JOHAN HUIZINGA (1872-1945) Johan Huizinga Hollanda’n›n en büyük tarihçilerinden biridir. Groningen ve Leipzig Üniversitelerindeki güçlü bir ö¤renimin ard›ndan Do¤u üzerine yazd›¤› bir uzmanl›k teziyle bilim doktoru olur. Haarlem’de tarih, Amsterdam’da da Hint Edebiyat› dersleri verir. 1905-1915 aras›nda Groningen’de, ard›ndan 1942’ye de¤in Leiden Üniversitesi’nde Tarih profesörü olarak görev yapar. Ayr›ca 1929-1945 y›llar› aras›nda Den Haag Bilimler Akademisi Edebiyat Bölümü’nün yöneticili¤ini üstlenir. 1942’de Nazilerce rehin al›n›r ve ölümüne de¤in gözalt›nda tutulur. Önceleri Hint edebiyat› ve Hindistan’daki kültürler üzerine çal›flmalar yapar. Ama as›l ününü, 14.-15. yüzy›llarda Fransa ve Felemenk’teki yaflam biçimlerini ve düflünce yap›s›n› ele alan Herfsttij der middeleeuwen [Ortaça¤›n Günbat›m›, Çev. Mehmet Ali K›l›çbay, ‹mge Kitabevi, 1997] adl› eseriyle kazan›r. Canl› ve ak›c› üslubuyla yap›t, tarih aç›s›ndan oldu¤u kadar edebi aç›dan da önem tafl›maktad›r. 1919 y›l›nda Hollanda’da yay›mlanan bu temel kitap, ard›ndan Frans›zca’ya ve birçok yabanc› dile çevrilir. Tarihçi Huizinga’n›n, Amerika Birleflik Devletleri üzerine iki kitab›n› (1918 ve 1926), Erasmus biyografisini (1924) ve çeflitli inceleme eserlerini de önemli çal›flmalar› aras›nda sayabiliriz. Tarihle ilgili eserleri k›l› k›rk yaran kesinlikteki belgeleme çal›flmas›yla ve orijinal bak›fl aç›s›ndan kaynaklanan üslupçu özelli¤iyle ay›rt edilir. Fakat Huizinga’n›n, ayn› zamanda, birinci s›n›f bir denemeci oldu¤u 1938’de yazd›¤› Homo Ludens okundu¤unda fark edilecektir. In de schaduwen van Morgen (1935) adl› eseriyle de bütün dünyada ad›ndan söz ettirir. Bu sonuncu eserde, zaman›m›z›n özelli¤i olan endifle verici fenomenleri, sosyalist olmasa da demokratik bir bak›fl aç›s›yla ustaca analiz etmekte ve yarg›lamaktad›r. Huizinga, tüm yap›tlar›nda tarihsel olgular aras›ndaki toplumsal ve tinsel iliflkileri gerçekçi bir tutumla aç›klamaya çal›flm›flt›r. Kültürü, toplumun özdeksel, tinsel ve ahlâki alanlar›n niteli¤i, do¤al durumdan daha yüksek bir varl›k durumuna geçiflte ortaya ç›kan olgu olarak tan›mlam›flt›r. Güç kavram›na karfl› tarihsel deneyimden kaynaklanan bir güvensizlik duyan Huizinga, dengeli ve uyumlu bir hümanizman›n savunucusu olmufltur. Ölüm bilinci kavram› üzerinde de duran Huizinga, bunu bireycili¤e ba¤lam›flt›r. Ona göre ölüm bilinci toplumsal örgütsüzlük dönemlerinde belirir. Çünkü böyle zamanlarda bireysel seçim, toplumsal de¤erlere kendili¤inden gösterilen uyumun önüne geçer. Huizinga bu tür dönemlere örnek olarak flehir devletlerinin çözülmesinden sonraki klasik toplumu, feodalizmin çöküflünden sonraki erken Rönesans dönemini ve 20. yüzy›l› verir. Huizinga, Leiden Üniversitesi’ndeki rektörlü¤ü s›ras›nda Yahudi karfl›t› propagandadan sorumlu gördü¤ü Alman bir okutman› bu üniversiteden uzaklaflt›rarak so¤ukkanl› bir cesaret örne¤i sergilemifltir. Hitler’in iktidara geliflinden sonra gerçekleflen bu olay ve Hollandal› bilginin genel tav›rlar›, 1942 y›l›nda, Nazilerin elinde üç ay rehin kalmas›na mal olur ve ölümüne kadar taflrada sürgün hayat› yaflar.
