ve Engels,
& Wishart, 1968,
University Press, 1971,
29
Marx'm gozlemine Daha komplekse kapilmadan hayatinm bu
1846'da yaytmlandi.
kitap alt-Hegelci diyalektik onermelerle doluydu.
doneminde
28
simfi kendi goruslerini degil
tktisadi Celijfeiler Sistemi ve Sefaletin Fehefecildi
sonra Proudhon, hicbir
27
isci
goruslerini benimsemisti.
Proudhon, Confess ions, 1851 bsk,
s.
147.
Anarsizmin Tarihi
350
Ukta Diizenin Yaratilmast Ozcr'me'dt (1843) Fourier'nin
ga
hem
gorusunu benimsemis ve buna
"seri diyalektik" demisti.
ktisadi Celiskiier'de Hegel'in diyalektigini ifade
i
hem
"seri halinde bir yasa"si
de toplumdaki gelisimin
etmek
do-
oldugu
Bu
icin
kez,
Kant-
"antinomiler" terimini benimsedi: "antinomiler teorisi" diye
yaziyordu, "adet ve kurumlardaki butiin hareketin
hem de hem de
hem
temsili
yasalanmn hem maddi dunyaya insan toplumuna uygulandigint varsayan Proudhon, bu temelidir." 31 Getisim
asalar kesfedildiginde, siyasetin ve iktisadin bilime doniisecegi-
i
umuyordu. Ne var
ki diyalektigi pratikte
nik bicimde kullandi ve
Marx hakh
hep cansiz ve mekaProudhon'un antino-
olarak dislayan
karjilikh
milerinin birbirini
olarak,
varhklar olarak
"Benim butiin felsefem surekli uzla§Proudhon'u cok iyi anlatiyordu, ancak
osterildigini gozlemledi.
ma
felsefesidir" sozleri
ktisadi Cekish'der'de
tatmin edici bir senteze ulasamadi, ornegin
mulkiyetin "htrsizhk" oldugu kadar "ozgurluk" de oldugunu
nesurdti. 32
Proudhon,
Tannnm
kottiluk
e "insanlar sunaklann onunde
oldugunu bu eserinde
boyun
ilan etti
egdikleri surece, insanhk
anetlenmis. olarak, krallann ve rahiplerin kolesi otarak kalacak-
ur" dedi. 33
Bu arada hiikumet ve mulkiyete yonelttigi ikdi saldinya tekrar dondu. Siyasal demokrasinin butiin formlarim elestiri. Anayasal hukumet, otokrasiden daha iyi olsa da, istikrarsizhk gilimi tasir ve burjuva hakimiyetinin araci haline gelebilir ya da ikiatorliige doniiserek yozlasabilir. Dogrudan demokrasi bile
kabul edilemez, cunkii Sik sik oznelerin kendi kararlanni uygu-
lamalanni engeller; zaman zaman arisiokrasiden de kotu
olabilir,
cunku kendi yurttaslanm ezmenin mejru oldugunu iddia Komunizme gelince, Proudhon onu ozellikle kucumser:
31
eder.
Genelde komunizm garip bir yanilsama t^indedir: bu Devtel
dan
fanatikleri,
lektil serve ti
ikti-
tazminat 6nlemleri sayesinde Devlet otoritesini ko-
yaratan i^ilerin refahini saglamak igin kullanabile-
ceklerini iddia ederler. Sanki
toplumdan sonra var olmuj Economic Contradictions,
Yanarchhme, Maspero,
toplum bireyden sonra degil de, birey
gibi.
alinti,
34
Guerin, Ni Dieti ni Maitre: anthologic de
Parts, 1972,
1,
57,
32 33
Economic Contradictions, SW,
s.
231; GuSrin, Ni Dieu
Economic Contradictions, SW,
s.
223.
34
Almti, Hyams, Proudhon,
s.
85-6.
ni
Mai (re,
I,
55.
Pierre-Joseph Proudhon: Yolisullujifin Fifozofit
351
Proudhon'a htm Sag'da hem de Sol' da kotu dusmanhk kazandirmasina sasmamah. Olumlu yanda, Proudhon eserinde kendi iktisadi kar§ihkci-
Iktisadi Celi^kilet'm
§6hret ve
hk
sistemini isledi. Bunun, "ozel mulkiyet ve kolektif sahiplik
nosyotilannin bir sentezi" olmasi ve her ikisinin de kotiiye kul-
lanimmi onlemesi amaclamyordu. 35 liminin yerine,
is
ve
esitligi
Laissez-faire ve Devlet dene-
temel alan bir "dogal" ekonomi,
badele ve kredi temelinde bir tur sosyalizm onerdi. teorisi ni
emek
kabul ederek,
iscilerin, degerleri
suresiyle hesaplanacak urunleri
Emek
mu-
deger
uretim icin zorunlu
mubadele edecek
birlikler
kurmalarmi istedi. Kendi karsihkcdik sistemini daba sonra, "goze goz, dise dis, cana can Iseklinde ifade edilenj kadim misilleme yasasi"mn emek ve kardeslik gorevlerirte uygulanmasi olarak betimledi. Inciter kendi uretim araclanm bizzat denetleyeceklerdi. Ozellikle imalat ve madencilik endustrilerinde
buyuk
birliklerin
yam
sira
kiicuk birlikler olusturacaklardi. Karsihkcihk gelistikce, iktisadi orgiitlenme siyasal orgtitfenmenin yerini alacak ve Devlet za-
mania sonumlenecekti. Bu sistemde emekci, "Devlet'in topluluk okyanusunda bogulmus bir serfi degildir artik. O, gercekten kendisinin efendisi olan ozgiir bir insandir; kendi inisiyatifiyle eyler ve ki§isel olarak sorumludur." 36 Insanlar ortak bir duzeye ulastikca, toplumsal
Gene de bu
uyum gerceklesecektir.
tarn bir esitlik
durumu
olmayacakti, ?unku ca-
h^kanhgin odulu tembelliginkinden daha buyuk olacakti. Proudhon' da guglu bir Piiriten yon vardi. Bu yon, tembelligi kotiicah§mayi ise erdem olarak gormesine yol acti: "Zahmetsiz yasamak iyi degildir" diyordu. Hatta temiz ve saglikh oldugu i0n yoksullugu ovdu: "lncil'de yoksullugun yuceltilmesi tsa'mn insanlara vaaz ettigi en buyuk dogrudur." 37 Proudhon'un tutumlulugunun olumlu yonu, insanm ihtiyactarmi simrtamasi ve basit bir hayat yasamasi halinde doganin herkese yetecegi iddiasidir. Luks hayati aynca mahkum etmedi, Tuketilenden daha fazla mal ve hizmet anlaminda bir bolluk durumunun yasanacagmi dusunmedi, ancak tarn olarak uygulanmasi halinde, kendi karsiluk,
likci
jemasinin refah getirecegini diisundu.
35
Economic Contradictions, SW,
36
Political Contradictions;
Theory oj the Constitutional Movement
Century (1863-4), SW,
s.
60,
War and
SW,
37
Peace (1861),
s.
s.
58,
260.
in the
19ih
Anar$izniin Tarihi
352
Cok gecmeden Proudhon
fikirlerini pratikte
verdi ve Louis Philippe monan?isi devrildi.
dan yapilan"
uygulama san-
1847'de Paris'e tasindi. Bir yd sonra devrim patlak
sini yakaladi.
bir
Bunun
olma-
"fikirler
devrim oldugunu diisimen Proudhon, derhal
rriucadeleye atildi.
Pek 90k halk kulubunde konu§ma yapti ve
Jubat 1848'de Le Representant du Peupk'u (Halkin Temsilcisi) kardi.
Do la? una
giren
baskdann
sansurU tarahndan kapatildiginda,
lie
gi-
Devlet
sayisi kirk bine gikti,
kez farkh isimle cikmi^ti
.
Journal du Peuple'un {Halkin Gazetesi) Kasim 1848 tarihli sayisinda
Proudhon "6zyonetim"in
ge§ith ozelliklerini ele aldigi
bir karsihkci manifesto yayimladi. Miilkiyeti ve aileyi
ken, "emegin meyvelerinin, faizle
savunur-
kazamlmamis mulkiin
serbest-
En onemlisi, su sozlerdi; "Baskaolmak sartryla, sinirsiz insan ve
ce dagitdmasi" icin cagri yaptt.
larimn ozgurlugune saygih
yurttas ozgurlugu istiyoruz: orglitlenme dzgurliigu, toplanma oz-
konusma yapma ozgurlugu, egitim ozgur-
gurlugu, din ozgurlugu, basin ozgurlugu, dtisunce ve
ozgurlugu, cahsma, ttcaret ve
is
lugu, tek sozclikle mutlak ozgurluk istiyoruz." 38
O sirada
Proudhon parlamenter
siyasete kisa bir
dah§
yapti.
Haziran 1848'de Seine bolgesinden Ulusal Meclis'e segildi ve son-
baharda yapilan baskanhk secimlerinde solcu aday Raspail'i des-
Kendi
tekledi.
ilkelerine bagli
kalarak, ilerlemeyi
on ley en
bir
anayasa oldugu gerekcesiyle lkinci Cumhuriyet'in yeni anayasa-
konusunda kismi bir moratoryum cagnsi yaparak toplumsal sorunu siyasat sorunlann onune gegirmeye calistt. Bu yaklasim, mulktyeti tratsiz sahiplige indirgeme tasansinin bir boliimuydu. Ne var ki bu oneri mecliste buyuk bir samataya neden oldu. Milletvekillerine, "reddedilmesi halinde bizler, siz olmadan tasfiyeyi gergeklestirecegiz" demekle kalmadi, kendisine "bizler" derken neyi kasteitigi sosina karsi oy kullandi. Borglar ve kiralar
ruldugunda, su karsi hgi verdi: "Bizler derken, proletary a
kendimi kastediyorum,
derken de,
ile bir-
burjuva
sini-
hyla ozdesliyorum," 39 Dehsete kapilmis milletvekillerine
"Bu
likte
sizler
sizi
toplumsal savasttr!" diye haykirdi ve onerisi 2'ye karsi 691 oyla reddedildi.
Proudhon'un parlamento deneyimi mutlu bir deneyim olmadi ve iktisadi reformun siyasal degisimden daha onemli oldu38
Journal du PeupU (8-15 Kasim 1848), Gutirin, Ni Dieu
39
Age,
5.
62.
ni Maitre, s.
84, 83,
353
Pierre-Joseph Proudhon: Ydftsullugun pilozoju
gu inanemi bir kez daha dogruladi, "Gcnel oy hakki"nin "Karsidevrim" oldugunu dusiinmeye bastadi, Haziran ayaklanmasindan sadece on bes gun once secilmis ve ayaklanmayi onceden gormeyi ba§aramauu$ti. Bu doneme
iliskin
daha sonra sunlan
yazdi:
Parlamenter Sina'ya ayak bastigim anda,
kitlelerle
temasim
kesildi;
yasama (ahsmalanna boguldum ve olaylann gidisatim tamamen gozden kagirdun. Ulkenin durumu hakkinda en
hemen
her
zaman
iilkeyi temsil
cah.il
insanlann
edenler oldugunu anlamak ign
Ulusal Meclis denilen o tecritte ya§amak gerekir
...
halk korkusu
oeorueye mensup olan herkesin hastalsgidir; halk, iktidarda olanlar igin bir
du§mandir, 40
Parlamento aracihgiyla koklii bir degi§im saglamanin imkansizhgini
an lay an Proudhon, ekonominin kar^ihkgi donu^um taricin faizsiz kredi saglayan bir Halk Bankasi kur-
gostermek
zini
maya
gahsti.
Bankamn
isi
mal mubadelesini
esit
miktarda paray-
Mallann degeri emek miktan ve uretim maliyetine gore hesaplanacakti. Bu, mutabala
sinirlayacak ve faizsiz bore verecekti.
eunku cikarlan Aynca kapitalizmin itici gucunu de etkilemiyordu, giinku Proudhon rekabetin "cahsmamn ve ahsverisin tuzu biberi" olduguna inanmaya devam ediyordu. Ona gore, "rekabeti onlemek ozgiirlugu onle" mektir, tl Sonne olarak Halk Bankasi'nm etkinligini sinamak mumkiin olmadi ve banka, yirmi yedi bin iiye kaydi yapmis olmasina ragmen bir yd icinde iflas etti. Cesur deneyler igin pek uygun bir donem degildi, Louis katla gerceklesiirilen bir degi^im stratejisiydi,
aym
olan kuciik
is
sahipleri ve iscileri gozetiyordu.
l
Napoleon'un Arahk 1848'de gerceklestirdigi basanh hukiimet
Proudhon iktidan gasp edenlere Ocak ayinda tuiuklandi ve ug yd hapse mahkum
darbesini agir bir baski iziedi. saldirdigi igin edildi.
Once
Belcika'ya kagti, ancak Haziran 1849'da Paris'e do-
nerek teslim oldu. Bereket hapishane kosullan
fazla agir degildi;
kitap okumasina, ziyaretgilere ve diledigini yemesine izin verili-
yor ve haftada bir gun disari cikabiliyordu. Yeni kansim ve cocugunu da gorebiliyordu. Ug kizinin henuz dogmus ve hayatmin nesesi olmustu, Proudhon tek 40
Alimi, Anurdirsf Reader,
41
General Idea of the Revolution
s.
ilki
bir
111. in the 19"' (.Viirw v
1
(
IK )!). 1^21 bsk
,
s.
1
}2.
Anar$izmin Tarihi
354
tekJifle evkndi. Sokakta gordiigu basit bir gen? kadm, bankasi basansizhga ugramts ve devrimci umutlan cokmiis, kirk bir ya-
sindaki bu uzgiin
bekann
dikkatini cekmisti.
Hakkinda
kisa bir
arasttrma yaprms, sonra evlenme teklif etmisti. "Basit, incelikli, naif, isine
ve gorevlerine bagh bir kiz" istedigini soylemisti.
Tam
mantik evliligi oldu. Erkek kardesine soyle yazdi: "sen! varhgimt surdurebilmek icin kendime bir es ahyorum..." 42 bir
Proudhon hapishanede bo? durmadi. 1848 devrimi ve siz kredi
dertedi.
hakkmda
faiz-
yazdi ve Bir Devrimcinin ttirajlart'm (1849)
Sonuncusu, kendi hayatina ve goruslerine
iliskin renkli
ve canli bir degerlendirme yd i. "tnsanin insan tarafindan
somu-
ruimesini nasil kabul etmiyorsak, insanin insan tarafindan yonetilmesini de kabul edemeyiz" mancint bir kez daha tekrartama firsati buldu. Bagimsizhga verdigi o caprasik anlami da bir kez daha dogruladi: "Yonetmek icin bana el atari her kim olursa ol-
sun, bir gasp ve bir tirandir," 43 Ski Arahk Hiikumet Darbesin'm Hakh Ctkardtgi Toplumsal Devrim (1852) baslikh Makyavelyan bir brosur yazdi, Bu brosiirde iktisadi reform yapacagim umdugu Napoleon iie isbirligini savundu. Miilkiyet, hukumet ve hiyerarsinin yol agtigi buyiik fela-
ketleri anlatarak soyie diyordu; ileriye
dogna yiiruyusun bir
"Arahgin
belirtisidir ve
tkisi ...
devrimci yolda
Louis Napolyon bu
yiiruyusun generalidir." 44 Bu sozler Napolyon'un
him bigimde yanhs okudugunu
kisiligini va-
Daha sonra Prouddusen bu gecici sapma-
gOsteriyordu.
hon, onceki dusiince ve eylemlerine
ters
dan pismanhk duydu. Proudhon, en onemli eserlerinden biri olan Onctokuzuncu YuzytUa Genel Devrim Filiri'nde (1851) 1848 Devrimi'nin derslerini
gikardi.
Burada, toplumun "dogal yasalan" tarafindan
zenlenen surekli ve surmekte olan bir kuyla savundu.
"Biitiin
stirec olarak
dii-
devrimi cos-
manclanm," diye yaziyordu Proudhon,
"su tanimda igerilmistir: 'devrim, ahlaki olgular dizisinde, zorun-
luluklardan kaynaklanars bir
egemen
adalet edimidir.
rak
o,
42
Hyams, Proudhon,
43
Proudhon, Vie Social Revolution Vilified by cond (1852), 1936 bsk., 5. 177.
kendi kendisini hakh cikarir ve bir devlet karsi cikmasi suctur.'" 45 s.
Sonuc
ola-
adamimn ona
93, 173,
44
Confessions, 1861 bsk,,s. 12,31.
4.5
General Idea of the Revolution,
alinti,
the
Coup
Hyams, Proudhon,
d'Elat of
s.
182
Decembei Se-
355
Pierre-Joseph Proudlimi: \nli\ulUtfcitn Filozofu
Proudhon
bir kez
daha Do vie
I
ikiidan, yonetimsel onyargi
ve insan yapisi yasalara karsi saidinya
sunur boylesine carpici sekilde ahlaki
bir
gecli.
Pek az anarsist du-
cozumleuu- sunmustur. Devlet hicbir
olmayan tamamen kurgusal
bir varhktir.
Borclan
ve sungulerinden baska bir seyi olmayan bir canavar olarak seylesmistir.
Devlet' in kokenierini izleyen
Proudhon onu
icinde embriyo halinde bulur. Devlet,
rak anladiklan hiyerarsik (ormdan
tiirer.
ataerkil aile
insanlartn
ilk
Bu form,
duzen
ola-
"ilkede otori-
eylemde hiikumeti" ifade eder. 46 Rousseau'yu izleyerek, kendi ijikanni gozeten azinhgm, genet faydaya katkida bulunduteyi,
gu
dusiiricesiyle
cogunlugu
aldattigini
one
surer.
Bu
san bilincinin derinliklerine oylesine niifuz etmistir
yanilgi in-
ki,
en cesur
onu zorunlu bir kotuluk olarak gorurler, Onun kusurlanm azaltmamn hicbir yolu yoktur. Asia
dusunurler
biie
in-
sanlara gercekten damsilamayacagi ve insanlar asla temsil edile-
meyecekleri icin demokratik
hukumet
bir celiskidir.
oy veren se^menlerin iradesini ifade edemez ve
iki
Kendisine
secim arasin-
da onlan yetkisiz birakir. Proudhon'un bir not defterine yazdigi gibi, temsili
cikan
hukumet, "huktim
siiren kasttn kfin ve temsilcilerin
icin iktidann, temsil edilenlerin
cikanna ters diisecek seBu nedenle genel oy
kilde surekli kotiiye kullamlmasrdir, 47
hakki tam bir lotaryadir, siradanhgin zaferini ve cogunlugun
ranhgim
saglar.
ti-
Proudhon en unlu tiratlanndan birinde su sonu-
Yonetilmek, ne hakki ne kerameti ne de
tffeti
olan yarauklar
tara-
findan izlenmek, sorujturulmak, gozetlenmek, yonlendiriltnek, telkinlere ve
yasalara
uydurulmak, dtizene sokulmak, kapatilmak,
vaazlara
maruz kalmak, denetlenmek, yorumlanmak, degerlendi-
komuta
rilmek, sansiire ugrattlmak ve
edilmektir... YOnetilmek,
kisinin her hareketinde, her eyleminde ve yapngi her islemde,
mimlenmesi, kaydedilrnesi, nufus sayimina lendirilmesi,
tabi tutulmasi, vergi-
damgalanmasi, fiyatlandinlmasi, degerlendirilmesi,
patentinin ahnmasi, yetktlendirilmesi, musaadeye tabi kihnmasi, tavsiye ediltnesi, ihtar edilmesi,
masi ve duzeltilmesi anlamina 46 General 47
men
gelir.
edilmesi, dogru yola sokul-
Hukumet, haraca bagiamak,
Idea oj (he Revolution, ahnti, Guerin, Ni Dieu n\ Maitre.
Cornets. (1843-1864), X,
s.
52.
s.
86.
Anar$izmin Tarihi
356 terbiye etmek, fidye
odemeye mecbur birakilmak, somurulmek,
kellestirilmek, gasp edilmek, baski aitma
mek, soyutmak anlamina
km
<;ikarlan icin yapihr.
gelir;
bUtun bunlar kamu yaran ve
Da ha sonra,
te-
almmak, gizem hies t nil
ilk direnis belinisi
hal-
ya da
Sikayet sozctigunde, kisi baski altina alimr, para cezasina carptmlir,
hor gorulur, tedirgin
riikir,
edilir, takip edilir,
dovtiiur, bogularak
idam
hukum
neli tufekle taranir, yargilanir,
k urban
edilir,
apar topar alimp gotu-
hapse
edilir,
atihr, vurulur,
giyer,
maki-
surgune gonderilir,
sauhr, ihanete ugratilir ve us tune ustluk bir de
cuk dusurulur, alay
edilir,
kizdmlir ve onuru
kirtiir.
Hukumet
kiii$te
budur; onun adaleti de ahlaki da budur! Ey insanoglut Altmts yuzyildir boyle bir zillete nasil katlamrsvn? 48
Proudhon
Yasalara gelince,
Rousseau
tipki
gibi, bizzat
nza gos-
termedikce insanlarm herhangi bir yasaya itaat etmemeleri gerektigini one surerek baslar. Bu durumda, parlamenter demokrasidekt yasalar hicbir mesruluga sahip olamazlar, ciinku bireyler
bu yasalann yapimina dogrudan katilmamislardir: "Yasa benim katihmim olmaksizin, onay vermememe ragmen, yoL accigi zarar yiiziinden aci cekmeme ragmen yapilmistir."^ Ne var ki Rousseau'nun aksine Proudhon, ozgurliigiin kisinin kendisine dayattigi yasalara itaat etme yetenegi olarak tammlanmasini reddeder. Bir
yasama gucu gerekiyorsa, der Proudhon ikna edici bir tavirla, kendi kendimin yasa koyucusu olmahyim; ve eger boyleysem, kendim icjn yasa yapmama gerek yoktur. Proudhon'a gore butun yasalar kaginilmaz bicamde zorlayicidir ve bireyin secimini ve eylemint kisitlar; yasalar "yurttasta-
nn, ickin, devredilemez, aktanlamaz otoritesinin yerine otorite"yi ge^irir. 50
soyleyecek kadar
gunda, her turlu lamhdir." 51
Ashnda Proudhon ozel
ileri gider:
...
dissal
iliskilerinde su sozleri
"Ozgiir insanlar soz konusu oldu-
ozgurlugun baski aluna ahnmasiyla esanAynca yasa ve erdemin birbiriyle baglantili oldugu orgiit,
ve adil kisinin yasalara uyan kisi oldugu seklindeki genel gorusu de reddeder. lnsan yapisi yasalar ile genel ahlaki kurallar arasmda a^ik bir ayrun yapar ve ikincisinin goniillu olarak benimsen48
General Idea of the Revolution,
49
Age, Guerin, Ni
50
General Idea of the Revolution, 1923 bsk., Correspondence, Paris, 18 75, [V, s. 149.
51
Dku
ni
alinti,
Guerin, Anarchism,
Maitre ignde
,
5.
96-7. s.
374, 378.
s.
1
5-16.
Pierre-foseph Pnnulhoir
VijJ;miIIui>iiii
nwlikiim eder. Itimflav'm da
digini kabui ederken, birinasini
yazdigi gibi, "her
insamn
astl
357
IHlozoju
yargm kendi
vicdanidir. Bu,
mah-
kemeler ve yasalardan olusan sislcmin yerine bir kisisel yukiimlulukler ve
sozlesmekr sisteminin
hukuk kurumtannin
ge<;irilmesini,
baska deyisle
kapatilmasini gerektiren bir olgudur." 52
Proudhon, "yasa ve diizen" genellikle birbirine esitlense de, icin hiikumete gerek olmadigi sonucuna vanr. Her seyden once, bu Lkisi arasinda hicbir baglanti yoktur, cunku duzeni saglamak
"Duzen
bir
cms, hukumet
53 Ikincisi, siyasal (ise) bir turdur."
yo-
netim toplumsal catismayi denetim altina alamadigi icin bu ikisi arasinda nedensel bir baglanti yoktur. Butun bunlardan, huku-
met ve yasanin gereksiz oldugu ve ortadan kaldinlmasi gerektigi
sonucu
cikar. Boylece
Proudhon
anarsist inanclannin bir ozeti
olarak goriilebilecek bir pasajda $oyle der:
Aklin egemenliginin vahyin egemenliginin yerine ge^irilmesi; sozlesme nosyonunun zorlama nosyonunu izlemesi, iktisadi nin, siyasa!
kurumlann
artik endustriyel
elestiri-
organizma tginde ozum-
lenmeii gerektigini ortaya koymasi: Hie gekinmeden su sonuca varabiliriz ki,
devrimci formul artik dogrudan hukumet ya da her-
hangi bir turde
hukumet olamaz;
artik hicbir
hukumet olmamab-
dir.5+
Proudhon yasalann yerine
ozgiir sozlesmeyi ve goniillu onayi ge-
cirmek gerektigini agikca ifade eder. Bunlan otoritenin inkan olarak gormektedir. Bu sOzlesme, boltisumde adaleti ya da ihtiyaca gore bolusiimu degil, komutatif (belirli bir sira ya da duzene
bagh olmayan, ?n.) cakti.
de
adaleti, yani karsilikh miibadeleyi
Taraflarm kar^ihkh yukumlilluk
ma Harm
temel ala-
list ten ecekleri, esit
deger-
karsilikh mubadelesini garanti edecekleri sozlesme-
ler yapilacakti, Dissal bir otoriteye tabi
olunmayacak, sozlesmeye
katilan taraflara, "kisisel olarak karsilikh
naklananlar disinda hi?bir
hizmet vaadi"nden kay-
yukumhiluk dayatilmayacakti. 55 Bu
gorus Proudhon'un olgun anarsizminin temeli haline gelecekti,
Proudhon 1852'de hapishaneden 1929
236.
52
Confessions,
53
General Ideaofthe Revolution, 1923 bsk.,
54
Age, almti, Gufiriti, Ni
55
General Idea of the Revolution, $W,
bsk.,
s.
gikti,
Dku
ni
Maitre, s.
s,
97.
s.
91.
116.
ancak
III.
Napolyon
358
Anar$izmin Tarihi
yonetirnimn yaratttgi baski ortami sosyalistlerin kendi fikirlerini yayimiamalarim neredeyse imkansiz hale getirmisti. Bu uretken ve zapt edilemeyen yazar, yakin bir dostuna biraz duraksayarak da olsa su itirafta bulundu: "Bir yazar olarak kariyerim sona er-
mis gorunuyor.
maya
Paris'te
bana
ait bir seyi
yayimlamaya ya da ne de bir kitapci
cesaret edebilecek ne bir matbaaci
sat-
var,
Oyle gorunuyor ten inanan
ki, benim en btiyuk domain olduguma gercektoplum tarafindan aforoz edildim. Terra et qua inter-
dictus sum!" 56
Ama henuz
tukenmis olmaktan cok uzakti. Dort
yil
sonra
Katolik bir brosiir yazanndan esirtlenerek, etik
buyuk
eseri olan
Devrimde ve Kilisede
kitapta, buttin erken eserlerinde ustu etik ilkeleri sergiledi ve insan
Adalet'i
konusunda en (1858) yazdi. Bu
kapah bicimde
dogasina
ifade edilen
iliskin gdriislerini acikli-
ga kavusturdu.
tnsan Dogasi
Godwin
gibi,
insanlann pocanstyel olarak akila,
olduklanna inansa da Proudhon farkb
bir
ilerici
konumdan
ve adil hareket
dogasimn surekli ve degistirilemez olduguna inamyordu. Dogamizin ilk ozelligi, birey olmamizdir; toplum bireyden sonra gelir, Yahtilmis birey sadece bir soyutlaeder. Baslangicta, insan
madir;
o, "kolektif
varolusun butunleyici bir pareasi"dir. 57 Top-
lum onu olusturan
bireyler kadar gercektir. Bu nedenle kolektif ya da grup biitun varolusun temel kosuludur ve toplum, tipki
birey gibi, "kendine ait bir giic, irade ve bilince" sahiptir, 58 Boylece Proudhon, Godwin ve Stirner'in atomcu yaklasimlarim asti
ve bir grup icindeki bireylerin, o grubu olusturan bireysel giic ve zeka toplamimn uzerinde ve otestnde "kolektif bir giic" ve "kolektif bir akil" olu§turduklanni one surdti. Aileyi,
en onemli
t
toplumun op lumsa lias unci ogesi, ahlaki duygulanmizm ve
toplumsaf yeteneklerimizin kaynagi olarak gordu.
Ne var ki toplumsal varhgimiz saldirgan olmamizi engellemez, Cati^malara ve savasa yol acan, kavgacthgimizdir. Proudhon'a gore insan dogustan ozgiir ve bencildir. Ask ve dostluk ug56
Proudbon'dan Bergmann'a,
57
Justice, op at,
58
Age,
s.
233.
SW,
s,
249.
Man
1854, ahmi, Hyams, Proudhon.
s.
210.
359
Pierre-Joseph Proudhtm: Yokwllugun Fihzofu
runa kendisini feda edebilir, ama kural olarak, bencilce kendi haz ve cikannin pesinden gider,^ Bu nedenle, kendi haline birakihrsa, ister istemez baskalan uzerinde iktidar
kurmaya cahsa-
caktir.
Proudhon
insanlann catrsmadan
ilkel
kacmmak
icin kendi-
ve bir toplumsal hiyerarsi yarattikla-
aradiklanm one surer. Bu da, zayifin giiclu tarafindan somurulmesine yol acti. Toplumsal catismayi kisitlamak icin once din kullanildi, ancak tek basin a yetersiz kaldigi gorulen din, hiikumetrn baskici gticuyle desteklendt. Ancak catismaya bulunan zorlayici hukulerine bir lider
nm
met
caresi,
sonunda
bizatihi bir catisma nedeni haline geldi:
"Huktimet, vahsilere karsi toplumu savundugu zaman
ilericiydi.
Artik vahsiler yok: Sadece huktimetin vahsi muamelesi yaptigi 60 isciler var."
Ne siz
var ki potansiyel akikihgimiz sayesinde ilk bakista cikis-
gorulen bu durumdan kurtulmak
mumkundur. Proudhon'un
/tiro/lar'inda yazdigi gibi, "bireyde oldugu kadar toplumda da
dusunce daima icgudti ve kendiligindenlige galip gelir, karakteristik ozelligidir ve neden ilerleyebildigitururmizun Bu,
akil ve
mizi ac^klar. Boylece icimizdeki Doga gerilerken, tigi
gorulur."
61
Insan mantik
gucunu
Aklm one
cik-
gelistirdikce ve ahlaken ol-
gunlastikca, dine ve siyasal otoriteye karsi isyan etme yetenegi
kazanir ve huktimet
ile
yasalann getirdigi yapay kisitlamalann
ortadan kalkabilecegi bir evreye ulasir, Ozgurluge ulasmak artik
mumkundur. Etik
hem de Devlet'in yaptinmini Katolisizmini terk etmis. ve cocukluk reddediyordn. Kuskusuz Bu ifade Tannnin varhgivarmisti. "Tann kotuluktur" sonucuna da, Proudhon aslmda olsa ni ve onun ahlaki niteligini varsaytyor
Proudhon'un
inanch bir
etiki
hem
ateist idi.
Kilisenin
Insanm ilerlemek
icin ilahi bir seye yaslan-
mast gerekmez."lleriye dogru attigimiz her adtm Tannyi yok ettigimiz bir baska zaferi ifade eder."" Ancak Proudhon, Stirner gibi,
ahlaki degerlerin sadece insanlar tarafindan yaratildigi so1930-5 bsk.,l,s, 306.
59
/uslice,
60
Camels, Vll,s.219.
61
Con/cssioiu,
62
Economic Contradictions. SW,
SW,
s.
243. s.
221
Anar$izmin Tarihi
3M)
nucuna varmadi. Adaletin dtlnyada gasinda var oldugu
durumda
ickin ve insan bilincinin do-
kararhhkla savunmaya
fikrini
devam
etti.
Bu
yeni bir diinya yaratma girisimlerimizde kesin bir reh-
bere ve nihai bir standarda giivenebiliriz.
Ahlakh olmamizi saglayan, toplumsal varhgimizdir. Insan kolektif varolusun biUiinleyici bir parcasrdrr ve aslmda bizler
hem
hem
kendi sayginhgimizin
de baskalarrntn sayginhginm
farkindayiz, Nitekim insan kendi icinde bireyi asan bir ahlaki yasa-
nin ilkeferini
ozimu
tasir
...
Bunlar insamn ozunu ve bizatihi toplumun
oluscururlar. 6 *
Tipki Kant gibi, Proudhon'da da diinya ve insana ozgu
vunusunun ki,
haklannda acik
olarak
iyilik sa-
temeli a priori sezgiye dayanir: "Oyle sseyler vardir bir fikre sahip
olmasam
bile,
onlan a
priori
ve ovgilye deger bulurum."^ Evrenin adalet yasalan
iyt
uzerine kuruldugu ve adaletin evrenin yasalanyla orgtitlendigi onermeleri, "insan ratniar olarak degil,
Aynca Proudhon amacni aracian
ruhunda sadece
uyum
icinde
fikirler
ve kav-
duygular ve sezgiler olarak da" ifade
edilir. 65
cunku esas degerlerin bir basma amaclar olduguna inantyor-
bir deontolojist idi,
degil, kendi
du.
Tipki
Godwin
gibi,
o da her bireyin dogru ve yanhsi an lama
gticune sahip oldugunu ve bir otorite olarak
yordu.
Ancak her
"hem
kendisi
hem
de baskalan
eyleme yetkisine sahip kihndigi"ni one kisi ozel yargilarda
ken, sadece tek bir temel
icin
surti-
bulunma hakkina sahipProudhon buyuk
iyilik vardi: Adalet.
harfle yazdigi
bu ilkeye uzun ve coskulu bolumler
da, Hiristiyan
Tannyi cesurca yikarken, onu Adalet kihginda ye-
niden olusturur: "Adalet en yuce Tanndir" der
ayirdi; aslin-
biztere, "o yasa-
yanTanndir." 66
Proudhon'un
sozleriyle bir idee princesse (ana fikir) olan
adalet asla agtk bicimde
tammlanmaz, Genellikle
te andir, ancak saygiya da yaktn
oldugu
goruliir.
esitlikle
birhk-
Proudhon onu
su sozlerle tanimlamaya cahsir: "hangi kosullarda olursa olsun 63
Justice, S\V,
5.
249.
6+ ]unkc, 1858 bsk.. 65 Age. IV, s. 433.
Ill, s.
66
I,
Justice,
1868 bsk.,
340.
326, 43.
Pierre-Joseph Proudhon: Yoii^ilhigiin FHozofu
tammm
ve yapacagimiz
361
bize getircccgi risk her ne olursa olsun,
insan onuruna duyulan saygi,
bu sayginin kendiliginden hisseGene de yapugt
,,(i7 dilmesi ve karsihkh olarak garanti edilmesi.
tanim yeterince acik
degildir. Pratikte
Proudhon'un, baskalann-
dan saygi gormek istiyorsak onlara saygt gostermemiz gerektigini soylemek istedigi goruliir. Bu da Hiristiyanhgm akin kurahndan pek farkh olmayan bir ilkedir. Toplumsal ve iktisadi alanda bu ilke, bvttun insanlarm, olusturduklan deger kadar almalan gerekttgini gosterir.
Proudhon
icin
adalet,
saygi gosterme, onlann vini gerektirir.
baskalanna ahlaki varhklar olarak
onurunu ve ozgurliigunu savunma gore-
Bu yakla^im, kendiliginden
bir iyilik anlayisindan
bicimde hesaplantnastndan kaynaklanir: Ozgecilik, "yararh ve gelisdrmeye deger, ancak saygi ve onur degil,
hak olanin
akilci
saglamakian uzak, onlarla kesinlikle bagdasmaz bir icgudusel duygu"dur. 68 Ancak bu konum Proudhon'u temel bir etik sorunla yiiz yiize birakir.
Oyle gorunur ki, bir yanda ben kendi eylemlerimin yegane yargiciyim ve baskalan benim segme ve uygun gordugum sekilde eyleme hakknna saygi gostermek durumundadirlar. 6te yanda, baskalan ahlaki bicimde davranmami saglamakla gorevlidirkendi islevler. Toplum, "benim bireyselligime yabanci olan kendi
lerine, bize bildirdigi
fikirlerine, hicbir sekilde
bizimkine
benzemeyen kendi yargilanna, bizim icgudulerimize taban taba69 Bundan, kendi kisisel ahna zit olan kendi iradesine" sahiptir. toplumun ahlaki kanaatleri arasmda kagimlmaz bir cansma olacagi sonucu cikar. Proudhon kendi etikinde bu temel belirsizligi cozmeyi basaramaz. Zaman zaman hosgoruyu over, ama gene de sunlari yazmaktan geri kalmaz: "Uyum adildir ve lakimizla
Bu ahlaki ve kulturel gorelilik onu, bir tophalinde kolelik gibi uygulamalan sagormesi lumda, gene! kabul sapkinlik ayiptir." 70
vunmaya
goturiir.
Proudhon'un teorik kafa kari^ikhgi Devrim ve Kilisedc Adaletin sonunda one cikar. Burada toplumsal baski ya da kamuo67
Age,
1, s.
(The ledge
68
225
SodaMn
Ritter,
Proudhon,
Tra&Uion,
& Kegan Paul, 1956,
Justice,
1858 bsk.,
l,s,
s.
68, adaleti saygi olarak tammlar; Gray ise Pic rrc -Joseph Proudhon, Rout-
235 ve Woodcock,
s.
5.
208) onu
esitlikle bir goriir.
416.
69
Philosophy oj Progress (1853), 1946 bsk.,
70
Alintr, Ritter,
Proudhon,
s.
63-4.
s.
66-7.
362
Anar$izniin Tarihi
yundan, erdemin
zaferini saglayan arac olarak soz eder: "Toplum ahlak duygusunu gelistirecek guclu bir kolektif vicdani uyararT kultanmahdir. Dtsandan baski yapan Tannnin, buttirt uyelerinin
hukiimdarlann ya da bi lime iter in aksine, loplumsal baskimn ancak bireyin icinde, "kendi kendisine verdigi bir tur gizli emir" gibi icsellesmesi halinde islevli olabilecegini
azaitmaya
calisir. 71
one surerek, hatayi
Ancak bu yaklasim Proudhon'un
teorisinin
geri kalan kisiniyla mantiksal bir baglanti tasimaz. Gstelik tir,
yanhs-
ciinku dogasi geregi her turlu toplumsal baski bireye saygisiz
olmak durumundadir. Proudhon yayimlanmarms
bir
metin olan Siyasal
lktisat
Uzerine Tej'de (1849-55)
kamuoyunu zorlayacak gizli bir 6nlemler grubu uzerinde diisiinerek durumu daha da linden cikilamaz hale getirir. Bu puriten elit, toplumun bekasi icin insanlann bireysel vicdani toplumsal vicdanla ozdeslemeyi ogrenmelerini saglayacakur.
Onlemler, kotu ruhlu olanlann idaminin
yam
ihanet ve zinanin cezalandinimasini kapsayacakti. Proudburada en diisuk noktaya ula§ti. Nihayet adalet kormsunda
sira,
hon
yayimlanan eserinde, bu adalet turunden, ahlaki degii daha cok pratik nedenlerle de olsa vazgecti.
Bu gorevi yerine getirecek ka-
dar temiz insanlar bulmak cok zor olacak ve bulunacak insanlann yonetimi kolayca teror ve ahlakstzhgin hakimiyetine doniise-
Sonuc olarak Proudhon, kendi etik anlayisinda ozel kamuoyu ve ahlaki ozerkltk ile gorenek arasindaki gerilimi basanh bicimde cozmeyi asla basaramadi. Devrim ve Kilisede Adatet'te Kilise ve Devlet'e yonelik acik saldm yazara karsi bir kez daha dava acilmasma neden oldu. Proudhon uc yil hapis cezasma mahkOm edildi, ancak bu kez bilecekti.
kanaat
ile
takdir yetkisi samgin lehine isledi.
Proudhon
Belcika'ya suriildu
ve 1860 affinda cezast kaldinldi. Ancak iki yil sonra, ulusculuk uzerine yazdigi elestirel bir makalenin yorede kendisine karsi diismanca duygular uyandirmasi uzerine Fransa'ya dondu.
bulundugu sirada Proudhon, Tolstoy'u derinden Bu eser Proudhon'un zihninin paradoksal dogasma taniklik eder. tlk bakista, zor kullanma hakBelcika'da
etkileyen Sava$ ve Bans'i yazdi.
kimn
bir gerekcesi olarak gordugu oleude savasi yuceltir. Bu kismen, mucadeleyi dvmesine yol acan kavgaci mizaandan oturuy71
Justice,
1858
bsk,, IV, 368;
Blu. Ritter, Proudhon,
s.
83.
1, s.
325. Bu ^diskiye dair ilginc bir tartijma icin
Pierre-Joseph Proudhon; VnltMillufiun nlozofu
363
72 "Eylemek sava$maktir" diyordu. Ancak Proudhon savasin "Savas varligimizin derinliklerine kok saldigina da inamyordu:
du.
insanlartn ve tannsaldir, yani bastangictan beri var olmustur, hayati ve tiretim faaliyeti icin esastir. lnsan bilincinin
toplumun
insan iliskiderinliklerine yerle§mistir ve savas diisiincesi butiin hayatimizin ve butun varhSavaskr olmasaydi degildir. bir sey baska gimizin temeli"nden 7 Prodhon saAslinda olurlardi. halinde siesta" insanlar "siirekli 73 Savas, "tarihimizin, lerini kapsar."
* 1
ideal biiyuk bir duzleyici oldugu ve zayifi tasfiye ettigi icin olduvar Insanlik gider. ileri kadar sunacak adalet vahyi gibi
vasi,
bir
gu siirece savaskr da olacaktir.
Proudhon zaman zaman insanlar arasmdaki catismalara psibizi savakolojik aciklama getirir ve "hemen uyanan arzulanmiz 75 Bazen de iktisadi bir aciklama yapar ve savasm sa iter" der.
aym zabashca nedemnin yoksulluk oldugunu one surer. Ama formudiyalektik bir "soyut bakimdan manda savasi, mantiksal tammlar. 76 Son cozumlemede Proudhon, Marx gibi yoksullugun aslinda psibir iktisadi belirlenimci degildir, cunku saldirganhgi insan dogave surer bir olgu oldugunu one lu" olarak
kolojik
sinin degismez bir ozelligi olarak goriir.
Ne var ki buradan, Hobbescu herkesin herkese karsi savasi cikkabusunu sonsuza dek mahkum eimemiz gerektigi sonucu geli§iinsani zaman ulastigi ban^a maz. Proudhon'a gore sava^ min zamani gelmis demektir. Akil
bir
kez daha cikisjsizhgi orta-
evreler dan aldinr. Tarihin gidisati icinde baskici kurumlar oyle ki, getirirler, yerine gorevini halinde vicdani ve akh egitme doon Proudhon, donusebilir. kavgaci durtuler barisci durtulere yuzyilm ortalarmda bu evreye vanldigim ve "yersiz
kuzuncu
baslatakuskular"a kapilmadikca hi? kimsenin bir saldm savasi
dogasma mayacagini hissediyordu. Ancak bunun leslimi bile isin zevklerive erdemlerini aykinydi: "Insanlara barium o yumu^ak 77 etmemi Tann men eder" diye haykinyordu Proudhon. bansa Milton'un Seytani gibi, Proudhon'un da en iyi retorigini
ni vaaz
degil savasa ayirdigi gorulur. 72
WarandP«i«(1861),SW,s.204-
73
Age,
s.
23.
74
Age,
$.
207.
75
WarandPeace, 1927bsk.,$. 121.
76
Age,
77
War and Peace, SW,
s.
347. s 210.
364
Anar$izmin Tahhi
Son yillarmda Proudhon her zamanki kadar faal bicimde yazmaktadir. Dostu Gustave Courbet'ten esinlenerek Sanat Ukesi Uzerine (1861) adh bir kitap yazdi. Burada, sanatin toplumsal gorevirtin "gelisttrmek, yardimci
olmak ve korumak" oldugunu dogru gozlemlerden hareketle eser vermeye cagirarak gercekcj bir sanat teorisi gelistirdi. Godwin'in dogruluk tammini ve Caleb Williams adh romanrnrn ozgun bashgini one
surdii. Sanatciyi
hatirlatan sozlerle, "seyleri gercekte olduklan gibi"
gormemiz
ge-
rektigini, sanatcinin gorevinin
de bizi "gercekte oldugumuz gibi" resmetmek oldugunu ilan eder. 78 Yirminci yuzyihn baslannda, anarsizmin Dadaist ve Gercekiistucii hareketkrin avangard sanatcilarim cok daha guclu bicimde etkiledigi bir sirada, rinin Sovyet sosyalist gercekcilik
mesi
bu doktnosyonunun temeli haline gel-
ironiktir.
Siyaset
Toplumsal orgtitlenme konusundaki goruslerini acikhga kavusturmak isteyen Proudhon Federal Hke'yi (1863) yazdi. Burada, "ozgurliigu temel alan hukumet, her insanin kendi hukumeti, yani anarsi ya da ozyonetimdir" gdriisunii tekrarlar. Buna federalizm ve merkeziyetsizlik ilkeleriyte ulasdacakur. Federalizm ko-
nusundaki
goriisleri anarsist teoriye
ridir ve ozellikle guniimtizde,
en onemli katkilanndan bi-
imparatorluklar parcalandikca ve
kurmak zorunda kaldikca dogrulanmistir. Proudhon, iktidann daha fazla guc biriktirme egilimine karsi direntnek icin toplumun ozerk bolgelerden olusan bir federasyon uluslar yeni htifaklar
halinde bolunmesini onerdi. Bu bolgeler arasinda ozel bir anlasma olarak yapdacak bir sozlesme daha sonra tartisilabilir, kabul edilebilirve taraflann iradelerine
Ashnda
uygun bicimde duzeltilebilirdi. benimseyen Proudhon, fede-
sozctigtin Latince kokiinu
rasyona "siyasal sozlesme" demektedir. 79
Komun toplumun
temel birimini olusturacaku. Bu birimde,
midk sahibi ve bagimstz iscilerden olusan di emek urunlerini mubadele edecek ve
karsihkci birlikler ken-
iliskilerini ikili ve esit miibadeleye dayanan serbest sozlesmeier aracdigiyla orgutleyeceklerdi. Proudhon kticuk endtistriyel birliklerin yam sira buyiik
78
On
79
71ic Federal Principle
SW, s. 215-6. SW, s. 103, 106.
the Principle of Art (1861),
(1863),
Pierre-Joseph
Pro udh
endustriyel birliklerin de
cak
aile
Ne
her
<
m
:
V
( >
mumkun
durumda tanmsal
h\
i
<
H
1
j;i
: 1 1
1
I
iI
365
ozo/u
ulabilccegini kabul eder, an-
ureliniin icmclini olusturacaktir.
var ki toplumun gene de lepeden urnaga duzenlenmesi
gerekiyordu. Federasyon icindeki en buyiik birimlere pek az, en kucuk birimlere ise yetkilerin cogu verilecekti. Ust kademeler
kademelere bagh olacakti. Toplumun her birimi egemen olacak ve federasyondan aynlma hakkina sahip bulunacakti. Delealt
geler, federal gorevhlerin geri cagrdabildigi ve bizzat federal oto-
ritenin de belirli gorevleri yerine getirdikce geri cekilebilecegi
mechse gonderileceklerdi. Proudhon, boyle bir federal sistemin hiyerarsinin ya da merkezi yonetim ve huktimetm tarn tersi oldugunu one surdii. Bununla birlikte, anlasmazhklan cozumlemek icin taraflann bafederal
gimsiz bir hakemin otoritesine tabi olmasi gerektigi aciktir. Siyasal sozlesme baglayici oldugu icin yurttas soztesmeye konu olan ozel hedefe ulasmak, yani sozlesmeye uyulmasint saglamak icin ozgiirlukten bir olciide vazgecmelidir, Proudhon bu turden bir
otoritenin bir
hukumet anlamini
tasidigini reddederek,
bu
otori-
tenin sadece sozlesmeye katdan taraflara arabulucuk edecegini one siirse de, bu yapinin bir hiikumete doniismeyecegine inanmak zordur, Aynca Proudhon, federal sozlesme sartlarmm yo-
rumianmasi ve uygulanmasi konusunu tartisirken, ^ogunlugun azinhgi itaate zorlama hakkina sahip oldugunu one surer ve boylece federasyondan aynlma hakkini Onemli olciide kisitlar. Proudhon'un tasarssinda otorite bir kez daha o cirkin basini kaldinr ve her bir tiyenin ozerkligini ciddi bicimde ihlal eder. Otorite ve ozgurlugiin birbirini gerektirdigini one suren Proudhon, sozlesmelere uyulmasim saglayacak asgari bir Devlet'i savundugu igin anarsizmin simrlanndan Hberalizme geger. Federal otoritenin yaptmm tehdidi yurttaslar arasindaki o gtivenli yukumluluk baglanni da muhtemelen zayiflatacaktir.
Proudhon yaslandikca, ozellikle miilkiyet ve hukumet konu larmda giderek artan tutuculuk belirtileri gostermeye basladi. Hala iscinin emeginin karsihgini aldigi adil bir mulkiyet dagihmi istiyordu. 1863 tie 1864 arasinda yazdigi Mulkiyet Teorisi bashkkaynaklanali bir eserde Ozel miilkiyetin kendisine degil, ondan bilecek biitun kotuliiklere karsi oldugunu soyleyerek daha erken 80 Bu kez bir donemde savundugu tutumu acikhga kavusiurdu. 80
Bki. Tlifory of Property (1863-4),
s.
17.
366
Anar$iztnin Taiihi
kurumlann en kutsah olan aileyle ozdesledi ve miras hakkmi savundu. Hatta "sahip olma" anlaminda mulkiyetten cok, mutlak ve devredilemez anlamda ozel mulkiyeti tercih etti, cunkii onun Devlet'i dengeleyebilecek yegane gug oldugunu dusunuyordu. Hayatinin buyuk bir bolumunde mulkiyetin kotiimulkiyeti
luklerine karsi sa vast lk tan sonra mulkiyetin kendi degerli nitelikleri banndirdigi "liberal, lederalist,
ve
sonucuna
vardi.
dogasmda en En onemlisi, o,
merkeziyetsiz, cumhuriyetci, esitlikci,
ilerici
adil" idi. 81 Bir
zamanlar cesarette "Mulkiyet Hirsizliktir" diyen adam, karmasik hayatinin en buyiik ironisini yaratarak, ozel mulkiyeti Devlet tiranhgmin karsisindaki en
buyuk
kale burcu
olarak gormeye basladi.
Proudhon
hukumet hakkinda daha sonra bazi bu ikisinin insan onuru ve ozgur-
otorite ve
gorusler gelistirdi.
Uzun
sure
luguyle bagdasmaz oldugunu dusunmustU. 1853'
te,
1840'taki
siyasal inancini tekrarladi:
bu
sozciikle
otorite ilkesinin
inkanm
"Ben
bir anarsistim ve
-ya da daha dogrusu- yetersizligini ilan
ediyorum." 82 Ancak on yd sonra, toplumun en yuksek formu olarak, "duzen ve anarsi birligi"nden cok "anarsi hukumeti"nden soz etmeye basladi:
ANAR$l'den ya da
liberal rejimin bir ornegi olarak her
y6netmesinden
zat
-ya
da Ingilizce denildigi
gibi,
ettim. "Anarsist huktimet" ifadesi teritn olarak celiskili
bu siscemin imkansiz, elestiriye
muhtag otan sadece
Burada sadece linguistik run vardi. Proudhon liigun,
fikrin ise
degil,
biz-
oldugu
goruliir.
Ne
icin
var ki
dildir. 83
aym zamanda
kavramsal bir so-
bagdasmaz olmayan ozgur"onunla pazarhk eden, onu simrlayan ve ona goz yuman artik, otoriteyle
bir Otorite'yi gerektirdigi"ni
luk
sacma oldugu
insamn
dzy^netim- soz
gibi,
savunmaktadir. 84 Otorite ve ozgiir-
orguilu toplumun butun formtarim belirJeyen iki karsit
ilke,
cozulemeyecegi ya da ortadan kaldinlamayacagi
tkisi
arasinda bir uzlasma saglamaktir. Yeni formal, "otoriteyi
icin,
sorun
ozgurluklerte, ozgiirliigu de otoriteyle dengelemeh"tir. Artik ikinci-
81
Age,
82
Philosophy of Progress (1853),
83
Federation,
SW,
s.
91.
84
Age. 1959 bsk,
s.
271-2.
s.
208.
SW,
s.
90.
Pierre-Joseph Proudhwt: Y<>hsriIh(£itM filozo/u
stni
367
gerceklestirmek icin birincisini ynk ennek soz konusu de-
gildir. 85
Ashnda Proudhon sonunda bir asgari hukumet formuna iholdugunu kabul eder. Onun federal ve karsihkci toplumunda merkezi hukumet sadece bir tarafsiz hakem ve uygulaytci degil, aym zamanda bir harekete geciricidir. Siyasetin icrasmi yerel yetkililere birakirken, "OzgUr bir toplumda Devlet'in ya da Huliyac
kumet'in rolu, esas olarak yasama, harekete gecirme, yaratma, baslatma ve kurma gorevidir," der. Devletin islevleri, sonUmlenmek bir yana, "bashca harekete gecirici ve yonlendirici olarak
aslasona ermez." 86
Ancak Proudhon yayinlantrns eserinde gecis dortemi icinde hukumet ve otorite ihtiyacini artik kabul etse de, ozel olarak, merkezilesmis siyasal otoritenin ortadan kalkacagini, federal kurumlarla ve komiinu temel alar> bir hayat oruntusuyle yer degistirecegini dusuntiyordu. Bireysel ve kolektif cikarlar ozdeslendi-
ginde ve
biittin kisitlamalar
ozgurliik ya da anarsi"
lumun yasalan
ortadan kalkuginda nihayet "tarn bir
durumuna
Bu durumda "Topuygun bicimde isleye-
ulasacagiz.
evrensel kendiligindenlige
cek ve bunlann duzenlenmesi ya da denetlenmesi gerekmeyecek." 8
'
Proudhon, federalism ilkesinde ulusal sinirlan asacak bir
sonunda bir federasyonlar konfederasumdu. Ancak kendi ulusculugu gittikce dar ve zenofobik hale geldi. Kendi yurtseverliginin dislayici olmadigmi iddia etmekten hoslamrdi: Kendi ulkesine olan baghhgini asla insan haklarimn onune gecirmeyecekti. Se?mek zorunda kahrsa, ulkesini adalete feda etmeye hazir olacakti. Bununla birlikie, federal bir cumhuriyetin biittin islemlerde daima kendi yurttaslanyol gordii ve Avrupa'nin
yonu
olacagini
na yabancilar karsismda onceltk vermesi gerektigini savundu. Aynca Proudhon, "kutsal Gaul topragi"na dtisman ya da yabanci olan her seye sistematik bicimde kar^i cikarak, kendi ulkesinin kaderine neredeyse dindarca bir inanci ifade etmeye basladi.
Fransa'nin kendi "ozgun dogasi"na donusunii, biitun yabanci
inane ve kurumlardan anndigini gormek istiyordu: "Irkimiz cok uzun sure Greklerin, Romahlann, Barbarlann, Yahudilerin ve
85
Age.
$W,
86
Age,
s.
87
Meklup, 20
s.
102. karsilastinniz,
5.
104.
108, 110,
Agusws
1864,
SW,
s.
92.
Anar$izmin Tarihi
368 Ingilizierin etkisine
maruz
kalmistir." a8
Proudhon
icin Fransa,
Devrimci Dustince'nin nihai ifadesi haline geldi ve di$ olaylan esas olarak Fransa'nin cikarlan acismdan degerlendirdi.
Sonuc olarak, Polonya ve Macaristan'daki uluscu hareketleFcderasyon ve Birlik (1862) bashkh cahsmasinda "Jakoben Mazzini"nin merkezilesmis. bir ulus yaratma re karsi gikti. Italya'da
giri^imini de elestirdi, ctinku birles;mi§ ve giiclenmis bir Ital-
ya'nin Fransa'nin biiyiik bir Katolik guc olarak oynadigi rolti lehdit
etmesinden korkuyordu. Bu yaklasim onu Napolyon'un GariSardunya Krah'na karsi Papa'ya verdigi destegi savun-
baldi ve
maya yonelui, Bu tutum, uluscu Fransiz yazarlannin yiizyihn baslarmda Proudhon'dan esinlenmelermi agiklar. Bu gorusder Proudhon
sap ma olarak gortile-
tcin gecici bir
mez. Dusuncesinde basindan beri gerici yonler vardir. Bu en acik bicimde esittik doktrirtinde gorulur.
Proudhon'un adalet tannm esitlik ilkesiyle dylesine yakmki, onun sozlugunde bunlar neredeyse birbiri-
dan baglantihydi
nin yerine kullandabilen terimler haline geldi. Esitligin bir doga yasasi
oldugunu
israria belirtti: Insanlar esit dogarlar
ve toplum
O halde mevcut esitsizlikler sadece toplumsal adetlerin ve egitimin sonucudur. Hiyerarsinin en
beceri ve bilgide esitlige yonelir,
guclii baski
araclanndan
olduguna inandi ve Rousseau'nun
biri
zengin, giiclu ve prestijli olanlara itaat edilmesine karsi verdigi s a vast kaldigi
nuclanmiyor,
yerden surd Urdu. Hiyerarsi sadece somuruyle sode "ozel imkanlan, ayncahklari, muafiyetleri,
ttaat
iltimaslan, istisnalan ve her turlil adalet ihlahni" doguruyordu.*"'
Proudhon bu noktadan hareketle oldugu sonucuna vardi.
esitligin
ozgurluk
icin
zorunlu
bir kosul
Proudhon, 1789 Devrimi'nin giirliik ilkelerini ilan ettigine
nnda bu
ilkeleri iktisadi alana
sine guclii baghhgi,
hizmetlerin ti
ligi
vakti gelmisti. EsitHk ilke-
onu kargihkcihk tasansinda esdeger mal
ve
mubadelesini, boliisiimcu degil komutatif adale-
savunduklan
sosyalist
bolusumcu
adalet ilkesine, egitsiz-
bir olcjude surdiirdtigu icin karsi gikti.
Ancak
89
yayma
temel almaya yoneltti. Ashnda, Louis Blanc ve Etienne Ca-
bet'nin
88
esit
arenada Esulik ve Oz-
siyasal
inaniyordu; sonraki yiizydin ortala-
butiin
bu soylu duygulara ragmen Proudhon'un
Proudhon'dan Pierre Leroux'ya, 7 Arahk 1849, 1930-5 bsk., II], s. 174.
Justice,
op.
cit, s.
196.
esit-
Pierre-Joseph Proudhon:
lik
Vi>i.'siilini;uii
369
Vihzofu
doktrininde basindan itibaren goze vnrjwn bir bosluk vardi.
Fransiz Devrimi'nin avukatlan gibi, Proudhon da,
bu
ilkeyi sa-
dece Avrupah erkeklere uyguladi. Kendi kansina yonelik tutumunda da tanik olunabilecegi gibi, Proudhon hem zeka hem de
erdem bakimindan kadinlann erkeklerden a§agi olduklanni dii§uniiyordu. Erkegin ustunlugu konusunda bu kadar kararh tu-
tum
alan pek az erkek vardir: "Eksiksiz varhk erkektir. Kadin er-
kegin kuciiltulmus. halidir." 90 Devamla, kadinin erkek
ile
hay-
vanlar aleminin geri kalani arasinda bir ara evre oldugunu ilan etti.
Erkegi yapici, kadim
ise kullanici
olarak ideallesiirdi; birin-
dusunen bir beyni varken, ikincisi sadece duygulu bir kalbe sahipti. Proudhon sonunda kadinlann erkeklerden toplam 27'ye 8 oramnda daha asagi oldugunu hesapladi. Kadma yakisan yer evi, ona yakisan rol ise bir yeniden tiretim araci olmaku. Dogum kontrol yontemleri uygulamaya hakki
cisinin
yoktu, Eviilikte
dogum
kontrolu icin "sadece kendini
mahrum
etme yontemi uygulanabilir"di. 5 Evlilik, cozulmesi mumkun olmayan bir bag olmahydt; erkegin "gucu" ile kadimn "zarafeti"nin birtesmesiydi. Bu birlesmede erkek, "emek, bilgi ve hak*
1
bakimindan iistundu. 92 Otoritenin aile icinde dogdugunu ve ailenin Devlet'in embriyosu oldugunu kabul eden Proudhon, aile tcindeki "dogal" patriyarsi kurumunu koromanin gerekli oldugu konusunda son derece kararhydi. Onun gemasinda otorite, erkegin tartismasiz efendi, kansinin ise bagimh bir ev kadmi olmaya devam ettigi ev hayati di§mda, toplumun butiin kesimlerinde yasaklanmakiadir. Proudhon olumiinden hemen once Pornokrasi ya da Modem Zamanlann KadinXari (1875) bashkh iicuncii bir lar"
kiiap yazdi. Burada, entelektuel ve cinsel ozgurluk isteyen Saint-
Simoncu
feministlere §iddetle saldinr. Kendisini gururla, "bir ka-
din gomleklerimizi onarabiliyor ve yemegimizi pisirebiliyorsa, yeterince bilgili demeklir" dusiincesindeki erkekler arasinda sa-
yarak en kaba gerici lerle
aym
safta yer
almak, anarsizmin babasi
denilen kisi ifin sonsuza dek surecek bir utanctir, 93 Proudhon'un kamu hayatinda kadinlara yer olmadigini
dii-
"Toplum yasa onunde
^unmesi bu durumda esitliklerini reddetmekle kadmlara haksizlik yapmis olmaz" desagirtici degildir.
91
1868 bsk., IV, 5. 134. Proudhon'dan Joseph Garnierye, Jubat 1844, alimi Hyams, Proudhon,
92
Justice,
90
93
Justice,
SW, s, 254. Alimi, Hyams, Proudhon,
s.
274.
$.
64.
Anarsizmin Tarihi
370
mektedir. Toplum, "ona yetenek ve ayncahklanna gore davranir.
Siyaset ve iktisat
kamu ha ya tin da
dunyasmda kadina yer yoktur." Kadmin
erkekle e§U bir yere sahip olmasi, "a§ktn olmesi
ve insan irkmin mahvolmasi" an lamina gelecektir. 9
Proudhon
'
1
konusunda daha az onyargih ve dogmatik debutun o ovgii dolu etkileyici sozlerine ragmen, "dogustan kotti ve aleak irklar" oldugunu one surdu. Bu irklari egitmek icin yapiiacak her girisim, onlann ne kadar a§agi oldugunu ortaya koyacakti. lleriye dogru yuruyus sirasmda bu irktar sitinip gideceklerdi: devrim yasasmm, buyuk harflerle "L'EGALITE OU LA MORT!" 95 (ya esitlik ya da olum) oldugunu ilan eder. Proudhon derin bicimde antisemitik idi ve Fransiz erkeklerle evlenenler di§mda butun Yahudilerin Fransa'dan surulmelerini istiyordu: "Yahudi insan irkinin du§manidir. Bu irk Asya'ya geri gonderilmeli ya da imha edilmelidir. g6 gildi.
Erkek
irk
esitligine iligkin
"
Kan ve toprak zilerini
arasindaki baglantiyi vurgulayisi
Alman Na-
andinr. "Toprak onun iizerinde dogan insan irkina
aittir"
"cunku baska hie kimse onu kendi ihtiyaclanna gore gelistiremez. Kafkasyah, Misir'da asla kok salamamistir. " Irklari n kader,
rifmasina gelince, bu yerli irka gtic kazandirabilirdi; ancak "kan kansabihr, ama asla kaynasmaz- [Irklann kan§masi] daima iki irktan birinin kendi tipine geri
donmesi ve
digerini
ozumleme-
sonuclamr." 97 Proudhon'un Franche-Comte'un puriten, dar kafah ve gerici koylulerine uzanan koklerini, en belirgin bicimde
siyle
aciga cikaran, irk ve kadinlar
konusundaki tutumudur.
Dusuncesindeki, kadinlar ve irk konusundaki goruslerinde
cok belirgin bicimde aciga cikan tutucu egilim, yashhginda baska konularda da one cikmaya basladi. Ornegin, gengtik doneminin o cesur Hegelci diyalektiginden vazgecti ve zitlann bir denge
durumu dismda daha cagim one siirerek
yiiksek bir sentez ya da birlige ulasamaya-
liberal
John Stuart
Mill'e yakla§u.
Bu
bakis
acisindan hareketle miilkiyeti Devlet iktidartni dengeleyen bir giig olarak tavsiye
dengelemesini
etme noktasina vardi ve otoritenin ozgurlugu
istedi.
Gittikce artan ihtiyatlt
tutumu ilerleme anlayi§inda da
gorti-
lur. ihtisadi Celisfeiler'inde,
kendi gehshni iginde insanligin
"egil-
94
Justice.
SW,
s.
255, 256.
95 >sii«, 1868 bsk.,t,s. 304-5.
% 97
Caniets, op. Justice, op.
cit,
cit,
SW.
SW,
s.
s.
228.
260.
Pierre-Jos eph Proudhon;
mez
bir zoruntuluga"
boyun
371
YokuiUupAn Ftlozo/u
egdigiui yazmisti. 98
UerUmenin
Fel-
(1853) bastikh bir cahsmasitula, ilerlemeyi "evrensel hare-
se/esi
ketin olumlanmasi" olarak tanimlamaya
devam
etti
ve eserlerine
hakim olan, bir dusuniir olarak ozgUnlugunu olusturan seyi §u sozlerte ifade
"Her §eyde ve her yerde Ilerleme
etti:
ni kararhhkla, her §eyde ve her yerde
rum."
Ne
var
ki,
Devrim ve Kilisede
istiyor ve ay-
Mutlak
sayilani lanetliyo-
Adalet'i
(1858) yazarken
mukemmellige ya da nihai bir duruma dogru hareket Aynca insanhk tipki evren gibi durmaksizm degismekte ve gelismekte oldugu icin, "bagh oldugumuz "" adalet ve guzellik ideali siirekli degisim ge^irmektedir, "Ideal bir
halinde degiliz," dedi.
Proudhon, saghgimn bozulmasma ve sina ragmen,
isci
gittikce tutuculasma-
sinihnin 6zgurle§mesine hala
buyuk
bir ilgi du-
yuyordu. 1863 ba§kanhk secimlerinde, oy sandigi aracihgiyla yasal giic
kazanmanm zorunlu oldugunu
si-
iddia edenlere kar§i oy
kullanmamayi ya da "bos. oy" vermeyi onerdi. 1864'te Paris' te yap an bir ara secimde bir isci komitesinin kendi ad ay an olan Henri Tolain'i desteklemek icin cikardiklan "Altmi$lann Mani1
1
1
mektup yazarak simf etti. Bu mucademulk sahipleri, kapita-
festosu"ndati etkilenen Proudhon, bir acik
mucadelesinin keskinle$mekte oldugunu kabul le
"toplumu,
listter
biri
cahsan i$cilerden, digeri
100 Olii* ve girijimcilerden olu^an iki sinifa" boluyordu.
miinden hemen once, Emek^i Smiflarin Siyasal Kapasitesi Vzerinc (1865) ba§hkh bir kitap yaziyordu. Bu kitapta proletaryayi devrimin megalesini ta§iyanlar olarak adlandirdi ve onlara ozgurliik ve adaletin gerc;ekle^mesi icin yeni taktikler tavsiye
etti.
Proudhon hicbir zaman usta bir taktisyen olmamis ve hayati boyunca cok farkh stratejileri benimsemisti. Ilk basta Godwin'in akitci egitim yontemine bel bagladi: "Uyanci ol, uyanda bulun, bilgilendir, alternatiflerine
egit,
ama
asilama." 101 Sosyalist cagdaslannin
ayiracak zamani olmadi. Endustri fizerinde
i$£i
denetiminin sadece girigimi ve iiretkenligi azaltacagini, artinmli gelir vergisinin e$itlik
saglamaktan cok ayricahklan me§rula5ti-
racagim one surdu. Fransa'da 1848 Devrimi patlak verdiginde, Louis Blanc'in onerilerine kar^i gikti, cUnku Blanc'in Refah Dev-
98 99
Economic Contradictions, 1923 bsk,,
1, $.
385.
100
Philosophy °f Progress, SW, 5. 246;juslicf, Alinti, Guerin, Ni Dien ni Mailre, s. 122.
101
Carnetts, op.
cit.
VI,
s.
269,
SW,
s.
245.
372
Anar$iztnin Tarihi
leii,
diktatorluk otoritesini gerektirecek ve endustriyi ulusallas-
tirma plani sadece yoneticilerin ve hissedarlann degismesini saglayacakti, Auguste Blanqui'nin devrimci diktatorliigune gelince, zorun yuceltilmesinden baska bir sey degildi: "O, yonetici smtflara karsi
tutum alan butun hukumetlerin
teorisidir;
gunumuzde burjuvazinin oldugu
ranhgi sorunu,
cogunluk
ti-
kadar, i$gilerin
de lehine coztildu." 102
Proudhon, o
feci
"par l amenter Sina" deneyiminden sonra
kurma girisiminin bir parcasi olarak iktisadi careler iizermde durdu. Ancak Halk Bankasi deneyimi ba$anya utasmis olsaydi bile, sadece biiyiik burjuvazinin gucunu zakar$ihkci bir toplum
ve esas olarak Ucaretle ugrasan orta sinifm isine
yiflatabilir
yarayabilirdi.
Proudhon,
Olaylarm
gidisati karsisinda
Napolyon
III.
ile
umutsuzluga kapilan
kisa ve utanc verici flortunden son-
halkinin diktatorlugu"nu amaclayan bir plan hazirladusundu. 10} Ne var ki bunun hem yersiz hem de giicsuz olacagim anlayarak asamaci goruse geri dondu. Siyasal iktisattan once ahlaki yenilenmeyi vurgulamak, bir "attente ra, "Paris
mayi
bile
ri v o lut iannai re"
(devrimci beklenti) sorunuydu.
Son eseri plan Etnekci Simjlarm Siyasal Kapasiiesi Uzer'me'de (1865) Proudhon ansizm yeni ve keskin bir strateji sundu. Toplumsal degigimi oncelikle smif mucadelesi acisindan degerlendir-
meye
baslamisti. Ticaretle ugrasan orta smif gittikce bogulurken, buyiik burjuvazi ve proletarya arasmda artan bir kutuplasma vardi. Proletarya ustunluk kazanmakta, siyasal yetenegi artmakta ve smif bilinci yukselmekteydi. O halde devrimci gorev ona diisii-
yordu. Koylulere ve
ona sinifm
geri
kalanma da proletarya 6n-
dertik etmeliydi,
Bu Marksci cozumlemenin yam
sira isci sinifuiin egitimi
vurgulaniyordu. Proudhon, cali^mayi en buylik insan etkinliklerinden biri olarak daima ovmus ve "Emegin kutsal olacagi, din halini alacagi" bir
donemin
gelecegini dusiinmustu. 104 Fabrika
sisteminde emegin bolunmesinden nefret ediyordu. Bu sistem
asm uzmanlasmayi
gerektiriyor ve iscileri bask araclara indirgi-
Bu nedenle Proudhon gene iscinin pek cok yetenek gelistirmesini istiyordu. Bu arada eszamanh zihin ve beden egitimi yordu.
102
Age, IX,
103
Alum,
104
Justice,
s.
2.
Ritter,
SW,
s.
Proudhon, 83,
s.
172.
373
Pierre-Joseph Proudhon; Yuk\ullui,un tilozofu
tavsiye
etti.
Fabrikalarda ve tarlalard.i
isle birlestirilmeliydi. isci
s.uuii
vc bilim cahsmalan
Boylelikle pek ci>k yetenek
kazanmis
bir
olusturmayi umuyordu. siyasal solu ve sag] elesiirmeye
Proudhon
lais^zjaiie'inm
best piyasa ekonomistlerimn
devam etti. Serhukumet kadar
baskici oldugunu, cunkti "guglunun zayif karsisinda, mtilk sahiplerinin ise hicbir §eyi olmayanlar karsismda zafer"ini sagladt-
savundu. 105 Ayni zamanda, "Devlet sosyalizmi"ne, ozellikle Louis Blanc'in komunist uyarlamasina karsi saldinya gecti. Hayatinin sonunda Proudhon su kehanette bulundu:
gini
Doktriner, otoriter, diktatoryal ve yonetimsel komunist sistem, bi-
boyun
reyin esas olarak kolektife
gun
egdirilmesi; ancak kolektifin
hak sahibi olmasi ve yasayabilmesi; yurttasin upki bir cocu-
icinde
ailesine
oldugu
gibi Devlete ait olmasi,
icinde ve sahipligi alunda olmasi; her itaat
onun
yetki sinirlan ;
konuda ona
teslimiyet ve
los borclu olmasi ilkesini temel ahr.
Marx'in savundugu proletaryamn diktatorliigune gelince, Proudhon tarn bir kehanette bulunarak, bunun evrensel kullugu, her
kapsayan merkeziyetciligi, bireysel dusuncenin sistematik bicimde yiktma ugratilmasini, engizisyon polisini, "bu anonim tiranhga surekli on ay saglamak icin orgutlenmis genel oy hakseyi
ki"yla birlikte ortaya cikaracagini
one
surdii. 107
Proudhon
lais-
sez-faire kapitali2mi ve Devlet sosyalizminin yerine, ozgur bir toplum yaratmanin yegane yolu olarak, bir kez daha kendi karsiltkcihk sistemini onerdi: "Bu sistemde emekci artiC Devlet'in
topluluk okyanusunda bogulmus bir
serfi degildir.
Ozgur
sandir, kendi kendisinin gercekten efendisidir; kendi le
bir in-
inisiyaufiy-
108 eyler ve yaptiklanndan kisisel olarak sorumludur."
Pratik taktiklere gelince, Proudhon, sendikalann
nu ve parlamenter yoldan ne Fransa'nm
mek
tamamim
iktidara gelmeyi reddetti.
cozumu-
Bunun
yeri-
karsihkcihga ve federalizme donustur-
icin orgiitlu siyasetten
tamamen gekilme
taktigini tavsiye
dunya bizi reddettigi icin, ileriye dogru giden yot, kendimizi ondan radikal bicimde ayirmak"ur. Halk hareketlerinetti:
"Eski
105
On
106
Alma, Gu^rin, Ni Dieu
107
Age,
108
Polilica! Capacity,
ihe Political Capacity of the
5.
13S.
SW,
Working Classes (1865), 1924
ni Maitrt,
s.
60.
s.
135.
bsk,,
s.
141.
374
Anar$iztftin Tarihi
deki en onemli etkenin kendiligindenlik olduguna ve bir devri-
min
tamaimm ken diligi ride n
toplumun
donusturebilecegine
emindi.
Proudhon 1865'te oldu. Fransiz isci sinifina mensup pek cok kisinin tavstyelerine uymakta oldugunu ve Birinci Enternasyonal'iri genellikle kendi taraftarlan tarafindan kuruldugunu gorecek kadar uzun ya$ami§ti. Hayatimn en buyiik ironisi, cagdaslan tarafmdan aforoz edilen bir adama, Passy'deki mezanna kadar binlerce kigiden olusan yash bir kalabahgin eslik etmesiy-
Proudhoncular aLn yd sonraki Paris Komiinu'nde en buyuk grubu olusturacaklardi. Proudhon'un sohreti oylesine buyiik Hi di.
komuncu devrime
ki, bir
olan baghiiginin gucunii gostermek Simjlann Siyasal Kapasitesi Vzerinc'nin eksiksiz bir baskisini herkese dagitti. icin Emefefi
Proudhon
hi?
kuskusuz on dokuzuncu
yiizyilin
en para-
doksal ve tutarsiz toplumsal dusiinurlerinden biriydi. Insan dogasina iliskin kavgaci anlayisr kuskusuz tek yanh, tarih uyarla-
mast
ise
oldukca spekulatifti. lnsani kendi kendisini yoneten bir
birey olarak sunar ve toplumsal gruplann "kolektif
bul eder, ancak
bu
gucu"nU ka-
icgoruleri tutarh bir butiin halinde duzenle-
meyi basaramaz, lnsani yikici tutkularla parcalamnis olsa da akiki deneiim yetenegine sahip bulur. Bencil ve iyilikci durtuler arasindaki iliskiyi tain olarak tanimlamaz.
da
belirttigi gibi,
bir
En
onemlisi, Marx'in
insan dogasmin degismez bir 6z degil, tarihin
urunu oldugunu ve gelisim
cizgisini surekli degistirdigini
gormeyi basaramaz,
Proudhon, kendi etiginde adaletin anlamini tam olarak tanimlamaz. Saygi anlayisi baskasimn isine hem mudahale etmeyi
hem
de kansmamayi bir gorev olarak gerektirirken,
ozerklik
saramaz,
ile
kisisel
toplumsal mudahale arasindaki simrlart cizmeyi ba-
Ancak
bireysel vicdan
ile
toplumun ahlaki kanaatleri
arasindaki ikilemi taimin edici bicimde cozer. Ozerklik, toplu-
mun
emrettigini degil kendi vicdammizi izlememizi gerektirir, ancak Proudhon, toplumun normlarma bireysel uyumu saglamak icin toplumsal baski uygulamaya da hazirdir. Etik sezgileri dogasi geregi
onaylanamaz ya da reddedilemez
hem dogade topluma ickin oldugunu kamtlamak icin hicbir bulgu
ve aslmda tartigmanin otesindedir. Adalet yasalannin ya
hem
sunmaz. Toplumsal
bilitnle ilgili iddialan da test edilemez ve sozde "olgular"a dair ahlaki yargilar olusturarak klasik bir hata
375
Pierre-Joseph Proudhon: YhUmiUu^uh iihzoju
yapar, Iktisadi goriislerinde iliskiler
Proudhon pazarhgi bashca toplumsal
oruntusu olarak sunar.
Devlet'i
planlama formunu reddettikten sonra, icin piyasaya basvurur.
m
Onun
esii
ve her turlu merkezi
miibadeleyi saglamasi
karsihkci loplumu kendi cikarlan-
hesaplayan akilci bireylerden olusacaktir, ancak bu yaklasi-
min toplumsal gruplann ve orgutlerin
"kolektif
gucu"nu gozden
kacirdigi gortilur. Bu, piyasa sosyalizminin biitiin
Bu
ortak zaaftdir.
formlannin
tiirden pazarligm yozlastinci niteliginin far-
kinda olan Proudhon, bunu a$kin hesaptamanin yerini aldigi ve sayginin "kisinin kendisini butunUyle feda etmesi"ni gerektirdigi aiaerkil aileyi
kapsayacak sekilde genisletmez. 109 Kamusal ozci-
kan ozel ozgecilikle dengelemek icin aileye basvurma zorunlulugu duymasi, konumunun zayifligini onaya koyan acik bir belirtidir. Kendi sozlesme tasanminin temelini ailenin olusturmasi; aile olmazsa hicbir ahlaki duygunun olamayacagini one surmest ironiktir.
Kendi karsilikci toplumu konusunda Proudhon sozlesmeleyasalann ve hukumetin yerini almasim ister. Ancak karsihkh olarak kabul edilebilir anlasmalar olarak tammladig? kendi sozrin
lesmeler uyarlamasi, sozlesmeye taraf olanlara kendi kisisel vaatlerinden kaynaklananlar dLsinda hicbir yiikumluluk getirmez.
Onun
insan dogasina iliskin kavgaci gorusleri dikkate ahndigin-
bunlann neden sonsuz bogusmatar ve dayatilmis cozumlerle yozlasmayacagini anlamak zordur. One surdugu gibi, sozlegmeler resmi ve acik kamuyu olustursa ve kamuoyu saf anlamda ah-
da,
yiikumlulugu giiclendirse de, insanlann yaptiklan anlasmauyacaktanna dair nihai bir kesinlik yoktur, Anlasmazliklann lara cozulmesi icin federal bir otoriteye basvurmasi ve sozlesme kulaki
uyma
andi icin cagn yapmasi, zorlugun farkinda oldu-
gosterir,
ancak bunlann yuriirluge konulmasi, kuskusuz
rallanna
gunu
Devtet'in yeniden
dici
kurulmasma
yol acacakur.
Proudhon insanlann dogu§tan saldirgan, bencil ve hiikmeolduklanna inandigi icin, bu insanlann hukumetsiz bir top-
hi tnda iktidan
gasp etmelerinin kacimlmaz oldugu goriilur. Pro-
udhon orgutlerin guciinii esitleyerek ve farkhliklanni tesvik ederek bu tehlikeyi azaltmaya cahsir: "Bireylerin ve gruplann en biiyuk bagimsizhgi, en biiyiik bilesim ce?itliligi"yle beraber 109
Political Capacity,
1924 bsk.
T
s.
236.
git-
Anar$izmin Tarihi
376 melidir. 110
Ancak toplumsal farkhhk
ilkesi tarn olarak gelistiril-
memistir. Gene Proudhon butim pazarhklarda esithgi saglayacak bir kural olarak komutatif adalet uyarlamasim benimsemesine
ragmen, kendi karsihkci tasanmma gore, agir islerde calisan iscidaha cok alacaklan igin uzun donemde ister istemez yeni bir
ler
emek
hiyerarsisi olusacakti. Kropotkin'in
gibi, bir
boliisum
ilkesi
daha sonra
isaret ettigi
olarak ihtiya^ kriteri uretkenlikten daha
adildir.
Ancak
bakimdan Proudhon, kafasi ne kadar kansik azmdan hukumet ve mulkiyet gibi onemli sorunlara dikkati ceker. Ozucu irkcdigma, sovenizmine ve yurtseverligine ragmen, onu fasizmin oncusu olarak gormek, proleter leorik
olursa olsun, en
oldugunu soylemek kadar mantiksizYaslandtkca hiikiimet ve mulkiyet konusundaki goriislerinde giderek tutuculasu. Herleme konusunda da eskisi kadar kendinden emin degildi. Act deneyimler ona hkirlerinin gercekgiysileri icinde bir liberal
dir.
le§mesinin ne kadar zor oldugunu ogretmisti. sal kapasitesini
Isct sinifinin siya-
kabul etmesi erken taktik goruslerinde onemli
bir ilerlemeydi.
Eserlerindeki otoriter boyuta ragmen, ozgiirluk, Proudhon'un nihai hedeft ve dusuncelerinin anahtanydi. Ona gore ozgiirluk
mumkiin
lamina
gelir:
olabilecek her turlii engelden tam kurtulus anOzgiir insan, "icsel ve dissal butun kisttlamalardan kurtulmus"tur. Bu mutlak anlamdaki ozgiirluk, sadece butun
toplumsal baskiyi, degil,
vicdamn
kamuoyunu
sesini ve
der, Bireyin ditedigi gibi
ozerk olmasina izin
ve disandan gel en fiziksel zoru
tutkunun
verir.
icten gelen itilimini de redde-
dusiinmesine ve eylemesine, tamamen "Kendisi disinda hicbir yasa, gudu,
ke, neden, sinir ve sonuc" tanimaz,
111
il-
Boylesine smirsi2 bir 6z-
giirlugu gerceklestirmek icin yapilacak her giri§imin bliyuk en-
karsdasmasi sasirtici degildir. Ancak Proudhon'un imkansiz da olsa amaca ulasmak icin gerceklestirdigi kusurlu girisim, onu en biiyiik liber terlerden biri yapmtsur. Bakunin'in onu gellerle
tarihsel anarsist hareketin babasi olarak dir.
110
Justice,
111
Age, 111,409,424.
1930-5 bsk.,
Ill, s.
429.
tammasi nedensiz
degil-
18 Michael Bakunin: Ozgurluk Fanatigi
Bakunin cevresindeki dunyamn celi^kin dogast yuzunden yenik dusmiis paradoksal bir diisunurdcir. Hayati da celi§kilerle doluydu. O bir "bilimsel" anarsist. Marx'tn iktisadi maddeciligini ve Feuerbach'm ateizmini, sadece briimin hakimiyetine saldirmak ve icgudulerin bilgeligini kutsamak icin benimsedi, Akh, insanin ilerlemesinin anahtan olarak gordii ve gene de bir kendiligindenlik kultii gelistirdi ve iradeyi yucekti. Ozgurlestirmenin yam
sua hukmetme arzusuna da sahipti ve "yikma tutkusunun aym zamanda yaratici bir tutku" oldugunu kabul etti. Kendi gizli onkurarak cii derneklerini yaratarak ve "gorunmez" bir diktatorluk kurumsalla$mis otorite ve hiyerarsinin butun formlanna di.
saldir-
Sonsuz ozgurluk istiyordu.
Bakunin'in kendi hayat suresi icinde, bu gunlere kadar gelen biiyiik tartismalan esinlemis olmasi sasirtici degildir. Kendisine bir yanda, "ozgurluk ruhunun tarihteki en butunluklu ifadenilmis. 1 Ote yanda, "despotizmin entelektuel savunu2 cusu" olarak betimlenmis ve "kati otoritercilik"le suglanmistir. desi"
Macmillan, 1937,
1
E. H. Carr, Michael Bakunin,
2
Aileen Kelly, Michael Bakunin:
A Study
anism. Clarendon Press, Oxford, 1982,
Bakunin; Roofs of Apocalypse, Praeger,
s.
440
in (he Psychology s.
New
and
293; Arthur
York, 198,
s.
P. 1.
Politics
o/ Utopi-
Mendel, Michael Ayrica Bkz.
Max
378
Anar$iztnin Tarihi
Camus, onun "topyekun ozgtirluk" istedigini, fakat "burnt topyekun yikicilikla gerceklestirmeyi" umdugunu one surdu. 3 Onu, "aceleci ve coskulu bir eylem tutkunu" ya da anarsist "eylem $evki"nin bir ornegi olarak gostermek olagandir. 4 Ashnda bir eylem felsefesi yaratan soyut bir dusuntir oldugu da one surulmustur. 5 Marx tarahndan "her turlu teorik bilgiden yoksun bir adam" tuysiklet bir entelektuel olarak kuctimsenen Bakunin, ashnda oyle degildir ve gittikce derin ve ozgUn bir dusiinur olarak
ortaya cikmaktadir. 6
Tartismastz olan, Bakunin'in btiyuk bir karizma ve kisisel cekicilige sahip oldugudur. Richard yazdi: tasir...
tirir
lu,
"Bakunin
Wagner onun
suntan
icin
her sey muazzamdir ve ilkel bir olumsuz guc Soyiedigi her soz en icsel kanaatlerinin derinligini hissetile
Bu topyekun yikicimn tasavvur edilebilecek en sevgi do-
...
adam olduguna bizzat tanik oldum." 7 Bakuyuce gdnullillugU ve coskusu, ayncahk ve adaletsizlige
en yulka yiirekli
nin'in
tutkulu reddiyesiyle birlesince,
recede cazip hale getirdi.
Marx
onu
asm deistemez kiyaslanan Baku-
antiocoriterier icin
ile ister
daha comert ve kendiliginden gorunur. Ancak ki§iligi ne kadar buyuleyiciyse, teorisi de o kadar belirsizdir. Otoriteye salnin,
dirdi ve
etmek
sonsuz ozgUrluk istedi, ancak demir bir iradeyle komuta dunyaya gelmis. olanlara hayranlik duydu. Keyfi $id-
icin
deti reddeai,
ancak "yikmanin
rin yaptiklanni
duygusuna
mahkum
siirselligi"ni kutsadi
edemeyecegini
ancak devrimin her
sahipti,
ve teroristle-
hisseiti. GUcltt bir
seyi kutsadigina
ahlak
inanan
fanatiklerin us tune titredi.
Nomad'tn
The Aposdes of Pan- Destruction" basliklt b6lumu, The & Warburg, 1961; Eugene Pyziur'un Baku-
''Bakunin:
Apostles of Revolution, Seeker nin'in
"laniamen hak
ettigi "ni
dtisundiigu bir sovgusii icin Bki. The Doctrine
of Anarchism of Michael A. Bakunin,
3
4
Albert
Henry Regnery, Chicago, 1965, s. 33. Camus, L'Homme rtwllt (1951), Gallimard, Paris, 1974, s. 194.
Rudolf Rocker, "Introduction", The Anurdiism, der, G.
P.
Political Philosophy of Bakunin:
Maximolf, The Free Press,
(bundan sonra Max olarak gececek); Joll, 5
Bkz. Kelly, Bakunin,
6
Marx'tan
F. Bolte'ye,
s.
New
TV Anarchists,
Sdcntifk
York, 1953, s.
17
97 (bundan sonra Kelty olarak gececek).
23 Kasim 1871, Marx
& Engels, Selected Works,
s. 682; Thought of Michael Bakunin, Greenwood Press, Westport, Connecticut, 1983, s. 170; Arhur Le lining, "introduction", Michael Bakunin: Selected Writings, New York Grove Press, 1973,
Richard B. Saltman,
s.
10. Paul
The- Social
and
Thomas, Marx and the oldugunu one surer.
Political
Aiitfrdtists'de
Marx'i iileyerek, Bakunin'in
teoriye karsi
7
s,
7.
Alum, Guy A. Aldred,
Baliutiin,
Bakunin
Press,
Glaskow, 1940,
s.
31.
Michael Bakunin: Otolith i'anatigi
Hayatimn ve dusuncesinin
<;cli$kiii
379
dogasi isyan arzusunun
hukmetme tutkusu"na yorulmustur. 8 Bazilan daha karamsar bir yorum yaparak, Bakunin'in benmerkezciliginin
yam sua
"icsel
onu deliligrn kiyisina gotiirdugunu, kendisinin "biraz catlak" dugunu ve "delilik belirtileri" gosterdigini ima etmislerdir. 9
ol-
Bakunin'in siddet ve otoriterliginin oedipal ve narsist bozukluklardan kaynaklandtgi ve ozgurluge olan ilgisinin, "zaytf-
one surulrnu§tur. 10 Bu acidan baktldiginda onu urkutiilmus bir gene olarak tanimlamak
lik,
korku ve kacts"tan dogdugu
bile
en dogrusudur. yeii^tigi, ana babasi ve karbicimlenmesinde onemli bir rol Nikola'ntn despot yonetimi altmda hicbir
Bakunin'in cok ozel kosullarda desleriyle iliskilerinin kisiliginin
oynadigi kesindir.
II.
oynamamis luzumsuz
olumlu
rol
maktan
oturti act cekmi§tir.
bir aristokrat ve entelektuel ol-
Herzen, Bakunin'in "talebi olmayan
eylem gucti" tasidigtm gozlemledi. 11 Alman idealizmine olan tutkulu baghhginin atesledigi o erken ozlem, kendisini butunun bir parcasi hissetme oztemi de, Bakunin'i,
muazzam
bir gizil
Uzerinde silinmez bir
iz
btrakarak kurtulusu
muazzam
bir alttist
olusta aramaya yoneltti. Yaktn zamanlarda kendisiyle utopyact ya da apokaliptik koloji
alanmda
psi-
bir vaka ara^ttrmasi olarak ilgilenilmis olsa da,
Bakunin, anarsist dusunce ve stratejiye onemli bir katkida bulundu. Yeni bir zemin olusturdugu kusku goturmez. Bilim elestirisi
derin ve ikna edicidir.
Modern
Devletlerin baskici ntteligini,
devrimci huktimetin tehlikelerini ve kendi tizUcti ornegiyle de,
amaclar icin otoriter araclar, ozgur bir toplum kurmak gizli dernekler ve gorunmez diktatorler kullanmanin ahlaki
liberter icin
karma^asint, elkileyici bicimde aciga vurur. Kolektivist yonde bir anarsist iktisat anlayt?i geli§tirdi, Koyliilugun ve
lumpen pro-
letaryamn devrimci potansiyelini kabul ederek Marx'in sinif eo-
zumlemesini
genisletti.
Marx ve onun
Birinci Uluslararasi l§ci Birligi'ndeki taraftar-
New
York, 1975,
229.
8
Carr, BoJiimiri.
9
Paul Avrich, The Russian Anarchists, Princeton University Press, Princeton, NJ, 1967, s. 20-21; Edmund Wilson, To the Finland Station: A Study in the
ibid., 2.
bsk.,
Writing and Acting of History (1940),
Wilson olarak gececek). 10
Mendel, Bakunin,
11
Wilson,
s,
269.
s.
419,
s.
Fomana, 1970,
s.
283 (Bundan sonra
380
Anar^iztnin Tarihi
lanndan sistkr
tarihsel
kopusu sirasinda Bakunin, Marksistler
arasmda yasartan daha sonraki
ile
anar-
anlasmazhklann
§iddetli
temellerini
atti, Siyasal mucadeleyi reddederek ve iscilerin ozgurle§mesintn bizzat iscikr tarafindan gerceklestirikcegini savunarak devrimci sendikalizmrn yolunu hazirladi. Kendi hayatinda
eykm teorisine donusturdii ve anarsist hareketin ozellikk Fransa, Fransizca konusulan tsvicre ve Belcika, anarsizmi bir siyasa)
halya, Ispanya ve Latin Amerika'da gelismesme yardimci oldu.
Kendisine sadece "Dunya Anarsizminin Eylemci Kurucusu" de"modern anarsizmin gercek babasi" olarak da selamlan-
nilmedi,
di. u Ashnda Bakunin, anarsizmin alimisiarda ve yetmislerde yeniden dogusu sirasinda en etkili dusunur haline geldi. 13
Bakunirt'i bir diisunur olarak degerlendirmek
son derece
zordur. Sistemli ya da tutarh bir dusuniirden cok bir halk hatibi idi.
Bunu
kez kendisi
ilk
itiraf etti:
"Ben bir bilgin ya da
hatta profesyonel bir yazar bile degilim,
yazmakla
fazla
filozof,
Hayatim boyunca yazi
ugrasmadim ve deyim yerindeyse 6z savunma
di-
yazmadim ve bunu da sadece tutkulu bir diisjunkamuoyunda kendimi sergikmekten duydugum ho$nut-
sinda hicbir sey ce beni,
suzlugun ustesinden gelecek kadar zorladigi zaman yaptsm." 14 12
Bakunin on Anarchy: Selected Works of the Activist-Founder of World Anarchism, der. Sam Dolgoff, Allen Unwin, 1973; Sahman, The Soda! and PoUtical Though! of Michael Bakunin, s. 170.
&
13
Bk2.
Anthony Masters, Bakun in:
son, 1974, 14
$.
Tlic
Father of Anarchism, Sidgwick Sr Jack-
xix-xx.
Bakunin on Anarchy,
s. 261. Bakuninin olumanden sonra, arkadasi James Guillaume onun butun yazilanmn a!ti cildinden besjni derledi: Oeuvrcs, P V, Stock, Paris, 1895-1913. Max Nettlau birinci cildi derledi. Rus tarihei M.
Steklov,
Bakun in' in
eserlerini on dort cilt halinde yayimlamaya niyetlendi, (M. A. Bakunin, Sobrank sock'menii pisem 1828-76, der. Yu. M. Steklov, 4 c, Moskova, 1934-5 Ibundan sonra Bakunin olarak gece-
ancak dort
cilt ten
cekj) sonra proje
dagmmdan si
i
yanm
cekildi.
kaldt. Bu dort cilt daha sonra Sovyetler Birligi'nde Arthur Lehning, Bakunin 'in Amsterdam'daki Uluslarara-
Toplumsal Tarih Enstitusu'nde tutulan Bakunin Arsivinin on bes cildini basladi. Simdiye kadar Archives Bakounine'in yedi cildi
yaytma hazirlamaya yayvmlandi, E.
(Leiden, 1961 -). Lehning, Michael Bakunin: Selected (Grove Press, New York, 1974) (bundan sonra Lehning
J. Brill,
Writings'! de derledi,
olarak gececek). Oteki derlemeler sunlardir: The Political Philosophy of Baku-
G. P, Maximoff (boliimleri lemalanna gore duzenlenmistir), Giris/i Rudolf Rocker yazmistir. (The Free Press, New York, 1953) (bundan soma Max. olarak gececekj; ve bolumlerin tarih sirasina gore dflzenlendigi Bakunin, der.
nin on Anarchy,
(bundan sonra
Dol. olarak gececek).
Michael Bakunin
hemen
Bir devrimci olarak yazilan casiydi,
381
liimilip
her zunian eyteminin bir par-
geride farkli izleyitik-r iein kaleme alinmis.
Bu yuzden
karmakansik goruskr da
(X-iyitliii.*
birakti.
sastrtici bir telas. vardir; bir
bir baskasina bas>r.
Adakt
Hayatimla oldugu gibi yazilarmda
gorusu gelisiirirken, onu birakip
ve ozgurluk gibi kavramlan tarn bir
tanimlama yapmaksizin kullanmakla kalmaz, sik sik kliselere basvurur: burjuvazi kacmilmaz bicimde " cu ramus "tur; Devkt
daima "hukmeder" ve ozgurluk "sonsuz" olmahdir. Zihinsel evreni, iyi ve kotii, hayat ve bilim, Devkt ve to plum, burjuvazi ve iscikr gibi
ikili
zithklardan olusur.
Telasta oradan oraya kosusturma ve ajttasyonla gecen bir
hayatin elverdigi olciide yazdi, ancak yazdigi her sey her yonde dagildi. Bir yaziyi
tamamlamayi nadiren
basardi.
Onemli
eserle-
rinden sadece Statism and Anarchy (Devlet ve Anar§i) hayattayken, God and the State (Tann ve Devlet) oliimunden sonra yayunlandi.
Bu yuzden yazilannm biiyuk
mis taslaklardan ibarettir.
Sonuc olarak
bir
bolumu
diizeltilme-
yazilar tekrarlarla dolu-
dur, tutarsiz ve celiskin gorunur. Ornegin, "siyasetin topyekun ilgasi"ndan soz eder, ancak Uluslararasi l$ci Birligi'nin "iscikr
dogru
icin
siyasetler" izkdigirti
one
siirer. 15
"Anarsi" terimini,
siddetli kaos olarak olumsuz ve popiiler anlamda,
hem
hem
de
toplumu betimlemek icin kullanir. 16 Bu durum kismen, siyasal du^uncenin geleneksel kategorilerini asmaya caltsan birinin mevcut siyasal dili yetersiz bulmasiyla aciklanabilir, ama kisinin taslaklanni duzeltmeyi ya da siyasal dusuncekrini duzene sokmayi becerememesinden de kaynaklaniyor Devktsiz bir ozgijr
olabilir.
men
Ancak butiin bu parcahliga,
tekrarlara ve geli^kilere rag-
anlasdabilir bir ana motif de olusmaktadir.
Bakunin 30 Mayis 1814'te, Moskova'nm kuzeybatismdaki Tver vilayetinde dogdu. Yerle§ik ve soylu bir Rus ailesinin uyesi, ayni
zamanda toprak
sahibi olan emekli bir diplomatirt ogluydu.
Muraviev olan annesi, soyagaci Buyuk Katerina'ya kadar uzanan bir aileden geliyordu. Bakunin, on cocugun ucunciisu ve ailenin en biiyuk erkek cocuguydu. Iki ablasi ve iki ktz kardesi vardi. Onlan bes erkek kardes. izledi. Bu durumda BakuKtzlik soyadi
nin cinsiyeti ve ya^iyla aile icinde
hakim
bir
konumdaydt ve
ge-
kneklere gore aik mulkunun mirascisi olacaktt. Bu durum en 314,313.
15
Max.,
16
Dol,,s. 139.
s.
382
Anar$iztnin Tarihi
icten duygu ve ozlemlerini paylastigi kiz kardeslerine buyiik bir baghhk duymasini engellemedi. Daha sonra onlann taliplerini
a§in bicimde kiskandi. Babasi liberal dusiincelere sempati duyan biriydi. findan bir kuzeni, 1825'te Car
I.
Ana
tara-
Nikola'ya karsi Batih fikirlerin
etkisinde kalan bir grup aristokrat ve sair tarafindan diizenlenen
Dekambrist ayaklanmasina yasindaydi ve
I.
katilmtsti,
O
sirada Bakunin
on
bir
Nikola'nin despotlugu altinda yetisen talihsiz bir
kusaga mensup Herzen ve Turgenyev'den hoslaniyordu.
Bakunin genig ve yavas akan
bir irmaga yukandan bakan kurulmus muhtesem bir on sekizinci yiizyil evinde buyudu, Bes yiiz serhn bulundugu atle mtilkunde kiz kardesleriyle oynayarak rahat bir cocukluk gecirdi. Nettlau, Ba-
bir tepenin uzerine
kunin'in
aile cevresinin, icinde
yer aldtgi en ideal grup, "butiin
orgutleri ve genelde insanltk tgin dusitndugu ozgur ve
yatin bir modeli"
mutlu haoldugunu one surdu. 17 Ashnda bu ortam ideal
olmaktan uzaku. Babasi, evlendigi sirada kirk yasindaydi ve Bakuntn'in annesi sonuna kadar yash adamin yaninda kaldi. Sonraki
ydlarda Bakunin, "yikma tutkusunu, despot kisiligtyle onu
ozgtirluge yonelik her turlu kisitlamadan icgudusel olarak nefret
etmeye esinleyen annesinin etkisi"ne atfedecekti. 18 Bakunin'in urkek, nazik ve ice kapanik bir cocuk oldugu
Ancak olgun anarsizminin, "toplum karsisinda duydugu dogal ve surekli korku"yu yansittigtni ve icine gomtilup kaybolmak icin gizli orgiitler kurdugunu one surmek asmya kacmak olur. 19 Daha sonra evlenmesine ragmen, yakm bir dostunun cocuklarin babasi olmasina izin verdi, Kiz kardesleriyle, antasdtyor.
ozellikle
Tatyana
ile
olan yakin
iliskisi,
cinsel gucsuzliigunun
ensest tabusuyla aciklanmasini saglayabtlir.
kan
Daha sonraki
fantezileri kesinlikle cinsel yecersizligine bir cikis
ates.
ve
saglama
araci ya da en azindan baskilanmis libidosunun kismen yuceltilmesi olarak gorulur. Apokaliptik imgelemleri hie kuskusuz derin bir psikolojik ihtiyaci kar§iltyordu.
Bakunin ozel ogretmenler sayesinde iyi bir egitim gordu, ancak on bes yasma geldiginde St. Petersburg' dak i Topcu Okulu'na gonderilmesine karar verildi, Burada yuksek sosyeteyle tamsti ve her ne kadar platonik goriilse de 17
Max.,
18
Wilson,
s.
270.
19
Mendel,
s.
419.
s.
30
ilk askini yasadi. "Saf
383
Michael Bakunin; O^mlitJf Vanatip
ve bakir" ozlemlerine ters dusL-n kisla liuyaiinin "karanhk, pis ve
ortamindan nefret
rezil"
etti.
20
Okulti bilirdi ve 1833 tarihli res-
mi kayitlara gore Polonya'daki topcu tugaytna atandi. Duyarli ve dusunceli gene aristokrat, garnizon hayatmi bogucu ve anlamsiz buluyor, hareketli bir hayat istiyordu. Ancak bu donemde anne ve babasina yazdtgi bir mektupta soyle diyordu: "fiziksel dunyanm soguk ve basa cikilmaz engelleriyle bos yere savasan guclii ruhsal durtulerim
zaman zaman beni
tuketi-
21 yor ve melankoliye surukluyor ,.." Kendi gelecegini bizzat beordudan istifa etti ve MoskoBakunin, 1836'da lirtemek isteyen
yapmaya karar verdi. Idealizmi'nde, cevresini kusaAlman Daha oldugu bir anlam ve amac dunyasinm yoksun kaos cansiz
va'ya giderek felsefe ogrenimi
fazlasim yapti.
tan
buldu. Yeni felsefe, diye yaziyordu bir arkadasina, "daha iyi, daha dolu ve daha uyumlu bir hayat vaat eden bir Kutsal Teblig gibi." 22
Agustos 1836'da kiz kardeslerine coskuyla, onlann sevgidunya korkusunun ustesinden geldigini
siyle guclendigini, dis
bu dunyanin temellerini kaba beklentiler ya da diinyasal umutlar benim ic dunyam artik insanin sonsuz
yazdi: "Icsel hayatim giiclii, cunkii artik iyi
bir gelecege iliskin
olusturmuyor; hayir,
amacini ve kutsal dogasim temel
aliyor. Icsel
hayatimda korku
da yok artik, ciinku o siztn hayatiniza icerilmis ve sevgimiz amacimiz kadar sonsuz." "Kutsal akil ve kutsal sevgi"yi hayatin temelt olarak kiz kardeslerine tavsiye ediyordu. Hayatim butun varliklann daha fazla ozgur olmasina adamaya karar vermisti:
Yeryiizunde yasayan, var olan ve geligen her sey ozgur olmah ve kendisini butun varliklara esin veren kutsal merkeze yukselterek oz bilinc edinmeli. Sonsuz ozgurluk ve son-
suz sevgi,
iste
hedefimiz; insanhgi ve biitun dunyayi ozgtir-
lestirmek, iste amacimiz. 23
Bakunin Moskova'da ozgiirlugun ahlaki yasanm en yuksek ifadesi olduguna inanan ve sinirsiz Ego'yu kisinin kendi ozgurluk bilincine yonelme cabast olarak goren Fichte'nin buyusune kapildi.
Fichte'nin Lectures on the Vacation of the Scholafitu (Bilgini
20
agf,
21
Bakutiin'den anne ve babasina, 19 Aralik 1834, Bafcunin,
22
Bakunin'den A. O. Efremov'a, 29
23
Bakunin'den kiz kardeslerine, 10 Agustos 1S36, Lehning,
s,
29.
Temmuz
1835, op.
1,
tit, I,
154.
174-5.
s 31-2, 34-5,
Anar$izmin Tarihi
384
Belirleyen Nitelikler Ozerine Dersler) 1836'da Rusca'ya cevirdi.
Bu onun yen ve
ilk
yayimydi. Bu arada gercegin aktlci oldugunu soyle-
tarihi,
zulann diyalektik uzlastminda Tin'in acimlanmasi
ve gerceklesmesi olarak goren Hegel
cevirdi.
Bu
kendinden gecti ve
ile
1838'de Hegel'in Gymnasia! Lectures'ini bir
giris
kitap Hegel'in Rusca yayimlanan
bolumii yazarak
ilk eseriydi.
Bu
filo-
zoflann butunliik anlayisina kapilan Bakunin, kendini kanidama
cabalanndan ve umutsuzluktan kurtulmaya basladi: "Ki§i yasamah ve sadece Sonsuzluk icin ve Sonsuzluk aracihgiyla soluk almali..." diye
yazdi kiz kardesi Varvara'ya. 24
Kendi kusagimn
bireyleri gibi Bakunin de aydinlanmayi AvMoskova'da ge^irdigi bes yikn ardindan 1840'ca her seyden once Hegelciligi incelemek icin Berlin'e git-
rupa'da
arayacakti.
raeye karar verdi. Orada radikal 5a ir Georg
Arnold Ruge
Herwegh ve
yayinci
dostluk kurdu. Feuerbach, Bauer ve Stirner gibi
ile
gene entelektueller de Hegel'in ideatizmini ve dini maddecilik ve ateizm lehine redderek sol bir Hegel ele§tirisi gelistirmekle mesgulduler. Bakunin ozellikle Feuerbach'in antropolojik dogalcih-
gindan elkilendi ve onun, insan turimun bilinc ve ozgurluk baki-
mindan
evreler halinde gelistigini
tarih anlayi$im benimsedi.
one suren tnaddeci ve
ilerici
Gorunuse bakihrsa Bakunin, ydlarca
"Hegel'in ogrencisi ve yikicisi" dedigi Feuerbach uzerine bir kitap yazmayi planladi. 25 Sol Hegelciter, Devlefi, daha yuksek bir ozgtir
ken
toplum sentezi gerceklestirmek
bir ilke olarak goruyorlardi.
icin inkar edilmesi gere-
Bakunin, tipki Marx
gibi, din-
dar Fransiz sosyalist Lamennais'den cok elkilendi ve Politics for
Use of the People' 1 (Halk Icin Siva se tier) okuduktan sonra, budurumunu iyilestirmek icin kullanmaya bir kez daha karar verdi. the
tun enerjisini insanhk
Rus mtHteci Gene Bakunin Turgenyev'in Rudin (1856) romaninda yarattigi kahramani ornek almisti. Belinskiy ise onu sasirtici biri, komik bir pozcuyla vampir karisimi olarak goriiyordu.. Bakunin kendi fikirlerini formullendirmeye basladi. 1842'de Sakso ny a- Dresden' e gitti ve Nisan ayinda Arnold Ruge'un Deutsche JahrMcher'mde "Almanya'da Gericilik" baslikh bir makale Berlin'de sadece arastirmalar yoktu. Bakunin
cevrelerine girdi,
Turgenyev ve Belinskiy
ile tanrsti.
24
Bakunin'den Varvara'ya, 22 Araiik 1836, Bahunin,
25
Bakunin, Cod and the 1970,
s.
72.
State, der.
I,
376.
Benjamin Tucker (1693), Dover,
New York,
Michael Bakunin; O^yutlttk
I
385
tutaligi
yayimladi. Soyut diyalektigin inkaiiiu vivundu ve
zit gticlerin
Ayni zamatula dcvrinici pratik bulundu.Yazi su unlii satirlarla son huluyordu:
icin cagrida
uzlasimmi
O
reddetti.
butun hay a tin sinusiz ve sunsuz kaynagi oldugu
halde,
igin yi-
kan ve yok eden sonsuz Ruh'a guvendim. Yikma tutkusu yaratia bir tinkudur!
26
Bu makale Bakunin'in devrimci kariyerinin baslangici oldu. O andan itibaren kiz karde^lerine evrenset sevgiden cok, halka devrim vaaz etmeye basladi. 1841-1882 donemini hayatimn bir. donum noktasi olarak yasadi. "Askin bilgiyi sonunda reddet27 Bunun tim," diye yazdi, "ve kendimi hayatm igine atiyorum." soyut teoriden pratige geri cevrilemez bir gecis oldugunu dusunuyordu.
O
sirada ailesine, "gercegi bilmek," diye yaziyordu,
"sadece dusiinmekle degil, yasamakla olur; ve hayat, bir dusunce surecinden
daha
fazladir:
Hayat diisuncenin mucizevi gercek-
lesimidir." 28
felsefeden vazgecmis degil,
Ashnda Bakunin eylem ugruna
yeni bir eylem felsefesi gelistirmeye basiamisti.
Alman
metafizigi
hastahgindan tamamen kurtulamasa da, onun etkilerini, ozellikle diyalektik hareket ve butunliik arayisini korudu. Sonsuzluk ile
Tam
bir
siddetli arzu,
bu
birlesme ozlemi halkla kaynasma arzusuna donustu.
insan olmak ve kendini ayirmak icin
duydugu o
kez baskalarma yardim etme durtusiiyle
birlesti.
1842'nin so-
nunda, "baskalanni ozgiirlesttrmek ve onlan yeni bir hayata ka-
vusturmak
igin
kendimizi nasil ozgurlestirmeli ve yeni bir haya-
baslamahyiz" konusunda Ruge
ta nasil
karakteristiktir. 29
ce arnac degigmisti.
Yaratilisimda
ile
yapttgi bir tartisma
Hareket ve heyecan ihtiyaci ayni kalmi§, sade-
Daha sonra
daima temel
bir
Itiraflar'da soyle yazdi:
kusur olmustur: Fantastik olana,
aii-
Silmamis, isittlmemis maceralara, smirsiz bir ufuk acan ve sonu as-
one eden gdrulemeyen
la
larda bir
26
Dol,
s.
57,
bogulma
Son cumlenin
durtudur." Bkz. Uhning,
islere du^kunltik. Sirada n
ve bulanti hissederim alisilmi^ (evirisi ^udur: 5.
Skoriewski,
ve sakin ortam-
hareket ve eylem
"Yikma durtiisu
58.
Ocak 1849,
Bakunin, HI, 370.
27
Bakunin'den
28
Bakunin'den ailesine, Mayis 1843; age,
29
Bakunin'den Pavel ve Turgenyev'e, 20 Kasim 1842,
1.
...
ill,
216. age,
111,
164.
yaratici bir
Anar$izmin
386 ihtiyaam tatminsiz
bu
le$en
ihtiyag,
Tan hi
Daha sonra demokratik
kalir,
neredeyse benim yegane
LtLci
bir coskuyla bir-
gflcumu o!u$tur-
du. 30
Bakunin 1843'te Saksonya'dan aynlarak Isvicre'nin Zurih kentine gitti. Burada derinden etkilendigi Wilhelm Weitlirtg ile tamsti.
Kendi kendini egitmis
bir
Alman
komiinisti olan Weitling,
Tanrt Kralligi'mn yeryuzune inecegi kehanetinde bulunan bir tur ilkel
Hiristiyanhgi savunuyordu. "Adalet Ligasi" denilen gizli bir
Alman
orgutii icin 1838'de ilk komunist programi yazmisu. Bakunin Ruge'a yazdigi mektupta, "gercekten dikkate deger bir ki-
tap" dedigi Guarantees of
Ozgurliigun Guvenceleri)
Harmony and Freedom'dan (Uyum ve
yapiyordu: "Mukemmel toplumda hukiimet degil sadece yoneum, yasalar degil sadece yukumluliikler,
alinti
ceza degil sadece duzeltme araclan vardir." 31 "Olumsuz
Rousseau" okumalannin
yam
sira
Weitling
ile
olan
iliskisi
de Ba-
kunin'in anarsizme yonelmesine yardimci oldu. 1843'te Communism''de yer alan tamamlanmamis bir makalede Bakunin, gelecekteki siyasal felsefesinin temeline halka duy-
dugu inanci yerlestirmekteydi: "Komiinizm teoriden degil, tik icgiidiiden, halkin i^gudusunden turer ve bu iggiidii
praasla
yanilmaz." Hal k tan, "yoksul ve ezilmis cogunlugu, en genis kitleleri"
anhyordu. 32 Ancak tamamen Weitling'in egemenligi alun-
da degildi, cunku onun ideal toplumunu "ozgur bir toplum, 6zgiir halkin yasayan birligi degil, dayaniEmaz bir baski altmda ve zorla, dolayisiyla
maddi amardarla birlestirilmis, hayaun ruhsal cahtl bir hayvan suriisu" olmakla eles-
yam hakkinda tamamen tirdi"
Atesli aristokrat ile terzi (Weitling) arasindaki iliski Weitling'in
hapse girmesi uzerine
hukumeti Bakunin'i Rusya'ya
kesildi,
cagirdi.
Bu iliskiyi haber alan Carhk Bakunin itaat etmedi ve ki-
sa bir sure Bruksel'de kaldtktan sonra 1844'un
baslannda yolu
Paris'e dustii.
30
Materia ly dlya biografi rad, 1923,
i,
M
Bakunin, der. V. Polonsky,
3c, Moskova,
Petrog-
175 (bundan sonra Mauriaiy olarak gececek). Ayrica Bki. The
Confessions o) Mikhail Bakunin, cev. Robert C, Howes, der. Lawrence D. Orton, Cornell University Press, Ithaca, 1977,
31
Bakunin' den Arnold Ruge'a, 19
32
Age,
33
Lebning,
III,
222-31; Kelly, s.
123-4.
s.
115.
s.
92.
Ocak 1843, Bakunin,
ill,
176-7.
387
Michael Bakunin; O^iriluk KiiKKigt
dommmi
Gelisiminin en onemli
oiada yasayacaktt. Unlfi
Mulkiyet Nedir?'in (1840) sagSadigi ^ohrctin tadini ctkaran ve Ikthadi Celiskiler ya da Sefahtin FWsi;/fsi ni (1844) tamamlamak p
uzere olan Proudhon
Proud hon'u okurken bir Italyan
ile tanisti.
34 arkadasma soyle seslendi: "Dogru olan isie bu!" Hegel'in diyagirdilektigi hakktnda butun gece suren coskulu bir tartismaya
Bakunin muhatabimn hukumet ve mulkiyet elestirisinden eikilenmisii ve Proudhon hie kuskusuz komunizmin otoriter tehlikelerini ve anarsi ihtiyactni da vurguladt. Ancak Bakunin'in ler.
hayal gucunii ate§leyen esas olarak Proudhon'un ozgurlugti kutsamasiydt. Mayis 1845'te Bakunin eve sunlan yaziyordu: "Be-
insanm gururlu yuceligine, onun kutsal amacma, hayatimn yegane kaynagi ve amaci olarak insan ozgurliigune olan inanctm sarsilmamis, kugiilmemekle kalmamis, daha da buyiinim...
mus, guclenmistir,.," 35 Bakunin Mart 1844'te Marx ile tanisti. Bu da sosyalizmin sonraki tarihi actsindan ayni olcude onemli bir olaydi. Bakunin kendisinden dort ya$ kucuk olan Marx'in zekasindan, siyasal ekonomi bilgisinden ve devrimci enerjisinden etkilendi. Kendi sosyalizminin, onunkine kiyasla "saf anlamda icgudusel" oldugunu teslim etti. Ancak basindan beri mizac baktmmdan bagdas-
maz olduklannt da kabul
etti.
Marx onu "duygusal idealist" olonu kibirli, suratsiz ve sinsi
makla suclarken, Bakunin de bulmustu. 36
Proudhon ter Fransiz'dan
iie
Marx arasmda kalan Bakunin,
yana yaptt.
tercihini liber-
Proudhon'un, ozgvirlugu, Marx'tan
cok daha iyi anladigmi ve hissettigini du^tinuyordu: "Marx'in Proudhon'unkinden daha akilci bir ozgurluk sistemi gelisiirmesi mumkiindiir, ancak o Proudhon'daki icgudiiden yoksun. Bir Al-
man
57 Bakunin'in ve bir Yahudi olarak tepeden tirnaga otoriter."
Alman duygulan en ittci ozellikleri Yahudilerin ve Almanlarm ozgiirluge dogustan kar-
kararh antisemitizmi ve ami arasindaydi; si
olduklan gibi yanhs
rinda Bakunin
bir
kanaat tasiyordu. Hayatintn son
34
Max.,
35
Bakunin'den erkek ve kiz kardejlerine mektup,
s.
yilla-
kendi dii^uncelerini Ispanyol taraftarlanna, Pro-
37, 1
Mayis 1845,
Biifcuntti, 111,
249-50. 301.
36
Material?,
37
H. E. Kaminski, Bakounme: ris,
1971,
Ill,
s.
la vie
d'un rtvolutionnaire (1938), Belibaste, Pa-
77 (bundan sonra Kaminski olarak gececek).
Anar$izmin Tarihi
388
udhon'un anarsizminin gelismis
bir bicimi olarak betimledi.
cak onun idealizmini payla$miyordu, ciinkii bu idealizmin
ne
madded
bir tarih ve iktisadi siirec anlayisini gecirmisti. 38 As-
linda Bakunin'in felsefesi gen el olarak
Marxci
Anyeri-
Proudhoncu
siyaset ve
iktisattan ibarettir.
Bakunin'in halka hizmet etmek idn duydugu
denk diisen tarihsel bir
atesli
arzuya
Slavlann kurtulusu oldu. Hegel her halkin
ilk dava,
misyonu olduguna inamyordu: Bakunin de Slavlann yikma zamanmin geldigini diisundu, Ostelik zinde
eski dunyayi
ve kendiliginden bir halk olan Slavlar, Bakunin'e bilgic ve soguk
Almanlann tam
ziddi gibi geliyordu. Avrupa'da biiyuk bir tufan
bekliyordu. Eylul 1847'de sair Georg li
Herwegh ve kansina gizem-
ve cinsel terimlerle soyle yazdi: "Nisanhmi... devrimi bekliyo
rum. Gercekten mutlu olacagiz, yani butun diinya alevler idnde kaldigmda, gercekte neysek o olacagiz." 39 Bakunin'in ozgurluk,
uyum, ban? ve kardeslik konusunda guzel sozlerle yaptigi o asina savununun temelini, biiyuk bir kiyamet beklentisi olusturur. 1847'nin sonuna dogru Polonya'nm Rusya'dan bagimsizhgtni istedigi bir konusmamn ardmdan, Rusya'nin Fransiz hukumetine yaptigi diplomauk baski sonucunda Paris'ten suriildu. Ancak bu olay coskusunu yatistirmadi: Slav-Polonya davasi ydlarca baskm bir tutku olarak idnde yasamaya devam etti. Bakunin once Bruksel'e
gitti,
ancak birkac ay sonra, $ubat
1848'de Fransa'da Devrim patlak verince,
Bu gelismeyi yeni
bir
dernek kurma
hemen
firsati
Paris'e
dondu.
olarak degertendirdi
ve devrim in ancak Rusya'yi da kapsayacak bir federal Avrupa
cumhuriyeti kuruldugu zaman sona erecegi Isci simfiyla ilk
kez temasa
gecti.
umuduna
kapildi.
Onlarm dogustan soylu olduk-
lanni dusunuyor ve bu dusiinceyle kendinden geciyordu. Bari-
kadarda, komunizmi, surekli devrimi ve son
ugrayana kadar savasmayi vaaz
mustu. Devrim jisini
diisii
etti.
dusman
yenilgiye
Bakunin kendi ortamim bul-
nihayet gerceklesiyordu.
O muazzam
ener-
burjuva Devletinin dusiisiinun orkestra sefligine yonlendi-
rebilecekti artik. tartisilan bir
Bu mucadele
dava
degil,
artik tavan aralanndaki odalarda
sokaklarda gerceklestirilen kanh bir ey-
lemdi. Ulusal Isci Muhafizlan'yla birlikte kislalarda cahsirken. III, 367. Kr$. Bakunin'in La Democratie'ye mektubu, age, HI, 145. Bu nicktup Bakunin anarsizminin Proudhon'dan nasil etkilendigini gdsierir. 39 Bakunin'den Georg ve Emma HerweglVe, 6 Eylul 1847, Bahurim, III, 265.
38
Materialy,
389
Michael Bakunin: Ozguiiuh Fanali^i
oradaki Polis Sefi'nin su unlii sozlerinden esinlendi: "tnsan dedigtn nedir ki! Devrimin birinci giinii buyiik bir hazine, Fakat er-
gun onu vurmak gerekebilir." 40 Polis Sefi'nin, toplumsal devrimin Bakunin tarzinda bir zafer kazanmasi halinde kendi konumunun da tehlikeye girecegini bildigi kusku goturmez! Devrim birkac hafta idnde Almanya'ya yayildi. Fakat Bakunin orta Avrupa'yi kolluyor, Rus Devrimi'nin Polonya'da baslatesi
yacagini umuyordu. Avrupa'daki devrimci kangikhkla kendin-
den gegmisti. Bunun eski dunyamn cokusunii miijdeledigini dusunuyor ve biiyuk bir sevinc duyuyordu. Herweg'e su sozleri yazdi: "Seytani tutkular bir
koylu savasina yol agacak; bu beni
sevindiriyor, ciinkii anarsiden
korkmuyor, onu butun kalbimle
41
Bu asamada Bakunin hala anarsist degildi ve "anarsi" terimini olumsuz anlamda, kansikhk ve kargasa olarak kullaniyordu. Yikma durtusu henuz yaratici durtusiinden daha
arzuluyorum."
giicluydu. Parlamento ve anayasa gUnleri gectikten sonra, Her-
weg'e sunlan yazdi: "Bize
farkli bir sey gerekiyor:
yat ve yeni bir diinya; yasasiz
ve bu yiizden ozgur
Tutku ve ha"^
bir diinya.
Bakunin, Haziran 1848'de Prag'da toplanan Slav Kongresi'ne bir Panslav
devrimini kiskirtma umuduyla katildi. Sonba-
harda yazdigi Slavlara Cagn bashkh
atesli bir
metinde, kitlelerin
"hayranhk uyandiran" icgudusunii ovmekle kalmiyor, ic anlasmazhklan cozumleyecek ve dis. siyaseite karar alacak bir konsey nezaretinde biitun Slav halklannin federasyonu idn cagri yapiyordu. Bakunin hala ulusgu bagimsizlik hareketterine cesaret
vermeye cahsiyordu. Ama daha once hep halkin kendiligindenligi kiiltunu savunmustu, Aynca Slavlara Qagrt'si ilk kez Avusturya Imparatorlugu'nun yikilmasmi istedigi igin Avrupa tarihinde bir
donum noktasini olu^turur. Bu arada Bakunin, Prag Kongresi
ytl
boyunca
gizli
ilki,
kurmaya
cahstigi
bu
tiirden 6r-
o gune kadar acikca dile getirdigi devrimci inancla-
nna pek uymayan ve devrimci hiikumet bir hareketti.
onu izleyen
bir dernegi temel alan btr devrimci diktatorluk
projesi gehjtirdi. Bu, Bakunin'in
gutlerin
sirasinda ve
anlayisina ters dusen
Dernegin amaci devrimi ydnetmek, onu butun Av-
rupa'ya
yaymak ve Avusturya Imparatorlugu'nu yikmakti. Daha
sonra
Nikola'ya Itira/Winda yazdigi gibi, orgiit birbirini tani-
I.
40
WQson.s. 271.
41
Bakunin'den Georg Herweg'e, 8 Arabk 1848, Bakunin, Bakunin'den Herweg'e, Agustos 1848, age, 111, 318
42
III,
)68.
Ana r$izm in
390
Tarihi
mayan uc ayn gruptan, gencler, koyluler ve sehirlilerden olusacakti, Bu gruplar, "kati bir hiyerarsi icinde ve mutlak bir disiplin altinda" drgtidenecekler, uc ya da be§ yuz kisiden olusan bir la-
burdan gerektiginde destek saglayabilecek
tic
ya da dort uyeli bir
merkez komitesi tarafindan yonetileceklerdi. 4J Gizli dernek, bir butun olarak, kitklerin arasinda "goriinmez bir guc" olarak hareket edecek ve bayard olmasi halinde devrimden sonra sinirsiz yetkilerle dortatilmis bir hukumet kuracak ve "butun kulup ve gazeteleri, lafazan anarsinin butiin disavurumlan"m yok edecekti. Bakunin, orgutun "gizli yoneticisi" olmak istiyordu ve plamnin gerceklesmesi halinde "hareketin butiin ipleri benim elimde toplanacak" diyordu. Bohemya'da tasarlanan devrim Bakunin'in 44 ilerisi icin du$undugu cizgide sapmaya yol a^mayacaku. Butun bunlann tarn olarak boyle olmadigi one surulmustur. 45 Gene de siyasal dusunce tarihinde mutlak diktatorluk konusunda bu kadar uzumu verici pek az ornek bulunabilir, Yazilannda sonsuz ozgiirlugu ovup diktatorliigu mahkflm eden, ote yanda bizzat kendisinin onderlik edecegi gorunmez bir diktatorlukle ilgili fanteziler kuran Bakunin'in neredeyse sizoit oldugu 1
durum kisiliginin hos. olmayan otoriter yanini Marx elestirisini zayiflaur ve taktiklerindeki derin kusuru gosterir. Ancak ku^kuya yer birakmayan bu bo§luk, ne onun ozguriiik konusunda kamuya acik bildirgelerinin ge^erlili-
gbrulmektedir, Bu aciga vurur,
gini degistirir ne de anarsizm tarihindeki yeierli bir praksis
onemini
kazanmayi basaramadigini
Bakunin bu evrede
gizli
azaltir.
Sadece
gosterir.
dernegini ger^eklestirmeyi basara-
madi, ancak 1848'deki kisa sureli Prag ayaklanmasi siraswda bir
kez daha barikatlarda yer aldi. Ayaklanmanin basanstzhga ugramasindan sonra, Mayis 1849'da Dresden'de padak veren bir baska ayaklanmaya kaulmak icin Almanya'ya gitti. Engels'e gore isciler Bakunin'in kisiliginde "yetenekli ve sogukkanh bir lider" buldular. Bazdan da onu basan ihumali bulunmayan durum larda iscileri ayaklanmaya ikna ederek gereksiz kayiplara yol ac-
makla suclamistvr. 46 Bakunin Saksonya Krah'na karsi Alman 43
birligini
saglamaya
Dol.,s. 70.
44
Conjessions,
45
Bkz. Franco Vetuuri, Roots of Revolution, Grossel &r Dunlap,
s.
112, 119.
1966,s. 58; Dol.,s. 62.
46
Alinti, Lehning,
$.
144.
New
Vork,
Michael Bakunin: Ozgiirluk T-anatig\
cahsan anayasalci gucleri
fazla
destek lemedi,
391
Ayaktanmanm
ba-
$anh olacagmi dusunmedigi icin gelismeleri biraz uzaktan iziiyordu. Dresden sokaklannda, Dresden Operasi'nin muduru Richard Wagner'e rastladi. Neler olup bittigini gormek icin birlikie Belediye Binasi'na
gittiter.
Gecici
Hukumet
hentiz ilan edilmisti.
Bakunin onderlere kenti tahkim etmelerini birlikleri
tavsiye
etti.
Prusya
yoldaydi ve o gece kente varacaklardi. Gecici triumvi-
radan sadece bir
kisi
kararh bir tutum aldi ve Bakunin onu des-
lekledi. Barikatlan dolasarak moralleri
yukseltmeye cah§u. Ne
var ki askerler yolu acarak kente girdiler. Bakunin isyancilann Belediye Binasi'yla birltkte kendilerint havaya ucurmalarim diyse de,
hep
birlikte
iste-
once Freiburg'a, daha sonra Chemnitz'e ce-
Yorgun devrimciler yataklannda tutuklandilar, ki kacma girisiminde bile bulunmadi. Enerjisi sonunda tukenmisti. Bu kez olum cezasina carptinldi. Bir gece uyandvnldi ve disan cikanldi. Basinm kesilmesini beklerken cezasimn omiir boyu hapse cevrildigini ogrenkildiler.
Bakunin oylesine yorgundu
Avusturyahlara teslim edildi. Bir kez daha ollim cezasina
di.
carptinldiysa da
sonunda Rusya'ya suruldu. Bakunin sekiz
kadar, kotu sohretli Peter ve Paul kalesi
sinde tarn bir te
tecrit
durumunda
ile
yil
Schlusselburg kale-
yasadi. Saghgi bozuldu; iskorbii-
yakalandi ve di^leri dokuldu,
Bu arada dikkate deger
Stiraj-
tar'ini yazdi.
Gar
I.
Nikola'ya hitaben yazdan
kendini suclamanin
dramauk
yam
bir kan^imdi.
sira kisisel
ltirajlar, siyasal
kehanet ve
icgoruden olusan tuhaf ve
Kendisinden "pisman olmus gunahkar"
diye soz eder ve soyle der: "Ben buyiik bir sucluyum ve bagiglan-
mayi hak etmiyorum." Ayni zamanda Alman metafiziginin
"fel-
oldugunu ve deliliginin genellikle sahte kavramlardan, "ama daha cok, guclti ve asla tatmin olmayan bir bilme, yasama ve eylem ihtiyacindan" kaynaklandigini one surer, 47 Bu oldukca karmasik dokumanin kurnazca bir hile sefi
hastaligi"ndan mustarip
olmanm yam
sira,
kendi tnanclanna dupediiz bir ihanet oldugu
aciktir,
Bohemya'daki
ayaklanmanin
sonra devrimin gerekli oldugu icin
ne kapildigini taya ?ikar. 47
s.
ugramasindan
oldugu dusuncesi-
anlattigi yerlerde Bakunin'in iradeciligi a?ikca or-
Bu evrede devrimci
Confessions,
basansizhga
mumkun
149-50, 34.
irade Bakunin icin nesnel kosul-
Anar$izmin Tarihi
392
lardan daha onemtiydi, "Tek ba$ina man?," der, "basarintn yansi,
Guciu
zaferirt yansidir.
bir iradeyle birlestiginde, ko^ullart
ajar, insanlan ajar, kitleleri tek bir
toplar, birle$tirir ve kaynastinr." 48 sini olusturduktan,
ruh ve tek bir
Gorunmez
gtic
halinde
diktatorliik tasan-
reform yapmasi icin despot Car' a basvurduk-
tan sonra, bir diktator
olma yetenegine sahip olmadigiru
iddia
eder:
Ba^kalannin mutluluguyla tnutlu olmak, gevremde bulunan insanlann onutuyla onurlanmak, bajkalartnin ozgurliiguyle ozgurlej-
mek; benim amentum, butun h ay an mi n ozlemi, budur. Bunu, her
kim yaparsa ya da kurbani her etmek
karsi isyan
ic:in
kirn olursa olsun, her turlu baskiya
ustlenilecek gdrevterin en kutsah olarak
gordum. 49
/tirfl/Iar'indaki niyeti
ne olursa olsun, Bakunin'deki eylem adami
diinyadan tamamen kopanlarak hapse
atildigi
icin
umutsuzluk icindeydi. Ziyarete gelip gorusjuesine
derin bir
izin verilme-
yen ktz karde§ine su notu ula§urdi: Kendini din
diri
gdmulmu$
gibi hissetmenin, gece
gunduz kendi
kendine, ben bir koleyim, yok edilmis, hayat karsismda gugsuz
dti-
Sttrulmu$ biriyim demenin, hucrenin iginde insanhgtn en onemli
sorunlanni cozecek o buyuk sava^in gittikce yaklasan yankilanm isitinenin,
bo? bo$ ve sessizce oturmak
mek oldugunu cek zengin
asla bilemezsin. Hie;
fikirlere
zonmda kalmanin
olmazsa bazilan
ne de-
yararli olabile-
sahip olmak... bin kez kutsal olan bir dava ug-
runa her turlu fedakarhgi, hatta kahramanhgi yapabilecek yetenekte olmak ve butun bu durtulerin, tek tamgim, tek strdasim olan dort giplak duvara carpi p dagildigini gormek!
tste
benim
ha-
yatim '50
Yeni eylem
felsefesini
olustururken metafizigm "Cin golgele-
duyuyor ve erkek kardeslerinin
ri"yle oyalandigi icin uzuntfi
kendi mulklerini daba muketnmel hale getirme cabasmda yo-
gunlasmalanni istiyordu. 51 48
Age,
49
Altnti,
50
Bakunin'den Tatyana'ya, Jubat 1854, Bakunin, IV, 244-5.
51
Bakunin'deii ailesine, Maierialy,
s.
79.
Kaminski,
s.
167.
I,
269,
Michael Bakuni>\-
Bakunin'in
attest,
ancak
O^mltik
11.
393
l-anatigi
Alex.mder'in I855'te tahta ctk-
mastndan sonra hapis cezasim suigunc cevirtmeyi basardi. Bakunin Sibirya'ya suruldii ve orada Antonia Kiriatkowska adinda on
Daha sonra, Kiriatdostu olan Carlo Gambuzzi'den iki cocugu
sekiz yasinda Polonyah bir kizla evlendi.
kowska'nin, bir
aile
oldu, ancak gezgin bir devrimci olan kocasini yeryuzunde izlemekten mutlu goriiniiyordu. Dogu Sibirya Valisi General Niko-
Murayev, kuzenlerinden
lay
icin
merkezden
biri
Dekambristler'den yana oldugu
uzaklastirilmt^ti.
Bakunin onun yonetim yete-
neklerinden derin bicimde etkilendi. Herzen'e
onun "Rusya'ntn
adami" oldugunu soyledi, Vali adeta "komuta etmek icin yarattlmis" idi. "Gevezelige tahammul etmeyen, hayati boyunca en
iyi
ne dediyse onu yapan, demirden bir iradeye sahip" gercek bir 52 Bakunin, Murayev'i adeta kendi gizli dernekdevlet adamiydi. lerinden birinin potansiyel ondert gibi gormekteydi. Vali aynca, uzerinde cahsuklan topragi gunun birinde kendilerine vererek koyliileri ozgurlestirme, "anayasa ya da parlamento olmaksizin
ozyonetim,
burokrasinin
mumkiin oldugu kadar
tasfiyesi
Rus imparatorlugunun
ve
merkezsizle§tirilmesi"
umudunu
tagiyor-
du. Siirec icinde, butun Slavlan kurtaracak, Avusturya ve Turkigerekeye'ye savas ilan edecek "demir bir diktatorluk" kurmak cekti. 53
Kropotkin daha sonra
eden Murayev gerlendirmedi.
ile
Amur
Sibirya'da tanisti,
Murayev
hakkinda soyle yazdi:
lundan yetismi? butun eylem adamlan rinde bir despot
di.
idi."
bolgesini Rusya'ya ilhak
ancak onu Bakunin
gibi de-
"Hukumet oku-
gibi, yiireginin derinlikle-
54
Bakunin, 1857'den 1861'e kadar dort yihm Sibirya'da gecirardthBir ticaret kumpanyast hesabina cahsirken Murayev'in
na verdigi sozden caydt. Amur trmagt uzerinde kesfe ?iktigi siraSan da bir Amerikan gemisine binerek Japonya'ya, oradan Boskat etti, basa bastan Devletler'i Francisco'ya gitti. Birlegik ton'daki ilerici ve ilgaci gevrelerin
oncu
tstgiyla tant^ti.
Bu ulkeyi
sevdi ve oradaki federalist sistemden etkilendi, ancak embriyo halindeki isci hareketi uzerinde belirgin bir iz birakamadt. Ben55 Bajamin Tucker'tn onun goruskrini yaymast daha sonradir.
52
Bakunin'den Hensn'e, 7 Kasrai 1860; 8 Aralik 1860, Kelly,
53
Alinu, Kaminski,
54
Peter Kropotkin, Memoiis oj a Revo! u( ion isr, der. s.
55
s.
s.
142.
179. J.
A. Rogers, Cresset, 1988,
133.
Bki. Avrich, "Bakunin and United States", Anarchist Portraits,
s.
16-31.
394
Attar? ism in
Tan
ft
t
kunin, Amerika'da bir aydan fazla kaldi ve nihayet 1861'in so-
nunda
tngiltere'ye vardi. Londra'da eski sosyalist dostu Aleksander Her2en ve kuzeni Nikolay Ogarev'k karsilasti. "Benim Ruslanma, Polonyahlanma ve butiin Slav dostlanma" diye baslayan ilk bildirisi,
on uc
sonra, Herzen ve Ogarev'in gazetesi The
yil
Bdl'de, §ubat 1862'de gorundu. Gazetenin slogani olan "toprak ve ozgijrlugu" aynen ahntilayarak, halkirt icgudulerine olan
inancim
mununu
kez daha belirtti ve tabandan orgiitlenen, koylu kotemel alan kardesce bir birlik icinde Slavlann ozyoneti-
bir
mini gerceklestirecek bir devrim icin cagn yapti. Bu bildiri acikca Proudhort'un federalizmini yansitiyor, ancak Bakunin onun iktisadi karsilikcthgini asarak
komunal toprak
sahiptigini savu-
nuyordu.
Herzen bu donemin Bakunin'ine
iliskin
canh bir betimteme
birakti. "Butiin diger ozellikleri, etkinligi, tembelligi, istahi, de-
vasa cussesi ve surekli basi ve
karmakansik
terleyisi, tipki
kendisi gibi -aslant andtran
yelesiyle gercek bir dev- insan iisiu boyut-
lardaydi." Onda bir eylem adamindan cok "soyut goruyor ve ona ictenlikle soyle diyordu:
Daha [biri
ilk
gencliginde
olarak)
igtenligiyle,
da tamamen
...
eilili
Alman idealizmine
bir teorisyen"
atilmts, hayatlan
kopuk
yaslannda bir hayal dunyasinda, bir ogrenct
buyuk ozlemler ve kticuk ilkesiz, tedbirli
ama
zaafiarla
tnatct bir
...
parasal konular-
epikurcQ cizgi izleyerek
ve devrimden yoksun bir devrimci etkinlik areusuyla yasamakta-
sm, 56
Bu
keskin bir elestiriydi, ancak Bakunin'in bunu goz aretmekten baska sansi yoktu. Ocak 1863 ayaklanmasmdan sonra Polonya'ya gitmeye cahsti, ancak seferi basansizhga ugradi carpici,
di
ve Isvicre'ye kadar gidebildi. Italya'nm yolunu tuttu ve orada Panslavist umutlarint geride birakmaya ve olusum halindeki anarsizme gittikce yakinlasmaya basladi. Devrim arayisi her za-
manki kadar gucluydu. Ancak 1864'te bir Rus tamdigma yazdigi gibi, bir gecis doneminde, mutsuz insanlann mutsuz caginda yasamakta oldugunu hissediyordu.
56
1. Herzen, Sobrank sodi'menii v tridsati tomakh, Moskova, 1954-65, XI, 360; Herzen'den Bakunin'e, 20 Agustos 1863.
A.
Michael BaKunin:
Uygarhk
curiiyor, barbarlik
<
395
\-j;<" I"'' lutwligi
lunn; Im
olacak kadar gelisme-
j;lio
durumunda mis ve kendimizi bir entn~ iku\ su asagtgunune, Intikam -buyuk buluyoruz. C°k zor bir durum <
haisca (belirsizlik)
hayatta hk Avrupa toplumurmn kacamayacajy o son yargtya kadar yikSadeee arkadaslanm! vazgecin kalabilsek keske. Yapmaktan curumu$ malzemeyle, curuk ki, maya susadim, zira kartaatim odur
yeni ve canh olantn iizerine insa etmek kaybedilmis bir davadtr; ancak muazorgantzmalar, yeni malzemeler ve onlarla olusturuSan
zam
bir yikictltktan kaynaklanabilir
...
Onumuzdeki uzun
bir sure
tantmiyorum. boyunca ytkmaniti amanstz siirinden baska bir siir sansh sayacakendimizi olursak Ve o ytkimi gorme [irsatma sahip 57
sonra, Ekim Bakunin, ttalya'da once Floransa'da yasadi, daha basansizhga ayaklanmasinin 1865'te Napoli'ye tasindi. Polonya bir devrimci hareketlerinin sonra ulusal kurtulus
ugramastndan
inanmiyordu. Uluslararasi capta bir toplumMazdevrimi savunmaya basladi. Londra'da Italyan devrimci ragmen, duymasina saygi olarak tan^masina ve ona kisi
giic tasidigina arttk sal
zini ile
buluyordu. dinsel idealizmini ve ulusculugunu artik sikici ederek terk idealizmini felseft Bakunin ayni zamanda erken
onun
dunya gorusii gelistirdi. Bu yonde poziiiMarx'tan yardim gordii. vist Comte'tan, ancak daha ozel olarak ve siyasal gelismeleri, entelektuel Marx'i, "toplumun biitun ifadesinden baska ideal nin gelismeleri onun maddi ve iktisadi maddeci ve
ateist bir
bir sey degildir" gercegini
kavrayan
ilk kisi
olarak ovdu. 58
Londra'dan Marx'in ricasi uzerine Bakunin, Kasim 1864'te Neue Rhegazetesi Marx'in Bakunin, gecerken onunla bulustu. oldugunu casusu Rus bir kendisinin Zeitwng'da yer alan ve nische
one
Ancak Mar>: ne bu
stiren haber yiizunden hala tepkiliydi.
cikan karalayici yaziya ne de Ingiliz basininda Bakunin hakkinda temin ttti. Bu onu konusunda makalelere katktda bulundugu son on alii Bakunin'in Engels'e karsiHma Marx'i buyuledi ve oldugunu biri kisiden birkac gerileyecek yerde ilerleyen yilda
olBakunin ayni zamanda, Marx'in kurulusuna yardimci bakig6runuse ve etkilendi de dugu Uluslararasi Isci Birligi'nden
yazdi. 59
57 58
11, 273-4. "Reflexions philosophiques sur le fantome divin,
Bakunin,
me",Ofuvrcj. 59
Ill,
h monde
397.
Ekz. Marx'tan Engels'e, 4
Kasim 1864, Wilson,
s.
283.
reel, et
Ihom-
396
Anar$izmin Tarihi
lirsa Italya'da
orgut adina cahsmayi kabul
etti,
Orgutun son top-
lantisina katildi. Italya'da kaldigi sirada Bakunin'in anarsist gorusleri nihai aldi. Proudhon tie yaptigi konusmalar ve onun eserleriokumasi bu gelismeyi hazirlami§u. Gene o sirada anarsist 6n-
bicimini ni
der Carlo Pisacane'nin arkadasi olan Giuseppe Fanelli ile tanrsti. Pisacane mulkiyet ve hukumeti, kolelik, yoksulluk ve yolsuzlu-
gun bashca kaynagi olarak tanimltyor ve tepeden
tirnaga ozgur temelinde orgiitlenen yeni bir halya icin cagnda bulunuyordu. Bu yaklasnn Bakunin'in programmin temel ogelerin-
birlik ilkesi
den bin haline gelecekti. Bu degisime ragmen Bakunin komplo duskunlugunii etmedi ve
gizli
derneklere olan
bir isci hareketinin
ilgisini surdurdii. lyi
cerk
orgiitlenmis
olmadigi kosullarda hala toplumsal devrimin
zaferini saglayacak bir onctiye guveniyordu. 1864'te Floransa'da
sadece birkac erkek ve kadindan ibaret olsa da gizli bir dernek kurdu. Napoli'ye ta^indiginda, gizli bir devrimci Kardeslik orgiitu kurdu ve 1866'da Uluslararasi Kardeslik Orgutu ve Ilkeleri'ni yazdi.
Bu
sirada Herzert ve Ogarev'e son ug yilini nasi! "uluslara-
rasi gizli bir
devrimci dernegin kurulus ve 6rgutlenmesi"yle ge-
cirdigini anlatan bir
mektup yazdi ve onlara orgutun
ilkelerini
anlatan bir de bildirge gonderdi.^
Bu dokuman sadece Bakunin'in ozgur top turn anlayisina en aynntih degerlendirmeyi sunmakla kalmaz, aynt zamanda daha sonra kurdugu butun gizli derneklerin prototipini iliskin
olusturur. Kardeslik, iki "aile" halinde, ulusal ve uluslararasi olarak orgutlenecek ve ikincisi birincisini denetleyecekti. Amaci,
mevcut
Devletleri
yikmak
ve Avrupa'yi ve daha sonra butun
dunyayi, 6zgurluk, adalet ve
emek
ilkeleri
temelinde yeniden
kurmakti. Kardeslik orgutu hiyerarsik ve merkezi olacakti. Bakunin
"devrimci Ketesizm" bashkli bir
dokumanda temel anarsist ilkeaynntih bicimde ortaya koydu. Ilk planda, "bireysel ve kolektif ozgurlugun" toplumda ve ahlakta diizenin yegane kaynagi oldugunu savunur. Daha sonra, tipki Proudhon gibi adaleti esitlerini
likle ozdesler
ve ozgurlugun
oldugunu one
esitlikle
ayrilmaz bicimde baglantih
surer: "o halde her bir kisinin ozgurlugu
ancak
herkesin e^idigiyle gerceklestirilebilir. Ozgurlugun esitlik araci60
Bakunin'den Herzen ve Ogarev'e, 19 Tcramui 1S66, Lehning,
$.
59.
Michael Bakunin:
hgiyla gerceklestirilmesi lettir."
61
Ancak
hem
patriyarkal
i
h:^mUiU
ilktst
I
397
I'Vmatigi
hem de
olgusal olarak ada-
Proud hmi'un aksine Bakunin, kadin-
larm ve erkek lerin esit haklara ve yukiiinluluklere sahip olduklarini savunur. "Ozgur evlilik"te dilcdikleri zaman birlesebilecek ve aynlabilecekierdir ve cocuklannin bakimina toplum yardim edecektir. Cocuklar ana babalanna ya da
topluma
degil, "kendi-
62 Nihayet, gercek 6zlerine, kendi ozgur geleceklerine" aittirler. "ozgurlugun Devlet'in yikdmasiyla, Devlet'in tamamen gurluk
bekasi ugruna feda edilmesini gerektiren her otoritenin mutlak reddi"yle gerceklesebilecektir. Boylece kardeslik orgutu, "Kilise-
nin ikinci kimligini olusturan ve ashnda yoksullugun, vahsilesmenin ve cok yonlu kolelestirmenin surekli nedenini olusturan,
her seyi kapsayan, siki bir diizen saglayan, merkezilesmis Dev-
ytkmaya
let"i
£alr§acaktir. 63
Bakunin'in
gizli
dernekleri asla etkin orgutler olarak tsleme-
Bunlann "kesif halk gorunmez kaptanlar" olarak eyleyeceklerini umar, Gorevleri, once "kitlelerin icgudulerine denk dusen tohumlar ekerek devrimin dogusuna yardimci olmak, daha sonra halkin devrimci enerjisini yontendirmek"tir. Ancak Bakunin'in liberter anlayislan ile gizli dernekler araohgiyla ba^kalanni mase de,
onun
esas dusuncelerini acrga vurur.
firtinasimn icindeki
nipiile
etmeyi ongoren otoriter
stratejisi
arasindaki gerilim cok
belirgindir. Onderlerin "bashca islevleri"nden biri, kendi taraf-
tarlarma "her turlu yerlesik otorite"yi ozgur birliklerin kurulmaengelleme ihtiyacim "asilamak"ur. 64 Bakunin'in aiesli hayal
siyla
dunyasmda
hala onderler ve kendisine onderlik edilenler, bilge
kaptanlar ve cahil murettebat vardir.
Bu evrede Bakunin
ozel endustrinin
mulastirilmasi cagnsinda bulunmaz.
dognidan ve acilen ka-
Bunun
yerine, ozel mulki-
yetin ve iktisadi e§itsizligin dereceli olarak kaldinlmasi igin mi-
hakkinin kaldinlmasini ve kooperatif isgi birliklerinin kurulmasim savunur. Devlete ve gericilere ait olan buiiin miilk ras
61
s. 76. Guerin Ni Dieii ni Maitre'de konuyla ilgili iki metne yer verir: "The Programme of the Brotherhood" ve "Revolutionary Catechism", Bu metinler Nettlau'nun Fransizca elyaimast Bakunin biyografisinden alintni^tir, Guerin bu metinlerin "Bakunin'in anar$ist yanlatinm en az bilinen ve belki
Dol.,
de en bnemlileri" oldugunu one surer (Guerin, Ni Dien ni Maillre, yazmalarintn kisaltilnnj bit versiyonu icin Bkz, Lehning, s. 64-93. 62
Age,
63 64
Dot,
s. s.
93, 94,
76, 78.
Lehning,
s.
20.
s.
169). El
Anar$izmin Tarihi
398 miisadere edilecekti. farkliliklann ayni
Ne
var ki iktisadi ve siyasal esitlik bireysel
duzeyde esitlenmesine yol acmayacakti, cunku
yetenek farkhligi "insanhgtn bereketi"ni olu§turuyordu. a
Toplum, mevcut ulus-devletlerin
yerine, "tabandan tepeye,
$evreden merkeze, ozgur birlik ve federasyon ilkelerine gore" 6r-
Federasyondan ayriima hakkina sahip ozerk kotemel birimi olacakti. Kararlar cogunluk oyuyla, cinsiyetin de genel oy hakki temelinde ahnacakti. Ko-
giitlenmeiiydi.
mun toplumun her
iki
mun,
biitun gorevlileri, yasa yapicilan ve yargiflan sececek ve
kendi anayasasini olusturacakti.
"Bireylerin sonsuz ozgudiigu" saglamrken, temel ihtiyaclar toplum tarafindan karsilanacakti. 66
"Anarsist hareketin ruhsal temeli" denilen bu dokiimanin, gene de derin bigimde celiskin ve zarnan zaman otoriter oldugu goruliir. 67 Bakunin, "kamuoyunun dogal iyilestirici gucu"nun yegane mesru sinirlamayi olusturacagim yazar. Gene Bakunin toplumun butun "antisosyal" yetiskinleri siyasal haklardan yok-
sun birakabilecegini, anlasmalara uymayan ve bireylerin ozgurlugunu ihlal eden kisilerin "toplumun yasalarma gore" cezalandinlacaklanni ilan eder. 68 Yolsuzluk ve sdmuriiye izin
bunlan azinhklann yapmasina
verilir,
ancak
izin verilmez. Cocuklar, "insani
degerler"in kendi lerine asdanmasi ve uz man las mis emekciler ola-
rak yetistirilmeleri icin, ana babalan tarafindan degil komiin tara-
findan egitileceklerdir. Bedensel bakimdan yeterli olan her kisinin cahsmasi beklenir. Bunun d is in da katanlar "parazit" ya da "hirsiz" olarak goruliir, zira calismak, servetin
yegane kaynagi,
insan onur ve ahlakinm temeJidir. Her yetiskinin su uc yukumlii-
lugu yerine getirmesi beklenir: "ozgur ya$amak, kendi tmegiyh
ya$amak ve ba$kalanmn sal
dzgiirliigiine saygt gdstermek."^ Toplumdevrimi gerceklestirme araclarina gelince, Bakunin bunun sa-
Bu savasin "kanli ve intikamci" olmasi muhtemeldir. Bununla birlikte Bakunin, bunun cok uzun vasi gerektirecegini kabul eder.
surmeyecegini, "soguk, sistematik terorizm" halinde yozlasmayacagini dusiiniiyordu.
"toplum
karsiti
65 66
Age,
67
Kaminski,
68
Dol.,s. 79,80-81.
69 70
Age,
s.
89, 99, 95.
Age,
s.
100.
Pol.,
s, s.
88. 77, 78. 5.
Belirli
tnsanlara karsi degil, esas olarak
kurumlar"a karsi veriten
214.
bir savas olacakti. 70
Michael Bakunin:
Ozgitiltilt
399
I'anaiip
Ancak dokuman bazi otoriter egiliinler tasisa da Bakunin sihukumetin en hafif bicimde nuihalaza edilmesini ister. Komunlerin hak ve yukumluluklerini tammlayan bolge duzeyinde-
yasal
ki secilmis
parlamentoyy ve konruinler arasindaki anlasmazhkmahkemeyi bctimlemek icin "hukiimet"
larla ilgilenen secilmi^
sozciigunu kullamr. Ancak parlamentoyla, bir "esgudum sagla-
Gene, Bakunin'in dokusonunda "Devlet" sozciigunu kullanmasi, henuz tarn bir anarsist olmadigim gosteriyor olabilir. Ancak devrimin, "koyan
birlik "ten
daha
fazlasini kast eder. 71
manm
munlerin eyaletler icinde ve fethedilen iilkelerin Devlet icinde toplanmasi"ni saglamaya cahsacagim yazarken kast ettigi, mevcui devletlerin baskici yasal duzeni degildir. terimi, "ulkenin
Bunun
yerine,
bu
merkezi birligi"ni olusturan federal organi bc-
timlemek icin kullanmakudir. 72 Uretimde esgudiimu saglayan ve anlasmazhklan cozen ulusal bir parlamento var olurken, ulus, ozerk birimlerden olusan gonullu bir federasyon olacakti.
Bu federasyonda "Bolgelerin, eyaletlerin, komunlerin, birliklerin ve bireylerin mutlak ozgilrluk ve ozerkligi" olacakti. Daimi ordu olmayacak ve savunma halk milisleri tarafindan orgutlenecekti. Uzun donemde Bakunin mevcut ulus-devletlerin, ticaret, mubadele ve iletisimin serbest oldugu bir "Evrensel Halklar Federas-
yonu"na donusecegini umuyordu. 73 Bakunin 1867'de, destekleyenler arasmda Garibaldi, Victor Hugo, Herzen ve John Stuart Mill'in de bulundugu liberal bir yapimn, Bans ve Ozgurltik Ligasi'nin kongresine katilmak icin Italya'dan aynlarak Cenevre'ye gitti. Bu kongrenin goruslerini ifade edebilecegi bir forum olacagini dusuniiyordu, Gercekten de buyiik bir
heyecan uyandirdi. Baron Wrangel daha sonra sunlan
yazdt:
Bakunin'in neler soyledigini simdi hatiriamiyorum. Hatirlasaydim
da soylenenleri aktarmak
mumkun
mantiksal bir duzeni vardi ne de
muazzam
bir
hey e can ve cazibe
olmazdi. Bu
fikir
konusmanm
ne
bakimindan zengindt. Ancak
yaratti.
Sozlerinde c°k temel ve
yakici bir seyler vardi, Bir Firtina gibiydi. Adeta
gok gurluyor, sim-
^ekler cakiyordu. Kilkreyen bir aslan gibiydi.
Bu adam devrimin
hatibi
olmak
icin
dunyaya
gelmisti,
71
A$e.$. 83,82.
72
Agt, 5 96; Guerin, Ni Dieu ni Maine, age,
73
Dol„
s.
98, 95.
Devrim onun yapisinda
1, 1
70.
vardi.
Anar$izmin
400 Konusmasi muazzam
Tarifii
bir etki yaratti. Dinleyicilere birbirinin
zim kesmelerini soyleseydi, neseyle
itaat ederlerdi.
boga-
74
Aslinda Bakunin ilk konusmasinda acik bir ulusculuk
elestirisi
"Her ulusallik, tarusmasiz bicimde kendisi olma ve kendi
yapti.
dogasma gore ya§ama hakkma sahiptir," dedi, ancak saldirgan ulusculugun daima merkezilesmis Devletlerden cikugini one sUrdu. 75 Daha sonra, insan dogasi, toplum ve Devlet'e dair anar-
Ancak sosyalizmin tam an lam ly la gerkuskusuz yUzyillann isi olacagi"m da ka-
gdruslerini acikladi.
sist
ceklestirilmesinin, "hie
bul eui. 76
Daha sonra Federalizm, ninan
ta
ma m la nm a mis
Sosyal'tzm, Anti-Teolojizm olarak ta-
hitabmda, Rousseau'nun bir elestirisinde
gecen, insan sadece yeryuzundeki en bireyei varlik degil ayni za-
manda en
sosyal varhktir, gorUsunU vurguladi: "Toplum insanin
olusunun her
kolektif var
Toplum
modelidir.
tiirlu
sozlesmeden bagimsiz, dogal
yasalarla degil, adetler ya da geleneksel ahs-
kanhklarla kendini yonetir," 77 Her insan
vicdanmm
derinlikle-
rinde kendisini "basit e$itlige" tercUme eden derin bir adalet duy-
gusu
Insanlar cinsiyetlerine ve renklerine bakilmaksizin
tasir.
bakundan esit olarak dogarlar; sue ve aptalhk omekleri "onlarm dogasmdan oturix degil(dir), icinde dogduklan ya da yeti$tikleri toplumsal ortamm scmucu "dur. 78 Demek ki Bakunin de Godwin gibi, insanlann ayni zeka ve ahiak duygusuyla dunyaya geldiklerine, ancak tamamen kendi toplumsal ortamlarinin urunu olduklarma inanir. Dogal olarak toplumsaldirlar ve ahlaki ve entelektUel
insan yapisi yasalar olmaksizin kendilerini yonetme yetenegine sahiptirler.
Ote yanda, toplumsal kotuluklerin balica nedeni "o,
insanhgin en <;arpia, en
kinifc ve
Devlet'tir;
en tam inkandir." Bakunin,
Proudhon'u andiran sozlerle soyle den Devletin temsilcileri carafindan hep tekrarlanmi$ ya da tekrarian-
makta olan deh$etin, vahsetin, saygistzhgm ya da islerin,
74
Wilson,
75
Kelly,
5,
yalanciltgin, rezil
kinik soygunun, gozu pek yagmacdigin ya da adi ihanetin'
s.
277.
179.
76
Dol.,s. 103.
77
Age,
s,
129.
78
Age.
s.
125, 147.
Michael Bahuniii.
(
401
^yaiUtlt Iiuiatigi
su ku Hamuli ve dehset verici sozk-ului ba^ka bir bahanesi yoktur: "Devletin <;ikarlan gerektirdigi kin."'"
Bakunin kendi anarsizmini
ilk
kez
llyluil
1868'de,
Bans ve Oz-
gurluk Ligasi'nin Bern'de toplanan Ikinci Kongresi'nde acikca ortaya koydu, Biitun Devletlerin, "bir sislem haline getirilen ve var olan biitun toplumlann kose lasim olusturan, zor, baski, so-
muru
ve adaletsizligi" temel aldigmi acik terimlerle ifade
etti. 1c-
sel olarak zor yoluyla duzeni koruyan ve halki somuren, dissal olarak ise saldirgan savaslan surduren Devletler insanhgin ikili inkanm olustururlar. Yapilan geregi Devletler, "insan adaleti, 80 ozgurlugu ve ahlakimn taban tabana ziddi"ni temsil ederler. dagitilmaDevletlerin Bakunin, ozgUriuk ve barisin ancak butiin
ve toplumun bastan sona yeniden orgUtlenmesiyle, evrensel bir ozgur birlikler federasyonunun yaratilmasiyla kazamlabilecesi
gi
sonucuna
Bu yakla§im anarsist felsefenin merkezi tema-
vardi.
sini olusturacakti.
1868 yazinda Bakunin Enternasyonal'in Cenevre $ubesi'ne katildi ve sonraki yil Basel'de
gi'nin di.
toplanan Uluslararasi
Isci Birli-
Dorduncu Kongresi'nde bu subenin delegesi olarak yer aliscileriyle ilk kez dogrudan temas kurdugu
Orgutlu sanayi
bu
toplanti kariyerinde ve anarsist hareketin tarihinde bir
donum
noktasi oldu. Fransizca konusulan Jura'nin kendisine bir
icin
Us saglayan saai imalatcilanndan destek gordu ve 02ellikle Fransa ve Italya'daki iscileri etkilemeye ba^ladi. halyan yoldasi Giu-
seppe Fanelli Ispanya'ya
gitti
ve Enternasyonal'in en buyuk 6r-
gUtu olan Ispanyol federasyonunu kisa sure icinde Bakunin'in kolektivist ve federalist programma kazandi. Sendikalizm ya da "anarko-sendikalizm" nihayet Enternasyonal'in libener seksi-
yonlarmdan cikip
Ne
ma
geli§ti.
var ki, Bakunin'in Bans ve Ozgurluk Ligasi'yla
onerisi Enternasyonal'in
ili§ki
kur-
Genel Konseyi ve ona hakim olan
Marx tarafindan reddedildi. Ardindan Liga Kongresi'nin "smiflann ve bireylerin iktisadi ve toplumsal esitligi" onerisini de reddetmesi uzerine Bakunin, Jurah gene bir ogretmen olan James
Guillaume'un da aralannda bulundugu on dort ki?iyle
birlikte
aynldi ve Cenevre'de bir merkez acarak Uluslararasi Sosyal De79
Age,
80
Kelly,
s.
133, 134. 5.
179.
402
Anar$izmin Tarihi
mokrasi
tttifaki'm
Ertesi yd,
kurdu.
Entemasyonal
ile iliski
kurma
girisiminin bir kez
daha reddedilmesi uzerine Bakunin, 1869'un basmda Ittifak'i resmen daguti, ancak iiyelerle ozel baglantilanni surdurdti ve Isvicre, Belcika, Italya
ve Ispanya'da gruplar olusturdu. htifakin statu
su ve Entemasyonal
belirsizdi ve hep tarusmali oldu. dagitmadigim ve onu "Entemasyoikinci bir entemasyonal" t donusiurmeye cahstigini idGuillaume, Ocak 1869'da orgututi dagitildtgim, ancak
Marx, Bakunin'in nal icinde dia
etti. 8]
ile iliskisi
Ittifak'i asla
"gayri resmi devrimci kardeslik icinde kolektif eylem icin birlesmis insanlann ozgur iliskisi"nin devam ettigini soyledi. 82 Bakunin de Ittifak'i Enternasyonal'i tamamlayan bir yapi olarak gordu ve nihai amaclan ayni olmakla birlikte islevlerinin farkh oldugunu one surdii. Entemasyonal isgileri birlestirmeye calisirken, Ba-
kunin htifakin iscilere devrimci bir yon vermesini istiyordu. Ashnda Bakunin, Hegelci tarzda, Ittifak programinm "Entemasyonal'in tamamen acimlanmasini temsil ettigi"ni dogruladi, 83 Bakunin, Entemasyonal adina propagandaya atildi, Enternasyonal'in Isvicre Federasyonu'nun Fransizca cikan L'EgaliU adh gazetesinde yazdigi bir dizi makalede, her yeni uyenin, "siyasal ve dinsel inanclarimn
yam
sira
kendi
kisisel ve ailesel ci-
karlanm da birligimizin ytiksek cikarlanna; emegin sermayeye karsi mucadelesine,
yam
iscilerin
burjuvaziye karsi mucadelesi-
ne tabi kilacagina" dair ant icmesini otoriter bir
tutumdu ve
ozel kanaat
istedi. Bu belirgin bicimde hakkimn her seyden onemli
oldugunu diisunen Godwin'i dehsete diisururdu. Godwin'e gore, kisinin kendi vicdanina ters diisecek bir sadakat ve itaat uzerinde israr eden siyasal bir birlige katdmak dogru degildi.
Bakunin Entemasyonal 'in bashca gorevini, "(arkinda olmakstzin sosyalist" olan buyiik isci kitlesini sosyalist dusiinceyle
do-
natmak seklinde tanimladi. Boylece her isci "kendi isteklerinin lam olarak bilincine" varabilecek ve "ondaki, kendi icsel ozlemlerine denk dusen zeka" bu yolla can land inlmis olacakti. Ancak bu sadece propaganda ve egitimle gerceklesemezdi, cunku iscilerin teoriyi
na 81
ogrenmelerinin yolu pratikten geciyordu. Bakunin buozgurlesme" diyordu. Bu nedenle En-
"siyasal eylem yoluyla Marx'lan
F. Bolte'ye,
23 Kasim 1871, Marx ve Engels, Selected Works
682.
82
James Guillaume, "Michael Bakunin; A Biographical Sketch" Dol
85
Dol.,
s.
157.
s
38
s
Michael Bakunin:
(>;j;iii (nl<
403
loimtigi
ternasyonal'in temel tlkesi dogruydu: "Iscilerin kurtulusu bizzat S4 iscilerin gorevidir."
Pek anlami olmasa da Bakunin, "Entemasyonal Kardeslik" icin programlar haztrlamaya devam etii. 1869'da hazirladigi bir taslakta, ozel mulkun, Kilise ve Devlet miilkunun musaderesini ve bir ozgur tanmsal ve endustriyel btrlikler federasyonu altinda kolektif mulkiyete donusturulmesini amaclayan devrimci stratejiye iliskin fikirlerini berraklastirdi.
Bu kez
anarsiye olumlu bir
anlam kazandirdi: "Anarsiden korkmaytz" diyordu, istiyoruz. Qiinkii bizler, halkin ozgurlesmis
onu
cunkii sinirsiz
hayatmin
disavurumu anlami n a gelen anarsinin, digurluk,
esitlik,
yeni toplumsal duzen ve devrimin gericilik kar$isindaki guciinden kaynaklanmasi gerektigi katiaatindeyiz. Bu yeni hayatin -halk devrimi-
uygun zamanda kendisini orgutleyecegi, ancak kendi dev-
rimci orgtitunu tabandan, cevreden merkeze dogru, ozgurluk i!ke85 sine uygun bicimde yaratacagi ku$ku goturmez.
Bu arada, diktatorluk ve merkeziyetciligi reddeden Bakunin hala "yeni bir devrimci Devlet" ve devrime hayatiyet ve enerji kazandiracak organ olarak da "gizli ve evrensel Uluslararasi Kardesler
hakkinda yazmaktadir. Bu oncu anarsist hareket, "kendini adamis, enerjik, zeki bireylerden, en onemlisi halkm samimi dostlanndan, kibirli ve hirsli olmayan, ancak devBitl(gi"nin gerekliligi
halkin icguduleri arasinda araci olarak hizmet edebilecek yetenekte adamlardan olusan bir tur devrimci genel kurrimci
fikir ile
may" olusturacakti. 86 Marx ve onu izleyenler ile Bakunin ve taraftarlan arasindaki gurultulu anlasmazhk En ternasyonal'in Eylul 1869'da toplanan Basel Kongresi'nde patlak verdi, Bakunin yetmis bes delegenin on ikisi destektiyordu, ancak hitabet giicu ve karizmasi, emegin 'i
ozgurlesmesinin vazgecilmez kosullarmdan
hakkimn
sini sagladi.
Marx
taraftarlan,
minin bir urunu oldugu
manin daha
iyi
olarak miras
Age.s. 162,166, 167.
85 86
Age,
152.
Age.s. 154-5.
miras hakki sadece mulkiyet
siste-
icin bizatihi sistemin kendisine saldir-
olacagini
84
s.
biri
kaldirtlmasi onerisinin Kongre taraftndan onaylanma-
one surduler. Sonuc olarak, hem
404
Anar$iz>nm Tarihi
hem
Marx'in
de Bakunin'in onergeteri reddedildi, ancak sorun
kolektif mulkiyet taraftarlarmm iki zit hizbe
bolunmesine yol ac-
Guillaume'a gore, kolektif mUlkiyete Devlet'in sahip olmasmi savunarak Marx'i izleyenlere "devleUji" ya da "ocoriter komunistu.
ler",
dogrudan
isci birliklerinin
mulk
sahipligini savunarak Ba-
kunin'i izleyenlere ise "anciotoriter komunistler", "komunist
fe-
da "komunist anarsistler" denildi. 87 "Kolektivist" ve "komunist" terimleri hala gevsek bicimde kullamliyordu. Bakunin kendisine "kolektivist" demeyi tercih etti. Bu terimle, serderalistler" ya
veti
yaratan kolektif
emek otduguna
gore, kolektif servetin ko-
lektif olarak sahiplenilmesi gerektigini
kastediyordu.
Bolusumun
ihtiyaca degil, yapilan ise gore gerceklestirilmesi gerektigine ina-
myordu. Ortodoks Marksist go ruse gore, Bakunin Emernasyonal'in denetimini ele gecirmeye cahsiyor ve kisisel hirslanyla hareket ediyordu. 88 Isvicre'de yasayan Utin adinda bir Rus gocmen dedikodu cikararak anlasmazltgi daha da alevlendirdi. Marx'in kampmdan, Bakunin'in bir Rus casusu ve parasal konularda guvenil-
mez ofduguna
dair soylentiler yayilmaya basladi.
Ancak Bakunin
bir dusuniir olarak Marx'a hala hayrandi, hatta Kapital'in birinci cildini Rusca'ya
tarusma,
cevirmek
hirsli bir
arasinda ya da
icin bir
yayincidan avans almisti, Asil
birey (Bakunin)
komplo
ile
ile
otoriter bir birey
orgutlenme arasinda
(Marx)
degildi. Iki farkh
strateji vardi.
Artik Bakunin butun enerjisiyle bir Avrupa devrimini kiskirtmaya cah$iyordu. Bu devrtmin, sonunda butun diinyaya yayilacagini
ve
umuyordu.
ciltler
ruslerini
Alelacele yazilmis bir dizi
konusma, brosur
tutan ancak hicbiri tamamlanmamis. elyazmalanyta go-
olusturmaya
bir harekete
cahsti.
Surec icinde, anarsizmi devrimci
donu§turmeye baf ladi,
Diinya devriminin Rusya'da baslayacagim dustindu, 1870'in baslannda eski dostu Herzen'in reform yapmalan icin Car'a V e
Rus
aristokrasisine
basvurma
girisimini elestirdi, Ozellikle Her-
zen'in Devlet'i reddetmesini istedi, cUnkii o bir sosyalist
idi:
"Devlet sosyalizmini savunuyorsun ve kendini yuzyihmizin ortaya cikardigi en tehlikeli ve igreng yalanla, resmi demokrasi ve ki87
Age,
s.
158.
88 Bkz, Marx'tan ibid., s
F. Bohe'ye.
23 Kasim 1871, Marx ve Engels, Selected Works,
682-3; Nikolai lvsnov, Karl Marx:
Moskova, 1982.
s.
176,
A
Short Biography, Novosti Press,
Michael Bakunin O^uilufc
405
intuiiigi
89 Bakuyalamyla bagdastinu:iy;i kalkisiyorsun." ayaklanmasiyyolii balk nin'e gore Rusya'yi donusturmesiin u-k zil
biirokrasi
di.
Uygun gene
bir devrimciyle tamsti.
harekete
buyuk
ler'deki Peter
zarar verdi,
Bu iliski bir (elaket oldu ve anarsist Daha sonra, Dostoyevski'yi Ecinni-
Verkovenskiy karakierini yarattrken esinleyen Ne-
cayev olaganUstu bir ist,
Necayev adinda
bir katalizor ararken, hu kcz Sergey
kisilikti:
despot, iktidar hirsiyla dolu, ego-
kaba ve tuhaf bicimde bastan cikanci. Amacina ulasmak
icin
her seyi yapabilecek vicdansiz teroristin tipik bir ornegi idi. Necayev, hem Bakunin'i hem de Herzen'in arkadasi Ogarev'i
Rusya'da kitlesel bir
gizli
orgUtU olduguna ikna etmeyi ba-
Bakunin'e yeni Rus devrimcileri kusaginin ideal zihinsel yapisi gelismis, diable au corps (kabina Sigma-
sardi. Onceleri
bir
tipi,
mUkemmel bir konspirator (fesatci) olarak gorundit. "Bu gene fanatikler insani buyuluyor," diye yazdi Guillaume'a. "Tannsiz muminler ve suslii konusmalara iltifat etmeyen kahramanw Kendi asm enerji ve baghhk duygusuna sahip oldugu golar,"
yan)
nilen birisinin kendisini bastan cikarmasini onleyemezdi. Necayev ona, Stenka Razin ve Pugacev gibi efsanevi Rus haydutlan-
mn suretinde Bakunin
gorundii. ile birlikte
Cenevre'de oldugu sirada Necayev, Ni-
san ve Agustos 1869 arasmda, terorizm tarihinin en itici dokumanlanndan biri olan ve yakin zamanlarda Elridge Cleaver ve
Kara Panterler'in
"incil"i haline
gelen Devrimcinin Kate§izmi'ni
"Devrimin zaferine katkida bulunan her sey ahlakidir." Devrimci olacak kisiyi eski toplumla olan biitiin baglanni koparmaya, devrimci davayi "hayStinin yazdi. Yol gosterici ilkesi suydu:
yegane tutkusu" haline getirmeye ve
Devlet'i,
onun kurumtanni
ve siniflan yok etmek icin "acimasiz bicimde yikma"yi yegane amac olarak benimsemeye cagirir, Brosurun ikinci bolumu §u sozlerle baslar:
Devrimci
mahkum olmus
duygulan, baglan, mall tur.
Onun
her
bir adamdir. Kisisel
miilkii, hatta
kendine
ail
seyi, tek bir ilgi, lek bir dusiince
222.
Kaminski,
90
Bakimin'den Guillaume'a, 13 Nisan 1869, Kelly,
s.
s.
alanlan,
271).
isi,
yok-
ve tek bir tutku
rafindan ozumlenmistir: devrim.
89
ilgi
bir ismi bile
ta-
Anar$izmin Tarihi
406 Brosiir sadece
yok edilecek
ye etmekle kalmaz,
kisilerin listesinin
gizli bir
cikanlmasini
tavsi-
dernegin merke2 komitesinin orgii-
tun biitun uyelerini harcanabilir "devrimci sermaye" olarak gormesi gerektigini ilati eder. 91 Gene o sirada yazilan ve Necayev'in damgasint tasiyan ancak imzasiz yaytmlanan Devrimin tlkeleri bashkli bir brostirde de benzer gorusler yer ahyordu:
Yok etmekten ba$ka
tammryoruz, ancak bu
bir faaliyet
faaliyetin
kendisini, zehir, bicak, halat vb. gibi son derece farkli formlar ka-
zanarak gosterebilecegini kabul ediyoruz. Bu mucadelede devrim her ?eyi hakli sikarir.^ 2
Her
iki
brosur de ortak olarak Bakunin ve Necayev'e atfedilmis
ve gok sert tarti$malara yol acmistir.
Rus haydutlanmn kendiliginden enerjisinin Bakunin'i
etki-
Necayev'e soyle yazmistir: "Bu ilkel ve vahset noktasindaki acimasiz adamlar, zinde, guciu ve bozulmamis bir dogaya sahipler." Bakunin, "Nerede bir sava$ varsa orada siyaset ledigi
kesindir.
vardir ve bir baskasinin iradesine karsi cikan kisi, zora, kurnaz-
hk ve
hileye basvurmakla
yukumludur" dedigi zaman da NecaDevrbnan'm Kate$izmi iki adam arasinda yakin bir isbirligi dogdugu sirada yazddi, ancak Bakunin yazilmasina yardim etmis olsa bile, bu brosur buyiik olasdikla Necayev'in elinden cikmistir. Son cozumlemede yev'in ahlaki goreldigine yaklasmaktadir. Bir
Bakunin, Necayev'in "Entrikaci sistem"ini, ilkesiz siddet ve hile kullammini kesin bir bicimde reddeder. Necayev'e acikca "Katesizminizde," diye yazar, "kendini feda etmeyi gerektiren acimasizhginizi, rali
kendi
asm
fanatizminizi
...
topluluk
hayaunm
bir
ku-
haline getirmek istiyorsunuz. " Ondaki "insanin bireysel ve
toplumsal dogasinin topyekun inkan"m kesin bir
dille
mahkum
eder. 93
91
Kelly,
s.
266. Fransizca cevirisi ictn Bk2.
ce Le debat Bakounine
-
M. Confine,
Necaev, Paris, 1973,
s.
92
Carr,
93
Bakunin'den Necayev'e, 2 Haziran 1870, Archives,
s.
Violence dans la Violen-
100-5.
379. iV, 114, 125, 106-7. Cart
386) gerek Devrimin Hkeltri'mn, gerekse Bir Drvrimcinin Katejizmi'nin Bakunin tarafmdan yazildigim gosteren bulgular olduggnu one surer. 6te (s,
yanda Kelly, Steklov'u (Bakunin, 111, 463-5) izleyerek, Slhder'i Bakunin'in yazdigim, eiinkti iislup ve icerik bakimindan benzerlikler oldugunu, Necayev'in KaCfjizm'inin yazilmasina da muhtemelen yardim ettigini one surer.
Michael Bakunin:
407
(">?£i"li(k limtiiigi
Bir Devrimcinin Kfltcsi^mi'ne liaynin tilan Lenin'in aksine, Bakunin'in Necayev'in nibilizmiyie hicbir alisveri§i olmadi. Ne-
cayev'in Rusya'daki gizli
basladi ve
orgutunun varhgmdan kuskulanmaya
onun Ivanov adinda
katletmesini
itici
bir ogrenciyi siyasal nedenlerle
buldu (ancak kinamayi
reddetli).
Sonunda Ba-
bu kisinin, Kapital'in cevirisi icin kendisine avans veren yayinciyi korkunc bicimde tehdit ettigini ogrenince onunla biitun iliskisini kesti, Ancak biitun bunlar yeterince zarara mal olmustu. Ortakhklan Bakunin'e yersiz bir terorizm sohkunin, himaye
ettigi
kazandirdi ve brosurler anarsist teroristlerin daha sonraki
reti
eylemlerini hakli cikarmak ve anarsist idealtere
etmek
iftira
icin
kullamldi. Bakunin toplumsal devrimin baslangic evresinde bekisilerin secilerek oldtirulmesini tavsiye
lirli
etmeye devam eui
Rus haydutlugmui halk devriminin nuzrak basi olarak gordu. Bununla birlikte Necayev'in topyekun ahlakdisibgim reddettigi kusku goturmez. 94 ve
Fransa-Prusya savasi
Temmuz
1870'te patlak verdiginde,
Bakunin'in 1863 Polonya ayaklanmasmdan beri yati^nus olan devrimci urmiLlan yeniden alevlendi. Marx once, i$ci smifinin oniinde bir engel olarak gordiigu Bonapartist Fransa'yi yenilgiye
ugratma girisiminde Prusya'yi destekledi. Soyle yazdi: Prusya'mn muzaffer olmasi halinde, Devlet iktidannin merkezilesmesi Al-
man
smifinin merkezilesmesi icin kullamtacakur...
isci
Alman
proletaryasimn dunya capinda Fransiz proletaryasina ustiinlugu,
bizim teorimizin Proudhon'un teorisine ustiinlugunu de saglaya15 caktir."*Ote yanda Bakunin, Prusya militarizminin Bonapartizm'den dalta tehlikeli oldugunu dusiinuyordu.
111.
Napoleon
rejiminin yenilgiye ugramasimn, koylulerin ve iscilerin Prusyah isgatcilere ve Fransiz
hiikumetine kar^i ayaklanmasina yol acaca-
gim, boylece Devlet'in yikilacagini ve bir ozgtir komunler federasyonunun kuruiacagini umuyordu. Boyle bir devrimci hareketi
esinlemek
icin,
devrim
teori
ve pratigine essiz bir katki olustu-
ran Mevcut Kriz Uzerine Frami^ Hiikumetine Bir Mektup'u yazdi.
Bakunin Eu arada tei'i
P.
iki
Pomper,
devlet arasmdaki (Sergei Ntchaev,
s.
Bk2. Letter lo a frenchman, Kellv. 111,
95
Brunswick, NJ, 1979,
s.
79-83)
tlkc-
Necayev'in yazdigini one surer. Paul Arvich de ayni gorustedir; "Bakunin ve
Nechaev", Andre hi si Portraits icinde, 94
New
savasm toplumsal devnme
174.
Marx,
alinti,
Lehning,
s.
284.
40. s.
212; ve Statism and Anarchy. Archives,
408
Anar$iztnin Tarihi
goturen bir
ic
savasa donusturulmesini savunur. Bu savas silahh
halkm yabanci orduyu ve
ic
muhalifleri puskurtmek icin surdU-
recegi bir gerilla savjtsi, "bir yikim savasi, olumtine
savas" olacaktt.
Onun
%
Bakunin
bir
anarsisi, sadece bansci
amansiz bir kez daha yikma askmt ifade eder.
ve tiretken bir topluluk hayati, ko-
munlere donusecek "halk hayatimn kendiliginden 62 orgutlenmesi" degildir. Aytii zamanda siddet i?eren buyuk bir kansiklik, en azindan bir "ie savas "ttr. 97 Tek alternatifin Frartstz halkmin "yirtici
enerji"sini
ilkel
kesimde de bu
ktrsal
uyandirmak, "kentlerde oldugu kadar birakmak, yoluna
kitlesel anarsiyi serbest
mahveden siddetli bir heyeian gibi kabarana dek onu siddetlendirmek"oldugunu one surer. 98 cikan her seyi yikan ve
Daha olumlu yanda Bakunin, soylu
vahsiler olarak betim-
ledigi koylulugitn devrimci kapasitesini vurgular:
tembellikle bozulmamis, ancak burjuva
"Hosgoru ve
tophtmunun zararh
ozel-
liklerinden biraz etkilenmis"lerdir. lsci koylti ittifakmin gerekli-
vurgular, ancak devrimci inisiyatifin kent proletaryasma
ligini
birakilmasmi
ister, Bakunin toplumsal degisimde iktisadi kosullann behrleyici etkisini kabul ederken, icindeki iradeci, surec icinde halkin bilinc ve iradesinin onem kazanacagmi vurgular:
"Emekci kitlelerin devrimci mizaci, sadece onlann yoksulluk ve hosnutsuzluklannin derecesine degtl, ayni zamanda adalete ve kendi davalarmin zaferine olan inanclanna baghdir. "" Ikinci Imparatorlugun devrilmesi ve UcUncU Cumhuriyefin kurulmasindan sonra Bakunin, devrimci komunler federasyonunun kurulusuna yol acacagini umdugu bir ayaklanmayi tetikle-
mek
U2ere, Eyltil 1870'te gizh Ittifakmin birkac iiyesiyle birlikte
Lyon'a
Bu
gitti.
gidis, gelecek
ulasacak devrimci
Cluseret'nin yardimiyla
men
baharda Paris Komunu'yle zirveye
hareketin baslangiciydi.
Devlet'in feshedildigini ilan
hir afislerle
Bakunin, General
Lyon Belediye Binasi'm
ele gecirdi
ve he-
25 Eylul 1870'te butun sedonatddi. §6yte deniyordu:
MADDE
1;
etti.
Devlet'in gucstiz kalan idari ve
hukumet mekanizmasi
feshedilmistir.
MADDE
2:
Butim ceza ve hukuk mahkemeleri bu
96
Dol.,s. 184.
97
Agf,
5.
207, 206.
98 99
Age,
s.
200.
Age,
5,
189, 209.
vesileyle askiya
Michael Bakunin: O^iirliifc
Halkm
alinmis ve yerlerine
MADDE
:
l
409
anatigi
adaleii <;ccirilmistir.
VergiSer ve ipotekler kaldinhmsur. Vergilerin yerine
3:
federe komunlerin, Fransa'nui selatnetinin gereklerine
uygun
ola-
rak servei sahibi simflardan musadere yoiuyla alacagi katkilar gecirilmistir.
MADDE 4: sini
Devlet feshedilmis oldugu icin, ozel borglarm
guvence
MADDE
5:
altina
icin
Her komunde FTansa'mn selameti
bu organlarm
odenme-
herhangi bir miidahale yapilamaz.
Butun mevcut belediye yonetimi organlan bu
feshedilmistir.
komiteler
almak
yerini alacakur.
igin
vesileyle
kurulacak
Butun hukumet
yetkileri
Halk'm dogrudan gozeiimi altinda bu komiteler taiafindan kullamlacakur.
MADDE
6:
Ulusun
idari bdlgelerinin
her birinin en biiyuk sehrine
kurulacak komiteler, Fransa'nm selameti
konvansiyona
MADDE
1:
iki
igin
kurulacak devrimci
delege gdndereceklerdir.
Bu konvansiyon derhal Lyon sehir meclisi binasinda
toplanacaktir,
cunku Lyon Fransa'nm
savunmasini en
iyi
ikinci kentidir ve ulkenin
$ekilde saglayacak imkaniara sahiptir. Bu kon-
vansiyon halkm destegini saglayarak Fransa'yi kurtaracakur.
S1LAHBA5INAH! Lyon ayaklanmasi hemen bastirildt. Ayaklanma, Marx tarahndan kucumsendiyse de, Bakunin'in stratejisine uygundu. Ayaklanmact arkadaslanndan Albert Richard'a yazdtgi bir mektupta actkladigt gibi, Bakunin, Devlet'i yeniden kurmak ve Paris'e devrimde ba?rolu vermek isteyen siyasal devrimcileri reddetmisti. Tarn aksine:
Anarji olmahdtr; devrim gercekle?ecek, eanli, sahici ve guchi bii;imde varligim surdurecekse, btitun yerel tutku ve ozlemterin
mtimkun olan en buyuk uyamsi, her yerde hayatin muazzam ve kendiliginden uyamsi olmabdir... Anarsiyi one gikarmahytz ve agik iktidar bigiminde degil, butun muttefiklerimizin kolektif diktatorluguyle, hilesiz, resmi
unvanlan olmayan, resmi haklan olma-
yan ve bu nedenle, iktidar tuzagma dusmedigi surece daha da guclenen bir diktatorlukle, halk firtinasinin orta yerinde Devrim'e yol gosteren gorunmez kaptanlar olmahyiz. 100 100
Alinti,
Eugene Sehulkind
the Le/t (Cape, 1972),
s.
(der.) rfie Paris
39;
Commune
of 1871' The View /rum s. 180-1
BakuniiTden Alben Richard'a. 1871,
410
Bu
Anar$izmin Tarihi sirada yazdigi "tuifakin Programi" bashkli bir metinde Baku-
nin, bilincli bir devrimci
oncu olarak kendi
Utifaki ile Enternas-
yonal'in icindeki ve disindaki isci hareketi arasinda
dogru
ili§ki-
nin kurulmasi icin one surdiigu gorusleri biraz daha gelistirdi. Ilk planda, stnif isbirligini ve parlamenter siyaseti reddeder, Da-
ha sonra, secilmis liderlerin siradan insanlann "mullak efendilehaline geldikleri ve halk meclislerinin yerine komiteteri ge-
rt"
sendika burokrasisine saldinr. Nihayet, kendi tavsiyesi olan liberter orgiHlenmenin Devlet yapilanndan tamamen farkli cirdikleri
oldugunu, cunku iktidartn dagilmasint gerektirdigini lirtir.
nn
"Devlet, orgutlli otorite, hakimiyet ve
kttleler
onlann
uzerindeki iktidandir..."
Bu
mulk
israria be-
sahibi simfla-
nedenfe, "Emernasyonal,
ozgiirlugunu ister ve ayaklanmalan icin cagn yapar." Bakunin'e gore Enternasyonal'i belirleyen temel Tiki r,
[kitleler|
tarn
"ozgurlesmis emege dayanan yeni bir toplumsal duzenin,
Eski Diinya'nin yikimilan arasindan kendiliginden eikip yukselecek bir duzenin, ozgur i$ci birlikleri federasyonunun kurulmasi"dir. 101
Parlamenter siyasetin bu s^kilde reddedilmesi ve
orgutierinin gelecekteki
toplumun
isci
yapisini yansitma gereginin
israria belirdlmesi, devrimci sendikalist hareketin temellerinin atilmasma yardimci oldu, Bakimin'in gortinmez diktatorlugimun Blankist ya da Marksisi
diktatorlukten daha tiranca olacagi sonucuna varmak zor-
eunku bu diktatortugun siyasetleri acikca ortaya konulamamts ve tamsilamamistir. Gizli bir parti olacakti; konspiratorler ya da gece karanhginda is goren hirsizlar gibi faaliyet gosterecekdur,
Peki, kullandtgi iktidar
denedenmeyecegine gore, g6riinmez mutlak iktidan gasp etmeleri nasil onlenecekti? Bakunin'in acik ve demokratik toplum hedefinin gerc;egin carpmlmasi ve halkm onun onerdigi yonde maniple edilmesiyie kazaniti.
diktatorlerin
labilecegini
dusiinmek imkansizdir,
Bakunin'in
siki
bicimde orgutiu, otoriter ve hiyerarsik
orguiteri yeglemesini,
Devletlerin baskisiyla
gorunmez diktatorlugu
siyasal teori ve pratiginin
casidir ve ozgurlukle acikhga ilan
gizli
onun "romantik mizaci" ya da mevcut mazur gostermek yeterli olmaz. 102 Onun onemli bir par-
buyuk bir askla bagh oldugunu etmesine ragmen, hayatmda ve faaliyetlerinde derm bir oto-
101
Age,
s.
245,256,249.
102
Age,
s.
182.
Michael Bakunin: riter
0;,i;ni Utli
411
I'matigi
yon ve gercegi gizlemc egiliminin var oldugunu
gosterir.
Marksistlerle yaptigi polemiklerdc nniilak ozgurlugu overken,
eszamanli ozel yaztsmalarmda mutlak
gizli Ittifakirnn uyeleriyle
formunu savunmasi, Bakunin'in "akut sizofreni" acik bicimde gosterir. 103 Yikma ve mucaoldugunu noktasinda
bir diktatorluk
dele aski da, liberter ve barrel hedeflere siddet ve zor kullanarak
ulasmamn imkansiz oldugunu an a mas mi I
onledi.
Lyon ayaklanmastnm cokvisunden sonra Bakunin derin bir uziintu icinde Locarno'ya gekildi. 1871 bahannda on dokuzuncu yuzyilin en buyuk kent ayaklanmast olan Paris Komunu ona gecici bir
umut
Bu gelisme, savasm toplumsal devrimi
verdi.
te-
tikleyebilecegi inancini dogruluyor gibiydi. 1793 ve 1848 dev-
Komunu
rimlerine bakihrsa, Paris
yor ve
kadm
haklanyla
merkezi otoriteyi de reddedi-
denetimini savunuyordu. Bakunin
isgi
federalist egilimlerini
kabul
Ya§anan olaylar Marx'in proletarya diktatorlugiinu
degil,
hemen Komun'un merkezi olmayan etti.
"devletin cesur ve acikca reddini" gosteriyor, "yeni bir nihai oz-
gurlesme cagmi ve insanlann dayanismalanm" ortaya koyuyordu. Parts Komunii ve Devlet Fikri bashkh denemesinde, Bakunin §oyle yaziyordu:
yukanya
gelecekte toplum, asagidan
clo^ru, isgilerin
ozgur
birlik
ve federasyonuyb, once birlikler, daha sonra komunSer, bolgeler,
buyuk
uluslar ve nihayet
bir uluslararasi ve evrensel federasyon
icinde orguttenmelidir. Gercek ve ne!
muduluk ancak o zaman
Lyon ayaklanmasi ve
Paris
canh
bir ozgurltik
gergekle^tirilecektir.
Komunu
duzeni ve ge-
104
Bakimin'in en buyiik eserle-
rinden birine esin kaynagi oldu. 1870'in sonundan 1872'ye ka-
son kitabi olan, ?ok okunan The Knou to- Germanic Empire and the Social Revoiution'i (Kirbach Alman lmparatorlugu ve Toplumsal Devrim) yazdi. Kitabin garip bashgi, Rus Can ile dar, ilk ve
yeni
Alman lmparatorlugu' nun
1.
Wilhelm'i ve Bismarck'i arasin-
da yeni toplumsal devrimi Rus kam^isiyla onlemek icin kurulan ittifaki
a^ti
icin
kast ediyordu.
Ancak
eserin kapsami uluslararasi siyaseti
ve Bakunin, kendi anarsizmine
pek
c.ok
Kelly,
104
The Paris 1971.
felsefi
temeller kazandirmak
goruslerini gelistirdi. Kitabin bir bolumii
193.
10^
s.
konuda
Commune and
the Idea of (he State, der. Nicolas Walter, Cira,
Anar$iz*nin Tarihi
412 1882'de
Tann
ve Devlet
bashkh
bir brosiir olarak
yayimlandi ve
Bakunin'in en taninmi§ eseri oldu. Eserinin bu kapsamh bolumu Ingilizce'ye cevrildi. Diger
bolumler uzun sure cevrilmedi. Felsefe
Gencliginde Bakunin butumin parcasi olma yonunde manevi bir egilim tasiyan felsefi bir idealistken, 1840'lann basindan itibaren
maddeci (materyalist) ve belirlenimci (determinist) oldu. Anateist olmasina ragmen, bu konuda fazla kati de-
bir
cak militan bir
Cahil koyliileri yabancilagurma korkusu yuzunden ateiz-
gildi.
min Enternasyonal'in temel
ilkelerinden biri haline gelmesini
istemedi. Ozellikie kirsal kesimdeki halkin
dan ve onu dunyanin
Tannya inanmasin-
yaraticisi, dtizenleyicisi, yargici, efendisi
ve
bagislayam olarak gormesinden daha dogal bir sey olmadigini hissediyordu. Halk, toplumsal devrim
onun yeryuzundeki
Oz-
lemlerini gerceklestirecek ve oevresindeki dunyaya iltskin icgu-
korkulannin ustesinden gelecek araclar saglayana kadar Yuce Varhk'a inanmaya devam edecekti. Bu nedenle dinsel
diiset
bir
inanciar sadece "yiirekteki derin hosnutsuzlugun zihinde yarattigi
bir
sapma"dan
ibaret
degildir.
"Onlar,
darhga,
yavanliga,
uziintulere ve ezilmis bir varolusun yarattigi utanca kar§i insanin iggudiisel ve tutkulu protestolaridir." 105
Ancak Baku n in, dinsel inane in yeryuzundeki
ezici ve sefil
hayatin kacimlmaz bir sonucu oldugunu kabul ederken, diriin metafizik dogrulugunu reddetmenin bir yolunu bulur. Tipki Fe-
uerbach
gibi, dinsel
cennetin insanin kendi kutsallastinlmis im-
gesini kesfettigi bir seraptan baska bir §ey olmadigini
mek
icin Sol Hegelci bir din elesurisi gelistirir,
one sur-
Bakunin'e gore
Hiristiyanhk her dinsel sistemin ozunii sergileyen par excellence (belli basli/fevkalade) bir dindir.
Bu
oz, "insanhgin tanrtsal ugru-
na yok$ulla$tirdmasi, kolele$tirilmesi veyofcediimesiMir. 106
Tann
fikri,
"insan
akd
ve actaletinden feragat"
anlamina
"insan ozgurlugunun en kesin inhandir ve ister istemez
hem
teoride
gelir;
insanhgm
hem de pratikte kdUle$tirilmesiyle sonuclantr." Ancak dogduguna gore, kolelik dogal degildir. Bakunin'e kolelestirmek istedikleri icin Tannlann da dogal ol-
insan ozgiir
gore insani ios
The Essential Works of Anarchism, der. Marshall S. Shatz, Bantam, s. 134 (bundan sonra Shan olarak gelecek.)
York, 1971,
106
Shatz,
s.
135.
New
Michael Baku n n
();t;i(j)iifc
413
ianatigi
mamalan gerekir. Dolayisiyla Tannlar var olamaz. Bakunin ontolojik Tann reddiyesini bir kiyasla anlalir; "Eger tann varsa, insan koledir; o halde insan ozgiir olabilir ve olmahdir; bu durum-
da da tann var olamaz.
Kim
olursa olsun, bu dongiiden ^ikanm,
diyene meydan okuyorum." Bakunin'in duygulari hayranhk veri-
ancak manugi hatahdir: Tannnin varligi fikrini curiitbir fikir olarak var oldugunu paradoksal bicimde teslim eimekle kalmaz, yaptigi kiyas da, ancak Tannnm ozu daima insani kolelestirmektir seklindeki ba$langic onctilunu kabul
ci olabilir,
mek
icin,
onun
etmemiz halinde
gecerli olur,
Ancak Bakunin Tannnm insan
oz-
giirlugune ve erdetnine yonelik bir tehdit olusturdugunu, oyle ki, Voltaire'in,
hak
"Tann eger
varsa,
onu yoh etmek gerehir" sozunii
ettigini du§uniir. L07
Tannnin varhgim dogmauk bicimde reddetse de Bakunin kendi epistemolojtsi icinde kuskuludur. Insanin dunyayi kavra-
yismin kacimlmaz sinirlan vardir ve "kendi gunes sistemimiz hakkinda cok kucuk bir bilgiyte" yetinmemiz gerekir. 108 Bununla birlikte
Bakunin dogal yasalarla yonetilen Newtoncu bir evre-
nin gercekligini kabul eder. Yasalar doga taraftndan fark
edil-
mezler, goreli bir nitelikiedirler, ancak insan akh tarahndan siirekli
ve yinelenen druntiiler olarak kesfedilirler.
Ancak Bakunin Feuerbach
gibi
mekanik
bir materyalist de
Evrimci bir perspektifi benimser ve maddi dunyanin- evreler halinde, basitten karmasiga, alttan uste, degersizden ustun olana, inorganikten organige dogru gelismesinin "butunuyle dodegildir,
oldugunu one surer. 109 Ancak Marx gibi, o da, gerek dogada gerekse toplumda degi§imin zit guclerin cati^masiyla gerceklestigini gorur: "Doga guglerinin uyumu, ancak hayatm ve hareketin gercek ko^ulu olan surekli bir mticadelenin sonucu olarak ortaya cikar, Dogada oldugu gibi, toplumda da mucadelesiz diizen, otumdiir." 110 O halde dogada karsihkh bir etkilesim vardir ve bu etkile§im butun hayata hakim olan bir gal bir hareket"
"dogal oiorite" uretir.
107
Agt.s. 136, 138.
108
Max,
109
Shalz, 130-1.
110
Dol.,s. 271,
s.
58.
Insan Dogasi
Insanhgm dogadaki yerine cahsan her
turlii
gelince,
Bakunin bu
ikisini
aytrmaya
dualizmi reddeder. Ashnda, ayn olmak bir ya-
Doga ile tek bir varhk olusturur ve simrsiz sayida maddi nedenin maddi urunudur." 111 Insan turu, digerleri arasin-
na, "Insan,
da cinsellik ve achk gibi
Bununla
birlikte
iki
temel durtiiye sahip yegane turdur.
Bakunin, insan diinyasinm hayvan dunyasinin
en yiiksek ifadesi oldugunu one surer.
Ilk
"her seyi yiyen, zeki ve yirtici ayilar"
gil,
atalanmiz, goritler deidi,
112
Ancak
insanlar
hayvanlardan daha yiiksek bir duzeyde olmalanni sahip olduklayetenege borcludurlar: Dusunme gucu ve isyan etme arzuEk olarak Bakunin, mutlak bir karst-nedensel ozerk guc anlaminda ozgiir iradeyi reddederken, yeryuzundeki biitim hayvanlar arasinda sadece insamn "bilincli 6z belirlenim" anlaminda 113 Zekasi sayegorece ozgiir iradeye sahip oldugunu one surer.
n
iki
su.
sinde insan, icgudiisel diirtulerini degistirmek ve kendi ihtiyacla-
nm
denetim altina almak icin kendi iradesini gelistirebilir. Bundan da ahlaki sorumlulugun var oldugu, ancak goreli oldugu
sonucu
cikar.
Dusunme
ve bilincli olarak eyieme yetenegi insamn kendin-
deki hayvan ogesini inkar etmesini, kendi bilincini ve ozgurlugunu geli§tirmesini saglar. Insamn akdci iradesi kendisini dissal
diinyamn dusmanhgmdan evreler halinde ozgurlestirmesini saglayacaknr. Yehova, insamn "sonsuz bir canavar", cahil ve itaatkar olarak kalmasini isterken, §eytan
onu
itaatsizlige, bilgi aga-
meyvesinden yemeye zorlar. Ashnda Jeytan, "sonsuz islH Asyanci, ilk ozgiir dusunur ve alemlerin 6zgurlestiricisi"dir. hnda Bakunin, genelde bir hayvanm yasama gucuntin ve onurucinin
isyan etme icgudusunun siddetiyle olciilebilecegine inamyordu. "Isyan tanncasi," diyordu unlu sozlerinin birinde,
nun onun
115 "butiin ozgurluklerin anasi"dir.
Insan turu isyan ettikce ve oteki hayvan tiirlerinden aynhp daha tam ve ozgiir hale gelmekle katmaz, ay-
yiikseldikce, sadece ni
zamanda birey haline
111
Max.,
112
Shatz, s.126.
113
Max.,
s.
114 115
Shatz,
s.
Dol.,
83.
s.
s.
95.
127.
308,
gelir:
"yeryuzundeki en son ve en mu-
Micfiad Bakunin
kemmel hayvan olan
insan, en ifade eder." 116 Tipki Hegel gibi
t">-;^uiliih
415
Funatigi
tam ve dikkate deger
bireyselligi
Uakunin de, bireyin tam ozgur-
lesmesini tarihin yuksek amaci olarak goruyor, bu
amaca ancak
bilinc yukseltmeyle ulasilabilecegini diisiinuyordu.
Ancak Bakunin dusunmek ve isyan etmek gibi icsel bir yedunyaya gelmis olsalar da, insanlann tamamen kendi ortamlan tarafindan bicimlendirildiklerine, tarihin ve toplumun urumi olduklanna inamyordu. Her birey farkh derecelerde sezme, dusunme, konusma ve iradesini kullanma yetenegine sahip olarak dunyaya gelir, ancak bu temel ve hentiz gelismemis. yetenekler, iceriksizdir. Bir insamn ortak bilincini olusturan fikir ve izlenimleri saglayan toplumdur. Ayn is ahlaki mizac icin de gecerlidir. Egoist ya da sosyallesme yelenegiyle dunyaya geltriz. Ancak dogdugumuz sirada icsel ahlaki ozellikler lasimayiz. Ahtenekle
t
laki
davramsimiz toplumsal gelenegimizden ve gorecegimiz
timden cikip
egi-
gelisecektir.
Demek ki insan genellikle kendi o nam in in bir urunudur, ancak bundan sonsuza kadar kendi ortaminm kurbani olacagi sonucu c^kmaz. Gelisiminin son evresinde insan, oteki hayvan buyuk bir bolumianu donustiirmeyi ve onu insan uygarhgma uygun bicimde ehlilestirmeyi basardi. Doganin aynlmaz bir pargasi olmasina ragmen, insan gecturlerinin aksine, yeryuzuniin
miste
dogayi
fethederek,
"bu dusmani,
ilk
buyuk despotu,
yararh bir hizmetkar"a donusturdti. Butiin evrimci perspektifine
ve insamn hayvansal kokenini vurgulamasina ragmen Bakunin, ile surekli mucadele etmek zorunda oldugumuza inamr: "Insan ... bu dtssal diinyayi fethedebilir ve ona hakim olabilir ve bunu yapmahdtr. O, kendi adina, ona boyun egdirmeli, kendi ozgiirltigunu ve insanligim ondan
ekolojist degildir ve dissal dtinya
zorla cekip almalidir." 117
Bakunin donemin ahskanligina uyarak insan tiirtinu soyut insamn sadece atomlasmis. bir yaratik olduguna inanmiyordu. "tnsan yeryuzuniin en bireysellesjnis "Insan"la ifade eitiyse de,
varhgi olmakla kalmaz, ayni
Bakunin,
ilkel
insam
bir birey olarak
lum
tecrit
zamanda en toplumsal varhktir." durumunda yasayan kendine yeterli
resmeden Rousseau'yu topyekun reddeder, Top-
insan varhginin temelidir; "tnsan, tipki kanncanin kannca
116
Sha«,s. 127.
117
Max.,
s.
88, 90.
Anar;i;tnin Tar ik
416
i
an kovanina dogmast gibi, toplumun icine Topium, dusunme, konusma ve iradi davranma yeteneginin onkosuludur. Insan olmak ve ozgtirlesmek ancak topium icinde mumkundur. Insan toplumun disinda sadece ozgur yuvasina ve artnin dogar." 118
olmamakla kalmaz, sahici bir insan, kendi bilincinde olan, nen ve konusan bir varhk" da olamaz, 119
dtisu-
tgtn de elzemdir. Ilk plartda, ahlakin teve adaleti yerine gedrme yasabulunabilir toplumda meli ancak bir olgu, toplumun bir yaratisidir. yasa, toplumsal si, bu ahlaki
Topium gelismemiz
doganin boyundurugundan
Ikincisi, insanlar kendilerini dissat
ancak kolektif kisi
emek
aracihgiyla kurtarabilirler. Ucunctisu, bir
kendi bireysel ozgiirlligunu ve
kisiligini
bireyler araciligiyla gergeklestirebilir.
insan
dogasmm
ancak cevresindeki
Dordunciisu, dayanisnia
temel bir yasasidir: "Biitun toplumsal hayat
reylerin ve kitlelerin kesintisiz ve karsihkh
bagimhhgmdan
bi-
bas-
ka bir sey degildir. Butiin bireyler, en giiclii ve 2eki olanlar bile, hayatlannin her aninda kitlelerin irade ve eytemlerinin hem ureticileri
hem
de urunleridir." 120
Ozgurluk ve Otorite Bakunin kendisine "fanatik bir Ozgurluk gti "insanin zeka\ onur ve mutlulugunu 121 arac" olarak goruyordu,
Bu anlamda
ve ozgurlu-
a§tgi" diyor
geli§tirebilecek
Daima "sonsuz
yegane
ozgiirluk" aramistir.
ozgurlukle, ne Devlet'in sagladigi "ozgurlugu" ne de
bireylerin haklannin Devlet'in haklanyla
korundugunu du§unen Gene de Bakunin
Hberallerin "bireysel 6zgurliigu"nu kasteder.
ozgurlugiin dogal ve toplumsal bir baglami ve ister istemez bazi smirlan oldugunu kabul eder. Bu sinirlan lammayan ozgurluk bos ve soyut bir kavram olarak kalir. Nitekim Bakunin'e gore is-
mini hak eden yegane ozgurluk. herkeste
gizil
yetenekler olarak bulunan butiin maddi, entelekttiel
ve ahlaki guclerin tarn gelisiminden ibaret olan ozgurluk, kendi
dogarmzin yasalanmn gerektirdikleri disinda hicbir kisitlama
Or.
118
Agc.s. 136,
119
Dol.,s. 271.
120
Ages. 257.
121
Michael Bakunin: Marxism, freedom
dom
tarn-
Press, 1984,
s.
am
the State, der., K.J.
Kena tick. Free-
16 (bundan sonra Ken. olarak gececek).
Michae\ Bakunin: Ozgiirluk Fanatigi
mayan bu
417
ozgurltik(tur). Dolayisiyla, hicbir kisitlama yoktur,
yasalar,
$unku
yanimizda ya da uzerimizde duran bir yasa koyucu
ta-
rafindan bize dayaulmamisnr; varhgimizin temelini olusturan bu yasalar bize ickin ve bize ozgudurler; entelektuel ve ahlaki olduk-
lan kadar maddidirler; o halde, onlan bir
sir
olarak gorecek yerde,
ozgurltigumuzun gercek ko$ullan ve nedeni olarak gormemiz gerekir.
132
Bu nedenle Bakunin
icin
ozgurluk, insana insan tarafindan daya-
tilan biitun dissal kistllamalardan ozgur,
uyum
icinde
olmamn
bir
O
kosuludur.
ancak dogal yasalarla nesnelerin Tao'sundan
kacamaz. Boylece ozgurluk dogal ve toplumsal zorunlulugun ka-
cmihnaz
bir
sonucu haline
gelir.
Ayni zamanda ozgurluk, Stirner'dekt
bireyin kendi
gibi,
atom oldugu yerde, bireyle baslabireyle sona ermez. Bakunin sunu acikca ifade eder ki, "muianlamda kendine yeterli ozgurluk, kisiyi var olmamaya mah-
kendisini harekete geciren bir yip lak
kum
eder"; ashnda boylesine
mutlak
bir
bagimstzhk, "vahsi bir
sacmalik", "idealisderin ve metafizikcilerin kafasirtdan cikan bir
dusiinceMir. 123
Bunun
yerine Bakunin ozgurlugiin toplumsal baglamini ta-
mr; topium "ozgiirluk agacimn kokii, ozgurluk meyvesidir.
124
ise
Bakunin birintn ozgurlugunun herkesin
giinu icermest gerektigini de kabul eder:
erkekler ve kadinlar
esit
Ancak
o agacin ozgiirlu-
biitiin insanlar,
derecede ozgiir olduklan zaman gercek-
ten ozgur olurum. Bu esitlik "ancak topium icinde ve en kati esitlikle"
gurliik, let'in
mtimkun
olabilir. 125
cogunlugun
koleligi;
Bakunin'e gore
esitlik
ozgurluk olmadan
olmadan
esitlik ise
6z-
Dev-
despotlugu ve ayricahkh bir sinifin add olmayan yonetimi
an lam ma
gelir.
Bu nedenle
esitlik
ve ozgurluk ayrilmaz bicimde
Bundan da su sonuc ci"baskalanmn ozgurlugunun olusturdugu simrda duraksa-
birbirine baghdir ve birbirini dogrular. kar:
yan" birey ozgurlugu, "burada kendi gercek esimini ve sonsuzluI
ga uzantmim; herkesin ozgurlugu aracihgiyla her bir kismin
ozgurlugunu, dayanismayla ozgurlugu,
L22
Ken.,
123
Do].,
124
Max., 165.
125
Dol.,5, 237-8.
s.
s.
17.
157.
esitlikte
ozgurlugu bu-
418
Anarji^min Tarihi
lur,.." 126
Bakunin hakh olarak insanlar birbirine
esit
davranma-
diklan ve kendi potansiyellerini gerceklestirdikleri benzer iktisadi kosullara sahip olmadiklan siirece ozgurlugun anlamsiz oldu-
gunu gorur. Otorite Bakunin'in ozgurliik nosyonuyla cok yakindan bag-
Ashnda Bakunin,
lantihdit.
ozgiirlugu, "her turlu otorite ilhesinin
mutlak reddi" olarak tantmlar. 127 Otorite diinyadaki en buyiik kotuluktur: "Insanhk tarihinde bir seytan varsa, o da komuta tlkesidir.
Kitlelerin cehaleti ve budalaligiyta ayakta duran, aksi halde var olamayan otorite, tek basma, butiin felaketlerin, butiin
suclann ve tarihte gorulen butiin alcakhklann kaynagidir." 128 Otorite "ozgiirliigun inkari" oldugu icin, Bakunin, bireyi her ttirlu kutsal, kolektif ve bireysel otoriteye isyan
hem Tannyi
ve Patronu
hem
de
Kilise'yi
etmeye cagirdi ve
ve Devleti reddetti.
Ancak Bakunin her turlu iktidar ve otoriteyi bir kalemde reddedecek kadar naif degildi. Btitun insanlar, hayatta kalma mucadelesinde "dogal bir iktidar icgudiisu"ne sahiptir ve bu hayatin cemel yasasidir. len en iyileri
olumsuz
Ne
var ki
iktidar tutkusu tarihte gorii-
arasindan cikar. Bakunin iktidar ve otoriteye, ozelltkle on-
lan uygulayanlan, onlara
boyun egmek zorunda birakdanlar
dar yozlastirdigt icin karsiydt. net
bu
guctiir ve despotlar ister istemez ezilenlerin en
edilmemeliydi,
ciinkii
O
"otoriteye
tirilmez bir toplumsal yasa olarak,
murmek zorunda
ka-
halde iktidar hie kimseye emasahip
olan
kisi,
degis-
toplumu ezmek ve onu so-
kalir." 129
Gene Bakunin her turlu dayatilmis otoriteyi, Devlet ve onun yasalan bicimindeki gasp edilmis iktidan reddederken, "topht-
mun otoritesi" denebilecek bir $eyin var oldugunu kabul etti. Ashnda, toplumun otoritesi "Devlet 'in otorite si nden ktyaslanamayacak kadar daha guchV'dur. Devlet ve Kilise'nin gegici ve yapay kurumlar oldugu yerde, rak,
to plum
daima var
olacaktir.
Sonuc
ola-
toplumsal tiranhgin eylemi "Devlet'in otoritesinden daha
nazik, daha sinsi, daha hissed ilmez"dir; ancak "daha az guclii ve
kapsayici" degildir.
Ancak
etmek cevremizdeki Bakunin, "akmilerlemenin ve toplumdaki butun kutsal, kolektif ve Devlet'e isyan
topluma isyan etmekten daha kolay oldugu tiya kar§i
n
126
Ken.,
127
Lehning,
128
Dol.,s. 245, 238.
129
Ma,\,,s. 249.
s.
17. s. S.
65.
icin,
Michael
BtiJiuiirn:
419
h^uiiuk Fanatigi
<
bireysel otoriteye isyan etmenin inumkiin
oldugunu dUsimmus-
tur 130
Bu yaklasim toplum
icin gecerliyken,
doga icin
degildir. Ba-
kunin'in siyasal fetsefesi pekala "otoritenin toplumsal kurumsalotolasmasi"na karsi bir gorus olabilirdi, ancak kendisi "dogal" ritenin
mesru ve
olarak Bakunin
etkili
fiziksel
oldugunu kabul
etti.
Bir belirlenimci
ve toplumsal dunyalardaki dogal yasalan
yonetici fenomenler olarak gorur.
Bu yasalann
otoritesine isyan
etmek imkansizdir, cunkti "onlar olmazsa, bizler birer hie oluruz, var olamayiz."
131
Ashnda Bakunin her
turlu otoriteye degil,
insadece dissal olarak dayatdan otoriteye karsidir. Bu anlamda ya ilahi ister etmesi, kabul onlan blzzat santn, "dogal yasalara,
da insani,
ister kolektif
ya da bireysel olsun, kendi disindaki bir
icin itaal irade tarafindan kendisine dissal olarak dayatdmadigi
edilebietmesi" halinde gercekten ozgiir olabileceginden soz lir.»"
Bilginin otoritesine getince,
Bakunin daha
dikkatlidir. Belir-
damsacaktir: "Cizme soz konusu
konularda uygun bir uzmana kanalbir cizmecinin otoritesine basvururum; evler, muya da mimar oldugunda, lar ya da demiryollan soz konusu 1 *3 onlarm damsacak, kisilere Ancak cesitli hendise damsmm." li
oldugunda
goruslerini karsilastiracak ve kendi amactna en uygun olani sebirinin gecektir. Bakunin yanilmaz otorite tanimaz ve herhangi
kendi iradesini ona zorla kabul etlirmesine izin vermez. Godwin ustiin oldugugibi, Bakunin de ozel kanaat hakkinin her seyden na inandi: "Benim insani hakkim bir baska insana itaal etmeyi
reddetmekten ve kendi eylemlertmi kendi kanaatlerime uygun 1 *4 Bakunin "bilimin mutlak bicimde belirlemekten ibareuir." yaklasim otoritesi"ni genelde kabul etmeye haztrdi, cunkii bu
hem
akilciydi
hem
de insan ozgurlugune uygundu. Ancak bu
mesru otoritenin disinda, buttin diger 135 ve oldurvjcii" oldugunu ilan eder,
otoritelerin "sahte, keyfi
Ancak Bakunin'in bilim konusunda da bazi kayitlan vardi. sosyalizmi Ister Comte'un pozitivizmi ister Marx'm bilimsel
BO
Dol.,s. 240, 239,241.
131
Max.,
132
Shaiz.s. 141.
133
Age,
134
Dol.,s 238.
135
Shau,
s.
s,
239.
143.
s.
144-5.
Anarji^min Tarihi
420
formunda olsun, dunyayi yorumladigi ve ilerlemeyi sagladigi guvense de, onun evrenselliginden ku§ku duydu. Bilimin soyutlama alanimn disina cikamayacagini, bireyselligi ya da somut olani kavrayamayacagtni one surdu. Bu nedertk biicin bilime
lim,
"soyutlama rim hayata donusu" olan sanat karsismda ikinci kalir. Tarn aksine, bilim "hayatin, ebedi soyutlama la nn
planda
ama gercek bicimde surekli kurban edilmesi"dir. Bu yuzden Bakunin, "hayatin bilime ya da bilim hiiktimetine kar$i isyam"m vaaz eder. Bakunin bilimi yok etmeye gahsmaz, sadece onu yeniden bicimlendirmeye, mesru sinirlar icinde tutmaya cahsir. Insanlann bilimle birlikte dhtnler sunaginda, ele gecirilemez, gecici
tarafindan yonetilmekten de vazgecmeleri
iyi olacaktir,
ctinku
"hayati yaratan, bilim degil hayatur; halkin kendiliginden eyle-
mi
tek basina ozgurlugu yaratabilir." 136
Bakunin
bicimde akd ya da bilim
basil
cak itkesel olarak bilimsel bir
el i tin
karsitt degildir,
an-
otoriterliginden kaynaklanan
tehlikelerle ilgilenir. Bilimin, ayncahkli bir azuihgtn yetkisi dahi-
linde katacak yerde, kitleler arasinda yayildigmi
gormek
ister,
boyiece bilim, topfumun "kolektif bilinci"ni temsil edeceklir. 137
Ancak herkesin bilime ulasmasi saglandiginda lerin kendilerini bilimin gelismesine
bile,
adamalanna
sadece dahi-
izin verilmeli-
dir.
hem olumsuz,
Boyiece Bakunin
dayatilmis otoriteden 6z-
anlammdaki ozgurluk, hem de olumlu, kisinin dogasim gerceklestirme anlammdaki ozgurluk icin cagnda buhmdu. gurliik
Onun
felsefesinde en onemli olan ikincisidir ve
lugu esas olarak, birey
butun
ile
toplum, insanltk
ikiligin diyalektik olarak
ile
Bakunin ozgurdoga arasindaki
ustesinden gelen bir butunliik
durumu olarak degerlendfrdigi icin bir Hegelci olarak kaldi, Ancak onun "evrensel, her seye kadir bir giic" ile ozdeslenme arzusu duydugunu ya da bireyciligin "Bakunin'in toplumsal ve siyasal sisteminin ve Marx 'a olan muhalefetinin 6zu"nu olusturdugunu iddia etmek yanh$ olacaktir. 138 Son cozumlemede Bakunin, insani bir birey olmamn yam sira toplumsal bir varhk olarak da kabul ediyor ve ki^inin ozgiirlugunun ancak herkesin ozgurlugiiyle gerceklesebilecegini" savunuyordu, Kolektif ozgurluk ve refah, der, ancak "bireysel ozgiirluklerin ve refahm toplamtni" 136
Age,
s.
137
Age,
s.
138
Kelly,
147,149, 153. 152. s.
255; Carr,
s.
435.
421
Michael Bakunin {):gitrhtk Fanatigi
temsil ettigi siirece var olur.
dayamsmaya ve Bakunin,
di.
i;w
Aym
zamanda, insanlar arasinda
uluslararasi birliklere ihtiyac
kisisel ve
oldugunu vurgula-
toplumsal ozgurlugun
bunlann ancak komunal
bireysellik
ic ic,e
formunda yer
oteki klasik anarsist dusunurlerden da ha
iyi
gectigini ve
alabilecegini,
kavradi.
Bakunin as la tutarh ya da sistematik bir dusimur olmadi. Gene de guclu bir dusunurdu. Alman idealizminden tarihsel maddecilige gecmesinden sonra, soyut ozgurluk tanimina toplumsal ve dogal bir boyut kazandirmaya cahsii. Ozgurluk
ile
gordu ve ozgurlugun dogal ve toplumsal sinirlan oldugunu kabul etti. Bakunin'in ozgurluk
otorite arasinda yakin bir baglanti
nosyonu doga ve toplumun a§ilmaz sinirlan icinde kolektif
bir
oz disiplin formudur. Bu, kisinin icinde yasadigi kosullara "aza-
mi otorite"nin uygulandigi bir durum degil, daha cok ozgurlugun baglamtnin tamnmasidir. 140 Bakunin'in "bir bos retorik turdizisi" temelinde bir liisu" ya da "Hegelci bir yapmacik soz ozgurluk teorisi sunmaktan uzak olan Konumu, hem gercekci
hem
de makuldur. 141 Devlet
Bakunin
icin
mesru olmayan ve dayatilmis otoritenin yuksek
or-
negi Devlet'tir. O, bireysel ozgurliikleri inkar eden yapay bir tu-
mordur, Butun Devletler kendi dogalari geregi baskicidir, ciinku insanlann kendiliginden hayatini ezer: "Devlet, bir ulkenin butun gercek ozlemlerinin, btitun canh gticlerinin comertce ve mutlu bir bicimde girdigi, o soyutlamanin golgesi altinda bogaz-
lanmaya ya da gomulmeye terk da
muazzam
mezbaha ya ekonomik merkezi-
edildigi buyiik bir
142 Devlet, bir mezarlik gibidir."
lesme ve siyasal iktidann yogunlasmasiyla
gelisir
ve halkin ken-
diliginden eylemini kacinilmaz bicimde tahrip eder.
Bakunin'in olgunluk donemine
ait
butun
yazilar Devlet'in
ozgur bir varolusa nasil dusman oldugunu gostermeye hasredilmistir. Devlet'in hakimiyet anlamina geldigini soylemekien asla
usanmaz: "Eger bir Devlet varsa, 139
Shan,
140
Saltman, Bakunin,
141
Kelly, s.
142
s.
5.
bir sinifm diger bir stnif uzerin-
147. op.
tit, s.
196; haiah Berlin,
150.
A Remarhabk
Decade: Russian Thinhers (1978),
107 Kars. Chomsky'nin Guerin'in Anarchivriine yaidigi Girij,
Dol .,s. 269.
s.
x-xi.
Anarsizmin
422
Trtrihi
de hakimiyeti ve sonuc olarak kolelik de vardir; koleligin oJmadigi devlet
dusunulemez ve
Devlet'e ditsman
olmamiztn nedeni
budur." 143
Bakunin,
ele§tirisini
daha da gelistirerek modern Devlet'in
dogasi geregi askeri bir Devtet oldugunu ve "her askeri Devlet'in
istemez fethedici,
ister
yatta
kalmak
denle
ki,
oldugu"nu one
istilaci
igin fethetmeli ya
surer. Devlet, "ha-
da fethedilmelidir, su basit ne-
birikmts askeri guc bir gikis yolu bulamazsa onu boga-
caktir." 144
Bakunin su sonuca vanr;
Devlet, sistem, baski, somiiru ve adaletsizligi bir sisteme dbmisturur ve
bunu her tophimun varotus
temeti lialine getirir. Devlet asla
Onun
bir ahlaka sahip degildir ve olamaz.
6z
savunma ve her seye
ahlaki ve yegane adaleti,
gticu yeten bir ikudara sahip olmadaki
ytiksek cikandir. Bu, butun insattligin tapinmak <;bktfigu bir ctkardir. Devlet
ic"in
onunde
insanhgin topyekun inkart, bir
diz
c^fte
inkardir: lnsan ozgurlugilnun ve adaletinin ziddi ve insan irkinin
evrensel dayanismasinin siddet iceren kolu. 145
Bakunin Devlet'in kokenini, "devlet denilen sistematik kitle orgiulenmesi"nde yardimci olarak dini kullanan somurucuier arasinda vanlan kar§ihkli bir anlasmaya kadar "Devlet, Kilise'nin kticuk kardestdir," Ttpki
lum
icinde ayncalikh similar
smif mticadelesini kacimlmaz
kommak
nni
izler.
Marx
Bu anlamda
o da topemekci similar arasinda siiren
tie
goriir. Birincisi,
gibi,
kendi ayncahkla-
ve surdurmek icin "Devlet iktidan"ni daima kont-
rol edecektir. 146
ayrilamaz. ler
Bu nedenle siyasal iktidar ve servet birbirinden Ancak Marx'm aksine Bakunin, siyasal ikiidann isci-
tarafmdan fethedilmesinin sadece
gmi
zararlt
sonuclar doguraca-
siyasal
haklarm garantoru
dusiinur. Liberal Devtet savunusu, ki
onu
ve koruyucusu olarak resmeder, Bakunin icin bir olcude gecerlidir, ctinkii Devlet'in
somurucu ve
basktci bir
ma dene tie nee egini dusunmektedir.
elit
tarafmdan dai-
Siyaset dilinde "hak" kavra-
minin zor yoluyla yaratilan olgunun kutsanmasindan baska bir sey" olmadigini acikhga kavusturur, 143
Agt,
s.
330.
144
Age,
s.
337,
145
Max,,s, 224.
