YOGANIN HAFIZA ÜZERĠNDEKĠ ETKĠLERĠ IYF ONAYLI 2010 YOGAHAN YOGA EĞĠTMENLĠK EĞĠTĠMĠ gereğince
NUR BANU UĞURLU tarafından hazırlanmıĢtır
0 537 9626696
[email protected] MART 2011 ANKARA 1
Zihin her şeydir. Ne düşünürsen o olursun. Buddha
Zihni başıboş dolaşan birisi kafasını korkunç bir mutsuzluk aslanının dişlerinin arasına sokmuştur. Üstat Shantideva
2
TEġEKKÜR
Bana her zaman sevildiğimi hissettiren, kendimi arayıĢımı destekleyen ve hep yanımda olan sevgili annem Oya Uğurlu, ablam Bahar Uğurlu ve babam Hüseyin Uğurlu‘ya; değerli bilgisini, zamanını ve Ģefkatini eksik etmeyen yüce gönüllü hocam Ferhan Yüksel‘e, bana yogayı sevdiren Pınar Canko ve Elif Öney‘e, yoga eğitmenlik sürecimi bir keyif yolculuğuna çeviren yeni ailem YOGAHAN-2010 eğitmen adaylarına (sevgili Nilüfer, Zeynep, Tuba, Ece, Itır, Özlem, Seher, Meriç, Sultan, GülĢah, Korhan, IĢın, Belgin, Özgül) ilk öğrencilerim sevgili Esin ve Sibel‘e, çok sevgili dostlarıma ve farkında olduğum olmadığım, yoga ile tanıĢmama vesile olan yaĢamımdaki tüm süreçlerde yer alan kiĢi ve olaylara sonsuz teĢekkür ederim.
3
ÖZET
Bu çalıĢmanın amacı yoganın hafıza üzerindeki olumlu etkilerini araĢtırmaktır. Bunu yaparken öncelikle klasik anlamda hafızayı ele alıp, hafıza performansımızı yoga yaparak nasıl arttırabileceğimiz üzerinde duracağım. Yoganın bütünsellik anlayıĢı çerçevesinde ortak bilinç – kiĢiye özel olmayan evrensel hafıza varlığını ve yoga yaparak hafızamızı geliĢtirirken ortak bilince eriĢimi nasıl sağladığımıza da değineceğiz. Kadim yoga metinlerinin hafıza ile ilgili yaklaĢımlarından, modern bilim adamlarının hafıza ve yoga üzerinde yaptıkları deneylere kadar çeĢitli farklı perspektiflerden konuya yaklaĢıp geniĢ bir bakıĢ açısı sergilemeye çalıĢacağım. ÇalıĢmanın belkemiği olarak Bangalore‘daki Vivekenanada üniversitesinden Dr Nagendranın yoganın hafıza üzerindeki etkisi üzerine bir kısım araĢtırmasını yayınladığı Yoga ve Hafıza kitabı seçilmiĢtir. Bu kitaptaki çalıĢmanın yoğunluğu ve her bilginin taĢıdığı önem açısından, çalıĢmanın ikinci bölümü olarak kitabın tam çevirisi yapılmıĢtır. ÇalıĢmanın belkemiğini Dr. Nagendra‘nın çalıĢması oluĢturduğundan, geri kalan bölümler ona uygun olarak düzenlenmiĢtir. GiriĢ bölümünde hafızanın anlamı yaĢamımızdaki yeri irdelenmiĢtir. Ġlk bölümde yoga nedir, hafıza nasıl çalıĢır, yoga uygulamaları neden/nasıl hafıza üzerinde etkilidir gibi konu ile ilgili temel açıklamalara yer verilmiĢtir. Ġkinci bölümde Dr Nagendra‘nın kitabının tam çevirisi yer almaktadır. Sonuç bölümünde tüm bulgulardan, kiĢisel yorumlardan ve çıkarımlardan bahsedilmekte ve gelecek çalıĢmalara ıĢık tutulmaktadır. Farklı kaynaklardan derlenen ve hafıza üzerinde olumlu etkisi olan yoga uygulamaları EK.1 de yer almaktadır. ÇalıĢmanın oluĢumunda faydalanılan tüm kaynaklar kaynakça bölümünde yer almaktadır; Dr Nagendra‘nın kitabının bütünlüğünü bozmamak adına kitabın kullandığı kaynakça orijinal sunulduğu Ģekilde kitap çevirisinin içinde mevcuttur.
4
ĠÇĠNDEKĠLER I.0 GĠRĠġ ................................................................................................................................ 6 II.0 YOGA VE HAFIZANIN ĠLĠġKĠSĠ ....................................................................................... 9 II.A Hafıza Nedir ................................................................................................................. 9 II.B Hafıza Süreçleri............................................................................................................. 9 II.C Yoga .......................................................................................................................... 10 II.D Yoga Teknikleirnin Hafıza Üzerinde Bilinen Etkileri ..................................................... 14 III.0 YOGA VE HAFIZA – Dr. Nagendra‟nın kitabı ............................................................. 21 IV.0 SONUÇ ......................................................................................................................... 85 KAYNAKÇA ......................................................................................................................... 87 EK-1 HAFIZA ĠÇĠN FAYDALI YOGA UYGULAMALARI ...................................................... 88
5
I- GĠRĠġ Eğer algının kapıları temizlenebilseydi, insan her şeyi olduğu gibi görebilirdi: yani sonsuz.
William Blake
Hepimiz biriciğiz. Özeliz. Kendimize özgüyüz. Nedir bizi birbirimizden ayıran Ģey? DüĢüncelerimiz? DüĢüncelerimizi ortaya koyuĢ biçimimiz? Tavrımız? Tarzımız? Yorumumuz? Kendimizi nasıl tanımladığımız? Kendimiz dıĢındaki diğer her Ģeyi nasıl tanımladığımız? Nasıl baktığımız? Nasıl algıladığımız?
Nesneleri oldukları gibi görmeyiz, olduğumuz gibi görürüz.
Thalmud Üniversite yıllarımda çok değerli bir deneysel psikoloji profesöründen i Algı ve Öğrenme üzerine dersler almıĢtım. Prof. Dr. Umur Talaslı algıyı bir sandviç modeli ile izah ederdi. Onun kelimeleriyle: ―algı iki efendisini – biliĢsellik (idrak) ve duyum – tatmin etmeye çalıĢan, iki efendinin arasını bulmaya çalıĢan bir hizmetkârdır‖. Veri beynimize duyular aracılığı ile girer. Algı, duyumdan aldığı veriyi yorumlayıp biliĢsel sistemin kabul edeceği bilgiye dönüĢtürür. Dünya bilgisi bu Ģekilde oluĢur. Duyum ve biliĢsellik arasında köprü kuran algı, bu efendileri tatmin etmek için bazen bir dizi ilüzyon yaratırii. Algı, veriyi bu iki efendiyi tatmin edecek Ģekilde yorumlarken çeĢitli değerlendirmeler ve kabuller yapar. Çoğunlukla birincil olarak ―dünya bilgisine‖ baĢvurur. Diğer değiĢle kendi ürettiği bilgi daha sonra tatmin etmesi gereken sistemin bir parçası olur. (1) i
Sn. Prof. Dr. Umur Talaslı halen Atılım Üniversitesi Psikoloji bölümünde çalıĢmalarına devam etmektedir. YaĢama bakıĢ açımı değiĢtiren bu değerli bilim insanına her zaman sevgi ve minnet besleyeceğim. ii Ġkizkenar yamuk deneyi: ikizkenar yamuk biçiminde bir pencere saat yönünde döndüğü halde izleyicide ileri geri salınıyormuĢ algısı yaratır çünkü hepimizin ―pencerenin biçimine ait dünya bilgisi‖ dikdörtgendir. Bu dünya bilgisine sahip olmayan, yani yuvarlak pencere formuna alıĢkın toplumlar bu ilüzyonu görmezler. Bu ilüzyonun daha da ileri hali tropozoit pencerenin bir kenarına çubuk iliĢtirilmesiyle olur. Pencere nin dairesel hareketini ileri geri salınım olarak kabul etmiĢ olan algı, çubuğun hareketi ile pencerinin hareketine dair kabulünü bağdaĢtırabilmek için pencerenin ortadan kesildiği ve çubuğun her salınımda pencerenin ortasından geçerek diğer yana ulaĢtığı algısını yaratır. Yani algı bir kez doğru saydığı kabulde o kadar inatçıdır ki, kabulünü sürdürebilmek adına pencerenin katı malzemeden yapıldığı ve kesilip tekrar birleĢemeyeceği bilgisini göz ardı eder. Bkz. http://www.dailymotion.com/video/xbzfep_bir-gorsel-lluzyonun-analizi_lifestyle. http://library.atilim.edu.tr/kurumsal/pdfs/090410.pdf.
6
Bir inek gördüğümüzde, aslında baktığımız şey inek olmayan her şeyin aksidir.
Dharma Kirti Üstat
Eğer hafıza diye bir kavram olmasaydı, bilgiyi saklayabilmek ve eriĢebilmek mümkün olmayacaktı. Kendimize ve dünyaya dair sahip olduğumuz tüm düĢünce, görüĢ, yaklaĢım, fikir vb hafızamız sayesinde vardır. Hafıza günlük yaĢamı sürdürmede çok önem taĢıyan bir kavramdır. Basit bir sohbeti sürdürebilmek için bile hafızamızın yardımı gerekir. Hatta ve hatta adımız, ailemiz, yaĢımız vb gibi günlük yaĢam içerisinde üzerine hiç düĢünmemize gerek olmayan bilgiler dâhil, tüm kimliğimizi ve geçmiĢimizi hafızamıza borçluyuz. Hafızamız olmasaydı kendimizi ifade etme, hatta ―öz‖ kavramı geliĢtirme fırsatını bile bulamazdık. Kendimize ait geliĢtirdiğimiz kimlik-Ģahıs-öz kavramının devamlılığı hafıza sayesinde mümkün olan bir Ģeydir. (3) BaĢlarken sorduğumuz sorunun cevabı yukarıdaki bu anlatımda gizlidir. Bizi biz yapan her Ģey ama her Ģey hafızamız sayesinde vardır. Hafıza performansı sabitliği ile tanınan bir kavram değildir. Bazen ―zehir‖ gibi olan keskin bir hafıza bazı durumlarda çok zayıf olabilir. Hafıza performanslarındaki değiĢkenliğe sebep olarak günlük yaĢam tarzımız, stres, zihni meĢgul eden ikilem ve problemler ve bunlardan kaynaklanan endiĢe korku kızgınlık gibi olumsuz duygular gösterilmektedir. Diğer yandan hafıza sıklıkla ―nostaljik‖ yaklaĢılan bir kavramdır. Ġlerleyen yaĢla birlikte beynimizin yıprandığı, yavaĢladığı ve fonksiyonlarını kaybettiği popüler bir fenomendir. Oysa uzmanlar (Prof. Michael Merzenich, San Fransisko Kaliforniya Üniversitesi, BütünleĢik Sinirbilimi Merkezi KECK ) beynin onu kullanma biçiminize bağlı olarak sürekli kendisini yeniden modelleyen bir makine olduğu, biliĢsel yeteneklerimizdeki düĢüĢün beynin kapasitesiyle değil onu kullanıĢ biçimimizle alakalı olduğunu söylüyorlar. Bunun anlamı hafıza performansımızın tamamen bizim seçimlerimize bağlı olduğudur. (4) Hafızayı geliĢtirmek mümkündür.
7
Bu çalıĢmanın amacı yoganın hafıza üzerindeki olumlu etkilerini sunmaktır. Ġçimizde sonsuz biz öz vardır. Kendimiz gerçekleĢtirmemizi bekleyen sonsuz bir potansiyel. Yoganın esası birleĢmek, bütünleĢmektir. Ġçe yapılan bir yolculuktur. KiĢinin içindeki evrensel öze temasıdır. KiĢisel hafıza egonun ürünüdür, atmandır, kiĢinin kendi ―zannettiği‖ Ģeydir. YaĢanmıĢ olan deneyimleri içerir. Kabuktur. Önyargının esin kaynağıdır. KiĢinin dünyaya baktığı pencere üzerine gerilmiĢ perdedir; görüntüyü bulanıklaĢtırır. Oysa kendini gerçekleĢtirmek için özgür olmak gerekir. Zihnin yaptığı tanımlarla düĢünme, davranma, yargıya varma alıĢkanlığından sıyrılıp gözlemci olabilmek gerekir. Evrensel bilince ulaĢmak gerekir. Bu çalıĢmanın bir diğer amacı yoganın bakıĢ açısıyla bir diğer hafıza kavramını da irdelemektir. Bu hepimiz için ortak olan, öz bilgisini içeren evrensel bir hafızadır. ĠliĢki içinde olduğumuz bu evrensel hafızaya/bilince dair farkındalık yaratmak/arttırmaktır.
8
II- YOGA VE HAFIZANIN ĠLĠġKĠSĠ II- A Hafıza Nedir? Hafıza Klasik anlamda kiĢinin yaĢam deneyimlerinin beynin bazı bölümlerinde (temporal lob, cerebrum etc) kodlanarak kaydedilmesi ve gerektiğinde geri çağırılması yani hatırlanmasıdır. Diğer yandan modern bilimlerin ve kadim ilimlerin hafıza ile ilgili farklı yaklaĢımları da vardır. Vedalar insan varlığını ben düzeyde – 5 enerji kılıfı (pancakosa) – açıklar. Ve hafıza yalnızca fiziksel bedene ait bir kavram değildir. BeĢinci düzeyin annamayakosa- tanrısal farkındalık boyutu olduğunu düĢünürsek tüm varoluĢa için ortak bir hafızadan bahsetmiĢ oluruziii. Benzer Ģekilde Psikolojinin babalarından C.G.Jung‘un kolektif bilinçaltı adını verdiği önemli kavram dünyadaki tüm insanların ve gelmiĢ geçmiĢ tüm yaĢamların ortak bir bilinç havuzuna sahip olduğu ve bu ortak bilinçaltına hepimizin deneyim/bilgi gönderdiği ve buradan bilgi çektiğini öne sürer. Bu Ģekilde karanlık korkumuzu vb. açıklar. Bu konuyla bağdaĢık bir deney Ģöyledir: Bir grup denekten gazetedeki günlük bulmacayı çözmeleri istenmiĢtir. Ertesi gün, önceki gün bulmacayı görmemiĢ baĢka bir grup denekten yine aynı bulmacayı çözmeleri istenmiĢtir. Ġlk grup denek bulmacayı çözdükten ve ortak bilinçaltı havuzuna bu bilgiyi gönderdikten sonra bulmacayı çözen ikinci grubun ilk gruba oranla baĢarısının oldukça fazla olduğu görülmüĢtür. Yine ayrıca hücre bazında hafızaya sahip olduğumuzdan bahsedilmektedir.
II- B Hafıza Süreçleri Bilimsel anlamda hafıza bilgiyi kodlama (veriyi hafızaya alma), depolama (verinin hafızaya yerleĢmesi, saklanması) ve hatırlama (veriyi hafızadan geri çağırma) süreçlerinden meydana gelir. Bilgi bir bellek izi yaratır ve yine bu bellek izi kullanılarak hatırlama gerçekleĢir. Hafıza süreçleri çok kiĢiseldir. Ġki
iii
Beden kılıfları ile ilgili detaylı bilgi ilerleyen bölümlerde anlatılacaktır.
9
kiĢi birebir aynı olay hakkında tamamen farklı Ģeyler hatırlayabilir. Çünkü geçmiĢ deneyim bilgi ve ihtiyaçlarımız olayları algılama - doğal olarak kodlama süreçleri üzerinde etkilidir. Yeni bilgi bellekteki mevcut bilgi ile iliĢkilendirildiğinde daha derin bir iz yaratır. Anlamlı bir Ģey daha iyi hatırlanır. Yani kodlamamız kim olduğumuzla ilgilidir. (2) (3) Ġster olumlu ister olumsuz olsun, içinde yoğun duygu barındıran deneyimler daha iyi hatırlanır-hafızaya alınır. Çünkü ister istemez zihnimizde bu deneyimin üzerinden defalarca geçeriz. Tekrar ve organize etmek uzun süreli hafızaya veri almanın ve çağırmanın en etkili yollarıdır. (3) Bazı durumlarda negatif hisler hafızaya ulaĢmamızı engeller. EndiĢe, korku, sınav stresi, gelecek kaygısı gibi duyguların hafıza üzerinde olumsuz etkileri vardır. Bunun sebebi doğrudan o duygu ile değil, duygunun yarattığı düĢüncelerle ilgilidir. Örneğin bir topluluk önünde sunum yapacak konuĢmacı endiĢeye kapıldığında - ―Acaba sesim iyi çıkacak mı? Beni beğenecekler mi? Ya beğenmezlerse?‖ - zihninin kaplayan düĢünce silsilesi ―aĢırı kalabalıklaĢma‖ etkisi doğurur, bu durum hatırlama sürecini baltalar ve bu nedenle hafıza performansı düĢer. Çevreyi nasıl algıladığımız duyular ve düĢünce Ģeklimize bağlıdır Zihin hep spekülasyonlar üretmek ister. Ancak tekrar yolu ile tek bir duyum sabitlenir. Öğrenmek tekrar etmekle olur. Sabır farklıdır. Beklemektir, dinlemektir. Göze görünür olmayanın ortaya çıkması, saklı anlamı keĢfetmek, anlamak için tüm duyuları keskinleĢtirerek beklemektir. Yoga öğretisinin büyük kısmının anlamı saklıdır, ancak uygulanarak idarak edilebilir. Ancak yeterince bekler ve dinlersek öğrenmeye yetecek kadar içimizde yer açabiliriz. Sabretmenin içinde bilme isteği (tapas) gizlidir. (6)
II- C Yoganın bakıĢ açısıyla hafıza, zihin bilinç kavramları nedir? Yoga içe yapılan bir yolculuktur. KiĢinin içindeki evrensel öze temasıdır. Esası birleĢmek, bütünleĢmektir. Yoga uygulamalarının tamamı bütündür ve hepsi aynı amaca hizmet ederÖze ulaĢmak.
10
Zihin: Zihin tecelli etmiĢ ve etmemiĢ düĢünceler bütünüdür. Yoga Vasistha‘ya göre yaratımın kumaĢı zihindir.
Yoga Vasista: Brahma tanyate visvam manasaiva svayambhuva. Manomayam ato vistam yaunama paridrsyate. Brahman evrenin tamamıdır; evrenin tamamına nüfuz etmiĢtir, hâkimdir. Brahman‘dan yola çıkan zihin kendisini evren olarak ortaya koyar. Yani tüm yaratım zihnin bir ürünüdür. DüĢünce bir enerjidir. Madde de bir enerjidir ancak katılaĢmıĢtır. Madde dondurulmuĢ, paketlenmiĢ enerjidir ve Vasistha enerji zihindir der. DonmuĢ paketlenmiĢ haldeki enerji (gros beden) daha az serbestiye sahip enerjidir ve saf idrak ve saf bilinç haline ulaĢan enerji (sübtil beden)daha fazla serbestiye sahiptir. (moksa-pramatman-brahman- anandamaya kosa düzeyinde ulaĢılan yer) Moksa Moksa Sanskrit dilinde bir terimdir. Anlamı hayatın sürüklenmesinden, akıĢından, karmanın zincirlerinden özgürleĢmektir. Moksa olumlu anlamda bir tamlık, bütünlük durumuna karĢılık gelir. Varlığın karmanın yükümlülüklerinden arınmıĢ, tam olma halidir. Üç yol ile Moksa elde edilir: bilgi yolu (jnana), adanmıĢlık yolu (bhakti) ve hizmet yolu (karma). Moksa insan varlığının varabileceği en yüksek hedeftir. Bazıları Moksa durumunu ölürken yaĢayacak olsa da, esas hedef yaĢamda bu durumu yakalayabilmektir.--- KiĢinin kendisini birey olarak algıladığı dünya görüĢünden ayrıldığı noktadır… KiĢinin maddesel varoluĢtan ayrılıp Brahman’a (Evrensel Ruh) katıldığı, bir olduğu noktadır. Mantra söyleyerek moksa sağlanabilir. Paramatman Primordiyal benlik, benliğin ötesi, mutlak benlik, evrensel ruh anlamlarına gelen Sanskrit dilinde bir terim. Paramatman bensizlik halidir, evrensel benliktir; orda kiĢisel herhangi bir Ģey artık yoktur. Evrensel benlik varlığımızın kaynağıdır, aynı zamanda hepimizin varmaya çalıĢtığı yerdir. Bilinç (ve bilinçaltı): Batılı bilimsel yaklaĢımda zihin ve bilinç ve hatta bazen hafıza kavramları çoğu kez birbirinin yerini alır. Hatta psikoloji ilkin ―zihin ve bilinçlilik‖ hallerini inceleyen bilimdalı idi. Bilimsel olarak üç bilinç halinden bahsedilir: bilinç (uyanıklık-gözlemleyen ve kontrol eden mental hal) – bilinçaltı (baskılanmıĢ
11
çocukluk deneyimlerinden ve duygulardan oluĢan ve tam olarak bilinç düzeyine ulaĢmayan ancak karar verme ve davranıĢ vb.modellerimizde yansımaları görünen hal) –bilinçsizlik (uyku hali, madde etkisi altındaki haller ve bazı hastalık halleri, koma) Yogada Gerçek (bilinçlilik) kendisini dört düzey ve üç etkinlik alanda ifade eder: Bu dört düzey: Fiziksel 1-gros düzey:bilincin uyanık hali – zihnin bilinçli hali ve gros alanda tezahür astral 2-sübtil düzey:bilincin uku hali – zihnin bilinçsiz (kendinden geçmiĢ) hali – sübtil alanda tezahür nedensel 3-nedensel düzey: bilincin derin uyku hali – zihnin bilinçaltı hali – nedensel alanda tezahür tanrısal 4-dördüncü düzey: tek bir mutlak geçeklik: bilinçlilik-mutlak. Öz-atmanbrahman-birlik-mutlak gerçek-tanrı Üç etkinlik alanı: 1-bilinçlilik-farkındalık halleri: uyanık-uyku-derin uyku. Gün içinde hepsini sırayla yaĢarız 2-zihnin halleri: bilinçli-bilinçsiz-bilinçaltı. Her üçü de birlikte iĢlese de Zihin yalnızca birinde olur. Birlikte iĢleme durumunun farkında olmayız. 3-tezahür halleri: gros-sübtil- nedensel.üçü birlikte vardır, birbirine geçmiĢtir, biri bir diğerinden kaynaklanır ve ona döner. Bilinçliliğin 3 hali vardır: uyanık-uyku-derin uyku. Ve zihin üç bilinç düzeyinde tezahür eder bilinçli-bilinçsiz-bilinçaltı. Bilinçliliğin 3 hali Bir nehir gibidir: Yüzey: nehrin yüzeyi – uyanık hal Dip akıntı: nehrin içinde akan akıntı –uyku hali Yatak: hem dip akıntıya hem de nehir yüzeyini biçimlendiren nehir yatağı – derin uyku (9)
Hafıza: Patanjalinin sutralarında: hafıza (smriti) yaĢanan bir Ģeyin zihinden kaybolmaması olarak tanımlanır.