Ayr›nt›: 123 ‹nceleme Dizisi: 214 Homo Ludens Oyunun Toplumsal ‹fllevi Üzerine Bir Deneme Johan Huizinga Frans›zca’dan Çeviren Mehmet Ali K›l›çbay Yay›ma Haz›rlayan Ifl›k Ergüden Düzelti Ayten Koçal Çeviride Kullan›lan Metinler Homo Ludens Essai sur la Fonction Sociale du Jeu Frans›zca’ya Çeviren: Cécile Seresia Gallimard/1951 Homo Ludens A Study of the play element in culture Beacon Press/1955 © Huizinga Estate & Kooys and Von Gelderen Bu kitab›n Türkçe yay›m haklar› Ayr›nt› Yay›nlar›’na aittir. Kapak Resmi Bruegel, Çocuk Oyunlar›’ndan ayr›nt› Kapak Tasar›m› Arslan Kahraman Kapak Düzeni Gökçe Alper Dizgi Esin Tapan Bask› Kayhan Matbaac›l›k San. ve Tic. Ltd. fiti Davutpafla Cad. Güven San. Sit. C Blok No.: 244 Topkap›/‹st. Tel.: (0212) 612 31 85 Sertifika No.: 12156 Birinci Bas›m 1995 Dördüncü Bas›m 2013 Bask› Adedi 2000 ISBN 978-975-539-099-4 Sertifika No.: 10704 AYRINTI YAYINLARI Hobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No: 3 Eminönü - ‹stanbul Tel.: (0212) 512 15 00 Fax: (0212) 512 15 11 www.ayrintiyayinlari.com.tr &
[email protected]
Johan Huizinga
Homo Ludens Oyunun Toplumsal ‹fllevi Üzerine Bir Deneme
‹ N C E L E M E D ‹ Z ‹ S ‹ fiENL‹KL‹ TOPLUM/I. Illich Ë YEfi‹L POL‹T‹KA/J. Porritt Ë MARKS, FREUD VE GÜNLÜK HAYATIN ELEfiT‹R‹S‹/B. Brown Ë KADINLIK ARZULARI/R. Coward Ë FREUD’DAN LACAN’A PS‹KANAL‹Z/S. M. Tura Ë NASIL SOSYAL‹ZM? HANG‹ YEfi‹L? N‹Ç‹N T‹NSELL‹K?/R. Bahro Ë ANTROPOLOJ‹K AÇIDAN fi‹DDET/Der: D. Riches Ë ELEfiT‹REL A‹LE KURAMI/M. Poster Ë ‹K‹B‹N’E DO⁄RU/R. Williams Ë DEMOKRAS‹ ARAYIfiINDA KENT/K. Bumin Ë YARIN/R. Havemann Ë DEVLETE KARfiI TOPLUM/P. Clastres Ë RUSYA’DA SOVYETLER (1905-1921)/O. Anweiler Ë BOLfiEV‹KLER VE ‹fiÇ‹ DENET‹M‹/M. Brinton Ë EDEB‹YAT KURAMI/T. Eagleton Ë ‹K‹ FARKLI S‹YASET/L. Köker Ë ÖZGÜR E⁄‹T‹M/J. Spring Ë EZ‹LENLER‹N PEDAGOJ‹S‹/P. Freire Ë SANAY‹ SONRASI ÜTOPYALAR/B. Frankel Ë ‹fiKENCEY‹ DURDURUN!/T. Akçam Ë ZORUNLU E⁄‹T‹ME HAYIR!/C. Baker Ë SESS‹Z YI⁄INLARIN GÖLGES‹NDE YA DA TOPLUMSALIN SONU/J. Baudrillard Ë ÖZGÜR B‹R TOPLUMDA B‹L‹M/P. Feyerabend Ë VAHfi‹ SAVAfiÇININ MUTSUZLU⁄U/P. Clastres Ë CEHENNEME ÖVGÜ/G. Vassaf Ë GÖSTER‹ TOPLUMU VE YORUMLAR/G. Debord Ë A⁄IR ÇEK‹M/L. Segal Ë C‹NSEL fi‹DDET/A. Godenzi Ë ALTERNAT‹F TEKNOLOJ‹/D. Dickson Ë ATEfi VE GÜNEfi/I. Murdoch Ë OTOR‹TE/R. Sennett Ë TOTAL‹TAR‹ZM/S. Tormey Ë ‹SLAM’IN B‹L‹NÇALTINDA KADIN/F. Ayt Sabbah Ë MEDYA VE DEMOKRAS‹/J. Keane Ë ÇOCUK HAKLARI/Der: B. Franklin Ë ÇÖKÜfiTEN SONRA/Der: R. Blackburn Ë DÜNYANIN BATILILAfiMASI/S. Latouche Ë TÜRK‹YE’N‹N BATILILAfiTIRILMASI/C. Aktar Ë SINIRLARI YIKMAK/M. Mellor Ë KAP‹TAL‹ZM, SOSYAL‹ZM, EKOLOJ‹/A. Gorz Ë AVRUPAMERKEZC‹L‹K/S. Amin Ë AHLÂK VE MODERNL‹K/R. Poole Ë GÜNDEL‹K HAYAT KILAVUZU/S. Willis Ë S‹V‹L TOPLUM VE DEVLET/Der: J. Keane Ë TELEV‹ZYON: ÖLDÜREN E⁄LENCE/N. Postman Ë MODERNL‹⁄‹N SONUÇLARI/A. Giddens Ë DAHA AZ DEVLET DAHA ÇOK TOPLUM/R. Cantzen Ë GELECE⁄E BAKMAK/M. Albert - R. Hahnel Ë MEDYA, DEVLET VE ULUS/P. Schlesinger Ë