1 CEZA GENEL I
Ceza Hukukuna Hakim Olan Ġlkeler; 1) HUKUK-DEVLETĠ ĠLKESĠ: Devlet tüm eylem ve işlemlerinde hukuk kurallarına uygun hareket etmek zorundadır. 2) HÜMANĠZM ĠLKESĠ: Suçlar için öngörülmüş cezaların insan onuruna yakışır biçimde düzenlenmesi gerekir.Anayasa m.17 “kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tâbi tutulamaz.” 3) ORANTILILIK ĠLKESĠ: MADDE 3/1 4) KANUN ÖNÜNDE EġĠTLĠK ĠLKESĠ: MADDE 3/2 5) KANUNĠLĠK ĠLKESĠ: Bir suçun muhakkak kanunda yer alması lazım. Ceza hukukunda kıyas
yasaktır.Eğer kanunda bir fiil suç olarak
düzenlenmemişse o fiil suç değildir. Kanunun yasaklamadığı her fiil meşrudur. m.2 Zaman Bakımından Uygulama: TCK suçun işlendiği zamanın kanununa tabi oluşu prensibini kabul etmiştir. Lehte Kanunilik Ġlkesinin Ġstisnaları: Evvelki kanun yeni kanun döneminde işlenilen suçlar için hiçbir zaman ve hiçbir şekilde geçerli olamaz. Sonradan yürürlüğe giren kanun hükümleri evvelki kanun döneminde işlenmiş olan suçlar açısından suç işleyen kişinin daha lehine hükümler içermekte ise geçmişe yürür. Ancak sonradan yürürlüğe giren kanun hükümleri evvelki kanun döneminde işlenmiş olan suçlar açısından suç işleyen kişinin daha aleyhine hükümler içermekte ise hiçbir zaman ve hiçbir şekilde geçmişe yürümez. Lehte kanunilik ilkesinin tatbikinde, evvelki kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun bir bütün olarak karşılaştırılıp lehe olanının tespit edilmesi sureti ile uygulanır. Yani her iki kanunun lehe olan hükümlerini ayrı ayrı saptayarak aynı olaya tatbik etmek mümkün 1
2 değildir. Çünkü bir olaya aynı anda iki kanun hükümleri birlikte uygulanamaz. Bu ilke sadece kanunlar için geçerlidir. Yani Anayasa Mahkemesinin bir kanun hükmünü iptal etmesi ile ya da Yargıtay’ın içtihadı birleştirme kararı vererek daha lehe bir durum ortaya çıksa bile yine de bunlar için geçmişe yönelik sonuç doğurma söz konusu değildir. Lehte kanunilik ilkesi emniyet tedbirleri için de geçerli değildir. Yani emniyet
tedbirleri
açısından
sonradan
yürürlüğe
giren
kanun
hükümleri uygulanır. Süreli kanunlar açısından lehte kanunilik ilkesi geçerli değildir.( madde 7/4 “ Geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir.”Buna göre geçici veya süreli kanunlar bakımından lehe kanun geçmişe yürür kuralı geçerli değildir. Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır (TCK. m. 7/3). Aleyhe bir düzenleme mevcut.Anayasa Mahkemesi bunu iptal ettiğinde düzenleme lehe döndüğünde bu cezaya
yansıtılır.Lehe olan bir
düzenleme iptal edilip aleyhe duruma geldiğinde lehe düzenleme geri alınamaz.( kazanılmış haklar geri alınamaz) Zamanaşımına ilişkin kanun değişikliklerinde değişikliğin failin lehine olup olmadığına bakılarak TCK m.7 uygulanır. Yukarı sınır aynı, aşağı sınır farklı ise, örneğin A kanunu 3-6 yıl; B kanunu ise 4-6 yıl hapis cezası öngörüyorsa , aşağı sınırı az olan A kanunu lehedir. Aşağı sınırı aynı yukarı sınırı farklı ise, örneğin A kanunu 1-4 yıl; B kanunu 1-6 yıl hapis cezası öngörmüşse,yukarı sınırı az olan, yani A kanunu lehe kanundur. ? Hem aşağı hem yukarı sınırlar farklı ise, örneğin A kanunu 1-8, B kanunu 3-6 yıl hapis cezası öngörmüşse,yani iki kanunun da kendine göre lehe olan kısımları bulunuyorsa lehe kanunun nasıl tespit edileceği tartışmalıdır.1 2
3 ? Hangi kanun çeĢitleri derhal uygulanır? Cezanın ve güvenlik tedbirlerinin infaz rejimine ilişkin kanunlar ,mahkemelerin görev ve yetkilerine ilişkin kanunlar, yargılama usulüne ilişkin kanunlar ve kabahatler karşılığında öngörülen idari yaptırımların infazına ilişkin kurallar. ? Failin lehine olunca geçmiĢe uygulanan kanunlar hangileridir? Cezanın infaz rejimine ilişkin
kanunlardan cezanın niteliğini
değiştiren kanunlar( erteleme, koşullu salıverme ve tekerrüre ilişkin kanunlar)
kovuşturma
şartlarına
ilişkin
değişikliklerden
cezalandırma açısından failin lehine olanlar, zamanaşımına ilişkin kanunlar ve derhal uygulama prensibinin geçerli olmadığı diğer lehe kanun değişiklikleri. Suçun ĠĢlendiği Zaman; Fail F 31 Mayıs 2005’te öldürmek için mağdur M ye ateş etmekte, fakat M yaralanmakta, kaldırıldığı hastanede ancak 10 Haziran 2005 tarihinde ölmektedir.31 Mayıs’ta yürürlükte bulunan kanun 24 yıl hapis cezası öngörürken, TCK değiştirilerek 1 Haziran 2005 te adam öldürmenin cezası artırılarak müebbet hapis cezası olarak belirlenmiş olabilir. Burada suçun işlenme zamanı ya hareketin ya da neticenin gerçekleştiği zaman esas olarak ele alınabilir.Öğretide egemen olan görüş suçun hareketin yapıldığı zaman işlenmiş olduğunu kabul eden hareket teorisidir. Kesintisiz-devam eden suçlar, Bunlar hem hareketin hemde neticenin devam ettiği suçlardır, ruhsatsız silah taşımak, kişi hürriyetini tahdit gibi. Bu halde kesintinin gerçekleştiği anda suç işlenmiş sayılır. Bir kişiyi kaçırararak bir yere hapseden kişi bu kişinin salıverildiği ya da güvenlik kuvvetlerince kurtarıldığı tarihte suçu işlemiş sayılacaktır. 15 Mart’ta mağdur kaçırılmış ve o tarihteki kanun 1 yıl hapis cezası öngörüyorsa , 1 Nisan da yeni bir kanun çıkarak hapis cezasını 5 yıla çıkarmışsa ve failde 10 Nisan da yakalanmışsa bu durumda suçun işlendiği tarih sayılan 10
Nisan’ da yürürlükte bulunan ve eski
kanuna nazaran daha ağır hapis cezası öngören 1 Nisan tarihli kanun uygulanacaktır. 3
4 Zincirleme suç ta son suçun işlendiği tarih suçun işlendiği tarih kabul edilir. Teşebbüs suçlarında son icra hareketinin yapıldığı an suçun işlendiği zamandır. 2. Yer Bakımından Uygulama Türkiye
Cumhuriyeti
Devletinin
egemenlik
sahası
içerisinde
işlenilen