146
Agc.s. 354,346,196.
Bu durumda, "haklarm
esit-
423
Michael Bakunin: Oz&ialiik Fanaiigi
ligi"ni
istemek bariz bir
insan haklarmdan
esit
celiski olicjiunnaktadir, ctinku
herkesin
olarak yararlandigi yerde, butun siyasal
haklar otomatik olarak ortadan kalkar. Aymsi, sozde "demokratik Devlet" icin
yar.
de
gecerlidir. Devlet ve siyasal yasa, "iktidar, oto-
ve hakimiyei"i
rite
147
nemdeki
betirtir
ve "bunlar ashnda
esitsizligi" varsa-
radikal siyasal demokraside, Bakunin'in yasadigi do-
En
tsvicre'de bile, burjuvazi yoneimektedir,
O donemde
pek cok
isci
genel oy
hakkimn tanmmasi
halin-
de siyasal ozgurliigun saglanmis olacagini dusunse de, Bakunin'e gore bu, kacimlmaz bicimde radikal tarafm cokusune ya da mo-
bozukluguna yol acar. Butun temsili hukumet sistemi muazzam bir sahtekarlikur; genel oy hakkiyla secilen yiirutme ve yasama kurumlannm halkin iradesini temsil ettigi kurgusuna ral
dayamr, Demokratik duygulan ne olursa olsun butun yoneticiler hukiimet yonetimine katildiklannda yozlasirlar ve tebaasint dene dey en egemenler olarak topluma tepeden bakmaya baslarlar: "Siyasal iktidar hakimiyet
anlamina
gelir.
Ve hakimiyetin oldugu
bolumunun kendi hukumdanmn hakimiyetine tabi otmasi gerekir. Buyuk bir bolumunu iscilerin olusturdugu bir hukumet, eger genel oyla secilmisse, ertesi gun yerde,
bu
ntifusim biiyuk
bir
"en kararli aristokratlar, otorite ilkesinin agik ya da
isciler,
gizli tapinicilan,
somuruculer ve zalimler" haline
rimci iradelerini hizla kaybederler. tin "bir ikiyiizluluk
cu
Bundan
gelirler.
da, temsili
Dev-
hukiime-
ve siirekli sahtekarhk sistemi" oldugu sonu-
"Basansi halkin budalaligina ve kamusal zihniyetin
cikar.
yozlasmasina dayamr." 148
Bakunin genel oy hakkina karstydi, ?unkii bu hakkin giic dagihmim temelde degistirmeyec egini dusunuyordu.
ve servet
Marx genel oy hakkimn
nihai olarak
komunizme goturecegine
inamrken, Bakunin, Proudhori'un "Genel oy hakhi karfidevr'tm149 Bununla birtikte Badir" sozlerini onaylayarak ahntihyordu.
kunin genel
ilkeler
konusunda
dogmatik degildi ve siyasetsavunduysa da, Paris Komunu
asla
ten cekilmeyi teoride kararhhkla
sirasmda Italya ve tspanya'nin ozel kosullannda Ittifakinin tiyelerine milletvekili
melerini tavsiye
ma
olmalanm ya da sosyalist partilere yardim etEn kotti cumhuriyetin en iyi monarsiye dai-
etti.
tercih edilecegini savundu.
147
Age,
148
Do!.,
149
Max.,
241,240.
s. s.
221,224.
s.
214.
Anar$izmin Tahhi
424
Bakunin sadece farkh Devlet
hukumet arasinda da ayntn
ile
azmhgm cogunluga
turleri arasinda degil,
yapti.
Devlet
Her devrimci hukiimet
hakimiyeti iLkesini, ikincisinin sozde "aptal-
hgi" adina temsil eder.
Ancak boyle bir azinlik diktatorlugiinun halkin ozgurliigunu saglamasi, kendini tekrarladigi ve halki kolelestirdigi icin imkansizdir,
Ses getiren ai'orizmalarinin birinde
Bakunin soyle der: "Ozgiirluk ancak dzgiirliikle, halkin topyekun isyaniyla ve halkin tabandan gonullu orgutlenmesiyle yaratilabilir." 150
Bu nedenle Halk Devleti terimi gecis doneminde sacma bir celi^ki olusturur: "Devlet gercekten bir halk Devleti ise, neden dagitiimryor? Ote yandan, bu devletin yok ediimesi halkin gercekten ozgiirtesmesi icin zorunluysa, neden ona bile
halk Devlet'i deniyor?" 151
Proletaryamn diktatorlugti bicimindeki devrimci hukumet sorunu "devrimci sosyalistler" ya da Bakunin'in Ittifakindaki anarsistler
ile
Marx'i tzleyen "otoriter komiinistler" arastndaki
catismanin bashca kaynagini olusturuyordu. Bakunin'in de kabul nihai hedelleri aynrydi: Emegin kolektif orgutlenmesive uretim araclan uzerinde kolektif mulkiyeti temel alan yeni
ettigi gibi,
ni
bir
toplumsal diizen yaratmak. Ancak komunistlerin, emekci
si-
niflann, ozellikle de burjuva radikalleriyle ittifak halinde olan
kent proletaryasmm siyasal bakimdar* giiclenmesini istedikleri yerde, anarsistler, emekcilerin ancak "kent ve kirdaki emekci
mflann
si-
olmayan ya da amisiyasal toplumsal iktidannin, list simflara mensup butun iyi niyetli insanlan da kapsayarak geiismesi ve orgutlenmesi" halinde basanh olabileceklerine inanisiyasal
yorlardi, 152
Bu durum
taktiklerde temel bir farkhitga yol acti. Komii-
nisder siyasal Devlet iktidartm ele gecirmek icin
igcileri orgiitle-
mek
istiyorlardi. Bi-
rinci
isterlerken, anarsistler Devlet'i tasfiye
grup
jzgurliige
etmek
otorite ilke ve pratigini savunuyor, ikinci
duydugu
grup
ise
inanci ortaya koyuyordu. Her iki grup da bi-
limden yanaydi, ancak komiinistler onu zorla dayatmak istiyoranarsistler ise gruplann kendiliginden ve kendi cikartanna uygun bitimde orgutlenmelerini saglayacak sekilde onu yayginlar,
lastirmava calisryorlardi. yortard:: "irtsanlik
150
Dol.,
I5J
Archives,
l^i
Uol.,', 262-3.
s.
329, 332. III,
149.
En onemlisi
cok uzun
bir sure
anarsistler su goruse
yonetilmeye
razi
inam-
olmustur;
Michael Buinmiif
(
>:
-yjiiluk
I
425
tituHip
hukumet biciminde
yasadigi sorunlarm nedeni helirli lm
degil,
temel ilkelerde, bicimi ne olur.su dImin Imkiimetin varliginda ya153 Boylece Bakunin, insanlann basit bir secenekle yiiz yiize tar."
olduklan sonucuna vanr: "bir yanda Devlet, ote yanda toplumsal devrim, bu iki zil kutup, butun Avrupa kitasimn gercek toplumsal hayatinin oziinti olusturan antagontzmadir." Ve unlti 6zdeyislerinin birinde soyle der: "Sosyalizrnin olmadigt i>£gurluk,
ayncahk
ve adaktsizlik; dzgiirliigun olmadigt Sosyalizm ise koldik
ve vahjettir." 154
Ozgiir
Toplum
Bakunin ozgiir toplumun aynnttli tanimini yapmadi, sadece gonullu birligin ve ozgur federasyonun en genel iikelerini ortaya koydu. Ashnda, "su ya da bu tarzda ideal bir toplumsal orgutlenme, gelecek kusaklan zorla uyduracaklan dar bir kahp yaratmis olan butun o
tamamen
modern
Ne var ki, hukumet arasinda her-
Prokrustesleri" tek tek elestirdi.
tutarh federalizm
ile
hangi bir orta yol olmadigini
biirokratik
israrla belirtti.
Toplumsal orgutlen-
menin gelecegi "asagidan yukanya dogru, ozgur birlikler tarafindan, zamanla komimleri, bolgeleri, uluslan kapsayacak ve nihayet biiyuk bir uluslararasi ve evrensel federasyonla zirveye ulasa155 Toprak tanmsal birlikler, cak sekilde" gerceklestirilmeliydi. birlikleri tarafmdan kamusanayi araclan ise sermaye ve uretim
lastinlacakti,
Bu komunterin mevcut kirsai komunlerle fazla iltskisi olmayacaktt, Bakunin Rus mir'ini ya da koylu komununu ozellikle elestirdi. Rus koyliileri topragin topluluga ait olduguriu dusunseler ve Devlet 'e karsi
dusmanca
bir
tutum
alsalar da, aile patri-
yarsisinde kole ve despot yaratan ataerkillik, patriarkal gelenegin bir sonucu olarak Car'a duyulan guven ve bireyin topluluga
ozumlenmesi yuzunden zayif dusmuslerdi. Ozgurlesmis bir toplum dak yeni komun, i
iki cinsiyetten
ozgur ve
esit bireylerin
tarn aksine, her
gonullu birliginden olusa-
turunun sadece yansini kapsayan Proudhon'un aksine Bakunin, kadinlann tarn ozgurlesmesini ve onlarm erkeklerle toplumsal esitligini savunur. Mukemmel 6z-
cakti. Anarsist ilkeleri insan
153
Dol.,5. 263,
154
Max.,
155
Dol.,s. 325,270.
s.
373, 269.
426
Anarfiztnin Tarihi
gtirlOk
ancak
tarn iktisadi ve
toplumsal
esitlikle
var olabilir; "An-
cak cevremdeki butun insanlar, erkekler ve kadmlar,
e§it
derece-
de ozgiir olduklan zaman ozgiir olurum. Baskalanmn, benim ozgurlugumii kisitlamayan ya da inkar etmeyen ozgiirlugu, benim
ozgurlugumiin zorunlu kosulu ve dogrulanmasidir." Herkes kisolarak ozgiirdiir; kendi diisimcesini ya da iradesini akd disinda herhangi bir otoriteye testim etmez, Onlar "ozgiir kolektif"
sel
icinde, yani ozgiir insanlar arasinda yasayacaklardir.
da
ozgiirltik
dayanismanm
toplum ahlaki
bir
toplum
Bu durum-
gelistirilmesini gerektirir. Boyle bir
olacaktir, ciinkii sosyalizm adalettir ve
sosyalizmin temel itkesi sudur: "Her insan kendi insanhgim tirmek dtr."
icin gerehli
gelis-
olan maddi ve ahlaki aracJara sahip olmali-
*
]
tnsan
iltskileri
donusttirulecektir. Patriyarkal ailenin, evlilik
hakkmin ortadan kaldinlmastyla birlikte insanlar, eskisinden daha yakm iliskiter kurmalanm saglayan ozgiir birlikler iginde yasayacaklardt. Cocuklarm yetistirilmesi ve egitimi anneye emanet edilecek, ama oziinde toplumun ilgi alam yasasi ve miras
icinde kalacakti. Ashnda, "herkes icin esit egitim" insanhgin 02-
gurlesmesinin aynlmaz bir kosuludur. Bu egitim sistemi sadece mevcut farkhhklan ortadan kaldirmakla kalmayacak, her iki cinsiyetten her "sosyalist
cocugu dusiince ve cahsma hayatina hazirlayacak,
ahlak"i ozumlemesini ve
baskalanmn ozgiirlugime
saygiyt "en yiiksek gorev" olarak benimsemesini saglayacakti.
var ki
cocuklann egitim gormeme ya da bos gezme
Ne
gibi bir sece-
nekleri otmayacakti.
Bakunin bu yasayi su sekilde
aciklar; Istese de istemese de,
"herkes cah$acah ve herkes egitim gorecektir.' Hie kimse bir bas1
kasinin emegini somurmeyecektir, Herkes yasamak icin cahs-
mak zorunda
olacaktir, cunkii "toplumsal ve siyasal
haklarm
sa-
dece tek bir temeli vardir: Herkesin kaiktda bulundugu emek." Hukuk kurallanna basvurulmaksrzin, kamuoyunun basktsi "pan
razitler in
varhgmi imkansiz hale getirmeli, ancak
istisna niteli-
gindeki aylakhk durumlan "klinik tedavi gerektiren ozel bir hastaltk"
olarak gorulmeliydi. 157
Bu turden
otoriter ifadeler, Baku-
oldugu soylenen toplumunu potansiyel ve baskt dunyasi haline getirir. nin'in ozgiir
156
Max.,s. 267,341,295.
157
Age.
s,
328, 341, 328, 345.
bir tiranhk
Devrimci Mraliji
Bakunin sadece goriinmez bir dikuiorkik kurmaya degil, yaygin bir devrimci siddet uygulamaya da hazirdir. Bu konuda gayet "Devrim, Devlet'in yikilmasi, savas demektir; insanlave nesnelerin tahribhii gereklirir." Uzulerek de olsa su goru-
dtirusttur:
nn
savunur: "Filozofiar, siyasal guclere karsi tarn bir yikim disinda hicbir giivence olamayacagim anlamamislardvr." Ayzamanda, terorizmin gercek bir toplumsal devrime yabanci ol-
sti israrla
m
dugunu one
surer:
terorizm toplumun ve tarihin kacmilmaz
uriinlerinden baska bir sey
olmayan
bireyleri
hedef almamahdir.
"Kasirga" gecip gittikten sonra, gercek sosyalistler "sogukkanh 158 katliam"a karsi cikmalidirlar.
Bakunin, daha sonra, grev gibi bazi iktisadi mucadele bicimlerini tavsiye etti. Bunlar iscilerin nihai mucadele icin egitilmelerini saglayacakti. lsci kooperatiflerine karsi cikmasa da,
bunlann toplumu teineiden degistiremeyeceklerini ve buyuk sermaye ile rekabet edemeyeceklerini isaret etti. Basanh olmalan halinde bu kooperatifler fiyatlann yam sura ucretlerin de dtismesine yol acacakti. Degisimi saglayacak ajanlara gelince, Bakunin siirekli olarak koyliiler ile sanayi iscileri ittifaki
savundu. Kent
alabilirlerdi,
mamah
iscileri
arasinda kurulacak bir
devrimci harekette
inisiyatifi ele
ancak koyluliigiin devrimci potansiyelini azimsa-
ve onlann destegini
kazanmaya cahsmaliydilar,
Bakunin, olgun siyasal felsefesini olustururken bile sadece azmdan deteoriyi temel almadi. Fikirlerini pratige gecirmek, en yoluyta dogrulamak icin hep firsat aradi. Bizzat katildigi L870 Lyon ayaklanmasinm basansizliga ugramasi toplumsal devrimin zaferine olan guvenini biraz sarsti, ancak kisa sure son-
neme
ra baslayan ve 1871
Martindan Mayisina kadar
siiren Paris
Ko-
munii'min yaratngi buyiik toplumsal akust olus, umutlanm bir kez daha yukseltti. Buyuk bir bolumu devrimci bir hiikumet ve merkezilesmis Devlet isteyen jakobenlerden olussa da, komunarlarm cogu Proudhoncu idi ve yirminci arrondisse merit (Fr., ilce, idari bolge, c.n.)
komitesi
ile
Ulusal Muhaftz Teskilati mer-
kez komitesinin en faal uyeleri Bakunin taraftarlanydi. Bakupratik bir nin'in Paris Komunu'nii kendi inanclannin carpici ve ve acikcesur kamti olarak sevincle karsilamasi ve ona "Devletin 158
Agf.s. 372,376, 413.
Anar$izmin Tarihi
428
Va formullendirilmis inkan" demesi dogaldir.
Komim'un
yentlgi-
uzerine soyle yazdi: "Paris, en soyLu evlatlarmin kamyla lslan-
si
di. Birlesik gi,
uluslararasi
Avrupa gericiHginin orada carmiha gerdi-
insarthgin ta kendisidir." 159
Mazztni, ulusculuk karsiti oldugu icin Enternasyonal'e saldirdigi,
Komun'ii
ateist
buyrugu oldugunu
oldugu
ilan ettigi
icin asagiladigi ve Devlet'in
Tann
zaman, Bakunin hemen kaleme
sa-
nldi ve Mazzini'ye karsi yiizlerce sayfa yazdi. Bir Enternasyonaltstin
Yamti ba?hkh bir brosurde kendi ateizm ve maddecilik anlasavundu. Hemen ardindan Mazzitti'nin Siyasal Teolojisi
yisini
bashkh bir brosiir daha yazdi. Bakunin,
ytizyilin
"tamsmasiz en
soylu ve katiksiz kisilerinden biri" olarak gordiigu Mazzini'ye
duyuyor ve onu Marx'a tercih ediyordu, ancak onu "modagecmis dinin, metafizik ve siyasal idealizmin son yriksek rahi-
sayg] si
bi" olarak elestirmekten
de geri durmadi." 160 Bu brosurler Enter-
nasyonal'in Italya'da gu^lenmesine yardimci oldu ve anarsizm Italyan isci simfi arasinda
Marx, komunarlann
kok
saldi.
federalist
programinda
"iireticilerin oz-
yonetimi"ni gordii ve bunu "emegin iktisadi 6zgurle§mesinin gerceklestirilebilecegi
Engels kaniti
ise Paris
nihai siyasal
Komunu'nun
form" olarak betimtedi. 161
"proletarya diktatorlugu"nun ilk
oldugunu soyledi. Gerek Marx ve Engels' in gerekse Le-
Komunu'nu proletarya devriminin bir modeli olarak selamlamalan, oysa Komun'Un Devlet mekanizmasini bir vurusta nin'in Paris
yok etme girisiminin Proudhon ve Bakunin'in anarsist ve federalist fikirlerine daha uygun olmasi tarihin bir ironisidir. nal
Komun'ii birlikie ovmeleri Marx ve Bakunin'in Enternasyoyeniden saflasmalanni engellemedi. Paris Komu-
icinde
nu'nun yenilgiye ugramasi, kongrenin 1871'de Paris'te toplanmasim onledi ve Londra'da toplanan konferansa Bakunin'in Jura Federasyonu'na mensup taraftarlan davet edilmedi. Onceki iki kongre her turlii felsefi ve siyasal ilkeden kacinmis ve sadece "her siyasal hareketin tabi kilinmasi gereken buyiik hedef olarak
6zgurlesmest"ni savunmustu. Baku nine i muhaolmadigi kosullarda Marx, siyasal iktidarm fethini Enter-
iscilerin iktisadi
lefetin
159
Dol.,$. 264.
160
Uhning.s. 214.
161
Marx, "Civil 292, 294.
War
in France",
Marx
ve Engels, Selected Worhs, op. dr.
s.
Michael Bakunin
nasyonal'in zoranlu
(
J;c.ni liik
programinm
429
Fanatigi
pa rcasi olarak
biin'inlcyici bir
kabul etmekten ka^inmadi. Bakunin'e gore Marx, "genel Knnscy diktatorliigu" kurmayi sonuc olarak En-
basarmisti. By, "Marx'in kisisei tliktalorlugu ve
ternasyonal'in
onun baskanliginda muazzam ve korkunc
Devlet'e donUsmesi"
idi.
bir
Marx'in bitimsel sosyalizmle onerdigi,
diye yaziyordu Bakunin, "biitun despot hukumetlerin en kotusii
olan
...
yeni bir sosyalist Alimhr
toplumunun orgutlenmesi ve
y6neulmesi"dir. 162
Marx, Kasim 1871'de Bakunin'in "her turlu teorik bilgiden yoksun bir adam" oldugunu ve program dedigi o "cocuk ki tabi" y la kendi "Enternasyonal i^indehi En ternasyo nal "in in propagandastni yapmaya cahstigini yazdi. Bakunin'in ogretisi iizerinde
durmaya degmezdi, gunku "kisisei bir kendini kanitlama $abasmdan ibaret" idi. 163 Engels de Bakunin'in "tuhaf teorisi"nin Proudhonculuk ile komunizmin bir kansimi oldugunu yazdi, Devlet'i ortadan katdirilmast
gereken bashca kotuluk olarak go-
ruyor ve sermayeyi yaratanin Devlet oldugunu one suruyor, sonuc olarak siyasetten tamamen cekilme stratejisi izliyor ve Enternasyonal'in
orgutiinU
Devlet'in
yerine gecirmek
istiyordu.
yanlis yola girmisti. Bir toplum-
ve Engels'e gore Bakunin devrim olmadan Devlet'i ortadan kaldirmak sacmahkti, gunku "toplumsal devrim tarn da sermayenin ortadan kaldmlmasi"
Marx sal
idi.
164
Son savas Eylul 1872'de Lahey'de loplanan Enternasyonal Kongresi'nde gerceklesti. Marx nin'in gizli htifaki
ilk
kez Kongre'ye
konusunda Engels
ile
birlikte
katildt.
Baku-
Genel Konsey'e
bulundu: "acikhk ve aleniyetin bu uzlasmaz savunuculan, yiiksek rahip Bakunin'in buyrugu alunda tuzugumuzu hice sayarak, Enternasyonal' in bagnnda, seksiyon-
bir not yazarak su iddiada
olmaksizin onlarm yerini almayi amaclayan ger^ek dernek orgutlemislerdir," 165 Onu Necayev ile birlikte Rusya'da gizli bir dernek kurmakla, Ne<;ayev'i ise Kapital gevirisi icin komisyon veren bir yayinciya tehdit mektubu yazmakla suclann
bilgisi
bir gizli
162
Dol.,s. 292, 295.
163
Marx'tan
F. Bolte'ye,
23 Kasim 1871, Marx ve Engels, Selected Works, age,
s 682-3.
164
Erigels'ten Tlieodor
Cuno'ya, 24 Ocak 1872, Basic WHlings on
Philosophy, der. Lewis S. Feuer, Fontana. 1969,
165
Archives,
II,
276.
s.
481
Politics
and
Anat$izmin Tarihi
430 ladilar.
kendi
Aynt zamanda Bakunin'in, Fransa, Ispanya ve halya'daki gruplarim denetlemeye cahstigint iddia ettiler.
tttifak
Marx'in damadi Paul Lafarque bashca bilgi kaynaklanydi,
Kongre'de Bakunin ve
yakm
arkadasi James Guiliaume En-
ternasyonal 'den ihrac edildi. Marksist olmayan cogunlugun de-
netiminden kurtulmak
ancak kisa sure icinde
icin
orgutun merkezi
coklii.
New
York'a tasindi,
Engels "Otorite Uzerine" bashkh
denemede, modern teknoloji insana "toplumsal orgutlenmeden tamamen bagimsiz gercek bir despotizm" dayattigi icin otoriteden yoksun bir orgutlenmenin imkansiz oldugunu yazdi, Devlet formundaki siyasal otoriteyi bir darbede yok etme dusun-
bir
cesi sagmaydi,
seydir;
nufusun
Cunkit "devrim, kesinlikle, var olan en otoriter bir bolumunun kendi iradesini, diger bir botiime
dayatma eylemidir,
I66
Anarsistler 1872'de Isvicre'deki St Imier'de, sadece ekono-
mik mucadeleyle ugrasan tamamen ozerk ulcsal gruplardan olusan gevsek bir birlik halinde yeni bir Enternasyonal kurdular (jura, Italya ve tspanya'dan gelen delegelede). Orgutun Bakunin tarafindan tasarlanan programi devrimci sendikalizmin temelini
olusturdu: "Kapitalizme kar$i emegin iktisadi mucadelesinde daya-
msmaiun
orgiitlenmesi." 1 ^ 7
Marksist kampin, Bakunin'in bir Rus casusu oldugu ve paraya
duskun oldugu
iddia larmi yeniden canlandirarak ki§iligi kat-
yontemdi. Ancak bu suclamalann esasicurutmek zordur. Marx'in merkezciligine ve otoriterligine karsi yuruttugu kampanyanin en haramli noktasinda Bakunin, letme taktikleri
rezil bir
ni
hie kuskusuz, Entemasyonal'i yonetmeyi amaclayan, gizli, mer-
kezi ve hiyerar§ik bir orgut
na yazdigi bir mektupta
kurmaya
tttifaki
cahsti, Ispanyol taraftarlan-
"Enternasyonatin bagnnda, onu
devrimci bir orgut haline getirmek, siyasal-dinsel- burjuva gericiligini
tamamen yok elmek ve butun iktisadi, yasal, dinsel ve siyakurumlanm tahrip etmek icin yeterince orgutlenmis
sal devlet
bir
guce
...
donusturmek
icin
kurulrnus
gizli bir
dernek" olarak
betimledi. 168 Guillaume'un da dogruladigi gibi, Ittifak, ilkesel
otarak "informel bir devrimci kardeslik" orgutii olacak, kisiler kitabi kurallardan
ama
cok sempati bagiyla birbirine bagh olacak,
hie kuskusuz, Enternasyonal icinde gizli bir hucreler sebe-
166
Marx
167
Dol.,5. 303.
168
Mmerialy,
ve Engels, Basic Writings,
(II,
263-4.
s.
521, 522,
Michael Bakunin
<
>~t>tttttik {
kesi de olusturulacaktt," lt>y Anarsi^i Urihci
km
"deyim yerindeyse
gizli bir
431
anatigi
Max
Nettlau,
Ittifa-
dernuk" oldugunu teslim etmis-
170
Ote yanda Bakunin Arsivi'nin eski editoru Arthur LehIttifakm, 1869'dan sonra "su ya da bu bicimde yeniden insa edilmis" olabilecegini kabul etse de, Enternasyonal lir.
ning,
gizli
icinde var olmadigmi israrla behrtmistir. gizli
171
Ancak Bakunin'in
dernekleri ne kadar belirsiz ve gercekdist (tutarh bicimde
olmamalan antaminda) olursa olsun, onun anarsist strateji nosyonuriun merkezinde yer almaya devam etti, Bakunin, Bruksel'de yayimlanan La Liberie gazetesine yazdivar
gi
ama gondermedigi
bir mektupta konumunu hakh cikarmaya Marx'a ve taraftarlanna duydugu ofkeyi di$a vurdu, Devyok edilmesinin proletaryanin devrimci siyasetinin acii ve
cahsti, let'in
yegane hedefi olmasi gerektigi inanemi bir kez daha dile getirdi. Ote yanda Marksist ler adanmis Devletciler olmaya devam edi"Onlar, iyi Almanlar olarak Devlet iktidarma taparlar ve ister istemez siyasa! ve toplumsal disiplinin peygamberleri, yorlardi.
yukandan asagiya nuculandtrlar.
"
insa edilen toplumsal duzenin en buyiik savu-
U1
Bakunin, Marx'in iktisadi belirlenimciHgmi de degerlendirOlgulann fikirlerden once geldigini uzun sure savunmustu. Ideal olanm varolusun maddi kosudanna kok salmis, bir cicek oldugunu soyleyerek Proudhon'u; "enteiektuel ve ahlaki, siyasal ve toplumsal butun insanhk tarihinin, insanhgin ikusadi tarihinin bir yansimasindan baska bir sey olmadigi"ni one surerek di.
Marx'i izledi. 173
Bu kez, iktisadi temel siyasal ustyapiyi belirlerustyapmm da temeli etkileyebilecegini one stirdu. Bakunin'e gore, Marx soyle der: "Yoksulluk, siyasal koleligt, Devlet'i uretir. Ancak bu ifadenin su sekilde tersine cevrilmesine izin ken,
varhgmm zorunlu bir kosulu olarak yoksullugu yeniden uretir ve surmesini saglar; o vermez: 'Siyasal iktidar, Devlel de, kendi
halde, yoksullugu ortadan kaldirmak icin Devlet'i kir!'
"
174
Ve
tarihte iktisadi ve siyasal
yikmak
gere-
olgulann kacimlmaz
bi-
169
Dol.,i. 38.
170
Max.,
171
Lehning, "Bakunin's Conceptions of Revolutionary Organizations and their
44.
s.
RoU: A Study of his Secret C.
Abramsky, 1974,
172
Dol.,s. 277.
173
Shan,
174
Do!.,
s.
s.
126.
282.
s.
74.
Societies", Essays in
Honour o/E.
H. Carr, der.,
Anav$izmin Tarihi
432
cimde baglantih olduklanni kabul ederken, Marx'in gecmisteki butun o lay arm ilerici oldugn goru^unu redded er. Bu reddiye 1
ozellikle, tarihin
"msanhgin
mamn
k is it la n
kes, infi kle
zaferi, ihtisadi ve
mam is
toplumsal dayani}-
ve kendiliginden orgutlenmesiyle
ki$isd ozgurlitk ve bagirmizligm -maddi, entelektud ve ahlaki- en tarn
bicimde jethi ve gercehle$tirilmesi"nden baska bir $ey oltna-
yan "yiiksek amaci"yta gecmisteki olaylann cehsiigi aciga
zaman
ciktigi
gecerlidir. 175
Bakunin, Marx'in tarihsel maddecilik anlayismi, her
irkin,
halkin ve ulusun ozet karakterinin tarihteki onemini vurgulayarak degerlendirdi. Ornegin, isyan
ruhunun Alman halkina kiyasyogun bicimde bulunan bir
Latin ve Slav halkinda cok daha
la
icgudii
oldugunu iddia
etti.
Yurtsevertik ve vatan sevgisinin de
dogal bir tutku, bir dayanrsma tutkusu oldugunu dusuniiyordu
Bu tutku geleneksel hayat oruntiisiine icgudusel bir baglihgi ve bir baska hayat tunine karsi du§manligi kapsar.
O
halde, o "bir
yanda kolektif egoizm, dte yanda savas"tir. Kokleri insanin "hayvans ihgi"n dadir ve uygarhgin geli§imiyle ters orantihdir. Ulusal-
hk
da, tipki bireysellik gibi, dogal ve toplumsal bir olgudur, an-
cak evrensel degerlerle a$ilanmahdir. Bu nedenle Bakunin, bir "proleter yurtseverligi" formunu tavsiye eder. Bu yurtseverlik kapsam bakimindan Enternasyonalist olsa da, yerel baghhklari
hesaba katar. 176 Nihayet Bakunin, Marx'in kent protetaryasimn en
ilerici
ve
devrimci sinif oldugu gorusunu reddeder, cunkii bu yaklasim fabrika i§eilerinin "kirsal proletarya" iizerinde hakimiyet si
anlamina gelmektedir. Kent proletaryasmi oncii
kurma-
sinif olarak
bakimindan en az toplumsal ve en bireyci olan formudur, Tam aksine Bakunin "proletarya cicegi"nin, Marx'in "Itimpen proletarya" diyerek kucumsedigi, en ezilmis, en yoksul ve yabancilasmis kesimden olustugunu dusunur. $6yle der: "Burjuva uygarhginin neredeyse hig kirletemedigi bu 'ayaktakimi'mn, o 'giiruh'un, kendi icsel varhginda ve ozlemlerinde, kolektif hayatinm olanca yokluk ve sefagormek,
nitelik
"isci aristokrasisi"nin bir
letinde, gelecektekt sosyalizmirt biitvin
sunuyorum...
"
177
tohumlanni
Rakunin de lumpen proletaryayi romantiklestirdi.
176
Ages. 310-11. Max.,s. 227,325,235,
177
Dol.,
175
s.
tasidtgini dti-
Tipki Marx'in proletaryayi ideal lestirmesi
280, 294.
gibi,
Michael Bakunin
Hayatinm son yillannda
konusunda
giderek
artan
O^m/ni;
433
I-'uiidtigi
LiukiiuiN loplumsal
bir
kotiimscrlige
devrimin
zaferi
Fransa-
kapildi.
Prusya savasi Avrupa'da devrime ynl avmatnis ve Rusya'da isyan
cikarma girisimleri pek ba^anh olamamisti. I872'de yasal bilinci ve isyan
Ne
ruhu
icin besledigi
kitlelerin si-
umutlar dibe vurdu:
yazik! Kidelerin, curumii?, merkezilesmis devtet<;i uygarhgin
oldflrucu etkisiyle,
tamamen gucten diijtugunu soyleyemesek
kendilerini derin bir moral bozukluguna, tiklerini
duyumsuzluga
de,
terk et-
kabul etmek gerekir. §askin ve yozlasmts bir vaziyette, bl-
durucii bir itaate ve tipki koyunlar gibi tam bir teslimiyete cekilmislerdtr, £esitli scimtiruciiler icin dafia elverisli ve tecrit edilmis,
bolunmiis,
muazzam
yapay bicimde
bir surflye dbnujturtitmujler-
Bakunin erken yaslanmis, Rus hapishanelerinde ge^irdigi yillar ve siirekli hareket halinde ge?en zor bir hayat saghgim bozmus26
tu.
Eyltil
1873
biraktigini ilan
tarihi i bir
mektupta, profesyonel devrime iligi
etti:
Sisyphus kayasini her yerde zafer kazanmakta olan gerici gii^lere karji
yuvarlamaya devam etmek
itianca bile artik sahip
icin gerekli giice, hatta gerekli
olmadigimi htssediyorum, Bu nedenle mii-
cadeleden cekiliyor ve degerli cagdaslanmdan tek bir $ey
istiyo-
rum: beni unutmalanni. 1TO
Italyan yolda§i Carlo Cafiero'nun yardimiyla kendisi ve ailesi icin
Locarno yakinlarinda bir ev satin
alindi, a
ma
huzura kavu-
§amadi. Ev cok pahah geldi. Bakunin, Lugano'ya tasinmak zo-
runda kaldi ve hayatinm son eski devrimcinin
iki
yihni orada gecirdi.
Ne
var ki
ozsuyu h&\& yiikselebiliyordu: Mayis L874'te
Bologna vilayetinde patlak veren son bir ba^arrsiz ayaklanmaya katilmak uzere emeklilige ara verdi. Ancak bu olay dus kinkligini
daha da
artirdi ve
§ubat 1875'te anarsist cografya uzmani
Elisee Reclus'e "bOyiik bir
umutsuzluk" icinde oldugunu yazdi.
"Kitleler arasinda kesinlikle hicbir devrimci
dusunce,
umnt
ya
da tuiku" yoktu. Tek umut dunya sava^iydi. "Bu devasa askeri 178
Age.s, 309.
179
BaliunitUV, 316.
434
Anarfizmin Tarihi
da gee, birbirini yok edecekler. Kim bilir ne zaman!" 180 Kendisini bir dunya devrimini esinlemek gibi muazzam bir gorev ugruna tiiketen koca ^inar, nihayet altmis ikinci yasgununden hemen once, 1 Temmui 1876' da Berne' de oldu ve ayni kentte gomuldu. Ancak Bakunin'in hayati ve miicadelesi bo§a gitmedi. Emdevletler er ya
temasyonal icindeki lar
ilk tartismayi Marx kazanmis. oka da, olayBakunin'in merkeziyetcilik, Devlet, sosyalizm ve proletarya
diktatorliiguyle si cesitli
ilgili
uyanlarinm
Hep-
gegerliligini kamtlamistir.
derecelerde merkezi, burokratik ve militarist hale gelen,
genellikle kendi kendisini atayan ve yeniden ureten bir efiun yonettigi
Komunisi Devletlerin dogasina
icgoruleri
iliskin
kehanet niteliginde
Dogu Avrupa'dakt Marksist
vardi.
rejimler
dizisi
1980'lerde Halk Iradesi'ni yansitan bir kitle taranndan yikildi. Eski Sovyetler Birligi'ndeki ilerici giicler ise bagimsiz cumhuri-
yetlerden
olusan gevsek bir federasyon
istemekteler.
Tarih,
Marx'in degil Bakunin'in hiikmunu dogruladi. Sovyet bilimcileri, Bakunin'in gorunmez diktatorler nosyo-
nunu
Lenin'in disiplinli devrimciler
tan hoslarurlar ve
bunu
teorik
elili
kavramiyla kiyaslamak-
bakimdan "biiyuk
bir ileri
adim"
olarak goriirterdi. 181 Bakunin $iddet yoluyla devrim konusunda Lenin'in goruslerinden kesinlikle hostanir ve onun kendi deneti-
mi ahmda gizli oncuye olan inancini paytastrdi. Ancak Baiida en cok hatirlanan, Bakunin'in Marksizm elestirisidir, Anar§istler ile Marksistler arasindaki tarihsel anlasmazhk, Bakunin
ile
Marx
arasindaki farkhhklann abartilmasina yol acnusur. Asltnda her ikisi
de tarihsel maddeciligin bir formunu benimsemis,
cadelesinin toplumsal degisimin
sinif
motoru oldugunu kabul
m«-
etmis,
ozgiir ve esit bir ikisi
toplumu tarihin hedefi olarak gormusiur. Her de uretim araclan uzerinde kolektif mulkiyet istemi§ii. Aralanndaki ba§hca farkhhk siratejidedir. Bakunin parla-
menter
siyaseti reddetti, Devlet'in derhal
rin ve koylulerin
yikilmasim
istedi, iscile-
kendi kendilerini ozgurlestirmelerini savundu.
Ote yanda Marx, onun
"isci sinifinin asagidan yukanya ozgurce drguilenmesi"ne otan inancini "sacmalik" olarak kucumsedi. 182 Marx'in kdylulugu kirsal aptallar, lumpen proletaryayi ayak taki-
180
Bakumn'den
181
Bafeuiin, HI, 119.
182
Bki. Bakunin'in Slatism and Anarchy'si uzerrne Marx'in yaptigi yorum,
Marx, Engels
Elisee Redus'e, 15 Subat 1875, Dol.,
s.
354-5.
& Lenin. Anarchism and Anarcho-syndicalism,
s.
152.
435
Michael Bakunilt O^nrliifc Frtnatigi
mi olarak kiicumsedigi
yerde, Bakunin her ikisinin de devrimci
dusunuyordu. Marx'in siyasal ikudann fetyaptigi cagnya Bakunin once iktisadi ozgurlesme
potansiyel tasidigini
hedilmesi icin
halkin isteyerek karsi ?ikti. Bakunin devrimin gerceklegmesinde
kendiliginden iradesinin rolunu vurgulayarak Marx'in belirlenimciligini yumusatn.
Aralanndaki teorik farkhhklann otesinde Bakunin ve Marx farkh dunya goruslerinin sembolleri haline geldiler. Bakunin geatak, nellikle daha cezbedici bir kisilik olarak sunulur: c6mert, 183 Bakunin aceleciydi ve Marx "ozgur ruhun" cisimlesmis hali. ve etkileme yetenegini cezbetme hie kuskusuz onun insanlan
kiskandi. Bakunin insanlann buyiik hayranhk
duyduklan
bir
ozellige sahipti: "sallanan eski dunyayi yikmak ve yenisinin temellerini atmak icin daima gerekli ve en buyiik dahilerin ozelligi 184 Ancak kavgacihgina ve butun olan belah ve vahsi bir enerji." celiskilerine ragmen arkadaslanna karsi her zaman merhametli,
dusiinceli ve nazik oldu, Bir insan ve yazar olarak Bakunin'i niteleyen en sasirtici ce-
liskilerden biri, insanligin esitligi i?in
cagnda bulunurken, ulus-
gu ve irkci olabitmesi, Almanlan ve Yahudileri otoriter, Slavlan Sonsuz ise kendiliginden ve ozgiirliik asigi olarak gormesiydi. ozgurluk cagrisirun karsisinda, kendi gizli derneklerindeki insanlara onderlik etme ve onlan denetleme arzusu yer ahr. Toplumsal uyumu ve bansi giizel sozlerle savunurken, "seytani lutkular", "kan ve ate?", "topyekun imha", "yikim fminasi" "her 185 ?eyi mahveden, tahrip eden, siddeili heyelan" vb. soz eder.
Wagner'e
cesitli
melodiler icinde hep aynt parcayi, "Miicadele ve
Ytfam"\ tekrarlamasini
maz.
185
tavsiye
ettigini
ogrenmek
sasirtici
ol-
Bakunin'in kiyameti andiran fantezilerinin cinsel guc-
suzlugunden kaynaklanmis olabilecegi sonucuna varmamak zordur.
basma bir erdem olduguna inanmasa ve "terorizm teknigine guven" duymasa da, Bakunin'in "yok etmenin si187 Bakunin siirselligi"ni kutsayismda netameli bir §eyler vardir. §iddetin tek
lahi akla, baskiyi iknaya tercih 439-40.
183
Carr,
184
Shati,
185
Mendel,
1S6
Aldred, Bafeunm,
187
Jo!l,
s.
$.
142. s.
425, s.
The Anarchists,
31. s.
67.
eden kucuk bir
yikici gelenegin
Anar$izmin Tarihi
436 ve siddet anarsizmirtin
kaynagmda yer
siddet iceren kaotik stirecini
hem
ahr.
Hem
ayaklanmanin
de hukiimetsiz bir duzenti
toplum hedefini betimtemek icin "anarsi" terimini aynmsiz bigimde kullanir ve boylece kansikhk ve siddetten ibaret olan popiiler anarsi
anlayisim dogrular. Aslinda, anarsiyi
ic
savas ve
yi-
kimla ozdesleyen Bakunin on dokuzuncu yuzyilin sonuna dogru burjuva toplumunu sarsan bombacilann ve suikastcilann arka-
smdaki
golgedir.
Bakunin'in goriinmez diktatorluk cagrtsi, militanlardan olusan
gizli
dernekler ve
kucuk oncu gruplara duydugu
inane, ister
istemez otoriter ve baskici tehlikelerle doludur. "Ozgurliik ancak ozgurlukle yaratilabilir" gorusii ile "sorisuz ozgurlugu" gerceklestirmek igin diktatorluk
kurmaya hazir olusu arasmda temel
bir celiski vardir. 188 Liberter hedeflere
ancak
liberter araclarla
ulasdabilecegini anlamayi ne yazik ki basaramaz, "Gercegin tut-
kulu arayicisi" ve "fanatik ozgurliik 2sigi"mn actk birliklerde ozgur tercihten cok gercegi gizlemeye ve hileye
akilci goriis ve
basvurmasi,
omegi
ister
istemez kisisel gtivenilirligini ve verdigi ahlaki
189
Iktidar aski onu oyle yozlastirdi ki, Marx'in devrimci diktatorliigu icin betimledigi tehlikelerin kendi gorusleri icin de ayni sekilde gecerli olabilecegini gormeyi tuhaf bir bizayiflatir.
cimde basaramadi, 190 Halkin icgudtilerini bilincli taleplere donusturmeyi amac lamas ma ragmen, onun oncusunun, Marx'inkinden daha fazla sonumlenecegini dusiinmek icin hicbir neden yoktur,
Bakunin, biiyuk bir siyasal filozof olmamasma ragmen anarsist
ve sosyalist teoriye buyuk bir katkida bulundu. Bakunin'in
bakimdan
"entelektuel
sig"
olmayan ve "kliseteri temel almak" zemin olusturdu ve insanla-
tan cok uzak olan anarsizmi yeni bir
ra izleyebilecekleri bir yol gosterdi. 191 Uluslararast
lumsal devrim isteyen
alanda top-
Rus oydu. Devlet cozumlemesinde, burokrasiyi modern isbolumiinun kacimlmaz sonucu olarak goren Max Weber' ve "demir oligarsi yasasi"yla her siyasal orgutlenmenin bir teknik uzmanlar eliti ohisturacagim one siiren Robert Michels'i onceledi. Smif kavraminda koylulugun devrimci potanilk
i
188
5hatz,
189 190
Ken.,
164, 17.
Bk;, Clark, "Marx, Bakunin and Social Revolution", The Anarchist Moment,
19!
s.
s.
Kelly,
s. s.
73-4.
186.
Michael Bakunin:
I
437
hr^mliilt Farwtigi
bu yuzyikla, Rusya, Ispanya, Cin ve Kuba'da gerceklestirilen butun biiyuk devrimlerle dogru Ian m is tir. siyeline yaptigi vurgu,
"Lumpen
proletary a "nin devrimci potansiyeline
Yeni Sol'un ideolojik dagarciginin onemli
duydugu inane
bir parcasi olmustur,
Bilimin ve bilimle ugrasan elitin o to rite r tehlikelerine yonelttigi
daha sonra Frankfurt Okulu, ozellikle de Herbert Marcuse tarafindan gelistirildi. 1968 Paris ayaktanmasi sirasinda Bakuninci sloganlar kentin duvarlannda yeniden belirdi: "Yikma diirtiisu yaratici bir diirtudur." Modern devrimin gercek peygamberi elestiri
Marx degil Bakunin'dir. Uzun donemde Bakunin'in en
iyi
imgesi, Kiiise ve Devlet'in
kanli bicimde yikilmasini savunan barikatlardaki devrimcinin
ozerk komtinlerin gonullu federasyonu temelinde ozgiir
degil,
bir topluma
iliskin
makul gorusler
gelistiren derin bir dusiinu-
rtin imgesidir. Verdigi mesaj, Birinci Enternasyonal'in mesaji,
cilerin
ozgurlesmesinin bizzat
isgiier
cek bir gorev olmasi gerektigidir,
dokuzuncu yuzydin
ikinci
tarahndan yerine
Onun
tarihsel
yansinda anarstzm
is-
getirile-
onemi, on
fikirlerinin isci si-
mft hareketi icinde yayilmasina yardimci olmasindan kaynaklamr. Ozellikle Fransa, hareketleri arasinda, la
Italya,
lam
aktardan onemli bir etki
jik kokleri
lerinde
Ispanya ve Latin Amerika'daki
yaratti.
Ispanyol Devrimi'nin ideolo-
hem
Bakuninci toprakta,
hem
isci
bir hakimiyet degilse de, sonrakt yuzyi-
anarsistlerin liberter ozlem-
de bazilannin saldirgan oncu orgutler kurma hazir-
liginda derinlere ulasti, Ikinci Diinya Savasi'ndan
nn
bu yana Bakunin sadece
ogrenci harekederinin degil
ellerin
de
ilgisini cekti,
Onun
Noam Chomsky
kendiligindenlik kultu, devrimci
iradeyi ve icgudusel isyani yuceltmesi, isci denetimini si,
altmisla-
gibi entelektu-
halkin yaratici enerjisine olan inanci ve bilim
savunmabutun
elestirisi;
modern teknolojik Devletlerdeki gene isyancdan cezbetChe Guevara bile "yeni Bakunin" olarak selamlandi. Bakunin'in bdlunmus bir toplumda butunltik arayisr, hastahkh bir bunlar, mistir.
romantizmin ya da dengesiz
bir
ruhun uriinu
degil,
yabancdas-
mis bir dtinyada kisinin kendi insanhgmi geri almak icin gerceklestirdigi
cesur ve esinleyici bir girisimin uriinudur.
Peter Kropotkin:
Evrimci Bir Devrimci
&
Kropotkin en cok, cografya uzmam, Kar$ihkh Yardimla$ma'nm yazari ve
onde giden Rus devrimcilerinden
biri olarak taninir.
On dokuzuncu rudtir.
yuzyihn en sistemaiik ve derin anarsist dusiinuAnar§izmi bilimsel bir temele yerlestirmeye cah?ti ve
onun doga ve toplumdaki mevcut egilimlerle bir oldugunu one surdu. En onemlisi, anar$ist teoriyi komunist yonde geli$tirdi ve basinin anar$izmi $uursuz terorizmle giderek daha cok ozdejledigi bir sirada
ona
felsefi
sayginhk kazandirdi.
Peter Kropotkin, 1842'de,
I.
Nikola'mn otokradk ?arhk do-
neininde yiiksek Rus aristokrasisine
mensup
bir ailenin icinde
diinyaya geldi. Babasi imparatorluk ordusunda subay, Moskova'da buyiik bir evin sahibi ve ytiz altnus mil otedeki Kaluga vilayetinde bin
iki
yuz serfin cah^tigi bir malikanenin sahibiydi.
Peter, ser fieri ni kirbaclatan, istekteri disinda evlendiren ve ceza-
landirmak
i?in askere
gonderen babasiyla pek az
Kiiciik yasta serflerin gercekte "insan"
yakm
ili§ki
kurabildi.
olup olmadiklanm sor-
kardesi Alexander's gore, babalan
"ig-
renc, kindar, inatgi ve cinvri," ustiine usiluk hilekarbiriydi.*
Co-
du. 1 Kendisine en
1
Bkz. Martin A. Miller, Kropotkin, Chicago University Press, 1976,
2
Alimi, George
Woodscock
&
s.
12-
Ivan Avakumovic, The Anarchist Prince:
ographical Study oj Peter Kropotkin, T. V.
Boardman, 1950,
s.
15.
A
Bi-
Anarjijmin Tarihi
440
cuklar kendilerine romantik hazlar asilayan annelerini tercih ettiler. Peter iyimserligini annesinden almis olabilir. Bu iyimserlik
yuzunden ilerlemeye duydugu giiven zaman zaman kadercilige varabiliyordu. Daha sonraki hayatinda kadinlara gosterdigi abartilmis saygidan da annesi sorumlu olabilir. Ne yazik ki, erken oldu ve oglu "lanetli uvey anne"ye asla alisamadi. 5 Peter, iginde bir cografya uzmani olma istegini atesleyen kirlarda teselli buldu. Onda merak arzusu uyandiran bir ogretmeni oldugu icin sanshydi, Moskova'da yapilan bir balo sirasinda gene Kropotkin
L.
Nikola'nm dikkatini cekti ve Rusya'nm en
segkin askeri akademisi olan Hi2tnet Mufrezesi'ne kabul ediidi.
Bos zamanlannda edebiyat ve
felsefe, Voltaire
ve Kant'm eserleri-
okudu ve biiinie, ozellikle de astronomiye duydugu Tanndan degil dogadart esinlenmeye yoneltti: ni
ilgi,
onu
Hayat ve evrim olarak anladigim evrenin sonsuz varhgi benim icin ytiksek siirsel dusuncenin
hem gi-
canli
hem
tukenmez
de cansiz dogayla
bir kaynagi oldu ve
insamn
duygusu -doganin
siirselli-
birligi
zamanla benim hayat felsefemi olusturdu. 4
Gene bu donemde Kropotkin, Moskova'daki
gesitli
fabrikalan zi-
ve "makinenin stirselligi"ni ve kisinin onlan kullamrken duyabilecegi hazzi degerlendirdi. yaret
etti
Kropotkin askeri akademide dylesine basanh oldu ki, Hizmet Mufrezesi'nin basina getirildi ve yeni Car 11. Alexander'm kisisel
maiyetine alindi. Onceleri Kropotkin Imparatordan derin
bicimde etkilendi ve 1861'de
kahraman olarak likle
serfleri ozgurlestirdigi igin
onu
bir
ancak rejimin giderek sertlesmesi, ozelImparatorun 1863'te Polonya ayaklanmasmi ezmesi, sonungordii,
da saray siyasetinden ve genelde hukumetlerden sogumasina neden oldu. O siralarda Alexander Herzen'in gikardigi Kutup Ytldtzi adh dergiden etkilendi. Derginin kapagina 1. Nikola'nm 14 Aralik
n
1825 ayaklanmasindan sonra
asttgi bes
"Dekambrisrin basla-
resmedilmisti, Derginin icerigi ise Kropotkin'in Rusya'daki
guclti radikal gelenekle iliski
simf arkadaslan igin
ilk
kurmasmi
sagladi. Kisa sure sonra
devrimci gazetesini gikardi. Gazete Rus-
ya icin liberal bir anayasayi savunuyordu. 3
Age,
4
Peter Kropotkin, Memoirs of a Revolutionist., ier., Allen Rogers, Cressec, 1988, s. 91.
s.
23.
Peter Kropotkin:
f
vi inn
1
Hit
441
Devrimci
Askeri akademiden sonra Kmpoikin dogu Sibirya'daki bir Kazak alayinda askeri yonetki olarak bes yil gegirdi. Yaptigt is bolgeyi biiyiik bir coskuyla kesf'ctmcsini sagladi. Bu hayat ona
goreneksel uygarhgin disinda yasamak igin ne kadar az seye
oldugu nu
yac,
ogretti. Yaptigi arastirmalar
ihti-
daha sonra bir cograf-
uzmani olarak edindigi sohretin temelini olusturdu ve bu alana onemli katkilarda bulunmasim sagladi; Asya'nin yuzey sektllerini cizdi. Hayvanlann davramslanni yakindan gozlemlemesi onu Darwin'in teorisini farkh bigimde yorumlamaya ve isbirliginin evrimde en onemli faktor oldugunu savunmaya yoneltti. En onemlisi, koylulerle ve onlann komunleriyle kurdugu iliskiler, ha kin dayamsmasina ve yaratici kendiligindenligine kahci bir inang beslemesine yot agti, Koylulerin kendiaralannda dogal bicimde kurduklan basit ve esit iliskilerden, onlann "ictenliya
1
gi"nden hostandi.' Sibirya'da gecirdigi yillar baska bakimlardan igin
onemli oldu.
icin
gergekten yararh bir
"Idari
da Kropotkin
mekanizma" aracihgiyla halk kitleleri sey yapmanin imkansiz oldugunu 6g-
rendi. Tolstoy'un onderler ve kitlelere iliskin goriislerini paylasti,
komuta
ve disiplin ilkesi
ile
ortak an lay 15 ilkesi arasindaki
farkhhgi degerlendirmeye basladi. Koylulerle birlikte yasamak,
onlarm toplumsal
orgiitlerinin
karmasik formunu gormek kafa-
sinin icinde 'isik selleri" biriktirmesini sagladi. Gordiiklerini da-
ha sonra yapugi okumalar sayesinde daha
iyj
anlayacakti,
Cok
sonra, hatiralannda sunlari yazacakti: "gegmiste iizerine titredi-
nana mi
gim Devlet
disiplinine olan
bir anarsist
" olmaya hazirdrm. 6
i
Kropotkin 1867'de baskent
St.
Sibirya'da kaybettim. Artik
Petersburg'a dondu, Cograf-
ya Dernegi'nde sekreter olarak
nu'yle
negi
ilgili
haberler geldi. Biitiin
onda Avrupa Devrimi'ne
1871'de Paris
Komu-
kusurlanna ragmen Komun
iliskin
or-
umutlar uyandirdi. Daha
sonra Komiin'e "biiyUk bir toplumsal devrimin habercisi; gele-
cek devrimlerin baslangtg noktasi" diyecekti. 7 Ancak Paris alevler igindeyken, Kropotkin Isveg ve Finlandiya'daki buzutlan kes-
fetmek igin yola
cikti.
Dogra
bir
sonuca vararak, buz ortusuniin
84.
5
Age,
6
Agt,s. 147-8.
7
The Commune oj Paris, der. Bicolas Walter, Freedom Press, 1971.
S.
Anax$izmin Tarihi
442 bir
zamanlar butiin Kuzey Avrupayi kapladigini ve Avrasya'mn bir collesme donemi yasadigmi saptadi. Ertesi yd ilk kez Ban Avrupa'ya gitti. Isvicre'de Birinci En-
uzun
ternasyonal'in liberter
kanadindan (o sirada
federalistler deni-
yordu) Jurab saat yapimcdanyta tamsti. Ozellikle Jura Federasyonu Buhen'Cmn cetin editoru ve Bakunin'in dostu James Guil-
laume
lie yakin iliski kurdu. Guillaume, Paris Komimu'nde, "sozcugun tam anlamiyla gercek bir anarsi durumu"na yol acan
bir "federalist devrirrT goruyordu, 8
Jura federasyonu, entelekttiel bir otorite degil, daha cok manevi bir kisilik olarak hissedilen Bakunirt'den esinleniyordu. Daha sonra Kropotkin, Bakunin'in, Devlet'in feshedilmesini isteye-
modern anarsizmin oncu ilkelerini olusturdugunu ve koragmen "ashnda bir komiinist" oldugunu
rek
lektivist ifadelerine
dusundii. 9
Bakunin ve liberter delegeler Marx'in denetimindeki genel konseyle ctkan anlasmazltklarla ugrasiyorlardi. Konsey sadece bir haberlesme burosu olmakta yetinmiyor, hareketi ydnetmek ve parlamento secimlerine katilmak istiyordu. Daha sonra Kropotkin, bu tartismamn "anarsizmin ilk kivilcimr'm atesledigini iddia
eiti,
cunkij tarnsma, insanlann, kokeni ne kadar demokra-
hukumetin kotulukleri tizerinde diisunmelerini saglamisu. 10 Daha sonra soyle dedi: "daglardan inip geldigimde, tik
olursa olsun
saat yapimcdanyla bir hafta gecirdikten sonra, sosyalizm konusuadaki goruslerim berraklasti. Arttk bir anarsisttim." 11
Petersburg'a
donen Kropotkin
egitim
nihilistlerin ve
narodnikkrin
duymaya basladi. Nihilistler Rusya'nin gormus simflarimn butun hayaum etkilemislerdi. Uygar-
radikal siyasetlerine
ilgi
hgm goreneklerine saldirmislar ve gunltik hayattn adetlerini donustiirmeye cahsnnslardi, Herhangi bir otoriteye boyun egmeyi reddettiler ve
butun kurumlan sadece kendi akillarmm istgmda
cozumlediter. Kropotkin onlardan etkilenmis ve "bireyin haklanni benimsedigi ve her turlu ikiyiiztulugu reddettigi icirt" nihilizmin daha yiiksek bir erkek ve
$ 9
Kropotkin,
10
Memoirs,
11
Age.
alinti,
Avrich, "The Paris
"Modern Science and Anarchism' der. Roger Baldwin, Vanguard Press, 1
,
s.
s.
188.
185,
kadm
tipine
dogru atilmis
Commune", Anarchist
ilk
Portraits, s. 23.
Kiopothin's Revolutionary Pamphlets,
New York,
1927,
s.
166,
443
Peter Kropotkin: F.vrimci Bit Devrimci
adim oldugunu dusunmustu. 12 Altmislann basinda narodmhler
nihilist
hareketten ayrdarak
geli§tiler ve halkla (narod) birlikte yasamaya ve
onu egitmeye
gittiler. Devrimci populizm ile felsefi maddeciligin bir kansimim benimseyerek, geleneksel Rus mir'i ya da koy komunu cizgisinde gonullu ureticiler birligint temel alan yeni bir loplum istediler.
Kropotkin hemen donemin en populist devrimci orguUi olan Caykovski Cevresi'yle birlikte hareket etmeye basladi. Onlarla iki yd gecirdi. Daha sonra, "ortak he deft e sikica birlesmis, karsilikh ihskilert engin ve incelikli erkek ve kadmlardan oJusan bir aile" icinde yasadigini sbyleyecekti.
Aralannda gecici de olsa
olmamisti. 13
Gercekten de siki baglan olan bir sempati grubu olusiuruyorlardi, Ancak Kropotkin bu birligi biraz abartmts olabilir. Ornegin, yakin dostu Sergey Kravcinski o sirada Kropotkin'in "teorik kanaatterinde cok distayici ve kati" tek bir anlasmazlik
oldugunu diisunuyor ve onun "asm anarsik prograrm"ndan koptugunu itiraf ediyordu. 14 Cevrenin cogunlugu militan olmayan ajitasyondan yanaydi, ancak Kropotkin koylti ayaklanmalanni, topraga ve mulke el konulmasini savundu. Kasim 1873'ie Bir Gekcch Sistem Sdealim Gercekletfirmeye Qili$maU nuyiz? bashkh uzun bir manifesto yazdi.
Bu onun
ilk siyasal bildirgesiydi
ve temel fikirlerinin bu-
yuk capta olustugunu gosteriyordu. Proudhon ve Bakunin gibi, toprak ve fabrikalan bizzat ureticilerin koy toplutuklan icinde sahiplenmelerini
ister.
Kafa ve kol becerileri birlestirilmeli, her-
kes gabs mail ve egitim gormelidir. Kropotkin, butun bu argUmanlann "her tiirlu merkezi otoritenin zararh oldugu fikrine ve
sonuc olarak anarsiye" goturecegini one surer. 15 Boylece hukiimetsiz orgutlenecek bir toplumu savunur. Bu, ancak iscilerin ve
tam Bu arada populist
toplumsal devrtmle ger-
koyliilerin bizzat yonetecekleri
bir
cekle^tirilebilirdi.
ajitatorler fikirlerini
h,
yayma-
konumundan yerine emek cek-
orgutten halka ileimeliydiler. Sonraki komunist
Proudhon gibi hala para savunmaya devam etmesidir.
tek fark, Kropotkin'in leri
tasansini
Kropotkin'in yikici eytemleri Mart 1874'te tutuklanmasiyla 12
Age,
S.
195.
13
Age,
s.
210.
14
Sergei Kravchinsky, Underground Russia,
15
Kropotkin, Selected Writings on Anarchism and Revolution, der. Martin A. Miller,
M.
I
T. Press,
New
York, 1885,
Cambridge, Mass., 1970.
s
61
s.
89.
Anar$izmin Tarihi
444
ansizm kesintiye ugradi, Yargilama hazirhklan siirerken korkunc Peter ve Paul kalesinde tek kisilik bir hucreye kapatildi. HUcresine gun
yapmasina
girmiyor ve gunde sadece
isigi
izin veriliyordu.
Gene de
yanm
saat egzersiz
kitaplara izin vardi ve Kro-
potkin bilimsel arastirmalanni surdurebildi. Dogu$tan neseli ve duzenli biri olmasina ragmen, sonunda iskorbiite yakalandi ve
mo rati
bozulmaya
Yasadigi deneyim hapishanelerden
basladi.
nefret etmesine yol acti ve insanlan tici
cesalandirmamn
asla duzel-
birarac olmadigi inanctm dogruladi.
Kropotkin
itc
yd hapisie kaldiktan sonra, 1876'da, arkada§-
lanmn yardimiyla hapishane hastanesinden cesurca ve dramatik bir kacis gerceklestirdi. Once Ukocya'ya, oradan Ingiltere'ye gecIscilerle siki baglar
ti.
kurmaya ve yaklasan devrimi belirleyecek
ideallerin ve ilkelerin, "onderlerden getecek bir gil,
iscilerin
inisiyatif
emir olarak de-
kendi akdlarinin bir urunu olarak; boylece onlara
kazandirarak" gelistirilmesine yardimci olmaya karar-
hydi. 16 Ertesi yiljura Federasyonu'ndan anarsist saat yapimcila-
nna katilmak uzere
dondu. Onlann arasinda kendisini
Isvicre'ye
evindeymis gibi hissediyordu. Kropotkin sonraki bes yd boyunca var gUcuyle anarsist dava 1879'da en keskin makalelerinden bircogunun ilk
icin called;
kez yer atdigi Le Revoke (Isyan) gazetesinin kurulmasina yardimcl
oldu ve bir devrimi tetikleyebilecek
degerli
oldugunu da
mek mtimkundu.
gordti.
hem
koleklif
hem de
bi-
Bu evrede, grevlerin ne kadar Grevleri bir ayaklanmaya donustur-
reysel isyan eylemlerini tesvik
etti.
Antimiliter propaganda yaptigi gerekcesiyle
hukiimet tarafindan yasaktanan Le Revoke, kisa sure icinde La Revoke adiyla yeniden cikmaya basladi. Kropotkin ve yoldaskn Paris
KomunU'nun
sunu izleyen zor
cokuboyunca anar$ist dusiincenin, Fransiz ha-
yenilgisini ve Birinci Enternasyonal'in
yillar
reketinin yeniden gelismeye basladigi
1880'lerin basina kadar
canlt tututmasina yardimci oldular. 17 Yirmi bes. bin
katledilmesi,
on dort binden
komunann
fazla kistnin hapsedilmesi, bes bin
kisinin smtr dist edilmesi ve binlerce kisinin stirgune gttmesiyle
sonuclanan Paris Konuinu 16
Kropotkin, Memoirs,
17
Krojxukirt'in
s.
icin
ugrayan
260.
o donemde
degerlendirme
yenilgisi, agir bir tahribata
anarsist harekete yaptigi katktya iliskin ^yrintilt bir
Bkz. Caroline
Cahm,
Kropothin and the Rise of Rcvolutioa-
nary Violence, 1872-1886, Cambridge University Press, 1988.
Peter Kropothin i.vimh
445
Bir Devrimci
1
anarsist hareketin yeniden gitc loplayahilmesini
on
yil geciktirdi.
Buyiik Fransiz cografya uzmani ve anarsist Elisee Reclus,
Kropotkin'in bu les
donemde
yazdigi makalelerin pek c;ogunu Paro-
d'un revolte (Bir Asinin Sozleri) basligi altmda derledi. Kitap
1885'te Paris'te yayimlandi (ve sosyalist Mussolini tarafindan 1905'te ttalyanca'ya cevrildi). Ayni
yil
icinde, Marksist H.
M.
Hyndman, Kropotkin'in Gen^lige HitabCm Ingilizceye cevirdi. Kitap, "hem icerigi hem de uslubu" bakimindan bir baseserdi. "Biltmsel
olam populer
ne butunlegtiren
olanla, devrimci olani etik olanla boylesi-
bir eser asla yazilmamisti" 18 Kropotkin'in na-
rodnik durtulerinin esinledigi kitap, profesyonel siniflardan ve
emekci smillardan kadin ve erkekleri devrimci harekete katilmaya ve da ha anlamh, yoldasga bir hayata davet ediyordu. Butun brosurleri iginde en buytik etkiyi yaratti.
Ekmegin Fethi de
ilk
kez 1892'de Fransa'da yayimlandi. Bu-
rada Kropotkin anarsizmin komunist bir formunu savundu ve
gelecegin anarsist toplumuna iliskin en yapici degerlendirmeyi
sundu. Kitap butun Fransa'da komuntin mutlak ozerkligini ilan etmis olan 1871 Paris Komiinu deneyiminin guclu etkilerini
ta-
Komun'u, halkin merkezsiz ve federal bir toplum idealini uygulamaya cahstigi ilk deneyim olarak
siyordu. Kropotkin, anarsist
goruyordu. Kropotkin,
faaliyetleri
de Lyon'a dontince Fransiz
kez bes yil sullar Rusya'dakinden daha
yuzunden
Isvigre'den sUriildu. 1882'
makamlan
tarafindan tutuklandi. Bu Ancak Clairvaux'daki ko-
hapis cezasina c;arptinldi.
ile
iyiydi.
Kropotkin yeni
kartsi
duzenli olarak goru^ebihyordu. Aralarmda Victor
Swinburne'Un de bulundugu
liberal
Sophie
Hugo
ve
dusunurlerin uluslararasi
tepkisi sayesinde 1886'da serbest birakildi.
Sonraki aylarda Rus ve Fransiz Hapishanelerinde'yi (1887) yazdi.
Bu
kitapta deneyimlerini nesnel bir yaklasimla
^iriyor ve hapishanelerin insani islah Itgini
gozden ge-
etme araci olarak faydasiz-
kanitlamaya cahsiyordu. Hapishaneler ashnda sucun uni-
versiteleriydi.
Anlamh bicimde
iyilegtirilemeyecekleri icin, tek
coziim onlan tamamen ortadan kaldtrmak ve sue isleyenlere insanca yaklasmakti. Kropotkin daha sonra Bir Devrimcinin Amla-
n'nda (1899) soyle yazdt:
18
Woodcock
& Arakumovic, Kropothin,
s.
218.
Anar^izmin Tarihi
446
Hapishaneye konulmak bir insamn enerjisim tamamen tuketir ve
Hapishane hayatinda insamn kendi iradesine
iradesini tahrip eder.
yer yoktur; hapisteki kisinin kendi iradesine sahip olmasi basimn
Mahkumun
iradesi oldGrulmelidir
ve olduruliir. Kisinin dogal bir duygudashk
kurmasma da yer yok-
derde girmesi anlamina
tur; si
mahkdmun
gelir.
ister icerde ister disarda olsun,
kurabildigi kisjlerle serbestce
her sey
Hapishane
duygudaslik
goru?ememesi
icin
iliski-
elden gekn
yapilvr. 19
hayati,
mahkumun
kisiligini
yeniden bicimlendirecek
yerde duzenli cahgma karsisinda duyulan hosnutsuztugu guclendirir, gecerli
kotusii
ahlak kurallannin kucumsenmesine yol acar ve en
mahkumun
marazi bir cinsellik gelistirmestne neden
olur.
Kropotkin, Yasa ve Otorite baslikh makatesinde ceza sistemine ili§kin elestiriterini
gelistirir,
rak yazih olmayan adetlere gore ya§tyortardi.
kurmak somurmeye basladiginda
Ancak y as alar ken-
isteyen az sayida kisi ilkel bo? inane
di hakimiyetlerini lari
hukuk ve
Insanlar dogal ola-
ortaya cikti ve daha sonra fauhlerin
kararlanyla guclendirildi: "Yasa
ilk
kez rahibin yaptmmi olarak
ortaya ciku ve savascinin sopasim kendi hizmetine aldi." Son za-
manlarda yasalar esas olarak ozel miilkiyeti ve hukumet mekanizmasini korumayi a ma clam 15, siyasal otorite yasa Ian hazirlamis.
ve uygulamistir. Ancak Kropotkin yasalann sadece gereksiz
degil, ayni
zamanda zararh oldugunu
Yasalann ozunu olusturan
iddia eder:
ttaat fikrinin;
vicdanimiza ve dosdan-
miza duydugumuz saygiya kayitsiz kalarak yargilama ve cezalan-
dirma hakkina sahip olan otorite
nn
fikrinin; cellatlann, gardiyanla-
ve muhbirlerin zorurilu oldugu dusfincesinin, tek sozciikle,
yasalann ve otoritenin butun niteliklerinin insanlar arasinda yarattigi
yozlasmayi, akil yoksuntugunu
dusunun,^
Suclar, der Kropotkin, esas olarak issizlikten, yasalardan ve oto-
riteden destek bulur.
Hukumetin ve
miilkiyetin olmadigi bir
eden pek az sey olacak ve varhgim hala surdurebilen tutkulardan kaynaklanan suclar, cezasi olma-
toplumda insani suca
19
20
Kropotkin, Memoirs,
5.
"Law and Authority",
tesvik
293. op.
tit, s.
205, 217,
Peter Kroyotkin; Iviitm
digi icin
muhtemelen
i
l!ir
Devnmct
447
bozuktugu olanlar ya
azalatuktir. Zihinsel
da surekli antisosyal olanlar kardcscc bir yaklasimla tedavi edilecekler ve topluluk onlan moral
yonden destekleyecektir. B6y-
Kropotkin, yasalann yerine, insani
lece
iliskileri
yuzyillardir
olusturan ve duzenleyen adetlerden ve ozgur anlasmalardan olu-
san geleneksel
iliskiler
Hapishaneden
agtna donulmesini onerir.
saliverilen
Kropotkin bu kez Ingiltere'ye yer-
lesmeye karar verdi ve 1886'da Londra'ya
ugrasmaya devam
etti
geldi. Siyasetle fiilen
ve 1886'da o zamandan beri liberter yazin
(Ozgur Basin Grubu) kurulmasina yardimci oldu. Ingiltere'de mutlu bir surgun hayati yasadigi soylenemez: "Fransa ve lsvicre'den sonra burada nasil yasadigimi ben de bilmiyorum," diye yazdi 1904'te.
yayincihgiyla ugrasan Freedom Press Group'un
Ingiliz
anarsizmini "anarchie de salon" (salon anarsizmi) olarak
Bu anarsizm, "epiktircu, biraz Nietzscheci ve oldukca Gene de bir kac yil icinde duzinelerce makale yazdi
betimledi.
Ziippe" idi. 23
ve Ingiliz anarsizmini gelistirmek icin her verdi.
Dunyanm
konferanslar
Edward Carpenter, William Morris, H, M. Shaw gibi onemli isimleriyle
Britanya'daki Sol'un,
Hyndman,
yil cesitli
yasayan en tinlu an arsis ti olarak kabul gordu ve
Keir Hardie ve Bernard
iyi iliskiler
kurdu. Yasamini gazetecilikle, ozellikle bilimsel ba-
smdan kazandt
ve bir bilimci olarak unlendi.
EntelekUieller arasinda, ozellikle anarsi ve
kmda asm
komunizm
hak-
gorusleri olan bir bilimci olarak tamndt. Ornegin
Kraliyet Cografya Dernegi'nin verdigi bir ziyafette krahn serefine kadeh kaldirmayi reddetmesi tuhaf bir davranis olarak goruldu. 1896'da kendisine verilen Cambridge Universitesi Cografya ProfesSrlugu unvamni reddetti. Bunun siyasal eyleminden taviz vermek anlamina gelecegini dusunuyordu. Onceleri Londra'nin dis semtlerinde, daha sonra Brighton'da, sevgili esi ve kizi, baktmli
bahcesi ve ilginc kutuphanesiyle sakin bir hay a 11 lercih
man zaman
tuhaf ziyaretcileri olsa da, Fransiz
gizli
etti.
Za-
polisinin
uluslararasi anarsist hareketin yonetimine Londra'dan yardimci
olduguna dair raporlanna en azindan komsulannm inanmasi
mumkiin
degildi.
1890' dan itibaren Kropotkin anarsist hareketten uzaklas-
maya
basladi.
Ozgur
bir
toplumun en
iyi
sekilde
evreler halinde olgunlasmasiyla gergeklesecegini
21
Miller, Kropotkin,
s,
169.
kamuoyunun dusunuyordu.
Anar$izmin Tarihi
448 1890'larda artan terorist
eylemkr anarsizmin
yikici bir hareket
olarak taninmasina yol agti ve Kropotkin anarsizmin bilincsiz ve
umutsuz eylemkrden ibaret olmadigini, belirgin bir bilimsel ve felsefi Lemele sahip oldugunu kamtlamaya cahstt. Aynca 1893' ten itibaren Ingiliz anarsizmi i^^i hareketine giderek hakim olmaya baslayan bir Devlet sosyalizmi mezhebine doniiserek zayifktmaya yuz
tuttu.
Kropotkin anarsist ilkekrin gundelik hayata
nasil uygulanabilecegini gostererek karsilik verdi.
danni deneileyen, dayamsma ve
Hukumet
isbirligini gelistiren
ikti-
her egtlimi
guclendirmek gerektigini dusumiyordu. Kropotkin'in Tolstoy gibi bansci bir tutum takinmasi soz konusu degiidi Yurttasma bwyiik bir hayranhk duymasina ragmen, soyle yazdi: "Tolstoy'un ne cikciugirte, ne kotuluge karsi direnmeme ogretisine, ne de Yeni Ahit yazinina sempatim var." 22 Kropotkin saldirganhgin bir erdem oldugunu dusuniiyordu; sa-
dece
felsefi
bir anarsist degiidi.
Ashnda, Bakunin'in
etkisiyle
1870'lerde Le Revoke ve La Revolt^'nin sayfalannda devrimi sa-
vunmustu. Isyan ruhunun yaygmla$tigini gordti ve mevcut haliyIe toplumda temel reformlar yapdamayacagi igin, devrimin buyiik bir olasihkla gerceklesecegini diisundti.
kapikhgi iyimserlik oylesine gticluydu
min yakin
Ashnda, bu sirada sik anarsist devri-
ki, sik
oldugunu soylfiyordu. 1880'de soyle yazdi: "Cesaretle gercektesurilen tek bir eylem birkac gun icinde butun hukumet mekanizmasim alt-iist etmeye, muazzam birsilkinmeye yeterlidir, Ancak hem en ardindan eylem lerin hizla yave kacinilmaz
yilmasi, genetlesmesi ve gelismesi gerekir." 23 1883'te anarsistler
Lyon'da yargilanirken, Kropotkin, anarsist devrimin on
de pattak verecegini ve ayaklanma doneminin bes
tahmin
etti.
yil
yil icin-
surecegini
Enternasyonal'in lialyan federasyonu "eylem yoluyla
propaganda"yi savunurken, Kropotkin Rus narodnik gelenegine
bagh kalarak, halk arastnda calismayi ve halki egitmeyi savundu. Kucuk devrimci gruplann isci orgutleri icinde kendilerini gizJemelerini istiyor ve bu gruplann kitlesel ayaklanma niteligini ka-
zanacak toplumsal bir devrimin gerceklesmesinde katalizSr rolu oynayacaklanni dusuniiyordu. Militan sendikalarda calismayi da tavsiye etti ve devrimci sendikalizme sempati duydu.
"Eylem yoluyla propaganda" doktriniyle 22 23
Kropotkin, Memoirs, s, 303. "The Spring Revolt", Revolutionary Pamphlets,
s.
birlikte anilmasina
40-1.
Peter Kropotkin:
I
vimu
i
I Sir
449
Devrimci
karsm Kropotkin aynm gozeimeyi-n siddete karsiydi ve kendisini bu doktrinden uzak tutmayii talisu. Bireysel siddet eylemleri ancak, anarsist hedefleri olan bir devrimci mucadeknin
belirli
birbaski bicimfne maruz kalmasi halinde mesru olabilirdi, Tercirist lerin
icinde bulunduklan baglama ve tasidiklan gudulere bu-
yuk on em verdi: "Bireyler suqiu gorulemezler," diye yazdi dostu George Brandes'e, "cunkii dehset verici kosullar onlan cilgina cevirdi." 24 Kisisel olarak siddeti igrenc buluyor,
ancak bazi du-
rumlarda siddetten kacimlamayacagini kabul ediyordu. Siddet, toplumsal siniflan ve Devlet icindeki
konumlan ne
olursa olsun
bireylere degil, oncelikle iktisadi hedeflere ydneltilmeliydi, Sana-
anlaminda iktisadi "terorizm" bu durumda ancak burjuva cafe'lerine dinamit ve bomba tamamen hakhydi, yi teslslerine sabotaj
atmak dogru
degiidi.
Kropotkin "devrim" ve "evrim"i, toplumsal degisimin kacinilmaz surecteri olarak goriiyordu. Devrimin, yani "hizh evrim ve htzh degisim donemleri"nin uygar toplumlarda durmakstzin
devam eden yavas evrim kadar insan toplumunun dogasina uygun oldugunu kabul etti. Sorun, devrimden nasil kacinilabilecegi degil,
"en sinirh
kurban vererek sil
ic
savasla en buyiik sonuclara, en az sayida
nasil ulasilabiiecegi,"
karsihkh kirginhklann na-
en aza indirilecegi sorunuydu. 25 Yaslanmasi devrime olan inancmi azaltmadi. Ozgurliih'un
1886'da yapdan
ilk
basktsmda, toplumsal devrimin yakin ve ka-
cinilmaz oldugunu, bu devrimin prole t er ve enternasyonal olacagini yazdi: "firtinanin gelisini ne onleyebihriz ne de hizlandirabiliriz." 26
On
iki
yil
sonra, Bir Devrimc'min Amlan'nin (1899)
sonunda, iyimser bir tutumla,
elli
yasina varmis bin otarak Av-
rupa'da devrimin gergekksecegine her zamankinden daha derin bir inane besledtgini yazdi. Bu, gecmisteki
devrim ler kadar
sid-
det icermeyecek olsa da, "derin ve htzh bir toplumsal yeniden
anlammda" bir devrim olacakti. 27 Ekmegin Fetfii'nin ilk baskismda Proudhon'un "yikarak kuracagiz" sozunti ahnti olarak insa
kullamrken, kitabin Rusca son baskisina diistugu bir dipnotta, "once olaganustti bir dikkatle diisunmeden" insa etmenin ne ka24
Kropotkin'den George Erands'e, Freedom, Ekim 1898,
25
Memoirs,
26
"The Coming Revolution", Act for Yourselves: Articles from Freedom 1886-
27
Memoirs,
s.
1907, der., Nicolas Walter s,
s.
68-9.
191.
301.
& Hdner Becker, Freedom Press,
1988,
s.
22.
Attar? izmin Tarihi
450
dar zor oldugunu vurguladi ve Proudhon'un soziinu ters cevirerek, "kurarak yikacagiz"
demeyi tercih
gegmisteki kazatumlarin "bir
etti.
elitin yarattigt
28
Bununla
birlikte,
evrim"le degil, dai-
raa "halk devriminin gucu"yle gereekle§tigi kanaatini surdtir-
dfi.»
Felsefe
Kropotkin du§tincelerini oldogaya ve insan dogasina ili§kin
Ingiltere'de yasadigi otuz yil iginde
Godwin
gunla§tirdi. Tipki
belirli bir goriis anarsist
gibi,
umutlannin temetini olusturuyordu. As-
hnda, zorunluluk yasalanmn belirledigi doga anlayisi, insanin toplumsal bir varhk oldugunu vurgulamasi ve degisimin genellikle evreler
halinde gerceklesecegini kabul eimesi, Godwin'in
ogreiisini andinr. Yeni olan, basit toplumlarda ya$ayan insanla-
nn
yaraucihgina ve erdemine duydugu guven, vardtgi anarsist
sonuclan bilimsel bir lemele yerlestirmek istemesi ve butuniiyle evrimci bir bakis agisini benimsemesiydi. Kropotkin'in dogaya ve insana (donemin aliskanligma uygun olarak insan turu diyordu) yaklasimi kesinlikle bilimseldir. lngiltere'ye yerle^tikten kisa sure sonra su kanaate vardi:
Anarsizm bir eylem modelinden ve bir ozgiir toplum anlayt^tndan daha fazlasmi
ifade eder; insanlan
konu
metafizik ya da diyalektik yontetnlerden geli§tirilmesi
Onun
atan bilimlerin kollandigi
tamamen
farkli bir carzda
gereken doga! ve toplumsal bir felsefenin parcasidtr.
dogal bilimlerdekt yontemle
nan saglam tumevanm
temelitide
...
...
insan kurumlarina uygula-
ele
ahnmasi gerektigini disu-
nity orum 30
Ilk
kez 190I'de Rusca yayimlanan
Modem
Bilim ve Anar$izm'de,
sosyalizm gibi anarsi2min de genetde hatk arasinda dogdugunu
savunarak soyle diyordu: Anarsizm,
onlann
doganm
butuniinu, yatii insan toplumlannin hayatini,
iktisadi, siyasal
ve toplumsal sorunlarint kapsayan butiin
28 29
The Conquest of Bread (1906), Elephant Editions, 1985, s. 173. Kropotkin'den Max Nettlau'ya (5 Man 1902), Selected Writings,
30
Almti,
Woodcock
& Avakumovic, Krofwiliin,
s.
165.
s.
305.
Peter Kropotkin i.vttnu
fenomenlerin mekanik diir.
Onun
bilimsel
acikLtiiuisini
Hit
Devrimd
451
lemel alan bir dunya goruju-
arastirma yoniemi, dogal hilimlerinkinden farksizdtr ve
olma
ntlanmast
i
iddiasi ta$tyan her sitnuc, her bilimsel
icin
sonucun dog-
ku Hani Ian yontemle dogrulanmalidir. Onun amaci,
dogayi ve aynt zamanda topluinlann hayatini tek bir genelleme icinde kapsayan sentetik bir felsefe tn^a etmekttr. 31
Hem
dogal
hem
de toplumsal bilimin surdurdugii harekeiin
anarsist ideal dogrultusunda
Caginm
oldugunu one surerek devam eder. Spencer ve Comte'un
bir insani olarak Kropotkin,
ilerlemenin gercekle§mesi icin bitime olan pozitivist inane larmi payla§ti,
ama aym zamanda
bilimsel dii§iince yontemlerini, egi-
yaymak
tim, ahlak ve siyasei alanlanna
1899' da bir arka-
istedi.
dasina yazdigi mektupta soyle diyordu:
Bu ulkede egitimin dome
uctt bilimsel
(tumevanm ve tumdenge-
lim) dtisilnce olarak gordukleri seye dair hicbir
kusku duymayan
insanlann elinde oldugu sureee ve bizacihi bilimin kendisi en sac-
ma
ve etikdisi sonuglan ovmek igin ehnden geleni yapugi sureee,
zayij olana yazik olacah ve her sey oldugu gibi kaiacak. 32
Burada Kropotkin mevcut esitsizlikleri hakh gikarmak icin Darwin'in evrim teorisini kullanmaya galtsan dusunurleri kastetmektedir. Toplumsal Darvinciler olarak bilinen
bu
kisiler, kapi-
lalizme, irkcthga ve emperyalizme sdzde bilimsel
saglamaya
ma
cali§tilar:
Hem
mucadelesi surdtikce,
bir
destek
dogada hem de toplumda hayatta ister
bir irk ya da bir ulus olsun,
kal-
bireylerden olusan bir grup, ister
en
iyi
olanlarin hayatta kalmasi ve
yonetmesi bir hakti ve kacinilmazdi. Darwin'in buldugu T. H. Huxley, hayvanlar ale mini sure kli bir "gladyator gosterisi",
insamn hayatini
ise "surekli bir serbest savas"
du. J3 Kropotkin
bu yaklasima
natif bir
yorum
ilkel
olarak gosteriyor-
kar§i gikti ve evrim siirecine alter-
getirdi.
Kropoikin'in gorti^lert once 1880'de Rus zoolog ve
St.
Pe-
tersburg Universitesi Dekani Karl Kessler'in "Karsthkli Yardimlas
ma
Yasasi Uzerine" ba$ligim ta^iyan bir konteransindan esin-
32
Modern Science and and Anarchism (1901), Simian, tarihsii, Almti, Woodcock & Avakumovic, Kropotkin, 5. 256.
33
Kropotkin, Muliui! Aid (1902), Pelican,
31
s. 5.
Harmondswonh, 1939,
s.
23.
Anar$iztnin Tarihi
452 lendi, Kessler karsilikh
gibi bir
yardimiasmamn upki
karsilikh miicadele
doga yasasi oldugunu, ancak birincisinin
tiirlerin evri-
minde cok daha onemli oldugunu one suruyordu. Kropotkin dogada turler arasinda teren bulgulardan gelistirdi,
isbirligini
gosteren bulgularm rekabeti gos-
daha cok oldugunu one siirerek bu
gortisii
Kar$iUkh Yardimla$ma (1902) bashkh en unlii eserin-
de, hayat miicadelesinde
yardimla^manm en basanli
turler ara-
sinda bir kural oldugunu gosteren pek cok veri sunar ve
bunun
evrimde en onemli faktor oldugunu one surer: Her kosul altinda toplumsalligin hayat mucadelesinde en
btlytik
oldugunu savunuyoruz. Bundan isteyerek ya da istemeye-
avantaj
rek vazgecen turler yok olmaya mahkumdurlar; nasil bir araya geleceklerini
en
iyi
bilen hayvanlar, hayatta
kalma ve evrilme konu-
sunda en sansh olanlardir. 34
Kropotkin var olma mucadelesinin ayni
tiirun bireyteri arasinda
bir miicadele degit, ters kosullara kar§i bir miicadele
oldugunu
Toplumsal Darvincilerin, bireyler arasindaki mucadelenin en cok uyum sagtayanm hayatta kalmasma yol actigmi one stirdukleri yerde, Kropotkin, rekabet biriminin acikliga kavusturur, Oteki
tiirun butiinii liyeleri
oldugunu ve gelisme olasihginin en cok kendi
arasinda en yiiksek de recede isbirligi ve destek saglayan
turler arasinda
Bireysel
goruldugunu one
mucadelenin en dat
surdii.
sinirlara indirgendigi,
nin en <;ok gelistigt hayvan turleri her
yuksek refaha
ileri
yardtmia$ma-
zaman en buyuk
ulajirlar ve gelismeye a^ik olurlar.
ya gikan karsilikh koruma, daha biriktirme,
$u sonuca vanyordu:
yaslara
sayilara,
Bu drnekte
en
orta-
ulasma ve deneyim
daha yuksek entelektuel gelisme ve toplumsalla$ma
aliskanhklanni artirma imkani, turun bekasini, yayilmasim ve da-
ha
ileri
Boylece
duzeyde evrim gegirmesini guvence
tiirlerin karsilikh
altina ahr. 35
yardimlasmasi, esas faktorii, evrimin
baslica faal ajanmi temsil eder. Biyolojik ve toplumsal ilerleme
en
iyi
sekilde zor yoluyla ya da kumazlikla degil, karsilikh des-
tek ve isbirligi pratigiyle guclendirilir. 34
Age,
s.
60-61.
35
Age,
s.
230.
Peter Kropotkin:
vnnu
I
Kropotkin hayvanlar alemiiu-
i
Hii
453
Devrimci
iliskin
bu gozlemleri insan
rune uygulamakta duraksamadi. Toplumun insanin ortaya §iyla birlikte var olan dogal bir
tti-
ctkt-
lenomen oldugunu ve insanin
ya-
pay duzenlemeler olmaksizin toplum hayatina dogal bicimde
uyum
sagladigmi savunur. Insan toplumsal bir turdur ve daima
oyle olmustur. Kropotkin aniropolojik bulgulardan hareketle,
geleneksel toplumlarda insanlann daima klanlar ve kabileler halinde yasadiklan
tabulan
sonucuna
varir.
isbirligini ve karsilikh
Bu klan ve
kabilelerin adet ve
yardimlasmayi
O
saglar,
halde,
dizginlenmemis bireycilik modern bir olusumdur. Kropotkin
ta-
rihsel incelemelerinden hareketle, yardimlasjmanin ortacag kent-
lerinin komtinal hayatinda zirveye ulasugini savunur.
kurumlann ve modern isbirligini yok etmemistir:
yiizyildan itibaren baskici
ya cikisi bile goniillu
On
altinci
Devlet'in orta-
Bireylerin gevsek bi9in1.de bir araya geimeierini temel alan
ve bu birligin yegane bagi olma gorevini iistlenen Devlet yanit vermedi.
tiyaca
ih-
Karsilikh yardim egilimi sonunda
onun demir kurallarmi kirdi; aruk hayatin butun yonlerini kapsama ve insanin yasamak icin gerekli olan her seye sahip olmasini saglama egilimi gosteren birliklerin sonsuzlu-
gu iginde kendini yeniden ortaya koydu. 3fi Tarn olarak anlasilmasi halinde evrim tin
teorisi, kapitalist
rekabe-
ya da guclii Devlet thtiyacmin kacinilmazligini dogrulamaya-
cak, anar§inin las lm,
mumkiin oldugunu
gosterecektir.
Ashnda bu yak-
Kropotkin' in felsefesinin esasim olu§turmakiadir. 37
Buradan anarsizmin evrilen insan dogasma karst onunla
uyum
icinde oldugu
anarsist diisunurun
toplumu
sonucu
inceledigini,
fetmeye cahstigini ve kendt ideali icinde isaret ettigini israria belirtir:
bir sonraki
degil,
Ashnda Kropotkin, onun egilimlerini kessadece evrim yonunu
cikar.
"Boylece Anarsist'in ideali evrimin
asamasi olarak gordugu seyin ozetidir. Bu artik bir
inane meselesi degil, bir bilimsel tartisma meselesidir. 38
36
Age,s. 231.
37
Krs. Avrich, "Kropotkin's Ethical Anarchism", Anarchist Portraits,
38
Anarchism and Anarchht Communism, der. Nicolas Walter, Freedom Press, 1987,
s.
25.
s.
59.
Etik
Kropotkin bunun sadece dogamn ve insan turunun tarn ve dogru bir beiimi oldugunu one surmekle kalmaz, aynt zamanda
onun
ahlaki bir zemin sagtadigini dusiinur. Insan
toplumunu
bi-
yolojik bakis acismdan incelerken, "ahlaki bilim yasalanni insan-
toplumsal ihtiyac ve aliskanhk la rmdan cikarma"nm
ligin
uygun oldugu na nan it. 39 Tamamtanmamis
kirn ve
i
mum-
Ethics 'in de
"Doga," diye yazar,
insamn sal
ilk elik
ogretmeni otarak kabul edilmelidir. Butun toplum-
hayvanlarda oldugu gibi itisanda da var olan toplumsal iggudu,
butun
etik
kavramlann ve ahlakm sonraki geli^iminin kokenini
olusturur.''
Bu nedenle
insanlar dogal olarak ahlakidirler. Aynca, toplum
icinde yasayarak, bir aliskanhk halinde gelisen kendi dogat kolektif adalet ilericidirler
duygulanm
ve
ilkel
ha armlmis ve kapsayici hale insan tarihi arastirmalannda, saptar: "bir yanda,
gelir.
getisiikce da-
Ashnda Kropotkin doga ve
"ci/te bir egilimin surekli
toplumsalhgm da ha
artistyla, fiziksel, entelektiiel
lanan bir
ahlaki otarak
varhgi"ni
fa2la gelismesine
yonelik
ve die yanda, hayatin yogunlugunda, bireysel mutlu-
[bir egilim]
lugun
Bu nedenle
gelisuririer.
dayanisma icguduleri, uygarlik
ve ahlaki ilerlemeyle sonuc-
artis [egilimi]." 41
Kropotkin etik cahsmalanni tamamlamadi. Elde kalan, dece ahlaki duygunun evrimci kokenlerine
sa-
iliskin bir degerten-
dirme ve Greklerden on dokuzuncu yuzyihn sonuna kadar gecen
donemi kapsayan daha erken
bir
bir etik tarihidir. Anar$ist Ahlak
(
1890) baslikh
cahsmasinda, metafizik ve dogaustu olmayan bir
etik sistem tasarlarnaya gali^ti.
Burada
icsel ahlaki
duygumuz
ile
otoritenin dayaitigi kati ahlaki kodlar arasinda ayrim yapar. Birincisinin sempati ve
dayanismaya yol
actigi yerde, ikincisi
koke-
nini rahiplerin ve fatihlerin kendi hukumdarliklanni destekle-
mek icin
devraldiklan ilkel bos inancta bulur.
39
Age,
40
Ethics: Origin
s.
30.
and Development (1922),
hester, tarihsiz.s. 45.
41
Age,
s.
19-20.
der. N.
Lebedev, Prism Press, Dorc-
Peter Kropotkin:
livi inn
i
455
Devrimci
Hit
Ahlaki duygu, ifadesini yardmilasinada bulur. Bu duygu
madan toplum da ni
ol-
var olamaz. Kropoikin nesnel bir etik sistemicah§ir. lyiyi turun
doga gozlemlerinden tiiretmeye
icin yararh, kotiiyu ise
bu korunuma zararh olarak
nedenle ahlak, hayvan turunun
korunumu Bu Ve hay-
lanimlar.
"dogal" bir ihtiyactdir.
vaniar ateminin buttinune itiskin gozlemlerden kaynaklanan ahlak su sekilde ozetlenebilir: "Benzer kosullarda baskalannin sana nasil
davranmalanni
istiyorsan, sen
Ancak dogadaki toplumu
esitlikten
tutmak
bir arada
de onlara oyle davran."* 1
kaynaklanan bu adalet tan i mi
i?in yeterli degildir. Ozgecilik de ol-
mahdir. Bu, istenenden ya da gerekenden daha fazlasim vermeye hazir olmaktir ve
insanhgm ilerlemesine en fazla katkida buluniteliktir. Yukumluluk ve yaptinmdan
nanlan esinleyen ahlaki
J. M. Guyau gibi, Kropotkin duygusundan kaynaklandigim
bagnnsiz bir ahlak tasansi gelistiren de,
one
bu
ozgeciligin
asm
bir bolluk
surer. Bu, bireyin duygusal ve entelektiiel enerjiyle dolmasi-
na yol
acar,
Kropotkin ahlaki ogretinin ozeti olarak soyle
der:
"zekanizi, sevginizi, eylem enerjinizi baskalarma yayrmz!" 43 Hedef, bir varolug
bollugu ve her bireyin sahip oldugu yeteneklerin
ozgurce gelismesidir, Kropotkin, Stirner ve Nietzsche'nin savunduklan egoist reycilik
den
tit
rune oldukca
elestirel
yaklasiyordu.
bireyciltk yiktci ve bencil bir
Ona
bi-
gore bu tur-
hedonizme yol aciyordu. Bu-
nun yerine, "en yuksek komunist toplumsalhk aracihgiyla en buyuk bireysel gelisme imkam" saglayan bireyselligi aradi. 44 Ancak Kant gibi, kisinin gorevini yapmasmin isier istemez hosa gitmeyen bir durum yarattigtni one surmedi. Godwin gibi, en buyuk hazzin iyilikten geldigine inaniyordu: "kisiset zevk baskalannm aldigi zevkten kaynaklanacaktir. " Son cozumlemede Kropotkin,
hem
dinsel
lehine reddeiti.
hem
de faydaci
Bu ahlak
etiki
iicuncu bir ahlak sistemi
sisteminde, ahlaki eylemi, "kisinin ken-
mutlu olmasi, onun cektigi acdarcekme zorunlulugu; toplum hayatinin yavas yavas isledigi
di kardeslerinin mutluluguyla la act
ve mukemmellestirdigi bir aliskanhk ve bir ikinci doga" olarak
gorur
45
42
"Anarchist Morality", Revolutionary Pamphlets,
43
Age,
44
Kropotkin'fcn Nettltm'ya (5 Mart 1902), Selected Writings,
45
.Anarchist
109. Kropotkin in 1
s.
Communism,
s.
s.
Guyau degerlendirmesi 31, 58.
92. icin
Bkz. Ethics, s.
297.
s.
322-31.
tnsan Dogasi Kropotkin, ilk once, insanin "son derece karmasik bir hayvan" oldugunu kabul etti. 46 Bilincsiz hayatimizin bilingli hayatimizdan cok daha genis olduguna ve bu hayatm baskalanyla iliskile-
dome
rimizin
ucunii olusturduguna inantyordu. Koklerimiz do-
Ancak toplum toplumun bir par^asidir:
gadadtr,
nasil
doganin
bir parcastysa, insan
da
toplumu yaratmadi; toplum, insandan once var oidu," 47 Toplum halinde ya§ayan butun hayvanlann en onemli ozelligi dayam§ma duygusudur. Insanin gelisimindeki en onemli faktor kar§ilikh yardimla§ma ve bize ozge"Insan,
yetenegi kazandiran icsel ahlaki
cilik
duygumuz olmustur.
Proudhon'un aksine Kropotkin dogustan saldirgan oldugumuzu dusunmuyordu: "Insan daima bans ve huzuru tercih etmisur. Vahsi degil mucadeled olan insan, siginni, topragini ve kultibesini askerlige tercih eder." 48 Ilerleme, Marx'iti goru$Undeki gibi, zil guclerin diyalektik ri
sentezinden degil, isbirliginm zafe-
sayesinde catismanm cozumlenmesinden kaynaklanmistir. An-
cak bunu gerceklestirmek her zaman kolay olmami§ur. Kropotkin, tarihin "yonetenler
ile
yonetilenler arasindaki mucadeieden
baska bir sey" olmadigmi ve teyle
her
stirec icinde
iki
grubun da
otori-
yozlastmldigmi kabul eder. 49 Insanlar kolece icgudulerin-
den ancak daha yuksek egittm ve
e$it
ko§ullar sayesinde ozgurle-
sebileceklerdir.
Ancak Kropotkin' in insan turu
oteki
ile
tiirler
arasindaki
uygarhk ve kulturun kazanimlanni reddettigi anlamma gelmez, Aslmda Kropotkin entelektue) yetebenzerlikleri vurgulamasi,
negi toplumsal bir yetenek olarak yuceltir. Insanlar tipki oteki
hayvanlar gibi kendi temel ihtiyaclannin karsdanmasim
ama
ayni
zamanda
megin Fetfii'nde (1892) mevcut nelttigi
bashca
rai icin
gerekti
Insan, hayauaki yeg&ne amaci
46
Ah nil. Woodcock
47
The State:
48 49
Age,
s.
Aa for
egitsiz
mulkiyet dagdimina yo-
& Avakumovic, Kropotkin,
Historic Role, cev.
21.
Yourselves,
s.
84.
tarn gelisi-
yemek, icmek ve kendine
bir varlik degildir,
isterler,
sahiptirler. Eh-
bu durumun insan kisiliginin olan bos zamana izin vermesidir: elestiri,
nak saglamak olan
Its
gucune
yaraticidirlar ve hayal
bir
ban-
Insanin maddi iluiya^lan s.
199.
Vernon Richards, F redo m
Press, 1969,
s.
12.
Peter Kropotkin:
I
\i iim
i
Hit
457
Devrimci
karsilamr karjilanmaz, nildik halomindan sanatsat olarak betimleyebileeegitniz oteki ihtiyaclan
onv
^itHdir; kijiden kisiye degisir, ve
1
cikacaktir.
opium
Bu ihtiyadar cok
ce-
uygarla$tikga, bireysdlik
geli$ecek ve arzular daha da (.e^iileiiccekiir. 50
Uygarligin gelisiminde toplumsal insanlar sadece kendi sanatsal
ve entelektuel yeteneklerini tam olarak gelistirmekle kalmayacaklar,
daha da bireysellesmis hale geleceklerdir. Bu nedenle
in-
hem
de
san, fiziksel ve zihinsel ihtiyaclan olan,
hem
toplumsal
bireysel bir varhktir. Kropotkin'e gore, "Anarsinin gucu,
tam da
insanlann butun yeteneklerini ve biitun tutkularmi anlamasinda ve hicbirini inkar etmemesinde yatar." 51 Kropotkin,
Emma Gold-
yaym organlannda dusunduyse de, otuz yasindaki feminist elli yedi yasindaki dusiinure bunun gender igin ne kadar onemli oldugunu hatirlamginda, go z term kirpistirarak su yaniti
man
"cinsiyet soru-
ve arkadaslannin kendi
nu"na
fazla yer ayirdiklanni
i
verdi: "Belki
de
siz
hakhsimz." 51
Boylece Kropotkin'in anarsizmi, tipki Godwin'inki lirli
bir insan dogasi anlayi^ini temel ahr.
gibi,
be-
Yardimlasma dogal ve
insani evrimde bashca faktordur. Dogada, insanlann adalet duy-
gusuna sahip olmalarini saglayan bir ahlaki ilke vardir. Dogustan toplumsal, isbirligine yatkm ve ahlaki varhklanz, Ancak top-
lum dogal
bir
fenomenken, Devlet ve onun baskici kurumlan
yapay ve habis bir olusumdur. Devlet Kropotkin, kuskusuz, insanlar dogal olarak isbirligine yatkmsalar,
toplumsal esitsizliklerin ve baskici kurumlann nasil var ola-
bildikleri sorusuyla yiiz yijze gelir. Devlet ve
Onun
Tarihsel Rolu
(1897) bashkh denemesinde, Devlet'in kokenini ve dogasim inceledi.
yuk
toplumun dogusuna en
bii-
du^unuyordu. Butun anarjistler
gibi
Bu varhgin ozgur ve
engeli olusturdugunu
esit bir
toplum arasinda aynm yapar ve Devlet'i tarihin gidisatoplumun benimsedigi bir siyasal orgutlenme bicimi olarak gorur. Ayni zamanda, bazt anarsistlerin ikisini kanstirma Devlet ti
ile
icinde
50
Conquest oj Bread,
51
Ages.
52
Goldman, Living
s.
108.
110.
My
Life, I,
253.
458
Attar fizrain Tarihi
egilimine ragmen, Devlet fikrinin
farkh oldugunu one surer.
Ona
hukumet hkrinden tamamen
gore, Devlet
fikri,
toplumun uzerine yerlesmis bir iktidann varhgmi degil, ayni zamanda toplumlarin hayatindaki pek <;ok islevin birka$ kisinin elinde
yogunlasmasinin
manm
da varhgini
devlet
kurumundan once
raberinde tabi
getirir.
kdmak
gerektirir.
yam
sira bolgesel bir yogunlas-
O, toplumun uyeleri arasinda
var olmayan bazi yeni
ili§kileri
be-
Bazi siniflan oteki siniflann hakimiyetine
icin butiin bir
yasama ve yonetim mekanizmasi-
nm gelistirilmesi gerekmistir. 53 Kropotkin Devlet'in kokenlerini arastinrken, insan tophi mlarimn ozgiin olarak karsthkli yardimlasmayi temel aldiklanni 6ne surer. Insan, patriyarkal ailenin
kurulmasindan once klanlar ve
kabileler halinde yasadi ve ozel mulkiyet biriktirmedi. Kabilesel ahlak, otoriteyle degil, sadece gorenek, adet ve gelenekle canh
tutuldu. Erken kabileler gocler sirasinda yerlesik hale gecti ve kil ailelerden
olan federe koy topluluklan olustu.
dan
te-
olusan, ancak toprak uzerinde
komunal miilkiyeti Avrupa'da, on ikinci ytizyil-
itibaren karsiltkh destek amaciyla lonca denilen birlikler ku-
ruldu.
K6y toplulugu ve
loncalardan, federattf ilkeler ve tekil
yurtta§in dzgurlugu icin miicadele eden ortacag
komiinu ya da
ozgiir kent ciku. Kropotkin'in ideallestirdigi tarih versiyonuna
gore,
bu o zamana kadar yasanan Avrupa
tarihinin
en yiiksek
noktasiydi.
Koy topluluklan ve kent komunleri gee ortacag ve Ronesandevam etti. Daha sonra, Devlet bicimindeki o curutiicu otorite ilkesi gelismeye basladi. Kropotkin, on altinct
sa kadar gelismeye
yuzytldan sonra merkezilesen Avrupa Devleti'nin gelisimini, Batih toplumsal orgutlenmenin ana cizgisinden bir sapma olarak goriir. Dogal insani egilimin karsdikh yardimla?ma ve topluluk ydniinde olduguna inanan Kropotkin, Devlet'in nasd ustun get-
sorununu aciklamaz. Geleneksel koy topluluklarmdaki basat azinhklar, Kropotkin'e gore, savunma amaciyla kiralanmis profesyonel savasctlarm askeri gucunu, uzmanhk gerektiren goreneksel hukuk bilgisine digi
sahip kisilerin adli guciiyle birlestirmeyi basardi. 53
IheStale,
s,
10.
Tek
bir
adam
Peter Kropotkin: Lvriint
bu
iki iglevi
i
Oil
459
Devrimci
ustlendi ve rahibin dcslcgini kazandi. Butiin bunlar
serflikten ve kapitalizmden biraz lincc gerceklesti ve Devlet orta-
ya ciku. Boylece insan "otoriteye a§ik oldu" ve anlasmazhklan
cozmesi
i?in bir "kent
Sezan"
istedi.
Ve dogasi geregi Devlet,
kendi icinde ozgur bicimde olusmu§ bir birligi kabul edemez; o sadece kendi tebaasmi tanir: "Devlet ve onun kiz kardesi Kilise, insanlar arasinda baglanu olarak hizmet etme hakkini sadece
kendilerine tanirlar." 54
Insan toplumlarimn tarihinde Devlet, "insanlann dogrudan
onlemek, yerel ve bireysel
bir araya gelmelerini
i
nisi yati fin geli-
simini durdurmak, mevcut ozgurlukleri ezmek, yeninin gicek-
lenmesini onlemek ve biitun bunlan
ne
tabi
kilmak
kitleleri
azinhklann
iradesi-
kurumdur. 55 kosullann siyasal kurumlar uzerindeki
icin" gelistirilen bir
Kropotkin iktisadi
kadar kabul ediyordu: "Insan toplumlarimn boyun egdikleri siyasal rejim daima o toplum icinde 5 Ayni zamanda, tarih bovar olan iktisadi rejimin ifadesidir"
etkisini Marx'in kabul ettigi
*"
yunca
yeni bir siyasal orgiitlenme
formunun,
"iktisadi orgutlen-
57 Ancak menin her yeni formuna denk dustugu"nu savundu. ikisi
arasindaki
iliski
Marx'taki gibi iktisadi bir temelin siyasal
iistyapiyi belirledigi bir iliski degildir; aralannda,
ortakya^ama
iliskisi
daha cok bir
vardir. Kosullara bagh olarak farkh derece-
lerde birbirlerini etkilerler.
Bununla
birlikte
Kropotkin, Devlet'in kokenini aciklarken,
siyasal iktidann baslangicta iktisadi iktidardan
daha onemli
ol-
dugunu one surer. Insan dogasinda, insanm insana hukmetmesine ve onu somurmesine yol acan bir iktidar kurma arzusunun var oldugunu dusiinuyor gibidir. Ancak ozgecilik istenci daha gucliidur. Malatesta'nin Kropotkin'i
"mekanik kaderciligin" kur-
bani olmakla suclamasma ragmen, bu yaklastm insan iradesinin 58 Denemesinin olaylann gidisatmi degistirebilecegini gosterir. sonunda olum ya da yenilenme gibi bir secenekle yuz yuze oldu-
gumuzu one
surer:
54
Age,
s.
55
Age,
s,
56
Ahnti,
57
Act Jor Yourselves,
58
Malatesta, "Peter Kropotkin
35, 39. 52.
Woodcock
Malatesta: His
li/e
& Avakumovic, Kropotkin, s.
s.
307.
38,
& Ideas,
s.
-
Recollections and Criticism of an Old Friend"
263.
Anat$izmin Tarihi
460
Ya Devlet bireyi ve toplumsal hayati daitna ezerek, insanin etkin
oldugu butun alanlan
ele gecirerek savaslara
ve iktidar mucadele-
lerine, bir tiranin yerini digerintn aldigi saray darbelerine yol aca-
caktir, ki
bu gelismenin sonunda kactmlmaz bicimde
...
olum
var-
dir.
Ya da Devletler yikilacak ve ozgiir anlasmayla bireylerin ve grupla-
nn canh
inistyatifini bir ilke olarak
benimseyen binlerce nterkez
yeniden hayat bulacaktir.
Secim
size kalmi$! 59
Kropotkin yoksun birakilmis cogunlugun direnecegine, Devyeni ve baskici kurumlarim yikacagma, yardimlasmayi yeniden kuracagina guveniyordu. Siyasal otorke dogal olmayan let'in
butun diger
kisitlamalarla birtikte ortadan kaldinlirsa, insanlar toplumsal olarak, yani kendi dogalanna uygun bicimde eyteyebi-
leceklerdir.
Kropotkin Devlet ile hukumeti ayinrken, her ikisinin de derecede baskici oldugunu ve feshedilmeleri gerektigini diisundu. Temsili hukumet cozumlemesinde, siyasal sistem ekonoesit
miyi denetleyenlerce daima manipule edilecegi icin iscilerin genel oy hakki isteginin hicbir
sorunu cozmeyecegini one
siirer.
hukumet "Sermaye hakimiyeti"ne denk duser. Ancak dogrudan eylem kanun koyucuian tavizler vermeye ikna edebiTemsili
lir.
Temsili hukumetin dogal egilimi, yerine getirdigi islevleri daima merkezilesiirmek ve birlesiirmektir. Toplumun saytsiz sorunuyla ayni anda tlgilenemez. Secimlere gelince, ulusu gercekten temsil edebilecek, yasama gorevini tarafsiz btr ruhla yapabilecek kisjileri sihirli bicimde bulup cikaramaz. Yasa koyucunun gercek bir Proteus (Yunan mitolojisinde deniz siirulerinin coba-
olmasi beklenir ve hakkinda higbir sey bilmedigi otuz ya da kirk milyon kisi icin yasalar cikarmak zorundadir. Parlani, c.n.)
menter yonetim, "her seye gucu yeten bir orta smtf y6netimi"dir ve cogunluk kuralt daima bir "vasatltk kurahMir. 60
Kropotkin Devlet sosyalistlerinin ozgiir evresinde savunduklan devrimci
Devrim
hukumet
bir
topluma geci§
turunii de reddeder.
geli§en ve kendiliginden bir hareket oldugu icin, her
59
Tlie State,
60
Conquest of Bread,
s,
56. $.
159; Anarchist Communi/sm.
s.
28.
Peter Kropotkin:
J-.vi
inn
i
Hit
461
Devrimci
merkezi siyasal otorite devrim in ilcrlcyisini denetleyecek ve berraklastiracak ve kendi disinda her lurli't gelismeye direnen karsidevrimci bir guc haline gelecekur. Toplumu yeniden orgutlemenin ve yeni toplumsal formlar ^elisiirmenin muazzam ve derin karmasikhginm ustesinden gelmek, hiikiimetteki secilmis ya da diktator bir azinhk tarahndan degil, ancak biituri halkin kolekiif akhyla gerceklestirilebilir. Bazi sosyalistlerin savundugu Volkstaat ya da "Halk Devleti"ne gelince, bu, "ozgiirluk icin herhangi bir otokrasi
formu kadar biiyuk bir
tehlikedir." 61
Bu nedenle devrimci gruplar iktidan
ele
lerini halkin bilincini geli?tirmek ve onlara
almamah,
etkinlik-
temet hedefleri hatir-
latmakla simrlamahdirlar. Ne var ki, devrimm ertesi gunu, sikayetleri ve ihtiyaglan derhal degerlendirmek ve karsilamak gerekecektir. Boylece halk, kos;ullarin kendi lehine degis;tirildigini ve degisikligin sadece kisilerde ve formullerde olmadigini anla-
Bu ancak, halkin temel ihtiyaclannin toplumsal
yabilecektir.
mallann ve uretim araclannin
komunizme
tarn olarak kamulastinlmasiyla ve
gegilmesiyle tatmin edilmesi halinde gerceklestirile-
bilir.
Ozgur Toplum Butun
anarsistler gibi
Kropotkin de ozgiir bir toplumun
nasil
olacagina dair bir taslak vermez, ancak boyle bir toplumun izleyecegi yonii gosterir. Boyle bir toplum, tiiketici ve uretki olan es;it
bireylerin gonullu birlikler sebekesinden olusacaktir. Bun-
buyukluk ve derecelerde, yerel, ulusal ve uluslararasi -gecici ya da az cok sureklt-
lar "her turlu
bolgesel,
amac
icin cesitli
grup ve federasyonlann
dokunmus
sinirsiz cesitliliginden olusan birlikte
62 Yerel cikarlar ve sempati bir sebeke"yi temsil eder.
bagh olan "komun" §ehir ve kir hayaunin temel toplumsal birimi ve merkezi haline gelecektir. Kropotkin icin
iliskileriyle
komiin sadece bolgesel bir yigm
degildir.
[Komiin] ne sinir ne de duvar taniyan esitler grubunun ismi, esanToplumsal komun kisa sure icinde acik bir bigimde
lamlisi[dir],
tanimlanmis bir butun olmaktan cikacaktir. Komiinun her grubu
61
Revolutionary Pamphlets,
62
Anarchism,
s. 7.
s.
249; Anarchist
Communism,
s.
27.
Anar$izmin Tarihi
462 ister
istemez oteki komunlerdeki benzer gruplara dogru cekilecek-
onlarla kendi grubundaki kadar saglam baglaria grupla$acak,
tir;
federe olacak ve uyeleri bin kadar sehir ve koye dagilmi? bir gikarlar
komunu
Insanlar kendi
olusturacakur. 63
araknndaki
iliskileri
yasalar yerine adetler ve ser-
best antasmalardan olusan bir bilesimle duzenleyeceklerdir. tiirden gonullu sozlesmeler,
dahalesi
olmaksizin
Bu
onlan zorlayacak bir otoritenin mu-
korunacaktir.
Insanlar
"kendi nzalanyla, anlasmanin her bir
tarafi
bu sozle§melere, igin esit
derecede
acik olan farkb cizgiler arasinda ozgiirce secim yaparak katihrlar" 64
Onlan bir arada olmaya tesvik eden yegane durtii ortak ctkarlan olacaktir, Ozel mulkiyetin ve yoksullugun yok edilmesiyinsam suca yonelten durtuler
le birlikte,
dome
lann
ucii insan
azatacaktir, Zira suc-
dogasmin bozuklugundan
degil, miilkiye-
dagilimindan kaynaklamr. Ortaya cikabilecek birkac anlasmazhk hakemler tarahndan kolayca halledilecektir. Ve toptin esitsiz
lum karsili eylemlerde bulunanlar cezalandinlmayacak ya da hapishaneye atdarak daha da kotu hale getirilmeyecek, kendilerine nezaket ve anlayisla davranilacaktir.
Ekonominin orgutlenmesi konusunda Kropotkin, Proudhon'un karsihkcihgmrn ve Bakunin'in kolektivizminin otesine gecerek, anarsist komunizmin bir [ormunu savundu, Bu, siyasal olarak hukumetsiz bir toplum, yani anarsi, iktisadi bakimdan ise ucret sisteminin
tamamen reddedilmesi
ve uretim araclarmm or-
tak rmilkiyeti anlamina geliyordu: "Ortak refah icin kendi yete-
neklerini
sonuna kadar kullanan herkes, kendi ihtiyaclanni
mumkun
olan en yuksek duzeyde karsitamak icin toplumun or-
tak stokundan yararlanacaktir." 65 Kropotkin aynca, "Anar$inin
Komunizm'e, Komunt2tnin
ise
Anarsiye" yol acacagina inamyor-
du. 66 Anarsist
min
birligi
komunizmin kendi toplumundaki iki temet egilioldugunu diisunuyordu. Bu egilimlerden biri, iktisadi
esitlik, digeri siyasal ozgurliiktu. 67
Woodcock
£r Avakumovic, Kropotkin, Communism, s. 52.
63
Alinti,
64 65
Anarchist
Age.
66
Conquest of Bread.
67
Bkz. Anarchism in Socialist Evolution, s.
$.
s.
312.
43. $.
45.
13; Act Jor Yourselves,
s.
102.
Freedom
Press, brojur no. 7, tarihsiz,
463
Peter Kropotkin: t\\rimti Bit Devtimci
Ekmegin Feihi'nde
belirttigi gibi,
Kropotkin servetin kotek-
cabadan kaynaklandigi ve uretim araclan insanbgin kolektif eseri oldugu icin, iktisadi komunizmin yegane adil cc.zum oldutif
gunu dusunuyordu. Bireysel aittir.
mulk edinme ne
adil
Her sey butun insanlar
ihttyac duyarlar, giicleri
ne de
elverislidir.
icindir, cunkii
cunku butun
Her ?ey herkese
butun insanlar onlara
insanlar onlan ttretmek igtn kendi
oraninda calismislardir ve cunku dunya servetintn
minde herkesin payini degerlendirmek
iireti-
mumkun degildir, 68
Uretim araclarimn sahibi Devlet degil, iiretici birlikleri ya da komunleri olacaktir. Bunlar gonulluluk temelinde orgutlenecekler ve federal olarak birbirtne baglaria caklardir. Her bir kisi yapabilecegi herhangi bir isi yapacak ve para, mubadele ya da harcadigi
emegi gosteren
lamak
bir beige
olmaksizm kendi ihtiyaclanni
icin ortak stoktan yararlanacaktir.
karsi-
Kropotkin, Marx gibi,
ya da prolesyonel emek ile basit emek arasmda aynm yapmaz. Insanlar zorunlu isbolumii olmaksizin kendi i^lerini secebilecekler ve hem kafa hem de kol becerilerini kullanacaklarnitelikli
dir.
Kropotkin, daha sonra endustriyel orgiitlenmenin merkezi olmavnasmi, her bolgenin kendine yeterli olmasim, sehir ve kmn butiinlesmesmi ve besin maddesi uretiminde daha etkin yontemlerin
kullanilmasmi savunur. Marksisi ve
liberal iktisatcilann ak-
ekonominin yasadigi sorunlarm a^iri uretimden degil, yetersiz tiiketimden kaynaklandigini one surer. Herkes icin refahin mumkun oldugunu da savunur. Yilda 150 gun ve
sine, kapitalist
giinde bes saat ?ah§manin, beslenme,
barmma
ve giyinme gibi
temel ihtiyaclarin kargilanmasi i^in yeterli olacagini, 150 giin icinde de ikincil ihtiyaclarin karsilanabitecegini dusiinur. Hedef, "herkesin refahi icin zorunlu olan mallan,
mumkun
olan en az
69 insan enerjisiyle tiretmek olacaktir."
Kropotkin Stoaci degildir ve luksun bir ihtiyac oldugunu, tensel hazlann ve sanatsal
duygularm tatmin edilmesi
gerektigi-
ni dusiinur. "Ekmegin giivence aluna ahnmasindan sonra en bu-
yuk hedef bo? zamandir." Bo? zaman insanlann kendi 68 69
Conquest of Bread, Age. s. 103
s.
33.
kisilikleri-
Anar$izmin Tarihi
464
bakimdan
ni her
ve
farkh
gelistirmelerini, sanat ve bilimle u gramma larmi
zevklerini
maktan gikacak,
Boylece
tatmin etmelerini saglayacakttr.
"luks, burjuva sinifimn aptalca ve gosterise yonelik
oyunu
ol-
sanatsal bir hazhaline gelecektir." 70
Butiin yetiskinlerin bir olcude kol emegi kullanmalan gere-
kecek, yazarlar ve sanatctlar hie kuskusuz yaptiklan i§ten kaza-
tutumunu paylasmayan
nacaklardir. Tolstoy'un emegi yucelten
Kropotkin, gonullu olmasi ve kisitlamadan kullanilmasi halinde kol emeginin cazip olmamasi igin hicbir neden gormez. Tipki
William Morris gibi soyle der: "En onemli ekonomi, yegane makul ekonomi, hayati herkes icin zevk haline getirmektir, ciinku
tatminkar bir hayat yasayan insan, cevresindekilere sovup sayan
insandan simrsiz derecede daha
c;ok uretir." 71
makineierden ho$lanmadigt igin Morris'i bi,
Ancak Kropotkin
elestirir ve
Godwin
angarya ve mesakkati azaltan ve daha tatmin edici
gi-
isler icin
zaman birakan teknolojik gelismelerden hosnuttur. Kafa ve kol emekcileri arasinda boliinmeye yol acan isbolunui ve dar alanlarda
rinden
uzmanlasma kapitalizmin en
yiktci ozellikle-
biridir:
l^bolumu hayatlanni surdurmekri
damgalamak anlamina
gelir.
insanlan eiiketlemek ve
icin
Bazilan, fabrikalarda halat orer, bazi-
maden ocaginm
lan bir isyerinde ustabasidir, bazilan bir
boltimunde dev komur sepetlerini
ancak
iter;
belirli bir
higbiri ne icinde yer
aldiklan mekanizma, ne cali$tiklan yerde yapilmakta olan <;ahstiklan
maden
bu durum galisma a$kim tahrip eder, tir.
is
ne de
ocagi hakkinda butunluklu bir fikre sahiptir, Ve icat
etme yetenegini korel-
72
Kropotkin insanlarm kendi
islerini serbestce
diledikleri gibi degistirmelerini ister, Yeni
komun
ici
hizmetlerin, kadinlan ev
isi
secmelerini ve
onu
mekanik araclann ve
angaryasindan kurtaraca-
bagimh olan insanhgin
gini dusuniir; aksi halde, "ev ici kolelige
yansi, oteki yartsina isyan edecektir." Ornegin camasir makinesi-
nin icadmi is?itmek onu
mem nun
etmi§tir,
Bununla
birlikte
Kro-
potkin, cinsiyete dayah belirli bir isbolumiinu savunur; kadmla-
70
Age,
71
A lint
72
Conquest of Bread,
s. i.
108, 120.
Woodcock
& Avakumovic, Kropotkin, s.
183.
5.
321.
:
Peter Kropotkin
nn ev re
esas olarak
t
.vi inti
i
Hn
465
\)evrimci
cocuk egitimi vc lukmuyla ugrasmalanni
ister
ve
yapmalan ya da cocuk bakimiyh ugrasmalan icin erkekle?agn yapmaz. Aym §ekilde bazi irksal onyargilar ta^idigt da isi
gorulmektedir. Ornegin, bir Fransiz liostaninda cahsan icin "siyahlar gibi cahsiyorlar" demislir. 7
isciler
*
Hayatm duzenlenmesine gelince, Kropotkin, Fourier'nin fasavunmaz ve insanlarm icinde yasayacaklari komunleri serbestce secebilmelerini ister. Cogu komunistin aksine, la nsterlerini
mahremiyetin pek cok "yalniz kalmak,
kisi icin
onemh oldugunu kabul
zaman zaman toplumun
dogasindan gelen bir arzudur" der. 74
gun
belirli
belirli bir
eder ve
gikmak insamn Her saghkh yetiskin her di§ina
oleude kafa ve kol emegi harcamaktan haz yastan sonra -soz gelisi kirk ya da daha
alabilir,
iistii-
ahlaki
kol emegi yukumlulugiinden kurtulabilir ve bizzat sececegi her-
hangi bir
faaliyett siirdurebilir.
Kropotkin kendi ozgiir toplum anlayisina yoneltilen rilerin farkindadir
ve Ekmegin Fetrit'nde bu
elestirileri
ya cahsir, Kropotkin'in savundugu serbest
elesti-
yanitlama-
komunizm formu,
boyun egmeyen ve insanlan cahsmaya zorlamayan sonsuz ozgurlugu"nu tanir. 75 Bu, maddi odti Hen dinned en gok ahlak temelinde gonullu emege dayah bir toplumdur. Peki gegim garantisi varsa ve ucretli olmak gerekmiyorsa, insanlar neden cahsstnlar? Kropotkin, baskmtn -ister ko"bireyin, herhangi bir otoriteye
lelik, ister serflik
ya da ucretlilik biciminde olsun- insanlarm da-
cah^matarmt as la saglamadigina isaret eder; tam aksine, "refah icinde olmak, fiziksel, sanatsal ve ahlaki ihtiyaclann kar-
ha
iyi
silanmasi, calisjna tur.
konusunda daima en gucEu uyaran olmus-
"76
Gonullu emek her zaman ucretli isten daha tireiken olmu^istegi yokluk ya da sopa tehdidiyle degil, bizatihi
C^usma
tur.
cahsmanin sagladigi bilincli tatminle ve halkin mutluluguna katkida bulunma duygusuyla yaratihr, Yapilan i§in onaylanabilir ve anlamh, insan dogasina uygun olmasi ve asagilayici olmamasi halinde,
ondan veba
gibi
den kalmaz. Kol emegi i
Ti
Age, 5 128, 2
74
Age,
s.
75
Age,
s.
143.
76
Age.
s.
146-7.
124.
kacmanin ve kadere
artik
lanet
etmenin ne-
kotu kosullar ve diisuk statu nede-
Anar$iz**>in Tarthi
466
ku^umsenmektedir. Ancak kol emeginin
niyle
keyifli
olmamasi
neden yoktur; spor etkinlikleri kot emeginin kihk debir formu olarak gorulebilir. Boylece Kropotkin cahs-
icin higbir
gistirmis
mayi insanite§tirmeye ve onu "insanm butun yeteneklerinin bestce kullamlmasi" olarak anlatmaya
Ekonomik ve
fiziksel
ser-
gali^ti. 77
baskinin butun bicimlerini reddeden
kmama
ve dislamamn aylakhgi ve miskinonlemek igin kullamlabilecegini onerir. O insan "burjuva tdplumunun bir hayaleti" gibi gorulebilir ve federasyonu terk etmesi, dunyada kendisine baska bir yer aramasi istenebilir. InsanKropotkin, toplumsal
ligi
sozlerini
lar
Godwin
gibi
tutmazlarsa,
topluluk tarahndan o nay Ian ma z la r.
Kropotkin de, "toplumdifi" bireylerin dogru yola
Cekilmeleri i^in
kamuoyunun kullanilmasim
bu yakta§imda potansiyet olarak baskici
mek
tavsiye eder,
bir ahlaki
ancak
form gorme-
zordur, Kropotkin, herkesin "topluma karsi gorev" olarak
"kendi
cahsmak" zorunda olacagim, insanlann bunu isalmadan israria savunur. 78 Devrigunu her seyi kendi tekellerine alanlar, boykot ya da
elleriyle
teyip istemediklerini dikkate
min
ertesi
baska toplumsal baskt bicimleriyle denetlenemezlerse, Kropotkin onlara karsi siddete basvurulmasint onaylar.
Ne
var ki Kropotkin aylakltgin genellikle yetersiz egitimden
ya da zihinsel veya fiziksel bir hastaliktan kaynaklandigini ve 6zgiir bir
toplumda buna pek rastlanmadigtm soylerken, oldukga
kati bir
zeminde yer
ahr. Bir
baska yerde dedigi gibi t cahsmak
bir ahskanlik ve psikolojik bir ihtiyactir,
olusum"dur. 7!) Ancak
asm cahsma da
ama aylakbk "yapay bir uygun de-
insan dogasma
gildit.
Kropotkin, cahsmayi daha cazip kilmak ve herkesiR ihtiyacini karsilamak icin uretimin bastan
ni
sona yeniden orgullenmesi-
savundu. Iktisadi emperyalizmi sona erdirmek
nin
mumkun
8u durumda hicbir ulke bir durumda acltk yuzunden teslim
gordii.
bir
icin,
her ulke-
olmasim gerekli digerine bagimh ve devrimci
oldugu kadar kendine
yeterli
olmayacakti. Fabrikalann
buyiik kentlerde toplanmasi yerine, tipki siyasette oldugu gibi
ekonomide de merkezsizligi onerdi.
"Cesitlilik, karsibkli isbirligi
yoluyla uretimi tarn olarak gelistirmenin en emin yoludur," di-
77
Age,
78
%,s,
79
Anarchist
s.
148. 154, 111, 117,
Communism,
s.
53.
Peter Kropothin: I-.vihm
yordu. 80 Endiistrinin butun
nmin
yerel
ulki-yt-
i
lin
467
Devrimci
yayilmasindan, sanayi ve
ve kucuk sanayiler kurulmasiiulan yanaydi. Elektrik enerjisi
imkam
ta-
duzeyde butunlc$iirilmcsindcn, sanayilesmis koyler
bu
giderek amnyordu. Kropoikin'in ideali sudur;
Her bireyin
hem
hem
kol emegi
dugu; saghkli her insamn
isgi
dc emelektuel etnek ureticisi ol-
oldugu; her ijcinin
hem
larlada
hem
sanayi atolyesinde caii$ugi; belirli bir dogal kaynak gesitliligini
saglayacak buyuklukteki -bir ulus ya da bir bolge olabilir- her bireyler toplulugunun kendi tanmsal ve iirettigi
mamul mallannin gogunu
ve bizzat tukettigi bir toplum, 81
Aynca tanm, bilimin ve teknik icatlarm yardimiyla daha ve uretken olabilirdi. Oyle
ki,
verimli
bes kisilik bir ailenin yilhk besin
on be?
maddesi stokunu olusturmak
icin bir yil icinde sadece
gun gahsmak
Ornegin, Britanya'nm besin mad-
yeterli olabilirdi.
desi uretiminde kendine yeterli olmasi
tamamen mumkundu ve
her bolge taze tirun saglayacak olciide kendine cekti.
yeterli olabite-
San ay in in merkezsizlestirilmesi ve tanmin endtisiriyle
lestirilmesi sadece insanlara
kendi
islerini
sec me
imkam
bir-
sagla-
makla kalmayacak, ayni zamanda onlara uretim ve bolusumde daha fazla deneiim olanagi kazandiracaktt. Hep birlikte toprakta
cahsmak ral
bir birlik ve
dayanisma duygusu da yaratacakti. Fede-
kurumlar, gerektiginde iktisadi hayata esgiidum saglayacak-
lardi.
icin
Butun bunlartn
nastl
mumkun
olabilecegini g6stermek
zengin veriler topladt ve Tarlalar, Fabrikalar ve Atdlyder'de
(1899) su sonuca vardi:
Tarlalannizin ve bahgelerinizin
yam basmda
fabrika ve aidlye ol-
sun. Bunlar elbette, dev mecal kiitlelerle ugrasmayi gerektiren buyiik kurulu§lar
olmamah. Doganin
halinde serpi?tiritmeleri daha jitlilikteki zevkterini
rikalar olmalt
...
Conquest of Bread,
81
Fields, Factories
Erkekler, kadinlar ve goeuktar
bu
atolye ve fabri-
kendi zevklerine uygun faaliyet
s.
189.
and Workshops Tomorrow, '
s,
sayisiz ce-
bulma arzusuyla yonelecekler, motorlann ve makinele-
80
win, 1974,
Uygar insanlann
kar^ilayacak sayisiz cejitlilikte atolye ve fab-
kalara aehk duTtusuyle degil, bicimlerini
iztn verdigi yerlere benekler
iyi olur.
26,
der.,
Colin Ward, Allen
&
Un-
Anarjizmiit Tarifii
468 rin yardircuyla
kendi egilimlerine en uygun diisen
faaliyet
dahm
sececekler. 82
En
onemlisi,
bu diizenleme kafa ve kol emegini
tunluklu egitimi tesvik edecektir.
hem
A ma?,
birlestiren, bti-
ozellikle
hem
de teknikte uygulayici ve kasif olarak "beynini ve
kullanmak
tizere egitilmis
(am insan"i yaratmak
bilim
ellerini
olacaktir. like
su olmahydi: "gozlerden ve ellerden beyne." 83 Cocuklar gercek isi
soyut teoriye tercih etuklerine gore, ogrenmenin en
iyi
yolu
yapmakti. Egitimin esas amaci kisiyi uzmanlastirmak degil, bilgininin ogelerini ve en
iyi
galisma yontemlerini ogretmek ve en
6nemlisi, ona daha sonra her ne
luk
ozletrti
guzeli
kazandiracak,
hem
is
yaparsa yapsm, igten bir dogru-
hem
bigim
de iferik bakimindan
anlamasim saglayacak, oteki insan birimleri arasinda yararh
bir birim
olma ve insanhgin
geri kalaniyla
uyum
ieinde
otma duy-
gusu verecek bir genel esin asilamaktir, 84
Ruskin ve Morris
gibi,
o da gelismek icin sanatm binlerce ara du-
zeyde endustriyle baglantih olmasi gerektigini one surer,
Kropotkin dit
asm nufusun
olustunnadigmi
kendi ozgtir toplumu
diisiinur. Malthus'a
tansiyel enerji stokunun, yerkurenin
icin bir teh-
yanitmda, dogadaki po-
mevcut nufusuna kiyasla
"neredeyse sinirsiz" oldugunu one surmektedir. Evrim yasalann-
dan hareketle, mevcut ge<;im araclanmn "nufus arttsina kiyasla artan" bir oranda buyiidugii sonucuna vanr. Bu surec,, "toplumsal orgutlenmenin bazi kusurlan yuziinden yapay (ve gee ici) olarak durdurutmadikca" surec ektir. 85 Gelismis besin maddesi arzini o de recede artirabilir
ki,
tanm yontemleri gelecekte fazla nu-
fustan
korkmamiz
kin'in
cozumlemesini dogruladigi gorulur. Tarn da nufusun en
yogun oldugu
icin hicbir
neden kalmaz. Bu yuzyilm Kropot-
alanlarda, tarimsal tiretkenlik
hayai standartlarinin
hukum surdugu bu
annus ve yuksek
ulkelerde nufus baskisi
azalmistir.
82
Age,
83
Ages. 194,175.
84
Age,
85
Anarchist
s.
s.
197.
178.
Communism,
s.
33. Krs. Fields, Factories
and Workshops,
s.
77-9.
Savas ve Devrim Kropotkin, kendi anarsist felsefesini
komunizme
anarsi ya da
Ne
medi.
gelistirirken
Ingiliere'de
dair temel fikirlerinin hicbirini degistir-
var ki, iki geleneksel anarsist iike, enternasyonalizm ve
antimilitarizm konusundaki goruslerinde bazi degisiklikler oldu.
Gene
bir
namis
adam ve Avrupa'daki
biri olarak
her
iki
anarsist harekette onemli rol oy-
ilkeyi
Ne
de desteklemisti.
var ki
1890'larda ulusal karakterin onemini vurgulamaya basladi ve
Marksist Sosyal
bu ulkenin dti.
Demo k radar 'in
ve Almanya'daki siyasal rejimin
one sur-
militarist ve otoriter dogasini ifade ettigini
Bu arada
Fransa'dan,
onun devrimci geleneginden yana
dik-
kat c^ekici bir tercih yapti. Britanya'yi da siyasat multecilere gos-
hosgoru nedeniyle tercih ediyordu. Fransa ve Britanya'yi daima toplumsal devrime en yakm iki ulus olarak gOrdu. terdigi
1871'de Almanya'mn Fransa'yi yenmesi, Avrupa'da devrimin basansizliga di:
ugramasmin
baslica nedeniydi. Bir dostuna soyle yaz-
"1871'den beri Almanya, Avrupa'nm ilerlemesine yonelik su-
rekli bir tehdit
...
gericiligin
bas destekcisi ve koruyucusu
...
haline gelmistir."**6 1905'ten sonra Kropotkin Almanya'ya karsi savas hazirhgi
yapmaya basladi. zaman, duraksamadan muttehkleri destekledi. Les temps Nouveaux'nun editoru Jean Grave'e soyle olarak asker sayisimn artinlmasi igin cagn 1914'te savas pailak verdigi
yazdi:
"Silahlamniz! Insanustu bir caba gosteriniz; Fransa'nin
dogrulugu yeniden fethetmesinin ve Avrupa halkimn onun uygarligindan, ozgiirluk,
komunizm
ve kardeslik fikirlerinden aldi" 87
Boy lece Kropotbu "hakim smif" ^atismasina kan$mak istemeyen ana akimindan kendisini ayirmis oldu. Londra'da cikan Freedom'un cevresindeki eski dostlan anarsistlere antimilita-
gi esini
guclendirmesinhi yegane yolu budur.
kin, anarsist hareketin,
rizm lerini
ilkelerini hatirlatmaya cah§arak, savasta
desteklemenin
desteklemekle
aym anlama
bir tarihte Malatesta,
Almanya'mn
Devletcilik,
tarn
multefik hiikumet-
yurtseverlik
geldigini savundular.
Grave ve digerleriyle
ulusculugu
ve
1916
gibi gee.
birlikte Kropotkin'i,
"hukumet yanhsi
yenilgisini istedikleri icin
Anarsistler" olmakla sucladi. 88 Trocki inceden inceye alay ede-
86
Kropolkin'den Gustav Steflens'e, Selected Wriiings,
87
Kropotkin'detijean Grave'e CKasim 1914), "Epilogue", Mfitioirs,
88
Bkz. Malatesta, "Anarchists have Forgotten
theii" Princi pies'
sim 1914) ve "Pro -government Anarchists",
op. at,
s.
310-1
1.
1
,
s.
304.
Freedom CKa-
(Nisan 1916).
Anar$izmin Tarihi
470
rek soyle dedi: "Gencliginden beri poputisilere zaafi olan, yas
haddinden emekliye ayrihnis anarsist Kropotkin, neredeyse yanni yuzyildir ogrettigi her seyi sava§
Go rubier in den vazgecmeyen mek
ifin yuziinii giderek
vesilesiyle reddetti." 89
hasta cografya
uzmani
esinlen-
kendi vatamna cevirmeye ba^ladi. Ha-
pishaneden kacugi 1876'dan sonra Rusya'ya donmemis, ancak iligkilerini
stirdurmustu, Eserleri, ozellikle Ekmegin Fethi Rus-
ya'da genis bir okur kitlesine ulasmi$ti.
Cagda$lannin cogu icin Kropotkin esas olarak bir Avrupahydt, ancak
Kuzey Amerika'ya
yaptigi iki ziyaret sirasinda daha
cok Rus kultiirunun bir temsilcisi olarak goruldii. 1897'de tngiliz
Bdim Dernegi
delegesi olarak Toronto' da yapilacak bir top-
zulme ugratiDukhoborlann Kanada'ya yerle§melerine yardimci oldu. 1901'de yaptigi ikinci ziyaret sirasinda, daha sonra Ideah and Realities in Russian Literature (Rus Edebiyatmda Ideal ler ve Ger^ekler, 1905) adiyla yayimlanan bir dizi konferans verdi. Kuzey lantiya katilmak icin ciktigi ilk seyahatin ardindan, lan
Amerika'da coskuyla karsilandi ve heniiz olusan anarsist harekete biiyiik bir hiz
yordu. Her
iki
kazandirdi; GencMge Hitap'i ozellikle etkili olu-
gezi sirasinda, goriislerinin felsefesinden
cok
aris-
tokrat gegmisiyle ilgilenen Basin'da yer almak i?in her firsati
1897'de Jersey City'deki gazetecilere su sozleri
degerlendirdi. soyledi:
Ben
bir anar$istim ve iktisadi
bakimdan komunist oiacagina
ve bi-
reyin tarn ve ozgiirce geli$mesine firsat verecegine inandigim ideal
toplumun kunilmasi
i^in gali^iyorum.
Bu toplumun orgutlenmesi-
ne gelince, uretim ve bolujumu federe gruplann sagfamasi gerektigine inaniyorum. Sosyal demokratlar da hstyorlar,
ama
layip gevreye
aym sonuca ulajmaya
ca-
arada bir fark var. Onlar merkezden -De vie t- bas-
dogru giderlerken,
basit unsurlardan ba$layip
bizler ideal
toplumu kurmak
icin
karma§ik unsurlara dogru gidiyoruz. 90
1905'te Devrim'in patlak verdigini i§iten Kropotkin devrimci da-
vayi desteklemek i^in Rusya'ya
uc yastnda aticihk talimi 89
Leon Trotskiy, History of York, 1932,
90
1,
donmeye
hazirlandi, hatta altmis.
yapti, Prestijli Nineteenth
the Russian Revolution, $ev.
Max
75.
Avrich, "Kropotkin in America", Anarchist Portraits,
s.
Century gaze-
85.
Eastman,
New
Peter Kropolhin: Jivimii
tesine vatanindaki
uzun
likh
durumu
makale
bir
t
(fit
471
Devrimci
beiiinleyen, "Rusya'da
Devrim" bas-
yazdi. Rusya'daki ge)ismelerin,"anarsizme
umu-
yol acacak bir toplumsal devrimin kivilcimini cakacagmi
yordu. Ayaklanmasinm ezilmesinden sonra, gericiligin kurbanla-
nna yardimci olmak
icin
Parlamenter Rus Komitesi'yle birlikte
cahsti ve Tfte Terror in Russia (Rusya'da Teror, 1909)
bashkh
bir
kitapcik yazdi.
Bu evrede, esas olarak Sosyal Devrimci Parti ile birlikte cabu partinin bir iiyesiyle evliydi. Olaylar onu yirmi yil-
h§ti. Kizt
uzerinde cahstigi ve dusjjndugu The Great French Revolution
dir
1789-1793
(Biiyiik Fransiz
Devrimi 1789-1793, 1909) bashkh
kitabmi tamamlamaya esinledi, Kitabm son bicimi donemin halk eylemi uzerinde odaklamyor ve Jakoben diktatorlugiin tehlikelerinden soz ediyordu.
Devrim I917'de bir kez daha patlak verdiginde hicbir sey onu tutamadi. Kirk yd suren siirgun hayatindan sonra vatanina dondu. Gecici Hiikumetteki ta
ihmh
liberallerle birlikte hareket etti, hat-
sosyal is i Alexander Kerens kiy tarafindan kendisine ka-
binede Egitim bakanhgi onerildi. Ancak Kropotkin hala bu one-
reddedecek kadar
riyi
anarsistti,
Moskova'da Agustos 1917'de
yapilan ve biitun tarallann katiidigi Devlei Konferansi'nda, Rusya'da federal bir cumhuriyet ve Almanya'ya yeni bir saldin icin
?agn
yapti.
iizerine,
Ancak Kasim'da Bolseviklerin iktidan
ele gecirmeleri
kehanet niteltginde bir yorumda bulundu: "Bu, devrimi
gomer." Yeni rejimin giderek bir diktatorluk haline gelmesi Kropotkin'i
Rus anarsist hareketiyle
iliskisini
yenitemeye
yoneltti. Ni-
san 1919'da Danimarkah elestirmen Georg Brandes'e, topragi, sanayii ve ticareti diktatorce yontemlerle toplumsallastiran Bolseviklerin lii
Jakoben ler
gibi
davranmakta olduklanni yazdi: "Giic-
bicimde merkezilesmis bir devlette Babeufunkii gibi bir ko-
mlinizm kurmaya cah^irlarken
izledikleri
yontem, ne yazik
ki,
basanyi kesinlikle imkansiz hale getiriyor ve halkin yapici cahs-
masim
felce ugratiyor." 91
Kropotkin asirdiklan durdurmak icin 1919 bahannda Lenin'le gdru^tu.
Konu^ma
sirasinda,
ahnmasindan ve biirokratla^mis
ko ope rati fie rin baski
altina
yerel yetkiliterden sikayet
etti.
"Nereye baksaniz otoriteye karsi buyuk bir ofke goriiyorsunuz" 91
Kropolkin'den Georg Brandes'e, Nisan 1919, Sc titled
Wriiinijj,
s.
320.
Anar$izmin Tarihi
472
dedi. Lenin de ona, anarko-sendikalist hareketin zararh oldugu-
nu
soyledi ve basanyla tacdanabilecek yegane miicadele curuniin
oldugu nu; basannin, "ancak
kitlelerde lesel
kizd terore, gerekirse
ic
yeralti faatiyetinden, kil-
savasa, butiin cephelerde savasa,
herkesin herkese karst savanna kadar, kitleler aracihgiyla, kitlelerle birlikte
..."
sagtanabilecegini anlatti 92 ,
Lenin yash anarsistin tanik oldugu haksizhklan kendisine mektupla iletme onerisini kabul etti. Kropotkin firsati Marl 1920'de degerlendirerek, Komunist Parti diktatorlijgtinun yen!
kurulmasi davasma zarar verdigini yazdi. kauhim olmaksizin, bizzat koylulerm ve iscilerin
bir sosyalist sistemin
Yeni guclerin "asagidan"
edilmesi
orgiitlenmest saglanmadikca yeni bir hayatin insa
imkansiz gorunuyordu,
Rusya sadece ismen Sovyet Cumhuriyeti ohnusiu. Kropotkin kahtnce bir uyarida bulundu: "simdiki halde Rusya'yi yoneten Sovyetler degil, parti komiteleri-
bu durumun devami halinde, "tipki Fransa'dajakobenlehakimiyetinden sonra kirk yd boyunca e^itlik fikrinin bir
dir"; ve
rin
sovgii sayilmasi gibi, 'sosyalizm' sdzcugii de bir
sovgu haline ge-
lecektir." 93
Gene ayni yilin Aralik ayt icinde Kropotkin ig savas sirasinda Kiztl Ordu'nun rehin alma uygulamasini sikayet etti. Bu uygulama ortacagin en kotti donemine ddnusii temsil ediyor ve iskence uygulamasinin yeni den basladigini gosteriyordu. 94
Ancak butiin bu ricalar sagir kulaklara gidiyordu. Lenin bir sure sonra mektuplardan biku ve yardimcilanndan birine soyle dedi: "Bu orumcek kafah ihtiyar beni baydi. Siyasetten zerre kadar anlamiyor ve sac ma sapan tavsiyelerde bulunuyor." 95 Ertesi
yd Kropotkin, Bad It \%iUre Mektup'u yazarak, RusBu mudahale Bolsevik
ya'ya yapilan dis miidahaleye karst cikti.
yoneticilerin "diktatorce egilimler"ini guclendirmektert baska bir ise
yaramayacakti. 96
Emma Goldman seti
Ne Yapmah? bashkh
ve Alexander Berkman
"deh-
siirdurmekte" ve butun ulkeyi tahrtp etmekte olduklannt
92
"Conversation with Lenin",
93
Avrich, der., The Press, Ithaca,
94
bir brosiirde de, tipkt
gibi, Bolseviklerin
op. at, $. 330.
An arc fiists
NY, 1973,
s.
in
the Russian Revolution, Cornell University
147-8.
Kropotkin'den Lenin'e, 4 Mart 1920, age. s. 336-7; 21 Aralik 1920, age, s. 338. Ayrtca Bki, David Shub, "Kropotkin and Lenin", Russian Review XII (1953), 227-34.
95
Ahnti, "Epiloque", Memoirs,
96
"Letter to the
s.
313.
Workers of the West", Revolutionary Pamphlets,
s.
253.
Peter Kwpotltiu:
one
slirdii.
miistu.
liiumi
H\i
473
Devrimci
Olgunhik caginm aiuirsizminc
tarn olarak geri
don-
97
1920'de Kropotkin, Moskova'dan aynlarak, meiropole kirk mil mesafedeki kiicuk Dimitrov koytinc tasmdi. Bu tasinma Dev-
rim'den kopusunu simgeler. Umulsuzluk icinde etik cahsmalari-
na dondii. Giderek kaderci bir rub haline burundii ve Rusya'da yasanan devrimin "ayn bireylerin gosterdikleri cabalann toplami" degil, "insan iradesinden bagimsiz, dogal bir fenomen" ol-
dugunu savundu. 98
Yapilabilecek tek sey, yaklasan gericiligin
guclinli azaltmaya cidismaktt.
Kropotkin $ubat 1921'de 6idu. Bolsevik hukumetin resmi Devlet toreni onerisi
ailesi
tarafindan reddedildi. Cenaze toreni
Rusya'da yapilan son buyuk anarsist gosteri oldu. Bir sonraki hareket
ezildi.
Dogdugu ev Kropotkin Muzesi olduysa
yil
da, 1938'e
kadar kapah kaldi. Anarsist yazdan Rusya'da bulunamiyordu, ancak ismi Kalkasya'daki bir sehrin metro istasyonuna ve 1866'da
ilk
kez kendisinin gegtigi Sibirya siradaglartna verildi ve
boylece anisi yasatiidt. Ancak son zamanlarda, Sovyetler gi'nde yasanan glasnost sonrasi
donemde, icgoru ve
Birli-
tavsiyeleri
giderek degerlendiritmektedir. Belki de, gelecegin bagimsiz cumhuriyetter federasyonunda son sozu soyleyen, Lenin degil Kro-
potkin olacaktir.
Elkisi
Kropotkin' in en cekici anarsist dlisunurEerden biri oldugu ku§-
kusuzdur, Yarattigi
etki,
Japonya'da Kotoku,
C in 'de
Hindisian'da Gandhi ve Birle§ik Devletler'de Lewis
Paul
Goodman
gibi
Pa Chin,
Mumford
ve
cok farkh kisilerce kabul edilmistir. Rusya
ve Britanya'daki anarsist hareketlerin basltca esinleyicisi oldu; Fransa, Belcika ve Isvicre'deki anarsist hareketlerin
olusumuna
katkida bulundu. Tanmla sanayi arasinda uyumlu denge temelinde merkezi olmayan loplumun en bliyuk savunucusudur. Kafa
ve kol becerilerint birlestiren "butunlestirilmif egitim" cagnsi
hala
ilgi
gormektedir. Pragmatik ve yeniltkci yaklasimi, mevcut
Devlet 'in kabugu icinde alternatif kurumlar gelistirmek ve (op-
ium
icinde ki hberter egilimleri guclendirmek isteyen kisiler tara-
97
"Whal
98
"Lpiloque",
to
do?"
op.
cil, s.
Mejiioii.s.
iifi
258. CM.
s.
)H
474
Anarsizmin Tarihi
fmdan degerlendirilmektedir. Ona gore, nasd ki toptum doganm de loplumun bir parcasrydi, Bu gercegin farkmda olusu onu modern toplumsal ekolojinin onciisii haline gebir parcasrysa, birey
tirir.
Kropotkin zaman zaman biktmci tekrarlar yapsa da, acik ve okunup anlasihnasmi saglar. Karmasik felsefi
basil iislubu kolay goriisler ya
da zor bilimsel verilerle ugrasirken her zaman
dan insana hitap
sira-
eder. Goriislerini canli orneklerle aktanr: go-
nullu orgutlerin ne kadar basanli olabilecegini gostermek icin Lifeboat Dernegi'nden; cok karmasik anlasmalan gerektirse bile
merkezi otorile ohnadan hizmet vermenin mumkun oldugunu gostermek icin demiryollanndan; komunist bir toplumda bolugumun ihtiyaca gore nasil orgiitlenebilecegini gostermek icin British
la
Museum
Kittuphanesi'nden soz eder. Oscar Wilde, Kropotkin'i, "o guzel ve lekesiz Isa'nin rahuyRusya'dan cikip gelen adam" diye betimledi ve onun, tanik ol-
dugu en mukemmel
iki
hayattan birini (oteki Veriaine'in haya-
dusundti." Boylesine romantik ve asm bir gonisun temelsiz otdugu aciktir. Ancak butiin degerlendirmelertiydi)
ya^adigini
de Kropotkin, comert, dusunceli, buyiik bir zeka, ictenlik ve sicakhga sahip biri olarak anlatilmistir. Istcr dostlan ister yabancilar soz konusu olsun, her zaman herkese yardim etmeye hazirdi.
En yijksek Rus aristokrasisi icinde dunyaya gelmis olmasina ragmen, kendi sinifinm ayncahk ve servetinden vazgecerek kaderini yoksullarla ve ezilenlerle birlestirdi. Hapislere atildi ve hayatinin
cogunu stirgunde gecirdi. Butiin kisisel zorluklara karsin, hayaunm son anina kadar, benimsedigi ozgurliik davasi icin cahsmaya ve yazmaya devam etti. Kropotkin pek cok kisiye kendi olumlu ozelliklerinin farkinda bile olmayan biri otarak gorundti ve cogu kez bir tur melek ya da Paul Avrich'in dedigi gibi "Tanrisiz bir aziz" olarak res-
medildi. 100
Ancak bu gorunum yamlticidir. Kropotkin asla kati Her zaman baski ve adaletsizlige son verecek
bir bansci olmaih.
bir devrimin oziemini
duydu, ancak bu devrimin kacmilmaz bicimde siddet icerecegini de kabul etti. Idealizmin eyleme donusturulmesi gerektigine her
zaman
inandi, bir ayaklanmayi tetikte-
yebilecek ciddi isyan eylemlerini sevincle karsiladi ve kuskusuz 99
Wilde, De Piofundii. and other Writings,
100
Avrkh, "Kropotkin's Ethkal Anarchism", Anarchist
s.
78. Portraits, s. 78,
Peter Kropotkin: l-vtmu
sendikalizmin ve etti,
101
isci
duymus
Itu
475
Ihvrimci
harekciinin ilcvrinici potansiyelini kabul
Terorizmden ve
rahatsizhk
i
bay alma kastedilmesinden
tekil ki^ikrin
olabilir,
ancak
tcroristleri
lanetlemeyi red-
onlarm davramsim icinde bulunduklari insanhkdisi koumutsuz bir tepki olarak avikladi. Giderek gelisen uluscu
detti ve
sullara
duygulari Birinci Diinya Savasi sirasmda saf tutmasina yol
Bu tutum, militarizm, uluscu luk ve
acti.
Dcvleiciligin kabuluyle esan-
lamhydi.
Kropotkin, Bakunin'tn uyguladigi yamltici ve maniple edki cizgiyi de reddederek, acik ve icten sisel
propagandayi tercih
etti.
Ki-
ve devrimci ahlakinda, amacin araclari hakli cikardigi du-
siincesine yer yoktu; tarn aksine, araclann
daima amaci
belirledi-
gine inamyordu. Bu farkindahk, Rus Devrimi'nin izledigi cizgi
konusunda Lenin'le anlasmazbga diismesine neden oldu. Bir dusunur olarak Kropotkin'in tasidigi biiyuk deger, anarsizmin toplumdaki siyasal ozgurluk ve iktisadi ni temsil ettigini
kamtlama cabas in da
yatar.
esitlik egilimleri-
Anarsizmin vardigi
butiin sonuclarm bilimsel gecerliligini gostermek icin kesin bilimsel yontemleri
uygulamaya
calisa.
Sonuc olarak anarsizmin,
evrimci teori, sosyoloji, antropoloji ve tarih icinde dogrulanan bir felsefe
oldugunu kamtlama cabasi gosterdt,
Cografi kesifieri dismda bilime yaptigi en buyiik kaiki, top-
lumsal turler arasinda bir evrim faktoru olarak yardimlasmayi vurgulamasiydi. Bu tez pek cok yeni bulgu tarafindan dogrulanmisttr. 102
soz eden
"Bolgesel zorunluluklar" ve "bencillik genleri"nden
modern sosyo-biyologlann kopardiklan
sin, Kropotkin'in gorusleri, kapitalizm ve
gurultiiye kar-
emperyalizmin dogru-
lugunu insan davramsmin biyolojik koklerinde butmaya calisa kendi caginm Sosyal Darvincileri karsisinda sahip oldugu gucii aynen korumaktadir. Kropotkin, insanlann kooperatif sosyal hayvanlar otduklarmi ve baskici otorite ne kadar az mudahale ederse
dayamsma
gelisecegini
ve karsilikh yardimlasma pratiginin o kadar
dogru bigimde gordu. Adetleri baskici ve halklan
ranhga yatkin olsa bile butiin toplumlar,
uyum ve
ti-
isbirligi ilkele-
rine dayanirlar.
101
Bkz.
op
102
Bkz. lul
Cahm, Kropotkin and
cit, s.
the Rise of Revolutionary Violence, 1872-1886,
279-80.
John Hewetson, "Mutual Aid and
1965, 257-70.
Social Evoluiion", Anarchy, 55, Ey-
Anar$iz*nin Tarihi
476
Ancak Kropotkin'in deger tasimakla
bilimsel yontemi tek
basma kesin
tumevanmh olmaktan
birlikte,
bir
tumdenge-
olma egilimindeydi ve her seyt tek bir ilkeye gore aciklamaBilimsel olma ozlemi duyarken, cogu kez bill mi kendi toplumsal ozlemlerini dogrulamak icin kullandi ve kendi semalimli
ya
calisti.
sma uymayan bulgulan simlarmda
dikkate almadi; ashna bakihrsa, yakla-
kati ve esneklige yer
birakmayan bir yan
Ma-
vardir.
latesta'mn belirttigi gibi, Kropotkin, anarsiyi dogal yasalara uyan
toplumsal orgOtlenme olarak anlayan maddeci felsefeyi be-
bir
nimsedigi icin "mekanik kaderciligin" kurbani oldu. 103 Anarsinin dogal duzen oldugunu ve uyumun bir doga yasasi oldugunu diisiinurken hakhydi, ancak dogadan sanki bir ilahi taktir gibi
soz ederek hata yapu. Anarsinin, mekanik evrende zaferi kacmil-
maz
bir egilim
oldugunu
israrla
one surerek,
yaratici iradenin
rolunu oldugundan az degerlendirdi. Kropotkin'in tarih anlayisi, yaklasan devrimin kacmilmazh-
gim vurguladigi
icin
fazla
belirlenimcidir.
Rus Devrimi'nden
sonra, giderek kaderci oldu ve bireyin tarihsel silregte pek az rolu
oldugunu diisundu. A ma her zaman tutarh degildi. Marx gibi, orgutlenmenin siyasal rejim uzerindeki etkisinin onemi-
iktisadi ni
kabul
ettt,
ama
bilincin tarihin
bigimlenmesinde oynadigi
ro-
lun ve "isyan ruhu" dedigi seyin onemini de vurguladi. Aslmda
zaman zaman gereginden gibi, gecici
Devlet'e,
fazla
onem
toplumim icinde seylesmis verdi.
bir guc, olarak
Ancak, yirminci yuzyihn gosterdigt
Devlet kotuliigunuri guc ve yogumluk bakimindan
hizla kuculecegi ongorusii yanli? cikti.
Kropotkin'in doga felsefesinden nesnel bir etik tiiretme
giri-
simi de sorunsaldir. Dogal fenomenlerin gozlemlenmesinden ahlaki
sonuclar cikararak "dogalci bir hata" yapti; yani, "olan"i
"ol-
masi gereken" gibi gordii; seylerin nasil olduguna dair bir ifadeyi, seylerin nasd olmast gerektigine dair bir betirti olarak degerlendirdi. Insan degerleri, insan yaraulandir ve doga belirli
bnndan, bizim de kacmilmaz bicimde onu izlememiz gerektigi sonucu cikmaz. Aslinda bilimsel gorunumune ragmen Kropotkin'in gercekte bir ahlakci oldugu gorubir tarzda i§liyor olsa da,
lecektir.
Kropotkin'in anarsizmi nihai olarak, bilimsel, tarihsel
ve iktisadi teorilerinin iizerine insa edildigi bir ahlaki temele dayanir. 103
Malatesta, Life and Ideas,
s.
263.
477
Peter Kropotkin: livritmi Uri Pcvrimci
Kendi sosyolojisinde Kropoikin, doga ve toptum incelemesinde yaklasim farklihklarmin kacmilmaz oldugunu goremez: "cicekten insana ya da bir
kunduz yuvasmdan
bir insan sehrine
gecerken arastirma yontemimizi degisiirmemiz icin hicbir sebep yoktur," diye yazar. 1(M Ne var ki dogayi yoneten yasalarla toplu-
yoneten yasalar arasinda yapdmasi gereken onemlt bir aynm vardir. Tekrarlanabilir kosullarda yapilan deneylerde dogal yasa-
mu
lann gecersizligi kamtlanabitirken, toplum belirli bir tarihe sahip oldugu ve kosullan siirekli degi§tigi icin, herhangi bir deneyimi tekrarlayarak belirli yasalan dogrulamak imkansizdir. Olsa olsa toplumsal egilimlerden soz edebiliriz,
dan
toplumun yasalann-
degil.
Ote yanda, Kropotkin'in insan yapisi yasalann adetlerden kaynaklandigina iliskin degerlendirmesi mukemmeldir ve hapishanelerin suclulann duzeltilmesi konusunda ne kadar etkisiz ol-
dugunu ve cezalandirmanin ahlak disihgini gayet Lyi aciklar. Yasalann yerine kamuoyunu gecirme girisimi Kropotkin'i Godwin yol acabileceile ayni elestiriye, bu yaklasimin ahlaki zorlamaya gi elestirisine acik
hale getirir. Aslinda Kropotkin, biitun insan-
lan kol emegine zorlamanin suniir ve
muzmin
kamuoyu
icin bir
tekellesuriciiere karsi zor
hak oldugunu dukullanmanin hakh
goriilebilecegine inanir.
Evrimci perspektifi ve doga ile toplum arasindaki yakin baglantiya yaptigi vurguda Kropotkin, modern toplumsal ekolojinin oncusu olarak gorultir. Uygun teknoloji kullammi ve kayidaresi sayesinde iktisadi bollugun sag105 Ancak eridustriyel ilerlemede yareder. kabul lanabilecegini daha avantajh oldugunu dusunen mucadeleden dimlasmanm gerektigini one silrmekten de fethedilmesi" "doganin Kropotkin,
naklarm dikkadi bicimde
durmaz. 1Wi Bu cagdas yaklasim, onun evrimci goruslerinin mantigma ve doganin uyumuna duydugu derin minnettarhk duygusuna ters diiser. Anarsizm on dokuzuncu yuzyildaki en geliskin formuna geri
Kropotkin Kropotkin'i
ile
ulasti.
Anarsizme genelde dusman olanlar
okunmaya deger
§ist felsefesini
bilimsel bulgulara dayandirmaya calismakla kal-
104
"Modern Science and Anarchism", Revolutionary Pamphlets,
105
Bkz.
Ward
baskisi, Fields, Factories
Mutual Aid,
s.
233,
$.
152.
and Workshops Tomorrow, Burada
Kropotkirtin gorujleri y«ni verileik desteklenir.
106
bile
bulurlar. Kropotkin, sadece anar-
478
Anar$izmin Tarihi
madi, bu felsefenin gecerliligini toplumdaki egilimiere basvurarak da kanitlamaya cahsti. Belirli ko^ullarda siddeti savunmasina ve savasi desteklemesine ragmen,
bunlann artik var olmayacagi toplum yaratmayi amacladi, Evrimde yardimlasmamn, toplumda dayanismamn onemini ortaya cikardi, ancak bireyselltgi bir
asla feda etmedi.
ancak sahici
Ashna bakihrsa, ozgur bireyin
tarn gelisimine
toplulugun izin verebilecegi goriisu, belkt de onun en onemli i^gorusiinu olusturuyordu. bir
Elisee Reclus:
Ozgurlugiin Cografyacisi
&
Elisee Reclus on dokuzuncu yiizyihn sonunda Franstz anarsizminin en yetkin savunucusuydu. Kropotkin'in yakin arkadasiydi. Sadece cografyaya duyduklan mesleki ilgiyi paylasmakla kalmadilar, anarsist inanclarma biLimsel bir temel kazandirmaya da
cahsular. Fransa'da anarsist
komunizmin
bir versiyonunu tanit-
tdar. Anarsist cevrelerde Reclus'un prestiji Kropotkin'inden sonra geliyordu,
Caginin en onemli cografya uzmanlartndan
ragmen
biri
olmasina
Reclus, gontunde yatani asla saklamadi; HoIIandalt anar-
sist Ferdinand
Domela Nieuwenhuis'e soyle
uzmaniyim, ama en onemlisi,
.cografya
ben
dedi: "Evet,
bir anarsistim."
1
Reclus,
A mon
Le Revolti ya da La Revoltt'yi parasal olarak destekledi ve paysan (Kardesim Koylu, 1893) ve Evolution
/rare, le lution
et
revo-
(Evrim ve Devrim, 1880) gibi saf anlamda anarsist brosur-
genis bir okur kitlesine ulasti. Anarsist tarihci
leri
bir
Max
Nett-
lau'ya gore, Reclus "dogfu bir anarsi anlayisi"ni temsil ediyor-
du. 2 1
Alinti,
Maria Fleming, The Anarcku
I
Way to Socialism. Elistfe Reclus and Croom Helm, 1979, s. 9.
Ni-
neteenth-Century European Anarchism,
2
Max
Nettlau, Elisd Rectus: La vida' de un sahio Juslo y rebelde, Barselona,
1929,
alinti,
Fleming, The Anarchist
Way
to Socialism,
s,
10-U.
Anar$izmin Tarihi
480
Calvinist bir anlayrsla yetistirilmesine ve egitim gormesine
ragmen Rectus, Godwin
gocukluk dinini reddettikten sonra
gibi,
guciu bir iyimser ve idealist bakis acisi bir li
Henuz yirmi
gelistirdi.
yasindayken, "Dunyada Ozgurlugun Gelisimi" (1851) ba§hk-
bir
denemede oigun donem
dusiincelerinin temelini
da, "Ozgurliik her insan igin bir amactir,
atti.
Bura-
ancak sevgiye ulasmak,
evrensel kardeslige ulasmanin sadece bir aracidir," diyordu. §u sozler ise
Proudhon'un bu evrede
yarattigi etkiyi yansitiyordu:
"Kaderimiz, uluslarm, bir htikumetin ya da herhangi bir baska
ulusun vesayeiine mellik
artik ihtiyac
duymadiklan
ideal bir
durumuna ulasmakur. Hukumetin yoklugu ve
mukem-
anarsi, dii-
zenin en yuksek ifadesidir." 5 Reel us gencliginde Birlesik Devletler'e
gitti.
Bu
gezi koleli-
ge duydugu nefreti bir kez daha dogruladi. Fransa'ya donunce Fransiz bir kaptanla Senegalli bir
kadimn
kizi olan Clarisse
de
evlendi. Reclus'iin erkek kardesi Elie ve arkadasiyla birlikte yasa-
ddar. Elisee ve kardesi, bir sure
masonluk ve serbest
diistince hareketiyle
ettikten sonra, altmislann ortasinda, Bakunin'in
flort
Uluslararast Sosyal Demokrasi Ittifaki He iliski kurdular ve muhtemelen bu orgute katilddar. Bans ve Ozgurliik Ligasinda Bakunin ile birlikte oldular ve orgutti radikal yonde itmeye cahsgizli
tdar.
Nihayet Paris Komunii deneyimi Elisee'yi milkan anarsist
olmaya
yoneltti. Cumhuriyetcilerin adayi oldu,
ancak Komun'un
yenilgiye ugramasindan sonra tutuklandt ve hapse atildi. 1872'de
on yd kalmak Belcika'da
Vizere Isvicre'ye stiriildu ve 1894'ten 1904'e kadar
yasadi.
Hayatinm son gunlerinde goyle
"Tannsiz ve efendisiz, kardesce bir hayai siirmek ne
Ancak
Elisee'nin anarsist
Giderek mitter ve
dinlerle
Elisee Reclus yasadigi
lerde bir cografya rel tarihi gibi
olurdu."
inancdan asla sarsilmazken, kardesi
Elie antropolojiye sapti ve Les Primitifs'i (likelier, di.
diyecekti;
iyi
ugrasmaya
donemde
uzmani olarak
populer eserlerin
1903) yayimla-
basladi. 4
esas olarak
tanindi.
akademik
yam stra, on dokuz
ciltlik
uvelle geographic universale 'in (Yeni Evrensel Cografya,
94) yazanydi. 3
Age,
4
Bkz. Joseph
s.
<;evre-
Akarsu ve daglann ye-
Olumunden sonra yayimlanan
alti ciltlik
La No1878-
L'Homme
37, 39.
ights, 1927.
Ishill, Efisee
Redus and
Elie Redus: In
Memoriam, Berkeley He-
Elisee Redus. (I^uiIiijikh
et
la terre'de
(
481
nfrtafyacisi
(Dtinya ve InsanUr, IMD^-K) cografi ve toplumsal
goruslerini bir sentez halinck biili/stndi,
Bu
eserler
ona beseri
cografyamn oncusti olarak dunyn capmda sohret kazandirdi. Reclus'ye gore cografya insarilarm birbirleriyle ve ortamla-
nyla degisen
iliskilerini inceler. Jnsaii
hayatmm uzamsal boyutu-
nu inceleyerek insanlann dogal ortaitilarinm var oldugu, ancak yapay Devlet sinirlanmn bu oriamlan goz ardi etligi sonucuna vardi.
Benzer bayat kosullanni paylasan insanlann dogal olarak
isbirligi
lerini
nn
yaptiklanni dusundu. Avrupa Devletlerinin ulusal statu-
tanimayan Reclus,
farkli
ortamlarda yasayan
farkli halkla-
baski altinda ve carpitilmis yasal birligini temsil ettigi icin
onlara "imparatorluklar" demeyi tercih
Herleme
etti.
Reclus'niin toplumsal felsefesinin merkezinde
fikri
yer ahr. Tarih icinde
hem evrim hem
de devrim oiduguna ve
Darwin'in gelistirdigi teorinin devrim davasinin nihai basansmi dogruladtgtna inantyordu. Insanlar biyolojik ve toplumsal olarak basitten kannasiga
yardimlasma bu
dogru ilerleme egilimindedirler ve karsdikb onemli bir
siirecte
faktordtir: "insan
kuciik ister biiyuk gruplar halinde yasasin, her
turlii
tiirii
ister
ilerlemeyi
daima dayanismayla, kendiliginden ve esgiidiimlu guclerin
birli-
giyle gerceklestirir."^ Reclus ayrica insanbgin ilerlemesini sagla-
yan uc temel yasa oldugunu savundu: Simf miicadelesi; denge 6 arayisi; ve "bireyin egemen karari". llerlemenin en onemli fakbireyin inisiyatifidir. Ote yatida, toplumda mucadele ile denge arasinda surekli bir sahnim vardir. Reclus'niin hayati dogal anarsi duzeninin dengesini saglamak icin bilimsel arastirmatorii
[ar
ve miluan ajitasyonla
ge<;ti.
Reclus tarihsel gelisimde irkin rolunti de reddetti. Btitun irklarin
temelde
esit
i^inde bulunduklan
oldugunu ve
dissal farkhhklarin irklann
farkh ortamlarca belirlendigini savundu.
Daha sonra irklann kayna^masim savundu ve yaratmak
icin diger ulkelerin
"Avrupahlasma"sim benimsedi. Bu, kihk yalizm
degil,
birlesik bir
dunya
toplumsal ve kulturel bakimdan degi§th-mis. bir
emper-
Avrupa'mn o donemdeki teknolojik ustunlugunun
kabul edilmesiydi. 5
Reclus, Leon Metchnikoffun fi'ine Onsbj; (Paris, suit of a 11,
6
1889),
s.
L
Civilisdlton
xxvii. Bkz.
u
les
Fleming,
grands fleuves histatiqu-
"Life,
Liberty and the Pur-
Natural Order: The Anarchism of Elisee Reclui", Social Anarchism,
1,1981,19-35.
Reclus, Onsoi,
L'Homme a
\a
tern, Paris, 1905,
1, iv.
482
Anar$izmin Tarihi
Reclus sadece irkgihga karsi cikmakla kalmadi, kadinlarm ozgurlesmesini ve cinslerin
esitligini de savundu. Diinya ve lnerkegin kaba cinsel gticune dayanan patriyarsmin erkegin kadim kendi ozel mulkii olarak gordiigii zaman onaya giksanlar'da.,
one siirdu. Ote yanda, gocugun anneye dogal baghhgiru temet alan matriyarsi, toreleriti armlmasina ve toplumsal devrimin daha yuksek bir evresine yol agmi$ti. Avrupa uygarhgi hala tigini
patriyarkal idi ve ancak ozel mulkiyet ortadan kaldinldigi kadinlar gercekten ozgur olacaklardi. Bu arada Reclus
zaman
tarn bir or-
tak egitim istiyordu. Erkeklerin ve kadinlarm ozgur birlikler olu$turmalan ve sadece duyguyu temel alan bir aile yaratmalan gerektigine inamyordu. Ilk evlitigini geleneksel kurallara uygun bicimde yapmis olsa da, ikincisinde resmi ve dini onay olmaksizin "evlendi". Akilct ve ozgiir insanlar olarak yetistirdigi iki kizi, eviilik cagina geldiklerinde
Kropotkin
babalanni
izlediler.
gibi o da,
insanlann toplumsal hayvanlar oldugunu savundu. Ancak insaniar yahttlmis hayvanlar degit, canh bir biitunim pargalandir. Birey ile toplum arasindaki iliski, hiicrenin
bedenle ili^kisine benzer; her ikisi de bagimsiz varhklardir; ancak birbirine sikica baghdir. Reclus daha sonra sosyoloji ara$tir-
malarmin
yasayi temel aldigini one siirdu: Kisi diger kisilere karsihkh olarak bagimltdir ve toplumsal ilerleme bireysel inisiyaiki
title gelisdrilir.
InsanlaT kendi dogalanna sadik katmak igin her
yasaya da uymahdir ve ancak
bunu yapmalan halinde kendiBoylece Recius'iin anarsi anlayisi dogal yasayi temel ahr; ashnda, insan yapisi yasalardan cok doga yasaiki
lertni ozgtirlestirebilirler.
lanna ni
itaat etmek bir ozgurluk formudur. Anar$inin dogal diizebu nedenle evrensel yasalan izleyen organik birbutunltiktur.
Paris
Komunu'nun
yenilgisinden sonra Reclus parlamenter
sonuna kadar Devlet'in yikilmasi icin savastt. 10 Ekim I885'te La Revoke'de "Voter, c'est abdiquer!" ("Oy vermek, feragat etmektir") dedi ve bu fikrini asla degistirmedi. Feb siyaseti reddetti ve
sefe alaninda, Descartes gibi
krallan ve
"Insan toplumlarmda agir basan
kurumlan" toplum icinde
bir tabula rasa (bos bir tugetirmeye cahsti. Bireyin kendisini dogrudan ilgilendiren butun konularda karar almasina izin verilmesi halinde, o val) haline
insamn upki
bir gocugun buyumesi gibi, dogal olarak anarsizme yonelecegini dǤunuyordu. "Ortak cikarlann ve bir kez ozgur ve komiinal olan hayatm saglayacagi smirsiz avantajlar(in) toplum-
Elisee Reclus.
sal
organizmanm devami
(
)zy,w !«£"»
icin yclcrli"
<
483
ofyafyaasi
olacagma emindi. 7 3 Mart
Imier'de toplanan Jur;i Kulcrasyonu Kongresi'nde yaptigi "Anarsi ve Devlet" baslikh bir konusmada, "anarsi" leriminin ozgiir bir toplumu betimiemek igin gerekli etimolojik ve
1877'de
St.
mantiksal zemini sagladigmi savundu. Reclus, Enternasyonal'in Italyan seksiyonumin (Malatesta, Cafiero, Costa vd.) 1876'da propagandasini yaptigi anarsist ko-
munizm
teorisini
benimseyen
ilk kisilerden biri
oldu.
Ancak Ca-
fiero'nun "herkesten yetenegine gore, herkese ihtiyaci kadar" sloganmda israr ettigi yerde, Reclus bolusumun dayamsmaya go8 diizenlenmesi gerektigini soylemeyi tercih etti. Ihtiyac kavraminin hala bir bencillik ilkesi oldugunu, oysa dayanismamn ya
re
da ki§inin ihtiyaclanm ba§kalannin ihtiyaglan baglammda dikkate almanin daha yuksek bir insanhk duzeyini temsil ettigini
one
surdti.
Reclus'ye gore Devlet, "insanhk guclerinin ozgiir birligi"yle y asilmah ve yasalarm yeri "62gur sozlesme"yle doldurulmaliydi.
Ancak Reclus anarsiyi uzak gelecegin bir ideali olarak gordugii Suicin ozgiir toplumu aynntih bigimde betimlemeyi reddetli. olmayacaklan ve degi^en isteklere uyum saglayacaklan igin bu kurumlan betimlemek imkansiz olacakti. Bununla birlikte, anarsist ideali "ayncahklarin ve yonetim kaprislerinin kaldinlrekli
masryla, mulkiyet tekelinm yikilmasiyla, karsriikh saygi ve dogal yasalarm gozetilmesiyle bireyin tarn olarak ozgiirtesmesi ve lop10 La i§lemesi" olarak tasarlamaya hazirdi. 1880' Kongresi, Federasyonu Chaux-de-Fonds'ta toplanan Jura
lumun kendiliginden
de Reclus'un kiskirtmasiyla, mevcut idari konriinun kar§iti olan "dogal komun"u ozgiir toplumun temel birimi olarak kabul etti.
Kardefim Koylii'de (1893) Reclus, koyluleri topraklarmi ve emeklerini ortaklasmaya gagirdi. Reclus uretimi artirmak ve herkese gegim araci saglamak igin ileri teknolojinin
kullandmasim
istedi.
Yiizyihn
sonunda
Fransa'daki anarsist gevrelerde yeni Malthuscu bir canlanma olsa da, cografi ara^tirmalan Reclus'u yeryiizuniin butiin insanla7
Reclus, L'EvoIuton
H. RtwiU. 17 Ekim
Paris, 1898,
Ugah
et
Vanarchie, Bibliothaque des
1880,
8
Lf
9
Bulletin de la Federation Jurassietme,
10
Reclus, L'Uial s.
J.
Temps Nouveaux,
s,
et
U jeuimesse,
1 1
Man
Editions de
la
1877. Socieie Noiivelk, Paris, 1894,
484 tin etti.
Anars,izmin Tarihi
kolayca yasamalanni saglayacak kadar zengin olduguna ikna Ustelik bu, doganin yikici bicimde fethi olmaksizin gercek-
Toplumsal ekolojinin onculerinden biri olan Rec"miihendisler surusu"Tiun guzel bir vadiyi altust ederek yikmasini nefretle karsdardi. 11 Hayvanlarm etleri if in katledillestirilebilirdi. lus, bir
mesine muhalefeti pek 50k gagdas toplumsal ekolojistten (Murray dahil) daha ileriydi. Oteki turierden gok sey ogrenebilecegimizi dusundii: "hayvanlann adetleri hayat bilimine daha derin-
den nufuz etmemize yardimci olacak, hem dunya bilgimizi hem de dunya sevgimizi artiracaktir." 12 Reclus'e gore insanlik daha yuksek bir uygarhk evresini tetnsil ediyordu, ancak daha erken insan topluluklan ve hayvan davranislan uzerinde yapdan arastirmalar, kendi potansiyelimizi anlamamiza yardimci olabilirdi.
Ekolojik duyarhligi ve vejetaryanizmine ragmen Reclus insanlar aleminde siddet kullamlmasina karsi degildi, Devlet'e tutkulu muhalefeti oylesine gucluydu ki, 1880'terde sadece sozle degil eylemle propagandayi da
savundu. Akilci bicimde olustukabul ederdi, ancak Devlet'i etkin bicimde hedel almasi halinde bireysel terorizm eylemlerini onaylamaya da ha-
rulmus
zirdi.
bir tezi
1882'de toplumu etkileyen sadece
iki ilke oldugunu ilan yanda hukumet, ote yanda anarsi ilkesi; bir yanda otorite, ote yanda ozgiirluk... Butun devrimci eylemler, onlardan yararlanmaya cahsan gUc her ne olursa olsun, dogalan geregi, etti:
"bir
oztinde anarsiktir." 13 Bu nedenle zulme karsi her isyan add ve iyi bir eylemdir. Araglar cesitlt olmahdir; Reclus dinamit kultammipatlayici niteliginden otiiru degil, etkisiz oldugu icin onayla-
m
miyordu. Ouvrier, prends la machine! Prends la terre, paysfln/'da (Isci makineye; koylu topraga el koy!, 1880) gercek diismanlarm
mulk
sahipleri ve ozel mulkiyet savunuculan oldugunu acikhga kavusturdu. Ozel mulkiyet birkac kiginin kolekiif mulkiyeti haksiz bicimde edinmesi oldugu icin, la reprise individuelle, yani emegin urunlertnin bireysel olarak geri almmasi, hakh bir hirsiz-
olusturuyordu. Ancak buntm lek kosulu, hirsrzhgin insan irkinin mutlulugu adina yapihnis olmasidir. Bir eylemde onemli olan, eylemin kendisi ya da sonuclan degil, ardmdaki nilik tiiru
"On Vegetarianism", The Humane Review, Oca k 1901. Grande Famille", Magazine International, Ocak 1897, Edward
11
Reclus,
12
Reclus, "La
Carpenter 15
cevirisi olarak
Le Rfvol/e, 21
Ocak
The Greal Kinship, 1900.
1882.
Elisee Reclus.: OzgfiHiigmi
yettir.
(
485
ografyaasi
Reclus intikamin sadece adalcisizlige kagimlmaz bir lepki zamanda ilkel bir adalel formu oldugunu diisundu.
degil, ayni
Bombaci Ravachol Bir
ilkel de olsa bir isyanciydi. zamanlar kendisine "dovus horozu" diyen Reclus bir ve-
jetaryen olarak yasadi. Tolstoycu degildi. Baski karsisinda daima
zayih savunacagim soyledi: "Iskence edilen bir kedi, dovulen bir
gocuk, kotii muameteye maruz kalan bir kadin gordtigum za-
man, bunu onleyecek gticum varsa, onlerim." 14 Bu durumda guc kullanmak bir sevgi ifadesidir. Son cozumlemede, siddet fazla arzulanmaz, ancak kacindmazdir: "bir Doga yasasi, fiziksel sokun ve karsi-sokun bir sonucu." 15 Reclus'nun §iddetin gerekliligine dair neredeyse fanatik tutumu, Kropotkin'in su anarsist ahlak il-
kesinden cok uzaktir: "Benzer kosutlarda baskalannin sana nasil
davranm atari m
istiyorsan, sen
de onlara oyle davran." 16
Reclus 1860'larda kooperatif harekete katilmisti.
Ancak
Pa-
ris Komunii'nden sonra koope rati fieri ve topluluktan, sadece birkac kisinin yaranna olduklan ve mevcut diizene dokunmadiklan icin karsidevrimci hareketler olarak gormeye basladi.
Toplumun topyekun
bunun
doniisturulmesini istiyor ve
iscile-
rin ve koylulerin ortak eylemiyle gerceklestirilecegini du^uniiyordu. Hayatimn daha sonraki donemlerinde anarko-sendi-
kalizm'den iyice uzaklasti ve tkinci Enternasyonal'e karsi ciinkii
gikti,
hiikumete ve yasatara inanmaya devam eden sosyalistler-
le isbirligi
yapmayi reddediyordu.
1890'lann basinda anarsist teror kampanyasimn basansizhga ugramasi ve devrimci hareketin
hukumet
tarafindan ezilmesi
uzerine Reclus, tipki Kropotkin gibi, toplumsal degisimin asa-
mah
ve evrimci yanini vurgulamaya basladi. Ytizyihn
donumun-
de soyle dedi: "evrim ve devrim ayni fenomenin birbirini izleyen iki edimidir; evrim devrimi ve devrim gelecekteki devrimlerin 17 anasi olan yeni bir evrimi onceler."
ahsdmis
ma
gidisatidir
Evrim olaylann dogal ve
ve devrim eski yapdar engelleyici ve organiz-
icin yetersiz hale geldigi
zaman
gerceklesir.
O
zaman hayat
ansizin yeni bir formu gerceklestirmek iizere harekete geger. Reclus, Marx ve Bakunin'in tarihsel maddecilik formunu 14
Almti, Fleming, The Anarchist
15
Reclus,
16 17
Way
An Anarchist on Anarchy,
to Socialism,
1894,
s.
s.
180, 210.
14.
Kropotkin, "Anarchist Morality", Revolutionary Pamphlets, Reclus, L'EvoIution, la resolution, et ('ideal an a re hi que,
1898,
s.
15.
P.
s.
92.
V
Stock, Paris,
Anar$izmin Tarihi
486
reddederek bilincin esas olarak iktisadi faktorler tarafmdan
bi-
cimlendirilmedigini, toplumun bilinc tarafmdan donusturiildugunti one dir." 18
toplumu yapan
"lnsani yapan kandir,
siirdii;
fikirler-
Kropotkin'in La Conquete du pain'inin (Ekmegin Fethi,
1892) Fransizca
baskisina onsozde Rectus soyle diyordu; "ta-
ilk
topEumun kendi tdealini model almasiHayatmin sonuna dogru Reclus, insanlann onyargilanm
rih yasaiannin birincisi dir." 19
ve birbirine hakimiyetini ortadan kaldirmak icin sadece biling
duzeyi uzerinde cahsmayi tercih
etti.
konusunda Reclus kendi vicdarurun icsel sesini dinlemenin birey icin yeterli oldugunu dusundu. Yoldaslanna "buyiik atanuz" dedigi Rabelais' nin iinlu diisturunu tavsiye etti: "Hosuna gideni yap!" Bu yaklasun baskalannin arzulanna kuiak asmayan bencilce bir kendini dayatma antamina gelmiyordu. Bireyci anarsistler ile anarsist konuinistler arasinda Reclus'nun buldugu tek benzerlik isimleriydi: her birey in daima herkesin refahtm gozeteEtik
Bu nedenle
rek eylemest gerektigini dusuntiyordu.
ozgiirlugu,
bireyin "kendi istegine gore eyleme, 'hosuna gideni yapma', ayni
zamanda butun
kolektif gorevlerde kendi iradesini baska insan-
lann iradesiyle dogal bicimde birlestirme hakki" olarak tanimladi. 20
Baskalan
icin
memelidir, ciinkii
duyulan bu kaygi
Godwin
gibi
ktsidama olarak gorul-
bir
o da genel fayda
icin
cahsmanm
kisiye en buyiik hazzi verdigine inandi.
Reclus'nun anarsizmi ikna edicidir. Reclus bireye saygi du-
yarken dayantsmayi temel alan bir goniillu
komunizm formunun
uzmam
gerceklesmesini istiyordu. Bir cografya
olarak derin bir
ekolojik duyarhhgi vardi; bir ahlakci olarak, insanlann
hayvanlarm deti
cektikleri acilarla
ilgilendi.
yam
sira
Onceleri devrimci sid-
savunduysa da, daha sonra bilginin yayilmasiyla asamah de-
gisimi vurguladi. Sadece bilimsel bir al
da
ilgi
maddi refaha
degil ruhsal gelismeye de
duydu, Anarsi2tnin gerceklestirecegi uclu bir ide-
oldugunu soyluyordu: bedenin ekmegi (yiyecek), zihnin ek-
megi (egitim) ve ruhun ekmegi (kardeslik). Reclus, sadece on
dokuzuncu yiizyilin en cekki anarsist dusunurlerinden bin gil, modern toplumsal ekolojinin de oncusiidur.
18
Ag<\
5.
Revoltc
186. Ayrica Bkz. Rectus, Evolution Paris, 1891,
s.
el
rtvotution, Publications
10.
Pain'ine Onsbz.
19
Reclus, Kropotkin'in La (ont\u£tt
20
Reclus, L'Evolution, \a revolution. El I'idial
d\>
aiwrMquc,
s.
143.
de-
de
ia
21 Errico Malatesta:
Devrimin
Elektrikgisi
&
yiizyilin sonunda Italya'da ortaya cikan en onemdusunur hi? kuskusuz Errico Malatesta idi. Malatesia
On dokuzuncu li
anarsist
ashnda bir propagandist ve
ajitator
oldugu
icin, diisuncesi tutarh
bir butun olusturmadi. Yaklastk altmis yil uluslararasi anarsist hareketin merkezinde yer aldi ve fikirkri daima toplumsal mucadele icinde gelisti. Asia tamamlanmis bir eser yazmadi ve ricalara ragmen, hatiralanni kagida dokmeyi basaramadi. Ancak pek cok yayin organmda yazdi. Toplu makaleleri keskin zekasini ve sicak duyarlihgmi ortaya koyar. Filozof degildi, ancak karmasik fikirleri kolayca anlasilabilecek sekilde aktanyor, canh ve keskin bir uslupla
yaziyordu. Anarsist dtlsunceyi genis bir kitle icin yo-
rumlamakla kalmadi, degerli katkilarda da bulundu. Zayif bunyeli olmasina ragmen Malatesta' nin hayati hep ha-
Zamamni, devrimci durum arayisiyla ya da yetkililerin gazabindan kacmak icin bir ulkeden digerine tasmarak gecirdi, Hayatmin neredeyse yansi stirgunde, genellikle Londra'da reketli oldu.
gecti ve Italya'ya olan sevgisini asla kaybetmediyse de kendi ul-
onun on yil-
kesinin butun dunya oldugunu dusimdu. Devletler sadece sinirlardan gecmesini degil, ozgiirlugunu de engellediler;
dan
fazla bir sureyi
hapishanelerde, cogu kez durusma bekleye-
rek gecirdi. Oralarda da
zamanmt bosa
gecirmedi; polisleri "za-
Anar$izmin Tarihi
488
olarak gordu ve onlan ozgurlugun bayragi aLtina
valli iblisler"
sokmak
durusmada
igin elinden geleni yapti. Bir
bir tavirla, kendisini "bir dava
kararLi ve cesur
adami" (un uomu
di
fedc) olarak
betimledi. Gereksiz risklerden kaginmastna ragmen, anarsist da-
onun
va
igin
kendi ozgurlugunden ve rahathgmdan daha onemli
oldu.
Malatesta 1853'te ral bir
Guney Uaiya'mn
Caserta bolgesinde libe-
kticuk toprak sabibinin oglu olarak dunyaya geldi. Cizvit
okuluna gonderildi, ancak on dort yasindayken Mazzini ve Gariduydugu cumhuriyetci sempati, Krai II. Victor Emmanu-
baldi'ye el'e
yoredeki adaletsizlikleri sikayet eden bir mektisp yazmasina
ve tutuklanmasina neden oldu. Babasi, bu yolda giderse sonunda daragacini boylayacagim soyleyerek
onu uyanyordu. Yilmayan tip okumaya ba§ladt, an-
Malatesta Napoli Oniversitesi'ne girerek
cak bir cumhuriyetgi gosteriye katildigi igin okuldan
gegmeden Bakunin'in yazdarim nal'in Italyan
kesfetti ve
Cok
atildi.
1871'de Emernasyo-
seksiyonuna katddi,
tdealizmle dolup tasan Malatesta ve gen? arkadaslan o sira-
da halki ayaklandirmak igin burjuvaziyi elestirmenin
yeterli ol-
duguna inaniyorlardi. Asin acjigin devrimi tesvik edecek yerde onu engeiledigini anlamakta gecikmediler. Yapuklan propagandanm daha iyi durumdaki bolgelerde ve hali vakti yerinde ijciler arasinda daha
etkiti
oldugu goniluyordu. Malatesta idealizmini
kaybetmedi, ancak orgiitlenmenin, gergekgi ve pratik hedefler belirleyerek propaganda
yapmanin onemini
Kendisine miras kalan
mulku
anladi.
kiracilanna devrederek, gegi-
mini bagimsiz bicimde saglamak ve emekci halk arasinda yasa-
mak
igin elektrikgilik ve
mekanik ogrendi. Universiteden aynl-
diktan sonra, 1870'li yillarda Akdeniz bolgesinde, Ispanya'dan
Osmanb
Imparatorlugu'na kadar
genis. bir alani
hatlere cikti. I872'de Isvigre'de ilk kez
Bakunin
kapsayan seya-
ile karsilasti,
ha sonra ona, ozellikle o to rite ve Devlet ilkesine yonelttigi nier nedeniyle "manevi babamiz" diyecekti. siyasal iktisat ve tarih
konusundaki
Da-
ele^ ti-
Ancak Bakunin'in
gortislerini fazla Marksist
buluyordu. 1 Italyan anarsistler, riyla
1
basanh Garibaldi ve Mazzini
taraftarla-
rekabet etmek igin grevler ve gosteriler orgutlediler, ancak Malaysia His 1977,
s.
Li/e and Ideas, der. Vernon Richards (1965), Freedom 208 (bundan sonra Malatesta olarak gececek).
Press,
Errico Malatfsin.
IVvnmiH
489
UlcUtrik<;isi
Italyan devrimci geleneginin en tk-neyiinli
oldugu
taktige, ayak-
Toplumsal lanmaya ve Enternasyonal Devrim Komitesi diyen, Malestn, Andrea Costa icindeki bir grup iiye, benzer eylemleri ve butUn ttalya'da "toplumsal tasfiye"yi tetiklemek icin Bologna' da bir ayaklanma planda basvurdular. 1874'U- kcndilerine Italyan
Bakunin onlara katilmak
la di la r.
igin hazir bekliyordu,
ancak
ih-
bar alan cambinieri ayaklanmacilan Bologna yolunda yakaladi.
Dogrudan eylem mesaji ks
uluslararasi anarsist harekette yan-
buldu. Enternasyonal' in 1876 Berne Konferanst'nda Malatesta,
Bologna ayaklanmasimn arka plamni acikladi ve soyle dedi: "devrim
lafla degil isle yapilir
halk hareketi patlak verirse
dugunu
ilan
...
her ne zaman kendiliginden bir
...
bu hareketle dayamsma iginde
etmek her devrimci
ol-
sosyalistin gorevidir," Hareket,
mevcut kurumlan zor kullanarak, "onlan gelecekten koparan kan irmagi"yla yikmaya cahsmahdir. 2 Og ay sonra Malatesta
bir
ve Carlo Cafiero, Bulletin of the Jura Federat ion 'da stratejilerini agikga ortaya koydular; "Italyan Federasyonu, sosyalist ilkelerin
eylem yoluyla dogrulanmasim amaglayan ayaklanma olgusunun en
etkili
propaganda aract olduguna
inanir." J Italyanlann
bu go-
1880'lerde Avrupa'daki, ozellikle Fransa ve Ispanya'daki
rusii,
anarsist eylemlere
hakim olmaya
basladt.
Baskilara ragmen, 1876'da, Floransa yakinlanndaki bir or-
manda
ulusal kongre toplandi,
Burada Malatesta ve Cafiero, de-
Bakuninci bir kolektivizm formundan komunizme gegmeye ikna etti. Hazir bulunanlar su oneriyi kabul ettiler: "Herkes toplum icin kendi yeteneklerinin izin verdigi her §eyi yaplegeleri,
malidir ve toplumdan bulOn ihtiyagiannm, uretim
durumuna ve hakkma sa-
toplumsal imkanlara gore kar§itanmasini talep etme hiptir." 4
munu
Kongre Italyan anarsist hareketinin ayaklanmaci tutu-
da onayladi.
Malatesta, Cafiero ve Costa, ni pratige gegirdiler. Ertesi
yil,
zaman kaybetmeden
nia bolgesindeki Benevento yakinlannda
kayitlanni atese vererek, Krai Victor
na erdigini
ilan ettiler.
gorusleri-
silahh bir grup kurarak iki
koye
Emmanuel
Aralarmda rahiplerin
Campa-
girdiler, vergi
saltanatmin so-
de bulundugu koy-
2
Comple rendu du Vlll&me Congras
3
Alitm, R Hostetter, The ItaUan Socialist Movement,
4
Van Nostrand, Princeton, NJ, 1958, s. 368. Ahnti, Woodcock, AnarcFiism, s. 320.
gintvalc, Berne, 1976, i.
s.
10, 97.
Origins (1860-I8S2J,
490
Anar$izmin Tarihi ilk
liiler
anda onlan hosnutlukla kars;iladilarsa da katdmaktan Sonuc olarak Italyan birlikleri kisa surede botgeye ge-
korktular. lip
isyancilan yakaladi,
Bu
ikinci basansiz ayaklanma yeni bir baski dalgasina yol Yasadisi Emernasyonal'in Italyan seksiyonu ulusal capta ge-
actt.
nel
ayaklanma
cagrisi yapti,
ancak ayaklanma gerceklesmeyince
tek tek kisjler teror eylemterine ba§vurdular. 1878'de yeni Krai Umberto, Napolili bir cumhuriyetci a§ci tarafindan bicaklandt. Ertesi
leri
gun monar$ist
bomba
atildi.
Baskilar daha da gitti.
Malatesta, Isvicre'deki Enternasyonal Jura Federasyonu tiyearasinda, zamanin onde giden anarsist komunistleri, Elisee
Reclus ve Kropotkin du.
gecit alayina
Enternasyonal dagildi ve Matatesta surgtine
artti.
ile
tam$ti.
1879'da Romanya'ya
gitti.
Yolculugunu stirdurmek
istiyor-
Enternasyonal'in 1881 'de Lond-
ra'da toplanan kongresine kanldi ve ertesi yil Arabi Pa$a donemind e bir ayaklanma basdatma umuduyla Mistr'a gitti.
1883'te Italya'ya dondu. Italyan seksiyonlannin yeniden 6r-
gudenmesine yardimci oldu ve La Questione
Sociale gazetesinin
ediiorlugunu yapti.
En cok okunan brosuru Fra contadini'yi (Koyluler Arasinda, 1884) bu sirada yazdi. Brosur, toplumsal sorunlan pek az bilen kisilere anarsist
komunist
fikirleri
aciklamayi amachyordu. Ma-
latesta anarsjyi "hukiimetsizlik" olarak
tanimhyor, "hiikumet sadece burjuvazinin savunulmasina hizmet eder, cikarlanmrz soz konusu oldugunda en iyisi onlan bizzat gercekSestirmektir" di-
Dayamsma temebnde bir komunizm formunn savundu. Bu komunizm mulkiyette ortakhgi ve uretimin ioplumsalla§tinlmasini kapsiyordu. Bu nedenle, "butun dunya insanlan arasinda yordu.
mukemmel
bir
dayamsma kurmak"
gerekliydi.
Dayamsmamn
te-
melini, "herkesten yetenegine gore, herkese ihtiyaci kadar" itkesi olu§turacakti. Devrimden sonra toplumun komunlere bolunmesini tavsiye etti.
Bu komunlerde, farkb zanaat kollanna gore
tikler olu^turulacakti. Insaniigi
bir-
ancak anarsist komunizm kurta-
ve "siyasaf iktidann, yani hukumetin yikimint, topragm ve mevcut butun zertginlikterin fethini" ancak o saglayabilirdi. 5 rabilir
Malatesta bu brosurii yazdiktan 1884'te uc yd hapse
5
mahkum
hemen sonra
tutuklandi ve
edildi. Napoli'de patlak veren kole-
Malatesta, Ernie Paysans, Paris, 1887,5.61,58,67.
491
Errico MalatesUi: Dcviiiimi Ilkktrik<;i$i ra salgini sayesinde kefaletle tahliyc edildi ve bir
gemiye
rak 1885'te Buenos Aires'e ulasti- Somaki dort yih
i$ci
atlaya-
hareketi
uzerinde silinmez izler biraktigi Arjantin'de gecirdi. Avrupa'ya dondiigunde, Fransa, Ingiltere, Isvicre ve Ispanya'yi ziyaret etti ve nihayei 1897'de tekrar Italya'ya yerle$ti.
1889'da Londra'ya ikinci gidisinde, biyografisini yazan Max Nettlau ile omur boyu surecek bir dostluk kurdu. Sosyalist Liga'da William Morris'le tamsti.
Bu arada Joseph Lane ve Frank
Kitz de iliski kurdu. 1889-1890'da Londra'da gercekles;en Dok Grevi'nden derin bicimde etkilendi, ancak bu hareketin bir genel
ayaklanmaya donu$meyecegini dusundu. 1890'da toplanan Sosyalist Liga Konferansi'nda mulkiyete el konulmasim savundu. Liga'nin cikardigi
The Common wcalin 6 Agustos 1890
tarihli sa-
yisinda Malatesta' dan yapilan su almti yer aliyordu; "Hatki mulkiyete el koymaya, zenginlerin malikanelerine girip oturmaya tesvik edelim; gelecege ili^kin tarti$malarin faaliyetlerimizi felce ugratmasina izin vermeyelim." lngiltere'de genel grev cagrisi ya-
pan
iscilere gelince, soyle
diyordu: "Genel Grev, onu barikatlar
kurarak ya da baska yontemlerle askeri eylem icin kullanmaya hazirsak,
mahkum
bu almtilar Malatesta'nin terorizmi etmesiyle ve gelecek on yd icinde yeni bir sendikalizm iyi
olur,"
Ne
var ki
olusiurma cagrisiyla tutarh degildi,
189 l'de Malatesta en
etkili brofurii
Freedom Press tarafindan 1892'de bunun o zamana kadar yazdigi en iyi sur
Anarji^m'i cikardi. Bro-
Ingilizce basddi. Malatesta brosiir
oldugunu dii§unu-
yordu. Gercekten de bro^ur, Malatesta'nin fikirlerini canh bir polemik tarzinda ve en iyt bicimde ifade ediyordu. Bakunin'in etkisi belirgindi; Malatesta ondan "insan dayanismasinin dogal ve toplumsal yasasi" konusunda alintilar yapti ve "Benim ozgurlugiim herkesin ozgurltigudur" goriisunu sa-
vundu. 6 Ancak Malatesta'nin avukat ve toplumsal tarihei olan okul arkadasi F. S. Merlino'nun etkisi de hissediliyordu. tkisi de Marx'in iktisadi belirlenimciligini elesdriyor, devrimin kaciml-
maz
otmadigini ve Devlet'in toplumun iktisadi yapisi uzerinde
bir etki yaratabilecegini
one
siirtiyordu.
Maiatesta'nin bro^urdeki baslangic noktasi, temel bir daya-
msma 6
yasasidn.
Bu yasa insan refahimn yardimla$ma ve
Malatesta, Anarchy, qev., V. Richards,
Freedom
Press. 1974,
s,
i§birligi
50, 27.
Ana >$iz>n ii
492
Tatiki
aracihgiyla gerceklestirilmesini saglar.
Ancak buradaki
uyumu, Kropotkin'in anlayisindan cok
farkhdir, ciinkti Malates-
ta
yardimlasmayi, "birliklerin
gelisitni
<;ikarlar
ve refahryla, antagonist ve
varolusa karsi olan btitun dogai faktorlere karsi mucadele
i$in bir-
muhukmetme
olarak betimler. Insanhgin ilerleyisinin dogaya kar$i bir
lih"
cadele icinde kazanildigi gorusii, Malatesta'yi insanin secenegini,
onun "hayvan atalanndan
devraldigi
korku ve
anti-
sosyal iggudtiler"e kadar izlemeye yoneltir. 7 Malatesta'ya gore in-
san icgudtisel olarak kendi evlatlannin
varolusunu da savunmaya "hayvansal" arzulartmizi,
yam
sira
kendi bireysel
Bu nedenle dogal arzulanmizi, isbirligine yonehmek icin topfuma ihtiitilir.
yac duyanz, ctinku isbirligi iierleme ve guvenligi saglayan ye-
gane
aractir,
Aym
gortis
Bakunin'de de vardtr ve Kropotkin'de de
yanki bulur. Malatesta igin anarsi hukumetsiz toplumdur. "Devlet" sozctigune verilen
cesttli
anlamlan kabul etmekle
birlikte,
kendi
iti-
hukumet aynmi yapmaksizin her tiirlu siyasal otoriienin yikilmasi ve hukumetin ortadan kaldirilmasi icin cagn yapmayi tercih eder. Kamu hizmetlerinin cogunu saghyor olsa da, hukumet, dogasi geregi yagmaci ve baskicidir. Hukumet aym zamanda "mulk sahipleri"nin jandarmasi oldugu icin, onun ortalimini, Devlet ve
dan kaldirilmasi ozel mulkiyetin de ortadan kaldirilmasi anlamigelecektir. Insanlan, hukumetin hem zararli hem de faydasiz olduguna ve anarsiyle (hukumetin yoklugu anlammda) birlikte "dogal duzen"in gelecegine, "insan ihtiyaclanmn ve herkesin ci-
na
dayamsma icinde tarn ozgurltigu" saglayaDayamsmayi ve kosullarda esitvurgulayan Malatesta'mn anarsizm tammi liberalizmden cok
kar birliginin, tarn bir
cagina ikna etmek zorunhidur. 8 ligi
sosyalizme yakindir.
Hukumet
yerine, sempati ve cikar birligi olan kendiliginden
gruplannm gonullu
birey
ozgur
inisiyatif, ozgtir
birlikler icinde
olusmasim
sozlesme ve gonullu
ister,
Hayat,
isbirligi temelirtde
kurulacaktir, Malatesta, gercek varhgin birey oldugunu, toplu-
mun tir.
na
ya da kolektifin sadece bireylerden olustugunu israria belir-
Kisisel ozgtirluk gonullu iliskin bir farkindaltgi
Age,
s.
24,28.
Age, 19, 13.
dayamsmayi ve
cikarlar toplulugu-
temel aldigi siirece, ozgtir ve
e§it bir
Errico Mdlair.siri: Prvuiiiiii
toplumda pek az catisma
ol;isihj;i
:
\
:
gmur. "DlLEDtGlNI YAP"
diisturumi benimser, giinku "uyuiulu
bir
lopiumda, hukumetin
YAPMASl GERE-
ve mulkiyetin olmadigi bir loplunnl.i, hcrkes isteyecektir." 9
KENI
493
\rki\\k( \si
Hayatimn bu doneininde Malatesta'mn,
anarsist
hicbir catisma olmaya-
cagini
goruliir,
toplumda arzu ile go rev arasirula dusunecek kadar iyimser oldugu
gerceklestirilmesi
ic-in
Bu toplumun
kullamlacak araclara gelince, tek yol "top-
lumsal servet sahiplerini devrimci eylemle ezmek"tir, 10 1890'larm
basinda
Malatesta
buttin
Avrupa'yi
dolasti,
1891'de, Jerez ayaklanmasi sirasinda Ispanya'daydi ve "sifatsiz
anarsizm" cagnsinda bulunarak kolektivistler arasindaki anlasmazhgi
Charles Malato
ile
cozmeye
birlikte genel
cahsti.
oy hakki
Italya'da
bulundu,
kacilik anlayisini
iliskilerini
komunistler
icin yapilan genel gre-
ve tanik oldu ve genel grevin sintrlanm anladi.
zaman
ile
1892-1 893' te Bel^ika'da,
Bu arada zaman
surdurdu ve yeni bir sendi-
savtmdu. 1896'da Malatesta, anarsistlerin ulus-
lararasi sosyalist hareketten tasfiye edildikleri Ikinci
Enternasyo-
nal Kongresi'nin Londra'da drgutlenmesine yardimci oldu.
Dusunceleri bir kez daha ltalya'ya yoneldi. Kotii hasatm ve fiyai
ne
amslarmm pek cok koylu ayaklatimasim devrim
tilke
1897'de gizlice
icin
olgunlasmis
Ancona limanma
tetiklemesi tizeri-
gorunuyordu.
Malatesta
odadan
L'Agttazio-
cikti ve bir
ne'yi yonetmeye bastadi; anarsistler, sendikalistler ve sosyalistlerden olusan bir genis cephenin kurulmasi i?in c^g" yapti. Bu, Malatesta'mn o zamana kadar cikardigi yaym organlanmn en
onemhsiydi ve makaleleri deneyimle donatiimis olgun yi^i
bir anla-
ortaya koyuyordu.
Anarsinin "oloriUsiz orgutlenen topfam" oldugunu tekrarlar,
ragmen k\siye iayatilan iktiBu toplum, hukumetin varhgini mazur gostermeye cahsanlann iddia ettikleri gibi orgutsuz ya da kaotik bir toplum olmayacakti. Engels otoritesiz orgutlenmenin imkansiz oldugunu "Otoriieyle kastedilen, iradesine
dar"dir. u
one surerken, Malatesta kendi icinde otorite yaratmayan orgutlenmenin tek care oldugunu savunur, Yalniz kisi giicsuzdur; "benzerteriyle isbirligi yapan insan kendi faaliyetini ve inisiyatif
gucunii ifade edecek araglar bulur," Engels'in, simflar ortadan
9
Age,
s.
41
10
Age,
s.
53.
11
Malatesta, op.
cil, s.
20.
Anar$izmin Tarihi
494
kalkttginda Devlet varhk nedenini kaybeder ve insanlann degil
nesnelerin yonetimini saglayan bir yapiya donusiir, gorusiine de
Mala testa bu konuda soyle diyordu: "Her kim nesne-
karsi gikti. ler
uzerinde iktidar kurarsa, insanlar tizerinde de kurar; her kim
uretimi yonetirse ureticiteri de yonetir; her 12 se, tuketicinin efendisi olur."
Onemli
kim tuketimi
belirler-
olan, nesnelerin yonetici-
lerin yaptigi yasalara gore degil, ilgiti taraflar arasinda yapilacak
dzgur anlasmalar temelinde ydnetilmesidir. Bu amaca ulasmak parlamento distnda
icin,
gosteren bir anarsist "parti "n in
faaliyet
kurulmasini onerdi. Bu partinin gorevi halki ozgiirlestirmek degil,
halkin kendisini ozgiirlestirmesine yardim Malatesta'nin faaliyetleri
etmek olacaku. 1898'in basinda Ancona'da yapdan
sirasmda tekrar tutuklanmasi ve "sue orgutii kur-
bir gosteri
mak"tan yargilanmasi uzerine kesintiye ugradi. Gecmiste anargistler orgutlenmeye karsi olduklan icin bu suclamayi reddetmisancak Malatesta ve yoldaslan orgutlendiklerini ilan ettiler savunmak icin bir "parti" orgutleme hakki talep ettiler, Malatesta ve yoldaslan mahkemeyi bir insan haklan kamlerdi,
ve ortak amaci
panyasina cevirmeyi basarddar. So nun da Malatesta bes yilhgma
Lampedusa ceza adasina
gonderildi.
Birlesik Devletler'e
Bir sure
gitti.
Oradan kacmayi basardi ve
New Jersey'de
kaldt ve burada
yapilan bir anarsistler toplantismda cikan hararetli tartismalar
kalmasina
lanmadan
izin verilen cesitli
Kuba'ya
ve "anarsi"
gitti
si-
on gun sozcugunu kul-
Jersey'den, sadece
mitinglerde konustu.
Malatesta 1900'de, on
Daha cok di;
New
bacagmdan vuruldu. 13
rasinda
tic
yil
yasayacagi Londra'ya dondu.
Italyan anarsist basini icin makaleler ve brosurler yaz-
Kropotkin ve Freedom merkezli
Ingiliz anarsist hareketine
dogrudan kansmadi. Bunun nedeni, kismen bir Ingiliz yayin organinda Ingiliz yoldaslarmin yazmalan gerektigini diisunmesiydi, ama ayni zamanda Kropotkin ile kamuoyu onunde polemige girmek ve onun
prestijini zayiflatmak istemiyordu. Bir
makinist
ve elektrikci olarak gecimini saglayip sakin bir hayat surmesine
ragmen, polis 1910'da meydana gelen Sidney Caddesi olaylarma onu da bulasttrmaya cahsti (bir elektrikci olarak, gete mensupta-
nndan
birine bir sise benzin vermisti),
ancak basanh olamadi.
1909'da, Italyan polisinin casusu oldugu soylenen halyan Belle87,145.
12
Age,
13
Bu olaya
s.
ili^kin bir
dtgerlendirme
if in
Bkz., Richards, age,
Ek
111, s.
252-6.
Errico Malatesta: LVvriuiiii fkfelrikeisi
li'nin
uzerine Rudolf Rocker
iftirasi
mahkum
ile
birlikte
495
uc ay hapse
Malatesta sinirdisi edilecekti, ancak
edildi.
basmm
i§ci orgiitle-
kampanyasi sayesinde cezasr kaldinldi. Kampanya sirasmda Trafalgar Meydani'nda Guy Aldred'in orgutledigi ve cesitli parlamento uyelerinin de katildigi kitlesel bir gosteri yapildi. Davaya genis yer veren Daily HeraWda "enterri
ve radikal
nasyonal
giiclii
Tom Mann"
yayimladi.
Bu
adiyla, Malatesta'ya atfedilen bir
mektup
sirada hareketin gittikce artan etkisi, endiseye ka-
pdan Daily Tekgraph'm 12 Mart 1912' de su habere yer vermestne yol acu: Anladigimiz kadanyla
yetkililer,
Komunist, Anarsist ve Sendikalist
seksiyonlarm ortak amaclan oldugunu ve ortak bir hedefe ulas-
mak
icin
Buna gore
birlikte i$gi
suzlugunu ve bir
cah$uklanm gosteren
olaylannm, bu rahatsizligini
ajitatorlerin
arnrmak
komplodan kaynaklandigi
bazi bulgulara ulastilar.
emekci smiflarm hu2iir-
icin gerceklestirdikleri buylik
soylenebilir.
Malatesta Britanya'da oldukca dusiik profil vermeye calissa da, uluslararasi anarsist hareketin gelisimiyle ilgilenmeye ti.
Ingiliz
devam
et-
Sanayi Ligasi'na iiye oldu ve anarko-sendikaiizmin
ozellikle Italya ve Fransa'da gelismesi uzerine, 1907'de
Amsterdam'da toplanan Uluslararasi Anarsist Kongresi'nde devrimci sendikalizm ile anarsist komiinizm arasindaki baglantiyi vurguladi. Ayaklanmaci anarsizmin son temsilcilerinden biri olarak gorulmesine ragmen Malatesta, daima dayamsma i^inde bir araya gelcn kuciik gruplar halinde orgutlemnek gerektigini dusunmiistu. 1890'Sar
da bulundu.
boyunca
Ne
bir genis cephe sendikacihgt icin cagri-
var ki yent sendikalist hareketin
birlestirecegi yerde
isci sinifini
boteceginden endise ediyordu. Aynca sendi-
kalizmin, en fazla ezilen sinif da olsa tek bir smifla sinirh olma-
masi gerektigini dusiindu ve anarsist devrimin biitun insanhgin tarn knrtulusunu hedefledigini one surdu. Sendikalist yoniemlere gelince, Malatesta "genel grev tarn bir utopyadir" diyordu. Siddet
icermeyen devrimin biiyuk silahi olmaktan cok uzak olan genel grev, zorluklarla doludur. Herkesin isi durdurmasi halinde, depolardaki besin maddeleri ve te-
mel mallar halkin zorunlu ihtiyaclarim karjilamaya yetmeyecektir, Genel grev sirasmda isciler burjuvaziyi degil once kendilerini ac birakacaklardir. Yanit,
isi
birakmak
degil, fabrikalan
ve topra-
Anar$iz>nin Tarihi
496
etmek, kamulastirmak ve uretimi olabildigince hizh
gi isgal
cimde artirmakur. En onemlisi, genel grev rini tutamaz. toiler "zor
meye cali§uklan anda
ayaklanmanm
asla
bi-
ye-
kullanarak uretimin meyveleri"ni edin-
"askerleri, polisi, belki
de bizzat burju-
mermiler ve
vaziyi" karsilannda bulurlar ve "so run ister istemez
bombalarla £6zulur." "Bir ayaklanma olacak ve en guclii oian zaferi
kazanacak" diyordu Malatesta. $u sozler, onun basit polemik
bakimmdan tipiktir: "Ne top ne de ekmek siyasetini benimsemek, butun devrimcileri halkin dusmani haline getirmektir. tarn
Ekmek
istiyorsak, toplarla
tkinci
Dtmya
yuz yuze gelmeliyiz." 14
Savasi'ndan once halyan anarsist hareketi do-
nemsel canianmalanndan
ya§iyordu.
birini
Malatesta
1913'te
Londra'dan aynlarak bir kez daha ulkesine donmeye karar verdj.
Gene Ancona limanina onu su
cikti
ve derhal mucadeleye
attldt.
Mala-
cekingen bir hayranhk duyan bir carabinieri yuzbastsi
testa'ya
sozlerle anlatti;
Sakin ve asla sertlestneyen bir
dille
insanlan ikna etmeyc calisan
zeki ve mucadeleci bir hatip olarak tasidigi nitdikler, lei'i
alasagi
etmek
icsn
uygun
firsatlar
mevcut Dev-
olu$ana kadar Devlet'in
faali-
yetkrini engelleyerek, hizmetlerini felce ugratarak ve antimiliter
propaganda yaparak partinin iet'in
giiclerini bir araya
iemellerini zayiflatma hedefini bir
getinmek ve Dev-
an bik gozden kacirmaya-
rak partinin yorgun guclerini eanlandirmak, on dan uzaklasanlan ve sempatizanlan
kazanmak
icin knllanilmaktadir. 15
Gizli dernekierle btiyulenen Bakunin'in aksine Malatesta anarsistlerin olabildigince cok sayida insana ulasmak icin eyletnlerini azami olctide aciktan surdurmeleri gerektigini du$unuyordu, Luigi
Fabbri
netti
ile
birlikte cikardiklan
La Volontd'yi Ancona'dan yo-
ve Etaiya'nin bashca kentferinde konusmatar yapti. 1914'te
silahsiz antimilitarist gostericilerin polis taraftndan
Ancona'da
kailedilmeleri iizerine hizla yaydan genel greve kattldi:
Bunu
iz-
leyen "Kizil hafta" strasinda monarsinin yikilmak iizere oldugu
gorutdu. Devrimci Unione Sindacate
ileri
bir
adim
atti
ve
inciter
toplumsal hayati yeni bir temelde orgiitlemeye basladilar. Daha
it
Compie rendu anafytique
n
dam 24-11 aout 1907, Paris, 1908, s. 83. Rectus, An Anarchist on Anarchy, 1894, s.
ties
stances du Congriis anarchisu lenu a Amster-
14.
Errico Malatesta; lAwmiiij
497
l:lcktrihc;isi
cogunlugumi dencileyen ihmh Genel Isci isc do nine emri verdi. Grev once durakladi, sonra coktu, Malatesta bir kez daha siirgune gitmek zorunda kaldi. sonra, sendikalann
Konfederasyonu kendi uyelerine
Malatesta, Birinci di.
Dunya
Savasi bitene kadar Londra'da kal-
Anarsist hareketi bolebilecek acik bir polemige girmekten ce-
kinmesine karsin, Muttefikleri destekleyen Kropotkin'e aciktan saldirdi -eski
dostunun
"tarn bir patolojik vaka"
oldugunu
dusii-
nuyordu- ve duraksayan anarsist azinltga antimilitarist ilkeleri haurlatmaya cah$ti. Bansci degildi; ashnda "biitun insanlar arasinda bans ve kardesligin zaferi" icin sava^maya hazirdi ve saldi-
nmn cogu kez en iyi savunma araci oldugunu dusuniiyordu. Ancak kurtulus ve devrim sava^lannin zorunlu olduguna inanirken, Birinci Dtinya SavasYnda d2gurle5Urict tek bir oge biie gore-
miyordu. 16 Aralik 19H'te Freedom'^ yazdigi bir mektupta, Kropotkin'e
sunu
hatirlatti: "antimilitarizm, askerlik hizmetinirt ig-
renc ve caniyane bir
if
oldugunu ve
bir irtsanin efendilerin
komutasiyta silaha santmaya asla razi olmamasi ve Toplumsal
Devrim disinda
asla
savasmamasi gerektigini kabul eden
retidir." Savasia Muitefikleri
ve, Elisee Reclus ve Charles sistlere saldiran Malatesta,
Malato gibi "hukumet yanhsi" anar-
sadece tek bir care oldugunu itan
Uzla$madan her zamankinden cok sakmmaliyiz; iicretli koleler,
bir og-
destekleyen, Kropotkin, Jean Gra-
ydnetenler
ile
lestirmeliyiz; oze! mulkiyetin
etti:
kapitalistler ile
yonetilenler arasmdaki catlagi derin-
kamulaftinlmasini ve devletlerin
kilmasim savunmaliyiz. Halklann kardesligini, herkes ve ozgiirlugu sagbyacak tek arac budur;
yi-
igin adalet
bunu gerceklestirmeye
hazirolmahyiz. 17
1919'da Italya'ya dondiigti zaman, Milano'da
ilk anarsist
gazete olan Umanita Nova'yi cikardi. Gazetenin dii
ve
tiraji elli
bine
ulasti.
gunltik
iki yil siir-
Malatesta ulkenin her yerinde diizen-
lenen mitinglerde konuftu. Bazi olarak selamladdar,
omru
i^ciler
Bunu hemen
onu
"Italya'nin Lenin'i"
reddetti. Italyan anarsistlerin
cogu Rus Devrimini co§kuyla kar^Uamifti ve Haziran 1919
gibi
gee bir tarihte CamiHo Berneri, Bol§evik rejimi, "butunluklii de16
Malatesta, "Anarchists have forgotten their Principles", Freedom,
1914,5.243. 17
Freedom, Nisan 1916,
s.
251
Kasim
498
Anar$izmin Tarihi
mokraside en pratik deneyim, bugune kadar [bu yonde] gerceken btiyuk girisim... merkezi devlet sosyalizminin antite-
lestirilen
olarak selamladi. 18
Ne var ki Malatesta onemli bir uyanda bulunuyordu: Rusya'da kurulan hukumet, "Devrim'i engellemek ictn Devrtm'in uzerinde [yer almis] ve Devrim'i betirli bir partizi"
nin amaclanna
mis"
idi.
lg
...
daha dogrusu
bir
partmin liderlerine
Lenin'tn oltimunden sonra,
onun hakkinda,
tabi kil-
"iyi niyet-
li olsa da, o bir tirandi," diye yazdi; "Rus Devrimi'ni bogdu. Yasarken ona hayranbk duymayan bizler, olumune matem tutamayiz. Lenin olmustur. Yasasin ozgurliik!" 20
Anar§ist inanclarma sadtk kalan Malatesta, her
turlii
parla-
menter eylemt reddetti ve daimi gorevlilerin yer aldigt bir merkez komitesi kuran her sendika hareketini derin bicimde elestirGortislerini bir Anarsist
Program taslak metninde sentezUnione Anarchica hahana'mn (halyan Anarsist Birligt) 1920'de toplanan Bologna Kongresi'nde kabul edildi. Program'm maddeleri ozel mulkiyetin ve hukumetin kaldmlmasini, toplumsai hayatin ozgiir iiretici ve tiiketici birlikleri fededi.
lestirdi.
Bu
taslak,
rasyonlan tarafindan orgutlenmesini ongortiyordu. Gucu yetmeyen herkese gerekli gecim araclan tedarik edilecekti. Program, ayni zamanda, "yurtseverlik 6nyargdan"na, "dinlere ve bilim orttisu altmda gizlense de buttm yalanlar"a savas ilan ediyordu. Aile yeniden yapilandinlacak ve "her turlii yasal bagdan ozgtirles-
misasktan" kaynaklanacaku. 21 Araclara gelince, Malatesta, herkesin
esit ozgiirltigunu
te-
mel alan anarsist idealin dogruluguna ve guzelligine ezilenlerin ikna edilmelerini
istedi. tscilerin
kosullanrn tyilestirmek icin ik-
mucadelenin onemini kabul ederken, kisinin siyasal miicadeleye, yani hukumete karsi mucadeleye gecmesi gerektigini istisadi
rarla
belirtti. Kismi ozgurliik icin verilen butun miicadeleler desteklenmeye degerdi, ama son coziimlemede mucadele fiziksel
icermeliydi, ciinku
gticti
ne
giic,
hukumetin baskisini smirlayacak yegahalkin ona karsi cikarken olusturdugu guctur. Basanh bir
ayaklanma halkm ozgiirlesmesinde en denledir
meye
ki, anarsistlerin
giiclii faktordur; bu negorevi halki patronlan miilksuzlesiir-
"itmek", butun mallann ortak
kullammim ve insanlann
18
Camillo Berrien, Auto-Demoaacy (1 Haiiran 1919),
19
Alitm, Guertn, Anarchism,
20
Malatesta, Schtti scehi, der. C. Zaccaria
21
Malatesta, age,
s,
184.
s. 1
12.
& G. Berneri, Napoli, 1947,
s.
326.
Errico Malatesta: Dcvriitrin HrJifi
499
ilttisi
kendi hayatlarim bizzat drgutlemelcrini saglamakti. Ancak insanin insana hukmetmesi ve somurmesi uunamen ortadan kaldinldigi
zaman herkesin
refahi saglanmis olacakn.
Malatesta ayni
zamanda
Sol'daki
butun
liberter giicleri fa-
sizme karsi bir birlesik cephe icinde bir araya getirmeye calisti. Ancak bu partilerden birinin iktidan ele gecirmesi ve hukumet olmasi halinde, bir dtisman olarak goriilecek ve ona kar§i cikilacakti. Malatesta
daima esnek ve yeni
ittifaklara acik oldu.
Ne
es-
ki ayaklanma gunlerinin ozlemini cekti, ne de kendi dusuncelerini bir
dogma halinde
etmeye
ifade
"Mutlak dogruya
calisti.
ula§tigmiizi soyleyerek bobiirlenmeyiz," diye yazdi Vmaniia No-
toplumsai dogrunun, sabit bir nitelik, butun zamanlann en iyisi, ileride evrensel olarak uygulanabilir ve saptanabilir olmadigina inamyoruz... Cozumlerimiz daima, farkh ve va'da; "tarn aksine,
daha
iyi
oldugu umulan cozumlere kapiyi acik
mtimkun ve gorece
anarsinin labilir
oldugunu gostermek
kisa bir
istedi.
zaman
birakir." 22
Aynca
dilimi icinde ulas>
Bu nedenle
anarsist idealleri
gerceklestirebilecek pratik araclarla ilgilendi. Anarsistlerin siddete karsi olduklan,
olmayan
bir
toplum
larmi siddetten
istedikleri,
korumak
ancak kisinin kendisini ve ba$ka-
igin siddetin gerekebilecegi gorusiinii
tekrarladi. Jiddet tek basina ele
min
ister
jandarma mudahalesi
ahndigmda kotu
olsa da, devri-
istemez siddet icermesi gerektigini, cunkii ayricahkh
simflann statulerini goniillu olarak terk etmeye yanasmayacaklanm savundu. Hukumete kar^i da siddet kullanmaya hazirdi,
hukumet halka zor yoluyla boyun egdiriyordu. Bu dunimda siddet hos olmayan bir zorunluluktur. Kurtulus am geldiginde bu zorunluluk ortadan kaldinlmahdir. Krai Umberto'nun ciinku
ve Baskan McKinley'in katledilmelerini lanetlemeyi reddetmis, suikastcilan "aziz" ya da "kahraman" olarak gormenin mtimkun
oldugunu savunmaktan da
geri
durmami§ti. Gencliginde Baku-
nin'den esinlenerek yasadigi o aiesli ayaklanma coskusunun otesine ge^misti- Hayatmm bu doneminde, devrimcilerin "eylem yoluyla propaganda" si orta yol
bulmaya
ile
Tolstoy cu "pasif anarsi" arasinda bir
ydneldi. 23
Malatesta, Umanita Nova'ya yazdigi makalelerde ozgurliik
anlayisim da ortaya koydu. Azami ozgiirluk icin mucadele 22
Age.
s.