MAHREM‹YET‹N DÖNÜfiÜMÜ/A. Giddens Ë TAR‹H VE T‹N/J. Kovel Ë ÖZGÜRLÜ⁄ÜN EKOLOJ‹S‹/M. Bookchin Ë DEMOKRAS‹ VE S‹V‹L TOPLUM/J. Keane Ë fiU HA‹N KALPLER‹M‹Z/R. Coward Ë AKLA VEDA/P. Feyerabend Ë BEY‹N ‹⁄FAL fiEBEKES‹/A. Mattelart Ë ‹KT‹SAD‹ AKLIN ELEfiT‹R‹S‹/A. Gorz Ë MODERNL‹⁄‹N SIKINTILARI/C. Taylor Ë GÜÇLÜ DEMOKRAS‹/B. Barber Ë ÇEK‹RGE/B. Suits Ë KÖTÜLÜ⁄ÜN fiEFFAFLI⁄I/J. Baudrillard Ë ENTELEKTÜEL/E. Said Ë TUHAF HAVA/A.Ross Ë YEN‹ ZAMANLAR/S. Hall-M. Jacques Ë TAHAKKÜM VE D‹REN‹fi SANATLARI/J.C. Scott Ë SA⁄LI⁄IN GASPI/I. Illich Ë SEVG‹N‹N B‹LGEL‹⁄‹/A. Finkielkraut Ë K‹ML‹K VE FARKLILIK/W. Connolly Ë ANT‹POL‹T‹K ÇA⁄DA POL‹T‹KA/G. Mulgan Ë YEN‹ B‹R SOL ÜZER‹NE TARTIfiMALAR/H. Wainwright Ë DEMOKRAS‹ VE KAP‹TAL‹ZM/S. Bowles-H. Gintis Ë OLUMSALLIK, ‹RON‹ VE DAYANIfiMA/R. Rorty Ë OTOMOB‹L‹N EKOLOJ‹S‹/P. Freund-G. Martin Ë ÖPÜfiME, GIDIKLANMA VE SIKILMA ÜZER‹NE/A. Phillips Ë ‹MKÂNSIZIN POL‹T‹KASI/J.M. Besnier Ë GENÇLER ‹Ç‹N HAYAT B‹LG‹S‹ EL K‹TABI/R. Vaneigem Ë CENNET‹N D‹B‹/G. Vassaf Ë EKOLOJ‹K B‹R TOPLUMA DO⁄RU/M. Bookchin Ë ‹DEOLOJ‹/T. Eagleton Ë DÜZEN VE KALKINMA KISKACINDA TÜRK‹YE/A. ‹nsel Ë AMER‹KA/J. Baudrillard Ë POSTMODERN‹ZM VE TÜKET‹M KÜLTÜRÜ/M. Featherstone Ë ERKEK AKIL/G. Lloyd Ë BARBARLIK/M. Henry Ë KAMUSAL ‹NSANIN ÇÖKÜfiÜ/R. Sennett Ë POPÜLER KÜLTÜRLER/D. Rowe Ë BELLE⁄‹N‹ Y‹T‹REN TOPLUM/R.Jacoby Ë GÜLME/H. Bergson Ë ÖLÜME KARfiI HAYAT/N. O. Brown Ë S‹V‹L ‹TAATS‹ZL‹K/Der.: Y. Coflar Ë AHLÂK ÜZER‹NE TARTIfiMALAR/J. Nuttall Ë TÜKET‹M TOPLUMU/J. Baudrillard Ë EDEB‹YAT VE KÖTÜLÜK/G. Bataille Ë ÖLÜMCÜL HASTALIK UMUTSUZLUK/S. Kierkegaard Ë ORTAK B‹R fiEYLER‹ OLMAYANLARIN ORTAKLI⁄I/A. Lingis Ë VAK‹T ÖLDÜRMEK/P. Feyerabend Ë VATAN AfiKI/M. Viroli Ë K‹ML‹K MEKÂNLARI/D. Morley-K. Robins Ë DOSTLUK ÜZER‹NE/S. Lynch Ë K‹fi‹SEL ‹L‹fiK‹LER/H. LaFollette Ë KADINLAR NEDEN YAZDIKLARI HER MEKTUBU GÖNDERMEZLER?/D. Leader Ë DOKUNMA/G. Josipovici Ë ‹T‹RAF ED‹LEMEYEN CEMAAT/M. Blanchot Ë FLÖRT ÜZER‹NE/A. Phillips Ë FELSEFEY‹ YAfiAMAK/R. Billington Ë POL‹T‹K KAMERA/M. Ryan-D. Kellner Ë CUMHUR‹YETÇ‹L‹K/P. Pettit Ë POSTMODERN TEOR‹/S. Best-D. Kellner Ë MARKS‹ZM VE AHLÂK/S. Lukes Ë VAHfiET‹ KAVRAMAK/J.P. Reemtsma Ë SOSYOLOJ‹K DÜfiÜNMEK/Z. Bauman Ë POSTMODERN ET‹K/Z. Bauman Ë TOPLUMSAL C‹NS‹YET VE ‹KT‹DAR/R.W. Connell Ë ÇOKKÜLTÜRLÜ YURTTAfiLIK/W. Kymlicka Ë KARfiIDEVR‹M VE ‹SYAN/H. Marcuse Ë KUSURSUZ C‹NAYET/J. Baudrillard Ë TOPLUMUN McDONALDLAfiTIRILMASI/G. Ritzer Ë KUSURSUZ N‹H‹L‹ST/K.A. Pearson Ë HOfiGÖRÜ ÜZER‹NE/M. Walzer Ë 21. YÜZYIL ANARfi‹ZM‹/Der.: J. Purkis & J. Bowen Ë MARX’IN ÖZGÜRLÜK ET‹⁄‹/G. G. Brenkert Ë MEDYA VE GAZETEC‹L‹KTE ET‹K SORUNLAR/Der.: A. Belsey & R. Chadwick Ë HAYATIN DE⁄ER‹/J. Harris Ë POSTMODERN‹ZM‹N YANILSAMALARI/T. Eagleton Ë DÜNYAYI DE⁄‹fiT‹RMEK ÜZER‹NE/M. Löwy Ë ÖKÜZÜN A’SI/B. Sanders Ë TAHAYYÜL GÜCÜNÜ YEN‹DEN DÜfiÜNMEK/Der.: G. Robinson & J. Rundell Ë TUTKULU SOSYOLOJ‹/A. Game & A. Netcalfe Ë EDEPS‹ZL‹K, ANARfi‹ VE GERÇEKL‹K/G. Sartwell Ë KENTS‹Z KENTLEfiME/M. Bookchin Ë YÖNTEME KARfiI/P. Feyerabend Ë HAK‹KAT OYUNLARI/J. Forrester Ë TOPLUMLAR NASIL ANIMSAR?