suçların faili, vatandaş olsun ya da yabancı olsun fark etmeksizin TCK hükümleri uygulanır. Eğer suç sayılan fiilin bir kısmı Türkiye’de bir kısmı Türkiye dışında gerçekleşmiş ise, ya da tersi bir durum söz konusu ise, ya da suç sayılan fiil Türkiye dışında işlenmiş olmasına rağmen netice Türkiye’de gerçekleşmiş ise, şimdiye kadar ifade edilenlerin tümü için geçerli olmak üzere TCK hükümleri uygulanır. Ya da daha açık bir ifade ile suç Türkiye’de işlenmiş sayılır. İster Mülkilik ilkesi olsun ister şahsilik ilkesi olsun, faile ceza verilirken failin işlediği suç sebebi ile yabancı ülkedeki gözaltı süreleri ile hapiste geçirdiği süreler, Türkiye’de alacağı cezadan düşülür. Yine failin yabancı ülkede işlemiş olduğu suç sebebi ile Türkiye’de yargılanılması sonrasında alacağı ceza, suçu işlediği ülkede işlediği suç için öngörülen cezadan kural olarak daha fazla olamaz. Transit suçlarda transit ülkelerden en az birinin Türkiye olması halinde suç Türkiye de işlenmiş sayılır. Ör. ABD den zehirli mektubun Türkiye üzerinden Pakistan’a gönderilmesi. Türkiyede suç işleyen herkes ( türk ya da yabancı) Türk kanunlarına göre cezalandırılır. (TCK m.8/1) Yabancı memlekette Türk tarafından
veya Türkiye aleyhine işlenen
suçlar Türk kanunlarına göre cezalandırılır. 13.maddede sayılmış olan suçlar, yabancı memlekette kim tarafından işlenirse işlensin Türk kanunlarına göre cezalandırılır. Yabancı memlekette bir yabancı tarafından ve bir yabancıya karşı işlenene suçlara da bazı şartlar altında Türk kanunları uygulanır( m.12/3) 4
5
Mülkilik Sistemi: Failin veya mağdurun vatandaşlığı dikkate alınmaksızın ülkesinde
suç
işlenen
devletin
ceza
kanununun
uygulanmasına
mülkilik(ülkesellik) denmektedir.TCK mülkilik sistemini kabul eder. ġahsilik Sistemi: Suç işleyen kimsenin yani failin vatandaşlığı göz önünde tutulmak suretiyle vatandaşların yabancı ülkelerde işledikleri suçlardan dolayı vatandaşı oldukları devletin ceza kanunun haklarında uygulanması sistemidir. Yurtdışında suç işleyip Türkiye ye kaçan vatandaş kural olarak iade edilmediğine göre ülkesinde yargılanmalıdır. Evrensellik Sistemi:
Suçun faili ve mağduru Türk olmadığı suç da
Türkiyenin ülkesinde işlenmediği halde yine de TCK nin uygulanmasını gerektiren sistemdir. Hiç kimsenin işlediği suç yanına kâr kalmaz. Eninde sonunda cezalandırılır. Örneğin; Deniz korsanlığı, terör suçları, rüşvet, insanlığa karşı suçlar, soykırım, paralarda sahtecilik, kıymetli damgalarda sahtecilik,
uyuşturucu
madde
suçları
v.b.Ör.
Kenyalının
Ugandalıyı
Tanzanya’da öldürmesi ve Türkiye de bulunması halinde Türk kanunlarına göre Türkiye de yargılanmasını sağlayan ilkedir. Yabancıların Geri Verilmesi Suçluların iadesinden söz edilebilmesi için: 1. Suç yabancı ülkede işlenmiş olmalıdır. 2. İadesi istenen kişi kural olarak yabancı ülke vatandaşı olmalıdır. 3. İadesi istenen kimse hakkında ya bir ceza kovuşturması ya da mahkûmiyet hükmü olmalıdır. Sözleşmeye göre geri verilmesi istenen kişi hakkında henüz hüküm verilmemiş( soruşturması devam eden kişi) ise eylem geri vermeyi isteyen ve kendisinden talepte bulunan ülkenin yasalarına göre en az 1 yıl ceza gerektiren suç olmalıdır. Buna
karşılık
geri
verilmesi
istenen
kişi
hakkında
kesin
bir
mahkumiyet kararı varsa en az 4 ay olmalıdır. Geri vermeye konu olan suçu talep eden ülke yasalarına göre ölüm cezası gerektiriyorsa iade güvence koşuluna bağlıdır. Bu güvence infaza ilişkin olur.
5
6 Mahkeme iade edilmemesine karar verdiğinde idare iade etmeye karar veremez.Takdir yetkisi sınırlı KĠMLER ĠADE EDĠLMEZ? 1) Vatandaş iade edilmez. Ancak 2004 yılında anayasada yapılan değişikliğin yeni Ceza Kanunu tarafından da benimsenmesi sonucu, vatandaş Uluslar arası Ceza Divanının tarafı olmanın gerekleri bağlamında artık iade edilebilecektir. Vatandaş olmayanlardan kimler iade edilmez?
Siyasi suçlular iade edilmez Askeri suçlular iade edilmez
Düşünce suçları
Türk kanunlarına göre suç olarak kabul edilmeyen fiillerin failleri
Zamanaşımına uğramış suçların failleri
Affa uğramış olan suçların failler de iade edilmez.
Ancak vatandaş, uluslar arası Ceza Divanının tarafı olmanın gerekleri bağlamında artık iade edilebilecektir.
Eğer
iadesi istenen kişinin, dini inançları siyasi düşünceleri veya
ideolojisi sebebi ile iade edileceği ülkede kötü muameleye maruz kalacağına dair KUVVETLİ ŞÜPHE varsa iadesi istenen kimselerin iade edilmeyeceğini belirtmiştir. KĠMLER ĠADE EDĠLĠR? Adi suçlular (gasp-rüşvet, hırsızlık, irtikâp v.b) iade edilir.Bir kimsenin işlediği suçun iade kapsamında bir suç olup olmadığına kişinin bulunduğu yer Ağır Ceza Mahkemesi karar verir. Bu kararın neticesi eğer iadeye ilişkin ise Bakanlar Kurulu iade edip etmemekte serbesttir. İlk derece mahkemesi sıfatı ile verilen
kararlardan
sadece
iade
ile
ilgili
karara
karşı
temyiz
yolu
açıktır.Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi (1957’de Paris’te imzalana, Türkiye’nin de 1960 Yılında imza koyduğu) İadede İhtisas İlkesi: Bir suçlu hangi suçtan yargılanmak üzere aide edildiyse ancak o suçtan yargılanır. Ancak: Yeni Ceza Kanununda aynı kural Özellik Kuralı adı altında yer almıştır. 6
7
SUÇ NEDĠR ve SUÇ ÇEġĠTLERĠ Bir suçtan bahsedilebilmesi için kanundaki tipe uygun, hukuka aykırı ve kasten veya taksirle gerçekleştirilen bir fiilin bulunması gerekir. SUÇUN YAPISAL UNSURLARI 1. Tipe Uygunluk 2. Maddi Unsurlar( hareket,netice nedensellik bağı, fail mağdur) 3. Hukuka Aykırılık 4. Manevi unsurlar( Kast+ taksir) Bir eylemin suç teşkil etmesi için bu dört unsurun da gerçekleşmesi gerekir.Bu unsurlardan bir tanesinin bile eksik olması fiilin suç olmasına engel teşkil eder. 1.Suçun Kanuni Unsuru: (Tipiklik) : Tipiklik ile anlaşılması gereken bir fiili suç sayan ve buna bir yaptırım öngörmüş bulunan bir kanun maddesinin var olmasıdır. 2.Maddi Unsurlar: I.