21.
23
Age,
s.
66, 60.
et-
Anar$izmin Tarihi
500
mek
ancak kisinin kendine duydugu sevgi bajkalarma
iyidir,
duydugu
sevgiyle dengelenmelidir. "Sinirstz ozgiirluk ozlemi, in-
sanhk sevgisiyle ve herkesin
esit
suyla dengelenmezse, yeterince
ozgurlukten yararlanmasi arzu-
giiclii olsalar
da kisa sure icinde
ama asla anaruyumlu olmadik-
somiirucii ve tiran haline gelen isyancilar yaratir, Sistler
yaratmaz." Bu kez, insanlann dogustan
lanni ve toplumsal hayat baskalarmmkiyle bagdasmayan arzulan feda etmeyi gerektirdigi icin, mutlak ozgiirliigun imkansiz oldu-
gunu one surdu, Ozgurliigu kisinin istedigini yapma ozgiirlugti olarak savunurken, bunun toplumsal ozgurliigu gerektirdigine Toplumsal ozgiirluk, "herkes
isaret etti.
icin esit ozgiirluk, kaci-
ntlmaz dogal zorunluluklann ve herkesin yattigi tek bir sinirlama
izin veren bir kosullar esitligi"
Malatesta cogunlugun
cikar,
ozgurliigunun da-
istedigini
yapmasina
anlamina geliyordu. 24 Bu nedenle
azmhga kendi yasalanm dayatma hakkim
tanimaz, azinhgin cogunluga hakimiyetine
tumla karsi
esit
dismda herkesin
ise
daha kesin bir
tu-
Farkhhklar karsiltkh anlasma ve uzlasmayla
cozumlenmeliydi. Insanlan ozgiirluk igin "egitmek" gereksizdir; ozgiirluk ancak ozgiirliikle ogrenilir.
Malatesta'nin
komimizmin yegane mumkun sistem oldugu
iddiasinin temelini, "biittin insanlar arasinda baglanti saglayan
dogal dayanisma" olusturur. "Herkesin cikarlarmi ancak insanlar arasinda kardeslik bagi kuran gontillu dayanisma bagdastirabilir ve herkese bir
mumkun
olan en biiyiik refah ve ozgiirluk saglayan
toplumun temeli olarak hizmet
nn acilanm suclann,
edebilir." Malatesta, insanla-
arttiran ve esit ozgurliik
hukumet ve
hakkim
ihial
eden btitun
ozel miilkiyet kaldinhr kaldinlmaz kesile-
cegine inanacak kadar saf degildi, sadece toplumsal nedenleri or-
tadan kalkinca suclann azalacagini du§unuyordu. Ozgur bir top-
lumda insanlar suclulara
kar§i
kendi lerini dogrudan savuna-
caklar, onlari "yolimu sasirmis kardesler, sevgiyle tedavi edilmesi
gereken hasta insanlar olarak" goreceklerdir. 25 Insanlann geci-
ci siddeti bile
mahkeme
ve polisin yasalfastinlmis Devlet siddeti-
ne her zaman tercih edilebilir. Italya'da, 1919-1922 doneminde anarsist harekette buyuk bir canlanma goriildu. Malatesta'nin uzun hayatmin en faal ve verimli donemiydi bu. 24
Age,
s.
24,49.
25
Ag€,
s.
98, 107,
Uye
sayisi
400
000'i bulan devrimci Unio-
Errico Malatesta: Devrimin E[efe
m
501
ne Sindacale yeni bir guc kazandi. Malatesta, anai>islleri kendi kimlikleriyle sendikalarda gatismaya, iscilerin devrimci bilincini
guclendirmeye yoneltti. Mart 1920'de Vmumta Nova, iscileri grevle yetinmemeye, fabrikalan iggal etmeye cagirdi. Y ay gin ajitasyonlarm ardindan metal no'daki
iscileri,
1920'de
Kendilerini
Lsyerlerini isgal ettiler,
Milano ve Tori-
savunmak
icin silah-
landdar ve iiretimi bizzat orgutlemeye basladilar. Oteki isciler ve koyluler fabrikalan ve topraklan isgal ettiler. Devrimtn yakin ol-
dugu goruluyordu. Ancak 1914'te yasanan
"Kizil Hafta" oruntu-
su bir kez daha yasanti,
Co n fed era z ion e Generate del Lovoro (Gedevrimci eylemi onlemeye kararhydi. Konlederasyonu) nel Isgi Italya'da hammadde kitligi oldugunu one siiruyordu. IsSendika sahte bir anlasma yapti ve kirmak igin hukumetle denetimini ci Sosyalist Parti ve
ederek isbasi yaptilar. Bu deneyim Malatesta'nin do-
isciler iiaat
gal servetin uluslararasilastinlmasmin, Rudolf Rocker'in
one
siir-
sonucu oldugu kanaatine varmastna yol agti; ayaklanmaya yot acmayan bir genel grevin yenilgiye mahkum oldugu gorusunti de dogruladi. diigu gibi sosyalizmin
Malatesta,
onkosulu
degil,
Armando Borghi (sendikalist birligin sekreteri) Ekim ayi icinde tutuklandilar ve bir jtiri tara-
ve seksen anarsist,
findan serbest birakildiklan dular.
Temmuz
Daha sonra Malatesta butun
"Isci lttifaki" icinde
O
ayina kadar hapiste tutul-
enerjisini liberter gucleri bir
fasizme karsi birlestinneye yoneltti.
sirada isci smifi hareketinin toplumsal
yabilecek en buyiik
dontisumu
kuwet oldugunu dusunuyordu.
sagla-
Kapitalist
toplumdaki kooperadfler ve sendikalar, cesitli iskolu cikarlanna hizmet ederek ve bu yonde bir birlik ruhu gelistirerek reformiz-
me
egilim gosterseler de, de\Timci bir
lerdi.
Malatesta'ya gore,
isci
durumda
ise yarayabilir-
orgutlerini gelecekteki
toplumun
yegane gercevesi olarak goren sendika list ler yamhyorlardi. Savunduklan genel grev isctnin bilincini yukselten giiclu bir silah olabitirdi,
ancak buna
verebihrdi. Bir
fazla bel
devrimde en
baglamak devrimci davaya zarar
iyisi, isci
orgtitlerinin ortadan kalk-
masi ve yeni populer gruplasmalar icinde ozumlenmesiydi. Bu yiizden Malatesta anarsistlere sendikalarda kendi kimlikleriyle
cahsmalarim; dogrudan eylemi, merkezsizlesmeyi ve bireysel misiyatifi
tavsiye
olabildigince
savunmalanni ve gerceklestimielerini
etti.
Bu yaklasim, onak hedefe ulasmak
icin isbirligi
yapan
bi-
502
Anar$izmin Tarihi
tamamen ozerk ve bagimsiz olmalanna izin veren anarorgutlerden vazgecilmesi antamina gelmiyordu. Aynca kongre kararlan baglayici degil, ozgtir anlasma lemelinde gelistirilen reylerin
sist
onerilerdi.
Kabul edilmis bir program olsaydi, Malatesta vaatle-
rin yerine getirilmesini anarsistlerin ahlaki gorevi olarak gorur-
Ayni zamanda, liberter bir orgut, ancak kendi uyeleri arasmda "ruhsal sempati"yi korudugu ve tuzugtinu surekli degi§en dii.
uyumlu hale getirdigi surece bir arada tutulabilirdi. 26 Fabrika isgalleri ve genel grevin kmlmasindan sonra durum
ko§uIlarla
daha da ri
kotulesti. 1921'de bazi anarsistter Milano'da cesitli yerlebombaladdar. Bu eylemler tscileri davaya yabancila§tirmakla
kalmadi, Fasistlerin Sol'a karsi siddet kullanmalanna bahane oldu. Felce ugrayan Sosyalist Parti iki fraksiyona boiundu. Mussolini'rtin
1922'de Roma'ya "yuruvus"u, Italya'daki
kecinin yenilgisini haber veriyordu.
Gene de
isci sinifi
hare-
Maletesfa, siirekli
polis tacizine ve hukiimet
sansurune ragmen 1924'ten 1926'ya kadar, en derin ve etkileyici makalelerinden baztlanrtin yer aldigi Pensiero e Volonta'yi buyuk zorluklarla cikarmayt basardi. Hayat boyu suren arastrrma ve ajitasyonun ardindan Malaanarsizmin herhangi bir felsefi sistemle baglantih olmadigi,
testa,
"toptumsal adatetsizlige karsi ahlaki bir isyan"dan dogdugu so-
nucuna
vardi,
Farkh okullara aynlan anarsistter arasmdaki ortak
faktor, "daha guvenli bir ozgUrltik arayisi"dir. Malatesta'ya gore,
ozgurce benimsenmis.
komunizm
rantisidir, ctirtku insanlar
ancak
bireysel
ozgurlugun en
birlik halinde
iyi
ga-
"Dogamn diisman
gucleri"nin ustesinden gelebilirler.
Daha onceleri, Bakunin gibi, topluma oldugu kadar dogaya da hakim olan dogal bir dayantsma yasasi oldugunu savunan Malatesta, bu kez dogada sadece kaba guctin hakim oldugunu ve butun insan hayatinm "dissat dogaya karsi bir mucadele"den ibaoldugunu vurguladi. Buna gore, "ileriye dogru atilan her adim bir uyum saglama, dogal bir yasanin ustesinden gelinmesidir." 27 Dogal uyumu temel almaktan cok uzak olan anarsi, "gerret
cek ya da hayali bir dogal zorunlulugu temel almayan, insani iradenin deneyimiyle kazanilabilen insani bir 6zlem"dir. "Dogaya karsi verdigi
mucadelede ve birbirine
ters
dusen iradeler arasin-
da, bilimin insana sagladigi araclardan yararlamr. " 28 Malatesta 26
Age,
27
Age.s. 19,31,35,47.
28
Age,
s.
s.
88.
42.
Errico MalateUa: Devi
iiuin
503
MeklrikQisi
dogal diizenin onceligi nosyonumi reddeden ilk buyuk anarsist diisunurdur. Bu nosyon, onceki anarsist Tebefenin yatagini olus-
turmus ve geleneksel olarak liukiimelin
yarattigi
yapay duzen-
konulmusiur. Malatesta'nm bu yaklasimi anardiisuncede buyuk bir degisikligi belirler ve temel ilkeyi
sizligin kar§isina sist
metafizik bir kaos inancina uyarlar,
Malatesta hukumeti yikan bir ayaklanmayi toplumsal bir devrimin izlemesi gerektigini her zaman israria savundu. Ancak siddet iceren devrimin toplumsal sorunu cozebilecegine ve bu-
nun
kacimlmaz sonucu degil, iraeylem olduguna inandi, Malatesta'ya gore devrim sadece
iktisadi ve toplumsal giiclerin
di bir
toplumsal degi^imin hrzlandinhnasi degil, ayni zamanda toplu-
mun
gecirdigi temel bir
donusumdu:
Devrim, yeni kurumlann, yeni gruplann, yeni toplumsal
iliskile-
rin yaratisidir; ayncaliklann ve tekellerin yikilmasichr; toplumsal
hayatin li
tamamim
yenilemesi gereken, kitlderi dogrudan ve bilin^-
eylem le kendi gekceklerini yaratmaya cagirarak onlarin ahlaki
duzeyini ve maddi ko?ullannt yukseUen yeni bir adalet, kardeslik ve 6zgurluk ruhudur. 29
Malatesta, anarsist devrimin butun
kurumlan
degil, sadece, or-
du, polis, adliye ve cezaevi gibi otoriteye dayanan kurumlan yikmasi gerektigini de vurguladi. Oteki kurumlar devrahnmah ve halk tarabndan kendi sorunlarmi
Bu nedenle devrimin yikmak, tarint ve
hipleri,
iscilerin
cozmek
ertesi giinu ilk gorev,
icin kullandmaltdir,
butun
siyasal iktidan
ve koyliilerin fabrtkalara ve topraga
el
koyma-
onlan ortaklasa kullanmalanni saglamaktir, Toprak sasanayiciler ve yattnmcdar mulksuzlestirilmeli, bankalar
kapatilmah, tapu senetleri imha edilmeli ve halk silahlandinlmahdir. Entelektueller ve burjuvalar, herkesin yararlandigi
imkan-
lardan yararlanmak istiyorlarsa, herkes gibi cah§acaklardir. Kolektiflere katilmak istemeyen isci ve koylulere kendi gecimlerini
saglayacak ara^lar verilecektir. Malatesta, anarsistlerin, baskalarmin esit ozgtirlugunu tehdit etmedigi surece her turlu toptumsal anlayisi
ho§goruyle karsilamatan gerektigini de ekler.
Her zaman gercekci olan Malatesta anarsistlerin her devrimmuhtemelen bir azinhk rolii oynayacaklarmi kabul eder. Dode 29
Ages.
153.
504
Anar^izntin Tarihi
"devrimin uyanik bekcileri" olarak gorev yapacaklar-
layisiyla 30
Herhangi
bir grubun Devlei'i yeniden kurmaya cahsmasi bu talebe isyan etmeli ve hangj tarz ya da formda olursa olsun bu talebi desteklemeyi reddetmeliydiler. Malatesta, ayaklanmamn ilk donemi tamamlandiktan sonra, anarsinin tarn zaferinin, siddet i^eren bir devrimden cok asamah bir evrimle, uzun dir.
halinde,
donemde
gerceklestirilecegine inanmaktaydi.
1926'da anarsistlerin Mussolini'ye karsi suikast girisimi, sa-
dece liberter basmin degil, bagimsiz basinin da yasak Ian mast na yol
Butiin muhalefet susturuldu. Malatesta
agti.
hayaumn
geri
kalan be? yihm bayat arkadasi ve kiziyla birlikte ev hapsinde gecirdi. Mussolini'nin polisi gece giindiiz kapida bekliyordu, Ziyarete gelen
herkes tutuklamyor ve sorgulaniyordu.
Bu ko^ullar Malatesta'nin yazmasim engellemedi.
Bilimsel
befirlenimcilik teorisinde yanildigtna inandigi "eski dostu" Kro-
onun asm
potkin'i ve
iyimserligini etestiren yazilar yazdi. Kro-
potkin, insani sorunlarda iradenin onemini aztmsayan bir "me-
kanik kadercilik kurbam" yasasi gibi
idi. Komunist anar^izmin bir doga kacimlmaz bicimde zafere ulasacagina inannus\ boyk-
ce gelecegin getirecegi zorluklan gOrememisti.
Kropotkin dogayi, en temekk, insan opium Ian da hi her $eyin t
yesinde
uyum
icinde olaeagi bir
Ve bu, pek cok
anarsistin,
tiir
I
llahi
mukemmel
bir Kropotkinci cesni tasi-
> an "Anar$i Duzendir" sozimu tekrarlamasina yol r
sa-
Takdtr gibi anladi.
aeti.
Doga yasasinin uyum oldugu dogruysa, Doganm, insanhgin daima aci cektigi korkunc derecede yikici causmalardan bizi kurtarmak icin
neden
anarsistlerin
dogmasini bektedigini ve onlann zaferini
beklemekte oldugunu sormak gerekir. Anarsinin, insan toplumu icinde verilen bir
Dogamn uyumsuzluklanna
karsi
mueadele oldugunu soylemek gercege daha yakin
ol-
maz mi? 31
Hayaumn sonunda bir
formundan gok
uyum
da dogal
dusUndU. 30
Agf.s. 161.
31
Age.
s.
267.
Malatesta icin anarsi bu kez dogal duzenin bir insan yarattsi haline geldi. Yajlihk
fikrinin insan tembelliginin bir icadt
cagmoldugunu
Errico Malatesta: Drvnmiii
Malatesta bunca gal bir yasa
oldugu
zaman anarsizmi,
505
l':ieittrih<;isi
bilimsel bir dogru ve do-
icin degil, "Iut seyin iyiligi icin
duydugum
arzuya, herkesin ozgiirlu gun li insaiilar arasinda isbirligi ve sev-
toplum ozlemime, bir baska toplnmsal hadenk dustUgu igin benimsemi§ti. Bu yaklasimin bilinen herhangi bir doga yasasina ters dUsmemesi Malatesta icin yeterliydi. §6yle diyordu: "Caresizligin sona erdigi yer-
giyle bagdastiran bir
yat tarzindan daha"
de bilim durur ve ozguriiik baslar... Kisi ahlakin kaynaklanni ve davrams kurallanm, irade guciinu kullanma yeteneginde aramalidir." 72
Bilim, kadercilige, ozgiir iradenin ve ozgurliigun inka-
rma, fenomenierin ahlaki sorumluluga yer birakmayan mekanik ve belirlenimci yorumuna (Kropoikin'in yaptigi gibi) yol acar.
Ote yanda anarsi, yeni sonuclar yaratabilen insan iradesinin deneyimi sayesinde kazandan insani bir ozlemdir. Ne var ki Malatesta'nin bilime karsi cikan asm bir iradeci oldugunu one sur-
mek yanhs
olacaktir.
Kendisi
"bilimsel
bir
zihniyet"e sahip
oldugu i$in pohpohlandi ve Kropotkin'i, ozellikle "titiz bir gozlemci olamayacak kadar tutkulu" bir "bilim sairi" olarak gordugu
icin ele§tirdi. 33
Matatesta'nin bolluk saglamak icin dogaya kar^i mucadeleoldugu gorusu, on dokuzuncu yuzyila hakim olan zorunlu nin iktisadi kithk anlayisjm
min
yansmr. Marx'tn,
asiri
uretimi kapitaliz-
yapisal ozelligi olarak goren yaklasimini reddetti. Tarn aksi-
ne kapttalizmin yararh metalann iiretilmesine enget oldugunu one surer. Varhk nedeni kar oldugu icin kapiializm yapay mal
Ancak Malatesta, modern teknolojinin, bollugu gercek bir imkan haline getirdigini dusundii. Herkesin refahim saglamak icin dogaya mueadele vurgusu ne yazik ki cok kithgina ihtiya? duyar,
kabadir.
Modern toplumsal
rekli olan,
doga giiclermin
ekolojistlerin de belirttigi gibi, ge-
fethi degil, onlarla birlesmektir.
Malatesta anar§izmin belirli bir felsefi sistemle baglantih oimadigi gonisunde hakhydi. Bu konuda tutarh bigimde ku^kucu
ve antimetafizik bir tutum aldL, ancak bu tutum onu mekanik bir ateiste donu$tunnedi. Kendi yaratici irade gucu doktrinini Kropotkin'in belirlenimci ve mekanik sisteminin karsisina koy-
makla kalmadi, daha ^arpici bigimde, insani arm htedihlerini yaetti. Dine savas acmasina karsin, ahlaki
pabileceklehni de teslim 32
Age,
33
Age.i. 261.
5.
25,40.
506
Anar$\zmin Tarihi
ve ruhsal degerlerin onemini daima vurguladi: Anarsizmin ahlaki temeli biitun insanhga duyulart sevgidir. Malatesta kendini icinde buldugu karanhk hapishanede o parlak ozgurluk ve sevgi idealini asla terk etmedi.
Malatesta devrimci §iddetirt gerekliligini duraksayarak kabul etmis. olsa da, amaclann araclan
hakh kdmadigmi
israria be-
Ashnda, "her amac kendi araclanni gerektirir"; ahlaki amaclarda aramak gerekttgine gore, araclar belirlenmistir. 34 Bulirtti.
radan, baskalannin emegine el koyan kapitalistin bir hirst; oldugu, ancak baskasinin
mayacagi sonucu individuelle
mulkunu
cikar.
calan bir anarsjstin hirsiz sayila-
Reclus'nun aksine Malatesta
bireysei "asirma"yi,
"i,
mazur gostermeye
"la reprise
calismaz.
Malatesta devrimin amaca ters dtisen araclarla savunulamayacagim one surdu. Devrimci terore toptan karsi cikti; "onu [devrimi] kazanmak igin meydanlara daragaclan dikmek gerektyorsa, kaybetmeyi tercih ederim," diye yazdt. 35 Ayaklanma ve devrimin buyuk savunucusu, olumiinden bir gun once aynmsiz siddetin dehsetine isaret
etti. Not defierine soyle yazdi: "Bomba atarak yoldan gecen birini otdiiren kisi, kurbani oldugu toptuma isyan ettigini ilan eder. Ancak bombamn kurbani olan zavalli ki-
si
'Ben topium
cak, kinle
det tuni
muyum?'demez mi?" 36
Malatesta'nin gozunde angudulenmemis, herkesin kurtulusunu hedetleyen sid-
hakh
liflerine karsi
gorulebilirdi. Anarsiyi, siddete
kendi kazanimlanni savunmak
basvuran muha-
icin zor yoiuyla da-
yatmak istemedi. Malatesta anarsist propagandistin gorevinin, halki her tiirlu ozgurlugu elde etmeye "itmek" ve devrimi de gidebilecegi yere kadar "itmek" oldugunu soylerken daha otoriter bir tavrr sergiler. 37
gunu
Bu "itme"nin, "ozgurluk egitimi"yle iigili bir sorun oldubelirtir. Bu egitimde insanlar tek baslarma dusunmeye ve
eylemeye te,
yoneltilirler.
grup ve
Nihayet Malatesta, 1920
gibi gee bir tarih-
partiterin yaygin bir halk hareketini
kiskmrna
ihti-
mali olan biitun olaytan birbirine bildirmelerini saglayacak hizh bir iletisim agi
kurmak
icin "serbestce anlasarak ve gizlilik andi
icerek birle§meleri"nin zorunlu
oldugunu dusundti. Bakunin'in komplocu yaklasimlanni haurlatan bu yeminlerin ve gtzliligin 34
Age,
35
Age.s. 173
36
Alinti, Richards, "Introduction",
37
Malatesta, age,
s.
68.
s.
178, 170.
Malat«ta, ^narthv,
5 8, .
507
Errico Malatesta: Devrimin Elektrikcisi
bireysei kanaat ozgurlugitne digi goruliir.
Ancak genelde
makul olmayan
bir kisitlama getir-
Malatesta, anar§istlerin
mumkun
ol-
dugu kadar aciktan, "gun lsigmda" cahsmalan gerektigini kararhhkla savundu. 38 Malatesta'nin acikhgi, ictenligi ve durustlugu, butun yazilannda
lsildar.
Malatesta 1932'de yetmis dokuz ya$inda oldu. "patronsuz 39 ve jandarmastz" bir topium anlayisma sonuna dek bagh kaldi.
sicakhgina,
Johretini,
ydmaz
borclu olan
insanhgma ve yorulmaz iyimserligine
uluslararasi devrimci, surgune git me k zorun-
da kalan ve ancak Ikinci Diinya Savast'ndan sonra yeniden bir araya gelen parcalanmis Italyan anarsist hareketinin sembolu oldu.
O
manda
sadece
buyuk anarsist diisiinurlerden biri degil, aym zaon dokuzuncu yuzyilm sonunu yirminci yiiz-
hareketin,
ydin basiyla birlestiren ana halkast oldu. Teori ve eylemini nadir gorulen bir tutarhhkla birlestiren Malatesta, idealizmi sagduyu ile, felsefi ozeni pratik deneyim He birlestirdi. Peygamber ya da lider
rolunu reddederek, anarsist harekette cok sik gorulen mii-
tevazi ve bagimsiz bireyin carpici ornegini olusturdu.
38
Age,
s.
164, 180.
39
Age,
s.
177.
22 Leo Tolstoy: Barism Kontu
&
Tolstoy, halk arasinda siddetle birlikte anildigi k;in kendisine
demekten hoslanmazdi.. Bununla birlikte, ozgurlugii etmakul bicimde savundugu icin en biiyiik anarsist dusunurlerden biri olarak kabul edilir. Bakunin gibi o da Rus aristokrasisinc mensuptu, ancak onun siddet yoluyla
anarsisi
kileyici sozlerle ve
devrim ^agnsini kesinlikle
reddetti. Tolstoy'un siyasal gorusleri,
Hiristiyanhgin Ortodoks olmayan bir versiyonunu temel alan
ayrdmaz bicimde baghydi. Hukiimet sah-
ahlaki goriisderiyle
tekarhginin, yurtsever ahlakdisihgmin ve militarizm tehlikesinin
en guclu elestirmenlerinden biri oldu, Pek basanh olamadiysa da, kendi ilkelerine gore
anarsizm pek
<;ok
yasamaya
calisti
ve benimsedigi dinsel
Tolstoycu toptulugun kurulmasma yol
a?ti.
Gandhi'nin siddete basvurmama felsefesinin bi^imlenmesinde
gunumuzde de pek ?ok devam etmektedir.
buyiik bir rol oynadi. Tolstoy,
bans^iyi esinlemeye
Leo Tolstoy'u en uzlasmaz anarsistlerden
mek
ilk bakista zordur,
liber ter
biri olarak gor-
1828'de Tula bolgesindeki Yasnaya Pot-
mulkiinde, bes ^ocugun u^uncusu olarak dunyaya Kont Nikolay, Napolyon'a karsi 1812 seferine katdmisti. Tolstoy kucuk yagta oksuz kaldi; daha iki yasina gelmeden annesini, dokuz ya§indayken babasini kaybetti. Yoksullarm
yana'daki
aile
geldi. Babasi
Anat$izrnin Tarihi
510 ruhsal zenginligine
ilgi
duyan dindar ve yash
teyzesi tarafmdan
biiyutuldu, Butun bunlar mutlu bir cocukluk gecirmesine engel ottnadt. Babasi hizmetkarlan asla lara kibar
davranmayi
dovmezdi ve kuciik Leo'ya on-
ogretti.
Evin aydinlanmis atmosferi cocuklarm utopyaci diislerini caniandirdt. Tolstoy'un en sevdigi ti.
oyunu agabeyi Nikolay
Nikolay, yakinlardaki ormanda ttzerinde
nan
yegil bir dal kesfettigini
butun insanlar mutlu
kesfet-
gizli bir yazi
bulu-
soyluyordu. Bu yazi okundugunda
olacaklar;
bundan boyle ne hastahk, ne
yoksulluk ne de ofke olacak ve butun insanlar btrbirini sevecekti. Hep birlikte "kanncalann kardesligi"ni andiran bir hayat sii-
Bu benzeimenin, hiyerarsik bir bocekler kolonisine Rusca kanncalar sozcuguyle ses benzesimi olan gizli Moravyahlar mezhebtne bir gonderme oldugu goriilur. 1 Gizli bir receklerdi. degil,
dogrunun
varligi dtisiincesi Tolstoy'un
daha sonraki ruhsal
yot-
culuklanni sik sik etkitedi. Tolstoy evde ogrenim gordti, Evde yasayan ogretmenlerin
on bire cikti. 1844'te Dogu dillerini ogrenmek igin Kazan Universitesi'ne gitti, ancak ilgisini kaybetti ve mezun olmadi. Universitedeyken hayati boyunca surdurecegi bir ah§kanhk olarak gunliik tutmaya, dusuncekrini ve planlanni diizenli bicimde yazmaya basladi. Bir "hayat ku rail an" kkabi yazmaya cahsttysa da surduremedi: Guclu ahlaki vicdani ile giicju tensel arzulan arasindaki siirekli mucadele baslamisti, Daha sonra ilk sayisi bir ara
genclik ve genclik donemini, "hirs, kibir ve en onemlisi sehvet
dolu kaba bir sefahat" olarak betimledi. Ancak bu bakimdan do-
neminin oteki gene Rus aristokratlanndan pek farkh
degildi, 2
Sonraki anarsist ahlaki, guclu ve zapt edilmez tensel arzulannin serb est kalmasina degil, bastirdtnasina yol
Bu donemde Tolstoy
mek
istediyse de, bir sure igin kendi
mayi
tercih
etti.
agti.
kendisini yetistirme cabalarmi siirdur-
Daha sonra birkac
yil
mulkunde
ciftgi gibi
yasa-
Moskova'nin tadint qkar-
Ancak I851'de kibar ve havai sosyeteye yuz gevirerek, o sirada Kuzey Kafkasya'da bulunan agabeyi Nikolay'in yanina gitti. Burada bir topcu alayina katikh. Bir Kazak koyunde kahyor dt.
ve daglarda yasayan kabileleri sindirmek igin kesif gezilerine kiyordu. Az kalsin bir
de de
esir
el
ci-
bombasiyla olduruluyordu. Bir keresin-
dusmekten son anda kurtuldu, Kumardan ve kadinlar-
Henry Troyat, Tolstoy, tev. Nancy Amphoux, W. H. Allen, 1969, s. 16, J. Simmons, Tolstoy, Routledge & Kegan Paul, 1973, s. 24.
1
Bkz.
2
Alimi, Ernest
Ban fin Kontu
Leo Tolstoy:
511
dan kendini alamryor, gevredeki vahsi dogaya biiyuk hkduyuyordu.
bir hayran-
Kendi islerini, adeilere gore ve gonullu anlasmayla diizenleyen koylu topluluklanndan da derin bigimde etkilendi. Daha sonra, toprakta ozel mulkiyetin bilinmedigi Kazak komunlerinde, "toprak miilkiyetinin orgutlu
hukiimet siddetiyle savunuldutoplumda var olmayan bir refah ve duzen"e tanik oldugunu yazdi. 3 Ancak henuz anarsist sonu^lara varmts degildi, Platon
gu
bir
ve Rousseau'yu okuduktan sonra, 3 Agustos 1852'de gunlugune
sunlan yazdi: "Hayatimin bundan sonraki bolumunu, segim temelinde monar^ik bir yonetimi olan, aristokratik ve secici bir birligin planlanmasina adayacagim. Artik erdemli bir hayat siirecegim. Sana sukrediyorum, Tannm, Bana guc ver." Tolstoy edebi kariyerine Kafkasya'da basladi. Cesitli otobi-
romamni
yografik dykiiler ve Qocukluh isimli ilk
sonra soyle diyecekti: "Orduda general olamadim
yazdi.
ama
Daha
edebiyatta
oldum." 1854'te
Kinm
Savasi'nin patlak vermesi lizerine Tolstoy'a
Sivastopol savunmasinda batarya komutanligi gorevi verildi. Sa-
vas onda travmatik bir etki yaratti. SaVasm dehsetini, Ordu Ha-
M
yatindan Qykuler ve Sivastopol
an zara Ian 'nda (1856) anlatti. Tolstoy 1856'da ordudan aynldi. Orduda hukiimet siddetinin en kotii ifadelerini
gormustu. Daha sonra gengleri askere gitmeme-
ye tesvik edecekti.
Kmm'da bulundugu
sirada Tolstoy, askeri
toplulugun ayartisiyla uzun stiredir unutmus oldugu hayatinvn ilk
hedefini yeniden kesfetti:
Erdem
Artik yirmi yedi ya-
ideali.
§indaydi ve hayat in in amaci insanhgin gelisimine denk dirsen yeni bir din kurmakti.
Bu
din, "Isa'nm dini,
ancak inane ve mis-
tisizmden annmis, gelecekte degil yeryuzunde mutluluk vaat edert pratik bir din" olacakti. 4
Tolstoy baskente dondiikten sonra yozlasmi? edebiyat cevrelerinde dolasti.
St.
Petersburg
1857'de Ban Avrupa'ya giderek,
Fransa, tsvicre ve Almanya'da ahi ay gecirdi. Paris'te bir katilin
onunde giyotinle idamina tanik oldu. Bu, hayatinin onemli olaylarmdan bin ve anarsizmi benimseme surecinin ba§halkin gozu
langiciydi. Devlet'in "adaleti ve 3
Tolstoy, len
4
Tannnm
"The Slavery of our Times", Social
Chroustholf Matheson, Methuen, 1915,
Tolstoy's Diary,
101.
4 Mart 1855,
Evils s.
yasasmi gergeklestirand Their Remedy,
der.
He-
102.
der. E. F. Christian,
Athlon* Press, 1985,
s.
Anar$izmin Tariki
512
mek
icin gbsterdigi kiistah ve kibirli arzu" karsisinda dehsete ka-
pilmi§U. Bir arkadasma yazdigi mektupta, insanm
abuk sabuk yasalar hakkinda sunlari
uydurdugu
yazdi:
De vie tin kendi ynrttaslanm sadece somurmek
icin
degil,
daha
onemlisi yozlastirmak igin tasarlanmis bir fesat oldugu dogrudur... Baglayict olmayan,
ancak insanlan uyumtu
bir gelecege yonelten
ve vaatte bulunan ahlaki yasalan, ahlak ve din yasalanni anliyo-
rum
ve daitna mutluluk yaratan sanat yasalanni anlamli buluyo-
nira; fakat siyasetin yasalan
onlarda
bana oyiesine dehset
ya da kdlu hkbir $ty goremiyorum
iyi
...
verici geliyor ki,
bugunden
itiba-
ren bir daha asla boyle seyleri seyretmeye gitmeyecegim ve asla
herhangi bir yerde herhangi bir hukiimete hizmet etmeyecegim. 5
Daha sonra, Bir /tira/ta (1882) yazdigi gibi, idam goruntusu ilerlemenin kacimlmaz oldugu inancini sarsmtsti, 6 Tolstoy sosyalizmin mevcut Devletleri donusturebilecegine
ama
hada inanmiyordu,
sunmeye
artik onlarin ortadan kaldirdmasini dii-
Proudhon'un Mulhiyet Nedtr?'dt (1844) ifade ettigi diisiincelerden derin bicimde etkilendi: Insanm insani yonetmest zulumdur ve bir duzen ve anarsi birltgi topkimun en yuksek formudur. Defierinde, Proudhon'un tek yanh maddeci hazirdi.
felsefesini elestirdi, ancak sunu da ekledi: "Bu tek yam, eski diisunurlerde ve emekcilerde, ozellikle birbirini tamamladiklan za-
man gormek daha
iyi. Butun gorusleri tek bir goruste birlestiren bundan kaynaklanir ve bu insanhgin basit ama degismez
sevgi
yasasidir." 7
Tolstoy
el
yordamiyla olgun evrensel sevgi anlayisina dogru
ilerlemekle kalmadi, Defterteri gelecege iliskin pek cok dusiin-
bogusiugunu da ortaya koyar, "Ulusalhgin ozgurlugun onundeki yegarte engel" oldugunu du^ijndu, "Yasalarm yoklugunun mumkun" oldugunu kabul etmeye hazirdi, "ancak siddete ceyle
karsi guvenlik olmahdir" diyordu. 8 $iddeti
Kinm
yakmdan
tanimisn.
Savasi sirasinda buyitk olcekli siddete bizzat tanik
olmus
5
Tolsioy'dan V. P. Botkin'e, 24-5 Mart/5-6 Nisan 1857, Tolstoy's Leltm, der. R. F. Christian,
Anthlone Press, 1978,
6
A. Confession,
The Gospel
Oxford University
in Brief,
1,
95-6.
and What
1
Believe, <;ev.
Press, 1974,5. 12.
7
Notebooks, 25 Mayis 1857, ahnti, Simmons, Tolstoy,
8
Age, 13 Nisan 1957.
s.
54.
Ay line r Maude,
Leo Tolstoy;
IJ
iii
513
K<>ntu
ve bu deneyim onu devrimci sosyalizm davasim desteklemekten ahkoymustu. Ne kadar yararli olursa otsun herhangi bir siyasal hicbir haklihk gormuyordu.
kazamm ugruna kan dokmekte
An-
cak Proudhon'un su onerisini kabul etmeye de istekliydi (ve hayati boyunca da oyle kaldi): "Butun hukumetler esit derecede iyi 9 ve kotiidur. En iyi ideal anarsidir," sonra Tolstoy, Yasnaya seyahatlerden yaptigi Yuridisina Polyana'ya yerlesti, mulkunurt ve serflerinin kosullarmi
meye caltsu. 1859'da koyKi cocuklan onu uc dorl yil mesgul etti. Onlara ne
icin bir
iyilestir-
okul acu. Bu
is
ogretecegini tain olarak
bilemiyordu. Ahlaki ve dinsel gorusleri benuz olgunla^mamisti.
Cocuklan
dilediklerini ogrenmeleri icin serbest biraktt.
Kendi
kendine soyle diytirdu: "llerleme bazen yanhs yonde geli?iyor. llkel koylu cocuklanyla ilgilenirken, tam bir ozgurlitk rubuyla davranmak ve onlarin hangi yonde geliseceklerini serbestce segmelerine izin vermek gerekir." 10 Bireysei ozgurlugu yontem olarak benimsedi ve egitimde okullann degil hayatin belirleyici ol-
dugu sonucuna
vardt.
Tolstoy bir serbest ogrenme yuntemi yici rini
geli§tirdi. Biittin zorla-
yontemleri kaldirmak istedi ve ogrencilerin kendi yontemlegelistirtnelerine izin verdi. Okula kaydolmak ve okulu terk
etmek tamamen serbest olmaliydi. Okulda cocuklara mudahale edilmemeli, neyi ogrenmek istiyorlarsa onu ogrenmelerine izin verilmeliydi. "Kendi iclerinden geldigi gibi, sadece dogal yasalara tabi olduklan
zaman
kendilerini baski altinda hissetmezler ve
soylenmezler, ancak onceden belirlenmi§ bir mudahaleye maruz kaldiklannda, zillerinizin, programlannizin ve yonetmeliklerinizin tnesruluguna inanmazlar."
11
Tolstoy bu deneyim sayesinde biraz kan^ikhgin yararli ol-
durumda duzen ihtiyact bizzat ogrencilerile ogrenciler arasmdaki dogal iliskileOgretmen den gelmeliydi. yoklugunda saglanabilecegini zorlamanm rin ancak baski ve ve insan dogasina yeacelecilikten diisundu. Ona gore zor daima Ogrenciler kaynaktaniyordu, terince saygi duyulmamasindan
dugunu
ogrendi. Bu
kendi aralannda cikan sorunlan olabildigince kendi ba§lanna cozmeliydiler. Sinavlar, belirli bir odiillendirme ve cezalandirma 9
Ag^ 24Mayis 1857.
10
A
11
"The School
Confusion. Hie Gospel at
in Brief,
and What
Yaasnaya Polyana", Patterns
I
Brlii'iv. s
I
i.
oj Atntuliy. s.
476.
514
Anar^izmin Tarihi
sistemi yoktu. Egitim in bashca gorevi, cocuklara "olabildigince az" sey
dugunu
ogretmek ve onlann "butun insanlann kardes ve esk"
Tolstoy kultiir tiir
ol-
fark etmelerini saglamakti. 12 ile
egitim arasinda kesin bir
aynm yapu.
Kiil-
ozgiirdur, ancak egitim "ki§iye kendisine nasil davrantlmasi-
ni istiyorsa baskalarma da oyle
durumda egitim
davranma
"kisitlanmis kultur"
Bu bu gerekge-
egilimi" kazandinr.
idi. 13
Tolstoy,
gengleri kendi ihtiyaclanna gore bicimlendirme egilimi
lerle,
gosteren Devlet egitimine kar^i cehaletine dayamr;
ctktt:
hukumet bunu
"Hukumetin gucii halkin ve bu yuzden daima egi-
bilir
time karst savasacakur." 14 Tolstoy icin en onemli gorev ogrencilerin ahlaki duyarhhgini ve kendi baslarina dusiinme yetenegini getistirmekti.
Tolstoy, goriislerini
yana adinda ayhk
Uk
yaymak
Ocak 1862'de Yasnaya Po!on iki sayi cikabitdi. ortaya koydu: "Ogrenim gd-
icin
bir dergi cikardi. Dergi
sayida Tolstoy su ilkeyi cesaretle
ren
kisi, neyin iyi olup neyin olmadigim bizzat belirlemesi icin, kendi hosnutsuzlugunu ifade edecek, en azindan kendisini tat-
min etmeyen derslerden kaginacak kadar retimde tek bir
olcitt
guclii
oldugunu kabul edelim:
kihnmahdir. Og-
" ozgiirluk! 15
Tolstoy okulun ogrencilerin ozel ihtiyaclanna uyarlanmasi ilkesine kotii
uygun
olarak, kendi
okulunun baskalan icin belkt de en hazirdi. Cagdas pedagog-
ornek olabilecegini kabul etmeye
lann buyiik kismi onu "pedagojik nihilist" olmakla sucladilar, ancak Tolstoy'un cocuklann ihtiyaclarim temel alan liberter yaklasimi, sadece Godwin'in icgorulerini gelistirmekle kalmadi, yirminci ytizyilda "ozgur okullar"m gelisimini de biiyuk olgude etkiledi.
Egitim teorisine duydugu
ilgi 1860'ta Tolstoy'u bir kez daha Avrupa seyahatine yoneltti. Ingiltere'de Dkkens'in egitim konulu bir konferansina katildi ve o sirada The Pole Stav'i cikarmakta olan Rus multeci Alexander Herzen ile cesitli gdriismeler
Bati
yapti. Bruksel'de uluslararasi silahii cati§malar uzerine yazdigi
eseri -Sawis ve
Ban$- henuz tamamlamis olan Proudhon
12
Tolstoy'dan
13
"Education and Culture", Tolstoy on Education icinde,
S.
N. Tolstaya'ya, 15 Mayis 1902, Letters.
University of Chicago Press, Chicago,
1
[I,
ile
tams-
618-19. cev.
l.eo
Wiener,
967. Ayrica Bkz. Joel Spring,
A
Pri-
14
mer of Libertarian Education, Free Life Editions, New York, 1977, s. 47-8. Tolstoy'dan A. M. Kalmykova'ya, 31 Agustos 1896, Letters, 11, 539.
15
Ahnti, Troyat, Tohtoy,
s.
220.
515
Leo Tohtov: Diinsm Kontu
Tolstoy "kanaatkrinde cesur" olan anar^ist dusumirden etkilendi. Proudhon da gene Rus'u "yuksek diizeyde egitimli bir ti,
adam" olarak gordti ve serflerin 1861'de ozgurlestirilmesi konu16 sunda anlattiklan karsismda heyecanlandi, Yasnaya Polyana'ya donen Tolstoy, ozgurlesmis serfler ile eski efendileri arasindaki anlasmazhklan cozmek uzere Bans Hakemligi'ne atandt. Bu deneyim resmi davalardan nefret etmesine yol acti ve daha soma insanlara hicbir sekilde mahkemeye sika-
bulunmamalanm tavsiye etti. Devrimcileri banndirdigi ve yikici yayin buhmdurdugu gerekcesiyle okuluna yapilan bir poacti. II, Alexander'a lis baskim hukumetten iyice sogumasma yol yette
ofkeli bir
mektup yazarak
bir fesatci
olmadigim
ve kendi-
belirtti
17 sini gururla "halk icin okullar kuran" biri olarak tamtti. Tolstoy zaman zaman fahi$elerle iliski kurdu ve muikunde
cahsan
evli bir serften bir
kadmlarla da
iliskisi
erkek cocugu oldu. Kendi simfindan
oldu. 1862'de ktsa bir flort
doneminin
ar-
dindan Sophie Andreyevna Behrs ile evlendi. On ug cocugu oldu. Cocuklann dordu oldu. Sophie Andreyevna kocasimn cahs-
kan ve
titiz
sekreteri
olmasma ragmen, onun kadinlara Proudhon'un da
goruslerini (ne yazik ki
ili^kin
paylastigi) dogruladi.
Tolstoy kadinlann hayattaki baslica rollerinin annelik oldugunu dwsunuyordu. "Her kadin," diyordu, "ne giyerse giystn, kendine
ne derse desin, ne kadar incelikli olursa olsun, cinsel iliskiden kacmmaksizin cocuk dogurmaktan kacimyorsa eger, bir orospu-
Ve bir kadin ne kadar dusnuis olursa olsun, bilincli olarak kendisini cocuk bakimina adiyorsa, hayatta en iyi ve en yuksek luzmeti vermis, Tannnin emrini yerine getirmis olur ve onun
dur.
18 Daha sonra kadinlan, eruzerinde yer alacak kimse yoktur."
kekleri
imandan cikaran
tehlikeli ayarticilar olarak gordit.
Guclii cinsel itilimlerine ragmen, belki de
toy sonunda
tek basina
yasamanin en
iyisi
bu nedenle Tols-
olduguna karar
verdi.
Krotzer Sonatt (1890) adh oykusunde, arzulan yuzunden evlenmesi halinde ki^inin olabildigince iffetli kalmasi gerektigini one sitrdu.
Hie kuskusuz
evlilikle ilgili
zorluklanni ortaya koyarak
soyle dedigi one siirulur: "Erkek depremler, salginlar, korkunc
hastahklar ve her turlu fiziksel aciyi yasar, ancak en act trajedi 16
A^,
17
Tolstoy'dan Imparator
18
"What then Must
&
s.
205.
We
II.
Alexander'a, 22 Agustos 1862, Letters,
Do?" (1886), The Worts Aylraei Maude (1929-1937), XIV, 384.
oj
I,
164.
Leo Tolstoy cev., Louise .
516
Attarfizmin Tarihi
yatak odasindaki trajedidir ve her
nunda
zaman da
oyle olacakcir." 19 So-
oldugu sonucuna vardi em, Ne var ki bu tavsiye, gosterdigi ustun cabalara ragmen yashhgmda bile gerceklestiremedigi bir idecinsel iliskinin en buyiik kotuluk
ve tam bir
al
iffeti
tavsiye
oldu.
Bununla birlikte, kadinlann dogasinin en cok annelige uygun oldugu ve ureme amaci olmayan cinselligin uygun olmadigi dtisiincesine ragmen, Proudhon gibi, kadinlan erkeklerden asagi gormedi. Erkeklerm ve kadinlann ayni egitimi gormeterini savundu. Kizlanni ogullarryla ayni tar2da yetistirdi ve kizlan onun
en coskulu destekcileri oldu, Serbest a§ki reddediyor, monogaminin insanligin dogal yasasi oldugunu diistiniiyor ve evliligi cinselligin yegane ahlaki cikis yolu olarak gortiyor, ancak gunliigune sunlari yaziyordu: "Elbette her turlii yasal kisitlamaya karsiyim ve tam ozgurliikten yanaytm: tek ideal, haz degil iffettir." 20 Bu kortuda Tolstoy, evlenmenin yakilmaktan daha iyi oldugunu,
ama en
iyisinin cinsel
nu soyleyen sal
St.
tutkudan tamamen uzak durmak oldugu-
Paul'un ogreitsini izlemekteydi, Tolstoy Kin ruh-
hayat kisinin kendisini tensel arzulardan kurtarmak icin dur-
maksizin caba gostermesini gerektirir. Gene de bu, Tolstoy'un,
sonunda merdumgirizlige varan a§in kadm du^manhgim mazur gostermez.
Tolstoy evlendikten sonra Volga malikanesine yerlesti ve bir
yandan
yonetim yontemleri uygularken bir yandan da romam oldugu one surulen Savas ve Bartf'i
ilerici
dunyanm en
buyiik
basladi. Onceleri romanm has kahramani Dekambrist ayaklanmasina katilan ve 1825'te Sibirya'ya surulen
(1863-1869) yazmaya
Daha sonra Napofyon'un 1812 isgalinden hemen Ondonemi ele aim ay a karar verdi. Karakterler yavas yavas si yasal kaygilann onune gecti. Romanm giris taslaginda soyle yazdi: "Devlet adamlanndan daha ozgiir bigimde halkin tarihini yazacabir kisiydi.
ceki
gim," Kitapta
iki ailenin,
Rostovlar ve Bolkonskilerin oyktisunu
anlaur. Geriplanda Rusya'nin Napolyon'a karsi verdigi mucadete
yer almaktadir. Gururlu Prens
maci
Pierre, Tolstoy'un
Andrew ve hedonist ancak
kendi ki^iliginin
iki
ayn yoniinu
arastir-
yansitir.
Ancak eser psikolojik coziimlemenin otesine gecer, Basjhk Proudhon'un $ava$ ve Bans'indan ahnmisti, Tolstoy, tarihin ola19
Alimi, Simmon?, Tolstoy,
20
Social Evils,
s.
235-6.
s.
154.
Hmiwi Konlu
Leo Tolstoy.
ganustii kisiler tarafmdan yapilnwdigini,
517
pek cok ko$ulun bir
araya gelmesiyle gerceklestigini kamtlamaya cahsir. Ornegin askeri zaferler bir satranc
oyunundaki
kazanilmaz, savasin
gibi
gi-
disatmi tayin eden beklenmedik ve rasilantisal olaylann sonucu
Tutumu Marx'mkine
olarak gerceklesir.
yakindir, ancak
onun
kacinilmazhga olan guvenini paylasmaz, "5avas ve Bans Uzerine Birkac 56z" (1868) basdikh bir makalede Tolstoy kendi tarih felsefesini anlatir. Psikolojik olarak insan kendi ozgiir iradesine gore eylemek istemesine ve bazi eyletnleri
gercekten de iradi olmasma ragmen, baskatarinm eylemozgurlugu kisitlamr. Bu nedenle, insanlarm
leriyle karsilastikca,
onceden kestirebilmeleri ya da denetlemeleri zor olsa da,
tarihe
yol gosteren bir onbelirlenim yasasi vardir. Bu yaklasim Isaiah Berlin'i Tolstoy'u pek cok sey bilen bir tilki olarak betimlemeye
ohnasina rag-
yoneltti. Berlin'e gore Tolstoy, gercekte bir tilki
olduguna inamen, kendisinin tek bir buyuk ayn varhklakendi cesidiligi icinde, niyordu: "Tolstoy gercekligi tam esitsizligini varliklann algiladi ve bu rin bir toplami olarak sey bilen bir kirpi
bir aciklik ve vukufla gordu, ter biitiin
olduguna inandi."
ancak sadece tek
bir
buyuk ve
uni-
21
Bu donemde esas olarak edebiyaila ugrasan Tolstoy, bir subayi vunnakla suclanan bir eri askeri mahkeme onunde savundu. Ancak asker suclu bulundu ve idam edildi. Bu olay hie kuskusuz Tolstoy'un Devlet'in halefetini artirdi.
brosiirde,
Daha
idam cezasina
Egitime olan igin bir na'da.
Okuma
muKalamam (1908) bashkh bir dokunakh bir suclama yazdi.
adli
ve askeri kurumlanna olan
sonra, Sessiz kar§i
ilgisini surdurdii, oykiiler
ve koylu cocuklari
Kitabt yazdi. Sonraki biiyuk eseri
(1874-82) bizzat yasadigi, yaratici sanatgi
ile
Anna
Kareni-
ahlakcr ikile-
mini betimledi. Asinda Tolstoy kendisini anlatiyordu, Anna Karenina gibi o da iki celiskin giic arasinda aci cekiyordu: hayati
kucaklayan bir yasama gucti (Anna "hayata karsi cok sabirsiz" idi) ve hayatin sac ma bir trajedi oldugu duygusu. Tolstoy bu do-
nemde, mulkundeki camurlu
ciftliklerde dolasirken
kendi ken-
disine soylendigini kaydeder: "Gogol'den ya da Puskin'den ya da
Shakespeare 'den ya da Moliere'den daha meshur olacaksin da ne olacak?" 22 21
[saiah Berlin, The
wry.
12
A
New
Hf Jgehug and
York, 1953,
s
on Tolstoy's view of
(he fox: an essay
39
Confession, The Gospel in Brief and
What
I
Believe,
s.
17.
his-
Anar$izmin Tarihi
518
Tolstoy kisa sure icinde kendisini intiharm esjgine getiren
Ancak insan hayatimn
derin bir ruhsal krize girdi.
hiclige
dogru
akip giden acimasiz bir irmak oldugunu hissederken, Tannnin
bu
akisa bir set cektigini diisunmeye basladi. Dinle giuikce daha
fazla ilgilenmeye basladi ve oesitli
manastirlan ziyaret eld. Bir
(1882) dokunakh bicimde betimledigi gibi, kendi gecmisini diisundukce dehsete kaptbyordu: "Yalancihk, hirsizbk, zinaltirafia
mn
her
tiirltisu,
sarhosluk, siddet, cinayet; islemedigim tek bir
sue bile yok,.." 2J Tolstoy, felsefede, dinde ve lnsanlann arasinda kendi haya-
tma umutsuzca bir anlam bulmaya cabstiktan sonra, Incil'in, ozeltikle Dagda Vaaz'in kitabi yorumunu temel alan bir sevgi dinini benimsedi. Bu yeni Hiristiyanhk, genctiginin liberter ogretilerini
dogruladi ve yeni bir bansct anarsjzm felsefesi gelistirmesi-
ne yardimci oldu. ulasmadi ve
Ne
var ki
bu yaklasim gecirmek
felsefesini hayata
onu
girisimler, ciddi ve icten olsa da,
asla
tam
bir tutarhhga
icin yaptigi gelisiguzel
ikiyuzlliluk
suclamalan
kar§isinda savunmasrz birakti.
Felsefe
Tolstoy, 1880'krde ve 1890'larda cikardigi bir dizi kkap, brosjur ve yorumda, Ortodoks olmayan bir Hiristiyanhk anlayisi gelistir-
Ua'nm, Tannnin kutsal oglu degil, biiyiik bir ahlak ogreimeni olduguna inanmaya basladi, Sonsuzlugun parcalan oisak da, di.
oliimden sonra hayat yoktur. Insan aklinda, disimizdaki bir kaynaktan gelen ve olumumuzden sonra da devam edecek olan tcset
Bu
bir 151k vardir.
Tanndan akhn faaliyeii bizi
isik, fitozoflarin
cozumsel mantigmin aksine,
uzaktastirmaz, tam aksine ona yaklastirtr, cunkii gercektir ve
Tann
Tann, bizi yargi"Tann kendimizi bir parcasi olarak gordugumtiz bir butiindur: Bir maddeci icin, madde; bir bireyci icin, abamhru§, dogal olmayan bir insan; bir ideailahi gercektir.
layan kisisel bir varhk olmaktan uzaktir;
list icin,
tik
kendi
ideali, A$ki."
ayrim ya da
"sevgi akla
Sevgi
ile
akit arasinda hicbir
celi§ki yoklur, ciinkii "akil
Roman-
sevecen oimatidir" ve
uygun oimahdir." 24 Tolstoy'un
felsefesinin
merkezi
budur. 23
Age,
24
Social Evils,
s.
What
J
3. s.
Believe,
206; "Introduction", s.
xv.
A
Confession, The Gospel in Brief an
Leo Tolstoy
titirifin
519
Kontu
Tolstoy, Incil'deki tsa ogre lis in in yeryuzunde
surmenin anahcarim sagladigina ikna oldu.
du ve su bes emri
Incil'i
iyi
bir hayat
dikkatle oku-
cikardi:
CD Ofkelenme, butun cinsel hazlara kapip
insanlarla
koyuveime.
ban? icinde
(3)
yasa. (2) Kendini
Kimseye yemin ederek vaatte
bulunma. (4) Kotuluge dtrenme, yargilaw ve mahkemeye basvurma. (5) Ulus aynmi yapma, yabancilan kendi halkin kadar sev.
Bu emirler tek malarmi
bir etnirde toplanir:
istiyorsan, sen
lnsanlann sana nastl davran-
de onlara oyle davran. 25
Tolsioy bu ilkelerin Hiristiyanhgin esas mesajini ve kendi ahlaki ogretisinin temelini olusturdugunu dusundii. Birinci emir Tolstoy'un anarsizmini dogruladi, ciinkii butun gutlii
siddeti temel ahrlar.
Dorduncu emir
hukumeder
Or-
-"Kottiluge diren-
me"- onu kendi dtrenme ogretisini, yani koiiiluge siddet kullanarak direnmeyi reddetme doktrinini gelistirmeye yoneltti. Bu, kisinin koiiiluge hicbir sekilde direnmeyecegi anlamtna gelmez;
tam aksine, koiiiluge ikna yoluyla direnmek ve kotultik sacan kurumlann dayandigi kamuoyunu etkilemek dogrudur. Besinci emir, Tolstoy'un "dusmanmi seveceksin" dusiuruna iliskin yorumunu temel aldi. Buradaki "dusman"i kisinin ulusal dormant olarak anladi; yurtseverligin her tiirlusunu, ezilenlerin yurtseverligini bile
Bu
reddetmek gerekiyordu. butun hukumetlerin, yasalann,
inanclarla Tolstoy'un,
polis guclerinin, li^tirilen
ordulann, hay au ve mulkiyeti korumak icin geoldugunu one surmesi icin
butiin onlemlerin ahlakdisi
adim atmasi yeterliydi. Tannnin yasasi hisayasasmdan her zaman ustundli. Jvj sonuca vardi: "Insanlan ve onlann mulklerini Riddel yoluyla savunmayi amaclayan hicbir hukumet eikinligine katilamam; mahkemelere katilamam ve yar-
basit bir mantiksal
mn
olamam; ne de insanlara mahkemeye ya da Hiikumet'e ba?vurmalan icin yardimci olabilirim." 26 Bu goruslerden, hie kimsenin bir ba^kasinm almak istedigi herhangi bir §eyi elde tuima hakki olmadigi sonucu da cikar. gic
Tolstoy, htrs, ofke ve sehvet tutkulanni kati bir Puriten gibi
mahkum
etmekle
25
Ag(\
s.
167.
26
Age,
s.
531-2.
birlikte, yeni bir
dunyevi ahlakgi
degildi.
Mui-
520
Anar$izmin Tahhi
lulugun doga, goniitlu cahsma,
aranmasini tavsiye
etti.
aile,
Aynca
dostluk ve acisiz bir olumde
hayatin,
Isa'yla
ozdeslenen ve
Tanrmin Kralhgi'm yerytizunde gercekleslirmeye gallon btrey icin bir nimet oidugunu dusiindii. Tolstoy'a gore Isa, baskalanna siddet yoluyla direnmemeleri ve
halinde insaniann
ic
mulk sahibi olmadan yasamalan huzuruna ufasacaklarini kendi hayatryla ka-
mtlamisn. Tolstoy'un yeni ahlaki ve dinsel inanclan onu adaietsizlige kar$i
daha etkin mucadeleye
yazarak
11.
yoneltti. 1881'de Car'a bir mektup Alexander'in katillerini bagislamasvni istedi: "Kotfilu-
ge kotiilukle degit, iydikle karsiiik veriniz, herkesi bagtslayin>z." 27 Car'in Tannnin yasalannin biitun diger yasalardan ustun-
iugunun
kendisine
hatiriatiimastndan
hoslanmamasi
sayihnaz, Bagislama cagnsi sagir kulaklara carpti.
111.
siirpriz
Alexander
dik bash Kont'u hapse atamazdi. En
iyisi onun eserlerini yasaklamakti. "Bu aleak L. Tolstoy," diye yazdi daha sonra, "durdurul-
malidir. Kendisi bir nihilist ve imansizdan baska bir sey degildir."
1882'de Tolstoy, Moskova'da yapilan niifus sayimina katilkez halkin ya^adigt kulubeleri ziyaret etti. Bu dehset
di ve ilk
verici deneyini yoksullarla
Inanclanna
ters dustiigu
ilgili
kaygilanni daha da gitclendirdi.
icin juri uyesi olarak
hizmet etmeyi
Kanh sporlara karsi cikli ve vejetaryenhgi benimsedi. yemeden de saghkh yasamak mumkun olduguna gore, egten-
reddetti.
Et
ce ya da istah icin hayvanlann canina kastetmek ahlakdisiydi.
188
6
'da
Yasnaya Polyana'dan Moskova'ya kadar 130 mi] yiiruye-
rek Rus halkiyla yeni bir
iliski kurdu. 1891-1892'de Avrupa Rusyasinin buyiak bolumtinu etkileyen buyiik kithk sirasinda,
ailesinin yardtnuyla kithk
kurbanlarmin acilanni azaltmaya
ga-
hstt.
Tatm'mn fyinizdeki Kralhgt'nda (1894) okumak ve dusunmekle gecen yillanni ozetledt. Hiristiyanhkla bagdasmayart, ama cogu kez onun adina gergeklestirifen somurii ve baskiyi anlatti. Kendisi de dahil olmak uzere zengin ve saygtn kisilerin ikiyuzliiliigunu buyiik bir enerjiyle sergiledi:
Hepimiz kardesiz, ama her sabah
bir
erkek ya da kiz kardesim ban-
yo ktivetimi hazirliyor. Hepimiz kardesiz, ama her sabah, 11
Tolstoy'dan
lit.
Alexander's, 8-1 5 Mart 18S1, Utters,
[]; .'J4.3.
esitle-
521
Leo Tolstoy: Barium Koiidi
rim,
kiz kardeslerim laraliiidaii kciuli sagtiklan
benim erkek ve
pahasina uretilen bir sigaraya, biraz sekcre, hn ay nay a ve baska nesnelere ihtiyac duyuyorum; bu nesnelcri kullaiiiyor,
ediyorum
...
liatta taiep
Hepimiz kardesiz, ancak cgiiim, up vc edcbi
eserleri-
JH mi yo ksul la ra ancak para karsihgmda venyoiuiii.
Tolstoy gene bir soylunun ahlaki yenilenisini anlatugi son romant Dnilis'ten
(1899) kazandigt parayi, zuliim goren Dukhobor
mezhebinin Kanada'ya goc ettnesi Sanat Ncdir?'de (1897-1898) layisi
icin kullandi.
ifade etmis
Roman, onun
oldugu yeni
estetik an-
yansitiyordu. Buna gore sanat ahlakin bir uzannsidir; Hi-
ristiyanhk caginda, insanin yeryuzundeki yerine
dinsel bir
ait
anlayisi yansitmahdir. Ayni zamanda herkesin anlayabilecegi ka-
dar sade olmalidir.
Pek cok edebiyat
tarihcisi
ve biyograli yazan, Tolstoy'un
hayatinm daha sonraki donemlerinde ahlakcimn sanatciya agtr bastigmi one surmustur. Ornegin, A. N. Wilson, "Tolstoy'daki iradi sagduyu yoklugu, ondaki sanatsat inigelemi sonunda yok demistir. :y
Ancak bu cok basit bir yorumdur. Tolstoy'un erken donemde yazdigi buyiik romanlannda daima giiclCi bir ahlaki tenia vardi, Daha sonraki kurgularmda, ornegin tvan tlyi<;'in OUimu (1886), Usta ve Adam (1895) gibi kisa oykiilerinde ve Ua-
etti"
ci
Mural (191
1) gibi kisa
romanlannda, imgesel guctinu korudu-
Egitim gormemis koylumin anlayabilecegi kadar ba-
gu
goruliir.
sit
ve acik yazma karan oykiilerine guclu bir uslup sadeligi
kazandinr. Aynca kendisi ni sade
ama canh bicimde
ifade
etme
yetenegi, sonraki ahlaki ve siyasal eserlerine kendine ozgu bir gtic katar.
Ahiaki bir diisuniir ve dinsel reformcu olarak Tolstoy, Dagda Vaaz temelinde, yeryuziindeki her tiirlu otoriceyi reddeden ve kotiiluge siddet kullanmadan karsi durmayi tesvik eden bir Hi-
devam etti. Hiristiyanhgi mistisizminden anndirmaya ve onu akilci bir kisiye hitap edebilecek ahlaki bir kurala donusturmeye cahsti, Bu konuda o kadar ileri gitti ki, 1901'de Rus Ortodoks Kilisesi Kutsal Sinodu tarahndan ristiyanhk formu gelistirmeye
aforoz edildi, Basit bir inane deklarasyonuyla tepki gosterdt: 28
"The Kingdom ot
God
is
Within You", The lion and
Religious Writings of Toistoy, der.
29
A. N. Wilson, Tolstoy,
A
(lie
Honeycomb- The
N. Wilson. Collins, 1987,
Hamish Hamilton, 1988
s.
89-90.
522
Anar$iztnin Tarihi
Tannya inamyor, onu Ruh, ask
ve her jeyin Kaynagi olarak anliyo-
rum. O'nun benim icimde olduguna, benim de O'nun icinde oldu-
guma inaniyorum. Tannntn
iradesinin en agik ve anlasilabilir bi-
gimde, insan Isa'nin ogretisinde ifade ediidigine inamyor ve onu
Tann
gibi
gdrup ona dua etmenin en bttyuk kufur olduguna inani-
yorum. lnsamn gergek selametinin yatttgina ve
O'nun
Tannnm
iradesine
uymakta
iradesinin, Incil'de bir yasa olarak belirtiidigi gi-
bi insanlarm birbirini
sevmekrini ve sonuc olarak baskalarinm
kertdilerine nastl davranmalanrti istiyorlarsa
baskalarma da o
sekil-
de davranmalanni gerektirdigine inaniyorum. Bu nedenle, her in-
san hayatmin o insanm igindekt sevgiyle anlam kazandigina inani-
yorum
...
bu
sevgi tnsani
yani su anda
hukum
...
Tannmn
yeryuzit kralhgini kurmaya;
suren kavga, hile ve siddetin yerini serbest
anfasmaya, dogruluga ve kardeste sevgiye birakacagi bir hayat duzenini
kurmaya yonekir,
30
Tolstoy'un aforoz edilmesi sohretine zarar verecek yerde, Rus
halkimn gozimde daha da populer olmasim
Direnmemek Tolstoy'un yeni ve Thoreau'nun
sagladi.
siyasal ogretisinin temeli oldu
denemesini okudugunda Tann'mn tc.inizdeki Kralltgi'nda, direnhukumete, kiliseye, yurtseverlige ve sava-
sivil itaatsizlik iizerine
biiyuk bir sevince kapildi.
meden sevme
ilkesim,
ama heniiz gergeklesmeyen bir kotulugu zor yoluyla dnleme hakkim kendinde gtirenlerin neden olduklan kotulugu ozellikle elestirdi. Bu elestiri,
sa uyguladi. Gergeklesme olasihgi olan
mahkumlann zindana atilmasi, hiikumetin infaztan ve devrimcilerin bombalan icin de gecerliydi, Gercek Hiristiyanhk devrimcidir, ancak siddet iceren bir toplumkutsal engizisyon, siyasal
devrim degil bireyde ahlaki bir reform yapmak ister, Bu ancak bireyin hayatinda temel bir degisimi kapsiyorsa kabul edilesal
bilir.
Tolstoy'u Hiristiyan anarsist yapan sey, insanlarm karanlik-
tan aydinhga yaptiklan ruhsal seyahatlerinde ve larih icinde hu-
kumet evresinden vazgececekleri
iddiasidir. Gergek bir Hiristiyan insani otoritenin her turlusunden ozgurdur, cunku her
bireyin icine yerlesmis olan ilahi sevgi yasast -Isa'nin bizde yarattigi bilirtc- yeterlidir
30
ve hayaun yegane rehberidir,
Tolstoy, "A Reply to the Synod's Edict of Excommunication" (1901), Life
and Essays on Religion, Works, XII, 223.
On
523
Leo Tolstoy: Ban$in Kontu
Godwin kadar inamr ve kamuoyunun
Tolstoy Devlet'in sonumlenecegine tipki
onun
gtbi Devlet'in
yok olmasim
isteyen bir
giderek gelisecegine guvenir. "$iddeti temel alan
lann ortadan kalkacagi, gtinku bunlann
du gurtu herkesin anlayacagi"
bir
bi'iuin
kurum-
faydasiz, haiia zararb ol-
zaman
gelecektir.*
lesine akilh olacaklardir ki, artik birbirini
1
Insanlaroy-
soymayacak ve
kat-
Hiristiyanligin
letmeyeceklerdir. Tolstoy su kehanette bulunur: esitlik ilkelerinin (insan kardesligi, mulkiyette ortaklik ve kotu"
gunumuzun,
luge siddet yoluyla direnmeme),
da ulusal hayat
nem
ilkeleri
aile,
toplumsal ya
kadar dogal ve basit gorukhigu bir doBu nedenle hayatin yegane an-
2 gelecektir ve gelmektedir."*
dogruyu kabul etmesinde ve Tann Kralhgi'm dunyaya hizmet etmesinde yatar. Burada hukumete
lami, her bireyin gelistirerek
ve Devlet'e yer yoktur.
Hukumet Tolstoy hukumete manevi gerekcelerle karsi cikmi$, ancak pek az anarsist hukumet ile siddet iliskisini boylesine keskin biginv
de resmetmistir. Tolstoy hukitmetin dogasi geregi siddete dayandigini one surer. Hiikiimetler, vergi toplayarak ya da insanlan askere alarak kendi yurttaslanm arzulannin ve vicdanlanmn aksine davranmaya zorlar. Devlet iktidan ozel siddetin caresi de
olamaz, cunku bizzat kendisi yeni siddet bicimleri uygular. Devlet guclendikce siddeti de artar. Tolstoy, fiziksel zorun insanlarm mevcut yasalara itaatini sagladigmi acikca ortaya koydugu zaman, sorunun oztine temas
etmis olur.
Amlmaya deger
lanun
bir
getirir:
Siddet araclanyla yoneten insanlarm, itaat
"Yasalar orgutlii
etmeyeni darbelere,
ozgurluk kaybma maruz birakmak, hatta katletmek icin getirdikleri kurallardir."" Bunlar herkesin iradesiyle degil, iktidarda bulunanlann iradesiyle yapilir, her zaman ve her yerde iktidarda
bulunanlann cikanna uygundur. Tolstoy, hukitmetin gerekli oldugu, ya da kendi sozleriyle,
hukumeti destekleme "kotulugu "nun diisman komsulann orgutlu gucune karsi savunmasiz kalmaktan daha iyi oldugu bir bir
31
The Kingdom of Cod and Peace Essays, XX,
32
Age,
33
"The Slavery of our Time", Social
s.
1
35.
330. Eviis,
s.
97.
524
Anar$izmin Tarihi
donemin
etmeye hazirdi. Ancak insanhgin duymadtgina inaniyordu. Hiikumet kendi te-
olabilecegini kabul
buna
artik
ihtiyac
koruma bahanesiyle zararh bir etki yaratir. Cezalandirmanin ahlaki bir hak oldugunu iddia ederek, ahlakdisi araclarla baasini
kotu bir eytemi
iyi
calisrr. 34
gostermeye
Tolstoy'un hiikumete yonehtigi esas
ele^tiri
savasla ayril-
maz bicimde
baghdir. Butiin hukumetler, polis, ordu, mahkemeler ve hapishaneler formundaki siddeti temel alir. Askeri orgiit-
lenmeler dis
gibi, onlanri
diismanlann
da bashca amaclari savas acmaktir. Sadece
degil, baski alcinda tuttuklan
sinda yeralan ordulannt surekli
gelistirirler.
dayanan hukumetin olabilecek en sonucu cikar.
tehlikeli
tebaanm da karsiBundan, askeri giice orgutlenme oldugu
Tolsioy savas sorumlulugunu sadece hukumetin bakanlanna yuklemiyordu: "Ashnda savas ordularm varligimn kacinilmaz
sonucudur ve ordulara ancak kendi isci siniflanna hiikmetisteyen hukumetler ihtiyac duyar." 35 Aynca, savasa esitsiz mulkiyet dagihminm ve yurtseverlik duygulanni esinleyen sahte ogretimin neden oldugunu kabul ediyordu. bir
mek
Tolstoy hukumetleri destekleyen yurtseverligi asla kabul etmez. Yurtseverlik, yani kisinin kendi ulusunu diger butun uluslann uzerinde gorerek kendiligtnden bir duyguyla sevmesi, dairna kaba, zararh ve ahlakdisidir. Hirhtiycmhk ve Yurtseverlik it
(1894) hukumetlertn savasa destek saglamak icin ufusal yurtseduygulanni nasi! kamciladiklarmt anlaiti. Yurtseverligin
verlik
bir kolelik
En
formundan baska
basit,
bir sey olmadigini
one surdu:
en acik ve en kesin anlamtyla yurtseverlik yoneticiler
icin
kendi hirslanm ve ozlemterini gerceklestiren bir arac, yonetilenler icin insan haysiyeti,
akh ve vicdamndan
Feragat ve iktidarda bulu-
nanlara kolece bagUliktan baska bir sey degildir.
3ti
Tolstoy kendi bagimsizhklan icin savasan kolelesmis uluslann yurtseverligi ni bile reddeui. Kisinin kendi ulusunu tercih etmesi asla iyi ve yararh oiamaz, zira
34
"Patriotism
35
"Letter to a s.
36
bu duygu
and Government", Works,
N on- Commissioned
Xt.Vl,
[,
insan
esitligi
ve insan
250.
Officer ", Tolstoy on Civil Disobedience
79.
"On
Patriotism",
1967,s. 121.
On
Ctvii
Obedience and non Violence, Mentor.
New
York,
525
Leo Tolstoy: Barium Kontu
onuruna
saygt
duygusunu
Bu nedenle amae
asar.
hiȣimsizlik
uluscu mucadeleleri desteklemek degil, leihcdilmis uluslann, hukiimetlerin siddet onlemlerine kattlmayi reddedeicin verilen
rek kendilerini kurtarmalan olmaltdtr. Tolstoy, Yurtseverlik ve HuktimeVte (1900) savasa hazirlamr-
ken bans cagnsi yapan buyiik giiclerin ikiyuzlulugunu aciga cikardi. Mil this yiktm araclan kesfetmenin caydtnci olacagi (nukleer silahlan mazur gosterenlerin populer goriisu) ve savasa son verecegi gorusunii reddeden Tolstoy, tek carentn nihai siddet
araclan olan hukumetleri ortadan kaldirmak oldugunu one surdu: "Insanlan korkunc ve gittikce artan silahlanma ve savas kotuluklerinden kurtarmak
en buyuk
icin,
kotiiliiklere yol
Hiikumet denilen ve insanhk
icin
acan siddet araclanmn ortadan kaldi-
nlmasiTii... istiyoruz." 37 Tolstoy, evrensel silahstzlanma gercek-
lesmedikce, cok daha dehset verici savaslann gelecegini
diisii-
anavatanm cocuklan ya da bir hukumetin koTannntn cocuklan olduklanm kabul etmeleri halin-
nur. Insanlann leieri degii,
"Hiikumet denilen o cdgin, gereksiz, kohne, olduructi orgiitlenme ve onun yol acttgt biitiin actlar, siddet, ihlaller ve suglar sona erecektir." 38 Savas, asker alma ve butiin diger baskici hiikude,
met eylemleri, ancak Devlet'in asamalar halinde coziilmesiyle sona erecektir. Tolstoy bir anarsist, hem de kararii bir anarsisttir, ciinkii ozgul olarak hukumetsiz ve Devletsiz bir toplum istemektedir. Soyle der: "Kolelik yasalardart kaynaklamr, yasalar Hukumetler
tarahndan yapihr.
O
halde insanlar ancak Hukumetler ortadan
kaldinldiklannda kolelikten ozgurle^ebilirler." Devlet bir za-
manlar gerekli olrnu? olsa
bile,
der Tolstoy, "artik kesinlikle ge-
olmazsa
reksiz ve bu nedenle zararh ve
tehlikelidir." Htikiimet
kaos ya da yabanci
gdrusunii reddeder. Urallar'daki
isgali olacagi
Kazak korminlerinde yasadigi deneyim, ona diizenin ve refahin ancak
orgutlii
hiikiimet
mumkiin oldugunu sal
siddetinin ortadan kalkmasi halinde
gostermistir. Akilci varhklar kendi toplum-
hayatlanni anlagmalar araciligiyla dtizenleycbilirler.
O
halde,
uygun bicimde hazulanan akilci anlasjnatoplum yaratmak lamatncn mumkiindiir. 39
gonullii ve "adetlere lar"
temelinde bir
Yt
Tolstoy, "Patriotism and Government", Wovk-i. XI. VI,
38
age. s
59
"Slaveiy of our Titties", Social Evils,
261. s
105
I.
I'M.
Ana rs izmin
526
Burada zorunlu olan yegane ahlaki
Taririi
ilke, kisinin
kendisine nasil
davranilmasim istiyorsa ba^kalanna da o sekilde davranmasidir. Tolstoy soyle yazdi: "Anarsistler her konuda; mevcut diizenin inkannda, mevcut kosullarda otoritenin yarattigindan daha
kotu bir siddetin olamayacagi konusunda hakhdirlar. Tek hatalan, anar§inin bir devrimle gerceklesebilecegini sanmalandir." 40
Tolstoy, onceki anarsist diisunurlerin goriisierini, onlarin iktida-
n
zor yoluyla degil halkm bilincinde bir degisimle ortadan kal-
dirmak bir
istediklerini biliyordu.
Hukumetin
ve yasalann olmadigi
toplum orgiitleme imkam uzerine Godwin'den ahntilar
yapti.
onun kitabinin ba$ligini kullandi ve duzen olarak anar§i savunusundan etkilendi. Onceleri Bakunin'e hayranlik duydu; daha sonra onun siddeti ovdiigunii ogrendi. Herkesi beslemenin mumkun oldugunu kanulamak icin KropotProudhon
ile
tamsti,
kin'in Ekmegin ve Tarlalann, Fabrikalann ve Atolyeletin Fethi'nt gondermede bulundu. 41 Bununla birlikte, Godwin') n ve Proudhon'un felsefesini ge-
net refah ve adalete faydaci vurgulan yiizunden eksik buldu ve
Bakunin
ile
Kropotkin'in savunduklan §iddet iceren devrimci
araclan reddetti. Stirner ve Tucker'in insanlann kisisel cikarlanni gozetmeleri icin si, ateist
tidari
yapuklan cagnyt dikkate almadi. En onemli-
anarsist dusiinurlerin,
maddeci hayat anlayi^lannda,
daima tahrip etmi$ olan manevi
ik-
silahtan, "insantn yer-
yiizurtdeki varhgini sadece hayatin bir parcasinm
disavurumu
olarak goren mutedeyyin hayat anlayisi"ndan yoksun olduklanni
dusiindu. Onceki anarsistler, en yuksek refahin insan mutluiugu ve gene! iyilikte degil, insan yapisi olan her turlu yasadan daha baglayici olan "sonsuz hayat" yasalanna
an lay a mam island
1
uyulmasmda
yattigint
42
Biiyuk on dokuzuncu yuzyil teorisyenlerinin coguyla du^tiigii
metafizik anla^mazhga
toplum hedeflerini
ragmen Tolstoy, onlarin hiikumetsiz
paylasti.
Hiikumetin yerine neyi koyacagini
soran elestirmenlerine basit bir yanu verdi; Hukumetin yerine
herhangi bir §ey
veren bir
orgiit
koymak gerekmez. Gereksiz oldugu
icin zarar
kolayca ortadan kaldinlacak ve toplum kendi do-
gal gidi^ati icinde eskisi gibi varhgini surdurecekti.
"On Anarchy", age, s. 185. Working People", age,
40
Tolstoy,
41
Bkz. "To the
42
"Government",
age,
s.
135.
s.
24.
Aslmda, "Hii-
Leo Tolstoy: Barism Kontu
527
sozcugun olumsuz anlaminda Anarjiyi, yam da -ki aslmda boyle degildir- bu anarsik diizensizlik, Hukiimetlerin kendi halklanni gotitrdukleri ve gotiirmekte olduklari konumdan daha kotu olainazdi." 45 Tolskiimet'in yoklugu,
diizensizligi anlatiyor olsa
toy, riski
hukumetin ve Devlei'in ortadan kaldinlmasinda hicbir kaos gormez, cunku suna inanir: "Tann zihinlerimize ve yurek-
terimize kendi yasastni yerle§tirmi$tir; burada duzensizlik degil
ancak duzen
acikca bildirilen tartismasiz
olabilir, bize
sasindan ancak
iyilik gelebilir.
Tann
ya-
44
Tolstoy'un anarsizminin temelinde dzgiirkik aski ve baskiya karsi
duydugu
nefrei yatmaktadir. Ornegin, Zenci koleligini sa-
dece vahsi bir uygulama oldugu icin degil, evrensel baskinin
mahkum etti. Onun konumu, tipki Amerikah kolecilik karsm William Lloyd Garrison'unki gibi, "hicbir bahane herhangi bir insana kendi insanlanna hiikmetme ve onlara baski yapma hakki vermez" ilkestni temel alryordu. 45 ozel bir ornegi oldugu icin
Totstoy'a gore, gercek ozgurluk her insan in kendi kanaatlerine
gore yasamasi ve eylemesi"nden
ibarettir.
Bu yaklasim
bazi in-
sanlann digerleri uzerinde iktidar kurmasiyla bagdasmaz. 46
rnahkum etmeye ve topraga doyapmaya yonelten, ozgurluk askiydi. Fabrika irgati-
Tolstoy'u fabrika sistemini liiis
t;agnst
nin ve sehir iscisinin sefaleti, sadece caltsma suresinin uzunlu-
gundan ve dusuk
iicretlerden degil, Ozgurlukten ve
"hayatm
dogal kosulu olan dogayla temas"tan yoksun olusundan ve bas-
ka insanlann iradesine uyarak zorunlu ve tekdiize bir
is
yapma-
ibarettir. 47 Tolstoy,
hukumeti toplumsal kotiiliigun baslica nedeni olarak gormesine karstn miilkiyet sorununu gozden kacirmaz. Emek<;\ Halka basltkh hitabmda, hukiimet ile miilkiyet arasindaki baglantiyi vurguladi; hukumetin yasalan mulkiyeti korumayi amacliyordu. Bu nedenle, somuni butiin kotuliiklerin koktidiir; sadece miilkiyete sahip olanlann ve ondan yoksun olaniann act cekmelerine yol acmakla kalmaz, ikisi arastnda casindan
tismaya da yol acar. Savas, idamlar, hapislik, cinayet ve ahlaksiz-
hk
ozel
mulkiyedn dogrudan bir sonucudur. Tolsioy, Rus Devribir yd once su kehanette bulundu: Ozel miilkiyet
mi'nden otuz
and Government", Works, XLV1,
43
"Patriotism
44
The Daily Chronide'a mektup (1S95), Tolstoy on
45
"On
46 47
"HukUmet", Sotial Evils, s. 132. "The Slavery of Out Times", age,
the
Negro Question"
(
1904),
s.
s.
283,
68.
1,
259. C'ivil
IVKabtdietice,
s.
138.
AntJisijrmrc Tdrilii
528
kaldinlmadigi
icin,
yikimin ve cinayetin dehsetini tasiyan bir
devrimi bizi tehdit ediyor... Ezilen kitlelerin nelreti ve
zilleti
isqi
aru-
yor; servet sahibi siniflarm fiziksel ve ahlaki giicleii ise zayifliyor
bagimh oldugu o sahtekarhk giderek
ve herkesin yor.
a<;iga
cikt-
" 4i>
Tolstoy sadece toprakta komunal mulkiyet cagrtsiyla yetinmedi, isbolitmunun, ozdlikle kafa ve kol emegi arasindaki bo-
lunmenin ustesinden gelinmesini de istedi, Buyuk bir coskuyla herkesi kol emegine katdmaya cagirdt. Proudhon gibi, emegin erdemini ve onurunu yuceltti ve dogaya yakni dogal bir hayat isAdilce paylastinlmasi haltnde topragin herkese yetecegini
tedi.
diisunuyordu.
Insanlann topraksizhk ve agir vergiler yuztmden sehirlere geldiklerini one suren Tolstoy,
Henry George'un, topragi simdiki
sahiplerinden kurtaran ve koylulerin kendi ihtiyaclanmn gerektirdigi
otcude ekim yapmalanna izin veren Tek Vergi Sistemi'ni
tavsiye
etti,
Uzun vadede
men kaldmlmasint gibi efsanevi bir
ka iscilerinin
Arkadya
yam
vergilerin ve toprak mulkiyetinin tama-
istedi.
Ne var degildi.
ki en buyuk ideali gecmisteki Mevcul kosullar altmda, fabri-
sira biitun tarim emekcilerinin
de kole olduk-
lanni biliyordu. Teknolojiye karsi degildi ve Kropotkin gibi, teknolojik ilerlemenin, insan hayatini ytktma ugratmaksizin "doga
uzerinde denetim" kurmamizi saglayacagim dusundti.^
Reform Arabian Tolstoy ozgur ve adil bir toplum nimtn]
tamamen
kurmak
iqin fiziksel
amaciara ulasmak
reddetti. Barrsct
guc kulla-
igin siddete
basvurmantn ve iktidan iktidarla ortadan kaldtrmanin imkansiz oldugunu anlamisti: "Her uirfu devrimci girisim sadece Hitkiimetlerin siddetine yeni bir gerekce saglar ve onlarin gucunit arttirir."
ni
50
Mevcut dijzenin siddet yoluyla
degistirilmesi halinde, ye-
duzenin kendi dusmanlan taraftndan siddet yoluyla
yikil-
mayacagi garanti edilemez. Bu durumda yeni duzen kendisini siddet yoluyla savunmak zorunda kalacak ve ktsa surede tipki 51 eski diizen gibi yozlasacaknr.
We
48 49
"What Then Must
50
"Government",
51
Bkz. Tohwy'dan A. M. Kalmyltova'ya.
Do?", Work*, XIV, 557-8.
"Slavery of our Times", Svtial Eviis, op.
ril, s.
s.
79.
138. 3]
A£ustos 1896, LeHfrs,
11,
540.
Leo Tolstoy: Bangui Kuntu
529
Tolstoy hakb olarak siyasal cinayellerin sadece Devlet'in
gucienmesine yarayacagina ve halkin
bahane saglayacagina
isaret etti,
tlaha iazla ezilmesi icin bir
Halkin hayat kosullanni
iyiies-
tirmek i^in insanlan katletmek uygun bir yonteni degildir. Krallari
ve Devlet baskanlanni katletmek Hydra'ntn (50k ba§h cana-
var,c.n.)
baslanndan sadece birinin kesilmesi kadar yararhdir. 52
Bir not defterinde Tolstoy bir cinayet
ile
sorar: "Bir devrimcinin isledigi
$u a?ik yakopek pisligi arasindaki fark kadar. de kokusundan hoslanmam." 53 Aydinlaiiuu$ bir
"Kedi pisligi
niti verir:
sunu
bir polisinki arastnda fark var midir?" ile
Ancak ikisinin toplum ancak zorun ve zordan kaynaklanan
koleligin sona er-
mesiyle yaratdabilir.
Bu konuda Tolstoy en tutarh ve uzak gbruslu anarsistlerden Hukumeti ortadan kaldiracak en degerli ve etkin aracin siddet degil kamuoyu oldugunu gordii. Bu arada hukUmetin halka tiranca boyun egdirme potansiyelini goz ardt etti. Yaztlannda hep kisinin akdci ve ahlakh olmasi gerektigini savundu. Ona gobiriydi.
ve sevgi birbirinden aynlmazdi. Bunlar ayni ahlaki etkin-
re akil
"Dogruluk akla uygun sevgiyle uretilecek ve
ligin iki yonitydu:
gerceklikle onaylanacak; gerceklik de akil sevgisiyle, dogrulugu haline getirerek onaylanacakur." 54
amac
kamuoyuna dayandigini israrla belirtti, "kamuoyu iktidan uretir ve iktidar kamuoyunu urehalde cozum kamuoyunu tarttsma ve ikna yoluyla, bit-
Tolstoy hukumetin
Oyle tir."
ki,
55
O
tun hukumetlerin zararb ve eskimis oldugunu ortaya koyarak degistirmektir. Halkin
gucun zorda
degil gercekte yattiguii gor-
mesi gerekir. Aslinda, "gercegin gucunii bilen insanin ruhunu kaplayan ve sayisiz insam aydinlatan bir kandil gibi ikinci ve ucuncii kisilere gecen gerceklik bilinci" karsisinda, kaba guce
dayanan en dehset ki
Godwin
$eye gucii
verici orgut bile bir hictir.
Kendisinden once-
Gandhi gibi, Tolstoy yeten gerceklige sarsilmaz bir guven duydu. ve kendisinden sonraki
Tolstoy icin sadece "tek bir siirekli devrim"
da, her
olabilir: "ahlaki
devrim: Kisinin kendi icinde yenilenmesi." 56 Ancak kendi vicda5i
Bki. '"Thou Shalt vil
Disobedience,
No
s.
Kill'
Simmons, Tohtov,
53
Aiinu,
54
5(>ci(jl E'vili, s.
55
Age,
s.
93.
56
Age.
s.
190.
206.
-On
the Death of King
155. s.
212.
Humbert" (1900), On
Ci-
Anar$izmin Tarihi
530
myla
uyum
ic inde
yasayan
gostermesini
baskalarim olumlu yonde etkilemukemmellige ulasmak icin gaba
ki§i
yebilecegi igin, kisinin icsel
Caiman insanlara, karsihkhhk yasasi dedigi ulasmak icin, Tanrmin yasa-
ister.
seyi tavsiye eder: "gergek mutluluga
uygun bicimde, kardesce bir hayat surmeli, size ramlmasmi istiyorsamz siz de oyte davranmahsmiz." 57 Ancak Tolstoy kotiiluge fiziksel giicle direnmeye larina
Thoreau'nun kolelige
da, dinginci degildi.
nasil dav-
karsi olsa
karsi bir protesto ola-
rak vergi odemeyi redder me orneginden etkilendi ve kotu ve uygulamalann agiga cikmasina yardimci olmak igin sizlik tavsiye
etti,
mamaya, onlar lerini
Hukumetleri feshetmek
igin
cahsmamaya,
ve insanlanni
gagirmamaya te§vik
korumak
masini
igin
igin,
halki onlara katil-
odememeye, kendi mulk-
hukiimet siddetint goreve
Segimlere katilmak, hukuk mahkemele-
etti,
rine ya da Devlet dairelerine
makla ayni anlama
vergi
kurum
sivil itaat-
basvurmak hiikumet skldetine katilbutun bunlardan daima sakiml-
geldigi icin,
istedi.
Tolstoy, toprak mulkiyetinden kurtulmak icin i$cilere lop-
rak mulkiyetine destek vermekten
sakinmalanm
onerdi: "Toprak
mulkiyeti gunahini, ne askerlerin uyguladigi siddetle ne toprak sahiplerinin irmlkunde gahsarak ne de onlardan toprak kiralaya-
rak desteklemelisiniz." 5S Ost siniftara gelince, onlar insanlan kendileri igin gah§tirmayarak, sikici ve hos
olmayan butun
olabildigince bizzat yaparak ve istenmeyen
teknolojiden
yararlanarak
iscilerin
isleri
acilarmi
hafifletebilirlerdi.
Tolstoy koope rati fieri ve deneysel yaklasimlan da te§vik operatifler
kurmak ve
isleri
azaltmak icin
etti;
"ko-
onlara katilimi saglamak," diye yazdi, "sid-
olmak istemeyen, ahlakh ve kendine saygi duyan kisinin gunumiizde katilabilecegi yegane sosyal etkinlikdetin bir pargasi
tir." 59
Gercegin guciine inanan Tolstoy otokrasinin kotuliikleri ve baskilar hakkinda Car'a
uzun
mulkiyettn kaldirmasini
bir
Henry George'un toprakta
mektup yazdi ve toprakta
ozel
Basbakan'a yazdigi mektupta da
istedi.
tek vergi sistemini ve ozel mulkiyettn
kaldinlmasini savundu, 1 kisinin de bu tavsiyelere kulak asma masi
sasimct degildir. Hukiimet iktidarmin bidder ve yozlasmishgi-
57
"To the Working People
58
Agt.s. 45.
59
Tolstoy'dan V. ¥. Toloimants'a, 23
11 ,
age,
s.
47.
Ocak
1910, Letters,
11,
6%,
Leo Tolstoy; Banjin Kontu
na
iliskin parlak
531
cozumlemesi dikkate ahndigmda, Tolstoy 'un da
onlardan pek bir §ey beklemedigi gorulur.
O sirada
Car ve saray Tolstoy'un butun Rusya'da neden olrahatsizdt. Kutsal Sinod
dugu huzursuzluktan derin bicimde Prokuratoru, sansiircu basi K.
P.
hakkinda Car'a yazdigi rapora su Son birkag
yildir
Pobedonostsev bir Tolstoycu
gortisii ekliyordu:
Kont Tolstoy'un eserlerinin
tetektuel hareketin biiyuk bir
etkisiyle olusan en-
guc kazandigini, tman,
huku-
Kilise,
met ve loplum hakkinda tuhaf ve carpiulmi? nosyonlan yayma tehdidinde bulundugunu gormezden gelmek artik imkansizdir. Gidisat, sadece Kilise icin degil, ulusal ruh igin de
suz ve yabancidir. Bir tiu deliiik halkin zihnini
III.
tamamen olum-
ele gegirmistir.
60
Alexander 1894'te olmeden once, hukiimetinin son eyleme-
lerinden
biri,
hakkinda
dis
Rus gazetecilerinin Tolstoy'un hayati ve eserleri basmdan almti yapmalanni yasaklamak oldu.
lyice yaslanan
Tolstoy ahlaki ve siyasal kanaatlerinin dinsel
temelini gittikce daha gok vurgulamaya basladt.
Ne hiikumetten
ne de devrimcilerden yana oldugunu, sadece halkin yanmda
dugunu soylemekten ho^lamyordu.
ol-
5iddeti ve baskilan ortadan
kaldiracak yegane radikal yontemin halkin dinsel bilincini can-
landtrmak oldugunu tekrarlamaktan usanmadi. Eylul 1905'te bir deftere sunlan yazdi: "Sosyalizm bilincsiz Hiristiyanhktir."
Daha
sonra gunlugune soyle yazdi: "Sosyalistler yoksullugu ve
firsat
esitsizliginin yarattigi adaletsizlikleri asla
caklar.
ma
En
guglii
ortadan kaldirmaya-
ve daha zeki oian, zayift ve daha aptal olani dai-
kullanacakur. Adalet ve hayaun
iyi
yanlannda
esitlik, Hiristi-
yanhk disinda, yani kisinin kendini inkar etmesi ve kendi hayati nin anlamini baskalanna hizmette bulmasi d ism da
,
asla
yolunun
ice-
kazanilamayacaktir."
Kehanete varan rimlerini fark
etti:
bir sezgiyle Marksist iktidar
"Marx'm ongorulerinin gergeklesmesi
halin-
de, sadece despotluk el degistirmis olacaktir. $imdi kapitalistler
hiikmetmektedir, o zaman cektir." Tolstoy, her seyin lerin la
60
i^g:i
simfimn
direktorleri htikmede-
temelinde ekonomiyi goren Marksist-
yamldiklanni one surdu. Insanhk ancak bilinclenme yoluy-
gelisebilirdi.
bu nedenle Marx'tn, "sermaye
Tolstoy,
Almti, Simmons, Tolstoy,
s.
204.
ozel
Anar$izmin Tarihi
532 kisilerin elinden
hukiimetin eline, halki temsil eden hukumetten
gegecek varsayiminda" yanikhgim one siirdu, 61 Rusya'da 1905 Devrimi'nin basansizhgi Tolstoy'un gorijsle-
i§cilerin eline
rini dogruladj. Bir gazeteciye soyle yazdi:
"Devrim'e seviniyo-
rum, ama onu gerceklesiirdiklerini hayal edenlerin onu yikmakta
olduklannt gordiikce uzuluyorvam. Eski rejimin siddeti, su
anda yapilmakta oldugu gibi yeni ve aptalca slddet eylemleriyle degil, ancak siddete katilmayarak yok edilecektir," "Giilunc. partiterin ve
komiteler"in yaptiklannin ne onemli ne de
iyi
oldugu-
nu dusiinuyordu: "ha!k, gercek halk, toprak uzerinde caiman yuz milyonlarca koylii, slddete katilmayarak butiin bu ucuz, giirultulii, rahatsiz edici ve
kinlgan kalabahklan zararsiz ve gerekhale getirmezse, kesinlikle bir askeri diktatorliige varaca-
siz
giz." 62
Rusya'da Toplumsal Hareket Uterine (1905) bashkh maka-
iyi bir toplumun otokrasinin yerine anayasal bir hukumetin gecirilmesiyle gerceklestirilebilecegini savunan libe-
lesinde Tolstoy,
ral
gorusu reddetti ve Batidaki parlamenter rejimlerde ozgurlii-
gun olmadigini kanidama cabasini surdurdu. Rus Devrim'min Anlami bashkh daha iyi dusunulmus bir tepkide Tolstoy, goruslerini tekrarlayarak, Rus halkinirt toprakta kaimasi ve Batinin sanayi uygarhgindan kacinmast gerekttgini one surdu. Baskici hukumete son vermenin yegSne etkin yolu, direnise
basvurmayan sevgi
gtitiu siddetle degil,
pratigidir. Bu ideal, herhangi bir 6rancak her bireyin kendisini ahlaki bakimdan
gelistirmesiyle gerceklestirilebilir. Tolstoy'un kapitalist
somuru
ve hukiimei siddetine yonelik elestirilerini oven Lenin'in, onun din savunusunda "diinyada var olan en yozlasmis. seylerden biri"ni
gormesi
sa§irtici degildir.
Lenin, Tolstoycu gorusun kouitu-
direnmeme yaklasiminin "birinci devrimci hareketin ugramasimn en ciddi nedeni" oldugunu da ilan etti. 6J ge
Bir diger hayrani, Bernard
ahlakt
felsefesinin
bazi
yenilgiye
Shaw da, Tolstoy'un toplumsal ve hakkmda kuskulara sahipti.
yonleri
Shaw, onu "insanhgm entelektuel bilinci"ni insa eden bes kisilik listesine aldi, ancak Tolstoycu yaklasimi benimsesek bile, sonsuza kadar birbirimize merhamet gostererek yasayamayiz, diyerek 61
age.s. 212.
62
Tolstay'dan A. Y. Alipcv'a, 20 Eylul 1906, Utters, II, 659. Lenirt o Tohtom (Moskova- Leningrad, 1928), s. 24. Lenin'in Tolstoy uzerine chilli makalelerinin en onemlisi: Leo Tolstoy as a Mirror of the Russian
63
Revotution.
533
Leo Tolstoy. Bans,in Kontu
soyle yazdi: "hayatimizi basittestirebilir ve vejetaryen olabihriz;
ancak asgari bir maddi hayat
bile
dustriyel sorunlara yol acacak ve
uretim ve bolusum gibi en-
Anarsizme
ters dusecektir...
Endustride anarsizm, uygvtlanabildigi kadanyla, tam olarak bugun yasamakta oldugumuz uygarhgi uretir ve... Tolstoycu bir toplulugun yapmasi gereken
ondan kurtulmak
ilk is
oiacak-
Fabian sosyalisti olarak, gencliginde sempati duydugu anarsizmden vazgecen Shaw, "endustride anarsizm "i, Kropotttr."
64 Bir
kaldirmayi amaclayan komunizminden cok Benjamin Tucker'in (onun Liberty gazetesine katkida bulunuyordu) savundugu laissez-faire ekonomisiyle esitledi. kin'in itcret sistemini
Yashhk doneminde Tolstoy'un karisi ve ailesiyle olan soAile, onun asm dogrulugundan rahatsiz oluyor ve
runlan arm. siirekli
vaaz vermesine dayanamiyordu. Tolstoy
kamuoyu
oniin-
de her zamanki kadar kararh bir tutumla adalet ve bansi savunmaya devam etti. 1908'de bir toprak sahibinin evirte saldirdiklan icin yirmi koyluniin
idam
okudu
edildigini
ve
idam cezasina
karsi cikan unlti makalesi Sessiz Kalamam'i yazdi. Devrimcilerin isledigi suclann dehset verici oldugunu kabul ediyor, ancak
bunlann hukumetin yasalara uydurulmus caniyane ve aptalca siddetiyle kiyaslanamayacagini dusiinuyordu. Hiikumet idamla-
rm Rus
halkinin huzuru icin yapildigini iddia
halktan
ettigi icin,
biri olarak kendisinin i^lenen suca btlincsizce katkida
bulundu-
gunu hissediyordu, Kendisini bu katlamlmaz durumdan
mak
icin
sunlan yazdi:
Ya bu insanhk lerle
kurtar-
baglanum
disi
uygulamalara bir son
kesilir ve
verilir
ya da benim bu
aditna yapilmadigmi dusunebilirim; ya da daha
tin
benim
yal
edemeyecegim kadar
is-
hapse atilinm ve ancak orada bu dehse-
iyi)
o on
iki
ya da yirmi koylu
iyisi
(ha-
gibi beni
de kefenkyip basima bir kep giydtrerek daragacina cikanrlar da
boynuma
gecirilen
yagh ilmegi kendi agirhgimla sikabilirim. 65
Hayatinin sonuna dogru Tolstoy'un Hiristiyan ve ban§ci anar-
sizm anlayisi pek cok ret
taraftar
kazandi ve Yasnaya Polyana ziya-
edilen kutsal bir yer haline geldi.
Tannya
itaat
Onun,
ki§i
insana degil
etmelidir inancmi paylasan, zulme ugramis
64
Shaw'dati R.
n5
"1
Cannot Be
Ellis Roberts'^,
Silent",
$ubat 1900,
[..etten. 11,
Words. XXI, 404-11.
677.
Dukho-
534
Anar$izmin Tarihi
borlann Kanada'ya gdcmeteri dahil pek cok davaya destek verdi. Toplumsal reformculara tavsiyelerde bulunmaya her zaman hazirdt, Olumiinden hemen once, Tanri'mn Icinizdeki Kralltgi'ni
okuyup etkilenen Gandhi'ye yazdigi mektupta soyle diyordu: "sevgi, yani insan ruhunun birlige ulasma cabasi ve bu cabadan kaynaklanan etkinlik, en yiiksek yasa ve insan hayatinin yegSne Bu yakla§im siddede bagdasmadigi igin su sonuca vanyordu: "Zorla toplanan vergilerimiz, adliye ve polis kurumlanyasasidir."
miz ve en onemlisi ordulanmiz ortadan kaldinlmahdir." 66 Tolstoy basansiz olsa da vaazlannt hayata gecirmek icin buyiik bir caba harcadi. O buyiik saflik ideaii kendi yataginda tekrar tekrar yenilgiye ugradi; vahsi tutkulan
akhnin siikunetine
her defasinda hakim oldu. Ancak tipki dindar bir mujik gibi tarlalara giderek kendi kol emegini insanlarla payla^H. Basit giyini-
kendine hizmet edilmesini istemiyor, kendi cizmelerini onanyor, kendi mulkiinde upki bir koylu gibi yasiyor ve et yemiyordu. Servetini ve son kitaplannin telif hakkmi kansina btrakti. yor,
Ancak butun bunlar uluslararasi alanda sohretini artinrken, ailesorunianm siddetlendirdi. Aile fertleri onu anlayami-
siyle olan
yorlardi. Sadece
Durum
en kuctik
kizi
ona sempati duyuyordu.
kotulesince Tolstoy bir manastirda yasamaya karar
1910 kisinda, seksen iki yasinda, yaninda sadece doktoru ve kiicuk kizi oldugu halde Yasnaya Polyana'yi terk etti. Uzun verdi.
bir tren
kucuk
yolculugundan sonra ansizin hastalandi ve Astapovo'da, Son arzusuna uyularak, eski
bir tren istasyonunda oidu.
mulkti uzerindeki ormana, kucukken agabeyiyle btrlikte dunyadaki butun kotulukleri yok edecek yesil bir dahn var olduguna inandigi yere gomuldu.
Olumunden sonra butun Avrupa'da Tolstoycu topluluklar kuruldu. Son eserleri gittikce daha otoriter ve maddeci olan bir dunyada bireyin yasamim surdurmesiyle
ilgilenen insantara hi-
Day ve Amnion Hennacy'nin Hiristiyan anarsizminde ve The Catholic Worker cevresinde yanki buldu. tap eder. Tolstoy'un inanclan, Amerika' da Dorothy
Bolseviklerin iktidara gelmesinden sonra, kendi ulkesinde bir edebiyatci olarak ovuldu. Yetkililer ni
gormezden
geldiler ya
yiik anarsistin terk ettigi
66
Tolstoy'dan
onun toplumsal
da baska turlu aciklamaya
felsefesi-
BuYasnaya Polyana'nin bir Devlet muzesi
Muhandas Gandiye,
7 Eylul 1910, Letters,
II,
cahstilar.
706.
535
Leo Tolstoy: Bans in Konlu haline getirilmesi ve her
gun bes yuzden
fazla insan
laralmdan
ziyaret edilmesi oldukca ironiktir. Sovyetler Birligi'nde I958'de cilt halinde yayimtanan ve yazilarmin ncrcdeyse lamamikapsayan toplu eserlerinde, militarizm, yurisewriik ve hukti-
doksan
m
meie
iliskin yikici goriisUri secilebilir.
Ahlaki ve toplumsal bir diisunur olarak Tolstoy'un en bu-
yuk dolayh
elkisi Hindisian'da
gorulmusiur. Gandhi, Ingiliz em-
kovma kampanyasinda Tolstoy'un silahlara renmeme doktrinini gelistirdi. Ancak Gandhi kolektif eylem peryal varhgmi
di-
ge-
kampanyalan orgiitleyerek Tolsbasvurmayan ideal devlet anarsiyle yoneiile-
listirerek ve kitlesel itaatsizlik
toy'u a§u. "Jiddete
savunurken, sinirh bir hukumet ve bir dolayh demokrasi Formu ihtiyacini ideal olana dogru bir adim olarak kabul etti. 67 Bagimsizhktan sonra Hindistan'da Vinoba Bhave'nin cektir" goriisunu
rehberliginde gelistirilen Gandhici Sarvodaya hareketi, Tolstoy-
cu ilkelere daha yakindi. Bhave olumtu satyagraiia'nm, yani siddete basvurmadan baskalarma yaidim etmenin onemini vurguladi.
68
Tolstoy'un mesaji, Batida, tkinci Dunya Savasi'ndan sonra
super guclerin kendi halklan tizerinde kurduklan hakimiyet ve denetimi siirdurmenin gerekcesi olarak nukleer silahlanma teh-
bans hareketinde, ozellikle ona pratikte uygulanma imkam kazandiran Gandhi aracihgiyla verimli bir zemin buldu. Tolstoy'un ozellikle bansci ve anarsist didini kullandiklan bir sirada gelisen
gelenekler arasindaki yakinlasma sirasinda etkinlik kazandigi goriildu.
Onun
siddet icermeyen dogrudan eylem ve sivil itaat-
sizlik taktiklerinin, altmish yillarda bit sure icin
rim yapacak yetenekte oldugu goruldu. sayida
mez gibi
liberter, Tolstoy'un,
O
bansci bir dev-
zamandan
beri artan
huktimet siddeti siddetle yok
edile-
ve tktidan dagitmak icin iktidan ele gecirmek imkansrzdir
onemli icgorulerini benimsemeye basladi. A. N. Wilson gibi bir biyograh' yazan, Tolstoy'un dinsel
anarsizmine "pek az Rus" ve "onun ogretilerinin en sacmasi" diyebilmistir. 69 Hicbir ^ey gerceklikten bu kadar uzak olamaz. Rus aristokrasisinin 67 68
on dokuzuncu yiizydda Bakunin, Kropotkin
Gandhi, Democracy, Real and Deceptive (Ahmedabad, 1961), s. 28, M. CurrelL. The Gentle Sarvodaya hareketi iijin Bki. Geoffrey Ostergaard
&
Anorctii5ts,
Clarendon Press, Oxford, 1971; ve Ostergiiard, Nonviolent Revo-
lution in India,
69
ve
Gandhi Peate FoundaLion, Yeni
Wilson, "Introduction", Religious Writings,
s.
Delhi, 198°).
16.
536
Anar^izmin Tarihi
Tolstoy gibi en buyuk uc anarsist diisunur cikarmasi rastlanti Ugu de carlik rejiminin tiranhgma bizzat tanik oldu ve koylti komunlerinin hukumete ihtiyac duymadan olarak gorulemez.
duiert ve bans icinde
yasama orneginden
esinlendi.
Tolstoy'un dinsel anarsizmi hayat boyu suren isiikrarsiz ve
umutsuz
bir mana arayisini temsil eder. Aklin rstgim ve insanin Tann kralhgini vurgulayan Tolstoy, ortacagin mistik anarsistlerini yansumaz, modern radikal teolojinin gelecegini ha-
icindeki
ber
verir. Tolstoy, Incil'in ogretilerini bansci ve anarsist bir tarzda yorumladigi ve kendi vaazim bizzat uygulamaya (her zaman basanh olmadiysa da) cahstigi icin, rahat kiliselerinde biirokrasi
ve sinizmle beslenerek yasayanlan daima rahatsiz edecek; basks ve somuniye karsi banscL bir tutumla sonuc almak isteyenleri ve bir yaratta ortakhk dtinyasi kurmaya gahsanlan daima esinleyecektir.
23 Amerikan
Bireycileri ve Komunistleri
Geleneksel merkezi hukumet dusmanhgiyla Birlesik Devletler
pek cok ozgun anarsist cikarmistir. Aralanndaki rupa'daki benzerleri gibi,
Adam
bireyciler,
Av-
Smith'in piyasanin iktisadi ve
toplumsal diizeni saglama yetenegine oian guveninden esinlendiler ve kapitalizmin tadiiata
ugramis bir formunun anarsiye yol
acacagim diisunduler. Ancak daha sonra, ayni yiizyilda
bir yan-
da Proudhon'dan etkilendiler, ote yanda benimsedikleri anar1
Gorusleri, on ye-
ve on sekizinci yuzyillarm ozgiivenli
yerlesimeilerinin
$izm genellikle ulke sorunlannda yoguntasti, dinci
olusiurdugu Amerikan bagimsizhk ve bireysellik duygusundan Cikip gclisti.
Josiah
Ilk idi
Warren
gercek Amerikan anarsisti miizisyen ve mucit Josiah Warren 2
Onceleri Robert Owen'tn iitopyaa
New Harmony
kolonisi-
ne katildi, ancak 1827'de, konvunal mulkiyet dtJ2enlemelerinin ve kolektif otorite sisteminin inisiyatif ve Bkz Martin, Men Against
m
the Slate:
sorumlulugu engelledi-
The Exploiters of Individualist Anarchism
America, 1827-1908
Bki
William
Maynard
Bailie, yi«ia/i
Warren: The
to Co.. Boston, 1906.
First
American Anarchist, Small,
Anar$izmin Tarihi
538
gini ve bireyselligi ezdigini hissederek kisisel ozerklik ihtiyaci ile
gini diisjundu; uyelerin "ortak
ne ve kosullarma
Ne
koloniden
komunal uyum
ayrildi.
Warren
talebinin bagdasmadi-
pkarlan" onlann
tekil kigilikleri-
ters dusiiyordu.
bu deneyim Warren'in kooperatif hayat ilkesini daha cok toplumun bireyin ihtiyaclanna, bireyin de toplumun ihtiyaclanna uyarlanmasi gerektigini fark etmesine yol acti. Warren su Hkeyi benimsedi: var ki
reddetmesine
degil,
TOPLUM HER BIREYIN 1HLAL EDlLEMEZ EGEMENLtKORUYACAK $EKILDE YAPILANDIRILMALIDIR.
G1N1
Kisilerin ve cikarlarm her turlu bilesim ve baglantilarmdan ve her bireye kendi kisiligini geiisttrebilecegi, kendi duygulanm ve yargilarmi kabul ettirebilecegi kadar OZGURLUK,
zaman ve mulkiyet birakmayan, Kl$tLERl YA DA EA$KALAR1N1N CIKARLAR1N1 KAPSAMAYAN biitiin dtizenlemelerden sakinilmahdir
3
Warren, Equitable Commerce'inde (Adil Ticarei, 1846) her kisiniu dogru ve yanhs konusunda nihai yargic olmasini savundu. Her ogesinin hemcinslerjnden bagimsiz oldugu ve bizzat gercekle§tirmedigi eylemlerin sonuctan yiizunden act eekmedigi bir
toplumu savundu. Anlasmazhktan kacmmanin yegane yolu her turlu yapay orgutlenmeden kacinmaktir. Warren israrla "Birey," diyordu, "doganin yasasina tabidir" ve hedeflerimize ulasmak isliyorsak, bu nokta gozden kacinlmamah ya da onemsiz gorulmemelidir." 4
§unu da belinmek gerekir ki, Warren "birey" derken, cagdaslanmn biiyuk bir bolUmunun aksine kadinlan da kasietmekte, erkeklerin bireyselligi kadar kadinlanrtkiyle de ilgilenmektedir. Aynca Warren'in radikal bireyciligi, onu insanlann kendi isteklerini bizzat belirledikleri ve yaptiklan is kadar kazandiklan liberter komunler kurma cabasindan abkoymadi.
Kendi ilkelertni bagimsiz bicimde olusturmasina ragmen Warren'a "Amerikan Proudhon'u" denilmistir. 5 O da Proudhon gibi,
3
insan ozgurlugimun anahtari olarak gordiigu nuilkjyet iize-
josiah Warren, Practical Details
1852,
1.
in
Equitable Commerce,
New Harmony,
Ind.,
12.
New Harmony,
4
Warren, Equitable Commerce,
5
Bkz. Eunice M. Schuster, Native American Anarchism: Anarchist Individualism (1932),
Da Capo
Ind.
Press,
,
1846, s 96.
New
A
Study of Left-Wing s. 92-] Of),
York, 1970,
Amerikan
539
Bireycileri ve Kotntiniailiti
rinde odaklandi. Her birey kendi emeginin
iiriuiii
hak
iizerinde
ancak hie kimse tamamen kenditie ycierli olamaz. Mevcut uretim formlan is bolumunu kacmilmaz kihyordu, Bu celiskinin ustesinden gelmek icin Warren, Ruben Owen gibi, sahibidir,
emek
surest temelinde bir senet degisim sistemini onerdi.
eklenen bir kosul,
bireyin
yaptigi
emek yogunlugunun dikkate ahnmasiydi. maliyetlerine gore
el
Buna
degerlendiritmesinde
isin
Buttin mallann uretim
degistirdigi bir "adil tiearet" istiyordu.
Bu
nedenle, paranin yerine "emek senetleri" onerdi; her saticinin
kendi emek suresini tarn oiarak hesaplayacagtni dii§unuyordu, Boylece kar ve
faiz
ortadan kaldinlacak ve yuksek duzeyde
e$it-
bir
duzen olusacakti. New Harmony'i terk eden Warren, Cincinatti'de kurdugu atolyede kendi sistemini uygulamaya cah§ti. Bu deneyim uc
ytl
surdu ve Warren'in gonislerinin ne kadar uygulanabilir oldu-
likci bir
gunu ortaya koydu. Mallar maliyet fiyatma
satildi
ve mti^teriler
emek senetleri verditer. Bu senetler mu§teriemek surelerini temsil ediyordu. Goruslerini
atolyedeki gorevliye lerin
kendi
yaymaya
esit
caiisan
Warren patent hakki satismdan (bunlann
ara-
sinda ilk rotatif tasanmi da vardi) yeterince para kazandi ve 1833'te The Peaceful Revolutionist adtnda
Amerika'mn
sist
periyodigi olarak kabu! edilen bir gazete gtkardi.
e§it
emek
ilk
anar-
Bu arada
miibadelesi temelinde bir model koy kurdu ve
bunun
pek gok benzer toplulugun ilkt olacagmi umdu, Gunde iki saatlik emegin uzun donemde butUn ihtiyaclann kar$iianmasi icin olacagmi dusundii. Warren'in bir sonraki deneyimi Ohio'da kurdugu E§itlik KoyXi idi. Yarim diizine aile bir loprak pargastna tasinarak kendi
yeterli
evlerini yaptdar ve bir bicki kooperatifi kurdular.
Gonullu anlas-
Devrimi sirasinda Kazicdar'in George Tepesi'nde kurduklan komunden sonra, kendi ulkelerinin ilk anarsist koiniinunu kurdular. Ne yazik ki komiiri malar temelinde kurulan
iliskilerle, Ingiliz
hastahk yUzunden coktu. Warren yilmadi ve 1846'da, esas olarak Fourierci komiinlerin eski iiyeleriyle Utopya adinda bir bas-
ka komiin kurdu. Tas ocaklanni ve bickihaneleri temel a Ian Komun'tin yiizlerce uyesi oldu ve bu deneyim de I860 la ra kadar 1
surdu. Komiin onceleri di.
tamamen
liberter ve
gonullu niteliktey-
Warren 1848'de su gozlemde bulundu: Yaptigimiz butun islerde her ?ey bireyci bir temelde yurutulmu^
Anar$izmin Tarihi
540
ve hie kimse yasalarla kar$t karsiya birakilmamistir. belirsiz bir sure igin devredilrrci$ iktidar, lar"
Ne Orgut, ne
ne "Anayasa", ne "yasa-
ne "talimatlar", "kurallar" ne de "Tuzukler" vardir. Her birey
kendisi kin gahsir ve kendi i$ini yapar.
Ne subaya, ne
rahibe ne de
peygamberlere ba^vurulmustur. Buntann higbiri talep edilmemistir.
e
Warren 1850'de Long
Isiand'da
Modem
Zamanlarm Kenti deni-
yildan fazla
komun kurmak tgin harekete gegti. Bu seferki on yasadt. Komunun bireyci ilkelerine gore, aylak bir
uye
gtkmamn
len iiciincu bir
ile
sunu
basa
tek yolu boykottu. Warren'in bir arkadasi
hatirliyordu: "lstenmeyen insanlardan
kurtulmak istedigimiz zaman, onu yalmz birakinz. Ondan higbir sey satin almaz, ona higbir sey satmayiz; onunla konusmayiz. Ozetle, ona karsi tam bir kansmazhk sistemi kurarak, orada istenmedigini, kendi yoluna gitmesi gerektigini kesin bir bigimde ona gosteririz," 7 Komun sakinleri dikkate deger bir karsihkh hosgorii gelistirdiler ve "onemsiz
mesekkrde
bite biiyitk
ve kutsal Ozgurluk hakkma
saygigosterdiler," 8
Warren'in bireycilik formu karsi hkh yarar saglamak igin i$Ornegin, Warren komiinal bir mutfagin hem
birligini dislamadi,
ucuz hem de etkin olacagini, "ark kadinlarmi, aksi mlmaz bigimde mahkum olacaklan tam gun dolap
halde kagibeygiri gibi
cahsmak"tan kurtaracagim tine surdu. 9 Bireycilerin birlikte yasamayi tercih edeceklerini, "gocuk otel]eri"nin kurulabikcegini ve
bunlarm gocuklann kendi cegini soyledi.
karsilikgi egilimler tasiyan
Warren
istek ve egilimkrine gore
orgutkne-
Modern Zamanlar gokmedi, ancak Utopya daha geleneksel
gelistirdigi teoride
amaciyla
bir
koye
tutarli
gibi,
evrildi.
oldu ve tam bir
dinsel ozgurluk isteyerek -"her insan bir kilisedir"- bireyin mutlak egemenligini -"her insan bir ulustur"- savundu. 10 Ftrsai esit6
Alimi, Woodcock, Anarchism,
7
Alinti,
8
Warren, Practical Applications of [he Elementary Principles of "True
op. cit, s. 433 David De Leon, The American as Anarchist: Reflections on lndigenious Radicalism, John Hopkins University Press, Baltimore ve. Londra, 1978, s.
79.
zation", Cooperative Publishing
9 10
Company,
&
Princeton, NJ, 1872,
s.
Civili-
73.
Warren, Equitable Commerce, Fowler Wells, New York, 1852, s. 69. Warren, Practical Details in Equitable Commerce, Cooperative Publishing
Company,
Princeton, NJ, 1872,
s,
73.
Amerikan
Bircycifi
H
541
iv KnHN'inistleri
olan sinifsiz bir toplum istcdi Kuiun haskict kurumlar kaldinlacak ve yerlerini bir goniillu suzloniukr rejimi alacaktt. Tucker, sozksmekri uygulamak ve "esil ozgurluk yasasi"na karsi ih-
ligi
onlemek
lalleri
igin rotasyonu, itkil davalardan hare ke tie genel
kurallan b ig im lend ire cek gonullii jurikri savundu. Hatta, kamusal
ktnama, hapis ve olum cezasini da uygulanabikcek miieyyiAncak sunu da kabul etti: "tek basina ele
deler olarak onayladi.
ahndiginda cezalandirma munasebetsiz bir seydir; bir kotulugu onlerken daha buyuk bir kotuluge yol agar. Bu yuzden onemsiz " hatalarda cezalandirmaya basvurulmamahdir.
'
Warren'i ozetlikle cazip kilan teorilerinin pratikteki basan-
Lysander Spooner ve Stephen Pearl Andrews gibi bireyse] B, Greene, Proudhon'un
siydi.
anarsistkre esin kaynagi oldu. William karstlikcihgini Amerika'ya getirdigi
zaman, Warren uygun zemi-
bulunuyordu. John Stuart Mill bile Warren'i "dikkate deger bir Amerikah" diyerek ovdii. Aynntida pek gok farkldik olmasina karsin, onun genel liberal anar§izm anlayt^tni onayladi ve Warrenctlardan "bini haztrlamis
War-
reyin egemenligi" sozunti odting aldt. Mill, ayni zamanda, ren'in sosyalizmle bazi yiizeysel benzerlikkr ta^iyan
Koy
Kiimii-
nit'nun ilkesel olarak sosyalizme karsi oldugunu, gunkii "butiin bireylerin esii geli^me ozgurliigunu
mun
savunmasina karstn, toplu-
iginde bireyi a^an higbir otorite tanimadigi"ni dogru bigim-
degozlemledi. 12
Avukat ve dilbilimci Stephen Pearl Andrews, Warren'in
bi-
reyin egemenligi anlayismi ve fiyatm adil sinin olarak maliyet ilkesini benimsedi. Andrews, butiin evrende "Bireysellik diizenin 13 Ayni zamanda, maliyet ilkesinin bireyesas yasasidir" diyordu.
selligin ya
da "gikarlar baglanttsizhgi"nin temelini olusturdugu-
nu, gtinkii senin emeginden yararlandigim kadar senin de
benim
emegimden yararlanmani sagladigmi cine surdu. Ancak Andrews bu ilkeleri sadece teoride benimsemekle
ye-
tinmedi. Kolelige surekli karsi gikti, buttin kolekri satin alacak
kadar para toplayarak Teksas eyaktinin bagimsizUgini saglamaya gahsti, ancak Meksika'yla savas baslaytnca giri^im sona erdi. Xi,8$u.bat 1896,5.
11
Liberty,
12
Auiobiograpli.y o/Joft" Staart
13
M '"
(1873), Signet,
New
York, 1964,
s.
182-3.
Stephen Pearl Andrews, The Science of Society. Fowler & Wells, New York, 1852 Andrews'in gomsleri i<;in Bkz. Schuster, Native American Anarchism, s.
106-12.
Anar$izmin Tarihi
542
Bu
arada, cinsel davrantjin ve aik hayaumn Kilise ve Devlet denetiminin otesinde bir kisisel soramluluk meselesi oldugunu one surdu. En onemlisi, her iki cinsiyet icin "bireyin egemenligi" ilkesini benimsedi ve erkeklerin yam sira kadinlann da "tain
dzgiirlesmesini ve
mulk edinme hakki"m savundu. Lysander Spooner
Amerikan bireycisi Lysander Spooner, Lockecu goruslerden anarsist sonuclara vardi. Natural Law; or the Science of Justke'de (Dogal Yasa; ya da Adalet Bilimi, 1882), adaletin her bireyin ki§ilik ve mulkiyetin ihlal edileme2ligine saygi gostermeBir baska
gerektirdigini savundu, tnsanlar dogal durumda adaleti unuttuklan zaman savastiklan icin, sivil toplumda, "insanlann simdiye kadar ozgiirce ve gonullu olarak yapageldikleri gibi, sini
kendi aralannda adaleti muhafaza etmek ve yanhs yapanlara karkorunmak icin bir araya gelmeleri uygundur." 14 Adaleti sagla-
si
mak cok,
icin gerceklestirilen
yangm ya da
ticari
bu gonuHu
kayba karsi
birlik asgari bir devletten
bir sigorta policesine benzer.
Tarn bir sozlesme sorunudur.
Spooner, bir avukat olarak once Amerikan Anayasasi'm kabul
etti.
Erken yazilannda,
ozellikle kolelik uzerine yazdigi bir
tezde, koleligin ozel kanaat hakkiyla bagdasmadtgini vurguladi.
Ayni zamanda
jurili yargilamanm adaletin saglanmasi bakimindan daha uygun olduguna inandi. Ic Savas, onu, insanlann iste-
medikleri bir hukumete boyun
egmek ve onu desteklemek zorunda birakdmalanmn yanhs olduguna ikna etti. No Treason (thanet Yok) bashkh brosurler dizisinde soyle dedi: "hukumeti desteklemeye nza gostermeyen ya da bunu kabul etmeyen kisi, bu nedenle inancstz saydamaz. Bu insan, hukumete savas acmasi halinde diisman sayikabilir, ancak hain olarak grirulemez." 15 Riza oybirligiyle saglanmahdir. Burada, vergi vererek ya da kisisel
hizmetle hukumete katkida bulunmasi gereken her bireyin nzasi gerektidir.
Spooner en azindan tutarhydi. Curutulemez
bir mantikla,
genelde sozle$meye day ana n Devlet teoristne, ozelde
ABD
Ana-
14
Lysander Spooner, Natural Law: or the Science of Justice (1882), Collected Works of Lysander Spooner iijinde, der. Charles Shively, M &S. Press,
15
Spooner,
Weston, Mass., 1971,
No
Treason,
1,9.
The Author, Boston, 1867.
Amerikan
hukumetle
yasasi'na, her yurttasin
mentn imkansiz otdugu leri
rin,
543
Bireycileri ve Komitnisilr
bir sozlesine yaptiguu soyle-
gerekcesiyle karsi cikii. Insanlar kendi-
dismda hie kimseyle sozlesme yapamazlar; gclecek kusaklababalarmin yapmaya cahstigi gibi baglayici siyasal sozles-
meler yapabileceklerini soylemek sagmadir, Gecersiz bir toplumsozlesme temelinde otorite iddiasinda bulunan her hukume-
sal
tin gayri
mesru oldugu
aciktir.
Ashnda Spooner'a
gore, diinya-
mn biiiun biiyuk hukiimetleri, yagmaci ve fad bin amaclanni benimsemis; soyguncu cetderinden [ibaret
olmu$] ve kendi insanlanm kolelestirmisltir]
.
Ve onlann
yasalan, sadece kendi te?kilatlanni muhafaza etmek, yagmalarken ve
baskalanm
koleiestirirken birlikte hareket
kendilerine dusen payt guvence altina almak
etmek ve yagmadan
i<;in,
kendi sozleriyie,
uygulamayi gerekli gordukleri anlasmalardan olujmirstur, 16
Ne
yazik
hiikumetin bu "ttran-hirsiz" mteligi, iclerinden ba-
ki,
secmek Lizere oy veren inolduklarmalkna ederek aldatir. Oy vermek kisinin baskalan kolelesmisken kendisinin ozgur kalacagi gibi bos bir umuda kapilmasini saglayan bir 6z savunma eyleminden baska ztlan birkac yilda bir yeni bir efendi
sanlan ozgiir
bir sey degildir.
Poverty:
Its
Illegal
Causes and Legal Cure (Yoksulluk: Yasa-
di§t Nedenleri ve Yasal Tedavisi, 1846) bashkh brosurunde Spo-
oner, sucun yoksulluktan kaynaklandigmi one siirdu.
yoksulluk korkusu lek ba§ina
Ona
gore,
bir esttsizligin ve adil ol-
bolugiimunun bir belirtisidir, Bu nedenle sucun camevcut "talih carki"nt, "bir olcude esitsizlik tasisa da genel
mayan resi,
olumcul
servet
bir duzeyi
koruyan, herkese guvenli bir
konum
saglayan, her-
hangi birinin zor kullanarak ya da hileye basvurarak kendi ko-
numunu guvence
almasim gerekdrmeyen guvenilir bir ortam"a donusturmektir." 17 Bu amaca ulasmak icin her insanin kendi isvereni olmasmi tavsiye eder ve kolayca kredi temin edebilecek bagimsiz ciftci ve girisimcilerden olu§an ideal bir toplum tasarlar.
Her
altina
bir kisinin kendi
emeginin meyvelerini toplamasi
halinde, adil ve esit servet dagihmt gerceklesmis olacaktir.
Spooner, kendisine anarsist demese de Amerikan toplumu16
Natural Law,
17
Poverty:
Its
I,
18.
Illegal
Causes and Legal Cure (1846), Collietcd Works, V, 59.
344
Anarfiztnin Tatihi
nun hastahklarim daima hiikumette
aradi ve sivii
niillu bir bir)ik olarak orgiitlenmesi gerektigini
Devletler'deki,
saga
toplumun go-
savundu. Brrlesik
Murray Rothbard ve Robert Nozick
gibi cagdas
liberierler Spooner'in goruslerinden etkilenmislerdir, an-
yam
cak dzgurlugiin
stra esitlige
reyci anarsist haline getirir.
Spooner kabaca
sa da
duydugu
ifgi
onu solcu
bir bi-
Ashnda, baslangic noktasi bireyci
bir esitlik
ol-
formu ve bir cikarlar toplulugu
araytsinda klasik liberahzmin otesine geger.
Benjamin
R.
Tucker
Benjamin Tucker gururla anarsist oldugunu soyleyen ilk Amerikah dusuniirdu. "Eski dost ve usta" dedigi Warren'dan etkilendi, ancak, Proudhon, Bakunin ve Stirner'i inceleyerek Amerikan bireyci anarsizmini daha da gelistirdi. Bir dostunun dedigi gibi,
Tucker, "pek cok reformcu
olmayan, cok yonlti
gerici
savunucusu- bir
gibi, bir
yonde radikal dteki yonde
-Ateist, Anarsist, Egoist, serbest ask
sahsiyetti." 18
Tucker ozgiin
bir dusuniir
olma-
diysa da, bir felsefe sistemi olarak degil, "siyasal ve loplumsal
hayat biliminde temel ilke" olarak gdrdiigu anarsizmin Amerika'da yaydmasinda etkili oldu.
19
1878'de Radical Review'i,
tig yil
sonra Liberty'! kurdu. Liberty'nm uzerinde Proudhon'dan uyarlanmis su sozler yer ahyordu: "Ozgurlugun Kizi Degil Anasi," Bu dergi, saldirgan ve tartismaa iislubuyla Ingilizce iyi
anarsist dergi oldu. Tucker,
yayimlanan en
Proudhon ve Bakunin'in
tngiliz-
onculuk etmekle kalmadi, anarsizm ve son onemli konulan uzerine bir dizi kitap yayimladi. Ber-
ce'ye cevrilmesine
otuz yilin
nard Shaw bir tartismaa olarak ona bayranlik dnydu ve kendisi de Liberty'^ katkida bulundu.
man, derginin
editorti
Liberty's, abone olan Walt Whithakkinda sunlan soyledi: "Onu seviyo-
adam." 20 Tucker'in bireyciligine dusman olmasina karsin Kropotkin de onun devlet elestirisini, "cok arasttrict", bi-
rum: rey 18
10
yigii
savunusunu
"cok guclu" bularak alkisladi, 21
George Schitmm, "Benjamin R Tucker -A Brief Sketch on his Life and Work", Freethinker's Magazine, 2 (Teinmuz 1893), 439. Benjamin R. Tucker, Instead of a Book. Benj. R. Tucker, New York, 1897, s.
20
ise
80.
Alinti,
Horace Ttaubd, With Wait Whitman
in
Camden. Boston, 1906,
350. 21
Kropotkin, Anarchism and Anarchist Communism,
s.
18.
1,
Amerikan
Tucker,
New
Bireycileri ve Komunisilri
Bedfordlu zengin bir
545
i
liberal ve radikal Protes-
ve gorgu formatan aileden geliyordu. Painci bireyciligini, giyim sahip niieliklerine iyi litelerini ailesinden aldi. Quakerizm'in en
kendilenni yoneolmasi, insanlann secilmis liderler olmaksizin akhnin lsigim kendi icinde tebileceklerine, her birinin topluluk liberalizmim en izleyecegine guvenmesini sagladi. Laissez-jaire ozlemlerini girtsimcinin uc noktalara kadar gelistirdi ve kucuk ifade
sosyalizm" diyordu, "ancak en mii22 Tucker, Proudbireycilik durumunda mumkundur.'' kitabi, yayimladiginda, cevirip Tanrt ve Devlet' ini bizzat
etti.
kemmel hon un 1
"En
mukemmel
Guclendirilmesi ve Ge"Paine'in 'Aktl Cagi' ve 'Insan Haklari'mn insan haklan gebireyci Amerikan listirilmesi," Sol Hegelcilik'in lenegine uyarlanmasi, olarak tanim. diisunce adamt olan Kisisel olarak tirkek ve eylemden cok geri kalmadi. En Bakunin'den putkincihk konusunda
Tucker, bir buz buyuk korkusu tutarsizlikti. Bir arkadasi onu "lsildayan tekellede ozellikle tekellerin, Butun sacagi" olarak betimledi." isteyikilmasim Devlet'in olan dayanagi rin en kotusti ve bashca ise beDevlet'i mudahale, bir alanma ozel di. Hukrimeti bireyin lirli
bir
alanda
bir
yonetim
tekeli
olarak
Butun
reddetti.
tiranliktirhukumetler saldirganligi temel altrlar ve bu yuzden bisorunlannin butun "insanlann aksine, tarn lar. Anarsizm ise, Devlefin ve cozulmesini tarafindan birlikler reyler ve gonullu
Anarsistler, en iyi ortadan kaldinlmasini isteyen bir doktrin"dir. en az yoneten huolduguna, hukumet yoneten az hiikumetin en Jeffersoncu "korkusuz inanan olmadigtna hukumet kiimetin de islevi biDemokratlar"dir. I+ Polisin kisileri ve mulkiyeti koruma lie ri taralmdan yerirati koope savunma 6z ve birlikler le gonullu
Tucker, her bireyin sahip oldugu yetkilerin basozgurlugun kalarinm esit haklanyla simrlanacagina ve e^it temel topAnar^izmin gtiveniyordu. gerceklesecegine sonunda
ne
getirilebilir.
ozgiirlukte lumsal care yasasimn, "en buyuk ozgurlugun le
esitlik-
25 bagdasabilmesi" oldugunu one surdu.
Tucker'a goBireylere hicbir ahlaki kural dayatilmamahdir. re,
yegane ahlaki yasa, "Kendi
Temmui
22
Liberty, Vlll (16
23
Alinti, Avrich,
24 25
Tucker, Instead of a Btwk,
1892),
s.
131.
bakmak", yegane sue
,
s.
9,
14
ise
2.
"Benjamin Tucker and Hls Daughter" Anarchist
146.
Age,
isine
Portraits,
S.
Anm $izmin
546
Tarihi
"baskalarmin isine karismak nr. M Tucker'm, anarsistlerin kendi 6z cikarlarmi kollayan faydaatar olmakla kalmadiklanm, ayni ,,
zamanda sozciigun cam anlamtyla egoist olduklarim one siirmesi Ancak bireylerin, mantik gucii, ikna, ornek olma, kamuoyu, toplumsal dislama ve engelleyici olmayan iktisadi guclerle, kendi komsulanni etkilemeleri gerektigini inkar etmesasirtict degildir.
di.
Tucker, mulkiyetin toplumsal bir gorenek ve emegin miilkiyegane temeli oldugunu kabul etmesine ragmen, re-
yet hakkinin
kabete inamyor ve anarsizme "tutarh Manchesterizm" diyordu. 27 Fiyatlann uretim mahyetiyle sinirlanmasi ve emek siiresine gore olculmesi konusunda Warren'i
izledi.
konusunda bireyin "add" olmasini
Ancak Warren'm maljyei
istedigi
rin serbest piyasada (yani, para, emlak,
yerde Tucker, bireyle-
gumriik
tarifeleri ve
pa-
tentlerin kaldinldtgi bir piyasa) kendi 6z
gikarlanm kollayacak-
lanna guvendi. Ayni zamanda, mutlak
esitligin
istenir
olma-
digina inandi: Insanlar kas ya da beyin usturtluklerinin sonuclanndan yararlanmabdirlar. Ancak Tucker, ozel mulkiyeun deva-
mmi
ister ve laissez-faire
kapitalizminin bazi yonlerine hayranlik
duyarken, "plutokratlann 'yasa ve duzen' dedikleri siddet, soygun ve sahtekarlik sistemi"ni de elestirdi. 28 Emma Goldman, Tucker'in komunist anar$istlere yonelik tavnnin "garaz yiiklu" oldugunu soylediyse de, o saga degil solcu bir liberter olarak
Godwin gibi Tucker da degisimi saglayacak aydmlanmanin asamali bir gelisim gosterecegini dusiindu, Direnmemeyi evrensel bir kural olarak gordii.
da
aynm
Ancak hukmetme
bul edilebilir oldugunu dusiindu. ihlali
savunma
arasin-
O
direnmenin kada Warren gibi, sozlesmenin
halinde siddete basvurulabilecegi gorusiindeydi. Bireylerin
ve gruplarm kendilerini
mak
ile
yapti ve baskastndan gelen bir tecaviize
savunmak
icin
idam cezasi da dahil
iizere her uirlu siddete basvurabileceklerirti
ol-
savundu. Kro-
potkin'in gozlemledigi gibi, bu tutum, Devlei'in btitun geleneksel islevlerinin
"savunma" adinda
bir
kez daha savunulmasma
yol acti. J0 26
Age,
s.
15.
27
Age,
s.
404.
28
Liberty,
29 30
Goldman,
X (28 Agustos Living
Mv
1894),
Life,
I,
i.
232
Bki. Kropotkin, Anarchism and Anarchist
Communism,
5.
18
Amcrikan
Proudhon
gibi
Bireycileri
547
veKomtinktlcn
Tucker da, okullar, kooperaiit hankalar ve
sendikalar gibi alternatif
kurumlan
gerekli gordii; kklesel sivil
De vk fin cokusime yol oruruulerinin olusacaorgiitlenme dogal Ancak umdu. acacagini tarn olarak tadogasim toplumun ozgur dismda, soylemenin gint itaatsizligin ve genel grevlerin sonunda
sarlamayi reddetti. "Sonsuzlugun Dengesinde Tarn Bir Evrensel Ilerleme Durumu"nu dnceden kestirmenin sacma oldugunu one siirdu. 51
Tucker'm, Devlet ele^tirisinde alternatif onerilerinden daha neden bir baska
etkin oldugu kusku goturmez. Bir keresinde,
sey olmadigini kanttlamamn, neden anarsist oldugunu soylemekten daha kolay oldugunu itiraf etti: "Hukumet etme (archy) bir kez reddedildiginde, ancak Anarsi (anarchy) benimsenebilir.
mantsk sorunudur, ,,J2 Anarko-komunizmin ve anarkosendikalizmin guclendigi bir ortamda bireyci anarsizmi savunan Tucker, zamanla dus kinkligma ugradi. Hayatinin son otuz yih-
Bu
bir
m, ailesiyle birlikte anarsist bir hayat surdiigu Fransa'da gecirdi. Tek kizi, onu daima kendini hakh goren "dogustan ogretmen33 Kropotkin ile birlikte Birinci Dimya siz" biri olarak betimledi. SavasYnda Muttefikleri savundu. Her zaman Alman karsiti oldu. Insanhgin anarsizme giden yolu bulup bulmadigi konusunda emin degildi. 1939'da seksen be? yasinda oldii.
Adin Ballou ve John Humphrey Noyes Yerli
Amerikan anarsizmine
men, genellikle Hiristiyan
bireyciligin
esinli
komuncu
hakim olmasina bir
rag-
gelenek de vardi,
Ornegin, Adin Ballou 1830'larda topluluga ragmen ozgurlugu savundu. Tolstoy'un hayranlik duydugu Ballou, Tannnin mutlak otoritesinin insanhgin hayatina rehberlik etmesi gerektigini soyledi:
"Jnsan iradesi (hukumet), ister bir, ister bin ya da milyonkonusu olsun, asli bir otoriteye -ahlaki bir iistunlu-
Larca kisi soz
ge- saliip degildir
ve.
baskalanndan sadakat beklemeye hakki
Vicdanm uzerinde herhangi bir ozgiin, icsel otorite yokM llahi hukumet ikna ve sevgiyle beslenirken, insan hukutur..,"
yoktur.
iT
Liberty, 111 (3
32
Tucker,
yis 1890,
33 >1
Hanran
"Why s.
1
1885),
am an
4.
Anarchist", Twentieth Century Magazine. 4, 29 Ma-
5-6.
"Benjamin Tucker and His Daughter", op. cit, s. 151, Adin Ballou, Direnis Karsm Dcmck'in Birinci Yilhk Toplamisi icin ReAlniti, Avrich,
marks, Massachusetts, 25 on
to
Human Government,
Eyliil
18)9. Ayrica Bkz. Non-Resistance
Noil- Resistance- Society, Boston, 1839.
in Relati-
Anar$izmin Tdrihi
548
meti, ifadesini kendi yozlasmasmda, hapishanelerinde ve savasla-
nnda bulan kurnazliga ve
guce baghdir. Bu yuzden Hirisdavranmak, sekuler otoriteyi, oy vererek, yasa cikararak ya da savasarak desteklememek gerekir. Ballou, insari hukumetinin yerine, sehir meclislerini andiran "gofiziksel
tiyan Binyil baslarms. gibi
nullu birlikle saglanan bir
komsuluk loplumu"
Kamuoyu
onerdi.
karisikhk ctkaran bireyin kazamlmasi icin yeterli olacakti, Bu ideallerim, bir
mode! olarak gordugu Hopedale (Umut
toplulugunda gerceklestirmeye
Vadisi)
calisti.
Bunu izleyen on yd icinde, bir ba$ka Hiristiyan radikal, John Humphrey Noyes, New York Oneida'da bir topluluk kurdu.
O da Bagirganlar gibi
gercek Hiristiyanlann $eytan'in zincirlerin-
den kurtulmus. ve Adem ile Hawa kadar masum olduklarma inaniyordu. Tannnin inayetine mazhar olanlar, gunah isleyemezlerdi.
Noyes'in "Miikemmeliyetci" sisteminde, kiliseler ve huku-
metler zararh dayatmalar olarak gonilur.
yeryuzune
Incil'in ilahi
krathgin
one surdu. Yerytizu cennetinde "Tanri, insan hukumetinin mudahalesi olmaksizin, beden, ruh ve mulk uzerinde hukum surer" diyordu. 35 geli§ini
anlaitigini
Noyes'in Oneida'daki muritleri, Shakerlar gibi daha baskici mezheplerin aksine, kendi mulklerirti bir havuzda topla-
binytlci
dilar ve serbest aski benimsediler. birlige inaniyorlardi.
Dayamsma,
Her seyde
fiziksel
ve ruhsal
rotasyonia gorev yapan komite-
lerin "kar^ilikh ele§tiri" lar boylelikle
zanildi.
uygulamasiyla saglandt ve anlasmazhkcozumlendi. Oneida'da dikkate deger bir basan ka-
Oneida komunizminin kazandigi basannin,
refahi artir-
ma
ugruna harcanmasi, benimsedigi radikal hedefleri sonunda zayiflatan maddeci ve luketimcL degerleri giiclendirmesi, ironiktir.
li
Yuzyilin sonuna dogru Avrupah gocmenler, kisa siirede yerversiyonun online gecen yeni bir militan anarsist komunizmi
de beraberlerinde
Bununla
getirdiler.
orta simf
toplum hala
Bunlardan
biri Voltairine
atesji
birlikte
New
England'daki
ve isyanci gencler uretebiliyordu.
de Cleyre
idi.
Voltairine de Cleyre
Cleyre kuciik ya§ta rahibe olmak istedi ve bir manastira
Haymarket Katliami, Paine 35
tizerine bir konferans ve
John Humphrey Noyes, History p/ Socialism, Trubner, 1870,
s.
girdi.
Benjamin 624.
549
Bireycileri ve Komiinisiln
Amerikan
Tucker'in gazetesi Libert/i okumak, onun "Ozgurtuk Duzenin Kizi Degil Anasidir" gorusunu benimsemesi ru- yul ;n,n. Dinsel
inanclanni terk
etti,
ye basladi ve isci
meni olarak
ozgiir
dusunce
iizerine knnlcranslar
simfmdan Yahudi gocmenler arasnula
calisti.
Ne
ogret-
var ki aldigi din egiliini, anarsizmi "bir
tur Protestanlik" olarak gormesine yol tiarii
verme-
dil
acti,
De
Cleyre'e gore,
bu
"benimseyenler, dissal otoritenin butun formlarmin ancak
ozdenetimle yer degi§tirerek kaldinlmasi gerektigi gibi temel bir 36 inanca sahip bir birim" olu^lurmaktayddar.
De Cleyre
onceleri
hem
ban§gi
hem
de direnme
karsrti idi;
Tolstoy gibi, zorla degil barilla fethetmenin daha kolay olduguna inantyordu. Bir protesto bicimi olarak dogrudan eylemi be-
nimsemesine karsin, ba$kalanmn da kendisi gibi risk almasim istemedi. Esitsizlik ve baskiya gercek coziimun ancak banket bir siyasetten kaynaklanacagini diisiindu.
De
Cleyre, o sirada Birle§ik Devletler'deki anarsistlerin, gelecek toplum anlayislanna gore bireyciler ve komunistler olarak
bolunmiis olduklanm biliyordu. Onceleri toplumsal sorunlara bireysel cozumlerden yanaydi, ancak giderek toplulugun onemi-
vurgulamaya basladi, Olgunluk doneminde, Amerika'daki biiyuk fabrikalarm dagitilacagi ve toplumun, "her biri kendi ihiini
yaclanni karsilayan, kendine yeterli, dolayisiyla bagimsiz olabilen,
ula$im yollan boyunca siralanmis binlerce kucuk toplu-
luk" tan olusacagi bir
donemin
gelecegini diisundu. J7
kendisine "Anar§ist" dedi ve Malatesta gibi "sifatsiz
Sonunda
anarsizm"
is-
tedi, cunkii hukiimetin yoklugunda en uygun formu belirlemek icin cesitli yerlesim yerlerinde muhtemelen pek cok farkh dene-
yim yasanacakti. Alexander Berkman 1886'da Chicago'da yasanan Haymarket Katliami'ndan ve
bunu
izleyen baskilardan sonra, anarsizm esas olarak buyiik kentlerde
yasayan Italyan ve Yahudi nufus ve Rus miilteciler arasinda gelisen bir gocmen hareketi olarak kaldi. Amerika'nin en etkin anar36
Voltairine de Cleyre, "The Vollairine de Cleyre, der.
sociation,
37
Ag£,
s.
New York,
134.
Making
of an Anarchist", Selected Writings oj
Alexander Berkman, Mother Earth Publishing As-
1914.
AyncaBkz. Avrich, An American
Anarchist: The Life of Voltairi-
ne de Cleyre, Princeton University Press, Princeton, NJ, 1978, bol,
vi.
Anar%izmin Tarihi
550
ko-komunisderinden arastndan
gikti:
ikisi,
bu yuzyihn baslannda Rus muheciler
Alexander Berkman ve
Emma
Goldman. Onlar
sadece usanmadan kampanya diizenlemekle kalmadilar,
manda en
dar cikan Mother
Berkman bir
Yahudi
aym
za-
yayin organlarim, ozellikle, 1906'dan 1917'ye ka-
iyi
Eanh\
urettiler.
1870'te Litvanya'nin Vilnius kentinde saygideger
aile icinde
dogdu.
St.
Petersburg'a
ve devrimci
gitti
hareketten, ozellikle devrimci bir onder ve Caykovski cevresinin
kuruculanndan olan amcasi Mark Natanson'un kisiliginden lendi.
Anne ve babasinin olumunden
sonra, 1882'de,
sinda Rusya'yi terk ederek Amerika'ya
gitti.
Emma
on
etki-
alti
ya-
Goldman'in
yardimcisi oldu ve Haymarket Katliami sirasmda anarsistkrin ol-
durulmesinden
mek
etkilendi,
icin, 1892'de,
silahli
Devrimci inanclanm eyleme donustiir-
Homestead
celik grevcilerini oldurmelert icin
adamlanna emir veren Andrew Carnegie'in adami, banker
Henry Clay
Frick'i
man 'a
iki yii
yirmi
vurma
girisiminde bulundu,
Bu eylem Berk-
hapis cezasma mal oldu, ancak inancini azalt-
madi. Prison Memoirs of an Anarchistic (Bir Anarsistin Hapishane Amlan) "Insan hayati ashnda kutsal ve dokunulmazdir" diye yazdi, "ancak bir tiranin, bir halk bir
zaman cana kastetme
nnin
sinirlerini
dusmanimn oldurulmesi,
hic-
olarak gorulemez." Hapishane kosulia-
etkilemestne ragmen, on
yil
icerde kaldiktan
sonra Goldman'a soyle yazdi: "Gencligimin, belirsiz bir gelecekteki ozgiir insanhk ideali varhgimi siirdurmemi saglayan o canh
anarsizm gercegi icinde acikhga kavusmus ve berraklasmistir." 38
Berkman on dort di ve
ytl
hapiste kaidtktan sonra serbest birakil-
hemen devrimci mucadeleye
atildi.
New York'ta
ozgiir Fer-
okulunun kurulmasma yardimci oldu ve Goldman ile birlikte Mother Earth'i ctkardi. Bu ikili, Amerikan anarsist bareketinin onde giden simalan haline geldi ve ami militarist kampanyayi buyuk bir azimle siirdurdu. Berkman, 1915'ten 1917'ye kadar kendi gazetesi Blast'i cikardi ve dogrudan eylem cagnsi yapti. ABD'nin savasa girmesi uzerine asker ahnmasma karsi ciktirer
gi icin
tutuklanan ve
ma Goldman
ile
iki yit
hapiste kalan Berkman, 1919'da
lerle birlikte cahsti, hatia
kendisinden Lenin'in Sol Komunizm-
Bir Cocuhluk Hastaltgt'm (1920) cevirmesi istendi, 38
Em-
birlikte Rusya'ya iade edildi. Onceleri Bolsevik-
Ancak Berk-
Alexander Berkman, Prison Memoirs of an Anarchist, Moiher Earth Publishing Association, New York, 1912, s. 7, 41
American Bireyiiia
i
551
ve Komiinistleri
kisa sure iginde dus kiriklifima ugradi ve Bolseviklerin dev-
man
rime ihanetlerine ve anarsistlere yapnklan zulme ilk elden tamk oldu. Kronscad ayaklanmasinm ezi lines son darbe oldu. Temi
muz 1921'de gunlugiine sunlan yazdi: "Gri giinler Umut korlan birer birer sonduroluyor. Teror ve Ekim'de dogan hayati
min
idealleri
ezdi.
Devrim sloganlan
yasaniyor.
despotluk
terk edildi; devri-
Diktatorluk, kitleleri
halkin kaninda boguldu...
Devrim olmustur; ruhundan yiikselen cighklan duyan yok." 39 Dus kmkligina ugrayan Berkman bir an once Rusya'dan aynlmaya karar verdi. Bir iki yil Almanayaklannin altinda
cigniyor...
ya'da kaldiktan sonra Paris'e yerle§ti ve hayati giiney Fransa'da
sona
erdi.
Berkman, hayatinin son yillannda da anarsist davaya baghhgim surdurdu. Hala "ogrenilmesi gereken ilk sey insanhktir" gorusundeydi. 40 Ancak siddelin etkiniiginden pek emin degildi
ve Kasim 1928'de Goldman'a sunlan yazdi: "C°k ozel durumtar disinda, genelde terorist taktiklerden yana degilim." Bir sonraki
What
yil
is
Communism? (Komunizm Nedir?)
basltkh brosuru
uzerinde cahsirken, eski dostuna sunlan yazdi: "Bazen devrimin anarsist ilkelerle gerceklestirilemeyecegini hissediyorum. Ancak eski yontemler bir kez kullanilmaya baslandigmda, asla anarsiz-
me
ulasilamaz." 41 1936'da gecirdigi bir ameliyatin
vas yavas olmektense kendini vurmayi tercih
sonra Ispanyol anarsistleri Franco'ya karsi
n
etti,
silahli
ardmdan
ya-
Birkac hafta
mucadele kara-
aldilar,
NedWi
Berkman'in Komunizm
Now and sizm'in
After: the
ABC
of
kez 1929'da
klasikler
arasmda yer
aldi.
biri
New
York'ta
(S.imdi ve Sonra: Anar-
ABCsi) bashgiyla yayimlandi.
nizmin temel kitaplarmdan gil
ilk
Anarchism
Brostir,
anarko-komu-
olarak kabul edildi ve anarsist
Degeri, fikirlerinin ozgunlugunde de-
(esas olarak Kropotkin'den abnmisti), acik ve net
uslubunda
ve anarsizme yoneltilen geleneksel itirazlara verdigt yamtlarda yatar,
Berkman, anarsizmi, "baskmin ve zorlamanin olmadigi, bu39
Berkman, The
Bolsticvifc
Mylh: Diary 1920-1922. Boni
& Liveright,
New
York, 1925,s. 319.
40
Berkman'dan Ben Capes'e, 25 Nisan 1927, man:
41
A
Sketch", Anarchist Portrait*,
Berkman, xii, xiii.
ABC
s.
alinti,
Avrich, "Alexander Berk-
200.
of Anarchism, der. Peter E. Newell,
lievdom Press 19 73, :
s.
Anar$izmin Taiihi
552 tun insanlarm
esit olacagi;
ozgurluk, bans ve
uyum
iginde yasa-
yacagi bir toplum" ideali olarak tammlar. Anarsizm, diismanlan-
nin iddia
ettigi gibi,
man, "Ozgur
bombalar ve kaos anlamina gelmez. Berk-
otmalisiniz," diyordu, "hi<;
memeli, size patronluk etmemeli,
sizi
kimse
soymamah
sizi kolelestir-
ya da size da-
yatmada buhmmamah." Berkman'a gore anar§ist komunizm, "gonullu komunizm, ozgur tercihten kaynaklanan komunizm" anlamina gelir. 42
En
ilginc gorusleri,
"Komunist Anarsizm Ya^ayacak mi?"
bolumde yer ahr. Burada, tembel kisinin "yanlis yerdeki dogra adam" oldugunu soyler ve ozgiirlugun pratikte cesitlilik baslikh
anlamina geldigini one surer. Aracdara gelince, Berkman, anartoplumsal eylemcilerden daha fazla siddet tekeline
§istlerin oteki
sahip olmadiklanna i$aret eder. Bireysel siddet eylemleri teori-
den £ok
ki^isel
silahrdir.'* 3
mizacin bir ifadesidir; "cahilin ydntemi", "zayifm
Ashnda "Devrim Savunusu" baslikh bolumde, Berk-
man, karsidevrimcilerin ezilmesine ve likle kar§i cikar;
olan en
iyi
ozgurluk ve
esitligi
savunma oldugunu one
42
Age,
s.
8, 2, 11.
43
Age,
s,
20, 8.
terorize edilmesine ozel-
hayata gecirmenin
surer.
mumkun
24
Emma
Goldman: En Tehlikeli
Kadm
Goldman, dusuniir olmaktan cok eylemciydi. Bununla birlikte, sadece Godwin'in ve Bakunin'in eserlerinde tistii kapah
Emma
bicimde gecen bir feminist boyut katarak anarsist teoriye kalici bir katkida bulundu. Kadimn tabi olmasinin psikolojik boyutu-
nu vurgulamakla kalmayarak, kisbel bireycilik ile iktisadi komunizmin yaratici bir sentezini yapti, Anar$izmin sozcusu, ajitakontroliinun oncusii, Bolsevizmin elestirmeni ve Ispanyol devriminin sozcusu olarak, zamanimn en tehlikeli kadmlanndan biri olarak goruldu. Yildizt ohimunden sonra da partor,
dogum
lamaya devam
etti.
Goldman 1869'da Rusya'da
bir
Yahudi gettosunda dunyaya
ikinci evhliginden olan istenmeyen bir ?ocuktu.
geldi.
Babasimn
Anne
ve babasimn ku?iik bir han islettigi uzak Popelan
koyunde
Daha sonra hep bir isyan duygusu yasadigint hissetti. Kuciik bir kizken bir hizmetkann kamcilanmasi karsisinda icgudusel bir lepki duydu ve bir Yahudinin Yahudi olmayan biriyle ask yasamasmin bir gunah olarak gorulmesi karsisinda sok ge-
buyudii.
cirdi.
1882'de,
Emma
on
tie
Yahudi mahallesine tasmdi.
yasmdayken II.
aile St.
Petersburg'un
Alexander'in oldurulmesinden
hemen sonra yogun bir siyasal baski hudi toplulugu bir pogrom dalgasiyta
yasandi ve Rusya'daki Yakarsilasti.
Bu arada agir bir
Ana>$iz>nin Tarihi
554
iktisadi kriz yasaniyordu. Ailenin
sadece aid ay
devam
di ve bir fabrikada
is
edebildigi
yoksullugu yirzunden
Emma
Petersburg'daki okuldan ayril-
St.
buldu.
Emma,
Radikal ogrencilerk tampan
Turgenyev'in Babalar
okudu, "herhangi bir otorkenin onunde bas egmeyen, ne kadar saygin olursa olsun higbir inane ilkesini ve Ogullar'mi (1862)
benimsemeyen
biri"
sim
tammindan etkilendi. NikoYapmah? (1863) romanimn bir ntisha-
olarak nihilist
lay Cemisevski'rtin Nasil
baktmindan daha da onemli nihilizmi benimser ve rahatca kuruldugu bir dunyada
ele gecirmesi, sonraki gelisimi
Romanin kadin kahramani Vera
oldu,
cinsiyetler arasindaki iliskilerin
yasar, her seyi arastinr ve kooperatif bir tste cahsir. Kitap, sade-
Goldman'm sonraki anarsizmini bir embriyo halinde sunmakla kaimadi, kendi hayaiim kurma kararhhgmi da giiclendirce
di.i
Ne
yazik ki babasi buttin bunlan anlayacak
biri degildi. Ti-
pik bir patriyark olan baba, cocukiuk doneminde Emma'nin
"kabusu" oldu. 2
Onu ezmek
sinda evlendirmeye kalkisti,
icin
kamciyla dovdu ve on bes yaevlenmeyi reddedip okumak
Emma
istedigini soylediginde, su karsihgi verdi: "Kizlann
mesi gerekmez! Bir Yahudi k)2inm bilmesi gereken,
cok sey
bil-
gefiilte usulii
bahk pisirmek, eriste kesmek ve erkegine bir suru cocuk dogurmaktan ibarettir." 3 Sonunda aile bu zor cocugun Amerika'ya gkmesine razi oldu. Emma, uvey kiz kardesiyk birlikte, Rochester'da yasayan oteki uvey kiz kardesinin yanma gitti. Emma, hicbir baglantisi olmayan bir Rus Yahudisi olarak Amerika cennetinin yoksullar icin bir yerytizu cehennemi oldu-
gunu
kisa surede anladi,
kotii semtlerde edindi.
luklar adakt
Gercek egkiminj,
Hie kuskusuz bu
terzifikle gecindigi
ilk yittarda
yasadigi zor-
duygusunu guclendirdi ve ona tutkulu
bir ozgurliik
aski astladi.
Goldman'i Amerika'da anarsizme yoneken, 1886'da Chicago'da yasanan Haymarket
Meydam
keydi. Isciler sekiz saatlik
is
bunun
Hemen
1
icine
bomba
atildi.
Bkx. Richard Drinnon, Rebel
trajedisini izleyen biiyuk of-
giinu icin yuriirkrken bir polis gru-
in
ardindan
Paradise
don
anarsist asilarak
A Biography
tij
Emma
Goldman,
University of Chicago Press, Chicago, 1982, s 910.
2
Ahnti, Alix Kales Shulman, "Introduction", Red
House, 1979, 3
Age,
s. 10.
s.
6.
Emma
Spcaki. Wild wood
Emma idam
edildi.
Uydurma kannlam day;man
sinda soyle dedi: icin degil, anarsist lar di,
555
Goltimim. in Irhliltdi Kadin
yargic
mahkeme
sira-
"Haymarket boinbasmin saniklan oldugunuz
oldugunuz
icin
yargilamyorsunuz," 4 Bu clay-
sadece bir kusagin radikal vkdanini bieimlendirmekle kaimaGoldman'm derm bir don visum gecirmesi ne de yol acti. Idam
gtinu devrimci olmaya ve martirkrin ideallerini esinleyen her se-
ogrenmeye karar verdi. Emma Goldman, yirmi yasindayken yalntzhktan kurtulmak Rus gocmenden bosandt ve New York'a gitti, Oraevlendigi icin anarsist dergi Fvdhdt'm atesli edkoru Johann cikan Almanca da onun siddet iceren komunizm anlayisini beve ile tanisti Most nimsedi. Bir sure sonra anarsizm konusunda konferanslar vermeye basladi. Mosfun yikici olkesini giderek itici buhnaya basyi
ladi ve rakip
Alman
anarsist gazetesi Die Autonomie'yle ilgilendi.
Orada hemen anar^izmin en berrak dtisunuru olarak benimsedigi
Kropotkin'in yazilanyla karsdastt.
Goldman teoriyle fazla ugrasmadi. Serbest askla ilgili gorusuygun olarak, anarsist Alexander Berkman'in, ozyasam 6y-
lerine
kiisunde gecen ismiyle "Sa^a mn sevgilisi oldu. Bu, hayat boyu suren bir iliskinin baslangiciydi. Kiskanchgi, modasi gecmis bir onur ve sahiplik formu olarak reddettikr ve Fedya dedikleri sanatci yoldaslan
Modest
Stein
ile
birlikte uclii bir ili^ki
yasamaya
basladilar.
mucadelesini ikrletmck tcin bviyiik bir eykm yapmak Goldman, Berkman ile birlikte, 1892 Homestead celik grevi sirasinda Henry Clay Frtck'i oldurmeyi planladi. Silah satin almak icin gerekli paTayi kazanmak amaciyla On dordtincu Cadde'de fahiselik yapmaya karar verdiyse de bagaramadi ve sot^ci
isteyen
nunda
kiz kardesinden bore aldi.
Berkman, Frick'in burosuna girdi ve onu \ urdu. Fabrika mudiiru olmemis, sadece yaralanmisti. Berkman yirmi iki yil har
mahktim edilirken, Goldman suikast girisimini aciklamaya ve savunmaya gahgti. Durusma sadece anarsizmin siddet konusunda artan sohretini pekistirmekle kaimadi, Goldman'i da dikkati ceken bir kadin haline getirdi. Bundan sonra pis
cezasina
konferanslan sik sik yetkilikr tarahndan engellendi. Hararetli bir donemdi. Bir keresinde Most, Berkman'in eyleminin yanhs oldugumr soyledi, Goldman oylesine ofkelendi ki bir at kamcisi 4
Alinti,
New
Goldman, Avarchnm and Other
York, 1969,
s.
87.
Essays, der. Richard Drinnon, Dover,
Anar$izmin Tarihi
556
ahp onu dovmeye 1893'te
kalkisti.
Goldman
i§sizleri
"zor kullanarak"
ekmek almaya
tesvik ettigi iddiasiyla tutuklandi ve Blackwell Adasi'nda bir yil
hapis
yatti,
Mahkemede
Bolge Savci Yardimcisi ona inanclan
hakkinda sorular sordu: Tann'ya inamyor musunuz, Bayan Goldman? Hayir efendim, inanmiyorum,
Yeryuziinde yasalanni kabul ettigmiz herhangi bir
hukumet var
mi? Hayir efendim, hepsi halka karsidir.
Yasalanndan hoslanmiyorsaniz, bu ulkeyi neden terk etmiyorsunuz?
Nereye gideyim? Yeryuzunun her yerinde yasalar yoksullara
karsi.
Bana cennete de gidemeyecegitni soyluyorlar. Ben de gitmek
iste-
tniyorum zaten. 5
Verdigi yanitlar kendisini jtiriye begendirmek gibi bir niyet
unlu
oldugunu gordu. Adi
biri
"Kizil
Emma"ya
ta§i-
Emma
birden
cikti, tin
kazan-
madigini gosteriyordu, Serbest birakildiktan sonra
serbest a§k, ateizm ve devrim savunusuyla korku yaratti.
di,
Ele§tirmenlerini caydirmak igin fazla ugrasmadi. 1897'de Labour Leoder'in editorii kendisine ozgur
toplumdan ne anladigini sordugu zaman su karsihgi verdi; "O toplumun insanlanna bir program hazirlamak icin fazla anarsistim ben; aslinda bu tiirden onemsiz aynntilarla kendimi sikmtiya sokmam. Butun istedigim, kendim ve ba§kalan igin mtikemmel ve simrsiz bir oz-
ozgurluk, gurluk." 6
Gene Polonyali gocmen Czolgosz 1901'de Balkan McKinoldtirdugunde, onu Goldman'in kiskirttigi soylendi, lli§kiyi reddetmesine ragmen, savunmasiz katile duydugu sempati onu ley'i
kamuoyu nezdinde ardmdan
da ha da tehlikeli
biri
haline getirdi. Olayin
anarsistlere yapilan baskilar 1906'ya kadar
tinin disinda
kamu
haya-
kalmasina neden oldu.
Bu tarihten sonra Berkman tie birlikte ayhk Mother Earth'* cikarmaya ba$tadi. Walt Whitman'dan esinlenilerek dergiye verilen ilk isim "Acik Yol" idi. Mother Earth (Toprak Ana) ismi daha 5
Red
6
Age,
Emma Speaki, s. s.
102.
60.
Goldman;
Eraraii
uygundu, bereketin lannyla zelligini
t.n Tt'hlikell
ilgisi
557
Kadin
olmadigini ve ozgiirlugun gu-
vurguluyordu. Sayfalannda sadece anarsist
fikirler tarti-
Hauplmann, Thoreau, Nietzsche ve Wilde gibi yazarlar Amerikah okurlara tanitthyordu. Goldman'in yazma ve editoryal etkinlikleri, konferans turSiltmyor, Ibsen, Strinberg,
lan duzenlemesine engel olmadi. Polisin ve militan gruplarm
susturma cabalanna ragmen Goldman, Amerikan tarihtnin en manyetik ve havai hatiplerinden biri oldu, 1910'da, en teorik eseri ler)
Anarchism and Other Essays (Anarsizm ve Oteki Denemeciktiginda, bir konferans turu diizenledi ve 37 kentte 120
konu^ma yaparak 25 000
kisiye hitap
etti.
Drama konferanslan
1914'te The Social Significance of the Modern Drama (Modern Dramanin Toplumsal Anlami) bashgiyla yayvmlandi. Dramayi
sadece radikal diiguncenin yaydmasini saglayan olarak gormekle,
Hauptmann
gticlii
bir ara<;
ve lbs en' in eserlerini ovmekle kal-
madi, ozgurluk mticadelesine kahci bir estetik boyut da kazandirdi.
Kelebek
gozltiklti
bu kucuk
anar$istin, yasa,
hukumet
ve
miilkiyet felaketine acikca saldtrdigi icin sik stk yetkililerin eline
dtismesi surpriz sayilmaz. tigi icin
Dogum
ikinci kez hapse atildi,
kontroluyle
ilgili
yayin dagit-
ancak en uzun cezayi Askerlik
Karsiti Liga'nin kurulus, faaliyetlerine katddigt ve Birinci Dtinya
Berkman ile birhkkomplo kurmaktan Bunun ardmdan Amerikan
Savasi'na karsi yuruyus duzenledigi ichi aldi. te
1917'de zorunlu askerligi engellemek icin
tutuklandi ve
iki
yda mahktim
edildi.
yurttashgtndan cikanldi ve 1919'da oteki istenmeyen "Kizillar"la birlikte
Rusya'ya iade edildi. Goldman'in iadesine karar veren
mahkemenin baskani J. Edgar Hoover, onun "Amerika'nin en tehlikeli kadmlanndan biri" oldugunu soyledi. Olkesine donecegi ve Amerika'dayken "dunyamn vaadi ve umudu" olarak ovdugti Rus Devrimi'ne birinci elden tanik olaca7 Onceleri gi icin butun bu olanlar Goldman'i fazla etkilemedi. Marksist merkeziyetcilige ve Devletcilige duydugu tepkiyi devrim ugruna basttrdi ve Bolseviklerle cahsmaya basladi. Kisa sure icinde serbest konusmamn engellenmesi ve Komtinist Parti uyelerinin yararlandiklan ozel ayricahklar yuztinden dus,
ugradi. Devrim
arsivleri icin beige
toplamak
Vizere
kinkligma
Berkman
ile
birlikte biitun ulkeyi dolasti ve artan burokrasi, siyasal baskilar 7
Agf,
s.
332.
Anar$izmin Tarihi
558 ve zorurdu
emek karsismda dehsete kapikh.
Kronstad ayaklanmasi onlar icin bir kopus noktasi oldu.
Mart 1921'de Petrograd'da Kronstad denizctlerinin destekledigi bir dizi grev gercekle§tirildi. Isci ve denizcilerin talepleri arasm-
mik tarda
da, herkese esit
du,
Ayaklanma
lince,
tayin verilmesi, Sol gruplara ifade 6z-
taninmast ve Sovyetler icin secim yapilmasi yer ahyor-
gtirltigu
Goldman
Tro<;ki ve Kizil
Ordu taratindan amansizca
ezi-
ve Berkman artik Rusya'da kalamayacaklanni an-
Bolsevik Devlet'in zaferinin Devrim'in yenilgisi anlamina
ladilar.
geldigini gorduler.
Arahk 1821'de pasaport cikanp Avrupa'ya
git-
tiler,
Goldman, Rusya'da
gecirdigi iki yih
My
Disillusionment in
Russia (Rusya'daki Diis Kinkhgim, 1923) ve ardindan gelen
My
Further Disillusionment in Russia (Rusya'daki Biiyuk Dus kink-
hgim, 1924) bashkh iki kitapta anlattt. Dokunakh degerlendirmesinde, Lenin'le yaptigi bir gorusme sirasinda Yeni Ekonomik
konusunu
Politika
nasil
acmaya
mis siyasal Devlet'in Lenin bir tann"
rim'in
ilk
oldugunu
icin,
cahstigini,
ancak "merkeziles-
ugruna her seyin leda edildigi
kisa sure iginde anladigim betimler. Dev-
gunlerinde liberter itkenin guqlu oldugunu, ancak
Marksizm'in "fanatik hukUmetciligi" ve "proletarya diktatorlUgu" anlayi§i yiizUnden basansizhga ugradigim
daha sonra Boh>evizmin pratikie gontillu degil, "baskici Devlet
bir
anlatir. s
Goldman komunizm formu
Komunizmi" oldugunu one
siirdu. 9 Ulusal-
lastinhrus ekonomisi, kati merkezi planlamasi, ucret sistemi, nif
ayrimlan ve ayncahklan, genis burokrasisi, basal ve
Komunist
Partiyle,
si-
dislayici
bu sistemin Devlet kapitalizminden pek
farki
yoktu, Stalin'in diktatorlugunUn Car'inkinden daha mutlak oldu-
gunu da one
stirdu.
Rusya'dan aynlan
Goldman
ve Berkman'in Amerika'ya don-
melerine izin verilmedi. Berkman Fransa'ya, re'ye yerlesti. Burada, Rusya'daki
Goldman
Dus Kinfcligim'a
giris
ise tngilte-
yazan Re-
becca West tarafmdan desteklendi, ancak mesaji kimse
hndan benimsenmedigi
icin
kamuoyunun
dikaller arasinda Bolsevikleri suclayan
ilgisini
tara-
cekemedi. Ra-
neredeyse tek
kisb/di,
Bertrand Russell 1924'te Rebecca West ve baskalannca konusma
yapmak
tizere davet edilen
Age.
s.
242, 346.
Age,
s.
360,
Goldman'm
biiyuk bir coskuyla karsi-
Emma
Goldman: EnTeklikeli Kadm
559
ancak Bolsevikleri agir bi^imde elesiirdikicn sonra bir
landigini,
oliim sessizligi icinde yerine oturdugunu haiirhyordu. Konfe-
ranslarma duyulan
giderek azaldi. Hatia Rus dramacilari
ilgi
tizerine yazdigi zengin bir
Goldman'm
1925'te tisjtirmis
Welshli bir yash
mesi icin ona evlenme onerisini kabul
etti.
metni yayrmlatacak kitnse bulamadi.
sinir disi edilebilecegini isiicn, kendini ye-
maden
teklif etti.
Sonunda
i^cisi, tngiliz
Goldman, bu
valanda§i olabil"lath
dayamsma"
Ingiliz pasaportuyla Fransa ve
nada seyahatine ^lkmayi basardi. 1934'te konferans turu yapmasina izin
Ka-
Birlesik Devletler'de bir
verildi.
yasadigi en buyuk deneyim oldu, Berkman'in 1936'da intihar etmesi ve fasizmin yiikseli$iyle sarsilan Goldman, Ispanya'da cumhuriyetcilerin Fran-
Ispanyol devrimi, yashhk
doneminde
co'ya direnrsini haber aldigmda biiyuk bir sevinc duydu. Eylul
\936'da, altmis yedi yasinda, mucadeleye katilmak icin Barcelona'ya
gitti.
Anarsizm sonunda safer kazanacakti. Liberter Genc-
duzenledigi
lik'in
bir
toplanttda soyle
anarsizmin kaosu simgeledigi
konustu:
[gorusunu]
"Devriminiz
ebediyen yok ede-
cek." 10 Anarsist CNT-FAI'yle (Confederacion National del Tra-
bajo -Ulusal
Konfederasyonu; ve Federacion Anarquista
Isci
Iberica -Iberya Anarsist
Federasyonu)
birlikte ^ah^tr, bir keresin-
on bin ki^ilik bir kitle onu dinlearaya geldi ve Goldman onlara, "bOtiin diinyayi ayornek" olduklanni soyledi. 11 CNT-A1T-FA1 Bulte-
de, sendikah i^gilerden olu^an
inek icin bir dinlatan bir
ni'niu tngilizce baskismi yapti ve
vunma
onlarm davasmi Briianya'da
sa-
gorevini ustlendi.
Ancak yukselen devrim umutlan bir kez daha paramparca oldu Goldman, CNT-FAl'li anarsistlerin 1937'de koalisyon hiikiimetini' katilmalanni, giderek gisclenen komunisslere sava^ faaliyeiinin
madi.
daha
iyi
yiirutulebilmesi igin taviz vermelerini onayla-
Butun bunlarm anarsist harekete onanlmasi imkansiz
bicimde zarar verecegini dogru olarak gordu. Toplumsal devrim Franco 'ya karsi verilen savasla eszamanh yiirutulmeliydi.
Goldman
Ne
var
yoldaslannm hiikumete
katilarak ve milita-
rizasyonu kabul ederek yaptiklan uzlasmayi
tnahkum edemeye-
ki
anarsist
cegini hissetti, liik
cunku o
sirada tek alternation konuinisi diktator-
oldugunu dtisiinuyordu.
10
Age,
II
Dnnuori; Rebei
!j,
M'.i jn Paradiit,
;>.
302
Anar$izmin Tarihi
560
1937'de Paris'te toplanan Uluslararasi
Isci Birligi
Kongresin-
Ispanya'nm "yanan ev"iyle dayamsmaya adeta ara verildigini ve bunun "yanan bedenler"e elestirt "asidi" dokmek i?in yapildide,
gtni ilan
etti.
n
Bir yil sonra
Vernon Richards'a suntan
yazdi:
tspanyol yoldaslartmizin yaptiklannin buyiik kismini onaylama-
sam
yanmda
da, onLarin
biitiin
dunyaya
bir kismi tarafindart
yer aldim,
kahramanca
karst
cunku
sirtlanrn
duvara vermis
savasiyorlar, kendi yoldaslarimn
yanks anlasthyorlar ve her kotnunist Orgutun
yam sira iscjlerin de ihanetine ugruyorlardt. Gelecegin tarihcilerinin CNT-FA1 if in verecekleri hukiim ne olursa olsun, insanianmizin iki buyiik eykmint, iktidara geldiklerinde diktat6rluk kurtnayi reddettiklerini,
Fasizme karsi
etmek zorunda
kalacaklardir. 13
ilk
kez onlarm baska Idirdtgint kabul
Ispanya'da Franco'nun zaferi ve fagizmin butnn Avrupa'ya yayitmasi karsisinda derin bir iizuntuye kapdmasina ragmen Gold-
man anarsist ilkelerinden taviz vermeyi reddetti, munden hemen once sunlan yazdi: "Parlamemer
1940'ta, olu-
rejimlere ve
sozde siyasal demokrasiye ne kadar karsiysam, diktatorluge ve fasizme de o kadar karstyim," 14 Anar§izmi "en giizel ve pratik felsefe" olarak
gormeye devam
etti
ve guniin birinde galip gele-
cegine hep inandi. 15
Emma Goldman 1940'ta Toromo'da felg ge?irdi ve lie ay sonra oldu. Cesedinin Amerika'ya getiriierek Chicago'daki bir mezarliga gomulmesine sonunda izin verildi. Gomiildugu yer, elli
yil
once kaderin hayat
lerinin
mezanndan
fazla
cizgisini degistirdtgi
Haymarkei martir-
uzakta degildi.
Felsefe
Her seyden once bir eylemci olan Goldman ozgun ve ikna edici anarsizm anlayisi gelistirdk Kendi metafiziginde tarn bir ate-
bir
ist idi
ve Kilisenin Devlet kadar baskici otdugunu du^iinuyordu.
12
Goldman, "Address" (1937), Red Emma Speahs,
13
Goldman 'dan Veio
14
Goldman, "The
1970,
ahs,
15
s.
s.
Richards'a,
op.
ril, s.
385.
10 Eylul 1938, Anarchy 114, Agustos,
246. Individual, Society
and ihe
87.
"Was My
Life
Worth
Living?",
s.
392,
Slate" (1940),
Red
tmma
5pe-
Emma
Goldman: En Tddifeli
'561
KdcJui
Bakunin gibi, dinin dogal fenomenleri kendi zihnimizdc cozme yetenegme sahip olamayisimtzdan kaynak[andij;iHa vr Kilisenin daima "ilerlemenin onunde buyuk bir engtl" okluguna inandi, Hiristiyanliga gelince, lsa'mn zayif olani yiiceltmesi vc peygamberlerin yasasim yerine getirme kararhligi, "kolelcrirt terbiyesi-
toplumunun surmesine hayranhk verici bicimde uyarlanmts"tir. Goldman, Nietzsche'yi andiran bir yaklasimla su sonuca vardi: "Ateizm, tannlan inkar ederken, ayni zamanda insanin ve ins an araciligiyla hayat a, amaca ve guzellige verilen ne, kole
sonsuz onayin en
giiclu
bicimde kabuludur." 16
Goldman, anar^izmi, "insan
yapisi yasalarla
ozgurluk temelinde yeni bir toplumsal duzenin
stmrlanmamis butun
felsefesi;
hiikumet bicimlerinin siddete dayandigini ve bu nedenle gereksiz oldugu kadar yanks ve zararh oldugunu kabul eden bir teori" olarak lanimladt. Anarsizmin uygulanamaz oldugu, yikirn ve §iddete dayandtgi itirazlarmi birtunuyle reddetti. Tarn aksine, anar-
sizmin, "insana benlik bilinci kazandiran; Tanrimn, Devlet'in ve
toplumun var olmadigini iddia eden yegane felsefe" olduguna inandi. Ashnda anarsizm din ve muikiyet "hayaletler"i karstsinbtiytik bir fcurtancidir. Aynca yasalan yapan ve uygulayan hiikumet gereksizdir, cunkii "su?, yanhs. yonlendirihnis enerji-
da
bir sey degiidir" ve hapishane, sadece
den baska
toplum
karsiti
17 varhklar yaratan bir toplumsal sug ve hyaskodur.
Bunlann
hicbiri
ozgun goru^ler
degiidir.
Ancak Goldman'm
en carpici katkisi bireycilik savunusuydu. Ozgurluk mucadelesinde Stirner ve Nietzsche'yi mtittefik olarak gdrdu ve "eger top-
lum
ozgiir olacaksa, bireyleri kurtararak olacak" goru^iinu be-
kadm
nimsedi. Bir
olarak, ortalama Amerikalinin hosgoriisuz-
lugunti ve onyargdarim dolaysiz bicimde yasamis ve nihayet "yaratici bir
18 Ayni zaetken olarak kitle" yaklasimini reddetmisti.
kitlelerinin liderlere baglanmaya ve otoritenin boyun egmeye hazir oldugunu da gayet iyi biliyordu: onunde
manda halk
bu dehsei
verici islerden bizzat kitle soruraludur, Efendisine bag-
kamgiyi sever ve kapitatist otoritenin ya da bir baska ^urii-
lanir,
mus kurumun 16
"What
1
kutsalligma karji bir protesto sesi yukseldiginde,
Believe" (1908), age,
s.
42; "The Failure ol Christianity", age,
187; "The Philosophy of Atheism", op. 17
"Anarchism", Anarchism,
18
Onsoz,
age.
s.
44, 45.
s.
50, ">2, 59.
ci(, s.
202
s.
Anar$izmin Tarihi
562
Carmiha
Geriti! diye ilk
haykiran odur.
reyin serbest geiisimi, ozgur bir
otorite, baski ve bagimhliktir kitlelere
Ne
var ki Goldman'a
demek
elitist
...
Evet, ozgiiduk ya da bi-
toplumun dogu$u
degil,
ancak
dayanan. 19
yamltici olur. Cagda$lannrn
devrimci potansiyelini gercekci bicimde degerlendirmesme ragmen, biitun insanlann nihai otarak kendi zincirlerinden kurtulabilecek ve tarn bir gelisime ulasacak yetenekte olduklanna her inandi. Insan dogasmda bunu engeLleyecek bir sey yoktu
zaman
ve "ozguriuk aski evrensel bir ozellik"
idi. 20
Gene Goldman, gtldi.
Stirner'den esinlenmis olsa da bir egoist degore anarsizm, "bireyin egemenligi"ni savunan bir fe'l-
Ona
ama ayni zamanda bir "toplumsal uyum" teorisiGoldman, en onemli anarsist ideal oian komunal bireyselligi gerceklestirmeye causa. En cok okunan, "Neye Inamyorum" (1908) bashkh denemesinde, anarsizmin bir "organik gelisim teorisi" oldugunu savundu. "Nesneler uzerinde hakimiyet" sefe olabilir, dir. 21
anlamindaki mulkiyeti reddederek, ozgur pilarda gevsek bicimde bir araya gelmis
isin
ancak "federe yagruplarm, ko-
uretici
munlerin ve toplumlann goniillu isbirligini temel alart, sonunda dayamsmasiyla ozgur komtinizme dogru gelisecek olan bir toplum"da mumkun oldugunu one surer. 22 cikarlar
Fransiz sendi kalis tlerle tamsuginda, o donemde ucret sistemini yikmak, merkezi Devlet'in yerine "ozgur, federe isci grupla-
n"m si"
gectrmek isteyen sendikacihgi, "Anarsizm'in
olarak gordu, 23 Ayni
zamanda
Franstz
Isci
iktisadi ifade-
Odalart'nin egitim
cahsmalanni ovdu ve onlann, dogrudan cyEem, endiistriyel sabotaj
ve genel grev yontemlerini onayladi.
Yayimlanmis son denemesinde "Toplumda Bireyin Yeri" (1940) sorununa dondu. "Hayattaki esas gercekJik bireydir" gorusiinu bir kez daha tekrarladi ve hukumeti, ozellikle iktidan genisletmeye ve surdurmeye cahstigi,
ama ayni zamanda bireye yaduydugu ve ondan korktugu icin elestirdi, Kamuoyunun sakatlayici etkisinin farkmda olan Goldman, "birepisal bir giivensizHk
yi
en cok rahatsiz eden yerlesik otoriteden cok, coplumsal biror-
19
"Minorities versus Majorities", age,
20
"Was My
21
"Anarchism", Anarchism,
s.
22
"What
Red
23
"
I
Life
Worth
Living?", Rfd
Believe" (1908),
77-8.
Speaks,
s.
393.
67.
Emma Speaks, s. 35, 36. 1 9 B) Red Em m a 5pe ah,
Syndi c a lism Theory and P ract ce " :
s.
Emma
i
(
,
s.
68
Emma
Goldman- in IMikeii
563
Kadm
Dnima hayranhk duydugu Oscar o da gercek uygarhgm, k isin in "bireyselligi" ile "mu-
neklik ve aymhktir" diyordu
Wilde
gibi,
dahaleci ve baskici otorite taraluidun engellenmeden var olma,
buyume dzgurlugunun olcusu"ne bagh oldugunu savundu. Ayni zamanda, karsihkli yardi miasma ve gonullu isbirli-
gelisme ve
haginin turlerin evrimini sagladigi ve "ozgur birey ve birlikte konusunda yaratilabilecegi $ekilde bu ancak temelinin yat"tn
Kropotkin'i
izledi.
24
Bu nedenle Goldman'in
bireyciligi
baskalan
pahasina isleyen kabalasunlmis bir bireycilik degildi. Goldman, Amerikan Sag't kadar Amerikan Solu'na karsi da hareketin "uzucu sertti. Birinci Dtinya Savasi'ndan once radikal bozulbir kaos... ne tadi ne de karaktert olan bir tur entelektuel habasarryi dissal ideale, Rahati diisundu. oldugunu icinde ma" yatin canb sorunlarma tercih
eden "entelektuel proleterler"e de
konular uzerinde cahsmak icin bireyci sosyalistleraraya gelirken, her "sacma onyargi"yi fazla nazik bir sik le sik karstladigi ve Devlet'i ele gecirme araci olarak siyasetin "engebeli 25 Belirli catti.
yolu"nu
Amerikan
izledigi icin
Sosyalist Partisi"ne saldirdi: "Ik-
gucune bir kez tisadi diktatorluk Devlet'in mevcut ustun siyasal eklendiginde,
cok
onun demir cemberi bugiinun kapitalizminden
26 iscderin etine gomiilecektir."
Genelde Marksizm'e gelince, Goldman, Birinci Enternasyoguclu bir nal'in Marx ile Bakunin arasinda ya$adigi boliinmeyi bicimde
hissetti.
Aynca Marx'in
si,
tarihsel maddeciligini,
"insan
icin elestirdi. Insanhgin yenilenme-
unsuru"nu gozden kacirdigi
"bir idealin esinleyen ve enerji veren
gucu"nu gerektiriyordu.
Sinif bilinci, siyasal
Marx bunu anlayamamisti.
arenada degil,
ancak mevcut sistemi ytkma cabasi icinde aciga ctkan 27 lar dayanismasi"yla ifade edilebilirdi. etkileyici bir kiilturunu ve toplumunu Kendi
bir "cikar-
dille elestiren
programlarmi reddeden Goldman, "geledemirden bir program ya da yontem" dayatmayi red-
ve oteki sosyalistlerin
cege iliskin detti...
"Benim anlayisima gore anarsizm, gelecek kusaklan, ken-
di ozel ststemlerini kendi ihtiyaclanyla
konusunda
ozgtir birakir."
28
24
"The Place of the Individual
25
Red
26 27
"Socialism:
Age,
28
"Preface", Anarch isin,
Emma Speaks, s.
s,
Caught
65,
1
Baztlan
100, 84,
43
icinde gelistirme
teorik zayifltk olarak
in Society" (1940), op. at,
76.
in a Political Trap"
s
uyum
bunu
,
op
at, 79.
s.
90, 93, 97, 95.
564
Anar$iztnin Jariki
gorse de, bu yaklasimlar di.
Ona
goriisleriyle
toplumda insanlann kendi hayatlanni etmek imkansizdir,
ozgitr bir
mek
Goldman'm
uyum
icindey-
gore, gecmis ya da bugtin gelecegi belirlememelidir ve nasil duzenle-
isteyeceklerini hayal
Goldman,
toplumu ve dOnusmus bir insanligi gercekkonusunda biraz kararsizdir. Baslangicta birey-
ozgiir
lestirecek araclar
eylemlerinin gerekliligini kabul etti ve Berkman'i suikast girisiminde desteklemekle kalmadi, McKinley'i oldurdugii icin ottime mahkum edikn Czolgosz'u da savundu. sel siyasal siddet
$iddet iceren protestolarda bulunan insanlar vahsi ve kalpsiz canavarlar degildir, onlan, "toplumsal suclanmizin bedeli"ni ode-
meye leri
zorlayan, "cevrelerindeki yanh§a ve adaletsizlige gosterdik-
asm duyarhk" tir,
diyordu.
M
Sermaye ve hiikumetin toptan
siddetiyle kryaslandiginda, siyasal siddet eylemleri okyanusta bir
damladan ibarettir. Ashnda, "bu turden eylemlere yol acan, o korkunc esitsizltk ve buyUk siyasal adaletsizlik"tir. 30 Ancak hayatinm ortalanna dogru, Berkman ile Czolgosz'u yanlis bir protestoda bulunan kurbanlar olarak gormeye ba§ladi. Ancak ontan ne unuttu ne de
mahkum
etti.
Goldman'a gore, ozellikle yurtseverlik ve militarizmden otusan ikiz kotulugun mihraki olarak Devlet toplumumuzdaki siddet in en buyuk kaynagidir. "Yurtseverlik ozgurluge yonettilmis bir tehdittir, militarizmi atesler; yerini, evrensel erkek ve kiz kar-
deslige btrakmaltdir" bi, askeri
.
Militarizme toptan karsiydt ve Tolstoy gi-
profesyonel bir katil -"iistlerinin sogukkanli, mekanik
ve itaatkar bir araci"- olarak goruyordu. 31 Sinif savasi ve sahte degerlerle kotti kurumlara karsi savasmak mesruyken,
arasinda savasa hazirlanmak dur. 32
Temmuz
"Evrensel
De vie tier
Katliama Giden Yol"
1917'de askerlige karsi faaliyetlerde bulunmak-
tan yargilamrken dedigi gibi: "En dipteki bireysel §iddeti yaratan,
en tepedeki orgiitlu siddettir." 33
Goldman, Amerika'da yasarken Devlet'i ve kapitalizmi ytkicin kolektif siddeti savundu ve sinif savasi, dogrudan eylem ve endustriyel sabotajt onayladi. Ancak 1920 ve 1921'de Rusya'da yasadigi deneyimin ardindan farkh dusunmeye basladi.
mak
29
"The Psychology of
30
"What
31
Age.s. 38.
32
"Preparedness: The Road to Universal Slaughter" (1915), op. at,
33
"Address
1
Believe"
,
Political Violence", op.
Red
Emma Speaks, s,
to the Jury", op.
til, s.
301.
tit, s.
80.
45.
s.
301
Emma Savasta
savunma
Goldman: En TMikeli Kmini
365
araci olarak siddet kullanm;ik hit mviIii,
Bolseviklerin yapttgi gibi terorizmi kurumsallasiinn:ik farklt bir seydir:
"Bu turden terorizm, karsidcvi
ancak
tamamen
inn* yol acar ve
bizatihi kar^tdevrim haline gelir." Rusya'da Komtinisl Partisi'nin
basat slogani artik suydu:
"AMAG ARACLAR1
RIR." 34 Ashnda, Rusya'da kaldiktan sonra
11AKLI G1KAGoldman, yontemler
ve araclarm nihai hedeften aynlamayacagim soylemeye basladi.
bu yakla§im, liberter amaclara ulasmak icin kullaaraclannin kuskulu oldugunu ortaya koyar. butun siddet ntlan Devrim sadece insan hayatinm kutsalhgint degil, deToplumsal Pratikte
gerlerin temel bir degisim gecirmesini de amaclar; dissal toplumsal iliskilerin
yam
stra
kendi ahlaki degerlerimizin de
degisim gecirmesini gerektirir.
yazdi: "hayatta bir sey ogrendiysem, o da
herhangi
icsel bir
1923'te bir arkadasma sunlan
bir seyi belirlemek kesinlikle
sudur
mumkiin
ki, silah
zoruyia
degildir," 35 Bes
yd sonra Berkman'a, "her seyi yikan siddetli bir patlama" olarak devrim fikrinden vazgecme vaktinin geldigini ve tek secenegin terorizmi benimseyip Bolsevik olmak ya da Tolstoycu olmaktan ibaret oldugunu yazdi. 36 Ancak Goldman devrim fikrinden as la vazgecmedi. Ispanyol devrimi patlak verdiginde cumhuriyetci
hukumette leri
yapan anarsistsavasm o lagan us tu
sosyalistler ve komunistlerle isbirligi
mahkum
etmeyi reddetmekle kalmadi,
kosullannda askeri egitimi de hosgoruyle
ic
karsiladi,
Genelde Goldman, toplumu yeniden insa etmek icin basvurutacak en onemli yolun, ornek vermek ve egitim oldugunu dugiindu. Ornegt, "kabul edilen bir gercegi, sadece teorilestirmekle
yeiinmemek, hayatin icinde yasamak" olarak tammladi. 37 ciltlik
diirust ve icten otobiyografisini, Living
My
Lije\ (1931)
Iki
bu
amacla yazdi. Egittm alamnda Modern Okul Hareketi'ne kattldi;
New Jer-
sey Stelton'daki ve Manhattan'daki anarsist topluluklar icinde egitim hareketinin
olusmasma
Faure ve 1909'da idami
bu
yardimct oldu. Fransiz Sebastian
liberal cevrelerin uluslararasi tepkisine
neden olan Ispanyol Francisco Ferrer'in okullanndan esinlendi, Goldman mevcut okullan genckrin zihinlerini zorla besleyerek 34
My
35
Ahnti, Shulman, age,
36
Goldman'dan Berkman'a, 3
Disillusionment in Russia, s.
267.
37
ited
Emma Speaks, s.
46.
s.
207, 355.
207.
Temmuz
1928, Drinnoii, Rebel in Paradise,
s.
Anarf izmin Tarihi
566
onlan mutlak birorneklige alisiiran kurumlar olarak gordu. Ote yanda liberter Modern Okul'un toplumsal amaci, "bireyin toplumsal bir varlik haline gelebilmesi icin onun ki§isel ozelliklerini ve serbest oyun araciligiyla geliscirmek" tdi. 38
bilgi
Bu amaca ula^mak
icin hicbir kural ya
da diizenleme olma-
tnahydi. Egitimciler cocugu kendisini serbestce ifade etmeye,
kendi goruslerini olusturmaya ve ilgi alanlarim beiirlemeye te$vik etmeliydiler. "Insan ahlaki bir yaratik olmaktan cok cinsel bir yaratik"
oldugu
icin, cinselligin
hayatta ne kadar onemli ve
guzel bir rol oynadigmi gostermek amaciyla cocuklara cinset egitim verilmeliydi. 39 Ancak Goldman, cocugun icsel egilimlerinin "serbestce gelismesi"ni isterken,
tamamen kendiliginden bir
ogretmenin
Godwin ve
Ferrer gibi egitimin
olabilecegi bir donetni ongormedi. lyi
inanmaya devam etti: "Kil heycocuk da ogretmen icin odur," 40
yaratici giicune
keltiras icin neyse,
Cinsel Siyaset
Goldman'm hukumet, devrim ve
man
egitim uzerine gdriisleri her za-
actk ve sezgili oldu, ancak anarsist teoriye en onemli katkisi
ona feminist bir boyut kazandirmasiydi. Yasadigi ddnemde kadinlann statusu ve kosullan onu ozellikle ofkelendiriyordu ve soziinu sakinmadan ifade ettigi gorusleri kotu $6hretinin daha
da artmasma neden oldu. Cinsiyetler arasindaki
kum stiren
cifte
iliskilerde hti-
standarttan nefret ediyordu. Dogat durtuleri asa-
gilayan ve kiilturu baski altma alan "Puritenizmin Ikiyuzliilii-
gu"ne ucuz
is
saldirdi. Kadintara cinsellik nesneleri,
giicu olarak davranan
mevcut
ureme
araclart ve
sis tern e karsi cikti.
Fahise-
kadin somiirusunun bashca ornegiydi, ancak butun kadinlar farkh bicimlerde bedenlerini satmak zorunda kahyorlardi, Bu golik
rusleri siyasal
oldugu kadar
kisisel olarak da
man, kendi doneminin feministlerinden
ve 1980'Ierde, ozellikle Ameri kali feministlerin
Oy verme
vurgulayan Gold-
yalitildi,
ama
1970'lerde
ilgisini gekti.
hakkini kadin ozgurlesmesinin bashca araci ola-
rak goren ve erkeklere de kadinlar gibi bazi kisitlamalar getiril38
"The Social Importance of the Modern School" (1812)
39
Age,
40
s.
op.
cit, s.
121.
123,
"The Child and
its
School", Anarchism,
Enemies", age, s.
H§.
s.
115; "Francisco Ferrer
and Modern
Emma
Goldman: En Tchlikdi
567
Kiiilm
mesini isleyen sufrajederin aksine Goldman, "nuidfiii
h'tis"
de-
oy hakkini tamamen reddetli, Ainetika'daki oy hakki
digi gencl
halkm ekonomik ihtiyaclarmdati knpuk "bir salon Ozgurksmenin csas amaci, kadm-
harekeiini,
Lattismasi" olarak elestirdi, 41
larm tam anlamiyta insan olmalanni
mumkmi
kiltnak olmahydi.
Amcrika'da "Kadin Ozgurlesmesinin Trajedisi" kadini yahtilmis vc yapay bit vailiga donustCirinClstu. Paradoksal olarak Gold-
man, Amerikali kiz kaideskrini o giinkit anlayisla "ozgurlesmck"icn ozgurlestirmek gerektigini dustindu. Sozde "ozgiir Amcrikah yuruas" gene! oy bakki yuzunden "eli kolu zincirlenmis" haldeydi. Goldman, kadinm erkekle esit oy hakkina sahip olmamast icin hicbir neden gormuyor, ancak "kadtmn erkegin yapamadtgini basaracagfna inantnanin sacma oldugunu diisunilyordu.'* 2
Cinsiyetler arasindaki esksiz ve baskici iliskiler icin hicbir
cozum mumkun
siyasai
degildir. Boylece
Goldman,
iktisadi ko-
letigin kaldtnlniasiyla birlescn, "butun kabul edilmis degerlerin askin degerlenimi" gibi Nietzscheci bir yaklasimi benimsedi.
Kolunun Otesi"ne gecmeye ve "kisinin kendisi olnia, kendi kisiligjne sahip olma hakki"m benimsemeye cagirdi. 45 Gergek ozgurlesnie oy sandigmda ya da mahkemelerde degil, bir "kadinm ruhu"nda baslar. En onemlisi, kadinin 02giirCagdaslarmi
"lyi ve
lesmcsi kendisinden ve kendisiyle gelmelidir.
Once, kendisini
olarak degil bir ki^itik olarak savu-
bir cinsel nieia
bedem
narak. Ikincisi, kendi
tiserinde herhangi birinin
hak sahibi
olmasim reddecitrek; ktndisi istemedikge cocuk dogurmayi reddederck; Tanrmin, Devkt'in, toplutnun, kocanin, ailenin vb. hiz-
metkari olmayi reddederek, kendi hayattni sadelestirerek, ayni za-
manda
^enginlestirerek. Yani, hayattn
deriti lest i rip
anlamim ve
ozuriu biitun karmasikltgi icinde ogrenraeye caltsarak, kendisini
kamuoyu
ve
kurtaiarak.
kamuoyu
Kadm
larafindan
mahkum
edilme korkusundan
oy vererek degil, ancak bu yolla ozgurlesecek;
kendisini yeryuziinde ^imdiye kadar bilinmeyen bir gtig, gercek a^k, bans,
uyum
kf-klcrin ve
Age,
4J
'Woman
4i 4-1
kadmlann
hay at veren
Suffrage", op
hf T affic in
Women
til, 1
s
94; "Jealousy*
$.
1
"Woiiian Suffiage", Maiflmni,
s.
21]
I
44
198.
op. at,
'•
iiahi bir atesin gitcu, ozgiir er-
yaraticisi haline getirecek.
207.
41
s
gti<:u,
i
" ,
.
fttrcJ
EmmaSpeaki,
s
169.
568
Anar$iztnin Tarihi
Goldman en buyuk
tabulara saldirdigt icin asla vicdan azabi duy-
madi, cinsellik, ask ve
evlilik
tartisilmasim istedi. Evlilik
meyen Goldman bu
ikisinin
konulannin acik ve durust bicimde a?ki hicbir zaman esanlamh gorgenellikle uzlasmaz bir celiski olus-
ile
turduguna inandi. Ask goreneklerin baskisini parcalayan en giiclii etken olmasina karstn, evlilik Devlet ve Kiliseyi ozel hayatimizin mahremiyetine girme hrsatiyla donatir. Evlilik genel-
duzenlemedir; kadina bir sigorta policesi, erkege kiicuk bir oyuncak ve kendi turunu siirdurme araci saglar. Aslinda evlilik, "kadini bir parazit, bagimli ve caresiz bir hizmetkar likle iktisadi bir
hayatina hazirlarken, erkege bir insanin hayati Cizerinde ipotek verir." 45 O halde bir kadm, kendisini ancak bir erkegin sa-
hakki
dece niteliklerine ve yiiregine hayranlik duydugu, a^ki engelsiz yasama hakkina sahip ciktigi ve ozgtir bigimde annelik yapma hakkim kesin olarak ilan ettigi zaman ozgurlestirebilir. Goldman serbest aski sadece savunmakla kalmadi, bizzat uyguladi.
En azindan bir kez bir baska kadinla iliskisi o!du. YirBerkman ve sanatci Fedya ile (iclu ili§ki yajadi.
mili yaslarmda,
dokuz ya§ kiicuk olan Ben Reitman'a asik Chicago'da doktorluk yapan Reitman evsizler arasinda "Hobo King" (Serseriler Krali) olarak tammyordu. Bagimstzlik 1908'de, kendisinden
oldu.
deklarasyonlanna ragmen
Goldman onun
"hayvansi yakisikhh-
gi"ni saplanti haline getirdi. Bir erkegin uyandirabilecegini ruya-
sinda bile gormedigi
tutku seli" yiikseldi icinde ve su ?agnya, o ciplak guzellige, insani kendinden geciren o biiyuk hazza hicbir mane duymadan kendimi itirafta
bulundu: "O
"ilkel bir
ilkel
kaptirdim." 46
likte
Reitman on yil suren iliskileri sirasinda bagka kadinlarla birolmaya devam etti ve yazi§malanmn gosterdigi gibi Gold-
man, kiskanmaktan ve o
bir baskasiyla birlikte
diseye kapilmaktan kendini ahkoyamadt.
oldugu zaman en-
Bu ruh
hali
en azindan
bir celiski, belki de felsefesinin iflasi olarak yorumlanabilir, likeyi fark etti ve
Teh-
Reitman'a soyle yazdi: "Kendi askimin gurur-
suz kolesi olduguma gore, artik Ozgurlukten soz elmeye hakkim yok." 47 Ancak ret ve ihmal edilen bir asik olarak ya§adigi kisisel
deneyim, onun du^unceleri ve 45
"What
46
Candace Falk,
I
Age,
s.
Emma Speahs, s. 43. and Emma Goldman (1985) Press, New Brunswick, 1990), s. 45, 50.
Believe", Red
gers University
47
bildirileriyle celismez, onlara da-
73.
Love, Anarchy
(yeni bsk. Rut-
Emma
Goldman: En
Tehliheli
5W)
Kmlin
ha biiyuk bir agirhk kazandinr.
Muhtemelen 1912'de mede, pek cok Roman tik
yazilan "Kiskanclik" nzi-iine birdenesairi
ofkeli ve degersiz kilan, haset
kiskangltkla hie
ilgisi
gu bu duygunun
esinleyen ask ai/ismm, insanlan
duygusu yasamalanna neden olan
olmadigtni savundu.
Goldman
izini surdti-
Kilise ve Devlet'in onayladigi cinsellik fikrin-
den koklendigini saptar, edinme ve 6c duygusuna dayanan modasi gecmi§ bir seref kodunda cisimlestigini du§unur, Bu aym zamanda erkek kibrini ve kadm hasetini kapsar. Cozum, once hie
kimsenm
olmadigim
bir digerinin cinsel islevlerinin sahibi
ve ikinci olarak, sadece isteyerek yasanan ask ve
mtkuyu kabul
sonuna kadar acik tutmaAskin Sahte Temelleri" bashkh bir konu§ma-
etmektir: "Btitun asiklar ask kapilarmi hdirlar." 4a "Serbest
sinda Goldman, rasgele cinsel dikkatli bir
nim askim
aynm
yapar.
cinseldir,
dise, sabir, dostiuk,
O
iliskiler ile serbest
ask arasinda
siralarda Reitman'a yazdigi gibi, "Be-
ama bu
cinsellik icten bir
bunlarm
hepsidir..."
49
baghhk, ozen, en-
Goldman daima,
ideal
guzelliginin yam sua "valisiligi"ni de ovdugu romantik bir ask anlayisina sahip oldu. Bunun iki yam keskin bir bicak oldugu-
nun
gayet
iyi
farkmdaydi.
Endometritisis'in yol agugi kisirhk nedeniyle serbest a^kin Goldman icin kolay oldugu one siirulebilir. Ancak ameliyatla ge-
be kalma yetenegi kazanabilirdi. Goldman bunu istemedi. Ashnda onun di.
secinii istemli bir
dogum
kontrol bicimiyle esanlamliy-
anahk duygulanndan yoksun da
Ostelik
degildi.
Bir ke-
resinde Reitman'a sunlart yazdi: "Senin icin cok derin bir anne-
duyuyorum, bebegim; bu icgudii iliskimizin en iyi yamni olusturdu." 50 Bu duygular, zaman zaman anahk efsanesine saldirmasina ve her kadmin anne olma konusunda ozgur bir secim hakkina sahip oldugunu savunmasma engel olmadi. Aynlik icgtidtisu
ca,
1916'da hapse girene kadar
dogum kontrolunu
yasaklayan
Anderson'un gozlemledigi gibi, Goldman, "Kadinlann her zaman agizlarim kapah, rahimierini acik tutmalan gerekmez" dedigi icin hapishaneye
yasalarla sava^U. tagctes feminist Margaret
gonderildi. 51
Goldman, 48
''Jealousy
49
Falk, Love,
50
Age,
51
Alinti,
s.
bireylerin diledikleri gibi okuyabildikleri, yaza-
Causes and a Possible Cure", Rtrd Emma Speaks, Anarchy and Emma Goldman, s. 75.
54
Red
Emma
Speaks,
s.
105.
s,
175.
Anar$izmin Tarihi
570
bildikleri ve konusabildikleri ve insanlann cinsiyetlerine bakil-
maksizin butun potansiyellerini gercekEestirmeleri ictn esitligine sahip
olduklan yeni bir toplum
di bedenleri uzerinde
gum
istedi.
firsat
Kadinlarin ken-
denetim hakkina sahip olmalanni ve do-
kontrolu uygulayabihnelerini savundu. Erkeklerin ve ka-
dinlarin gonullu birlikler olusturarak yasayan gercek bireyler
haline geleceklerini
umdu.
Hem
i^sel
hern de di§sal degi^imi gei-
cekle$tirecek bir devrimi, degerlerin butunuyle donusturulmesi-
nin
yam
sira iktisadi bir
komiinizmi amacladi,
Hayaunin sonunda, butiin cabalanna ragmen cagdaslanyla saglayamadigini fark eden Goldman, olumunden sonra yeni ve daha genis. bir izleyici killesine kavustu. Artik yaygm bicimde okunmakta, baskici kurumlara yaptigi giiclii saldiri ve bireyin tam olarak kendini gerceklestirmesi icin yaptigi cagn
uyum
hayranhk uyandirmaktadir. Amerika'nin once nan sonra reddedilen en
tehlikefi
kotii sohret kaza-
kadmlanndan
biri
olan Gold-
man, modern feministlerin kahramani ve anarko-feminizmin kurucu anasi oldu. Bir ananjistler balosunda $6yle dedigi soylenir:
"Dans edemedigim devrim benim
degildir." Libert er ve feminist
olmasi halinde gelecekteki devrimin, onun en gozde renklerini tasiyacagi kesindir.
25 Alman Komunistleri
&
yuzyilm sonunda Marksizmin Almanya'da yaratcazibesine kapilan ozgun tigi buyiik elkiye ragmen, anarsi2min ki§ilerden bive cesur du^uniirler de vardi. Gustav Landauer bu
On dokuzuncu
riydi.
mucadele verdi ve faaligibi yuziinden oldiiruldu. Johann Most ve Rudolf Rocker zorunda gdriiskrini yaymak icin ulke disma cikmak
Uygun olmayan
yetleri
bir siyasal iklimde
digerleri, kaldilar.
Gustav Landauer gelen en Gustav Landauer, Almanya'da Max Stirner'den sonra Karlsrube'de Almanya'daki onemli anarsist dusunurdii. Giiney geldi. Ogrenciyorta simf bir Yahudi aile icinde 1870'te dunyaya
ken Alman Sosyal Demokrat
Partisi'ne
(SPD)
katildi.
Onu
hapis-
Universihaneye goturen siyasal faaliyetleri yuziinden Freiburg goruslerinden oturu tesi'nin Tip Okulu'na kabul edilmedi. A ?in tki yil 1891'de SPD'den ihrac edilen kucuk bir grupta yer aldi.
anarsbt cevsonra anarsist oldu. Bununla birlikte, o sirada bazi farkim ortaya koyrelerde cok moda olan Stirnerci egoizmden
mak
icin kendisine "anarsjst sosyatist"
Martin Bubber'e soyk
demeyi lercih etti. Dostu olumlu anlamda sosya-
yazdi: "Anar^izm,
Anar$izmin Tarihi
572 liztn
denilen 5eyin olumsuz yanidir." 1
tin'deki anarsist gazete
Der
1892'den itibaren Ber-
ancak
Soziahsi'i cikardt,
Jiendi anar-
sizminin sosyalisi, kendi sosyalizminin de liberter niteligini vur-
gulamak
icin
gazetenin admi Organ fitr Anarchism us-Sozialismus
olarak degistirdi. Der Sozialist'in 15
Temmuz
1911
tarihli sayt-
sinda joyk yazdi: "Anarsi, insanin, devlet, kilise ve sermaye idollerinden kurtulusunun ifadesi; sosyatizm ise insanlar arasin-
daki gercek ve sahici, bireyin ruhundan cikip geldigi icin sahici
toplulugun ifadesidir." 2
Landauer ci
sosyalistlerle isbirligine her zarnan hazirdi. Ikin-
Enternasyonal'in 1893'te toplanan Zurih Kongresi'nde Rosa
Luxemburg ve
digerkriyle birlikte
ihrac
Ydmayarak,
ediidi.
1896'da Londra'da toplanan Ikinci Enternasyonal Kongresi'ne Malatesta'yla birlikte katildi ve davasim su sozlerk
savunmaya
cahsti:
Devlet sosyalizmine, tepeden inmeci burokrasiye karsi savasiyor,
ozgur
birligi
ve sendikayi, otoritenin yoklugunu, insan zihninin
butiin engellerden kurtulmasim, herkesin bagimsizligmi ve refahi-
m savunuyoruz.
Herkesin ontinde herkese hosgoruyii oven bizle-
dogru
riz. Ftkirleri ister
ya da baska bir yolla
ister yanlis olsun,
ezmek
onlan guc kullanarak
istemiyoruz." 3
Ho^goru istemelerine ragmen anarsistkr ihrac edildder ve
bir
daha Ikinci Enternasyonal toplantilanna katilmaya cahsmadilar, Butiin
bu
engeller Landauer'i caydirmadi. Kendisi oncelikle
bir dusuntir ve yazi
Alman tirdi.
adamtydi; Meister Eckhart'a kadar uzanan
idealist gelenegi icinde mistik bir
anar$izm formu
gelis-
Landauer'in ozgiinlugU, Volk'a duydugu ve otoriter olmak-
tan cok liberter
yonde
gelistirdigi
sozcugu "halk" anlamina geldigi
romantik
gibi,
ilgide yatar.
Alman
dilini,
Volk
kufturimti
ve gorenekkrini Devkt'ten ayn olarak betimlemek icin de kulla-
ndiyordu. Landauer, Volk'nn potansiyel birligini gercekkstir-
mek,
"fiilen
orada olan insanlar arasinda bir baglanti; henuz bag-
layici ve zorlayici
1
olmayan, daha yiiksek bir organizma olus-
Gustav Landauer'den Martin Buber'e, alinti, Charles lution: The Mystical Anarchism of Gustav Landauer, Press, Detroit, 1971,
2 3
Der Soziaiisi, 15
s.
E.
Maurer, Call
Way tie
to Revo-
State University
101.
Temmuz
1915. Landauer, Social Democracy in Germany, Freedom Press, 1896,
s.
8.
Alman Komunistlen
turmayan"
bir baglanti
kurmak
4
istedi.
573
Boylece Landauer gercek
toplulugun etkileyici kahini oldu.
Alman sosyolog Ferdinand Toennks'in
eseri
uzerinde cah-
san Landauer, organik, uzun suredir birlikte yasayan topluluk
atomlanna aynlmis, mekanik ve gecici topaynm yapti. Mevcut toplumun ve Devlet'in yapay kabugundan toplulugun yeniden dogup gelismesini istedi. En etkileyici ve sik ahnti yapilan icgorusU, Devkt'i sadece toplumun uzerinde duran bir sey degil, giindelik hayata nufuz eden bir guc olarak anladigim gostermektedir: {Gemeinschaft)
lum
ile
(Gesellschaft) arasinda
Devlet bir durum, insanlar arasinda belirli bir
davrani? modelidir; ba$ka bir rine farkh davranmasiyla
insanlar toplulugu ve devlet
iliski,
onlartn bir
sozlesmesiyle, insaniann birbi-
onu yikanz
...
Devlet biziz ve gercek bir
toplumu olusturan kurumlar yaratana kadar
olmaya devam edecegiz, 5
yam
Boylece, Devlet'in disinda ve fiilen
iliski
sira
topluluk kurmak, ozunde
var olan bir seyin, gegmisten cikip gelisen bir seyin kesfe-
bu e$itlik, insanlart bu ortak ruh, gercek bir ol-
dilmesidir. "Bu suret, esitliksizlik icindeki birbirine baglayan
bu
garip nitelik,
gudur." 6
Yapay Devkt'i ve kapitalizmm atomist toplumunu reddeden Landauer, ulusu bansgi dii;
bir komiinler toplulugu olarak gor-
"Her ulus anarsistce, yani baskimn olmadigi bir yon
ta?tr;
ulus ve baski kavramlari hicbir sekilde bagdasmaz." Ulusu da
enternasyonalizme bir engel degil bir atlama
tasi
olarak gordu.
1913'te Julius Bab 'a, "Insanhgin hedefi" diye yazdi, "mucadele ettigimiz dis yapidir; ne var ki, hedefe giden yot sadece bizim
kendi insanhgimizdan
hepimizin
degil,
farkli
gecer." 7 Ulus, bireyden baslayip insanhgin
ulusalbklanndan
butunune dogru
gide-
rek genisleyen cemberler icinde bir ^emberdir, Bu, Landauer'in
en onemli
fikridir
ulusculuga zemin
ve dislayici ya da yabanci dtismani olmayan saglar.
Ulusu n Devlet olmadan da var olabile-
Martin Buber, "Landauer", Paths
4
Alinti,
5
Landauer, Die Revolution (Frankfurt, 1907), het o/
in
Utopia,
s.
alinti,
46 Eugene Lunn, The Prop-
Community: The Romantic Socialism of Gustav Landauer, University
California Press, Berkeley, 1973,
s.
226.
6
Alinti,
Buber, Paths in Utopia,
7
Alinti,
Lunn, The Prophet of Community,
s.
49. s.
257-8.
d
Anarfizmin Tarihi
574
cegini gosterir, Aslinda Landauer'in Devlet'e yonelttigi bashca
razlardan
onun ulusun organik
biri,
birligini yikmasidir.
iti-
Her
ulus ortak insanhgimiza essiz ve degerli bir kaikidir.
Landauer
icin topluluk sadece liberalin bireyler toplami ola-
rak toplum anlayisi degildir; o, kendi ctkarlan otan organik bir
butundur. Landauer'e gore, Stirner'in mutlak ve bagtmsiz bireyi bir efsane,
beyindeki bir hayaldir. Her birey sadece kendi yerel
topluluguyla degil, insanhgin geri kalan kismiyla da,
hem
se1
de ruhsal anlamda
birlesir: "Bireysel
hem
fizik-
organizma biiyuk
ve gercek bir fiziksel toplulugun bir parcasindan ibaret oldugu icin, bireysel
gasidir."
min
rah da biiyuk ve gercek bir ruhsal toplulugun par-
Landauer, gercek bireyciligi degil, daha cok kapitaliz-
kopanlmis bireyciligini redHer bireyde, farkh bir insanlik goruniimu sunan benzersiz bireysellik vardir. Bu nedenle bireysel kisilik "daha genis bir a torn la ra aynlmi$, koklerinden
detti.
bir
organik buttinun hayati bir parcasi"dir. a
Landauer devrime
karsi cikmadi. "Devrim," diye yazdi, "in-
san hayatinin her yonuyle
ilgilenir;
sadece devlet, simfsal yapi,
sanayi ve ticaret, oesidi sanat dallan, egitim ve ogretimle degil, verili bir
anda
goreli bir istikrar
durumunda
lumsal faktorlerin bir bilesimiyle
ozdes olmasini
istedi
ve yasjadigi
ilgilenir. 9
donemde
olan butun bu topAraclarla
amaclann
ahlaki eylemin zorun-
luiugunu savundu, Jiddet iceren devrime ve bireysel teror eylemlerine topyekun karsi tasi,
cikti.
Devrimci anarsistferin buyuk ha-
diye yazdi, "iktidarsizhga iktidar aracihgiyla ulasilabilecegi
fikri"dir,
"Zor iceren her edim diktatorliiktur." Landauer'e gore
anarsi, yeni sava^lara ve cinayetlere yol
acmamah, ruhsal
bir ye-
niden
dogum
muna
giden yol icgudulerimizin karatihk, tehlikeli kapisindan ve
olmahdir: "Yeni ve daha yuksek bir insan toplu-
dunyamizi olusturan ruhun terra abscondia'smdan gdriinmeyen iilke, c.n.) gecer.,." 10
(gizli,
goze
Landauer, devrimde "olumlu birlik imgesi ve duygusunun vasifla
ve sevgiyle" yukseldigini dusuniiyordu. Ancak ona gore
toplumsal sorunEan siyasal ve siddet iceren araclarla cozmek imkansizdir." Devrim ancak bireyin olumlu alternatifler yarat8
Age,
9
Landauer,
s.
107,110.
Dk
Revolution,
Anarchy 54, Agustos 1965,
ahnti, s.
Landauer,
"Thoughts on Revolution",
252, 254.
10
Almti, Limn, The Prophet of Community,
11
Landauer, Die Revolution, Buber in
s.
istegi
135, 136-7.
uzerine yazitan ve
Utopia'sinda pek ^uk ahnti yapilan bir ^ah^ma;
op.
cit, s. 5.
onun Paths
in
Alman Komunistleri
mak
*>75
mevcut Devlet ve onun kurumlanyla
icin
reddetmeye karar vermesi halinde
yapmayi
isMiligi
gerceklestirilebilir:
Yasayanlar gee mis ten gelen o garip hayaletten kuriiilduklan ve yeni bir
gruplajma yarattiklart zaman, toplumsal yapinm, bireyler
kendi yasama gucleriyle besledikleri siirece varligim stirduren o yapinin tarihinde yeni bir
gim
$eyi
vazgegerim.
Bu
asla
yen
Bunu kendi irademle
baslar.
O zaman
yapabiiirim.
"devlet" dediitaat
etmekten
12
tamamlanmayan, ancak kendisini surekli olarak
bir siirectir: "Binyil ya
degtl,
donem
sevmekten, akhmia ona baglanmaktan ve
ancak
yeniie-
da sonsuzluk, giivenlik onlemleriyle
biiyiik bir gucler dengesiyle
saglanmah ve bu denge
periyodik olarak yenilenmelidir..." 13
Boylece Landauer, insanlan bir araya getirebilen ve onlan sakatlayici
o to rite bagimhhgindan kurtaran ozyonetimli toplu-
luk ve ko o pe rati fie rin gelistirilmesini
Yasjlandikca sinif
istedi.
mucadelesinden daha az soz eder oldu ve otoriteye karst Tolstoycu pasif direnise uygun kooperatiflerin kurulmasmi "dogru-
dan eylem" olarak gordu. "Genel grev" -anarko-sendikalistler icin her derde deva- iiretini aletlerinin birakdmasi degil, ism i^gi denetimi altinda yeniden orgutlenmesi olmahdir, Sonunda devrimi kiyameti andtran siddetli bir baskaldin olarak degil, baskici
toplumun bansgi reddi ve yaratilmasi olarak gormeye
alternatif
kurumlann dereceH olarak
basladi. Endustriyel kenitesmeyi red-
dederek, iscilerin topraga donusuyle geleneksel ktrsal toplulu-
gun
yenile nmes in L istedi.
Landauer,
Max
Nettlau'nun Bakunin iizerine brosiirune bir
onsoz yazmis olsa da, olgunluk caginda benimsedigi anarsizm
daha cok hem Proudhon'un hem de Kropotkin'in (eserlerini cevirmisti) yazdanna dayaniyordu. Proudhon'un en biiyuk sosya-
otdugunu diisundu ve onun karsihkh kredi ve mubadele taOzgur bir toplum da birbirinden farkh pek cok sahip olma biciminin -bireysel, komunal ve kooperatif- var list
sansini benimsedi.
olacagini one surerek, bireysel ligini
12
sahipligi
ile
kar^ihkci isbir-
iiyeleri,
farkh sahip-
Gustav landauer'den Margaret e Susmann'a, Guswv landauer
gang 13
mulk
bagdastirmaya cahsti. Her toplulugun
in
Brkfen icinde, der. Martin Buber, Frankfurt,
Buber, Paths
in Utopia, s. .
55-7.
]
(>l t).
$ein Lebens-
Anarfizmin Tarihi
576 ltk bicimleri
arasinda
uygun denge kurmak
igin bizzat
ve periyo-
dik olarak karar verecekti.
Landauer, Kropotkin'in Kar$ihkh Yardim lajma'sim cevirdi ve
onun
kin gibi,
Tarlalar, Fabrikalar ve Atolyeler'inden etkilendi. Kropot-
tanm ve
endustriyi
kucuk olgekte
birle§tiren iktisaden
bagimstz yerel ve bolgesel topluluklan savundu. Almanya Devlet'in icinde hapsolan yaratici ve organik
igin,
ruhu serbest biraka-
cak bir yerel topluluktar konfederasyonu onerdi. Ancak Kropot-
tanm in
kin'in endustri ve
biitunlestirilmesi an lay 151m paytassa
da, buyiik bir israrla topraga
donus cagnstnda bulundu, Dahasi
Landauer, "sosyalizm mucadelesi toprak mucadelesidir; toplum-
sorun tanmsal
sal
bir
sorundur" diyecek kadar
iteri gitti. 14
Ger-
cek toplulugu toprakla ozdesleyen Landauer kentlerdeki yerlesik sendikacihga
sirtini
Landauer'deki
dondu. felsefi
idealizm, bilimsel dusunceyi
temel
sonunda aynldi. Onun yardimlasma ve isbirligi vurgusunu paylasti, ancak Malatesta gibi bunlann insan toplumu iginde i^leyen dogal yasalann degil, insan iradesinin sonualan Kropotkin'den
cu oldugunu
bdirtti.
akd ya da bilimin
Landauer, ozgtir bir toplum yaratmak icin
ruh sal farkindahgtn onemli oldugunu dusunuyordu. Ancak toplumsal yapilara ortak bir ruh, "bizzat degil,
maddi cikarlann otesine gecen hakim oldugu zaman, yuksek bir kiiltur diizeyine ulas-
bireylerde var olan, dUnyasal ve bir ruh"
mak mumkun
olacaku. 1915'te, sosyalizm, diye yazdi "insanin
ortak hayatint ortak bir ozgurluk ruhu bagina, yani dine ulastir-
magiri§imi"dir, t5
Landauer, yasadigt donemin degisim imkani konusunda
pek iyimser
degildi.
diran bicimde,
gunu diisundu.
La Boetie'nin gonullu kulluk yaklasimmi an-
Alman gagdaslarimn tebaalann en
tan 50k insan pasifliginin bir isci suit fin a
itaatkan oldu-
Otoriter Devlet dissal olarak dayatilmis tiranhk-
sonucu olarak var oluyordu. Alman
da pek inanmiyor ve sadece az sayida kisinin topraga
kooperatif yerlesim ornegi olu§ turarak anarsizmi geligiirebilecegini
dusunuyordu. Landauer, ince uzun boyu, uzun kara sakah ve saglanyla Al-
man
edebiyat cevrelerinde etkileyici bir kisiydi. Rudolf Rocker sunu hatirhyordu: "konusmaya basladtginda insan her sozcugun 14
Age, s 218.
15
Ag«,s. 53,55.
Aim an Ko mu
onun ruhundan kopup
geldigini ve
y/i
is lien
11
mutlak
bir butunliijiuu
dam-
gasmi tasidigini hissediyordu." 16 Ancak Birinci Diuiya Savasi oncesinde ve sirastnda sosyalist hareket icinde giderek let r it oldu ve sava§a ilkesel olarak karsi ciktigi igin pek cok yurttasin nefretiyle karsilasti.