/P. Connerton Ë ÖLME HAKKI/S. ‹nceo¤lu Ë ANARfi‹ZM‹N BUGÜNÜ/Der.: Hans-Jürgen Degen Ë MELANKOL‹ KADINDIR/D. Binkert Ë S‹YAH ‘AN’LAR I-II/J. Baudrillard Ë MODERN‹ZM, EVRENSELL‹K VE B‹REY/fi. Benhabib Ë KÜLTÜREL EMPERYAL‹ZM/J. Tomlinson Ë GÖZÜN V‹CDANI/R. Sennett Ë KÜRESELLEfiME/Z. Bauman Ë ET‹⁄E G‹R‹fi/A. Pieper Ë DUYGUÖTES‹ TOPLUM/S. Mestroviç Ë EDEB‹YAT OLARAK HAYAT/A. Nehamas Ë ‹MAJ/K. Robins Ë MEKÂNLARI TÜKETMEK/J. Urry Ë YAfiAMA SANATI/G. Sartwell Ë ARZU ÇA⁄I/J. Kovel Ë KOLONYAL‹ZM POSTKOLONYAL‹ZM/A. Loomba Ë KREfiTEK‹ YABAN‹/A. Phillips Ë ZAMAN ÜZER‹NE/N. Elias Ë TAR‹H‹N YAPISÖKÜMÜ/A. Munslow Ë FREUD SAVAfiLARI/J. Forrester Ë ÖTEYE ADIM/M. Blanchot Ë POSTYAPISALCI ANARfi‹ZM‹N S‹YASET FELSEFES‹/T. May Ë ATE‹ZM/R. Le Poidevin ËAfiK ‹L‹fiK‹LER‹/O.F. Kernberg Ë POSTMODERNL‹K VE HOfiNUTSUZLUKLARI/Z. Bauman Ë ÖLÜMLÜLÜK, ÖLÜMSÜZLÜK VE D‹⁄ER HAYAT STRATEJ‹LER‹/Z. Bauman Ë TOPLUM VE B‹L‹NÇDIfiI/K. Leledakis Ë BÜYÜSÜ BOZULMUfi DÜNYAYI BÜYÜLEMEK/G. Ritzer Ë KAHKAHANIN ZAFER‹/B. Sanders ËEDEB‹YATIN YARATILIfiI/F. Dupont Ë PARÇALANMIfi HAYAT/Z. Bauman Ë KÜLTÜREL BELLEK/J. Assmann Ë MARKS‹ZM VE D‹L FELSEFES‹/V. N. Voloflinov Ë MARX’IN HAYALETLER‹/J. Derrida Ë ERDEM PEfi‹NDE/A.MacIntyre Ë DEVLET‹N YEN‹DEN ÜRET‹M‹/J. Stevens Ë ÇA⁄DAfi SOSYAL B‹L‹MLER FELSEFES‹/B. Fay Ë KARNAVALDAN ROMANA/M. Bakhtin Ë P‹YASA/J. O’Neill Ë ANNE: MELEK M‹, YOSMA MI?/E.V. Welldon Ë KUTSAL ‹NSAN/G. Agamben Ë B‹L‹NÇALTINDA DEVLET/R. LourauË YAfiADI⁄IMIZ SEFALET/A. Gorz Ë YAfiAMA SANATI FELSEFES‹/A. Nehamas Ë KORKU KÜLTÜRÜ/F. Furedi Ë E⁄‹T‹MDE ET‹K/F. Haynes Ë DUYGUSAL YAfiANTI/D. Lupton Ë ELEfiT‹REL TEOR‹/R. Geuss Ë AKT‹V‹ST‹N EL K‹TABI/R. Shaw Ë KARAKTER AfiINMASI/R. Sennett Ë MODERNL‹K VE MÜPHEML‹K/Z. Bauman Ë NIETZSCHE: B‹R AHLÂK KARfiITININ ET‹⁄‹/P. Berkowitz Ë KÜLTÜR, K‹ML‹K VE S‹YASET/Nafiz Tok Ë AYDINLANMIfi ANARfi‹/M. Kaufmann Ë MODA VE GÜNDEMLER‹/D. Crane Ë B‹L‹M ET‹⁄‹/D. Resnik Ë CEHENNEM‹N TAR‹H‹/A.K. Turner Ë ÖZGÜRLÜKLE KALKINMA/A. Sen Ë KÜRESELLEfiME VE KÜLTÜR/J. Tomlinson Ë S‹YASAL ‹KT‹SADIN ABC’si/R. Hahnel Ë ERKEN ÇÖKEN KARANLIK/K.R. Jamison Ë MARX VE MAHDUMLARI/J. Derrida Ë ADALET TUTKUSU/R.C. Solomon Ë HACKER ET‹⁄‹/P. Himanen Ë KÜLTÜR YORUMLARI/Terry Eagleton Ë HAYVAN ÖZGÜRLEfiMES‹/P. Singer Ë MODERNL‹⁄‹N SOSYOLOJ‹S‹/P. Wagner Ë DO⁄RUYU SÖYLEMEK/M. Foucault Ë SAYGI/R. Sennett Ë KURBANSAL SUNU/M. Baflaran Ë FOUCAULT’NUN ÖZGÜRLÜK SERÜVEN‹/J. W. Bernauer Ë DELEUZE & GUATTARI/P. Goodchild Ë ‹KT‹DARIN PS‹fi‹K YAfiAMI/J. Butler Ë Ç‹KOLATANIN GERÇEK TAR‹H‹/S.D. Coe & M.D. Coe Ë DEVR‹M‹N ZAMANI/A. Negri Ë GEZEGENGESEL ÜTOPYA TAR‹H‹/A. Mattelart Ë GÖÇ, KÜLTÜR, K‹ML‹K/I. Chambers Ë ATEfi ve SÖZ/G.M. Ramírez Ë M‹LLETLER VE M‹LL‹YETÇ‹L‹K/E.J. Hobsbawm Ë HOMO LUDENS/J. Huizinga
‹çindekiler