12
Vedalarda: Daha önce deneyimlediğimiz düĢüncelerin hatırlanması iĢlemine hafıza adı verilir. Yogacharya Vishwas: hafıza bilinen/vakıf olunan bilgiyi yeniden ortaya çıkarma-üretme yetisidir der. Yoga bakıĢ açısında hafıza bilgi kaynağı değil bir idrak alanıdır. Smriti: patanjaliye göre hafızanın depolandığı yer. Depolama iĢlemi algılama ve deneyim yoluyla gerçekleĢir. Bir Ģeyi tekrar tekrar yaptığınızda sinir ağlarından patikalar oluĢturursunuz – bu yogada ―samskara‖ olarak bahsedilen Ģeyle paraleldir. Bellek izi! C.G.jung‘un psikoljiye kattığı çok önemli bir yaklaĢım vardır: kolektif bilinçaltı. hafıza hepimiz için ortak olan kolektif bilinçaltndan bilinç düzeyine yükseltilen, atalarımıza! ait bellek izleridir. Jung bunlara ait doğrudan kanıtımız olamayacağnı ancak sembollerin buna örnek teĢkil edebileceğini söyler. Jung‘a göre bilinçaltı iki Ģeyden oluĢur: atalarımıza ait yukarda bahsettiğimiz bilgi ve kiĢinin Ģahsına, ―bu yaĢamında‖ biriktirdiği deneyimlere ait unutulmuĢ veya bastırılmıĢ bilgi. Yoga bakıĢ açısıyla bu ikinci tip hafıza samskaradır. (10) Patanjaliye göre ego üreten ve tıkanıklıklar yaratan samskara temizlendiğinde, üstdüzey bir algı (pratibha-sezgi) deneyimlenir. Bu algı egonun sınırlandırdığı bilinç düzeyinde oluĢan günlük algıdan çok farklıdırPatanjaliye göre iki tip algı vardır: ego ve onun samskaralarının limitlediği sınırlı algı ve pratibha. Pratibha düzeyinde algı bir diğer psikolog Wolfgang Pauli tarafından çok iyi olarak Ģu Ģekilde açıklanmıĢtır: ―eğer kara bir deliğe yeterince uzun süre bakarsanız, delikten size neyin baktığını görürsünüz. (Bu örneği özellikle vermek istedim çünkü geçen hafta yaptığımız kundalini yoga çalıĢmasında bunu birbirimizin gözlerinde deneyimledik – bir Ģeye veya hiçbir Ģeye yeterince uzun süre bakarak kendi ruhunun ‗psyche‘ farkındalığına varmak) Bu pramatmandır. Patanjali ve jung‘un yaklaĢımlarındaki ortak payda burada çok net görülmektedir. Herikisi için de ilk tanımlar aynıdır. Ancak patanjali ikinci algı tipinin ilkinin devamı, yani kiĢinin limitlerinden kurtulduğu durumu olarak tanımlar. Jung ise kolektif bilinçaltını . Buradaki esas farklılık yoganın ―birlik-bütünlük‖ anlayıĢı ile modern bakıĢ açısının‖ bireysellik‖ kabulünden kaynaklanır.
13
Zihnin tüm hallerinin temelinde Aham bulunur- yani genel adlandırılıĢıyla Ego. Her ne yaparsak yapalım, temelinde hep ―Ben düĢüncesi‖ vardır – Ben görüyorum, Ben yapıyorum, Ben yiyorum vb. KiĢisel hafıza egonun ürünüdür, kiĢinin kendi ―zannettiği‖ Ģeydir. YaĢanmıĢ olan deneyimleri içerir. Kabuktur. Kimliğimiz, Ģahsi öz kavramımız haricinde bir de Ġçimizde sonsuz biz öz vardır. Kendimiz gerçekleĢtirmemizi bekleyen sonsuz bir potansiyel. KiĢisel hafıza önyargının esin kaynağıdır. KiĢinin dünyayı algıladığı penceresinin üzerine gerilmiĢ perdedir; görüntüyü bulanıklaĢtırır. Oysa kendini/potansiyelini gerçekleĢtirmek için özgür olmak gerekir. Zihnin yaptığı tanımlarla düĢünme, davranma, yargıya varma alıĢkanlığından sıyrılıp gözlemci olabilmek gerekir. Evrensel bilince ulaĢmak gerekir. Diğer bir deyiĢle karmasını tamamlaması gerekir. AkaĢik kayıtlar bir nevi ―evrensel hafıza havuzudur‖. KiĢinin daha önceden düĢündüğü, yaptığı-henüz yapamadığı Ģeyler karmasında kayıtlıdır (samskara) ve bunlar onu davranıĢ modelini belirler. Gautam buddha‘ya göre tüm samskara, meditasyon yoluyla bilinçaltından bilinç-farkındalık düzeyine getirilebilir ve kiĢi önceki yaĢam bilgisine vakıf olabilir. Bu da tam olarak o ―anda‖ var olmaktır. Yoga zihnimizde geçmiĢ yaĢamdan kalan tüm bu samskarayı temizlemenin, zihni sadeleĢtirmenin yoludur. Patanjaliye göre yoganın tanımı; tamamen net/berrak ve ayrıĢtırabilen bir zihin düzeyine ulaĢana dek geçmiĢ yaĢamlardan gelen tüm karmik samskarayı yok etmek, ondan kurtulmaktır.
II- D Yoga Teknikleirnin Hafıza Üzerinde Bilinen Etkileri ‗samadhi siddih ishvarapranidhana’ “kişi tamamen kendisini bırakıp tanrıya/öze/yüksek benliğe/kaynağına teslim olduğunda mutlak/mükemmel konsantrasyon seviyesine (samadhi) ulaşır.’
14
Patanjalinin yoga sutrasının sekiz kolu vardır. Bunlar:
yama kuralları
nyama kuralları
pranayama – nefes teknikleri
asana – beden duruĢları
meditasyon
dhyana
dhanara
samadhi
Upanishadlarda Īśvara ‗kollektif bilinç‘ düzeyi anlamında kullanılır. Tanrı bir kiĢi değil, Mutlak Gerçek halidir. KiĢinin bilinç düzeyi Evrensel Bilinç düzeyine geldiğinde buna ―Kendini GerçekleĢtirme – self realization‖ denir; çünkü orda bireysel öz çeĢitliliğin birliğini, temel prensibi, tüm biçimlerin ve isimlerin ardında yatan Evrensel Öz‘ü fark etmiĢtir. (www.swamij.com) Patanjalinin yoga sutraları adım adım izlenilen bir yoldur ve yolun sonu, yani yoganın ereği kolektif bilince varmaktır.
Patanjali yogasının ilk iki kolu olan yama ve nyama kuralları asanalar, nefes çalıĢmaları, meditasyon vb.ile eĢit önemdedir. Tüm düzeylerde (kosa) yama ve nyama kurallarını özümsemek gerekir. Bunun için hoĢnutluk, sakinlik, hırssızlık ve bencil olmamak gibi özellikleri edinmek gerekir. Bu erdemlerin fizyolojisini bize öğreten asanadır. Asana- beden duruĢları zihni Ģekle sokmanın bir yoludur. (7) BKS Iyengar‘ın sözleriyle: ―Asana duruĢ demektir, bu vücudu fiziksel, mental ve ruhsal bir tavırla yerleĢtirme sanatıdır. DuruĢun iki aĢaması vardır, yerleĢme ve yeniden yerleĢme. YerleĢme hareket demektir. YerleĢme yapılan asananın vücut ve uzular için öngördüğü sabit pozisyonun suretine girmektir. Yeniden yerleĢme o pozu derinlemesine düĢünmektir, pozun içine derinlemesine girmektir. Vücut ve uzuvlar doğru sırayla gereken konumlarını alacak ve böylelikle rahat ve sakin hissedecek Ģekilde konumlandırılır. Zihinde kemiklerin, eklemlerin, kas, doku ve hücrelerin huzur ve sakinliğini deneyimleyecek Ģekilde poz yeniden düĢünülür ve yeniden ayarlanır… Vücudun hangi kısmının, zihnin hangi kısmının çalıĢtığını ve bedenin hangi bölümünün zihni etkilemediğini derinlemesine düĢünerek zihni vücudun bir uzantısı haline getirebiliriz. Vücut konsantre oldukça ve geniĢledikçe, zeka da
15
daralarak veya geniĢleyerek vücudun her noktasına ulaĢır. Beden ve zihin, zihin ve ruh arasındaki ikilikler kaybolur veya yok edilir.‖ (5, s55-56) Klasik anlamda yoga- Patanjali‘nin yogası, zihnin iĢleyiĢi üzerine çalıĢmalardır. Beden duruĢları, yoganın asıl hedefi olan ―varlığın tanımlanması‖ yolunda önemsiz öncü uygulamalar olarak değerlendirilir. Yoga bir bilinçlilik çalıĢmasıdır. Biz nasılız ve zihnimiz nasıl iĢliyor – diğer bir deyiĢle kendimizle ve diğerleriyle nasıl bir iletiĢim halindeyiz. (6) Yoga uygulamaları gözlemci olmayı içerir. Yapmak yerine sadece tanık olmak. DüĢüncelerimiz için de aynı Ģey geçerlidir. Tepkimizi kontrol etmek yerine yalnızca onu incelemek. Duyuların ve algının zihni köreltmesine izin vermeden görmeye çalıĢmak. Bu hareketi yapmak yerine hareket olmakla olur. Iyengar bunun için pozda kalıĢ süresini uzatma yöntemini seçiyor. 10 dakikadan uzun kaldığınız her asanada artık yaptığınız Ģey dikkat etmektir. Bu hareket halinde meditasyondur. Zihni odaklamayı ve duyuların aĢkınlığını gözlemlemeyi gerektirir. Bu vücuda veya duruĢun-hizanın doğruluğuna konsantre olma durumu değildir; varlığın içine dalma, sükûnet sağlama ve zihni boĢaltma sanatıdır. Bu bir farkındalık-bilinçlilik-Ģuur çalıĢmasıdır. Zihnimizde dönüp duran düĢüncelerin bizi nasıl engellediği ve kim olduğumuza dair bir çalıĢmadır. KiĢi hareket içinde kendini gözlemler; kendi hatalarını, zayıflıklarını, karakter özelliklerini bulur. Yoga yaparken kendimizi çalıĢırız; kendi bilinçliliğimizi-idrakimizi-Ģuurumuzu. (6) Yogaya göre bedenin beĢ kılıfı vardır (pancakosa). Bunlar; Annamayakosa -fizik beden, hücresel hafızanın varolduğu yer. Pranamayakosa- nefes ve duyguların bulunduğu enerji beden, içgüdülere bağlı hafızanın (deneyimlerin) oluĢtuğu yer Manomayakosa- hafıza ve takıntıların yer aldığı mental beden, duygu ve his hafızasının oluĢtuğu yer Vjnanamayakosa- zeka ve bilgeliği barındıran entelektüel beden. Sürekli olarak hareketlerimiz ve onların sonuçlarına bağlı olarak öğrenir ve öğrendiklerimizi güncelleriz. Değerlerimiz verdiğimiz tepkilerin kaynağıdır. Vjnanamayakosa‘da samskara düzeyinde hafıza oluĢur. Vijnanamaya Kosa hafızası geçmiĢin, Ģimdinin ve geleceğin bilgisine vakıftır. Anandamayakosa- evrensel ruha kavuĢacağımız ilahi bedendir. Moksa halidir; burada ben yoktur. (7)
16
PANCAKOSA
Bhagavadgita Ģöyle der: Yogasthah, kuru karmani sangam tyaktva Dhanajaya Tüm bağımlılıklarınızdan feragat ederek bu mutlak farkındalık ile (Ananda’nın en üst düzey hafıza hali) ahenk içinde yaşayın. Ananda tam bir açılma/geniĢleme ve kutlu bir farkındalık halidir, bir iç HUZURU/SESSĠZLĠK halidir. O farkındalığa sahip olma tekniği orada hep ve daha da fazla kalmaktır. Carlos Castenada‘nın yazdığı Don Juan‘ın öğretilerinde Don Juan öğrencisine sonsuz gökyüzünün altında sabahları saatlerce ve akĢamları 4 saat oturmasını ve yalnızca bakmasını; bunu aylarca ve belki yıllarca yapmasını öğütler. Vjnanamayakosa muhakeme ve idrak alanıdır. Mantık yürütme, yargılama, değerlendirme, karar verme buradadır. Zeka düzeyinde hafıza geliĢimi içinde bulunduğumuz zamandan baĢlar. (Anda olmak. Kuantum.) Bu düzeyde hafıza geliĢimi Jnana üçlüsü ile olur Sravana-manana-nididyasana: yüce olan veya tüm yaratıma iliĢkin bütüncül yaklaĢımları duymak (veya okumak) – açık bir zihinle ve önyargıdan, inançsızlıktan veya kör inançtan arınmıĢ olarak, bir bilim adamı edasıyla aynı Ģeyi mantık yoluyla analiz etmek – inceleyerek deney
17
yapmak, tüm düĢüncelerin kökeninin iki düĢünce arasında kaldığını bulmak için yapılan yoğun araĢtırma … veya Ģu soruyu sormak ‗ben kimim?‘ Manomayakosa akıl seviyesidir. DüĢünce ile beslenir. Zihnin aktif olduğu alan budur. Olumsuz duygularla beslenirse enerjiyi tüketir. Bellek izleri öncelikle prana düzeyinde, prana akıĢ Ģablonları olarak depolanır. Cancala vaziyetindeki geliĢigüzel bir zihnin özellikleri rastgele, dengesiz ve kontrolsüz miktarlarda prana akıĢıdır. Bu tip prana dengesizlikleri fiziksel bedende nefes farklılıkları olarak kendini gösterir. Canlı beden düzeyinde hafıza geliĢimi için kilit nokta pranik akıĢın ahenkli hale getirilmesidir. Pranamaya düzeyinde hafızayı geliĢtirmek için nefes uygulamaları ve pranayama teknikleri etkin olarak kullanılır. Kapalabathi, bölgesel nefesler ve çeĢitli pranayama teknikleri hafıza geliĢiminde etkindir. Anadamayakosa düzeyinde tüm metodlar ve patanjalinin yoga sutralarının
tamamı hafıza geliĢimi için kullanılabilir.
Hafıza bilinen bilgiyi yeniden üretebilme yetisidir.
Yogacharya Hafıza zaten bilinene bağlanmaktır.
Hindu yazıları
Ġki farklı hafıza fenomeninden bahsetmiĢtik. Fiziksel beden düzeyinde ve evrensel bilinç düzeyinde. Yoga teknikleri hem fiziksel düzeyde hafızaya, yani kodlama, depolama ve geri çağırma süreçlerine faydalı olur, hem de bedenin daha sübtil düzeylerinde idrak etme ve evrensel bilince vakıf olma yolunda atlan birer adım niteliği taĢır. Belki de bu ikisini birbirinden ayırmamak gerekir: kiĢi önce düĢüncelerinin kaynağına eriĢmenin yolundan geçerek düĢünceleri/zihni susturup öz kaynağa yol alabilir. Olumsuz duygular zihnimizi kalabalıklaĢtırır ve bazen – tekrarlanmaları sebebiyle- bu duyguların yarattığı bellek izleri oldukça derin olur. Zihin yargıya varırken, hafıza çalıĢırken, iliĢkilendirilmiĢ tüm bilgiler kullanıldığından, bu yoğun bellek izleri arasında zihne aĢırı yüklenme olacaktır. Bu durumdaki zihin
18
berrak değildir, sislidir, odaklanamaz. Oysa hem klasik anlamda hafızaya ulaĢma – hatırlama- hem de öze dönmek için sessiz ve dingin bir zihne ihtiyaç vardır. Bu sükuneti elde etmek için yoganın tüm kollarından faydalanmak mümkün olabilir. Yama kuralları temiz olmak, yalan söylememek, biriktirmemek, yanmak. Temiz yani kargaĢadan uzak bir zihin, biriktirmemek yani olumsuz duygu biriktirmemek, yalan söylememek yani zihni meĢgul edecek endiĢeler taĢımamak, yanmak yani acılarını yakıp eritmek. Bunların hepsi zihnin odaklanmasına ve sakinleĢmesine yardımcı olacaktır. Hafıza ve duygusal hallerimiz iliĢkilidir. Zihnin berrak olma durumuna prasadaguna adı verilir. Aklımızı karıĢıklığına duygusal durumlarımız sebep verir. Zihnin berraklığını bozan budur. Zihnin berraklığını yeniden kazanmak için konsantrasyon gereklidir; ki bu bir çaba değildir yalnızca duygusal karıĢıklıklardan zihnin arındırılmasıyla gerçekleĢir. Berrak bir zihin hatırlar, karıĢık bir zihin sislidir, unutur. Hafızanın zayıflığına sebep olan Ģey tamas hakimiyetidir (8) Konsantrasyon ve meditasyon gibi Yoga teknikleri hafızayı geliĢtirir. Yoga dikkati, kavramayı/biliĢi, duyularla edinilen bilgiyi iĢleme yetisini ve görsel algıyı biler. Asanalar, pranayama, meditasyon ve Om mantrasını söylemek beyne giden kan dolaĢımını besler. Yoga aynı zamanda hatırlama konusunda da fayda sağlar. Beden duruĢlarının fiziksel, fizyolojik, psikolojik, entelektüel ve ruhani etkileri vardır. Vücudun ―asananın kalıbına dökülmesi‖ duyular, zihin, zeka, Ģuur ve öz ile tüm bedenin katıldığı bir süreçtir. Asana doğru yapıldığında zihin-beden, zihin-ruh arasındaki ikilikler kaybolur, zekâ hücre düzeyinde deneyimlenir. Bu fizyolojik sağlık getirir. Zihin ruha yaklaĢır. ―Asanalar zihnin bedenle olan bağını koparıp ruhun ıĢığına yönelecek Ģekilde yapılmalıdır; böylelikle kiĢi ruhun evine yerleĢir.‖ (5) Hafıza performansının düĢmesine yola açan bir diğer sebep ―aĢırı kalabalıklaĢma‖ etkisidir. Zihinde gereğinden çok düĢünce-veri-bilgi vb olduğunda, hatırlamak zorlaĢır. Asana içindeyken her esnediğimizde veya her bir hareketimizle bir tepki oluĢur; nefes sıklaĢır veya dikkat bilenir veya zihin tepki verir. Bu zihinle beden arasında bir etkileĢimdir. KiĢi bu etkileĢimi kontrol etmek yerine gözlemlemeyi tercih ederse dikkati bilince yönlendirmiĢ olur.
19
Bilinç üzerine çalıĢmak hafızayı geliĢtirmek için doğru seçimdir. Hareketler bilincine vararak yapıldığında daha az karmaĢık, daha saf, sade ve temiz olurlar. Sonuç olarak zihinde daha az iz (samskara) bırakırlar. (goode) Benzer Ģekilde olumsuz duygular da hafızada ―aĢırı kalabalıklaĢma‖ etkisi yaratır. Krishna bunu Ģu Ģekilde açıklıy Patanjali smriti (hafıza) deneyimlenmiĢ ve zihinde kaybolmuĢ Ģey olarak tanımlar. (Sutra 1.11) Sutra 1.20 smritiyi Samadhiye ulaĢma yollarından biri olarak gösterir
20
III- DR. NAGENDRANIN KĠTABI
YOGA VE HAFIZA Hafıza Bankanızın Kapılarını Açmanın Ve GeniĢletmenin Anahtarı Yogadır.
Dr. H R NAGENDRA Dr. SHIRLEY TELLES
VIVEKANANADA KENDRA YOGA PRAKASHANA BANGLORE 1999, 1. BASKI
ISBN – 81-87313-17-X
ÇEVĠREN
NUR BANU UĞURLU ANKARA, 2011
21
TEġEKKÜR
Bu kitap Vivekananda Kendra akımının mimarı; geniş görüşlülüğü ve açık fikirliliğiyle, sebatla ve mükemmelliğe ulaşma gayretiyle yaptığı çalışmalarıyla yaşamlarımıza ilham veren,
Mananeeya Late Sri Eknath Ranade’ye adanmıştır.
22
KĠTAP HAKKINDA Hatırlamak – ve unutmak – beynimizin en büyüleyici özelliklerinden biridir. Psikologlar, nörologlar ve filozofların hafıza ile ilgili oldukça detaylı teorileri vardır. Bunların bazılarından bu kitapçıkta bahsediyoruz. Ek olarak kadim Hint yoga yazıtlarından da alıntılar yapıyoruz. “Modern” yöntemlerle ve yoga yaparak hafızayı geliştirme yöntemlerini de irdeliyoruz. Dr H R Nagendra ve Dr Shirley Telles’e bu kitabı yayınlama izni verdikleri için teşekkür ederiz. Ayrıca M/s Karthik Grafik ve M/s Samrudha Basımevine işlerindeki kalite ve özverileri için teşekkür ederiz.
23
YAYINCININ NOTU Modern bilimsel araĢtırmalar Yoga ve ruhaniyetin zengin mirasının ıĢında daha net ifadeler kazanmaktadır. Doğunun bilgeliği batı jargonunda yeniden hayat bulmaktadır. Günümüzdeki hastalıkların pençesindeki hastaların tedavi ve rehabilitasyonunda hayati bir rol oynayan ―Yoga Terapiye Bütünsel YaklaĢım‖ın yaygınlaĢması açısından araĢtırma sonuçlarını anlatan makalelerin yayınlanmasının çok önemli bir yeri vardır. Ancak bu araĢtırma bulguları toplumun anlayacağı Ģekilde de sunulmalıdır. AraĢtırma bulgularının yayınlanması için özel bir çaba sar feden V K YOGAS‘ın önemini burada vurgulamak gerekir. Vivekananda Kendra Yoga Prakashana‘nın hayali dünyamızın farkındalığa olan yönelimi için ve; eğitimli ve zeki insanların maddeye bağımlı mekanik zihin yapısını dünya çapında farkındalık temelli bütüncül bir bakıĢ açısına ulaĢtırmak için kalemi ve medya aracılığı ile mümkün olduğunca katkıda bulunabilmektir.
HEDEFLER:
Okunacak materyalin herkese ulaĢmasını sağlamak
GeniĢ bir satıĢ ağı kurmak
Swamy Vivekananda‘nın kadim yoga öğretisi ve kültürel mirasa iliĢkin mesajını yaymak için bir takım oluĢturmak
Bu birim yoga ve yoga araĢtırmalarını duyurmak için kitaplar, raporlar, araĢtırma sonuçları ve makaleler, dergiler, grafikler, ses ve video kayıtları, CDler yayınlamayı hedeflemektedir. Bu bağlamda öğrencilerin, öğretmenlerin, araĢtırmacıların ve Yogaya gönül verenlerin her türlü destek, yardım ve iĢbirliğini rica ederiz.
Raksha Bandhan Sri Pramodhi 1999 Banglore
24
ĠÇĠNDEKĠLER 1.0 GĠRĠġ ............................................................................................................................. 27 2.0 HAFIZA KAVRAMI ......................................................................................................... 27 2.1 GÜNÜMÜZ SĠNĠRBĠLĠMĠNĠN HAFIZA KAVRAMINA BAKIġI ..................................... 27 2.2 YOGA VE SPĠRĠTÜEL ĠLĠMLER AÇISINDAN HAFIZA KAVRAMI ............................. 40 3.0 HAFIZAYI GELĠġTĠRMEK .............................................................................................. 47 3.1 HAFIZA GELĠġTĠRMENĠN MODERN YÖNTEMLER .................................................. 47 3.2 YOGA VE SPĠRĠTÜEL ĠLĠMLER YOLUYLA HAFIZA GELĠġTĠRMEK ........................ 48 3.2.1 Yoga yapmak hafıza geliĢimine nasıl fayda sağlar ........................................ 48 3.2.2 Yoganın ve spiritüel ilimlerin genel kavramları .............................................. 49 3.2.3 Yoga yöntemleri ............................................................................................... 49 4.0 ARAġTIRMALAR........................................................................................................... 56 4.1 PĠLOT ÇALIġMALAR ................................................................................................. 56 4.2 LĠSE ÖĞRENCĠLERĠNDE YOGANIN HAFIZA ÜZERĠNDEKĠ ETKĠSĠ ........................ 57 4.3 PRANAYAMA ÇALIġMALARI “SAĞ BEYĠN” VEYA DESENLERLE ĠLĠġKĠLĠ HAFIZA DEĞERLERĠNĠ YÜKSELTĠR .............................................................................. 68 4.4 YOGAYA BAĞLI OLARAK WECHSLER HAFIZA TESTĠ SONUÇLARINDAKĠ DEĞĠġĠM .......................................................................................................................... 77 5.0 ÖZET VE SONUÇLAR ................................................................................................... 83
25
1.0 GĠRĠġ Ġnsan her daim mükemmel bir hafızaya sahip olmayı arzulamıĢtır. Bazılarının hafızası doğuĢtan mükemmel olabilir ancak herkes o kadar Ģanslı değildir! Esas önemli olan soru Ģudur: hafızamızı geliĢtirmemiz mümkün müdür? Aynı anda on Ģeyle (dasavadhanis) ve hatta yüz Ģeyle (satavadhanams) ilgilenebilen inanılmaz insanlardan bahsediyorlar. Swami Vivekananda‘nın fotoğrafik hafızası olduğunu söylüyorlar. Britannica ansiklopedisinden bazı kelimelerin uzun açıklamalarını tüm detaylarıyla tekrarlayabiliyormuĢ. Bu nasıl mümkün olabilir? Böyle yetenekler tanrının bahĢettiği Ģeyler midir, yoksa geliĢtirilebilirler mi? Elbette öncelikle buna gerek var mı diye sormalıyız. Elimizin altında kapasitesi yüksek bilgisayarlar, hesap makineleri ve hafızasından faydalandığımız pek çok teknolojik cihaz varken buna gerek var mıdır? Bu tip desteklere sahip olmadığımız çağlarda iyi bir hafızaya ihtiyacımız vardı. Yine de tüm bu bahsettiğimiz donanımlardan faydalanan kiĢiler bile iyi bir hafızayı takdir ederler ve kendilerinin de hafızasının iyi olmasını isterler! YaĢamda baĢarıya giden yolda hafızanın önemli bir rol oynadığı herkesin ortak görüĢüdür – hem geleneksel anlamda hem de kiĢisel ve spiritüel geliĢim açısından. Yoga ve hafıza hakkındaki bu kitabın amacı hem modern bilim adamlarının hem de geçmiĢ kahinlerin (önderlerin-peygamberlerin) hafızayla ilgili kavramlara yaklaĢımlarını derlemektir. Yine aynı sebeple hafızayı geliĢtirmeye yarayan modern metotlar ile yoga metotlarını karĢılaĢtırmak ve hafızayı geliĢtirmeye yönelik yoga çalıĢmalarını konu alan araĢtırmaları derlemektir.