Landauer, 1912'de sdyle yazdi
dar, cinayet ve
soygun eylemidir. Devlet'in en keskin ve en actk
:
"Savas, bir ikti-
ifadesidir." 17
Bununla birlikte Landauer, 1918-1919 Bavyera Devrimi'ne kucuk bir Sider olarak katildi. Kasim 1918'de Bavyera Cumhuriyeti'nin yeni sosyalist baskani,
nih'e davet edildi.
Devrimci
dostu Kurt Eisner tarahndan
t§ci
Konseyi ve Merkezi
yi'nin bir uyesi olarak, ozyonetimli topluluklardan
t§ci
olusan mer-
kezsiz federalist bir toplum idealini gerceklestirmek icin
deleye
atildi.
Mu-
Konse-
muca-
Eisner'in olduriilmesinden sonra Landauer, Nisan
1919'da kurulan kisa omurlu Miinih Konsey Cumhuriyeti'nin bakam oldu. Bu, anarsistlerin ve entelektu-
"kabine"sinde egitim ellerin
ozgur ve bagimsiz
er, sair
bir
Erich
Musham,
oyunun yazan)
birlikte calrsti, di.
bir
Bavyera kurma girisimiydi. Landau-
Ernst Toller (Makine Kincilar hakkinda
ve Ret Marut'la (daha sonra yazar B. Traven)
ancak
faaliyetleri trajik bir olayla kesintiye
ugra-
Landauer'in her ya$tan butiin halka liberter egitim programi
asla gerceklesmedi. Anarsistler bir haftadan
daha kisa bir sure
iginde, "sahte cumhuriyeflerini reddeden komunistler tarahn-
dan kovuldular. Sonunda devrim, Savunma bakam Gustav Noske'nin Bertin'den gonderdigi 100 000 kisilik ordu tarahndan ezildi.
Launder, Miinih' te dovuldu ve olduruldu. Olaya tamk olan bir isci sunlan anlatti: "Bir
subay onun yiizune vurdu. Adamlar
baginyorlardi: 'Pis Bolsi! Bttirin iizerine
yagmur
gibi
i§ini!'
ve avlunun orta yerinde
dipcik yagmaya basladi... olene kadar uze-
rinde tepindiler; sonra cesedi soyup cama^irhaneye attdar." "Ol-
durun beni!" diye haykirdjgi kalmissa, oldurun!" 18
O
soylenir, "Zerre kadar
insanhgimz
mutevazi banket kirk dokuz yasina he-
niiz basmt^ti. 16
Rocker, The London Years, Robert Anscombe, 1956,
17
AlmtL, t.unn, The Propliet o/Conimunit)',
18
Almu, Colin Ward, "Gustav Landuer", Anarchy 54, Agustos 1965, 250; ve Avrich, 'The Martyrdom of Gustav Landauer", Anttrdiisl Portraits, s. 247-54. Aynca Bkz. Russell Berman &r T. Luke, "On Gustav Landauer", rhc Radical
s.
s.
90.
242.
Papers, der. Dimitrios Roussopolous, Black Rose, Montreal, 1987,97-114.
578
Anar$izmin Tarihi
Ancak unutulmadt. Anarstst
Sendikalist
i$cilerin
katktsiyla Landauer'in anisina bir
onun su
sozleri yanldi: "Simdi,
Munih
amt
Sendikasi,
dikti.
kahraman olmayan,
Ozerine
farkli tiir-
den bir martir, hayatiyla ornek olan sakin ve aleak gomillu bir martir yaratma zamamdir." 19 Amt, Hitler'in iktidara gelmesinden sonra Naziler tarafindan kaldinldi.
Olumunden sonra
Landauer'in, Devlet'i
mekanik
bir ustya-
pidan 90k topluma hakim olan bir iliskiler seti olarak gorenler uzerinde yarattigi guelu etki devam etti. Dostu Martin Buber
(onun yazdanm derledi) aracihgiyla Landauer, Israil'deki koeckiledi. Onun mevcut kurumlan terk ederek alternatif kurumlar yaratma cagnsi, altmish ve yetmisli yiflann kar$i kultur akiminda giiclu bicimde yanktlandi. Yahudi sair Erich Musham, Landauer' den derin bicimde etmuncii hareketi
Munih Konsey Cumhuriyeti'nde onunla birlikte cah§Daha sonra on be? yd zorunlu emege mahkum edildi, Lirik bir satr olmanm yam sua parlak bir gazeteciydi. Kendi eksantrik kilendi ve ti.
anarsizmini gelistirmek icin Kropotkin
ile
Nietzsche'nin icgoru-
Musham'in mahkumiyeti, Munih Konseyi'nin yenilgisinden sonra dort yit daha devam etti. 1924'te bir gene] afla serbest birakddt. Siyasete donmedi. Siyasal mahkumlara yardun eden Ktzd Yardim orgiititnde fiilen caitsti ve ayhk anarsist Fanah cikardi. Alman militarizmini acikca elestirdi ve Nazizm tehlikesi konusunda uyanlarda butundu. SJir yazmaya devam etti ve bir ciltlik "Siyasal Olmayan Antlar"t yazdi. Son eserlerinden biri Toplumun Devktten Kurtulusn adim tasiyordu. Musham, 1933'te Naziler tarafindan tutuklandi ve ertesi yd Oranienburg toplama kampinda olduruldii. lerini birlestirdi,
Johann Most Landauer anar$izmin en yaptci yanim [fade ederken, yurtta§i Most anarsizmin bir siddet ve yikim ogretisi olarak kazandtgi §6hrete muhtemelen en fazla katkida bulunan Alman oldu. On dort yas^ndayken okulu terk etti ve bir mucellitin yanmda cirak
Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin (SPD) bir uyesi olarak Reichtag'a secildi ve 1874'ten 1878'e kadar milletvekilligi yapti oldu.
Kayzer'i ve 19
ruhbam hedef
alan yazilar yazdigi icin siirgune gon-
Lunn, Hie Prophet oj Community,
s.
342.
Almtm
Kitmunistleri
oldu. derildi ve 1878'de Londra'ya giderek siyasal multeci
579
Henry
1886) James, The Princess Casamassima (Prenses Casamassima,
adh romamni onun faaliyetlerinden esinlenerek yazdi. Most 1879'dan itibaren FiciheU'i cikarmaya basladi. Freihegonderildi ve esas olarak buralarit, Almanya ve Avusturya'ya da yaygtn sosoldu. Devrimci siddeti ve illegaliteyi overek, gruplara hitap etti. yalist hareketten cok gizli faaltyet yuriiten mahkemeieri, Car II. Alexander'in katlini oven bir basya-
da
etkili
lngiliz
yuziinden Most'u on alu ay hapse mahkum etti. 1882'de Serbest kaldigmda gemiyle Birlesik Devletler'e gitti. New York'a vardigtnda, hizla anarsizmi benimsemekteydi. Tek-
zi
yayimlamaya ba$ladi ve olumiine (1906) kadar bu co§kuyla, sadece faaliyeti surdurdu. Propagandasmi buyuk bir ovdugu sozle degil eylemle de surdurdu. Sjddet yoluyla devrhni rar Freiheifi
Most, "her sucta 'yaban' bir anarsbt"in 20 Bomba yapimivarhgini gordugu icin kotii bir sohret kazandi.
konferans turlarina
m
cikti.
biitun ayrintilanyla
ogrenmek
icin bir patlayici fabrikasinda
Daha sonra Rcvoluiiomre Kriegwissenschafi (Devrimci Sa"Nitrogliserin, Bilimi) bashkh bir brosur yazdi. Bu brosur,
calisti. vas.
Dinamit,
Pamuk
Barutu, Yantci Civa, Bombalar, Funyeler, Zehir-
vb.nin kuHannni ve hazirlanmasi icin bir el kitabi" idi. Buiun aracbunlar tarn bir kuru giirulluydu ashnda. Kendisi bu tiirden duyalan goze lan asla kullanmadi. Coskulu savunusu, tehlikeyi kadar, bir sure gusuz isyancilan esinledi. Bununla birlikte Most, ler
Necayev gibi, amacin, kisilerin oldurulmesi de dahil her diye yazdi, "eger turlu araci hakh cikardigma inandi. "Cinayet," kadamlmaz baskilan ve bizatihi cinayeti ortadan kaldirmak isti21 1886 Haymarket yorsaniz, devrimin dogal bir sonucudur."
tipki
Katliami'ndan sonra siddet yoluyla devrim konusunda bazi ku$tehlikeli kulara kapildiysa da, kisa sure icinde Amerika'daki en ve siduydu adamlardan biri olarak tamndi. Sohretinden gurur
mf sava§im daima coskuyla savundu:
"Tiranlar ve burjuvazi ben-
den nefret ediyor. Ben de tiranlardan ve burjuvaziden nefret edi22 yorum. Bu karsiliklt nefret bana gurur ve sevtnc veriyor." Most ozgun bir dusunur degildi. Aslmda Max Nettlau onun kendi siyasal gelisimine "ayak uydurarak" ilerledigini gozlemle20 21
Ik'tlin, \924-5, s. 301. Rudolf Rocket Johapm Most: Das Lebendnest Rehelkn. mi^raphy of Johann Most, ALitm, Frederic Travttmann, Tlte View ojTerroi: A
Greenwood 12
A%e,
*.
mi
Press, Wcstport,
Conn., 1980,
s. xxiii.
Anar$izmin Tarihi
580
mekte hakhydi. 25 Most'un yazdannda ayrtntdi fikirler bulmak zordur. O her seyden once bir propagandist idi ve kendisini taraftarlannin isitmek istedikleri gonisleri ifade hissetti. Bir
ozetledigi
etmek zorunda
toplumsal devrimci olarak, 1882'de pozitif ogretisini
don
"kural" saptadi.
Dort emre uyuyorum Tann'yi tammayacak, gergegi seveceksin; o halde ben bir ateistim. Tiranhga karsi cikacak, ozgurluk icin ugra-
sacaksm; o halde ben bir cumhuriyet<;iyrm. Mitlkiyeti reddedecek, savunacaksin; o halde ben bir komimisiim. Zulme kin du-
esitligi
yacak, devrimi hazirlayacaksm; o halde ben bir devrimciyim. Ya?asin
Most
Toplumsal Devrim' 24
icin
varliga
devrim sanki Tann'nin yerini almisti ve bu yeni kutsal
mumkun
olan her yo!la taptndi. Nihai hedef, sosyalizm-
den vazgecmis olsa da, "mukemmellestirilmis sosyalizm" olarak tammladigi anarsizmdi, 25
Rudolf Rocker
Most
gibi,
Rocker de bir Aim an olarak diinyaya geldi ve modern
anarsizmin ulus otesi ve kozmopolit dogasim kendi hayatiyla
Guney Almanya'da Mainz'daki kadim Rhine kentinde
yansitti.
1873'te koklu bir burger ailenin oglu olarak diinyaya geldi, Bir Rhine'li olarak bolgenin Prusya le yetisti. tirdi.
di,
kar^m ve
Babasi matbaaciydi, Amcast
Mainz'da
faaliyet
ise
federalist gelenekleriy-
onu sosyalizmle
gosteren muhalif bir Marksist gruba
taniskatiE-
"Die Jungen" olarak tamnan grup (Launder de bir ara ka-
tihmsti)
SPD
Alman
icinde genis bir liberter cevre olusturuyordu.
O
si-
Marx ve Lassalle hakimdi. Gene Rocker kvsa sure icinde hareketin dogmatik ve dar kafali yakla$imina tepki gosterdi. Sosyalizmin sadece bir kann doyurma sorunu degil, "kisilik duygusunit ve bireyin ozgitr inisiyatifini kapsarada
sosyalist hareketine
23
Neulau, Anarch is ten und Soziahevolutiondre Berlin, 1931
2H
Johann Most,
,
Terror,
s.
96.
Fitihcit (15
Temmui
Mosi'un erken yazilan uzerine
ner Becker, "Johann Most in Europe",
25
bir
s.
103.
s,
96,
degerlendirme igin Bkz. Hei-
TJif Raven, 4,
Mart 1988, 291-321.
Most, "der Anarchie", Internationale Bibliolheh (1888),
The Voice of Tenor,
,
1882), alimi Trautmann, The Voice of
aljnti,
Trautmann,
Alman
Wl
Komttiiistiert
masi gereken" bir kultur sorunu oldugunu dusundii " Bir ahernatif arayisi icinde, Godwin'den Kropotkin'e kadar klasik anarsist dusiinurleri
okumaya
basladi,
Okuldan ayrddiktan sonra mucellit oldu vc
ccsiili
Avrupa
ulkelerine seyahat ederek, uluslararast anarsist hareketin iiyeleriyle
temas kurdu. Siyasal
faaliyetleri
yuzunden 1892'de iilkeden
cikanldi; once Paris'e, 1895'te Londra'ya
Sonraki yirmi ni
yil
gitti.
icinde Rocker, hayatinin en verimli yillari-
Londra'nin East End bolgesindeki Yahudi anarsist harekete
adadi, Hizla Yiddis dilini ogrendi ve I898'den itibaren Yiddisce
Arbeter Fraint gazetesini (Isci Dostu) ve 1900'den itibaren ayhk
edebiyat dergisi Germinal'i gikardi. Gazete Yiddis dilinde
ilk
Marksist tarih anlayisi elestirilerinden birini yapu. Rocker maddecilik ve idealizmin hayat anlayisi digini
yu
one
surdti;
bakimmdan
farkhlik goster-
ne kadar ugrasirsak ugrasahm, mutlak dogru-
asla bulamayiz, diyordu.
Bu nedenle Marx'in iddia ettigi gibi tnanmak imkSnsizdi: "Ozgurltik
nihai bir hedefin var olduguna bizi surekli olarak
daha genis ve gelisen
bir anlayisa ve yeni top-
lumsal hayat formlanna goturecektir. Ilerlemenin sonuna vardi-
bu da daima tiranhga yol agar." 27 Rocker"in "Karanhk Londra" dedigi yerde ya§anan yoksultuk ve acilar, bazi devrimcilerin yoksullann durumu hakkinda gimizi dii^unmek, kendimizi dogmalara zincirlemektir;
savunduklan "ne kadar kotule§irse o kadar iyi olur" fikrinden hizla vazgegmesine yol acti. Rocker, tarn aksine, btiyuk acilar ce-
ken insanlarm moral bozukluguna kapildtklarina ve bu durumun on lard a toplumsal ozgurlesme ugruna sava^acak guc ve istek birakmadigina inandi, Bu kaygi ve sempati Yahudi cemaatine kabul edilmesini sagladi. Rocker da onlann eyleme gecmelerine yardimci oldu. 1912'de kotu sartlarda gahsan isciterin basanh grevi sirasinda Arbeter Fraint'i gunliik gazeteye doniisturen Rocker, btnlerce kisinin sempatisini kazandi,
yasadiklanni daha sonra,
1956) bashkh otobiyografisinde soyle
zorunda oldugum her
mun
ekitis;ini
§eyi, seve seve
Yillari,
"Onlara vermek
verdim, cunku bir tohu-
kendimi diirust^e onlara adadtgimi goruyorlardi.
Alinn, Rudolph RockerMn Nationalism and Culiwre'ina (ag(.
nin onsoiu.
27
anlaiti;
go r me k ten daha buyiik bir zevk yoktur. Bana bag-
liyddar, Qunkti 26
Yahudi cemaati icinde
The London Years (Londra
Rocker, The London Yean,
s.
196.
s,
xv) cevirme-
Anar$izmin Tarihi
582
Onlarla birlikte, onlann yanmda, onlardan
biri
olarak cahsiyor-
dum." 28 WhitechapeI'deki Yahudi Anarsist Grup arasinda gegirdigi yiHarda Rocker, omtir boyu birlikte olacagi Milly Witcop'la tamsti.
1898'de anarsist inanclarmi koruyarak, Devlet'in dayattigi bir
evlilik torenindense,
meyi tercih
etti.
ABD Gocmen
Burosu
tarafindart geri cevril-
Sonunda kendi kosullanyla
Birinci Diinya Savast sirasinda
evlendiler.
Rocker "diisman yabanci"
otarak Britanya'da enterne edildi. 1918'de simrdrsi edildi ve Al-
manya'ya dondu. 1922'de kurutan ve Berlin'de bir burosu bulunan sendikalist Uluslararasi tsci Biriigi'nin onde giden simalann-
dan birioldu. Rocker yetenekti ve verimli
bir yazardi. Ispanyol
Devrimi
si-
kpanya Trajedisi (1937) ba§likh brosiirlerle anarsistleri savundu ve Anarko-Sendikalizm'e (1938) iliskin zekice bir degerlendirme uretti. En onemli eseri, rasinda, tspanya Gercegi (1936) ve
kuskusuz, Nazilerin iktidara gelmelerinden kisa sure once
mamlanan anusal Ulusiuluk
ve
surgune giden Rocker bu kez Birlesik Devletler'e
me
ta-
Kiihw 'dur (1937). Bir kez daha yerle§ti. Fasiz-
muhalefeti, Hitler'e ve Nazi diktatorlugune karsi verilen sa-
vasta muttelikleri desteklemesine yol acti. Bu arada yetii yurttas-
lanna kendi
geleneklerinin derinligini ve engmligini
liberter
hatirlatmak icin Amtrikan Ozgurluguniin Onculeri'ni (1949) yazdi.
Rocker 1958'de seksen bes yasmda ofdu. Rocker, Ulusculuk ve KtiltiiiMe uygarhgimizin genel cokusu-
nun
nedenlerini ortaya
koymaya
calisti.
Bu nedenlerin en onem-
lisi
guc
siyasetteriydi. Rocker, bilinen tarih
ru
ve
kurumlanna
iliskin
Rocker'in deger standardi
Donemin en buyuk
kapsamh
mumkun
eserlerinden
biri
bir
boyunca insan kuhii-
cozumleme sundu.
olan en genis ozgurluktiir. olarak taninan kitap, konu-
ya iliskin en onemli anargist degerlendirmedir, Ornegin Bertrand Russell,
onu
styasal dustinurlere iliskin
ra "devlet
tapincma
felsefesine
onemli
iliskin
parlak
cozumlemesinin yam
ele§tirisi"
si-
nedeniyle de siyaset
bir katki olarak gordu.
Rocker, ulusun Devlet'in nedeni degil sonucu oldugunu soyler: "Devleti yaratan ulus degil, ulusu yaratan devlettir.
"
Bu
go-
rus ilk bakigta garip goriinebilir, cunkii somurgelestirilmis ve
kendi bagimsiz Devlet'lerini kurmak isteyen pek cok "ulus" var28
Age, Otisoi.
•583
Alman Kornunis fieri dir.
Ancak Rocker'in komimu, "hatk" ile "ulus" arasinda ay rim zaman biraz daha aydinianir. Bir halk, "hayann di$sal ko-
yaptigi
sullarmin, ortak bir dilin, iklim ve cografi ortamtn y;mtitigi ozel karakteristiklerin benzerliginden kaynaklanati toplumsal birli-
karsihkh
gin, ki
iliskilerin
ulusculugun
modem
dogal sonucu"dur. Ole yanda ulus, "tipdevletin siyasal dinindcn haska bir sey
olmamasi gibi, siyasal iktidar nvucadelesinin yapay sonucu"dur, Bir halk daima "oldukca dar sinirlan olan bir topluluk"tur. Oysa bir ulus, geneltikle "az cok siddet iceren araclarla ortak bir devletin
cercevesine sikistmlan" biitun bir farkli halklar ve halk
gruplan
dizisini kapsar, Ulus-devletler
orgutlenmeleri"dw
Rocker, bir ulusun bir
bu nedenle
"siyasal kilise
P dil birligini
temel aldigi gorusimu keyli
varsayim olarak reddeder, cunkii halklar kendi
gistirirler
ve uluslar farkh
dil bolgeleriyle
dillerini de-
var olurlar. Irk kavra-
mini da yamltici bulur, ciinku irk biyoloji biliminin yaptigi yapay bir siniflamadir ve biyolojik bir birim, bir tur, ancak insanhgin btitunu tarafindan olusturulabilir. Rocker'in ulusgulugun tamamen gerici oldugunu dusunmesi sasirtici degildir. Ona gore ulus biiyuk insanhk ailesinin 'organik
birligi'
icinde yapay
ayrimlara yol agar. 30 Rocker'a gore, insanlar yabanci yonelime tabi kihndiklan
ve bu nedenle kendi siyasal iktidar planlanm uygulayamadiklan
ulusculuk en saf formunda ortaya gikar. Rocker duygusu" dogaldir ve yurtseverlik ya da Devlet askiyla ayni olmadigt igin kabul edilebilir. Ancak bu duygu "ulusal bilinclilik"le kanstinldigi zaman cagimizin en grotesk feno-
zaman,
kiilturel
icin "vatan
menlerinden
biri" haline gelir. 31
Rocker'in baslica madigidir. Bu
tezi,
Devlet'in hicbir sekilde kiiltur yarat-
konuda kendisini kiicuk de
man liberter gelene gin e yerlestirdi. daki goruslerinden,
olsa
onem
tasiyan Ai-
Nietzsche'ye, Devlet konusun-
Alman kulturiinun cokusu,
sanatta Apollon
ve Dionizoscu ruh anlayismdan ottiru hayranlik duyuyordu.
Humboldt'un, Devlet eyleminin smirma
iliskin fikirlerine ve 6z-
gurliik insanhgin ilerleme ve kulturiinun temelidir
gorusune de
deger veriyordu. Kendi gortislerini geligtiren Rocker, siyasal iktidar ve kiilturun bagdastinlamaz zttlar oldugunu one surdu; bi29
Nationalism and Culture, s,200-20\.
30 Age,
s.
213.
31
s.
214.
Age,
Anar$izmin Tarihi
384 rincisi birornekligi
saglamaya ugrasirken,
ve orgiitienmeler arayisindadir.
O halde,
ikincisi yeni formlar
"Devlederin olmekte
ol-
dugu ya da guclerinin asgariye indigi yerde, ktiltiir en iyi gelisimi sergikr." 32 Kuitur, insana insanhk bilinci ve yaratici guc, kazandinr; ancak iktidar ondaki bagimhhk ve kolelik duygusunu derinlestirir, Ashnda Rocker, iktidar ile kuitur, Devlet tie toplum arasindaki yansi karsilagurir. Burada bir uctan -o to rite- digerine -ozgurliik- gidip gelen bir sarkac hareketi vardir.
Ne var ki Rocker toplumsal ekolojist degildir. Kiiltiiru, "insamn dogaya bilincli direnisi" olarak tammlar, Insan, "turiin devamini bu direnige borcludur." Bu nedenle kuitur sureci, "insanin dogaya evreler halinde hakim olmasi"dir. 33 Ulus-Devlet eski toplulugu yikmis ve her faaliyeti,
evreler halinde, siyasal
amaclarma hizmet eden
tiirhj
toplumsal
iktidar Orgiitknmesinin ozel
bir araca donugttirmustur.
Rocker anar-
sizmin ayinci gorusiinii su sozlerle ifade eder: Kotuliigu yaratan ve onu su refill olarak besleyen ve gitfiendircn, de\letin bic.imi degil, Itendisidir.
urisuru sikistirdikca ya da ladikca,
Hukiimet insan hayaundaki toplumsal
onu
ketidi yonetimi altina
Cagimiztn buyiik sorunu insanlarm yonetilmesi
degtl, nesnelerin
yonetilmesidir: "Onemli olan nasi! yonetilmekte gil,
girmeye zor-
toplumun ayn boliimkr halinde i;6zulmesi nizhnir. 34
oldugumuz de-
yonetilmekte ohisumuzudur." Rocker ister Devlet sosyalizmi
ister
Devlet kapitalizmi biciminde olsun, tarn yetkili bir biirokra-
siden daha
dayamlmaz
bir tiranhgin olmadigini
one surdu.
Rocker, hukiimet ve Devlet yerine, "dzgurce yapdan sozle§-
meter temelinde butiin toplumsal guclerin ortak hedefe yonelik organik isbirligi" olarak federalizmi onerir. 35 Htikumetterin yaptigi "pozittf" yasalan reddederken, Devletlerin ortaya cikismdan once var olan, "ozgiir ve esit bireyler olarak bir araya gelen, ayni
cikarlarla giidtilenmis ve ayni degere sahip insantar arasinda karsuhkli anlasmalartn
32
Age,
s.
81.
33
Age.
s.
342, 343.
34
Age.
s.
329.
35 36
Age,
s.
535.
Age.
s.
86.
sonucu" olan "dogal" yasayi benimser. 36
A litem
585
Kimiiiiiisifrii
Sava$m sona erdigi 194(Vd.i Cliiseulufc ve Kultiir'e yazdigi bir giris bolumunde, gelecegin dniiyn lederasyonunun ilk kosulu olarak gercek bir Avrupa halklun kderasyonu icin cagn yapFasizmin ytikselisine ve anarko-sendikalistlerin lspanya'da yenilmesine ragmen guvenini kaybeimemisti: "Nasil ki bir zamanlar giiclu ile haklinm bir oldugu bjr donem yasandiysa; buti.
yonelim biciminin yok
olacagi, yasala-
yerini adalete ve ozgurluge birakacagi bir
doneme dogru
gtin de bizler, her ttirlu
nn
gitmekteyiz."
37
Rocker'm toplumsal yola cikar.
felseiesi
Kropoikin'in ogretilerinden
Modern anarsizmin sosyaiizm ve
liberalizm akimlan-
nin bir kavsak noktasi oldugunu ve "bir tur gonullu sosyaiizm" 38 Bu, insanhgm btitun sorunolarak gorulebilecegini one siirdti.
larmin cozumtinu garanti etmez, ancak Rocker, "toplumsal oruntukrin ve insanlarm icinde yasadtklan kosullarm sinirsiz bir mii3y Ozgurliik sadece mutlak kemmellige" ula^abilecegine inamr. imkana bir hedef oldugu igin degil, bu sureci gerceklestirebilecek
sahip oldugu icin de degerlidir. Rocker anarsizmi, "taraftarlarmm, iktisadi tekellerin ve topigindeki biitun baskici siyasal ve toplumsal
lum
kurumlann
kal-
dinlmasmi savunduklan" entelektuel bir akim olarak tammladi. Anarsistter, kapitalist iktisadi dtizenin yerine "kooperatif emek temelinde butiin tiretici guclerin ozgur birligi"ni gecireceklerd\.
w
Ote yanda Devlet,
"kitlesel
somurii ve toplumsal ayncahk-
larm savunucusu, ayncahkh siniflann ve kastlann ve yeni tekelve siyasal lerin yaraticisrdir. Rocker, insanhgm iktisadi sOmurii baskidan ancak anargizmin "dunya felsefesi" aracihgiyla mumkun olabikcek kurtulusunun, daha yuksek bir toplumsal kiilturun ve yeni bir insanhgm evrimi icin ilk ko?ul oldugu sonucuna vanr.
^*
Rocker anarko-sendikalizmi yirminci yuzyila en uygun anargizm formu olarak gordii. Siyasal mucadekyt reddetti, eunkti
insanlarm yararlandiklan butiin siyasal hak ve ozgurlukler iyi niyetinden degil, o insanlarm kendi gucunden
hukumetlerin
kaynaklamyordu. Anarko-sendikalistkr siyasal mucadeleye kargi 37
Age,
38
Anarchism and A arc ho-Syndi caiis in. Freedom Press, 1973,
39
Age,
40
Anardw- Syndicalism, Seeker
41
Age
s.
s.
s
88.
14-15.
29,33.
£r
Warburg, 1938,
s. 9.
s.
11.
Anar$izmin Tarihi
586
somurunun yam sira styasal baskiyla da savaancak mucadelenin yasama kurumlarmda degil, dogrudan eylemde, 6zellikle de grevlerle verilebilecegini dusiimirler. Mitidegildirler -iktisadi
sirlar-
larizme karsi olmasina ragmen Rocker bir ban? savunucusu dekararh insanlann kendi ozgurlukteri icin savasmalanni ge-
gildi;
rekli
goruyordu. toiler, "ancak hakim guclere karsi kesinlisiz haklanni alabilirler" diyordu.'12 Rocker, Ispan-
bir savas vererek
vol Devrimi'rtde anarsistteri, Franco ve askerlerine karsi verilen savasi savundu, Nazi Almanyasi'na karsi savasta da muttefikleri
Hayatmin sonuna dogru daha reformist bir tutum alancak kuciik bir cocukken buyiik anarsist dusuniirlerin yazilannda buldugu ozgiir loplum anlayisim asla kaybetmedi. destekledi. di,
42
Age,s. 110.
26 Mohandas Gandhi: Kibar Devrimci
Bu
ytizyilda Hindistan'da ortaya cikan
ger liberter dtisuniir hie kuskusuz
en onemli ve dikkate de-
Mohandas
Gandhi'dir.
Zaman
oldugunu soyledi, merkezi Devlet'e ve dogurdugu siddete daima karsi gikti. 1916'da yaptigt unlii bir ko-
zaman
bir tur anarsist
nusmada Hindistan'daki ken,
kendisinin
siddet yanhsi devrimcilerden soz eder-
anarsist
degil
olmayan]" bir anarsist oldugunu Cesitli Batili dtisiinurler
"farkli
Gandhi'mn kendine
felsefesinden guclu bigimde etkilendiler. ltinizdeki Kraliigi'm 1893'te
tiirden
[yani
terorist
ilan etti. 1
ozgii liberter
Tolstoy'un Tanri'mn
okuyan Gandhi siddete
karsi diren-
meme esinini bu kitaptan aldi, Ancak siddet ic.ermeyen dogrudan eylem konusunda kendi basanh teknigini gelistirmeye devam
etti.
1907'de bir Giiney Afrika hapisanesinde, kendi yak-
lasiminin Thoreau'nun Sivil Uaatsizlih denemesinde daha
ileri
diizeyde savunuidugunu gordii. Ruskin'den, bireyin iyiliginin
emek vererek yasamanin degeUnto This Lasdndan etkilendi ve
herkesin iyiliginde icerildigini ve rini
ogrendi. Ozetikle Ruskin'in
kitabi,
Sarvodaya, herkesin refahi bashgiyla cevirdi. Nihayet,
ozerk koy komunlerinden olusan ve merkezi olmayan topium Benates Hindu Universitesi'iide konusma, 6 $ubai I^Ki, M. K. Gandhi, 7hf Collects J Warksi<;inde, Government ol India. Delhi, 1964, X111, 214.
Anatiizmin Tatihi
588
anlaytsint Kropotkin'den esinlenerek gelistirdi.
ragmen, Gandhi'nin anarsizminin derinlikle-
Batili etkilere
rinde Hint fetsefesi yatar. Insani ahlaki
mukemmellige ve
bir varhk olarak tanimlayan
yeniden yorumlamaya
gini
normlan
icsellestirerek
ozdisipline ulasabilme yetenegine sahip ilahi
kadim Hindu calls it.
dinsel dusiince gelene-
Gandhi'nin btitun
siniflara ve
gruplara hitap etmesinin temelinde, butiin varhklann kozmtk birligine
duyulan metafizik inane yanyordu, Diinya gorujiinun
merkezinde, satya (dogruluk), karmayoga
(tarafsiz eylem aracthvamasratndharma (Hindu dogru cizgi yasasi) ve en onemlisi ahitma (kimseyi incitmeme ya da siddete basvisrmama) itkeleri yer ahyordu. Ancak Gandhi ogretisinin en devrimci yam, hig kuskusuz, bireysel ozgerceklestirim ilkesini bir toplumsal etik ilkesine donu§turdugu, toplumsal ve siyasal ahimsa yorumuydu. Gandhi ayni zamanda koy hayati, onak aile ve mutabakatla karar alma gibi geleneksel Hint degerleriyle ilgi-
giyla 02gercekk§tirim),
lendi. 2
Gandhi'nin yazilannda onun toplumsal felsefesine dair belirgin bir
me
acimlama aramak bosunadir. Teorisini, yasadigi deneyi-
gore degistirmeye hazirdi ve otobiyograhsine Dogrulukla Ya-
$adigim Deneyimler demekten cekinmedi. Olduk^a hacimli yaziacik bir ahlaki ve siyasal felsefe sistemi degil, daha cok
lariyla,
"varolussal bir dtisiince ve
eylem oriintusu"
Insanlan ikna etme cabast gosterdigi
kac basit
i?in,
temanm tekduze tekrarmdan
birakti, 3
Daha cok
yazilan esas olarak bir-
ibareuir.
Gandhi'nin bariscihginin ba^hca motifi dindir, ancak Gii-
ney Afrika'da Satyagraha dedigi ozgiil bir direnis yontemi (Hintfiskme yasasina karsi) gelistirdi, Gujarati'de terim "dogru -
lileri
nun yolundan aynlmamak" anlamina gelse de, Gandhi'nin dtlinde bu sozcuk siddet icermeyen bir tiir mucadele an la mini ta?iyordu. Tolstoy Devlet'i zaytflatmanin onunla
makla
dan
mumkun
aktif
olacagmi one surmustu. Gandhi
tutuma gecen ve siddet icermeyen
"Pasif direnis"i zayifm silaht olarak gordii,
okuma anlamina
gelen
nedenle Gandhi'nin
"sivil itaatsizlik"
stratejisi,
isbirligi ise pasif
yapmatutum-
direnisj vurguladi,
ancak ofkeli meydan
turunden sakmdi. Bu
beden giicuyle
degil
dogrunun gu-
cuyle savasmaya cahsan ve siddet icermeyen bir direni§ formuy2
Bkz. Geoffrey Oslergaard, "Indian Anarchism. The Sarvodaya Movement",
Anarchism Today,
3
s,
Woodcock, Gandhi,
150-1. s. 7.
589
Mohandas Gandhi KHhii Devrimci
bu
du. "Giinahkara degil gunaha kin cluy" ilkesini temel alan strateji,
dusmam
giye ugratmayt
zarar vermedeti ya da kin
amachyordu. Praiikic
ise
uyandirmadan
yenil-
klasik sendikalist grev
ama ayni zamanda polisi arkadan vurmanin demir yollanna yatmamn reddini gerektiriyordu. taktigini igeriyor,
ve
$iddetm her turlusiine karsi cikmasina ragmen Gandhi ashnda mutlak anlamda bir ban$ci degildi. Boer Savasi sirasinda Ingilizlerin safinda sedye tasiyicihgi yapti, hatta Ingifrz Ordusu'nda bir tur cavus olarak
hizmet verdi. Birinci Diinya Savasi'nda da
sedye tasiyicihgi yapti. Daima korkak olmaktansa savasmanm da-
ha
oldugunu dusimdu: "korkaklik
iyi
yapmak soz konusu oldugunda siddeti
tie
siddet arasvnda secim
tavsiye ederim" dedi. 4
Gandhi'nin liberter teoriye en onemli katkilanndan araclar
ile
amaglar arasindakt
ili§kiyi agikltga
biri
kavusturmasidir,
aynlmaz oldugunu vurguladi. Araciar sadece arac olarak
Ikisinin
gorulemezler; kendi amaclanni yaratirlar; onlar, olu$um halindeki amaclardir. 5 Dogru araclar uzerinde yogunlasirsak, istedigi-
miz sonuctar kendiliginden sahip
gine
ozgiir
takdirde, ozgur
olarak
toplumu uzak
gerceklefiirebiliriz.
yonetme yetenebu sekilde davrandigimiz
gelecektir, Kendini
insanlar
bir hedef olarak
gormez,
denle iktidann ele getirilmesini degil, gundelik hayatin ve lerin
fiilen
Gandhi'nin siddet icermeyen devrimi bu neiliski-
donusturulmesini gerektirir.
tzledigi yon tern asamah ve kademeli olmakla birlikte, Gandhi sadece Hindistan'daki lngiliz yonetitnine son vermek icin degil, geleneksel Hint toplumunu ve nihayet diinya toplumunu donusturmek icin mucadele eden bir devrimciydi, Uzun vadeli hedefi butun diinyada bir bans ve adalet ortami yaratmak, Ram Raj'i, yani Tann'nin yeryuzundeki kralligmi gerceklestirmekti. Bu amacla, kast sisteminin en kotu yonlerini ortadan kab
dtrmak ri
icin 1930'larda
surdurdiigu kampanyayi paryalann kade-
uzerinde yogunfa^arak derinlestirdi. Onlara bilincii olarak
Harijitrts
(Tann'nin Cooiklan) dedi ve kersdi tuvalelini temizle-
yerek, onlann bazi geleneksel islerini yaparak ornek olmaya ca-
Bu kampanya Gandhi'nin daha ejit ve kooperatif bir toplum yaratma arzusunun derinligini ortaya koydu. Kadinlan hsti.
4
Voting India (11 Agustos 1920).
5
Candi'nin dusuncesindeki bu yon itin Bkz. Joan V. Bond u rant,
Tltf
Conquesl
Ike Gandhian Philosophy of Conflict, Princeton University Press, Princeton, NJ, 1959; Oswrgaard, "Indian Anarchism", op. tit, s. 156.
i>j
V\o\cnce:
Anai^izmin Tarihi
590
"yuceltme" gabasmin
mesine
yam
sira, "geri kabileler"e
Kadinlann statu bakimindan
cali^ti.
esil,
hizmet goturiil-
ancak
islev ba-
kiminclan farkb olduklanm dusundii. Purdah'm kaldmlmasini
hakimiyetinden kurtulduklannda kadinlann
talep etti ve erkek
cinsel kisitlama uygulayabileceklerini
umdu.
Gandhi'nin, bilinen ismiyle "tnsa Prograim" sadece paryahgin sona erdirilmesini ve
komunal uzlasmayi
degil,
koy hayau-
nin yenilenmesini de kapsiyordu, 1944'ie beraberindekilere soyle
dedi;
Boylelikle koyliilerin kendilerine giivenmelerini, kendilerine ye-
olduklanm hissetmelerini ve kendi haklarma sahip cikmalari-
terli
programmda gergek
ni saglayabihrsiniz. Inja
mz
halinde, Hindistan'da sivil itatsizlik
yonetim) gergeklestirebilirsiniz.
bir
ba^an kazanma-
olmaksizm Swaraj
1
}
(6z-
ft
Gandhi'ye gore, merkezi olmayan bir ekonominin saglam temelleri uzerinde yeni bir toplum yaratmak mumkiindu. Bu ekono-
mide koyier kendi besin maddelerini
yetistirecekler ve yere! im-
kanlarla sanayii gelistireceklerdi. Tasra hatkim aldatan kentli du-
zenhazin
toplumun
yam
gogebe avcidan da kuskulanan Gandhi,
sira
ctftgiligi
yuksek
rektigini dtisundu, Esnaf bagnnsiz, toprak
hydi. Cocuklar
once
el
el
ideal
bir zanaat diizeyi ile birlestirmesi ge-
onu isleyene ait olmaokuma yazmadan
becerilerini gelisiirmek icin
zanaatlanyla ugra^mahdirlar. Onlar da herkes gibi, kendi
temel ihtiyaclarimn karsilanmasi
icin tarlada ya
da atolyede ca-
hsmah, kendi ekmeklerini kazanmahdirlar, Herkes
basit ve ken-
dine yeterli bir hayattan yararlanmahdir. Zanaati vurgulamasina ragmen Gandhi, teknolojik ilerleme-
Makine Kinci degiidi. Yaygin elektrik kullaniHer koyiin kendi ozerkligini saglamasi icin isiasyonuna sahip olmasi gerektigini diisundii, Az
ye karsi cikan bir
mma
karsi cikmadi.
kendi enerji
sayida merkezilestirilmis fabrika inciter tarafindan yonetilecek, eski sahipler fabrikanin
yonettm kurulunda yer alacaklardi.
Gandhi'nin Hberier duyarhgi sadece degil,
aym zainanda
de de
goruliir. Tolstoy gibi, o
Bkz Gandhi,
toplum taniminda
da Devlet'in yogunlasnus ve orgut-
lenmis siddeti temsil ettigini gayel 6
ideal
Devlet ve parlamenter demokrasi etestirisin-
J\\c Constructive
iyi
anlamisti.
Somuruyu
azall-
Programme, Navajivan, Ahmedabad, 1945.
Wl
Mohandas Gandhi: Kibar Devrimd
maya ve refahi saglamaya cahstigi zaman bile Dcvki gucunden korkuyordu, ciinku Devlet her uirlii ilerlemenin kokeninde yer alan bireyselligi tahrip ediyordu. Bunun yerine swunij'\ ya da ozyonetimi savundu. Bu yaklasim,
hukumet deneiiminden
ozgiir
"ister
olmak
yabanci
istcr ulusal
olsun
icin goslcrilen siirekti bir
gaba" anlamina geliyordu. 7 Gandhi'nin nihai idealine goturen
ilk
adim, toplurasal hayatm kendisini diizenledigi ve "devlet olmadtgi icin siyasal bir iktidann
da obnadrgi" aydinlannus bir anarsi
formu olacakti. 8 Gandhi bir gecis doneminde Devlet nosyonunu reddetmese de, yazdanndan, ona ozerk koylerden ofusan merkezsiz bir toplumda esgudumu saglayan bir aragtan baska bir anlam yuklemedigi anlasdmaktadtr. Kisinin ilgisi once komsulanna yonelse de, burada kaimayacakti: Hayat, zirvesinin tabam sayesinde ayakta git,
merkezinde bireyin yer alacagi sonsuz
durdugu bir
bir piramit de-
cevrim olacak; birey
koy ugruna, koy de koyler cevrimi ugruna kendisini feda etmeye daiina hazir olacaktir; line
gclene kadar
..
ta ki
butun, bireylerden olusan bir hayat ha-
Di?taki c^embei gijcunu ictekini
ezmek
icin
kitllanmayaeak, i^leki biitune guc vcrecek ve kendi giicunu de
oradan alacakisr.^
Gandhi, parlamento yerine, her koyun kendi geleneksel bes kisilik konseyi tarafindan yoneuldigi ve bolge konseyine temsilci dolayh demokrasi formu onerdi. Her bolge bolgesel konseye bir temsilci sececek. bolgesel konsey de ulusal konseyin tiyelerini segecekti. Ulusal konseyin, iletisim, enerji, madenler segtigi bir
vc diger kaynaklara
esgudum saglamak dtsinda pek
bir islevi ol-
mayacakti. Orduya gerek olmayacakti: Ulkenin isgal edilmesi ha-
bans tugaylan istilaciyi karsilayacak ve siddet kullanmadan ona karsi (;ikacakti. Polis sue isleyenleri kisitlamak igin kullanilabilecek, ancak onlan cezalandirmayacak ve hapisaneler linde
egitim merkezlerine donusturulecekti, Anlasmazhklar ler
mahkemegozum-
tarafindan degil komsular arasinda, hakemlik yoluyla
lenecekti,
Butun bunlara bakarak Gandhi'nm anarsist egilimlerrni 7
Woocicock, Giindhi,
8
Wiing India (2
9
Gandhi, Sat voAaya, Navajivan, Ahmedabad, 1^54,
s.
86.
Temmuz
1931). s.
70-1
ol-
Anar$izmin Tarihi
592
dugundan
fazla
degerlendirmemek
yan ideal devlet duzenli asta DevEet'in di, 10
demesine ragmen,
ve hukumetin derhal katdinlmasi igin cagri yapma-
Hindistan Ulusal Kongresi'nden
lerini
basvurma-
gerekir, "Jiddete
bir anarsj olacaktir"
pek az etkilemis
istifa
etmis ve
Ayn
olsa da, 1942'de
onun
siyaset-
Hindistan hareketini
Bagimsizhktan sonra, Hint hukumetini asla cepheden
baslatti.
ele§tinnedi.
Gandhi
son vermek isterken, muhaliflerinin
siyasal baskiya
cogu onun ahlaki baskisim
hissettiler,
Neredeyse Devlet yasalan-
nin bireyde icsellestirilmesini, boylece bireyin kendi kendisini
nirlamasmi istiyordu. Gorevin onemini yin
siirekli
toplumun refahina goniilden bagh ohnasi
si-
vurguladi ve bire-
icin cagri yapti,
Yasaklamaya yonelten guclu bir puriten ve basktci yonde vardi. Kati cinsel perhizi tavsiye etti. Bunu yapamayanlar, cinselligi haz icin degil sadece iiremek icin yasamahydilar. Onun top-
lumu
farkh dinlere hosgoruyle yaklasabilir, ancak kati ahlaki
kodlara uyulmasmi
ister. Gitney Afrika ve Hindistan'da kurdugu komunleri ya da ashram'lari bir patriyark gibi yonetii ve kutsal guru rolunu her zaman reddetmedi. Godwin gibi, o da yakin
dostluk ve sadakatin taralsiz adaletin taieplerine
iistiin
olduguna
inandi, ancak evrensel iyilige ili^kin kusurlu uygulamalan, kendi
kansini ve cocuklarim ihmal ettigine dair iddialara yol acu.
Gandhi her zaman demokratik egilimler tasimayan kendine ozgti bir iktidar anlayisini da biiincli olarak gelistirdi. "Jiddete
basvurmayan kisi," diyordu, "iktidan ele gecirmez. Hatta iktidan aramaz bile. Iktidar ona gelir." 11 Birinci Diinya Savasi'ndan sonra
Gandhi, esas olarak Hindistan Ulusal Kongresi
siddet icermeyen kolektif direnis eylemleri orgiitledi. yusii
bunlardan
biriydi.
Ne
araciligiyla
Tuz Yuru-
var ki 1932'den sonra giderek ahlaki
ve manevi gucunii muhaliflerine hisseuiren karizmatik bir onder
davranmaya basladi. Onemti bir satyagrahi olarak gittikce kapandi ve tek basina buyuk bir guc kullanarak baskalannin inisiyatif gehstirmelerini onledi. Aslmda kusku gotiirmeyen ictenligine ve acikhgina karsm, kullandigi ikna yontemi gibi
dis diinyaya
zaman zaman bir tiir ahlaki baski haline gelebiliyordu. Satyagraha ya da dogrunun gucu pratikte duraghara'ya, inadin gucune doniisebiliyordu. 12 Gandhi'nin sectigi taktik siyasal giicun karsi10
Ahnti, Woodcock, Gandhi,
11
Age,
s.
12
tkisi
arasmdaki ayrim icin Bki. Joan Bondurat, "Satragyaha versus Duragha-
s.
86,
90
W3
Mohandas Gandhi: Kibar Devrimci
sma ahlaki gucu cikarmaktir, ancak anarsist hctlcf simuiuia iktidan tamamen parcalamak ve dagitmaktir. Patriyark Gandhi kendi asfiram'lannin bir
ozydnetim topluluklan haline ^clmcsini
tutumla nasd onlediyse,
Hindistan'in
en
ni)lii
inatci
uulyagra-
m'sinin verdigi ornek de liberter bir esitler harcketinin gelismesini onledi.
Bununla
birlikte
Gandhi
siyasal iktidan hayatintn
kadar derin bir kuskuyla karsiladi.
tngitiz
sonuna
yonetiminin cekilmesi
halinde Hindistan'in ne olacagi kendtsine soruldugunda, su karsihgi verdi: "Hindistan'i
Tann'ya birakimz. Inanch insanlar coga-
hrsa, anarsiye birakimz." Hindistan'in
bagimsizhgmdan sonra,
bagimsizhk hareketinde kendisini izleyenlere siyasete girmemelerini onerdi; gorevleri iktidan
mekti Oitimunden lerini
"iktidar
hemen
almaksizin siyaseti bicimlendir-
once, kendi Kongre Partisi'nin onder-
ugruna beyhude
cans, malar "dan
kaemmaya
orgiitlerini "toplumsal, ahlaki ve iktisadi ozgurliigu icin ozellikle
eden
bir
ve
kazanmak
koylerde yapici faaliyetle ugrasan, ulusa hizmet
organ"a doniisturmeye zorladi. 13 Bu tavsiyenin sagir
kulaklara ulasmadigini ve "siyasal mirascisi" Pandit Nehru'nun,
Hindu'lar
ile
Muslumanlar arasinda
gittikce
tirmanan siddetin
orta yerinde Hindistan Devleti'ni merkeziyetten kurtaramadigini
ve dagitamadigini soylemeye gerek yok.
Buyiik bir ba§an kazanan oruc eylemiyle Gandhi siyasal ve dinsel hizipleri birlestirmeye cahsti.
Muazzam
prestijine ragmen,
savasci fraksiyonlan birle§tirmeyi basaramadi.
Winston Churc-
imparatorlugun diz cokmesini sag-
hill'in
"yan ciplak
Jamis,
ancak somurge yonetiminin dizginledigi siddet tutkulan-
fakir"i bir
na son vermeyi basaramami^ti. Ocak 1948'de bir Hindu iin
tara-
dan vurulduktan sonra, bes parasi olmayan anarsist ve bans-
cinin cenazesi, aralannda bir tngiliz generalinin de
bulundugu
askeri yetkililerin orgutledigi dev bir hiikumel gosterisi haline geldi. Bu,
karmasik hayatimn son
Gandhi setci olarak
ra",
ironisiydi.
bir keresinde kendisini azi2
olmaya calisan
bir siya-
tammladi. Hindistan'i somurge yonetiminden kur-
G. Ramachandran ve T. K. Mahadevan, der. Gandfii-His Relevant e jot
our Times (Bombay: Bharatiya Vidya Bhavan, 1964) ve Joan Bondurant'tn Conquest of Vtolmte'uun yeni basimma Giri^, Princton 'University Press, Princeton, NJ, 1988.
13
Woodcock, Gandhi,
s.
95.
Anar$izmin Tarihi
594
tarmaya cahsirken, uzla§malara ve gecici bir siyasetciydi.
Oyle de
olsa,
ittifaklara haztr pratik
George Orwell'in gozlemledigi
gibi,
sadece ruhsal guciiyle imparatorluklan sarsmayi basardt ve "cagimizin oteki siyasal figurleriyle kiyaslandiginda, ardinda temiz bir
koku birakmayi
basardi." H
Gandhi, Mahatma, yani ogretmen
unvanini benimsedi, ancak bir keresinde soyle dedi: "'Gandhizm' diye bir gey yoktur ve
arkamda
bir
mezhep birakmak
istemiyo-
rum." 15 Kendi yolunu izlemekle yetindi. Ancak Hindistan'da siddete te
digi, di.
basvurmama
buyuk
bir etki yaratmistir. §idde-
etkin bir direnis araci olmakla kalma-
toplumun bansci donusiimunu de saglayabilecegi kamtlan-
Bireyin ve bireylerden olusan bir grubun,
giice
muazzam
bir ahlaki
dayanarak ornek olmasi halinde, siyasal otoriteyi kokiin-
den sarsabilecegi sal
teknikleri
basvurmamanm sadece
bile
onun dogrulugu ve
"Gandhici"lerin sayisi cok fazla degilken,
gdruldti.
Gandhi, Ban' da Hindistan'in bagimstzltgim amaclayan ulubir onder olarak gorulmustur. 16 Bansciltgin anarsizmle bir
araya geurilmesinde de
modern
etkili
oldu. 1930'dan sonra Gandhi'nin
benimsemeye basladtgi iddia edilmisse de, bazi belirsiz ifadeler disinda bu gorusu destekleyecek pek az bulgu vardir. L7 Tarn aksine, Gandhi belirgin bir Hint damgasi ta§isa da, sonnna kadar anarsist olarak kaldi, cunkii Devlet'in insanhgin Devlet'i
ahlaki ve ruhsal dogasiyla bagdasmadigina inamyordu. Devlet'in
uzun sure varhgmi surdurecegini dusundiiyse de, "aydmlanmis anarsi" her zaman onun ideali oldu. En on em list, Devlet'in 6rgutlii §iddeti mesrulastirmak icin kurulmus bir yapi degil, kendi yurttaslari olan bir icsel iliskiler sebekesinden ibaret oldiagunu
savundu.
Onu
"ytkmak"
asla yeterli olmayacakti;
o ancak kendi
yok
Gandhi'nin en
benliklerimizin ortadan kalkis.iyla
olacakli.
onemli ve kahci icgorusu budur. Yasadigi sure icinde Gandhi'nin
fikirleri,
Batt'da Richard
11
George Orwell, "Reflections on Gandhi", The Collected Essays,
15
Alinti, Ostergaard, "Indian
16
Bkz. Ostergaard, "Resisting the Nation-State: The Pacifist and Anarchist
Anarchism", up d(,
Traditions", The Noli on-State
The Dormalion
s
oj
s.
459-60.
148.
Modern
Politics, der,
Leo-
nard Tivey. Martin Robertson, Oxford, 1981,5, 191. 17
Bkz. Bhikhu Parekh, Gandhi's Political Philosophy, Macmillan, 1896.
Gan-
di'nin son una kadar bir anarsist olarak kaldtgina iliskin gorusler icin Bkz.
Ostergaard' j n Parekh degerlendirmesi, Bulletin of Anarchist Research 19, Aralik 1989, 22.3.
Mohandas
Gfltidhi:
>05
Kibar Devi imd
($iddet iccritu-yni yk'tnin Gregg'in The Power of Non-Vioknce'i anai^iM Ban de gibi kitaplarla tanindi. Hollandah I
Gucu, 1935)
Follti, H> J7) anarThe Conquest of Vmlence'mda (Siddetin diycrek ityardt azahr" devrim sist yoldaslanm, "siddet amikca ahlaki cagrtyapligi icin l ve Gandhi'nin siddete basvu ml mamas siddet uyguladiklan grevlerde sendikalistlerin, ozellikle genel
Ligt,
yi,
1950'lerde
birlestirdi. icermeyen dogrudan eylem yontemleriyle silahsizlanma nukleer ve Sol ve 1960'larda anarko-pasifizm Yeni
ve altmislartn sonuna tlogru, atlantik bir sure icin, siddet icermeotesi gericiligin baslamastndan once, goruldu. bir devrimin mumkiin olabilecegi
kampanyalannda one yen
ciktt
BOLUM
BE$
Eylemde Anar§izm
<&
Anar$i duzendir: hukumet
ii;
savajtir.
ANSELME BELLEGARRtQUE
w Devrimci iktidai diye
fcir
$ey yohtuv, f unku hey tiXriu ihtidar dogctsi geregi gencldlr,
CONFEDERACJlON NACIONAL DEL TRABAjO (ISPANYA)
& Siddet biiyuditky.'., dcvrim zaytflar.
BARTDEUGT
Hayat, zirvesinin tabctm sayesinde ayakta durdugu bir piramit degil, merkezinde bireyin yev alacagi sofisus bir ^evrim olacaktir.
MOHANDAS GANDHI
27 Fransa
Fransa pek cok bakmidan tarihsel anarsisi hareketin be$igi oldu. Hareketin tohumlan Fransa Devrimi sirasinda enragt'ler (kudurmuslar) taradndan
atildi
ve 1840'larda
isciler
arasinda gelismeye
Proudhon ilc orgiitly anarsist hababasim ortaya cikardi. Proudhon sadece on dokuzuncu
ba^ladi, Fransa, Pierre-Joseph
reketin
yuzyilm
ikinci
yansinda gelisen anar$izm tOrlerinin
degil, Birinci
Uluslararasi tsci Birligi'rtin kurulusuna kaikrda bulunan karsthk-
de esin kaynagi oldu. Yuzyilm sonuna dogru Fransa, Sembolizm ve Post-Empresyonizm yazarlan ve sanatcdan arasinda anarsizmin buyiik imgesel gelisiminin yam sira, eylemli (.erorist " propaganda" mn en kotii orneklerine de tamk oldu. Ayni zamanda, anarsizmin en yapici formlanndan birinin, anarko-senci iscilerin
dikalizmin besigi oldu. Liberter nih, "Ne istiyorsan
onu yap" dusturumi
saygisiz Rabelais ve goniillu kulluga dair icgorulerini
icai
eden
sunan
la
Boetie'den beri Fransa'da guclu olmustu. Foigny ve Fenelon'un antiotoriter utopyalarmi, Morelly, Meslier, Diderot ve
Rousseau
gibi/ilo^o/Win yakici elegurileri izlemi$ti. Onlar, kuskusuz Fransiz
Devrimi'nde en ytiksek noktaya ulasan hosnutsuzlugu atesle-
diler.
Fransiz Devrimi, Sol'da
on dokuzuncu yuzyilda surdurule-
Anarsizmin Tarihi
600
cek pek cok tartisma ve miicadelenin baglamini otusturur. Liberterler ile federalistler ve otoriterler ile merkezciler arasinda basindan itibaren bir mucadele oldu. Insanin mukemmelligine, 6zgur ve sinifsiz toplum imkanina, otoriter JakobenLerin elinde idamint beklerken bile inanmaya
devam eden Condorcet, dikkadeger bir mutualite (kar^ihkgihk), yani btitun isciler arasinda genis bir karsihkh yardimla§ma birligi onerdi. Ihmh Jirondenler te
de Fransa'yi Jakoben Paris'ten kurtarmak icin bir federalizm
munu
for-
savundular.
Paris'in secimler icin idari olarak orgiitlendigi "bolge" ya da
"seksi yon 'larda 1
daha devrimci ve kendiliginden bir federalizm Komunu bu olusumlardan kaynaklandi. Pek cok popiiler dernek ve devrimci komite ortaya cikti ve kisa sure formu
geli§ti. Paris
icinde Jakobenlerin hakimiyetindeki seksiyonlanrt yerini aldi.
Ancak
tek bastna yasa cikarmasi ve yonetmesi istenen komiin,
bir tur federalist
dogrudan demokrasi
ttiru
olmaya devam
etti.
Karsdikcihk ve federalizm daha sonra Proudhon'un ikili dayanagi olmakla kalmadi, Kropotkin de anarsizm ilkelerinin Fransiz
Devrimi'nden koklendigini kabul
etti.
1
Anarsist terimi o donemde olumsuz anlamda da kullanddi. Bu olumsuz anlam, anarsizmin muhalifleri tarafindan liberterlere ve otoriceryenlere de re'de faydaci filozof FtiHacies'te
aynm
gozetmeksizin uygulandi, Ingike-
Jeremy Bentham devrim
karsiti Anarchical (Anarsik Yandtmacalar, 1791) Fransiz Haklar Dekle-
rasyonu'na saldirdt. Bunun, tek bir efendiden olusan eski tiranin yerine kolektif anarsinin yeni tiranim gecirecegini one surdii.Ja-
kobenler sans
culotles'lara
(baldin ciplaklar) anarsist dediler ve
onlara da Direktuvar tarafindan anarsist denildi. 1793 bahar ve yaz aylannda sokaktan ele geciren devrimci sans-culotte ceteleri
Jirondenlerin yikdmasina ve Jakoben diktatorlugiin kurulmasina
yardimct olduklan icin tarn anlamiyla anarsist sayilmadilar. Robespierre iktidara gectikten sonra, daha once amacina
ulasmak
icin kullartdigi Sol'dakilere
saldirmak icin anarsizm soz-
ctigune basvurdu. Anarsizm sozcugu gurur verici bicimde de kullanddi: Eylul 1793'te Beaucaire Sans-Culotte'fon
yon'a
su
lotte'lanz; ...
1
bilgiyi
verdiler:
"Bizler
Konvansi-
yoksul ve erdemli sanscu-
zanaatkarlar ve koyluterden olusan bir birlik kurduk
dostlanmizin kim oldugunu biliyoruz: Bizleri ruhbandan ve Bkz. Kropotkin, The Great French Revolution. Heinemann, 1909.
601
Ittttf.it
soylulardan, feodal sistemden kunaranlar sist dedikleri,
...
aristokratlarin anar-
kavgact unsurlai, Marat yanhlan." 2 1789'da dev-
rim cagnsi yapan "halk, soylulugun boyundurugunu kirmistir; boyundurugunu da kiracaktir" diyen kisi, hie
servet sahiplerinin
kuskusuz Marat
idi.
Ne
var ki Marat pratikte
asm
otoriterlikten
yanaydi. 1795'te Direktuvar, otoriter Jakobenlere "anarsist"
demeye
ba§ladiginda, terimin esnek anlami yanhs anlamalara yol acacak sekilde cesitlendi.
Direktuvar "anarsistler" semirenleri, yasalara
ile
sue isleyenleri, kan ddkenleri, talanla
dusman olanlan kastediyordu. Bu
kisiler
hu-
kumet tammiyor, yoneulemiyor, ozgurluk vaaz ederken despotluk ediyor, kardeslikten soz ederken kendi kardesierini bogazhyorlar-
Bununla
birlikte,
sadece pratikte degil, teoride de karakteristik
bicimde anarsist sonuciara varan popiiler onderler vardi. Bunlar, ozellikle parlamenter siyasetlert reddeden, dogrudan eylemi sa-
vunan ve
iktisadi
ciler hareketi
den
reform yapmayi amaclayan gevsek bir devrim-
olan enmgtTler arasinda yer ahyorlardi, Onderlerin-
Anacharsis Clootz adinda biriydi. Jironden Brissot,
biri
1793'te trirage'lerin ezilmesi icin
Uygulanmayan yan
ihlali, let;
yasalar, zor
yetkililer, cezasiz
cagn yaptigi zaman, soyle dedi:
kullanamayan, adam yerine konulma-
kalan sue, mala tecavuz, birey guvenliginin
halkm ahlaki yozlasmasi, ne anayasa, ne hukumet, ne ada-
biitun bunlar anarsizmin ozellikleridir.''
Bireyin giivenligi ve halkin ahlakina yapdan gondermeler bir ya-
bu tanimlamadaki bazi unsurlar dogroydu. Enrage'lerin §efi, Komun'un Genel Konsey uyesi olan bir tasra papazi, Jacques Roux idi. Giyotine gotiiriilen krahn omin-
na,
de yuriimesiyle, kalabahklan dukkanlardaki mallann yagmalan-
masi gibi dogrudan eylem bicimlerine yoneltmesiyle hauriamyordu, Ayni 2
zamanda
siyasal ozgurliik ile iktisadi esitlik ara-
Almtj, Albert Soboul, Lcs Sanj-Culolfts parisktis en VAn 411.
5
A)imi,
4
Age
Woodcock, Anarchism,
s.
8-9.
II,
Paris, 1958,
s.
Anar$izmin Tarihi
602 sinda baglanti kyran
ilk
ger simf insani cezadan
kisilerden biriydi: "Bir smif insan bir di-
muaf
tutularak ac birakabiliyorsa, ozgur-
luk bos bir hayalden baska sey degildir. Zengin
adam kendi tekeolumumi
aracihgiyla kendi insanlartnin yasama hakkini ve
ti
belirleyebiliyorsa, dir." 5
ozgurluk bos bir hayalden baska bir sey degil-
Jakobenler onu, halka, "her
dir" dedigi icin sucjadtlar.
ttirlu
hukumet yasaklanmali-
mahkum
Tutuklandi ve olume
ancak Jakobenler'in zafer duygulartm onlemek
edildi;
icin intihar etti.
ragmen Roux, tipki Marat gibi asm olmaya devam etti. Fransiz Devrimi sirasinda anarsizme en yakin kisi Jean Varlet idi. Seksiyon'un mutlak egemenligini savundu. Teror doneminde hapse atildi, ancak L'Explosion bashkh bir eser vererekjakoben diktatorlugiine saldiracak kadar yasadi: Biittin liberter goruslerine
otoriterlik yanhsi
Devrimci hukumet toplumsal bir ucube, Makyavelizm'in bir baseseridir. Akilci bir
Hne
varhk
icin
hukumet
ve devrim, iiisanlar kendile-
karsi slirekli bir ayaklatima halinde
si Icilerini
okarmak
olmadiklan ve kendi
istemedikleri stirece, birbiriyle
tern-
bagdasmayan
bir saemaliktan ibarettir. 6
Bu
eser kita Avrupasinda goriilen en erken anar§ist manifesto
olarak gortilebilir. Enrage'lere destek veren Gracchius Babeuf 1796'da Conspiration
ties
tgaux (Esitlerin Komplosu) basjikh eseriyle Direktu-
cahsti. Mukemmel esitlik istiyor, toplumdaki hastahklann bashca kaynagt otarak gordiigu ozel mulkiyete saldinyor ve her seyde ortak payla$ima inamyordu, Kropotkin, Bavar'i
devirmeye
beuf'un komplosundan 1866'da kurulan Uluslararasi gi'ne
kadar uzanan diiz
bir hat gordu. 7
Isci Birli-
Ancak Babeuf
as la Varlet
otmadi, ctinku kendi "Esitler Cumhuriyeti"ni devrimci diktatorlukle yonetecek bir Devlet istiyor-
gibi bir anarsist
kurmak
icin
du.
Kendisine gi
bilincli
ve kiskirttci bicimde anarsist diyen
Fransiz diisunur Pierre-Joseph
Proudhon
oldu.
O
ilk ki-
tumturakli
"Nesin sen?" sorusunu, 1840'ta yazdigi Miilkiytl Nedir?'dt kusSans-CuhMes parit'iaa en
5
Alinti, Soboul, Les
6
Alinti, Alain Sergetu s,
7
f'An U,
s.
459
ve Claude Harmel, Histoire de \'anarch\e,
59.
Kropotkin, The Great French Revolution, op.
cit, s.
580.
Paris,
1949,
603
kuya yer birakmayacak bicimde Ben
yanilladi.
bir anarsistim.
"Anhyorum, hiikumeti hicvediyorsunuz." Hie de size...
degil.
Ozerinde dusunuluiiis ve ciddi inancimi
Giiclu bir diizen yanhsi
olmama ragmen,
itiraf
ettim
sozctlgun tam an-
8 lamiyla bir anarsistim ben.
Anarsi sozcugxintin Grek^e'den Uiredigini bilen Proudhon, insanin insan tarafindan yonetilmesini zulum olarak goriip reddetti ve toplumun en yuksek mukemmelLige diizen ve anarsinin birliginde ulastigini belirtti: "lnsanm esitlikte adalet aramasi gibi,
toplum da anarside diizen
nen bu yaklastmin derin lumsal
arar." 9 Ilk bakista
bir
paradoks gibi
gorii-
anlami vardi: Dogal duzeni ve top-
uyumu ancak yapay hukumeti olmayan toplum
gercek-
lestirebilir.
Proudhon
"anar§i"
sozcugunu
geneliikle etimolojik anlami-
vurgulayarak kullandi. Anarsiyi sadece "tam bir ozgiirluk durumu" olarak tanimlamadi; "diizenle esanlamh olan mutlak 6zni
gurlugii"
kastediyordu. 10
Anarsi
sozcuguniin
zaman zaman
terimin olumsuz anlamiyla kanstinldtgini, miilkiyet ve somiiriiyle, "Sanayi lmparatorlugu"nun tam la ssez-fai re' iyle bir tutuldugunu, hatta bu sozcukle "ticari kapitalizm anar5isi"nin ve 11 Hayatinin sonuna "anarsik kapitalizm"in kastedildigini ekledi.
dogru daha lhmh oldu ve kendisine anarsistten cok
"federalist"
demeyi tercih etti, Emegin iirmtlerinin karsihkh miibadelesini savunan taraftarlan, kendilerine anarsist degil kargihkci dediler.
Ne
var ki Bakunin, anarsizmi, "buytik olcude geligtirilen ve asirt
sonu^lanna
itilen
Proudhonizm" olarak betimledi, 12
Proudhon, Fransa'nin en etkin anarsist dusiinuru olsa da, lek degildi. 1848 Devrimi sirasinda Anselme Bellegarrique denilen ve hakkinda fazla bilgi olmayan bir devrimci, Proudhon'dan
tamamen bagimsiz tir"
sloganini
atli.
olarak, "Anarsi diizendir;
hukumet
ic
savas-
Orta Amerika'da kaybolmadan once, 1850'de
L'Anarchk ve Journal
de,
Vordre bashkli iki
8
Selected Writings of Pleae-joseph Proudhon,
9
Age,
s
89.
10
Age,
s.
92,95.
11
Age,
s.
B4,
12
Bakunin, Ouvres, IV, 252.
166, 168,182,
s.
88.
yaym
cikardi ve Stir-
Anar$izmin Tarihi
604
egoizm formunu, hiikumeti ve ordulan olmayan komun tebir ozgiir toplum anlayisi ile birle§tirdi. Hekim Ernest Coeurderoy ve decerned Joseph Dejacque de 1848 devrimine kanerci
melinde tildilar.
Basansizltk ve siirgun acisi onlan kryameti andiran bir
siddeti ve barbarhgi yiicehmeye yonelttt. "Biz anarsist devrimciler," riz,
diyordu Coeurderoy, "ancak insan tufaninda umut bulabili-
ancak kaosta umut
bulabiliriz, genel bir savastan
baska ba§-
vurabilecegimiz hicbir sey yoktur." 1J
Dejacque,
New
York'ta 1858'den 1861'e kadar Le Libertaire,
journal du Mouvement'i cikardi. La Question Revolutionnairc'dz
(1854) "kriminal araclarla uygarhga karsi savas"i ve gizli dernekieri savundu. L'Humanisphere' de utopyaci hayal gucu sinir tanimadi. Bir zamanlar tanrdara atfedilen "bilim asasi" artik insanin elindeydi. "Anarsi parlamentosu"nda herkesin kendi temsilcisi vardi,
14
Dejacque'nin
"insan kureleri"
Fourier'nin
"falanster-
andinr ve tam ozgurtuk ilkesini Lemel abrken, ayni kati plan lama a nl ay is mi yansitir. ler'ini
Bir hareket olarak anarsizm,
ancak 1860'larda hiz kazanma-
ya basladi ve esas olarak Proudhon'un karsihkcihgi ve De pacity politique des classes ouvrieres'dt
la
Ca-
(Emekci Siniflann Siyasal
Kapasitesi Ozerine, 1865) ifade ettigi fikirlerden esinlertdi. Isxi birlikleri
ve karsihkh kredi tasanlan izlenmesi gereken bashca
yol olarak goruldu. 1860'larm
sonuna dogru Eugene Varlin ve
Benoit Malon gibi adamlar, Birinci Enternasyonal'in Fransiz sek-
siyonlannda, vurgunun, karsilikciliktan Bakuninci kolektivizme
kaymasma yardimci oldular, "Komun'un Fransa'nin butiin bolgelerini kapsayan mmtak 6zerkligi"ni ilan eden 1871 Paris Komvinu, teoride Proudhoncu bir federalizm forrmmu savundu. Pratikte ise
kamu
hizmederini siirdurmek, Komun'un varhgini
savunmak di$mda pek
bir §ey yapilamadi.
Kanh
olaylar sirasin-
da, anarsistlerden Varlin vuruldu, Louise Michel zoruniu ikamete
mecbur tutuldu ve
Elisee Reclus hapsedildi. 15
Enternasyonal icindeki antiotoriterler, Komun'u
federalist,
Devlet karsiti fikirlerin kendiliginden ifadesi olarak gordiiler. Woodcock, Anarchism,
13
Alimi,
14
L'H u
15
Bki. Avrich, "The Paris
an ispfc are
ilk
s.
261-2.
kez Lc Libeilarrc'de dizi olarak yaymilandi; daha sonra
1899'da Sebastian Faure taraftndan basddi.
Commune
and
its
Legacy", Anarchist Portraits,
229-39. Michel icin Bkz. Edith Thomas, Louise Michel,
ams, Black Rose Books, Momreal, 1960.
<;ev.
s,
Penelope Willi-
605
I'lttHMl
Komiin, onlarin, devrim sonrasi (oplumun Komtinal yeniden insasi icin one surdiikleri goruskri gticlendirdi. 1872'de Jura Federasyonu'nun Federal Komilesi'nde sosyalist hareketin en onemli konusu
Commune
libre
de Volkstaat [Ozgiir
Komun
ve
Halk DevleU] arasinda segim yapmakti. 1875'te Komiin giderek bir mit haline geldi. Le R^voJit'nin
1
da soyle deniyordu: "Ozgiir Paris
tarihli sayisin-
anarsist programini
modern zamanlarda proletaryanin
birlikte, ilk
Kasim 1879
Komunu'nun kurulmasiyla
kez pratikte formullendiren kinder, otoriterlikten yana ola-
mazlar."
Komiin'den sonra on yd kadar Fransa'da
biittin anarsist ve
sosyalist faaliyetler yasaklandi. Isvicre'deki Jura, Enternasyonal
Genel Konseyi'ne ve olusum halindeki Avrupa anarsht hareketinin cektrdegine muhalefetin yeni merkezi haline geldi. Hareketin onderi James Guillaume, Paris Komunu ve Proudhon'un verdigi
an lam da lederalizmin her sey den once ulusun ve Devlet' in
inkan anlamina geldigini one
surdii:
Artik Devlet yok, arttk gruplardart itsttin olan ve kendi otoritesini
onlara dayatan merkezi ikiidar yok; sadece gruplar federasyonun-
dan kaynaklanan tik varhgini
kolektlf gug var... Ulusal ve merkezi Devlet, ar-
surdurmuyor; Komunler tam
bir bagimsiziik icinde-
16 dirler ve gercek anarsi vardir.
Montpellier Universitesi tip okulu
mezunu
Paul Brousse 1873'te
Jura Federasyonu'na katddi ve anarsizme bilimsel bir temel ka-
zandtrmaya ve onu daha militan bir yaptya kavu^turmaya cah$ti. Ikinci Imparatorluk sona erdiginde Cumhuriyetci muhalefetin
yamnda yer almisti. Ancak Enternasyonal'e katddiktan sonra, bir Marx ve Genel Konsey dusmani haline gelerek antiotoriter kanatta onemli bir rol oynadi. 1872'de Enternasyonal'in Montpelli-
Bakuninci goruslerin etkisine iyice kapildigi ve 1873'te Barselona'da yasanan bir ayaklanmaya
er
seksiyonundan ihrac
edildi.
katildtgi tspanya'da siirgun olarak gecirdigi kisa bir
dindan
Kropotkin, Isvicre'de Brousse kinligi
16
donemin
ar-
Isvicre'ye hareket etti.
mukemmel,
Ahnti, C, Rihs, La
1955,
s.
260-1.
ile tani^ti
gurultucii, keskin,
Commune
ve onu "zihinsel et-
canh ve her
de Paris: structure
ct ses
fikri
geomet-
doctrines, Cenevre,
Anarsizmin Tarihi
606
manttkla nihai sonuclanna kadar gelistirmeye hazir gen?
rik bir
doktor" olarak betimledi. Brousse, 1874'te Enternasyonal'in Berne Kongresi'nde Ma la testa ve Cafiero'nun, devrimin lafla debir
eyletnle yapilacagma dair goruslerini isitmisti.
gil
Rus ve Ualyan
anarsistlerinin §iddetini birlestiren Brousse, "eylem yoluyla pro-
paganda"nin onde giden savunucusu oldu. Bu gorusler Brouslhmh James Guillaume ile catismasina neden oldu. 17 Ba-
se'nin
kunin'in
1876'da
Reclus
birlikte
tie
Aym
yil
Bern'deki
cenaze
Guillaume ve
toreninde
konusma yapacak kadar onemli
bir kisi oldu.
icinde Brousse, Die Arbeiter-Zeitung'u cikardi ve da-
ha sonra La Chaux-de-Fonds'tan L'Avant-Gardc'i cikarmaya bas-
Bu ikinci yayin organi, "Kolektivizm, Anarsi ve Ozgur Fede-
ladt.
rasyon" bashgi altinda, her ihtiyac ve cikar cevresinde olusan
gruplann sozlesme ve ozgur federasyonunu
mun
tern el a Ian bir toplu-
Devlet'in yerine gecirilmesi icin cagnda bulundu. Gazete-
straceji asm siddet yanhsiydi ve ayaklanma yoKomun'un kurulmasini istiyordu: "Oy sandigmi birakmak, insanlari barikatlara yoneltmek ve bunun icin orgullenmek gerekir." 18 Ana slogan soyleydi: "Halk, var gucunle ayaklan!/ Isgi,
nin savundugu luyla
makineye
el
koy!/ Koylii, topraga
el
koy!"
Brousse en aktif anarsist orgutcu ve militanlardan biri olduktan sonra 1880'de Fransa'ya dondu ve sosyatistlere katilarak, is
yasalan ve belediye siyasetleriyle iyilesmeler saglamayi amacla-
yan reformist "olanakgilik" doktrinini
gelisiirdi.
1883'te "Ideal,"
diye yazdi, "farkh praiik evrelere bolundii; hedefimize miimkun olan en kisa surede ulasmahyiz." 1 ^ Brousset, 1880'lerde Fran-
sa'nm en kurdu.
giiclu sosyalist orgutu haline gelen
Anarsist 1880'lerin bile si"
17
hareket sosyalizm
basma kadar
icinde
fark edilmedi,
ayn
1876
Olanakci bir
Parti' yi
akim olarak
gibi gee. bir tarihte
James Guillaume, jura Federasyonu'nda "anarsist" ve "anarolumsuz bir fikri ifade eitigini ve "endise
terimlerinin sadece
Kropotkin, Memoirs of a Revolutionist, s. 393, Brousse'nin "La propaganda par le fait" baslikli makalesi ilk kez 5 Agustos 1877'de, Guillaume 'un yok-
lugunda gecki olarak editodiigunu yapugi
Bulletin de la Ftdtration Jutassi-
enne'de yayimlandi.
18
Alinti,
David Stafford, From Anarchism
cal Activities oj Paul Brousse
to
Reformism:
A Study
oj the Politi
(1870-90), Weidenfeld and Nicolson, 1971,
108.
19
Alinti, Avrich, its, s.
245.
"Paul Brousse:
The
Possibilist Anarchist", Anarchist Portra-
607
f irtrtsn
verici belirsizlikler"e yol actigmi soyleyerek sikayet ediyordu.^
Ne
var ki Elisee Reclus, terimin kotu sohreiinin dikkatleri ceke-
rek
bu
O
kisilerin
davasma yardimei oldugunu one
sirada Federasyon kolektivizmden
du.
Anarko-komunizmi
bir
Franstz,
Francois
ilk kez,
manueh
komunizme
kayiyor-
Cenevre'de siirgunde yasayan
Dumartheray
1876'da Aux Travailleurs
sivrdu. 21
ifade
etti,
Dumartheray
partisans de Vaction politique' le,
Eylemin Emekci Partizanlan) daha once hie ele ahnmayan bu konuya iliskin bir brosuriin yayimlandigim duyurdu. Ekim 1876'da Ualyan Federasyonu, Floransa kongresinde (Siyasal
anarko-komunizmi benimsedi. Malatesta ve Cafiero, Isvicre'ye giderek yoldaslanna konuya iliskin bilgi verdiler. 1876'da Guillaume idee sur {'organisation sociale (Toplumsal Orgutlenme Diisuncesi) bashkli brosurtinde, devrimden sonra servetin bolu^tiirulecegini ve tuketimi kan bicimde ise gore duzenlemeye gerek kalmayacagmi one surdii. Kropotkin, I889'a kadar bu doktrin hakkmda hicbir sey bilmedigini iddia etti, ancak bu doktrin, bir sonraki yil La Chaux-de-Fonds'da toplanan Jura Federasyonu Kongresi'nde Kropotkin'in tsranyla resmen kabul edildi, 1881'de Fransa'da siyasal faaliyetlere getirilen kisitlamalann kaldinlmasiyla birlikte anarsizm
ilk
kez saptanabilir bir hareket
olarak tanindi. 22 Dikkate deger bir eylemciler grubu olu^turuldu. La Rtvolte ve Les
Temps Nouveaux'yu tikaran ayakkabicijean
Grave yetenekli ve yorulmaz
bir propagandist idi.
Emile Pouget
kufiirbaz Le Pere Peinard'i ^ikardi ve anarko-sendikalizmin onde
giden savunuculanndan
Faure
bir
dizi
1950'lere kadar
biri oldu.
brosiirte
anarsist
Eski Cizvit vaazci Sebastian teoriyi
yayma devam eden Le
populerlegtirdi
Libertaire'i
ve
1899'da kur-
du. Kropotkin'in o sirada Fransa'daki varhgi harekete
buyuk
bir
onde giden yayin organ la nnda, ozellikle Le Revolti ve onu izleyen La Revolte'dc yazdar yazdi. Kropotkin'in yazilannm cogu ilk kez Fransizca yayimlandi. Cografya uzmani Elisee Reclus kendisine ail bilgiterin anarsist davamn desteklenmesi icin kullandmasi konusunda hicbir vicdan azabi duymadi. Kardesi Elie de, Les PrimMf (likelier. esin kaynagi oldu ve
Mavis 1876).
20
Bulletin de la Fide ration Jurassi en ne (30 Nisan, 7
21
"A Propos de l'anarcrrie". Le Trcwaillcur ("jubat-Man 1878). Bk2. Peter Marshall, "The Principal Conceptions nf the Stale held by the
22
Elisie Reclus,
Leading Anarchist Communists University of Su5sex. 1971.
in France,
1880-1895", Vutsefe
Li sans tezi,
At\ar$lzmin Tarihi
608
hakkmda
1903)
toptum imkanim kanidarnak
yazdi; ozgur bir
igin antropolojinin
bulgularmi kullandi, ancak ge?mis mitler ve
konusunda giderek kotumser
dinler
bir goriis geli§tirdi. Elisee
dokuzuncu yiizyilm sonunda anar§izmin Fransa'daki en yetkin savunucusu oldu. SadeReclus
ise iyimserltgini
surdurdii ve on
ce La Revoke ve Le Revolte'yi para ve katkilarla desteklemekle
kalmadi,
A
le payaan (Kardesim, Koylu, 1893) ve Evo(Evrim ve Devrim, 1880) gibi saf anarsist brogenis bir okur kitlesine ulasti.
monfrire,
lution et revolution siirleri
Ancak bu diisunurler Fransiz elestiri
Devleti'ne ili§kin derin bir
olustururlar ve ikna edici bir anarko-komiinist akernatif
gelistirirlerken, bir dizi
gorulmemis ve kanh propaganda eylemi,
anarsizmin halkin zihntnde asla sarsilmayan kotu bir sohret ka-
zanmasina neden oldu. 1880'lerde ya$anan buyuk toplumsal huzursuzluk sirasinda pek cok anarsist Devlet'i yikmanin yegiine
yolunun
bir teror seferberligi
oldugunu dusiindu. Jean Grave o
sirada su sonuca varmi§ti: "Milletvekilligi icin harcanacak butun
paranin dinarnit satin almak i^in kull anil mast daha mantikh olacaktir." 23
Charles Gallo, Paris Borsa binasina bir sise sulfirik ve
revolveriyle
cevreye rasgele
Claudius Ravachol,
1
ates
Mayis gdsterisinden sonra
cezaya carptinlmastndan sorumlu gordugii evine
bomba
Efsanevi
acti,
yerlestirdi. Ismi, bir
fiil
asit atti
Frangois-
iki isginin agir
Fransiz yargicin
iki
halinde, ravachohser (ra-
vac holies tirmek, havaya ucurmak) olarak olumsuzlestirildi, The-
odule Meunier bir ki$layi ve Ravachol'un polise ihbar edildigi restorant bombaladi; restoran sahibi ve bir musteri oldu. te Vailtaiu, Meclis'e
bomba
Donemin en kotu otan Emile Henry Parts'teki
Gare
St.
idi.
atti
sohretli
teroristi,
gene bir entelektuel
Burjuvazinin zayif yamni gostermek icin
bomba atti. Bir mahkemede soyle dedi:
Lazare'daki, Cafe Termtnius'a
musteri oldu ve yirmisi yaralandi. Henry
Burjuvaziye,
Augus-
(olen olmadi).
bugime kadar surdugu zevk ve sefamn dokunulmaz
olmadigim, kustah zaferlerinin bozulacagtni, sahip oldugu
buzaginm kaidesinden gi
oynatilarak,
onu kan ve
altin
pislik iginde alasa-
edecek nihai ?oka kadar siddetle sarsdacagim gostermek
iste-
dim. 2.3
Jean Grave, Le Movement Libenairc Sous Representatives, Paris, 1930,
s. 7.
\a
rroisiame RepubUque,
Oeuvres
:
l
609
ranut
Kendisini, higbir frukumetii) ezemeyecegi uluslararast anarsist bir hareketin parcasi olarak gordiigunu acikca ifade
Chicago'da astinrz, Almanya'da
kal'a
kestiniz,
etti:
lspanya'da demir
halkayla bogdunuz, Barselona'da kursuna dizdiniz, Montbrison ve Paris'te
giyotinden gegirdiniz, a ma anarsiyi asla yok edemeyeceksi-
Onun
kokleri derindedir. Curiiyen ve par<;alanmakta olan bir
topiumun
yitreginde dogmu^tur. Kurulu duzene karsi siddedi bir
niz.
tepkidir, Otoriieye karsi cikan
O
temsil eder,
butim
esitlikci ve liberter ozlemleri
her yerdedir. Bu yiizden onu bir ye re kapamak
imkansiidir, Hepinizi oldiirunee sona erecektirP 4
Henry daragacinda soyle haykirdi: "Ya§asin Anarsi! Olumumun intikami ahnacaktir." Ahndt da. 1894'te Santo Jeronimo Caserio adinda bir Italy an anarsist Fransa Cumhurba^kani Sadi Carnot'yu bigaklayarak oldurdu. Kropotkin ve digerleri bu turden eylemieri caresizlik nedeniyle bir umutsuzluk tepkisi oiarak ma-
zur gostermeye qah^ular, ancak boylesine dolayh a^iklamalar ka-
muoyunu
ikna etmeye yetmedi. Yazar Octave Mirbeau'nun goz-
lemledigi
gibi:
"Anarsizmin oldtirucu bir diismam
Henry'den daha i^in bir cafe'ye
iyisini
bile
Emile
yapamazdi. Yatmadan once bira icmek
giden siradan ve bansgi insanlann uzerine gidip o
bombasmi firlatti." 25 Anarsizm, on dokuzuncu
anlasilmaz
yiizyilm
cirkin ve en yikici yiizunu gosterirken,
sonunda Fransa'da en
pek cok sanat^i ve yazan
en yaratici bigimde esinledi, Gustav Courbet, sanattn ahlaki ve toplumsal bir amaci olmast gerektigini savunan ve sanat "turu-
muziin
ve ahlaki bakimdan mukemmellesroesi hedefine
fizikse!
ula^mak
igin
doganin ve bizlerin
idealist bir temsili"
diyen Proudhon'un yakin dostu olmustu,
26
olmahdir
Yoksullann hayatini
an la tan Courbet, bu anlayiji paylasti ve sonunda toplumsal ger<;ekgilik teorisine
katkida bulundu. Courbet, unlii Burial at Or-
mans'inda (Ormans'da Defin) Romantizm idealini inkar etmeye JA
Emile Henry, "A Terrorist's Defence"
M. Fleming,
H
5 E
,
Afiaicliist Reader,
ro pagan da by the Deed: Terrorism
Late Nineteenth Century Europe", Terrorism ve K. A. Myers
25
(Croom Helm, 1982);
in
s.
193. Ayrica Blcz.
and Anarchist Theory
Bur ope, der.
Miller, Anarchism,
s.
Octave Mtrbeau, Le Journal (19 5ubat 1894), alimijoll,
Y.
11 '5-21. Ttic Anarchists,
127
26
Proudhon, Du Principe de Van
et
in
Alexander
$a destination scciaie, Pans, 1895,
5.
43.
s.
610
Anar$izmin Tarihi
ve bireyin 6zgur!e§mesine ulasmaya cah^u.
Komun'un
sanatsal
sorumlu uyesi oldu ve Napolyon'un askeri diktatorlugiinu simgeleyen Paris'teki Vendome Sutunu'nun kaldinlmasi icin karar ahnmastni sagladi. siyasetten
Post-Empresyonist ressamlarm cogu, anarsizmde, kendi sanatsal ozgurluk
cagrdannm, burjuva toplumuna karsi isyanlannin ve yoksul ve ezilmis. insaniara duyduklan sempatinin bir ifadesini bvddular. Catnille Pissarro ve oglu Lucien, Le Pere Peinard'A ve Jean Grave'in Les
Temps Nouveaux'suna duzenli bigim-
de katkida bulundu. Pissarro,
tipki
Courbet
gibi
Komiin'den
Cumhurba$kam Carnot'nun oldurulmesinin ardindan anarsistlere uygulanan baskidan kacmak icin sonra suriildu ve 1894'te
Belcika'ya gitmek zorunda kaldi.
Sonunda Komunist Parti'de kakdan Paul Signac, 1902'de soyle dedi: "Anarsist ressam anar-
rar
resimler sergilemek isteyen biri degil, paraya onem vermeden, odiil arzusu duymadan, olanca bireyselligi ve kisisel cabasiyla burjuvaziye ve resmi goreneklere karsi mucadele eden bisist
ridir..." 27
Steinlen ve daha sonra Vlaminck ve diger Fauvist sanatgdar da Les Temps Nouveaux'ya katkida bulundular.
Kropotkin'i buyiik oiciide etkileyen geng bir Fransiz filozof, M, Guyau, Esquisse d'une morale sans obligation ni sanction'unda (Ne Yukumliilugu Ne De Yapnrimi Olan Bir Ahlak Taslagi, 1884) her ttirlii dismal gorev ve baskidan ozgiir bir ahlak anlayisi sundu. Guyau, akilci secim yoluyla kendi ahlakimizi
J.
yarattigimizi
one
siirerek, metafizik
daci hesaplamayi da reddetti.
Ne
aksine, egoist sonuclara varmadi;
yaptinmlann yam
Oz korunum gudumuzu
kalanna sefkat duymamizi saglayacak sekilde
nun
icin bol
tam, yogun ve
asabiliriz
bas-
ve bu-
miktarda enerjiye sahibiz. Bu nedenle ozgecilik,
iimken
bir hayati surdiirme ihtiyacmi temel ahr.
Guyau, otuz dort yasinda oldugu di,
sira fay-
var kt Stirner ve Nietzsehe'nin
ama Kropotkin onun
bilingli
igin
bu
olmasa da
icgoruleri gelistiremebir anarsist
oldugunu
hissediyordu.
Degas'nin "kasten yangin cikaran bir manyak" dedigi romanci ve oyun yazan Octave Mirbeau, olgunluk gaginda, Kropotkin, Tolstoy ve Elisee Reclus'u okuyarak anarsizmi benimsedi.
$atafath romanlan,
mahkum
bir
merak duydugunu
gosterir,
27
Alituijoll, The Anarchists,
s.
ISO.
etttgi
kotu ahskanhklara buyuk
kahramanlan nesesiz
isyancilar-
)
-Kill
611
Ml
Cizvit egitimiyle yaialanuu^ gcng bir
dir,
adamm oykusu
olan
Sebastian Roch'da, Mirbeau, ^cnvligin rahipler ve polis larahn-
dan yonetilen bogucu bir sisteme karsi her zaman isyan edip etmeyecegi sorusunu ortaya alar. Dreyfus olayindan esinlenen Le Jardin des supplkes (tskenceler Bahcesi) Batimn giirumuslugune ve yasa Has tin lims iskenceye karsi Dogulu bir alegori sunarken, yakin zamanlarda basanli bir lilmin konusu olan Le Journal d'une
Janme
de chamber (Bir Hizmetci Kizsn Hatiralan) burjuvaziyi
bii-
tun kotuliikleriyle bir arada gosterir. Mirbeau'nun ozellikle anarsist yazilan arasinda, on binleree satis yapan La Greve des
gok basanli
elccteurs (Secmenlerin Grevi) basjikh
bir brosur de
vardi. 28 Hayati
boyunca amimilitarist oldu ve 1880'lerin siyasal §iddeti uzerine yaptigi yorum, cagdaslarmdan daha mantikh oldugunu kanitladi: "Bombanin en buyiik tehlikesi, onu krskirtan budalahgin pallamasidir." Ne var ki, bu yaklasim onu, Ravachol'u "gim isiginj ve bansgi gokleri haber veren bir gok gurultiisii"
olarak betimlemekten ahkoymadi. 29
Yuzydin donumunde anarsizm hie kuskusuz pek gok bo-
hem nisi
bireyciyi eezbetti ve bir sure igin
buyuk
bir
loplumsal uya-
ve sanatsal isyani anlamlandiran buyiik hir kulturel hareket
haline geldi.
w Digerleri arasinda Jean
minden kuskuluydu ve
kesinlikle
Grave, bu bireycilerin One-
pek cok
ki^i
toplumsal teoriyi
arasiirmaktansa burjuva goreneklerine saldirmakla ilgileniyordu. Yazar Laurent Tailhade "Qu'importe
les
vagucs humanites, po-
miikemmel oldugu stirece, insanhga iliskin belirsiz ifadelerin ne onemi var?) diyordu. Bununla birlikte, bir restoranda yemek yerken patlayan ve bir gozunu kaybetmesine neden olan bir bomba fikrini degistirmis «rv« que
le
geste soil beaux?" (Davranis
olabilir.
Nietzsche'den etkilenen Maurice Barras toplum karstti bir bireyciligi ifade
man
eden Le Culte du mai (Ben
dizisi yazdi.
L'Ennemi des
lois'da
Kiiltu)
bashkh
bir ro-
(Yasalann Dusmani) Saint-
Simon, Fourier ve Marx'i inceiedikten sonra anarsist olan, ancak rafine evrensel iyilik duyarhgini ve praugini geti^tirmek icin kirsal
28
kesime gekilen onculeri
anlatti.
Jean Grave, kendilerini mev-
Bk2. Reg Carr, Anarchism in France: The Casf oj Octave Mirbeau, ter
Manches-
University Press, 1977, Ek.
Woodcock, Anarchism,
290.
29
Alinti,
30
Bkz. Richard Sonn, Anarchism and Cultural Politics in Fin-df-siade France,
s.
University ol Nebraska Press, 1989.
Anar$izmin Tarihi
612
cut yasalardan kurtarabilecek milyonerlere
suncenin anarsizm oldugunu ilan Birinci Ball ve
Dunya
uygun olan
tek du-
etti.
Savasi sirasinda Isvicre'de, aralannda
Hugo
Richard Huelsenbeck'in de bulundugu bir grup sanatci,
bansci ve radikal, Zurih'te bir araya gelerek sanat ve anarsinin benzersiz bir kansimtni olu§turan Dada hareketini baslatti, Hareket daha once var olan her seyi
topyekun inkar
ettigini iddia edi-
ama daha cok ortacagin Ozgur Ruh Heresisi gelenegi icinkaldi. Romanya dogumlu Fransiz sair Tristan Tzara, Notes
yordu, de
pour
la
bourgeoisie'sindc (Burjuvazi lcin Notlar) Kabare Voltaire
ve Galeri Dada'daki soiree'lerin (suarelerin) "izleyicilere, kendi
unsurlanyla uygun baglamtlar kurtna imkani sagladtgi"ni acikladi. 31 Dada, sanat aracihgiyla butun toplumsal diizeni yikmayi ve topyekun ozgiirluge ula^mayi amaclakisiliklerinin karakteristik
di.
Marcel Duchamp, Birlesik Devletler'e gitmeden once, Fran-
dnde giden savtmuculan arasinda yer aldi, Pek cok Dadaisl 1918 Berlin ayaklanmasina katddi ve radikal komusa'daki Dada'nin
nizm
ile ilerici issizleri
Konseyi
icin
cagn
temel alan bir Dadaist Devrimci Merkez
yapti. Tzara,
daha sonra
olduysa da,
Stalinist
Dadaistler 1920'lerde Fransa'da geli$en Surrealist hareketi etkiledi.
1925'te
yapuklan deklarasyonda $oyle
kapilanni acin!
Orduyu
"Hapishane Toplumsal baski
diyorlardi:
silahstzlandirin!
...
insani ozgurlukten
vazgecmeye
Sanatcilann ve yazarlann tuhaihklan, yiizyilin
dOnumunde
gunleri yasiyoruz. Hicbir sey
...
zoriayamaz." 32
Fransa'da Confederation Generale du Travail'i (Genel
lsci Konfederasyonu) zorlayan devrimci sendikalistlerin miicadelelerinden
cok farkhydi. Sendikalizm, sadece "eylem yoluyla propaganda" savunuculartnm durtulerini yonlendirmekle kalmadi, ayni za-
manda anarsizmin en olumlu goruslerinden cogunu
devraldi. 33
Fransiz sendtkalizminin kokenleri, "Iscilerin kurtulusu bizzat iscilerin gorevt olacaktir" dkesini
benimseyen Birinci Enter-
nasyonal'e kadar uzanir. Entemasyonal'in 1869'da Basel'de topla-
nan dorduncu kongresinde, Fransiz, tspanyol. Jura ve Belcika delegeleri, iktisadi isci birliklerinin, geleeegin toplumundaki toplumsal cekirdekleri olu$turacagini savundular. Bu siyaseti savu31
32 33
Dada-An and Anti-Art, lliames and Hudson, 1965, La Revolution Surrtahstc, 2 (1925), Bkz. G. D. H. Cole. "Marsism and Anarchism", A History of Social tit ThoBkz. Hans Richter,
ught (1954), Macmillan, 1974,
11,
336.
I
613
IIIHMl
nanlar, $u sozleri soyleyen Bakmiin'den kuvvetle etkilenmisierdi.
Sendika seksiyonlan orgutu, onlarin LLnternasyonal icindeki fede-
rasyonu ve
lsci
Odaian'ndaki temsiltileri, sadece Enternasyonal
is-
cilerinin teori ile pratigi birleslirerck iktisat bilimini ogrenebile-
cekleri ve ogrenmeleri gereken biiyuk bir
katmiyor,
aym zamanda, burjuva
akademi yaratmakla
diinyasinin yerini alacak yeni
34 toplumsal diizenin tohumlarim da kendi bagrmda tasiyor.
Bu nedenle yeni devrimci sendikalann orgutlenmesi yeni
mun
orgiitlenmesini yansitmaya
calisti;
toplu-
her sendikanin kendi
kaderini tayin hakkini taniyarak, federalizm ve ozerklik ilkelerini temel alcldar.
Federasyonlarm icinde tabandan orgutlenen ce-
shli komiteler, idari
organlan olarak
ya da btirokratik yetkderi olmayan
e§gudum
faaliyet yuruttuler.
Fransiz anarko-sendikalistlerini oteki sendikalistlerden ayiran, hareketin siyasal partilerden
tamamen ozgur olmasindaki
is-
rarlan ve goreneksel siyasete katilmayi reddetmeleridir. Anarsist
Emile Pouget'nin
ozlti
bicimde
belirttigi gibi,
"Sendikalann ama-
33 Topdegil, patronlarla savasmaktir."
ci siyasetcilerle
ugrasmak
lumun yeniden
insasinin bizzat iscilerin iktisadi orgutlenmesiyle
gercekle^tirihriesini savundular. Izledikleri strateji, boykot, eti-
ketleme (uygun goriilen isverenlerden mal satin alma), sabotaj, an ti militarist propaganda ve cesitli derecelerde grev biciminde "dogrudan eylem" idi. Grev, ozellikle de efsanevi boyutlar kaza-
nan genel grev, en onemli laktik olarak goriildu. 1874
gibi
erken bir
tarihte,
Jura anarsisti
Adhemar Schwitz-
guebel, genel grevin "kesinlikle mevcut toplumsal diizenin tasfiyesini saglayabilecek devrimci bir eylem" olacagmi one surmustu.
36
Genel grev co§kusu
sinda hizla yayildi ve kisa
isci
harekeiine kaalan anarsistler ara-
siire
icinde Devlet'in cokusunu ve ye-
ni bir toplumun baglangicini saglayacak en
iyi
arac olarak gorul-
du.
Proudhon ve sendikalistlerden esinlenen Georges Sorel $iddet Uzerine Du$uncekr (1908) basltkh kitabinda sinif sava^inm toplumlan canlandirdigmi one surdii. "Burjuva gucu"nun karsiRocker, Anarcho-syndicalism,
34
Alinti,
35
Alioli, Mailtron, Histoire
36
Age,
s.
261.
s.
77-8.
du movement anarchistc en France,
s.
252.
Anar^izmin Tarihi
614
sina "proleter siddeti" koydu; ikincisinin aritici bir etkiye sahip
oldugunu ve halkin kendisine sahip cikmasmi sagladigini one surdti. Ayrica genel grev bir "toplumsal mit", iscileri
mucadele icinde esinieyen
bir arac olarak
toplumsal
da deger tastyordu. So-
toplumsal mitkr, "nesnelerin betimleri degil, eylem ka-
rel icin
rarliliginin ifadesi"
oldugu
daha sonra Le-
icin onemlidir. Sore!,
nin, Mussolini ve Action Francaise'i etkilemis olsa da, kendisine anarsist denilmesine itiraz etmedi, cjunkit "Parlamenter Sosya-
lizm, ahlaki (ve ureticilerin yeni etikini) kucumsedigini itiraf et-
mektedir." 37 Sorel'in devrimci irade ve proleter siddet Ovgiisti
nemde
uzun do-
Sol'dan cok Sag'i etkiledi, Sendikalist hareket genel gre-
oldugunu kesinlikle dusunmedi ve Sorel sendikalist Kana susamis olarak sohret kazanmasina ragmen, endustriyel sabotaja kar-
vin bir mit
teorisyeriler tizerinde sadece zayif bir etki yaratti. biri
stydi ve sendikalist devrimin, burjuva devrimlerini kirleten teror gibi igrencliklerle
lekelenmemesi gerektigini one
surdti.
Anarko-sendikaiizmin en yapici evresi, yiizyihn donumunde, Fransiz
sendika hareketi devrimci ve reformist kesimlere bo-
lundugu zaman
gercekle$ti. Anarko-sendikalizm, Fransa'da bere-
toprak buldu.
ketli bir
Bunun
nedeni, hareketin uzun bir dev-
rimci geienege sahip olmasi ve siyasal underlerin, 1789, 1830 ve
1848 devrimlerinde cok acik bi^imde ihanet etmis oimalanydi. Genel grev barikatlarm iktisadi alternatifi haline geldi. 33
Fernand Pelloutier ve Emile Pouget gibi pek cok anarsist Generale du Travail'a (CGT) katildilar. Federation des Bourses du Travail da CGT'ye katildi ve Pelloutier bu sendikanin genel sekreteri oidu. Bu arada Pouget, CGT'nin resmi yayin orgam La Vobc du Peuple'u cikanyordu, Devrimci PoConfederation
uget,
le
droit syndicai (sendikal yol)
mokratik yol) arasmda lann,
iscilerin
bir
cikarlarim
h
ile
droit
democratique (de-
farkhhk oldugunu ve
korumak
bilincli
istiyorlarsa
cogunluk tarafindan onaylanmasim beklememelerini la savundu. 39 37
Georges giris,
38
on Violence (1908), cev. T. E. s.
sabirsizlik-
Hulme
ve
Time, Cambridge University Press, 1970,
in s.
s.
20-4.
Roth,
France: The Direct Action oj 14.
Emile Poget, Lcs Bases du syndicalism?. Bibiothaque Syndicai iste, rihsiz,
J.
50, 223.
Bki. F F. Ridley, Revolutionary Syndicalism its
39
Sorel, Reflection!,
A. Shil Is, Collier-MacraiHan, 1969,
azinhk-
eylemlerinin
Paris, ta-
f
1902'den sonra ci
Borsalan
}
CGT,
615
Kill Mi
iki fcdi nisyou,
Bourses du Travail
(Is-
ve Syndicats (Sendikalar) icinde orgutlendi. Isci
Borsalan federasyonu yerel sendikalann faaliyetierine esgtidum
sagbyordu. Bunlar onceleri
iseilcrc
bulmak amaciyla kurul-
is
mu§lardt, ancak kisa sure sonra egitim ve
yun yonlerinin
tartisildigi
merkezler
isci
smifi hayatinin bu-
haline geldiler.
Sendikalar fabrikalarda ve bazi
durum lard a
koilannda olusmus7ardi. Her sendika, kucuk de
farkh sanayi
olsa,
federasyon
icinde bizzat sectigi bir delege tarafmdan temsil edilme hakkina sahipti.
CGT'nin
isci
konfederal komitesi
odalan ve sendika d e lege le rind en olusan
esgudum saglayan
organ olarak hareket
bir
ediyor ve hicbir otoriteye sahip bulunmuyordu. Burokrasiden kaemmak icin gorevli sayisi en az dtizeyde mtuluyor ve bu gd40 CGT'nin revliler taban tarafmdan fazla dikkate alsnmiyordu.
her §ubesi ozerkti, ancak her sendika yerel
isci
odasi ya da ben-
zeri bir orgute katdmak zorundaydi.
CGT
icindeki devrimci etkinin agirhgi dylesine
artti
ki,
1906'da Amiens Sozlesmesi geregince orgiite simf mucadelesi, siyasal tarafsizhk ve devrimci genel grev andi icirdi. Boylece bir
yanda,
isgiierirt
kosullannm
hizla iyilestiritmesi icin cahsdryor,
die yanda soyle deniyordu:
ICGT) ancak kapitalist sinthn mulksuzlesiirilmesiyle gercekiestitam bir ozgurlesme i<;in hazirhk [yapar), Bu amaca
rilebilecek
ulastiracak arac olarak genel grevi lavsiye eder ve $imdiki halde
grubu olan sendika, gelecekte urelim ve bolusiimden sorumlu grup, toplumsal orgutlenmenin temeti olaeagini savubir direnis
nitr 4*
CGT'nin hasimlan ona
ancak militan Pierre Moolmadigim ve butun siyasal
anarsist dediler,
nalte sendikanin resmi bir doktrini
egilimlerden bagimsiz oldugunu one surdu. Bununla birlikte
sendikalizmin
onun
isci sinifi
icindeki kokenleri dikkate almdiginda,
anarsizmi andirdtgini kabul etmeye hazirdi. O, aynca "bir
irade, enerji ve verimli diisunce
CGT,
1906'da sekiz saatlik
okulu" is.
idi.
42
gunu kampanyasinda en yuk-
40
Bki. Maitron, Histoire du mouvement anaichiste en Fiance,
41
Cfiartei of Amiens, ahnti,
of Socialist rhouglit. op.
42
G. D. H. Cok, The Stcond
ci(, III,
s.
251.
Jniernaliotial,
A
History
371.
Congres anarthiste tenu a Amsterdam, ahnti, Anarchist Render,
s.
214, 218.
Anar$izmin Tarihi
616
sek noktaya ulasan bir dizi dramatik grev gerceklestirirken, Fransa'daki sendikasiz isciierin
yandan fazlasmi
asla saflarina
kazanamadi ve devrimci bir genel grevi ki$kirtmayi basaramadi, Sonuc olarak, farkh bir is gucune hitap eden ve mevcut diinyayi dalia yasanabilir
Bununla
kdmaya cahsan pragmatik
birlikte Franstz
bir egilim gosterdi. 43
CGT'si diger pek cok ulkede kop-
ya edilen genel bir anarko-sendikalist orgutlenme semasi birakti. Isciler belirli bir
bolgede
larda orgutlendiler.
mak
ve sanayi kollarma gore sendika-
ticaret
Daha sonra sendikalar
yerel federasyon kur-
icin aynt bolgede ki diger sendikalaria yatay olarak ve ayni
sanayi kolundaki oteki sendikalaria dikey olarak federasyon kurarak bir araya geldiler. CGT'yi model alan Rudolf Rocker, devrimci bir
durumda
!$ci
Odalan Federasyonu'nun mevcut
top-
lumsal sermayeyi devralmak ve yonetmek ve her topluluk iginde bolusumit diizenlemekle gorevlendirilecegini, sanayi Birlikleii
Federasyonu'nun ise ulkenin toplam uretimini orgtitleyecegini one surdu. 44 Anarko-sendikalizm, pratikte daha cok, isci hareketinin devrimci tin
mucadeie dtsinda
fazla alternaiifinin
olmadigi La-
ulkelerinde geli^ecekti. Fransa'daki
daha
dikalizmle rahatsiz bir
genis iliskisi
anarsist
anarko-sen-
harekeiin
oldu. Bireyciler ve bohemter dogal
iliski kurmak istemediler. Anarsist komunistler arasinda Jean Grave ve Les Temps Nouveaux onlara
olarak sendikalaria fazla
sank onay verdiler. Le Libertaire'dt yazan purist Sebastian Faure, varhgma katlansa da sendikalizme dusman ofan ilk kisiydi. Anarsistler
ile
sendika lis tier arasindaki geritim 1907'de Amster-
datn'da toplanan Ulusiararasi Anarsist Kongre'de one ciku. Pierre
Monatte saf anarsistlerin "devrimciligi"ni
sefi
spekiilasyonun
Emma Goldman
fildisi
elestirdi.
Onlar
kulesinde inzivaya cekilmisler"
sendikaiistlerin
"felidi. 45
cogunluk yoneumi ilkesinin
bi-
reyin inisiyatifini kirdtgim one surerek tepki gosterdi: "Anarsist
orgutlenmeyi ancak tek bir kosulda kabul edebilirim. tiirlu
43
bireysel inisiyaufe
mutlak saygimn
tern el
Bkz. Barbara Mitchell, Hie Practical Revolutionnarics; 0/ the French
A rmre ho syndicalists. Greenwood
O
da her
almmasi ve birey-
Press,
A New
New
Interpretation
York, 1987,
s.
10-11.
44
45
Ekz. Rocker, Anarchism and Anarcho-syndicalism,
Anarcho-syndicalism, bol.
iv,
Ccmgres anarchist? tenu
Amsterdam,
218,
a
s.
34; aynca Bkz, Rocker,
age, alinii, Anarchist Reader.
214,
Ft ansa
(>I7
lerin ozgiir gelisimine zarar verilmemesi."
cok anarsist komunistin kaygdarini basit bir stmf
cok
1
"
pek
Malaii"-ia ise
Minlikalizmin
dile gelirerek,
mucadelesi anlayisi oldugunu ve genel greve
one stirdu. Ona gore sendikalizm, "genel achk "a donuserek yo2lasabilecek "saf bir iiiopya" idi.*' Sendikafazla bel bagladigini
hzm
anarsi icin
Hem
arac olarak gorulmeliydi, leU arac olarak de-
bit
komunist
hem
de sendikalist kanatlan olan Fransiz
anarsist hareketi Birinci Diinya Savasi'nm patlak
once en yiiksek noktaya ulasu. Faure ve bireyci E.
vermesinden
Armand
militarist ilkelere
ya katikh ya da muttefikleri destekledigini ilan
etti.
Savastan
sonra Rus Devrimi'nin goriinuTdeki ba^ansi, komunistlerin icinde guclenmelerini sagladi. Anarko-sendikalistler ve nistler devrimci bir
(Onitcr
CGT) kurarak yil
Birligi)
Ancak
Savunma Komitesi) kurmak uzere aynldi-
orgiit 1923'te Berlin'de
100 000
isciyi
kurulan UIB'de (Ulusiararasi
temsil euiklerini iddia
gim 1939'a kadar surdtirdu, ancak
i§ci
guc, olusturamadi. Sendikalist hareketin
dan olu^an kiicuk
bir grup,
okur
etti.
lsci
Hareket, varh-
sinih icinde buyiik bir
dismda, yash militanlar-
sayisi giderek azalan az sayida
yayin organinda anarsist mesaji canh tuttu. Sovyetler ya,
Unitaire'i
komiinistler bir
Comite de defence Syndicaliste Revolutionnaire'i
Anarsistler,
Bu
hareketi boldiiler.
CGT
komu-
ustiinluk sagladilar ve Moskova'yla aynt cizgiye geldi-
(Sendikalist Devrimci lar,
CGT
grup olusturdular ve I921'de
sonraki ler.
anti-
sadik kakhlar, ancak pek cok anarsist ya ordu-
Birligi, Ital-
Almanya ve Ispanya'dan gelerek Fransa'ya stginan ve saydari
gittikce artan multeciler sayesinde ulusiararasi baglantilanni ko-
rudular.
Fransa'da anarsizm,
ardindan
ellili
Alman
isgali
yillarda ve altmislann
yon'un Le Libertaire ve yeni Notr resinde biraz
canlanmisti.
ef
Alain
(ikincisi isgal strasinda bir Fransiz
ve direnis deneyiminin
basmda Anarsist Federas-
Rouge
gibi dergilerinin cev-
Sergent ve
Nazi
idi)
Claude Harmel
1949'da Histoirt de
Vanarchie (Anarsi Tarihi) bashkli yetersiz bir cahsma yaptilar ve
Jean Maitron 1951'de kendi Hisfoire du mouvement anarchiste en France'mi (Fransa'daki Anarsist Hareketin Tarihi) yayimladi, Li-
bener atmosfer, Fransiz ve Ispanyol anarsist ve sendi kalis tie riy46
Age,
s.
46.
47
Age,
s.
223, 224.
Anar%izmin Tarihi
618 le iliski
kuran Albert Camus'yu de
tarihini ve felsefesini inceledi.
etktledi.
L'Hommc
Camus anarsizmin
revohe'sinde (Baskaldi-
ran Insan, 1951) Stirner ve Bakunin'i elestirmesine ragmen, otoriter
komunizme
karsi
daha
elestirel bir
tutum
aldi,
Bu
eser Ca-
mus'niin bir tur anarko-sendikalizme yoneldigini gosterir.
Ahmislarda ladi.
liberter fikirler yeni bir kusagt etkilemeye bas-
Dada ve Surrealizm'den etkilenen kucuk
bir sanatci ve en-
telektuel cevresi 1957'de Entemationale Situatkmniste'i
ve kisa sure icinde anarsizm tarihini yeniden kesfederek
toplumu
ve
kuiturune
Uiskin
liberter
bir
elestiri
kurdu
(ukeum
gelistirdi.
1964'te bir Fransiz grubu olan Jeunesse Libertaire, Proudhon'un "anarsi diizendir" slogamna yeni bir giic kazandirdi. Grup kisa surede biiiun dunyaya yaydart "A" sembolijyle tanindi. Eski bir Marksist olan Daniel Guerin, liberter bir sosyalizm formu gelistirdi
Bir
ve 1965'te L'Anarchisme: du
Eylem Doktrini)
icin
cagn
ogrenct isyani sirastnda, lkinci
buyuk
la
doctrine a faction (Anarsizm:
Oc yd sonra, Mayis 1968'in Dunya Savasi'ndan sonraki en
yapti.
liberter enerji patlamasi gerceklesti.
ne! grev sirasinda de Gaulle rejimi sarsildi renciler devrimi
Olaylan izleyen ge-
ama
devrilmedi. Og-
kaybederlerken anarsist gorusleri kazandilar.
f-'ransa'daki otoriter sosyahstler ve komLinistler o zamandan beri geriiemeye devam ediyorlar. Yeniden canlandinlan sendikalist bir orgut -Confederation Nationale du Travail- o zamandan beri
ozellikle guneybati Fransa'da ve Paris bolgesinde yol
vam
almaya de-
ediyor. Entelektueller arasinda Michel Foucault, hayal gucii
yiiksek, icerigi zengin bir
iktidar elestirisi gehsurirken,
Paul
Cardan (Cornelius Castoriadis) cagdas toplum ve kiiltur labirentinde bir kav§ak noktasma vardigimizi gosteren Ubetter Socialisme ou Bavbark (Ya Sosyalizm ya Barbarlik) secenegini ortaya koymustur.
28 Italya
Mazzini ve Garibaldi'nin onderligindeki uluscu hareketten ciku. Gevsek orgutlenme ve
Italy a'da ilk anarsistler
cumhunyeici ve
Carbonari orgutunun Proudyontemleri anarsist siratejinin gelisiminde iz biraku. 1864'te Bakunin'in hon'un fikirleri, cumhuriyetci diisuncenin, gelismesine neden olulkeye gelisinden cok once federal yonde ilk esin kaynagi olarak du. Ancak ttalyan anarsist hareketinin
ayaklanma eylemlerini benimseyen
gizli
basktici degit gorulse de Bakunin, Rus devrimcileriyle birlikte 1 daha gok katalizor rolii oynadi. Proudhon Mazzini'nin ordusunda kurmay baskam olan ve Giovanni Diiku Carlo Pisaile Fourier'nin fikirlerini yayan San arasmda gecJsi saglayan hareket anarsist ile cane, eski uluscular
bir ulus kopru oldu. Toplumsal devrim araciligiyla bagimsiz dibicimi, hiikumet guvenli ve adil Yegane yaratma cagnsi yapti.
bir
fabrikalarm yordu, "Proudhon'un anarsisi"dir. Ancak Pisacane, kolektiflestirilicinde komunter kolektif mulkiyetini ve topragin Pisacane propamesini savunarak Proudhon'u asti. En onemlisi, erken savunuen propaganda) ganda deijalti'mn (eylem yoluyla
cularmdau biri oldu:
("BkTcTrl Theory
Anarchism: History, Levy. "Italian Anarchism, 1870-1926", For David Goodway, Routledfie, 1989, s. 26.
and* Practice, der.
Anar$izmin Tarihi
620
Fikrin propagandasi bir gan sesidir. Fikirler eylemlerden
kaynaklanir;
tersi gecerli degildir.
ozgiir olmayacak,
Ve halk
ozgur oldugu zaman
egitildigi
zaman
egitilecektir.
yurttasin lilkenin iyiligi igin yapabilecegi tek
is
Bir
devrimle
fii-
len isbirligi yapmaktir. 2
Bakunin'in 1864'te Floransa'da kurdugu Kardeslik ve daha sonra Napoli'de kurdugu Uluslararasi Kardeslik icinde Pisacane'nin
pek cok eski yoldasi yer
vardi. Bakunin'in
Panslavizm'den vazgegtigi
anarsizmin dogusunun uluslararasi anarsist hareketin dogusuyla gakistigini soylemek mtimkundur. 3 Florartsa'dir,
Italya'da
Uluslararasi Kardeslik'in Italyan seksiyonunun iiyeleri arasinda Italyan parlamentosu milletvekillerinden
Giuseppe Fanelli
ile
Carlo Gambuzzi de yer ahyordu, Fanelli, anarsist gorusleri yaymak igin oncii bir gorevle tspanya'ya gitti. Gambuzzi ise uzun sure Italyan anarsist hareketinin bashca onderlerinden
biri
o!du.
1869'da Bakunin'in Italya'daki Kardeslik'inin subeleri dagitilarak Uluslararasi Isgi Birligi'nin (UlB) seksiyonlan haline getirilItalyan anarsist hareketi bu noktadan itibaren gergek bir gelisim kaydetti. Bakunin'in, Mazzini'den gelen ikili saldinya -Paris Komiinu'nu aieist olmakla, Emernasyonai'i de sahici bir ulus^udi.
lugu reddetmekle sucluyordu- karsilik vermesiyle birlikte, ya'daki Enternasyonal, dikallestirdigi
gucune
gtic katti. 4 Paris
ve goziinu agtigi Mazzinici
Ital-
Komunu'nun
ra-
cumhuri ye toiler ve
Garibaldict gonulluler, esas olarak orta Italya ve Napoli'den gelen otuz bin kisiyi Enternasyonal'e (jye yaptilar. Ancak bu hentiz bir isci
orgulii degildi, Burjuvazi tarafindan baslatilmisti ve 1872'de hareketin militanlan daha cok varhkh ailelerden gelen genclerden olusuyordu, 5
1870'lerin basin da, gen? Carlo Cafiero, Errico Mala testa ve Andrea Costa'nin onderliginde yeni bir militanlar grubu olustu. Cafiero, Apulia soylulugunun bir iirunuydu; ailesinin servetini
ve bir diplomat olarak kariyer yapmayi reddetmisti.
Marx onu,
Enternasyonal'in bir iiyesi olarak Italya ve Ispanya'nm Marksizm'e kazamlmasmda kullanmayi umuyordu. Cafiero bir KapiThe
2
Alinti, Hostetter,
3
Bkz.
4
Bkz. Bakunin, Mazzini's Political Theology and tht International (1871).
5
Bkz. Malatesta, al
Italian Socialist
Woodcock, Anarchism,
Max
s
Movement,
s.
23.
309.
Nettlau'twn Bakunin e I'enlcrnazionah in
1872'sine Onsoi, Cenevre, 1928.
Italia del
1861
621
Italya
(al
ozeti yazdi ve 187l'de Londra'da
Marx
ile lanisii
Daha sonra
Bakunin ve Malatesta tarafindan anarsist davaya kazamkh. Malatesta liberal zihniyetli kuciik bir toprak sahibinin ogluydu ve Caserta bolgesinde yetismisti.
bagladi.
Tip ogrencisiyken kadcrini halka
Andrea Costa Romagnoleli
bir kugtik
burjuva aileden
geliyordu; Bologna Universitesi'nde hukuk ogrenimi gordu. Oc
geng adam inancli birer Spencer'den
pozitivisti. Sosyoloji esinini
Toplumu, dogal
aldilar,
Comte
ve
gelisimi dzel mulkiyet ve
Devlet kurumlan tarafindan engellenen canii bir organizma olarak gordtiler. Anarsistler, Garibaldi ve Mazzini taraftarlannin gabalanyla
rekabet etmek icin grev ve gosteriler orgutlediler ve Italyan devrimci geleneginin bilinen taktigine, ayaklanmaya basvurdular. 1860'larda giineyde
ig
savas vardi ve Italyan Devleti ozellikle za-
ayaklanmanin, sarsdan Devlet'i devirebileayaklanmanin kivdcuni olabilecegi dusuncesi
Bu nedenle
yifti.
cek
bir
bir gene) mantiksiz degildi. 1874'te, Andrea Costa, Malatesta ve Enternasyonal'in icinde kendilerine Italyan Toplumsal Devrim Komitesi
diyen bir grup
tiye,
Bologna' da buttin Italyan kasaba ve kentle-
rinde benzer eylemleri tetikleyecek bir ayaklanma planladilar.
Bakunin onlara katdmak
igin bekliyordu,
gilendirilmisti ve isyancilann
Italyan ti
etkiledi.
ancak carabinieri
bil-
Bologna yuruyusunii onledi.
dogrudan eylem mesaji Uluslararasi anarsist hareke-
UlB'nin 1876 Berne Konferansi'nda Malatesta, Bolog-
na ayaklanmasinin arka planini agikladi ve "devrim lafiardan gok eylemlerden olusur" dedi; "her ne zaman kendiliginden bir halk eylemi pailak verirse... her devrimci sosyalistin gorevi, olu-
sum
halindeki hareketle
dayamsma
iginde
oldugunu
ilan
etmek-
tir.
0c ay sonra Cafiero ve Malatesta (Jura Federasyomi Bulteeylem yoluyla propagandamn acik bir tanimim yaptilar;
tiitide)
"Italyan federasyonu, sosyalist ilkelerin
eylem yoluyla savunul-
masi anlamma gelen ayaklanma olgusunun en etkin propaganda 7 Italyanlann gorusii, 1880'lerde Avruaraci olduguna inamr." pa'daki anarsist eylemlere, ozellikle Fransa ve lspanya'da
hakim
oldu.
Hiikumetin baskilanna ragmen 1876'da Floransa'nin disinVHIime Congra* generah. Bern, 1876, s. 368
6
Coinptc rendu
7
Almti, Ha:, tetter. The Italian Socialist Movement,
tin
s.
10
Anar$izmin
622
Tari/ii
daki bir ormanda ulusai bir kongre toplandi. Burada Cafiero ve
formundan ko-
Malatesta, delegeleri Bakuninci bir kolektivizm
munizme gecmeye ikna Herkes toplum
icin
etti.
konum
Benimsenen yeni
suydu:
kendi yeteneklerinin elverdigi her seyi yapma-
hdir ve herkes toplumdan btttun ihtiyaclannirt uretimin ve top-
lumsal imkanlarm elverdigi olctide karsilanmasmi talep etme hakkina sahiptir. s
Kongre ltalyan anarsist hareketinin ayaklanmaci konumunu da onayladi. Malatesta, Cafiero ve Costa gorusderini cok
gecmeden p ran-
ge gecirdiler. Bir sonraki yd, silahh bir grup kurarak Campania bolgesindeki Benevento yakinlannda yitlanni atese vererek Krai Victor
iki
koye
girdiler; vergi ka-
Emmanuel saltanatmin sona
erdigini ilan ettiler. Koyiuler, rahipler de dahil
olmak
iizere
once
onlan sevincle karsiladdar, ancak katdmaktan korktular. Sonuc olarak ttalyan birlikleri kisa sure icinde bolgeye ulasti ve isyanci-
lan yakaladi.
Bu acti.
ikinci basansiz
ayaklanma yeni
bir baski dalgasina yol
Yasadisi Enternasyonal'in ltalyan seksiyonlan ulusai capta
genel ayaklanma cagnsi yaplilar, ancak bu da gerceklesmeyince bireysel teror eylemleri basladi. 1878'de yeni Krai
Umberto
ruldu ve ertesi gun monarsistlerin yuruylis koluna
Bu gelismeler baskilan daha da ve Cafiero
ile
Malatesta silrgune
artirdi.
bomba
oldiiattldi.
Enternasyonal dagitddi
gittiler.
Costa hemen ayaklanmaci anarsizme sin cevirdi. $6yle dusiinuyordu: "ayaklanmacdik, pratige gecirilmesi halinde, gericiligin zaferinden baska bir seye yol acmaz; pratige gecirilmemesi halinde, acar."
9
onu sadece
Costa daha
Partisi'nin
lafta
savunan kisinin
itibar
kaybina yol
sonra milletvekili oldu ve ltalyan Sosyalist
kurulmasinda onemli
mstigi Paul Brousse gibi, o
rol oynadi.
1880 bahannda
ta-
da, yerel sosyalist partiier icin asgari
ve azami programlar formullendiren bir taktikle
komunalizmin
formunu gelistirdi. Kolektivizmi arac olarak goriirken, anarSiyi hala amac olarak goruyordu. Cafiero ansizm parlamenter bir
sosyalistlerin
8 9
Alimi,
safma
gecti.
Woodcock, Anarchism,
Daha sonra s.
akil saghgi
320.
Alimi, Hosteller, The liaUan Socialist Movement,
s,
410,
bozuldu ve
623
Italy a
Gunes
saplantilar gelistirmeye basladi. adil bir
lsigindan
l
daha
pay du§mesini istiyordu.
Costa ve Cafiero'nun eksikligi ltalyan
isvi
harckeiinde sos-
demokrasiye dogru genel bir yonelise neden oldu. Ilalya'daki anarsizm bundan sonra sureklt degi$im gecirdi ve kucuk kasabayal
larda ozerk gruplar olu§tu.
Yuzyihn sonuna dogru, I894'te FranCutnhurbaskani Sadi Carnot'nun, 1897'de Ispanya Basbakani Antonio Canovas'in, 1898'de Avusturya Imparatoricesi Elizasa
bethan ve nihayet 1900'de
iki
girisimin ardindan Krai
Umber-
to'nun oldurulmesi gibi kotu sohretli bazi cinayederden halyanlar
sorumluydu.
Bu donemde bazi de gergeklestirmek
basmda
anarsistler, ideallerini utopyaci
komunler-
lerk ettiler. Ornegin
1890'lann
icin ulkeyi
Brezilya'da kurulan Cecilia Kolonisi
deneyimi dort
yi!
surdu. Yirminci yiizyilda pek cok ltalyan, ozellikle Latin Ameri-
ca ve Kuzey Amcrika'ya gocerek anarsist
fikirlerin
p ro pagan das l-
m surdiirdu. Italya'da
Malatesta
onaya qikan en onemli
idi.
anarsist dusuniir
kuskusuz
Uluslararasi anarsist hareket icinde neredeyse
mis yd boyunca
all-
faaliyetini surdiirdu ve ltalyan anarsist hareketi-
nin en onemli yillannda oncu bir ki^ilik olarak mucadele verdi.
1880lerin sonunda ve 1890'lann basinda yeni bir uluscu anarsist "parti"
kurmaya cahstiysa da uygun
saramadi.
Bununla
birlikte
anargizm"i biiyiik bir etki Malatesta
bir
zemin yaratmayi ba-
Malatesta'nin
hosgcirtdli
"sifatsiz
yaratti.
bu kez avukat
F, S.
Merlino
ile
birlikte
cahsmaya
basladi. Merlino, ttalyan Devleii uzerine yaptigi arastirmalarda,
burokrasinin ve Devlet kurumlannin etkilerini toplumun di
iktisa-
lemeline yayabildiklerini gOstermisti. Sosyalist olmasina rag-
men,
ltalyan sendikalizminin temellerinin atilmasina yardimci oldu ve Malatesta'yi erken Marksci iktisadi belirlenimcilik egili-
minden
vazgecirdi.
O
sirada Malatesta
anarsist enielekltieller arasinda,
ile isbirligi
donemin en
yapan dtger
popiiler bazi sarki-
lanm besteieyen avukat Pietro Gori ile birlikte, egitim, dogum kontrolu ve militarizm konulannda anarsist fikirlerin yayilmasini saglayan Luigi Fabbri de yer ahyordu.
Anarsist hareketin ulusai kongreleri, 1891,
1907 ve 191
5'te
toplandi, ancak siirekli bir ulusai orgutlenme yoktu. 1890'larda anarsistler isci hareketinde
azinhk durumunda kaidilar ve dev-
rimci bilinci guclendirmek, sosyatistleri ayaklanmaya tesvik et-
Audi $iztnin
624
mek
T
gibi roller ustlendiler, Genellikle
ozerk olan yerel
Oda-
t$ci
lan'nda (camere de lavoro) cahstilar. Sonuc olarak anarsizm yiizyil
donumunden
Birinci
Dunya SavasVna kadar gecen
bir hareket olarak sosyalizmden
sembolleri ve
dili,
Italyan i$ci simfi populer kulturiine
du. 10 Yerelcilik, antidevletcilik,
ban ve
antimilitarist dnygular
lsciler icin
sure icinde
daha zayif olsa da, degerleri,
opaahmo
(iscicilik)
hakim
ol-
ve antiruh-
varhgim surdurdu.
sendikaLizmi sosyalizme ciddi bir alternatif ola-
rak goren ilk kisiter anarsistler oldu. Fransiz CGT'sini ornek
(CGL) 1906'da kurulOdalan'm merkezilestirmeye ve denetlemeye cahsti. Anarsist esinli Unione Sindacale ltaliana (US!) giltikce sosyalist ve reformist bir cizgiye gelen CGL'den 1912'de ayrildi. Yeni orgut hizla buyudu ve 1919'da, ozellikle Orta ttalya'da ve Ligurya kiydannda yogunlasan uye saytsimn yanm milyona ulastigi one suruldu. Onderlerinin anarsist oimasina karsin demiryoalan Confederazione Generaie del Lovoro
du ve
yerel I$ci
lu iscileri USl'ye
katdmadilar ve Unione topraksiz koyluler ara-
sinda, Apulia bolgesi
dismda kuciik
bir taraftar kitlesi kazandi.
Amsterdam Anarsist Kongresi'nde dile getirilen sendikalizm konusunda bazi itirazlan olsa da, iistlendigi AncoMalatesta,
na'daki bazi antimilitarist gostericilerin 1914'te vurulmastndan
sonra genet grev gagnst yapti. ltalya'nin
nya uyuldu. Ardindan
gesitli
bolgelerinde
c,ag-
butun
"Kizil hafta" (settimana rosa) geldi,
demiryoiu sistemi durdu ve pek cok bolgede catismalar
cikti.
kucuk kasabalar bundan boyle ozyonetimli cumhuolduklanni ilan ettiler. Anar§istlerin ve Unione Sindacale
Marches'teki riyetler
Italiana'mn onderligindeki hareketin monarsiyi devirmeye hazir-
ancak CGL kendi uyelerine i?e donme emri Deneyim, pek cok sendikalisi Onderin dogrudan eylem ko-
landigt goruliiyordu, verdi.
nusunda du$ kinkhgina ugramasina neden oldu,
Sendikalistler
1915'te ltalya'nin savasa mudahalesi uzerine bolundiiler.
Rus Devrimi'ne
ilijkin haberler Italyan
sendikahst hareketi
ne btiytik bir esin kaynagi oldu. 1920'de USI neredeyse miiyon,
CGL
ise iki
milyon uye kaydetti. Itaiyan Metal
Federasyonu 1919'da kendilerine fabrikalarda
"ic
yanm Iscileri
komisyonlar"
secme imkani saglayan bir sozlesme kazandilar. Ardindan gelen bir dizi gorulmemis grev ve isgal sirasinda, bu komisyonlan fabrika 10
komitelerine donusttinneye cahstilar, Bienno roso'nun en Bk7, Levy, "Italian Anarchism", op.
tit, s.
45, T>.
bl5
ttalya
yuksek noktasinda, Armando Borghi'nin onderligitukki Unione Sindacale ltaliana genel grev cagnsini onayladi. Malatesta, o
Milano'da cikan
sirada
ilk
halyan anarsist
gunluk gazete Umanita Nova'da grevin basansizhgmin buyuk baskilara yol acacagr uyansmda bulundu. Uimli CGL'nin reformist onderligi,
iscileri bir
kez daha bazi ktiguk retormlar kar§i-
Bu reformlar
hginda isgalden vazgecmeye ikna
etti.
lestirilmedi. Birkac hafta icinde,
aralannda Malatesta ve Borg-
hi'nin de
bulundugu grev onderlert ve
asla gercek-
anarsist eylemciler kitle
halinde tutuklandilar. Bu, fasnzmin yiikselisinden Once Italya'da ya$anan son
yuk
bii-
denetimi deneyimi oldu. Ancak grev onemli bir etki ya-
ijci
cunku haftalik L'Ord'me Nuovo'da toplanan liberter ve solgrubunun ozlemlerinin gerceklesmesi anlamma geli-
ratti,
sosyalistler
yordu. Antonio Gramsci'nin yonettigi dergi,
iscileri
ozyonetime
hazirlamak icin fabrika konseylerinin reformist sendikaiann yerini
Ana rko - sen dika list ogretiyle ayni cizzamanda yeni sosyalist toplumun emb-
almasi icin <;agn yapti.
gide olan konseyler ayni
riyolan olarak goruluyordu,
Antonio Gramsci bu evrede, yirminci ytizyihn daha sonraki
donemlerinde revizyonist Erokomiinist cevrelerde muazzam bir etki yaratacak bir
Marksizm formu
sendika hareketinin
Onun
yam
sira
gelisiirdi.
fabrika konseyleri ve Sovyetterin
parti gorusu, Malatesta'nm
farkh degildi. 11
O
Gramsci reformist
burokratik Devkt'e de kar$tydi.
e^gudum organi olarak
erken anarsist parti anlayi^indan cok
sirada pek
cok Italyan
anarsjsti gibi,
Gramsci
de Bolsevik rejimin ger^ekten demokratik oldugunu, Boljevizmi Devlet'in
sonumlenmesiyle bagdastirmantn mtimkun oldugunu
du^tindu, tspanyol Devrimi sirasinda hayatim kaybedecek olan
gene anarsist
entelektiiel
Camillo Berneri, Sovyet sistemini bu
evrede bir autogoverno (ozyonetim) olarak gordu,
Ne testa,
var
ki,
1919
gibi
erken bir tarihte Luigi Fabbri ve Mala-
Rusya'da yeni bir smifin olu^makta oldugunu one surerek
uyanda bulundu lar. Malatesta, 30 Temmuz 1919'da Fabbri'ye sun Ian yazdi: Ashnda bu
bir parti diktatorltigudur; ve kararnameleri, ce2a yapti-
nmlan, idamlan ve en onemlisi bugun devrimin 11
Age.
s.
61.
dis
dusmanlardan
Artar$izmin Tarihi
626
korunmasina yardimci olan silahh kuwetkri olan bu gok gercek diktatorluk,
yarm diktatdtkrin kendi iradekrini
iscikre dayatma-
devrimin durdurulmasina, ayncalikh yeni smiflann yeni
sina,
gi-
karlanni kitlekre karsi pekistirmesine ve savunmasina yardimci olacakttr. 12
Yeni kurulan Union e Anarchica Italiana'nin
(Italy an Anarsist BirKasim 192 1 'de Ancona'da toplanan kongresinde Bolsevik hukumeti Rus Devrimi'nin bas dusmani olarak lanetlendi. ligi)
Anarsistler 1921-1922'den itibaren antifasist cephenin kuru-
lusunda bir arac oldularsa da, Gramsci ve arkadaslan, ktsa sure
Komunist Enternasyonal'e baglanan
ifinde
kurma
Partisi'ni
Italy an
Komunist
cabasini surdiirduler. Lenin'in oltimu iizerme
1924'te yazdigi yazida Malatesta, o
gunun
bir
matem
gunii degil,
bayram gunu olmasi gerektigini one siirdii ve boylece komiinistlerle arasindaki sogukluk iytce artti. Mussoiini'nin 1922'de Roma'ya Yuruyus'unun ardmdan anarsizm bir hareket olarak dabir
gilmaya basladt, ancak bunu savasarak yapti. Anarsistler hapse ceza adalarma gonderildiler, ev hapsine ahndilar (Mala-
atildilar,
testa gibi)
ya da surulduler.
Anarsistler, e§itsiz ulusal
dagihmtan, yerel anla$mazhklan
ve gevsek orgutlenmeleri yuzunden fasistlere ciddi bir alternatif olamamislardi. Savas. sirasinda anarsistler ozellikle ulkenin kuze-
ytndeki direnis. hareketi icinde yer nik
isciler
arasmda anarsizm kuciik
aldilar.
bir
Savastan sonra, uya-
canlanma gosterdi.
Ital-
yan Anarsist Federasyonu, isyanci mermer i^ikrinin geleneksel
Vmaniia Nova yeniden cikmaya basladi ve Cesare Zaccaria gunumiizde de var olan Vokalesi olan Carrara'da yeniden gruplasti,
lontct'mn
kurulusuna yardimci oldu. Ancak 1960'tarin
da ortaya ctkan Yeni Sol kau bicimde Marksist oldu; zil
Italyasin-
terorist Ki-
Tugaylar ozellikle otoriter egilim tasiyorlardi. 1968'de Carrara'da toplanan uluslararasi anarsist kongre, o
yihn
men,
ilk
ytllarda, likte
aylannda ogrenci isyaninin basansizhga ugramasma
liberier
rag-
ruhun canlandinlmasina yardimci oldu, Yetmish
bansin ve Yesil ve feminist hareketlerin
yiikselisiyle bir-
anarsizm, esas olarak ogrenciler arasinda ve orta smifin
icinde olsa da, yeniden ortaya cikmaya basladi, Unione Sindicale Italiana 1983'te 12 ALnti, age,
s.
73.
yeniden
faaliyete gecti ve
bu kez ulkenin hemen
Ihilvu
627
Venedik kenti her bolgesinde gruplar olusiuniu. Sonra ki yil, agirlauluslararasi bir kongreye kaiihruk icin gelen uc bin ki§iyi fianarsizm ve canlandirdi baglanulan olan uykuda Kongre di.
daha gelistigi goruldu. Anarsizm artik Italyan bicimlendirmiyor olabilir, ancak Italyan hayatim isci simfinin devam etmektedir ve onun bagnnokumaya meydan Devlet'ine
kirlerinin bir kez
da bir diken oldugunu bir kez daha kamtlayabilir.
29 Ispanya
Ispanya'nin,
modern cagda anarsizmin buyiik
bir
toplumsal ha-
reket olarak gelistigi ve Devlet'i ciddi bicimde tehdit ettigi tek ulke. ri
oldugu rahathkla soylenebilir. Bunun yoreye
ozgii nedenle-
vardir. Ananjist ozerklik, birlik ve federasyon ilkeleri Ispanyol
toplumsal mizactntn bagimsiz niteligine ozellikle uygundur. Ay-
nca kokleri orta^aga kadar giden uzun bir bagimsiz komiin gelenegi vardir. Bu komunlerin kendi kamusal sozlesmeleri vardi ve kendi /uerc'lanni ya da yasalanni olusturmuslardi. Ozgiir ko-
mun
baskalariyla federe
olma imkani saglayan
bir cizyonetim or-
ganizmasi olarak goriildu.
On dokuzuncu
yiizyibn ortalannda Federalist Pani'nin on-
deri Katalan Pi y Margall hipti.
bu gelenek i^inde saglam
bir yere sa-
orta^agin son ceyreginde, esas olarak Kastilla ve Leon'daki
belediyelerin olusturdugu kardesltk orgutleri
hakkmda simian
yazdi:
Kendi
man
/uercVlariyla ya
kendi leri
i<;in
da yasalanyla yetinmeyen yurtta$lar her za-
daha
fazla
ayncabk saglamaya
sulanyla hangi nedenle olursa olsun
ku$kulu gozkrle teri
1
Pi
birlestik<;e,
izledikleri krala bile kar$i
cali^tilar.
daima
qkarak
Nationalities,
ahntijosf
Peirats, WJitit
is
(he
ve
ycrel ozgurluk-
savundular. 1
y Margall,
Kotn-
ihtiyatli
CN'l
:
Anar$izmin Tarihi
630
Pi y Margal!, Hegel'in "ge^itlilik icinde birlik" ilkesinden esinlen-
Proudhon'u Ispanyolca'ya
di ve
gevirdi.
Ozyonetimli komunler
temelinde federal bir toplumu savundu. Reaction y J?evolucion'da (Gericilik ve Devrim, 1854) soyle dedi: "tktidan
onu
boltimlere ayiracagim;
meye devam edecegim," rin bir etki yaratti. Pi, let
bolecegim ve
alt
degigurilebilir kslacagim ve tahrip et-
Kitap, Ispanyol radikalizmi uzerinde de-
1873 devriminden sonra kisa
bir sure
Dev-
Baskani oldugunda, sadece birkac liberal reform yapmayi
basardi. 2
Ancak kendisi uzun sure Ispanyol anarsizminin harekeruhu olarak
te gecirici
Avrupa'dan 1868'de
gdriildu.
anarsizm
gelen
mesaji
ulasti. Kralice Isabella'yi siirgune
min haberini alan Bakunin,
Ispatiya'ya
ilk
kez
gonderen askeri devri-
Birinci Enternasyol icinde o sirada
Demokrasi tttifakazanmak icin Ispanya'ya birkac temsilci gonderdi. Ispanyolca konusamamasina ragmen ltalyan Giuseppe Fanelli, faaliyete
gecmis olan
gizli
Uluslararasi Sosyalist
ki'na taraftar
Madrit'e giderek yirmi bir kisiden olusan bir cekirdek grup 6r-
gutlemeyi basardi. Bu grup, daha sonra Birinci Enternasyonal'in Ispanyol seksiyonu Federacion Regional Espanola'yt olusturdu.
Bakunin de Barselona'da kendi antiotoriter kolektivizmine ban ogrenci ve
iscileri
siyonu, her
kazandi. Birinci Enternasyonal'in Ispanyol sek-
zaman
ko-sendikalist
kati
yonde
bicimde Bakuninci oldu ve hemen anar-
gelisti.
3
Ispanya'da anarsizm kir yoksullan arasinda hizla kok saldi. Miitevazi matbaaci
Anselmo Lorenzo
(Fanelli ve
esinlenmisti) gibi gezgin onderler, anarsisi mesaji tasiyarak yerel ayaklanmalar sirastnda
Proudhon'dan
koyden koye
zaman zaman patlak veren
devrimci ozlemleri canlandirddar, Koylerde obreros consciente'\er (acik goruslu ise'ler) anar^ist
dusiinde
d
reparto (toprak
atessi
canli tutacaklardi, Koylulerin
dagmmi)
vardi.
O
gun geldiginde,
toprak sahibi, rahip ve polis formundaki otorite sona erecekti. 4
Ancak anarsizm, kendi verimli topraklarmi sadece gtiney ve dogudaki mulksiizler -Andalusya ve Levante'nin topraksiz koyluleri ve yoksul ciftcileri- arasinda buldu. Katalonya ve Oviedo'nun madencilik bolgelerine yayildi. Barselona, Valensiya ve Mad2
Bki. Bookchin, The Spanish Anarchists: The Heroic Years 1868-1936, Free t fe
Editions,
3
age
4
Bkz.
j.
rid,
1929.
,
s.
New
York, 1977,
s.
i
21,80-1.
8.
Diaz del Moral,
Histoiiti
dc las aguaciones compesinas andalusas,
Mad-
631
JsfVtirve
rid'deki en
min ve
Modern Okul Hareketi'nin ku-
ileri iscileri cczlx'tii.
rucusu Francisco Ferrer isyan
ruhunun
gene entelektuelter militan
gibi
caztbesine kapildilar. Insanligm oziinde
Gene Pablo Picasso
tasidigi iyilige ve ilerlemeye giweniyortardi.
yuzyihn domimunde onun
bile
ateiz-
etkisi alundaydi.
Anarsizm, baska yerlere kiyasla Ispanya'da daha siddet yanhsi bir bicim
kazanma
egilimi gosterdi,
cunku
siyasal siddet
Na-
polyon Savaslan'ndan beri stradanlasmisti. Ancak Ispanyol anarsizmi,
kehanetci ve bir dlciide binyilci ozellikler tasiyan bu
egilimlerin nitelik
cok
tarihei gibi,
bakimindan temelde dinsel oldugunu, pek
goremedi. Her zaman toplumsal baskimn ne-
denlerine iliskin acik bir anlayis ve cozumlemeyi temel aldi ve tarimsal yoksullasma ve sanayilesmenin yarattigi
yabancdasmaya
cozum sundu. 5 Populer kiilturde koklendi ve ifadekadim toprak ve ozgiirluk, ekmek ve adalet, egitim ve 6z-
gercekgi bir sini,
formunda buldu.
gurliik ozlemlerirtin yeni bir
Ispanyol anarsizmi, kulttir ve hayat tarzini da vurguladi ve gtindelik hayati Kilise ve Devlet'in geleneksel kisitlamalanndan
dzgtirlestirmeye cahsti. Bir ikusadi
kuhk doneminde
rak bir otcude puriten bir tarz gelistirdi.
olgunlasa-
Ancak pek cok Ispanyol
anarsistinin guclii ahlak duygusu, onlan tefeciligi ve israfi red-
detmeye yonelttrken, serbest aski ve arastirma ozgurlugunu
vunmalanna engel olmadi. Dogayla uyum n,
bazilanni
benimsemeye
basit
sa-
yasama arzulagiyimi, sadece sebze yemeyi ve nudizmi
yoneltti. lyi ve etkin
i^inde
bicimde orguttenmislerdi, an-
cak kendiligindenlik ve inisiyadfe de deger verdiler, Grupos de a/inifjfld'lannda (sempati gruplan), sadece ideolojik git,
daha onemhsi dostlugu ve Anarsisi
>
keyifli
New
Ingilii larihgi
York, 1943,
s.
&
Faber, 1937,
s.
kez Juan Diaz del Moral tarafindan (s.
187-192)) one suruldii.
Gerald Brenan, The Spanish Labyrinth, Mae-
157; E.
hester University Press, 1959,
Faber
ilk
compesinas andaluzas'ta
las agitaciones
Ayni konuda Bkz. millan,
aldilar. 6
bombalama ve oldiirme olaylan 1890'Iann basinda
Ispanyol anarsizminin dinstl yorumit
Hiuoria de
baglan de-
yasamayi da temel
s.
Hobsbawm,
j.
Primitive Rebels, Manc-
84; Franz Borkenau, The Spanish Codepil,
220. Btenan
(s.
75) ve
Hobsbawm
(s.
84) Ispanyol
pttritenizminin anarsist grevler sirastnda cinsel perhize yol acjigim da belirtirler.
Geleneksel anlayisjn ikna edki ve kapsamh bir
Temina Kaplan, Anarchists Press, Princeton, NJ, jas,
6
o/
ele^tirisi
icin Bkz.
An da lucid (1869-1903), Princeton University
1977 ve Jerome
R. Mintz,
Chicago University Press, 1982.
Bkz. Bookchin, The Spanish Anarchists,
s.
4-5.
rhf Anarchists of Casas
Vie-
Anar$izmin Tarihi
632
Fransa'da oldugu gibi lspanya'da da artis gosterdi ve vah§i bir hu-
kumet
baskisiyla karsdandi.
terdrizmle
Let'i
Ancak
anarsistler kisa surede
yikmamn mumkiin olmadigmi
Dev-
anladilar, isgiler
ve koyliiler arasinda propaganda yapmaya basladdar. Yuzyilm
doniimunde sanayi basladi, Fransiz
iscileri
arasinda yeni bir huzursuzluk dalgasi
CGT'sinin basanlartndan etkilenen Katalonya
li-
berter sendikalan I907'de Solidaridad Obrera (Isci Birligi) adinda sendikalist bir orgut kurdular. Btr sonraki
yd
kongrelerini topladdar.
ilk
Hukumet
da Katalonya'da Fas'taki Rif kabilesiyle savasmak
1909'
icin asker top-
lamaya basladigi zaman, Solidaridad Obrera genel grev ^agnsi yapti. Barselona'da sokak savaslan oldu; ardindan gelen Semana Jragica (trajik hafta) sirasinda yaklasik binlercesi yaralandi, pek
cok
iki
yuz
isci
olduriildu,
Bunu
kilise atese verildi.
izleyen
amansiz misilleme sirasinda Ferrer, Barselona'daki catismalarda yer almamasina ragmen, hayatint kaybetti. Bu olaydan sonra sendikalar daha guclu bir orgiite ihtiyac
oldugunu diisunduler ve
191 l'de Sevilla'da yapilan bir kongrede, Confederacion Nacional del Trabajo (UEusal Isci Konfederasyonu,
kendisini, lspanya'da
1
CNT)
kurutdu. Orgut
868'den beri varhgim su ya da bu bicimde
siirdiiren Birinci Enternasyonal'in arddi olarak gordii.
CNT, uye
1914'e kadar legal faaliyet yuriitemedi. Bes yd sonra
milyona
sayisi bir
ulasti.
Esas eylem donemi 1917
ile
1923
arasinda yasandi. Bu dcinemde tspanya'nm her yerinde neredeyse bir ic savasa varan devrimci sorieri ya
da pistokros
grevkr
orgiitledi. Sol ve Sag'in silah-
ozellikle Barselona
sokaklannda
vurdu, oc alma amaciyla oldurme olaylan suriip
CNT bir
CGT
birbirini
gitti,
Ancak
yuz yuze
geldi:
yanda kendi uyelerinin hayat kosullanni kisa donemde
iyiles-
de Lipki Fransa'daki
gibi bir ikilemle
tirmeye cahsiyor, ote yanda, nihai olarak toplumun devrimci do-
nusumunu mel
ilkeleri
CNT
hedefliyordu. 1919'da toplanan
ideoloji
olarak
comunhmo
kongresinde
(liberter
libertario
te-
komiinizm)
benimsendi. Bu ideoloji bir sonraki yd Katalan sendikaia-
nnin bolge kongrelerinde de
onerildi. Sendika,
"dogrudan ey-
lemle, herhangi bir siyasal ya da dinsel onyargiyla engellenmeksizin saf iktisadi alanda
mucadele"ye karar
Isverenlerle, hatta Devlet ile
Segui ve Anget Pestana'nin onderligindeki Peirats, Wfiat
b
the
CNT?,
s, 2.
verdi, 7
uzlasmaya
istekli
otan Salvador
dimh kanat
ile
devri-
Ml
hpanya
mi gerceklestirmek icin her turlu araa fiilen kul Ian maya hazir olan Buenaventura Durruti gibi asinlar arasinda bir holunme gesosyalizmc muhalelisti. Ancak CNT icindeki iki kanat otoriter 1920'de Ocuncu Enternasyonal'in Moskova'da topgelen haberler, devrimci iktidar babanesiyle kongresinden lanan kuruldugunu ve Rusya'ya tek bir partinin diktatorlugun yeni bir (ette birlesti.
(ismen sosyalist) hakim oldugunu gosteriyordu. 1922'de toplanan Zaragoza Kongresi'nde CNT "Birinci Enternasyonal'in Bakuoldunin tarafmdan benimsenen ilkelerinin kararh savunucusu" iliskilerini, ilan etii ve Komunist Ocuncu Enternasyonal ile Sovyetler Birligt'yle baglantismdan oturii kesti. CNT tuztigunde, ilkesi be"lscilerin ozgurlesmesi bizzat iscilerin eseri olmahdir"
gunu
nimsendi, Orgiite ancak patronu olan orgudu iscilerin katdabileceklerini savunacak kadar
ileri gittiler.
militan yayinlan, biitun kotuluklerin ve lanedenmis siyasal iktidarm kaynagi olarak gortilen Devlefe her hrsatia saldirdi. Cok bilinen bir aforizmada denildigi gibi:
CNT nin 1
Devrimci iktidar diye bir sey yoktur, cunku butiin iktidar dogasi geregi gericidir;
hem onu
kullanarilan
hem
de
onun kullandiklan-
feLhedebilecegim dusiini yozlastinr; Devlei'i onu yok etmek icin farkinda netiler Devlet'in buliin fatihlerin ustesinden geldiginin degildirkr; vardir;
en
ve kotu degil, sadece kotu ve daha kotu siyasetgiler
iyi
iyi
hukumet
hicbir sekilde var
Utus, Halk'tir ne de Devlet,
Toplum
ile
olmayan hukiimeuir; ne
aym
seydir; insanlann yo-
netimi yerine nesnelerin yonetimini getirelim; insanlara bansi verelim,
kummlara
savas agahm; proleiary'anin diktatorlugu prole-
tary asiz ve proletary ay a kar^i
uygulanan diktatorluktiir;
siyasetgi-
sendikamz kenk-re oy vermek kendi kisiliginizi inkar etmek olur; dinizdir. 8
Yerel bourses du travail (isci borsalan) ve ulusal sendikalar federasyonundan olusan ikili yaptya sahip Fransiz CGT'nin aksi-
oncelikle yerel sirtdkatos linicos'u (tekil sendikalar) temel aldi. Bu sendikalar tek bir fabrika ya da sehirdeki butiin gevjek bir iscileri bir araya getirerek, bolgesel ve ulusal duzeyde ne,
CNT
federasyon olusturdu. Stirekli burolan yoktu ve idari duzenle8
Age. a
1951
Aynca BUz.
ii.
y en
j
fciian.
b*k. Anarchists, in
Detroit, 1977.
I^i tht'
CNT en
la
Rcwlucion tytinola, Tolou5C,
Spanish Rfvolxriiui kinclc, B!;«vk
&
Red,
634
Anar$izmin Taiihi
meleri asgari dtizeydeydi. Gorevliler ucret almiyor ve her yil rotasyona tabi tutulduklan icin burokratlasmiyorlardt. Butun kararlar, oybirligi tercih edilse
de genellikle oy cokluguyla, sube
toplantilannda alintyordu. Her uyenin iiyelik
CNT
kamnda basih olan tuzugiinde su acik ifadeler yer ahyordu: "Bireyin egemenli-
ancak cogunluk karanyla kolektif yonetimt kabul ediyor ve onayliyoruz. Bu olmazsa orgut de olmaz." gini taniyor,
Tam ozerklik federasyonun temeliydi ve baglayici olan tek $ey ulusal kongrelerde vardan genel anlasmalardi. Cozume genellikle
cogunluk oylanyla ulasihyordu, ancak koylerden gelen
kucuk sendtkalann kentlerden gelen buyuk sendikalar tarafindan ezilmesim onlemek i
referandum yoluyla benimsedikleri onergeleri de dikkate
zaman zaman
ahyorlardi. Oyeler
delegeleri denetlemisler, hatta
azletmisderdir. Bir sendika orgutii olarak
dan
biriydi.
Ancak
CNT
en demokratik kurulusiar-
liberter yapisinin bazi sinirlan
lerin ozglirlesmesi bizzat is/cilerin eseri
bicimde yorumlanmasi, onceleri sadece olan iscilerin orgute
almmasma
yo! acti.
da vardi.
tsci-
olmahdir, ilkesinin kau iicretli
ve bir patronu
Bu yaklasim, kuskusuz
tek basina calisan emekcileri, kooperatif iiyelerini, bazi teknisyenleri ve emeiektuelleri disdiyordu. Orgtitun devrimci dtirtuleri-
nin entelektuel karsiti bir
olan
yam da
vardi.
Oye kartlanna basih
soyle deniyordu: "Toplantdarda
tiiziikie
felsefi
lartismalar
yaparak zaman kaybetmek devrimctlige ters diiser. Dayman tarti$maz, eylem yapar." 9 "Birlikten kuvvei dogar" sloganma yapilan vurgu, ozel kanaat ve
nin,
kendi
ilkelerine
ozgur arastsrmayi bastinyor, her uyediisse bile cogunluk kararlanna
ters
uymakla yukumlii oldugu kesin bir dille belirtiliyordu. Sendika, orgutun kamuoyu onunde hicbir sekilde elestirilmemesini de istiyordu.
Ne n
var ki
CNT'nin yuksek duzeyde merkeziyeLsiz yapisi Primo de Rivera'nm 1923'ten 1930'a
bir esneklik sagladi.
asi-
ka-
dar suren diktatorlugQ sirasinda yeraltina cekilen orgut, yapismi koruyarak yeniden ortaya gikti.
1931'de toplanan Madrit Kongresi'nde, egilim, Fransiz
CGT'si
9
the
Peirats, WJiar
is
CNT?,
gibi
s.
CNT
icindeki
dimh
her sanayi kolunda ulusal federas-
19-20.
635
hpanya
yonlann ve ayrica her fahrikudan
iscileri bir sehir
federasyonu
icinde grupla$tiran yerel sindkalos umcos'lann kurulmasi icin onerge verdt. Bu arada, 1927'de siirgunde kurulan a§m Federation Anarquista Ibirica (Iberya Anarsist Federasyonu, FA1) gevsek grupos de ajinidad (sempati gruplan) aracihgiyla CNT'nin
onemli komite ve burolanna hakim olmaya basladi. Amaci reformist kanada karsi koymakti. FAI'nin butun anarsistleri CNT uyesiyken, CNT'nin butun uyeleri anarsist degddi. Devrim fikrini reddedenler ve FAI gibi kustah bir azmhgm onderliginde
CNT
iginde faaliyet gosteren bir hareket, orgutten ihrac edilme-
ye baslandi.
Sonuc, 1932'den itibaren lspanyoi sendika hareketinin en az yansinin kararb anarsist nuveler tarafindan yonlendirilmesi oldu. Bakuniti'in gizli oncii dusti gerceklesiyordu. FAI, aralarm-
da Ange! Pastana ve Juan Peiro'nun da bulundugu lhmh CNT onderlerini kovmayi ba^ardi. Bu gruplan Treintistas (otuzlar) olarak bilinen otuz
kisi,
hazirhksiz ayaklanma taktigi, siddet icin
siddet ve "devrim efsanesi"ne karsi ?ikan bir manifesto imzalamislardi. Ihmhlar dictatura de la FAfyi (FAI'nin diktaturlugunu)
aynlddar ve kendi sindicatos de oposicion'lanru (musendikalanm) kurdular, ancak muhtemelen alums binden
ele^tirerek halif
fazla iiye toplayamadilar.
FAI'nin iginde farkb egilimler de vardi. Bunlar, sanayi sen-
dikalanmn yonetiminde planb ekonomi oneren Diego Abad de Santillan'dan, Federica Montseny gibi ozgur bir komunler federasyonunu savunanlara kadar degisikiik gosteriyordu. FAI, 1936 lc Savasi'nin baslamasina kadar aciga cikmadi. Onemli bir etki yaratmasma ragmen, uye
sayisi asla
otuz binin uzerine cikmadi.
Saflan arasinda sadece kriminal unsurlar degil, purtten idealistlerden olusan bir grup da vardi. Bu grupta, lg savas sirasmda kiliselerin atese verilmesmi, rahiplerin ve
edilmesini ilk kez savunan
kisiler yer
erkek fahi^elerin idam
ahyordu. Bu
ateisi militan-
lann temelde dindar olduklanni soylemek yaniltici olsa da, Reformasyon'un piiriten mezheplerinin orgiiilu dine duyduklan nefreti bir olciide paylastiklan ku^ku goturmez. Rakipleri, FAl'yi CNT'nin yonetimini ele gecirmeye cabsmakla sucladdar, ama gercekte ele geciritecek merkezi bir iktidar yoktu ve her iki drgiit de pek gok 10
Bkz. gev.
Huan Gomez
A
konuda aym goru§teydi. 10
Casas, Anarchist Organization: The History of the FAI.
Elueswin, Elatk Rose Books, Montreal, Lyito.
s.
]
636
Anar$izmin Tarihi
Devrime onculuk etme ve CNT'yi yonetmek igin sempati gruplanm kullanma taktigi yuziinden FAI, bir "anarko-Bolsevizm" teorisini benimsemekle de suclanmtgur. 11 Murray Bookchin de FAI
Yanmada
Komitesi'nin "Bolsevik tipte bir merkez komitesi ile yapi arasindaki cok ince gizgi" uzerinde yunidugukabul eder. 12 FAI, lc Savas'a kadar uyelerini dikkatle secen
salt idari bir nti
bir gizli orgut olarak kaldi ve
dan sonra
ancak cumhuriyetin kurulmasm-
yasal statu kazandi. Faista'lar intikam amaciyla oldur-
me
eylemlerinin pek cogundan sorumluydular. Ancak FAl'nin sempati gruplan, kusku gouirmez bicimde oncu egilimlere sahip olsalar da, ideolojinin yam stra karsihkh
sempati ve gonulluluk esasryla bir arada tutulan ozgtir birliklerden olusuyordu. Bunlar kati bir disiplin ve hiyerarsi icinde or-
gudenen Komunist
Parti hucreleri ya
maz. Kendi aralarmda kurduklan
da kadrolanyla kiyaslana-
siki baglar dikkate alindtginda,
genis bir aileye benziyorlardi. Genellikle kendi inisiyatifleriyle harekete geciyorlardi. Bu ozellikleri otoriterSol icinde onlara h$ incontrolados (denetlenemeyenler) denilmesine yol actt. Ayrica FAI, trpkt CNT gibi konfederal cizgide orgutlenmisti; Yanmada
Komitesi siyaset olusturmaktan cok alman kararlan uyguluyordu. Onlann Bolsevizm ile aralanndaki farkin bilincinde olan ancak gercek niteliklerini anlayamayan Trocki, FAI ve CNT'ye
"burjuvademokrasisiarabasinm besinci tekerlegi" diyordu. 13 Otuzlu ydlann basinda, ozelhkle Levant, Andalucia ve Katalonya'da, Buenaventura Durruti gibi militanlar tarafmdan savunulan ayaklanma komimlerini kurmak icin harekete gecen pek cok anarsist vardi. Bu girisimlerin en onemlisi Jerez yakinlanndaki Casas Viejas denilen kucuk bir kciyde gerceklestirildi. Burada, sehdedos (alu parmak) takma adint kullanan eski bir asker-
den esinlenen kucuk kilitleyip kizd
bir yerel anarsistler grubu, sivil muhafizlan ve siyah bayraklar cekerek c\ reparto'yu (toprak
dagmmi)
ilan ettiler. Guardia Civil (Sivil Muhafizlar) ile siddetli gattsmalardan sonra, isyancdann hepsi oldiiruldu, bazilan da bir
coban kulubesinde 11
12
diri diri yakildi. 14
Rober: W. Kern, Red Yean/Black Yean: A Politico) History of Spanish Anarchism (1911-1937), 1SHI, Philadelphia. 1978, s 3 Bookchin, The Spanish Anarchists, s. 214.
1
Ahnti,
14
Bkz.
W.
Kern, Red Years/Mack Years,
Mimz, The Anavchists of Casas
s. 3.
Mimi, anarsizmin temelde dindar olmadigi gorusiinii Kaplan'la paylasir; anarsizmin amtopolojik anlamda bir
"yeniden
one surer;
dirili?"
up. tit,
s.
hareketi 3-4.
Viejas,
oldugumt soyltmenin daha anlamli oldugunu
637
I\jkinyti
Toplumsal huzursuzluk giderek villa'da bir genel grev girisimi ve
arttt
ve yayddi. 1932'de Se-
1933'te Barselona'da cesitli
ayaklanmalar oldu. CNT'nin basi cektigi bir secim boykotu
yii-
zunden Cumhuriyetci-sosyalist koalisyon 1933 secimlerinde yenilgiye ugradi. Atternatif, ozellikle
Aragon ve Rioja bolgesinde
daha fazla grev ve daha fazla ayaklanma oldu.
Union General de Trabajadores
(UGT) Ekim
CNT
ve sosyalist
1934'te Asturias'ta
yedi bin madencinin ayaklanmasini destekledi. Hareket, Fash birliklerin yardimiyla vahsi
bicimde
ezildi. Yiizlerce kisi oldiirul-
tc
Ardindan gesavasa dogru
suruklenmekte oldugu goruldu. CNT secimlerde oy kullanmayi tutarh bicimde
reddetti. Slo-
du ve dokuz bin
kisi
yargdanmak uzere
hapsedildi,
len bienno negro (iki kara yd) sirasinda ulkenin
La Revolution SociaV." (oy sandigi yerine Topiumsal Devrim) idi. Bos oy verme kampanyasi 1933'te saga bir hukumetin kurulmasina yol a^ti. Ancak CNT'nin biitun iiyeleri izlenen siyasetten hosnut degildi ve cogu Halk Cephesi gani, "Frertte a las unws,
koalisyonunu iktidara getiren 1936 basdarindaki secimlerde oy kullandi. Mayis 1936'da Zaragoza'da toplanan ulusal kongrede yaklasik
yanm milyon
isciyi
UGT
ile
CNT
CNT
temsil eden
ihmh muhaliflerini isteyerek ittifak kurma araytsini onayladi.
oposicidri'un
de sindicatos de
destekledi ve sosyalist
Kongre'de devrhnci anarsist inanQlanni bir kez daha donemi bir kez tamamlandi-
dogruladi: "Devrimin siddet i^eren
gmda sunlann let,
feshedildigi ilan edilecektir: Ozel miilkiyet, dev-
sonuc olarak insanlan sdmuren ve somuDevrimin sadece ani $iddet eylemi olmadtgi, derin bir psikolojik donusiimu de geotorite tlkeleri ve
rulenlere, ezen ve ezilenlere bolen stniflar." bir
rektirdigi acikhga kavu^turuldu.
On
gunluk kongrede alinan kararlar
liberter
komunizmin
en acik ve keskin ifadelerinden birini icerir. Buna gore, yeni toplumun, yasamak icin zorunlu olan maddeleri bolgesel ve ulusal federasyonlar araciligryla uretmek ve miibadele etmek uzere 6z-
gurce
birlesmi^
sendikalar
temelinde
kurulan
komunlerden
olusmasi kararlastirddi. Yurutmeci ya da burokratik
mayan konvunlerin
niteligi ol-
secilmis komiteleri, tanm, hijyen, kultur, di-
konulannda kararlar alacakti. Topureticiler gun tin sonunda komunal meclislerin onaymi gerektirmeyen aynmilan tartismak
siplin,
uretim ve
istatistik
lumsal bir hiyerarsi olmayacakti; igin bir araya geleceklerdi.
Anar^izmin Tarihi
638
Bireysel olan, butiin toptumsal, iktisadi ve ahlaki yaratimn
hucresi ve temelt olarak gorilldu, ancak kongre iktisadi
nizm
ilkesini benimsedi. Kolektife
kendi
giig
komu-
ve yeteneklerine
gore ozgurce yardim edecek herkes kendi ihtiyaclarini komiin-
den saglayacakti. Ekolojik icgoruyle, nihai olarak yeni toplumun her komtine ozerklik diistriyel
ir.in
gerekli olan her tiirlu
unsurlan, "insanin ve bu omekte
ta rim sal
ve en-
komunun, baskalan-
na en az ihtiyac duyacak kadar dzgiir olmasim ongoren biyotojik ilkeye
uygun bicimde" cemin etmesi karara
Cesitliligin hosgortiyle karsilanmasi
baglandi.
Kongre'nin en onemli
ozelhgiydi. Anarsist gortisiin, kolektivizmden bireycilige kadar
pek cok tonunu anonimlestirmek iqin her tiirlu gLrisim yapildu Komunlerin pek cok farkh biqime biirimmesi, endiistriyel teknolojt
ni
muhatiflerinin ve nudizm savunucularimn kendi komunleri-
kurmakta
ce,
ozgiir
olmalan kabul
edildi. Kisisel iliskilere gelrn-
devrimin aileye siddetle yaklasmamasi kararlastmldi, cunku
toplum icinde dayamsmayi tesvik ediyordu. Ancak Kongre, comunismo liba tario'yu (liberter komunizmi) kabid etti. Buna aile
gore, "erkeklerin ve kadinlann serbest iradeleri ve cocuklara top-
luiuk guvencesi saglama disinda higbir kurali olmayan ozgur ask" benimsenecekti.
Emelektueller
ile
kol emekcileri arasinda higbir
aynm olma-
yacak, ancak cehalete son verniek ve insanlarm tek baslanna du-
sunmelerine yardnnci olinak
Mahkeme
icin
egitime agirhk
verilecekti.
ve h apis hanel ere artik gerek ohnayacaklt: "Comunismo
Ubertario hicbir sekilde zor kulianmaz:
Mevcut
islah edici adalet
ve cezalandirma araglan sisteminin ortadan kalkttgini gosteren bir olgu."
Kongre'de hazir bulunanlar
icin tartismasiz bir
konu
da suydu: "insan dogustan kotii degildir ve sue, icinde yasadigi-
miz adaletsizlik durumunun manuksal sonucudur." Toplumdtsi insanlara gelince, bir uzlasma ruhu icinde her tekii davaya adil bir
coziim aramak halk meclislerinin gorevi olacakn. Bir kisinin
ihtiyaclan karsilandiginda ve kisi akdci ya da insani bir egitirn
gordugiinde, toplumsal adaletsizligin ba§hca nedenlerinin orta-
dan kalkacagina giiveniyorlardi. "Konfederal Liberter
Komunizm
Anlayisi"ni tanimlamaya
cahsan bir kongrenin butiin bu dikkate deger somiclan,
program ya da
ozgiil
toplum tasansi olarak sunulmadi. Biitun bunlar bir baslangic plannun ana hatlan, "tnsanhgin, bu tiinluklu kurtulusuna dogru gidisteki hareket noktasi" olarak su-
bir
bir gelecek
639
kpdllVrt
nuldu. 15 Hepsi devrimci taleplerdi ve devrim yakindi, Ancak
Kongre hazirhk
niteligindc hicbir
Milis egitimiyle
ilgili
somut diizenleme yapmadi,
bir onergc, geritla savasim
savunan bir
onergeyle gecersiz kilindi. Devrimci genel grev askeri isyanlara
Ne
yantt olacakti,
munismo
sinda CNT'nin bir
var ki gerceklesim araclanndaki belirsizlik Co-
libertario'nun popularhesini azaltmadi.
yanm milyon
bucuk milyonu Franco 19
Kongre
yd sonunda uye
iiyesi vardi;
sira-
sayisi
asti.
Temmuz
1936'da cumhuriyete karsj ayaklandi ve
isyanci gucler halk milislerini hizla silahsizlandirmaya basladi-
Temmuz ayimn sonunda Franco ulkenin sadece yansini denetim altinda tutuyordu. CNT, devrimci genel grev ilan ederek, lar.
topragin ve fabrikalarm kolektiflestirilmesi icin cagnda buluna-
CNT
rak yanit verdi. Sonraki on ay icinde
Ispanya'nm
belli
bash
giicleri
ve FAI, cumhuriyetci
arasmda yer
aldi.
Anarko-sen-
dikalisder derhal Barselona'nm yonetimini ele gecirdiler. George
Orwell'in de gozlemledigi gibi, faai devrimci lerin cogu,
parlamentolara giivensizlik duyan anarsistler"
Katatonya
fiilen bagttnsiz bir
cumhuriyet haline
butiin
geldi. Isci
gruplan temsil etmek
orgutlerini, cesitli siyasal partileri ve
Komite kuruldu. Kaialonya
bir Antifasist
idi.
"
16
gecici
icin
hukumeti Gene-
dagitma sorunuyla karsi karsiya katan CNT-FAI onderleona dokunmamak ve Baskan Lluis Companys'i desteklemek gibi onemli bir karar aldilar. Garcia Oliver ?u yorumda bulundu: ralitat'i ri
"CNT luyla
ve FAI, devrimin anarsist ve Konfederal diktatdrliik yo-
bogulmasma yol acacak devrimci
i^birligi
totalitarizmi reddederek,
ve demokrasi karan aldi." 17 Oliver, "anarsist diktatorluk
Komunizm
anlamina gelen Liberter
ile isbirligi
anlamina gelen
demokrasi" arasinda bir seqim yapma zorunlulugundan s02 ederek, ikilemi agikca ortaya
Ne
koydu. 18
var ki Katalan hukumetiyle i^birligj karan toplumsal
devrimin ilerlemesini frenledi. Antifasist Milis Komitesi 15
Peirats,
La
CNT en
la Revolulwii Espanola,
The Spanish Anarchists, 16
George Orwell,
New
s.
1,
iki
ay
109 vd. Ayrica Bkz. Bookchin,
290-5.
English
WeMy
(29
T«inmui ve 2 Eylul 1937),
Collec-
ted Essays, Journal ism andLcltfrs of George Orwell icinde yeniden bsk,, der,,
Soia Orwell
17
Press, 1983,
18
& Ian Angus, Penguin, Hannonds worth,
1970,
1,
307.
Ahnti, Vernon Richards, Lessons of the Spanish Revolution (1953),
Age,
s.
s.
Freedom
34.
35. Ricliards'in belirttigi gibi, "anarsisi dikiaLnrluk" kavrami kendi
icinde tehlikeli bir lerimdir.
Anar$izm\n Tarihi
640
CNT-FAI'nin anarsist onderleri Savunma KonseGeneralitat yi kurma gerekcesiyle bu hareketi hakh ctkarmaya cahsttlar. Daha sonra parlamentoda temsil edilme yominde sessiz bir adim attilar. Delegeligin islevlerini unutarak halk hareketini yonetmeye cahstilar. O strada ortaya atilan bir slogan onlari buyuluyordu: icinde dagitddi. 27 Eyliil 1936'da hit ku
me tine
girdiler ve bir Bolgesel
"Sacrijkamos a todo menos a ederiz!) len,
Uzun donemde,
la victoria!"
(Zafer icin her §eyi feda
Frartco'ya kar^i savas
ugruna feda edi-
toplumsal devrimin kendisi olacakti.
CNT
Ancak
onderligi "anar§ist diktatdrluk"u reddeder, ote-
cumhuriyetci siyasal partiler ve sendikalarla isbirligini tercih ederken, kolektiflestirme surecini destekiemeye devam etti, CNT ki
uyeleri, sosyalist
UGT'nin genis
bir kesiminin i$birligiyle topragi
hizla kolektiflestirdiler ve cumhuriyetci giiclerin denetledigi bolel koydular. Kisa sureli olmasina ragmen bu deneyimin ba§anh sonucu, isctlerin ve koyfulerin kendilerini yonetebildiklerini ve comunismo libertario'nun mumkun olabildigini basanh bicimde kanitladi.
gelerdeki fabrikalara
Oteki fraksiyonlar gibi anarsistler de milis gruplan icinde orgutlenerek kendi subaylanni seedier ve verilen emirleri uygu-
lamadan once tartismaya acular. Miiis kollan baslangicta bir yapi gosterdiyse de, profesyonel asker
cude kaotik
menez de
bir ol-
A lb ay
Ji-
Beraza §u gozlemde bulundu: "Askeri bakis aci-
la
sindan bir kaos var, ancak bu isleyen bir kaos. Bunu bozmayin!" 19 Askeri disiplin yoklugu
lann cesareriyle
telafi edildi.
askeri gucleri arastnda en
daha cok
inisiyatif
ve askeri kol-
Orwell, anarsist milislerin "Ispanyol iyi
savascilar olarak tamndiklan"ni
dogruladi, 20
Bagimsiz
tgci
Partisi'nin referansiyla iilkeye gelen Orwell,
POUM'da
muhalif komunist grup
on Marxista) lar'a
tercih
daha
iyi
silah altina alindi ve
etti.
(Partido Obrero de Unificacibu orgutu Uluslararasi Tugay-
Ancak daha sonraki itirafina bakihrsa, durumu muhtemelen anarsistlere katihrdi. 21 Or-
anlamis. olsaydi,
well, Ingiltere'deki, anar$ist ve sen di kalis tlerle
ilgili
yanhs kana-
de duzeltmeye cah§ti ve savasin ba^rnda Ispanyol an artist lerinin ozellikle Katalonya'da gerceklestirdikleri dikkat cekki atleri
19
Alitui, Richards, lessons of the Spanish Revolution,
20
Bkz. Orwell,
Homage
to
s.
Cata Ionia (1938), Penguin,
59-60.
Ha rmonds worth,
s.61. 21
Orwell'den Jack Common's,
Ekim 1937, The
Collected Essays,
I,
323.
1962,
641
/s|>(lnycl
kazammlan
vurguladi. 22 Bir digirr Ingiliz, Walter Gregory, ko-
munist egilimlt olmasina ragmen anarsistlerden derin bicimde etkilendi: "I^tenlikleri, adanmisjiklan ve co^kulari gorulmeye degerdi. Davalannin dogal adaletine ya da bu adaletin gerceklesmesinin
kacimlmazhgina duyduklan inanci hicbir zorlugun
azakamadtgi goruluyordu." 23 Ancak anarsist milisin cosku ve cesaretine ragmen, Durruli kolunun Aragon'a girisinden sonra, esas anarsist cephe butun savas.in en statik cephelerinden biri haline geldi,
komunal
Savas. cephelerinin gerisinde,
geleneklerini yeni-
den canlandiran koyluler, Temrauz 1936'da Franco'nun ayaklanmasinrn ardindan, Andalucia, Katalonya, Levante, Aragon ve Kastitya'nin ce^itli botgelerinde topragi kolektiflestirdiier. Ara-
gon'da topragin yaklasik dortte
ucii,
«ye
sayisi ytizlerden binlere
kadar degi§en kolektifler aracthgtyla yonetildi.
Andalucia'da,
Franko'nun birlikleri savasin baslannda bolgeyi istila etmeden once, pek cok koy komiinu kuruldu, para kaldinldi, toprak kolektifle^tirildi ve dogrudan mat mtibadelesi girisimleri oldu. Cehaleti kaldirmak ve temel tip hizmetleri vermek icin planlar yapildi.
Ozgur ve
esit
yoksulluk ideal haline geldi. Yoksulluk ve
baskiyla gecen yuzyillann ardindan sergilenen kati ahlaki
ve devrimci idealizm dikkat cekiciydi. 2
CNT
tutum
**
sendikalan genelde kadinlan ve gocuklan da kapsa-
yan butun halkin meclislerine donu^tu. Meclisler kendi lerine
sorumlu olacak bir yonetim komttesi seciyorlardi. Kararlar, koy ya da sehir meclisleri ite gunluk isleri yurutmekten sorumlu karsi
CNT
komiteleri arasinda ortaklasa aliniyordu. Bunlar "gonullu
otorite" denebilecek bir sistem aracthgiyla islediler. Hie
kimse kalmaya zorlanmadi; ancak genel meclistn otoritesine ve pek cok durumda da yerel komitelere tabi oldular. Kotektiflere esgiidum saglamak icin Bolgesel federasyonlar kuuye olmaya ya da
iiye
ruldu. 25 22
Bki. Orwell'in, Mairin Mitchett'in Spanish Rehearsal in Time and Tide'a iliskin
degerlendirmesi (11 Araiik 1937), ahnti. The Collected Essays,
23
WaUer Gregory, David Morris
& Anthony Pteres,
I,
The Shallow
324.
Graw
icinde,
Gollantz, 1986.
24
Bkz. Borkenau, The Spanish Cockpit,
25
Bki, Pierre Broue ve Emile in,
MIT
Press,
167. the Civil
War
Cambridge, Mass., 1970; Gaston Leval, Collectives
nish Revolution, lectives.
s.
Temime, The Revolulion and
Freedom
Press, 1975;
Workers' Sel/-Managemenr
Rose, Montreal, 1974.
Sam
in (he
in
Spa-
in (he
Spa-
Dolgoff, der. Vie Anarchist Col-
Spanish Revolution 1936-1939, Black
Anar$izm\n Tariki
642
Pek cok bolgede,
"bireyci"
koylukrin kendi topraklanni
is-
lemelerine izin verildi ve bazi bolgelerde ozellikte onlar icin tuketici biletleri basildi, ler
Kokktif uyekri, zor kullarimadan, ornek-
olusturarak halki kendilerine katilmaya ikna etmek istedikr.
Gene de kamuoyunun guctu
etkisi siirec icinde
onemli bir
oynadi, Kolektiflerin cogu ihiiyaca gore komunist define yoneldi. Yeni is.
rol
bolusum he-
ekim yontemleri denendi ve savas yuziinden
kaybma ragmen tanmsal urunde artis kaydedildi. 26 Kentlerde CNT, ikmal zorluklarma ve pek cok durumda bu-
glicu
tun yonetim yapisinm ve pek cok teknisyenin kaybtna ragmen
devam
uretimi etkin bicimde surdtirmeye
etti. 27
Mulk
sahipleri
bazi yerlerde secilmis komitelerin yonetimine girdi. Ispanya'nin
toplam sanayi ciktisimn
%
70'ini ureten Katalonya'da,
butun
sa-
nayi kollan (tekstil ve
cam gibi) daha den orgutkndi. Kimya fabrikatarmin
genis birimler icinde yeni-
endiistrisinin kurulmasi gerekiyordu.
Kent kolektifkstirmesinin
desteginde yeni bir savas
merkezi olan Barselona'da kamu hizmetlerine ve iiretim yapan kuruluslara el konuldu ve cok genis ve karmasik bir kentte butun bu kuruluslar basanh bicimde yonetildi. 1936'nin ve
Ekim aylan arasmda butun uretim ve dagium
Temmuz
fiilen iscilerin
denetimi alundaydi. lngiliz
1937 yazi
Bagimsiz
Isci Partisi'nin
Sekreteri Fenner Brockway,
dan, CNT'nin lspanya'daki en buyiik ve en canh
oldugunu
bildirdi.
CNTnin di.
ardm-
gibi gee bir tarihte iilkeye yaptigt bir ziyaretin
Isci
isci sinifi
orgutu
$6yk diyordu:
gerceklestirdigi
yapia devrimci
faaliyet Ibeni]
cok
etkile-
denetiminin sanayi alaninda gercekkstirdigi kazanim bir
esin kaynagidtr nifinin bugiine
...
Ispanya'nin an arsis tleri,
CNT
aracihgiyla isci
si-
kadar gerceklestirdigi en buyuk yaptci gorevlerden
birini yerine getirmektedirler.
Cephe gerisinde yeni
bir Isgi
Cephede
fast z
Toplumu'nu
me
karsi savastyorlar.
fiilen insa ediyorlar.
Fa-
sizme karsi savasm ve Toplumsal Devrim'in birbirinden aynlmaz
oldugunu goruyorlar.
26
Bkz.
Hugh Thomas,
War", M. Gilbert, 1966,
27
s.
"Anarchist Agrarian Collectives in the Spanish Civil
der.,
A Century
oj Conflict J850-1950,
Hamish Hamilton,
253-7.
Bkz. Borkenau, The Spanish Cockpits, Revolution,
s.
110-11.
s.
90-1; Richards, Lessons of the Spanish
643
Jsjufnya
Brockway'in bir gozkmi dc
jfiiyilu:
"Anar§istkr arasinda var olan
buyuk dayanisma bireyin ondurlige bagimh olmamastndan, ken28 Anarsistler uzun di guciine guvenmesinden kaynaklamyordu." vadede savant kaybedebilirkrdi, ancak topragt ve sanayii basanh bicimde kokkliflestirmeleri en
ve yapici kazanimlanni
kaltci
olusturacakti.
Hie ku§kusuz sempatizan ziyaretcikrin goremedikleri zorluklar da vardi, Farkli girisimler arasmdaki iliskikr
man
akstyor ve bazi kolek tiller, sartki
rekabete
devam ediyordu. Ocretkr,
flzet
zaman
za-
mulkiyet varmts gibi
ayni iskoluna bagli farkli
fabrikalarda bile dalgalamyordu. Madrit
hukumetinin
altin re-
zervine bagli fonlan serbest birakmayt reddetmesi yuzunden,
sermaye ve malzeme kithgi vardi.
Ekim
Kaiatonya gecici hukumeti Generalitat'in 24 kolek ti fieri tamyan, ancak onlari
kumet yonetimi ladi.
Bu
iizerine,
devrimci surec durak-
karar kolektiflerin gelismesini durdurmakla kalmadi,
sanayide kolek tiflestirmeyi yuzden fazla
k
1936' da
denetimi altinda degil hu-
altinda bir araya getirmeyi amaclayan bir Kolek-
kararnamesi cikarmasi
tiflestirme
i§ci
sintrladt.
isci
cahsttran
is
yerkriy-
Ozel fabrikalarda uretimi arurmak ve kati disiplini
icin bir Isci Denetim Komitesi kuruldu. Bir Ekonomik Konsey (nihai endustriyel otorite olarak zorlama yetkisine sa-
saglamak
hip) ve bir Girisimler Konseyi (bir Generalitat "kontroloru"nun
katthmiyla
i§^i
temsilcikrinden olu^uyordu) kuruldu. Her
iki
kurulus da merkezi hiikumet denetimi yontinde bir gelisimi gosteriyordu.
Ancak savas ekonomisinin butun kisitlamalanna ragmen, Orwell, Barselona kentinin gortilmeye deger coskusundan derin bicimde etkikndi. Bu kentte "isci sintfi is basmdaydi." 29 Giindelik iliskiter
ddnustiirutuyordu. Insanlar birbirine
Tti
(sen) diye
hitap ediyorlardi.
Kadinlar kitle halinde devrime katildilar. Savasin
nemlerinde erkekkrk
omuz omuza
rinde komtinal karar alma siireglerine katildilar.
na dayanan "serbest birle§meler"in gecirilmesini
28
Alinti, Rocker,
29
Orwell,
do-
guvene ve sorumlulugun paylasilmasiistedi. Daha etkadtnlan pasiflikten, cehaletten ve somuriiden
evliligin yerine karsihkli
kin feministler,
ilk
koy mecliskPek cogu yasal
savastitar ve
Anarcho-Syndicalism,
Homage to
Catalonia,
s.
S.
s.
101.
Anar$izmin Tarihi
644 6zgurle?tirmeye, kadinlar
erkekler arasinda kooperatif bir an-
ile
lay 15 yaratmaya cahsan Mujeres Libres
(Ozgur Kadinlar) admda
liberier bir
grup kurdular. Eylul 1936'nm sonunda kadinlardan
olusan yedi
emek seksiyonu
nn kurtulusu ancak kismen
ve tugayi vardi. 30
Ne
var ki kadinla-
gercekle$ebildi: Kolektiflerde erkek-
lerden daha az ucret aliyorlardi; "kadin emegi"
devam ediyordu;
mucadeleyi cinsiyet degil sinif diizleminde goruyorlardi. Ancak geleneksel olarak Katolik ve patriyarkal bir toplumda hie ku§ku-
suz kadinlar icin yeni imkanlar da dogdu, kamuoyunda e§leri
yanlannda olmadan gorunduler ve yeni
bir
ilk
kez
ozguven kazan-
dilar.
Ne
var ki
fabrikalar
deneyim
hammadde
kisa omurlii oldu.
CNT
yonetimindeki
ikmalindeki yetersizlik nedeniyle milislere
gerekli ekipmani saplayamiyordu. t§gi sinifi
cogunlugunun des-
kazanmayi basaramaditar ve toplumsal devrimi gelistirme
tegini
Franco' nun ordusuna karsi verilen savas ve oteki
girijimleri
cumhuriyeici hiziplerle, ozellikle de Komunistlerle suren mucadele yuziinden durakladi. Eylul 1936'da rilan yayin organi hala israrla
mun
liber ter
nominin
CNT'nin Madrit'te
gorusjii
savunuyordu:
"
cika-
top lu-
doniisumu ancak devletm feshedilmesi ve eko-
tarafindan denetlenmesi sonucunda gercekleAncak Ekim ayimn sonuna dogru, Franco'nun birlikle-
rsci sinifi
§ebilir." 31 ri
§u
Madrit'e yaklastikca,
CNT,
Barsetona'da
UGT
ile birlikte birle-
etmek zorunda kaldi. Kiicuk miilk sahipleri ve isletmelerin kamulastinlmasi da durduruldu. CNT-FAI, Barselona'da, uyelerinin kendi§ik komiita, askeri disiplin ve zorunlu askerligi kabul
lerinden isteneni yaptigi bir Propaganda Biirosu ve oncu elitizm
kokan
bir Miliianlar
Okulu kurdu.
Anar§ist onderler
hiikiimetle
i^birligi
yaparak toplumsal
devrimi durdurdular, Bazilan, Kasim 1936'da bolgesel savunma
kurmak
konseyi
zayif bir mazeretle Katalonya Generali-
gibi
CNT'nin dort onderi, Arahk ayinda o onurlu her turlu parlamenter siyasetin diijinda kalma gelenegi-
tat'ina katildilar.
gelenegi,
ni terk ederek, Largo Caballero'nun ("Ispanya'nin Lenin'i" olarak
taninmifti) sosyalist huktimetinde bakan oldular.
Juan Peiro, 30
sirasiyla ticaret ve sanayi
Bkz. Liz Willis,
Women
in (lie
bakanhgi
Juan Lopez ve FA1 mili-
yaptilar.
Spanish Revolution, Solidarity Pamphlet, no.
48, 1975.
31
CNT
(5 Eylul 1936), almti, Burnett Bolloten, Tlte
Communist Conspiracy
in the
Spanish Civil Wat,
Gland Camouflage: The
New York,
1968,
s.
156.
645
Jsfxitlyu
tani Garcia Oliver adalet
bakanhgi gOrevini kabul
reformlar yapti, ancak siyasal
ral
mahkumlar
icin
etti;
bazi libe-
cah$ma kamp-
lanni savunacak kadar da alcaldi. Anarsist entelektuel Federica Montseny, duraksayarak da olsa saghk bakani oldu.
Oysa savundugu inanclar cok farkhydi
ve gorusjerini daima su sozlerle ifade etmisti: "Devlei kesinlikle hicbir §ey basaramaz;
Hukumet
halklar icin her turlu ozgurluk lir." 32
CNT
gucunii her
zaman
ve Otorite sozcukleri bireyler ve
imkanimn inkan anlamina
ge-
Devlet'i ve siyasal entrikayi red-
de Lines ine borclu olmustu. Siyasal partilerden bagimsizdi ve
dogrudan eylem yoluyla devrime baghydi. CNT'nin gunliik yayin organi Solidaridad Obrera, lam da onderlerinin Caballero'ya katildiklan bir sirada, gercegi benzeri goriilmemis bicimde gizle-
yerek soyle diyordu: hukumet, "Devlet organlanni diizenteyen bir arac olarak, i$ci sinihna karsi baskici bir tipki Devlet'in sil
etmemesi
51
kazanmak
CNT
de artik toplumu
stniflara
guc olmaktan
cikti;
bolen organizmayi tem-
gibi," 33
onderleri dis yardim saglamak ve Franco'ya karsi savaicin
hissettiler. Ankurumlan kagintlmaz bi-
uzlasmak zorunda olduklanni
mahkum
cak gec/mi^te §iddetle
ettikleri
cimde guclendirmek zorunda kaldiiar. Kolektiflegtirme stirecini durdurdular. Halk milisinin orduya donusturulmesini denetlediAdalet Bakani Garcia Oliver 1937'nin ba§lannda yeni Askeri Okul'un ogrencilerine §u sozleri soyleyecek kadar ileri gitti: "Halk Ordusu'nun Subaylan, demir disipline uymah ve komutaler.
niza girdikleri andan itibaren yoldaslanniz degil,
ordumuzun
as-
olmak durumundaki adamlanniza da ayni disiplini uygulamahsmiz." 34 Daha sonraki askeri duzenlemeler ve militerlesme pek cok anarsist milis ve i^ciuin keri
mekanizmasinin
basit di^lileri
moral in i bozdu. Anar^istlerin findan, FAt'iiin
hukumete katilmalan, Vernon Richards
CNT
ile
yaptigi isbirliginin kacinilmaz
olarak betimlenmigtir. 35 Aralannda digi bazilart da
mek
cumhuriyeici
Emma Goldman 'in
giicleri birlestirmek
da yer
al-
ve fasizmi yen-
dayanarak bu gelisimi hakli cikarmaya caButun bunlar, parlamenter siyasete bulasmasi halinde
gibi gerekcelere
h§tilar.
tara-
sonucu
The Anarchists, op
32
Alintt, Joll,
33
Solidaridad Obrero (4
34
Alintt, Richards, Lessons 0/ the
35
Age,
s.
200.
cit,
s 247.
Kasim 1936). Spanish Revolution,
s.
159.
646
Anar$izmin Tarihi
anarko-sendikalizmi bekleyen surekli tehlikeyi kesin bicimde kanttladi. 1937' nin ortalannda, yaklasik bir yil suren, tarihin
buyuk
anarsist
deneyimi
fiilen
en
sona ermi§u.
Cumhuriyetci davaya silah saglayan yegane gug Sovyetler oldugu icin Ko munis tier' in etkisi arm ve belediye yone-
Birligi
timlerinde sosyalistler anarsist komitelerin yerlerini almaya basladilar. Milis kollari
merkezi komuta yapisina sahip duzenli tu16 Arahk 1936 tarihli Pravda'da soyle
gaylara donusturuldu.
deniyordu:
"Kaialonya'ya gelince,
ve Anarko-
Trotskistlerin
sendikalistlerin temizlenmesine baslanmi§ur; temizlikler, tipki
SSCB'deki gibi ve ayni enerjiyle yuriitulecektir." Komunistlerin denetiminde, Ceka'yi ornek alarak orgutlenen gizli polis teskilati terore basladi. Nisan 1937'nin cat de
sonunda, Partido Socialista UnifiCatulunya (PSUC-Katalonya Sosyalisi ve Komiinist Parti-
leri'ni birlestiriyordu)
buyla
birlesen
CNT
tiyeleri ile
taraftarian
POUM
muhalif Marksist
arasmda acik
gru-
dusmanhklar
basladi.
Mayis baslannda Barselona'da gati^malar oldu. Komunistterin
denetimindeki
polis,
CNT'nin elindeki Barselona Telefon
Bi-
nasi'na saldirdi, Italyan anarsist entelektiiel Camillo Berneri'nin
de aralarmda yer aldigi dort yuz
kisi
sokak catismalannda oldu-
ruldu. Kendilerine Durruti'nin Dostlan diyen bir grup (o sirada
Durruti bilinmeyen kosullarda vumlmustu)
CNT
teslimiyetini elestirdi ve segilmis bir Devrimci
onderliginin
Cunta'nm
savasi
yonetmesi ve devrimci duzeni, propagandayi ve uluslararasi ilt§kileri denetlemesi, sendikalann da bir Ekonomik Konsey aracihgiyla iktisadi sorunlarla ilgilenmesi, boylece devrimin yenilen-
mesi
icin
cagn
deneileyecek,
yapti.
dusman
Durruti'nin
Dostlan,
"Devrimin, onu
kesimleri orgutlu bicimde baski altinda
lutacak organ lara ihtiyaci vardir" diyorlardi, 36
Ne
var ki
bu cagn tam
bir isstzhgin ortasina
dustu ve Fede-
ration Iberica de Juventudes Libertarias (FIJL-Iberya Liberter
Genglik Federasyonu) ve
PSUC'un
CNT
Bolge Komitesi cagnyi reddetti.
destegini alan hiikumet anarsist direnigi bastirdi. Kati
bir sansur uygulaniyordu.
Butun bunlar
anarsistlerin Katalon-
ya'daki usninluklerini sona erdirdi. Anar§iscler 36
ile
Komtinisder
The Friends of Durruri Group, Towards a Fresh Revolution, (Barselona, 1938), Cienfuegos Press, Sanday. Orkney, 1978, s. 42. Dumiti ifin Bkz. Pai Ferrer, Durruti, Planeta, Barselona, 1985.
647
hpanya arasindaki gatisma cumhuriyetci giiglerin yenilgiye baslica nedenlerinden
ugramasmin
biri olarak gorulecekti.
C aba Hero
hiikumet i "May is Gunleri"nin ardindan dustu, Yerine, daha guclu Stalinist etkiler tasiyan Juan Negrin hukumeii gecti. Yeni hukiimetin ilk eylemlerinden biri POUM'u Largo
yasa disi ilan etmek oldu. Savasin Devlei otoritesinin arttinlma-
sim gerektirdigi one suruldu. Bu tutum, Ocak 1938'de toplanan ve 1936 Zaragoza Konferansi'ndan sonra CNT'nin iik kez butun unsurlanyla bir a ray a geldigi Gentle til mis Ulusal
Ekonomi
Ple-
iyice one cikn. Plenum, gahsma mufeitislerinin gorev-
numu'nda
is normlan ve isci kartlan uygulamasim kabul etAnlasmazhklann kamuoyu onunde sergilenmemesi icin CNT basinma sansur uygulanmasi konusunda goriis birligi saglandi. Dahasi, CNT, FA1 ve FIJL i?in ortak bir Yurutme Komitesi ku-
tendirilmesini, ti.
rulmasi kararlastinldi.
Toplantidan hemen sonra
CNT, UGT
bir
tie
pakt kurdu ve
bu vesileyle "Baku nin ve Marx bu "kucaklasma" asla gergekles-
Sosyalist Lider Luis Araquistana
kucaklasacak" dedi,
Ne
var ki
medi ve Barselona'da cikan haftahk anarsist Tierra y Libertad du-
rumu
agikca ortaya koydu:
Ortak devrimci baskaldin
icin
"kucakiasma" olur. Ancak, ha
I
km
kendi secimini ozgiirce yapmasi dijinda gergek bir birligin asla
mumkun otorite
olmadigint hep birlikte anlayacagimiz
tie
ozgurluk, devlet
ile
gtm gelene
anarsizm, diktatorliik
ile
kadar,
ozgur
halklar federasyonu arasindaki uzlasmaz geliski varligim surdurecektir.
37
Ekim 1938'de CNT, FAI ve FIJL
delegelerinin katihmiyla topla-
nan bir ulusal kongrede, CNT genel sekreteri, yoldaslannin, yasanmakta olan kan$ikhgin sorumlusu olan militarizmi basindan beri reddettiklerini one stirdii. Hareket merkeziyetsizlige ve isci denetimine olan inancini boylece dogrulamis oldu, ancak Franco'nun
zaferi
butun bunlarm gergektesmesini imkansiz kildi. Yasurgflne gitti. Anarsist gruplar surgunde bir
nm milyon Ispanyol Movimiento
Libertario Espanol (Ispanyol Liberter Hareketi) ku-
rarak nerede hata yaptiklanni
dusunmeye
basladtlar.
Anarsist hareketin lspanya'da yenilgiye ugramasi anarsist 37
Atinci, Richards, Lessons of the
Spanish Revolution,
s.
1
76.
648
Anarfizmin Tarihi
teori ve taktiklerin basansizhgindan degil, toplumsal devrimin basansizhgindan kaynaklandi. Toplumsal devrim savas faaliyetine kurban edilmemis ve Komunisiler iktidan ele gecirmemis olsaydi, sonuc cok farkh olabilirdi.
Franco'nun olumunden sonra, 1976'da CNT Ispanya'da bir cikti, ancak one gecen UGT oldu. 3S Yeni CNT,
kez daha ortaya
komiteler, ucretsiz gorevliler ve ozverili jailer tarafindan yonetilen gevsek bir sindicato'lar birligidir. 1936 Zaragoza Kongresi'nin programina baghdir ve hedefi hala comunismo Hbertario'dur. Saydan az, ancak idealizmleri saglamdir; eski savascilar, deneyimlerini yeni isci ve
ogrenci kusaklanna aktarmaktadirlar.
Simdilik CNT'nin
isci harekeii icinde bir kez daha onemli gelmeye gahstigi gorulmektedir. Ne yazik ki, hareket 1983'te toplanan Altinci Ulusal Kongre'den sonra, biri gene! olarak devrimci, digeri daha reformist iki fraksiyona boltindu;
bir gtic haline
CNT-AIT
(Asociacion Internacional de Trabajadores) ve CGT (Confederacion General de Trabajadores). Bu kanatlar, konfederasyonun Franco Devtetinin el koydugu tarihsel varhklanmn
gercek sahibinin kim olduguna dair bir tarusmada kititlenmislerdir.
CGT
berter bir
toplumsal ekolojiyi bordastna almistir ve kendisini, liloplum ve "somurulen tek bir kisinin ve tek bir geze-
genin olmadigi bir gelecek" icin miicadele eden anarko-sendikalist bir sendika olarak tanimlamaktadir. Ispanyol anarsistleri 1970'lerin basinda gerceklesen Portekiz Devrimi sirasinda anarsist fikirlerin ve taktiklerin kisa bir sure ortaya ciktsim sevincle karsiladdar.^ Ancak Avrupa Toptulugu icindeki yerini giderek saglamlastiran Franko sonrasi Ispanya'da devrimin mumkiin olduguna pek azi inanmaktadir. Avru-
pa'nin diger yerlerinde oldugu gibi anarsizm, ifadesini esas olarak, isci denetimi ve
ozyonetim kampanyalarinda, karsi kultur-
de, bangta ve Yesil hareketinde bulmaktadir.
38 39
Bki. Gary Prevost, 11,2,
1982,22-32.
Bki,
P.
"Contemporary Spanish Anarchism",
Social Anarchism,
Mailer, Portugal: The Impossible Revolution, Solidarity, 1977;
Gill Ferreria
&
Hugo
Michael W. Matshall, Portugal's Revolution, Ten Years on,
Cambridge University
Press, 1986.
30 Rusya ve Ukrayna
&
Bakunin, Kropotkin ve Tolstoy gibi en buyiik uc anarsjst dusunurun Rusya'dan cikmasina karsin, bu dusunurlerin kendi iilkelerinde yarattiklan etki dikkati cekecek kadar az olmustur. Anar-
sizm ancak 1890'lann ortalannda ortaya cikti ve Rus Devrimi'ne kadar anarsistler onemli bir rol oynamadtlar. Erken Rus sosyaliz-
mi de onemli oleude
liberter
olmustur.
Rusya'da Devlet, imparatorlugun butun boliimlerine ulasamadi, sehirlerin disinda esas olarak asker, polis ve vergi tahsilda-
n
olarak tanmdi ve genellikle gereksiz ve istenmeyen bir yfik Aynca Rus koyluleri yiizyillarca ozerk topluluk-
olarak goruldu,
larda (obftina) yasarms, topraklanni ortaklasa kullanmis ve ken-
koy konseyleri (mir) aracihgiyla yonetmislerdi. Anlasmazhklar hakemler ya da jurilerle gozumleniyordu. Yasaya ihti-
dilerini
yaclan yoktu;
iliskilerini adetlere
gore duzenliyor ve vicdanlan-
nin sesini dinliyorlardi,
Rus devrimci gelenegi, basindan beri Devlet karsm bir form
kazanma egilimindeydi.
On
yedinci ve on sekizinci yuzyillarda
Stenka Razin ve Pugacev'in onderligindeki buyiik koylii isyanlan merkezi otoritenin mudahalelerini hedef aldi ve merkezi olmayan, esitlikci bir toplumu amacladi. 1830'larda Konstantin Aksakov ve Slavofiller sadece St. Petersburg Devleti'ne degil, genelde
Anar$izmin Tarihi
650
Devletcilige de dusmandilar. si
kurmak
Ancak onun
yerine ideal bir otokra-
istediler.
Rus entelektuelleri arasmda Alexander Herzen, 1840'
hem
ucopyaci
hem
larda,
de Jakoben sosyalizmi reddederek, Mosko-
va'mn radikal cevrelerinde Proudhon'un fikirlerini yaymaya basladi. Mir't, doniismus bir Rusya'nin temel organizmasi olarak goriiyordu, Bakunin'in
Rus devrimci hareketindeki
etkist
dolayh ve
rastlantilara bagliydi ve mesaji, tipki Herzen'inki gibi, esas olarak
Rus gocmenleri araahgiyla ulkeye ulastt. Ilk Rus anarsist orgutii, altmislann sonunda Bakunin'in Uluslararasi Kardeslik'inin bir seksiyonu olarak lsvigre'de kurul-
du. Hareket, 1873'te Rusya'da bir dizi brosurun
yam
nin'in Devlettilik vc Anarji'sini bastirmayi basardi.
stra BakuBakunin o si-
rada, i§ci artelleri ve koylu mirlerinden olusan bir gonullu fe-
derasyon kurmak
icin kotektivisi ve anarsist devrim cagnsmda bulunan Narodnoe Delo (Halkin Davasi) gazetesinde Nikolas Jukovskiy ile birlikte cahsiyordu. Ancak gazete ktsa sure icinde Enternasyonal'in Bakunin karsiti seksiyonu tarahndan ele gec> rildi.
1870'lerde Rusya'da en genis dagmlan yayinlar, Jukovskiy
ve arkadaslannm 1873'te Cenevre'de kurduklan Devrimci Rus Anarsistleri
Toplulugu'nun yayin organlan
hukiimeti reddeden, lerini
savunan
i§gi
idi.
1878'de anayasal
ve koylulerin kendilerini dzgurle§tirme-
bir Ob$<; ina
(Topluluk) olusturdular. Ancak yarat-
tiklan etki saptanamayacak kadar az oldu.
Rus devrimci hareketinde terorizme yonelik hamle, Narodnaya Volya'mn (Halkt tradesi) I881'de Car 11. Alexander'i katletmesiyle en yuksek noktaya utasti. Ardindan gelen baski doneminde, koylulerin destegini kazanmak icin Rus Sosyal Devrimci Partisi
kuruldu. Rusya'da
ilk
actk anarsist gruplar 1890'larda or-
Bakunin ve Kropotkin'in eserleri elden ele dolasmaya basladi. Kropotkin anarsist gazete Khleb Volya'ya surgunden katktda bulundu. Ancak 1905 Devrimi strasinda anarsist gruplar taya gikti,
i
hala zayifu ve kirsal kesimde Toplumsal Devrimci Parti'nin,
kentlerde
vam
tse
Sosyal
Demokrat
Parti'nin golgesinde
kalmaya de-
etti.
Ekim 1905 Devrimi pek 90k devrimciyi
sasirtti.
Gelismele-
tin anarsistlerin genel grev taktigini ve kendiliginden
devrime
duyduklan inanci dogruladigt goruluyordu. Devrim
basarisiz
olunca Sosyal Demokratlar itibarlanni kaybettiler ve anar§istler
Rusyu ve Ukrayna
651
destek kazandi. Devrim'in yenilgisini izleyen baski ydlari Uiyunca, buyiik sehirlerde, ozellikle Urallar ve lar olustu.
Rus tarihinde
ler,
Ukrayna'da yeni grup-
Anarko-sendikalizm hizla gelismeye basladi. Anarsistilk
kez dikkate deger bir guc haline geldiler.
Lenin, Trocki ve taraftarlan 1907'de Bakunin ve Kropotkin taraf-
tarlarmm Ikinci Enternasyonal'den
ihraci icin ozel caba harcadi-
lar.
Subat 1917'de Devrim gergeklestiginde, anar$istler Sol tcinde, Sosyal Devrimciler ve Sosyal Demokratlar'a kiyasla hala ku-
cuk
bir
azinhk durumundayddar. Kendi aralannda, sendikalist-
anarko-ko munis tier, Tolstoycular ve bireyciler olarak boliin-
ler,
muslerdi.
Ancak Devrim patlak
verip de isciler ve koyluler ken-
diliginden harekete gecerek Sovyetleri kurduklarmda, bir sans
yakalamis oldular, Butun Rusya'da halk
kitleleri
Rus populizmi-
nin geleneksel liberter taleplerini one suriiyorlardi; toprak ve ozgiirluk, herkese sal
ekmek
ve adalet, uretimin endustriyel ve tanm-
komiinler icinde orgutlenmesi.
Bu sirada Rusya'da sadece birkac anarsist du,
ama en azindan Moskova'da
orgilt
bulunuyor-
kiicuk bir anarsist gruplar fede-
rasyonu vardi. Volin adiyla tanman yazar V, M, Eikhersbaum
Amerika'dan donerek
Propaganda
gam
Petersburg'daki
St.
Birligi'ne katildi
Anarko-Sendikalist
ve kendi tiirunde en etkin yayin or-
haline gelen, gunluk Golos Truda'ya (Emegin Sesi) katkida
bulundu. Savasta kullanmak uzere
segtigi
Volin ismi, Rusca'da
"ozgurluk" anlamina geliyordu. 1 Ilk Sovyeder'den birinin kuru-
lusuna
katildi.
Trogki daha sonra alayci bir uslupla soyte yazdi:
"Sovyetin faaliyeti anarsinin orgutlenmesini, varhgi ve sonraki gelisimi ise anarsinin pekismesini temsil ediyordu."- 1918'in so-
nuna dogru Harkov'da Nabat (Alarm) denilen
bir Anarsist Or-
gutlcr Konfederasyonu, gene Volin'in yardimiyla kurudu. gtit,
hem
hem
Beyazlar'tnkinden
Bu
or-
de Kizillannkinden farkh bir
toplumsal "komunist anarsizm" modeli sundu. Her ikisinm de
yasaklandigmi belirtmeye gerek yok. Birkac anarsist, iktidar kavramini kabul etmedikleri
"Butun Iktidar Sovyetlere!" lar.
1
Ne
icin,
karsi ?ikti-
var ki cog" ?agnnin arkasinda durdu. Sovyetleri isciler
Bk. Avrich, "V. Portraits,
2
slogamna ba^indan beri
Alinti,
s.
M. Eikhenbaum
126.
Guerin, Anarchism,
s.
63.
(Volin): the
Man and
His Book", Anarchist
652
Anarfizmin Tarihi
ve koyluler icin sahici v e
dogrudan demokrasi organlanna doumuyor-
nustureceklerini ve liberter bir yonde gelistireceklerini lardi.
Ashnda o
yi dagitarak,
sirada "bilinmeyen bir devrim", merkezi otorite-
komun
ozerk
ve konseyler kurarak, fabrikalarda ve
ozyonetimi gelistirerek yoluna devam ediyordu. 3 Bulun Rusya'yi kaplayan isci ve koylu harekederinin yam sira, giftliklerde
anarsist kadinlar da, ozgiir okullann,
cocuk bakim merkezlerinin ve aile icinde liberter bir atmosferin yarattlmasinda ve barikatlarda ortemli bir rol oynadilar.
Baslangtctaki cosku kisa sure icinde buharlasip yok oldu. Volin 19I7'nin sonunda Colos Truda'da gelecegi goren su sozleri yazdi:
Devlet sosyalistleri, yani merkezi ve otoriter liderlige inanan insanlar
olarak Bolsevikler, bir kez kendi gOclerini pekistirip yasallasttr-
diklannda, ulkenin hayatim ve halki tepeden yonetmeye baslayacaklar.
Sizin
zamanla merkezi hukumetin
Sovyetleriniz...
araclan haiine gelecek. Kisa sure icinde her
yumrukla ezecek
gunu
tiirii
basil
muhalefeti demir
otoriter bir siyasetin ve devlet aygitinin kuruldu-
goreceksiniz...
"Butun iktidar Sovyetlere" slogani
sonra "Buiun iktidar parti onderligine
1
'
bir sure
slogamna donQsecek.**
Kitlelere onderlik eden oncii parti aniayisim savunan ve proletaryanin diktatorlugii goriisune bagh olan Leninist ideoloji, Uluslararasi Isci Birligi'nin
kurtulu§u bizzat le
kurulus bildirgesinde yer alan ve "Lscilerin
isciler tarafindan gerceklestirilmelidir" sozleriy-
ifade edilen sendikalist ilkeye
dogrudan
ters diisuyordu.
Ayn-
ca Bolsevikler, sosyalizmin ya ozgiir olacagi ya da hie olmayacagi
seklindeki anarsist nin, iktidan ele
fikri asla
gecirmek
dikkate almamislardi,
icin
her seyden once
Ne
var ki Le-
dayanve onlann ozlemlerini gelistirmek zorunda oldugunu anlayacak kadar akilhydi. Bu nedenle Ekim Devrimi'nin hemen kitlelere
mak
oncesinde, liberter tintlar ta§iyan Devlet ve Devrim'i yazdi ve isci yonetimini savundu. Hatta parlamentarizme yonelttikleri elestiri ve sosyalist partilerin devlet konusunda aldiklan tutumun opor3
Aynca
Bkz. Volin [Vselodov Mikhailovitch Eikenbaum], The
Unknown Revo-
New
York, 1955. Bu kitap Rus Devrimi'nin en onemli anarsist tarihini sunmaktadir, lution
4
(1917-1921),
Alma, Daniel
ve Gabriel Cohn-Bendit, Obsolete
Alternative, cev.
Communism: The Ltfi-Wmg
Arnold Pomerans, Andre Deimch, 1968,
s.
218-19,
Busy a
ve
Ukrayna
(i53
cikardiklan icin anarsisilcn ovdu.
tijnist niteligini actga
Itu asa-
mada, Marx ile Proudhon'un "mevcut devlet mckanizmasimn 'ezilmesi" nden yana olduklanni ve oportunistlerin Marksizm ile anarsizm (Proudhon ve Bakunin'in anarsizmi) arasindaki benzerlikleri gormek istemediklerini one surerek anarsisllerle ictifak ,
kurmaya icin
calisti.
Hatta anarsistleri "haydut" olarak tanimladigi
Plekhanov'u ktnayacak kadar
sistler
ileri gitti. 5
Sonuc olarak Mark-
Ekim
ay Ian arasinda, top-
ve anarsistler, 1917'nin Mart ve
ragin kdylulere dagitilmasi ve fabrikalann inciter tarafindan isgal
edilmesi igin yan yana mucadele edebildiler.
Topragin dagitilmasi ve burjuva Devlet'in kaldirdmasi icin cagnda bulunan Bolseviklerin, kendi Marksist teorilerini anarsist pratige tabi
kilmaya
ilk
kez haztr olduklan goriildu. Orgutle-
rindeki faal uye sayisi sadece
on
iki bin
olsa da anarsistler,
1917'den 1918'e kadar yayin organlan ve Sovyetlerdeki faaliyetleri sayesinde onemli bir etki yaratular. Her biri yirmi bes bin baskt yapan, Petrograt'ta iki haftahk, tvtoskova'da ise gunluk yayin organlan vardi, sistler
"en
faal parti,
Disandan gelen
bir
gozlemciye gore, anar-
en sava^ci ve belki de en populer muhalefet
grubu"nu temsil ediyorlardi. 6 Pek cok anarsist Ekim Devrimi'ne fiilen katildi ve Askeri Devrimci Komite'de dort anarsist yer aldt. Iclerinden biri, Anatoliy Jelezniyakov sonuna kadar anarsist kaldi; Victor Serge ise Botsevik davayi benimsedi. 1918'in baslannda toplanan Ucuncu Sovyetler Kongresi'nde Lenin, "Anarsist fikirler canh bir form 1918 bahannda toplanan Sendikalar
kazanmislardir" diyordu.
Kongresi'nde
ise,
anarsist terminolojiyi kullanarak, fabrikalan
"ozyonetimli uretici ve tuketici komunleri olarak" betimledi.
Ancak
Bolsevikler
ile
anarsistler arasindaki hassas ittifak ge-
ciciydi. Lenin'in ve Bolsevikler' in iktidan kendileri icin
merkezi-
lestirmek ve halki denetim altina almak istedikleri kisa surede anlastldi, Liberter dili
kendi amaglanna uygun diismesi halinde
rahatca kullantyorlardi. Lenin, liberter tonuna
ragmen
Devlet ve
Devrim'de, "proleter" bir Devlet'te burjuvazinin direnisini icin gecici bir "proletarya diktatorlugii"
ezmek
doneminin gerekli oldu-
gunu aeikca ortaya koymu^tu. Mart ayinda Bolsevik Parti, Rusya'nin tek parti si halirte gelmisti. Baskilan hakh cikarmak icin tc 5
lenin, The State and Revolution,
6
Jacques
Sadoul,
6
Nisan
botthiviqut, Paris, 1919,
s.
s.
1918
286-7.
62, 124. tarihli
rapor,
Notes
sur
la
involution
Anar$izmin Tarihi
654
Savas ve yabaiici isgal tehdidijii kullandi; koylumin tahilim zorla
almaya ve muhali fieri ni ezmeye basladt. Lenin, iktidanni guclendirmek icin kitlesel terore basvurmakta duraksamadi. Sonraki ay Kizil Muhafizlar'dan ve yeni kurulan siyasal polis
giicu Ceka'dan olusan bir mufreze Moskova'daki anarsist cev-
relere saldirdt ve yuzlerce kisi tutuklandi. Cete halinde sue islemekle, "anarsizmin kara bayragimn altinda topianan karsidev-
rimci hirsizlann ve soyguncularm silahli miifrezeleri" olmakla suclandilar. 7
Bu
donum
bir
noktasiydi: 1918
anarsistler Bolsevikler'in muttefiki
bahanndan
itibaren
olmaktan ciktdar ve onlann
en buyuk diismam haline geldiler. Bolsevikler, askeri araclar kullanarak uc yd icitide anarsist hareketi
tamamen yok etmeyi
sarddar. 1920'de Amerika'dan sinir di§i edilerek ulkeye
toplumsal devrim konusunda bazi kayitlan olan
ba-
donen ve
Emma Goldman
ve Alexander Berkman, 1921'de buyuk bir diis ktnkligi icinde
Rusya'dan ayrilddar.
Makhno'nun esiEktm Devrimi'nden sonra Makhno, ken-
Anarsist dava sadece Ukrayna'da, Nestor niyle
yoluna devam
etti.
di inisiyaiifiyle, niifusu yaklasik yedi
milyonu bulan dort yuz
ki-
lometre karelik bir alanin ozerk bir bolge halinde orgutlenmesini sagladi. Fabrikaiar isgal edildi ve kolektifler sagladi. tilin
dan
Makhno, Moskova'daki
uretimde esgudumii
anarsist iscilerin urettikleri teks-
tahdla dogrudan mObadelesi icin goriismeler yapti. Bir ydfazla bir sure icinde anars?istler genis bir
bolgenin yonetimini
Bu denetim modern tarihte ya$anan anarsi eyleminin birkac omeginden birini olusiurdu. Bu biiyuk liberter deneyim basin dan itibaren tehdit altinda kaidi. Makhno, Kizdlarla ve Beyazlarla, Ukrayna ulusculanyla, Bolsevik htikumetin Mart 1918'de Almanya iie yapttgi Brestlistlendiler,
Li tovsk Antla§masi geregince Ukrayna'yi denetim altinda tutan Almanlar ve Avusturyahlarla savasmak zorunda kaldi.
Makhno, Haziran 1918'de Moskova'yi tarafmdan Kremlin'de kabul "bos fanatizmi"nden sikayet sist -komunistlerin
sadece
etti
onlarla
ve Makhno'ya soyle dedi: "anar-
ticte biri sizin gibi olsaydi, biz
nistler, belirli kosidlar altinda
icin
tireticiter
Makhno
anarsistlerin
" cah^abilirdik. 8
7
Alintijol], The Anarchists,
Alinu, Avrich, "Nestor Makhno: The 112.
s,
Komti-
orgutu kurmak
ozgur bir
8
its, s.
ziyaret etti ve Lenin
edildi. Bolsevik lider, anarsistlerin
du$ goren
172.
Man and
the Myth", Anarchist Portra-
Rusya
ve
655
Ukrayna
utopyacilar olmadiklanni soyleyerek Ukrayna'ya
Eylul ayinda
Makhno'nun
tloiulii.
partizan ordusu bolgesel baskent
Gulyai-Polye'yi Avusturyaldardan geri airman. Toplumsal dev-
rim savas kosullannda surdiiruldu. Makhno'nun egemenligindeki
alanda "komunler" ya da "ozgur
Makhno'nun
partizanlari, bir
emek
Sovyctleri" kuruldu.
bolgeden gecerken, uzerinde §u
sozlerin yazih oldugu pankartlar aciyorlardi:
Iscilerin ve koyliderin ozgiirlugii
kendi eserleridir ve herhangi bir
kisittamaya tabi degildir. Simdtye kadar isciler ve koyluler tek bas-
larma eyleme
gectiier, tek
bajlanna orgutlendiler, hayatin biitun
atanlannda diledtklerini ve uygun gorduklerini yaptilar novistlere artik yarditn ve tavsiyeden ba$ka sey verilemez
kojutda ne yonetilebilirler ne de yonetilmek
...
...
MakhHir/bir
isterler. 9
Topragi ortakla§a surduler ve yonetimi komiinlerin sectigi gecici
Her komun emek kiralamadan i^leyebUece-
delegetere biraktilar. gi
kadar topraga sahipti. Komiin sadece yoredeki koyltilerin ab
diklan kararlan uyguluyordu. Uretici gruplan bolgelere, bolgeler ise
semtlere gore federal yapida orgutleniyordu. Toplanti,
konosma
ve basin ozgiirlugu ilan edildi. Liberter egitim
kurum-
lan gelistirmek icin plantar yapddi ve gelenekset mahkemelerin yerine, "Yasa ve diizen yerel toplulugun
canh gucuyle saglanma-
h ve polis uzmanlanna btrakilmamahdir" anlayisi
Onerildi.
Kasim 1918'den Haziran 1919'a kadar Makhno ve
10
taraftarla-
n Dinyeper'in dogusundaki bolgede anarsist ozgtir toplum anlayisini gercekle§urmeye cahsan komiinler temelinde yeni bir toplumun kurulusuna katkida bulundutar. 11 1919'un Ocak, Subat ve Nisan aylannda, iktisadi ve askeri meseleleri tarti^mak icin bir dizi Bolgesel Koylu, Isci ve tsyanci Kongreleri topladilar ve bir Bolgesel Askeri
Devrimci Konsey
kulu bir hukumet olu?t«rdufar;
sectiler. Pratikte
Makhno
ve
gevsek do-
kurmayindan kay-
naklanan ve teorik olarak sorumluluk ta^iyan bir otorite olu?tu. Makhno anarsist inanclannda samimi olmakla birlikte teoGuerin, Anarchism,
9
Alintt,
10
AhtUi, David Footman, Civil
s.
99.
War
nca Bki. Peter Arshinov, Histoiy Detroit, Biack 1
& Red,
Bkz. A. Souchy,
Wie
Faber
& Faber,
of the Makhnovisi
1961, s 2S4. Ay-
Movement (1918- 1921),
1974.
\cb<
raine, Berlin, tarihstz,
in Russia,
dcr Arbeitcr und der Bauer in Rutland und in der Uk-
Onsoz.
Anar$izmin Tarihi
656
risyen degildi ve bas;lattigi hareket, Peter Arshinov (hapishanede
Makhno'nun iektiiellerden
Vohn dtsmda enteyoksundu. Makhno, oncelikle askeri onderdi ve
anar^ist danismani olmustu) ve
zaman zaman
bat'ko dedigi yoldaslan
bir sava§gi sefe yakisan
diktatdrce uygulamalara basvuruyorlardi. ya da libener bir Robin
Hood olmanin
Ancak
iikel bir isyanct
otesindeydi. Benimsedigi
anarsizmin kokleri Kazak koyliilerin kaba
ama
becerikli
rasisine dayandigi igin, anarsist Leoriyi bilincli olarak
demok-
uygulama-
ya cahsti.
Ordu, her §eyden once, liberter ve gdnullulugu esas alan bir temelde orguUendi. Disiplin kurallanni segilmis. komisyonlar belirliyor
ve bu kurallar partizanlarin kendi genel meclislerinde
oya sunuluyordu. Ne var
on bes bin
ki
Makhno, Devrimci
lsyan Ordusu'nu
askerle giiglendirmek icin zorunlu askerlige varan bir
gonullu seferbertik uygulamasina bajvurdu.
Makhnovist hareketin artan Ian Bolsevik hukiimet, 1920'de
etkisi karsisinda endi^eye kapi-
Makhno
iie bir anlasma yapmaya Makhnovist ordunun i'aahyet gosterdigi bolgeye yeni bir uygulama getirmek istiyordu: "isci ve koylii halk kendi ozgur
cahsti.
ekonomik ve ozyonetim kurmntanm
kuracaktir; bu kurumlar,
ozerk ve anlasmalar yoluyla Sovyet Cumhuriyetleri'nin yonetim organtanyla baglantdi olacaktir." Nisan 1919'da Ucuncu Bolge Konseyi, Sovyet yetkililerince yasakianmis olmasina kar§in toplandi ve Kiztl Ordu'yu toplantiya delege
gondermeye davet etti. Bu kadan Bolsevik hukumet igin gok fazlaydi, Makhno'nun ordusu Ekim 1920'de General Wrangel komutasindaki Beyaz Ordu'yu yentlgiye ugratttktan sonra, Bolsevikler Makhno'nun birliklerine
Trocki'nin yuksek komutasi alundaki Ktzil Ordu'ya
katilma emri verdiler,
Makhno
direndi.
Kinm Makhnovist Ordu-
su'nun subaylan ortak bir askeri konsey kurmaya cahsirken
tu-
Kasim 1920'de kursuna dizildiler. Makhno dokuz ay boyunca umuisuz bir cabayla da olsa savasmayi basardt. Bu tuklandilar ve
savas Agustos 1921'e kadar siirdu.
dan
Makhno
Bolsevikler tarahn-
haydut ve pogromcu olarak suclandiktan sonra surgiine gonderildi. Paris'te yoksulluktan ve ickiden oldu. bir
Ukrayna'daki an arsis t deneyim rattigi
ic
savasin ve baskilann ya-
olaganusui kosullara dayanamadi, ancak eylemde yaptci
anarginin
ilk
biiyuk tarihsel ornegini olusturdu.