— SUNUfi/Mehmet Ali K›l›çbay . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .7 — ÖNSÖZ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .13 I. KÜLTÜR OLGUSU OLARAK OYUNUN DO⁄ASI VE ANLAMI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .16 II. OYUN KAVRAMININ D‹LDE KAVRANILIfiI VE ‹FADE ED‹L‹fi‹ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .49 III. KÜLTÜR YARATICI ‹fiLEV OLARAK OYUN VE MÜSABAKA . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .70 IV. OYUN VE HUKUK . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .106 V. OYUN VE SAVAfi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .120
VI. OYUN VE B‹LGEL‹K . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .140 VII. OYUN VE fi‹‹R . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .156 VIII. MYTHOPOIESIS’‹N UNSURLARI (Hayal Gücünün ‹fllevi) .176 IX. FELSEFEN‹N OYUNSAL B‹Ç‹MLER‹ . . . . . . . . . . . . . . . . . .188 X. SANATIN OYUNSAL B‹Ç‹MLER‹ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .201 XI. OYUN AÇISINDAN UYGARLIKLAR VE DÖNEMLER . . .219 XII. ÇA⁄DAfi KÜLTÜRDE OYUNSAL UNSUR . . . . . . . . . . . . .244 — Dizin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .266
Sunufl
“‹nsan”, ço¤u doktrin ve düflünür aç›s›ndan bir canl› türünü belirlemeyi aflan bir anlam manzumesiyle yüklüdür. Bu yüklemlerin, meflrebe göre de¤iflmek üzere çok say›da olmas›, “insan” kavram›n› en karmafl›k, çözümlemeye en az yatk›n anlamsal kürelerden biri haline getirmektedir; öylesine ki, kavram ço¤u zaman ve ço¤u kimsenin gözünde simgesel bir içerik kazanmakta, hatta ülküsel bir çerçevenin parças› haline gelmektedir. Ancak kavram›n veya simgenin bu içerik zenginli¤i, bizatihi nesnesinin de karmafl›k olmas›n› gerektirmemektedir. Hemen her kavram›n bafl›na geldi¤i gibi, burada da var olan ile olmas› istenilen, umulan, beklenen, u¤runa kan ve gözyafl› dökülen ayn› ifade bütünü içinde bir araya getirilmifltir. Bu yüzden “insan” 7
ço¤u kimse aç›s›ndan, bir “ondan beklenenler” program› olarak ortaya ç›kmaktad›r. “‹nsan”dan beklenenlerin bafl›nda ise, “ciddiyet” gelmektedir. Çünkü, gene hemen her doktrin “insan”a flu veya bu misyonu yüklemektedir ve misyon kavram›n›n tamamlay›c›s› ise, hemen her seferinde ciddiyet olmaktad›r. Ciddiyetin z›dd› da, genel olarak “oyun” kavram›n›n içinde görülmektedir. Oysa Huizinga, iyi kumafltan bütün düflünürler gibi, bu yerleflik kabullerle hesaplaflmaya flafl›rtarak bafllad›¤› eserinde, oyunun insan›n temel özelliklerinden biri oldu¤unu ortaya koyarken, ayn› oyunun kültür yarat›c› ifllevini gözler önüne sermekte ve as›l önemlisi, oyun-ciddiyet z›tl›¤›n› gayet ikna edici bir flekilde reddetmektedir; çünkü oyun da son derece ciddi olabilir. Yüzy›l›m›z›n en büyük tarihçi ve düflünürlerinden biri olarak kabul edilen Johan Huizinga, bu eski tarihli ama eskimeyen kitab›nda karfl›m›za bir “oyuncu insan” tablosu ç›karmakta ve bu örnek tipin hukuktan, savafltan; fliir ve felsefeye varana kadar, kültürel hayat›n halen her yerinde görülen varl›k ve kimli¤ini ortaya koymaktad›r. Bir sunufl yaz›s›nda kitab›n içeri¤ini gündeme getirmenin