Hareket; Kanunun suç saydığı neticeye sebep olan, insan bedeninin iradi bir işidir. psikolojik bir etkenin etkisi sonucu ve iradeden bağımsız gayri iradi yapılan refleks hareketleri ( kramp) hareket sayılmazlar.
Hareketin Sayısı ve Ģekilleri Bakımından Suçlar: Tek Hareketli Suçlar: Tek hareket yeterli –hakaret, iftira. Adam öldürme, hırsızlık Çok hareketli suçlar: Suçun oluşması için suç tipindeki hareketlerin hepsinin yapılmasının gerekli olduğu suç tipleridir. Özel evrakta sahtekârlık, dolandırıcılık, yağma. Örn: Özel evrakta sahtekârlık suçu (sahte
evrak
düzenleyeceksin
Yağma(cebir+ tehdit),
7
ve
onu
kullanacaksın)
m.148
8 Serbest Hareketli Suçlar: Suçun oluşması için bir hareket gerekliyse de bu hareketin nasıl olması gerektiği konusunda bir belirleme yapılmamışsa. Örn. kasten adam öldürme suçu. Bağlı
Hareketli
Suçlar:
hareketin
kanun
tarafından
özellikle
belirlendiği ve bu hareket dışında bir hareket ile suçun işlenmesinin mümkün olmadığı suçlardır.Ör. yağma suçu ancak cebir veya tehdit ile işlenebilir. Alternatif
/
Seçimlik
Hareketli
Suçlar:
Suç
tanımındaki
hareketlerden bir veya birkaçının gerçekleştirilmesiyle işlenebilidği suçlardırBu hareketlerin bir tanesinin yapılmasıyla suç işlenebildiği gibi
bunlardan
herhangi
bir
kaçının
yapılmasıyla
da
suç
işlenebilmektedir.. Örn: Güveni kötüye kullanma suçu, Resmi evrakta sahtekârlık suçu Ġcrai-Ġhmali Suç: Kanunun yasakladığı bir hareketin yapılması suretiyle işlenen suçlar icrai.Ör.;kasten yaralama. Kanunun emrettiği bir hareketi yapmamak suretiyle işlenen suçlar ihmali suçlardır.( m.98- Yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi, m.257 Görevi Kötüye kullanma ) Ġhmal Suretiyle Ġcra Suçları; İcrai harekette işlenen suç kanunun emrettiği hareketi yapmamak suretiyle işlenirse. Ör. Görevli hastanın ağır hastaya ilacını vermemesi Kesintisiz Suçlar: Suç teşkil edilmesi için belli bir süre devam etmesi gerekiyorsa.
Örn:
Mütemadi
Suç,
Hürriyeti
Tahdit
(kısıtlama)
kısıtlamanın belli bir süre devam etmesi lazım. II .Netice: Neticesi Harekete BitiĢik Suç-Neticesi hareketten ayrılan suç: Neticesi harekete bitişik suçlarda hareketin yapılmasıyla netice de gerçekleşmiş olur.Ör.Hakaret,sövme,yalan yere tanıklık..Bu ayrımın önemi, suçun iĢlendiği yer, suçun iĢlendiği zaman ve icra hareketlerinin
tamamlanıp
da
neticenin
gerçekleĢmemesi
açısından önem gösterir. Zarar Suçu -Tehlike Suçu: : Eğer suçun gerçekleşebilmiş sayılması için bir zararın ortaya çıkması gerekiyorsa zarar suçu ör. adam 8
9 öldürme, müessir fiil. Suçun gerçekleşebilmiş sayılması için tehlike dahi yeterliyse tehlike suçu vardır. Ör. Gemi batması tehlikesi yaratmak, yangın tehlikesi yaratmak, sele neden olma. Netice Sebebiyle AğırlaĢmıĢ Suç;
Suçun meydana gelen netice
sebebiyle ağırlaşmasını ve dolayısıyla failin daha ağır bir ceza ile cezalandırılmasını ifade eder.Genellikle ağırlaşmış netice mağdurun ölümüdür.Ör. yaralama sonucu veya terk sonucu mağdurun ölmesi gibi. Bununla birlikte mağdurun
hürriyetten mahrum bırakılması
sonucu ekonomik bakımdan önemli bir kayba neden olması da bu suça girer Ani Suç- Kesintisiz Suç; Hareketten doğan neticenin devam etmeyip derhal sona erdiği suçlar ani suç, hareketten doğan neticenin bir süre devam ettiği suçlar kesintisiz suça girer. Ör. Adam öldürme ani suça, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma kesintisiz suçtur. Öğretide suç işlemek amacıyla örgüt kurma,m.262 deki kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi fiilleri birer kesintisiz suçtur. Yine tutuklunun cezaevinden kaçması, askerlik hizmetinden kaçma,eziyet,kaçırma suçları,enerji
hırsızlıkları,uyuşturucu
madde
bulundurma,hakkı
olmaksızın resmi elbise giymek birer kesintisiz suçtur. Suçun Kesintisiz Olmasının Sonuçları; a. Suçun işlendiği yer ve zaman açısından farklılıklar vardır. b. Kesintisiz suçlarda dava zamanaşımı süresi kesintinin gerçekleştiği günden itibaren başlar. c. Suçun şikayete bağlı olması durumunda şikayet süresi kesintinin gerçekleşmesiyle başlar. d. İştirak
hükümlerinin
uygulanması
bakımından
yani
suçun
tamamlanmasından sonra suça iştirak mümkün değildir. e. Yaş ve isnat yeteneğinin tespiti için f. Suç işlenmeye devam ettiği müddetçe meşru müdafa da mümkün olacaktır. III.Nedensellik Bağı; Dış dünyada meydana gelen değişikliğin , yani neticenin bir kimseye yüklenebilmesi
ve
dolayısıyla
onun 9
sorumlu
olabilmesi,söz
konusu
10 değişikliğin o kimsenin hareketinden meydana gelmesine bağlıdır.Yani hareket
ile
netice
arasında
nedensellik
bağı
bulunmalıdır.Böyle
bir
nedensellik bağı yoksa neticenin faile yüklenmesi mümkün değildir.