Makhno'nun
partizanlan gittikleri her yerde anarsinin kara bayragini dalgalandirddar; "Ya Ozgtirluk ya
Olum", ve "Toprak Koyluye,
Fabri-
657
Rusya ve Ukrayna
ka lsciye" sloganlanni uygulamak
Rusya'nm
geri kalan
igin gahstilar.
kismindaki
ve koylu Sovyetlerine
isci
gelince, Bolsevikler tarafindan ete gecirildiler, merkezilestirildi-
ve yukandan asagiya orgutlendiler. Arahk 1917'de sanayii yonetmek igin bir Yiiksek Ekonomi Konseyi kuruldu ve Mayis aymda cikanlan bir kararnameyle sanayi bir butiin olarak kolekler
ve ulusalla^imldi, Haziran 1918'de roplanan Fabrika Konseyleri Kongresi'nde Lenin §6yle dedi: "Devlet'in temel huctiflesiirildi
olmaltsimz. " Konseyler hizla hiikumetin ve Bolsevik Par-
releri
ti'nin direktifierine tabi
kdindi ve sendikalar
saglayan uysal organlara
nini
isci
donu§turuldu.
simfinin disipli-
Alman anarko-
sendikalist Augustin Souchy, 1920'de yaptigi ziyaret sirasinda,
Sovyetlerin partizan temelde secildiklerini ve kdylerdeki yonetici
delegelerin eski toprak sahipleri gtbi davrandiklanm gozlem-
Anarsistlerin 1920'nin sonunda yap may planladiklan Turn Rusya Anarsistler Kongresi asla gergeklesmedi; Ceka, Volin'in de aralannda bulundugu Nabat Konfederasyonu uyelerini ledi. 12
1
Harkov'da yakaladi.
Komunist Alexandra Kollontai bile ekonominin merkezilesmesi ve kolektiflerin dagitilmasi yiizunden ortaya gikan tnisiyatif
kaybmdan lefeit"
sikayet
etti.
Kendisi Bolsevik Parti icinde
"lsgi
Muha-
denilen grubun iiyesiydi. Bu grup ozgun Sovyet demokra-
sisine doniilmesini
savunuyordu, Kasim 1920'de toplanan Ortun"ts,gi Muhalefeti"ni "kuciik burjuva
cu Parti Kongresi'nde Lenin,
anar^ist sapmalar" olarak sugladi ve benimsedikleri "sendikan lizm" ve "yan-anarsizm in Devrim'e yonelik dogrudan bir tehli-
ke oldugunu ilan metinin edilecek,
tekil "is.
etti.
Bundan
boyle,
"is
surecinde Sovyet huku-
temsilcilerinin emirlerine kayitsiz
sartsiz
itaat"
surecinde tek bir ki^inin, Sovyet dnderinin iradesi-
ne, kayttsiz sartsiz itaatJe
demir
disiplin" uygulanacakti.
13
Lenin,
Alexander Berkman'a higbir ku^kuya yer btrakmayacak ^ekilde soyle dedi: "Ozgurluk bir liikstur ya da gelisimin simdiki evre-
sinde ona izin verilemez, kezi
l4
Onun
lek partili Devlet'ine ve mer-
hukumettne muhalefet edecek ktmse yoktu Kropotkin, Batih
fscilere Mesaj'inda,
artik,
1920'de Rusya'nm sos-
yalizmin nasil gerceklestirilemeyecegini gostermis oldugunu be12
Bki. A. Souchy,
Wk kbt der Arbiter und derBaua
raine, Berlin, tarihsis,
in
RHSs/dnd und
Onsdi.
n
AUnti, Cohn-Beridit, Obsolete
14
Alexander Berkman, The Bolshevik Myth (1925),
Communism,
s.
226. s.
90-1
in
Aer Uk-
658
Anar$izmin Tarthi
lirtu:
Ulkeye tek
bir partinin diktatorlugu
hakim oldugu
siirece,
i?ci
ve koylii konseyleri dogal olarak anlamlanni kaybeder-
ler.
Mutlak monarsi zamamnda nvulk sahibi temsilcilerinin
oynadtklan
rol gibi pasif bir role indirgenirler.
Kropotkin su sonuca vardu "Guclu bicimde merkezilesjiiis bir devlet temelinde, tek parti diktatorlugu nun demir yasasi altinda koiminist bir cumhuriyet kurma [girisimi] muthi§ bir fiyaskoyla sonuclanmisttr. Rusya bize,
komunizmin
zorla benimsetilemeye-
cegini ogretmektedir." 15
Olumunden hemen once Kropotkin, Rus devrimi hakkinda sunlan ya2di:
...
delist surmektedit, Butiin
til
bey i lahrip etmektedir. Cilgin bir
Onun
ofkeyle insan hayatlanm tuketmektedir. degil, bir
devrim olmasinin nedeni budur,
neyi sdnumlendirdigine
bansct bir ilerleme
ctinkti neyi yiktigtna ve
bakmaksizm yikmaktadir. Ve kendi kenonu bir baska kanala yonlendire-
dine ttikenecegi an gelene kadar,
cek gueti bulamayaeagiz. Kendi kendisini tuketmesi gerekir. 16
Kropotkin Subat 1921'de oldtigunde, yuz bin ki§ilik muazzam cenaze korteji Moskova sokaklanndan gecerken anarsistlerin kara bayragi son kez kizd bayrakla yan yana dalgalandi. Kropotkin'in olumunden iki hafta sonra, Mart 1921'de, Petrogradh denizcilerin ve igcilerin Kronstad kalesinde baslatttklart ayaklanma, Rusya'daki anarko-sendikalistlerin ve anarsistlerin son umut tstgi otdu, Denizciler, Ekim 1917'de kahramanca bir rol
oynamts, Trocki onlar
demisti
.
icin "Rus Devrimi'nin sani ve gururu" Saflan koyiulerte dolu olsa da, denizciler hala Donan-
ma'nin devrimci oncusti olarak gomliiyorlardi. tsyan, her seyden once, Bolsevik diktatoriuk ve "savas Komunizmi"nin merkezi yonetimi karstsinda devrimi yenilemek ve ozgun Sovyet fikrmi yeniden gecerli kilmak icin yapilan bir girisimdi.
On
alti
bin denizci,
isci
ve asker
1
Mart 1922 giinu
bir
mi-
ting duzenledi. Isyancdar iktidan gasp ettigi icin Bolsevik hiiku15
Al inn. Rocker, Anarcho-syndicalism icinde,
s.
96-7; Gu£rin, Anarchism,
106.
16
Ahnti,
Woodcock
Si
Avakumovic, The Anarchist
Prince,
s.
430.
s.
659
Rwsvd ve [lluuyna
meti kinadtlar. Gizli oyla yeni Sovyet secimlerinin yapilmastm, sendikalara ozgurltik verilmesini, siyasal
birakilmasmi
istediler.
Program Ian,
sistlere ve sol sosyalist partilerc
(
mahkOmlarm
"vscilere
serbest
ve koylulere, anar-
Mensevikler distnda) soz ve ba-
17 Bazi anarsistler Kronssin ozgurliagu" cagristm da iceriyordu.
tad
ayaklanmasma "uciincu devrim"
dediler.
Kronstad isyanctlan Devrim'in cercevesi icinde
faaliyet gos-
termek istediklerini israria belirttilerse de, Bolsevik hukumel goru§meyi reddetti. Ocak ve Subat aytarmda yasanan buyuk Leningrad grevlerinden sonra uzlasmaya uygun bir ruh hati yoktu. Mart 1921'de toplanan Bolsevik
Partisi
Onuncu
Kongresi'nde,
is-
yancdann ekonomik taleplerinin cogunu karsdayan Yeni Ekonomik Politika benimsenmisti, ancak Parti, Isci Muhalefeti'yle anlasmayt reddetti. Hemen ardmdan sokaklardaki ilan tahtalarmda Kronstad isyancitartna hitap eden, Lenin ve Trocki imzah bir ultima torn goriildu; "Teslim olun, aksi halde tavsanlar gibi vurulakomplo olarak etiketlendi ve deniz-
caksiniz!" tsyan anarsist bir cilere
Beyaz Muhafizlar gibi davranildi. tsyancilar, Trocki'nin Ordu ve Ceka taraftndan amanstzca ezildiler. Troc-
emriyle Kiztl
daha sonra soyle ovunecekti: "Sovyet htikumeti nihayet demir La bir siipurgeyle anarsizmi Rusya'dan kovdu," 1921 'in sonunda Goldman ve Berkman Rusya'dan aynlmaki
Berkman gunlugune sunlan yazdt: "Devrim yiikselen ctgliklari duyan yok." 19 Rusya'nm ruhundan olmustur; anarsistler Bolseviklerin bu iilkedeki topve disindaki ictndeki ya karar vermis>rdi.
lumsal devrimin bas dusmant olduklarmt anlami^lardi. Ispanyoi delegasyonuyla birltkte 1921 yaztnda Moskova'da toplanan Komtinist Enternasyonal'in
Ocuncu Kongresi'ne
katilan Gaston Le-
val, Fransa'ya dondugiinde "proletarya diktatorlugii"niin prole20 Sonuc, Batarya iizerinde diktatorluge donusttigunu soyledi.
Marksizm adina yeni bir btirokrat ve menajerler sinihn cikarlanna uygun bicimde isleyen bir DevEet kapitalizmi formu kazanarak yozla^masi ob kunin'in tahmin ettigt gibi, Bolsevik devrimin,
17
Bkz. Paul Avrich, Kronstadt 1921, Princeton University Press, Princeton, NJ, 1970; aynca Bkz. Vicfoi Scrg^'in tamkhp, Kronstad('21
.
Solidarity Pamphlet,
18
Memoirs of a Revolutionary 190]-)^], New York, 1967. Ahnti, Volin, Nineteen -Smentccn: The Russian Revolution BetmLed, Libertarian
19
Book Club, New York, 1954, s. 154. Berkman, The Bolshevik Myth, s. 319.
20
Bkz. Gaston Leva!, "Chases de Rvissie", Le Libertaire
tarihsii ve
(
11-18 Kasim 1921)
Anar$izmin Tar
660
hi
i
mustu. Daha sonra Rocker proletarya diktatorlugiinun yeni bir
Rus "komiser-okrasi"si haline
geldigini gozlemledi. 21
1925'ten sonra Sovyetler Birligi'nde hicbir anarsist faaliyete iztn vertlmedi. Paris'teki
Rus multecileri tartismah bir "Orgutsel
Platform" kurdular. Platform, siyaset ve eylem esgudumiinu saglayan bir merkez yurutme komitesi olarak faaliyet gosterecek bir genel anarjistkr birliginin kurulmasi igin cagn yapti. Cagn, A$i-
nov ve Makhno taraftndan desteklenmestne ragmen, Volin ve dimerkez komitesi fikrinin yerel inisiyatife yapilan anarsist
gerleri,
vurguyla bagdasmadigini one surd tiler. Oneri gelistirilemedi. Kropotkin'e gelince, ulke icindeki devrimci ve bilimsel sohreti azalmadi, ancak siyasal eserleri yasaklandi; Kropotkin muzesi
1938'de sembolik olarak kapatildt. Resmi yayinlarda anarsistler,
haydutlar ya da sorumsuz isyancilar olarak asagilandi. Yegane
iyi
Komunist Partisi'nden mucizevi bicimde kurtulmus olan anarsistti. Stalin'in temizlikleri sirasinda Soljenitsin, Gulag Takimadalan'nda cesitli gene artarsistlere rastladi, Kirkb ve ellili yillarda kamplarda birkac Tolstoycu'nun tutuldugu biliniyordu ve Kruscev bazt Ukraynah Makhnovistler ile ilgilenmek zorunda anarsist
kaldt."
sonunda
Yetmislerin
gizli
gruplar,
Bakunin,
Kropotkin,
Tolstoy ve Cohn-Bendit'in samizdat metinterini dagitiyordu. Gorbacev'in iktidara gelisi ve glasnost donemiyle birlikte liberter kirler
fi-
ve hedefler ani bir canlanma gosterdi. Sol'da "Butun Iktidar
Sovyetlere!" slogani yeniden ortaya cikti.
1987'de ayhk anarko-sendikalist Obftina Moskova'da ortaya cikti
ve 1989'da Anarko-Sendikalistler Konfederasyonu (ASK),
esas olarak gen? ogrenciler ve ogretmenler tarafmdan kuruldu,
1990'da bu orgutun bes yuz uyesi ve uc yuz kadar taraftan oldu-
gu one
surtildu.
Bu
uyeler, anarsiyi insan ozgurlugiinun
azami
olcude artinlmasi olarak ve kendilerini Tolstoy ve Gandhi'nin
onculuk leri
ettigi
siddet karsiti gelenek icinde gormektedirler. Uye-
esas olarak Rusya ve Ukrayna'da, kismen de Sibirya'da top-
lanmtstir. Acil hedefleri ulusal ozerklik olan riyetlerde
fazla
destek
bulamadilar.
daha
Ayrtca
kiiciik
cumhu-
Devlet'in
?iddei
yoluyla yikilmasi icin cagnda bulunan daha kucuk bir anarsist-
-AKRU- olusturulmu§tur.
komunist
birlik
21
Rocker,
A narcho- syndicalism,
22
Bkz. Notes jur ! 'anarch isme en
du Che mi n,
Paris, 1983.
s.
27.
URSS
de 1921 d nosjo\ir$, Les Cahiers
du Vent
661
Rusya ve Ukrayna
ekonomi yonetimindeki basat rolu ve Komiinist toplumda oynadigi oncij rol bir kez daha siyasal gunde-
Devlet'in Parti'nin
Anarsist merkezsizlestirme ve federalizm ptanlan cevre cumhuriyetlerde yiikselen ulusculugu durduracak bir baraj ola-
me
girdi.
rak onerilmektedir. Sovyet Imparatorlugu'nun
Dogu bloku
deni-
len bolgede 1989-1990 devrimlerinin ardindan komunist emperyalizm cokmektedir; merkez artik mtunamiyor. Sovyetler Birligi
de ayni yola
girmistir.
Esas olarak cok partili bir Devtet'te sosyal demokrast cagrisi onunyapilmistir, ancak bazilan icin merkezi Devlet ilerlemenin
deki
bas.
engetdir. Sovyetler Birligi, Bakunin'in yiiz yil
once bol-
ge icin hayal ettigi bir Orgutlenme modelini benimseyerek, ozerk cumhuriyetlerden olusan gevsek bir federasyon olarak sona ere-
Moskova'da 1990'da yapilan 1 Mayis yuruyitsu sirasmda, "Btrakin Komunist Parti Cernobil'de Yasasin" ve "Kahrolsun lmparatorluk ve Ktzil Fasizm" pankartlan tasiyan kalabahk bir grup, onderligi toren platformundan ayrilmaya zorladi. Basansiz Agustos 1991 darbesinin ardindan Komunist Parti harakiri yapyok ettigi anarti. Bolseviklerin yirmilerin basinda goriinuste yeniden dogiginden kullerinin sizm bu kez Stalinist sistemin
bilir.
maktadtr.
3J Kuzey Avrupa
&
Almanya Atman
karakterinin dogusstan otoriter oldugu ve Devtet'e taptigi
Almanya dikkate deger
efsanesine ragmen,
liberter dusuniirler
cjkarmis ve kendi anarsisi hareketini yaratmi§tir. Hareketin onFransiz Devrimi sirasinda Devkt Eylcrninin Sumiait'm
culeri,
(1792) dar bir bigimde cizen Wilhelm von Humboldt'a kadar lenebilir. 1840'larda
Max
Stirner o siralarda
hukum
iz-
suren Hegel-
cdik latemasina kar§i cikti ve e§siz birey adina, toplumu ve Devlet'i
de kapsayan butun mutlak soyutlamalara Yuzyilin ikinci yansinda Nietzsche de
kiilturune kar$i tahripkar bir felsefi
saldirdi,
Alman
saldmya
Devleti'ne ve
giri$ti
ve tarn ola-
rak geli$mi§ bireyin yaraticdigini ovdii. Stirner i$ci hareketi uzerinde fiilen higbir etki yaratmadiysa da, oteki du$unurler, 1840'larda liberter bir sosyalizm
yoneliyorlardi,
ner
Almanya'da yayimlanan
Monaischn/t,
1844'te
Stirner
Mannheim'da
ve
formuna
ilk anar§ist gazete, Berli-
Edgar Bauer'in de
katkilanyla
cikti.
Fourier ve Saint-Simon'dan etkilenen Wilhelm Weitling,
Uyum
ve
gibi bir
Oz&urluk Gitvencekri'nde (1842) Fourier'nin iitopyasi olcude sistematik bir bale sokulmu$ olmakla
birlikte,
664
An
mulkiyetin ve ucret sisteminin olmadigi "uyumlu" bir komiinist
toplumu savundu. Weithng, 1849'da Birlesik Devletler'e gittigi zaman, Proudhon'un karsihkcihgina biraz daha yaklasti ve esas olarak bir Takas Bankasi'nin kurulusuyta ilgilendi. Weitling, Bakunin'i derindert etkiledi. Bakunin, Arnold Rouge'a yazdigi bir mektupta Weitling'in deklarasyonunda yer alan su sozlere yer verdi: "Mukemmel toplumda hukumet degil sadece yonetim, ya-
sa degil sadece yukumlulukler, cezalandirma degil sadece islah
etme araclan
vunan
vardir."
bir Sol Hegelci
Bir diger
Arnold Ruge Almanya'da federalizmi
1
sa-
idi.
Alman Proudhoncu, Almanya'da olanlar hakkinda Grim idi. Proudhon'un fi-
Fransiz dusiinuru bilgilendiren Karl
Almanya'da yayan ilk eseri, Fransa ve BeJ(ika'da ToplumHareket (1844) basjigmi tasiyordu. Proudhon'un Sejaletin Fel-
kirlerini sal
sejesi'm cevirdi, Griin aktl deili
ve uretim
ile
hocasim asarak ucret sistemini red-
bolusumiin bireyin serbest seciminin sonucu
olmasi gerektigini one siirdu. Marx'in, Grun'ii "niteliksiz yazar" olarak kuctunsemesi sasirtict degildir.
Moses Hess, Eylcm Fehcjesi ve Sosyalizm ve Komum^m'de 1843) Proudhon'un sistemine "anarsi" dedi. Proudhon ve Bakunin (onunla tamsiyordu) gibi Hess de orgutlti dini ve (ikisi de,
Devlet'i reddetti.
Ancak
atolyeler ve genel
oy hakki
bireysel egilimleri vurgularken, ulusal icin anarsist
olmayan
bir tarzda cagn-
da bulundu,
Wagner, Nisan 1849 Dresden ayaklanmasmda Bakunin birlikte barikatlarda yer atdi. Bakunin'in kiyameti lentiterini paylasti ve Volksblatter'de "eski
ile
andiran bek-
dunyamn
harabelerin-
den yeni bir dunya dogacaktir" diye yazdi. Devrimi "hayatin yenilenmesi ve yeniden yaratilmasi" olarak gordti. Devrim, "bir kisinin
pek cok
kisi iizerindeki
hakimiyetini
binin, yasanin ve mulkiyetin iktidarim" ci
yok
mutlak
giic sahi-
edecekti, 2
Tek ama-
...
ortak ihtiyaclan karsdamak olan, dogal ittifaklar ya da birlik-
Bu evrede Wagner Johann Most onun su goriisunu
lerden olusan, ideal bir topluluk istiyordu.
tam
bir anarsist olarak gonildu.
onaylayarakahntiladi: 1
2
Bakunin'den Arnold Ruge'a (19 Ocak 1983), Bakunin, Ouvies, III, 176-7. Richard Wagner, Kuiitwcrk der Zuhunft (1850), alimi, Andrew Carlson,
Anarchism 1972,
s,
in
Germany,
16-17.
\
The Early Movement, NJ, Scarecrow, Metuchen,
Kuzey
Avmpa
df)5
Ozgurluk, amaclanmiza ve arzulanmiza ters dusen oiorilc yiizunden aci cekmemek anlamina gelir ... Bizc dogru yolu ve dogru amaci gosteren bir otoritenin yaranna, ancak kendimizi cahil ve iradesiz goruyorsak inanabiliriz. Tamtnadigimiz bir otoriteyi hosgoruyle karsdamak ve her zaman
dogru yaptigini diisunmek 1848-1849 devriminin
cesitli
koleliktir. 3
Alman
eyaletlerinde yenilgiye ug-
ramasindan sonra Alman Konfederasyonu dagitdi ve Alman Devkti Bismarck'm yonetimi alunda birlestirildi. Bu donemde Stirnerci ya da Proudhoncu anarsizm formu fiilen hicbir etki yaratmadi. Birinci Entemasyonai'm iik ydlannda Alman delegeleri Proudhon ve Bakunin'den esinlenen antiotoriter gruplan degil, Lassalle ve Marx'i desteklediler. 1876-1877'de, editorleri arasinda Kropotkin'in de yer aldigi Die Arbeiter-Zeitung gazetesi
Bern'de
yayma
basladi ve ozellikle
1880'lerde anarsizm,
man
Alman
guney Almanya'da
etkili
oldu.
sosyalist hareketinde, ozellikle Al-
Sosyal Demokrat Partisi icinde taban
kazanmaya
basladi.
Johann Most onemli bir rol oynadi. Eski bir Reichstag iiyesi olan Most bir toplumsal devrimci oldu ve sonunda siyasal stirgune gonderildi. 1879'da Londra'da Freitheit'i cikarmaya basladi. 1882'de gazetesiyle birlikte New York'a tasmdi. Most kisa sure icinde anarsist oldu ve mesajim
O memis
anayurduna
sirada anarsizm Almanya'daki
ve sadece Berlin ve
iletti.
kitle hareketini etkileye-
Hamburg'da kticuk
bir
grubu kazana-
bilmisti. Ne var ki, Kayzer ve prenslerini 1883'te Rhine uzerindeki Rudensheim'da dikilen Ulusal Anit'in acilisi sirasinda
havaya ucurmak icin basansiz bir girisim gerceklestirildi. August Reinsdorf adinda gene bir suikastci olume mahkum edildi ve idam edilmeden once, "Kahrolsun Barbarhk! Ya^asin Anarsi!" diye haykirdi.'* Onun idamindan kisa sure once, Rumpff adinda bir polis katledildi ve
gene bir Alman
anarsist, Julius Lieske, tu-
tuklandi ve bast kesildi. Eylemi gercekle^tiren sist
August Peschmann
idi.
Ancak Lieske
Bohemyah
anar-
suikasti hazirlayan uc-
lu ekip igindeydi.
O cok
sirada anarsizm, Avusturya,
etkiliydi:
Avusturya-Macaristan
Bohemya ve Macaristan'da igci
hareketinin radikal ka-
%
Ahnti, Johann Most, "Der Anarchic", Internationale Bibltothek (1888).
4
Joll,
The Anarchists,
s.
122.
666
Anar}izmin Tarihi
nadi anarsist nkirleri derin bigimde ozumlemisti. Most'un Freiyam sira Joseph Peukert de Die Zukunft'uyte etkili oluyordu. Anarsist ve sosyalist is/ciler ile polis arasmda yasanan §idheit'inin
dedi catismalar Ocak 1884'te en yuksek noktaya ulasti ve Viyana'da olaganiistu hal dan edildi. Bunu izleyen baski doneminde suikastlere giri$en anarsist eylemciler tutuklandilar ve idam Peukert ulkeden aynldi. Gene de Avusturya Imparator-
editdiler.
lugu'nda birkac dagimk anarsist grup varhgim surdurdti. Jaroslav Hasek ve Franz Kafka gibi yazarlar, Birinci Dunya Savasi'ndan once Prag'in bohem cevrelerinde anar$ist fikirlere agik oldular. Kropotkin'in andan Kafka'nin en gozde kitaplanndan biri
oldu.
1884'ten sonra, Almanya'da anarsist ilkirlerin
fiilen
dugu one surulmu$tur. 5 1889'da Sosyal Demokrat
yok
ol-
parti icinde
Die Jungen (Gencler) denilen bir grup olustu. Rudolf Rocker, Bernhard Kampffmeyer (gelecekte Alman Bahce Hareketi'nin ku-
rucusu) ve sonunda Chicagoer Aibeiter-Zeitung'un editoru ve Emma Goldman'in a^iklarmdan biri olan Max Baginski, bu gru-
bun
tiyeleri
arasmda yer alddar. Gazeteleri Der
Landauer'in editor olmasmdan
soma
Sozialist,
Gustav
acikca anarsist bir cizgi
iz-
lemeye basjadi. Sendikalizm de zemin kazanmaya bashdi. Kendilerine Lodiyen bir grup 1892'de Sosyal Demokrat Sendikalar icin-
kalistler
de once paralet bir grup, daha soma, 1897'de, Freie Veretnigung Deutscher Gewerkschaften adt altinda kendi federasyonlanni kurdular. Birinci rat Partisi'nden
Dunya Savasi'ndan once Alman koptular ve tipki Fransa'daki
Sosyal
CGT
Demok-
gibi parla-
menter siyasetle baglamilarmi seldorf'ta topianan
kestiler. Federasyon 1919'da Duskongrede Frei Arbeiter Union adini aldi ve
daha belirgin bir anarko-sendikalist ket, yirmili yillarm
cizgi izlemeye basladi. Haredevrimci ortaminda hizla buyudii ve 1923'te
Berlin'de topianan Uluslararasi Sendikalist Kongre'de
f 20 000 kione sunildu. Harekettn yayin organi Der Syndikalist'in abone sayisi bir ara 150-180 bine ulasti. 6
silik bir
uye kitlesine
ulastigi
Nazilerin iktidara yukselmeleriyle birlikte sendikalist hareket zayiflamaya basladi ve 1933'te Almanya'daki diger sol orgutlerle
aym
kaderi paylasti.
Carlson, Anarchism
in Germany, s. 191. Rocker, Anarchism and An arc ho- Syndica I ism,
s.
44.
667
Kuzey Avrupa
Anarsizmin
i§ci
hareketi uzerindeki etkisinden ayri olarak,
Stirner ve Nietzsche'nin fikirleri, 1890'larda sanat ve edebiyat
moda oldu. Bu arada Almanya, yuzyihn doniimunde Stirner'den sonra ulkenin en onemli anarsist dusunurii olan Gustav Landauer'i cikardi. Landauer, Berlin'de, editorlerinden
cevrelerinde
biri
oldugu Der
Sozialtst'e katildiktan
sonra Devlet sosyalizmine
cagnda bulunkurmak, modasi gecmekte olan Devlefin yam
saldrrdi ve yenilenmis. bir organik topluluk icin
du.
Yikmak
sira ya
me ma
degil
da disinda alternatif topluluklar gelis,tirmek istedi. Devriaynm gozetmeyen siddete karsi cikti. "Her ttirlu zorla-
degil,
Ovum
diktatorliiktur" diyordu.
devrimi sadece toplumsal ya-
pilan degistirmeyi degil, bizatihi gundelik hayati donusturmeyi
amacladt.
Landauer'in anar§izm formu, kismen dilinin "edebi" nitelifazla etkili olamadi. Ancak Landauer, Weimar
ginden ouiru
Cumhuriyeti sirasinda Alman anarsizm tarihinin en onemli olaylanndan birine dogrudan katddi. 1918-1919 Bavyera Devrimi'nde, ozgur ve bagimsiz bir Bavyera kurmak isteyen ve bir hafta kadar yasabilen Munih Konsey Cumhuriyeti'nin "egitim
bakam"
oldu. Anarsist sair Erich
Muhsam'm
yardimiyla "Dev-
Ancak hareket
rimci t^ci Konseyleri"ni orgutlemeye cahsli.
lin'den gonderilen birlikler tarafindan ezildi ve
ruldu.
Muhsam on
bes
1924'te serbest kaldi ve
yil
on
yil
Ber-
Landauer oldu-
zorunlu emege mahkflm edildi; sonra bir Nazi toplama kampinda
Oldiiriildu.
Nazizm'in yukselisjyle birlikte Alman anarsist hareketi yok Ne var ki dava, Giiney Almanya-Mainz dogumlu, 1892'de
edildi.
siirgune gonderilen bir miicellit, Rudolf Rocker tarafindan canli tutuldu. 1895'in ba^inda Rocker, tngiltere'ye ra'nin East
gitti
End semtindeki Yahudi cemaatiyle
tercih etti ve Yiddis dilinde
ve orada Lond-
birlikte
yasamayi
yayimlanan anarsist yayin organi Ar-
beter Fraint'i ?ikardi. Birinci
Dunya
Savast sirasinda yabanci dus-
mani olarak enterne edildikten sonra, 1918'de Almanya'ya iade edildi ve orada Alman sendikalist hareketin onde giden simalaoldu. Rocker, 1922'de Berlin'de kurulan sendikalist Enternasyonal'in (UlB) kurucxilan arasmda yer aldi. Anarko-
nndan bin
sendikalizm ilkelerini savundu, lspanyol Devrimi sirasmda Ispanyol anarsistlerinin davasmt benimsedi ve en onemli kitabinda Ulusculuk ve Kuhur, (1937) ulusculuk baglantiyi arastirdi.
Nazizme
ile
kiiltur arasindaki
ilkesel karsi gikisiyla,
Almanya'daki
Anar$izmin Tarihi
668
eski ve yeni anarsist hareketleri birbirine bagtayan bir koprti ol-
du.
ama ideolojik olarak Dogu Almanya higbir liberter
Ikinci Dtinya Savasi'ndan sonra, kuctik
etkin bir anar§ist hareket vardi.
muhalefete izin vermeyen komunist bir diktatorliikle yonetildi, ancak Bati Almanya'da, altmisli yillann basinda ortaya cikan Yeni Sol liberter bir
ruh kazandi. Altmislann sonunda
Bati
Alman-
ya ogrenci hareketi eski Marksist simf miicadelesi efsanelerini
butUnuyle reddetti ve Rudi Dutschke'nin kisiliginde, burokrasiye ve Devlet'e karsi antiotoriter mucadelenin etkin savunucusunu buldu. Fransa'da, Almanya dogumlu Daniel Cohn-Bendit 1968 ayaklanmasi sirasinda ogrenci hareketinin onderi oldu ve belirgin bir anarsist tutum aldi.
Pek cok Alman sil
liberter gibi
hareketine katddi.
Alman
Cohn-Bendit de daha sonra Ye-
Yesiller Partisi'nin kazandigi parla-
menter basanya ragmen, parlamenter degisim isteyen "koktenciler" ciler"
ile
siyaseti
arasinda derinlesen bir catlak vardir, Bu, on dokuzuncu
sonuna dogru Alman Sosyal Demokrat bolunmeyi andirmaktadir.
yiizyilin
digi
reddeden ve lemel
siyasal u z las ma a ray an "gercek-
Partisi'nin yasa-
Anarsist hareket aynsik ve cok parcah kalmaya
ken, anarsizm Frei Arbeiter
bans
fikirleri,
devam
eder-
semsiye gorevi yapan Schwarzer Faden,
Union (FAU) anarko-sendikalist Direkte Aktion ve aralannda bulundugu bir
yanltst Graswurzelrevolution'un
kac gazeteyle canh tutulmaktadir. isciler"
FAU
kismen tspanyol "misaftr
tarafindan yeniden canlandinldi, ancak
ti'nin uyetere
kamu
sektorunde
is
Alman Devle-
verilmesini yasaklamasi nede-
propaganda alanlannda faaiiyette bulundu. 1989' da Demir Perde'nin cokmesi ve Aimanya'nin birniyle, esas olarak egitim ve
lesmesi liberter lar anarsist
umutlann yukselmesine neden oldu, ancak bun-
hedeflerden cok kapitalist amaclara yonlendirildi.
1990'lann basin da ulusculuk ve otoriteryanizm, anarsist mirast devralanlardan daha canlt bir donus yapti. Bununla birlikte anarsist
miras marjinal da olsa varhgim surdiirmektedir, Isvec ve
Norvec
Kuzey Avrupa'da anarsizm, Isvec ve Norvec disinda guneydeki zemin bulamadi. Isveg'te anarsistler 1880'lerde Almanya'dakiler gibi Sosyal Demokrat Parti'ye katildilarsa da,
gibi verimli bir
669
Kuzey A vtupa
1891'de ihrac edildiler. Daha sonra, gelismekte olan isci hareketi icinde cahstilar. 1909'da Isvec anarko-sendikalistleri Fransiz
CGT'sini model alan kendi federasyonlan Sveriges Arbetares Central'i (SAC) kuracak sayisal giice ulastilar. 1992'de uye sayisi 32 000'e ulastrken; Norvec'teki bertzerinin -Norsk Syndikalistik Federasjon- 20 000 uyesi vardi. Norvecli federasyon gerilerken,
SAC
gunltik gazetesiyle Isvec isci hareketi icinde onemli bir gtic
olmaya devam etmis ve sendikalist Uluslararasi Isci Birligi'nin varhgim surdiirmesine yardimci olmustur. Kolektif pazarhk formunu benimsemis olmakta birlikte Isvec Sendikalistleri siyasal etkinliklerini surdurmekte ve yerel sendikalan btrer guc merkezi olarak savunmaktadirlar.
Hoi Ian da Hollanda Avrupa'daki en ozgiin anarsist hareketlerden birini gelistirmistir. Birtnci Enternasyonal icinde yer alan Hollanda delegeleri Marx'a ve Genel Konsey'e karsi Bakunin'i ve anti-otoriterleri
desteklediler ve Saint-lmier Enternasyonali'ne
egilim
gosterdiler. 1880'lerde Hollanda'da, eski papaz Ferdinand Domela Nieuwenhuis'in onderligindeki sosyalist hareket icinde anarsist bir egilim gelisti. Nieuwenbuis, 1881'de, kendisini sendika hareketinin drgtitlenmesine ve savas karsiu kampanyalara ada-
yan Sosyal Demokrat Ligasi'mn kurulmasma yardimci oldu. 1888'de bir sosyalist olarak parlamentoya secilmesine karsin, giderek dus kinkhgma ugradi. Fransiz Sendikalizmi'nin henuz gelismedigi bir
donemde, Nieuwenhius, savasa
karsi
cikmanm
ve
toplumsal devrimi gerceklestirmenin bir araci olarak dogrudan eylem ve genel grev cagrisiyla i§e basladi. Uluslararasi kongrelerde onemli bir rol oynadi,
isci
hareketinin anarsist ve sosyalist ka-
natlanni bir arada tutmaya cahsti.
Bununla
birlikte
Nieuwenhuis, 1893 Ziirih Kongresi'nde
uluslar arasmdaki savasin, similar arastnda, bashca silahi genel
grev olan uluslararasi bir devrimci mucadeleye donusturulmesini isteyerek reformistlere aciktan karsi cikti. Kongreden sonra,
Sosyalizm Tehlikede (1894) baslikh bir brosiir yazarak, siyasal iktidarm fethini kesin bir dille reddetti ve ozgurlugun "herkesin
ozgurce ifade etmesi ve o fikre uygun bicimde yasamasi" oldugunu one surdii. 7 Nieuwenhius, "liberter sosyalizm" kendi
7
fikrini
Ferdinand Domela Nieuwenhuis, Le Socialhme en danger. Slock, 1897,
s.
115.
Paris,
Anar$izmin Tarthi
670
Fransa'dan gelirken "otoriter sosyalizm"in Almanya'da dogdugu-
nu one surerek Bakunin'i izledi. 1898'de anarsist gazete De Vrije Socialist'! (Ozgur Sosyalist) cikardi. Gazete yaym hayatma De Vrije (Ozgur) adiyla devam etti. 1893'te Sosyal Demokrat Liga'da bir bolunme otdu. Azmlik, Sosyal Demokrat Parti'yi kurmak iizere cogunluktan aynldi. Ayni yd icinde sendikalist National Arbeids Secretariaat (NAS) kuruldu. Nieuwenhuis asla aktif bir destekci olmadi, ancak Christian Cornelissen uluslararasi sendikalist harekelte Onemli bir rol
Bu
oynadi.
Dunya
surec, Nieuwenhuis'in Kropotkin
ile
birlikte Birinci
Savasi'nda miittefikleri desteklemesi iizerine son a erdi.
NAS, 1903 genel grevinin basansizhga ugramasindan sonra uyeterinin buyuk bir bolunvunu reformist sendikalara kaptirdiysa
konumunu
da, Hollanda isci hareketi icindeki oncii Birinci Diinya Savasi'ndan sonra
surdlirdu.
yeniden guclenmeye basladi ve
1922'de Berlin'de sendikalist Uluslararasi
Isci Birligi'nin
kurul-
dugu Sendikahst Kongre sirasinda 22.500 uyeye sahip olmakla ovundii, Ancak surec icinde komunist sempatizanlar tarafmdan ele gecirildi, Ertesi
yd anarko-sendikalistler Nedherlandsch Syn-
Vakverbond'u kurmak icin aynldilar. Ancak hareket De Syndicalist'! cikaran Albert de Jong ve Bakunin uzmani Arthur Lehning'in cabalanna ragmen, gelisimini surdiirmeyi basaradicaltstisch
madi. Hollanda' da anarko-sendikalizm 1903 grevinden sonra duraklarken, Hollandah anarsist dusuntirler bu yiizydi etktlemislerdir. Birinci
sm
Diinya Savasi'ndan sonra Nieuwenhius'un savas kar-
propagandasinin yeni bir anarsistler kusagini, ozellikle eski
Hiristiyan banscilari etkiledigi goruldu.
dejong ve
1920'ler
ile
Onemli
simalar, Albert
1930'larda ayhk Bevrijd'mg'i (Liberasyon)
idi. One cikan diger eylemcihukukunda reform ve hapishanelerin kaldinlmasi icin
yayimlayan eski rahip Bart de Ligt ler,
ceza
calisan avukat Clara
varhgim
okul kuran, Kralice
ovunen Hiristiyan
De
Wichmann
siirdiiren ve
ve yirmili ydlarm sonunda ha la
De Werkplaats Us. Yeri) adinda Beatrix'in bu okulun ogrencisi
anarsist
Ligt'in savas ve
Kees Boeke
bir ozgur
olmasiyla
idi,
devrim uzerine denemesi, Siddetin Fethi
buyuk bir etbuyudukce devrim zayiflar" sozu butun banscilann ana si ogam ha line geldi, De Ligt, savasa hazirlanan rejimlere ve yabanci isgalciye karsi pasif direnisi, isbirligi yapma(1937), ozellikle Ingilizce konusan diinya iizerinde
ki yaratti.
Onun
"§iddet
Kuzey Avrupa
mayi ve re
sivil itaatsizligi
modern
071
(genel grev dahii) savundu. Dr
I
igt'e
go-
refah topyekun refahtir, "Her ulkede siyasal ve askeri
butun halkin dusmanlaridir. " Ona gore badaima hiikmetmek isteyenler tarafmdan kurulur; Dev-
yoneticiler kesinlikle rikatlar let'i
yok edin ve "kendinizi makul
bir tarzda yOnetin, butiin bari-
kailar gereksiz olacaktrr." 8
Bu mesaj
ellili
ve altrmsh ydlarda yeni bir anarsistler kusa-
gina ula§n. Peter Heintz, Anarchismus und Cegenwart'da (1951) Hollanda'daki geleneksel anarsist hareketin oldugune dikkati cekti,
ancak toplumda ve kulturde
"sessiz bir anarsist
devrim "in
gerceklesmekte oldugunu gOriiyordu. Altmish ydiann basinda ayhk Buiten de Perkcn (Sinirlann Otesi) anarko-sendikalist bir
gecmi§e sahip cikarak yaym hayatina basladi. Nieuwenhius ve Ligt yeniden kesfedildi. Nukleer Silahsizlanma Kampanyasi, Dada ve Robert Jaspar Grootvelt'in tuketimcilige karsi "happening"Provo" hareketinin tetiklenmesine katkida bulundu. Provo hareketi Amsterdam'in ciddi burgerlerini ve Hollanda Devleti'ni savunanlan kiskirtmak icin kuruldu. Provo adim tasiler"i,
yan yayin organlannda kent sorunlanyla Plan yaynnladdar. Bunlardan
ilgili
bir dizi
Beyaz Bisiklet Plam
Beyaz
Buna kemin her yamnda komiinal olarak kullamlacak cok sayida beyaz bisiklet olacakti. Ne yazik ki bisikletlerin cogu, tahmin edilecegi gibi cahndi. Bir digeri Beyaz Tavuk Plam idi (kip ya da tavuk, argoda polis anlamma geliyordu); buna gore polisler bebiri
idi.
gore,
yaz uniforms giyecekler ve
dogum
kontrol araclan dagitacaklar-
Provo (ayda on bin satiyordu) anarsizmi "esinleyici direnis kaynagi" olarak gordu ve anarsizmi canlandirmak, onu genclere aktarmak istedi.* Provo hareketinin duzenledigi happeningler ve di.
gosteriler 10 le girisilen
Mart 1966'da yaptlan bir kraliyet dttguniinde
polis-
catismalar sirastnda zirveye ulasti.
Hareket, 1966'da yerel secimlere katddi ve
Amsterdam
dtye meclisinden bir sandalye kazandi. Mayis 1967'de
vo'nun ohmui"
ilan edildi,
sessiz
bele-
"Pro-
Hareketin gittikce artan kurumsal
egilimlerinin lsiginda, Provo'nun cenaze toreni
Provo gene de
ise
devrimde bir katalizor
cok
rolii
liberal oldu.
oynamisti. Pro-
vo'nun, 1969'da Amsterdam belediye meclisinde bir sandalye edin en ve Kropotkin hakkinda cosku dolu yazitar yazan bas teorisyeni Roel
van Duyn, Kabouter (cin) hareketinin baslamasma
8
Bart de Ligt, The Conquest of Violence,
9
Rudolf dejong, "Prouos and Kaboimrs", Anarchism Today,
s.
84, 109. s.
173.
Anar^izmin Tarihi
672
yardimci oldu. Tipki anarko-sendikalisder gibi, yeni
topmmu
eskinin ka-
bugunda yaratmak isteyen Kabouierler, 5 $ubat 1970 runcu Ozgur Devlet bildirgelerinde §6yle dedder: Mevcot duzenin altkulturiinden yeralti
toplumu tabandan
alternatif bir
Tu-
fikiyor.
Bu
geli^iyor ve kendi hayatim yasamaya,
kendi kendini yonetmeye -mevcul olarak- ba^hyor.
toplum
tarihli
yetkili yoneticilerden
Bu devrim $u anda
bagimsiz
gercekle§iyor. Yeraltinm, pro-
tesioiann, gosterilerin amaci budur; bo harekette butiin enerjimizi
antiotonter bir toplum
kurmak icm
harciyoruz. 10
Kiyameci andiran bir devrim beklemeden, hemen §imdi degi§tirmek ve alternatif kurumlar olusturmak istediler. 1970'te beiedi-
hem Amsterdam'da hem de diger kentlerde cok basanli oldular, ancak 1984'te htcbtr planlan ofye secimlerine katildilar ve
madigi icin sessizce sahneyi terk
ettiler.
Provolar iktidara karsi hayal guciinii harekete gecirdilerse, Kabouterler de hayal gucimiin neler yaratabilecegini gosterdiler.
Bakunin'in kiyamet beklentililerinden degil, Proudhon ve Landauer'den koklenen yapici anar§ist gelenek iginde yer aldilar. Provolar ve Kabouterler ashnda anarsist gelenegin,
toplumun yam
kaygdar da duyan en yaratici evrelerinden birini olusturdular. Oniardan geriye kalan oyun, kendiligmdenlik, sira cevreyle ilgdi
eglence ve idealizm kaybolmamisur.
Kabouterler sonimda Provolann akibetine ugradi, ancak hareketin kidemhleri Hollanda'daki Yesiller hareketini gelistirerek
devam
Roal van Duyn, Groen (Yesil) Amsterdam haBu hareket, 1987'de reformist Groen Links (Yesil Sol) ile rekabet eden liberter De Groenen'in (Yesiller) bir par?asi ha line geldi. Daha kali anlamda anar^ist gelenek, 1972'de ozgiir dusiinceli gazeteci Anton Constandse ve Albert de Jong'un oglu RudolPla birlikte Hans Ramaer'in kurdugu De As hareketiyle canh tutukfu, Hollanda anarsizminin oziinde etnik bir nitelik tasidigi one surtilur. yola
ettiler.
reketini kurdu.
Britanya Britanya'da liberter gelenek, yeni bir kelle vergisine karsi kitlesel 10
Age,
s.
177.
673
Kuzey Avrwpa
ayaklanmayla baslayan 1381 Koylti tsyam'na kadar
Ancak Wat
feodalizmm
Tyler'in
getirdigi yiikleri
izlenebilir.
sona erdirmek
da ayin-
icin
one siirdugu makul
siz,
yasasiz ya da yemznsiz, kralsiz ya da hiikvJmetsiz Azizlerin
taleplerin ardinda, papazsrz ya
Yeryuzu Kralhgi'ni kurmak
Ozgur Ruh Heresisi'nde en yi§ yer
icin Isa'nm gelisini
bekleyen ortacag
canli ifadesini bulan bir binytlci anla-
ahyordu.
Bu ye rain heretik
hareketi,
on ye dine yuzyilda i
Ingiliz
Dev-
rimi sirasinda, ozellikle Kazicilar ve Bagirganlar arasinda bir kez
daha ortaya ahlaki rtt
cikti.
yasamn
Bagirganlar,
Ozgur Ruh Kardesligi'ndeki gibi, olmadigma inanan tec-
kendileri icin artik gecerli
Tann
edilmis vaizlerdi.
yanlis secim yapmazdi. Bagirganlar
butiin kisithlara ozgurluk icin yaptiklan uzlasmaz cagnlannda
en liberter olanlardi. Ancak Kazicilar daha orgiitlu bir guc ofusturdular ve ilk an artist hareket olarak kabul edilditer. Hareketin sozcusii Gerrard Winstanley,
oldugunu
hgi"
Akhn
"Insanin icindeki
Tann
Kral-
ederek Tolstoy'u haber vermekle kalmadi,
ilan
Ilk eserinde, sadece oto-
Isa'yi
da "evrensel ozgurluk"
riteyi
ve mulkiyeti reddetmekle kalmadi, Kropotkin gibi, yeryii-
ile e pitied i.
zlinun herkes icin bir "ortak hazine" olmasini
Bununla
lamda
istedi,
birlikte, Kazicilar ve Bagirganlara asagtlaytci an-
"anarsist" denildi.
On
altinci yiizyilda, tngilizce "anarchy/
anar§i" sozcugu (ortacag Latincesi'ndeki anarchia sozcugunden tiiremisti), siyasai, ahlaki ya da entelektuel alanda, otoritenin yoklugundan ya da taninmamasindan kaynaklanan bir kansikhgi gi
kastetmek icin kullanilmisti. Nitekim kararh bir ozgurluk olan Milton, Paradise Lost'ta (Kayip
CenneO
asi-
"viran/Kaos'un
buyiik anar§isi"ni yazabildi. 11 1678'de Britanya'da anarsist olan biri,
hicbir yonetici guc tanimayan ve
bozan
bu nedenle kurulu duzeni
bir ki§i olarak goruldu. 12
Bir sonraki yuzyilda, bir gorii §]erine
ragmen
Tory olan Dan
Gulliver's
Swift, lutucu siyasai
Travels (Gulliver'in Seyahaileri,
1726) adh eserinin IV. Kitabi'nda yer alan akilci atlar toplumuyla,
olu$um halinde
bir anar?ist iitopyayi anlatti.
cation of Natural Soc iety'sinde (Bir Dogal
Burke de Vindi-
Toplum Savunmasi,
1756), sonraki anar§ist!erce ciddtye alman yasasiz ve hukumet11
John Milton. Paradise
Losl (1667), X, 283-4, Poetical Wurfes, der. Douglas
Bush, Oxford University Press, 12
Ox
ford, 1966,
Bkz The Shorter Oxfo'd English Dictionary.
s.
405.
674
Anar$izmin Tarihi
toplum ornegi sundu. Yuzyihn sonunda
siz bir
Paine,
Human
Rights'imn (Insan Haklan) ikinci bolurniinde, insanlar arasinda
hukum
suren duzenin buyuk bir bolumunun hukiimetin etkisi olmadan gereeklestigi sonucuna vardi ve "uygarhk mukemmelkstikge hukumete gerek kalmayacaktir" dedi. 13 Fransiz Devrimi sirasinda anarsist ilkeleri ilk kez a<;ikca ifade eden William Godwin oldu. Enquiry Concerning Political Justice'inde (Siyasal Adalet Uzerine Bir Arastirma, 1793)
hukumetin
kotuluklerini aciga gikardi ve su sonuca vardi:
O
hayirh dfinemi, siyasal hukumetlerin, insanhgm basina gelen
kotiiluklerm bin yillik nedenini olusturan ve ozu geregi her kottilugii lasiyan ve butunfiyle
turlii
yok ediltnedikce kendisinden kur-
tulmanm mumktin olmadigi o vahset makinesinin ortadan
kalkti-
gini gorecek o bilge insanlik dostlanna ne mutlu! 14
Godwin'in damadi Shelley onun siyasal adalet felsefesini etkileyimisralara doktii. William Blake'in, Kilise'nin ve Devlet'in kisitlamalan olmaksizin uyum icmde yasayan donusturulmus insanci
hga dair o parlak vizyonu, onu yaraticilarmdan biri
lngiliz
anarsizm
Ancak sunu da belirtmek
kilar.
tarihinin
gerekir
ki,
hicbir sair
kendisine anarsist dememistir. Anarsizmin babast olan Godwin bile "anarsi"yi, her ne kadar despotluga lercih edilebilir ve "ger^ek ozgurlugun carpitilmis ve kdik degtstirmis hall"
olsa da, kargasa ve siddet
antaminda kullandi. 15 Anarsist sozanlamda kullamldi: "Modern
ciigu, tipki Fransa'daki gibi kotti
Felsefeyi ve
God wind
Sistem"i savunanlara, en azindan
hicvini su misralarla bitiren Zachary
siirsel
Macaulay tarafindan anar-
§ist denildi:
Ozulmeyin ey
anarsistler,
Bir saatciginizi
o
ayiramamissamz,
ilahi goruslere,
Doga gasp edilmi? hakkini
geri verse
Gozden kaybolur Godwin'in
ilahesi
karanhgin icinde.
Gelecegin lngiliz Basbakani George Canning, 179S"de AntiJacobin Review'de "Anarsistler" itin yazdigi bir kasidede, God13
Paine, Rights of Man. 167.
14
Godwin, Anarchist
15
Age,
s,
162.
Writings,
s.
169.
Kiijcy
675
Avrupa
win'e (yam sira Paine ve John Thelwalt'a
)
su alayci sozlerle
sal-
dirdi:
Uzakta
belirir
yepyeni keyif sahneleri;
Tiran krallann artik olmayacagi bir zaman, Insanlar isteyince savaslarm olmayacagi
Ve uyku Britanya on
ile
16 kutsal kiyilan terk edecegi o zaman.
olumun
dokuzuncu yuzyilda pek ?ok buyuk
anarsist diisu-
niir gikarmis olsa da, anarsizm toplumsal bir hareket olarak marjinal kaldi. Bu oldukca sasirtici bir durumdur, cunku Godwin'i
liberter isci
yoldaslarmdan
hareketi uzerinde
rilmis
Buyuk Ulusal
biri
olarak goren Robert
muazzam
bir etki yaratti.
Sendikalar'i, bir
Owen,
Onun
gelisen
Gticlendi-
ekonomik sendikalizm
for-
merkezi olmayan ozyonetimli toplulukmu gelistirdt ve William Benbow da yeni bir toplumdu. bir lardan olusan bin yilhk grev anlayisiyla anarbaslatacak kurulusunu dunyanin ideali,
ko-sendikalizmi haber verdi.
Ancak
Chartistler'le birlikte isci ha-
reketinde reformculuk agir basti ve barikatlara adam gondermektense parlamentoda baskt yapmak tercih edildi. Aslinda anarsizm, 1840'larda Londra'ya yabanci isdler ve siyasal multecilerle geldi. Anarsist egilimleri olan az sayida tecrit edilmis devrimci vardi, ancak 1880'lere kadar orgutlu hicbir
O donemde insanlar, Soho'daki Rose Street Club Autonomic Club ya da Whitechapel'deki International Club ve grup yoktu. 17
gibi yerlerde bir araya geliyorlardi.
1878'in sonunda atesli Alman Johann Most multeci olarak Hamburg'tan Londra'ya guti ve haftalik Freiheit'i cikarmaya basladi. Dergiyi esas olarak Almanya ve Avusturya'da dagitmayi du-
sunuyordu. Most, 1881'de Car
II.
Alexander'in katlini onayladigi
Arkadaslannm Phoenix Parki'nda Lort Caven-
igin hapsedildi.
dish'in Irlandah uluscular tarafindan katlini ovmeleri uzerine
Most serbest kaldiginda
dergi kapatildi.
lunu
Birlesik Devletler'in yo-
tuttu.
lngiliz devrimcileri
1881 Uluslararasi Toplumsal Devrimci-
ler Kongresi'nden sonra sosyalizme yonelmeye basladilar. Frank Kitz ve Joseph Lane, Stratford Dialeklik ve Radikal Kulubu'nden 16 17
Ahmi, ftllliam Godwin Kinde, s. 232, 215. Bkz. John Quail, The Slow Burning Fuse: The hists,
Paladin,
1
978,
s.
4-5.
Lost History of the British Anarc-
Anar$izmin Tarihi
676
aynlan
bir hizipten hareketle
Emegin Kurtulusu
Ligasi'ni
kurdu-
Liga'nm hedefi, "Toplumun Ozgur Toplumsal Durumu"nu
lar.
yaratmakti.
Bu hedef, "Herkese
Esit
Toplumsal
sat E^itlik llkeleri"ni temel alacakti,
Firsatlar ile Siya-
Parlamenier sosyalizme ve
Devlet sosyalizmine karsi cikan grup ktsa sure icinde East
End Ancak sosyalistlerle birlikte calismaya da hazirdilar ve Sosyal Demokrat Federasyon'a (SDF) katildilar. Lane, 1883'te Sosyal Demokrat Birtik dertilen kucuk bir grupla ortaklasarak Dunya iscilerine Manifestoyu cikardi. Manifesto'da iscilerinin destegini aldi.
srjyle
deniyordu: "Hangi parti tarafmdan yonetildiklerine bakil-
maksizm
hiikumetler, [hakim] siniflarm araclanndan baska sey
degitdirler ve yargic, polis, rahip ya da cellat gibi farkh kihklar altinda, kendi guclerini ve enerjilerini
somuruculerin tekelini ve
ayncahklarint desteklemek icin kullamrlar..." 18
Ancak Marksist onder sini
H. M. Hyndman SDF'ye kendi iradedayatmaya cahstigt zaman, William Morris, Eleanor Marx
Aveling ve Betfort Bax'la birlikte Sosyalist Liga denilen yeni bir orgut
kurmak uzere hareketten
ayrildilar.
Manifestolan, "Devlet
Sosyalizmi"ni ozgiil olarak reddediyor ve "butun dunyaya esitlik
Commonweal adh ctkarmaya basladi. 1887'de cogunluk karanyla parlamento karsiti tutumu benimsedi, ancak her turlu otoriteyi reddeden ve siddet yoluyla devrimi savunan bir hizip, yurutme konseve kardeslik" cagnsinda bulunuyordu. Morris, bir yayin
yini ele gecirdigi
zaman hareketten
Devlet Karsiti Komunist
turde Devlet'in feshi"
Ekim
aynldi. Lane, 1887'de kendi
Ma nifes to 'sunu icin
cagn
cikararak, "her form ve
Commonweal, nihayet hukumet mekanizmasini
yapti.
1894'te, editoru H. B. Samuels'in
zayiflatmak icin "pencereferi kirmak, cimrileri soymak, sahte para si"
basmak ve kacakcilik yapmak"
gibi "cesaret isteyen ve yasadi-
eylemleri hosgoriiyle karsilamasi uzerine kapandi. 19 Ayni
yil
Greenwich Parki'nda patlayan ve bir Fransiz anarsistin olumune neden olan bomba, anarsizme iliskin yaygin gorusleri icinde
dogruladi ve G. K. Chesterton'un The ile
Man Who Was
Joseph Conrad'in The Secret Agent'indeki netameli
Thursday')
terorist tip-
lemelerini esinledi. Sosyalist Liga o sirada devrimci bir
konumu
benimsedi. An-
cak baska anarsist egilimler de olusum halindeydi. Bireyci Henry 18
Age,
s.
22. 31.
19
Age,
s.
37-38, 67,
H5.
677
Kuzey Avrupa
Seymour, 1885'te The Anarch ist'i yayimladi ve kisisel ozgurliigun kalesi olarak Proudhon ve Tucker'in ozel mulkiyete iliskin goriiglerini dile getirdi.
Seymour, bireyci bir bakis
devam
yayin organlan cikarmaya
Ne
etti.
hareketin ana egilimi butun kitada oldugu gibi
Dan Chat tenon' in,
nundeydi. Eksantrik
acisiyla cesitli
var ki, gelisen anarsist
komunizm
Chatterton's
yo-
Commune-
Communistic Scorcfier'i (Chatterton'un KomuniiKomunist Mesaleci) 1884'ten, 1895'te olumune kadar ya-
the Atheistic Ateist
yimlandi.
1886 'da Seymour
ile
isbirligi
yapan surgundeki Kropot-
uzun omurlu olan ve buFreedom'u kurdu. 20 Kropoteden devam gun de yayimlanmaya kin'in de icinde yer aldigi bir grup, en
Nikolas Caykovski gibi devrimcilerle
kin,
Ingiliz anarsistler lotte
Wilson,
1
de
isbirligi
yaparken,
Cambridge mezunu Chargetirildi ve bu gorevi 1895'e kaeditorluge
isin igine girdiler.
886 'da
dar surdurdu. Kropotkin, Birinci
Dunya
Savasi'nda muttefikkri
desteklemesi uzerine aynlana kadar grubun bashca entelektuel esin kaynagi olmaya devam etti. 1880'lerde ve 1890'larda, Britanya'daki anarsist hareket zir-
veye ulastigi sirada, Yahudi toplulugu ulkenin en genis anarsist
grubunu olusturuyordu. 21 1885'te Yiddis dilinde Arheter Fraint Cikmaya basladi ve 1891'de genel anlamda sosyalist goriislerden anarsist gorusiere kaydt. 1893'te siyasal surgun olarak Londra'ya
gelen Rudolf Rocker, Yiddis dilini ogrendi ve 1898'de gazetenin
yonetmeni oldu. Rocker Birinci Dunya Sava§i'mn baslangicina kadar bu gorevini surdurdu. 22 Arbeter Fraint, 1912'de gerceklestirilen basanli grevler sirasinda giinbjk olarak cikmaya basladi.
yayimtamakla kalmadi-
Yahudi
anarsistler sadece edebt ceviriler
lar, isci
egitim merkezi olarak bir Sokak Enstitusu,
egitim grubu olarak da
l§ci
dayamsma ve
Cevresi'ni kurdular.
Seksenli ve doksanli yillarda, Britanya'daki entelektiieller ve sanatcilar
arasmda
tiberter diisunceye
buyuk
bir ilgi vardt.
Geor-
ge Bernard Shaw, Fabian Dernegi icin, otoriteye karsi tutumun20
Bkz. Freedom:
A
Hundred
Vetirs,
October 1886 to October 1986, Freedom
Press, 1986,
21
Bki. William J. Fisherman, East
End Jewish
Radicals 1875-1914, Duckworth,
1975 ve Hermia Oliver, The Internationa] Anarchist Mwtment rian England,
22
Croom Helm,
in
Late Victo-
1985.
Bkz. Rudolf Rocker, The London Years. Yiddis; dilinde yapilan baskidan ozetle.
Anar$izmin Tarihi
678
dan
oturii
anarstzmin imkanstzhgina dair yazmaya baslamadan
once, Seymour'un The AnarcJtisfine katkida bulundu. William
Morris Sosyalist Liga'yla cok yakin
dan
iti§kiler icindeydi,
o zaman-
beri yazilmis en ilginc anarsist utopya olan
here (Hicbir Yerden Haberler)
News from Nowadh romansi kaleme alch. Edward
Carpenter mevcut baskici uygarhgi elestirdi ve bir "huktimetsiz toplum" cagnsi yapti. Oscar Wilde, o etldleyici iislubu ve nuktedanhgiyla btreycdigin onemini savundu ve Sosyalizmde tnsan Ruhu'nu (The Soul of Man Under Socialism) muhtesem bicimde resmetti.
Henry
Salt
hayvan haklarmi savundu, Godwin'in mul-
kiyet uzerine yazdanni basti ve Shelley'in devrimci goruslerini gelistirdi,
Londra edebiyat cevreterindeki en dogrudan
anarsistler Wil-
liam Michael Rossetti'nin gene kizlanydi.
Iki kiz kardes, Olivia
ve Helen
The Torch:
ile
kardesleri Arthur, evlerinden,
A
Revoluti-
onary Journal oj Anarchist Communism'i (Mesale: Anarsist Komunizmin Devrimci Gazetesi) yayimladdar; Louis Michel, Sebastien Faure, Malatesta, Zola, Octave Mirbeau ve gene Ford effer
Madox Hu-
(daha sonra Ford) gibi yazarlann makalelerinin yant
Pissarro'nun cizgilerine yer verdiler. Girisim
iyi
sira
bir baslangic
yaptiysa da daha sonra suya dustii. Diger pek cok yrizyil
sonu yazan ve sanatcisi anarsist sonsuz ozgiirluk fikrinin cazibesine kapddi ve eylem yoluyla propaganda savunueularmm terorizmi yuztinden on dan vazgecti.
Ote yanda anarsizm,
Ingiliz isci hareketi icinde fazla
zemin
bulamadi. Owen'tn Gucfendirilmis Buyiik Ulusal Sendikalar'inin verdigi siyaset karsiti ornege ragmen, Britanya'da sendikalizm
gee bir tarihte
gelisti
ve reformist sendika hareketi karsisinda ba-
sanli olamadi. The Industrial Syndicalist 'te (1911)
Tom Mann ve
yoldaslan,
Amerikan Dunya Sanayi
modelinde sendikalar kurutmasi Iet lar.
icin cahsttlar ve sanayinin
tarafindan ulusaliastintmasina karst
Tom Mann simf savasmi
"cunku [bu hareket]
Guy Bowman, (IWW)
tscilert
isci
ve devrimci
ister yasal, ister
nullu olsun, patronlarla uzun sureli
Dev-
denetimini savundu-
isci
harekettni savundu,
Devlet desteginde, ister go-
amasmalan reddedecektir; cunku genel refah savasinda her firsati, zemin kaybederek degil zemin kazanarak degerlendirecektir." 23 Bu fikirler o sirada Irlanda isci hareketintn bir militam olan James Larkin'i de etkiledi. ve
23
Quai!, The Slow Burning Fuse,
s,
263.
679
Kuzey Avrupa
GiiclU liberter gorusler tasiyan brosiir, The Miners' Next Step (Madencinin Bir Sonraki Adtmi, 1912) South Wales'te,
No-
tarafmdan anonim olarak yayimlandi. Bro-
ah Ableit ve
digerleri
sur, liderlik
nosy o nun u reddetti -"but tin liderler kendi iyi niyetyozlasirlar"- ve sendikalann yeni toplumun huc-
lerine
ragmen
releri
olmasini ve subelerinin
tamamen
idari organlar olarak
24 The ytiksek denetimi ve yurutmeyi gerceklestirmesini istedi.
daha dogrudan
Syndicalist (1912) ismiyle anilan bir diger grup bir anarko-sendikalist esin tasiyor ve
daha
fazla merkezsizlestir-
meye ihtiyac oldugunu vurguluyordu. Grubun sozcusu Guy Bowman, Franstz CGT'sinden etkilenmistt. Ancak Ingiliz sendikalizmi bir azinhk hareketi olarak kaldi ve Birinci Dunya Savasi'
ndan sonra iyke
zayifladt, 25
hareket yiizyihn doniimUnde
Anarsist
kaybettiyse de, bazi anarsistler
yolunu tamamen Newcastle ve
Cotswolds'taki
Whiteway yakmlanndaki Clousden Hill varliklartni surdiirduler. Birinci Dunya
gibi topluluklar icinde
Savasi,
Kropotkin gibi
mUttefikleri destekleyenlerin olusturdugu bir azinhk karsi cikanlar arasinda
bolunmeye
Herald of Revolt ve Spur gibi
yol acti.
Guy
yaym organlannda
ile
savasa
Aldred'in The,
gosterdigi cesur
caba, isci stnih tizerinde pek az etki yaratu. Britanya'daki anarsist
hareket 1924'te kansikhk icindeydi. Freedom I927'de yayini-
durdurdu. Esas olarak Londra, Sheffield, South Wales ve Glasgow gibi yerlerde i$ci simfi anarsistlerinden olusan kuciik ni
gruplar kaldi. Anarsist hareket Ispanya 1? Savasi' na kadar yeniden can la
namadi. Vernon Rtchards'in Spain and the World'u (Ispanya ve Dunya) 1936'da cikmaya basladi ve Freedom Press'in yeniden
canlanniasma katkida bulundu. Camillo'nun kizi Marie- Louise Berrteri gazeteyle
yakin
1939'da Revolt! (Isyan!) Press grubu
isbirligi ile
icindeydi,
devam
War Commentary'yi
etti,
cTtkardi.
Bu yaym
faaliyeti,
Savas sirasinda Freedom
Bu
girisim, 1944'te der-
John Hewetson, Vernon Richards ve Philip Sansom'un ordu icinde bozgnnculuk yaptiklan gerekcesiyte tutuklanmalan ve 1945'te hapis cezastna ^arptirtlmalanyla sonuclandi. 26 Aralannda John Cowper Powys, Ethel Mannin, Herbert gtyi cikaran
24 25 26
Th( Miners' Next Step, Tonypandy ,1912. 1900-1914, Plmo Press, 1975. J. Holton, British Syndicalism. Bkz. Albert Meltzer, The Anarchists in London 1 935- J 955, Orkney: Cienfuegos Press, Sanday, 1976, Bkz. R.
680
Anar$iztnin Tarihi
Read, Augustus John ve George Woodcock'un bulundugu gen? bir entelektiielter kusagi anarsizmi benimsedi. Woodcock savas sirasinda ve sonrasinda
Freedom Press 'te
cahsti. Edebiyat dergisi
hakkmda yazilar yazdi ve altematif Anarchy and Chaos'u (1944) kurdu. Daha sonra Kanada'ya gidip saygideger bir yazm adami oldu, anarsist biyografi ve tarih calisNow'i cikardi, sendikalizm
malartni siirdiirdu. Alex Comfort da savas sirasinda ve sonrasinda Freedom Press icin makaleler yazdi. Britanya'da Yeni Sol'un ytikselisinden once,
ellili
yillarda
anarsizm yava§ yavas canlandi. Anarsistler, ozellikle Yuzler Komi tesi icinde, Nukleer Stlahstzlanma Kampanyasmda etkili oldu-
Ancak
lar.
anarsist hareketin dogasi degi^misti. 1944'te Ozgiir-
luk Grubu, sendikalistlerce ele gecirilen
Federasyonu'ndan
Buyuk Britanya
cekildi. Sendikalistier 1954'te
Anarsist
orguuin adini
Sendi kalis t
Isci Federasyonu olarak degistirdiler. Direct Act ion 'in (Dogrudan Eylem) yayimlanmasina ragmen fazla etkili olamadi-
1960'ta Freedom'un yaptigi bir ankete gore, okurlartn cogu
lar,
meslek sahipleriydi ve
iscilerin
Altmisji yillarda Colin
oram
Ward
%
15'le
simrhydi."
dikkat cekici bir yayin organi
olan Artardty'i cikardi ve aralarmda Alan
Sillitoe, Adrian MitcGeorge Melly'nin de bulundugu genis bir iiberter yazarlar cevresinden katki sagladi. Ward, Anarchy in Action'da (1973) biiyuk bir ongoruyle, kent planciligi, konut, egitim ve tahsisat gibi
hell ve
Landauer gibi, eski toplumun kabugunda yeni ve kurumlar yaraimak istiyordu. Nicolas Walter ikna
alanlarla ilgilendi. iliskiter
edici bir yapit olan
About Anorchism'i (Anarsizme Dair, 1969) pek cok anarsist klasigi derledi, antimilitarist ve humanist
yazdi,
faaliyetterle
derinden
merkezi, yuz
Fredom
lan
esinle,
yil
ilgilendi. Britanya'da anar§izmin dusiince once Kropotkin ve arkadasjan tarafindan kuru-
Press
Grubu
idi.
Grup, Vernon Richards'tan
aldigi
kendi yaymlanyla anarsist egitimi surdurdu.
Akademik cevreden Michael mantik ve
siyasal
Taylor, yakinlarda,
teoriden cikardigi argumanlan
modern
kullanarak
anarsist bir liberal Devlet elestirisi gelistirmistir.
Anarchy and Coopemtion'da (1976) ikna edici bicimde toplumsal duzenin Devlet'in
nity,
gelisimiyle ters orantih
Anarchy and
Lifcerty'de
oldugunu one surmus ve Commu-
(1982) devletsiz bir toplumsal diizen
olarak ananjizmin ancak maddi kosullarda kabaca esit bir 27
Bkz. Anarchy, 12, §ubat 1962,
s.
5-57.
istik-
681
Kuzey Avrupa
rarh topluluk icinde var olabilecegini savunmu§tur. Britanya anarsizmi ndeki kucuk devrimci trend, Black Flag
(Kara Bayrak) dergisiyle taninan ve The Floodgates of Anarchy' nin (Anarsmin Baraj Kapaklan, 1970) sonuna kadar acilmasi benimseicin cagn yapan ve simf savasi formunda bir anar§iyi
yen Stuart Christie ve Albert Meltzer gibi anarsistler tarafindan canh tutulmusuir. Yetmisji yillarm basmda, Ofkeli Tugay, anarsizmin eski terorist imgelerini canlandirmissa da, iiyelerinin hicbirine anarsist denmemistir. Britanya'da anar§i, altmisjann sonunda, ogrencilerin protes-
ve cati§malan sirasinda genclik kulturune nufuz etmekle kalmadi, yetmisli yillarda da altematif komunler ve koosadece peratifler hareketinde aciga cikti. Anarsistler, anarsizmi tarzi bir hayat zamanda ayni degil, olarak bir inancjar sistemi to eylemleri
olarak goren "karsi kultur" iginde de onemli bir rol oynadilar. Giysileri ve tavirlan siyasal goriisjerine uyarlandi ve yeni ozgur
kurumlar yaratmaya cahsnlar. Tek baslanna kalarak kendi hayatlanni yasamak isteyen "hippiler" ve "gezginler" arasinda altematif bir §ebeke
Diinya ozgurliik ve tnuzik
gelistirildi.
festival-
lerinde, pop dergilerinde ve ozellikle Glastonbury ve Stonehenge haregibi eski kentlerin cevresindeki eski evlere izinsiz yerlesme Bu olustu. kulturu direnis bir belirgin karsi Devlet'e ketlerinde,
mulk
kultiir, yetkililer
ve ozel
ozellikle de yaz
donumu
Konvoyu"nun
sahipleriyle girisilen caiisjnalarda,
senlikleri sirasinda hazirlanan
"Bans
polis tarafindan engellendigi 1985'te patlak veren
Stonehenge savaji sirasinda
iyice
one
cikti.
Hareketin ekolojik
kentlesmenin egilimi, sanayilesmenin gezegeni tahrip ettigini, harekeAnarsist Ye§il dusiinen arttirdigmi sucu ve umutsuzlugu herkesin yerine, bunlarm biitun Hareket, edildi. ti icinde ifade ba;ini sokacak bir eve ve isleyebilecegi bir toprak parcasina sa-
hip olacagi, kendine yeterli, ozerk koylerin kurulmasi icin cagn yapti.
YetmisU yillarm sonuna dogru, kent gencligi arasinda punk
formunda
bir anarsist
Sex Pistols'un
ilahisi
tutumlar ve semboller patlamasi ya§andi. in the UK (Birle$ik Krallik'ta Anar-
Anarchy
1977'de nuizik listelerinde firtina gibi esti, anarsi ile punk aynlmaz bigimde birbirine baglandi: "Ben bir anar^istim/lsa Kar^i-
si)
tiyim" diye haykinyordu lardi.
Tann
ve Devlet,
is.
Johnny
Rotten. "Gelecek Yok" diyor-
ve seks, ev ve
aile
-hepsi burjuva hayat
tarzinin teker teker devirdikleri dayanaklanydi; hepsi insanlara
Anarsi zmin Tarihi
682
daha
iyi
bir
key if saglayabilen mfizik aracihgiyla taneilendiler,
Johnny Rotten,
anarsist bir tarz edindi ve ilk dort sarkisi bilincli
ya da bilincsiz olarak muzige ddnusturulmus. bir isyantn yankisi oldu.
Gene de bu, buiiinuyle yeni
grafik sana tcist
bir
fenomen
degildi.
Grubun
Jamie Reid ve menaceri Malcolm McLaren,
Ingiliz sanat kolejlerinde
alanmda yelmislerde
hissedilert Situationistlerin teori
liklerinin gayet iyi farkindaydilar.
farkinda oldugu
kadim
etkisi
altmtslann sonunda ve populer muzik
Rotten
ise
sadece
ve etkin-
belli belirsiz
liberter durtulerin araci haline geldi. 28
Anarsi, kiskirtici muzik, giyim ve hayat tarzi icinde gehse-
rek ayn bir kiiltur omsturan punk'a, kendi sok taktiklerini ve
kendine giiven diirtusunii kazandirdi. Bu yeni amielit, "Bizler kiaguk aylaklarrz," diyorlardi, "hicbir seye aldirmayiz," Vivienne
West wood, Germaine Greer
gibi yash feminisileri utangac buluyor ve cinselligin kurulu diizeni dehsete dusurdugunu one su rere k, gencleri "en vahsi fantezilerini gerceklestirerek"
yasamaya Anarko-punk, 1979'da, devrimci barisci Crass grubuyla birlikte onem kazanmaya basladi; Epping Forest'teki lesvik ediyordu.
korminleri, altmislann deneyimini seksenlere tasidi.
Daha sonra Supermarket Kaybolmak" adli parcada "guvenceli ki$iligi" reddederek modern tngiliz yabancilasmasint aciga cikardi. Mekons, The Slits, X-ray Spex ve Subway Sect gibi gruplar rmiziClash.
"
kal yikicihgi surdiirdu,
Gencligin bos. binalan gecid olarak isgal ettigi seksenlerin sonu ve doksanlarm basmda gelisen "acid house" eylemleri, fazla siyasal olmasa da genclerin kendilerine verilmeyen bir ozguriukten yararlanmalanm psikolojik olarak verili otoritelerini
hazmedemeyen ve kendi
genclere aktarmaya cahsan yashlan ve Devlet
kurumlannda cahsanlan
sasirtmisur. 1 980'lerin sonunda Situation is t'lerden ve anarsist leoriden esinlenen bir diger post-punk antioioriter egilim, tskocya'daki "ozgiir Universite" kolektifi cev-
resinde ve Smile, Here and
Now
gibi yayin
organlannda ve daha
hilimsel bir yayin organt olan Edinburgh Review sayfalannda or-
taya ciku... Yeni liberter yazitann cogu Bagirgan ve Dadaist siirsel soylem gelenegi icjnde yer almaktadir. Bu yazilarda, olgu ve kurgu, tarih ve mil kaynastinhr ve ilkel olan uygar olanin karsisina
konulur. Ajit-prop'a basvurmaktansa, kulturu siyasallastirmaya 28
Bkz. Grei! Marcus, Lips lick Traces:
Seeker
& Warburg.
1989,
s.
A
440-441.
Secret History of the Twentieth Century,
683
Kuzey Avrupa ve gundelik hayatt donusturmeye cahsirlar.
Seksenli yitlarda en populer anarsist egilim Sinif Savasi Federasyonu olmu§lur. Bu hareket bazi 50k taktiklerini ve punk'in benzerlikler daha "fuck-off" (siktir) cizgisini paylassa da, aradaki Sinif Savasi gecen saldinya oteye gitmez. Kuliure kar§i biiyuk bir
hala "hakim simfin tadir.
isci sinifi
tarafindan yikilmast" icin cahsmak-
Ian Bone ve diger orta sinif orgiitculer tarafindan gelistiri-
len ana cizgisi, taraftarlanni zenginlere guclii bir darbe vurarak 29 denetimi ele almaya tesvik etmektir. Sinif Savasi uyeleri (ve ay-
1984 Marunda gerceklestirilen "Kenti Durdur" kampanyasinda ve Mart 1990' da Trafalgar Meydamnda patlak veren Kelle Vergisi isyanlarmda one ciktilar. Her iki hareket de Ingiliz basininin "anarsist tehdit" hayaletini bir kez daha ni
gorus.ten gezginler)
Yeni anarsist gruplann en popuhsti ve siddet yanhsi olan bu hareket, yeni kurumlar yaratmaktan gok arbedeyle ilgilenen fasist unsurlan cezbetmistir. yiikseltmesine yol
acti.
Ingiliz anarsizmi icindeki oteki kollar sendikalist Dogrudan Eylem Hareketi'yie canh tutuldu. 1979'da yeniden kurulan bu
hareket
is
yerlerinde bagimstz orgutlenme ve "isciterin tek basla-
rina sanayi ve toplulugu denetledigi bir sistem"
icm cahsmakta-
Britanya Sosyalist Pauisi anarsist esinlidir ve devletsiz bir toplum istemektedir. Kelle Vergisi isyanlan sirasinda patlak veren "Trafalgar Meydan Savasi" nda one cikan Anarsist dir.
Cuyuk
Komunist Federasyon, "her turlu hiyerarsinin ortadan kaldinlmasi, dtinya capinda smifsiz toplumun kurulmasi icin miicadele" cagrisi
yapmi§tir.
Bu grup
da, Sinif Savasi gibi, endustriyel
sendika siyase tier iyi e fazla ili^kili degildir, gin inceliklerinin bilincindedir. Solidarity
ancak anarsist geleneand Peace News (Daya-
nisma ve Bans Haberleri) liberter sosyalizm ve siddete basvurulmaksizm ayaklanma cagrisi yapmaktadir. Bazi anarsistler, gelismekte olan hayvan ozgurlugii hareketinde faaliyet gostermekte,
ozgiirlugun sadece insan turuyle simrh olmamasi gerektigini
one surmektedirler. Oteki
ileri
sanayi toplumlannda oldugu gibi, Britanya' da da
yasanan en son gelisme, kapitalizmin hilgisayar bagnnhhginin sagladigi anarsist imkanlann anlasilmis olmasidir. Bu sadece bitgisayar korsanhgmi (bilgisayarlara girip veri calmak ya da degis19
Bki Steward Home, The Assault on Culture: ( 'topi an Cuiroils/roiti Lctti'ismc w Class War, Aphom Press and Unpopular Books, 1988, s. 95-101.
684
Anar$iztnin Tarihi
tirmek) degil, alternatif iletisim sebekelerinin yarattlmasini da
kapsamaktadir. Anarsinin kara bayragi Londra'nin sik semti
West End'den Stonehenge'tn kadim
tepelerine kadar genis. bir
alanda dalgalamrken, yeni kara cip kostebekleri kemin en
bilgi-
sayarlasmis biirolanna yayilmaktadir. Doksanlar, anarsizmin Britanya'da canli ve etkin
oldugunu gostermektedir.
Birle§ik Devletler
&
Birle$ik Devletler'de
uzun
bir liberter gelenegin varhgi
kusku go-
turmez. tlk yertesimciler dinsel cezadan kacmak icin geldiler ve
basindan itibaren her
1636
tiirlu
hu kit met formuna dusman ve kendi
bagimsizhklan konusunda kati bicimde kiskanc oldular.
kisisel
gibi
erken
bir tarihte
Roger Williams, zorla kabul
ettirilen
inancin "ruha tecavtiz" oldugunu ve her ki§inin "her§eyi dene-
mek"te ozgur olmasi gerektigini one suruyordu. Bu arada Anne 1
Hutchinson, dindar kisinin artik yasalar karsisindaki yukumlulukle kutsanmadigim,
inayet akdiyle,
"ruhun nufuz
edisiyle"
arindintdigini savundu.
Gerek Williams gerekse Hutchinson kovuldular. Ancak gitiz
In-
Devrimi'nden sonra, insan yapisi yasalan hor goru§leriyle,
konularda ant i^meyi reddedi^leriyle, savasa, vergilere,
siyasaf
askerlik gorevine karsi cikislanyla ve goreneklere ters
davramstanyla Quakerlar
cikti ortaya.
du§en
1682'de William Penn,
kendi koloni hukumetine, "bizatihi dinin bir par^asi, kendi ku-
rumu
ve kendi amaci
bakimmdan kutsal bir sey" olarak saygi ama gene de yeryuzu yasalarinin, vic-
gosterilmesini isteyebildi,
damn
aciga vurdugu "temel yasalar"a kiyasla yapay oldugunu
dii^undu.^ Protestan dzel kanaat ya da vicdan, Amerikan siyasal 1
Alinti,
De Leon, rhe America
2
Age,
19-20.
s.
ai Anatchiu,
s.
16.
Anarsizmin Tarihi
686
kultiiriinun vazgecilmez bir parcasi haline geldi, dtisunce ve
ifa-
de ozgurlugu savunusunun temelini olusturdu. Butiin buntar
Amerikan toplumunun derinlerine islemis da
bireycilik
duygusunu
aciklar.
Kamu
onderlerinin du$tinceleri ve istekleri ne olursa olsun
Yeni Diinya'da hayai geneltikle ozguvenli ve ozyonetimli olmus, zor ve cogu kez
dusman kosullarda
kars-ihkh yardimlasmaya da-
Hukiimeiin ulasamadigi genis bolgeler
yanmisti,
vardi,
Daha
sonraki Batiya dogru genisleme, "kanunsuz"luguyla sohret kazanmi$, ozellikle yerel ha lkm bakis acisindan hirs ve adaletsizligin bir
belirtisi
olarak gdrulmustiir. Amerikan Bagrmsizhk Sava-
51'nm ardindan, yeni cumhuriyetin kurucu babalan, tipki Locke gibi, hukumetin ozel mulkiyeti, yasama, ozgiirluk ve mutlulugu gibi kisisel haklan korumasi gerektigine ikna oldular. gene de hukumet mudahalesini asgari bir diizeyde tutma
gozetme
Ama
egilimi gosterdiler ve siyasal otoritenin butiin bolgelere yayilma-
sim saglamak
icin
federasyon ilkesini benimsediler. Amerikan
Devrimi'nden hemen sonra, Konfederasyon Maddeleri'ne dayanilarak
hem
liberter
hem de merkezsiz
bir asgari
hukumel kurul-
du. Ancak bu hukumetin yetkiteri, sonraki onyillar icinde degistirilmez bicimde gucjendirildi.
Ozguvenli yerlesimciler Thomas Paine'in hukumet uzerine
sunun farkindaydilar ki, "her devlette toplum bir nimettir, ama hukumet en iyi durumda bile zorunlu bir kotuluk, en kolu durumdaysa katlanisag duyulu elestirilerini
okumamts
lamaz bir seydir." 3 Ashnda,
olsalar da,
iilke dylesine
sakin ve insanlar kendi
barrsci ve iiretken faaliyeileriyle oylesine mesgutduier ki, Benja-
min Franklin Pensilvanya Anayasal Ko n vans iyonu nun delegelerini yeni hukumetin olusumunu engellememeleri icin uyardi: 1
"Baylar, icinde yas;adigimiz anarsi ortaminda toplumun onceki kadar basarih oldugunu goriiyorsunuz, Tartismalanmizin cok uzamasi halinde, halkin biz olmadan da islerini kolayca yurute-
bilecegini diisunmemesi icin, dikkaili li,
kendi
ohmuz." 4 Franklin'in
islerini yuriitebilen, iikirleri ve
idea-
mallan kendi baslanna
nvubadele edebilen ozgur ve egitimii bir halk olmasma karsin, issez-faire liberalizminin otesine gecmedi ve asgari
sorgulamadt.
Gwnmon Seme.
65
J
Paine,
4
Alinu, Patterns 0/ Anarchy,
s.
s.
xv.
la-
hukumeti
687
Birlesife Devletler
Bu
sirada anarsist
Thomas Jefferson bulundu ve
mun
idi,
konumu formullendirmeye en yakm
Devlet'in
durumu
da,
kisi
uyanda
hukumetsiz bir toplu-
olabilecegini
"En az yoneten hukumet en
nnda rastlanmasa olmustur, Ashnda
mamen
icgiidulerine karsi
"Kizilderililerimizinki gibi"
en mutlu insanhk
atfedilen
"kun"
iyisidir"
bu sOzler yuzy ill area
one surdu. 5 Ona ozdeyisine yazila-
liberter lerin slogan 1
Jefferson, ilkesel olarak siyasal otoritenin ta-
kaldinlmasini degil, genel oy aracihgiyla halkin huku-
mete daha
fazla katitmasini istiyordu.
"Hukumetin nufuzu halk
arasinda paylastirilmahdir," diye yazdi. "Kitleyi oluscuran her bireyin nihai otoriteye katilmasi halinde, tir;
gi
cunku butiin
hukumet guvenli
yetmez"^ Aynca, kole ve toprak sahibi
hukumetin
olacak-
kitlenin yolsuzluguna hicbir ozel servet kayna-
belli
sinifin bir iiyesi olarak,
bash dayanaklanndan birini olusiuran ozel
mulkiyetin sarsilmasim istemiyordu, Ancak gee donemindeki
Proudhon
gibi, ozel
mulkiyetin kisisel ozerklik saglayabilecegini
hissediyordu:
Louisiana'nin
kucuk
arasinda bolusiuriilmesi icin bolgenin satin alm-
ciftciler
ozgiirltigun
dayanagini olusturan
masini {J803'te Louisiana Fransa'dan satin ahndi
On dokuzuncu sist
-g.n.] sagladi,
yiizyilda, Birlesik Devletler'deki yerli anar-
gelenek esas olarak bireyci bir yon
izledi. 7 Jefferson,
ve Protestan Muhalefet'in liberter fikirlerinden esinlenen Ler Devlet'i reddettiler
sildler biriigine ni
Paine
bu
kisl-
ve Amerikan toplumunu bir gonullu tem-
donusturmek
soi'g«lamadilar ve tipki
isiediler,
Proudhon
Ancak piyasa ekonomisi-
gibi, ozel
mulkiyeti kisisel
bagtmsizhgin guvencesi olarak gorduler. Ashnda Amerikan icycilerine "sag-liber terler" denebilir, yi
cunku kapitalizmin
bi-
anarsi-
guclendirecegini du§unuyorlardi. 8 Yiizyilin
ortalannda Transandantalist Emerson ve Thoreau
ve onlann yol gosterici ruhu Walt Whitman, en coskutu liberter ideali ifade etiiler. sistleri sil
5
Onlann bagimsiz durusu daha sonraki
dogrudan esinledi ve "asktn
bireyciligi"
anar-
dogaya yakin ba-
ve yaratici bir hayat arayisiyla birlestirmeleri bu yuzyih etkileDe Leon, The American as Anarchist, Woodcock, Anarchism, s. 47.
6
Alinu,
7
Bk2. James
J,
5.
53,
Martin, Mfti agatnsl (he State, age; William O. Reichert, Parti-
sans 0/ freedom:
A Study
in
American Anarchism, Bowling Green, Ohio,
1976.
8
De Leo^ The American
Anarchist,
Schustei, Native American Anarchism
s.
9, 74-75. Karsjt bir
goru$ i
Anar$izmin Tan fit
688 di.
Ilk bilincli
Warren
Amerikan
anar§isti,
much
muzisyen ve
Josiah
Robert Owen'in utopyaci kolonisi Yeni Uyum'un
idi.
uyesi oldu, ancak 1827'de bu giri§imin basarisizhga ugradigim
dusundu. "Amerikan Proudhonu" diye andan Warren, bir lenebilir ticaret" sistemini gerceklestirmeye cahsu.
"esit-
Bu sistemde
mallar tiretim maliyetlerine gore once bir Time Store'da, daha
sonra Ohio'daki Esitlik Koyu'nde ve Long lsland'daki Modern Times'ta mubadele edilmistir. Warren, Stephen Pearl
Andrews ve
Lysander Spooner gibi bireycileri de etkiledi. William B. Greene daha sonra Proudhon'un karsilikcihgim yerel bireyci gelenege a§iladiysa da, onlar
Proudhoncu goru§lerin btiyuk
bir
bolumiinu
bireyci anarsist hie
kuskusuz
asla terk etmediler.
En dikkat cekici Amerikah R. Tucker idi. Onun
Benjamin
Liberty adint tasiyan gazetesi
1881'den 1907'ye kadar yayimm surdurdii. Warren'in ve Proudhon'un ogreulerini birlestirdi, ancak onlara kendi kisisel damgasini vurdu ve bu gorusleri kapitalist Amerika'ya uygulanabilir hale getirdi. Tucker,
Proudhon ve Bakunin'i
Ingilizce'ye gevirdi
ve I8S3'te Lyon'da yargilanmasi sirasinda Kropotkin'i destekledi ve ona isnat edilen suclan asla kabul etmedi, Anarsistlere, "kor-
kusuz Jeffersoncular" dedi ve anarsizmi "lam laissez-fa'"t ya da "tutarh Manchesterizm" olarak tammladi. Ne var ki gazetesinin alt basligi, Proudhoncu "Duzen Ozgurliigun kizidir" ozdeyisinin genis bir kitleye ulastigini gosteriyordu.
Amerikan anarsist gelenegt esas olarak bireyci otmakla Adin Ballou ve John Humphrey Noyes gibi Hiristiyan radikallerce gelistirilen azinhk durumunda bir komuncu trend de Yerli
birltkte,
Tannnin otoritesine saygmin insanlardan olusan hukumetlerin otoritesini reddetme anlamina geldigine inandilar. Ballou, gonullu "komsuluk toplumu"nu savunurken, Noyes kuvardi. Bunlar,
rulusuna yardimci oldugu Oneida toplulugunda bir
formu uyguladi. Spooner ve Greene
komunizm
Birinci Enternasyonal'in uyeleriydi.
An-
cak Birlesik Devletler'de, yetmislerin sonunda anarsist gocmenlerin gelisine
olmadi.
kadar Avrupa'daki gibi orgutlu bir anarsist hareket
1881'de toplanan Enternasyonal Toplumsal Devrimci iki Amerikan federasyonu kuruldu. Bin, Almanya ve Avusturya-Macaristan Imparatorlu-
Kongre'nin ardindan esas
olarak
gu'ndan gelen Sosyalist devrimcilerin Chicago'da kurduklan gruptu. Devrimci eylemi benimseyen Uluslararasi Emekgiler Bir-
689
Birttjilt Dcvlctler
ligi'ni
bilinir) kurdular. San FranAmerikah grup, Londra Enternasyona-
(Kara Enternasyonal olarak da
cisco'da yasayan bir diger
yakinhk duyan ve Uluslararasi
li'ne
Isci Birligi (Kizil
Enternasyo-
nal olarak bilinir) denilen gizli bir dernek kurdular.
1880'lerde gelen yeni
Avrupah gocmenler beraberlerinde
komuncu anarsizm
dalgasi getirdiler. Bireyin ozgurlugu-
yeni bir
nu ve mulkiyetini engelledigi icin Devlet'i hor goren yerli Amerikan bireycilerinin aksine, bu yeni sol liberterler, Devlet'e miilkikaynagi oldugu icin saldirdilar. Bireyin
ve ayncahgin
yetin
ozgiirlugunu vurgulamaktan cok,
rarlanndan soz 1882'de
dayamsma
ve toplulugun ya-
ettiler.
New
York'a gelen Johann Most, FreiheU'i yeniden
Cikarmaya basladigi zaman, umut dolu ama zor durumdaki iscilerin enerjilerini yonlendirmeye ve orgutlemeye cahsti ve onemli ol^ude basanh oldu. 9 Devrimcileri Devlet ve sermayeye muhalebirlestirmek istedi, Chicago hala anarsist hareketin merke-
fette
ziydi,
ancak yeni gorusler daha cok Alman ve Cek gocmenler
arasinda yayihyordu. Enternasyonal'in 1883'te Pittsburgh'ta top-
lanan ikinci kongresine oteki sehirlerden daha fazla delege gonderdiler ve toplam lar.
alti
Sadece Chicago'da
bin Amerikah uyenin yansini olusturdutic
ayn
anarsist gazete cikiyordu ve isci
sinifi
arasinda genis bir okur kitlesi vardi. Ilk baslarda sekiz saat-
lik is
gunu cagnsina
karsi ciktriarsa da, 1886'dan itibaren taktik
nedenlerle cagnyi desteklediler ve polis siddetine
isci
$iddetiyte
karsi koydular.
Chicago'da yapilan ajitasyon 1886'da zirveye giinu polis, o sirada lokavt ilan etmis olan
ulasti.
3 Mayis
McCormick Reaper
Works'un onundeki kalabahga ates acti; birkac kisi oldu. Ertesi gun Hay market Meydam'nda diizenlenen yuruyus sirasinda, kalabahk yagmur altinda dagihrken meydana girmekte olan iki yiiz polisin iizerine yan sokaklann birinden bomba atddi, Karsilikh ates sirasinda yedi polis ve kisi yaralandi.
uc
kati kadar gosterici oldii ve alt mis
Kamuoyundan buyuk
bir protesto yukseldi. Ara-
larmda Alarm'in yonetmeni Albert Parsons, Chicagoer ArbciterZetfung'un yonetmenlerinden August Spies'm da bulundugu yedi anarsist,
men olum 9
bombalama
olayiyla
ilgili
hicbir kanit
suclu bulundu. Iclerinden biri on bes cezasina carptmldi.
Daha sonra
yil
olmamasma
ikisinin cezasi
Bkz. Avrich, "Jewish Anarchism ", Anarchist Portraits,
s.
rag-
hapse, digerleri
178,
omur boyu
690
Anar$izmin Tarihi
hapse cevrilerek
yapdan
Daha sonra Vali Altgeld'in emriyle mahkemenin adli bakimdan bir cinayet
hafifletildi.
bir sorusturma,
oldugunu ortaya koyunca sahverildiler, Olum cezasina carptinlanlardan bin idamdan bir onceki gece intihar etti. Olay, Frank Harris'in The Bomb adh romanini esinledi ve Salem durugmalarindan beri Amerika'da ya§anan en buyuk engizisyon olarak goruldii. 10
Kamuoyu ancak
1886'da,
Haymarket
trajedisiyle ilgili ha-
berler mansetlere ciktiginda anargizmin farkina vardi, Chicagolu
anargisder
isci
hareketinin martirleri, ancak iktidardakiler icin
birer iblis haline geldiler.
Anarsizmin birkac saplannh bireyin sac'ma ogretileri olmaktan ctkarak terorist bir hareket olarak kazandigi yeni imge, Rus gocmeni Alexander Berkman'tn 1892'de
Homestead
mak
celik grevi sirasinda oldurulen iscilerin intikamini al-
banker Henry Clay
Frick'i oldurme giristmi uzerine bir kez daha dogrulandi. Bagkan McKinley'in 1901'de gene bir Polonyah gocmen, Leon Czolgosz tarafindan oldurulmesi son darbe oldu. Yeni Baskan Theodor Roosevelt, Arahk I901'de Kong-
icin
re'de yaptigi bir
konusmada anarsizmi,
"biitun insan irkma kar$i
bir sue" olarak lanetledi ve "biitun insanhk anarsistlere kargi bir-
lesmelidir" dedi. Yeni bir teror dalgasi Most'un
tutum degistirmesine yol acti, cunku terorun yoneticiler kadar halk kitlelerini de yabanci1a§nrdigini anlamisti. Siddete basvurma ozelligiyle taninan anarsist hareket zayif-
lamaya devam
etti. Most 1906'da oldu ve Freiheit'i dort yd daha Tucker'm Liberty's! 1907'de kapanmca, Amerikan bianarsizmi en onemli sesini kaybetmis oldu. Anarsizm esas
yasayabildi. reyci
olarak
buyuk kenilerdeki Yahudi ve
ligim surdurdu. leriyle
birlikte
1906'dan
Italyan gruplar
arasmda var-
Emma Goldman ve cikardiktan
1917'ye
tasidi.
1916'dan 1917' ye kadar
Alexander Berkman'tn digerMother Earth, anarsist mesaji
Berkman, San Francisco'ya giderek
Blast'i cikardi. Birinci
Diinya Savasi sirasmda, 1917'de ezilen Askerlik Karsm Liga'nin kurulusuna yardimci oldular. Rus Devrimi'nden sonra binlerce kisi gibi kendi ulkelerine donduler ve Leninizm'in yukselisiyle birlikte yeniden koksiiz siyasal multeciler haline geldiler. 19 19' da 247 anarsist ve sosyalist 10
(Goldman ve Berkman
Bkz. Avrich, ton, 1984.
T7ie
dahil) sinir
disji
edildi.
Surgunler
Haynarket Tragedy, NJ, Princeton University Press, Prince-
BirJ(\silt
esas olarak ltalya ve
691
Dnieper
Dogu Avrnpa'ya
gittiler.
Yuzyilm donumiinde sendikalizm Amerikan igci hareketi icinde gelismeye basladi. Most onceki on yd boyunca sendika1905'te Diinya Sanayi tscileri
lizm ve
komunizmi savunmusui.
(1WW)
kuruldu. Ilk baslarda delegelerin cogu anar$istti, ancak
kisa sure icinde sayisal olarak sosyalistlerin gerisinde katddar. Anarsistler, Marksist Daniel de Leon'un onderlik ettigi reformist
gruptan kopan "Big
Bill"
Haywood'un onderlik
ettigi sendikalist
IWW
kanadin olusumuna katkida bulundular.
ya da Wobblies
gocmen iscileri, Batiolarak anilan hareket, madenlerde ucuz gocmen iscilere bave daki kereste kamplarmda cahsanlan cezbetti, Basfabrika iscilerini gimh olan Dogu ve Orta Batidaki calisan
kanlik btirosunu kaldirdilar ve "saflarda yer alan
merkez komite orgutun
Ne
temelinde olusturulacak bir
igciler,
bir
vurutme aracihgtyla
11 iglerini yuriitmelidir" dediler.
var ki ana rko- sendikalist federalizm ilkesinden ayrdddar
ve iscileri bir duzine kadar ulusat sendika icinde orgutlemeye cahstilar (yerel sanayi konseyleri icin bazi sartlar getirilmis olmasi-
na ragmen). Berkman, Mother Earth'm Ekim 1913 sayisinda, Wobblies hareketinin "hicbir bagimsiz ve ozguvenli isci orguttinun, tarn bir yerel ozgurluk olmaksizin dusunulemeyecegi" ger-
gozden kacirdigim uzuntiiyle ifade etti. 12 Yerel ozerklik ile merkezi denetim arasindaki celigki cozulemedi. Sonuc olarak, Amerika'da sendikalizmin bir yanda "genellikle anarsizme paralel", ote yanda, "toptumsal ve iktisadi gercekliklerin cozumlenmesi bakimindan romantik anarko-iitopyaci" oldugu one surulcegini
Ashna bakihrsa IWW, Marksizm, sendikalizm ve anarsizmin garip bir kangimindan olusuyordu. mustiir. 1J
IWW,
1912 ve 1913'te yasanan grev dalgasi sirasinda
olduysa da, devrimci yonde gelifemedi ve reformist
etkili
Amerikan
Is-
Joe Federasyonu tarafindan ele gecirildi. idamindan sonra hizini kaybetti. Rus Devrimi'nin baslangictaki basansi o sirada pek cok militan iscinin komunizme kazamlmaHill'in
1915'te sair
gi
sina yol acti,
Anarsist hareket Birinci Diinya Savasi'ndan s'onra zemin 11
Almti,
P. F.
Brissenden, The
bia University Press,
12 1
New
s. 318 Woodcock, Anarchism,
IWW: A Study
York, 1920,
s.
oj American Syndicalism,
Colum-
139.
Age,
s,
440; Melvyn Dubofsky,
Wt
Shall Be All:
o/lhc Industrial Workers o/ (he World, Quadrangle, Chicago, 1969,
A s.
History 480.
692
Anar$izmin Tarihi
kaybederken, esas olarak Yahudi, Italyan ve tspanyol gocmenleolusturdugu birkac tecrit olmus a ma zinde grup mesaji ilet-
rirt
meyi surdurdu. Yahudi Fraye Arbeter Shtime ve Italyan lo
ve L'Adunata del Rejrattari (digerlerinin
yam
II
Martel-
sira Luigi
yayimhyordu) anarsist ideali canli Buhran sirasmda anarsizm, etkin oldugu icin
leani'nin yazilanni
Gal-
tuttu.
degil,
biri
ayakkabici digeri bahkci olan, Nicola Sacco ve Bartolomeo Van-
davalan yiizunden mansetlere tasmdi.
zetti'nin
trajik
Sacco
Vanzetti, gorunuste Massachusetts-South Braintree'deki
ile
bir
ayakkabi fabrikasina
ise
yabanci dogumlu anarsistler olduklan icin olume
si la hit
soygun
edildiler. Uluslararasi protestolara
Massachusetts
Eyaleti'nde
diizenledikleri, gercekte
ragmen cezalan
elektrikli
1921'de
sandalyede
mahkum yd sonra
alii
infaz
edildi,
Anarsizme uitkuyla baghydilar ve devrimci siddete inanryorlardi. H Sacco soygunu yapmis olabilirdi, ancak Vanzetti'nin masumiyeti neredeyse kesindir. Davalan bir cause cdibre (unlu dava) haline geldi, anarsistleri ve komUnistleri,
amacinda di.
birlestirdi
bu
savunma
iki kisiyi
ve butiin bir liberaller kusagini radikallestir-
Vanzetti, idamtni beklerken anarsist bir siirden su misrayi mt-
nldandi: "yenilmis isyancilara cicek veriniz," lkisinin de, resmi bir ozur degilse de,
kucak dolusu cicegi hak
ettigi
kusku gotur-
mez. Genellikle tarihciler Birlesik Devletler'deki anarsist hareketin
Sacco ve Vanzetti
ile
birlikte oldtigunu soylerler,
Katolik
Amon
Hennacy, Birinci Dunya Savasi sirasinda "kan vergisi"ne karsi tiktigi icin konuldugu hapishanede anarsist banscihgi benimsedi. Tolstoy'dan esinlenen Hennacy, Dorothy
Day
ile birlik-
te Katolik lsci Hareketi'ni gelistirmeye calisti. Kirsal basitligi
ve gonullu yoksultugu savunarak "Tek Kisilik Devrim" cagnsi yapKatolik Isciyi 1933'te kuran Dorothy Day topluhik icindeki The Long Loneliness'? (Uzun Yalnizlik, 1952) toplumsal yartu ti.
bulmaya
cahsii.
Katolik "kisisellik ve
tsci
New
Hareketi'ne
kornunculuk" cagnsi
mun kabugunda
York'ta katilan Peter Maurin yapti.
IWW
gibi eski toplu-
yeni bir toplum insa etmek istedi. tnsanlan kar-
deslik duygusuyla
sevmenin Tanriya goturen en
iyi
yol olduguna
inaniyordu. Devlet'in saglayacagi refahin yerine karsilikh yar-
dimlasmayi temel alan konuk evlerini savundu. "Devlet'e muh14
Bki, Avrich, "Sacco and Vanzetti'. hist Portraits, s.
163, 175.
The
Italian Anarchist
Background', Anarc-
693
BirlraJ; Dcvklter 15 tac olan kisi Devlet'in kolesi olur" diyordu.
gerceklesecek ve merkezsiz fabrikalarda
isci
Uzun donemde
denetimini saglaya-
cak bir "Yesil Devrim" ve kentten lopraga donus icin cagnda bulundu. Devlet'in yerine, ozel ve komunal mulkiyeti birlestiren bir aileler toplulugunu savundu,
Depresyonun ardtndan
Birlesik Devleiler'de
refahm artmasi
ve iscilerin gorunuste Amerikan riiyasina kazamlmasiyla birlikte, orgutlu bir hareket olarak anarsizm fill en ortadan kalkti. Ikinci
Dunya Savasi'ndan once Emma Goldman tspanyol yoldasyapmak icin Birlesik Devletler'e dondu, an-
lan adina ajitasyon
cak tehliketi bir gorusun savunucusu olarak degil, gecmis bir donemin kalmtisi olarak karsilandi. Francisco Ferrer'in idamin-
dan sonra, onun
akilci egitim
Devletler'de etkiti olan
yontemini desteklemis, Birlesik Hareketi'nin yaydmasina
Modern Okul
yardimci olmustu. Bu okul, cocugun, egitim stirecinin cekim merkezinde yer aldigini savunuyordu. Hareket pratikte akadekarsi dusmanca egilimler ta§idrysa da, 16 liberterler kusagini n yetismesini sagladi.
mik ogrenime
butun bir
Ikinci Dunya Savasi sirasinda anarsist fikuler Devlet'in firyuzunu taniyan yeni bir gene entelektiieller kusagi tarahndan can land in ldi. Dogu kiyisinda David Wieck, Paul Goodman
kin
New York'taki digerleri Why? (Neden?) diye sordular ve hemen ardmdan Resistance^ (Direnis) gectiler. Bu iki yayin organinin yam sira, Dwight Macdonald anarsist-pasifist gazete Politics'i
ve
cikardi. Bati kiyisinda
Kenneth Rexroth, San Francisco Anarsist
Cevresi'nin kurulmasina yardimci oldu, yash Italyan ve Yahudi anarsistleri ve daha sonra bir Beat olarak sohret kazanacak olan
Kenneth Patchen
gibi
gen?
sairleri cezbetti.
Savastan sonra anarsistler Yurttas Haklan Hareketi'ne ve Demokratik Toplum Icin Ogrenci Hareketi'ne katildilar. Paul
Goodman
giderek merkezilesen ve militarize olan Amerikan
Devlet'i yerine ozyonetimli
toplumklann kurulmasi
icin
cagn
Altmish yillarda, merkezsizlesmeyi, katihmi ve dogrudan eylemi vurgulayan Yeni Sol, anarsizmin temel inanglarmdan cogunu savundu. Olusum halindeki karsikultur de gtindelik hayayapti.
tm donusturulmesiyle ilgilendi. Butiin kitada, ozellikle California, New York ve New England'da, kurulu dtlzene uyum sagla375-6.
15
Alimi, Patterns of Anarchy,
16
Bk2. Avrkh, The Modern School Movement: Anarchism and Education in the
United
States, NJ,
$.
Princeton University Press, Princeton, 1980.
Anarsizmin Tarihi
694
mayi reddeden muazzam
bir genciik kiiluiru gelisti. Liberter soylemine karsm, bu hareket, genellikle kihk degistirmis bir hosgo-
ru hareketiydi ve asla Kurulu Duzeni gercek anlamda tehdit et-
medi. Abbie Hoffman ve Jerry Rubin'den esinlenen Yippie'ler arasmda yasanan sokak savaslari ve Weathermen'in piroteknik gosterileri icinde tavsadi.
Yetmisti ve seksenli ydlarda Birlesik Devfetler'de, Spooner
Tucker'dan esinlenen Murray Bookchin gibi
ve
pitalistler" ile birlikte sag-liberterizmin
"anarko-ka-
yeniden canlandigi go-
ruldu. Robert Paul Wolff gibi filozoflar Defence of Anarchism'de (1970) yaziyor, her turlu siyasal otoriteyi bireyin ahlaki ozerkligi
temelinde
(Yonteme
reddediyorlardi. Karsi, 1975)
olu^turmaya yi
Paul
Feyerabend, Against
bashkh eserinde
Method
bir anarsist bilgi teorisi
cahsti. Tarihsel aciklamalarin
ancak bilimsel basan-
degerlendirdigi takcirde gecerli olabilecegini ve her seyin enin-
de sonunda bilime vardigmi savundu. Eski Marksist Fredy Perl-
man, neo-primitivist Against
Hisstory,
Against
Leviathan' inch.
(1983) Situationism'den yola cikarak anarsist bir anlayisa ulasti. Diinya Sanayi lscileri'nin (IWW) bakiyesi hala varhgim surdurmektedir. 1970'lerin sonunda
New
York'ta kurulan Liberter
Grubu, 1984'te Uluslararasi Isci Birligi'nin seksiyonu haline geldi. Bu arada, Kuzey Amerikan anarsizmindeki komuncu gelenek Murray Bookchin'tn toplumsal ekolojisini ve John Isciler
Clark'in kiilturel ve felsefi yazilanni benimsedi. Baltimore'da Social
Anarchism, Toronto'da Kick H Over, Boston'da Black Rose,
Our Generation gibi yayin organtan, liberter teori icin yeni bir zemin olusturmaktadrr. Detroit'te Fifth Estate ve Montreal'de
Amerikan
anar§istleri,
yuzydm sonunda,
Reinventing Anarchy'&t,
anarsizmi, feminist ve yesil hareketlerini bans icinde yeniden kesfetmektedirler. 17 sal
Her ne kadar
anarsist
tarti^matan ve alternatif kulturu
dusunce cagdas siyade, Kuzey Ameri-
istila etse
ka'da bilincli ve buyiik olcekli bir anarsist hareket gelistirmek
zorunludur.
17
Bki. Reinventing Anarchy, der.
Leon
Howard J.
Ehrlich, Carol Ehdich, David
& Glenda Morris, Routledge & Kegan Paul, 1979.
De
33 Latin Amerika
&
vertmli topGenis ve azgelismis Utin Amerika kitasi anarsizmin yoksulluk, ragmen, potansiyeline zengin ragi olmustur. Kitamn anarsizmin sorunlar surekli gibi yonetim ve emperyalizm askert
ozellikle uzlasmasiz
tutumunu ve asm
taleplerini cazip hale ge-
yozlugu ve siddeti, Devlefin tirdi. Siyasal hayatin sahtekarhgi, serdi. online gozler baskici dogasim da acikca Azteklerin ve tnkalann
ozgun
Kizilderili
imparatorluklan
tspanyollar kuskusuz hiyerarsik ve otoriter olmuslardi. Ancak koylulere topraksiz Kizdderilileri ve yiktilar yerli uygarhklan sislatifundia ortalarmda yuzyihn dokuzuncu donusturdiiler. On
toprak Kizilderililer'den almdi ve genis miilkler temel alan bir birkac ailenin elinde toplandi. Patriyarsi ve itaati
temi
gelistirildi;
patron-peon iliskisi kirsal kiilturun parcast haline geldi. Ispanya ve Eski somurgeler on dokuzuncu yuzyd boyunca Avrufikirler anarsist ve surdurduler Portekiz'le yakin baglarmi AmeriLatin Ozellikle tasmdi. dalgalanyla sehirlere
pah gocmen ka'nin
Dogu
ulkelerindeki sanayi merkezlerinde, en guclu
hareketleri gelisti ve anarsizm
kok
isci
saldi.
buYabanci sermaye ve ozellikle Ualya ve Ispanya'dan gelen yansinda ikinci yuzytlm yiik gocmen isgi akini on dokuzuncu cogu yasanayilesmenin iki onemli nedeniydi. Kolay kar sansi banci olan fabrika sahiplerini cezbetti ve sanayi
iliskileri
siddet
696
Anarfizmin Tarihi
iceren kaba bir egilim gosterdi.
Sonuc
olarak, ozellikle sendtka-
formdaki anarsizm, Latin Amerika'daki isci simfi hareketine en azindan 1930' a kadar hakim otdu. 1 Cesitli iilkelerde ana mistHst
Devlet arasinda suren mucadeleler 1900-1920'den idbaren neredeyse ilan edilmemis bir savas boyutu kazandi. Rus Devrimi'nin basansi pek cok i^ciyi 1930'larda komunizmi benimsemeier ile
ye tesvik etmis olsa da, anarsizm kitaya ligini
damgasmi vurdu ve
var-
gunumttze kadar hissettirmeyi surdurdii. Arjantin
Amerika ulkesinde anarsjst faaliyetin derecesinin, o ulkedeki sanayilesmenin kapsamina, Italyan ve Ispanyol gocmenlerin sayisma bagli oldugunu en iyi gosteren iilke Arjantin'dir. BolBir Latin
genin en sanayilesmis ve kentlesmis ulkesi olan Arjantin en gelistirdi. Hareket, koyliilerle bazi baglar
guclu anarsist hareketi
kurduysa da, esas olarak kent temelinde
bir isci hareketi otarak
kaldi.
Bakunin'i destekleyen Arjantin seksiyonlan 1872'de Birinci Enternasyonal'i benimsediler ve
1877'de toplanan Saint-Imier Konferansi'na delege gonderdiler. 2 Malatesta, 188S'ten I889'a
kadar ulkede kaldi ve onun Question?
Sociale'si gelisim halindeki
anarsist hareketin
merkezinde yer alan ttalyan iscileri uzerinde buyuk bir etki yaram. Unlit anarsist gazete La Protesta 1897'de kuruldu ve o zamandan heri kesintili de olsa varhgini surdurdii. Sendikaciltgin ani gelisimi
sirasinda,
190]
'de,
Federacin
Obrera Regional Argentina (FORA) Italyan Pietro Gori'den esinlenerek kuruldu. Federasyona bagli sendikalara sociedades de redeniyor ve bunlar proletarya arasinda anarsist ideali grev, dogrudan eylem ve "devrtm jimnastigi" yapmabashca silahlan olarak goruluyordu.
sistencia
yaymamn,
mn
FORA'nin
1905'te toplanan Besinci Kongresinde anarsistler
sosyal demokratlara karsj 1
Bkz. Alfredo ris,
Rudeo
Latin America", Anarchy 79, Eyliil
1967,
"Anarchism and Anarcho-syndicalism
in
Bkz.
Max
zaferle tnktilar.
Gomel, Anarquhmo y anarcosindicalismo
Iberico, yak. 1980; Ian R. Mitchell,
Historical Review,
2
mucadeleden
XXVI, 1946,
s.
s.
Kong-
en America Latina, Pa-
"The Anarchist Tradition 262-3; ve Fanny
F.
in
Simon,
South America", Hispanic American
38-59.
Nettlau, Contribution a la Bibliografia Anarquista en America Latina
hasta 1914.
Buenos
Aires,
Edkiones La
Protesta. tarihsiz.
M7
Latin Amerika
metni sunu
re'nin benimsedigi bir karar
butun
taraftarlanna, anarsist
ilan ediyordu: "|l
komunizmin
lerinin isciye ogretilmesi igin
mumkun
T
ORA]
iktisadi ve lelsefi ilke-
olan en genis egilim ve
propagandamn yapihnasini tavsiye eder," FORA, devrimci sendikalizm de dahil olmak iizere sendikacihgm her titrlusune karsiydi.
Devrimci sendikalizm,
sinif yapisinin
toplumsal devrimden
sonra da surmesini istiyordu: "Unutmamahyiz
ki, bir
sendika sa-
dece kapiialist sistemin bir yan uruniidtir ve bu cagin ihtiyaclarindan dogmustur, Onu devrimden sonra muhafaza etmek, onu
doguran sistemi korumak anlamina gelir." 3 FORA bir dizi gorulmemis grev orgutledi; sadece bir yd
on iki yerel grev genel greve doniistii, Yiizyihn hukumet bes kez olaganustu hal ilan etti. 1909 yihnin 1 Mayis gtinu Buenos Aires'te iscilerden olusan bir yilruytis. konvoyuna polisin ates acmasi uzerine siddet iyice tirmandi. Simon Radowitsky adinda gene bir anarsist 6c almak icin Polis Sefi'ni oldurdu. Grevler, bombalamalar ve tutuklamalar birbirini izledi ve butun yurttashk haklan askiya ahndi. La Protesta, baskilara ragmen yayimlanmaya devam etti. 1919'da FORA'nin iiye icinde baslatilan ilk
on yih
sayisi bir
icinde
kez daha yirmi bine ulasmisti. FORA'nin orgutledigi
bir genel grevin ardindan yasanart
sirasinda ulke devrime
du ve
elli
Semana Tragica (Trajik Hafta) Binden
iyice yaklastt.
fazla insan oldurul-
bes bin ki?i hapsedildi.
Bolseviklerin basansi yirmili yillarda
FORA'yi zayiflatuysa
da, federasyon, Arjaniin'in en buyuk isci simfi orgutu olmaya devam etti. 1929'da sosyalist Union General de Trabajadores ile Confederacion General de Trabajadores icinde birlesene kadar
gecen on
ytl
iginde
FORA
zayifladt.
Bu arada daha
saf
anlamda
anarsist gruplar Italyan Severino di Giovanni gibi militan gocmenler tarafindan yeniden canlandirildt. 4 5931 'den itibaren askeri hiikumetler ?agi basladi. Gene de
an ark o- sendikalizm ulkenin siyasal kultiirunde etkili olmaya devam etti, hatta Ikinci Dunya Savasi'ndan sonra Peronizm'in yuk-
bulundu. 5 1951'de populist Balkan Peron, para-
selisine katkida 3
hism Today,
4
s.
in
Argentina and Uruguay", Anarc-
185.
Bk2. Osvaldo Bayer, Anarchism and Vioelence; Scvaino tina,
>
Colombo, "Anarchism
Ahnti, Eduardo
1
9ZJ-1 931
,
cev. Paul Sharkey,
di
Giovanni in Argen-
Elephant Editions, 1986.
&
Bernardo Galitelli, Argentina. From Ronaldo Munck, Ricardo Falcon Anarchism (oPeronism, Worhen, Unions and Politics, 1855-1985, Zed, 1987. BIlz.
698
Anar$izmin Tarihi
doksal bicimde "Sendikalist Devlet'e dogru gidiyoruz," dedi ve bir milyon ki^iyi "ozyonetimli kolektifler"de orgiidedi. Halkm daha fazla katilimina izin veren Peron yonetimi sirasinda butun
anarsist hareketin yeraliina cekilmesi ironiktir.
1955'te Arjantin Anarko-Komiinist Federasyonu (1935' te kuruldu) ismini, Arjantin Kurtulus Cephesi (FLA) olarak degistirdi. Altmish ytllarda FLA Castro'nun komunizmine §iddetle kar$i gikti. 6
Ancak doktriner Marksizm'i reddederken, kapitalizmin kendisini daha liberter bir yaptya donu^turebilecegine inamyordu. Mayis 1968'de Paris'te meydana gelen olaylar gene kusagi radikallestirirken, bir sonraki yil Rosario ve Cordoba'da meyda-
na gelen halk ayaklanmasi devrimci umutlan yeniden canlandirdi. Daha sonra, vahsi askeri diktatorliikter, Malvinas savasi ve sosyal demokrasinin yukselisi, Arjantin anarsizmini siyasetin kiyilanna itti. FORA, faal bir sendtkadan cok bu olarak varhgim siirdurdu.
bir
propaganda gru-
Uruguay Uruguay'daki anar^isi hareket Arjantin'i andiran bir tarzda gelisli. Ancak uike daha az sanayilestigi, Italyan ve Ispanyol gocmen
daha az oldugu icin Devlet'e yonelik buyuk bir tehdit olu§turmadi. 1875 gibi erken bir tarihte Uruguay Dogu Cumhuriyeti Boigesel Federasyonu, Lahey Konferansi'nda meydana geten bosayisi
lunmeden dogan Bakuninci aniiotoriter Enternasyonal'e baglandi. Bundan sonra Uruguay'da anarsizm, 1920'lerin sonuna kadar hareketine ve devrimci cevrelere hakim oldu. Anarko-sendikalist Uruguay Iscileri Boigesel Federasyonu (FORU) 1905'ie kuruldu ve onemli sendikalann cogunu kendisiisci
ne bagladi, Arjantin FORA'siyta
aym
cizgiyi benimsedi:
Orgutumuz tamamen ekonomtk amachdir ve her isci siyasal
mek
partisine karstdir.
icin orgutlenmislerdir.
siyasal devlet
fomilanm
saf
Bu
turlti
burjuva ve
partiler siyasal iktidan ele gecir
Oysa bizim amacimiz mevcut yasal ve anlamda iktisadi islevtere indirgemek
ve onlann yerine dzgtir ureticilerin ozgiir birliklerinden olusan ozgiir bir federasyon ge^irmektir. 7 6
Bkz. Accion Libertaria, "Cuba: Revolution and Cou titer- Revo u don yeni" den bsk. Anarchy 79 L<;inde, Eylul 1967. Colombo, "Anarchism in Argentina and Uruguay", op. at, s. 191. I
,
7
699
Latin Amerika
iilkenin yegane i§ci orgutu haline geldi, akilci okullar ve kutuphanelerinin yam sira alkolizm gibi toplumsal sorunlar-
FORU isci
la ilgilendi.
Anar§ist entelektueller, pek cok yayini olan Centro toplandilar.
Estudios Sociales'de
Internacional de
devrimi zorlamak isteyen "finalistler"
ile
Toplumsal
acil hedeflere
ulasmak
cozumlenmemis. bir tartisma vardi. bi?iminde dogrudan eylem ba§hca grev genel Boykot, sabotaj ve isteyenler arasinda surekli ve
mucadele araclan olarak goruldu. Meksika Devrimi, Uruguaylt anarsistler tarafindan steak
Magon
cimde desteklendi ve Flores
bi-
kardeglerin Partido Liberal
Mexicano'suyla (PML) iliski kuruldu. FORU, 1918'de yirmi bes bin uye ile yuksek bir noktaya ulasti. Ancak Rus Devrimi'nin badevrimci iscilerin buyuk bir bolumunun destegini kazandi sarisi
ve nihayet yirmili yillann basinda
FORU
icinde bir
bolunmeye
daha deyol acti. Bir Refah Devleti siyasetinin baslatilmasi ve biraz dahareketi konulmasi yuriirliige anayasamn mokratik bir
ha
zayiflatti.
Ne
var ki 1956'da
Uruguay Anar§ist Federasyonu (FAU)
kuruldu. 1960'lann basinda yasanan bir bolunmenin ardindan FAU i§ci gruplanna dayanan yari gizli bir orgut haline geldi ve Convention National de Trabajadores (CNT) icindeki onemli
sendikalan etkiledi.
CNT
1964'te kuruldu ve neredeyse butun
i§ci hareketlerini bir araya getirdi.
Uye sendikalann,
Devlet'ten,
konseylesiyasal partilerden ve diger sendikalardan (yerel sanayi tanman bazi istisnalarla) bagimsiz olmalanm sagladi. Arjanrine
tinli anarsistlerin
du.
ili§kilerinde
aksine
FAU
1960'larda Kiiba Devrimi'ni savun-
temeli olarak goren ve insan degi§im hazirhklan yapan Comunidad del Sur Uru-
Komunu
yeni toplumun
guay'daki ikinci
buyuk
anarsist
grubu olusturdu.
Brezilya
Tipki Arjantin ve Uruguay'daki gibi Brezilya'da da anarsizm yuzyihn dontimunde basat radikal ideoloji haline geldi. Hareket esas olarak 1880'ler
ile
Birinci
Dunya
Sava$i arasinda, Portekiz,
tspanya ve Almanya'dan, ama en cok halya'dan gelen gocmenler ya da goc;men
aileleri
tarafindan geli§tirildi.
ilk olarak 1870'ler gibi erken bir tarihte, fikirkrinin Yeni Dunya'ya ulasmasiyla Bakunin'in ve Proudhon
Anarsist hareket
basladi. 1887'de Birle^ik Devletler'de
yasanan Haymarket Katlia-
Anarfizmin Tarihi
700
mi'nin haberleriyle iyice hareketlendi.
komunizm
1880'lerde Kropotkin'in
daha da guclendi ve 1890'da, bir Italyan agronomist, Dr. Giovanni Rossi, Parana'da Latin Amerika'nin ilk anarsist topluluklanndan biri olan iinlu Cecilia Koloanarsist
anlayisi ile
nisi'nikurdu. 8
Portekiz ve lspanya'da oldugu gibi, Brezilya'da da anarsizm
ve ate§H oldu; antiklerikalizmi ve vejetaryenligi kapsadi, tutun ve alkol kullanimini reddecti. Kendi kendini egiten anarcileci
sist isctler
sadece grev yapmak ve yuruyuslere katilmakla yetin-
mediler, kendileri ve aileleri icin liberter okullar actilar, konserler verdiler,
oyunlar sahnelediler ve konferanslar duzenlediler. 9
Hareket, Sao Paulo'da haftahk La Battagtia'yi cikaran ve iki kez sintr di§i edilen Italyan Oreste Ristori;
O
ozgur dusiinceyi savunan
Livre Pensador'u cikaran Ispanyol Everardo Dias; Aurora (Sa-
fak) ve
A
iektuel
Neno Vasco
Terra Livre'yi (Ozgur Yeryuzii) cikaran Portekizli emegibi renkli karakterleri kapsiyordu,
tismali bir ki^ilik, Brezilyah sair ve
Kendisi vanni yogunu anarsist davaya
filozof Jose katti;
Daha
tar-
Oiticica
idi.
"demokratlann
aris-
tokratlastinlmasi"ni istiyordu. 10 Birinci Dunya Savasi'nin basjannda anarsistler, Brezilya Isci Konfederasyonu'nu (1906'da kuruldu) denetim altma aldilar ve 1917'den 1919'a kadar sanayi merkezlerini onemli olciide felce
ugratan bir dizi grev orgutlediler. Bolsevik ayaklanmasini onceleri
sevincle karsiladilar ve 1920' de anarsist yoldaslanna zulmedil-
digine, Kronstad ayaklanmasi
bozgununa ve Sovyet hukumeti-
nin giderek tiranlasugina dair haberler gelene kadar, "proleiarya
diktatorlugu"nu gormezden geldiler. Isci
hareketi 1920'lerde de esas olarak ana rko -sen di kalis t ol-
maya devam
etti.
Rus Devrimi'nin gorunusteki basansindan esin-
lenen Brezitya Komunist Partisi'nin sendikalara hakim olmasina
ragmen,
munu
isci
hareketi, Stalinist otuzlu yillara kadar liberter tutu-
surdurdii. Anarsist komiinistler
ile
sendtkalistler arasinda-
hukumetin baskilan ve gittikce buyiiyen Kozamanla artarsizmin zayiflamasina yol acti. Kucuk
ki anlasrnazliklar,
munist
Partisi,
anarsist gruplar tkinci
Dunya SavasVndan sonra
Newton
Soma, O anarquismo da Colonia
8
Bkz. iro,
Stadler de
esas olarak Sao Cecilia, Rio
de Jane-
1970.
9
Bki. Avrich, "Brazilian Anarchists", Anarchist Portraits,
10
Alma, John W.
Dulles, Anarchists
and Communists
Austin, TX: University of Texas Press, 1973,
s.
328.
s.
in
256. Brazil,
1900- i 935,
701
Latin Amerika
Paulo'da ve kucuk bir olcekte Rio de janeiro'da varliklanm stirdurduler. 1964'te iktidan ele geciren askeri dikuiotluk onlarin atesini sondtirse de, anarsniin bayragi
bu ulkede ha la dalgalan-
maktadir.
Peru,
Bolivya, Venezuella, Nikaragua
Sili,
Giiney Amerika'nin baska yerlerinde anarsizm asla Arjantin, Brezilya ve Uruguay'daki kadar guclii bir zemin bulamadi. Peru benzer bir druntuyu izledi. Anarko-sendikalizm kiyi-
kok saldi ve en buyuk ajitasyon donemde gerceklesti. 1918'de gumi muanar^istlerin onderliginde gerceklesen sekiz saatlik cadelesi pek cok greve ve Bolgesel Isci Federasyonu' nun kuruldaki sanayilesmis merkezlerde
Dunya Savasi'm
Birinci
tzleyen
is.
mastna yol
mak
ve
acti.
Federasyon'un amaci, "kapitalizmden kurtul-
onun yerine
bir
ozgur ureticiler toplumu kurmak"
idi.
Ulusal Sendika'ntn kurucusu ve Ulusal Kutuphane'nin Mudiirii
ve ozel mvilkiyetin tamamen kaldinlma-
Manuel Prada,
Devlet'in
si icin sava?ti.
Yard lmcilann dan
biri
olan Victor Haya, 192l'de,
Uciler ve Kizilderililer Universitesi'ni kurdu. Ulkedeki anarsist
hareket kisa sure icinde ezildiyse de, ardtnda dikkate deger bir
halk surieri koleksiyonu birakti. 1919'da
Sili'de
Dunya Sanayi
Iscileri
(1WW)
"sermayeye,
hiikumeie ve kiliseye karsi savasan devrimci bir orgut" olarak kurulana kadar, birkac yayin organi di§inda onemli bir anarsist hareket goriilmedi
O
sirada yirmi bin uyesi oldugu iddia edilen
1WW
1923'te Berlin'de toplanan Sendikalist Kongre'de temsil
edildi.
Gee
bir tarihte ortaya ciktigi icin oteki komiinist sendika-
larla surekli
rekabet halinde oldu. 1931'den sonra pek az etki ya-
ratabildi.
Bolivya'da La Paz Isci Federasyonu, ?i
Birligi) ile iliski
ulasti.
kurdu ve anarsist
IWMA (Uluslararasi
fikirler
Is-
teneke is?ilerine
Venezuella'da Bolgesel ls^i Federasyonu, Ispanyol 1c SavaCNT tarafindan Caracas'ta kuruldu. Ancak Latin
§i'ndan sonra
Amerika'nin baska yerlerinde anarsizm fazla gelisme kaydedemedi.
Amerikan donanmasinin periyodik ziyaretleri, ABD'nin "arka bahcesi" sayilan Orta Amerika Cumhuriyetleri'nin Ba^kanhk Saraylan'nda daima bu ulkenin kendi adamlarmin oturmasini sagladi. 1920'lerde Nikaragua'da anarko- sendikalist Augustino
Anar$izmin Tarihi
702
Sandino
ayaklanmasina onderlik
bir halk
etti,
ancak seksenli
larda kendiferine "Sandinistalar" diyen devrimciler
yil-
onun libener
sosyalizm formunu tamamen unutmuslardi. Anarsistler sadece
Meksika ve Kiiba'da basanh devrimlere katkida bulundular,
Meksika Meksika'daki anarsist hareket Arjanlin ve Uruguay'daki hareketlerden dikkati cekecek kadar farkhydi. Basindan beri vardi. Biri, kentlerdeki
da
15 ci
iki
egilim
hareketi icinde, oteki koyluler arasin-
ilk anarsist grubun 1863 gibi erMexico City'de Plotino Rhodakanaty tarafindan orgUtlendigi goriilur. Kendisi gelecekteki otuz yilhk bir donemi
Meksika'da kurulan
gelisti.
ken
bir tarihte
derin bicimde etkiledi.
Rhodakanaty, Fourier ve Proudhon'dan (kendisiyle mi§ti) elkilenmis Yunanli bir
gocmen ve
felsefe
tani§-
profesoru
idi.
1865'te Francisco Zalacosta'yla birlikte Meksika'nin guney ucungitti. Burada koyluler icin Escuela Moderna y kurdu, Daha sonra, 1871'de, La Social denilen bir grup
daki Chalco'ya Libre'yi
kurdular.
Grup
kisa sure icinde kendi icinden altmis kadar ben-
zer anarsist grup cikardi. La Social, Enternasyonal'in
1877'de
toplanan Saint-lmier Konferansi'na delege gonderdi. Zalacos-
ta'nm yonettigi La International adh yayin organ Ian nda, hareke"toplumsal anar$i, hukumetin tamamen ortadan
tin prograrru,
kaldinlmasi ve toplumsal devrim" olarak tanimlandi. 11 Yuzyilin sonuna dogru Ispanyol gocmenler kent ve kasabalara
anarko-sendikalizmi yaymaya basladilar. Kenderdeki
i$c
hareketi kisa sure icinde anarko-sendikalist oldu.
Bu
arada anarsist
fikirler,
haciendas denilen genis yan-
feodal mulklerin sahiplerine karsi surekli bir gerilla savasi ver-
mekte olan "haydut!ar"a
ulasti.
Meksika'nin pek cok bolgesinde
ejidos denilen koylerin cevresindeki
toprak komunal olarak
niyordu. Bu topraklar degerli bulunmadiklan icin
yoktu. Porfirio Diaz'in 1884'ten 191
l'e
mulk
isle-
sahibi
kadar suren askeri dikta-
torlugu sirasinda bu topraklar buyiik toprak sahipleri tarafindan ozel ordulann yardimiyla ele ge^irildi. Koyluler ve artan sayida Kizildertli, 11
Alinti,
topraklanni geri almak ve bir olcude yerel ozerklik
Land and
Liberty, Anarchist Influences in the
Mexican Revolution,
cardo Florfi Mrjgoji, der. David Poole, Sanday, Cienfuegos Press, Orkney lands, 1977,
s.
10,
RiIs-
Latin Amerika
703
umutlanni "haydutlar"a bagladilar. 1869'da, Rhodakanaty'nin ozgiir okulunun eski ogrencilerinden biri, Chavas Lopez, Chalco'da bir ayaklanma baslatu.
kazanmak
icin biitiin
Ayaklanma kisa siirede butun komsu kasaba ve kentlere yayildi. Bu arada Lopez yakalandi ve olduruldu. Rhodakanaty ve Zalacosta bir manifesto a todos los oprimidos t pobres de Mexico (Meksika'nin Butun Ezilenlerinin ve Yoksullannin Manifestosu) cikardilar ve bir "Evrensel
Uyum
Cumhuriyeti"nin kurulmasi
icin
Bu cumhuriyet halka ozgurliik verecek, onlan en uygun gelen tarzda birlestirecek" ve "uygun bul"kendilerine bir yeri ha rag vermeden ekmelerini" saglayacakti, 12 Zaladuklan costa hukumel birlikleriyle savasi siirdurdu, 1880'de olmesi iizecagri yaptdar.
rine hareket cdktu.
Yuzyilin
ddnumunde Ricardo
Flores
Magon admda
bir mes-
tizo (melez) Diaz diktat 6 rliigune kar§i parlak ve coskulu bir propagandist olarak ortaya cikti, Ricardo, Oaxaca Eyaleti'nde gecen
cocukluk doneminde, koylu toplulugunun topragi ortaklasa digi ve uriinii esit olarak paylastigi ilkel bir anarsist
isje-
komunizm
formuna birinci elden tanik olmu$tu. Kropotkin, Bakunin, Jean Grave ve Malalesta okumalan bu deneyime teorik bir ee reeve ekledi, Ricardo, 1900'den itibaren erkek kardesleri Jesus ve Enri-
que'yle birlikte
Mexico City'de Regeneration admda
anarsist bir
gazete gikarmaya basjadi. Gazetenin yaklasik otuz bin vardi.
okuru
Kardesler 1904'te surgune gonderildiler, ancak gazeteyi
yonetmeye devam ettiler, Ricardo ulkesine daha domnedi ve hayatmin geri kalan boliimunun yandan fazlasini hapishanede gecirdi. 1905'te, kardesler, junta Organizadora del Partido Liberal
Birlesik Devleiler'den bir
Mexicano'nun (PLM) kurulusuna katkida bulundular, Bu orgut geleneksel anlamda bir "parti"den cok ayni gorusteki insanlan bir araya getiren bir dernekti. Ricardo'ya gore "parti" isminin se-
Amerikan hapishanelerinden yazdigt mektupta soyle diyordu: "Devrim sirasinda kendimize liberal demeye devam edecegiz ve ashnda anarsi propagandasi yapmayi ve anar§ist eylemlerde bulunmayi surdurecegiz." 13 PLM'nin ta-
cilmesi taktik bir sorundu. bir
(cogu 1917 Meksika Anayasasi'nda kabul edilkomunal ve ekime acilmamts topraklarin koylere iadesi, yerKtzilderililerin korunmasi ve hapishanelerin reform kolonileri-
lepleri arasinda di), li
12
Age,s.
9.
13
Ages
17.
Anar$izmin Tarihi
704
ne donu^turulmesi gibi istekler yer ahyordu. PLM, Diaz rejimine kar§i en ciddi tehdidi olusturdu.
Magon
karde$lerin ve PLM'nin
L906 ve 1908'de bir ayaklanmayi kiskirtmak simler, sadece
icin yaptiklan giri-
1910 Devrimi'nin hazirlanmastna katkida bulun-
makla kalmadi, ayni zamanda Devrim'i cizgiye yoneltti. H Bir sonraki
e^itlikgi
ve liberter bir
butun servetin kamula§tinlmasi ve toplumsallastmlmasi icin cagnda bulunan bir manifesto cikardilar ve Emiliano Zapata ile ittifak kurmaya basladilar. Magon karde^ler, Ti erra y Liber tad (Toprak ve Ozgurluk } bayragi alunda Baja California'da gerceklestirilen bir ayaklanmamn esin kaynagi oldular. Bu ayaklanma sayesinde Mexicali ve Tiyil,
juana'da kisa dmurlil koloniler kuruldu. Mexicali 'nin ele geciril-
mesinden sonra Jack London, Flo res Magon 'a su mesaji gonderdi: "Bizler, Birle^ik Devletler'in sosyalistleri, anarsistleri, gez-
gin rencberleri, tavuk hirsizlan, yasadisi ve istenmeyen yurttaslan, Meksika'da koleligi ve otokrasiyi devirme cabanizda butun
katbimiz ve ruhumuzla yanmtzdayiz." 15
1910 Devrimi'nden cok once Emiliano Zapata, Guney'in kerkami§i yetistirilen, kuciik, niifusu yogun bir bolgesinde,
se-
yerli-
oldugu Morelos eyaletinde faaliyet gostermisti. Bu bdlgede pek cok koy yakihp yikilmis. ve biiyuk plantasyonlar ya da haciensi
da'lar
kurmak
icin koyliinun topragi zorla elinden ahnmtsti. Za-
pata topraklann iadesini isteyen ve zorunlu emegi red de den boyle bir
koyde mucadeleye
bajladi.
1910 Devrim'i patlak verdigin-
de Morelos'taki koyliiler calinmi? topraklanni geri almaya ve belli
bash kasabalan
i§gat
etmeye
basladilar, Zapata kisa sure icinde
hareketin onderi oldu. Ukrayna'daki Makhno'yu andinyordu.
Ancak bir sure kadar siyasetcileri dinlemeye ve yasal yollara inanmaya devam etti. Basin ona "haydut" ya da "modern Attila" diyordu. Hukumetin Morelos'taki ayaklanmayi basttrmak icin gonderdigi askeri birlikler Zapata'nm
gticleri tarafindan yenilgi-
ye ugratildilar,
"Tanmcilar" ya da "Guney Kurtulus, Ordusu" olarak tanindilar.
Hukumet gorevltlerini
oldurerek ve gectikleri yerlerdeki haci-
enda'lan koylulere bdliisturerek daglari kendilerine bagladiktan
sonra Mexico City'nin kapilanna dayandilar, Kurtanlmis bolgelerdeki koyluler, arkalarinda toprak sahipleri ve 14
Bkz,
John M. Hart, Anarchism and
the
University of Texas Press, Austin, 1978.
15
Regeneracidn, 11 §ubat 1911.
hukumet
gorev-
Mexican Working Class 1860-1931.
Lrtttn
lileri
olmadan topragi hep
705
Amcrika
birlikte
iskmekte
ozgunliilvr. Zapata
koylugucleri topragin surulmesinde ve hasadin kaldinlmasinda bave tek calrsliklan turmeye bolus ye yardimci oldular. Topragi hareket bir esitlikvi ashnda igin hakkmi savunduklan
olma olmalarma karsin, ahlaki safliklan ve siyaseti kueumseyiskriyle anardaha cok Ispanyol Ic Savasi sirasinda Andalucia'daki koylu duyuyorlar bir kusku derin kar§i sistlere benziyorlardi. Otoriteye sina
ve ozellikle ruhbana ve siyasetcilere guvenmiyorlardi. Bu arada Baskan Diaz, hileli bajkanhk secimlerinin ardin-
dan baskentte patlak veren
bir
ayaklanma sirasinda kovuldu. Oz-
kurarak gur diisunceli liberal Francisco Madero bir hukumet taraftaPLM cok pek Madero cahsti. yozlasmayi sona erdirmeye Flo res Ricardo ki var etti. Ne ikna nni partisine katilmaya
Magon, Maderistalarm sadece siyasal reform istediklerini, oysa PLM'nin sadece siyasal reform icin degil topragi cinsiyet ayrimi yapmaksizin halka dagitarak ekonomik reform yapmak icin de savasmakta oldugunu
israria belirtti.
Regeneracion'un 25 §ubat
davasina 1911 tarihli sayisinda Ricardo, Madero'yu "ozgurluk daha kez bir ilkelerini anarsist kendi ve sucladi ihanei" etmekle
savundu: bir
lyi
hukumetm olmadigi
Kendilerine si
kotiidur.
ister
monarji
Hukumet
ister
ve olamayaca&i kanaatine vardim.
anayasal cumhuriyet desinler, hep-
tiranliktir,
cunku bireyin
ozgiir inisiyatifini
engelkr ve tek amaci insanhgm dogru yonde gelisimine uygun olmayan bir toplumsal sistemi savunmakur. Hukiimetier zengin ve
muhafizlan ve proletaryamn kutsal hakbrimn Bu nedenle ben tiran olmak istemiyorum. Ben bir
egitimli siniflann
yikicilandir.
devrimciyini ve son nefesime kadar da bir devrimci olarak kalaca16
gun
imzaladi ve Geri adim atmayan Madero, Diaz'la bir antlasma biitopraklann PLM'ye baski yapmaya basladi. Ancak hukiimeti,
yuk olcude kamula^tinlmakta oldugu bolgelerde denetim saglayamadi. Eylul 1911'de Ricardo, PLM Cuntasi'na bir mektup yaMeksika zarak "Sermaye, Otorite ve Kilise"ye savas dan etti ve halkim "Toprak ve Ozgurluk" sloganiyla kizil bayrak altinda savasmaya gagirdi. 17 Manifesto onun anar^ist-komunist fikirlerinin 16
Land and
17
Age,
5
Liberty,
98, 100.
s.
21.
706
Anar$izmin Tarihi
en tam
ifadesiydi.
lar tarafindan el
mak
Sadece topraklara ve tiretim araclanna cah^an-
konulmasim istemekle kalmiyor,
icin iktidarda bulunanlara kar§i silahh
esidigi sagla-
mucadele cagnsi da
yapiyordu.
Madero, Ekim 1911'de ba§kan olunca, Zapata kendi Plan de Ayala'smi aciklayarak ayaklandi. Plan de Ayala biiyiik olciide Ricardo Flores Magon'un Eyliil Manifestosu'nu temel aldi. Koylu onderi, sonunda siyasilere olan butun inancmi kaybetmi$ti. Plan de Ayala'da, "kurtanci olarak vaatlerde butunan, ancak iktidan ele gecirince vaatleri
agir
bicimde
elestirdi.
unutup tiranhk eden
toprak ve herkese ozgurluk" isteyin,
ama
reziller ve hainler"i
"Denetciler ve efendiler olmaksizin ozgiir istedi.
"Tiran hitkumetlerden adalet
elinizde sapkanizi degil tiifeginizi tutarak." 18 Zapa-
tam bir anarsist oldugu soylenemez, ancak geneilikle FloMagon'un fikirlerini yaymisnr. $ubat 1913'te saga isyanalar, onlan on kanb ve trajik gun
ta'nin res
(Decada Tragica) sirasinda ezmeyi bajaran Madero'yu devirme girisiminde bulundular. Bir hafta sonra
komutam General
Victoriana
Madero kendi guclerinin
Huerta'nin
emriyle olduruldu. kez daha alevlendi ve federal ordu ile ceskli devrimci gucler arasinda cati^malar basladi. Huerta, 1914'te istifa etmek
Devrim
bir
zorunda kaldi ve Zapata'nin giicleri, Panco Villa ile kuzeyden gelen Venustiano Carranza'nin onderligindeki ordularla birleserek
Mexico City'e girdi, Zapata'nin giiclu liberter egilimleri vardi. Oysa Villa, belirli bir ideolojiye sahip olmaksizin 6c. duygulanyla hareket ediyordu. Anayasal Ordu'nun
komutam Carranza
Madero ile ayni kahba dokulmustu, Uc onder arasinda anlasma saglamak
ise
icin yapilan iki toplan-
timn basansizliga ugramasi uzerine, ucune bagh gucler arasinda savas basladi. Carranza, Mexico City'de iktidan ele gecirdi ve
ABD
hukumetinin kendisini tanimasini ve
sagladi. za, Isci
Hem
Sol'un
hem de
Meclisi) icinde orgOtlenen sanayi isalerinin destegini almayi
Villa ile Zapata'nin
18
gondermesini
1916'da anarko-sendikalist Casa del Obrero Mundial (Diinya
basardi. tsciler Carranza'nin
lar"
silah
Sag'in ayaklanmasi uzerine Carran-
ordusuna katilmayi kabul
koylu ordulanyla savasmak
olusmrdular. Onderleri tarafindan aldattlan Plan de Ayala'nm tamami i^in Bkz. John Revolution,
Thames
& Hudson,
1972,
s.
isciler,
Womack, Zapata and
393-404.
ettiler
icin "Kizil
ve
Tabur-
toplum-
the Mexican
Latin
707
Anmilui
Carranza onlara olan borcunu grevcileri olum cezasiyla tchdit ederek ve Casa del Obrero Mundial'i kapatarak odedi. Zapata ve ordusu yen Merck Morelos'a cekildi. Bolge issizdi. daha saZapata ve adamlan dagda bir isiihkam kurarak dort yd
sal
devrimden
yok
geri kalatu
cutler.
dizlerivastdar. Zapata yoldaslanna soyle diyordu: "Giineyliler meybu Butun olmelidirler!" ayakta yasamaktansa nin uzerinde
ve kadan okumalara ragmen Zapata, 1919'da ihanete ugradi gercekten Devrimi'nin Meksika olduruldu. bicimde bir ranhk onunla ozgur ve esit bir toplum yaratacagina dair butiin umutlar
yok oldu. Zapata yasadigi gibi, kendi halkina toprak ve olozgurliik vermek icin sava^an durust ve yigit bir koylu olarak
birlikte
du.
Bu arada Ricardo Flores Magon, Meksikah anarko-sendikalist i^cileri koyluierle
paylasuklan dogal
sinifsal cikarlara iha-
Devletler'de, net ettikieri icin elestirdi. Mart 1918'de Birlesik hitap eden isgilere" genelde ve anarsistlerine PLM'den "diinya bir manifesto gikardigi icin tutuklandi. Eski
nun yakin oldugunu
bildiriyor ve toplumsal
toplumun olurnu-
devrim cagnsi yapi-
yordu. $6yle diyordu:
Hukumete inanmayan, basmda her kirn oluisa olsun her turlii hukutneun bir tiranlik oldugunu dusunen bizler ... yegane insani, durumda korkuadit ve dogru olan kutsal anarsist idealimizi her siizca
yaymahyiz, 19
Ricardo Flores Magon, ABD Casusluk Yasasi'na muhalefetten yargilanarak yirmi yd hapse mahkum edildi. Don yd sonra Kanolarak bulundu. sas'taki Leavenworth Cezaevi'nde olduriilmus Kropotkin'in iki yd once Rusya'daki cenaze toreni gibi, Flores
Mag6n'un 1923'te yapilan cenaze risine doniistu.
buyuk bir halk gosteugruna" oldugunu bildi-
toreni de
Pankardar onun "anarsi
hukumeti ironik bicimde en isyanci etti. Yvrminci ytizyilin en buyuk Meksi-
riyordu, ancak Meksika yurttasina itibarmi iade
kah anarsisti, Mexico City'deki Onluler Mezarligi'nda yatiyor ve butun Meksika'da "Meksika Devrimi'nin buyiik sozciisu" olarak hatirlaniyor. 20 19
Land and
Liberty, 5. 104-5.
Enrique Flores Magon, Frcedom'da (Londra, Ju-
bat 1917) yer alan bir makalede Zapata'nin "tanmalarr
yakin
20
bir iliski
oldugunu one
Bkz. Avrich, "Ricardo Flores
ile
PLM
arasinda
surdii.
Magon
in Prison" Anarchist Portraits, ,
s.
208.
Anar$izmin Tahiti
708
Meksika Devrimi yenilgiye ugramis olsa gunlukla anarko-sendikalist olmaya devam resitii
19H'de Mexico'da
yapti ve
da, isgi hareketi co-
ulusal kongMeksika CGT'si 1923'te Beretti. Ilk
lin'de toplanan Sendikalist Kongre'de temsil edildi. O sirada 6rgutun otuz bin iiyesi oldugu one suriildu. Latin Amerika'nin baska yerlerinde oldugu gibi giderek reformist bir cizgiye kaydi,
Meksika devrimi yirminci yiizyihn ve buyiik yankilar
yaratti.
ilk
buyiik devrimi oldu
SiyasetcUerin iktidar ve ayncahk oyu-
nuna donuserek yozlasmis olsa da, "Toprak ve Ozgiir! uk" cagnbutun Latin Amerika kitasinda yankilandi. 1957'de Meksika kiyilanndan acilan, Che Guevara, Fidel Castro ve kucuk bir gerilla grubunu tasiyan kuliistur lekne Ktiba Devrimi'ni baslacti, si,
Kuba Yuzyihn donumunde Kiiba'daki
anarsistier, Arjantin ve
ay'dakiler gibi, isgi sinifi uzerinde
buyuk
Uragu-
KuAdalannin sadece en buyugii degil, aym zamanda en zengin olaniydi, Iki uzun bagimsizhk savasma ragmen, kolelik 1886'ya kadar kaldinhnamis ve Kuba 1898 Ispanyol-Amerikan Savasi'mn sonuna kadar resmen bagimsiz olamamisti. Ne var ki bir etki yarattdar.
ba, Karaib
anarsistier bagimsiziik miicadelesinde
ve
isgi
onemli
bir rot oynadilar
hareketi gelisirken anarko-sendikalist yonde ilerledi.
Kuba'da genellikle tspanyol gocmenlerin orgutledigi
ilk
anarsist gruplar 1860'larda ortaya gikti. Kisa sure icinde tilkenin
en mtlitan ve siyasal olarak en tutiin iscilerini etkilediler.
bilingli
cahsan kesimini olusturan
1865'ten itibaren liberter gazete La
Aurora'yi ($afak) cikarmaya basladilar ve bir ilk
sendikasi olan Havana Tutiin
baska sendikalar
yit
Iscileri Birligt'ni
sonra Kuba'nin kurdular,
Bunu
ancak ilk Havana Isci Kongresi 1885'e kadar toplanamadi. Enrique Roig de San Martin, Enrique Messonier ve Enrique Cresci gibi militan orgutculerden esinlenen Kti-
bah
isciler,
izledi,
ozellikle tutiin endiistrisinde,
1887'de kurulan La
Alianza Obrera adindaki acikca anarsist orgutu desteklediler. Roig'in yonettigi El Productor
adh
gazele, birligin (alianza)
uyelerine "devrimci anarsistier" diyordu, ancak onlar siyasal partilert
reddettikleri icin ve militanhklanndan otiiru anarsist ola-
rak tamndilar.
Kuba
hala Ispanya'dan bagimsizhk icin savasir-
ken. El Productor ulusculuk celifki
oldugunu one
surdii.
ile sosyalizm arasinda temel bir "Vatan ve isciler" bashkh bir maka-
709
Latin Amerika
lede su dikkat gekici sd2ler yer aliyordu: "Bagimsiz vatan
taslan en
...
yurt-
kosullannda yasarken, kendi huku-
asagilayici kolelik
metine sahip olmaktan ve baska bir ulusa bagimh olmamaktan mi ibarettir?" 21 Hareketin kendi mesaji, ancak hukumetsiz bir
toplumun
ozgiir olabilecegini ve iscilerin gercek
tun diinya
oldugunu soyluyordu,
Anarko-sendikalist
toplanan rez ve
Isci
vatanmin bu-
1892'de Havana'da
fikirler htzla yayildt.
Kongresi'nde anarsist Enrique Cresci, Enrique Sua-
Eduardo Gonzales'in onergeleri kabut
edildi,
Bunlann
bi-
bagimsizhk miicadelesinin zaferine engel olusturmayan devrimci sosyalizmi benimseyene kadar ozgiirlesmeyecektir." 22 O sirada anarsistier o kadar rinde soyle deniyordu; "Isci
etkili
sinifi, tilkenin
oldular ki, 1880'lerin onalanndan itibaren Florida ve
New
York' taki Kiibalt tuiun iscilerini, toplumsal devrimi ulusal bagimsizhk igin baslatilan siyasal harekete tercth etmeye ikna etiler.
23
Jose Marti bile bu liberter egilimden etkilendi. Kendi gazetesi
Patria'da soyle yazdi:
Cumhuriyet... bir siniftan Kubahlann digerlerirte adil olmayan
hakkumu nn
fikirlerinin
gelenmesi olacaktir. Kendimizi, bir ikiyuzluden bir baska
yuzlunun
ta-
butun ulusun gercek giiclerimn, butun Kubalilave ozgiir isteklerinin igten ve acik bir bicimde den-
degil,
eline
dusmek
icin
iki-
kurtarmak istemiyoruz. Gercek 6z-
gurluk icin oiecegiz; bazilannin
asm
zengin iginin, digerlerinin I
24 gereksiz aeilannin bahanesi olan bir ozgiivluk icin degil.
Giinumuzde Kiiba Devrimi'nin
"entelektiiel yaraticisi" olarak bi-
linen Marti, "Efendi degistirmekle ozgur olunamayacagi"ni bili-
yordu. Ancak, Parrta'da Elisee Reclus'iin yaziianni yayimlamis olsa da kendisine anarsist denemez. Olusum halindeki Kiiba isci
simhna hitap ediyor, ama aym zamanda, simf liligini
21
vurgulayarak ve
El Productor
(26
Temmui
ticuhs publiaJos en cia
22
cl
iscileri
1886).
isbirliginin gerek-
anarsist goruslerin etkisinden
Aynca Bkz. Enriqut Roig de San Martin:
ar-
periodico'ya Girij, "El Productor", der. Aleida Plasen-
(Havana, 1967).
Bki. Peter Marshall,
1987),
s.
Cuba
Libre:
Breaking the Cliaim? (Victor Gollavicz,
29.
n
Bki, Gerald Poyo, "The Anarchist Challenge to ihe Culiaii Independence
Movement, 1885-1890", Cuban
Studies. 15,
2-t
Jose Marti, Qbras complttas, 28
c.,
1,
1985, 29-42.
Havana, 1963-73,
II,
1^'-
Anar$izmin Tarihi
710
anndirmaya cah§arak
Kubah
siirgiindeki tutucu
gruplarla iliski
kuruyordu.
Bu yakla^im
anar§ist Serin
cion de Trabajadores Cubanos ci
1890'lardan itibaren Confedera-
(CTC)
icinde orgiitlenen Kiiba
is-
hareketinin denetimini ele gecirmelerini engellemedi. Isyanci
ordunun komutanlanndan biri olan Armando Andre'nin de aralannda bulundugu pek cok anarjist, bagimsizhk miicadelesinin on saflannda yer aldi. 1900'de Ei Mundo IdeaYi yayimlayan anarsist
grup Malatesta'yi adaya davet
ettigi
zaman,
yetkililer
Mala-
testa'mn "anarsi" sozciigunu kullanmasina izin vermediler,
ama
o Kuba bagimsizhk hareketindeki guclii liberter gelenegin izini
surmeyi basardi: Mevcut htikumete
onun
karjs savasan liberterlerin,
yerine bir ba$-
ka hukutneti gecireceklerini sanmiyorum. Liberterler, bagimsizhk savast sirasinda butiin hukumetlere yonelen ve her bir liberterde
Maceo ve daha binhayatbnm feda ettik-
cisimlesen diismanltk ruhunun, Mani, Cresci, lerce Kiiba I) marcirin ortadan kaldirmak igin leri
Ispanyol
yasalannin
imkansn kilaeagim Yuzyilin
ilk
gazetelerle,
on
yili
lii
halkina
yen den dayalilmasim i
icinde anarsistler Tierra! ve El Rebelde gibi
Bakunin, Kropotkin ve Reclus'iin
Yeni Cunhuriyet'in onderlik
Kiiba
anlayacaklardir. 25
ettiler.
ilk
fikirlerini yaydilar,
biiyuk grevi olan 1902 eiraklar grevine
Tarim kooperatiflerine yardimci oldular ve koy-
orgutleri kurdular. Ozellikle tutiin ve insaat iscileri arasinda
guclendiler,
Rus Devrimi'nin basansi 1920'lerde CTC'nin korministler tarafindan devralmmasina yol
Nacional Obrera Cubana
acti.
Anarsistler, Confederation
(CNOC) admda bir
rakip sendika kur-
Topograf Alfredo Lopez sendikanin genel sekreterligine secildi. Machado diktatorlugune karji verilen yeralu mucadelesi dular.
sirasinda sendika,
komunistlerin muhalefetine
ragmen genel
grev cagnsi yapti. Komiinistler nihayet 1933'te Machado'yu de-
virmeyi basardilar; ancak kisa sure icinde ler
CNCO'yu
ve otuzlu kirkh yillarda Batista diktatorluguyle
ele gecirdi-
isbirligi yapti-
lar.
Ikinci
D tiny a
Savasi'ndan sonra, Associacion Lib en aria de
Cuba'nin kurulusu sirasinda anarsizmde kiicuk bir canlanma go25
Solidaridad Gastronomica, Havana, 15 Agustos 1955.
I.
711
uiin Aixnikti
kongresi adiuim her yanindan gelen delegeleicinde Batisrin katihmiyla L944'te yapikli. Harcket kisa sure "Anarguclendi: ta'nin su uyarida bulunmasina yol acacak kadar riildu.
Orgiitun
ilk
ko-sendikalist etkiler,
Ancak
komunisi saldin kadar
Batista komunistleri
mahkemeye
bakan yapiyor ve esas baskiyi
tehtikelidir!"
26
sevk ederken, bazilanni
anarsistler uzerinde yogunlastin-
yordu. Fidel Castro,
Che Guevara ve kticuk
gerilla
grubu Sierra
Maestra daglannda savajirken. anarsistler kentlerdeki yeralti miicadelesinde onemli bir rol oynadilar. Gazeteleri £1 Libertario'yu genis capta
Havana'nin gida
iscileri
dagmyor
ve gizli radyo yaytni yapiyorlardi.
cennetinde onemli bir grup olusturan orgutlii esas olarak anarsistti ve Solidaridad Gastronomica
turist
adh bir gazete cikanyorlardi. Batista'mn 1959'un baslannda devrilmesinden sonra da
devam ekmek ve
anarsistler devrimin cizgisini etkilemeye
nin Havana'ya
girisi
sirasinda "herkese
linde insani bir demokrasi" vaat
eden Castro'yla
ettiler.
birtikte yiiriime-
ye hazirdilar. Kentin her yerinde su sloganlar vardi: ozgiirluk; terorsuz
ekmek"; "Ne sagm
Gerilla-
ozgiirluk teme-
"Ekmek ve
diktatorlugii ne de solun
diktatorlUgu." Koyliiye toprak veren tarim reformu halk tarafindan destekleniyordu. Batisia'yla isbirligi yapmis olan eski komiinistler dislandilar.
Kiiba Devrimi, aralannda Jean-Paul Sartre'in da bulundugu pek cok Batik gozlemciye, baslangicta anarst degilse de, bir dogrudan demokrasi rirnegt olarak gorundii. Ancak Castro devrimci
surece hakim olup, Aralik 1981'de kendisinin bir Marksist-Lezaninist oldugunu ve olene kadar da oyle kalacagini ilan ettigi
endiselenmeye basladilar. Castro, Domuzlar hemen sonra izin verilebilir muhalefetin karsi hicbir sey, devrim icinde her "Devrime belirledi; simrlarini
man,
anarsistler
Korfezi ftyaskosundan
jey."
Castro ve kucuk bir gerilla grabu tarafindan denetlenen Kuba Devleti gituk^e daha burokratik, merkezi ve militarize hale geldi ve "Devrim" filen "Devlet" ile ozdeslendi. Devlet'in hoslan-
madigi sey Devrim'e karsi olarak tanimlandi. Associacion Liberta* gazeteler, £l Liria dagitildi ve 1961'in sonlarma dogru anarsist bertar'w ve Solidaridad Gastronomica 'n in yayinina 26
Ahnu. 269.
Milchell,
son
verildi.
"The Anarchist Tradition in Latin America", Anarchy,
s.
712
Anar$izmin Tarihi
Pek
<:ok anarsist militan, surgunti
Kuba haptshanelerine tercih Kiiba Devrimi'nin karsidevrimd oldugunu ilan eden anarsistler, yurtdtstndan, ozellikle Miami'den ajitasyonlanni surdiiretti.
duler." Yetmisli yiilarda Castro, Sovyetler Birligi'ne biraz daha yak-
Merkezi ekonomik planlamayi bentmseyerek ve 1976'da
lasti.
Dogu Bloku modelini
temel alan bir Anayasa'yi yuriirluge koya-
rak, kendi Devlet sosyalizmi
formunu guclendirdi. 1965'te devrimci gruplann tasfiyesiyle olusturulan yeni Kuba Komunist Partisi ilk kongresini 1975'e kadar toplamadi. Daha sonra benimsedigi tiizukle kendisini "is^i siniftnm orgiitlu
oncusu" olarak tanimladi ve "Marksizm-Leninizm'e oncit teori ve eylem ktlavuzu otarak sadakat"ini ilan etti. 23 Kiiba Komunist Partisi ideologlan, sol komiinizmin "cocukluk hastahgi"na karsi Lenin'in tutumunu benimserler ve styasal konularda sorun gkaranlan anarcholocos, deli anarsistler olarak
Bununla
kucumserler.
Kiiba halkinm otoriteye olan geleneksel kuskusunda, bireyciliginde ve siki diizenden hiq hoslanmayisincia
birlikte,
aciga gikan guclii bir liberter dip aktntisi varhgtm siirdiirmek-
Aynca Che Guevara'nm
tedir.
nizminde
clustincesi ve eylemi, Kiiba komii-
liberter bir cizginin varhgini surdiirmesini sagladt.
Che Guevara
"yeni Bakunin" olarak selamlanmistir. Koyludevrimci potansiyeiine anarsist guveni paylastigi ve cahsmanin "anlamh oyun"a donusturuldugii kooperatif bir isci ve koylu toplumu kurmaya caltstigi kesindir. Bireysel inisiyatifi deliigiin
netim altinda tutan her turlu burokrasiye
elestireldi.
Paranin kal-
dinlmasim ve halkin maddi degil ahlaki odullerle giidulenmesini,
insanlann kendikri icin degil butiinun cikarlan i?in cahsistiyordu. En onemlisi, insan iliskilerini, irk ya da cinsi-
masim
yet farki gozetilmeksiztn, herkesin kendi potansiyelini tain olarak gerceklestirebilecegi sekilde doniisturmek istiyordu. "Biz
daha ozguriiz," demistir, "cunkii daha tam insandaha ozgur oldugumuz icin daha tam insanlanz." 29 Gueva-
sosyalistler
lanz;
ra, giiclii
onderlere duydugu hayranltgtn ustesinden gelemediyse
de, gucuniin zirvesinde
oldugu Kuba Devrimi'nin ilk yillan, devrimin en yaratici ve ozgiin evresi oldu. 1967'de olumiinden son27
Castro rejimine kar$i erken anarsist kampanya i^in Bkz.
Cuban
Revolution:
A
Sam
Dolgoff.
The
Critical Perspective, Black Rose, Montreal. 1976.
28
Bkz. Peter Marshall, Cxtba Libre,
29
Che Guevara,
s.
79-80.
Socialism and Man, Pathfinder Press,
New York,
1968,
s.
22.
I
ra mirasi
(Km
,'tuiii
713
Urn
unutulmamislir. Kuba'ita dugrudan demokrasi ve ozyo-
netim isteyen
liberal sosyalisiki
hi'tla
varhklanni surdurmekte-
dirler.
Kiiba Devrimi'nin Birlcsik IHvktk'r'e
meydan okuyarak
ka-
zandigt basan, Latin Amerika'daki sul hareketler arastnda biiyuk bir presiij kazanmasma neden oldu. Ama daha sonra Sovyetler Birligi'ne
baglanmasi, dusunce, iladc ve hareket ozgurliiklerini
surekli baskt altmda tutmasi, Latin Amerika'daki liberter sol ara-
stnda edindtgi imgeyi karartti. Latin Amerika genelliklc azgelismis bir kita olarak kaldtgi, yoksulluk, siyasal yozlasma ve oluriter yonetim yiiziinden hala aci cektigi icin, anarsizmin goriilebilir geletekte sesini si
muhtemeldir, Sendikalisi formdaki anarsizm, en
gilerine hitap
etmeyi surdiirurken; anarsist
duyurrna-
ilerici
kent
is-
komunizm, en yok-
patronun ya da rahibin mudahalesi oiniaksizin topragi ortaklasa isleme ozlemint yansttmaktadir. Brezilyah egitimci Paulo Freire'in Ezihnkrin Pedagoj isi'nde ve Ivan lllich'in tnerkezilesmis, teknokratik Devlet'e kurumsal altematifler arayiw Latin Amerika'da geliSinda yeni liberter egilimler olusniustur. sul koyltilerin
sen,
Marksizm
ile
Htristiyanhgi birlestiren, yoksul mahallelerin-
de Che'nin ve tsa'mn
imgelerini yan yana getiren
Kurtulus
Teolojisi, larihsel kcikleri gegmiste bulunan gticlu bir liberter durtuye sahiptir, 31 Latin Amerika'nin askeri diktatorlukler kao-
sundan giinun birinde sahici anarsizmin cikip geli§mesi imkansiz degildir.
W H]
Bkz. Paulo Freire, Pedagogy of the Oppressed (1970), Penguin, Harmondsworth, 1972 ve [van lllich'in Celebration oj Awareness (1971), Penguin,
Hamionctswonh, 1973. Bki. Linda H Damico, The Anarchist Dimension
Ung, New York,
1987.
of Liberation Theology, P.
\i4 s.
Asya
Modern anar§izm
Cin'e yirminci yuzyihn baslannda geldi ve Bi-
Diinya Sava§i sonrasina, Marksizm-LeniniznVin yukseligine
rinci
kadar merkezi radikal akim olmaya devam
etti.
Japonya ve Frangrup lara-
sa'da egitim gdrmiis. genr; emelektuellerden olusan iki
findan iilkeye tasindi. Bu gencler, anarsizmi, Bati siyasal ideoloji-
en bilimsel ve
lerinin
mislerdi,
uzun
ilericisi
Ancak Qn'de
olarak gordukleri igin benimse-
yerli liberter gelenegin
Qn likdisi
tarihinin biiyitk bir boliimiinde, Devlet'i
uzak ve
goren ozyonetim topluluklan olu§mustur. Cin siyasal
suncesindeki en eski tartisma, doga yati
de hi? kuskusuz
bir gec;misi vardi.
savunan Taoistler
ite
ile
uyum
kisidii-
i^inde basit bir ha-
guflu bir merkezi devlet ve burokrasiyi
vurgulayan Legalisiier ve Konfucyusculer arasmda yasandi. 1
Mo-
dern anarsizm sadece Taoist pastoral hayati savunmakla kalmadi,
Cin
tarihi
boyunca
ifadesini koylii isyanlannda bulan,
kiilturune yerlesmis bir tutumluluktan yana,
kiihurunii de yansitn.
Daha sonra
Bkz, jack Gray, Modern China sity Press,
Oxford, 1969,
s.
in
345.
iki
e§itlikc;i
Cin
bir binyil
geleneksel kavrami temel
Search of a Political Form, Oxford Univer-
Ancir^izniin Tarihl
716 aldi: Ta-t'ung,
toplumsal
e§itlik
ve
uyumun hukum surdugu
efsa-
nevi altin cag ve 0iing-t'ien, birinci bin yihn farkh donemlerinde
muhtemelen
yere) olarak
uygulanmi§ olan komunal toprak mul-
kiyeti sistemi. 2
Ytizyilin donumiinde Cin, Batinin biLgisini edinme konusunda neredeyse tamamen Japonya'ya bagimliydi. Bu nedenle Cin radikalizminin format if evresinin Japonya'ninkiyle yakin
baglan olmasi
Japon
;a;irtici degildir.
Malatesta'nin Arwrji'sini ta
Tokyo'da
bir Cinli ogrenci
grubu
Kotoku Shusui'nin etkisi alttnda kaldi. Q'mct'yt ceviren Chang Chi de bu grap-
anarsist du§tinurti
yer ahyordu. Grup, 1907'de anarsist gazete Tien-i-pao'yu ya-
yimladi. Klasik bilgin Liey Shih-p'ei, Taoist "larafsszhk" ve "ka-
nsmazhk"
ilkelerinin etkisinden oturu Cin'de anar§izmin ger-
ceklesmesinin 90k zor olmayacagmi one
stirdti. 3
Chili ogrencilerden olusan daha etkin bir grup, Paris'te 6grenim gorurken anarsizmden etkitendi. Aristokrat Li Shih-tseng, Chang Ching-chiang ve Wu Chih-hui bu grupta yer ahyorlardi. Haziran 1907'de tic yd kadar devrimci anarsizm davasini savu-
nan
grubu tanman bu harekei, Lao Tzu'yu modern anar^izmle ya da kadim kooperatif sistemini komunizmle birlestirme giri§imini reddetti. 4 Grubun tiyeleri Darwin'tn evrim teorisi lie Bakunin ve Hsiti Shili-c/u (Yeni Ytizyd) gazetesini cikarddar. Paris
olarak
Kropotkin'in anarsizminden etkilendiler, Bitimi vurguladiklan cografya uzmani Kropotkin ve Elisee Reclus'tin anarsist-
icin
komtinizmini benimsediler. En btiytik
etki Kropotkin'in Kar$iiik-
h Yardim}a$ma'sindtm kaynaklandt, Bu kitap Cin anarsist hareketinin tncili oldu, Hsifi Sfiifi-c/ii'nin idi.
mesaji uzlasmaz bicimde anarko-komunist
Katkida bulunan Cinli anarsistler, din, gelenek,
met, militarizm ve ulusculuga kar^i
aile,
huku-
ciktilar. Bilim, dzgurttik,
hu-
manizm, komunizm ve evrenselligi savundular; sefahate kesinlikle karsiydilar; pek cogu et, alkol ve tutiinu ve fahi§elerle birHkte olmayi reddetti. 2
Bkz. Martin Bernal,
1907", China
in
"The Triumph of Anarchism over Marxism, 1906The First Phase,
Revolution:
Wright, Yale University Press, China,
s.
New
1906 1913;
Haven, 1971,
s.
der.
Mary C. Modern
67, 70; Gray,
67.
3
Bkz. Robert A. Scalapino ve George T. Yu, The Chinese Anarchist Movement
4
Bkz. Ch'u Min-i, "Looking
(1961),
s.
25.
Drowned Rat
Publications, Bristol, 1985, at
s.
9.
the Past", Hsin Shih-chi,
24 (30 Kasim 1907),
Asvd $iddet iceren devrim
717
konuMmda
hicbir tereddtitleri yoktu;
Bakunin gibi, onlar da yar;um;ik icin yikmayi gerekli gordiiler. Cin siyasal dustiricesinde killcscl bir isci-koylu ayaklanmasinin savunulmasinda ba$] cektikr, aticak o sirada Cin'de bu goriis gecerli
olamayacagi icin tabanca ve bombaya basvurdular. Htikti-
met gorevlilerinin oldOrtilmesint, kapitalizme karsi grevleri ve toplum sevgisini savundular. Hatia baztlan Cin'deki gizli dernekleri ele gecirmeye cahsti.
Kropotkin lar.
5
Avrupah
anarsizmi "otoritesizlik" olarak tanitnladi-
gibi,
anarsistler gibi,
butun Devlet ve hukumeileri 6z-
Ancak iktisadi toplumun temel birimi olarak gorduler: "O, baskalanyla birleserek bir koy kurar; koyler birleserek bir ulke kurar. Toplum da butun ulkeierin birlesme sureci iginde olu§ur." Devlet toplumun ytkicisidir ve hukumetler az sayida kisi tarahndan kendi ^ikarlanna uygun bicimde orgutlenirler. "Uygun toplum bireyler arastnda ozgtirce ah^verise, kar^dikh yardimla^maya, herkesin ortak mutluluguna ve hazzina, birka? kisi den kaynaklanan zorlamadan ozgurltige izin veren toplumdur." 6 Ger<;ek komunizm, kadim tanm sistemi degildir; daha <;ok, kucuk ve dogal gruplardan olusan bir ozgur federasyonun ortak mtilkiyetini teme! ahr. gurltik ve efitligin dtismanlan olarak gordiiler,
komunizmi savunurlarken,
bireyi
Militarizmi -Devletin savunulmasi icin kurulan kaba gtig-
butunuyle reddet tiler ve butun insanhgi kurtarmak ve evrensel bir
uyum
dulann
saglamak
igin uluscularla catistdar. Devletlerin
bir tilkeyi dis
Paris
ve or-
salduidan kurtaramayacagini one surdtiler.
grubundan
anarsistler,
le^tirmek ve huktimet ytikuman
kendi
rollerini,
yam sua
eski
Qn'i modern-
parlakhgmi
yitir-
mis gelenegin de tistesinden gelmek olarak gorduler, Batih uygarhgin etkisinde kalddar ve Cin 'in ilerlemesinin bilimin yayd-
masi ve dogrudan demokrasi aracihgiyla gerceklesecegini savun-
Orih anarsisilerin hem Japon hem de Paris gruplan Manchu rejimine duyduklan nefrette birlestiler. 1911 Ulusal Devrimi'nin hemen oncesinde anarsistler gticlti bir kotmmdaydi. Devrimci hareketin geni§ kesimleri onlann hedef ve taktiklerini dular.
benimsiyorlardi. Paris
grubundan
Li
5
"On Anarchism",
6
Li Shih-tseng tarahndan bir
1507),
s.
2-1.
op. cit.
ve
Chang 1911 Devrimi'nden sonra
60(15 Agustos 1908), s. 5. mektuba verilen yamilar,
rtge,
8 (10 Agustos
Anarpzmin Tarihi
718
On'e donduler ve I9I2'de
"fieri
Ahlak Dernegi"ni kurdular. Bir
iiyenin dernegin karma^ik kurallanndan birini ihlal etmesi halinde, digerleri sa dece "sapkalarmi ba^lanmn uzerinde yukselterek" bu davranisi onaylamadiklannt sessizce gosteriyorlardi. Paris grubunun belli bash sozciileri fin'e donduklerinde, 1912'de ku-
rulmus olan Kuomintang'in uluscu hareketiyle ili§ki kurdular. Uluscu onder Sun Yat-sen onlara sempati duyuyordu. Kendisi 1890'larda Ingiltere'de tek vergi sisteminden
bulundugu sirada Henry George ve onun etkilenmisti. Sun Yac-sen olene kadar
(1925) "komunizm" sozcugunri, Kropotkin'in anarko-komiinizmi anlaminda kullandi.
Hstn Shih-chi'nin anarko-komiinist
yayan
fikirlerini
ilk kisi-
lerden
biri,
fu idi.
1912 ydinda Kanton'da "Karanhkta Oten Horozlar DerneDernegin iiyelik sartlan, et yemetnek, tahtirevana
Shih-fu olarak bilinen karizmatik eski katil Liu Szu-
gi"ni kurdu.
ve insanlarm cektigi faytonlara
binmemek
ve siyasal partilere ka-
tilmamakti, Shih-fu kendi anarsist gazetesi Hui-m ing-Iu'da (Halkin Sesi) sjoyle diyordu: "Ilkelerimiz,
komunizm,
aile kar^uligi,
vejetaryenizm, uluslararasi bir dil ve evrensel uyumdur.
manda
insantn da ha
Aym
za-
yasamasim saglayan yeni bilimsel kesj fie7 ri destekliyoru2." BiHun anarsist gruplar, resmi gorevleri reddeden ve baskalanna ogretim ve ornek yoluyla yardimci olan iyi
Taoist ve Buddhist saf insan idealinden etkilendi. Anar^istler gelecekte
arastirma
hareketini
buyuk
bastattilar,
yankilar uyandiran unlu
Wu, Wang,
Li
ve
is-
digerleri
1912'de "Fransa'da Tutumlu Calisma Birligi"ni ve 1915'te "Sebatkar
ve Tutumlu Calisma Birligi"ni kurdular.
1$
sama ve
bi I unset
egkimdi.
Mao Zedung,
ikinci dernegin Pekin sinifinda yer aldi.
Amac
basit ya-
Fransa'ya gitmediyse de
Daha sonra ogrenciyken
anarsizmden guclu bicimde etkilendigini kabul edecekti. 8 Cin'de anarsjzmin Marksizm-Leninizm'e giden yolu hazirla-
masi
ironiktir.
Esas olarak anarsist dernekler tarafindan Fran-
sa'ya gonderilen ogrenciler hie hesapta sis t- Leninist
dogma nin
etkisinde
olmayan bicimde ve
kaldilar
ilk
M ark-
kongresini
1921'de yapan Cin Komunist Panisi'nin kurulusuna katkida bu-
Ancak cok gecmeden KomOnistlerin onde giden sozeulerinden Chen Tu-hsiu anarsjstlere kar$i orgudu merkezi gucii, lundular.
I, 20 Agustos 1913, s. Over China, Gollanci, 1937,
Declaration ", Htii-mmg-Iu,
7
"
8
Edgar Snow, Red
St or
1-2. s.
149.
Asya
/!<>
"aydinlanmts despotizm"i savundu. "Halktmizin
parcasim ofusturan, tembel, serkes,
k.ti.ikkiiniti bir
i^gui dusim-
illegal tiirden
ce"ye karsi cikti ve Batt anar^izminden gok farkh ve
Chuang Tzu'dan
olati,
ao
I
I
zu
turetilen "Cin tarzi anarsizm"i ycrdcu yere
vurdu. 9 Bati anarsizminin
Cin uzerindeki
etkisi kisa omiirlit
ama
derin oldu. Yuzyihn basin da liberaiizm ve sosyaliznik' asagi yu-
kan e$zamanh olan yeni siyasal akimlar ulkeye akin eiti, 1911 Devrimi'ni izleyen on yd bir entelektiiel ve siyasal kargasa donemi oldu. 1916 ile 1920 arasinda anarsist diisiinee, uzellikle Giiney Cin'deki gene entelektuelEer tizerinde buy iik bir etki yaratti, Onlu romanci ve cevirmen Pa Chin (Le Fei Kan) de 1919'da,
Emma
Goldman'in
bir makalesini
anarsist oldu; cesitli vesilelerle Goldman'i
benimsedigini soyledi. 10
Takma
okuduktan sonra
"Manevi ana" olarak
ismi Pa Chin, Bakunin ve Kro-
potkin isimlerinin kisalnlmasryla olusturulmustu, Anarsistler, federalist hareketi
1920'den 1923'e kadar Cin'deki ciide etkilediler.
Hunan
tscileri
Genel
Birligi
de onemli
61-
anarsisderin onder-
ligindeydi ve hareketi destekledi, Fukien'deki ogrenciler kendi
yayin organlan
Tju-cfiifi'te
(Ozerklik) soyle diyorlardi; "kendi
kendhii yonetmek ve yonetilmek birbiriyle celisen
iki seydir."
11
Anarsistler 1920'lerin ortalannda Marksist-Leninisiler tara-
findan durduruldular. Anarsizm, gelenege, aileye ve dine karsi cikarak, bilim yoluyla ilerlemeyi vurgulayarak, kitle hareketi
is-
teyerek, hatta kendi piiriten egilimleriyle, Marksist-Leninistlerin
yohinu acnusti. Bolsevik Devrim'in basansi
bir yana, Leninist ve-
sayet teorisi, sozde inat?i ve cahil kitlelere gtiven
cok radikal ve Cinli entelektueli
duymayan pek
Anarsizmin aksine Le-
cezbetti.
ninizm, daha genis bir destek saglamasina yardimci olan nlusculugu da kapsiyordu.
Cmh-
Ote yanda anarsizm pek cok bakimdan dogal olarak dir ve
Taoizm kadar
gerilere giden
uzun
bir gelenege dayanir.
Merkezilesmis. Devlei ve mandarin yonetimini vurgulayan Legalist
ve Konfucyuscu getenegin oteki yiizunii olusturur.
9
Chen
Tu-hsiu, "Chinese -style Anarchism", Hiin Ch'ittg-nien
9,
Bu yuzI,
]
Mayis
1921.S. 5-6
10
Pa Chin, 27 Kasim 1962 his Writings,
11
Alinti,
tarihli
niektup.
Jean Chesneaux, "The Federalist
dern China,
s
Aynca
Bki. Olga Lang, Pa Chin and
Mass., Harvard University Press, Cambridge, 1967.
129.
Movement
in
China, 1920-23", Mo-
Anar$izmin Tatihi
720
yilda bile Cin gorece merkezsi2 bir ozellik gostermis ve 1949'a
kadar Devlet sadece
kiiciik bir
denetim
rolii
oynamisttr.
Bu
tarih-
ten itibaren Komunist Cin gorece kendine yeterli cok sayida koniiinu, ortak bir kimlik ve tek bir tir.
yonetim altinda birlestirmis-
u ve altmisli yillarda, Mao'nun merkezi olmayan toplum
Etlili
anlayisi
Kropotkin'i andirtr.
BUyuk
1958'deki
lleri
Atdim ve
1966-1967'deki Kultiir Devrimi sirasinda Cinli Komunistler 6zyonetimli komunlerden olusmus federe bir toplum kurarak anargerceklestirmeye cah§tilar, ancak bunu oyamansiz ve esneklikten uzak bir tarzda yaptilar ki, biiyuk
sist ideali bir olciide
lesine
halk kitielerini on ydlarca stiren bir sefalet, siddei ve adaletsizlige
mahkum
etmis oldular.
oima
luga kefil
egilimi
O
zamandan
Legalistler'in
ile
beri, Taoist yerel toplu-
merkezilesmeye dusjcun-
arasindaki halai cekme oyunu devam etmis, merkezi hukumet ulusal planlarla dik bash bolgelerde denetimi yeniden kurmak ve standartlasmayt saglamak icin periyodik girisimlerde
lugu
bulunmustur,
Komunist yonetim diineminde Qn'deki asla ohnedi,
Shen-wu-lieu
gibi libenerler
anarsist muhalefet
araahgiyla anar$izmin
mesaji canh tutuldu." Son ydlarda ogrenciler daha fazla Ozgiir-
iuk ve demokrasi cagnsma onderlik etmektedirler. Aralannda sa-
dece "Yasldar HUkume(i"nden degil, merkezi hukUmetin kendi-
sinden de kurtulmak isteyenler bulunmaktadir, Mayis 1989'da biiyuk bir liberter enerjiyle harekete gecen milyonlarca ogrenci, isqi
ve
kamu
gileyerek
gorevhsi, siddet icermeyen bir dogrudan eylem ser-
buyUk
lerin ise ifade ve
kentleri isgal
etti, l$cilerin
orgutlenme ozgurliigu
hukumei
ozyonetim, Ogrenci-
istedikleri
bansci gosteri-
denetim kuramadi. Ogrenciler sallanmakta olan htikUmete Gandhici bir ahlakt baski yapmak icin achk grevi yontemini kullanddar. Gosteriler kisa zamanda ler
karsisinda
haftalarca
bansci bir balk devrimine donUstii. Bir evrede Halk Ordusu da
demokrasi
yanlisi hareketle birlesecekmis. gibi gOrtindu,
Ancak seksenlik Parti genel sekreteri
kumet de
bir anar§i
Bki, Gray, Modern China,
13
Bkz.
Anarchism, 14
F. II,
sert bir
durumunu hosgorUyle
12
John
Komunist uyanda bulundu: "Hu-
yOneticiter iktidarda kalddar,
Zao Ziyang
s,
karstlamayacaktir." 14
345.
Walsh, "Shen-wu-lieu: China's Anarchist Opposition", I
(1981), 3-15.
Guardian (19 Mayis 1989)
.Social
AiVd
/.
Tasradan sadik birlikler getirildi. 4 Haziran 1989 gium uukl.n Tienanmen Meydani'na girdi. Binlerce kisi oldii, Yanin yu/yildir verilen butiin mucadeleleri yasamis. olan seksen don y.i>un)al
romanci Pa Chin gostericilere sempatisitii ifade eirigi tutuklandi. KomUnist hukumet bu kez kazamnts olabilir,
anarsist icin
ancak Chi halki uzun mticadelekre
ahsiktir,
Japonya Japonlann Bati'da edindigi konformist, kati bicimde hiyerarsik ve otoriter ulus imgesine ragmen, anarsizm bu ulkeyc tamamen yabanci bir gicek olmamistir, 5fva doneminde Ban anarsizmini Japonya'ya getiren Kotoku Shusui, Japon hayatmda var olan anarsist inkar ruhunun Buddhizm'in (ozellikle Zen) ve Taoizm'in etkilerine kadar izlenebilecegini one surdii. lf!
On
yedinci
Japonyasmda anarsizmin dnemli onculerinden biri de rimsal bir komUnizm formunu savunan Audo Shoeki idi. yuzyil
Ne ter
ta-
var ki orgUtlii anarsist hareket Imparator Meiji'nin otori-
yonetimi altinda 1906'ya kadar var olamadt. KOtoku
alt
Sa-
muray kokenliydi, ancak kendi kusagmin en parlak radikali haline geldi. Bir Rousseau biyografisi yazdi ve onun eserlerini cevirdi.
Rus-Japon Savast sirasinda hapishanede Kropotkin oku-
du ve ona
sensei ("ogrettnen") dedi. FelseFi bir maddeciligi be-
nimsedi ancak siddetten de gen durmadi, 1906-1907'de CaliforDiinya Sanayi Iscileri'yle (IWW) nia'yi ziyareti sirasinda, baglanti kurdu.
KOtoku, tilkeye dondiigunde kisa omurlu Japonya Sosyalist Partisi icinde anarsist bir hizip
lunmeye neden oldu ve
kurdu. Bu hizip 1907'de bir boKotoku,
Parti kisa sure igtnde goktu,
anarsist yoldaslanyla birlikte
embriyo halindeki
isci
hareketini
anarko-sendikalist yonde itmeye basladi. Savas karsiti Heimin
(Siradan Halk) gazetesinin yonetmeni olarak Japon anarsizminin
olusumuna katkida bulundu. Ancak komploya adi karisti ve 1910-1911 ydlannda Vatana thanet sucundan yargilanarak on 16 iki anarsistle birlikte idam edildi.
anttmilttarist geleneginin
Imparator Meiji'ye karsi diizenlenen bir
]
5
16
Bkz. Ko:oku Shusui, Hikari (Light) icinde (15 Aralik 1906), Bkz, F G. Notehelfer, Kotoku Sliusui. Portrait of a Japanese Radical, ridge University Press,
1971. Ayrica Bkz.
Hyman
Camb-
Kublin'in Sen Kataya-
ma'ntrt hayatj, Asian Revolutionary, NJ, Princeton University Press, Prince-
ton, 1964.
722
Anar$izmin Tarihl
O sirada hapishanede olan bir baska anarsist, Japonya'da anarsizmin gelismesine katkida bulunan en onemli ikinci dusunur, Osugi Sakae geliyordu.
idi.
Icinde unlu askerlerin yer aldigi bir aileden
Kotoku'nun
antimilitarist
kampanyasina
katildigi sira-
larda kendisine bilincli olarak "katilin oglu" diyordu. Felsefi ve
edebi bir zihinsel faaliyetin sonurtda, Scirner, Nietzsche, Bergson ve Sorel'in etktsi alunda kendine ozgii bir anarsizm fortius gelistirdi. Toplumun gelecekteki gelisiminin insan akhndaki "bilinmeyen bir faktor"e bagimli oldugunu one surdii. Bu faktor, "her
kisinin benligini gelistirmek icin
mucadele eden
findan gelistirilecekti. 17 Tipki Sorel gibi,
insanin kendini yeniden
Japon
smda
kazanma
bir
azinhk"
tara-
hareketini emekci
isci
girisimi olarak gordu.
anarsistleri ve sosyalistleri Birinci
Dunya
Savasi sira-
yaratmadilarsa da, Rus Devrimi'nin basansi ve japon endustrisintn hula buyumesi i?gi hareketinin gelismesine fazla etki
neden oldu. Bu hareket farkh kosullarda geltsti: Sendikalar teknik olarak illegaldi ve 1900 tarihli Kamu Bansi Polis Yasasi iscileri yildirmayi amachyordu. Osugi Komintern ile de ilgilendi, ancak 1922'de Japonya'da Komunist kisa sure icinde koptu.
Parttsi'ni
kuran kisilerden
1923'te askeri polis tarafmdan katledil-
meden once isci hareketinin onemli bir bolumunu anarkosendikalizme kazandirmayi basardi. O sirada anarsisderin tabani hareketi icindeki komunistlere ve sosyal demokratlara dogra
i?ci
kaymaya
basladt. Bazi anarsistler, ozellikle gizli Giyotin
Derneeylemkrine basvurdular. Baztlan da Avrupah anarsist dusunurleri, ozellikle William Godwin ve gi'nin uyeleri bireysel terorizm
Kropotkin'i incelemeye basjadilar, 18 1925'te Genel Oy Yasasi'm kabul eden Taisho Demokrasisi doneminde, anarsistler iscilerin partamenter katiltmina karsi cikan Kara Genclik Ligasi'ni kurdular. Sosyalist partilerin ve refor-
mist sendikalarm sadece kapitalizmin gelismesine yardtmci ol-
duklanni one
siiren
insanlan ekonomik
bir
"saf
anarsizm" okulu olustu. Bunlar
somuru ve
siyasal iktidardan kurtaran bir toplumsal devrimi ancak anarsist bir azinligm gerceklestirebile1
Aliriu,
Chushichi Tsimtki, "Anarchism
Aynca
Bki.
Thomas
in
Japan" Anarchism Today, ,
A. Stanley, Osugi Sakae: Anarchist
in
s.
107.
Taisho Japan, Har-
vard University Press, 1982 ve Tatsuo
18
Anma, The failure of Freedom. Mass., Harvard University Press, Cambridge, 1969. Bl<2. Otsushi Shirai, "The Impact on Japan of William Godwin's Ideas", Ame rUan Journal of Economics and Sociology, 29, 1970,89-96. -
723
,'1\V(I
cacegine inaniyorlardi. Daha rofuniiisi anarko-sendikalistlerle t is
di.
sasirtict degildir.
malar l
Hatta SQzo "saf anarsizivTin onde giden savunuculanndanoldu. Eski bir Hiristiyan din adamiydi, ancak 1934'te ickiden
cevirdi ve Suzo, Bakunin ve KropotkhVin eserlerini Japonca'ya bir Sadece Nestor Makhno'nun resmini odasindan eksik etmedi.
yorumcu olmakla kalmadi, KropotkhVin anarko-komunizmini savunucusu 62giin bir tarzda gelistirdi ve onvm en buyuk Japon yattigmi oldu. 19 Kapitalizmin esas kotuliigunun is boliimunde herhartgi dusuniiyordu. Is boliimu, iscilerin dar is alam disinda yukleiimesini engetbir cikara sahip olmasun ve bir sorumluluk Benzer gerekcelerle, sendika lis llerin sinif mucadelesini, liyordu.
elestirkonseyleri ya da Sovyetler icin yaptiklan cagnlan da bolumunu kosullarda is di; bu turden organlar devrim sonrasi isci
mekasurdiirecekler ve yeni devletle sonuclanan bir esgudiim eylemcilerolusturacaklardi. $uzo, Bakunin'in bilincli nizmasi
kitden olusan oncu anlayisim benimsemekle birlikte, "devrimci temelinde konrun leler"e, bir gecis donemi olmaksizm, ozgur merkezi olmayan bir opium kurma gagrisi yapu. Geleneksel Jat
pon
koyiinii andiran
bu komOn, genellikle kendine
yeterli ola-
izin verilecek ve cak, ancak uyelerinin kendi islerini secmelerine dar bir alanda uzmanlasmalan onlenecekti.
Bu
arada,
Kotoku olduruldugu
sirada hapiste olan bir diger
Ishikawa Sansiro, 1926'da Zenkoku Jiren (Butunjaponsendikalist ya Liberter Isci Sendikalan Federasyonu) adinda bir federasyonun kumlusuna katkida bulundu. Ishikawa, Edward
anarsist,
Carpenter'in Towards Democracy 'sinden (Demokrasiye Dogru) surderin bigimde etkilenmekle kalmadi, sekiz yil suren Avmpa
gunu sirasinda, Briiksel'de Rectus ailesiyle birlikte yagadi. Zenkoku Jiren onceleri yirmi bes ayn sendika icinde orgutlennris secivannda Leiden
kiz bin
ibaretti.
Federasyon kisa sure icinde
yonde gelisti. 1929'da sendikalist hareket bolundu Birlesik Live rakip sendika Nihon Jikyo (japon Isci Sendikalan "saf anar$ist"
berter Konferansi) kuruldu.
Zenkoku Jiren 1931'de, Nihon Jikyo'nun lie bin uyesine karSendikalist gorusu beSilik, on alti binden fazla uyeye sahip ti. 1
9
Bkz. John
Crump, "Communists
Movement",
Gene age,
vs. Syndicalists in the
Bulletin of Anarchist Research. 17,
Japanese Anarchist
Mayis 1989,
7.
Aynca Bkz.
1926-37". Crump'in "Anarchist Opposition to Japanese Militarism,
24.1991,34-36.
Anar$izmin Tarihi
724
nimseyen ve esas olarak kuciik firmalardaki
i§gileri
orgudeyen ancak
sertdikalar depresyon strasinda bir dizi grev orgutledder,
Japonya'mn 1931'de Mancurya'yi
i^gali -anarsistler
karsi ciktdar- bir butiin olarak Sol'un
ketin de baski aluna
ahnmasina yol
yam
acti.
var gticleriyle
sira sendikalist hare-
Anarsisderin de icinde
yer aldiklan fasizme karsi birlesik cephe, nihayet 1935'te Zenko-
CNT
hujiren'lc birlikte ezildi. Bazilan Ispanya 1c Savasi sirasinda milisiyle birlikte savas ti.
Ikinci
Dunya Savasi'ndan
sonra, artik iyice
Ishikawa, Urdu anarsist utopyasim,
£[Ii
yaslamms olan
Yd Sonra Jap ony
'yi
yaz-
Japon toplumunun kooperatif bir temelde orgutlendigini (Proudhoncu karsihkh mubadele bankalanyla) ve her bireyin sa-
di.
natsal yaratiyla dolu bir hayat yasadigint hayal ediyordu. Ciplak-
hga
Ovgiisti Carpenter'in etkisini yansitryordu,
ancak Japon Im-
paratoru'nu toplulugun bir simgesi olarak muhafaza etme
kendisine
fikri
aitti.
1946'da Japon Anarsist federasyonu sendikalardan da destek alarak kuruldu. Federasyon devrimci bir halk cephesinden
yanaydi, ancak Komunistlere gittikce daha fazla karsi cikmaya
1950'de Japon Solu'yla birlikte coktu. Bunun nedeni, kismen Muttefik Ordulan Baskomutani MacArthur'un duzenledigi baski siyasetleri, kismen de Soguk Savas atmosferi ve Japon ekonomisinin yeniden canlanmasiydi. basladi.
Anarsist federasyon 1956'da Kurohata (Kara Bayrak) adinda bir gazeteyle birlikte yeniden kuruldu.
1958'de toplanan
yillik
konferansta, dekgeler, bans iftnde bir arada yasamanin ancak iki
super gucun yoneticilerine hizmet edecegini ve secenegin ile toplumsal devrim arasinda oldugunu one siirdu-
atomik olum ler.
Militan ogrencileri ve
iscileri
"arka plandan" desteklemeye
karar verdiler ve nukleer savas tehlikesine karsi dogrudan eylemi
savundular.
Isci simfi hareketi icinde kticuk bir guc olarak kaldiancak ogrenci dernekleri federasyonu Zengakuren tarafindan gittikce daha fazla desteklendiler. Zengakuren militan bir gele-
lar,
nek
gelistirdi; yerel
komunler kurulmasini,
universitelerin 6g-
renciler tarafindan yonetilmesini istedi. 1960'ta anar§istler, Birlesik Devletler'le yapilan ve
Guvenlik Antla^masi olarak bilinen
askeri ittifaka karsi gdsteriyle yetinmeme, fiilen sava?ma cagnsi
yaparak Zengakuren akirmna katdddar.
O sirada
yeni bir anarsist teorisyen ortaya
cikti:
Osawa Ma-
samichi. Kurohata'mn yerini alan Jiyu-Rengo (Liberter Federas-
725
Asya
yon) gazetesinde yazan Masamichi, insansizlasma ve yabancdasmanin kitle toplumlarmda yeni bir yoksulluk tipini lemsil ettigini ve toplumsal devrimin en iyi sekikte cesitli toplumsal grupla-
nn ozgur
birlikler ve
komiinlere dogru dereceli yapisal ddniisu-
muyle gerceklestirilebdecegini one siirdu, Devrim siyasal otmaktan cok kiilturel ve toplumsal olacakti. Vietnam savasj ogrenci hareketini yeniden baslatti. Ne var ki anargistler, azgelismis ulkelerdeki ulusal bagimsizhk mucadelesinin, iilke icinde sosyalist
maskeli bir ulusal kapiializm ve su-
per gticler arasinda bir dunya savasi tehlikesine yol actigmi gordiiler. Vietnam Savasi'na karsi geroeklesurden bir dizi dogrudan savas 1967'de
Haneda Havaalani yakinlannda ogrenciler
arasinda yasanan siddetli bir catismayla doruga
ile
polis
Marcuse,
cikti.
Guevara ve Cohn-Bendit cevirderi ve Paris'teki "Mayis Devrimi", ogrencileri daha da radikallestirdi. Japon Anarsist Federasyonu yeni bir dogrudan eylem cagimn basladigini ilan etti. Mucadelenin en yuksek noktasi 1968'de Tokyo Universitesi'nde gerceklestirden ve aylarca suren ogrenci isgali
idi.
Univer-
biri,
ken-
dilerinin "aristokrat anarsistler" oldukiarmi ve verdikleri
mu-
sitedeki "Birlesik
Mucadele Konseyi"nin onderlerinden
cadelenin kendilerine kott) davrandmasindan kaynaklanmadigini,
"kendilerini gercekten soylu
kdmak
icin
kendi aristokrat
tu-
tumlanni inkar etmek zorunda olduklanm hisseden gene aris10 Leninistlerin onlan tokratlarin isyam" oldugunu ilan etti. tammlamak icin kullandiklan "cocukluk hastahgi" sozunu seve seve benimsediler, cunkii ku^aklar arasi bir mucadeleye girmislerdi.
Anarsist propagandist Osava, ogrenciterin "devrimci siddef'ini hosnutlukla karsdarken, "devrimci kitleler"den
ayn dus-
mesi halinde hareketin baskici otacagi uyansinda bulundu.
Og-
renciler verdikleri mucadeleyi halk hareketi icinde daha fazla ozerklik miicadelesine dOnusttirmeyi bagaramadilar. Japonya'da isciler gelisen
meye
ekonominin maddi kazanimlanna
fazla
onem
ver-
baslamislar, sirketlerine sadakat baglanyla koreltilmislerdi.
Japonya'da anar^izm esas olarak kucuk ogrenci gruplan ve
toplumdan kopuk entelektuelter tarafindan surdurUldii. Ne var ki 1970'lerin sonunda Tokyo'da Rodosha Rentat Undo (Isci Dayanisma Hareketi) denilen yeni bir anarko-sendikalist orgut ku20
/ofcjyo
(Situation) 8, 1969, 37.
Anar$izmin Tarihi
726
ruldu ve oteki bolgelere yaydmaya basTadi. Japonya'daki parla-
menter demokrasi hala corak toprakta narin
bir bitki gibidir ve
birbirini izleyen tutucu hukiimetlerin yolsuzluklan ve
netimleri anarsjst elestiriyi keskinlestirmistir.
Japon
siyasal kulturiinun
onemli bir
kotu yd-
Dogrudan eylem
parcasidir. Japonya'da top-
lumsal devrimin uzak oldugu gorulmekle
Buddhist ve
birlikte,
Taoist kokleri olan anar$izm, moral guctinu surdurmekte ve mirasini
korumaktadir.
Kore Cin ve Japonya'daki
gibi,
Kore'de de ozellikle Taoist goriislerden
etkilenen eski bir liberter geienek vardir. Kore anarsizmintn kokleri
Jeong Dasan (1760-1833) ve Su-un'a (1824-1864) kadar ge^
ritere uzanir. 21
topragt
Dasan, halkin topraga ortaklasa sahip oldugu ve
ortaklasa isledigi erken bir
anarko-komunizm formu
olan "kdy-toprak sistemi"ni savundu. Buna gore, herkesin cahs-
masi beklenir, ancak herkes ihtiyacina gore diledigini secip alaZengin ve yoksul koyler arasindaki farkhhklar kendi arala-
bilir.
nndaki serbest ahsverisle
giderilecektir.
Su-un
felsefeye
Da-
san'dan daha yatkindir. Bir humanist olarak "lnsati Kutsaldir" diyor ve butun insanlann e§it degerde olduklanm savunuyordu,
Feodal duzeni bozmaya cah$tigi gerekcesiyle idam
Bu
fikirler 1894'te
Honam
edildi.
Eyaleti'ndeki Qftci Devrimi sira-
sinda ifadesini buldu. Kore'nin pirinc uretiminin yansini sagla-
yan bolge Japon
i§gali tarafindan ezilene kadar elde tutuldu. 1910'dan 1945'e kadar siiren Japon isgali sirasinda anarsist hareket Kore'de ulusal direnisTn bir parcasi olarak gelisti. Bir
"anarsist" olan Yu-Rim de "gecici hukumet"te yer aldi. Bu yuzden Koreli anarsTstler gunumuzde yurtsever kabul edilirler ve Se-
ul'deki Bagimsiz Meclis'te kendilerine biT bo 1 um ayrilmi§ur.
1950'lerde yasanan §iddetti
ic savas.
ulkeyi boldu ve kuzeyde
Kim 11 Sung'un yonetiminde, otoriter ve monolitik yapisini gunumuze kadar koruyan Stalinist bir komunizm formu geli§tirildi. Giineydeki yoneticiler bir tur Devlet gudumlu kapitalizmi 21
Bkz. Hai Ki-Rak, "Speech to First International Seminar for
Ekim 1988
11 ,
Freedom, 50,
1,
Ocak 1989,
s.
World
8-9. Ajriea Bkz. ayni
Peace,
yazann,
HtJWry of the Korean Anarchist Movement (Anarchist Publishing Committee, Tuega, Korea, 1986.
111
Asya
tercih ettiler. Ozgiir sendikacihgin gelismesine izin vorilmedigi icin
anarko-sendikalizm gelisemedi. Bununla birliku- Kore Anar-
sjst
Federasyonu varligim surdurmekte dir, Federasyon'un sekre-
1929'da Japonlara kar$i gerceklestirilen Kwangju ayaklanmasi kahramani Ha Ki-Rak, pek cok anarsjst metni Kore diline cevirmistir. Kore anarsist hareketi hala bir oleude uluscu ve reteri,
formist ozelliklerirti korumakta ve ug yd mecburi askerlik yap-
mak zorunda
olan ogrencilerin ve genclerin rejime liberter
halefetlerinin
merkezi olmaya devam etmektedir.
mu-
Hindis tan
Cin ve Japonya'da oldugu
gibi,
Buddhist
mancimn mudahale
et-
meme
ve siyasal iktidara karsi kayitsizhk gelenegi, anar^izmi, az sayida Hindi entelektuel ve ruhant ogretmen icin cazip kildi. Buddha mukemmel bir uyum icinde ya^ayan, ancak bedensel hazlarla hi^bir §ekilde ilgilenmeyen insanlardan soz eder, Jaina
da hicbir ki§inin mutsuz ohnadigi ve buttin isteklerin aga^lardan karsjlandigi bir yeryiizu cennetini anlatir. Bununla birlikte, kati bir kast sistemi olan
Hindu ana
gelenegi, duragan ve hiyerarsik-
Kadim Hint siyasal dusuncesinde Devletsiz toplum ideali olmasa da, Islam oncesi donemlerde, canh bir varlik olarak belirtir.
22 Evreni gin bir Devlet diisuncesinin var oldugu kuskuludur.
duzenleyen ve toplumun devammi saglayan kozmik bir yasa olarak gorulen dhatma, bir kavratn olarak Devlet fikrini zayiflatmistir.
Aynca Hint mistisizmi
bireyin onceligini
daima kabul eimis-
tir.
Modern anar^izm Hindistan'da halk
tarafindan hep $iddetle
birhkte anilmis. ve dogal olarak §iddet yanhsi olmayanlara fazla hitap etmemis,tir. Batih anar§istlerin genellikle "devlet
olduklan
karsm"
yerde, Hint anar§izmi "devlet di§i" olma, Devlet'i tek
yikmaya calt§acak yerde gereksiz gorme egilimi ta§imis ve alternatif bir toplum kurmayi tercih etmistir. Esas olarak bu yuzden Tolstoy Hindistan'da en etkili Batih anarsist olmus,bir darbeyle
tur.
Ikinci
sendikasi 22
Dunya Savasi'ndan once
MPT s.
Bombay
isci
Ban
Asia Publishing ""use.
Bom-
Bkz Adi Doctor, Anarchist Thought bay, 1964,
Hindistan'da,
gibi tecrit edilmis. militan gruplar dis,inda
15.
in India,
728
Anarfizmitt Jarihi
cizgisinde gercek bir anarsist hareket olmadi, Otuzlu yiltarda
Londra'daki anarsist cevrelerde yer alan Acharya ulkeye anarko-
komunizmi
getiren kisi oldu. 23
pek 50k anar§ist
Bombay' da kurulan
bir yayinevi
ancak birkac ogrenci ve entelektucevreter dismda verimli bir zemin bulamadi. Otantik Hint
el
klasigi basti,
anarsist hareketini gelistirmek Gandhiciligin varislerine kaldi.
Gandhi bu yiizyihn baslannda Hindistan'm en dikkate deger liberteri otmasina ragmen, tdkenin manevi geleneklerinden hareketle anarsist sonuclara varan tek kisi degildi.
Hindu
felsefe-
sinin merkezini olusturan inane, ben2ersiz bireyin ilahi dogasina inangtir.
Tann
bir kisi olarak degtl,
dogrulukla esanlamh ahlaki
bir ilke otarak yorumlantr.
Vivekananda, bu yiizyihn baslannda Bhagavadglta'yi liberyonde yeniden yorumlayarak, her bireyin 6z gerceklestirim hakkina sahip oldugunu one surdu, "Ozgiirluk gelismenin ilk ter
kosutudur," diyordu, ciinku bireyin 6z farkindahgina, insan da-
yanismasinm ve toplumsal uyumun gerceklesmesine yol acar, gerceklestirim sureci bireyi bagkalanndan koparmaz; tarn aksine: "Siz sonsu2lugun parcasisimz. Sizin doganiz budur. Dolayi-
Oz
Vivekananda her
siyla siz kardesinizin bekcisisiniz."
ttirlii
dene-
timin goniiilu olmasi gerektigini israria belirtirken, her ruhun
amacladigi ozgurlugu "maddenin ve dusiincenin koleliginden ozgiirluk, dissal ve icsel doganin efendiliginden ozgurluk" olarak
tammladi. 24 Ingiltere'de
da'nm li
egitim
goren Aurobindo
Ghose, Vivekanan-
ogretisini benimsedi ve ulusal kurtulus hareketinin
onem-
icermeyen dogrudan eylemi savunursavasmaya hazir olanlarla yakin iligki kurdu.
bir sozciisii oldu. $iddei
ken, tngilizlerle
Felsefi alanda, bireysel
maya
caltsti
ozgurlugu toplumsal
birlikle bagdastir-
ve "yeniden kurarak muhafaza etme" cagrtsinda bu-
lundu, Birey toplumun disinda var olabilir, ancak aradigi kisisel
buldugunda, baskalannin kendi dogruluguna ve butunlugune kavusmasina yardimci olmak icin yeniden topluluga donmelidir, Aurobindo, imparatortuklarm cokmesinden sonra ulus-devlet'i insan tarihinin ilerici bir evresi olarak gercekles;tirimi bir kez
23
Bkz, Albert Meltzer, The Anarchists
gos Press, Orkney Islands,
24
tarihsiz,
s.
in
London 1935 -I 955, Sanday, Cienfue-
30.
Dalton Dennis, "The Theory of Anarchism
in
Modern
India -an analysis of
the political thought of Vivekananda, Aurobindo ve Gandhi", Tradition
South Asia. der. R.J. Moore, Vikas,
New
Delhi, 1979,
s.
211, 209
/2')
Asya
gorduyse de, Insan
Birli^i Ideali
(1918) basbkh cahMii.iMtula,
Int
varligi, anarsi idealine ulasmasi gereken mekanik, y.iput ve birornek bir yapt olarak betimledi; "Tamamen guvenilh vt- hayatm en derin yasalanyla uyum icinde olan insanm hiili^i ozgurce
gruplasmakta bulunabilir ve gruplasma da ozgur bhcylerin do25 Modern toplumsal ekolojisikr gihi, en iyi gal birligi olmahdir." birligin <;esitlilik icinde gerceklesecegini, anarsitiin
doganm
ni-
hai hedefkrine uygun oldugunu ve ozgurlugun ^evreylc uyum icinde ya$amak anlamina geldigini diisundii. Batida Bhagwan Shree Rajneesh adryla gayei iyi taninan
Hindi guru Osho, anarsizmi insan evriminin nihai hedefi olarak ovdu, ancak Aurobindo'nun felsefi gucune ya da actkhgina ulasamadi. Ona gore devrimci pratik, meditasyon, benligin dogru gerceklestirimini saglayabilecek sekilde zihnin kisttlamadan ozgurlestirilmesi anlamina geliyordu, Bakunin, Kropotkin ve Tols-
toy'un eserlerini gayec
iyi
biliyor ve "hicbir yasaya ya da anayasa-
ya ihtiyac yoktur" diyor, ancak anarsist idealin manevi donustim olmadan ger?eklestirilemeyecegini dusiinuyordu. Onun icin ozgiirluk, kisinrn
kendinden sorumlu olmasi anlamma geliyordu: hukumetin size kan$maya gerek gorme-
"Tek basiniza olmaniz,
mesi, polisin sizinle ugrasmaya gerek gormemesi, yasalann size
miidahale etmeye gerek gormemesi, yasalann size ne yapacagmi" M zi soylememesi; bu durumda yalniz olursunuz. Bir keresinde Lc Figaro'dan bir Fransiz gazeteciye soyle de"Hangi rejim olnrsa olsun, anarsiztne ne kadar yakinsa o kadar iyi olur. Anarsizme en yakm olani en iyisi, en uzak olani en di:
kotusudur." 27 Osho, anarsizme varan manevi gelismeyle birlesen onerir. Bu tiirden hedefler yemanevi yeniden dogus talepleri fazla tozel rehberlik saglamaz. Guru, Batida, ozetlikle orta sinif gen?lik arasinda yuzlerce taraftar buldu; bu gencler onun Eikirlerini benimsediler ve ogretiierini uyguladtlar, ancak ardinda, Gand-
basit bir iktisadi
komunizm hayaa
terince devrimcidir, ancak
hi'nin 25
manevi vesayetiyle kiyaslanabilecek hicbir orgut birakma-
Aurobindo Ghose, The
Ideal 0}
Human
Unity, Madras, 1919,
Bkz. Brian Morris. "Politics of the Divine Lite: Notes
sophy of Aurobindo Ghose
11 ,
on
s.
77.
Aynca
the Social Philo-
Bulletin of Anarchist Research, 22,
Kasim 1990,
33-5.
26
Osho. Rebellion, Revolmion and
Religiousness. Fa Icon Press, Santa
Monica,
1989.
27
Ahnn,
Stuart Edwards, "Spiritual Anarchism", Bullftin of Anarchist Research,
21,TemmU2
1990,
s.
26.
Anar$izmin Tarihi
730 di.
Muzaffer kapitalislin simgesi olan Rolls-Royce'lara duskunlu-
gii
ve yardimcilannin mali yozlasmasina iliskin haberLer Osho'ya
fa2la itibar
Bu
kazandirmadi.
yiizyil icinde
kuskusuz Gandhi
idi.
Hindistan'm en etkin toplumsal diisunuru Tolstoy'un yazilarmdan derin bicimde et-
ancak direnmeden sevme anlayisim siddet icermeyen dogrudan eylem antayisina dogru gelistirdi ve tngiliz yoneticileri kilendi,
kovmak icin kitlesel sivil itaatsizlik kampanyalannin orgudenmesine katkida bulundu. Devlet'i yogunlasmis ve orguttu §iddetin ifadesi olarak gormekle kalmadi, Devlet gucunun her turLu kokunde yatan bireycilik tiirlinu tahrip ederek artisina "biiyuk bir dehsetle" tanik oldu. (deal toplumun "aydinlanmis anarsi" toplumu olacagini ilan ettiginde anarsizme iyice yakilerlemenin
la§tt.
"Aydinlanmis anarsi"de
kumdandir ve
...
"herkes kendi kendisinin hiiburada Devlet olmadigi icin siyasai bir g«g de
yoktur" diyordu. 28
Ne var ki Gandhi pratikte ulusal Kongre'yle cahsmaya hazirdi ve ideal anarsiye vanlmadan once yasanan gecis doneminde bir Devlet fonnunun zorunlu oldugunu dusiindu. Ancak Gandhi 'nin de esinlendigi Sarvodaya (herkesin refahi) hareketi, cnun ihtiyath konumunu asarak daha aciktan birlikte
anarsist bir harekete donustu.
Sarvodaya Hareketi Sarvodaya hareketi icindeki birkac bin emekci, Gandhi'nin olumunden son a ogretmenlerinin siyasete kaulmama ogudiinu tuttular ve 1948'd
gevsek bir yapi icinde bir araya
Koy
yd, Egiriciler Birligi ve
geldiler. Ertesi
Endustrileri Birligi gibi qesith
Gand-
Akhil Bharat Sarva Seva Sangh, yani Herkesin Hizmetinde Butun Hindistan Birligi adinda bir semsiye orgut altmda hici birlikler,
birle^tiler. Hindistan'i
ozyonetimli bir koy cumhuriyetleri toptu-
muna
doniisturmek icin siddet icermeyen bir devrim yolunda Gandhi'yi izlediler.
Vinoba Bhave kisa
siire icinde bir
toprak devrimi yapmaya
calisan Sarvodaya hareketinin onderi oldu.
Toprak sahiplerini
kendi topraklannin bir bolumunu topraksiztara dagitmak icin tkna etmeyi amaclayan Bhoodan kampanyasim baslatti. 1950'lerin
ortasmda bu siyasetten hareketle, komunal koyler kurmaya
28
Gandhi, Democracy: Real and Deceptive,
s,
28-9.
/(l
Asya
bir daha hirsh Gramdan kampanyasi gelistirildi llu .h topyekun devrim programi olarak goruluyordu. lin divnni, sadece Hint toplumunun degil, biitun dunyanin tain hn alilaki ve il
calisan
29 toplumsal donusumune yol acacakti. "Gandhi'yi unutmak" gerektigini vurgulaynn
vi-
kendi dene-
yimlerini esas alan Vinoba Bhave'nin rehberligindcki Sarvodaya ,l) Harekei sadece hareketi giderek anarsist bir cizgiye y6neldi. ahimsa'mn toplumsal icerimlerini vurguiamakla kalmadi, Gand-
hi'nin ortak toprak mulkiyeti siyasetini desteklemek icin gelistir-
nosyonunu da radikal bicimde yorumladi. GodGandhi de kisinin kendi yetenekleri dabil sahip oldugu her seyin butiinun yaran icin kullanilmasim savunmustu. Ailede oldugu gibi, toplumda da mulkiyet ortak olmah, insanlar yete-
digi "vekillik"
win
gibi
neklerine gore vermeli, ihtiyaclan kadar almahydilar.
Uzun
va-
dede toplumsal esitlik saglanacak; emek biitunlestirilecek ve her turlu isin esit degerde oldugu kabul edilecekti Sarvodaya harekemerkezsiz bir ekonoti birlestirilmis tarla ve atolyelerden olusan
miye Gandhi kadar bagh olmakla birlikte, uygun teknoloji kullanimini daha cok vurguladi. Elestirmenlerinin iddialanna ragmen, saati tersine cevirmek degil, sadece denetimsiz sanayilesnienin feci sonuclanndan kaginmak ve yerel ozerkligi geli§tir-
mek
istiyordu.
Hareket, merkezi siyasai otoriteyi Gandhi gibi derin bir kuskuyla kar^hyordu. Ozel kanaat hakkim ve bireysel vicdanin
onemini vurgulayan Vinoba, Devlet'in itaat talebinin mesrulugunu reddetti. "Bir baskasinin komutasi altindaysam, kendimi nasil
yonetebilirim?" diye sordu.
Ozyonetim kendi kendinizi yonetmeniz anlamina gelir. Dunyada herhangi bir di^sal gucun kisi iizerinde denetim kurmasina izin vermemek anlamina gelen waraj'm bir belirtisidir. Ve swaraj'm ikinci belirtisi herhangi biri iizerinde iktidar ikisi bir
kullanmamakur. Bu
araya gelerek swaraj'i -boyun egmeme ve sOmurulmeme-
olusturur.^ 1
Os29 Sarvodaya hareketine iliskin sosyolojik bir arajtirma icin Bkz. Geoffrey wrgard ve M. Currell, The Gentle Anarchists. Clarendon Press, Oxford, 1971. Ostergaard, "IndiJO Sarvodaya hareketindeki anarsist 6geler icin Bkz. Geoffrey 150-3. an Anarchism: The Sarvodaya Movement", Anarchism Today, s. Kashi, 1962, Prakhasan, Seva Sangh Sarva Values, Democratic Bhave, Vinoba 3 1 s.
13-14
Anar$iz>nin Tarihi
732
Vinoba Devlet'in ve hukumetin ne kadar iyi niyetli olursa olsun hicbir yararh hizmet sunamayacagina da inamyordu: "benim sesim iyi hiikumete muhalefet etmek icin yiikselir Bana yanhs ...
gelen,
hukumet ne kadar
iyi
olursa olsun herhangi bir bicimde
yonetilmeye izhi verilmesidir." Bu sozlerin rastlanti oldugu
tzte-
nimini silmek icin Vinoba, esas fikrinin butun insanbgi hukumet
yukunden kurtarmak oldugunu
israria belirtti: "Butun dimyanin bu hastahga hukumet denilir." 32 Bu yaklasim dogal olarak parlamenter demokrasinin elestiri-
aci cektigi bir hast a Ilk varsa,
sine vardi. Sarvodayistler, ilk planda, tipki Batidaki anarsist benzerleri gibi siyasal iktidar
tiklanni one surer.
muoyunu
arayanlann kacmilmaz bicimde yozlas-
Ikincisi,
cogunluk yonetimi
ilkesinin
ka-
ifade edemeyecegini ve herkese refah saglayamayacagi-
ni savunur. Devrimlerin asla iktidarla ya da parti siyasetleriyle
dustmen Sarvodaya hareketi, bu evredogrudan eylemini temel alan yeni bir siyasei formu gelistirmeye calisti. Vinoba'dan esinlenen Sarva Seva Sangh (Herkesin Hizmetinde Birlik) butun kararlann oy birligiygerceklestirilemeyecegini
de, bizatihi halkin
le
(butun uyelerin olumlu onayi) ya da mutabakatla (hicbir uye-
nin fiilen karsi cikmamasi) alinmasini ongoren temel kurah be-
nimsedi.
Kuskusuz Ban anar§izminin ana akimiyla arada onemii
fark-
hliklar vardi r. Tipki Tolstoy'un anarsizmi gibi, Sarvodaya hareketi de temelde dindardir ve butun inanclan aym hedefiere giden farkh yollar olarak degeriendirir ve ateizmi hosgoruyle karsilar, Tannnin varhgim ve ruhun gercekligini varsayar, Butun siniflara yaptigi cagn nihai olarak insanhgin birligine ve cikarla-
rin
uyumuna
metafizik bir inanci temel ahr, Nesnel ahlaki diize-
ne duydugu guven, siddet kullanmama ilkesinin kesm bir zorunluluk olarak anlastlabilmesi anlamina
gelir.
Sarvadoyitler
Gand-
hi'nin cileci, puriten ve baskict niteligini de devralmislardir. yati basitle^tirmek isterler ve
baglanmama
Ha-
gizgisini izlerken, her
yok etmeyi arzularlar. aym zamanda asamaci ve teorilerinin uygulanmasinda esnektirler, Bir yuzunde siddet kullanmamamn yer aldigi dogrunun mutlak anlamda var olduguna inanirlar. Ancak ne turlu tensel hazzi
Sa rvo day i tier
kadar aydinlanmis olurlarsa olsunlar insanlann sadece goreli dogrutan ifade edebildiklertm dusiirmrler. Dunya siddet kullan32
Age.
s.
12-13,64.
733
Asya
mama yonunde
ancak korkakhk soz konnsu oldukullanmamaya tercih edikhilir. Ornegm, 1962'de patlak veren Cin-Hindistan sinir savasinda pek cok Sarvodayit askeri direnisi hakh buldu (bizzat dircnuu'su de), cunku
gunda
evrilebilir,
siddet, §iddet
Hindistan halki ahimsa icin yeterince
giiclti degildi.
Vinoba'nin a§amaci yaklasimlan u?lu siyasal gelisim progra-
mina da
yansir.
Bu
gelisim, ulusal bagimsizhkla baslar, merkezi
olmayan, ozyonetimli bir Devlet'ten geger ve
sal
anarsiye ya da
boyunca
biitun hukumetlerden ozgiirluge vanr. Vinoba hayati ikinci
asamayi gelistirmek
icin
asamaya ancak zengin ve yoksul,
ugrastigini dusiinuyordu; son giiclu ve zayif biitun
guvenli oldugu ve kendi kendini yonettigi
zaman
halk 6z-
ulasilacakti,
Devlet sonunda sonumlenecek, ancak bu, halk alternatif bir lop-
lum
insa ederse gercekle§ecektir.
Ve bu ancak yavas yavas ve
kirler ile degerlerin dontisturulmesiyle
Vinoba'nin anarsizme
iki
dogrudan eylem ve populer
onemii
mumkiin
katkisi, siddet
kottiltige skldet
her turlu baskinin kaldinlmasim
onu kabul etmenin ve
ulasmak
icin
icermeyen direnisinden cok, siddet
icermeyen yardim yaklasimini tercih ki,
icermeyen
siyasete iliskin goriisleriydi. Birincisi
satyagraha'yx gerektirir. Vinoba, dogru dusunceye
Gandhi'nin
fi-
olacaktir.
etti. lster fiziksel ister
istedi.
ahla-
Dogruyu bulmak
ona uygun davranmamn
yeterli
icin
otduguna
giiveniyordu. Ikincisi, Vinoba, iktidar ozlemini kiskirtan "Devlet
dogrulugun ve sevginin olumlu siddet disiligini gerektiren "halk siyaseii"ni savundu. "Bansi gerceklestirmenin tek yolunun iktidan reddetmek" oldugunu dusiinuyordu, cunku
siyaseti" yerine,
kesmek istiyorsantz dallanna ttrmanmazsiniz." J3 Bu amaca ulasmak icin buitin sinif ve gruplarm mutabakatini temel alan yeni bir partisiz demokrasi siyaseti iqin cagnda bulundu, "bir agaci
Sarvodaya hareketi 19 69' da toprak devrimi kampanyasinin
en yriksek noktasinda, 140 000 koyiin
Gmmdan'm
degisik bir
versiyonundan (toprak sahiplerinin hibe edilmis topraklarimn 95'irte
%
sahip olmalan) yana oldugunu ilan etmesini saglamayi
Bhoodan topraklarimn bir milyon donumden milyon topraksiz koyluye dagitmasina ragmen, verilen sozlerin biiytik cogunlugunn yerine getir-
basardi. Hareket fazlasini
bir
Gramdan
icin
meyi basaramadi ve sonucta sadece birkac koy kismen komtinlestirilmis oldu. 33
Pek cok
koylti, ahlaki iistiinlukleri
Bfioodan (28 Kasim 1956); Bhave, Democratic Values,
s.
226
nedeniyle
ki-
Anar$izmin Tarthi
734 birli degilse
de
asm
gururlu bir tutum alan gonullu cahsanlara
yabancdasti. Hareket bir olciide Ulusal Kongre'yle de ozdeslendi,
<;imku hukumet, kendi ilnnli toprak reformumi gelistirme araci olarak gordugu 1970'lerin
Gramdan programini fiilen desteklemisti. basinda, hareketin cokmeye basladigi bir
sirada,
1954'te Sarvodaya'ya katiian eski bir Sosyalist parti onderi, Ja-
yaprakash Narayan (JP) buyuk bir guc kazanmaya basladi. Narayan harekete katriirken, izlertmesi gereken yolun, "Devlet gucuyle
sosyalizmi
kurmaya cahsmak degil, halkin gonullu girisimiyle kurmak ve gelistirmek" oldugunu savunmus-
sosyalist bir hayat tu. 34
Oysa simdi, hareketin "siyasallasmasi" ve Gandhi'nin Devdirenmeyi gerekliren siddetsiz ama daba saldirgan mucadele tarzimn kullanilmasi icin gagnda bulunuyordu, Eylemcilerin yiizde doksamJP'nin gozden gecirilmis stratejisini destekledi, ancak Vinoba kendi "siyaset disi" ve "yumusaktan daha yumusaga ve en yumusaga" yaklasimindan herhangi bir sapmayi let'e
karsi
reddetti.
nt
Yasanan kriz sirasindaJP ve taraftarlan saldirgan tutumlansurdurduler ve kuzeydeki Bihar Eyaleti'nde patlak veren bir
ogrenci ayaklanmasini "Topyekun Devrim" igin bir "halk hareketi"ne donusiunueye cahsiilar. Hie kuskusuz gencliginde be-
nimsedigi
Marksizm'i hatirlayan JP,
ayakta tutan
ce$itli giiclere
"Devlet sisteminin,
onu
ve cikarlara hizmet ettigi apa^ik orta-
dadir" dedi. 35 Kitlesel gosterilerle "ogrenci iktidan" ve "halk ikii-
dan", "devlet iktidan 'nin karstsina konuldu ve "mucadele konviteleri"
paralel
araciligiyla
cahsddi.