anlam› ve yarar› yoktur, fakat bu çal›flman›n derinlemesine çözümlemelerinin, toplumsal bilim araflt›rmalar›na yapt›¤› yöntemsel katk›lar› vurgulaman›n kesin zorunlulu¤u bulunmaktad›r. Huizinga, oyunkültür karfl›l›kl› iliflkisini dilsel kan›tlardan itibaren sürdürüp, sonunda ça¤dafl uygarl›¤a ulafl›rken, hemen hemen bütün toplumsal bilim verilerini kullanmaktad›r. Huizinga’n›n çal›flmas›n›n en önemli özelli¤ini bu nokta oluflturmaktad›r. Bu kitab›n ilk yay›nlanma y›l› olan 1938’de, her toplumsal bilim kendi küçük vatan›n›, çekildi¤i surlar›n arkas›ndan korumaktayd›. Oysa, üstat büyük bir uzgörüfllülük ve bilimsel sezgiyle (buna bilgelik de demek mümkündür), toplumsal bilimlerin ancak bütünsellikleri içinde ve tek bir bilim olarak ele al›nd›klar›nda yöntemsel bir tutarl›l›¤a sahip olabileceklerini görmüfltür. Bugün, henüz emekleme aflamas›nda olsa bile, toplumsal bilimler birleflme ve bütünleflmeye do¤ru bir çaba, mesafe ve alan kazanmaktad›rlar. Bu kitap ilk kez 1938’de yay›nlanm›flt›r. ‹lk önce, Aral›k 8
1939’da Almanca bir çevirisi ç›km›flt›r; yazar bu çeviriye katk› ve önerilerini getirmifl, 1944 y›l›nda ‹sviçre’de baflka bir Almanca çeviri yay›nlanm›flt›r. Eserini ‹ngilizceye çeviren bizzat yazard›r. Ancak, 1950’de baflka bir çevirmen taraf›ndan kitap ‹ngilizceye bir kez daha aktar›lm›flt›r. Bizim Türkçe çeviriye esas ald›¤›m›z metin ise, Felemenkçeden Frans›zcaya aktar›lan 1951 tarihli olan›d›r. Fakat, 1939 ve 1944 Almanca çeviriler kendi aralar›nda tutarl› de¤illerdir. Yazar›n kendi yapt›¤› ‹ngilizce çeviri ile 1950 tarihli olan di¤eri aras›nda da tutars›zl›klar ve farklar vard›r. Öte yandan, bizim esas ald›¤›m›z Frans›zca metin ile 1950 tarihli ‹ngilizce metin aras›nda önemli üslup ve anlam farkl›l›klar› bulunmaktad›r. Traduttori trattori; bundan hiç kuflku yok. Bu nedenle, ben çeviri s›ras›nda ‹ngilizce metni de karfl›laflt›rma unsuru olarak kulland›m. Huizinga kitab›n›, Bat› entelektüel gelene¤i içinde, çok say›da yabanc› kelime ve kavram kullanarak kaleme alm›fl ve bunlar›n ço¤unu metin içinde veya dipnotla aç›klama ihtiyac›n› duymam›flt›r. Ben bunlar›n baz›lar›n› (*) ile belirtilen dipnotlarla aç›klamaya çal›flt›m, ak›fl›n bozulmayaca¤›na inand›¤›m yerlerde ise, bu aç›klamalar› parantezlerle metin içinde yapt›m. Ancak gene de, çevirmenin ö¤retmen olmad›¤›na ve yazar›n bizzat aç›klamad›klar›n› aç›klamak hakk›n›n bulunmad›¤›na inan›yorum. Fakat ne var ki, giderek k›tlaflan ve tembelleflen Türk okuyucusu yay›nc›y›, yay›nc› da çevirmeni bu yönde zorluyor. Bunun geçici oldu¤unu umuyor ve çeviri kitaplar›n minik birer sözlük ve ansiklopedi olmaktan ç›kacaklar› günü özlemle bekliyorum. Huizinga’n›n kitab› okuyucuyu daha ilk sahifesinden itibaren k›skac›na alaca¤› için, ben aradan çekiliyorum. Mehmet Ali K›l›çbay Mart 1993
9
Uxori Carissimae
Önsöz