Çifte Nedensellik; Faik, Faikenin çayına öldürücü miktarda zehir katıyor.Mahcup
da
aynı
miktarda
zehri
çaya
katıyor.İkisi
de
birbirinden habersizdir.Zehirler aynı anda etki ediyor. Burada çözüm, alternatif olan netice
meydana
bir çok koşuldan birisinin yokluğu varsayıldığında gelecek
idiyse,
bu
takdirde
her
koşul
netice
bakımından nedenseldir. “ Maktul ve sanıkların aynı yerde birlikte içki aldıkalrı sırada tartışmaya başladıkları ve maktulün küfretmesı üzerine sanık M’nin tabakla başına vurduğu, bir süre daha maktul oturduktan sonra kalkıp çıktığında dışarıda bu defa diğer sanık C ile aynı nedenle kavga ettiği, sanık C’nin de kafa vurması üzerine yere düşüp başını çarptığı , maktulün daha sonra fenalaşıp öldüğü…Adli tıp raporlarına göre her bir yaranın ayrı ayrı ölümü meydana getiren beyin harabiyeti ve komalara neden olabileceği dosya içeriğinden anlaşılmıştır.Bu oluş çerçevesinde her bir sanığın eylemi ölümü meydana getirebilir nitelikte
ise de birbirlerine eklenerek ölümü
meydana getirmesi mümkün ve muhtemel olduğundan şüphenin lehe kabulü ile sanıkların ayrı ayrı
adam öldürmeye teşebbüsten dolayı
cezalandırılması gerekmektedir. Fail: Suçu işleyendir. Ancak gerçek kişiler olabilir. Tüzel kişiler suçun faili olamaz. Tüzel kişilik bünyesinde bir suç işlenebilir. Tüzel Kişilikler için güvenlik önlemleri uygulanır. Mağdur: Suçun zarar verdiği değerin sahibi. Mağdur sadece gerçek kişi olabilir.Tüzel kişiler sadece suçtan zarar gören olabilir. Suçun Konusu: Hareketin yöneldiği kişi ya da şey dir. Adam öldürme suçunda mağdur ile suçun konusu aynıdır. Hırsızlıkta suçun konusu ile mağdur birbirinden farklıdır. Suçun konusu çalınan eşya,mağduru çalınan eşyanın sahibidir.
10
11 Her suçun hem maddi konusu, hem de hukuki konusu vardır.: Hırsızlık suçunun hukuki konusu zilyetlik, maddi konu ise çalınan eşya. bb) İhmal Suretiyle İcra: Bir kimsenin kanunen yükümlü olduğu halde o işi yapmaması ile suçun meydana gelmesi.Örn: Biri bayan, biri erkek deniz kenarında eğleniyor. Biri boğulurken, siz yetkiliye haber vermezseniz bu sırf ihmal. Adam ölürse siz sadece ihmalden sorumlusunuz. Örn: Cankurtaranın sevgilisiyle konuşurken birinin boğulduğunu görmesi, o kimsenin ölümüne kayıtsız kalması – ihmal suretiyle icrai bir davranışta bulunmaktır. Cankurtaran adamın en azından taksirle ölümüne sebebiyet vermekten sorumluğu söz konusudur. Örn: Annenin emzirmeyerek çocuğunu öldürmesi ihmal suretiyle icra. Ġlliyet / Nedensellik Bağı: Suç teşkil eden hareketle neticeyi birbirine bağlayan hukuki bağ. Nedensellik Bağının Kesilmesi: a) Birinin kendisinin kusuruyla Bıçaklanan adamın, bilerek, kendi kusuruyla hastaneye gitmemesi, illiyet bağı kesildi. Fail sadece yaralanmadan sorumlu, ölümden değil.b) 3. Kişini Kusuru ile örn: Bıçaklanan kişi hastaneye giderken, araba çarptı öldü. Fail sadece yaralanmadan sorumlu ölümden değil. MANEVĠ UNSUR: Faildeki kusurluluk iradesidir. İradesiz suç olmaz. KUSUR ÇEġĠTLERĠ
KAST: Bir hareketin kasıt olarak değerlendirilmesi için 2 unsuru birlikte taşıması lazım. Bunlar; bilme ve isteme unsurlarıdır. Kast = bilmek+istemek. 1.Doğrudan Kast; Fail suçun maddi unsurlarını biliyor ve bunların neticede dahil olmak üzere gerçekleşmesini istiyorsa burada doğrudan kast söz konusu. 2.Olası Kast
11
12 Bazı durumlarda bu isteme unsuru doğrudan kastta olduğu yoğunlukta bulunmamaktadır. Olası kast bu farklılık nedeniyle olmaktadır. Olası kastta fail suçun maddi unsurlarını bilmektedir. Fakat bu neticenin meydana geleceğini öngörmektedir. Ancak doğrudan kastta olduğu gibi bu muhakkak meydana gelecek bir netice değildir.( Olası kastta bilme var ama isteme yok ama onun yerine göze alma ve kabullenme var.) Olası kast = isteme + kabullenme( göze alma) Bir hareketin belli bir neticeyi meydana getirebileceğinin muhtemel olarak öngörülmesine rağmen işlenmesi halinde olası kast olduğu gibi belli bir neticenin gerçekleşmesine yönelik olarak işlenen fiilin diğer bazı neticelerin
meydana
gelmesine
muhtemelen
sebebiyet
vereceğinin
öngörülmüş olması halinde de bu yan neticeler bakımından olası kastla hareket edilmiş demektir. Fail işlediği fiilin muhtemel bazı neticeleri gerçekleştirebileceğini düşünmüş, bu neticelerin gerçekleşmesini mümkün ve muhtemel olarak tasavvur etmiş ve bunları kabullenmiş ise bu neticeler bakımından olası kastla hareket etmiştir.Gerçekten işlediği fiilin belli bir neticeyi meydana getirebileceğini öngören failin,söz konusu fiili yapmaktan kaçınmaması, o fiili işlemekten geri durmaması, olası kastın varlığını gösterir.
Örneğin; öldürmek istediği A’ya ateş eden B, A’nın yanındaki C’ye de kurşunun isabet edebileceğini mümkün ve muhtemel olarak tasavvur etmesine rağmen , ateş etmeye devam ederek C’nin yaralanmasına veya ölmesine sebep olursa bu neticeden olası kast dolayısıyla sorumlu tutulacaktır.
Sollama yasak olan yolda adam sollama yapıyor, karşıdan araba gelebileceğini tahmin ediyor ama tam sollama yaparken karşıdan araba geliyor ve çarpışıyorlar. İki arabadakiler de ölüyor.( Olası kastta neticenin gerçekleşeceğini ciddi olarak hesaplamaktadır.Ancak buna rağmen hareketini yaparken netice meydana geliyorsa neticeyi de bir anlamda onaylamaktır)
Torun
büyükannesinden
miras
alabilmek
için
onun
ölümünü
bekliyor.Felçli olan büyükannenin eski bir köşkü vardır.Köşkün yakılması
planlanıyor.Kçşkün 12
yanında
büyükannenin
de
evi
13 var.Burada büyükannenin evinin yanması ve ilmesi ihtimali var yine de kişi bunu göze alarak yakıyor. Olası Kastın Varlığı Ġçin; I.
Fail tehlikenin varlığını bilmeli.(Fail tehlike halini bilmiyorsa olas kast yoktur)
II.
Böyle bir tehlikenin gerçekleşebileceğini ciddiye alacak
III.
Tehlikenin gerçekleşmesini kabullenecek.