Ne
bir
ozyoneum
kurulmaya
sistemi
var ki 1975'te Indira Gandhi, bashca muhalefet on-
derlerini hapsederek ve iki yil stiren bir Olaganiisiii Hal ilan ede-
rek tepki gosterdi.
Mahatma Gandhi'nin "manevi mirascisi" Vinoba, JP'nin kampanyasina, onaylamadigini betirten bir yilhk suskunlukla tepki gosterdi, Olaganustu Hal'le ilgili goriisleri soruldugunda, lutfederek yazih yanit verdi ve boylece sessizligini de
bozmamis
donemi" olarak adlandinyordu. Bu hemen Indira Gandhi hukumetine ve Olaganiisiii Hal'e oldu. Olaganustu Hal'i "bir disiplin
destek olarak yorumlandi. Sarvodaya hareketini sahici bir anarsist cizgiye
34
kavu§turmak
cok sey yapmis bu eski
Jayaprakash Narayan. Socialism, Sarvodaya and Democracy, sad, Asia Publishing
35
icin
Eve ly man 's
Wc c kly
(
House, Bombay, I9M, 17
N
i
5a n 1 97 5 )
s.
161.
liberter, ar-
tier.,
Bimal Pra-
m
Asya tik
"Hiikumeiin Azizi" olarak selamlaniyordu.
nu daha sonra acikhga
1
"
VinoUi luluinu-
kavusttirdu. Disiplinden
kasli,
<«/i
yas'in (geleneksel ogretmenler) ogrencilerine uygukuliklari disiplindi;
JP
ancak
is
isten gecmisti.
ise artik anarsist
Bihar' da siyasal
gorunme
mucadeleye
tamamen
cabasini
terk eimisti.
atilarak, ogrencilere isnitn
makla yetinemeyecegini, herkesin
onder
ol-
tavsiyesini dinlcmekle hirlikte
nihat kararlan bizzat alacagini hatirlatti. 1977'de Olaganustu Hal
surerken Indira Gandhi'yi beklenmedik bicimde yenilgiye ugratan Janata (Halk) Partisi'nin, yani komunist
olmayan
partiler ko-
alisyonunun orgutlenmesine yardimci oldu. Her bireyin zayif olana hizmet etmesini, bireylerin insan olduklan icin degerli gorulmelerini ve her yurttasm yonetime katilmasini savunan toplu-
ama
luk anlayisina hala baghydi,
butiin
si'ne verilecek bir oyla gerceklesecegini Pariisi'yle ayni Partisi,
bunlann Janata
Parti-
dusuniiyordu, 37 Kongre
loplumsal gugleri ve cikarlan temsil eden Janata
Hindistan'da hicbir degisiklik gerceklestiremedi. Indira
Gandhi'nin I980'de donusii ve daha sonra yerini oglunun ve raftarlannin
almasmdan bu yana Hindistan'daki
ta-
ydnetim
otoriter
varhgini siirdurdii. JP, 1979'da, Vinoba ise uc stratejisini
anar$ist niyle
yil sonra oldu. JP kendi devrim daha catismah hale getirirken, Vinoba daha saf bir
tutumu surdurmustii. JP
gomulme onuruna
tipki
Gandhi
Vinoba
eri^irken,
icin
gibi Devlet tore-
boyle bir gosteri
yapilmadi. Sarvodaya hareketine gelince, geleneksel siyasete gtris>!
bir felaket oldu, hareketi zayiflatti
ve belirsizlige surukledi.
yasal uzla$mayi basaramamasi, Hindistan'in "Ye^il
yararlanamayan topraksiz ve yoksul koyluleri Komunist re ve Naksalit hareketinin siddet yontemierini
Si-
Devrim"inden partile-
henimseyenlere
yonelm. Atesle vaftiz edilen Sarvodaya hareketi artik baslangictaki
kadar yumusak ve anarsist degildi. 1978'den sonra Sangh (hareketi) oybirligi ilkesini degistirerek, yiizde seksenlik bir
lukla karar alma
tutumunu benimsedi.
beden hareket daha kolektif siyasetin ana durtusti artik, 16
Bkz
Iki
siyaset yontemleri
hem
gogun-
onemli onderini kay-
Vinoba'nin
hem
gelistirdi.
Bu
de JP'nin h-
Ostergaavd, "Indian Anarchism: The Curious Case of Vinoba Bhave-
Anarcbist Saint of Government", For Anarchism icmde, s 201-15.
37
Bkz Ostergaard, Nonviolent Revolution Delhi, L9S5,
s.
281.
in
India,
Gandhi Bans
Vakfi, Yeni
Anarsizniin Tarihi
736
kirlerindeki bazi ogeleri birle§tirerek
mayan
bir alternatiP'i
mevcut sisteme
"partili ol-
tabandan in$a etme yonimdedir, Ancak
Sangh, partili olmayan "halk adaylanni" segimlerde sahaya
karma
fikrini
51-
de savunmaktadir. Gelecekte ne olursa olsun, dev-
rimci Gandhicilikten £ikip gelen Sarvodaya hareketi ayirt edici
bi^imde
liberter
olmayi surdurmekte, Baiinin iktisadi ve top-
iumsal du^uncesinin geleneksel Hint fdsefesi ni temsil etmektedir.
ile
verimli birligi-
BOLUM
6
Modern Anar§izm
&
Ne Kurbanlar ne
de cellatlar.
ALBERT CAMUS
tktidar,
ba$ka aratfarla
siirdCirulen savastir.
MICHAEL FOVCAULT
Ben
bir anarsistim/Anti-tsa'yim.
"ANARCHY IN THE VK", SEX PISTOLS
Asia cah$ma Kumsal Kaldirim Taslanmn Altmda Arzulanmi Ger$ek Sayiyorum, Cunku Arzulanmm Ger^ekligine Inamyorum. PARIS, J 968
35 Yeni Sol ve Kar§i-Kultur
&
Buyiik <;apta gerc.eklesen son biiyuk anar§isi deneyim 1930'lar
Ispanyasinda ya§andi ve anar§istlerin Franco gucleri tarafindan yenilmesi hu ulkedeki liberter faaliyeti biT ku§ak icin yok
etti.
Almanya ve Italya'da fasizmin yukselisi bu iilkelerdeki hareketi yok ederken, Britanya ve Fransa'da ayakta kalmayi ba^aran kilciik anar§ist gruplar Ikinci Dnnya Sava§i sirasinda fa$izme kar^i mucadelede sadece kucuk bir rol oynadilar. Avrupa'da savas. sonrasi insa dOneminde kapitalizm, Marksistlerin ongordukleri gibi ic ?eli§kilerinden oturu gokmemekle kalmadi, pek ?ok iscinin reEah duzeyini de yukseltti. Bir sure kadar "ideolojilerin so-
nu" gelmis gibi gorundu. Avrupa'daki anarsist hareket
ellilerin
sonunda ve altmislann ba?inda oylesine bolunmustii ki, anarsizm tarihcileri matem ?anlan calmaya, onun mezan basinda veda soylevleri vermeye basladilar. Ancak anarsizm Eikrinin, ufukta giderek gozden kaybolan, gerc^eklestirilemez bir ideal olarak kaldigi goruluyordu.
yuk ci,
Bu yiizden anar§izmin altmish yillarda yeniden dogusu biiAncak gegmi$e dogru bakildiginda bu siire-
bir siirpriz oldu.
1956'da Macaristan'm isgalinden sonra otoriier sosyalizmin
formunu benimseyen Sol' da evreler halinde yasanan dus kinkhgina kadar izlemek mumkundur. Soguk Sava§ siddetlenirken. Baa sosyal demokrasisinin vaatlerinin -Avrupa ozellikle Sovyet
740
Anat<.izmin Tarihi
halkinin korkudan ve yokluktan kurtanlmasi- koflugu giderek ortaya ciku.
On
yihn sonuna dogru Avrupa'ya nukleer silahlann
yerlestirilmesine karst duzenlenen ve ozellikk Britanya'da gucle-
nen kampanya cok sayida gene insani radikalkstirdi. Birlesik Devtetler'de demokratik bir toplum icin Yurttas Haklan Hareketi ve Ogrenci Hareketi, Devlet'in baski gucunden sakman yeni bir kusak olusturdu. Onceleri "bir insan bir oy" talep edilirken, sonralan protestocular
sokaklan
ele
gecirmeye ve
giddet icermeyen dogrudan eylemkre basladilar. Polis zor kulla-
narak karsihk verdi. Umutsuzhik icinde oian genckrin otoriteyle
dogrudan
kar§i karsiya
gefmekri travmatik
etkiler yaratti. "Poli-
sin saldirganhgi sihirli degnek iskvi gordu" diye yazan Carl
Og-
ksby, abamli, varoluscu bir tonda soyle devam ediyordu: "onla-
nn
sert oksayisi
kendini buluyor sini sagliyor
akinda siradan ruh canlaruyor ve isimsiz olan -
modern benligin kayip karizmasinin
bu sopa: kaniyorum, o halde varim."
geri geti-
1
Burjuva hayatin gri tekdiizeliginden bikan genclik gruplan
"okulu asmaya" ve kendi
ait
kultiirkrini olu$lurmaya basladilar.
Kendi imgesel deneyimkri icm ozgtir
mak
bir
toplumsal alan oiustur-
Anukahraman ve dtslanmtshk kultti kiyilarda yasayanlann durumunu ortaya koydu. Albert Camus'nun hayatin istediler.
anlamsizhgina karsi diisunce ve eylemde isyana yaptigi varoluscu vurgu genel kabul gordu. Gene isyancdar henuz makul bir
neden bulamaims otsalar da, rahat dtismek
evlerini terk
etmek ve
yollara
istediler.
Yeni Sol Avrupa'da ellili yillann sonunda Yeni bu baglamda ortaya cikti ve kapitalist Devletlerin orgutlu sevgisizligi ik Komunist Devlederin burokratik merkeziyetciligi arasinda iiciincu bir yol bulmaya cah§an bir liberter sosyalizm formunu yeniden kesfetmeye ve gelistirmeye basladi. Batida, sosyal demokrat parttlerin sadece kapitalizmi daha etkin kilmaya cahstiklan, on dokuzuncu yiizyil kosullartnda dogan stkia dogBirlesik Devletler ve Bati
Sol
ma Ian
tekrarlayan Marksist- Leninist parttlerin ise ipoteklerinden
baska kaybedecekleri bir seykri olmayan yirminci yiizyd sonu bolluk toplumlanndaki iscilere fazla hi tap etmedikleri gorulu1
Car] Oglesby, "The Idea of the
New York,
1969,
s.
15.
New
Lett",
The
New
Left Reader,
Grove
Press,
/I
Yeni Sol ve Kar^i-Kultui'
I
yordu. Sosyalizme parlamenter yoldan ula$maya c.itis.in Km Avrupa Komiinist Partileri ilgisiz secmenler nezdindr kiudikiini saygin kilmak icin umutsuzca caba harcryorlardi
M.nkMzmin
mazeret ureticileri "proletarya"nm sinif mucadclt-.iiu' il^isizligini actklamak icin "yabancilasma" ve "sahte bilim" nosyonlanna basvurdular, Sol'da kiilturel duzeyde mayalanan pek <,°k fikir vardi, Amerikab sosyolog C. Wright Mills akademisyenlcrc ve ogretmenlere Sistem'e direnme cagnsi yaptt. Sinif model inc iktidar eliti nosyonuyla karsi ctkarak ve Amerikan topluinundaki aske-
kompkksin
ri-endustriyel
vizyondan
roliinu vurgulayarak Marksizm'i re-
gecirdi, Lekesiz psikanalist ve Marksist
Wilhelm Re-
caltsmatan yeniden kesfedildi. Onun, oioriter kisiligin oioriter rejimkrin sine qua non'w (vazgeciimezi) oldugu ve bir ich'in
sonraki siyasal devrime cmsel bir devrimin eslik etmesi gerektigi gorusii buytik bir
ilgi
uyandirdi. Reich, zultim ve bagimhhktan
kendi kendini yoneten bireykrden otusan bir isci demokkurmak istedi. Ingiliz egitimci ve Summerhill'in kurucusu
ozgtir, rasisi
A, S. Neil, Reich'tan guclu
bicimde etkilendi; her
tekil
gocugun
kendini yonettigi ozgtir okullan savundu ve egitim cevrekrinde buytik bir etki yaratti.
Alman
asilh
Amerikah
filozof
Herbert Marcuse, Sovyet
iflasina ili^kin gayet liberter bir
Marksizminin
cozumleme
yapti.
Freud'un "uygarbk orgutlti hakimiyet olarak ilerlemi^tir" soziinu benimseyen Marcuse, Eros and Civilisatitm'da (Eros ve Uygarbk, 1955) bastmlmrs. gOgleriin serbest brrakUmasim ve kiiltuTOti erotikk§tirilmesini istedi. One-Dimensional (vfan'de (Tek Boyutlu Insan, 1964), yaraticihgi ve kar^i
cikma yetenegi
zayiflatilan Bati
toplumvtnun ya§adigi yabancda^mayi canb bicimde resmetti. Simrlanmami^ insan dogasinin ancak baskici olmayan bir uygarhkta ifade edilebilecegi sonucuna vardiysa da, hukiimet ihtiyaci-
m
reddedecek kadar
ileri
gitmedi.
Bu
sirada,
Lewis Mumford
toplumsal ek^tirmenkr Birlesik Devkrler'deki yeni askeriertdiistriyel kompkksin "mega makinesi"ni reddediyor, Paul Gogibi
odman
ise
msanlara merkezi olmayan topluluklann yararlanni
hatirlatiyordu.
1960'lann ba^lannda, Yeni Sol'un ideolojisi belirsizligini
korudu.
Hukum
tiikendigi ve
suren Liberalizm ve Marksizm ortodoksilerinin giindemden dustugti goriiluyordu, ancak agik bir
alternatif yoktu. Eski stnifsal
gozumlemenin kithk sonrasi
top-
742
Anarfizmin Tarihi
lumlara uymadigi gdruluyordu ve oncu parti nosyonu Sovyet deneyimiyle kirlemnisti. Ancak cok gecmeden Yeni Sol, geleneksel anarsist kar§ihkh yardimlasma, katilimci demokrasi ve merkez-
savunmaya
sizlik ilkelerini
basladi. Hareketin eylemcileri, uni-
versite, fabrika ve Devlet'teki iktidar lar.
Cagdas kulturun
piramidine meydan okudu-
ozellikie aile ve cinsellik alaninda aciga
ctkan baskici dogasmi elestirdiler. Hiyerar§i ve hakimiyete son verilmesini istediler. Insan topluluklannin merkezitestirilmesine ve burokratik Devlet'e karsi giktilar. Kendi hayatlanni bizzat de-
netlemek ve kendi kaderlerini belirlemek cumsedigi "lumpen proletarya"yi,
yam
istediler,
Marks'in
kti-
sira siyahtan, ogrencileri
ve kadinlan, gercek devrimci potansiyele sahip gruplar olarak gdrduler. Esinlenmek icin Marksist gelenege ba^vurduklannda,
onun daha
liberter ve sen dika list cizgisini kesfettifer. 2
Surec icinde Marksizm de degisim gecirdi. Herbert Marcuse'nin "anarko- Marksizm "inden sdz
etmek ya da dgrenci militan Cohn-Bendit'in kendisini "Bakunin tarzinda" Marksist olarak tanimlamasi mumkundii. Bu yeni "liberter Marksizm", tarihte oz-
gur iradenin rolunu, toplumsal hayatin bicimlenmesinde bilincin onemini ve topluluk temelinde orgutlenme geregini vurguluyor, boylece resmi Marksist hareketlerden cok anarsizme yaklasryordu. Burokrasiye ve militarizme karsiydi ve Devlet'in dagilmasini istiyordu. 3
ams ve belirli
Ornegin Britanya'da
E, P.
Thompson, Raymond
Stuart Hall 1967'de cikardiklan
1
Willi-
Mayis Manifestosu'nda
ihtiyaclan ve sorunlan temel alan yeni tipte bir sosyalist
hareket icin cagri yapular ve bizleri "siyasal mekanizma"dan kopmaya ve parlamento disi faaliyetlerde "inisiyatif almaya" cagirdilar. 4
di. 5
Yeni Sol hareketine "en derin diirtulerinde anarsist" denilvar ki Yeni Sol, anarsist olmak soyle dursun tamamen li-
Ne
berter olarak bile tanimlanamazdi; Wright Mills gibi pek cok
kis;i
sadece daha aydinlanmis bir kapitalizm formunda reform istiyordu. Hareketin dnderleri gee kapitalist toplumlann temel oncullerine nadiren 2
meydan
Bkz. Nigel Young, Ufi. Etoutledge
3
Age,
4
The
5
Mitchell
s.
An
okudular, Altmisli ytllarm sonuna dogru Infantile Disorder:
& Kegan Paul,
1977,
s.
The Crisis and Decline
of the
New
132-3,
134, 142.
New Ufi
Roader,
Goodman,
s.
142.
der., Giri?,
The Movement towards a New America: The
Beginnings of a Long Revolution, Knopf,
New York,
1970,
s. vii.
Yaii
sM
vi-
Kmy
743
Ktiltur
pek cok Yeni Sol eylemci Holintkset radikal teoriye sirt ?evirdi ve toplumsal ayaklanma nmtleli olarak daha cok Ucuncii Dunya
Kulm
devrimlerine, ozellikie de
ve Cin'e yoneldi.
Ancak bu dev-
rimler liberter olmaktan uzakti: Che Guevara'ya "yeni Bakunin" denebiiirdi, ama o da oncLi purtiyi ve guclu dnderligi savunuyordu.
Bu arada
Birlesik Devktlrr'deki Kara Panterler,
Necayev'in kitaplanni yeniden
ancak basat
bastilar,
Bakunin ve ideolojileri
Mao ve Franz Fanon'un Ucuncii Dunya Marksizmi idi. Bu reformist ve otoriler cizgilere karsin, Yeni Sol'un ana akimi, elbette gibi
isci
denetimi, merkezsizlesme ve dogrudan eylem
pek cok klasik anarsist
fikri
de savundu, Bakunin
gibi, top-
lumdaki marjinal ve declasse (sinir disi) unsurlarm devrimci potansiyelini kabul etti ve hareketin ister istemez yeni bir toplumsal
yapintn habercisi otdugunu one surdu.
En
onemlisi, karsi
kurumlar yaratmayi ve eski toplumun rahminde, tabandan yeni 6 bir toplum kurmayi gerekli gdrdii, Yeni Sol'un anarsizmi, savas oncesi dncellerinden, agirhkh bicimde bansci ve genellikle kati bicimde anarsist orgutlerin dismda var olmasiyla aynhyordu, Fetninizmi merkezi bir sorun olarak gormesi de dnemlidir. Eski anarsist harekete basbca destek kdylu ve zanaatkardan gelirken,
yeni anarsistler esas olarak orta simf entelektueller, ozellikie dgretmenler, sosyai kurumlarda cahsan emekciler ve dgrenciler
arasinda yayddi. Sonuc olarak cevre, ktiltur ve hayat tarzimn
dnemi
ozellikie vurgulandi.
Karsi- Kultur
Yeni Sol'un Devletle zitlasmasi Vietnam Savasi'yla birlikte derinlesirken, karsi ktiltur olarak bilinen onemli bir bilinc degisimi oldu. Beat
akimimn
(Allen Ginsberg, Lawrence Ferlinghelti, Tu-
Kupferberg ve Gary Snyder) oncti niteligindeki orneginin ardindan, Birlesik Devletler'deki gene insanlar, ana babalannin hali
yat tarzina ve cekirdek aile degerlerine ladilar.
Timothy Leary'nin
lumdan koparak,
tavsiyesine
Bkz. Young, deti ve gildir.
An
bas-
kisi, top-
zihin acici oldugu iddia edilen uyusturuculara
yoneldi. Komiinler, kolektifler,
6
meydan okumaya
uyan pek cok
Infantile Disorder,
ko opera tifler, rock s.
festivalleri, is-
136. Apter, akildi^i, kendiliginden §id-
ancak bunlar karabceristtk analyst egilimler deApter, "The Old Anarchism and the New" Anarchism Today, s. 1.
sorumsuzlugu
ekler,
,
744
Anarsizmin Taiihi
galler gibi "karsi-kurumlar"
olursa olsun otoriteye
dusiinme ve
yaratmaya basladilar. Hangi bicimde ve kisinin kendi basina
meydan okudular eyleme hakkmi savundular.
de gercek bir topluluk kurmaya
"Issiz
kaiabahgm"
icin-
caiisttlar.
Izledikleri stratejiler farkh olsa da, karsi-kultiiru
benimse-
yenler, sadece nukleer silahlarta ani
roda
sikici islerle asainah,
alum ya da fabrika ya da buyava$ oliim sundugu goriilen modern
teknolojik, militanlastinlmis ve merkezilestirilmis Devlet'e karst
Kapitalizm ozgurtuk ve bolluk vaat etmis, ancak sundugu tek sey, zamani ve mekam daraltan ve sikinti veren bir rahatlik olmustu. Gencligin buyuk bir bolumii "diledigi gibi yasama?iktilar.
ya" karar verdi.
Hosgoru ve ceshliligi yuccktiler ve arzulanni etmeye cahstilar. Hareketin toplumsa! dogasi, ifa-
ozgiirce tatmin
destni, "Savasma, Sevi$" gibi sloganlarda buldu. Bir ilke olarak
bu sloganin derin toplumsal ve psikolojik icerimleri oldu, cunku cinsel
baskdanma
ile
orgutlu siddet arasinda bir baglanti goru-
yordu. Jerry Rubin, bilincdi bir anarsist olmasa da, su bildirimle Amerika'daki karsi kuhurun liberter egilimini ozetlemis oldu:
IDevrimden sonraj hapishane, mahkeme ya da polis olmayacak. Beyaz saray Washmgton'da kalacak yeri oimayanlann bannagi oiaeak.
Dlinya, yemeriin ve gi
buyuk
bir
barmmamn
ozgur oldugu, her seyin paylasildi-
komiin oiacak.
Kuciik ve buyuk bucun saatler yok edilecek. Berberler rehabiktasyon
kamplarma gonderilerek, saclan uzayana
kadar oralarda uuulacaklar.
Pentagon'un yerini LSD deney
ciftligi alacak.
Artik okul ve kilise olmayacak,
cunku
biitun
dunya
bir kilise ve
okul haline gelecek. Insanlar, sabah ciftcilik yapacak, ogleden sonra
ve istedikleri
muzik dinleyecek
zaman duzu$ecekler. 7
Amerika'da
1960'larm sonunda olusan karsi kulturun "yeni anarsizm" olarak betimlenmesi yantis degildir. 8 Theodore Roszak'in klasik arastirmasi The Making of a Counter-Culture (Bir Karsi-kulturun Olusmast, 1970) aknmn bashca kaynaklan ara 7
Jerry Rubin,
8
Oglesby
,
Do
a h nti
,
It!
Alimi, De Leon, The American as Anarchist.,
Goodman, G
i
rij,
s.
85.
Tlu Moveincnuowards a New America.
M'>
Yeni Sol ve Knrsi-Ktiltiir
yer abr ve katisik bir anar§ist toplumsal iron
smda
Duygusal ve coskulu
Topragm
Bittigi Yer,
duyulan
gi igin
bir
Where
eseri
iiliistiiriir.
the Wasteland fni/sMe (<,.orak
1972) "Toplumdaki hticresel
yapmm
sagli-
kaygidan ve kendiliginden diizenk'tiuyc du-
yulan bir giivenden dogan... organik duyarhk"la benzersiz
cimde olusan
bir siyaset olarak anarsizmi
tavsiye
elli,
bi-
Onun
kentlesmis-endustriyel corak topragm uzaginda yer alan "hayali
toplulugu", Proudhon'un iktisadi karsihkciligmi
uyumlu
larla
kansimim
ve atolye
birlestiren,
Kropotkin'in
komiinu ve komsu-
lugu temel alan merkezsiz bir toplumdur. y Karsi-kultur larihte goriilen ilk Amerikan genglik hareketi-
nin iirunu oldu, Hippiler, sokak insanlan ve eicek cocuklan, hareketin onculeriydi, Basat kultiiref kabpian reddettiler ve kendi
olusturmaya calistdar. Kismen "zihin acici" uyu^turucu kullanma deneyimlerinin -AkJous Huxley, Ken Kesey ve Timothy Leary tarafmdan tesvik edildi- bir sonucu olarak halkin bilincini degistirmek ve "algi kapilan"ni temizEemek iste-
alternatif sahnelerini
diler,
Ama
bu aym zamanda, degi^im
icin
degi^im ya da Hippi
onderi Abbie Hoffman in dedigi gibi, Laf Olsun Diye Devrim, so1
mnuydu. Siyasal Yeni Sol hareketi gibi karsi-kultur de, ozellikle co-
gunluk yoneiimini reddetmesi ve bireyin ahlaki sorumlulugunu vurgulamasi bakimindan, bilincinde olmasa da temelde belirgin bi^imde anarsist idi, Zorunlu askerlik Birlesik Devleder'deki otoriter Devlet'in olumcul simgesi haline geldi, Askere ahnan kisi sadece
meyi
masum Vietnamblan oldunnek
degil,
aym zamanda
hizmet
et-
baglanmayi da
ta-
igin Devlet'e
zehirleyici Sisteme
ahhut etmis oluyordu, Karst-kultur, merkezi ve teknolojik Devlet elestirisinde ve dogaya yakin daha basit bir hayata donme arzusunda da anarsist 10 Toplum hayatmdan ve askeri-endustriyel kompleksten idi, kurtulmayi amaclayan Amerikan gencligi, kenc merkezlerinde ya da kirsal kesimde komunler ve kolektifler kurdu. Bolluk ve tuketimciligin orta yerinde, tipki Walden'deki 9
Theodore Roszak, Where
the
Thoreau ya da geg-
We$t\and Ends, Faber
& Faber,
1973,
s.
424,
431-432. 10
Bkz Keith Melville, "The Anarchist Response", Communes in the CounterCulture, Morrow, New York, 1972, s. 114-331; J uds on Jerome, Families of
New Anarchism, Seabury, New Com m until Experience: Anarchist New York, 1973.
Eden: CdPttmunes and the 251; ve
1.
Veysey, The
ter-culture in America,
York, 1974,
s.
231-
and Mystical Coun-
746
Anar^izntin Tarihi
misin munzevileri gibi gonullu yoksullugu, odunc alarak gunii-
yasamayi ya da cahsmaktansa calmayi tercih
birlik
ettiler.
Karsi-kulttir ?e§itlitik ve eklektizmi hosgoriiyle karsiladi.
Karsi-ktiltQrun gurulan, ilerleme icin akil ve bilime gtivenen ve
Aydinlanma'nin
varisleri olan klasik anarsist
dusunurlerin aksi-
ne, basat kulturun, savasi, yoksullugu ve adaletsizligi
hakh
etkar-
ma
girisimleriyte degersizlesen "akilciltgi ve nesnelligi" reddetti-
ler.
Sarkac oteki yone, yeniden gtic kazanan maneviyatcihga,
oznellige, duygulara, heyecanlara, oyuna, misiisizme ve sihre
dogru
salindi. Elestirel dusunce ortadan kayboldu, muiluluk adina reddedildi ve dikkatli dusunme ahskanligi terk edildi.
Karsi-ktilturu benimseyenler, Yeni Sol'daki daha siyasallasmis benzerlerinin aksine, sozctigun tarn aniamiyla devrimci degildiler, Hukiimeti ya da Devlet'i yikmaya cahsacak yerde, onun sinirlan ya da c-adaklan icinde
ya$amaya cahstdar. 11 Organik besin yeme arzu-
Karst-kultiir celiskilerle doluydu.
suna uyusturucularla yasanan kimyasal deneyimler eslik ediyordu. Kadin kurtulusunun etkisi androjeniyi tesvik eden cinsel usluplann (uzun sac, boncuklar vb.) gelismesine yol acti. Ancak
ban komunlerde
geleneksel "erkek" ve "kadin" rolleri gonullu
olarak benimsendi ve ifade edildi.
gerlerinden
norm
Komunler gorunuste aile dekopusu amachyorlardi, ancak belirli "alternatif"
uyum saglamak icin guclti ahlaki baskdar da "Her seye bos vermek" her zaman esinleyici ve hos olmu-
ve degerlere
vardi.
yordu. Ideal olan, "cool", "teklifsiz", "kendinden emin" ve kendi hayatmi denetleyebilen kinder olmaktt, Pratikte ise, "ozgurluk" denilen sey kendine donuk bir hosgoruyti agmiyordu. Uyusturucuyla yasanan deneyimler saciece insanlan "daha yuksek bir gerceklik"le temasa gecirmekle kalrmyor,
uzun donemde enerjiyi donuk insanlarm cikmasina yol aciyordu. Ku-
azaltiyor ve ortaya
cuk ve inatci bir azinhk olmayi uman, bolluktan sikilmis bu gene insanlar, para ve keyif tukendiginde yeraltini terk ettiler. Karsi-kulttir statuko icin asla gercek bir tehdit olmadi. Uslubu piyasa tarafindan benimsendi ve uyelerinin cogu sominda
basat toplum ve kultur tarafindan icsellestirildi.
Ne var ki Yeni kahci olmasa da gercek bir etki yaratti. Birlesik Devlet-
Sol,
ogrenci eylemleri,
ler'deki
Berkeley 11
Bkz.
1964'te
kampusunde eylemci
Michael Lemer,
Anarchism Today,
s.
52.
California Universitesi'nin
bir ogrencinin tutuklanmasi uze-
"Anarchism and the American Counter-Culture",
Yeni
.Sol
747
ve K(irfi-Kfil(ur
padak verdi. Kampuste polisc karsi verilen ve pek cok kisihareketi nin yaralanmasma yol acan mucadeleden Ozgiir Ifade bos birleserek genclikle dogdu. Bir sonraki yd ogrenciler yerel ancahstilar, kurmaya bir araziyi isgal ettiler ve bir "Halk Parki" rine
cak polis buldozerlerle harekete gecti ve kisa sure icinde duruma hakim oldu. Bu gelismeler demokrasi ve dogayla ilgilenenler icin bir
donum
noktasi oldu ve onlan Devlet gucleriyle dogrudan ca-
tismaya yoneltti. Bir sure, toptumsal devrimi siddet icermeyen lemle gerceklestirmenin
miimkun oldugu
sanddi.
dogmdan
ey-
Mao'nun nam-
lunun ucundaki iktidan hippiter ve onlan izleyen gezginler tarafindan "Cicek Iktidan" ugruna terk edildi. Beatles, All You Need
h
Love (Tek Ihtiyacin Asktir) diyor ve Atlantik'in her iki yakaduygulanm yansitiyordu. Ancak Yeni Sol'un
sindaki gengligin
bansci evresi gorece kisa omurlu oldu. Avrupa ve Amerika'da 1967 ve 1968'de ya^anan ogrenci olaylan Devletle siddetli bir catismaya yol
acti. Yetkililerin
baskici tepkisi,
hakim
elitin bari^gi
baharmda bir degisime asla razi olmayacagini gostermisti. 1968 Fransa'da, ogrencilerin tetiklemesiyle baslayan, genel grev ve fabrika isgalleriyle
devam eden kendiliginden ayaklanma,
klasik
anarsist cizg'de bir devrimin belirtisi gibi goriindu.
Oteki Avrupa Devletlerinde, Amerika ve Fransa'daki yoldaslanndan esinlenen ogrenci hareketleri egitim reformu istiyor ve kapitalist Devlet cozumlemesini derinlestiriyordu. Muhalif Trotskist ve Maoist gruplann
yam
sira kiicuk anarsist birlikler
birdenbire kendi yayinlarma talep oldugunu gordiiler. Harekete
bicrmde antiotoriterdi. Marksist gecmisine ragmen ogDutschke, Almanya'da Rudi
hakim olan ruh
hali derin
renciler arastnda
daha belirgin bir
liberter dip akintisi yaratti.
ulusallastinlmasi," diyordu, "par-
"Gtinuniuzde butun toplumun disi radikal muhalefetin devlet ve kurum karsiti mucadele anlayistmn zeminini olusturur." Muhalefet artik sistemdeki
lamento
hatalan degil "oto titer devletin simdiye kadar var olan butun ha12 Birlesik Devletler'in Vietnam'daki yat urzi"ni hedef ahyordu.
butun sorunlanyla birlikte Ocuncii Dunya'nm Bati baskentlerine girisine yol actigmdan beri, Sistem'e yoneltilen her radikal muhalefetin ister istemez kuresel bir boyut kazanmasi
saldirganligi
gerekiyordu. Bu nedenle Dutschke bir 6grenci-iKi ittifakiyla ka12
Rudi Dutschke, "On Ami- authoritarianism". The
New
\
eft
Reader,
s.
246.
748
Aiuu^izmin T«riht
pitatizmi ve Devlet'i
yikma cagnsi yapti. Ancak sesi kisa sure icinde kesildi: 1968'de Martin Luther King'in katledilmesinden
Atman genci, Duschke'nin basina ve vticuduna pes pese ates ederek onu oldurdu. esinlenen saga bir
Almanya ve Britanya'daki ogrenci hareketteri, praukte, akademik kurumlarin isgalinin, daha fazla akademik demokrasi cagnsinin ve ABD'nin Vietnam sakhrganhgina karsi sokak eylemlerinin otesine gecemedi. Fransa'da oldugu gibi Devlet'e dogrudan
meydan okuma sorunu yoklu. Bu hareketlerin uslubu derin bicimde hberterdi. Ancak bilincli anarsistler ogrenci hareketinde onemli bir
rol
oynamadilar.
Fransa 1968 1960'larda
Avrupa'da yasanan en buytik ayaklanma tvlayis 1968'de Fransa'da, ogrenci isyam labrika isgallerini ve tarihin en buytik genel grevlerinden birini tetikledigi zaman gergekiesti. Avrupa Solu cok uzun bir suredir Bati ulkelerinde klasik bir devrimin arttk
mumkun
Hobsbawm'm
olmadigina inanmisti. tngiliz tarihci Eric
o sirada gozlemledigi
gibi, Fransa'daki olaylar "butunuyle beklenmedik ve hicbir sekilde OngOrtilmeyen" olaylar-
u Cumhurba§kani
de Gaulle Almanya'daki Fransiz ordusuna smira gitme emri verdi ve birlikleri Paris'e sevk etti. Toplumsal di,
devrim kisa bir an gerceklesecekmis.
Ancak
gibi
gorundu,
teller isgal ettikleri fabrikalan calistirmannslar ve
grev komitelerini ozyonetim organlarma domtstiirmeyi basaramamislardi. Nihayet, reformist Genel Isci Konfederasyonu'nun yiizde on iicret artisim kabul etmesi ve de Gaulie'um secimlerin yenilenmesi vaadi grevin gokmesine yol acti ve ogrenciler latile
ciknlar ya da aile ortaminin rahathgina donduler. Paris'in kalditaslarimn altindaki kumsah aciga cikaramamislardi. Bununla
nm
birlikte,
Paris'te
Mayis-Haziran olaylan 1871 Paris Komiinu'nden beri ya§anan en onemli ayaklanma oiarak goruldu,
Ayaklanma di.
nitelik
bakimmdan
ayirt edici
Fransiz anarsist tarihci Jean Maitron, 1968
bicimde
liberter-
baharmda yasanan
hafta boyunca Fransa'yi sarsan olaylan anarsizmin belirli bir formu oiarak betimtedi. 14 Anarsizm uzerine yazdigi kitap o sira-
alti
13 14
Eric Hobsba wm The Blach Dwarf (I Hiairan 1968) Bkz Jean Maitron, "Anatchisme™, U. Movement Social, 69 (Ekim-Aralik 1969 J. ,
749
Yen\ Sol ve Kar$i-KuUui
da cok satanlar bir
listesine giren
Daniel Guerin, daha sonra yazdigi
dipnoua devrimin "ruhen derin bicimde
belirterek, "otorite
tamamen
liberter"
oldugunu
hice sayildi ya da reddedikli" diyor-
du. 15 Ozellikle universiie ve fabrikada yanktlanan ozyonetim
cagnsindan etkilenmisti. Britanya'da
men
Tom
Nairn olaylardan he-
sonra yaptigi coziimlemede bilyuk bir cesaretle su goriisu
one surdu: "1871'in anarsizmi, kapitalizm oneesi gecmise domik oldugu
yenilgiye
iciti
mahkumdu; 1968'in anarsizmi ise kavrayadonuk oldugu icin, basansi kesindtr." 16
bilecegimiz bir gelecege
Geriye bakildiginda, o sirada one surCilen pek cok fikrin ve
uygulanan
taktigin,
medilerse de, nitelik
bunlan yaratanlar kendilerine anarsist debakimmdan derin bicimde anarsist oldugu
goriilecektir. Olaylar anarsist teoride acti,
ancak orgutlu
bir liberter
med
bir
bir
canlanmaya yol
cezir cialgasi hie yoktan ortaya cikti ve az
ama bu
Devlet'i alip goturecekti; kiliverdi.
buyuk
toplumsal harekete donusmedi. Sanki ani
kalsm
dalga yiikseldigi gibi aniden ce-
Kiyida biraktiklanm toplamak tarihcilere kaldi,
Hareketin sloganlan hie kuskusuz anarsist gelenegin etkile-
duvarlanna sunlar yazilmisu: NE TANR1 NE PATRON; NE KADAR TUKET1RSEN O KADAR AZ YASARSIN; BUTUN IKTlDAR HAYAL GOCUNE; YASAKLAMAK YASAKTIR; GERCEKCl OL 1MKANSIZI 1STE. Biitiin bu sloganlar
rini tasvyordu. Paris
derin bir liberter duyarhgi aciga vurdu.
lumunda yasayan Fransiz
Ne
var ki bir bolluk top-
devrimcileri, iktisadi kithgin ustesin-
den gelmeye cahsan Onceki devrimlerin aksine giindelik hayati dOnusturmekle ugra§ular. Oz kurtulusu toplumsal kurtulusun temeli oiarak gordiiler. Ogrencilerin baslattigi ayaklanma, gele-
neksel simf tii
aynmlanni dikine kesen
bir kitle hareketine
ve hizla DevSet'e direnis evresinden, ona
donus-
dogrudan ve surekli
karsi gikis evresine gecti. 17 Ilk
gumburtu 1966'da Strasbourg Universitesinde koptu.
Hukiimetin giivencesi altinda kurulan ogrenci birligine onu yik13
Gu£rin, Anarchism, yis 1969).
16
Bu
158.
Aynca Bkz, Lc
mu oiarak betimler. Tom Nairn, Angelo Quattrodii de. Panther, 1968.
rkades,
17
s.
Fait Public'le yaptigt
soyksi (6 Ma-
soyle^ide Guerin ba$at ideolojiyi "liberter Marksizm'in bir for-
ve
Tom
Nairn, The Beginning oftht
Aynca Bkz. David Caute,
Hamish Hamilton, 1988. Gombin, "The Ideology and
Bkz. Richard
ugh Recent Events
in France
'.
Sixty
t-'ijjiil:
Practice o{
Anarchism Today,
s.
<.",
14..
TJie
End
icin-
Veur of (he Bar-
mite station seen thro-
Anarfizmin Tarihi
750
mak
Bu
isteyen ogrenciler tarafmdan el konuldu.
olay
Andre
Bertrand'in karikatur banti Durrutti Kolu'nun Donii$u'nu esinledi.
tspanyol
le s avast sirasinda
Buenaventura Durrutti'nin efsanevi
eylemlerine dogrudan gonderme yapthyordu. fa
Si mat ionise
Musta-
Hayati de btiyuk bir etki yaratan Ogrenci Hayatimn Sejaleti'ni
Bu kitapcikta Hayati, her
yazdi. tinin
kurbanlan olan
ittifak
de tiiketim toplumu hayale-
Ne var ki ogrenci hareketinden cikan en dokuman 13-H Haziran 1968'de Sorbonne Universiie-
cagnst yapti.
aciklayici si isgal
tkisi
ve ogrenciler arastnda devrimci bir
iseiler
komitesinin cikardigi Cajjn
lisse de, ogrenciler icin
idi.
Bazi tezleri birbiriyle pe-
"ogrenci sorvmlarfnin olmadigini, 6g-
rencilerin kendilerini i§cilerle ayni gordiiklerini -"tuketim top-
lumunun lumpen
proletaryasi"- belirtiyorlardi. Verdikleri
muca-
delenin kiiresel boyutu, "burjuvazi ve protetarya Ucuncii Dun-
ya'mn lumpen proletaryasina karsi dayanisma icindedir" teziyle benimseniyordu. En onemlisi, kendi amaclanna uygun araclan, "kendi varhginm temelini ve yasama araclanm olusturan her tiirlu baski ve §iddet biciminden armdinlmis iktidar"i sectiklerini vurgulamislardir. 18 Ogrenciler, kisisel ozgiirlugu, arzunun masu-
oyunu
miyetini, yaraticihk nesesini,
mmlulugu savundular.
ve
ARZULARIM1 ARZULARIM1N GERCEKLtGlSAYIYORUM, CUNKU GERCEK NE INANIYORUM. Place de la Sorbonne'un disinda su slogan goze carpiyordu: OZGURLUK ARZULARIMIZ1N BlLtNClDtR. 19 Sorbonne amfiteatrmda su sloganlar
O sirada rie
atiliyordu:
Fransa'daki anarsistler sadece Socialisms on Barba-
(Sosyalizm ya da Barbarlik) ve Noir
Rouge (Kirmizi ve
et
Si-
yah) gibi yayin organlanmn cevresinde toplanmis kuciik gruplardan olu$uyordu. Fransiz Anar^ist Federasyonu'nun dogmatiz-
mini elestiren pek cok cagdas.
toplum
kisi
bu orgulten
elestirisi gehstirmisti.
ayrilmis ve eklektik bir
Dolayisiyla o sirada Fran-
sa'da sozu edilebilecek htcbir orgutlii anarsist hareket yoktu.
An-
cak bireysel anarsistler, hie kuskusuz, olaylarda onernh bir
oynayan 22 Mart Hareketi ve otoriter gruplari etkilediler.
mayan anonim enrage kinda olmaksiztn derm 18
Sorbonne ler,
19
Age.
Ek
olarak, hicbir orgute
anarsist
I$gal Komitesi, Appeal,
36, 79.
mensup
ol-
(fanatik) kalabahklan, kokenlerinin far-
duygulan
dile getirdiler.
13-14 Haziran 1968.
ahnti Quattrochi ve Nairn, The Beginning of the s.
rol
Situationist International gibi anti-
End
1, 7, 6,
24
sayili tel-
751
Yeni Sol ve fCcirji-Kiilfur
Isyantn besiginde -Nanterre Universitesi- olusan 22 Mart
Hareketi'nin liberter hizi, kendiligindenligi, dogaclamayi ve kendini ifade etmeyi yiiceltmesinden kaynaklamyordu.
Katdimcdar
yen kendi
surekli bir festival yasadiklanm hissediyor, her
evleri
gibi goruyorlardi Kararlan, "birlik duygusu"yla aliyorlar ve ikti.
dan
gecirmeye
ele
degil,
cahsiyorlardi. 20
onu dagitmaya
Super
gucleri ayni Devlet kapitalizminin farkh turleri olarak elestirdi-
meydan okudu-
ler.
Mevcut toplumdaki
tar.
Taktik, slogan ve propagandalan olaylar sirasinda icat edtldi.
Kendi eylemlerini
btitun baski bicimlerine
kapitalist Devlet'e kargi
mucadelede bir "or-
nek" olarak goruyorlardi. De Gaulle'un dogru olarak gozlemledi-
Dogudaki gibi komunist, tster Batidaki gibi kapitaolsun, modern topluma karsi, tuketim toplumuna karsi, teknolojik topluma kar$i isyan halinde" idiler,
gi gibi, "ister list
Hareketin herhangi bir onderi
olmamasma karsm, medya
Daniel Cohn-Bendit'i, daha cok bilinen ismiyle "Danny Le Rou(Kizil Danny) hareketin sozcusii olarak gordii. O sirada yirmi uc yasinda olan Danny, Nanterre Oniversitesi Sosyoloji Boliimu'nde ogrenciydi. Hareketin eklektizminin tipik bir ornegi
ge'^
olarak kendisine
hem
hem de
anarsist
"liberter Marksist" diyor-
du: en cok Bakunin'den etkilenmisti, ancak Trogki,
Mao
ve Mar-
cuse'nin de entelekttiel gelisiminde onemli rol oynadiklanni ka-
bul
Danny'nin anar^izmi, kapitalizme ve Devlet'e
ediyordu.
muhalefetinde, Sovyet komunizmine karsi gikismda,
i^ci devleii
ve ozyonetim savunusunda aciga cikiyordu.
Olaylardan sonra kardesi Gabriel ucJiisme,
remede a
la
ile birlikte
yazdigi, Le
Ga~
maladie sinik du communisms' de (1968; tn-
Communism: The Left Wing Alternative [ModaGecmi§ Komunizm: Solcu Alternatif] adiyla cevrildi) 22 Mart
gilizce'ye Obsolete si
Hareketi'rtin liherter icerimlerini degerlendirdi. Kitabin buyiik
bir ci
bolumu,
bir
hem
polemik
Leninist
hem de
Stalinist
Bolscvizme karsi
kali-
Rus Devrimi sirasinda ve
geiistirerek, ozellikle
sonrasinda anarsist muhalefetin ezilmesi uzerinde durdu. Kitap ayni zamanda, ogrencilerin her
oldugu ve
bir olctide
sediklerini,
ancak
ihtiyacma da 20
Bit2.
hism,
tiirlii
devrimci hareketin kolektif
orgutlenmeyi gerektirdigi
parti
ihtiyaemm yam
sira
gOt-iis.unu
benim-
devrimci onderlik
meydan okuduklanni kaydediyordu. Onlara gore
Murray Bgokthin, "May-June Events
Wildwood House, 1974,
s.
254.
in
France
1
",
I'mi-'HUicily Anarc-
Anar$izmin Tnrihi
752 parti, halkin iradesini
kacimlmaz bicimde
"partiyle
anlasma 6z-
gurlugu"ne indirgiyordu. 21 Ogrenctlerin ozgul durumlarla basa cikma araci olarak gor-
eykm
dukleri yerel gelistirildi,
komiteleri iginde yeni drgiitknme bicimleri
Sendikalann taslasmis yapismi asmak kin olusturu-
lan genis isci komiteleri zmcirini de hosnutlukla karsiladilar.
Tavsiyekrinin anarsist dogasi belirgindir: gekcekteki hareketin, "devrimci ana
aktm i^indeki
gogukulugu bu konuda guvence vermemucadek etmesini, bulun fabrika siyasal aktmlanri
ve gefitliligi"ne saygisi duymasint ve sini,
her
hiyerarsiye kar$i
tiirlu
ve isyerkrinin c;ah$anlar tarafindan yonetiLmesini israrla savunurlar. 22
En onemlisi, devrimin soyut bir ideal ya da bir parti adma yapilmadigmi one stirerler: "C'est pour tot que tu fats la revolution" (Devrimi kendiniz
Almanya'da Yesilkr
tamamen
kin yapiniz). Daniel Cohn-Bendit ancak liberter gencligini
Partisi'ne katilrms,
buyuk
unutmamisjtir; Devlet'in simrlan iginde daha
bir
toplumsal ozerklik arayismi siirdurmektedir.
Situationistler
Fransa'da Mayis-Haziran 1968 olaylan sirasinda one cikan bir diger onemli liberter grup Situationistler
idi.
Dada, Surrealism ve
Leurizm'in etkisi alttnda kalan avangard sanatcilar ve enteiektu-
elkrden olusan kucuk bir gruptan kaynaklandi,
kaynasurmaya ve rasi Lettrist
kirsal hayati
SJiri
Enternasyonal, 1957'de Situationnlste Internationale
(SI) dergisini
kuran grubun oncusu oldu.
rini almasi"yla
Ilk olarak,
"sanatin ye-
ilgikndikr. Kendilerinden onceki Dadaistkr ve
Surrealistler gibi, sanat ve ktiltur kategorikstirmesini likler haline
donusturmek 21
ayn
etkin-
getirmek ve onlan giindelik hayatin bir parcasina istediler. 23
Onlar da
Lettristler gibi tse karsi ve
tam
Communism: The
Left-
Daniel Cohn-Bendit ve Gabriel Cohn-Bendit, Obsolete
Wing
miizikk
donusturmeye cahsan Savas son-
Alternatives, cev,
Fransizca bashk,
Arnold Pomerans, Deutsch, 1968,
La Gauchistne, remade a
la
s.
250. Ozgiin
maladie stnile du communisme
(Solculuk, komiinizmin cocukluk hastaligina bir care), Lenin'in
5oI
Komu-
nizm, Bir Coeuhluk Haslahgi'nda (1920) anar$izme. yoneluigi saldinyla dalga gecer.
22
Age,
23
Bkz.
s.
254.
Mark Shipway,
"Situationism". Non-Market Socialism
and Twentieth Centuries,
dr.
in the
Nineteenth
Maximilien Rubel ve John Crump, Macmillarr
Yeni Sol ve Karji-Kultur
f>\
d ve rt i ss em en £ 'dan (hos vakit gecirme) yanaydilar. Kn|nu1iziiuli' i
insanlarm biiyuk bir bolumunun yaraticihgi sapi gulnvus,
toplum aktorkr
bdliinmustu. istediler:
eu
Bu nedenle
ile
nil
111
vc bo-
1>
seyircilere, iireticikr ik niki-iiukrc
Situationistler farkli turckn hn
iktidan ele gecirmek kin bir grup
in sail ckgil
devnm
hayal g Li-
ve sanat herkes tarafindan gergekksiirilmeliydt.
istediler; siir
Veter! diyorlardt. Ise
bos verm, can sikintisma bos verm! Sonsuz
bir festival yaratin.
tu.
Hareket once, Asger Jorn'un one ciktigi sanatgilardan olus1962'den itibaren Situationistler ekstirilerini sadece kiilture
degil kapitalist
toplumun biitun yonlerine
bord en onemli sima olarak ortaya
fikti.
uyguladilar.
Debord,
Guy De-
Lettrist Enter-
nasyonal'e katihnis, Hurkments en Faveur de Sade'in (1952) da
aralannda bulundugu bircok film yapmisti. Liberter gazete Socialisme au Barbark'den esinlenen Situationistler anarsist hareketin tarihini, ozellikle Birinci
Enternasyonal donemini yeniden
Kron^tad ve Makhnovistlerden esinlendi-
kesfettiler ve Ispanya,
kr. SSCB' yi kapitalist bir biirokrasi olarak betimlediler ve isci
Ancak yonelim bakimvndan tamamen Marksizmin bazi ogelerini, ozellikle Henri
konseylerini savunduiar. anarsist degildiler ve
Lefebvre'in gundeiik hayatin getirdigi yabancilasmaya yoneltligi etestirikr aracihgiyla
muhafaza
ettiler. Ileri kapitalist
ulkelerdeki
devrimci harekete, ucretli emekcikri kapsayan "gen isle til mis bir proletary^" tarafindan onderlik edilmesi gerektigine inamyorlardi.
Aynca, ogrencikrinden as la cinder olmamalarmi isterlerken, elitist bir oncu grup olarak kaldtlar,
muhalif azinhgi dislayan
Azami haz saglayacak diinya
t;apinda bir proktarya devrimi iste-
diler.
1967'nin sonunda The Society of the Spectacle'da (Seyir Toplumu) Guy Debord ve The Revolution of Everyday Li/e'ta (Giindelik Hayatta Devrim) Raoul Vaneigem, 1968 ogrenci ayaklanmasi sirasinda Fransa'da y ay gin bir etki yaratan Situationist teorinin
en ayrmtih ifadelerini ortaya koydular. Hareketin Paris sokakla-
nnda gorukn en unlu sloganlan
genellikle
onlarm formullendir-
TUTKULARl OZGURLESTIR, ASLA YASAMA. Situationist Enternasyonal' in
dikleri tezlerden almmisti;
CAL1SMA, OLU GtBl
(SE) iiyekri, surekli toplanti halinde olan Sorbonne I§gal Komi1987,
$.
152. Ayica Bkz, Peter Wollen,
Rcvk-w, 174 (Mart-Nisan 1989); cos, Lipstick Truces.
"The
Home, The
Situaiionist International",
Assault
on Culture,
New
c. v, vi;
Left
ve Mar-
Anar$izmin Tarihi
754
tesi'nde Nanterre Universitesi'nden enragelerle isbirligi yaptilar.
Komite, 17 Mayis'ta SSCB Komunist Partisi'ne su
telgrafi
gonder-
di:
TITREYIN BUROKRATLAR STOP ULUSLARARAS1 ISCI KONSEYLERININ GUCU S1Z1 K1SA SURE ICINDE YOK EDECEK
STOP SON BUROKRAT SON KAPlTALlSTIN BAGlRSAKLARIYLA ASiLMADIKCA INSANL1K MUTLU OLMAYACAK STOP YASASIN KRONSTAD DENlZClLERtNIN VE MAKNOVSClNA'NIN TROCK) VE UENIN'E KARS1 MUCADELESl STOP YASASIN 1956 BUDAPESTE KONSEYC1 AYAKLANMAS1 STOP KAHROLSUN DEVLET. Strasbourg, Nantes ve Bordeaux'daki enragi gruplan Situationist-
lerden de esinlendiler ve kampuslarda "kaosu orgutlemek" icin cah§tilar.
Ne
var ki faal du$unurlerin sayisi asla bir diizineyi a$-
madi.
yapuklan cozumlemelerde kapitalizmin budonusttirdugunu ve hayatin bir "seyir"e indirgendigini one siirduler. Seyir, teorinin anahtar kavraSituationistler
tiin iliskileri ticari tslemlere
midir. Marx'in erken
yazdannda
gelistirdigi
yabancilasma goru-
Siinu cesitli bakimlardan yeniden ele aldilar. Isci kendi
urunune
ve birlikte gah^tigi i$ciye yabanci las mis ve kendisini yabanci bir
dunyada buimustur: l$<;i
kendini ttretmez; bagimsiz bir
bollugunun ba$arm,
tire tic iye
gu<; uretir.
Icinde yasadigi dunyanin butun zamani ve
urunlerinin birikimiyle ona yabanci hale
Artan isbolumu ve uz manias ma
Bu uretimtn, onun
bir yoksunluk bollugu oforak doner.
isi
mekam, yabancitasmis
gelir.,.
24
anlamsiz bir angary a ya do-
nusturmustur. Vaneigem su gozlemde bulunur: Aktarma kayi-
smdan
beklemek sacmadir." 25
yaraticiligin bir karikaturiinu bile
Marx' a ekledikleri, kapitalizmin surekli iktisadi buyumeyi sagla-
mak
icin tuketimi artiracak "sahte ihtiyaclar" yaratmasidir. Bilin-
cin uretim noktasinda belirlendigini soyleyecek yerde, tukelim 24
Guy Debord, The
Society of the
SpeaacU, Black and Red, Detroid, 1977,
tei
31.
25
Raul Vaneigem, The Revolution of Everyday s.
38.
Life
(1967) (Rebel Press, 1983),
755
Yeni Sol ve Kar$i-KaltHr
noktasmda olustugunu
soylediler.
Modern
kapitalist
toplum
bir
tuketici toplumu, bir "seyirlik" meta tuketimi toplumudur. Bir uretici olarak yasadigi hayata
nza gostermesi
icin calisan isciye
kur yapilmakia ve isci bastan cikanlmaktadir. Bu arada modern teknoloji dogal yabancilasmaya (dogaya ragmen hayatta kalma miicadelesi) son verirken, bir efendi-kole artik
hiyerarsisi icinde olusan toplumsal
yabancilasma surmustur. In-
sanlara aktif ozneler olarak degil, pasif nesneler olarak davraml-
olmamn degeri sahip olmaya indirgendigi icin, toplumu sadece goriinuste iteriye dogru donusum gegirmektedir. Sonuc olarak kulturel yoksulluk ile iktisadi serve arasinda, olan ile olabilir arasinda carpia bir zithk vardir. "Achktan maktadir. Var
gosteri
t
olmeme yan
gtivencesi olan, ancak can
dunyayi kirn
bir
ister?" diye
Situationistler icin cikis
sikinusmdan olme
riski tasi-
sormaktadir Vaneigen. 26
uzak bir devrimi beklememek, gtinkurmayi amaclamaktir.
delik hayati simdi ve burada yeniden
Dunya
algisini
donustiirmek ve toplumun yapisim degistirmek
ayni seydir. Kisi kendisini ozgurlestirdiginde iktidar iliskilerini degistirmi§, boylece toplumu donusturmus olur. Bu amacla, in-
sanlan goreneksel dusunme ve eyleme bicimlerinden kurtarmak icin siradan ve norma! olatu bozan durumlar olusturmaya cahstdar. Taslasmis hayatin yerine derive (eylemler ve
yuzlegmeler
detoumemenl (olaylan ve imgeleri yeniden yonlendirerek) arayismdadirlar. lmal edilmi§ seyri ve meta ekonomisini
akisiyla) ve
yikmak
icin,
vandalizmi, grevleri ve sabotajlan savundular. Bu
turd en reddetme jestleri yaraticilik belirtileri olarak goriildu. tuationiste Internationale'in rolu kitlelerin ustu
Si-
kapah bicimde
yapmakta olduklanni aciga cikarmakti. Boylelikle, devrimci siire
SE
bir grup olarak ortadan kalkacakti. Seyirlik
toplumun yerine Situationisder, paranin, meta ure-
timinin, ticretli emegin, sinitlann, ozel mulkiyetin ve Devlet'in
olmadigi bir komunist toplum onerdiler. Yapay ihtiyaglarm yeri-
ekonomisi haz ekonomisine donuoyun arasindaki antagonizmin liste-
ni gergek arzular alacak, kar
Isbolumu ve is ile sinden gelinecekti. Bu, serbest oyun askim temel alan, onderligi, secekti.
ozveriyi ve rol iistlenmeyi reddedisiyle nitelenen bir 26
Age,
s.
1983),
8 Aynca Ekz. Vaneigen'in The Booh of
Pltasurc't
toplum
ola-
(Pending Press,
Anar$izmin
756 cakti.
na
En
hayatm her aninin yeniden
onemlisi, her bireyin
ve
fiilen
biiirnjli
Tarilti
olarak kaulmasi gerektigini israria
insast-
belirttiler,
Kendilerine ozellikle Situationist (Durumcu) dediler, ciinku tiin
bii-
bireyterin kendi hayat
lerini
durumlanni insa etmeleri, potansiyelserbest birakmalan ve bizzat haz duymalan gerektigine
inaniyorlardi.
Gelecekteki toplumun temel birimine gelince, isletmelerde ve yerlesim yerlerinde
"egemen taban
konseylerini tavsiye
isgi
lerin
komunleri
gtbi bir
ettiler. 27
meclisleri"
anlamma gelen
Konseyler, anarko-komunist-
dogrudan demokrasi formu olu^turacak,
gundelik hayati etkiieyen butiin anahtar kararlan alacak ve uygulayacaklardi. Delegeler secimle belirlenecek ve gerektiginde gert gagrdabileceklerdi,
Konseyler, yerel, ulusal ve uluslararasi
duzeyde federe olacaklardi,
yabancdasmamn kosomut olarak asilmasi" icin yaptiklan gagnda ve komuloplum anlayrslarmda anarsisdere yaklastdar. 28 OtoriLer yaSituationistler, "Devlet'in ve her tiirlu
lektif ve
nist
pdara ve burokrasiye saldmlarmda Bakunin'e gondermede bulunmakla kalmaddar; Debord, "anarsizm 1939'da toplumsal bir devrime, proletary a iktidannin kaba a ma o zamana kadar go nil
mus en
ileri
tasannuna [Ispanya'da] onderlik
etti"
demi§tir. 2y
Ne
var ki Situationistler ozel bir grup olusturan kendi elitizmlerinde ve teori ile pratik tutarhhgvni saglama cabalannda, gele-
neksel anarsizmden aynhrlar. Dar bir yaklastmla yegane devrimci sinif olarak proletarya uzerinde durarak, oteki toplumsal gruplann, ozellikle ogrencilerin devrimci potansiyelini goz ardi ettiler. Onlarin 22 Mart Hareketi gibi "kendiligindenci" oldukla-
nni
irtkar ettiler
isci simfma dayatilan bir baska anlaminda bir "ideoloji" olmadigmi savundu-
ve anarsizmin
ktsttlaytci ideoloji lar.
Modern kapitalizm
elestiriterinin keskinligine
ationistler, savas sonrasi Fransa'da
mayi
kapitalist
mek
gibi
bir
toplumlarda hata
yasanan gecici
siirekli bir
yaptilar.
ragmen
trend olarak degerlendir-
Bugunden bakildigmda
iktisadi
bolluga duyduklan inancin fazla iyimser oldugu goriilur;
duzeyde sanayilesmi; toplumlarda sadece eksik uretim 27
"The Beginning of an Era" (Eylul 1969), K, Knabb,
29
Vaneigem, The Revolution of Everyday Debord, The Society of the Spectacle.
Life,
s.
211.
ileri
degil, ek-
Situationist International
Anthology icinde. Bureau of Public Secrets, Berkeley, 1981,
28
Situ-
iktisadi isin-
s.
253.
Ycni Sol
sik tiiketim de
w K
757
devam ediyordu. Ycrytizunun
cesidi kesimlerin-
guney yankuredc, toplumsal yabancdasma soyle dursun "dogal yabancdasma" denilen seyin de ustesinden gelinmesi gerekiyordu. Gene de Situationistler, butun zaaflanna ragde, ozellikle
men, modern kultur elestirileri, yaraticdigt ovmeleri, gundelik hayatm dolaysiz donusjumii uzerinde durmalanyla, anarsist teoriyi hig kuskusuz zenginlestirmislerdir. SI grubu 1972'de siddetli taktik anlasmazhklar yuzunden dagddiysa da, fikirleri, anarsist ve feminist cevrelerde ve
zaman zaman neredeyse
gorimse de punk rock'm uslup ve iceriginde
bilingalti gibi
etkisini surdurdii.
Provo ve Kabouter Hareketleri Avrupa'da, Fransa dismda derin bicimde liberter bir hareketin gelistigi tek yer, altmislarm ortasinda anarsist militanlann esinledigi
"provo" hareketini ortaya gikaran Hollanda oldu. Hareket,
anarsist sanatci Robert Jaspar Grotveld'in sahneiedigi "happe-
ning"lere katilan felsefe ogrencisi Roel van dergisini kurmasiyla basladi. "Provo"
Duyn'un ayhk Provo
-provokatorsozcugununki-
saltilmisi- hareketi, protesto ve gostenler diizenleyerek
yunun
kamuo-
dikkatini toplumsal sorunlara gekmekte basanh oldu.
Provo Hareketi'nin yaklasimi, siddet icermemek, oyuna ve utopyaya dayanmak bicimindeydi; agtrbash yurttaslarmin her birinde gomulfi olarak var olan
homo
luden'leri (sen insan) serbest
btrakmaya kararhyddar. Otoritenin, hosgoru maskesi ardinda gizlenen baskici dogasim aciga cikarmak icin, oyun, hiciv ve mini den yararlanddar, Andmaya deger planlanndan biri, cevreyi 1
korumak, moiorl« ozel ta$itlarm
etkisini
azaltmak icin Amster-
dam'in her yerine herkesin kullanabilecegi beyaz bisikletler birakmakti. Kampanya polis bisikletlere el koyana kadar geli$tt. Polisin gerekgesi oiomobil endustrisinin zarar gormesi degil, bisikletlerin gahnmasrydi!
Kendi toplumlannin sanayilesmisligirti ve asm niilus yoveri alan Provo Hareketi, ozellikle cevre sorunlartyla
gunlugunu ilgilendi,
Degisimi saglayaeak unsurlar olarak gordiikleri kesim,
Fransa dak Situationistlerin prole taryasi degil, "provotarya", 1
i
ya-
hippikr dislanmislar, ogrenciler ve baska etkiler altinda kalrnamis genglerdi. 10.000 adet dagttilan Provo bir de ilkeler dekni
J
lerasyonu yayimtadi: olarak gorur" ve
"PROVO
PROVO
anarsizmi direnisin esin kaynagi
anarsizmi yeniden canlandirmak ve
758
Anar$izrnin Tarihi
onu genclere ogretmek
ister." 30
Ozellikle hareketin teorik
ruhu Roel van Duyn kendisini geknekle ozdesledi. Eski bir sanat ve felsefe ogrencisi olan van Duyn, Hollandah ana rko -past fist Ferdinand Domela Nieuwenhuis'ten esinlenen bir anarsist gruptan geliyordu. Koopeanar$ist
rasyonu evrimin anahtar
faktorii olarak goren, toplumun topcagn yapan Kropotkin'in goruslerinden ve onun sehir ve kir arasmda derige anlayisindan derin bicimde et-
yekun devrimi
icin
kilendi. 31
Provo harekeii 1966'da Amsterdam belediye secimlerine kave bir sandalye kazandi, ancak provokatif dogasi onu kaci-
ttldi
ndmaz bicimde
polisle catismaya goturdii. Hareket, Prenses Be-
duman bombalanyla kesintiye ugrattigi Ardindan ayaklanma basladi. Hareket hemen sonra zorlanmaya basladi ve 1967'de sona erdi. 13 Mayzs atrix'in dugiin torenini
1966'da zirveye
ulasti,
1967'de bir provo happening'i gerceklestirildi ve "Provo'nun olu-
mu"
ilan edildi.
Provo Hareketi siddet ve yikicdik yoniinde gelisirken, van Duyn, tuketim toplumunu ve merkezi iktidan protesto etmenin yeterli olmadigi sonucuna vardi ve tipki kendisinden onceki anarko-sendikalistler gibi, eskinin
kurmak
kabugunda yeni
bir
toplum
gerektigini savundu. Insanlara dogayla olan yakin bagla-
nni hatirlatmak
icin, "kabouter" (cin) figurunu, yeniden canlandirdan liberter hareketin sembolu olarak secti.
Van Duyn'a logu" olmakti.
gore,
modern
Zeh'i bir
kabouter'in roiu, bir
"oyun tekno-
Kabouter'in Mesaji'nda (1969) sibernetik
anarsizm arasinda bag kurmaya cahsti, cunkii anarsizm saghkli bir organizmanin kendisini denetlemesini ogretiyordu. Ayni ile
zamanda, insanlann mantigim degerlendirirken Kropotkin kadar iyimser degildi; "hepimizin icinde isleri bozan kuciik bir diktator" oldugunu ve bunu yenmek gerektigini one surdu. 32 Ayni za-
manda
sevgi ve saldirganhgin evliligi, lemelinde formel bir diya-
lektik
gelistirerek
Kropotkin'in
pozitivizminin
otesine
gecti,
Kropotkin'in sembolunun galiskan ve kooperatif karinca oldugu soylenebilirdi. 30 31
Provo,
2
day,
173.
s.
Oysa van Duyn tavus kelebegini seciyordu. Onun
ve2,alim],RudolfdeJong,"Provo$3ndKabou[ers",Anaie;fiisiM To-
Bki. Roel
Van Duyn, "Kropotkin: A Universal
Kabouter (1969), Duckworth, 1972, bbl.
32
Age,
s.
48.
1.
Specialist",
Message of a Wise
759
Yeni Sol ve Ktirji-Kultiir
normal var olma larzi sevgi ve isbirligini temel ahr, ama ayni zamanda kanatlanm acarak ve tehdit edict bakislanni kullanarak yirtici
hayvani urkutebilir.
§ubat 1970'te Kabouter'ler "Turuncu Ozgtir Devlet" denilen kendi alternatif topluluklanm kurduklarmi ilan ettiler (Hollanda
"Tunincu Saray" olarak adlandmlryordu). Mevcut paralel on iki ayn bolum kurdular. Kenbakanhktarma hiikumet toplumun tipki sapkah mantann curuyeni ilanlannda, di oyun bitmesi gibt yeni toplumun da eski topgovdesinde miis agac kraliyei sarayi
lumdan ctkarak gelisecegini; mevcut duzenin alt kiilturunden alternatif bir toplumun cikacagim ilan ettiler. Yeni ktiltur, yeni insanla (kiittur cini) birlikte yaratdacakti. Bu insan doga ile eski kultiir arasindaki gerilime son verecekti. Mulkiyedn kolektifiestirilmesiyle
de zenginler
ile
yoksullar arasindaki gerilimin
tiste-
stnden gelinecekti.
"Ozgur Devlet" herkesin kendi kaderinden sorumki oldugu Formu aniiotoriter ve merkez-
htikumetsiz bir toplum olacakti. siz olacak; asla zor
kullanmayan
alacaku. Kabouter'ler eski
bir
konsey demokrasistni temel icinde kendi yeni ozerk
toplumun
toplumlanni insa etniek icin siddet icermeyen dogrudan eylemi, Toplumsal felsefeleri, ozetle, "sikih yumruk sosyalizmi degil, birbirine gecmis parmaklar, erekte olmus penis, ucan kelebek. Holly Cat sosyalizmidir. Anar-
sabotaj ve "erotigi" tavsiye ettiler,
sizm budur," 33 Yeni toplumun sembolu olarak dikildi ve
Amsterdamh
Song "u (Kacik
Jjarkisi)
bir
ponakal agaci
yurttaslar yeni ulusal mars "The
Cuckoo
soyleyerek agacm cevresinde dans etme-
ye da vet edildiler.
kurmaddar ve genis bir liberter Ozgur Devlet'in olusmasindan alti
Kabouter'ler asla bir parti
hareket olarak kaldilar, ancak
ay sonra Hollanda'da
oy ve kirk
bes. tiyeli
alti
belediye meclisi uyeligi, yuzde on bir
Amsterdam konseyinde bes sandalye
kaza-
narak biiyuk bir heyecan yaratnlar. Avnipa'nm haska bolgelerinde de benzer ctzgide gruplar kurnldu. Bu turden parlamenter ey-
lemin saf anarsizmden
bir
sapma olmasma ve "Ozgur Devlet" van Duyn, bunu liberter cizgide
anlayisiyla celismesine karsin, ozgiir
toplum kurmarun barisci yolu olarak gordu, Kabou1971'de zayiflamasi uzerine van Duyn, (Panik Giinlu-
ter'lerin
gii'nde, }3
1971)
kisisel
goru^lerini
ifade
ettikten sonra,
"Panik
"Proclamaiion of the Orange Free State", The Essential W
574.
760
Anar$ izmin Tarihi
Ekenier" denilen yeni bir gmp kurdu. Van Duyn'un yoldaslan dogayi diismanlanna kar?i savunan Grek Tannsi Pan'i cagnstirsalar da, yetkililer arasinda
panik yaratmayi basaramadilar. Hareket Hollanda'da yetmislerin basinda sessizce dagildi, ancak Kabouter'lerin secim stratejisi ve cevreye
seksenli yillarda Avrupa'daki Yesillerin
duyduklan oncusu haline
ilgi
onlan
getirdi.
Toplumsal Ekoloji
Anar^ist hareketin en etkili ifadelerinden
Cohn-Bendit
biri,
sadece Almanya'da
gibi liberter sosyalistleri degil, Birlestk Devletler'de
Murray Bookchin
gibi anarsist dusiinurleri
de cezbeden Yesil haKoklerini toplumdaki ekolojik krizde bulan, hiyerarsi ve hakimiyetin sona ermesi icin cagn yapan yeni reketinde ortaya
gikti.
"toplumsal ekoloji" cagdas anarsizmde gorulen en verimli gelisim oldugunu kamtlamistir. Kropotkin gibi on dokuzuncu yiizyil anarsistlerinin, yoksul-
lugu ortadan kaldirmak icin "doganin fethi"ni ve endustriyel ilerlemeyi hala gerekli gordukleri yerde, toplumsal ekolojistler, sanayi ve kithk sonrasi
loplumumuzda esas sorunun dogayi fethetme itiltminin tistesinden gelinmesi oldugunu one surerler. Murray Bookchin'in dedigi gibi, dogaya hakim olma fikri muhtemelen erkegin once kadtna hakim olusundan cikip gelismistir, Insanlar iktidar arayisWi ve hukmetme arzulan yuziinden sadece birbirini ezmekle kalmamakta, varhklanni saglayan gezegeni de tahrip etmektedirler. Bu nedenle toplumdaki otorite ve
hakimiyetin ortadan
kaldinlmasi icin olusturulan geleneksel
anarsist talep, dogayi bir
butun olarak kapsayacak sekilde genis-
letilmelidir.
Aslinda
modern
temasmi onaylar.
ekoloji klasik anarsizmin
Cesitlilik icinde birligi,
pek cok merkezi
farkhhga ragmen
esitli-
degisime ragmen dengeyi, hiyerarsik olmayan bir ?erceve icinde kapsayan bir doga modeli sunar. Bu yaklasim, gezegeni, gi,
kendi kendisini duzenleyen ve gelistiren bir organizma olarak Bu organizma insanlann kendi islerini duzenlemelerini ve
gorur.
yeteneklerini gelistirmelerini yansitir. Ekolojik kriz derinlestikce
ve ikinci bin
yil
yaklastikca, toplumsal ekoloji
yiik bir toplumsal harekete donusecektir.
muhtemelen
bti-
Anarko-l cminizm :
Feminizm de geleneksel anarsizmin tir.
liberter mesajini gelistirmi$-
Louise Michel, Charlotte Wilson, Voltairine de Cleyre ve
Emma Goldman
gibi kadinlardati esinlenen feministler, anarsist-
cozumlemesini benimsemiskr-
lerin incelikli iktidar ve hiyerarsi
onlann ahlaki yenilenmenin siyasal reform-
Ayni zamanda dan once geldigine dair goru$lerinden esinlenmislerdir. Amerika'daki anarsist kadinlar uzerine yuzyilm basmda dir.
yaptigi incelemede Margaret Marsh, anarko-feministlerin kendi-
kurtulmaims. kiz karde$lerini kisitlayan kadinltk
lerini heniiz
nosyonlanndan ayirmayi dusunduklerini ve
vunduklanm
deneyimi
cinsel
sa-
gozlemledi. Oncelikle aile uzerinde durdular ve
kaynaklandigmi gordiiler. Bu durumda sadece yasalan degi^tirmenin esitlik saglayamayacagmi du$unduler; kisjsel ozerklik ve ekonomik esitlik icin mucadele cinsel esitsizligin cekirdek aileden
etmek gerekiyordu.
lster cinsel ili^kide
ve cocuk bakiminda ister
hayatinda olsun, rollerin toplumsal cinsiyete degil tercihlere gore belirlenmesini isteyerek sosyalist kiz kardeslerinden daha is
ileri gittiler.
34
Emma
Goldman'in anarko- Feminizm e en devrimci siirecin toplumun yam sua ki§inin zih-
Aslinda
oneinli katkisi,
J5 ninde de gercekle?mesi gerektigini du§unmesiydi.
Ahmisli yillarm sonunda anarko-feministlerin ikinci dalgasi bu gorusleri savundu. Onlara gore, "anarsizm, feminizmin mantiksal
olarak tutarh ifadesidir,"
kurtulus du^lerinden ayirmaz.
cunku
3fi
siyasal faaliyeileri kissel
Kapitalizmin simrlarinda yasa-
kurbanlan olan kadinlarm, kapitalizmin dogasi hakkmda cok acik bir icgoruye sahip olduklanni one surdtiler. Konumlan Devlet'in yam sira aile icinde de patriyarsinin yan ve onun en
talihsiz
farkinda olmalarmi saglar.
Anarko -feministler
riyarsi ikiz sapmalardir; her
ikisi
icin Devlet ve pat-
de hiyerarsi ve hakimiyetin
te-
O
halde, "ermel toplumsal ve psikolojik modelinin parcasidir. izleri"ni biUun Devlet'in bizatihi yapisinm, iktidar kek egemen
yok etmek
gerekir. 37
Women, s. 173-4. Marsha Hewitt, "Emma Goldman: The Case
34
Bkz. Marsh, Anarchtel
35
Bkz.
Die Anarchist Papers, der. Dimittious
1986,
36
s.
for
Anarc ho -Feminism"
Roussopoulos, Black Rose, Montreal,
170.
An
"Blood of the Flower:
AnrtKhd-Feminism, 37
1.
"Who We
Are:
1,
1
Anarchist -Feminist Statement",
(1971)
An A narc ho -Feminist
Manifesto", age.
Si rtn-
A
Journal of
Anar$izmin Tarihi
762
"Kisisel olan siyasaldir"
ilkesint
vurgulayan anarko-femi-
n is tier gundelik hayatin radikal elestirisini gelistirmislerdir. Ozne ile nesneyi ayiran iliskiler yiizimden kadinlar, ya erkekler tarafmdan kullanilan metalar ya da erkek dunyasmin pasif seyircihatine gelmislerdir. Erkek ile kadin, yetiskin ile cocuk, is. ile
leri
oyun, zihinsel saghk
ile delilik
kutu plasma la nni reddeden anar-
ko-feministler, toplumsal cinsiyeti ya da yasi ne olursa olsun her
bireyin kendi hayat tarzini secebilecegi bir
toplum yaratmaya caOnceki "htstory"de (Tarihin erkekler tarafindan yazilanlatihyor (c.n.) hep goruldugii gibi, iktidan bir erkek qo-
hsirlar. 38
digi
kumesinden bir digerine aktarmak istemezler. Esas amaclan iktidar ve otoriteyi a$indirmaktir; kisisel planda, kendi bedenleri ve hayatlan uzerinde kisisel denetim kurmaya cahsirlar cuklar
-"Kimseye ve herkese
iktidar:
Herkese, baskalan uzerinde degil
sadece kendi hayatlan uzerinde iktidar,' 09 Bir butiin olarak kadin hareketinde, hig kuskusuz,
"doga!" anarsist egilim vardir. lardir dir,"
hem
teori
hem
pek cok
"feministler yil-
de pratikte bilincsiz anarsistler olmuslar-
iddiasinda bulunur, 40
min ovdugii
Penny Kornegger,
Bu
perspektiften, leminizmin anarsiz-
seyi uyguladigi savunulmustur,
lerin, anarsist gorusleri
Ashnda
feminist-
uygnladiklanni duruslce soyieyebilen tek
protest grup oldugu bile one surulmiistur. 41
Altmish yillann sonunda baslayan feminist hareket, kendi
formunu ve pratigini, ashnda kucuk "bilinc yiikseltme" grubunda gelistirdi. Onderleri ve taraftarlan olmayan, kendiliorgutsel
ginden ve rekabet bir
disi harekei, Ispanyol 1c Savasi sirasmda oynayan "sempati gnjplan"na benzer. Uluslararasi hareket olarak kadin hareketi anarsizmin en Onemli iki ilkesi-
ni,
merkezsizlik ve federalizmi de bcnimsemistir.
onemli bir
rol
A narko-fe minis tier bu
egilimi dikkate almislar ve
onu
o!a-
bildigince tarn olarak gelistirmeye cahsmrslardir. Bir yanda patrt-
yarsinin baskisindan, ote yanda "yaptsizhgtn tiranhgfndan kur-
tuimak
isterler.
38
Penny Kornegger, "Anarchism: the feminist connection". Reinventing
Bkz.
Anarchy,
39
5.
Reformist kampanyalardan ve solcu panilerden
240.
Carol Ehrlich, "Socialism, anarchism,
feminism", Reinventing Anarchy,
s.
265.
40
Kornegger, "Anarchism: the feminist connection", age,
41
Lynne Farrow, "Feminism as Anarchism", Quid Rumours. An AnardwFeminisl Anthology, Dark Star, larihsix, s. 11.
s.
240.
763
Yeni Sol ve Karsi-Kiiltur
uzak durur,
ozgiil
yi tercih ederler.
konularda bagimsiz dogrodan eylem yurutme-
Bu
yiizyihn bastannda anarsist hareket icinde
erkeklerle yan yana cahsan ktz kardesterinin aksine, pek cok
anarko-feminist, esas olarak radikal kadin hareketi icinde cahs-
mayi tercih eder. 42 Kendi ornekleriyle, federal olarak birbirine bagh sempati gruplanni temel alan merkeziyetsiz icinde neler yapilabilecegini gos term isle rdir,
kitle hareketi
Yeni Bir Cag: Anarsizmin Yeniden Yaratilmasi Altmish yillann basinda anarsizmin can gekistigi one suruldii ve
on yihn sonuna dogru dikkat gekici ve beklenmedik bir canlanma oldu. Ancak Amerika ve Avrupa'daki Yeni Sol 1968'den sonra krize girdi. 1968'de Chicago'da yapilan Demokratik Parti Kongresi'ni izleyen isyan ve ayni
yil
icinde Fransa'da yasanan
muhalefetin en yiiksek noktasmi olusturdu. 1970'lerin basinda Yeni Sol tutarh bir hare-
ayaklanma ve genel grev, Devlet'e ket
kitlesel
olmaktan cikarak dagilmisti. ABD'de Weathermen, Alman-
ya'da Baader-Meinhof Hareketi, Italya'da Kizil Tugayiar ve Ingiltere'de Ofkeli
Tugay (Angry Brigade)
gibi, liberter kimliklerinin
en azmdan kuskulu oldugu umutsuz ve bolunmus gruplar, kapitalist Devlet'in cokusunu hizlandinnak icin bombalama ve adam
kacrrma eyiemlerine basvurdular. Eylemleri sadece Devlet'in daha uyanik ve baskici olmasini sagladi. Bu arada, diinya capinda yasanan 1973-1974 iktisadi reses-
yonu kithk sonrasi utopyacihga son verdi; isyanci gencligin buyuk cogunlugu boncuklanm birakarak bir kez daha toplimia ayak uydurmaya cahsti. Onlerine konulan ornegi benimsediler. Pek azt komun hareketinde sebat etti. Gene de altmisli yillann liberter mirasi gricunu korudu ve yetmisli yillarda, ozellikle kent ve ktr komunleri ve kooperatiflerde alternatif hayat tarzlanni
amaclayan yaygm deneyimlere tanik olundu. Anarsi artik unutulmus
bir ruya degildi.
Proudhon'un genellikle
<3
semboltiyle ifade edilen "Anarsi
Diizendir" sozu, kentsel alanlarda en sik gorulen duvar yazila-
nndan
biri
haline geldi Yetmisli yillann
sonunda ortaya cikan
fe-
minist, bansci, yerel yonetimci ve Yegil harekeder, orgutleri ve
42
BIli
Marian Leighton. Anarcho-feminism", Reinventing And re fly, '
s.
258.
764
Anar$izmin Tarihi
hedefleri
baktmindan
ayirt edici
yiltarda gittikge guclendiler,
tan
Punk rock yeni
sine yardimci oldu. sii
Temalanyla
liberterdi. 43 Seksenli
Situationistler'i yansi-
bir kusagin isyanda sinirsiz imkanlar
Bugunun anarsizmi
arttk
gormebombacilann gorti-
olarak kuciimsenmiyor, uyanci sorular soran, yeni
yapma
gorme ve
tarzlan oneren akilb bireylerin goru§u olarak kabul edili-
yor. Anarsi
43
bicimde
yeniden yaratilmi§tir.
Bki. Murray Bookchin,
For Anarchism,
s.
"New
259-274.
Social
Movements; The Anarchic Dimension",
36 Yeni Sag ve Anarko-Kapitalizm
Anarko-kapitalizm yakin zamantarda Batida dikkati ^eken bir
moda
halini aldi ve Devlet'in
roluimn yeniden
siyasal
gundeme
getirilmesine katkida bulundu, Artik anarsizm mulkiyetin ko-
runmasinda hiikumete bir
rol
du$tugunu savunan ba§at
lizme yonelik buyiik bir ideolojik tir,
Anarko-kapitalistler
nomide tam
kamu
meydan okuma
libera-
haline gelmi§-
hukumeti pargalanna ayirmak ve eko-
laissez-faire isterler.
Hareketin taraftarlan her
tiirlu
hizmetinin, hatta belediye binalannin, sokaktann ve park-
tann bile ozel girisimcitere devredilmesini onermektedirler.
Adam Smith 'in,
Anarko-kapitalistler, bir
ozel cikann kendisini
bicimde kamusal yarara doniisturecegine olan giivenini pay-
Ekonominin "dogal yasalan"nm insan
lasirtar.
salann destegi olmaksrzin
"gorunmez
el"i
isl eye bile cegini
yapisi pozitif ya-
dusunurler. Piyasamn
toplumsal duzeni saglamak icin yeterli olacaktir.
Anarko-kapitalizm yak in zamanlarda en cok Birle$ik Devletler'de etkili
ne halki
olmu§tur, Buradaki Liberter Parti bu yakla^imi ha-
ideolojisi olarak
benimsemi§, Ronald Reagan gibi
Cum-
huriyetcilerden vergi indirimi yapmasini, "hukumetin halki ra-
hat birakmasi"ni istemi§tir. Birlegik Kralbk'taki yeni Muhafazakarlar,
"toplum diye bir §ey yoktur" g6ru§unu savunur, "Dev-
Anar$izmin Tarihi
766
let'in kuctiltulrnesi"ni isterler, Ikinci
gorus, 1979'dan 1990'a ka-
dar Basbakanhk yapan Margaret Thatcher tarafindan, pratikte
uygulanmasa da teoride Harare tie benimsenmistir. Bu yaklasim, Devlet sosyalizmine, esitlikci oldugu ifin degil, Devlet'e daha
50k merkezi yonetim
Ne
min Tucker'm te,
yetkisi
vermeye
cahstigi icin saldmr.
var ki anarko-kapitalizm fenomeni yeni degildir, Benja-
Amerikan
gazetesi Liberty'nin 1907'de kapanmasiyla birltk-
onun liberzaman zaman
bireyci anar$izmi sesini kaybetli; ancak
terizm cizgisi yahtilmis dusimijrlerin uriinlerinde
yeniden ortaya
cikti.
me yazan Randolph
Anarsist hareketin disinda yazan gene dene-
Bourne, toplum
ile
Devlet arasinda
yaptt ve unlit "Savas Devlet 'in Saghgidir"
si
ogam ni
"suru"nun yol acugi otoriter ve konformist
aynm
kesfetti ve
tehlikeleri ortaya
koydu. 1
Franz Oppenheimer'in "siyasal araclann orgutlenmesi" ve "verili bir si"
bolge u2erindeki
yagma
surecinin sistematiklestirilme-
olarak Devlet anlayisi, yirmili yillarda liberterlerin ve muhafa-
zakarlarm birbirine benzemelerini sagtadt. 2 Jeffersoncu Albert Jay Nock,
New
liberal
Deal zamamnda. Our Enemy the State'dc
(Dusmantnuz Devlet, 1935) anarsist sonuclara vardi. Nock, iaisokulundan bir muhafazakar olarak, "kolektivizmde agir
scz-Jaiie
bir askeri
despotizm tipine dogru giden istikrarh bir ilerleme"
ongordu. 3 Bu
siirec stirekli artan
merkezilesmeye, burokrasiye ve
piyasamn siyasal denetimine yol a?acakti. Sonucta Devlet yonetimindeki ekonomi oylesine etkisiz kalacak ve yozlasacakti ki zorunlu emege basvurmak gerekecekti, Nock'un uyansi onemstz bulunmadi. Friedrich A. Hayek, The Road
to
Ser/dom'da (Serflige Giden Yol, 1944) kolektivizmin
tehlikelerinden soz
etti.
The Constitution of Liberty' o\t (Ozgurlu-
gun Anayasasi, 1960) yaptigi klasik liberalizm degerlendirmesinde toplumsal adalet nosyonunu reddetti ve piyasamn kendiliginden toplumsal duzen yarattigim one surdu. Ancak baskiyi asgariye larla
indirgemek isterken, ozel taraflann baskici eylemlerini yasayasaklamak icin asgari okjulerde bir Devlet baskisina ihtiyac
oldugunu kabul tini 1
de kabul
etti.
etti.
Vergilendirmeyi ve zorunlu askerlik hizme-
Ekonomide
Randolph Bourne, "The
State",
2
Franz Oppen he imer. The
3
Albert Jay Nock,
1977,s.88.
State,
Our Enemy
esuiikciligi ve
hukumet miidahale-
Mew York, 1919. New York, 1926, s. 27. Free Life Editions, New York,
Untimely Papers, Huebsch,
Vanguard
Press,
the State (1935),
Yeni
sini sert
bicimde
namayan naydi.
refah
Sag
767
ve Aiuiikn-Kapitatizm
elestirirken, jiiyusa tarafindan yeterince karsila-
payimn
belirli bir olciide
surdurulmesinden ya-
Gorusleri yeni Muhalazakarlar, ozellikle Britanya'daki
Muhafazakar
Parti'nin sag kanadt iizerinde
onemli bir etki yarat-
mistir.
David Friedman ve Murray Rothbard daha da ileri gittiler. bazt bakimlardan, Eski Sag'in ekonomiye hukumet
Konumlan,
mudahalesini amaclayan
New
Deal'e karsi one siirdugu ilkelerin
yeniden canlandinlmasi olarak gorulur. Freedman ve Rothbard tamamen serbest bir piyasa nostaljisiyle gudulenmekle kalmazlar,
aynt zamanda saldirgan bicimde otorite karsmdirlar. Tuc-
ker'm anarsizme "tutarh Manchesterism" dedigi, yani on dokuzuncu yuzyil laissez-faire iktisatcilar okulunu mantiksal sonu-
cuna goturdugii yerde, anarko-kapitalistlere tutarh Lockecular denebilir.
Locke'u izleyen klasik
liberaller,
hukumetirt bashca gorevi-
nin yasama, ozgurluk ve mulkiyet gibi dogal haklari
korumak
oldugunu one siirerter, giinkti yasalann olmadigi bir "dogal durum"da, bu ttirden haklardan yararlanmak belirsiz ve elverissiz olacaktir.
Anarko-kapi talis tier de,
kumet Ozerine
Iki
tipkt
Second Treatise'deki IHu-
Inceleme'nin ikincisi] Locke gibi sunu sor-
durumunda Insan, denildigi kadar ozgtirse, mallarmm mutlak hakimiyse, tarn bir esitlik icinde ve kimseye tabi olmadan yasayabiliyorsa, bu ozgurlukten vazgecmesinin sebebi ne olabilir?" 4 Ne var ki anarko-kapitalistler, Locke'un aksine ortak bir hakemin olmadigi boyle bir dogal duramu elverissiz ya da belirsiz bulmazlar. Asgari bir devletin bile maktadirlar: "Dogal
sahsinin ve
gereksiz oldugunu, cunkti kisiyi ve mulkiyeti
koruma ihlal
kurallara
denk dusen
Herkes kendi koruyucu "baskidan
lerle
ozel
David Freedman bu unsurlan, mini- toplumsal sozlesmeleri eden kisiler ve piyasamn ticareun dvizenlenmesi i^in talep
ettigi
kti
savunmanm
unsurlariyla saglanabilecegini savunurlar.
korunma
"yasalar"tn ureiicileri olarak gorur,
birligini
secmekte ozgtir olacaktir, cunkapah ifade-
iktisadi bir faydadir." 5 Ostii
dolu olan Trie Machinery oj Freedom 'dan (Ozgurlugun Me1973) ayn olarak Friedman, Hayek 'in kapitalizm
kanizmasi,
savunusunu kolektivizm ve Devlet
serfliginin
4
John Locke, Of Civil Government, Second
5
David Friedman, The Machinery of Freedom, Harper 1973,
s.
156.
Treatise, 1690,
en s.
&
iyi
panzehiri
17P,
Row, New York,
Anar%izmin Tarihi
768 olarak populerlestirmistir.
Birlesik Devletler'de yeni
ka pEanmi en miiltecinin,
iyi
saga liberterizmin entdektuel
ar-
temsil eden, Sovyetler Birligi'nden gelen bir
Ayn Rand'm
yazilandtr. The Virtue of Selfishness:
A
New
Concept of Egoism'dt (Bencilligin FazileU; Yeni Bir Egoizm Anlayisi, 1964) Ayn Rand, felsefi bir egoizm savunusu yapmaya cahsirken, romanlarmda, ozellikle devlet formundaki kotekti-
vizm gucieriyte savasan ustun bireyi anlatli. Onun, Nietzscheci eden ustiin bireyi, butiin servetin
bir iktidar istenciyle hareket
kaynagi ve her lurlu tlerlemenin yaraticisi olarak sunulan, kihk degistirmis bir kapitalist girisimci olarak gorultir.
Rand
kendisi-
nin nesnel gercekligin dogrudan bilgisine sahip oldugunu iddia etti ve baslatttgi "Nesnelci" hareket altmish yillarda moda haline
cogu
geldi. Anarko-kapitalistlerin
dogru, oteki goruslerin birer
olmaktan cok asgari
gibi,
o da kendi gorusderinin
dogma olduguna
inamr. Kati bir
olmaya devam eder. Bir diger anarko-kapitalizm savunucusu, iktisatci Murray
anarsist
bir devletci
Rothbard, anarsist gelenegin muhtemelen en cok farkinda olan kisidir. Asm saga ve ozgiin bir Cumhuriyetci olarak gdruldii,
ancak lev'i
la
Boetie'nin liberter klasigi GontiUu Kulluk Ozerine Soy-
yayimladi ve kendisine anarsist dedi. For a
Libertarian Manifesto'da (Yeni Bir festo,
Ozgurluk
New
Liberty: The
Icin Liberter Mani-
1973) "Libenerlerin Devlet'i ve onun eylemlerini nasd gor-
duklerini bilmek istiyorsaniz, Devlet'i bir sue: cetesi olarak dusju-
ntinuz"
diyordu,
"bdytece,
butiin
liberter
oturacaktir." Liberter du^unceyi, "hicbir
bunun herhangi
bir kisiye
tutnmlar
yerine
insamn ya da insan gru-
ya da o kisinin
onu merkezi
mu Ik line saldiramamaindirger. 6
si,"
olarak tammlar, boylece
Ne
Devlet ne de herhangi bir taraf herhangi bir kisiye kargi
bir
aksiyoma
lier-
hangi bir amagla guc kullanabilir ya da guc kullanma tehdidinde
Ozgur bireyler kendi hayatlarini diizenlemeli ve sadece sozlesme yukumliilugunu temel alan gonulhi anlasmayla kendi mulklerme sahip cikmalidirlar. bulunabilir.
Devlet'i, guc tekeli olma konusunda gayri mesru bir iddiaya sahip "koruyucu raket" olarak reddeden Rothbard, Friedman gi-
onun toplumsal ve piyasayi temel alan duzenlemelerle dagmlmasim ister. Kisiler ve miilkiyet ihlalleri konusunda cikan anla§bi,
6
Murray Rothbard, For. a New rilmis baski. Collier Books,
Liberty: The Libe Marian Manifesto,
New
York, 1978,
s.
46, 23-24.
golden gec>
Wiii
mazhklann, kararlan
nan hakem
w
Stiji
769
Aiititkti-Kapitalizm
ozel kuriiina tinsurlan
tarahndan uygula-
firmalar tandnul.in gtmiillu olarak
gozumlenmesini
onenr.
Rothbard anarsist toplunui, "kisiye ya da herhangi bir bireyin mulktine karsi hicbir zorlaym saldirganltk imkaninin ohna-
opium olarak belimltT. Ancak Tucker'in dogal hakkimn olmadigim kabul ciligi yerde, Rothbard,
digi" bir
kiyet
t
bir miil-
"kisinin
ve mulktin thlal edilemezligtni bir hak olarak goren temel [bir] liberter yasa"ya ihtiyac
oldugunu
toptumu savunmasina
letsiz
israrla belirtir. 7
Rothbard, Dev-
karsin, goreneksel siyasete gtrrrteye
de istekliydi. Ayrica ABD'de, sosyal giivenlik, refah, resmi egitim ve vergilendirmenin
yam
sua, bultin federal duzenleyici aygitla-
da kaldinlmasini isteyen Liberter Parti'nin kurulusuna katkida bulundu. Bourne'un savas Devlet'in saghgidir gorusunu kabul rin
eden
Parti, Birlesik Devletler'in Birlesmis Milletler'den cekilmesi-
baglantilanna son vermes in ve askeri vunmayi saglayacak duzeye indirmesini ister. ni, dts
i
guclerini asgari sa-
Rothbard, 1977'de toplanan Liberter Parti Kongresi'nde ger-
$ek bir liberter olmak rek "yeniden
icin,
dogmak"
gasina ve dunyaya en
iradenin
gerekligini
yam
sira akilla vaftiz edile-
one surdu, Ciinku, insan do-
uygun gordiigu kendi
liberter anlayrsinin
dogru oldugu icin galip gelecegini diisunuyordu, Devletcilik, isCilerin ve burokratlann dusunce ya da isteklerinden tamamen bagimsiz olarak, kendi celiskilerinden oturii cokecek ve serbest
hakim olacaku. olmasina ragmen anarko-kapitalist yakgercek zorluklar vardir. Yasalann ve mahkemelerin
piyasa butiin dunyaya
Gorunuste lasimda bazi
liberter
yerini arabulucu firmalann almasi halinde, birey
bu firmalann
neden kabul etsin? Ve kisinin adalett "satin almasi" halinde, hukumlerin adil ve tarafsiz olacagi nasil garanti verecegi htikmii
edilebilir?
Hukiimter ozel koruma unsurlanyla uygulamrsa, Ro-
bert Nozick'in belirttigi gibi, serbest rekabet sayesinde
h
muhte-
koruma kurumu (en guclu ve en kapsamkommayi saglayan) cikacaktir. 8 Koruyucu kutnmlar arasin-
melen ortaya basal
bir
daki rekabetten, nihayet de facto bir bolgesel tekel, Devlet benzeri
7
bir
kurum pkip
gelisecektir. Basat
Rothbard, "Society without a State", Nomos,
and Maihct, Sheed Andrews 8
koruma kurumuna
& McMeel,
s.
191, 206. Ayrita
sahip
Bki Powct
Kansas City, 1977.
Robert Nozick, Anavchy, State and Utopia, Basil Black well, Oxford, 1974,
16-17
s.
Anar$izmin Jarihi
770
"asm minimal" tin alabilene
Devlet'in
minimal Devlet'ten tek
farki,
sadece sa-
hizmet verilmesi olacaktir,
Nozick'in eseri, State, Anarchy and Utopia (Devlet, Anarsi ve Utopya, 1974) genel olarak gagdas. siyasal felsefenin en onemli
Kismen bireyci anarsist gorusSpooner ve Tucker'dan esinlenen ve Rothbard
eserlerinden biri olarak goriilur. lerden, ozellikle
Rand'in liberter goruslerini yanitlayan Nozick,
ile
bireylerin sozlesmelere
mulk
sahibi
uymalanni saglayan ozel koruma kurum-
lanni denetleyen bir asgari Devlet'i gerekli gorur.
Ne
var
ki,
ken-
ragmen baskalan tarafmdan yonettlen, hayati ve mulkii onlann denetiminde olan bir insamn, kole sayilamayacagim, cimku efendilerini oy vererek ve periyodik olarak "secebiledi iradesine
cegi"ni israrla belirtir,
Nozick, liberter ve anarsist teorinin akademik cevrelerde
kabul gormesine katkida bulunmustur. Ancak sonunda, bireyin yasama, ozgurluk ve miilkiyet haklarmi korumak ictn bir gece bekcisi
Devlet'i
Nozick kendi "utopya cercevesi"
tercih eder.
icinde, kendi sakinlerinin tercihlerine gore orgutlenen bagimsiz bir kent-devletleri
toplumu
onerir.
Zor ve hilenin yoklugunda
kapitahst miibadeleden kaynaklanan servet botijsumunu mesru-
mumkun olacagini one stirerek, baglaminda kapitalizmi savunur, Boylece kisi gecimini zorlukla saglasa da haklannin ihlal edilemeyecegini one surer. Amag insan dzguriugiinun saglanmasi olduguna gore, serlastiran adil
kazang ve yetkilerin
hak edinme
teorisi
bolusumunii gerceklestirmek icin piyasa guclerini duzenlemenin htcbir ahlaki nedeni yoktur, O halde, Nozick'e govetin yeniden
re kapitalizmin
kabul edilebilir diisturu sudur: "Herkesten tercih
kadar, herkese tercih edildigi kadar." 9
ettigi
Nozick, anarsiden gok "minarsi"yi (asgari yonetim) benim-
Mack gibi bir grup Amerikali filozof modern Devlet'in alamni, Locke'un ya-
seyen John Hospers ve Eric arasinda yer ahr. Bunlar, salari
olusturmak (mulkiyelin korunmasi
icin) hirstzlan
lulan cezalandirmak ve yabanci saldirgana karsi ulusu
ve sug-
savunmak
dngordijgu "otoriteye sahip genet yargt" goriisuyle simrlaya-
ic.m
rak, asgari bir Devlet onerirler.
10
Anarsist olmaktan gok Jefferson
gelenegi icinde yer alan sagci liberterlerdir; "en az yoneten htiku-
hukOmet" oldugunu savunurlar.
metin en
iyi
9
Age,
160.
10
Bkr, Stephen
s.
inst the
L.
Modem
Newman,
Liberalism
M
Wits' End: The Libertarian Revolt aga-
State, Cornell University Press,
hhaca, 1984,
bol. vi.
Yeni Sdj;
v<
Anarsizmin daha kapsamh
Wolff tarafmdan
savunusu Robert Paul
felsefi
gerceklesurilmislir.
mesrulugunu yeni Kantci
771
Aiirtikn-Kapitalizm
Devlet'in
Wolff,
siyasal
bir ahlaki ozerklik ilkesi tetnelinde
reddeder. lnsanlann akilci olmalan ve akici bigimde davranmalan halinde ozerk olacaklarmi varsayar. Kendi eylemlerini belir-
leyen ozerk insan yonetilmeyi ret ve her turlu siyasal otorite iddiasini inkar eder: "Ozerk insan igin, kesin olarak belirtmek
komuta
gerekirse,
diye bir sey yoktur." 11
Ne
var ki Wolf,
felsefi
anarsizminin ve etik bireyci liginin dolaysiz igerimlerini gormez. A Defense of Anarchism'de. (Bir Anar§izm Savunusu, 1970) yer alan "Devletsiz Bir Dunyaya lliskin Utopya Panltilan"nda hig kimsenin mesm otorite iddiasinda bulunmadigi bir toplumda ytiksek bir toplumsal esgudtim siirecinin ancak o
toplumun uye-
lerinin yuksek bir ahlaki ve entelektuel gelisme duzeyine ulas-
malanndan sonra mumkun
olacagini savunur. Ashnda, bir siya-
anarsizm savunusu yapmaktan cok, ahlaki ve 12 siyasal bir kuskuculuk formu olusturmakla ilgileniyor gibidir. Wolff'un pratik onerileri de sorunsaldir. Her evde bulunan sal
teori olarak
ve Washington'daki ana bilgisayara baglt olan bir "oy
verme ma-
kineleri" sistemi temelinde bir "etkin dogrudan demokrasi" fortavsiye eder. Boylece herkes, ulusal bir medisteki temsilcilerinin tartismasindan sonra oy kullanabilecektir. Ancak boyle bir
mu
sistem,
mevcut parlamenter demokrasilerde goriddugu
temsilcilerin oy verecek kisileri
Ayni zamanda, Wolfhin da kismen kabul
agabilir.
lismalarda pasif izleyici olma
buyuk
arasinda
bir fark vardir.
iizere,
kolayca maniple etmelerine yol ettigi gibi, tar-
olma rolu Dogrudan demokrasi turu kadim
roluyle aktif katihmci
Atina'da uygulanmisti. Burada btitun yurttaslann aktif katihminm, segilmi^ bir elit tarafmdan ahnan kararlara gosterecekleri tepkiyi
kaydeden televizyon
WolfPun
izleyicilerine tercih edilecegi agiktir.
onerisi yurtta^lan neredeyse spor seyircisine donustur-
mektedir. Wolff anlasmazhklara ya da sonuglann kolektif olarak tartisilmasina izin vermez,
merkezsizlefme tavsiye etmesine ragmen Wolff, insan davramsina esgudum saglamak amaciyla ozel mut-
A$m
11
bir iktisadi
Bkz. Robert Paul Wolff, In Defence of Anarchism, Harper Colophon, New Vork, 1 Q70. Kitap, H. Rdlman'in (n Defense of Political PhiUsophy'de- yaptigi elestiriye bii yanit icerir.
12
Eki.
Graham Baugh, 'The Poverty of Authonomy: The
Defenct- of Anarchism', The Anarchist Papers,
s.
110.
Failure of Wolffs
772
Anatsizmin Tarihi
piyasanm surmesini
kiyetin ve
istedigi
kapitalistler ve liberterlerle bir tutar.
icin kendisini anarkoGene, ordunun ancak go-
niilluluk ve emirlere itaat temelinde var oiabilecegini
one
surer,
ancak bunun da mevcut asker alma formlarindan pek farkb madigi gorulur.
ol-
Anarko-kapitalistlerin utopyalarmda, zengin ve guclunun yoksul ve gucsiizu simdiki gibi somurmeye ve ezmeye devam et-
meyecegine inanmak metlerin baskt
mek gun
icin
pek a2 neden
yapmadan add bicimde
vardir.
Koruyucu
hiz-
isleyebilecegini hayal et-
zordur. Bencilligi tesvik eden serbest piyasada, saghga uy-
"kamu mallan"nin herkese saglanabilecegi Ashnda anarko-kapitalistler kolektif cikar ve
ve temiz su gibi
garanti edilemez.
soruinluluklan reddederler. Kadim Grek po/is'inin zengin topluluk gelenegini, elindekint paylasmak istemeyen en sinirh bireycilik formu lehine reddederler. Oz cikar durtulerinde, gene! fayda ya da kamusal cikar kavramtanna yer yoktur. Anarko-kapitalist,
topiumla iliskisinde tek basina, egoist ve hesapci bir tuketicidir;
toplumun ozerk bireylerden olusan gev?e k
bir birlikten
baska
bir
§ey olmadigini dustinur.
Ozgurltigun anarko-kapitalist tanimi buiiinuyie olumsuzdur. Hicbir zorlama obnamasini ister, ancak btreysel ozeklik ve
bagimsizhktan olusan olumlu ozgiirlugun garantisi olamaz. Herkesin gecim araclarma esit ulastm hakkint da tanimaz. Hayek su
uyanda bulundugu zaman anarko-kapitalistler adina konusmaktadir: "En onemlisi, ozgur, ama sefil olabilecegimizi kabul etme]iyiz.' " Bazilan, ozgurluk ile ekmegin esanlamh oimadigini, "acliktan olme dzgurlugii"ne sahip oldugumuzu soyleyecek kadar ,
ileri
gider. 14 Anarko-kapitalisiJer
kamu alanlanm ozgurluk adina
ozel mulkiyete devretmek isterler, ancak ozgurluk ozel sirketlerin
korudugu yuksek
citlerin
kes ondan yararlandtgi
ardinda gelismez, acik havada, her-
zaman gentler.
Anarko-kapitalistler her seyden once kapitaltsi olduklan icin Devlet'e karsidirlar. Devlet elestirileri, lal
son coziimlemede ihedilemez haklar olarak gorulen ozgurluk ve ozel mulkiyete
iliskin liberal bir yoruma dayanir. Zayif, giicsuz ve cahil icin kapitalizmin yarattigi toplumsal sonuclarla itgilenmezler. Herkesin
13
Friedrich Hayek, The Constitution of Liberty, Chicago University Press, Chicago, 1960,
14
s.
Pierre Lineux,
de France,
137.
De
libftalismc d Vanarcbo-capitalismt, Presses Universitaires
Paris, 1983,
s.
9.
773
Yeni Sag ve Amu-ko-Kapitalizm
piyasada serbest alisveristen yararlanacagi iddialan hicbir sekilde kesin degildir; dizginlenmcmis her piyasa sistemi, buyiik ola-
ve ayncahgi surduren savunma birliklerine sahip esitsiz bir topluma gecisin sponsorlugunu yapacaktir. Anarkokapitalizm olsa olsa sadece zenginin ve kurnazm yararlanacagi sthkla, somurii
Baskatanna ve insaflanna terk edilmis cevreye verdikleri zarara aldirmayan "kaba bireyciler" icin dikilmis bir giysidir. Piyasa giicleri ozgurluk icin Devlet guclerinden daha sahici kosullar saglayamaz. Her ikisinin kurbanlan esit ola-
bir herkese ozgurlukttir.
rak kdlelestrrilir, yabancilasttrihr ve
ezilir.
Boylece anarko-kapitalizm, Spooner ve Tucker gibi geleneksel bireyci anar§istlerin esitlikci icerimlerini gdzden kacinr. As-
hnda, pek az anarsist "anarko-kapiialistler"i anarsist kampa kabul eder, cunku onlar iktisadi esitlik ve toplumsal adalet kaygisini paylasmazlar.
Onlann kendi cikarlarim gozeten hesapci
piyasa adamlan, gonullu isbirligi ve karsihkh yardimlasma yeteneginden yoksundurlar. Bu nedenle anarko-kapitalistlere anarsist degil
15
sagci liberter
Bkz, Henri Avron,
demek daha uygundur. 15
Us
Libertarian American: de Vananhisme a Vannrtho-
capifnlism? Presses Universitaires de France, Paris, 1983, ,
s.
9.
37 Modern
Liberterler
&
Bu
onemli
yiizyilda az sayida
liberter dustinur yeii$mis,
ancak
li-
berter dtisunce dikkat cekici bicimde derinlesmis ve cesitlenmis; Ingiliz filozof
di
Benrand Russel ve romanct Aldous Huxley, Yahu-
varolu^cu filozof Martin Buber, Amerikali kulttir elestirmeni
Mumford
Lewis
ve gostergebilimci teorisyen
Fransiz yazar Albert
cauh
Camus
gibi birbirinden farki entelektiieller
rilmistir.
Noam Chomsky,
ve toptumsal dtisunur Michel Fou-
tarahndan zenginlesti-
Onlar sosyalizmi ya da liberatizmi anar$izmin sinirlan-
na gekmisler ve
zaman zaman bu simn
ge£mi$lerdir.
Dogudaki
ve Batidaki Devletler daha merkezi, militarize ve burokratik hale geldikge, onlar ozgiir toplum anlayisini nihat ideal olarak savun-
muslardir.
Bertrand Russell Bertrand Russel, uluslar arasinda sava^lara son vermek icin bir
Dunya
Devlet'i fikrini
savunmasina ragmen anarsizmi benimsedi
ve hayati boyunca bir liberter olarak kaldi. 1895'te yirmi
§mdaki gene
artstokrat, Beatrice
Webb
tie
ya-
tarahndan "anar§ik" ola-
rak betimlendi ve daha sonra kendisi de mizacimn anar^izme egilimli I
otdugunu
Alinli, Vivian
Mart 1970,
s.
ttiraf etti. 1
1938'de UlB'nin (Uluslararasi
l$ci
Harper, "Bertrand Russel and the Anarchists", Anarchy, 109, 68, 77.
776
Anarfizmin Tarihi
Ispanyof sekreteri anarsizm iizerine bir ansiklopedi mad-
Birligi)
desi icin hazirlanan bir
kaynakcaya onun butiin
eserlerini ekledi,
ciinku Gerald Brenan'in esinin deytsiyle, bu eserler "eski Anarsistlerin dedigi gibi, 'sempati
Russell
Dunya
'
tasiyorlardi" 2
anarsizmin neyi savundugunu biliyordu.
Savasi'nin yasal olmadigmi
one surdugu
k;in
Birinci
hapse atilma-
sindan hemen once yazdigi Roads to Freedom: Socialism, Anarchism and Syndicalism'm (Ozgurluk Yollan: Sosyalizm, Anarsizm ve Sendikalizm,
1918) kapaginda, Lao-Tzu'nun dusuncelerine
yer verdi:
Sahip olmadan iiretmek
Kendini kamtlamadan cylemek
Hukmetmeden Zengin ve
gelismek.
derinlikli bir
hukumet"e
baskici
larusmada Russell, anarsizmi, "her
karsi cikart teori olarak tammlar.
tiirlu
Ozgurluk,
dusuncenin yuksek bir urunudur ve ozgurluk, "toplulugun birey uzerindeki her turlu baskici deneiimini ortadan kaldirmamn dogrudan yolu"nu bulmaya cahsir. 3 Russell boyle bir goanarsist
rusu benimsedi ve anarsizmin "toplumun surekli yaklasmasi gereken nihai ideal" olmasi gerektigini one siirdu. 4 Anarsizmin ozellikle bilim ve sanai, insan iliskileri ve yasama sevinci meselelerinde guclu oldugunu dusuniiyordu,
Ne var ki boyle bir ideali gerceklestirmenin simdilik imkansiz oldugunu da hissediyordu. Principles of Social Reconstruction (Toplumsal Yeniden Insamn llkeleri, 1916) bashkh erken cah^masinda, Devlet'in ve ozel mulkiyetin modern diinyanin en
kurumu oldugunu kabui etmisti. Devlet guclerinden cogunun ne kadar zararh ve gereksiz oldugunu gostermek isterguclii tki
ken, insan iliskilerinde zorun yerirse yasalan gecirmenin yararim da savundu: "yasalan onceleyen ilkel artarsi yasalardan daha kotudur." 5 Devlet zorunlu egitimin saglanmasinda, saghk onlemlerinin 2
3
almmasinda ve
iktisadi adaletin gerceklestirilmesinde
Mrs Gerald Brenan'dan Russell'e, Kasim 1938, The Aautobiogiaphy Russd icinde, Allen & Unwin, 1968, [I, 210. Russell, Roads to Freedom; Socialism,
bsk. Allen
& Unwin,
1973,
s.
oj Bernard
Anarchism and Syndication (1918},
3.
38-39.
4
Age,
5
Russell, Principles of Social Reconstruction, 1916, Allen Si
s.
de
15.
Unwin, 1971
,
s.
34
Modem
I
111
ihntnler
olumlu bir role sahipii. Bakunin ve Kropoikin'in hukiunei ve Devlet/e karsi gorusleOzgurluk Yollarini yakindan incelemesine ragmen Russell, kacin'nda, toplulugun yasa iomuinda bazi baski onlemlerinin kurum bir zomnlu icin .nnaclar bazi sinirli nilmaz ve Devlet'in
oldugu sonucuna
Hukumeiin olmadigi kosullarda
vardi.
gtic sa-
cok dece zayifi ezecekti. tnceledigi biilun ideolojiler iginde en yeni"Dunyayi Ancak buldu. yak in sosyalizmini kendisine lonca
den bicimlendirecek
siyasal bir sistemin ytiksek amaci, bireyin
6 orgaozgiir gelisimi olmalidir" inancini korudu. Anarsist yayin bir inkurulan) tarahndan arkadaslan ve (Kropotkin
m
Freedom celemede Ozgurluk Yollan'ndan uzun bir ahnti yapti, kitabi "mutlaka okunmasi gereken bir kitap" olarak lavsiye etli ve Russelhn eserinin "yapici dnerilerinde cok guglu bir anarsizm egili7 mi" sergiledigini gdzlemledi. gitti ve orada Bolsevik onRusya'ya Russell 1920 yazinda gezdiren Emma GoldMoskova'yi kendisine derlerin yam sua, bulundugu pek cok aratannda da Berkman'in man ve Alexander
onemli anarsistle tanisti. The Practice and Theory oj Bohhesirasmvism'de (Bolsevizmin Teori ve Pratigi, 1920) Rusya gezisi sirada O degerlendirdi. bicimde elestirel da yasadigi deneyimleri olduguihanet tur bir elestirmenin Soldan Bolsevik diktatorlugii
nu dusunuyordu. olarak geltki yd sonra Goldman Britanya'ya siyasal multeci ve savundu karsi Bakanhgi'na Iciskri onu digi zaman, Russell formlanigeren siddet "Anarsizm'in onun bakanbk yetkiblerine
m" benimsemedigini
anlatti. 8
Emma Goldman
Oxford'da
tcin
duzenlenen hos geldin yemeginde, onun Sovyet hukumetine oldu. Freekarsi siddetli saldinsmi alkislayan tek kisi Russell
dom, Russell'in (William C.
Owen'm yam
yaptigmi yazdi: "lngiltere'deki
en keskin
Russell, o gece anarsist kanaatleri
geurenkisi oldu."
sua) en felsefi
iyi
konusmayi
zihne sahip Bay
en butunliiklu bicjmde
dile
9
var ki Russell hala anarsistlere mesafeliydi. Goldman'in Rus siyasal mahkumlarma yardim komitesi kurma cabalanna
Ne
yardimci olmayi reddetti, ?unku Rusya'da daha da sen olabile6 1
8
Roads to fii-cdom,
s.
91.
BkL Harper, "Bertrand Russell and Anarchists", Anarchy, s. 71. s. 123. Russcll'dan Emma Goldman'a. 8 Temmui 1922, Autobiography, 11, ists" s 73. e Ana rch ih " 11 a nd Russe and rt Harper Be F reecu> in a h nti ,
9
,
,
i
,
.
778
Anar$izmin Tarihi
cek alternatif bir hukumeti savunmaya hazir degildi, Goldman'a soyle ya2di: "Bizim hayat siiremiz ya da yirmind yuzyil iginde her turlu hukumetin kaldmlmasi icin hicbir §ans gormuyorum." 10 Gene de kendi faydaci tutumundan kaygihydi ve Bolseviklerin siyasal muhaliflerine yaptiklarmi
kmamayi
surdiirdu.
Sacco ve Vanzetti idam edildiklerinde, onlann siyasal hkirlerinden oturu haksiz yere mahkum edildikleri sonucuna vardi.
Russdhn
Hberter tutumu ve bu
mtumu
gotiirmekte duraksamasi, insanhk ve evrenle
anarsist sonuclara ilgili
goruslerinden
kaynaklamyordu. Kropotkin ve pek 50k anarsistin savundugu, "dogala sapma" olarak bilinen ve doga yasalanndan hareketle
davranmamiz gerektigini soyleyen yaklasimin mantikhatasimn farkindaydi. Russell'a gore dogayi takJit etmek ancak kolece bir yakiasim olabilirdi. Gene de soyle diyordu: "Dogabize nasit sal
model alacaksak, bu konuda en iyi goruse anarsistierin sahip olduklan gorulur. Fiziksel evren, merkezi bir hukumet oldugu yi
icin degik her varlik
Bir ateisi ve
kendi isine baktigi icin diizenlidir." 11
atomcu olarak
duna ragmen, kararthk
Russell,
bir insanhk
nes sisteminin tukenisiyle birlikte
daha
iyi
bir
dunya umu-
vizyonuna sahipti Insani guyok olinaya yazgili "rasilami-
atomlar dizisi"nin bir urtinii olarak gordti. Ancak, "ruhun guvenli meskeni, bundan boyle ancak direngen umutsuzlugun saglam temeli [uzerinde] guvenli bicimde insa edilebilir" diyorsal
du. 12
Ancak insanin evrende
rastlantisal ve gecici bir
konuma
sa-
hip olmasi, bahdni iyilestirmek icin mucadele edemeyecegi anlamina gelmez. Bir humanist olarak Russell, insan ozgurlugutvun ve mutlulugunun artrnlmasiyla ilgilendi. Ancak gorev kolay degildtr. Insan hayvanlann en akilci ve yaraticisi olarak gelisirken ve istedigi
sonuclara ulasmak icin en zor eylemlere girismeye bazirken,
yikici ve saldtrgan arzulara
kapihyordu. Russell'a gore bu dogal tamamen ortadan kaldinlamaz, ancak bu kadar zararh olmayan yonlere aktardabilir. Bu tema Russel'm buiun eserlerindortuler
de akdci dusuncenin panltih akisi iginde farkh bir dip akintisi olarak hissedilir. Nazilerin savasa hazirlandiklan sirada yazilan 10
Russell'dan Goldman'a, age,
1
Freedom,
12
Russell,
s,
s.
74.
73.
"A Fret Man's Worship" (1933), Myttieitm and Logic (1918), Pen-
guin, 1953,
s.
51.
Motlrtu
Power
(Iktidar,
1938)
Mikli
779
ilH'rtrrler
I
kendisin-
i-si-rinde Russell, Lipki
arasinda en den onceki Hobbes gibi, insan m simrsiz arzulan Bu nedenle surer. onemlilerinin san ve iktidar oklugunu one 13 gerekir. dizginlemesi "anarsik kendini kamtlama"yi ahlakin
Almanyasina Russell asla tarn bir hansel olmadi ve Nazi insanin imdeneyim bu karsi verilen savasi desiekledi, ancak oldu. Saneden daha da kai amsarlasmasma kanlan konusunda
uluslararasi bir anlasvastan sonra, atom silahlanni simrlayacak etmesini ma icin Birlesik Devletler'in Sovyeiler Birligi'ni tehdit Onsoz'de, baskisina yazdigi bile istedi. Ozgurlufe Yollan'nin 1948 gosyeniden yazacak olsa anarsizme cok daha az sempati kitabi
"felakete yol acan yokterecegini soyledi. Bir kithk dunyasvnda idi. Aynca, Almansulluk ancak siki duzenkmelerle onlenebilir" durtiiler zor yoluyla ya ve Rusya'daki totaliter sistemler, "tiranca geleceklenne dair denetlenmedigi" takdirde insanlann ne hale 14
"daha karanhk bir gorus" edinmesine yol acu. Birey) bash1949'da Authority and the Individual (Otorite ve dogasiyayimlanan Reith Konusmalan'nda Russell, insan icinsanUn ve nin yuzydlar iginde fazla degisime ugramadigini rekave yapanlar gudusel olarak dostlar ve dusmanlar, isbirligt
giyla
one surdu, Bu nedenle, oncelikli gereken bir hukuamaci, "guvenlik, adalet ve koruma" olmasi bet edenler olarak ayirdigimizi
liberal olarak kahr; meti gerekli gordu, Bu konuda Russell, bir yasalar "katlanihayatin ve mulkiyetin korumnasmi ister, ciinku vazgecilmez bir kobir toplumsal duzenin varligi icin labilir
bir fikri temel sul"dur. 15 1916 gibi erken bir tarihte benimsedigi saglayacak ve savaslan onlealan Russell, uluslar arasinda birligi
yecek bir Dunya Devleii'nin kurulmasini savundu. yillann basinda Russell, Ellili yillann sonunda ve altmish Komitesi'nde bir Nukleer Silahsizlanma Kampanyasi icin 100'ler muhalif, yasa yoluyla kez daha anarsistlerle bir araya geldi. Eski dogrudan eyicermeyen siddel kez bu icin, ikna basansu kaldigi
Ancak lem ve biiyuk caph sivil itaatsizlik cagrisi yapu. tek lngiltere'nin cunku etti, devam hareketten uzak durmaya silahsizlanmamn yanh cok sonraki ve yanh silahsizlanmasimn bir dunya hukumetiyle giiclu ulusal huktimetlerle ve nihayet anarsist
A New
Social Analysis (1938),
13
Russell, Powtr:
14
Roads to Fretdom'a Onsoz,
H
Uussell, Authority
s.
Bask Books, 1940,
s.
9.
14.
and the Individual, Allen
& Unwin,
1949,
s,
89, 109.
780
Anar$izmin Taiiki
gerceklestirilebilecegini
duslinuyordu.
Anarsistlerin
deyisiyle
saygideger hlozof, silahsizlanma sorumlulugunu oncelikle silahlanmadan sorumiu insanlann ve kurumiarin ele almasi icin cahsti.
16
Tutkulu kuskucu, yashltginda iyke
kiniklesti. Otobiyografi-
sinde, kansi Dora'yla birlikte kurulusuna katkida rici
bulundugu
ile-
okul hakkinda soyle yazdi: "Cocuklan serbest birakmak,
gucluniin zayifi maktir,
ve
titrettigi
Okul dlinyaya
mutsuz
kildigi bir teror
ben2er: Vahsi siddeti ancak
ortami kur-
hukumet 6n-
leyebilir," 17
Insanin zapt edikmez dogasi konusunda anarsistierle yollan ayirmasina ragmen Russell'in yazilan gene de derin bicimde liberterdir. Hayati
boyunca dustince ozgurlugunun kararh savu-
nucusu olmustur: Du^unce
yikici ve devrimci, tahripkar ve korkunctur. Dustince, ay-
ncaliga, yerlesik kurumlara ve yerlesmis adetlere karsj acimasizdu.
Diisunce anarsik ve yasasiz, otoriteye karsi kayitsiz, caglann gelis-
mi? bilgeiigine karsi umursamazdir. 1 *'
Russell'in ozgiir dusuncesi sadece Sceptical Essays
nemeler, 1928) ve
Why
I
am
(Kuskucu De(Neden Hiristiyan Marriage and Morals (Evli-
not a Christian
Degilim, 1957) gibi eserlerinde degil,
ve Ahlak, 1929) gibi kitaplannda da gorulur. Ikincisinde, kadinlann kurtulusu icin cagn yapti ve saghkli bir cinsel hayatin degerini savundu. Egitim konusunda pek cok sey yazdt. The lik
Conquest of Happiness (Mutlulugun Fethi, 1930), Kropotkin'in Ekmegin Fctfii'ni, basligm yam sua icerdigi bazi konular baki-
mindan da cagnstinr. Harika denemesi "In Praise of Happiness "te (Mutluluga Ovgu, 1932) Protestan etikini kesin bir dille reddetti (Hiristiyan Gencjik Birligi'ni, gencleri higbir sey
yapmamaya
ik-
na edecek bir kampanya baslatmaya zorladi) ve mutluluga giden yolun "cahsmamn drgiitlu bicimde azaltilmasi"nda yattigim one surdu. 19 "Yararsiz" bilgiyi ovmesi, Godwin'den bu yana bos zamanin ve serbest arastirmamn degerinden soz eden pek gok anarsistin dusuncelerini yansiur. 16
Bkz. Nicolas Walter, Freedom (21 Nisan 1962),
17
Russell, Autobiography,
18
Harper, "Russell and the Anarchists",
19
Russell,
7)1
11, s.
154. op.
clt, s.
Praise o/ idleness (1932), Allen &r
75,
Unwin, 1963,
s.
11.
MtiJrui
J
781
ilwtfrler
Russel'in yazilan pek cok dile ccvrildi ve cok okundu,
Daha
btiyuk bir kisisel ve toplums.il ozgiirluk, insan kisjliginin tarn gelisimi cagnsiyla
bu
yazilar, cesitli
yuk hukumetin zontnlu kokiliigunun bir ozgurlestirici etki yaralti
rektigini ve
menin
okur kusaklan uzerinde bu-
Russell, felsefe alantnda bite,
asgari
duzeyde tutulmasi ge-
bireyselligin, kisisel inisiyatifin
ve gonullu orgutlen-
gehsmesine izin verilmesini savundu.
Kamusal
bir figur
olarak Russell hapse girmeyi goze alarak inanclanni savunmaktan gekinmedi. Son kampanyalanndan birini Vietnam'da savas
suclannt sona erdirmek
icin yapti
(War Crimes
in
Vietnam, Viet-
nam'da Savas Suclan, 1967). Yirminci yuzyib etkileyen renkli hayati, su ozdeyisje ozetlenebilir: En iyi hayat, "yaratia dtirtiileri temel
alir,
en
kotiisti ise
20 sahip olma tutkusundan esinlenir."
Aldous Huxley
Romanci Aldous Huxley, bu yuzyihn baslannda yasamis
tngiliz
liberterleri arasmda cesaretiyle goze carpar, 1894'te T. H. Huxley'in torunu olarak dunyaya geldi, Oxford'da egitim gordiikten
sonra 1937'de California'ya yerlesti. Huxley kendisini her turlu merkeziyetcilige karsi cikan biri olarak tanimadi, ancak iktidar ve otorite cozumlemesi, savasa duydugu nefret ve ozgiir toplum anlayisi, hig
kuskusuz ruhen
anarsist idi. amiutopyaci
romani
Brave New WorJd'deki (Cesur Yeni Dunya, 1932) kolektivizm ve pasiflige kosullanmis insan embriyolanyla Ban biliminin ve top-
lumunun
gelisim yoniinu anlatti. Duzen, robotlardan olusan bir
toplumla saglamr. Bu roboilar icin mutluluk boyun egmekle esanlamhdir. Shakespeare okuyarak kendisini egiten ve ozgur ahlaki secime inanan bir "vahsi" yeni dunyaya
uyum
saglayamaz
sonunda intihar eder. Ends and Means'lt (Amaclar ve Araclar, 1937) Huxley kendi felsefesini daha dogrudan ifade etti: Nihai "amac", arzulara,
ve
edinmeye, ozel aska, servete,
s.ohrete, statiiye, hatta bilim, sanat,
spekulasyon ve hayirsevertige bile kendisini baglamayan ozgiir kisidir. Boyle bir etik, fenomenal dunyanin temelinde ruhsal bir ger?ekligin yattigini varsayar, Huxley,
lesttrmek icin, tipki Tolstoy gibi
iyi
liberter ideali gercek-
amaclara ancak
ulasilabilecegini savunur.
20
bu
Prinopah oj Social Recon si ruction 'a Onsor.
iyi araclarla
Anarsizmin Tarihi
782
Modern Devletterin egilimi otoriter ve merkezi yonetime dogrudur ve bu toplumsal ve bireysel ilerlemenin onundeki bashca engeli olusturur. Huxley, "sorumta ozyonetim" dedigi seye dogru, ters yonde bir hamle yapar. 21 Asimda butun anarsistler gibi, o da Devlet'in kaldinlmasim ister; Hakim
sinifin
kendi ayncaliklarmi koruma araci olarak liizmet
et-
surece, paranoyaklarin kendi iktidar hirslarim tatmin edebil-
tigi
dikleri,
gilgm ?an ve seref diisierini gerceklestirebildikleri bir arag
olarak dcvkti hie ku§kusuz ortadan kaldirmak gerekir. 2 -
Huxley, karmasik toplumda butiinti olustttran
gesitli gruplann esgtidum saglamaktan sorumlu bir orgute ihtiyac, oldugunu da one surer. Kendisine bir butim olarak toplum adina eyleme yetkisi verilen bir organ var olmahdir. Huxley soyle de-
faaliyetlerine
vam
eder: "'devlet'
sozcugu
i<;
baski ve dss savas fikirlenyle, so-
rumsuz hakimiyet ve sorumsuz boyun egmeyle hos olmayan biCimde ozdeslendigi icin, bu zorunlu toplumsal mekanizmaya elbette baska bir isim vermeliyiz." 23 Bu isim uzerinde genel bir anlasma olmadigt icin, Huxley daha iyi bir isim bulunana kadar "o eski kotti ismi" kullanmanin daha uygun olacagim dustindu. Bu "ozyonetim" formunun islevlerini betimlerken, aklinda, insanlarm yonetiminin nesnelerin yonetimiyle yer degistirdigi, sorumlu, komunal bir hayat oruntusu oldugu aciktir. Devlet sosyalizmine ve kapitalizme alternatif olarak, daha esitligi,
buyuk
bir iktisadi
insanlar arasinda isbirligini tesvik eden, kiiciik olcekli,
merkezi olmayan bir sanayi demokrasisini savundu. Ikinci Diinya Savasi'ndan sonra Huxley, Sience, Liberty
and Ozgurtuk ve Bans, 1947} bilimin ve teknolojinin, iktidann kiiciik bir hakim grubun elinde toplanmasina nasd yardimci oldugunu ve "elinde gorulmemis derecede etkili baski Peace'lt (Bitim,
araclan olan
cesitli
ulusal devletleri denetleyen siyasal patron-
imkan sagladigmi gosterdi. M Her seyi kapsayan, genis olctide iiretim faaliyetinde bulunan modern Devlet'in yerine, halkm ileri derecede merkezsizlestirilmesim, daha fazla toplar"a nasil bir
rak sahiphgini ve iiretim araclannda ortak mtilkiyeti savundu.
& Windus,
21
Aldous Huxley, Ends and Means, Chauo
22
Age.
23
Age.
24
Huxley, Science, Liberty and Veace, Chatto &r Windus, 1947,
s.
1937,
s.
70.
63
Modern
783
Liberterler
ve yerel piyasa icin cahsan ozyonetimli isbirligi gruplan-
Gecim
nin olusturulmast icin bilimden yararlanmak gerekir. Uluslararasi ticaretin uluscu tutkulan azattmak icin asgari diizeyde tutul-
masi gerekirken, teknoloji
amrmak
icin
tekil
uluslann kendine yeterliligini
kullamlmahdir.
Bu reformlan gerceklestirmek icin "uygun bir yasama gucu"ne basvurmayi uygun goren Huxiey, topraga bansci donus igin yaptigi cagnda Gandi ve Tolstoy'un etkisini actkea belirtir. Huxley'e gore, "siyasal ve iktisadi guc, tekeline sahip her hukumet neredeyse karsi konulmaz bir tiranlik ayartisina kapilir." 25 Bu nedenle kisisel ozerkligin arunlmasiru, gonullu isbirliginin ve herkesin "kurumsal olmayan etkinligi"nin yayginlastirdmasini tavsiye eder. 26
Ulusculuk yiizunden suren savaslann onlenmesini isteyen Huxley, bir diinya hiikumetini dustmmeye Ben rand Russell kadar
isteklidir.
Banscdigim surtliirurken. What Are
We
Going To
Do About With bashkh brosurtinde (1936) kavgaci ve
otoriter
hiikumetlere direnmenin tek yolunun Gandici siddet icermeyen direnis ve dogrudan eylem oldugunu savundu, Godwin ve Tolstoy gibi, Huxley de sadece hiikumet du§uncesini degil, halkin
fi-
de bansci bigimde degisiirmenin miimkun olduguna
kirlerini
in and l.
Huxley yaslandikca mistisizmle ilgilenmeye basladi. The Pebaskkh antolojisinde, her insamn en derinliklerindc Tannnm Sonsuz Gercekligi'nin parcasi oldugunu ve nihai amacin kisinin diinyasal kisiligini kaybetmesi ve buturennial Philosophy (1945)
icinde
iitin
de
ilahi bir
ozumlenmesi oldugunu one surer. Nesnelerin oziinhuzur ve iyi niyet vardir. Huxley artik, topltimun du-
siinceyi tesvik ettigi
olcude
iyilestigini, nihai
hedefin ise ozgur
zihin oldugunu soylemektedir. Huxley mistik icgoruler kazan-
mak
meskalin kullanir ve Die Doors of Perception'da (1954) daha yiiksek bir bilince ulasmak i?in baskalanni da madde kullanmaya tesvik eder. Bu kitap karsi-kulturun en onemli metinleicin
rinden
biri
halinc gelmistir.
Huxley'in butim mistik yazi ve kurgulannda antiotoriterlik siirekli bir
dip akinttsi olarak varhgini hissettirir. Huxley ilkesel
olarak kurtulusla, iktisadi, toplumsal, zihinsel ve nihayet ruhsal kurtulusla ilgilenir. Kendi ideal 25
Age,
s.
41.
26
A%c
s.
44.
t
toplumunu
tasarladigi Island
Anar$izmin
784 (Ada,
TariJii
1962) adh romaninda, benimsedigi utopya anlayisimn
ekolojik ilkeler temelinde merkezi ohnayaii ve isbirligine daya-
nan
oldugunu ortaya koyar. Guneydogu Asya'daki muduluk adasi Pala'da tek din Buddhizm'dir; Hiristiyanhk, Freudizm ve Leninizm gibi sakatlayici bir topluluk
imgesel ozgUrluk ve
dUsuncelere yer yoktur. Lenin'in elektrik
am
sosyalizmin
komu-
nizme esit oldugunu iddia ettigi yerde, Pala uygarhgimn e^itligi 90k farkhdir: "Elektrik eksi agir sanayi am dogum kontrolu e§itur demokrasi ve bolluk." 27 Bilim ancak tanmsal sorunlann cozumlenmesi icin kullanihr. Cekirdek aile dehseti bir Karsihkh Evlat Edinme KulUbu (KEEK) ile yer degisiirmistir. Bu kulup, her cocugun yirmi ya da daha fazla yeti§kinden olusan bir topluluk icinde, onlara sahip olunmakstzin guvence altma ahnmasini saglar.
Pala adasi teorik olarak secilmis bir parlamentosu olan ana-
ancak ne yerlesik kilisesi ne de her seye gUcu yeten siyasetcileri ya da bUrokratlan vardir. Pratikte "ozyoneyasa! bir monarsidir,
tim
birimteri,
cografi
birimler,
mesleki birimler ve
iktisadi
birimlerden olusan bir federasyon"dur, Bu [ederasyonda, "kuctik
demokratik onderlere genis bir yer aynhr, hukUmetin basinda herhangi bir diktator tu-
dlcekli inisiyatife ve
ancak merkezi
bir
riine yer yoktur." 28 Savas ya da savas hazirhgt olmadigi icin, zo-
runlu askerlik, askeri hiyerarsi ya da birlesik komuta yoktur. Pala'nm ekonomisi ne kapitalist ne de Devlet komunisti, daha cok
Koruyucu Up ve egitim sayesinde pek az
kooperatif sosyalisttir.
sue
kendi KEEK'leri
rslenir; sucluiarla
grup
ilgilenir ve
terapisi
yapilir.
Dogunun
bilge ligi
ile
Batinin bilimini birlestirmeyi amacla-
yan Huxley, "Temel ekoloji dogrudan temel Buddhizm'e goturUr," gozleminde bulunur. Pala egitimi bu nedenle bir "koru-
mim-ahlak" anlayisini temel ilk
ahr.
Buna gore cocuklara
ogretilen
sey sudur: "Ancak dogaya sevecenlikle ve zekayla davrandtgi-
miz surece bu gezegende yasamamiza izin verilecektir," 29 Pala'da dogaya tek mudahale, irkin islahi ve nulus denetimi icin Yapay Dolleme ve Derin Dondurucu'dur. Palahlann inancina gore, "vucuda getirme sadece ertelentnis kadetmedir." M 27
Huxley,
28 Age, 19 Age. 30
Ajjf,
s. s. s.
Island, Triad/Pant her,
171 249. 97.
hrogmore, St Albania, 1976,
s.
169.
785
Modern Uberterler iktidar
kurma
ve
hukmetme
gibi tehlikeli sporlarla giderilir.
me yasamayan
dUrtUsii kayalara tirmanmak Beden ve ruh arasinda bir bolun-
Palaltlar cinselligi bir keyif olarak yasarlar.
Tan-
nyla dogrudan temas kurmalanni saglayan "dogruluk ve guzellik" ilaci moshha sayesinde hastahk ve olumiin yol actigi dehset
duygulannin ve insanhk durumuna ickin uzuntulerin ustesinden gelirler. Boyle bir toplumun simdiki dunyada hayatta kalabilmesinin ne kadar zor oldugu aciktir. Ada'da petrol kaynaklannin bulunmasi,
komsu ulkenin
askeri diktatorumin "kurtanci
i§gal"ineyol acar.
Huxley'in dogayla
uyum
icinde, merkezi
olmayan toplum
pek cok baktmdan Murray Bookchin'in toplumsal ekoloanlayisini andinr. Ancak Huxley'in ideal toplumu birornek bir
aiilayisi ji
din ve ahlaka sahiptir. Herkesin Pala'ya
uyum
saglamasi bekle-
kendi toplumlarmin deger ve inanclarmin temelini sorgulayacak kadar ozgur degildirler. Sozgelisi Oscar Wilde, nir, insanlar
kendi bireyselligini gelistiremeyecegi ve sanatsal cizgisini surdUremeyecegi i^in boyle bir loplumda yasamak istemezdt Ada, Huxley'in kisisel utopyasidir ve bUtun utopyalar gibi soluk ahp
veremez. Bununla birlikte Huxley bunu bir inane edimi olarak gorur: "Burada insan, istikrarh ancak esnek bir potansiyelierini
arzu
amaci
tasir."
J1
mumkUn
oidugu
Huxley olene kadar ruhen
toplumda kendi
kadar gercekle^tirme liberter
olmaya devam
etmistir.
Martin Buber
Yahudi
asilh varoluscu filozof
Martin Buber cok farkh bir eme-
gecmise sahiptir. Gustav Landauer'in yakin dostuydu ve unlu Paths in Utopia'smda (Utopya Yollan, 1949) ona (Proudhon ve Kropotkin'in yam sira) coskulu bir bolUm ayirdi. Buber, lektiiel
Landauer'in ortaya koydugu eserin uluslararasi alanda
mesini sagladi. Her
ikisi de,
tlgi
cek-
tnevcut Devlet'in kabugu icinde or-
ganik bir toplulugun gelisdrilmesiyle ilgitendi ve toplumsal yenilenmeyi ahlaki ve ruhsal degi^ime dayandirmak
istedi.
Buber,
Proudhon'un sistemleri reddedisine ve celiskiye du^mekten
ce-
kinmeyisine de hayrandi. Ancak Buber, bireylerden olusan orga31
AUnii, Philip Thody, Aldous HuxUy, Charles Scribner's Sons,
1973.S 128,
New
York,
786
Anar$izmin Taiihi
nik
bir birlik olarak grup anlayisim ovdiigu Proudhon'un "ulus"u olusturan federatif bilesimin dogasim gozden kacirdigim dusundii. Gene Buber, kurtanci bir guc olarak devrim yeterince yaratici
olamayacagi
i^in
devrim oncesi
yacini vurgulayan Kropotkin
toplum
kin'tn
ile
ile
bir yapi
ayni goriisteydi.
olusturma
ihti-
Ancak Kropot-
Devlet antitezinin fazla basil oldugunu dusun-
du.
Buber, toplum
ile
Devlet arasinda acik bir
her toplmnda "toplumsal iiiski
oldugunu one
duzeni korumak
aynm
yapti ve
tike" ile "siyasal ilke" arasinda ters bir
surdii. Devlet'in
icin "siyasal bir
ortuk bir kriz
ikudar
durumunda
fazlasi" gelistirdigini
de toplumsal yapilann bir olcude iktidar ve otoriteye sahip olduguna inanan Buber, siyasal gucun merkezsizlesti-
kabul
etti. Biitiin
rilmesini istedi ve serbestce gelisen enerji ve kendiligindenlik sayesinde toplumsal ilkenin zamanla Devlet'in kati siyasal ilkesinin yerini alacagini
umdu: "Hukumet mumkun oldugu
olciide
Yone-
tim'e donusturulmelidir." 32
Ancak bu cozumleme Landauer'e gok yakm ve geleneksel anarsist devlet anlayisim dogrularken, Buber, belirli kosullarda Devlet'in mesru bir rolu oldugunu one stirerek an arsis llerden ay-
lnsanligm simdiki durumunda Devlet'in dissal gitvenligi
nidi,
saglamasimn ve
farklt gruplar arasindaki ic catismalan cozmesinin zorunhj oldugunu dusundii. Devlet bir makine gibi degtl,
communitas communitatum olarak, \ocuklanm, yani topluluklan
bagnna basan, ^ocugunu besleyen anne"gibi davranmahydi. 33 Buber, anarsist merke2sizlik ve federalizm ilkelerine hay-
duymasina ragmen dzyonetimli topluluk ve birlikleri guclendiren btr cerceve olarak Devlet'in mesru rolunii kabul ettigi ranltk
icin anarsist
olmaktan cok toplulukcu
bir sosyalist olarak kaldi.
Devlet'in bir topluluklar toplulugu olarak yeniden insa edilmesi gerektigini dusiindu; ancak "bir topluluklar toplulugu Ulus adim
hak eder" diyordu. Yeni bir Yuksek Mahkeme kurulmasmi da
Bu mahkeme, tipki Platon'un "muhafizlar"i gibi eyleyecek ve temsili hukumeiin merkezilik olcusu ile topluluklann yeonerdi.
rel
ozerklik olciisii arasindaki sinin belirleyecekti. 34
Buber'in en olumlu iddiasi, koy komuniinu, komtinal haya32
Martin Buber, "Society and the State" (1950), yeniden bsk. Anarchy 54 de, Agustos 1965,
s.
33
Martin Buber, Paths
34
age, s
137, 134.
241-242. in
Utopia (1949J, Beacon Press, Boston, 1958,
s.
39.
ici ti-
Miidriii
tin ile
I
787
iW\tct\er
uretim ve tuketim unwl^imini lemel a!an ve tanmin sanayi organ ik olarak birlesl initial bir model olarak goren yenilen-
mis ve derinlestirilmis
bir knopcraiif hareketti. Filistin'de
kuru-
Prnudhon, Kropotkin ve Landaulan erken kolektif yerlesitnki cahsti, Bir Yahudi iliskilendirmeye er'in anarsist gelenegi ile i,
savunDevleti'nin kurulmasini isleimdt ve Araplarla tsbirligini "halk du. Iki ulusluluk anlayisi orlodoks Siyonistler taraftndan yol acitilmesine disina loplum vc dusmatu" olarak gdrulmesme ti.
35 Israil'in
daha sonraki
tarihi,
Buber'in topluluklann "anasi"
olarak Devlet anlayismin tehlikesini gostermistir. Proudhon'un, duzen ozgurliigun anasi degil kizidir gorusunu biraz daha dikkate
almahydi.
Lewis Mumford Lewis Mumford'un toplum kaygisi
onu
ile
giiclu bir liberal
teknoloji arasindaki iliskiyle
konumu benimsemeye
ilgili
yoneltti. Ilk
The $to\y of Utopia'dm (Otopya'mn Oykusu, 1922) koitibaren insan ozgurlugu igin akilci teknoloji kullanimimn Yakindogu'daki tezine gore, Temel suflarmi oiusturmaya cahsu. eseri olan
tekrar tekrar gee neolittk zamanlardan itibaren iki ayn teknoloji
yan yana var olmustur: Bunlann "biri otoriter, digeri demokraolarak istikrarsiz, tik, bin sistem merkezli, giiclu ancak yapisal ve dayanikh" becerili ancak zayif gorece merkezli, digeri insan idi.
M
Birincist oylesine basal hale gelmistir ki,
Mumford,
gidisati
uyguladigimu teknoloji uzerinde deradikal bicimde surdurdiigumuz demokratik tektakdirde, netim kuramadigimiz da degisecegi bir done me hizla ya ezilecegi niklerin tamamen degistirip,
yaklasmakta oldugumuza inanir. Sorun teknolojinin dogasindan gok, onu kimin denetledigi sorusunda yatar. The Myth of the Machine'dc (Makine Efsanesi, 1967) Mumford, bilimciler sindaki cagdas ittifakta,
ile
Kadim
turan askeri kraliyet otoritesi
yuksek hukumet gorevlileri ara"mega makine" olu§-
Misir'da bir
ile
dogaustu otorite arasindaki koDaha sonra, The Pentagon
alisyonu andiran bir paralellik buldu.
o/Power'da (tktidann Pentagonu, 1970), Amerika'daki "askeriendustriyel bilimsel" elitin teknoloji uzerinde kurdugu denetiA gustos 1965,
230.
35
Bki. [ohn Ellerby, "Martin Buber", Anarchy 54,
36
Lewis Mumford, "Authoritarian and Democratic Technics", Questioning Technology, dcr. Alice
Games &John
s.
Zerzan, Freedom Press, 1988,
s.
14.
788
Auarfizmin Tarihi
min devam etmesi
nn
halinde, insanlik icin ortaya cikacak sonucla-
tahripkar olacagi uyansinda bulundu.
Mumford, butiin yazilannda teknolojinin, "mega makine"nin ve onu yonetenlerin amaclan icin degil kendi amaclanmiz
i^irt
belirtir.
kullamlmasi haiinde gereekten yararh olacagint Otoriter tekniklerin bize
israrta
hakim olmasim onlemek
igin
onu demokratik siirecle kurtarmah ve siradan bireylerin denetimine vermeliyiz. Makine ancak o zaman insanhgi angaryadan kurtarmak
icin kullanilacak ve ozel beceri, bilgi ve estetik
guya bagimh
is
duy-
bo? zaman saglanacaktir.
igin yeterli
Depresyonun en siddetli evresinde yaziian Technics and Ci(Teknik ve Uygarlik, 1934) Mumford, ikttdar gudiive malzeme ozelligine gore tanrmladigi sanayilesmenin birbi-
vilization-da sii
rini izleyen
Bu
lie
uc evresini
aym etmek
evre suntardi: Su ve
odun
icin arkeolojt dilini kullandi.
cagi, ekoteknik;
komtir ve demir
gagi, paleoteknik; elektrik ve ala$im cagi, neoteknik.
Bu uc evre Daha sonra nukleer enerji ve silikon cip Ne var ki Mumford, farkh teknolojilerin dogasiyla
ortustir ve ic ice gec,er.
cagina gtrdik.
onlan kullanan insanlar ve bu teknolojilerin uzun ddnemli Makinenin organik ve canh olanm inkanndan kaynaklandtgim ve zirvesini "ohim kultu"nun olusturdugudegil,
etkileriyle ilgilendi.
nu diisiindu. Nukleer savas. tehdidi, "tamamen makinelesmis toplumun yuksek dramasi"ndan ibaretti. 37 Mumford'a gore, yamt makinenin parcalanmasinda degil, ilkel bir hayat tarzina donuste yatar. Bu da, tarn aksine, "bireysel kisiligin ve kolektif grubun yeniden insasim, butun diisiince ve toplumsal etkinlik formlarmm yeniden hayata yonlendaha
dirilmesini"
radikal
gerektirir. 33
donusumu
Boylece
toplumumuzun ve cevrenin
saglanir.
Technics and CivUization'da (Teknik ve Uygarhk) Mumford, uretim ve tuketimin temel ihtiyaclan karsilamak icin "normallestirildigi" bir "temel komunizm'' formu onerir. Temel gelir esitligi
tam olmahdir, Bunun otesinde bireyin ihtiyaclan dogrudan caMumford bu komunizm formunun toplulugun faaliyetlerini paylasma yukumliitugu anlamina geldigtni one surer, ancak zorlama olmayacaktir. Bazilannin zorlama olbayla tatmin edilebilir.
37
Mumford, The Fulure of Technics and 58.
38 Age,
s.
182.
Civilization,
Freedom
Press
1986
s
MaJcM)
I
789
ihnlilk\
ilirazma, sucmlara asgari bir
madikca cahsmak isiemcyeccMiTi
yiyecek, barinak ve ubbi ynrdim sagladigimiza gore, aynismi
tembel ve inaici kisilerdtn niyc esirgeyelim, yanmni verir. Aym zamanda, isin kalitesinin cali^mamn cazip kihnmasi bakumndan
onemli oldugunu da kabul eder ve bir otomasyon degil gOnullu caksma <;agnsmda bulunur. "Toplumsal hayat olgunlastikca," der, "makinelerin toplumsal issizligi simdiki teknolojik issizlik
kadar belirgin olacakur." 39 Ayni zamanda, zor
isleri
hafifletmek
ve kisisel ozerkligi artinnak icin teknolojinin tas^digi potansiyel ozgurlestirici etkiyi kabul eder. Nihayct, "Yaraimayi loplumsal-
lastrnn!" sloganini ilan eder. Yaraticihk kuciik bir kastin aynca-
hgi
olmamah, hetkes larafindan gerceklcstirilmelidir. Bu tiirden degisiklikler mekanik bir ideolojiden organik
bir
ideolojiye gecilmeksizin, bilincte buyiik bir degisim ohnaksizin
gergeklestirilemez. Organik
bulunu dikkate
alarak,
hayau soyui-
lamalar ve pargalar olarak degil, en lam disavurumlan icinde dusiinmeliyiz.
Topium
icin
belirsiz bir ilertemc deg.il,
"dinamik
denge" cagnsi yapan Mumford, toplumsal ekolojinin onciilerindendir. Insanlik ile doga arasindaki uyumun yeniden kurulmasi-
m, boylece ^evrenin yeniden dengelenmesini
manda
sanayi
ile
tarim arasinda
uyumlu
ister.
Bu aym
bir dengeyi,
za-
nufusun
merkezsizlejtirilmesini ve iktisadi bolgeciligt kapsayacaktir,
tam bir anarsisi otmadi ve zaman zaman sozcugunii olumsuz anlamda, kaos olarak kullandi. Or-
Mumford "anarsi"
asla
negin, karmasik silahlann varhgini "uluslararasi anarsi"nin bir belirtisi
olarak gcirdu. Gene, kendi yeni toplumsal diizeninde
is-
ci denetimi ve tuketici gruplarimn kurulmasim isterken, sanayii isbirligi yapan Eyaletlerin olusturdugu siyasal cerceve icinde go-
Bununla birlikte, Devlet'in bankacthk islevlerini devralabileone siirse de, yenilenmis topium ve insani olgekte lasarlanmis merkezi olmayan topluluklar vizyonu ayirt edici bicimde rur,
cegini
liberie rdir.
Buyiik bir etki yaratan kitabt, The. Culture ojCitics'dt (Kentlerin
Kukurvi, 1938)
Mumford kern
yaklasimla incelemeye ve
hem
uygarligini ikonoklastik bir
kent
hem
de kir planlamasina
merkezci olmayan, bolgeset bir yakla^imi savunmaya devam etti, Teknolojiyi tarih oncesine kadar izledigi Die Myth of the Machine'de
(Makine
Mitt,
ibaret olmadigini 39
Ag(,
s
175
1967) insanm
savundu,
Ona
alet
kullanan bir hayvandan
gore insan, "basindan beri
dii-
Anarsizmin Tarihi
790
sunce ureten, kendisini ydneten ve tasarlayan hayvandir; biitUn faaliyetlerinin
merkezinde once kendi organizmasi, daha sonra,
kendi ifadesini daha butiinluklu bicimde buldugu toplumsal or-
gutlenme
yatar."
Mumford
onlan belirleyen zihinsel
teknolojinin kati olgulanyla degil,
siireclerle ilgilendi. 40
Mumford log Patrick
biiyuk bir sentezciydi. Olumlu onerikrinde, biyo Geddes ve bahge-kentin oncusit Ebenezer Howard'in
icgorulerinden yararlandi. Ozellikle Kropotkin'in insanlann kendi kendilerini yonettikleri ve kendi gorevlerini cahsarak yerine getirdikleri,
merkezi olmayan toplum anlayisindan etkilendi.
Kropotkin'in Tarlalar, Fabrikalar ve Atdlyder'inin 1960'larda, yazildtgi
on dokuzuncu yuzyi! sonuna kiyasla daha onemli oldugu-
nu dusundu, Kropotkin, sadece elektrigin ve entansif tarimin daha merkezi bir kentse! getisimin temellerini gormekle kalmamis, biitim bunlann, tigi
nastl
olusturdugunu
"kitle orgUtlerinin
ihmal
et-
ve diis ktrikligina ugrattigi insana daha fazla yer veren, daha
sorumlu ve duyarh
bir yerel hayat firsau" yarattigim da
gormus-
tu 41
Mumford'un dusuncelerinin ozellikle
organizmanin gelismesi ilgi
liberter ve
daha sonraki cahssmalannda agiga icin
onemli gorulen
demokratik yonleri, cikti.
Herhangi
tizerklik
onun
bir
esas
alamydi. Ozerkligin, ancak teknolojinin demokratik bir top-
lumda demokratik kilmmasi halinde surdUmlebilecegini dusiindu. Bu durumda nihai otoritenin btitune verilmesi gerekiyordu. Bu da, "komunal ozyonetimi, emitter arasinda serbest iletisimi, ortak bilgi kaynaklarma engelsiz ulasirm, keyfi dissal denetime
korunmayi ve butun toplulugu etkileyen davramslar icin sorumluluk duygusu"nu kapsiyordu. 42 Cogu anarsist igin oldugu gibi Mumford icin de, mumkUn olabilecek en tyi hayat, daha buyuk olcude "ozyonetim, oz ifade ve 6z gerceklestirim" saglayan hayatttr, "Bu anlamda, bir zamankar$i
bireysel bir ahlaki
tar
sadece krallara atfedilen kisdik, demokratik teoriye gore her
insana
aittir.
Kendi tamhgi ve biititnlugu olan hayat devredile-
mez. ,,4J Kendi eserinde Mumuford'un 40
etkisi
gorulen Murray Bo-
Bki. Theodore Rosiak, "Scholar, Poet, Prophet", Mimas, Los Angeles, 31
Ocak
1968.
&
42
Warburg, 1961, alum, Colin Mumford, The Ci(v in History, Seeker Ward, "Introduction", The Future o/ Technics and Civilization, s. 14. Mumford, "Authoritarian and Democratic Technics", op. tit, s. 13.
43
Age.
41
Bki.
Modern
I
okchin,
onun
belirsiz
olan demokratik tcrimi"yle
liberter terimini
"(oplumsal oiarak daha saygin ve
M Ashnda Mumford kendisini
cidir.'
Ne
rak goruyordu.
791
ihr tinier
kansurmasmdan
bir "radikal
sikayet-
demokrat"
oia-
olursa olsun, leknik ve demokrasi konusun-
daki gorusleri dertn bicimde libenerdir.
Noam Chomsky Amerikali dilbilimci-filozof
Noam Chomsky
kendi alamnda bir
devrtm yaratmis, aym zamanda Birlesik Devletler hiikumetinin ve siyasetlerinin en canh toplumsal ele^tirmenlerinden bir olmustur. Bir linguist oiarak, butun insanlann farkh
dilleri
ogren-
melerini saglayan dogal bir "evrensel gramer"e sahip olduklan teziyle taninmistir.
bahcivamn gene
Aym zamanda
Bertrand Russelhn, genci, bir
gordugu gibi beslenme ve gticlenme organizma oiarak goren "humanist anla-
bir agaci
potansiyeline sahip bir
yi?i"m paylasir. 45 Ve Russel gibi, bireyin ozgur gelishnini toplu-
mun yuksek amaci Ne
var ki
oiarak gorur.
Chomsky dogrudan dogruya
anarsist getenekten
esinlenerek Russell'in radikal humanizmini asar. Wilheim von
Humboldt'un The Limits of State Action'indan (Devlet Eyleminin Smtrlan, 1801) ve bireyin ozgur secimine yaptigi vurgudan derin bicimde etkilenmistir. 46
Ancak Chomsky, en cok "son
ciddi
dusuniir" dedigi Rudolf Rocker'dan anarko-sendikalizm yonUn-
de etkilenmis oldugunu da acikga kabul eder. Nihai oiarak, kendi liberter
giirluk
sosyalizminin temeline, butun insanlarm "temel oz-
ve
kendi uzerlerinde denetim
kurabilme
ihtiyaci"m
yerlestirir. 47
Chomsky
toplumsal ve siyasal gorusleri
ile
linguistik teorisi
arasmda zorunlu bir baglanti gormez. Ne var ki kartezyen bir akilci oiarak, "liberter solun dogal oiarak kazamlrms bir hakka sahip cikmasi gerektigi"ni one sUrmustur. 48 anarsist, kisiligin geneltikle
44 45
s.
oldugunu one su-
46.
Bki. "Introduction", Guerin, Anarchism, age, Paul Barker, 61.
48
iiriinij
sosyalist ve
Boookchin, The Ecology of Freedom, s, 241. Noam Chomsky, Problems of Knowledge and Freedom: The Russell Lectures,
Fomana, 1972, 46 47
ortamin bir
Cogu
Age.
s. xi.
"Noam Chomsky's Two Worlds", New
5ociery, 2
Nisao 1981,
s.
Anarsizmin Tarihi
792 rerken,
Chomsky kendi
dogal entelektiiei ve
bilissel yonleri
olan
bir biyolojik "insan dogasi" kavramini formullendirmeye gahsti.
49
Chomsky'e gore sadece insanlar
ma yetenegine
sahiptirler, "lnsan
dili
yarauci bigimde kullan-
dogasinin temel 6zelhkleri(nin)
insana, ozgfirluk ve gesitlilik ve bireysel 6z gergeklestirim im-
kanlanni azamilestirmesi
igin gerekli toplumsal kosullan ve toplumsal fortnlan yaratma firsati'Verdigine inanmakta higbir tmarsizlik
olmadigini one surer. 50
Chomsky bu gorusu desteklemek de
gizil
jgin,
Bakunin'in her birey-
olarak var olan butun giiclerin tarn gelisimi olarak gor-
diigu ozgurliik anlayisim aktarmistir.
Bu anlayisa gore, yukandan dayatilmadtgi igin
bir yargic tarafindan ya da
ma
"di$sal kisitla-
olarak goriilemeyen ve kendi bireysel dogamizin yasalan
ta-
rafindan belirtenen kisttlamalarin disinda hicbir kisitlama" lammaz. 51 Bu turden dogal yasalar insanlan sinirlamaz, sadece insan
dzgurliigunun gercek ve dolaysiz ko^ullanni olujturur.
Ancak Chomsky, Bakunin'in
goru§lerini kendi yarauci du-
sunce yakla§imiyla kiyaslarken, kendi linguistik ve toplumsal gorusleri arasinda baglanti kurmakta duraksar, Kisinin dille ilgili iggorulerden toplumsal ya da siyasal sonuglar gikaramayacagim teslim eder. "Insan yeteneklerini ve ihtiyaclarmi simrlayan ve
carpuan otorite ve denetim yapilanm" gostermek ve "bunlann ustesirtden nasil gelinecegine dair pratik fikirlerle sonuclanan bir toplumsal teorinin temellerini atmak" miimkun olsa bile, boyle bir yakla$imda "muazzam bosluklar" vardir. 52
Ashnda Chomsky, kendi toplumsal inanglan igin felsefi bir temel gelistirmeye gahsmaktan cok, liberter goriislere duydugu sempatiyi Amerikan siyaset ve kiitturune iliskin siirekli bir etestiri
olarak ifade etmeyi tercih etmi$tir. Ozellikle Amerikan ente-
lektuel yapisinin koleligini ve kendi cikarlanm bir "liberal nes-
Amerikan medyasim
nellik" maskesiyle gizleyen
49
Chomsky, Language and
Responsibility
,
Pantheon Books,
elestirmistir. 53
New York,
1979,$.
77.
50
Chomsky, For Reasons
of State
,
Pantheon Books,
New
York, 1973,
s.
395-
396.
51
Guerin'in Anarchism'ine Girij,
dogamn
ge and Mind (1968) kiyaslar.
52 53
$.
x.
Burada Chomsky, Bakunin'in bireysel
yasalan uzerine goruslerini. Carte sien Linguistics (1966) ve Languagibi kendi eserlerindeki yarauci diisunce yaklasimiyla
New York
Review of Books, 21 Mayis 1970. gorttsme. Open Road, Yaz. 1984.
Graham Baugh ile Amerikan basinmm Ispanyol
tq Savastni ele ahsi
konusunda Bkz Chomsky,
Moiti'iii
I
793
iln-nerler
Bu entelektueller, Devlcl'in iusunltkdisi siyasetlerini ahlaki bakimdan kabul ediiebilir hit kilikut hakh cikarmaya gahsan sekii-
kurumu
ler bir rahiplik
manda, Amerikan fez Savasi'na
Chomsky aym
biri
za-
onun Vietnam'dan Kor-
izledigi saldirgan siyasetlerin
kadar
tirmenlerinden
oltisiunviaktadirlar.
yoneiiininin, ozellikle
en keskin
eles-
olmusuir. Lsas sorun, "askeri Keynescilik"
dedigi yakla$nnda yatar. Amcrika'daki askeri-sanayi kompleks
harcama duzeyini korumak
yiiksek askeri
du$manlara
ihti-
duydugu sempati en
acik
icin
yag duymaktadir. 54
Chomsky'nin
liberter goriislere
ifadesini siirekli iktidar ele^tirisinde ve ne kadar
karmasik olursa
Devletlerin kendi cikarlanm kollayan
ayncahkh
olsun
biitiin
elitler
tarafindan denetlendigi goriisunde bulur. Kendisine sade-
ce anarsist degil "soku Marksist" de denilmistir, ancak
kendisine iiberter sosyalist ya da sosyalist anarsist mtndedir, 5 Tucker'in
Chomsky
deme
egili-
Anarsizmi sosyalizmin liberter kanadi olarak goriir. Amerikan bireyci gelenegini reddeder, Bakunin'in
''
esinledigi kolektivist ve sendikalist gelenek icinde yer
alir.
An-
cak anarsizmi bir doktrin olarak degil, tarihsel bir du^unce ve ey-
lem egilimi olarak
goriir.
Bu egilim
gesitli
bigimlerde gelismistir
ve tarihin iginde surekli bir cisgi olarak varhgini surdiirecektir.
"Beni kisisel olarak anarsizme ceken," demektedir, "ondaki, kar-
masik ve orgudu sanayi toplumlanni ele alma sorununu ozgitr kuramlar ve yapilar gergevesi iginde kavramaya gahsma egilimleridir." 56 Butun toplumsal ve siyasal yazilannda Chomsky
bir
tarn olarak
bunu yapmaya Albert
galismistir.
Camus
ve Varotusculuk
Varolusguluk hig kuskusuz Ikinci Diinya Savasi'ndan sonra pek cok anar^isti etkiledi. Liberter Stirner ve Nietzsche'ye varolusgu"Objectivity and Liberal Scholarship", American Pmver and the
Random House, New 54 55
York, 1969,
s.
New
Mandarins,
72-124,
The fjiiardian'da yaptlan goriisme (14 Temmu: 1989) Bkz George Woodcock, "Chomsky's Anarchism", Freedom, 16 Kastm 1974. Woodcock, Chomsky'nin bir "solcu Marksist" oldugunu one surer. Carlos Otero, "Giris", Chomsky's Radical Priorities, Black Rose, Montreal, 1981 ve
An a re hist Research, 11, onun otantik bir anarsist oldugu one saraliir. Goriisme, The Chomsky Reader, der. James Peck, Serpent's tail, 1987, s. 22Paul Marshall, "Chomsky's Anarchism", Btdfetin of Kasirn 1990,
56
3.
s.
22-26'da
ise
794
Anar$izmin Tarihi
lugun habercileri demlmistir, ancak varolusculann, birey, ozgtir secim ve ahtaki sorumluluk vurgulan ile anar§izmin basltca 6greuJeri arasinda yakin bir baglanti vardir. Herbert Read ikisi arasinda pek cok benzerlik buldu ve her ikisinin de Marksizm'e ustun oldugunu dusundii, 37 Ateist varolusculugun en etkin tuel hayatini insan
savunucusu, buttin entelekozgurlugunun genisletilmesine adayan Jean-
Paul Sartre'dir. Varolusculuk ve Humantzm, (1946) bashkh denemesinde ozgurlugun vazgecilmez dogasi uzerinde durdu. Tann var otmadigi icin her seye izin verilmistir ve butun ahlaki degerler insan yaratilandir. Gene, sabit bir insan dogasi olmadigi icin ("varolus ozden once gehr") insan kendisini bicimlendirmekte ozgiirdur: "belirlenimcilik yoktur; insan ozgurdiir, insan ozgurluktur." Ancak Sartre, insanin kendini donusturmesi ve gelecegini belirlemesi konusunda gtiglu bir umut verirken, ozgurluk deneyiminin nese degil act dolu oldugunu one surdii: "insan mahkum" dur. 58 Aynca, oyunlannda acikca ortaya koy-
ozgiirluge
dugu
gibi, insanlar
hennem
arasinda dogal bir
dayam$ma
yoktur: "Ce-
baskalandir."
Savastan sonra Sartre, Stalinist Fransiz Komunisi Partisi'yle yapmaya hazirdi; ve 1960'ta Marksist oldu. Kosullanma-
isbirligi
ya hayir diyebilmeliyiz gorusunu israrla savunan liberter bir Marksizm formu geiistirdi ve dogrudan bir demokrasi formu isledi.
Ancak Fransa'da 1968 isyam
sirasinda anarsistlerle degil
Maoistlerle birlesti. Caginin en tam insamni Cohn-Bendit'te degil Che Guevara'da buldu. Hayatimn sortuna dogru Sartre anarsizme sempati duydugunu kabul etti, ancak bu modern turevin-
den cok klastk anarsizmdi. 1975'te soyle dedi: "Felsefe yoluyla kendimdeki anarsisti kesfettim. Ancak bunu kesfettigimde, anarsizm cagnsi yapmadim, cunkti buguniin anarsisinin 1890'larin anarsisiyle hie dgisi yok." 59 Sartre'in ozgurluk yolu, bireysel azgurluge duyulan varoluscu bir ilgiyle hafifletilmis olsa da, Marksist
gelenek icinde kahr. Albert Camus'yle birlikte, anarsizm ve anar$ist hareketle da-
ha yakin baglar olustu.
Camus
57
Marxism and Anarchism" (1949), Anarchy and
Bkz. Read, "Existentialism,
Or&r,
s.
bir pieds-noirs
(Cezayir asilh
141-160.
58
Jean-Paul Sartre, Eiistcmtalisfti 6- Humanism (1946), cev. Philip Mairet, Eyre Methuen, 1975, s. 34.
59
"Sartre at Seventy:
An
Intenviev",
New
York Review of Books, Agustos, 1975.
MnJciii
I
795
ibfttatet
yasayan Fransiz) olarak Cezayir'de dogtlu. Fransiz kotonisinde icinyoksul ve beyaz bir ailenm ugluydu. Cocuklugu yoksulluk Akdehayat ya^adigi altinda guncs ve hava de gectiyse de, acik baglanmasina yol niz'e ve onun berrakhgina surekli bir sevgiyle
konusunda ilk goruslerini futbol oynarken edindi; gaolmak icin universiteden aynldi. 1934'te Komunist Parti-
Etik
agti.
zeteci
uye olarak Cezayirlikr arasinda propaganda yapti. Kisa suhumanizm gorusunii re sonra partiden aynhp kendi liberter
si'ne
gelistirmeye basladi.
Camus,
kisa
romam
Bt ranga de (Yabanci, 1939), ister kiz :
idama maharkadasi, ister bir Arap'i oldiirdugu icin kendisini hakkinduygulan kendi birine herhangi olsun yargic kum eden bir adami da yalan sdylemeyi ve oyun oynamayi reddeden gene kahramaicindekL duygusu anlamsizhk derin bir Camus, anlatti.
dogruluk ugruna olen biri ("layik oldugumuz yegane Isa") yanolarak betimledi. Ancak roman, gene bir isgiyi kumsaHann arayan tannsi olarak yuceltse de, burjuva toplumunda gercegi icerim disinda kisinin bir yabanci olduguna dair ustu kapah bir runi
agik bir siyasal mesaj tasimaz.
Daha
felsefi
olan Sisyplius Silences
i
(1942)
Camus
kendi
absurd dokirinini geiistirdi. Eserin daha basinda s« sozler yer "Gercekten ciddi tek bir felsefi sorun vardir, o da intiharsorusu kargisindir." w> Hayatin yasanmaya deger olup olmadigi ahr:
da
Camus
insan
durumunun tamamen sacma oldugunu one
su-
kapatilmasi imkansiz rer. Insanin arzulan ile gerceklik arasinda gene de sonsuzbir mesafe vardir: Insan olmek uzere dogar ama
luk pesinde kosar; bilgtye ulasmak kusatihr.
O
ister,
ama
bir
halde sacma, "akildi§i ve vah$i bir
kusku deniziyie
acikhk ozlemiyle
61 yiizlesme" de yatar.
Ancak yanit kisinin kendisini oldurmesinde mus yasamaya devam ederek sacmahga isyan etme gular. Otantik insan,
degildir.
Ca-
geregini vur-
"sonsuzlugu inkar etmeksizin, onun
icin
smirlt ozgur-
yapmayan kisi"dir. "Diinyasat bakimdan olmayan tsyanmin ve olumlu bilincinin farkinda olan insan, kendi hayai siiresi iginde sonuna kadar yasar."
higbir sey
liigiinun, gelecegi
biTipki Sisyphus gibi kayasini, yeniden asagiya yuvarlanacagmi "tannlan yaparken, lerek tepenin zirvesine dogru iter ve
mmu
60
Camus, Tne Myth of Sisyphus (1942), mondsworth, 1977, s 11.
61
Age,
s.
26.
cev. Justin O'Brien,
Penguin, Har-
Anar$izmin Tarihi
796
olumden
kuciimseyisini,
62 Yaptig] isin
tirir.
belirli bir
nefretini ve
yasama tutkusunu"
nihai olarak faydasiz oldugunu
tatmin duygusuyla
isini
bilir,
tamamlar, Kendi
smirlari icinde, kendi gunlerinin efendisidir ve
dile ge-
gene de
kosuUannm
bu anlamda, dun-
yanin sacmahgi mutluhiga bir davet olarak gorulebilir.
Camus
her
turlii
askin gercekhgi reddederken yeryuzunde
cahsmanm mumkiin oldugunu dusiinBu bakimdan kararli bir humanist olmaya devam etti. Savas sirasinda Bir Alman Dosta Mektup'ta yazdigi gibi, "Yeryuzune sadik kalmak icin adaleti sectim. Hala dunyanin nihai bir anlami oldugunu dusunmiiyorum, ancak onda anlamh bir sey oldugunu, yam insanin var oldugunu biliyorum, ciinku insan sahip olinsanhgin iyilesmesi icin du.
masi gereken seyi talep eden yegane varhktir." 63
Dunya
Ikinci ti
gi £i,
Camus, Fransa'ya gitCombat gazetesinde Sartre'la isbirli-
Savasi patlak verdiginde
ve 1943'ten 1946'ya kadar
yaparak Direnise katddi. Kendisini her seyden once bir sanattanntanimaz bir havari olarak diisunmekten hoslansa da,
donemin
karistk siyasal ortannna atildi. Gencliginde Komunist olmasina ragmen, Nazizm ve Stalinizm'e yol acan soyut siyasal fikirler hakkinda giderek kuskuya kaptkh. Devrimden cok isyan cagnsi yapmaya basladi. Birincisi, genellikle bireyin kendisini feda etmesiyle sonuclanirken, ikincisi otoriteye itaati icgudusel
olarak reddetmeyi ve kisisel kimligin ortaylamasmi gerektiriyordu. Caligula adli
meden her
oyununun
gosterdigi gibi, kisi kendisini yok et-
yok edemez. Ancak Camus'nun evrimi §eyi
tan once, 1944'te, Combat'ta.
Komunist
Sovyetler
evreler halinde gerceklesti. Savas-
Parti'den aynlmis
Birligi'nin
dis
otmasma ragmen,
siyasetini
savunmaktaydi:
"Rusya'nin su anda izlemekte oldugu uluscu siyaseti, karsthksiz kalan bir kolektif guvenlik sistemi onerisinden sonra benimsedi-
unutmamahyiz. Butun diger
gini asla
onun genel
Aym
yil
cagn
yapti,
devJetler arasinda sadece
bir silahsizlanma onerdigini
de unmmamahyiz." 64
icinde, Fransa'da poputer bir isci sinih demokrasisi icin
Savastan sonra direnis Fransa'da beklenen devrime yol acmadi.
Camus butun
devrimlerin yeni tiranlara yol actigtni one
62
Age,
63
Almti, Philip ~[\iody,Aibat
64
Age,
s.
s,
64, 108.
90.
Camus
191 3-60,
Hamish Hamilton, 1961,
s.
81.
MiiJt'Mt
f
797
iin'ttcrler
siirdu. Totaliter yonetimk-riii savasiiklanni iddia etukleri hicbir
kotiilugun totaliterligin kcndisitiden daha kotu olmadigini dusu-
nuyordu. Komunizm'e karsi eikurken hosgoruyu ve ihmh siyasetleri ovmeye basladi; elesiirmenlerine, ozgurlugu Marx'tan degil
yoksulluktan ogrendigini soyledi. Artik asamah degisimi
lercih ediyor ve ozgul koiiiliikleri ele ahyordu. 1946'da yazdigi
Ne Kurban ne de Cdlat'ta, yasal cinayetin dehsetini anlatan Glyoi\n Uzerine Du^uncder 'in bir temasindan hareketle olum cezasim, adil olmayan bir toplumun intikami olarak ve cok parlak bir bicimde ele
O
aldi.
donemde
dikalistlerle iliski
Camus,
Fransa'daki
anarko-sen-
Ispanyot
kurdu; tspanyol Siyasal Mahkumlar Federas-
yonu'nu destekledi ve CNT'nin gazetesi Solidaridad Obrera 'run yonetmeniyle gorustii. Fransiz sendikalist ve anarsistlerinin dergiteri,
Temoins, Le Libertaire ve Le
Monde
cikaranlarla
L'tbertaire'i
yakin dostluk kurdu. Bu kisiler Camus'nun liberter gelenegi degerlendirmesine yardimci oldular ve ona SoI'da kalarak antiko-
munist olmanin mumkiin oldugunu gosterdiler. Camus'nun yeni konumunun en ozlu ifadesi buyiik
bir etki
yaraian fsytm'da (1951) yer aldi. Herbert Read, kitabin 1953 rihli Ingiiizce
ta-
baskisina yazdigi Onsoz'de coskuyla soyle dedi:
"Bu kitabin yayimlanmasiyla
birlikte
Avrupa dusuncesini
yiizyildan fazla bir suredir ezen bir bulut dagihyor.
Umut
bir
etmek,
bir kez daha mumkun oludonuserek kolayca yozlasabilen soyut ideallere yortelik kahci bir salduidir. tsyamn, isyancilann tannsiz bir dunyada yasamayi tercih edecek yerde, tap in ma k icin yeni ve tiranca kutsalhklar yarattiklari bir yone nasil saptigi-
insana ve gelecege guven
duymak
yor." Eser, nihilizm ve terorizme
m acimlar, Ayrintilt arastirmalarda lerini inceler, Bunlar,
Camus
Camus'nun
edebi ve
felsefi
isyan ornek-
tarafh bir yakla^imla olsa da,
anarsist ve liberter dusunceyi inceledigini gosierir. Ornegin, Sade'in baskalannt icin
umursamaksizin kendi arzulanni tatmin etmek
sadece kendisine muitak ozgurluk istedigini ve
comen
do-
gasina ragmen mutlak diktatorliik fantezileriyle oyalandigini one surer.
Gene, Nietzsche'nin Tannyi ve biitun degerleri inkan, carNasyonal Sosyalizm'in hakh cikanlmast icin kolayca
pitilmis ve
butun soyutlamalan yok ederek kendisini soyu llama haline getirmistir; onun "birey-krah" dunyanin harabeleri iizerinde, her turlu yikimi gerceklestirmeye hazir olakullanilmistir. Stirner bir
Anar$izmin Taribi
798
rak olmiistur. Bakunin ve Necayev topyekun ozgiirliik istemis-
ama sonug,
ler,
birinin Leninist diktatorluk anlaytsina katkida
bulunmasi, otekinin
siyasal
ise
amat ugruna
Camus en
guglendirmesi olmustur.
cinayet kultunii
cok, tarihin ureitiklerL disin-
da hicbir deger olmadigini savunan Hegel'e ve onu izleyen Marx'a ofkelenir. Marx'in litopyaci Mesihligi nihai ifadesini Sovyei polis Devletinde
bulmustur.
Camus'nlin devrim
dan
Stirner'in
pek az seyt
devrim
tie
ile
degisiirebiiir, gunkii
sadece bir patronlar grubimun
Oysa
bir digeriyle yer degistirmesini saglar. fizik
aynm, dogru-
isyan arasinda yaptigi
ayaklanma ayrimim yankdar. Devrim isyan, yeni bir meta-
ve ahlak yaratarak insan dogasim degisiirebiiir. Isyan, sac-
maliga, acilara ve adaletsizlige karsi bir protestodur ve likrini
dimhhk
temel alan bir ahlaki deger yaranr. Bireyin bittunlugunii
tanir ve siyasette goreli hedeflere
ulasmaya
Camus'ye go-
calisir.
nesne muamelesi gormenin ve basil tarihsel ko^ullara
re isyan,
indirgenmenin reddedilmesidir.
Bununla
birlikte isyan, tek basina, yalniz gerceklestirilen bir
edimdir. insan dayanismasim yok etmez, daha cok biitun insan-
dogasim onaylar, boylece Sagma deneyiminde cekilen
larin ortak
biraktr.
yana vardigi zaman,
kisi,
iktidar diinyasim devre disi acilar bireyseldir,
kolektif olamn, "herkesin
farkina vanr. Yabancilasan
ruhun
ilk
ancak
is-
macerasi"mn
adimi bu yabancilasma tu-
riinu biitun insantarla paylasmayt kabul etmektir.
Bu nedenle
is-
yan, bireyi yalnizhktan kurtanr: "Isyan ediyorum, o halde hep birlikteyiz."
w
Uzun arastirmasinm sonunda Camus, isyanci ruhu over ve burjuva nihilizmi alternatif olarak
ile
tarihteki liberter ve
otoriter
sosyabzme tek
anarko-sendikalizmin yaninda yer ahr; "Sendi-
kali2m, upki komiin gibi, gerr;eklik adina, soyut ve burokratik merkeziyetciligin inkaridir." 66
Bu
tek ba^ma,
hakim
otoriter dii-
siince tarafindan baski aittnda natulan liberter gelenegin mesajini ifade eder.
Camus'nun yeni yaklasnm 1952'de Sartre'la Fransiz Komuuzerine kamuya acik bir tarti^maya yol acti. Camus, Stalinizmi kesinlikle reddederken, Sartre zamanin soku entelektuellerinin cogu gibi, isci simfinm biiyiik boliimu tarafindan desnist Partisi
65
Camus,
66
Age,
s,
I.
'Homme
356.
re volte
(1951), GaLlimard, Paris, 1972,
s.
35-36.
Moifrifi
I
799
\htiicrkv
teklendigi icin Stalinizmi dikk.iit-
almak gerektigini one
surdii.
1956 Macaristan ayaklanniasi anla^mazhgi daha da siddetlendirdi.
Her
iki taraf
da Sialinizmiii yaptigi baskiyi kinarken, Sartre
Stalinizmin zorunlu bir k
nin hadademokratik olabilccegini one surdu. Ote yanda Camus, Franc-Tireur'xm Subat 1957 sayisinda totaliterbir toplumda evri-
min mumkiin olmadigini
savundit: "teror daba kcitu bir teror di-
stnda evrilmez, daragaci libera Icsmez, zindanda hosgorii olmaz. I
Dunyanin
hicbir yerinde mullak iktidara sahip olan,
ancak bu
iktidan mutlak bicimde kullaninayan bir parti ya da bir insan ol-
mamistir," 67
Camus anarko-sendikalizme duydugu
sempatiyi gelistire-
cek yerde, tarn tersi bir yone sapn. 1955 secimlerinde MendesFrance'm kampanyasim destekledi ve bir Fransiz Isci Partisi icin cagri yapti. 1957'de ironik bicimde devrimci sendikalist La Revolution Proktatienne'de yayimlanan bir konusmasinda, herkesin ozgurliigiinun baskalannin ozgiirliigune
bagh oldugunu ve
ozgiirliigun, Devlet tarafindan ustiin tutulmasi gereken yasalarla
tanimlandigim one surdu,
Camus sonunda
klasik liberal parla-
menter demokrasi savunusuna varmisti.
Camus, Gandi'yi "cagimizin en buyuk insam" olarak goriiiliskilerin dogasim temelden degistirdigini sOyluyordu. Ancak dogum yeri olan Cezayir sorununda bir seyler yapmayi reddetti. Sartre'm biitun kalbiyle Cezayir'i savundugu yerde Camus, bagimsizhk sava^i sirasinda sadece her iki tarafa lhmlihk tavsiye etti ve somurge sistemi alyor ve nukleer silahlann uluslararasi
tinda Cezayirliler tedi. Bir
ile
Fransizlann
esit
haklara sahip olmalarim
ateskes orgutlemeye cahsu. 1957'de Nobel oduliinu kabul
zaman
is-
Fransiz Cezayir efsanesinin otesine gecemedi ve bir
(Sartre reddetmisu) yapcigi
iskenceleri
neden kinamadtgini so ran Cezayirli
findan kesildi.
Camus
ettigi
konusma, Cezayir'de yapilan
adaleti sevdigini soyledi,
bir ogrenci tara-
ancak adalet
ile
yapmak zorunda kalsa annesini tercih Bu Godwin'in tutumunun tam tersiydi. Godwin "ben"
annesi arasinda bir tercih ederdi.
sozcugunde sonsuz adaletin gereklerini bozan sihrin ne oldugunu sormugtu. Annesini adalet e tercih eden Camus ise giderek kendi kabilesini, ulusunu ve irkini tercih etti. Sonuc olarak kendi
koklerine sadik kaldi: solcu bir kolonyalist, Afrika kiyilannda
ve metropolitan Fransa'da bir yabanci ve kendisi gibi insanlarla 67
Alinti,
rhody, Albert Camus, s 203.
Anar$izmin Tarihi
800 birlikte giinesin gi
alunda yasayabilecegi bir yer ugruna
adaletsizli-
kabul etmeye hazir bir adam.
Ne
yazik ki
Camus
bu ikilemden kurtaramadi. Iki kazasmda oldti; cebinde doniis Sacma bir kez daha zafer kazanmisti. kendisini
yd sonra, Ocak 1960'ta,
bir araba
igin bir tren bileti vardi.
Michel Foucault Fransiz sosyalist teorisyen Michel Foucauh'ya
Ancak o da
denilmistir.
modern
anar^ist
Sartre gibi, anar§ist terimini kullanma-
mi$, hatta anarsistligi reddetmistir. 68 Eserlerine derin bir liberter
ruhun hakim oldugu ve
btlgilerimizin bir iktidar ve hakimiyet nasd kullanildigina dair pek cok anarsisti etkileyen
araci olarak
parlak bir
cozumleme
yaptigi
kusku gotiirmez, Foucauh'nun
$eyhrin Diizenj'nde (1966) kulturiiinuzu belirleyen temel kodla-
n
(epistemler) aciga cikararak yaptigi seye bir insan bilimleri ar-
keolojisi
demek mumkundur.
Aydinlartma'yi akd ve bilim araci-
ovmekten uzak olan Foucauh, onu insan acilannin ve toplumsal denetimin guclendirilmesi olahgiyla gerceklesen ilerleme olarak
rak gordu, Dt'Iiligm
dogru
7~nrihi'nde
delilik algismda,
edilmesinden (deliligin
dogru gelisen
(1961) on sekizinci yiizyihn sonuna
onun anlamli bilgeligi) bir
bir degisiklik
bir akildi^ilik olarak
kabul
hastahk olarak gorulmestne
oldugunu
saptadi. Hapishane'nin
Do-
zaman zaman pek isabetli olmamakla birlikte, modern cezalandtnci topiumun ideolojik temellerini Aydtnlan-
gu^u'nda (1975)
ma'da
aradi.
Foucauh'nun esas i^gonisu, cezalandiran iktidann
iyile$tiren ve egiten iktidardan
temelde farkh olmadigi gorusiine dayamr. "Hapishanelerin, fabrikalara, okullara, kislalara, hastanelere ve biitun
bunlann da hapishanetere benzemesi sasirtia Bu egilimi en iyi simgeleyen, mahkum-
degil mi?" diye sorar. 69
lann tam bir gozetim altmda tutulmasini saglayan ve faydaci filozof Jeremy Bemham'in tasarladigi. Panopticon adindaki "ornek" hapishanedir. 70
Foucauh'nun hapihsane incelemesi onu genel bir toplumsa! gozumlemesine yoneltti. tkiidan iktisadi olmayan terim-
iktidar
G
68
Bkz.J.
69
Michel Foucault, DUriptinr and Punish. The Birlh of the Prisons, Sheridan, 111, 1, Pantheon, New York, 1977, s. 228.
70
Bkz Foucault' nun, Bentham'm Panopticon 'u nun [1977) Fransizca baskisma Onsozii. "The Eye of Power".
Merquior, Foucauh,
Fomana
Press, 1985,5. 154. cev.
Alan
Motlctn
degerlendirmek
lerle
mis bir tidar
icin Marx'i degil Nietzsche'yi izler: "Iktidar
ba$ka araclarla surduiiilcn
savastir,
801
ihiitaki
I
bir sava§", yani 'ilan edilme-
savas"tir. 71 Baski bile iktidann ikincil bir
sonucudur.
Ik-
insanhk durumunun vazgecilmez bir parcasi olsa da, burju-
va toplumu yeni bir iktidar olarak yeryiizu ve
onun
tipi kesfetti;
Disiplinci iktidar, Esas
uzerinde uygulanan egemen
uriinieri
ik-
tidann aksine, disiplinci iktidar, gozotim bicimi bakimindan "in72 Boylesan bedenleri ve onlartn hareketi" uzerinde yogunla§ir. ce iktidar istenci gibi bilginin diyaiektiginde de, akil bir iktidar
teknolojisi ve bilim bir hakimiyet araci haline gelir.
Bitirilmemis cok cildi Cinselligin Tanhi'nde (1978-84) Fou-
oldugunu gosterdi. Cinselerotioi'sindan Fhristiyandonemlerin ars likteki degisimi kadim cikarma denetimine kadar izledi. Batih insan, hk caginin giinah denetime tabi tutulsosyocinsel hayvan olarak "gunah cikaran cault benligin icteki iktidara nasil av
:
mustu. 73
On dokuzuncu
yiizyihn basdannda birey bir cinsellik
oznesi olduganun farkma varmi^ti. Kabaca
aym
siralarda, akil
nastaliPinin psikiyatrikle^tirilmesi de gerceklestirildi ve akil nastaneleri yayginlasti. Burjuvazi,
kendi hakimiyetini guclendirmek
icin bir ahlak ornegini ve kaynagim, topiumun kaidesi olarak
monogam insa
etti.
heteroseksuel
cifti
Boylece cinsellik,
ortaya cikararak bir cinsellik
kadim donemlerde oldugu
kodu
gibi kar-
misik ve kisi di§t bir haz kaynagi degil, kendini aragtiran ve giinah tnkaran bireyin bir ugrasisi olarak yeniden yapilandmldi. NietzscheciiktidaranlayisiniMarksistiktisadico-
Foucaul'
zumlemeyle toplumlann
kiyasladi.
Ancak Wilhelm
Reich'tn, baski oloriter
bir tiranudur anlayi^ini reddetti. Foucault'ya gore,
formundaki iktidar istenci, tarihin giEormu degi^se de insanhk var oldukca siirecektir. Bu yakla^im onu devrim konusunda belirgin bir antiutopyaci tutuma yoneltti. Mevcut kapitalist topluma herhangi bir ahernatif ozellikle cinsel hakimiyet di§ati icinde
onermedi. 1972'de Amsterdam' da Chomsky'te birlikte katddigi
toplum modeli olusturmayi redsoyledi ve devrimcinin gorevinin, topiumun hakim si-
bir televizyon tartismastnda, bir
dettigini
71
Foucault, Power/Knowkdge: ScUcttd interviews and Other Writings 19721977, der. Colin Gordon, Leo Marshall, John ter Press, Brighton,
1980,
s.
87-90,
Age,
73
Foucault, The History of Sexuality.
151. Bkz. age,
1978,l,s 59.
s.
Meplam
ve Kate Soper, Harves-
10.
104-5.
11
s.
1
<;ev.
Robert Hurley, Pantheon,
New York,
Anar$izmin Tanhi
802
soyutlamadan baska bir §ey olmayan
nif fikarlanni yansitan bir
cahsmak
adaleti gercek lest irm eye
gunu one
degil, iktidari
fethetmek oldu-
surdii. 74
Foucault'da anar§istlerin Iktidar ele§urisi ve
ilgisini
modern kulturu
ceken pek cok sey vardir.
hakim iyet formu olarak
bir
tanimlamasi aydmlatici ve ikna edicidir. Goreneksel formdaki
si-
muhafaza etmeleri halinde butun
yaseti reddetti, cunkii Devlet'i
devrimlerin Stalinizm biciminde yozlasacagina inaniyordu. 75 Bu-
nun
yerine merkezi olmayan ve kendiliginden devrimci hareket-
lerden yanaoldu.
Bu yaklastm, Foucauli'yu, 1968 ayaklanmasini desteklemeye yonettti.
Parisi'nde yasanan ogrenci
O sirada, mahkumlann
go-
hapishaneden kacmaya cahsmaktir, dedi, Kurumlardan hos-
revi
lanmadigi
icin, adli
mahkemelerin yam
sira
devrim mahkemele-
de reddeiti. Ve geleneksel simf miicadelesini reddetmemekle
rini
birlikte,
kadmlann, mahkumlann, askere ahnanlarin, hastaneler-
deki hastalann ve escinsellerin "partikularize iktidar "a kar§i 6zgiil
mucadeleler vermelerini
iscedi.
76
Foucault, pek cok cagdas anarsist gibi, Aydinlanma'nm
fela-
kete yol acan baskici urunu olarak gordugu akdci ve liberal Bati
kulturunu reddetti.
Onun
entelektuel atesi, anar§izmdeki patla-
malan soguk coziimlemeye gi
tercih
eden erken piroteknik gelene-
yeniden canlandinr. Bir keresinde soyle demistir: "Kitaplan-
mm
.
.
molotof kokteylleri ya
.
isterdim; kullanikhktan
soma
da
mayin
kendilerini tahrip etmelerini isterdim." 77 birlikte,
onun "anar§izm
ile
tarlalari
olmasim
tipki havai fisekler gibi patlayarak
Gene
de, Marcuse'le
kar§i kuliuriin evlenmesini saglayan
yiiksek rahip" oldugunu soylemek
buyuk
bir abartmadir. 78
Fou-
onermez ve iktidann butuniiyle ortadan kaldinlamayacagini one surer. Nihayet, Foucault'nun aykin yapisalcdik formu anarsizmden cok Nietzscheci bireycilikten esinlenmtstir. Iktidar cozumlemesi ve modern kuisomut
cault iktidann fethi i^in
bir yol
tur elestirisiyle anarsistleri esinleyebilir,
ancak kendisi
anarsistli-
gi kesin bir dille reddetmistir.
74
Merquior, Foucault,
75
Bkz. Gbrii§me, Le
76
Foucault, "Reponse a une question", Esprit, 371, Mayis, 1968,
77
Nouvelks LilUreiiro'de (2477) Jean-Lousieiine'le gorusme (17-23 Mart
78
Merquior, Foucault,
s.
149.
Nouvd Obscrvalcur (12 Mart
1977). s.
156.
1977). s.
850-874.
38 Modern
Anar§istler
&
Bu
yitzyil anarsist
damgasi
ozgun ducogu klasik on dokuzuncu yitzyil benimsemi$ter ya da bu fikirleri eyletasty an az sayida buyiik ve
siinur uretmistir, Anarsistlerin
dusunurlerinin
fikirlerini
me donusturmeye
cahsjmi^lardir.
Sadece
Emma Goldman
ve
Murray Bookchin, en dikkat cekicileri (eminizm ve toplumsal ekoloji olan yeni anarsist aktmlarm gelismesine yardimci olmuflardtr. Noam Chomsky gibi diger pek cogu da, anarsizmi benimsemis, ancak esas katktlanni anarsist siyaset teorisi dtsinda kalan
atanlarda yapmtslar; anarsizm
ile
nirda durmuslar, ancak bu sinin
liberterizm arasindaki dar
tamamen
nun dikkat
cekici istisnalan Britanya'da Herbert
Comfort
Birlesik Devletler'de Paul
ile
si-
sitmemisjerdir. Bu-
Goodman
Read ve Alex
olmustur.
Herbert Read Herbert Read Ikinci
Dunya Savasi'ndan once ve sonra dogrudan
anarsist harekete katildt, anarsist felsefe tizerine
pek cok
etkite-
yici kitap yazdt ve
gercekustuculugun Britanya'da saygmlik ka-
zanmasim
Ancak Read bir eylem adami olmaktan cok yorumcu ve sanat elestirmeni ol-
sagladi.
bir yazi adami, toplumsal bir
Anar$izmin Tarihi
804
mustur, 1893'te uzak bir Yorkshire clftliginde dtinyaya gelen Read, Proudhon gibi bir koylu oldugunu, koy gelenegi icinde dogdugunu kabul etmistir. 1903'te babasinin olumu uzerine North
York'tan aynlarak Halifax'taki bir yetim okuluna
gitti
dunya"yi terk etmek zorunda vings Bank'ia c,ahsmak iizere tasinarak
ve boylece
masum
yetiskinliginde yeniden ele gecirmeye cahstigi "o
harika
Okulu bitirdikten sonra SaLeeds'e gitti. Daha sonra Londra'ya kaldi,
Cahsma ve Hazine Bakanhgi'nda kamy
gorevlisi oldu
ve burada biirokrattara karsi kahci bir tepki edindi. Sonvjnda Victoria
and Albert Museum'da miidur yardimcisi oldu. Bu goyapmasim
rev, sanat elestirmeni, sair ve egitimci olarak kariyer
sagladi.
Leeds'te, gene bir adam olarak Read onceleri fanatik bir Tory oldu. Birinci Dunya Savasi'ndan once Edward Carpenter'in Non-Governmental Society'sini (Hukumetsiz Toplum) okuyarak
anarsizmi benimsedi. Bu kitap onda bir dizi yeni diisimce
Daha
sonra, Proudhon,
Bakunin ve Kropotkin'in
yaratti.
eserlerini
oku-
du. Anarsist felsefeyi destekleyen Nietzsche, Sorel, Ibsen ve Tolstoy'dan, anar$izme saldiran
Marx
ve Shaw' dan etkilendi.
Annals of Innocence and Experience (Masumiyet ve Deneyim Kronikleri, 1940) bashkh otobiyografisinde belirttigi gibi, bir su-
bay olarak yasadigi Birinci Dunya Savasi deneyimi Read'in mili-
mu hale fe tin
tarizm ve Devlet'e karsi liber ter
1918 gibi erken
bir tarihte bir
siyasal diisuncesini "bireyin,
sokan topluluga
yatm kiymetini bir si?rayis
i
dogruladi. Nisan
dostuna yazdigi mektupta, kendi
onu
hie ilgilendirmeyen eylemlere
isyant" olarak dzetledi; "guzelligin ve etkin ha-
bilen herkesin ideali olarak
gordugum
anarsiye
yaptim" dedi, "Guzel bir anarsi benim feryadim bu-
dur" diyordu Read.' Bir barisci ve anarsist oldu, ancak anarsiz-
mini 1937'ye kadar actkea
ilan etmedi.
Read dunyayi degistirmek
istedi,
sanat ve egitimle
ilgili
eserlerinde insanlarm otoriterligin cesitli bicimlerinden kendilerini nasi] kurtarabileceklerini
fina yonelik
gostermeye
propaganda yapmaya hazir
calisti.
Ancak
isci
sim-
degildi: "Proeterler icin
yazan entetektueller hicbir sey yapamazlar," diye yaztyordu. "Bu sadece
la
Alinti,
trahhon des
clercs' in (bilginin ihaneti) bir
Woodcock, "The Philosopher of Freedom",
Symposium, der. Robin Skelton, Methuen, 1970, King, The Last Modern:
A
Life of Herbert Read,
baska
Herbert Read: s.
74;
Weidnfield
A
for-
Memorial
aynca Bkz. James
& Nicolson,
1990.
Modern Anarsisthr
805
I938'den 1953'e kadar Freedom yuzyihn sonunda Kropotkin tarahndan Press' le (on dokuzuncu yakin isbirligi yapti. kurulmustu) Read'in anarsist gelisimi evreler halinde ancak geri doniis-
mudur." 2 Bununla
birlikte,
Onceleri Rus Devrimi'ni olumlu gormeye hazirdi.
suz oldu.
Ciinkii Lenin, Devlet'in
sonumlenmesini
istiyor ve soyle diyor-
du: "Devlet varsa ozgurluk yoktur. Ozgurluk oldugunda Devlet
olmayacaktir." 3
Ancak 1930'da
satr
Vladimir Mayakovskiy'nin
intihan Read'in kuskulanni tetikledi ve her hrsatta Komiinist Devlet'in merkezi denetimini kmadi. Ispanyol devrimi,
umutlan-
nin yeniden yukselmesine yol afti ve CNT'nin anarko-sendikalizmini coskuyla destekledi. Ozellikle Ispanyol anarsistlerinin dinsel le
yogunlugundan
etkilendi; onlar icin yazdigi bir siirde soy-
diyordu:
Ahm
limoti yaratilmaz
Ancak
yeti^ir ye$il bir agacta:
O billur baki$h gtiglu adam dogmus
Ozgilr
Read, Wilde tetik
gibi,
adamdir
4
kendi anarsist felsefesinin dogrudan kendi
yoksun ve kaba
bir varolus/ olacagina inaniyor-
du. 5 Eric Gill'in "Kulture bo? ver"
donemin
dtgi bir
elitist
c;igtigini
benimseyerek, yasa-
kiilturunu, "uyusturucu, dindeii daha kotii
uyu^iurucu" olarak
sisel
es-
kaygilanndan cikip gelistigini dusundu. Sanatsiz bir haya-
"incelikten
tin,
bir
elestirdi. 6
Omin
yerine,
en
iyi
jekilde ki-
ve toplumsal ozgurlugua gen isle dime si yle o 1 us turu labile
cek demokratik bir kultur gelistirmek
istedi.
Read insanin dogal
olarak yaratici bir varhk olduguna inandi: "Hayatin her alamnda
bu Dogal Duzen'i izlememiz halinde, kiilturden soz etmeye gerek kalmaz. Bihncinde olmaksizm ona sahip oluruz." 7 Sanat^i 2
Alinti,
1972, 3
Lenin,
Woodcock, Herbert Read: The Stream and s.
the Source. Faber &c Faber,
232.
The State and Revolution,
alinti.
Read, "Poetry and Anarchism"
(1938), Anarchy and Order: Essays in Politics icmde, Souvenir Press, 1974,
s.
93.
4
AUim, The Anarchist Reader,
5
Read, To Hell With Culture: Democratic Values are
Trench, Truhner, 1941, 6
Age,
s.
7.
7
Age,
s.
17,
s.
s.
43.
256.
New
Values,
Kegan Paul,
Anar$izmin Tarihi
806
ancak ozgtirse ve sanat ozerkse kendi
yaratici potansiyelini tain
olarak gelistirebilir.
Read egitimi yaratici ve ozerk k i?in in gelisimini tesvik eden bashca arac olarak gordu; ashnda, anarsist teoriye en buyiik katkisi
Modern uygarhgin carpik durumu
egitim alaninda oldu.
ile
geleneksel okul sistemleri arasinda cozulmez bir baglami gordu.
Hastahklanmizm nedeni bireyin
yaratici
kendiligindenliginin
bastinlmasina kadar izlenebilir. Bu baski, zorlayici disiptinin,
ahlakm ve mekanik cahsmanin uruduydii. Read'e gore, mevcut okullar "duyarligm mezbahasi"ndan baska bir sey degilotoriter
di. e
Education through Art'ta (Sanat Yoluyla Egitim, 1943} Read,
George Woodcock'un liberter bir egitim
yaratma yontemi" dedigi
"gizlice anarsist
formunu savundu. 9 Bu egitim formu, "yonelim
bakimindan derin bicimde
anarsist" olmayi
bilirnjli
olarak amac-
lryordu. ]0 Read'e gore, egitimin
amaci "benligin bireysellesmesi" olmahydi. Bu da bireyin eszamanli "benzersizligi"ni ve "toplumsal bilmci"ni gerektiriyordu. siireci degil,
11
Egitim sadece bir kisisel gelisme
aym zamanda toplumsal butunlesme
ve karsilikhlik
soranu olmaliydi. Read'in iddiasi, ozgur hayatin gerektirdigi toplumsal erdemlerin lik
gence
bitgi
ve bilim asilamaktan cok onda estetik bir duyar-
uygun
gehstirerek tesvik edilmesinin daha
olacagiydi. Boyte-
ce Read, cocugun dogustan gelen duyarhligim zihinsel gelismenin temeli haline getiren bir egitim sistemini savundu. Cocuklar
dogustan sanatcidirlar ve
yaratici sanat sayesinde dengeli bir ki-
mensup olduklan grup ya da toplulugun canh gelebilirler. Ne var ki cocuk ancak yetiskinlerin
silik gelistirebilir,
uyeteri haline
sempati ve anlayisi sayesinde korkudan kimanlmasi halinde birligi
dunyasina
is-
girebilir.
Ancak bu nasil gerceklestirilecektir? Read gorunuste hicbir yontem onermez. Zorunlu dzdisiptin etkinlikten kaynaklanir: lyi bir
ogretmen, bir diktator
gerlerinden daha
kimindan daha 8
ileri,
degil,
ulasilacak
biltncti,
daha cok teknik bakimdan
amac ve benirnsenecek
cocuklarla birlikte calisan, onlarla sempati
Read, "Chains of Freedom", Anarchy and Order,
Woodcock, The Anarchist Read? r, s. 379. 10 Read, "My Anarchism*. Anarchy and Order,
s,
18G.
9
11
di-
aratdar ba-
Read, Education through An, Faber
s.
& Faber,
244.
1943,
s. 5.
807
Modern Anar$i$t\er iliskisi
kuran ve onlan tesvik eden, onlara paha bictfmez bir deger
n olarak ozguven kazandiran bir ogrencidir. O, ogrenciler arasinda yardimlasmayi tesvik edecek, bir karsilikbhk ve guven iliskisi olusturmaya cahsacaktir, O halde disiplin dayatitmayacak, kesfedilecektir. Bu, Godwin'in iki yuz yil once verdigi mesajdi,
ancak Read tarafmdan tamamen modern ve
ile-
rid bicimde ele alindi.
Read, egitim ve sanatla
ilgili
yazilanndan tamamen ayn ola-
and Anarchism (§iir ve Anarsizm, 1938) ve The Philosophy of Anarchism (Anarsizm Felsefesi, 1940). Artarsizm'in yaraticihk icin zorunlu olan ozgurluk formurak
iki liberter
klasik yazdi: Poetry
nu savunan yegane siyasal felsefe ve adalet askiyla tvjtarli yegane yaklasim oldugunu dusundu. Bakunin'in, "yaratmak icin yikmak gerekir" gorusiinu benimsedi; yani, uygarhgimizin dogasini de-
gistirmek icin mevcut formlan parcalamak gerektigini kabul ti.
13
Onun
et-
icin edebiyat, resim ve mimarlikiaki yerlesik burjuva
kadar ekonomideki yerlesik burjuva ideallerini yikmak da onemliydi. Read'e gore, ozellikle tngilizler toplumsal ozgurlukten yoksun olduklan icin hicbir begeni tasimiyorlardi. Read'in zihnini en cok mesgul eden konu, Wildeci gercek
idealleri
bireyselligm gelismesiydi. Anarsizm Fekefesi'nde ilerleme olcii-
sunun "toplumdaki farklilik derecesi", yasanan deneyimlerin zenginligi ve yogunlugu oldugunu one surdii. Toplum ne kadar ilerlerse, grubun icindeki birey o kadar goze carpardi. Toplu-
mun gelecekteki
birimi, "kendi icinde bir dunya,
ve kendini yaratan, ozgurce ahp veren,
ruh tasiyan
birey "dir. H Ancak
ama
kendine
yeterli
oziinde ozgur bir
Read, S timer' in savundugu tarn
ozgurluk turiinun "kacimlmaz cdku?" anlamma geldigini dusundu; birey organik bir kooperatif ulus toplulugu icinde yer
kisisel
almahydi. 15 Butun bir anarsizm davasi, dogru toplum turunun "organik bir varhk" oldugu varsayimina dayanir, cunkii grubun organik hayati, bu turden butiin varhklann hayati gibi, kendi
kendini duzenler,' 6 12
Read, The Grass Roots of
An
(1955),
alinti,
The Anarchist Reader
283.
13
"Poetry and Anarchism" (1938), Anarchy and Order,
14
"Philosophy of Anarchism", Anarchy and Order,
15
Age,
16
"Philosophy of Anarchism", age,
s.
81, B8. s,
50,
s.
s.
58.
37, 39.
icinde,
s.
808
Anar$izm\n Tarihi
Read, ozgurlugun daima insanm dogal giicler uzerindeki denetimine gore belirlendigini de kabul etti. Ona gore, anarsi ideali en iyi sekilde pratik anarko-sendikalizm orgutlenmesiyte gercektestirilebilirdt.
Bir anarko-komunist olarak Read butun maddi haklarmtzdan vazgecmemiz ve mulkiyeti ortak bir fona devretmemiz gerektigini one surdii. Sinifsiz bir topluma, "burok-
katmam ya da meslek grubu ve islevolmayan toplum"a ancak bu $ekitde ulasilabilirBu ancak federal donusumle, ekonominin merkezsizle§tiril-
rasisiz,
ordusuz, kapah bir
siz bilesenleri di. 17
mesiyle gercekle§tirilebilirdi. Read, cesitli kolektifler arasmdaki iliskileri duzenfemek ve genel siyaset sorunlan konusunda karar vermek icin, bir ttir "sanayi parlamentosu"na ihtiyac olabilecegini tesiim eder. Ancak bu
yasama ya da yurutme gibi bir idari form olmayacakn. Genel de is hayattan ahnan zevke bagii olmah ve gitnluk bo? zamanda kesintiler olarak gorulmeliydi. sel
Boylece anarsizm, "otoritenin evrenolarak merkezsizle§tiriimesi ve hayatin evrensel bicimde ba-
anlamina
sitlestirilmesi"
gelir. ]s
Read, The Politics of the Unpolitical 'da (Siyasal Olmayanin toplumsal idealini daha aynntih olarak de aldi.
Siyaseti, 1943)
Toplumun ni
one
aileyle ba$lamasi ve loncayla
devam etmesi
"Dogal toplum" dedigi seym baslica sinda sunlar yer ahyordu:
1.
surdii.
Kisinin ozgiirlugu.
dirilmesi.
IV,
11.
Ailenin butunlugu. Ml, Niteligin odullen-
Loncalann ozyonetimi.
hukumetin kaldmlmasi.
gerektigi-
ozellikleri ara-
VI.
Parlamento ve merkezi
V.
Hakemlik kurumu.
VI!. Otoritenin de-
legasyonu. VIII. Sanaymin insanilestirilmesi.
Biitun
bu
ilkelerin, ozellikle yedincisinin
tam olarak
anarsist ol-
madigi aciktir ve Read bagimsiz bir yarginin ancak "bolumler arastnda cikan anlasmazliklan butunun cikarlanna uygun bicimde cozecek bir hakem" olarak var olmasma raziydi, 19
Read
esit
esit is cagnsmda bulunsa da tamamen yetenek ve isbolumii hiyerarsisinin ozgur
paylar ve
esitlikci degildir. Bir
toplumda daima var olacagina inamr. 17
"Poetry and Anarchism", Bkz. op. at,
s.
op. cit,
5.
87,
Bir elitin hicbir ozel giicu
Read in 1
anarsist
toplum gortisu
101-2; ve ''Philosophy and Anarchism", op.
18
"The Paradox of Anarchism", Anarchy and Order
19
Read, The
Politics of the Unpolitical,
s.
cit,
134.
s.
Routledge, 1943,
s.
11, 10.
49-50.
icin
809
Modern Anarfistler
zeka aristokrasisi muhtemelen var olacakti. Arzuindirgenelar birornek olmadtgi icin, toplum ortak bir vasata ve imgezihnini kendi herkese mezdi. Ne var ki anarsist toplum
olmasa
da, bir
Iemini
gelistirme
verecekti.
firsati
Read'e
gore
iktidar
dus-
kunliigu ve oliim korkusu ozgiin gunahlardtr ve onun nihai amaci, act cekmek ya da vazgecmek degil, "canh bir duzenin orta
yerinde hayat anarsisini kabul etmek, ondan zevk almak ve
onu gerceklestirmek"
idi.
20
duydugu ilgi, onu kendi anarsist felsepek cok dusunurun icgorulerini incele-
Psikoloji ve felsefeye fesini
meye
desteklemek icin Freudcu bir baglamda,
yoneltti.
anarsisti,
"kendi insanlrgi-
nin bir geregi olarak baba otoritesine direnen insan" olarak tanimladi. 21 Ozellikle grup liderligine kanjt gikarak, psikolojik Liderlik ihtiyacint reddetti. Liderligin tek akernatifi isbirligi ve
yardimlasma
ilkesidir;
baba-ogul
iliskisi degil,
kardeslik
iliskisi.
Read, bireyin gruptan dereceli olarak ozgiirlesmesi gorusjjnii desteklemek icin Jung'un bireysellesme surecine iltskin tantmla-
masindan yararlandt. Read ozgurlugu her seyin lizerinde tuttu. Oteki anarsistler tarafmdan cogu kez tembellik biciminde kotuye kullanilan bu kavrama yakla^tmt ogreticidir. Ozgurlugun, bir tur denetimden ozgurluk anlamma geldigini kabul ediyor, ancak olumlu anlamda ozgurlugun "tek olma ozgurlugu" anlamina da geldigini vurguluyordu, Ozgurluk sorumlulugun kendi kendini duzenleyen bir formudur. Ingilizcede "serbestlik" (freedom) ve "ozgurluk" (liberty) sozciiklerinin kullammtni da kiyasladi: "Bir in-
olumlu
san serbesttir: Ozgurluk
ise
ona verilmistir.""
Ikincisi,
soyut ve
62e ili^kin; birincisi ise somut ve varolu^saldir. Ozgurluk siyasal bir idealdir ve toplumsal orgutlenme icinde ifade edilir. Serbestlik ise "insan ruhu"nun kendiligindenlik ve yaraticiltk kazanma kosuludur. 23 Anarsist bakis. acismdan Read, kendimizi ve dtssal dogayi
denetlemenin
yeterli olmadigint dusundii. Bu,
ozgurlugu zorun-
lulugun bilgisi (knowledge) olarak goren en doktriner Marksistlerin benimsedikleri bir anlayi^n. Tam aksine, "kendiliginden gelisim"e izin
vermemiz gerekiyordu. Marksizm
20
'Poetry and Anarchism",
21
Age.
22 23
"Chains of Freedom", op. "Revolution and Reason"
s.
op.
cit. s.
125.
96. cit, ,
op.
s.
162, 163.
cit, s.
23.
iktisadt temel
810
Anarsizmin Tarihi
ahrken, Read anarsizmin biyolojiyi temel aldigim one surdu.
Bu
anlamda anarsizm "insan dayamsmasi bilitici" uzerinde israr eder. Read'e gore, Marksizm ve varolusculuk ideolojilerinin aksine, anarsizm "ozunde devrimci ve kosullu bir tmumu bir ozgurltik felsefesiyte"
birlestiren
yegane siyaset
Diinyamn
felsefesidir.
tek mitiian liberter doktrinidir ve yaydmasi, insan bilincinin ve bizatihi insanhgin ileriye
Read ozgiin
bir
dogru evrilmesine baglidir." 24
dusumir
degildi ve anarsizminin felsefi te-
melleri eklektikti. Kropotkin gibi,
toplumun dogusundan once oldugunu kabui eder, yardimlasmayi ve insan dayamsmasini over. Godwin gibi, evrensel dogruya -"gercek dunya duzeni olan evrensel bir diisunce duzeni"- inanir. Proudbir dogal diizenin var
hon
gibi,
doga yasalanni kesfetmemizi ve bu
yasalara, ozellikle
"evrenin dogal duzeni icinde var olan esitlik ve dtirustluk ilkele-
uygun bicimde yasamamizt ister, 25 Ve Tolstoy gibi, akhn yolundan gittigimiz zaman, Tann'nin sesine kulak vermis olacagimizi savunur: "Tann'nin duzenini kesfederiz, o Cennetin Kralri"ne
ligi'dir."^
Btitun
bu
sozler gayet akilcidir, ancak akilcihga yaptigi bu-
tun vurgutara ragmen Read, yeni bir dinin ozgur ve organik bir
toplumun zorunlu unsuru olduguna
inandi; I? Savas sirasmda Ispanyol anarsistlere, ozellikle "dinsel yogunluk" tasidiklan icin hayranlikduydu. 27
Ozgtir
toplumu gerceklestirme araclanna
gelince,
Read
anarsizmin dogal olarak banscihk anlamina geldigini one surdu, Bu yaklasim, Huxley'in yaptigi gibi, kisinin icgudiilerine karsi bir savasi degil, akil ve ikna yoluyla
cahsmayi gerektirir, Wildavrams formlarmin "onceki duskirikhk)an"yla aciklanabilecegi gorusunu benimsedi. 28 Iktidar istenci biyolojik bir faktor olsa bile, karsilikh yardimlasma diir-
helm Reich'in
biitun saldirgan
tustiyle dengelenir. Ayrica, iktidar istencinin temelini olusturan
her "saldirgan icgiidu" yikici kanallar yerine yaratici kanallara yoneliilebilir. 29
24
Bu nedenle bansin onunde asitmaz
"Existentialism,
Marxism and Anarchism", Anarchy and Order,
158.
25
"Poetry and Anarchism",
26
Age,
27
"Philosophy of Anarchism",
28
"The Chain of Freedom",
29
Age,
$.
s.
op. d(.
s.
107,
41-2.
212.
bir biyolojik
op.
op.
cit, s.
tit, s.
48.
195.
s.
157, 155,
Modern Anar$istkr
811
ya da psikolojik engel yoktur. Savasi tesvik eden ulusculuk ve kolektivizmdir, toplum merkezi bir orgutlenme geli§tirdikce savasin yogunlugu artar. Savas Devlet var oldukca var olacaktir ve
"Bansanarsidir". 30
Ancak bu yaklasim Read'in hareketsiz kaldigini gostermez. Read, Stirner'in devrim ile ayaklanma arasmda, Camus' nun ise devrim ile isyan arasinda yaptigi aynmi gelistirerek, isyan ya da ayaklanma yoluyla siyasal kurumlardan kurtulmayi amaclamak one surdu. Akildan cok icgudtinun rehberlik ettigi ayaklanma ve isyan toplumun yapisi uzerinde bir sok terapisi olusturur ve insan dogasini, "yeni bir ahlak ya da yeni metafizik gerektigini
degerler yaratma anlaminda" degistirebilir. 31 Pratik duzeyde,
kendiliginden ve gene! bir ayaklanma yaratmak icin britim top-
lulugun Devlet'e karsi Genel Grevini de savundu. Bu olana kadar, akil yoluyla birbirimizi ikna etmeye cahsabilir ve bir "iyi ya-
sama hucresi"
icinde baskalannca da
olusturabiliriz.
Ancak
benimsenecek
bir
ornek
anarsist hangi araca basvurursa basvur-
sun, Read atom bombasi caginda devrimci gercekciligin ister
temez bansci olacagmi soyledi: "Bomba artik anarsinin taliter
is-
degil, to-
iktidann semboludiir." 32
Read, "celiskilerle dolu bir hayat yasamak gayet hatta normaldir" diyordu. 33 Kendi hayati da
bunun
mumkun,
bir ornegi ol-
du. Kararh bir Katolik karsttt olan Read, ilk esini terk
kendi cocuklarini her
zaman kucumsedtgi
ettt
ve
inancla yetistiren Ka-
olmasma ragmen, kahramanhk madalyalan alBirinci Dunya Nukleer Silahsizlanma sonraki doneminde di. Hayatinin daha siyaseiikullanmama Hareketi'nden, siddet igin 100'ler Komitesi tolik bir
donmeyle
evlendi. Inancli bir bansci
Savasi 'n da s avast i ve
buldugu
ni "fazla kiskirtici" sal kiilture
riksizlik
saldirmasina ve
bakimmdan
icin ayrildi.
Hakim
Avam Kamarasi'm
siyasal ve sanat-
"vulgarlik ve bece-
vasatin altmda" gormesine ragmen, 1952'
de Kurulu Duzen'in kendisine layik gordugu sovalyelik unvanmi kabul etti. 34 Anarsizmin paradokslan hakkinda da yazdi, ancak anarsistler de
ona
doks oldugunu
anarsist bir sovalye
batirlattilar.
olmanin buyuk bir para-
Devrimci kullur anlayisi ve toplum-
31
"The Prerequisite of Peace", Anarchy and Order, "Revolution and Reason", age, s. 17.
32
age,
53
Woodcock, Herbert
34
"Chains of Freedom",
30
s.
51.
Read, s.15. age,
s.
175.
s.
121.
Anar$izmin Tarihi
812 sal
ayaklanma eagnsma ragmen, pek cok konuda
kati
muhafa-
zakar tutumunu siirdurdu. Hayatmin sonuna dogru insanhgin iyiligine olan inancmi kaybetti ve kisinin kendi bireyselligini geli§tirmesinin yegane
Paradoksal
mumkiin
protesto bi^imi oldugunu diisun-
konumuna ragmen Read,
hayati boyunca, ser-
bestlik, kultur ve topluluk icinde organik gelisimin yaninda; ya-
pay ozgurluk, uygarhk ve Devlet'in
ise kar§isinda oldu. Anarsjst
bulunmadiysa da, anarjizmin geleneksel temalanna yeni ve canh bir ifade kazandird], Koylii kokefelsefeye buyiik bir katkida
ni,
ozenli giyimi, mtinzevi hayati ve anarsist idealleriyle Read,
"insan talihi ve kaderinin simrlanni korkusuzca ara^tiran, bii-
tunluklu bir 'metafizik duyarhgin' uygulanmasi"m saglamaya calijan romantik hareketin parcasi oldu. 36 Onun kibir ve oportunizmi pek gok kisiyi deh^ete dusurdu, ancak Read hie kuskusuz
insan dzgurlugtinun indirgenemezligini onayliyordu.
Alex Comfort Alex Comfort,
romanci ve biyolog olarak,
sair,
yazarlannin en iiretkenlerinden gutlii anarsist hareketin bi,
anarsizmle
ilgili
biri
Ingiliz anarsist
olmu^tur. Read gibi o da or-
kiyilannda yer
aldi,
ancak Kropoikin
goruslerini desteklemek icin
modern
gi-
bilimi
kullandi. Gerontoloji ve seksotojiye liberter bir bakis acisindan
yaklasarak yasdimn itibanni ve cinsellikte ki§isel so rum lulu gun geregini vurguladi.
Comfort ozellikle kirkh ydlarda ve ellili Freedom Press icin bros;urler yazdt.
Bir anarsist olarak
yillann basinda faal oldu ve
Cinsiyet sosyolojisini anarsizmin bakis acisindan ele aldigi ve Barbarism and Sexual Freedom (Barbarhk ve Cinsel Ozgurluk, 1948) basjigiyla yayimlanan bir dizi konferansta, ozgur bir top-
lumun,
"siyasal olarak,
ve
di?i
kis/i
merkezi ya da bir baska hukumet iktidan
baski formlan olmayan ve sosyolojik olarak sadece
toplumsal grup etigiyle surduriilen ve karsihkh olarak kabul edilmis vukumluluklere dayanan bir toplum formu"ndan ibaret
oldugunu savundu. 37
Bir ban§ci olarak. Peace
News
icin
Ban^
ve
haatsizUh (1946) ve Sanat ve Bilimde Toplumsal Sorumluluk 35
Read, The Century Experience, Faber £i Faber, 1963,
s.
1
1.
Thames & Hudson, 1972, s. H. 37 Alex Comfort, Barbarism and Sexual Freedom, Freedom Press, 1946, s. 34. 36
Read,
A
Concise History of
Modem
Painting,
813
Modern Anarjisiler bashklt brosurler yazdi.
Comfort, anarsist bakis acisindan en onemli kitabi olan Authority
and Delinquency
in the
Modern
Stafe'de
modern
Otorite ve Sue Isleme, 1950)
(Modern
Devlet'te
Devlet'in bir sue cenneti
oldugunu, cunku uyumsuzu cezbettigini -solcu siyasetcilerin, ozellikle anar§izmin bir cocukluk hastahgi oldugu iddiasinm tam tersi- one surdu. Comfort, sue kapsaminin dogrudan yasalara bagh oldugunu, ancak "baskalannm refahina zarar veren ey-
lem ve tutum" anlaminda sue i§lemenin psikiyatrik bir durum oldugunu belirtir. 38 Bu tanima gore Comfort, siirekli hukumetleri olan merkezilesmis. toplumlarm, ozellikle polls, ordu ve hapishaneleri guglendiren yasalar yiizunden suglulan iktidara getirdiklerini savunur, Bu kurumlar, otorite arzusuyla, baskalanni yonetme ve denetle-
me arzusuyla
doludurlar. Parti siyasetleri de bir
amac olarak
ikti-
dar arayi§i sirasmda, saldirgan kisileri, "suclu davranisi sergile39 yen psikopalik ki$i ya da gruplar"i kendilerine cekerter. 1950'de Freedom Press'in orgutledigi anarsist yaz okulunda verdigi sue
konulu
bir konferansta Comfort,
daha da
ileri
gide-
reksoyle dedi: en cok endiselendiren, hiikmetme arzusunun "suc"u olusturmasidir, Hukumetlerin ve hukumetlerin i?in-
Anarsistler olarak bizi
deki cekil psikopatlarm sue niteligindeki eylemlerinin toplumsal ilerlemeye, cezalandmlablhr
yuk
bir
en ciddi sue orneklerinden daha
bti-
40 tehdit olusturdugunu dusunuyoruz,
cozumlemesinde Contort toplumsal antropoloji ve pskanalizin icgorulerinden yararlandi. llginc bir gozlemde bulunarak orgutlu hukumetin tarihte ilk kez antisosyal davrams. oruntfileriyle birlikte goruldiigunu one surer: "herhangi bir kullktidar sosyolojisi
turun kendi anormal uyelerini ozumleme yeteneginin kesintiye ugradigi noktada, baski altma alma arzusu, baski yapma arzusu 11 "lktidar merkezli" kulduyan bireylerle birlikte ortaya cikar." turlerin, 38
komuta eden, yasaklayan ve baski yapan babaya duyu-
Comfort, Authority and Delinquency
in the
roach to the Problems of Power, Routledge
39
Agc.s. 17
40
Comfon, Delinquency, Freedom
41
Authority and Delinquency,
s.