2.0 HAFIZA KAVRAMI 2.1 GÜNÜMÜZ SĠNĠRBĠLĠMĠNĠN HAFIZA KAVRAMINA BAKIġI Hatırlamak ve unutmak beynimizin en karmaĢık ve hayret verici fonksiyonlarından ikisidir. Hafıza kayıplarının (hafızadaki boĢlukların) çok seçici bir tavır sergilediği bilinen bir gerçektir; bazı Ģeyleri hatırlar diğerlerini de unuturuz. Bazı durumlarda bu gerçek için basit açıklamalarımız vardır - sürekli kullandığımız bir telefon numarası beyinde bir devreyi aktive eder ve bu sık kullanılan yol üzerinde bilgi oldukça hızlı
26
ilerler, böylelikle hatırlama gerçekleĢir. Ancak bazen de hiç de sık kullanılmayan bir numarayı hiç çaba göstermeksizin hatırlayabiliriz. Günümüz psikologlarından Tulving bir olayı hatırlamanın (i) bellek izlemeye, mesela beyinde hafızanın saklandığı yere, ve (ii) o an gerçekleĢen hatırlatıcı bir ipucu veya tetikleyici görevi gören, böylelikle hafızada tarama ya da bellek izlemeyi baĢlatan bir Ģeye bağlı olduğunu söylemektedir. Örneğin vahĢi doğa ile ilgili okuduğumuz bir yazı daha önce doğa parkına yaptığımız bir ziyareti net bir Ģekilde gözümüzde canlandırmamıza ve bazen de ĢaĢırtıcı bir biçimde oraya ait tüm detayları hatırlamamıza yardımcı olabilir! Benzer Ģekilde aynı yaklaĢım unutmayı, bellek izlemede bozulma ve/veya hatırlatıcı ipucunun eksikliği olarak açıklamaktadır. Bu iki faktörden hangisinin daha önemli olduğunu anlamak adına pek çok çalıĢma yapılmaktadır. Bunu araĢtırmak için basit bir deney yürütülmüĢtür. Denekler 6 gruba ayrıldı ve 6 tane kelime listesi oluĢturuldu. Bu altı listeden her biri belirli bir kategoriye ait kelimeler içermekteydi (örneğin haĢere listesinde: karınca, böcek, eĢekarısı, sivrisinek bulunmaktaydı). Ġlk deney grubuna daha sonra hatırlamaları beklenen tek bir kelime listesi gösterildi. Geri kalan beĢ deney grubuna hem ilk liste hem de sırasıyla bir/iki/üç/dört/beĢ numaralı listeler gösterildi. Böylelikle ilk gruba hatırlamaları gereken tek bir liste yani 4 kelime gösterilirken beĢinci gruba hatırlamaları beklenen 6 kelime listesi yani 24 kelime gösterilmiĢ oldu. Bir liste tüm gruplar için ortak olduğu halde, ilk grubun çok daha iyi hatırlama performansı gösterildiği kaydedildi. Bekleneceği gibi altıncı grubun hatırlama performansı en kötüydü. Yani zihni aĢırı kalabalıklaĢtırmanın hatırlama kabiliyeti üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu görüldü. Ancak hatırlatıcı ipuçları da deneye eklendiğinde (kelimelerin ilk harfleri gibi) altıncı grubun hatırlama performansının diğer gruplardan çok da farklı olmadığı gözlendi. Bundan yola çıkarak pek çok durumda hatırlatıcı ipuçlarının eksikliğinin bellek izlemede bozulmaya oranla daha önemli olduğu söylenebilir. Buradan hareketle yaĢadığımız her Ģeyin beynimizde bir yerde kayıtlı olduğunu ve belleğimizi harekete geçiren ipucu/çları mevcut olduğunda bu bilgiye rahatlıkla ulaĢabileceğimiz öne sürülebilir. Bir beyin ve sinir cerrahı olan Wilder Penfield bu fikri destekleyen oldukça ilginç deney bulguları ortaya çıkarmıĢtır. Lokal anestezi altında beyin ameliyatı olan epilepsi hastalarının ameliyat süresince bilinci yerinde olur. Bu ameliyatlar esnasında hastaların temporal loblarının bazı bölgelerine uygulanan elektrik uyarımları onların yıllarca önce gerçekleĢmiĢ bazı olayları oldukça net canlandırmalarına sebep olmuĢ. Mesela bir hasta melodisi ve sözleriyle beraber birinin Ģarkı söylediğini duymuĢ –
27
Ģarkıyı hatırlamıĢ. YaĢadığımız her Ģey beynimizde bir yerlerde mevcuttur. Bizim için hangi bilgiye ulaĢmanın daha iyi olduğuna karar veren yine bizleriz! Kaygının hafıza üzerindeki etkisi Sigmund Freud, bize acı veren veya bizde endiĢe yaratan her Ģeyi unuttuğumuzu (yani bastırdığımızı) öne sürmüĢtür. Kaygı duymanın unutmaya yol açtığı sıklıkla söylenilen bir Ģeydir. Öğrenciler sınav kaygısının sınav performanslarını olumsuz etkilediğini belirtmektedir. Bu durumu izah eden popüler açıklama endiĢenin zihnin aĢırı kalabalıklaĢmasına sebep olduğudur. EndiĢe verici düĢünceler zihni kapladığında baĢka bir Ģey için yer kalmaz. Pek tabiî ki sıklıkla kullanmadığımız bilginin de hatırlanmadığı önemli bir gerçektir. Böylelikle zihnimiz gereksiz Ģeylerle dolmamıĢ olur. Hatırlama ve beyin Hatırlama yeteneğimiz genellikle bizi evrim skalasının üst basamaklarına taĢıyan üst düzey beyin fonksiyonlarımızla iliĢkilendirilir. Örneğin algılama öncelikle duyusal bilgilerin sisteme alınmasını (duyma/hissetme) kapsayan karmaĢık bir sistemdir. Aslında bir Ģeyin algılanması için gereken bundan çok daha fazlasıdır. Çünkü algılamak için o duyusal bilgiye ihtiyaç duyulur ki bu bilgi için önceden depoladığımız bulgulara (hafıza) baĢvururuz. Bunu basit bir örnek ile açıklayalım: Sonraki sayfada bir grup birbirine çeĢitli açılarla uzanan düz çizgiden ibaret bir Ģekil var. Ancak birçoğumuz bunu uyuyan bir kedi figürü olarak algılarız. Bunun sebebi gördüğümüz bu Ģekli (düz çizgiler gibi) daha önceden beynimizin uyuyan gerçek bir kediye dair depolamıĢ olduğu baĢka bir görsel imajla iliĢkilendirme yetimizdir. Uyuyan bir kedi mi........ ........ yoksa bir dizi çizgi mi?
ġekil 1
28
Hatırlama esnasında kullanılan yöntemler ve beyinde gerçekleĢen değiĢimler hayret verdicidir. Kabaca iki çeĢit değiĢim gerçekleĢir: KISA SÜRELĠ BELLEK (STM)
UZUN SÜRELĠ BELLEK (LTM)
1. bilgi zihnin kavramasına yetecek kadar
1. bilgi daha sonradan hatırlanmak/
süre boyunca korunur.
çağırılmak üzere depolanır.
2. nöronların etkinliğinde dinamik bir
2. nöronlarda yapısal bir değiĢimin
farklılık yaratmasıyla ifade edilir.
meydana gelmesi ile ifade edilir.
(fonksiyonda meydana gelen değiĢiklik)
(bir e bir yapısal değiĢiklik)
Beynin hatırlama sürecine katılan bölümleri Bu konuyu anlamak için Merkezi Sinir Sisteminin (CNS) ve Periferal Sinir Sisteminin (PNS) fonksiyonel anatomisi ile ilgili bilgi sahibi olmak gereklidir. Adından da belli olduğu gibi CNS insandaki merkezi orta hat pozisyonunu ifade etmektedir. Beyin (kafatasının içinde yer alır) ve oradan aĢağıya uzanan omurilikten oluĢur. Hatırlama CNS‘nin farklı bölümlerindeki etkinlikler sonucunda gerçekleĢir. 1) SEREBRAL KORTEKS. Balıktan insana kadar birçok farklı organizmanın sinir sistemi karĢılaĢtırmalı olarak incelendiğinde çok enteresan bir bulgu ortaya çıkmıĢtır. Bu canlıların limbik sistemleri (duyguların ve içgüdülerin yönetildiği alan) hemen hemen aynıdır, elbette bir fare ve bir insan arasında görece olarak farklar vardır. Yani yemek, içmek, üremek gibi temel aktiviteler pek çok canlı için aynıdır. Yine de limbik sistemin etrafını saran serebral korteks insan ve bazı geliĢmiĢ maymunlarda oldukça bariz bir ―mantar etkisineiv‖ sahiptir. Serebral korteksin zeka, yaratıcılık gibi ileri yeteneklerin barındığı yer olduğunu düĢünürsek, bu durumun davranıĢ üzerindeki etkisi ne olabilir? DavranıĢ tüm türlerde içgüdü ve akıl yürütmenin bir sonucu olarak gerçekleĢir. Ġçgüdüsel davranıĢ böceklerden insana kadar neredeyse aynı özelliklere sahipken, insanın öğrenme yeteneği oldukça geliĢkindir. Daha kompleks akıl yürütme becerisi serebral korteksin büyüklüğü ile iliĢkilendirilir (Bkz. ġekil 2, koyu renkli alanlar limbik sistemi temsil ediyor, ve ġekil 3, farklı türlere ait sezgi ve akıl yürütme performanslarının grafik temsili). DüĢünme, akıl yürütme ve hafızanın insan davranıĢı üzerinde büyük bir etkisi vardır.
iv
Ç.N.: mantar etkisi bu bölgede meydana gelen yayılmayı, kalınlaĢmayı ifade etmektedir.
29
Serebral korteksin öğrenme ve hafıza ile iliĢkili bölümleri Eski dönem psikologlarından Karl Lashley (1950) ―Engramı ararken‖ adında bir makale yayınlamıĢtır. Engram psikolojide bellek izi için kullanılan bir terimdir. Lashley fareler ile yürüttüğü deneylerde farelerin serebral korteksinin bir kısmını ameliyat ile alıp, sonrasında farelerin labirentte yolunu bulma baĢarısını ölçmüĢtür (labirenti öğrenme gibi). Korteksin ameliyat ile alınan parçasının bir önem taĢımadığı sonucuna varmıĢtır. Korteksin tamamı eĢit potansiyele sahiptir. Burada önemli olan korteksten alınan miktardır. Belli bir yüzdeden fazla korteks ameliyatla alındığında farelerin labirentte çok bariz hatalar yaptığı gözlemlenmiĢtir. Evrimsel skalaya göre...
KEDĠ
BALIK
MAYMUN
ĠNSAN
ġekil 2
ĠÇGÜDÜ VE AKIL YÜRÜTMENĠN DAVRANIġA KATKILARI
PERFORMANS
20 15 İÇGÜDÜ
10
AKIL YÜRÜTME 5 0
BALIK
FARE
KEDİ
İNSAN
ġekil 3 Bu bulgu oldukça dikkat çekmiĢ olsa da kısa sürede bu tip bir bakıĢ açısının sahip olduğu kısıtlamalar göz önüne serilmiĢtir. Labirenti öğrenmek spesifik bir davranıĢ
30
değildir kaldı ki hayvanlarda öğrenme görme, koklama, dokunma ve diğer uyarımlara bağlı olarak geliĢir. PeĢi sıra pek çok test yürütülmüĢ ve bilginin hatırlanmasında serebral korteksin belirli bölümlerinin önem taĢıdığı görülmüĢtür (Bkz. ġekil. 4 Beynin medyal görünümü ve ġekil. 5 Beynin lateral görünümü). a) Temporal lob. Daha önce bahsedildiği üzere Kanadalı beyin cerrahı Wilder Penfield anormal beyin dokularının olup olmadığına ve eğer varsa bunlar alındığında kiĢinin fonksiyonlarının tehlikeye girip girmediğine bakmak için bilinci yerindeki epilepsi hastalarının beyinlerini elektrikle uyarmıĢtır. Hastalar prosedür boyunca lokal anestezi altındaydı ve bilinçleri yerindeydi. Penfield temporal lobun bir bölgesini uyardığında hastanın tepkisi karĢısında çok ĢaĢırdı. Hastalardan biri birinin Ģarkı söylediğini duymuĢtu ve Ģarkının adını hatırlamıĢtı. Bir diğer hasta kendisini bir yerlerde arkadaĢlarıyla konuĢurken görmüĢtü. Sonuç olarak beynin bu bölümünün uzun dönem anılarla bir iliĢkisi olmalıydı. b) Frontal korteks. Bu alana ―karakter korteksi‖ de denir çünkü davranıĢ kuralları ve etik değerlerimiz burada tayin edilir. Ayrıca yaratıcılık, soyutlma ve çıkarım yapma açısından da önemli bir bölgedir. ġempanzeler üzerinde yürütülen deneyler sonucunda bu bölgenin yokluğunda birtakım iĢleri öğrenmede sıkıntı yaĢandığı görülmüĢtür. Bu iĢlere örnek olarak; Ģempanzeye bir yerfıstığı gösterilir. Daha sonra yerfıstığı masada duran birbirinin aynısı iki kaptan birinin altına koyulur. Ardından Ģempanze ile kaplar arasına birkaç saniyeliğine opak bir ekran indirilir. Ekran çekildiğinde hayvanın yerfıstığını aramasına izin verilir. Beynin hafıza sürecine dâhil olan kısımları – Medyal bakıĢ
PF T
H
PF= prefrontal korteks H= hipotalamus T= talamus ġekil 4
31
Beynin hafıza sürecine dahil olan kısımları – Lateral bakıĢ
PF
TL
PF= prefrontal korteks TL= temporal korteks ġekil 5
Normal bir Ģempanzenin hata yapmadan doğru kabı seçmesi beklenir. Ancak frontal loba lobektomi yapıldıktan sonra kaplarla arasına birkaç saniyeliğine girek opak ekran Ģempanzenin yerfıstığının yerini unutması için yeterlidir. Doğal olarak Ģempanzeler hata yapmaya baĢlarlar. Deneyler frontal lobun ileride hatırlamak üzere bilgilerin depolanması için önemli bir alan olduğunu göstermektedir. Bugünlerde özellikle iki faktörün önemi üzerinde durulmaktadır. Beynin bu bölümünün dikkati yöneltmekle iliĢkili olduğuna inanılmaktadır. ġempanzenin frontal lobuna lobektomi yapıldıktan sonra dikkatinin daha fazla dağıldığı ve dikkat aralığının azaldığı gözlemlenmiĢtir. Diğer yandan frontal korteksin gereksiz bilgiyi silmede rol oynadığı da tahmin edilmektedir. ġempanzenin frontal lobuna lobektomi yapıldıktan sonra nasıl bir gereksiz bilgi kaosu yaĢadığını hayal edin. 2) HIPOKAMPÜS. Hipokampüs beynin en eski ve en ilgi uyandıran bölümlerinden biridir. Adını kıvrımlı Ģeklinin eski bir beyin anatomistine deniz atını, bir baĢkasına da koç boynuzlarını hatırlatmasından ötürü almıĢtır. ĠĢlevleri bilinmemekle beraber iliĢkide olduğu, yakınındaki septuma bağlı olduğu sanılmaktadır. Beynin bu bölümünün hafıza ile olan iliĢkisi, çok zor tedavi edilebilen bir epilepsi türüne sahip
32
olan bir hastanın (HM) terapik müdahale olarak her iki yarıküredeki hipokampüsünün de alınmasıyla fark edilmiĢtir. Bunun sonucunda hasta neredeyse tüm güncel hafızasını yitirmiĢ, ancak uzun süreli bellekte bir bozulma olmamıĢtır. Hipokampüsün temporal lobda bulunduğu göz önüne alınırsa yukarıda beyin cerrahı Penfield‘ın vardığı sonuçlar da hipokampüsün iĢlevi ile iliĢkilendirilebilir. Ayrıca hipokampüs kalıcı hafızanın mühürlenmesi için önem taĢırken, uzun süreli belleğin depolanması için önem arz etmez; çünkü HM‘de uzun süreli belleğin korunduğu görülmüĢtür. 3) BAZAL KOLĠNERJĠK ÖNBEYĠN SĠSTEMĠNĠN BÖLÜMLERĠ VE AMĠGDALA YaĢımız ilerledikçe daha unutkan olduğumuz bilinen bir gerçektir. Uzak hatıralarımızı oldukça net hatırlarız. Ancak daha yeni hatıralarımızdan ödün veririz. YaĢlanma süreci (ve de patalojik bir süreç olan yaĢlılık sonucu bunama) beynin belirli bölgelerinde, özellikle de bazal önbeyin sisteminde gerçekleĢir. Bu durum hafıza kayıplarına sebep veriyor olabilir. Amigdala beynin duygusal tepki veren bölümüdür. Hipokampüste oluĢan lezyonların amigdalaya göre (HM isimli hastanın yukarıda tarif ettiği gibi) daha az etki ediyor olması ilginçtir. Dahası amigdala hafıza açısından da önemli bir bölgedir. 4) MEMEMSĠ KÜTLELER (HĠPOTALAMUS) VE DORSOMEDĠAL TALAMUS Hipokampüs küçük olduğu halde pek çok önemli fonksiyonu kontrol eden ve homeostasisi (iç denge) sağlayan bölümdür. Korsakoff psikozu (B vitamini eksikliğinden kaynaklanan kalıcı hafıza kaybı) ile ilgili yapılan ölüm sonrası çalıĢmalar hipotalamik mememsi kütlelerde patalojik değiĢiklikler olduğunu göstermiĢtir. Frontal korteksle iliĢkili olan dorsomedial talamus da hafıza ile bağlantılıdır. 5) RETĠKÜLER AKTĠVASYON SĠSTEMĠ. Nöronlarda meydana gelen bu ağ ve onların fiber dokuları beyin siteminden dıĢarıya uzanır. Rostralv bölgeye en yakın bölüme (orta beyin) bilinç bölgesi adı verilir çünkü burada meydana gelen en ufak bir yaralanma komaya sebebiyet verir. Beyin kökünün bu bölümü dikkat açısından çok önemli bir role sahiptir (retiküler formasyon aktifken sanki karanlık bir evdeki tüm ıĢıklar yanmıĢ gibi bir etki oluĢur, korteks kendinden geçer). v
Ç.N.: Rostral bölge başa doğru olan, gaga gibi çıkıntı yapan, uzayan kısımlar için kullanılır. Buradaki anlamı beyinden çıkan, beyinden uzayan ve burun gibi konumlanmış
33
Beynin hatırlama esnasında önem taĢıyan tüm bölümlerden bahsettikten sonra bir sonraki adım ‗hatırlamanın gerçekleĢmesi‘ için beyin hücrelerinin nasıl bir değiĢimden geçtiğini araĢtırmaktır. a) Hareket modelleri mi değiĢiyor? b) ġekillerinde / formlarında mı bir değiĢiklik gerçekleĢiyor? c) Kimyasal olarak mı değiĢiyorlar? a) Aktivite modeli: 1973 yılında Londrada Blis ve Lomo adlı iki bilim adamı sağlam ve anestezi altındaki tavĢanlar üzerinde deneyler yürütüyorlardı. Sinir hücresinin tek bir elektrik Ģokuna tepki verdiğini kaydettiler. Ardından bir dizi yüksek frekanslı ve kısa süreli Ģok uyguladılar. Sonra tavĢanın tek bir Ģoka verdiği tepkiyi yeniden kaydettiler ve bu sonuncu tepkinin ilkinden daha yüksek olduğunu gözlemlediler. Bu olaya uzun süreli potansiyel artıĢı (LTP) denir. Sinir hücreleri birbirlerine sinapslar aracılığıyla sinyal gönderir ve sinapsların arasında boĢluklar vardır. Bazı görüĢlere göre LPT (iletimi sağlayan kimyasallardan yani nörotransimiterlerden daha fazla salgılanmasını sağlayarak) presinaptik sinir hücrelerinin iĢlevlerine etki eder. Diğer bir görüĢe göre değiĢim postsinaptik sinir hücresinde gerçekleĢir (örneğin, reseptör bağlantı noktalarındaki artıĢ). Bu konuda henüz kesin görüĢ birliğine varılamamıĢtır, dolayısıyla her iki açıklama da LPT için geçerlidir. Yine de LPT miktarının en azından hafızanın nasıl oluĢtuğu ile ilgili kısmen açıklayıcı olduğuna dair mutabakata varılmıĢtır. b) Öğrenme ve hatırlama esnasında sinir hücrelerinin biçimi/yapısı değiĢir mi? Bu sorunun cevabı ilginçtir. Deneyimlerimize bağlı olarak sinir hücrelerinde ciddi değiĢiklikler gözlenir. Bunu daha iyi anlayabilmek için öncelikle sinir hücresini incelemeliyiz. ġekil 6‘da sinir hücresinin nasıl göründüğü basitçe gösterilmektedir.
Sinir hücresi
Hücre gövdesi – dendrit eriĢim bölgesi
Hücre gövdesi
dendritler akson akson iletim bölgesi ġekil 6
34
Sinir hücrelerinde alıcı olan bölüm dendiritlerdir. Elektrik sinyalleri (sinir hücrelerinin iletiĢim araçları) burada toplanır ve hücre bu sinyalleri birleĢtirerek kendi mesajını (bir elektrik sinyali olarak) oluĢturur ve bunu iletir. Bu mesaj baĢka bir sinir hücresine iletilmek üzere akson boyunca ilerler. Fareler bir göreve yönelik çalıĢtırıldıklarında, sinir hücrelerinin alıcı bölümlerinde (dendiritler gibi) artıĢ görüldüğü deneylerle ispatlanmıĢtır. Dendirit dallanmasında oldukça büyük bir artıĢ gerçekleĢir. Dendiritlerde, esas sinaptik iletiĢim küçük konik çıkıntılarda (diken) gerçekleĢir. Öğrenme esnasında bu dikenler sayıca fazlalaĢırlar. Öğrenmenin ardından sinir hücresi sinyal almak için öncesinden çok daha fazla alana sahiptir. Bir sinir hücresi sinyal almak için sahip olduğu alan, öğrenmenin ardından orjinalinin kat kat üstüne çıkar (daha alıcı ve daha hassas olur). Bkz ġekil 7. ġematik çizimler
sinir hücresinin ―deneyim‖ kazanmıĢ hali
sinir hücresinin orijinal hali
ġekil 7 Eric Kandel ve Colombia Üniversitesinden meslektaĢları, mikroskopik düzeyde bu iki olay üzerinde çalıĢmıĢlardır. Bu iki olay: 1. AlıĢma: uyaran tekrarlı olarak verildiğinde davranıĢsal tepkide gerçekleĢen düĢüĢ 2. HassaslaĢma: güçlü veya öldürücü bir uyaranla karĢılaĢınca refleksif tepkinin artması Her iki durum da birer öğrenme çeĢididir. HassaslaĢma etrafımızdaki tehlike sinyallerine karĢı bizi uyanık tuttuğu için önemlidir. AlıĢmanın da eĢdeğer bir önemi vardır. Mesela giydiğimiz kıyafetlere o kadar alıĢmıĢızdır ki onlardan kaynaklanan duyusal sinyallere karĢı sistem tepkisiz olur. Bu tip önemsiz sinyallere karĢı sürekli tetikte olmamız sistemimiz açısından oldukça uygunsuz olurdu.