Olası kastın bilinçli taksirden ayırt edici özelliğinin mümkün ya da muhtemel olarak öngörülen neticenin kabullenilmesi, failin öngördüğü tipik neticenin meydana gelmeyeceğine yönelik bir güveni olmadan hareket etmesi… …Olası
kast
kasttaki
bilme
ve
istemeyi
tam
istemiyor
göze
alıyor
,kabulleniyor. Bilinçli taksirde neticeyi istemiyor ama kendine yeteneklerine güveniyor. Basit taksirde neticeyi istemiyor, güveniyor. Bilinçli taksirde neticenin meydana gelmeyeceğine, suçun unsurlarının gerçekleşmeyeceğine güven duyuyor.Bu güven kişinin yükümlülüklerine aykırı bir güvendir. Bir kişi otomobile bomba yerleştirdi.Kişi her sabah işine gidecektir.Otoya bindiğinde patlayıp ölecektir.Bombayı koyan kişi patladığında çevrede muhakkak birileri olacak ve onlarında öleceğini öngörebilmektedir.Bu durumda olası kast.Ancak bir ikinci kişinin asla olmadığı yerdeyse bilinçli taksir. Olası kast kasttaki bilme ve istemeyi tam istemiyor göze alıyor, kabulleniyor.Bilinçli taksir de neticeyi istemiyor ama kendine yeteneklerine güveniyor.Basit taksirde neticeyi istemiyor,güveniyor.
TAKSĠR Kişi neticeyi dikkat ve özen eksikliği sebebiyle göremiyor. Bunun sonucunda istemediği sonuç oluşuyor. Toplumun size yüklediği dikkat ve özeni yerine getirme var. Düğünde havaya açılan ateşte, yanlışlıkla adam
13
14 ölmesi.
Tedbirsizlik,
kayıtsızlık,
ihmal,
dikkatsizlik
nedeniyle
suçun
işlenilmesine sebep olmakÖrn: Trafik kurallarının hepsi taksirli suçtur. Herkes bilerek gaza basar ama sonuç istenilmez.Örn: Avcıyım, tüfeği çocuk aldı kendini öldürdü – TaksirÖrn: Eczacı, zehirli ilaçları açıkta bıraktı, işçi gelip içti öldü – Taksir Netice fail tarafından öngörülebilir olduğu halde öngörülemiyorsa( bilinçsiz taksir), neticenin öngörüldüğü halde istenmemesi( bilinçli taksir) CEZA KANUNUNDA NELER TAKSĠR OLARAK SAYILMIġTIR 1) Tedbirsizlik2) Dikkatsizlik3) Meslek / Sanatta Acemilik, Tecrübesizlik 4) Nizamat ve Talimatlara Aykırı Hareket Örn: Doktor makası hastanın karnında unuttu – taksir. Örn: Tıraş yaparken adamı kestin – taksir Örn: Kırmızı ışıkta geçtin, birine çarptın – taksir Kendisinin sanıp başkasının telefonunu alan kişi dikkatli davransaydı o telefonu almayacaktı.Hırsızlık taksirle işlenen suç değildir. Kendisinin
sanıp
başkasının
eşyasına
zarar
veren
kişi
dikkatsiz
davranması sebebiyle sorumlu tutulamaz.mala zarar verme taksirle işlenen bir suç değildir. Yaban domuzu örneğinde ateş ederken dikkatli davransaydı öldürmezdi. Öldürme suçu taksirle işlenebilir. Yanındaki arkadaşının telefonunu almak istiyor ancak kendi telefonunu alıyor. Buna tersine unsur yanılgısı deniyor.Suçun maddi unsurları gerçekleşmemiştir.Kişiye teşebbüsten dolayı ceza veremeyiz.Elverişlilik unsuru yok.Tersine unsur yanılgısında bir ceza verilmesi söz konusu değil. A pusu kurar .B yi öldürmek için.Ama karanlıkta gelen B değildir de A’nın kendi babasıdır.Bu durumda kişi hatasından yararlanacak, babasını öldürmekten dolayı değil, B yi öldürmekten sorumlu tutulacak.Nitelikli unsurda yanılma söz konusu.Gerçekleşen duruma göre herhangi bir kişiyi öldürmekten cezalandırılıyor. Bilinçli Taksir:
14
15 Bir kimse özel maharetine güvenerek bir suçun işlenmesine sebep vermesi, yani öngördüğü neticenin gerçekleşmesine kayıtsız kalması halinde bilinçli taksirden söz edilir. Ancak dolaylı kasıt ile karıştırmamak açısından, ister bilinçsiz taksir olsun ister bilinçli taksir olsun netice kesinlikle istenilmemiş olması gerekir.
Netice sebebiyle ağırlaĢmıĢ suç Kişinin kastettiği hedef aldığı neticeden daha ağır neticenin ortaya çıkması.Örneğin. yaralama kastıyla hareket ediyorsunuz. Kişi bu eyleminiz sonucunda ölüyor. Birine basit yaralamada bulunuyorsunuz.Ama kişinin kemiği kırılıyor.Aslında kastınız yaralamaya yönelik. KUSURLULUĞU KALDIRAN HALLER. 1.Yaş Küçüklüğü, 2.Akıl Hastalığı, 3) Sağır ve Dilsizlik, 4)Geçici Nedenlerle alkol ve uyuşturucu madde etkisi, 5)Haksızlık hatası, 6) Mazeret Nedenleri( a.zorunluluk hali, b.hukuka aykırı bağlayıcı emir, c)psikolojık nedenle sınırın açılması, d) cebir ve tehditin etkisi) 7) Haksız tahrik, 8)Kusurluluğu Etkileyen Hata halleri. Ceza Sorumluluğunu Kaldıran veya Azaltan Nedenler Görevin yerine getirilmesi,Meşru savunma,Hakkın kullanılması, İlgilinin rızası HATA A) Hukuki ve Fiili Hata; Örn: İşportacının sattığı eşofmanların gerçek adidas olduğu zannederek satması dolandırıcılık suçunu oluşturmaz. Eylemin konusunda hata olabilir. Eğer konu mutlak olarak elverişsiz ise işlenemez suç söz konusu olur. Eğer konunun nispi elverişsizliği söz konusu ise suça teşebbüs gerçekleşmiş olur. YaĢ a.
0 – 12
ceza ehliyeti yok.
15
16 b.
12 – 15
(12 yaşını bitirmiş 15 yaşını doldurmamış) ceza
uygulanabilir. Ama önemli ölçüde indirime gidilir. Temyiz kudreti yoksa 0-12 tabi ama güvenlik tedbirleri uygulanır. c.
15 – 18
Kusur yeteneği ve ceza sorumluluğu var. Ancak cezanın
miktarı azaltılır.
2) Sağırlık ve Dilsizlik Körlerde indirim olmaz. Anlama kabiliyeti vardır. a. 0 – 15 b.
arasındakilerin ceza ehliyeti yok.
15 – 18
bakılır.
Bunların temyiz kudreti olup olmadığına c.
18 – 21
.
ayırt etme gücü
varsa indirilir, yoksa ceza verilmez.
3) Akıl Hastalığı 4) Geçici nedenler, alkol veya uyuşturucu madde etkisinde olma İradi olarak alkol veya uyuşturucu madde kullanan kişilerde ceza sorumluluğu vardır. Suç işlemek amacıyla alkol ve uyuşturucu madde kullanıyorsa ya da bilerek kullanırsa kişi bu halde işlediği fiilden sorumludur. Ateşli hastalık, uyku hali,zehirlenme,epilepsi, irade dışı alınan alkol. Belli bir suçu işlemek amacıyla cesaret için (sarhoş olma, uyuşturucu madde kullanma) cezai sorumluluğu tamdır.