Ayd›nlanma ça¤›n›n saf iyimserli¤i içinde hayal edildi¤i kadar ak›ll› olmad›¤›m›z sonunda ortaya ç›k›nca Homo sapiens* ad›n›n türümüze eskiden san›ld›¤› kadar uygun olmad›¤› aç›kça belli oldu ve bu ilk tan›ma bir de Homo faber’in** eklenmesinin uygun olaca¤›na inan›ld›. Oysa bu ikinci terim bizi tan›mlamaya o kadar da uygun de¤ildi; çünkü faber birçok hayvan› niteleyebilir. Ve imal etme konusunda do¤ru olan, oyun oynama konusunda da do¤rudur: Birçok hayvan oyun oynar. Buna karfl›l›k Homo ludens, yani “oyun oynayan insan” terimi bana, imal etmek kadar esasl› bir ifllevi ifade ediyormufl ve buna ba¤l› olarak da Homo faber teriminin yan›nda yer almay› hak ediyormufl gibi gelmektedir. * Ak›ll› insan. (ç.n.) ** ‹malat yapan insan. (ç.n.)
13
Eylemlerimizin içeri¤i derinlemesine bir çözümlemeye tabi tutulacak olursa, insanlar›n bütün yap›p-etmelerinin yaln›zca oyundan ibaret oldu¤u sonucuna da var›labilir. Bu metafizik sonuçla yetinen bir kimse bu kitab› okumasa iyi eder. Uyan›k kuflkuculu¤un köhne tutumu, oyunu dünyada meydana gelen her fleyin temel faktörü olarak a盤a ç›kartma ifline kalk›flan bir incelemeden vazgeçmek için yeterli bir neden olamaz. ‹nsan uygarl›¤›n›n, oyun olarak, oyunun içinde ortaya ç›kt›¤› ve geliflti¤i fleklindeki kanaatim çok eskilerden bafllayarak, yavafl yavafl güçlendi. Daha 1903’te bile yaz›lar›mda bu bak›fl aç›s›n›n izlerini bulmak mümkündür. 1933’te Leiden Üniversitesi rektörü olarak verdi¤im aç›l›fl söylevinin temas› bu olmufltur. Bu söylevin bafll›¤› Over de grenzen van spel et ernst in de cultur1 idi. Daha sonra bu söylevi biri Zürih ve Viyana’da (1934), di¤eri de Londra’daki (1937) iki konferans vesilesiyle iki kez yeniden elden geçirdim ve Das spielelement der Kultur, The Play element of Culture ad›n› verdim. Dinleyicilerim beni iki keresinde “in der Kultur-in Culture” diye düzelttiler ve ben de her seferinde tamlamay› sa¤lamak üzere “of”u korudum.* Çünkü benim için söz konusu olan, oyunun di¤er kültürel olgular aras›ndaki yerini incelemek de¤il de, kültürün hangi ölçülerde oyunsal bir karakter gösterdi¤ini araflt›rmakt›. E¤er böyle ifade etmemde bir yanl›fll›k yoksa, oyun kavram›n› kültür kavram›yla bütünlefltirmeye u¤rafl›yordum; t›pk› daha gelifltirilmifl bu incelemede yapt›¤›m gibi. Oyun biyolojik bir ifllev olarak de¤il de, kültürel bir olgu olarak düflünülmüfl ve kültürün morfolojisine uygulanan bilimsel düflünce araçlar›yla ele al›nm›flt›r. Yararl› olmas›na ra¤men, oyunun psikolojik yorumundan mümkün oldu¤unca kaç›nd›¤›m ve zaman zaman etnolojik olgular zikretmek zorunda kalmakla birlikte etnolojinin kavram ve aç›klamalar›n› çok s›n›rl› bir flekilde kulland›¤›m fark edilecektir. Örne¤in okuyucu sihirli terimine yaln›zca bir kere rastlayacak, mana** ve di1. Oyun ve ciddiyetin kültür içindeki s›n›rlar›, Haarlem, Tjunk Willink, 1933. * Mant›ksal olarak, kuflkusuz, Huizinga hakl›d›r; ama ‹ngilizce edatlar mant›k yönetimi alt›nda olmad›¤›ndan bu kitab›n altbafll›¤›nda kula¤a daha hofl gelen “in” ekini kulland›m (‹ngilizceye çevirenin notu). ** Mana, baz› animist dinlerde do¤aüstü güç. (ç.n.)