35
Hem alıĢma hem de hassaslaĢma olaylarının, Aplisya‘nın sinir hücre zarında meydana gelen bariz değiĢikliklerle ilgili olduğu gösterilmiĢtir. Bu değiĢiklikler (deniz salyangozu ‗Aplisya‘nın) sinir hücresinin iletim özellikleriyle alakalıdır. Bu durum deneyimlerimizin nasıl nöronun hücre zarı bazında değiĢikliğe yol açtığına dair bir diğer önemli örnektir. c) Nöronun yapısında meydana gelen öğrenme ve hafızaya bağlı değiĢiklikler. 1960larda James McConnel planaryaları (küçük yassı solucanlar) ıĢığa tepki vermek üzere eğitmiĢtir. Bu solucanların yamyam olma özelliğinden de faydalanarak, eğitimli solucanları parçalara ayırıp onlarla eğitilmemiĢ solucanları beslemiĢtir. Eğitimli grubun parçalarıyla beslenmiĢ planarya ile eğitimsiz grubun parçalarıyla beslenmiĢ planaryanın öğrenme yatkınlıklarını karĢılaĢtırmıĢtır. Eğitimli grubun parçalarıyla beslenmiĢ planaryanın diğer gruptan daha kısa sürede öğrendiği görülmüĢtür. Buna dayanarak McConnel hafızanın kimyasal olarak depolandığı ve aktarılabildiği sonucuna varmıĢtır. Hafızanın kimyevi temellerini araĢtırırken araĢtırmacılar, öğrenmenin ardından laboratuar hayvanlarının sinir hücrelerinde daha fazla ribonükleik asit (RNA) bulunduğunu fark etmiĢlerdir. RNA tüm hücrelerde vardır, genetik bilgi taĢır ve protein yapar. Hücredeki RNA üretimi önlendiğinde veya azaltıldığında test hayvanların öğrenme becerisinde düĢüĢ tespit edilmiĢtir. Enjeksiyon yöntemiyle RNA üretimi arttırıldığında, hayvanın öğrenme becerisinde artıĢ görülmüĢtür. Sonuç olarak beynin farklı bölümlerinin öğrenme ve hafıza ile iliĢkili olduğunu söyleyebiliriz. Öğrenmenin nöronların aktivite modelleri, yapısı ve kimyasal içeriği üzerinde farklılık yarattığına dair kanıtlar mevcuttur. Hafıza açısından beynin hangi bölümlerinin önemli olduğunu ve nasıl değiĢimler gerçekleĢtiğini açıkladıktan sonra Ģimdi konuyu psikolojinin bakıĢ açısıyla irdelemek uygundur. Öncelikle nörobiyologlar ile psikologların modellerinde fark olmadığını (eskiden bu fark mevcuttu) belirtmek gerekir. Bunlar öğrenmenin ve hatırlamanın tanımı açısından ayrı yaklaĢımlara sahiplerdir. Hafıza ile ilgili ilk teorik yaklaĢımlar edinme teorileri üzerinden yapılmıĢtır. Bu yaklaĢımlar daha çok hafızanın kalıcılığı veya geçiciliği üzerinden yürümüĢtür.
36
Hafızanın zayıflamasına dair teoriler, bir Ģey öğrendiğimizde bir bellek izlemi oluĢur. Eğer bu iz zaman içinde yeniden kullanılmazsa, bu bilgiye ait bellek izlemi zayıflayacaktır. Biz tekrar yoluyla bu izleri aktif tutarak hatırlarız. Bu durum nöronların aktive olup sürekli yeniden iletime hazır hale gelmesi veya yankılanmasını ifade eden, nöronların fizyolojik olarak yankılanması teorisine benzerlik göstererek bir bellek izlemi ya da engram meydana getirir.
Günümüz bilimine göre “hatırlama” DIġ DÜNYA
RESEPTÖRLER Biyolojik transduser (güç çevirici)
SĠNĠRLER ĠletiĢim kanalları
ÜST DÜZEY BECERĠLER
BEYĠN
HAFIZA
Bilinçlilik Üst Düzey Beceriler
BEYNĠN BĠLĠNEN BĠLĠNÇ ALANLARI
BEYNĠN HENÜZ YETERĠNCE ANLAġILMAMIġ BĠLĠNÇALTI ALANLARI
ġekil 8 Enterferans teorisine göre bir Ģey öğrenildiğinde kalıcı olarak hafızaya yerleĢir. Ancak öğrenme devam ettikçe ve buna bağlı olarak hafıza oluĢumu devam ettiği sürece bir bilginin hafızadan geri çağırılması ile diğer bir bilginin geri çağırılması kendi içinde bir rekabet yaĢar. Bu iç rekabet bizim hatırlama güçlüğü yaĢamamıza sebep olan Ģeydir ve buna enterferan (engel) adı verilir. Sonuç olarak Gestalt teorisi hafızanın, öğrendiğimiz her Ģeyin daha basit bir Ģekilde yeniden yapılandırılması olduğunu söyler. Bu yapılandırma zaman içerisinde gittikçe daha basit ve daha az detaylı olur. Bu detayları unuttuğumuz ama genel bilgileri hatırladığımız anlamına gelir.
37
Hafızanın fizyolojik ve psikolojik mekanizması ile ilgili detaylı olarak bilgi edindikten sonra Ģimdi yoga ve spiritüel ilimler açısından, bu toprakların kadim bilgelerinin bakıĢ açısından hafıza kavramını inceleyeceğiz.
2.2 YOGA VE SPĠRĠTÜEL ĠLĠMLER AÇISINDAN HAFIZA KAVRAMI Artık modern bilimler fiziki Ģeylerin dıĢında prana (sübtil enerji) ve zihin gibi sübtil boyutların varlığını kabul etmektedir. Batılı, psikoloji bakıĢ açısında zihin, zeka ve hafıza arasındaki ayrımlar net olarak açıklanmaz. Bu terimleri karıĢık olarak birbirinin yerine kullanırlar. Ġçimizdeki sübtil dünyayı anlamaya çalıĢırlar. Hafıza kavramı beyin ve fonksiyonları olarak sınırlı bir Ģekilde ele alınır. Bu sınırlı yaklaĢımla bile Antahkarana‘yavi (algının içsel iĢleyiĢi) dair hafızanın büyüleyici yönlerini görmek mümkün olmuĢtur ve hafıza bu muhteĢem sübtil dünyanın bir parçasıdır. A) ZĠHĠN Nedir? Zihin tecelli etmiĢ ve etmemiĢ düĢünceler bütünüdür. Biz hem uyanıkken hem de rüyadayken zihin düĢünür ve kinetik olarak aktiftir. Bu zihnin tecelli etme durumudur. Derin uykuda zihin de uykuya geçer, sanki donmuĢ gibi, potansiyel vaziyette veya tecelli etmemiĢ halde bekler. Bu zihnin tüm yönlerini kapsayan en geniĢ tanımıdır. Yoga Vasistha‘ya –Maharshi Vasistha‘ya atfedilen yoganın temel yazıtlarından biri – göre yaratımın kumaĢı zihindir. Yaratımı zihnin çok çeĢitli tecelli etmiĢ ve etmemiĢ halleri oluĢturur. Günümüzde bilimsel olarak maddenin dondurulmuĢ, paketlenmiĢ enerjiden baĢka bir Ģey olmadığı kanıtlanmıĢtır ve Vasistha enerji zihindir der. Ancak zihin ile gros enerjiyi birbirinden ayıran Ģey ne derece kendi kendini değiĢtirebilme serbestisine sahip olduğudur. Gros enerjiden sübtil enerjiye ilerledikçe bu serbesti artıĢ gösterir. Zihin en düĢük serbestiye, maddi evrenin fiziki beden (gros beden) düzeyindeyken sahiptir. Spektrumun diğer ucunda zihin giderek daha saf idrak düzeylerine ve daha yüksek serbestiye vi
Ç.N.: Sanskrit terim. Üst düzey zihinsel becerilerin en üstü, en soyut hali. Zihnin reenkarne olan kısmı; yüksek bilinç ile ruh arasındaki bağ. (kaynak: http://en.wikipedia.org/wiki/Antahkarana) Sürekli farkındalık hali, iç bilinç, tecelli etmiş zihin, (kaynak: http://veda.wikidot.com/search:site/a/p/q/Antahkarana ).
38
sahip olur, ta ki saf bilinç haline ve mutlak serbestiye ulaĢana dek. Bu duruma Upanisad iliminde Moksavii, Paramatmanviii, Brahmanix adı verilir. B) Zihnin yönleri nelerdir? Yogaya ve Upanisad ilimine göre zihnin dört yönü vardır – Manas, Buddhi, Chitta ve Ahankarax. Genellikle Manas‘a zihin denir. Sankalpa vikalpatmakahmanah bir durumdan ötekine geçen değiĢken bir zihin demektir. Bu rastgelelik bir kanala yönlendirildiğinde zihin en tam (gros) haline gelir ve enerji faydalı olmaya baĢlar. Buddhi zekadır ve bilgiyi düĢünce bazında ortaya çıkartır, analiz eder ve buna göre sınıflandırır. Tıpkı bir postacı gibi bu bilgileri doğru adreslere yönlendirir. Zeka, ayrıĢtırma yeteneğiyle bilgileri düzenler ve bir konu ile ilgili tüm bilgileri birbiriyle iliĢkilendirir. ĠliĢkilendirilmeyen tüm düĢünceler ayıklanır. Konuyu açıklamak için yalnızca bu iliĢkilendirmeye dâhil olan bilgiler kullanılır. Buna genellikle konsantrasyon adı verilir. Tüm gayretlerimizde baĢarıya ulaĢmak için konsantrasyonun ne denli önemli ve faydalı olduğunu hepimiz biliriz. Buddhi‘nin gücü – ayırabilme adını verdiğimiz zeka biçimi – insanlara özgü bir Ģeydir. Yemek, uyku ve üreme ihtiyaçları ve korkmak tüm hayvanlar ve insanlar için ortaktır, ancak Buddhi insanlara özgü bir özelliktir. Slokaxilardan birinde; Buddhi -veya ayırım becerisi- olmadan hayvanlarla eĢit oluruz, denir.
vii
Ç.N.: Moksa Sanskrit dilinde bir terimdir. Anlamı hayatın sürüklenmesinden, akıĢından, karmanın zincirlerinden özgürleĢmektir. Moksa olumlu anlamda bir tamlık, bütünlük durumuna karĢılık gelir. Varlığın karmanın yükümlülüklerinden arınmıĢ, tam olma halidir. Üç yol ile Moksa elde edilir: bilgi yolu (jnana), adanmıĢlık yolu (bhakti) ve hizmet yolu (karma). Moksa insan varlığının varabileceği en yüksek hedeftir. Bazıları Moksa durumunu ölürken yaĢayacak olsa da, esas hedef yaĢamda bu durumu yakalayabilmektir. (kaynak: http://www.themystica.com/mystica/articles/m/moksa.html) KiĢinin kendisini birey olarak algıladığı dünya görüĢünden ayrıldığı noktadır… KiĢinin maddesel varoluĢtan ayrılıp Brahman’a (Evrensel Ruh) katıldığı, bir olduğu noktadır. (kaynak: http://veda.wikidot.com/search:site/a/p/q/moksha) viii Ç.N.: Primordiyal benlik, benliğin ötesi, mutlak benlik, Brahman, evrensel ruh anlamlarına gelen Sanskrit dilinde bir terim. Paramatman bensizlik halidir, evrensel benliktir; orda kiĢisel herhangi bir Ģey artık yoktur. Evrensel benlik varlığımızın kaynağıdır, aynı zamanda hepimizin varmaya çalıĢtığı yerdir. (kaynak: http://veda.wikidot.com/paramatman) ix Ç.N.: Brahman: Mutlak gerçek, Evrensel Öz. Farkındalık, bilinç, öz, her Ģeyi bilen, sonsuz ve tinsel gibi özelliklerle tarif edilir. (kaynak: http://veda.wikidot.com/search:site/q/Brahman) x Ç.N.: Manas – zihin, Buddhi – zeka, Chitta – hafıza, Ahankara –Egodur. (kaynak: http://veda.wikidot.com/buddhi ) xi
Ç.N.: Tanrıyı yücelten, nazım formunda,ayet, ilahi, deyim olarak yazılmıĢ Sanskrit dizeleridir. Genellikle iki dizeden oluĢur. Bhagwad Gita‘nın içinde pek çok Sloka vardır. Bunlar zihne huzur verir ve spiritüelliği vurgularlar. (kaynak: http://www.iloveindia.com/spirituality/sloka/index.html)
39
Zihnin üçüncü yönü Śmriti yani hafızadır. Depolandığı yerde bilgiyi ayrıĢtıran Ģey zeka yani Buddhi‘dir ve depolanacak olan her Ģey hafızaya iletilir. Her bilginin saklanmasına gerek yoktur – yalnızca Buddhi‗nin önemli olduğuna kanaat getirdiği bilgiler hafızaya aktarılır. Bu bilgilere ihtiyaç duyduğumuz anda eriĢebiliriz. Bilginin geri çağırılabilir/hatırlanabilir olması da hafızanın bir parçasıdır. Hafıza Ģu Ģekilde tanımlanır:
Anubhuta visaya asampramosahsmritih Daha önce deneyimlediğimiz düĢüncelerin hatırlanması iĢlemine hafıza adı verilir. Zihnin tüm bu hallerinin temelinde Aham bulunur- yani genel adlandırılıĢıyla Ego. Her ne yaparsak yapalım, temelinde hep ―Ben düĢüncesi‖ vardır – Ben görüyorum, Ben yapıyorum, Ben yiyorum vb. Bu zihnin en sübtil gerçeğidir. Zihnin bu dört yönünden her biri daha geniĢ bir baĢlık altında yer almaktadır – Antahkarana. Patanjali zihni aĢağıdaki Ģekilde sınıflandırır: 1. Pramana - Doğru bilgi durumu (göldeki suyu gerçekten görmek) 2. Viparyaya - YanlıĢ bilgi durumu (serap veya halüsinasyon gibi) 3. Vikalpa
- Rastgele durum
4. Nidra
- Derin uyku
5. Smriti
- Hafıza
Yukarıdakilerden ilk üçü uyanık ve uyku halleridir. Derin uyku durumu da zihnin modifikasyonlarından biridir; tüm düĢüncelerin bir bilinçsizlik halinde donduğu durumdur. YaĢamımızın %20 ila 30‘unu böyle bir durumda geçiririz. Eğer ilk üç durumu zihnin tecelli ettiği haller olarak ele alırsak, uyku zihnin tecelli etmediği bir durumdur. C) Hafızanın yönleri nelerdir? Patanjali Smritiyi diğer dört halden ayrı tutar. Smriti hafızanın depolandığı yerdir. Daha önce de açıkladığımız gibi hafıza (hatıralar) eski deneyimlerimizden oluĢur
40
(Anubhuta Visaya). Depolama iĢlemi algılama ve deneyim yoluyla gerçekleĢir. Yukarıda bahsedilen zihnin her dört formu da kendilerine ait hafıza meydana getirirler. Zihnin çeĢitli katmanlarında bellek izi oluĢtururlar – bunlardan bazıları yüzeysel bazıları köklü olur. Bu bellek izlerinden bazıları kolaylıkla açığa çıkmaya (asampromosah) elveriĢlidir. Zihnimizin gün içinde uyanık olduğu süreçte, hiç çaba harcamaksızın zekâda depolanan geçmiĢ deneyimlere ait isimleri, yerleri fikirleri geri çağırırız. Ancak ―hatırlanmaya o kadar da elveriĢli olmayan hatıraları‖ hatırlamak için çaba harcamak, zihinde daha detaylı bir arama yapmak gerekir. Bazen bir Ģeyi hatırlamakta güçlük çekeriz – ―Neydi o, neydi?‖ BaĢka bir zaman da birdenbire hatırlayıveririz. Bunların çoğu tüm detaylarıyla geçmiĢ deneyimlere ait canlı hatıralar olur.
ZĠHNĠN ÖTESĠNDE (ANANDAMAYA KOSA) DüĢünme, eyleme geçme ve eğlenme (Jnatrtva, Kartriva ve Bhoktrtva) eğilimi zihin katmanlarının en sübtil olanlarıdır. Bunlara vasana (vasana eğilimi) adı verilir. Bu eğilim ortadan kalktığında bile ustalık hali yani zihnin tüm biçimlerinin ötesinde en yüksek özgürlük derecesi olan Moksa hali ortaya çıkar. Bu durumu Yoga Vasistha en güzel haliyle Ģu Ģekilde anlatmaktadır:
Vasana tanavam Rama moksa ityabhidhiyate. Vasanaların incelmesi, Rama, yani aslında Moksadır.
VIJNANAMAYA KOSA DÜZEYĠNDE HAFIZA Değerler düzeyindeki deneyimler farklı durumlara farklı tepki vermemize sebep olur. Sürekli olarak hareketlerimiz ve onların sonuçlarına bağlı olarak öğrenir ve öğrendiklerimizi güncelleriz. YaĢama dair sahip olduğumuz, zenginlik sahibi olmak gibi bir değer yargısı ünlü olmaya, meĢhur olmaya dönüĢebilir. Hatta ve hatta karĢılığında bir Ģey beklemeden baĢkalarına iyilik yapmaya da, ülke yararına veya tüm yaradılıĢ yararına çalıĢmaya da dönüĢebilir. Bizim ―etki-tepki (sebep – sonuç) kombinasyonuna‖ dair algımız geniĢledikçe tüm değer yargı sistemimiz değiĢecektir. Bu tip değerlere iliĢkin oluĢturduğumuz hafıza (samskaras) genellikle çocukluk döneminde hızla geliĢir ve yaĢamımız süresince değiĢmeye devam eder.
41
MANOMAYA KOSA DÜZEYĠ Kâinata dair yüksek algılama hallerimiz, Rtambhara prajina (bilgi ile dolu) adı verilen hafızanın (zihnin) daha sübtil durumlarında vuku bulur. GeçmiĢ, günümüz ve gelecek dâhil olmak üzere, sahip olduğumuz tüm bilgiler bu sübtil katmanlarda yapılanır. Hafıza, tüm zamanı ve varoluĢun çeĢitli katmanlarını kapsar. Bu katmanlardaki geçiĢ ve etkileĢim, yine ―etki-tepki (sebep – sonuç) kombinasyonu‖ yoluyla gerçekleĢir ve çok özel deneyimlere yol açar. Bu Ģekilde hafıza bankası zenginleĢir ve daha üst düzey değer sistemlerine bağlı olarak çözülmelere ve değiĢimlere uğrar. His ve duygu düzeyinde de hafıza oluĢtururuz. Yemek, uyumak ve üremek gibi içgüdüler tüm canlıların doğasında ortak olarak var olduğunu varsayarız; zamanla bu canlılar büyüdüklerinde his ve duygu hafızaları da büyük ölçüde farklılaĢacaktır (asampramosah). Yandıktan sonra çocuk ateĢten kaçınmayı öğrenir. Hafıza bu ―korku‖ hissini saklar ve çocuk her ne zaman ateĢ ile karĢılaĢsa bu his açığa çıkar. Zamanla büyüdükçe, kiĢi artık korkuyla özdeĢleĢtirmeden de ateĢten kaçınacaktır. BaĢka bir düzeyde kiĢi artık ateĢle oynayabilir bile (elbette dikkatlice!). Duygularımız geliĢip daha rafineleĢtikçe, hatıralar (hafıza) korku, dikkat, tetikte olma, keyif alma veya huĢu gibi hisler uyandırır.
PRANAMAYA KOSA DÜZEYĠ Yemek, uyumak ve üremek gibi içgüdülerimize dair hatıralarımız (hafızamız) da zamanla büyüdükçe değiĢime uğrar. Bunlar üzerinde hâkimiyet kazanmak da büyümenin yönlerinden biridir. Daha fiziki (gros) düzeylerdeki hafıza düzeylerinin (içgüdü) üstesinden daha sübtil hafıza düzeyleri ve daha üst düzey samskara hakimiyeti gelir.
ANNAMAYA KOSA DÜZEYĠ
42
Prana veya fiziki (gros) beden düzeyinde bile hafıza meydana gelir. Her bir hücrenin kendi hafızası vardır. Hanumanxii‘ın baĢına geldiği gibi – rom rom mein Ram nam – bedendeki her bir tüyde Ramaxiii‘nın (ilahi olanın) ismi ve hissi vardır. Beden düzeyinde bile tam bir hâkimiyet vardır. Rtambhara prajna xiv veya daha üst düzeyde güçlü hatıralar (hafıza) bedenin yapısını değiĢtirebilir. Yoga Vasista der ki, tüm dünyayı yaratan ve yok eden zihindir.
Brahma tanyate visvam manasaiva svayambhuva. Manomayam ato vistam yaunama paridrsyate. Evrenin tamamı Brahman‘dır; evrenin tamamına nüfuz etmiĢtir, hâkimdir. Brahman‘dan yola çıkan zihin kendisini evren olarak ortaya koyar. Yani tüm yaratım zihnin bir ürünüdür. Kısıtlı hafızaya sahip normal zihin, tıpkı rüya halinde olduğu gibi, yaratımını yalnızca deneyimlerinden yola çıkarak yapabilir. Ancak hafızanın daha sübtil, daha derin bölümleri daha da ―gerçek‖ bir dünya yaratabilir. Zaman zaman hafızalarına hükmederek inanılmaz Ģeyler sergileyen; uzam ve zamanın sınırlarını aĢmak, bedenlerini yok etmek, yeni beden yaratmak, aynı anda birden fazla yerde var olmak gibi Siddhis veya doğaüstü güç olarak adlandırılan yeteneklere sahip yoga üstatları olmuĢtur. Aslında tüm hücreleri ve hafıza kapasitesiyle beynin kendisi de yine zihnin yarattığı bir Ģeydir. Dünyanın yaratımına dair hatıralar zihni öyle derinliklere götürebilir ki, zihin yeni bir beyin veya dahi çocuk veya mükemmel hücreler yaratabilir.
xii
Ç.N.: Kendisini Lord Rama‘nın Ģeytan kral Ravana‘ya karĢı savaĢında, Rama‘ya hizmet için adamıĢ olan Hanuman Hinduzimin günümüzeki en popüler tanrılarından biridir. Bu savaĢta ilahi olanın vücut bulmuĢ hali olarak sözü edilir. (kaynak: http://veda.wikidot.com/rama, http://en.wikipedia.org/wiki/Hanuman ) xiii Vaishnava‘nın ilahlrından biridir. Hinduizm‘de tanrı Vishnu‘nun bir avatarı olarak kabul edilir. Ramayana destanında, aynı zamanda iyi bir dharma örneği olan, geçtiği zorlu yol anlatılır. Rama Ayodhya‘nın veliaht kralıdır. Babasının onurunu korumak için sözünü tutar ve 14 yıl ormanda hizmet eder. Bu süreçte karısı Sita Ģeytan kral Ravana‘nın eline düĢer. Rama zorlu bir mücadelenin ardından karısını kurtarır ve tahta oturur. (kaynak: http://veda.wikidot.com/rama) xiv Rtambhara: mutlak gerçek; rta-aydınlanmıĢ, rtam-doğru, gerçek, bhara-taĢıyan, sahip. Prajna: içsel bilme hali, bilgelik, bilgi (kaynak: http://www.hindudharmaforums.com/showthread.php?t=2953 ). KiĢinin gerçek özünden kaynaklanan ve kendiliğinden olan, vuku bulan bilgeliği, biliĢ hali. KiĢinin kendi doğasına ait, içindeki öz bilinçten kaynaklanan bilgeliği, biliĢ hali. (kaynak: http://www.heavenlygardens.org/samadhi/step49.htm )
43
Yoga ve spiritüel ilimlere göre hafızanın tanımı budur ve bütünleĢtirici bir yaklaĢıma sahiptir. Hafıza ile ilgili bu bütünsel bakıĢ açısı, daha önceki bölümde bahsettiğimiz modern bilimsel bilgiyi de içine almaktadır. Asla ve asla bu bilimsel temelin karĢısında değildir.