CEZAĠ SORUMLULUĞU KALDIRAN YA DA AZALTAN SEBEPLER (Hukuka Uygunluk Nedenleri) Bir nedenin hukuka uygunluk nedeni mi, yoksa kusurluluğu kaldıran bir neden mi, olduğunun tespiti önem taşır. Suç teorisi açısından her iki kavramın anlamı da sonuçları da farklıdır. Şöyle ki; eylem hukuka uygun 16
17 ise tüm hukuk dalları için hukuka uygundur. Örneğin meşru müdafaa halinde adam öldürme var ise ölenin yakınları sanıktan tazminatta isteyemezler. Oysa kusurluluğu kaldıran haller var ise, sanığın eylemi suç (haksızlık) vasfını korur sadece ceza hukuku açısından ceza verilemez. Örneğin zaruret halinde kaldığı için bir evin kapısını kırıp içine giren ve bu şekilde kendisini kovalayan yırtıcı hayvanların elinden kurtulan kişi eylemi, konut dokunulmazlığını ihlal ve zarar verme suçlarından ceza almaz ancak kırdığı kapının bedelini ödemek zorunda kalır Cebir Ģiddet ve korkutma, hata, haksız tahrik; bunlar bir hukuka uygunluk sebebi olmanın ötesinde ceza sorumluluğunu azaltan, bazıları bazen de kaldırabilen nedenlerdir. CEZA KANUNUNDA SAYILAN HUKUKA UYGUNLUK SEBEPLERĠ 1) Kanun emrini icra 2) Yetkili merciin emrini icra3) Meşru müdafaa hakkı 4) Zaruret hali – ıztırar hali 5) Hakkın kullanılması 6)İlginin rızası
Emri alan, aldığı emri 2 açıdan incelemek zorunda.ġekli açıdan: Bana bu emri veren, yetkili mi, emir bağlayıcı mı, emir usulü uygun verilmiş mi?Maddi açıdan: Aldığı emrin içeriği = Bana ne emrediliyor? Konusu ne? Konusu hukuka aykırı ama suç değil. Hukuka aykırı olan her şey suç değildir. Suç olan her şey mutlaka hukuka aykırıdır.aa: Emir hukuka aykırı ama suç değilse – görevi yerine getirmeyecek, amirine bildirecek. Eğer amiri yazılı bir şekilde emri yinelerse, emri yerine getirecek. Sorumluluk amirin.bb: Emir hem hukuka aykırı, hem de suç – memur emri yazılı olarak yinelerse bile emir yerine getirilmeyecek.Emrin
konusunun
hukuka
aykırılığının
denetlenmesinin kanunen engellenildiği hallerde, doğrudan emri veren sorumlu olur. MEġRU MÜDAFAANIN ġARTLARI
17
18 1. Birine yönelmiş saldırı olacak, Saldırı haksız olmalıdır, suç teşkil etmesi gerekemez, Saldırıyı o an defetmek zorunda olacaksın,Savunma ve saldırı aynı anda olacak,Savunma ve saldırı arasında orantı olmalı
Bize saldıran kişinin cezalandırma yeteneğinin olup olmadığına bakmayız. Çocuk, deli diye düşünmeden karşı saldırıya geçebiliriz
Osman’ın bana 1 milyar borcu var. Ben icraya verip haciz için eve gidiyorum. Osman’da mutlu bir günümde “sen nasıl hacze geldin” diye saldırıya geçebilir ama bu meşru müdafaa olmaz. Hukuki bir durum var.
İsmail dayak yemiş, ertesi gün adamlarını alıp gelmiş. Meşru müdafaa değil.
Orantı = Çocuk taşla saldırırken, sen tabancayla saldıramazsın.
Eğer mala karşı yapılan saldırı hürriyeti kısıtlıyorsa meşru müdafaa mümkündür.
Saldırının nefse ya da ırza yönelik olması gerekmez. Saldırının bir hakka yönelik olması yeterlidir. (CK)
Meşru savunmada sınır heyecan, panik, korku sebebi ile aşılmış ise sınırı aşan kişiye yine de ceza verilmez.(CK)
Ancak bütün hukuka uygunluk sebeplerinde sınır şayet kasıtlı olarak aşılmış ise aşılan kısmın kasıtlı halinden sorumlu olmak söz konusudur.
ZARURET HALĠ: - Tehlike nefse veya ırza yönelik olacak - Tehlikeye bilerek sebebiyet verilmemiş olacak- başka türlü korunma imkânın olmayacak- orantılıktehlikeye göğüs germe yükümlülüğü olmayacak. Örn: Gemi battı, tahta sadece bir kişiyi tutabilir. Hukuk birini suya atar. Burada ağır bir tehlike var.Örn: Köpekten kaçarken, birinin evine girilmesi suç değil. MeĢru Müdafaa / Zaruret Hali Farkları MM – Saldırana karşı savunma yapılır ZH - Olayla hiç alakası olmayan 3. kişiye zarar verilir MM – Haksız saldırı olacak 18
19 ZH – Tehlike olacak MM – Suç yoktur, tazminat da yok ZH – Suç yok, tazminat var KASTI AġAN ADAM ÖLDÜRME: Bir kimse müessir fiil (yaralama) kastıyla hareket ediyor, ama bu hareketin sonucunda adam ölüyor. Bir yumrukla yaralamak isterken, adam düşüp kafasını çarpıyor, adam ölüyor. Burada bir objektif sorumluk hali var PRATĠK ÇÖZÜMLER; 1. Mahalle bekçisi T,K ile M arasında çıkan kavgada ayrımak için bir olaya müdahale eder.Bu duruma kızan K, T ye bir yumruk atar.Dengesini kaybeden T yere düşerek kafasını beton zemine çarpar ve hastaneye kaldırılırken yolda beyin kanaması sonucu hayatını kaybeder. Kişi suç olan bir hareketi gerçekleştirirken istediği neticeden daha ağır bir netice meydana gelmiş olabilir.Bu durumlarda netice sebebiyle ağırlaştırılmış suç szökonusudur.Olayda K T yi yaralamak isterken öldürür.K nın yumruk atması kasti bir harekettir.Yalnız T nın ölmesini istememişir.TCK m.23 uyarınca kişi netice bakımından sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmesi gerekir. Olayda K nın T ye yumruk atması kasti ama T nin yere düşüp kafasını çarpması sonucu ölmesinden sorumlu tutualbilmesi için bu hareket bakımından taksirin mevcut olması gerekir.K gerekl dikkat ve özeni yükümlülüğüne aykırı davranmış ve suçun kanuni tanımındaki neticesini öngörmemiştir.Dolayısıyla K taksirle hareket etmiştir. Yumruğu atan K karateci ya da boksör olsydı bu netice bakımından olası kast ile hareket etmiş olurdu.Olası kast olması durumunda ise netice bakımından ağırlaştırılmış suç söz konusu olmazdı.K kasten adam öldürmeden sorumlu olurdu. K haksız tahrik hükümlerine dayanabilir mi? Hayır T tarafından K ya karşı yapılan bir haksız fiil yoktur.Mahalle bekçisi olmasından dolayı T nin yaptığı hareket görev gereğidir. 2. Otomobiliyle Ankara’dan Eskişehir’e gitmekte olan G geceleyin yoldan geçmekte olan Z ye çarpar.Z nin yaralandığını fark eden G henüz kimsenin
durumu
fark
etmemesinden 19
yararlanarak
hemen
olay
20 mahallinden uzaklaşır.Sabahleyin köylüler tarafından durumu fark edilen Z
hastaneye
kaldırılır
ise
de
rtık
vakit
cok
geç
olduğu
için
kurtarılamayarak ölür. Olayda kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi sözkonusudur. G Z ye taksirli bir hareket ile çarpmıştır.Ardından kaçarak yaralanan Z nin ölümüne ihmali ile sebebiyet vermiştir. TCK m.83 e göre G nin ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi için ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.m.83/2 gereğince icrai ve ihmali davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için b.önceden gerçekleştirdiği davranışın
başkalarının
hayatı
ile
ilgili
olarak