14
¤er benzerlerine ise hiç rastlanmayacakt›r. E¤er ispatlar›m› tez biçimi alt›nda ortaya koysayd›m, bu tezlerden biri etnoloji ile ona akraba olan bilimlerin oyun kavram›n› fazlas›yla ihmal ettiklerini iddia etmek olurdu. Oyuna iliflkin mevcut terminoloji yetersiz kalmaktad›r. Oyuna tekabül eden ve sadece “oyuna ve oyunlara ait olan”› ifade eden bir s›fata hep ihtiyaç duydum. Frans›zcada psikoloji eserlerinde kullan›lan ludique kelimesini, Latincede bu biçim alt›nda yer alm›yor olsa da, benimsememe izin verilsin.* Bu eser yay›mlan›rken, içerdi¤i bütün eme¤e ra¤men, onun çok kimse taraf›ndan bir do¤açlama veya yeteri kadar belgeye dayand›r›lmam›fl bir inceleme olarak kabul edilece¤inden kayg› duyuyorum. Tam anlam›yla bilmedi¤i çeflitli alanlarda macera aramak yerine baz› kültürel sorunlara e¤ilmek isteyen herkesi bekleyen kader budur. Bilgimdeki bütün boflluklar› doldurarak ifle bafllamay› düflünemezdim; dolay›s›yla her ayr›nt›ya bir at›fla kefil olmay› da kural haline getirmedim. Yürekten ba¤l› oldu¤um bir konuda ya flimdi yazmak ya da asla yazmamak seçene¤i karfl›s›nda, ben birinci çözümü seçtim. Leiden, 15 Haziran 1938
‹K‹NC‹ BASKIYA ÖNSÖZ
1939’da, Amsterdam’daki Pantheon Akademische Verlaganstalt’›n gayretleriyle bu eserin Almancas› yay›mland›. Çeviri faaliyetine katk›da bulunurken, metni birçok yerde tamamlama veya daha aç›k hale getirme f›rsat›m oldu ve ayn› zamanda yanl›fllar› düzeltebilmek için baz› dostane uyar›lardan da yararland›m. Leiden, Eylül 1940
* Ben ludique kelimesini, çeviride “oyunsal” ile karfl›lad›m. (ç.n.)
15
I
Kültür olgusu olarak oyunun do¤as› ve anlam›
Oyun kültürden daha eskidir. Nitekim, kültür kavram›n› ne kadar daraltsak da, bu kavram her halükârda bir insan toplumunun varl›¤›n› gerektirir ve hayvanlar kendilerine oyun oynamalar›n› ö¤retmesi için insan›n gelmesini beklememifllerdir. Kuflkusuz, flunu hiç çekinmeden ifade edebiliriz: ‹nsan uygarl›¤› genel oyun kavram›na hiçbir temel özellik katmam›flt›r. Hayvanlar aynen insanlar gibi oyun oynarlar. Oyunun bütün temel çizgileri, hayvan oyunlar›nda çoktan gerçeklefltirilmifl durumdad›r. Bütün bu çizgileri gözlemek için, yavru köpeklerin nefleli oynaflmalar›n› dikkatlice izlemek yeterlidir. Bunlar, bir tür ayini and›ran tav›r ve jestlerle birbirlerini oyuna davet ederler. Yavru köpek, oyun oynad›¤› arkadafl›n›n kula¤›n› ›s›rmay› yasaklayan kurala uyar. Sanki korkunç öfkeliymifller gibi davran›rlar, ama bütün bunlar›n içinde, özellikle, afl›r› ölçü16