Kadim Hint Ġlimlerine göre “hatırlama” DıĢ Dünya
Duyu organları (Karmendriya) Ġç Dünya (Jnanendriya) Zihin (Mana) Zeka (Buddhi) Hafıza (Citta) Ego (Ahamkar)
44
3.0 HAFIZAYI GELĠġTĠRMEK Son yıllarda, maddenin bir yan dalı olarak (kümelenmiĢ DNA ve RNA molekülleri) yaĢamın en sübtil taraflarını anlayabilmek için gösterilen içten araĢtırma giriĢimlerine rağmen yaĢamın sübtil tarafları hala pek bilinmemektedir. Daha pragmatik ilimlere oranla psikoloji ve parapsikoloji yaĢamın bu taraflarını anlamaya daha yakındır. 3.1 HAFIZA GELĠġTĠRMENĠN MODERN YÖNTEMLERĠ Modern bilime göre hafıza geliĢtirme yöntemleri de yine beyin hücrelerinin kapasitesini artırmakla, hatırlama ve geri çağırma yetisini artırmakla ve tüm bu süreci iyileĢtirmekle sınırlıdır. (i) Mantıksal yöntem: benzerlik, zıtlık, iliĢki kurmak, eldeki materyali organize etmek gibi bir dizi anlam çıkarma ve ilgi kurma yöntemini içerir. (ii) Materyalin manasını anlamak: Ģüphesiz eğer derse dikkat verilirse, materyal daha kolayca hatırlanır. Buna rasyonel hafıza adı verilir. Ancak her malzeme için aynı Ģey geçerli değildir, örneğin çarpım tabloları anlaĢılamaz.
(iii) Fazla öğrenmek: bu kiĢinin dersi hata yapmadan yeniden aktarabileceği kadar öğrenmesi anlamına gelen baĢka bir yöntemdir. ―fazla öğrenmek‖ dersin pekiĢmesini sağlar. Yüzmek, bisiklet sürmek gibi pek çok motor beceri hiçbir zaman unutulmaz çünkü hatasız uygulayacak kadar çok tecrübe edilmiĢlerdir. (iv) BoĢluklu ve boĢluksuz öğrenme: hiç ara vermeden, dinlenmeden sürekli çalıĢmaya ―boĢluksuz öğrenme‖ adı verilir. Arada ara vererek çalıĢmaya boĢluklu çalıĢma veya dağıtılmıĢ çalıĢma adı verilir. Deneyler boĢluklu çalıĢmanın boĢluksuz çalıĢmaya oranla çok daha iyi sonuçlar ortaya koyduğunu göstermektedir.
(v) Mnemonik (hatırlatıcılar): bir dizi veya birbirinden bağımsız bir grup öğenin hatırda tutulmasını daha kolaylaĢtıran farklı oyunlara verilen addır.
45
Örneğin, sert sessizleri hatırlamak için ―fıstıkçı Ģahap‖ cümlesinden faydalanmak gibi. Ancak kendi hatırlatıcımızı kendimiz ürettiğimizde bizim için daha faydalı olur.
3.2 YOGA VE SPĠRĠTÜEL ĠLĠMLER YOLUYLA HAFIZA GELĠġTĠRMEK
3.2.1
Yoga yapmak hafıza geliĢimine nasıl fayda sağlar
a) Algı derinleĢir: Eğer dıĢ dünya ile kurduğumuz tüm iletiĢim kanalları (yani beĢ duyumuz) optimum düzeyde çalıĢmazsa, algımız körelir, algılamamızda düĢüĢ olur. Bu durumda yapılması gereken ilĢk Ģey bu duyuların hassasiyetini arttırmaktır. Bunu stimule ederek (kriya) veya rahatlayarak (savasana, pranayama, ve aslında her hangi bir yoga çalıĢması ile) yapabiliriz. b) Dikkat dağınıklığını azaltır, dikkat aralığı artar: Yoga çalıĢmalarının amacı zihinsel bir aĢma durumuna ulaĢmaktır (tamamen). Bu durumun bir bölümü kiĢinin kendi iradesi ile zihinsel faaliyetini değiĢtirebilmesidir. Üstün farkındalık durumuna ulaĢılmasa bile kiĢinin bir ölçüde zihinsel kontrol yapabileceği kesindir ki bu da kiĢinin hafızasına almak istediği Ģey üzerinde yoğunlaĢıp diğer her düĢünceyi algısının dıĢında tutabilmesi anlamına gelir.
c) Etkin olmayan alanları faaliyete geçirir: Ġlginçtir, dahiler bile beyinlerinin %10‘undan fazlasını kullanmamaktadır. Çoğumuz beyin kapasitemizin %5‘inin kullanırız. Yoga çalıĢmaları beynimizin aktif olmayan bölümlerini harekete geçirmemize yardımcı olabilir. d) Bütünsel geliĢmememiz açısından hafızamızdaki gerekli Ģeyleri gereksiz olanlardan ayırır: hafızamızı geliĢtirmenin bizi düĢüncelerimizin kaynağına, varoluĢumuzun kaynağına (yoga ilminin deyiĢiyle Anandamaya Kosa) ulaĢtırması beklenir. Bunu mümkün kılmanın yollarından biri de hafızamızdaki faydalı Ģeyleri tutmak ve amacından sapmıĢ, bizi hoĢnut etmeyen olumsuz Ģeyleri silip atmaktır. Bu durumun kiĢinin geliĢmesine, olumlu bir çevre ve uyumlu bir toplum yaratmasına yardımı olacaktır.
46
3.2.2
Yoganın ve spiritüel ilimlerin genel kavramları Yoga ve spiritüel ilimler için esas olan kiĢinin geliĢimidir; bu geliĢim en düĢük düzeydeki ilkel dürtülerden, doğa, evren ve tüm YaradılıĢla uyum içinde en üst ilahi varoluĢ düzeyine ulaĢmaktır – Rishiler, Maharishiler, Azizler vb. onlar yaradılıĢ kurallarıyla uyum içerisinde varlıklarını sürdürürken aynı zamanda bilginin sırrına da tamamen ermiĢlerdir. Yoga ilmine göre hafızayı geliĢtirmenin esasında bu bütüncül büyüme bakıĢ açısı vardır. Yoga geleneğine ve Upanishadlara göre insan varoluĢunun beĢ kılıfı vardır. Ġlki ve en büyüğü (yani en sübtil olan) Pranamayakosa‘dır. Burası prananın yani temel yaĢam prensibinin egemenliğindedir. Bı kılıfta prana nadi adı verilen görünmez kanallarda akar. Sübtillik derecelerine göre diğer kılıflar Ģöyle sıralanır: Manomaya kosa, Vijnanamaya kosa ve Anadamaya kosa. Kılıfların sübtillik derecesi arttıkça canlının özgürlüğü de artar, kısıtlamaları azalır ve buna bağlı olarak gelen mutluluk da artar. Manomaya kosa‘da yaratıcı güç, Vijnanamaya kosa‘da kavrama ve ayırt etme egemendir. Anandamaya Kosa yaratımın en üst düzeyi olan mutluluğu, bahtiyarlığı barındırır. KiĢi mutlak olana yaptığı yolculukta bu varoluĢ düzeylerinden teker teker geçecektir. Panca kosa viveka olarak bilinen analiz (varoluĢun beĢ kılıfını deneyimleyerek bilmek) ve buna bağlı Taps uygulamaları yoluyla kiĢi teker teker her bir kılıfa ait kısıtlamalardan kurtularak dönüĢümünün tamamlar. Bu Uphanishadlarda tarif edilen mutlak amaca varmanın yollarından biridir. Yukarıda Upanishadların ilmine iliĢkin açıklamadan da anlaĢıldığı gibi, hafızaya dair bütüncül bir anlayıĢ geliĢtirmek için yalnızca fizik bedene bakmak yeterli değildir, insan varoluĢunun tamamını değerlendirmek gerekir. Bu da bizi bütüncül hafıza kavramına ulaĢtırır. Pranik hafıza Pranamaya kosa düzeyindeki yapıyı temsil eder. Bu düzeydeki bellek izleri pranayama kosa‘da çok sayıda değiĢken ebat ve Ģekilde milyonlarca nadiden (prana kanalları) oluĢur. Bu nadilerde prananın hızı, yönü ve hareketi de değiĢkenlik gösterir. Manomaya kosada yani astral bedende hafıza vasana (ayrıntısız-derinliksiz) veya samskara
47
(derinlikli, köklü) olarak tasnif edilir. Vasana alıĢkanlıklrımızla, samskara duygularımızla ilĢkilidir. Vijnanamaya kosa düzeyindeki hafızanın temelinde analiz yapma, ayrım yapma anlama vardır. KiĢi üst düzeylere eriĢtiğinde (ilkel-yabanĢi halden ortalama insani düzeye ve sonrasında mutlak hedef olan insanüstü düzeye geldiğinde) anlama ve idrak etme düzeyi de artarak daha kapsamlı olur ve hatırlama kapasitesi de artar. En kapsamlı ve tüm yaradılıĢta ait tüm hafızayı içeren Anandamaya kosa düzeyindeki hatıralar en derin olanlardır. Hafızanın geliĢimi açısından hedeflenen bu toplam hafızaya eriĢmektir. 3.2.3
Yoga yöntemleri Yukarıda bahsedildiği gibi, (varoluĢun tüm kılıflarında iĢleyen) bütüncül bir yoga yaklaĢımı yine bütünsel bir hafıza açısından önem taĢır. Çok çeĢitli yoga teknikleri vardır, ki bunlar düzenli olarak uygulandıklarında hafızada bahsedilen değiĢikliklerin gerçekleĢmesini sağlarlar. a) Üst düzey hafıza geliĢtirme teknikleri (Anandamaya kosa) Jnana veya bütünü anlayarak ayırt edebilme bilgeliği Anandamaya kosa düzeyinde hafıza geliĢimini sağlayan en önemli Ģeydir. En üst düzey hafıza geliĢimi bu bilgeliği sürdürmek, her an ve her durumda farkındalığı sürekli kılmak ve tüm yaradılıĢla ahenk içinde olmaktır. Pek çok yükselmiĢ kiĢi için Atma hafızası hiçbir zaman Ananda farkındalığını kaybetmeyecek denli fazlalaĢmıĢtır; Ananda tam bir açılma/geniĢleme ve kutlu bir farkındalık halidir, bir iç HUZURU/SESSĠZLĠK halidir (ġekil 10). Bu durum hafıza bakımından elde edilen en üst düzey ya da en bütünsel kazanımdır. Öyle ki ustalar kendileri saf mutluluğun bedenlenmiĢ haline geçerler (Anandamaya kosa). Taittireya Uphanishad: En dünyevi kiĢiler için bile bu, mutluluğun hafıza denizine periyodik olarak dalmak, yaĢamlarımızı canlandıran nektarı tazeler, der.
48
ANADAMAYAKOSA DÜZEYĠNDE HAFIZA GELĠġĠMĠ hafızayı dolduran ve her daim mevcut olan bir
MUTLULUK FARKINDALIK .. SESSĠZLĠK/HUZUR halidir.
Etasyaiva anandaysa sarve jivah matraiva Upajivanti Esas hafıza geliĢimi bu bilgiyle ahenk içinde yaĢamak, bu hale geri dönme isteği duymak ve geri dönmektir. Bhagavadgita Ģöyle der:
Yogasthah, kuru karmani sangam tyaktva Dhanajaya Tüm bağımlılıklarınızdan feragat ederek bu mutlak farkındalık ile (Ananda‘nın en üst düzey hafıza hali) ahenk içinde yaĢayın. Diğer tüm düzeylerde hafıza sınırlandırılmıĢtır. Buradaki hafızaya samskara veya vasana adı verilir. O farkındalığa sahip olma tekniği orada hep ve daha da fazla kalmaktır. Carlos Castenada‘nın yazdığı Don Juan‘ın öğretilerinde Don Juan öğrencisine sonsuz gökyüzünün altında sabahları saatlerce ve akĢamları 4 saat oturmasını ve yalnızca bakmasını; bunu aylarca ve belki yıllarca yapmasını öğütler. Bu yoga ilminin Purna Brahma bhavabhyasa‘sıdır. KiĢi saatlerce uyku ve kısıtlamalar içinde ilerleme kaydettikçe yavaĢ yavaĢ mutluluk damlamaya baĢlar ve sınırlandırmalar ve uyku içerisindeki farkındalık kaybı yerini içten gelen bir ıĢığa bırakır. Bu mutlu farkındalık hali rüya ve derin uykuya da hakim olur.
49
Sa yada tejasa abhibhuto bhavati, atraisa devah swapnam na pasyati tada etasmin sarire etat sukham bhavati.
************************************* b) Entelektüel olarak hafıza geliĢimi (Vijnnamaya kosa) Zihin tejas‘ın ıĢığına (içten gelen ıĢık) boğulduğunda artık rüya görülmez. Ardından mutluluğa boğuluruz. Zeka düzeyinde hafıza geliĢimi, zekadan feedback alarak doğa ve dünya hakkında daha ve daha engin anlayıĢa sahip olmak demektir. Yaratım ve onun kurallarına iliĢkin anlayıĢa. Örneğin, bilim adamları bu anlayıĢ sürecinde bakıĢ açılarını geniĢleterek klasik fizikten kuantum mekaniğine gelmiĢlerdir. Bubilgiye dair hafıza onların Newton fiziğinin hareket kurallarına dair eski bilgilerini değiĢtirmesine sebep olmuĢtur. Tüm yaratımı temel alan Upanishadların bilgisi, kuantum fiziği bilgisine ait hafızayı ileride daha da geniĢ bir görüĢe taĢıyacaktır. Bu Vijnanamaya Kosa hafızasıdır, geçmiĢin, Ģimdinin ve geleceğin bilgisine vakıftır. Vasishta ve bir çok Hintli ruhani lider bu görüĢe vakıftır. Bu sebeple zeka düzeyinde hafıza geliĢimi içinde bulunduğumuz zamandan baĢlar. Vijnanamaya Kosa düzeyinde her zaman esas olan doğru bilgiye dair hafızadır ve tüm hareketlerimizi belirleyen yaratım kanunlarıdır. Bu düzeyde hafıza geliĢimi Jnana üçlüsü ile olur Sravana-manananididyasana: yüce olan veya tüm yaratıma iliĢkin bütüncül yaklaĢımları duymak (veya okumak) – açık bir zihinle ve önyargıdan, inançsızlıktan veya kör inançtan arınmıĢ olarak, bir bilim adamı edasıyla aynı Ģeyi mantık yoluyla analiz etmek – inceleyerek deney yapmak, tüm düĢüncelerin kökeninin iki düĢünce arasında kaldığını bulmak için yapılan yoğun araĢtırma … veya Ģu soruyu sormak ‗ben kimim?‘ Bu bir bilim adamının araĢtırmasıdır. Bunun sonucunda hafızamızda ani bir açılım olur, henüz eriĢememiĢ olduğumuz saklı bilgiye vakıf oluruz. Upanishadlar hepimizin potansiyel olarak tanrıyı barın dırdığını, ilahi olduğunu öne sürerler. Tüm bilgi içimizdedir. Ancak bu bilginin bir
50
kısmına dair hafızamızı kaybettik. Bizler sınırlı olduğumuzu düĢünürüz. Jnana yoga tekniklerini uygulayarak, Prana laboratuarımızda deneylerimizi sürdürerek – zihin, his ve zeka – hafızamız yeniden canlanacaktır. En sübtül bilgilere yeniden vakıf olabilirz. Patanjali bu düzeyde farkındalığın geliĢtiğini ve tam bir farkındalığa sahip olduğumuzu söylemektedir. O bunu Ģöyle tanımlıyor: Rtambhara tarta prajina. Bahsettiğimiz Jnana yoga teknikleri hafızayı geliĢtirirken iç dünyamızın ya da varoluĢun çoklu katmanlarının koridorlarını da açar ve geniĢletir (ġekil 11).
VIJNANAMAYAKOSA DÜZEYĠNDE HAFIZA GELĠġĠMĠ Sorgulama
?
Akıl yürütme Bilgi
+
=
?
… ve YaradılıĢ Kanunları uyarınca yaĢamak
c) Monamaya kosa düzeyinde hafıza geliĢimi
(i)
Zihin düzeyinde Zihin bir düĢünceler topluluğudur. Bağlantısız düĢüncelere cancalata adı verilir ve rastgele, geliĢigüzel bir zihin yapısı bozulmanın altyapısını oluĢturur. Zihin üzerinde ustalaĢmanın ilk adımı sistematik olarak konsantrasyonu geliĢtirmek için çalıĢmaktır, verilen bir konu üzerine düĢünmektir. Konsantrasyon yoluyla zihindeki tüm düĢünceler eriĢilebilir olur. Bu zeka üzerinde bir çalıĢmadır. Konsantrasyonun ikinci aĢaması Dhanara‘dır, zihni tek bir düĢünce üzerine odaklamaktır. Çaba harcanmayan dhanara dhyanadır, meditasyondur. Tüm bu dhanara, dhyana ve samadhi aĢamaları
51
(üstün farkındalık hali, triputixvnin birleĢmesi, gören-görünengörme) zihinsel düzeyde hafıza geliĢimini destekler [ġekil 12 (i)]. Entelektüel ve zihin düzeylerinde hafıza geliĢtirme teknikleri arasında temel bir fark vardır. Entelektüel düzeydeki hafızanın esası anlamaktır. Zihin düzeyinde tek bir düĢünce üzerinde durarak onu ezberlemek söz konusudur. Aynı düĢünceyi defalarca tekrarlayarak ve rahat, çabasız bir dhyana halinde bulunarak. Eğer kiĢi isteği doğrultusunda Samadhi‘ye girebilirse, fotoğrafik hafızasına ulaĢır. Samadhi‘nin ardından Samyama süreci vardır. Patanjali, kiĢinin Samyama yaparak - Dhanara-DhyanaiSamadhi üçlemesi - hafızanın sübtil katmanlarında derinliklere gizlenmiĢ bilgilere vakıf olabileceğini söyler. Meksikada Samyama yapılarak yürütülen bazı deneylerde ilkokul çocuklarının okul baĢarılarında inanılmaz sonuçlar elde edildiği görülmüĢtür. Yoga teknikleri, Samadhi‘ye ulaĢmak amacıyla Dhanara ve Dhyana yapmak için çok çeĢitli meditasyon tekniklerini içerir – Transandantal meditasyon, OM meditasyonu, Yoga nidra, Trarak. Bu düzeyde hafızayı iyileĢtirmek için yoga oyunları ve Ģarkılarının faydası olur.
xv
Ç.N.: triputi: Yoga’da üçleme: bilen-bilinen-bilgi, gören-görünen-görme gibi. (kaynak: http://en.mimi.hu/yoga/triputi.html ). Şu üçlü kavrama ilişkin bilgidir: 1- Tanrı; varmaya çalıştığımız, 2- Tanrıya varma, onu memnun etme yolu, 3- Sen (ben veya kişi). (kaynak: http://www.orkut.com/CommMsgs?cmm=29155695&tid=5405995809938003500 )
52
MANOMAYAKOSA DÜZEYĠNDE HAFIZA GELĠġĠMĠ I-Zihin Rastgele
DoğrultulanmıĢ
OdaklanmıĢ
düĢünceler
düĢünceler
düĢünceler
……………………… geniĢleme (dhyana, samadhi) ġekil 12 (i)
MANOMAYAKOSA DÜZEYĠNDE HAFIZA GELĠġĠMĠ I-Duygular
Nefretin izi
Sevginin izi
ġekil 12 (i) (ii)
Duygular düzeyinde Bağ oluĢumu için bir düĢüncenin zihinde defalarca tekrar edilmesi gerekir. Tüm duygular ve düĢünceler bu Ģekilde oluĢurlar. Duygular derin bilimçaltı düzeyde çok kuvvetli hatıralar/hafıza (samskara) oluĢturabilir. Ezberlemenin en iyi yöntemi doğru duygular oluĢturmaktır. Duygular ne kadar güçlü olursa, izleri de o kadar derin olur.
53
Duygu geliĢtirmede ilk yöntem olarak Yoga Bhakti‘yi önerir. Duygusal düzeylerde hafıza geliĢimi için Bhakti yoga doğru geliĢim yönelimleri sunar. ġiddetli vahĢi duygulardan daha yumuĢak, yükseltici duygulara geçiĢi sağlar. ġiddetli ya da vahĢi duygusal tepkilerin meydana getirdiği hafıza izleri, yükselten ve daha sübtil duygular ile değiĢtirilmelidir. Kama‘dan (arzu) prema‘ya (benliksiz sevgi) ve Bhakti‘ye (adanma) geçilmelidir. Bunlara tyaga (kurban etme) ve tesliniyet eklenmelidir. Bhakti sanatı farklı Bhava‘ların veya hislerin uyandırılması ve ekilmesine yönelik hafızadır (ġekil 12). Duygusal düzeyde hafıza geliĢimi için yogada ibadet çalıĢmaları, Ģarkılar, skeçler, oyunlar, espriler, hikayeler ve anekdotlar kullanılır. d) Pranayama kosa düzeyinde hafıza geliĢimi Ġzler öncelikle prana düzeyinde, prana akıĢ Ģablonları olarak depolanır. Cancala vaziyetindeki geliĢigüzel bir zihnin özellikleri rastgele, dengesiz ve kontrolsüz miktarlarda prana akıĢıdır. Bu tip prana dengesizlikleri fiziksel bedende nefes farklılıkları olarak kendini gösterir. Canlı beden düzeyinde hafıza geliĢimi için kilit nokta pranik akıĢın ahenkli hale getirilmesidir (ġekil 13). Hafızayı geliĢtirmek için nefes uygulamaları ve pranayama teknikleri etkin olarak kullanılır. Kapalabathi, bölgesel nefesler ve çeĢitli pranayama teknikleri hafıza geliĢiminde etkindir. e) Anandamaya kosa düzeyinde hafıza geliĢimi Yukarıda derinlemesine anlatıldığı gibi tüm modern metotlar beyinin hatırlama kapasitesini arttırmak için kullanılabilir.
54
PRANAMAYAKOSA DÜZEYĠNDE HAFIZA GELĠġĠMĠ Nefesin ahenginin sağlanması
YavaĢ Düzenli Nefes alma ve pranik akıĢın ahenginin sağlanması ………. ġekil 13
ANNAMAYAKOSA DÜZEYĠNDE HAFIZA GELĠġĠMĠ
mnemonikler mantık fazla öğrenmek
nöronlarda meydana gelen yapısal değiĢimler nöronlarda meydana gelen kimyasal değiĢimler ġekil 13
4.0 ARAġTIRMALAR Yoganın hafıza geliĢimi üzerindeki etkisi sistematik ve bilimsel temeli araĢtırmalar üzerine kurulmalıdır. AĢağıda BangladeĢ‘teki Vivekananda Kendra Yoga AraĢtırma Enstitüsünün yürüttüğü böyle bir çalıĢma anlatılmıĢtır. 4.1 PĠLOT ÇALIġMALAR Bu çalıĢma 1986-88 yılları arasında, kalma zorunluluğu olmayan KiĢisel GeliĢim kampına 10 günlük süreler boyunca devam eden öğrenciler arasında yürütülmüĢtür. 8-18 yaĢ grubundan (kız ve erkek) öğrencilerin mevcut iĢitsel,
55
görsel, iĢitsel-görsel, kısa ve uzun süreli bellek durumlarını yoga uygulamalarına katılmadan önce gözlemlenmiĢtir. Daha sonra öğrenciler her gün iki buçuk saat süresince hafıza geliĢimine yönelik entegre yoga dersleri almıĢlardır. Kampının sonunda aynı parametreler yeniden ölçülmüĢtür. KiĢisel geliĢim kampına katılan toplam 360 öğrenciden veri toplanmıĢtır. Sonuç olarak hafıza değerlerinde oldukça bariz ilerleme kaydedilmiĢtir: a. ĠĢitsel hafıza
%28
b. Görsel hafıza
%23
c. ĠĢitsel-görsel hafıza
%18
d. Kısa süreli bellek
%12
e. Uzun süreli bellek
%8
Hafıza geliĢiminde bu kadar ümit vadeden ilerlemeler kaydettikten sonra, yoganın hafıza geliĢimi üzerindeki etkilerini incelemek üzere daha sistematik araĢtırmalar yapılmıĢtır. Bu araĢtırmalar bölüm 4.2 ve 4.3‘te açıklanacaktır.