tehlikeli
bir
durum
oluşturması gerekir. Olayda G nın öngelen tehlikeli bir fiilinden kaynaklanan netice söz konusudur.G nin bu neticeyi önleme yükümlülüğü bulunmaktadır.Çarparak yaralanmasına sebep olduğu Z yi hemen hastaneye kaldırma yükümlülüğü bulunurken bunu yerine getirmemiştir.Dolayısıyla Z nin ölmesinden kazaya sebebiyet olan G sorumludur. 3. Sara hastası olan S nöbet geçirerek bilincini kaybederek çırpındığı esnada ayağının Hemşire H nin yüzüne çarpması sonucu H nin burnu kırılır.S nın avukatı olayı soruşturan C.Savcısına “ S nin kusur yeteneği olmadığı” şeklinde bir beyanda bulunur. Bu beyan geçerli midir? Neden? Bu beyan geçerli değildir.Çünkü olayda S nin kusur yeteneği değil hareketi bulunmamaktadır.Ceza hukuku bakımından önemli olan kişinin iradesi tarafından hakim olunan veya olunabilir bir davranıştır.Oysa nöbet halinde yani tam bir şuursuzluk halinde yapılan hareketler ceza hukuku açısından hareket sayılmazlar. Suçun maddi unsurlarından hareket oluşmadığı için suç oluşmamıştır. 4. A öldürmek amacıyla tabanca ile B ye ateş eder.Ağır yaralanan B kaldırıldığı hastanede elektrik kontağından çıkan yangında duman zehirlemesi nedeniyle ölür. Açılan ceza davasında mahkeme A hakkında kasten adam öldürmeye teşebbüs nedeniyle verdiği mahkumiyet kararını “ hastanede cıkan yangının nedensellik bağını kestiği” şeklindeki gerekçeye dayandırır.Mahkemenin bu gerekçesi yerinde midir?
20
21 A B yi vurmasaydı B hastaneye kaldırılmayacak ve yangın sonucu ölmeyecekti.Yani A nın hareketi ile B nin ölüm neticesi arasında nedensellik bağı vardır. Nedensellik bağı vardır ancak uygun oluğ olmadığı hususu objektif isnadiyetle
ilgilidir.Oluşan
netice
failin
hareketine
öbjektif
olarak
yüklenebiliyorsa objektif isnadiyet vardır. Bu olayda A nın hareketi ile ölüm neticesi arasında nedensellik bağı vardır fakat objektif isnadiyet yoktur.Çünkü B nin ölümü
A nın onu vurmasıyla
değil yangın sonucu gerçekleşmiştir. ( Yemeğe zehir katmış o sırada deprem olmuş- ned.bağ.yok, yemeğe zehir katmış hastaneye kaldırılırken yolda kaza sonucu ölmüş – ned.bağ.var. 5. 16 yaşındaki C denizde yüzmekteyken kurtarın imdat diye bağrımaya başlar.D birkaç metre mesafede bulunmasına ve iyi bir yüzücü olmasına rağmen C ye yardım etmez ve boğularak ölür.Olayda ne tür bir suç söz konusudur.C nin ölmesinden dolayı D hangi koşullarda sorumlu tutulabilir? D nin C ye karşı TCK m.83 ten kaynaklanan herhangi bir yükümlülüğü bulunmamaktadır.D tarafından yapılan ihmali bir hareket vardır.Bu ihmali hareketinden dolayı icrai bir hukuki yükümlülüğü olmalıdır. TCK.m.98 salt yardım etmemeden doğan bir sorumluluğu vardır. M.98 /I tek başına yardım etmemeyi suç olarak nitelendirmektedir.Ama II.fıkrada “ölüm durumunda” denmiştir. 6. Ormanda yürüyüş yapan F kar fırtınasından kurtulmak için G nin dağ evinin önündeki otomobilin camını kırarark otomobile biner ve şehre döner.F hakkında hırsızlık ve mala zarar verme suçundan dolayı açılan ceza davasında F nin avukatı “hukuka uygun davrandığını” ileri sürer, mahkeme ise F nin “kasten davranmadığını bu nedenle suçların manevi unsurunun oluşmadığı” gerekçesiyle beraat
kararı verir.
Avukatın
savunması ve mahkemenin kararı dogru mudur? Avukatın
savunması
doğru
değildir.Çünkü
zorunluluk
hali
hukuka
uygunluk sebebi değil, kusurluluğu ortadan kaldıran bir mazeret sebebidir. Bunu TCK m.25 in gerekçesi ve CMK m.223 ten anlıyoruz. Mahkemenin
21
22 kararı da doğru değildir.Çünkü kişi bilerek ve isteyerek otomobilinin camını kırmıştır.Yani kasten davranmıştır. 7. Hollanda’dan Türkiye ye turist olarak gelen T ve L içinde esrar olan sigara içerken yakalanırlar.T “Hollandada oldugu gibi Türkiyede de esrar içmenin serbest olduğunu zannediyordum”.L ise “sigarayı bana T verdi ancak içinde esrar olduğunu bilmiyordum” şeklinde ifade ederler. T nin savunması ceza sorumluluğunun hangi koşuluyla ilgilidir? L nin savunması suçun hangi unsuru bağlamında tartışılmalıdır.? TCK m.30/4 haksızlık hatası.Bu konu kusurlulukla ilgilidir.Haksızlık hatası kaçınılmaz ise kusuru ortadan kaldırır.Kusursuz ceza olmayacağı için de ceza verilemez. Olayda T nin ülkesinde esrar meşru olduğundan dolayı Türkiye’de de meşru kabul etmesi kaçınılmazdır.Yalnız Türkiye ye sık sık gelen biri ise kaçınılmazlığı
tartışılır.Kaçınılmazlık
ölçütünü
kişinin
yaşına,
eğitim
durumuna, yaşam tarzına bakarak saptarız. TCK m.30/1 suçun maddi unsurlarında hata. L içtiğinin esrar olduğunu bilmiyor bu yüzden kastın bilme unsuru gerçekleşmediğinden kasti hareket etmemiştir.Ama taksirli sorumluluk hali saklıdır.Kanunda bu suçun taksirli şekli bulunmadığından ceza verilmez. 8. Ava çıkan A nın uzaktaki bir karaltıya av hayvanı olduğunu düşünerek ateş etmesi ve fakat gerçekte karaltının B olması sebebiyle onu öldürmesi halinde A nın ceza sorumluluğu ne şekilde belirlenir.? Öldürme
suçu
gerekir.Suçun
bakımından konusunda
failin
hata
bir
insanı
vardır.Fail
öldürdüğünü
maddi
unsurlarda
bilmesi hataya
düşmüştür.Kasti davranmamıştır.Ama bu suçun kanunda taksirli şekli bulunduğu için A taksirle adam öldürmeden sorumludur.Ama dikkat ve özen yükümlülüğü gösterse bile onun insan olduğunu bilemezdi ise taksirli hareketi de yoktur sorumlu tutulamaz. 9. A kızı K yı parkta Z ile el ele görür.A şehir dışındaki Z nin evinin önünde pusu kurar ve evden çıktığında bacaklarına doğru birkaç el ateş eder.Ancak Z nin acılar içinde kıvrandığını gören A onu hemen hastaneye 22
23 kaldırır.Yapılan tıbbi müdahaleye rağmen Z ölür. Mahkemede tahri edildiğini öldürmek istemediğini ve A nın 65 yaşından büyük olduğundan kusur yeteneğinin olmadığından cezalandırılamayacağı şeklinde savunma yaparlar.Bu savunmaları değerlendiriniz? Haksız tahrik olabilmesi için haksız bir fiil olmalıdır. Haksız fiil demek, o filin illa suç olması veya hukuk düzenine aykırı olması demek değildir. Toplumsal kurallara aykırılık da haksız bir fiil olabilir. Olayda Z tarafından gerçekleştirilen bir haksız fiil bulunmadığı için A haksız tahrik edildiğini savunamaz.A nın Z yi öldürmek istemediği ateş ederken kişinin hedeflediği yere kullandığı aracın niteliğine kullanış şekline, kaç el ateş ettiğine bakılarak karar verilecektir. Mevcut düzenlemede yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizler özel olarak
ele
alınmıştır.