78
Motlem
State:
A
Criminological App-
& Kegan Paul, 1950,
Press, 1951
,
s.
9.
s. ix.
814
Anarfizmin Tarihi
Ian kiskanchk temelinde, "patriform" toplumlarda
goruldugunu Ote yanda, "hayai merkezli" kulttirler, isbirliginin, uretmenin ve yaratmanin daha onemli oldugu "matriform" toplumlarda gelisu. Comfort'a gore, iktidar arzusunun bile§enlerinone
surer.
den biri, bir cinsel telafi ya da giivenli bir statu ve sefkatin yerini alan bir form olarak baskici baba ve iktidarla ozdesknmedir. Toplumsal hayvanlar olarak insanlar ba$kalannca onaylanma ve gorme arzusu duyarlar ve yasaklama, katdim ve onayin ye-
sefkat
rini alabilir.
Comfort'un gorusu Freudcu tonlar tasimasma ragmen cok Bu yaklasim, geleneksel anar$ist Devlet cozumtemesine daha genis bir antropolojik ve psikolojik boyut kazandtnr. ogreticidir.
Ne
var ki Comfort saldirganhk ve
na edici degildir.
hukmetme konusunda pek
ik-
Hukmetme
oriintulerinin insanlar ve hayvanlar arasmdaki biitun iligki tiplerinden "gorunuse bakihrsa aynlmaz"
oldugunu one surer. Ve kisiler arasi saldirganhgin onaylama ve onaylanma arzusunda koklendigini one surerken, "Insanlik kendisini, cevresine kar$i saldirgan bir
dir.^ En lenenler,
insanlik
modern
tutumla savunur" demektetoplumsal ekolojiden etki-
anarsistler, ozellikle
bu gorusu reddedeceklerdir. Hukmetme ve hiyerarsi durumunun kacinilmaz unsurlan degildir ve gercekten
ozgiir bir toplum, sadece kendi uyeleri ler
arasmda
ve bir biitun olarak dogayla iliskilerinde de
degil, oteki tur"
matriform" de-
gerlerin uygulanmasini tesvik eder.
Comfort, Nature and
Human Nature'da (Doga ve Insan Do1966} saldirganhk konusuna gen dondii. Burada, insanligin kokenlerini, insanlann cinsel ve toplumsal davranislarmin gelis> gasi,
mini, duygusal thtiyaclanm ve dunyadaki yerlerini, evrimci bir perspektiften tartisir. Ozyikimci davramsin "karaktenstik olarak en 'insani' ozelliklerden biri" oldugunu one surerek, saldirganhgin "lnsan"da diger toplumsal tur ve daha ytiksek primatlardan
daha cok goruldugunu one
surer.
Godwin
gibi bir onsekizinci
yiizyil iyimseri
toplumsal hayvanlar olarak insantan saldirganhk patlamalanna yatkm gorurken, Insan, Comfort'a "toplumsal patlamalan gerceklesUrebilecek, akildisi bicimde daha saldirgan
bir
hayvan" olarak goriilur. 43 Comfort, Kropotkin gibi, sevme ve toplumsallasma yetenegimizin, hatta "ahlaki duygu"muzun bile,
42
A Sc,s.
43
Comfort, Nature and
80-1.
Human
Nature, Wddenlield
& Nicholson,
1966,
s.
191.
815
Modern Anarsistler
daha
hayvanlarm yardtmlasmalarinin bir uzantisi oldugunu
alt
da one surer, Bu nedenle saldirganhgimizin biiyiik bir bolumu kendi hayvan tarzimizdan yabancilasmamizin bir sonucudur, Sonuc olarak Insan, kendisinin dtismani haline gelmistir. Ozgurluk endi^eye yoneltir. Bu yuzden saldirganhk bir stres bozuklugunu temsil eder; inttharda icselle^tirilmis ve sava$ta disbile bizi
salla§tinlmistir.
Comfort'a gore bu
durumun
nedeni, merkezilesmis ve tek-
nolojik kultiirumuzde, evrimimiz sirasinda programlandigimiz sefih ve toplumsa lias ti net deneyimin yoktugudur. Gecmi§te din
ve sanat insani duygulann ve arzularm orgtitlenmesine katkida bulunmu^tur. Bu kez Comfort icimizdeki toplumsalla§tinci gucolarak gergeklesmek iizere serbest birakmak icin "Bir Duygular Teknolojisi" istemektedir. Comfort, paternalizm ya da "babunluk" dedigi §eyi tartisirken anarsist bir not duser. Kurumsal otoritenin gelismesinden bu yana insan topiumlanmn, birbiriyle bagdasmayan iki toplum-
leri tarn
sal etkinligi, "yani
orgutlenme ya da -ister en
bun hukmetme davramsini
ileti§im ile birey ya yasji,
en
da gru-
giiclu, ister sihir-
bazhk nedeniyle olsun-" ifade etmek icin "hukumet"i kutlandi44 Babunlugun bir belirtisi, hukumeti bir iktidar gini one surer. sorunu olarak gormekten vazgecip, bir ileti$im meselesi olarak gormeye basladigimiz zaman oriaya cikar. Comfort eski Grek kenti ya da kucuk kulup tarzi bir dogrudan demokrasi tavsiye eder. Bu demokraside yoneticilerin izleyecekleri siyasetler konusunda, hilgisayarlar aracihgiyla herkesin oyuna basvurulur. Boyle ce insanlardan olusan hukumederin yerine nesnelerin yoneti-
mi
gecirilecektir.
Fiziksel ve zihinsel saghkla ilgilenen bir
up biyologu
olarak
Comfort, cinselligin tarn olarak yasanmasim savunur, Barbarlik ve Cinsel Ozgiirluk'te, ister dinsel ister sivil olsun Devlet gozeti-
mindeki
hit;
olmadigmi one
surer.
cinsel baskiyi reddederken, toplumsal bir
bosluk
bir
Ancak Comfort
kurumda
cinsellige yer
icinde engelsiz $ehvet du§kunltigune de kar§idir. Cinsel ozgurltigun temellerinin, "bireyin kendi eylemleri ve bu eylemlerin sonuglart
hakkmda sorumluluk duymasi,
baskici
kurumlarm mu-
dahale etmemesi, iktisadi ozgurluk, guvenlik ve olumden cok hayata
donuk toplumsal duzen" oldugunu
44
Age, i 201.
45
Barbarism and Sexual freedom,
s.
42.
belirtir.
45
Anar$izmin Tarihi
816
Comfort konuya iliskin pek cok sey yazdi. Sexual Behaviour and Society (Cinsel Davrams ve To plum, 1950) ve diger kitaplanyla, altmislann "asm hosgorulu toplum"unun bicimlenmesine yardimci oldu. Ancak cok satan Joy of 5ex'inde (Cinsel Hayatin Zevki, 1972;
2. bs.
formuyla
ler
1991) hedonist ve liberter mesajini en popu-
gelistirdi.
Farkh kulturel gelenekleri dikkate alan
Gurme Tarifi" sunar. Comfort 'un amaci, her bireyin kendi cinselligini tam olarak kesfedecek kadar ozgtir eser,
"Sevismek Icin Bir
olmasidir.
Tek temel
kural, kisinin bir
ba^kasim inchmemesi ya
da somurmemesidir: "acemilerle birlikte olmayin ve giderse lir,"
46
yanda
birakin...
Asagihk
biri
her
isler
kotuye
de olabi-
iki cinsiyetten
Comfort, hi? kimsenin istemedigi bir seyi yapmakla yu-
kumlu olmadigini ve
yettskinlerin cinsel etkinliklerine
asla karistirmamalan gerektigini de soyler.
Bu kitap
nusunda bugune kadar yazdmis en ciiretkar rak cinsellikte sefkat ve hazzi one ctkanr. Paul
socuklan
cinsellik ko-
kitaptir ve esas ola-
Goodman
Birlesik Devletler'de, Ikinci Dtinya Savasi'ndan bu yana en etkili anarko-komunist Paul Goodman'dir, 1911'de New York'ta dogdu. Ogretmen, deneme yazan, sair, romanci, oyun yazan, psikoterapist ve elestirmendi. Esas kaygisi savastan sist
ilkeleri kentsel
celikle anarsist bir
Ward
kacinmak ve anar-
Amerika'nin sorunlanna uygulamakti. On-
dusumir
degildi,
ancak Britanya'daki Colin
gibi, anarsist fikirlerin pratige gecirilmest icin
temler gelistirmeye cahsti.
Ellili
somut yon-
ve altmish yillarda Amerika'daki
Yeni Sol'u bicimlendiren liberterizm ve banscihk dalgasinin gelismesine ve ifade edilmesine katkida bulundu. Antimilitarizm, radikal merkezsizlik, katdimci demokrasi ve organik topluluk
savunusu da don em in
Goodman, erkek
karsi- kulturunii
kardesi
mimar
derinden
etkiledi.
Perctval'la birlikte yazdigi
Communitas: Means of Livelihood and Ways of Life'U (Komiinitalar: Gecim Araclan ve Hayat Tarzlan, 1947) eagdas Amerika'nin
boyutlarma ve
biirokrasisisiiie karsi
kendi
alternatifini onerdi,
Kitap kentsel orgiitlenme konusunda liberter bir perspektif sunar; toplulugun ortak ihtiyac ve ctkarlarm birlestirdigi bireyler-
46
Comfort, 1986,
5.
der,.
34.
The Joy of Sex: A Gourmet Guide
to
Lovemaking, Quartet,
817
Modern Atiarjisder
den olusan yuz yuze ter,
Percival ve
goniillu birlik olarak restore edilmesini
Goodman
uretim
gin ortadan kaldmlmasini ve
is-
tuketim arasindaki farkhhev arasindaki kopukluga son
ile
is ile
verilmesini istediler. William Morris gibi, insanlarm cali^maktan
ve yararh olmaktan hoslandiklanm dusundiiler, "cimkii isin kendine ozgti bir ritmi vardir ve tipkt bir oyun gibi kendiligin-
den gelisen duygulardan kaynaklanir ve faydah oldugu icin insanlarm kendilerini iyi hissetmeterini saglar." 47 Ancak disiplin vurgusu yiizunden modern fabrika sistemi isten ahnan icgiidusel hazzi tahrip etmistir.
Bu durumun ustesinden gelmek icin Goodmanlar isci katihmi ve denetimini, gorece kendine yeterli kucrik birimleri tavsiye Bu, her toplulugun kendi bagmisiz gorusimii korurken, daha genis olan butunle dayanisma halinde olmasini saglayacakti. Kropotkin gibi, fabrika ile cifiligin, kent ile kirm buiiinlestirilmesini, merkezi olmayan bolgesel ozerkligi savundular, Ekonomi kardan cok faydah uretimi temel almaltydi. Goodman kendisini anarsist gelenegi koruyan ve gelistiren ettiler.
yaratici bir sanatci olarak goriiyordu. Anar§isi denilen surekli bir
durum olusturma anlaminda
bir anarsizm tarihmin olabilecegini
dii§unmuyordu. Anarsistin yapmasi gereken, toplumda faal olan otoriter ve baskici guclere karsi "cizginin nerede cekilecegi"ne karar vermektir. 48
Goodman' a gore anarsizm
su onermeyi temel ahr:
Degerli davrani? ancak bireylerin ya da goniillu gruplarm tarihsel
ortamin temsil
ettigi
kosullara Ozgiirce ve dogrudan tepkisiyle ger-
Ceklesir. lstet siyasal, iktisadi, askeri, dinsel, ahlaki, pedagojik, ister kulrurel
tim,
merkezi
otorite, btirokrasi, hapisaneter, asker alma, devletler,
asm planlama
emredilmis standartlasma,
dan cok
yukandan asagiya yone-
olsun, insani olaylarda, baski,
vb.nin sonuctan yarar-
zarar getirir. Anarsistler icsel isleyiji
tidan kucultmek
isterler.
arurmak ve
dijsal ik-
Bu, belirgin siyasal icerimleri olan top-
lumsal-psikolojik bir hipotezdir. 49
Goodman 47
kendisini "baskici
Paul ve Percival
New York,
daima kotu so-
of Livelihood
and Ways of Li-
1977.
Bki. Goodman'in siyasal denemeleri, Drowning the Line, der. Taylor Stoehr
(1962), Free Life Editions,
49
iktidarin
Goodman, Comrmmitas: Means
fe (1947), Free Life Editions,
48
egemen
Goodman, "The Anarchist
New
York, 1977.
Principle",
A Deeade of Anarchy, s.
38.
818
Anar$izmin Tarihi
nuclar verdigine inanan bir topluluk anar§isti" olarak tanimladi. Daima ozgurliik ve saghgm mutlak iyilikler oldugunu dusiindii ve "kendisini diizenleyen organizma"nin en iyisi oldugu kanaacini korudu. Onun anarsizmi liberalizmi asti, ciinkti ozgiirlugim
olumsuz taniminm, sadece miidahaleden ozgurliik anlamina gelhem sacma hem de savunulamaz oldugunu du?unu-
digi surece
yordu. Bunun yerine, "baslauci etkinlik durumu" olarak olumlu anlamda ozgurlugij savundu. 50 Bu yetenek kazanilmadikca, insanlar formel olarak ozgur olahilirler, ancak pratikie gticsuz ve k6lele§mi$ halde kahrlar.
Goodman aym zamanda tuel
duruma
pragmatikti ve "anarsist ilkenin ak-
goreliligi(nin) anarsizmin ozti"
oldugunu one siirBu nedenlejeffersoncu Haklar Bitdirgesi'ni (Anayasa'mn karSiti) buyuk bir tarihsel kazanim, ilerlemenin temeli olarak onayladi. O donemde, Cemaat kiliseleri ve ozgiir ortacag kentleri ruhen anarsistti. Birlesik Devletler'deki yurtta^hk haklan harekedu.
bile "neredeyse klasik
bicimde merkezsiz ve anarsist" idi, $anli yonelmekten cok uzak olan anarsizm, ona gore, geemis ozgurluklerin kaybedilmemesi ve kendi ziddina donusmemesi icin surekli bir uyamkhgi gerektiriyordu. Anarsizm, "surekti
bir gelecege
li
olarak birsonrakt dunimla basa cikma cabasi"dir. 51
Goodman, cagimizda
mak
teknolojik hayaun bosluguyla savas ve yeni toplumsal formlar tasarlamak icin utopyaci dustin-
ceyi gerekli
gordii. Ote yanda, kendisine "Neolitik MuhafazakaV'demekten hoslandi. Modern dunyada anarsisiin liberter
gelenegin muhafizi olmasi ve toplumdaki yararh egilimleri guclendirerek evreler halinde degisim icin bask) yapmasi gerektigini du§undii. Landauer gibi soyle yazdi: "Ozgiir bir toplum eskinin yerini almis bir 'yeni duzen' olamaz; anarsistlerin toplumsal ha-
yatm buyuk
bir
bolumtinu olusturana kadar 6zgur eylem alanla-
rini genijletmeleri gerekir. 52
Goodman, Soguk Savas 'a
kampanyasmm
giiclu bir
kesinlikle
kamu
karsi olan ve secim
egitimi araci olabilecegine ina-
nan ulusal secmenler arasmdan cikacak adaylara oy verilmesini kabul etmeye hazirdi. Bununla 50
Goodman, s.
51
52
birlikte, geleneksel siyasete, "bir
"Reply" on Pornography and Censorship,
Commentary
32, 2, 1961,
159-161.
Goodman, " The A narchist Pri nc iple " .A Decade of Anarchy, s, 39 Bkz. Woodcock, "Paul Goodman: The Anarchist as Conservator", The Anarc,
hist Papers, s,
66-72.
819
Modern Ana f; is tier
oldugu ve boylece toplumun faaliycllcyonetme, denetleme ve zorlamayi amacladigi
'iktidara gelme' meselesi" rini "belirleme",
kar§iydi. 5J
icin
topyekun
rin
Htikumetin evrimini inceleyen Goodman, gecmiste fatihleve korsanlarm, geleneksel ve bansci "topluluk anarsisi"ne
nasil miidahale ettiklerini betimler.
Korsanhk daha sonra hiiku-
haline geldi ve "insanlan dissal gudtilenmelerle harekete ge-
met
cirme, cezalandirma ve §antaj, daha sonra rusvetcilik ve egitme sureci" basladi. Surekli bir olagantistii
muzde
durum
ortaya cikan sonuc, bazi bireyler
tist
Gtinu-
yaratildi.
yonetici
olmak ve
guc edinmek isterken, cogu insanin tarn bir gucsuzltik durumu nda yasamasidir. Modern merkezi Devletlerde, "genellikle dayatilmis bir iktidar ve yonetim krizi tarafindan yiiklenen,
somu-
rulen, engellenen, saptinlan, kunitulan ve pedersahi baskiya
maruz birakilan canh toplumsal
istevterin
olgunla§madan curu-
diigtine tanik oluyoruz." 54
Goodman, Bourne
gibi,
modern
tarihten cikanlacak baslica
dersin "Savas Devlet'in saghgidir" deyisinde ifadesini buldugunu
one
surer.
Egemen
ulusal Devletler savas hazvrhklan ve savas. sa-
yesinde gelismislerdir. Egitim bile "savas icin cirakhk egitimi"ne donusturulmustiir.
Bu durumda vanlacak
tek
barisci
sonuc,
anarsist sonuctur: Bolgesel olarak merkezsizlesmek ve siirecin,
bansi saglayacagi,
inisiyatifi
guclendirecegi ve daha "canh ve
ic-
ten bir hayat" yaratacagi her yerde yerellesmek. 55
Good man 'in
bariscihgi ister istemez devrimcidir. Gelenek-
sel siyaseti benimsemez, soyut iktidann buyiisiinu dagitmaya calisir. Sivil itaatsizlik ve dogrudan eylem uygular. En onemlisi,
yararh bicimde cah§mak, dostluk ris?i
kurmak ve "iktidar alanini bakomunal olarak ve otorite ol-
bir i$leyisle degi^tirmek" igin
maksizin, olumlu bicimde yasamaya cahsir. 56 Psikanalitik arkaplani veri ahndiginda
mak
ve bastirmak zarar
zi isgali
verir.
sid-
yumruk
bunu
yargila-
Yuz yumruga d6vu§menin dogal oldugunu det formlarma karsi degildi.
Goodman butun
ytize §iddetin, ornegin
diisunur;
Gene, ABD'deki siyahlar ya da Na-
altmdaki Franstzlar gibi baski altinda tutulan insanlann
savasmalarmi kacimlmaz gorur. §iddetin bu turu hakkinda ahla53
Goodman, PeopU
54
Age,
s.
181.
55
Age,
s.
175,176.
56
Agt,
s.
189.
or Personel, s 179.
820
Anar$izmin Tarihi
bulunmayi reddeder, ciinku bu adeta doganin bir Ancak siddet, modern savastaki gibi orgiitlu hale geti-
ki bir yargida geregidir.
rildiginde ve kisisel ofkeden cok soyut bir siyaset insanlan ol-
durmeye
buna
yonelttiginde,
kesinlikle kar$i cikmtstir:
"savas
hicbir sekilde kabul edilemez, cunkii insanlan mekaniklesiirir ve
istemez daha buyuk bir zarara yol acar.
isier
bansctyim." 57
Goodman
Bu nedenle ben
bir
savasim klasik bir anarsist teknik olarak gorur ve bu teknigi kinamayi reddeder. 6te yanda, ozetgerilla
modern kosullarda "her
likle
,,
turlu siddet(in) merkezcilik ve oto-
riienin guclendirilmesi ne yol
acacagim diisunur. 58
the Military Industrial Complex'te (Askeri Sanayi
A
Message
Komplekse
to
Bir
Mesaj, 1965) karakteristik bir lislupla Birlesik Devletler'e hitap eder:
Siz
dunyada var olan en
...
kapsamli bir lobi
yapmak cok
Goodman verir.
fela-
icin
de yiirutityorsunuz ve beyinleri, kaynak-
ve emegi oylesine yanhs bicimde kullaniyorsunui
lari lik
faaliyeti
organsmtz, ciinku sadece
uygulamakla kalmiyor, onlar
tehlikeli
ket niteligindeki siyaseilerimizi
degisik-
ki,
zor. 59
insanlan ve toplumu degi§tirmek icin egitime oncelik
Muhtemelen en onemli
katkisi liberter egitimdi. Ba§langic
noktasi, egitimin "dunyaya yararli olacak sekilde gercekle§iiril-
mesi"dir.
Bunun
otesinde egitim,
uyumdan cok bagimsiz dusun-
ce ve ifadeyi guclendirmelidir. Zorunlu egitim evrensel bir tuzak haline geldigi icin, Godwin gibi Goodman da, genclerm buyuk bir kisminin resmi egitim leceklerini cesaretle
one
gormemeleri halinde daha surdti,
iyi gelisebi-
Ancak "bu gorusten, karma?ik
okul sisteminin egitime hicbir sekilde katkida bulunmadigi ve kesinlikle iyi egitim vermedigi sonucu cikmaz." 60 Normal cocuklann yedi
yillik
okul suresini,
iyi bir
egitim sayesinde d6rt
di ay icinde basarabileceklerini gosteren bulgulav vardir.
ile
ye-
En azm-
dan ogrenciler periyodik olarak egitim surecinden cikabilmeli ve 57
Goodman'dan Richard of Anarchy,
58 59
Bostoria, "Conversations about
Anarchism",
A
Decade
s. 16.
Goodman, "The Anarchist Principle", ag£, s. 38. Goodman, A Message to the Military Industrial Complex (1965), Housmans, 1969,
s.
3.
60 Goodman, Compulsory Miseducation (1964), Penguin, Harmonds worth, 1971
,
s.
20.
Modem
821
Anflrjistler
sonra tekrar geri donebilmelidirler.
Goodman'in egitsel alternatifleri, kentin okul olarak mlmasmi, topluluk icindeki yeti§kinlerle ili$kilerini, sinifa
kulla-
katih-
hale getirilmesini, kent okullannin merkezsizlesti-
min gonullu
rilmesini ve cocuklann gecici olarak ciftliklerde yasamalanni
kapsiyordu.
Goodman,
Art and Social Nature'da (Sanat ve Top-
hi msal Doga, 1946), Read
guladi ve insanlann
gibi, estetik
modern
duyarhgin onemini vur-
teknolojik ortamda kendilerini evle-
rinde gibi hissetmeleri ve bilimsel bir hayat
ozgu ahlakmi anlayabilmeleri vermesini
istedi.
Community
odman
of Scholars'da (Bilginler Toplulugu, 1962)
yiiksekogretimle
egitsel ihtiyaglanni
dugunu
ilgilendi
ile
Go-
ve bu alanm gencin gercek
karsilamak bakimindan ne kadar yetersiz
gosterdi. Vonetici sayisinda goriilen
ogretmen
tarzmm kendine
icin cagdas egitimin bilime agirhk
muazzam
artis
ol-
ve
ogrenci arastndaki iliskilerin giderek sogumasi ve
resmiles;mesi karsismda, kuciik ve yuz yuze iliski icinde bir bilginler toplulugu olusturan, ozerk ve ozyonetimli, yani "anarsik
bicimde ozdiizenleyici" geleneksel universiteye donulmesini is61 Ogretme ve ogrenme daima kisisel bir iliski gerektirdigi tedi. icin, ogretmen kurumsal bir melez degil hayat deneyimi olan biri
olmalidir,
sorunlann sadece okul ve universitede verilen resmi egitimin kdtutugunden kaynaklanmadigmt du§undu. Sorumlu, "normal" cocuk baktmiydi. Cok satan kitabi Crowing Up Abswrd'de (Sacmayi Buyutmek, 1960) cocuklan baskt ve
Goodman,
cagdas.
disiplin yoluyla egitmeyi
tarzimn ne kadar
akildi^i
amaclayan geleneksel cocuk yetistirme oldugunu gosterdi. Ancak umutsuzlu-
ga kapilmadi. Beatnik ve suca yonelerek buyuklerini hice sayan
Amerikan genchginden, onlann daha
basit dostluk ve cinsellik-
lerinden etkilendi. Onlar "orgutlu sistem"in asinhklarma, oynadigi role, rekabetciligine, risk
kamu iliskiterine, kaemmasma cepheden karsi
konserve kulturune,
almaktan ve kendini acmaktan
ciktilar. 6 *
Goodman, modern toplumda yasayan
bireylerin hissettigi
yabancila^ma ve boliinmeye care bulmak icin psikoierapist olarak
cahsjti
ve birey
ile
onun toplumsal ve
fiziksel
ortami arasinda
Goodman, The Community of Scholars, Random House, New York, 1962. 62 Goodman, Growing up Absurd (1960), Sphere, 1970, s. 193. 61
822
Anarsizmin Tarihi
yeni bir
uyum
icin arastirdigi Gestalt Terapisi'ne
(1951) biiyiik
bir katkida bulundu. 1968'de, Bati'da yasanan toplumsal altust olu§ sirasinda soyle dedi:
Yasanmakta olan bu onemli kriz otorite ve militarizmle ilgilidir. Bu gercek bir tehiikedir ve militarizmden, insanlarm kendi hayatlanni yasatnalarim onleyen otorite ilkesinden kurtulabilirsek, (op-
ium
temtzlenebilir ve istediginiz topluma ula$abihrsiniz,
meder ya da
devietler simdiye
Huku-
dek kimseyi mutlu etmediler ve
edemezler. 63
Goodman 1972'de olmeden once, sanayi uygarhgini radikal bicimde domi§turecek daha genis bir cephede, bir Yeni Reformasyon yapdmasmi isiedi. Altmisb ve yetmisdi yillann karsi kultiiru sirasinda
Goodman'dan etkilenen
tarzlan yaratarak,
komun
binlerce insan, alternatif hayai ve kolektifler kurarak tarn da bunu
gerceklestirmeye consular. Goodman'in esinlendigi ve hayranhk duydugu Xi?ek lktidan" kusagi, onun hayatini adadigt bari?ct
anarsizm turunu uygulamaya cahsti.
63 Goodman'dan Anarchy,
s.
17.
Boston'a,
"Conversations about Anarchism"
A Decade
of
Murray Bookchin ve Ozgurlugun Ekolojisi
Ikinci
Dunya
Savasi'ndan bu yana dijsunce ve eylemde en yenikuskusuz Murray Bookchin'dir. En
lenmis anarsist diisunur hie
biiyiik basarisi, bir "toplumsal ekoloji" sel anarsist icgoriileri
olusturmak
icin gelenek-
modern ekolojik dusiinceyle
birlestirmis
giiclu bir olmasidir. Boylece Murray, cagdas Yesil hareketi icinde KroTipki bulunmustur. katkida gelismesine egitimin liberter potkin'in son yuzyilm bitiminde evrimci bir boyut kazandirarak
anarsizmi yenilemesi tif
felaket tehdidini
gibi,
Bookchin de ona ekolojik
bir perspek-
gore, insanhgin yitz yuze geldigi ekolojik onlemenin tek yolu anarsist bir toplum yarat-
kazandirmisur.
Ona
maktir.
Bookchin son zamanlarda daha genis bir izleyici kitlesine gecmistir. ulasmi$, ancak hayatimn cogu Sol siyaset icinde DevBirlesik olarak oglu ailenin bir Rus gocmeni yoksul 1921'de
letler'de
diinyaya geldi ve
ilk gencligini
sanayi
iscisi
olarak gecir-
1930'larda ve 1950'ler-
Gene bu yillarda Marksizm'le kendide once Komunist, daha sonra Troiskist oldu. Ancak hem dusiinsekilde diisecek ters sine hem de entelektiiel ustalanna tanisti;
di.
meye yatktndi ve altmish sist
dusuniir olarak ortaya
yillarda, giiclu ve tartismaci bir anarcikti.
Onu one
ctkaran
ilk
Scarcity Anarchism (Kitlik Sonrast Anarsizm, 1971)
kitap Postidi.
Kitap
824
Anarsizmin Tarihi
altmish ydlann devrimci iyimserliginden esinlenen denemelerden olusuyor ve tarihte ilk kez, modern teknolojinin yarattigi
maddi bolluk beklentisinin herkes
icin ozgur bir toplumu mumone suriiyordu. "Dinle, Marksist! " ba§likli igneleyibir deneme, Murray'm Marksist gegmisinin sagladigi derinligi,
kiin kildigini ci
tamsmaci ve zaman zaman hakarete varan uslup
ozelliklerini
yansitiyordu.
Bu donemde Bookchin cevre sorunlanna duydugu ilgiyi gedevam etti. Ilk yayimlanmis eseri gidalardaki kimyamaddeler hakkindaydi. Lebensgejdht liche Lebensmittel (Gida
listirmeye sal
Maddelerinin Hayati Tehlikesi, 1952) bashgint tasiyan kitap cevre kirliliginin toplumsal kokenlerini arastinyordu. Bunu izleyen ve Lewis Herber takma adiyla yayimlanan Our Synthetic Environ-
ment (Sentetik Cevremiz, 1962) teknolojinin dogayla iliskimize aracdik etme tarzma duydugu ilgiyi yansitiyordu. Kent hayattnin niteligine Kriz,
duydugu
1965) gtbi
ilgi,
onu
Crisis in our Cities (Kentlerimizdeki
kem
incelemeleri yazmaya yoneltti. 1950'lerden beri yazdigi pek cok denemeyi kapsayan The Limits elestirel
of the Ciiy'de (Kentin Sinirlan, 1973),
modern megapol ve merGrek polis'inde gordugu insani ve deboyutu modern kent hayatina tasimaya cahsti. Ken-
kezi planlamaya saldirarak,
mokratik
bir
havasi insani oksurtmemeli, ozgurlestirmeliydi.
tin
lerini,
daha yakm bir
Bu gorus-
The Rise of Urbanization and the Decline of Ckizenship'te (Kentlesmenin Yukselisi ve Yurttashgin Cokusii, 1987) ele aldi. Insan olciitunii, yerel denetimi ve mertarihte,
kezsizlesurmeyi vurgulayan bir belediyecilik anlayisini temel bir anarsist hedef olarak belirleme dusuncesi, Bookchin'in yazilannin esas lemasini olu§turur. Yurttaslar meclisi, yurttashk erdeminin
yam
sira, ozerk kisiligi de guclendirmelidir. Kithk Sonrast Anarsizm'de yer alan "Ekoloji ve Devrimci Diisunce" bashkli bir denemesinde Bookchin, ozgUr bir toplu-
mun
ekolojik bir loplum olmasi gerektigini ilk kez acikca one Toward an Ecological Sodefy'de (Ekolojik Bir Topluma
siirdu.
Dogru, 1980) bu lemayi
ele aldi ve insanin dogaya hukmetmesi nosyonunun erkegin kadin iizerindeki gercek hakimiye linden koklendigi tezini gelistirdi. Kapsamh bir eser olan The Ecology of
Freedom'da (Ozgurlugtin Ekolojisi, 1982) hiyerarsinin olusumunu gostermek icin tarih ve antropolojiden yararlanir ve hiyerarsinin ortadan kaldinlmasmi savunur. John Clark, bu cahsma icin, "anarsist
dusunce tarihinde bugune kadar gorulen en onemli
ki-
Murray Bookchin ve Ozgiirlugun tap"
Theodore Roszak
ise
825
Ekotojisi
"bizim kusagimizda ekolojik dusunce-
ye yapilan en onemli katki" demistir,
Ne
yazik ki bu, felsefeye ve elestirel toplumsal teoriye
asi-
na olmayanlann kolayca okuyabilecekleri bir kitap degildir vc iislubu yer yer betirsiz, tekrarci ve teget gecen bir ozellik tasir. Bookchin, Remaking Society'i (Toplumu Yeniden Olusturmak, 1989) yazarak goruslerini daha kolay anlasilabilir ve okunabilir bir form icinde sun may a calisti. Butiin olgunluk donemi eserlerinde, organik ve ekolojik bir rel bir
bu leri
siyaset
formu
dunya gorusunu temel alan kultU-
gelistirmistir.
Hep
birlikte ele
kitaplar siyasal teoriye derin ve 6 z gun
ahndiklannda
bir katki olusturur,
Bookchin, buyuk on dokuzuncu yuzyil toplumsal dusuniirgibi, buyuk bir felsefe, bilim, antropoloji ve tarih sentezi
Farkh ve cogu kez bagdasmaz geleneklerden gelen gorusleri tutarh bir bUtun olusturacak sekilde dokumayi her zaman basaramasa da, en azindan boyunu asmakla suclanamaz. Bookchin'in entelektuel arka plani dikkate deger bir kapsamdadir, anonerir.
cak kesinlikle Batdi
elestirel teori gelenegi icinde yer ahr.
Marksist cirakhk donemi Bookchin'in dusiincesine Hegelci bir egilim katmistir; diyalektik
dusunce ve
kulliir anlayisinda
buyuk onemini kabul eder. Alman Romantik dusuniirleri arasinda, Schiller'in imgelem ve sanat vurgulanni ve Fichte'nin tarihin
doganin verdigi 6z bilinc olarak insan bilinci anlayisini paylasir. Frankfurt Okulu'nun toplumsal teorisyenlerinden, ozellikle Adorno ve Horkheimer'in aracsal akil ve modern uygarhk elestirilerinden belirgin bicimde etkilenmistir. rin, iktisadi
Ancak bu
teorisyenle-
bolluk yaratmak icin insanin dogaya hiikme tines in i
ongoren kotumser anlayislarmi reddeder. Etki ve kaynaklanmn cesitliligine ragmen, Bookchin butun bunlan kendi sentezi icinde dikkate deger bicimde sindirmeye cahsmistir. Favori sozciigtinun tutarlihk oldugunu teslim eder - her zaman tutarlt olmasa da.
Bookchin'in anarsizmi, devrimci atesini Baku nin' den, praiik onerilerini Kropotkin'den ahr.
The Spanish Anarchists'dt (Ispan-
yol Anarsistleri, 1976) topladigi tspanyol Devrimi incelemeleri,
canh bir anarsist gelenegin farkinda oldugunu gosterir. Son zamanlarda, Amerikan Devrimi'ni ve Eski Yunan'i, demokratik 6r1
John Clark, The Anarchist Moment, op. rit, s. 188; Theodore Roszak, Murray Bookchin'in Remaking Soriety'sinin arka kapagmdan alinmi?tir, Montreal & Black Rose Books,
New York,
1989.
826
Anar$izmin Tart hi
nekler otarak yeniden ele almistir.
Ayni 2amanda Bookchin kendisini sasmaz bicimde utopyaci yerlestirir. Ona gore utopya bir dus degil, daha cok bir ongoru meselesidir. Utopyaci dusiincenin gucti tain da "bugiigelenege
niin
toplumunun butun on varsayimlarim sorgulayan bir toplum somut onerikr tutkuyla savumilur-
anlayisi"nda yatar. 2 Bu da,
ken, gundelik hayata yeni alternatifler bulmayi saglayan hayal guciinu harekete gecirir. Ozellikle, calismayi oyuna doniisturmeye cahsan, tenselligin ve yaraticihgin onemini vurgulayan Rabe-
Charles Fourier ve William Morris'ten esinlenmistir. Bookc1968'in Parish ogrendlerinin "iktidan ele gecirmek icin gerekli hayal gucu" cagrisim yansitir ve Situationist'lerin gundelais,
hin,
hayatin getirdigi ahskanhk ve algilanmizi degistirme arzulan-
lik
ni payla§ir.
Ancak Bookchin kendi utopyaci
esinini kabul ederken, bicimde gercekci ve her zamankinden daha yararh oldugunu vurgulama egiltmi gosterir. Gecmiste anarsist, ge-
anarsizmin
asm
koy ya da ortacag komiinu nostaljisiyle dolu, urmitsuzluk vizyonuna sahip ve toplumdisi biri olarak goruldu. Ancak guntimuzde, dengeli topluluk, yiiz yuze demokrasi, insani bir nellikle
teknoloji ve merkezi olmayan toplum gibi anarsist kavramlar sadece "pratik bakimdan gecerli" olmakla kalmaz, ayni zamanda insan hayaunin onkosullarmi olusturur. 3 Bu nedenle Bookchin'in utopyaci dtisuncesi kesinlikte insan deneyiminin gercekliklerini
rii
temel
alir.
Bookchin'in en onemli kazanimlanndan biri, iktisadi somuve toplumsal baskiyla ilgili yeni bir dilin gelismesine katkida
bulunmasidir. Klasik anarsist dusunurlerin Devlet ve kaphalizme iliskin oldukca basit itirazlarmm otesine gecer ve siniftan cok "hiyerarsi",
somuruden cok "hukmetme"
tercih eder. "Kitteler" ya
terimleriyle
da "proletarya"
gibi
konusmayi
soyutlamalardan
kacinir. Somuru ve sinif hakimiyeti daha genellesmts hakimiyet ve hiyerarsi kavramlan icinde yer alan ozel kavramlardir. Ve hi-
yerarsiyle sadece toplumsal
durumunu
linc
jik itaat ve sintf
kasteder;
komuta
durumu
bu da
degil, ayni
n
sistemleri nin
yam
ve Devlet sistemlerini kapsar. 4
3
Bookchin, Toward an Ecological Society, s. 280. Bookchin, Post-Scarcity Anarchism, s. 68-9.
4
Bookchin, The Ecology of freedom,
2
zamanda
"kultiirel, geleneksel
s.
4.
bir bi-
ve psikolo-
sua, iktisadi ve siyasal
Murray Boo fecit in ve
Ozgiirliigiin
827
Ekolojhi
Bookchin'e gore Devlet sadece burokratik ve baskici bir ku-
rumlar toplulugu cekligi
degil, ayni
duzenlemek
giitlu bir siddet araci
onerdikleri gibi,
zamanda
bir zihin
durumu,
"ger-
icin asilanmis bir zihniyet" olusturur.
olarak Devlet,
Or-
Proudhon ve Kropotkin'in
toplumun icinde birdenbire ortaya cikmadi.
Be-
toplumsal islevlerin evreler halinde siyasallasmasiyla olustu aynlmasi zor bir sebeke olusturacak sekilde birlesti: toplumla ve yonetmehle kalmaz, ayni zamanda onu sryaekonomiyi "Sadece lirli
sadece toplumsal hayati ko on ile^tirme kle kalmaz, ay-
sallastinr;
ni
1
zamanda onu
ozumler." 5
Bookchin gelecekte gercekle^ecek bir devrimin sadece Devlet'i dagitmayi amaclamamasi, yeni komunal hatlar boyunca toptumu yeniden insa elmesi gerektigi sonucuna vanr. Yeni liberter kurumlar gelistirmeli ve gundelik hayatin kunanlmasiyla ilgiboyut Bookchin'in en onemli katkisim olusturur. Ashnda, "iktidar halka" sloganimn anlamsiz oldugunu, cunku halkin "halk" olarak ortadan kalkana kadar asla ikti-
Bu
lenmelidir.
kisisel
6 dara sahip olamayacagini one surer. Bookchin'e gore dogrudan
eylemin degeri insanlann kendi kaderlerhii belirleyebilecek bireyler olduklanni fark etmelerinde yatar. Bu nedenle Devrim soyut ve kacimlmaz bir ayaklanma degil,
somut
bir oz etkinlik for-
mudur.
Doga
Felsefesi
Bookchin'in anarsizme buyuk katkisi, kapsamli bir doga
felsefesi
bunu kendi etikinin ve felsefesinin temeli haline geBu felsefe, organizmik ve holistik dusunce gelenegi
gelistirerek,
tirmesidir.
icinde yer alir ve belki de en leriyle) bir tur diyalektik
gayi soniuriilmesi gereken
maddeciligi,
hem
iyi
sekilde (Bookchin'in kendi soz-
dogalcihk olarak betimlenir. otti
Hem
do-
kaynaklar olarak goren mekanik
de her §eyiri kozmik birlik icinde cozuldugii
"ruhsal mekanizma"yi reddederek, anlami ve amaci dogada bu-
dunya anlayisim, nous'u geli^tirir. 7 Doga sadece bir "mineral yigtni" degil, ayni zamanda etik anlam tasiyan bir "ruh-
lan Helenik
94, 127.
5
Age,
6
Post-Scarcity Ana rch ism,
7
Bookchin, "Thinking Ecologically:
s.
18, 2,
Mart 1987,
s.
s.
11-12.
21.
A
Dialectical Approach",
Our
Generation,
828
Anar$izmin Tarihi
mekanizma' dir. Kendi diizenine ,
sal
tutarsizhgindan,
gu"ndan
kansikhkta
sahiptir ve "orgutsuziugun
birlikte
anlam yoksunlutoplamindan daha bu-
gelen
nefret eder. 8 Butiin, pargalann
yuktur.
Bookchin'e gore doga, potansiyel olarak
akilci, bilincli, hat-
Dogada akd "tozun kendi kendini orgtilleyen niteolarak ortaya gikar; "onun gergekligin organik ve inorga-
ta inatcidtr. likleri"
nik duzeylerinde ortaya gikan
gizil dznelligi, bilinclilik
yonunde
gabayi agiga vurur." 9 Bookchin, "dogada kasith bicimde bir turun, daha yuksek insan formunun gelisiminde oznelli-
ozlti bir gizil
ge ve nihayet oz refleksiflige yol veren dereceli bir 6z orgtitlenme gehsiiiii"nin var oldugunu one surer. 10 Ashnda, insan bilincini
dogamn zorunlu disavurumlanndan
konuda
biri olarak goriir ve bu Aristoteles ve Fichte'yi izler; o, oz bilinci olusturan do-
11
Ancak Bookchin doga icinde var olan bir amaci aym ederken, bundan soz konusu amacm belirlenimci oldugu anlami cikma2. Bu sadece, her varhgin gelisiminin oteki varhklarla gadir.
etki-
lesimi icinde anlastlmasi gerektigini gosterir. Tipki bir bitki ya da bir cocuk gibi, doga da bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyel, "isieng" ya da "secim" gibi belirsiz bir anlamla acimlanmaya
cah-
§ir,
ancak gergeklesimi, oteki varhklarla
iliskilerine ve
toplam
cevresi igtndeki nesnelere baghdtr.
Kropotkin gibi, Bookchin de dogamn nesnel etikin temelini saglayabtlecegine inanir. "Doga kendi doga jehefesini ve etikini yaziyor" demektedir. Bu durumda, dogamn yontemlerinden ahlaki dersler cikarmak mumkundur. 11 Ve en onemli derse gore,
doga
kor, dilsiz ya da pinti degildir; insan ozgiirlugunun zeminini olusturur. 13 Piyasa olarak doga imgesini reddeden
Bookchin,
onu, ozunde
yaratici, yonlendirici, karsihkci
ve dogurgan bulan
bir ekolojik
imgeyi benimser. Bookchin, Hegel'in toz, oznelliktir, ancak onu kendi
iceritnlerinden kurtanr, gdriisunu gelistirir. bir varsayim olarak gormeyen Bookchin, toz 8
Post Scarcity Anarchism,
9
Age,
s.
II.
10
Age,
s,
353-4.
11
Toward an
12
Ecology of Freedom, s. 355 Bkz, "Thinking Ecologically",
13
s.
64; Ecology of Freedom,
Ecological Society,
s.
York, 1987,
s.
55-71.
ile
$.
tozun
felsefi
ozellikleri-
237.
109.
op. at,
s.
6-7; Bookchin,
cessity in Nature", Alternatives, 12, 4, 1968;
New
idealist
Bunu sadece
TV Modem
"Freedom and NeCrisis,
Montreal
&
Murray Bookchin ve Ozg&rlitgun Ekohjisi nin aynlmaz oldugunu gostermek icin
malara basvurur.
Dogamn
modern
829
bilimsel arasttr-
kendisini daha karmasik ve bilincli
karmasik lik, oznellik ve zihin"
formlar icinde, daha biiyuk bir
"
icinde orgutledigini savumir. 14
Daha sonra
bir evrim degerlen-
dirmesi yaparak, Kropotkin' in turlerin hayatlanni surdurmelerinde anahiar faktor olarak isbirligine yapttgi vurguyu dogrular
ve
onun
di§sal giiclerin rastlantisal urunii
olmaktan gok dolaysiz
Ayni zamanda James Lovelock'un, yeryuzunun kendi kendini dtizenleyen bir or-
bir miicadele aracdigiyla gerceklesjtigini ekler,
ganizma oldugunu one suren "Gaia" hipotezini onaylar, ancak onu antropomorfik olarak, kisiselleg tint mis bir tann gibi gormeyi
reddeder.
Bookchin insan dogasini cine ozel bir
onem atfeder ve
tartisirken, benlige ve insan bilin-
"psise" ya da "insan
cukleri kullanmaktan korkmaz,
15
Ancak
ruhu"
gibi soz-
felsefi bir idealist degil-
turunu kesinlikle doga iginde gorur. Insan toplumu, doga"nin ya da tarih oncesinin ya da insan dist dogamn disinda, bir "ikinci doga", bir kulturel eser olusturur. "Ilk doga" dir ve insan "ilk
genellikle biyolojik evrim in bir iirunuyken, cikttgi "ikinci doga",
toplumun icinde n
loplumsat evrimin, amagh ve yaratict
bi-
cimde davranabilen bir zihnin urunudiir. 16 Boylece doga, kendi iginde gizil bir bilinc ve oznellik tasir; insan bilinci oz bilinci
meydana
getiren dogadir.
Ancak insan dogadan
lumlan bicimlendiren ve kendi lincli
ve
amagh
bir varhk
oldugu
evrilirken, top-
tarihini olusturan, yaratict, biicin benzersizdir.
Insan bilincine ili^kin bu evrimci anlayis, Bookchin'in insan dogasi diye bir seyin var oldugunu one surmesini engeltemez.
Bunu "toplumsal
ihtiyaclarin belirmesiyle giderek ortaya cikan
egilimler ve potansiyeller" olarak tanimlar. 17 Aynca, "Eros turevli durtuler"in serbest
biraktlmasindan ve insan dogasindaki
"hayat durtuleri"nin onaylanmasindan -"arzunun ve tenselligin basktlan, olaganustuntin cekiciligi"- soz ederken oldukca gerge-
kustuciidur. "Temel nezaket, sempati ve yardimlasma duygusu 14
Bookchin, "Social Ecology versus 'Deep Ecology", Green Perspedives,
s.
4-5,
Yaz 1987. 20. 15
Post-Scarcity Anarchism,
16
"Social Ecology", op. to
17
s.
cit, s.
10,69, 9-10.
Aynca Bkz. "Recovering Evolution: A Reply
Eckersleyand Fox", Our Generation,
Ecology of Freedom, ele$tiri icin
hism,
s,
s.
12, 1990,
bkz. Peter Marshall, "Anarchism and
148, 32.
s.
253.
114. Bookchin'in insan dogasi anlayisina ili^kin bir
Human
Nature", For Anarc-
830
Anar$izmin Tatihi
(nun) insan davranisinin cekirdeginde"
yatttgi kanaatindedir. 18
Bookchin somut bireyin dnemini vurgularken, kaba bir reyci degildir. Hayatini serbestce hareket
olarak geciren bireyi temsil eden
eden egoist
modern
bi-
monad
bireycilik tipint tekrar
tekrar kmar. "Benlik"i sadece kistsel degil,
lumsal bir boyut olarak
bir
aym zamanda
goriir: "tfadesini birlik
top-
ve topluluk icin-
de edinen ben, 6z ifadesini kazanmis birlik ya da topluluktur bicim ve icerigin tam bir uyumu." L9 Butun toplumsal varhklann uzerindeyiz ve bir araya gelme, kendi ttirumuzu surdurme, isbirligi
yapma
ihtiyaci duyariz.
Tarih ve
Toplum
Kropotkin gibi Bookchin de, ozgur topluma
ili^kin goruslerinin
kanium antropoloji ve tarih bulgulannda bulur. Hegel gibi toplumu ve kulturu anlamak, onlann dogasinin ancak kendi kokenlerine ve gelisimlerine gore degeriendirilebilecegini
gdstermek The Ecology of Freedom'da "hiyerarsi ve hukmetme amropoloji-
icin tarihsel bir yaklafimi benimser.
(Ozgurlugun Ekolojisi) si"
bir
sunar. "Ozgurluk mirasi"ni
bundan kurtarmaya
cahsir. 20
Gecmiste, erkegin kadina, erkegin erkege, insamn dogaya
hiikmetmesi, rekabetci ve hiyerarsik diisunceyi tesvik eden "yonetim epistemolojisi"nin dogruladigi toplumsal hiyerar^ilerin acti. Ancak ozgur bir toplumun tarihsel ornekleri de vardir. Bookchin, sozde hicbir hiyerarsik diisunce tasimayan,
olusmasina yol
bir e^itler esitligi (bireysel farkhliklan kabul eden) olu$turan, ya-
rarlanma hakki (kaynaklann ozel hak
degil,
arzu temelinde kulla-
nilmasi), tatnamlayicilik (karsthkli bagimlihk ve yardunlasma te-
melinde) ve kendiligindenlik tlkelerini ve "azaltdamaz asgari" (topluma katktsina baktlmaksizin herkesin temel
garantisini
maddi ve toplumsal ihtiyaclarmin karsdanmasi) uygulayan, okuryazarlik oncesi "organik toplum" gorusunii savunur,
Digerlerinin yam s\ra Paul Radin ve Dorothy Lee gibi antropologlann eserlerini inceleyen Bookchin, organik toplumun, insanlar arasinda isbirliginin
ortaya seldir
yam
sira
her kisinin benzersizligini
koydugunu one surer. Liderlik var oldugu her yerde islevve hiyerarsik kurumlan gerektirme2, Bu tiirden toplumlar
18
Post-Scarcity Anarchism,
19
Age,
20
Ecology of Freedom,
5.
s.
167. s.
318.
39, 138.
Murray Bookchin ve Ozgurlugiin
831
Ekolojisi
dogayt uyumlu bir butun, kendi kabile topluluk la rim ise onun aynlmaz bir parcasi olarak gordiiler. Doga anlayislan esas olarak
toplumsal dogalannin yapisiyla belirlendi. Onlar dogaya karsi
mucadele edilmeksizin tatmin edilebilen bir ihtiyaclar sistemi geli§tirdiler. Yoksun olduklan tek sey, gelismis bir 6z bilinclilik duygusuydu. Bookchin'e gore, topluluk ve isbirligi duygusu tanmsal toplumda daha da onemli hale geldi. Ancak oieki avci-toplayici loplumlarda avlanma ile savunma arasindaki i^bolumu, hukmetme ve hiyerarsmin olusmasina katkida butundu. Daha kidemli olan erkekler iktidar edinmek istediler ve savascilann destegini kazandilar. Ancak gercek sinif sistemi kentler olusana kadar evrilmedi: Devlet, otoriter teknoloji ve orgiitlu piyasalar kentlerle birlikte olustu. Ihtiyaclar cogaldi ve hakim smif buyiiyen iktisadi
Bu arada, erkek kadina ve insan insana hiikmetmeye basladikca, dogaya kar§i alman tutum, isbirliginden hukmetmeye doniistu. Artik server yaratmak icin dogayi fethetmenin zorunlu oldugu dtisjunutuyordu. Butun bu konularda 6zgun olan, Bookchin'in, hiyerar^inin kokenlerintn, iktisadi, siyasal ve kiilturet faktoderin, insanlarm diisunce ve duygu carzindaki, yam sira toplumsal orgutlenmelerindeki degisikliklerin fazlalan ele gecirdi.
olusturdugu karmasik bile§imlerin bir sonucu oldugunu gostermesidir.
Ne
var ki Bookchin Tas Cagina ddnulmesini isteyen bir
Grek uygarhgimn
kelci degildir. bir
adim olarak gorur ve
aydinlanmanm kciklerini Dogu Doganin bir amaci ve anlami ol-
ozellikle
felsefesinde arayanlara catar. 21
duguna
tl-
gelisimini, insanlik icin buytik
dair teleolojik bir anlayisa sahip olduklan icin Grekleri
over. Grekler
aym zamanda
yerlestirmislerdi.
En
teknolojiyi (techne) etik bir baglama
onemlisi, onlar "iyi hayat" ve
"iyi
yasama"
arayislannda etik olani siyasal olandan ayirmamislardi.
Bookchin'e gore, 6z yeterlilik olarak gorulen Helenik autarkia (otarsi) nosyonu, zihin ile beden, ihtiyaclar ile kaynaklar, bi-
toplum arasmda
denge bulmaya
calisti.
rey
ile
nn
bireysellik anlayi^i, birey "top lulu klari"ni
le§tirdi,
Ve Bookchin,
bir
Atina polts'inde, ozellikle
21
ile
butun-
butun yurttasla-
butun olarak olusturduklan, kendi yoneticilerini ve anlasmazhklann halk jurileri tarafmdan coziimlen-
rin siyaseti bir
sectikleri
Ashnda, onla-
toplum
Bki. "Thinking Ecologies
I
r I> ",
op. cit. s. 3-4.
832
Anar^iztnin Tarihi
digi Perikles doneini ecdesia 'sinda,
dogrudan,
ytiz yiize
demok-
rasinin partak bir ornegini bulur. Aristotetes'e gore "tek bir gorus" olarak ifade edilmesi gereken polis'in insani olceginden
kent plancilannin cikaracaklan onemli dersler vardir, 22 Batumi sonraki tarihi, ozellikle U lus - Devi e tin kuruhisu ve kapitalizmin gelisimiyle birltkte bir hukmetme mirasi iiretirken,
Bookchin, alternatif bir
geleneginm izini surer. Bu Bookchin, ortacagm binyilci Hiristiyan mezheplerini, tngiliz Devrimi'ndeki Kazicilar kolonisini, Amerikan Devrimi'nden sonra New England'daki sehir mecUsIerini, Fransiz Devrimi ve Paris komunu sirasinda Paris'te kurulan sekyeralti liberter
"ozgiirliik mirasi" icinde
siyonlan, Ispanyol Devrimi'nin anargist komtin ve konseylerini, gelecegin ozgurliik formlannin modelleri olarak secer. Bir isci si-
ozydnetim sistemi, ancak sonuncu deneyimde basanya ulasmisti, ciinkti Ispanyol anarko-sendikalistleri merkeziligi smirlamak icin bilincli bir gaba goscermislerdi. nifi
Toplumsal Ekoloji Amropolojik ve
tarihsel arastirmalan bizim icin ilginc olsa da, Bookchin'in en biiytik ba^ansi hie kuskusuz etkileyici anarsist ve
ekolojik dtisiince sentezinde yatar. Bookchin, toplunvun ya$adigi insanligin yuz yiize geldigi gimdiki ekolojik felaket tehdidinin ancak ozgiir bir toplumun yaratilmasi
cevre krizinin izini suren ve
halinde cozulecegini one siiren "toplumsal ekoloji" nin onde
gi-
den savunucusudur. Bookchin'in baslangic noktast sudur: Modern teknoloji (ya
da kendi deyigiyle teknikler) tarihte insanligin maddi kitlik alanindan bolluk alanina gecmesini saglayabilecek yeni bir evre yaratmistir. Gecmigte yasanan maddi kttlik sadece patriyarkal aile, ozel mulkiyet, simf hakimiyeti ve Devlefi akla uydurmakla kalmamts, baskici bir inkar ve sucluluk ahlakim da besleyip gelistirmistir. ligin
Ne
var ki simdiki
ustesinden
maddi bolluk beklentisi, esas hedefi kitgehnek olan, Marksizm dahil diger erken
sosyalist teorileri gecersiz kilmistir. Kithk Sonrast Anarftzm'dt Bookchin, tarihte ilk kez "bolluk teknolojisi"nin, ozgiir bir top-
lum, smif hakimiyeti, somurii, mesakkal ya da maddi yoklugun olmadigi bir toplum icin gerekli onkosullart yaratrms oldugunu 22
Toward an Ecological 133.
Society,
s.
102.
Aynca Bkz. Ecology of Freedom
s
130-
Ozgiiriiigun Ekolojisi
Murray Bookchin ve ikna edici bicimde one luk alamndan gecici
ama
833
Marx ve Engels'in zorunlugecmek icin one siirdukleri gihi yoksunluk ve ozveri doneminden gecmc siirdii.
Artik,
ozgiirluk alanina
gerekli bir
zorunlulugu yoktur. Buradan, temel ihliyaclarm karsilanmasi icin duyulan o eski tutkunun artik arzulann gerceklestirilmesiydegil, le yer degi$tirebilecegi sonucu cikar. Otopya artik bir dtis gergek bir imkandir.
Bookchin kithk sonrasinin suursuz bir bolluk degil, "bireykendi ihtiyaclarmi ozerk bicimde secme ve bunlari kar$ilayacak araclan saglama ozgiirlugii veren yeterli bir teknik gelislere
me" anlamtna
23 Bazi ekolojistleri "biigeldigini vurgulamistir.
yiimenin sinirlan", "goniillu yoksulluk" ve "cankurtaran sandanosyonunu gili" olan bir etik istemeye yonelten "cimri doga" zemsizlestirme konusunda sabirsizdi.
Aym zamanda
ozgiirlugii
maddi bolluktan cok kisiset ozerklikle, mal fazlahgindan cok secenek bolluguyla 6zde§ler. gergek bir imkan saglarken, gerek kapitalist topmmlarda gerekse komunist Devletlerde gorulen iireiimi artirma diirtusu, yeni bir krize, ekolojik felaket teh-
Ancak
kitlik sonrasi kosullar
didine yol acmistir.
Ne
var ki
Bookchin simdiki ekolojik krizin
koklerinin tek basina teknoloji, nufus
arti$i
ya da endiistriyel
ve hiyerar$i pratiginde yattigini one buylimede degil, icin dogaya hukmetmek ve onu kithgi asmak surer. Gecmiste,
hukmetme
fethetmek gerekli goruldii. Ancak dogaya hukmetme anlayisi, ilk onde patriyarkal toplumda erkegin kadina ve hiyerarsik toplumda insamn insana hiikmetmesinden kaynaklandi, Boylece hem
hem de doga hilkmetmenin ortak kurbanlan haline geloleude ekolojik tukenisle yiiz yiize gelmislerdir. Ancak bu sure? icinde bir "kurtanci diyaleklik" de vardir.
insanlar dikleri
Yikma
giicu kadar yaratma giicune de sahibiz, Kolelesmemize ve
cevremizi tahrip etmemize katkida bulunan teknoloji, ozgiirlugun onkogulunu da saglayabilir. Ancak bu, toplumumuzu radikal bicimde donu^turtirsek gerceklestirilebilir.
Marx'm ya sosya-
lizm ya barbarhk secenegini ortaya koydugu yerde, Bookchin,
"anar?izm ya da yok olma" gibi daha kati bir alternatifle yuz yii24 Insanligin ancak ozgiir ve ekolojik ze oldugumuzu one surer. bir
toplum yaratmasi halinde
bir gelecegi olacaknr.
Bookchin'in ba$hca iddiasina gore, ozgur bir toplumun na251.
23
Age.
24
Post-Scardiy Anarchhm,
s.
s.
40.
834
Anar$izmin Tarihi
orgutlenmesi gerektigi konusunda esas rehber olarak ekoloji-
sil
ye basvurmamiz gerekir. Ekoloji
doganm dinamik dengesiyle, canh olmayan nesnelerin karsdikh bagimhhgryla ilgileKritik boyutunda bu, sadece insanm dogada nastl dengesiz-
canli ve nir.
likler urettigini degil,
sacmahgmi da ortaya
insanm gezegenin efendisi olma iddiasimn koyar.
Ekolojinin en onemli ilkesine gore, bir ekosistemin tam iyi sekilde cesitlilikle gerceklestirilir. Ote yanda insan,
uyumu en
yuksek duzeyde karmasik ve organik cevreyi,
basitle$tirilmis ve inorganik cevreyle degistirerek organik evrimin isleyisini bozmaktadir. Ekolojinin kritik mesajma gore, dogal diinyadaki gesitliligi azaltirsak, onun birligini ve butunlugunu de azaltmis oluruz. Ekolojinin yapta mesajma gore, dogal dunyanin birligini ve iscikranni gelistirmek istiyorsak, cesitliligi
geliscirmemiz gerekir. sitlilik
O halde
korumamiz ve ekotojik biitunluk dinamik bir ?e-
icinde birliktir. Bu birlikte, denge ve
uyum
surekli degi-
5en bir farkltlasmayla saglanir. Bookchin, dogal duzenden toplumsal alana gecerken soyle der: "Ekolojik bakis acisindan, doga, toplum ve sonu? olarak davramstaki uyum ve denge, mekanik standartlastirmayla degil, tam aksine, organik farkhlasmayla gerceklestirilir." 25
Anarsizm toplumsai cesitlilik icinde birlik saglama imkam sunan yegane toplumsai felsefedir. Ve upki anarsizmin ekolojik ilkelerin gerceklesmesine yardLmci olabilmesi gibi, ekoloji de anarsizmi zenginlestirebilir. Bookchin, "liberter" terimi icin yaptigi tatnma ekosistem icin yaptigi tanimin yol gosterdigini vurgular: "cesitlilik icinde birlik, kendiligindenlik ve lumleyici iliskiler imgesi, her turlu hiyerarsi ve hakimiyetten ozgurdtir." 26
Bookchin'in "sonuc olarak" bilimsel ekoloji ilkelerinden toplumsai ve ahlaki anarsizm teoristne geci^i, mantiksa! olarak
sapma" riskine yol acar; yani atnpirik bir gozlemdert hareketle ahlaki bir zorunluluk, "olan" dan harekeile "olmast gerekerTi gelistirmeye cahsir. Ancak, ekolojik bir doga yorumunbir "dogaici
dan
etik zorunluluklar cikaran
zeret
Bookchin, bu yaklasimina bir mabulmaya caltsmaz. Bookchin, dogantn kendisinde bir etik
yoktur, der, sadece bir etik icin gerekli olan "matris" vardir ve ekoloji bir "degerler ve idealler kaynagi" olabilir. 27 Bu da hiyerarsik
olmayan
bir cercevede iki
25
Agt.
26
Ecology of Freedom,
s.
temel ahlaki ilke sunar: Katihm
70. s.
^2;
Bkz.
Toward an
Ecological Society, op
cit, s.
60.
Murray Bookchin ve Ozgurlugiin
835
Eholojh'i
ve farkhlasma.
Bookchin nesnel bir ekolojik etik gorusunu
doganm
bir parcasi
cesitli
bicimler-
otdugu surece,
Birincisi, insan genislcgenisleyen dogal cevre toplumsai gelismenin temelini de anarsistin de hem ekolojistin hem tir. tkinci olarak Bookchin,
de destekler.
onemipotansiyellerin serbest birakilmasinda kendiligindenligin olyakin ideale ekolojik en cok anarsizmin ni vurguladigini ve
dugunu savunur. Ocuncu olarak, her ikisinin de farkhlasmayi "Genisilerlemenin olcusii olarak gordugunu one surer; oyle ki, parcalannin onun artmasryla, farkhlasmamn butun, leyen bir 28 Boylece anarsizm bilimsel olarak zenginlesmesiyle yaratihr." dogrulanmis ve ekolojik Uikenis tehdidine yegane mumkiin al-
ternatif olarak goruhnustur.
Bookchin kendi devrimci ekoloji ve anarsizm versiyonuna "toplumsai ekoloji" demektedir. Bu terim ilk kez E. A. Gutkind
Community and EnvitcmmeoCda (Topluluk ve Cevre, 1954) kullanildi, ancak Bookchin e gore, radikal bir toplumsai
tarafindan
1
ekolojinin kok kavramlart hiyerarsi ve hakimiyettir. Ekolojik ceicinde birlik, kendiligindenlik ve tamarmayicihktan esinsitlilik
lenen toplumsai ekoloji, biyosferin dengesini ve butunlugunu iliskOerini tek basina bir amac olarak gorur. Insanlann birbiriyle ve doga dogaya degistirmek, ili^kilerini dogayla ve insanhgin icindeki yerimize iliskin arilayisimizi
doniismrmek
icin bir hare-
ket yaratmayi amaclar. Aslinda Bookchin, toplumsai ekolojiyi, sadece aracsal bir duyarhgi yansitan ve dogayi nesnelerden olusan dogal bir ortam ilgileolarak goren ve esas olarak koruma ve kirlilik denetimiyle
nen cevrecilikten ayirir. Gevrecilik hakimiyet ve hiyerarsiyi temel alan toplumumuzun en temel oncullerini sorgulamaz. Bookchin, toplumsai ekolojinin, Arne Naess, David Foreman, George Sessions ve Bill Devall'm savundugu "derin ekoloji"den de farkh oldugunu vurgular. Derin ekoloji, yeterince olgunlasmamis fikirlerden olusan bir "kara delik" olmakla kalmaz, aym zamanda ekolojik sorunlarm nihai olarak toplumda koklendigini
anlamayt da ne yazik jistler bilinc
ve
ki
basaramaz. 29 En onemlisi, derin ekolo-
toplumun dogadan
nasil cikip gelistigini yeterin-
ce ortaya koymazlar.
28
Crisis, Ecology of Freedom, s. 276, 278. 272. Ayrica Bki. Hie Modern Post-Startity Anarchism, s. 78.
29
Bkz
27
"Social Ecology", age.
(jieen Piris/jettives, 6,
s.
3-4;
Mayl^ 1988,
s.
"The Crisis 1-5
in the
*.
25.
Ecology Movement",
Ekotopya Bookchin "ekoiopya" dedigi kendi ekolojik ve anarsist toplumuna dair bir taslak olusturmayi reddeder. Ilk olarak, toplumsal devrimin yam sira ktilturel bir devrimin de gerceklesmesi gerekecektir;
bu devrim, "psisenin yeniden olusturulmasrm saglayahukmedici dusiince tarzlannin yeri-
caktir. 30 Biitun hiyerarsik ve
ne, yeni bir "ekolojik duyarlik", holistik (butiincul) bir bakis gelistirmeli,
"oyun, fantezi ve hayal gucu" ovlilmelidir. Boyle bir duyarhga, insan bilincinde "6z bilinc ve 6z edimi gerceklestiren bir dogal dunya" goren ve bu dogal diinyaya "yeni bir ruh kazandiran" yeni bir "animizm" e§lik etmelidir. 31 Bir "animist imgeletn", "nasil"i
"neden"den aytrmayacakur.
lkinci olarak, ozgur bir
toplumda liberter bir akil yaklasimi gelistirmek zorunlu olacaktir. Horkbeimer ve Adorno gibi, Bookchin de, evreni akilci ve anlamli bir diizen haline getiren "nesnel" akla inanir. Amaclan araclara ceviren aracsal akd turune karst elesureldir. Ancak "duyarhk alani icinde dogaya yer vererek akilcthgt oznellikle butimlestirmek icin" her ikisinin de otesine gecmek ister. Bunu basarmak icin " 'ilk dogamiz' ile "ikinci dogannz', dogal dunyamiz ile toplumsal dunyamiz, biyolojik var-
hgimiz ile akilcihgimiz arasinda bir sureklilik saglamahyiz." 32 Bookchin'e gore, sahici bir liberter akil duyarhkla asilanacak, etik bir baglamda cahsacak ve
Bookchin'e gore, liberter etik, akilci cozumtemeyi temel almahdir. Bu cozumleme, ozgurliigu engellenmemis bir irade ve 6z bilinclilik olarak goriir. Bu nedente liberter etik adaletten cok ozgurlukle, mutluluktan cok hazla ilgilenmelidir. Greklerin geltstirdikleri adalet ilkesi esitlik kurahnt -esit ve tarn degisim- sa-
vunur. Bookchin'in, organik toplumlann olusturdugu ornekten esinlenen ozgurluk anlayisi, yeteneklerin, ihtiyaclarm ve sorumluluklann esitsiz oldugu kabulunii temel alan bir esitligi ongo30
Post-Scarcity Anarchism, s
31
Toward an Ecological
32
Ecology of Freedom,
33
Thinking Ecologically", op Movement", op cit, s. 5-6.
s.
19.
Society,
$.
26,9 :3,
70.
276, 279. cit, s
20, ayrica Bkz. "The Crisis in the Ecology
Murray Bookchin ve Ojgfirlugim
837
Ekolojisi
Hayatta kalmak igin "azaltilamaz bir asgari" saglamayi amac-
riir.
layan hak nosyonu terk
edilir,
Boylece ozgurluk esitsizlerin
esit-
ligini gerektirir,
Organik toplumlann ihtiyactan smirlayarak yasadigi yerde, derecede sanayilesmis toplumlar artik kendi ihtiyaclarmi serbestce secebilecek konumdadirlar. §imdiye kadar bilinenlerin ileri
en kapsamhsini olusturan bir ozgurluk formuyla karsi kar$iyayiz: "ozerk bireyin, maddi hay an... ekolojik, akilci ve sanatsal bir formda bicimlendirme ozgurlugii." 34 Bu ozgiirluk sayesinde, ihtiyactan arzuya, mutluluktan hazza gecebiliriz: Mutlutuk sadece saglamrken; haz, tarn aksine, tenarzulann tatminidir. Bu, fiziksel oldugu kadar dunimu yansiur, cunkii Bookchin'e gore ekoloji-
fiziksel ihtiyaclarm tatminiyle
sel ve entelektuel
ruhsal olan bir
nin ozu "dunyasal dogalcihga bir donus"tiir. 35
Bookchin, insan dogasi doganin bir parcasi oldugu icin tnmiidahalesinin kacmilmaz oldugunu savunur:
samn dogaya
lkinci toplumsal rilmi§tir.
ni"
dogamiz
birinci biyolojik
dogamizdan cikip
ev-
Ekolojik etik, gezegenin "insanlar tarahndan ydnetimi-
(human stewardship) kesinlikle
gerektirir. Insan, cesitliligi ve
kendiligindenligi guclendirerek ve kendi potansiyel hayat formla nni
gerceklestirmek icin organik evrime katkida bulunarak,
ekolojik ortamin yonetiminde kendine diisen rolu oynayabitir.
Ancak Bookchin, bu mudahalenin ^ok bir satranc oyun una benzemesi
bir tekneyi ytizdurmekten
gerektigi
konusunda ekolog
Charles Elton'la ayni goriistedir. 36 Ekoloji bilgisi iktidar degil, icgoru sorunudur. Ekolojik bir toplumda,
sorunu
"akil ve dog-
ru"ya ulasmak icin, insan toplumunun "ikinci dogasi", o toplu-
mun
"birinci
dogasi"mn
tasidigi potansiyelin
yardimci olur. Nihai olarak, insan ikinci dogayi,
hem
etik
alani icinde asacaktir. gil
hem
gerceklesmesine
toplumu hem
birinci
hem
de
de akdci olan yeni bir "ozgiir doga"
Bu nedenle Bookchin, dogal evrimden
"katihmci evrim"den soz etmemizi
de-
onerir. 37
Bookchin, kendi "ekotopya" sinm pratikte bir dzyonetim komiinleri konfederasyonu olacagini one surer. Her
komun
dogrudan demokrasi formuyla kendisini yonetecektir. Bu 218.
34
Ecology of Freedom,
35
"Social Ecology", op.
36
Bkz. Post-Scarcity
An arch bm,
s.
71;
37
"Thinking Ecologically", age,
s.
35-6;
s.
cit, s.
10.
Toward an Ecological Society,
Rem aking Society,
s.
201.
s.
59.
bir
tipki
838
Anar$izmin Tarihi
Grek polis'indeki gibi, bir yuz ytize demokrasi olacak, temsii ya da yetki devri olmayacaktir. Idari gorevler rotasyon yontemiyle yerine geurilecek, ancak temel siyasetler herkese agik olan balk meclislerinde belirlenecektir. Toplum, yurttaslann toplumsal su-
dogrudan denetlemeleri anlammda bir "siyasal organ" haBu turden dogrudan demokrasi en ileri dogrudan eylem fonnunu saglayacak ve "6zyonetim"de agirlik "ben" (izerecleri
line gelecektir.
rinde olacaktir.
Bookchin'in "ekotopya"si, iktisadi alanda, ozel mulkiyetin kaldinlmasini, mallann bireysel ihtiyaglara gore dagmlmasini,
meta
iliskilerinin goziilmesini, iste rotasyon uygutamasmi ve cahsmaya aynlan zamamn azalulmasim ongoren "anarko-komu-
nizm"i uygulayacaktir. 33 Deger mubadelesini ve temel alan eski adaiet fikirleri, yerini, esitsizlerin
esitlik
kurahm
esitligini
kabul
eden ozgurluk idealine birakacaktir. Killelerin acilanna neden olan ihtiyac, yerini arzuya, bireylerin hazzma birakacaktir. Ve ihtiyaclar artik kithk ya da adetler tarafindan dayatilmayacak, bilincli bir
secim konusu haline gelecektir,
Boylece bolusum, yararlanma hakkmi, tamamlaytciligt ve azaltilamaz bir asgariyi temel alacakttr. Yararlanma hakki, komunist "herkese ihtiyaci kadar"
ol-
dugu
bir
icin,
kuralmdan daha comert bir ilke bu yaklasim, on dokuzuncu yuzyil anarsizminde
ilerleme saglamaktadir. Bu ayni zamanda, Proudhon, Bakunin ve Kropotkin'in, iliskileri yasalar olmaksizin duzenleyecek sozlesme
gagnsimn da otesine
gecer.
sozlesme, ister istemez
Ne kadar ozgurlwk
esitlik
saglarsa saglasm,
nosyonunu temel ahr ve "burjuva
hak kavramlannda zirveye ulasan bir 'esitleme' sistemi" olusturur. Her sozlesme gizil bir amagonizmi yansitir; ozenden ve tamamlayicitik anlayisindan yoksundur. Bu nederile Bookchin'in ozgur toplumunda hicbir sozlesme yapilmayacakti; herkes yasa-
mak
icin gerekti olan temel asgariyi alacak ve geri odeme kaygisi olmaksizin ozgiirce verecekti. Piyasa ekonomisi insanlann birbiriyle iliskilerini degistirert bir "ahlaki
ekonomi"ye donustiirulesorumluluk ve
cekti. J9 Cikar, maliyet ya da karhlik degil, ozen,
yukiimluhjk yeni parolalar olacakti. Bookchin kendi federe komunler toplumunun temel birimine "ekotopluluklar" diyordu. Yerel ekosistemi degistirecek olan 38
Ecology 0/ Freedom,
39
Ek;. age,
s.
218.
s.
320.
Murray Bookchin ve
839
OjgtirlugUii Ekohjisi
bu topluluklar asagi yukan yerel ya da bolgesel bir o tarsi olacak, kucuk olgekli tanm ve sanayi dengeli bicimde birlestirilecekti. Bookchin'e gore, kuctik olan sadece guzel degil, ayni zamanda ekolojik,
humanist ve en onemlisi ozgurle^tiricidir. Bunlar, "yadomisturmeye cahsacaklardi. 40
pay zanaatlar"i "dogal sanatlar"a
onemlisi, kendi ekosistemleri ve biyocevreleriyle
En
uyum
igin-
de konfederasyonlar olusturacaklardi. Bookchin onlarm dogal ortamlanm sanatsal bir yaklasimla tasarlar:
Meydanlarm iginden akarsular
gecebilecegini, toplanti yer-
ozenli ve lerinin korularla cevrelenecegini, fiziksel cevrenin zevkli bigimde duzenlenecegini, toprakta gesilli bitkilerin yetistirilecegini, ev re
hayvanlannin ihmal edilmeyecegini, cevmumkun oldugu kadar koruna-
bolgelerde vahsi hayatin
cagim hayal
edebiliriz.
41
Topluluklar, "ekoteknolojiler" gelistirecek, esnek ve gok amaclt makineler kullanacaklardi. Sadece yerel malzemeyi ve asgari kirlitige
yol acan enerji
kaynaklanm kullanmakla kalmayacak, eko-
sistemde cesitlilikten yana olacak ve biyosferin butunlugunu biteknotojinin lincli olarak gelistireceklerdi. Bookchin, sadece kiilturel
ki
ve toplumsal baglamini vurgulamakla kalmaz, onun lipigin de cinayet islemek icinde kullanilabilecek
ekmek kesmek
bir break gibi ahlaki
bakimdan notr oldugunu savunur. Nesnel
bir toplumsal giicler sistemi olarak teknik ile bir
mi ve bilme yontemi olarak teknik
orgutleme
akilcilik arasinda
siste-
ayrtm ya-
par. Otoriter ve liberter teknikler olabilir; birincisine
fabrika,
ornek obsturur. Bookchin, etik boyutunu Grekce techm nosyonunda buldugu ve organik bir biitunun parcasi olarak gordugu ozgurlestirict ikincisine zanaat atolyesi
bir teknolojiyi savunur.
Bu
teknoloji anlayisi teknolojik hayal
giicunun gelisririlmesini gerektirir; ve maddeyi olu bir alomlar toplami olarak degil, "anlamh orunmler" gelistiren bir "aktif +i Bu teknoloji, kugiik ve uygun, insani olgekle toz" olarak gorur. baglantth olacak ve en onemlisi yeni kulturun iginde koklenecek
ve yeni tasanlarin yam sira yeni anlamlar geli^tirecekti. Bookchin ekolojik bir toplulugun, kent ve kir, i§ ve oyun, 40
Agc,s. 315.
41
A%e,
5.
.Vt4
42
Age,
5.
266
840
Anar$izmin Tarihi
zihin ve beden, birey ve toplum, insan ve doga arasindaki mevcut geli$kilerin ustesinden gelecegine inanir. Ekolojik topluluk
Greklerin butiinluk idealini gerceklestirecek ve biitunluklu kisi ve toplumsal hayat, "iyi dengelenmis, uyumlu fbirj biltun" olusturacakti, 43
likle
Boyle bir toplum, gec;misten gelen ozgiiriuk mirasini, ozelgeleneksei toplumlann vaadini, kullanma hakki, tamamlayi-
cihk, esitsizlerin esitligi ve azaltilamaz asgari
Bu loplum, mevcut
smifli
toplumun
ile
birlesurecekti.
ozel mulkiyet taleplerini,
sozlesmenin kutsalhgim ve e$idik kurallarma baghhgmi asacakU. Ayni zamanda, daha erken organik toplumlarda gortilen guc^ii topluluk baglanm kaybetmeksizin, evrensel uyum anlaminda bir Ronesans ve bireysel ozerklige modern bir vurgu gelistirecekti. En onemlisi, bu toplum, hakimiyet ve hiyerarsinin yerine kars> hkh bagimhhgi ve yardimlasmayi gecirecektt.
Toplumu Yeniden Olusturmak Bookchin, ozgur ve ekolojik bir toplumu gerceklestirmek igin, devrimci sureci devrimci hedeften ayirmayi reddeder; liberter ama^lara ancak liberter araclarla ulasilabilir. Bu nedenle devrim, iktidan ele gecirmeyi degil onu dagitmayi amaclamahdir. Gecen
yuzyihn sonunda
"etik ve dussel
kavramlar"a bogularak "eylem
yoluyla propaganda" yapan anarsist teroristi savunurken, yasadigimiz donemde, ekolojik bir devrimci toplum projesinin gerceklestirilmesinden once
uzun
bir
aydinlanma doneminin gerekli
olacagina inanir.
Bookchin'in yazilannda gortilen surekli bir tenia, ozellikle Marksist formdaki otoriter ve proleter sosyalizm fornuma reldir.
Toplumsal
bir
diisuniir olarak
elesti-
Marx'm onemini kabul
eden Bookchin, Marksizm'in artik cagimrza uygulanabilir olmaone surer. O kulik doneminde dogmu^tu: Marx ve Engels,
digini
uretici glider toplamini ozeflikk bir gecis.
oldugu kadar hizh bi^imde arttirmak
doneminde
mumkun
icin bir Devlet'e ihtiyac ol-
dugunu dusunduler. Ne var
ki modern teknoloji, maddi bolluk imkanini, dolayisiyla insanhgin zorunluluk alamndan ozgiiriuk alanina gecmesini saglayan yeni bir sanayi devrimi yaratmistir.
Bu nedenJe Marksizm, 43
Post-Scarcity Anarchism,
tipki
s.
81.
Marx'm Hegel
felsefesini
asmasi gibi
Murray Bookchin asilmahdir.
ve
841
Ozgurluptn Eholojisi
Ashnda Bookchin, Marksizm'in kapitalizmin par exoldugunu one surer, cunkii o, temelini olustu-
cellence ideolojisi
ran "kulturel duyarhklar"a
meydan okumaksizin
kapitalist ure-
tim tizerinde odaklamr. Bu nedenle Marksizm sadece "burjuva Aydintanmasi"nin zirvesi degil, ayni zamanda burjuva sosyoloji44 sinin bir formudur.
Bookchin
ozellikle "bilimsel sosyalizm"e elestirekiir, cunkli
onun ekonomiyi insan hayatinin
belirleyict faktoru olarak vur-
gulamasi, etik hedefleri reddetmesine yol acar. Marx'in
ilk calis-
malannda oz gerceklestirimle ilgilenmesini ve elestirel ihtiyaclar teorisini dikkate almayan Bookchin, Marx'in sonraki cahsmalannin etiki dogal yasalara indirgemesinin "Markser projenin gizli
kabusu" olan hakimiyete kapi acugint one surer. Hukmetme temasinm Marx'in komiinizm yorumunda gizil olarak var oldugunu, <;unkti doganin fethinin ozgiirlugun zorunlu onkosulu olarak veri ahndigmi, one surer. Marx'a gore doga, "insanlik icin
sadece bir hedef,
lamamen
bir fayda meselesidir." 43
Bookchin, ozellikle Marksist sinif "miti"ni rak,
patriyarsi,
gerontokrasi
ve
hatta
ele$tirir. Ilk ola-
biirokrasi
formundaki
hakimiyet ve hiyerarsi, siniflann otusumundan once gelir, sinif hakimiyeti ve iktisadi somuruyle simllandinlamaz. lkmcisi, Marx'in proletaryayi devrimin baslica ajani olarak goren sinif co-
zumlemesi eskimi§tir ve yetersizdir. Sanayi isci sinifi artik niifusun cogunlugunu oluslurmamakta ve Marx'in kehanetindeki gibi
gittikge yoksullasmamaktadir.
lurler icinde
sullarda
Tam
aksine, siniflann artik
olusturmayan tamamen yeni
kesinlikle iktisadi gruplar
alt kiil-
dagilmalan yonunde bir egilim vardir, Bu yeni kokazanarak degil, kendi "isciligmi" yap-
is^i, sinif bilinci
mayarak devrimcilesir. 46 Ashnda Bookchin dugUnii ve en
ileri
isci
hareketinin ol-
unsurlann, kendisini kurulu diizenden ayiran
gen^lik, siyahlar, ogrenciier, entelektuelter ve sanatcilardan, yani
Marx'in lumpen prole tarya olarak
(sinif disi)
mahkum
ettigi
en dt'dasse
unsurlardan olusmgunu diisunur.
Bookchin, hiyerarsi ve merkeziyetcilik aracihgiyla iktidar mucadelesi veren Marksist Komunist Parti "miti"ne de saldinr, Boyle bir proje, bir "isci Devlet"inin kurulmasiyta ya da planh 44
Toward an Ecological
45
Age.
46
Post -Scarcity Anarcliistn,
s
Society,
s.
19, 193.
201. 202. Ayrica Bki Remaking Society,
208 ve The Modern
s.
Crisis,
s.
188. 168.
s,
136.
Aynca Bkz. Toward an
Ecological Society,
s,
Anar$izmin Tarihi
842
ekonomiyle ortadan kalkmayan,
hiyerarsi, cinsiyetgilik ve fera-
gatle doludur. Herbert Marcuse'nin
neo Marksizm'i
bile "ciikenli
bir egzotik cicek"tir, giinku devredilmis otoritenin ve temsilin
modern toplumda zorunlu oldugunu one
surer. 47
Bookchin, endtistriyel demokrasinin ya da dar iktisadi
muna
yorumunu benimseyen
isgi
denetiminin
sendikalist ozyonetim yoru-
da elestireldir. Iscilerin sadece fabrikanin yonetimini ele
gegirmeleri yeterli degildir; Bookchin, Bakunin'in geleneksel fab-
rikamn yapisal olarak otoriter oldugu konusunda Engels'ie aym oldugunu hatirlatir, Te.knolojinin etik baglammi kabul etmek ve ozyonetimi "benligin endiistriyel yoneiimi" iginde ye-
goriiste
niden degerlendirecek ve
isi
"anlainh 62 ifade" haline getirecek
sekilde fabrikayi donusturmek, zorunludur."**
Bu nedenle onumuzdeki yol otoriter sosyalistlerin amagladiklan gibi iktidan ele gegirmek degildir. Iktidar, onu ele gecireni sadece yozlastirmakla kalmaz, aym 2amanda tahrip eder. Bir halk devriminde
dan
mazur
goriilebilecek yegane iktidar edimi, ikti-
Bu da bireyin kendi hayatini bigimlendirmesi icin "yeniden yetkilendirilmesi"ni gerektirir. En onemlisi, devrimci surecin su devrtmci hedeften aynlmamasidir: olabildigince dagitmaktir.
"Ozyoneiim temelinde bir toplum ozyonetimle gercektestirilmety Devrimci surec, toplulugun butiin uyelerini kapsayan ve oniann btreyler olarak davranabilmeterini saglayan halk meclislidir.'"
lerinin ve
topluluklann olusmastni hedeflemelidir.
Bookchin devrimci hucre ve yeni toplumun temel birimi olarak "sempati grubu"nu onerir. lspanyolca grupo de aj'inidad sdzciigunden cevrilerek benimsenen bu terim, bu yiizyilin basla-
nnda Ispanyol ni
anlatmak
anarsistleri tarafindan
kendi orgutlenme formlart-
Bookchin, terimi, "kendi insani
icin kullamldi.
ilis-
kilerinden cok, benimsedikleri toplumsai hedeflerle ilgilenen bir
yaktn dostlar kolektifi" olarak lanimlav. Aslinda bu, "hisunhk
baglannm
yerini derin bicimde
empatik
genis aile tipi"dir. 50 Boyle bir grup, psi$e
iliskilerin aidtgi ile
yeni bir
toplumsai diinya ara-
sindaki boliinmenin iistesinden gehr, baskiyi ya da komutayi degil,
gonutlulugu ve 6z disiplini temel ahr. Devrimin sadece
akilci
yanini degil, neseli, tensel ve estetik yanini da dikkate almahdir. 47
Toward an
48
Age, s 126, 118.
Ecological Society.
49
Post-Scarcity Anarchism,
50
Ages. 19-20,221.
s.
s.
167.
222.
Murray Bookchin ve
843
Ozgiirlugiin El«k>jisi
Sempati gruplan oncu ya da onder rolu oynamamah,
katati-
zor olarak eylemelidir. Ozerk ve yerel kaldtklan siirece, yerel, bolgesel ve uhisal meclisler aracdrgtyla federe olabilirler. Bookchin esgudtim ve planlama geregini inkar etmez, ancak bun Ian n
ozyoneum organlanndan oiusan
meclisler ve konferanslar araci-
hgiyla gonullu olarak gerceklestirilmesini
ister.
Boylece anarsist
Bu eylemde insanlar kendi
praksis dogrudan eylemi vurgular.
kaderlerini etkileyebilen, gundelik hayatlan tizerinde denetim
mumkun oldugu kadar neseli ve harika bicimde geciren bireyler olarak kendi varliklannin farkina varmahdirlar. Bu aym zamanda, "kendi otantik diizen ve istikrarlanm kuran ve her gunu
bulmak
icin
kendi
icsel gelisim guglerini" serbest
birakan kendi-
ligindenlige de yer biraktr. 51
Kendiligindenlik Bookchin'in yazilannda ozel bir anlam
ta-
ancak orgutti ve yapiyi dislamaz. O, dtssal kisitlamadan ozgur olabilir, ama sadece bir durtu de degildir: "O, denetlenemeyen ucucu bir tutku ve eylem degil, ozdenetimlt, icsel olarak denetlenen, davrants, duygu ve diisuncedir." Bookchin ozdenetimin aklif bir benlik formu oldugunu vurgular. Bu form icinde
sir,
akhn ve dayanismanin
benlik, "ruhun,
tsigi"yla olusturulur.
52
Aslinda o, kendi ozgurle^mis orgiidenme lormknni yaraur, Devritn, Bookchin'e gore, sadece kurulu diizeni hstigi icin degil,
aym zamanda kendi
ytktigi icin onemlidir, bir festival olmahdir.
insani
O
yikmaya
bir "sihirli an"dir: sokaklarda
Devrimin
diyalektigi,
oyunda bulan
ifadelerim sanat ve
ca-
urettigi zihniyet titrunii
yasanan
en saf formunda, "en incelikli
bir
askm-
hk"tir»
Dunyayi Degistirmek Derin Itbener duyarhgma ve utopyact vizyonuna ragmen, Bookchin'in toplumsai ekoloji anlayisinda gene de otoriter unsurlar vardtr.
Doga
ile
uyumlu
overken, oteki turlerden soz
iliskileri
etmez. Aslinda tizerinde diisundugu maddi bolluk tiirunun gerektirdigi kosullann oteki tiirlerin siirekli somurulmesini, kolelestirilmesini gerektirdigi gorulur,
bicimde" en 51
A£t,
52
Towaid an
53
Agr,
s,
s.
iyi
Hayvanlan
21. F.Lo\ogia>l Satiety,
264, 274.
"akilci ve insani
antroposentrik tarzda "kullanmak" igin mitm-
s.
259, 245.
Anar$izmin Tatihi
844
kun olan her seyin yapilacagtm
ms
soyler.
Farkh ve karmastk davra-
orunUileri olan hayvanlar, "ciftlik hayvanlan" icinde etkisiz
duruma
getirilir.
Gene, Bookchin'm eko-cifdikleri sentetik or-
tamlardir; "ciftlik hayvanlan nin agillarda
si"nden
siirsel bir dille
...
otomatik beslenme-
soz eder ve bunu yaparken agillarm ha-
pishaneye benzedigini gormez ve her canhnin ozgurce hareket etme istegini kabul etmez.. 34 Bookchin'in kendi "ekotopya"sin-
"hayvan besleme" ve "suda
da,
cihga da yer verdigini
gormek
bitki yetistirme"nin
sasirtici
yam
sira av-
olmaz. 55 Bookchin dogaya
yabancilasmamizin matemini
tutar. Bu yabanalasma yuzimden duygulu varhklar oiarak benligimizin bir kisrmni kaybettigimizi soyler, ancak kendisinin de bu stirecin bir kurbani oldugu goriiliir.
Bookchin, haklar kavraminin koruyucn bir
dugu
elitin ifadesi ol-
kusku uyandirdigini hakh oiarak belirtir. Ancak insan ayncahklarinin yok edilmesini savunurken, hayvan haklarmdan soz etmez. Ashnda Devall ve Sessions gibi ekologlann makui bicimde one surdukleri, "oteki canhlan nedensiz yere yok etme icin
hakkma
sahip degihz" goriisuyle dalga gecer. Bookchin insanm
insana ve insanm dogaya hiikmetmesine son vermek isterken, insanin hayvanlara Siirekli hukmetmesini kabul etmektedir. Do-
muzlann karmastk
aile hayaUarintn ve insan degerlerinin hayvan davramslanna dayatilmasinin tas^digi tehlikenin farkmda olmayan Bookchin hata kavgaci bir uslupla sunlan yazabilmektedir:
"Ne var ki, insanlan domuza donustiiren yemlikler, insanlan hayvanliga karsi zirhlandiran gidalan icerir," 56 Bookchin'in, dogaya nuidahalesinde de cok rulur. Butiin yaratiklann dogal oiarak bir
ekologlar"m "biyomerkezci" etiklerine
siiren "derin
rak, onlara
zen de
ileri gittigi
go-
deger tasidigim one kars;i
cika-
antihumanist der. Bookchin kesinlikle humanist, ba-
kibirli bir hiimanisttir.
Insanin fiilen diger yaratiklann
yoneticisi olmasini ister ve "dogal evrime yeniden girisimiz in-
sanhgin dogasallaswilmasindan cok, sidir"
dogamn
insansallastinlma-
derken de oldukca Marksisttir. 57 Dogaya miidahale
54
Post-Scarcity Anarchism,
55
Bill
s,
tavsi-
119, 115.
Devall ve George Sessions, Drcp Ecology, Salt Lake City: Peregrine Smith
Books, 1985, Crisis,
s.
s.
75, altnti, "Social Ecology" ic.inde, age,
119.
56
Ecology oj freedom,
57
Age,
s.
342.
s.
314,
s.
22; The
Modern
Murray Bookchin ve Ozgurliigun yeleri, "dogal
evrimi daha
ce§itli,
degisken ve verimli bir biyos-
dogru bilinch oiarak kiskirtma"yi
fere
gereklirir. 58
mumkun
Ashnda Bo-
dogamn
okchin'in humanist kibri, onu, birinci ve ikinci
olan bir "ozgur doga" yaratmanm
845
Ekolojisi
sentezi
oldugunu dusunme-
ye yoneltir, Bu sentez icinde 6zgurle§mis insanlik, "dogal evri-
min 6z
bilincli, ozenli
ve sempatik yanimn
sesi,
ashnda
ifadesi
folacak], evrimin aci veren, sancdi, tutarsiz ve genellikle dik
ba§h yonleri tipki
Marx
ise
kendi kaderinc terk edilecektir," 59 Bookchin,
ve kendisinden onceki humanistler gibi, insanligm
dunyada, dogayi daha luiarh bir forma sokmaya cahsan ajan olmasini
akiif bir
ister.
Bookchin'in teleolojik diinyasinda, evrimin "itilimi"nin tam
bunun nasil tesvik edilecegine kimin karar Bunu ekoloji "uzmanlan" mi, yoksa halkin oylan mi belirleyecektir? Bookchin'in humanizmi sonunda hala, kullanmaktan ho si an mad lgt ancak kacinamadigi sozciiklerle, bir oiarak ne oldugu ve
verdigi acik degildir.
olciide antropo-sentrik ve antropomorfiktir.
Dogamn
geri kala-
ninin insanm amaclanna hizmet ettigini dusiinur ve dogal siire?lere,
insana ozgii, ozgurluk, irade, segim, bilinc ve 62nellik
lerini dayatir.
fikir-
Sonuc oiarak Bookchin'in metafizik varsayimlan
andiran doga anlayisi ne dogrulanabilir ne de reddedilebilir. Ay-
nca onun dogaya iliskin "ekolojik imgesi" metafor bir imgeden ibaret kalir.
etkisi yaratan
Teknolojiye yaklasimtnda Bookchin, yeni tekniklerin dogada dengeyi, dogal bolgelerin tam gelisimini ve organik topluluk-
lann yaratilmasirn saglamak tcin ekolojik bir tarzda kullamlabi-
one surer, Ona gore teknoloji, aym zamanda, zorlu cahsmayi, maddi guvensizligi ve merkezi ekonomik denetimi lecegini
potansiyel oiarak ortadan kaldirarak ozgur bir
toplumun onko-
Uzun pasajlarda, tam bir teknisyen coskusuyla, teknoloji donammini inceden inceye betimler. Bizlere, "modern traktor enfes bir mekanik dehamn eseridir," diyen Bookchin,
sulunu
saglar.
trakiorlerin gelisiyle birlikte Uciincu
sinde kendine yeterli tanmin ve
Dunya'nin pek cok bolge-
bu tanma bagh ekosistemin
ta-
olusundan hie soz etmez. 60 Orgutlu bir ekonominin, kuciik "paket" fabrikalan, insan emegi olmaksizm otomatik
mamen
tahrip
oiarak imal edebilecegi bir 58
"Thinking Ecologically",
59
Post-Scarcity Anarchism,
60 Age,
s.
119
zamamn
op. til, s.
116.
s.
gelecegini dusiinur. Hatta
36; Remaking Society
.
s,
203.
Anai^izmin Taiihi
846
"denetimli termonUkleer reaksiyonlar"tn kullamlmasim tavsiye eder, 61
Gelecekteki devrimin uzun vadeli hedefi, Bookchin'e gore, "asgari
emekle bir mal
uretmek" olmahdir. Zanaattan
fazlasi
(kuskusuz teknoloji destekLi) yana tutum ahrken, Tolstoy'un
fi-
tatmin duygusuna
ziksel
emegin insana kazandirdtgi
iliskin
yakla§imtm goz ardi eder. Teknolojinin, yapisi geregi ha-
itibar ve
oidugunu goremez, Teknoloji tarti^malannda zaman zaman sozde reddettigi aragsal zihniyeti ele verir. Jacques Ellul'tm, modern teknoloji diisxince ve duygii tarzimizi etkilemekle kalmaz, onun degerini de kaciniLmaz bicimde dusiirur, gorusunu yatin inkan
reddetmesi
§a§irtict degildir.* 2
Bookchin'in tavsiye
ettigi
maddi boilugun liedonizme
yol
acmasi 50k muhtemeldir. Ancak mutluluktan cok hazzi oven Bookchin'in etikinde gene de puriten bir van vardir, Ornegin, anar§ist bir
toplumun
olmast gerektigini one surer: "giyim,
basit
yi-
yecekler, mobilyalar ve evler, daha sanatsal, daha kisisellesmis ve
daha Spartavari olmahdir. mokrasinin saglayacagi ahlaki silahlanniamn
w
etik
Gene Bookchin'in, dogrudan "kisilik
yankilan
de-
olusiimu"nu ovu^iinde de
vardir. 64
Bookchin'in ekolojik
toplumunun, icinde savurganhga, gosteri$e ya da yaraiici beceriksizlige pek yer birakmayan oldukca mantikh bir utopya oldugu
goriilur.
Bookchin kithk sonrasi toplumun "esiginde" oldugumuzu Aym zamanda, teknolojik potansiyelinden oturu Birte-
savunur.
sik Devleder'in, "bir dunya-larihse! sistem olarak hiyerarsik top-
lum"u yikabilecek toplumsal devrimin merkezinde yer aldigmi one surer. 6,5 Ancak Birlesik Devletler'de bile, ayncahkh insanlann refahi, diinyamn geri kalan kisminda yasanan yoksullasmanin bir sonucu olarak kazandmistir, ciinku bu ulke dunya nUlusunun sadece yuzde besini desteklemek icin dunya kaynaklan-
mn
yuzde kirkim uiketmektedir.
Herkes
igin
boilugun henuz cok uzakta oldugu gorulmekte-
61
Age,
62
Bkz Jacques Ellul, The Technological .Society, Vintage, New York, 1964. Konuya iliskin daha kapsamti bir tanisxoa igin Bkz. Carncs &c Zerzan, dcr. Qu-
s.
130.
,
estioning Technology.
Anarchism,
63
l'ost-Scareity
64
Ecology of freedom, s. 339. Posl-Scarcity Anarchism, $. 23.
65
s.
134.
Murray Boo kc
Achgm
dir.
in
847
ve Ozgtirliigun Ekolojisi
doga] gida kaynaklannin yetersizliginden ya da nu-
fus artisindan
kaynaklanmadigim, sadece toplumsal ve
kiiltUrel
bozulmalarin sonucu oidugunu one siirniek yeterli degildir. 6
Uciincu Dtinya'nm
Afrika ve Hint
gesittt bolgeleri, ozellikle
*'
all
kitasindaki pek <;ok bolge, achk degilse de, surekli bir yetersiz
beslenme tehdidi altindadir. Yoksul hayat kosullannm yol
agtigi
niifus artist refaha yonelik ciddi bir tehdit olusturmaktadir. Ye-
nilenemeyen bazi dogal kaynaktann da Bookchin'in bollukla
ilgili
belirli sinirlan
iyimser goruslerinin sadece
vardir.
ileri
dere-
cede sanayilesmis toplumlara uygulanabilecegi goriilur.
Bookchin, doga
belirli bir
tarzda
isler,
toplum onu izlemeli-
dir diyen Kropotkin'in hatasim, kendi etikinde tekrartamaktadir.
Olgudan degere, nlandan olmasi gerekene gecmemizi saglayan hicbir manuksal baglanti yoktur, Bookchin, HegeLci bir tarzda, etik anlamda "olmasi gereken"in, "potansiyel olarak var olanin gerceklestirilmesi"oIdugunu one surerek bu elestiriyi reddeder. Ona gore, bir me§e agaci "bir me§e palamutunun dogasmda vardir." Bu nedenle onun nesnel etik formu, "potansiyelin nesnelligi"nde koklenir, 07 Ancak degerler agacdara benzemez. Serbest etkinlik, gelisme ve dogadaki hayat gibi bozulmamis degerler varken, bunEara verdiginiiz deger tamamen bize baglidir, Ekolojinin var oldugu iddia edilen "yasalar"indan biri, dogada "ozgur yemek" olmadigidir. "Ozgur yemek" ancak toplum icinde secebilecegtmiz bir seydir. Doganin uyguladigi yontemlerin insanhkdisi oldugu dusUnUlUrse, bunlan uygulamamiz iein hicbir neden yoktur,
daima sahip otduguDogantn "dogru" yorumu yoktur ve dogamizin nasi! i^ledigine
Bizzat
muz
Bookchin dogayla
ili^kilerimize
teknoloji ve bilginin aracilik ettigini kabul eder.
verili bir
dair ckoiojik betimleme,
degistirecek gecici bir
mekanik modelinin
daha dogru olan bir ba§ka modelle yer model olabilir ancak. Bu tipki Newion'm
Einstein'tn goreli modeliyle yer degi^tirmesi-
ne benzer, Insaniar sadece neyin degedi olduguna karar vermekle
kalmazlar, var oldugu soylenen "doga yasalan" da sadece doga
icinde gozlemlenen kurallardir.
Bookchin, biyolojik ve toplumsal devrim vurgusunda, ekolojik
66
toplum tamminda, sik
Bkz
"Social Ecology", age,
tives. 8,
67
Temrauz 1988,
s.
s.
sik, 17;
ve istikrar gibi soz-
"The Population Myth,
1-6; 15,
"Thinking Ecologically", op
uyum, denge
rii, s.
Nisau 1989, 31, 34, 32.
s.
1-8.
1-H", Green Perspec-
Anar$izmin Tarihi
848
cukleri kullanir. Ayni sozcukler ekologlann
yam
sira
nalist sosyologlar ve sistem teorisyenleri tarafindan
fonksiyo-
da kullani lir.
Ancak tur;
tarihsel anarsist hareket daima duraganhga karsi tdmusashnda onun bashca hukiimet elestirisi, hukiimetin toplum-
degisim ve gelismeyi denetlemeye cahsmasidir, Anarsisilerin cogu otoriteye ve otoriter kurumlara, ozellikle bunlar dogamn sal
siirekli
akisim ve toplumun akiskanhgini kabul etmedikleri icin
karsidtrlar.
Gene, tipki Hegel ve Marx gibi, Bookchin de kendi ekolojik toplumundan, tarihin nihai sonu, insanin hayatta kalma miicadelesinin zirvesi, insani ve dogal potansiyelin nihai olarak ger-
ceklesmesi olarak soz eder. Bu baglamda gur, akdci ve etik" hale gelir.
dogamn
kendisi, "02-
Ancak Bookchin, Aristoteles ve askm leleolojisini elesti-
Hegel'in diyalektigi kullams tarzlannin rir.
Bu
ru"na
diyalektik, "olasihk, kendiligindenlik ve yaraticihk unsu-
hukmeime
simdan
bir
egilimi
tasir,
Ancak Bookchin'in de ayni
yakla-
otcude sorumlu oldugu goriilur. 68
Bookchin'in
erkefl. eserlerinin
cogu gimumuzde buyuk
iyimserlikle okunur. Altmish yillann, dogal beslenme, genis kabilecilik, cinsel ozgurliik, topluluk ve
karsi-kultOriinun o
bir
aile,
yardimlasmayi oven
buyuk atihmi uzerine yaziyordu.
O sirada
ya-
sanan kopus daha sahici bir topluluga "gecis" tarzi olarak goriildii. Degistmin yeni ajanlan artik Marx 'in proletaryasi degil, onun
kucumsedigi lumpen proletarya, di.
siyahlar, hippiler ve ogrencilerBookchin'in Kitltk Sonrasi Anar$izm 'indeki denemelerin ortak
noktasim su inane olusturmaktadir: "insanin en buyuk kurtulus ... cok kanh gecen binlerce ydin ardmdan, hiyerarsik toplum, nihayet gelisiminin zirvesine ulasmtstir." Kitabin 1967'de New York'ta yazilan
dusteri artik zorlayict ihtiyaclar haline gelmistir
son makalesi su sozlerle sona eriyordu: "Bilimimiz Utopyadir. Gercekligimiz Eros,
Altmish kultur ti.
Arzumuz
yillartn
Devrim'dir." 69
sonunda ogrenci hareketi cokmiis,
karsi-
dagi Vitus gruplar halinde yolunu kaybeimeye baslamis-
ise
Amerika'da 1960'lann "devrimci projesi" 1980'lerde Reaga-
nizm'in saga liberterizmiyle yer degistirdi. Pek <;ok radikal hippi ve ogrenci
buyuk
sirketlere ve
liderlerin belediye
68
Age,
69
Post-Scarcity Anarchism,
s.
meslek alanlanna girerken, siyah
baskanliklan ve siyasetcilikleri sona
36, 26. s.
27.
erdi.
Murray Bookchin ve Ozgudugun
844
Eliolojisi
1980'de Bookchin, isci hareketinin oldugunii, Kuzey Amerika ve Avrupa'da otantik bir devrimci muhalefetin olmadigim kabul eimek zorunda kaldi. Gene de Bookchin, litopya yaratmanin
miimkun oldugunu soylemeye devam etmistir. Joyle diyordu; "Gumimuzun nihai ve genellesmis devrim caginda, kitltk sonrasi
toplumun genel
teknoloji sayesinde
cikarlan,
herkes igin
maddi bolluk saglayacak bicimde, somut olarak ve derhal saglaBookchin buyumenin sinirlan, asm nufusun tehlikeve sinirh kaynaklann yavas yavas tukenmesi konusunda one
nabilir." 70 leri
suriilen ekolojik goruslere ikna olmarmstir.
rini
Yaktn zamanlarda Bookchin siyasal yenilenmenin belirtilegormusiur, 1987'de, siyasal alanda toplumsal ekolojinin ra-
dikal bicimde Yesil
[Bu hareketi
oldugunu one surdu:
Aiman
rinin parlamento
Yesilleri'nin
soku
egilimleri ve
Avrupa kentle-
sokak hareket leriyle, olusum halintfcki Atne-
disi
rikan radikal eko-Feminist hareketle, yurttas inisiyatiflerini, halk meclislerini, alati
New
England' in sehir topi an ti Ian gelenegini temel
yeni siyasec talep leriyle, tilke icinde ve dijindaki gizgi disi an-
tiemperyalist hareketlerU, ayncahkli beyazlann hakimiyetinden,
Demir Perde'nin her liik
icin cesitli
iki tarafindaki
super giiclerden tam bir ozgur-
renklerden insanlann mueadelesiyle olusmakta-
dirJ 1
1980'lerin ve 1990'lann yeni toplumsal harekederi, cevrecilik,
feminizm ve belediyecilik cevresinde larm
gelisti.
Bans^ilik da altmis-
liberter atilimmi gittikce merkezilesen Devletler'e karsi ge-
ligtirdi,
Bookchin'e gore artik en onemli ihtiyac, "insanhgi bir
butun olarak
birlestirebilecek
mak"tir. "Bu cikar, doga
genel
ile
insani
bir
asgari olarak
uyumlu
cikar bir
yarat-
dengenin
kurulmasiyla saglanir. Bookchin'in gene Marx'la paylastigi temel tez §udur; "Insanin insanla uyumu saglanmadikca doga ile uyu-
mu
saglanamaz." 72
kuildan
yesile
Modem
70
Toward an
71
"Social Ecology", a$c,
Anarchism,
Ecological Society,
s.
kriz cozulecekse, radikalizmin rengi
donmeliydi. 73
s,
s.
Anarsinin kara
73
bayraginin kat-
256.
19-20.
Aynca
Eki.
"New
Social
Movements", For
259-274; "Radical Politics in an Era of Advanced Capitalism",
Grctn Pevsp ectives, 18, Kasim 1989, 72
kizil
Remaking Society, s. 171. Bkz. The Modern Crisis, 5. 45.
5. 1-6.
850
Anarsizmin Tarihi
lamp kaldmldigi goriilmektedir. Giiclu bir tarih ve gelenek
uzun
vadeli dusunmustur.
neticesi
ne otursa olsun, ikinci binyihn sonunda insan bilincinin
biiyiik bir degi$iklige ugrayacagi dir.
duygusu olan Bookchin hep
Liberter ve ekolojik miicadelelerin
Bookchin, yeni bir
mizi one surer.
g6ru§unde muhtemelen
Aydmlanma doneminde
Bu donem, on
hakli-
yasayabilecegi-
sekizinci yuzyihn devrimci Aydin-
lanmasina cok benzer. Tek farkla
ki, bu yeni aydmlanma sadece kurumlann ve degerlerin otoritesine degil, bizatihi otoriie ilkesine meydan okuyacaktir. 7 * Bookchin, 1989-90'da o pash Demir Perde'nin ani cokusunu ya da Dogu Avrupa ve Sovyetter
yerlesik
Birligi'ndeki Devlet komunizmmin yikdisina yol acan kitlesel liberter enerji patlamasim hie kimsenin onceden goremedigini de ekiedi.
Hegeki
teleolojisinin
eksikliklerine
ragmen, Bookchin'in
modern teknobjiye inanci ve iktisadt bollugun gercekle$ecegine olan giiveni, onun dikkate deger bir toplumsal du$unur oldugunu gosterir. Uslubu zaman zaman zor, tarzi asm dogalci etiki,
derecede zehirli olabilir, ancak diisuncesi dikkat cekici bicimde canh ve uyancidir. En onemlisi, liberter ve utopyaci fikirler ile ekobjik ilkeleri yaratici bir toplumsal ekoloji sentezi icinde birlestiren, yenilenmis,
74
dahice anarsist bir teori ve pratige sahiptir.
Bkz, Toward an Ecological Society,
s.
257.
BOLUM YEDI Anarsizmin Mirasi
insanhgin her zaman Otopyayi kapsamaycm bir dunya haritasi, icm bakmaya degmez. tizerinde yasadigi bir tilkeye yer vermedigi
Ve daha
iyi
arayan insanhk orayt gorunce bir an once yelkenleri afar, flerleme Otopyalarm
bir ulke
ulasmak
icin
gerceklesmesidir.
OSCAR WILDE
W Ya Devlet
bireyi ve toplumsal hayati
daima ezerek, insamn
etkin
ikttdar oldugu bMiin alanlan ele ge^irerek savaslara ve darbelerine macadelehrine, bir tiramrtyermi digerinin aldigi saray
hacimlmaz yoi acacaktir, ki bu geli$menin sonunda bifimde
...
Ya da Devletler yihdacak ve gruplarm canh
olumvardir. ozgiir atilajmayla bireylerin ve
inisiyafi/ini bir
tllie
olarah benimseyen binlerce
merkez yeniden hayat bulacahtir. Secmek
size kalmis!
PETER KROPOTKIN
W Dans edemedigim devrim, benim
degildir.
EMMA GOLDMAN
& Gercefeci ol: Imkansizi hte\
PARIS, 1968
Ama^lar ve Araglar
&
Benjamin Tucker' in dedigi
gibi, "Anar^istler
korkusuz Jefferson-
hukumetin en az yoneten hiikiimet, da ha da iyisinin tam bir hukumetsizlik olduguna inanirlar. Peki mevcist hukumetlerin yerindc nasi! bir toplum gonnek cu demokratlardir." 1 Onlar en
iyi
isterler?
Anar§isder orgiitlenmeyi degil, otoriter orgiitlenmeyi redde-
Kendi tarihlerinin
derler. di lerini
biiyiik bir
orgiitleyebildiklerine
bolumunde insanlarm ken-
ve ihtiyaclarmi kar§ilamak icin
kendi ozyonetimli kurumlanni yaratabildiklerine inanirlar. Bir ozgiir ver,
toplum tasansi olu§turmak anar§izmin dogasma
cunku ozgur
rar Vermel idirler,
da ekonominin,
insanlar nasd
BununJa
ya^amak
ters dri-
istediklerine bizzat ka-
birlikte anarjistler, ozgiir bir
toplum-
ozy one tint, birlik ve federasyon temelinde hasil
orgutlenebilecegine dair bazi ipuclan ve taslaklar sunarlar, Anar^ist toplumda, kendi tradesini halka dayatan merkezi bir yapi olmayacaktir. Hi^bir siyasal otorite
me§ru gorulmeyecek
ve yasalan zorla uygulatan herhangi bir baskici aygit olmayacaktir.
Devlet'in ortadan kaldinlmasiyla birlikte toplum, kendisini
merkezi olmayan bir ozerk bolgeler federasyonu halinde orgutleyecektir,
Topiumun
temel birimi, anansist dii^unurlere gore de-
gi§kenlik gosterir -Godwin'e gore maballe; Proudhon'a gore birlik,
1
Bakunin ve Kropotkin'e gore komun- ancak hepsi, kararlarm Tuchcr, Instead of a Book,
s.
14.
Anarftzmin Tarihi
854
egemen halkin
yerel meclislerinde ahndigi bir
toplum modeli
onerir.
Godwin
bireyci bir
konumdan
harekei
eiti
ve tarn bir
ginin, kistsel ozerklige nuidahale ettigi icin kotu surdii,
isbirli-
oldugunu one
Aym zamanda
siirekli bir
ureticinin kendi emeginin urtinii uzerinde hakka sahip oldugunu savundu, ancak lireticinin ken-
di gecimlik ihuyaclarmi asan fazlalan
en muhtag
kisilere boliis-
turmekle gorevli oldugunu da one siirdu. Ancak kisi baskalanna yardimci olmakla gorevliyken, baskalan da yardim gorme hakki-
na sahiptir. Bu nedenle yeryiizunun
iyi seylerini en yararh tarzda kullanmakla gorevli oldugumuzu dustinmeliyiz. Godwin bu goniillu bolusiim formunun uzun donemde komiinizme yol acaca-
gina inandi.
Proudhon bunun nedeni,
onceleri iktisadi goruslerinde tutarsizdi, ancak genellikle ozel bir dil kullanmasi ve dusuncesini
kendi hayatinin degisen kosullarma uydurmasiydi. Fransa'da 1848 devrimi sirasinda i$cilerin kendi isyerlerini yonetmelerini onerdi.
Bu
oneri, o sirada gecerli olan toplanma, genel oy hakki
gibt dusiincelerden
yani karstlikcilar
daha devrimciydi. Proudhon'un taraftarlan ozel inulkiyetin korunmasi icin cah$ir-
tanmda
larken (Fransiz koyluluguniin bireyciliginden oturu), ulasimda kolektif mulkiyeti kabul ettiler ve endiistriyei bir ozyonetim
mu
onerdiler. Bizzat
Proudhon,
f'or-
biiytik olcekli endustrinin geie-
cekte birligin meyvesi olmasi, yani uretim ve degisim araclarinin bizzat isciierin olusturdugu birtiklerce yonetitmesi gerektigini ile mulk sahipligi arasinda aynm yaparak, iscikendi uretim araclanni edinmelerini ancak onlann mulkiyettne sahip olmamalanni onerdi. Degeri uretim icin gerekli
dusundu. Edinme lerin
emek miktanyla
olculecek mallan mubadele edeceklerdi, isciler, miktanna gore hazirlanacak bir "is makbuzu"na gore ucretlerini alacaklardi. Bir Halk Bankasi bu makbuzlan alacak ve yapilan
is
serbest kredi verecekti.
Kapitalizmin varsayimlanni benimseyen Proudhon, rekabet
bagimh oldugunu ve kendi dengelerini bulmalanna izm verilmesini onerdi. Rekabet yeri do Id uru la may an bir uyaran saglar, ciinku o, tekele yol acmamasi, adil mubadele temelinde ve dayani§ma ruhuyla surdiirulmesi halinde toplumu ve birligin birbirine
"guduleyen
bir
Proudhon,
guc" olusturacakti. 2 Proudhon, Hatk Bankasi ara-
alinti,
Guerin, Aim re (lis in,
s.
53.
855
Amaflar ve Arn^lar
cihgiyla siyasal merkezile^menin yerine iktisadi merkezilesmeyi
gecirmek ti.
istedi. Isler
Bu sozlesmelerin
"karsihkhlik sozlesmeleri"yle yuriitulecek-
otorite ve ozgurluk ilkelerini birle^tirecegini
sonunda buyuk bir sanayi ve tarmi federasyonu icinde birlestirilecekti. Ashnda Proudhon buttin dtindusundu. Oretici
birlikleri
yayi kapsayan, esgudiim saglayan bir organ gibi eyleyen, bilgi akisini saglayan, arz ve talebi dengeleyen, lerinin
dagihmint saglayan genis
tanm ve
sanayi uriin-
bir iktisadi federasyon tasarla-
di.
Josiah Warren, Proudhon'dan bagimsiz olarak benzer kar$ihkci sonuclara vardi. lnsanlann, uretim icin gerekli emek suresi temelinde mallan dogrudan mubadele edecekleri bir Time Store
malm
kurdu. Bir
fiyatinm maliyetiyle aynt olmasim, boylelikle
kann ortadan kaldinlmasmi
bir ilke olarak savundu,
Warren'den
etkilenen bireyci Tucker, anarsizme "tutarh Manchesterizm" di-
yordu. Emegin mulkiyet hakkinin temeli oldugunu dusundu, ancak bu hakki "toplumsal sorunlann coziim yasalan tarn olarak kesfedildigi
zaman, ya toplumsal yaptirimi ya da herkes
icin ge-
olan bireysel yaptirimi kabul edecek bir ki$inin bir nesne iizerindeki denetimi" olarak tammladi. 3 Evrensel ve simrsiz ot-
cerli
masina izin
verildigi takdirde, rekabetin
en
mukemmel bans
ve
en dogru isbirligiyle sonuclanacagina inandi,
Bakunin, Proudhon'un ozyortetimli birliklerinin kapitalist olacagmi ve birlesmis iscilerin
sirketlerle rekabet etmelerinin zor
sonunda kendilerini
oteki iscilerin somuriicusu haline getirebi-
dusundu. Bu nedenle, butun ozel mulkiyetin (kisisel kullamma aynlanlar disinda) kendi aralarmda ozgiirce orgiitlenen ve federe olan i^ci birliklerinin (hem tanmsal hem de endustriyel uretim icin) kolektif mulkiyeti olarak bir havuzda top-
leceklerini
lanmasim
istedi.
Sendikalan -"kitlelerin dogal orgutleri"- gele-
cekteki yonetimlerin embriyosu olarak gordu ve
den cok kooperadflere uygun bigimde
iscileri grevler-
dusunmeye
zoriadt.
Bu
fi-
kirler daha sonra anarko-sendikalizmin entelektuel temeli haline geldi. Anarko-sendikalizme gore, sendika ya da isci birligi gele-
cekteki
toplumun embriyosunu olu§luruyordu. iscilere yapilan i? miktanna gore odeme yapilmasi
Bakunin,
gerektigini du^uniirken, Kropotkin ve Malatesta gibi anar^ist komiinistler, ihtiyaca gore 3
Tucker, Instead of a Book,
bolusumiin daha s,
404, 131.
adil
oldugu gortisun-
856
Anar$\zmin Tarihi
deydiler. Servetin, gecmisin birikmis
emeginden kaynaklandigmi
ve emegin degerini sadece cahsma saatine gore belirlemenin zor
oldugunu one surduler. Topluluga hizmet olciilemez. Proudhon'un rekabeti, birlikler arasinda bile, dayantsmayi zayiflatir; Bakunin'in iicret sistemi
ise
bore, kredi ve 6z cikar ahlakim sur-
du riir, Anar§ist komunistler, yeni bir toplumda emegin herkese yetecek kadar uretecegine giiventyorlardi. Kropotkin'den Bookchin'e kadar buttin anarsist komunistler, ortak mulkiyetin ve uy-
gun teknoloji kuHanimmin insanhgin kithk alanindan gorece bolluk alanina gecmesini saglayacagina giivendiler. Kropotkin farkh tanm ve sanayi ydmemlerini arastirdiktan sortra su sonuca vardi:
"Herkes
icin refah bir diis degildir." 4
Cografya uzmani
Elisee Rectus de Malthus'un
asm nufus
ve "yeryuzu(nun) hepimizi
koynunda beslemeye yetecek kadar
tehdidinin yersiz oldugu
genis; hepimizin rahai yasamasini saglayacak kadar zengin" ot-
dugu kanaatindeydi. 5 Farkli anar§istler ozgiir bir
toplum
icin farkh iktisadi dii-
zenlemeler onerirken, Malatesta gibi pek cok komunist, gecis donemi icinde bir kolektivtzm formunun pekala var olabilecegtni kabul eder.
Aynca karsthkcihk, koLektivizm ve komunizmin
bagdasmaz olmast gerekmez; bunlar ayni amaca ulagmak icin farkh araglar olabilirler. Her yeret, hangi sistemi benimseyecegine ozgiirce karar verecek ve bu, hie kuskusuz, iktisadi gelisme ve toplumsal bilinc olcustine bagh olacakur. Anars;isiler
kendi iktisadi onerilerini dikkatle tasarlamrs.
ol-
bu alanin disinda toplumun nasd orgutlenmesi gerektigtne dair goriisleri her zaman acik degildir. Godwin'e gore temel birim ozyonetimli mahalle ya da semt olacakti. Bununla birlikte, salar da,
semtlerden gelen delegelerin olusturacagi bir meclisin acil durumlarda ulusal duzeyde loplantiya cagnlmasini onerdi. Proud-
hon, yerel duzeyde, "kendisini
birlik,
bagimsizhk ve ozerklik
icinde" orgiitleyen bir "dogal grup"un olusacagim dusiiniiyordu. 6 icin lik
Bu grup koms;u gruplarla birlesecek ve karsilikh guvenltk daha yuksek bir grup olu§turacakti. Temel birim, ozerk bir-
olarak kalacak ve bu birlik kendini yonetme, vergi toplama,
gelirleri tahsis
etme ve egitim verme konulannda yoneum hakki-
4
Kropotkin, The Conquest of Bread,
5
Elis£e
6
s.
35.
Redus. L' Evolulion, la involution, el 1'ideal anarchiquc Proudhon, almti, Guerin, Anarchism, s. 57.
s,
135.
857
Amatfar ve Araclar
na sahip, tamamen egemen bir birim olacakti. Peki isci birlikleri ile komunler arasindaki cakti? Bakunin, birincisinin
komunler icinde
iliski nasil ola-
birbirine baglana-
caklarim, komunlerin de kendi aralannda ozgiirce federe olacaklanni one surdu. Komuniin gorevini iiretim araclanni kamulastirmak olarak degerlendirdi. Koraun, daima secmenlerin degerlendirmesine acik ve istendiginde hemen geri cagnlabilen seSecilmis. cilmis bir delegeler konseyi tarafindan yonetilmeliydi. bunkonseyler yurutme islevine sahip, i^leyen yapilar olmahydi; lar
kendi aralannda, komuniin her yonetim bolgesi
icin
yurutme
komiteleri secebileceklerdi.
Ancak Proudhon ve Bakunin, asagidan orgutlenmeden soz etmelerine ragmen, toplumu hala bir piramit olarak gormeye de-
vam
ediyoriardi. Kropotkin'in 1871 Paris
Komunu
sirasinda goz-
lemledigi gibi, temsil ststemini surdu rmek, parlamentarizmin kotuluklerini surdurmek ve halk inisiyatifini ezmektir. Bu ne-
mecliste denle Kropotkin, komuniin butun iiyelerinin bir genel
dogrudan demokrasi formu onerdi. Ozyonetim ismini hak eden, kisinin kendi hukumeti olabilecek tek Devlet yapi bu olabilirdi. Pek cok bakimdan tecrit edilmis bir olan ortacag komiinunun aksine, gelecegin komunu bdlgesel bir olusum degil, daha cok "genel bir isim, ne sinir ne de duvar ta-
bir araya gelecekleri bir
niyan bir
esiller
grupla^masinm esanlamlisi"
toplumsalhk duygusu bu durumda
olacakti. 7
Dogal
kendisini ozgiirce gelistirebi-
lecektir,
Bu durumda, anarsbtlerin onerdikleri toplumsal form,
in-
sanlarm kendilerini yonettikleri basitlestirilmis ve merkezsizle§orguderi kapsar: ttrilmis bir toplumdur. Ortiisen iktisadi ve idari Kendi aralannda federe olan komunlerin icinde yer alan ozyoneolusan bir federasyon. Komunler, anlas;mazhklari coziimlemek, dis tehdide karsi durmak ve iktisadi hatimli isci birliklerinden
delegeyata esgiidum saglamak icin bolgesel ve ulusal duzeyde lerden olusan federasyonlar olusiuracaklardi. Proudhon, birligi
saglamak
icin genis bir bolge icindeki bir
lederasyonun
cesitli
komunleri arasinda baglayici bir sozlesme yapilmasim istedi, anBakunin, gercek birligin ancak "biitun bireylerin ve gruplacak
rm en
ozgiir gelisiminden,
komunlerdeki, komunlerin otesinde
bolgelerdeki ve bolgelerin otesinde uluslardaki 7
Kropotkin,
La Pa roles dun
ri\olti,
s.
117.
isci birliklerinin
858
Anar$izmin Tarihi
federal ve kesinlikle gonullu ittifakt"ndan tureyebilecegini sa-
vtindu. 8
Komunler kesinlikle ozerk kalacaklardi. Bakunin'den bu yana pek 90k anarsist, toplumsal orgutlenmenin butuniinu ozgiir bicimde bir araya gelen bir yerel gruplar sebekesi olarak tasarlamisttr: Bolgesel cekirdek olarak komun ya da konsey ve iktisadi orgutlenme olarak sendika ya da isci konseyi.
Bunlar bir piramit gibi degil, dugumlerini komiinlerin olusbir ag gibi federe olacaklardi. Boylece yerel ve bolgesel
turdugu
farkldiklara saygi gosteren ve
bunlan
tesvik
eden canli
bir birlik
olusabilirdi. Devletin dar
ceketinden kurtulan toplum, daha kenditiginden gelisebilecek ve bireyler tarn olarak kendileri olabileceklerdi. Anarsistler dogal cikarlar
mLinal bir hayatin avamajlannin,
dayamsmasinin, ozgur ve ko-
bogusmanm bashca
nedenlerinin -dayattlmis otortte ve esitsiz mulkiyet- ortadan kaldmlmasiyla birlikte topiumsal duzenin korunmasi icin yeterli olacagma ve
toplumsal
uyumun hukum
siirecegine giivenirler.
Araclar Anarsistler ortak
hedefleri olan devletsiz topluma ulasmamn araclan uzerinde anlasamazlarsa da, pek cogu araclan amactan
ayirmanin yanhs olduguna inanir, Anarsistler siddeti bir bicimde ziddtna dontisturecek toplumsal devrime uiasmak icin, "kitlelerin icguduleri"ne iradi olarak guvenmekle suclanmislardir, y Ay-
nca anarsizm halk nezdinde sik sik terorizm imgesiyle birlestirilmi^tir. Aksini gosteren verilere ragmen, anarsist kibar bir dus kurucu ya da sessiz bir filozoftan cok vahsi bir terorist olarak gorulmektedir. Anarsist imgesi, siyah pelerini icinde
bomba
atan
umutsuz bir kisi olarak yerlesmistir. Bu, edebiyatta da Henry James tarafindan The Princess Ca sum as si ma 'da (Prenses Casamassima, 1886) ve Joseph Conrad tarafindan The Secret Agent'ia (Gizli Ajan, 1907) olumsuzlestirilmis bir imgedir. By imge, 1880'Ierin ve 1890'lann umutsuz ortami icinde olusmustur. Bu donemde
pek cok
siyasal cinayet islenmis,
baglantili
pek cok bombalama
Avrupa'da anarsist hareketle
olayi yasanmistir,
Ashnda anarsistler, insanlarm maruz kaldiklan siddete, Mafya, orgiitlu sue ve haydutluk bir yana, uluscular, monarsist8
Bakunin,
9
Ekz.
alinci.
Guerin, Anarchism,
Thomas, Kail Marx and
the
s.
65,
Anarchism,
s,
2, 9.
859
Ama^lar ve Ararat ler,
cumburiyetciler, sosyalistler, fasistler ve muhafazakarlardan
cok daha az katkida bulunmuslardir. Asia hukumetlerin yapngi savas ya da soykinm gibi aynmsiz katliam orgutlememislerdir. Nukleer bilimciler, generaller ve Devlet baskanlan gibi, yeryiizunun nukleer imhasini sogukkanh bicimde dusunmemislerdh Robespierre, Stalin ya da Pol Pot gibi, bilincli bir teror siyaseiini
benimsememisjerdir, Cogu anarsist, bir ayaklanmanin parcasi olarak insana ya da mala zarar verebilecek sjddet eylemini kabul ederken, onceden tasarlanmis siddet eylemleri biciminde
asla
teroru savunan pek az anarsist vardir. En sjddet iceren eylemleri bile barikat kurmamn ya da bir koye silahh olarak girmenin otesine gecmemistir.
vam
Gene de
terorist olarak
kazandtklan sohret de-
etmis ve "anarsist" stizciigu saygideger ve hali vakti yerinde
insanlarm endiseyle urpermelerine neden olmustur, Polis, solcu siyasal gruplar icinde "anarsistler(in) daima en sjddet yanhst" 10 grup olduguna hala inanmaktadir.
Devlet'i denetleyenlerin,
en cok
anarsistlerin
basanh olma-
lan halinde kaybedeceklerini bildikleri icin onlardan korktuktanni gormek kolaydir. En §iddet yanhsi grubun anarsistler oldu-
gu efsanesi, hie kuskusuz, Devlet'in baski aygitlanna sahip olma ihtiyacim sadece onlann sorgulamasindan kaynaklanir. Onlar sadece yoneticilerin, daimi ordulann ve profesyonel polis guclerinin zararh olduguna inanmakla kalmazlar, ozgur bir toplumda
buttm bunlara gerek olmayacagini da one
n
surerler.
Butun bunla-
tamamen ortadan kaldirma fikrine sempati duyacak pek az in-
san vardir. Klasik anarsist metinlerin yeterince
metinlerin icerdigi §iddetle degil,
gekle^mesi icin tavsiye
tamnmamasi
bile,
ozgur toplum hedefinin
ettigi ces.itli
bu
ger-
taktiklerden oturu dikkati
cektigini kanitlar.
Erken du^uniirlerin ^iddet eylemlerini pek hakh gonnedikilkelerin leri aciktir. Bir filozof olarak yazan Godwin evrensel uygulanmasmdan gok bu ilkelerin kendisiyle ilgilendi. Degisimi ftziksel
eylemle degil, makul
tart 15 malaria, evreler
halinde ger-
cekle$tirmeye cah§u; onunki, barikatlarda degil, fikirlerde bir devrimdi. Hukumetin temelinde bir fikir yatugina gore, gerekli olan. egitim ve 10
aydinlanma yoluyla insanlarm
fikirlerini degistir-
Richard Clunerbuck, "Lecture to the Silver Jubilee Meeting of International Polkc", The Pol icf Journal, Temmuz, 1975, s. 204.
Anar^iztnin Tarihi
860 mekti.
Ancak Godwin,
siddet iceren devrime karsi gikip evreler
halinde degi^imi savunurken, mutlak anlamda bir ban§ci da ol-
madi, cunkii akhn heniiz
katili kilicini
birakmaya ikna edecek
kadar gelismedigtne inanryordu.
Proudhon, Ikthadi ut Aedijicabo
Celtsfetler Stsfemi'nde
(1846), Destruam
("kurniak icin yikanm") ozdeyi§ini kullandi, ancak
mevcut kurumlann yerine yeni liberter kurumlar yaratmak gerektigini de vurguladi, Sadece ogredm yoluyla (gazeteciligi ve kitaplanyla) degil, Halk Bankasi ve
deneylerle de reform
yapmaya
i§gi birlikleri gibi
cali§ti,
kooperatif
Hayati boyunca cok farkh
taktiklere basvurdu. Once, sadece akilci gorusleri kullandi.
Daha
sonra, 1848 devrimi sirasinda parlamentoya girerek partamenter
yolu denedi. Devrimin basansizltga ugramasindan sonra, top-
lumsal devrimin "generali" olmast icin Louis Napolyon'a basvurdu. Sonunda, parlamenter siyasette yer almamayi
sinifim kendi iktisadi
savundu ve i§ci kurumlarmi olusturarak, ernek hareketi
aracikgiyla kendisini ozgurlestirmeye zorladi.
Ne
var ki Bakunin
ile
birlikte vurgu, bulustan
yikima dogru
yer degistirdi. Anarsizmin uzerindeki siddet ve tehdit golgesinin
sorumhilugu oleki anar$istlerden gok Bakunin'e duser. "Yikmanin siirselligi" ile sarhos olan Bakunin, Tannya isyaninda $eytantn ("sonsuz isyanci, ricisi") safini
yaratici bir tutkudur!"
davasini
savunmak
basvurmaya
dusunur ve alemlerin
ilk ozgiir
tutmakla kalmadt, "Yikma tutkusu,
demekten de
bir diktatorlugun
durmadi. 11 Ozgurluk
derneklere, maniplasyona ve hileye
icin, gizli
istekliydi ve
geri
ozgurlesti-
aym zamanda
devrim
kurulmasim
firtinasi patladiginda,
istedi, Isvicre'deki
gorunmez
Jura Federasyo-
onun etkisi altmda 1874'te simf diktatorlugii ilkesini benimBu diktatorlugu su sozlerle tammhyorlardi: "Bizim istedigimiz diktatorliik, herhangi bir komite ya da hiikumetin mudanu,
sedi.
halesi olmaksizin isyanci kitlelerin
dogru dan uygulayacaklan
bir
diktatorluktur." 12 Bakunin, sistematik terore karsiydi ve "insanlari
yok etmek gerekmeyecektir" diyordu. Ancak toplumsal dev-
rimin baslangict olarak gordiigu kunin'in anarsizmin netameli
ic
sava§i sevincle karsdadi. lJ Ba-
yamna
katkida bulundugu kusku
goturmez. Bu yan, kafasi karisik ve suca egilimli insanlan, kurGermany", Bufcunin on Anarchy,
11
"The Reaction
12
Bulletin dc \a ftdirati on jura ssienne, 38,
13
Michael Bakunin: Selected Writings,
in
s.
s.
57.
12 Temniu;: 1874.
168.
A mac ktr
mak
861
ve Areolar
ve yaratmaktan cok yasadisi isjerden ve fesattan hosjanan
bireyleri cezbetmistir,
Daha sonra Bakunin, 1870'lerde gene Rus ogrenci Sergey Necayev
birlikte yikici
ile
devrimci olarak
yevski'nin Ednniler (1871-2)
tin kazandi.
Dosto-
romanmdaki Stavrogin karakterine
esin kaynagi olan Necayev, bir ogrencinin siyasal nedenlerle 61-
dtirulmesi olayina kansti ve devrimin ne kadar yikici olursa ol-
sun her di.
turlu araci
hakh
cikardigini
savunan bir
dizi
brosur yaz-
Bir Devrimcinin Katejumi'nde devrimci kisiyi soyle tanimladi:
"Gece ve gunduz sadece tek bir amaci diisunmelidir: Amansizca Ilfeeferi'nde daha da ileri giderek soyle dedi;
yikmak." Devrimin
Yok eimekten baska
bir faaliyet
tammivoruz, ancak bu
faaliyetin
kendisini, zehir, bi(ak, halat vb. gibi son derece farkh formlar ka-
zanarak gdsterebilecegini kabul ediyontz. Bu mfleadelede devrim her seyi hakli Qikanr. 14
Ancak Necayev
anarsist degildi ve karakteristik bicimde anarsist
goriilen o brosjiiru tedir, La
Marx ve
Bakunin 'in yazmadigi gunumuzde bilinmek-
Engels, Bakunin'i Necayev'in ahlakdisi
konumuy-
birle^tirmeye ve anar^izmi terorizmle ayni §ey olarak goster-
meye mina
^ahsular: "[Rusya'da] anarsi genel ve tarn bir yikim anlagelir;
devrim, once bireysel daha sonra kitlesel bir dizi
ci-
nayetten; yegane eylem kurali, siddetlendirilmis Cizvit ahlakin-
dan; devrimci tip
oldugunu
ise bir
hayduttan ibaretdr." 15 Kurban
masum
iddia etse de sue lama iz birakir.
1871 Paris Korminu'nun kanh bicimde bastmlmast ve bu-
tun Avrupa'da hukumetterin radikallere karsi baski onlemleri
masmdan form ve
i?C'
devrimin
al-
sonra, bazi anar^istlerin egitim aracihgiyla asamali re-
hareketine katilim sabrmi giderek kaybettikleri ve
gelisini
hizlandirmak iQin "eylem yoluyla propaganda"
benimsemeye basladiklan dogrudur. Bu dokirin daha once Garibaldi ve Proudhon yanlisi halyan Cumhuriyetci Carlo
stratejisini
Pisacane tarafindan savunulmustu, Pisacane siyasal vasiyetinde soyle yazdi: 14
Sergei Nechaev, Catechism of a Revolutionary (1869) ve Principles of Revolution, alnui, Carr, Micfwel Bafeunin
)
5
Marx
^e Engels,
U937
bsk.),s. 380.
"The Alliance of the Socialist Democracy and the Internati-
onal Working Men's Assosiacion", Marx, Engels AntKcho-Syndtciilism,
s.
17.
&
Lenin, Anarchism and
Arwr$izmin Tarihi
862
Fikrin propagandas] hayalidir. Fikirler eylemlerden cikar, eytemler fikirlerden degil; ve halk egitildigi
oldugu zaman lecegi tek
is
maddi devrimle
zaman
dzgiir olmayacak, ozgur
yurttasm ulkenin yaranna yapabi-
egitilecektir. Bir
isbirligi
yapmaktir. 16
zamanlar Marx'in ve Engets'in giivendikleri
Bir
bir diger Italyan,
Carlo Cafiero, Bakunin'in cazibesine kapilarak doktrini da ha yikici bir
yonde
geli^tirdi. 1874'te
Bologna ayaklanmasinin basan-
sizhga ugramasindan sonra Cafiero ve Errico Malatesta bir
yan koyiinu
ele gecirerek koyluleri
ayaklandirmak
gibi
Ital-
sembolik
eylemler yapmaya karar verdiler. Uluslararast anarsist hareket icinde daha siddetli eylem formlan yoniinde bir hamle yapttlar.
Ekim 1876'da Enternasyonal'in Bern Kongresi'ne katddiktan sonra, "sosyatist ilkelerin eylem yoluyla kabul etririlmesi icin
ayaklanmaci eylemin en etkin propaganda araci" oldugunu
sa-
vundular, 17 1880'de tsvicre'de cikan Le RevofWde Cafiero, tipki
Necayev
gibi devrimci
surecek kadar
amacin her turlu araci hakh
kildigtni
one
ileri gitti;
Eylemimiz, sozle, yaziyla, hancerle, pusulasiyla surekli isyan olmalidir
silahla, dinamitle, ...
bazen de oy
Bizler tutarliyiz ve isyan icjn
kullanabilecegimiz her silahi kullanacagiz. Yasal olmayan her sey
bizim
1880'lerin
icin haktir. 18
umutsuz toplumsal karistkhklan
sirasinda pek cok
anarsist, kapitalist Devlet'in cokusiinu hizlandirmanin ve devri-
mi gerceklestirmenin ancak saldinyi surdurmekle mumkun oldugunu dusundii. Devlet ajanlanna ya da sanayideki miilk sahibi ve yoneticilere karsi kitlelerin bireysel terorizm eylemleriyle
"Devlet ter6rizmi"ne karsi ler
cikmamn mesru oldugunu
diisundu-
ve mevcut diizeni koruyan gucun zor yoluyla yikdmasi gerek-
tigini
one surduler. Bazilan da,
hakim smifm moralini bozmak linc
yaratmak
istediler.
is c ileri
ve
Devlet'e karsi
isciler
Kapitalizmin ya da Devlet'in sadece ey-
lemlerle yikilmasim beklemiyorlardi: Bir despotu
16
Alma, Woodcock, Anarchism,
17
Bulletin de la Federation Jurasknne (3 Anslik 1876).
18
Carlo Cafiero, Action Cafiero
savunmak,
arasinda devrimci bi-
s.
oldurmek des-
308.
el communisme (1880), alinti, Nicolas Walter, "Carlo on Action and Communism" Tito Raven, II, 2, Ekim 1988, s. 177. ,
Amatfar ve Araqlar
863
potizmden kurtulmayi saglamayacakti. Ancak Alexander Berk-
man'm
gozlemledigi gibi, "terorizm halkin ocitnu alan, dusmana" korku salan ve aym zamanda teror eylemlerinin yoneltildigi kdtuluge dikkati
cekmek
icin
ba$vurutan bir arac olarak gurul-
du."^ Anarsist "eylem yoluyla propaganda" pratigi, 1880'ierde ve
donemde butun Avrubaskanlanna ve bakanlara karsi saldinlar
1890'larda en yuksek noktaya ulasti. Bu pa'da, krallara, devlet
diizenlendi. Eylemciler genellikle cezalandirma duygusuyla ha-
reketediyorlardi.
Bu terorizm eylemleri genelde
anarsistlere karsi baskict ey-
lemleri ateslemekle kalmadi, anarsistlere siddet yanldan olarak
bugune kadar giderilemeyen
durum
bir
un kazandirdi. Sonne olarak bu
anarsist harekete buyiik bir zarar verdi. Yanki uyandiran
mo-
bir cinayet islendiginde suclulan anarsizmle iliskilendirmek
da oldu.
On dokuzuncu
yuzydin ortalarinda
terorist
eylemlerin ve
giderek gelisen sinif savasinin orta yerinde Kropotkin cagdaslan-
na genellikle anarsist hareketin uzerinde yer alan
bir tur kibar
aziz olarak gorundii. Oscar Wilde, Kropotkin'in hayatim o
mukemmel
kadar tanik oldugu en
iki
gune
hayattan biri olarak ovdu:
"O guzel ve lekesiz Isa'nm ruhuyla Rusya'dan cikip gelen adam," 20 Ancak Kropotkin'in devrimci siddet konusunda aldigi tutum oldukca
belirsizdi; diisuncesinde
pek cok anarsistte
tipik
olan huzursuz bir barisci ve satdirgan unsurlar kansimi vardir.
Bakunin'in hile ve maniplasyona basvurma egilimini kesinlikle reddetti ve
Godwin'in
entelektiiet elite
halk arasinda propaganda
yapma
lulerin ve iscilerin bile acik dusunceli celeri terorii
duydugu
gtiveni asti;
geregini vurguladi. Cahil koy-
olduklanna guvendi. On-
smirh olcude savundu ve yasadisi protestolarla
sid-
det iceren mucadelelerin, ancak halkin butun bunlann neden ve
hangi amaclarla yapildigma dair acik linde kabul edilebilir
bir fikre
sahip olmasi ha-
oldugunu diisundu. 21 Aslmda Sorel
gibi
Kropotkin de, siddet iceren devrimin ezilenler uzerinde yararh bir etki yaratabilecegini
one surdu: "devrimci girdap
" yurekleri canlandmr. 22
20
Berkman, ABC o/Anafdiism (1973 bsk,), s. 6. Wilde, The Soul of Man Under Socialism, s. 180.
21
Bkz. Miller, Kropotkin,
22
Kropol kin's Revolulionary Pamphlets,
1Q
s.
146, 174-175. s.
36.
...
durgun
Anar$izmin Tarihi
864
Hayaunin sonuna dogru Kropotkin, pek cok terorist eylemi ve bunlann anarsist hareket u2erinde yaratttgi feci etkileri nefretle karsdadt. Gene de bu eylemleri basktci toplumsal kosullarm kaginilmaz sonucu olarak aciklamaya caltsti. "Kisisel olarak", diye yazdi bir dostuna, "bu patlamalardan nefret ediyorum, ancak kendimi umutsuzluga suriiklenenleri mahktim edecek bir yargic olarak gormtjyorurn." 23 Londra'da, Paris Komiinu amsma yaptigi bir konusmada, anarsizmin siddet yanhsi oldugu iftirasini bir kez daha reddetti ve baska araclara giiven duymayan
butiirt taraf-
lann siddete ba§vurduklarmi one surdu. $6yle diyordu; Biitiin taraftar icinde,
insan hayatina en cok saygi duyan ve oliim
insanm insan tarafindan ceza-
cezasinin, hapishane iskencesinin ve
landmlmasinin ortadan kaldinlmasmi yuksek
sesle isteyen tek bir
taraf goruyoram. Anarsistler, Biitun diger taraflar, her
hayatina saygtsizligi ogretirler.
gun insan
24
Nihayet Kropotkin, 1890'larda, devrim sirastnda Oz savunma
smda
$iddet hareketlerini onaylamadigini ilan
etti.
Aruk
di-
siddet
iceren devrimden cok bansci evrimden yanaydt. Dostu Elisee
"Evrim ve devrim ayni fenomenin birbiridevrimden once gelir ve devrim, devrimi doguracak yeni bir evrimden once ge-
Reclus'iin yazdtgi gibi,
ni izleyen iki edimidir; evrim
getecekteki bir lir." 25
Boylece Kropotkin, toplumdaki mevcut liberter ve iradi
egilimleri giderek gticlendirmeye cahsti. Biitiin
buyuk
anarsist diisiinurler icinde, siddetin barrel bir
yakla$imla reddinde en uzlasmaz olan, kuskusuz, Tolstoy
Konumu,
su Hirissiyan emrinin kati
yorumunu
idi.
tetnel aldi: "01-
durmeyeceksin." Hatia bu ilkeyi, bir cocugu katletmis olsa bile sucluyu oldurmemetisin, anlamina gelecek sekilde yorumladi.
Hiikumet nihai olarak
tarn
da siddete dayandigi -askerin
silahi-
onun tamamen ortadan kaldinldigim gormek hiikumet, "siddeti ve onun hakh cikanlmasini amaclayan
i^indir ki, Tolstoy istedi;
bir
6rguilenme"den baska
sivil
23
bir sey degildir. 26
Benimsedigi araclar,
kaatsizlik ve direnmeme yoluyla hiikumet siddetiyle Kroporkin'den Mrs Dryhurst'e, 1893,
The Anarchist Prince, Kropotkin,
Elise Reelus,
26
Tolstoy, "Patriotism
Woodcock
alinti,
&
Avakumovkh,
248,
The Anarchist Reader,
24
25
alinti.
s.
L 'Evolution
el la
s.
revolution, et
184,
I'idM anarchique,
and Government", Works, XLV1,
1,
252.
isbirli-
s.
15.
Amaclar ve Araclar
865
gini reddetmekti.
Kendisine bir ideali
ttir
anarsist diyen ve bir "aydinlanmis. anarsi"
arayan Gandhi, Tolstoy'un siddet icermeyen eylem yonte-
mini etkin bir
kitlesel miicadele aracina
tan'daki lngiliz hakimiyetine
donusturdii ve Hindis-
bu yontemle son vermeyi
basardi.
icermeyen devlet duzenli bir anarsi olacakGandhi'nin taraftarlan yasalan ihlal etmeyi ve
"Ideal olarak siddet
diyordu. 27
tir"
karsihgmda cezalandinlmayt goze alarak siingiinun gOcunden daha buyiik oldugu kamttanan muazzam bir ahlaki guc kazandilar. Bu eylem cizgisi, yaygm bir kamusal sempatiye dayamyor ve baskici yetkililerde hie ohnazsa asgari bir ahlaki
maya cah§iyordu. Sarvodaya yen dogrudan eylem
Emma
duyarhk yarat-
hareketi Gandhi'nin siddet icerme-
stratejisini
surdurmustur.
Goldman, gencliginde Alexander Berkman'in
bir sa-
nayicinin hayatina kastetme girisimine yardimci olduysa da, in-
sanlann insan yapisi yasalann siddetiyle kisitlanmadtklan
man
za-
bangci, diizenli ve uretken hayatlar yaratabilecek yetenekte
olduklanna inandigt
icin anarsist oldu.
Ashnda, anarsizmi
"bii-
tun hukumet formlarmm siddete dayandtgini ve bu nedenle, gereksiz
olmanin yam
stra
yanhs ve zararh oldugunu
cine siiren te-
ori" olarak tantmladi. 2**
Hayaunin sonuna dogru her turlu siddeti reddeden Tolstoyculann hakh olduklarim dusundti. Yiizyilin doniimunde, tektl teror eylemleri biciminde gergeklestirilen eylem yoluyla propaganda, genellikle egitim ve isci eylemleri lehine terk edilmi?se de, anarsist harekete biiyrik zarar
Bu sadece hukumetlerin anarsistlere kar?i agir onlemalmalanna yol acmakla kalmamig, anarsizm korkusu, 1920'
vermistir. ler
lerde Amerika'da yasanan Sacco ve Vanzeiti
kamtladtgi gibi uzun sure Anarsist
olursa olsun,
duru^malannin da
etmistir.
gelenek icindekt terorist cizgi ne kadar onemli
daima
bir aztnlik egilimi olarak kalmistir. Teroriz-
mt savunanlar bansci §in "siyasal
devam
yan tek anarsist
Godwin, savaoldugunu anlabolge icinde yuksek otorite
bir kanatla dengelenmistir,
kurumlarm vazgecilmez degildi. 29 Belirii bir
miiitefiki"
olma iddiasim tastyan Devlet, yabanct halklann yam stra kendi muhalif yurttaslanna kar^t da polis ve ordu biciminde zor tekeli kullanmaya hazirdir, Bir Devlet kendi halktnt bir baska Devlet'in 27 28 29
Woodcock, Gandhi, s. 86. Goldman, Anarchism and Other Essays, Godwin, Anarchist Writings, s. 55. Almti,
s.
51.
866
Anar^izmin Tarihi
halkma let'e
savasmaya zorladigi
karsi
tqin, Devlet'in bir
karsi savasi, isier istemez Devlet ve
kendi halkina karsi sava$i haline
mete bu gerekceyle
gelir.
onun
ba$ka Dev-
askeri aygttlanmn
Tolstoy, Devlei'e ve hukii-
karsi ciku. Tolstoy, insanlan silahlanmanin
ve savaslann dehset verici kotuluklerinden kurtarmak icin, "Huktimet denilen ve insanhgm en buyuk kottiruiderinin iginden ci-
yok edilmesi"ni istedi. 30 Birinci Dunya Savasi katliami, Randolph Bourne 'u "savas Deviefin saghgidir" sonucuna varmaya yoneltti. Savas deneyimi kip gelistigi siddet araclarrnm
feci
psikolojik sonuglar yaratiyordu:
Devlet, siirunUn, benzer bietmde orgutlenmis bir baska suruye kaT$i
savunma ve
saldiri
amaciyla orgutlenmesidir. Savas, amacin
ve etkinligin, suramin en
akim
gibi
alt
iletihnesini saglar
duzeyirte ve en uzak dailarma bir ...
Halaiin boslugu
almir,
kesijen
akimlar ortadan kalkar ve ulus, hantal ve yavas bigimde, ancak
git-
tikge htzlanarak ve biitiinleserek htiyiik amaca,
ge-
tirdigi
saw$ta olmanin
uysalhga dogru hareket eder. 31
Bourne daha sonra, savas sirasinda Deviefin bans zamamncJa saglanmasi cok guc olan duygusal birornekligi ve degerler hiyerarsisini nasi!
uyum
yaratugim kaydetti. Suru icgudusii insanlan Devlet'e
ve itaate yoneltir ve bir tur evlat mistisizmini guclendirir,
Diger pasifist anarsistler siddetin baskalanm etkilemenin en
oldugunu ve otoriter araclarm asla liberkullamlamayacagim vurgulamaya ba$Siddet kullanimi, ordulann daima cok canh bicimde gos-
otoriter ve baskici tarzi ter
amaclara ulasmak
ladilar.
terdigi
gibi,
icin
otoriter
ve
orgutlenmeyi guclendirir.
hiyerarsik
SJddet yanltsi bir kisinin liberter bir kisilik gehstirmesi degildir, Hollandali anarsist Bart
Emperyalist
dunyanm
de
mumkun
Ligt'in yazdigi gibi:
karakteristik kosullan olan siddet ve savas.
somuriilen simflarm tarihsel misyonu olan birey ve toptumun kurtulusuna uymaz. Siddet arttikca devrim zayiflar. Siddet bilincli bi-
gimde devrimin hizmetinde olsa
bile
duram degismez. 32
30
Tolstoy, "Patriotism and
31
Borne, "The State", age, ahnti. Ward, Anarchy
32
Bart de Ligt, The Conquest of Violence,
Government",
s.
op. at.
75.
s.
252.
in Action, s
22.
Amclar
Atna<;lar ve
Siddet daima siddet
tiretir.
867
Kurban uzertndeki
etkisi
ya
itrten ice
yasanan ve onu kar§i siddete yonelten bir dusmanlik ya da gurursuz bir boyun egistir. Sue isleyen kiside, vahgiligi ve daha fazla §iddete
ba§vurma egilimini
guglendirir.
Bu nedenle
siddei
iceren bir devrimin insan ili§kilerinde temel bir degtsim yarai-
masi
mumkun
degildir,
Boylece anarsist gelenekte siddet ve devrim konusunda
dukga
belirsiz bir
tutum var olmustur. Biitun
ol-
anarsistleT, Devlet'i
siddef'in surduriilmesi olarak kabul etmisler ve cogu,
"orgtitlii
antimilitarist
terorist bir
arasmda savasa Ancak anarsizmin, banjci kanadm yam sira
ajitasyona katilmis ve Devletler
karsi gikmislardir.
kanadi da olmustur ve asgari §iddet kullanimim
sa-
vunaniar muhtemelen agir basmi^tir. 33 Bakunin ve Kropolkin, stddei iceren ha Ik eylemini kabul etmisler, yoksulun ve giicsu-
bunun Devlet'in kullandigi siddetten Aynca mulkiyete ve ki^ilere karsi bir olciide siddet kullanmadan, hep savunduklan yaygin kamulastirmalan gerceklestiremezlerdi. Tutumlanm bir tur "add sazun yaranna oldugu
igin
farkh olduguna inanmislardir.
vas" teorisiyle savundular.
mak
icin
Bu
teori, $iddeti adil bir
sonuca
ulas-
basvurulan Cizucu bir zorunluluk olarak gdrUr,
tspanyol
\<;
Savas strastnda, anarsist Buenaventura Durruti, 1
eyleme donusturme firsati dogdugunda toprak sahiplerini idam etmekten geri durmadi. Tipki Proudhon ve Bakunin gibi, yeni bir dunya yaratmak igin eskisini yikmamn zorunlu olteorisini
dugunu dujundu: Yikimlardan zerre kadar korkmayiz. Bizler yeryuzunun
Bu konuda en ufak
varisleri
kuskuya yer yok, Burjuvazt,
tarih
sahnesini terk etmeden once kendi diinyasini havaya ucurup
imha
olacagiz,
edebilir. Biz
bir
de kendi yuregimizden yeni bir dunya yaratinz. 34
Butiin anarsistler, hatta polis, ordu ve hapishaneler gibi baski ay-
son vermek icin siddet kullanmaban set ve siddet icermeyen bir toplum Hobbes kadar, onlar da Devlet guciiniin
gitlan olan Devlet'in siddetine yi
gerekli gorenler bile,
isterler.
33
Saf degildirler.
Bkz. April Carter, "Anarchism and Violence",
Aynca Ekz. Ostergaard,
Nemos XIX:
Anaiclii/sm,
s.
320,
"Resisting the Nation State", The Nation-State,
s.
188.
34
Buenaventura Durruti, Monacal Star, 30 Ekim 1936, altntt, Hugh Thomas, Spottiswoode, 1961, s. 289. The Spanish Civil War, Eyre
&
Anarsizmin Tarihi
868
kihc iizerinde durdugunu gorurler, Savas ve toplumsal catisma
donemlerinde Devlet'in kendi ne dondugunu ve siddet iceren dogasmt aciga vurdugunu gozlemlemislerdir. Devlet'in, savas denilen killesel katliamlanyla, asker deniien katilleriyle, asker
alma
denilen koleciligiyle, vergi denilen fiziksel saldirganltgiyla, top-
lum
icinde §iddet tekeli
kurdugunu
gorurler. Devlet'in kitlesel
infazlannm ve surgiinlerinin ve dunyaya getirdigt o vah§i savas sacmaltginin insanltk disi niteliginden nefret ederler. Anar§istler, §iddetin sadece fiziksel
guc olmadigtni, ayni za-
manda kurumsalla§mis hakimiyet formtannin temelini olu§turdugunu da kabul ederler. Berkman'tn dedigi gibi, yasal diinya bizatihi siddettir: "Butun hayatirmzin temelinde onun siddeti ve dehseti yer alir. Cocuklugunuzun ilk donemlerinden itibaren ana babalann ya da buytiklerin siddetine mavuz kahrsmiz. Evde, okulda, biiroda, fabrikada, tarlada ya da atolyede daima te
sizi itaa-
zorlayan ve kendi iradesini size day a tan bir otorite vardir." 35
Insanlar oylesine buytik bir
saldm ve
siddet altinda kahrlar
ki,
uzerlerinde otorite kuranlara kendi biiingalti dunyalannda saldirarak ve onlara siddet uygulayarak ocierini ahrlar, Ashnda, siddet sozciigu Latince violare sozcugiinden gelir ve etimolojik an-
lami tecaviiz/ihlaVdir. Riddel kullanmak, daha tam olarak, bas-
kalanna saygisizca davranmak anlamina
gelir.
Her
turlu haki-
miyet formu dogal olarak saygisiz ve siddet yanhsidir: lktisadi
somuru,
siyasal otoriterlik,
yam
sira cinsel ve irksal
duyduklan
Anarsistlerin bireyin egemenligine
donemde
siddetin
tamamen ortadan kalkmastni
aynmcihk. saygi,
uzun
gerektirir ve
anarsist degerlerin siddeti gerektirmedigini gosterir. April Car-
ter'm yazdtgi gibi: "Anarsizmin utopyaciltgi, mantiksal olarak,
anlammda bansci hem kendi tarihinin kisa
orgutlu siddetin butun formlanm reddetme
utopyacihgi gerektirir." 36 Anarsizmin bir
doneminde hem de halktn tmgeleminde
ne yazik ki ona bagh olanlar yanda, anarsizmin
siddetle birlesmesi,
icin bir ikilem olusturmustur, Bir
illegalite sohreti siddet icin siddet isteyen bazi
Ote yanda, onun felsefi giicii ve idealizmi aynmsiz siddet eylemlerinden nefret eden kisilere hitap etmektebireyleri cezbetrnistir.
dir.
ABC
35
Berkman,
36
Bkz. Carter, "Anarchism and Violence", age,
of Anarchism,
s.
8.
"Resisting the Nation State", age, sis
s.
s.
334. Ayrica Bkz. Ostergaard,
188; Ronald Sampson. The Anarchist Ba-
of Pacifism (Peace Pledge Union, 1970)
On dokuzuncu
AmacXar veAraclar
869
yuzyil anarsistleri,
Amerikan ve Fransiz
Devrimlerinin basansiyla gtindeme gelen devrimci siddet geleneginin parcasiydr. Jakobenlerle, Mazzini ve Garibaldi'nin taraftar-
Rus
lariyla,
Populistleri ve Marksistlerle
bu noktada
birlestiler.
Bunlar siddet icermeyen eylemin etkisiz oldugunu ya da nesnel olarak mevcut duzeni destekledigini diisunduler. Engels su sozleri
yazarken sosyalist devrimcilerin buytik cogunlugu adina ko-
nusuyordu: Bir
devrimden daha otoriter
bir
edim du^unulemez; devrim,
sun bir bolumunitn kendi iradesini
tiifekler, sungiiler
ntifusun bteki kesimine dayatmasidir. ti
Bu nedenle
nttfu-
ve topiarla,
ve muzaffer par-
bo$ yere savasmak istemiyorsa, silahlanm gericilere dogrultan
37 teror aracihgiyla kendi yonetimini siirdurmek zoruvidadir.
Rus ve Ispanyol Devrimleri biiyuk caph anarsist §iddetin son
bii-
yuk patlamalanna tamk oldu. Tolstoy, Gandhi ve de Ligt'in esinledigi modern anarsist hareket, Ikinci Dunya Savast'ndan bu yana siddete basvurmama ve yapici olma egilirni gostermistir. Anarsistlerin cogu, araclarm sadece amaclan etkilemekle kalmadigini, onlann olusumunu da sagladigini kabul eder. Topyekun mikleer savas cagmda anarsistler, Devlet'in ahlakdrst taleplerine itaat etmeyerek ve isbirligi yapmayarak onu zayiflatmaya ?ahsmi§lardir, Ktyameti andiran bir devrimle Devlet'i yikmaktansa, ozgiir bolgeler ve liberter
kurumlar yaratmaya
yukseltmek ve otoriieye meydan okumak direnisten, boykotlar, grevler,
odememek
gibi aktif direnis
oturma
cahsirlar. Bilinci
icin, siddete karsi pasif
eylemleri, isgaller ve vergi
yontemlerine kadar degisen
taktikleri benimserler. 38 Devlet'in temelini otusturan
cesitli
kamuoyu-
nu degistirmeyi; halkin, Devlet'in sadece zararh degil, ayni zamanda gereksiz oldugunu da sonunda anlayacagmi umarlar.
Godwin
gibi
hiikumetin sadece kihc degit ayni zamanda
fikir
uzerinde durdugunu dusiinurler; yeierli sayida insanin Devlet'in siddet kullanma hakkina sahip oldugu inancindan vazgecmesi
halinde, Devlet'in ahlaki otoritesi dagilacak ve kilic faydasiz hate gelecektir.
37
Engels,
"On Authority", Marx, Engels
&
Lenin, Anarchism and AikiicIu?-
Syndicalism, s 105.
38
Bkz April Carter, "Direct Action, Law and Anarchism", Anarchism and Law.s. 141-3.
(he
Anar$izmin Tarihi
870
Uzun donemli hedefkri Devlet'in yerine ozyonetimli komunlerden olu§an bir federasyonu gegirmektir. Ancak gagda$ anar§istler efsanevi bir gelecek du$iiyle yetinmezler. Hayattanm hemen ve §imdi degistirmeye
cah§irlar. Aslinda alternatif bir ha-
yat tarzi yaratmak igin cogu anar$istin benimsedigi "toplum disistratejisi, Bakunin'in devrim anlayigindan gok ayaklanma anlayi§ina yakindir:
na cekilme" ner'in
Devrim yeni duzcnlcmekii hedeftedi; ayaklanma zin
duzenlenmesinc aruk
iz'm
1
Kurulu duzene kar§i
Bu yaklasim
umudun
kesilmesini sag-
bir savas degildir, cunkii geli^mest halin-
de kurulu duzen kendi kendine goker;
duzenin dijinda
bizi hayatlanmi-
vermemeye, kendt hayattmizi bizzat
diizenlemeye yonettir ve "kurumlar' dan lar.
Stir-
o,
sadece insanlann kurulu
faaliyet gosieniieleridir.^
bazi anarsistlerin
kaklara inerek barikatlar
Mayis 1968 Fransasindaki gibi sohazir olmadiklan anlatmna
kurmaya
gelmez. Anarsistler Mart 1990'da Londra'da ya§anan Kelle Vergisi
ayaklanmalanna katdditar. Ancak modern anar$istlerin buyiik gibi, yikmaktan gok kiskirt-
gogunlugu, Hollanda'daki Provolar
inayi tercih ederler; yeralttnda degil, Yesiller arasinda,
bans ve
kadin hareketleri iginde galismayi segerler. Bir olcude kiyameti andiran kansikhklarla dolu gecmi$lerinin ardindan, siddet yo-
ula$ma gabasinm aptalhk oldugunu anlakuskusuz cahil ve zayif olanin yontemidir ve insanlar aydinlandik^a baski ve zora daha az bas[uyla ban^ci amagiara
maya
ba§lamislardir. $iddet hig
vuracaklardtr.
39
S timer. The Ego and
Its
Own,
s,
316.
41 Anar§izmin Gegerliligi
4&
Kadim caglardan bu yana, bazen kesintili bazen ia$kin halinde ama surekli akan anarsizm irmagi, geni$ bir teoriler ve hareketyeryuzunun en uzak koselerine tasimi§tir. Siyasal cogu insanin kendi hayatlarmda yasadtklan pek gok fiktr ve degeri sorgulamakla kalmaz, ayni zamanda mevcut pratiklere ili$kin keskin ve ampirik bir elejtiri de ler ge$itlihgini
bir felsele oiarak anarsizm,
sunar. Anarsistler, huktimetin ya da Devlet'in olmadigi bir top-
lum, bireylehn ozgurce bir araya gelecekleri baskici ve hiyerarsik
olmayan
kurmaya
bir drtnya
calistrlar.
Bir hareket oiarak anar$izm, biiyuk olcekli
amaclanni top-
lumsal altust oluslar sirasinda ve kisa sureler iginde, ancak
men
gergekle$tirmis>tir.
Anarsizm biitun
dzgurlugunun hemen genisdetilmesi
kis-
bir strateji dizisini insan
icin
kullanmistir.
Sonug
oiarak anarsizm, gelecegin refahi igin oldugu kadar gagdas sorunlar igin de acil ve onemli bir gegerlilik kazanmi$tir. Anar-
sizm, Devlet yonetimli kapitalizmin ya da sosyalizmin yipranmis
toplumsal modeHerinin otesinde, genellikle denenmemis ugiin-
cu bir
ki§isel ve
toplumsal ozgurluk yolu gostermektedir,
Anarjizmin Dogasi Anar^izm hem
bir tarih
hem de
bir
toplum yorumu sunsa
da,
872
Anarsizmin Tarihi
ona bilinen anlamda
"siyasal" biT teori
ni Devlefle iliskilendtrmez. Goreneksel iktidar rmicadelesine
mik
denemez, gunku kendisianlamdaki siyasete, yani
katilmama gagnsi yapar. Ahlaki ve ekono-
olani siyasal olanin online koyar, "siyasal" olanin "kisisel"
oldugunu vurgular. Her durumda, geleneksel yonetim da bilimi anlaminda siyasetin otesine gecmek ister. Siyasal teorisyenter anarstzmi genellikle
olarak siniflandinrlar.
de sosyalizmin
asm
Asimda anarsizm, hem
Sol bir ideoloji
liberalizmin
fikirlerini ve degerlerini birlestirir
dusunce akimmin
sanati ya
ve
iki
hem
buyiik
yaratici bir seniezi olarak goruiebilir. Libera-
lizmle birlikte Devlei'ten sakmir ve bireyin ozgurltigu icin duyuIan kaygiyi payiasir. Anarsistler, liberaller gibi
nu,
kisinin
diledigini
yapma ozgiirlugunu
segme ozgurlugrivurgularlar,
Aras-
tirma, dusunce, ifade ve orginlenme ozgurlugiinu savunurlar.
Baskalanyla iliskilerde hosgorii ve selkat
isterier. tnsanlann kendogal arzu ve cikarlanni gozetmeleri halinde genel refahin saglanacagmi dusimurler.
di
Anarsizm, liberalizm
gibi,
merkezilesmis burokrasiyi ve yo-
gunlasirus siyasal otoriteyi kuskuyla karsdar. Iktidann yozlastir-
mutlak iktidann mutlak anlamda yozlastirdigim bilir. Vasatin zaferinden ve cogunlugun tiranhgindan korkar. Alexis digini ve
de Tocqueville'in ozgurliik ve topluluk idealini ve J. reycilik
ovgusunu
yansitir.
S.
Mill'in bi-
Bu degerlerin pek cogunda anarsizm,
liberter Sag' la birlesir,
Ne
var ki liberalizmin aksine anarsizm, ozgurluk ilkesini ik-
tisadi alanin
yam
sira siyasal alana
da yayar ve insanlann kendi
haline birakilmasi halinde dogal bir cikarlar
uyumunun hukum
surecegine guvenir. Devlet'e karsidir, ozgiirlugun Devlet araciJigiyla degil, Devlei'ten kazandacagina inanrr.'
mak
igin bir anayasa ya da
Hukumet
olustur-
toplumsai sozlesme ihtiyacini redde-
Haklan saptamak, OzgurlugU korumak ve anlasmazliklan cozmek icin liberallerin savunduklan hukuk gerekgesinin otesider,
ne geger. Liberallerin parlamento ve siyasal partiler aracihgiyla olusturulan
hukuk yonetimini lemel
aldiklan yerde, anarsistler,
bu turden kummlarm gercek ozgiirlugun siperi degil mezan oldugunu one siirerler. Toplumu dis tehdide ya da ic muhalefete karsi savunmak igin hukumete gerek gormezler. Devlet'in yetki]
Bu aynm ?ev. R.
i^in Bkz. Guide,
de Ruggerio, The History of European Liberalism,
G. Colli ngwood, Beacon Press, Boston, 1959,
s.
350.
Anarsizmin Gecei liligi Lerini
87.3
onu tamamen dagilmak isterler. Jefferhukumet en az yoneten hukumettir" ilkeOysa anarsistler, "En iyi hukumet hie yonel-
kisitlamak degil,
son'a atfedilen "En
iyi
bir ilkedir.
si liberal
meyen hiikumettir" diyen Thoreau'ya
kahhrlar,
Anarsizmin ana akimi sosyalizmin pek cok unsurunu da icerir. Malatesta'mn yazdigi gibi, liberalizm "sosyalizmin olmadigi biT
tiir
anarsi"dir; oysa gergek anarsi, kosullann esjtlenme-
siyle ilgili sosyalist bir kaygryt
temel ahr. 2 t840'!ardan bu yana
anarsizm genellikle daha gents bir sosyalist hareketin parcasi olarak gorulmustur. Sermaye, mulkiyet ve hiyerarsinin sosyalisl elestirisini kapsar, lar.
dayanisma ve yardimlasma
ihtiyacini vurgu-
Ani degisimin zorunlu olabilecegini ve Devlet'in nihai olarak
sonumlenmesi gerek tigini kabul ettigi olgude, demokralik sosyalizmden gok Marksizme yakla§ir. Her ikisi de, ozgiir ve esit bir toplum arayisidir, Ne var ki anarsizm boyle bir topluma ulasmak igin gereken araclar konusunda gosterdigi titizlikle Marksizm'den ayrilir; herhangi bir formda i^ci Devkti kurmanin yam sira siyasal partileri ve
sosyalizme parlamenter yoldan ulasmayi
da reddeder. Araclann amaglardan ayrilamayacagini ve liberter bir hedefe
ula^mak
igin otoriter bir strateji
kullanmanin imkan-
sizhgtni vurgular. Anarsistler, bireyin ozgurlugunii vurgulayan bireyler ya da
toplumsal dayanismayi vurgulayan kolektivistler olup olmadiklanna bagh olarak liberalizm ya da sosyalizmle aym gizgide yer
Anarsizm genelde liberalizmden gok sosyalizme yakindir. Kropotkin anarsiye "hukumetsiz Sosyalizm sistemi" dedi; Johann Most anarsizmin "mtjkemmellesmis sosyalizm" oldugunu
alirlar.
ilan ettu
Rudolf Rocker
ise
onu, "bir lUr gdnullu sosyalizm" ola-
Daha yakm bir donemde, Daniel Guerin, anarsizmin sadece siyasal dusunce akimlartndan biri oldugunu ve ashnda 4 sosyalizmle esanlamh oldugunu one surmusiur. Ancak bu yakrak gordu. 3
lasmi oteki sosyalistler nezdinde anarsizmin yeniden itibar ka-
zamnasina yardimci olabilse de, Max Stirner ve Benjamin Tucker gibi bireyci anarsistleri ve Murray Rothbard gibi modern anarko-kapitalistleri ister istemez dislar. 1.
3
Mabtesia, Anarchy, s 47. Kropotkin, Anarchism and Anarchisi Communism, hic".
Bihliotheh
Internationale
syndicalism,
4
Anarsizm kendisini ge-
s.
11
Guerin, Anarchism,
s.
12.
(18SS);
$.
23; Most, "Die Anarc-
Rocker, Anarchism and Anarcho-
874
Anarsizmin Tarihi
nellikle sosyalist
min
cle
yam
farkti bir
kamp icmde
sira yiirur.
bulur,
ama aym zamanda
liberaliz-
Sosyalizme indirgenemez, onu ayn ve
doktrin olarak goruiur.
"Liberter" sd2cugu
uzun sure ananjizmle
bu kitap boyunca tekrar tekrar
birlikte
amlmts ve
kullantlmisttr. Terim, ozgiin ola-
rak irade ozgurlugii doktrinini savunan kisiyi tanimlar;
lamda Godwin,
bir "liberter" degil, bir "gerekirci" idi.
bu anNe var ki
terim genet anlamda ozgiirlligu onaylayan kisiye de uygulandi. "Liberter" terimi ilk kez New York'ta 1858'de yayimlanan Le Libertaire, Jornal dit
Mouvanent SociaVm bashgt olarak, Joseph On dokuzuncu yiizyiltn bitimin-
Dejacque tarafindan kullamldi.
de, anarsist Se'bastien Faure anarsistler
arasindaki farkhhgi vurgulamak igin Liberter, Fransa'da
anlami
men
uzun
ile
otorker sosyalistler
bu soicugu
kullandt. 5
bir siire anarsist ile kartstirtldi ve
iyice belirsizlesti. Danie!
anarsistlerle ozdeslenen
Guerin
gibi bazi anarsistler, kis-
olumsuz
goritsferden sakinmak, kismen de anarsizmin sosyalist gelenek iginde yer aldtgim vurgulamak igin kendilerine "liberter sosyalistler" diyeceklerdir.
Thompson
gibi
New
E. P. Left Marksistleri bile, kendilerini devrtmci
diktatrirluk ve
oncu partilere inanan otoriter sosyalistlerden ve komiinisderden ayirmak icin "liberter" ismini kuflamrlar. Sol iiberterizm Deviet giicunu sinirlamak ve asmak isteyen merkezsizlikten, Devlefi tamamen onadan kaldirmak isteyen sendikaliste kadar degisebtlir. Ekonomiyi lophimsallasurmak isteyen, ancak Devlet'e gene de simrh bir rol veren Fabiancilan ve sosyal de-
mo kratlart
da kapsar.
"Liberter" teriminin sorunu, artik Sag tarafindan da kiilla-
mlmasidir. Kendilerine liberter diyen asirt liberaller yurttas haklanyla ilgtlenenj,
Milfden esinlendiler. Gonullu unsurlar tetopluma guvenen bireyler olma egilimi Guclu bicimde merkezitesmts. Devlet'i reddederler,
melinde olusan gosterdiler.
S.
bir
kisilerin ve mulkiyetin guvenligi
anlaminda toplumsal duzenin! piyasada serbestge rekabet eden ozel firmalar araciltgiyla gercekleshrilebileeegine inantrlar.
Modern formunda sag liberterizm, Robert Nozick gibi asgari Deviet isteyen laissez-jaire Hberallerini ve asm formunda, Devlei'in rolunii tamamen reddeden ve piyasayt toplumsal duzeni saglayan bir arag olarak goren
Murray
Rothbard ve David Friedman gibi anarko-kapitalistleri kapsar. 5
Bkz. Faure, La Doultur universdh,
s.
357.
STy
Anarsizmin Ge(erliligi
da, Gergek anarsizm liberalizm ve sosyalizmle iliskili olsa ozgurliiolmadan Esitlik geger. otesirte egilimin bu iki siyasal ozgiirlugu (kapiialist devgiin, zenginin ve guclunun somurme
letlerdeki gibi),
ozgurluk olmadan
esitligin ise
herkesin kolckv
savunur. mesi (komtinist devletlerdeki gibi) ardamina geldigini ve Deviet giinku gecer, online liberterizmin Anar§tzm Sol ve Sag
hitkumete ne kadar kucuk olurlarsa olsun
rol
vermez. Kokleri
ancak anarsizm nibirbirine dolanabilir ve kaygilan ortusebilir, ve doktrin olustuideoloji bir ayn olan hai olarak kendi gelenegi rur.
tnsan Dogasi
Anarsizmin en genel
bask butun
elestirisi,
temel almasidir. Anarsistlerin
bir insan dogasi anlayismi
isran, insanhgin
tukenme-
dayatilmrs otoyen bir liberter potansiyel tastdigidir. lnsanlann inantrlar. tnsanlarm yasayabileceklerine olmaksizin rite ve baski ve Sdiillendavranislarim bigimlendirmek icin bir cezalandirma ortoplumu onderterin ve yoneticilerin gerekmez; dirme sistemi insanlar tarihin gtitlemeleri gereklt degildir. Anar^istlere gore, iiretken duzenlemisler, hayailarint kendi buyuk bir boliimunde
olmuslarve barisci bigimde bir arada yasama yetenegine sahip icm 6z yaratmak duzeni anarsi dogal anarsist dtr. Birkac bireysel potansiyelini cikan one gtkartrken, anarsistlerin gogu dayamsma degerlerinin bastopluluk ve isbirligi yardimlasma, vurgular ve kici
olmayan
bir
toplumda gelisecegine
inantr.
goriiAnarsizmin "insan dogast"na bir olcude karsi oldugu anlayisint dogasi insan bir ortak anarsistlerin siinun zayifltgt,
paylasmamalarmda
yatar. Klasik dusuniirler
arasmda, Godwin^in
egoizmini, Bakunin'in akilct yardimseverligini, Slirner'in bilinck buluruz. Godozgeciligini sakin Kropotkin'in yikici enerjisini ve
win ve
Stirner gibi baztlan,
aydtnlanma ve egitimin onemini vur-
kitlelerin yarattct gularken, Bakunin ve Kropotkin gibi digerleri, gogunGoldman'm Emma duyarlar, enerjisine buyiik bir inang insanlann butun ancak olmadi, zamam luklarla ugrasacak kadar ozgurluk ve ozyrjnetim yetenegine sahip olduklarmi
nihai bir
diisundu.
nu
uruAnarsistlerin gogunlugu, insanlann kendi ortamlannin I?inanir. degistirebileceklerine olduklarma, ancak bu ortamt
lerinde
daha varoluscu zihniyete sahip olanlar, "insan doga-
876
Attar f.izmm Tarihi
si"mn degismez bir
durumun
oz olarak var olmadigmi savunurlar. Belirli ancak genellikle kendi kendimizi Bu nedenle amac, htikumet ve Devlet yukiinu atabir
icine dogabiliriz,
olustururuz. 6
rak "oz benligi" 6zgurle$tirmek degil, baskalanyla yaratict ve gomillu iliskiler icinde benligi gelistirmektir.
Anarsizmin bir ciiger geleneksel elestirisi, insanin dogustan otdugunu varsaymasidir. Ktasik anarsist dusunurlerin God-
iyi
win'den iubaren insanlan Devlet
ytikiiyle yozlasmrs ve bicimsizlesmis olarak betimledikleri ve Devtet kaldinlana kadar potansiyeilerini tam olarak gerceklestiremeyeceklerini one siirdukleri
dogrudur. Ancak sorun, yozlasmis "siyasal insan"in karsisinda bir
masumiyet durumu sergileyen efsanevi
vunmak
degildir,
insantarm ne
iyi
Dogal
bir "dogal insan"i sa-
inanan anarsistler azdir. Godwin, ne de kotu oiduklanni, kosullar tarafindan olu?iyilige
turulduklarmi one siirdu. Bakunin, insanin "vahsi bir ayi" olarak dogdugunu, ancak akh sayesinde toplumsal bir varliga doniisebildigini dusiindu, Stirner, insanin ister istemez egoist oldugunu dusundii; yapabilecegimiz tek sey gercegin bilincine varmakti. Kropotkin, "dogal iyiiik" nosyonuna en yakin olandi, ancak bu-
nun Rousseau'nun one
surdiigii gibi dogustan olmadigini, hayatkalma mucadelesi veren insanlann kooperatif davramsinda ahlaki bir duygu olarak evrimlestigini dusundii. George Bernard Shaw, anarsizm icin yeterince iyi olmadigita
mizi diislindu.
Fabianci bir anlayisla yazdigi Anar$izm'm Imk&tmzhklarindz (1893) Kropotkin'in insan dogal olarak toplumsal ve siiruciildur goriisunu reddetti. Shaw'a gore, hemen her insanin "baskasmin emegi sayesinde gahsmamak ve yasalann izin verdigi her
durumda o
insanlara
birsizhk olmasaydi, miilkiyet
olurdu. 7
Ancak
hukmetmek"
kurumunun
icin
sayisiz anarsistin isaret ettigi gibi,
san anlayisi kesinlikle tarih
disidir;
duydugu
sa-
var ohnasi imkansiz
Hobbescu
insanlann birbirini
in-
somurme
hukmetme arzusu duymadiklan toplumlar da var olmustur. Mevcut Ban toplumlannda bile, Shaw'un " dogal" gordugu seyi yapmayan pek cok insan vardir. Gercek buysa, hukmetmeden ve somurmeden yasama yetenegi, insanhk mirasinin bir parcasidir ve
ve potansiyel varligmi surdurur. Bu yetenek var olduguna ve var 6
and Human Nature", For Anarchism icinde, David Goodway, s. 127-149. George Bernard Shaw, "The Impossibilities of Anarchism" (1893), Patterns Bki. Peter Marshall, "Anarchism
dcr.
7
of Anarchy icinde,
s.
508.
877
Anarsizmin Gcceriiligi
olmaya devam
ettigine gore, gelecekte
daha genis
bir olcektc vat
olamayacagint diisunmek icin higbir neden yoktur.
Gene de cekci degil,
one
anarsistlerin insan dogasi
aym
konusunda sadece
ger-
zamanda kotiimser bir goruse sahip olduklan
slirulebilmistir.
Bunun
nedeni, sadece
Emma Goldman
gibi
Daha bazi anarsistlerin kitlelere fazla giivenmemesi yozlasmamn onemlisi, anarsistlerin iktidarm yapismda var olan derin bicimde farkinda olmalandir. Onlan siyasal otoriteyi elestirmeye yonelten de bu farkindahktir. Hitter ya da Stalin' in bu degildir.
yuzyil icinde kazandiklari
tam aksine
guclendirir.
onem
Tam
anarsist gorusii
zayillatmaz,
da iktidarm az sayida kisinin etin-
de toplanmasi muazzam bir baskiya yol actigi icindir ki, siyasal otoriteyi merkezsizlestirmek ve iktidan miimkun oldugu kadar genis bir alana yaymak, basirettir. Iktidar, insantar iyi olduklan
ona hakim olan az sayida
icin degil,
yol
ac/tigi icin
kisi
muazzam
bir haksizhga
dagiiilmalidir.
Devlet Anarsistleri liberallerden, otoriter sosyalistlerden ve komunist-
lerden ayiran esas sorun, kuskusuz, Devlet'in toplum icindeki
Marks is t- Lenin 1st Devlet elesiirisi buytik aciBu ylizyilda, Rusya, Cm, Vietnam ve Kuba'da yasanan buyiik komunist devrimler, "proletarya diktatorlugu"nim parti bnderinin diktatorliigune, en azmdan parti diktatorlugtine doniisme tehlikesini gosterdi. Bu devrimler siyasal iktidar merkezilestirildiginde ve bu iktidarm aygulan biirokroludur. Anarsist larla
dogrulanmistir,
ratik bir elit tarafindan ele gecirildiginde, Devlet'in "soniimlen-
olamayacagmi canh bigimde kanitladi. Oncu oldugu her yerde insanlar geride kalrmslardir. Ortaya gikan Devlet'in, merkezi otorite ve iktidar yoguntasmastndan oturii butun bir toplum aci cektikten sonra evreler halinde orta-
mesi"nin
mumkun
partilerin
dan kaldinlabilecegini dtisunecek kadar saf olanlar, anarsistler degil Marksist-Leninistlerdir. George Orwell'in gozlemledigi gibi, totaliter
gekligi
Devlet kendi tebaasmi sadece ciplak gticte degil, ger-
tammlamaya gahsarak da yonetir ve bunu,
dili
denedeye-
rek du^unceleri maniple edebildigi olgiide gerceklestirir. Anarsistler liberal Devlet'i toplumsal gelismenin onUnde ge-
mahkum etme konusunda da ayOnu, toplumsal duzeni yaratmak
reksiz ve zararh bir fren olarak
m
olgude
ate^li olmuslardir,
Anar$izmin Tarihi
878
soyle dursun, toplumsal karisikhgin bas nedeni olarak goriirler.
Modern
Onun
Devlet'in kokenindeki temel paradoksu isaret ederler;
kullandigi soylem, halkin siyasal siirece katilimmi over;
secimlere katilarak ozgurluklerini devretmelerini ister ve onlann
kendi hayatlanni en cok etkileyen kararlara dogrudan katilmalanni engeller, Hiikumetler, "ulusal cikar"i savunacak ya da "gene! refahi" iierletecek yerde, iktidardakilerin,
gin olanlann cikarlarim koUamaktadir.
lugun tiranhgim; en kotu durumda
En
iyi
ayncahkh ve zen-
durumda cogun-
ise bir azinlik
tiranhgim sur-
diirurler.
ter
Shaw, heyecanh sosyal demokrasi savunusunda, parlamendemokraside cogunlugun tiranhgina ili§kin anarsist korkula-
nn
yersiz oldugunu, cunkii boyle bir sistemde azinhgi baski altina almanin genellikle gok pahali oldugunu savundu. Aynca
"Devlet iktidannm keskin kenanni olusturan polis ve asker konusunda tarn bir tarafsizhk" vardir. 8 Shaw, "soylu"yu bir kez Avam Kamarasi'ndan kovan iscilerin, Devlet'i list siniflara ve halk adina toprak satin almak icin toprak sahiplerine karsi kullanacaklart kanisindaydi. Shaw'un bu goriisu on dokuzuncu yuzyilin sonunda makul gorulebilirdi, ama ne yazik ki, iscilerin
kendi temsilcilerini parlamentolara gonderebildikleri yerlerde,
bu
temsilciler
hakim
siniflara katilrmslar ve siyasal
ikudar tara-
findan yozlastinlmisdardir. Yerlesik siyasal duzenin, kendi dus-
manlann! dzumiemekte, Shaw'un hayat ettiginden cok daha yetenekli oldugu kanitlanmistir. Devlet icteki ve distaki ozguriuk dusjnanlanyla savasmak icin gereklidir, seklindeki
temel liberal iddia daha agirhkh
mustur. L. T. Hobhouse'in yazdigi bireysel baskinin ve
gibi:
kuskusuz Devlet icindeki herhangi bir
gin yapacagi baskinin ustesinden gelmeklir." y
denk diisen
gore, her ozguriuk ona
bir
ol-
"Devlet baskisinin islevi birli-
Bu bakis agisma
denetim edimine dayanir,
tnsan haklanna saygi gosteren liberal Devlet'in bunu yapmayan
masum
despot bir Devlet'e ve
mek
igin asker kullanan
azinliklann line edilmesini onle-
despot bir Devlet'in, muhalifleri ve
"karsi devrimci" denilen kisiteri
nan bir Devlet'e tercih
kursunlamak
icin asker kulla-
edilebilirligi aciktir.
Saf artarsizmi "toplumun siirekli olarak yaklasmasi gereken 8
Op ci(,s.
9
Hobhouse, LiEwrafom,
514. s.
146.
874
Anarfizniin Ge$erliligi
nihai ideal"olarak goren Bertrand Russell, benzer bir asgari Devlet
savunusu
yaptt. 10 tyi bir
loplulugun bireylerin engelsiz
minden kaynaklandigt, ekonominin olumlu
gelisi-
islevlerinin gonuilii
orgutlerin elinde olmasi gerektigi ve anarko-sendikalizmin Devlet
ve
dusmanhgi konusunda sosyatizmden daha aym goriisteydi. Ancak si-
mtilkiyet
tizel
hakli oldugu konulartnda anarsistlerle
mrli bir Devlet'in, iktisadi alanda nihai denetimi saglamak, adil bir bolusjum sistemi
mak
kurmak, rakip cikarlar arasinda
barisi
koru-
ve simrlannin iginde ya da disinda olusan anlasmazhklan
icin gerekli oldugunu da dusundii. Ancak Devlet'i mazur gosterenlerin bu liberal ve sosyal demokrat savunusunu ctiriitmek mumkundur. Devlet'in, ordu, polis ve hapishanelerle orneklenen baskici dogasi onun koruyucu dogasindan her zaman daha biiyuktur. Ayni sekilde, Devlet'in
goziimlemek
bir ulke halkini ic
anlasmazhklardan ya da dis tehditten korudu-
gu dusiincesi de biraz
asindir.
Merkezsiz bir topluluklar §ebeke-
sinden olusan bir ulusu fethetmek merkezi bir Devlet'i fethet-
mekten daha zor itaatsizlikle
olacaktir ve dis saldinyi iyi orgiitlenmis sivil
bosa cikarmak
mumkundur.
Silahli bir
halk profes-
ancak en iyi savunma, dii$mam oldurmekteu cok caydirmaya gahsan ve siddet icermeyen dogrudan eyleindir. Profesyonel polis gucuniin yoklugunda, top-
yonel daimi orduya tercih
luluklar kendi
bunu
kamu
edilebilir,
giivenliklerini gayet iyi koruyabilirler ve
yiizyillarca yapmislardir.
Bir diger
yumaslann ler, fetih
onemli
liberal goriis, Devlet'in
kotu durumdaki
refahini saglayabilecegidir. Afiktir ki bazi anarsist-
ve hilekarhktan kaynaklandigi icin Devlet'in daima
hedici ve hilekar oldugu diisuncesindeki "genetik hata"yi tni;4erdir.
Reformculann ve emekq halkin
fet-
i§le-
yiizyillardir siiren
miicadeleleri, liberal-demokratik Devlet'in bazi temel toplumsal
hizmetler vermesini ve yurttaslann refahi icin cahsmasim sagla-
Ancak gonuilii birlikler butun bu olumluluklan Devlel kurumlanndan daha iyi saglayabilirler. Asiri buyumiis btirokrasilerden kurtulan bu turden orgutler, kisisel inisiyatifi ve yarmistir,
dimlasjnay] tesvik edeceklerdir, Bunlar, halkin ihtiyacdarini daha
dogrudan karsilayabilecekler ve bunu kendi yonetimleri icinde gerceklestirebileceklerdir. Tip ve egitim, etkin olmak icin, tarim ve sanayiden daha fazla Devlet sponsorlugu gerektirmez. Onla-
10
Russell, Roads
w
Freedom,
s.
15.
Anar$izmin Tarihi
880
nn demokratik komite
ve konseylerde yer alan ureticiler ve tu-
keticiler tarafindan yonetitmeleri gerekir.
Devlet yanhst giiclu bir goru§e gore, Devlet'in rolu "ulusal kimligin bekcisi" olmakttr. 11 Ozeltikle isimsiz sifatlar gibi var
modern toplumlarda,
olan yalniz birey kalabahklanndan olusan
insanlann kendUerini daha genis bir biitunun parcasi olarak his-
setmek
gibi derin bir arzu
gelenek, kultiir ve
dili
duyduklan kusku goturmez. Ortak
bir
olan bir uhrsla ozdeslenen pek cok insan
kendisint daha guvenli hisseder. Ancak bir Devlet, ne bir ulusun biUunlugunun Onko$uludur ne de onun kimligini her zaman korur. Pek cok ulus ya simrlar tarafindan yapay bicimde parcalanmis. ya da tek bir Devlet'e hep birlikte boyun egmek zorunda birakilmislardir.
Federalizmi ya da merkezsizligi ilke olarak benimseyen
daha
anarsist ler, kulturel, co graft ve ekolojik cizgiler temelinde
organik ve gonullii halk gruplasmalanni tesvik ederler. Blirokratin cetveli
ya da haritasindan cok su yollan gibi dogal smirlarla
bicimlenen "biyobOlgeler"in, hayat alanlannm ge^erliligini kabul ederler.
Kozmopolit ve enternasyonalist olan
stmf, irk ve ulus gibi dar baglann otesine
anarsistler, kabile,
gecmek
fobik ulusgulukta ve kisinin sadece kendi ulkesine
gide higbir guzellik bulmazlar.
olarak ulusa
tamamen
Ancak
isterler.
Zeno-
duydugu
sev-
bir topluluklar toplulugu
karsi degildirler ve
onu
gertisteyen bir in-
sanlik cevriminin parcasi olarak goriirler.
Otorite ve tktidar
Anarsizm, kuskusuz, siyasal otoritenin olmadigi bir toplum ya-
ratmaya cahsir, Sosyalistler anarsist ler den otorite sorununda aynlirlar.
Otoriter toplumlarda yetisen pek cok kisi, merkezi otori-
olmaymca merkezin tutunamayacagtna ve dunyaya kaosun hakim olacagina inamrlar, Insanlar, liderlertn gerekliligi dusuncesine dylesine kosullanmislardir ki, kendilerine ne yapmalan te
gerektigi soylenmediginde sasirip kahrlar.
Yakm
bir cokiisten
korkanlar, Tanri, Krai, Baskan ya da General gibi, her §eyi, yasalar
ve kihc tehdidiyle bir arada tutan bir referans noktasini ge-
rekli goriirler.
Doganin kendi kendini duzenleyi§iyle ilgili son bikadim ve kendiliginden duzen
limsel teorilerin de dogruladigi 11
Miller, Anarchism,
s.
178.
Anar$izmin
881
Geqerliligi
teorisini benimseyen anarsistler, "kaos" gibi gorunen kendiliginden diizenden korkmazlar. Anarsizm in ilkesel goriisu, ozellikle siyasal formdaki otori-
tenin bireyin ozgitr geli^imini engelledtgidir. Siyasal otoritenin
toplumsal kansikligm
Toplum en
lar.
iyi
esas nedeni olduguna inamren az mudahale durumunda gercck-
ciaresi degil,
gelisimi
ve insanlar en yaratici ve etkin faaliyeti calismak zorutula kalmadiklan zaman gosterirler. Otorite yanhlan anarsist otorite ve iktidar elestirisinin saflik oldugunu dusiinebilirler, ancak bit lestirir
yiizyil icinde otoriter liderlerin
ve hukumetlertn sergiledigi
feci
ornekler anarsist cozumlemenin gecerliligini dogrular.
tutumlan gene de cok actk degildir. Orne"otoritesi"ni kabul etmeye hazirdi, ancak uzmanin tavsiyesi benimsenirken bireyin daima son hakem Otoriteyle
gin Bakunin, bir
ilgili
uzmanhk
olmasi gerektigini vurguladi. Daha yakin zamanlarda, bazt anarsistler,
onderligin baskici olmamasi ve esitlikci bir cercevede kal-
masi halinde tek bir kisinin "otorite"sinin kabul edilebilecegini
one surmuslerdtr. 12 Baztlan
igin devredilmis otorite, kisiler iize-
rinde iktidan gerektirmedigi taktirde kabul edilebitir; bazilan da
uzman
birey lerin "otorite yonetimi"ne,
mel almasi halinde
nza ve sorumlulugu
izin verilebilecegini savunurlar.
13
Bu
te-
bakis.
acisindan anarsistlerin, otoritenin kendisini degil, otoriteryaniz-
mi
reddettikleri soylenir.
Ne
var
ki,
cogu anarsist bir kisinin bir digerinden daha cok
sey bildigi icin otorite ve nufuza sahip olmasi gerektigine, kolayca "yetenek" tiranhgina doniisecegi igin inanmaz. re,
uzmanliktan kaynaklanan otorite en
Godwin'e goformudur,
kotii otorite
ciinku kisisel kanaati zayiflatir, entelektuel ve ahlaki gelisimi engeller. Belirli bir alanda, ozel bilgilere rite olabilir
ve ozel bilgelik
ancak hie kimse bir
niz,
sahip olma anlaminda oto-
anlammda otoriteye sahip olabilirsikomuta zinciri icinde ozel bir yeri
gerektiren bir bilgi ya da bilgelik tekeline sahip olamaz. Gazeteciler,
Daniel Cohn-Bendit'i Paris'te 1968 Devrimi'nin onderi ola-
rak betimledikleri zaman, kendisi tarn bir anarsist ruhla ogrencilerin ^eflere ihtiyac
duymadigmi
soyledi; "Ben
ne liderim, ne de
profesyonel devrimci. Ben sadece bir sozcu, bir megafonum," 14 12
Bkz.
HowardJ.
Anarchy, 13
$.
Ehrlich, "Anarchism
and formal organizations", Reinventing
108.
Bkz. David Wieek, "The Negavity of Anarchism", Reinventing Anarchy, 140; Giovanni Baldelli, Social Anarchism,
14
Alinti,
Ward, Anarchy
in Aclioti, s. 38.
s.
95.
s.
882
Anarfizmitt Tarihi
dir,
Genelde anarsizm, iktidann baskinin bashca nedenlerinden oldugunu; btitun kotuluklerin tetnelinde servetin yattigim
Anar§ist iktidar tartismalarmda da bir olciide belirsizlik var-
biri
kabul etmistir. "Iktidar halka" gibi gevsek sloganlardan etkile-
nen bazi anarsistler ve feministler
zayifin "yetkikndirilmesi"ni
Ancak kaygdanmn iktidan dagitmak oldugu goriilse de, btitun gercek anar§istlerin uzun vadeli amaci iktidan merkezsizlestirmek ve mumkun oldugunda onu tamamen ortadan kaldtrmakur. Aslmda, anarsizmin en onemli temalanndan biri, istediler,
iktidan temel alan btitun iliskilerin kusurlu oldugudur. Kisiler tizerinde iktidara geleneksel olarak kar$i cikmislardir ve giderek
oteki tiirler ve
doga uzerindekt iktidara da
kar§i cikmaktadirlar.
Yasalar Yasalar -Devlet tarafmdan yapilan, yorumlanan ve uygulanan-
li-
korunmasi ve toplum karsiti davramslann onlenmesi tcin gerekli gorutur. Hie kuskusuz Russelt'in "ilkel anarsi" dedigi, en gucluniin hakh oldugu durum, beltrli kurallar getiren ve herkese esit davranan yasalann yarattigi du-
beraller tarafmdan duzenin
rumdan daha kotudur. 15 Ancak Kropotkin'in arastirmalannin ve sayisiz antropolojik cahsmamn gosterdigi gibi, yazili hukuku olmayan buttin sanayi oncesi toplumlar, Hobbescu bir evrensel ve surekli savas durumunda degtldir, Bunlar kendilerini genellikle adetler temelinde
yone drier ve sorunlan anlasarak goziimlerler.
Anar§ist saTkinm surekli bastmlmasi,
modern
Devletlerdeki
yonetim ve hukuk sisteminin genellikle kan§ikligin caresi degil nedeni olmasindan kaynaklamr. Bati demokrasilerinde yasalar yurttas
haklarmdan cok ozel
rur. Baskici bir ahlaki
nuilkiyeti ve iktisadi esitsizligi ko-
benimseyen
otoriter bir toplum, tecavuz,
cinayet ve saldinya yol acan psikolojik bozukluklan tesvik eder.
Ve cezalandirma, dogasi
geregi reform ya da caydirmadan cok
yabancdasjna ve kuskunluge yol acar. Anarsistlere gore, daha ozgur ve daha esit bir
toplumda
mulkiyete karsi islenen su^lar azalacaktir, cunku herkes kendi temel ihtiyaclarim karsilayacak ve
mumktmse
luksii de payla§a-
Ancak anar§ist bir toplumda adaletsizlik ve baskinin dogurdugu suclar azaltilabilse de, tutku suclanni tamamen ortadan caktir.
15
Russell, Principles of Social Recons(maion,
s.
3.
881
Ana>$izm\n Ge^erliUp
kaldirmak
mumkun
olmayabilir ve seyrek de olsa su^ isknebilir.
Peki makul, adil ve nezih bir topluma
uymak
istemeyen, siyasal
otoritenin olmadigi bir topluluga dil uzatmayi -laf olsun diye-
eden bireyler ne olacak? Anarsist
tercih
bir
toplum, ba$kalarma
hakstzlik yapan kisilere, suclulara karsi kendisini nasil koruya-
olsun, neden aklin gereklirdigi toplumun cikarlanna uygun bigimde davransin? Aslinda, Dostoyevski'nin Yeralti Adami'mn gosterdigi
caktir? Bir birey
neden
faziletli
sekilde ya da kendismin ve
gibi, kisinin
kendi cikarlanna tamamen
ters diisen bir tarzda
davranmasi mumkundur: "Kisinin kendi ozgurltigu ve dizgin-
lenmemis iradesi, kisinin kendi kaprisi, ne kadar vah§i olursa olsun kendi hayal gucu, zaman zaman delilik noktasina ulasir -en iyi ve en buyuk iyilik budur." 16 Bir ki§i bir digerini ansizin bir trenin online itmek isteyebilir, neden istemesin? Bu, btitun liberter hayalcilerin dikkate almalan gereken bir
sorundur. Goreneksel anarsist tepki su olacaktir: Ozgur bir top-
lum, tophimsal ya da ahlaki bir sablon dayatmayacagi icin
uyumsuzluk ya da isyan olmayacaktir. Onun ve
likle
aynm
gozetmeksizin kabul goren
gecerliligi, bireysel-
farkli
hayat tarzlanyla
okjulecektir. Bireysel ve toplumsal ozgtirltik arasmdaki, her ikisini
de azamilestiren o mtikemmel dengeyi surekli olarak sagla-
maya fi
toplumumuzun
gahsacaktir. Ikincisi, baskici
yikici ve key-
eylemteri te^vik ettigi yerde, daha ozgur bir toplumda gelijen
muhtemelen kendilerine ya da baskalanna
kisiler
zarar vererek
kendilerini kamtlamayi gereksiz goreceklerdir. Kendilerine zarar
vermeye kararh insantann olmasi halinde,
nna izin bu zarar
verilmelidir (John Stuart Mill'in
istediklerini
one siirdugu
yapmaia-
gibi); eger
nza saglandigi ol^ude Ancak aciktir ki, boyle bir toplum ne kadar ozgur olursa olsun, cocuk istismarctlanni, seri katilleri ya da uyusturucu manyaklanm, eger varsa, durdurmak, keyfi ve rasgele kdtulukle ilgilenmek zorunda kalacakur. Kisinin kagimlmaz ba^kalarini da elkilerse, karsihkh
bu da kabul
edilebilir.
ozgurlugu, herkesin ozgurlugudur,
Ne
var ki anarsist yanit, hata yapanlan cezalandirma talebi-
ni igermez, cunkii cezalandirma ne
Ne de da n
tecrit edileceklerdir.
toplum 16
caydmci ne de
duzelticidir,
suclular daha fazla suca itilerek hapishanelerde toplum-
karsiti
Ktsitlama asgari duzeyde tutulacaktir;
davramsin en
iyi ^aresi,
Dostoyevski, Notes from Underground,
$.
insanlann kar§ihkli sem-
33-34.
Anar$izntin Tarihi
884
patisinde bulunmaktadir. Hata yapanlar, beyinleri yikanarak ya
da yeniden egitilerek
degil, onlarin insardiklanna, bireysellikleri-
ne ve iradelerine saygi gosteren dostca ve onurlu bir davramsla iyilestirileceklerdir. Eski tip cezalandirma kiilturii ile "deliligi" bir hastalik olarak algilayan ve bireyleri itaatkar, uysal yurttaslar
haline getirmeye calrsan
modern
benzerliklere isaret eden tek
lasmazhklan cozmek
"tedavi" teknikleri arasindaki
cozumlemeci Foucault
icin, yerel
degildir.
An-
toplulugun bireylerinden olusan
ve duzenli rotasyona tabi lutulan juriler, her davayi ozel kosullann isiginda ele alabileceklerdir. Amac suclamak ya da sucluyu
cezalandirmak
degil,
uyumu saglamak ve kurbanin zaKamuoyu ve toplumsal baski simdtki
toplumsal
ranni karsdamak olacaktir,
kadar caydincilik saglarken, toplumdisi
kisiyi
boykoi ve dislama
yoluyla etkilemek icin kullanilan geleneksel teknikler
tinmlar olarak
isle til ebilir.
Ancak dislama
n durumlarda uygulanmahdir, ve haksiz bir psikolojik baski
en
etkili
giiclii
yap-
dikkatle ve sadece asi-
ciinku hosgoriisuzluk to hum Ian
icerir. tsbirligi
yapmamak
belki de
yaptinmdir; yaptigi sozlesme ve anlasmalara uymayi du-
zenli olarak
basaramayan
kisi,
sonunda anlasma yapacak
bulmakta zorlanacaktir. Guven ve dosduga dayanan ozgur
bir
toplumda
hie
kisi
kusku-
suz yeni bir toplumsal ahlak gelisecek ve anlasmazhk olasihgi giderek ortadan kalkacaktir. Siyasat ve ahlaki baski ozgurce be-
nimsenen
adetler ve normlara yol agacaktir. Boyle bir
toplum
farkh hayat tarzlan ve inanclara hosgoriiyu temel alacak, cocuklar
dahil herkese tekil bireyler olarak davranacaktir.
Kamuoyu Hiikumetsiz bir toplumda,
kamuoyu
tiranhginin, yasalardan kay-
naklanan baski nin yerini almasi kuskusuz gercek bir tehlikedir. Godwin, kamuoyunun "kamci ya da zincirden daha dayamlmaz" 17 Geleneksel ve dokusu saglam bir guc olabilecegini one surdii,
kamuoyunun, insanlann uyumunu saglayan giicyaptirim olabilecegi kusku goturmez. Kamuoyu hosgoru-
topluluklarda, lu bir siiz,
baskici ve dogmatik olabilir. Bazi anar§istler, "sozle propa-
ganda"
yaparak kamuoyu
olusturma cabalannda, insanlann
anarsist ilkeleri serbestce tartismalarina ve ozgurce 17
Godwin,
PoWlica] Justice.
1793 bsk.,
II,
565,
benimseme-
Anar%izmin lerine izin verecek yerde
bu
885
Ge<;erliligi
asilamaya caltsma sucunu
ilkeleri
?-
1
i.
lemislerdir. "Propaganda" teriminin kendisi, dikkatli ve duyarh
dusiinuru degil, karsrsindakine baski yapan bir vaizi
hatirlatir.
Farkh anarsizm okullan da sekter ardasmazhklara dusmtislcr; en buyuk anlasmazhkiar bireyciler ile komunistler arasnula ya^anmi$tir. Devlet'i ve
Sermayeyi yok etmek isteyen toplumsal anar-
sist ler
ekonomide
let'ten
kurtulmak isteyen saga
dizginsiz laissez-faire liberterleri
uygulamak icin Dcvkucumsemekle ycliiv
mislerdir.
Orwell yiiksek ahlaki gerek^eleri benimseyen ban^gi anaryan oldugunu gozlemledi. Orne-
sistlerde genellikle otoriter bir
gin Tolstoy siddeti kesinlikle reddeder, ancak "onun baski ilke-
ya da en azindan baskalanna baski yapma arzusunu red-
sini
dettigine
inanmak kolay
degildir." 18
Gandhi
de,
achk grevi yapa-
rak insanlara baskici tonlar tasiyan ahlaki bir guc uyguladi,
Gandhi'nin taraftarlan da zaman zaman, kendileri gibi dusunmeleri ve davranmatan icin insanlara baski uygulama sucunu is-
Bu baski zaman zaman ahlaki zorlamamn esigine Hakh oldugunuza inanmaniz halinde, baskalanni kosizin gibi dusunmeye zorlayabilirsiniz, ancak birilerinin si-
lemislerdir. gelmistir.
layca
zin gibi dusunmelerini saglamak, ozgur arastirmayi ya da gercek
kanaati tesvik etmez.
Kamuoyunun
insan davramslarinda tek hakem olmast ve burnunu sokan organlarla surekli tesvik edilmetavsiyelere maruz birakdmasi, hie kuskusuz anarsist top-
herkesin her si
ve
ise
turn anlayismdaki totaliter tehlikeyi olusturmaktadir. Orwell, in-
sanlan
uyum
saglamaya zorladigi
hukuk sisteminden daha
icin
kamuoyunun herhangi
bir
az hosgorulu olabilecegini
hakh olarak belirtti: "tnsanlar 'yapmayacaksm"la yonetildikleri zaman, birey oldukca dismerkezli hale gelebilir. lnsanlar, soziim ona "sevgi" ya da "akd"la yonetildikleri zaman, ba^kalanyla ayni tarzda dusunmelerini ve davranmalarmi saglayan surekli bir baski altinda kahriar.""*
Aynca kamuoyunun hukukun
yerini aldigi bir top-
lumda, pek cok dinsel mezhebi ve sosyalist Devlet'i baskici hale getiren, kolektif uyanikhk ve ahlak bekciligi gibi ek bir tehiike de vardir. 18
Orwell, "Lear, Tolstoy and the Fool" (1947), Collected Essays,
19
Orwell, "Politics
vs.
Literamre"
possibilities of Anarchism", op.
(
W6),
til, s.
op. at,
508.
s.
s.
432.
405. Bkz. Shaw, "The Im-
Anarfizmin Idrihi
886
Ne
var ki cogu anarsist, ozellikle bireyin egemenligiyle
lendikleri icin
ilgi-
bu tehlikelerin farkindadirlar. Benjamin Tucker'a
gore temel ahlak yasasi, "kendi isine bak" anlayisidir. Bireylerin tek dogrusu budur. Toplumsal anarsistler bireyin ozgiirlugunu
ba$kalarmin ozgiirluguyle bagdastirmaya; herkesin azami olciide bireyselligine izin vermeye;
komunal
bireyselligin belirgin ikile-
mini asmaya calismislardir, Ozgur bir toplumun olcusu, dismer-
ho? gorulebilir sapma olacaktir. Anarsistler toplumu savunmuslardrr. Hay at tarzlanndaki ve top-
kezliligin derecesi ve
cogu leu
bir
lumsal formlardaki
cesitliligi
ve deneyimi, sadece yiiz cigegin de-
temple rdir. Aynca butun anarsist-
gil
pek ?ok gi?egin acmasim
ler
bireyin Ozel kanaat hakkini
is
savunmus ve
kati sanslire karsi
ctkmislardir,
Anarsist egitim teorisinin temeli, insanlann, otoriter oldwgu
ba$kalannin fikrini temel almamalanni, kendileri icin dusunmelerini ve eylemelerini te$vik etmek otmustur. Amaclan, icin
entelektiiel ortodoksi ve toplumsal
ni
yapmak
degil, elestirel kanaati
uyumun muhabbet
olusturmak ve
tellalligi-
yaratici imgele-
mi yaymaktir. Godwin'in gozlemledigi gibi, kisi bir baskasina tavsiyede bulunabilir, ancak dayatmada b u Urn mama hdir: "O, belli ozgurce ve hicbir kisitlama oimadan elestirebilir; ancak gunu unutmamahdir ki, ben onun istegine gore degil kendi istegime gore davraninm." 20 Anarsist toplumda kamuoyu, toplumsal uyu-
mun saglanmasinda
ve "hata yapanlar"m caydinlmasinda onemli
bir rol oynayacaktir,
ancak ona gok daha dikkatli ve temkinli
cimde basvurulacaktir. Shaw, Russell ve Orwell, anarsizmi nur
gibi,
elestiren
bi-
pek cok dusii-
yasalarm hakimiyetine higbir aiternatif gormezler. Bu
elestirmenler, zorlayici kurumlarin baskisina
maruz kalmayan
insanin mukemmelligini degil, toplumsal ahlakm onemini azimsarlar. Yasal ve siyasal baski olmayinca, toplumu bir arada tuta-
cak yeni toplumsal adetler ve normlar olusacaktir. Anarsistler, insanlann ahlaki olarak eyieyebileceklerini ve kendilerini yonetebileceklerini ve insanlann birbirine miidahale
icinde
ve
iyi
yasamalanm
20
etmeden,
dayamsma,
uyum
sevgi, akil
niyete sahip olduklarini varsayarlar.
Kuskusuz
ama
saglayabilecek kadar
larih
insanlann bans icinde yasayabileceklerini,
ayni olciide saldirgan da olabileceklerini gosterir, Anarsist-
Godwin,
Pol iticai Justice
(1978 bsk),
1,
s.
168.
Anar$izmin
Ce<;et liligi
HH'/
savasin ve catismanin bashca nedeni olan Devletler ve Iniku metier olmayinca, insanhgin isbirligine yatkin ve incelikli ymilo rinin gelisme firsati bulacagtna inanirlar. Ve toplumsal anarsistler,
ozel mulkiyet ve sermaye olmayinca, gercek arzulan karsi layan ve baskalarmm ozgurliigune saygiyi tesvik eden toplnnis.il ler,
bir
ahlakm komunal cahsrna ve oyun deneyimiyle gdi$ecegmi
ekleyecekledir.
Toplumsal ve
Duzenlemeler
Iktisadi
Anarsist du$uncenin "gegmisin ideallestirilmis zanaatkar ve koylu toplumunun geriye donuk romantik vizyonunu ve yirminci
yuzydm toplumsal
ve iktisadi orgiitlenmesine iliskin gerceklikletoptan reddi"ni temel aldigi one siirulmu$tur. 21 On dokuzuncu yuzyilda pek cok yeteneklt zanaatkann, Proudhon'un morin
dern fabrika ststemine bir alternatif olusturan karsilikcdigmi benimsedigi dogrudur. Onun anarsizmi komunist yonelimli Isvicre Jurasi'nm bagimsiz saat
yapimcdanni da
cezbetti.
Meksika
ve tspanyol Devrimleri'nde anarsizmi buytik bir co$kuyla benimseyenler en geri koyliiterdt.
Ancak anarsizmi sadece bir kOylu ve zanaatkar ideolojisi gormek yanlisttr. Anarko-sendikalizm (ormundaki anar-
olarak
sizm Fransa ve Ispanya'da en
ileri
iscileri cezbetti.
Son
yiizyil
icinde anarsizm, Bakunin, Kropotkin ve Tolstoy gibi aristokrat ve Malatesta gibi toprak sahibi cocuklanna hitap etti. Bu yiizyil icinde anarsizm ileri sanayi ulkelerinde en buyuk destegi, "beyaz yakah" emekciler, ozellikle ogrenciler, ogretmenler, doktorlar, mimarlar, zanaatkarlar ve diger entelektueller arasinda bultnustur.
Yeni anarsizm sadece ayricahkh olmayanlann degil, pasif tuolmak istemeyen varsillarin da isyamdir.
keticiler ve seyirciler
Anarsizm, Marksizm gibi
belirli bir
biiyuk destegi geleneksel olarak
isci
smifa dayanmasa da, en
ve koyliiler arasinda bul-
mustur. Bakunin, Marx'in gerici "kirsal aptallar" olarak kuciimkoylulugun ve gene Marx'in toplum karsiti unsurlar ola-
sedigi
rak gordugii lumpen proletaryanin devrimci potansiyelini vurgulayarak onemli bir anarsist gelenek olusturdu. Yirminci yuzyihn buyuk devrimleri Marx'in degil Bakunin'in tahminlerini dogrulami?tir: Biiyiik devrimler ileri 21
Joll,
The Anarchists,
s.
25Q.
duzeyde sanayilesmi? toplum-
Anarfizmin Tarihi
888
larda degil, basat olarak tanmsal toplumlarda gerceklesmi§tir.
Aynca,
ileri
sanayi toplumlannda,
min kiyilannda yasayan
lumpen
proletarya, kapitaliz-
ogrenciler, issizler, etnik azinhklar ve
kadmlar en isyanci kesimi olusturmusmr. Anarsizmin yirminci yiizyilin basat
iktisadi
diistugu sucdamasi da ha da onemlidir. Anarsizm, list li
trendine ters
modern
kapita-
ve sosyalist Devletlerde bulunan merkezilesmis buyiik olcek-
tanma kesinlikle dtismandir, Iktisadi btiyume, uretim ve tiiketim siyasetini asla benimsememisdr.
sanayi ve
sel
kitle-
Anarsizmin mevcut iktisadi trend lerden sapligim one sur-
mek let
bir ceyrek yuzyil
komunizminin ve
once mumkundu.
Ama gunumuzde,
Dev-
uluslararasi kapitalizmin kendi hedeflerine
ulasmayi basaramadigi goriilecektir. Yeni Sol ve buyiiyen Yesil hareked, kiicuk oigekli birimlerden olusan ve tarla ile fabrika arasinda
nomi
uyumlu
talebini
bir
denge kuran klasik anarsist merkezsiz eko-
benimsemislerdir. Anarsizm,
"Kticiik Guzeldir"
gorusunu, populer bir slogan haline gelmeden cok once benimsemis, ozguven ve 6z yeterliligin yararlanni vurgulamistir. Dai-
ma
insanlan nesnelerin onune
koymus ve
tek basina iktisadi bu-
ytimede hicbir deger gormemistir, Yirmi birinci yuzyil yaklasirken, anarsistler ardk iktisadi akintiya karsi ytizen idealistler degildirler. Asltnda, anarsist led n tavsiyeleri hayati
surdurmenin
onkosullan olarak gorulebilir.
Kuskusuz
dusuncede
anarsist iktisadi
iki
ana akim vardir.
veonlann cagdas karsdigi olan anarko-kapkalistler, kamu mallan arzi icin tamamen serbest piyasayi tetnel abr ve kar Bireyciler
durtusu
ile
ucrei sistemini savunurlar. Kolekdvistler, sendikalist-
ler
ve komunistleri kapsayan toplumsal anarsistler, kooperatif-
ler,
kolektifler, sendikalar ve komiinler araciligiyla uretimi 6r-
gutlemeye cahsirlar.
Gercek zorluklar hie kuskusuz bireycilerin lanndan kaynaklanir.
Isgalciler
gibi bir gece ieinde rmilk sahibt olurlarsa,
mi,
tyi
iktisadi
konum-
Benjamin Tucker'in tavsiye
bunun
ettigi
pratikteki anla-
topraklart ve evleri edinenlerin digerlerinden daha
iyi bir
duruma ulasmalandir. Tucker'in i§galci sahipler arasinda "her yerde ve her zaman rekabet"i savunmasi, herkesin kendi isine bakmasim tek ahlaki yasa olarak benimsemesi, her alanda tarn bir serbestlikten 90k, ki§isel hirsi tesvik edebilir.
tek oleusu olarak
emek
Onun
goriisu, degerlerin arz ve talebe
dugu piyasa modeliyle de
celisir.
fiyatin
bagh
ol-
Anarsizmin
Modern siklikleri
KH'>
Ge$er\i\igi
anarko-kapitalistlerin iktisadi onerileri, beiir<
daha
asiri bir
formda
sergiler.
Onlann
tarn loissrc-
ck
<
/'»'«'
sistemlerinde, servete ve iktidara sahip olanlar sadece kendi
,iyr
cahklanni artinrlarken, zayif ve yoksul olanlar
I
iflas cdcrli-r.
1
ko
nomi kisitsizhk anlaminda "ozgur" olabilir, ancak cogu msaii yokluk ve korkudan ozgur otamaz. Ozel muhafiz kurnmlari sadece kendilerine para odeyenlerin cikarlanna hizmcl cdi-rler. Sagci Uberterler kendi ayncahklanni korumak ve baskalarmi so-
miirmek
icin
sadece kendilerine ozgurluk
isterler. Ozgttrliikieti
soz ederken, esidik konusimda sessiz kalirlar,
6te yanda, toplumsal
hem
anarsistler
esit
olan bir toplumu gerceklestirmeye cahsirlar
hem
de ozgiir
Onlar her kisinin
temel ozgurlukler ve maddi mallar uzerinde esil bir hakka sahip otdugunu kabul ederler. Toplumun her bir uyesine temel bir asgari gecim guvencesi verrrler. Ne var ki kolektivisder ile komiinistler arasinda derece
farkhhklan vardir. Kolektivisder yapilan
miktanna gore bireyleri odiillendiren iicret sistemini savunurlar. Komunistler herkesin kendi yetenegine gore katkida bulunmasini ve ihdyaci kadarmi almasini isterler. Her iki durumda da is
uretim ve bolusum, olsun,
ister
toplumun temel
sendika, kolektif, konsey, ister
komun
iktisadi birimi araciligiyla duzenlenir.
Genetde anarsistler, yerel dtizeyde iireticiter ve tukeiiciler tarahndan yonetilen merkezsiz bir ekonomi isterler. Uretim ve bolusum, yerel, bcilgesel ve ulusal duzeylerde bolgesel farkhhklan dertgelemeye calisan esgudiim organlan araciligiyla orgiittenecekdr, Bu yakla^im bazilanna utopya gibi geldiginde, anarsistkendi iradesini dayatan merkezi bir otorite olmaksizin, uluslararasi havayollan ile demiryollan arasinda vanlan oldukca
ler,
karma^ik anlasmalan ornek
gosterirler.
Pratikte anarsistler, bazen ayni
zaman
dilimi icinde, ozgur
yontemleri betoplum hedefine ulasmak nimsemi^lerdir. Ornegin Ispanyol Devrimi sirastnda cogu teorisve
icin farkh
esit bir
yen, k 00 p era tt fieri n ve sendikalann yararlanndan soz etmis, an-
cak kolektifler
ic
sava$m
ilk giinlerinde
olusmus, topragi ortak
havuzda toplayarak ve ortak depolar olusturarak htzla bir komun izm formu kazanmislardir. Evrensel dayanismayi ve yardim-
bir
lasmayi temel alan kolektif,
iiretici
olsun olmasin kattlmak
iste-
yen herkesi kapsadi. Bazi durumlarda para kaldirtldi ve her uretim
fazlasi
kom§u
Katilmak istemeyen
kolektiflerle
dogrudan mubadele
kiicuk ozel ciftcilerin
kendi
edildi.
faaliyetlerini
890
Anar$izmin Tarihi
kolektiflerin
yam
surdurmelerine i2in
sira
verildi.
Bu
arada, sa-
nayilesmis Katalonya'daki fabrikalar, ucret sistemini, hatta bazi durumlarda damsman olarak yoneticileri de muhafaza eden isct komiteleri tarafmdan yonetildi. Butiin buniar $a§ircici bicimde farkh bir iktisadi federalizm formuyla sonuclandi.
Ispanya'daki kolektifler, giftliklerin ve fabrikalarm ozyonetsei denetimi aracihgiyla basarih bicimde orgiHlenebile-
tim ve
ceklerini kanitladi. Buniar ayni zamanda, ozgiirluk ile etkinlik arasinda kacimlmaz bir gerilim otmadrgini da gostermistir. Katalonya'daki pek cok tarafsiz gozlemci, fabrikalardaki iiretimin nasi! armgini ve kamu hizmetlerinin nasil iyilestirildigini gozlemlemiftir.
Bu durum maddi
pek cok durumda
ozendiricilerin
iicretlerin
sonucu
gercek degeri
degildi, ctinkii
dusmu^tu. Kolektif kararlann ahnmasi daha uzun surse de, alman kararlar uzun dOnemde daha iyi uygulaniyordu, cunkii kararlar daha iyi kavranmis oluyor ve onlardan etkilenenler yapdan islere fiilen
katil-
diklanm hissediyor ve kararh davraniyorlardi. tspanya
ornegi, anarsistlerin orgutlenmeye karsi olduklan efsanesini de aydinlatir. Goriismeler ve anlasmalar yotuyla vanlan orgutlenme tiirune degil, hiyerarsik ve
ye karsidirlar. Birkac bireyci her
mak
isteyebilir,
cogunlugu en
bu onlarin
turlti
tercihidir,
merkezi orgiitlenmeorgutlenmeden uzak durancak anarsisderin biiyuk
calismanin kticuk ve i$levsel gonullu birlikler icinde yapilabilecegi gorusundedir. iyi
Iktisadi alanda, riislerin
anar$izme kar$i one siirulen geleneksel gobos oldugu, kapitalist toplumlarda bile giderek kamtlan-
mistir. Endustriyel
ozyonetimin ve
isci
denetiminin sayisiz pra-
tik ornegi, bir fabrikayi otorite
olmadan orgudemek imkansizdir diyen Engels'in, bu on dokuzuncu yuzyd iddiasiyla alay etmektedir. Orwell'in savas sonunda yaptigi, bir ucak imal etmek icin planh ve merkezi bir toplum gerekir yorumu, ozel havacitik sirkederinin basansiyla
ta koz Ian mist lr. tleri sanayilesmis toplumlakithk sonrast diinyasinda anarsizmin dusiik bir hayat standard! anlamina geldigi artik soylenemez. Orwell havasi
nn
ahnmis gozlemde bulunarak, "tnsan dogasinda onceden kestirilemeyen bir degisiklik olmadikca ozgiirluk ve etkinlik zit yonlerde bir
hareket eder," demistir."
Onceden kestirilemeyen
olmamis, sadece insanlar,
islerini goniiltu
22
Orwell, Poetry Quarterly,
Gui
1945.
bir degisiklik
olarak yaptiklan ve ka-
H'H
Anarsizmin Ga;e rliligi
rar
alma
siirecine ozgurce katildiklan
zaman daha
etkin oldukht
nni giderek fark etmeye baslamiglardir.