4.2 LĠSE ÖĞRENCĠLERĠNDE YOGANIN HAFIZA ÜZERĠNDEKĠ ETKĠSĠ
4.2.1
GĠRĠġ Transandantal Meditasyonun (TM) üniversite öğrencilerinin akademik baĢarısı üzerinde olumlu etkisi olduğu görülmüĢtür (Kember, 1985). TM çalıĢmaları sonucunda üniversite öğrencilerinin özellikle dikkatlerini bir konuya odaklama, spontan bellek organizasyonu, ve kısa süreli bellek performansı açısından ilerleme kaydetmiĢlerdir (Berrettini, 1976). Hatırlama üç kısımda gerçekleĢir; (i) kodlama ve depolama, (ii) kullanmadığın süre boyunca bilgiyi saklamaya devam etme, (iii) gerektiğinde bilgiyi geri çağırma. Hafızayı güçlendirme teknikleri muhtelemelen en çok birinci aĢamadaki kodlama ve depolama performansını arttırma aĢamasında etkili olmaktadır (Hilgard, Atkinson & Atkinson, 1975). Bu artıĢın kaydedilebilmesi için ön Ģart konuya konsantre olabilmek ve dikkati yoğunlaĢtırabilmektir.
56
Farklı yoga uygulamalarını içeren (meditasyon dahil) on günlük çalıĢmanın ardından ortaokul ve lise öğrencilerinin el …… nin geliĢtiği gözlenmiĢtir (Telles, Hanumanthaiah, Nagarathna & Nagendra, 1993). GeliĢimin konsantrasyon sağlayabilme becerisi, el-göz koordinasonunda ilerleme ve genel rahatlıktaki geliĢime bağlı olarak görüldüğüne inanılmaktadır. Bu çalıĢman amacı çeĢitli benzer yoga tekniklerinin on gün süreyle uygulanması sonucunda hafızanın (sözel ve görsel uzamsal bilgiyi tanımlamak ve hatırlamak, geri çağırmak gibi) çeĢitli öğeleri üzerinde yaratacağı etkileri gözlemlemektir.
4.2.2
MALZEME VE METOT A. Denekler. Her biri (12si kız olmak üzere) 38 öğrenciden oluĢan iki grup çalıĢmaya katılmıĢtır. Gruplardan biri (‗yoga grubu‘, ortalama yaĢ±SS, 13.8±1.2) on gün süresince yoga kampına devam etmiĢtir. Diğer grup (‗kontrol grubu‘, ortalama yaĢ±SS, 13.6±1.2) yoga grubuna benzer sosyal ve eğitsel geçmiĢe sahip çocuklardan oluĢmuĢtur. Bu grup yoga çalıĢmalarına katılmamıĢtır. Ne yazık ki gruplara deneklerin seçimi rastgele yapılamamıĢtır çünkü yoga grubu denekleri belli yoga çalıĢmalarına katılmak için özel olarak seçilmiĢlerdir. Yine de her iki grup için de denek seçilirken aynı yargılar göz önünde bulundurulmuĢtur, Ģöyle ki; (1) kontrol grubuna ilk değerlendirmeye tabi tutulacak hafıza testlerine girmeye istekli olanlar ve, (2) deney grubuna yoga yapmaya istekli olanlar (aslında kontrol grubundan pek çok öğrenci eğer ikinci bir deney yapılırsa yoga yapan gruba girmek istediklerini belirtmiĢtir.). Çocuklara ve gözetmenlere deney izah edilmiĢtir. Hindistan Tıbbi AraĢtırmalar Konseyi (Yeni Delhi, Hindistan) etik Ģartları uyarınca, gözetmenlerin imzalı izni alınmıĢtır. B. Tasarım. Her iki grup (yoga ve kontrol grupları) için de, 10 günlük sürecin baĢında ve sonunda değerlerlendirmeler yapılmıĢtır. Bu 10 gün sürecinde yoga grubu (günde altı saat) yoga yaparken, kontrol grubu
57
günlük rutin aktivitelerine (örneğin; yine günde altı saat süresinde okulda derslerine gitmiĢlerdir) devam etmiĢtir. C. Değerlendirme. Değerlendirilmek üzere üç test hazırlanmıĢtı; görselsözel (VV), görsel-uzamsal (VS) ve iĢitsel-görsel (AV). Anlamlı kelimelerin yüksek sesle okunduğu ve hatırlanmasının beklendiği dördüncü bir test daha yapılmıĢtır. Buna iĢitsel hafıza (A) adı verilmiĢtir. Görsel sözel hafızayı test etmek için çocuklara bir defada (beyaz kartlara siyah mürekkep ile basılmıĢ) 10 kelime 10ar saniye süresince gösterilmiĢtir. Kelimeler kartın ortasına yerleĢtirilmiĢ, her biri 2.5 * 2 cm ebatlarında büyük harflerden oluĢmuĢtur. Kartlar çocuklara 80cm mesafeden gösterilmiĢtir. 5 dakika sonra 17 adet seri olarak numaralandırılmıĢ kelime gösterilmiĢtir. Her dört test için de, bu bekleme süresi (% dakika) boyunca baĢka bir uygulama yapılmamıĢtır. 5 dakikanın sonunda gösterilen 17 kelime daha önceden gösterilmiĢ 10 kelimeden ve yeni 7 kelimeden oluĢmuĢtur. Bu 17 kelime daha önce belirtilen Ģekil ve ebatlarda, ancak tek bir (büyük) kart üzerinde bulunmaktadır. Çocuklardan baĢlangıçta gösterilen 10 kelimenin seri numaralarını belirli bir düzene bağlı kalmaksızın yazmaları istenmiĢtir. ‗Fotoğraf‘ gibi tüm çocukların bildiği genel kelimeler tercih edilmiĢtir. Görsel uzamsal hafıza için de benzer bir yol takip edilmiĢ, 10 kelime yerine 10 desen gösterilmiĢtir. 5 dakikanın ardından daha önceden gösterilmiĢ 10 desenden ve yeni 7 desenden oluĢan toplam 17 desen gösterilmiĢtir. Bu desenler düzensiz çizgilerden meydana gelmiĢtir. Bilginin sözel olarak hatırlanmasını engellemek için basit geometrik Ģekiller kullanmaktan kaçınılmıĢtır. Bu diğer ‗yeni‘ 7 tasarım, önceki 10 tasarımın içinden rastgele seçilen bazılarında, aynadaki aksi, döndürme (saat yönünde 90°, parçalama (Ģeklin küçük bir bölümünün eksiltilmesi) veya tümleme (Ģekle küçük bir parça eklenmesi) gibi küçük değiĢiklikler yapılarak meydana getirilmiĢtir. Bu yöntem Bannatyne‘nin görseluzamsal hafızayı ölçmek için geliĢtirdiği testin revize edilmesiyle ortaya çıkmıĢtır (Aliotti, 1974). ĠĢitsel görsel hafızayı değerlendirmek için de bezer Ģekilde tanıdık 10 nesneye ait (‗ĢiĢe‘ gibi) fotoğrafların her dafasında bir tanesi gösterilmiĢ ve aynı zamanda ismi okunmuĢtur. 5 dakika ara verdikten sonra 17 tanıdık nesnenin fotoğrafı gösterilmiĢtir. Her nesnenin kendisi iĢaret edilirken ismi de yüksek sesle okunmuĢtur. Yukarıdaki diğer testlerde olduğu gibi bu 17 nesne 10‘u önceden
58
gösterilmiĢ ve 7‘si yenidir. ĠĢitsel hafıza 20 kelimenin 2Ģer saniye aralıklarla yüksek sesle okunmasıyla test edilmiĢtir. Tüm kelimeler okunduktan sonra 5 dakika ara verilmiĢ ve hemen ardından çocuklardan 20 kelimeyi yazmaları istenmiĢtir. Genel olarak kullanılan ve yazması kolay olan kelimeler seçilmiĢtir (‗meyve‘ gibi). Hem ilk hem de son değerlendirme için kullanılan örnekler (kelime ve resimler) benzerdir ancak aynı değildir (örneğin içerik olarak benzerdirler: kullanılan soyut kelime sayısı ve kelimelerin uzunluğu aynıdır). Bu iki faktör kelimelerin hatırlanmasında önem taĢıdıkları için kaydedilmiĢtir (Baddeley, Thomson & Buchanan, 1975). Görsel uzamsal hafızayı ölçmek için baĢta ve 10 dün sonra kullanılan çizgilerden oluĢan desenler tasarımın karmaĢıklığı bakımından eĢdeğerdir. Çocuklar, testlerde iyi performans göstermeleri için yüreklendirilmiĢtir ancak sonuçlar konusunda endiĢelenmelerine mahal verilmemiĢtir. Her iki gruba da eĢit koĢullarda davranılmıĢ, örneğin eĢit bilgi verilmiĢtir. AraĢtırmacıdan deneklerin grup olarak testte baĢarılı olma motivasyon derecelerini notlandırması istenmiĢtir. Bu her iki grup için de hem baĢta hem sonra ölçülmüĢtür. BaĢlangıçta çocuklardan teslerde baĢarılı olma isteklerine 1 ile 5 arasında bir not vermeleri istenmiĢtir (Jedrczak, Toomey ve Clements, 1986). Ancak her (iki grupta da) az sayıda çocuğun bariz olan motivasyon eksikliklerini ifade etmekte isteksiz olduğu görülmüĢtür. Çocuklara mümkün olduğunca güven verilmesine karĢın yine de kendi motivasyon derecelerini ‗5‘ olarak belirtmeleri sonucunda bu yöntemden vazgeçilmiĢtir. D. Yoga çalıĢmaları. 10 günlük kamp süresinde çocuklara asana (beden pozları), Pranayama (nefes kontrolü), Meditasyon ve kriyalar (görsel netliği ve zihinsel konsantrasyonu tetikleyen görsel odaklama egzersizlerini de içeren arınma teknikleri), teori dersleri ve yoganın felsefesi, ‗yoga‘ oyunları ve ibadetler gösterilmiĢtir. Her gün, günde toplam 8 saat bu egzersizler için ayrılmıĢtır. E. Veri analizi. Her 4 test için de (görsel-sözel (VV), görsel-uzamsal (VS), iĢitsel (A) ve iĢitsel-görsel (AV)oru olarak azıan her kelime1 puan dendedir. Tanımlamaya yönelik üç test de (VV, VS ve AV) yanlıĢ cevaplar dikkate alınmamıĢtır ve tanımlama puanı hesaplanmamıĢtır.
59
Veriler aĢağıdaki üç Ģekilde değerlendirilmiĢtir; a) iki faktörlü ANOA kullanılarak (A faktörü = yoga grubu denekleri ila kontrol grubu denekleri, B faktörü = baĢlangıç değerleri ila sonuç değerleri). Her bir hafıza testi için ayrı bir ANOA hazırlanmıĢtır. b) Her 4 hafıza testi için de istatistiki olarak manidar sonuçlar olup olmadığını kontrol etmek için eĢleĢen verilere iliĢkin çift kuyruklu ‗t‘ testi kullanılmıĢtır. Yoga ve kontrol grubuna ait değerler ayrı ayrı değerlendirilmiĢtir. c) Her 4 hafıza testi için yoga ve kontrol gruplarına ait değerler eĢleĢmeyen veriye iliĢkin ‗t‘ testi kullanılarak değerlendirilmiĢtir. Ġlk elde edilen veriler ve sonuç verileri (son değerlendirme) için ayrı testler yürütülmüĢtür.
4.2.3
SONUÇ VE TARTIġMA Grubun ortalama değeri ±SS tablo 1‘de gösterilmiĢtir. Yoga ve kontrol gruplarına ait veriler sırasıyla tablo 2 ve 3‘de gösterilmiĢtir. Ayrıca, yoga ve kontrol gruplarının ilk ve son test sonuçlarının değerlendirmesiyle ilgili olarak ġekil 1 ve 2‘ye de bakınız. (i) Ġki faktörlü ANOVA. (A) Yoga ve kontrol gruplarının görsel sözel (VV) hafıza testi sonuçları arasında belirgin farklar gözlenmiĢtir (A faktörü = yoga grubu denekleri ila kontrol grubu deneklerinin karĢılaĢtırılması), (F= 32.30 (F= .001 (2) 1, 140 = 12.7), p<.001). Ancak ilk ve son test sonuçlarının arasında belirgin farklar bulunmamıĢtır (B faktörü = baĢlangıç değerleri ila sonuç değerlerinin karĢılaĢtırılması; f=0.05, p>.50, F.5(2) 2, 140=1.33). Ġki faktör (A ve B) arasındaki iliĢki manidardır (F= 26.39, p<.001, F.oo1 (2) 1, 140 = 12.7). (B) ANOVA uygulandığında yoga ve kontrol gruplarının görsel uzamsal (VS) hafıza testi sonuçları arasında belirgin farklar bulunduğu gözlenmiĢtir (örneğin, A,F = 57.30, p<.001). Buna ait ve aĢağıdaki ANOVA‘ya ait serbestlik derecesi ve hata payı yukarıda bahsedilen VV testi ile aynıdır. Ġlk ve son test sonuçlarının (B faktörü) arasında belirgin farklar bulunmuĢtur (F= 23.10, p<.001). (C) ANOVA uygulandığında yoga ve kontrol gruplarının iĢitsel (A) hafıza testi sonuçları arasında belirgin farklar gözlenmiĢtir (A faktörü, F= 11.01, p<.005) ve A ve B faktörleri arasında Ģöyle bir iliĢki vardır (F= 24.71, p<.001). Ġlk ve son test
60
sonuçlarının (B faktörü) arasında belirgin farklar bulunmamıĢtır (F= 0.40, p>5). (D) ANOVA uygulandığında ait iĢitsel görsel (AV) hafıza testi sonuçları bakımından iki faktör arasında manidar iliĢki bulunduğu gözlenmiĢtir, örneğin A ve B (F = 5.64, p<.05). Yoga ve kontrol gruplarının arasında (F = 4.84, p>.05) ve ilk ve son test sonuçlarının arasında belirgin farklar bulunmamıĢtır (F = 0.39, p<5). (ii) EĢleĢmeli „t‟ testi. Son değerlendirmede yoga grubuna ait görsel sözel test sonuçlarında (%16, p<.001), iĢitsel test sonuçlarında (%19, p<.001), ve iĢitsel görsel hafıza testi sonuçlarında (%5, p<.05) değerlerinde belirgin artıĢ gözlenmiĢtir. Kontrol grubunun görsel sözel test sonuçlarında (%17, p<.001), görsel uzamsal test sonuçlarında (%26, p<.001), iĢitsel test sonuçlarında (%21, p<.001) ve iĢitsel görsel test sonuçlarında (%7, p<.02) değerlerinde belirgin düĢüĢ gözlenmiĢtir. (iii) EĢleĢmeyen veri için „t‟ testi. Yoga ve kontrol gruplarının görsel sözel, iĢitsel ve iĢitsel görsel (p<.2) ve görsel uzamsal (p<.05) testlere iliĢkin baĢlangıç değerleri arasında manidar bir fark yoktur. Ancak her iki grubun görsel sözel, iĢitsel, iĢitsel görsel ve görsel uzamsal (p<.005) testlere iliĢkin sonuç değerleri arasında belirgin farklar gözlenmiĢtir.
4.2.4
TARTIġMA Bu araĢtırma 10 günlük yoga eğitiminin ardından görsel sözel, iĢitsel ve iĢitsel görsel hafıza değerlerinde belirgin artıĢlar görüldüğünü ortaya çıkarmıĢtır. Diğer yandan yoga uygulamalarına katılmayanlara yapılan ikincil testlerde ve iĢitsel görsel test sonuçlarında belirgin bir düĢüĢ gözlemlenmiĢtir. Beklendiği gibi (Andrew ve Bird, 1938) her iki grubun da üç tanımlama testi sonuçları bi hatırlama testi sonuçlarından (iĢitsel hafıza) daha iyidir. Motivasyonun öğrenilmesi hedeflenen materyale harcanan zamanın ile iliĢkili olduğu ve öğrenmeyi de etkilediği iddia edilmiĢtir (Baddeley, 1993).
61
Bu çalıĢmaya katılan araĢtırmacılar, yoga yapan deneklerin tümünün hem baĢlangıçta hem de son değerlendirmede testlere katılma motivasyonlarının aynı olduğunu söylemiĢlerdir.
YOGA ÖNCESĠ VE SONRAFI HAFIZA TESTĠ DEĞERLERĠ ġekil 1 10,0 9,0 8,0 7,0 6,0 5,0 4,0 3,0 2,0 1,0 0,0 VV
VS BaĢlangıç değeri
A
AV
Sonuç Değeri
YOGA ÖNCESĠ VE SONRAFI HAFIZA TESTĠ DEĞERLERĠ ġekil 2 10,0 9,0 8,0 7,0 6,0 5,0 4,0 3,0 2,0 1,0 0,0 VV
VS BaĢlangıç değeri
A
AV
Sonuç Değeri
ġekil 1ve 2
62
TABLO I Her iki grubun görsel-sözel (VV), görsel-uzamsal (VS), iĢitsel-görsel (AV) ve iĢitsel (A) hafıza testlerinde elde ettiği sonuçlar. Değerler grup ortalaması ± SS Grup
Test günü 1.Gün
Yoga
10.Gün 1.Gün
Kontrol
10.Gün
VV
VS
AV
A
7.73
8.68
9.05
6.38
±2.2
±1.8
±1.5
±1.5
9.00*
8.78
9.50*
7.59*
±1.4
±1.1
±0.9
±1.4
7.60
8.50
9.13
6.84
±2.2
±1.8
±1.5
±1.5
6.31*
6.02*
8.52*
5.45*
±1.4
±1.5
±1.6
±1.9
*P< 0.05 – 0.001 çift kuyruklu eĢleĢmiĢ veri için (10. Gün ile 1. Gün karĢılaĢtırıldığında)
63
TABLO II - YOGA GRUBU Denek No: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 Grup ortalaması ± SS
BAġLANGIÇ VV 8.0 8.0 5.0 9.0 10.0 3.0 8.0 4.0 5.0 10.0 10.0 9.0 6.0 10.0 9.0 9.0 9.0 10.0 8.0 7.0 9.0 6.0 7.0 10.0 9.0 6.0 10.0 9.0 5.0 10.0 9.0 9.0 2.0 9.0 6.0 10.0 9.0 5.0
7.8 2.2
VS 9.0 10.0 10.0 9.0 9.0 4.0 10.0 8.0 2.0 9.0 10.0 9.0 6.0 9.0 9.0 8.0 6.0 8.0 9.0 10.0 10.0 10.0 9.0 9.0 8.0 6.0 10.0 9.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 8.0 10.0 9.0 10.0 8.0
8.7 1.8
SON
A
AV
4.5 7.5 8.0 5.5 6.5 3.0 4.5 5.5 5.5 4.5 3.5 7.5 6.5 5.0 8.0 6.5 7.5 10.0 8.5 6.5 6.0 7.5 8.0 8.5 6.0 7.5 6.5 6.5 6.5 6.5 5.5 7.5 6.5 7.0 5.0 3.5 6.5 7.0
10.0 10.0 10.0 10.0 9.0 7.0 10.0 9.0 5.0 10.0 5.0 6.0 7.0 10.0 8.0 8.0 8.0 9.0 9.0 10.0 9.0 9.0 10.0 9.0 10.0 9.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 9.0 10.0 10.0 10.0 9.0 6.0
6.4 1.5
9.1 1.4
VV
VS
A
AV
10.0 9.0 8.0 9.0 10.0 10.0 9.0 8.0 3.0 10.0 10.0 9.0 7.0 8.0 9.0 9.0 6.0 7.0 10.0 10.0 9.0 10.0 8.0 9.0 9.0 8.0 10.0 9.0 9.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 9.0 10.0 1.4 8.0 10.0 9.0 10.0 8.0
9.0 8.0 8.0 8.0 10.0 7.0 8.0 8.0 5.0 9.0 9.0 8.0 8.5 10.0 9.0 7.0 8.0 8.0 8.0 9.0 10.0 10.0 9.0 9.0 10.0 9.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 9.0 9.0 9.0 9.0 9.0 9.0 10.0
8.5 7.5 8.0 6.5 8.5 8.5 6.0 4.5 7.5 8.0 7.0 4.0 9.0 4.5 8.5 7.5 9.0 9.5 7.5 7.0 6.5 8.5 8.5 7.5 9.0 7.5 8.5 9.0 8.5 8.5 8.0 7.5 8.0 7.5 7.5 6.0 9.5 5.5 7.5 6.5 7.0 5.0 7.4 3.5 1.8 6.5 7.0
9.0 10.0 8.0 10.0 10.0 10.0 9.0 10.0 5.0 10.0 10.0 10.0 8.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 9.0 9.0 9.0 9.0 9.0 10.0 10.0 10.0 10.0 9.0
8.8 1.0
9.5 0.9
64
TABLO II - KONTROL GRUBU Denek No: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38
BAġLANGIÇ VV 8.0 8.0 8.0 8.0 7.0 8.0 8.0 6.0 8.0 7.0 8.0 7.0 7.0 8.0 8.0 8.0 8.0 8.0 8.0 8.0 8.0 8.0 8.0 8.0 8.0 7.0 8.0 7.0 7.0 6.0 7.0 8.0 8.0 5.0 8.0 8.0 8.0 8.0
SON
VS
A
AV
VV
VS
A
AV
9.0 8.0 9.0 9.0 9.0 8.0 7.0 9.0 8.0 9.0 9.0 9.0 9.0 9.0 7.0 9.0 9.0 9.0 9.0 9.0 9.0 9.0 5.0 7.0 7.0 8.0 8.0 7.0 7.0 7.0 8.0 7.0 8.0 7.0 8.0 7.0 8.0 6.0
5.0 4.5 8.0 9.5 9.0 7.0 9.0 6.0 6.5 10.0 5.5 7.5 8.5 8.5 8.5 7.0 5.0 7.0 8.0 8.5 9.5 6.0 5.0 6.0 5.5 7.5 4.5 7.5 4.5 6.0 5.5 1.5 7.0 4.5 5.5 6.5 7.0 6.5
7.0 10.0 8.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 10.0 9.0 7.0 8.0 9.0 9.0 10.0 10.0 9.0 7.0 10.0 10.0 9.0 7.0 10.0 8.0 8.0 8.0 10.0 10.0 8.0 8.0 10.0 10.0 10.0 9.0 9.0 10.0
7.0 6.0 6.0 8.0 8.0 7.0 7.0 8.0 7.0 7.0 5.5 5.0 7.0 8.0 8.0 7.0 6.0 8.0 7.0 6.0 7.0 4.0 6.0 6.0 5.0 5.0 5.0 4.0 5.0 7.0 8.0 8.0 3.0 3.0 6.0 8.0 5.0 7.0
5.0 6.0 7.0 6.0 7.0 5.0 7.0 9.0 7.0 7.0 8.0 6.0 7.0 6.0 6.0 6.0 6.0 7.0 6.0 8.0 6.0 4.0 2.0 6.0 5.0 7.0 7.0 7.0 6.0 5.0 7.0 3.0 7.0 6.0 6.0 2.0 4.0 6.0
0.0 6.5 6.5 3.0 5.5 5.0 9.0 4.0 4.5 4.0 4.0 6.5 4.0 8.0 6.5 6.0 6.0 7.0 7.0 6.5 8.5 8.5 7.5 4.0 5.5 5.5 5.0 4.5 3.0 5.5 1.5 4.5 6.0 7.5 5.5 4.5 6.0 4.5
4.0 9.0 7.0 10.0 10.0 10.0 10.0 8.0 10.0 7.0 10.0 10.0 7.0 4.0 8.0 9.0 10.0 9.0 8.0 8.0 10.0 8.0 9.0 7.0 9.0 9.0 8.0 10.0 9.0 10.0 10.0 8.0 8.0 8.0 9.0 7.0 6.0 10.0 10.0 9.0
Grup ortalaması
7.8
8.7
6.4
9.1
9.0
8.8
7.4
9.5
± SS
2.2
1.8
1.5
1.4
1.4
1.0
1.8
0.9
BaĢlangıçta kontrol grubu da yoga grubu kadar motivasyona sahip görünürken, zaman içerisinde testlerin tekrarlanmasına bağlı olarak motivasyonları düĢmüĢtür. Ancak deneye katılanların deneyin tasarımı ile ilgili bilgi sahibi olması da motivasyon puanlamasına etkisi olmuĢ olabilir. Testler yinelendikçe sonuçlarda düĢüĢ görülmesi, kontrol grubunun
65
motivasyonundaki düĢüĢün sebebi olabilir. Diğer yandan, yoga grubunun motivasyonunun deney süresince sabit kaldığını düĢünürsek, süreç ilerledikçe test sonuçlarında meydana gelen artıĢın motivasyon üzerinde bir etkisi olmadığı (bu durumun zıttının geçerli olmadığı) da düĢünülebilir. Yoga grubunun elde ettiği yüksek değerleri farkındalık seviyesindeki artıĢ, dikkat toplama becerisindeki artıĢ, kaygı seviyesindeki düĢüĢ ile açıklamak gerekir. KarmaĢık öğrenme konularında kaygıdaki düĢüĢün öğrenme üzerinde olumlu bir etkisi olduğu daha önce de gözlenmiĢtir (Saltz, 1970). Yine de ileride bu hususta yapılacak çalıĢmalar ve psikofizyolojik belirtilerin (kan basıncı, derinin geçirgenliği vb.) gözlenmesi ile hafıza testleri yaparken kaygılanma ile ilgili daha net sonuçlar elde etmemize yardımcı olacaktır. Bu varsayımları ispatlamak için baĢka kontroller de yapmak gerekir (grup sinyallerini rastgele değerlendirmek gibi). 4.2.5
KAYNAKÇA
Aliotti, N.C. (1974) Note on validity and realibility of the Bannatyne visuospatial Mamory test. Perceptual and Motor skills, 38, 963-966
Andrew, D.M. & Bird, C. (1938). A comparison of two new type questions: recall and recognition. Journal of Educational Psychology, 29, 175-193.