Yaş
büyüklüğü
tek
başına
kusurluluğu
etkilemez.Meğer ki bu yaşlılık akıl sağlığı üzerinde olumsuz etki yapsın.Bu durumda akıl hastalarının durumu gibi olur. 10.
Borçlarını ödemeyen ve ödemesi için ikaz edilen A ya bir gün yolda
yürürken B tarafından arabadan ayağına ateş edilir.Kurşun A ye değil kalabalık yoldan geçen Z ye isabet eder.Hemofili hastası olan Z hastaneye kaldırılmadan ölür. Z hemofili hastasıdır. B nin meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulabilmesi
için
neticenin
faile
objektif
olarak
isnat
edilebilmesi
gerekir.Ayrıca suçun diğer unsurlarının da (manevi unsur,hukuka aykırılık gibi) gerçekleşmesi şarttır.Olayımızda gerçekleşen netice ile failin fiili arasında nedensellik bağı bulunmaktadır.Ancak gerçekleşen netice faile objektif olarak isnad edilemez.Çünkü korunan hukuki yarar açısından zarar doğurmakla birlikte gerçekleşen netice failin hareketi ile birleşen başka bir nedenden meydana gelmiştir ve bu husus normun koruma amacı içinde değildir.Normun kapsamaz.Ancak
koruma failin
kast
amacı veya
tesadüfen taksirinin
gerçekleşen olduğu
olayları
durumlarda
fail
gerçekleşen sonuçtan sorumlu olur.Nitekim TCK m.23 de netice sebebiyle 23
24 ağırlaşan suçlarda en azından taksiri arayarak örnekteki gibi durumlarda sorumluluğun söz konusu olmadığını ifade etmiştir.Doktrindeki başka bir görüş
ise
bu
gibi
durumlarda
objektif
isnadiyetin
bulunduğunu
savunmuştur. Yargıtay ise son dönemde istikrar kazanan kararlarında failin mağdurun hastalığını önceden bilip bilmediğinin araştırılarak sonucuna göre bildiği tespit
edildiği
takdirde
bilinçli
taksirle
öldürme
suçundan
bilmediği
belirlendiği takdirde basit taksirle öldürme suçundan mahkumiyete karar verilmesine işaret etmektedir. Yol kalabalık olduğu için B kurşunun yoldan geçen herhangi birine isabet edebileceğini öngörmüş buna rağmen atışı yapmış ve ortaya çıkabilecek yaralama veya ölüm neticelerini kabullenmiştir. Dolayısıyla B nin bu suç bakımından olası kastla hareket ettiği söylenebilir. &Uyuşturucu maddelerin devamlı kullanılması halinde kişinin aıl ve ruh
sağlığı
bozulmakta,
kusur
yeteneği
etkilenmektedir.Uyuşturucu
kullanımı alışkanlık haline getirmiş olan kişinin içinde bulunduğu durum kronik uyuşturucu kullanımı niteliğindeyse, kronik uyuşturucu madde zehirlenmesi bir tür akıl hastalığı gibi görüldüğünden akıl hastalarına ilişkin sorumluluk rejimi( m.32) esas alınmalıdır. 11.
H evine dönerken süratli araba kullanması nedeniyle karşıdan karşıya
geçmekte olan K ya çarpar ve ağır yaralanmasına neden olur.Ancak H başının belaya gireceğinden endişelenerek K yı bırakıp gider.K kan kaybı nedeniyle ölür. Önceden gerçekleştirdiği davranışının başkalarının hayatı ile ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması (öngelen tehlikeli eylem nedeniyle
neticeyi
önleme
yükümlülüğü
TCK
m.83/2-b)
Taksirle
yaralama suçunu işleyen kişi yaralanan kişinin tedavi edilmesini sağlama hususunda
bir
yükümlülük
altındadır.Bu
yükümlülüğün
yerine
getirilmemesi sonucunda kişin ölmesi halinde, meydana gelen ölüm neticesinden
taksirle
yaralama
suçunu
tutulur.Olayda olası kast söz konusudur.
24
işleyen
kişi
sorumlu
25 12.
L bir gece evden tüfeğini alıp lokantanın üst katında beklemeye
başlar.Gece geç saatlerde Z anahtarla kapıyı açar, kasaya yönelir kasayı açmaya çalışırken ederek
sol
L dur kıpırdama der. Z kaçar.L arkasından ateş
göğüs
bölgesinden
yaralar.
Ambulansla
hastaneye
götürülürken ambulans kaza yapar ve z beyin kanamasından ölür. Olayda ambulansın kaza yapıp Z nin ölümüyle L nin fiili arasında nedensellik
bağı bulunmaktaysa da gerekleşen sonuç faile
isnat
edilemez.Ancak fail gerçekleştirdiği kısımdan sorumludur. Bu durumda L nin kastı yaralama olduğu takdirde yaralamadan, öldürme olduğu takdirde
ise
kasten
öldürmeye
teşebbüsten
sorumlu
tutulması
gerekmektedir. 13.
Hastaneye kaldırılan Ş doktor tarafından geç müdahale edilmesi
ve
ameliyatı zamanında yapmaması nedeniyle yaşamını yitirmiştir. Doktor kanun hükmü dolayısıyla garantördür. Zamanında müdahale etmemek konusunda
kastı
bulunduğu
takdirde
öldürmeden dolayı sorumlu olur (m.83/2-a)
25
ihmali
davranışla
kasten