Emek Kuskusuz insanlar cahsmadan yasayamazlar. Zorlama kalktiginda, der anarsizmin elestirmenleri,
pacak? Calismanin
iyi bir
bu
oriadati
pis isleri kirn ya-
sey oldugu soylenemez, nitckim aris-
tokratlar yuzyillarca issizlik ve bos
zamandan
sikayetci olma-
cogu anarsisi mislardir. Marksistlerin ve Pro testa n Ian n aksine, emek (Tolstoy'un olusturdugu dikkat cekici istisnayla) guglu bir etikine sahip degildir ve zorlu
onlan daha sell'la
mudu
cahsmadan cok
kdar. Iki tip
rahat bir aylakbk
emek oldugu konusunda Rus-
olan ayni goriistedirler: Yeryuzunde yasamak icin gerekli
bu isleri yapmalanm soylemek." Ozkusku gur bir toplumda, ikinci tip emegin artik var olmayacagi birinolan goturmez, ancak varhgimizi surdurmemiz icin gerekli
yapmak ve
isleri
insanlara
emegi kirn gerceklestireceklir? Shaw, mevcut iktisadi sisiem altinda egitilmis insanlann bir bedelini gonullu komunizm tasanminda yiyecek maddelerinin mumkun odeyeceklerine giivenmenin, eger cezadan muaf iseler, olmadigini etkileyici bir bicimde one siirdii. Insanlar ancak mut-
ci tip
his bir
yokluk tehdidi altinda calismak zorunda
yasalann guclti
eli tiikettikleri
kalirlar ve
ancak
seyin bedelini odemelerini sagla-
Toplum tarafmdan onaylanmanin baskisi bile, onlarin "bir gonullu komunizmden yararlanmalanm onleyemez, cunkii umursakadar insan, eksikligini duymadik^a kamuoyunn zerre
yabilir.
maz
n21
soyleyenler sadece "otoriter" sosyalistler degildir. Bazi bazilan da anarsistler herkes icin zorunlu emegi savunmuslardir;
Bunu
caligmaya cahsmayi reddedenlerin, bu davranislanyla baskalanm savunurlar. zorladiklan icin topluluktan ayrilmalan gerektigini Camillo Berneri bir uzlasma onerisinde bulunur: "Cahsmaya
zorlamamak, ancak calismak istemeyenlere karsi sorumluluk
duymamak." 25 Insanlan cahstirmanm tek yolunun maddi ozendiriciler ol23
Bki. Russell, fn Praise o{ Idhness.
24
Shaw, "The Impossibilities of Anarchism", age, s. 508, Arguments for Camillo Berneri, "The Problem of Work" (1938), Why Work?
25
the Leisure Society, der.
s.
1 1.
Vernon Richards, Freedom
Press, 1983,
s.
74.
892
Anar$izmin Tarihi
madigi aciktir. Yokluk tehdidi ve maddi kazanim vaadi insart gtidulenmesini tuketmez. Toplumsal anarsistler, baskinm olmadigi ozgwr bir toplumda yardimlasma ve dayamsmayi temel
alan bir ahlakin gelisecegini ve biitunun iyiligi icin cahsmanm yol actigi tatmin duygusunun guclenecegini one siirerler. Aynca,
baskalan toplum tarafindan onaylanmast ve sadece kendileri igin cahsanlarin ya da hie call? may an la nn bir yaptinm olarak onaylanmamasi, ahlaki bir ozendirici olacaktir. Hos olmadigi dusumilen bir 15, toplumsal olarak yararh ve degerli oldugu hissediicin caltsanlann
liyorsa zevkli olabilir. Ve i§in onaylanabilir ve cazip kihnamadigi ve makinelerin hos olmayan gorevleri yerine getiremedigi yerde,
soz konusu
kuskusuz
nu
isi
isteyerek paylasacak yardimsever insanlar hi?
olacaktir.
Ancak bu sadece maddi ozendiriciler karsisinda ahlak soruOzgur toplumda bizatihi cahsmanm dogasi degije-
degildir.
cektir. Anarsistler yararstz
icin
is
olacak, tir.
mesakkati
degil,
faydah
isi gelistirir-
Insanlarin fiziksel ve zihinsel yeteneklerini kullanabilmeleri
ler.
bolumiine son vermek isterler. Daha buyuk bir cesitlilik bu da hayati ve isi daha ilginc ve heyecan verici kilacak-
Bazi insanlarin
emek yogun
islere razi olmalan halinde, bu neden yoktur. tnsantar yaptiklan isin dogasim secebildikleri ve is surecini denetleyebildikleri zaman, ondan veba gibi kacmayacaklardir. isleri
yapmamalan
En onemli
ilke,
icin hicbir
herkesin nerede ve nasil caltsacagma karar ver-
mekte ozgur otmasidir.
Is
ancak gonulliiyse
yapilabilir. Isci fabri-
kadaki isinden nefret edebilir ve gunim sonunda zihinsel ve
fi-
ziksel olarak tukenebilir,
ancak aksamlan tamamen kendisine ait olan birkac saat onu butunuyle yenileyebilir. "Is korkusu"na gelince, Berkman'in dedigi gibi, tembellik genellikle dogru kisinin yanlrs yerde oldugu anlamina gelir. £0gu insan yaptigi isten pek az zevk ahr, cunkii neden calistigmi pek bilmez. Anarsist bir toplumda, insanlan cahstirmak icin fi-
zorlama olmayacaktir, para ve mal bicimindeki maddi Bununla birlikte, toplulugun her tiyesi kendi emegini dogaya katarak zihinsel ve fiziksel poziksel
ozendiriciler artik istemeyecektir.
tansiyelini gerceklestirme firsatina sahip olacaktir. tnsanlar, kati
bir
is
bolumu
ve
is
hiyerarsisi
tiranhgi olmadan, kendilerine
denetimini onlara birakan
olmadan, saatin ve ucretli sistemin en uygun olan, emek ve lirunun
isi ozgtirce yapabileceklerdir. Sonuc olarak, yeterince yetenekli insanlarin temel ihtiyaclarim karsila-
891
Anar$ izmin Geqerliligi
yamamalan ve butun toptuluk icin temel bir refahin sagianamumasi du$ u nu le mez Batidaki kithk sonrasi toplumumuzda, <;ah$ma ihtiyaci on dokuzuncu yuzyila kiyasla 90k daha azdir. Modern teknolojinin gelismesiyle birlikte, herkes i^in bir potansiyel bolluk gagina
ulasmis bulunuyoruz. Artik herkesin cahsmasi, ozellikle heves kirici
ve asagilayici
san bedenine
islerle
ugragmasi bir zoranluhik
uygun olan toplum
icin de
degildir. In-
uygundur: ozgur
bir
toplulugun saghgi, kendi organ izmasina almaksizin destekleyebilecegi "parazitler"in sayisiyla ol^iilebilir. Aylaklar, bosta gezetiler, serseriler
ve hicbir
is
yapmayanlar, gunesin altinda kendileri-
ne bir yer bulmahdirlar. Gencleri, yashlan ve gucsuzleri
mayan toplum, cahsmayan
kisi
yiyemez diyen ortalama
disla-
bir ilke-
ye sahiptir, Gonullti ve butiinlesmis emegi temel alan bir anar-
toplumda, homo faber'in
sist
Nihayet
caktir.
is
yam
sira
homo
lu^ens'e de yer ola-
kaybedecek ve anlamh bir acilara yol agmayacak, yasama se-
zorlayici niieligini
oyuna doniisturulecektir;
artik
vinci ve hazzinin bir parcasi haline gelecektir.
Reform ya da Devrim? Anarsizme yoneltilen en onemli elestirilerden biri, geleneksel siyasete katilmayi reddeden anarsizm savunuculannin ister iste-
mez
dikkate ahnmadiklandir. Genelde anarsizm hie kuskusuz
geleneksel anlamda antisiyasaldir ve bu nedenle ozgul bir siyasal
degisim programi degil, bir
kisisel ve
mu
hukumeti reddedislerinin bir orgutlu siyasetin ktyilarmda kalma
toplumsal kurtulus platfor-
sunar. Parlamenter ve temsili
somicu olarak
anarsistler,
egilimi gostermislerdir. Uzlasmayi reddettikleri igin teorik safhk-
larim
korumus
sal
durgunluga
de
ister
olabilirler,
mahkum
ama
pratikte de etkisiz kalmis ve siya-
olmuslardir. Ister tek partili Devletler-
cogulcu demokrasilerde olsun, siyasal partiler arttk
neredeyse evrensel bir talep haline gelmislerdir. Ancak pek cok
demokraia pratik bir zayifhk bilir.
gibi gelen sey, teorik bir giic
de
ola-
Anarsistler, derin bir otorite ve iktidar elestirisi sunarak,
esitlik
ve ozgiirluk ideallerini bir arada savunarak Sol'un vicda-
nini olustururlar. Onlar Sol'un ve Sag' in en inatci elestirmenleridirler ve
ozgurluge giden ucuncu ve genellikle denenmemis bir
yol sunarlar.
Ne
var ki biitiin anarsistler uzlasmaya karsi degildir.
Uzun
Anar$izmin Tarihi
894
donemde parlamenter
siyasette bir
an arsis tier, demokratik yonde
cozum gormeseler
geltstigini
de, bazi
du§un me leri halinde
demokratik hareketleri desteklemeye hazirdirlar. Godwin teo ride bir cumhuriyetci, ancak pratikte bir Whig idi, Proudhon 1848 Devrimi sirasinda milletvekili olarak Uhisal Meclis'e girdi. Bakunin secimlerin boykot edilmesini bir ilke degil, bir
strateji
olarak
savundu. Ve Ispanya'da pek cok anarsist 1936 secimlerinde Halk Cephesi'ne oy verdi ve bazi anar$ist onderler Franco'nun isyancilanna karsi savasmak icin Cumhuriyetci hukumette bakan olmaya hazirdi. Paul
Goodman, o zamandan
beri genel secimlerin
deney olabilecegini one surmus, ve belirli siyasetleri savunan adaylara oy verilmesini onaylamisur. Pek cok anarsist, ulusal degil daha cok yerel siyasete katilmaya hazirdir, citnku bu egitsel bir
yaklasim merkezsizltk ve ozerklik gorusleriyle
Hedefterme ulasmalan
da
anarsistleri bolmustur.
icin §iddet
uyum
icindedir.
kullamp kullanmamalan
Gecmiste bazilan son care olarak
rizmi savunu darken, bazilan her
durumda bansci
tero-
olmuslardir.
Hukumetler ve Devletler siddeti ve kansikhgi surdururken en saf formundaki anarsizm bans ve ozgiirliigu savunur, Ne var ki anarsistlerin cogu ezenin siddetiyle ezilenin siddeti arasinda aynm yapmis ve devrimci siddeti, Devlet'in orgutlu siddetine direnen ve sonunda onu yikan mesru bir silah olarak gorrmistiir. Bir devrim, gorece kansiz olsa da, dogasi geregi tarihin en siddetli siireclerinden biridir.
On dokuzuncu yuzyilda anarsist dusiinurler siddet sorununda bocaladdar, Godwin egitim ve aydmlanma aracihgiyla asamali ve ban§ci bir degisim umdu, ancak insanin heniiz akd yoluyla saldirgani kilicini birakmaya ikna edebilecek kadar akila
olmadigim dusundii. Proudhon, devrimi savundu ve 1848 Devrimi'ne katddi, ancak enerjisinin biiyuk kismini alternatif kurumlara yonlendirdi. Anarsistler arasinda "yikimm siirselligi"ni en cok Bakunin savundu, ama o da keyfi siddete ve yahulmis terorizm eylemlerine karsi eikti. Kropotkin daima akh kihca tercih etti ve sonunda toplumsal degisimin devrimden cok evrimlerle gerceklestirilmesinden yana oldu, ancak terorisderi mahkum etmeyi de reddetti. Sadece Tolstoy ve Gandhi banscihk konusunda kati bir tutum aldilar. Ancak Gandhi korkagin silah larma teslim olmaktansa savasmamn daha iyi oldugunu dusundii. tspanyol Devrimi sirasinda yasanan 1c Savasi Ikinci Dunya Savasi katliamimn, onu da surekh bir nukleer imha tehdidinin
W>
An(tr$izniin Ge^erlihgi
izlemesi iizerine artan sayida anarsist reformist evreler halinde
degisim yaklasrmmi benimsedi. Dogrudan eyleme hazirdirlar,
ancak bunu siddet icermeyen bir tarzda yapmak isterler, Tolstoy ve Gandhi'yle birlikte araclarm amaclardan aynlamayacagini kabul etmislerdir; araclar, olusum halindeki amaclardir. 1968 Paris isyani sirasinda eylemcilerin gozlemledikleri gibi: "Devrimci orgut, yabancilasmis formlar aracihgiyla yabancilasmaya karsi sa-
ogrenmek zorundadir." 26 Baskici araclar kullatoplum yaratmak, kahci bans, saglamak icin
vasi lamayacagim
narak ozgiir bir
kullanmak kadar imkansizdir. Pek cok modern anarsist, Devletle sadece onu daha baskici hale getirecek siddetli bir cati$maya girisecek yerde, Gustav Landauer gibi yeni iliskiler ve kurumlarla onu atil hale getirmeye ca-
5 id del
hsirlar.
Kendilerini degistirerek toplumsal iliskilerin niteligini
Hiikumet, Godwin ve Tolstoy'un gozlemledikleri
degistirirler,
gibi, fikri
temel aldigi
duguna inandigi
icin, yeterli
onun gereksiz olzaman sonumlenecektir.
sayida insan
ve destegini cektigi
Ozellikle pek cok otoriter deger icsellestirilmis ve insan lar pat-
bagimh olarak yetistirilmis, olduklari icin, bu surec ister istemez uzun ve evreler halinde olacaktir. Ancak anarsist bir toplum, butun toplum anar?istlerden Lbaret oldugu zaman gerceklestirilmi? olmayacaktir, Kurtulus, ancak bireyler kendilerini ozgurle^ttrdikleri zaman gercekle§ecektir. Mevcut toplumdakt ba^at otoriter trende ragmen, cagdas anarsistlerin cogu bir gun toplumsal hayatin ana akimim olusturacaklan umuduyla ozgur eylem alanmi genisletmeye cahsirlar. ronlara ve hukumdarlara
Zor zamanlarda, tipki Paul Goodman gibi, tehdit altinda eski yardimla§ma ve ozgur arastirma geleneklerini savunan devrimci muhafazakarlara doniisurler. Daha rahat donemlerde, ozgur bolgelerinden cikarak, verdikleri ornek ve bilge likleriyle halkin co-
gunlugunu kendi sal
liberter goruslerine
kazanmaya
olanin kisisel oldugunu bilerek kendi ozgul
baslarlar. Siya-
durumlarmdan
hareket eder, ancak orada kalmazlar. Butunun parcasi olarak, Devlet'in sinirlarmi ve kulturel engelleri a^arak insanhgi kucak-
lamaya
gahsirlar,
Anarsistler
ve reform
26
Adresse
ile
d
komunal degisim evinde pek cok oda oldugunu
devrim arasinda acik bir (ohj
[memadonale
les
travaiileurs
(30
Situarioniste, Paris, 1968.
aynm
Mayis
yapilamayacagini
1968),
Comite
Enrag^s-
896
Anarsizmin Tarihi
gayet
Devrim her $eye ragmen sadece hiz Ian dm mis. Bu nedenle liberter yonde gelisecegi gorulen buiun ha-
iyi bilirler:
evrimdir.
I
reketleri desteklerler. Iktidar piramitlerini
parcalamaya ve
gi sebekeleri gelistirmeye cahsirlar. Alternatif
Isteyerek ogrenmeyi ve
rurlar:
ihtiyactarm karsdan-
bireysel
masini tesvik eden ozgur okullar; ozyonetim ve kelerini temel alan fabrikalar; kaynaklari bir
isci
ile
sanat, akil ite imgelem, zihin
menin ustesinden gelen
denetimi
il-
havuzda toplayan,
becerileri ve senligi paylasan yerlesim birlikleri ve
lim
isbirli-
kurumlar olu^tu-
komunler.
Bi-
beden arasmdaki bolun-
ile
bir karsi ktiltur gelistirmeye cali?irlar.
Sadece efsanevi bir gelecekle degil, icinde bulunduklan zainan ve mekanla ilgilenirier; hazzin sonsuz e rtele nines in i istemezler. 1930'larda bijyiik bir hareket olan anarko-sendikalizmirt co-
kusuyle gil,
birlikte,
daha cok
anarsizmin bir
siire
kadar toplumsal bir guc de-
ki^isel bir felsefe olarak kalacagt goruldu. Ellili
ve altmish ydlarda anarsizmin yeniden dogusuyla birlikte her sey degisti. Hindistan'da Sarvodaya hareketi, Gandhi'nin kendine yeterli,
d2yonetimli koy cumhuriyetlerinden olusan merkezsiz top-
lum anlayisim
geli^tirme girisiminde bulundu. 1956'da Macaris-
tan'da patlak veren halk devrimi,
isci
konseylerine anarsist bir
oruntii kazandirdi. Yeni Sol'un belli bash
ilgi
-katihmci demokrasi, merkezsizle^me,
denetimi ve ozyone-
i$ci
alanlanmn cogu
tim gibt- merkezi anarsist temalardi. 1968'de Fransa'da meydana gelen ve genellikle anarsist nitelik tasiyan ayaklanma, gee kapitalist,
ge? yirminci yuzyil Avrupasinda ongoralmeyen, buyiik
cekli bir devrimci
mucadele ornegi
ol-
dunyada anar-
verdi. Btitun
sizmin ozellikle gencler arasinda yaygin bicimde yeniden dogusuyla birlikte, anarsizm tarihetiert, kitaplanna, hareketin vefatmi ilan ler
etme konusunda
koymak zorunda
fazla aceleci
davrandiklanni
iliraf
eden ek-
kaldilar.
Gunumiizde anarsizm hala canh ve coskulu
bir gelenektir.
Batida anarsist bireycilik daha cok liberter Sag'in dusuncesinden etkilenmistir. Sol'da sosyatizm liberter bir
zibesini
surdurmek
icin
toplumsal
yonde
gelisrnekte, ca-
yam
sira ki^isel 6z-
esitligin
gurlukle de ilgilenmektedir.
Dogu Avrupa'daki Ma rksist- Leninist liskileri
Devletler kendi ic ceyuziinden ve halkin destegini kazanamadigi icin cok-
rnustur. Eski merkezi burokrasiler lerin
dagmlmis ve temel ozgurluksaglanmasi icin yeni bir cagri yapilmi^ur. 1980'lerde, Dogu
«*)/
Anarsizmin Geccrliligi
Almanya, Cekoslovakya ve Polonya'da gerceklesen kiili-sH 0/ gurluk ve demokrasi gosterilerinin basansi, anarsist dolayli 17 lem ve genel grev taktiginin Birligi
etkinligini kamtladi. Eski Sovyciki
cumhuriyetlerinde bile Devlet'in
roll)
bir
ktz da In
i-li-sii
bicimde tartisilmakta ve Komiinist Partisi'nin onculuk 10I11 kesinlikle reddedilmektedir, 1989'da Cin'de ozerk birlikler, kt> nusma ve orgudenme ozgurlugu cagrdariyla birlikte gel ism og rel
renci esinli demokrasi hareketi, giiclu bicimde libertcrdi. reket, tanklar Pekin'in
merkezine ytiruyene kadar
Bu ha-
lidcrsiz
vc
kendiliginden halk orgullenmesinin dikkal cekici bir orm-gini olusturdu. Eski Komtinist Devletlerde yasanan toplumsal hareketlerin ana diirtusu, kapitalist Bati'yi takht etinek degil, hie
ku^kusuz daha
fazla
demokrasiye yonelmektir. Pek cok
kisi,
Marksist-Leninist merkeziyetciligin harabeleri icinde insan yuzlii
bir liberter sosyalizm
formu olusturmaya cahsmaktadir.
Anarsizm yirminci yiizyd toplumsal ve iktisadi orgutlenmesinin pek cok gercekligini reddetmi§ olabilir, ancak onun yirmi birinci yuzyd gercekliklerinin olusmasina yardimct ve bunlarla uyum iginde olacagmi gosteren belirtiler vardir. O, yuksek diizeyde sanayilesmis, merkezilesmis ve askerilesmis modern Devletlere kesinlikle kar§idir. Iktisadi
buyumeyi ve
tuketimciligi be-
nimsemez, Insanlan ve diger turieri somurmek, c^vreyi tahrip etmek ve kirletmek istemez. Tarn aksine, kisisel ozerkligi burokrasilerin, organik toplulugu kitle toplumunun, kir ve kentin dengeli butunlesmesini kirsal yoksunluk ve kentsel anominin,
guven ve dayamsma mel alan insan
esinli insan iliskilerini
korku ve oz cikan tebagtmhhk
iliskilerinin karsisina koyar. Psikolojik
ve toplumsal adaletsizlige, herkes icin tarn bir igin
son verilmesini
uyum
gelistirmek
ister.
Burjuva Sporu, Cocukluk Hastahgi ya da Utopyaci Dus?
Marx
ile
Bakunin arasinda yasanan, uluslararasi
i^ci
hareketinde
hiziplesmeye ve Birinci Enternasyonal'Ln sona ermesine yol acan §iddedi tartismalardan bu yana, Marksistler anarsizmi cocuksu ve abartdi bir dus olarak elestirmek tctn hicbir firsati ka^innami^lardir,
Cogu Marksist ipuglanni George Plekhanov'dan
al-
Plekhanov, ge^en yuz yihn sonunda, anarsizmin bir tur "burjuva sporu" oldugunu one siirmus ve "Anarsistler, devrim
mistir.
adma
gericilik davasina
hizmet ederler; ahlak adtna en ahlakdisi
898
Anar$izm\n Tarihi
eylemlert onaylarlar; bireysel ozgiirluk adina bireylerin butun
haklanni ayaklar aluna
alirlar," demistir. 27
Lenin en azindan Plekhanov'un anarsistin hayduttan ayirt edilemeyecegi temasi iizerine geiistirdigi tezi, "Filistin" ve "sakar" diyerek alaya aldt.
cadelede "en le"yi, yani
etmekle
acil,
Devlet
Aym zamanda
onu, anarsizme karsi mubakimdan en onemli mesedevrim arasindaki iliskiyi tamamen goz ardi
yakici ve siyasal
ile
elestirdi. 28
Ancak, "burjuva devleti"ni yikmanm zorunlu oldugu konusunda anargistlerle aym gortiste otan Lenin, merkezi bir Devlei'te proletaryanin diktatorlugunii savundu ve anarsizmi, bir cocukluk hastaligi olan sol komunizmin bir baska formu olarak kucumsedi, 29 Tarihci Alexander Gray de anarsistteri benzer bictmde lanetledi. Gray bir yargic tavnyla soyle diyordu: "Anar-
cocuk yuvasi disinda
guven uyandirmayan oldukga zecocuk tiirudiir." 30 Anarsistlerin "olgunlasmamis" oldugunu dogrulayan ve insanlara haylaz cocuk muamelesi yapan bu elestirilerin, ciddi bir ciirutme cabasim hak etmeyecek kadar anlamsiz oldugu aeiktir. Daha gecerli bir elestiriye gore, anarsizm utopyacidir. Bilimsel olmayan sosyalizmin butun formlarma "utopyaci" diyerek saldisist,
fazla
ki ve hayal gucti gelismis bir
ran
en
Marx ve Engels'ten bu yana anarsizm, hayali ve durumda romamik bir dus, en kotii durumda
iyi
fantezi olarak kuctimsenmistir,
hayalperest, lehiikeli bir
Anarsizmin utopyaci diisiinceyle
mukemmellik ozlemini paylastigi ve mutlak ozgiirluk idealisavundu gu dogrudur. Anarsist gelenek icinde siirekli Mesihci ve binyilci bir damar da vardir. Ozgiir Ruh Kardesligi ve ortacag Anabaptistleri gibi pek cok anarsist aknn, mtikemmel ozgiirluk ve tarn bir esitlik toplumunda yeryuzu cennetini yaratmayi ummuslardir. Hukumdarlara ve Devlet'e karsi verilen savas genellikbir ni
le iyi ile kotii
rulmtistur. anarsistler
arasinda bir kozmik oranlar mucadelesi olarak go-
Buytik
kendi
toplumsal
altust
ideallerini, ozellikle
oiuslar
sirasinda,
bazi
devrimler sirasinda Ispan-
ya ve Meksika'daki koyiu topluluklannda dinset bir coskuyla ger
27
her seyin anstzm siddetli bir yikim coskusu icinde donu^tuF. Plechanoff,
Anarchism and Socialism, ctv. Eleanor Marx Aveling,
Kerr, Chicago, 1912,
s.
141, 148.
28
Lenin, Slau and Revolution,
29
Bkz, Lenin, "Lelr-Wing",
30
Gray, The Socialist Tradition,
124.
s.
Communism. An s.
380.
Infantile
Disorder (1920).
C H
H')H
Anar$iz>nin Geqerliligi
gu, kiyameti andiran bir devrim anlayisi olusmustur. Anarsizmin, belirli bir zarrtan dilimi icinde ozgiir bir tnp-
lum kurmayi simdiye kadar basaramamts olmasi utopya
iddiasi
Anarsizm hie kuskusuz mevcut merkezi ve liiyerar sik Devletlerden tamamen farkh, baskici ve merkezci olnwyan bir toplum anlayisim temsil eder. Onun tarn ozgiirluk ideali de -
ni destekler.
etmek
asla gerceklestirilmemis ve tarn olarak ifade
dece hayal ediiebilmistir. Ve anarsist
gerekirsc, sa-
ideali gercekleslirmek icin
pek cok girisimde bulunulmussa da, ozellikle Rus ve Ispanyol devrimlerinde anarsizmi pratige gecirmek icin yapilan embriyonik deneyimler daha buytik gucler tarafindan ezilmistir. Bununla birlikte, anarsizmi sadece tarihsel bir basansizlik ve utopyaci bir dus olarak kucumsemek fazla bir sey anlatmaz.
On dokuzuncu
yuzyilin anarsist dusiinurleri, Bakunin ve Kro-
potkin, utopyacihk suclamasi kar§tsmda, kendi toplumsal felsefelerinin insan psikolojisi ve doga yasalanyla uyum icinde ve
oldugunu israrla vurguladilar. Bakunin Strateji ve konusunda Marx ile tartismasina karsin, tarihsel maddeciligin farkli bir Uirtinu benimsedi. Kropotkin de, doga ve "bilimsel"
Devtet'in rolu
toplumdaki mevcut egilimlerin anarsist ideali destekledigini ve o yonde gelismekte oldugunu one siirerek, kendi anarsist inanglarinin bilimsel karakterini siirekli olarak vurguladi.
Bu mekanik
ve belirlenimci yaklasimi elestiren Malatesta'dan bu yana anarsistler, toplumsal degisimde insan bdinci ve iradesinin roliinu
daha
fazla
vurgulama egilimi gostermislerdir, Oteki "utopyaci" sunmayi
dusuniirierin aksine, ayrtntih bir 6zgiir toplum tasansi tutarh bicimde redd etm isle rdir. Anarsistler utopyaci gelenegin
bazi
otumtu yonlerini de
Utopyacihgi reddeden kati bir "ger?ekci", statiikoya karsi one surulen her alternatifin degerini cogu kez hie de ger^ekci olmayan bir tarzda dusiirmeye cahsir. Oscar Wilde'tn gozpaylasirlar.
lemledigi gibi:
Utopyayi kapsamayan bir dunya
haritasi,
insanltgin her
zaman
uzerinde yasadigi bir iilkeye yer vermedigi icin bakmaya degmez.
Ve daha
iyi
bir ulke arayan insanhk orayi goriinee
ulasmak
icin bir
an once yelkenleri agar, llerleme ucopyalann gerceklesmesidir.
3]
Wilde, "The Soul of
Man under
Socialism", pp.
cil, s.
34,
J1
900
Anarsizmin Tarihi
Utopyaci dusimce ozellikle bizimkinden
farkli bir
toplumu can-
landiracak imgeleme sahip oldugu igin degerlidir,
Bunu yaparak ve somut alter-
mevcui toplumun ortuk varsayimlarim sorgular Ugruna miicadele edilecek bir ideal ve surekli gozden gecirtlen bir hedef saglar. Aynca uzun sure hayali ya da imkansiz olma anlaminda utopyaci goriiien sey, yuzyihmizda bir natifler sunar,
gerceklik haline gelmistir. Anarsizmi "en bir luks" ya
iyi durumda romantik da "gelecek icin aci bir cighk" olarak ktigumsemek,
ozenden tamamen yoksun bir onyarginin ifadesidtr. 32 Utopyaci sozunun bir hakaret ya da bir lanetleme olmasi gerekmez, ancak anarsizm pek cok bakimdan utopyacihktan uzaktir, Kendi idealini hem simdi hem de gelecekte gergeklestirmek igin mevcut toplumun acik bir elestirisini yapar ve tutarli bir felsefi
stratejiler dizisi sunar,
mel
alir,
Toplum
Saglam
bir insani potansiyel anlayisinr te-
igindeki liberter egilimleri bulup cikarmaya ga-
hsir ve bunlann gelecekte tarn olarak gelisebilecegine inanir. Gegmism, ozellikle daha erken Devletsiz loplumlann deneyimlerinden yararlanir ve bu toplumlann en iyi nitelikierinin gelecekte daha liberter bir yonde donusturtilememest icin higbir neden gormez. Eski isbirligi oruntulerini modern bireysellik du§uncesiyle birlestirir.
Kusaklan bilinmeyen
bir gelecege ya
da bireyleri
buyiik bir davaya feda etmekten uzak olan anarsizm, gundelik Ui$kilerin
hemen
degistirilebilecegini
ve 6z belirlenim idealinin
mu
yam
sira bir
one
surer. Kisisel kurtulus
toplumsal degisim platfor-
sunar. Anarsist bir toplum simdilik
muhtemel
olmayabilir,
azinhk dusuncesi olmaya devam etmektedir, ancak uygunsuz ya da imkansiz oldugu soylenemez. ciinkii hala bir
Otoriter trend
dunyamn pek cok kesiminde
siirdururken, Colin Ward,
hakh
hakimiyetini
olarak, "kendisini otoritesiz or-
gutieyen bir anarsist toplum, tipki kann altindaki
tohum
gibi
varligmi surdurur" gozleminde bulunmustur. 3i Piramit gibi degil
de sebekeler halinde orgiirienen, goniillu, gecici ve kiiciik olan grup ve birliklerde bunu gormek mumkundur. Anarsist
btitiin
toplum, kati bir kurallar kitabindan gok uyeler arasindaki sempatiyi temel alan; jole halinde degil akis hahnde olan gruplann icinde otusur. Yardimlasma ve dogrudan eylem orgutlerinde, kooperatiflerde, 32
Old Anarchism and the New-Some Comments", Anarchism si. Ward, Anarchy in Action, op. cif, s. 11. Apter, 'The day,
33
ogrenim sebekelerinde ve toplulrak eylemlerinde To-
Anarfizmin
bicimlenmeye
durumlar,
baslar. Acil
iJOl
Ge<;erUligi
afetler,
grev ve devrimler
halk kendisini Devlet'in disinda orgtitledigi zaman
sirasinda
kendiliginden otusur.
Anarsizm utopyaci olmakla suclanmadigi zaman,
buyiik
bir teorik 6z tasimayan sig bir ogreti olarak kiigumsenir. Bir
doktrinden cok bir ruh
hali, ciddi bir
toplumsal felsefeden cok
formu olarak sumilur. Bu, anarsizm karsiti filozollardan cok tarihciler tarahndan one siirtilen bir gorustur. Ornegin, tarihci James Joll "anarsist felsefenin bir olgiide tutarsiz dogabir terapi
si"ndan soz etmis ve yasayan bir anarsist gelenek varsa, bunun "psikolojik ve insan mizacindan kaynaklanan tutumlar"da aran-
masi gerektigini one siirmustur. 34 Anarsizmin hie olmazsa toplumsal bir hareket olarak gi tarihsel
onemi kabul eden
Hobsbawm
tarihci Eric
"Kropotkin disinda, anarsist olmayanlann
mistir:
bilecekleri bir anarsist teorisyen
Hobsbawm'a
ilgiyle
dusiinmek kolay
tastdi-
sOyle de-
okuya-
degi!dir." J5
gore, "anarsist teorinin hicbir gercek entelektuel
yeri" yoktur ve sosyalizme
yegane yararh
katkisi, elestirel ogesi
olmustur, Andalucia'daki "ilkel" anarsizm tizerine incelemesinde,
Hobsbawm, anarsizmin
olum
mahkum
olarak
tarihsel
boyutunu vurguladi ve onun
halindeki ideolojisi oldugunu one surdii.
Anarsizmin tun
dinsel
edilmis zanaatkarlarm ve koylulerin
asm
belirli bir
ideolojiler gibi,
mizac
tipini cezbettigi kesindir.
Bu-
anarsizm de kiyameti andiran bir dev-
rimle kendi kisisel sorunlanna coziim arayan, yasadisi olmaktan ve sug islemekten zevk alan dengesiz bireylerden payina duseni ahr,
Ancak bunlar
istisnadir. Anarsistlerin
rensel bir dzgurltik, sevgi ve
buyiik cogunlugu ev-
bans anlayisindan
esinlenir.
Bu
ide-
al ugruna, toplumun kiyilannda, surekli bir protesto ve acik isyan halinde yasayarak kendi ayncahklanndan ve rahatlanndan vazgecmeye hazir olmuslar, zaman zaman bindikleri dali kese-
cek kadar
ileri
gitmislerdir.
Anarsist ideal gok gesitli insanlan cezbetmistir, Kendi ilkelerini
mantiksal sonuglarma ulastirmak isteyen, uzlasmasiz bir
ahlaki durusu
benimsemeye hazir olan
entelektiiellere sahiptir.
Yaraticihgi ve kendiligindenligi vurgulayan anarsist, sanatsal oz-
"Anarchism-a Living Tradition", Anarchism Today,
34
Joll,
35
Hobsbawm,
"Reflections
on Anarchism" (1969),
ravy Essays, Weidenleld and Nicolson, 1973,
5.
s.
225,
Revo/ud'ondrrcs:
83.
ConUniyo-
Anarf-izmin Tarihi
902 gurliik isteyen, kendi
oziem ve duygularmi
ifade
etmek
icin yeni
formlar yarattnaya cahsan pek 90k postempresyonist, Dadaist ve
Anarsizm kendileri
Surrealist sanatciyt cezbetmistir.
mek
igin dusiin-
isteyen ve otoriteyi sorgutayan, tarihin baskici ytikunden
kurtulmak ve yeni bir diinya yaraimak isteyen gen^lerin ne hitap eder.
yiiregi-
Anarsistler, Marksist dusiinurlerin cetrefil ve skolastik tar-
tismalanna kesinlikle katdmamislardir. Stirner disinda klasik anarsist dusunurler, kendi temel ilkelerini acik ve bastt bicimde
etme konusunda dikkatlidirler. Felsefi anarsistler dtsinda, kapah entelektuelden cok anlayish isci ya da koyluye hitap etmeyi tercih etmislerdir. Ancak anarststlerin teoriyie oteki sosyalistler ya da liberallerden da ha az itgilendiklerini soylemek yanhs ifade
olacaktir. firsatlar
Tam
aksine, kendi ilkelerini pratige ge^irebilecekleri
gorece az oldugu
buyuk
icin, enerjilerinin
bir
kismmj
du$iince alanina ayirmislardir. Bazi cagdas anarsistler teoride kisa,
soylemde uzun
olsalar da,
bunun nedeni
anarsist felsefenin
yoksullugu degii, anarsizmin entelektiieller dunyasimn disinda
cok genis
bir
kesimden destek saglamis olmasidir.
Ytizeysel gozlemcilerin
du§undugu
cocuksu, sal ve
gibi,
utopyaci bir lantezi olmaktan cok uzak olan anarsist dusunce, yeni ara$tirmalann
umut
bicimde kanitladigi
verici
gibi, derin,
karma:; lk ve inceliklidir. Bir kisisel yasama doktrininin otesindedir.
Ahlaki ve siyasal felsefenin pek 90k temel kaygisini sorgular
ve bu konularda yanitlan vardir. Yakici guncel sorunlarla
ilgile-
Sonuc olarak anarsizm modern cagm en onemti ve uyanci entelektiiel akimlanndan biridir. Anarsistler iyimser olmaktan utanmazlar. Pek cogunun iyimserligi, dogamn kendi kendini duzenleyisini, toplumdaki nir.
kendiliginden cikarlar yetini temel ahr.
Bu
uyumunu
ve insanhgm potansiyel
inanclar, icinde yasamakta
ve endise caginda saldin altinda olabilir,
nacak kadar degerlidir ve
ama gene de
asla butiinuyle
cegimizin haritasmi ctkarabilir. Anarsizm
bul edilebilir bir
felsefe olarak
iyi ni-
oldugumuz
kriz
dikkate ah-
kanitlanamasa da geleiki
bucuk
binyildir ka-
bizimle birlikte olmustur. Top-
lumsal bir hareket olarak biiyuyecegini ve gelecek binyil icinde bir
dusunce ve var olma
tarzi olarak
cok daha
guclii
bicimde ge-
lisecegini gosteren belirtiler vardir,
Anarsizm sadece nihai
zamanda giderek imha ve ekolojik felaket tehli-
bir ideal degil, ayni
artan pratik bir imkandir. Nukleer
Anar^izmin
kesinden kurtulabilir,
iki ates
Ge^erliiigi
HQ\
arasindan, gurleyen kapiializtn
ile
sosyalizmden siynlabilirsek, ozgur bir goreli bolluk lophimunun dogayla uyum icinde var oldugu, ozgur bireyin lalcpk-otoriter
o iilkeye ulasabiliriz, Vasadt^imiz sure icinde oraya ulasamasak da, prangah kolelerin uhnadigi ve kendi yolunda giden albatroslann vurulmadigi ufuklara dogru hep birlikte yelken acabilir, en azindan seyahatin keyfini ctkarinin genel dayanismayla uzlastigt
rabiliriz.
Segilmi§ Kaynakga
Antolojiler
Berman, Paul,
(der.),
New York, Ehrlich,
ge
Howard
&
Quotations from the Anarchists, Praeger,
1872. j.
ve ark. (der), Reinventing Anarchy, Routled-
Kegan Paul, 1979.
Guerin, Daniel, (der.), Ni Diea
hhme, 4 c, Maspero, Horowitz, Irving
L.,
ni Maitre: Anthologie
de I'anarc-
Paris, 1972.
(der.),
The Anarchists,
Dell,
New
York,
1964.
Krimerman, Leonard Anarchy:
Anchor,
A
New York,
Shatz, Marshall
tam.
New
ve
I.
Lewis
Perry,
(der.),
Patterns
of
Collection of Writings on the Anarchist Tradition,
1966.
$., (der.).
The Essential Works of Anarchism, Ban-
York, 1971.
Woodcock, George,
(der.), The Anarchist Reader,
Fontana, 1977.
Genel
Alexander, Y, ve K. A. Myers, (der,), Terrorism
in
Europe,
Groom
Helm, 1982. Apter, David E. ve James Joll, (der.). Anarchism Today, MacmilIan, 1971.
Arias de la Canal, Fredo, La Revolution Mexicano fue anarquista: Flores
Magdn, poeta revolucionaria, G. de Anda, Mexico,
1977.
Arvon, Henri, LAnarchisme, Presses Universitaires de France, Paris,
1977.
Arvon, Henri, L'Anarchisme au XXe de France,
siecle,
Presses Universitaires
Paris, 1979,
Arvon, Henri, Les Libertarians americains: de Vanarchisme dualiste a
lanarcho-tapitalisme,
Presses
indivi-
Universitaires
de
France, Paris, 1983.
Avrich, Paul, The Russian Anarchists, Princeton University Press, Princeton, NJ, 1967.
Avrich, Paul, Kronsladt 1921, Princeton University Press, Princeton, NJ, 1970.
Avrich, Paul, (der.), The Anarchists
in
the Russian Revolution,
Cornell University Press, Ithaca, NY, 1973. Avrich, Paul, Bakunin and Nechaev, Freedom Press, 1973. Avrihc, Paul,
An American
Anarchist: The Life of Voltairine de
Cleyre, Princeton University Press, Princeton, Nj, 1978.
Avrich, Paut, The Modern School Movement: Anarchism and Education in the United States, Princeton University Press, Prin-
ceton, NJ, 1980.
Avrich,
Paul,
The Haymarket Tragedy,
Princeton
University
Press, Princeton, NJ, 1984.
Avrich,
Paul, Anarchist Portraits,
Princeton
University Press,
Princeton, NJ, 1988. Avineri, Shlomo, Karl Marx: Social and Political Thought,
Camb-
ridge University Press, Cambridge, 1971.
Bachelin, Henri, P. -J. Proudhon, social isie national, Paris, 1941. Bailie,
William, Josiah Warren: The First American Anarchist,
Small, Maynard, Boston, 1906.
Secilttiis
Barber, Benjamin, Superman and
and
W7
KaynaUca
Common
Men; Freedom, Ahum hy
Harmonds worth, Government, Kahn
the Revolution, Penguin,
Barclay, Harold, People without
1972.
&
and
Averill
Cienfuegos Press, 1982. Barker, Ernest, Principles of Social and Political Theory (1951),
OxEord University Press, Oxford, 1967. Barker, Jeffrey M., Individualism and Community:
Marx
Greenwood
and Early Anarchism,
7'Jir
State in
New
Press,
York,
1986.
Barm, Jean, What
is
Situationism?,
Unpopular Books, 1987.
Bayer, Osvaldo, Anarchism and Violence: Severino di Giovanni in Argentina, 192.3-31, Ing. cev. Paul Sharkey, Elephant Editions, 1986. Bell,
Thomas, Edward Carpenter: The English Group, Los Angeles, 1932.
Tolstoi, Libertarian
Benello, George ve Dimitri Roussopoulos, (der), The Case for Participatory Democracy,
Grossman,
New York,
Bernal, Martin, Chinese Socialism to 1907,
1971,
Cornell University
Press, Ithaca, 1976.
Bhauacharyya, Buddhadeva, Evolution of the
Political Philosophy
of Gandhi, Calcutta, 1969.
Bolloten, Burnett, The
Grand Camouflage: The Communist Conspi-
racy in the Spanish Civil
War
(1961), Pall, Mall, 1968.
Bondurant, Joan V., Conquest of Violence: The Gandhian Philosophy of Conflict, Princeton University Press, Princeton, NJ, 1958.
Borkenau, Franz, The Spanish Cochpit, Faber
Godwin and
Brailsford, H. N., Shelley,
versity Press,
& Faber,
their Circle,
1937.
Oxford Uni-
Oxford, 1945.
Brenan, Gerald, The Spanish Labyrinth, Macmillan,
New
York,
1945.
Brissenden, P.
F.,
Columbia
The
I.
W. W.:
University Press,
'Brogan, D. W., Proudhon,
A Study of American New York, 1920.
Hamish Hamilton,
Syndicalism,
1934.
Broue, Pierre ve Emile Temine, The Revolution and the Civil in Spain, MIT Press, Cambridge, Mass., 1970.
Brown, Barratl son, 1934.
A., (der.),
Great Democrats, Nicholson
&
War Wat-
908
Anarsizmin Tarihi
Brown, Bernard
E., Protest in Paris:
Anatomy
of a Revolt, General
Learning, Morristown, NJ, 1974. J, B., A History of Freedom of Thought (1913), Blackham, Oxford University Press, Oxford, 1952.
Bury,
Cahm,
der.
H.
J.
ve V. C, Fisera, (der.), Socialism and Nationalism, Spo-
E.
kesman, Nottingham, 1978, Carlson, Andrew, Anarchism
in
Germany
1:
The Early Movement,
Scaresrow, Metuchen, NJ, 1972. Carr, E. H., Michael Bakunin, (Macmillan, 1937),
2.
bsk.
New
York, 1975. Carr, E. H., Studies
Carr,
in
Revolution, Macmillan, 1950.
The Romantic
H.,
E.
Exiles,
Penguin,
Harmondswonh,
1949. Carr, Reg, Anarchism" in France; The Case of Octave Mirbeau,
Manchester University Press, Manchester, 1977. Carroll, John, Break-out
from the Crystal Palace: The Anarcho-
Psychological Critique: Stinier, Nietzsche, Dostoevsky, Rout-
Kegan
ledge &r
Paul, 1974.
Carter, Aprii, The Political Theory of Anarchism, Routledge
& Ke-
gan Paul, 1971. Carries, Alice ve
Freedom Casas, Juan
John Zerzan,
(der.), Questioning Techonology,
Press, 1988.
Gomez, Anarchist Organization: The History
of the
FAI, Black Rose Books, Montreal, 1986.
Caute, David, Sixty Eight. The Year of the Barricades, milton, 1988.
Cohn, Norman, The Pursuit lenarians
Hamish Ha-
of the Millennium; Revolutionary Mil-
and Mystical Anarchists
in the
Middle Ages (1957)
Paladin, 1984.
Cole, G, D. H., ners,
A
History of Socialist Thought,
Macmillan, 1953,
c.
11:
I: The ForerunMarxism and Anarchism, Mac-
c.
millan, 1954.
Confino, M., Violence dans ev, Paris,
la violence;
Le dehat Bakounine - Neca-
1973.
Conquest, Robert, Lenin, Fontana, 1972.
Compte rendu analytique des stances du congres anarchiste tenu Amsterdam, 24-31 aout, 1907,
Paris, 1908.
d
5ef ilmij Kaynakt;a
Compte rendu du Vlllime congres
Crump, John,
<)0'J
general, Berne, Berne,
Origins of Socialist Thought in japan,
1
870.
Cruum
Mrliu.
1983.
D'Agostino, Anthony, Marxism and the Russian Anardihls, ter-
minal Press, San Francisco, 1977.
Damico, Linda logy,
Lang,
H.,
The Anarchist Dimension of Liberation theo-
New
York, 1986.
De Leon, David, The American as Anarchist; Reflection* on Indigenous Radicalism, John Hopkins University Press, Baltimore, 1978,
De Souza, Newton
O
Stadler,
Cecilia, Rio
anarquismo da Colonia
de Janeiro, 1970. Doctor, Adi Hormusji, Anarchist Thought
in
India, Asia Publis-
hing House, Bombay, 1964. Doctor,
Adi Hormusji, Sarvodaya: A
Study, Asia Publishing House,
Dolleans, Eduard, Proudhon versiiaires
et
Political
Bombay,
la Revolution
and Economic
tarihsiz.
de 1848, Presses Uni-
de France, Paris, 1948.
Dostoevsky, Fyodor, Notes from the Underground, Penguin, Har-
mondsworth, 1977. Drinnon, Richard, Rebel
in
Paradise:
A
Biography of
Emma
Gold-
man, Chicago University Press, 1961; yeni bsk. Chicago, 1982.
A
Dubofsky, Melvyn,
History of the Industrial Workers of the
World, Quadrangle, Chicago, 1969.
Dubois, Felix, Le
Peril anarchiste, Paris, 1894.
John W., Anarchists and Communists in 1935, University of Texas Press, Austin, 1973.
Dulles,
Brazil,
1900-
Ellmann, Richard, Oscar Wilde, Hamish Hamilton, 1987. Eltzbacher, Paul, Anarchism; Exponents of the Anarchist Philo-
sophy (1908), Libertarian Book Club,
Esenwein, George
Movement
in
R.,
New York,
1960.
Anarchist Ideology and the Working Class
Spain,
1868-1898, University of California
Press, Berkeley, 1989.
Falk, Candace, Lore,
Anarchy and
hart &r Winston,
New
Emma
Goldman, Hoik, Rinen-
York, 1985; gozden gecirilmis bsk,
Rutgers University Press,
New Brunswick,
1990,
Fernbach, David, (der), The First international and After, Penguin,
Harmondsworth, 1974.
Ana r$ km in
910
Hugo
Ferreira,
Ten
Gtl ve Michael
W.
Marshall, Portugal's Revolution:
Cambridge University
On,
Years
Tdrifii
Cambridge,
Press,
1976. Ferrer, Pai, Durruti, Planeta, Barcelona, 1985,
Fleming, Marie, The Anarchist
Way
to Socialism; Elisee
19th-century European Anarchism,
Fishman, W.
East
J.,
End Jewish
Croom Helm,
Reclus and
1979.
Radicals 1875-1914, Duckworth,
1975.
Footman, David,
ce,
Watts,
Civil
War
in Russia,
Faber
New
Fromm,
1961.
York, 1975.
Freedom: A Hundred Years, October 1886
dom
& Faber,
D., Anarchism: Political Innocence or Social Violen-
Forman, James
to
October 1986, Free-
Press, 1986.
Kegan Paul,
Erich, The Fear of Freedom, Routledge &r
1960.
Garaud, Gibbs,
R.,
L'Anarchie
et la repression, Paris,
Freedom and
Benjamin,
1895,
Liberation,
Sussex
University
Press, Brighton, 1976.
Goehlert, Robert ve Claire Herczeg, Anarchism:
Vance Bibliographies, Monttcello,
Illinois,
A
Bibliography,
1982.
Gombin, Richard, The Radical Tradition, Methuen, 1978. Gombin, Richard, The Origins oj Modern Leftism, Penguin, Harmondswotrh, 1975. Gomel, Alfredo, Anarawismoy anarcosiiiditaiismo en America Latina, Ruedo Iberico, Paris, c. 1980. Goodman, Mitchell, (der.). The Movement toward a New America: The Beginning oj a Long Revolution, Knopf,
Goodway, David, tice,
(der.),
New
York, 1970.
For Anarchism: History, Theory and Prac-
Routledge, 1989.
Gray, Alexander, The Socialist Tradition (1946), Longmans, 1963. Gray, Christopher, (der.), Leaving the Twentieth Century: The Incomplete
Work
oj the Silwationist International, Free Fall,
1974.
Gray, Jack, Modern China
in
Search oj a Political Form, Oxford
University Press, Oxford, 1969.
Greagh, Ronald, L'Anarchisme aux Etots-Unis, 2 c, Didier Erudition, Paris, 1986.
Gregg, Richard
& Sons,
B.,
1938,
The Power of
S on- Violence, George
Routledge
Secilmi$
Kaynakca
Gregory, Walter, David Morris
ve Anthony Peters,
I
he Shallow
I
Crave, Victor Gollancz, 1986.
and Irony: A Prelude
Hall, David, Eros
State University of
Hamon,
to Philosophical
New York, New
Anon
(iimh.
York, 1982.
A,, Psychologie de I'anarchiste-socialiste, Paris, IK95.
Hampton, Christopher, (der,), A Radical Reader. The Struggle jo> Change in England 1381-1914, Penguin, Harmondsworili, 1984.
Hardy, Dennis, Alternative Communities
in
Nineteenth-Century
England, Longman, 1970,
Harmel, Claude, Histoire de
ons Hart,
Champ
1'anarchie:
Des origines a 1880, Editi-
Libre, Paris, 1984.
John M., Anarchism
&
The Mexican Working Class 1860-
1931, University of Texas Press, Austin, 1978.
Herbert, Eugenia, The Artist
and
Social Reform: France
um, 1885-1898, Yale University Press,
New
and
Belgi-
Haven, 1961.
Heredia, Luis, El Anarquismo en Chile (IS97-I931), Antorcha,
Mexico, 1981. Herzen, Alexander, Hill.
My
Past
and Thoughts, 6 c, 1924-7.
Christopher, The World Turned Upside Down: Radical Ideas during the English Revolution (1972), Penguin,
Harmond-
swonh, 1975. Hobhouse,
L. T., Liberalism,
Hobsbawm, cial
Williams
& Norgate, tarihsiz,
E. J., Primitive Rebels: Studies in
Movement
in
the J9fh
Archaic Forms oj So-
and 20th Centuries, Manchester
University Press, Manchester, 1959.
Hobsbawm, Hobsbawm, feld
&
E. J., Bandits, E.
).,
Weidenfeld &r Nicolson, 1969.
Revolutionaries: Contemporary Essays,
Weiden-
Nicolson, 1973.
Hoffman, Robert Theory oj
L.,
P. -J.
Revolutionary Justice: The Social and Political
Proudhon, University of Illinois Press, Urba-
na, 1972.
Hoilingdale, R.J,, Nietzsche, Routledge &r
Kegan Paul, 1973.
Holton, R.J. British Syndicalism, J900-I9J4, Pluto Press, 1973,
Holterman, Thorn ve Henevan Maarsween, Law and Anarchism, Black Rose, Montreal, 1984. Holton, R.J,, British Syndicalism, 1900-1 914, Pluto Press, 1975,
Anarsizmin Tarihi
912
Home,
Stewart, Tlie Assault on Culture: Utopian Currents froi
Lettrisme to Class War, Aporia Press
&
Unpopular Book:
I:
Origins 1860-1881
1988.
R„ The Italian Socialist Movement, Van Nostrand, Princeton, 1958.
Hostetter,
Humphreys, Christman, Buddhism, Penguin, Harmondswortr 1971.
Hyams, Edward, Pierre -Joseph Proudhon: His Revolutionary Mind and Works, John Murray, 1979. Joseph, Elisee and Elie Reclus:
Ishill,
In
Lift
Memoriam, Berkeley He
ights, 1927.
Jenning, Jeremy R, Georges Soreh The Character and Developmen ,
of his Thought, Macmillan, 1985,
Jerome, Judson, Families oj Eden: Communes and the hism, Seabury, Joll,
New
New Anarc
York, 1974.
James, The Second International 1889-1914, Weidenfeld £ Nicotson, 1955.
Jones, Leslie A., Die Digger Movement 1649,
Hyde Park Pamplet
tarihsiz.
Kafka, Franz, The Castle, Penguin, Harmondsworth, 1966.
Kaminski, H.
E,,
Michel Bahounine: La vie d'un rcvolutionnair
(1938) Betibaste, Paris, 1971.
Temma, Anarchists of Andalusia (1868-1903), Princetor University Press, Princeton, NJ, 1977.
Kaplan,
Kaufmann, Walter, list,
Nietzsche: Philosopher, Psychologist, Awtich
Princeton University Press, 1974.
Kedward, Roderick, The Anarchists, Macdonald, 1971. Kelly, Aileen, Mikhail Bakunin: tics oj
A
Study
Kern, Robert W,, Red Years/Bkch Years. nish Anarchism
man
09J
Kline,
A
Political History oj
Spa
1-1937), Institute for the Study of Hu-
Modem: A
Life of
Herbert Read, Weidenfelc
Nicolson, 1990.
Gary W., The
Individualist Anarchists,
Klossowski, Pierre, Sade
Knabb,
Psychology and Poll
tssues, Philadelphia, 1978.
King, James, The Last
&
in the
Ufopianism, Clarendon Press, Oxford, 1982.
mon
New
York, L987.
procha'm, Seuil, Paris, 1947.
K., (der.), Sifualionisf International Anthology,
Public Secrets, Berkeley, 1981.
Bureau
o:
Setilmis
Kaynah;a
Kravchinsky, Sergei, Underground Russia, Kublin,
Hyman, Asian
<)|
New York,
(
188'">.
Revolutionary, Princeton University Puss,
Princeton, NJ, 1964.
Lang, Olga, Pa Chin and
his Writings,
Harvard Univcrsiiy Puss,
Cambirdge, Mass., 1967. Lehning, Arthur, Anarchisme
et
marxisme dans
la revolution mis-
se, Spartacus, Paris, 1971.
Leighton, Patricia, Re-ordering the Universe: Picasso and Anarchism, 1897-1914, Princeton University Press, Princeton, NJ,
1989. Leval, Gaston, Collectives in the Spanish Revolution, Ing. gev. Ver-
non Richards, Freedom Limeux,
Pierre,
Du
Press, 1975.
Liberalisme a I'anarcho-capitalisme, Presses
Universitaires de France, Paris, 1983.
Lenin, V.
'Lejt-Wing
1.,
J
Communism, An
Infantile Disorder,
Fore-
ign Languages Press, Peking, 1965,
Lenin, V. L, The State and Revolution, Foreign Languages Press,
Peking, 1965. Lenin, V. l„ The State, Foreign Languages Press, Peking, 1965.
Fantasy of Reason: The Life and Thought of William Godwin, Routledge &r Kegan Paul, 1980.
A
Locke, Don,
Two Treaties of Civil Government, Dent, Longmore, C, The 1WA Today, DAM - 1WA, 1985, Locke, John,
Lubac, Henri de, The Un-Marxian
Sheed
& Ward,
Socialist:
A
1936.
Study of Proudhon,
1948.
Lunn, Eugene, The Prophet of Community; The Romantic Socialism ofGustav Landauer, University of California Press, Berkeley,
Mackay,
J.
CA, 1973. H.,
Max
Stirner, sein
Leben und sein Werh, Berlin,
1898.
Mackay, J, H., The Anarchists: a Picture of Civilization at the Close of the Nineteenth Century, lng. cev. George Schumm, Benj. R.
Tucker, Boston, 1891.
Mailer, P., Portugal:
The Impossible Revolution,
Solidarity, 1977.
Maitron, Jean, Histoire du mouvement anarchiste en France (18801914), Societe Universitaire, Paris, 1951; 3 bsk., Le Mouve-
ment anarchiste en France, 2 c.,lvlaspero, Paris, 1975. Makhno and the Russian Civil War, Mac-
Malet, Michael, Nestor millan, 1982.
914
Anarsizmin Tarilu
Manuel, Frank, The Prophets of Cambridge, Mass., 1962.
Paris,
Harvard University Press,
Marsh, Margaret, Anarchist Women, 1870-1920, Temple University Press, Philadelphia, 1987.
Marshall, Peter, William Godwin, Yale University Press, Londra ve New Haven, 1984. Marshall, Peter, (der.), The Anarchist Writings of William Godwin, Freedom Press, 1987. Marshall, Peter, (der.),
Damon and
Delia,
by William Godwin, Ze-
na, Croesor, 1988.
Marshall,
Peter,
William Blake:
Visionary Anarchist,
Freedom
Press, 1988.
Marshall, Peter, lancz, 1987;
Cuba
Libre: Breaking the
Unwin Paperbacks,
gozden gecirilmis Ispanyoka
ton, 1988;
Chains? Victor Gol-
1988; Faber
&
Faber, Bos-
bsk., Diana,
Mexico
City, 1991.
Martin, James alist
J.,
Men
Anarchism
against the State: The Expositors of Individu-
in
America, 1827-1918 (1953) Ralph Myles,
Colorado Springs, 1970, Masters, Anthony, Bafcunin; The Father of Anarchism, Saturday Review Press, New York, 1974.
Maurer, Charles B„ Call
Gustav Landaner,
to Revolution:
Wayne
State
The Mystical Anarchism of University
Press
Detroit
1971.
Marx, Karl, The Poverty of Philosophy, International Publishers, New York, 1963.
Marx
&
Engels, The
Communist
Manifesto, der. A.
P.
J.
Taylor,
Penguin, Harmondsworth, 1967.
Marx
& Engels, Selected Writings, Lawrence & Wishart,
& Engels, The German Ideology, der. & Wishart, 1970.
Marx
Marx, Engels
1968.
C.J. Arthur, Lawrence
&
Lenin, Anarchism and Anarcho-syndicalism: Selected Writings, der. N. Y. Kolpinsky, International Publishers,
New York,
1972.
McKercher, William, Libertarian Thought England, Garland Press, 1987.
in
Nineteenth-Century
McLellan, David, The Young, Hegelians and Karl Marx, Praeger, New York, 1969.
'"''
Scfiimts Kaynaltca
Communes
Melville, Keith,
New
Mendel, Arthur
Counter-Culture,
Morrow
i)iu!l.
Michael Bahunin: Roots of Arwalv/'M'. lin-
P.,
New York,
ger,
in (he
York, 1979.
Merquior,
J.
1981.
G., Foucaulf,
Fontana
Press, 1985, 2. bsk.,
l l
»l
H
.
Rulos. UnMiddleton, John ve David Tait, (der.), Tribes Without Kegan Paul, 1958. lit ledge
&
Miller, David, Anarchism, Dent, 1984. Press, ChicaMiller, Martin A., Kropoffein, University of Chicago
go, 1976. Miller,
W., Dorothy Day, Harper
Mintz, Jerome
& Row, New York,
The Anarchists of Casas
R.,
Viejas.
1982.
Chicago Uni-
versity Press, Chicago, 1982.
New interpretaMitchell, Barbara, The Practical Revolutionaries: A Press, Greenwood tion of the French Anarchosyndiailists,
New York, Moral,
J.
1987. Diaz del, Hisforia de las agitaciones campesinas anaalu-
Z as, Madrid, 1929. Socialist, 2 c, Morris, May, (der.), William Morris: Artist, Writer,
Blackwell, 1936.
Morton, A.
L.,
The World of the Ranters: Religious Radicalism Wishart, 1979. Lawrence
in
&
the English Revolution,
&
Wishart, 1952. Morton, A. L„ The English Utopia, Lawrence Bernardo Galitelve Falcon Ronaldo, Munck ile birlikte Ricardo li,
Argentina:
From Anarchism
to
Peronism: Workers, Unions,
Politics, 1855-1985, Zed, 1987. der. Narayan, Jayapraksh, Socialism, Sar\ordaya and Democracy, 1964. Bombay, Bimal Prasad, Asia Publishing House, France, 1880Nataf, Andre, La Vie quotidienne des anarchistes en
1910, Hachette, Paris, 1986.
Needham, Joseph,
Science and Civilisation in China,
c.
II,
Camb-
ridge University Press, Cambirdge, 1956.
Notes sur Vanarchisme en
du Vent du Chemin,
URSS de 1921 a
Neumann, Franz, The Democratic and Free Press of Glencoe,
Newman, Stephen
L.,
volt against the
ca, 1984.
nos jours, Les Chaiers
Paris, 1983.
New
Authoritarian State,
The
York, 1957.
Liberalism at Wits' End: The Libertarian Re-
Modern
State,
Cornell University Press, Itha-
916
Anar$izmin Tarihi
Nomad, Max, Rebels and Renegades, Macmillan, New York, 1932. Nomad, Max, Marx and Bakunin, Hound & Horn New York 1933.
Nomad, Max, Apostles of Revolution, Seeker Sr Warburg, 1939. Nomad, Max, Dreamers, Dynamiters and Demagogues: Reminiscences, Waldon Press, New York, 1964. Notehelfer, F. G., Kotoku Shusui: Portrait of a Japanese Radical, Cambridge University Press, Cambridge, 1971.
Oglesby, Carl, (der.), The York, 1969.
New
Left Reader,
Oliver, Hermia, The International Anarchist torian London, Croom Helm, 1983.
Orwell, George, Collected Essays, Seeker
Orwell, George,
Homage
to
Grove Press
Movement
& Warburg,
New
Late Vic-
in
1968.
Catalonia (1938), Penguin,
Harmond-
sworth, 1962. Orwell, George, The Collected Essays, Journalism and Letters, der. Sonia Orwell Ian August, 2 c, Penguin Ha rmonds worth
&
1970. Ossar, Michael, Anarchism
in
the
Dramas of Ernst Toller: The ReNew York Press Albanv
alm of Freedom, State University of
'
1980.
Ostergaard, Geoffrey, Nonviolent Revolution ce Foundation, New Delhi, 1985.
in India,
Gandhi Pea-
Ostergaard, Geoffrey ve M. Currell, The Gentle Anarchists, Clarendon Press, Oxford, 1971. Osterfield, David, Freedom, Society
and the
into the Possibility of Society without
State:
An
Investigation
Government, University
New York, 1983. Paddison, Ronald, The Fragmented State: The Political Geography of Power, Basil Blackwell, 1983. Press of America,
Michael, The Anarchism of Nestor Makhno, 1918-1921: An Aspect of the Ukrainian Revolution, University of Washington Press, Seattle, 1976.
Palij,
Parekh,
B.,
Gandhi's Political Philosophy:
A
Critical
Examination
Macmillan, 1989.
Pateman, Carol, Participation and Democratic Theory, Cambridge University Press, Cambridge, 1973. Paterson, R.
W.
K.,
The
Nihilistic Egoist:
versity Press, Oxford, 1971.
Max Stirner, Oxford
Uni-
Secilmi$ Kaynakc,a
l
M
/
Paul, C. Kegan, William Godwin: His Friends and Conteittpnntius,
2 c, Henry S.King, 1876.
Nancy M.uiln
Paz, Abel, Durruti: The People Armed, Ing. cev. nald, Black Rose, Montreal, 1976.
Pennock.J. Roland vejohn
mos XIX,
New York
W, Chapman,
University Press,
(der), Aikii rhtsni: No-
New
York, 197K.
Perlin, Terry M., (der.), Contemporary' Anarchism,
Books,
New Brunswick,
fruns.uiion
NJ, 1979.
Petegorsky, Left-Wing Democracy
in
the English
War: A
Civil
Study of the Social Philosophy of Gerrard Wjnstanley, Victor Gollancz, 1940. Philp,
Mark, Godwin's
Political Justice,
Piehl, Mel, Breaking Bread:
Duckworth, 1986.
The Catholic Worker and
of Catholic Radicalism in America,
the Origins
Temple University
Press,
Philadelphia, 1982.
Plechanoff (Plekhonov), George, Anarchism and Socialism, Ing.
Eleanor Marx Aveling, C. H. Kerr, Chicago, 1912.
Pomper,
Philip, Sergei nechaev, Rutgers University Press,
New
Brunswick, NJ, 1979. Le Proces des anarchistes devant
la police correctionnelle
a
la
Cour
dAppel d Lyons, Imprimerie Nouvelle, Lyons, 1883, Poole, David, (der.), Land and Liberty: Anarchist Influences in the
Mexican
Revolution,
Qenfuegos
Press,
Sanday,
Orkney,
1977. Pyziur, Fugene, The Doctrine of Anarchism of Michael A. Bakunin
(1955) Henry Regnery, Chicago, 1968. Quattrocchi, Angeto ve France,
May
Tom
Nairn, The Beginning of the End:
1968, Panther, 1968.
Quail, John, The Slow Burning Fuse: The Lost History of the British
Anarchists, Paiadin, 1978.
Rama, Carlos M,, Fascismo y anarauismo en
la
Espana contempo-
ranea, Bruguera, Barcelona, 1979,
Ramachandran, levance for
G., ve T. K.
Our
Mahadevan,
(der.),
Gandhi
Times, Bharatiya Vidya Bharan,
-
His Re-
Bombay,
1964.
Ravindranathan, T.
R., Bafeunin
and
the Italians,
University Press, Kingston, Out., 1988.
McGill Queen's
Anar$tz»un Ta ri hi
918
Reichen, William O., Partisans of Freedom: A Study in American Anarchism, Bowling Green University Popular Press, Bowling Green, Ohio, 1976. Reps, Paul, (der.), Zen Flesh, Zen Bones, Penguin,
Harmond-
sworth, 1986. Rexroth, Kenneth, Communalism: From eth Century, Seabury Press,
New
Richter, Hans, Dada, Art and Anti-Art,
Rihs,
its
Origins to the Twenti-
& Hudson,
Thames
Ridley, F. F., Revolutionary Syndicalism
on of 1970.
its
York, 1974.
Cambridge University
Time,
C, La Commune
1965,
France: The Direct Acti-
in
de Paris: sa structure
Press,
Cambridge,
et ses doctrines,
Gene-
va, 1955. Ritter, Alan,
The
Thought of Pierre-Joseph Proudhon, Prin-
Political
ceton University Press, Princeton, NJ, 1969. Ritter,
Alan, Anarchism;
Rubel, Maximilien in the
A
Cambridge Uni-
Theoretical Analysis,
Cambridge, 1980.
versity Press,
vejohn Crump,
(der.),
Non-Market Socialism
Nineteenth and Twentieth Century, Macmillan, 1987.
Runkle, Gerald, Anarchism: Old and New, Delta,
Ryan, Alan, J.
S. Mill,
Routledge
Sahman, Richard R., The Bakunin, Greenwood
Social
& Kegan and
New York,
1972.
Paul, 1974.
Political
Press, Westport,
Thought of Michael
Conn., 1983.
Scatapino, Robert A. ve George T. Yu, The Chinese Anarchist
vement, University of California, Berkeley, 1961;
MoDrowned
Rat, Bristol, 1985.
Schulkind, Eugene, (der), The Paris
from
the Left,
Commune
of 1871: The View
Cape, 1972.
A Study of Left Da Capo Press, New
Schuster, Eunice M., Native American Anarchism:
Wing Anarchist
Individualism (1932)
York, 1970.
Michael Henry, Radical Shelley: The Philosophical Anarchism and Utopian Thought of Percy Bysshe Shelley, Princeton University Press, Princeton, NJ, J 982.
Scrivener,
Sergent, Alain ve Claude Harmel, Histoirc de Vanarchie, Paris,
1949.
Shaw, George Bernard, The
Impossibilities of Anarchism, Fabian
Tract, no. 45, Fabian Society, 1893,
Simmons, Ernest
Tolstoy, Routledge
J.,
-)!')
Kaynakca
St^ilmis
& Kegan
Paul,
W7
J.
Skellon, Robin, (der.), Herbert Read, Meihuen, 1970.
Smith, Michael
The Libertarians and Education, Allen iV Un
P.,
win, 1983,
Snow, Edgar, Red Star Over China, Gollancz, 1937. Soboul, Albert, Lcs Sans-culottes parisiens en An II, I'
Soboul, Jacques, Notes sur
Sonn, Richard
D.,
Paris.
la revolution bolchevitiuc, Paris,
Anarchism and Cultural
1958 1919.
Sicde
Politics in I'm dr
France, Nebraska University Press, Lincoln, NA.
Spring, Joel,
A Primer
of Libertarian Education, Free Lilc,
New
York, 1975. Stafford, David,
From Anarchism
litical Activities
to
Reformism: A Study of the Po-
of Paul Brousse 1870-90, Weidenfeld
&
Ni-
colson, 1971. Stanley,
Thomas
A.,
Osugi Sakae, Anarchist
Tuisho Japan, Har-
in
vard University, Cambridge, Mass., 1982. Suzuki, D. T., Zen Buddhism: Selected Writings, der. William Barrett,
Talmon,
Anchor, J,
L.,
New York,
1956.
The Origins of Totalitarian Democracy (1952),
Sphere, 1970.
Tatsuo Arima, The Future of Freedom, Harvard University Press, Cambridge, Mass., 1968. Taylor, Michael, Anarchy and Cooperation, John Wiley, 1976. Taylor, Michael, Community, Anarchy and Liberty, Cambridge
University Press, Cambridge, 1980. Taylor, Michael, The Possibility of Cooperation, Cambridge University Press,
Thody,
Philip,
Cambridge, 1987.
Albert
Camus,
I9I3-J9I6,
Hamish Hamilton,
1961.
Thody,
Philip,
Aldous Huxley,
Charles Scribner's Sons,
New
York, 1973.
Thomas,
Edith, Louise Michel, tng. cev. Penelope Williams, Black
Rose, Montreal, 1980.
Thomann, C, Le Mouvement uchateloises
el
anarchiste dans
les
montagnes ne-
lefurabernois, La Chaux-de-Fonds, 1947.
Thomas, Hugh, The Spanish Civil War (1961), 3. bsk.. Penguin, Harmondsworth, 1977. Thomas, Paul, Karl Marx and Anarchists, Routledge & Kegan Paul,
1980.
Anar$izmin Tarihi
920
Thompson,
E.
P.,
William
Morris:
Romantic
to
Revolutionary
(1955), Merlin Press, 1977. Tivey, Leonard, (der.), The Nation State, Martin Robertson, 1981. Torres, Manuel, (der.), Breve antologia del pensamiento anarquista
en
Peru, La Molina, 1979.
el
Trautmann, Frederic, The Voice of Terror: Most,
Greenwood
Press, Westport,
Troyat, Henri, Tohtoy, Ing, cev.
A
Biography ojjohann
CN, 1980.
Nancy Amphoux, W. H.
Allen,
1968.
Tzuzuki, Chushishi, Edward Carpenter, 1814-1929, Cambridge University Press, Cambridge, 1980.
A History of the Populist Nineteenth-Century Russia, Weiden-
Venturi, Franco, Tlie Roots of Revolution:
Movements
Socialist feld
& Nieolson,
in
1960.
Vereker, Charles, Eighteenth-Century Optimism, Liverpol University Press, Liverpool, 1967.
Laurence,
Veysey,
The Communal Experience: Anarchist and
Mystical Counter-Cultures in America, Harper
&
Row,
New
York, 1973. Vienet, Rene, Enrages
Situationnistes dans
et
le
mouvement
des oc-
cupations, Gallimard, Paris, 1968.
The Anarchists: Their Faith and their Reon the royal and other personages
Vizetelly, Ernest Alfred,
cord, Including sidelights
who have
been assassinated, John Lane, 191
Wexler, Alice,
Wexler, Alice, on
to the
1.
Emma Goldman: An Intimate Life, Virago, 1984. Emma Goldman in Exile: From the Russian Revoluti-
Spanish Civil War, Beacon Press, Boston, 1989.
Wilson, Edmund, To the Finland Station, Fontana, 1970. Wiltshire, David, The Social and Political Thought of Herbert Spencer,
Oxford University
Press, Oxford, 1978.
Williams, George Hunston, The Radical Reformation, Weidenfeld
& Nieolson, Willis, Liz,
1962.
Women
in the
Spanish Revolution, Solidarity Pamphlet,
no. 48, 1975.
Wilson, A. N., Tolstoy, Hamish Hamilton, 1988.
Wo mack,
John, Zapata and the Mexican Revolution, Thames Hudson, 1972.
Wright, Mary
C, China
in
Yale University Press,
&
Revolution; The First Phase, 1900-1913,
New
Haven, 1971
Young, Nigel, An
New
Left,
,( -'l
Kaynakca
Secilmis
Infantile Disorder;
The Crisis and fVdirn
& Kegan Paul,
Routledge
of the
1977.
Zarrow, Peter Gue, Anarchism and Chinese Cultuic,
(
ulmnhia
University Press, New Zenker, Ernst Victor, Anarchism; A Criticism and JIMoiy Anarchist Theory, Methuen, 1898.
York, 1990.
o\ the
Anarsist ve Liherter Calismalar
Adresse a tous
les travailieurs
(30
1968) Cotnilc [images -
May
Internationale Situationniste, Paris, 1968.
Aldred,
Guy
Bakunin
A., Bafeunin,
Andrews, Stephen
Press,
Glasgow, 1940.
The Science of Society, Fowler &r Wells,
Pearl,
1852. (1918Arshinov, Peter, History of the Mafthnovisl Movement Red, Detroit, 1974. 1921) Black
&
Aurobindo Ghose, The
Ideal of
Aurobindo Ghose, The mott,
New
Human
Unity, 1918.
Essential Aurobindo, der. R. A.
McDer-
York, 1974.
Bakunin, Michael, The Paris
Commune and
der. Nicolas Walter, Cira,
the Idea of the State,
1971
Bakunin, Michael, The Confessions of Mikhail Bakunin, Ing. cev. Robert C. Howes, der. Lawrence D. Orton, Cornell University Press, Ithaca,
Bakunin, Michael, The
1977.
Philosophy of Bakunin: Scientific Maximoff, Free Press, New York,
Political
Anarchism, der. G.
P.
1953.
Bakunin, Michael, Archives Bahounine, E. I:
Bakounine
conflits
et 1'Itaiie,
dans
1 I
J. Brill,
1871-2, 1961-3;
Internationale,
1872,
11:
1965;
Leiden, 1961,
Bahounine 111:
et les
Etatisme
et
anarchic 1873, 1967; IV; Bafeounine et ses relations avec Serrelations gej Necaev 1840-1872, 1971; V: Bahounine et ses
1870-1875, 1974; VI: Bafcounine sur la guerre francoallemande et la revolution social en France, 1870-1871, 1977; slaves,
Vll:
L'empirc
knouto-germanique
et
la
revolution
sociale,
1870-1871, 1981.
Bakunin, Michael, Michael Bakunin; Selected Writings, der. Arthur Lehning, Cape, 1973.
Anar$iztnin Tarihi
922
Bakunin, Michael, Bafeunin on Anarchy,
der.
Sam
Doigolf, George
Allen <$rUnwin, 1973.
Bakunin, Michael, Marxism, Freedom and the fanick,
Freedom
Ke-
State, der. K. j.
Press, 1984.
Bakunin, Michael, From out of the Dustbin: Bakun'm's Basic Writings, 1869-1871, der. Robert M. Cutler, Ardis, Ann Arbor, Ml, 1985.
Bakunin, Michael, Correspondance de Michel Bakounine. Lettres d
Herzen
a Ogarejf 1860-74, der. M.
et
Dragomanov,
Paris,
1896.
Bakunin, Michael, Oeuvres (1868-1872), 6 c, der. M. Nettlau I)
&J. Fuiltaume
Baldelli,
(c. 11-V1),
(c.
Stock, Paris, 1895-1913.
Giovanni, Social Anarchism, Penguin, Harmondsworth,
1971. Ballon, Adin, Practical Christian Socialism, Fowles
&
Wells,
New
York, 1854. Ballou, Adin, Non- resistance
Non -Resistance
in
Relation to
Human
Government,
Society, Boston, 1839.
Berdyaev, Nicholas, The Meaning
oj the Creative Act,
Harper,
New
York, 1955. Berdyaev, Nicholas, Die Bourgeois Mind
& Other Essays,
Sheed
&
Ward, 1934. Bardyaev, Nicholas, Slavery and the Freedom (1938) Geoffrey Bles, 1943.
Berkman, Alexander, Prison Memoirs o/ an Anarchist, Mother Earth,
New York,
1912.
Berkman, Alexander, The Russian Tragedy, Der Syndikalist, Berlin,
1922.
Berkman, Alexander, The Bolshevik Myth (Diary 1920-21) Boni Liveright,
New York,
Berkman, Alexander, The
&
1925,
ABC
of
Anarchism (1929) Freedom
Press, 1973.
Berneri, Camillo, Peter Kropothin: His Federalist Ideas,
Freedom
Press, 1942.
Berneri, Marie Louise, Journey through Utopia (1950)
Freedom
Press, 1982.
Berneri, Marie Louise, Neither East
Nor West:
1939-1948, Freedom Press, 1988.
Selected Writings,
Setfimi$
Kaynahca
'*.'
Bhave, Vinoba, Democratic Values, Kashi: Sarva Seva
Satin''
I
I'i.i
kashan, 1962. Blake, William, Complete Writings, der. Geoffrey Keym-.s,
i
V\lnrd
University Press, Oxford, 1974.
Bookchin, Murray, Post-Scarcity Anarchism (1971) Wildwoocl
House, 1974. Bookchin, Murray, The Spanish Anarchists; The Hetoii
1868-1936 (1976) Harper Colophon,
New
Years,
York, 1978.
1
Bookchin, Murray, Toward an Ecological Society (1980) Black Rose, Montreal and Buffalo, 1986,
Bookchin, Murray, The Ecology of Freedom: The Emergence and Dissolution of Hierarchy, Cheshire Books, Palo Alto, California, 1982.
Bookchin, Murray, The Rise of Urbanization and the Decline of Citizenship, Sierra Club, San Francisco, 1987. Bookchin, Murray, The Modern
Crisis,
2,
Black
bsk.,
Rose,
Montreal, 1987.
Bookchin, Murray, Remaking Society, Black Rose, Montreal, 1989.
Bookchin, Muray,
Tile
Philosophy of Social Ecology: Essays on Di-
alectical Naturalism,
Black Rose, Montreal, 1990.
Bourne, Randolph, Untimely Papers, Huebsch, Bourne, Randolph, (1
915-1919),
Buber,
Martin,
War and
New York,
New
the Intellectuals;
York, 1919.
Collected Essays
1964.
Gusfav Landauer, sein Lebensgang
in
Brie/en,
Frankfurt, 1929.
Buber, Martin, Paths
Utopia (1949) Beacon Press, Boston,
in
1958.
Burke,
Edmund, A
Vindication of Natural Society, M. Cooper,
1756; reprinted as The Inherent Evils of All State Govern-
ments Demonstrated, Holyoake, 1858. Burke,
Edmund, Reflections on the Revolution in France (1790), Conor Cruise O'Brien, Penguin, Harmondsworth,
der.
1969.
Cadogan, Peter, Direct Democracy, Cafiero, Carlo, Anarchic et
Camus,
Albert, The
sworth. 1977.
Myth
2. bsk.,
1975.
communisme, 1880.
of Sisyphus (1942) Penguin,
Harmond-
Anar$iztnin Tarihi
924
Camus,
Albert,
L'Homme
Edward,
Carpenter,
rtvolte
(1951) Galtimard,
Civilization;
Swarm Sonnenschein,
its
1897.
Edward, Non-Governmental
Carpenter,
Paris, 1972.
Cause and Cure (1889)
A,
Society,
C.
Fifield,
1911.
Carpenter, Edward, Prisons, Police and Punishment, A. C. Fifield, 1905.
Carpenter, Edward, Towards Democracy (1883) George Allen
&
Unwin, 1931. Chuang Tzu:
and Chinese Mystic, Unwin, 1980.
Taoist Philosopher
bert A. Giles,
Chomsky, Noam, American Power and
dom
House,
New York,
Chomsky, Noam, Problems
the
New
Ing. cev, Her-
Mandarins, Ran-
1969. oj
Knowledge and Freedom, Fontana,
1972.
Chomsky, Noam, For Reasons of
State,
Pantheon,
New
York,
1973.
Chomsky, Noam, Language and
Responsibility,
Pantheon,
New
York, 1979.
Chomsky, Noam, Radical se,
Priorities, der.
Carlos Otero, Black Ro-
Montreal, 1981.
Chomsky, Noam, The Chomsky
Reader, der.
James Peck,
Ser-
pent's Tail, 1987.
Chomsky, Noam, Language and
Politics, der.
C. P. Otero, Black
Rose, Montreal, 1988. Clark, John Clark,
P.,
John
P.,
Max Stirrer's
Egoism, Freedom Press, 1976.
The Philosophical Anarchism oj William Godwin,
Princeton University Press, Princeton, NJ, 1977. Clark,
John P., The Anarchist Moment: Rejections on and Power, Black Rose, Montreal, 1984.
Culture, Na-
ture
Clark,
John
Ecology,
P., (der.),
Green
Renewing the Earth: The Promise of Social
Print, 1990.
Cleyre, Voltairine de, Selected Writings, der. Alexander
Mother Earth,
New York,
Berkman,
1914.
Cohn-Bendit, Daniel ve Gabriel, Obsolete Communism; The
Wing
Alternative,
Ing.
^ev.
A. Pomerans,
Left-
Andre Deutsch,
1968.
Comfort, Alex, Peace and Disobedience, Peace News, 1946,
5e<;ilmi$
Kaynakqa
l
>.''»
Comfort, Alex, Barbarism and Sexual Freedom, Freedom Press, 1948.
Comfort, Alex, Sexual Behaviour
in Society,
Comfort, Alex, Authority and Delinquency
Duckworth, irt
l l
Modern
the
)'50.
State:
A
Criminological Approach to the Problems of Power, Koui ledge
&Kegan
Paul, 1950.
Comfort, Alex, Delinquency, Freedom Press, 195 Comfort, Alex, Social Responsibility
Science
in
I
and
Peaca
Art,
News, 1952. Comfort, Alex, Nature and
Human
Nature, Weidenfeld &r Nicol-
son, 1966.
Comfort, Alex,
der.,
Thefoy of Sex, Quartet, 1974.
Coppe, Abiezer, Selected Writings,
der.
Andrew Hopton, Aporia
Press, 1987.
Coppe, Abiezer,
A
Fiery Flying Roll (1649), ek olarak
A
Second
Fiery Flying Roule, 1649.
Day, Dorothy, The Long Loneliness, Harper
&
Row,
New
York,
1952.
Debord, Guy, The Society of the Spectacle (1967) Black
&
Red,
Detroit, 1970.
Dejacque, Joseph, L'Humanisphtre, Paris, 1899. Dejacque, Joseph,
De
Ligt, Bart,
A
has
(es chefs!
Champ
Libre, Paris, 1971.
The Conquest of Violence, Routledge, 1937.
De Sade, Marquis, The Life and Ideas of the Marquis deSade, compiled by Geoffrey Gorer (1934) Panther, 1963. Diderot, Denis, Contes morales
et
nouvelles idylles, Paris 1773.
Diderot, Denis, Rameatt's Nephew. D'Alembert's Dream, Ing. cev.
Leonard Tancock, Penguin,
H arm onds worth,
1966.
Diderot, Denis, Diderot; Selected Philosophical Writings, der.
John
Lough, Cambridge University Press, Cambridge, 1953. Dolgoff, Sam, (der.). The Anarchist Collectives; Workers' Self-
Management se,
in the
Spanish Revolution, 1936-1939, Black Ro-
Montreal, 1974.
Dolgoff, Sam, The
Cuban
Revolution:
A
Critical Perspective, Black
Rose, Montreal, 1976.
Emerson, Ralph Waldo, The Complete Essays and other Writings, der.
Brooks Atkinson,
Modem
Library,
New York,
1940.
Anar^izmin Tarihi
926
Emerson, Ralph Waldo, The Ralph
Letters of Ralph
Waldo Emerson,
Rusk, Columbia University Press,
L,
Emerson, Ralph Waldo, Journals,
der. E.
New
der.
York, 1939.
&
W. Emerson
W.
E.
Forbes, Houghton, Mifflin, Boston, 1909-14. Faure, Sebastien, Autoriti
et
Aux Bureaux de
liherte,
la
Revolte,
Paris, 1891.
Faure, Sebastien, La Douleur universelle, philosophic lihertaire, Savine, Paris, 1895.
Faure, Sebastien, L'Encyclopcdie anarchiste, 4 c, Paris, tarihsiz. Ferrer, Francisco,
The Origins and
New York,
Putnam,
Ideals of the
Modern
School,
1913.
Feyerabend, Paul, Against Method (1975) Verso, 1988. Foigny, Gabriel de,
A New
Discovery of Terra Incognita Australis,
1693. Foucault, Michel, Discipline and Punish: The Birth of Prisons, cev,
Alan Sheridan, Pantheon,
New York,
trig.
1977,
Foucault, Michel, The History of Sexuality, tng. cev. Robert Hurley,
Pantheon,
New York,
1978.
Foucault, Michel, Power/Knowledge: Selected Interviews and Other Writings, 1972-1977, der. Colin
Meplam
Gordon, Les Marshall, John
& Kate Soper, Harvester Press, Brighton,
1980.
Fourier, Charles, The Utopian Vision of Charles Fourier, der. Jo-
nathan Beecher &r Richard Bienvenu, Beacon Press, Boston, 1971. Fourier, Charles,
Harmonian
Poster, Doubleday,
Society: Selected Writings, der.
New York,
Mark
1971
Friends of Durruti Group, Towards a Fresh Revolution
(
1938), Ci-
enfuegos Press, Sanday, Orkney, 1978, Freire, Paulo,
Pedagogy of Oppressed (1970) Penguin, Harmond-
sworth, 1972.
Friedman, David, The Machinery of Freedom, Harper,
New
York,
1975.
Gandhi, Mohandas, The Constructive Programme, Narajivan, Ah-
medabad, 1945. Gandhi, Mohandas, Sarvodaya, Navajivan, Ahmedabad, 1954. Gandhi, Mohandas, Democracy: Real and Deceptive, Navajivan,
Ahmedabad, 1961.
Sec i!m is
Kay nakca
<),>/
Gandhi, Mohandas, Collected Works, Government hi,
Godwin, William, An Enquiry Concerning G.
ol liuli.i.
K
I
I
1964.
Robinson, 1793; facsimile
Political Justin. 1 r
3. bsk.
1798),
d.-i
.
I
(, I
Toronto University Press, Toronto, 1'Mo. ltd edn. 1798, der. Isaac Kramnick, Penguin, HarmuriiKwuuli. L. Priestley,
1976.
Godwin, William, Caleh Williams (1794) Penguin, Ha rmonds worth, 1987. Godwin, William, The Enquirer,
G
G.
Maurice
der.
Robinson,
I
llimlli-.
797.
Godwin, William, Cursory Strictures, D. I, Eaton, 7 H. Godwin, William, Considerations, j. Johnson, 794. l
I
1
Godwin, William, History
of the
Commonwealth
oj
Lngland, 4 c,
H. Colburn, 1824-8.
Godwin, William, Of Population, Longman, Hurst, Recs, Orme Brown, 1820. Godwin, William, Thoughts on Man, Discoveries,
his Nature, Productions
&
and
Effingham Wilson, 1831.
Godwin, William, Uncollected Marken B. R. Pollin,
&
Writings, (1785-1822), der.
J.
W.
Scholars' Facsimiles, Gainesville,
Florida, 1968.
Godwin, William, The Anarchist Writings of William Godwin, der. ve Giris Peter Marshall, Freedom Press, 1986. Goldman, Emma, Anarchism and Other Essays (1911) Dover,
New York,
1969.
Goldman, Emma, My Disillusionment Garden City, 1923.
in Russia,
Doubleday, Page,
Goldman, Emma, My Further Disillusionment in flussia, Doubleday, Page, Garden City, 1924. Goldman, Emma, Living my Life, 2 c, Alfred Knopf (New York, 1931), Dover,
New York,
1970.
Goldman, Emma, Red Emma Speaks, der. Alix Kates Shulman, Wildwood House, 1979. Goodman, Paul, Growing up Absurd (1960), Sphere, 1970.
Goodman,
Paul, Drawing the Line (1962), Free Life,
New
York,
1977.
Goodman,
Paul, The
New York,
1962.
Community of
Scholars,
Random House,
Anar$izmin Tavihi
928
Goodman,
Paul, Compulsory Miseditcation (1964), Penguin, Harmondsworth, 1971.
Goodman,
New
Paul, (der.), Seeds of Liberation, Brazillier,
York,
1965.
Goodman,
Paul, People or Personnel: Decentralizing
and the Mixed
Random House, New York, 1965. Goodman, Paul, A Message to the Military-Industrial Complex System,
(1965), Housmans, 1969.
Goodman, Paul ve Percival, Communitas: Means of Livelihood and Ways of Life (1947), Vintage, New York, 1960. Grave, Jean, La Societe au lendemain de
de
la
Revoke,
Grave, Jean, La Societe mourante ris,
la
Au Bureau
Revolution,
Paris, 1889. et I'anarchie,
Tresse
et
Stock, Pa-
1893.
Grave, Jean, La Societe future, Stock, Paris, 1895. Grave, Jean, L'mdtvtdu
et la societe,
Grave, jean, L'Anarchie, son but, Grave, Jean, Le Mouvement
ses
Stock, Paris, 1897.
moyens, Paris, 1899.
liber taire sous la troisieme Rtyublique,
Les Oeuvres Representatives, Paris, 1930.
Grave, Jean, Quarante cms de propagande anarchiste, Flammarion, Paris, 1973.
Griffuelhes, V,, L'Action syndicalists, Paris, 1908.
Guerin,
Daniel, Anarchism:
Monthly Review
Press,
From Theory
New York,
to
Practice
(1965),
1970,
Guevara, Che, Socialism and Man, Pathfinder Press,
New
York,
1968.
Guillaume, James, Idees sur 1'orgdnisation
soctale,
La Chaux-de-
Fonds, 1876. Guillaume,
James,
Vlnternationale.
Documents
et
Souvenirs,
(1864-1878), 4 c, Paris, 1905-10.
Guyau,
j.
M.,
A
Sketch of Morality Independent of Obligation or
Sanction, Watts, 1898.
Harper, Clifford, Anarchy:
A
Graphic Guide,
Harrison, Frank, The Modern State:
An
Camden
Press, 1987,
Anarchist Analysis, Black
Rose, Montreal, 1983.
Hayek,
F.
A.,
The Constitution of Liberty, Chicago University
Press, Chicago, 1960,
Sfciimis
Hennacy,
Ammon,
Catholic
Kaynahr a
l
>.
,l
>
t
The Autobiography of a Catholic Anaxhi^i.
Worker Books, New York,
1954.
Humboldt, Wilhelm von, The Limits of State Action, der. John Burrow, Cambridge University Press, Cambridge, I96
W
l>
Huxley, Aldous, Ends and Means, Chatto
& Windus,
1937.
&
Huxley, Aldous, Science, Liberty and Peace, Chatto
Windus,
1947.
Huxley, Aldous, Island, Triad/Panther, Frogmore,
St
Albans,
1976. Illich, Ivan,
Celebration of Awareness, Penguin.
Harmondsworth,
1973. Illicit,
Despooling
Ivan,
Society,
Penguin,
Harmondsworth,
1973.
Ki-Rak, Ha,
A
History of the Korean Anarchist Movement, Anarc-
hist Publishing
Committee, Tuegu, Korea, 1986.
Kropotkin, Peter, Paroles d'un
Marpon
revolte,
et
Flammarion,
Paris, 1885.
Kropotkin, Peter, The Place of Anarchism
Freedom
in Socialist Evolution,
Press, 1886.
Kropotkin, Peter, The
Commune
of Paris (1895), der. Nicolas
Waller, Freedom Press, 1971.
Kropotkin, Peter, L'Anarchie, sa philosophic, son ris,
ideal, Stock,
Pa-
1896.
Kropotkin, Peter, Anarchism and Anarchist Communism, der. Nicolas Walter,
Freedom
Press, 1987.
Kropotkin, Peter, The State:
Its
Vernon Richards, Freedom
Historic Role
(1897)
Ing. cev.
Press, 1969, 1987,
Kropotkin, Peter, Fields, Factories and Workshops, Hutchinson, 1899; Fields, Factories and Workshops Tomorrow, der. Colin
Ward, George Allen
&r
Unwin, 1974.
Kropotkin, Peter, Memoirs of a Revolutionist (1899), der. Allen Rogers, Cresset, 1980; der, Nicolas Walter, Dover, 1980. Kropotkin, Peter, In Russian and French Prisons (1887), der. Pau! Avrich, Schocken Books,
Kropotkin, Peter, Mutual Aid: guin,
New York,
1971.
A
Revolution (1902) Pen-
Factor
in
Harmondsworth, 1939.
Kropotkin, Peter, The Conquest of Bread (1906), Elephant Editions, 1985.
Anarsizmm
930
larihi
Kropotkin, Peter, The Great French Revolution (1909), Schocken Books, New York, 1971. Kropotkin, Peter,
dom
Modem
Science
and Anarchism (1912), Free-
Press, 1923.
Kropotkin, Peter, Ethics: Origins and Development (1924) Prism Press, Dorchester, tarihsiz.
Kropotkin, Peter, Kropotkin's Revolutionary Pamphlets, der. Roger N. Baldwin, Vanguard Press, New York, 1927; Benjamin
Blom, 1968. Kropotkin, Peter, Selected Writings on Anarchism and Revolution, der. Martin Miller, MIT Press, Cambridge, Mass., 1970. Kropotkin, Peter, Act for Yourselves: Articles from Freedom 18861907, der, Nicolas Walter &r Heiner Becker, Freedom Press, 1988.
The Essential Kropotkin, right,
New York,
Capouya
der. E,
&
Labadie, Joseph Antoine, Anarchism: Wltat Not, International Anarchist
Group
La Boetie, Etienne de, Discours de urice Rat,
Tompkins, Live-
K.
1975.
Armand
and What
7s
It
It
h
of Detroit, Detroit, 1896.
la servitude
vohmtaire, deT.
Ma-
Colin, Paris, 1963.
La Boetie, Etienne de, The
Politics of Obedience:
The Discourse of
Voluntary Servitude, der. Murray Rothbard, Free Life,
New
York, 1975.
Landauer, Gustav, Social Democracy
in
Germany, Freedom
Press,
1896.
Landauer, Gustav, Die Revolution, Frankfurt, 1907. Landauer, Gustav, For Socialism, Ing. cev. D.
J,
Parent, Telos
la critique
de la vie quoti-
Press, St Louis, 1978.
Lao Tzu, Tao
te
Ching, Vintage,
New
York, 1972.
Lefebvre, Henri Francois, Introduction a dienne, Grasset, Paris, 1947.
Lefebvre, Henri Francois, Everyday Life in the Modern World
(1968), Allen Lane, 1971.
Makhno, Nestor, La
Revolution russe en Ukraine, Paris, 1927.
Malatesta, Errico, Entre Paysans, Paris, 1887. Malatesta, Errico, Anarchy (1892), Ing, cev.
Freedom
Press, 1974.
Vernon Richards,
'Ml
Secilmis Kaynakc_a
Malatesta, Errico, Vote. What/or?,
Freedom
Press, 1945.
Malatesta, Errico, Errico Malatesta: His Life and Ideas,
non
Freedom
Richards,
Vet
ik-r.
Press, 1965.
Malatesta, Errico, Scritti scelti, der. Cesare Zaccaria
Ginvatma
Berneri, Naples, 1947.
Malato, Charles,
De
la
Commune
a 1'anarchie, Paris, 1894
Malato, Charles, Philosophic de I'anarchie, Paris, 1889,
Maximoff, G.
P., (der.),
Me-
Constructive Anarchism, Maximoff
morial Publications Committee, Chicago, 1952, Maximoff, G, P., (der.), The Political Philosophy of Bahunin: Scientific
Anarchism, Free Press,
New York,
1953.
Meltzer, Albert, The Anarchists in London, 1935-1955, Cienfuegos Press, Sanday, Orkney, 1976. Meltzer, Albert, Anarchism: Arguments For and Against, Black Flag, 1986.
Meltzer, Albert
&
Stuart Christie, The Floodgates of Anarchy,
Sphere, 1972. Meslier, Jean, Le Testament de fean Mesher, der, Rudolf Charles, R, C. Meijer,
Amsterdam, 1864.
MicheL, Louise, La Commune, Paris, 1898. Mill,
John Stuart, Utilitarianism, On Liberty, Essay on Bentham, Mary Warnock, Fontana, 1970.
der.
Mill,
John Stuart, Autobiography (1873), Signet,
New
York,
1964.
The Miners' Next Step, Tonypandy, 1912. Morelley, Code de
la
Nature, ou
le
veritable esprit de ses
lois,
(1755), der. Edouard Dolleans, Paris, 1910. Morris, William, William Morns' Socialist Diary, der. Florence
Boos, Journeyman Press, 1985. Morris, William,
News from Nowhere (1891), Longmans, Green,
1907. Morris, William, Political Writings of William Morris, der. A. L.
Morton, Lawrence
& Wishart,
Mumford, Lewis, The City
1973.
in History,
Seeker
& Warbury,
1961.
Mumford, Lewis, The Myth of the Machine, Harcourt, Brace World,
New
&
York, 1966.
Mumford, Lewis, The Future of Technics and lin Ward, Freedom Press, 1986,
Civilisation, der,
Co-
Anar$izmin Tarihi
932 Netllau,
Max, M. Bakunin, Eine Biographic 2 c, Lithograph,
1896-1900. Nettlau, Nettlau,
Max, Bibliographic de lanarchie, Stock, Max, Bakunin
Paris, 1897.
una" die Internationale in
Spanien 1868-
1873, Leipzig, 1913. Nettlau, lin,
Nettlau,
Max, Errico Malatesta: Das Leben
eines Anarchisten, Ber-
1922.
Max, Der Vorfruhling der Anarchic,
Berlin, 1925; Glas-
hutten, 1972. Nettlau, lin,
Nettlau,
Max, Der Anarchismus von Proudhon zu Kropotkin, Ber1927; Glashutten, 1972.
Max,
und Gelehrter,
Elisee Rcclus: Anarchisten
Berlin,
1927. Nettlau,
Max, Anarchisten und
Sozialrevolutionare, Berlin, 1931;
Glashutten, 1972. Nettlau,
Max, Contribucion a
la Bibliografia
Anarquista en America
Latina hasta 1914, Ediciones La Protesta, Buenos Aires,
ta-
rihsiz.
Nettlau,
Max, Die
Nettlau,
Max, Anarchisten und
Nettlau,
Max, Bakunin
Vaduz, 1981.
erste Blutezeit der Anarchie,
Syndikalisten,
I,
Vaduz, 1984.
e I'lnternazionale in Italia del
1846
al 1872,
Geneva, 1928. Nietzsche, Friedrich, Thus Spoke Zarathustra, Penguin,
Harmond-
sworth, 1964. Nietzsche, Friedrich, Twilight of the
Penguin,
Ha rmonds worth,
Idols,
and the Anti-Christ,
1968.
Nietzsche, Friedrich, The Portable Nietzsche, der. Walter Kauf-
mann, Viking, New York, 1972.
A Nietzsche Reader, H arm onds worth, 1977.
Nietzsche, Friedrich,
Penguin,
der. R. J, Hollingdale,
Nieuwenhuis, Ferdinand Domela, Le Socialisme en danger, Stock, Paris, 1897.
Nock, Albert Jay, Our Enemy
the State (1935) Free Life,
New
York, 1977.
Noyesjohn Humphreys,
History of Socialisms, Trubner, 1870.
Nozick, Robert, Anarchy, State, and Utopia, Black we 11, Oxford, 1974.
Se^iimij
Oppenheimer, Franz, The
Kaynakca
933
Vanguard
State,
Press,
New
York,
1920.
Osho,
Rebellion, Revolution
and Religiousness, Falcon Press, San la
Monica, CA, 1989.
Osho, The
Rebel, Rebel Publishing
House, Cologne, 1989.
Thomas, Common Sense (1776),
Paine,
der,
Kramnick,
Isaac
Penguin, Harmondsworth, 1976. Paine,
Thomas,
Rights of
Man
(1791-2), der.
Heny
Collins, Pen-
guin, Harmondsworth, 1971.
Pataud, E. ve E. Pouget, Syndicalism and Co-operative
New
wealth,
Common-
Internationalist Publications, Oxford, 1913.
Peirats, Jose, Anarchists in the Spanish Revolution,
Black
&
Red,
Detroit, 1977.
What
Peirats, Jose,
Pelloutier,
F.,
is
the
CNT?, Simian, 1974.
L 'Organisation corporative
et
I'anarchie,
Paris,
1896. Pelloutier, F,, Histoire des Bourses
du Travail, Paris, 1902.
Perlman, Fredy, Against His-Story, Against Leviathan, Black
&
Red, Detroit, 1983. Pouget, Emile, La Confederation du Travail, Paris, 1908.
Proudhon, Pierre -Joseph, Qu'est-ce que que la propritti.7 ou recherche sur le principe du droit et du gouvernment, Paris, 1840;
What bold,
is
Property?, Ing. gev. Benjamin
New York,
Proudhon, Pierre -Joseph, De nite,
Tucker (1876)
Hum-
1890; Dover, 1970. la
Creation de Vordre dans l"huma-
Besangon, 1843.
Proudhon, Pierre-Joseph, Systemt des contradictions econotniques, ou philosophic de
la misere,
nomic Contradictions; gev.
Benjamin
R.
or,
2 c, Paris, 1846; System of Eco-
The Philosophy of Misery,
c,
I,
Ing.
Tucker, Benj. R. Tucker, Boston, 1888.
Proudhon, Pierre -Joseph, Solution du probleme
social,
1848; Praudhon's Solution of the Social Problem,
New
Paris,
York,
1927.
Proudhon, Pierre-Joseph, Les Con/essions d'un revolutionnaire, Paris, 1849.
Proudhon,
XlXeme on
Pierre-Joseph, siecle, Paris,
in the
son,
Idee
genirale
de
la
revolution
au
1851; The General Idea of the Revoluti-
Nineteenth Century, Ing. cev. John Beverley Robin-
Freedom
Press, 1923.
Anar^izmin Tarihi
934
Proudhon, Pierre-Joseph, La Revolution coup
d'etat
du de.uxieme decembre,
sociale
demontree par
le
Paris, 1852,
Proudhon, Pierre -Joseph, Philosophic du progres, programme, Brussels, 1853.
Proudhon, Pierre-Joseph, De Veglise, 3
c,
la justice
dans
la revolution et
Proudhon, Pierre -Joseph, La Guerre
2 c, Paris, 1861.
et la paix,
Proudhon, Pierre-Joseph, Du Principe federatif reconstituer
dans
Paris, 1858.
le
et
de la necessite de
parti de la revolution, Paris, 1863;
The Principle
Vernon Richards, University of Toronto
of Federation, der.
Press, Toronto, 1979.
Proudhon, Pierre-Joseph, Du Principe de
I'art et
de sa destination
sociale, Paris, 1856.
Proudhon, Pierre-Joseph, De rieres, Paris,
la
Capacite politique des classes ouv-
1865.
Proudhon, Pierre-Joseph, Oeuvres completes, 26 c, Paris, 186770; Oeuvres completes, 19 c, C. Bougie &r H, Moysset, Marcel Riviere, Paris,
1923-65.
Proudhon, Pierre -Joseph, Correspondance, 14 Proudhon, Pierre-Joseph, Les Garnets,
II
c.,
Paris, 1874-5.
c, Paris, 1843-64; 2 c,
Paris, 1960.
Proudhon, Pierre-Joseph, Selected Writings of Pierre-Joseph Proudhon, der. Stewart Edwards, Ing. <;ev. Elizabeth Fraser, Macmitlan, 1969.
Quiet Rumours:
An
Anarcha-Feminisl Anthology, Dark Star, n.d.
Rabelais, Francois, Gargantua
Harmondswonh,
Rand, Ayn, The Virtue of Signet,
New York,
and Pantagruel (1534), Penguin,
1955. Selfishness:
A New
Concept of Egoism,
1964,
Read, Herbert, To Hell with Culture; Democratic Values are Values,
New
Kegan Paul, Trench, Trubner, 1941
Read, Herbert, The Politics of the Unpolitical, Routledge, 1943. Read, Herbert, Education (brought Art, Faber
& Faber,
1943.
Read, Herbert, The Education of Free Men, Freedom Press, 1944. Read, Herbert, Anarchy and Order, Faber
&
Faber, 1954; Souve-
nir Press, 1974.
Read, Henbert, The Contrary Experience, Faber &r Faber, 1963,
Se£tlmis
A
Read, Herbert,
Kaynahca
Concise History of Modern Painting,
Thames
iV
Hudson, 1972. Reclus, Elisee, Les Primi£i/s, Paris, 1903,
Reclus, Elisee, Ouvrier, prends
la
machine! Prends
la
wny, pav
san! tmprimerie Jurassienne, Geneve, 1880. Reclus,
L'EvoIution
Elisee,
de
Publications
revolution,
et
l.i
Revolte, Paris, 1891.
A mon
Reclus, Elisee,
frere, le paysan,
Imprimerie Jurassienne,
Geneve, 1893. Reclus, Elisee,
An Anarchist on Anarchy, Freedom
Reclus, Elisee, L'ideal velte, Paris,
et
Press, 1894.
lajeunesse, Editions de la Societe
Nou-
1894.
Reclus, Elisee, L'Anarehie, Publications des
Temps Nouveaux,
Paris, 1895.
Reclus, Elisee, L'EvoIution,
la
revolution et l'ideal anarchiaue,
Stock, Paris, 1896.
Reclus, Elisee, L'EvoIution legale
et
Temps Nouveaux, Paris, 1898. Reclus, Elisee, L'Homme et la terre, 6
I'anarchie, Bibliotheque
des
c, Paris, 1905-8.
Reclus, Elisee, Correspondence, 1850-1905, 3 a, Paris, 1911-25.
Reich, Wilhelm, The Function of the Orgasm,
New York,
Noonday
Press,
1942.
Richards, Vernon, Lessons of the Spanish Revolution (1953) Free-
dom
Press, 1983.
Richards, Vernon, (der.), Errico Malatesta: His Life and Ideas
(1965),
Freedom
Press, 1977.
Richards, Vernon, The Impossibilities of Social Democracy, Free-
dom
Press,
1978
Richards, Vernon, Protest without Illusions,
Richards, Vernon, (der.), Society,
Freedom
Why
Freedom
Press, 1981.
Work?, Arguments for the Leisure
Press, 1983,
Rocker, Rudolf, Johann Most: Das Leben eines Rebellen, Der Syndikalist, Berlin,
1924.
Rocker, Rudolf, Nationalism ana" Culture, Ing, gev. Ray E. Chase,
Los Angeles, 1937; Freedom Press,
c,
1947.
Rocker, Rudolf, Anarcho-syndicalism, Seeker
& Warburg,
1938.
Rocker, Rudolf, Pioneers of American Freedom, Rocker Publications Committee, Los Angeles, 1949.
Anar$izmin Tarihi
936
Rocker, Rudolf, The London Years, Robert Anscombe, 1956. Rocker, Rudolf, Anarchism and An a re ho- Syndicalism, Freedom Press, 1973.
Roszak, Theodore, Where The Wasteland Ends, Faber
&
Faber,
1973.
Roszak, Theodore, The Making of a Counter-Culture: Re/lections on the Technocratic Society and its Youthful Opposition, Faber
& Faber, 1970. Roszak, Theodore, Person/Planet, Doubleday, Garden City,
New
York, 1978.
Rothbard, Murray N., For a to,
New
gozden gecirilmis bsk.
Liberty: The Libertarian Manifes-
Collier,
New York,
1978.
Rothbard, Murray N,, Power and Market, Sheed Andrews
McMeel, Kansas
&
City, 1977.
Rousseau, Jean Jacques, The Social Contract and Discourses, Ing. cev. G. D. H. Cole, der. J. H. Brumfitt John C. Hall, Dent,
&
1973.
Rousseau, jean Jacques, Emile ou de Veducation (1762), GarnierFlammarion, Paris, 1966.
Roussopoulos, Dimitrios, se,
(der.).
The Anarchist Papers, Black Ro-
(der.),
The Radical Papers, Black Rose,
Montreal, 1986.
Roussopoulos, Dimitrios, Montreal, 1987.
Rubin, Jerry,
Do
It!,
Cape, 1970.
Russell, Bertrand, Principles of Social Reconstruction (1916) Allen
& Unwin,
1971.
Russell, Bertrand, Roads to Freedom; Socialism, Anarchism, Syndi-
calism (1918), Allen
&
Unwin, 1973.
Russell, Bertrand, In Praise of Idleness len
& Unwin,
and Other Essays (1935) Al-
1963.
Russell, Bertrand, Power;
A New
Social Analysis, Basis Books,
1940. Russell, Bertrand, Authority
and the
Individual, Allen
&
Unwin,
1949. Russell, Bertrand, History of Western Philosophy, Allen
& Unwin,
1962. Russell, Bertrand,
len
& Unwin,
The Autobiography of Bertrand Russe!, 2 c, Al1968.
<)(/
Se^ilmij KaynuJtcu
Sampson, Ronald, The Anarchist Basis
of Pacifism, Po;u -c Mi ilgr
Union, 1970.
Sampson, Ronald, Tolstoy on
the Causes of War, 1\-mx Plnlgr
Union, 1987. Santillan, D. A., Reconstruction Social,
Buenos
Samillan, D. A., El Organismo Economico de
Aires, 19)
J.
la Revolution,
Barce-
lona, 1936. Santillan, D, A.,
La fievolucicm y
la
Guerra en Espaiut, Buenos Ai-
1937.
res,
Serge, Victor,
New
Memoirs of a Revolutionary (1901-1941)
York,
1967. Serge, Victor, Kronsfadf 21
Solidary Pamphlet, tarihsiz.
,
New
Snyder, Gary, Earth House Hold,
Directions,
New
York,
1969.
Georges,
Sorel,
on
Reflections
Violence
(1908),
Collier-
Macmillan, 1969. Spencer, Herbert, Social Statics, Williams
& Norgate,
1868,
Spencer, Herbert, Essays, Scientific, Political and Speculative, Library Edition, 1892.
Man versus the Harmonds worth, 1969.
Spencer, Herbert, The
Penguin,
Spooner, Lysander,
No
Treason, Boston,
Spooner, Lysander, Natural Law; Williams, Boston,
State, der.
MA,
or,
Donald Macrae,
The Author, 1867.
The Science of
Justice, A.
1882.
Spooner, Lysander, Collected Worhs, der. Charles Shively, 6 c,
M & S Press, Weston, MA, Stirner,
Max, The Ego and
Its
1971.
Own,
Ing, cev. Steven T.
Byington
(1963) Rebel Press, 1982. Sttmer, Max, The False Principle of our Education, Ing. cev, Robert Beebe, Ralph Myles, Colorado Springs, 1967. Stirner,
Max, Die Geschtchte der Reaction,
Stirner,
Max, Kfeinere
Kvitik seines Werhes:
ter &r Loeffler, Berlin,
und
seine
1898.
Swift, Jonathan, Gulliver's Travels
and Other Writings, der. Ricar-
do Quintana, Modern Library,
New York,
Thereau, Henry David, Walden, or Life net,
New York,
Berlin, 1852.
Entgegnungen auf die Der Einzige und sein Engentltum, Schus-
Schriften
1960.
in the
1958.
Woods (1854)
Sig-
938
Anarfizmirt Tarihi
Thoreau, Henry David, The Portable Thoreau, der. Carl Bode, Penguin, Harmondsworth, 1979. Thoreau, Henry David,
New York
A
Thoreau Handbook, der.
University Press,
New
W.
Harding,
York, 1959.
Tolstoy, Leo, Social Evils and their Remedy, der, Helen Choust-
choff Matheson, Methuen, 1915. Tolstoy, Leo, Tolstoy on Education, lng. cev. Leo Weiner, Chicago
University Press, Chicago, 1967. Tolstoy, Leo,
Tolstoy on Civil Disobedience and Non-violence,
New York,
Mentor, Tolstoy, Leo,
A
lng. cev,
1968.
Confession, The Cospel in Brief and Wltat
Aylmer Maude, Oxford University
1
Believe,
Press, Oxford,
1974.
21c,
Tolstoy, Leo, Tolstoy Centenary Edition,
Aylmer Maude, Oxford University
lng, cev. Louise &r
Press, Oxford, 1928-37,
Tolstoy, Leo, Tolstoy's Letters, der. R. F, Christian, 2 c, Athlone,
1978. Tolstoy, Leo, Tolstoy's Diaries,
der.
R.
F.
Christian, Athlone,
1985. Tolstoy, Leo, The Lion and the Honeycomb: The Religious Writings of Tolstoy, der. A. N. Wilson, Collins, 1987.
Tucker, Benjamin
R., Instead
of a Book, Benj. R. Tucker,
New
York, 1897.
Tucker, Benjamin
R.,
Individual Liberty,
Vanguard
Press,
New
York, 1926.
Van Duyn,
Roel, Message of a Wise Kabouter (1969),
Duckworth,
1972.
Veneigem, Raoul, The Revolution of Everyday
Life,
Rebel Press,
1983.
Vaneigem, Raoul,
Tfie
Book of Pleasures, Pending Press, 1983,
Vaneigem, Raoul, Le Mouvement du Libre
Esprit, Editions
Ramsay,
Paris, 1986.
Volin, E.
M.
V., Nineteen-Seventeen:
yed, Libertarian
Volin, E.
M.
V.,
The Russian Revolution Betra-
Book Club, New York, 1954.
The Unknown Revolution (1917-1921), Freedom
Press, 1955.
Walter, Nicolas, About Anarchism, edn. 1977.
Freedom
Press,
1969;
new
Ward, Colin, Anarchy
in Action,
Ward, Colin, Housing: An
*)}<>
Kaynakca
Secilmi$
Allen
& Unwin,
1973.
Anarchist Approach, Freedom Press,
1976.
Ward, Colin,
(der.),
A Decade
of Anarchy (1961-1970),
Freedom
Press, 1987.
Warren, josiah, Equitable Commerce, New Harmony, IN, Wells, 1852. York, 1846 Fowler
New
&
Warren, Josiah, Modern Education, Boston, 1863. Warren, Josiah, True Civilisation an Immediate Necessity and the Last Grain of Hope for Mankind, Long Island, NY, 1861. Warren, Josiah, Practical Applications of the Elementary Principles 1873. of 'True Civilization', Princeton, NJ,
Whitman, Walt, Leaves
of Grass (1892), Bantam,
New
York,
1983.
Wilde, Oscar, Works, Collins,
c.
1933.
Wilde, Oscar, De Profundis and Other Writings, der. Hesketh Pearson, Penguin, Harmondsworth, 1973. Winstanley, Gerrard, Works, der. G. H. Sabine, Cornell University Press, Ithaca, 1941.
of Freedom and other Writings, der. Christopher Hill, Cambridge University Press, Cambridge,
Winstanley, Gerrard, The
Law
1983.
Wolff, Robert Paul, In Defence of Anarchism, Harper Colophon
Books,
New York,
1976.
Woodcock, George, Anarchy
Freedom
Press, 1944.
Morality,
Freedom
or Chaos,
Woodcock, George, Anarchism and
Press,
1945.
Woodcock, George, William Godwin, Porcupine Woodcock, George, The Paradox of Oscar
Press, 1946.
Wilde, T. V, Boardman,
1949.
Woodcock, George,
Pierre-Joseph Proudhon, Routledge
&
Kegan
Paul, 1956.
Woodcock, George, Anarchism: A History of Libertarian Ideas and Movements, Penguin, Harmondsworth, 1963; with Postscript,
1975; 2nd edn., 1986.
Woodcock, George, The 1966.
Ctystal Spirit:
A
Study of George Orwell,
Ana>$izmin Tarihi
940
Woodcock, George, Dawn and us Huxley, Faber
& Faber,
the Darkest Hour:
A
Study ofAldo-
1972.
Woodcock, George, Herbert Read: The Stream and
the Source, Fa-
ber &r Faber, 1972.
Woodcock, George, Gandhi, Fontana, 1972. Woodcock, George, (der.). The Anarchist Reader, Fontana, 1977.
A
George Woodcock Reader,
der.
Doug
Fetherling,
Deneau
& Gre-
enberg, Ottawa, 1980,
Woodcock, George
&
Ivan Avakumovic, The Anarchist Prince: The Biography of Prince Peter Kropotkin, T. V. Boardman, 1950.
Dizin
22 Mart Hareketi, 750, 751, 756
Alarm, 689 Aldred, Guy, 495,679
Alexander
II,
Car: tahta ciki^i,
393; oldurulmesi, 553, 650,
Abad de Ablett,
Santillan; Diego,
635
Acharya,M.
P.
675; Kropotkin'le
ili$kisi,
440;
Tolstoy'un mektubu, 515
Noah, 679
Alexander Ml, Car, 520, 531 Almanya, 663-668; Landauer'in
T.,728
Action Francaise, 614 Adalet Ligasi, 386
eseri; liberterler,
Camus,
229-242;
799; Godwin, 286-287,
K6ylulsyam(1525), 143, 149; Proudhon'un etkisi, 342;
297-298, 799; Grek, 113-122,
rejim, 469; ogrenci hareketi,
adalet, uzerine goru§ler:
836; Kropotkin, 454;
747-748; savas hazirhklan,
Proudhon, 76, 90, 361, 368,
469; ayrica bkz. Nazizm.
376; ayrica
E>te.
ahlak
Adem, 79
Huxley'in gorusii, 784;
Proudhon'un gondii, 352, 355, 365, 369, 375
295,673,810,811, 836 Aksakov, Konstantin, 649
akil,
690
Altmi$Iar, 16, 380, 437, 668, 763;
327
Adorno, Theodor, 825, 836 aile:
Peter,
alnncag, 42, 127
Ademciler, 141 Adler, Alfred 86,
Altgeldjohn
aynca
bkz. karsi-kultiiT; Yeni
Sol
Ambrose, 126 Amerika: Konlederasyon Maddeleri, 686;
Ic
Savaj, 542;
Anayasa, 200,212,542,818; Yerliler,
274, 275; Bireyciler,
Anarsizmin Tarihi
942 537-552;
liberterler,
267-277;
Proudhon'un 341; Devrim, 208, 267,
siya seller, 563; etkisi,
Fransa, 599-618, 887;
Almanya, 663-668; Hollanda, 669-672;
Itatya,
619-627;
286, 686, 825, 832, 869;
Japonya, 721-726; Lenin'in
Sosyatist Parti, 563;
tutumu, 472; Meksika,
Bagimsizhk Savasi, 209, 267, 284, 686; aynca bfes, Birlesik
kokenleri, 401, 599; Peru,
De vie tier
701-702; Read, 807; Reclus'un
Amerika
Birlesik Devletleri:
702-708; Nikaragua, 701-702;
konumu, 484; Rusya,
59, 650,
anarsizm, 688-694;
660; Ispanya, 33,401,585,
Bakunin' in ziyareti, 393-394;
629-948, 887; grevler, 575;
Yurttas haklan hareketi, 693,
Birlesik Devletler, 693;
740, 81S;Anayasa, 52;
743-748;
karsi-kiiltur,
ekonomi, 847; Fourierism, 227;
Gogmen
Burosu, 582;
Liberter Parti, 18, 694, 765,
769; Mala t est a'nm goriisu, 494; Yeni Sol, 740-743;
Uruguay, 698-699; aynca bkz. Sendikalizm anarsi, tanimlar, 25, 483, 492,
603 Anarsist Komunist Devrimci Birlik
ogrenci hareketi, 740, ayrica
683
Amerika Amerikan Isci Federasyonu, 691
anarsist
bfcz.
Amiens Sozlesmesi, 615 Amsterdam Kongresi, 495, 616, 624
(AKRU), 660
Anarsist Komiinist Federasyon,
komunizm:
Hsifi 5liih-chi,
716, 718;Berkman, 551;
Kropotkin, 462; Malatesta, 483, 549, 855; militan, 548; Rectus, 483,486, 490.608,
Anabaptistler, 128, 148-151,898
Anarchy, 680
716; Tucker,
547
anarsist: tanimi, 21;
anarko-feminizm, 761-763; ayrica bkz. feminist hareket
anarko-kapitalizm, 765-773;
kotuye
kullammi, 600,673,674 anarsizm: Crnlilerin tammi, 716;
komunizmle
iliskisi,
424;
geli$imi, 34, 693; iktisadi
erken
gorusleri, 889; bireyin gitcu,
Anarsizmin babalan, 34]
85; Sag-liberterizm, 694;
376, 380; Goldman'in tammi,
aynca bkz. Liberter Parti anarko-komunizm, bkz. anarsist
komunizm
Kon federasyonu (ASK), 660 Anarko-Sendikalist Propaganda
(Rusya).651
a na rko-se n dikalizm ,
561; anarsizmin dogasi,
871-875; yeniden dogusu, 380, 763;
Anarko Sendika Lis tier
Birligi
ifadeler, 25, 27;
32-34;
A rj an tin,
696-698; Britanya,
678, 684;
Chomsky, 791-793;
cokiisu, 896; Kiiba, 708-7 1 3;
ccsitleri,
29-35
Ancona: Anarchist Union Congress, 624; Mala testa' run faaliyetleri,
494,496
Andalucia: anarsizm, 630, 901 kolektifler, 641, 705;
komtinler, 636
Anderson, Margaret, 569 Andre, Armando, 710
Dizin
Andrews, Stephen
Pearl, 268,
541,688 Antigone,
1
Audo
Shoeki, 721
Augustine,
13
Anti-Jakobenler, 290, 674 anti-niikleer
943
kampanya, 671, 680,
740, 779
St.,
93, 128
Aurobindo Ghose, 728-729 Aurora, 700 Autonomie Club, 259, 675 Aveling, Eleanor Marx, 676
Antistenes, 117
Avrtch, Paul, 747
antropoloji, 38, 251, 453, 608,
Avrupa: Devlet'in geli?mesi, 45; Birlesmis Milletler, 66
813,830 Apollinaire, Guillaume,
216
Aquinas, St Thomas, 126, 130
Avusturya Imparatorlugu, 389
Aydinlanma,
Arabi Pasa, 490
27, 123, 131, 180,
220, 800, 802, 850; Ingiliz
Aydinianmasi, 199-212
Aragon: kolektifler, 641; grevler,
Ayn
637
Hindistan hareketi, 592
Araquistina, Luis, 647 Arbcitei-Zeititng, 606, 665,
666
B
Arbeter Fraint, 581, 677
Baader-Meinhof Hareketi, 763
Arete, 116
Babjulius, 573
16
Aristippus,
1
aristokrasi,
Godwin'in gondii,
Aristoteles, 113, 116, 122.828,
832,848
Baginski, Max, 666
Baguusiz
Arjantin: anarsist hareket,
696-698. Malatesta'mn
Isci Partisi,
640, 642
Bagirganlar, 27, 127, 128, 153, 155, 139,
161-169,548,673
Bakunin, Michael, 377-437;
faa!iyeti,490,696 Arjantin Anarko -Komunist
Federasyonu, 698 Arjantin Bolgesel
Babeuf, Gracchius, 184, 471, 602 Babik, 140
305
anarsist
konumu,
16, 21
,
28,
603; gorunusu, 394; otorite, 80-84, 842; Bakunin
Isci
Federasyonu (Federation
konusunda Camus, 798;
Obrera Regional Argentina,
Hiristiyanhk, 123, 132, 235,
(FORA),696,697
56); kolektivizm.31,604,
Arjantin Kurtulus Cephesi (FLA),
853; demokrasi, 53; yikicihk,
698 Armand, 617
378, 408, 41
Arshinov, Peter, 656
eylem, 30; Dresden
arzu, uzerine gorusler: Bookchin,
ayaklanmasi, 390, 664;
1,
427, 435, 860,
875, 894, 898; dogrudan
837; Fourier, 226
esiilik,
90, 396, 400; ozgur toplum,
425-426; ozgurluk, 24,71.73,
ashramlar, 592
Askerlik Karsiti Liga, 557
77, 249, 425; cenaze toreni,
Asociacion Libertaria de Cuba,
606; insan dogasi, 414-416,
875-877; hapsedilmesi, 391;
710 Assisili Francis, St., 128,
Atina,
120-121,771,831
135
234,437,488,499, 526,619,649,660,665,699,
etkisi,
Anarfizmin Tarihi
944 702,711, 716; Jura Federasyonu, 428, 444;
632; isyanlar (1933), 639;
dzgiirluk ve otorite, 302;
Marx'la
iliskisi,
341,348;
Mill'in goru$u, 244;
ayaklanma (1873), 636 403
Basel Kongresi (1869),
Baso, 107 Batista y Zaldivar, Fulgencio,
ulusculuk, 66; dogal yasa, 76; dogal dtizen, 43; Nietzsche,
710-711 Bauer, Bruno, 321
234; koyluler, 859; felsele,
Bauer, Edgar, 321
412; siyaset, 894; iktidar, 85; mulkiyet, 387, 396;
Bauthumely, Jacob, 162 Bavyera Devrimi, 577
Proudhon, 387,394,396,
Bax.Belfort, 258, 676
397, 407, 423; devrimci
Baxter, Richard, 163
strateji,
403; Rousseau, 196;
"bilimsei" anarsi, 377, 899; gizli
dernekler, 377, 379, 382,
Beat akimi, 743 Beatles,
747 758
Beatrix, Kralice, 670,
396, 397, 429; toplumsal
Beauvoir, Stmotie de, 222
orgutlenme, 858; sosyalizm,
Behrs, Sophie Andreyev na, 515
279, 425; tspanyol etkinligi,
Belcika,grev (1892-3), 493
629-630; Devlet, 48, 55,
Belinskiy, Vi sari on Grigoriyevic,
399-401,421,424,661;
384
sozciiklerin cevrilmesi, 544;
Bellegarriuqe, Ansel me,
ayaklanmanin
Belleli,
siddeti, 859;
ucret sistemi, 856; Weitling'in etkisi,
663;
IscJ Devleti,
60
603
Ennio, 494
Benboiv, William, 675
Bent ham, Jeremy, 247
Bakunin, Tatyana, 382
Berdyaev, Nicholas, 136-137
Bakunin, Varvara, 384
Bergson, Henri, 722
Baldelli, Ball,
Giovanni, 83
Hugo, 612
Berkman, Alexander, 472, 549, 550, 551, 552, 555, 556, 559,
Ball.John, 144-146, 149, 166, 168
564, 565, 569; 6ldurme
Ballou,Adin, 133, 136,688
girisimi, 550, 555; Blast, 550;
Barclay, Robert, 168
Boise vizm, 550; Goldman'la
bans
iliskisi,
hareketi, 18, 29; ayrica bkz
anti-ntikleer kampanyalar,
863; siddet, 859;
barisgihk
Bans ve Ozgurluk
550-551; Lenin'le
temas, 558; ter6rizm, 862,
Ligasi, 31, 399,
401,480
is,
889
Berlin Kongresi (1922), 666, 670,
701,708
bansci anarsistler, 29-30, 549,
Berlin, Isaiah,
517 663
885; ayrica bkz. Gandhi,
Berliner Monatsschrift,
Tolstoy
Berne Konferanst (1876), 489, 621
Barras, Maurice, 611
Barselona, anarsistler, 631;
kole ktifle sti rme
,
640
Berne Kongresi (1868), 606 Berneri, Camillo, 497, 625,
komunist-anarsist gattsmast,
Berneri, Marie-Louise,
646; Semana Tragica (1900),
Beitrand, Andre, 750
679
646
Dizin
Besancon, 223, 224, 227, 343-345
Marx-Bakunin
wyeleri, 442;
anlasmazhgt, 349, 379-380,
670
Bevrijding,
945
Bhagwan Shree Rajneesh, 729
420-430, 563; Marx'in
Bhave, Vinoba, 730, 731
anti-anar^tzmi, 58; Mill'in
Bihar mucadelesi, 734, 735
goriisu, 244; karsilik<;ilik, 30,
600, 604; Proudhon'un etkisi,
437
bilim, 419, 420,
"bilimser anarsi, 377, 835
340, 373, 599; lspanyol
419 Mayis Manifestosu, 742
"bilimsei" sosyalizm,
seksiyonu, 630, 632; iscilerin
Blr
kurtulusu, 32; ayrica bkz. UIB
birey;
Gandhi'nin gorusii, 597;
Hegel, 415; Hindu gelenegi, 727; Mill, 872; Reclus, 486; bireyin
egemen
karari,
481
bireyin egemenligi, 244, 538,
540-541,886
Birlesik Kralhk, Mt£. Britanya Birlikler,
Proudhon'un
goriisu,
364-365, 853-856 Bismarck, Otto von, 229, 248,
411,655 Black Flag, 681
bireyci anarsistler, 29, 34, 888; Stirner, 77; Tucker, 77, 546,
888
Black Rose, 694 Blake, William: Fransiz Devrimi, 127; misiik anarsist gelenek,
bireycilik:
Amerikan, 267, 320,
537-552, 766; Bakunin'in gorusii, 417; Landauer, 574;
137, 141, 169; de|erler, 232;
ozgurluk gagi vizyonu, 127,
674
371,373
Kropotkin'in gorusii, 452,
Blanc, Louis, 368,
455; Read, 807; Spencer,
Blanqui, Auguste, 372
249-250; Stirner, 27, 38, 44,
Blast,
77,319,320,417,455,574,
Boc kelson, Jan, 149
663, 873; Wilde, 262-265,
Boeke, Kees, 670
563,678, 785, 807; aynca
Bohemya, Hussite Devrimi, 143 Bolingbroke, Henry St. John, 1.
bkzBirinci
egoizm
Dunya
Savasi:
faaliyetleri,
Berkman'in
550; Bourne'un
gdrfi$u, 866; Ingiliz gorusleri,
677, 678; Japon anarsistleri, 722; Kropotkin'in tutumu,
550, 690
Vikont, 205 Bolivya, anarsizm, 701
Bologna; Kongre (1920), 498;
ayaklanma (1874), 489, 490 Bolsevikler, 652-661; Berkman'in
470,471,497,548,677,678;
goriisu, 551; Cohn-Bendit'tn
Landauer, 576-577; Malatesia,
goriisu, 751; anarsist
469, 497; Nieuwenhuis, 670;
hareketin ezitmesi, 552;
Read, 811; Russell, 779;
Goldman'in
Tucker, 547
Gramsci'nin goriisu, 625;
Birinci Enternasyonal:
anarko
gorusii, 557, 558;
Italy an Anarsist Birligi,
626;
sendikalizm, 32, 630;
Kropotkin'in gorusu, 471;
Bakunin'in terminolojisi,
Lenin'in
48-49; kolektivizm, 604;
Russet' in goriisu,
konumu,
56;
777
kapanist, 31,54, 58,430, 444;
bombalar: anarsist imge, 607;
Fransiz seksiyonlan, 604; Jura
Arjamin, 696; Britanya
946
Anar$izmin Tarihi (1894), 672; Fransa (1890'lar), 483;
Almanya
Britanya; anarsizm, 447, 672-684; lc
Savas, 243; kooperatif
(1883), 666; Milano (1921),
harekec, 227; Ingihz Koylu
497; Mirbeau, 61
lsyani(1381), 143-146;
1;
Most, 665;
Devrimi, 27, 127, 128,
1970'terde olusan gruplar,
lngiliz
763; Ispanya, 631; aynca bkz.
143, 153-169,283,539;
terorizm, siddet
Aydinlanma, 199-212;
Bone, Ian, 683
liberterler,
BookchLn, Murray, 823;
Yeni
Sol,
243-266, 672, 673;
680; Yeni Sag, 767;
hayvanlar, 482; degisen
Proudhon'un
diinya, 843; ekotopya, 836;
ogrenci hareketi, 748; aynca
esitlik,
88; FA1, 559; Fourier,
223; ozgtir doga, 80; tarih ve
toplum, 827; "ozguriugun mirasi", 830; etkisi,
Mumford'un
789; doga
felsefesi,
927-930; toplumun yeniden olusmast, 940-943; toplumsal ekoloji,
28,87,97,273,
932-935; Devlet, 49, 50; Taoizm, 100 Borghi,
Armando, 501, 625
Bottomley, Jacob, 162 Bougainville, Louis-Anloine de,
187
Bourne, Randolph, 30, 78, 766, 769, 819, 866
Bowman, Guy, 678, 679 bolusum: bolusum ilkeleri; Bakunin, 404, 855; Bookchin, 838; Cafiero, 483; Godwin, 854; Guillaume, 607;
Proudhon,376,854; Kropotkin, 376, 855;
bkz.
KiUuphanesi,
474 Brockway, Fenner, 642 Brome, Richard, 155 Brook Ciftligi, 227, 342 Brousse, Paul, 605, 606, 622
Brown, John, 276 Buber, Martin, 578, 775, 785
Buddha, 105-110,727 Buddhizm, 95, 104-111,721;
aynca bkz. Taoizm Buenos Aires'te siddet (1909), 697 Buiten de Perken, 671 Bulletin of the ]urassian
Federation,
Burke,
489
Edmund, 204-206, 286,
673 Bu me -J ones, Georgie, 260 Butun Rusya Anarsistler Kongresi, 657 Buyuk Britanya Anarsisi Federasyonu, 680
Malatesta, 855; Nozick, 770;
Buyuk Iskender, 117
Reclus, 483; Tucker, 855;
Byron, Allegra, 291
Warren, 855 Brandes, Georg, 449
342;
Londra
Museum
British
etkisi,
Byron, George Gordon, Lord, 291
Brenan, Gerald, 776 Brezilya, 699; Cecilia Kolonisi,
623, 700; grevler (1917-19),
Cabet, Ettenne, 368
700
Cafiero, Carlo, 620-623, 862;
Brissot de Warville, Jacques Pierre,
346
anarsisi
komunizm, 483, 607;
Bakunin'Ie
iliskisi,
433, 862;
947
Di^tn
Ualyan Federasyonu, 489,
333-334; Tolstoy, 60,
607; eylem yoluyla
532-533; Warren, 541; Wilde,
265-266
propaganda, 606, 621
Calvinjohn, 124,148
Cezayir'in bagimsizligi,
Camus,
Ch'an
Albert, 793-800;
799
107
Z.en,
anarko-sendikalizm, 797;
Ch'en Tu-hsiu, 718
Bakunin uzerine, 378, 798;
Chalco Ayaklanmasi (1869), 703 Chang Chi, 716
Stirner uzerine, 319, 798; ahnti, 737;isyan,
Chang Ching-chiang, 716
740
292
Canning, George, 674
Charles
Canovas, Antonio, 623
Chatterton, Dan, 677
Cardan, Paul, 618
Chatterton's
Thomas, 268 Carneige, Andrew, 550
Chekkky,
Carnot, Marie Francois Sadi, 609,
Chicago: anarsist hareket, 688,
Carlyle,
I,
Krai,
Commune, 677.
Peter,
147
Chesterton, G. K„ 255, 676
689; Kara Enternasyonal, 689;
610, 623 Carpenter, Edward, 250-254; hukumet, 251, 678; etkisi,
Demokratik Parti Sozlesmesi, 763; Haymarket Katliami,
254, 723, 724, 804;
258, 548-550, 554, 555, 560,
Kropotkin, 447; mulkiyet,
575; militan anarsist
243, 248,252;Wilde'ui
Carranza, Venustiano, 706, 707
Carrara Kongresi (1968), 626 Carter, April,
868
Casa del Obrero Mundial. 706,
689 Chomsky. Noam, 791-793; anarsist konumu, 804; Bakunin' in
etkisi,
437;
Foucault'yla tartisma, 802;
707 Casas Viejas ayaklanmasi, 636 Castoriadis, Cornelius,
Castro, Fidet,
komunizm, 548 Chicagoer Arbeiter-Zeiiung, 666,
degerlendirmesi, 262
618
708,711,712
Humboldt'un
etkisi,
229
Christie, Stuart, 681
ChuangTzu,
102, 103, 261, 263,
719
Catholic Worker, 134
Churchill, Winston, 593
Cavendish, Lon, 675 Cecilia Kolonisi, Brezilya,
700
Cinsellik, uzerine goriisjer:
Cenevre Kongresi (1866),
Carpenter, 251; Comfort, 81
Cenevre Kongresi (1867), 58
816; Desade, 215-223;
Cenevre, Kalvinist, 177
Foigny, 176; Foucault,
Cennet Bahcesi, 123, 129, 143,
800-802; Fourier, 223-228; Ozgiir Ruh, 141; Gandhi, 591;
154 Centro Internacional de Estudios Sociales (Uruguay),
2,
699
cez aland irma, uzerine gorusler: anarsist, 883; Foucault, 800,
884; Godwin, 61-64, 303;
Kropotkin, 63, 446; Stirner,
Goldman, 457, 566-570; Munster Komiinu, 149-
1
50;
Nietzsche, 234-235; Bagirganlar, 165-166; Tolstoy,
516. 534
Clairmont, Claire, 291
Anar$izmin Tart Jit
948 Clairmont, Mary jane, 291 Clark, John, 43, 87, 694,
Confederazione Gene rale del
824
Lavoro (CGL), 501
Clarkson, Lawrence, 161-164
Conrad, Joseph, 676
Clash, 482
Considerant, Victor, 227
Cleaver, Eldridge,
405
Clootz, Anacharsis, 601
Clousden Tepesi Toplulugu, 679 Cluseret, General,
408
Coeurderoy, Ernest, 604 Cohn-Bendit, Daniel: Fransa
Constandse, Anton, 672 Convene ion Nacional de Trabajadores (CNT) (Uruguay), 699
Coppe, Abiezer, 162, 164-169 Costa, Andrea, 483, 489, 620-623
(1968), 668, 742, 881;Ye?il
Courbet, Gustave, 364, 609, 610
Hareketi, 668, 742; etkileri,
Crass,
660, 725, 794; liberter
Cratylus, Cratilus, 114
Marksist, 751
Cohn-Bendit, Gabriel, 751
682
Cresci, Enrique,
708-710
Cole.G. D. H.,342
Cromwell, Oliver, 155, 160-162, 167, 169
Coleridge, Samuel Taylor, 282,
Czolgosz, Leon, 556
291, 295 Collier,
Thomas, 162
Combat, 796 Comfort, Alex, 85, 680, 812-816
Cartistier. 290,
Comite de Defence Syndicaliste Revolutionnaire, 617
Caykovski Cevresi, 443
Commonweal, 258, 491, 676 Companys, Lluis, 639 Comte, August, 395, 419, 451 Comunidad del Sur, 699
Cernisevski, Nikolay Gavrilovic,
Caykovski, Nicholas, 677
554 Cicek lktidan, 747, 822 Cin, 715-721; gosteriler (1989),
Concord, Massachusetts, 268,
897; devrimler, 437; Devlet
270, 272
denetimi, 59; Taoizm, 95;
Condorcet, Marie Jean Antoine Nicolas de caritat. Marquis de,
675
Zen, 106
Cocuklar, uzerine
600
gdriisler:
Bakunin, 397-398, 426; Kropotkin, 464-465; Read,
Confederacion de Trabajadores
Cubanos (CTC), 710
806; oynca bkz. egitim
Confederacion General de Trabajadores (Arjamin), 637
D
Confederacion Nacional del Trabajo (CNT) (Ispanya),
Dada
233, 632
Dahnhardt, Marie, 323, 336
hareketi, 364, 612, 618,
Confederacion Nacional Obrera
Daiju, 107
Cubana (CNOC), 710 Confederation Generate du Travail CCGT) (Fransa), 342, 612,614
Daily Herald, 495
Daily Telegraph, 495
Dana, Charles, 342 Daniel, 125
752
949
Diziti
Daniel'in kitabi, 149
gorusler, 37, 68-69; Bakunin,
Darwin, Charles, 247, 441, 451,
48-49, 55, 399-401, 418, 424,
436-437; Bookchin, 826;
481
Buber, 785-787; de Sade,
Dasanjeong, 726 Day, Dorothy, 134, 534, 692, 830
dayanisma:
kriteri,
76, 491, 502;
De
483; yasasi,
Oneida
219-221; tammi, 45; Gandhi, 590-591, 594, 730; Goldman, 564; hiiktimet, 45-51;
komunu, 548
Hobhouse, 878; Humboldt,
Cleyre, Voltairene, 548-549,
231-232; Huxley, 782; Kropotkin, 457-461, 476;
761
Dejong, Albert, 670 Dejong, Rudolf, 672 De Leon, Daniel, 691 De Ligt, Bart: Bevrijding, 670; La Boetie, 173;siddet, 28,
593-595, 865-870 De Quincey, Thomas, 282, 289 De Sade, Donatien Alphonse
Landauer, 573-574,895; Lenin, 54-60, 805; liberal, 53; Marksist, 54-60, 877; Ulus,
64-69, 583-584; Nietzsche,
239-240; Nozick, 769-770;
kokenkri, 45; Orwell, 877; yikitmasi, 27; Platon'un
Camhuriyefi, 115-116; Halk
Frangois, Marquis, 21 5-223,
Devkti, 461; Proudhon, 355;
797
Rectus, 484; Rothbard, 769;
De Vt'tje Socialist, 670 De Werkplaati, 670
Rousseau, 195; Russell, 779,
Debord, Guy, 753, 756
goriis, 756; sosyalizm, 54,
Degas, Edgar, 610
373, 432, 448, 460; Spencer,
879; Shaw, 878; Situationist
Dejacque, Joseph, 604
249-250; Stirner, 330-335;
Dekambristler, 440, 516
Stoikler,
Demir Perde, 850
276; Tucker, 547; Wilde, 263;
demokrasi: Bakunin, 423;
ayriea bkz. hukumet; Halk
1
19;
Thoreau, 273,
Gandhi, 591; Godwin, 305;
Devleti; Refah Devkti;
Grekkc, 120, dogrudan
Devleti
Dunya
demokrasi, 51-54; Proudhon,
Devrim, uzerine gorusler: Bakunin, 405-412, 427-437;
350-353; Rousseau, 194-195;
Bookchin, 841, 842, 843;
demokrasi, 771;
Stirner,
liberal
Camus, 796, 798, 811;
330
Demokratik Federasyon, 254, 255
Comfort, 815; Engels, 869;
Demokratik Toplum
Foucault, 802; Godwin,
Icin
Ogrenciler (Birlestk Devletler),
Der
Socialist,
693
666, 667
316-317, 860; Goldman, 565; Kropotkin, 460-461;
Landauer, 574; Malatesta,
Der Syndi ka list, 666
503, 506; Most, 579;
Descartes, Rene, 180, 482
Proudhon, 352; Rectus, 486; Stirner, 798,811
Deutsche J ahrbucher, 384 Devall, Bill, 835, 844
Dias, Everardo,
Devlet, 877-880; anarsist
Diaz, Porfirio, 702-705
700
Anar$iztnin Tarihi
950 Dickens, Charles, 514
Diderot, Denis, 180, 184-189, 599
Die Autonomie, 555
Eckhan, Meister, 141, 572
Diejungen, 580, 666
Edinburgh Review, 682
Die Zukunft, 666
egemenlik: bireyin egemenligi,
Din: Bakunin, 132; de Sade, 221;
244, 538, 540-541, 886; halk
Godwin, 294; Huxley'in Ada'si, 783-785;
egemenligi, 194 egoiztn: Engels'in gorusu, 320;
Sol -Hege Idler, 324; anarsiyle
Rand, 768; Stirner, 316,
124; ayncabkz.
iliskisi,
320-338; Tucker, 546; aynca
Buddhizm, Htristiyanhk, Kilise,
tann
bkz. bireycilik
egitim, uzerine gorusler: Bakunin,
Chomsky, 791;
Diogenes, Laertius, 117-119
426;
Direct Action,
680 Direktt Aktion, 668
565, 566, 631, 693; Godwin,
doga: Bakunin, 412-415;
807;
Ferrer,
44,289,309-311,371,514,
Goodman, 821; Greek,
Bookchin, 827-830, 836, 845;
122; Humboldt, 229;
Kinikler, 116-118; de Sade'in
Kropotkin, 464, 468; Neill,
gorusleri, 218; Grekler, 122;
741; Read, 806-807;
Kropotkin, 450-453, 476;
Rousseau, 193; Russell, 778,
doga uzerinde ikttdar, 87-88; dogal durum, 40, 199, 204,
Winstanley, 160
542; Stoikler, 118;Taoisi
anlayts,97, 417 dogal; yasa, 75, 482, 584;
ozgurluk, 196; ditzen, 40-45,
805
791; Tolstoy, 514;
Eikhenbaum, V. M, bkz Vol in 847 Eisner, Kurt, 577 Ekim Devrimi, 652-654; aynca M;z. Rus Devrimi Einstein, Albert,
durum" bkz. doga Dogrudan Eylem Hareketi, 683 Dogu Avrupa, 850, 896
ekoloji, 834-835; derin ekoloji,
Dosioyevski, Fyodor Mihaylovic,
ekotopya, 836-840
"dogal
74,405,861,883
835; aynca bkz. toplumsal ekoloji
El Libertario,
Mundo
Dresden ayaklanmasi, 390, 664 Dreyfus olayi, 611 Duchamp, Marcel, 612 Dukhoborlar, 470, 521, 533 Dumartheray, Francois, 607
EI
Durruti, Buenaventura, 633, 636,
Eilul,
641
711
710 708 E\Rebdde, 710 Ideal,
EI Producior,
Elizabeth, Avusturya
Imparatoricesi, 623
Jacques, 124,846
Dusseldorf Kongresi, 666
837 Emegin Kurtulusu Ligass, 676 emek, 313, 464,546 Emerson, Ralph Waldo, 176, 268-270, 272
Duzleyiciler, 154, 161, 162, 166,
Engels, Friedrich: otorite, 56, 84,
Durruti'nin Dostlart, 646
Dutschke, Rudt, 668, 747 Diinya Devleti, 779
169
Elton, Charles,
430, 493, 842, 885; Bakunin
Dizin
»'.l
565; libcrici, 8/1.
uzerine, 390,395, 429,861,
elkisi,
Bookchin uzerine, 840;
ozgurluk, 71; yayinLii.
Fourier uzerine, 227;
dogal durum. 40
(>/H.
ozgurluk, 74; Goodwin'in
Fawkes, Guy, 293
elkisi, 308; endustriyel
faydacilik,
orgutlenme, 56, 94; Munzer,
Federalist Parti (Ispany.O, <>2 l >
Komunu,
149; Paris
428;
298
federalizm: Bakunin'in gonial.
Proudhon, 348; devrim, 869;
66; Jural) saal yapitiKilan,
Devlet, 54-55; Stirner, 320;
442; karsihka plan, l l>,
utopyaci sosyalizm, 898 Epikiirculer,
1
16
Epping Ormani komunu, 682 Essenliler, 125 Esitlik Koyit, esitlik,
feminist harckct, 28, 206. J69,
539
566, 762, rtyrurt bkz. kadnilar
88-91, 108, 224;
FencSon, Francois de Salignae de
Bakunin'in gorusu, 397,
LaMoihe.
417-418,422-423;
179,
180,599
feodalizm, 27
Proudhon'ungorusu, 368-370; Tucker in gorusu, 1
Ferlinghetti. Lawrence,
Ferrer okulu.
546
New
743
York, 550
Ferrer, Francisco, 565, 631, 632,
ciik bkz. ahlak
693
Evangelik Akilcilar, 148 cvlilik,
Proudhon'un gorii^kii, 364-365,367, 375,000,604, Rocker, 584; Rugc. 664 Fedya (Modest Slcin), 555, 568
Feuerbach, l.uclwig Andreas, 324,
uzerine gorusler: Bakunin,
426; Godwin, 289, 301, 313;
Proudhon, 369 834, 847; Kropotkin'in
829 694 Joachim, 127. 169
Fi/th Estate,
cahsmast, 441, 451-453,468, !
Johann Gottlieb, 383, 825,
Fichie,
evrim: Bookchin'in yaklastmt,
477-478; Rec
326,337,377,384,452,413 Feyerabend, Paul, 694
us' un gorustt,
485
Fioreli
Flauben, Gustave, 339 Floransa Kongresi (1876), 489,
Fabian Dernegi, 533, 677
607 Magon, Enrique, 703 Flores Magon, Jesus, 703 Flores Magon, Ricardo, 703, 705-707
fabrika sistemi, bkz. endustri
Foigny, Gabriei de, 176-180, 187,
Flore s
Fabbn, Luigi,496, 623, 625
Fairfax, Fanelli.
Fanon,
1
homas, 155
197
Giuseppe, 396, 401 620, ,
I
tantz,
743
lasizm, 499, 539, 560, 642,
739
Ford, Ford Madox, 678
Foreman, David, 835 Foucauk, Michel, 618, 775, 800-802 Fourier, Charles, 223-228; ozgur
Fail re, Sebastien:
anarko sendikalizme karsi
toplum, 215, 244;etkisi, 223,
luiumu, 617;
344, 350, 604, 6U;liberter
otorite, 91;
Anar$izmin Tarihi
952
465, 604; eserlerin basilmasi,
Freudcu anarsizm anlayisi, 809 Frick, Henry Clay, 550, 555, 690 Friedman, David, 767, 768, 874
344; "Evrenseluyum", 344
Fromm,
yaklasimi. 215; Morelly, 184; falansterler,
172,225,344,
78
Erich,
Fox, George, 163, 165, 168 Franco, Francisco: anarjistler,
551,559, 560, 586; olumu, 648; isyan, 639; cumhuriyetci
"Gaia" hipotezi, 829
tutum, 559; zafer, 739
Galatyahlar, 124
Franc-Tireur, 799
Galleani, Luigi,
Frankfurt Okulu, 437
Gallo, Charles,
Franklin, Benjamin,
686
Fransa, 599-618; Mayis Devrimi
(1968), 748-752;
Proud ho n'un
692 608
Gambuzzi, Carlo, 393, 620 Gandhi, Indira, 734 Gandhi, Mohandas, 587-595;
yurtseverligi,
anarsizm, 865; Carpenter'in'
368; ogrenci hareketi, 748;
etkisi,
252; Kropotkin'in
aynca Me. Aydinlanma,
etkisi,
473; ahlakigiic, 885;
Fransiz Devrimi, Paris
banscihk, 29, 865,894;
Fransiz Anarsjst Federasyonu,
750 Fransiz Devrimi (1789), 599-602;
anarsizm, 27; de Sade,
215-223; Britanya'daki etkileri, 127, 206,
209, 282,
284; Esiilik ve Ozgurluk, 368; Morelly'nin etkisi, 185; Teror,
219,222,289 Fransiz Devrimi (1848), 227, 352,
371,388,389,603,854,860
mulkiyet, 731; Sarvodaya bareketi, 535,587,730-736; Thoreau'nun etkisi, 273;
Tolstoy'un
etkisi,
509, 529
Garibaldi, Giuseppe: etkisi, 488,
619, 620,861,869; Bans ve
Ozgurluk Ligasi, 399; Proudhon'un gorusii, 368 Gasan, 110 Gaulle, Charles de, 618, 748, 751
Geddes, Patrick, 790
Fraye Arbctcr Shtime, 692
Geme imchafl, 573 Gen? Aristippus, 116
Freedom, 251, 469, 494, 497, 677,
George, Henry, 528, 530, 718
Fransiz-Prusya Savasi, 407, 433
679, 680
Freedom 680
Press, 447, 491, 679,
Germinal, 581
Freeman, 270 Frei Arbeiter
Gese ihchafi, 573
Union (FAU), 666,
668
gida maddesi uretimi, 463,
844-847, 855
Freie Vereinigung Deutscher
Gewerkschafien, 666 Freihett, 553, 579,
666, 675, 689,
690 Freire, Paulo,
George Tepesi kolonisi, 155-159, 163, 539
Gill, Eric,
Giyotin Demegi, 722 gizli
713
Freud, Sigmund, 327, 741
805
Ginsberg, Allen, 743
dernekler: Bakunin, 389-390,
396,410,430-431; Malatesta'nm gorusii, 506
953
Dizin
Godwin, Mary, 286 Godwin, William, 281-318; anarjist
konum,
27, 30, 38,
42, 126, 130,243,674,675;
Burke'un
otorite, 81, 82, 881;
28, 803; insan dogasi,
875-877; hapisligi, 555;
etkisi.
570, 719, 761;Mo(hei Earth, 550, 556, 690-691; Nietzsche,
232,235, 241;
felsefesi,
gorusu, 205; kinama, 64, 315;
560-566; Russell'la
yuntas haklan, 77; uyum,
777-778; cinsel siyaset. 566,
265; sozlesmeler, 52;
570, 666; cinsellik, 457;
isbirligi,
iliskisi,
lspanyol anarsistleri, 644;
50,51.853;demokrasi, 52; Kazicilar, 161; ekonomi,
Spencer, 246; Stirner, 320,
306-309, 853; egitim, 44, 283,
336-337;sendikalizm,6!7;
309-311,371,514,565,875;
Tucker, 546; degerler, 75,
esitlik, 89,
400;
etik,
297-301,
850; siddet, 865
455; F^nelon'un etkisi,
Golos Truda, 651-652
179-180; ozgur toplum,
Goltz, Baroness von der, 323
31 1-316, 334; ozgurluk ve
Gonzales, Eduardo, 709
ehliyet, 73; hiikumet, 46-48,
Goodman,
Paul, 816-822, 895;
279, 301-306; Grek etkisi,
topluluklar, 693, 741;
120; insan dogasi, 295-297,
segimler, 894; Kropotkin'in
450,457,814,875-877;
etkisi,
etkisi,
526, 722; adalet, 287,
473; iktidar uzerine
gfirujleri,
86
783; yasa ve ceza, 60-64, 302,
Goodman,
303;evliligi,289,300, 313;
Gorba^ev, Mikhail, 660
reform araclan, 316-318;
Gori, Pieiro, 623, 696
ahlak, 76, 300; giidulenme,
gdnulhi komunizm, 307, 308,
234; doga, 42, 76; zorunluluk,
Percival,
816
486
294, 874; yurtseverlik karsiti
Gramsci, Antonio, 625
goriisleri, 65; felsefesi,
Graswurzel revolution, 668
294-295; siyaset, 301-306,
Grave, Jean: anarko-sendikalizm,
894; ozel kanaat, 300, 402,
616; bohemlere karsi tututno,
419; mulkiyet, 126,307,731;
61
kamuoyu,
497; etkisi, 703; Kropotkin'le
64, 315, 466, 477,
1;
Birinci Diinya Savasi,
523, 869, 884-887; devrim,
yazismalan, 469; yasalar, 60;
316, 859-860, 863; Rousseau,
periyodikler, 607, 610; $iddet,
193, 197, 284; toplum, 37, 44,
608
311-316, 853, 856; Devlet,
Gray, Alexander, 898
523, 869; Swiffin etkisi, 201,
Green Anarchist, 681
203, 284; dogruluk, 76,
Greene, William B„ 342, 541, 688
244-245,300,364,810;
Greer, Germanic. 682
siddet,
Gregg, Richard, 594-595
894
Goldman, Emma, 553-570, 693; Berkman'la
iliskisi,
550, 555,
Gregory, Waller, 641 grev, iizerine gorusler:
Goldman,
568, 865; Bolsevizm, 472,
562; LandiHior, 575;
654, 659; feminist anarsizm.
Malalesta, 495; Ue.id, 81
I.
Anar$izmm
954
Hams, Frank, 690
Situationisder, 755; sendikalistler, 495,
Jarihi
575,595,
Harvard
LIniversitesi, 268,
670; aynca bkz. sendikalizm,
Hasek, Jaroslav, 666
sendikalar
Hatta Shitzo, 723
Grey, Charles, 293
Groen Links
(Yesil Sol),
672
Grootveld, Robert Jaspar, 671,
757 Gropius,
Grun,
272
Hauge Kongresi (1872), 429, 698 Hauptmann, Gerhart, 557 Havana Isci Kongresi (1892), 709 Haya, Victor, 701
Madam,
Karl,
321,
323
664
Guerin, Daniel, 17, 37, 618, 749, 873, 874
Guevara, Che: Kitba Devrimi, 708, 711-713; etkisi, 713, 725; "yeni Bakunin", 437,
712,743
Hayek, FriedrichA., 766, 772 Haymarket Katliami (1886), 258, 548-550, 579, 699-700 hayvanlar: Bookchin'in tutumu,
844; Fourier'ningoriisleri, 225; Kropotkin'in incelemesi,
441,453; Paine'in
Guillaume, James: Bakunin'in birlikleri,
Hayati, Mustafa, 750
401, 442, 606; Basel
Haywood,
Kongresi, 403; bolu$um, 607; Hazlitt,
Uluslararast Ittifak, 401-402,
429-430; Jura Federasyonu, 605; Kropotkin'le dostlugu,
442 Gutkind,
E, A.,
GuyauJ,
M., 455,
835 610
goritsu,
207; Reclus'un gOrusii, "Big
Bill",
484
691
William, 281
hedonizm, 298,455
GeorgWilhelm Friedrich: Camus'nun goriisu, 798;
Hegel,
diyalektik, 347, 349, 370,
848; ozgurluk, 329;
tarih,
830; idealizm, 324, 337; birey, 414;
H
etkisi,
349-350, 384,
420; dersleri, 321; ozgurluk,
Ha Ki-Rak, 727
72; metafizik, 319; toplumsal
haklar: anarko-kapitalist gdriis,
gelisim, 44; Devlel, 45, 56,
772; Bakunin'in gorusii, 422;
Godwin, 299-300; dogal
229; oznellik, 828
Heimm, 721
haklar, 174, 206; Paine, 299;
Heintz, Peter, 671
Stirner, 327-328;
Helvetius, Claude-Adrien, 284
Wollstonecraft, 299 Halk Bankasi, 353, 372, 854, 860 Halk Cephesi (tspanya), 894
Hennacy, Amnion, 134, 534, 692 Henry, Emile, 608-609
Halk Devleti, 60, 424, 461, 605
Berber, Lewis (Murray
halk egemenligi, 174, 193, 194 halk iradesi, 434 Hall, Stuart,
742
hapishaneler, 63, 813
Heraklit, 41,97, 114
Bookchin), 824
Here and Now, 682
Herwegh, Georg, 384, 388 Herzen, Alexander: Bakunin'le
Hardie, Keir, 447
dostlugu, 348, 393-396, 404;
Harmet, Claude, 617
Fourier'nin etkisi, 227;
Harper's Ferry, 276
Cenevre Kongresi, 399; Pole
955
Dijiu
Star, 440, 514;
Proudhon'la
dostlugu, 342, 348; Rus rejimi, 381,
404,650;
Tolstoy'la tantsmast,
514
ffttdiNflii
Tzu, 103
Huelsenbeck, Richard, 612 Huerta, Victoriana, 706
Hugo, Victor, 399, 445
718
Hess, Moses, 664
Hti i -tiling- 1 u,
Hewetson.John, 679
Hui-neng, 107
Hiristiyanltk: anarsist gelenek,
Humboldt, Wilhelm von, 229-232; etkisi, 244,663,
123-138; Bakunin, 412;
791;Devlet, 231, 232, 249,
Goldman, 561; Huxley, 784;
583,663,791
ortacag, 139-151,832;
Hill.Cristopher, 154, 158
Hunan Isgileri Genel Husjan, 146
HillJoe,691
Hussite Devrimi (1419-21), 143
Hindistan, 727-736; ozerk koyler,
Hussiteler, 128
16;Budizm, 104-111,727;
Hut, Hans, 149
Ulusal Kongre, 592;
Sarvodaya hareketi, 535, 587,
Hutchenson, Francis, 284 Hutchinson, Anne, 685
730-736, 865, 896; aynca bkz
Hutter, Jacob, 150
Tolstoy, 28, 518, 521-522
Birligi,
Hutterci koloniler, 150
Gandhi
150
Hinduizm, 105, 587, 727-728
Hutteritc Chronicles,
747,848 Hitler, Adolf, 582, 877 Hobbes. Thomas: iktidar, 87, 237;
Huxley, Aldous, 745, 775,
hippiler, 745,
toplumsal sozlesme, 50-51; Devtet, 60, 331, 867; dogal
durum,
719
39,
201,365,876,
781-785 Huxley, T. H., 249, 451, 781
hukumet: Comfort'un gorusu, 815; Godwin'in gorusu, 46, 47,279,301-304,895;
Goodman' in degerlendirmesi, Hobbhouse,
L
Hobsbawm,
Eric, 748,
819; Kropotkin, 460; Locke,
T.,5 1,878
901 Hoffman, Abbie, 694, 745
199; Mill, 246; Paine,
Proudhon, 357, 366; hukumet, 460; devrimci hukumet, 424; 210-21
Baron, 181, 284 Holcroft,
1;
temsili
Holbach, Paul Henri Dietrich,
Rousseau, 192; ozyonetim,
Thomas, 206, 286, 288
75; Spencer, 248; Tolstoy,
Hollanda, 669-672; genel grev (1903), 670; altnuslar, 671,
523-528, 895; Tucker, 545;
757-760; aynca Wjz.
Wilde, 263; Winstanley, 159-160; u\ric(i bhz. Devlet
Kabouterler, Provo Hareketi
Holyoake, GeoTge, 206
Hyndman, H
M
,
248. 258, 445,
447, 676
Hoover, J. Edgar, 557
Horkheimer, Max, 825, 836 Horowitz, Irving, 16
L
Hospers, John, 770
Howard, Ebenezer, 790 HoyunimLet, 178, 201-204 Hsin Shih-cki, 716
Ibsen, Henrik. 557,
1-Hsuan, 109 Ihvanel-Saf.i,
I
-10
804
936 /I
Anar$iz*nin Tarihi
Martelh, 692
Illich,
tvan,
Kropotkin, 449, 456-457,
713
875-877; Proudhon, 358-359;
uzerine gorusler: Bakunin,
Rousseau, 876; Shaw, 876;
387, 435; Kropotkin,
Stirner,
irk,
875
464-465; Proudhon, 370;
Irlanda ulusculugu, 675
Reclus, 481
tsa,
130,135,138,519 630 lshikawa Sanshiro, 723 125,
Isabella, Kralice, 1
Islam, 140
Iberya Anarsist Federasyonu
(Federation Anarquista Iberia,
Ismailiye hareketi,
FAD, 559, 635
anarko-sendikalizm, 33, 401,
Iberya Liberter Gencjik
585; kilise yakma, 133, 635;
Federasyonu (Federacion Ic
Iberica
dejuventudes
Libertarias, Ic
FIJL),646
867; kolektifkr, 16; kolektivizm, 31; federalistler,
idealizm, 384, 421
342; Federasyott, 401; Jerez
ihtiyac: Bookchin'in gorusii,
ayaklanmast, 493; kriteri,
376,
Cumhuriyet, 28; Devrim, 437,
483,490,855 lkinci Dunya Savasi; Camus'nun konumu, 796; anarsizm uzerinde
etkisi,
869, 894-895;
559, 586, 667, 805, 825, 869, 887, 889 Ispanyo! Bolge Federasyonu
(Federacion Regional
Italyan anar$istleri, 507;
Russeihn tutumu, 778; ABD anarsistleri, 693 lkinci Entemasyonal (1889) UlB, 485,493,572,651 tktidar istenci, 768, 801, iktidar,
Savas, 16,53,635-636,
679, 701, 705, 724, 750, 762,
Savas, Mt£. Amerika, Britanya
836-838; ihtiyac
140
Ispanya, 629-648;
810
84-88, 881-882; Ballou,
133; Comfort, 812-813;
Espanola), 630 Ispanyol Siyasal
Mahkumlar
Federasyonu, 797
kotnun hareketi, 578 668 Isvicre: anarko-komunizm, 607; Dada hareketi, 612; Israil
lsvec,
Kropotkin' in ikameti,
Foucault, 801-802; Nietzsche,
237, 801; istenci, 87, 237,
444-445; aynca bkz Cenevre,
335, 768; ayrica bkz. otorite
Jura
lleri
Ahlak Dernegi, 718
tncil,
uzerine gorusler, 891-893;
464-466; Russell, 891; Shaw,
123-125, 292
470 495
lngiliz Bilim Dernegi, lngiliz Sanayi Ligasi,
is,
Bakunin, 426; Kropotkin,
ilerleme,296,481
891; Tolstoy, 313, 464,891 I$-arastirma hareketi (Cin),
718
150
Ingiltere, bkz. Britanya
lsaya,
insan dogast, 875-877; Bakunin,
isbirligi,
uzerine gorusler;
414-415, 875-877; Godwin,
Kropotkin, 440, 451-453;
295-297,450,457,814,876; Goldman, 875-877;
Rousseau, 191
Landauer, 576; Read, 809;
Dizin
isci birlikleri,
402-404, 857-858;
957
junta Organizadora del Partido
Mexicano (PLM),
kooperaiifler, 427; denetim,
Liberal
411
703-707
887
Borsalan Federasyonu
Jura, 401, 442, 605,
(Federation des Bourses du
Jura Federasyonu; anarsist
Isci
Travail), 342, 614,
615
merkez, 605-608;
Muhalefett, 657
Isci
ltalya,
anarko-komunizm, 607; Bakunin'in
619-627; anarsist hareket,
etkisi,
442, 860;
493, 496-467, 500-503;
Kropotkin'in
Bakunin'in ikameti, 396;
Londra konferansi, 428;
Malatesta, 487-490, 493, 496,
Malatesta'ntn ikameti, 490;
Reclus'un soylevi, 482
500-502; grev, 501; siddet,
502
444;
faaliyetleri,
Justice,
259
Italyan Anarsist Btrligi, bkz.
Untotie Anarchica Italiana Italyan Komtinist Partisi,
Italyan Sendikaltst Birligi, bkz.
kabileter, 38, 45,
458
Kabouterler, 17, 672, 759-760
(Jnione Sindicate Italiana Italyan
K
626
Toplumsal Devrim
kadin hareketi, bkz. feminist
Komitesi, 489, 621
hareket
lvanov (ogrenci), 407
kadinlar, tizerine gorusler:
anarko-feminizm, 761-763; J
Jakobenler, 27, 287, 288, 427,
Partisi,
Nietzsche, 235; Paine, 207;
735
J apon Anarsist
140;
698-702; Kropotkin, 464-465;
471,472,600-602,869 James, Henry, 579,858 Janata
De Sade, 222; Fourier, 223-225; Ozgur Ruhlar, Gandhi, 590; Goldman,
Paris
Federasyonu, 725
Komunu, 411;
Proudhon, 90, 235,369;
Japonya: anarsizm, 721-726; Zen
Bagirganlar, 164-166; Reclus,
Buddhizm, 106 Jefferson, Thomas, 267, 687
482; Rousseau, 197; Tolstoy,
jekzniyakov, Anatoliy, 653
aynca
jeong Dasan, 726
hareket
235, 515; Wollstonecraft, 206;
Kafka, Franz, 20, 76, 666
Jerez ayaklanmasi, 493
jcun esse Liberia
Jimenez de
la
i
re,
Kalvinizm, 130-131,284-285,
618
Beraza, Albay,
bkz. esitfik, feminist
640
294
Jtyu-Rengo, 724
Kampfimeyer, Bernhard, 666
John, Augustus, 680
Kamuoyu:
Joil,
James, 16,901
Jom,
Asger, 753
rolu,
884-887;
Bakunin'in gorusii, 398, 426;
Godwin, 64, 315, 466, 477,
Journal du Peuple, 352
523; Kropotkin, 64, 466, 477;
Jukovskiy, Nikolas, 650
Proudhon, 362; Tolstoy, 523, 529; ayr\ca bkz. ktnama
Jung, Carl Gustav, 809
Anarsizmin
958
Kant, Immanuel, 75, 230, 360,
TariJii
Khleb
kapitalizm: Morris'in goru$u, 255;
konumu, 739; Proudhon, 353; Situationist elestiri, 753-757;
aynca
Devlet, 659;
ana rko-kap
i
bkz.
ta iizm
64, 77,82, 86, 315;
aynca
bfe^.
kamuoyu
rrterkezcilik
Kirim Savasi, 511, 512 Kizil Enternasyonal,
689
629 Over, 694
Kizil Tugaylar,
Kick
laissez-faire
650
Volya,
i
kmama,
455
It
Kara Enternasyonal, 689
Kierkegaard, Soren, 320, 326
Kara Federasyon, 361
Kilise; anarsist gorujler,
Kara Panterler, 405, 743
Karanhkta Oten Horozlar Dernegi, 718
132, 136;
521, 530-531; tspanyol anarsistleri, 133,
Kardeslik, Bakunin'in, 396, 403,
Kim
11
636
Sung, 726
King, Martin Luther,
620, 650 Kastilla: kardeslik orgutleri
123-125,
Rus Ortodokslugu,
Jr.
,
273,
276, 748
(ortacag), 629; kolektifler
Kinikler, 116-118
(1936), 634
Kiriatkowska, Antonia, 393
681,693, 743-748,802,848
Kitiumiu Zenon, 118
karsi-kuitur, 29,
karsthkcdik, 29, 31, 600, 856;
Proudhon, 30, 342,351,372, 373,599,604,854,887 Katalonya: anarsizm, 630; kolektifler,
16,33,641-643,
890; komunler, 636;
hukumet, 639, 643-644; grev (1909), 632;
isci
denetimi,
890 Katerina
Kitz,
Frank, 258, 491,675
kolektivizm, 29,31,34,856,
888-890; Bakunin'in konumu, 403, 604; Hayek'in gorusii,
766
657 Komunist Partisi: Brczilya, 700; Cin7 1 8-720; Kuba, 712; Koliontai, Aleksandra,
Fransiz, 794-797, 798; Italyan, 626; Japon, 722;
11,
Rusya lmparatoricesi,
Sovyet, 59, 472,558, 565,
660, 897; lspanyol, 646
185,381 Katolik Isci Grubu, 134
Katolisizm, 131
komunist
anarsistler, 404;
bkz. anarsist
Kanalar, 153-159; anarsist topluluk, 26, 539;
Komunist federal is tier, 404 komunizm, 29, 31-32, 34-35,
Bookchin'in goriiju, 831;
404, 888; anar$izmle
Goodwin'in gorusii, 291-292;
424, 462; anarsist
binytki hareket,
1
28
Kelle Vergisi isyanlan (Londra),
146 Kerenskiy, Alexander Federovic,
471 Kesey, Ken, 745
Kesskr, Karl, 451
aynca
komunizm
iliskisi,
komunizm, 462; anti-otoriter komunizm, 404; otoriter komunizm, 404, 424; Bakunin, 386; Hiristiyan
komunizmi, 125; Morelly, 184; Morris, 257; liikeiim
komunizmi, 147; uretim komunizmi, 150; Proudhon,
Dizin
348-349; Devlet, 404, 558; goniillu
komunizm, 307, 308,
486; Winstanley, 161
959 80, 81; Brousse
ite
tanisma,
605; Carpenter, 251; kinanw. 86; Cheslicky, 148;
48-49,399,425,426,853;
komunizm, 316, 673. 854; sozksmekr, 52; isbirhgi, 441,
komunler; Bakunin'in plani, Bookchin'in ekotopyasi,
452, 453, 562, 829, 830;
837-838; komunistler, 32;
adeder, 247; dogrudan eylem,
Kropotkin, 461, 853; ortacag,
30;
458; karsihkcihk, 30;
855; esulik, 90;
Proudhon'un
476, 485; Fourier'nin etkisi,
plani. 30,
bolusum
ilkeleri,
etik,
376,
454-455,
364-365; Situationist planlar,
223-224; ozgur toplum,
755-756; ispanyol plani, 637;
461-468; 6zgurluk, 77;
Ukrayna, 654;
isgi birlikleri,
Freedom
Press, 447, 805;
857-858; aynca bkz- Mitnster,
Fransiz Devrimi, 600, 602;
Paris
cenaze toreni, 658, 707;
Konfucyusculuk, 96, 98, 715, 719
Godwin, 289; Grek etkisi, 120; Guyau, 610; insan
Konfucytts, 95
Konstantin, Imparator, 125
dogasi, 450, 456-457, 877;
kooperat if hareket, 227, 485
hapisligi,
Kore Anarsistler Federasyonu,
313, 789; etkisi, 262,473,
444-447; sanayi,
526,563,585,587,607,610,
727 Kore, anarsizm, 726-727
650, 660, 666, 700, 703, 710,
Korintoslulara Mekrup, 128
716,721, 744,758, 777, 787,
Kornegger, Penny, 762
804, 825; yasalar, 62-64, 76,
Kotoku, Shusui, 473, 716, 721
882; Londra faaliyetleri, 447,
kolelik:
Andrews'in gdrusleri,
541-542; Atinahlar, 121;
677, 679; Malatesta, 490,
503-505; ortacag loncalan,
Emerson, 268; Paine, 207;
153; ahlak, 485; Morris, 255,
Reclus, 480
258; giidulenme, 234;
Kotn, 141
Murayev, 393; dogal duzen,
Korfez Savasi, 793
43-45, 126,476,778,810,
koy demokrasisi, Hindistan, 591-592,896
847; Nietzsche, 232, 235;
Koylu Isyam,
Ingiiiz
(1381), 143
koylu isyanlan (Ortacag), 143 Kraliyet Cografya Dernegi,
447
felsefe,
450-453; iktidar,
84-88; devrim, 469-478, 864;
Rus Devrimi, 658;
"bilimsei"
anarsizm, 899;
Kravginkty, Sergey, 443
toplumsallasma, 76, 301, 814;
Kronstad Isyam (1921), 15,551, 558, 658-659, 754
sosyoloji, 477; Spencer,
Kropotkin, Alexander, 439
46,49-50,55,457-461,476;
Kropotkin, Prens Peter, 439-478;
Stirner, 320; Scoikler, 119,
anarsist
konum,
16, 21, 184,
246-250; Devlet ve hukumet,
716; ceviriler, 576; Tucker,
873; ozgecilik. 455, 875;
544,688;
Arbeiter-Zeitung, 605; otorite,
degerler, 75; siddet, 546, 609,
"iki
gelenek", 26;
960
Anar$izmin Tarihi 863-864, 867, 894-895;
603,686,688,765,766,767,
gonullu komunizm, 308;
874, 885, 889; ayrtca bkz.
iicret sistemi,
kapitalizm
553; savas,
469-478, 496-497; yasaklanan
Umb,
Charles, 291
660
Lamennais,
Kropotkin, Sophie, 445
384
isler,
Fe4icite
Lancaster, John,
Kruscev, Nikila, 660
Robert de,
Gaunt Dukfj,
144
Kubat, Krai, 140
Landauer, Guswv, 571-578;
Kudus, 124
Olumu, 667; ozgur toplum, 818; Buber uzerindeki etkisi,
Kupferberg, Tuli, 743 Kurohata, 724
Kurtulus Teotojisi, 713
785-787; La Boetie, 176;
Kuzey Kore, 726
Miinih Konsey Cumhuriyeti,
Ktiba, 708-713; Malatesta'mn
667; Der Sozialist, 666. 667;
494; Devrim, 437,
ziyareti,
699; Devlet denetimi, 59; grev
Devlet, 37,50, 68,
895
Lane, Joseph, 258, 491, 675
Lao Tzu, 96-101, 105,347,716, 719,776
(1902), 710
KUltur Devrimi, 720
Largo Caballero, Francisco, 644,
647 Larkin, James,
L'Adunata dei Refrattari, 692 L'Anarchie, Journal de I'Order,
603
L'Avant-Garde, 606
Le Libertaire, 607, 616, 797 Le Libertaire (Anarsjst
La Alianza Obrera, 708
Federasyon), 617
LaAurora, 708 Battaglia,
anarko-sendikalizm, 33
LeFeiKan, 719 Le Figaro, 729
402
L'Ordine Nuovo, 625
La
Le Libertaire, Journal du
700
La Boetie, Ettenne de, 79,
173-176,576,599,768
Mouvement Social, 604, 874 Le Monde Libertaire, 797 Le Pere
Peirtard,
607, 610
La international, 702
La Questione
La Liberty 431
Le Representant du Peuple, 352
la
Le Revoke, 444, 605, 607, 862
Protesta,
696
La Revoke, 444, 448, 479, 482,
607
Sociale, 490,
696
Leary, Timothy, 743, 745 Lee, Dorothy,
830
La Revolution ProUtarienne, 799 La Social, 702
Lefebvre, Henri, 753
La Volonta, 496 Labor Leader, 556
LeGuin, Ursula, 20 Lehning, Arthur, 431,670
Lafargue, Paul,
665
Latin Amerika, 695-713;
L'Aptazione, 493
L'Egalite,
678
Lasalle, Ferdinand, 342, 580,
430
laissez-faire, 34, 40, 46,
Legalistler,
715,720
Leibniz, Gotfried Wilhelm,
244, 249,
250, 351, 373, 533, 545, 546,
Lenin, Vladimir karsi
llyic:
230
anarjizme
tutumu, 20-21, 58-59,
961
Dizin
666
472,651,654,657,712,898;
Lokalistler,
Necayev'e kar§i tutumu, 406;
tonca sosyalizm i, 342, 777
olfimu, 498, 626; fabrika
loncalar,
konsey leri, 657; Goldman' la
London, Jack, 704 Londra HaberSesme Cemiyeii, 288
gorusmesi, 558; Kronstad isyani,
458
Londra: Bakunin'in ziyareti, 394,
659; Kropotkin,
devrim, 434; sosyalizm, 784;
DokGrevi (1889-90), 491; East End anaTsist harekeii.
Sorel'in etkisi, 614; Devlet ve
581; Birinci Enternasyonal
470-473; Paris Komunii, 428;
Devrim, 652; Devlet'in rolu,
Kongresi (1871), 428; Ikinci
54-60, 805; Tolstoy, 532;
Enternasyonal Kongresi
vesayet,
(1896), 493, 572;
719
Leningrad grevleri (1921), 659
Kropotkin'in ikameti, 447.
Leon kardeslikleri (ortacag), 629 Les Temps Nouveaax, 469, 607, 610,616
469-471, 677; Malatesta'mn
Letrizm, 752-753
Trafalgar
ikameti, 494-496; "Ketui
Durdur" kampanyasi, 683; Meydani gosterileri,
495, 683
Leva I, Gaston, 659
Lopez, Alfredo, 710
Levante: anarsistler, 630;
Li
kolektifier, 641; komiinler,
Lopez, Chavas, 703
636
Lopez, juan, 644 Lorenzo, Anselmo, 630
Shih-iseng, 716
liberal
Louis Philippe, Krai, 352
demokrasi, 51-54
liberalizm: anarsjzmle kiyaslama,
Louis XiV, Krai, 176, 179
871-875; klasik liberalizm, 34,
Louis XVI, Krai, 217
332, 766; Spencer'in gorusu,
Lovelock, James, 829
247-249; Devlet, 878; ayrica bits,
Libmer
parlamenter siyasetler Isci
Grubu, 694
Liberter Parti.
18,34,765,769
Liberty. 258, 342, 533, 544, 549,
688, 690. 766
665 716 Lifeboat Dernegi, 474 Lincoln, Abraham, 89 LiuSzu-fu, 718 LivrePeitstidor, 700
Luther, Martin, 148
Luxemburg, Rosa, 572 lumpen proletarya, 432, 434, 437, 742,750,841,848,888
Lyon ayaklanmasi (1870), 409, 411,427
Lieske, Julius,
M
Liey Shih-p'ei,
Locke, John:
etkisi, 180,
Macaristan: isgali (1956), 739,
754, 799; ulusculuk, 368;
isci
konseykri, 896 209, 243,
MacArthur, Douglas, 724
272, 284, 686, 767; ozgurluk,
Macau lay, Zachary, 674
72; toplumsal sozlestne, 45,
Macdonald, Dwight, 693
199; Devlet'in rolu, 770;
Machado y Morales, Gerrado, 710
Devlet; dogal
199,201,541
durum,
15, 40,
Machiavelli, Ciceolo, 175
Mack,
Eric,
770
Anar$izmin
962 Madero, Francisco, 705-706
Madrid Kongresi (1931), 634 Maitron, Jean, 617, 748 Makedonyali Philip, 120
Makhno, Nestor,
15,
654-656,
Tar'thi
Marksizm; anarsizmle karsilastirmasi, 873;
merkezcilik, 557; proletary am n diktatorlugii,
558; Bookchin'in gorusti,
840-842; Birinci
660, 704, 723
makine, bkz- teknoloji
Enternasyonal, 58; gelecegi,
Maknovistler, 754
897; Yeni Sol, 740-743;
Mala testa, Errico, 487-507, 620-626 anarsist komiinizm,
Read' n gorusti, 794, 809-810;
483, 548; Arjantin
faaliyeti,
;
Devlet, 54-60; anarsizmin
yaklasimi, 20-21
696; otorite, 80-82; Berne
Marsh, Margaret, 761
Kongresi (1876), 489, 606;
Marti, Jose, 709
Kttba 2iyareti, 710;
855-856;
ilkesi,
bolusum
esitlik, 90;
ozgurluk, 74, 77, 90;
etkisi,
!sci
Kongresi (1896), 572; Kropotkin, 459, 469,476, 504;
dayamsma
yasasi, 76,
491,502;liberalizm,873; dogal yasa, 79; Doga, 87, 505; iktidar, 87;
Marx,
Ret,
577
Karl: y aba nc lias ma, 754;
anarsist elestiriler, 58
Bakunin'le
606, 607, 678, 703;
Enternasyonal Sosyalist
Marut,
Rus Komtinisi
iliskilcri.
1
54,
57-58,66,341,377-378,387, 395, 404, 421, 427-437, 442,
563,669,861,897; Bookchin'in gorusti, 840-841;
Camus'nun
goriisu, 798;
degijim, 413;simf, 887; catisma, 456; dogantn fethi, 87; ekonomi, 459; "i$gilerin
Partisi,
626; Devlet ve
hukumet, 49; mticadele, 28, 43, 505; sendikalizm, 617,
623; eserlerin gevirisi, 716; siddet,
862
Malato, Charles, 493, 497
Ma Ion,
Be no it, 604
Malthus, Thomas, 290, 291, 309,
856 manevi anarsistler, 29 Maneviyatgilar, 128
Mann, Tom, 495, 678 Mannin, Ethel, 679
Mao Zedung,
718, 743, 747, 751
kurtulusu", 32, 422; Birinci
Enternasyonal, 395, 401-404; Fourier, 224, 227;
Fransa-Prusya Savast, 407; ozgurluk, 73, 833; Godwin'in etkisi,
308; htikumet, 373;
Grim, 664;
tarih, 581,848; 257,377,580,805; Sol-Hegekiler, 384; Lyon cilisi,
ayaklanmasi, 409; doga, 849; Paris
Komfinu, 428; koyluler,
887; iktidar, 800-801;
Proudhon, 341,347, 349, 375; bilimsel sosyalizm, 419;
Marat, Jean Paul, 601, 602
Devlet denetimi, 46, 55;
Marcuse, Herbert: Bakunin'in
Devlet rolu, 55; Stimer, 321,
etkisi,437,751,802;
327, 337; Tolstoy'un gorusu,
Bookchin'in gorusu, 841-842; etkisi,
725; Sovyet marksizmi
elestirisi,
741
532; mezan, 250; gene! oy hakki, 423; utopyaci sosyalizm, 898
963
Dizin monarsi: Godwin'in gortisu,
Maurin, Peter, 134, 692
304-305
Mayakovski, Vladimir, 805
Mazdak, 139-140
Monatte, Pierre, 615, 616
Mazzini, Giuseppe, 368, 395, 428,
Montaigne, Michel Eyquem dc,
488, 619-621, 869
McKinley, William, 499, 556,
173 Montseny, Federica, 635, 645
564, 690 McLaren, Malcolm, 682
Moravya, 150
meclisler, ulusal, bkz.
Morelly, 180, 182-184, 185, 190,
Moravyali Karde$ler, 148, 510
599
Parlamenter siyasetler Meiji, Imparator, 721
Morris, May, 260
Meksika: anarsist hareket,
Morris, William, 254-260; sanat ve endustri, 468;
702-708; devrim, 699 Melly, George, 680
John
Meltzer, Albert, 681
Mendes- France, Pierre,
Sosyalist Liga, 254, 676, 678;
434 491, 623
is,
817
Morton, A, L, 168
Mesherjean, 181-182, 190, 599 Messonier, Enrique, 708
Mostjohann, 578-580; anarsizm, 873; oltimu, 690; Freiridt,
Meunier, Theodule, 608
555, 579, 666, 675, 689;
Michel, Louise. 604, 678
etkisi,
Michels, Robert, 436
676
Milano: bombalamalar (1921), 502; labrika isgalleri, 501, 624 milis gruplan, Mill,
John
of
Malatesta, 491; miilkiyet, 243;
merkeziyetgilik, F. S.,
Dream
146; ekonomi, 464;
826; Kropotkin, 447;
etkisi,
799
Mensevikler, 659
Merlino,
Ball,
640
Stuart, 244-246; esitlik,
88; denge, 370; Cenevre
Kongresi, 399; hukumet, 246, 247, 259; Humboldt'un
etkisi,
555; siddet, 555, 579,
Mother Earth, 550, 556, 690, 691
Movimiento Libertario Espanol, 647 Mowbray, Charles, 258 Muhafazakar Parti, 34, 767 Muhalifler (Dissenters), 130-131,
283
229; bireycilik, 872; etkisi,
Mujeres Lib res, 644
874; yasalar, 883; Devlet, 249;
Mumford, Lewis, 473, 741, 775,
Warrcn'in Koy Topluiugu,
787-791
Mumon,
541
1
10
Millet. David,
18-19,83
Murry, Middleton, 201
Mills, Charles
Wright, 741, 742
Mussolini Benito, 320, 445. 502,
Milton. John, 285, 292, 363, 673
Mirbeau, Octave, 609-611, 678 Mitchell, Adrian,
Modern Okul
680
Hareketi, 565, 631,
693
Modern Zamanlar, 605 Modern Zamanlar Kenti, 540
504,614,626 Mutayev, General Nikolay, 393 Muhlhausen, Thuringia. 149
Muhsam,
Erich. 577,
578
mulkiyei, uzcrine goin^ler
Aquinas,
I
26; Itakmiiii,
403; Caipeim-r,
-ViJ,
De
W7, s.idc.
Anar$izmin Tarihr
964 218, 221; Gandhi, 731;
Marx'in suclamalan, 429-430;
Godwin,
siddet, 405-407, 579, 798,
126, 307;
Goldman,
562; Kropotkin, 461;
861
Landauer, 575; Malatesta,
Nederlandsch Syndicalistic!!
506; Morelly, 184, 345-346;
Proudhon, 218,308,333, 345-346, 352, 365-366,
Vakverbond, 670 Needham, Joseph, 96 Negrin, Juan, 647
538-539; Reclus, 484-485;
Nehru, Pandit, 593
Rousseau, 191, 192; Stimer,
Neill, A.
S.,741
329, 333; Tolstoy, 527-528,
Nesnelci Hareket, 768
530; Tucker, 546; Warren,
Nettlau,
538-539; Winstanley, 158 mulkiyet: Devlet mulkiyeti, 404; isci birlikleri,
402-404
Mtinih Anarsist Sendikalist
578 Munih Konsey Cumhuriyeti (1919), 577,578,667 MunsteT Komunu (1534), 143, Btrligi,
149 Munzer, Thomas, 143, 149
N
Max; Matatesta'yla
dostlugu, 491; Bakunin
Qzerine, 176;
Boaie Humboldt
uzerine, 230;
Most uzerine,
uzerine, 430-431; La
579-580; Reclus uzerine, 479 Nette Rheinische Zeitung,
395
Nevinson, Henry, 251
New New
Deal, 766, 767 England (17. yuzytl), 168 New England
27,
Transandan talis tleri, 268
New
Nabat, 651,657 Nairn,
Left,
740-743; anarsist
kaygilar, 19, 29, 896;
Naess, Arne, 835
Britanya, 742; Almanya, 747;
Tom, 749
ttalya,
Nanterre Oniversitesi
ayaklanmasi (1968), 751, 754 Napoleon Bonaparte, 217, 509, 516 Napoleon IN (Louts Napoleon),
627; liberterler, 874;
lumpen
protetarya, 437, 742;
banscthk, 594, 747; Birle?ik Devletler, 740-743, 746-747;
Narayan, Jayaprakas (JP), 734-736
Ban Almanya, 668 York, 430 Newton, Isaac, 207, 224, 413, 847 Newton, Samuel, 283
Narotlnaya Volya, 650
Nietzsche, Friedrich Wilhelm,
353, 354, 357, 372, 407
New
232-242 Camus'nun gorusu,
Narodnoe Delo, 650 narodnikler, 342. 442, 443
797; yardtmseverlik, 263;
Natanson, Mark, 550 National Arbeids Secretariat
Nieuwenhuis, Ferdinand Domela, 479, 669-670, 758
(NAS), 670 Nazizm, 578, 667, 796 Necayev, Sergey, 261, 405-407;
Nihonjikyo, 723
Bakunin'le
iliskisi,
405-407, 429;
261,
etkisi,
743;
nihilizm, 319,
442
Nikaragua, Sandinistalar, 702 Nikolas], Car, 379, 382, 389,
391,439-440
Dizin
Nock, Aihertjay, 766
otorite, 80-84,
Noire! Rouge, 617,750
138; Engels, 56, 84, 430, 890;
Morris, 259; Proudhon, 366,
669
369; Rousseau, 197-198;
Norvec, 668-669
Noske, Gustav, 577
Now, 680
Noyes,John Humphrey, 547-548, 688 Nozick, Robert, 544, 769-770,
874 artist,
880-882. Bakmiiti,
419; Blake, 129; Hiiisiiyan.
Norsk Syndikalistik Federasjon,
nufus
iJh'i
aynco bkz. Iktidar Our Generation, 694 Owen, Robert, 282, 537, 539. 675, 688
Owen, William, 777 oy (oy verme, genel
29 1 308, 468, 847
oy):
Bakunin'in gondii, 398, 423;
,
Nukleer Savasa Karst Dogntdan
Comfort'un dncrisi, 815;
Eylem Komitesi, 779
Godwin'in gorusu, 305;
Goodman, 818; Proudhon,
Nukleer Silahsizlanma
352-353,355,371,373,423; Wolffun onerileri, 771; aynca
Kampanyasi (CND), 671
£>&£,
demokrasi, parlatnenter
siyasetler
O'Reilly, Ciaron,
137
oy pusulasi, hkz. oy verme
Obscina, 649, 650, 660
Ogarev, Nikolay, 394, 396, 405
O
Oglesby, Carl, 740 Oiticica, Jose\
700 639,645
OfkeliTugay,681,763
Oliver, Garcia,
ogrenci hareketleri, ahmislar,
Oneida toplulugu, 548, 688 Oppenheimer, Franz, 766
Onderlik, 83, 100,809
Organ far
Orgiiisel Platform,
Anarchistnus-Socialismus, 572 ortagag: Hiristiyanlik, 123, 137,
725, 746
660
Osugi Sakae, 722 ozerklik,
790
139-151; topluluklar ve
OzgurOlanlar, 321
komunler, 458; mistik
Ozgiir
ispanyol kardesjik orgii tleri,
Ruh Ruh Ozgur Ruh Ruh
629
Ozgtir Rub, Ozgtir
anarsistler, 137, 151, 536;
koylu isyanlan, 27, 143-146;
Orwell, George: Gandhi uzerine,
Kardcsligi. bkz- Ozgiir
Hercsisi,
Kardesligi.
1
/>fcz
Ozgur
Ruh
40-
1
43; binyiki
151,808,
594-595, 885; insan dogasi,
bait-kei. 128,
890; yasalar, 886; banscilar,
muntleri. 148, 154, 161. Ki>,
885; Ispanyol
lc Sava§i, 16.
640, 643; Devlet, 877; Swift uzerine,
203
164,
M
2.
67
3;
k.idmlaim
koiiiuiui. 1(V> ii^f.ni
lopliim,
Osawa Masamiehi, 724
'!.»'>
Osho, 729-730
1
-I2(>,
utn hi
.
8>\
H')8; ll.iku
HiH)kilnti.Hi.> Kll. .' I
'>.
,'i'l
,
(
iinkviii.
Anarfizmin Tarihi
966
311-316, 334; Goodman, 818;
894; Katalan, 644; Gandhi,
Kropotkin, 461-468;
591, 730; Godwin, 305, 894;
Landauer, 818; Reclus, 483
Japonlar, 726; Kropotkin,
"Ozgur Universite" kokktifi, 682
460; Morris, 256, 676;
ozgurluk: mutlak ozgurluk, 71,
Proudhon'un
tepkisi, 52,
352
76, 417; anarko-kapitalist
373, 860, 894; Rousseau, 193
tanim, 772; Bakunin'in
Sosyalist Liga, 676;
gdrusu, 416-421, 426; yurtias
liberalizm, sosyal
aynca
bit:
demokrasi
haklan, 77; ifade ozgurlugu,
Parlamenter Rus Komitesi, +71
304; Fourier, 224; Godwin'in
Parlamento, 256, 293
gorusii, 311-312; Hegel, 329;
Parsons, Albert, 689
Humboldt, 231;
Partido Liberal Mexicano
serbestlik ve
(Meksika Liberal
ozgurluk, 72, 809; Mill,
244-246; Nietzsche, 238-239; kisilik
ozgurlugu, 136;
Proudhon, 351, 376; Read, 807-810; Rousseau'nun yaklasimi, 196-197; Sarcre'in
Marxists (Birlesik Marksist lsci Partisi,
640
Partido Socialists Unificat de
Catalunya (Katalonya
goriisu, 794; Spencer,
248-250; dtisunce ozgurlugu, 304; Stirner, 328-329; Tolstoy, 527;
Partisi,
PLM), 699, 703 Partido Obrero de Unification
Wins tan ley' in
tammi, 160; Zen Buddhist anlayis, 108
Birlesil
PSUC), 646 Patchen, Kenneth, 693 Patria, 709 Sosyalist Partisi,
patriyar$i, 482,
Paul,
St.,
761
124, 125,
128,516
Peace News, 683,812 Peiro, Juan, 635, Pelloutier,
Pa Chin, 473,719, 721 Paine,
Thomas, 206-212;
548-549;
dil, 17;
644
Fernand, 342, 614
Peloponnes Savasi, 120, 121 etkisi,
yayinci, 286;
Penn, William, 163, 685 Pensilvanya Anayasal Sozlesmesi,
686
toplum,37, 93, 267,301, 673-674, 687
Perikks, 120, 121
Panik Ekenler, 759-760
Perlman, Fredy, 694
Panslavizm, 66
Peron.Juan Domingo, 697
Paris Paris:
Grubu, 716-718
Komun
(1871), 31, 55, 341,
Peru, anarsist hareket,
701-702
Peschmann, August, 665
374, 408, 411,423, 427, 428,
Pestana, Angel, 632,
441,445,604,748,857,861;
Petra^evskiy Cevresi, 227
Mayis Devrimi (1968), 437,
Peukert, Joseph, 666
618,698,725,737,748,802,
Phoenix Parki katliami, 675 y Margall, 342, 629-630
826, 870, 881; siyasal merkez,
Pi
386
Picasso, Pablo,
parlamenter siyasetler, 894; Bakunin'in reddi, 410, 434,
635
631
Pisacane, Carlo, 396, 619, 861 Pissarro, Camille, 610,
678
Dt^in
Pissai'i'ii, l.iii'k'n,
Pitt,
610
456-457;
512-515,526,599,604,619,
282
Plato, II J-116, 118,
650,663,677,688,699,745,
119,122,
511,786
786, 804, 861; adalet, 76,90,
Plckhauov, Gcorgi Valentinovic, 56. 653,
431; hapisltk.
ideal,
353; etkisi, 376, 387-388,
William. 281, 285
Place, l-rantis.
967
361,368, 376;
897
yasalar, 357;
ozgurluk, 44, 787; Marx'in
More
Pobcdonustsev, 531
saldmsi, 56-57;
859 Polis, 119, 772,824,831,838 Politics, 693
gudulenme, 234; utusculuk.
Polonya ulusculugu, 66, 368, 395,
mulkiyet, 218,307, 333,
Pol Pot.
I
ly,
184;
65-66; dogat diizen, 43-44, 810; siyasetler, 364-376, 89
440
*;
345-346, 352, 365-36^, 687;
Porete, Marguerite, 142
Portekiz Devrimi,
devrim, 894; toplum. 38. 853,
648
857; Spencer'in gorusleri.
Post-Empresyonizm, 599, 902
248-249; Devlet, 355, 547;
Pouget,Emile.607, 613, 614
Tofstoy'la tamsmasi, 514-515;
Powys.John Cowper, 679
eserlerinin cevirilmesi, 545,
575,630,664,688
Prada, Manuel, 701
ayaklanma( 1848), 390;
Proudhonculuk, 30, 342 Provo, 757-760
(1968), 17
Provo hareketi,
Prag:
Kongre (1848), 389;
PitiVila,
646
proletarya; diktatorlugu, 373,
424,428,434,659,700; aynca bkz sinif Proudhon,
17, 671, 757-760,
870 Prusya, 407 psikiyatri,
64
Pugacev, Yemelyan Ivanovic, 405,
649
Pierre Joseph,
339-376; anarsist konumu,
19.27-28,345,346,602-603; birlik,
853-856; kadinlara
tuiumu, 90, 235, 369; otorite,
Quakerlar, 162-163
81; Bakunin, 386-388;
Hiristiyanhk, 123, 131;
R
rekahet. 316,855;
sozlesmeler, 52, 357;
demokrasi, 53; dogrudan eylem, 30;
esitlik,
368-370, 396;
70,
etik,
359-364;
Rabelais, Francois, 73, 171-173,
179,486,599,826 Radical Review, 544
Radin, Paul, 830
federaltzm, 364-365, 367,
Radowitsky, Simon, 697
373; Fourier'nin etkisi, 223,
Ramaer, Hans, 672
344, 350; ozgurluk, 77;
Rand, Ayn, 768
hukumet, 25, 48;
Raspail, Franco is- Vincent,
Holyoake'nin goruju, 206;
Ravachol, Francois-Claudius, 485,
insan dogasi, 358-359, 374,
608,611
352
Anar$izmin Tarihi
968
Rawlsjohn, 91 Razin, Stepan
Robbe-Grillet, Alain, 223
Tim ofeye vie
(Stenka),405,649
Isidore de, 197, 217, 219, 221,
Read, Herbert, 803-812; anarsizm,
679-680, 794; Camus'nun onsozii, 797; Carpenter'in etkisi, 252; egitim,
Robespierre, Maximillien Marie
806-807;
600, 859
Rocker, Rudolf, 580-586, 667; anarsizm, 873; Arbeter Fraint,
581,667, 677; Chelsicky,
serbestlik ve ozgurliik, 71;
147-148; hapisligi, 495; etkisi,
Nietzsche, 232; Stimer,
791; jungen, 580; La BoeMie,
319-320
175; Landauer, 576-577;
Reagan, Ronald, 18, 765
Ulus-Devlet, 67-69, 583;
Reelus, Elie, 607
Nietzsche, 232; devrimci
Reclus, Elisee, 479-486, 607;
planlar, 616; Rus rejimi, 660;
anarsi, 279, 606; Bakunin'le
yazismalan, 434; Bakunin'in cenazesi, 606; Birinei Diinya Savasi, 497; gida
maddesi
uretimi, 855; ozgurluk, 73; hapisligi, 604; etkisi, 610,
server, 501
Rodosha Rentai Undo, 725 Roig de san martin, Enrique, 708
Roma:
Kilise, 124;
Imparatorluk,
45;Stoikler, 118
Romantizm, 189
709, 710, 716; Ishikawa, 723;
Rooseveit, Theodore, 13,
Kropotktn edisyonlan, 445;
Rose Street Club, 675
Malatesta'yla dostlugu, 490;
Rossetti, Arthur,
devrim, 864
Rossetti, Helen,
678
Rossetti, Olivia,
678
Reformasyon, 128, 137, 146, 148, 153, 171
Rossetti.
690
678
William Michael, 678
Regeneration, 703, 705
Rossi, Giovanni,
Reich, Wilhelm, 79, 223, 741,
Ros2ak, Theodore, 744, 825
801,810 Reid, Jamie,
Rothbard, Murray, 767-770;
682
anarstst
Reinsdorf, August,
665
Reitman, Ben, 568-569 Resistance,
693
Resullerin
lsleri,
Revolt,
700
125-126, 150
679
konum, 873-874;
bireysel pazarlik giicu, 85; La
Boetie'nin etkisi,
1
konum, 767; Sag
Liber terizm,
76; Lock<;u
875; Spooner'in etkisi, 544, 694; Tucker'in etkisi, 694
Rexroth, Kenneth, 693
Rotten, Johnny, 681-682
Rhodakanaty, Plotino, 702-703
Rousseau, jean -Jacques, 189-198;
Richard
11,
Krai,
144-146
yurttas haklan, 72-73, 196;
Richard, Albert, 409
somurge yonetimi, 246;
Richards, Vernon, 560, 645, 679,
Aydinlanma, 180;6zgurluk,
680
74, 196; genet irade, 75, 185,
Ristori, Oreste,
700
Ritter, Alan, 77,
83
Rivera y Orbaneja, Miguel Primo de,
634
196; etkisi, 230,355, 511,
599,721;yasalar, 196,386; ulusculuk, 65-66; dogal
duzen, 40-45, 192, 252, 876;
969
Dizin
halk egemenligi, 194-195;
toplumsa) sozlesme, 52, 195, 325, 330;Devlet,46, 192, 195
Rouvroy, comte de, 44, 227. 244, 345, 369, 663
saldirganhk, 814-815
Roux. Jacques, 601
Salmon, Joseph, 162
Ronesans, 27, 153, 171-172,458
Salome, Lou, 235
Rubin, Jerry, 694, 744
Salt,
Rugc, Arnold, 384, 664
Samuels, H.
Rumplf
665 Rus Dcvrimi (1905), 532, 650
San Francisco: Anarjist Ccvrcsi.
RusDevrinii{1917),28, 59, 471,
sanat;Fransiz, 609-612;
{polis gorevlisi),
476,497,557,651,691,696, 710, 722,869
Henry, 678 B.,
676
693; Kizil Enternasyonal, 689
Kropotkin'm goriisu, 468;
Proudhon'un
teorileri,
363;
Rus-Japon Savasi, 721
Read'in eseri, 805; fiyriKi
Ruskin, John. 468, 587
Dada, Gerc/ekitstiiculuk
Russell, Bertrand, 775-781;
anarsizm, 21; egitim, 791;
Goldman, 558;
yasalar, 882,
886; iktidar, 85; Rocker, 582;
bltz-
(Surreal izm)
sanayi bh-likleri, 425
Sanayi devrimi, 313 sanayi: fabrika sistemi, 56, 3 3, 1
Devlet, 879;
is,
891;dunya
hukumeti, 783 Russell, Dora,
orgullenme, 56, 85, 397. 425,
780
Rusya, 649-661; imparatorluk, 66;
knhk
332,372,467.842;
(1891-2), 520;
Goldman'in ikameti, 558,
443,466,657, 787-793,808, 890-89 Sandeman, Robert, 283. 294 Sandino. Augustino, 70 -702 1
564-565; narodnihler, 342,
Sansom,
442, 443; Sovyet
Cumhuriyeti, 472; Carhk, 382, 386, 392, 404, 439-445,
509-515,520,530-531, 536; aynca bkz. Sovyetler Birligi, Ukrayna
Philip,
679
Sartre, jean-Paul, 336, 711,
794-796, 798-800
Satyodaya hareketi, 535, 587, 730-736, 865; aynca bkz.
Gandhi Satyagraha, 535, 588, 592, 733 savas: Bourne, 866;
Hobbescu
karabasan, 15,39,201,331. Sacco, Nicola, 692, 778,
865
564;
Saddukiler, 138
Safhgin Kardesleri, 140 Sainte-Beuve, Charles
Augus tin,
Saint-lmier Enternasyonali 1872). 430,
gerilla,
Goldman,
639; Kropotkin,
469-470; Proudhon'un gorusu, 363; Stirner, 331; Tolstoy, 524-525, 866; aynca
339
(
363; Godwin, 865;
669
Saint-lmier Konferansi (1877),
696, 702 Saint-Simon, Claude Henri de
bkz. bariscUik
Say, Jean Baptiste,
323
Scheu, Andreas, 258 Schiller, J ohann
Christoph
Friedrich von, 825
Anarsizmin Tarihi
970 Schmidt, J ohann Kaspar (Max Stirner),
321
Sheppard, Samuel, 164 Sheridan, Richard Brinsley, 286
Schwarzer Faden, 668
Shih
Schwitzgu^bel, Adhemar, 613
Sinif Savasi Federasyonu,
Sebatkal
718
Birligi,
Segim
Tutumlu Cahsma
ve
1$
Ligasi,
fu,
718
Sinif: anarsist
eozumle me, 57;
anarsist
149
683
yaklasim, 887;
anarsist/komtinist
Segui, Salvador, 233,
632
farklilasmasi, 424; Bakunin'ir
Sembolizm, 599
^ozumlemesi, 379, 407, 422,
sempati gruplan, 631
428, 432; Bookchiriin goru$0
Sendikalist Isci Federasyonu,
680
Sendikalizm, 29, 34, 888;
Amerikan, 691;
Ingiliz,
831; Locke'un
Proudhon'un 342,
konumu, 200;
goriisleri, 57,
341-342, 345, 371-372; smif
678; dogrudan eylem, 595,
mucadelesi, 422, 481; ayrica
669; Hollanda, 669; Fransa,
bkz.
612; genel grevler, 495, 575,
kdyluler, proletarya, isciler
lumpen
proletarya,
595, 669; Almanya, 666;
Sidney Street olayi (1910), 494
Goldman'in goru$u, 562-563;
Signac, Paul,
Italya,
623-625; Japonya, 723;
Sillitoe,
610
Alan, 680
Malatesta'mn gdrtijU, 495;
Sinoplu Diyojen, 117
ayrica bkz.
Sirakuzah Diyonizos, 116
anarko-sendikalizm
Situa t io n is t
serbestlik, bkz. ozgiirliik
Serge, Victor,
653
Sergent, Alain,
En ternasy ona 6 1 8 1 ,
750, 752 Situationistler, 682,
617
Sessions, George, 835,
sivil itaatsizlik,
844
752-757
30, 134, 176, 522
530, 535, 588, 730, 779, 819,
637 Sex Pistols, 681,737 Seymour, Henry, 676-677
Slav Kongresi (1848),
Shakers, 548
Smile,
Shaw, George Bernard; anarsizm,
Smith,
Sevilla grevi,
677, 804, 886; insan dogasi,
876;
etkisi,
804; Kropotkin,
864 Slavlar; kurtulusu,
389 388
682
Adam,
44, 243, 323, 332,
336, 537, 765 Snyder, Gary, 105, 743
694
447; cinsellik, 251; sosyalizm,
Social Anarchism,
262; Devlet, 877-880; Tolstoy,
Socialisme
532; Tucker, 544; Wilde, 262,
Sosyalist Liga, 254, 255, 258,
266;
is,
891
oti
Barbarie,
676, 678
Shelley, Percy Bysshe: protesto
Socinus, Laelius, 285
eylemleri, 317; anarsist
Sofokles, 113
konum,
SogukSavas, 739, 818
20; Godwin'in etkisi,
81, 282, 291-292, 674; etkisi,
252, 253, 678;
282,291 Shen-wu-lieu, 720
750
Mary Godwin,
Sokrates, 114, 115 Sol-Hegelciter, 322, 324, 384,
412, 664 Solidaridad Gastronomica, 711
491
Dizin
sozlesme, toplumsid, 52, I'M 196.
Solidaridad Obrera, 632 Solidtth dad Obrera, 645,
199,212,330
797
sozlesmeler, 52, 357, 462, 818
683
Solidarity,
9/1
Soljenitsin, Alexander,
Spain and ike World, 679
660
Solon, 120
Spence, Thomas,
Sorel, Georges, 613, 722, 804,
Spencer, Herbert, 21
863 sosyal demokrasi, 878; ayrica bkz
2
1 1,
24 \,
246-250.251.259,451,621 Spies, August, 689
liberalizm, parlamenter
Spinoza, Baruch, 7
siyaset
Spooner, Lysander. 542-544.
Anayasa
Sosyal Demokrat Federasyon
Demokrat Sosyal Demokrat
Ligasi, 669, Parti;
Hollanda,
665, 666, 668; Rus, 650;
668-669
Sosyal Devrimci Parti (Rusya),
Spur,
679
Sri
Lanka, 105-106
St,
George Tepcsi, Stu George Tcjwii
n*y.
fife;.
877 802
Stalin, Josel, 59, 558. 859.
Stalinizm. 796, 79B-7V9.
471,650 Sosyalist Parti:
688, 770
670
669; Alman, 571, 578-579,
tsvec,
eksiirisi, 52.
bireycilik, 268; etkisi. 544.
(SDF), 676 Sosyal
5
Sleinlen. Tlit'opliile Alexandre,
AmeTikan, 563;
ltalyan, 501-502,
622;Japon,
721; Buyuk Britanya, 683 sosyalizm, uzerine gorusler:
610 Slqiniak, 260
Slirner.Max, 119-JiH; Hirisiiyaulik. 123,
Bakunin, 279; Landauer. 576; Spencer, 247-249; Tolstoy, 531; Wilde, 262-263
elik,
sosyalizmi, 533; lonca
38,44,47.
77,
319,417,455,574,661,873; etkisi,
sosyalizmi, 342; piyasa
II,
327-330; Goldman, 562;
bireycilik. 27.
sosyalizm: sanat, 364; Fabian
1
egoizm, 316, 119 120, 875;
667, 722,793;
ayaklanma, 870; Marx'm
sosyalizmi, 375; devrimci
saldinsi, 56-58; ahlak, 74,
sosyalizm, 424; bilimsel
236; dogal yasa, 75,
sosyalizm, 419; Devlet
324-327, 384; siyaset,
sosyalizmi, 54, 373, 434, 448,
330-338; mulkiyet, 346;
460, 584
cezalandirma ve iyilescirme,
Souchy, Augustin, 657
64; devrim, 798; toplum, 37;
Sou they, Robert, 282 Sovyetler
Devlet, 24, 27, 47; uslup, 902;
Birligi: anarsist
yasak,
Ko munis Parti'nin 897; Kuba baglantist, 660;
t
rolu,
712-713; dis siyaset, 796; Devlet'in rolu,
18,58,434.
Ispanyol ba£laulisi,
felsele,
Md.
ay riai Mr; Kusy;i, Ukt.iyn.i
Tolstoy'un goriisu, 526, 590; egoistler birligi,
241
Stoikler,65, 116, 118-119
Strasbourg Universitesi (1966),
749 sii.iw. |,,.k, 144 145
Ml uxlhi
if,.
August. Vi/
Anarsiztnin Tarifit
972 Sufirez,
Enrique, 709
Nietzsche, 132, 234-235, 320;
Proudhon, 359-360; Tolstoy,
sue; uzerine gor£t$ler: de Sade,
221; Godwin, 61-62, 63;
519-520; Winstanley, 156;
Kropotkin, 63, 446-447;
ayricabkz. din
Spooner, 543; Stirner,
Taoteching, 95-102
333-334; Tolstoy, 533; Wilde,
Taoizm, 95-104; anarsist
264 Sufiler,
duyarlik,26, 111; Cinli
140
sufrajetler,
anar$istler, 717, 719; Heraklit,
567
114; Japon anarsistleri, 725;
SunYat-sen, 718
dogal duzen, 40-41, 715;
aynca
Suso, Heinrieti, 141
Susturma Yasalan (1794), 282 Su-un, 726
tanm
bkz.
Buddhizm 425
birlikleri,
tarim; Kropotkin'in plant,
467-468; Proud honculuk, 854
Suzuki, 106 Surrealism, 618, 752, 902
Tanmcilar, 704
Sveriges Arbetares Central (SAC),
Taylor, Michael, 84,
669
680
teknoloji, uzerine gorusler:
Bookchin, 433, 839, 845, 856;
Swift, Jonathan, 178, 187,
Godwin, 313, 464; Kropotkin,
200-204, 284, 673
464, 856; Mumford, 787-791;
Swinburne, Algernon, 216, 445
Rectus, 483, 856; Tolstoy,
528
Tekvin, 123, 150 Temoins, 797 siddet, uzerine gdrtisler: Bakunin,
407,410-411,435,859-862, 894-895; Berkman, 551,
Bakunin, 405-407, 427, 435;
862-863, 868; Bourne, 866;
564-565; Kropotkin, 447-448;
Cafiero, Sili,
Terorizm, uzerine gorusler:
Berkman, 550-551; Goldman,
862
Landauer, 574; Rectus, 485;
anarsist hareket, 701
Rusya, 650; ayricabkz.
bombalar, siddet Terorizm; anarsist imge, 858; anarsist gelenek, 865, 867,
Tabor, Bohemya, 143, 146
887;(1890'lar),448,485,
Taborcular, 128, 146, 147, 149,
631, 690, 858; Japonya, 722; Rusya, 650; yetmisjerdeki
151
gruplar, 763;
Tahiti, Bougainville' in ziyareti,
aynca
bkz.
bombalar, siddet
187 Tailhade, Laurent, 61
Terra Livre, 700
Taisho Demokrasisi, 722
Thatcher, Margaret, 18, 766
Tann, uzerine
The Anarchist, 677-678
gorusler: anarsizm,
130-134, 137; Bakunin,
412-413;
OzgurRuh
inanclan, 140; Huxley, 783; Sol-Hegelciler, 324, 412;
The
Bell,
394
The Herald of Revolt, 679 The Industrial Syndicalist, 678 The Peaceful Revolutionist, 539
971
Dizirt
The Pole
The
Star,
514
Syndicalist,
Tolstoy, Nikolay Nikohiyivii.,
509-510
679
The Torch, 678
Tolstoycular, 485, 509. 000. 085
Thelwall, John, 282, 288, 675
Tooke.John Home, 28K
Thompson. E. P., 742, 874 Thoreau. Henry David, 271-277; hukumet.213,263,873;
topluluk: Buber'in plain, 785 7H7;
etkisi,
katolik aile.
plant, 68, 572-575;
268, 272, 522, 557,
Tienanmen Meydani (1989), 721 Tier ra
y
toplulukhr, Devleisiz. 18
Toplum:
716
Libertad, 647,
Store,
1
5,
418; Bookchin, 830-812,
Godwin, 301,
688,855
31 1-110; Paint,
37,93, 267, 301; Spi-nccr.
Tochatti, James, 258
247-249, tipleri.38;hirimk-r,
Tocqueville, Alexis de, 88, 344,
853; aynca bkz oz^itr toplum
872 Toennies, Ferdinand, 573
Tokyo
anarsist gorusler, 37 40;
Bakunin'in gorusleri, 4
704
Tierm!, 710
Time
koy
toplulugu,458
587, 687, 745-746
Tien-i-pao,
34; ozgiir
I
topluluk, 68, Landaucr'ui
Universitesi bgrenci isgali
(1968), 725
toplumsal ekoloji, 760; Bookchio,
Tolain, Henri, 371 Toller, Ernst,
toplumsal anarsizm, 29, 88d Toplumsal Darvinisller, 247, 451, 452, 475 28, 43, 785, 832-835; Clark,
577
87; Fourier, 215,223;
Tolstoy, Leo Nikoiayevic,
Kropotkin, 477; Mumlord,
509-536; anarsist konumu, 19,28, 124, 133, 137,509; kadinlara karsi tutumu, 235,
515-516; baski, 885;
789; Reclus, 484,
Thoreau'nun etkisi, 277; aynca bkz. ekoloji Toplumsal sozlesme; aynca bkz.
hukumet, 279, 523-528; etkisi,
533-536, 587, 610,
660,727,730,781,783.804.
st )Z Its
ii)prak. uzerine gorusler:
869; La Boetie, 175; emek,
llakuiiin, 425;
313, 465,845, 891; yasalar.
60-61, 523; hderlerve kiiklcr,
me
toplumsal uyum, 44, 351, 435
44
Kropotkin,
Landauer, 576;
1;
gudulenme, 234; direnmeme,
Saivmhya hareketi, 733; Tolstoy. 528 h.iv.-ti.lt 20.577
137; banscthk, 28, 29, 30,
lttn;ki,
441; reform arac Ian, 528-5)3;
.,
I
eon: elkisi, 751;
135, 485, 865-866, 868, 891;
Kioitstad, 15, 558,658-659;
yurtseverlige reddiye, 65-00,
Kropotkin. 469;
524; felsefe, 518-523;
liiiirkcii,
Proudhon'un
etkisi,
342. nUil.
lutettusyuiwl. 051; tspanyo!
673, 810; toplumsal uyum, 44; askerler, 564; Dcvk'i, 527.
590;
is,
JI3.464.845,
8<>l
Makno
15, Ikinci
oij'.iiik'ri, i
in kii
.
io,
litiijjinm.
.umisi.-iii.
Volin, 651
VH-547, 688;
7d7. K5).H55;
Anar^izntin Tarihi
974
ekonomi, 533; Emerson'un
Uluslararasi Isci Birligi (U1B), 31,
eikisi, 268;esjtlik, 90, 91;
617,620,701,775-776;
bireycilik, 28, 44, 77, 268,
Italyan seksiyonu, 483, 488;
873;
549, 677, 694,
etkisi,
Montpellier seksiyonu, 605;
766, 770; ozgiirluk, 91; ahlaki
aynca
kod, 74, 86, 279, 545, 886;
Enternasyonal; Ikinci
mtilkiyet, 769, 855, 888;
Enternasyonal; Council
Proudhoriun
etkisi,
342;
yayinlar, 341, 393; Devlet, 47; St inner, 320; Tolstoy 'un
gorusu, 526; geviriler, 544
Enternasyonal Uluslararasi Isgi Birligi (Kizil
Enternasyonal), 689 Uluslararasi Karde$lik, 396, 620,
650
Thukydides, 120 Turgenyev, Ivan Sergeyevig, 382,
Uluslararasi Kultip, Whitechapel,
675
384, 554 Turin, Fabrika isgalkri (1920),
501,624 Turuncu Ozgur Devlet, 759 Tutu mlu Cahsma Birligi, Fransa'da, 718 Tyler,
bkz. Birinci
Wat, 144
Uluslararasi Sendikalist Kongre (Berlin, 1922-3), 666, 670,
701, 708
Toplumsal Devrimci Kongre (1881), 675 Uluslararasi Tugaylar, 640 Uluslararasi
Uluslararasi Sosyal
Tzara, Tristan, 612
Ittifaki,
Tzu-fhih, 719
Demokrasi
401-402, 480, 630
Umanita Nova, 497, 499, 501, 625, 626
U
Umberto 623
Ukrayna: anarsist hareket, 654-657; aynca
Sovyeder
t>k:j.
15,
Rusya,
Birligi
ulusal meclislcr, bkz. parlamenter siyasetler
bl;^.
ytirtseverlik
Ulus-Devlet, 64-69, 583, 584, 728 Uluslararasi Anarsist Kongre
(1907), 495, 616 Uluslararasi
Krai, 490, 499, 622,
109
Union General de Trabajadores (Arjantin), 697 Uni6n General de Trabajadores (Genellsci
uluscuhik, 64-69, 234, 367, 400, 432; aynca
Ummon,
1,
Emekci Ha Ik
(Ispanya),
Birligi,
Unione Anarchica
(Kara Enternasyonal),
688-689 Uluslararasi Emekciler Birligi
(1923), 688-689 Uluslararasi Isqi Birligi, 33, 379,
381,395,401,560,582,599, 602,652,669,694
Italiana
(Italyan Anarsist Birligi), 498,
626 Unione Sindicale
Birligi
UGT)
637
Sendikalar
Italiana (Italyan
Birligi),
496,
500-501,624,625,626 Uruguay, 698-699 Uruguay Anarsist Federasyonu (FAU), 699 Uruguay Bolgesel l$ci Federasyonu (FORU), 698 Utin, 404
'»/'!
Dizirt
U
W
Ucuneti Enternasyonal, 633
Wagner, Richard, 254,
\
Ucuncu Sovyetler Kongresi (1918), 653
Walter, Nicolas, 5
539
titopya: topluluk,
utopyaci dusunce, 650, 851
)7H,
Wl.
435, 664 S.
1
76,
OHO
Walworth, William. 145
War Commaitaiy, 67<> Ward, Colin, 80. 680. 816, 900 Warren, Josiah, 537-542; ozgiirluk, 72, 206; bireycilik,
vaatler,
300
268, 537-542, etkisi, 544;
vahiy, 125, 140
bireyin egcmenligi, 244,
Vaillant, Auguste,
608
Valensiya kolektiFleri, 16
Van Duyn,
Roel, 671, 672,
757-760 Vanzctti, Bartolomeo, 692, 778,
865 602
Wei Lang, 107 Wettling, Wilhelm, 333, 386,
West, Rebecca, 558
Varlik Zinciri, 41-42, 153 Varlin, Eugene,
604
varolus^uluk, 793-800 Vasco, Neno, 700 vejetaryanizm, 484, 485, 520, 533; aynca bkz. hayvanlar
Venezuella, 701
vergilendirme, 146, 272, 276, 528, 683
556; liberter ideal, 268, 687;
Tucker Why, 693
iizerinde,
Wichmann,
Clara,
544
670
Wilde, Oscar, 260-266; estetik
474 Vivekananda, 728
Emmanuel
II,
dusunceler, 805; itaatsizlik, Krai, 488,
213; bireycilik, 263, 563, 678,
785, 807; etkisi, 557, 563;
489, 622
Vietnam: Devlet denetimi, 59; Savas,
Westwood, Vivienne, 682 Whiteway toplulugu, 679 Whitman, Walt, 253; etkisi, 253,
Wieck, David, 83, 693
Verlaine, Paul,
725,743,748,793
Kropotkin, 474, 863; mulkiyet, 243; utopya, 851,
899 Wilhelm
Panco, 706
Vilnius,
541
663-664
Varlet, Jean,
Villa,
sicldci,
Weber, Max, 46, 81,436
Vanetgem, Raoul, 753-754
Victor
537-542;
Weathermen, 694, 763 Webb, Beatrice, 775
550
I,
Kayzer, 41
Vlaminck, Maurice de, 610
Williams, Raymond, 742
Vnoba Bhave, 535, 730-736
Williams, Roger, 685
Volin (Eikhenbaum, V. M.),
Wilson, A. N., 521, 535
651-652,656,657,660 Volonta, 626
Wilson, Charlotte, 677
Voltaire, Francois de, 132, 180,
Marie Aronet
187,413
Winstanley, Gerrard, 93,
153-165,673 Witcop, Milly, 582
Anar$iztnin Tarihi
976
Wobblyter, bkz. Dunya Sanayi
Yeais, William Butler, 14
konum,
Yesil Hareket: anarsist
Iscjleri
Wolff, Robert Paul, 81, 694, 771
18, 29;
Wollstonecraft, Mary, 206,
849; Cohn-Bendit, 668, 752,
288-291, 293
760;
Woodcock, George, 16-17, 80, 680, 806
54,
Wordsworth, William, 282, 286 Wrangel, Ferdinand Oetrovic,
Baron von, 399 Wrangel, Piyocr Nikolayevic, 656
WuChih-hui,716
Bookchin, 760,823,
Van Duyn, 672
yoksulluk, 306, 344, 351, 462, 543
Yunan,
klasik, 27, 45;
Bookchin
iizerindeki etkisi, 825-828,
831, 836 Yu-Rim, 726 yurtseverlik, 65-69, 367, 432,
524; aynca bkz. ulusculuk
Wycliffe.John, 146
yurttas haklan, 72-73, 77, 196,
311
Yurttas Haklan Hareketi, 693,
740,
818
Yrizler Komitesi, 680,
811
Yahudi anarsist hareketi, 549-550,677,690 Yahudi ler, uzerine gorusler: 626
Bakunin, 387; Nietzsche, 235;
Zaccaria, Cesare,
Proudhon, 367, 370
Zalacosta, Francisco,
Yanmada yasalar,
Komitesi, 636
702-703
Zao Ziyan, 720
882-884; anarsist gorus,
Zapata, Emiliano, 704-707
60-64; Hiristiyan gorusu, 123;
Zaragoza Kongresi (1922), 633
olujumu, 45; Godwin
Zaragoza Kongresi (1936), 637,
1
in
goruskri, 61-64, 302-303;
Grekgorusleri, 113-114, 118; Kropotkin, 446, 477; dogal yasalar, 75,
79,482, 584;
648 ZettBudizm, 106-111 Zetigakuren, 724
Zenkokujiren, 723-724
Proudhon, 356; Rousseau,
Zerdust, 139
195-196; dayanisma yasasi,
Zola, Emile,
76,491, 502; Thoreau, 273;
Zurih: Kongre (1893), 572;
Winstanley, 160
Yasnaya Polyana, 514
hareketi,
678 612
Zwingli, Huldreich, 148
Dada
IWGg