Baddeley, A.D., Thompson, N., & Buchanan, M. (1975). Word length and the structure of shortterm memory. Journal of Verbal Learning and Verbal Behavior, 14, 575-589. Baddeley, A.D. (1993). Your Memory: a User‟s Guide. New York: Avery Publishing Group.
66
4.3 PRANAYAMA ÇALIġMALARI “SAĞ BEYĠN” VEYA DESENLERLE ĠLĠġKĠLĠ HAFIZA DEĞERLERĠNĠ YÜKSELTĠR
4.3.1
GĠRĠġ Herkesin periyodik olarak 1 ila 6 saatlik aralıklarla sağ veya sol burun deliğinden nefes aldığı artık kanıtlanmıĢtır (Kuning, 1968). Sağ burun deliğinden nefes alma fazının fizyolojik olarak temel dinlenme-hareket döngüsü içerisinde hareket döngüsüne, sol burun deliği ile nefes alma fazınınsa bu döngü içerisinde dinlenme fazına denk geldiği fark edilmiĢtir. Diğer çalıĢmalar da aktif olarak belli bir burun deliğinden nefes almanın fizyolojik etkilerinin yanı sıra biliĢsel etkilerinin de olduğunu göstermektedir. Bu durum aktif olan burun deliğinin, zıt beyin lobunu aktive etmesi ile açıklanmaktadır. Örneğin, otuz dakika süresince kasten sol burun deliği ile nefes alıp vermek beynin sağ yarımküresindeki elektrik akıĢının (EEG) büyüklüğünü arttırmaktadır (Klein, Pilon, Prossner & Shannahoff-khalsa). Bu durum aynı zamanda kendisini oerformans değiĢiklikleri olarak da gösterir. Kasıtlı olarak sol burun deliğinden nefes almak sağ beyinle iliĢkili olan, desen ve Ģekillere yönelik konularda performansı arttırır. Kasıtlı olarak sağ burun deliğinden nefes almak sol beyinin baskın olduğu, sözel konularda performansı arttırır. Bu çalıĢma pranayama çalıĢmalarının, farklı burun deliklerinden nefes alıp vermenin iki farklı hafıza testinde nasıl performans farklılıkları oluĢturacağını ölçmek için tasarlanmıĢtır. Bu testlerden biri sözel bilgiyi hatırlamak, diğeri sözel olarak ifade edilemeyen desenleri hatırlamak üzerine kurulmuĢtur.
4.3.2
MATERYAL VE YÖNTEM A. Denekler. Normal sağlık ve zekâ düzeyine sahip, yaz tatillerinde 10 gün süre ile yoga kampına katılan 108 çocuk. YaĢ ve cinsiyet de göz önüne alınarak çocuklar rastgele dört gruba ayrılmıĢlardır; chandra anuloma pranayama (cav – sol burun deliği), surya anuloma (sav - sağ burun deliği), nadisuddi (nds – sıra ile her ikisi de) ve nefes farkındalığı (baw) grupları. Her grupta sırasıyla yaĢ ortalamaları 13.3, 13.1, 13.3 ve 13.3 olan 27Ģer çocuk vardı. Uygulanan yoga çalıĢmaları aĢağıda belirtilmiĢtir.
67
B. Değerlendirme. Her iki test için de 10ar nesne kullanılmıĢtır. Her nesne deneklere 5er sn süre ile birer kez gösterilmiĢtir. Sonuncu (onuncu) nesne de gösterildikten sonra (yaklaĢık 5 dakikalık) kısa bir bekleme süresi verilmiĢ ve bu süre zarfında deneklerin bir aritmetik problemini akıllarından çözmeleri istenmiĢtir. Toplamı bir yere yazmalarının ardından deneklerin kendilerine gösterilen nesnelerden akıllarında kalanlardan mümkün olduğunca fazlasını sıraya bağımlı olmaksızın yazmaları veya çizmeleri istenmiĢtir. Her bir kelime veya desen için 1 puan verilmiĢtir. Değerlendirmede yarım puan yoktur. Deneklerin yarısı önce sözel teste, diğer yarısı önce desen testine tabi tutulmuĢtur. C. Yoga uygulamaları. Her dört grup da belirli yoga teknikleri uygulamıĢlardır. Gruplardaki çocukların tümü aynı teknikleri uygulamıĢtır. Bu uygulamalar asana (90 dakika), pranayama (60 dakikalık, kontrollü yogi nefesi) meditasyon (60 dakika), teori (60 dakika), ve tratak (görsel konsantrasyon egzersizi). Bunlara ek olarak her bir gruba özel farklı pranayama teknikleri uygulamıĢlardır. Bu pranayama teknikleri (herkesin ortak olarak) 60 dakika boyunca uyguladığı teknikten farklıdır. Gruba özel pranayama teknikleri Ģunlardır: 1. Chandra anuloma viloma pranayama – sol burun deliğinden nefes alıp vermek 2. Surya anuloma viloma pranayama – sağ burun deliğinden nefes alıp vermek 3. Nadisuddi pranayama – sol burun deliğinden nefes vererek baĢlanır ve ardından aynı burun deliğinden nefes alınır. Bir sonraki adım sağ burun deliğinden nefes verip yine aynı burun deliğinden nefes almaktır. Sol burun deliğinden nefes vererek döngü tamamlanır. 4. Nefes farkındalığı – bu gruptaki çocuklardan nefeslerini kontrol etmeden, burun deliklerindeki nefes hareketinin farkında kalmaları istenmiĢtir. 108 çocuk gruplara rastgele seçilmiĢtir ve her bir grubu yukarıdaki uygulamalardan biri yaptırılmıĢtır. Bu dört teknik her gün günde 4 defa, 27Ģer kez tekrarlanmıĢtır.
68
D. Veri analizi. Daha önce de belirtildiği gibi puanlama basit bir teknikle yapılmaktaydı. Her bir doğru cevap için 1 puan verilmekteydi. Yarım puan verilmemekteydi. BaĢlangıçta elde edilen sonuçlar ile 10 günün sonunda elde edilen sonuçlar karĢılaĢtırıldı. Bu karĢılaĢtırmada eĢleĢen veriler için ‗t‘ testine bakıldı (Zar, 1984).
4.3.3
SONUÇLAR Uzamsal ve sözel hafıza değerlerine iliĢkin bireysel veriler ve grup ortalamaları ± SS sırasıyla Tablo I ve III‘de gösterilmektedir. Uzamsal ve sözel hafıza değerlerine iliĢkin hesaplamalar ve ‗t‘ değerleri sırasıyla Tablo II ve IV‘de gösterilmektedir. Uzamsal ve sözel hafıza değerlerine iliĢkin grafik ifadeler ġekil 1‘den 4‘e kadar gösterilmektedir. Sözel hafıza değerleri. Her dört grup (sav, cav, nds, baw) için sözel hafıza değerlerinde artıĢ görülmüĢtür. Manidarlık düzeyleri ve oransal değiĢimler Ģu Ģekildedir: [1] sav, t=2.04, t(1) .05, =1.706, p<.05 (tek kuyruklu); %21 oranında değiĢim. [2] cav, t=2.73, t(2) .50, =2.056, p<.05; %25 oranında değiĢim. [3] nds, t=3.16, t(2) .005, =2.056, p<.005; %31 oranında değiĢim. [4] baw, t=2.56, t(2) .50, =2.056, p<.05; %29 oranında değiĢim. Uzamsal hafıza değerleri. Her dört grup (sav, cav, nds, baw) için sözel hafıza değerlerinde artıĢ görülmüĢtür. Manidarlık düzeyleri ve oransal değiĢimler Ģu Ģekildedir: [1] sav, t=7.19, t(2) .001, =3.707, p<.001; %90 oranında değiĢim. [2] cav, t=9.23, t(2) .001, =3.707, p<.001; %86 oranında değiĢim. [3] nds, t=5.71, t(2) .001 yukarıdaki gibi p<.001; %79 oranında değiĢim. [4] baw, t=6.75, t(2) .001 yukarıdaki gibi, p<.001; %81 oranında değiĢim.
69
UZAMSAL HAFIZA TESTĠ DEĞERLERĠ ġekil 1 8,0 7,0 6,0 5,0 4,0 3,0 2,0 1,0 0,0 SAV
CAV BaĢlangıç değeri
NDS
BAW
Sonuç Değeri
UZAMSAL HAFIZA DEĞERLERĠ ġekil 2 (4 grup için oransal değiĢimler)
BAW 24,5%
NDS 24,3%
SAV 25,9%
CAV 25,3%
70
SÖZEL HAFIZA TESTĠ DEĞERLERĠ ġekil 3 6,0 5,0 4,0 3,0 2,0 1,0 0,0 SAV
CAV BaĢlangıç değeri
NDS
BAW
Sonuç Değeri
SÖZEL HAFIZA DEĞERLERĠ ġekil 4 (4 grup için oransal değiĢimler)
BAW 25,6%
NDS 25,9%
SAV 23,9%
CAV 24,7%
71
TABLO I – UZAMSAL HAFIZA SAV
CAV
BaĢlangıç Sonuç 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27
B
NDS S
B
BAW S
B
S
5 3 5 5 2 1 3 4 3 7 3 3 0 2 4 4 3 1 5 1 3 3 6 3 1 1 4
6 5 7 8 4 2 6 8 7 8 5 6 9 6 7 7 6 4 9 5 7 6 7 7 7 8 7
2 5 4 2 4 4 3 6 1 2 4 1 5 5 3 6 4 4 0 5 7 8 7 7 7 8 7
6 7 4 10 6 7 7 9 6 4 7 3 8 6 6 9 8 8 4 5 1 5 1 4 4 3 0
3 0 3 0 4 6 3 2 2 5 1 3 0 5 3 5 3 0 3 6 5 6 6 2 3 4 5
5 7 8 5 4 7 5 8 6 6 8 5 5 4 6 4 6 3 6 5 6 7 6 6 8 6 6
3 1 2 3 4 4 2 1 3 0 4 4 1 2 2 4 1 5 4 5 1 4 5 6 4 5 6
7 5 3 4 4 7 5 2 7 7 7 7 4 4 4 7 7 5 9 9 4 7 9 5 5 6 5
3.1 1.7
5.9 2.0
4.5 2.2
5.5 2.5
3.3 1.9
5.9 1.3
3.1 1.6
5.6 1.8
72
TABLO II – UZAMSAL HAFIZA SAV
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27
CAV
NDS
BAW
B
S
ED
ED2
B
S
ED
ED2
B
S
ED
ED2
B
S
ED
5 3 5 5 2 1 3 4 3 7 3 3 0 2 4 4 3 1 5 1 3 3 6 3 1 1 4
6 5 7 8 4 2 6 8 7 8 5 6 9 6 7 7 6 4 9 5 7 6 7 7 7 8 7
1 2 2 3 2 1 3 4 4 1 2 3 9 4 3 3 3 3 4 4 4 -1 0 4 6 0 1
1 4 4 9 4 1 9 16 16 1 4 9 81 16 9 9 9 9 16 16 16 1 0 16 36 0 1
2 5 4 2 4 4 3 6 1 2 4 1 5 5 3 6 4 4 0 0 6 3 6 3 3 5 7
6 7 4 10 6 7 7 9 6 4 7 3 8 6 6 9 8 8 4 5 7 8 7 7 7 8 7
4 2 0 8 2 3 4 3 5 2 3 2 3 1 3 3 4 4 4 5 1 5 1 4 4 3 0
16 4 0 64 4 9 16 9 25 4 9 4 9 1 9 9 16 16 16 25 1 25 1 16 16 9 0
3 0 3 0 4 6 3 2 2 5 1 3 0 5 3 5 3 0 3 6 5 6 6 2 3 4 5
5 7 8 5 4 7 5 8 6 6 8 5 5 4 6 4 6 3 6 5 6 7 6 6 8 6 6
2 7 5 5 0 1 2 6 4 1 7 2 5 -1 3 -1 3 3 3 -1 1 1 0 4 5 2 1
4 49 25 25 0 1 4 36 16 1 49 4 25 1 9 1 9 9 9 1 1 1 0 16 25 4 1
3 1 2 3 4 4 2 1 3 0 4 4 1 2 2 4 1 5 4 5 1 4 5 6 4 5 6
7 5 3 4 4 7 5 2 7 7 7 7 4 4 4 7 7 5 9 9 4 7 9 5 5 6 5
4 4 1 1 0 3 3 1 4 7 3 1 3 2 2 1 6 0 5 4 3 3 4 -1 1 1 1
75
313 t=7.19
3.6 1.8
6.7 1.6
83 333 t=9.23
3.3 1.9
5.9 1.3
70
326 t=5.71
3.1 5.6 1.6 1.8
3.1 5.9 1.7 2.0
ED2 16 16 1 1 0 9 9 1 16 49 9 1 9 4 4 1 36 0 25 16 9 9 16 1 1 1 1
67 261 t=6.7 5
73
TABLO III – SÖZEL HAFIZA SAV
CAV
BaĢlangıç Sonuç 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28
4 4 6 7 4 1 5 1 4 5 4 2 10 3 6 4 6 3 2 5 4 1 5 1 0 1 4 5 3.8 2.2
4 2 8 5 4 2 3 6 4 6 2 4 10 4 5 6 4 5 7 5 6 1 8 4 4 1 5 4 4.6 2.1
NDS
BAW
B
S
B
S
B
S
6 4 7 2 4 6 5 5 1 6 1 3 4 3 2 4 4 4 0 3 4 4 8 5 3 7 2 4 4.0 1.9
6 8 5 5 5 5 7 6 3 4 3 5 3 5 4 5 5 6 3 5 4 7 3 7 4 8 1 7 5.0 1.7
2 1 6 3 4 5 1 6 2 2 4 3 1 0 1 0 1 1 5 8 4 3 5 1 2 5 2 3 2.9 2.0
4 2 4 5 6 2 0 6 4 4 5 6 1 0 3 0 3 5 7 8 6 4 4 2 2 6 2 6 3.8 2.2
7 5 0 4 3 7 5 4 4 3 5 5 4 1 0 4 0 2 5 3 1 3 6 1 6 3 0 3 3.4 2.1
7 3 2 5 5 6 2 4 6 4 5 7 4 4 6 5 6 3 7 5 0 4 5 4 6 1 2 4 4.4 1.8
74
TABLO IV – SÖZEL HAFIZA SAV
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28
CAV
NDS
BAW
B
S
ED
ED2
B
S
ED
ED2
B
S
4 4 6 7 4 1 5 1 4 5 4 2 10 3 6 4 6 3 2 5 4 1 5 1 0 1 4 5
4 2 8 5 4 2 3 6 4 6 2 4 10 4 5 6 4 5 7 5 6 1 8 4 4 1 5 4
0 2 -2 2 0 -1 2 -5 0 -1 2 -2 0 -1 1 -2 2 -2 -5 0 -2 0 -3 -3 -4 0 1 1 -22
0 4 4 4 0 1 4 25 0 1 4 4 0 1 1 4 4 4 25 0 4 0 9 9 16 0 1 1 130 t=2.04
6 4 7 2 4 6 5 5 1 6 1 3 4 3 2 4 4 4 0 3 4 4 8 5 3 7 2 4 4.0 1.9
6 8 5 5 5 5 7 6 3 4 3 5 3 5 4 5 5 6 3 5 4 7 3 7 4 8 1 7 5.0 1.7
0 -4 2 -3 -1 1 -2 -1 -2 -2 -2 -2 1 -2 -2 -1 -1 -2 -3 -2 0 -3 5 -2 -1 -1 1 -3 -28
0 16 4 9 1 1 4 1 4 4 4 4 1 4 4 1 1 4 9 4 0 9 24 4 1 1 1 9 130 t=2.73
2 1 6 3 4 5 1 6 2 2 4 3 1 0 1 0 1 1 5 8 4 3 5 1 2 5 2 3 2.9 2.0
4 2 4 5 6 2 0 6 4 4 5 6 1 0 3 0 3 5 7 8 6 4 4 2 2 6 2 6 3.8 2.2
4.3.4
ED -2 -1 2 -2 -2 3 1 0 -2 -2 -1 -3 0 0 -2 0 -2 -4 -2 0 -2 -1 1 -1 0 -1 0 -3 -26
ED2
B
S
ED
ED2
4 1 4 4 4 9 1 0 4 4 1 9 0 0 4 0 4 16 4 0 4 1 1 1 0 1 0 9 90 t=3.16
7 5 0 4 3 7 5 4 4 3 5 5 4 1 0 4 0 2 5 3 1 3 6 1 6 3 0 3 3.4 2.1
7 3 2 5 5 6 2 4 6 4 5 7 4 4 6 5 6 3 7 5 0 4 5 4 6 1 2 4 4.4 1.8
0 0 2 4 -2 4 -1 1 -2 4 1 1 3 9 0 0 -2 4 -1 1 0 0 -2 4 0 0 -3 9 -6 36 -1 1 -6 36 -1 1 -2 4 -2 4 1 1 -1 1 1 1 -3 9 0 0 -2 4 -2 4 -1 1 -28 144 t=2.56
TARTIġMA Bu çalıĢma sonucunda her dört grubun da (sav, cav, nds, baw) uzamsal ve sözel hafızasında geliĢme kaydedilmiĢtir. Tüm grupların uzamsal hafızada gösterdiği geliĢme, sözel hafızadan daha fazla olmuĢtur. Açık bir laterizasyon etkisi görülmemiĢtir. Yine de sözel bakımdan (sol beyin) sol burun deliğinden nefes alıp vermenin yarattığı sonuçlar sağ burun deliğine kıyasla daha etkili olmuĢtur. Bu çalıĢmanın sonucunda belirli bir burun deliğinden nefes alıp vermenin beynin aynı taraftaki yarımküresinin iĢleyiĢine etki ettiği gözlenmiĢtir.
75
Diğer çalıĢmaların ıĢığında (yoganın yaratıcılığı arttırması gibi) bu araĢtırmanın sonucunda her dört grubun da sağ beyin (yaratıcı) fonkisyonları geliĢmiĢtir. Belirli bir burun deliğinden nefes alıp vermenin serebral yarımküre üzerinde bariz bir etkisi olduğu görülmemiĢtir. Ancak oldukça bariz bir ĠPSĠLATERAL etki (aynı tarafta oluĢan etki) izlenmiĢtir; örneğin sol burun deliğinden nefes alıp vermek sol beyinin iĢleyiĢini etkilemiĢtir. Bu önceki çalıĢmaların bulgularına aykırıdır. Bu ilginç bulguların ileride yapılacak baĢka çalıĢmalar ve kontrollü deneylerle ispatlanması gerekir. 4.3.5
KAYNAKÇA Keuning, J. (1968). On the nasal cycle. J Int Rhinol, 6, 99 – 136. Klein, R., Pilon, D., Prosser, S., & Shannahoff – Khalsa, D. (1986). Nasal airflow asymmetries and human performance. Biol Psychol, 23, 127 – 137. Zar, J.H. (1984). Biostatistical analysis. Second edition. Prentice – Hall, New Jersey.
4.4 YOGAYA BAĞLI OLARAK WECHSLER HAFIZA TESTĠ SONUÇLARINDAKĠ DEĞĠġĠM
4.4.1
GĠRĠġ
Meditason yapmanın lise öğrencileri üzerinde akademik performansı arttırıcı ve psikolojik sağlık üzerinde olumlu etkisinin olduğu ispatlanmıĢtır (Kory ve Hufnagel, 1974). Not ortalamaları, devamsızlık, geç kalma ve önemli disiplin suçlarının hepsinde aĢama kaydedilmiĢtir. KarmaĢık konuların öğrenilmesinde, kaygı azaldığı zaman performansın arttığı bilinmektedir (Saltz, 1970). Alıntıladığımız bu çalıĢmada kaydedilen aĢamaya meditasyon yapmanın endiĢe azaltıcı etkisinin sebep olduğu düĢünülmektedir.
76
Bu çalıĢma standart bir ölçek olan Wechsler Hafıza Ölçeğini kullanarak on günlük bir yoga çalıĢmasının hafıza üzerindeki etkisini test etmektedir. 4.4.2
MATERYAL VE YÖNTEM A. Denekler. YaĢları 11 ila 14 arasında 108 çocuktan oluĢmaktadır. 10 günlük kiĢisel geliĢim ve yoga yaz kampına katılmıĢlardır. Tüm çocuklara çalıĢma ile ilgili açıklama yapılmıĢtır. Çocuklar Nisan ayı süresince ardıĢık üç kamp devresine (kur I, II, III) iĢtirak edenler arasından seçilmiĢtir. Her bir kurda sırasıyla, I-33, II-30, III-35 çocuk seçilmiĢtir. B. Değerlendirme. Tüm çocuklar 10 günlük sürecin baĢında ve sonunda birer kez, Wechsler Hafıza ölçeği standartlarında aĢağıdaki yedi kısım üzerinden değerlendirilmiĢtir: 1-KiĢisel ve güncel bilgi (6 puan) 2-Oryantasyon (5 puan) 3-Zihin Kontrolü (8 puan) 4-Hikayenin detaylarını toplamak (23 puan) 5-Sayı dizileri, ileri ve geriye doğru (15 puan) 6-Görsel reprodüksiyon (11 puan) 7-Birlikte/iĢbirlikli öğrenme (15 puan) ġu iki husus önemlidir
-
Kısım 1: KiĢisel ve güncel bilgi, örneğin Hindistan‘ın BaĢbakanı kimdir? Gibi sorular hafızayı ölçmeyi değil genel farkındalık ve bilgi düzeyini ölçmeyi hedeflediğinden tekrar edilmemiĢtir.
C. Yoga uygulamaları Tüm çocuklara çok boyutlu yoga uygulamaları yaptırılmıĢtır: bunların içeriği asana, pranayama, kriya, meditasyon, ve hafızayı uyarıcı dini ve kahramalık Ģarkıları, yaratıcılık çalıĢmaları, ilham verici hikayeler.
77
D. Veri analizi Hem tüm katılımcılardan (n=118) hem de ayrı ayrı üç devredeki katılımcılardan elde edilen veri eĢlenik veri içi t testi kullanılarak analiz edilmiĢtir.
4.4.3
SONUÇLAR 10 günlük kampın sonunda Wechsler Hafıza ölçeğinin altı bölümü (2‘den 7‘ye kadar) uyarınca her üç devredeki (I, II, III; sırasıyla n= 33, 30, 35) hafıza değerlerinde istatistiki olarak manidar artıĢ görülmüĢtür. Yüzdelik artıĢ değerleri (tablo 1) hesaplandığında farklı devredeki –I, II, IIIdeneklerin gösterdiği geliĢme arasında bariz farklılıklar saptanmıĢtır. Bu farklılıklar devrelere göre aĢağıdaki gibidir:
-
Devre I (n=33) 4. bölümde en fazla geliĢmeyi (%436), ardından sırasıyla 6. bölümde fazla geliĢme (%336) göstermiĢtir, en az geliĢme (%9) 5. bölümde kaydedilmiĢtir. Bkz ġekil 1.
-
Devre II (n=30) 6. bölümde en fazla geliĢmeyi (%473), ardından sırasıyla 4. bölümde fazla geliĢme (%236) göstermiĢtir, en az geliĢme (%0) 7. bölümde kaydedilmiĢtir. Bkz ġekil 2.
-
Devre III (n=35) 6. bölümde en fazla geliĢmeyi (%365), ardından sırasıyla 4. bölümde fazla geliĢme (%290) göstermiĢtir, en az geliĢme (%17) 3. bölümde kaydedilmiĢtir. Bkz ġekil 3.
78
16,0 14,0 12,0 10,0 8,0 6,0 4,0 2,0 0,0
Wechsler Hafıza ölçeği Değerleri (Periyot 1, 33 Çocuk) P<.05
P<.05 P<.05
P<.05
P<.05 P<.05
Test 2
Test 3
Test 4
BaĢlangıç değeri
Test 5
Test 6
Test 7
Sonuç Değeri
ġekil 1
Wechsler Hafıza ölçeği Değerleri (Periyot 2, 30 Çocuk) 16,0 14,0 12,0 10,0 8,0 6,0 4,0 2,0 0,0
P<.05
P<.05 P<.05 P<.05
P<.05 P<.05
Test 2
Test 3
Test 4
BaĢlangıç değeri
Test 5
Test 6
Test 7
Sonuç Değeri
ġekil 2
79
Wechsler Hafıza ölçeği Değerleri (Periyot 3, 35 Çocuk) 16,0 14,0 12,0 10,0 8,0 6,0 4,0 2,0 0,0
P<.05 P<.05
P<.05 P<.05
P<.05 P<.05
Test 2
Test 3
Test 4
Test 5
BaĢlangıç değeri
Test 6
Test 7
Sonuç Değeri
ġekil 3
Tablo 1
DEVRE I
DEVRE II
DEVRE III
4.4.4
TEST 2
TEST 3
TEST 4
TEST 5
TEST 6
TEST 7
BAġLANGIÇ
3.85
5.9
3.1
11.4
3.6
10.1
SONUÇ
4.4
6.9
13.5
12.4
12.1
10.1
DEĞĠġĠM %si
115.8
116.9
435.5
108.8
336.1
100.0
BAġLANGIÇ
3.2
4.2
5.8
6.4
2.2
8.9
SONUÇ
4.7
7.2
13.7
13.6
10.4
14.1
DEĞĠġĠM %si
146.9
171.4
236.2
212.5
472.7
158.4
BAġLANGIÇ
2.9
5.9
4.5
8.5
2.6
8.9
SONUÇ
4.8
6.9
13.4
10.6
9.5
14.0
DEĞĠġĠM %si
165.5
116.9
297.8
124.7
365.4
157.3
TARTIġMA Bu çalıĢma görsel reprodüksiyondan (sağ beyin iĢlevi) sayı dizilerine (sol beyin iĢlevi) değin farklı hafıza alanlarının on günlük yoga çalıĢması sonucunda belirgin derecede arttığını göstermektedir. Her üç devre de (I, II, III) Wechsler Hafıza ölçeğinin 4. bölümünde oldukça belirgin bir artıĢ göstermiĢlerdir. Ölçeğin bu bölümü bir hikayenin detaylarını
80
toplamak ile ilgilidir. Böyle bir hatırlama sürecinin içinde özgün ve ilgisiz parçaların hafızaya iĢlenmesine yardımcı eden bir bilinçaltı iĢlemi olarak görsel imgelem yapmak vardır. Bu Ģekilde bağlantısız veya parçalanmıĢ kelimeler ve tamlamalar yerine hikaye bütünüyle hatırlanır. Hem kelime idrak etme ve iĢleme (sol beyin iĢlevi) hem de görsel imgelem yapılır (sağ beyin iĢlevi) (Gazzaniga, 1970). Buna bağlı olarak yoga yapmanın elimizdeki öğrenci örneklemi üzerinde hem sol hem de sağ beyin aktivitelerini belirli bir ölçüye kadar geliĢtirme etkisi olmuĢtur. Bu durum yaratıcılığın arttırılması için meditasyon yapmanın sağ beyin aktiviteleri üzerindeki geliĢtirici etkisi ile ilgili bulgular sağlayan önceki sonuçların zıttıdır (MacCallum, 1974). Üç devre arasında tespit edilen değiĢikliklerin bireysel farklılıklardan kaynaklandığı düĢünülmektedir, ancak her üç devre de en az geliĢimi 5. ve 7. bölümlerde göstermiĢtir. Bu iki bölüm sayı dizileri, oryantasyon vebuna bağlı sözel öğrenmeyi içerir. Bunların hepsi sol beynin iĢlevleridir. Sonuç olarak Yoga yapmanın hafıza geliĢimi açısından testin 6 bölümünün her biri üzerinde olumlu etkisi olduğunu, ancak en fazla artıĢ sağ beyinle ilgili konularda kaydedilirken, sol beyin ile ilgili konularda en az artıĢ görüldüğünü söyleyebiliriz. 4.4.5
KAYNAKÇA
1. Kory, R. Ve Hunfnagel,P. (1974) The effect of science of creative intelligence course on high school students: a preliminary report. Scientific Research on Trancendental Meditation Program, Vol I, Editörler D.W.Orme-Johnson & J.T.Farrow, s400-402. Maharishi ERU Press, Germany 2. Saltz, E. (1970). Manifest anxiety: Have we missed the data? Psychological Review, 77, 568-573 3. Gazzaniga, M. (1970). Thr bisected brain Appletan Century Cross, New York. 4. Mas Callum, M.J. (1974). The Transcendental Mediatation Program and creatvity. In Scientific Research on Transcendental Mediatation Program, Vol I, Editörler D.W. Orme-Johnson & J.T. Farrow, s410-414. Maharishi ERU Press, Germany.
81
5.0 ÖZET VE SONUÇLAR 1. Günümüz sinirbilimi açısından hafıza belirli sinir hücreleri boyunca ilerleyen elektrik itkilerinin yarattığı desende gerçekleĢen modifikasyonlar , sinir hücrelerinin dendrid bölgelerinde meydana gelen yapısal değiĢimler ve nöronlarda meydana gelen biyokimyasal değiĢimler olarak tanımlanmaktadır. 2. Yoga ve Upanisadlara göre tam bir hafıza anlayıĢı insaoğlunun tüm varoluĢunu içine alan bir metadır. Bu bütüncül bir hafıza yaklaĢımıdır ve hafızayı annamayakosa, Pranamaya Kosa, Manomaya Kosa, Vijnanamaya Kosa ve Anandamaya Kosa düzeylerinde inceler. Hafıza kavramını zihnin bir yüzü (smrti) olarak ele alır. Hatıralar algı ve deneyimlerin bir ürünü olaral tanımlanır.
3. Günümüzde kullanılan modern ezberleme (hafızaya alma) tekniklerinden bahsedilmiĢtir. Bunlar mantıksal yöntem (benzerlikleri esas alarak iliĢki kurma gibi); ezberlenecek malzemenin manasını anlamak; fazla öğrenmek (zihnimize kazıyacak kadar çok kez tekrar etmek); boĢluklu ve boĢluksuz öğrenme; ve mnemonik /hatırlatıcılardır (en bilinen örneği sert ünsüzler için kullanılan FıSTıKÇı ġaHaP). 4. Aktif oldukları varoluĢ düzeyine göre hangi yoga uygulamalarının hafızayı güçlendirdiğine değinilmiĢtir. Fiziksel düzeyde (annamayakosa) faydalı olan pek çok aktivite ve oyun vardır. Yukarıda 3‘te bahsedilen tüm teknikler bu kategoriye girerler. Pranik düzeyde veya sübtil enerji düzeyinde prananın uyumla akmasını sağlayan ve böylelikle tüm tıkanıklıkları ve dengesizlikleri yok eden uygulamalar bulunur. Bunların arasında pek çok önemli pranayama (nefes kontrolü) vardır. Mental düzeyde (manomayakosa) iki durum söz konusudur: (a) zihin düzeyinde tek bir düĢünce üzerine odaklanarak düĢünceler kanalize edilmeli, konsantrasyon (dhyana) sağlanmalı böylelikle geniĢleyerek (dhanara) mutlak bir süperbilinç ve aĢkınlık düzeyine ulaĢılmalı. (b) ikinci ve çok önemli olan diğer bir durum duygu düzeyinde gerçekleĢir. Ġbadet etme gibi pek çok uygulama sert ve olumsuz duyguların bıraktığı hafıza izlerini siler. Bu istenmeyen izlerin yerine yumuĢak ve narin duygular ekilir. Daha sübtil bir düzeyde – zeka düzeyinde (vijnanamayakosa) yapılan çalıĢmalar kiĢinin idrak etme kapasitesini arttırır. Sorgulama ve anlamlandırma sonucu tüm hareketlerin Yaratım kanunlarına bağlı iĢlediği bir hale ulaĢılır. En son düzey en sübtil olandır. Saf mutluluk, bahtiyarlık halidir (anandamayakosa). Zihnin geniĢleme ve mutlak sessizliği deneyimleme kabiliyetini arttıran, ve bunların sonucunda kiĢinin
82
mental durumunun bu sessiz, mutlu ve bahtiyar farkındalık halinin sürekli ―hatırlandığı‖ ve deneyimlendiği bir hal almasını sağlayan tekniklerdir. 5. Yoganın hafıza üzerindeki etkisini araĢtırma çalıĢmaları detaylıdır. Bu çalıĢmaların sonucunda pek çok ilginç bulgu elde edilmiĢtir. Okula giden çocuklar için on günlük yoga uygulamaları içeren program hafızalarını geliĢtirme açısından yeterli olduğu görülmüĢtür. Genel anlamda yoga yapmak çoğunlukla sağ beyin faaliyetlerini (yaratıcı, sezgisel) sol beyine (mantıklı, analitik) nazaran daha fazla geliĢtirir. Yine de sol beyin faaliyetlerinde de geliĢme kaydedilir. Bir diğer ĢaĢırtıcı sonuç da Ģudur: Nefes alıp vermek için kullandığımız burun deliğinin hafıza üzerinde bir etkisi olabilir mi? Sonuçlar bunun böyle olabileceğini, hatta böyle olduğunu göstermektedir. Örneğin sağ burun deliğinden nefes alıp vermek aynı taraftaki beyin yarımküresinin (sağ) iĢleyiĢini olumlu etkileyerek Ģekilleri, resimleri ve güzergâhları hatırlamamıza yardımcı olur. Yine de nefes alıp verilen burun deliğinin zıt yarımküre üzerinde de etkileri olduğu bilindiğinden bu konu üzerine daha fazla araĢtırma yapılması gerekmektedir.
83
YOGA NEDĠR? Dr. M Lakshmi Kumari YOGA
tıpkı diğer bir Hindu terimi olan dharma gibi oldukça kapsamlı bir terimdir ve anlamı, kapsamı ve amacı ona yönelen/uygulayan kiĢinin anlayıĢ ve kavrayıĢ düzeyine ve ihtiyaçlarına göre çeĢitlilik gösterir.
YOGA
uygulamalarına pek çok kiĢi bedensel düzeyde asanaları ve duruĢları yaparak baĢlar ve bu sayede bedenin sağlığı, güzelliği ve canlılığı artar ve korunur. Bu aslında yoganın yalnızca küçük bir bölümüdür.
YOGA
tam ve doğru olarak anlaĢıldığında, sonlu mikrokozmik bireysel varlığımızı yeniden Sonsuz, Mutlak, Saf, Makrokozmik Bilinç ile birleĢtirerek, bizi önce Ġnsan ardından sırayla Üstün insan, Tanrısal insan ve sonuç olarak tamamen Tanrısallık seviyesine ulaĢtırır. Bu ikisinin arasında insanın kendisini daha asil ve tam hissedeceği bir Ģeye dönüĢtürmesine yönelik tüm niyet ve çabalarını içeren sonsuz olasılıklar vardır.
YOGA
kiĢinin kendisini dair –içindeki; bedenindeki, zihnindeki ve zeka düzeylerindeki her bir titreĢim ve nabıza dair derin bir farkındalık geliĢtirmesine yardımcı olan sıra dıĢı, ibret alınacak denli kendine özgü bir Hindu tekniğidir. Bu farkındalığın getirdiği erdemle, etkisi altında olduğu tüm içsel ve dıĢ güçler üzerinde çalıĢabilir.
YOGA
kiĢinin yaĢamındaki zıt akıĢları senkronize edebilmesine; onları birleĢtirmesine, düzgün yönsüz ve Evrenle mutlak bir hale getirmesine yardımcı olur.
YOGA
kozmosun müziğinin ahengini bulacak Ģekilde kiĢinin tellerinin akort etmesi ve uyumlanmasıdır.
YOGA
insan varlığının daha sübtil düzeylerinde iĢler ve böylelikle kiĢinin varlığındaki uyumsuz ve bozulmuĢ notalardan kurtulmasına; her Ģeye hakim olan, her Ģeyi bilen, her Ģeye gücü yeten, sonsuz, kozmik Gerçekle kiĢinin uyum içinde var olmasına yardımcı olur.
YOGA
Doğru ve tam olarak anlaĢıldığında insanın yaĢamını olması gerektiği gibi Gereçeği Deneyimlemeye dönüĢtürmesini sağlar.
84
IV- SONUÇ YaĢamda her Ģey bizim elimizdedir. Seçimlerimizle tüm hayatı yaratırız. Beyin bile yeniden yaratılabilirxvi bir fenomendir. Ve elbette hafıza performansını istediğimiz düzeye getirebiliriz. Çoğu hafıza problemi stres ve günlük yaĢamda biriken olumsuz duygulardan ve kaygılardan kaynaklanır. Bu tip hisler ürettikleri olumsuz düĢünce silsilesiyle hatırlama sürecini baltalar. Oysa biz düĢüncelerimizi de seçebiliriz. Olumsuz bir düĢünce kalıbını beyne yerleĢtirmemenin yolu onun üzerinde durmamaktır. Yoga düĢüncelerimiz arasında seçim yapabilmemizi sağlar. Bu çalıĢmada yoganın nasıl konsantre olma, dikkati yöneltme ve dikkat aralığımızı geniĢletmize yardımcı olduğu gördük. Beyin ve hafıza üzerindeki aĢağıda saydığımız olumlu etkilerini inceledik: Düzenli yapıldığında yoga zamanla otonom sinir sisiteminin iĢleyiĢ modelini değiĢtirebilir; beyindeki hormonlar, nörotransmiterler ve beynin fizyolojisi değiĢebilir ve daha sakin daha net bir zihne sahip olabiliriz. Yani zihin dikkati dağıtan Ģeylere ve olumsuz etkilere kapılmayacak kadar güçlenir. Sakin bir zihin odaklanabilen bir zihindir. Güçlü bir hafıza için en önemli iki koĢul odaklanmak ve konsantre olmaktır. Yoganın tüm uygulamaları odaklanma ve konsantrasyon becerilerimizi geliĢtirir. Yoga uygulamaları her iki beyin lobunun faaliyetlerinde de geliĢme baĢlatır. Ancak özellikle sağ lobun alanındaki uzamsal, görsel hafıza üzerinde etkisi dah fazladır. Sağ beyin fonksiyonlarına yönelik geliĢim sağlaması açısından yoga uygulamaları büyük önem taĢır. Hafıza yalnızca fiziksel beden düzeyinde iĢlemez. KiĢsel hafızamız dıĢında, esas idrak etmemiz gereken bir evrensel bilinç düzeyi vardır.
Science ve Journal of Neuroscience dergilerine göre egzersiz yaparak beyinde yeni hücre üretimi desteklenebilir ancak bu hücrelerin hayatta kalması için stres gibi etkenlerle baĢ etmek gerekmektedir. xvi
85
Yoga bir özgürleĢme yoludur ve bu yolda hedef kiĢinin kendi özünü gerçekleĢtirmesi ve evrensel bilice vakıf olmasıdır. Bunu baĢarmak için tüm sınırlandrımalardan özgürleĢmek gerekir. KiĢisel hafızayı geliĢtirmek için yapılan tüm yoga uygulamaları evrensel bilinç yolundaki bu sürece de katkı sağlar. Yogada kontrol etmektense izleme, sabretme gibi yetiler bilenir. Gözlemci konumunda sabırla bekleyen kiĢi hiçbir düĢüncenin esiri olmaz. ÖzgürleĢir. Yoga yapmanın fiziksel, fizyolojik, psikolojik, entelektüel ve ruhani etkileri bilinmektedir. Düzenli yapılan yoga uygulamaları tüm varoluĢdüzeylerinde idrak baĢlatır. Zihin-beden, zihin-ruh arasındaki ikilikler yok olur. Bütünlük sağlanır. Yoga hareket, meditasyon, rahatlama ve odaklanmayı birleĢtirici tavrı ile zihnimizi ağırlaĢtıran tüm etkenlerin panzehiri dir.
86
KAYNAKÇA 1- Prof. Dr. Umur Talaslı, ―algı‖ dersi notları, ODTÜ 1998. 2- Schacter, Daniel L. Belleğin İzinde: beyin, zihin ve geçmiş. Cogito,YKY, 2010.
3- Atkinson, R.L.; Atkinson, R.C; Smith, E.E.; Bem, D.J. & Hilgard, E.R. Introduction to Psychology, HBJ Publishing, 1990. 4- Dowdle, Hillary. Yoga offers tools to enhance memory and focus—and transform the way you think. http://www.yogajournal.com/health/2576
5- Iyengar, B.K.S. Tree of Yoga.
6- Goode, Alan. A study of consciousness. www.iyengar-yoga.com
7- Iyengar, B.K.S. Light on Yoga
8- http://www.healthandyoga.com/html/news/therapy/rtherapy61.asp 9- http://www.swamij.com/levelsdimensions.htm
10- C.G. JUNG. The Psychology of Kundalini Yoga, 1996.
87
EK – 1 HAFIZA ĠÇĠN FAYDALI YOGA UYGULAMALARI ÇalıĢmanın bütününün de ifade ettiğim gibi konsantre olma, odaklanmayı sağlayarak ve zihni sakinleĢtirme, zihindeki düĢünceleri sadeleĢtirme etkisi ile tüm yoga uygulamalarının hafıza üzerinde olumlu etkisi vardır. Bu çalıĢmada yer yer değindim üzere, tüm yoga uygulamalarının içeriği klasik yoganın sekiz koludur (Patanjalinin yoga sutraları). Bunlar: Kendimizle ve çevre ile kurduğumuz iliĢkileri düzenleyen kurallar (yama ve nyama kuralları), nefes kontrolü (pranayama), beden duruĢları (asana), meditasyon, konsantrasyon ve aĢma halleridir (dhyana, dhanara ve samadhi). Ayrıca kriya yoga – arınma tekniklerinin de hafıza üzerinde benzer etkileri olduğundan bahsedilmektedir. Yoga Nidra- derin uyku halinin de zihnin odaklanması ve olumsuz düĢünce izlerinden arınması yönünde büyük etkisi vardır. Yine om, mantra ve yantra meditasyonlarının, chant etmenin de odaklanma ve konsantrasyonu geliĢtirmesi açısından hafıza üzerinde olumlu etkileri mevcuttur. Burada farklı kaynaklardan derlediğim, hafıza üzerinde olumlu etkisi olan duruĢ, meditasyon ve nefes çalıĢmalarından bahsedeceğim. Konuyu dağıtmamak adına asana, meditasyon ve pranayamaların yalnızca isimlerinden bahsedip, asananın ölçü ve faydaları ile ilgili geniĢ bilgiyi okurun araĢtırmasına bırakacağım.
1- Kaynak: http://www.indiadivine.org/audarya/ayurveda-health-wellbeing/906957-yogamemory.html -
Om chanting
-
Vrksasana
-
Nataracasana
-
Pranayama: anuloma viloma
-
Acna çarka meditasyonu
88
VRKSASANA
NATARACASANA
2- Kaynak: http://www.yoganomy.com/yogaformemory.php
-
Ardha Sarvangasana
-
Bhujangasana
-
Surya Namazkara
-
Pranayama: anuloma viloma
-
Pranayama: kapalabathi
-
Pranayama: bhastrika
-
Pranayama: Bhramri pranayama
ARDHVA SARVANGASANA
BHUJANGASANA
SURYA NAMAZKARA
89
3- Kaynak: http://naveenyoga.com/Therapydisplay_MN.html
-
Sarvangasana
-
Matsyasana
-
Salamba sirsasana
-
Pranayama (hepsi)
MATSYASANA
SARVANGASANA
SALAMBA SIRSASANA
90
4- Kaynak: http://www.feedagg.com/feed/500648/ASANAS-OF-PRATAP
-
Adho mukha vrksasana
-
Omkarasana
OMKARASANA
ADHO MUKHA VRKSASANA
5- Kaynak: http://www.medindia.net/yoga-lifestyle/asana-siddhasana.htm
-
Siddhasana
SIDDHASANA
91
6- Kaynak: http://www.yoga-108.net/bikram_postures.htm
-
Ardha kurmasana
-
Dandayamana - Bibhaktapada paschimottanasana
ARDHA KURMASANA
BIBHAKTAPADA PASCHIMOTTANASANA
7- Kaynak: http://www.yoga4fitness.org/asana/tada-asana.html
-
Tadasana (tadasananın bir versiyonu: eleri kilitle. Kolları dik olarak baĢın üstüne doğru kaldırırken aynı anda topuklarını da yükselt ve parmaklarının ucuna kal. Bir süre burada kaldıktan sonra kollar ve topuklar senkronize biçimde orijinal poza geri dön)
92
I
II TADASANA
8- Kaynak: Dr. Nagendra, 1999. Yoga ve Hafıza
-
Tüm pranayama teknikleri: Chandra anuloma viloma – surya anuloma viloma – nadi suddi – nefes farkındalığı vb.
-
Tüm yoga asanaları
-
Tüm yoga kriyaları: tratak
-
Tüm meditasyonlar
9- http://www.lifepositive.com/Mind/Memory/Mindfulness.asp
-
Tüm yoga asanaları, özellikle baĢ duruĢları.
93
-
Mantralar: gayatri – medha mantra – saraswati mantra – brhaspati mantra – manjushri mantra Savasana Yoga nidra
10- http://www.yogajournal.com/health/2576 -
Kirtan kriya
-
Iyengar yoga
-
Ġlahi söylemek
94